Birlikteli¤e katk

Transcription

Birlikteli¤e katk
18
SERGİ ÖZEL
7 Ekim 2011 Cuma
En yak›n
tan›k Hürriyet
D
OĞAN Media
International Genel
Müdürü Sevda
Boduroğlu, Başkonsolos
Mustafa Pulat’a sergiye
yaptığı ev sahipliğinden
dolayı teşekkür ederek
başladığı konuşmasında,
Anadolu’nun dört bir
yanında insanların
hayalleri ile birlikte
Almanya’ya geldiğini
söyledi. Boduroğlu,
“İnsanlar tahta bavulları
ile İstanbul’dan trene binip
Münih’e geldiler. Buradan
da ülkenin dört bir
yanındaki fabrikalara
yönlendirildiler. İlk
başlarda her şey onlar için
çok zordu. Yurtlarda
kaldılar, ardından da 40
metrekarelik konutlara
geçtiler. Çocuklarını ve
eşlerini de yanlarına
aldılar. Bu sürecin en yakın
ve en önemli tanığı ise
Hürriyet oldu” dedi.
Hiç yalnız bırakmadı
Hürriyet Gazetesi’nin
Almanya’ya gelen Türkleri
hiçbir zaman yalnız
bırakmadığının altını çizen
Boduroğlu, Hürriyet’in
göçten kısa bir süre sonra
uçakla Almanya’ya gazete
getirdiğini ardından da
1969 yılında Münih’te basılmaya başlandığını hatırlatarak “Ardından da
Hürriyet Frankfurt’a
taşındı. Ve Almanya’daki
yayın hayatına başladı.
Yayın hayatı kesintiye uğramadan bugüne kadar devam ediyor. Bu süreçte hem
Türkiye ile Almanya
arasında köprü görevi
gördü hem de Almanya’da
yaşayan Türk toplumu ve
Alman toplumu arasında
ciddi bir sosyal köprü
oluşturdu. Bu görev hala
devam ediyor. Süreç içinde
hem gazetemiz renklendi
hem de buradaki yaşam
renklendi. İnsanlarımız başarıdan başarıya koştu”
dedi.
Berlin Türk Evi’nde Başkonsolos Mustafa Pulat’ın evsahipliğinde açılan ‘Hürriyet
Tanıklığında Göçün 50 Yılı’ sergisi davetlileri duygulandırdı. Sergi ile ilgili görüş
açıklayanların ortak düşüncesi, “Sergi çok duygulandırıcı ve etkileyici” oldu.
Do¤an Media International Genel
Müdürü Sevda Boduro¤lu
Birinci neslin
hikayeleri
Hürriyet Avrupa
baskıları için birinci neslin
her zaman önemli bir yeri
olduğunu vurgulayan
Boduroğlu, bir yılı aşkın
süredir birinci neslin
inanılmaz güzellikteki
hayat hikayelerinin
Hürriyet’te yayınlandığını
hatırlattı. Boduroğlu, “Bu
hikayeleri keyifle
yayınlıyoruz, okurlarımız
da keyifle takip ediyor.
Binlerce hayat hikayesi
bizlere gönderildi. Hepsi
birbirinden değerli ve
öğretici” dedi.
Sinem Turaç (Bundesliga Kadınlar Futbol Hakemi):
Sergi beni çok etkiledi. Duygulandım. Gözlerim doldu.
Dedemi ve nenemi hatırladım. Onların bana anlatıkları
aklıma geldi. Çok beğendim. Resimler de çok güzel. Sergide gazetede yer alan üç kuşak Türklerin başarıları,
hüzünleri ve mutlulukları yer alıyor. Ben de kendi
resimlerimi ve haberlerimi gördüm.
Yabancı ve göç
kelimeleri olmasın
Boduroğlu
konuşmasının son
bölümünde ise birlikte
yaşamanın önemi ile ilgili
mesaj verdi. Boduroğlu,
göçün ciddi bir başarı
öyküsünün bulunduğunu
belirterek sözlerini
“Önümüzdeki dönemde
göç, göçmen ve yabancı
kavramların hayatımızda
olmamasını diliyorum,
istiyorum. Biz burada
yaşıyoruz, buralıyız.
Dördüncü nesil artık
burada dünyaya geldi.
Bizim hedefimiz; keyifli
birlikte bir yaşam kurmak.
Keyifle çalışmak istiyoruz.
Bunu da başaracağız”
diyerek tamamladı.
Bahattin Kaya:
(TD-IHK Yönetim
Kurulu Üyesi):
Hürriyet 50 yıl
boyunca bizleri
burada haberleri
ile donattı.
Bilgilendirdi.
Danışmanlık
yaptı. Sosyal
içerikli
olaylara el attı.
Şimdi ise tüm
yaşantımızın
özetini burada
sergiliyor.
Burada
sergilenen
bizlerin yaşamı.
Duygu dolu bir
sergi.
Remzi Kaplan
(TDU Başkanı):
Çok başarılı bir
sergi. Hepimizin
yaşamından
kesintiler gözler
önüne seriliyor.
Beni çocukluk
yıllarıma
götürdü. Bu sergi
sadece Türklerin
değil,
Almanya’nın da
son 50 yılına
tanıklık ediyor.
Emeği geçenleri
kutluyorum.
Sergi mutlaka
herkes
tarafından
ziyaret edilmeli.
Ertan Taşkıran
(CDU’lu
politikacı):
Hürriyet’i
tebrik ediyorum.
50 yıllık göçün
özetini çok
güzel veriyor.
Hürriyet çok
önemli bir iş
başardı. Sergi
her yönüyle iyi
hazırlanmış.
Sergi mutlaka
herkes
tarafından
izlenmeli.
Almanya’daki
göç hikayesi bu
kadar güzel
özetlenebilir.
İlkin Özışık
(SPD
Milletvekili):
Beni
çocukluğuma
götürdü.
Annemin ve
babamın
yaşadıklarını
gördüm. Bu
göç arşivini
sergi ile
sınırlandırmamak gerekir.
Sergi çok
başarılı ama
bunu müzeye
dönüştürmeli.
Hakan Taş (Sol
Parti
Milletvekili):
Türk işgücü
göçünün 50
yıllık tarihi
Berlin’e getiren
Hürriyet’e
teşekkür
ederim. 1961
yılından 2011
yılına kadar
gelişen olayları
bir kez daha
yaşıyoruz. Bu
bir sergiden
daha öte anlamlar taşıyor.
Özcan Mutlu
(Yeşiller
milletvekili):
Hürriyet,
yıllarca
Avrupa’da
yaşayan
Türklerin gözü
kulağı oldu.
Geride kalan
50 yılı bir kez
daha gözümüzün önüne seriyor. Almanya’da yaşayan
Türklere köprü
olan Hürriyet’e
minnettarız.
Reportage: Nihat ERTU⁄RUL
NG PFLEGERIN
ZERRİN BASKICIOĞULLARI WAR 32 JAHRE LA
Deutschland
schenkte mir Freiheit
Zerrin Baskıcıoğulları kam 1963 nach Deutschland. Hier verbrachte
sie die schönsten Jahre ihres Lebens. Sie pflegte Behinderte und
Senioren. Sie ist dankbar, dass sich ihr so viele
Möglichkeiten boten.
A
LS Zerrin Baskıcıoğulları im Jahr
1963 nach Deutsch-land kam, war
sie hochschwanger; nur zehn Tage später
brachte sie ihren heute 48-jährigen Sohn
Zafer zur Welt. Ihre Anfangszeit in der Fremde schildert uns Baskıcıoğul-ları so: „Bei der
Geburt war ich 20 Jahre alt und seit zwei Jahren mit meinem mittlerweile verstorbenen
Mann verheiratet. Wir brauchten Geld. Deshalb brachte ich mein sechs Monate altes
Söhnchen nach Istanbul zu meiner Mutter.
Nach der Rückkehr nach Deutschland arbeitete ich in verschiedenen Fabriken. Lange
Jahre arbeitete ich in der Michalke-Fabrik.
Damals verdiente ich 400 D-Mark im Monat,
was sehr gutes Geld war.“
Nach dem Tod ihres in Istanbul lebenden
Vaters im Jahr 1976 entschloss sich Zerrin B.
T
”
zur Rückkehr in die Türkei, aber nach 13 Jahren in Deutschland, in denen sie sich an das
freie Leben gewöhnt hatte, fiel es ihr schwer,
sich dort wieder einzugewöhnen: „Wenn ich
mich in Istanbul frei bewegte, fiel das manchen negativ auf. Ich stellte fest, dass ich
nicht akzeptiert wurde und neun Monate
später kehrte ich mit meinem Mann Necdet
nach Deutschland zurück; wir hatten unsere
Freiheit wieder. Ich verdanke Deutschland
sehr viel.“ 1978 begann Baskıcıoğulları in
einem Wohnheim für geistig und körperlich
Behinderte als Pflegerin zu arbeiten. Um diesen Posten übernehmen zu können, hatte sie
drei Jahre lang eine Schule besucht: „Die
Arbeit war nicht leicht, aber für hilfsbedürf tige Menschen dazusein verschaffte mir gro ße Befriedigung.“ Sie nahm gern die Rolle
der Pflegerin der 27 bis 80 Jahre alten Behinderten ein und hatte einen sehr guten Kontakt zu ihren Patienten.
Zerrin Baskıcıoğulları, die 32 Jahre als
Pflegerin arbeitete, er-zählt, dass die Bewohner des Altenheims sie „Mutti“ nannten:
„Auch ich liebte diese alten Menschen sehr.
Ich brachte ihnen die gleiche Zuwendung
entgegen wie eine Mutter ihren Kindern.
Unter den 400 Mitarbeitern der Einrichtung
war ich die einzige Ausländerin. Ich erntete
viel Anerkennung. Mein größtes Problem in
dieser Einrichtung war, dass die Patienten
sich in mich verliebten. Einmal kletterte ein
60 Jahre alter Patient auf einen Baum und
schaffte es auf diese Weise, dass ich zu ihm
ging. Da machte er mir eine Liebeserklärung.
Ich erlebte in dem Heim die schönsten Tage
in meinem gesamten Arbeitsleben. Manchmal lachte ich, und manchmal weinte ich.
2010 ging ich mit 66 Jahren in Rente. Sie können mir glauben oder nicht, aber das Rentnerdasein mag ich überhaupt nicht. Jetzt bin
ich 68 Jahre alt. Ich liebte meine Arbeit und
Deutschland, das mir so viele Möglichkeiten
bot, von ganzem Herzen, und werde es
immer lieben. “
“Birlikteli¤e katk›”
ÜRKİYE’DEN Almanya’ya
sayıda Türk kökenli kişi
göçün 50. yıldönümü
tarafından okunan Hürriyet
nedeniyle farklı projeler
Gazetesi, bu ülkedeki Türk
hayata geçiriliyor. Bu projeler,
kamuoyunun bilgilendirilmesi ve
sanat ve kültür çalışmalarından
yönlendirilmesine büyük katkıda
belgesel nitelikteki
bulunuyor. Hürriyet’in
sergilere,
Avrupa baskılarında,
sempozyumlara ve
Almanya’daki
panellere, kitap
toplumsal ve siyasi
projelerinden
hayata ilişkin geniş
sinema ve televizyon
haberler yer alıyor.
prodüksiyonlarına
İçeriklerin bir
kadar geniş bir
bölümünün Almanca
yelpazeyi kapsıyor.
olarak yayınlanmasını
Hürriyet Gazetesi
büyük bir takdirle
de farkındalık
karşılıyorum.
Göç ve Uyumdan Sorumlu
yaratan bir projeye
Hürriyet, okurlarına
Devlet Bakan›
imza atıyor: Son 50
Almanca öğrenmeleri
Prof. Dr. Maria Böhmer:
yılda Hürriyet’in
konusunda cesaret
birinci sayfalarından
vermekle kalmıyor,
oluşan bir sergi ile İşgücü
Türk çocukların ve gençlerin
Anlaşması’nın imzalanmasının
okulu iyi bir diplomayla
yıldönümüyle ilgili kapsamlı
bitirmelerini teşvik edici yayınlar
bilgilerin yer aldığı bir kitap,
da yapıyor. Hürriyet ayrıca aile içi
okurların hizmetine sunuluyor.
şiddetle mücadele ediyor. Bunlar
Hürriyet’in etkin olduğu faaliyet
✽ ✽ ✽
alanlarından sadece bir kaç
örnek. Bu çalışmalar sayesinde
Almanya’daki en önemli Türk
uyuma paha biçilmez değerde
basın kuruluşlarından biri olan
katkıda bulunan Hürriyet’e büyük
Hürriyet, bu konuda üzerine
bir teşekkür borçluyuz. Hürriyet,
düşen görevi layıkıyla yerine
bu övgüyü, gazetenin birinci
getiriyor. Almanya’da her gün çok
sayfalarından oluşan sergisi ve
İşgücü Anlaşması’nın
imzalanmasının 50. yıldönümüne
ilişkin kitabıyla hak ediyor.
Ülkemizde yaşayan insanların
hayat hikayelerinin anlatıldığı bu
çalışmalar sayesinde, Almanya’da
karşılıklı hoşgörü ve toplumsal
birlikteliğin gelişmesine katkı
sağlanıyor.
✽ ✽ ✽
Okuduğum kitaptaki birçok
bölüm beni çok etkiledi. Örneğin
Aşağı Saksonya Sosyal İşler
Bakanı Aygül Özkan’ın babası
Aydın Özer’in hayat hikayesi,
bunlardan bir tanesi. Genç bir
adam olarak 1963 yılında
Almanya’ya gelmiş. İşiyle ilgili her
şey yolunda gitmiş. Bir tek
Almanca’yı anlayamamasına
tahammülü yokmuş. Ne yapıp
edip Almanca kursu veren yerleri
araştırmış ve kendi parasıyla dil
öğrenmiş. Onun bu girişimi beni
çok etkiledi.
50 yılı özetleyen, heyecan verici
bu kitabı okurken, Türk ve
Almanların ortak yaşamına ilişkin
çok önemli ve ilginç ipuçları
yakaladım.
Ausstellung Sergi
06.-29. Oktober 2011
Türkisches Haus
6 - 29 Ekim 2011
Türkevi
An der Urania 15, 10787 Berlin
Öffnungszeiten:
Di., Do., Fr., Sa.: 12:00 - 18:00 Uhr
Mi.: 14:00 - 20:00 Uhr
www.hurriyetausstellung.de
Açılış saatleri:
Sa., Perş., Cu., C.tesi.: 12.00 - 18.00
Ça.: 14.00 - 20.00
www.hurriyetsergisi.de
Erol Özkaraca
(SPD
Milletvekili):
Beni çok
etkiledi. Ben de
bu göçün bir
ürünüyüm.
Göçten 2 yaş
küçüğüm.
Almanların
bizimle ilgili
kafalarında varolan olumsuz
düşünceleri
yok etmek için
bu tür sergiler
önemli işlev
görüyor.