kapak yedek (Page 3)

Transcription

kapak yedek (Page 3)
SER XWEBÛN
JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE
Sal: 26 / Hejmar: 302 / Sibat 2007
Ya özgür yaflfla
ayaca¤›z
ya da bu yaflam›
yaflanmam›fl sayaca¤›z
RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR
‹KT‹DAR NED‹R
‹ktidar devlet kurumunun icraya geçmifl halidir. Dönemsel devlettir. Devletin dönem s›n›f
ve tabakalar›yla, etnisite, din, kavim üst tabakalar›yla içinin doldurulmas›d›r. Kurumlar›na
yeni s›n›f, etnisite, hanedan, mezhep, ulus gibi
kategorilerden örgütlü gruplar›n hakim olmas›d›r. Bu kategorilerin iliflki, örgüt ve eylemlerinin tahakküm ve sömürücü güç olarak belirmesi devlet anlam›na gelir. Öyle devletçi ideolojilerin iddia etti¤i gibi devlet ne tanr›n›n kendisi ne de gölgesidir, ne kutsal ana ne kutsal babad›r, ne tanr› kral, ne de akl›n en yüce somutlu¤udur. Art›de¤er ve ürünler baflta olmak üzere, toplumlar›n bin bir emekle biriktirdiklerine
zorba ve yalanc› baz› gruplar›n tarihin ilk hiyerarflik ve s›n›fl› toplumundan beri el koyma faaliyetleridir. Bu faaliyetlerin gerçekleflti¤i kurum ve kurallard›r. ‹ktidar iflte bu kurum ve
kurallar› istedikleri gibi dolduran, iflleten gruplar›n eylemi olarak ifllev kazanmakt›r.
Toplumlar bölümünde uzunca tan›mlad›¤›m›z için k›sa kesmeye çal›flt›¤›m›z iktidar tan›m›, öz olarak o kadar çekici olmas›n› toplumsal de¤erler birikimine en çok sahip olma avantaj›n› vermesine
borçludur. ‹ktidar olmak birikmifl zenginliklere, onlar› daha da art›rman›n kurum ve kurallar›na, gücüne ve yöntemlerine sahip olmay› ifade ediyor. Süslü laflarla onunla özgürlük, eflitlik, kalk›nma getirece¤im demek, bilerek veya bilmeyerek kendisini, çevresini ve dayand›¤› toplumu aldatmak ve oyalamak demektir. ‹ktidarlarla ne devrim yap›l›r, ne de¤iflim sa¤lan›r. ‹ktidarla de¤er gasp
edilir, bölüflülür. Ayr›ca iktidar de¤er üretmenin yeri de¤il tüketmenin yeridir. ‹ster vergi biçiminde ister zorla, toplumdan al›p
mensuplar› aras›nda da¤›t›r. Yat›r›m ve üretime geçmesi de, yani
devlet ekonomisi de talan›n, de¤er elde etmenin de¤iflik bir yolu olmas›ndan öteye fazla bir anlam tafl›maz. Denilebilir ki, Lenin gibi
bir emekçi s›n›f politikac›s› neden bu gerçe¤i göremedi? Kapsaml›
izahlar gerekir. Ama çok k›saca belirtelim ki, bütün sosyalizmin
yüz elli y›ll›k tarihi iktidara gelme paradigmas› üzerine kurulmufltu. Lenin’in yapt›¤› en kestirmeden bu paradigmay› uygulamaya
geçirmek, onun yol ve yöntemlerini do¤ru kestirmekti. Her ne kadar “sosyalizme en geliflmifl demokrasiden gidilir” demiflse de, kendi ve partisi en k›sa proletarya diktatörlü¤ü yoluyla sosyalizme gitmeyi temel bir taktik hat olarak görmüfllerdi. Emperyalizm koflullar›nda parti iktidar olmadan ayakta durulamayaca¤›n› bir temel
anlay›fl olarak bellemifllerdi. Fakat tarih bu görüflün do¤ru olmad›¤›n› aradan yetmifl y›l geçse de en sonunda göstermifltir.
Bu gerçeklik leninizmin, marksizmin her fleyiyle yanl›fl oldu¤unu
göstermez. Sadece parti iktidar tezlerinin yanl›fll›¤›n›, sosyalizme götüremeyece¤ini kan›tlar. Marks’›n, Engels’in konumu flüphesiz teorisyenlikle s›n›rl› oldu¤u için devlet ve iktidar için konumlar› tam
kestirilemez. Ama devleti k›sa süreli bir tahakküm arac› olarak burjuvaziye karfl› kullanmak gere¤inden bahsetmifllerdir. Devletçi olmayan anarflistler de vard›r. Birçok ütopyac› da vard›r. Devletçi olmayan demokrasiler de birçok alanda ve dönemde uygulanm›flt›r.
Birçok sosyalist devleti elefltirmifl,
h›zla sönmesi gere¤inden bahsetmifltir. Sovyet Rusya bunun da tarihi örnekleriyle doludur. Sonuç
olarak devlet ve devlet iktidar›n›
kurtulufl, özgürlük ve eflitlik için
hedeflemek, kullanmak amaca
ulaflt›rm›yor, uzaklaflt›r›yor. Gerçekten bu amaçlara ba¤l›l›k ve baflar›lar› isteniyorsa, temel mücadele arac› olan parti ve koalisyonlar›
için baflka siyasi modeller tasarlamak, teorik ve paradigmatik görüfl
haline getirmek vazgeçilmez tarihi
bir öneme haizdir. Yeni partiler
ancak bu sorunun cevaplar› do¤ru
verildi¤inde anlam tafl›yabilir.
‹ktidarla ba¤lant›l› sorulmas›
gereken soru fludur: ‹ktidar gücünü nereden al›r; bu kadar nimete konma, de¤erlere hükmetme nas›l gerçekleflmektedir? Bu
sorular bizi iktidar›n kayna¤›n›n güç oldu¤u, gücün de savaflta
belirlendi¤i hususuna götürür. Devletin, dolay›s›yla iktidar›n
kayna¤›nda toplumsal akl›n de¤il gücün, savafl›n yatt›¤›n› iyi
görmek gerekir; devlet de¤il gücün, savafl›n yatt›¤›n› iyi görmek
gerekir. Devlet ve iktidar toplumsal sorunlar›n çözüm araçlar›
olarak oluflmazlar. Sorun çözme kayna¤› olarak kamusall›kla,
tahakküm ve istismar gücü olarak devlet ve iktidar›n› ay›rt etmeden her tür kar›fl›kl›¤a düfleriz. Günümüzde iktidar›n kar›flmad›¤› hiçbir toplumsal etkinlik yok gibidir. Aileye dek devlet
s›zm›flt›r. Küresel kapitalizmin geldi¤i aflama, devleti hem en
yo¤un uygulanan hem en gereksiz duruma düflen araç konumuna düflürmüfltür. Devletin en gereksiz konuma düflmesi zay›flad›¤› anlam›na gelmez. Tersine diflini t›rna¤›na takarak ve
gerekti¤inde en tavizkar politikalar› kullanarak etkinli¤ini sürdürmeye çal›fl›r. Devlet iktidar›n›n bu durumu totalitarizm olarak adland›r›l›r. Belki eskisi gibi bir faflist totalitarizm veya reel sosyalist versiyonu afl›lm›flt›r. Fakat yine de devlet totaliterdir. Günümüzde totaliter olmayan devlet yoktur. Bu durum kapitalizmin gerekleri, içinden geçti¤i kriz ve alternatiflerinin devreye girifliyle ba¤lant›l›d›r.
Özcesi devletin kuruldu¤undan beri dayand›¤› güç, savafl olgusu halen devam etmektedir. Savafl iktidar›n temelidir. ‹ktidar olmak, savafl kültürüne dayanarak toplumu her düzeyde biçimlendirmek ve statükoda tutmak demektir. Bafll›ca belirleyen olarak
devlet iktidar› kendini yads›ma anlam›na gelebilecek özgürlük ve
eflitlik idealleriyle örtüflmez. Uygulamalar›yla o ideallere hizmet
etmez. Tersini yaparak ifllevini sürdürmek ister. Dolay›s›yla bu
arac› hedefleyen partilerin özgürlük ve eflitlik idealleri, iyi niyetli
de olsalar, devlete ulafl›ld›¤›nda ancak bofla ç›kar.
* Bu yazı Rêber Apo’nun
“Bir Halkı Savunmak” kitabından alınmıştır.
‹çindekiler
Kürt sorununun çözümü gelece¤e ertelenemez
Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak, Kürt halk›n›n
özgür var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da yeni bir inkar
sistemi kurularak, Kürt soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu
nedenle Kürt sorununun çözümünü ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören yaklafl›mlar son derece tehlikelidir... (11’de)
Viyanlaflflm
mak Apocu fedai ruhla görevlere sahip ç›kmakt›r
Fedailik, inanc› için kendini feda edebilme gücüdür. Bu ruh
tarihi süreç içindeki hiçbir s›radan harekette ortaya ç›kmam›flt›r. Tarihi birtemel üzerinde geliflmifl, büyük gerçeklerle
yola ç›kan hareketler içerisinde fedailik oluflur... (21’de)
Özgürlü¤ünüzü ve onurunuzu koruyun
Benim ve Kürt özgürlük hareketinin yirmi y›ll›k savunma
anlay›fl›m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n
kardeflli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi
özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk›
özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r... (31’de)
Yeterli yoldafll›k her türlü komplo
ve tasfiyecili¤in panzehiridir
“Uluslararas› komplo
gerçeklefltirenler siyasal olarak
Aposuz ve PKK’siz
bir Kürt siyaseti amaçl›yordu.
Bütün sald›r›lara ra¤men
bu hedefe ulafl›lmam›flt›r.
Özellikle 2005 ve 2006 y›l›nda
halk›m›z›n önderli¤e ve
PKK’ ye güçlü biçimde
sahiplenmesi, otuz y›ld›r APO’suz
ve PKK’siz çözüm dayatmalar›
dikkate al›nd›¤›nda, komplonun
tümden olmasa da belli düzeyde
bofla ç›kar›ld›¤›n› gösterir ”
15 fiubat uluslararas› komplonun
9. y›l de¤erlendirmesi 2’de
‹ktidar ve egemenli¤e karflfl›› kad›nca durufl
Tarihin en kadim sorununu aflmak hiç de kolay de¤ildir. Ne
kadar çeflitli ve yayg›n örgütlenmeler gelifltirilse, o kadar yeri
vard›r. Erkek iktidarlaflmas› nas›l ki bireyin duygusuna,
güdüsüne, düflüncesine kadar mikrolaflarak girebilmiflse,
bunu aflmak ve kad›n› yaflam›n her alan›nda varolan yerine
kavuflturmak isteyenler de mikro ve makro düzeylerde
mücadeleyi yürütmek durumundad›rlar... (42’de)
Dirilifl ya da Kurmanç edebiyat›na girifl -II2006 y›l› çok kapsaml› bir mücadele y›l› oldu. Serhildan,
meflru savunma savafl› y›l› oldu. Taktikler savafl›n›n yafland›¤›
bir y›l oldu. Sonuçta kaybeden inkar ve imha sistemi
olmufltur. Yenilen bu sistemin topyekün savafl konsepti
oldu... (47’de)
Yeni flflaafaklara do¤ru (an›)
Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi
mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k. Neye üstün gelmezdi ki,
nelere katlanmazd›k ki sevdam›z... (51’de)
fie
fi
ehit yaz›lar›
fiehit fiefik ÇEL‹K (fiemdin Amed), Veysel fiahin (Xelil
Xorto), Murat EKS‹N (Renas FARQ‹N) arkadafllar›n an›
yaz›lar›... (55’te)
SERXWEBÛN fiubat 2007
2
Yeterli yoldafll›k her türlü komplo
ve tasfiyecili¤in panzehiridir
“Uluslararas› komplo s›radan bir komplo de¤ildir. ‹nsanl›k tarihi boyunca görülen en kapsaml›,
sistemli, hesapl› ve fliddetli sald›r› niteli¤i tafl›yan bir komplodur. Bu yönüyle Önderli¤i esaret
alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisinde bir örgüt istemeyece¤i aç›kt›r. Önderli¤i esaret
alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisini yürütecek bir örgüte çeflitli yöntemlerle
bask› yapaca¤› ve komployu sonuca götürmek isteyece¤i anlafl›l›r bir durumdur”
Uluslararas› komploya yol açan temel etkenlerden biri, Önderli¤imizin
belirtti¤i yetersiz yoldafll›k olmufltur.
Tabii ki uluslararas›, bölgesel ve siyasal nedenleri de var. Bunlar da çeflitli
biçimlerde de¤erlendirilmifltir. Biz daha çok komplo sonras› örgütsel durumu ve bu temelde siyasal mücadelemizin geldi¤i düzeyi inceleyece¤imizden,
bugün aç›s›ndan ö¤retici olmas› için
Önderli¤imizin elefltirdi¤i yetersiz yoldafll›¤› ve kadro duruflunu de¤erlendirmekte fayda var.
Çetecilik ve memurculuk
kayna¤›n› iktidarc› devletçi
zihniyetten al›r
Önderli¤imiz çeflitli defalar devrimimizin imkanlar›n›n çok fazla artt›¤›n›,
mücadeleyi birkaç defa baflar›ya götürecek imkanlar›n ortaya ç›kt›¤›n›, ancak bunun kadro taraf›ndan de¤erlendirilmedi¤ini vurgulam›flt›r. Bu kadro
duruflunu da memurculuk ve çetecilik
biçiminde ifade etmifltir. Memurculuk
ve çetecilik de kayna¤›n› iktidarc› devletçi zihniyetten al›r. Her ikisinde de
güzel bir amaç ve hedef için fedakarca
çal›flmak ve kendini her yönüyle katmak de¤il de devrimin, halk›n mücadelesinin ortaya ç›kard›¤› imkanlar›
çeflitli biçimlerde ele geçirip kendisi
için kullanmak vard›r.
Çetecilik, k›sa sürede daha önce
görmedi¤i biçimde imkanlar elde edip,
kendine göre bir yaflamay› isteyen, hedefleyen bir durufl, ruh hali ve prati¤idir. Memurculuk da bir dava adam›,
özgürlük ve demokrasi savaflç›s› gibi
de¤il de ortaya ç›kan örgüt imkanlar›yla bir memur ve bürokrat gibi çal›flarak karfl›l›¤›nda bir fley al›p, yaflamay› ifade eder. Varolan de¤erleri daha da gelifltireyim, üzerine yenilerini
koyay›m, böylelikle halk›n özgürlük ve
demokrasi davas› ilerlesin yaklafl›m›
içinde olmaz. Yetki, mevki sahibi olarak de¤erler üzerinde yaflayay›m der.
Dolay›s›yla Önderli¤imizin elefltirdi¤i
kadro gerçe¤i buna dayanmaktad›r.
Yetersiz yoldafll›k da asl›nda bu çetecili¤i, memurculu¤u aflamayan, onlara
karfl› mücadele veremeyen, sorumluluklar›n›, görevlerini yerine getiremeyen arkadafll›¤a vurgu yapmaktad›r.
Önderli¤imiz yakalanmadan çok önceleri, “bu y›llar› ve imkanlar› her zaman bulmak mümkün de¤il, f›rsatlar
bu biçimde her zaman uygun olmayabilir, bu nedenle halk›n mücadelesinin
sundu¤u imkanlar› ve ortaya ç›kan f›rsatlar› iyi de¤erlendirmek gerekir” uyar›s›n› defalarca yapm›flt›r. “E¤er bunlar› ve zaman› iyi de¤erlendiremezseniz
s›k›nt›larla karfl›laflabilir, ciddi zorluklar yaflayabiliriz” diyerek, tüm kadrolar› ve örgütü, do¤ru çal›flmaya ve sonuç
al›c› olmaya yöneltmifltir.
Önderli¤imiz, komplo sonras›nda
edindi¤i tecrübe ve bilinç düzeyinde
olmasa da 1990’lar sonras›nda da
durumun giderek de¤iflebilece¤ini,
dünya ve Ortado¤u’daki geliflmelere
paralel olarak hareketimizin üzerine
gelinmesi gibi bir gerçekli¤in ortaya ç›kabilece¤ini düflünmüfl, bu temelde
çeflitli tedbirler almaya çal›flm›flt›r. Bir
taraftan 1993’teki gibi ateflkes ilan
ederek demokratik siyasal çözümün
fiubat 2007 SERXWEBÛN
önünü açarak sald›r›lar› bofla ç›karmak, olabilirse bir çözüm imkan› bularak mücadeleyi yeni mevzilerde sürdürmek istemifltir. Di¤er taraftan da
ortaya ç›kan imkanlar› iyi de¤erlendirip belli düzeyde sonuç alarak mevzileri güçlendirmeyi hedeflemifl, bunun
için de temposunu, tarz›n› artt›rm›fl,
üslubunu yetkinlefltirerek mücadeleyi
daha üst boyutlara ç›kartmaya çal›flm›flt›r. Bu çal›flmalarla bir sald›r› karfl›s›nda pozisyonunu sa¤lam tutmay›
amaçlam›flt›r. Bunun içinde kadroyu
e¤itme, onu daha sorumlu bir çizgiye
çekme u¤rafl› içinde olmufltur. Hem
gerillay› hem de siyasal mücadeleyi
daha da gelifltirmek için zaman baflta
olmak üzere, her fleye yüklenmifltir.
Böylelikle olas› tehlikeleri mücadeleyi
gelifltirerek, çal›flmalar› ilerleterek engellemek istemifltir.
Görevlere vasat yaklaflmak
sonuç alamaman›n temel nedenidir
fieehit M.
Ancak daha 1981 y›l›nda, fi
Hayri Durmufl’un özelefltirisinde belirtti¤i gibi, Önderli¤imizin bu temposuna kadrolar ve örgüt ayak uyduramam›flt›r. Kadrolar ve örgüt, sanki bu
imkanlar ve f›rsatlar her zaman bulunabilirmifl gibi bir rehavet içinde,
günü kurtaran, gelece¤i de¤il de flimdiyi kurtaran rutin bir mücadele yaklafl›m›n› terk etmemifltir. Vasat tempoyu aflan, büyük geliflmeleri yaratan bir
tarz ve yöntem ortaya ç›kmam›flt›r.
Aç›kt›r ki ideolojik, teorik, taktik,
stratejik yetersizlikten önce, iflleri vasat yürütmek, bafll› bafl›na çal›flmalar›n bir tekrar nedenidir. ‹fade edilen
tekrarda, Önderli¤imizin ortaya koydu¤u teorik, siyasal boyutlar olsa da
en fazla da tarzda, üslupta, tempoda,
ciddiyette, sorumlulukta gösterilen vasatl›k etkili olmufl, bu afl›lamad›¤› için
istenilen sonuçlara ulafl›lamam›flt›r.
Örgüt ve sorumlu kadrolar vasat
durumu aflamazken, art niyetli, örgüte aç›kça savafl açan çetecili¤in örgütlü ve gözü kara biçimi olan, iflbirlikçi çeteci e¤ilim olarak tan›mlanan
fiemdin provokasyonu ise Önderli¤imizin mücadelemizi daha da gelifltirme, ilerletme yaklafl›m›na, olmaz›n teorisi olarak adland›r›lan provokasyonu
3
dayatm›flt›r. Önderli¤imiz tarz›n›z›,
temponuzu yükseltin, ifller böyle gitmez derken; Zeki, ifller böyle gitmez,
de¤erlendirmesini tersinden alarak,
bu örgütle, bu yaklafl›mla, bu Önderlikle sonuç al›namaz diyerek, iflbirlikçi
çeteci e¤ilimi dayatm›flt›r.
Asl›nda iflbirlikçi çete e¤iliminin
kendisini dayatmas› esas olarak da
Önderli¤imizin ideolojik, siyasi ve örgütsel tarzda yenilik yaratarak mücadeleyi daha fazla gelifltiren bir örgüt ve
kadro anlay›fl› ortaya ç›karmak istemesine karfl›, flu veya bu yenilenmeyle, flu
veya bu de¤ifliklikle ifller yürütülemez,
yap›lmas› gereken uluslararas› güçlere
ve egemen feodal iflbirlikçi milliyetçi
e¤ilime teslim olunmas› dayatmas›d›r.
Daha do¤rusu, PKK’nin ideolojik, teorik, örgütsel, kadrosal ve yaflamsal her
türlü özgünlü¤ünden, farkl›l›¤›ndan,
kendi kimli¤inden kopmas›, yeni bir
kimlikle ortaya ç›kmas› dayatmas›d›r.
Önderli¤imiz bunun inançs›z ve mücadelesiz bir çizgi oldu¤unu vurgulayarak, çeteci örgütlenmeyi, iflbirlikçili¤e
vard›rarak örgütü teslim alma sald›r›s›
olarak de¤erlendirmifltir.
Komplo Ortado¤u üzerinde
büyük hesaplar› olan güçler
taraf›ndan düzenlenmifltir
Komploya giden yol, bir taraftan örgüt ve kadronun Önderli¤in teorik, siyasal, örgütsel ve kadro düzeyindeki
yenilenmesini anlamayan, buna ayak
uyduramayan bu çerçevede tarz›n›,
temposunu h›zland›rarak mücadeleyi
yükseltemeyen, bu nedenle komployu
engelleme de¤il de komplonun daha
rahat gerçekleflmesine yol açan kadro
duruflu, di¤er taraftan ise Önderli¤imize, hareketimize, hareketimizin bütün de¤erlerine sald›rarak teslimiyeti
ve olmaz›n teorisini dayatan e¤ilim taraf›ndan döflenmifltir. Hem örgütü
güçten düflüren hem de örgüt içinde
afl›nmalar›, yozlaflmalar› dayatan bu
iki anlay›fl ortam›nda Önderli¤imizin
çabalar›, mücadelesi, öncülü¤ü geliflen siyasal ve örgütsel sald›r›lar karfl›s›nda yetmemifl, hareketimiz uluslararas› bir komployla karfl›laflm›flt›r.
Uluslararas› komplo esas olarak da
“Komploya giden yol, bir taraftan
Önderli¤in teorik, siyasal,
örgütsel ve kadro düzeyindeki
yenilenmesini anlamayan,
buna ayak uyduramayan
bu çerçevede tarz›n›, temposunu
h›zland›rarak mücadeleyi
yükseltemeyen kadro duruflu,
di¤er taraftan ise Önderli¤imize,
hareketimize ve bütün de¤erlerine
sald›rarak teslimiyeti ve
olmaz›n teorisini dayatan e¤ilim
taraf›ndan döflenmifltir”
Ortado¤u üzerinde büyük hesaplar›
olan ‹srail, ABD eksenli ortaya ç›km›fl,
bu çerçevede Avrupa, Rusya ve Yunanistan da bu komplonun bir parças›
haline getirilerek, hareketimiz etkisizlefltirilmek istenmifltir. Hareketimize
karfl› 1980’den beri NATO merkezli
tasfiye, provokasyon ve komplo faaliyetleri oldu¤unu biliyoruz. Bu aç›dan
PKK’ye karfl› gelifltirilen komplolar sistemseldir. Dolay›s›yla son komplo da
kapitalist emperyalist sistemin kendi
projeleri önünde engel gördü¤ü PKK ve
Önderlik gerçe¤inden kurtulma hareketi olarak gündeme gelmifltir. Türkiye
ile uluslararas› komplocu güçlerin ortaklaflmas›, her ikisinin de Önderlik ve
PKK’den kurtulma iste¤i ile ba¤lant›l›d›r. Tabii ki her ikisinin PKK ve Apo
karfl›tl›¤› farkl›d›r. Böyle bir Apo ve
PKK karfl›tl›¤› olunca, taraflar birbirlerinin Apo ve PKK karfl›tl›¤›n›n ne oldu¤unu, kendisine yarar getirip getirmeyece¤ini düflünmeden böyle bir komploda yerlerini alm›fllard›r.
Komplocular ‘Apo tasfiye olursa
PKK biter’ diye düflünmüfltür
Komplonun Önderli¤imiz üzerinde
yo¤unlaflmas›, hareketin geliflim tarihiyle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. PKK hareketi bir Önderlik gerçe¤i olarak ortaya
ç›km›flt›r. ‹lk sözcükten daha sonraki
tüm y›llarda yarat›lan de¤erlere kadar
mücadele Önderlik eksenli orijinal bir
geliflme çerçevesinde yürümüfltür.
SERXWEBÛN fiubat 2007
4
Bu hareket daha bafltan itibaren
çok zor koflullarda ortaya ç›kmas›na
ve üzerinde çok yönlü sald›r› olmas›na
ra¤men, Önderlik gerçe¤imizin ideolojik sa¤laml›¤›, teorik derinli¤i, örgütsel
ustal›¤› bu tür sald›r›lar› bofla ç›kartm›fl, en zor sald›r›lar› bile atlatarak,
hareketi yeniden mücadele eder duruma getirmifltir.
S›k s›k provokasyonlar, tasfiyeci e¤ilimler, komplolar dayat›lmas›na ra¤men, bunlar›n hiçbirisi örgütü gerileten, örgütü mücadeleden al›koyan bir
sonuç ortaya ç›karamam›flt›r. Hatta
her tasfiyecilik, her provokasyon, her
komplo hareketin daha fazla güçlenmesiyle ve yeni hamleler yapmas›yla
sonuçlanm›flt›r. B›rakal›m örgütü zay›flatmas›, bu tür sald›r›lar, örgütü daha da çeliklefltiren, daha da sa¤lam hale getiren bir gerçekli¤i ifade etmifltir.
Önderli¤imiz sorunlar›n varl›¤›n›
her zaman güçlenme nedeni olarak
görmüfl, Kürdistan Devrimi’nin de ancak sorunlar›n varl›¤›n› güçlenme nedeni yapan bir Önderlik ve hareket taraf›ndan gerçeklefltirilebilece¤i bilinciyle hareket etmifltir. Hiçbir sorundan
yak›nmam›flt›r. Sorunlar› Kürdistan
Devrimi’nin ve Ortado¤u gerçekli¤inin
sonucu olarak görmüfltür.
Bu nedenle de Ortado¤u gibi bir
co¤rafyada devrim yapma iddias› oldu¤u için ya da böyle bir iddiayla ortaya
ç›kt›¤› için, zorluklar› kendisinin varl›k
ve mücadele gerekçesi görerek, bu engelleri ortadan kald›r›p geliflme yaratmay› önüne koymufltur. ‹flte böyle bir
Önderlik gerçe¤i karfl›s›nda her türlü
sald›r›n›n bofla ç›kt›¤›n› gören uluslararas› güçler ve Türk sömürgecili¤i,
hareketin yenilmezli¤ini sa¤layan bu
tarz›n, üslubun ve temponun sahibi
olan Önderli¤imizi tasfiye ederek, bu
hareketin örgütsel duruflunu kadro
duruflunu, tarz›n›, temposunu, yöntemini ve üslubunu bozarak amaçlar›na
ulaflmay› hedeflemifllerdir.
Çünkü onlar da görmüfllerdi ki,
PKK’nin en büyük kazan›m› ve gücü
Önderlik flahs›nda ortaya ç›kan Kürdistan Devrimi’nin tarz›, yöntemi ve
üslubudur. E¤er Apo’nun örgüte yedirdi¤i, kadrolar›na benimsetti¤i, halka yans›tt›¤› bu tarz, bu yöntem, bu
üslup ve tempo bozulmazsa, yozlaflt›-
r›lmazsa, de¤ifltirilmezse, bu hareketi
yenilgiye u¤ratmak, bu hareketi geriletmek, tasfiye etmek mümkün de¤ildir kanaatine varm›fllard›r.
Eskiden beri ‘Apo’ya hay›r, PKK’ye
evet’ söylemleri de bu çerçevede ç›km›flt›r. Çünkü Apo’yu tasfiye ederlerse, PKK’nin bu tarz›n›, üslubunu, yöntemini, mücadele temposunu ortadan
kald›rabileceklerini, de¤ifltirebileceklerini düflünmüfllerdir. Çünkü deney,
pratik göstermiflti ki, Apo oldu¤u müddetçe bu örgüt bozulamamaktad›r.
Her türlü sald›r› Önderlik gerçe¤ine
çarp›p, tuzla buz olmaktad›r.
Avrupa, kendi tarihi boyunca bütün
örgütleri kendine benzetmifl, eritmifl,
“Komplonun Önderli¤imiz
üzerinde yo¤unlaflmas› hareketin
geliflim tarihiyle yak›ndan
ba¤lant›l›d›r. PKK hareketi bir
Önderlik gerçe¤i olarak ortaya
ç›km›flt›r. ‹lk sözcükten daha
sonraki tüm y›llarda yarat›lan
de¤erlere kadar mücadele,
Önderlik eksenli orijinal bir
geliflme çerçevesinde
yürümüfltür”
istedi¤i gibi yönlendirmifl, ama sadece
ve sadece Önderlik gerçe¤i ve PKK’nin
ortaya ç›kard›¤› örgüt ve kadrolar eritilememifl, kendi çizgilerine çekilememifltir. Kürt halk› da bu öncülükle Avrupa’n›n her türü imkan›na ra¤men
sistem önünde erimemifl, hatta en zor
dönemlerde örgüte ve kadrolara sahip
ç›kan bir niteli¤e kavuflmufltur. Her
türlü örgütü, ideolojik, örgütsel e¤ilimi, hareketi kendi midesinde eriten
sistem, PKK’yi eritememifl, aksine, Avrupa’n›n göbe¤inde midesine tafl gibi
oturan bir hareket gibi kalm›flt›r. Bütün çabalara ra¤men bu hareket üzerindeki hiçbir politikas› baflar›l› olamam›flt›r. Bunu Avrupa da, ABD de,
Türkiye de görmüfltür.
‹flte bu gerçeklikler, sald›r›lar›n Önderli¤imizin üzerinde odaklaflmas›n›
sa¤lam›flt›r. Kadrolar, yönetimler, Önderli¤in bu tarz›na, bu üslubuna, bu
yöntemine, temposuna yaklaflamad›¤›
için Önderlik hedef al›nm›flt›r. E¤er örgüt ve kadrolar Önderli¤in bu tarz›na,
üslubuna yak›nlaflsalard›, Önderli¤imizin tek bafl›na hedef al›nmas› söz
konusu olmazd›. Çünkü böyle bir durumda Apo’yu enterne edersek, örgütü
de tasfiye ederiz, etkisizlefltiririz gibi
hayallere, umutlara kap›lmazlard›. Ne
var ki örgüt duruflu, kadro duruflu
uluslararas› güçlere ve Türkiye’ye böyle bir umudu vermifltir. Bu nedenle de
bütün sald›r›lar›n› hep Önderli¤e
odaklam›fllard›r.
Komployla ‘bu çizgiyle olmaz’
mesaj› verilmek istenmektedir
Sadece d›flar›dan gelen sald›r›lar
de¤il, içerden gelen her türlü tasfiyecilik, komploculuk, provokasyon da Önderli¤i aflmay› hedeflemifltir. Önderli¤i
aflmadan örgüt içinde herhangi bir
tasfiyeci e¤ilimin, komploculu¤un ve
provokasyonun baflar›l› olamayaca¤›n›
görmüfllerdir. Bu nedenle örgüt içinde
ç›kan her türlü tasfiyeci e¤ilim de esas
olarak Apo düflmanl›¤› yapm›flt›r. Önderli¤imiz bu gerçe¤i bildi¤i için kadrolara, “bu tür sald›r›lara karfl› koyan bir
tarz›n›z ve gücünüz olmad›¤› için bütün oklar böyle gelip bana saplan›yor,
bütün sald›r›lar bana yöneliyor” diyerek, Önderlik gerçe¤ini ve konumunu,
kadro yönetim duruflunun ne oldu¤unu y›llar önce vurgulam›flt›r. Daha
1980’li y›llar›n bafl›nda Önderli¤imizin
örgüt yönetim ve kadro de¤erlendirmelerinde bu belirlemeler vard›r.
Komplo, hareketimize sald›r›s›n›
Önderlik flahs›nda somutlaflt›r›p Önderlik gerçe¤ini tasfiye ederek, bir Önderlik hareketi olarak geliflen PKK içine ve halk›m›za, bu ifl olmaz, bu ifli yürütemezsiniz, teslim olmaktan baflka
çareniz yoktur e¤ilimini sokmak istemifltir. Önderli¤in mücadele ve yaflam
felsefesiyle bu ifl olmaz mesaj›n› vererek, örgütte ve toplumda bu mücadeleye karfl› bu mücadelenin baflar›s›na
bir güvensizlik yarat›lmak amaçlanm›flt›r. Komplonun en temel hedefi budur. Önderli¤i esir ettikten sonra, Önderlikle yap›lamayan›, edilemeyeni bu
fiubat 2007 SERXWEBÛN
yönetim mi sa¤layacak, baflaracak,
bundan vazgeçin, bunun yerine uluslararas› sisteme teslim olun ve KDP,
YNK çizgisine gelin biçiminde bir sonuç ortaya ç›karmak istemifltir. Güneyli Kürt siyasal gruplar›n uluslararas› komploda yer almas›n›n amac› da
budur. Bak›n, iflte Apo çizgisiyle olmaz. Ancak bizim çizgimizle bir fleyler
yap›labilir diyerek, mücadelemizin bugüne kadar yaratt›¤› de¤erlerin üzerine oturmak istemifllerdir. Onlar da
kendi cephelerinden örgütün içerisinde olmaz›n teorisini, iflbirlikçili¤i, böyle yaratacaklar›n› düflünmüfllerdir.
Komplonun amac›
kadronun baflar›ya olan inanc›n›
ve gelece¤e güvenini sarsmakt›r
Uluslararas› komplonun amac›n›n
her fleyden önce bu sonuçlar› ve etkileri yaratmak oldu¤u anlafl›lmadan ne
uluslararas› komploya do¤ru cevap verilebilir ne de hedefleri baflar›s›zl›¤a u¤rat›labilir. Bu nedenle bu komplonun
amac›n›n örgütteki kadro duruflunun
baflar›ya inanc›n› ve gelece¤e güvenini
sarsmak oldu¤u iyi bilinmelidir. Olmaz›n teorisini ortaya koyan Zeki ve Zekicikler yaratmak istedi¤i iyi bilinmelidir.
Zeki, asl›nda uluslararas› komplo
öncesi uluslararas› güçlerin yaratt›¤›
bask› sonucu ortaya ç›kan tasfiyeciliktir. Zeki flahs›nda somutlaflan örgüt
anlay›fl›, kadro duruflu, yaflam anlay›fl›, esas olarak da komplonun ortaya
ç›karmak istedi¤i örgüt, kadro duruflu
5
ve yaflam anlay›fl›d›r. Ancak Önderli¤imizin varl›¤› ortam›nda bunu s›n›rl›
yapabiliyorlard›. Etkileri belli kesimlerle s›n›rl› oluyordu. ‹stedikleri örgüt
anlay›fl›n›n, kadro duruflunun, ideolojik çizginin, yaflam ve mücadele felsefesinin örgüt içinde genelleflmesini
sa¤lamak aç›s›ndan Önderli¤in saf d›fl› edilmesi hedeflenmifltir.
Yani Önderlik saf d›fl› edilerek, örgüt içinde Zekilerin anlay›fl›n›n, olmaz›n teorisinin yayg›nlaflt›r›lmas› hedeflenmifltir. Dolay›s›yla uluslararas›
komplonun esas amac›n›n tasfiyecili¤in yapamad›¤›, genellefltiremedi¤i hedefleri ve amaçlar› genellefltirmek oldu¤u çok iyi görülmelidir.
Önderlik etkisizlefltirilmedi¤i taktirde, bu hareketin Kürdistan halk›n›n
özgürlük mücadelesini baflar›ya götürece¤i konusunda, toplumda ve örgütte inançs›zl›k yaratman›n mümkün olmad›¤›n› görmüfllerdir. Komplonun
Önderli¤e yönelmesinin bir di¤er amac› buydu. Önderlik esaret alt›na al›n›rsa, toplumun, halk›n, kadronun
inançs›zl›k içerisine girerek, kendilerine olan güvenlerinin kaybolaca¤›n›, bu
temelde de Önderli¤in ortaya koydu¤u
yaflam ve mücadele felsefesi yerine, iflbirlikçi teslimiyetçi ve kendini b›rakan
bir örgüt ve kadro anlay›fl›n›n ortaya
ç›kaca¤›n› hesaplam›fllard›r.
Önderli¤imiz, komplonun esaretle
sonuçlanmas›n›n ard›ndan da komployu bofla ç›karmak ve bu güçlere karfl›
daha etkili mücadele etmek için,
1990’l› y›llardan itibaren bafllat›lan
ideolojik yenilenmeyi, bu çerçevede po-
litik mücadele ve araçlar›ndaki de¤iflimi yaratma çabas›n› durdurmam›flt›r.
Aksine, komployla birlikte bu çabas›n›
h›zland›rm›flt›r. Bu yönüyle bir yandan
örgütü yeni ideolojik, teorik, örgütsel,
stratejik ve taktiksel bir zemine oturtup yeniden yap›land›rma f›rsat›n› elde
etmek, di¤er yandan örgüt ve kadro
anlay›fl›ndaki zay›fl›klar› gidermek için
uluslararas› komplonun sald›r›lar›n›
hafifleten bir yaklafl›m› benimsedi.
Önderli¤in ortaya koydu¤u ideolojik
yenilenme, teorik aç›l›m, stratejik ve
taktik alanlardaki de¤iflimler tabii ki
bir taktik, geçici bir yaklafl›m de¤ildi.
Ama bu sistemi oturtmak örgütte ve
kadrodaki zay›fl›¤› gidermek aç›s›ndan
da sald›r›lar›n hafifletilmesi gerekliydi.
Tabii sald›r›lar›n hafifletilmesini hedefleyen yaklafl›m›n baflka nedenleri
de var, ama bir nedenini de böyle de¤erlendirmek gerekir.
Önderli¤imizin ideolojik, teorik aç›l›mlar›n›n, stratejik, taktik yenilenme
ve de¤iflikliklerinin, daha fazla mücadele etmek, mücadelesiz kalmamak biçiminde oldu¤u aç›kt›r. Önderli¤imizin
yo¤unlaflmalar› ve att›¤› ad›mlar bu
çerçevededir. Çünkü bütün baflar›lar›na ve ortaya ç›kan olumlu sonuçlara
ra¤men o güne kadarki teorik yaklafl›m›n ve yap›lanma gerçe¤inin mücadelenin daha fazla geliflmesini frenledi¤ini pratik içinde bütün boyutlar›yla
görmüfl ve bilince ç›karm›flt›r.
Önderlik toplumu ve kadroyu
sorumlu davranmaya yöneltmifltir
Önderli¤imiz, zihniyet devriminin
yan›nda en fazla da vicdan devriminden söz etmifltir. Zihniyet devrimine
ihtiyaç oldu¤unu, ancak bunun yetmeyece¤ini, vicdan devriminin de mutlaka olmas› gerekti¤ini vurgulam›flt›r.
Vicdan devrimi derken de halk›m›z›n
beklentileri, yarat›lan de¤erler ve flehitler karfl›s›ndaki ahlaki duruflu
kastetti¤i aç›kt›r. Özgürlük ve demokratik zihniyete götürecek olan›n, bu
u¤urda flehit düflen yoldafllar›m›z›n ve
tarihte mücadele veren tüm insanlar›n
an›s›na ba¤l›l›¤›n gere¤inin, yetersiz
yoldafll›¤›n afl›larak Önderli¤in tarz›na, üslubuna, yöntemine ayak uyduracak bir örgüt ve kadro gerçe¤inin or-
SERXWEBÛN fiubat 2007
6
taya ç›kar›lmas› oldu¤unu her f›rsatta
dile getirmifltir. Esir düflmesinden k›sa
bir süre sonra örgütü bu konuda bir
özelefltiriye davet etmifltir. Yetersiz yoldafll›¤›n afl›lmas›n›n örgüt ve mücadele karfl›s›nda daha sorumlu ve daha
ciddi bir çizgiye ulafl›lmas›ndan geçti¤ini, komploya karfl› verilecek en iyi
cevab›n böyle bir özelefltiri ve pratik
durufl olaca¤›n› hat›rlatm›flt›r.
Önderli¤imizin tarz›nda, toplumu,
kadroyu sürekli sorumluluk duygusuna çekme esast›r. Herhangi bir ideolojik, teorik do¤ru ortaya konulsa da baflar›n›n esas›n›n kadro ve örgütle olaca¤›n› bilmektedir. Özellikle Kürdistan
gerçe¤inde bunun daha da zorunlu oldu¤unu bilen bir Önderlik gerçe¤idir.
Kürdistan’da baflka türlü kazan›lamayaca¤›n› kendi prati¤i içinde ö¤renen
ve bu nedenle de kendisinden bafllayarak böyle bir kadro duruflunu yaratan
bir Önderlik gerçe¤idir.
Uluslararas› komployu bofla ç›karmak için yönetim ve kadronun sorumlu
ve birlikte davrand›¤› aç›kt›r. Zaten halk›m›z hem komplo sürecinde hem de
esaret sonras›nda Önderli¤e ve onun
çizgisine ba¤l›l›¤›n› çok somut ortaya
koymufltur. Önderli¤imizin etraf›nda bir
atefl çemberine dönüflen “Güneflfliimizi
Karartamazs›n›z” kampanyas›, Önderlik
gerçe¤inin nas›l bir halk ve kadro gerçekli¤i yaratt›¤›n›n kan›t›d›r. Dünyada
hiçbir halk ve kadro bir önderlik etraf›nda bu kadar bütünleflmemifltir.
Önderli¤in esaretinden sonra komplonun istedi¤i sonucu alamamas›ndaki
en önemli etken, manevi güç kadro ve
halk›m›z›n ‘Güneflimizi Karartamazs›n›z’ slogan›yla komploya fedaice karfl›
koyuflu olmufltur. Bu, yaln›z komploya
karfl› bir tutum olmam›fl, komploya
karfl› tutum flahs›nda bu mücadele sürecinde Kürt halk gerçekli¤i yeniden
yarat›lm›flt›r. Serhildanlarla 1990’l› y›llarda yo¤rulan halk gerçekli¤imiz,
komplo sürecinde daha niteliksel bir
yo¤rulmayla Önderli¤imizin ifadesiyle
bir ‘serkeftin halk›’ haline gelmifltir.
Uluslararas› komplo sonras› bütün eksikli¤ine ve komploya yol açan durufluna ra¤men yönetim ve kadro gerçekli¤imiz, ‘serkeftin halk›yla’ birleflerek,
komplonun beklentilerini bofla ç›karan
bir tutum göstermifltir.
Önderli¤in yakalanmas›yla
hareketin farkl› bir çizgi
izlemesi istenmifltir
Örgüt d›fl›nda ve aç›k söylenmese
de örgüt içinde baz› çevreler, uluslararas› komplo gerçekleflti, art›k farkl› bir
yol çizmek gerekir yaklafl›m› içine girmifllerdir. Bu yaklafl›m asl›nda geçmiflte Zeki flahs›nda ortaya ç›kan ‘böyle olmaz’ zihniyetinin yeniden kendisini dayatmas›d›r. Art›k Apo’nun siyaset
tarz›yla olmaz diyen bu e¤ilim, özellikle PKK etraf›nda belli dönemlerde toplanm›fl çeflitli dostlar içinde görülmüfltür. Önderli¤in yakalanmas›yla birlikte, hareketin farkl›, yeni bir çizgi izlemesi istenmifltir. Tabii bu çizgi Önderli¤imizin ‹mral› Savunmalar›nda ortaya koydu¤u ideolojik yenilenme, teorik
derinlik, örgütsel ve eylemsel zenginlik, bu temelde daha fazla mücadele
etme anlay›fl›yla uzaktan yak›ndan ilgisi olmayan bir niteliktedir. Kürt egemen s›n›flar›n geçmiflten beri varolan
teslimiyetçi, milliyetçi e¤iliminin dayat›lmas› biçiminde karfl›m›za ç›k›lm›flt›r. Bugün da hala bu tür çevrelerin bu
yönlü dayatmalar› sürmektedir.
Bu tür e¤ilimler Önderli¤in esaretinden sonra örgüt içinde de varolmas›na
ra¤men, kadro ve yönetim duruflunun
bu tür e¤ilimlere prim vermemesi, Önderlik çizgisine ideolojik, teorik, örgütsel ve eylemsel ba¤l›l›¤›n olmas› nedeniyle d›flar›dan dayat›lanlarda oldu¤u
“Önderli¤imizin tarz›nda
toplumu, kadroyu sürekli
sorumluluk duygusuna çekme
esast›r. Herhangi bir ideolojik
teorik do¤ru ortaya konulsa da
baflar›n›n esas›n›n kadro ve
örgütle olaca¤›n› bilmektedir.
Kürdistan’da baflka türlü
kazan›lamayaca¤›n›
kendi prati¤i içinde ö¤renen,
bu nedenle de kendisinden
bafllayarak böyle bir kadro
duruflunu yaratan bir
Önderlik gerçe¤idir”
gibi cesaretli ç›k›fllar fazla görülememifltir. Bu tür ç›k›fllar›n Kürt halk› ve
örgüt gerçekli¤inde ra¤bet görmeyece¤ini bildiklerinden, sessiz kalarak ideolojik, politik ve örgütsel durufllar›n› farkl›
biçimde sürdürmüfllerdir.
Doktor Süleyman, Küçük Zeki gibi
baz› lümpen flahsiyetlerden oluflan bu
grup, d›flar›daki baz› çevrelerin farkl›
ideolojik, örgütsel yaklafl›m dayatmalar›n› görerek ve içeride baz› kifli ve
çevrelerin kendilerini destekleyece¤ini
düflünerek, Güneyli milliyetçi egemen
s›n›f e¤iliminin de deste¤ini alma hesab›yla bir ç›k›fl yapmak istemifllerdir.
Örgüt yönetimi ve kadro duruflu buna
izin vermedi¤i için, herhangi bir etkileri olmam›flt›r. Baz› çevreler umutlanm›fl olsalar bile, örgütün içini etkileme
güçleri olmad›¤›n› görerek bunlardan
uzak durmufllard›r.
Asl›nda bu tür kiflilere, PKK’yi y›kma ve sarsma kapasitelerine göre de¤er verilmektedir. Bir fley yapabilirler
mi düflüncesiyle ilk önce destek verilse
de bir fley yapamad›klar› görüldü¤ünde
yüz üstü b›rak›lm›fllard›r. D›fl›m›zdaki
birçok gücün bu tür kiflilere ilgi duymalar›, amiyane tabirle bunlar›n kara
kafl›na, kara gözüne hevesli olduklar›
için de¤il, bunlar›n PKK karfl›tl›¤›n›
PKK içinde ne kadar yayabileceklerini
hesap etmelerinden dolay›d›r.
Kürt halk› ve PKK kadrolar›
Önderlik çizgisine
ba¤l›l›klar›n› ispatlam›flt›r
Kürt egemen s›n›flar›n›n ya da bunlar›n izdüflümü ve bir türevi olan baz›
küçük burjuva e¤ilimler, Apocu hareketin ortaya ç›kmas›ndan sonra, Kürdistan siyasetinde etkisizleflmelerine
ve Apocu hareketin Kürdistan’da giderek en etkili güç olmas›na her zaman
öfke duymufllard›r. 1970’lerde kaybettikleri ideolojik ve politik mücadelenin
rövanfl›n› f›rsat bulduklar›nda sald›r›ya geçerek almak istemifllerdir. Bu nedenle bu çevreler Önderli¤in esaretini,
Apocu hareketten ve PKK’den ald›klar›
yenilginin rövanfl›n› yapmak için f›rsat
görmüfllerdir. Önderli¤in esareti ard›ndan Apo ve PKK karfl›tl›¤›n›n uzun
y›llar sonra yeniden ortaya ç›kmas›,
fiubat 2007 SERXWEBÛN
bu çerçevede de¤erlendirilmelidir.
Öte yandan ABD ve AB, Kürt siyasetinde Apo’nun etkisini silmek için
komplodan sonra çal›flmalar›n› sürdürmüfllerdir. Önderli¤imizin örgüt
üzerindeki etkisinin devam etti¤ini görerek, komplonun tam baflar›ya ulaflmas› aç›s›ndan örgüt üzerinde ideolojik, siyasi, örgütsel, kültürel bask›y›
çok yönlü hale getirmifllerdir. Önderli¤imiz de hareketimiz de asl›nda bu sald›r›lar›n bilincindedir. ‹deolojik ve teorik olarak Önderli¤in ‹mral›’da gelifltirdi¤i yeni yaklafl›ma, örgüt, VII. Kongre’de belli eksiklikleriyle uyum göstermifltir. Özellikle siyasal mücadele tarz›nda ve ideolojik alanda ortaya ç›kan
yeni yaklafl›mlara cevap vermifltir. Bu
konuda Önderli¤in yaklafl›mlar› örgüte
ve topluma maledilmeye çal›fl›lm›flt›r.
Anlama ve uygulama yetersizlikleri olsa da örgütsel anlamda bu yönlü bir
niyet ve irade ortaya konulmufltur.
Önderli¤in yakalanmas›ndan sonra
YNK’nin silahl› sald›r›larla tasfiye hareketi içine girmesi, komplocular›n temel
hedefi olan, hareketin halk üzerindeki
etkisini s›n›rlamakt›. Fakat halk›m›z,
Önderli¤in esareti koflullar›nda da partimizin bu mücadeleyi yürütebilece¤ini
ve böyle bir potansiyele sahip oldu¤unu
görmüfl, komplodan sonra da mücadelede aktif yerini alm›flt›r. Her f›rsatta
Önderli¤e ve harekete ba¤l›l›¤›n› gösteren, özgürlü¤ünü dayatan, bu konuda
mücadeleden vazgeçmeyece¤ini ortaya
koyan bir yaklafl›m içinde olmufltur.
Bu yönüyle daha ilk y›llarda da görülmüfltür ki komplo, Önderli¤i esaret
alt›na alsa da Önderlik çizgisi ve hareketimizi tümden tasfiye etmeyi baflaramayacakt›r. Hareketin bir bütün olarak
Önderlik çizgisi d›fl›na ç›kar›lamayaca¤›
ve Önderli¤e ba¤l›l›k görülünce, bu defa örgüt içinde inançs›z, olmaz›n teorisine yatan, Önderli¤in yeni ideolojik teorik çizgisine inanmayan kesimler üzerinden örgüt üzerindeki komplo tamamlanmaya çal›fl›lm›flt›r. Uluslararas›
komplocular ve Kürt egemen s›n›flar›n
milliyetçi e¤ilimiyle bütünleflerek kendisine yer açmak isteyen kifli ve gruplar
desteklenip tahrik edilerek, bir bütün
olarak ele geçirilemeyece¤i anlafl›lan örgüt, bir darbe hareketi ile ele geçirilip
komplo tamamlanmak istenmifltir.
7
“Komplonun amac›
halk›n ve kadrolar›n Önderlik ve
yönetime güvenini sarsmakt›.
Bu tasfiyeci e¤ilim de daha ilk
ad›mlar›ndan itibaren
‘bu yönetimle olmaz,
bu yönetim flöyledir, böyledir’
diyerek, kadro içinde sürekli
bir yönetim karfl›tl›¤› yaparak,
kadrolar›n örgüt yönetimine
güvenini sarsmak, bu temelde
tasfiyecili¤ine zemin
yaratmak istemifltir”
Bütün tasfiyeciler
Önderlik ve yönetime karfl›
güvensizli¤i gelifltirmek istemifltir
Ferhat-Botan çizgisi, örgüt içinde
Önderlik karfl›t› e¤ilimin etkin k›l›nmas›n›n yeni yoludur. Bunun için Önderli¤e ba¤l› kadrolar saf d›fl› edilerek,
Önderlik güçsüzlefltirilecek ve hareket
uluslararas› komplonun istedi¤i çizgiye çekilecekti. Komplocular örgüt içinde böyle bir e¤ilimin oldu¤unu bilmektedirler. Bask› uyguland›¤›nda, mücadelenin zorluklarla yürütüldü¤ü bir
örgütte böyle e¤ilimlerin ortaya ç›kaca¤›n› bilmektedirler.
Ferhat-Botan e¤ilimi komplodan
önce de vard›. Ancak Önderli¤in varl›¤› koflullar›nda bunlar etkisizlefltirilmiflti. Bu e¤ilim, ABD’nin Irak’a müdahalesinden sonra, PKK’nin uluslararas› komplonun istedi¤i çizgiye getirilmesi için desteklenerek harekete geçirilmifltir. ABD, Irak’› iflgal etti¤inde
Önderlik çizgisinde bir PKK’yi kendisi
için riskli görmekteydi. Bu e¤ilim harekete geçerken, aç›k bir Önderlik karfl›tl›¤›yla örgütün ve Önderli¤in etkisizlefltirilemeyece¤ini bildiklerinden, Önderli¤in esaret koflullar›nda ideolojide,
teoride, örgütsel ve kadro duruflunda
Önderlik karfl›tl›¤› yaratmak; örgüte
hakim olmadan söylemde de Önderli¤i
karfl›lar›na almamak stratejisini izlemifllerdir. Örgütü ele geçirdikten sonra, kendi çizgilerini kabul etmesi için
Önderli¤e dayatmada bulunmak, böyle bir fley olmay›nca da Önderli¤e aç›k
tav›r alma planlamas› üzerinden bu
komplo gerçeklefltirilmifltir.
Önderli¤in bu çizgiyi kabul etmeyece¤ini bildiklerinden, kongrede ç›karacaklar› bir kararla, ideolojik ve örgütsel olarak hukuki etkisi ve yapt›r›m›
olmayan manevi önder konumuna düflürerek, Önderli¤in herhangi bir müdahalesini böylece bofla ç›kar›p örgütü
tümden istedikleri biçimde yürütmeyi
hesaplam›fllard›. Bu nedenle bu tasfiyeci e¤ilimi, komplonun içimizdeki devam› olarak de¤erlendirmek gerekiyor.
Zaten komplonun amac›, halk›n ve
kadrolar›n Önderlik ve yönetime güvenini sarsmakt›. Bu tasfiyeci e¤ilim, daha ilk ad›mlar›ndan itibaren ‘bu yönetimle olmaz, bu yönetim flöyledir, böyledir’ diyerek, kadro içinde sürekli bir
yönetim karfl›tl›¤› yaparak, kadrolar›n
örgüt yönetimine güvenini sarsmak,
bu temelde de tasfiyecili¤ine zemin yaratmak istemifltir. Dolay›s›yla tasfiyecili¤in örgüt yönetimi karfl›tl›¤› yapmas› tesadüfi de¤ildir. Yönetim karfl›tl›¤›,
örgütü ele geçirmenin, tasfiyecili¤i örgüt içinde yerlefltirmenin en önemli
planlama unsurudur. Bunu anlamadan da örgüt ve yönetim karfl›tl›¤›n›n
dün neden yap›ld›¤›n›, bugün etkilerinin neler oldu¤unu görmek ve buna
göre tutum almak da mümkün olmaz.
Uluslararas› komplo s›radan
bir komplo de¤ildir
Yönetimdeki arkadafllara yönelik
onlar› y›pratacak, etkisizlefltirecek de¤erlendirmeleri f›rsat buldukça dillendirmifllerdir. Bu tür kulislerle, davran›fllarla, iliflkilerle, tutumlarla ileride
yapacaklar› darbenin zeminini haz›rlamaya, daha do¤rusu böyle bir provokasyonun meflruiyetini sa¤lamaya çal›flm›fllard›r. Uluslararas› komplonun
y›ldönümünde, örgüt içinde çeflitli siyasal, ideolojik ve kültürel bask›larla
ortaya ç›kar›lan bu provokasyonu
komplodan ayr› ele almak, bu provokasyonu aç›klamada yetersiz kalaca¤›
gibi, uluslararas› komplonun neden
yap›ld›¤›n› da anlamamak olur.
Uluslararas› komplo, s›radan bir
komplo de¤ildir. ‹nsanl›k tarihi boyunca görülen en kapsaml›, sistemli, he-
SERXWEBÛN fiubat 2007
8
sapl› ve fliddetli sald›r› niteli¤i tafl›yan
bir komplodur. Bu yönüyle Önderli¤i
esaret alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisinde bir örgüt istemeyece¤i
aç›kt›r. Önderli¤i esaret alt›na alan bir
komplonun Önderlik çizgisini yürütecek bir örgüte çeflitli yöntemlerle bask›
yapaca¤›, komployu sonuca götürmek
isteyece¤i anlafl›l›r bir durumdur.
Bu yönüyle komploya karfl› mücadele ve tutum derken bütün kadrolar›n, yönetimlerin en baflta da komplonun neyi hedefledi¤ini, nas›l bir örgüt,
kadro, yaflam ve ideolojik durufl amaçlad›¤›n› anlamalar› gerekir. Bunu anlamadan, sadece ‘ben Önderli¤e ba¤l›y›m, komploya karfl›y›m’ demek, bofl
bir söylemden öteye anlam ifade etmez. Komplocular›n, Önderli¤in esaretinden sonra bu hareketin Önderlik
çizgisinde yürümesine müsaade edece¤ini, hiçbir eylemde bulunmayaca¤›n›, hiçbir fley yapmayaca¤›n› düflünmek asl›nda komployu ciddiye almamakt›r. Komployu basit bir duruma
düflürmektir. Böyle yaklaflanlar komploya karfl› mücadele yürütemeyece¤i
gibi, komplonun örgüt içinde yürütece¤i sald›r›lara veya komplonun yaratmak istedi¤i örgüt ve kadro durufluna
karfl› da do¤ru bir tutum alamazlar.
Ya da komploya karfl› mücadele eden
bir pozisyon tutturamazlar.
Komplocular›n da içinde oldu¤u bir
tasfiye hamlesi olan Ferhat-Botan çetecili¤inin ve tasfiyeci e¤ilimin büyük
ölçüde etkisizlefltirildi¤i düflünülürse,
komplonun sekiz y›l sonunda istedi¤i
hedeflere ulaflmad›¤› görülür. Komplo
istedi¤i hedeflere ulaflmad›¤› gibi, aksine, sekiz y›l içinde özellikle de bu son
tasfiyecili¤in bofla ç›kar›lmas›ndan
sonra, örgüt belirli kan kayb›na u¤ram›flsa da, önemli bir deneyim ve tecrübe kazanm›flt›r.
Komplonun amaçlar›n›n ne oldu¤u,
tasfiyecili¤in dayatt›¤› ideolojik yaklafl›mlar, siyasal tutumlar, örgütsel ve
kadro duruflundaki tasfiyeci e¤ilimlerle birlikte daha da anlafl›lm›flt›r. Son
tasfiyecili¤in bu anlay›fllar›yla birlikte
halk›m›z ve kadrolar, uluslararas›
komplonun neyi amaçlad›¤›n›, örgütün tasfiye edilmesi için hangi noktalardan vurulmak istendi¤ini bir daha
yaflayarak ö¤renmifllerdir.
Mücadelemizi ayakta tutan temel
güç örgüt ve kadro anlay›fl›d›r
8 y›ll›k pratik göstermifltir ki Önderli¤imizin ilk günden beri yaratmak istedi¤i örgütsel anlay›fl ve kadro duruflu belli düzeyde korundu¤u taktirde,
komplonun amac›na ulaflmas› söz konusu olamaz.
Bu hareketin, siyasal, örgütsel, ideolojik düzeyde toplumda yaratt›¤› de¤iflimlerle önemli baflar›lar ortaya ç›kard›¤› kesindir. Bu yönüyle bu hareket
önemli devrimler gerçeklefltirmifltir.
Ancak mücadelemizin en büyük kazan›m›, Kürdistan ve Ortado¤u co¤rafya-
s›nda bu devrimi belli düzeyde baflar›ya götüren, geliflmeler yaratan üslubu,
yöntemi, tarz›, örgüt ve kadro anlay›fl›d›r. E¤er bu kazan›m, bu mevzi iyi korunur, kaybedilmezse, baflka kazan›mlar›n devam›n› getirmek mümkündür.
Zaten her türlü sald›r› ve uluslararas› komplo da Kürdistan Devrimi’nin
bu en büyük kazan›m›n› ortadan kald›rmay› hedeflemektedir. Tüm komplocular ve tasfiyeciler bilmektedir ki bu
hareketin en büyük kazan›m› olan bu
gerçeklik ortadan kald›r›lmadan bu
hareketi etkisizlefltirmek, yeni baflar›lar elde etmesini engellemek mümkün
de¤ildir. Bu aç›dan uluslararas› komplonun bu y›ldönümünde, yönetimlerimizin, kadrolar›m›z›n ve halk›m›z›n,
Kürdistan Devrimi’nin en büyük kazan›m› olan Önderlik tarz›n›, bunun yönetim ve kadro gerçe¤ini anlamas›,
bunlar› bulunduklar› yaflam alanlar›nda pratiklefltirmesi önemli olmaktad›r. Baflar›n›n s›rr› her fleyden önce de
bu tarzla pratikleflmektir.
‹deolojik, teorik düzeydeki yetersizliklerin afl›lmas› ve yeni paradigma temelinde zihniyet devrimi gerçeklefltirmek baflar› için önemli bir flartt›r. Ancak bu ne kendi bafl›na baflar› getirir
ne de bir sonuç ald›r›r. Her türlü ideolojiyi, düflünceyi baflar›ya götürecek
olan, buna uygun tarz, yöntem ve üslubu tutturmakt›r. Özellikle Kürdistan
Devrimi gibi zor bir devrimi baflar›ya
götürecek tarz›, örgütsel anlay›fl›, üslubu ve kadro duruflunu oturtmak,
mücadelemiz aç›s›nda olmazsa olmaz
bir zorunluluktur. Zaten Önderlik gerçe¤inin en ay›rt edici yan› da böyle bir
örgütsel anlay›fl ve kadro duruflunu
ortaya ç›karmas›d›r. Uluslararas›
komplonun y›ldönümünde bir de bu
temel gerçekli¤imizin alt›n› çizmek,
bunu baflar› gerçekli¤imizin abecesi
olarak bilmek çok önemlidir.
Komployu önce kendi flahs›m›zda
yenilgiye u¤ratmal›y›z
Kürdistan Devrimi’nin bu en büyük kazan›m› olan örgüt ve kadro anlay›fl›, örgütsel ciddiyet, özcesi Önderlik çizgisinde partileflme gerçeklefltirilip gerekleri yerine getirilmezse,
fiubat 2007 SERXWEBÛN
böyle bir örgüt ya da kadro, esas olarak da komplonun istedi¤i çizgide bir
durufl gösteriyor demektir. Bu nedenle komplonun baflar› veya baflar›s›zl›¤›n› ilk önce örgüt ve kadro anlay›fl›nda görmek gerekir.
Bir kadro komploya karfl› mücadele etmek istiyorsa, bunu ilk baflta
kadro durufluyla, yöntemiyle, tarz›yla kendi flahs›nda yenilgiye u¤ratmal›d›r. Kadro kendi flahs›nda komployu yenilgiye u¤rat›rsa, daha do¤rusu
Önderlik çizgisinde partileflirse,
komplo ne yaparsa yaps›n bu hareketin yaratt›¤› birikim ve de¤erleri
tasfiye edemez, etkisizlefltiremez, baflar›s›n› önleyemez.
Nitekim 2005’te, PKK’nin yeniden
inflas›yla birlikte yetersiz de olsa,
komplonun ve tasfiyecili¤in yaratmak
istedi¤i örgüt ve kadro anlay›fl›na karfl› yeni bir hamle bafllat›ld›¤› için, mücadelemiz siyasal alanda da, meflru
savunmada da bir ivme kazanm›flt›r.
Halk›m›z 2005 ve 2006 y›llar›nda aya¤a kalkm›flsa, bu, esas olarak PKK’nin yeniden inflas›yla birlikte bir taraftan do¤ru bir ideolojik çizgiye
oturmas›, di¤er taraftan da örgüt ve
kadro anlay›fl›n› yenileyerek yeniden mücadele eder hale gelmesiyle
yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Dolay›s›yla
PKK’nin kuruluflu, örgütsel sorunlar›n afl›lmas› ve siyasal hamle yap›lmas› aç›s›ndan yeni bir dönüm
noktas› olmufltur. Bu nedenle
mücadelenin 2005 ve 2006 y›llar›ndaki geliflimini, PKK’nin yeniden inflas›ndan ayr› görmek mümkün de¤ildir.
Uluslararas› komplonun bugüne
kadar örgüt içine yans›yan etkileri olmad› ya da kadroda, örgüt anlay›fl›nda, yaflam duruflunda hiç y›pratma
yaratmad› demek do¤ru de¤ildir.
Dolay›s›yla komplo sadece tasfiyeciler
üzerinde de¤il, bir bütün olarak örgüt
9
içinde belli olumsuz etkilerde bulundu. Komplocular›n yaratmak
istedi¤i örgüt ve kadro anlay›fl›
belli ölçüde örgüt içinde yer
buldu, ama bu anlay›fla karfl› bir
mücadele sürmektedir. Bir taraftan uluslararas› komplo ve tasfiyecili¤in yaratt›¤› etkiler, di¤er taraftan örgüt içindeki ideolojik durufl ve yanl›fll›klara karfl› gösterilen zay›fl›klar, yine Kürdistan demokratik halk devriminin zorluklarla
dolu olan özellikleri, bu tür yanl›fl e¤ilimlerin flöyle ya da böyle zaman zaman d›fla vurmas›na, pratikte ortaya
ç›kmas›na yol açmaktad›r. Uluslararas› komplonun a¤›r etkisi her zaman
flöyle veya böyle hissedilmektedir.
Karfl›t güçler sürekli
bir ideolojik sald›r› içindedir
Örgütün ideolojik ve teorik yenilenme yaflamas›, örgütsel yap›lanmada
zihniyete uygun yenilenmeler geçirme
süreci içinde olmas› da çeflitli sorunlara yol açmaktad›r. Komplocular›n tasfiyecili¤in ortaya ç›kmas›nda oldu¤u gibi, bu süreci kendi amaçlar› do¤rultusunda de¤erlendirerek, örgüt içinde
dengelerin bozulup sars›lmas›n› hedefledikleri aç›kt›r. Bunun için örgütün
ideolojik, teorik çerçevede yaflad›¤› de¤iflimi, dönüflümü çarp›tarak, sapt›rarak, tasfiyecilik somutunda ortaya ç›k-
t›¤› gibi, kavramlar› kendinlerine göre
yorumlayarak bu de¤iflim sürecini provoke etmek istedikleri görülmelidir.
Uluslararas› komplocu güçler de
flunu bilmektedir ki, örgüt bu de¤iflimi gerçek anlamda yap›p, bu de¤iflim
sürecini örgütte oturtup, bu temelde
bütün enerjisini ve planlamas›n› mücadeleye sevk ederse, bu hareket üzerinde hesap yapmak, komplonun iste-
di¤i düzeyde bir kadro ve örgüt gerçe¤i ortaya ç›karmak, dolay›s›yla siyasal
mücadeleyi engellemek mümkün olmayacakt›r. Çünkü örgüt, ideolojik
kimli¤ini oturtarak sa¤l›kl› ve etkili bir
ideolojik mücadele sürecine girmifl
olacakt›r. Tüm Apo ve PKK karfl›tlar›
bunu görmektedir. Bu nedenle de yaflanan de¤iflimin sa¤l›kl› ve baflar›l› biçimde oturmas›, yerleflmesi ve tüm örgüte, halka mal olmas›n› engellemeye
çal›flmaktad›rlar.
Karfl›t güçlerin sürekli bir ideolojik
sald›r› içinde olmalar›, her yerde Önderli¤in ideolojik tezleri, teorik yaklafl›mlar› üzerinde kuflku uyand›rmalar›,
bu konuda mu¤lakl›k yaratmak için
büyük çaba göstermeleri, yenilenen,
de¤iflen, derinleflen ideolojik kimli¤imizden korkmalar›n›n d›fla vurumudur. Önderli¤imizin bu ideolojik, teorik yaklafl›mlar› ve siyasal de¤erlendirmeleri güzel, ama olmazm›fl biçiminde
bir yaklafl›m› çeflitli biçimlerde dillendirip kafalar› buland›rarak, yeni ideolojik kimli¤imizi oturma çabalar›m›z›
farkl› biçimde bofla ç›karmak istediklerini görmekteyiz. Di¤er yandan
Önderli¤imizin tezlerini tersinden ele
alarak, dünyadaki hakim geliflmelere ayak uydurma biçiminde oldu¤unu dillendirip, bu ideolojik, siyasal
çizginin komplonun istedi¤i çizgiye
yönelmesini sa¤lamak isteyen çevreler de bulunmaktad›r.
Apo’suz ve PKK’siz
Kürt siyaseti olmaz
Uluslararas› komployu bofla ç›karman›n en önemli yolu, komplo neyi
hedefliyorsa bizim onlar› sahiplenmemiz gerekiyor. On y›llard›r süren PKK
mücadelesi karfl›s›nda komplocular›n,
tasfiyecilerin en fazla sald›rd›klar› Ön-
SERXWEBÛN fiubat 2007
10
derlik gerçe¤i, onun yönetim tarz›, örgüt ve kadro anlay›fl›d›r. Tabii ki daha
ilk günden itibaren ideolojik ve teorik
bir sald›r› da yürütmüfllerdir. Esas
olarak da Önderli¤imizi saf d›fl› etmek
istedikleri bilinen bir gerçektir.
Çünkü Önderli¤imizi saf d›fl› ederek
ideolojiyi ve teoriyi, bunun kadro duruflu ve örgüt anlay›fl›n› ortadan kald›rmay› düflünmüfllerdir. Bu gerçekli¤in
komplonun y›ldönümünde bir daha
hat›rlanmas›nda fayda vard›r. Zaman
zaman örgüt içinde komplonun, hatta
tasfiyecilerin istedi¤i bir kadro duruflu
ve örgüt anlay›fl›n› sanki normal bir
fleymifl gibi savunan, dillendiren, hatta
komplonun, tasfiyecilerin ortaya ç›karmak istedikleri örgüt ve yaflam anlay›fl›n› yeni çizgimizin gere¤iymifl gibi örgüte dayatanlar var. Bunlar tabii ki bilinçli veya bilinçsiz, uluslararas› komploya zemin sunan ya da bu komplonun
örgüt üzerinde bask›y› sürdürmesine
umut ve cesaret veren tutum ve davran›fllar olmaktad›r.
Dolay›s›yla da partileflme ruhunu,
örgüte sahiplenme ve yoldafll›k ruhunu
gelifltirmek, örgütsel refleksleri güçlendirmek, Önderlik gerçe¤ine, de¤erlere,
mücadeleye, örgüte sahiplik eden kadro duruflunu derinlefltirip gelifltirmek,
komploya karfl› en etkili mücadele yoludur. ‹deolojik ve politik netli¤in
varoldu¤u ortamda komploya karfl›
mücadelenin her zaman için örgüt ve
kadro duruflunu gelifltirmek ve derinlefltirmekten geçece¤i bilinmelidir. Önderli¤imizin vurgulad›¤› gibi, uluslararas› komplonun önünü alamayan yetersiz yoldafll›k da böylece afl›labilir.
Uluslararas› komployu gerçeklefltirenler siyasal olarak Apo’suz ve
PKK’siz bir Kürt siyaseti amaçl›yordu.
Bütün sald›r›lara ra¤men bu hedefe
ulafl›lmam›flt›r. Özellikle 2005 ve 2006
y›l›nda halk›m›z›n Önderli¤e ve PKK’ye
güçlü biçimde sahiplenmesi, otuz y›ld›r APO’suz ve PKK’siz çözüm dayatmalar› dikkate al›nd›¤›nda, komplonun tümden olmasa da belli düzeyde
bofla ç›kar›ld›¤›n› gösterir. Zaten bizim
uluslararas› komplocu güçlerle öyle
aç›k cepheden savaflma gibi bir yaklafl›m›m›z yoktur. Önderli¤in esaretinden önce de böyle bir siyasal tarza sahip olmad›¤›m›z bilinmektedir. Daha
çok, ideolojik, teorik olarak ve kendi
örgütsel yap›lanmam›z› güçlendirerek,
halk içinde örgütümüzü demokratik
yap›lanma temelinde köklefltirerek
mücadelemizi gelifltirmek istiyoruz.
Kürdistan’da ideolojik ve siyasi
etkinli¤i olan hareket PKK’dir
Bize aç›kça cepheden bir sald›r› yürütmedikleri taktirde, biz de mücadelemizi farkl› biçimde yürütme gerçekli¤ine sahibiz. Kald› ki çok hakl› bir dava yürüten hareket olarak hakl›l›¤›m›z› her türlü güce belli düzeyde kabul
ettirecek bir pozisyonday›z. Nitekim
yürüttü¤ümüz mücadeleyle halk›m›z›n bu hakl› mücadelesini bu çevrelere
de belli ölçüde kabul ettirmifl durumday›z. Bunu yaratan en baflta Önderli¤imizin ideolojik, teorik yaklafl›mlar›,
politik tutumlar›, örgüte ve kadroya
sürekli güç veren de¤erlendirmeleri ve
tüm bunlar›n sonucu halk›m›z›n, Önderli¤imize sahiplenerek mücadeleyi
yükseltme gerçe¤idir.
Uluslararas› komployla PKK’yi bitirdi¤ini, art›k Kürt sorunundan kurtuldu¤unu düflünen bir Türkiye devlet gerçe¤i vard›. Hareketimiz hem meflru savunma gücünü koruyarak hem de siyasal
etkinli¤ini art›rarak bu de¤erlendirmenin do¤ru olmad›¤›n›, Türkiye halk› ve
kamuoyuna göstererek, PKK’nin zor ve
fliddetle bitirilemeyece¤ini ortaya koymufltur. Bunun sonucunda hem devlet
hem siyasal çevreler içinde Kürt soru-
nunun art›k eski klasik yöntemlerle çözülemeyece¤i, farkl› çözüm yöntemlerinin devreye konulmas› gerekti¤i biçiminde bir e¤ilim de ortaya ç›km›flt›r.
PKK’nin uluslararas› komplo sonras› yeniden böyle bir pozisyon kazanmas› önemli bir geliflmedir. Bugün Türkiye-ABD, Türkiye-Güney
Kürdistanl› siyasal güçler aras›ndaki
iliflkilerde PKK’nin bir kriz etkeni olmas›, mücadelemizin etkisizlefltirilmesinin de¤il, siyasal, örgütsel varl›¤›n›n Kürdistan halk›n› ve siyasal geliflmeleri etkileme gücünü sürdürdü¤ünün kan›t›d›r. PKK’nin siyasal gücünün zay›flat›ld›¤›ndan söz edilemez. Belki ABD’nin müdahalesiyle
birlikte milliyetçi Kürt siyaseti Güney
Kürdistan eksenli belli düzeyde bir
güçlenme yaflam›flt›r.
Ancak bugün hala Kürdistan’›n genelinde ideolojik ve siyasi etkinli¤i
olan hareket PKK’dir. PKK’nin böyle
bir konumu hala devam etmektedir.
Belirli Kürt siyasi gruplar› Kürdistan’›n di¤er parçalar›nda etkili olmaya çal›flsalar da bu, ideolojik, teorik,
örgütsel güçlerinden de¤il, belirli siyasal çevreler taraf›ndan beslenmeleriyle ilgilidir. PKK ise ideolojik siyasal gücünü halklar›n demokrasi ve
özgürlük özlemlerine cevap verme niteli¤inden ve halk› örgütleyerek, siyasal güç kazanma tarz›ndan almaktad›r. Zaten komplonun önemli düzeyde bofla ç›kar›lmas› da bu ideolojik
duruflun, halk› örgütlemesinin ve
halk mücadelesine dayal› siyaset yapma tarz›n›n sonucudur.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
11
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ
GELECE⁄E ERTELENEMEZ
“‹çinde bulundu¤umuz aylar tarihi önem arz eden, Kürt halk›n›n adeta kaderinin
belirlenece¤i aylar olmaktad›r. Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak,
Kürt halk›n›n özgür var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da yeni bir inkar sistemi kurularak
Kürt soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu nedenle Kürt sorununun çözümünü
ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören yaklafl›mlar son derece tehlikelidir”
Mevcut siyasal durumun özelliklerini ele al›rken, kuflkusuz öncelikle 1
Ekim’den itibaren gelifltirdi¤imiz yeni
ateflkes süreci üzerinde durmam›z gerekir. Hepimizin yak›ndan bildi¤i gibi,
Önder Apo’nun ça¤r›s› ve hareketimizin karar› temelinde, 1 Ekim’den itibaren beflinci ateflkes sürecini gelifltirmifl bulunuyoruz. Süreli olarak gelifltirilen bu yeni ateflkes girifliminin
ilk yar› süreci yaflanm›fl durumdad›r.
Ateflkes karar› al›r ve ilan ederken de
hem Önder Apo hem de hareketimizin
yetkili organ ve kurumlar› taraf›ndan
ateflkese dair kapsaml› de¤erlendirme
ve tart›flmalar yap›lm›flt›. Geldi¤imiz
bu noktadan geriye dönüp bakt›¤›m›zda, 1 Ekim’den itibaren hareketimizin yeni bir ateflkes süreci gelifltirmifl olmas›n›n isabetli bir karar oldu¤u ve bu sürecin olumlu yönlerinin
daha a¤›r bast›¤› tart›flma götürmez
bir gerçektir.
Kimin fliddet yanl›s› kimin bar›fl
yanl›s› oldu¤u ortaya ç›km›flt›r
Her fleyden önce, 1 Haziran At›l›m›
temelinde iki buçuk y›ll›k süre boyunca
gelifltirdi¤imiz meflru savunma direniflinin yaratt›¤› sonuçlar›n siyasal alana
dönüfltürülmesi ve kal›c› k›l›nmas› için
elveriflli bir ortam yaratm›flt›r. Di¤er
yandan, 2006 y›l›n›n güzünde ve k›fl
bafl›nda Ortado¤u’da yaflanan yeni siyasi geliflmeler aç›s›ndan hareketimizin
ateflkes konumu içinde olmas› isabetli
olmufltur. Öncesinden mevcut geliflmeler görülerek böyle bir ateflkes sürecine
girilmemifl olsayd›, bölgede yaflanan geliflmeler karfl›s›nda hareket olarak atefl-
kes sürecini gelifltirme durumunu tart›flmak zorunda kalacakt›k.
Ateflkes girifliminin yaratt›¤› geliflmelerin bafl›nda kuflkusuz Kürt sorununa demokratik çözüm aray›fl›n›n içte ve d›flta yayg›n olarak tart›fl›lmas›
gelmektedir. Bu konuda belki de tarihin en kapsaml› tart›flmas›n›n yafland›¤›, demokratik güçlerle birlikte
bölgesel ve uluslararas› düzeyde siyasal güçlerin de, hatta devlet güçlerinin
de bu tart›flmaya kat›larak, herkesin
bu tutum karfl›s›nda tav›r aç›klamak
zorunda kald›¤› bir gerçektir. Yine
ateflkes girifliminin demokratik halk
hareketinin gelifltirilmesi, bu hareketin örgütsel ve eylemsel alanda sivil
demokratik inisiyatifini güçlendirmesi
aç›s›ndan güçlü bir zemin oluflturdu¤u tart›flma götürmez bir gerçektir.
Bu çerçevede Özgürlük hareketimiz
öncülü¤ünde Kürt ulusal birli¤i pratik
tutum temelinde yarat›ld›¤› gibi, Türkiye’nin demokratik güçleri ve sivil
toplum hareketinin daha aktif ve örgütsel hale gelmesi aç›s›ndan da
önemli bir teflvik durumu yaflatm›flt›r.
Bunlarla birlikte, ateflkes giriflimi Türkiye’nin siyasi ortam›nda önemli bir
netleflme ve yeni dinamiklerin ortaya
ç›kmas› gibi bir sonuca da yol açm›flt›r. Kimin fliddet yanl›s› oldu¤unu, kimin bar›flç›l demokratik çözümden yana bulundu¤unu hem Türkiye toplumu nezdinde hem de uluslararas› kamuoyu önünde aç›kça ortaya koyarak,
Türkiye’nin inkar ve imhada ›srar
eden bu güçlerinin daha çok teflhir ve
tecrit olmalar›n›, dolay›s›yla s›k›flma
ve zay›flamalar›n› yaratm›flt›r.
Bununla birlikte Kürt inkar› ve im-
has›na dayal› politikalar›n Türkiye’nin
yarar›na olmad›¤› ve baflar› flans›n›n
bulunmad›¤› yönünde Türkiye yönetimi içinde önemli bir e¤ilimin oluflmas›na, bu e¤ilimin yeni dinamikler kazanmas›na yol açm›flt›r. Böylece Türkiye’deki toplum ve devlet yönetimi içinde inkar ve imha e¤iliminin daha da
tecrit edilerek, daralt›lmas› gibi bir durumun ortaya ç›kmas›na, Türkiye siyasi alan›n›n kendi içindeki çeliflki ve
mücadele durumunun geliflmesine zemin sunmufltur.
Ateflkes Kürt sorununun
çözümü için son flanst›r
Ateflkes giriflimimiz, Amerika’daki
7 Kas›m seçimleri ard›ndan geliflen
politik aray›fllar ve Irak’taki geliflmelere de denk düflmüfl; karfl›tlar›m›z aras›nda Kürt sorununa fliddet d›fl› yaklafl›m gösterilmesi e¤iliminin daha da
güçlenmesine, Kürt sorununa demokratik çözüm arayan hareketimizin daha çok dikkate al›n›r bir konum kazanmas›na yol açm›flt›r. Kuflkusuz
bütün bu geliflmeler önemlidir ve asla
küçümsenmemeli, görmezden gelinmemelidir. Ancak ayn› oranda yeterli
de görülmemelidir. Çünkü yaflanan
geliflmeler, bizim aç›m›zdan henüz daha etkili mücadele yürütmek için baz›
f›rsat ve imkanlar› elde etme düzeyindedir. Oysaki beflinci ateflkes karar›m›zla birlikte Önderlik ve hareket olarak yaklafl›m›m›z, baz› kazan›mlar elde etmekten öteye, Kürt sorununun
demokratik siyasal çözümünü ad›m
ad›m gelifltirme yönünde bir stratejik
sonuç ortaya ç›kartmakt›.
SERXWEBÛN fiubat 2007
12
Nitekim daha ateflkes karar›na ulafl›r, ça¤r› yaparken bile, Önder Apo bu
gerçe¤e ›srarla dikkat çekti. Beflinci
ateflkesin Kürt sorununun demokratik
siyasal çözümü aç›s›ndan son bir flans,
bu temelde yarat›lm›fl büyük bir f›rsat
oldu¤unu ifade etti. Kendisinin bu giriflimin de baflar›s›z olmas› halinde art›k
yeni giriflimler yapamayaca¤›n›, yeni
ateflkes ça¤r›lar›nda bulunamayaca¤›n›, bu bak›mdan bu beflinci ateflkes
girifliminin mutlaka stratejik baflar› kazanmas› gerekti¤ini netçe ortaya koydu.
Kürt sorununun çözümüne
duyarl› yaklafl›lmal›d›r
Önder Apo, daha bafltan ifade etmifl
oldu¤u bu görüflünü pratiklefltirmek
için çaba harc›yor. Hem devlet cephesinde yaflanan geliflmeleri hem de demokratik güçlerin yürüttü¤ü mücadeleyi zay›f ve yetersiz görerek, Kürt sorununun çözümüne daha ciddi ve somut
yaklafl›lmas›n› istiyor. Ateflkesi stratejik
baflar›ya dönüfltürmek için her türlü
riski göze alarak mücadele ediyor. Önder Apo’nun, “e¤er demokratik siyasi
çözüm olmazsa, 1993 y›l›ndan itibaren
bu do¤rultuda gelifltirdi¤im stratejik
yaklafl›m ve çabalar› geri al›r ve kendim
de geri çekilirim, PKK hareketini ve
Kürt halk›n› kendisi hakk›nda kendisinin karar vermesini isteyerek, özgür b›rak›r›m” biçimindeki aç›klamalar› bu
temelde ortaya ç›k›yor.
Önder Apo’nun gelifltirdi¤i bu yaklafl›mlar› ve uyar›lar›n›, yine bu do¤rultuda harcad›¤› çabay›, gösterdi¤i direnifli ciddiye almak gereklidir ve bir de
do¤ru ve yeterli anlayarak ona gerekli
cevab› vermek zorunludur. Kesinlikle
Önder Apo’nun son tutumunun, “bar›flç›l, demokratik çözüm stratejisini,
yani uzlaflma ile çözüm arama strateji-
sini geri çekerim” aç›klamas›n›n bir
blöf olmad›¤›, Önder Apo’nun bu konuda çok ciddi ve kararl› oldu¤u tart›fl›lmaz bir gerçektir. ‹çinde bulundu¤u
koflullar›n zorlamas› sonucu gelifltirilen düflünceler olarak görmek de kesinlikle do¤ru de¤ildir. Önderlik, ne yaflad›¤› koflullar›n zorluklar› nedeniyle
böyle bir tutumu ifade etmekte ne de
blöf yapmaktad›r. Tersine, bütün bunlar›n çok derin bir siyasi anlam› vard›r
ve Önder Apo son derece ciddi ve kararl›d›r. E¤er önerileri temelinde içinde
bulundu¤umuz süreçte Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü yönünde ad›mlar at›lmazsa, Önder
Apo’nun ifade etti¤i do¤rultuda yeni
kararlar alaca¤›n› ve yeni tutumlar gelifltirece¤ini beklemek gerekir. Daha
ateflkes ça¤r›s› yaparken de “bu ateflkes süreci baflar›ya gitmezse, topyekûn
savafl gündeme gelir” diyerek, asl›nda
bu tutumunun tan›m›n› yapm›flt›.
Önder Apo, mevcut stratejiyi geri çekebilece¤ini ve kendisinin de geri çekilebilece¤ini söylerken, ne yapmak istemektedir? Her fleyden önce Kürt sorunuyla ilgili olan tüm çevreleri uyarmakta ve ciddiyete davet etmektedir.
Türkiye toplumunu ve devleti yöneten
güçleri böyle bir ciddiyete ça¤›rd›¤› gibi, Kürt halk›n›, tüm ulusal demokratik güçleri ve hareketimizi de ciddi yaklaflmaya, sürece do¤ru ve yeterli sahip
ç›kmaya ça¤›rmaktad›r. Nitekim ateflkes sürecinin pratik yürütülüflünün
son derece zay›f ve yetersiz oldu¤u, bunun da ateflkes girifliminin stratejik
baflar›s›n› zay›flatt›¤›, bu durumun
Önder Apo’da ciddi bir rahats›zl›k ve
tepki ortaya ç›kartt›¤› bir gerçektir.
Önderli¤imiz, ateflkes süreci boyunca yapt›¤› aç›klamalar ve gösterdi¤i tutumla çok net bir biçimde dayatmada
bulunmaktad›r. Bunun ya çözüm ya
çözüm dayatmas› oldu¤u aç›k bir gerçektir. Önder Apo, Kürt sorununa
mutlak surette çözüm istemektedir.
Bunun demokratik siyasal yöntemlerle ve bar›fl içinde olmas›n› arzu etmektedir. Ancak bu olmazsa, baflka yöntemlerle de böyle bir çözümün dayat›lmas› gerekti¤i görüflündedir. Amac›
kesinlikle Kürt sorununun çözümünü
sa¤lamak ve bunu da mutlaka içinde
bulundu¤umuz koflullarda ortaya ç›kartmakt›r. “Olacaksa bir çözüm, içinde bulundu¤umuz süreçte olmal›, art›k daha ileriye ertelenmemelidir” demektedir.
2007 y›l› Kürt halk› aç›s›ndan
tehlikelerle dolu bir y›ld›r
Önder Apo neden bu kadar net ve
kesin bir tutum içindedir? Çünkü içinde bulundu¤umuz koflullar› Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan en elveriflli koflullar olarak görmektedir. Bu
nedenle mevcut elveriflli koflullar›n çözüm yönünde de¤erlendirilmesini ve
tarihin en a¤›r sorunlar›ndan olan
Kürt sorununun çözümünün bu temelde gerçekleflmesini istemektedir.
Di¤er yandan e¤er mevcut koflullarda
çözüm gerçeklefltirilmez, bu elveriflli
ortam çözüm yönünde de¤erlendirilmezse, daha sonra geliflebilecek süreçlerin Kürt halk›n›n varl›¤› ve gelece¤i
aç›s›ndan ciddi tehlikeler içerebilece¤ini öngörmektedir.
2007 y›l› aç›s›ndan durumlar ciddidir. Hem f›rsatlar ve imkanlar aç›s›ndan hem de tehlikeler aç›s›ndan öyledir. E¤er bunu böyle tan›ml›yorsak ve
bu söyledi¤imize inan›yorsak o zaman
bütün prati¤imizin, çabam›z›n buna
uygun olmas› gerekir. Buna uygun olmazsa, o zaman bofl söz söylenmifl
olur. Söz ayr›, pratik ayr› olamaz. So-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
nuçta pratik durufl belirleyici oldu¤u
için bu yaklafl›m baflar›s›zl›¤a götürür.
Bu bak›mdan durum ciddidir. Bu
ciddiyeti bütün düflüncemizde, davran›fl›m›zda ve çal›flmam›zda göstermemiz gerekmektedir. Denilebilir ki zaten
PKK mücadelesinin hepsi böyledir. Bu
do¤rudur ve PKK hareketi hiçbir zaman ola¤an bir mücadele süreci içerisinde olmad›. Fakat 2007 bahar›ndaki
kadar da ola¤anüstü özelikler tafl›yan,
çözümün gelip efli¤e dayand›¤›, siyasi
sürecin bu denli kaygan ve de¤iflken
hale geldi¤i bir süreç hiç oluflmad›. Zaman zaman buna yak›n süreçler geliflse de bu düzeyde ilk kez gelifliyor.
Bu nedenle yeni sürece genellemeci
yaklaflarak geçmiflle k›yaslamamak, iflte her zaman böyleydi, bu y›l da böyle
olacak dememek ve kendini yan›ltmamak büyük önem arz ediyor. Herkesin
bu duyarl›l›¤› göstermesi, böyle bir de¤erlendirmeye denk bir tutum içinde
olmas› önemlidir.
Irak küresel sermaye güçleri
ile statükocu güçlerin
çat›flma alan›na dönüfltü
Önder Apo, içinde bulundu¤umuz
koflullarda Kürt sorununa çözüm bulunmamas›n›n yeniden Kürt inkar› ve
imhas› temelinde bir bölgesel ve uluslararas› statükonun yarat›lmas›na yol
açabilece¤ini düflünmektedir. Nitekim
bölgedeki mücadele, bu yönlü aray›fllar, daha flimdiden böyle bir tehlikenin
ipuçlar›n› vermekte ve ciddi bir tehdit
oldu¤unu göstermektedir.
Önder Apo’nun Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan uygun gördü¤ü ve çözümün mutlaka gerçekleflmesini istedi¤i politik koflullar nas›ld›r?
Her fleyden önce küresel sermaye
13
güçleriyle bölgenin despotik ulus devlet yap›s› aras›nda süren III. Dünya
Savafl›’nda yeni ve önemli bir dönemece gelindi¤i gözlenmektedir. Küresel sermaye sistemi ad›na ABD’nin
Ortado¤u’ya yöneltti¤i silahl› müdahale, bölgedeki ulus devlet statükosunu Afganistan ve Irak zeminlerinden
parçalayarak, belli bir düzey yaratm›fl, ancak bu müdahaleyi bölgenin tümüne ayn› düzeyde yayamam›fl,
net bir sonuca götürememifltir.
Bush yönetiminin 2003’ten beri
belirledi¤i politikalarda ciddi de¤ifliklik olmad›. Süreç itibariyle zorland›kça baz› aç›l›mlar yapmaya çal›flt›.
Geldi¤i nokta, ABD-Türkiye-Irak üçlü
ittifak›n› yaratmak, bu temelde bölgesel durufl kazanmakt›. Bu politikan›n
baflar›s› baz› güçler taraf›ndan –hem
uluslararas› hem de bölgesel güçler
taraf›ndan– engellendi. AB, Rusya,
Çin bu konuda ABD’ye bir biçimde
köstek koymaktad›r. Yine bölgede de
Türkiye yönetimi baflta olmak üzere
‹ran ve Suriye de engel koydu. Sonuçta Bush yönetimi seçim yenilgisi
ald›. Bunun ard›ndan bir y›¤›n tart›flma oldu. Madem yönetimin izledi¤i
politikalar Amerikan toplumu taraf›ndan kabul görmemifltir, o zaman
toplum taraf›ndan kabul gören politikalar neler olmal›d›r diye iki ayl›k bir
tart›flma süreci yafland›. Amerikan
baflkan› bu süreci bocalama olarak
“Önder Apo, içinde bulundu¤umuz koflullarda Kürt sorununa
çözüm bulunmamas›n›n yeniden Kürt inkar› ve imhas› temelinde
bir bölgesel ve uluslararas› statükonun yarat›lmas›na
yol açabilece¤ini düflünmektedir. Nitekim bölgedeki mücadele,
bu yönlü aray›fllar daha flimdiden böyle bir tehlikenin ipuçlar›n›
vermekte ve ciddi bir tehdit oldu¤unu göstermektedir”
tan›mlad›. 2007 y›l›na girifl mesaj›nda, Irak’ta bocalamadan teröre karfl›
savafl› sürdürece¤iz aç›klamas›n› yaparak, asl›nda Amerika’da yürütülen
tart›flmalar›, o tart›flmalar çerçevesinde yönetimin içine düfltü¤ü durumu bocalama olarak tan›mlad›. Bocalamadan yürütmenin politik ilkelerini
aç›klad›. ‹flte yeni Amerikan politikalar›, Bush yönetiminin yeni politikalar ad› alt›nda yapt›¤› aç›klamalar
bunu ifade etmektedir.
Irak’ta askeri iflgal
baflar›l› sonuç vermedi
Asl›nda ABD 2003’te Irak’a müdahale ederken ya da daha öncesinden
11 Eylül olaylar› ard›ndan fler ekseni
biçiminde tan›mlad›¤› ve silahl› mücadele ile bu fler eksenini ortadan kald›rmay› öngördü¤ü politikalar› etkili bir
biçimde yürütemedi. Irak’ta bir ç›kmaza girdi, bir çak›lma oldu. Her ne kadar propagandas›n› yapt›ysa da pratikte onu yürütemedi. 7 Kas›m seçimleri ard›ndan ise buna ters politikalar
içeren raporlar haz›rland›, tart›flmalar
yürütüldü. ABD’nin 2003’ten bu yana
izledi¤i politikalar› de¤ifltirmesini ön
gören teklifler gündeme geldi. Özellikle Demokratlar›n ald›¤› meclisteki ço¤unlu¤a da dayal› olarak bu öneriler
önem kazand›. Hangisi benimsenecek
diye tart›flmalar yürütülmekteydi.
Bush yönetiminin aç›klamalar› asl›nda her ikisini de yürütemeyece¤ini
gösterdi. Yani ne 2003’te müdahale
ederken önüne koydu¤u o fler eksenini silah zoruyla ortadan kald›rabilecek
bir güce sahip, ne öyle bir politika yürütebilecek bir durumda ne de Irak çal›flma grubunun haz›rlad›¤› rapor gibi
bölge statükosu ile uzlaflmay› öngören
bir politik de¤ifliklik yapt›.
Bush yönetiminin aç›klad›¤› politikalar neyi ifade ediyor? Irak’ta düzeni
sa¤lamay› ifade ediyor. fiimdiye kadar
da 2003 müdahalesinden bu yana
Bush yönetiminin esas ald›¤› çizgi
buydu. Irak’a tümden hakim olma,
Irak’› Ortado¤u’daki statükoya karfl›
mücadelede temel bir dayanak, örnek
bir güç, bir model, bir üs olarak kullanmak. Fakat müdahale karfl› dire-
14
SERXWEBÛN fiubat 2007
l›flmas›nda de¤erniflle zorland›, hakimilendirmek, kullanyet kuramad›. Askeri
“ABD’nin bölgede öngördü¤ü yeni sistemin Kürt sorununun
mak istiyorlar. Bu
iflgal baflar›l› sonuç
çözümü temelinde mi gerçekleflece¤i yoksa Kürt inkar› ve
durum bölge güçlevermedi, yani bir çat›flimhas›na dayanan ulus devlet statükosunun biraz cilalanarak
rini çok derinden
ma durumu ortaya
yeniden
yarat›lmak
m›
istenece¤i,
Kürt
toplumu
aç›s›ndan
büyük
etkilemektedir. Buç›kt›, tam hakim olamad›. Siyaseten de bir önem arz etmektedir. Geliflmeler Kürt halk›n›n yeni ve ciddi na karfl› ‹ran’›n ittifak aray›fllar› göatt›¤› baz› ad›mlar asbir tarihsel süreçle karfl› karfl›ya kald›¤›n› göstermektedir”
rülmektedir. fiii etkeri fliddeti durdurakinli¤i onlar› bölgecak bir düzey kazanZaten Mart 2003 müdahalesinden de güçlendirmifl durumdad›r. Ona da
mad›, öyle bir uzlaflma ortaya ç›karmad›. Bölgedeki birçok milliyetçi ve di- bu güne kadar Amerika’n›n bütün ça- dayanarak, onun verdi¤i belli bir güçni güç, bu iflgal, müdahale karfl›s›nda bas› bunun üzerine oldu. Bu durum le de bölgenin, dünyan›n di¤er alanlabirleflerek, ittifak yaparak ya da kendi- neyi ifade ediyor? Sünni direniflini ez- r›nda destek arayan çabalar› bulunni örgütleyerek karfl› direnifl içerisine meyi ifade ediyor. Onun da ilk örne¤i maktad›r. ‹ran Cumhurbaflkan› t›pk›
girdi. Dolay›s›yla Amerika’n›n Irak’ta Saddam’›n ve yard›mc›lar›n›n idam Türkiye yönetimi gibi yo¤un bir diploiçine düfltü¤ü durum bir ç›kmaz, çö- edilmesi oldu. Bu, Irak’taki mücadele- matik faaliyet yürütmektedir. ABD’ye
zümsüzlük durumu oldu. Seçim so- de radikal, sert tutumu ABD’nin sür- karfl› hem bölgede hem de uluslararas›
nuçlar› da zaten bunu yans›t›yor. Yö- dürece¤inin bir kan›t›d›r. Sünni örgüt- alanda küresel düzeyde bir karfl›tlaflnetimin içine düfltü¤ü bu baflar›s›zl›- leri, silahl› örgütleri ezme karar›nda ma yaratmaya çal›flmaktad›r.
¤›n sonuçlar› asl›nda 7 Kas›m seçimle- oldu¤unu gösteriyor. Onunla da s›n›rl›
de¤il, fliiler aç›s›ndan da benzer aç›klarindeki yenilgi ile ortaya ç›kt›.
Kürt halk› yeni ve ciddi bir
may› yapt›lar. Özellikle El Sadr grubu
için. Mezhep çat›flmas›n› bu biçimde
tarihsel süreçle karfl› karfl›yad›r
Bush yönetimi Irak’taki
durdurmak istiyorlar. fiii, sünni silahl›
radikal çizgisini sürdürecek
güçlerini etkisizlefltirerek, Irak’ta bir siABD, bölgedeki eski statükoyu aflyasi istikrara, bu temelde bir yönetime ma mücadelesini farkl› yöntemlerle de
Bush yönetiminin Ortado¤u’daki ulaflmay› hedeflemektedirler.
olsa sürdürmeye devam ederken, uzmevcut statükoya karfl› yöneltti¤i siMevcut durumda silahl› güçleri laflma ve ittifak aray›fllar› temelinde
lahl› müdahaleyi daha ileriye götüre- ezerler de bu durumda bir yönetim or- yeni Ortado¤u sisteminin yarat›lmas›
memesinin ve Irak’ta bir askeri ç›kmaz taya ç›karsa, burada flii-Kürt etkinli¤i yönünde ad›mlar atmaya da çal›flaiçine düflmesinin temel nedeni; Orta- fazla olacakt›r. Sünni kesim, siyasi ya- cakt›r. Küresel sermaye güçleriyle Ordo¤u’nun tarihsel, toplumsal ve siyasi p›lar çok daha fazla ezilecek, darala- tado¤u’nun ulus devlet güçleri aras›ngerçe¤ini do¤ru ve yeterli de¤erlendire- cakt›r. Bunun iflaretleri vard›r. Sünni- da yaflananlar, mücadelenin bölge
memesi, bu nedenle bölge gerçekli¤ine ler hem milliyetçilik hem de mezhepçi- statükosunu parçalama temelinde yüuygun bir mücadele stratejisi ve tak- lik temelinde büyük ölçüde silahl› ör- rüme sürecini geride b›rakt›¤›n›, bir
tiklerini gelifltirememesi olarak de¤er- gütlülü¤ü temsil etmektedir. Baas ör- yandan bu statükonun afl›lmas› do¤lendirilebilir. Kuflkusuz ABD’nin temel gütlülü¤ü onlar›n içinde sürmektedir. rultusunda mücadele gelifltirilirken,
amaçlar› de¤iflmemektedir, yani Orta- ABD’nin, bunlar› ezerek Irak’ta bir is- di¤er yandan yeni statükonun olufltudo¤u’daki ulus devlet sistemini aflma tikrar, düzen kurup, Irak üzerinden rulmas› sürecinin de bafllad›¤›n› gösve Ortado¤u’yu küresel sermaye siste- bir bölge yap›lanmas› yaratma gibi bir termektedir.
mi içinde eritme hedefinden ABD yö- düflüncesi, yaklafl›m stratejisi vard›r.
Bu da ABD siyaseti aç›s›ndan, yeni
netimi vazgeçmeyecektir.
Yeni politika onu içerdi, bu konuda da Ortado¤u statükosunun oluflturulma
Bush yönetiminin aç›klad›¤› fleyin Bush yönetiminin bunu 2007 y›l›nda çal›flmalar›n›n bafllamas› anlam›na
özü, Irak’ta hakimiyeti sa¤lamakt›r. gerçeklefltirme gibi bir hedefinin oldu- gelmektedir. Nitekim bu, bölgenin tüm
Onun için, radikal çizgi sürdürülecek ¤u söylenmektedir.
güçlerini duyarl› hale getirmifl,
diye sert baz› deyimler de kullan›l›yor,
Siyasi olarak da zaten onu yapmas› ABD’nin bu yeni aray›fl› ve yeni sistem
aç›klamalar da yap›l›yor. Kendini ra- laz›md›r. 2008’de yeni seçim gündeme yaratma yönünde ad›m atmaya bafllahatlat›c›, hakim k›l›c› bir siyasi orta- gelecektir. Bush yönetimi yapabilece- yaca¤› izlenimini vermesi, bölgenin yama ulaflmak istiyor. Esas olarak da ¤ini esas itibariyle bu y›l içinde yapa- p›lanmas› içinde yer alabilmek için
yapmak istedi¤i, Irak’ta hakimiyeti cakt›r. Bunun için yeni asker gönder- tüm bölge güçlerini daha duyarl› ve çasa¤lamak ve öngördü¤ü biçimde bir me kararlar› al›nd›. Irak’a müdahale ba harcar hale getirmifltir.
düzen kurmak. Bunun için karfl›t si- eden güçleri ‹ran’›, Suriye’yi uyard›lar.
Bu durum Kürdistan’› ve Kürt toplahl› güçlerin ezilmesini öngörüyor. Hewler’deki ‹ran temsilcili¤i bu temel- lumunu da yak›ndan ilgilendirmekteAç›klad›¤› yeni politikan›n özü bu, bu de bas›ld›. Yine Kürdistan’da da baz› dir. ABD’nin bölgede öngördü¤ü yeni
da yeni bir fley de¤il.
güçleri Ba¤dat’ta istikrar› sa¤lama ça- sistemin Kürt sorununun çözümü te-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
melinde mi gerçekleflece¤i, yoksa Kürt
inkar› ve imhas›na dayanan ulus devlet statükosunun biraz cilalanarak yeniden yarat›lmak m› istenece¤i, Kürt
toplumu aç›s›ndan büyük bir önem
arz etmektedir. Geliflmeler, Kürt halk›n›n yeni ve ciddi bir tarihsel süreçle
karfl› karfl›ya kald›¤›n› göstermektedir.
Ortado¤u’da I. Dünya Savafl› ard›ndan oluflan despotik ulus devlet statükosunun bir yandan Kürdistan özgürlük mücadelesiyle, di¤er yandan
ABD’nin on befl y›ld›r izledi¤i politikalarla merkezden, yani Irak’tan parçaland›¤› ve eski statükonun yeniden tesis edilmesinin mümkün olmad›¤› bir
gerçektir. Irak’ta Saddam yönetiminin
y›k›lmas›, asl›nda bölgesel düzeyde
ulus devlet sisteminin parçalanmas›n›
yaratm›fl ve afl›lmas› yönünde önemli
bir geliflmeyi ifade etmifltir.
Hem Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesi hem de ABD sald›r›lar› sadece
Saddam yönetimini y›kmakla s›n›rl›
kalmam›fl, ayn› zamanda ulus devlet
sisteminin despotik, diktatöryal, milliyetçi, bölge gerçe¤ine uymayan d›fl patentli yüzünü iyice a盤a ç›kar›p, teflhir
etmifltir. Yine ulus devlet güçlerinin deyim yerindeyse burunlar› iyice sürtülmüfl ve tarihlerinin en zay›f dönemini yaflar duruma sokulmufllard›r. Bu
durumun yaratt›¤› zorlanma, çözümsüzlük ve ç›kmaz içinde olan bölgenin
ulus devlet güçleri, ABD’den esen son
politik de¤iflim rüzgar› karfl›s›nda yeniden bir hareketlenme, umutlanma ve
15
yeni çabalar içine girmifllerdir.
Bu durum karfl›s›nda ‹ran derhal
Irak ve Suriye yönetimlerini ortak toplant›ya ve birlikte ittifak oluflturmaya
ça¤›r›rken, bölgeden d›fllanma endiflesi ile yüklü olan Türkiye yönetimi ise,
‹ran ve Suriye yönetimleriyle en üst
düzeyde görüflmeler yaparak, ABD’deki politik de¤iflikliklere göre bölgede
neler yapabileceklerini belirlemeye çal›flm›flt›r.
Kürtler parçasal de¤il bütünsel
çözüm için mücadele etmeli
Irak, Lübnan ve Filistin alan›ndaki
geliflmeler, ‹ran yönetimini biraz rahatlatm›fl ve güçlendirmifl olsa da
mevcut durumuyla yak›n süreçte
‹ran’›n ABD yönetimiyle uzlaflmaya
varmas› zordur. Dolay›s›yla önümüzdeki süreçte bölgesel düzeyde ABD‹ran çeliflkileri devam edecek ve bu çeliflki bölgedeki geliflmeler üzerinde etkisini sürdürecektir. Bir süreden beri
ABD bask›lar› alt›nda iyice bunalm›fl
olan, kendi içinde de çeflitli sorun ve
bölünmeleri yaflayan Suriye yönetiminin bu geliflmeler karfl›s›nda daha dikkatli davranaca¤›, hatta ABD ile uzlaflma ve ittifak yollar›n› arayaca¤›, o
alandaki geliflmenin bu yönlü olaca¤›
daha flimdiden anlafl›lmaktad›r.
ABD’deki son politik yaklafl›mlar›n
Irak’taki çat›flmal› durumu ne oranda
sona erdirece¤i ve Irak’› ne oranda bir
istikrara götürece¤i henüz belli de¤ildir.
Nitekim flimdiye kadar Irak’›n istikrarl›
sahas› olarak de¤erlendirilen Güney
Kürdistan da ABD’nin yeni politik aray›fllar› temelinde daha fazla kayg› ve endifle alan›, dolay›s›yla giderek bir istikrars›zl›k alan› olmaya adayd›r. Çünkü
bu politikalar Güney Kürdistan’da ulafl›lan statükoyu tehdit etmektedir. Bir
yandan Kerkük sorunu daha çok alevlendirilmekte, di¤er yandan hem güneyden hem de kuzeyde Türkiye taraf›ndan
Güney Kürdistan’daki geliflmeler aç›kça
tehdit edilir olmaktad›r.
Güney Kürdistan Federe Yönetimi’nin bu geliflmeler karfl›s›nda ulaflt›¤›
güç düzeyini korumaya çal›flaca¤› aç›kt›r. Ancak bu konuda ne denli direngen
olabilece¤i ve mevcut statüyü ayakta
tutabilece¤i belli de¤ildir. ABD ve Türkiye’den gelen bask›lar ve verilecek k›smi
tavizler karfl›s›nda, mevcut düzeyden
geri ad›m atarak, onlarla uzlaflma yoluna gitme, kendi dar bölgesel, afliretsel
ç›karlar›n› bu temelde koruma yaklafl›m› hakim hale gelebilir. Di¤er yandan,
içinde bulundu¤umuz süreçte, Kürdistan’›n bir parças›nda çözümü dayatmak, onu esas almak yeterli olmayacak, hatta varolan düzeyi de kaybetmek
ya da uzlaflmak zorunda kalmak gibi
tehlikeli bir durumu ortaya ç›karacakt›r. Dolay›s›yla Kürt sorununun bölgesel çözümünü içinde bulundu¤umuz
politik mücadele sürecine bütünlüklü
bir çözüm olarak dayatmak, baflar›l› olmak aç›s›ndan zorunludur.
Türkiye’nin Irak politikalar›
dibe vurdu
Burada esas olan, Türkiye’nin durumudur. Geliflmeler Türkiye’yi ürkütmüfltür. Türkiye, geliflmeler karfl›s›nda
çok zay›f kalm›flt›r. Buna bir karfl›
hamle olarak Kerkük sorununu gündeme getirdi. Gece gündüz demeden Kerkük tart›flmas› yapmaktad›rlar. Ankara’da bir Kerkük konferans› yapt›lar.
Kürtler d›fl›nda herkesi kat›yorlar. Kerkük’e askeri müdahale nas›l olur, onun
tart›flmalar› yap›lmaktad›r. 2006 bahar›ndaki askeri hareketlili¤in PKK için
oldu¤u san›ld›, oysa Kerkük için bir haz›rl›k oldu¤unu söyleyen çevreler bulunmaktad›r. Türkiye, Irak çal›flma ra-
SERXWEBÛN fiubat 2007
16
porunun ABD’nin yeni politikas› olaca¤›n› umut etmiflti. Bu biçimde ABD
kendilerine daha fazla taviz verecek,
dolay›s›yla uzlaflacaklard›. Onun için
hemen haz›rl›k yap›ld›.
Yani bir yandan Irak yönetimi üzerinde etkili olmak için haz›rl›k yap›l›rken, di¤er yandan böyle bir ortamdan
yararlanarak PKK’yi ezebilir miyim,
tasfiye edebilir miyim yaklafl›m›na kap›larak haz›rl›k yap›ld›. Önderli¤imizin
Genelkurmay-Baflbakanl›k uzlaflmas›
dedi¤i nokta burada ortaya ç›kt›. Türkiye mevcut ortam› bu iki aç›dan de¤erlendirebilece¤ini umut etti. Buna
göre aray›fl ve çaba içine girdi. Hem
bölgesel güçlerle hem de ABD’li yetkililerle görüfltüler. Bölge düzeyinde hareketli hale geldiler. Umutland›lar, hesaplar yapt›lar. Kendileri aç›s›ndan
garanti gibi gördüler.
Zaten Türk bas›n› ilginç bir flekilde
ABD’de sanki seçimleri kendileri kazanm›fl gibi sevinç duymaktayd›. Bush
yönetimi için söylenmedik söz b›rak›lmad›. Fakat ABD yönetiminin y›lbafl›nda aç›klad›¤› politikalar, bütün bu hesaplar› çökertti. Saddam’›n idam›, ard›ndan ona denk düflen yeni Amerikan
politikas›, Bush yönetiminin 2007 y›l›nda izleyece¤i politikalar›n belirginleflmesi, Türkiye yönetiminin, AKP yönetiminin bu hesaplar›n› bozdu. Bu, çok nettir. Dolay›s›yla Irak için yapmaya çal›flt›¤› haz›rl›klar elinde kald›, böylece fliiler ve Kürtlerle daha aç›k karfl› karfl›ya
geldi. Çünkü sünni konferans› yapmaktayd›. ABD politikalar›n›n Irak’ta silahl›
güçleri ezme siyaseti do¤rultusunda
sünnileri daha da zay›flataca¤›, dolay›s›yla flii-Kürt yönetiminin daha çok pekiflece¤i, bunun içinde de Kürtlerin daha çok a¤›rl›k kazanaca¤› ortaya ç›kt›.
150 kiflilik Kürt taburunun Ba¤dat’a denetimi sa¤lamak üzere yollanmas›na, Amerika bile umut ba¤lamaktad›r. Bu, Amerika ile Kürtler aras›nda
yeni bir iliflki durumunu ortaya ç›kartmaktad›r. Türkiye’nin hesab›, sünnilerin daha çok öne ç›kart›laca¤›, daha
fazla kat›l›m gösterecekleri yönünde
oldu. Çünkü Amerika ç›kmaza girdi,
silahl› güçleri ezemedi, dolay›s›yla onlar› bertaraf etmek için, yönetimde
sünnilere biraz daha fazla yer verece¤i
yönündeydi hesaplar›.
Öyle olsayd›, mevcut Irak yönetim
yap›lanmas›nda bir daralma ortaya ç›karacakt›. Yani flii-Kürt ittifak›na dayal› yönetimi daraltacakt›. Türkiye’nin
bu noktadaki hesab› sadece PKK’yi ezmek de de¤il, Irak’taki yönetimde de¤iflikli¤in olmas›n› sa¤lamak, bu durumda Güney Kürdistan’daki mevcut
statüyü de daraltmakt›. Kendisinin
umudu, en az›ndan Güney s›n›r›ndaki
yeni siyasi oluflumu, Kürt siyasi oluflumunu kendisi aç›s›ndan denetim alt›na al›nmas›n› sa¤lamakt›. Mevcut geliflmeler bunun tersidir.
ABD’nin Kürtlerle iliflkisi
TC’yi telaflland›rmaktad›r
Amerika’n›n politikas› Irak’ta o silahl› güçleri durdurmak olunca, bu durumda en etkili güç, Kürtler olmaktad›r. Geçmiflte de belli oranda etkinlik
sa¤lad›lar. fiimdi de hem flii hem sünni, ABD’ye karfl› savaflan güçlerin ezilmesi siyasetinde Amerika’n›n en çok
dayanaca¤› alan Güney Kürdistan
alan› olmaktad›r. Böyle bir ortamda
Kürtleri karfl›ya almak de¤il, Kürtlerin
Irak yönetiminde etkinliklerinin daha
da artmas›, dolay›s›yla Güney Kürdistan statükosunun daralma tehdidi alt›ndan kurtulup daha da genifllemesi
gibi bir durum ortaya ç›kmaktad›r. Bu
yönlü anlaflmalar vard›r, zaten anlaflma olmazsa Kürt güçleri Ba¤dat’a gitmezlerdi. Kürt güçleri Ba¤dat’a götürüldü¤üne göre, ona karfl› da ABD’nin
Güney Kürdistan statüsüne dair Kürt-
lere verdi¤i güvenceler, tavizler vard›r.
fiimdi Irak’ta silahl› güçlerin ezilmesiyle ortaya ç›kart›lmak istenen siyasi
yap›n›n gidiflat›, Kürtlerin etkinli¤inin
artmas› yönündedir. ABD politikas›n›n
flu anki durumunun öngördü¤ü budur.
Bu, Türkiye’yi telafla düflürmüfl durumdad›r. Türkiye tam tersini hesap
ederken, böyle bir durumla karfl› karfl›ya gelince, Irak yönetimi düzeyinde Kürt
etkinli¤inin artt›¤›, o olmazsa ayr›l›p ayr›
devlet olma tehdidinin bile Güney s›n›r›nda Kürtlerden geldi¤ini görünce, Kürt
inkar› ve imhas›n› öngören siyaset en
zor durumu yaflamaktad›r. Bunun için
Amerika’ya yönelik tehditler aç›klad›lar.Kerkük konferans› yapt›lar. Meclis
tart›flmalar› oldu. Kerkük’e askeri müdahale karar› alaca¤›z diye ABD ve
bölge güçlerini tehdit etmektedirler.
Türkiye, Irak’taki, yine Kerkük’teki
geliflmelere göre, askeri müdahale etme
tehdidini artt›rarak sürdürecektir. Referandumu mesele yapmaktad›rlar. Referandumun ertelenmesini, Irak çal›flma grubu raporu öngörmekteydi. Türkiye’nin çabas› da o yönlüdür. En son
baz› ABD’liler, anayasan›n öngördü¤ü
ilkelerin uygulanaca¤›n› aç›klad›lar.
Bu, Türkiye’yi daha çok endiflelendirdi.
Mevcut haliyle zay›f durumdad›r. Bunun için en ileri düzeyde bir siyasi ve
askeri tehditte bulunulmaktad›r. Baz›
askeri haz›rl›klar da yap›lmaktad›r.
Güney’in vurulmas› hesab›n› yapmaktad›rlar. Yani baz› politikalar›n› uygulamada bizim varl›¤›m›z› bir vesile olarak
kullanmak istemektedirler.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
2007
Türkiye için de kader y›l›d›r
Di¤er taraftan, esas olarak bu tehditlerin bir yönüyle bizim üzerimize
pazarl›k konusu olmas›d›r. Onu görmemiz önemlidir. Tehdit ederek
ABD’yi de Güney Kürdistan’daki yönetimi de bize karfl› bir uzlaflmaya
zorlamak isteyebilirler. Öyle bir ittifak, bir düzeyde ortaya ç›kabilir.
Çünkü Amerika bir yandan Irak’ta
denetimi kurmak isterken, di¤er yandan Türkiye-Irak ittifak›n›n gelifltirilmesini istemekte, 2006 y›l›nda yürüttü¤ü politikay› devam ettirmek istemektedir. Bush yönetiminin aç›klad›¤› yeni politikalarda o da bulunmaktad›r. Türkiye-Irak ittifak›n›n gelifltirilebilmesi için s›n›rdaki sorunlar›n çözülmesinin gerekti¤i söylenmektedir. Türkiye bu konuda
PKK’nin ezilmesini dayatmaktad›r.
Amerika ise Türkiye’yi bu noktada
daraltm›fl vaziyettedir. Özellikle Güney’deki yönetimin kendini daha çok
güçlendirme istemi do¤rultusunda
da Türkiye’nin istemine flimdiye kadar cevap veremedi. Türkiye ile ABD
Irak yönetimi, onun ad›na Güney
Kürdistan yönetimi aras›nda bir gerginlik, bir pazarl›k hususu vard›r. Siyasi askeri gerginlik bir yönüyle de
pazarl›k konusudur. Çat›flmaya m›
gidecek, uzlaflmaya m› gidecek, her
iki olas›l›¤›n da önü aç›kt›r. Bunun
nas›l olaca¤›n›, hangisinin gerçekleflece¤ini süreç belirleyecektir.
Türkiye yönetimi, 2007 y›l›n›n kendileri için kader belirleyici bir y›l olaca¤›n› belirtmektedir. Kader belirlenmesi, Irak’ta bir sistemin biraz daha ileri
düzeyde flekillenmesi olmaktad›r. Irak
nas›l flekillenirse, öyle anlafl›l›yor ki
Türkiye’deki yap›lanma da ona göre
olacakt›r. E¤er Kürtleri daralt›r, Kerkük’ün Kürdistan’a kat›lmas›n› engeller, Irak yönetiminin birli¤ini öne ç›kart›rsa, o zaman Kuzey’deki Kürt hareketini de ezme, inkar› sürdürme imkan› bulacakt›r. Yok, e¤er öyle olmaz
ve Kerkük Kürdistan’a kat›l›rsa, Kürtlerin Irak yönetimindeki etkinlik düzeyleri ileri düzeyde olursa ya da ayr›lma gibi bir düzey -ki bir Kürt ulus devlet yap›lanmas› olufluyor- ortaya ç›-
17
karsa, Türkiye art›k Kürtleri inkar ve
imha politikas›n› yürütemez. Ya bu geliflmeyle savaflacak ya da imha ve inkar politikas›nda de¤ifliklik yapacakt›r. Kader belirleyici dedikleri, Kürt inkar› ve imhas›na dayal› politika aç›s›ndan kader belirleyici bir y›l olmas›d›r.
AKP yönetiminin ateflkese yaklafl›m› bir oyun fleklindedir. Bunu böyle
tespit edebiliriz art›k. ‹lginçtir, hükümete ba¤l› baz› kurumlar baflka fleyler
söylerken, hükümet baflka fley söylemektedir. Örne¤in hükümete ba¤l› bir
kurum olan M‹T aç›klama yapt›. Ön-
“Türkiye yönetimi,
2007 y›l›n›n kendileri için kader
belirleyici bir y›l
olaca¤›n› belirtmektedir.
Irak nas›l flekillenirse,
öyle anlafl›l›yor ki Türkiye’deki
yap›lanma da ona göre olacakt›r.
E¤er Kürtleri daralt›r,
Kerkük’ün Kürdistan’a
kat›lmas›n› engeller,
Irak yönetiminin birli¤ini
öne ç›kart›rsa, o zaman
Kuzey’deki Kürt hareketini de
ezme, inkar› sürdürme
imkan› bulacakt›r”
derlik de tan›mlad›, devletin en etkili
kurumlar›ndan birisidir. O farkl› aç›klamalar yapt›, hükümet baflka fleyler
söyledi. Demek ki bir bütünlük yoktur, farkl› düflünceler vard›r. Düflünce
sistemleri da¤›lm›flt›r. Fakat flu anda
devlette etkili olan, inkar ve imhay›
öngören politik güçlerdir. Onlar yönlendirmektedirler. AKP bu güçlerle tümüyle ittifak yapm›fl görünmektedir.
Bu e¤ilim, inkar ve imha sistemi kendi
etkinli¤ini korumak için bütün gücünü kullanmaktad›r. Öyle görünüyor
ki, bundan sonra da kullanacakt›r. Bu
konuda çok tehditkar bir pozisyondad›rlar. Askeri müdahale konusunu
tart›flmaktad›rlar. Haz›rl›k yapma konusunda genelkurmaya gerekli yetkinin verildi¤ini baflbakan ve d›fliflleri
bakan› birkaç kez aç›klad›. fiimdi
CHP’nin istemi üzerine de meclisten
bu konuda onay ç›karmak istemektedirler. Muhtemelen ç›karabilirler. Bu
kli¤in yaklafl›mlar› böyleyken, bu konuda duyarl› olmak gerekmektedir.
Türkiye’de bar›fl› isteyen çevreler
yeteri kadar güçlü de¤ildir
Peki ateflkesin hiçbir etkisi olmad›
denilebilir mi? Tabii ateflkesin etkiledi¤i güçler de var Türkiye’de. Partiler,
demokratik kurumlar, ayd›nlar, sivil
toplum kurulufllar› bir konferans yapt›lar. “Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor” Konferans›, önemli bir konferanst›. fiu ana
kadar Kürt sorununun çözümüne dair
yap›lan konferanslar›n en güçlüsüydü
diyebiliriz. Her tarafta, yani sadece
Türkiye’de ya da Ortado¤u’da de¤il,
dünyan›n her yerinde, Avrupa’da yap›lan konferanslar bulunmaktayd›. Mesela o konferanslar›n en büyü¤ü Brüksel’dekiydi. Kat›l›mc›lar› bir de muhatap güç olarak Türkiye aç›s›ndan de¤erlendirilirse, bu konferans en büyük
konferanst›r.
Türkiye toplumunu en çok etkileyecek kesimlerin bir araya geldi¤i bir
konferanst›r bu, küçümsememek gerekir. DYP’nin tutumu, M‹T’in aç›klamalar›, sermaye çevrelerinin, TÜS‹AD benzeri güçlerin tutumlar› oldu.
Yani Türkiye’de bu inkar ve imhaya
karfl›t olan siyasi, demokratik güçler,
sermaye güçleri de bulunmaktad›r.
Onlar da önemli bir güçtür. Ateflkesi
muhatap ald›lar, çal›flmaktad›rlar.
Bir mücadele bu iki e¤ilim aras›nda
sürmektedir.
Aç›k bir çeliflki durumu oluflmufltur. Fakat ordu ve devlet üzerindeki
hakimiyet dendi¤i zaman, halihaz›rda
inkar ve imha e¤ilimi hakimdir. Di¤er
güçler toplum içinde daha genifl bir
çevreye sahip olabilirler, ama çekinmektedirler. Ordu var, devletin vurucu
güçleri var. Onlar üzerinde siyasi güçleri, etkileri o kadar yoktur. Siyasi tutumu gelifltirecek kadar iradeleri ve
birlikleri bulunmamaktad›r. Bu bak›mdan toplumu belli ölçüde etkilemektedirler, fakat devleti mevcut durumda yönlendirememektedirler.
SERXWEBÛN fiubat 2007
18
bir anlaflmaya varmaya çal›flmaktad›r.
Hatta bu konuda karfl›l›kl› tavizler temelinde, PKK Koordinatörlü¤ü ad› alt›nda oluflturulan sistemin çal›flmalar›na dayal› olarak, Güney Kürdistan’a
yönelik geçmiflte oldu¤u gibi askeri
operasyonlar yapma ortam›n› Türkiye
yönetiminin elde etti¤i, ABD ve Irak
yönetimiyle bu temelde, s›cak takip
denen türden anlaflmalar yapt›¤› bilgileri ulaflmaktad›r.
Bu aylar Kürt halk›n›n
kaderinin belirlenece¤i aylard›r
Zorlanan TC rejimi
milliyetçili¤e oynamaktad›r
Önümüzdeki süreçte çok etkili çabalar sürdürülebilirse, d›fltaki geliflmelerle Irak’taki geliflmeler birleflirse, belki
inkar ve imha güçlerini etkisiz k›labilir.
Yok, e¤er öyle olmazsa, Türkiye büyük
ihtimalle Medya Savunma Bölgeleri’ne,
Güney’e, Kerkük’e çeflitli biçimlerde
müdahale etmek isteyecek. ABD ile
karfl› karfl›ya gelmeleri, çat›flmaya girmeleri zor olsa da, karfl›l›kl› tavizler vererek, en az›ndan bize karfl› askeri müdahaleler kapsam›nda ABD ile de bir
biçimde uzlaflabilirler. Bu bak›mdan
Irak’taki geliflmeleri tümüyle önleyemezse bile bizim imham›z için çaba
harcayacakt›r. Çeflitli ittifaklar yapabilir. Bu tür giriflimler ortaya ç›kabilir. Bu
daha güçlü, daha esas bir olas›l›kt›r.
Bunu dikkate almam›z, görmemiz gerekiyor. Yani haz›rl›kl› olmal›y›z. Mevcut
durumda baz› olas›l›klar var, hangisinin gerçekleflece¤ine iliflkin insan bir
fley diyemez. Ama a¤›rl›kl› olan yön, inkar ve imha güçlerinin sald›rgan yönüdür. Bu kesin gibidir. Yani en az›ndan
bu yönlü baz› giriflimler, çat›flmal› durumlar gündeme gelebilir.
Bunu neoittihatç› kesim çok ileri
düzeyde dillendirmektedir. Bizim bunu dikkate alan bir yaklafl›m ve haz›rl›k çal›flmas› içinde olmam›z gereklidir.
Bu büyük bir güç müdür, de¤ildir.
Türkiye güç kazanarak m› bunu yap›-
yor? Hay›r, zorland›¤› için bunu yapmaktad›r. Hesaplar› tutmad›¤›, da¤›ld›¤›, inkar ve imha siyaseti k›r›lmak
ve afl›lmak ile yüz yüze oldu¤u için bunu yapmaktad›r. Onu korumak için,
elindeki tüm gücü kullanarak sald›r›ya geçmek istemektedir. Bu, zay›fl›k ve
gerilemenin bir sonucudur. Bir yandan ABD nezdinde, di¤er yandan da
bölgenin ulus devlet güçleri nezdinde
görüflme ve ittifak aray›fllar›n› yo¤unlaflt›rarak, PKK’yi ezme ve tasfiye etme
politikalar›n› hayata geçirmek istemektedir. Mevcut ortam›, gerillan›n
ezilmesi ve PKK öncülü¤ündeki Kürdistan özgürlük ve demokrasi hareketinin tasfiye edilmesi aç›s›ndan uygun
görmektedir.
Bu nedenledir ki ateflkes sürecinin
bafllad›¤› dönemdeki Kürt sorununa
dair tart›flma ve çözüm aray›fllar› giderek zay›flam›flt›r. Kürt sorununu tart›flma gündemde geri planlara
düflmüfl, daha çok inkar ve imhada ›srarl› olan güçlerin milliyetçi floven
aç›klamalar› ve pratikleri öne ç›km›flt›r. Halk ve Önder Apo üzerinde artt›r›lan bask›lar, özellikle de gerillaya yönelik savafl dönemini bile aflan düzeyde gelifltirilen operasyonel sald›r›lar,
bu gerçe¤i ifade etmektedir.
Bundan da öteye, TC yönetimi mevcut durumu de¤erlendirerek, inkarc›
ve imhac› sald›r›lar›n› Güney Kürdistan’a, Medya Savunma Bölgeleri’ne de
yaymak için ABD ve bölgesel güçlerle
TC yönetimi bir yandan askeri bask›lar› artt›r›p Özgürlük hareketimizi
güçten düflürerek, di¤er yandan ise
ABD ve bölgesel güçlere tavizler verip,
onlar›n deste¤ini alarak Ortado¤u’da
bafllamakta olan yeni sistem yap›lanmas›n› Kürt inkar› ve imhas› temelinde
gelifltirmek, bu biçimde 20. yüzy›la dayat›lm›fl olan inkar ve imha statükosunu öz itibar›yla 21. yüzy›l bafl›ndaki
bölgesel yap›lanmaya da dayatmak istemektedir.
Önder Apo’nun içinde bulundu¤umuz süreçte Kürt sorununa ‘ya çözüm
ya çözüm’ dayatmas›, bu geliflmeler temelinde ortaya ç›kmaktad›r. E¤er böyle bir süreçte Kürt sorununun çözümü
ve Kürt halk›n›n demokratik haklar›n›
özgürce kullanmas› temelinde bir bölgesel yap›lanma ortaya ç›kart›lamazsa, bu durum Kürt halk›na dayat›lm›fl
olan soyk›r›m›n asimilasyon yöntemlerini de aflarak, çeflitli katliam yöntemleriyle sonuca götürülmesini sa¤layacak yeni bir sürece yol açabilir. Bu bak›mdan içinde bulundu¤umuz aylar
tarihi önem arz eden, Kürt halk›n›n
adeta kaderinin belirlenece¤i aylar olmaktad›r. Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak, Kürt halk›n›n özgür
var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da
yeni bir inkar sistemi kurularak, Kürt
soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu
nedenle Kürt sorununun çözümünü
ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören
yaklafl›mlar son derece tehlikelidir.
Yine bugünün yak›c› gerçe¤ini göremeyen ve bu temelde Kürt sorununun
çözümü do¤rultusunda üzerine düflen
görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pra-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
tikte baflar›yla yerine getiremeyen yaklafl›mlar da çok tehlikelidir. Bu tür
yaklafl›mlar tarih taraf›ndan mahkum
edileceklerdir. Bunun için Önder
Apo’nun gelifltirdi¤i ve siyasi gündeme
dayatt›¤› Kürt sorununa çözüm politikalar›n› do¤ru anlamam›z, güçlü sahiplenmemiz ve üzerimize yükledi¤i
görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pratikte baflar›yla yerine getirmemiz, tarih
karfl›s›nda yüz ak›yla durabilmek aç›s›ndan kesin gereklidir. Ancak böyle
mücadeleci ve sonuç al›c› bir durufl
Türkiye’deki inkar ve imha e¤ilimini
k›rabilir. Kürt sorununda çözümün
önünü açabilir ve ancak böyle bir geliflme ile ABD’nin bölgede yaratmak istedi¤i yeniden yap›lanma sürecinde
Kürt halk› özgür iradesiyle yer alarak,
halklar›n özgür iradeli, demokratik ve
kardeflçe bir sistem kurmalar›na katk›
sunabilir. Bu temelde bafllatt›¤›m›z
ateflkes sürecini stratejik baflar›ya götürebilmek için izlememiz gereken politikalar› flöyle özetleyebiliriz.
19
tirilmesi, Kürt demokratik kurum ve
kurulufllar›n›n çok aktif mücadele eder
hale getirilmesi gereklidir. Bununla
birlikte, Türkiye’nin demokratik sivil
toplumcu siyasal ve toplumsal güçlerini Kürt sorununun çözümü temelinde
Türkiye’nin demokratikleflmesini öngören bir demokrasi blo¤u etraf›nda birlefltirmek ve eyleme çekmek esast›r.
Bunlarla birlikte neoittihatç›lar denen,
k›z›l elmac›lar olarak tan›mlanan inkar
ve imhac› kli¤i iyice teflhir ve tecrit edip
aflabilmek için bunlarla çeliflen, bunlara karfl›t olan, bu anlamda bizim öngördü¤ümüz düzeyde olmasa bile Türkiye’nin liberal bir demokrasiye dönüflmesini isteyen tüm güçlerle en genifl
iliflki ve ittifak içinde olabilmek, inkar
ve imhac› güçlere karfl› en genifl siyasi
ittifak› Türkiye cephesinde oluflturmak
gerekli olmaktad›r.
gürlük davas›n› içten bölüp, tehdit
edebilecekleri ihtimalini de hiçbir zaman unutmadan gerekli duyarl›l›k ve
tedbir içinde olma gere¤i vard›r. Yine
özellikle bu dönemde bir parçay› öne
ç›karan yaklafl›mlar tehlikeli olacakt›r. Bu yaklafl›m daha çok da yurtsever güçler, Kürt siyasi çevreleri için
aldat›c› olabilece¤inden dolay› tehlikeli olacakt›r. Bir parça için genelin
feda edilmesi gibi bir durum ciddi bir
tehlike arz edecektir. Bu nedenle de
böyle bir durumu yo¤un bir propaganda ile mahkum etmek, içinde bulundu¤umuz süreçte bir parçan›n
öne ç›kar›lmas›n›n yanl›fll›¤›n› ortaya
koyarak, Ortado¤u düzeyinde Kürt
sorununa çözüm bulacak bir siyasetin propagandas›n› yapmak, Kürt
ulusal zeminine böyle bir politikay›
propaganda etmek gereklidir.
Suriye’nin ABD ile içine girece¤i
muhtemel uzlaflma süreci de dikkate
Parçay› bütüne feda etmek
al›narak onunla çat›flmal› olmak yeriçok tehlikelidir
ne, Kürt halk›n›n demokratik konfedeGüney Kürdistan’a gelince, flimdi- ral örgütlülü¤ünü gelifltirme temelinde
ye kadar izledi¤imiz ulusal birlik po- Suriye’deki de¤iflimin demokratik k›‹nkar ve imha sistemini k›rmak
litikas›n› önümüzdeki süreçte daha l›nmas› ve böyle bir demokratikleflme
için daha fazla çal›flmal›y›z
etkili yürütme gere¤i vard›r. Özellikle içinde yer al›nmas› için çal›flmak daha
Güney Kürdistan’daki kazan›mlar›n do¤ru bir siyasi tutum olacakt›r.
En baflta inkar ve imha sisteminin da yok edilme tehlikesinin ortaya
‹ran’a gelince, kuflkusuz geçen sük›r›l›p afl›lmas›n› sa¤latacak bir müca- ç›kt›¤› böyle bir dönemde, Güneyli reçte yürüttü¤ümüz mücadele ile ordeleyi propaganda, diplomas›, serhil- güçleri, baflta KDP ve YNK olmak taya ç›kard›¤›m›z geliflmeleri korumak
dan, örgütlenme ve meflru savunma üzere çeflitli parti ve örgütleri Kürt ve daha da ilerletecek yol, yöntem araalanlar›nda, Kürdistan’›n dört parça- kazan›mlar›n› tehdit eden sald›r› ve mak, Do¤u Kürdistan çal›flmalar›m›z
s›nda ve yurtd›fl›nda çok güçlü bir bi- politikalara karfl› ortak ulusal cephe- aç›s›ndan esas olmaktad›r. Bu konuçimde gelifltirme gere¤i vard›r. Bu ko- de birlefltirmeye çal›flmak, bu temel- da olas› ABD-‹ran savafl› ihtimali karnuda flimdiye kadar yaflanm›fl olan za- de bir ortak ulusal strateji olufltur- fl›s›nda mevcut yaklafl›mlar›m›z›n
y›fl›klardan da gerekli dersleri ç›kara- mak amac›yla iliflki ve ittifak içinde de¤iflmesi gerekmektedir. Yani ABDrak, ne pahas›na olursa olsun ateflkes olmaya gayret göstermek önemlidir. ‹ran çat›flmas›na göre uyarlanm›fl; dasürecini baflar›ya götürecek bir müca- Ancak bu noktada söz konusu güçle- ha çok askeri yöntemlere dayanan sidele düzeyini gelifltirmemiz gereklidir. rin kendi dar ç›karlar›n› düflünerek yasi örgütsel çal›flma tarz›m›zda de¤ifiunu bilelim ki, ancak Türkiye’deki in- ve direnme gücünü gösteremeyerek fliklik yaparak, mevcut meflru savunkarc› ve imhac› klik geriletilerek, Tür- ABD ve Türkiye dayatmalar› karfl›- ma konumumuzu ve mevzilenmemizi
kiye yönetimi demokrasi ve özgürlük s›nda uzlaflmac› bir tutum içine gire- korumak ve sürdürmek temelinde
mücadelesi taraf›ndan zorlanarak in- bilecekleri, bu temelde Kürdistan öz- mümkün oldu¤u oranda sivil siyasi
kar ve imha politikas›nyöntemlerle örgütda de¤ifliklik yapabilir.
lenme ve demokra“Önder Apo’nun gelifltirdi¤i ve siyasi gündeme dayatt›¤›
Bunu gerçeklefltirebilsi mücadelemizi
Kürt
sorununa
çözüm
politikalar›n›
do¤ru
anlamam›z,
güçlü
mek için de baflta kagelifltirme yaklad›nlar ve gençler olmak sahiplenmemiz ve üzerimize yükledi¤i görev ve sorumluluklar›n fl›m› önümüzdeki
üzere tüm halk›n haregere¤ini pratikte baflar›yla yerine getirmemiz, tarih karfl›s›nda süre aç›s›ndan Dokete geçirilmesi, yine
¤u Kürdistan’da
yüz ak›yla durabilmek aç›s›ndan kesin gereklidir. Ancak böyle geliflme sa¤layabiltüm Kürt ulusal güçlerinin böyle bir mücademek için daha germücadele Türkiye’deki inkar ve imha e¤ilimini k›rabilir”
le içine çekilerek birleflçekçi olacakt›r.
SERXWEBÛN fiubat 2007
20
AB ve ABD Kürtlere ç›karlar›
çerçevesinde yaklaflmaktad›r
kullanmak isteyen yaklafl›mlar›na
karfl› halk›n özgür iradesini ve örgütlü
politik gücünü a盤a ç›kararak, iliflki
ve mücadele diyalekti¤ini bu biçimde
sürdürme gere¤i vard›r.
ABD karfl›s›nda Kürtlerin 1975 sürecini ikinci kez yaflamamalar› için oldukça dikkatli olan, herkesi uyaran,
halklar›n iradesini görmeyen politik
yaklafl›mlara karfl› teflhiri ve demokratik siyasi mücadeleyi gelifltirerek, Kürt
halk›n›n özgür ve demokratik varl›¤›n›
bölgenin yeniden yap›lanma sürecine
etkin bir biçimde dayatan bir yaklafl›m
içinde olmak gereklidir.
Bütün bunlar› yürütmek bu politikalar› izlemek ve baflarmak için, içinde bulundu¤umuz koflullar uygun ve
elverifllidir. Henüz bölgenin yeniden
yap›lanmas› flekillenmemifltir. Güçler
parçal›, da¤›n›k, karmafl›k ve çeliflik-
Bar›flç›l çözüm geliflmezse
fliddet geliflir
AB-Türkiye iliflkileri ciddi bir çöDemek ki böyle bir sürece ateflkesi
zümsüzlük ve t›kanma içine girmifldayatmam›z ve ateflkes sürecini de,
tir. AB’nin birli¤inin içine çat›flmal›
Kürt sorununun demokratik çözübir Türkiye’yi katmak istemedi¤i gibi,
münü gerçeklefltirecek bir siyasi örgütgüçlü bir Türkiye’yi de almak istemesel mücadeleyi dayatarak gelifltirmemiz
yece¤i anlafl›lm›flt›r. Bu bak›mdan
en do¤rusu olmufltur. E¤er tarihsel aç›Türkiye biraz da yanl›fl kap› çalmakdan Kürt sorununun demokratik çötad›r. AB ise özellikle özgürlük mücazümü do¤rultusunda bir baflar› yakaladelemizin Türkiye’yi zorlad›¤› ortamnacaksa, böyle bir dönemde ve böyle bir
dan da yararlanarak, bask›lar›n› art›mücadele ile yakalanacakt›r. Bu da gerr›p, K›br›s, Ege vb sorunlarda taviz
çekleflmezse, geriye güçlerin çat›flmas›
koparmaya çal›flmaktad›r. Yani Kürt
kalacakt›r. Onun için Önder Apo, ateflsorununa kendi ç›karlar› do¤rultukes temelinde siyasi diyalogla, demoksunda yaklaflmak ve bu temelde kulratik yöntemlerle Kürt sorununun çölanmak istemektedir. Oysa kendi yazümü için, içinde bulundu¤umuz süreratt›¤› bir sorundur ve çözümüne yaci son flans görmektedir. E¤er böyle çönaflmamaktad›r. Bu konuda oldukça
zülmeyecekse o zaman bu sorunu flidikiyüzlü oldu¤u gibi,
det çözecektir deKürt-Türk çat›flmamektedir. Hareket
“Kürt
sorununun
demokratik
çözümü
do¤rultusunda
bir
baflar›
s›ndan Türkiye üzerive halk olarak bu
yakalanacaksa, böyle bir dönemde ve böyle bir mücadele ile
ne bask› uygulayarak
gerçe¤i
görerek,
ç›kar sa¤lama do¤rulateflkes
sürecini
yakalanacakt›r. Bu da gerçekleflmezse geriye güçlerin çat›flmas›
tusunda yararlanmak
stratejik baflar›ya
kalacakt›r. Onun için Önder Apo, ateflkes temelinde siyasi
istemektedir. AB’nin
dönüfltürebilmek
bu politikalar›n› tefl- diyalogla, demokratik yöntemlerle Kürt sorununun çözümü için, için do¤ru bir ittifak
hir etmek, AB nezdinve iliflki siyaseti kaiçinde bulundu¤umuz süreci son flans görmektedir”
de yürütülecek çal›fldar propaganda,
malarla bu politikaladiplomasi, serhilra karfl› demokratik mücadeleyi ge- tir. Di¤er yandan Kürdistan üzerinde- dan ve örgütsel çal›flmalar› en ileri dülifltirerek bu ikiyüzlülü¤ün afl›lmas›, ki inkar ve imha siyasetini en önde uy- zeyde gelifltirmemiz, bu temelde ateflKürt sorununa daha duyarl› ve de- gulayan yönetim kli¤i neoittihatç›lar, kes sürecini stratejik baflar›ya ulaflt›rmokratik bir yaklafl›m›n Avrupa ala- en zay›f durumlar›n› yaflamaktad›r. mam›z tek do¤ru yoldur.
n›ndan gelifltirilmesi için çal›flma ge- Hem devlet yönetimi içinde hem TürkiBununla birlikte demokratik siyasi
ye toplumunda teflhir olmufllard›r. çözümün gerçekleflmemesi, ateflkesin
re¤i vard›r.
ABD’nin politikalar›nda çok istik- Bölgede de ciddi bir teflhiri yaflamak- stratejik baflar›ya dönüflmemesi ihtirarl› olmad›¤›, esas olarak da her fleyin tad›rlar. Özellikle Kürt toplumu tara- malini de göz önüne alarak, ortaya ç›önüne kendi ç›karlar›n› koydu¤u f›ndan d›fllanm›fl durumdad›rlar. Ayn› kacak yo¤un ve fliddetli bir topyekun
görülmektedir. Bu gerçe¤i görerek, flekilde ABD ve AB ile de çelifliktirler. savafl durumunu da dikkate almam›z,
ABD politikalar› karfl›s›nda durmak, Dolay›s›yla hem mücadelemiz taraf›n- flimdiden böyle bir meflru savunma sabunun için de esas olarak Kürt halk›n› dan ciddi darbeler vurularak zay›flat›l- vafl›na her yönden güçlü bir biçimde
bilinçlendirmek, örgütlendirmek, Kürt m›fllard›r hem de içte ve d›flta ittifaks›z kendimizi haz›rlamam›z, bunun için gehalk›n›n politik iradesini örgütlü bir durumdad›rlar.
rekli çal›flmalar› yapmam›z zorunludur.
Dolay›s›yla inkar ve imhac› kli¤i
biçimde ortaya ç›kararak, ABD politiNitekim ateflkes ilan ederken Önkalar›n›n karfl›s›na dayatmak daha zay›flatmak, yenilgiye u¤ratmak ve derli¤imiz ve hareketimiz bu temelde
do¤rudur. E¤er örgütlü güç olursa, aflmak için, içinde bulundu¤umuz do¤ru bir de¤erlendirme ve tespit
ABD’nin bununla uzlaflma arayaca¤›, koflullardan daha elveriflli tarihsel yapm›fl, çal›flmalar›m›z bu do¤rultuda
örgütsüz ve güçsüz olan herhangi bir koflullar›n oluflmas› çok zordur. Bu planlanarak yürütülmüfltür. Bu konuhalka da hiçbir de¤er vermeyece¤i bak›mdan da bu koflullar› Kürt soru- da herhangi bir gevflekli¤e ve savrulaç›kt›r. Bu bak›mdan ABD’nin Kürdis- nunun demokratik çözümünü ger- maya yer vermeden, bu do¤rultuyu
tan’›n bütünlü¤ünü ve Kürt halk›n›n çeklefltirecek mücadeleyi gelifltirme pratikte baflar›ya götürebilmek için etözgür iradesini görmeyen, bunu kendi temelinde de¤erlendirmek tarihsel kin ve sonuç al›c› bir pratik çal›flma
emperyalist sald›r›lar› do¤rultusunda önem arz etmektedir.
yürütülmesi zorunludur.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
21
V‹YANLAfiMAK APOCU FEDA‹ RUHLA
GÖREVLERE SAH‹P ÇIKMAKTIR
KKK Yürütme Konseyi Baflkanl›¤›
“Viyan yoldafl bu eylemiyle Önderlik çizgisine, flehitlere, halk›n davas›na ve
Önder Apo’ya yaklafl›m›m›z›n nas›l olmas› gerekti¤ini bir kez daha bizlere göstermifltir.
Ayn› zamanda bu eylemiyle bizleri derin bir sorgulamaya sevk etmifltir. Zaten her konuda da
görüfllerini ve nas›l yaklafl›lmas› gerekti¤ini k›sa ama derin izahlarla yazm›flt›r. Bu yüzden
2006 y›l›n›n talimat›n› veren bir eylem olmufltur ve o talimat bugün de bizim için geçerlidir”
Bugün, Apocu fedai ruhun tarihe
bir kez daha ateflten bir müdahalesi
olarak de¤erlendirebilece¤imiz, Viyan
yoldafl flahs›nda pratikleflen büyük anlamlarla yüklü eylemin birinci y›ldönümünü yafl›yoruz. Yüksek iddia ve büyük bir kararl›l›¤›n sahibi olan Viyan
yoldafl› flehadetinin birinci y›ldönümünde sevgi ve sayg›yla an›yor, Viyan
yoldafl flahs›nda
tüm aziz ve
kahraman
flehitlerimizin
an›lar›
önünde sayg›yla e¤iliyor, an›lar›n› zafer
ve özgür bir halk gerçekli¤iyle taçland›raca¤›m›za dair verdi¤imiz sözü bir kez
daha yineliyoruz.
Viyan yoldafl›m›z, geçen sene bugün, tamamen kendi karar› ve inisiyatifiyle fedai bir eylem gelifltirmifltir.
Haftanin alan›nda uzun bir haz›rl›k
sürecinin ard›ndan, Önderli¤e, yoldafllara, halka ve ailesine hitaben mektuplar yaz›p, 1 fiubat’› 2 fiubat’a
ba¤layan gece, “Bijî Serok Apo”
slogan› atarak, bedenini atefle
vermifl ve ölümsüzler kervan›na kat›lm›flt›r. Böylece 1
fiubat günü de mücadele tarihimiz aç›s›ndan sembolleflen günlere kat›lm›flt›r.
Fedailik talimatla olmaz
Hem Viyan yoldafl›n kiflilik özellikleri hem de gerçeklefltirdi¤i eylemin özellikleri oldukça çarp›c›d›r. Her
fleyden önce fedai bir kiflili¤e sahip oldu¤unu eylemiyle ispatlam›fl ve bu eylemselli¤i
ile ölümsüzler taburunun fedai bir üyesi
olmufltur.
Fedai olmak, normal bir asker ya da
kadro olmak de¤il-
dir. Bilindi¤i gibi dünyadaki bütün
devletler ve birçok hareket, ordu örgütlenmesine sahiptir. Yine bütün devlet
ve toplum yap›lanmalar›nda kadrolardan oluflan partiler vard›r. Burada
önemli olan hangi ordunun bir askerinin ya da hangi partinin bir kadrosunun fedai olabildi¤idir. Tarihin diyalektik gelifliminde bunun s›n›rl› ve çarp›c›
örnekleri vard›r.
Herkes ve her hareket fedaili¤i gelifltiremez. Fedailik talimatla gelifltirilebilecek bir olgu de¤ildir. Örne¤in
Saddam da kendi ordusu içerisinde
fedai kuvvetler oluflturmufl, bunu
özel bir örgütlendirmeye kavuflturmufltu. Fakat ABD Irak’a girdi¤inde,
tek bir tanesi bile ortal›kta görünmemifltir. Dolay›s›yla fedailik talimatla,
al›nan kararlarla, para ya da bir güç
karfl›l›¤›nda ortaya ç›kmaz. Fedailik,
kayna¤›n› esas olarak ruh ve inançtan al›r. Elbetteki ruh da ideolojik
gerçekleflme ve felsefi derinlik temelinde oluflur. Yani kayna¤›n› ideoloji
ve inançtan al›r. ‹deoloji ve inanç bütünlü¤ü, dava için kendisini feda edebilecek bir ruh ortaya ç›kar›r. Sonuç
olarak fedailik, inanc› için kendini feda edebilme gücüdür.
Bu ruh, tarihi süreç içindeki hiçbir
s›radan harekette ortaya ç›kmam›flt›r.
Ancak tarihi bir temel üzerinde geliflmifl, büyük gerçeklerle yola ç›kan hareketler içerisinde geliflir. Bu tarihsel
temellerin d›fl›nda kalan hareketlerde
fedailik geliflmez. Ancak tarihten al›-
SERXWEBÛN fiubat 2007
22
Veysi Kaya
Elefteriya Furtolaki
nan ilham ve büyük gerçekler üzerinde
ideoloji ve felsefe temelinde inanç gelifltirmifl ve bu temelde mücadele eden
hareketlerde fedailik geliflir.
PKK bir fedailer hareketidir
Her isteyen ne fedai olabilir ne de fedaili¤i gelifltirebilir. Mesela dini inançlar için geliflen fedailik örnekleri vard›r.
Din bir inançt›r, ona inanan insan›n
manevi dünyas›n› dolduran kudrettir.
Dini inanç, inanan insanda fedaili¤i ortaya ç›kartabilir. Semavi dinlerde, islami çizgi temelinde geliflen fedailik vard›r. Onun d›fl›nda insanl›k, insanl›¤›n
inançlar› için fedaili¤i gelifltiren hareketlerin say›s› çok azd›r. ‹slamiyette fedailik vard›r, ama islamiyette, cennet
vaatleri fedaili¤in gelifltirilmesinde etkili olmaktad›r. Kifli bu vaatlerle ilham›n› gelifltirerek fedaili¤in temelini örmeye bafllar. Kendisini tamam›yla çizgisi, davas› için feda etme, gerçekten
de çok derin bir ideoloji ve felsefe gerektirmektedir. Bu da dünyada çok az
harekette gerçekleflmifltir.
‹çinde bulundu¤umuz yüzy›lda bu
ruh PKK’de vard›r. PKK Önderli¤i ve
PKK hareketinin örgütlenmesi bu ruh
ve inanç temelinde gerçekleflmifltir.
Her türlü iflkence uygulamas›n›n hakim oldu¤u Diyarbak›r Zindan’›nda,
mahkemeye gidifl gelifl esnas›nda Hayri arkadafl Kemal arkadaflla karfl›lafl›r.
Düflman›n yok etme politikas›na karfl›
ne yapmalar› gerekti¤ini sorar. Kemal
arkadafl, ‘kan›m›z› dökmemiz gerekiyor’ der. Fedai karar ve yaklafl›m bu
sözlerde somut olarak ifadesini bulmaktad›r. Bu nedenle 14 Temmuz büyük ölüm orucu eylemini ilan etme
flans›n› yakalad›klar›nda, Hayri arka-
M.Halit Oral
dafl büyük bir coflku yaflam›fl, buna
adeta bayram havas› ile yaklaflm›flt›r.
Mahkemeden dönüp ko¤ufla girer girmez, ‘baflard›k, baflard›k, baflard›k. Alt› kifli ile baflard›k’ diye ba¤›rarak,
mutlulu¤unu dile getirmifltir. Kendisi
konufltuktan sonra befl arkadafl daha
bu eyleme kat›ld›¤›ndan, ‘alt› kifliyle
baflard›k’ diye hayk›rm›flt›r. O koflullarda ald›klar› karar fedaicedir, yani
flehit düflmektir. Eylemden önce her
fleyi en ince ayr›nt›s›na kadar düflünmüfl, planlam›fllard›r. Parti ve halk›n
kazanmas› için flehit düflmeleri gerekti¤ine inand›klar›ndan, onlar›n ard›ndan hareketi idare edebilecek arkadafllar› da belirleyerek, bu arkadafllar›n
ölüm orucu eylemine erken girmelerini
engellemifl ve geciktirmifllerdir. Bu arkadafllar kendilerini flehit olarak hesaplam›fllard›r. Tafl›d›klar› örgütsel
kayg›lardan dolay› kendileri ard›ndan
zindan yap›s›n› yürütecek arkadafllar›n eyleme bafllamamalar›n› ya da bafllasalar da geç bafllamalar›n› istemifllerdir. Bu flekilde, belirlenen arkadafllar›n
flehit düflmesini ve yap›n›n örgütsüz
kalmas›n› engellemek istemifllerdir.
Eylem bafllang›c›nda bile kusursuz bir
plan ve büyük bir fedai ruh söz konusudur. ‹flte PKK’nin fedailik ruhunu
yaratan, pratiklefltiren kaynak budur.
Düflman›n, Önderlik ve halk›m›z
üzerinde gelifltirmek istedi¤i yönelimlere karfl›, Zilan yoldafl da gerçeklefltirdi¤i fedai eylemle karfl›l›k vermifltir.
Dünya tarihinde çok az insana nasip
olan bir cesaret örne¤iyle kendisinde
bomba patlatarak, fedai eylem gerçeklefltirmifltir. Bedenini atefle verme, mücadele tarihimizde daha önce yaflanm›fl
bir fedai eylem tarz›yd›. fiehit Sema
gerçe¤i bu noktada çok belirgin özellik-
fiehristan (Nebahat Barac›)
lere sahiptir. Yani her flekilde kendini
tamamen feda etme söz konusudur.
Tayhan arkadafl›n Moskova sokaklar›ndaki eylemi de ayn› flekildedir.
Bedenini atefle vermifl, ateflle bütünleflmifl bir flekilde koflarak slogan
atm›flt›r. Bu fedai eylem, dünya tarihinde çokça yaz›lan, ama bir türlü
pratikleflmeyen ateflle dans›n ad› olmufltur. Bu ruh, herkeste ortaya ç›kmaz ve her hareket içerisinde geliflmez. Bu fedai ruh, ancak gerçekler temelinde ruhsal, ideolojik, felsefi ve
her anlamda heyecan yaratan, büyük
gerçekler esas›nda yürüyen, en alttan
en üste bu temelde yaflayan hareketlerde geliflebilir.
Fedai durufl için
mevki önemli de¤ildir
Viyan yoldafl Apocu hareketin bu
gerçe¤ini eylemiyle bir kez daha ispatlam›flt›r.
Viyan yoldafl›m›z örgütümüzün genel yönetiminde yer al›yordu. KONGRA
GEL II. Genel Kurulu seçimlerinde çok
›srarl› bir flekilde konsey üyesi olarak
yönetimde yer almak istemedi¤ini dile
getiriyordu, hatta ismini aday olarak
yazmam›z› bile istemiyordu. O süreçte
yönetim adaylar› listesini haz›rlayan,
PKK Yeniden ‹nfla Komitesi’ydi, Viyan
yoldafl da bu komitenin bir üyesiydi.
Bu süreçte, baz› arkadafllarda nihilist
ruh halinin geliflmesi temelinde kendini geri çekme yaklafl›m› vard›, fakat Viyan yoldafl›nki bundan çok farkl›yd›.
Komite içerisindeki üyelerin ço¤unlu¤unun karar› ile kimlerin aday olup olmayaca¤› tart›fl›lm›flt›. Aday belirleme
sürecinde, Viyan yoldafl›n ›srarlar› sonucunda ismi aday listesine konulma-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
23
m›flt›. PKK kongresinde de ayn› yaklafl›m› sergilemifl, ›srarla PKK meclisinde
yer almak istemedi¤ini, mutlaka
HPG’ye geçmek istedi¤ini dile getirmiflti. Bu süreç O’nun için çok önemli bir
süreç olmufltu. Daha sonra anlayacakt›k ki, belki de eylemini gelifltirebilmek
için bilinçli olarak konsey ya da meclis
üyesi olarak görev almak istemiyor,
HPG saflar›nda yerini almak istiyordu.
Burada Viyan yoldafl flahs›nda
ortaya ç›kan yaklafl›m›n üzerinde dikkatle durmak gerekiyor. PKK’de en üst
ya da alt görevde olmak önem arz etmeyen bir durumdur. Önemli olan, özde ve ruhta temsil edilen de¤er yarg›lar›d›r. Bu de¤er yarg›lar›n› kiflili¤inde
oluflturanlar için yer önemli de¤ildir.
Yani fedai durufl için mevki önemli de¤ildir. En üst düzeydekiler de olabilir
ki, zaten herkesten önce onlar›n fedai
olmas› gerekir. Öyle olmazsa, fedailik
geliflmez. Elbette üstte de, altta da sahtekarlar olabilir, ama esasta do¤ruyu
temsil edenlerin duruflu bu çizgi temelinde, yani fedailik temelinde olmas›
gerekir. Gerçek Apoculuk budur.
Viyan yoldafl durufluyla
örnek bir militand›
Bu yüzden Viyan yoldafl›n duruflu
ve eylemi ay›rt edici özelliklere sahiptir.
Viyan yoldafl›n içinden geldi¤i bölge ve
o bölgenin belirleyeni olan Caf aflireti,
Kürdistan’da dinsel anlamda önemli
bir yer tutan ve ulusal anlamda da birçok de¤erli insan ç›kartm›fl bir bölge ve
aflirettir.
Viyan yoldafl, 1997 y›l›nda harekete
kat›lm›flt›r. Kat›l›m› adeta bir isyan temelinde olmufltur. Feodalite özelliklerinin, feodal aile zihniyetinin egemen ol-
Rojbin (Fatma Özen)
du¤u bir ortamda hep aray›fl sahibi olmufltur. Kad›n›n siyasete girmesine,
hatta tek bafl›na evden ç›kmas›na bile
izin verilmeyen, törelerin hakim oldu¤u
bir ortamda –ki Kürdistan’›n birçok yerinde bu zihniyet halen vard›r ve hareketimiz, bu zihniyeti aflabilmek için
birçok bayan yoldafl›m›z flahs›nda flimdiye kadar çok yo¤un bir mücadele yürütmüfltür– Viyan yoldafl, bu ortama
karfl› isyan temelinde özgürlük hareketine kat›lm›flt›r. Her fleyi geride b›rakarak, afliret ba¤lar›yla iliflkisini keserek,
ailesinden birkaç kifliyle beraber saflardaki yerini alm›flt›r. Genç bir arkadafl olmas›na ra¤men, yaklafl›m› ve durufluyla çok olgun bir durufl sergilemifltir. Hem Do¤u Kürdistan’da hem de
Güney Kürdistan’da faaliyetler yürütmüfltür. Bulundu¤u her yerde sürekli
dürüstlük ve olgunluk sahibi olmufltur. Dürüstlük, olgunluk, uyumlu ve
sonuç al›c› çal›flma tarz›ndan kaynakl›
birçok örgütsel bünyemiz O’nu kendi
çal›flmalar›nda görmek istemifltir.
2004 y›l›nda birçok çal›flma saham›z, Viyan yoldafl›n kendileriyle birlikte çal›flma yürütmesi için talepte
bulunmufltur. Güney’deki gençlik hareketinin liderli¤i için birkaç sefer önerilmiflti. ‘Bu görevde rol oynayabilecek
en uygun arkadafl, Viyan arkadaflt›r’
denilerek birkaç sefer önerilmiflti. Daha önce Do¤u çal›flmalar›nda bulundu¤undan PJAK yönetimi taraf›ndan da
tan›nm›fl ve PJAK yönetimi taraf›ndan
da ›srarla PJAK çal›flmalar›na geçmesi
yönünde istekte bulunulmufltu. Bunun d›fl›nda birçok kurum ve çal›flmam›z Viyan yoldafl›n kendi kurumlar›nda çal›flmas› için öneri ve talepte bulunmufltu.
Çünkü Viyan yoldafl dürüst ve sa-
Tayhan(Ahmet Y›ld›r›m)
Erdal Aksu
mimi çal›fl›yor, bulundu¤u her çal›flmay› gelifltiriyordu. Bu yarat›c› özelli¤i
sonucunda yürütme konseyi görevine
kadar yükselebilmiflti. Bu bir tesadüf
de¤ildir. Çünkü kendini çal›flmaya
adam›fl, dürüst ve samimi bir kat›l›m›
esas alm›flt›. Bir insan e¤er samimiyse
ve bu eksende kendini kat›yorsa, içinde bulundu¤u çal›flma mutlaka geliflecektir. Gençlikten ya da deneyimsizlikten kaynakl› baz› yanl›fll›klar ortaya ç›kabilir, eksiklikler yaflanabilir, ama
mutlaka geliflecektir, birey de ayn› flekilde kesin sonuç al›r. Viyan yoldafl
böyle bir gerçekli¤e sahipti.
Viyan yoldafl
ihanetçi çizgiye karfl› ciddi
bir mücadele yürütmüfltür
KONGRA GEL I. Genel Kurulu’nda,
Irak sahas›nda çal›flanlar›n hepsi bir
ekip gibi duruyorlard›. Bu ekip, tasfiyeci çizgi üzerinde flekillenmifl bir ekipti. Zaten sonras›nda da bir ihanet çizgisi oldu¤u ortaya ç›kt›. Viyan yoldafl
da Irak sahas›nda çal›flma yürüttü¤ünden, ayn› grupla kongreye gelmiflti,
ancak o grupla hareket etmiyordu.
Hatta onlara karfl› tav›r sahibiydi. Viyan yoldafl›n tak›nd›¤› tavr› herkes tak›namazd›. Gerçek anlamda iradesi
olan, iradesini pratiklefltiren bir birey,
tasfiyeci ve ihanetçi gruba karfl› güçlü
tav›r tak›nabilir. Bu yoldafl›m›z hem
yafl olarak çok genç hem de siyasetin
en yüksek kademesinde çok yeni olmas›na ra¤men çok güçlü bir tav›r sergileyebilmifltir. Kald› ki ihanetçi grup, Irak
sahas›nda yürütülen tüm çal›flmalar›n
sorumlusuydu ve Viyan yoldafl da o
sürece kadar onlar›n sorumlulu¤u alt›nda çal›fl›yordu. Buna ra¤men hiçbir
Ferhat (Tacettin Kaya)
SERXWEBÛN fiubat 2007
24
Baran (Baki Tatl›)
Mirza Sevimli
koflulda onlarla ayn› düflünceleri savunmam›fl, izledikleri çizginin tasfiyeci
ve iflbirlikçi bir çizgi oldu¤unu sürekli
yüzlerine söylemifltir. ‹flbirlikçi ihanetçi grubun kendini ilan etti¤i sürecin
bafllang›c›nda bu yoldafl›m›z kendini
onlardan koparm›fl ve bir irade oldu¤unu tavr› ile göstermifltir.
KONGRA GEL I. Genel Kurulu’ndan
sonra yap›lan konsey toplant›s›nda
ihanetçi güruhun oyunlar›n› erkenden
fark edenlerden birisi de Viyan
yoldaflt›. Toplant› aras›nda “heval parti
bunlar›n eline mi geçecek, parti bunlar›n eline geçerse da¤›l›r bir fley kalmaz”
demiflti. Toplant›da bulunan en genç
arkadaflt›. Ayn› sahada çal›flt›¤› bu
çizgi sahiplerinin gerçekli¤ini görmüfl
ve tav›r alm›flt›.
‹flbirlikçi ihanetçi grubun yaratt›¤›
yenilgili ruh halinin ifadesi olan nihilizm birçok kadroyu pençesine alm›fl,
belirtilen hastal›¤a yakalanan kadrolar
hareketi de oldukça zorlam›flt›. Bu zorlu ve kar›fl›k süreçte, yarat›lan tahribatlardan etkilenmeyen Viyan yoldafl,
Önderli¤e ve parti çizgisine ba¤l›l›¤›n›
daha da derinlefltirmiflti.
Viyan ve fiilan yoldafl
zor dönemlerin devrimcileriydi
Önderli¤imiz 2004 Mart›’nda PKK
Yeniden ‹nfla Komitesi’nin kurulmas›n›
önermifl, bu temelde komitenin oluflum perspektiflerini ve bunlar› pratiklefltirecek baz› arkadafllar›n isimlerini
vermiflti. Komitenin ilk oluflumu 9 arkadafltan olufluyordu. Komite üyeleri,
örgütsel çal›flmalarda yer alan arkadafllar aras›ndan görüfller al›narak belirlenmiflti. Sürecin hassasiyeti ve aciliyetinden kaynakl› belki çok derin ve
Zine (Meral Mamyak)
genifl seçimler yap›lmam›flt›, ama demokratik iflleyifl ve sistemden de kopuk olmam›flt›. Öneri ve seçim döneminde birçok kurum ve arkadafl Viyan
yoldafl› PKK Yeniden ‹nfla Komitesi’ne
önermifl, geliflen öneriler ekseninde Viyan yoldafl›m›z komitede yer alm›flt›.
‹lk belirlenen 9 kiflinin içinde Viyan arkadafl da vard›. Daha sonra komite üye
say›s› 12’ye ç›kar›ld›. 12 say›s›n›n bir
anlam› ve önemi vard›. Önderlik bu komiteyi ‹sa’n›n havarileri gibi düflünüyordu, ki flu anda da PKK’nin yürütmesi,12 kifliden oluflmaktad›r.
12 kiflilik infla komitesinde yer alan
tüm arkadafllar bu yeniden infla sürecinde çal›flm›fl, çaba harcam›flt›r, ama
Viyan yoldafl›n çal›flma tarz› ay›rt edici
özelliklere sahipti. Gece gündüz hiç
durmadan en aktif biçimde çal›flan bir
arkadaflt›. O süreçte, PÇDK çal›flmalar› d›fl›nda bir Irak çal›flmas› vard›. Viyan yoldafl da Musul, Ba¤dat, Maxmur, Kerkük çevresinde PÇDK d›fl›nda
genel çal›flmalarda yer al›yor, genelde
kad›n hareketi çal›flmalar›n› yürütüyordu. Bu yüzden her yeri ve herkesi
tan›yor, kimin nerede oldu¤unu biliyordu. ‹flbirlikçi ihanetçi grubun etkisiyle çal›flmalar tasfiye noktas›na dayanm›fl, bu sahada kadrolar da¤›lm›flt›.
Böyle bir süreçte komite ad›na Irak’a
giderek, her biri bir yerlere da¤›lm›fl kiflilerle tek tek diyalog gelifltirerek bir
ço¤unu netlefltirmiflti. Genç yafl›na ve
siyasetteki yenili¤ine ra¤men, daha önce kendisine sorumluluk yapm›fl kiflilerin yan›na giderek onlarla saatlerce diyalog gelifltirmifl, tart›flarak ikna etme
ve tekrar da¤a getirme çal›flmalar›n›
baflar›yla yürütmüfltü. Bir k›sm›n› tekrar da¤a getirmiflti. Kadrolar› netlefltirme çal›flmas›nda en a¤›r yükü omuzla-
Renas Xaneki
yan bir yoldaflt›. 4-5 günde bir genel
toplant› için yan›m›za geliyor, tart›fl›p
çal›flmalar›m›z›n geldi¤i aflamay› de¤erlendirdikten sonra tekrar Irak’ta yürüttü¤ü faaliyetlerine devam ediyordu.
Bu kar›fl›k ve dalgalanma sürecinden
etkilenmifl, düflmüfl, tereddüdü yaflayan ve kopan kiflilerle konuflup onlar›
ikna etme, tekrar getirme vb bütün iflleri O yürütüyordu.
Tasfiyecilik sürecinde, Irak sahas›n›n netlefltirilmesinde iki arkadafl›n
çok büyük rolü olmufltur. ‹nfla komitesi ile ayn› süreçte çal›flma yürüten arkadafllardan biri Viyan yoldafl, di¤eri
fiiilan Kobani yoldaflt›r. fiilan Kobade fi
ni yoldafl da birkaç arkadaflla birlikte
bir müdahale fleklinde Irak sorumlulu¤una atanm›flt›. Viyan yoldafl infla komitesinin sorumlusuydu, bu temelde
çal›fl›yordu, fiilan yoldafl da genel çal›flmalara müdahale için Irak’a gönderilmiflti. Irak sahas›n›n netlefltirilmesinde
bu iki de¤erli yoldafl›m›z›n çok yo¤un
emekleri olmufltur. ‹hanet karfl›s›nda
hiçbir flekilde i¤ne ucu kadar tereddüt
yaflamadan çal›flmalara yönelmifllerdir. Bilmedikleri baz› hususlarda hemen arkadafllara dan›fl›yor, kendileri
de mevcut durumu yorumlayarak en
do¤ru yaklafl›m› gösteriyorlard›.
Her çal›flmaya can› gönülden
kat›lan bir durufla sahipti
Viyan yoldafl›m›z, kongre öncesi ve
sonras›nda PKK Yeniden ‹nfla Komitesi
Üyesi olarak çok aktif bir flekilde kendini çal›flmalara katt›. Komitenin ilk
çal›flmalar›ndan biri, PKK yeniden infla
e¤itim devresi bafllatmakt›. Yetmifl arkadafltan oluflan bir yap› ile devreye
bafllanm›flt›, devrenin sorumlusu Vi-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
25
yan yoldaflt›. Okulun sorumlusu olarak, PKK ‹nfla Kongresi’nin de haz›rl›klar›nda en aktif rol O’nun üzerine düflüyordu. Program haz›rl›¤›ndan tart›flma konular›na kadar, hatta kongreye
kat›lacak arkadafllar›n belirlenmesine
kadar en aktif çal›flan arkadaflt›. Yine
kongre salonunun dekorunu kendisi
haz›rlam›flt›. Her çal›flmaya can› gönülden kat›lan bir durufla sahipti. Bu iflleri, talimat vererek baflka arkadafllara
da yapt›rabilirdi, ama O, öyle yapm›yor, yürekten yaklaflt›¤› için, yap›lmas›
gereken iflleri bizzat kendisi yap›yordu.
Kongreden sonra bir kez daha
HPG’ye geçmek için önerisini büyük
›srarlarla tekrarlad›. ‹lk baflta kabul
etmedik. PKK Kongresi’nden önce
HPG Konferans› yap›lm›flt›. HPG Konferans›’na tekrar geri gelme flart› ile
gönderilmiflti. Viyan yoldafl konferansa gidip geldikten sonra da HPG önerisinden vazgeçmedi. Önerisini ›srarla
sürdürdü¤ünden, PKK Kongresi tamamland›ktan sonra HPG’ye geçebilece¤ini belirttik. O anda Viyan yoldafl›n
yüzüne dalga dalga sevinç yay›ld›,
gözlerinin içi gülmeye bafllad›. Yüzü
ayd›nlanm›flt›. HPG’ye gönderilece¤ine
inanmad›¤›ndan, karar› üç dört kez
tekrarlatm›flt›.
O süreçlerde fedai eylem için kendisini haz›rlad›¤›n›, biz sonradan mektuplar›ndan ö¤renecektik, ama kendini
yakma fleklinde bir eylemle de¤il. Düflman›n kalbine girip bir eylem yapmay›
amaçlad›¤›n› mektuplar›nda net bir flekilde vurgulamaktad›r. Bunun için
kendisini önceden haz›rlam›flt›r. Yazd›¤› mektuplar uzun bir yo¤unlaflma sürecinin ürünüdür. Öyle s›radan, basit
bir yo¤unlaflmayla yaz›lan mektuplar
de¤ildir. Mektuplar› adeta bir program,
Erdal (Engin Sincer)
bir manifesto niteli¤indedir. Her konuda görüflünü söylemifl ve do¤ru yaklafl›m›n nas›l olmas› gerekti¤ini net vurgularla ortaya koymufltur. Çok k›sa ve
öz vurgularla her konuya izah getirmeyi esas alm›flt›r. Yüzeysel de¤il, çok derin çözümlemeler dile getirmifltir. Bütün arkadafllar mutlaka mektuplar›n›
okumufltur, fakat bir kez daha okunmas›nda büyük yararlar vard›r.
Fedai bir ruhla sürece
cevap olunmal›d›r
Geçen sene bu zamanlarda, Önderlikle görüflmeler do¤ru dürüst
yap›lam›yor, Önderlik üzerinde bask›
ve tecrit artt›r›lm›flt›. K›fl koflullar› gerillay› hareketsiz k›l›yor ve eylem yaparak tecride cevap olam›yordu. Önderlik
üzerindeki bask›lar ve bunun yaratt›¤›
atmosfer ciddi bir a¤›rl›k yaratm›flt›.
Bir ç›k›fl gerekiyordu. Viyan yoldafl tam
da böyle bir süreçte böyle bir eyleme
karar vermifl ve uygulam›flt›r. Eylemini, 15 fiubat komplosu ve bu komplonun yaratt›¤› ‘bitirme politikalar›’na
karfl› gerçeklefltirmifltir. Mektuplar›nda
da çok net bir biçimde vurgulam›flt›r.
Eylemini ilk baflta 15 fiubat’ta yapmak
istemifl, fakat sonra ‘arkadafllar o kara
günde benimle meflgul olmas›nlar’ diye
düflünerek, eylemini 1 fiubat’ta gerçeklefltirmifltir. Viyan yoldafl bu kadar incelikli düflünen bir gerçekli¤e sahipti.
2005 y›l› bahar›nda hareketimiz at›l›m yapm›fl, KKK, PKK ve KJB ilan edilmifl, mücadele önemli oranda yükseltilmiflti. Baz› çevrelerin ve ayd›nlar›n
ça¤r›lar›ndan sonra Türkiye baflbakan›n da ‘Kürt sorunu vard›r ve bizim
meselemizdir’ sözleriyle gösterdi¤i yaklafl›m üzerine hareketimiz bir ayl›k ey-
Xweflmer (Hesen Rasta)
lemsizlik süreci gelifltirerek yan›t vermifl, fakat bunun sonras›nda yeni hiçbir geliflme yaflanmam›flt›. Aksine, Önderlik üzerindeki bask›lar art›r›lm›flt›.
Bu geliflmelerden sonra hareketimiz
için tekrar yeni bir ruh, yeni bir ç›k›fl
gerekliydi. K›fl aylar› oldu¤undan, her
tarafta bir bekleyifl hakimdi. Asl›nda
hareket bir ad›m atm›fl, belli sonuçlar
da al›nm›flt›, ama henüz her fley yerine
oturmam›flt›. Yaflanan bekleyifl, yurtiçi
ve yurtd›fl›nda baz› kiflilerde tereddüt
yaratm›flt›.
Viyan yoldafl bunlar›n fark›ndayd›.
2005 y›l›n›n aral›k ay›nda, HPG Geniflletilmifl Meclis Toplant›s› yap›lm›flt›. O
da bu toplant›ya kat›lm›flt›. Viyan yoldafl›n bu toplant›da yapm›fl oldu¤u konuflmalar çok önemliydi. Çok k›sa ve
çok net konuflmufltu. Daha önce de yöneticilik yapt›¤›ndan, örgütün durumunu biliyordu ve her alandan haberi
vard›. Önderlik üzerinde uygulanan
tecride, yönetim ve kadronun içinde
bulundu¤u duruma karfl› bir mesaj
vermek gerekti¤ini düflünüyordu. Nas›l
ki Diyarbak›r Zindan›’nda, teslimiyet
politikalar›na karfl› neler yap›lmal›
sorusuna Kemal arkadafl›n cevab›
“kan›m›z› dökmemiz gerekiyor” olduysa, Viyan yoldafl da duruflumuzun nas›l olmas› gerekti¤ini bedenini atefle vererek göstermifltir.
Viyan yoldafl y›l›n start›n› vermifltir
‘Apocu durufl, fedai ruhun duruflu
böyledir, yönetimin böyle bir durufla
sahip olmas› gerekir, kadronun duruflu böyle olmal›d›r, yani kendini feda
etmeye haz›r olmal›d›r. Fedai bir ruhla
sürece cevap olunmal›d›r’ fleklinde bir
mesaj vermifltir. Viyan arkadafl›n eyle-
Zekeriya (Zekeriya ‹brahim)
Serxwebun (Ahmet Okur)
SERXWEBÛN fiubat 2007
26
D›jwar (Mehmet Er)
Mahir (fierif Yalç›n)
mi, her fleyden önce yönetime bir mesajd›r. O da bir yöneticiydi. Eyleminin
bir de bu anlamda büyük bir anlam›
vard›r. Hareketimizde fedai Apocu ruh
ve duruflun geliflmesi için bu eylem çok
büyük bir rol oynam›flt›r. Dolay›s›yla
çok de¤erli ve onurlu bir eylemdir. Bu
eylemle Viyan yoldafl 2006 y›l›n›n perspektifini vermifltir. Biz 2006 y›l›n›n
prati¤ini yorumlarken de, ‘Viyan yoldafl y›l›n start›n› vermifltir’ de¤erlendirmesini yapm›flt›k. Bu eylem bütün hareketimizde etkisini göstererek, 2006
y›l› prati¤inin geliflmesine vesile olmufltur. 2006 y›l›, 2005 y›l›na göre daha
baflar›l› bir y›l olmufltur. Bunun nedeni iflte bu ruhtur. Viyan yoldafl›n eyleminden sonra 15 fiubat’ta serhildanlar
geliflmifl, bu serhildanlar 27 Mart’ta
Amed’de zirveleflmifltir. Bu geliflmelerde Viyan yoldafl›n eyleminin verdi¤i
mesaj›n çok büyük bir rolü olmufltur.
Her fleyden önce herkesi sarsm›flt›r,
yönetimin öncelikle kendisini gözden
geçirmesini beraberinde getirmifltir.
Öncelikle Önderlik çizgisi karfl›s›ndaki
duruflumuz, fedai duruflumuz ve gerçekli¤imiz ortaya ç›km›flt›r. Mesj› bu
temelde olmufltur. Dürüst, temiz ve
çizgi temelinde çal›flan bütün arkadafllara bir perspektif ve mesaj olmufltur.
Esas olarak da tereddütlü, hesapç›,
partinin s›rt›nda kendini yaflatmaya
çal›flan, günlük olarak kendisini idare
etmeyi esas alan, samimi ve dürüst bir
flekilde çal›flmaya girmeyen, ‘hele bakal›m ne olacak’ deyip ‘bekle gör’ politikas›n› esas alanlara mesaj olmufltur.
Yine Önderlik çizgisine dürüst yaklaflmayanlara çok aç›k ve net bir mesaj olmufltur.
Viyan yoldafl›n eyleminin böyle bir
özelli¤i vard›r, bu temelde çok anlaml›
fievger (Yaflar Aykal)
ve güçlü bir rol oynam›flt›r. Sonradan
baz› arkadafllar ayn› tarzla yeni eylemler gelifltirerek kendilerini yakt›lar.
Kuzey’de, cezaevinde bu tür eylemler
geliflmiflti. Kuflkusuz biz bu tür eylemlere kat›lm›yoruz ve do¤ru bulmuyoruz. ‹çerik olarak de¤il, ama biçim olarak fiehit Viyan yoldafl›m›z›n tarz›na
da kat›lm›yoruz. Da¤da ve elde silahla
kalk›p kendini yakmak bir tarz haline
gelirse, bu bir çaresizlik olur. Çünkü
özgürlük da¤lar›nday›z ve elimizde silah›m›z var. Her fleyi yapabiliriz, k›yameti koparabiliriz, neden kendimizi
yakal›m? Karfl›m›zda ahlak ve kural
tan›mayan bir düflman ve ona karfl›
yapabilece¤imiz çok fley var. Sadece
da¤da de¤il, her alandaki bütün arkadafllar için geçerlidir bu.
Kendini yakma eylemlerine
hareket olarak karfl›y›z
Viyan yoldafl›n eylemi bir ruh ortaya ç›karm›flt›r. Apocu ruhun nas›l bir
durufl ortaya koymas› gerekti¤ini
göstermifltir. Eylemini yapt›¤› koflullar
farkl› bir karaktere sahiptir. Yönetim
kademesinden geliyor, konseyde yer
alm›fl, PÇDK ve PKK’de yöneticilik yapm›fl, misyonu olan bir arkadaflt›. O süreçte Önderlikle görüflmelerin yapt›r›lmamas›, Önderlik üzerinde uygulanan
bask›lar, tecrit, k›fl sürecinin yaratt›¤›
hareketsizlik, her tarafta a¤›rl›k ve tereddüdün yaratt›¤› etkiler Viyan yoldafl› böyle bir eylem yapmaya yöneltmifltir. Bunlar› kendisi de mektuplar›nda yorumlam›flt›r. Hepsini yüzde
yüz analiz etmifl, ölçmüfl ve gelifltirdi¤i
eylem tam da yerine oturmufltur. Öyle
bir süreçte, bu düzeyde bir misyona
sahip bir arkadafl›n bu biçimde eylem
Hüseyin (Hasan Ertu¤rul)
gerçeklefltirmesi, harekete ç›k›fl yapt›rtm›flt›r. Eyleminin önünde sayg›yla
e¤iliyor, ama tarz olarak kat›lm›yoruz.
Bu eylem o koflullarda bir anlam yaratm›fl ve rolünü oynam›fl, 2006 y›l›n›n bütün prati¤ine etkide bulunmufltur. Bu durum, ayn› tarz eylemlerin
önünü açmamal›d›r, öyle düflünen
varsa büyük yan›lg› içerisindedir. Toplumda da kendini yakma eylemleri
vard›r. Bu eylem türü çok anlaml› de¤ildir. ‘protesto etmek için kendimi yak›yorum’ demekle olmaz, böyle bir eylem türü do¤ru de¤ildir. Çok kritik bir
süreç ya da atmosferde bir anlam› olabilir. Mesela arkadafllar zindanda bu
eylem türünü uygulad›lar, bunun bir
anlam› vard›. Zekiye Alkan, Rahflflaan
Demirel, Ronahi ve Berivan yoldafllar›m›z bu eylem türünün bafllang›c›n›
teflkil ettiler. O koflullarda bir anlam›
vard›. Bir süreç için ön aç›c›yd›. Ama
bunu gerillada ya da zindanlarda bir
tarz haline getirmek do¤ru de¤ildir.
Her fleyden önce gerillan›n yapaca¤›
bir eylem türü de¤ildir. Gerilla bir savafl gücüdür ve karfl›s›nda bir düflman
vard›r, dolay›s›yla gerillan›n eylem hedefi düflman› etkisiz k›lmakt›r.
Dolay›s›yla gerillada bu tarz bir eylemi hareket olarak kabul etmeyece¤imizi, meflru görmeyece¤imizi daha önce
de belirtmifltik. Elinde o kadar imkan
varken, fedai bir ruha ulaflm›flken,
kendini yakmak do¤ru bir eylem tarz›
de¤ildir. Fedai ruh ve flehitlere ba¤l›l›k
temelinde, Kürt halk›n›n ve Önderli¤imizin özgürlü¤ünü sa¤layabilecek eylem türlerine giriflmemiz gerekmektedir. Bunun için imkanlar›m›z, gücümüz ve fedai ruhumuz varken kendini
yakmak hiç do¤ru de¤ildir.
Viyan yoldafl mesaj verebilmek için,
fiubat 2007 SERXWEBÛN
27
büyük bir cesaretle bedenini atefle vermifltir. Tabii ki bu yönüyle çok büyük,
derin ve anlaml›d›r. Dolay›s›yla bu eyleme çok büyük anlam biçiyor, de¤er
veriyor ve sayg› gösteriyoruz, ama eylem tarz›n› desteklemiyoruz. Bu tarz,
gerilla için bir eylem biçimi olamaz.
Zindanlarda bile bu tarz› elefltiriyoruz
da¤da hiç kabul etmiyoruz. Zindanda
Serdar arkadafl, Viyan arkadafl›n ard›l›
olarak bir ç›k›fl gerçeklefltirmifltir. Ondan sonra da baz› arkadafllar ayn›
tarzda eylemler gerçeklefltirmifllerdir.
Bu arkadafllar›m›z›n içinde iki de enternasyonal
arkadafl›m›z
vard›.
Eylemleri çok anlaml›d›r. Atina’dan
eylem yapan Elefterya ve Adana’da
eylem yapan Veysi Kaya arkadafllar
genç bedenlerini atefle vererek ne kadar büyük bir yüre¤e sahip olduklar›n›
ortaya koymufllard›r. Biri Yunan biri
Arap olan bu kahramanlar›n eylemi,
Sorxwin (Özgür Kaya)
mifltir. Ayn› zamanda bizleri derin bir
sorgulamaya sevk etmifltir. Zaten her
konuda görüfllerini ve nas›l yaklafl›lmas› gerekti¤ini k›sa, ama derin izahlarla yazm›flt›r. Bu nedenle 2006 y›l›n›n talimat›n› veren bir eylem olmufltur ve o talimat bugün de bizim için
geçerlidir.
Bu eylemin birinci y›ldönümünü yafl›yoruz. Viyan yoldafl›n eylemi ve düflünceleri, bizim için daimi birer talimatt›r. Tarihi bir ç›k›fl, tarihi bir talimatt›r. Böyle temiz ve dürüst bir kat›l›m› sa¤layan, militanlaflan yoldafllar›n
an›lar›na dürüstçe, cesaretle ve kararl›ca sahip ç›kma sorumlulu¤umuz vard›r. An›lar›na ne kadar sahip ç›kar, takipçileri olursak, zafer de o denli yak›n
olacakt›r. Çünkü zaferin yolu flehitleri
do¤ru sahiplenmekten geçmektedir.
Viyan yoldafl›n eylemi ard›ndan, Özgür kad›n hareketine öncülük eden
Y›ld›z (Nursel fiimflir)
Apocu felsefenin özü, halklar›n kardefllik gerçe¤i konusunda çok derin anlamlara sahiptir. Hareketimizin tarihsel bir insanl›k hareketi olmas›n›n aynas› olmufl büyük flehitlerimizdir. Bütün bunlar güçlü ve derin bir felsefeye
dayal› fedai ç›k›fllard›r, büyük bir ruhtur, çok onurlu ve de¤erlidir, mesaj›n›
kapsaml› ve anlaml› bir flekilde vermifltir, ama tarz, genel olarak esas al›nmamas› gereken bir tarzd›r.
Zaferin yolu flehitleri do¤ru
sahiplenmekten geçmektedir
Viyan yoldafl bu eylemiyle Önderlik
çizgisine, flehitlere, halk›n davas›na ve
Önder Apo’ya yaklafl›m›m›z›n nas›l olmas› gerekti¤ini bir kez daha göster-
Akif (X›z›r Xringe)
baflka yoldafllar›m›z da flehit düflmüfllerdir. 31 Mart’ta Cudi karargah yönetiminde yer alan Y›ld›z arkadafl üç arkadafl›yla birlikte çat›flmada flehit düflmüfltür. Y›ld›z arkadafl, bir y›ldan fazla Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’nde e¤itimde kalm›fl, orada yöneticilik yapm›flt›. Mesle¤i olan bir yoldaflt›.
Gazeteciydi, iflletme üniversitesini bitirmiflti ve üç dört y›l Med TV’de programlar yapm›flt›. Birçok kiflinin Avrupa
yaflam›na, rahat yerlere göz dikti¤i bir
dönemde, Y›ld›z yoldafl›n o tür kifliliklerin anlay›fl›na karfl› gösterdi¤i tepki
çok önemlidir. O, bu tür kifliliklere bir
mesaj verebilmek amac›yla ›srarla
HPG içinde yer almak istemifltir. Y›ld›z
arkadafl›n Mahsum Korkmaz Askeri
Akademisi’ne girmek istedi¤ini bayan
arkadafllar›n yönetimi bizlere iletmiflti.
Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’ne al›nacak ö¤renciler özenle seçilerek al›n›yordu. Y›ld›z arkadafl›n Akademiye gelme istemi bize iletildi¤inde,
epey tart›flm›flt›k. Böyle bir yoldafl›n
asker olma istemine flafl›rm›flt›k. Arkadafllar, ›srarla gelmek istedi¤ini aktard›klar›nda, gelebilece¤ini söylemifltik.
Akademi ö¤rencilerinin ço¤unlu¤u savaflta komutanl›k yapan arkadafllardan olufluyordu. Her ders sonras›nda
imtihanlar yap›l›yor ve puan veriliyordu. Y›ld›z arkadafl Akademiyi birincilikle bitirmiflti. Bir akademi gelene¤i
olarak, akademiyi birincilikle bitiren
arkadafl, e¤itim vermek amac›yla bir
sonraki devreye de kald›¤›ndan, Y›ld›z
yoldafl da bir devre daha kalm›fl, bu
sefer ders vermiflti. Baflka çal›flmalarda da yer alabilecek bir arkadaflt›, gazeteciydi, bilinçliydi, derindi. ‹deolojik
teorik derinli¤i, yaz› analiz yetene¤i
D›lxwaz (M.Ali Algünerhan)
vard›. fiimdi elimizde bulunan Meflru
Savunma Stratejisi kitab›nda O’nun
da eme¤i vard›r. Bir bölümünü kendisi
üzerine alm›fl ve yazm›flt›. Farkl› özellikleri olan bir arkadaflt› ve durufluyla
çevresine mesaj veriyordu. Güçlü bir
tav›r sahibiydi. Bu yoldafl›m›z da Viyan
yoldafl›n talimat›n› prati¤iyle yerine getiren bir yaflam›n sahibiydi.
Nucan ve Sorxwin arkadafllar
fedakar ve görev aflk›yla
doluydular
Tav›r ve güçlü bir duruflun sahibi olmak çok önemlidir. Nucan arkadafl da
bir tav›r olarak Dersim’e gitmeyi ›srarla
dayatm›fl ve yolda flehit düflmüfltür. Nucan yoldafl›n Dersim’e gitmesini durdurmufltuk. YJA STAR yönetimindeki
SERXWEBÛN fiubat 2007
28
arkadafllar, Nucan arkadafl›n çok ›srar
etti¤ini, O’nu ikna edemediklerini söyleyince, karar› kendilerine b›rakm›flt›k.
Nucan arkadafl›n ›srar› üzerine, arkadafllar önerisini kabul etmiflti. O da Pazarc›k çevresine bir mesaj vermek istiyordu. Pazarc›kl›lar›n yönlerini Avrupa’ya dönmelerine oldukça tepkiliydi.
Bu yaklafl›mlara bir mesaj vermek için
‘ben de Dersim’e gidip mücadelemi savafl sahas›nda yürütece¤im’ diyerek, gitme noktas›nda ›srar etmiflti. Dikkat edilirse, o süreçte flehit düflen arkadafllar›m›z böyle seçme ve mücadeleyi yükseltme kararl›l›¤›nda olan arkadafllard›r.
12 Nisan 2006’da, PKK Meclis Üyesi olan Sorxwin arkadafl flehit düflmüfltür. Burada bir konunun alt›n› çizmek
gerekmektedir. Çünkü bu yan› çok fazla öne ç›kar›lmam›flt›r. PKK Meclis
Üyesi olmak e¤er lay›k olunursa kutsal
bir yerde yer almak demektir. PKK,
Haki Karerlerle, Mazlum Do¤anlarla,
Kemal Pirlerle, Hayri Durmuflflllarla,
Ferhat Kurtaylarla ve tüm üst düzey
kadrolar›yla en ön cephede yer alm›fl
ve flehit düflmüfl yoldafllar›n bir toplam› olarak anlam bulmufltur. Bu arkadafl da onlar›n bir takipçisi olmufltur.
O da meclis üyesiydi. Besta komutanl›¤›nda yer al›rken, beraberindeki dokuz arkadaflla birlikte kahramanca savaflarak flehit düflmüfltür. Sorxwin arkadafl›n kendisi Dersimliydi, fakat mücadele içerisinde genelde Botan eyaletinde kalm›flt›. Sorxwin arkadafl yerel
özelliklerden ziyade Kürdistani anlay›fl› kendisinde infla etmifl bir arkadaflt›.
Nerede fedakarl›k gerekiyorsa, orada
kesin yerini al›rd›. Fedakar, militan ve
görev aflk›yla dolu bir kiflilikti. Viyan
yoldafl›n ard›ndan böyle flehadetlerin
yaflanmas› büyük anlamlarla yüklü bir
Sabri (Dara Reflit)
gerçe¤i ifade etmektedir.
Geçti¤imiz dört y›l içerisinde, konseyimizden dört arkadafl›m›z flehit düflmüfltür. ‹lk flehidimiz Erdal yoldafl olmufltur. Erdal yoldafl, HPG II. Konferans›’n›n haz›rl›¤›nda yer al›yordu. Bilindi¤i üzere II. Konferans’›n haz›rl›k
sürecinde flehit düfltü. Bizim için çok
a¤›r bir flehadet oldu. Bir kaza sonucu
flehit düfltü, fakat halen o olay›n üzerinde durulmaktad›r. Erdal yoldafl›n
flehadetinden k›sa bir süre sonra, HPG
II. Konferans› yap›lm›fl ve konferansta
meflru savunma stratejisinin sembol
komutan›n›n Engin Sincer oldu¤u karar› al›nm›flt›r. Bu anlamda fiehit Erdal
yol gösterici bir özelli¤e sahiptir.
Erdal yoldafl gerçek bir
görev adam›yd›
fiu an üzerinde mücadele yürüttü¤ümüz stratejinin en sonuç al›c› takti¤ini Erdal yoldafl 1997 y›l›nda Gabar’da
bölük komutan›yken gelifltirmifltir.
Hatta bugün özel kuvvetlerin üzerinde
yo¤unlaflt›¤› taktikleri daha o süreçte
sorumlusu oldu¤u bölgede kendi düflüncesi, inisiyatifi, çabas› ve tecrübesi
ile gelifltiriyordu. 1997 y›l›nda Gabar
yönetiminde bölük komutan›yken gelifltirdi¤i eylemlerde 27 silah kald›rm›fl ve
O’nun sorumlulu¤unda eyleme kat›lan
arkadafllara hiçbir fley olmam›flt›. Ak›ll›
yöntemlerle, teknikle düflman› etkisiz
k›lm›fl ve her eylemi baflar›yla gerçeklefltirmiflti. Bugün özel kuvvetlerin üzerinde çal›flt›¤› teknik, taktik ve yöntemleri daha 1997 y›l›nda Gabar’da uyguluyordu ve o süreçte bu tür taktikleri
O’nun d›fl›nda gelifltiren baflka kimse
yoktu. Akl› ve zekas›yla, cesaret ve yüksek fedai bir ruhla kat›l›m› esas alma-
Munzur (Hüseyin Gül)
Serkeft (M.Yaflar Y›ld›z)
s›yla bunu uygulayabiliyordu. Tüm arkadafl yap›s›n› kucaklayan duruflu art›
bir özelli¤iydi. Gerillada, hakeza halk
çal›flmalar›nda öyleydi.
Erdal yoldafl›m›z Avrupa’da büyümüfltü, gerillaya gelmeden önce de Avrupa’da diplomasi çal›flmalar›n› yürütmüfltü. Erdal yoldafl› 1990-91 y›l›nda
Avrupa’dan tan›m›flt›m. Daha o süreçte tüm diplomatik çal›flma sahalar›
O’nu kendi çal›flmalar›nda görmek istiyordu. ‹sviçre, Almanya, Belçika ve birçok yer, o genç yafl›na ra¤men O’nu istiyordu. O’nu tan›d›kça ne kadar dürüst ve istekli oldu¤unu, ne kadar candan bir kat›l›m› esas ald›¤›n› görmüfltük. Demek ki istedikleri, dürüstlü¤ü
ve kat›l›m›yd›. Ülkeye gelip y›llarca kald›ktan sonra, düzenlenmesi tekrar Avrupa’ya diplomasi çal›flmalar›na yap›lm›flt›. Avrupa’da kald›¤› süre içerisinde, oradaki çal›flmalar› büyük bir zeka,
yetenek ve disiplinle tekrar toparlayarak bir sisteme kavuflturmufltu. Avrupa’da bulundu¤u süreçte bütün çabas›, gayreti, tekrar ülkeye gelerek, gerillada, HPG’de yer alabilme üzerine kuruluydu. Nitekim sonras›nda gelmifl ve
ülkeye gelir gelmez düzenlemesi
HPG’ye yap›lm›flt›. HPG Anakarargah
Komutan› yard›mc›s› olmufltu. Mardin
eyaletinin Gabar ve Cudi bölgelerinin
sorumlulu¤unu yapm›flt›, dolay›s›yla
savafl›n nas›l yürütülece¤ini biliyordu.
Diplomasi çal›flmalar›n› yürütmeyi bildi¤i
kadar,
savafl›n
nas›l
yürütülece¤ini de biliyordu. Bu nedenle gelir gelmez ilk görevi, HPG Anakarargah Komutan yard›mc›l›¤› olmufltu.
Meflru savunma stratejisi, askeri teknik ve takti¤i, askeri anlay›fl› daha çok
gelifltirme ve derinlefltirme anlay›fl›
üzerine kuruluydu ve Erdal yoldafl bu-
Cudi (Kutbettin Yi¤it)
fiubat 2007 SERXWEBÛN
Orhan (Feridun Sar›)
29
Nucan (Cennet Dirlik)
nu en etkili bir düzeyde uygulama yetene¤ine sahipti. Demek ki konferansta al›nan karar salt manevi bir anlam
ifade etmemektedir, pratik uygulama
düzeyini de kapsamaktad›r. Daha önce
yürüttü¤ü tarz, sergiledi¤i askeri durufl, taktik derinlik ve tekni¤i kullanma
yetene¤i, meflru savunma stratejisinde
ölümsüz bir komutan olaca¤›n› herkese hissettiriyordu.
fiilan yoldafl nerede ihtiyaç varsa
oraya gitmifltir
Konsey üyesi olarak görev yürütürken flehit düflen baflka bir arkadafl›m›z
fiiilan Kobani yoldafl›m›zd›r. Kas›m
da fi
2004 y›l›nda Musul ç›k›fl›nda bir komployla dört arkadaflla birlikte flehadete
ulaflm›flt›r. Bu befl arkadafltan biri olan
Zekeriya arkadafl, özel kuvvetlerin yönetiminde yer al›yordu. Çok uzun bir
süre özel kuvvetlerde kalan bir arkadaflt›. Hepsi de çok de¤erli arkadafllarfiiilan, Fuat, Zekeriya, Cemil ve Cid›. fi
wan arkadafllar uzun y›llar mücadelede
büyük emekler harcam›fl arkadafllard›.
Yoldafllar›m›z›n flehadetinin üzerinde
çok duruldu, soruflturmalar yürütüldü.
Ortaya ç›kan sonuç, komployla flehadete ulaflt›klar›yd›. Bunun hesab› k›smen
soruldu, ancak bu yoldafllar›m›z›n hesab›n› sorma ifli daha bitmemifltir, daha sorulacak hesaplar vard›r.
fiilan yoldafl›n ihanet karfl›s›ndaki
tavr› militanca olmufl, nerede ihtiyaç
olmuflsa oraya gitmifltir. O süreçte Irak
bir batakl›k haline getirilmiflti ve O da
yarat›lan tahribatlar› onarmak amac›yla Irak’a gitmiflti. Irak biraz toparland›ktan sonra, ihanet bu sefer de PYD
üzerinde oynuyordu, PYD üzerinden de
Güneybat› Kürdistan üzerinde yürütü-
fiiyar (Adem Demir)
len oyunlar vard›. Bu sefer fiilan yoldafl›n düzenlemesi Güneybat› Kürdistan’a yap›ld›. Adeta ihaneti kovalarcas›na pefllerine düflerek Güneybat› Kürdistan’a gitmiflti. Asl›nda çal›flma sahas› resmi olarak Suriye’deydi, fakat
Suriye devleti taraf›ndan arand›¤› için,
hareketin perspektifiyle Irak sahas›nda
kalarak çal›flmalar› oradan yürütmesinin daha uygun olaca¤› öngörülmüfltü.
Irak’tan PYD çal›flmalar›n› koordine
ediyordu. Irak’ta çal›flmalar›n› yürüttü¤ü süreçte, ihanet ve düflman devletlerin istihbarat örgütlerinin ortak çal›flmas›yla Arap milliyetçi gruplar›ndan
birinin eliyle flehit düflürülmüfllerdi.
Para için her fleyi yapabilen Arap milliyetçileri bu de¤erli befl yoldafl›m›z›
flehit düflürmüfltür.
Bu olayda iflbirlikçi ihanetçi grupla
beraber, Türkiye ve Suriye devletlerinin
de parma¤› vard›r. Bu arkadafllar›n flehadeti de bizim için önemli bir mesaj olmufl ve Güneybat› Kürdistan çal›flmalar›n› nas›l yürütmemiz gerekti¤i konusunda derin bir perspektif vermifltir.
Bilindi¤i üzere bu saha, Önderlik
sahas›yd› ve oray› teslim alman›n
PKK’yi her yerde etkisizlefltirme aç›s›ndan önemi büyüktü. Düflman, ‘PKK’yi
Güneybat› Kürdistan’da etkisizlefltirirsek, her yerde etkisizleflir’ anlay›fl›n›
tafl›yordu. Düflman güçler bu yaklafl›m› ihanetçi grup üzerinden pratiklefltirmek istiyordu. fiilan yoldafl gösterdi¤i yarat›c› ve olgun yaklafl›mlarla düflman ve ihanetçi grubun oyununu bofla
ç›kararak, PYD örgütlülü¤ünün daha
da geliflmesinde büyük bir rol oynam›flt›r. Bu eksen üzerinde PYD’de bir
toparlanma ve direngen bir ruh ortaya
ç›km›fl, gelifltirilen oyunlar büyük
oranda bofla ç›kar›lm›flt›r.
Nemrut (Kenan F›rat)
E¤er PYD bugün hala ayaktaysa ve
üçüncü kongresini gerçeklefltirebiliyorsa, bunda baflta flehit fiilan olmak üzere, komployla flehit düflen yoldafllar›n
eme¤i oldukça büyüktür. Onlar›n çal›flmas›, eme¤i olmasayd›, bugün bu
örgütlenme, bu hareket bu durumda
olmayabilirdi.
Akif arkadafl›n yüzünde
inanç ve güven okunuyordu
Konsey üyesi olarak flehit düflen bir
arkadafl›m›z da Akif arkadaflt›r. Akif arkadafl, Do¤u Kürdistanl› genç bir arkadaflt›. Konsey üyesi olarak flehit düflen
arkadafllar›n ortak bir özelli¤i vard›; hareketimizde dürüstlük ve samimi kat›l›mlar›yla örnek teflkil eden yoldafllard›.
Viyan, fiilan, Erdal ve Akif yoldafllar
çok k›sa bir zaman sürecinde dürüst,
temiz durufllar›yla kendilerini bütün
arkadafllara kabul ettirmifl, çabalar› ve
emekleri ile ayakta durmufllard›r.
Akif arkadafl, 1999 y›l›nda, Do¤u
Kürdistan’da Önder Apo’ya sahiplenme
serhildanlar›n›n yaratt›¤› bir kadroydu.
Bu serhildanlar Do¤u Kürdistan’da bir
devrimin bafllang›c› olmufltur. Akif yoldafl da bu serhildanlardan, serhildanlardaki s›cak ruhtan gelmifl ve bu s›cakl›¤› hareket içerisinde de sürdürmüfl bir yoldaflt›. Bu nedenle çok k›sa
bir süre içerisinde dikkat çekmifl ve yönetime seçilmifltir. III. Genel Kurul’da,
Konsey üyeli¤ine seçilmiflti. PJAK koordinasyonu görevini yürüten bir arkadaflt›. O kadar dürüst ve ba¤l› bir arkadaflt› ki, hiç çekinmeden kendisine
dünya bile teslim edilebilirdi. Yüzünde
inanç ve güven okunuyordu. ‹liflki ve
mücadele tarz›yla, tart›flma kültürü ve
tav›r al›fllar›yla örnek arkadafllardand›.
SERXWEBÛN fiubat 2007
30
Mazlum (Mehmet Süphan)
Hog›r (Tamer Uysal)
Do¤u Kürdistan’da geçen y›l içerisinde yönetici ve kadro kademesinde
çok ciddi kay›plar, flahadetler yafland›.
Önce PJAK meclis üyesi Dilxwaz yoldafl flehit düflmüfl, son dönemde de
baflka bir PJAK meclis üyesi olan
Xweflflm
mer yoldafl flehit düflmüfltür. Her
üç yoldafl da PJAK çal›flmalar›n›n gelifltirilmesinde önemli rol oynayan arkadafllard›. Xweflmer arkadafl da, Akif
arkadafl gibi bir serhildan kadrosuydu.
Daha önce Urmiye, Kato, Mako ve Milgever alanlar›nda önemli çal›flmalar
yürütmüfl, halk taraf›ndan da iyi tan›nan ve sevilen bir prati¤in sahibiydi.
Serhildanlar sürecinde aktif rol oynam›fl ve sonras›nda gelip harekete kat›lm›flt›. Bu yüzden halk O’nu iyi tan›maktad›r. Xweflmer arkadafl iç alanlarda yaflanan sorunlara müdahale olarak giderken, yolda düflman›n komplosu sonucu flehit düfltü.
Bu üç arkadafl baflta olmak üzere
birçok kadro ve yoldafl›m›z geçti¤imiz
y›l içinde flehit düfltü. Her üç arkadafl›m›z da Do¤u Kürdistan için önemli bir
yere sahiptiler, yaflam ve durufllar›yla
örnek teflkil eden öncü kifliliklerdi. Bu
anlamda bu yoldafllar›m›z Do¤u Kürdistan mücadelesinin ölümsüz komutanlar› olmufltur.
fiehitlerimiz en büyük mücadele
de¤erlerimizdir
Son birkaç y›lda, özellikle meflru savunma savafl› sürecinde birçok kahraman yoldafl›m›z› flehit verdik. Özellikle
HPG’nin Kuzey Kürdistan’da yürüttü¤ü
mücadele içerisinde yaflanan flehadetler
–ki burada hepsinin ismini vermek
mümkün de¤il, her biri bir kitapla anlat›lmas› gereken yoldafllard›r– kahra-
Resul (Süleyman Babat)
manl›klar›yla mücadelemizi zafer yolunda ilerletmifltir. Meflru savunma savafl›
mücadelesinde flehit düflen yoldafllar›m›z bu anlamda çok anlaml› birer pratik sergilemifllerdir. ‹ki buçuk y›ld›r bu
meflru savunma savafl› mücadelesi devam etmektedir. ‹ki buçuk y›lda verdi¤imiz flehit say›s› 304’tür. Hepsi de yüksek niteliklere sahip arkadafllard›. Bu
flehadetlerin bir k›sm› özel kuvvetlerdendir. Yine bir k›sm› komuta düzeyindeki arkadafllard›r. Eyalet komutan›
düzeyinde flahadetler yaflanm›flt›r,
Serxwebun ve Dijwar Erkendi yoldafllar
eyalet komutanlar›yd›. Bunun d›fl›nda
üst düzey komuta görevi olan, Mahir,
fieevger, Hüseyin, Sabri, Munzur, Serfi
keft, Cudi, Orhan, Brusk, fi
fiiiyar Erzincan, Nemrut, Mazlum, Hog›r, Resul ve
fiiiyar yoldafllar gibi birçok komutan›m›z
fi
bu süreçte flehadete ulaflm›flt›r. Bütün
bunlarla birlikte, HPG anakarargah›
bünyesinde, karargah üyesi ve HPG
meclis üyesi, Agitlerin yoldafl›, gerilla
mücadelesinin en büyük emekçisi de¤erli komutan ‹brahim arkadafl› bir
kontra sald›r›s› sonucu flehit verdik. Sar› ‹brahim arkadafl›n bu biçimde flehadeti bize çok a¤›r gelmifltir. Mücadele tarihimizde en çok da¤da kalan ve gerillada en eski arkadafl›m›zd›. O’nun fedakarl›¤›, ba¤l›l›¤› ve engel tan›maz duruflu örnek bir Apocu komutan durufludur. Kuzey Kürdistan’›n tüm eyaletlerini gerilla yürüyüflü ile dolaflm›fl, mücadele yürütmüfl, gerçek bir tarih olmay›
baflarm›fl bir kahraman›m›zd›. fiehitlerimizin hepsi de yaflad›klar› dönemden
flehit düfltükleri ana kadar büyük bir
emekle mücadele içerisindeki yerlerini
alm›fl ve kahramanlaflm›fllard›r.
Sonuç olarak flunlar› belirtebiliriz:
fiehitlerimizin kutsal çabalar› ve büyük
Brusk (Kamuran Hemo)
mücadele azimleri meflru savunma çizgisinin baflar›yla uygulanmas›na kaynakl›k etmifltir. Viyan yoldafl›m›z, eylemiyle tüm flehitlerimiz ad›na bizlere
önemli mesajlar vermifltir.
Viyan yoldafl›n verdi¤i talimatlar›
daha iyi anlamak ve uygulamak için
mektuplar›n› bir kez daha okumam›zda büyük fayda vard›r. Çünkü o mektuplar bütün flehitlerimizin vasiyeti konumundad›r. Viyan yoldafl tarihsel bir
süreçte sahip oldu¤u eylemsel duruflla
tüm flehitlerimizin sözcüsü haline gelmifltir. Yaflama, Önderli¤e, halka, yoldafllara ve özgür kad›n hareketine nas›l yaklaflmam›z gerekti¤ini, nas›l bir
tav›r ve tutum sahibi olmam›z gerekti¤ini çok net vurgulam›flt›r. Bu mesajlar› bütün flehitlerimizin sözcüsü olarak,
onlar›n ad›na vermifltir.
Viyan yoldafl›n flehadetinin birinci y›ldönümü vesilesiyle Viyan yoldafl flahs›nda tüm flehitlerimize an›lar›na ba¤l› kalaca¤›m›za dair verdi¤imiz sözü yineliyoruz. fiehitlerimizin dürüstlü¤ü, fedakarl›¤›, temizli¤i ve ba¤l›l›¤› bizim için izlenecek tek yol olacakt›r. Her koflul alt›nda,
her yerde ve her zamanda Önderli¤imizle birlikte olaca¤›m›z› tekrarl›yoruz.
Yüre¤iniz rahat, ruhunuz huzurlu
olsun, mesaj›n›z yerine ulaflm›flt›r. Sizler Kürdistan özgürlük mücadelesinde
her zaman ve daima bizlerin ölümsüz
komutanlar› olacaks›n›z. Özgür, demokratik bir Kürdistan yarat›l›ncaya
dek, silah›n›z ve mesaj›n›za sahip ç›kacak, ard›l›n›z olaca¤›z. Bu temelde hepiniz bizler için yol gösterici ölümsüz
yoldafllar olacaks›n›z. Ve tekrar tekrar
diyoruz ki
fieehit namirin!
– fi
1 fi
fiu
ubat 2007
fiubat 2007 SERXWEBÛN
31
Abdullah Öcalan
Özgürlü¤ünüzü
ve onurunuzu koruyun
“BBenim ve Kürt özgürlük hareketi’nin yirmi y›ll›k savunma
anlay›flfl››m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n
kardeflfllli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi
özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk›
özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r. Bu sorunu
d›fl güçlere ABD’ye AB’ye havale edece¤imize
kendi içimizde çözebilmeliyiz ”
Mufl halk› cefakard›r. Oralar güzel
topraklard›r. Bir gün sorunlar›m›z›
aflarsak, demokrasiye ve özgürlü¤e kavuflursak, oralar daha da güzelleflir,
halk›m›z daha güzel bir yaflama kavuflur.
Hrant Dink cinayetinden haberdar›m. Türkiye’de bu tür cinayetler çok
yafland›. Bekleniyordu bu tür cinayetler. Seçim sürecinde baflka cinayetler
de geliflebilir.
Düzen içinde baz› partilerin, neoittihatç›lar›n tehlikesini görmeleri önemli.
Ayn› görüflleri ben zaten belirtiyordum. Bu hafta da Türkiye toplumu
için dört tez üç görevden söz edece¤im.
DYP bahsedece¤im bu tezler içinde liberal demokrasinin öncülü¤ünü yapan kesimdir.
A¤ar, zaman›nda bizimle on befl y›l
savaflt›, beni hedef alan giriflimleri de
olmufltu. Art›k onlar da gerçekleri görmeye bafllam›fl olabilirler. M‹T Müsteflar› da aç›klamas›nda bu tehlikelerden söz ediyordu. Ulus devletin kendini dönüfltürmeden bu flekilde devam
etmesi halinde y›k›ma do¤ru gidece¤ini söylüyordu. Bu neoittihatç›lar›n
Türkiye’yi bir felakete do¤ru götürdü¤ünü uzun süredir anlatmaya çal›fl›yorum. Bu kesimleri baz›lar› yeni ittihatç›lar olarak adland›r›yor.
Bu konuyla ilgili çal›flma yapan
fiükrü Hanio¤lu’nun ‘Osmanl›’dan
Cumhuriyet’e Ziyniyet, Siyaset ve Tarih’ adl› kitab› var. Onu getirebilirsiniz. Bu tespiti daha önce yapm›flt›m;
Almanya, nas›l ki I. Dünya Savafl› y›l-
lar›nda ittihatç›larla ittifak yapt›ysa,
bugün ayn› ittifak› neoittihatç›larla
devam ettirmektedir.
Bu neoittihatç›lar kendilerine Mustafa Kemalciyiz diyorlar. Ama Mustafa
Kemal hiçbir zaman Almanya ile ittifak
yapmam›flt›r. O’nun çizgisi özgürlükçü
ve ba¤›ms›zl›kç› çizgidir. O, o dönemin
koflullar›n›n dayatmas› nedeniyle daha
çok ‹ngiltere ve biraz da Sovyetlerle ittifak yapm›flt›r. Ama hiçbir zaman Almanlarla ittifak yapmam›fl, Alman faflizminin yol açaca¤› tehlikeleri görmüfltür. Türkiye’nin flu anda içine girdi¤i yol, Almanya’daki II. Dünya Savafl›
felaketiyle sonuçlanan Hitler faflizmi
sürecine benziyor. Tedbir al›nmazsa,
bir çeflit III. Dünya Savafl›’n›n geliflmesinden söz edilebilir. Ortado¤u’nun gerilimli siyaseti buna müsaittir.
Bugün demokrasi güçlerinin
birli¤ine ihtiyaç vard›r
Almanya-‹ttihat Terakki ittifak› nas›l
Osmanl›’n›n sonunu getirmiflse, Almanya-neoittihatç›lar ittifak› da Türkiye’yi
benzer bir tehlikeye sürüklemektedir.
Alman emperyalizmi Irak ulus-devletini
de destekledi, Saddam’a arka ç›kt›, onu
ABD’ye karfl› cesaretlendirdi, destek
verdi, fakat sonra ortada b›rakt›. Yugoslavya ve Irak örne¤ini hep veriyorum.
Türkiye bunlardan ders ç›karmal›. Neoittihatç›lar›n macerac› politikalar› fayda
getirmez, felaket getirir. Hep söylüyorum; Mustafa Kemal anlay›fl›n›n bugü-
ne uyarlanmas›, güncellefltirilmesi gerekiyor. Kuvayi Demokrasi kavram›n› bofluna kullanm›yorum. Bugün böylesi
demokrasi güçlerinin birli¤ine ihtiyaç
vard›r. Bu sa¤lan›rsa cumhuriyetin kuruluflundaki coflku yeniden yakalanabilir. Türkiye, Ortado¤u’da örnek bir demokrasi haline gelebilir. Cumhuriyetle
sorunumuz yok. Cumhuriyetin demokratikleflmesi sorunu vard›r.
Alman emperyalizminin tarz› çok
çirkindir. Zaman›nda bizi kullanamayacaklar›n› anlad›klar› için gözden ç›kard›lar. Savafl zaman›nda, bize karfl›
kullan›lmak üzere Türkiye’ye birçok
silah verdiler. 1985’ten beri bize karfl›
her tür düflmanl›¤› yapt›lar. Her flekilde üzerimize geldiler. Birçok tutuklamalar› oldu.
Öte yandan, bir sürü kirli iliflkiye
bulaflm›fl, cinayet ifllemifl ve bizden
kaçan hainlere kol kanat geriyorlar,
para veriyorlar, imkan tan›yorlar. Mesela Çürükkayalar’› Almanya himaye
ediyor. Süleyman yüzünden birçok kad›n yoldafl›m›z flehit oldu ve otuz kiflilik bir birlik imha olmufltu. Yine ›srarla yanl›fl oldu¤unu belirtmeme ra¤men, kad›n yoldafllar›m›z›n intihar
bombac›s› olmas›na sebep olmufltur.
Engelleyemedim. Liceli bir bayan arkadaflt›. Ad› galiba Bese’ydi. Kendine
bomba ba¤lay›p eylem yapmas›na neden olmufltu. Bunlar bugün de Almanya’n›n deste¤iyle Almanya’n›n verdi¤i,
tan›d›¤› imkanlarla bize çirkince sald›r›yorlar. Aleyhime bir sürü kitap ç›kartt›r›yorlar. Bunlar›n faaliyetleri iyi
SERXWEBÛN fiubat 2007
32
araflt›r›lmal›, üzerinde durulmal›d›r.
Almanya ilk olarak 1980’de bizimle
iliflkiye geçti. Onlar›n oyunlar›na alet
olamayaca¤›m›z› anlad›lar. Bugün Ortado¤u siyasetine müdahale eden güçlerin bir taraf›nda ABD ve ‹ngiltere var.
‹kisi birdir. Di¤er taraftan da Avrupa’n›n destekledi¤i Almanya var. Almanya, Türkiye’de neoittihatç›lar› destekliyor. Amerika ve ‹ngiltere ise AKP
üzerinden iliflkililer. Ama Amerika ve
‹ngiltere’nin Ortado¤u, hatta Türkiye
üzerindeki siyaseti daha a¤›r bas›yor.
Ben ne Almanc› ne de Amerikanc›y›m. Benim çizgim ve duruflum bellidir.
Söyledi¤im gibi DYP, liberal demokrasi
çizgisini esas almaya çal›fl›yor. ‹ngiltere ve Amerika ile iliflkileri olabilir. Bunlar gerçekçi politikalar izlemek niyetinde olabilirler. Bu tür çevreleri dikkate
alma, hatta iliflki ve ittifaka aç›k olmak
düflünülebilir. Ama benim as›l ittifak
önerim, sivil toplum örgütlerinin ve bütün demokrasi güçlerinin, sol güçlerin
içinde yer ald›¤› genifl bir demokratik
koalisyonudu. Bu iki seçenek de de¤erlendirilir. Bu konuda gerekli görüflmeler, çal›flmalar yap›lmal›. Bizim siyasetçiler ne yap›yor? Üzerlerine düfleni
yapmalar› gerekir. Bu konuda uyan›k
ve ak›ll› olunmal›, gerekli giriflimler yap›lmal›. Daha önce söylemifltim, ittifaklar› zorlamak laz›m, fakat olmazsa,
üçüncü seçenek olarak ba¤›ms›z adaylarla girmek olabilir.
Bakanlar Komitesi Sekreteryas›’n›n
“yeniden yarg›lama olsa dahi sonuç de¤iflmeyecek, ayn› cezay› alacak” demesi
kabul edilemez. Olur mu öyle fley. Sonuç de¤iflmez diye bir fley yok. De¤iflebilir. Bu tav›r, ‹nsan Haklar› Mahkemesi
karar›na ayk›r› bir tav›rd›r. Mahkeme
karar›nda, savunma hakk›m›z›n ihlal
edildi¤i belirlenmiflti. Yeni bir yarg›lama
Türkiye’de yeni olumlu geliflmelerin de
önünü açabilir. Bu konuda kapsaml›
bir savunma haz›rl›yorum. Ben zaten
Komite’den fazla bir fleyin ç›kaca¤›n›
beklemiyordum. Tamamen siyasi bir
karar verilmifl. Bunun arkas›nda az önce bahsetti¤im Almanya’n›n i¤renç politikalar›n›n rolü vard›r. Almanya’n›n Avrupa’daki a¤›rl›¤› biliniyor. Bu a¤›rl›¤›n›
aleyhimize kullan›yor. Yüzde onluk baraj da bununla ba¤lant›l›. Çirkin bir anlaflma var, görünüyor. Bu baraj aç›k fle-
kilde ihlaldir, hakkaniyete ayk›r›d›r.
Bunlar birbiriyle ba¤lant›l›d›r.
Beflfly
yüz y›ll›k Kürt Türk
ittifak› tehlikededir
AKP’nin Osmanl›’dan beri derin
devlete iliflkin iddial› sözleri oldu.
AKP’nin buna gücü yeter mi, iste¤i var
m› bilemiyorum. Bu son cinayet ve önceki cinayetler, Diyarbak›r’daki bombalama olay›, Atabeyler çetesi gibi onlarca çete, bunlar hep birbirleriyle
ba¤lant›l›d›r. Türkiye ancak güçlü bir
demokrasi ile bu tür çete örgütlenmelerinden kurtulabilir.
Tarihsel olarak baz› konular› da tekrar tart›flmak gerekti¤ini düflünüyorum. Mesela ‹dris-i Bitlisi ve onun Osmanl›larla iliflkileri iyi araflt›r›lmal›d›r.
‹dris-i Bitlisi’nin önderli¤inde Kürtler,
‹ranl›lar›n himayesinden Osmanl›lar›n
himayesine geçmifltir. ‹dris-i Bitlisi dönemine kadar Kürt-‹ran ittifak› içinde
Farslar birinci, Kürtler de ikinci unsur
olarak yer alm›flt›r. Persler döneminde
de bu böyledir. ‹dris-i Bitlisi ile birlikte
bu iliflki de¤iflerek, Türk-Kürt ittifak›na
dönüflür ve Osmanl›’da Türkler birinci,
Kürtler ikinci unsur haline gelir. Osmanl› genifl bir co¤rafyaya yay›lm›flt›,
onlarca etnisite ve kültürü bar›nd›r›yordu. Ama bunlar içinde Türklerle
Kürtler belirleyici konumdad›r. ‹dris-i
Bitlisi Kürtler ad›na güzel fleyler yapm›flt›r. Dört hükümet on bir beylik statüsü kazand›rm›flt›r.
Fakat onun tarz› hanedanc› tarzd›r.
Bu hanedanc› anlay›fl bugünkü demokratik anlay›fl›m›za uymuyor. Melik F›rat
gibiler hanedanc› anlay›fltalar. Talabani
de bu anlay›fltan çok uzak de¤il. Talabani’nin Kürt-flia ittifak›na öncülük etti¤ini söylemifltim, ‹ran ile iliflkileri çok
iyidir. Yavuz Selim zaman›nda ‹dris-i
Bitlisi ile bafllayan Kürt-Türk ittifak›n›n
sona erme tehlikesi var. Bunun yerini
flia-Kürt ittifak›n›n alabilece¤i geliflmeler yaflan›yor. Demokratik Kürt-Türk ittifak› geliflmezse, Türkiye’de bu neoittihatç›lar›n politikalar› devreye girerse,
topyekün imha dayat›l›rsa, Kürtler için
baflka yol kalmaz, Kürt-flia ittifak› geliflir. PKK de bunun içinde yerini al›r.
PKK o zaman Talabani ile birlikte hareket eder. Bu konuda uyar›yorum. Daha
önce de söylemifltim. Befl yüz y›ll›k Kürt
Türk ittifak› tehlikededir.
Daha önce Kürtler için dört tez üç görevden bahsetmifltim. fiimdi de Türk
toplumu için dört tez üç görevden bahsedece¤im. Bunu daha önceki söylediklerimle ba¤lant› kurularak bir bildiriyle
Türkiye toplumuna duyurmak gerekir.
Türkiye’yi d›fl dünyadan
soyutlamaya çal›flfla
anlar var
Birinci tez veya görüflfl:: ‹çinde statükocular›n yer ald›¤› görüfltür. Bunun temsilcili¤ini AKP yapmaktad›r.
Günü kurtarma ve iktidarlar›n› sürdürme anlay›fl›yla hareket ediyorlar.
Sorunlar›n çözümünden ziyade, sürekli erteleme ve oyalama yöntemine
baflvuruyorlar.
‹kinci tez veya görüflfl:: Neoittihatç›lar›n, k›z›l elmac›lar›n içinde yer ald›¤›
ulus devletçi çizgiyi savunan görüfltür.
Bunlar içe kapanmac› politikalar› savunuyorlar, Türkiye’yi d›fl dünyadan soyutlamaya çal›fl›yorlar. Kat› bir ulus
devlet anlay›fl›na sahipler. Bunun için
her türlü çat›flmay›, savafl› göze al›yorlar. Bu görüflün temsilcili¤ini CHP ve
MHP yap›yor. Bunlar Avrasyac›l›ktan
bahsediyorlar. ‹flte Suriye, Rusya ile
hatta Çin ile iflbirli¤inden bahsediyorlar.
Bunlar gerçekçi de¤il. Ulus devletçilikle
ABD ile bafl edemezler. Irak bunun örne¤idir. Yine bunlar, Ermeni katliam›n›
yapan ittihatç› zihniyetin bugünkü temsilcileridirler. Ayn› yöntemleri Kürtlere
de uygulamay› düflünenler var.
Üçüncü tez veya görüflfl:: Liberal demokrasi anlay›fl›na sahip kesimlerin görüflüdür. DYP biraz bu siyasete oynuyor
gibi görünüyor. TÜS‹AD gibi kurulufllar
bu anlay›fla sahipler. ANAP da bu kesim
içinde de¤erlendirilebilir, ama eski gücüne sahip de¤ildir. Ayr›ca Erkan Mumcu, milliyetçi kökenden geliyor ve hala
çizgisinde net de¤il. Bu liberal demokrasi tezi, birinci tez olan statükocu tezden
bir derece daha olumludur. Yine neo ittihatç› ikinci tez ise, statükocu birinci
tezden daha olumsuzdur.
Dördüncü tez veya görüflfl:: Bizim de
fiubat 2007 SERXWEBÛN
içinde oldu¤umuz ve öncülü¤ünü yapt›¤›m›z toplumsal demokrasi olarak adland›r›labilecek görüfltür. Buna demokratik toplumculuk da denilebilir. Daha
önce baflka kavramlar da kullanm›flt›m. Önemli olan içeri¤idir. Daha önceleri detayl› anlatt›m. Halklar›n, gruplar›n, topluluklar›n, kesimlerin, derneklerin vs demokratik örgütlenmesidir. Statükocu birinci tezi temsil eden AKP ile
ikinci tezi temsil eden CHP aras›nda
baz› konularda zaman zaman z›mni fiili ittifaklar› oldu. Dördüncü tezi
savunanlar, yani demokratlar, bar›flseverler, üçüncü
tezi savunan liberal demokratlarla geçici ittifaklara girebilirler. Türkiye’nin
bu zor dönemde ç›k›fl›
için böyle geçici
ittifaklar
gelifltirilebilir.
33
Türk toplumunun yüzde
doksan› do¤al müttefikimizdir
Üç görev olarak da flunlar› belirtiyorum. Bunun flemas›n› daha önce de
vermifltim.
Birinci görev: Devlette, cumhuriyette reform yap›lmas› gerekir. Burada
üçlü bir sistemden bahsetmifltim. Birincisi, siyasi konsey; cumhurbaflkanl›¤›, baflbakan ve senatodan oluflan devletin yönetim organ›. ‹kincisi,
güvenlik konseyi. Üçüncüsü, anayasa konseyi.
‹kinci görev: Senatodan
farkl› olarak do¤rudan halk›n
temsilcilerinin yer ald›¤› halk
meclisi. Bu meclis, Türkiye toplumunu temsil eder, içinde tüm
toplumsal kesimler yer al›r. Daha
önceleri de söylemifltim; bizim
gerçek Türk halk›yla –Türkmenler de diyorum bazen–
daha do¤rusu Türk
emekçi halk›yla hiçbir
sorunumuz
yoktur.
Türkiye’de floven inkarc› politikalar›n benimsetildi¤i kesim ancak nüfusun yüzde
onunu oluflturmaktad›r. Bunlar devlete
hakim, devletin olanaklar›ndan yararlanan mutlu bir
az›nl›kt›r ve yapay
Türkçülük yap›yorlar. Geriye kalan
Türkiye toplumunun
yüzde doksan› ile
hiçbir problemimiz
yok. Kürtlerin de söyledi¤im gibi, bu kesimle iflbirli¤i yapan
en fazla iki yüz ailesi vard›r. Bunlar
da devletin olanaklar›ndan faydalanan mutlu Kürt
az›nl›kt›r. Kürtlerin
ancak
yüzde beflini
oluflturuyorlar. Yani Kürtlerin yüzde
doksan befli ile Türk toplumunun yüzde doksan› aras›nda hiçbir problem
yoktur. Halklar aras›nda sorun yoktur.
fioven inkarc› politikaya bulaflmam›fl
Türk toplumunun yüzde doksan› bizim
do¤al müttefikimizdir. Bu görüfllerimiz
Türk toplumuna iyi aktar›lmal›d›r.
Üçüncü görev: Küresel finans sald›r›s›na karfl› durmak. Küresel finans,
ç›karlar› u¤runa do¤ay›, toplumu, bireyi tahrip etmektedir. Müthifl sald›r›
halindeler. Kar için her fleyi mubah
görüyorlar. Bunlar bir saatlik zevkleri
için hiçbir zaman geri gelmeyecek do¤al güzellikleri yok edebiliyorlar. ‹flte
Davos gibi zirvelerde bir araya gelip,
politikalar›n› belirliyorlar. Bunlara
karfl› gelifltirilen Sosyal Forum giriflimleri yetersiz kal›yor. Bu küresel finans
sald›r›s›na karfl› küresel direnifl ve
ekonomik olarak küresel dayan›flma
gerekir. Toplumun yozlaflmas›, çocuk
pornosu, tecavüz gibi yaflanan çirkinlikler, bu küresel sald›r›n sonuçlar›d›r.
Bu sald›r›lara karfl› toplumu koruma
komitelerinin kurulmas› gerekir.
Bahsetti¤im bu üç göreve iliflkin
düflüncelerim biraz ütopik gelebilir,
ama Türkiye için önemlidir. Zaman›
geldi¤inde anlafl›lacakt›r. Bunlar› uygun bir flekilde yans›t›rs›n›z. DTP’nin
kongre haz›rl›klar› sürüyordur. Ben
Kürt bireyi, bir sempatizan olarak
kendi fikrimi söylüyorum. Bu parti
meclisine seçilecek kifliler, burada görev almakta iddial› olanlar, kongrede
tek tek halk›n karfl›s›na ç›k›p, kim olduklar›n›, bugüne kadar ne yapt›klar›n› ve bundan sonra ne yapmak istediklerini, projelerini aç›klamal›lar. Öyle toplu tek liste yerine, adaylar kendini tan›tt›ktan sonra genel kurulda
tek tek oylanmal›d›r. Bu daha demokratik olacakt›r.
Maxmur’un BM flemsiyesi alt›na
al›nmas› önemlidir. Ben daha önce de
buradaki halk›m›z için tedbir al›nmas›n› önermifltim. Arap bölgesine yak›n
oldu¤u için, savafl durumunda Arap
sald›r›s›na u¤rama tehlikesinden bahsetmifltim. Buna tedbir olarak, güvenli bölgelerde flimdiden kamplar oluflturulabilir. Söyledi¤im gibi BM’nin himayesi iyi olur. Oradaki halk›m›za selamlar›m› özellikle iletin.
SERXWEBÛN fiubat 2007
34
n›n yaratt›¤› çözümsüzlük ve çat›flmalar her zaman gündemde.
Art›k Güney’de de ulus devlet anlay›fl›na dayal› bir Kürt federe devleti var.
Daha önce de belirtti¤im gibi buradaki
yönetime karfl› de¤iliz, ulus devlet anlay›fl›n› yanl›fl buluyoruz. Çünkü nihayetinde bu ulus devletle Türk ulus devleti çat›flt›r›lacak. Ben Türkiye’deki
mevcut Türk ulus devlet anlay›fl›n›
elefltirdi¤im kadar Kürt ulus devlet anlay›fl›n› da elefltiriyorum. I. Dünya Savafl› dönemi Skyes Pickhot, Sevr Anlaflmalar› ne çabuk unutuluyor. Bunlar
tarihten ders ç›karm›yorlar m›?
ABD’de Ortado¤u’ya iliflkin haritalar›
bas›na yans›m›flt›. O anlaflmalarda Ermeni ulus devleti, Kürt ulus devleti öngörülüyordu. Bu ortaya ç›kan haritalar›n da benzer içerikte oldu¤u görünüyor. Bu haritalara ra¤men Türkiye hala
Kürt sorununu ABD’ye havale ediyor.
ABD’ye, PKK’ye operasyon yap ya da beraber yapal›m diyor. Hep söylüyorum;
bunlar Mustafa Kemalciyiz diyorlar,
ama Mustafa Kemal’den hiç ders ç›karm›yorlar. Bu nedenle s›k s›k Mustafa
Kemal’e at›fta bulunuyorum.
Mustafa Kemal hiçbir zaman d›fl
güçlerle hareket etmedi. O tehlikeli dönemde ortada haritalar dolafl›rken, ülke iflgal alt›ndayken Mustafa Kemal,
önce Kürtlerle ittifak yapm›flt›r. Erzurum Kongresi bunun ifadesidir. Kürtlerle bu dönemde genifl ölçüde ittifak
sa¤lanm›flt›r. Koçgiri meselesi bile
Meclis’te halledilmifltir. Kurulufltan
sonraki y›llarda Mustafa Kemal’in yapt›klar› elefltirilebilir, ama o günkü koflullarda davranmas› gerekti¤i gibi
davranm›flt›r. Kurtarabilece¤ini kurtarmak mant›¤›yla hareket etmifltir.
Cumhuriyet, o dönemin koflullar› içinde ileri bir ad›md›r. Cumhuriyet ve
ulus devlet farkl› kavramlard›r.
Kürtler çat›flflm
malara çekilirlerse
Araplar Kürtlere yönelecektir
fiu günlerde ABD’nin ‹ran’a müdahalesi de gündemde. ABD büyük ihtimalle
‹ran’a da sald›racak. Irak’tan sonra s›ra
‹ran’a gelecek. Zaman› gelince s›ra Türkiye’ye de gelecek. Türkiye’deki daha da
korkunç olur. Saddam’›n da güçlü bir
ordusu vard›, petrol zenginli¤iyle Bat›’dan uçak, tank, her türlü silah› alm›flt›. Ama hiçbirini kullanamad›. Gerekti¤inde iki günde Türkiye’deki orduyu da etkisiz hale getirebilirler. Türkiye
ekonomisi de uluslararas› sermayeye ve
ABD’ye göbekten ba¤›ml›. Desteklerini
çekerlerse, ekonomi iki günde çöker.
Türkiye, sorunu d›fl güçlerle de¤il, kendi içinde demokratikleflerek çözmelidir.
Yoksa ABD Irak’ta Kürtlere dayand›,
‹ran’da da Kürtlere dayanmak isteyecektir. Irak’ta sünniler fliiler birbirleriyle
çat›fl›yorlar. Kürtler de bu çat›flmaya çekilmek isteniyor. Peflmerge birlikleri
Ba¤dat’a girerse, Kürtler’de bu çat›flman›n içine girmifl olur.
Böyle bir tehlike var. Kürtler çat›flmalara çekilirlerse, o zaman Araplar
Kürtlere yönelecektir. Araplar birbirlerini bile kesiyorlar. Kürtlere her fleyi
yaparlar. Maxmur’daki halk›m›z için
Maxmur halk› özgürlü¤üne düflkündür, bilinçlidir. Adaylar›n› ba¤›ms›zca seçip kendi kendilerini yönetiyorlar. Oradaki halk›m›za selamlar›m›
iletin. Onlar› iyi tan›yorum, direngendirler, mücadeleden taviz vermezler.
Tabii sorun çözülmeden dönmezler.
Ve çok da kararl›d›rlar. Her türlü bask›ya ra¤men bugüne kadar taviz vermediler. KDP’nin baz› yöneticileri zaman›nda kamptaki bir k›s›m ileri gelen
öldürülmüfltü. Bütün bunlara ra¤men
hiçbir zaman geri ad›m atmad›lar. Kararl›d›rlar. Kampta yaflayan o çocuklar
da benden daha PKK’lidirler. Bu binlerce çocu¤un e¤itim ö¤retimi için gerekli çal›flmalar yap›lmal›d›r. Saflarda
da bunlardan binlercesi var. Birçok
flehitleri vard›r. Bu durum sadece
Maxmur ile s›n›rl› de¤ildir. Türkiye’nin
büyük flehirlerine de göç eden milyonlarca Kürt var.
uyar› yapm›flt›m. Onlar özellikle Araplara yak›n olduklar›ndan tehlike alt›ndalar. Gerekli önlemler al›nmal›, Bradost bölgesinde en az›ndan bir k›sm›
için yer haz›rlanmal›.
YNK ve KDP’nin denetimi d›fl›ndad›r, daha güvenlidir. Yine özellikle Ezidiler de düflünülerek Bradost’ta haz›rl›k yap›lmal›. ‹lk tehlikede olan onlard›r. Güvenlik aç›s›ndan zay›f durumdalar, birkaç kez katliama da maruz
kalm›fllard›r. Bu konuda Güney’deki
liderlerle görüflülsün, onlar›n da deste¤i al›ns›n.
Ortado¤u siyasetinde yar›n
ne olaca¤› belli olmaz
Halk›m›z geldi¤i yerlerle ba¤›n› koparmamal›d›r. Geldikleri köylerini
unutmas›nlar, sahip ç›ks›nlar. Çok önceden göçmüfl olsalar da Konya ve benzeri gibi yerlerde yaflayan halk›m›z da
de¤erlerini unutmamal›, geldikleri yerlerle ba¤›n› kopartmamal›d›r. Bu zorla
göçertme politikalar› metropollere de
zarar veriyor. ‹zmir ile ‹stanbul’un durumu ortada. Baflbakan çaresizce ‹s-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
Cinsellik ve iktidar aras›nda
çok yak›n bir iliflflkki vard›r
Bir de daha önce de¤inmek istedi¤im üç husus vard›. Bunlar, dincilik,
cinsiyetçilik ve milliyetçiliktir. Cinsiyetçilikle ilgili daha önce de okumalar›m vard›, son olarak M. Foucault’un
Cinselli¤in Tarihi kitab›n› bitirdim.
Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n
bir iliflki vard›r. Cinsiyetçilik bir çeflit
milliyetçiliktir ve en az milliyetçilik kadar tehlikelidir. Günümüzde kad›n art›k bir reklam objesi, bir et parças› gibi sunuluyor topluma.
Dincilikle ilgili olarak, bizim dindarlarla bir sorunumuz yok. Din olgusunun tarihi geliflimini biliyoruz.
Ama din üzerine siyaset yapanlara
karfl› uyan›k olunmas› gerekiyor.
Milliyetçilikle ilgili görüfllerimi daha
önce f›rsat buldukça aç›klam›flt›m.
Bu üç konuda toplum bilgilendirilmelidir. Gazetede, bas›nda bu üç konuyla ilgili araflt›rma ve yaz›lar yay›nlanmal›d›r. Bu konular üzerinde
durulmas› önemlidir.
Türkiye Güney’e girerse
oyuna gelmifl olur
Bize karfl› pazarl›klar sürüyor. Öyle s›n›rl› bir iki fleye de izin verebilirler. Ama bu flekilde sonuç al›namaz.
PKK da¤larda kendini savunur. Güney’e operasyon yapmakla hiçbir flekilde sonuç al›namaz. Türkiye Güney’e girerse, oyuna gelmifl olur. Türkiye’yi bata¤a çekmek istiyorlar. Bunu göremiyorlar m›? ABD’den yard›m
isteyerek, uluslararas› ya da di¤er d›fl
güçlere güvenerek sorunu çözemezsiniz. ABD’den medet ummamak laz›m.
Irak’›n durumundan hiç mi ders al›nm›yor? Irak ortada. Müslümanlar birbirlerini öldürüyorlar, fliilerle sünniler birbirlerini bo¤azl›yorlar.
Saddam’› da fliflirip bu hale getiren
ABD idi. Kuveyt’e sald›r›y› ABD teflvik etmiflti. Son ana kadar Saddam
bunu göremedi. Ben de ayn› idam
sürecinden geçti¤im için Saddam’›n
durumunu daha iyi de¤erlendirebiliyorum. Saddam, son an›na kadar da
ABD’ye güvenmeye devam etti. Oyu-
35
nu fark edemedi. Halk›n› felakete sürükledi. Soruflturma aflamas›nda görevliler, tehlikeyi gördüklerini, sorunu beraber çözebilece¤imizi söylemifllerdi. Ama geldi¤imiz noktada
devlet yetkilileri bu flekilde hareket
etmiyor. ABD, AB gibi d›fl dinamikler
devreye sokularak hala fliddet yoluyla, imha temelinde sorunu çözeceklerini san›yorlar.
Ben on dört y›ld›r elimden geleni
yapt›m. ‹mral› süreci boyunca da bu
flekilde hareket ettim. Bunu halklar›m›za karfl› duydu¤um sorumluluktan
dolay› yapt›m, yap›yorum. Bahsetti¤im oyunlar› veya tehlikeleri az da olsa görenler de vard›r. M‹T Müsteflar›’n›n aç›klamalar›n› olumlu bulmufltum. Benim söyledi¤im tehlikeleri o
da görüyor ki bu tür aç›klamalar
fl›lm›flt›r. Hitler, ulus devlet ideolojisiyle iktidara gelmifl ve o korkunç faflizmi
Almanya’da uygulam›flt›r.
Süreç oraya do¤ru h›zla gidiyor.
Ulus devletin Almanya’y› ve Avrupa’y›
götürdü¤ü nokta ile Türkiye ve Ortado¤u’yu götürece¤i nokta ayn›d›r. Bu tehlikeyi Avrupa’da önceden görüp uyaranlar da olmufltu. 50 y›l önce Nietzsche bunu öngörmüfltü. Almanya’da
herkes ulus devleti överken, o, bu anlay›fl›n felaket getirece¤ini savunmufltu
ve döneminde anlafl›lamam›flt›. Hitler,
ulus devlet anlay›fl›n› benimsetmek
için Marks’tan bile yararlanm›flt›. Bu
u¤urda sosyalizmi bile kullanm›flt›r ki,
partisinin ad› da Nasyonal Sosyalist
Parti idi. Ama Nietzsche’nin bahsetti¤i
tehlikeleri kimse ciddiye almam›flt›.
Ben de uzun zamand›r bu tehlikeyi an-
“Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n bir iliflflkki vard›r. Cinsiyetçilik
bir çeflfliit milliyetçiliktir ve en az milliyetçilik kadar tehlikelidir.
Dincilikle ilgili olarak, bizim dindarlarla bir sorunumuz yok.
Din olgusunun tarihi geliflfliimini biliyoruz. Ama din üzerine siyaset
yapanlara karflfl›› uyan›k olunmas› gerekiyor”
yapma gere¤i duyuyor. Mevcut ulus
devlet anlay›fl›nda ›srar›n Türkiye’yi
parçalanmaya götürece¤i aç›k. Türkiye’dekiler flunu anlam›yorlar: Ulus
devlet yap›lanmas› gayri millidir.
Türkiye’deki milliyetçiler, ulusalc›lar
mevcut ulus devlette bu kadar ›srar
ediyorlar, ama bu ulus devlet denen
yap›lanman›n Bat› icad› oldu¤unu
göremiyorlar. Mevcut ulus devlet anlay›fl›, Ortado¤u’nun tarihi toplumsal
gerçekli¤ine uymuyor. Daha önce de
söylemifltim; Saddam’›n ipiyle birlikte, ulus devletin de Ortado¤u’da ipi
çekilmifltir.
Ulus devlet süreci, Frans›z ihtilaliyle birlikte 16. Lui’nin bafl› kesilerek
bafllam›flt›r. Avrupa, bu ulus devlet
anlay›fl›n›n verdi¤i zararlardan kurtulmak için iki dünya savafl› yaflamak zorunda kalm›fl, milyonlarca insan ölmüfltür. Avrupa’daki sert ulus devlet
anlay›fl› II. Dünya Savafl›’ndan sonra
de¤iflmeye bafllam›flt›r. Avrupa Birli¤i
ile ulus devlet anlay›fl› afl›lmaya çal›-
latmak için kendimi parçal›yorum. M‹T
Müsteflar› da bunu görüyor. Söyledi¤im gibi, ulus devlet anlay›fl› Ortado¤u’ya uymuyor. Dünya savafllar›ndan
sonra Ortado¤u haritalar› cetvelle çizildi. Birçok yapay ulus devlet oluflturuldu. Ortado¤u’da otuza yak›n ulus devlet yarat›ld›. Bu nedenle Ortado¤u’da
kal›c› bar›fl bir türlü sa¤lanamad›. Ayn›
sorun Afrika’da da yaflan›yor. Afrika’da
durum daha vahim.
‹ddia ediyorum; Sümerler de dahil
tarihin en eski ça¤lar›ndan beri Ortado¤u toplum örgütlenmeleri hep konfederatif olmufltur. Bütün bu tehlikelere karfl›l›k olarak Ortado¤u’da bizim
çözüm önerimiz, halklar›n, topluluklar›n konfederal demokratik örgütlenmelere gitmeleri, birbirlerinin farkl›l›klar›n› tan›yarak, sayg› duyarak bar›fl
içinde yaflamalar›d›r. Baflka türlü olmaz. ‹srail de oluflturulan ulus devlet
ile Filistin’de oluflturulan ulus devlet
çat›fl›yor. K›br›s’ta da Türk ulus devlet
anlay›fl› ile Rum ulus devlet anlay›fl›-
SERXWEBÛN fiubat 2007
36
tanbul için vize uygulamas›ndan bahsediyor. Bu tür fleyler çözüm olmaz.
Yine belirtiyorum, Maxmur halk› ve
Ezidiler için Bradost’ta yap›lacak güvenli kamplar önemlidir. Bu konu üzerinde durulmal›d›r. BM’den de bu konuda destek istenmeli.
Orada bulunan gerilla güçleri de
Güney’deki halk›m›z› korumak için
orada bulunuyor. Oradaki halk›m›z›n
gerillas›d›r. Bütün dünya da bunu böyle bilmeli. Halk›m›za karfl› geliflebilecek
katliam tehlikesine karfl› orada bulunuyorlar. Daha önce, Irak’taki bütün
Kürt güçlerinin böylesi tehlikelere
karfl› ortak milis gücü oluflturmas›n›
önermifltim. Ortado¤u siyasetinde yar›n ne olaca¤› belli olmaz. ABD Irak’tan
çekilebilir, tedbirli olmak gerekir.
ABD bunu yapar, yapt›, daha önce
yapt›. Kürtleri yüz üstü b›rakt›. Bunlar› unutmamak laz›m. Kürtler için
tehlikeli iki ihtimal her zaman vard›r.
Birinci ihtimal; ABD, Irak’tan çekilmese bile politikalar› çözüm getirmiyor.
Irak’ta milyonlarca insan öldü. fiiisünni çat›flmas› devam ediyor, Kürtler
söyledi¤im gibi her an bu çat›flmaya
dahil edilebilirler. ‹kinci ihtimal; ABD
çekilirse Araplar›n, Türkiye’nin, di¤er
komflu devletlerin, ‹ran’›n Kürtlere
müdahalesi söz konusu olabilecektir.
Bu durumda olan halka olacakt›r. Elit
kesim, yöneticiler Avrupa’da imkanlar›
var, yerlerini haz›rlam›fllar, onlara bir
fley olmaz. Kürt halk›n›n kaderi yine
katliam olacakt›r. Kürtler birlik olmal›,
kendi öz güçlerine güvenmelidirler.
Irak’taki Demokratik Çözüm Partisi
ba¤›ms›z bir partidir. Irak’taki halk›m›z›n sorunlar› için mücadele ediyor.
San›r›m Güney’deki di¤er partilerle
aralar›nda çok sorun yoktur.
Yine Suriye partisi ayr›d›r. Suriye’de martta seçim var. Suriye’deki
parti bu seçim için çal›flmal›, e¤er kat›lmas›na izin verilirse seçimlere de
kat›lmal›d›r. ‹ran’daki Kürtler için mücadele eden PJAK da PKK’den etkilenmifl olabilir, ama ayr› bir partidir.
‹ran’daki halk›m›z üzerinde örgütlüdür. Gücü de vard›r, silahl› gücü, militan gerillas› da vard›r. Gerekti¤inde,
‹ran güçleri üzerlerine geldi¤inde kendilerini savunuyorlar.
ABD’nin ‹ran’a müdahalesinden
“ABD, ‹srail ve ‹ngiltere baflfltta olmak üzere Bat›, kendi politikalar›n›
Ortado¤u’da harekete geçirmek için Kürtlere y›k›c› bir rol yüklüyor.
Biz bunu engellemeye çal›flfl››yoruz. Bizim tarz›m›z yap›c›d›r. Halklar›n
kardeflflççe, özgür, eflfliitlik temelinde bar›fl içinde bir arada yaflfla
amas› için
çal›flfl››yoruz. Bunu demokratik konfederalizm biçiminde ortaya koyduk”
sonra oradaki halk›m›z› örgütleyecek,
onlara önderlik yapacak, temsil edecek
olan parti, PJAK’t›r. Bu parti, ABD’nin
Irak’a müdahalesi ile gücü artan KDP
ile YNK’den daha güçlü bir oluflum haline gelecektir. Yüz bine varan gerillas›
da olur. Böyle bir durumda, ‹ran Kürtleri ve PJAK’›n bugün Irak’ta Kürtlerin
sahip oldu¤u pozisyondan çok daha
güçlü bir pozisyonu olacakt›r.
Ancak bunlar, Ortado¤u’daki ve
Irak’taki bahsetti¤im tehlikeleri ortadan kald›rmaz. ABD, ‹srail ve ‹ngiltere
baflta olmak üzere Bat›, kendi politikalar›n› Ortado¤u’da harekete geçirmek
için Kürtlere y›k›c› bir rol yüklüyor.
Biz bunu engellemeye çal›fl›yoruz. Bizim tarz›m›z yap›c›d›r. Halklar›n kardeflçe, özgür, eflitlik temelinde, bar›fl
içinde bir arada yaflamas› için çal›fl›yoruz. Bunu demokratik konfederalizm
biçiminde ortaya koyduk.
Fransa ve Avrupa yüzy›ld›r
Kürt sorununun çözülmesini
istemiyor
Avrupa’daki operasyonu hangi
amaçla yapm›fllar? Alt›nda ne var?
Türkiye hala anlam›yor. Türkiye’nin
a¤z›na bir parmak bal çal›yorlar. Avrupa PKK’nin tümden üzerine gitmez,
bitmesini istemez. Çünkü PKK, Avrupa’ya her zaman laz›m olacak. Avrupa,
kendi politikalar›n› Türkiye’ye kabul
ettirmek için PKK’yi her zaman kullanmak isteyecektir. Böyle göstermelik
operasyonlar yaparlar, ama söyledi¤im
gibi, Kürt sorununun çözülmesini de
istemezler. Fransa ve Avrupa ülkeleri
yüzy›ld›r bu sorunun çözülmesini istemiyor. Türkiye’yi hep çat›flmal› ve gergin tutma politikas›n› yürütüyorlar.
Baz› arkadafllar›m›z› alabilirler, ama
PKK’nin kadro sorunu olmaz. PKK’de
kadrodan çok ne var.
Türkiye’nin Fransa’ya 900 milyon
euroluk bir ihale verdi¤i de söyleniyor.
Bu, çok alçakça bir tutum. Aynen
böyledir. Türkiye’nin kaynaklar›n›
böyle peflkefl çekiyorlar. Ay›pt›r. Halk›n paras›d›r. Halk›n paras›n› böyle
peflkefl çekmeye haklar› yoktur. On
milyar dolarl›k bir silah anlaflmas›ndan da bahsediliyor. Hep böyle yap›yorlar. Kürt sorununu kullan›yorlar.
Bazen de Ermeni tasar›s› gibi di¤er
sorunlar› kullan›yorlar. Yak›n gelecekte Pontus meselesini de kullan›rlar. Avrupa’n›n Türkiye’ye düflmanl›¤›
çok eskilere dayan›r. Ortaça¤ yeniça¤
boyunca bu düflmanl›k devam etmifltir. Ama Türkiye hala bunu göremiyor. Onlara dayanarak Kürt sorununu
bast›raca¤›n› san›yor.
Ben Avrupa’n›n Türkiye’ye bak›fl›n›
çok iyi biliyorum, onlar› iyi tan›r›m.
Zaman›nda bizi Türkiye’ye karfl› kullanmak için ellerinden geleni yapt›lar.
Biz Avrupa’n›n niyetlerini bildi¤imiz
için kendimizi kulland›rtmad›k. Zaten
bu nedenle gözden ç›kar›ld›k. Terör
listesine de bu nedenle al›nd›k. Hatta
tarz›m›z› Lenin ve arkadafllar›n›n tarz›na benzetiyorlard›. Onlar gibi, davam›zdan ve ilkelerimizden hiçbir zaman
vazgeçmeyece¤imizi anlam›fllard›. Bizden umduklar›n› bulamay›nca, Melik
F›rat, fierafettin Elçi gibilerle Avrupa’da toplant›lar yap›ld›. Bunlardan
haberdard›k. Bu toplant›larda PKK’yi
devreden ç›karman›n planlar› yap›ld›.
PKK’yi terörist ilan edip onlar› öne ç›karman›n kararlar›n› ald›lar.
Özellikle de Almanya onlara her
türlü imkan› tan›d›, onlar› kollad›. Yine bizden kaçanlara her türlü imkan›
sa¤l›yorlar. Komployla Türkiye’ye veriliflim de bu geliflmelerle ba¤lant›l›d›r.
O süreçte baflta ‹ngiltere olmak üzere
bütün Avrupa’da persona non grata
(istenmeyen kifli) ilan edildim. Almanya’dan, Fransa’dan pefl pefle mahkeme
fiubat 2007 SERXWEBÛN
kararlar› önüme getiriliyordu. Siyasi
nedenlerle gelen herkesi kabul ettikleri halde beni istemiyorlard›. Neticede
Türkiye’ye teslim edilmemi sa¤lad›lar,
ama ben duruflumla onlar›n oyunlar›n› bozdum.
Soruflturma aflamas›nda yetkililer
de bu oyunun fark›nda olduklar›n› söylüyorlard›, ama gere¤ini yapmad›lar.
Hala ABD ve Avrupa ülkelerinden medet umuyorlar. Türkiye’nin a¤z›na bir
parmak bal çal›p oyal›yorlar. Karfl›l›¤›nda da iflte ihale al›yorlar, K›br›s, Ege ve
limanlar konusunda tavizler al›yorlar.
Ama rezervler tükendi, yak›nda verecek
fleyleri de kalmayacak. M‹T Müsteflar›’n›n da dahil oldu¤u baz› kesimler bunu
biraz anlam›fl gibi görünüyor. Gerçi Avrupa, yapmak istedi¤i zaman yapacak,
bu konuda bir fley yok, ama Avrupa’daki arkadafllar dikkatli olmal›lar. Bizden
birkaç kifliyi teslim de edebilirler.
Türkiye’deki milliyetçili¤in
gerçek Türk kültürüyle
hiçbir alakas› yoktur
Baykal ve MHP gibi ulusalc›lar›n,
milliyetçilerin üzerine titredikleri ulus
devlet modelinin Bat› icad› oldu¤unu
söylemifltim. Bu durum ne kadar gayri
milli bir durum ise, bu kesimlerin yapt›klar› milliyetçilik de ayn› flekilde yapayd›r, sunidir. fiimdi yine hakimler tutup, Apo suç iflliyor deyip soruflturma
açacaklar. Türkiye’deki flu anki egemen
milliyetçili¤i baflbakan da negatif milliyetçilik olarak adland›r›yormufl. Bu
milliyetçili¤in yapay oldu¤unu, kendileri de Türk milliyetçisi olan Mümtaz
Türköne gibi ayd›nlar da söylüyor.
Bu milliyetçili¤in gerçek Türk kültürüyle, yani Türkmen kültürüyle bir
alakas› yoktur. Devflirme anlay›fl›na
dayan›r. Fatih dönemine kadar gider.
Fatih, kendi Türk sadrazam› Çandarl›
Halil Pafla’y› öldürüp yerine Rum kökenli devflirme bir paflay› –Zagros Pafla’y›– geçirmifltir. Bütün yeniçeri ordusu gayri müslümdür, devflirme yoluyla oluflturulmufltur. Bunlar›n gerçek Türklükle alakas› yoktur.
Osmanl› ordusu ve bürokrasisini
elinde bulunduran bu devflirmeler,
gerçek Türkmen halk›n› ve di¤er halk-
37
lar› sürekli ezmifltir. Germiyano¤ullar›,
Kahramano¤ullar›, Mentefleo¤ullar› gibi Türkmen beylikleri ile di¤er beylikleri de tasfiye etmifllerdir. ‹ttihat Terrakki’nin kurucular› da Arnavut, Kürt,
Çerkez ve di¤er Türk kökenli olmayanlard›r. II. Dünya Savafl›’ndan sonra da
ABD eliyle antikomünistlik temelinde
faflizm gelifltirilmifltir.
Bunlar hep devlete çal›flt›lar. Devlet
Türküdür bunlar ve Türkçülükleri yapayd›r. fiüphesiz içlerinde iyi insanlar
vard›r. Ben de memuriyet dönemimde
bir süre devlete çal›flt›m. Ama bu kesimlerin as›l fedakar, cefakar Anadolu
Türkmeniyle ilgisi yoktur. Fedakar ve
cefakar Türk halk› tarih boyunca sürekli cephelere sürülmüfl, ezilmifltir.
Hatta bu konuyla ilgili bir hikaye de
vard›r; Osmanl› devleti sefere ç›kt›¤›nda, her seferinde bir evlad›n› mecburen askere gönderen bir baba en son
o¤lunu da askerlik için almaya geldiklerinde flöyle der; ‘gidin padiflah›n›za
söyleyin, benim iktidar›ma güvenerek,
önüne gelen herkese savafl açmas›n.’
Bizim de içimizde an›s›n› sayg›yla and›¤›m›z Kemal Pir gibi birçok Türk arkadafl›m›z var. Toroslar bölgesinden
birçok Türkmen arkadafl›m›z var. Son
Avrupa’da al›nan kad›n arkadafl›m›z
da Eskiflehirlidir, Türk kökenli olmas›
laz›m. Daha böyle birçok arkadafl›m›z
var. Bizim köye komflu dört köy de
Türkmen köyüydü. Ben Türkmen kültürünü iyi bilirim.
Bizim kesinlikle gerçek Türk halk›yla, Türkmenlerle, Türk emekçilerle bir
sorunumuz yoktur. Bu arkadafllara
öneriyorum; bu yapay Türklü¤e karfl›
Türkmenlerin, Türk emekçilerin gerçek Türk kültürünü araflt›racak, tan›tacak, koruyacak dernekleri ya da
ocaklar› olmal›d›r.
Biz Türkiye’nin demokratik
birli¤i için çaba sarf ediyoruz
DTP’nin kongreyi y›lda bir yapmas›n› öneriyorum. Gerçekten halk için
çal›flacak insanlar parti meclisine girmelidir. Say›s› yüze kadar ç›kar›labilir.
Bu parti meclisi bünyesinde çevre sorunundan kad›nlar›m›z›n yaflad›¤› sorunlara kadar yirmiye yak›n komisyon
oluflturulabilir. Ekonomik sorunlardan dolay› düflkün duruma gelmifl insanlar›m›za yard›m için çal›flacak komisyon kurulabilir ve daha birçok örnek verilebilir. Parti meclisinde görev
alacak olanlar bu komisyonlarda da
görev alarak çal›flmal›lar. ‹ttifak konusunda baz› seçenekleri önermifltim,
DYP ile olabilir ya da genifl bir demokratik ittifak olabilir demifltim. Bu konuda çal›flmalar›n› sürdürsünler.
Usül konusunda ›srarc› de¤ilim,
uygun yöntem bulunur. Önemli olan
seçilecek olanlar›n kendilerini kongreye tan›tmalar› ve seçecek olanlar›nda
seçilecek kiflileri iyi tan›y›p dürüst çal›flacak olanlar› seçmeleridir.
Gazeteler bana geç verildi¤i için geç
okudum. Türk solundan ittifak yapmaya çal›flanlarla ilgili bir haber vard›.
Haberdeki aç›klamada DTP’yi etnik
milliyetçilik yapt›¤› için kendileriyle
çal›flamayacaklar›n› söylüyorlard›.
DTP’yi bölücülükle suçluyorlar. Bu flerefsizliktir. Kürtler bölücülük yapm›yor. Biz, Türkiye’nin demokratik birli¤i için çaba sarf ediyoruz.
Ben üzerime düflen görevi yapmaya
çal›fl›yorum. PKK’den iki ay kadar daha rica edece¤im. Ama devlet söylendi¤i gibi may›sla birlikte operasyon ve
yönelim içine girerse, PKK de mecburen kendini savunacakt›r. PKK’nin alternatifleri vard›r. ABD Türkiye ile beraber PKK’ye yönelirse PKK, Kürt-flia
ittifak›na dahil olur. ‹ran’›n ABD ile
savafl› zaten gündemde. Geçmiflte Osmanl›-‹ran savafllar› s›ras›nda arada
kal›p imha olan Kürtler, tarihten ders
ç›karacaklard›r. Böyle bir savafl olursa, Kürtler kendilerini korumak için
taraf olmak zorunda kalacaklard›r. Yine Rusya var, Çin var. E¤er topyekün
bir sald›r› olursa gerillaya kat›l›m artar. Zaten Kürt milliyetçili¤i de haz›rlan›yor. Türkiye de bu milliyetçi politikalar›n› sürdürüp k›rk milyon Kürt’ü
karfl›s›na al›rsa, iflte as›l o zaman Türkiye kaybeder. Türk milliyetçili¤inin
götürece¤i sonuç bu olur.
Geçen hafta milliyetçilik, dincilik,
cinsiyetçilikten söz etmifltim. Bu hafta
bilimcili¤i de buna eklemek istiyorum.
Arkadafllar, özellikle cezaevindekiler
bu konular üzerine yo¤unlaflmal›,
araflt›rma yapmal›d›r. Bu konular ve
SERXWEBÛN fiubat 2007
38
söylediklerim bas›nda bol bol ifllenmeli ve anlat›lmal›d›r. Kitap olarak Do¤an
Avc›o¤lu’nun milliyetçilikle ilgili üç
ciltlik kitab› var, yine bu konuyla ilgili
iletiflim yay›nlar›nda ç›kan dört ciltlik
bir kitap var. Dergi olarak Popüler Tarih vb dergiler getirilebilir.
Bizim duruflflu
umuz ba¤›ms›z
ve özgürlükçüdür
Bakanlar Komitesi Sekretaryas› karar›n› büyük ihtimalle ‹ngiltere, Almanya, Fransa devletleri haz›rlam›flt›r.
Arka plan›nda ise ABD var. Bunlar
hep birlikte çirkin bir oyun içerisindedirler. Benim komployla Türkiye’ye
teslim edilmemde de bu devletler aktif
yer alm›fllard›r. Bu durum A‹HM’e götürülebilir mi? Baflka hangi davalar
var A‹HM’de. A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet
hapis cezas›na iliflkin dava, tecrite ve
avukatlar›n yasaklanmas›na iliflkin
davalar› A‹HM kabul etmifl mi?
Atina davas› önemlidir. Oraya a¤›rl›k verilebilir. Bu davada flu husus çok
önemlidir: Benim Atina’ya giriflim tamamen yasald›r, ama oradan zorla ç›kar›lmam hem onlar›n ulusal hukukuna hem de Avrupa hukukuna ayk›r›d›r. Sonradan da olay›n hukuksuzlu¤una iliflkin birçok belge ortaya ç›kt›.
Gerçi çok fley beklemiyoruz, ama bu
dava önemlidir ve üzerinde durulmal›d›r. Bununla ilgilenilmeli.
Avrupa’n›n niye böyle yapt›¤›n› biliyorum. Daha önce de söylemifltim. Samimi de¤iller. Büyük ve çok çirkin
oyunlar tezgahlanmaktad›r. Bu büyük
oyunun parças› olmayaca¤›z. Herkesi
uyar›yorum. A‹HM karar› da yerine getirilmedi. Çünkü baz› fleyler daha da
a盤a ç›kacakt›, bunu istemediler. Bizim duruflumuz ba¤›ms›zd›r, kimseye
dayanm›yor. AB ve ABD Saddam’› son
ana kadar destekleyerek Irak’›n bu hale gelmesini sa¤lad›lar. Sonra da konuflmas›na izin vermemek için ast›lar.
Saddam’›n baz› fleyleri, Kürt katliam›
ve Halepçe’nin arkas›ndaki güçleri ve
daha birçok gerçe¤i aç›klamas›na f›rsat vermemek için idam ettiler. Büyük
devletler Saddam’› alelacele asarak,
iflledi¤i suçlardaki ve katliamlardaki
kendi rollerinin ortaya ç›kmas›n› önle-
meyi amaçlad›lar. Böylece maskelerinin düflmesini ve ikiyüzlülüklerinin
görülmesini engellediler. Bu devletler
benim de yeniden yarg›lanmam›, savunma yapmam› engelleyerek, benim
haks›z ve hukuk d›fl› yakalanmamdaki
suçlar›n› örtbas etmeye çal›fl›yorlar.
Benim de asl›nda ilk olarak imham
planlanm›flt›. Benim komployla buraya getirilmem ABD ve AB’nin oyunuydu. Ben Kenya’da Yunan Elçili¤i’ndeyken, önce yo¤un bir diplomasi trafi¤iyle, yaklafl›k on iki saat boyunca, beni
d›flar›ya ç›karmaya çal›flt›lar. Ben oyunu fark edince bunu kabul etmedim,
kanl› bir savafl bafllataca¤›m› umuyorlard› ve idam edilece¤imi san›yorlard›.
Öyle söylendi¤i gibi benim idam edilmemem yönünde bir telkin söz konusu de¤ildi. Sekiz y›ld›r gelifltirdi¤im tez ve
projelerle Saddam gibi oyuna gelmedim. Benim buradaki sorumlu tutumum ve beklemedikleri bir tezle ortaya
ç›kmam nedeniyle bu amaçlar› bofla
ç›km›flt›r. Bizim duruflumuz ba¤›ms›z
ve özgürlükçüdür. Bu nedenle gözden
ç›kar›ld›k. Ortada yine çirkin hesaplar
var. Bunu M‹T Müsteflar› da dile getiriyor, iyi anlam›fl. O da sorunun çözülmesi gerekti¤inden bahsediyor.
ç›kmad›m. ‹zbandut gibi dört polis zoruyla beni d›flar› ç›karmak istediler.
Ben de ›srarla ç›kmad›m.
Hatta benim yan›mdaki elçilik görevlileri arkadafllar›m›za, ‘e¤er d›flar›
ç›karsa, yan›na silah als›n’ diyorlard›.
E¤er tabancayla d›flar› ç›ksayd›m dahi
bizi vuracaklard› ve daha sonra da ‘çat›flmada vuruldu’ diye yans›tacaklard›.
Ben bu oyunu da fark ettim. Silah› kabul etmedim ve ›srarla, inatla d›flar›
ç›kmay› reddettim. Daha sonra soruflturmada bu konuda bir görevli bana,
‘çok ak›ll›ca davrand›n›z, e¤er elçilikten ç›ksayd›n›z, an›nda vurulacakt›n›z’
demifllerdi. Benim imham amaçlanm›flt› ve imhamla birlikte flahs›mda
Kürt özgürlük hareketinin bitirilmesi
amaçlan›yordu. Bu gerçekleflmeyince
Türkiye’ye teslim edildim.
‹mral› sürecinde benden de Saddam
gibi kaba bir direnifl gösterip sonsuz ve
Benim savaflfl››m›m özgürlük
ve demokrasi içindir
Ulus devlete iliflkin görüflleri benden
al›yorlar. Benden çok faydalan›yorlar.
ABD, küresel sermaye Türkiye’nin teslim olmas›n› istiyor. Bunlar Türkiye’yi
küresel sermayeye tamamen teslim edecekler. Zaten Türkiye’nin dört yüz milyar dolar borcu var. AB de bu konuda
Türkiye’yi sa¤lam kaz›klara ba¤lamak
istediklerini söylemiflti. Yani sa¤lam kaz›klar deniliyor. Bununla Türkiye’yi tamamen kendilerine ba¤lamay› ve kontrol edebilmeyi amaçl›yorlar. Ortada bir
siyasi fahiflelik vard›r. Yani bir fahiflenin
ba¤lanmas› gibi, bunlar Türkiye’nin k›y›lar›na egemen olmak istiyor. Zaten
K›br›s elden gidecek, Ege’den tavizler
verilecek. Ermeni yasa tasar›lar› ç›kacak ve bir iki y›lda Türkiye bunu kabul
edecek duruma getirilecek.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
Dedi¤im gibi ABD ve AB Türkiye’yi
ba¤›ml› hale getirmek istiyor. Fransa’daki tutuklamalar›n arkas›nda da
zaten ABD var. Fransa bu bask›n ve
tutuklamalarla PKK’ye karfl› mücadele
etti¤ini gösterip, daha önce kabul etti¤i Ermeni soyk›r›m› yasas›n› meflrulaflt›rm›fl oldu. ABD de Fransa’daki bu
tutuklamalar› kendisinin yapt›rd›¤›n›
söyleyerek bunun karfl›l›¤›nda kendi
meclisinde Ermeni soyk›r›m› yasas›n›
kabul edecektir. Ortada çok büyük ve
kanl› bir oyun var. Biz bu oyuna gelmeyiz ve kendimizi kulland›rtmay›z.
Güya Deveciyan ile görüflmeler
varm›fl. Yani baflka fleyler devrede.
Türkiye ile 900 milyon euroluk ihale
gündemde. Bunlar›n hiçbirisi sonuç
vermez. Türkiye, PKK ile sorunlar›n›
d›fl devletlere havale ederek sürekli
tavizler vermektedir. Ama art›k Türkiye’nin verebilece¤i bir fley de kalmam›flt›r. Savafla dört yüz milyar dolar harcanm›fl, katrilyonlarca iç ve
d›fl borcuyla küresel sermayenin tutsa¤› olmufltur. Ermenistan ile Azerbaycan aras›ndaki Da¤l›k Karaba¤
sorununda da Türkiye yine böyle bir
yol izlemifltir.
Ermenistan’dan baz› kifliler bize bir
haritayla geldiler, birtak›m talepler
karfl›l›¤›nda bize destek olacaklar›n›
söylediler. Ama ben bunu kabul etmedim. Bu nedenle bize destek vermediler, tav›r ald›lar. Ben baflkas›n›n savafl›m›n› yapmam, oyunlara gelmem. Benim savafl›m›m özgürlük ve demokrasi
içindir. Bize tav›r almalar› karfl›l›¤›nda
Ermenistan’la görüflmeler yap›larak
Karaba¤ gözden ç›kar›ld›. ABD’nin tavsiyesiyle Çiller bunu Türkefl’in vas›tas›yla yapt›rd›. Hem de Paris’te. Türkefl’in bizzat kendisi partisinin dahi
bilgisi olmaks›z›n Paris’te Ermenilerle
görüfltü. Tam befl y›l boyunca bu görüflmeler sürdü. Ve PKK’ye tav›r alma
karfl›l›¤›nda Türkiye Da¤l›k Karaba¤
ile ilgili taleplerinden vazgeçti. fiimdi
de Baykal ve çevresiyle görüflüyor olabilirler. Türkiye bu haliyle ve kendisinden talep edilenlerle birlikte Duyun-i
Umumiye’den daha kötü hale gelmifltir. Bu durumda Türkiye halen Avrupa’n›n üç befl PKK’liyi yakalamakla,
10-15 kadrosunu tutuklamak ya da
yok etmekle bu sorunun üstesinden
39
gelebilece¤ini san›yor. Avrupa’da yakalananlar yerine daha dinamik kadrolar gelir. Bu, çözüm de¤ildir.
Özgürlü¤ünüzü ve
onurunuzu koruyun
Maxmur’dan da birkaç kifli yakalay›p Türkiye’ye teslim edebilirler. Hatta
pili bitmifl üç befl ayr›lan› da Türkiye’ye teslim edebilirler. Yani bu flekilde
sorunu AB ve ABD’ye havale ediyor.
Oysa PKK’yi tan›m›yorlar. PKK, 15-20
kifli de¤il, milyonlarca kiflidir. Binlerce
kadrosu vard›r. Sürekli yeni kat›lanlar
olmaktad›r.
Bunlar soruna hiç ciddi yaklaflm›yor,
çözüm için son 3 ay önümüzdedir, bir
ad›m at›lmad›¤› takdirde çok fliddetli bir
savafl bafllar ve kimse de beni bundan
sorumlu tutamaz. Bundan ne ben ne de
PKK sorumludur. Bunda da Türkiye
kaybeder. Bas›ndan takip edebildi¤im
kadar›yla PKK de iyi durumdad›r. Osman ve Botanlar›n ayr›lmas›yla birlikte
PKK içinde sa¤lam kadrolar kald›. Avrupa’daki bu son tutuklamalar iyi anlafl›lmal› ve iyi de¤erlendirilmelidir. Belki de
bu, PKK’ye taze kan verir. PKK’nin yeni
kadrolar› bu bofllu¤u doldururlar. Osman, Botan gibi son ayr›lmalar PKK’yi
daha da aktif hale getirdi. Bu olaydan
sonra PKK daha da güçlenmifl ve sa¤lam kadrolar geriye kalm›flt›r.
Afla¤›l›k fiemdin ve Süleyman gibi kifliliklerle de yirmi y›l u¤raflt›m. Tüm
bahsetti¤im bu kiflilikler bizim s›rt›m›zda büyük bir yüktü. Bunlar geliflmemize engeldi. Halen de PKK’nin içinde bu
tarz kiflilikler olabilir. Bunlar›n afl›lmas›yla PKK eskisinden daha güçlü hale
gelmifltir. PKK içerisinde benim kuyumu kazmak isteyen, bana karfl› yüzlerce kifli vard›. Bunlar belli noktalara kadar da gelmifllerdi. Bu tarz kifliliklerin
ne hale geldikleri ortadad›r. En son bas›n özetlerinden dinledim. Ba¤dat’ta
dört yüz dolar maaflla çal›fl›yorlar. Yüzbafl› rütbesiyle çal›flanlar var. Yanlar›na
bir de avrat alm›fllar. Kad›nlarla ilgili
daha sonra bir çözümlemem olacakt›r.
Ancak benim eskiden de halen de PKK
içinde bir çizgim var. Halk aras›nda ve
Avrupa’da beni sevenler ve taraftarlar›m var. Ben temiz siyaset yap›yorum
ve yapt›¤›m siyaset çok aç›kt›r. Gerçekler ortadad›r. E¤er gerçekten beni seviyorlarsa, benim söylediklerimi önemsiyorlarsa, özgürlüklerini ve onurlar›n›
korusunlar. PKK’nin yeni kadrosu çekirdekten yetiflmedir, eskiden kalanlar
da sa¤lam olanlard›r. Bu bir f›rsat olarak de¤erlendirilmeli, her tarafta çal›flmal› ve kendilerini daha da gelifltirip
güçlendirmeliler.
Ben çok iyi biliyorum, tüm Kürtlerin de bilmesi gerekir. Komplo içinde
yer alan devletler, PKK’nin içindeki iyiniyetli kadrolar› tasfiye edip PKK’nin
geri kalan kadrolar›na ve muazzam
gücüne hakim olmak istiyorlard›. Bunu da PKK içindeki baz› kadrolar vas›tas›yla yapmaya çal›flt›lar. Ama baflaramad›lar ve zavall› duruma düfltüler.
Tasfiye sonras› oluflacak durum için
de Avrupa’da –iyi biliyorum– Sertaç
Bucak, Elçi ve Hak-Par baflkan›yla görüflmeler yap›ld›. Tasfiye edilecek PKK
kadrolar›yla birlikte, bunlar Kürt hareketine hakim olacaklard›. ‹yi biliyorum ki Sertaç yüzde yüz Almanya’n›n
adam›d›r. Elçi, Barzani’nin elçisidir.
KADEP diye bir parti kurmufllar. Bunlar flimdi federasyon istiyor ve Barzani
çizgisindeler. Amerika, Güney’deki
Kürt devleti ba¤›ms›z olup kendi ayaklar› üzerinde durunca, t›pk› Irak gibi
Türkiye’den de federasyon isteyecektir. Türkiye de bunu kabul etmez ve bu
durum savafl ve çat›flma do¤urur.
ABD’nin PKK’nin üstüne gidip bitirebilece¤ini mi düflünüyorlar? Benim
ABD ile hiçbir iliflkim yoktur, ama partiden ayr›lanlar, partiye karfl› olanlar ve
parti içerisinde yüzlerce kiflinin ABD ile
iliflkisi olabilir. Öyle PKK’yi bitiremezler,
bitirme gibi amaçlar› da yoktur. Bu sorun diyalogla çözülmezse, farkl› iflbirlikleri geliflebilir. Bu sorunun en makul
çözümü, Türkiye’nin bütünlü¤ü içerisinde özgür birliktelik temelindedir.
Baz› kesimler çözüm istiyor olabilir.
Ama bir oyun oldu¤u görülüyor. Ordu
içinde de ciddi bir kesimin bar›fl› istedi¤ini tahmin ediyorum. Nuri Gündefl gibileri farkl› aç›klamalar yapsa da onlar›n inisiyatifi yoktur. Mesut Y›lmaz hükümeti döneminde yetki sahibiydi. fiimdi yetkili oldu¤unu sanm›yorum. As›l
bar›fl› isteyen kesim flimdi yönetimdedir, ama onlar da bir fley yapam›yorlar.
SERXWEBÛN fiubat 2007
40
Mahkum olan bir insan›n
yönetme hakk› yoktur
Kürt halk› imhaya karflfl››
kendini mutlaka savunacakt›r
Biz bar›fl için ateflkes ilan ederken,
AKP, seçim hesaplar› yaparak Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor, operasyonlar devam ediyor. Bu benim son
uyar›md›r. Ateflkesin art›k hükmü
kalmam›flt›r. Ben bir daha asla
PKK’ye ateflkes ça¤r›s› yapmam. Zaten beni burada etkisizlefltirmeye çal›fl›yorlar. Koflullar›m› daraltt›lar, daralt›yorlar. Ben bütün Kürtleri uyar›yorum, imha ve komplo dayat›l›yor.
Kürtler kendilerini her türlü yöntemle savunacaklard›r. Bu nedenle ben
ateflkes ça¤r›m› geri al›yorum, partiden ve halktan özür diliyorum. Mahkememi bile yapm›yorlar. Dedi¤im gibi ben bu flartlar alt›nda bir daha
ateflkes ça¤r›s› yapmam. Ancak önümüzde sadece üç ay var. Son üç ay
kald›. Bu üç ay içerisinde ad›m at›lmazsa çok fliddetli bir savafl bafllayabilir, da¤larda ve flehirlerde savafl olabilir. Kürt halk› imhaya karfl› kendini
mutlaka savunacakt›r. Yine de üç ay
zaman var, bu de¤erlendirilebilir.
‘Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor’ Konferans›’n›n sonuçlar›n› okudum. Konferansa kat›lan ayd›nlar›n yapm›fl oldu¤u
çal›flma gibi aktiviteler yo¤un bir flekilde yap›labilir. Tarihi sorumluluklar›n›
yerine getirmelerini istiyorum. Üç ayda çok güzel fleyler yap›labilir. Bu hükümetin siyasi iradesi yoktur. Hükümete sesleniyorum; duruma hemen el
koysunlar. Meflru yönetim haklar›n› ve
yetkilerini kullans›nlar.
ABD, ‹ran’› ortadan kald›rmak niyetindedir. ABD, bölgedeki bütün ulus
devletleri parçalay›p Yugoslavya örne¤indeki gibi da¤›tmak ve küçük devletçikler kurdurmak amac›ndad›r. Buna
Rusya da dahildir. Kimse dile getirmiyor, iyi biliyorum ki Rusya da bu konuda Amerika’n›n hedefindedir.
Türkiye’nin ba¤›ms›z oldu¤unu
söylüyor. Bu tamamen yaland›r. Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal döneminde bile sadece 6 ay ba¤›ms›z
kalabilmifltir. Türkiye 1923 ‹zmir ‹ktisat Kongresi ile uluslararas› sermayeye ba¤l›l›¤›n› ilan etmifltir. Gerçi Amerika o dönemde çeflitli nedenlerle Lozan’› kabul etmiyor. ‹flte bu tarihten
sonra Türkiye’nin ulus devlet olarak
devam›na karar ve destek verdiler, bu
tarihten sonra Kürtlerin katledilmesine onay verdiler. Oysa Koçgiri isyan›
Kürtlerle Türklerin iflbirli¤i sonucu
afl›lm›fl ve Kürt-Türk birlikteli¤i burada gerçekleflmifltir. Bu dönemde Mustafa Kemal Kürt ileri gelenlerinden
Hac› Musa’n›n elini öpmüfltür. Bitlisli Yusuf Ziya, Dersimli Hasan Hayri
bu dönemde mecliste milletvekilidir.
Mustafa Kemal Koçgiri ayaklanmas›nda bu Kürtlerle anlaflma yapm›fl ve
ayaklanma bu flekilde sonland›r›lm›flt›r. Ama 1923’ten sonra durum daha
farkl› hale geliyor. Kürtlere bu tarihten sonra yönelme oluyor. Bu tarihten itibaren, Türkiye ulus devlet olarak kabul edildikten sonra Kürtler
katledilmeye bafllanm›flt›r.
Kimi koruyacaklar, Güney’deki oluflumu mu? Yanl›fl anlafl›lmas›n. Benim
savunma anlay›fl›m bütün halklar›n,
Kürt Türk halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birlikteli¤i içindir. Yirmi y›ld›r bu temelde mücadele ediyoruz. Biz
ne ABD, ne ulus devlet için mücadele
ediyoruz. Biz haklar›m›z› savunurken
bunun demokratik bir bütünlük içinde olmas›n› talep ediyoruz. Ama bu
mümkün olmazsa baflka alternatifler
de olacakt›r.
Bütün Kürtlere flu aç›klamay› yap›n: Mahkum olan bir insan›n yönetme hakk› yoktur, burada onlar› yönetme koflullar›m yoktur. Ben ‹mral›’day›m. ‹mral›’da yönetme, talimat
verme gibi durumlar›m ya da koflullar›m söz konusu de¤ildir. Onlara bir
katliam ya da sald›r› olmas› durumunda en ufak bir onurlar› varsa
kendilerini her türlü yöntemle savunurlar. Zaten onurlu ve flerefli insanlar da bunu yapar. PKK’nin de her
türlü gücü vard›r. Bütün Kürt halk›
ve herkes flunu iyi bilmelidir ki ben,
tarihi ve vicdani sorumluluk gere¤i,
ihanetçi duruma düflmemek, Kürtlere yönelik planlanan katliam›n önüne geçmek için konufluyorum ve çaba
sarf ediyorum. Bunlar Kürtlere katliam yapmak istiyorlar. Çok çirkin
planlar devrede. On binlerce Kürt’ü
katletmeyi planlam›fllar. Böyle bir
imha ve sald›r› geliflirse PKK ve halk
gerekli flekilde kendilerini savunurlar. Biliyorum, PKK’nin gücü de vard›r. PKK gerekli görürse flehirleri,
köyleri iflgal edebilir. Her tarafta
ayaklanma gerçeklefltirebilirler. Zaten HPG de aç›klam›fl. Her türlü sald›r›ya haz›rl›kl›lar.
Edip Bafler’den bilhasa flunu talep
ediyorum: Bir an önce, derhal benimle
diyaloga geçsin. Bu sorunu ABD, Avrupa’ya, fluraya buraya havale edeceklerine gelsin benimle diyaloga girsin.
Bu sorunu kendimiz çözelim. Benim
istedi¤im sadece diyalogtur. Taleplerimiz M‹T Müsteflar›’n›n söylediklerinden daha fazlas› de¤ildir. Bak›n burada da yurtsever vatandafll›k diyor.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
“Anayasal vatandafll›k ve yurtseverlik
kavram›n› flekillendiren bir anlay›fl,
Türkiye’yi bütünlefltirecek, demokratik hayat›m›z› zenginlefltirecektir.” Bu
noktada PKK, ‘ben milliyetçiyim’ diyenlerden çok daha yurtseverdir. E¤er
diyalog ve çözüm geliflirse, biz PKK’yi
Türkiye’nin yurtsever güçleri haline
getirece¤iz. Bu konuda M‹T beni iyi
anlad›. Daha öncesinde de, 1998’de
K›vr›ko¤lu’nun temsilcisi de bana gönderdi¤i mesajda, ‘bu cumhuriyetin çat›s› çökerse, hepimizin alt›nda kalaca¤›n›’ söylüyordu. K›vr›ko¤lu, Edip Bafler’in de komutan›yd›. Bu, do¤ru bir
söylemdi. Biz de bunu do¤ru gördük.
Sorunun Türkiye’nin bütünlü¤ü içinde çözülmesi için çabalar›m›z biliniyor.
Ben y›llard›r çözüm olmas› için bunu
yapmaya çal›fl›yorum. Gerekirse bilgi
ve belgeler kendisinde var, al›n›p medyaya aç›klanabilir. Bu sorunu diyalogla üç ayda çözebiliriz. Taleplerimizi kabul etmezse yine etmesin, e¤er bu sorunu üç ay içinde diyalogla çözemezsek en a¤›r cezaya raz›y›m. Çünkü ben
tarihi bir sorumluluk gere¤i Türkiye’nin Iraklaflmas›n› istemiyorum.
Türkiye’nin Irak’›n kaderini paylaflmas›n›n önüne geçmeye çal›fl›yorum.
Türkiye’nin durumu Irak haline gelirse, soruyorum bu kimin suçudur? Bu,
oy için, küçük iktidarlar için, iktidar
peflinde koflan muhalefetin ve AKP’nin
suçudur. Ne benim ne de PKK’nin suçudur. Türkiye’deki siyasetçiler siyasetten anlam›yorlar. Bir tek Mehmet
A¤ar biraz samimi görünüyor, fakat
emin de¤ilim, onun tavr›n› da tam anlam›fl de¤ilim.
AKP, sorunu çözmeyerek ve orduyu PKK’ye sald›rtarak aradan kendisine ç›kar sa¤lamay› m› düflünüyor?
Bunun sonucunda islami iktidar m›
gelecek? Hay›r. Il›ml› islam iktidar› m›
gelir? Hay›r. Bu iktidar› ve konumu
onlara da b›rakmazlar. Kendileri de
bu durumda çok zarar görürler. Bunu iyi bilsinler. Aynen M‹T Müsteflar›’n›n söyledi¤i gibi olacak. Bak›n ne diyor; “her kurumsal yap›n›n kendisine
göre bir pay›, sorumlulu¤u vard›r,
ama siyaseti oluflturan sivil iradedir,
iktidard›r, hükümetlerdir. Bu irade
oluflmam›flsa boflluklar doldurulur.”
Bak›n burada “boflluklar doldurulur”
41
deniliyor. Aynen öyle olacak. Hükümet pasiftir. Bu sorunu iktidar ç›karlar› do¤rultusunda kullan›yor. Bunun neticesinde hükümetin kendisi
de zarar görür.
Sorunu d›fl güçler de¤il
Türk ve Kürt halk› çözebilir
Tekrar ediyorum; beni teslim eden
güçler, imhamla birlikte büyük bir
Türk-Kürt savafl›n› bafllatmay› hesapl›yorlard›. Asl›nda bugünkü Iraklaflma
önce Türkiye’de planlanm›flt›. Böylece
Türkiye’yi ekonomik, siyasi, her aç›dan zay›f düflürerek, tamamen kendilerine ba¤lamay› hedeflemifllerdi. Benim buradaki sorumlu tutumum ve
beklemedikleri bir tezle ortaya ç›kmam nedeniyle bu amaçlar› bofla
ç›km›fl, Türkiye’nin Iraklaflmas› önlenmifltir. Ancak komplocu güçler, yani ABD, AB ülkeleri ve destekçileri bunun üzerine yeni yöntemler devreye
koydular. Avrupa’daki bu son tutuklama ve yönelimler komplonun yeni
bir düzeyde devam›d›r. Yine AB’nin
beni yeniden yarg›lamama yönündeki
yaklafl›m›, bana savunma hakk› tan›mamalar›, onlar›n komplodaki gerçek
yüzlerinin ve niyetlerinin a盤a ç›kmas›n› önlemeye yöneliktir.
Kürt halk› özgürlü¤üne ve
onuruna sahip ç›kacakt›r
Irak’ta ve Ortado¤u’da ABD ve AB
politikalar›n›n sonuçlar› görülüyor.
Öyle üç befl PKK’linin üzerine gitmekle
bu sorunu çözemezler. Türkiye de bu
son yaflananlarla birlikte bu sorunu
çözemezse, Irakl›laflma ile karfl› karfl›ya kalacakt›r.
Kürtler üzerine katliama yönelik
planlar yap›lmaktad›r. 14 y›ld›r duruflumla bunu önlemeye, Türkiye’nin
bar›fl› ve sorunun demokratik çözümü
için çal›fl›yorum. Ben tarihi ve vicdani
sorumlulu¤um gere¤i Türkiye’nin
Iraklaflmas›n› istemiyorum. Türkiye
Iraklaflmaya do¤ru giderse bunun tek
sorumlusu, iktidar h›rs› için bu ülkenin demokrasisini ve bütün menfaatlerini ayaklar alt›na alan iktidar partisi ve muhalefeti olacakt›r.
Benim ve Kürt özgürlük hareketinin yirmi y›ll›k savunma anlay›fl›m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi
özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r. Bu sorunu d›fl
güçlere ABD’ye AB’ye havale edece¤imize kendi içimizde çözebilmeliyiz.
Bütün Kürt halk›, halklar ve herkes
komploya ve devam eden oyunlara
karfl› uyan›k olmal›, büyük bir aflkla,
büyük bir sevgiyle çal›flmal›d›r. Bunlar benim ad›ma, “Öcalan aç›kl›yor”
bafll›¤›yla 15 fiubat mesaj› olarak yay›nlanabilir.
Türkiye’de bu Atabeyler operasyonunda ortaya ç›kt› –ki zaten bu dosyada gizlilik karar› al›nm›flt›– k›rk iki
adet bu tarz oluflum varm›fl. Bu say›
çok daha fazla olabilir. Bu çeteler çok
yo¤undur. Atabey çetesi, kendileri de
PKK gibi ifl yapt›¤›n› –tabii bu onlar›n
deyimi– belirtiyorlar. fiemdinli’deki
olay› yapan itirafç›, bu çetelerin
uyuflturucu iflini de yapt›¤›n› söylüyordu. Trabzon’da Yasin Hayal’in oldu¤u yerde, Trabzonsporlu futbolcu
çocuklardan bile para istediler. Siz
çok kazan›yorsunuz, ama yüz bin veriyorsunuz ya da vermiyorsunuz diye
bunlara kurflun bile ya¤d›rd›lar. Fatih Rusya’ya kaçt›.
Hrant Dink olay› M‹T Müsteflar›’n›n aç›klamas›ndan bir gün sonra
oldu. Bu dikkat çekicidir. Siz siyasette de¤ilsiniz. Siyasetteki alg›laman›z
zay›f olabilir. Ama biz biliyoruz. Bu
olay›n amac› halklar aras›ndaki ayr›l›klar› derinlefltirmek ve gündemi
sapt›rmakt›r. Oysa Hrant Dink asl›nda bir Türk yurtseveridir. Olay›n boyutu baflkad›r. Baflka kiflilere, kesimlere de ciddi yönelimler olabilir.
Do¤rudur, benim demokratik konfederalizm projem de Ortado¤u halklar›na yöneliktir. Onlara, Arap ayd›nlar›na görüfllerimizi içeren bir bildiri
haz›rlanabilir. Araplar›n durumu ortada. Bu kadar bölünmüfllük var. Benim tezlerim Araplara ilaç gibi gelir.
Arap ayd›nlar› ve yazarlar›n› da selaml›yorum.
Gençlere çok selamlar›m› söyleyin.
Bütün halk›ma, herkese selamlar.
SERXWEBÛN fiubat 2007
42
‹KT‹DAR VE EGEMENL‹⁄E
KARfiI KADINCA DURUfi
“Feodalizmin kapal› gelenekleriyle kapitalizmin aç›k saç›k kültürü, birey ve toplum için korkunç bir
mücadeleye dönüflür. ‹ki kültür çarp›flt›kça, kad›n kurban edilir. Ya fuhufla sürüklenir, ya bir yak›n›
taraf›ndan öldürülür, ya tecavüze u¤rar ya da günlük olarak çeflitli fliddet biçimlerine maruz kal›r.
Her ölen, tecavüz edilen, bast›r›lan kad›nla, toplumun da yavafl yavafl öldü¤ü, bir çöp y›¤›n›na dönüfltü¤ü
görülmeden birçok katliam gerçekleflir. Bu “böl, parçala, yönet” ilkesinin muazzam bir örne¤idir”
Erkek ve iktidar olgusu, yine bunun
etraf›nda geliflen yaflam, iliflki, politik,
ideolojik olgular oldukça karmafl›k bir iç
içelik tafl›r. Kad›n üzerinden bafllayarak
gelifltirilen bu olgunun, en büyük zulümleri ve soyk›r›mlar› içinde tafl›mas›na ra¤men binlerce y›l kendisini yaflatabilmesi de bu karmafl›k iç içeli¤inden
ileri gelir. Konuya iliflkin özellikle son
y›llarda daha bilimsel ve çözümleyici
yaklafl›mlar gelifltirilmektedir. Ancak tarihin bu en eski gelene¤inin hala çok
köklü ve çok kurnazca yafland›¤›n› hepimiz çok aleni bir biçimde görüyoruz.
‹ktidar kavram›ndan konuya girifl yaparsak; bu kavram egemenlikçi kültürlere has bir kavram oldu¤u, yine egemenlikçi kültür de erkek cinsinin hakimiyeti ile birlikte ortaya ç›kt›¤› için, egemen erkek bir öze sahiptir. Ço¤u kez
güç olma ile kar›flt›r›lmaktad›r. Güç olmak, do¤al yaflam›n tüm canl›lara hasretti¤i bir gerçekliktir. Fiziksel olarak
yaflamak bile bir güçtür, konuflmak, insanlar aras› iliflkiye girmek, toplumsal
üretime geçmek vb yaflam›n tüm detaylar›nda güç olabilmek gereklidir ve
önemlidir. Burada beyinler ve yürekler,
güç olman›n sadece iktidarc› zihniyet ve
yöntemlerle gerçekleflebilece¤i bat›l
inanc› ile karmafl›klaflt›r›lmakta, buna
inand›r›lmaktad›r. Özgürlük ideolojisinin öncelikle bu noktada ayd›nlanmay›
gerçeklefltirmesi de bundan kaynakl›d›r. Tek güç olma biçimi, iktidarc› anlay›flla tüm gücü kendi tekeline alma, bunun için bask› uygulayarak ötekini iradesizlefltirme, çalarak güç olma biçimi
de¤ildir. Gücün tek biçiminin iktidarsal
oldu¤u yaklafl›m›, beyinlerdeki bir ya-
n›lsama, bir iradesizlefltirme biçimidir.
Evet, yaflamak, özellikle de özgür yaflayabilmek için güç olmak flartt›r, ama
bu güç, asla iktidarc› zihniyetten ileri
gelen bir güç anlay›fl› olmamal›d›r. Çünkü özgürlük ve iktidar birbirinin tersi,
birbirini d›fltalayan iki olgudur. Birinin
oldu¤u yerde di¤eri olmaz. Bunu mutlaka iyi ay›rt etmek gerekiyor. Kad›n özgürlük mücadelelerinin de öncelikle bu
kördü¤ümü çözebilmeleri, buradan
bafllayarak sistemi ve kendini aflma eylemini gerçeklefltirmeleri çok önemlidir.
Nas›l ki toplumsal eflitlik, özgürlük, kardefllik mücadelesi veren güçler, reel sosyalizm, bu ç›kmaz› çözemedi ve yenilgiye u¤rad›ysa, ayn› ak›bet –ders ç›kar›lmamas› durumunda– kad›n özgürlük
mücadeleleri aç›s›ndan da geçerlidir.
Güç olmak, iktidar› ele geçirmek olarak
alg›land›¤› anda, iktidar güçlerine benzeflme, ayn›laflma ortaya ç›kmaktad›r.
Daha do¤rusu, esas iktidar güçlerinin
bir karikatürü geliflmektedir. Bu, bir tuzak gibidir ve hemen hemen her eflitlik,
özgürlük mücadelesi veren güç, bu tuza¤a düflmüfltür.
Erkek egemenli¤i ve oluflturdu¤u iktidar anlay›fl›n› aflmak, sistemi aflman›n
temel faktörü konumundad›r.
Mülkiyetin kayna¤›nda
kölelefltirilmifl kad›n yatar
Erkek egemenli¤i ilk olarak kad›n
üzerinde ilkel iktidar›n› kurarken, çeflitli yöntemler uygulayageldi. Ana kültürün maddi ve manevi anlamda henüz
güçlü oldu¤u geçifl dönemlerinde kur-
nazca yaklaflarak, gücü tek elde –erkek
elinde– toplaman›n giriflimlerinde bulundu. Maddi yaflam›n üretilmesinde,
fiziki gücün kullan›m›nda erke¤i daha
ön plana ç›kartan, kad›n› öncelikle ikinci plana iten, giderek de d›fltalayan bir
yaklafl›m içerisine girdi. Bununla birlikte, toplumun manevi yaflam kültüründe
de kad›n› ayn› biçimde d›fltalamaya bafllad›. Asl›nda kad›n›n fiziksel olarak soyu devam ettirme ve erke¤in cinsel ihtiyaçlar›n› giderme gibi bir ifllevi olmasayd›, kad›n cinsini toptan soyk›r›ma da tabi tutabilirlerdi. Ancak kad›n, insan türünün devam› aç›s›ndan böylesine stratejik bir rol oynay›nca, sadece soyu sürdürmenin ve erke¤in cinsel ihtiyaçlar›n›
karfl›laman›n bir nesnesi olmaya mahkum edildi. ‹ktidar, yani tek elde güç biriktirme olgusu ilk defa kad›n üzerinde
uygulanarak insanl›k tarihine korkunç
bir zihniyet, kültür mal edilmifl oldu.
Önderli¤imiz bunu savunmalarda,
“mülkiyetin en temel kayna¤› yine ailede, kad›n üzerindeki kölece tasarrufta
aranmal›d›r. Mülkiyetin kayna¤›nda kölelefltirilmifl kad›n yatar. Kad›n üzerine
yay›lm›fl kölelik ve mülkiyet dalga dalga
tüm toplumsal düzeye yay›l›r. Böylelikle
de toplum ve bireyin zihniyet ve davran›fl yap›s›na mülkiyetçi ve köleci her
duygu ve düflünceyi yerlefltirir” biçiminde çok güçlü ifade etmektedir.
Kad›n üzerinde mülkiyet sa¤lama ve
özellefltirme, yine fahiflelefltirme erkek
iktidar›n›n genlerini oluflturur. Erkek,
iktidar olan özne, salt cinsel kimli¤e bürünerek nesneleflmifl kad›n köleli¤ine
dayanmak zorundad›r. Bu, olmazsa olmaz bir kanundur. Kad›n, binlerce y›l
fiubat 2007 SERXWEBÛN
bu zihniyetin sonucu olarak cinsel kimli¤i baflta olmak üzere kimlik ad›na onda ne varsa sömürü alan› haline getirilmifltir. Tarihin en büyük ve en i¤renç iflgali kad›n bedeni, düflüncesi ve yüre¤i
üzerinde gerçekleflir. Her ça¤da, isimlerini bile bilmedi¤imiz say›s›z kad›n, bu
iktidara çok çeflitli ve trajik biçimlerde
kurban edilmifltir.
Tabii kad›n üzerinde infla edilen ilkel
iktidar, giderek s›n›flar› oluflturarak s›n›flar üzerinde, etnik kimlikler, uluslar
üzerinde, toplumsal çeflitli kategoriler,
hatta ›rklar üzerinde gelifltirilen iktidara
dönüfltü. Biny›llar› alan bu gerçeklik,
bafllang›çtaki özünden hiçbir fley kaybetmezken, bilim ve tekni¤in geliflimi ile
birlikte günümüzde daha da inceltilmifl,
mikrolaflt›r›larak daha makro düzeylerde tahakküm biçimi haline dönüfltürülmüfltür. Onca geliflme ve bilimsel at›l›ma
ra¤men, insan›n duygu ve güdü donan›m› büyük bir çeliflki olarak geri kalm›flt›r. En geliflkin görünen erkekte veya kad›nda, bu gerili¤in izlerini, karakterini
görebilmek mümkündür. Çünkü erkek
iktidar›, mevcut gerili¤i büyük oranda
ikili veya çoklu iliflkilerde özel k›larak
gözlerden uzak k›lmakta, art›k saklayamad›¤›n› ise mu¤laklaflt›rmaktad›r. Dolay›s›yla bireyin ve toplumun en yaflamsal, en temel ihtiyac›, çeliflkisi, iktidar›n
kara perdesi arkas›nda görünmez k›l›narak, sistemin devam› sa¤lanmaktad›r.
Kad›n› kölece terbiye etmek
öncelikle bedeninden bafllar
Ayn› yaklafl›m› devletlerin, egemen
olan çeflitli güçlerin, tahakkümleri alt›nda tuttuklar› insanlara, halklara yaklafl›m›nda da görebilmek mümkündür.
Kad›n karfl›s›nda uygulanan politika ne
ise, halklar karfl›s›nda uygulanan politika da odur. Bir devletin içerisinde yaflanabilecek, ortaya ç›kabilecek tüm uygulama ve politikalar›, bir aile gerçekli¤i
içerisinde de rahatl›kla görebiliriz. Aile,
kad›n erkek iliflkisine bu gözle bakt›¤›m›zda, gerçekten ayn›l›klar çok çarp›c›
biçimde görülecektir. Aile gerçekli¤inde
bunu görmek ya da kabullenmek daha
zordur, çünkü aile direkt içinde yaflan›lan ve direkt etkileflim içerisinde olunan
bir gerçekliktir. Bir de kad›n erkek ara-
43
s›nda, yine anne baba çocuklar aras›nda
sevgi iliflkisi de sözkonusu oldu¤unda,
tüm bu öznelerin aras›nda varolan iktidar olgusu, çeliflkisi ve çat›flmas› yokmufl gibi görünür ya da yok say›l›r. Çünkü devlet gibi aile de kutsald›r, dokunulamaz, tart›fl›lamaz. Oysa bu eflitsizlik
sisteminin kendini her an üretmesinde,
ço¤altmas›nda mevcut aile gerçekli¤i çok
stratejik bir role sahiptir. Dokunulmaz
k›l›nmas› da bundand›r. Yeni nesilleri,
toplumsal cinsiyet rollerine, yine devlet
karfl›s›nda kulluk kültürüne göre ilk e¤iten bu kurum de¤il midir? Beyinlerimizdeki ve yüreklerimizdeki ilk ‘terbiye’yi
buradan alm›yor muyuz? Her birimiz
kad›n veya erkek olmam›za göre, iktidar›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda s›k›flt›r›lm›fl kal›plarla büyütülmüyor muyuz?
Kad›n olan›n büyük dezavantajlarla,
erkek olan›n ise sözde avantajlarla büyütüldü¤ü bir sistemdir bu. Ailede tohumu at›l›r, okulda, iflyerinde, sokakta,
tatilde, herhangi bir iliflkide, politikada,
yaflam›n her alan›nda giderek yeflermeye, dallanarak büyümeye bafllar. Bu k›s›r döngü afl›lamad›¤› müddetçe, bireyle
birlikte büyüyen erkek egemenlikli sistemdir, iktidard›r asl›nda.
Kad›na önce bedeninden utanmas›,
erke¤e ise bedeniyle gurur duymas› gerekti¤i çok ilginç yöntemlerle ö¤retilir.
‹ktidar erke¤in kad›n
üzerindeki hakimiyetiyle bafllar
Kad›n› kölece terbiye etmek, öncelikle bedeninden bafllar. Yaflam› en zengin
ve ço¤ul biçimlerde içinde bar›nd›ran
kad›n bedeni, lanetli, gizli, k›flk›rt›c› k›l›n›r. Kad›n›n fiziksel do¤all›¤›, onun bafl›n›n en büyük belas›d›r art›k. Erkek ve
toplum karfl›s›nda sürekli kendini s›k›flt›r›lm›fl kal›plara sokmak zorundad›r.
Aksi taktirde bafl›na gelebileceklerden
kad›n sorumludur çünkü. Bedeninde ve
cinselli¤inde hem mahkum hem de gardiyand›r art›k kad›n. Elbetteki bu sadece cinsellikle, bedenle s›n›rl› kalmaz, bu
s›n›rlanma hangi ölçekte ise ayn› ölçekte beyin de, duygu da s›n›rlan›r. Yok etmek mümkün de¤ildir hiçbir zaman,
ancak beyinde ve duyguda bast›r›lm›fll›k, s›n›rland›r›lm›fll›k köleli¤i besler, bu
da davran›fl bozuklu¤una, gizliden çe-
flitli öç alma biçimlerine dönüflür. Kapal›l›¤›n, bast›r›lm›fll›¤›n oldu¤u yerde, bu
durumlar boy vermeye bafllar. Özcesi,
kad›n bu terbiye sistemi ile edilgen bir
nesne konumuna getirilir. Öte yandan
ekonomik olarak muhtaç hale getirilme,
düflünsel geliflimin önünün kapat›lmas›, sosyal s›n›rland›r›lm›fll›k, politikadan
ve stratejik tüm örgütlerden uzaklaflt›r›lm›fll›k ya da yer verilmiflse de yedeklendirilmifllik, yoksul ve erke¤e muhtaç
bir kad›n soyunu ortaya ç›kar›r. Dünyada en çok çal›flan kad›nlar olmas›na
ra¤men, istatistiklere göre en fakir olanlar kad›nlard›r. Kendini var edebilmek
ve yaflam›n› sürdürebilmek için erke¤e
muhtaçt›r. Bu nedenle geleneksel kad›n
kimli¤i kendini erke¤e s›¤›narak ifade
eder. Erkeksiz bir yaflam kurmak, çok
ama çok zordur. Kurma flans›n› bulan
kad›nlar ise öyle çok sorunlarla, gurur
k›ran engellerle karfl› karfl›ya gelir ki,
ba¤›ms›z kalma arzusu sistem taraf›ndan adeta burnundan getirilir.
Erkek ise mevcut standartlara göre
avantajl› denilse de özünde hiçbir avantaj› olmayan ve abart›lm›fll›kla kölelefltirilen bir e¤itim sistemine tabi tutulur.
Do¤all›¤›n gizlenmesi ve edilgenlefltirilmesi –kad›nda oldu¤u gibi– ne kadar kölelefltirici ise, do¤all›¤›n abart›lmas› ve
her fleyin merkezine konmas› da –erkekte oldu¤u gibi– o denli kölelefltiricidir.
Toplumda say›s›z erkek, kendi cinsel
gücünün kölesi olmufltur. Bir erke¤in
güç (daha do¤rusu iktidar) olabilmesi
cinsel gücüne ba¤l›d›r. Hatta toplumda
bir erke¤in cinsel gücünden bahsedilirken, ‘iktidar’ tan›m› kullan›l›r. Cinsel
iliflkide sorun yaflayan erkeklere ‘iktidars›z’ denilir. Gerçekten de çok çarp›c›d›r. Sistemin erkek karakterini tan›mlamak ve kan›tlamak için, bu tabirden daha iyisini bulmak mümkün de¤ildir.
Bugün bile bu tan›mlaman›n kullan›lmas›, bize iktidar›n tarihsel geliflim hatt›n› da çok iyi anlat›r. Demek ki gerçekten iktidar önce erkekli¤in kad›nl›k üzerinde cinsel, düflünsel ve duygusal hakimiyeti ile oluflmufltur ki hala erke¤in
cinsel gücü ifade edilirken bu tan›m
kullan›lmaktad›r. Özünde ise bu, erke¤in kiflili¤ini korkunç fakirlefltirmekte,
fakirlefltirdikçe sald›rgan k›lmaktad›r.
Bu yetifltirme tarz›, kad›na yöneltme,
ço¤unlukla da sald›rtma tarz›d›r. Kad›n
SERXWEBÛN fiubat 2007
44
katliamlar› karfl›s›nda neden devletler
uyduruk hafifletme gerekçeleri bulurlar? Toplum neden kad›n›yla, erke¤iyle
bu katliamlara ço¤u kez sessiz kal›r?
Çünkü erke¤in kad›n üzerinde her türlü hakimiyet hakk› vard›r, ne yapsa mubaht›r! Çünkü erkekler buna göre yetifltirilmifltir, yapmamas› anormaldir! Bu
da bir köleleflmedir. Erkek, toplum ve
egemen sistem taraf›ndan kendisine biçilmifl bu abart›l›, do¤all›¤›ndan ç›km›fl
kimli¤e, statüye uygun davranmak zorundad›r. Oysa bu erke¤e ait de¤ildir.
Kimileri hemen do¤adan, hayvanlardan
örnekler vererek, benzetmeye çal›fl›rlar.
fiüphesiz bu, kabul edilemez bir yaklafl›md›r. Çünkü, birincisi her varl›k ayn›laflt›r›lamaz, ikincisi de insan do¤an›n
bir varl›¤› olarak çok önemli düflünsel
ve duygusal bir evrim süreci yaflam›flt›r.
Dolay›s›yla mevcut erkek tiplemesinin
toplumsal statüde iktidar olmas›, onun
özgür oldu¤u anlam›na gelmez. Tersine,
erkek, iktidar›n hem kendi içinden hem
de kendi d›fl›ndan kölesidir. Bu durumun da erkekte yol açt›¤› kiflilik bozulmalar› söz konusudur, çünkü kendine
yabanc›laflm›flt›r.
Tabii her iki cinsi bu yönleriyle de¤erlendirirken, cinsler aras› geliflen aflk
iliflkisine de de¤inmek gerekir. fiüphesiz
aflk›, aflk›n gücünü inkar etmemek, ancak mevcut geliflen iliflkilere aflk deyip
aflk› mu¤laklaflt›rmamak da gerekir. Biraz önce belirtti¤imiz tarzda bir terbiyeden geçen kad›nlar›n ve erkeklerin ne
denli sa¤l›kl›, üretken, birbiri ile güçlen-
dirici etkileflimleri yaratacak tarzda iliflki gelifltirecekleri tart›flmal›k bir konudur. 21. yüzy›l›n revaçta deyimi ile fiziksel, duygusal baz› elektriklenmelerin
varl›¤›, aflk›n varl›¤›na iflaret de¤ildir.
Çünkü cinsler aras› ortaya ç›kan bu
elektriklenmeler, zamanla k›sa devre
yapmaktad›r. Bu iliflkiler evlilikle sonuçlanm›flsa e¤er, ömür boyu bir karartmaya dönüflür. Sadece bir iliflki olarak kalm›flsa da, cinslerin daha sonras›nda baflkalar›yla yaflayaca¤› iliflkilerde
ayn› fleylerin tekrarlanaca¤› bir k›r›lmaya dönüflecektir. Kötü ve k›r›k bir tecrübe olacakt›r yani. Komik gelebilir belki,
ama genelde kalp resimlerinin k›r›k çizilmesi, bunun bir göstergesidir.
Romantizm bir kad›n›
elde etmenin gizli tuza¤›d›r
Aflk ve cinsellik, iktidar›n en gizlenmifl, örtük ve kand›r›c› yüzüdür. Toplumsal geleneklere göre ay›planmas›,
onu zaten bafltan gizli k›lm›flt›r. Kand›r›c›d›r, çünkü içerisinde sevgi diye tabir
edilen hofl, sarhofl edici duygular vard›r.
Yine böyle bir iliflkinin temas› sonucu,
yeni bir yaflam› var etme, ço¤alma boyutu vard›r. Dolay›s›yla bir iliflkide öne ç›kan bu iki yön, bireyleri bafllang›çta yan›lt›rken, sonralar› da katlanmas› gereken bir durumu ortaya ç›kar›r. Romantizm bu nedenle iktidar sahipleri taraf›ndan büyütülür, kutsan›r, öne ç›kar›l›r. Duygular afl›r› abart›l›r. Örne¤in
cinsler içerisinde erkek olan›n aflk ifadeleri hep abart›l›d›r, do¤al de¤ildir. Bir
kad›n› elde etmenin süslü tuza¤›d›r. Elde etme, yani kendinin yapma, kad›n›n
sahibi olma, iktidar›n› yaratma. Romantizm, bu süslü tuzaktan baflka bir fley
de¤ildir. Bu romantizmin arkas›, kad›n
aç›s›ndan genelde ya ömür boyu susarak kaderine boyun e¤medir ya da biraz
buna direnmeye kalk›flsa katline ferman yazd›rmakt›r. Dikkat edelim gazete
sayfalar› aflk›ndan(!), sevgisinden(!) kad›n katletme haberleriyle doludur. Bazen de kad›nlar bunu yapar. Aflk›n yaflam›, üretkenli¤i, sevgiyi ve güzelli¤i getirmesi gerekirken, habire ac›y›, ölümü
ve katletmeyi getirmesi nedendir? Neden Ortado¤u toplumlar›, özellikle de
arabesk kültürde bol ac›l› aflk flark›lar›na bu kadar ra¤bet gösterir? Tüm flark›lar, ‘senin için ölürüm’ ya da ‘öldürürüm’ sözleriyle doludur. Tüm bunlar,
içine iktidar girmifl kad›n erkek iliflkilerinin ölümcül gerçekli¤ini kan›tlar bize.
Mülkiyet, sahiplik, olmazsa da ölüm!
Do¤al kimlikleri bozulmufl, karakterlerinin genleri ile oynanm›fl kad›n veya
erkeklerin özgür iliflkilenmesi, özgür bir
aflk yaflabilmesi mümkün de¤ildir. Dikkat edilirse ‘aflk mümkün de¤ildir’ demiyoruz, öz kimliklerini kaybetmifl kiflilerin aflk› mümkün de¤ildir diyoruz. Bu,
tamamen bir özgürleflme mücadelesidir,
bireysel de de¤il, toplumsal bir mücadeledir. Toplumsal dönüflümü sa¤lad›kça,
geleneksel ve geri de¤er yarg›lar›n› aflt›kça, bireyin de dönüflümü ve kendini
aflma eylemi gerçekleflecektir. K›sacas›
aflk, iktidar döngüsü içinde bo¤ulmufl
kad›n ve erkeklerin yaflayabilecekleri bir
eylem, duygu paylafl›m› olamaz. ‹ktidar›n bireylerde ve toplumsal, kurumsal
yans›malar›nda afl›lmas›, özgür bir toplumun ve eflitlikçi bir yaflam›n kurulmas› ile aflk›n kutsall›¤›na ve güzelli¤ine
denk iliflkiler yaflanabilecektir. Bu nedenle özgürlük mücadelesi ayn› zamanda bir aflk mücadelesidir.
Fahifleleflme ve fahiflelefltirme
oldukça siyasal bir gerçekliktir
Karfl›laflt›rmal› biçimde mikrodan
makroya, yani bireylerden devlete do¤ru
giderek düflündü¤ümüzde de benzer ol-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
gular› görürüz. Devletler de –özellikle
Ortado¤u’da– vatandafllar›na tam sahiplik ederler. Her türlü uygulamay›
kendilerinde hak görürler. “Devlet babad›r, döver de, sever de, öldürür de.” Her
iki cins de çeflitli etnik kimlikler veya
toplumsal çeflitli kategoriler de devlet
karfl›s›nda geleneksel kad›n statüsündedir. Devletin birey ve toplum haklar›na tecavüz etmesinin, iradesini tan›mamas›n›n, bir kad›na karfl› gerçeklefltirilen tecavüzden fark› var m›d›r? Vatandafllar›n›n eme¤ini çalarak onlar› hep
yoksullu¤a ve iflsizli¤e mahkum ederek
kendine muhtaç k›lmas›, bir kad›n›n bir
erke¤e muhtaç k›l›nmas›ndan farkl› m›d›r? Taa binlerce kilometre uzaklardan
gelip de baflka bir ülkeye zorla d›flardan
“demokrasi, bar›fl getirece¤im” demenin, baflka bir halka tecavüz etmekten
baflka bir anlam› var m›d›r?
‹ki kültür çarp›flt›kça
kad›n kurban edilir
Fahiflelefltirme de özelde kad›na genelde topluma yönelik bir politikad›r.
Fahifleleflme ve fahiflelefltirme oldukça
siyasal bir gerçekliktir. Sadece cinsel bir
içerik tafl›maz. Ve devletler taraf›ndan
özellikle gelifltirilmektedir. Kad›nlar›n
para için kendi bedenlerini sat›fla sunmalar›, sadece o kad›nlar›n bir ay›b› olarak ele al›namaz, insanl›¤›n ve o toplumun bir ay›b›d›r. Sonuçta bu da karfl›l›kl› yaflanan bir iliflkidir ve öznesi de
nesnesi de fahifleleflir, kirlenir, bedenine
ve kendi kimli¤ine yabanc›lafl›r.
Cinsellik üzerinden erke¤i kendine
ba¤lama ve kad›n› küçültme, bir iktidar
politikas›d›r. Erke¤e ucuz zevkler sunarak kendi sistemine ba¤lama yöntemidir. Yine erke¤e kad›n üzerinden küçük
iktidar alanlar› yaratarak, makro iktidarla objektif uzlaflma alanlar› aç›l›r.
Bunlarla birlikte, çok önemli bir sermaye kap›s›d›r özellikle devlet için. Türkiye’de bir dönemin vergi rekortmeni, genelev patroniçesi Madam Manukyan’d›.
Birçok kifliye –resmi, gayri resmi görevlilere– ekmek kap›s›d›r. ‹ktidar güçlerinin fuhufla karfl› söylemleri, görüntüde
namusu kurtarma yaklafl›m›ndan baflka bir fley de¤ildir, tersine teflvik edici ve
örgütleyici temel güç konumundad›r.
45
Benzer biçimde kad›n katliamlar›n›
da de¤erlendirebiliriz. Kurtlaflt›r›lm›fl erkek kuzulaflt›r›lm›fl kad›na sald›rt›l›r
adeta. Bas›n yay›n organlar› bu ifli gayet
ciddi biçimde organize eder, neredeyse
cazip k›lar. Pornografiden tutal›m da
normal bir haber verifl biçimine, dizilerden sinemalara kadar birçok alanda rolünü oynamaya çal›fl›r. Roller sadist erkek, mazoflist kad›n tiplemelerine göre
belirlenmifltir, olaylar ve olgular hep bunun etraf›nda kurgulan›r ve topluma
sunulur. Feodalizmin kapal› gelenekleriyle kapitalizmin aç›k saç›k kültürü, birey ve toplum için korkunç bir mücadeleye dönüflür. ‹ki kültür çarp›flt›kça, kad›n kurban edilir. Ya fuhufla sürüklenir,
ya bir yak›n› taraf›ndan öldürülür, ya
tecavüze u¤rar ya da günlük olarak çeflitli fliddet biçimlerine maruz kal›r. Her
ölen, tecavüz edilen, bast›r›lan kad›nla,
toplumun da yavafl yavafl öldü¤ü, bir
çöp y›¤›n›na dönüfltü¤ü görülmeden
birçok katliam gerçekleflir. ‹flte bu da
genel bir politikad›r. “Böl, parçala, yönet” ilkesinin muazzam bir örne¤idir.
Toplum, mikro iktidar bata¤›na saplanm›fl kad›nlar›n ve erkeklerin çat›flmalar› ile büyük bir bölünmüfllü¤ü yaflar,
sorunun kayna¤› olan esas makro iktidar› görmekten, analiz etmekten uzaklafl›r. ‹liflkilerde birbirine girmifl, yaflam›
kararm›fl, her an› ac›yla dolu olan insan,
toplum gerçekli¤i, çözümü daha fazla iktidara ba¤lanmakta görür ve sistem
çarklar›n› döndürmeye devam eder. Bu
nedenle devletler, iktidar odaklar› hiçbir
zaman kad›n erkek sorununun çözümünü, kad›n katliamlar›na son verilmesini
istemez. Görüntüyü kurtarmak için baz›
giriflimlerde bulunurlar, ancak sorunun
kayna¤›na asla ve asla yönelmezler. Kürdistan’da ve Türkiye’de son y›llarda a盤a ç›kt›¤› gibi, birçok kad›n korunabilecekken, ölümden kurtar›labilecekken,
devlet taraf›ndan korunmam›flt›r. Erkek
eksenli gelenek hep bir flekilde korunmufl, göz yumulmufltur.
‹ktidarlaflan güç tek yanl›d›r
Erkek iktidarlaflmas›na iliflkin daha
detayda birçok örnek verilebilir. Durufl
biçimleri bile buna örnektir. Bir erke¤in
durufl biçimi ile bir kad›n›n durufl biçimi, bir erke¤in konuflma biçimi ile bir
kad›n›n konuflma biçimi, duygular›n›
ortaya koyufl biçimi aras›ndaki farklar
çok belirgindir. Tabii erkek ve kad›n do¤alar›n›n farkl›l›k arz etti¤i yanlar vard›r, ancak bizim belirtti¤imiz farkl›l›klar
egemen kültürün ortaya ç›kard›¤› farkl›l›klar üzerinedir. Erkek iktidar› bu do¤rultuda mimiklerden durufla kadar tüm
ayr›nt›larda karakteristik farkl›l›klar›
gelifltirmifltir.
Bu yaz›da özellikle Ortado¤u’yu esas
ald›k, ama Bat›’daki erkek iktidar tiplemesi ve kad›n tiplemesi de farkl›l›klar
arz eder. Bat›’da da bu ataerkil kültür
çok derin ve daha görünmez biçimlere
dönüfltürülmüfltür. Çeliflki yokmufl gibi gösterilerek, kad›n sisteme daha entegre edilmifl, iktidar mekanizmalar›na
çekilmifl ve benzefltirilmifltir. Ebu Garip Cezaevi’nde tutsaklara kad›n gardiyanlar taraf›ndan gelifltirilen iflkenceler, kad›na yaklafl›m›n çok tipik bir
göstergesidir. Kad›n, kendi karakterine
en tersinden bir yaklafl›m içerisine sokulmufltur. Bu, en uçtan bir örnektir,
ancak genel yaflam›n içerisinde de kad›n erkekleflerek vard›r.
Kapal›l›k aç›s›ndan farkl›l›¤a bir göz
att›¤›m›zda, Bat›’daki kad›n daha aç›kt›r, kendi bedeni üzerinde daha söz sahibi gibi görünür. Ancak bu da Do¤u’nun köleleflmesinin di¤er bir yüzü olmaktan baflka bir fley de¤ildir. ‹statistikler kad›na yönelik fliddet ve katliamlar›n Bat›’da da çok yo¤un yafland›¤›n›
göstermektedir. Kad›n erkek aras›nda
mutsuzluk orada da çok belirgindir. K›saca Bat› da bu konuda köklü bir çözümü gelifltirememifl, mikro ve makro iktidar Bat› kültürünün de temeli olarak
varl›¤›na devam etmektedir.
Gerek Do¤u aç›s›ndan gerekse de Bat› aç›s›ndan belirttiklerimiz genel anlamda yaflananlar› ortaya koymak içindir.
Bu genel yaflananlara karfl› bir de mücadele içerisinde olanlar vard›r, bir flekilde
bu erkek iktidarlaflmas›n› aflmak isteyen
örgütlenmeler, bireyler vard›r. Mücadele
edenlerin varl›¤› ve her geçen gün bu soruna e¤ilen, çözmek isteyenlerin ço¤almas›, umut vericidir. Çünkü tarihin bu
en kadim sorununu aflmak hiç de kolay
de¤ildir. Ne kadar çeflitli ve yayg›n örgütlenmeler gelifltirilse, o kadar yeri vard›r.
Erkek iktidarlaflmas› nas›l ki bireyin
duygusuna, güdüsüne, düflüncesine ka-
SERXWEBÛN fiubat 2007
46
dar mikrolaflarak girebilmiflse, bunu aflmak ve kad›n› yaflam›n her alan›nda
varolan yerine kavuflturmak isteyenler
de mikro ve makro düzeylerde mücadeleyi yürütmek durumundad›rlar.
‹ktidarlaflan zihniyet
erkeksi tekçi bask›c›
ve gücü yetti¤ince yok edicidir
‹ktidarlaflan güç, tek yanl›d›r, cinsiyetçidir, s›n›fç›d›r, ulusçu, milliyetçi, faflizand›r. Kad›n üzerinden gelifltirilmeye
bafllayan ötekilefltirme ve kendini her
fleyin merkezine koyarak gücü de tek
elinde toplama, insanl›k ahlak› aç›s›ndan büyük tahribatlar›, ters düflüflleri
ortaya ç›karm›flt›r. Kendinden olmayana yaflam hakk› tan›mayan bu iktidar
anlay›fl›, yok etme mant›¤› üzerine kurulmufltur. Maddi ve manevi yok olufl,
tükenifl, sadece insan aç›s›ndan geçerli
olmay›p, do¤aya yönelik de gelifltirilir.
Nitekim bugün insanl›¤›n en acil çözülmesi gereken sorunlar›ndan bir tanesi,
do¤an›n dengesinin bozulmas› ve iklimin, atmosferin de¤iflerek yeryüzü kaynaklar›n›n her geçen gün artan oranda
kurumas›d›r. Sadece insan ç›karlar›
aç›s›ndan belirtmiyoruz, do¤ada yaflayan tüm canl›lar›n yaflam›n› ilgilendiren
bir konudur bu. Bu konuda da insan
merkezli yaklafl›m, do¤aya faflizan bir
uygulamay› getirmifl ve do¤an›n iradesi
yok say›larak korkunç biçimlerde tüketilmifl, tüketilmektedir. Ancak do¤a da
bunun karfl›s›nda bir iradesi oldu¤unu,
korkunç biçimlerde göstermektedir. Do¤ay› dinleyen, onun iradesine ve ürünlerine sevgi ve sayg› ile yaklaflan demokratik, paylafl›mc› zihniyet, dengenin yeniden oluflmas›na yol açacakt›r.
K›sacas› iktidarlaflan zihniyet, erkeksi, tekçi, bask›c› ve gücü yetti¤ince yok
edicidir. Bu zihniyetten en olumsuz bi-
çimde nasibini alanlar, kad›nlar, çocuklar ve do¤ad›r. Dikkat edersek her üçü
de yaflam›n temel dinamik güçleridir,
her boyutta do¤urgan ve geliflmeyi yaratan ö¤elerdir. Bunlar›n maddi ve manevi olarak öldürülmesi, yaflam›n öldürülmesi, tek renklilefltirilmesidir. Oysa yaflam, çeflitlilikleri, yaflam ö¤eleri ile güzel ve yaflan›las›d›r. Bu nedenle erkek
egemenlikli iktidar zihniyetine karfl›
mücadele etmek kutsal bir görev, kutsal
bir sorumluluktur. Yaflam›n yeniden ve
güzel, özgürce yeflermesinde tohum
serpmek gibidir. Ça¤›m›z›n özellikle de
kad›n özgürlük mücadelesi yürüten
güçleri, böylesine anlaml› ve kutsal bir
görevi yerine getirmektedir.
Geleneksel kad›ns› teslimiyet
fiziki de¤il toplumsald›r
Kad›n hareketimiz de bu anlaml› görevi yerine getirmenin çabas› içerisindedir. Dünya çap›nda ve Ortado¤u’da özgün bir deneyim olarak ortaya ç›km›flt›r.
Salt teorik yanlar›yla de¤il, kad›n› ve erke¤i, s›n›fsal, milliyetçi bak›fl aç›lar›n›
en köklü yanlar›yla sorgulay›p bireyi
yeniden yaratma mücadelesi yürüten
bir harekettir. Önderli¤imizin bir yöntem olarak devreye koydu¤u kopufl teorisi, kad›n kurtulufl ideolojisi, kad›n
partileflmesi, çeflitli kad›n örgütlenmeleri, bu anlamda kad›na ve erke¤e önemli
de¤erler kazand›rm›flt›r. Baflta belirtti¤imiz gibi, böylesine karmafl›klaflt›r›lm›fl
ve iç içe girmifl sömürü biçimini do¤ru
çözebilmek ve bireylerin kendisi ile bulaflmas›n› sa¤layabilmek için böyle bir
kopufl sürecinin yaflanmas› gereklidir.
fiüphesiz bunun kendisi hemen özgürleflen bireyleri yaratm›yor, ancak özgürleflmenin önemli bir ad›m› olan kendini tan›may›, ba¤›ms›z kalabilmeyi ö¤retiyor. Gerisi zaten sürekli bir iç savafl›md›r. Hareketimiz içerisinde kad›n er-
“PKK’de kad›n erkeksiz yaflamay›, en zor koflullarda
mücadele etmeyi, yaflam›n› örgütlemeyi, ayaklar› üzerinde
durmay› ö¤renmifltir. Kimli¤inden utanmay› de¤il, kimli¤inin
yaflam›n en temel ö¤esi oldu¤unu ö¤renmifltir. Erkek de
kad›na dayanmadan kendi yaflam›n› örgütlemeyi, birilerinin
iradesine basmadan ayakta durmay› ö¤renmifltir”
keksiz yaflamay›, en zor koflullarda mücadele etmeyi, kendi yaflam›n› örgütlemeyi, kendi ayaklar› üzerinde durmay›
ö¤renmifltir. Kendi kimli¤inden utanmay› de¤il, kimli¤inin yaflam›n en temel
ö¤esi oldu¤unu ö¤renmifltir. Erkek ise
kad›n› fiziksel, düflünsel ve duygusal
aç›dan sömürmemeyi, kad›na dayanmadan kendi yaflam›n› örgütlemeyi, birilerinin iradesine basmadan ayakta
durmay› ö¤renmifltir. Kad›na karfl› fliddet bir günah gibidir hareketimizde. Bu,
çok önemli bir de¤er yarg›s›, bir gelenek
olmufltur. Kad›n bu aç›dan oldukça rahatt›r ve üzerinde fliddet bask›s› olmadan geliflim gösterebilmektedir.
Belki bizler için s›radanlaflm›fl durumlard›r bunlar, ancak dünyan›n bir
co¤rafyas›nda böyle bir yaflam gerçekli¤inin yarat›lmas› çok önemli bir kazan›m, çok önemli bir deneyimdir. Erkeklerin ve kad›nlar›n tarihi çeliflkileriyle
birlikte hem bir arada kalmalar› hem
de böyle iliflki ölçülerini gelifltirmeleri
gerçekten iyi anlafl›lmas› gereken bir
durumdur. Belirtti¤imiz gibi bunlar,
tümden özgürleflti¤imizin bir göstergesi
de¤ildir, ancak bu yolda asla az›msanmamas› gereken geliflmelerdir.
Tabii bu geliflim düzeyini toplumsallaflt›rmada yaflad›¤›m›z sorunlar vard›r.
Mevcut geliflim topluma da mal oldukça
yayg›nlaflacak ve daha ileri düzeylere
do¤ru bir s›çramay› yaflayacakt›r. Bu
konuda daha yo¤unlaflan ve yay›lan bir
örgütlenme tarz›n› gelifltirmemiz, h›zla
çözüm üreten bir yap›lanmaya kavuflmam›z gerekmektedir. Daha fazla proje
gelifltiren ve yaflamsallaflt›ran, konu
kapsam›nda birçok özgün özel örgütlenmeler gelifltirmemiz bir zorunluluktur.
“Unutmamak gerekir ki, geleneksel
kad›ns› teslimiyet fiziki de¤il, toplumsald›r. ‹çerilmifl kölelikten gelir. O halde
öncelikle ideolojik alanda teslimiyet düflünce ve duygular›n› yenmek gerekir.”
Önderli¤imizin de belirtti¤i bu içerilmifl
köleli¤i ve yayg›nlaflm›fl erkek egemenli¤ini aflmak için her an, her gün bafl›m›z› a¤r›tmal›, ideolojik çözümler oluflturmal›y›z. Ayn› zamanda bu yolda mücadele eden herkesle ortaklaflal›¤› yakalama gücünü göstermeliyiz. Teslim alan
ve teslim olan tüm geleneksel zihniyetlere karfl› ideolojik, ekonomik, sosyal, politik mücadeleyi gelifltirmeliyiz.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
47
D İ R İ L İ Ş YA D A K U R M A N Ç
E D E B İ YAT I N A G İ R İ Ş - I I “‹‹nsan kendisini tan›mlarken, dahas› tan›mlan›rken, dayand›¤› ideolojik kimlikle aç›klan›r. “Kendini
tan›mlamak belki de toplumlar›n en temel niteli¤idir. Kendini tan›mlayamayan toplumun varl›¤›ndan
bahsetmek güçtür. Buna toplumun cesetleflflm
mesi demek de mümkündür. Kendini tan›mlaman›n di¤er ad›
toplumsal ideolojidir. ‹deoloji, irade haline gelmifl ortak fikirler paketi olarak da tan›mlanabilir. Bunun da
di¤er bir ad› toplumsal ahlakt›r. Toplumsal ahlak›n temel iflflllevi toplumsal var oluflflu
u kesinleflflttirmektir”
Kim bilir belki de ideoloji kavram›na
bakar bakmaz dudak büküp, burun
k›v›ranlar daha bafll›¤a bakar bakmaz
okumaktan vazgeçebilir. Bunlar ya ideolojiden anlamayacak denli yaflam›n
girdisinde yuvarlanmay› kader bellemifl, gözünde umut feri kalmam›fllar ya
da ideolojiye baflka bir ideolojik bak›fl
olan postmodern pencerenin pervaz›na
s›k›flan birileri olabilirler.
Bunlar bildik insanl›k halleri. Bizler
de çoklukla bunu yaflamad›k ya da yaflam›yoruz de¤il. Dünyan›n geldi¤i düzeyin bir resmi de bu. Resim içinde ne
karakterler yok ki! Her insan›n t›pat›p
olmasa da zihniyet ve davran›flsal olarak ayn› kültürel geneti¤in suyundan
içti¤ini kolayca görmek mümkündür.
Kendini tan›mlaman›n di¤er ad›
toplumsal ideolojidir
‹nsanl›¤›n biyolojik yap›s›ndaki ortak yanlardan biri de etkilenmeye ve
etkilemeye yatk›nl›klar›d›r. Davran›flsal etkiler, sözsel etkiler, duygusal etkiler karfl›l›kl› bir empati ya da sempati oluflturur. Bir sinerjiye yol açabildikleri gibi, karfl›tl›k do¤urucu enerjiye de dönüflebilirler. ‹nsanlar› türlü
davran›fllara ve etkileflimlere yönelten,
onlar›n zihinsel kaynakças› olan ideolojik kimlikleridir. Çünkü “hem toplumsal geçmiflin haf›zas› hem de gelecek ütopyas›n›n tasar›mlar› olarak
ideolojik kimlikler, toplumun beyni
A. Öcalan,
olarak rol oynamaktad›r.” (A
A‹HM Savunmas›)
Bu, ayn› zamanda insan›n sahip oldu¤u üst yap› kurumlar› diyebilece¤imiz
aktivitelerin yönlendirme mekanizmas›d›r. En küçü¤ünden en geliflmifl toplumsal biçimlerin tümünde ideolojik
kimli¤in bir dayanak olarak kendisini
oluflturdu¤unu tespit edebiliriz. Bir baflka deyiflle, insan kendisini tan›mlarken,
dahas› tan›mlan›rken, dayand›¤› ideolojik kimlikle aç›klan›r. “Kendini tan›mlamak belki de toplumlar›n en temel niteli¤idir. Kendini tan›mlayamayan toplumun varl›¤›ndan bahsetmek güçtür.
Buna toplumun cesetleflmesi demek de
mümkündür. Kendini tan›mlaman›n di¤er ad› toplumsal ideolojidir. ‹deoloji,
irade haline gelmifl ortak fikirler paketi
olarak da tan›mlanabilir. Bunun da di¤er bir ad› toplumsal ahlakt›r. Toplumsal ahlak›n temel ifllevi toplumsal var
oluflu kesinlefltirmektir.” (A. Öcalan, Bir
Halk› Savunmak)
Dünya oldu olal› yaflam ad›na belletilenler düz bir çizgide seyretmemifltir.
‹deolojik dünyalar insan›n sadece belle¤ini de¤il, gelecek tasar›m ve hayallerini de oluflturup denetimine alm›flt›r.
Topluluk ve toplumlar tüm hepsince
benimsenmezse de ideolojik bir kimli¤in etraf›nda düflünsel, ahlaksal yap›lanmalar›na uygun yaflay›fllar› sürdürüp takipçisi olagelmifltir. Sözlerden
davran›fllara oradan sözlü ve yaz›l›
kültürel, sanatsal, edebi üretimlere
de¤in kendisini var etme bir yaflam
refleksi olarak süregelmifltir.
‹nsanl›¤›n ilksel geliflimiyle bafllayan
süreç, kendi do¤as›nda ana tanr›ça etraf›nda bir yaflam trendi oluflturmufltur. ‹nsan yaflam› ad›na ne varsa ilklerini burada üretmifltir. Toplum kendisini ana tanr›ça ahlak› çerçevesinde
tan›mlam›flt›r. Bu yan›yla insanl›k,
bafllang›c›nda kendi var oluflunu ana
tanrݍayla izah etmiflti. Bu konudaki
bilme ve inanma kendini tan›mlamaya
yetmekteydi. Mitsel geliflim diye günümüze dek tafl›r›lan tan›mlama, kendi
yaflamsal formlar›n› derinlemesine insan belle¤ine yerlefltirmiflti.
Erkek egemenli¤inin devlet ç›k›flfl››
insanl›k tarihinde yeni bir
sürece geçiflflttir
Denilebilir ki insanl›¤›n en uzun binlerce y›l›n› alm›fl ideolojik formasyonu
ana tanr›ça kültürüydü. Binlerce y›lda
kazan›lanlar›n birkaç yüzy›lda ya da
biny›lda tümden afl›l›fl›n› beklemek hayal olabilirdi ancak. Öyledir ki günümüze kadar hala neolitik toplum kök
hücrelerinin yafl›yor olufluna iliflkin
tespitlerin kayna¤› da budur. Günümüzde tarihin hala yafl›yor oluflu ya da
bugünün tarihte bir yerlerde kökleflti¤ini belirtmek bundan mümkün oluyor. Ne var ki en uzun toplumsal kendini tan›mlama ve var etmede yaflanan
ve insanl›¤›n ilk devrimi olarak adland›r›lan neolitik dünyan›n bir baflka
karfl› devrimle afl›lmaya baflland›¤›d›r.
Erkek egemenli¤inin kent, askerleflme,
devlet eksenindeki ç›k›fl›, insanl›k tarihinde yeni bir sürece geçifli tan›mlamaktayd›. “‹nsanl›k tarihinde gerçekleflen bu zihniyet karfl› devrimi gerçekten
analitik zekan›n en büyük ç›k›fllar›ndan biridir; s›n›fsal akl›n geliflmesidir.
Art›k tarih, edebiyat, sanat, hukuk ve
politika bu s›n›f zihniyetiyle yeniden
SERXWEBÛN fiubat 2007
48
üretilecektir. Sümer ve M›s›r mitolojisinde bu sürecin en güçlü ve orijinal
halini görmekteyiz. Egemen sömürgen
s›n›f ideolojisi art›k bir üst toplum,
devletçi toplum olma yoluna girmifltir.
Bu yönlü at›lacak her ad›m, tüm toplum ad›na at›lacak, ona mal edilecektir. Do¤al toplumdan kalma ana-tanr›ça ideolojisi giderek sömürülerek, içeri¤inden boflalt›l›p asimile edilerek erkek-tanr›lar düzeninin hizmetine koflturulacakt›r. T›pk› kad›n›n erke¤in hizmetine -genel ve özel fahifleli¤e bafllang›ç- koflturulmas› gibi. Do¤al tüm toplumun eflit özgür üyeleri yeni kul s›n›f›na dönüflecektir. Bir Sümer efsanesi,
insanlar›n tanr›lar›n ‘d›flk›s›ndan’ yarat›ld›¤›n› söyler. Kad›n›n erke¤in kaburga kemi¤inden yarat›ld›¤›, yine ilkin
Sümer efsanesinde geçer. Sümer mitolojisi gerçekten ola¤anüstü bir baflar›
olup kendisinden sonra gelen tüm mitolojileri etkileyerek, tek tanr›l› dinlerin, edebiyat›n ve hukukun da ilk kayna¤›n› teflkil etmifltir. Destanda G›lgamefl özelli¤i, benzer bir etkiyi tüm dünya destanlar›nda yans›tm›flt›r.” (A.
Öcalan, Bir Halk› Savunmak)
Sistemlerin kaderi ideolojik kimlik
savaflfl››nda tayin edilmektedir
Toplumlar›n yeni ideolojik kimli¤i ve
toplumsal ahlak›, art›k erkek egemenli¤inin devletçi sistemi olmaya bafllam›flt›r. Ahlak ve inanç normlar› bu sisteme
göre kendisini var etmeye yönelmifltir.
Toplumlar›n ret ve kabul görme kriterleri buna göre düzenlenmifltir. Sistem
kendisini öncelikli olarak resmi kavram›yla tan›mlayarak, en büyük yerlerden icazetli dünü ve yar›n› tart›fl›lmayacak kadiri mutlak ilan ederek, insan
zihniyetinde kendisini köklefltirmeye
çal›flm›flt›r. Zihniyetler daha ana kuca¤›nda bu kültürü besin olarak almaya
zorunlulaflt›r›lm›flt›r. Buradan yapaca¤›m›z ç›karsama, ‘sistemlerin kaderi
öncelikle ideolojik kimlik savafl›nda tayin’(age) edilmektedir. Art›k dünya bu
ideolojik kimlikle kendisini ifade etme
ve varoluflunu sürdürmek evrimine çekilmifltir. Öteki ad›na ne varsa da kendinden menkul misali kald›¤› ve var oldu¤u zamana ait antikalar olarak de¤i-
flik aç›dan insanlara kavrat›lmaya bafllanm›flt›r. Zaman bir b›çak kesimi misali dünden günah ya da gerilikle damgalanarak kopar›l›p at›lm›flt›r. Dahas›,
kopar›lm›fll›¤› benimsetilmeye inand›r›lm›flt›r. Zaman kendisi olal› hiçbir süreçte bu kadar kopuk, umars›z, nereden geldi¤i belirsizli¤e düflmemifltir.
Zaman flimdide an›l›p tan›mlanmaya
dönüflmüfltür. Geçmifl zaman bir hayal
veya hiç yaflanmam›flças›na bir rüya,
belki de büyüklerin masallardaki bir
uydurmas›yd›. Öyledir ki masal ile edebiyatta tan›mlanan fley, tam da insanl›¤›n neolitik toplamsal ahlak›n›n varolufluna iliflkin bir tan› ve kan›ya çevrilmifltir. Neolitik yaflam bir masal dünyas› ve yaflayanlar› da kurgulanm›fl
kahramanlard›. Olmas› mümkün de¤ildi, çünkü masal ne de olsa bir hayal
ürünüydü.
Gerçekte bugünden bak›ld›¤›nda
bask›n ç›kan görüfl, ana eksenli komünal dünyan›n tam› tam›na bir masal oldu¤udur.
Ve masal bir anlamda komünal dünyan›n anlat›m›d›r.
O asla yaflanmam›fl ve yaflanmayacak olan.
Güzel bir masald› komünal dünya
denilecekti.
Resmiyet ve devlet hiyerarflfliik
do¤as›nda tart›flfl››lmazlardand›
Mevcut sistemin bunu böylece tan›mlamas›, onun ayn› zamanda bir
varolufl nedeni ve gerekçesiydi. O ancak böylece kendisini teklefltirebilir ve
eflsizlefltirebilirdi. Çünkü o, tanr›sal
kudretleri de yede¤ine alm›flt›. Resmiyet ve devlet, hiyerarflik do¤as›nda tart›fl›lmazlardand›. Hem de en baflta gelenlerinden. S›n›fsal analitik bilinç, alt
ve üstlerini yaratm›flt› bir kere. ‹ktidar
ile ideoloji birlikte insan dünyas›na girmiflti. ‹ktidar böylece ideolojik bir formasyon elde etmiflti. Sözler, davran›fllar, fliirler, ninniler, türküler akmal›yd›
buraya do¤ru. Çünkü burada kabul ya
da ret görme vard›. Onaylanma yeriydi.
En güzelleri deyim yerindeyse Nobel bile alabilirdi. Afl›r› egemenlik ve kullaflt›rma beraberinde afl›r› bir politizasyonu da getirmiflti. Politizasyon ve askerileflme iktidar eksenli dünyan›n vazgeçilmez meflru savunma arac›yd›
çünkü. Komünal yaflam emarelerinin
parçalan›p fosillefltirilmesi baflka türlü
olamazd›. Ve masal art›k çocuklar›n
uyku saatleri öncesi bir ninniydi.
Çünkü orada gerçekte anan›n binlerce
y›ll›k hasreti gizliydi. Masallar çocuklar›n inanmamas› için uydurulmufl uyku
ilaçlar›yd›. Böylece analar›n edebiyat›
masal diye tan›mlanarak, edebiyat
dünyas›nda da en alta itilerek, güncellefltirilmemesi için gözden düflme yoluna çoktan girmiflti.
Oysa masallar, anan›n toplumsal
ahlak› oluflturmas›nda, uyuma öncesi
çocu¤a verilen günün son saatlerinin
pedagojisiydi.
E¤er öncesizlik ve sonras›zl›k yaln›zca tanr›ya mahsussa, her fleyin bir öncesi de vard›. Ve masallar günümüzde
giderek birer fantezi tatminlerin basit
arac›na dönüfltürülen sözde bir gün-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
cellefltirmeye u¤rat›l›p, masala iliflkin
edebiyat derslerinde birkaç cümle ile
tan›mlanmaya gidilmiflse, sorulmaz m›
bunun öncesi neydi diye! Sinsice bir
h›rs›zlama ile masal ve ninniler küçüklerin denilerek nitelik düflürülüflüne u¤rat›l›yordu. Yar›n›n büyükleri diye nutuklaflan sözlerin burada unutuldu¤unu görmemek mümkün mü?
Öyleyse tez elden masallar da ele geçirilip, yeniden resmiyete kavuflturulmal›yd›. Böylece derslere nereden geldi¤i belli olmayan bir hilkat garibesi
gibi bir masal tan›m› konularak, iflin
üstü hem örtülmeye hem de sahip ç›k›lmaya çal›fl›ld›.
Masal tarihsel duruflfltta neolitik
yaflflaam›n ilk edebi anlat›m›d›r
49
yaflamlar›n›n eksenlerde çat›flt›¤›, zaman zaman birlikte, zaman zaman
bir di¤erinin bask›n oldu¤u, dahas›
kesin çizgilerle bir etkinli¤in kurulmad›¤› dönemlerin edebiyat ürünüdür. Öyküler, ideolojik kimlik olarak
mitolojik ça¤lar›n, kad›n erkek eksenli dünyan›n tabletlerdeki ilk yans›lar›d›r. Masaldan oldukça etkilenmifltir. Dahas›, masal›n yaz›l› düzene¤e geçiriliflinin bir tezahürü gibidir. K›ssadan hisseler olarak yaflanan çat›flmalardan ç›kar›lan dersler
biçiminde pedagojik donan›ma katk›lar›n› sunmaktad›r. Öykü, masal
dünyas› ile zalim dünyan›n ortak
paydas›n› kesifltirmektedir.
Devlet öldürmelerle insanl›k
tarihine girifl yapt›
Burada alt› çizilmesi gereken fleyler
var:
Masallar, tarihsel duruflta neolitik
yaflam›n ilk edebi anlat›mlar›d›r. Ve ilk
edebiyat türü olarak masal›n yerini ve
hakk›n› teslim etmek gerekir.
Ana yarat›m› masallar, edebiyat›n
en tatl›, en çocuksu ve en günahs›z
anlat›m›yd›.
Resmiyetin asla u¤rak yeri olmayan
masal, edebiyat tarihinin en sistemli
bafllang›c›n› temsil eder. Orada kovuflturmalar yoktur. Hayal ile gerçek
dün ile bugün, an ile tüm zamanlar iç
içedir. Hiçbir basmakal›p edebiyat s›n›r›na, do¤ma ve edebiyat ahkamc›l›¤›na yer yoktur. Edebiyat ad›na yap›lan tan›mlar ilk kez burada, masal›n
dünyas›nda, anan›n dünyas›nda
varolufla bafllad›. Kurgular, analizler,
karakterler, diyalektler, monolog ya
da diyaloglar her fley, hepsi ilk burada döllendi. Ana kuca¤›nda, ana anlat›m›nda. Anan›n dünyas›nda. Gerçeklerle hayaller ilk burada mola verdi. Ütopyalar ilk burada dinlendi. Masal sözlüydü. Sözle bafllam›flt›. Orada
anan›n yaratt›¤› ve yaratmak istedi¤i
dünyan›n s›rlar› keflfettiriliyor, yeni
nesillere devrediliyordu.
Öyküler, art›k masallardan yar›
resmiyete, devletin kendisini var etmeye emekledi¤i zamanlara denk düfler. Yaz›yla ilk ifade ediliflin zaman›d›r bu. Mitsel dünya, kad›n ve erkek
Zaman deli doluca akmaktad›r. Erkek eksenli dünya, insanda zalimlik ve
ayartma ad›na ne varsa ad›m ad›m
kendisini kurumlaflt›rmaktad›r. Art›k
insan hayat›na ve tarihine kahramanlar girmektedir. ‹nsanl›¤› yaratan yeni
tanr›lar, ölümsüzlü¤ü arayan k›skanç
ve kibirli tanr›lar, kent-iktidar-devletordu ve s›n›rlarla yüceli¤in k›stasland›¤› yaflamlar hile, kurnazl›k, öldürmelerle insanl›k tarihine girifl yapmaktayd›. ‹flte masallardan ç›km›fl,
öyküleri yaflam›fl destanlar yaz›lmaya
bafllanm›flt›. Yaz›n›n belki de ilk icad›
destanlard›. Bir baflka deyiflle, hiyerarflik yaflam›n ilk edebi ürünüydü.
Çünkü kahramanlar›n edebiyat›yd›.
Öylece bir tan›m biçilmiflti.
Destanlar çat›flmalar›n ve çat›flmalarda yer alan kahramanlar›n anlat›m›yd›.
Bir yan›yla erkek egemenlikli sistem
yaz›l› destanlar›yla kendisini var etmeye ve bu eksende bir toplumsal ahlak oluflturmaya bafllam›flt›. Masal
dünyas›ndan döllenmifl, öykülerle
beslenmifl destan, kent kültürüyle yetiflmifl ya da ona bulaflm›fl hiyerarflik
toplumun idollerini yaratmada zorlanm›yordu. Muhteflem ilk edebi eserler
diye, edebiyat tarihine nereden geldi¤i
belirtilmeden baflköfleye oturtulmufltu. ‹lk ve bafl oldu¤u do¤ruydu. Sümer orijininin bundaki öncüllü¤ü de
kesindi. Gerçek, t›pk› masaldaki korkulan hayal kadard›. Masallardaki
korkular, hayal, kurgu edilen zalim
kahramanlard›. ‹flte onlar gerçe¤in
destandaki yarat›l›fllar›yd›. Destanlar
yaflam kahramanlar› olarak galipleri
ifllemiflti. Yenilenler ise yenilmesi gerekenlerdi. Masal›n yarat›mlar› bir
kahraman olmad›lar hiçbir zaman.
Destanlar› hiçbir zaman yaz›lmad›.
Destanlara lay›k görülmediler çünkü.
Destanlar erkeksi olmal›yd› da ondan.
Oysa destan tad›n›, ak›fl›n›, kurgusunu k›saca tüm yetene¤ini masal dün“Resmiyetin asla u¤rak yeri
olmayan masal, edebiyat tarihinin
en sistemli bafllang›c›n› temsil eder.
Orada kovuflturmalar yoktur.
Hayal ile gerçek dün ile bugün,
an ile tüm zamanlar iç içedir.
Hiçbir basmakal›p edebiyat s›n›r›na,
do¤ma ve edebiyat ahkamc›l›¤›na
yer yoktur. Edebiyat ad›na yap›lan
tan›mlar ilk kez burada,
masal›n dünyas›nda, anan›n
dünyas›nda varolufla bafllad›”
yas›ndan alm›flt›. ‹lk kez orada anlat›mla karfl›laflm›flt›. Ve destan bu anlam›yla masal›n kent hiyerarflik dünyas›na kaç›r›l›fl›yd› ayn› zamanda.
T›pk› Sümer mitlerinin Antik Yunan’a
götürülüflü gibi. Orada devflirilifli, dönüflüme u¤rat›l›fl› gibi. Oysa yaflam›n
yarat›c›, güzellefltirici, kurtar›c› kahramanlar› belliydi. Onlar yaz›lmal›yd›.
Ya da onlar da yaz›lmal›yd›.
Anayla bafllayan anlat›m sanat›
ö¤ütlerde, ninnilerde, masallarda
edebileflirken, ayn› zamanda do¤al
toplumun ideolojik kimli¤ini de oluflturmaktayd›. Bilme ve inanma buralardan bafllayarak toplumsal ahlak›
derinli¤ine gelifltirmekteydi. Do¤al
toplumun edebi, kültürel, ideolojik
kimli¤i kendisini sözlü anlat›m›n fliirselli¤inde ikna ettirip bellekleri ve
ütopyalar› insanlara aktarmaktayd›.
Do¤al toplum ile kent devletçi toplum
aras›ndaki çeliflkiler ilk sözlü anlat›m
edebiyat›nda kendisini yans›tm›flt›.
SERXWEBÛN fiubat 2007
50
Sözler flfliiirle baflflllad›
Sözlü edebiyat ad›na yarat›l›p aktar›lanlar›n fliirsel görkemi, içermeleri de
ayr› bir özgünlü¤ü de ortaya ç›karm›flt›. fiiirin insana, do¤aya, özcesi bir
bütün yaflama dair en güzel düflünce
ve duygular› ifade ediflinin getirdi¤i be¤eni ve a¤›rl›k, onu tüm sözlü ve yaz›l›
edebiyat›n anlat›m üslubuna yay›lmas›na ve içerilmesine götürmüfltü. Ana
ö¤ütlerinde, ninnilerde bu fliirselli¤i
görmek kolayd›r. Dahas› görmekten
öte, fliirsel olmakta ve ancak öyle olurlarsa ö¤üt ve ninni tan›m›na varabilirlerdi. fiiirler do¤ayla bar›fl›k, insanla
bar›fl›k, insan›n kendi kendisi ve kendisindeki en güzel olanlarla ifade edifl
olmaktayd›. Zaten bu ayn› zamanda
do¤al toplumun ideolojik kimli¤i de¤il
miydi? Günümüzde bile insanlar fliiri
tan›mlarken en güzel duygular›, hisleri, düflünceleri dile getirme olarak belirtirlerken, bu, fliirin kök damarlar›n›n ne oldu¤unu bilmemizi de gerektirmiyor mu? Gerçekte fliiri yapan, onu
fliirsellik tan›m›na ulaflt›ran, güzelliklere dair en seçilmifl sözcükler vs olmuyor mu? Buradan yola ç›k›ld›¤›nda
fliirsel dilin do¤al toplumda beliriflinin
ilk oluflunu kan›tlamak ayr› bir konu.
Zaten öyledir de.
Burada dikkat edilmesi gereken, fliirsel dilin maddi ve zihniyet dünyas›na
iliflkin koflullar›n›n oluflumudur. Komünal yaflam›n paylafl›mc› karakteri sevgiye, aflka, kendisi olmaya dair özgünlü-
¤ünü dilde fliirle ifade edebilmektedir.
Sözler fliirle bafllam›flt›. fiiirler sözleri
anlamlaflt›rm›flt›. Ve anlam, yaflam›n
komünal içeri¤inin fliire yans›mas›yd›.
Onbinlerce y›ll›k geçmifle sahip fliirin bir ç›rp›da insan yaflam›ndan ç›kar›l›fl›n› formüle etmek, insanl›kla ilgili
umutlar›n, insanl›k geçmifliyle ilgili
belle¤in, insanl›¤›n gelece¤ine iliflkin
ütopyalar›n bitiflinin alarm zillerinin
çald›¤› insanlarca öne sürülür ancak.
Mitolojik tabletlerde görülür ki, en
de¤me krallar kendilerini ifade ederken
fliiri kullanmay›, fliirsel olmay› temel
alm›fllard›r. Daha sonraki teolojik evrelerde de ayetler fliirsel olabildi¤i kadar
etkili olabilmifllerdir. Öyledir ki denebilir ki tüm kutsal kitaplar kendi boyutunda fliirsel bir ak›fl› içermekte ve bir
yan›yla teolojik bak›fl›n insana ait tarihinin edebi ideolojik eserleri olmaktad›rlar. Yine bu kutsal kitaplarda sadece edebi dil olarak fliir de¤il, ayn› zamanda masal ve öyküler de anlat›lm›fl,
destans› kahramanlar yarat›lm›flt›r.
Gerçek yarat›m sahiplerine yeni ve
baflflk
ka adlar bulunmuflflttu
Erkek egemenlikli kent devletçi toplumun zihniyet dünyas› her ne kadar
kendi ekseninde kendi varoluflunu yaratmaya çal›flmaktaysa da kad›n› tüm
kendi edebi ideolojik kimli¤inde Havvalaflt›r›lm›fl, ayart›lm›fl olarak ›srarla konu etmifltir. Binlerce y›ll›k u¤rafl›dan
sonra kendisine uygun olan kad›n›,
kar› olarak, metres olarak, fahifle olarak vb tan›mlayarak, onu da yaratm›flt›r. Binlerce y›ll›k insanl›k geçmifliyle
paralel sevgi ve aflk kavramlar›n› da ele
geçirerek, sisteme uygun benzefltirerek, kendi edebi dilini ve argümanlar›n› da oluflturmufltur. Do¤al toplumun yarat›m› edebi dil, kültür, anlat›m
ve türleri hoyratça sahiplenerek, edebi,
kültürel, ideolojik geçmifli kendilerinden sonra bafllatmay› benimsetmifllerdir. Kent devletçi toplumun yarat›lan
olanaklar›n› da kullanarak, her fleyin
ilki, yaratan› olmay› belletmifllerdir.
Oysa bu dünyada anlat›lmas›, yaz›lmas› gereken, a¤›rl›kl› bir ço¤unluk
vard›. Onlar ne yafl›yorlard›, hayalleri
nelerdi; kimin umurundayd› ki. Resmi-
kent-devletçi toplumun zihniyeti, kendi edebi, kültürel ideolojik kimli¤ini insanl›¤a Rönesans ve ayd›nlanma olarak kavratm›flt›. Gerçek yarat›m sahiplerine yeni ve baflka adlar bulunmufltu. Karakterleri de bu adlara göre tan›mlan›yordu. Resmi görüfller ve resmi
kiflilikler, soylular, flecereliler, flural›lar
ve bural›lar, tabii ki kentliler; kentlerin
de sorunlar› vard›. Kent d›fl› olanlar,
soylu olmayanlar; resmiyetten uzak
olan yerliler, k›rsal kökenliler vs kentleri bozanlard› bunlar. Resmiyete gelmeyenler. Kul görevini bile alg›lamada
geri olanlar bir evde, bir odada sürü gibi yaflayanlar; hayvanlarla a¤açlarla,
toprakla iç içe yaflayanlar, öyledir ki
kent soylular› denmemiflti bofluna.
Asla ve hiçbir zaman kabul edilmeyen büyük bir ço¤unluk vard› kentdevletçi resmi toplumun edebi, kültürel ideolojik kimli¤inde. Her zaman büyüklerin, soylular›n lütfunun, sadakas›n›n verilmesi gereken yoksullard›
bunlar.
Bütün kötülüklerin kayna¤› da bunlard›, tüm isyanlar›n da...
Sistemin, potansiyel suçlular›n ana
kayna¤› bunlar, kent varofllar›ndakilerdi...
Sistemin edebi, kültürel ideolojik
kimli¤inde bunlar ele bakanlar, yere
bakanlar, gayri meflru ifllere koflanlar,
›slah edilmesi gerekenler, ba¤›fllanmaya muhtaç olanlar üzerinden tan›mlanm›flt›r.
Devflirmeler de örnek kiflilikler gösterilerek adaletli ve eflitlikçi görülmeye
çal›fl›lm›flt›r. Nüfusu çok olan ancak
varoluflu yok olmayla karfl› karfl›ya
olan gerçeklik...
Tüm bunlar öyle s›radan tan›mlar
de¤il kuflkusuz. Ne var ki insanl›¤›n
zihninde kavram olarak kodlanmaktan kurtulamam›fllar. Çünkü bu bir
ideolojik bak›fl›n kendisidir. Bu kötüler aras›nda bir soylu yi¤idin kurtard›¤› k›zlar da yok de¤il hani!
fiefkat ve merhamet soyluya, kentliye, devlete aittir. Sistem her taraf› kuflatm›flt›r. Ya yaln›zl›¤› seçip kendince
var olacaks›n ya da kent devletçi resmi
ideolojinin k›r›nt›s›nda yaflam›n› sürdüreceksin. Hayaller, ütopyalar bunu
dikkate almak zorundad›r. Sonuçta
yaflam bir ideolojik kimlik tercihidir.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
51
Yeni flafaklara do¤ru
“Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k.
Neye üstün gelmezdi ki, nelere katlanmazd›k ki sevdam›z. Bizimki bilinmez bir sevda de¤ildi.
Bizi da¤lara vuran, bir yerin zeytin gözleri hiç de¤ildi. Eski zaman eflk›yalar m›, hay›r, bu da de¤ildi.
Bir ana kuca¤› ar›yorduk; sisli gecelerde hasretini bir kurflun yaras› gibi sol yan›m›zda
tafl›d›¤›m›z sevdam›z, u¤runa ölümlere gitti¤imiz bir ana yüre¤iydi”
Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k. Neye üstün
gelmezdi ki, nelere katlanmazd›k ki
sevdam›z...
Bizimki bilinmez bir sevda de¤ildi.
Bizi da¤lara vuran, bir yerin zeytin gözleri hiç de¤ildi. Eski zaman eflk›yalar
m›, hay›r, bu da de¤ildi. Bir ana kuca¤› ar›yorduk; sisli gecelerde hasretini
bir kurflun yaras› gibi sol yan›m›zda
tafl›d›¤›m›z sevdam›z, u¤runa ölümlere
gitti¤imiz bir ana yüre¤iydi.
Bir asr›n son çeyre¤inde, hala atalar›m›z›n izlerini ar›yorduk. “Kürdistan halk› ve gençli¤i intikam›m›z› alacakt›r” diyen atalar›m›z›n tamamlanmam›fl vasiyetlerini gerçeklefltirmenin adanm›fllar›yd›k. “Koçgiri yenildi,
ama Kürtlükle Kürdistan davas› ilelebet yaflayacakt›r” diyen atalar›m›z›n
ruhunu flad etmek, onlar›n gayelerini
gerçeklefltirmek için kendimizi da¤lar›n yüre¤ine atm›flt›k.
Her zaman Koçgiri’yi , Dersim’i ve
bütün Kürdistan tarihini bir ayna gibi
gözlerimizin önüne tutuyorduk, her zaman tetikteydik.
1920’lerde Topal Osman çetesinin de
içinde bulundu¤u barbar sömürgeci
güçler Koçgiri’yi kuflat›r. Koçgiri direnir. Zara, Kangal, Hafik, Divri¤i, ‹mranl›, Rafahiye ve Kemah’a kadar bütün Koçgiri savafl›r, görkemli destanlar
yazar ve sonra....
Sonras›, y›llard›r intikam na¤meleri
halinde dile gelir. Kad›n, çocuk, yafll›
demeden onbinlerce insan›m›z katledilir. Ana rahminde bebeler süngülenir,
genç k›zlar ve gelinler namuslar›n›
kurtarmak için kayalardan atlar. Koçgiri yenilir, ama teslim olmaz.
Ve Koçgiri hala direniyor
Y›l 1995, aylardan Aral›k. Y›llarca direnen, ancak partimizin ç›k›fl y›llar›na
gelindi¤inde neredeyse nefesi kesilmifl,
bo¤ulmak üzereyken partimizin yetiflip
canland›rmaya bafllad›¤› ‘aslanlar diyar›’ Koçgiri eyaletindeydik. Grubumuz
k›rk kifliydi. Y›l boyunca çeflitli düzeylerde faaliyet yürütmüfl, k›fl›n bast›rmas›yla uzun bir e¤itim devresini bafllatmak üzere son haz›rl›klar›m›z› yapmaya koyulmufltuk.
Üslendi¤imiz yer köylülerin yayla
yerleriydi. Yazlar› buralar cennetin
bir parças› gibidir. Uçsuz bucaks›z
çay›rlar, her bir taraftan akan buz gibi p›narlar, çay›rlar› süsleyen rengarenk k›r çiçekleri... Yaz›n o kavurucu
s›caklar›nda serinlik, bir derin nefes
gibidir buralar. Ama mevsimlerden
k›flt›. Her taraf karla örtülüydü. Koçgiri da¤lar›, ovalar› ve zozanlar›yla
karlar›n alt›ndayd›. Ülkem boylu boyunca kara bürünmüfltü. Kar güzellikleri örtememiflti. Göz kamaflt›r›c›
bir güzelli¤i vard› co¤rafyan›n.
Köylülerin yaz›n kulland›klar› derme çatma çardaklarda kal›yorduk.
Düzenli olarak tepecilerimizi ç›kar›yor
ve nöbetimizi tutuyorduk. 27 Kas›m’›
büyük bir moralle zozanlarda kutlanm›fl, y›l›n son toplant›s›n› yapm›fl ve
k›fl kamp›m›za çekilmek için ya¤›fll›
bir günü bekliyorduk. Kamp›m›z›n
deflifre olmamas› için tedbirli olmak
zorundayd›k. Tüm arkadafllar öylesine moralliydi ki.
Kald›¤›m›z günleri coflkuyla geçiriyor,
k›fl boyunca nas›l bir e¤itim çal›flmas›
yapaca¤›m›z›n tart›flmalar›n› ve e¤itimin ön haz›rl›klar›n› yap›yorduk. Arada
bir moral geceleri düzenleyip, dondurucu so¤uklara karfl› galip gelmeye çal›fl›yorduk. Kimi arkadafllar y›llarca tiyatro
e¤itimi görmüflçesine taklit yap›yorlar-
SERXWEBÛN fiubat 2007
52
d›. Hani tan›mazsak birbirimizi, tiyatro
e¤itimi gördüklerini sanaca¤›z. Ama
iflin asl›, ço¤u arkadafl tiyatroya bile
gitmemiflti. Yaflam mücadelesinde ö¤renmifllerdi yaflam›n zorluklar›yla dalga geçmeyi. Yaflam bütün ciddiyetiyle
karfl›m›za dikilirken, biz hayallerimizle
dikiliyorduk karfl›s›na.
Yaflam bizler için bir tiyatrodan ibaretti. Zorluklar gelip çatmadan zorlu¤a
katlanmas›n› bilmeliydik. ‹flte tiyatroculu¤umuz da böyle bir ortamda geliflti. Bayan arkadafllar›n korucular›n
skecini yapmas›, herkesi gülmekten
k›r›yordu.
Ve gitme zaman›
Nihayet beklenen gün gelip çatm›flt›.
Aral›k ay›n›n son günleriydi. Sabah
saatlerinden itibaren kar›n ya¤aca¤›
neredeyse belli olmufltu. Grup komutan›m›z Rohat (Sezai Do¤an) arkadafl
sabah içtimas›nda, “arkadafllar haz›r
olsunlar her an kar ya¤abilir. Kar ya¤arsa akflama do¤ru hareket edece¤iz”
dedi. R›za arkadafl da yafl›n›n verdi¤i
tecrübeye dayanarak “ Rohat arkadafla kat›l›yorum. Bu hava kar havas›d›r,
akflama varmadan kar ya¤ar” diyerek,
bir kez daha grubun en yafll›s› unvan›n› tafl›d›¤›n› gruba hat›rlatm›fl oluyordu. Bütün arkadafllar yola ç›kman›n
heyecan›yla haz›rl›klara bafllad›k. Bir
grup yolda kullanaca¤›m›z erza¤› haz›rl›yor, gerillaya has o küçük yuvar-
lak ekmeklerden bolca pifliriyordu. Bu
arada grubumuzun moral kayna¤›
olan Hebun arkadafl “heval ben yolda
mirtoxe yemesem yürüyemem” diyerek, mirtoxe yap›lmas›n› önerdi. Her
ne kadar lojisti¤e bakan Munzur arkadafl “m›rtoxeye fazle ya¤ gider” dediyse
de Hebun inad›ndan vazgeçmeyerek
m›rtoxeyi yapmay› baflard›.
Akflama do¤ru grup bütün haz›rl›¤›n› yapm›fl, yola ç›kmaya amade olmufltu. ‹kindiden itibaren ya¤an kar
da h›z›n› artt›rm›fl, hafiften esen rüzgar›n etkisiyle izlerimizi kapatacak hale gelmiflti. Rohat arkadafl›n talimat›yla yola koyulduk. Her zamanki gibi Cemal (Adnan fi
fieeker) arkadafl –1998’de
Tokat’ta flehit düfltü– öncülük yap›yordu. Cemal arkadafl hem araziyi iyi tan›yordu, hem öncülük yapmada ustalaflm›flt›, hem de çok h›zl› bir arkadaflt›. Hemen arkas›nda Ayd›n arkadafl
vard›. Grubumuz yola ç›karken, bu
güzel zozanlardan ayr›lmam›zdan dolay› bir burukluk olsa da gidilecek yerin sevincini yafl›yorduk hepimiz.
Daha önceleri bir noktadan ayr›ld›¤›m›zda, geride arkadafllar kal›rd› ve
birbirimize ‘serkeftin’ derdik. Foto¤raf
çekerdik bir daha görüflemememin
endiflesiyle. Ama bu kaybetme korkusunu hep kendimize saklard›k, sessizlik anlat›rd› sadece. Geride kalanlar,
‘heval siz gidin, biz de ard›n›zdan prati¤e gelece¤iz’ derdi. Bu sefer öyle olmad›. Biz zaten pratikteydik. Dolay›-
s›yla geride kalan zozanlara ‘baharda
görüflmek üzere’ diyerek ayr›lmaktan
baflka yapacak bir fleyimiz yoktu. Yaklafl›k iki saat yürüdükten sonra, hiç iz
b›rakmamak için suyun içinde yürümemiz gerekiyordu.
Bir su yolculu¤u
Grubumuzun bahara sa¤lam ç›kmas› çok önemliydi. Alan yeni aç›lm›flt› ve
düflman, halk› gerilladan koparmak
için elinden geleni yap›yordu. Bir de
Koçgiri alan› Türkiye’ye aç›lan yeni bir
kap›yd›. Daha da içlere do¤ru aç›lmam›z için k›fl›n bu zemheri so¤uklar›nda
kendimizi koruyabilmemiz ve bahar›
karfl›lamam›z gerekiyordu.
Yaklafl›k üç saat suda yürümüfltük.
Bazen kimi arkadafllar kay›p düflüyor
ve boylu boyunca suyun içinde uzan›yordu, bazen tam düflece¤i s›rada bir
baflka arkadafl taraf›ndan tutulup,
son anda düflmekten kurtar›l›yordu.
Bir gülümseyifl, bir elin uzanmas›
bütün o zorluklar› unutturmaya yetiyordu. Her fleye ra¤men coflkuluyduk.
Bu so¤uk havada buz gibi suyun
içinde yürümek, tek kelimeyle büyük
irade ifliydi. So¤uk, iliklerimize kadar
ifllemiflti. Öyle anlar oluyordu ki ad›m
atamaz hale geliyorduk. Zaman zaman
sudan ç›k›p suyun k›y›s›nda, kar›n tutmad›¤› yerlerde yürüyorduk. Bu anlar
bizi biraz olsun rahatlat›yordu. Ancak
k›sa bir süre sonra flalvarlar›m›z donuyor ve tahta gibi oluyordu. Çözmek
için mecbur yine suya giriyorduk.
Bazen bir aya¤›m›z› kald›rd›¤›m›zda
tekrar suya koymak istemiyorduk.
Bütün bu zorluklar bizi sadece güldürüyordu. Yan›m›zdaki yoldafllar›n varl›¤›ndan güç al›p soluklanmadan devam ediyorduk yürüyüfle.
Grup
komutan›m›z
Rohat,
yard›mc›s› Yaser ve di¤er arkadafllar birbirlerine moral veriyor, üstün
fedakarl›klar sergiliyorlard›. Yorulan arkadafllar›n çantas›n› ve yüklerini paylafl›yor, yard›m ediyorlard›. So¤uk suya inat s›cak flakalar›m›z vard›. Munzur, grubun moral kayna¤› Hebun’a “heval, üflüdüysen biraz mirtoxe ye” diyerek
tak›l›yordu. Hebun da alt›nda kalacak de¤ildi ya, “heval, Ankara ha-
fiubat 2007 SERXWEBÛN
vas›ndan biraz çal da ›s›nay›m” diyordu. Munzur arkadafl Polatl›’n›n sürgün Kürtlerin oldu¤u için, Hebun, ara
s›ra böyle espriler yaparak tak›l›yordu.
Ve Gürlevik da¤›na t›rmanmaya
bafllad›k. Sudan ç›kt›¤›m›zdan dolay›
elbiselerimiz but tutmufl, neredeyse
ad›m atam›yorduk. Da¤›n yamac›ndan yürüdü¤ümüz için yürüyüfl çok
daha zorlu oluyordu. Da¤›n yamac›ndan kaymam›z halinde solu¤u ancak
en afla¤›larda soluksuz alabilirdik.
Yürürken afla¤›lara bakmamaya çal›fl›yorduk. Önde yürüyen Cemal arkadafl kürekle ayak yerleri açarak ilerliyor, biz de O’nun ayak izlerini takip
ederek ve birbirimize tutunarak ilerliyorduk. Uzun ve zorlu bir yürüyüflten
sonra, mola verebilece¤imiz yere geldik. Alt taraf›m›zda a¤açl›k bir yer
vard›. Yaser, Aslan ve Özgür arkadafllar a¤açl›k yerden odun getirmek için
afla¤›ya indiler. Çok geçmeden, yetecek kadar odunla geri döndüler. A¤açlar ›slakt›, atefli yakmak için baya¤›
çaba sarfettik. Sab›rs›zl›kla ateflin
yanmas›n› bekliyorduk. Atefl yanar
yanmaz demli¤imizi koymay› ihmal etmedik. Bu yorgunlu¤un üzerine en iyi
bir bardak s›cak çay giderdi. Kara elmas gibi parlayan demli¤imizde kaynat›lan çay› yudumlarken hem içimiz
›s›n›yor hem de barda¤› kavrad›¤› için
elimiz ›s›n›yordu.
Yola devam etme zaman› gelmiflti.
Çantalar›m›z› s›rt›m›za al›p düfltük
yola.
Gece karanl›k, gece so¤uk ve gece
buz kesilmiflti. Ama yolumuz ayd›nl›k,
yüre¤imiz s›cakt›. Herkesin birbirine
uzatt›¤› s›cak el bütün yorgunlu¤u al›p
götürmeye yetiyordu.
Kamp yerine ulaflma
Sabaha do¤ru kamp yerimizin alt taraf›na ulaflt›k. Yine bir yaylan›n kar alt›nda kalm›fl güzelli¤ine konuk olmufltuk. Yine bahar› karfl›lamak için s›cak
yerlere göç eden zozanvarilerin çardaklar›ndayd›k. Ancak kalmam›z do¤ru olmazd›. Orada kalmak demek,
grubun imhas›na aç›k kap› b›rakmak
demekti. Oraya ulaflt›ktan sonra her
gün bir manga kamp yerine yerlefltik.
Bulundu¤umuz yer, Gürlevik da¤›n›n
53
yamac›nda stratejik bir yerdi. Kamp›m›z çam a¤açlar›yla kapl›yd›. Güneyi
kayal›k, hatta uçurumdu. Düflman›n
oradan gelmesi mümkün de¤ildi. Ancak havadan indirme yapabilirdi. Zaten bir mangal›k gücümüz daimi tepede kal›yordu.
Bulundu¤umuz yerin bat›s›nda, Hafik’in köyleri vard›. Güneyinde ise Zara’n›n köyleri. Tam zirveye ç›k›ld›¤›nda
Sivas’a kadar genifl bir alan› görebilmek mümkündü.
Kampa yerlefltikten sonra k›fl boyu
görece¤imiz e¤itime bafllad›k. Gerek
yönetim, gerekse yap›m›z›n sürekli
üzerinde durdu¤u konu grubun ve
alan›n önemiydi. Bunun için güvenli¤e
özel önem veriyorduk.
28 Aral›k 1995 gecesiydi. Nöbetçiler
alt taraf›m›zda bulunan köye on bir
araba geldi¤ini bildirdiler. Bütün
olas›l›klar› de¤erlendirmek ve tedbirimizi almak zorundayd›k. Bir yerlerde
operasyon oldu¤u gündüz yaflanan
hareketlilikten anlafl›l›yordu. Bizi gö-
mak demek, aç›k ve elveriflsiz flartlarda
çat›flmaya girmek demekti. Bunun için
fazla hareket etmeden düflman› takip
etmek, çat›flma kaç›n›lmaz olursa çat›flmaya girmek, en do¤rusuydu.
Ö¤le saatlerine kadar düflman görünürlerde yoktu. Telsizden anlad›¤›m›z
kadar›yla, alt taraf›m›zda bulunan ormanl›k alanda operasyon yap›l›yordu.
Söz konusu yer, bizden epey uzaktayd›. Saat bire do¤ru telsizden “operasyonu üst taraftaki ormanl›k alana
kayd›r›n” komutu verildi. Çok geçmeden skorskiler görünmeye bafllad›lar.
Biz de bir grup orman›n içinde muhtemel s›zmalara karfl› mevzilenirken, geriye kalan güç tepede uygun tarzda
mevzilendik. Düflman bulundu¤umuz
yere do¤ru karadan ilerlemeye çal›fl›rken, bir yandan da skorskiler yolun alt
taraf›na indirme yap›yordu. Ormanl›k
alandan gelmeyi göze almam›fl olacaklar ki, aç›k alandan geliyorlard›. Eller
tetikte, nefesler adeta tutulmufl, düflman bekleniyordu.
“A¤açlar ›slakt›, atefli yakmak için baya¤› çaba sarfettik.
Sab›rs›zl›kla ateflin yanmas›n› bekliyorduk. Atefl yanar yanmaz
demli¤imizi koymay› ihmal etmedik. Bu yorgunlu¤un üzerine en iyi bir
bardak s›cak çay giderdi. Kara elmas gibi parlayan demli¤imizde
kaynat›lan çay› yudumlarken hem içimiz ›s›n›yor
hem de barda¤› kavrad›¤› için elimiz ›s›n›yordu”
ren olmam›flt›. Genel bir operasyona
da benzemiyordu.
Bütün kap›lar ihanete ç›k›yordu.
Ama kim? Buras› meçhuldu, en az›ndan o zaman için. Sonradan ö¤renecektik Malatya alan›ndan gelen üç kiflilik birimin düflman›n eline sa¤
geçti¤ini, iki arkadafl›n direndi¤i için
infaz edildi¤ini, kalan›n da ihaneti
kabul edip, kamp›n yerini söyledi¤ini.
Sabah›n erken saatlerinde Rohat
arkadafl›n talimat›yla Cemal, Ayd›n ve
Hüseyin arkadafllar keflfe ç›kt›lar. Çok
geçmeden geri döndüler. Düflman›n ileri gözcülerini gördüklerini ve operasyon oldu¤unu belirttiler. Bulundu¤umuz
noktay› terk edecek durumda de¤ildik.
En az›ndan gündüz hareket etmemiz
do¤ru olmayacakt›. Noktam›zdan ayr›l-
Düflman uzaktan tepeyi havanlarla
vuruyor, uzun menzilli makinal› tüfeklerle tarama yap›yordu. Maksat yerimizi deflifre etmekti. Bunun bir taktik
oldu¤unu biliyorduk. Zaman› lehimize
çevirmek için mevzilerimizde hareketsiz bekliyorduk. Düflman gittikçe
yaklafl›yordu. Bir komutan›n askerlere
‘haydi aslanlar›m ilerleyin, birkaç kiflidirler. Hepsini gebertece¤iz” dedi¤ini
duyuyorduk. Bu tür sözlerle askerleri
ilerletmeye çal›fl›yordu.
Çok yak›n›m›za geldiklerinde Rohat
arkadafl›n ilk atefliyle, Cemal, Piro, Ayten ve Melsa arkadafllar ayn› anda taramaya bafllad›lar. Çat›flma bafllam›flt›. Ortal›k bir anda savafl alan›na dönmüfltü. ‹lk sald›r›da darbe yiyen düflman geri çekilmek zorunda kalm›flt›.
SERXWEBÛN fiubat 2007
54
Geri çekilen askerler uzaktan atefl ediyorlard›. Çat›flma olanca h›z›yla akflama kadar devam etti. Karanl›¤›n çökmesiyle silah sesleri azalmaya bafllad›.
Ve Munzurumuz
Hepimiz bir araya topland›k. Kayb›m›z yoktu. ‹ki arkadafl yaralanm›flt›,
onlar da a¤›r yaral› de¤ildi. H›zl› bir
flekilde alandan uzaklaflacakt›k. Ancak s›¤›naktan baz› zaruri ihtiyaçlar›m›z› almam›z gerekiyordu. Munzur,
Cemal, fievger, Müslüm ve Hüseyin
arkadafllar ormanda bulunan depoya
gittiler. Yar›m saat sonra geri döndüler. Tepeye ulaflmalar›na 20-30 metre
kala bir top mermisi depodan gelen
arkadafllar›n aras›na düfltü. Düflman
termal kameralarla tepeyi izliyordu.
Hareketlili¤i fark edince tank at›fl yapm›flt›. Munzur arkadafl diz kapaklar›ndan ve gö¤sünden a¤›r yaralanm›flt›. Di¤er arkadafllar›n yard›m›yla tepeye ulaflt›r›lan Munzur arkadafl›n durum iyi de¤ildi. B›rakal›m yürümesini
zar zor nefes al›yordu. Bütün müda-
halelere ra¤men elimizden bir fley gelmiyordu. Göz göre göre flehit düflüyordu Munzur arkadafl. Öylesine çaresizdik ki, öylesine parçalanm›fl, öylesine
sessizli¤e gömülmüfltü ki yüre¤imiz.
Sadece Munzur diyerek at›yordu.
Munzur ald›¤›m›z nefes olmufltu.
Munzur sar›ld›¤›m›z yan›m›z oluyordu, isyan oluyordu.
Munzur arkadafl bütün gücünü toplayarak Rohat arkadafla, “heval siz niye gitmiyorsunuz, grubu düflman›n
çemberinden kurtarman›z gerekiyor”
diyordu. O’nu orada b›rak›p gidemezdik. Orada kalmak tüm grubun imhas›
olacakt›, gidilmesi gerekiyordu uzaklara, ama insan yüre¤ini ard›nda b›rak›p
nas›l gidebilirdi ki uzaklara.
Grubun gitmesi için en çok ›srar
eden Munzur arkadaflt›. O’nu b›rak›p
gidebilecek gücü bulam›yorduk kendimizde. Neden böylesi anlarda sadece iki ac› seçenek yaln›z oluyordu.
Neden bir üçüncü yolu olmuyordu çözümlerin. Munzur arkadafl›n gittikçe
gücü tükeniyordu. Munzur arkadafl
en onurlu tavr› gösteriyordu. Bir
tabanca b›rak›p gitmemiz için durmadan ›srar ediyordu. “Siz burada kalmakla suç iflliyorsunuz, duygusal
davranmak gibi bir hakka sahip de¤ilsiniz. Savaflt›r, kural›na uyman›z
gerekir” diyordu.
Savafl›n kurallar› ac›lara aç›l›yordu.
Gitmek, ama Munzur olmadan. Munzur arkadafl› bir battaniyeye sar›p s›¤›na¤a koyduk. Yan›na bir de tabanca
b›rak›p, iyice kamuflaj›n› yapt›ktan
sonra yüre¤imizi orada b›rakarak
ayr›ld›k.
Bizler, Koçgiri’de atalar›m›z›n izlerini
ar›yorduk. Koçgiri’nin direnifl gelene¤ini devam ettiriyorduk. Nuri Dersimiler,
Aliflerler gün geçtikçe ço¤al›yordu.
Ayr›ld›¤›m›z noktada yüre¤imizin bir
parças›n› b›rak›p yeni flafaklara do¤ru
yola ç›kt›k. Yine ‘serkeftin’ olmufltu
son sözümüz. Biraz ilerledikten sonra
bir tek kurflun sesi delip geçti
yüre¤imizi.
Bir y›ld›z Gürlevik da¤›na kayd›
bir da¤ Gürlevik’in imdad›na yetiflti
Munzur Gürlevikleflti
bak gülüm
öfkeyle yo¤rulduysa
ac›lar›m›z
s›¤m›yorsa kab›m›za
ve öfkeli oldu¤umuz halde
seviyorsak yaflam›
bil ki gelecek günler içindir
ve seninle gülüm
ayr›lm›flsak birbirimizden
hiç ayr›lmam›flças›na
bil ki daha iyi
sulamak içindir sevdam›z›
bekle sevdi¤im
bekle flafa¤›
tan yeli k›z›ll›¤›yla koflaca¤›m
sana ve halk›ma
fi. fiahin
fiubat 2007 SERXWEBÛN
55
Güneflin do¤ufluyla al›r›z selam›n›
Biliyoruz ki att›¤›m›z her sloganda, sesleriyle sesimizi gürlefltirirler, yürüyüfllerimizde yan›bafl›m›zda
“B
yürürler kararl› ad›mlarla, ellerimiz zafer iflaretleriyle havaya kalkarken, onlar da umutla kald›r›rlar
ellerini, miting alanlar›na bizden önce var›p, bizden sonra ayr›l›rlar. Göremezsek bile onlar›, hissederiz.
Güneflin s›cakl›¤›yla, zamans›z rüzgarlarla, ya¤mur damlalar›yla al›r›z selamlar›n›.
Bir umut dalgas› olur her selam ”
Ad›, soyad›: fifieefik ÇEL‹K
Kod ad›: fifieemdin AMED
Do¤um yeri ve tarihi: Dadina
Varto, 1954
Mücadeleye kat›l›m tarihi: 1978
fiehadet tarihi ve yeri: 3 Mart 1986
Dodan da¤›/Kozluk
Her halk geçmiflini sahiplenerek,
onurlu bir halk olman›n de¤erlerini
yaratan flehitlerini ölümsüzlefltirerek,
an›lar›n›n takipçisi olarak dünyadaki
onurlu yerini ancak alabilir. Aksi takdirde bin bir emek, çaba ve kahramanl›kla de¤er yaratan, ilmek ilmek gelece¤i dokuyan ve çocuklar›m›za, bizlere
özgür bir gelecek yaratmak u¤runa
destans› kahramanl›klar sergileyen flehitleri unutmak kendine yabanc›laflmay› getirir ki, bu da yarat›lan tüm de¤erlerin heba edilmesi, kendini inkar
ve ihanet olur.
E¤er bugün hala nefes alabiliyorsak, her fleye ra¤men hala dimdik
ayakta durabiliyorsak, hala avaz›m›z
ç›kt›¤› kadar biz de var›z diye hayk›rabiliyorsak, yokluklar›n›n ac›s›n› umutlar›m›zla sa¤altabiliyorsak onlar›
unutmad›¤›m›zdand›r. Ne y›llar ac›lar›m›z› hafifletti, özlemin f›rt›nas›n› dindirdi, ne mesafeler hayallerini siliklefltirdi. Bak›fllar› y›llara meydan okuyor,
ve hala ›fl›l ›fl›l.
Halk›m›z bugün de büyük bir kararl›l›kla soylu mücadele geçmiflinden
ve flehitlerinden güç alarak özgürlük
mücadelesini devam ettirmektedir.
Tüm de¤erlerimizin yarat›c›s› ve bileflkesi Baflkan Apo önderli¤inde ulusla-
raras› komplolara, içten ve d›fltan dayat›lan her türlü tasfiye giriflimlerine
ra¤men büyük bir coflku ve azimle direnmektedir. Biz halk olarak bu gücümüzü ve yenilmezli¤imizi, flanl› mücadele tarihimizden ve flehitlerimizden
almaktay›z. Biliyoruz ki att›¤›m›z her
sloganda, sesleriyle sesimizi gürlefltirirler, yürüyüfllerimizde yan›bafl›m›zda yürürler kararl› ad›mlarla, kollar›m›z zafer iflaretleriyle havaya kalkarken, onlar da umutla kald›r›rlar kollar›n›, miting alanlar›na bizden önce
var›p, bizden sonra ayr›l›rlar. Göremezsek bile onlar›, hissederiz.
Güneflin s›cakl›¤›yla, zamans›z
rüzgarlarla, ya¤mur damlalar›yla
al›r›z selamlar›n›.
Bir umut dalgas› olur her selam.
PKK hareketinin ilk ortaya
ç›kt›¤› koflullar›, o
dönemdeki imkans›zl›klar ortam›nda
büyük
emek kahramanl›¤›n›, soylu direniflleri, her koflul
alt›nda ideolojik
çizgiden taviz vermeyen kararl› durufllar› ö¤renmeden, bilmeden bugünü anlayamay›z. ‹lk flehitleri
sürekli hat›rlamak, anmak ve onlar›n
mücadele yaflamlar›n› örnek almak,
mücadele azmimizi, kararl›l›¤›m›z›
fieemdin
daha da bileyecektir. fiehit fi
yoldafl da bu kahramanlardan bir
tanesidir.
fiemdin yoldafl 1954 y›l›nda Varto’nun Dadina köyünde yurtsever bir
ailenin ilk çocu¤u olarak dünyaya geldi. ‹lkokulu köyde orta ve liseyi Varto’da okudu. Okulu bitirdikten sonra
metropollerin yolunu tutar. Tabii bura-
SERXWEBÛN fiubat 2007
56
da eflitsizlikleri görür, yürekli gençleri
tan›r, bir fleyler yapmak ister, ama bunu kendi topraklar›nda yapmas› gererik. Ve 1977 y›l›nda tekrar köyüne döner. Art›k sabahlar› puslu de¤ildir hava. Daha rahat ve huzurlu uyan›yordur
kaç zamand›r. Ne yapaca¤›na karar
vermifl olman›n huzurudur bu. ‹mkans›zl›klardan umutlar yaratan yürekli
gençlere arkadafl olacakt›r. Ve 1978 y›l›nda Apocular›n saf›ndaki yerini al›r.
Ve yaflam anlam›na kavuflmuflur
O’nun için. Silahlar› inanç dolu yürekleri olan bu gençlerle birlikte mücadele
etmek, onlarla arkadafl olmak en
büyük gurur kayna¤› olur.
fiemdin arkadafl, 12 Eylül öncesinde Mufl, Varto, Bulan›k alan›nda devrimci faaliyet yürütür. 12 Eylül darbesine karfl› ayn› alanda bir y›ldan fazla
çal›flmalar›na devam eder. Daha sonra e¤itim amac›yla parti taraf›ndan
yurtd›fl›na ç›kar›l›r. Lübnan-Filistin
alan›nda partimizin yürüttü¤ü e¤itim
faaliyeti içinde yerin al›r. Bu e¤itimlerde daha da yetkinleflir. Nerede olursa
olsun haks›zl›klara karfl› mücadele
edecektir. Ezilen halklar›n yan›nda
saf tutacakt›r.
1982 Haziran›’nda ‹srail’in Lübnan’› iflgaline karfl› savafl›r ve esir
düfler. ‹ki y›l boyunca kald›¤› esaret
döneminde, baflta Sabri Gözübüyük
yoldafl olmak üzere di¤er yoldafllar›yla
birlikte siyonizme karfl› yi¤itçe direnir.
Ensar esaret kamp›nda siyonizme
karfl› direniflin öncüleri ve siyonizmi
ç›ld›rtanlar aras›nda yerini al›r. Kendi-
“1982 Haziran’›nda ‹srail’in Lübnan’› iflgaline karfl› savaflt› ve esir
düfltü. ‹ki y›l boyunca kald›¤› esaret döneminde, baflta Sabri Gözübüyük
yoldafl olmak üzere di¤er yoldafllar›yla birlikte siyonizme karfl› yi¤itçe
direndi. Ensar esaret kamp›nda siyonizme karfl› direniflin öncüleri
ve siyonizmi ç›ld›rtanlar aras›nda yer ald›”
si, daha sonra bu iflgali ve mücadelelerini flöyle dile getirir:
“3 Haziran 1982 akflam› idi. Saydanin Sike Hadit mahallesindeki kampta
bulunan biz bir grup PKK’li, radyodan
akflam haberlerini dinliyorduk. ‘‹srail’in Londra Büyükelçisi’nin kafas›ndan vurularak a¤›r yaraland›¤›n›’ söylüyordu BBC’nin haber bültenleri. K›sa bir süre sonra yan›m›za gelen Filistinli komutan da bize ayn› haberi iletti ve hemen intiflara (araziye) ç›kaca¤›m›z› söyledi. Bizler silahlar›m›zla birlikte battaniye vb ihtiyaçlar›m›z› alarak araziye da¤›ld›k. O geceyi portakal
bahçeleri içinde geçirdik. Ertesi gün
sabah kahvalt›s›ndan sonra tekrar
mevzilerimize çekildik.
Ö¤le saatlerinde aniden uçak sesleri gelmeye bafllad›. Ve sesle birlikte
bombalama da bafllad›. Yani 3 Haziran
1982’de hava sald›r›s›yla iflgal bafllam›fl oldu. Üç gün geceli gündüzlü
askeri sivil demeksizin hedefler bombaland›. Bütün bu olaylar geliflirken
bizim de aralar›nda bulundu¤umuz
Filistinli grubun yapabilece¤i hiçbir
fley yoktu. Bombalamalar öylesine
vahflice yap›l›yordu ki, özellikle bizim
bulundu¤umuz alanda adeta toprak
yan›yordu.
Portakal a¤açlar› alt›ndaki mevzilerimizden uçaklar›n dal›fllar›n› duyar
duymaz, hemen yer de¤ifltiriyorduk.
Hemen ard›ndan dal›fl yapan uçaklar
yakarcas›na oray› bombal›yordu. Üç
gün boyunca adeta kapt› kaçt› misali
mücadele ederek baflka bir alana tafl›nd›k.
‹srail siyonistleri, 6 Haziran’da denizden ç›kartma, irtibat› kesmek amac›yla da önemli noktalara helikopterlerle indirme yapm›flt›. Düflman sald›r›s› tüm canavarl›¤›yla sürüyordu.
Ay›n yedisinde gündüz saat 13’te haberleri dinlemek üzere tüm yoldafllar
bir araya gelip oturduk. Kald›¤›m›z yer
bahçelik bir yerdi. Yaln›zca bir arkadafl›m›z Filistinlilerle beraber devriyeye
ç›km›flt›. Haberler biter bitmez hepimiz yerlerimize geçmifltik. Aradan befl
dakika bile geçmeden radyo dinledi¤imiz noktaya bir havan topu düfltü.
Mevzilendi¤imiz yerler bu noktaya yak›n oldu¤u için havan›n düflmesiyle
birlikte toz duman içinde kald›k. Biraz
sonra benden biraz ileride bulunan
Zeki arkadafl seslenerek yaraland›¤›n›
bildirdi. Hemen yan›na gittim. Yerde
yat›yordu. Düflen havan topunun bir
parças› aya¤›na isabet ederek kocaman bir yara açm›flt›. Yaradan tek bir
damla kan akm›yordu.
Zeki yoldafl partiye, devrime ve sosyalizme olan görkemli inanc›yla ‘yaflas›n proletarya enternasyonalizmi, yaflas›n halk›m›z›n flanl› önderi PKK, yaflas›n Filistin halk›n›n devrimci direnifli, kahrolsun siyonizm, emperyalizm
ve sömürgeci faflist Türk devleti’ sloganlar›n› hayk›r›yordu.
Bu arada di¤er arkadafllar da yan›m›za geldiler. Tercüman arkadafl hemen komutan›n yan›na giderek, sarg›
fiubat 2007 SERXWEBÛN
bezi getirmesini ve ambulans ça¤›rmas›n› istedi. Biz iki arkadaflla Zeki
yoldafl› merdivenlerden afla¤›ya tafl›yarak kamp›n önünde ambulans› beklemeye bafllad›k. Bu arada siyonist
rejim tüm fliddetiyle karadan, havadan ve denizden bomba ya¤d›r›yordu.
fiehir toz duman ve alevler içinde kalm›flt›. Vahflice sald›r›lar durmak bilmiyordu. Ambulans› bekledi¤imiz s›rada da siyonist uçaklar› üstümüzde
sinekler gibi dolafl›yor, sa¤›m›zdaki
solumuzdaki binalar› bombal›yor evleri uçuruyorlard›. Yar›m saat kadar
sonra ambulans geldi. Yan›na Arapça
bilen bir arkadafl› vererek iki yoldafl›
hastaneye gönderdik. Ambulans›n ayr›lmas›ndan hemen sonra komutan›n
emri üzerine Filistinli savaflç›larla birlikte hepimiz o alan› terk ettik. Tek s›ra halinde ve 5-6 metre aral›klarla
bahçeden ayr›larak flehir merkezindeki cephe bürosuna gittik.
Burada yar›m saat kald›ktan sonra,
düflman›n hastaneye sald›rd›¤› haberi
üzerine hastaneyi savunmak üzere
oraya gitmemiz talimat› verildi. Yine
tek s›ra halinde cephenin hastanesine
gitmeye bafllad›k. Ancak bu arada baz›
Filistinli askerlerin silahlar›n› b›rakarak kaçt›klar›n› üzüntüyle fark ettik.
Bunlar flüphesiz ki davalar›na inançlar› kalmam›fl, kendi halk›n›n içinde
bulundu¤u o duruma ra¤men kendi
sefil yaflant›lar›n› kurtarmaktan baflka
fley düflünmeyecek kadar ruhsuzlaflm›fl yarat›klard›.
Haziran›n 7’sinden itibaren düflman, flehrin baz› kenar mahallelerini
iflgal etmeye bafllam›flt›. Ve bu tarihten
itibaren düflman askerleri ile do¤rudan karfl› karfl›ya gelerek savaflmaya
bafllad›k. fiehirdeki bu direnmeler
ay›n 11’ine kadar devam etti. Ay›n
11’inde sabah Filistin mülteci kamp›
olan Ayn-el Helve siyonist güçlerce sa-
57
atlerce bombaland›ktan sonra, bu son
direnme merkezi de ortadan kald›r›ld›.
Ö¤leden sonra flehir bütünüyle düflman›n eline geçti.
Ay›n 9’unda flehir savunmas› s›ras›nda bir arkadafl›m›z daha uçak sald›r›s›nda yaralanm›flt›. Böylece flehrin
tamam› düflmesine kadar 5 kiflilik
PKK grubundan iki yaral› verilmiflti.
Savafl›n son gününe kadar en ön saflarda savaflarak proletarya enternasyonalizmine, halk›m›za ve partimize
lay›k olmaya çal›flt›k. 1984 bahar›nda
esareti y›rt›p ç›karak parti çal›flmalar›na tekrar kat›ld›m.”
Böyle dile getiriyordu fiefik yoldafl
yaflad›klar›n›.
‹ki y›ll›k esaret daha bir sab›rs›zlaflt›rm›flt› yüre¤ini. Bir an önce gitmek
istiyordu ülkeye. Öylesine özlemiflti ki
ülke topraklar›n›. Hani kanatlar› olsa
Kürdistan da¤lar›na ulafl›ncaya kadar
uçacakt› durmadan. Keflke teknoloji
daha fazla ilerlemifl olsayd› da kendisini hemen ülke topraklar›na ›fl›nlayabilseydi. Yüre¤inin s›las›na söz geçiremiyordu çünkü.
En çok ülkenin özlemi a¤›r basm›flt›, en çok ülke hayaline sar›larak
gö¤üs germiflti o zorluklara ve
yoldafllar›na kavuflma özlemi. En çok
kendi topraklar›na gitmek için söz veriyordu sessizce. Kürdistan da¤lar›nda
gerilla olmak; bunu düflünmek bile sol
yan›n› k›p›r k›p›r ediyordu.
Geçmifl an›lar›n› ve gelecek umutlar›n› anlat›rlard› birbirlerine sohbetlerde. Hiçbir imkans›zl›k, zorluk, iflkence
hayallerini alamayacakt›, bir yang›n
seli olan özlemlerini dindiremeyecekti.
‹flte bundand› ç›kar ç›kmaz ülke
topraklar›na gitmek için dayatmas›n›n
sebebi. Orada bir nefes olmak, orada
güneflin do¤uflunu seyretmek, da¤lar›
arfl›nlamak istiyordu. Dolunay›n ayd›nlatt›¤› gecelerde devinimleri izleye-
“ Dolunay›n ayd›nlatt›¤› gecelerde devinimleri
izleyecek, katran karas› gecelerde yürüyecekti silah› omzunda.
Usulca kap›lar› çalacak, insanlar›na mücadeleyi anlatacak, sonra iz
b›rakmadan mesken eyledi¤i mekanlara do¤ru yol alacakt›. Mevsimleri
yaflayacakt› kendi da¤lar›nda dolu dolu. Kendi ülkesinin gö¤ünün
ya¤murlar›yla ›slanacak, günefliyle içini ›s›tacakt› ”
cek, katran karas› gecelerde yürüyecekti silah› omzunda. Usulca kap›lar›
çalacak, insanlar›na mücadeleyi anlatacak, sonra iz b›rakmadan mesken
eyledi¤i mekanlara do¤ru tekrar yol
alacakt›. Mevsimleri yaflayacakt› kendi
da¤lar›nda dolu dolu. Kendi ülkesinin
ya¤murlar›yla ›slanacak, günefliyle
içini ›s›tacakt›. Da¤larda yaflanacaklar› km’lerce uzakta, bambaflka bir
co¤rafyada hayal etmek bile heyecanlanmas›, sab›rs›zl›¤› için yetiyordu.
‹flte bundand› gitme ›srar›.
Ülkeye gitmek...
Ve 1985 bahar›nda ›srarl› önerisi
sonucunda ülkeye geçecek gruplar›n
içinde yerini ald›. Hayallerine bir ad›m
yak›nlaflm›flt›. Gözleri parl›yordu,
mecras›na s›¤mayan bir nehir gibiydi.
Hani yapabilse bir solukta geçecekti
bütün mesafeleri.
Az gitmedi uz gitti, düz gitmedi,
nehirleri aflarak, tepelerden, yamaçlardan yürüyerek gitti. Ülke topraklar›na ulaflt›¤›nda bile özlemi hala
bütün dirili¤iyle orta yerindeydi yüre¤inin. Topraklar›ndayd›, ama hala
özlemi bütün yak›c›l›¤›yla sürüyordu.
Bu öyle kolay kolay bitecek bir özlem
de de¤ildi.
Coflkusunu, kararl›l›¤›n›, azmini
yaflam›n›n her an›nda görmek mümkündü. Çünkü hayat› mücadeleydi
O’nun.
Bir y›l süreyle Eruh, fiirvan, Kozluk,
Kurtalan alanlar›nda devrimci faaliyet
yürüttü. Ve büyük bir cesaretle savaflt›. Yürekli yoldafllar›yla birlikte.
Çok say›da eylemde en ön saflarda
yerini ald›. Baflar›l› pratiklere damgas›n› vurdu.
Halk›m›z›n bu büyük önderi ve partimizin militan›, 3 Mart 1986’da faaliyet yürüttü¤ü Garzan alan›nda, iki
yoldafl›yla birlikte girdikleri çat›flmada
kahramanca direnerek flehitler kervan›na kat›ld›lar.
fiehadetinizin 20. y›ldönümüne giriyoruz, biz unutmad›k sizleri, hayallerinizi hayallerimize ekledik, umutlar›n›z› umutlar›m›z bildik ve yürümeye,
mücadele etmeye devam ediyoruz.
An›n›z mücadelemize her zaman
önder olacakt›r.
Mücadele arkadaflflllar›
SERXWEBÛN fiubat 2007
58
b i r ö z g ü r l ü k t ü r k ü sü
“Çok sevmifllerdi yoldafllar› O’nu. O da çok sevmiflti bütün yoldafllar›n›.
Bulundu¤u alanlarda durufluyla örnek bir militand›. Hem yaflamda, hem savaflta en
ön saflarda yerini ald›. Özgür yar›nlara karfl› sonsuz umutlar› vard›. Zorluklar umudunu
daha da büyütüyordu. Yar›nlar da¤lardaki bu yaflamla, buradaki mücadeleyle yeflerecekti,
bunu bütün yüre¤iyle hissediyordu. Bunun için de yaflama sonsuz bir tutkuyla sar›lm›flt›”
fiA
AH‹N
Ad›, soyad›: Veysel fi
Kod ad›: Xelil XORTO
Do¤um yeri ve tarihi: Kistikli
köyü/Elbistan, 4 May›s 1976
Mücadeleye kat›l›m tarihi:
1996, Almanya
fiehehadet tarihi ve yeri: Eylül
1999, Çemçe/Serhat eyaleti
Kürdistan’›n ça¤dafl tarihi, özgürlük ve demokrasi flehitlerimizin can›
ve kan› pahas›na verdikleri mücadeleyle oluflmufltur. E¤er böyle bir tarihten söz ediliyorsa, bu, flehitlerimizin yaratt›¤› de¤erlerle ba¤lant›l›d›r.
Halklar›n zulümlere ve katliamlara
karfl› nas›l direnerek varl›klar›n› devam ettirdikleri, bu u¤urda en de¤erli varl›klar›n› nas›l bedel olarak ödedikleri biliniyor. Bu u¤urda en fazla
bedel ödeyen halklardan birisi de
Kürt halk›d›r. Kürt halk›n›n tarihi
hiçbir karfl›l›k beklemeden varl›¤›n›
halklar›n özgürlü¤üne, insanca yaflama adayan yürekli gençlerle doludur.
Özgürlük ve eflitlik tohumlar›n› ekmek, ama ard›ndan bundan mahrum
kalmak, bütün halklar için zor bir
durumdur. Kürt halk› da hep bunun
ac›s›yla, aray›flla, özlemiyle yaflad›.
Bunun içindir ki tarihinin hiçbir döneminde özgürlük ve eflitlik ideallerinden vazgeçmedi. Bunun için ne gerekiyorsa fazlas›yla yapt›.
Her ne pahas›na olursa olsun varl›¤›n›, kültürünü, dilini, de¤erlerini
koruyacakt›. Bunun için da¤lara s›¤›nd›. Bütün tarihi boyunca da¤lard›
dostlar›. Herkes s›rt çevirmifl, bölüp
parçalama, yok etme aray›fl›, çabas›
içindeyken, da¤lar, varl›k mücadelelerinde kucak açm›flt› Kürtlere, söz
verip dönmeyecekti
sözünden, elini verip
ihanet etmeyecekti
onlara. Da¤lar hep
dostu olmufltu ve
dostu olarak kalacakt› Kürtlerin.
Da¤larda, di¤erlerinin kurdu¤u uygarl›ktan farkl› bir
uygarl›kla, insanca
de¤erlere sar›larak
varl›¤›n› 20. yüzy›la
kadar tafl›mas›n› bildi. Fakat uçurumun
kenar›ndayd› yine.
Y›llarca yaflanan isyanlar, ayaklanmalar, sonuç vermemifl,
önderleri en yak›nlar› taraf›ndan ihanete u¤ram›fl ve yenilmifllerdi. Katledilebilen katledilmifl,
yüzbinlercesi sürgünlere gönderilmiflti. Kürdistan’da b›rak›lanlar ise k›l›ç
art›klar›yd›. Onlar›
da asimilasyon politikalar›yla eritip geride hiçbir fley kal-
mayacak flekilde A¤r› da¤›ndaki mezara gömeceklerdi.
Her fleyin bitti dendi¤i bir noktada
ç›kt› ortaya Apo ve Apocular. 20. yüzy›l›n son çeyre¤iydi. Dünya sol bir
rüzgarla dalgalan›rken, sosyalizm,
özgürlük ve eflitlik sloganlar› bütün
dünyay› inim inim inteletirken, Kürt
fiubat 2007 SERXWEBÛN
gençlerinin sessiz kalmas› beklenemezdi. Önder Apo ve çevresindeki birkaç genç birbirinin kulaklar›na
f›s›ldayarak söylüyordu “Kürdistan
sömürgedir” diye. Ve bu söylem derinden sars›yordu ayd›n ö¤renci gençli¤i. Önce bir kifliydi Önder Apo. Ve
daha sonra Haki, Kemal, Hayri,
Mazlum, Mehmet Karansurgur vb
daha niceleri... Onlar yüzlere, yüzler
binlere dönüflüyordu git gide.
Durmak olmazd› art›k. Halka gitmek, görüfllerini halka anlatmak
gerekiyordu. Hiçbir imkanlar› yoktu,
yüreklerinden, ideolojilerine duyduklar› inançtan baflka. Ne bir iliflki, ne
para, ne de silah. Yürekleriyle
konufltular. ‹nanarak konufltular.
Kovuldular, her türlü hakarete maruz
kald›lar, ama onlar b›kmad›. Dilleri
döndü¤ü kadar, bazen 3 saat bazen
de 300 saat sürdü konuflmalar›.
Sadece düflmana karfl› de¤il, ilkel
milliyetçili¤in,
yerel
gericili¤in
sald›r›lar›na da maruz kald›lar. Ama
y›lmad›lar. Komployla, iflkenceyle
öldürüldüler, ama durmad›lar. Ve
sonuçta Ça¤dafl Kürdistan tarihini
kendilerini bedel yaparak yaratt›lar.
Kürdistan halk› Önder Apo öncülü¤ünde PKK hareketiyle ça¤dafl do¤uflunu gerçeklefltirdi. PKK Kürt
halk› ve insanl›k ad›na ne kadar öz
varsa hepsine sahip ç›karak ulusal
bir ç›k›fl yapt›. Özgürlük meflalesini
Kürdistan’›n dört bir yan›na tafl›d›.
Halk yeni Newrozlarla yeniden yaratt›
kendisini. Newrozlar, insan bedenindeki atefllerle kutland›. Art›k hiç kimse söndüremeyecekti bu atefli. Özgürlük dillerden düflmeyen bir türküydü,
ninelerin anlatt›¤› masald›, analar›n
dilindeki ninniydi, bebeklerin ilk ö¤rendi¤i kelimeydi, emekçinin elindeki
nas›rd›, çiftçinin aln›ndaki terdi, sokaklarda mermilere karfl›l›k at›lan
taflt›, ç›plak yürekti, da¤lara tarifsiz
bir sevdayd›, günefli do¤uracaklar›n
sözüydü. Yar›nlar›n en derin, en koyu
renkteki özlemiydi.
‹flte bu masal, iflte bu ninni, iflte
bu emek, bu al›n teri, bu tarifsiz sevda, bu yak›c› özlemle yak›lan özgürlük meflalesinin ayd›nl›¤›nda Kürt
halk›n›n ulusal demokratik dirilifli
baflar›yla tamamland›.
59
Bir tarihti yaz›lan, hep hayal edilen, özlem duyulan bir yaflamd› yarat›lan. Bedelleri de olacakt› haliyle.
Hem de insan yüre¤inin s›n›rlar›n›
ezip geçecek kadar zor, onulmaz yaralar açan bedeller. Her birinin ac›s›yla
özgürlük
sözümüzü
yineledi¤imiz, mücadeleye daha s›k›
sar›ld›¤›m›z bedeller. Ölmek olacakt›,
ama dönmek asla. Bu yola bafl koyarken bütün gemileri ödedi¤imiz bedellerle yakm›flt›k. Biz sadece yar›nlara
do¤ru koflar ad›m yürüyecektik, bir
an olsun onlar› unutmadan.
Yaflamlar›yla, savafllar›yla ve yaratt›klar›yla kahramanlar vard› mü-
“Hiçbir fley kolay
olmad›. Her defas›nda
yüre¤imizden
bir parça vererek,
nefesimizden bir tane
keserek mücadele ettik.
Bunlar›n hepsi Kürt
halk›n›n en seçkin ve
de¤erli k›zlar›n› ve
o¤ullar›n› mücadeleye
vermesiyle, Kürt halk›n›n
direnmesiyle oldu.
Yürekleriyle
kahramanl›k destanlar›
yaratan gençlerin
direniflleriyle gerçekleflti”
cadele tarihimizde. Destanlar söyleten, fliirler yazd›ran, dillerden düflmeyen, zamana inat, yüreklerde yar›nlara tafl›nan, sayg›yla, gururla dillendirilen kahramanl›k destanlar›...
Her gün yaflam›m›za do¤an ve
do¤maya devam edecek olan kahramanlar.
‹flte bundand›r Kürt halk›n›n direngenli¤i, ser verip özgürlü¤ünden
taviz vermemesi, iflkence tezgahlar›nda dilleri lal eden direniflleri. Çünkü
direnmek bir yaflam tarz›yd› art›k bu
topraklarda.
Y›k›ma u¤rad›, talan edildi neyi
varsa, köyleri yak›ld›, katledildi, do¤up büyüdü¤ü topraklardan göç ettirildi, faili meçhul(!) cinayetlere u¤rad›
binlercesi, naafllar› bile verilmedi ölülerinin, toplu mezarlara gömüldüler,
ana babalara evlatlar›n› gömdürdüler, metropollerin varofllar›nda en sefil yaflama mahkum edildiler. Ama
onlar özgürlük mücadelesinden, de¤erlerinden, özgürlük sevdas›ndan
vazgeçmediler, geri ad›m atmad›lar,
atmayacaklard›, evlatlar›n› gömerlerken mücadeleyi sürdürmenin sözünü
vermifllerdi çünkü.
Özgürlük ve insanl›k mücadelesine
yüklendikçe yüklendiler. Mazlumlarla
partilefltiler, Agitlerle ordulaflt›lar,
Beritanlarla direnifl çizgisini yaratt›lar, Zilanlarla özgürlefltiler. Serxwebunlarla, Nucanlarla, fi
fieevgerlerle,
Hüseyinlerle, Munzurlarla, Mahirlerle, Erdallarla, Adarlarla, Jindalarla,
Rezanlarla, Viyanlarla, Serh›ldanlarla
ve daha nice flehitlerimizle demokratik kurtulufl yolunun önünü açt›lar.
Hiçbir fley kolay olmad›. Her defas›nda yüre¤imizden bir parça vererek,
nefesimizden bir tane keserek mücadele ettik. Bunlar›n hepsi Kürt halk›n›n
en seçkin ve de¤erli k›zlar›n› ve o¤ullar›n› mücadeleye vermesiyle, Kürt halk›n›n direnmesiyle oldu. Yürekleriyle
kahramanl›k destanlar› yaratan gençlerin direniflleriyle gerçekleflti.
‹flte bu tarihi yaratan kahraman
flehitlerimizden birisi de Xelil Xorto
arkadafl›m›zd›.
Xelil arkadafl da birçok Kürt gibi
ülkesinden ayr›larak, çok çok uzaklara, Avrupalara gitmek zorunda kalan
Elbistanl› bir ailenin çocu¤udur. Her
ne kadar Avrupa’da kalsa da, Avrupa’n›n insan› uyuflturan yaflam›n›,
beyni ve yüre¤iyle kabul edemiyordu.
Kendi topraklar›n›, insanlar›n› özlüyordu. Vicdan› da kald›ram›yordu Avrupa’n›n yaflam›n›. Avrupa yaflam›,
ülkesine duydu¤u özlem O’nu daha
derin aray›fllara itiyordu. Özgürlük ve
eflitlik ideali çok yüksekti. Bu, aray›fllar›n›n da ana temas›n› oluflturuyordu. Ve aray›fllar› O’nu özgürlük mücadelesinin saflar›na tafl›d›. F›rt›nal›
bir yürektir O’nunkisi. Kendi topraklar›na dönmeden de dinmeyecektir
yüre¤inin f›rt›nas›.
SERXWEBÛN fiubat 2007
60
1997 y›l›nda f›rt›nan›n kayna¤›na
gitmek için yola ç›kar, Xelil yoldafl. Özgürlük ateflinin tutkusuyla Önderlik
Sahas›’na geçer. Ülkesine ve halk›na
adanm›fll›¤›n büyük onuruyla e¤itime
kat›l›r. Her fley anlam›na daha çok kavuflur. Önderli¤in, parti çizgisinin en
güçlü militanlardan birisi olacakt›r Xelil arkadafl. E¤itimden özlü ve içsellefltirici sonuçlar ç›kararak güçlü bir kiflilik dönüflümü sa¤lar. Önderlik Sahas›’nda e¤itime kat›l›m düzeyiyle, yoldafll›k iliflkileriyle, yaflamdaki fedaice
durufluyla gelecekte nas›l bir militan
olaca¤›n›n iflaretlerini verir. Durufluyla
çevresine pozitif enerji da¤›t›r.
Önderlik e¤itiminden sonra, Kürdistan’daki s›cak savafl sahas›na geçmek amac›yla uzun bir özgürlük yürüyüflüne koyulur. Y›llard›r bekledi¤i
an gelmifltir art›k. Topraklar›na bambaflka bir insan olarak, bir özgürlük
savaflç›s› olarak dönüyordu. Gurur
duyuyordu, mutluydu, heyecanl›yd›.
Bütün yaflam› boyunca ideallerinnin peflinden koflmufltu ve flimdi en
büyük idealine kavuflmufltu. Bu yüzden koflar ad›m ilerlemesi gerekiyordu.
Da¤lara hemen al›fl›r, gerilla yaflam›na hiç zorlanmadan kat›l›r. Mutludur burada, hem de kelimelerle anlat›lamayacak kadar çok.
Büyük bir yüre¤i vard›, dürüsttü,
özlüydü, hesaps›zd›. Nerede bir görev
var yüksek bir moralle giderdi. Yaflamdaki uyumlulu¤u kadar savaflta
da cesaretli bir savaflç›yd›. Öyle yak›fl›yordu ki da¤lardaki yaflama. Çok
sevmifllerdi yoldafllar› O’nu. O da çok
sevmiflti bütün yoldafllar›n›. Bulundu¤u alanlarda durufluyla örnek bir
militand›. Hem yaflamda, hem savaflta en ön saflarda yerini ald›. Özgür
yar›nlara karfl› sonsuz umutlar›
vard›. Zorluklar umudunu daha da
büyütüyordu. Yar›nlar da¤lardaki bu
yaflamla, buradaki mücadeleyle yeflerecekti, bunu bütün yüre¤iyle hissediyordu. Bunun için de yaflama sonsuz bir tutkuyla sar›lm›flt›.
Bunun moral ve coflkusuyla Önderlikten ald›klar›n› bir bir pratiklefltirirken, uluslararas› komployla Önderli¤in esareti gerçekleflir. Yap›lacaklar vard›r, hem de her zamankinden daha fazla. O da bunun aray›fllar›na girer. Esaretin hesab› sorulmal›yd›, bunun için en uygun alan kuzeydi. O da kuzeye geçmek için öneride buldu. 1999 bahar›nda kuzeye geçecek gruplar›n içinde Erzurum eyaletine geçmek üzere coflkuyla yerini
ald›. Yap›lacak öyle çok fley, öyle çok
hayali vard› ki, bir de umudu, her fleye ra¤men büyüyen umudu...
Uzun bir yol yürürler, bahar ya¤murlar›nda ›slan›rlar, azg›n sularla
bo¤uflurlar, pusular› yararlar, çat›flmalara girerler, ama onlar tüm engelleri afl›p yollar›na devam ederler. Henüz grup eyalete ulaflmam›flt›r. Geri
çekilme süreci bafllar. Grup da geri
“Y›llard›r bekledi¤i an gelmifltir. Topraklar›na bambaflka
bir insan olarak, bir özgürlük savaflç›s› olarak dönüyordu.
Gurur duyuyordu, mutluydu, heyecanl›yd›. Yaflam› boyunca
ideallerinnin peflinden koflmufltu ve flimdi en büyük idealine
kavuflmufltu. Bu yüzden koflar ad›m ilerlemesi gerekiyordu”
dönüflün yoluna girer. Serhat’›n Çemçe bölgesine ulafl›rlar. Ve burada çat›flmaya girerler. Bu çat›flmada Xelil
arkadafl kahramanca direnerek flehadete ulafl›r.
Yine bir yürek yang›n› bafllam›flt›,
yine uçurumlarda yank›lan›yordu hayallerimizin sesi. Tarifi imkans›z ac›lara gömülmüfltü yine yüreklerimiz.
Bir yi¤itlik ve kahramanl›k hikayesiydi O’nun hikayesi, tüm di¤er flehitlerimiz gibi. Dürüstlü¤ün, fedakarl›¤›n,
güzelli¤in, büyüyen umutlar›n, coflkunun yaflam›yd› O’nun yaflam›.
Da¤lara, yaflama yak›fl›yordu ve biz
flimdi bunca ac›mas›z gerçekli¤in
içinde düfllerine s›ms›k› sar›lan Xelilimizi özlüyoruz.
O’nun flahs›nda tüm flehitlerimizin
an›lar›na sahip ç›kman›n tek yolu,
Önder Apo çizgisinde, Kürdistan demokratik konfederalizm hedefine ulaflana kadar özgür iradeyle ve kararl›ca
mücadele etmektir. O’nun yoldafllar›
olarak biz mücadelemizi devam ettirmenin sözünü tekrar tekrar veriyoruz.
Bu temelde Xelil arkadafl›n flahs›ndan
tüm Kürdistan özgürlük ve demokrasi
flehitlerinin an›s›na ba¤l› kalaca¤›m›z›n, onlar›n bize devretti¤i özgürlük
bayra¤›n› hep dalgaland›raca¤›m›z›n
sözünü yineliyoruz. An›lar› mücadelemize önder olacakt›r.
Mücadele arkadaflflllar›
fiubat 2007 SERXWEBÛN
61
Duru bir deniz gibiydi gözleri
“Geceye ölüm sessizli¤i hakimdi. Renas gözlerini açt›¤›nda, gün a¤armak üzereydi.
Kulaklar›n› dört aç›p dinledi. Yoldafllar› uyuyordu. Kalk›p oturdu. Uzaklar hayal meyal
seçilebiliyordu. Kötü bir duygu gö¤sünün kafesine çarp›p duruyordu. Uzaklarda oynayan
karart›lar çarpt› gözüne. Keskin bir bak›fl f›rlatt› o yöne. Karart›lar kayboldu.
Dürbünüyle tarad›. Her fley normal görünüyordu. ‹çindeki huzursuzluk da¤›lm›fl de¤ildi”
Ad›, soyad›: Murat EKS‹N
Kod ad›: Renas FARQ‹N
Do¤um yeri ve tarihi: Batman
11 Nisan 1978
Mücadeleye kat›l›m tarihi:
2 Ocak 1992
fiehadet tarihi ve yeri: Temmuz
1994 Helq›z/Garzan
Gülümse, gül açs›n gamzelerin
Ay öpsün gözlerini denizin
Lacivertte donmas›n mevsim
Maviye kesilsin gerisi gecenin
Yüzünde solmas›n dolunay
Gözlerinde kaymas›n o parlayan
y›ld›z
Özlemin k›r›lan yerinde yeflersin
umut
Duru denizleri k›skand›ran mavilikte gözleri, bu¤day renginde teni,
baflak sar›s› saçlar›, uzun boyu, güzellikleri içine s›¤d›rabilece¤i bir yüre¤i, birde gün geçtikçe yüre¤inde
büyüttü¤ü sevdas› vard› Renas’›n.
Bir avuç mavi gökyüzüydü umutlar›.
O, henüz küçükken bafl›ndan bir
darbe alm›fl, günlerce verdi¤i mücadeleden sonra yenmiflti ölümü. Ertesi
y›l, flehir merkezinden köye tafl›nm›flt›
ailesi. Eskiden ne kadar uçar›ysa, bafl›ndan ald›¤› darbeden sonra o kadar
sakin bir yaflam› oldu. Bu durum Renas’›n erkenden büyümesine neden
olmufltu. Kendisine bir fley soruluncaya kadar konuflmayan, oyuncaklar›n›
al›p sessizce oynayan, bazen de o anda herhangi bir ev malzemesini kendisine oyuncak seçen ve d›fl›ndaki her
fleyle iliflkisini kesen bir kiflili¤i oluflmufltu. Bu durum ailesinde herkesin
dikkatini çekmifl, iyiden iyiye kayg›land›rmaya bafllam›flt› onlar›. Defalarca doktora götürülmesine ra¤men
hastal›k teflhisi konulamam›flt›. Yaflamdaki duruflu ilkokul ça¤lar›na kadar böyle sürmüfltü. Yer yer ilgi alanlar› de¤iflse de evde tek bafl›na oyun
oynamak en vazgeçilmez hobisiydi.
Oyununa kat›lmak isteyenleri kabul
edecek kadar da mütevaz›yd›. Bu konuda kimseyi k›rmaz, karfl› ç›kmazd›
oyun arkadafll›klar›na. Ama tek bafl›na oynaman›n kendisini daha iyi sard›¤› ve keskin bir zekas› oldu¤u kuflku
götürmez bir gerçeklikti.
O, gerçekli¤in orta yerine düfllerini
dikecekti.
‹lk kurflun, O’nun ilkokul ça¤lar›nda s›k›lm›flt› karanl›¤a. Zorlu, ama
ayd›nl›k bir gelecek bekliyordu Renas’›. ‹lkokulda yaln›z oynama hobisine veda etmifl, oyuncaklar›n yerini
kalem ve defter alm›flt›. Spora da ilgisi geliflmiflti, ama derslerinin önüne
geçememiflti bu ilgi. En büyük hobisi
okuldu art›k.
Çocuklu¤unun ilk dönemlerindeki
durgunlu¤u, sonralar› için uçar›l›¤a
b›rakm›flt› yerini. Yalan söylemeyi
sevmez, haks›zl›¤› asla kabullenmezdi. Ö¤retmenleri dahil, tüm çevresinin takdirini kazanm›flt›.
O, bir sel olup akacakt› yaflam›n en
orta yerinde.
‹lkokul üçüncü s›n›fta iken, a¤abeyi
kazara okulun cam›n› k›rm›fl, ama k›rd›¤›n› söylememiflti. Ö¤retmenin tüm
›srar›na ra¤men cam› kimin k›rd›¤› ortaya ç›kmam›flt›. Son çare olarak ö¤retmen, Mavifl (Renas)’i ça¤›r›p kendisine sormufltu. A¤abeyi zor durumda
kalmas›n diye, görmedim demiflti. Ard›ndan saatlerce a¤lam›fl, ertesi gün
ö¤retmenden özür dileyip gerçe¤i anlatm›flt›. Küçüklü¤ünden beri tüm yaflam› do¤ruya ayarlanm›flt›. O k›sac›k
ömrüne neler s›¤d›rmam›flt› ki...
O, bütün zamanlarda yüzünü do¤runun ayd›nl›¤›na çevirecekti.
Orta okul y›llar›nda av tutkusu
sarm›flt› Mavifl’i. Kendisine bir av tüfe¤i alm›fl, ailesinin tüm ›srarlar›na
ra¤men vazgeçmemiflti bu tutkusundan.
O, her fleye ra¤men tutkular›ndan
vazgeçmeyecek, yüre¤inin sesini dinleyecekti.
Asi ve inatç›l›¤›n›n yan›nda yüreklere hüzün dam›tan kadife bir sesi
vard›.
“Ez Xortê Kûrdim
pir bi nav û deng
Va min hilgirtî bombe û tifeng
Ezê herim fler ezê herim ceng
Ger ez flehît bum dayê tu megrî
Dayika min û te
tev Kurdistan’e
Em we xelaskin ji bin destane...” en
sevdi¤i ve en çok söyledi¤i ezgiydi. Ne
zaman söylese bu türküyü annesi a¤lard›, kendisi de dahil çevresindeki
herkesin yüre¤inde hüznün bulutlar›
toplan›rd›. Koyu bir sessizlik çöker, özgür yar›nlara özlemin f›rt›nas› kopard›.
O, hüznün bulutlar›n› da¤›tacak,
SERXWEBÛN fiubat 2007
62
hasretliklerin ac›s›n› buluflmalar›n
sevincine çevirecekti.
Bir de radyo dinleme tutkusu vard›. Hissedemedi¤imiz bir fleyleri hissediyordu dinlediklerinden. Biz
O’nun gibi dinlemeyi bilmedik duydu¤umuz sesi. Duyduklar›n› yüre¤iyle hissederdi.
O, insanlar›n yürek seslerini dinleyecek, bunun için korkusuzca mücadele edecekti.
bir ay sonraya ertelenmiflti. Durumu fark eden kimi aileler, flervan
adaylar›n› s›k› bir takibe alarak,
akrabalar›na veya metropollere
gönderirler. Yan›nda yedi arkadafl›
kal›r. Arkadafllar›n bu randevuya
geç gelmeleri, kalanlar›n da moralini bozar, üç kifli de kat›lmayacaklar› yönünde görüfl belirtir. Bunlardan biri de Mavifl’in sevdi¤i k›zd›r.
Bir arkadafl›yla birlikte beklerken,
Çocuklu¤unda sürekli kardeflleriyle piyes oynar, kendini rolüne verir,
iflini ciddiye almayanlara karfl› tav›r
koyard›.
O, el att›¤› ifllere tüm benli¤iyle ile
kat›lacak ve yaflam› ciddiye alacakt›.
Sonra sevdaland›
Partiyle iliflkilenmeden önce, haz›rl›klar›n› tamamlay›p tüm köyü 15
A¤ustos kutlamas›na katand›. Mavifl
bir k›za sevdaland›. Gerçekte gönlünde yatan bir destand›. Ad› belki
isyan, belki de Kürdistan’d›.
Yaz tatilinde partiyle iliflkilenen
Mavifl’in ad› art›k ne Murat ne de
Mavifl olarak an›lacakt›. Bundan
böyle Redur diyeceklerdi ad›na.
K›sa bir süre sonra, köyden on üç
arkadafl›n› örgütleyip saflara kat›lmay› kararlaflt›racakt›. Arkadafllarla randevulaflm›fl, ilk giriflim sonuçsuz kalm›flt›. Gelen kuryelere
yeni bir gün belirleyen Mavifl, aksilikler yüzünden randevuya gelmeyen arkadafllara biraz içerlenmifl,
fakat bir fley söylememiflti. Kat›l›m
di¤erlerini eve gönderir. ‹ki üç saat
gecikmeyle gelen arkadafllar› elefltirerek, oradan ayr›l›r. K›sa bir süre
sonra farkl› bir alanda iliflkilenip
kesin günü belirler. Ama günü geldi¤inde, yan›nda on üç kifliden yaln›zca amcas›n›n o¤lu kal›r.
O, kim dönerse dönsün dönmeyecekti yolundan, sevdas›n› yüre¤ine
gömüp da¤lara çevirecekti yüzünü.
Gidece¤i gün k›z arkadafl›na, “ bizimkiler size söz kesmeye gelecekler, eve söyle de haz›rl›klar›n› yaps›nlar” der. O gece Mavifl’in evinde
onurlu bir hüzün, sevdi¤i k›z›n ailesinde ise ‘bunlar bizimle oyun mu
oynuyor’ biçiminde bir öfke hakimdi. Dört gün sonra büyütülmüfl bir
vesikal›k foto¤raf›n arkas›na yaz›lm›fl k›sac›k notu bulundu Mavifl’in.
“Hepinizi çok seviyorum. Kendinize
ve kardefllerime iyi bak›n. ‹ki gün
sonra dönmezsem merak etmeyin,
emin ellerdeyim.
Sayg›lar Murat.
2 Ocak 1992, Perflembe”
O, tüm yaflam› boyunca özlü olacak, k›sa yaflam›na durmadan anlamlar yükleyecekti.
Ve art›k Redur’du ismi. Bir de heval eklenecekti isminin yan›na.
‹ki ay cephe faaliyetlerinde kald›.
Faaliyet gösterdi¤i bölgenin feodal
çevresi olmas›ndan dolay› gitti¤i her
yerde tan›n›yordu. Bu durum bir
yönüyle iliflkilerinin derinleflmesine
yol açarken, di¤er yandan O’nu
yanl›z gördüklerinde, “eve dön, ailen zaten yurtsever, senin kat›lman›n ne gere¤i var” deniliyordu. Redur arkadafl ise, “bu iflte gönüllüyüm” diyordu. Art›k ismi Welat olan
amcas›n›n o¤lu da k›sa bir süre
sonra gerillaya ulaflm›fl, özlemle sar›lm›fllard› birbirlerine.
O, özlemlerin son bulmas› için gecenin karanl›¤›nda sessizce yürüyecekti art›k.
Bir gün amcas› komflu köyden gece yar›s› eve dönerken, durmas›
için el kald›ran bir yolcuya rastlar.
“Yolumun üzeriyse istedi¤i yere b›rak›r›m” düflüncesiyle durur. El
kald›ran›n iki ad›m gerisinde duran
Redur’u görünce flok olur. Redur
içten bir gülüfl ile kollar›n› açarak
amcas›n› kucaklar. K›sa bir hal hat›r sormadan sonra, kendilerini bir
yere kadar götürmesini söyler. “Burada bizi b›rak” deyince, amcas› ›srarla, “sizi kampa kadar götürece¤im. Kimseye güvenmiyorum, size
bir zarar gelirse kendimi affetmem”
diyerek dayat›r. “Biz kampa gitmiyoruz, yak›nda bir iflimiz var” deyince, amcas› üzüle üzüle yoluna
devam etmek zorunda kal›r.
O, hep zamanla yar›flacakt›.
Ve ilk düzenleme zaman›
Yeni görev alan› Garzan 4. bölgesidir. Kemal hevalin biriminde çal›flmalar›na devam edecektir. Burada s›k›
bir askeri e¤itimden geçer. Bu gördü¤ü ilk e¤itimdir. Gitti¤i alanda kendinde yaratt›¤› birçok yenili¤in yan›nda, ismini de de¤ifltirir. Arkadafllar›
Renas Ferqin ismini verirler. Çünkü
O, yolunu daha iyi tan›m›flt›r. Ö¤rendikçe yollar›n k›sald›¤›n› görmüfltür.
‹smi art›k Renas Farqin olarak kalacak, bu isimle ölümsüzleflecekti.
fiubat 2007 SERXWEBÛN
Kemal arkadafl çeflitli sohbetlerinde, “birçok gerilla e¤ittim, hepsi de
partinin kendilerine verdi¤i eme¤in
hakk›n› vermek için kahramanca savaflt›lar. Bunlardan iki arkadafla her
yönüyle benim e¤itti¤im gerillalar diyebilirim. Bunlardan biri Renas hevaldi. Benim yerimi hakk›yla en iyi
bu arkadafllar doldurabilir” diyordu.
Zaten Kemal gibi bir komutana da
Renas gibi bir asker yak›fl›yordu.
Ald›¤› e¤itimden iki ay sonra kendini hareketli birli¤e önermiflti. Önerisinin kabul edilmesiyle birlikte, kendisine sorumluluk da verilmifl, manga komutanl›¤›na getirilmiflti. Art›k
Gol’a Muhammed’den Zoveser’e bir
gecede yol alacak, yoluna ç›kacak engellere kan kusturacakt› Renas.
O, umudunu yüklenip zamanla
yar›flarak düflecekti yollara.
Yoldaflflll›¤›n s›cakl›¤›
Neyin mücadelesini verdi¤ini iyice
bilince ç›karm›fl, iliklerine kadar hissetmiflti yoldafll›¤›. En afl›nm›fl ayakkab›y›, en eskimifl flalvar›, en k›sa
flutiki kendine alarak, iyisini yoldafllar›na vermeyi al›flkanl›k edinmiflti.
O, yaflam›yla dört dörtlük bir gerilla
olmay› komutan› Kemal’den ö¤renmiflti. Kemal, Garzan 4. bölge komutanl›¤›na getirilirken, Renas arkadafl
tak›m komutan› olur.
Renas Farqin, tüm ö¤rendiklerini
hem uygulayan hem de uygulatan çelikten bir iradeye dönüflmüfltü. Güçlü
savaflç›yd› ayn› zamanda. Arkadafllar›n›n kimi s›n›f d›fl› anlay›fllar›na karfl› sa¤lam bir kaleye dönüflüyor, elefltiriyordu. En çok elefltirdiklerinden
biri de bölük komutan›yd›. Yaflam ve
savafl tarz›n› do¤ru bulmad›¤›n› söyleyerek, olmas› gerekeni ortaya koyuyordu. Bu arada yapt›r›mlara tabi tutulan Renas heval, elefltirmekten vazgeçmedi, eksikliklerin, parti d›fl›l›klar›n üstüne üstüne yürüdü. Hem yaklafl›mlar› hem de pratik sahada içine
girilen hatalar› rapor ederek, partinin
müdahale etmesini sa¤lam›flt›.
O, hiçbir zaman do¤ru bildiklerinden taviz vermeyecekti.
Soruflturma bölük komutan›n›n
düflmana kaçmas›yla sonuçlanm›flt›.
Derinlefltirilen soruflturmada, düfl-
63
“Neyin mücadelesini verdi¤ini iyice bilince ç›karm›fl,
iliklerine kadar hissetmiflti yoldafll›¤›. En afl›nm›fl
ayakkab›y›, en eskimifl flalvar›, en k›sa flutiki kendine
alarak, iyisini yoldafllar›na vermeyi al›flkanl›k edinmiflti.
O, yaflam›yla dört dörtlük bir gerilla olmay› komutan›
Kemal’den ö¤renmiflti”
manla iliflkilerinin oldu¤u ve bir y›¤›n tahribata yol açt›¤› ortaya ç›km›flt›. Önderlik bunun üzerine Renas hevali sahas›na istemiflti.
Yürek kab›na s›¤amaz
Renas heval bir grup arkadafl›yla
birlikte Önderlik sahas›na gitmenin
haz›rl›klar›na koyulur. Düflüncesiyle
silah›na, eylemine yön veren yoldafllar›yla en k›sa zamanda bilgeleriyle buluflman›n heyecan›n› yaflad›lar birkaç
gün. Yürekleri kab›na s›¤m›yordu.
Tüm haz›rl›klar›n› tamamlam›fllard›.
Yollara düflme zaman› gelmiflti. Kendisine efllik edecek bir grup arkadafl›yla o geceyi Helq›z’de geçirip, sonras›nda att›klar› her ad›m onlar› Önderli¤e biraz daha yaklaflt›racakt›.
Renas’›n köyündeki herkesin
damda yat›p, y›ld›zlar› sayd›¤› mevsimdi. Renas’›n y›ld›z› her zamanki
gibi parl›yordu. Gece, ölüm uykusuna yatm›flt›.
Her bir cisim duygulanm›flt› sanki.
Da¤, toprak, a¤açlar, az ötede gürül
gürül akan çeflme, gecenin rengi, her
fley Önderlik kokuyordu. O gece uykusunda bilgesiyle kucaklafl›yordu
Renas heval. Uyand›¤›nda silah›na
s›ms›k› sar›ld›¤›n› fark ederek, hafiften gülümsemiflti. “Bu rüyan›n gerçekleflmesine az kald›” demiflti kendi
kendine. Derinden bir nefes çekti içine geceden. Gece hüzün kokuyordu.
Ard›ndan gökyüzünden yüzüne dökülen y›ld›zlar› okflad› masmavi gözleriyle. Gökyüzüne gülümsedi. Ay tüm
ihtiflam›yla karfl›s›nda duruyordu.
Güneflten gül kurusuna dönen teninde dolafl›rken y›ld›zlar, ay bir buse ald› aln›ndan. Çocuklu¤unu an›msad›
bu manzara karfl›s›nda; geceleri üstünü örtükten sonra aln›n› öpen hep
annesiydi çocuklu¤unda. Annesini
an›msad› o gece. Bir özlem dalgas›
vurdu yüre¤inin k›y›s›na. Üçüncü y›l›na girmiflti annesini görmeyeli. Gecenin hüznü yüre¤ine dolmufltu,
kalkt› oturdu. Uyuyan yoldafllar›n› bir
bir süzdü. Uyand›rmaktan korkmasa,
hepsini aln›ndan öptükten sonra yatacakt›. Ama gerilla çok hafif uyuyordu, uyand›rmaya k›yamad› arkadafllar›n›. Bafl›n› s›rt çantas›na koyarark,
yüzüne y›ld›z, aln›na dolunay gelecek
flekilde esmer tenli geceye yumdu
gözlerini bilgesiyle kucaklaflaca¤›n›n
rahatl›¤› içinde. Uykusu boyunca rüyalar gördü. Bilgesini, annesini, minik kardefllerini öptü bir bir.
O, y›ld›zlar› avuçlayacakt› art›k
her gece.
Huzursuz bir gün a¤armas›
Geceye ölüm sessizli¤i hakimdi.
Serêkaniyê çeflmesinin fl›r›lt›s› kula¤a gelmeyecek uzakl›ktayd›. Gecenin
sessizli¤ine yenik düflüp uyumufltu
nöbet bekleyen hevalleri. Renas gözlerini açt›¤›nda, gün a¤armak üzereydi. Kulaklar›n› dört aç›p dinledi.
Yoldafllar› uyuyordu. Kalk›p oturdu.
Uzaklar hayal meyal seçilebiliyordu.
Kötü bir duygu gö¤sünün kafesine
çarp›p duruyordu. Uzaklarda oynayan karart›lar çarpt› gözüne. Keskin
bir bak›fl f›rlatt› o yöne. Karart›lar
kayboldu. Dürbünüyle tarad›. Her
fley normal görünüyordu. ‹çindeki
huzursuzluk da¤›lm›fl de¤ildi. Konumland›klar› yere bakt›. Tafll›k bir
aland› afla¤›s›. Befl yüz metre yukar›da da ormanl›k bafll›yordu. Ya bunun d›fl›nda, arazinin görünmeyen
yerleri... Huzursuzlu¤u artt›. Düflmanla burada karfl›laflmak kay›plara
yol açacakt›. ‹çinde bir ses, ‘çabuk
davran’ diyordu. Aya¤a kalkmadan,
k›s›k bir sesle yoldafllar›n› uyand›rd›;
“kimse aya¤a kalkmas›n” dedi.
“Bir fley mi oldu Heval Renas?”
SERXWEBÛN fiubat 2007
64
“Afla¤›da karart›lar gördüm sanki”
diye cevaplad›.
O, hislerine her zaman güvenmiflti,
hisleri O’nu yan›lmayacakt› yine.
Gün biraz daha a¤arm›flt›. Dürbünle bir daha tarad› etraf›n›. Gördükleri
içindeki sesi hakl› ç›kar›yordu.
Say›lar› onalt›yd›, iki de nöbetçi.
Befl yüz metre yukar›daki ormanl›¤a ulaflmalar›, seçeneklerini artt›racakt›. Burada kal›rlarsa, gündüz
çat›flmaktan baflka bir seçenekleri
olmayacakt›. Planlamalar›n› yapt›lar. Bir manga ormana ulaflmaya
çal›flacak, oradan kalan arkadafllar›n savunmas›n› yapacakt›. Bir
BKC d›fl›nda a¤›r silah da yoktu
yanlar›nda. Çok k›sa bir sürede karar vermek zorundayd›, öyle de
yapt›.
“Arkadafllar, benimle alt› kifli kalacak. Di¤erleri ormanl›k alana gidip
savunma yapacaklar. BKC’nin yan›nda iki arkadafl›n kalmas› yeterlidir.
Geri kalan arkadafllar çat›flma alan›ndan çekilecekler. BKC’nin atefllenmesiyle birlikte biz de geri çekilece¤iz” diyerek planlamay› yapt› k›s›k,
ama kararl› bir sesle. Manga komutan› arkadafl, “senin yerine ben kalaca¤›m” diye at›ld›. Renas heval, “senin görevin arkadafllar› sa¤ salim karargaha ulaflt›rmakt›r heval” diyerek
cevaplar. Israr edilince, arkadafllar›n
gitmesini kesin bir talimatla sa¤lar.
O, kendinden önce yoldafllar›n›
düflünecekti.
Ve direnifl zaman›
Düflman her taraf› sarm›flt›. Arkadafllardaki hareketlenme onlar› kayg›land›rm›fl, ama havan›n biraz daha
ayd›nlanmas›n› beklemifllerdi. Ormanl›¤a giden yolu yar›lamadan, ortal›k cehenneme dönmüfltü. ‹lk atefl
esnas›nda ormanl›k alana çekilme
yapan grubun artç›s› Mizgin heval
düfltü. ‹lk flehit verilmiflti. Mizgin,
henüz 17’sindeydi. Mizgin, yürekli
bir Botan k›z›yd›. Mizgin, o günkü
ilk yürek s›z›s›yd›.
Renas ve arkadafllar›na bir tek seçenek kalm›flt›. Tafllar›n arkas›nda
mevzilenerek savaflacaklard›. Ormana çekilen grubun savunmas›n› yapacaklard›. Destan yaratman›n tam
zaman›yd›. Renas bir tafl›n ard›ndan
di¤erine s›çr›yor, çat›flmay› tüm olanaks›zl›klar›na ra¤men koordine ediyordu. Çat›flma alan›na kobralar
gelmiflti. Tüm sesler birbirine kar›flm›flt›. Aral›ks›z toplar, havanlar patl›yordu kulaklar› sa¤›r edercesine.
Savunma grubundaki tek BKC’nin
ar›za yapmas› en büyük talihsizlikti.
BKC’den ses kesilince, düflman
dört koldan çembere almak için hareke geçmiflti ve çembere almay› baflarm›flt›. ‹hanet flebekesi teslim olmalar› için aral›ks›z ça¤r› yap›yor.
Saatler on ikiyi gösteriyordu. Çat›flma tüm fliddetiyle devam ediyordu,
güçlerimiz iç içe geçmifl, karfl›l›kl›
kay›plar verilmiflti.
Yirmi otuz metre mesafeyle 5 arka-
mermisi kalm›flt›r Renas’›n. Çetebafl›na niflan al›r ve “bu Mizgin için” diyerek silah›n› atefller. Mizgin için
atefllenen mermi hedefini vurur.
Son mermisini de tükettikten
sonra flehadete ulaflan arkadafllar›n›n silah›na ulaflmaya çal›fl›r sürünerek. Belki yoldafllar›ndan hala
yaflayan vard›r diye nab›zlar›n›
kontrol eder. Nabz› atan birini bulabilmek için hayat›ndan vazgeçmeye haz›rd›, ama yok, zaman› durdurmufllard› onlar.
Bu öfkeyle yoldafllar›n›n silah›n›
kavrad›¤› esnada üstüne bahar ya¤muru gibi kurflun ya¤d›r›rlar. Ve
ihanet flebekesinin kurflunlar›yla okyanus mavisi gözleri gökyüzünün
mavisine tak›l›r. Saatler ikiyi göste-
dafl flehadete ulaflm›flt›. Renas ve iki
arkadafl› kalm›flt›. Herkes kendisinden önce yan›ndaki arkadafl›n› koruman›n telafl›ndayd›.
Kobralar›n yo¤un bombard›man›yla
di¤er arkadafllar› da tafl›n kovu¤unda
vurulurlar. Yüre¤ine huzurluk çöker
yine, arkadafllar›na seslenir, karfl›l›k
veren ç›kmaz. Ve art›k yaln›zd›r.
Can yoldafllar›n› kaybetmenin ac›s›n› hangi yürek kald›r›r?
O, her zamanki gibi direnecektir,
haks›zl›klara karfl› avaz› ç›kt›¤› kadar ba¤›racakt›.
Çetebafl› aya¤a kalkarak, ana diliyle teslim olmas› için seslenir. Bu
ç›lg›na çevirir Renas’›. Son birkaç
rir. Ö¤lenin k›zg›n günefli aln›ndan
öpr Renas’›. Sussuzluktan çatlam›flt›
Renas’›n dudaklar›. Toprak a¤l›yordu ard›ndan.
O, k›sac›k yaflam›na anlamlar, güzellikler ve en büyük sevdalar› s›¤d›rm›flt›.
Kadife bir ses yükselir Helq›z’›n semalar›ndan
“Ez Xortê Kûrdim
pir bi nav û deng
Va min hilgirtî bombe û tifeng
Ezê herim fler ezê herim ceng
Ger ez flehît bum dayê tu megrî...”
Mücadele arkadaflflllar› ad›na
Kenan EKS‹N
Ey o¤ul bir gün yaz›c› olursan
gözü gözünde yüre¤i yüre¤inde eli elinde
inanc›n tad›n› söyle ülkemin çocuklar›na
Ey o¤ul bir gün yaz›c› olursan
kuflflk
kunun birikmenin ve beklemenin yaz›c›s›
sak›n masal anlatma ülkemin çocuklar›na
Zaman ak›p gitmekte da¤ tafl de¤iflflm
mektedir
demir paslanmakta temel çürümektedir
al kalemi bildi¤in en gerçek sözü yaz

Similar documents

Kitap Zamanı

Kitap Zamanı gelen bir ilişkidir. Bu sohbetlerde ben inkişaf ederim. Onlar beni şekillendirir ve bana bir tür sihirli güç verir. Yazının icadından sadece birkaç asır sonra, bundan 6 bin yıl kadar önce, Mezopota...

More information

Zazaca`nın tarihsel gelişimi

Zazaca`nın tarihsel gelişimi oldukça azdýr, zira Arsaklýlarýn hükmü süresince -Büyük Ýskender döneminden öðrenildiði gibi- çoðunlukla Yunanca veya Aramice yazýlýyordu. Harflerin yazýlým þeklinden dolayý Sami dili ile Ýbranice’...

More information

Basın Kitini indirin - INTERCITY Rent a Car

Basın Kitini indirin - INTERCITY Rent a Car Bizimle otomobilin zahmetine, masraf›na de¤il; rahatl›¤›na, dinamizmine sahip olursunuz. Bugün Türkiye’de kiralanan her 4 araçtan birinin Intercity taraf›ndan kiralanm›fl olmas›n›n alt›nda yatan ne...

More information