Anadolu Jam: “Yaşamı dönüştürenler için bir buluşma”
Transcription
Anadolu Jam: “Yaşamı dönüştürenler için bir buluşma”
Anadolu Jam: “Yaşamı dönüştürenler için bir buluşma” 29 Ağustos-5 Eylül 2013 Bayramiç, Kazdağı Toplumsal değişim ve/veya bireysel dönüşümle ilgili niyeti olan 18-35 yaşları arasında bir genç misiniz? O zaman davetimiz size… Anadolu Jam, Türkiye’nin her köşesinden, sosyal, ekolojik, ekonomik değişime ya da bireysel dönüşüme niyeti olan 30 genci 7 gün için bir araya getirecek. Bu yıl Anadolu Jam’in üçüncüsü 29 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında yine Kazdağı’nda gerçekleşecek. Buluşmada katılımcılar paylaşımı, derinden dinlemeyi, kendilerini keşfi, sistemik düşünceyi ve topluluk oluşturmayı deneyimleyecek, bunlarla ilgili kazanımlar edinecek. Jam nedir? Jam, bir konferans, seminer ya da sıradan bir toplantı değildir. Jam, değişimin 3 boyutta yaşandığı bir buluşmadır: kişisel (içsel), topluluk (ilişkisel) ve sistemik (bütünsel). “Jam” ismi, caz müzisyenlerinin bir araya gelip doğaçlama müzik yapmalarından esinlenilerek kullanılmıştır. Buluşma, kişisel boyutta, katılımcıların yaşam yolculuklarını ve yaptıkları işleri paylaşabilecekleri ve gözden geçirebilecekleri, yenilenip motive olabilecekleri, kişisel farkındalık ve sürdürülebilirlikleri için kazanımlar edinebilecekleri bir alandır. Aynı zamanda, kendilerini daha iyi tanıyabilecekleri, anlamlı sorular sorabilecekleri, korkularına ve içsel engellerine yönelik adım atabilecekleri, diğer katılımcılarla yeni bağlar kurabilecekleri bir süreçtir. Topluluk boyutunda, birbirimize ve kendimize olan anlayışımızı derinleştirmek için kültürlerimizi, hikâyelerimizi ve yaşadığımız zorlukları birbirimizle paylaşırız. Jam’de her türlü çeşitlilik çok önemlidir ve mümkün olduğunca çeşitliliği yüksek bir grup oluşturmaya çalışırız. 7 gün boyunca, ortak yanlarımızı keşfeder ve farklılıklarımızı kutlarız. Anadolu topraklarında ve dünyada yaşanan anlaşmazlık ve fikir ayrılıklarını düşünecek olursak, “biz” ve “onlar” öykülemesinin ötesinde bir birlik ve dayanışma ruhunu korumak her zaman kolay değildir. Jam, temelleri ortak paylaşımlarımız olan ve farklılıklarımızı düşmanlıkla değil, karşılıklı merak ve öğrenme ruhu ile kabul ettiğimiz diyalogları destekler; “diğer”i ya da farklı olanı düşmanlaştırmak yerine insan olarak görmeyi tercih eder. Niyet, güven, hoşgörü ve derin dostluklar inşa etmeyi hedefler ki, bu da kalıplaşmış yargılardan sıyrılmayı, birbirimize açık olmayı, gerçeği konuşmayı, bizi zorlayan konularla çalışabilmeyi ve destek alıp vermeye açık olmayı gerektirir. İlişkilerimiz ne kadar gerçek ve temelleri ne kadar sağlam olursa, bu topraklarda yeni işbirlikleri ve dayanışmayı geliştirme şansımız o kadar güçlü olacaktır. Sistemik boyutta, kişisel vizyonumuz ve dünyadaki misyonumuzla ilgili netleşiriz. Genelde birbiriyle bağdaştırılmayan unsurları bir bütünün parçası olarak görebilmeyi ve önemli kesişim noktalarını fark etmeyi deneyimleriz. Birbirimizden öğrenmek için bir araya geliriz: neler işe yarıyor, nerede hatalar yaptık ve nerede desteğe ihtiyacımız var? Birbirimizi ve içinde olduğumuz topluluk ve kurumları destekleyebileceğimiz süreçler ve yöntemler neler? İçinde olduğumuz sistemleri nasıl daha iyi anlar, sistemik düşünceyi hayata nasıl geçiririz? Bu buluşmanın, her bir katılımcının parçası olduğu topluluklarda olumlu, yapıcı değişimi etkileme ve hayallerini gerçekleştirme olasılığını arttıracağını umuyoruz. Bütün bunların yanı sıra pratikte neler deneyimleyeceğiz? Jam süresince sistem düşüncesi, topluluk oluşturma, sosyal ağ kurma, katılımcı grup süreçleri gibi uygulamaları, deneyimsel oyunları pratik ediyor olacağız. Kimleri davet ediyoruz? Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, sosyal çeşitliliği yüksek bir grubu bir araya getirmek istiyoruz. Bu da demektir ki aşağıdaki kriterlerde geniş bir yelpazeden katılımcıları davet ediyoruz. ● iş tecrübesi (“yeni başlıyorum”dan “bir süredir yapıyorum”a kadar) ● sosyal değişim için kullanılan yöntemler ve alanlar (girişimciler, STK’lar, topluluklar, aileler, mahalleler, şifacılar, sanatçılar, kamu çalışanları, eğitimciler vs.) ● çalışma konusu (eğitim, gıda güvenliği, sağlık, ekoloji, psikoloji, sanat, sürdürülebilir yaşam, insan hakları, ekolojik mimari, politik katılım, yerel ekonomiler ve küreselleşme, kültür, sosyal medya) ● Her türlü coğrafya (doğduğu, yetiştiği ve çalıştığı yer) ● Her türlü etnik köken ● Her türlü din Aynı zamanda niyetimiz, bazı ortak değerleri paylaşan insanları bulmak: ● Kişisel, topluluk ve sistemik değişimin buluştuğu noktayı anlayan ve bu anlayışla çalışanlar ● Kişisel hayatlarında ve içinde olduğu topluluklarda karşı karşıya oldukları sorunlara yeni ve sürdürülebilir çözümler bulanlar/bulma hedefiyle yola çıkanlar ● Sadece yanlışlara ve hatalara tepki vermek yerine, kendilerinde ve topluluklarında halihazırda var olan kaynakları, doğruları, iyi ve sağlıklı olan her şeyi kutlayanlar ve bu noktadan eyleme geçenler ● Katılımcı süreçlerle ve topluluğun ortak aklıyla çalışanlar ve/veya bunu öğrenmek isteyenler Bu kriterler dâhilinde, %50 kadın, %50 erkek ve 18-35 yaş arası katılımı öngörüyoruz. Jam’in Dili Anadolu Jam, Türkçe gerçekleşecek. Uluslararası bir kolaylaştırıcı ekibi olmasından dolayı bazı oturumlar Türkçe çeviriyle İngilizce yapılacak. Ayrıca grup iletişiminin bütünlüğü korunduğu sürece, katılımcıların kendilerini ana dillerinde ifade etmeleri de mümkün olacak. 2011 ve 2012 Jam katılımcıları neler yaşadı? Jam, içinde bilmediğin odaların kapısı açan bi anahtar, Jam kendini başkasında sevmek, Jam yumuşacık kocaman bir sevgi ve güven balonunda hareket etmek, Jam hayalini kurduğun Dünya’nın insanlarıyla tanışmak, Jam bir sürü yüzü olan kocaman bir elmas gibi, ayrılırken hepimizin kalbine yerleşen. (Derya, 2012) Jam, gecenin karanlığında birdenbire yanan bir sokak lambası. İşini bilen, kuvvetli bir tür 'yapıştırıcı' Jam. Jam çölün ortasında içilen bir bardak ılık su. Jam köklenmek... Derine inme... Derine gitikçe topraktaki çeşitlilik ve zenginliği keşfetmek, oradaki herşeyle birlikte almak-vermek, hem kendinin hem onların ihtiyaçlarının farkına varmak, yani bir olmaktır. (Burcu, 2012) Jam, benim için kendi ellerimle bir bir üzerime diktiğim katmanlarımı soyduran, ruhuma nefes delikleri açıp daha evvel hiç hissetmediğim güzellikleri yaşatan, unuttuğum hayatımı dönüştürme cesaretini hatırlamama vesile olan en güzel yolculuk... Bir yaşayan olarak varolduğumu ve tüm canlılarla aramdaki kopmaz bağı fark ettiğim, kendi yaşamıma ve harika dostlarımın yaşamlarına dokunma şansına sahip olduğum, "uyandığım" bir deneyim. Bir sürü başka hikayelere açılan engin bir öykü. (Elif,2012) Sevgili Jam, seninle sıkıştırılmış yoğun bir hayat deneyimledik sanki. Bu kısa zamanda kendimi bulma ve kendi geleceğimi yaratma üzerine pek çok kapı-pencere edinme fırsatı buldum. Etrafımdaki her ruh yeni bir şeyler gösterdi bana. Kapılar kapıları açtı; pek çok yeni yollar yarattı kalbimde. (Merve,2011) Anadolu Jam’i kim organize ediyor? Buluşma, daha önce Dünya Jam'ine, Ortadoğu Jam'ine veya Anadolu Jam'ine katılmış bir grup insan tarafından YES! işbirliğiyle organize ediliyor. Kişisel biyografilere aşağıda ulaşılabileceği gibi YES! ve Jam’lerle ilgili daha detaylı bilgi http://www.anadolujam.com alınabilir. ve http://www.yesworld.org adreslerinden Ayşegül Güzel (29), hayalci, dinleyici, aksiyon alıcı, stratejik ve inovasyon danışmanı. Stratejik planlama ve danışmanlık alanında İspanya'da ve Türkiye'de çalıştı. Şu an İstanbul'da bulunup Zaman Bankası 2.0 sistemini kurmak için çabalamakta. Sosyal değişim, sosyal teknolojiler, sistemik düşünce, paradigma değişimi, alternatif ekonomiler, hediye ekonomisi, bolluk ekonomisi ve topluluklar ilgi alanları. Ayşegül ayrıca 2010 yılındaki Orta Doğu Jam’ine katıldı. www.zumbara.com www.twitter.com/aysegulguzel Hanzade Germiyanoğlu (28), heyecanlı, plancı ve yapıcı, aşçı ve “kurumsal” bir sivil toplumcu. Kendi uydurduğu yemek tariflerini arkadaşları üzerinde denemeyi, motorlu bisikletiyle turlamayı, gezmeyi tozmayı, yeni insanlar tanımayı seviyor, hatta “hayatta meselesi olanları” dinlemeye bayılıyor. Bu sebeptendir ki, Anadolu Jam kendisini sarmış sarmalamış, daha sonra Tayland’daki Dünya Jam’ine katılmış, döndüğünde “kimyayı, simyayı bilmem ama kişisel yolculuk mühim mesele” kafasına gelmiş, bu konuyla ve JAM’le ilgili, linkte atmış tutmuştur: http://www.tpfund.org/en/AnatolianChangemaker.aspx Geç; ama gerçek, hayattaki en önemli buluşu: kişisel yolculuğu ve hayatla meselesi olma arayışı... Özgür Önal (34), İş hayatında tasarımcı olarak çalıştığı dönemlerde çalıştığı işyerlerini belirli aralıklarla değiştirerek araya uzun ayları boşluklar olarak bıraktı. Bu aralıklardaki boş zamanları, hayatta ne yapmak istediği ve istemediği üzerine düşünüp, yeni işler deneyimleyebileceği bir deneme alanı olarak kullandı. İşe önce çalışma sistemini 9-5 ofis ortamından serbest stile geçirmekle koyuldu. Bunu sürekli seyahat ettiği bir dönem takip etti. Son dönemde, alternatif öğrenme deneyimleri, yaratıcı ifade ve işbirlikçi oyunlar ekseninde atölye süreçleri tasarlamakta ve uygulamaktadır. Ahmet Şahbaz (23), Hayalci, yenilikçi, girişimci, dönüşücü, kendini sınamayı seven, iyi bir dinleyici ve aşka aşıktır. “Ne olursan ol, yine gel” felsefesini hayatının her anına işlemeye çalışır ve her şeyin sevginin etrafında döndüğüne inanır. “An” da ve gerçek olmak gibi bir çabası olmakla birlikte öze giden yolculuğundadır uzun süredir Eskiden çok plancı olan Ahmet, Erasmus’la İspanya’ya gittikten sonra akışa geçmeyi öğrenmiş, aynı sene Jam’le tanıştıktan sonra akış konusunda çıraklık belgesini almıştır. Bu aralar ingilizce öğretmenliği diploması elinde, fellik fellik ne yapacağını düşünmektedir. Daha fazla bilgi için; anadolu jam’e bekleniyorsunuz ey güzel insanlar. Esra Debreli Deniz(29) Daha baştan hatalı tasarlanmış olduğunu düşündüğü eğitim sisteminin ortasında bir eğitimci, bir matematik öğretmenidir. Aslında matematikten daha çok, öğrencilerin öncelikle insan olarak var olabilmelerini önemser. Sorgulama, düşünme ve kendilerini ifade etme becerisinin azaldığı ve azaltıldığı bu sistemde, öğrencilerine bu becerileri kazandıracak olan etkinlikler kurgular ve uygular. Bu etkinliklerle var olan müfredat ve sistemi arasında denge kurmaya çalışır. Ama yine de bazen bürokrasiden sıkılır ve bazen tak edebilir. Çocukların saf sevgi ve enerjilerini çoğaltmaya ve bulaştırmaya çalışır. Bazen iliklerine kadar işleyen fesleğen kokusu, gelinciklerin kırmızısı, doğa ile başbaşa olması, var oluşla bağlantısını ona hatırlatırken, bazen de bu bağlantı için yoga, dans, meditasyon, dağ tırmanışlarını araç edinir. Bisikleti onun yol arkadaşıdır. Dans ederek yaşamın ritmiyle ahenk içinde olabilmeyi, dağ tırmanışlarında anı yaşayabilmeyi, yoga yaparak önce zihnini özgürleştirip sonra bedenini ve ruhunu esnetme deney ve deneyimlerini yaşamının bir parçası haline getirmiştir. Bu süreçte ODTÜ Çağdaş Dans Topluluğu çalışmalarına katılmış, Yoga, Yoga terapi, Hamile Yogası eğitmenlik eğitimini tamamlamıştır. Kalbiyle görmenin, duymanın, hissetmenin yollarını araştırır. Resim, müzik, aşk, tasavvuf, fiziksel tiyatro, seyahat, fotoğraf, yani üretme ve paylaşma yolunda attığı her adım, özünden doğduğuna inandığı spiral şeklindeki sonsuz hayat döngüsünde, şifayı bulma ve insanlara bulaştırma araçlarıdır onun için. Amacı insan bilincinin evrimine katkıda bulunmaktır.Kollektif bilincin ivmesini arttırabilecek olan sürdürülebilir yaşam, permakültür, ekolojik mimari ve doğal yaşam, alternatif ekonomi süreçleri ve bu süreçlerde aktif olabilmek de, keşfettiği ve çoğaltmak istediği yeni araçlarıdır. Shilpa Jain (36), şu an, YES! direktörü olarak çalıştığı Oakland/Berkeley, CA'da kök salmış durumdadır. Bu görevi yürütmeden önce Shilpa, iki yıl Other Worlds isimli organizasyonun eğitim direktörü olarak ve 10 yıl bir öğrenme aktivisti olarak Hindistan’da eğitimi ve gelişmeyi sorgulayan Shikshantar ile The Peoples’ Institute for Rethinking Education and Development isimli organizasyonda çalıştı. 5 yıl boyunca Swapathgami (Walkout-Walkon) Network isimli organizasyonda baş koordinatörlük yaptı. Kitap ve makaleler yazdı. Hediye kültürü, yaratıcı ifadeler, derin ekoloji, demokratik yaşam, inovatif öğrenme gibi konular üzerinde workshoplar ve buluşmalar düzenledi. İşbirlikçi oyunlar, dans, organik tarım, upcycling, sıfır atık, takdir edici sorular sorma ve topluluk oluşturma konularıyla çok yakından ilgilenmektedir. Yaptıklarının tamamı, insanların kendilerini yönlendiren, onlara ruhsal çelişki yaşatan kuruluşlardan/durumlardan özgürleştirmeleri, kendi kalpleri ile paralel, yerel topluluklarında doğa ile bütünleşik bir şekilde yaşamaları için yollar aramak üzerinedir. www.yesworld.org www.otherworldsarepossible.org www.shikshantar.in Emre Ertegün (31), bir süre özel sektörde, bir süre STÖ’lerde çalıştıktan sonra kendini yollara ve rüzgâra bıraktı. ‘Başka bir dünya’, ‘başka bir toplum’ oluşturmanın rüyasını görmekte olup, http://icimdensohbetler.blogspot.com adresinde, düşlediği dünya -ve zaman zaman da kendisi- ile ilgili atıp tutmaktadır. Bağımsız filmlerden, kitaplardan; bir o kadar da yaşadıklarından ve gözlemlediklerinden beslenmeye çalışan bu adam, ‘apartman çocuğu’ olarak geçirdiği 30 yıldan sonra, doğa ile bütünleşmeye ve ondan da çok şey öğrenmeye başlamıştır.Paylaşım ekonomisi, armağan ekonomisi, ortak kullanım gibi kavramlarla yakın zamanlarda tanışmış olmasına rağmen, bu fikirlerle yatıp kalkmakta ve hayatını bu kavramlar doğrultusunda dönüştürmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl içinde önce işinden, sonra evinden ayrılmayı seçmiş ve Eylül 2012’den bu yana göçebe olarak yaşamını sürdürmektedir. http://gocebegunler.blogspot.com/ Elif Bilal (24), Sorunlarla mücadele yöntemi olarak "sevgi"yi uygulayan, kendi hikayesini yazarken azıcık gecikmeli de olsa insanların hayatlarına dokunmayı ve birlikte bir fark yaratabilmeyi temel hedef belleyen, halihazırda ikinci bir lisans için hazırlıklara girişmiş insan. Kütahya'da doğdu, Ankara'da okudu, Eskişehir'e yerleşti. Seyahat etmeyi, yeni hikayelere heyecanlanmayı, sarılmayı ve kedileri çok seviyor. Anadolu Jam '12 sırasında başlayan kişisel dönüşümünü başarıyla sürdürüyor. Argın Kubin(23), Üniversitede okuduğu, son dönemlerde sıkça hatırlatılmıştır kendisine. Üniversiteye başladıktan sonra cinsel sağlık/üreme sağlığı, toplumsal cinsiyet, cinsiyet eşitliği konularında çalışmalarda bulunmuş, bu alanda STK falloşu olup çıkmıştır. Her an her yerde dans ederken, şarkı söylerken ya da doğaçlama tiyatro yaparken karşımıza çıkabileceği gerçekliği akıllarda tutulmalıdır. Başka hayatları öğrenmeyi, hayatlara dokunmayı, başkalarında kendini keşfetmeyi, aktif dinlemeyi, ilham alıp vermeyi pek sever. Empatiktir, kendini etnik bukalemun olarak tanımlamayı sevdiği gibi hayatındaki birçok şeyi bir salyangozla ilişkilendirir, arkasında rengarenk bir iz bırakan. Özellikle katıldığı Anadolu Jam ve sessiz meditasyon inzivası sonrasında içinden geldiği gibi yaşamaya çalışan Argın’ı kalıplara sığdıramadığımız gibi, hayalperest varlığından ve yaratıcı dünyasından her an ne çıkacağı da merak konusu olagelmiştir. Tabuları yıkmak ve ezber bozmak en sevdiği eylemlerdendir. Hala 3 D.(Dön,dönüş,dönüştür) çalışmalarını sürdürmektedir. Buluşma Mekanı Anadolu Jam, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Muratlar Köyü’nün Yeniköy mevkiinde, Bayramiç-Yeniköy ekolojik yerleşiminin ev sahipliğinde gerçekleşecek. Bayramiç-Yeniköy, permakültür felsefesini gözeterek tasarım yapan ve uygulayan, yerel tohumlarımıza sahip çıkarak doğal tarım uygulamaları yapan, öğrendiklerini, ürettiklerini paylaşarak kendi kendine yetmeye çalışan ekolojik bir yerleşimdir. Kazdağı’nda, Anadolu’nun en önemli ekosistemlerinden birinin bağrında bulunan Bayramiç-Yeniköy yerleşimi, Anadolu Jam için rahat bir ortam ve ilham veren doğal güzellikler sunmaktadır. www.bayramicyenikoy.com Davetlisiniz! Ekibimiz, Anadolu Jam’e başvurunuzu bekliyor. Lütfen davetiyemizi tanıdığınız diğer insanlara da paylaşın. Sorularınız için bize yazın. Doldurduğunuz başvuru formunu 30 Haziran 2013 tarihine kadar [email protected] adresine gönderebilirsiniz. TEŞEKKÜRLER!