Pusula - MigesMedia
Transcription
Pusula - MigesMedia
14 Haziran’da önemli konularda Halkoylamaları yapılacak SAYI: 15 2015 /05 AYLIK YAYIN 5 Kredinizi ucuzu ile değiştirin 6 Pansiyon kasalar rizikoda 7 En iyi eğitim İsviçre’de 6 Yaşlılar daha fazla çalışıyor 17 Salon ‘Kazım, Kazım’ sesleriyle coştu 14 Halkımız oy kullanmaya büyük ilgi gösterdi 13 3 < EDİTÖR > İçindekiler Seçime katılım rekora koşuyor Evet yanlıştan dönüldü, randevu alarak oy kullanılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde %8’lerde kalan katılım, daha oy verme süresinin bitimine bir hafta kala dört katına çıktı. Son hafta verilecek oylarla bu rakamın 1 milyona ulaşması bekleniyor. 2 milyon 867 bin seçmenin olduğu dikkate alınacak olursa bu oran ortalamanın üzerinde. Uzun yıllardır İsviçre dışında yaşayan İsviçrelilerin kendi seçimleri için kullandığı oyların %15 civarında olduğu dikkate alındığında bu gerçekten oldukça yüksek bir rakam. Yine İsviçre’de yaşayan İtalyan, Alman ve Fransız göçmenler de kendi ülkelerinde yapılan seçimlere katılmakta ve katılım oranı en iyi durumda bile %20`yi geçmemekte. Tüm bu kıyaslamalardan yola çıkacak olursak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bu seçimde ne denli oy kullanmaya önem verdiklerini görüyoruz. 7 Haziran’dan sonra açıklanacak olan kesin katılım rakamlarına dayanarak mevcut durumun daha dikkatlice gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü seçime katılım yüksek olsa da geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gereken konular bulunuyor. STK`lar başta olmak üzere, seçim sandıklarında çalışan, konuya hakim olan uzman kişilerin mevcut sorunları aşmayı amaçlayan önerilerini hemen seçim sonrası hazırlayarak mutlaka gerekli mercilere iletmeleri gerekiyor. IMPRESSUM Mail adresleri ve cep numaralarınızı bildirin! Her geçen gün kendini geliştiren ve yenilikleri yakından takip eden gazeteniz Pusula, yakın zamanda yeni bir projeye başlıyor. Yeni projemizde hedefimiz altyapı çalışmalarını bir an evvel sonlandırıp gündemde yer alan en önemli ve aktüel haberleri okurlarımıza anında ulaştırmak. Sizin de bildiğiniz gibi mevcut yayınımız aylık gazetemizle sürmekte. Bu projeyle birlikte elektronik ortamda sosyal medyayı da içine alan özel bir sistem üzerinden yayınlarımızı devam ettirmek istiyoruz. Etkinlikleri, halk oylamalarını, dünyadan haberleri ve röportajları anında okumak ya da yapılan görüntülü haberleri sıcağı sıcağına takip etmek istemez misiniz? Turgut Karaboyun [email protected] Mail adreslerinizi ve cep telefonlarınızı [email protected] adresine göndererek kayıt yaptırabilir sisteme dahil olabilirisiniz. Bu ayki sayımızda hazırladığımız reklamda da yer aldığı gibi, kayıt yaptıran okurlarımız arasında yapacağımız çekilişle iki okurumuza Türk Hava Yolları’ndan uçak bileti hediye edeceğiz. Konuyla ilgili olarak yeni gelişmeleri ve kazanan okurlarımızın isimlerini gelecek sayımızda yayınlanacak olan haberlerden takip edebilirsiniz. Geht an alle PUSULA Mitglieder VERLEGERADRESSE Pusula Media GmbH Chörenmattweg 2, 8965 Berikon E-Mail: [email protected] ABONNEMENT ErscheInungsweIse: 12x Jährlich Abo-Preis: CHF 29.- / Jahr Abodienst: +41 44 576 60 80 E-Mail: [email protected] WERBUNG / ANZEIGEN Office: +41 44 576 60 80 E-Mail: [email protected] CHEFREDAKTOR Turgut Karaboyun REDAKTIONSLEITER Derya Edis OFFICE PRAKTIKANTINNEN Onur Akkurt REDAKTION Mehmet Akyol, Hüseyin Türkkan, Neslişah Çetin GRAFIKDESIGN ANL CREATIVE www.anlcreative.com Kredinizi ucuzu ile değiştirin 11 Gaziantep Polisgücü ülkemizi temsil etti 11 Polisin yerini özel güvenlik alıyor 13 14 Haziran'da önemli konularda Halkoylamaları yapılacak 14 Halkımız oy kullanmaya büyük ilgi gösterdi 17 Salon 'Kazım, Kazım' sesleriyle coştu 18 Hastalara yanlış ilaç veriliyor 18 Atom Çöplerinin Maliyeti 100 Milyar 19 İşsizlik oranı ne kadar olacak? 20 BU KARANFİLİ NÂZIM GÖNDERDİ!.. 21 23 24 Açık Lise hayat değiştiriyor 26 Ebru ÖZEL’le Sanata ve Ebruya Dair Çok Özel Bir Söyleşi 28 İsviçre Türk Kadınları Derneği’nden “Anneler Günü Kahvaltısı” 28 Neden? 29 Bern’de İstanbul ve Ondokuz Mayıs Üniversiteleri YÖS Sınavları yapıldı 29 Winterthur usta tiyatrocuları ağırladı 30 “Unutulmayan Nameler” 30 Zürih semalarına bir hoş sada daha bıraktı 31 Alarm Yönetimi 32 “Yeniden doğsam, yaptığım her şeyi yine yapardım” 35 İslam Kültür Merkezleri Birliği St. Gallen şubesinin yeni binası hizmete girdi editör Türkiye’de yapılacak Genel Seçimlerde ilk kez oy kullanacak olan yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, Mayıs’ın ilk günlerinden itibaren yurtdışı temsilciliklerde kurulan oy sandıklarına koştu. Bize ulaşan son bilgiler, oy kullanmanın son haftasına girildiğinde kullanılan oyların sayısının 675 bin olduğu yönünde. 5 6 6 7 9 9 10 11 DRUCKEREI Theiler Druck AG ÜBERSETZUNGSDIENST Turka Lingua FREIE JOURNALISTEN Asiye Sınıcı, Mehmet Kuzu, Gökçen Cingi, Fatih Ertuğrul EDV / IT Bülent Kabacaoğlu www.activeip.ch AUTOREN Sunay Akın, Mehmet Akyol, Hülya Rüst, Özlem Kalaca VERTRETER Istanbul: M. Ali Tuncer, Derya Edis Ankara: Mehmet Kuzu İNTERNET HABER SORUMLUSU Fatih Ertuğrul PUSULA Gazetesi’nin tüm yayın hakları kendisine aittir. Yayınlanan reklamlardaki sorumluluk, reklamı veren firmaların kendine aittir. Hazırlanan haberlerden ve yazılardan, haberi hazırlayan kişiler ya da kaynak gösterilen kurumlar sorumludur. PUSULA’da kullanılan tüm haberlerin, fotoğrafların ve bilgilerin her hakkı PUSULA’ya aittir. İzinsiz olarak kullanılması yasaktır. Aksi durumda, cezai uygulamalar için hukuki işlemler başlatılır. Pansiyon kasalar rizikoda! Yaşlılar daha fazla çalışıyor En iyi eğitim İsviçre’de! Göçmenlerin polise güveni tam! Batı İsviçre daha mı suçlu? Lobicilere sınır yok Victorinex fiyatları yükseltti! İsviçre ve altın Yağmura rağmen herkes oradaydı 36 36 3 Boyutlu Baskı 38 Üç Enstruman Tek Ruh, 'Taksim Trio' 39 41 42 45 Mayıs yıldızlar geçidi gibi geçti (3D printing) Kıyafet Kodu En Kolay Kombinleme Önerileri Nyon Paleo Festivali 40. Yılında 5 < EKONOMİ > Kredinizi ucuzu ile değiştirin eny Finance: En elverişli kredi imkanı Kredi almak insana bir özgürlük sağladığı gibi sorumlulukta yükler. Genelde uygun koşullarda ve doğru bir kurumdan alınan bir kredi ihtiyaçları karşılamak için doğru bir adımdır. Bu anlamda eny Finance, sizin ihtiyaçlarınıza uygun, kolayca ve en uygun koşullarda sağlanacak bir kredi sunan İsviçreli bir finans kurumu olarak dikkat çekmektedir. Buna ek olarak eny Finance sizlere eğer varsa diğer bir kurumdan aldığınız mevcut kredinizi de değiştirme ve ‘eny Credit’ olarak tek ve anlaşılır bir kredi haline getirmeyi ucuz ve basit bir şekilde sağlamaktadır. ‘eny Credit’ yeni bir kredi anlayışı ile ortaya çıktı, online, hızlı ve uygun koşulları bir araya getirdi. Bu hizmeti ile eny Finance İsviçre’de öncü bir rol oynamakta. Bu yeni kredi imkanı her bakımdan esnek, her kişiye göre değiştirilmeye uygun özel şartlarda bir model sunmakta. İhtiyacınıza göre 5000 ila 80000 Frank arasın- daki bir kredi, %6.9 gibi sabit bir faiz oranı ile aylık geri ödemelerle size sunulmakta. Aynı zamanda aldığınız kredinin geri ödemesini 6 ila 120 ay arasında kaç ayda ödeyeceğinizi kendiniz belirleyebilirisiniz. eny Credit: Kredinizi ucuzu ile değiştirin Kredi ihtiyacı için çeşitli kurumlara müracaat edenler, bir kıyaslama yapmanın ne kadar zor olduğunu görmüşlerdir. Özellikle faiz miktarı ve masrafların fazla olduğu açıktır. eny Credit sizlere hem mevcut kredi borçlarınız hem de kredi kartları borçlarınız için tek bir kredi imkanı sunmakta. Üstelik bununla tam bir şeffaflık sağlamakta, tüm borçlarınızı tek bir yerde toplayarak aylık ödemelerinizde büyük tasarruflar yapma imkanını vermektedir. Kredi değiştirmede en çok sorulanlar: Aşağıda bu konuyla ilgili en çok sorulan soruları ve bunların cevaplarını sizlere sunmak istiyoruz. Kredi değiştirmeden önce bana kredi veren kurumlara bilgi vermeliyi miyim? Yasalar size herhangi bir kurumdan kredi alma özgürlüğü ile birlikte bunu değiştirme imkanını da tanımakta. Ancak kredinizi değiştirmeden, mevcut kredinizin son durumunu, borç miktarını istemeniz tavsiye edilir. Kredinizi değiştirmeniz durumunda, bu borç miktarının tümü eny Finance tarafından ödenir ve eski kredinizle ilgili herhangi sorumluluğunuz kalmaz. Yapmanız gereken tek şey bir ödeme kağıdı ile birlikte, borcunuzun referans numarası ve hesap bilgilerini göndermeniz yeterlidir. Geriye kalan işlemler eny Finance tarafından yerine getirilir. Kredi kartını geri vermeden Kredi kartı borçlarını da eny Credit ile birleştirebilir miyim? Elbette böyle bir durumda kredi kartınızı geri vermenize gerek yoktur. eny Finance bu borcunuzu üstlenir ve bu borcunuzu eny Credit ile daha uygun faizle ödeme imkanı yaratır. eny Credit’le yapacağınız tasarruf Her durumda eny Credit’e geçmeniz yaranıza olacak ve duruma göre binlerce Frank tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Ufak bir miktardaki kredi borcunuzu bile değiştirmeniz, düşük faiz nedeniyle sizin yararınıza olacaktır. Mevcut kredi borcunuzu değiştirme durumda ne kadar tasarruf edeceğinizi öğrenmek için www.enyfinance.ch adresine giriş yapmanız yeterli olacaktır. Unutmayın aracı kredi şirketleri sizi istedikleri faiz oranına yönlendirip, çoğunlukla yüksek faizli kredi almanızı sağlıyorlar. eny Finance yapacağınız kredi başvurularında hiç bir aracı kredi şirketi yoktur. Başvurularınızı internet sayfamız üzerinden yaparak %6.9 faiz oranıyla kredinizi alabilir ve yüksek tasarruflar yapabilirsiniz. 6 < GÜNCEL > Pansiyon kasalar rizikoda! Pansiyon kasalarda biriken primlerin 800 milyarı aştığı, geçen yıl sonuna kadar borsadaki yatırımlardan % 5 ile %8 arasında kar elde edilmesine rağmen durumun hiçte iç açıcı olmadığı açıklandı. Pansiyon Kasalar bilançolarını açıklarken bu gelişmelere değinmiyor, eksi faiz nedeniyle daha rizikolu yatırımlara girdiklerini gizliyorlar. G eçen yıl Pansiyon Kasalarda biriken primlerle yapılan yatırımlar, yasa ile belirlenen en az %1.75 faiz oranının üzerinde olması ile mali durumunu düzeltmiş gibi gözüküyor. Söz konusu prim birikimlerinin 250 milyar Frank’ı borsaya, 280 milyar Frank’ı ise devlet tahvillerine yatırılmış durumda. Gayrimenkule yatırılan miktarın değeri ise 150 milyar Frank civarında. 2008 yılında Pansiyon Kasaların borsaya yatırımlarının 170 milyar Frank olduğunu hatırlatan uzmanlar, borsa krizi ile bu yatırımın değerinin 110 milyara düştüğüne dikkat çekiyorlar. Eksi faiz nedeniyle devlet tahvilleri ve gayri menkul gelirlerinin düşmesi gündemde. Bu durumda Pansiyon Kasalar, daha fazla gelir getirici, ancak oldukça rizikolu başka yatırımlara yönelmeye başlamış durumdalar. Öte yandan Pansiyon kasaların ellerinde tuttukları 80 milyar Frank civarındaki para, yine eksi faizler nedeniyle değer kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Bu durumun Pansiyon Kasalara yılda 400 milyon Frank civarında ek maliyet getirebileceği hesaplanıyor. Bunun sonucu olarak Pansiyon kasa yöneticilerinin rizikolu yatırım fonlarına yönelmeleri gündeme geldi. Zürih Belediyesi Pansiyon kasasının, elindeki prim birikiminin %11' ni bir yatırım fonuna yatırması mali çevrelerde şaşkınlık yarattı. Yine büyük Pansiyon Kasalardan biri olan Novartis, işyeri Pansiyon Kasasıda biriken primlerin % 7' sini benzer bir yatırımda kullandığını açıkladı. Negativzinsen treiben Pensionskassen ins Risikogeschäft In der zweiten Säule stecken derzeit knapp 800 Milliarden Franken. Derzeit vermelden viele Pensionskassen Frohbotschaften. 2014 war ein gutes Börsenjahr. Ihr Sparvermögen ist auf dem Papier um 5 bis 8 Prozent gewachsen. Aber übliche Geldinvestition rentiert kaum mehr. So rücken Hedgefonds und ausländische Infrastruktur in den Fokus. Yaşlılar daha fazla çalışıyor Diğer ülkelerle kıyaslandığında yaşlı insanların İsviçre’de daha fazla çalıştığı biliniyor. Avrupa ülkelerinde yaşlı insanların çalışmalarını inceleyen bir araştırmaya göre 55 ile 64 yaş arasındaki insanlar, İsviçre’de daha yüksek oranda çalışıyor. S öz konusu araştırmaya göre bu yaş grubunda olan insanların %72' si çalışmaya devam ediyor. Sadece İsveç’te, İsviçre’ye göre daha fazla (%74) çalışma imkanı buluyorlar. Fransa’da bu yaş grubunda olan insanların yarısından daha azı (%47) çalışmaya devam ediyor. Yunanistan ise %34 ile en az çalışma imkanı buldukları ülke. 55 - 64 yaş grubunda çalışan erkeklerin oranı %79 gibi oldukça yüksekken, kadınlarda bu oran %64 civarında. Bu sonuçlardan hareketle araştırmayı yapan kurum, yaşlıların çalışma hayatında kalma şansları- nın devam ettiğine dikkat çekiyorlar. Benzer şekilde bu yaş grubunda olan göçmenlerin çalışmaya devam ettikleri de ortaya çıkan ilginç bir durum. 55-64 yaş arası çalışanların ülkelere göre oranları İngiltere 61 Danimarka 63 Estonya 51 Almanya 65 İsviçre 72 Norveç 72 İsveç 74 In der Schweiz arbeiten Ältere besonders häufig Die Schweiz ist international top: Hierzulande arbeiten Menschen zwischen 55 und 64 Jahren besonders häufig. Das zeigen neue Zahlen von Eurostat. 7 < GÜNCEL > En iyi eğitim İsviçre’de! Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir değerlendirme, İsviçre’nin çalışanların eğitimi için ön sırada yer aldığını, ancak yaşlı çalışanlar arasında işsizliğin yaygın olduğunu göstermekte. Meslek eğitimi konusunda en gelişmiş sisteme sahip olduğu kabul edilen İsviçre, en iyi eğitimi görmüş çalışanlara sahip ülkelerin başında geliyor. Dünya Eğitim Kurumu (Unesco), Dünya Sağlık Kurumu (WHO) ve Dünya Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan 46 ayrı değerin incelemesini yapan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından her yıl En iyi eğitim sıralaması Ülke Derece Finlandiya 85,78 Norveç 83,84 İsviçre 83,58 Kanada 82,88 Japonya 82,74 İsveç 82,73 Danimarka 82,47 Hollanda 82,3 Yeni Zellanda 81,84 Belçika 81,12 Avusturya 81,02 İrlanda 80,59 68. Türkiye 61,09 Kaynak: WEF Human Capital Repport 2014 yayınlanan İnsan Kaynakları Raporu’na göre İsviçre bu yıl genel eğitim sıralamasında ilk sıradan üçüncü sıraya düşmüş durumda. Buna karşın çalışanların eğitimi konusunda hala ilk sırada kalmaya devam ediyor. En iyi eğitim sistemi olan ülke ise geçen yıl Finlandiya oldu. Onu az farkla Norveç ve İsviçre takip etmekte. Söz konusu sıralamada dikkat çeken konu ise eğitim sistemi ile ülke gelir düzeyi arasındaki bağlantı. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde gelir düzeyi ne kadar yüksek olursa eğitim sistemi de o kadar üst sıralarda yer alıyor. Bunun istisnası ise ülke gelirinin ilk sıralarda yer almasın karşın Suudi Arabistan’ın 85. ve Kuveyt’in 93. sıralarda yer almaları. Bu sıralamada 68. sırada yer alan Türkiye içinde benzeri şeyleri söylemek mümkün. Schweiz bildet Arbeitnehmer am besten aus Ausbildung top, Beschäftigung älterer Menschen flop: Ein Bericht des Weltwirtschaftsforums zeigt, wie es um die Talent- und Arbeitsförderung in der Schweiz steht. . Die Schweiz profitiere von einer sehr hohen Qualität des Bildungssystems und der Berufsausbildung, teilte das WEF mit. Besonders gut schneidet sie denn auch bei der Ausbildung der Mitarbeitenden ab - diesbezüglich belegt sie im weltweiten Vergleich den ersten Platz. < GÜNCEL > 9 Göçmenlerin polise güveni tam! İsviçre’de yaşayan göçmenlerin polise duyduğu güven İsviçreliler'e göre çok daha fazla çıktı. Sadece polise değil, göçmenlerin mahkemelere ve politik sisteme duyduğu güvende daha fazla! Batı İsviçre daha mı suçlu? Her üç kişiden birinin göçmen veya göçmen kökenli İsviçreli olduğu bu ülkede, göçmenlerin tavırları diğer ülkelere göre oldukça farklı. Diğer ülkelerde göçmenlerin mevcut sisteme karşı önemli oranda şüpheli yaklaşımları olduğu gözlemlenirken, İsviçre’de bunun tam tersi gözlemlenmekte. Hatta sisteme güven yerli halktan çok daha fazla. Federal İstatistik Müsteşarlığı tarafından mevcut verilere dayanılarak yapılan bir değerlendirme polise tam olarak güven duyanların oranının %54 olduğunu gösteriyor. Göçmenler ve göçmen kökenli olanlarda ise bu güven %75'in üzerine kadar çıkıyor. Buna ek olarak mahkemelere (veya hukuk sistemine) olan güven ise ortalama %46 iken, göçmenler arasında güven oranı %70 civarında. Politik sisteme olan güven ise daha az, insanların sadece %36'sı politik sisteme güven duyduklarını belirtirken, göçmenler için bu oran %50'yi aşıyor. Söz konusu değerlendirme bunun nedenleri konusunda bilgi vermiyor. Söz konusu değerlendirmede göçmenler hakkında ilginç bazı bulgularda var. Örneğin kişi başına düşen konut alanı ortalama 12 m2 'den daha az. Gerek tek başına oturanlar gerekse de ailesi ile birlikte oturanlar için bu miktar geçerli. Diğer taraftan dikkat çeken başka bir konu ise, göçmen kökenli seçmenlerin 2010 ile 2013 yılları arasında seçimlere katılma oranlarının yaklaşık %10 oranında azalmış olması. Bu yıllar arasında seçime katılma oranının genellikle aynı düzeyde kaldığı dikkate alındığında, %10'luk azalış oldukça düşündürücü. Ausländer vertrauen der Polizei viel mehr Personen mit Migrationshintergrund haben grösseres Vertrauen in die Polizei, die Gerichte und das politische System in der Schweiz als Personen ohne Migrationshintergrund. Her yıl düzenli olarak yayınlanan polis vakaları ile ilgili istatistiklere göre, kişi başına işlenen suçlarda Romandie denilen batı İsviçre bölgesi ön sırada yer alıyor. Basında yer alan bu rakamlara tepki gösteren Waadt Kanton yönetimi, söz konusu verilerin farklı yöntemlerle toplandığına dikkat çekerek, bu tablonun gerçekleri yansıtmadığını belirtti. Ç eşitli kurumlar ise yapılan açıklamanın doğru olduğunu belirterek bu tür uygulamaların düzeltilmesini istediler. Özellikle hırsızlık olaylarının kantonlara göre farklı olarak kayıtlara geçmesi, sonuçların yanlış yorumlanması sonucunu doğuruyor. Son yıllarda önce Cenevre, daha sonra ise Lozan İsviçre’nin en çok suç işlenen şehri olarak ilan edilmişti. Buna göre geçen yıl 132.788 nüfusa sahip Lozan Şehri'nde geçen yıl 22.211 suç işlenmiş. Yaklaşık 8 milyon insanın yaşadığı İsviçre’de işlenen toplam suç sayısı ise 526.066. Toplam suç oranı dikkate alındığında Lozan'da işlenen suçlar ortalamanın çok üzerinde. Ancak ayrıntılar dikkate alındığında, bu rakamların fazla bir anlamı olmadığı ortaya çıkıyor. Waadt Kanton'u tarafından yapılan açıklamada, hırsızlık olayları için kantonun yasaları gereği hem meskene tecavüz, hem de hırsızlık suçunun kayda geçirildiğine dikkat çekiliyor. Diğer kantonlar ise hırsızlık olayını sadece hırsızlık suçu olarak kayda geçiriyor. Benzer şekilde bir kavga sırasında suçlu hakkında, yaralama, cana kasıt ve benzeri suçlar için birden fazla suç olayı kayda giriyor. 2014 yılında kayda geçen suçların yarısının hırsızlık olayı olduğu (234 470) dikkate alındığında, söz konusu detayın, istatistiklerin yanlış anlaşılmasına neden olduğu açıkça anlaşılıyor. Federal İstatistik Kurumu tarafından yapılan açıklamadaysa, söz konusu durumun doğru olduğu kabul edildi. Kurum, açıklanan rakamların yanıltıcı olmaması için çalışmalar yaptıklarını, konunun medya tarafından tam olarak anlaşılmadan, sansasyon aracı yapılmasından kendilerininde rahatsız olduklarını vurguladı. Hohe Kriminalität in Romandie? In den Städten und in der Romandie werden, gemessen an der Einwohnerzahl, am meisten Straftaten verübt. Die Waadt beschuldigt andere Kantone, bei der Erhebung der Daten für die polizeiliche Kriminalitätsstatistik zu schummeln. Die Betroffenen dementieren, das Bundesamt für Statistik gibt Verbesserungspotenzial zu. Bei der Erfassung von Diebstahldelikten gibt es unter den Kantonen grosse Unterschiede. 10 < POLİTİKA > Lobicilere sınır yok İsviçre parlamentosunda bir milletvekilinin, Kazakistan konusunda verdiği soru önergesini kendisinin yazmadığının ortaya çıkması, meclisteki lobi çalışmalarını yeniden gündeme getirdi. Meclis’teki lobi çalışmalarını şeffaf hale getirmeyi amaçlayan bir öneri daha parlamentoya sunuldu. Meclis daha önce gündemine getirilen sayısız öneriyi ise gereksiz bularak reddetmişti. Keine Begrenzung für Lobbyisten Es gehört zur Demokratie, dass sich Interessenvertreter in wichtige politische Entscheidungen einbringen können. Niemand bestreitet, dass dafür ein intensiver Kontakt zu Parlamentariern nötig ist. Dass Lobbyisten allerdings weitgehend im Verborgenen agieren können und Hunderte von ihnen uneingeschränkten Zugang zum Bundeshaus haben, soll nach Ansicht einiger Parlamentarier nun ein Ende haben. Her ülkede olduğu gibi Meclis’teki lobi çalışmaları parlamenter sistemin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor. Ancak bu çalışmaların açık ve kişisel çıkarlara dayalı olmaması gerektiği de kabul ediliyor. Kazakistanlı bir politikacının ticari bir firma üzerinden hazırlattığı soru önergesinin meclise sunulması ise bu sınırları aşmakta diyen meclis üyeleri ise oldukça fazla. Son yıllarda meclise bu konuda sunulan önerilerin reddedilmesi ise politik çevreler tarafından oldukça düşündürücü olarak kabul ediliyor. 2011 yılında Meclise getirilen bir öneriyle, lobi çalışması yürütenle- rin isimlerinin kayıt altına alınması istemi reddedildi. SP' nin bu önerisini SVP' li bir üyenin, eski meclis üyelerinin lobi çalışmalarının kayıt altına alınmasını istemesi takip etti. Ertesi yıl ise başka bir üye, lobicilerin meclise sürekli girişlerini kısıtlama talebinde bulundu. 1700 kişinin bu çalışmalar için sürekli mecliste olması eleştirilere neden olmuştu, ancak bu öneride kabul görmedi. Bunun üzerine meclisteki lobi çalışmalarını bir yönteme bağlanılması için çalışma başlatıldı. Meclis komisyonu tarafından bu yönde hazırlanan bir öneri uzun tartışmalara neden oldu, ancak meclis tarafından çoğunlukla reddedildi. En son geçen yıl yine SP tarafından meclise getirilen öneriyi meclis, ‘gereksiz’ buldu ve gündemine almadı. < GÜNCEL > Victorinex fiyatları yükseltti! İsviçre Frank’ının değer kazanması pek çok geleneksel firma gibi Victorinex’i de güç durumda bıraktı. Turizm sektöründe önemli bir yeri olan firma, diğerlerinden farklı olarak fiyatları düşürmek yerine arttırmayı tercih etti! O cak ayında yaşanan kur şokunun ardından pek çok firma, Euro ucuzladığı için fiyatlarda ‘Euro indirimi’ yapmaya başladı. AB ülkelerinden gelen malların fiyatları ucuzladığı için yapılan indirime karşı İsviçre’de üretilen malların pahalı kalması sonucu, fiyat indirimi kısmen de olsa bu mallara yansıdı. İhracat yapan firmalar, rekabet koşulları nedeni ile mallarını İsviçre dışına daha ucuza satmaya başladılar. Bu nedenle pek çok işyeri üretimi azaltma ve işyerini kapatma gibi yöntemlere başvurdu. Ancak bir dünya markası olan Victorinox firması ise hiç alışık olmadığımız bir yöneteme başvurdu. Ürettiği bıçak ve benzeri ürünlerin kalitesine güvenen firma, AB ülkelerine yaptığı ihracat için fiyatları %10 ile %20 arasında zam yaptığını açıkladı. Firma yönetiminden yapılan açıklamaya göre, kalitenin bir karşılığı olduğu, aynı kalite için daha az fiyat talep etmenin yanlış olduğu belirtiliyor. Euro ile yapılan satışlarda fiyat yükseltmenin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken firma, bugüne kadar bu nedenle satışlarda bir azalma olmadığını da belirtiyor. Victorinox erhöht die Preise Die Aufhebung des Euro-Mindestkurses hinterlässt beim Schweizer Traditionsunternehmen Victorinox Spuren. Der starke Franken drückt beim Schweizer Traditionsunternehmen die Margen. Nun gibt Firma Gegensteuer. 11 Polisin yerini özel güvenlik alıyor Özel güvenlik firmalarının her geçen gün artarak, polisin yaptığı işleri yapmaya başlaması, beraberinde eleştirileride getirdi. Park yerlerinde ceza kesme ile başlayan özel güvenlik, daha sonra belli alanlarda bekçilik yapılması işini de üstlendi. Son olarak özel güvenlik firmalarının bazı küçük köylerde gece asayişi sağlamaya başladıkları da gazete haberlerine yansıdı. B asel Land Kantonu'nda bu yılın başında yürürlüğe giren yeni polis kurallarına göre, diğer bazı kantonlarda olduğu gibi, köylerde asayişi sağlamak artık yerel yönetimin sorumluluğu altında. Bu durumda yerel yönetimler kendi polislerini temin etmek veya Kanton polisine bu hizmet için para ödemek zorunda. Ancak belediye bütçeleri çoğu yerde buna yetmiyor. Bu nedenle bazı köyler, asayişi sağlamak için özel güvenlik firmalarını görevlendirmeye başladı. Bu durumda şikayetler yine kanton polisine yapılıyor. Sadece olaya müdahale etme özel güvenlik tarafından yapılıyor. Olay sonında gözaltına alma veya arama yapma gibi konular esas olarak kanton polisi tarafından yapılıyor. Sayıları 800' e varan özel güvenlik firmalarında çalışanların sayısı ise geçtiğimiz yıl sonunda 20.000 civarına kadar yükseldi. Son yıllarda çalışan sayısının her yıl en az %5 miktarında arttığı belirtiliyor. Yasalar özel güvenlik mensuplarının çalışmalarının sınırlarını belirliyor. Ancak özel güvenlik mensuplarının yetkileri ile polis yetkileri arasındaki sınır belli durumlarda tam olarak tespit edilemiyor. Park cezası yazılması konusundan çıkan anlaşmazlıklar, bir binanın bekçiliğini yaparken özel güvenlik görevlisinin yaptığı müdahaleler, zaman zaman tartışmalara neden oluyor. Hukukçularsa, köylerde asayişi temin etmek için görevlendirilen özel güvenlik görevlilerinin yaptıkları müdahalelerin daha büyük sorunlara yol açacağını dile getiriyor. Sicherheitsdienste verdrängen Polizisten Private Sicherheitsfirmen übernehmen mehr und mehr Aufgaben der Polizei. Nach der Verteilung von Bussenzetteln und der Bewachung von Arealen folgt nun im Baselbiet die Übernahme des nächtlichen Pikettdienstes in Dörfern. Kritik wird laut. Gaziantep Polisgücü ülkemizi temsil etti 22 Mayıs Cuma günü Wettingen’de gerçekleştirilen EuroChallenge 1'de Türkiye’yi temsil eden Gaziantep Polisgücü Hokey takımı son maçında Çek Cumhuriyeti ekiplerinden HC Bohemians Prague'ye 5-3 mağlup olarak turnovaya veda etti. Ülkemizden sadece Polisgücü Hokey takımının katıldığı EuroChallenge 1 şampiyonasında Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil eden Gaziantep Polisgücü Hokey takımı, üçüncülük maçında Çek Cumhuri- yeti ekiplerinden HC Bohemians Prague'ye mağlup olarak bu turnuvayı tamamladı. Bu maçlar sonrasında şampiyonayı tamamlayan takımımız, bundan sonraki turnuvalara hazırlanacak. 13 < ÖZEL HABER > 14 Haziran'da önemli konularda Halkoylamaları yapılacak Bu yıl ikinci sefer 14 Haziran'da yapılacak olan Federal Halkoylamasında 4 ayrı öneri gündemde. Aylardır üzerinde tartışmalar yürütülen Radyo ve Televizyon harçlarının herkes tarafından ödenmesi konusu yanı sıra, miras vergisi, burs yasası ve suni döllenmenin kontrolü de halkın oyuna sunuluyor. 1 2 3 4 Abstimmungen vom 14. Juni 2015 Schwangerschaften, Stipendien, Erbschaften und Medienkonsum: Vorlagen zu diesen vier Themenbereichen stehen am 14. Juni 2015 zur Abstimmung. Konkret geht es um eine Änderung der Bundesverfassung und des Fortpflanzungsmedizin-Gesetzes, die "Stipendien-Initiative" und eine Totalrevision des Gesetzes zu den Ausbildungsbeiträgen, um die Volksinitiative "Millionen-Erbschaften besteuern für unsere AHV (Erbschaftssteuerreform)" sowie um eine Änderung des Bundesgesetzes über Radio und Fernsehen (RTVG). İ sviçre Anayasası, vatandaşların bilgilendirilmesi görevini öncelikle devletin resmi televizyon ve radyosuna vermekte. Bu hizmete karşılık vatandaşlardan bir vergi veya harç alınmasını öngörmekte. Söz konusu harç bugüne kadar sadece radyo ve televizyon kullanan vatandaşlardan (bu arada elbette göçmenlerden) alınıyordu. Bu harcın alınması için yine devlet tarafından kurulan Bilag adlı kurum, yaptığı uygulamalar nedeni ile sürekli eleştirilere konu olmaktaydı. Özellikle radyo ve televizyon kullanıcılarının tespiti için yapılanlar pek çok kişi için bir yük haline gelmişti. Bu soruna bir son vermek için meclis tarafından yapılan yasa değişikliği ile bir yandan harcın miktarının azaltılması, bir yandan da ülkede yaşayan bütün insanlardan harç alınması gündeme geldi. Hükümet ve Parlamentoda kabul edilen bu değişikliğe karşı çıkan bazı çevreler, gerekli imzayı toplayarak konunun halkoylamasına götürülmesini sağladılar. Söz konusu yasa değişikliği hemen hemen tüm parti ve politik çevreler tarafından destekleniyor. Ancak halkoylamasının sonucu hakkında yapılan tahminler, değişikliğin kabul edilme şansının az olduğu yönünde. Kamuoyunu son günlerde meşgul eden ikinci konu ise miras vergisindeki değişiklik önerisi. Sendikalar ve sol partiler tarafından öneri, 2 milyondan fazla olan mirasların vergilendirilmesini öngörüyor. Toplanan bu vergilerin beşte birinin ise emeklilik sigortasına devredilmesi söz konusu. Yılda 2 milyar Frank ek gelirle emeklilik sigortasının açıkları kapatılabilecek. Öneriyi getirenlerin en büyük gerekçesi ise, şimdiye kadar kantonlara bırakılmış olan miras vergisinin federal devlete devredilmesi gerektiği. Varlıklı kişileri kendi kantonlarına çekmek isteyen kantonların, sürekli olarak miras vergisini düşürmeleri ile günümüzde bu vergi neredeyse ortadan kalkmış durumda. Hükümet ve Parlamento bu öneriyi reddetti. Bu adaletsiz duruma son vermeyi amaçlayan önerinin kabul görmemesi ise kimseyi şaşırtmayacak. Benzer şekilde bugüne kadar kantonlara bırakılmış olan burs sorunu, yasada yapılan değişiklikle federal devlete devredilmek isteniyor. İsviçre’deki öğrenci kurumları tarafından hazırlanan öneri ile burs konusunda kantonlar arasındaki eşitsizlik ortadan kaldırılmak isteniyor. Aynı zamanda burs miktarının arttırılması da söz konusu. Mevcut durumda kantonlar yılda 334 milyon Frank burs vermekte, buna ek olarak Federal devletin bursları 25 milyon civarında. Yasa değişikliği ile bu miktarın 400 milyon Frank’a çıkması söz konusu olacak. Bu öneri genel olarak kabul görmekle birlikte, bazı çevreler göstermelik de olsa bu öneriye karşı çıkmaya devam ediyor. Oylamaya sunulanlar arasında en az tartışma konusu ise, suni döllenme ile çocuk sahibi olma konusunda. Diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak İsviçre bu konuda oldukça liberal bir durumda. Çocuk sahibi olmak isteyen eşlere tanınan imkanlar diğer ülkelere göre daha geniş. Bu nedenle İsviçre’de aynı zamanda bir ‘çocuk turizmi ‘de ortaya çıkmış durumda. Hükümet tarafından hazırlanan yasa değişikliği bu konuda bir adım daha atarak, döllenmenin ana rahmine yerleştirilmeden önce kontrol edilmesine de olanak tanıyor. Böylece embriyonda belli hastalıkların olup olmadığı kontrol edilebilecek. İlk bakışta son derece mantıklı gelen bu durum, insan genlerine bir müdahale anlamına da geleceği için etik olarak sakıncalı bulunuyor. 14 < GÜNCEL > Halkımız oy kullanmaya büyük ilgi gösterdi 7 Haziran 2015' te Türkiye’de yapılacak olan Genel Seçimler’e İsviçre’de kayıtlı seçmenler ilk günden itibaren büyük ilgi gösterdi. Geçen yıl Ağustos ayında yapılan seçimlere kıyasla ilgi, özellikle randevulu sistem kaldırıldığı için daha fazla. 54 ülkedeki 112 temsilcilikte yaklaşık 2.8 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor. İsviçre’de kayıtlı 91.000 seçmen ise Bern, Cenevre ve Zürih’teki temsilciliklerde 31 Mayıs’a kadar oy kullandı. Yüksek Seçim Kurulu’nca (YSK), 7 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimi için 54 ülkedeki 112 temsilcilikte sandıklar kuruldu. İsviçre’de de ikisi T.C. Bern Büyükelçiliği binasında, biri Cenevre Başkonsolosluğu’nda, diğer dördü Zürich Başkonsolosluğu’nda olmak üzere toplam yedi sandık kuruldu. Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenen son verilere göre, İsviçre'de seçmen niteliği taşıyan 91 bin 647 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşarken, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullananların sayısı 8 bin 790’da kaldı. Randevusuz sistemle bu oy oranının ne kadar yükseleceği merak konusu. Sandıkların kurulduğu ilk gün Zürih Başkonsoloğuna giderek oy verme işlemlerini yakından takip edip hem yeni uygulamalar hem de seçimlerle ilgili olarak vatandaşlarımızın görüşlerini aldık. T.C. Zürih Başkonsolosluğu Atatürk Salonu`nda saat 10.00`da seçmenleri bizzat karşılayan Başkonsolos Aslı Oral, ilgililerce bütün hazırlıkların tamamlandığını, daha fazla seçmenin kolayca oy kullanabileceği bir ortamın sağlandığını belirterek vatandaşlara huzurlu bir seçim süreci diledi. Seçim Bina Sorumlusu Muavin Konsolos Abuzer Köse' de gazetemize yaptığı açıklamada: “Geçen yıl, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Konsolosluğumuz dışında büyükçe bir mekan kiralanmıştı. Orada 22 sandık açılıp dört gün boyunca oy kullanıldı. Bu belirlemeler Ankara`da Yüksek Seçim Kurulu`nca yapılıyor. Vatandaş sayısı ve binanın uygunluğu kriterleri çerçevesinde değerlendirme yapıyorlar. Bu yıl Başkonsolosluğumuzda yapılmasını uygun gördüler. Zürich Başkonsolosluğu seçim bölgesinde yaklaşık 60 bin seçmenimizin 4 sandıkta oy kullanması öngörüldü. Bunun da yine oradaki parametrelere uygun olarak 24 gün sürmesine karar verdiler. Vatandaşlarımız bugün, 8 Mayıs 2015 Cuma günü oy kullanmaya başlamış bulunuyorlar. İlk izlenim o ki, beklentimiz de buydu zaten, parti temsilcilerimiz ve vatandaşlarımız çok sağduyulu davranıyorlar. Şu ana kadar herhangi bir sorun yaşamadık. Umarız huzurlu ve sonuçlarının memleketimize hayırlı olmasını dilediğimiz bir seçim süreci geçiririz,” dedi. sonra da hep kullanacağım. Özellikle gençlerin oy kullanması gerektiğini düşünüyorum,” diyerek düşüncelerini dile getirdi. Vatandaşlarımız genel olarak seçimler ve yeni seçim sistemi hakkında ne düşünüyor? İlk gün Basel`den gelerek oyunu kullanan Ali Matur da: “Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki randevulu sisteme göre şu an uygulanan sistem, yani Başkonsolosluğumuzda oy kullanıyor olmamız, daha iyi oldu. Demokrasinin tam olarak sağlanabilmesi için yeni yöntemler geliştirmeli, katılımın daha yüksek olmasını sağlamalıyız. Katlımın yüksek olacağı bir seçim, demokrasinin daha sağlamlaşacağı ve geleceğin daha da demokratça ve barış içerisinde yaşanacağı anlamına gelir,” dedi. 8 Mayıs’ta sabahın erken saatlerinde Başkonsolosluk binası önüne gelerek oy kullanmak için bekleyen vatandaşlarımız oldu. Zürih`te yaşayan yirmi sekiz yaşındaki Deniz Sartekin' de onlardan biriydi. Yaşamında ikinci kez oy kullandığını belirten Deniz Sartekin “Oy kullanma hakkım var ve ben bu hakkımı kullanmak istiyorum. Bundan Oyunu sandığa atar atmaz heyecanını bizimle paylasan Ali Civandağ ise: “Seçimler ülkemizin geleceği ve doğacak çocuklarımız için hayırlı olsun. Çünkü ülkemiz güneşiyle, doğasıyla, dört mevsimiyle, üç tarafının deniz oluşuyla, genç nüfusuyla, coğrafyasıyla çok artı değerleri olan bir ülke. İnşallah ileriki dönemlerde bizim ül- < GÜNCEL > kemiz de gelişmiş ülkeler düzeyine erişir. İnsanlarımızın çalışmak için yurtdışına göç etmesindense, dışarıdan bir çok insanın bizim ülkemize gidip çalışmasını arzu ediyorum. Çünkü nice güzel insanımız yurtdışında gençliğini tüketti. Ülkemin artıları çok; geleceği güzel olsun,” dedi. Civandağ, yeni uygulama hakkında da “Randevulu sisteme göre konsoloslukta oy kullanmak elbette daha iyi oldu. Bu şekilde bir aşama kaydedildi. Ancak bu sistemi daha da geliştirmek gerekiyor. İsviçre’deki oy kullanma sistemini baz aldığımız zaman görüyoruzki o insanlar posta ile oy kullanabiliyorlar. Seçimler yüzünden insanların üretimi durmuyor, yaşam devam ediyor. İsviçreliler için oy kullanmak çok basit bir iş. Evlerine kadar gelen pusulalara tercihlerini işaretleyip zarfa koyuyor ve postaya veriyorlar, o kadar. Bizim insanlarımız da umarım o günleri görür,” diye konuştu. Seçimlerle ilgili endişelerini dile getiren Hüseyin Gögen; “Seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmediği kesin. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu kendinden olan diğer üç partinin görevlilerinin, görevleriyle birlikte atamalarını yapabiliyor da dışarıda kalan, mecliste grubu olan bir parti adına, bir görevli dahi kabul etmiyor. Bunun ne kadar demokratik olduğunu iyi biliyoruz. Buna rağmen, her koşulda Cumhurbaşkanlığı seçiminden biraz daha rahat bir oy kullanma sistemi geliştirmişler. Ama güven veren bir seçim sistemi olmadığını kesinlikle söyleyebiliriz. Çünkü bizim burada kullandığımız oyların garantisinin olup olmadığını bilmiyoruz. Eğer bizim oylarımız burada gerçekten sayılmıyorsa neden oy kullandırıyorlar? Neden götürüp gümrükte açıyorlar? Bir devletin kendi atadığı memura itimadı yoksa biz o devlete nasıl güvenelim? Eğer gerçekten burada oy kullanıyorsak, ben Türk olmama rağmen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kendi oyumun nereye gittiğini bilmek istiyorum. Bu temelde gerçekten bir ciddiyetsizlik olduğuna inanıyorum. Konsolosluğumuzun bu konuya müdahale etmesi gerekir. Halk olarak şuna müdahale etmek istiyoruz: Bizi zora sokmak yerine gerçekten rahatlatan koşulları yaratmak zorundalar. Oylarımız her akşam burada sayılsın. Tutanaklar tutulsun. Sonra ülkeye bildirelim. Gerçekten ciddi anlamda herkes bilmek ister. Eğer ülkedekilerin, bugünkü iktidarın ya da o devletin bize güveni yoksa biz onlara nasıl güvenelim? Yani bu temelde gerçekten büyük kaygılarımız var,” dedi. 15 Oy kullanırken hiçbir zorlukla karşılaşmadığını ifade eden Recep Üzmez' de düşüncelerini; “Oyumu kolayca kullandım. İlk iki saatte yaklaşık yüz vatandaşımız oy kullandı. İnsanlar birbirlerine karşı daha hoşgörülü davrandılar. Oy kullanma ortamına herhangi bir eleştirim yok. Genel olarak seçimleri değerlendirecek olursak, tabii ki antidemokratik bir merkezden kaynaklanan bir durum var. % 10 barajı, insanların iradesinin yönetime yansıması konusunda son derece antidemokratik bir uygulama. Biz oylarımızla inşallah toplumu daha demokratik bir ortamda özgürce kendini ifade edeceği bir noktaya getireceğiz. Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de tüm insanların, tüm görüşlerin, tüm inançların kendilerini rahat ifade edebileceği, rahat örgütlenebileceği ve aynı zamanda tepkilerini demokratik zeminde hayata geçirebileceği ve kendi emeğine sahip çıkacağı ve aynı zamanda sömürüye ve baskıya karşı mücadelesini geliştirebileceği bir ortamın olması gerektiğine inanıyorum,” şeklinde dile getirdi. < POLİTİKA > Kazım daha maçın hemen başında vurduğu kroşelerle rakibi Guido Kessler’i darmadağın edip ona büyük bir şok yaşattı. 17 Salon 'Kazım, Kazım' sesleriyle coştu Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve 4500 seyircinin takip ettiği Fight Night III akşamında temsilcimiz Kazım Çarman rakibi İsviçreli sporcu Guido Kessler’i yenerek bizlere büyük bir gurur yaşattı. 2 3 Mayıs akşamı Olten Stadthalle’yi dolduran binlerce seyirci nefesini tutup saat 22:00’de başlayacak olan maçı bekledi. Tüm dünyadan önemli Kıck Boks sporcularının katıldığı akşamda temsilcimiz Kazım Çarman ile Guido Kessler arasındaki mücadele ve şov gerçekten görülmeye değerdi. Maç öncesi röportaj için yakaladığımız Kazım ve kondisyon Antrönörü Kubilay Türkyılmaz, 'aylardır bu akşam için yoğun bir antrenman programı yapıp gece gündüz çalıştıklarını, kazanmaktan başka birşey düşünmediklerini,' söylediler. Maç saati geldiğinde ilk anons edilen sporcu Guido Kessler oldu, seyircinin meraklı bakışları arasında ringe gelen sporcu başına geleceklerden habersizdi. Kazım Çarman isminin anons edilmesinin ardından salonda bulunan seyircilerden büyük bir ses yükseldi, "Kazım, Kazım, Kazım!" İnanılmaz bir tezahürat ve sevgi gösterisiyle karşılanan Kazım'ın önünde kızı Elin Çarman, elinde taşıdığı Türk bayrağı ve Leona Abduli’nin taşıdığı Arnavut bayrağı ile podyumda ilerlerken, arkasında geleneklerimizi yansıtan davul ve zurna eşliğinde muhteşem bir ritüelle ringe ulaştı. Sporcuların ringe gelmesiyle birlikte İsviçre ve Türkiye milli marşları çalındı. Milli marşların ardından maça geçildi. Herkes merak içinde karşılaşma ne olacak kim galip gelecek diye düşünürken Kazım daha maçın hemen başında vurduğu kroşelerle rakibi Guido Kessler’i darmadağın edip ona büyük şok yaşattı. 3 raund boyunca Kazım’ın darbeleriyle kendinden geçen Guido Kessler maç boyunca baskın olamadı. Kazım neredeyse hiçbir darbe almadan mücadeleyi galibiyetle noktaladı. Aylarca disiplini elden bırakmayıp hep çalışan Kazım’ın ödülü galibiyet oldu. Maç öncesi yaptığımız röportajda, 'kazanmak için geldim' diyen Kazım, maçın ardından kazanmanın verdiği huzur ve sevinçle karşımızdaydı. "Yoğun bir çalışmanın ardından maçı kazanmanın mutluluğunu yaşıyoruz," diyen Kazım, bu zorlu yolculukta kendisine destek veren Kubilay Türkyılmaz’a, Brother-Gym sahiplerine, yakın arkadaşları Frizur - Besart Abduli kardeşlere ve medya desteğinden dolayı gazetemiz Pusula’ya teşekkür etti. 'Bu maçı geride bıraktım,' diyen Kazım,' artık önümde gerçekleştirmem gereken yeni sinema projelerim var, biraz dinlenip yeniden beyaz perdede hayranlarımla buluşacağım,' şeklinde görüş belirtti. Bizi en iyi şekilde temsil edip gururlandıran arkadaşımız Kazım Çarman’a bundan sonraki yaşamında başarılar diliyoruz. Pusula ekibi olarak hep yanında olacağız. Erkan Varol rakibine yenildi Fight Night III akşamında sadece Kazım değil yıllardır aldığı başarılı sonuçlarla dikkat Kazım’ın galibiyeti antrönörü Kubilay çeken ve Kafkas Türkyılmaz’ı da sevindirdi. Kartalı lakabı yıldan beri seyirci sayısında görülen takılan Erkan Varol’da mücadele verdi. FoodCen- ciddi artış sebebiyle organizatörler ter sponsorluğunda ringe çıkan ve gelecek yıl yeniden organizasyonu gecenin geç saatlerinde gerçekleş- Olten Stadthalle’de yaparak, turtirilen maç sonunda Yunan rakibine nuvayı geleneksel hale getirmenin üstünlük kuramayan Erkan Varol, planlarını yapıyorlar. Son 3 yıldır medya sponsoru olarak destek karşılaşmayı mağlubiyetle kapadı. verdiğimiz Fight Night akşamlarını Bu yıl dünyanın değişik ülkelerinden organize eden Brother-Gym kulükatılan 22 önemli sporcuyla Fight bü sahipleri Frizur ve Besart Abduli Night III akşamı geçtiğimiz yıllara kardeşlerin de başarılarının devamıgöre daha büyük bir ilgi gördü. İlk nı diliyoruz. 18 < GÜNCEL > Hastalara yanlış ilaç veriliyor Hastanede yatan her on hastadan birine yanlış ilaç verildiği açıklandı. Hastaların sağlığına zarar veren bu durumun önüne geçilmesi için, verilen ilaçların kayda geçirilmesi ve düzenli kontrol edilmesi gerektiği belirtiliyor. İ sviçre Hasta Güvenliği Vakfı adına yapılan açıklamaya göre, hastanelerde yanlış ilaç verilen hastalarının sayısının tahmin edilenin çok üstünde olduğuna dikkat çekiliyor. Bu nedenle ‘güvenlikli ilaç’ adı altında bir program başlattıklarını açıklayan vakıf yöneticileri, Federal Devlet’in de programı desteklediğini dile getirdiler. Söz konusu program çerçevesinde Vakıf yönetimi hastanelerle birlikte, hastanın yatış tarihinden itibaren kendisine verilen tüm ilaçların kayda geçirilmesini sağlamak istiyorlar. Buna ek olarak hastaya her yeni ilaç verilişinde, hazırlanacak listelere ba- kılmasının da zorunlu hale gelmesinin bir gereklilik olduğu, sistemli çalı- şabilmek için bir bilgisayar programı geliştirmekte olduklarını açıkladılar. Her yıl hastanelerde yatmakta olan 20.000 hastaya yanlış ilaç verildiğine dikkat çeken vakıf yönetimi, söz konusu programla bu yanlışların en az üçte birine engel olabilmeyi amaçlıyor. Geçen yıl yapılan uluslararası bir ankette, hastaneye yatan her yirmi hastadan birine yanlış ilaç verildiği ortaya çıkmıştı. Özellikle küçük hastanelerde yanlış ilaç kullanımının daha yaygın olduğu, kullanılan ilaçların sistematik olarak kayda geçirilmemesinin bu sonucu ortaya çıkardığı belirtilmişti. Bu konuda hasta olarak dikkat edilmesi gereken konuları ise www. patientensicherheit.ch adlı siteden edinebilirsiniz. Jeder zehnte Patient kriegt falsche Medis In Schweizer Spitälern erleidet fast jeder zehnte Patient medikamentenbedingte Schäden. Viele solcher Fehler liessen sich vermeiden, wenn die Medikamente beim Eintritt systematisch erfasst und später überprüft würden. Atom Çöplerinin Maliyeti 100.000.000.000 Nükleer santrallerin yanı sıra endüstri, deney ve sağlık sektörlerinden çıkan radyoaktif artıkların maliyetinin hesaplanandan çok daha fazla olduğu ileri sürüldü. Hükümet tarafından yapılan açıklamada gelecek yıllar için yılda 300 milyon olduğu öngörülen masrafların, en azından 1.1 milyar Frank olacağı tahmin ediliyor. E lektrik enerjisi üreten nükleer santrallerin kapatılması için gerekli olan masraflar da yine Hükümet tarafından, 20 milyar olarak hesaplandı. Ancak bağımsız gözlemcilere göre bu masraflar toplamda en az 100 milyar Frank olacak. Bu hesaplamayı yapan uzmanlara göre, söz konusu miktar bugün tahmin edilen en düşük miktar. Hükümetin mevcut radyoaktif atıkların maliyeti için bugün beş misli daha az maliyet hesapladığına dikkat çeken uzmanlar, bu miktarın daha da artmasının mümkün olduğunu söylüyorlar. Radyoaktif çöplerin geleceği konusunda kesin bir belirlemede bulunmanın bilimsel olarak mümkün olmadığını belirten pek çok uzman, geçen süre içerisinde bugün ön görülmeyen masrafların ortaya çıkmasına kesin gözü ile bakmaktalar. Atom santralarının yapılmaya başlandığı 1970' li yıllarda, radyoaktif çöplerin maliyetinin 2 ile 3 miyar Frank civarında olmasının hesaplandığı, ancak geçen süre içerisinde bu miktarın her yıl arttığı biliniyor. Bunun en önemli nedeni ise söz konusu radyoaktif artıkların geçici olarak belli yerlerde depolanması ve artıkların tehlikesiz hale getirileceği bir yöntemin ise henüz bulunmamış olması. Söz konusu masrafların bir kısmı bugün elektrik fiyatlarına eklenen ek bir vergi ile karşılanmakta. Ancak bu miktarın artması ile elektrik fiyatlarının ne olacağı konusunda kimse henüz bir tahminde bulunamıyor. Atom-Müll kostet uns 100 Milliarden! Sondermüll ist teuer. Für die Entsorgung radioaktiver Rückstände aus Medizin, Forschung und Industrie in den nächsten Jahrzehnten beispielsweise rechnete der Bundesrat mit 300 Millionen Franken. Am Mittwoch gab er bekannt: Es kostet 1,1 Milliarden mehr! < GÜNCEL > 19 İşsizlik oranı ne kadar olacak? İşsizlik oranı ile ilgili açıklanan son rakamlara göre işsizlik son bir ayda %3.3 oranına kadar gerilemiş durumda. Nisan ayı içerisinde işsizlerin sayısı 4000 civarında azalarak 141.131'e kadar düştü. Ancak bu durum çalışma hayatındaki sorunların ortadan kalkacağını göstermiyor. Tam tersine önümüzdeki aylarda işsiz sayısının 40.000 daha artarak, işsizlik oranının Almanya ve Avusturya seviyelerine çıkması bekleniyor. İ şsiz sayısının mevsimlik olarak azalmasının normal olduğunu açıklayan resmi makamlar, yüksek kur nedeni ile işyerini kapatma kararı alan veya işçi sayısını azaltmayı planlayan işyerlerinden çıkarılacak işçilerle işsiz sayısının hızla artmasından endişe ediyorlar. veya bu hakkı kullanmış olanların da dikkate alınması halinde, işsizlik oranının %4' ün üzerinde olduğuna dikkat çekiyorlar. Bir diğer dikkat çekilen konuysa, Nisan ayı içerisinde 400 işyerinde çalışan yaklaşık 3600 işçinin kısa süreli çalışan işçiler olması. Öte yandan açıklanan işsiz rakamlarının aldatıcı olduğuna dikkat çeken ekonomi çevreleriyse, işsiz sayısının çok daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, açıklanan rakamların sadece işsizlik parası alan kişileri kapsadığı, işsizler için düzenlenen programa katılanların ve işsizlik parası alma hakkını elde edemeyen Komşu ülkeler olan Almanya ve Avusturya’da da işsizlik oranı bu civarda. Buna ek olarak Frank’ın mevcut değerini korumaya devam etmesi halinde pek çok işyerinin daha üretimi kısacağına da dikkat çekilmekte. Ekonomi çevrelerinde yapılan bir anket, yaklaşık 9000 işyerinin yıl sonuna kadar çalışan sayısını yor. Merkez Bankası ise sadece kısa süreli olarak döviz kuruna müdahale etme niyetinde olduğunu açıkladı. Ancak yapılan bu müdahaleler yüksek kura etki etmiyor. azaltmayı planladığını gösteriyor. Hükümetin ve Merkez Bankası’nın döviz kuru konusunda somut bir girişimde bulunmaması durumun belirsizliğinin artmasına neden olu- Öte yandan İsviçre Merkez Bankası ilk çeyrekte 32 milyar dolar zarar ettiğini açıkladı. Bankanın bu zararında yüksek kur kaybı etkili oldu. Sadece yabancı para pozisyonlarındaki kayıp, toplamın yüzde 90'ının üzerinde. Bankanın altın rezervlerinde de 1 milyar Franklık bir düşüş yaşandı. İsviçre Merkez Bankası Ocak ayında beklenmedik bir karara imza atarak piyasalara müdahalesine son vermişti. Rätselraten um die Arbeitslosenzahlen Kein Grund für Freude auf dem Arbeitsmarkt Schweiz. Die Arbeitslosenquote sank zwar auf 3,3 Prozent, aber Konjunkturaussichten und der starke Franken zeichnen ein düsteres Bild. Bis Ende Jahr seien «mindestens 40'000 Stellen» gefährdet und schon bald haben wir eine höhere Arbeitslosenquote als Deutschland und Österreich. 20 < KÖŞE YAZISI > SUNAY AKIN’LA HAYAT DEYİNCE BU KARANFİLİ NÂZIM GÖNDERDİ!.. Geride kırmızı karanfiller bırakarak ayrıldılar, Nâzım Hikmet’in mezarından. Şairin ölüm yıldönümü olan 3 Haziran’da, mezarı başındaki anma etkinliğine katılanlar Novadeviç Mezarlığı’nın kapısına doğru yürürlerken, ben, girişteki tabeladan yerini tespit ettiğim kozmonotları bulmak üzere iç kısımlara doğru ilerlemeye başladım!.. Onlar ki, burada, Nâzım Hikmet’le aynı mezarlıkta yatmaktadırlar. Koca şair, hayatının son yıllarında yazdığı şiirlerinde onlara mutlaka yer vermiştir. Nâzım, Rusya ve Amerika arasındaki uzay yarışını yakından takip ediyordu; bu nedenle, şiirlerinde bir yıldız gibi kayarak düşen imgelere rastlarız, uzay yolculuğuyla ilgili haberlere dair. İşte onlardan biri, 1960 yılının şubat ayında yazılmış “Sabah Karanlığı” adlı şiirden birkaç dize: sonra bu sabah saat altıda üçüncü suputnik dönerken yeryüzünü 8879 kere açılır yastıkta kocaman gözleri gülümün. Mezarı başında durduğum ilk kozmonot Sergey Nikolayeviç Anohin oldu… 11 Ağustos 1962’de Vostok 3’ü kumanda eden Nikolayeviç, bir gün sonra uzaya fırlatılan Pavel Popoviç yönetimindeki Vostok 4 ile birbirlerine beş kilometre kadar yaklaşarak, uzayda ilk kez birden fazla insanın aynı anda bulunması gibi tarihi bir çokluğa imza atmışlardır. Nâzım aynı yıl yazdığı “Severmişim Meğer” şiirinde şu soruları soracaktır: kosmos adamlarına sorularım var çok daha iri iri mi gördüler yıldızları kara kadifede koskocaman cevahirler miydiler turuncuda kayısılar mı kibirleniyor mu insanlar yıldızlara biraz daha yaklaşınca renkli fotoğraflarını gördüm kosmosun Ogonyok dergisinde. Bir gazetede çıkan haber ya da bir dergide gördüğü fotoğraflar… Nâzım Hikmet’in şiirlerinde uzay konulu tüm dizeleri bulup çıkaran ben, şimdi de, şairin yattığı mezarda ona komşu olan kozmonotları arıyorum… Başında uzay kaskı olan bir heykel görüyorum birden ve hızlı adımlarla ona doğru yürüyorum... Gherman Stepanovich Titov’un mezarı bu! Demek, o da Nâzım Hikmet ile aynı mezarlığa gömülü… Onun adını ilk kez duyuyor olabilirsiniz ama, Yuri Gagarin hastalansaydı ya da uçuşuna engel bir durum tespit edilseydi tüm dünya Stepanovich Titov’un adını ezberleyecekti! Çünkü Titov, uzaya gönderilecek ilk insanlar arasında yapılan seçmelerde 19 kozmonot arasında ilk ikiye girmeyi başarmış ve Gagarin’in yedeği olarak onunla aynı eğitimi almıştır. 12 Nisan 1961 günü yapılan ünlü uçuşta, Gagarin uzay gemisine binene kadar Titov ona eşlik etmiştir. Bir terslik anında uzaya çıkan ilk insan Titov olacaktı ama o, Gagarin’e başarılar dileyerek dünyada kalacaktır. Çok değil, Gagarin’den üç ay sonra Titov, 6 Ağustos günü fırlatılan Vostok 2 ile uzaya çıkacaktır. Bu uçuşta Titov’un görevi, Sputnik 5 ile gönderilen Belka ve Strelka adlı köpeklerin uçuşunu tekrarlayarak dünyanın çevresinde on yedi tur yapmaktır. Ne var ki, bu yolculukta Titov rahatsızlanacak ve kozmonotlar ile astronotlarda çokça görülecek olan bir hastalığın ilk belirtile- rini verecektir. Bu hastalık, iç kulağın dengesini kaybetmesinden doğan uzay tutmasıdır. Titov’un uzaya çıktığı günlerde Nâzım Hikmet, hayatının en uzun uçak yolculuğuna hazırlanmaktadır. Şairin yaşadıklarını “Havana Röportajı” şiirinde okuruz. Şiir, uçakla başlar: Pırağ-Havana uçağı Küba bale takımını bekliyor sosyalist şehirlerde dans ettiler altı ay sıcak denizlerdeki adalardan çığlıklarla kalkan renkli kuşlardır alışamadım bir türlü uçak yerden kesilirken kazaların çeşidi gelir aklıma hele kemeri bağlarken Novadeviç Mezarlığı’nda kozmonotları ararken büyüleyici, çarpıcı, insanı yanına çağıran mezarlarla karşılaşıyorum. Mezar taşları ve heykeller o kadar etkileyici ki, mezarların arasındaki yollar bir müzenin koridorlarını andırıyor. Bir mezarın üstünde, yerden çıkan iki elin avuçları arasında duran kırmızı camı görünce, oraya doğru yürüdüm. Aleksandr Nikolayeviç’in mezarıdır bu; Bakulev Hastanesi’nde cerrahlık yapan Aleksandr Nikolayeviç! Nâzım Hikmet kozmonot Nikolayeviç’in ve Titov’un başarılarından haberdardı… Ama, şairin ölümünden sonra da Novadeviç Mezarlığı’na gömülen kozmonotlar var. Pavel İvanoviç Belyavey onlardan biridir. 18 Mart 1965 tarihinde Voskhod 2 uzay aracını yöneten Belyavey’in yanında Aleksey Leonov da vardır. Leonov, uzayda yürüyen ilk insan olacaktır. Timofeyevich Beregovoy, 26 Ekim 1968’de, Soyuz 3 aracını, kendisini uzayda insansız beklemekte olan Soyuz 2’ye bir metre kadar yaklaştırmış olsa da kenetlenme gerçekleşemez. Kozmonot, hayatı boyunca bu başarısızlıktan sorumlu tutulacak ve bunun acısını gömüleceği Novadeviç Mezarlığı’na kadar yüreğinde taşıyacaktır. Kırmızı karanfiller bıraktım, 3 Haziran 2009 sabahı, Moskova’daki Novadeviç Mezarlığı’ndaki kozmonotların mezarlarına… Alın, dedim; bu karanfilleri size Nâzım Hikmet gönderdi… O, hayatı boyunca başını gökyüzüne her bakışında sizleri düşündü, yüreği sizlerle attı… O da, siz de “yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde hep beraber” diyenlerdensiniz… Bu kadar çiçeği ne yapsın şair? Herkes mezarı başından gidince, “Sunay bu karanfilleri yıldızları bir demet yapıp insanlara sunan kozmonotlara götür,” dedi… Dağıttım Nâzım’ın mezarındaki karanfilleri teker teker, kozmonotlara, doktorlara, tiyatroculara, mühendislere, yazarlara, müzisyenlere… Nâzım, hayatının en mutlu 3 Haziran’ını yaşadı!.. Sunay Akın [email protected] 21 < GÜNCEL > Açık Lise hayat değiştiriyor Açık Öğretim Lisesi Batı Avrupa programı 2015 yılı 2. dönem sınavları 9-10 Mayıs tarihlerinde Avrupa’da 6 ülke 11 merkezde gerçekleştirildi. Bu merkezlerden biri de İsviçre’nin Bern şehriydi. A vrupa’da Batı Avrupa Programına devam eden lise öğrencilerinin sayısı 2000 civarında. İlk kez geçen yıl Bern’e alınan sınavlarda da öğrenci sayısı 175’ti. Bu sayı bir yılda bir buçuk katına yükselerek, 20142015 öğretim yılında 265 oldu. Küçük bir ülke olmasına ve Türk nüfusu diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az olmasına rağmen, İsviçre’de sınava giren öğrenci sayısı Avrupa’daki genel öğrenci sayısının % 10’unu aşmış durumda. Bu ilginin kaynağını bulabilmek için Bern’de sınava giren öğrenci ve velilere neden Açık Liseye devam ettiklerini sorduk ve konuyla ilgili görüşlerini aldık. Süleyman Soybaş’ın oğlu önümüzdeki yıl Automatiker olarak mesleğe başlayacak. Soybaş, “İlerde İsviçre’de eğitimini sürdürme şansı olmazsa bir alternatifi olsun istedik. Türkiye’deki üniversiteler üzerinden tekrar İsviçre’ye gelerek burada üniversite okuyabilir. Hayata iyi devam edebilecek bir ferd yetiştirmek istiyoruz,” diyor. Açık Lisenin onlar için tek zorluğunun Zürih’ten Bern’e gelmek olduğunu söyleyen baba: “İki günümüzü çocuklarımız için feda ediyoruz. Bunu seve seve yapıyoruz.” diyor ve ekliyor: “Biz yine de şanslıyız. Burada görüyoruz ki insanlar Tessin’den, İtalya’dan, Fransa’dan çocuklarını getiriyorlar, otellerde kalıyorlar. Sınavların İsviçre’de yapılıyor olması bizim için avantaj.” Emre Güler (17), babasının geçici görevi nedeniyle İsviçre’ye gelmiş. Açık Lise’den bu dönem mezun oluyor. Güler, “Batı Avrupa Açık Lise Programında okuduğum için üniversitelerin (YÖS) Yabancı Öğrenci Sınavı’na girme hakkım oldu. Amacım İstanbul ya da Ankara’da hukuk okumak. Açık Lise olmasaydı Türkiye’de almaya başladığım lise öğrenimim yarım kalacaktı ya da ailemden ayrı yaşayarak Türkiye’de liseye gidecektim. Açık Lise hayatımı değiştirdi,” diyor. Olten’dan gelen iki kız kardeşten Melek Tonus üç, Yasemin Karanfil bir çocuk annesi. İkisi de İsviçre’de meslek eğitimlerini yarım bırakmışlar ve bir gün tesadüfen internette Açık Liseyle karşılaşmışlar. Onların amacı çocuklarına iyi örnek olmak. Sürekli “Derslerinizi yapın!” demek yerine “Ben ders çalışıyorum.” dediklerini ve çocukların da ders çalışmaya başladığını ifade ediyorlar. Melek Tonus, “On sekiz senedir okul hayatım yoktu. Evlendik, çoluk çocuğa karıştık. Özellikle annelere tavsiye ediyorum. Çünkü anne okurken çocuğu da yararlanıyor,” diyor. Yasemin Karanfil de, “Eşinden boşanmış ya da eşi vefat etmiş kadınlarımız pasif bir şekilde evde oturuyorlar. Açık Liseyi özellikle bu bayanlara tavsiye ediyorum,” diyor. Her iki kardeş de üniversite okumak istiyor. Aslı Bekri Bettlach’ta Sekundarschule’den sonra İsviçre’de herhangi bir eğitim alamamış. Açık Liseyi bir arkadaşından öğrenmiş. “Meslek eğitimim olmadığı için Açık Liseye başlamıştım. Daha sonra beklediğimden daha fazla imkan sağladığını öğrendim. Liseden sonra Açık Öğretim Fakültesini bitirmek ve İsviçre’de pedagojik formasyon almak istiyorum,” diyor ve Türkiye dönmeyi düşünen ailelerin çocuklarına Açık Liseye gitmelerini tavsiye ediyor. Cemil Örgen (33) Lichtesntein’da lojistik menajeri. Liseden sonra İlahiyat okuyarak mesleğinin yanında din görevlisi de olmak istiyor. Açık Liseye başlarken “Nasıl yapacaksın hem aile hem iş hem eğitim?” diyenler olmuş. Matematik, fizik, kimya gibi derslerde başarısız olmaktan korkuyormuş ama “Kaybedecek bir şeyim yok,” demiş ve ilk sınavlarda yirmi kredi alınca motivasyonu yükselmiş. Ahmet Yılmaz (39) Basel’den geliyor. 1998’de İsviçre’ye ilkokul mezunu olarak gelmiş. Medresede dini eğitim aldığı için İsviçre’de çeşitli camilerde görev yapmış. Şu anda da Kur’an Kursu öğretmenliği yapıyor. Dinimizin bile ilk emri “Oku”, diyen Yılmaz, öğrencilerine iyi bir model olmak istiyor. Şu an lisede ikinci dönemini okuyor. İlahiyat okumayı hedefleyen Yılmaz, “Müslüman Türkler olarak iyi yerlerde olmamız lazım. Mühendislik, avukatlık, doktorluk gibi nüfuzlu meslekler edinmemiz gerekiyor,” diyor. Kitapların geç gelmesinin öğrencileri biraz zorladığını ifade eden Yılmaz, sınavlara nasıl hazırlandığını gülümseyerek anlatıyor: “Kimyayı Youtube’tan çalışıp geçtim; ben de şaşırdım!” İbrahim Esenli Graubünden’den geliyor. Oğlu elektrik üzerine meslek yapıyor, aynı zamanda Açık Lise okuyarak ilerde Türkiye’de üniversiteye gitmek istiyor. Renan’dan gelen Serkan Gökçe’nin oğlu seneye İsviçre’de Gymnasium’a başlayacak. Üniversite okumak, bankacı olup İsviçre’de yaşamak istiyor. İdealini riske atmamak için Açık Liseye ye devam ediyor. Fırat Akalın(34), iki yıldır Biel’den gelerek sınavlara giriyor. “Zamanında eğitim alamamıştım. Açık Lisede 7’den 77’ye herkes öğrenimini sürdürebiliyor.” diyor. Hedefinin ileride bir sosyolog olarak İsviçre’de yaşamını sürdürmek olduğunu ifade eden Akalın, “İnsanlarımızın entegrasyon sorunları olduğunda, onlara yardımcı olabilmek istiyorum,” diye ekliyor. Eğer siz de lise mezunu değilseniz 2015 Ağustos’unda yeni kayıt dönemini kaçırmayın deriz. Bilgi için: http://www.anadolu-uni. de/index.htm https://www.facebook.com/AnadoluUniversitesiBatiAvrupaBurosu?fref=ts < KÖŞE YAZISI > İsviçre ve altın Gazetelerde yer alan haberlere göre Nisan ayında Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülke İsviçre. İsviçre’ye yapılan 1 milyar 203 milyon dolarlık ihracatın tamamına yakını altından geldi. İsviçre, Mart ayında da en fazla ihracat yapılan ülke olmuştu. Bu ülkeye yapılan ihracat, söz konusu ayda geçen yılın aynı ayına göre 20 kattan fazla artarak 1 milyar 364 milyon dolara yükselmişti. Bunun 1 milyar 275 milyon dolarlık bölümü altın ihracatından oluştu. Şubat ayında ise İngiltere, 1 milyar 108 milyon dolar ile geçen ay en fazla ihracat yapılan ülke olmuştu. Bu ülkeyi 1 milyar 83 milyon dolarla İsviçre, 1 milyar 31 milyon dolarla Almanya ve 755 milyon dolarla Irak izledi. TÜİK verilerine göre Ocak ayında da büyük bölümü İsviçre’ye olmak üzere yaklaşık 1.7 milyar dolarlık altın ticareti gerçekleştirilmişti. Geçen yılın rakamlarına göre, 2014 yılının Ocak-Kasım döneminde oluşan altın ticaretinin hangi ülkelerle yapıldığına baktığımızda, en çok ihracat 2 milyar 334 milyon dolarla İsviçre’ye, en çok ithalat da yine 2 milyar 577 milyon dolarla İsviçre’den gerçekleştirilmiş. Genel olarak Dünya’da altın ticaretine bakıldığında ise İsviçre hep ön planda yer alıyor. İngiltere topladığı ham altınları İsviçre’ye gönderiyor. Burada işlenen altınlar Çin ve Hindistan’a giriyor. Altın toplayan diğer bir ülke ise Rusya. İsviçre verilerine göre, Çin’e olan altın sevkiyatı Şubat'tan Mart'a hemen hemen ikiye katlanıp 46.4 tona çıktı. İsviçre’nin Hindistan’a altın ihracatı ise son dört ayın en yüksek değeri olan 72,5 tona ulaştı. Öte yandan, İsviçre’nin Hong Kong’a altın ihracatı ise Mart ayında yaklaşık dörtte bir oranında azalıp 30 tona geriledi. İsviçre’nin altın ihracatı Mart ayından toplamda yüzde 65 oranında artıp 223.3 tona çıktı. Bu, en azından son iki yılın en yüksek değeri. Öte yandan, ithalat da yüzde 51 oranında artarak 281.6 tona ulaştı. İngiltere’den ithalat ise altı kat artarak 97.2 tona yükseldi. Rusya Mart ayında 31.1 ton altın satın aldı. Bu da Rusya’nın yakın zamanda satın aldığı miktarın yaklaşık üç katı. Bununla birlikte, altın alımı Ocak ve Şubat'ta yavaşladı. Rusya’nın altın birikimi 2009 yılının ortalarından beri iki katın üzerine çıkarken, 2005 yılından bu yana da üçe katlanmış oldu. Rusya’nın elindeki altınlar 1.200 tona ulaşmış bulunuyor. Bu miktarla Rusya; ABD (8.100 ton), Almanya (3.400 ton), İtalya (2.500 ton) ve Fransa’nın (2.400 ton) ardından dünyada en çok altına sahip olan beşinci ülkesi. Rusya’nın elindeki altınlar Çin’inkinden 100 ton daha fazla gözüküyor ancak Çin’in elinde resmi olarak bildirdiğinden daha fazla altın olabileceğine dair şüpheler var. Nitekim Çin Merkez Bankası 2009 yılından beri rezervleriyle ilgili olarak resmi bir açıklama yapmış değil. Hindistan ise yaklaşık 558 ton altına sahip. Bu da toplam rezervinin yaklaşık yüzde 7’si. Hindistan’ın altın ithalatı ticaret açığının yaklaşık üçte birine denk düşüyor. Bu altın trafiğinin anlamı üzerine piyasalarda oldukça yaygın tartışmalar var. Bunlar ayrı bir konu, ama İsviçre altın trafiğinde önemli bir köşe tutmuş durumda. Atın alışverişlerinden de önemli oranda kar elde ettiği açık. 'İsviçre her şeye rağmen niye hep ön sıralarda yer alıyor?' sorusunun cevabı birazda buralarda gizli 23 Mehmet Akyol [email protected] 24 < KÖŞE YAZISI > Havanın yağmurlu olmasına rağmen katılım yoğun oldu. Yağmura rağmen herkes oradaydı Turnuvanın Şampiyonu Seon Ataspor takımı bir arada. Solothurn Türk Spor Kulübü tarafından organize edilen ve ve her yıl Pfingstmontag günü organizasyonu yapılan piknik, kötü hava şartları ve yağmura rağmen 500 dolayında vatandaşımızın katımıyla gerçekleştirildi. 25 Mayıs günü Solothurn şehrinde bulunan Brühl adlı spor sahasında organize edilen piknik sabahın erken saatlerinde kahvaltı ile başladı. Organizasyon kapsamında gerçekleştirilen Veteran takımlar futbol turnuvası da saat 11:00’de start aldı. Kazanmanın veya kaybetmenin olmadığı, dostluk temalı turnuvaya, ev sahipliği yapan Solothurn Türk Spor Kulübü’nün yanısıra Seon Ataspor, Türkiyemspor, FC Galatasaray Zürich, FC Türk Olten ve Aarau Türkgücü takımları katıldılar. Yapılan maçların ardından turnuvanın şampiyonu Seon Ataspor olurken, ikinci sırada da FC Türk Olten takımı yer aldı. Aarau Türkgücü takımı üçüncü, Solothurn Türk Spor Kulübü de dördüncü sırayı aldı. Turnuvaya katılan takımlara verilen kupaların yanısıra organizasyonun sponsoru Mimarı GmbH tarafından hazırlanan çeşitli hediyeler taktim edildi. Hava şartlarının kötü olmasından dolayı planlanan voleybol turnuvaları gerçekleştirilemedi. Organizasyon kapsamında çocuklar için hazırlanan bölümlerde minikler hoşça vakit geçirirken, kurulan yemek stantlarında hazırlanan ızgara çeşitleri, çeşitli poğaça, börek ve tatlıların satışları yapıldı. Özel olarak hazırlanan Erzurum Semaver Çayı da katılımcıların büyük ilgisini gördü. Kekik Ocakbaşı tarafından açılan Maraş Dondurması standı ise hiç boş kalmadı. Özellikle minik katılımcıların büyük rağbet gösterdiği dondurma standında Şahin ustanın yaptığı şovlar büyük beğeni ile takip edildi. Düzenlenen etkinliğin ardından Solothurn Türk Spor Kulübü Başkanı Ensar Dağcı’nın görüşlerini aldık. Başkan Dağcı 22 yıldır bu organizasyonların kulüp bünyesinde devam ettiğini ve artık geleneksel bir hal aldığını, her yıl Pfingstmontag günü düzenlenen piknik ile bölge halkının bir araya geldiğini söyledi. Kulüp bünyesinde bulunan sporcu ve üyelerin katkılarıyla bu organizasyonların gerçekleştirildiğini dile getiren Dağcı, amacımız her yıl etkinliklerimizi devam ettirmek, dedi. Kekik Ocakbaşı tarafından açılan Maraş Dondurması standı ise hiç boş kalmadı. Pikniğe katılan vatandaşlarımız bir araya gelip Karadeniz müziği eşliğinde halaylar çektiler. Veteran takımların mücadelesi izleyenlere zevkli anlar yaşattı. 26 < SÖYLEŞİ > Ebru ÖZEL’le Sanata ve Ebruya Dair Çok Özel Bir Haber: Zeliha Demircioğlu Söyleşi Ebru Hanım, sanatla olan bağınız ne zaman ortaya çıktı, nasıl gelişti? Ailenizde resimle ilgilenen başka birileri de var mı? Sanat, yüreğimizin keşfedilmemiş köşelerine açılan bir kapı. Bu nedenle olacak, sanat atölyeleri insanda bambaşka heyecanlar uyandırır. Toprakta nisan kokusu, elimizde fotoğraf makinesi Uzwil sokaklarında ilerliyoruz. Bütün gece yağan yağmurun ardından damlacıklar bahar dallarında titreşiyor. Çiçekler, kurutması için yüzlerini ışık huzmelerine cevirmiş. Toprak, su, güneş ve çiçek... İşte hayatın özünü tüm saflığı ve güzelliğiyle bünyesinde barındıran geleneksel sanatımız, EBRU... Atölyeye ulaştığımızda her hali sanatı kadar zarif ve naif olan genç sanatçımız ve değerli ailesi bizi kapıda karşılıyorlar. Ebru Özel İsviçre’de doğmuş, büyümüş. Buna rağmen öz be öz kültürümüz, onun yüreğinde ebru aşkıyla kendine bir yer edinerek İsviçre’de, bu yaban ellerde, filizlenip yeşermiş. Sanatçımızla gerçekleştirdiğimiz röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Babam resim yapmayı çok severdi. Küçükken onunla karakalem çalışırdık. Resim yeteneği bana ondan geçmiş olmalı. Daha sonra okula başladığım ilk yıllardan itibaren öğretmenlerim beni çok desteklediler, kesinlikle sanat alanında eğitim almalısın, dediler. Söyledikleri gibi resim eğitimi almak kısmet olmadı; Kauffrau yaptım ama başka yollardan yine resme devam ettim. Bob Ross yağlıboya öğretmeniyim ve Gestaltungspädagogin’im; yetişkinlere el işi dersleri veriyorum. Ayrıca dört yıldır yağlıboya, iki yıldır da ebru kursları düzenliyorum. Evet, ismi ile müsemma olmak bir ayrıcalık olsa gerek. Yağlıboya tablolarınız da var, ama biz sizi daha çok ebru sanatıyla bütünleşmiş bir sanatçımız olarak tanıyoruz. Ebru Özel’in ebru sanatı serüvenini bizimle paylaşır mısınız? Sizin de söylediğiniz gibi öncelikle ismimden dolayı ebruya bir merakım vardı. Ancak ebruyla gerçek anlamda tanışmam ortaokul çağlarında oldu. Okulda öğretmenimiz bir ödev vermişti, Türkiye’yle ilgili bir sunum hazırlayacaktım. Türk tarihini kaynaklardan araştırırken ebru sanatıyla da karşılaştım ve onu da araştırmaya başladım. Günün birinde İstanbul’da Sahaflar’da tesadüfen bir ebru lalesi buldum. O gün bugündür ebru sanatına hayranım. Daha sonra İsviçre’de ve Almanya’da ebru kursu olup olmadığını araştırdım. O tarihlerde Avrupa’da yalnız Berlin’de ebru kursu vardı. Berlin’e gitmem mümkün görünmüyordu. Ben de en iyisi İstanbul’a gideyim, dedim ve içimdeki ebru öğrenme hevesiyle yollara düştüm. Orada Hikmet Barutçugil Hoca’dan ders aldım. Sonra da kendi gayretimle öğrendiklerimi sürekli geliştirmeye çalıştım. Ebru yapmak beni çok mutlu ediyor. Bu arada katıldığınız sergiler oldu mu? Daha önce yağlıboya ve akrilik çalışmalarımla kişisel bir sergi açmıştım. Ebru sanatıyla da Gossau’da üç gün süren ortak bir sergiye katıldım. Orada hem ebru sanatını tanıttım hem de sergide eserlerim yer aldı. Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Kunstmarkt-St. Gallen’a da her sene katıldım. Bu sergide de ebru sanatını uygulamalı olarak tanıtıyorum. Kunstmarkt’ı ziyaret edenler genelde sanata gönül vermiş insanlar. Onların diğer etkinliklerden çok ebruyla ilgilenmeleri beni son derece mutlu ediyor. < SÖYLEŞİ > Türkiye’de düzenlenen ebru günlerine de her yıl katılıyorum. 4. Dünya Ebru Günü, önümüzdeki Eylül ayında Yalova’da düzenlenecek. Ortak sergilerin yanı sıra ileride kişisel sergilere ağırlık vermek istiyorum. En çok istediğim şeylerden biri de Zürich Başkonsolosluğu’nda bir sergi açmak. İsviçre’deki Türklerin ve İsviçreliler'in ebruya yaklaşımlarını ve ilgilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İsviçreliler'den çok yoğun ilgi görüyorum. Yaptığımız gösterilerde etrafımızda kalabalık bir grup oluşuyor. Yabancılar ebru sanatına hayran ka- bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ebru sanatı bu şekilde korumaya alınmış oldu. Bu çok gurur verici. Bu gelişme genel anlamda tüm Türk sanat dallarının dünyada daha çok tanınmasını sağlayacaktır. Sanat gönül işi, sevgiyle yoğrulmuş emek! Sizin en gönül vererek yaptığınız çalışmalar neler? Çiçekleri çok seviyorum. Yağlıboyada da ebruda da hep çiçek çalışıyorum. Laleler, karanfiller... En çok da gülleri seviyorum. Ebrunun belirli kalıpları, kuralları olan geleneksel ve gelenekçi bir kartlar, ebru kelebekli nikah şekerleri gözümüze ilişiyor.) Sizce psikoterapi ya da ergoterapi gibi alanlarda ebrudan yararlanılabilir mi? Resim yaparken konsantre oluyorsunuz, kendinizi işinize veriyorsunuz ve renkler, o fırçadan damlayan boyalar sizi bambaşka bir aleme taşıyor. Müzikle birlikte, özellikle Türk Klasik Müziği ya da ney eşliğinde ebru yaptığınızda kendinizden geçiyorsunuz. Ebru yağlıboyadan daha farklı, daha dinlendirici bir etkiye sahip. Ebruda teknede bir resim yapıyorsunuz, onu kâğıda aktarıp kâğıdınızı teknenizden çeker çekmez hemen yeni bir resme başlayabiliyorsunuz. Yağlıboyada olduğu gibi statik bir şekilde bir noktaya sabitlenip kalmıyorsunuz. Ebru sizi gündelik hayattan uzaklaştırıp rengarenk bir dünyaya götürüyor. Güzel olan o; hayatı monotonluktan kurtarması!... Ne dersiniz, sizce isteyen herkes ebru yapabilir mi? Ebru yapmak isteyen bu konuda hiç deneyimi olmayan insanlara neler tavsiye edersiniz, ebruya nasıl başlayabilirler? Ebru malzemeleri yalnız Türkiye’de, özellikle İstanbul’da bulunuyor. Çünkü yalnız bu sanat için üretilmiş özel malzemeler: Öd, at kılı fırçalar, toprak boyalar vs. Ebru yapmak isteyenler, malzemelerini ya İstanbul’dan temin edebilirler ya da bizim kurslarımıza gelerek, buradaki malzemelerle ebru yapabilirler. lıyorlar. “Boya nasıl suyun yüzeyinde kalıyor? Hangi malzemeleri kullanıyorsunuz? Nasıl yapıyorsunuz?...” Her şeyi tek tek soruyorlar ve hemen kendileri de denemek istiyorlar. Genelde İsviçreliler zemin yapmayı tercih ediyor. Fonları cilt yapımında kullanıyorlar. Türkler daha çok çiçek ya da hat figürleri içeren çalışmaları tercih ediyorlar. Geçtiğimiz Kasım ayında UNESCO’nun ebruyu Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil etmesi sanat camiasını ve hepimizi son derece mutlu etti. Siz sanat olduğunu biliyoruz. Sizin ebruda hiç denenmemişleri denemek gibi farklı bir yaklaşımınız var mı? Sanata sınırlama getirmek bence yanlış olur. Klasik ebruya yenilikler kazandırılabilir. Ben de ara sıra farklı çiçekler, farklı ebrular yapmayı deniyorum. Ebru eserlerini ciltleme ya da tablolar dışında nerelerde kullanabileceğimizin arayışı içindeyim. Ebruyu gündelik hayatta kullandığımız eşyalara uygulayarak daha çok tanıtmayı hedefliyorum. (O arada atölyenin bir köşesinde, ebru kurutma tezgâhı üzerindeki ebruyla bezenmiş minik kutular, kitap ayraçları, 27 Yalnız ebru sanatında, teknem hazır, fırçam var, ben ebru yapmaya başlayabilirim, demek yeterli olmuyor. Su ayarı, boya ayarı gibi teknik konuları öğrenmek gerekiyor. Ebru maalesef eğitim almadan uygulanabilecek bir sanat değil. Evet, neredeyse bütün geleneksel sanatlarımızda olduğu gibi ebruda da usta-çırak usulü eğitim şart diyorsunuz. Peki sizin idol olarak gördüğünüz, çok beğendiğiniz ebru sanatçıları kimlerdir Ebru Hanım? Atilla Can’ın çalışmalarını çok beğeniyorum. Hikmet Barutçugil de çok değerli bir ebru sanatçısı. İkisi de aynı zamanda hocamdır; onların resimlerine hayranım. Son olarak bize kurslarınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Ebruya ilgi duyan okurlarımız size nasıl ulaşabilirler? Sizden nasıl ders alabilirler? Kurs ücretleri nasıl? Şu anda çeşitli atölyelerde ebru ve yağlıboya kursları veriyorum. Kendi atölyemde (Uzwil), Dacatelier St. Gallen’da ve Migros Klubschule’de kurslarımız var. Ebru sanatına ilgi duyanların kurdukları özel atölyeler olursa oralara giderek de kurslar veriyorum. Yağlıboya kursları, malzeme dahil, bir gün 250 Frank. Sabah 09.00’dan akşam 17.00’ye kadar çalışıyoruz ve sonunda kişinin kendisine ait yağlıboya bir tablo ortaya çıkıyor. Ebru kursları saatlik oluyor. Özel kurslar, malzeme dahil saati 30 Frank. Ebru grup kurslarında saatliği yetişkinlere 20, çocuklara 15 Frank. Bilgi almak isteyenler www.ebrush. ch internet adresinden ya da Facebook üzerinden benimle iletişime geçebilirler. 28 < GÜNCEL > Neden? Eylem Demir Şentürk / [email protected] Psikoloji eğitimimi tamamladığımdan beri çevremdeki kadınların "Neden?" sorusu ile çok karşılaşıyorum. Neden beni sevmedi? Neden bana değer vermedi? Bunca yıl ona saçımı süpürge ettim, çocuk verdim; çalışmadım, çocuk büyüttüm, ne dediyse yaptım. Neden kıymetimi bilmedi? Neden beni terk etti? C evabı çok basit "Siz buna izin verdiğiniz için!" Eylem Demir Şentürk kimdir? Eylem Demir Şentürk 1977 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu ve 12 yaşında İsviçre’ye geldi. Orta ve lise öğrenimini tamamladıktan sonra bankacılık eğitimi aldı ve 2000 yılında ilaç sektörüne geçiş yaptı. On dört yıl ilaç sektöründe çalıştıktan sonra İngiltere’de ve Amerika’da farklı üniversitelerde ilaç ruhsatlandırması üzerine eğitim gördü. İki çocuk annesi olan Eylem Demir Şentürk 2014 yılında kurduğu danışma şirketiyle ilaç sektörüne danışmanlık yapmakla birlikte İngiltere Liverpool Üniversitesinde Psikoloji eğitimini tamamladı ve halen psikoloji alanında yüksek lisans yapıyor. Siz de kendinizden önce eşinizi veya sevgilinizi düşünüyor musunuz? Ona en güzel sofraları hazırlıyor, en iyi şekilde hizmet ediyor, yeri geldiğinde kendinizden önce onun için alışveriş ediyor; işte zaten yoruluyor, bide evde yorulmasın diye evin tüm işlerini ve çocuk eğitimini üstleniyor musunuz? Çocuklara koşturmaktan kuaföre gitmeye, bakım yaptırmaya zaman bulamıyor musunuz? Eşim, çocuklarım mutlu olsun, onlar mutlu olursa ben de mutlu olurum, diye düşünüyor musunuz? Sevgiliniz sizi sevsin diye onun tüm davranışlarını koşulsuz şartsız kabul ediyor musunuz? Siz bunca şey yapmanıza rağmen eşiniz veya sevgiliniz günün birinde sizi terk mi etti? Hatta üstüne üstlük giderayak bir de sizi mi suçladı? Kadın üretkendir, çalışkandır, koruyucudur, azimlidir ama aynı zamanda anaçtır, yufka yüreklidir, kendinden önce sevdiklerini düşünür. Eğer “Neden?” sorusuna cevap arıyorsanız altında zamanla ezildiğiniz fedakarlıklara, kepçe kepçe dağıtıp minicik minicik aldığınız sevgilere ve değerlere bakın. Bakın ki dengesizliği görün artık! Siz saçınızı süpürge ederken, sevgiliniz veya eşiniz sizin süpürge oluşunuzdan ne kadar haberdardı? Siz eşinizin mutluluğunu kendi mutluluğunuzdan daha çok düşünürken o sizin mutsuzluğunuzun ne kadar farkında idi? Sevilmek ve değer görmek, önce kendini sevmekten, kendi değerlerinin farkına varmaktan ve kendi kıymetini bilmekten geçer. Kendi kıymetinizi bilin, kendi değer yar- gılarınızdan ve kurallarınızdan asla ödün vermeyin çünkü, ödün verdikçe siz siz olmaktan çıkıp bir kuklaya dönüşür ve başkaları için yaşarsınız. Kendinize zaman ayırın; sizi mutlu edecek meşgaleler, hobiler bulun. Önce siz mutlu olun ki mutluluğunuzu ailenize ve çevrenize dağıtabilesiniz. Unutmayın! Siz kendinizi sevdikçe, değer verdikçe, kendi kıymetinizi bildikçe kendinize olan özgüveniniz artacak. Özgüveniniz arttıkça kıymet vereniniz, değer vereniniz ve seveniz de artacak ve böylelikle size kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceksiniz. Gün değişim günü! Hep beraber değişmeye ne dersiniz? Haydi o zaman ne duruyoruz? Hareketlenelim. Nerede hareket orada bereket! Sevgiler... İsviçre Türk Kadınları Derneği’nden “Anneler Günü Kahvaltısı” TFS İsviçre Türk Kadınları Derneği`nin her yıl düzenlediği geleneksel “Aile Kahvaltısı” ve Anneler Günü bu sene aynı tarihe denk geldi. T F S ( Tü r k i s c h e r Fra u e nve re i n Schweiz) eski ve yeni Yönetim Kurulu üyeleri Zürih’te bulunan GZ Riesbach'ta, 10 Mayıs’ta bir kahvaltı düzenledi. Kahvaltıya yüz otuz civarında misafir katıldı. İsviçre’deki diğer dernek yöneticileri de bu anlamlı günde İsviçre Türk Kadınları Derneği’ne katılımlarıyla destek verdiler. Kahvaltıdan sonra Ülkü ve Hakan Can çifti canlı performanslarıyla katılımcılara güzel bir müzik ziyafeti sundu. Etkinlik sonunda misafirler “Program harikaydı. Dernek üyeleri beş yıldızlı otelleri kıskandıracak zenginlikte bir büfe hazırlamışlar.” diyerek memnuniyetlerini dile getirdiler. 22 Mart 2016'da Fatma Jäggli'den TFS'in bayrağını teslim alan yeni başkan Meziyet Yarar' da erkeklerin organizasyona katkılarından bahsederek “ Onların yardımı ve desteği olmasa kahvaltımız bu kadar başarılı olmazdı,” dedi ve emeği geçenlere teşekkür etti. Yarar, “Sonuçta herkes o kadar mutlu ve memnun ayrıldı ki bu kadar zahmete değdi.” diye konuştu. Anneler Günü gibi özel bir gün için Kadınlar Derneği'nin böyle bir etkinlik düzenlemiş olması günü daha da anlamlı kılıyor. Ayrıca eski ve yeni Yönetim Kurullarının el ve gönül birliğiyle bir etkinliğe imza atmış olmaları, bu şekilde verdikleri birlik bera- berlik mesajı da herkes tarafından takdirle karşılandı. T F S ( Tü r k i s c h e r Fra u e nve re i n Schweiz) İsviçre Türk Kadınları Derneği’ne ve yeni Yönetim Kuruluna bundan sonraki faaliyetlerinde de başarılar diliyoruz. Biz de Pusula ailesi olarak bütün annelerimizin ellerinden hürmetle öperiz. < GÜNCEL > 29 Bern’de İstanbul ve Ondokuz Mayıs Üniversiteleri YÖS Sınavları yapıldı İsviçre’den katılanların yanı sıra İtalya, Almanya, Fransa gibi çevre ülkelerden gelen öğrenciler, Burgdorf’ta 16 Mayıs Cumartesi günü İstanbul Üniversitesi, 17 Mayıs Pazar günü Ondokuz Mayıs Üniversitesi YÖS-Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavlarına girdiler. Cumartesi günkü İstanbul Üniversitesi sınavına onyedi öğrenci katılırken; Pazar günü gerçekleşen Ondokuz Mayıs Üniversitesi sınavına otuz bir öğrenci katıldı. Sınavlara yabancı uyruklulardan çok, YÖS hakkından yararlanmak isteyen ve Avrupa’daki okullardan lise düzeyinde diploma almış ya da Açık Öğretim Lisesi Batı Avrupa Programını tamamlamış Türk vatandaşlarının ilgi gösterdiği görüldü. Her iki sınav da Matematik, Geometri ve Genel Yetenek (IQ) soruları olmak üzere toplam seksen soru soruldu. Sınav sonunda adaylar özellikle İstanbul Üniversitesi sorularının zor olduğunu dile getirdiler. Ailelerin büyük bir kısmı ise Matematik sorularının Türkiye’deki eğitim sistemine göre hazırlanmış olmasını eleştirerek Avrupa’da eğitim alan gençler için sınavların ağır olduğunu ifade ettiler. 100 puan üzerinden değerlendirilecek olan sınavların sonuçları Haziran ayının ilk haftasında internet üzerinden adaylara bildirilecek. Öğrenciler aldıkları puanlarla yalnız İstanbul ya da Ondokuz Mayıs Üniversitelerine değil, sonuçları kabul eden Türkiye’deki yüzden çok üniversiteye ve Almanya, Avusturya gibi bazı Avrupa ülkelerinde bulunan üniversitelere de başvuru yapabilecekler. Bern’de YÖS’e giren öğrencilerin hedefleri arasında Tıp, Hukuk, Eğitim Fakülteleri; Tasarımcılık gibi bölümler yer alıyor. Winterthur usta tiyatrocuları ağırladı Yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı Sokrates, Galileo, Sacco ve Vanzetti’nin yaşamları üzerinden sahneye taşıyan “Adalet, Sizsiniz” oyunu 24 Mayıs Pazar günü Winterthur’da bulunan Hotel Toss’e ait tiyatro salonunda gerçekleştirildi. C HP İsviçre Birliği tarafından organize edilen Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın birlikte rol aldıkları, Ümit Denizer’in yazdığı ödüllü tiyatro oyununu yaklaşık 200 dolayında vatandaşımız izledi. Tiyatro öncesinde bir açılış konuşması yaparak seyirciyi selamlayan CHP İsviçre Birliği Başkanı Salman Coşkun, kısa süre içinde organize ettikleri tiyatroya katılan ve destek veren herkese teşekkür etti. Usta oyuncular Rutkay Aziz ile Taner Barlas’ın Ümit Denizer ile birlikte kurdukları, adını, Muhsin Ertuğrul hocalarının yazılarına “Perdeci” imzasını atmasından esinlenerek koydukları “Perdeci Oyuncuları”nın ilk oyunu “Adalet, Sizsiniz” tiyatro dalında 2012 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştü. Tek perdelik oyunda M.Ö. 5. yüzyılda Atina’da, Beş Yüzler Meclisi’nin ölüme mahkûm ettiği düşünür Sokrates, 1633 yılında Roma’da, Engizisyon’un müebbet hapse mahkûm ettiği bilim adamı Galileo ve 1927 yılında Boston’da, adaletin ölüme mahkûm ettiği iki İtalyan göçmen işçi Sacco ile Vanzetti’nin hikayeleri, Rutkay Aziz ve Taner Barlas muhteşem yorumlarıyla aktarıldı. Tarihe geçmiş bu masumların itibarlarının, haksız mahkûmiyet kararlarının kaldırılmasıyla, yıllar sonra iade edildiğini vurgulayan oyunun yönetmenliğini, “Perdeci Oyuncuları” ekibi yaparken, sahne tasarımı ve kostümleri Metin Deniz imzasını, kukla uygulamaları ise Bülent İşcan tarafından gerçekleştirilmiş. 30 < GÜNCEL > “Unutulmayan Nameler” Zürih semalarına bir hoş seda daha bıraktı Zürih Türk Musiki Cemiyeti 17 Mayıs 2015’te Erlenbach’ta ikinci konserini gerçekleştirdi. Pazar günü öğleden sonra olmasına ve hava güzel olmasına rağmen Unutulmayan Nameler Türk Sanat Müziği Konseri'ne ilgi hayli yoğundu. Üç yüzün üzerinde misafirin katıldığı konserde Zürih Kültür ve Tanıtma Ataşesi Hilal Demirel ve Zürich Başkonsolosu Aslı Oral’ın eşi Can Oral'da dinleyiciler arasında yer aldı. müzik eğitimini İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği Nazariyatı bölümünde tamamlamış. Sanatçının kendisine ait bir albümü bulunuyor. Sunuculuğunu Edebiyat Öğretmeni Zeliha Demircioğlu’nun yaptığı konser iki bölümden oluşuyordu. İlk bölümde koroyla başlayan konserin ikinci bölümünde Zürich Türk Musiki Cemiyeti Eğitmeni ve Koro Şefi Funda Öztürk' de sahne alarak dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Sesi, sanatı ve kişiliğiyle İsviçre’de yaşayan Türk halkı tarafından çok sevilen ve beğenilen Funda Öztürk, 2015 Kasım ayında kurulan Zürih Türk Musiki Cemiyeti Türk Sanat Müziği Korosu’nda yaklaşık kırk kişi bulunuyor. Her pazar Dübendorf’ta toplanarak çalışmalarını gerçekleştiren koroya Fırat Yiğitbaş müziğiyle eşlik ediyor. Cemiyet her konserine farklı makamdaki yeni bir repertuarla hazırlanıyor. Zürih Türk Musiki Cemiyeti bir son- raki konserini 15 Kasım 2015’te gerçekleştirecek. Başkanlığını Mustafa Kabagöz’ün yürüttüğü Cemiyet’in bundan sonraki hedefleri ise 2016 sonbaharında Zürih Tonhalle’de bü- yük bir konser gerçekleştirmek ve Avrupa’nın farklı yerlerinde konserler vermek. (www.zurichturkmusikicemiyeti.org) 31 < GÜNCEL > Kurucu Mahmut Saraç, Genel Müdür Abdullah Toprak (sağda) Belçika’dan müşterilerle toplantı halinde Alarm Yönetimi Başlığı okuyunca konumuzun çalışanlarda veya ailerlerde kriz yönetimiyle ilgili olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Konumuz her yıl binlerce kişinin hayatını kurtaran alarm yönetim sistemleriyle ilgili. Haber: Onur Cebeci / [email protected] Türkiye’de sanayi ve hizmet sektöründe dünyaya açılmış başarılı bir çok firmamız var. Fakat bilişim (bilgisayar ve iletişim) sektöründeki başarılı firmalarımız sayısı göreceli çok daha az. Benzer şekilde İsviçre’de de bir çok başarılı girişimcimiz var. Fakat ileri teknoloji üreten ve bilişim sektöründe faaliyet gösterenlerin sayısı çok az. Mahmut Saraç’ın kurduğu ATT (AudioText Telecom) AG bunlardan birisi. Teknoloji söyleşimizin ikincisini Mahmut Saraç ile gerçekleştirdik. ATT AG alarm yönetim sistemleri üreten bir firma. Örneğin, hastane- Test Laboratuarı de yatan bir hasta kendisini kötü hissetiği anda başucunda bulunan alarm düğmesine basıyor. Daha önce alarm yönetim sistemine girilen senaryolar çerçevesinde önce o katın sorumlusu hemşirenin telefonuna hastanın bilgileri (kat, oda, isim vs.) iletiliyor. Hemşire de gelen mesajı onaylayarak hastaya gidiyor. Eğer o katın hemşiresi belirli bir süre içerisinde gelen mesaja cevap veremezse, alt ve üst kattaki hemşireler aranıyor. Bütün bu senaryo alarm yönetim sistemini oluşturan donanım, yazılım ve hastanenin telefon santrali ile yapılan entegrasyon sayesinde gerçekleşiyor. Bu senaryoya benzer daha birçok alarm senaryosu mevcut ve ATT AG’nin ürünü bütün ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Şirketin kurucularından Bilgisayar Mühendisi Mahmut Bey'in verdiği bilgilere göre, firması sektöründe İsviçre’de 2. sırada. Bu başarıya giden yol tabii ki kolay olmamış. ATT AG (www.attag.ch) 1995 yılında Mahmut Beyin önderliğinde kurulmuş. Önce şu anda bize çok olağan gelen telefonda sesli menüler konusunda çalışmaya başlayan firma daha sonra alarm yönetimi alanında özelleşerek 1997 yılında başarılı ürünleri AMX’i (Alarm Management Exchange) piyasaya sürmüş. AMX ürünü bu güne kadar İsviçre’de 450’nin üzerinde, Danimarka, Avusturalya, Belçika gibi ülkelerde de 20’nin üzerinde kurulmuş. Bu üründe bir çok farklı teknoloji bir arada sunulmakta: Farklı standartlar üzerinden santrallerle bağlantı, mobil uygulamalar, SMS (kısa mesaj), e-posta, SNMP, telsiz telefona sesli mesaj, panaller vs. Bir bilgisayar üzerinden aynı anda 360 kişiye kadar çok dilli arama yapıp, meşgulde araya girme veya konuşmayı kesme özellikleriyle müşteriye özel çözümler sunabilen bir yapıya sahip. Kurucu Mahmut Saraç İletişim sektöründeki bir çok firma ile (Alcatel-Lucent, Siemens/Unify, Avaya, Mittel, Acsom gibi) entegrasyonlarını tamamlamış ve sertifikasyonlarını almış. Ayrıca, İsviçre genelinde Swisscom, Sunrise, swisspro gibi partnerlerle birlikte çalışılmakta. Teknoloji alanındaki bu ve benzeri başarılar bizleri sektörde bilinen adıyla start-up’lar kurmaya, yeni kurulmuş, genç teknoloji firmalarını desteklemeye teşvik etmeli. Türkiye’nin de sağladığı avantajları İsviçre’nin sunduğu imkanlarla harmanlayarak başarıyı yakalayabiliriz. 32 < SÖYLEŞİ > “Yeniden doğsam, yaptığım her şeyi yine yapardım” Usta oyuncu Zeki Alasya hayatını kaybetti. Alasya, karaciğer hastalığı sebebiyle 22 Nisan 2015 tarihinden beri Koç Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Sanatçının 8 Mayıs’da 10:30 sularında vefat ettiği haberi gönüllere bomba gibi düştü. Vefatı, bütün Türkiye’yi yasa boğarken, büyük bir şaşkınlık da yarattı. Çünkü belki de üstadın belleklerde gülen yüzüyle hatırlanmak istemesinden dolayı, hasta olduğunu kimse bilmiyordu. Geçtiğimiz yıllarda kendisiyle yaptığımız bir söyleşiyi hatırlayıp bizde Pusula ailesi olarak büyük bir hüzün yaşadık. İşte arkadaşımız Mehmet Ali Tuncer'in yaptığı söyleşiden alıntılarla Alasya size bir kez daha neden unutulmaz olduğunu anlatacak. Onu dinlerken kendi yaşamınıza dair çok şey görüp, herşeye rağmen gülümseyen güzel yürekli bu adamı daha şimdiden ne çok özledik diye düşüneceksiniz... Rahat uyu büyük usta.... "Darbeler gördük, yeni anayasalar yapıldı. Fakat şunu da belirtmeliyim ki tiyatronun en güzel zamanlarını biz o 20 yıl içinde yaşadık" Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Tiyatroya bundan 50 yıl önce 1963 yılında profesyonel olarak ilk adımımı attım. İlk oyunumu Arena tiyatrosunda oynadım. Sonrasında 1965 yılında Ulvi Uras tiyatrosuna geçtim, belli çalışmaların ardından tiyatroyu Metin Akpınar ile sürdürme kararı aldık. Karşımıza Haldun Taner gibi önemli bir tiyatrocu çıktı ve bizi kabare yapmaya yönlendirdi. 1967 ile 1897 yılları arasında tam 20 yıl boyunca kabareler oldukça başarılı bir şekilde devam etti. Bu zaman içinde sevindiğimiz, üzüldüğümüz günler geçirdik. Darbeler gördük, yeni anayasalar yapıldı. Fakat şunu da belirtmeliyim ki Tiyatro`nun en güzel zamanlarını biz o 20 yıl içinde yaşadık. Sonra' dan Metin'le düşün- ce ayrılığı yaşamaya başlayınca başlamış olduğumuz tiyatro serüvenine ara verdik. O dönemde yıllık ortalama 650 bin seyirciye oynuyorduk. "Sanırım televizyonda daha başarılı olduk" Tiyatro oyunları ve kabareler devam ederken yanı sıra oldukça sıkıntı çektiğimiz konular da oluyordu. Mesela Anadolu`ya gidip istediğimiz oyunu o tarihlerde sergileyemiyorduk. Oynadığımız kabarelerin kalabalık kadrolara sahip olması, dekor ve kostümlerin taşınması oldukça maliyetliydi. Gittiğimiz şehirlerde yaptığımız masrafları çıkaramıyorduk. Hatta şunu da söyleyeyim bizim zamanımızda bırakın Anadolu şehirlerini Ankara`da bile doğru dürüst bir tiyatro salonu yoktu. Biraz ara verelim bu arada da Televizyonda birşeyler yapalım dedik. Fakat bu vermiş olduğumuz ara bir nevi tiyatronun bitmesine de sebep oldu. Çünkü televizyonda çok yoğun çalışmalar yapıp, seyircimize değişik oyunlar sergiliyorduk. 1 yıl boyunca Türkiye`nin değişik şehirlerini dolaşarak sahneye koyduğumuz oyunlar artık 1 gecede ekran başın- < SÖYLEŞİ > 33 çok önemlidir. Şu an Türvak eğitim okulunda oyunculuk bölümü başkanlığı yapıyorum. Yaptığım klasik bir öğretmenlik değil. Herşeyi öğrendiğinizi düşündüğünüz bir gün yeni şeyler öğreniyorsunuz. Ben de halen öğrencilerimden bir şeyler öğreniyorum. Aynı zamanda birikim ve tecrübelerimi onlarla paylaşıyorum. Oyunculuk, tiyatro, sanat bunlar çok ayrı tecrübelerle gelişiyor. Elimden geldiğince bizden sonraki kuşaklara bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. "Pusula okurları ülkelerinden Türkiye’den kopmasınlar..." da milyonlar tarafından izlenir hale gelmişti. Sanırım televizyonda daha başarılı olduk. İlk film teklifi Ertem Eğilmez tarafından geldi. Bize Haluk Akcatepe ile haber göndererek "Sev Kardeşim" adlı bir film projesinde oynamamızı istemişti. Metin filmlerde oynamak istemiyordu ama ben bu fırsatı kaçırmak istemedim. Tarık Akan, Hülya Koçyiğit, Adile Naşit ve Münir Özkul gibi usta isimlerle birlikte aynı filmde yer almıştım. Sonraki dönemlerde Metin`le ikili filmlerimiz çok tuttu. Bir çok ünlüyle bir araya geldiğimiz inanılmaz projelerde yer aldık. Sonraki dönemde de tiyatroya dönme şansımız hiç olmadı. Hep televizyonda ya da sinemada kaldık. "Aa, alışverişinizi kendiniz mi yapıyorsunuz?" Yaşama biçimi olarak o şöhrete uygun hiç yaşamadım. Çok paralı olduğum dönemler oldu. O zamanlar da özel şoförüm olmadı, uşaklarım olmadı. Hâlâ markette görürler “Aa, alışverişinizi kendiniz mi yapıyorsunuz?” Kim yapacak! Ben Şehzadebaşı doğumluyum, yirmi küsur yaşına kadar orada yaşadım. Lüks hayatın olduğu yerler değil oraları ve ben onu sevdim galiba. Şehzadebaşı’ndaki hayatım benim zenginliğim oldu sonra. Yakaladığım güzellikler hep çok işime yaradı. Mesela Robert Kolej’inde okuyordum. Orada okumak bir zenginlik göstergesidir. Pahalı bir okuldur. Babamın zoruyla gittim, iyi de oldu. O dönemde tabelacılık yapıyordum. Bir gün merdivenin üstünde bir dükkâ- nın tabelasını yazıyorum, Kolej’den arkadaşlarım gördüler beni. O suratlarını görmeliydiniz. Çok tuhaflarına gitti ama ben hiç gocunmadım bundan. Öyle bir rahatsızlık hayatım boyunca duymadım. Duymayınca da o yaşama biçimini seçmem gayet doğal. "Mütevaziliğimi babamdan almışım..." Babam son derece mütevazi bir adamdı. Üniversitede profesördü. Sonra bir sebeple okuldan atıldı. Eczacı-kimyager olmasına rağmen eczacılık yapmadı ve inatla lise öğretmenliği yaptı. Üç dört okulda birden çok düşük ücretlerle çalışıyordu. Babam böyle rahat bir hayatı çok fazla önermedi bana. Çok mesafeli bir baba oğul ilişkimiz vardı. Kaldı ki babam öldüğü zaman on beş yaşındaydım. Adam gibi oturup konuşma fırsatı bulamadık. Bundan hep eziklik duymuşumdur. "Keşkeler beni bozmuyor..." Ben keşke diyorum, dehşete kapılıyorlar. Bakın bu evi 3 yıl evvel aldım. Şimdi 70 yaşındayım. Banka kredisiyle aldım. Nasıl öderim, ödemem bilmiyorum, inşallah öderim. Bugüne kadar peki hiç mi para kazanmadım? Cumhuriyet döneminin iyi kötü en çok para kazanan oyuncularındanım. Ama olmadı, istemedim. Elim çok açık. Çocuğum Zeynep sekiz yaşına gelinceye ve insanlar böyle artık hadi hadi deyinceye dek ev almak aklıma gelmedi. Sonra bir tane ev aldım, iyi ki de aldım, Zeynep oturuyor onda. Ama ben hep kirada oturdum. Düşünün 3 yıl öncesine kadar kirada oturuyordum. Tabii keşkeleriniz olacak ama bir daha dünyaya gelseniz falan gibi sorular sorulsa bana, “Yaptığım her şeyi yine yaparım” derim. (Kahkahalarla gülüyor). Yaşama biçimiyle Zeki Alasya benim sevdiğim bir adam. Yeniden doğarsam bütün tersliklere, üzüntülere, sıkıntılara rağmen ben yine Zeki Alasya olmak isterim. "Elimden geldiğince bizden sonraki kuşaklara bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum" Bildiklerinizi başkalarıyla paylaşmak Bir kere şunu mutlaka söylemeliyim İsviçre çok farklı güzel bir ülke. Çevresiyle, kalitesiyle, potikasıyla dünyanın örnek aldığı özel bir konumu var. Orada yaşayan tüm halkımıza ufak bir tavsiyem var. Ülkelerinden Türkiye`den kopmasınlar, kültürümüzü takıp etsinler. Örflerimiz adetlerimiz hepimiz için çok önemli. Bu kültürü dünyanın neresinde olursak olalım hep birlikte yaşatmalıyız. Yaşatırken de bulunduğumuz ülkeye ayak uydurmalı ve oralarda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeliyiz. Tüm Pusula okurlarına Türkiye`den kucak dolusu sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Umarım yakın zamanda onlarla birlikte olma şansımız olur. Usta, yaptığımız söyleşide dile getirdiklerinin gönüllerimizde çoğalarak büyüdüğünü biliyordur diye düşünüyoruz. Yüreğimiz yokluğuyla burkulsa da, Onun yaptığı gibi bütün kalbimizle gülümsüyoruz veda ederken... 35 < KÜLTÜR SANAT > İslam Kültür Merkezleri Birliği St. Gallen şubesinin yeni binası hizmete girdi VİKZ Genel Başkanı Mehmet Turan St. Gallen’de ilk kez 1979 yılında teşkilatlanan İslam Kültür Merkezleri Birliği, kuruluşundan bu yana, 36 yıllığına kiralamış olduğu bir binada hizmet vermekteydi. 2012 yılında satın alınan yeni binanın tadilatı geçtiğimiz yıl içerisinde tamamlanarak, 26 Nisan 2015 tarihinde Olma Halle’de düzenlenen bir törenle hizmete açıldı. Çok sayıda vatandaşımızın katılımıyla gerçekleştirilen açılış töreninde, Zürich Başkonsolosu Aslı Oral ve VİKZ Teşkilatı Başkanı Mehmet Duran birlikte kurdele kestiler. faaliyetlere ağırlık veriyoruz. Onların milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, iyi bir nesil olarak yetişmeleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” diye konuştu. hitap ederek “Bugün bu vazifeleri ifa eden insanlarımızın yerini dolduracak nesillerin iyi yetiştirilmesi hususunda hanımlara büyük görevler düşüyor.” dedi. Törende İslam Kültür Merkezleri Birliği adına konuşma yapan Avukat Abdullah Karakök, Teşkilatın hizmetlerine ve kuruluş amaçlarına değinerek “Merkezimiz İsviçre’de yaşayan bütün Müslümanlara hizmet vermek amacıyla kurulmuştur. Bilhassa çocuk ve gençlere yönelik Zürich Başkonsolosu Aslı Oral da yaptığı konuşmada İslam Kültür Merkezi’nin hizmetlerinin İsviçre’de yaşayan Türk ve Müslümanlar için çok önemli olduğunu, bu merkezlerin gençlerin ve çocukların yetiştirilmesinde büyük rol oynadığını ifade etti. Oral, konuşmasında bayanlara Yaradılış gayesinin ne olduğu hususunu Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerle izah eden VİKZ Genel Başkanı Mehmet Duran da “Asıl iş bir yığın maddi yatırımlar yapılarak hazırlanan bu binalarımızda çocuklarımıza dini ve milli eğitimlerini en iyi şekilde verebilmek.” dedi. Daha sonra St. Gallen Camii Görevlisi Mustafa Sezgin, katılımcılara bina ile ilgili bilgiler verdi. Sezgin, 2012 yılı Eylül ayında satın alınan Farbgutstr 2 9008 St.Gallen adresindeki binanın, 1000 m2 arsa alanı olup 300 m2 üzerinde oturum ve 1150 m2 kullanım alanı bulunğunu; tadilat ve tamirat ruhsatı alınmak suretiyle bir sene içerisinde inşaatının tamamla- narak iskan ve kullanım ruhsatlarının da alındığını ifade etti. Program Hafız Abdurrahman Bozan’ın dinleyenlerde hayranlık uyandıran Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından “Kuran-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması” ile devam etti. İsviçre İslam Kültür Merkezleri Birliğine bağlı camilerde okuyan öğrencilerin katıldığı yarışmada, jüri değerlendirmesi sonucunda, birinciliği Melih Kemal Sezgin, ikinciliği Fatih Gültepe ve üçüncülük ödülünü de Yusuf Avdağ isimli öğrenciler aldı. Program ödül töreniyle sona erdi. Salondan ayrılırken memnuniyetlerini dile getiren vatandaşlar “Tören çok güzel bir atmosfer içerisinde geçti. Programda, ayrıca Cami ve Kültür Merkezi’mizin hizmete açılmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz." dediler. 36 < BİLİM / TEKNOLOJİ > Hazırlayan: Onur Cebeci / [email protected] 3 Boyutlu Baskı (3D printing) 3 boyutlu baskı bir çoğumuzun aklına gelmeyen kullanım alanları bulacak. Aşağıdaki örneği okuyunca çok şaşıracak, bir o kadar da sevineceksiniz. Türkiye'de özel sigortası olan annelerin gittikleri hastanelerde veya muayenehanelerde yaşadıkları artık olağan. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktor anne karnındaki bebeğin gelişimini izlemek ve herhangi bir sorun olup olmadığını görmek için son model ultrason ile bebeği dikkatlice inceler. Sonrasında ultrasonun 3 boyutlu özelliğini çalıştırır ve ekranda bebeğin 3 boyutlu görüntüleri belirir. Bu görüntüler anne ve babanın çok hoşuna gider. Bu üç boyutlu görüntülerden bebeğin erkek mi yoksa kız mı olduğunu anlamak da hoş bir çabadır. Bu görüntüler ayrıca CD'ye aktarılır ve evde de bakabilmeleri için ebeveynlere teslim edilir. Şimdi bunun bir adım ötesine geçildi. Son yıllarda çok hızlı gelişen 3 boyutlu baskı teknolojisi ile anne karnındaki bebeğin 3 boyutlu 'çıktısı' alınabiliyor. Böylece artık anneler karınlarındaki bebeklerini daha doğmadan kucaklarına alabiliyorlar. Bu durumu bebeğin 3 boyuntulu görüntülerini görebilen birisi olarak çok normal karşılayabilirsiniz. Peki bu fırsat kör bir anne için ne ifade ederdi? Aşağıdaki resim ve linki (http://www. adweek.com/adfreak/huggies-3-d-printed-fetus-so-blind-mom-could-see-herultrasound-164511) takip ettiğinizde izleyeceğiniz video bu sorunun cevabını çok güzel bir şekilde veriyor. Japon ve Amerikalı bir firma tarafından geliştirilip, kullanıma sunulan hizmet ile anne karnındaki bebeğin 3 boyutlu minik bir çıktısı alınabiliyor. Peki 3 boyutlu baskı nasıl çalışıyor? Öncelikle mimarların, inşaat mühendislerinin evleri tasarlarken yaptıkları gibi çıktısını alacağınız nesnenin üç boyutlu tasarımı bilgisayar destekli tasarım (CAD – Computer Aided Design) uygulamaları kullanarak tasarlanır. Üç boyutlu tasarımı içeren bir çizim dosyası (.stl veya .obj uzantılı) ortaya çıkıyor. Sonra bu tasarım uygulama tarafından yüzlerce ve binlerce ince katmanlara dilimlenir. Her bir katman çok incedir – örneğin 0,1 mm. Üç boyutlu yazıcı bu verileri kullanarak nesnenin katmanlarını örer. Her bir katmanın üstüne bir sonraki katmanı ekleyerek nihai nesneyi üretir. Normal yazıcılarda kullanılan kağıt yerine üç boyutlu yazıcılar PLA denilen plastik bir hammadde kullanır. 3 boyutlu baskı teknolojisinin şu anda yoğun olarak kullanıldığı alanlar şunlardır: - Ürün Geliştirme ve Tasarım: Maket yapımı ve yeni ürün tasarımı için. - Mimarlar ve İnşaat firmaları: Yeni bir projenin maketini ucuz ve hızlıca elde etmek için. - Yedek Parça ve Sanayi: Herhangi bir ürünün veya makinenin parça tasarımı için. - Medikal Uygulamalar: Protezler, plastik alçı vs. üretmek için. - Oyuncak Sektörü: Özelleştirilmiş oyuncaklar için. 3 boyutlu yazıcıların fiyatları 750 CHF'den başlamakta. Ayrıca üç boyutlu çıktı hizmetini veren firmalar da mevcuttur. Yani çıktı başına ücret ödeyebileceğiniz bir hizmet. Yakın gelecekte 3. boyut hayatımıza iyice girmeye başlayacak. Peki 4. ve 5. boyutlar? 38 < KÜLTÜR SANAT > Üç Enstruman Tek Ruh, 'Taksim Trio' Geçtiğimiz günlerde İsviçre'ye tekrar gelen Taksim Trio ile müzik dolu samimi bir sohbet gerçekleştirdik. İsmail Tunçbilek, Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici ile yaptığımız bu güzel sohbeti sizinle de paylaşıyoruz. Haber: Onur Akkurt Konser için teşekkür ediyoruz . İsviçre'ye hoş geldiniz. teki taksimden, hem de İstanbul'un Türkiye'nin göbeği olan Taksim'den geliyor. Biz teşekkür ederiz. Hoş bulduk. Grubunuzun adı Taksim Trio, Trio ismi grubunuzun üç kişi olmasından geliyor da neden Taksim? Müzik dilindeki Taksim mi? İstanbul'un kalbi olan Taksim mi? Taksim hem İstanbul'un kalbi olan Taksim'den geliyor, hem de müzik dilinden geliyor. Çünkü Türk Sanat Müziğinde Taksim etmek, sunmak anlamında. Hicaz taksimler uşak taksimler, yani makamsal taksimler, sunuş, açış gibi doğaçlama gibi farklı formları vardır. Hem müzik- Her biriniz kendi enstrümanlarınızda Türkiye'nin ve hatta dünyanın en önde gelen isimlerindensiniz. Ancak yine de birlikte hareket edebilmek ve birlikte bir şeyler üretebilmek bambaşka bir şey olmalı. Bu uyumu yakalamanın bir sırrı var mı? Nasıl tek bir vücut gibi hareket edebiliyorsunuz? Şöyle bir şey, yani üç tane farklı enstrümanı çalan adamın tek ruhla müzikal bir birleşimi bu. Birbirinin yaptığı müziğe aşık üç adamız. Yani ben mesela Aytaç'ın kanun çalışına aşığım. İsmail benim klarnet çalışıma. Ben İsmail'in çalışına. İsmail Aytaç'ın çalışına derken böyle enteresan bir oluşum. Bu ve bir taraftan eskiden Voltran diye çizgi film vardı ya, bir kaç parça bir araya gelip Voltran'ı oluşturuyordu. Biz de trio olarak Voltran'ı oluşturuyoruz. Aslında olayın en güzel tarafı. Sırtımızda ve arkamızda kimsenin desteğini hissetmeden, önümüze ya da yanımıza hiç bir felsefeyi almadan, sadece müzikal anlayışımızla dünyanın dört bir yanında konserler veriyoruz. Bunda kimsenin payı yok, sadece enstrümanlarımızın ve bizim payımız var. Tabii ki bizim çalıştığımız Stageart, Gerçek yapım. Alp Okçu, Rıza Okçu, Gerçek Taşdoğdu gibi in- sanlar bizim yanımızdalar ama, asıl önemli olan şey bizim sımsıkı tuttuğumuz, hayatımızla aynı paralelde hareket eden enstrümanlarımıza verdiğimiz duygu ve aşktan ibaret. Dünya'nın dört bir yanında, ülkemizi temsil ediyoruz. Çok özel salonlarda çalıyoruz. Çok özel festivallerde çalıyoruz. Hani hep şikayet ediyorlar ya, Edirne'den sonra kimse ülkemizi temsil edemiyor diye. Biz bunu en güzel şekilde yaptığımızı düşünüyoruz. Bunun çok haber olmaması belki bizim de hatamız. Arkamızda çok fazla doküman götüremiyoruz. İşte sadece çalmayı düşünen üç tane adamı düşünürseniz, buradaki mesela bu... Konser, gelen dinleyicilerin hafızasına kazınıyor ve kalıyor. 39 < MÜZİK / MAGAZİN > Çaldığınız enstrümanlar batıya çok da yakın değil. Dolayısıyla Batı'da müziğiniz nasıl karşılanıyor, onlara ne hissettiriyorsunuz? Aslında mesela kanun enstrümanı biraz daha Ortadoğu'nun, ama biz de Türkler olarak sahipleniyoruz. Hala kimin olduğu belli değildir ama, mühim olan kanun enstrümanını kim güzel temsil edebiliyor ve dünyaya kim daha iyi tanıtabiliyor. Dolayısıyla bu kanun enstrümanının yaşayan en önemli çalıcılarından bir tanesi Aytaç Doğan'dır. O yüzden tüm Ortadoğu'da, Balkanlar'da da, kendi coğrafyamızda ve hatta dünyanın neresine gidersek gidelim bağlamadan ve klarnetten daha çok ilgi çeken enstrüman kanundur. O yüzden kanunun kitabını tekrar yazıp bu enstrümanda Türk müzisyeni olarak en güzel temsil eden yega- ne adam Aytaç Doğan'dır. Bağlama enstrümanıda bizim geleneksel enstrümanımız. Halk müziğimizin yegane vazgeçilmezi. Ama bunu farklı bir şekilde yorumlayan bir adam İsmail Tunçbilek. Bunun içine gitar tınıları, daha farklı caz akorları, flamen akorlar katıp, daha farklı yorumlara açan İsmail Tunçbilek'tir. Bağlama enstrümanının gerçekten de bu yaşadığımız dönemde en güzel temsilcilerindendir. Klarnet ise 1900'lü yılların başında Şükrü Tınar'la Türk müziğine girmiş. Çok kısa bir zamanda Türk müziğinin temel enstrümanlarından biri haline almış. Ben de bunun yaşadığımız dönemde kendime göre temsilcilerindenim. Ama en önemli şey, biz üçümüz bir araya geliyoruz. Kimse kimseden daha baskın olmuyor. Herkes birbirine aşık, herkes birbirini dinliyor. Bütün mesele üç kişinin birbirini dinlemesinden geçiyor. Çünkü iki kişi birbiriyle muhabbet edebilir. Ama üçüncü kişi araya girdiği zaman uyumsuzluklar olabilir. Biz de o olmuyor. Ben de sabahtan beri sizin için sorular hazırlamıştım. Şimdi o basmakalıp sorulardan vazgeçiyorum. Üç kişisiniz, yani trio. Dördüncü ya Arkadaşımız Onur Akkurt, Taksim Trio Grubu sanatçıları İsmail Tunçbilek, Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici ile biraraya geldi. da beşinci olur mu? Ya da bu ruhu yakalayan başka birileri var mı etrafınızda? Yani zor ya. Arada başka çalışmalar yaptık. Mesela bundan üç buçuk yıl kadar önce İstanbul Jazz Festivali'nde Aya İrini'de Zakir Hüseyin ile birlikte bir çalışma yaptık. Üç artı bir idi o. Taksim Trio'ya çok yakışan bir çalışmaydı bence. Zakir Hüseyin bir çok müziksever için, müzikten anlayan insan için ve tabii ki bizim için yaşayan bir efsanedir dünyada. Daha geçen sene yaklaşık bir ay oldu olmadı, Zorlu Center'da, Trilok Gurtu, Dorantes ve Carlos Benavent ile bir çalışma yaptık 3+3 diye. Buna benzer çalışmalar olabilir ama biz aramıza öyle fazla kimseyi sokmak istemiyoruz. Bu üç artı bir, üç, beş, yedi, dokuz, bir bakarsın bir filarmoni ile çalarız. Bizim için en güzel şeylerden bir tanesi de bu tür yerlerde çalmak. Mesela geçen sene de Köln Filarmoni salonunda çaldık. Bu da bizim için ayrı bir keyif oldu. Her şekilde yine memleketimizi temsil ediyoruz.. Taksim Trio, Pusula okurları adına bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum. Biz teşekkür ederiz. Nossa’da yıldızlar geçidi devam etti İsviçre’nin en hızlı mekanlarından biri olan Nossa, Mayıs ayında da ağırladığı sanatçılar ve eğlencelerle adından söz ettirdi. Jet Enerji içeceğinin sponsorloğunda her hafta getirdiği ünlü sanatçılarla halkımıza hizmet veren Nossa Event’s Club Mayıs ayı boyunca ağırladığı birbirinden özel isimlerle eğlenceyi zirveye taşıdı. Yılmaz Morgül, Tarık Mengüç, Selçuk Balcı, Ankaralı Coşkun, Yusuf Harputlu, Gökhan Güney gibi ünlü isimlerin verdiği konserlerle müşterilerini ağırlayan Nossa, 15 Mayıs akşamı da Asena’nın unutulmaz danslarıyla coşkuyu üst seviyede tutmayı başardı. Yaz sezonunun sona ermesinin ardından yeni konserlere ev sahipliği yapacak olan Nossa Event’s Club, sadece yaptığı eğlencelerle değil, müşterilerine sunduğu yemek çeşitleri ve zengin ikramlarla da adından söz ettiriyor. İşletmenin sahibi Orhan Öztaş, 'yeni açılan mekanın zaman içinde daha kaliteli hizmet verebilmesi için hazırlıkların sürdüğünü, yakında organize edecekleri yeni konserler ve etkinliklerle halkımıza en iyi hizmeti verebilmek için çalıştıklarını belirtti. 350 kişilik kapasitesi ile özel günlerin ve eğlencelerin adresi olabilmek için çalıştıklarını belirten Öztaş, her konuda halkımızın yanındayız, onlar ne isterse elimizden geldiğince yapmaya gayret ediyoruz,' dedi. 41 < KÖŞE YAZISI > MODERN GÖRGÜ KURALLARI Kıyafet Kodu İş hayatında profesyonel bir imaj yaratmak istiyorsanız, çalıştığınız şirketin kurumsal kimliğine ve kültürüne uygun bir şekilde giyinmeye özen göstermelisiniz. İş adamı kıyafet kodu: Genel olarak, bir iş adamı kıyafetini iş yerine, iş partnerlerine ve katıldığı toplantılara göre seçmelidir. Takım elbiseler: Lacivert, gri, siyah, iş yaşamında en çok tercih edilen renklerdir. Kahverengi bazı muhafazakar branşlarda (banka, sigorta şirketleri gibi) kabul görmez. İçerisinde saatler geçirilen bir takım elbisenin buruşmayan, kaliteli kumaşlardan dikilmiş ve rahat kesimli olmasına özen göstermek gerekir. Resmi davetlerde koyu renk takım elbise (yelekli veya yeleksiz) giymek çok doğru bir seçim olur. Ceket: İş adamı ceketini - ev sahibi buna müsaade etmeden - çıkarmaz. Çift sıra düğmeli (kruvaze) ceketlerde düğmeler her zaman kapalıdır. Tek sıra düğmeli ceketlerde en üst düğme kapalıdır. Otururken düğmeler açılabilir. Ayağa kalkıldığında düğmeler tekrar iliklenir. Kravatlar: Bağlandıktan sonra ne çok kısa, ne de çok uzun olmalıdır. Kravatın uzunluğu kemer tokasının ortasına gelmelidir. Çizgili, küçük desenli veya tek renk kravatlar tercih edilmelidir Ayakkabılar ve çoraplar: Ayakkabılar, iş çantası ve kemer aynı renkten ve deriden olmalıdır. Bağcıklı ayakkabılar doğru bir tercih olur. Çoraplar, ayakkabılarla veya pantolonla aynı renkte olmalıdır. Takılar: Kaliteli bir saat, sade kol düğmeleri ve en fazla iki yüzük kıyafetinizi tamamlar. Vücut bakımı: Saçlar ve sakallar her zaman bakımlı olmalıdır. Kötü vücut kokularına karşı önlemler alınmalıdır. İş kadını kıyafet kodu Kadınlar erkeklere kıyasla, modada daha çok imkana sahiptirler. Özel davetlerde, balolarda, kokteyllerde canlı renkler, dekolte kıyafetler, kısa etek giyebilirler. Fakat iş hayatında, çalıştıkları kurumlara uygun giyinmelidirler. İş hayatında güvenilir ve ciddi görünmek zorundadırlar. Fazla spor, dekolte, romantik ve rahat kıyafetlerden kaçınmalıdırlar. İş kıyafetleri için, kostüm veya pantolonlu takımlar tercih edilmelidir. Kostüm veya pantolon takım için: Koyu renkler, gri, lacivert, bej, kahverengi ve siyah uygun renklerdir. Kombinasyon imkanları: Tek renk veya desenli bluzler, gömlekler, toplar, ince yün kazaklar, twin-setler. İş kadınları için, ince askılı kıyafetler, derin dekolte yakalar, mini etekler, çok düşük belli pantolonlar, göbeği açık bırakan toplar, fırfırlar, püsküller, derin yırtmaçlar, hayvan derisi desenler, şeffaf kumaşlar uygun değildir. Kolsuz bir bluz taşıyan iş kadını, ceketini çıkarmamalıdır. Ayakkabı ve çoraplar: Sandaletler, burnu çok açık ayakkabılar uygun olmaz. İş kadını, görüşmelerde ve resmi davetlerde her zaman çorap giymelidir. Desenli, renkli ve kalın çoraplardan kaçınmalıdır. Çanta: Ayakkabı ve kemerle uyum sağlamalıdır. Make-up: Makyaj görünmeyecek kadar sade olmalıdır. Parfüm: Fazla ağır, bayıltıcı kokulardan kaçınmalı ve fark edilmeyecek kadar az kullanılmalıdır. Saçlar: Bakımlı ve toplu olmalı. Çok uzun, dalgalı saçlar sadece gece davetlerinde açık bırakılabilir. Kıyafetlerin herzaman ütülü, temiz ve bakımlı olmasına özen gösterilmelidir. Hülya Rüst [email protected] 42 < MODA > Hazırlayan: Neslişah Çetin Geçtiğimiz 2 ay sezon kodlarını çözüp A’dan Z’ye bu sezon neler giyeceğiz tek tek inceledik. Bu ayki yazıdaysa, tüm bu trendleri harmanlayarak nasıl kolay kombinler yaparız sorusunu cevaplayacağız. O zaman başlıyoruz… Denim Ceket & Kalem Etek Denim ceketler uzun zamandır ortalarda yoktu. Bu sezon farkettiyseniz tüm markalar koleksiyonlarına ek olarak, bir de denim koleksiyon çıkardılar ve şu an neredeyse hepimiz bu akımın bir parçasıyız. Sadeleşme yolunda vazgeçilmez olan denim parçaları hem spor, hem de şık olarak kombinlemek çok kolay. Bu sezonunun öne çıkan parçası denim ceketleri, en kolay ve her ortama uydurmanın en pratik yolu kalem etekle beraber kullanmaktır. Nasıl mı diyorsanız? 1-Şık bir eteği, bir denim ceketle kombinleyip altına spor ayakkabı giymek bu sene çok moda. Hem de iş sonrası programları için biçilmiş kaftan. Hem spor hem şık… 2-Denim Ceket sadece mavi değildir. Her ne kadar en popüleri o olsa da, başka renklerde de bulmak mümkün. Desenli bir kalem eteği renkli denim ceket ve dolgu topuk bir ayakkabıyla kullanarak imzanızı atmanız mümkün. Dolgu topuklar, hem topuklardan vazgeçemeyen hem de spor şıklığı yakalamak isteyenler için olmazsa olmaz. Denim Ceket & Kalem Etek 3-Benim bu kış sezonunda ki rengim kesinlikle mordu. Yaz sezonunda bu sevdam daha da artarak devam ediyor. Lila renkli ya da 43 < MODA > Elbiseler Yaz aylarında giymeyi en sevdiğiniz şey nedir diye sorsam, 100 kişiden minimum 80’ni elbise cevabını verir. Çünkü sıcaklarla baş etmede en büyük yardımcımızdır onlar. En kolay kombin önerilerini sıralarken bu kurtarıcılara yer vermemek mümkün değil. Sezondan sizin için seçtiğim elbise kombinleri, favori desenler ve modellerden oluşuyor. 1- Etnik desenler taşıyan bu salaş elbise ister plajda ister günlük hayatta çok rahat kullanılabilir. Ben topuklu bir ayakkabı tercih etsem de, siz dilerseniz sandalet dilerseniz spor ayakkabı kullanabilirsiniz. 2- Beyaz dantel elbiseler bu sene yine bir numarada. Dantelle bezenmiş midi boydaki elbiseler haftanın her gününde her ortama uygun. Sadece uygun ayakkabıyı seçmeniz yeterli. Ben bu yazın favorisi espadrillerle kombinlemeyi tercih ettim. Özellikle son dakika buluşmalarında bizi kurtarmaya hazır. romantik esintiler taşıyan kalem bir eteği, sadeliğin simgesi beyaz bir denim ceketle kombinleyip hem doğal hem de taze bir görüntü oluşturabilirsiniz. Bir kaç sezondur ayakkabılarda karşılaştığımız çiçek bahçeleri ise bir başka dikkat çekici akım. Romantik bir akşam yemeği ya da hafta sonu kaçamağında kendini prenses gibi hissetmek isteyenler için vazgeçilmez. Yarım Üst & Mini Şort Yazın hiç çıkarmadığımız parçalardan biridir şortlar. Hele ki bu sene 80’ler akımına kapılan moda dünyası denimden başlayarak her çeşit şortu hayatımızın bir parçası haline getirmeye hazır. Şortları her şeyle kombinlemek mümkün olsa da, bu sezon en çok göreceğimiz versiyonu yarım üstlerle kullanılmış hali. Ben de sizin için çok kolay bulabileceğiniz parçalardan bir kaç kombin hazırladım. Bakalım, bu sezon şortları nasıl kullanacağız… 1- Tabii ki kot şortlar vazgeçilmez ve en kolay bulabileceğimiz parçaların başında geliyor. Yüksek bel dar kot şortlar benim favorim. Vücut tipinize göre dilediğiniz modelde seçmek tamamen sizin tercihiniz. Benim kot şort kombin önerimde, yarım üst olarak dar, omzu açık bir bluz yer alıyor. Bu görünümü yumuşatmak içinde, neon renklerde bir babet uğraşmadan bir kombin oluşturmama yardımcı oluyor. 2- Hatırlarsınız pötikarelerden çok bahsettim… Yüksek bel kumaş bir şortla kombinleyeceğiniz pötikareli bir büstiyer sizi yaz akşamlarının yıldızı yapacak. Yüksek dolgu topuklu ayakkabıyla da, hem bacak boyunuz yükselecek hem de 80’lere bir göz kırpmış olacaksınız. 3- Gerçekten festivalde olmayabiliriz ama kim demiş bu trendi kullanamazsın diye. Tabii ki festival parçalarımızı alıp kendi festivalimizi sokaklarda yaşayabiliriz. Yüksek bel süet bir şort, beyaz bir örgü yarım üst ve tabii gladyatör sandaletler. İşte bu kadar basit. 3- Yaz mevsiminin bir diğer adı bence düğün mevsimi. Eminim bu yaz birden fazla davetiyeniz var ve ne giysem derdine çoktan düştünüz. Düğünlerde genelde abiye elbiseler tercih edilse de, küçük davetlerde ve deniz kenarı partilerinde abiye elbise giymek yazın biraz zor oluyor. Bu yüzden size fikir verebilecek bir kombin hazırladım. Desenli kalem bir elbise ve yine rahat dans etmeniz için kalın topuklu ama elbiseyle zıt renklerde ki bir topuklu ayakkabı. Ve hazırsınız… En pratik kombin önerilerinde bu ay, 3 farklı kombini inceledik. Her zaman dediğim gibi, bunlarla sınırlı kalmayıp kendi imzanızı atmak için hayal gücünüzden yardım almayı ihmal etmeyin. Temmuz ayında görüşmek üzere… < KÜLTÜR SANAT > 45 Nyon Paleo Festivali 40. Yılında Aralarında Robbie Williams, Kings Of Leon, Sting, Robert Plant, Joan Baez gibi ünlü sanatçıların bulunduğu Nyon Festivali bu yıl 20 Temmuz’da başlayacak. Avrupa’nın en büyük 10 açık hava festivalinden biri olan Paleo 1976 yılında küçük bir halk müziği festivali olarak başladı. Nyon belediyesinin verdiği destek ile Colovray çayırlığında yapılan açık hava festivali her yıl üç gün sürerken, bu yıl 40. Yılı kutlamaları kapsamında dört güne çıkarıldı. 15 dönümlük bu çayırda dinleyiciler festival boyunca çadırlarını kurarak oradan çıkmıyor. Son yıllarda giderek artan bu tür açık hava festivalleri Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaz ayları boyunca yapılıyor. Bu festivallerin en ünlüleri ise şunlar: 1. Sonar (İspanya / Barcelona) 1820 Haziran Katılan Sanatçılar: The Chemical Brothers, Skrillex, Duran Duran, A$AP Rocky, FKA Twigs, Flying Lotus, Hot Chip, Laurent Garnier, The 2 Bears Fiyat: 180 Euro Barcelona'nın kent merkezinde düzenlenen etkinlik, elektronik dansla kendinden geçmek isteyen herkesi bekliyor. Direkt Barcelona uçağına atlayıp şehre vardığınızda kolayca ulaşabileceğiniz etkinlik alanı, festivalin en önemli artısı. 2. Rock Werchter (Belçika / Leuven) 25-28 Haziran Katılan Sanatçılar: Alabama Shakes, Death Cab For Cutie, FKA Twigs, Foo Fighters, Hozier, James Bay, Jungle, Kasabian, Muse, Sam Smith Fiyat: 226 Euro Merkezden biraz uzak olan Leuven'e trenle gidiş dönüş seferlerle ulaşmak mümkün. İlki 1974'te düzenlenen efsane bir etkinlik olan Werchter, 80.000 kişiden fazla seyircinin katıldığı bir festival. Etkinlik alanının görüntüsü ihtişamıyla dikkat çekiyor. 3. Roskilde (Danimarka / Roskilde) 27 Haziran - 4 Temmuz Katılan Sanatçılar: Paul McCartney, Pharrell Williams, Muse, Florence & The Machine, Disclosure Fiyat: 275 Euro Konpenhag'dan trenle 30 dakikada ulaşılabilen etkinlik alanı 1970'ler- den beri Danimarka'nın gözde hafta sonu eğlencelerine ev sahipliği yapıyor. Yüzlerce grubun 100.000 kadar seyircinin karşısına çıktığı sahnesiyle Avrupa'nın en büyük etkinliklerinden biri olarak Roskilde sıcak yaz günlerinde serinletici bir atmosfer sunuyor. 4. NOS Alive (Portekiz / Lizbon) 9-11 Temmuz Katılan Sanatçılar: Muse, Disclosure, The Prodigy, Sam Smith, Mumford & Sons, Alt-J, Mogwai, Chromeo Fiyat: 110 Euro Lizbon'a ulaştıktan sonra kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz etkinlik alanı, bu festivali cazip kılan en önemli unsur. Lizbon'un sıcak sahillerine de 15 dakikalık yürüyüş mesafesi etkinlik öncesi ve sonrasında okyanus sularına kendinizi bırakmanıza olanak sağlıyor. Eskiden Optimus Alive olarak anılan etkinlik kısa bir aradan sonra yeni adıyla yaz aylarına damga vurmaya hazırlanıyor. 5. Exit (Sırbistan / Novi Sad) 9-12 Temmuz Katılan Sanatçılar: Faithless, The Prodigy, Clean Bandit, Fear Factory, Napalm Death Fiyat: 133 Dolar Budapeşte ve Belgrad üzerinden rahatlıkla ulaşım araçları bulabileceğiniz festival alanı, tarihi bir kale üstünde yer alıyor. Danube şehri manzarasına karşı yüksek ses tutkunlarına kucak açan etkinlik, bazı Balkan turları dahilinde ziyaret edilebilecek bir nokta konumunda. 6. Sziget (Macaristan / Budapeşte Obuda Adası) 10-17 Ağustos Katılan Sanatçılar: Robbie Williams, Florence & The Machine, Alt-J, The Ting Tings Fiyat: 230 Euro Budapeşte'ye uçakla sağlayacağınız bir ulaşım sayesinde etkinlik alanına ulaşabiliyorsunuz. Glastonbury festivalinin bir alternatifi olan Sziget, etkinlik alanının çevresindeki barlarıyla da oldukça cazip bir atmosfer sunuyor. 7. Oya (Norveç / Oslo) 11-15 Ağustos Katılan Sanatçılar: Beck, Mastodon, The War on Drugs, Ride, Future Islands, Sunn O, Years & Years Fiyat: 110 Dolar Kent merkezine yürüme mesafesindeki festival adıyla da sanki bir Türk kızı için düzenleniyormuş havası vermiyor gibi değil. Adınız Oya ise ya da sevgilinizin adı Oya ise, bu festivale katılmak ayrı bir tat olabilir. Oslo şehrinin fiyortlarla ve ormanlarla çevrili atmosferinde size bir piknik havası yaşatacak Oya festivali yakınlarında bulunan opera salonu ve müzeyle de bir kültür gezisine dönüşebilir. 8. Electric Picnic (İrlanda / Stradbally Hall) 4-6 Eylül Katılan Sanatçılar: Florence & The Machine, Underworld, Manic Street Preachers, Hot Chip, Ride, My Morning Jacket Fiyat: 195 Euro Dublin'e ulaştıktan sonra güneye doğru giden otobüslerden herhangi biriyle etkinlik alanına ulaşabiliyorsunuz. 2004'ten beri düzenlenen festival, ilginç kalıntıların olduğu bir alan üstüne kurulu. Yarısı toprağa gömülü bir piyano, yere dik şekilde gömülmüş bir araba festival alanında görebileceğiniz gariplikler arasında. Genelde yağmur yağdığı için bu festivale bir yağmurlukla katılmak mantıklı olabilir. Yerler çamur içinde olduğundan, bu festivale katılırken bot giymek de ayrı bir gelenek ve gösteriş meselesi. Bir not: Festivale çılgın İngiliz kızları özellikle rağbet gösteriyor. 9. Outlook (Hırvatistan / Pula) 2-6 Eylül Katılan Sanatçılar: Jurassic 5, Roni Size Reprazent, Trojan Sound System, Run The Jewels, Madlib, Wiley, Goldie Fiyat: 140 Pound Pula, Zagreb ve hatta Venedik'ten rahatlıkla konser alanına ulaşmak mümkün. Hırvatistan sahillerinin en güzel köşesine kurulu festival alanıyla göz dolduran Outlook, denize girmek isteyenler için bir nevi yaza veda etkinliği konumunda. 10. Paleo (İsviçre / Nyon) 20-26 Temmuz Katılan Sanatçılar: Village du Monde ve İsviçre yerel müzik grupları Fiyat: 210 Frank Yaklaşık 6 gün boyunca süren İsviçre'nin en büyük açık hava etkinliği olan bu festivalde 230.000 kişilik seyirci kapasitesi bulunuyor. Yaklaşık 170 farklı sanatçı ve grubun sahneye çıktığı etkinlikte 200'den fazla yiyecek firması stand açıyor. Avrupa'nın en büyük festivallerinden biri olan Paleo, az bilinen bir festival olmasına karşın 2000 yılından beri en çılgın eğlencelerin merkezi konumunda. Paleo Nyon wird 40 Robbie Williams, Kings Of Leon, Sting, Robert Plant, Joan Baez stehen auf dem Programm des 40. Paléo Festival Nyon im Zeichen eines Geburtstags, der sowohl Legenden als auch spannende Entdeckungen von hier und anderswo vereinigt. Das Jahr für Jahr um die Welt ziehende Village du Monde lässt sich 2015 im strahlenden Fernen Osten nieder. MACA 46 < BULMACA > 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Merdiven S K M E L İ Bitim O N Bebek yiyeceği Yarı yanmış odun S M E A Gece bekçisi M İ A Önemli bir günün öncesi Zaviye İnsan topluluğu Yolcu evi Dar karşıtı İlkel silah 10 EL‹F fiAFAK 11 34 BULMACA 12 13 15 16 17 34 BULMACA KARE BULMACA 18 19 20 B O A L K Sorun Bir çevre vakfı M T E E S L M E A L Yarı memnunluk anlatır Avrupa Birliği (kısa) A Ç A R I Z A Avrupa Uzay füzesi İ K Yanardağ püskürtüsü L A F Bir tür başlık B Tabak çanak yapılan bir madde M E Bir tatlı B E R L A M İ Y İstem A L K Kovuk İ N Boşa dönen kasnak İ M A R E A V A R A Kas Nezir A D A Tavır E D İ Yoksul aşevi Büyük kemik A Sözleşme O R A M A Ağırlık, hareketsizlik Kâğıt tutturacağı A T A Holmiyumun simgesi Fasıla Yazı Beygir A N İ V E L A T A L E Olumsuzluk öneki H O 4 Balık havuzu O Astatın simgesi Birinci sırada Rey Erkek unvanı Dünya E KARE BULMACA 1 SOLDAN SA⁄A 1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürültücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plakası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa) - Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k arayan 1 s›nda 2 ki daire3- Sahibi 4bilinmeyen 5 müzik 6eseri - Ba€ 7 budama 8 ya yara9 e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri keSOLDAN SA⁄A mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenle1 1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelyen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl saye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde ati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat› bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürülnaz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu 2 tücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plaBal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - Avrukası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa) pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14. - Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k araBir kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› 3 s›ndaki daire - Sahibi bilinmeyen müzik eseri - Ba€ budamaya yarayan Tak›m (K›sa) - Eski dilde yüz, surat. 15. Radyumun simgesi - Kasna€a 1 e€ri2 b›çak. 7.3Bir nota4- Cet - Ki5fli. 8. Sakat, 6 hasta7l›kl› - Bir8nota - ‹ri9ke- 10 11 geril 12 kuma 13fla i€ne14 15 16 17 18 19 ya da t›€la yap›lan bir tür nak›fl - Demir üzerinSOLmifl DAN SA⁄A 4 mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenledeFo ki to€ oksit meya-za Bü 16. pro Fiyafes t› be lirlen mifl Gunt meSOLDAN SA⁄A 1. raflen taki r ro. - ABD yonel bas ket-bol ligiher - ‹riGrass'›n taneli befilzel 1 yen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sade 2. al›Ge nançici, ünlü roma Ge€ifl nelken likleistek içine- Kur sulutufley konumü lanzime 1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelye. düflün cen›. siz17. ce, de lufller - Türk €intal de ati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat› vb.den p›l“… m›flAral çukur kapmet - Bir Samüz) niyede 1 z›julka lük ifll›k, yapan birye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde bir usul.ya3. “ (Rah li kamey rikave tür-cü - A€ laba gürül 5 naz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu mo to run güç bi ri mi Cey lan Ku la €›n du ya bil di €i tit re flim. 18. Be yaz bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürültücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru pla2 Bal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - AvruGözle5. ri gör me--Ma Kühal çükli kör - “…DeNa “ (Rah li sa tücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plakası. Afrime ka'dyen a bir- Öde ›rmak - ‹sfez tanbul nizflitOto büslemet ri (K› sa)pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14. ç›m›z). müfl l›€›n›n kükiçüko €ünak - Arap farem besinile dese bir harf Sikası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa) -nat Bol renkli19. birGü tür keleba bek. 6. Es lardaalha lam l›k -ara 6 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Bir kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› irt ildaçekisi.da20. larhi dan ri me - Evyen renmü - Bir sin debu si da - Vi laya yet.yarayan - Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k aras›n ire Ay - Sa bi bibilin zik be ese ri mad - Ba€ ma 3 Ta k›mDAN (K›sa)SA⁄A - Eski dilde yüz, surat. 15. Radyumun simgesi - Kasna€a s›ndaki daire - Sahibi bilinmeyen müzik eseri - Ba€ budamaya yarayan SOL e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri ke7 ge kuta ma i€ne dapro t›€fes la ya lanbas birket tür 1 e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri ke1. ril Fomifl to€raf kifla yaza r - ya ABD yop› nel bolnalik›fl gi --‹riDetamir neliüze berin zelmik. 9. Dev let meAfiA⁄IYA murlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenleYUKA RIDAN 4 de ki ok sit len me Bü ro. 16. Fi ya t› be lir len mifl Gunt her Grass'›n fil me mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenleye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde yen tem zel-ge Kumifl zey Mil Atlan - Yay silahı. Günefl sa1. Tesis leviz yonvecaçim› Bir-lefl lettik ler Pak G›dat› ve Tar›m Örgü10. tü'nün k›salt de nan3.ün roma n›. 17. Ge içicü nemüz) sulu- fley nul›k, lan gü merül talyen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sabir al› usul. “…lüAral “ (Rah met linel karilikkaletür A€z›ler kako laba ati ile bafl 11.lerAyak b› ka b›n›n çar›l p›m›fl - Diyer. van 2. ede biya ma-s›El- Ifl›k ak›s›ilebigös rimiter - me. Bahçe de çika çek dikl›me ye ay Lan tat›8 2 vb.den yap›m. p›lm›fl Bir- Af mey ved-a Sa yeke de- 1Anah jullük yapan birati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat› tücü - Ya 4. çu Bilkur dik,kap tan›-d›k rika' birniül tarifl- Pe ru pla na z›m öl çü sü. 12. ‹d-rar lagar vül›, cutflim tanflek at›li, langök azot lurülmad desa-€a Giy si ko lu -l› n›n sim ge si Ku zey Rüz gü tü lü, nak ya €›fl 5 mo torun - Ku lali€›n dutan yabil €i niz titreOto flim. 18. yaz naz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu kası. 5. Afgüç rika'bi darimi bir -›rCey maklan- Ma hal - ‹s buldiDe büs leriBe(K› sa)Ba l›kola avla ta, odun fl›ye mak ta kul n›lan Avan ruhava y› mak - Tuzak. 3. Birtafle olan düflla kün lük,bü tiryük yakika liky›k. - Bir13. düSu flün-ce Göz ri görlime yen me 6. - Kü çük flitile “ (Rah met saBal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - Avru- Bollerenk tür -keÖde ki kokör nakfez lar-da“… haNa selam l›kliara Futbir bolyaBirdali€ibir(K› - Ellema, armut ru - Hava kijik sude r›.de 14. latan cüm lik15 söz - Yeku fli16 l›rsu mak'›n mida tolo ki 9 3 1 nat 2ç›m›z). 3bir-GüSa 4lebibek. 5Es 6Arap 7rem 8biryaharf 9Si- 10 11 pa 12 13 kaçsa)14 17 18buvirhaler 19 19. müfl l›€›me n›nyen kümü çü€ü fa besin dema pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14. s›nda ki daire hibi ba lin zik- ese ri al - Ba€ buda yara-yan Bir ninme k›z kar4.de ninara yac›da bayan h›s›m lara r›nyan danme bika rinin koca s› ad› -kim Kafisegel yen. Taflifl›t n› dur durma ya ya nizma - De 6 irt il çe si. 20. Ay lar dan bi ri Ev ren Bir be sin mad de si Vi la yet. Bir kim se nin k›z kar de fli nin ya da ba yan h› s›m la r›n dan bi ri nin ko ca s› SOLDAN SA⁄A e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri keTa sa)da- tra Esvers ki dil sudö rat. mun gesi - Kas nale €amirk›m yol(K› lar›n lede rinyüz, alt›na fle15. nenRad tafl yu k›r›k lar›sim - Bir ilimiz - Ge 10 4 1 Tak›m (K› sa) - Es yüz, rat. 15. bas Radket yubol munligi sim gesi - Kas €a1. Foto€ raf taki yaki zardil- de ABD prosu fes yonel - ‹ri tane li bena zel mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenlege rilmifl ma fla- i€ yasay da g›t›€gös la ya lan- bir türgüna“ k›fl - De mir rincek. 5. S›zku lan ma Uyne ma, terp›me “.. Ez (Halk mü zi€iüze sanat 7 geril i€ce nesiz yace, dade t›€€ifl laken yap›islan türtuna k›fl- -Türk Demir rin ye. 2.mifl Geçiku ci,ma düfla flün tekbir - Kur lufl müüze zi€in deyen KA sistem ve çizel ge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sade ki ok lenme ro.€›m 16.s›zFibü yat›yük beillir-len mifl -taGunt heryer Grass'›n YU RIDAN AfiA⁄IYA ç›s›). 6. sit ‹syan eden- Bü - Ba Ege’de rihi bir - Sivasfililme çede oksit3.len - Bü ro. 16. len - Gunt Grass'›n mebir “…me Aral “ (Rah metFiliyakat›ribe kalir tür cümifl müz) - A€z›her kala bal›k, güfilrül atiTe - le Elviz ileyon baflcaile terlefl me. kab› kal›veb›n›n çap› Ditü'nün van ede ya-t› de al›“… nanSeün roma n›. 17. liknat le ç›içis›)ne- su lu d›k, fleyler lanlam›n metal 1. m›gös - Bir mifl11.MilAyak letler G›da Tar›m Ör-gü k›bi salt si. 7. silü güzel “(Halk müGe zinel €i sa ‹nan öyleko dirnuan da K kiusul. 11 5 2 decüal›-nan ünlü4.ro ma n›.ta17. Genel le diçi lu fley ler tar konu- lan taltü Yap›m. Bil dik, n›d›k - Aflik rika' a ne bir su ülke - Anah Perume pla naz›m ölçüak› sü.s›12. la vü landikazot de -yer. Giy2. si Lan kolutavb.den p›lm›fl çukur Bir Sani yede 1 çük jullük bir ma s› - Ifl›k biri‹d mirar - Bah çecut lertan de çiat› çek melu ye mad ayr›lm›fl - Giy silerin burukap fluk-luk lar›mey n› givede-ren alet - Kü maifl€aya ra.pan 8. Bir sözcük ya 8 A vb.den5.ya m›fl kur kap -- Bir mey Sani yeDe de niz 1 jul lükbüs ifl leyaripan bir kası. Afp›l rika' daçu bir ›rmak Mahal li ve - ‹s- tan bul Oto (K›sa) Bal›k avge lasi mak ta,zey odun tafl›gar mak kul lali, n›lan kalü, y›k.sa13. Su - ya Av€›fl rul›mo rimi Ceyku lanfla-€aKuve la€›n yabilhüc di€iretityerege flim. yaz n›n sim - Ku - Rüz l›, ta flim flek gökbügüyük rültü €anak arato zi run ölçügüç sü -biKu flak-tan hücdu reden çen18. kaBe l›t›m salVBol torun rimike- le Cey lan6.- Es Kukilako €›nnak dular yabil €irem titreile flim. 18. Be -mo renkgüç li birbitür bek. dadiha selam l›kyaz arapava Fut bol €i (K› ardüfl mutkün kuru sutir- ya Hakiva hace r›. an 14.Göz - Öde çükbakör - sim “… Na “ la (Rah ha ola y› -Bir Tulizak. 3.sa) Bir-fleElyema, olan lük, likda-kiBirsudübu flün ö€e le- riDögör fleme me,yen taban. 9.me Pul-luKübir l›k fez - Ke hayflitvan r›namet vulirusa lan12 6 3 Göz le ri gör me yen Öde me Kü çük kör fez “… Na flit “ (Rah met li sa s›n da ki da ire Sa hi bi bi lin me yen mü zik ese ri Ba€ bu da ma ya ya ra yan Bir kim se nin k›z kar de fli nin ya da ba yan h› s›m la r›n dan bi ri nin ko ca s› nat ç› m›z). 19. Gü müfl ba l› €› n›n kü çü €ü Arap al fa be sin de bir harf SiA latan bir ya da birkaç cümlelik söz - Yeflil›rmak'›n mitolojik devirlerdeki damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri bu 9 natriç›b› m›z). Gümüfl l›€›n›n - Arap bel›sin de bir Sie€ çak.19. 7. Bir nota ba - Cet - Kikü fli. çü 8.€ü Sakat, hasaltafal›k - Bir notaharf - ‹ri- ke Tak›m sa)me - Es ki 4.dilTadefl›tyüz, Radyayuya mun sim geka siniz - Kas €airt ilçebü si.yük 20. ya Ayp›lar- dan ri -ziEv Birma bekam. sin mad sivan - Vilalarayet. ad› - Ka(K› fi gel yen. arac›sun›rat. dur15. durma rayan me ma -naDe lunan Türkbimü €inren de -bir 11. de Hay yem olaL 13 7 4 irt ilçe 20. larmur danlabir›rin›n - Ev - r› Bir sin mad Vir›lan›yet. mik. 9.si. Dev letAyme maren aflla n›nbede rece vede tusitar- la düzenlegerilyol mifl kuda matra flavers i€neleya lan tafl bir k›tür - De mir lar›n rinda alt›t›€ naladöya flep›nen r›kna lar›k›fl- Bir ilimir miz üze - Gerin lerak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flar10 yen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sadeki 5. okS›z sitlen me -- Uy Büma, ro. 16. Fiya t› ter belir Gunt her Grass'›n mecek. lanma sayg› gös melen - mifl “.. Ez-gü “ (Halk müzi€i safilnat k›s› KA - FaRI al,DAN aktif. 13. Kal›n kumafl - Bir say› - Platinin simgesi - Kalça keYU AfiA⁄IYA N EL‹F fiAFAK 1. ati El ile ile AfiA⁄IYA gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat› des›).al›6.nan ünlü roma n›.€›m 17.s›zGebü nel likille-içi ne suta lurifley leryer konu lan talç› ‹syan eden - Ba yük Ege’de hi bir - Si vasme ilçe miTe €i.le14. O yer biyat birMil fleyin terG› sini rekÖryagü p›tü'nün lan alayk›salt - BirYU-KA RIbafl DAN vizyon ca-m›Ede - Bir lefltamifl letler dasöy ve le Taye r›m 14 8 5 na z›m ölçü 12.-‹dBir rarlefl lamifl vücut at›lan lur›m madÖrdegü-tü'nün Giysi k› kosalt lu vb.den p›lsim›fl çukur kapmü - Bir veç›-s›)Sa-ni‹nan yeded›k, 1 jul lük yalapan si. 7. “…yaSe güzel “(Halk zi€i mey sanat öyle diriflan m›nbir da ilimiz. çe-siBah - Ba€ vedebah çeler deme ekil için yer. ayr›l2. m›fl 1.İ Te leviz yonsü. cam› Miltan letler G›daazot ve Ta ma s› - 15. Ifl›kSam ak›s›sun biriilmi çeler çiçek dik yemek ayr›lm›fl Lantop ta11 Ba l›k av la mak ta, odun ta fl› mak ta kul la n› lan bü yük ka y›k. 13. Su Av ru mo to run güç bi ri mi Cey lan Ku la €›n du ya bil di €i tit re flim. 18. Be yaz sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir rak par nu ka makgü için lan ifla ret.l› ma n›n simça ges› si --Bir Kufle zeyyin- do€ Rüzru garlul›,€uflim flekn›t li,lagök rülya tün› lü,nasaya€ap›nak ya€›fl H s› - Ifl›k ak›s› birimi - Bahçelerde çiçek dikmeye ayr›lm›fl yer. 2. Lanta pa Fut €i zey (K›sa) - Elgar ma, mut su gü - Ha haya r›.€›fl 14.l› Göz le ri gör me yen Öde me Kü çük kör fez “… Na flit “ (Rah met li sa ara zi öl çü sü Ku flak tan ku fla €a ve hüc re den hüc re ye ge çen ka l› t›m sal 16. Ar jan tin pla kası ‹sim Göz de ak bas ma, per de Dal ga l› pa r›l t› l› ku 15 n›n simbol gesiBir- liKu - Rüz l›, ar flim flekku li, ru gök rülva tüda lü,kisasu€abu nak hava olay› - Tuzak. 3. Bir fleye olan düflkünlük, tiryakilik - Bir düflünce an9 6 A kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› Bir natç›-m›z). €›n›n €ül›k- Arap alfabe delabir - lan Siö€e Döfle19. me,Gütamüfl ban. ba 9.l›Pul lu kü birçüba - Kesim haysin van r›naharf vuru mafl. ya - cüm Bal›kleak› Erzurum ba€ lande t›s›vir n›ler sa€ ha va olay› - Tuzak. 3. Bir fleye olan düflkünlük, tiryakilik - Bir düflünce an 12 la tan 17. bir Öbür ya da dün birkaç lik n› söz- -Bay Yeburt flil›rmak'›n mito lojik delakiVtan Ta k›mbir (K›ya sa)da- Es de yüz, rat.- Ye 15.flil›r Rad yumunmisim Kas irt ilçe 20.ram Aylar biriru-lan Evren - Bir besin - Vi layet. dam gasi. - Bay lardan da ku süslü kemer. 10.mad ‹çinde desibir çok ifl yeri buyan-ge - Bir tüc›- n› ‹çidur ne dur bal ma konu neme - Na maz r›s›la birki kaçdilcüm leliksu söz mak'›n tologe jikside- vir lerna de€a ki ad› Kaçit fi gel memey yen.ve. 4. 18. Tafl›tKöara yalan yaratek yan kaniz maça€ - De 16 10 7 ge neTayafl›tda yap›dur lanma biryatür nayan k›flme - De üze- rin lunan büyük yap› - Türk müzi€inde bir makam. 11. Hayvanlara yem ola- Veril y› kal d›ral ma, 19.tafl Ser yer›--Kü bitki- Ge - De ad› Kafi ku gelma mefla yen.i€4. arat›€ c›la n› dur yara kamir nizma DeE ril- mifl mir yolmifl lar›nbir da yar trag› vers lerin t›naboz döma. flenen k›ma r›kla Birçük ilimiz le13 dekiyol oklasitr›n len Büle ro.rin16. yat›döbe lentafl miflk›-r›kGunt filme rak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flarnizle5. rinS›z çelan kilme le ma, yurtsay lanma ya ter elveme rifl-li “.. duEz rugü ma“ge len k›mü y› zi fle€irisa di.nat 20.mir dame tra-vers alt›Fina flelir nen lar› her - BirGrass'›n ilimiz - Ge leYUKA RIDAN AfiA⁄IYA cek. masiy - Uy g› gös (Halk N de al› nan ün lü ro ma n›. 17. Ge nel lik le içi ne su lu fley ler ko nu lan me tal k› akca tif.m› 13.- Ka mafl tinin getü'nün si - Kalk› çasalt keGüs›). refl6.te‹sbir çük y›kbü- yük Büyük lük -taAs ya’da bir -bafl kent.ilçecek. 5. S›zlanma - Uyma, sayg› gösterme - “.. Ezgü “ (Halk müzi€i sanat1.s›Te-leFa vizal, yon Birl›n leflku mifl Mil-letBir lersaG›y›da- Pla ve Ta r›msim Örgü ç› yanoyun eden- Kü - Ba €›myas›z il - söz Ege’de rihi bir yer Sivas 17 11 8 T vb.den çukur - Bir meyilve- -Ege’de Saniyetade jullük panilçe birmi yers›- biEde biyat ta bir flede yinçiter sini rek yap›lan - Bir ç› s›). 6. ya ‹sp›l yanm›fl eden - Bakap €›ms›z büyük rihi1 bir yer ifl - Siyavas ma€i. s› -14. Ifl›kO ak› rimi - Bah çeler çek diksöy meleyeyeay r›lm›fl yer. alay 2. Lan tasi. 7. “… Sesigüzel “(Halk müzi€i sanatç›s›) - ‹nand›k, öyledir anlam›nda 14 mo7. torun güç bizel rimi“(Halk - Ceylan - €i Kusa lanat €›nç›du di€id›k, titre Bem›n yazdaili miz. sun si -gar Ba€ bah de ekil mek m›flyatop si. “… Se sigü müzi s›)ya-bil ‹nan öyflim. ledir18. anla n›n sim15. gesiSam - Ku zeyilçe - Rüz l›, ve flim flekçeli,lergök gürül tülü,için saay €ar›l nak €›fl-l› sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir Göz leri -gör meluk - Kü fez alet - “…- Na (Rah li sa rak yinBir do€ €unudüfl kakün n›tlalük, maktiriçin p›lan 18 Giyme sileyen rin -buÖde rufluk lar›çük n› gikör deren Küflit çük“ ma €amet ra. 8. Birsöz havapar olaça y›s›- -TuBir zak.fle3. fleru yeluolan yakiya likn›-na Biryadü flünifla ce ret. anT cük arazi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal 12 9 natç› m›z). 19. Gümüfl bal›€›n›n küçü€ü - Arap alfabesinde bir harf - Si16. Arbir jantin plakası - ‹sim bas perdemi - Dal pavir r›ller t›l›de kukiara 15 latan ya da birkaç cüm-leGöz lik de sözak- Ye flima, l›rmak'›n tologa jikl› de ö€e - Döfleme, taban. 9. Pullu bir bal›k - Kesim hayvanlar›na vurulan A zi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal irt ilçe si. fle 20.me, Aylar dan bi - Ev Bir madhay desivan - Vi yet.vurulan mafl. 17.fi Öbür Bafl›t l›kara ak›c›n›n›-dur Bay burt s›n› laö€e - Dö taban. 9.riPul luren bir -ba l›kbe - sin Kesim lala r›na ad› - Ka gelmedün yen.ya4.-Ta dur maEr yazu yarum rayanba€ melan kat›niz masa€ - De damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri buK 19 KARE BULMACA 13 10 yan ge - Bir mey ve. le 18. - ‹çi bal ko - Na Bulmacayı doğru gönderen arasında yapacağımız çekiliş Aarburg’ta yeni damga - Bayramlarda kurulan süslü ke mer. 10. ‹çinde bir çok ifl yeriçözüp bumirokurlarımız yolçit lar›n da tra vers rinKö altü t›na döne flenen taflnuk›lan r›ktek lar›ne - Bir ilimaz miz -ça€ Ger›les›-ile bir okurumuza lunan büyük yap› - Türk müzi€in de biraçılan makam. 11.Kekik HayvanlaOcakra yem ola16 SOL DAN SA ⁄A: A EL‹F fiAFAK Ve ril mifl bir yar g› y› kal d›r ma, boz ma. 19. Ser ma ye Kü çük bit ki De lu nan bü yük ya p› Türk mü zi €in de bir ma kam. 11. Hay van la ra yem ola YUKARIDAN AfiA⁄IYA cek. 5. S›zlanma - Uyma, sayg› gösterme - “.. Ezgü “ (Halk müzi€i sanat rak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flarbaşında kişilik akşam hediye ediyoruz. Geçen ayrutama 2rihikişilik okurumuzun adı Ömer Örskaya / Aesch. Elif fia fak - NBA Ara 2. Kap ris Re -k›Bo Tekin - Far-niz M İ- Bir sa İ y› - Pla M tinin sim T gesiA - Kalça O ke- B lerin çeyan kilme siyle yurt lan ma yayük elve rifl li du gebir lenyer k›y›- Si fleyemek ridi.ilçe 20.- kazanan rakTeve len Yaplefl ma, etme - Bir ru ta s›.r›m 12.2 Por kizha halk flarla-henk. 3.yemeği 1. leriviz yonbircabit m›ki1. --Bir mifl Mil let ler-so G› daka. vek›Ta Ör gü-tetü'nün salt ç› s›). 6. ‹s eden Ba €›m s›z bü il Ege’de vas k› s› Fa al, ak tif. 13. Ka l›n ku mafl 20 14 faKa ra l›n - ‹mal. 4. -Afli na Ugan da - sim Açar Pe. 5.ça Nilke- Yerel11 - ‹DO - Adela.Güreflte bir oyun - Küçük yay›k - Büyük sözlük - Asya’da bir baflkent. E bir R fle Ryinİ terNsiniT söy Eleye K rek İ ya Np›lan D alay O R- Bir O k› al, ak› aktif. 13. kuçe mafl Bir sa-y›dik - Pla ge-siyer. - Kal ma s› bi rimi - Bah lerde çiçek metiyenin ayr›l m›fl 2. Lan ta- adresimize si. 7. “… Sesigüzelçekilişe “(Halk müzikatılabilirsiniz. €i sanatç›s›) - ‹nand›k, öyAdresimiz: ledir anlam›nda Pusula Gazetesi, mi€i. 14. OChörenmattweg yer - EdebiZyatta Bulmaca çözümlerini yollayarak 2, 8965 Berikon 17 As›s›- -FaIfl›k 6. Ma be yin Ano nim Ta ra. 7. Fa nAta Zat. 8. Alil La Oma ca. 9. A ve S bah M çe Alerde TekilOmek K için A ayr›lSm›fl K top A- L mi 14.geOsiyer - zey Edebi birl›,fle yinflek terli,sini söygü lerül yerek p›lan alayya-€›fl Birl› n›n€i.sim - Ku - yat Rüztagar flim gök tülü,yasa €anak sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir ilimiz. 15. Samsun ilçesi -T Ba€ Barem - NATO - Ok. 10. Basite - ‹flaret. 11. Lorta - Aruz. 12. Üre - Yen T İ kan›t T lamak R Eiçin N yan›na M yaEp›lan L ifla İ ret. K ili 15. sun3.ilçe - ye Ba€ ve düfl bahkün çeler detir ekil m›fl hamiz. va ola y› -Sam Tuzak. Birsifle olan lük, yamek kilik -için Biray dür›lflün cetop anarazi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal rak parças› - Bir fleyin Kdo€AruluF€unu 15 12 - Alamana. 13 Ma - UEFA - Kak - Nem. 14. Eniflte - Tk - Ru. 15. Ra A Y A U L A H S O N rak s› -da Birbir flekaç yin cüm do€ru nu ka n›tflilal›rmak için mi yato n›na iflade ret. 18 latanpar birçaya lelu lik€usöz - Ye mak'›n lojikyap› delan virler ki ö€e - Döfleme, taban. 9. Pullu bir bal›k - Kesim hayvanlar›na vurulan 16. Arjantin plakası - ‹sim - Gözde ak basma, perde - Dalgal› par›lt›l› ku- M Süzeni - Pas - Ofis. 16. Fiks - Teneke Trampet. 17. Tas - Üzüm - Vat A ak› D n›E - M K Aba€ MlanEt›s›n› sa€ O la T- E 16. jan plakası - ‹sim -ara Gözc›de ak bas ma, de - Dal gaka l› niz par›l l›- De kuad› -ArKa fi tin gelme yen.Ahu 4. Ta-fl›t n› Ak dur dur maya-per ya me mat›19. mafl. 17. Öbür dünya -KBal›k BayEburt Erİzurum Ses. 18. - Ama ‹tara-yan Koy - Adile. Aterina13 - Mim - Eruh.damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri bu16 A-T A bal ko AnuK A ça€ S r›Es› S mafl. 17. Öbür dünvers ya -leHaziran Ba - fle Bay burt s›n›-sa€ lamir yol lar›n da tra rinl›kalak› t›na-n›dö nen r›krum lar› ba€ - Birlanilit›miz Gele lunan büyük yap› - Türk müzi€inde bir makam. 11. Hayvanlara yem olayan geçit - Bir meyve. 18. LKötü ‹çine lan tekRne -A Namaz 20. Kainat - tafl EtEr-k›zu ‹l. 19 T d›r A ma, N bozma. N A19.LSermaKye A Mçükİ bit Lki - De M- E yan Birma mey ve.ma, 18. say Kötü ‹çiter ne me bal -ko“..nuEz lan ne - Na r›s›cek.ge 5.çit S›z-lan - YUKARIDAN Uy g› -gös gütek “ (Halk mümaz zi€i ça€ sanat rak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flar- Verilmifl bir yarg›y› kal - Kü AfiA⁄IYA: 14 S I 34 BULMACA 9 O Sürat 20 8 Yasaklama A H 19 7 A Çardak 18 6 Beyaz Su 17 34 BULMACA Çoban çalgısı Bir Türk müziği makamı Karadeniz teknesi Binek hayvanı G Ü S K Ü D Z U T N A V İ E P I R T I K R A G İ R E V R A M A L Y O İ G G E I V R O Z B İ F R N İ A S L E D I D A İ B İ N L L Y A L K Ğ D M U R A E A T İ I R A T K E N O B İ P M M T İ N S T E T R M E S A A S İ S U N L M B Z K I U I N A E N ÇÖZÜMLER O Ticari mal Kalıtım Üst resimdeki aktris Bir yumurta pişirilişi Ayak direme Eski on para İşaret Bir sinir hastalığı A R İsim Büyük ev Ton balığı Norveç’in başkenti Ad. ün ZERRİN TEKİNDOR T R E T T A Ç İ Yeterli S A Rutenyumun simgesi Demiryolu katarı Z E K Antalya’da bir ilçe Görerek Sırlı cam Radyumun simgesi Taşıt dizisi A Çardak Gece bekçisi T Atın ayağına çakılan demir Olgun Yasaklama Issız, köşe bucak Bisiklet oturmalığı Sürat İnsan topluluğu 16 Çoban çalgısı K Sorun Su Yolcu evi 15 İlkel silah H Bitim Bebek yiyeceği Yerine koyma Temiz, namuslu Yarı yanmış odun Eşkıya, haydut Yerli Romanya halkı SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ Dar, kalınca tahta Merdiven Hükümdar Bağışlanma dileme Avuç içi Basamak Tam olmamış meyve Seher vakti Latife M Saç tutturacağı 14 Dar karşıtı Beyaz Köpeğin boynuna takılır 6 1 20 7 1 8 2 9 6-12 ARALIK 2012 ZA 3 MAN11 10 10 4 11 5 12 6 20 13 7 EL‹F fiAFA 14 A N 8 15 E D 9 16 10 N K 17 11 E A 18 12 D R 19 13 N K EL‹F 20 fiAF SÖZCÜK AVI F 5 KARE BULMACA KARE BULMACA E 2 3 10 6-12 ARALIK 2012 ZAMAN11 4 34 BULMACA ÇÖZÜMLER 1 34 BULMACA KARE BULMACA 1 A O O R 16 5 8 N D Ton balığı 15 4 SUDOKU ÇÖZÜMLER‹ Norveç’in başkenti 14 3 KARE BULMACA A 13 2 rgütü'nün k›saltm›fl yer. 2. Lantaü, sa€anak ya€›fll› - Bir düflünce anlojik devirlerdeki mekanizma - DeBir ilimiz - Gelealk müzi€i sanatr yer - Sivas ilçeyledir anlam›nda ük ma€ara. 8. Bir geçen kal›t›msal anlar›na vurulan birçok ifl yeri buvanlara yem olaPortekiz halk flarmgesi - Kalça keyap›lan alay - Bir için ayr›lm›fl topna yap›lan iflaret. algal› par›lt›l› kua€lant›s›n› sa€lae - Namaz ça€r›s› Küçük bitki - Deen k›y› fleridi. 20. a bir baflkent. İsim 12 1 - ‹ri taneli bezel- Türk müzi€inde kalabal›k, gürülahtar - Peru plaOtobüsleri (K›sa) ile selaml›k araudamaya yarayan Bir nota - ‹ri kearlar›n› düzenlehı. 10. Günefl sa- Divan edebiyat› de - Giysi kolu ›k. 13. Su - Avruaki su buhar›. 14. n birinin kocas› mgesi - Kasna€a - Demir üzeriner Grass'›n filme er konulan metal ullük ifl yapan bir eflim. 18. Beyaz t “ (Rahmetli sande bir harf - Si- Vilayet. Ad. ün 11 Bir çevre vakfı 17 A 18 V A L 19 SÖZCÜ N Bir Türk müziği makamı