BBK Tasarım Dökümanı
Transcription
BBK Tasarım Dökümanı
T.C. ORMANVESUİŞLERİBAKANLIĞI DEVLETSUİŞLERİGENELMÜDÜRLÜĞÜ BETONBARAJLAR TASARIMİLKELERİ REHBERİ REHBERNO:004 EKİM 2012 ANKARA 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 ÖNSÖZ Birçok medeniyetin kesişme noktası olan Anadolu'da yaklaşık 4000 yıldır süren hidrolik mühendisliği çalışmaları, bilhassa Selçuklu ve Osmanlıların yaptıkları muhteşem eserler, Türkiye'yi tarihi su yapıları açısından en zengin ve en dikkat çekici açık hava müzelerinden birisi haline getirmiştir. Bugün ise ülkemiz, inşa halindeki barajların sayısı bakımından Dünya’daki sıralamada üst sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde her tipten barajlar inşa edilmiş ve edilmektedir. Ayrıca; bu barajlar dolgu hacmi, yükseklik, rezervuar kapasitesi, kret uzunluğu gibi teknik karakteristikleri ile de dünyadaki inşa edilmiş barajlar arasında ön sıralarda yer almaktadır. Atatürk Barajı 84 milyon m3 dolgu hacmi ile dünya sıralamasında beşinci sırada yer almaktadır. Şubat ayında su tutma merasimine bizzat katılmış olduğum Deriner Barajı 249 m yüksekliği ile ülkemizin en yüksek barajı, kendi sınıfında Dünya’nın 6. yüksek barajıdır. İnşaat ihalesi safhasında bulunan Yusufeli Barajı’nın yüksekliği ise 270 metredir. Yusufeli Barajı tamamlandığında Türkiye’nin en yüksek barajı olma özelliğine sahip olacaktır. Ülkemizin su yapıları sahasında ulaşmış olduğu bu güzel seviye, bu sektörde çalışanların fedakar çalışmaları ve mesleklerine olan saygının neticesinde oluşmuştur. Yıllardan beri ülkemizde ve yurt dışında barajlar ve su yapıları alanından sayısız eserler kazandıran mühendislerimizin ve müteahhitlerimizin çalışmalarını hepimizin malumlarıdır. Ülkemizdeki baraj ve diğer su yapılarının projelendirilmesi ve inşası sürecine olumlu katkısı olacağını düşündüğüm; Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu (ICOLD) kriterlerini esas alarak ülkemiz ihtiyaçları ve şartları dikkate alınarak uygulanması konusunda proje ve uygulama kriterleri ile ilgili olarak Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün (DSİ) Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Türk Milli Komitesi (TRCOLD) ve Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TMMMB) ile başlatmış olduğu çalışmanın neticesinde hazırlanan bu rehber dokümanların bu sektörde çalışanlara büyük fayda sağlayacağı aşikardır. Bu gayeye hizmet etmek için komitelerde görev alan, başta DSİ personeli olmak üzere bütün mühendislik ve müşavirlik firmaları temsilcilerine teşekkür ederim. Su gibi aziz olunuz. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Orman ve Su İşleri Bakanı BETON BARAJLAR i 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 GİRİŞ Ülkemizin su kaynaklarının yönetiminden ve geliştirilmesinden sorumlu olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü geçmişinden günümüze kadar üstlenmiş olduğu görevleri başarı ile tamamlamış ve insanımızın hizmetine sunarak kalkınmamıza ve refah düzeyimizin artmasına büyük katkı sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Bugün itibari ile, Genel Müdürlüğümüz merkezde 15 Daire Başkanlığı, taşrada 26 Bölge Müdürlüğü ve bünyesinde bulunan takriben 20200 personel ile çalışmalarına devam etmektedir. Muhtelif yüksekliklere ve değişik maksatlara hizmet eden 741 adet baraj bugün için işletmede olup, yenilerinin inşası da devam etmektedir. Genel Müdürlüğümüzün vizyonu: Su kaynaklarımızın geliştirilmesi, korunması ve yönetimi konularında dünya lideri olmaktadır. Bu konuma gelmek için yapacağımız çalışmaları; diğer ilgili kurum ve kuruluşlar, müteahhitlerimiz, mühendislik ve müşavirlik firmalarımız ve de akademisyenlerimizle koordineli bir şekilde gerçekleştirmekteyiz. 1. Barajlar Kongresi’nin hazırlanması ve çıktıları buna çok güzel bir örnek oluşturmuştur. Bu kongremizin maksadı takriben 1 yıla yakın bir süredir yapılan çalışmalar neticesinde ülkemizdeki barajların/su yapılarının projelendirilmesi ve uygulanması sırasında kullanılacak kriterlerin, Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu (ICOLD) kriterlerini baz alarak ülkemizin ihtiyaçlarına göre uygulanmasında yol gösterecek rehber dokümanlar ile ilgili ilk çalışmaların neticelerinin sunulmasıdır. Bu rehber dokümanlar 8 ana başlık altında toplanmıştır. Baraj ve su yapıları ile ilgili çalışmalarda büyük fayda sağlayacağına inandığım bu rehber dokümanların hazırlanmasında emeği geçen tüm ilgililere içtenlikle teşekkür eder bu ve benzer çalışmaların devamını dilerim. Akif ÖZKALDI DSİ Genel Müdürü BETON BARAJLAR ii 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 BU REHBER DOKÜMAN ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI’NIN KATKILARI İLE DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (DSİ), ULUSLARARASI BÜYÜK BARAJLAR KOMİSYONU TÜRK MİLLİ KOMİTESİ (TRCOLD), TÜRK MÜŞAVİR MÜHENDİSLER VE MİMARLAR BİRLİĞİ’NİN (TMMMB) ORTAK ÇALIŞMASI VE TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ (TMB) VE TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES)’NIN DESTEKLERİ SONCUNDA HAZIRLANMIŞTIR. BETON BARAJLAR iii 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 AÇIKLAMA Bu rehber doküman, barajlar, hidroelektrik santrallar ve hidrolik yapıların planlama, tasarım, proje hizmetlerini ve inşaatını yapan firmaların, bu konuda görev ifa eden kamu kurum ve kuruluşlarının ve özel sektör yatırımcılarının çalışmalarına baz olması gayesi ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Uluslararası Büyük Barajlar Komisyonu Türk Milli Komitesi, Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği ile akademisyenlerin bir yıla yakın süre ile çalışmaları sonucunda hazırlanmıştır. Bu doküman ülkemizde bu konuda yapılan ilk çalışmalardan biri olup, ilgili taraflardan gelecek görüş ve öneriler çerçevesinde revize edilecek ve güncelleştirilecektir. Bu doküman bu konuda çalışan, hizmet üreten ve imalat yapan kişi, firma, kurum ve kuruluşlara rehber olması amacı ile hazırlanmış olmakla birlikte, tasarım, imalat, montaj, inşaat, su tutma, işletme ve baraj emniyeti ile ilgili her türlü sorumluluk tasarım, imalat, montaj ve inşaat işlerini yapan yüklenicilere aittir. ©Telif Hakkı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün önceden izni alınmadan bu yayının hiç bir bölümü mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka yollarla hiç bir surette çoğaltılamaz, muhafaza edilemez, basılamaz. BETON BARAJLAR iv 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ ................................................................................................................................... 1 1.1 Amaçlar ve Kapsam........................................................................................................... 1 1.2 Beton Barajlar .................................................................................................................... 1 2. TEMEL KAYASI ................................................................................................................... 4 2.1 Baraj Yeri ........................................................................................................................... 4 2.2 Konsolidasyon ve Perde Enjeksiyonu................................................................................ 5 3. BETON ÖZELLİKLERİ....................................................................................................... 11 3.1 Genel Özellikler ............................................................................................................... 11 3.2 Katkılar............................................................................................................................. 14 3.3 Agrega ............................................................................................................................. 15 3.4 Beton Karma Suyu........................................................................................................... 16 3.5 Beton Sınıfları .................................................................................................................. 20 3.6 Beton Karışım Tasarımı ................................................................................................... 21 3.7 Beton Kalite Kontrolü ....................................................................................................... 23 3.8 Yerinde Beton Deneyleri .................................................................................................. 26 3.9 Beton Dayanımı ............................................................................................................... 26 4. ÖN TASARIM İÇİN RİJİT BLOK STABİLİTE ANALİZİ ...................................................... 31 4.1 Genel ............................................................................................................................... 31 4.2 Yükler............................................................................................................................... 31 4.3 Güvenlik Sayıları.............................................................................................................. 36 5. BETON BARAJLARIN DEPREM ANALİZLERİ ................................................................. 38 5.1 Genel ............................................................................................................................... 38 5.2 Sönüm ............................................................................................................................. 39 5.3 Deprem Analizleri ............................................................................................................ 41 5.4 Analiz Yöntemleri ............................................................................................................. 45 5.5 Performans Kabul Kıstasları ............................................................................................ 52 6. TERMAL ANALİZ YÖNTEMLERİ ...................................................................................... 56 6.1 Genel ............................................................................................................................... 56 6.2 Analiz Metodları ............................................................................................................... 58 6.3 Analiz Girdileri.................................................................................................................. 60 6.4 Analiz Yönteminin Seçilmesi............................................................................................ 64 6.5 Kütle Betonda Çatlak Kontrolü......................................................................................... 64 7. BETON BARAJ ÖLÇÜM SİSTEMLERİ ............................................................................. 66 7.1 Deplasman Ölçümleri ...................................................................................................... 66 BETON BARAJLAR v 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 7.2 Sızma Ölçümleri .............................................................................................................. 67 7.3 Diğer Ölçümler ................................................................................................................. 67 7.4 Ölçüm Sistemleri İşletimi ................................................................................................. 68 7.5 Ölçüm Bilgisi Kullanımı ve Acil Eylem Planı .................................................................... 69 REFERANSLAR .................................................................................................................... 71 BETON BARAJLAR vi 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 1. GİRİŞ 1.1 Amaçlar ve Kapsam Bu rehber, beton barajların tasarımında kullanılacak yöntemleri sunmaktadır. Beton karışım tasarımı, kaya ıslah metotları, baraj ön tasarım stabilite analizleri, deprem analizleri ve termal analizler doküman kapsamındadır. Karışım tasarımı bölümü, beton bileşen malzemelerinin oranları, kalitesi ve üretim kontrolü konusunda yol gösterici niteliktedir. Yeni inşa edilecek barajlar için verilen analiz yöntemleri ile güvenli ve ekonomik baraj boyutları belirlenir. Ayrıca, baraj gövdesi üzerinde bulunan dolusavak, köprü v.b. yapıların tasarımında kullanılması gereken deprem tepki spektrumu da analizler neticesinde elde edilir. Beton barajlar, geleneksel beton ağırlık barajlar, silindirle sıkıştırılmış beton barajlar ve kemer barajlar olarak sınıflandırılır. Her üç baraj sınıfı için de yöntemler bu doküman kapsamında sunulmaktadır. Mevcut barajların deprem performans değerlendirilmesi de bu doküman kapsamında verilen gerilme analizi yöntemleri ile gerçekleştirilebilir. Mevcut barajlar için deprem analizleri ile deprem performans değerlendirilmesi yapılarak iyileştirme ve güçlendirme ihtiyacı tespit edilir. Bu doküman baraj gövdesi haricinde kalan yapıların tasarımına ilişkin yöntemleri içermez. 1.2 Genel İlkeler Beton barajlar, tasarım yüklerine karşı denge durumlarını geometrileri, ağırlıkları ve malzeme dayanımları ile sağlayan barajlardır. Beton barajlar, ağırlık ve kemer tipi olmak üzere iki gruba ayrılır. Ağırlık beton barajların aksı çizgisel, kavisli veya kurplu olabilir. Kemer barajlar silindirik veya çift eğrilikli olarak tasarlanır. Tek eğrilikli kemer barajlarda yalnızca yatayda kemer şekli verilmiş olup, düşeyde düz ya da eğimlidir. 1950' li yıllara kadar dünyada uygulanmış baraj tipleri olup, çift eğrilikli kemer barajların projelendirme esasları geliştikçe ve bilgisayar programlarının kullanımı arttıkça artık fazla tercih edilmemektedir. Çift eğrilikli kemer barajlar, hem yatay hem de düşey yönde eğriselliğe sahiptir. Çift eğrilikli kemer barajlar sahip oldukları çift BETON BARAJLAR 1 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 yöndeki kemer etkisinden dolayı daha ince beton kesitine sahip olurlar. Çift eğrilikli kemer barajlar sahip oldukları taşıyıcı sistemin özelliği sayesinde beton hacminde önemli miktarda ekonomi sağlarlar. Çift eğrilikli bir kemer barajın düşey konsol etkisinden dolayı oluşan gerilmeleri kontrol etmek için, barajın tepe noktası, temeli ve baraj aksının mansap eğrisini kestiği noktadaki kesitte olması gereken kalınlık oranları ile baraj düşey ekseninin memba – mansap doğrultusundaki mesafeler arasındaki oranlar literatürde ampirik olarak tanımlanmış olup, bu değerler ön projelendirme aşamasında kullanılabilir. Beton ağırlık barajlar tasarım yüklerine ağırlıkları ve malzeme dayanımları ile mukavemet gösterirler. Kemer barajlar ise yükleri büyük oranda kemerlenme etkisi ile vadi ayaklarına ileterek taşır. Kemer barajlarda, beton ağırlık barajların aksine ikincil etken konsol mekanizmasıdır. Vadi genişliğinin baraj yüksekliğine oranının 3’ten küçük olduğu durumlarda kemer baraj tercih edilmesi ciddi ekonomik avantajlar sağlar. Bu oranın 3 ile 6 arasında olduğu durumlarda da kemer baraj tipi göz nünde bulundurulmalıdır. Vadi genişliğinin baraj yüksekliğine oranının 6’dan büyük olduğu durumlarda kemerlenme etkisinin azalması ile kemer baraj tipi etkinliğini kaybeder. Beton barajlarda beton yerleştirmesi esnasında hidratasyon ısısı sebebi ile yüksek sıcaklıklar meydana gelebilir. Yapım aşamasında hidratasyon ısısının kontrolü için yatay ve düşey derzli olarak inşa edilebilir veya soğutma sistemi tesis edilebilir. Kontrolsüz sıcaklık artışı ve dış ortam sıcaklığının ani bir şekilde değişmesi aşırı çekme gerilmelerine sebep olarak istenmeyen çatlaklara yol açabilir. Silindirle sıkıştırılmış beton (SSB), beton barajların yapımında 1970’lerden bu yana kullanılmaktadır (Raphael, 1971; Cannon 1972; Cannon, 1974). SSB, düşük hidratasyon ısısı, hızlı yapım ve yerleştirme imkanı ile baraj yapım maliyeti için uygun bir malzemedir. Beton ağırlık barajlar, SSB ile inşa edildiklerinde düşey derzli veya derzsiz olarak yapılabilir (Abdo, 2008). Genellikle düşey derzli geleneksel beton ile imal edilen kemer barajlarda SSB kullanımı az da olsa mümkündür (Xie and Chen, 2005). Yapım koşulları, derz yerleri ve inşaat teknikleri beton barajların deprem performansını doğrudan etkileyen faktörlerdir. Bu sebeple inşaat koşul ve aşamalarının gerçekçi kabuller ile deprem analizlerinde dikkate alınması gereklidir. BETON BARAJLAR 2 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Beton barajları maliyet etkin hale getiren sebeplerden biri de dolusavakların gövde üzerine inşa edilebilmeleridir. Beton baraj tasarımında gövde üzerinde bulunan dolusavağın baraj gövde davranışı üzerindeki etkileri dikkate alınmalıdır. Barajın geometrisinin belirlenmesinde, baraj yerindeki mevcut jeolojik durum, mevcut topoğrafya, baraj aksındaki vadi şekli, küçük faylar ve mevcut kaya parametreleri dikkate alınarak değişik alternatifler değerlendirilerek, tüm alternatiflerin teknik ve ekonomik karşılaştırmaları sonucunda en uygun baraj geometrisi tanımlanmalıdır. BETON BARAJLAR 3 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 2. TEMEL KAYASI 2.1 Baraj Yeri Baraj yeri temel araştırmalarına başlamadan önce, baraj göl alanında incelenmesi gereken parametreler aşağıda sunulmaktadır: (i) Göl alanının komşu vadileri kapsayacak şekilde 1/25000 ölçekli stratigrafik – yapısal jeoloji haritası yapılmalıdır (sorunlu bölgelerde ölçek 1/5000 10000 olabilir). (ii) Haritada kaya birimlerinin hidrojeolojik özelliklerine göre geçirimli – yarı geçirimli – geçirimsiz olarak sınıflandırılması ve gölalanı ile baraj ekseni mansabındaki kaynakların haritaya işlenmesi gereklidir. Özellikle mansap kaynaklarının yağışlı ve kurak mevsimlerde debilerinin, sıcaklıklarının periyodik olarak ölçülmesi ve meteorolojik veriler ile ilişkilerinin saptanması önem arz eder (iii) Göl alanından kaçak olasılıklarının irdelenmesine ve baraj geçirimsizlik perdesi yamaç geometrisine baz oluşturacak şekilde bölgenin “Hidrojeolojik Modeli”nin belirlenmesine ihtiyaç vardır. (iv) Düşük kotlu komşu vadilere veya belirgin karst yollarına kaçak olasılığı düşünülen yerlerde karotlu sondajlar ile desteklenmiş jeofizik araştırmaların yapılması gerekir. (v) Göl alanı vadi yamaçlarındaki büyük ölçekli heyelanların sondaj ve jeofizik yöntemler ile araştırılmalıdır. Baraj yeri ve yakın dolayındaki kaya birimlerinin dokanaklarının, birimlerdeki süreksizlik düzlemlerinin (katmanlanma, eklem takımları, makaslama zonları, kıvrım eksenleri, birincil-ikincil faylar), kireçtaşı temeldeki karstik oluşukları içeren 1/1000 veya 1/500 ölçekli jeoloji haritasının hazırlanması; topoğrafla çalışılan haritada baraj gövdesi ve mühendislik yapılarının (dolusavak, enerji tüneli, santral) jeolojiyi örtmeyecek şekilde çizgisel olarak gösterilmesi gerekir. Baraj gövdesi ve mühendislik yapılarındaki temel kayası özelliklerinin yeterli sayıdaki karotlu ve basınçlı su testli kuyular ile araştırılmalıdır. Yamaçlarda açılacak kuyular ile yeraltı suyu tablasının yağışlı ve kurak mevsimlerdeki seviye değişimlerinin ölçülmesi (kuyuların baraj yerindeki yüksek topoğrafya dolayısıyla yüzeyde açılamaması durumunda araştırma galerilerinden yaralanılabilir) gereklidir. BETON BARAJLAR 4 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Yamaçlardaki YAS seviyelerinin nehrin eşele bağlı seviyeleri ve meteoroloji istasyonlarından alınan yağış verileri ile birlikte değerlendirilmelidir. Mansap kaynaklarının olması durumunda, kaynaklardaki debi değişimlerinin aynı koşullarda irdelenmesi gerekir. Ayrıca, kaynaklardan yağışlı ve kurak mevsimlerde numune alınarak kimyasal analizlerinin yaptırılması elzemdir. Temel kayasının, Bieniawski – RMR (Rock Mass Rating System: Kaya Kütlesi Puanlama Sistemi) , Barton – Q=NGI (Norvegian Geotchnical Institue) sistemine göre Kütle Sınıflaması’nın ve Hoek and Brown – Rock Mass Properties parametrelerine göre karotlu araştırma kuyuları ve galerilerinden elde edilecek veriler de kullanılarak yapılması gereklidir. Karotlu araştırma kuyularından alınan numunelerde ve temel kayasının jeomekanik özelliklerini saptamak amacıyla laboratuvar deneylerinin yapılması; araştırma galerilerinde kayanın jeomekanik özellikleri için jeofizik yöntemlerin uygulanması gereklidir. Araştırma kuyularındaki karot sandıklarının tekçe renkli fotoğrafları çekilmeli; karot tanımlaması ISRM (International Society for Rock Mechanic) parametrelerine göre yapılmalı, araştırma galerilerinin periferik jeoloji haritaları hazırlanmalıdır. Araştırma galerilerinde veya kuyularında rastlanabilecek kalın kil dolguların minerolojik-petrografik ve gronulometrik analizlerinin yaptırılması ve montmorillonit gibi şişme yüzdesi yüksek kil gruplarının var olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Temel kayasında jips gibi eriyebilir minerallerin mevcudiyeti araştırılmalıdır. 2.2 Konsolidasyon ve Perde Enjeksiyonu Baraj temeli güçlendirme ve ıslahında en önemli parametrelerden birisi enjeksiyon karışımlarının seçimidir. Genel prensipler öz olarak aşağıda belirtilmiştir: (i) Saha laboratuvarında elde edilen deney sonuçlarına göre seçilen karışımlar, enjeksiyon perdesi test paneli öncesi temel kayasının kontak ve konsolidasyon işlerinde kullanılabilir. Bu aşamada bulunması gereken deney cihazları Marsh hunisi, Prepakt hunisi, çamur terazisi, 1000 ml’lik mezur (6 cm çaplı mezür), vicat iğnesi, kırma presi, hassas terazi, kronometre, termometre, 74-149 mikron ve 90-45 mikron açıklıklı eleklerin ve laboratuvar tipi karıştırıcıdır. BETON BARAJLAR 5 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Çimento, enjeksiyon karışımlarının en önemli bileşenidir. Temel kayası jeoteknik özelliklerinin gereksinimi olarak, enjeksiyonda standart dışı incelikteki çimento (Özgül Yüzeyi 3500 cm2/gr dan daha büyük ) kullanılabilir. Bentonit ve kum laboratuvar deney sonuçları hedeflenen değerler ile uyum içinde olmalıdır. Kumlu karışımlar hariç hiçbir durumda karışımın viskozitesini arttıran bentonit %1 den fazla kullanılmamalıdır. Modern enjeksiyon teknolojisinde, beton için kullanılan kimyasal katkılar, viskozite, kohezyon ve priz sürelerinin istenildiği şekilde düzenlenebilmesi amacıyla enjeksiyon karışımlarına adapte edilmişlerdir. Süper akışkanlaştırıcı, priz hızlandırıcı niteliğindeki ürünlerinin etkinlik dereceleri ve çimento ile uyum mertebeleri saha laboratuvarında yapılacak deneylerin değerlendirilmesi sonucu belirlenmelidir. Enjeksiyon karışım tasarımları laboratuvar deneyleri ile belirlenmelidir. Karışımların laboratuvar deneylerinde (4) aşamalı bir deney yöntemi öngörülmektedir. Aşama I, nüfuz etme parametreleri en uygun (düşük viskozite ve kohezyonlu) kumsuz karışımların seçimini içerir. Diğer aşamalarda seçilen karışımların (kumlu karışımlar dahil) priz süresi ve basınç dayanımları saptanır. Reometre ve Süzme presi deneyleri de gerçekleştirilmelidir. Enjeksiyon karışımının nüfuzunu belirleyen faktörler aşağıda sıralanmaktadır: (i) Dane Boyutu: Çimentolu karışımlardaki parçacıkların dane boyutu, özellikle ince çatlaklı temellerde, şerbetin nüfuzunu etkileyen en önemli faktördür. Şerbetteki katı parçacıkların maksimum boyutunun ince çatlaklardaki açıklığın minimum boyutundan önemli ölçüde küçük olması gerekmektedir (genel olarak çatlak açıklığından üç kat, tercihan beş kat küçük ). (ii) Viskozite ve Kohezyon: Viskozite parametresi, şerbetin belirli bir basınç altında açık çatlak içerisindeki hareket etme mertebesini verir. Kohezyon ise şerbetin nüfuz edebileceği son mesafeyi belirleyen diğer bir önemli faktördür. (iii) Çökelme, Duraylılık ve Şerbetin Filtrasyon Durumu: Karışımlardaki katı madde parçacıklarının (çimento-bentonit) çökelme yüzdesinin minimum olması, karışımın nüfuz kabiliyetini arttıran ve bir süreksizlik düzleminin (tabakalanma-çatlak-eklem-makaslama-fay) doldurulmasında en etkin rol oynayan parametrelerden biridir. BETON BARAJLAR 6 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 (iv) Delgi Örneği ve Basınç: Kuyu aralıkları ve enjeksiyon basıncı, kuyular arasındaki etkinleşme alanlarının üst üste bindirmeli olmalarında rol oynayan iki önemli faktördür. (v) Duraylı Karışım Parametreleri: Viskozite (Marsh Hunisi), 30/35 – 50 sn, çökelme (3 saat), maksimum %5, su/çimento oranı ise 0.7/1 - 1/1 arası olmalıdır. Viskozite mertebeleri yönünden duraylı karışımlar dört kategoriye ayrılabilir: a)Düşük: 30 – 35 sn, b) Orta derece: 35 – 40 sn, c) Yüksek : 40 – 45 sn, d) Çok yüksek : 45 – 50 sn. (vi) Nüfuz edici Karışım Parametreleri: Çimentonun uygun gronülometresi, düşük viskozite ve kohezyon, minimum çökelme, kuyuların etkinleşmesini sağlayan aralık, yeterli derecede etkin basınç Perde enjeksiyonu öncesi, kullanılan enjeksiyon karışımlarının nüfuz etme derecesini, uygulanan enjeksiyon basınçlarının etkinliğini ve elverişliliğini, akış şemasının işlerliliğini, BST sonuçları ile uygulama yönteminin geçerliliğini belirleyen test panellerin yapılmaları gerekmektedir. Beton/SSY barajların temel kayasını güçlendirmek, açık çatlakların yük altında olasılıklı kapanmalarının neden olacağı potansiyel oturmalara engel olmak amacıyla baraj gövdesinin tabanında ve yamaçlarında konsolidasyon enjeksiyonu yapılmaktadır. Baraj temeli ve yamaç konsolidasyon işleminde Basınç-Hacim (GIN) ilişkisi kullanılır. Kullanılan yöntemde enjeksiyon limit hacminin en büyük değeri en düşük basıncın karşıtıdır. Bu şekilde, beton-kaya dokanağında veya konsolidasyon zonunda geniş alana yayılarak bir çatlak vasıtasıyla betonla irtibat kurabilecek enjeksiyon şerbetinin uygulama basıncı altında, betonda çatlamalara neden olmasının önüne geçilebilir. Kireçtaşı temel kayaları, karstlaşma gösteren veya göstermeyen zemin olarak iki grupta değerlendirilmektedir. Karstlaşma göstermeyen sağlam kayadaki enjeksiyon yöntemi “basınç x hacim = N sabite” eğrisi ile tanımlanmıştır. N sabitesi “ enjeksiyon yoğunluk numarası”nı (GIN) göstermektedir. Konsolide edilecek bölümdeki “N” değeri, izin verilen en yüksek basınç (Pmaks.= Limit Basınç) ve izin verilen en fazla enjeksiyon alışı (Vmaks = Limit Hacim) ile belirlenmiştir. Temeldeki delgi uygulamasında 4x4 m veya 5x5 m karelaj sistemi kullanılmaktadır. Delgi derinliği temel kayasının niteliğine bağımlı olarak genelde 5 ile 15 m arasında değişmektedir. Pmaks 5 bar olarak uygulanmaktadır. BETON BARAJLAR 7 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Perde enjeksiyonu projelendirilmesi ve yapım yöntemi baraj temeli-yamaç konsolidasyonu enjeksiyonundan farklı nitelikte ve çok yönlü parametreleri içermektedir. Perde enjeksiyonu inşasındaki amaçlar baraj temelindeki tabakalanma, eklem, çatlak, makaslama ve fay gibi zayıflık düzlemleri vasıtasıyla oluşabilecek kaçak miktarını azaltmak, kaçakların neden olacağı erozyonu kabul edilebilir düzeye indirmek, alttan kaldırma basıncını azaltmak, baraj temelindeki oturmalara mani olmak olarak sıralanabilir. Baraj temelinde geçirimsiz birim bulunması durumunda enjeksiyon perdesi kabul edilebilir derinlikteki geçirimsiz birime bağlanır (5-10 m geçirimsiz birimde ilerlenir). Geçirimsiz birimin çok derinde olması halinde askıda perde yapılabilir. U.S.B.R pratiğine göre, genel olarak enjeksiyon perdesi derinliği temel kayasının geçirimliliğine ve barajın yüksekliğine (h) bağlıdır (Tablo 2.1). Avrupa pratiğine göre ise enjeksiyon perdesinin derinliği baraj yüksekliği kadardır. Tablo 2.1 Baraj Yüksekliğine (h) Göre Geçirimlilik Katsayısı K Değeri 10 ‐2 10 ‐3 10 ‐4 10 ‐5 10 ‐6 Lu > 8 Lu = 4 ‐ 8 Lu = 3‐6 C = 75 feet 22,5 cm C = 50 feet 15 cm C = 25 feet 7,5 cm h' =2/3 h+C h' =1/2 h+C h' =1/3 h+C h' = perde derinliği h = baraj yüksekliği C = katsayı Perde projesindeki birincil (P) kuyuların son kademesindeki basınçlı su deneylerinin 5 LU veya daha yüksek olması durumunda kuyu ilk aşamada 5 m derinleştirilir ve (P) kuyusu ile birlikte en azından 1,5 – 3,0 ve 6,0 m (kireçtaşında) mesafedeki kuyuların enjeksiyonu da aynı derinlikte yapılır. Bu durum kuyunun son kademesinde enjeksiyon alış mertebesinin yüksek olması durumu için de geçerlidir. BETON BARAJLAR 8 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Temel kayasının jeolojisi esas olarak perde derinliğinin belirlenmesinde en önemli faktördür. Zemin koşullarına göre geometrisine bakılmaksızın simetrik olmayan bir perde projelendirilebilir. Karstik kireçtaşında karstlaşmanın taban durumu ve diğer hidrojeolojik koşullar göz önüne alınarak perde derinliği belirlenmelidir. Planlama aşamasında perde derinliği baraj yüksekliği kadar alınmalı ve perde geometrisi yapılabilirlik-kesin proje aşamasında nihai şeklini almalıdır. Karstik kireçtaşlarının bulunduğu bölgelerde mümkün olduğu kadar enjeksiyondan kaçılmalı, beton kaplama veya blanket alternatifleri düşünülmelidir. Enjeksiyon Perdesinin Yamaçlardaki Uzunluğu: Temel kayasının cinsine bağımlı olarak yeraltı suyu tablası yamaçlarda belli bir mesafede baraj kret kotuna ulaşır. Perdenin yamaçtaki uzanımı uygun bir mesafede ise yeraltı suyu tablasına 5,00 m uzaklıkta nihayetlenebilir. Karstik kireçtaşında hidrolik gradyan yataya yakın olduğu için perdenin yamaçtaki uzanımı sızma boyu göz önüne alınarak askıda bırakılabilir. Perdenin yanal uzunluğu gerekli durumlarda 1 000 metrenin üzerinde olabilir. Baraj yüksekliğine bağımlı olarak belirlenecek enjeksiyon galerileri arasındaki kot farkı, özellikle karstik kireçtaşı zeminlerde zorunlu haller dışında 50,00 metreyi geçmemelidir. Galeri sonunda yelpaze tipi perde yapılması gerektiğinde eğimli kuyuların düşey kuyuya göre daha fazla sapması olacağı göz önüne alınmalıdır. Delgi Örneği: Birincil (P) kuyu aralıklarına göre, delgi örneği 8 – 10 – 12 – 24 – 36 m alınmaktadır. (P) kuyuları karotlu ve basınçlı su testlidir. Karstik kireçtaşında/ karbonat çimentolu kumtaşında minimum delgi aralığı 1,5 m olmalıdır; diğer tip kayaçlarda 1,5 m aralıkta kuyu açılımına olanak sağlayacak limit hacim sağlanması koşuluyla minimum açıklık 3 m olabilir. 1,5 m veya 0,75 m aralıklı destekleme kuyuları 100 kg/m (Projeye göre değişebilir) alış yapan kuyunun bir tarafında ve alış yapan kademenin 5 m altına kadar derinlikte açılmalıdır. Kontrol Kuyuları: Paneldeki kontrol kuyularının genel olarak (P) kuyuları arasında çapraz konumda açılmalarını öngören kesin bir kural bulunmamaktadır. Çapraz konumlu kuyularla değişik konumlardaki tüm fazla alış yapan kademeler kontrol edilememektedir. Karotlu basınçlı su testli kuyuların fazla alış yapan kademelerin konumuna göre açılması perdenin geçirimsizliği hakkında daha ayrıntılı bilgi verecektir. Kontrol kuyuları açılmadan önce perde kuyu serilerine “indirgeme oranı” yöntemi (kuyu serilerinin ortalama alışlarının birbirine oranının yüzde 20-50 aralığında olması) uygulanmalı ve bu oranın dışına çıkan kuyu kademelerinin her iki BETON BARAJLAR 9 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 tarafına destekleme kuyularından sonra kontrol kuyuları açılmalıdır (karstik birimlerde bu kuralın uygulanması sakıncalıdır). DSİ’de düşük basınç uygulanmaktadır. Rezervuarın oluşturacağı hidrostatik basınç, Baraj tipi ve yüksekliği, Perdenin geometrisi ve yeri, Enjekte edilecek kayaç cinsi, Süreksizliklerin konumu-açıklıkları, Süreksizlerdeki dolgunun granülometresi, minerolojik bileşimi, konsolidasyon derecesi, Enjeksiyon şerbetlerinin nüfuz etme özelliği, Derinlerde yer alan süreksizlerdeki dolgu malzemesinin gereken yüksek basınç altında sıkıştırılarak erozyona karşı dayanımlı hale getirilmesi, (her zaman değil) Aşağıda formülleri verilen U.S.A tekniğine göre enjeksiyon basıncı hesaplanabilir: - Pe = 0,33 X H - Pe= Efektif (gerçek basınç) bar; H=enjeksiyon kademesi ortası ile kuyu ağzı arasındaki mesafe (m) - Artı katsayılı uygulama formülleri; - Pe= 2+0,33 H Enjeksiyon işlerinin projelendirilmesi, uygulaması ve kontrolünde “DSİ Temel Sondaj ve Enjeksiyon Teknik Şartnamesi” kriterleri baz alınmalıdır. BETON BARAJLAR 10 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 3. BETON ÖZELLİKLERİ 3.1 Genel Özellikler Beton çimento, su, ince agrega, iri agrega ve katkı maddelerinin uygun oranlarda karıştırılması ile elde edilen, taze halde iken şekil verilebilen ve zamanla priz alıp katılaşarak sertleşen ve dayanım kazanan bir yapı malzemesidir. Betonun zamanla sertleşerek dayanım kazanması çimentonun su ile olan hidratasyonu özelliği sayesinde olmaktadır. Beton karışım tasarımı çalışması, betonun kullanılacağı iklim koşulları, yüklenme durumu, yapı tipine ve malzeme özelliklerine göre uygun işlenebilme özelliğine, yoğunluğa, geçirimsizliğe, dayanım ve dayanıklılığa sahip olan en ekonomik betonun tasarlanmasıdır. Çimento hidrolik bir bağlayıcıdır. Betonun ana iskeletini oluşturan agregayı (KumÇakıl) birbirine bağlar. Su ile bir araya geldiğinde hemen başlayan kimyasal reaksiyonların (hidratasyon) sonucunda zamanla (şekil verilebilme özelliğini) plastik durumunu kaybederek sertleşir ve dayanım kazanır. Portland Çimentosu; uygun evsafta kalker ve kilin 1400 -1500 °C derece sıcaklıkta dönen ve %6-7 meyilli fırınlarda pişirilip soğutulması sonucu elde edilen klinkere, %3,0-%6,0 oranında alçı taşı (jips) katılarak uygun incelikte öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcıdır. Çimentonun fiziksel ve kimyasal yapısı ile ilgili olarak uyması gereken özellikler TS EN 197 - 1 de verilmiştir. Portland Çimentosunun ana bileşenleri: tri-kalsiyum sülfat (C3S), di-kalsiyum sülfat (C2S), tri-kalsiyum alüminat (C3A) ve tetra-kalsiyum alüminoferrit’tir (C4AF). Üretimde kullanılan hammadde özelliklerine bağlı olarak bu oranlar değişmekte ve elde edilen çimentolar da amaçlarına göre sınıflara ayrılmaktadır. Bileşim ve özelliklerine göre TS EN 1971’de 27 farklı çimento ürünü 5 ana tip çimento adı altında toplanmaktadır (Tablo 3.1). CEM I; Portland Çimentosu, CEM II; Portland – Kompoze Çimentosu, CEM III; Yüksek Fırın Cüruflu Çimento, CEM IV; Puzolanlı Çimento ve CEM V; Kompoze Çimento tanımlarını ifade eder. Çimentolar dayanım sınıflarına göre her bir tipte 32,5; 42,5 ve 52,5 MPa dayanım sınıfı ile yine erken dayanımlara göre; (N) normal erken dayanım ve (R) yüksek erken dayanım sınıflarına ayrılmaktadır (Tablo3.2). Çimentoların Kimyasal bileşimi için sınır değerler Tablo 3.3’te verilmiştir. BETON BARAJLAR 11 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 a) Bileşim (kütlece Ana 27 Ürüne Ait İşaret Tipler (Genel Çimento Tipleri) CEM I Portland Çimento Portland-Curuflu Çimento Portland-Silis Dumanlı Çimento İLAVE Genel Çimentolar Grubuna Ait 27 Ürün % olarak) Ana Bileşenler Klinker Yüksek Fırın Cürufu K S Silis Dumanı Puzolan Uçucu Kül Pişmiş Şist Kalker Doğal Doğal Kalsine Silissi Kalkersi T L P Edilmiş (Q) V W 6 - 10 6 - 20 21- 35 6-20 21-35 6 - 20 21-35 6-20 21-35 6-20 21-35 6-20 21-35 ---------------------------------------------- 6 – 20 --------------------------------------------- --------------------------------------------- 21 - 35 --------------------------------------------- -------------------- 11 - 35 ------------------------ ---------------------- 36 - 55 -------------------- - --------- 18 - 30 --------- ----------- 31 - 50 ------- D b) LL MİNÖR BİLEŞEN Tablo 3.1: CEM I 95-100 0-5 CEM II/A-S 80-94 6-20 0-5 CEM II/B-S 65-79 21-35 0-5 CEM II/A-D 90-94 0-5 CEM II/A-P 80-94 0-5 Portland-Puzolanlı CEM II/B-P 65-79 0-5 Çimento CEM II/A-Q 80-94 0-5 CEM II/B-Q 65-79 0-5 CEM II/A-V 80-94 0-5 CEM II Portland-Uçucu Küllü CEM II/B-V 65-79 0-5 Çimento CEM II/A-W 80-94 0-5 CEM II/B-W 65-79 0-5 Portland-Pişmiş Şistli CEM II/A-T 80-94 0-5 Çimento CEM II/B-T 65-79 0-5 PortlandCEM II/A-L 80-94 0-5 Kalkerli CEM II/B-L 65-79 0-5 Çimento CEM II/A-LL 80-94 6-20 0-5 CEM II/B-LL 65-79 21 -35 0-5 0-5 Portland-Kompoze CEM II/A-M 80-94 c) 0-5 Çimento CEM II/B-M 65-79 Yüksek fırın CEM III/A 35-64 36-65 0-5 CEM III Curuflu CEM III/B 20-34 66-80 0-5 Çimento CEM III/C 5-19 81-95 0-5 0-5 CEM IV Puzolanik CEM IV/A 65-89 c) 0-5 Çimento CEM IV/B 45-64 CEM V Kompoze CEM V/A 40-64 18-30 0-5 c) Çimento CEM V/B 20-38 31-50 0-5 Çizelgedeki değerler ana ve minör ilâve bileşenlerin toplamı ile ilgilidir. Silis Dumanının oranı % 10’la sınırlanmıştır. Portland Kompoze Çimento CEM II / A-M ve CEM II / B-M’de, Puzolanik Çimento CEM IV / A ve CEM IV / B’de, Kompoze Çimento CEM V / A ve CEM V / B’de klinkerin yanındaki diğer ana bileşenler çimentoya ait işaretle beyan edilmelidir ( Madde 8). BETON BARAJLAR 12 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Tablo 3.2: Çimentolarda Karakteristik Değerlerle Verilen Mekanik ve Fiziksel Özellikler Basınç dayanımı (MPa) Priz başlama Erken dayanım Standard dayanım süresi (dakika) 2 günlük 7 günlük 28 günlük 32,5 La 12,0 32,5 N 32,5 52,5 75 16,0 32,5 R 10,0 42,5 La 16,0 42,5 N 42,5 62,5 60 10,0 42,5 R 20,0 52,5 La 10,0 52,5 N 52,5 45 20,0 52,5 R 30,0 a Dayanım sınıfı sadece CEM III çimentoları için tanımlanmıştır. Dayanım sınıfı Tablo 3.3: Özellik 2 Deney Standardı Kızdırma kaybı EN 196-2 Çözünmeyen kalıntı EN196-2 b) EN 196-2 3 Çimento Tipi CEM I CEM III CEM I CEM III CEM I CEM II c) CEM IV CEM V CEM III a) b) c) d) e) f) 10 Çimentolarda Karakteristik Değer Olarak Tanımlanan Gerekli Kimyasal Özellikler 1 Sülfat miktarı (SO3 olarak) Genleşme (mm) d) 4 Dayanım Sınıfı 5 Gerekler a) Hepsi için % 5,0 Hepsi için % 5,0 32,5 N 32,5 R 42,5 N 42,5 R 52,5 N 52,5 R % 3,5 % 4,0 Hepsi için e) Klorür EN 196-2 Hepsi için % 0,10 f) Hepsi için muhtevası Puzolanik EN 196-5 CEM IV Hepsi için Deneyi sağlar özellik Gerekler, nihai çimento kütlesinin yüzdesi cinsinden verilir. Hidroklorik asit ve sodyum karbonatla çözünmeyen kalıntı tayini. Bütün dayanım sınıfları için T muhtevası > % 20 ile çimento tipleri CEM II/B-T ve CEM II/B-M, % 4,5'e kadar sülfat ihtiva edebilir. CEM III/C tipi çimento, % 4,5'e kadar sülfat ihtiva edebilir CEM III tipi çimento, % 0,10'dan fazla klorür ihtiva edebilir, bu takdirde azami klorür muhtevası ambalaj ve/veya teslim belgesinde belirtilmelidir. Ön germeli uygulamalar için çimento düşük gerek değerine göre üretilebilir. Bu durumda, teslim belgesinde % 0,10 değerinin yerine bu düşük değer yazılır. Tüm kütle betonlarında kullanılacak çimentonun hidratasyon ısısı 7 ve 28 günde sırasıyla 60 Cal/g ve 70 cal/g değerini aşmamalıdır. Bunu sağlayabilmek için Portland çimentosu ile mineral katkı bir arada kullanılarak kapsamlı bir deneysel çalışma yapılması gerekebilir. BETON BARAJLAR 13 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 3.2 Katkılar Katkı maddeleri betonun reolojik özelliklerini, taze ve sertleşmiş haldeki beton özelliklerini iyileştirmek amacıyla betona katılması gereken mineral veya kimyasal maddelerdir. Mineral katkılar, ekonomi sağlamak veya belirli agregalar ile çimentodaki alkali oksitler arasında, reaksiyon ile meydana gelen parçalayıcı genleşmeye engel olmak, hidratasyon ısısını; ısıya bağlı hacim değişimini ve betonun geçirgenliğini düşürmek maksadıyla kullanılır. Başlıca Mineral Katkılar; Uçucu Kül, Tras (Doğal Puzolan), Yüksek Fırın Cürufu ve Silis Dumanı gibi malzemelerdir. Betonda bağlayıcı malzemede kullanılacak olan tip II mineral katkı ve kullanım oranları, ilgili TS EN 450-1 veya ASTM C618, TS 25, TS EN 15167-1 ve TS EN 13263-1 ile TS EN 206-1 ve TS 13515 standartlarına uygun olmalıdır. Bağlayıcı malzemede kullanılacak olan mineral katkı maddesi oranı şantiye laboratuvarı veya İş Sahibi tarafından kabul edilen bir laboratuvarda yürütülecek deneysel çalışma sonucu hazırlanan rapor doğrultusunda belirlenmelidir. Kullanılacak kimyasal katkı maddesi TS EN 934-1 ve TS EN 934-2 veya ASTM C494 ve ASTM C260'a uygun olarak katkı uygunluk ve kullanım dozajı rapor edilmedikçe kesinlikle kullanılmayacaktır. Deneylerin sonuçlanması ve rapor hazırlanması için gerekli zaman dikkate alınarak kullanılması düşünülen katkı maddesi en az 60 gün önceden laboratuvara teslim edilecektir. Betonun dayanıklılığını artırmak ve işlenebilme özelliği temin etmek için kullanılacak hava sürükleyici katkı maddesi TS EN 934-1, TS EN 934-2, ASTM C260 ve ASTM C233 standartlarına uygun olacaktır. Hava sürükleyici katkı maddesi karışıma, karışım suyunun bir kısmı ile çözelti şeklinde ilave edilebilir. Su azaltıcı katkı maddesi, birlikte kullanılması tasarlanan hava sürükleyici katkı maddesi ile uyumlu olacak ve betona, hava sürükleyici katkı maddesi ihtiva eden karışım suyundan ayrı olarak, belirlenen dozajda ilave edilip karıştırılacaktır. Kullanılacak su azaltıcı katkı maddesinin miktarı İş Sahibi’nin onayı ile imalatçının kullanım dozaj aralığına uygun bir şekilde olacaktır. Su azaltıcı katkı maddesi TS EN 934-1, TS EN 934-2 veya ASTM C-494 Tip A, Tip D veya Tip E Standardı şartlarına uygun olacaktır. BETON BARAJLAR 14 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Yüksek oranda su azaltıcı katkı maddeleri TS EN 934-1, TS EN 934-2 veya ASTM C-494 Tip F veya G standartları koşullarına uygun olacaktır. Kendiliğinden yerleşen beton üretmede kullanılan kimyasal katkı maddeleri ASTM C-1017, Tip I veya Tip II' ye uygun olacaktır. Betonun yüzeyinde ince bir film tabakası teşkil eden beton kür maddesi TS 10966 veya ASTM C-309 Tip 1 veya Tip 1-D standartlarına uygun olacaktır. 3.3 Agrega Betonun hacimce yaklaşık %70’ini meydana getiren inert, taneli malzeme, kum-çakıl veya agrega olarak isimlendirilir. Beton agregaları, doğal şekillenmiş nehir agregası veya ocak işletilerek veya kazıdan çıkan kayaların kırılması ile üretilen kırmataş agregalar olabilir. Betonda kullanılacak agregalar TS 706 EN 12620 ve/veya ASTM C33 standardlarına uygun olmalıdır. Şantiye Sahasında kurulacak agrega işleme tesisinde toplama, kırma, eleme, depolama, hazırlama, yıkama, tekrar eleme ve temiz ve uygun boyuttaki agregaların beton tesisine taşınması için yeterli vasıtalar sağlanmalıdır. Beton karışımları için ince agrega (kum) elek analizi TS EN 933-1 ve/veya ASTM 136 yöntemlerine göre yapılacaktır ve beton karışımı için karıştırıcıya gönderildiğinde Tablo 3.4’te verilen gerekleri sağlayacaktır. İnce agreganın incelik modülü (İM) 2,3 ile 3,1 arasında bulunmalıdır. Tablo 3.4 Agrega Elek Analizi Standart Elek Geçen Ağırlık Yüzdesi 9,5 mm (3/8") 100 4,75 mm (No: 4) 95-100 2,36 mm (No:8) 80-90 1,18 mm (No:16) 60-80 0,59 mm (No:30) 30-60 0,30 mm (No:50) 10-30 0,15 mm (No:100) 2-10 0,075 mm (No:200) 0-3 Çok ince malzeme (200 nolu elekten geçen) doğal şekillenmiş agregalar için ağırlık olarak % 5 veya daha az miktarda olmalıdır. Şayet 200 nolu elekten geçen madde kaya veya taş unu ise ve kil veya silt gibi herhangi kirlilik içermediği deneylerle ispatlandığında İdare’nin onayı ile en fazla %10’a kadar müsaade edilebilir. BETON BARAJLAR 15 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Hiç bir durumda agrega en büyük tane boyutu veya maksimum tane çapı; Yerleştirileceği yerdeki minimum donatı aralığının veya donatı ile kalıp aralığının; 3/4'ünden, Kalıp genişliğinin 1/5'inden veya Döşeme kalınlığının 1/3'ünden fazla olmamalıdır. Beton agregalarının petrografik analizi (TS 10088 EN 932-3, ASTM C-295) göre yaptırılmalıdır. Beton agregalarının çimento içindeki alkaliler ile potansiyel reaktivitesini araştırmak üzere önce TS 2517’ye göre kimyasal ve sonra hızlandırılmış mortar bar testi ile (TS 13516 veya ASTM C1105) Alkali Agrega Reaktivite (AAR) deneyi yaptırılmalıdır. Betonun dayanıklılığı, (TS CEN/TS 12390-9, TS CEN/TR 15177 veya ASTM C 666 hangisi uygunsa) donma ve çözülme deneyleri, projede kullanılacak agrega ile yapılan beton numuneleri üzerinde yapılacaktır. Şayet beton 300 donma ve çözülme devrine kırılıp parçalanmadan dayanıyor ise agrega ve beton dayanıklı olarak kabul edilecektir. Beton agregalarının dona dayanıklılığı ASTM C-88, TS 1367-1 ve 2 standardları gerekleri yerine getirilerek tespit edilecektir. TS 699 standardına göre belirlenen taşın suya doygun haldeki küp veya çapı yüksekliğine eşit silindir basınç dayanımı en az 100 MPa olması durumunda agrega tane dayanımı yeterli kabul edilecektir. Basınç dayanımı 100 MPa den az olması durumunda TS EN 1097-2 göre parçalanma direnci ve/veya ASTM C-131 standardına göre aşınmaya dayanıklılık deneyleri uygulanacaktır. TS ISO 3310-1, 2 ve/veya ASTM E11 eleklerine göre agrega büyüklüğü dağılımı Tablo 3.5’te verilmektedir. İnce ve iri agreganın tipik fiziksel ve mekanik özellikleri sırasıyla Tablo 3.6 ve 3.7’de verilmektedir. 3.4 Beton Karma Suyu Su kaynağı kullanılmadan önce İş Sahibi tarafından ilgili TS EN 1008 veya ASTM C94'e uygunluğu rapor edilerek onaylanmalıdır. Betonun bakımı (kürü) için kullanılan su için bir örnek Tablo 3.8’de verilmiştir. BETON BARAJLAR 16 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Agregaların yıkanması ve betonun karıştırılması ve bakımı (kürü) için kullanılacak su zararlı miktarda yağ, asit, tuz, alkali, organik madde veya diğer zararlı maddeleri içermeyecek ve TS EN 1008 veya ASTM C-94'e uygun olacaktır. Beton üretimine geçmeden önce ve agrega rutubet oranı değiştikçe nem sensörü tarafından rutubet düzeltmesi yapılmıyorsa mutlaka rutubet düzeltmesi uygun aralıklarla manuel olarak yapılmalıdır. Betonun bakımı (kürü) için kullanılan su, betonun veya harcın renginin bozulmasına neden olacak veya yüzeyinde asit oyulmaları meydana getirecek miktarda zararlı madde içermeyecektir. BETON BARAJLAR 17 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Tablo 3.5 İri Agrega Tane Büyüklüğü Dağılımı (ASTM E11 Eleklerine göre) Kare Delikli Standart Eleklerden Geçen Oran % (Kütlece) Elek Boyut Sayısı Elek açıklığı mm. (inç) 75 (3) 63 (2 ½) 50 (2) 37.5 (1 ½) 25 (1) 19 12.5 (3/4) 2 63,0-37,5 100 90-100 35-70 0-15 -- 3 50,0-25,0 -- 100 90-100 35-70 357 50,0-4,75 -- 100 95-100 4 37,5-19,0 -- -- 467 37,5-4,75 -- 5 25,0-12,5 56 (1/2) 9.5 (3/8) 4.75 no.4 2.36 no.8 1.18 no.16 0,300 no.50 0-5 -- -- -- -- -- -- 0-15 -- 0-5 -- -- -- -- -- -- 35-70 -- 10-30 -- 0-5 -- -- -- 100 90-100 20-55 0-15 -- 0-5 -- -- -- -- -- 100 95-100 -- 35-70 -- 10-30 0-5 -- -- -- -- -- -- 100 90-100 20-55 0-10 0-5 -- -- -- -- 25,0-9,5 -- -- -- 100 90-100 40-85 10-40 0-15 0-5 -- -- -- 57 25,0-4,75 -- -- -- 100 95-100 -- 25-60 -- 0-10 0-5 -- -- 6 19,0-9,5 -- -- -- -- 100 90-100 20-55 0-15 0-5 -- -- -- 67 19,0-4,75 -- -- -- -- 100 90-100 -- 20-55 0-10 0-5 -- -- 7 12,0-4,75 -- -- -- -- -- 100 90-100 40-70 0-15 0-5 -- -- 8 9,5-2,36 -- -- -- -- -- -- 100 85-100 10-30 0-10 0-5 -- 89 9,5-1,18 -- -- -- -- -- -- 100 90-100 20-55 5-30 0-10 0-5 9 4,75-1,18 -- -- -- -- -- -- -- 100 85-100 10-40 0-10 0-5 BETON BARAJLAR 18 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Tablo 3.6 SIRA NO İnce Agrega Fiziksel ve Mekanik Özellikleri ARANAN ÖZELLİK DENEY STANDARTI SINIR DEĞER % 1 Yumuşak Taneler C - 142 0,0 2 Kömür ve Linyit C - 142 1,0 (1) 3 Hafif Maddeler TS 3528 0,5 4 Kil Topakları ve Eriyebilen Parçacıklar C - 142 3,0 İnce Madde Oranı – Aşınmaya Maruz TS 3530 EN 9331 TS 130 5 İnce Madde Oranı – Aşınmaya Maruz Değil 7 5,0 (2) (3) ASTM C 88 10,0 (4) Dona Dayanıklılık - Magnezyum Sülfat TS EN 1367-2 12,0 (4) Organik Madde TS EN 1744-1 ASTM C-40 Referans Renkten Koyu Olmayacak (5) Dona Dayanıklılık - Sodyum Sülfat 6 3,0 (2) (3) Not 1: Yüzey görünümünün önemli olmadığı yapılarda en fazla Not 2: İnce Madde Oranları kırma kumlarda TS EN 933-9 standardı esaslarına göre yapılan deney sonucunda kum agregasının tavsiye edilen maksimum metilen mavisi değeri en fazla 2,0 gr/kg’dır. Not 3: İnce maddesi kil ve şeyl kaynaklı olmayan kırma kumlar için bu değer sırasıyla 5,0 ve 7,0’ye kadar arttırılabilir. Not 4: Bu limiti aşan agregalarla en az 5 sene önce inşa edilmiş, tabii hava şartları altında aşırı derecede yıpranma göstermemiş inşaatlar varsa İdare’nin onayı ile o malzemenin kullanılmasına izin verilebilir. Not 5: Renk deneyinde standart referans renkten daha koyu renk çıktığı takdirde, harç/beton yapma kabiliyeti denemesine tabi tutulurlar. Organik madde miktarı fazla olan ince agrega ile hazırlanan harcın/betonun 7 ve 28 günlük dayanımları kontrol (şahit) harcı/betonu ile hazırlanan küp dayanımlarının en az %95’ini sağlıyorsa bu agrega kullanılabilir, aksi halde reddedilir. Tablo 3.7 İri Agrega Fiziksel ve Mekanik Özellikleri ARANAN ÖZELLİK DENEY STANDARTI SINIR DEĞER % 1 Yumuşak Taneler ASTM C-142 5,0 2 Kömür ve Linyit ASTM C-142 0,25 3 Hafif Maddeler TS 3528 2,0 4 Kil Topakları ve Eriyebilen Parçacıklar ASTM C-142 0,50 (4) İnce Madde Oranı – Aşınmaya Maruz TS 3530 EN 933-1 TS 130 1,0 (1) ASTM C 88 12,0 (2) (3) Dona Dayanıklılık - Magnezyum Sülfat TS EN 1367-2 18,0 (2) (3) Los - Angeles Aşınma Oranı - 100 Devir ASTM C-131 10,0 Los - Angeles Aşınma Oranı - 500 Devir TS EN 1097-2 50,0 TS 3814 EN 933-4 25,0 SIRA NO 5 İnce Madde Oranı – Aşınmaya Maruz Değil Dona Dayanıklılık - Sodyum Sülfat 6 7 8 Şekil İndisi 1,0 (1) Not 1: İnce maddesi kil ve şeyl kaynaklı olmayan kırma kumlar için bu değer 1,5’e kadar arttırılabilir. Not 2: Bu limiti aşan agregalarla en az 5 sene önce inşa edilmiş, tabii hava şartları altında aşırı derecede yıpranma göstermemiş inşaatlar varsa İdare’nin onayı ile o malzemenin kullanılmasına izin verilebilir. BETON BARAJLAR 19 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Not 3: Kimyasal yöntemle don etkilerine karşı dayanıklılık sınır değerlerini aşan iri agrega, TS EN 1367-1 standart deney yöntemine göre deneye tabi tutulur. Deney sonucu agregada kütle kaybı % 4,0’dan fazla değilse İdare’nin onayı ile malzeme kullanılabilir. Not 4: Betonun kullanılacağı iklim şartları ve yapının aşınmaya maruz kalıp kalmayacağına göre oran değişmektedir. Detaylı bilgi için ASTM C33’e başvurulmalıdır. Tablo 3.8 Beton Karma Suyu İçin Sınır Değerler (TS EN 1008 Nisan 2003) (ÖRNEK) KİRLİLİK OLUŞTURAN MADDE SINIR DEĞER Max. (mg/l) Test Sonucu* Uygunluk Ön germeli beton 500 < 5,0 √ Diğer Donatılı Betonlar Donatı veya Metal Bulunmayan Betonlar Tüm Betonlarda 1000 < 5,0 √ 4500 < 5,0 √ 2000 5,0 √ Alkaliler (NaO) “ 208,6 √ Organik Madde “ Açık Sarı √ Askıda Katı Madde “ 1500 Sarıya Dönük Kahverengi 4ml 0,0 √ Şeker “ 100 0,0 √ Fosfatlar (P2O5) “ 100 < 0,8 √ Nitratlar (NO3) “ 500 5,9 √ Kurşun (Pb) “ 100 < 0,003 √ Çinko (Zn) “ 100 < 0,05 √ pH “ >4 7,49 √ Koku “ Olmamalı Yok √ Renk “ Berrak √ Sıvı ve Katı Yağlar “ Yok √ Deterjan “ Açık Sarı Görünür İzlerden Daha Fazla Olmamalıdır. Herhangi Bir köpük 2 Dakikada Kaybolmalıdır. Yok √ Elektriksel İletkenlik(EC) “ Klorür (Cl) Sülfat (SO4) BETON KULLANIM YERİ Bilgi İçindir 339 *: Ekosistem Çevre Analiz Laboratuvarı (Adana) da yaptırılan 16.01.2010 tarihli test sonuçlarıdır. 3.5 Beton Sınıfları Beton basınç dayanımları TS EN 206-1 ‘e göre 15x30 cm silindir veya 15 cm’lik küp şekilli numuneler üzerinde belirlenmektedir. Beton sınıfları, Tablo 3.9’da verilmektedir. BETON BARAJLAR 20 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Tablo 3.9 TS EN 206-1 de verilen Beton Basınç Dayanımı Sınıfları C8/10 En Düşük Karakteristik Silindir Dayanım F ck sil ( N/mm2 ) 8 En Düşük Karakteristik Küp Dayanım F ck küp ( N/mm2 ) 10 C12/15 12 15 C16/20 16 20 C20/25 20 25 C25/30 25 30 C30/37 30 37 C35/45 35 45 C40/50 40 50 C45/55 45 55 C50/60 50 60 C55/67 55 67 C60/75 60 75 C70/85 70 85 C80/95 80 95 C90/105 90 105 C100/115 100 115 Basınç Dayanım Sınıfı 3.6 Beton Karışım Tasarımı Beton karışım oranlarının tayini, TS 802 Beton Karışım Hesabı Esaslarına uygun olarak yapılacaktır. Ayrıca betonun bulunacağı iklim şartları dikkate alınarak TS 13515’de verilen ilgili çevre etki sınıfına ait kriterler de dikkate alınmalıdır. Beton karışım oranlarının belirlenmesi çalışmalarında öncelikle o yapı için belirlenen maksimum su/çimento oranı dikkate alınacaktır. Bu su/çimento oranına (maksimum su/çimento oranı) bağlı olarak yapılan karışım tasarımında istenilen dayanım sınıfına ulaşılamaz ise su/çimento oranı daha aşağı seviyelere çekilerek hedeflenen beton sınıfının elde edilmesi sağlanacaktır. Eğer yapı için seçilen maksimum su/çimento oranında yapılan karışım sonucunda elde edilen beton sınıfı, projede belirtilen beton sınıfından daha yüksek ise projede belirtilen beton sınıfı yerine, karışım sonucu belirlenen beton sınıfı kullanılacaktır. Yüklenici kendisine verilen beton karışım elemanları miktarı raporu doğrultusunda, belirlenenden daha düşük kalitede olmayan beton üretmekle sorumlu olacaktır. Beton, segregasyona (ayrışmaya) uğramadan kalıbın tüm kısımlarında, kalıpsız yüzeylerde, donatı ve gömülü kısımların etrafında rahat bir şekilde çalışılacak kıvamda olmalıdır. Kıvam, çökme (slump) deneyi (TS EN 12350-2 veya ASTM C- BETON BARAJLAR 21 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 143) veya ASTM C1170 standardına göre Ve-be cihazı ile ölçülen betonun işlenebilirliğini tarif eden bir terimdir. Aksi belirtilmedikçe, Beton Barajlarda kullanılan betonlar Türk Standartlarına (TS) ve ASTM ve diğer standartlara ve şartnamelere uygun olacaktır. Standartta değişiklik olduğu takdirde yerine geçen standart esas alınacaktır. Projede öngörülen beton sınıfına ait beton basınç dayanımı (karakteristik dayanım, fck) aşağıda belirtildiği üzere belirli bir ihtiyat payı kadar arttırılarak beton karışım hesaplarında esas alınacak olan hedef dayanım, fem tespit edilecektir. fem = fck + ∆f Dayanım sınıflarına göre alınacak ∆f değerleri Tablo 3.10’da verilmiştir. Tablo 3.10 Dayanım Sınıfları ve ACI 318’de verilen Δf (ihtiyat payı) Değerleri 28 Günlük Karakteristik Basınç Dayanımı, (MPa) < 21,0 ≥ 21,0 ≤ 35,0 > 35,0 28 Günlük Ortalama veya Hedef Dayanım, (MPa) f c 7, 0 f c 8,5 1,1 f c 5, 0 Her karışım tasarımı, karışımın hangi işte kullanılacağını, karışımın içeriğini ve aşağıda belirtilenleri açıkça gösterecektir: Mineral katkı, kimyasal katkı maddeleri ve diğer içeriklerin tipi, markası ve miktarı. Su ve agrega miktarı. İri ve ince agreganın elek analizleri Her karışım tasarımının agrega granülometrisi Tüm malzemelerin özgül ağırlığı (ve agrega için su emme değerleri) Çeşitli yapı kısımlarında kullanılacak agrega en büyük tane boyutu projelerde gösterildiği gibi olacaktır. Beton karışımları mümkün olduğu kadar en büyük boyut ve maksimum miktarda iri agrega kullanmaya yönelik olacaktır. Değişik yapı kısımlarında kullanılacak betonun çimento miktarı laboratuvar deneyleri ile belirlenecektir. Arzu edilen dayanım ve kıvamda bir beton karışımı üretimi için gerekli su miktarı agreganın en büyük tane boyutuna, tane şekline, gradasyonuna, çimento miktarı ve inceliğine, karışıma girecek hava miktarına BETON BARAJLAR 22 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 bağlıdır. Betonda kullanılacak su miktarı, miksere girecek olan katkı maddesinin ve agreganın nem muhtevası veya gradasyonundaki değişikliklerin etkisi dikkate alınarak, uygun kıvamdaki betonu elde etmek için belirlenmiş olan su çimento oranı limitleri içinde olacaktır. Çökme Sınıfları (TS EN 206-1’e göre) aşağıdaki şekildedir: Sınıf S1 S2 S3 S4 S5 Çökme (mm) 10-40 50-90 100-150 160-210 >220 Yukarıda verilen çökme değerlerine ait toleranslar ilgili standartta verilmektedir. Betonun çökme (slump) miktarı Tablo 3.11’ de belirtildiği gibi olacaktır. Tablo 3.11 3.7 Çökme (Slump) Değerleri (mm) Yapı Tipi Çökme sınıfı Duvarların üst kısımları ve yatay veya yataya yakın döşemeler: S1 Bina döşemeleri, kolonlar, kirişler ve 50 cm kalınlığa kadar duvarlar: S3 50 cm' den daha kalın yapı duvarları: S2 Kütle Betonu: S1 Başlangıç Karışımı: S3 Kendiliğinden Yerleşen Beton: S5 Beton Kalite Kontrolü Beton deneyleri Kontrol Mühendisi gözetiminde yapılacaktır. Şantiye Şefi Kontrol Mühendisine numune alma ve deney yapılmasında gerekli olan bütün yardımı ve işbirliğini temin edecektir. Yapılacak olan bir ön çalışma aşağıdaki hususların belirlenmesini sağlayacaktır: Agregaların özellikleri, Çimento tipi ve kalitesinin seçilmesi, Katkı maddelerinin seçilmesi ve dozajı, Karışımdaki agrega sınıflarının oranları, BETON BARAJLAR 23 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Çimento dozajı, Su/çimento oranı, Çökme (slump) değeri, Farklı taze beton karışımlarının özellikleri Her 50 m3 beton için bir çökme (slump) deneyi yapılacaktır. Çökme, TS EN 12350-2 veya ASTM C-143 e uygun şekilde belirlenecektir. Slamp deneyi ile ilgili toleranslar için TS EN 206-1 standardına bakılmalıdır. Bir çökme deneyi kabul edilen sınırların dışında sonuç verdiğinde, beton dökümü durdurulacak, geri kalan beton reddedilecek ve gelecek olan yeni beton dökülmeden önce test edilecektir. Kabul edilebilir kıvamın sağlandığı deney sonucu ile belirlenmedikçe beton dökümüne izin verilmeyecektir. Taze betonda hava miktarı deneyi, her günün ilk üç karışımından herhangi birinden alınan betonda ve beton basınç test silindirlerinin döküldüğü beton karışımlarının her birinden alınan betonda yapılacaktır. Hava miktarı TS 12350-7 veya ASTM C-231’e veya ASTM C-138'e göre belirlenecektir. Beton basınç test silindirlerinin alındığı beton karışımlarının her birinden alınan betonda birim ağırlık deneyi yapılacaktır. Birim ağırlık TS EN 12350-6 veya ASTM C-138’e göre belirlenecektir. Beton basınç test silindirlerinin döküldüğü beton karışımlarının her birinde betonda sıcaklık ölçümü yapılacaktır. İşlerin yapımı sırasında beton deneyleri, betonun sınıfına ve dökülecek betonun miktarına bağlı olarak, bir deney programına göre yürütülecektir. Çıkan günlük beton miktarı ve deney numuneleri, karotlar ve alınan diğer numunelere ait kayıtlar iş yerinde Yüklenici tarafından saklanacaktır. Beton karışım oranları belirlendikten sonra, uygulamada kullanılacak malzemeler, oranlar, çökme, karıştırma ve dökme ekipmanları ve yöntemlerle uyumlu bir şekilde beton tesisinde deneme karışımları hazırlanacaktır. Tatmin edici karışımlar bulununcaya kadar, önceden belirlenmiş olan karışım oranlarında gerekli olan ayarlamalar yapılacaktır. Karışım tasarımında belirtilen maksimum su miktarına sahip olan deneme karışımından 10 adet test silindiri alınacaktır. İkişer adet silindir 1 inci ve 3 üncü BETON BARAJLAR 24 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 günlerde test edilecektir. Üç adet silindir, yedi günlük ortalama basınç dayanımını belirlemek için 7 inci günde test edilecektir. Geri kalan üç silindir 28 inci günde test edilecektir ve bu üç silindirin ortalama basınç dayanımı belirtilen karakteristik dayanımdan (∆f) kadar fazla olacak ve tekil hiçbir netice belirtilen karakteristik dayanımdan daha az olmayacaktır. Beton silindirlerin boyutları aşağıdaki gibi olacaktır: Agrega En Büyük Anma Boyutu (mm) Silindir Çapı (mm) 37,5 150 37,7-75 250 75-150 450 Silindir (mm) Yüksekliği 300 500 900 Beton Küp numunelerinin boyutları 150 mm veya 200 mm olabilir. Yüklenici, Kontrol Mühendisi tarafından belirlenecek sayıda deney numunesini alacak ve uygun kür koşullarında saklayacak ve günü geldiğinde test edecektir. Genel olarak dökülen her beton sınıfı için deney programına uygun olarak üç takım üç adet deney silindiri alınacaktır. Betonun kalıplara yerleştirilmesinden önce, belirlenen boyuttan daha büyük olan iri agrega taneleri elenerek (ıslak eleme ile) ayıklanacaktır. Deney için kalıplara dökülen beton iyice prizini tamamlamadan oynatılmayacak ve yaz mevsiminde dökümü izleyen 16 saatlik zaman diliminde; kış mevsiminde dökümü izleyen 24 saatlik zaman diliminde taşınmayacaktır. Silindir numuneler TS EN 12390-2 esaslarına göre alınıp deney anına kadar bakımı TS EN 12390-2 Standardı gerekliliklerine uygun olarak kür edilecektir. Kalıp açma süresinin tayini amacıyla alınan numunelerin bakımı arazi şartlarında yapılacaktır. Söz konusu numuneler TS EN 12390-3 veya ASTM C 39 standartlarının şartlarına uygun olarak Kalite Kontrol Yetkilisi gözetiminde basınç dayanım tayini deneyine tabi tutulacaktır. Alınacak beton test silindirlerinin minimum sayısı aşağıda verilmiştir: Bir Günde Dökülen Her Beton Sınıfı İçin Her 250 m3 BETON BARAJLAR Basınç Dayanım Deneyi Toplam Adet 12 = Minimum Numune adedi 7 Gün 28 Gün 90 Gün Ekstra 3 + 3 + 3 + 3 25 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Ekstra silindirler 72 saatlik dayanım tayini için veya 7, 28 veya 90 günlük test sonuçlarını ispatlamak için kullanılabilir. Kütle betonları veya puzolanik maddelerin kullanıldığı betonlarda her hafta üç silindirden oluşan en az bir deney grubu 90 günlük deney için hazırlanacaktır. Yapı betonları için her hafta 3 silindirden oluşan bir deney grubu 90 günlük deney için hazırlanacaktır. Dökülmüş olan betonu temsil eden beton basınç dayanım deneyleri 28 günlük dayanımı gösterecektir. Birbiri ardına yapılan üç dayanım deneyi grubunun ortalama dayanımı, belirtilen 28 günlük dayanıma eşit veya daha büyük olacaktır. 28 günlük karakteristik dayanımdan daha düşük deney oranı %5 ten daha fazla olmayacaktır. Hiçbir test sonucu belirtilen 28 günlük dayanımdan, 3 MPa dan daha fazla düşük olmayacaktır. 3.8 Yerinde Beton Deneyleri Yapıdaki sertleşmiş beton, tamamlanmış yapılardan alınacak karot numuneleri ile test edilecektir. Beton dayanımının uygunluğunun basit ve hızlı bir kontrolü, beton test çekici (Schmit Hammer) veya Windsor Probu veya ultrasonik pulse hızı yöntemleri kullanılarak yapılabilir, ancak bu durumda beton çekici veya diğer yöntemler için her özel karışım için karot numunelerle korele edilmelidir. Karotlar, 28 günlük basınç dayanım deneyinin sağlanmadığı alandan minimum üç adet alınacaktır. Eğer tüm karotların basınç dayanımı deney sonuçları belirtilen 28 günlük basınç dayanımının yüzde 85'ini veya daha fazlasını sağlarsa, deneyi yapılan beton daha fazla işleme gerek görülmeden kabul edilecektir. Karot alımı nedeniyle zarar gören yerler Yüklenici tarafından tamir edilecektir. Şayet karot deneyi dökülen betonun şartnameye uygun olmadığını gösterir ise, beton imalatı reddedilir. 3.9 Beton Dayanımı Beton barajların inşasında geleneksel kütle betonu (GKB) ve silindirle sıkıştırılmış beton (SSB) kullanılmaktadır. GKB, geleneksel yöntemlerle karıştırılıp güçlü vibrasyon teknikleri ile yerleştirilir. GKB büyük miktarlarda yerleştirilmesi sebebi ile termal çatlamaya sebep olabilecek derecede hidratasyon ısısı çıkarır. SSB, döküm sonrası silindiri taşıyabilecek derecede sert ve çökmesi olmayan betondur. SSB, hızlı yerleştirme imkânı ve düşük hidratasyon ısısı ile ekonomik baraj yapımında öncü malzemedir. BETON BARAJLAR 26 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Beton barajlar gevrek sistemlerdir ve göçme şekilleri beton çatlaması ile ilişkilidir. Deprem performansının yeterli olması için çekme ve kayma dayanımı değerleri, en az basınç dayanımı kadar önemlidir. Yapı mühendisliğinde beton basınç dayanımı, beton kalitesinin ifadesidir. Çekme, kayma gibi diğer yükleme durumları için ilgili dayanımlar basınç dayanımı cinsinden ifade edilir. Beton barajlar için basınç dayanımı seçimi, hedef çekme veya kayma dayanımını sağlayan beton sınıfını belirlemek içindir. GKB barajların deprem analizlerinde kullanılacak çekme dayanımı değerleri karışım tasarımı kesinleştikten sonra gerçekleştirilecek deneylerle belirlenir. Mevcut barajlar için esas alınması gereken çekme dayanım değerleri ise alınacak karotlar üzerinde gerçekleştirilecek deneyler ile tespit edilir. Tasarım veya analizler esnasında bu değerlerin deneylerle elde edilemediği durumlarda aşağıdaki sunulan yaklaşık değerler kullanılarak çekme dayanımı tayin edilebilir. Tasarımda kullanılan yaklaşık değerler, karışım tasarımı nihai halini aldıktan sonra malzeme deney sonuçları ile gerçeklenmelidir. Geleneksel Kütle Betonu (GKB) Çekme Dayanımı: Deney sonuçları ve barajlardan alınan karotlar neticesinde GKB’nin basınç ve çekme mukavemetini ilişkilendiren kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmiştir (Örneğin Raphael, 1984, Harris ve diğ. 2000). USACE (1995) dokümanının Appendix E bölümünde önerilen yöntem, Raphael’in çalışmalarına ek olarak agrega boyutunun dayanım üzerindeki etkisi ve Raphael tarafından dikkate alınmamış daha düşük dayanımlı beton numunelerin deney sonuçlarını da göz önünde bulundurur. USACE (1995) önerileri doğrultusunda deney verisi bulunmadığı durumlarda aşağıdaki denklem GKB dinamik direk çekme dayanımının ( f ct ) tahmini için kullanılabilir: f ct Rc Rd Rab f spt (1) Yukarıdaki denklemde f spt statik yarmada çekme dayanımı, Rc yarmada çekme dayanımının direk çekme dayanımına oranı, Rab agrega boyutuna göre dayanım azaltma katsayısı, Rd ise statik çekme dayanımını deprem durumu için dinamik çekme dayanımına dönüştüren katsayısıdır. Rc değeri GKB için 0.8’dir. Maksimum agrega boyutu 40 mm’den az olan GKB için Rab değeri 1.0, 40 mm’den büyük olan GKB için ise Rab değeri 0.9 olarak verilmektedir. Raphael (1984) ve Harris ve diğ. BETON BARAJLAR 27 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 (2000) tarafından önerilen Rd değeri 1.5'tir. GKB için yarmada çekme dayanımı ise aşağıdaki denklem ile tahmin edilebilir: 0.12 f ck f ck 20 MPa f spt 0.6 f ck f ck 20 MPa (2) Yukarıda verilen iki durum da ortalama değerler olup yaklaşık % 15 sapma gösterebilir (USACE, 1995). f ck değeri 90 günlük GKB karakteristik statik basınç dayanımıdır. JSCE (1999) tarafından önerildiği üzere GKB için 90 günlük dayanımın 28 günlük dayanıma oranı yaklaşık 1.1’dir.1 3.9.5 GKB için elastisite modülü değeri ACI 318-11 (2011) tarafından önerilen 0,043*w1,5 f ck veya 4750 f ck değeri ile hesaplanır. Bu değer, dinamik analizlerde ani yükleme sebebi ile %20 büyütülerek kullanılmalıdır (USACE, 1995). GKB için Poisson oranı 0.15-0.20 arasında ölçülmüştür (MacGregor, 1997). Silindirle Sıkıştırılmış Beton (SSB) Çekme Dayanımı: SSB için mevcut barajlarda ölçülen çekme dayanımı ile ilgili en geniş veri tabanı USACE (1995) ve ACI 207.5R99 (1999) dökümanlarında yer almaktadır. Yerleşim koşulları ve derzli yapısı sebebi ile SSB’nin çekme dayanımı benzer dayanımlı GKB’den oldukça farklıdır. Yatay derzlerin çekme ve kayma dayanımları, yerleşim ve hava koşulları, yüzeyin çabuk su kaybedebilmesi, derzlerin temizlenme metodu ve sıkıştırılması, olası segregasyon, maksimum agrega çapı ve derzlerde kullanılan bağlayıcı miktarı gibi faktörlerden etkilenir1. USACE (1995) dökümanının Appendix E bölümüne göre SSB dinamik direk çekme dayanımı ( f ct ) madde 3.9.4’te verilen denklem ile tahmin edilir. SSB için Chuhan ve diğ. (2002) tarafından deneysel olarak tespit edilmiş Rd değeri 1,5'tir. Rc değeri SSB için 0.75’tir (USACE, 1995). Maksimum agrega boyutu 40 mm’den az olan SSB için Rab değeri 1,0, 40 mm’den büyük olan SSB için ise Rab değeri 0,9’dur. SSB için yarmada statik çekme dayanımı ise aşağıdaki denklem ile tahmin edilebilir: 1 Bu doküman hazırlanırken Türkiye’de yapılmış fazla sayıda SSB baraj bulunmamaktadır. Ayrıca, ülkemizdeki mevcut barajların SSB derz dayanımına ilişkin karot deney sonuçlarına dayanan verileri henüz derlenmemiştir. Bu sebeple öneriler USACE (1995) bilgileri esas alınarak yapılmaktadır. BETON BARAJLAR 28 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 0.12 f ck f ck 25 MPa f spt 0.6 f ck f ck 25 MPa (3) Yukarıda verilen iki durum da ortalama değerler olup yaklaşık % 25 sapma gösterebilir (USACE, 1995). SSB derzleri için çekme dayanımı ise aşağıdaki denklem ile tahmin edilir: f dct Rdr f ct Burada Rdr katsayısı, akışkan (30 saniye sıkıştırma ile konsolide olabilen) SSB için 0,7, akışkan olmayan (30 saniye sıkıştırma ile konsolide olamayan) SSB için ise yastık harcı kullanıldığında 0,67, kullanılmadığında ise 0,33 olarak alınır. Maksimum agrega çapının 40 mm’den büyük olduğu SSB derzlerinde yastık harcı kullanılmalıdır. Yukarıda kullanılan f ck değeri 90 günlük karakteristik SSB statik basınç dayanımıdır. 3.9.7 ACI 207.R5-99 tarafından inşa edilmiş SSB barajlarda ölçülen değerler ve karışım tasarımı neticeleri Şekil 3.1’de sunulmaktadır. 90 günlük dayanımın 28 günlük dayanıma oranı SSB için güvenli tarafta kalınarak 1,3 değeri alınabilir. SSB için basınç dayanımı 90 günden sonra dahi ciddi miktarda artmaya devam edebilir. Bu artış, rezerv güvenlik seviyesi olarak alınmalı ve hesaplarda ihmal edilmelidir. 3.9.8 Amerika Birleşik Devletleri’nde barajlarda kullanılan çeşitli SSB basınç dayanımı değerlerine göre elastisite modülü değerinin değişimi Şekil 3.2’de sunulmaktadır (ACI 207.R5-99, 1999). Sonuçlar, ACI 318-11 (2011) tarafından önerilen 0,043*w1,5 f ck veya 4750 f ck denklemi elastisite modülünü, 20 MPa basınç dayanımına kadar başarılı tahmin etmektedir. Ancak daha yüksek dayanımlı SSB için elastisite modülünü fazla tahmin etmektedir (Şekil 3.2). 20 MPa’dan büyük basınç dayanımına sahip SSB için 2000 f ck değerinin kullanılması uygundur. Statik elastisite modülü dinamik yükleme durumları için %25 artırılmalıdır. SSB için Poisson oranı 0.17-0.22 arasındadır (ACI 207.R5-99). BETON BARAJLAR 29 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 90 Günlük Beton Basınç Dayanımı 28 Günlük Beton Basınç Dayanımı 2 SSB Barajlardan Alınan Silindir Deney Sonuçları 1.75 Tavsiye Edilen Değer 1.5 1.25 1 0 5 10 15 20 25 28 Günlük Beton Basınç Dayanımı (MPa) a) SSB Barajlarda alınan silindir numunelerinden elde edilen sonuçlar 35 35 28 28 1 Yıl 21 90 Gün 28 Gün 14 14 Gün 7 7 Gün 30 60 90 120 150 180 Basınç Dayanımı (MPa) Basınç Dayanımı (MPa) 1 Yıl 90 Gün 28 Gün 21 14 Gün 14 7 Gün 7 30 210 60 90 120 150 180 210 Çimento (kg/m3) Çimento (kg/m3) b) İki farklı agrega kalitesi için karışım tasarımı sonuçlarından elde edilen sonuçlar Şekil 3.1: Basınç Dayanımının Zamana Bağlı Değişimi (ACI 207.R5-99, 1999) BetonElastisite Modülü (GPa) 35 30 4750 f ck 25 3375 f ck 20 15 2000 f ck 10 5 0 0 10 20 30 Beton Basınç Dayanımı (MPa) Şekil 3.2: BETON BARAJLAR 40 50 SSB için Elastisite Modülü’nün Basınç Dayanımına Göre Değişimi (ACI 207.R5-99) 30 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 4. ÖN TASARIM İÇİN RİJİT BLOK STABİLİTE ANALİZİ 4.1 Genel Bu bölümün amacı, beton ağırlık barajların ön tasarımlarında kullanılacak stabilite analizleri için yöntemleri tarif etmektir. Bu bölümde verilen yöntemler baraj nihai tasarımı veya baraj güvenliğini tayin etmek için kullanılamaz. muhakkak gerilme analizleri ile gerçekleştirilmelidir. Nihai tasarım Analizler aşamasında kullanılacak veriler ve kabullerin (müsaade edilebilir gerilmeler, kesme dayanımı, drenlerin etkileri ve yükleme koşulları gibi); temel araştırma deneylerinin sonuçları, malzeme parametreleri gibi destekleyici bilgiler ile doğrulaması gerekir. 4.2 Yükler Beton ağırlık barajların ön stabilite analizlerinde dikkate alınması gereken yüklerin büyük çoğunluğunun kesin olarak belirlenmeleri mümkün olamayabilir. Bu yüklerin büyüklükleri, yönleri ve etki bölgeleri, mevcut bilgiler ışığında mühendis tarafından en olumsuz koşulları yaratacak şekilde düşünülmeli ve tecrübeler ışığında değerlendirilmelidir. Zati Ağırlıklar: Baraj stabilitesine etki eden ölü yükler olarak baraj gövdesinin kendi ağırlığı ile gövde üzerindeki dolguların ve kullanılan köprü, kapak gibi yardımcı yapıların ağırlıkları kullanılır. Hidrostatik Yükler: Suyun, barajın akışaşağı ve akışyukarı yüzlerinde yaptığı hidrostatik basınç nedeniyle oluşturduğu yüklerdir. Dolgu ve Sediment İtkisi: Dolgu veya sedimentin yapı üzerinde uyguladığı statik ve dinamik yanal basınçlardır. Baraj gövdesine etki edecek dolgu yükleri için basit bir yaklaşımla aktif toprak basınçları kullanılabilecektir. Söz konusu yükler, temel şartları, dolgu malzemesi özellikleri, gövdenin deformasyon davranışı ve inşaat sırasındaki uygulama sırası gibi farklı faktörlere bağlıdır. Özellikle toprak basınçlarının diğer yüklere göreceli olarak önemli olduğu hallerde, toprak basınçlarının uygun yöntem ile belirlenmesi gereklidir. Dolgu malzemesi su içerisinde ise, birim ağırlığındaki azalmalar göz önünde bulundurulmalıdır. Baraj gövdesinin mansap tarafında yapılacak dolgular, gövde stabilitesine olumlu yönde etki edecektir. Ancak, bu tip dolguların pasif toprak basınçları, mansap şartları nedeni ile aşınma olasılığı bulunduğu durumlarda dikkate alınmamalıdır. BETON BARAJLAR 31 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Rezervuar içerisinde oluşacak olan silt seviyesinin belirlenebilmesi için hidrografik araştırmaların yapılması gerekecektir. Doygun haldeki silt tarafından etki edecek düşey yüklerin büyüklüğü derinliğe bağlı olarak artacaktır. Yatay yükler hesaplanırken ise doygun haldeki dolgu yüklerinin hesaplanma yöntemi izlenecektir. Doygun haldeki siltin deprem yükleri altında sıvılaşacağı kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle, deprem sonrası analizlerde silt için kayma dayanımı sıfır alınmalıdır. Kaldırma Kuvveti: Alttan kaldırma basıncı baraj temeli ile temel kayası arasında oluşan ve ön stabilite analizlerinde hesaba katılması gereken bir kuvvettir. Alttan kaldırma basıncı, temel kayası ile temas yüzeyi ile olası herhangi bir yenilme yüzeyine (gövde veya temel kayası içerisinde de olabilir) %100 etki edecek şekilde hesap edilmelidir. Baraj temeli ile temel kayası temas yüzeyindeki alttan kaldırma basıncı dağılımı, oluşturulacak olan drenaj sisteminin derinliğine ve aralıklarına, perde enjeksiyonunun boyutlarına, temel kayasının geçirimliliğine ve temel kayasının suyun akışına etki edecek her türlü özelliğine bağlı olmaktadır. Etkili bir drenaj ve enjeksiyon sistemi alttan kaldırma basıncının azaltılmasında faydalı olacaktır. Ancak, temel kayasının jeolojik özellikleri tam olarak araştırılmadan drenaj ve enjeksiyon önlemlerinin etkisi dikkate alınmamalıdır. Su kaldırma basınçlarının hesabı Şekil 4.1’de önerilen yöntem ile yapılabilir. Deprem sonrası çatlayacağı belirlenen bölgelerdeki kaldırma kuvveti hesabında sabit kaldırma basıncı alınmalıdır. Eşdeğer Statik Deprem Kuvveti: Eşdeğer statik yöntem ile yapılacak ön stabilite tahkiklerinde, barajın kendi ataleti, dolgular ve rezervuar suyu ile ilgili dinamik kuvvetlerin belirlenmesinde, genellikle maksimum yer ivmesinin etkin yer ivmesi katsayısı (k) ile kullanılması sonucu elde edilen ivme değeri kullanılır. Literatürde k değeri için kullanılmış değerler Tablo 4.1’de sunulmaktadır. Bu değerler geçmişten günümüze değişim göstermiştir. Genellikle dolgu barajların deprem hesabında kullanılan bu yöntem beton barajlar için büyük bir itina ile kullanılmalıdır. Zira, k katsayısı, yer hareketine, barajın dinamik özelliklerine, geometrisine, zemin yapı etkileşimine göre değişebilir. Bu sebeple, ön stabilite hesabının diğer öğeleriyle uyumlu olacak şekilde tasarımcı tarafından mühendislik yargısı ile belirlenmelidir. Tablo 4.1’de literatürde verilen farklı katsayılar sunulmakta olup, sismik katsayının söz konusu tabloda beton barajlar için verilen tek formül olan ve USACE(2005) tarafından önerilen 2/3 x PGA değerinin altında alınmaması önerilir. BETON BARAJLAR 32 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Drenaj Delikleri U3 H2 x H3 H1 a) İşletme ve Deprem Durumları İçin Kaldırma Kuvvetleri U2 L U1 Enjeksiyon Perdesi U1 = w G H1 U2 = w G H2 U3 için genel formül (USACE,2005) U3 = (1-E) (U1-U2) [(L-X) / L] + U2 [Yukarıdaki U3 formülünde, H3 > H2 ise U2 için (w x H3) değeri kullanılacaktır. E dren efektifliğini göstermektedir] Drenaj delikleri ve enjeksiyon perdesi göz önünde bulundurularak, genel bir yaklaşım olarak E = 0.67’ye kadar alınabilir. Şekil 4.1 İşletme ve Deprem Durumları İçin Kaldırma Kuvvetlerinin Şematik Gösterimi b) Deprem Sonrası Durum için Kaldırma Kuvveti BETON BARAJLAR 33 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Drenaj Delikleri H2 H1 U2 U1 Enjeksiyon Perdesi U1 = w G H1 Şekil 4.2 BETON BARAJLAR U2 = w G H2 Deprem Sonrası Durum İçin Kaldırma Kuvvetlerinin Şematik Gösterimi 34 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Etkin Yer İvme Katsayısı (k) 0.05-0.15 0.12-0.25 0.1, 0.2, 0.5 0.1-0.2 0.1-0.15 (0.33’den 0.5’e)xPGA* 0.5xPGA 2/3xPGA PGA1/3/3 Açıklama Amerika Birleşik Devletleri Pratiği (1970-1980) Japonya Pratiği (1970-1980) Terzaghi (1950) Seed (1979) US Corps of Engineers (1982) Marcuson (1983) Hynes-Grifin (1984) USACE (2005) Towhata-Nadai (2008) * PGA: Azami Yer ivmesi Düşey yöndeki deprem kuvvetleri ön stabilite hesaplarında, yapı periyodu ve sistem dinamik özelliklerine bağlı olarak dikkate alınabilir. Düşey deprem hareketi, barajın gerilme tahkiklerinin yapıldığı ve deprem davranışının daha doğru bir şekilde modellendiği tepki spektrumu, zaman tanım alanında analizler gibi yöntemlerde muhakkak dikkate alınacaktır. Deprem nedeniyle rezervuar suyunun meydana getireceği toplam hidrodinamik itki, suyu sıkıştırılamaz olarak kabul eden Westergaard (1933) yöntemi veya suyu sıkıştırılabilir olarak kabul eden ve baraj birinci modunu dikkate alan Fenves ve Chopra metodu (1986) ile hesaplanabilir. Burada elde edilecek hidrodinamik kuvvet, deprem yönü doğrultusunda, gerek akışaşağısı, gerekse akışyukarısı hidrostatik kuvvetlere eklenmelidir. Baraj gövdesinin ön stabilite tahkiklerinde göz önüne alınacak yükleme durumları aşağıda özetlenmiştir. 1– Yapım Sonu Durumu (Olağandışı) 2– İşletme (Normal) 3– Yapım Sonu Durumu +Deprem[İED] (Akışyukarı Yönde) (Aşırı) 4– İşletme + Deprem[İED] (Akışaşağı Yönde) (Olağandışı) 5– İşletme + Deprem[EED] (Akışaşağı Yönde) (Aşırı) 6– Olası En Büyük Taşkın (Olağandışı) 7– Deprem Sonrası Statik Durum (Normal-Rezidüel) 8– Deprem Sonrası + Artçı Deprem (Aşırı-Rezidüel) Ön stabilite tahkikleri, baraj gövdesi, baraj-temel kayası kontağı veya temel kayası içinde BETON BARAJLAR yer alabilecek en kritik kesitler için yapılmalıdır. Kritik kesit 35 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 değerlendirmesinde, düşey derzler ile birbirinden ayrılan gövde bloklarının yamaçlardaki durumu da dikkate alınmalıdır. Deprem sonrası için yapılacak ön stabilite tahkiklerinde, statik durum için göz önüne alınan kesitler ile birlikte, çatlak bölgeleri de göz önünde bulundurulmalıdır. 4.3 Güvenlik Sayıları Silindirle sıkıştırılmış beton barajlarda ana beton ve döküm derzleri için, beton basınç dayanımına bağlı olarak ön stabilite analizlerinde kullanılabilecek dayanım parametreleri Bölüm 3.9.4 ve 3.9.6’ta önerildiği şekilde alınabilir. Alternatif olarak Tablo 4.2’de verilen basitleştirilmiş değerler SSB için güvenli tarafta kalınarak kullanılabilir. Tablo 4.3’de ön stabilite güvenlik sayıları ve rijit blok üzerinde kiriş teorisi kullanılarak elde edilen gerilmeler için limit değerler sunulmaktadır. Tablo 4.3’de verilen kayma güvenlik sayılarının belirlenmesinde, “sınırlı bilgi” ve “sahaya özgü detaylı bilgi” olmak üzere iki farklı bilgi seviyesi dikkate alınmıştır. Sahaya özgü detaylı bilgi bulunması halinde, önerilen güvenlik sayıları parantez içerisinde verilen rakamlara düşürülebilir. Kayma güvenlik sayısı reziduel dayanım kullanılarak gerçekleştirilen deprem sonrası tahkiklerde normal durum için 1.5, artçı depremli surum için 1.0 olarak alınabilir. Artçı deprem için elde veri bulunmaması durumunda İşletme Değerlendirmesine Esas Deprem kullanılabilir. Tablo 4.2 SSB için Ön Stabilite Analizinde Kullanılabilecek Dayanım Değerleri Referans : EM-1110-2-2006, Roller Compacted Concerete, USACE, 2000 Bölge Çekme Dayanımı, t 0.09 c Ana SSB Kaya – SSB 0.05 c Kontağı * Yastık betonlu 0.05 c döküm derzi Yastık betonsuz 0.015 c döküm derzi Pik Kohezyon 0.09 c Sürtünme Açısı, 450 Rezidüel Kohezyon** 0 0.05 c 420 0 0.05 c 420 0 0.015 c 450 0 * Kaya-SSB kontağı dayanımından daha küçükse, Kaya Kayma Dayanım parametreleri kullanılacaktır. ** Çatlamış bölgelerde kohezyon dayanımı kalmadığı varsayılır. BETON BARAJLAR 36 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Tablo 4.3 Baraj Gövdesi için Ön Stabilite Güvenlik Sayıları ve Gerilme Kriterleri Referans : EM-1110-2-2100, Stability Analysis of Concrete Structures, USACE, 2005 Yükleme Durumu Kayma Güvenlik Sayısı (1) Tabanda Basınç Bölgesi Zemin Emniyet Gerilmesi Güv. Sayısı Betonda İzin Verilen Basınç Gerilmesi Betonda İzin Verilen Çekme Gerilmesi Çekmeye izin verilmiyor Normal 3.0 (2.0) 100% 3.0 0.33 c Olağandışı 2.0 (1.5) 75% 2.0 0.5 c 1.35 t Aşırı 1.0 (3) (1.1) Bileşen taban 1.0 içerisinde 0.9 c (2) 1 Sahaya özgü detaylı bilgi bulunması durumunda parantez içindeki değerler kullanılabilir. 2 İzin verilebilir çekmenin üstünde, betonda çatlamanın dikkate alındığı nonlineer analiz yapılabilir. 3 Dinamik analiz sonucunda kabul edilebilir deplasmanlar bulunursa G.K. <1 olmasına izin verilebilir. BETON BARAJLAR 37 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 5. BETON BARAJLARIN DEPREM ANALİZLERİ 5.1 Genel Bu bölüm, beton ağırlık ve kemer barajların tasarım ve performans değerlendirilmesi için yapılacak deprem analizlerini ve performans değerlendirme yöntemlerini içerir. Yeni inşa edilecek barajlar için deprem analizleri ile güvenli ve ekonomik baraj boyutları belirlenir. Ayrıca, baraj gövdesi üzerinde bulunan dolusavak, köprü v.b. yapıların tasarımında kullanılması gereken deprem tepki spektrumu da analizler neticesinde elde edilir. Mevcut barajlar için ise deprem analizleri ile deprem performans değerlendirilmesi yapılarak iyileştirme ve güçlendirme ihtiyacı tespit edilir. Beton barajların deprem analizlerinde iki farklı deprem seviyesi göz önünde bulundurulmalıdır: i. İşletme Esaslı Deprem (İED): Barajların servis ömrü boyunca olma olasılığı yüksek olan depremdir. İED olması halinde oluşacak sınırlı çatlama hasarı, barajın normal işleyişini engellemeyecek seviyede kalmalı ve süratli bir şekilde tamir edilebilmelidir. İED, “Baraj ve İlgili Yapıların Tasarımında Sismik Tehlikenin Tahminine İlişkin Temel İlkeler” kısmında belirtilen yöntemler ile belirlenir. ii. Emniyet Esaslı Deprem (EED): Barajların servis ömrü boyunca olma olasılığı düşük olan depremdir. EED olması halinde oluşacak yıkım, kırılma, kopma, göçme, rezervuar boşalması gibi hasarlar baraj gövdesi ve mansap güvenliğini tehlikeye atmamalıdır. EED, “Baraj Ve İlgili Yapıların Tasarımında Sismik Tehlikenin Tahminine İlişkin Temel İlkeler” kısmında belirtilen yöntemler ile belirlenir. İED ve EED depremleri için performans hedefleri Tablo 5.1’de verilmektedir. Beton barajlar için deprem performans hedefi İED için barajın işletmede kalmasıdır. İED sonrası, sahada yapılacak gözlemsel inceleme sonrası işletme kesintiye uğramadan devam edebilmelidir. EED esnasında, yaşanabilecek artçı depremler sırasında ve sonrasında baraj gövdesinde herhangi bir göçme, beton blok kopması, devrilmesi gibi mansapta can kaybı yaratabilecek felaketlerin oluşmasına izin verilmeyecektir. Bu bağlamda EED için göçme riski oluşturmayacak elastik ötesi çatlama, kayma, derz açılma/kapanma davranışına izin verilebilir. EED sonrası rezervuarın kontrollü olarak boşaltılabilmesi için ilgili BETON BARAJLAR 38 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 mekanik ve yapısal elemanların işlevsel kalması gerekir. Tablo 5.1: Deprem Seviyeleri için Performans Hedefleri Durum Taban Çatlaması Gövde Çatlaması Kayma Devrilme Beton Ezilmesi Yerel kopma Su Kaçağı Enjeksiyon Perdesi Hasarı İşletme Esaslı Deprem (İED) Yok veya oldukça sınırlı Yok Yok Yok Yok Yok Yok veya oldukça sınırlı Emniyet Esaslı Deprem (EED) Beklenir Beklenir Yok veya sınırlı* Yok* Yok Yok Beklenir Yok Hasar Görebilir Temel Kayası Hasarı Yok Mekanik Aksam Dolusavak Hasarı Dipsavak Hasarı Rezervuar Boşaltımı Kullanıma Hazır Yok Yok Gerekmez Çatlama beklenir, ezilme beklenmez Hasar Görebilir Hasar Görebilir İşlevsel Kalmalı Gerekebilir *: Deprem sonrası çatlama sebebi ile artan kaldırma kuvvetleri ile de tahkik edilmelidir. **. Bazı özel projeler için bu tablodaki hedefler minimum olarak kabul edilerek, daha yüksek hedefler belirlenebilir. 5.2 Sönüm Beton barajların deprem davranışını önemli ölçüde etkileyen kavramlardan birisi sönümdür. Deprem esnasında baraj tepkisini önemli ölçüde azaltabilen sönümün başlıca kaynakları şu şekilde sıralanabilir: ‐ Malzeme Sönümü: Beton ve temel kayasında içsel sürtünme ve/veya elastik ötesi davranış kaynaklıdır. ‐ Rezervuar Işıma Sönümü: Teorik olarak sonsuza uzandığı düşünülen rezervuar kanalında barajdan enerji taşıyarak uzaklaşan dalgaların geri gelmemesi sebebi ile ortaya çıkmaktadır. ‐ Temel Işıma Sönümü: Teorik olarak sonsuza uzandığı düşünülen zemin kayasında barajdan enerji taşıyarak uzaklaşan dalgaların geri gelmemesi sebebi ile ortaya çıkmaktadır. ‐ Rezervuar Altı Sönüm: Rezervuar dibinde biriken tortuların izolatör vazifesi görerek enerjinin bir kısmını emmesi ile ortaya çıkmaktadır. Yukarıdaki etmenlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan sönüm hıza bağlı vizkoz sönüm modeli ile hesaba katılır. Vizkoz sönüm, kritik sönümün oranı (kısaca sönüm oranı) olarak ifade edilir. Ağırlık barajlar için sönüm oranı %20, kemer barajlar için BETON BARAJLAR 39 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 ise %10 mertebelerine kadar çıkabilmektedir. Dünya baraj mühendisliğinde sönümün dikkate alınması konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar (örneğin Fenves ve Chopra, 1984; Tan and Chopra 1995; Lotfi v.d. 1987; Chuhan v.d, 2008; Cao v.d. 2000; Chopra 2012) ile bazı kamu kurum ve kuruluşları (USBR, 1977; USACE, 1995) sönümün önemli bir rol oynadığını ve ağırlık barajların tasarımında dikkate alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Bu sebeple ABD’de yayınlanmış beton ağırlık barajlar için deprem analizleri kılavuzlarında etkin sönümün hesabı yer almaktadır. Diğer yandan bazı baraj tasarımcıları ise (örneğin Chuhan ve Feng 2008, Weiland 2012) yüksek sönüm değerlerinin özellikle kemer barajlar için sahada gerçekleştirilen tahribatsız titreşim deneyleri ile gerçeklenemediğini belirterek tasarımda kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir. Suni olarak artırılmış sönüm, aslında sadece statik elastikliği dikkate almak için zeminin sonlu ve kütlesiz bir alanla modellendiği durumlarda kullanılır. Baraj-zemin-rezervuar probleminde meydana gelecek ışıma etkilerinin frekansa bağlı “doğru” rijitlik matrisleri ile ele alındığı durumlarda ise böyle bir artırım gerekmemektedir. Literatürde gerçekleştirilen hemen tüm çalışmalar kütlesiz zemin modellerine artırılmış sönüm eklendiğinde deney veya analitik çözümlere yakın sonuçlar ortaya çıktığını ortaya koymaktadır (Proloux ve Paultre, 1997; Proloux vd. 2004, Chuhan v.d. 2009, Arici vd. 2012). Işıma etkileri nedeniyle sadece malzeme sönümü ile ortaya çıkandan daha fazla sönüm oluşma halini destekleyen iki olgu önemlidir: 1- Deprem geçirmiş mevcut barajların hasarları, ışıma sönümünün ihmal edildiği sayısal modellerle tahmin edilen hasarların oldukça altındadır. Beton ağırlık barajların “iyi” deprem performansı vermelerinin en önemli sebebi yapı-zeminrezervuar etkileşimidir. 2- Tahribatsız saha deneyleri, barajlarda ancak sınırlı frekans içeriğine sahip düşük genlikli titreşimler meydana getirerek gerçekleştirildiğinden gerçekçi sönüm değerleri vermesi beklenemez. Kütlesiz Modellerde Sönüm: Beton barajların İED analizlerinde malzeme sönümü %5, GDD analizlerinde ise %7 olarak alınır (USACE, 1994; USACE 1995). Derzli inşa edilen ve blokların aks boyunca ayrık davranabileceği düşünülen beton ağırlık barajlar için Fenves ve Chopra (1986) tarafından önerilen yaklaşım ile diğer etmenlerin de dikkate alındığı etkin sönüm miktarı %20 değerini geçmemesi koşulu ile hesaplanır. Hesaplanacak etkin sönüm değeri kullanılarak iki boyutlu kütlesiz zeminli sonlu eleman modelleri ile dinamik analizler gerçekleştirilir. Üç boyutlu BETON BARAJLAR 40 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 dinamik analizlerde gerçekçi gerilmelerin elde edilmesi için modellerde sonsuza uzanan zeminde meydana gelecek ışıma etkilerinin frekansa bağlı “doğru” rijitlikler ile temsil edilmelidir. Basitleştirilmiş kütlesiz zemin modelleri ile gerçekleştirilecek üç boyutlu elastik veya elastik ötesi analizlerde artırılmış sönüm değeri, analiz sonuçlarının geçerliliğinin “doğru” modeller veya saha titreşim deneyleri ile doğrulanmasından sonra kullanılmalıdır2. 5.3 Deprem Analizleri Barajların deprem performansının tahmininde iki veya üç boyutlu, statik veya dinamik, elastik veya elastik ötesi analizler gerçekleştirilir. Analizler sonucunda gerilme yığılması bölgeleri ile potansiyel hasar bölgeleri tespit edilir. Elastik analizlerde gerilme limitleri göz önüne alarak, elastik ötesi analizlerde ise hasar bölgelerinin deprem sonrası baraj stabilitesine etkisi incelenerek kesit güvenliği belirlenir. Şekil 5.3’te deprem analizleri ile deprem sonrası yapılması gereken tahkikler özetlenmektedir. İED ve EDD için gerçekleştirilecek lineer elastik gerilme analizleri Bölüm 6’da belirtilen gerilme kıstasları ile tahkik edilir. Kıstasları sağlamayan barajların kesiti büyütülebilir veya yetersiz olduğu tespit edilen bölgelerde daha yüksek dayanımlı beton ya da harç kullanılabilir. Lineer elastik analizler neticesinde gerilme kıstaslarını sağlamayan ancak elastik ötesi davranışın sınırlı kalabileceği düşünülen kesitler için elastik ötesi doğrusal olmayan analizler ile baraj gövdesinin güvenliği tahkik edilebilir. Genellikle zaman tanım alanında gerçekleştirilen elastik ötesi analizler oldukça zahmetli ve karmaşık analizlerdir. Bünye modellerinde beton çatlama davranışının mutlaka doğru modellendiğinden emin olunduktan sonra bu modeller kullanılmalıdır. Deprem analizlerinde statik ve dinamik yüklerin dikkate alınması gerekir. Lineer elastik analizlerde statik ve dinamik analiz sonuçları doğrudan toplanır. Elastik ötesi analizlerde ise yükler, oluş sıralarına göre modellere yansıtılır. Barajlar üzerine etki eden dinamik yükler, baraj gövdesinin atalet kuvvetleri, memba ve mansaptaki rezervuar ve kuyruksuyu kaynaklı hidrodinamik yükler, rezervuar tabanı ve var ise dolgu malzemesinin yaratabileceği dinamik etkilerdir. Statik yükler ise barajın 2 : Üç boyutlu olarak modellenmesi gereken beton ağırlık ve kemer barajlar için artırılmış sönüm kullanılmasını haklı gösteren çalışmalar mevcuttur (örneğin Cao v.d. 2000, Chuhan vd. 2009; Arici vd. 2012). Ancak, bu çalışmalar basitleştirilmiş üç boyutlu sonlu eleman modellerinde kullanılacak etkin sönümü hesaplamak için henüz genelleştirilmemiştir. BETON BARAJLAR 41 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 ağırlığı, hidrostatik su basıncı, baraj tabanında oluşan silt yükleri ve kaldırma kuvvetleridir. Hidrostatik ve hidrodinamik yükler baraj su seviyesinin asgari ve azami su seviyeleri düşünülerek ayrı durumlar için ele alınmalıdır. Dolgu etkisi, statik durum için Coulomb metodu ile dinamik durum için ise ekli kütle olarak dikkate alınabilir. Zemin kayası ile beton arayüzünün ve beton katmanlar arasındaki arayüzlerin geçirimsiz olduğu (örneğin gözenek oranı düşük yastık harcı kullanılması sayesinde) durumlarda kaldırma kuvvetlerinin etkisi deprem analizlerinde ihmal edilebilir. Arayüzlerin geçirimli olması durumunda, kaldırma kuvvetleri Dewey v.d. (1993) tarafından sunulan ve Şekil 5.4’te özetlenen sonlu eleman yaklaşımı ile dikkate alınabilir. Bu modellerde kaldırma kuvveti, düğüm noktası çiftleri üzerine zıt yönlü etki eder. Kaldırma kuvveti çatlamış bölgelerde ayrık düğüm noktalarının birbirine bağlı olmadığı kabulü ile sabit basınç olarak modellenir. Çatlamamış bölgelerde ise düğüm noktalarının birbirine bağlı olduğu kabulü ile lineer basınç olarak modellenir Elastik ötesi analizlerde oluşan çatlaklarda ani dinamik hareket sebebi ile su basıncı ihmal edilecek seviyelerde kalır (USACE, 1995; USBR 1987, CDSA 1997)3. Ancak, kaldırma kuvveti özellikle deprem sonrası baraj güvenliğinin tahkikinde dikkate alınmalıdır. Deprem sonrası çatlaklarda kaldırma kuvveti alınarak çatlakların ilerlemesi ve kayma güvenliği tahkik edilmelidir. Bölüm 6.3’te bu tahkiklerle ilgili yöntem anlatılmaktadır. 3 : Yakın zamanda gerçekleştirilen bazı araştırmalar çatlaklarda az da olsa su basıncı oluşacağını gösterse (Javanmardi v.d., 2005) de, konu ile ilgili daha detaylı çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. BETON BARAJLAR 42 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Baraj Kesiti ve Malzeme Bilgileri Lineer Elastik Analiz (İDD, GDD) Performans kabul kıstasları sağlanıyor mu ? Kesit Büyüt veya Daha Yüksek Dayanımlı Beton EVET Kesit büyütülebilir veya yüksek dayanım harç kullanılabilir mi? EVET HAYIR Çatlaklarda kaldırma Kuvveti İle Deprem Sonrası Stabilite Sağlanıyor mu? Elastik Ötesi Analiz (GDD) Kesit Güvenli Şekil 5.3: BETON BARAJLAR HAYIR EVET Deprem Tahkiklerinde İzlenecek Akış Şeması 43 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Taban çatlağı bulunan baraj Baraja etki eden kaldırma kuvveti Serbest düğüm noktası çiftleri Beton Zemine etki eden kaldırma kuvveti Elastik Rijitliğe sahip düğüm noktası çiftleri Arayüz Sonlu Eleman Modeli Kaya Boşluk suyu basınçlı elemanlar Kaldırma kuvveti etki eden sonlu elemanlar Şekil 5.4: Kaldırma Kuvvetinin Sonlu Eleman Analizlerinde Modellenmesi, a) Taban çatlağı bulunan kesit, b) Kaldırma kuveti, c)Sonlu eleman modeli, d) Düğüm noktalarına uygulanan basınç kuvvetleri (Dewey v.d. 1994) BETON BARAJLAR 44 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Deprem hareketi barajlar üzerinde çok yönlü tersinir istemler talep eder. Deprem hareketinin atımları, frekans içeriği ve azami ivmelerin zaman ve yönleri elde edilecek en kritik durumu belirler. Bu sebeple mümkün olan her deprem yönü ve işareti düşünülerek analizler gerçekleştirilmelidir. Tablo 5.2’de iki ve üç boyut analizler için dikkate alınması gereken deprem yük kombinasyonları sunulmaktadır. Bu kombinasyonlarından kritik olduğu belirlenen durumlar statik sonuçlar ile birleştirilerek Bölüm 6.3’te belirlenen kabul kıstaslarına göre değerlendirilmelidir. Zaman tanım alanı dinamik analizlerinde tasarım spektrumu ile uyumlu olarak üretilmiş 3, 7 veya istatistiksel olarak anlamlı sayıda deprem kullanılmalıdır. Üç deprem kullanılması durumunda azami istem değerlerini veren yükleme kombinasyonu kritik olarak değerlendirilecektir. Yedi veya daha fazla deprem kullanıldığında ise istem değerleri ortalama değerler için değerlendirilmelidir. Tablo 5.2: Yük Kombinasyonları Analiz Tipi İki Boyutlu Analiz Üç Boyutlu Analiz 5.4 X Yönü Deprem* (Memba-mansap Yönü) Y Yönü Deprem* (Baraj Aksı Yönü) / 0** Düşey Yön Deprem* + / 0** / 0** *: Dinamik analiz sonuçları Ağırlık, Hidrostatik, Dolgu Yükü, Kaldırma Kuvveti yükleri dikkate alınarak gerçekleştirilmiş statik analiz sonuçları ile birleştirilmelidir. **: 0: Kombinasyona dahil edilmeme durumunu ifade eder. Tüm deprem yönleri en elverişsiz kombinasyonu verecek şekilde denenmelidir. Analiz Yöntemleri Barajların deprem analizlerinde yapılan kabuller ve uygulanan analiz yöntemleri elde edilecek sonuçlar üzerinde oldukça etkindir. Zemin-yapı-rezervuar etkileşimi modelleme yöntemleri, seçilen yer hareketleri ve malzeme modelleri davranışı etkileyen önemli unsurlardır. Farklı baraj tipleri için farklı analiz metotları uygulanabilir. Deprem analiz yöntemleri basitleştikçe sonuçların mutlaka güvenli tarafta kalacağı düşünülmemeli ve sonuçlar dikkatli değerlendirilmelidir. Tasarımda ve mevcut baraj değerlendirmelerinde kullanılacak deprem analiz yöntemleri deprem tehlikesinin büyüklüğüne, baraj tipine ve geometrisine bağlı olarak seçilir. Deprem tehlikesinin büyüklüğü azami yer ivmesi değerine bağlı olarak değerlendirilir. Deprem analiz yöntemleri, dikkate alınacak geometrik boyuta (iki boyut, üç boyut), deprem yüklerinin uygulanma metoduna (statik, dinamik) ve malzeme modellerinde yapılan kabule (elastik, elastik ötesi) göre sınıflandırılır. Analizler, baraj ön tasarımı, nihai tasarımı ve mevcut baraj değerlendirmesi için Tablo 5.3 ve 5.4’te önerilen yöntemler kullanılarak gerçekleştirilir. Bu yöntemler BETON BARAJLAR 45 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 asgari analiz seviyeleri olup önerilenden daha ileri seviye analizler kullanılması mümkündür. Mevcut baraj değerlendirmesi için yapılacak dinamik elastik analizlerde dinamik çekme dayanımının geçilmediği gösteriliyorsa elastik ötesi analiz yapılmasına gerek yoktur. Bu koşulun bütün yük kombinasyonları ve deprem yönleri için sağlanmış olması gerekir. Tablo 5.3: Azami Yer İvmesi1 Beton Ağırlık Barajlar için Deprem Analiz Yöntemleri L/H2 Düşey Derz3 >4 Var >4 Yok <4 Var < 4 Yok >4 Var >4 Yok <4 Var < 4 Yok < 0.2 g > 0.2 g Ön Tasarım4 İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi Kati Tasarım5 Değerlendirme6 İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi7 İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi8 İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi7 Üç Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi7 Üç Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi8 İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi7 Üç Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi7 İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi8 İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi7 Üç Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi İki Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi8 İki Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi8 İki Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi7 Üç Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi 1: GDD depremi için azami yer ivmesi değeridir. 2: L/H oranı baraj aks uzunluğunun en derin kesit yüksekliğine oranıdır. 3: Düşey derzlerin membadan mansaba doğru sürekli olduğu durumlarda düşey derz var kabul edilir. 4: Ön tasarım için rijit blok stabilite analizleri de kullanılabilir. Detayları “Stabilite Analizleri” dokümanında sunulmaktadır. 5: Baraj aksında kurp, eğrilik gibi iki boyut modellenmesini etkileyen geometriler bulunması halinde üç boyutlu analizler gerçekleştirilmelidir. 6: Mevcut barajların deprem performansı değerlendirmesi için yöntemlerdir. 7: Düzlemsel Gerilme Sonlu Eleman modeli kullanılacaktır. 8: Düzlemsel Şekil Değiştirme Sonlu Eleman modeli kullanılacaktır. Tablo 5.4: Azami Yer İvmesi (g) < 0.2 > 0.2 BETON BARAJLAR Kemer Barajlar için Deprem Analiz Yöntemleri Kati Tasarım Değerlendirme Üç Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi Üç Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi Üç Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi Üç Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi 46 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 İki Boyutlu Statik Elastik Analiz Yöntemi: Bu yöntem tüm beton ağırlık barajların ön tasarımında ve düşük deprem riskine sahip geometrisi iki boyut modellemeye uygun barajların nihai tasarımında kullanılabilir. Baraj ve zemin iki boyutlu sonlu elemanlar ağı ile ifade edilir (Şekil 5.5.a). L/H oranı 4’ten büyük ve anosuz (SSB için) inşa edilecek barajlar düzlem şekil değiştirme, anolu inşa edilecek barajlar ise düzlem gerilme elemanları ile modellenir. Hidrodinamik yükler ekli kütle metodu ile bulunabilir. Sıkıştırılamaz su kabulü ile Westergaard (1933) tarafından önerilen ekli kütle metodu ve Fenves ve Chopra (1986) tarafından sıkıştırtabilir su kabulü ile önerilmiş ekli kütle modelleri kullanılabilir. Sonlu eleman modellerinde zemin kütlesiz elemanlarla modellenerek zeminin atalet etkileri yaratmadığı, sadece statik elastikiyet ile baraj davranışını etkilediği düşünülür. Fenves Chopra (1986) metodu ile yarı sonsuz zeminin ışıma etkileri ve siltlenme sebebi ile oluşan etkin sönüm miktarı belirlenir. Tasarım spektrumu, gerekmesi halinde etkin sönüme göre değiştirilir. Yatay ve düşey deprem spektrumları kullanılarak mod birleştirme yöntemi ile deprem analizleri gerçekleştirilir. Analizler sonucunda baraj elemanlarında elde edilen gerilme değerleri statik analizlerden elde edilen gerilmeler ile toplanır. Tüm gerilmeler toplandıktan sonra hesaplanan asal çekme gerilmeleri Bölüm 5.5’te verilen çekme gerilme sınırları ile kıyaslanarak baraj kesit yeterliliği tahkik edilir. >2H H >2H Ekli kütleler >2H a) Kütlesiz Zemin Yaklaşımı BETON BARAJLAR 47 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Rezervuar Silt ve Tortu Baraj Yer İvmesi Yarı Sonsuz Zemin b) Fenves Chopra (1986) Yöntemi Şekil 5.5: Kütlesiz Zeminli İki Boyutlu Sonlu Eleman Modeli İki Boyutlu Dinamik Elastik Analiz Yöntemi: Bu yöntem iki boyut modelleme ile gerçekçi gerilmelerin elde edilebileceği tüm beton ağırlık barajların nihai tasarımında ve mevcut barajların değerlendirilmesinde kullanılabilir. Yapı-zemin-rezervuar etkileşimi dikkate alınarak dinamik analizler gerçekleştirilir (Şekil 5.5.b). Analizler frekans tanım alanında Fourier Transform yöntemi kullanılarak, zaman tanım alanında ise adım adım integrasyon yöntemleri ile gerçekleştirilir (Clough ve Penzien 1975; Chopra, 2006). Fenves ve Chopra (1984, 1986) frekans tanım alanında iki boyutlu zemin-yapı-rezervuar etkileşimini dikkate alan yöntemi önermektedir. Bu yöntem ile zemin yarı sonsuz düzlem olarak ele alınır ve yarı düzlem kabulünün gerçekçi olduğu düşünülen zeminler için dinamik rijitlik fonksiyonları frekansa bağlı olarak elde edilir. Yaklaşık baraj yüksekliğinin 4 katı mesafeye kadar aynı kaya oluşumunun mevcut olduğu zeminler için yarı sonsuz düzlem kabulü gerçekçidir (Medina et. al. 1990). Hidrodinamik etkiler ise sıkıştırılabilir su kabulü ile sonsuz rezervuar ışıma etkilerini dikkate alacak şekilde modellenir. Alt model yaklaşımı ile frekans tanım alanında işlem gören Fenves-Chopra (1986) yaklaşım oldukça kapsamlı, gerçekçi ve elastik analizler için en son gelişmeleri yansıtan modelleme tekniğidir. Bu yönteme ek olarak, iki boyut statik analizler için önerilen model kullanılarak da iki boyut dinamik analizler gerçekleştirilebilir. Basitleştirilmiş bu modelde, kütlesiz zemin, etkin sönüm oranı ve ekli kütle ile hidrodinamik etkiler dikkate alınır (Şekil 5.5.a). Ancak, etkin sönüm ve ekli kütle ile hidrodinamik etkilerin modellenmesi yaklaşımının gerilmeler üzerinde özellikle derinliği 50 metrenin üzerinde rezervuara sahip barajlarda ciddi farklılıklar gösterebilir (Chopra, 1966; 1974). Alternatif olarak su sonlu elemanları kullanılarak uygun sınır koşulları ile oluşturulan modeller ile dinamik analizler gerçekleştirilebilir (örneğin Lee v.d., 1996; Bouaanani ve Lu, 2008). BETON BARAJLAR 48 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Analizler sonucunda baraj elemanlarında elde edilen gerilme değerleri her bir zaman adımı için statik analizlerden elde edilen gerilmeler ile toplanır. Tüm gerilmeler toplandıktan sonra hesaplanan asal çekme gerilme kayıtları Bölüm 6.3’te verilen aşılma zamanı-etki kapasite oranı sınır eğrisi ile kıyaslanarak baraj kesit yeterliliği tahkik edilir. İki Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi: İki boyutlu elastik analizler neticesinde baraj gövdesinde hesaplanan gerilmelerin Bölüm 6.3’te verilen elastik gerilme limitlerini sağlamadığı, ancak baraj kesitinin yeterli olabileceği düşünülen durumlarda elastik ötesi analizler gerçekleştirilebilir. Elastik ötesi dinamik analizler ile deprem esnasında hasarın sınırlı kaldığı, stabilitenin bozulmadığı ve deprem sonrası çatlaklara nüfuz etmiş kaldırma kuvvetleri ile kayma ve devrilme güvenliğinin bulunduğu gösterilmelidir. Elastik ötesi analizlerde iki boyutlu statik ve dinamik elastik analizlerde kullanılan kütlesiz zeminli, etkin sönüm oranına sahip ve ekli kütle yaklaşımı ile hidrodinamik etkilerin modellendiği sonlu eleman modelleri kullanılabilir. Analizler yükleme sırasını dikkate alacak şekilde zaman tanım alanında gerçekleştirilir. Öncelikle statik yükler sisteme uygulanır, daha sonra deprem hareketi zaman tanım alanında adım adım integrasyon metodu ile sisteme uygulanır. Tüm kombinasyonlar için dinamik analiz sonuçları derlenerek en kritik hasar durumu tespit edilir. Deprem hareketi sonrası çatlamış taban kesitinde artırılmış kaldırma kuvvetleri ile deprem sonrası baraj güvenliği kontrol edilir. Elastik ötesi analizler büyük bir itina ile sonuçları değerlendirme bilgisi bulunan tecrübeli mühendisler tarafından kullanılmalıdır. Sonuçlar neticesinde ekonomik kesitler tasarlanması mümkün olabilir, ancak yanlış varsayımlar ve kullanımlar ile güvensiz tasarımlar da ortaya çıkabilir. Üç Boyutlu Statik Analiz Yöntemi: Bu yöntem, düşük seviye deprem tehlikesine sahip, üç boyut etkilerin önemli olduğu, L/H oranı 4’ten küçük dar vadilere anosuz olarak inşa edilecek SSB ağırlık barajlar ile düşük seviye deprem tehlikesine sahip kemer barajların nihai tasarımında kullanılabilir. Baraj ve zemin sonlu eleman modellerinde üç boyutlu sonlu elemanlar ağı ile ifade edilir (Şekil 5.6). Hidrodinamik yükler Kuo (1982) tarafından üç boyut için genelleştirilmiş ekli kütle metodu ile bulunabilir. Sonlu eleman modellerinde zemin kütlesiz elemanlarla modellenerek zeminin atalet etkileri yaratmadığı, sadece statik elastikiyet ile baraj davranışını etkilediği düşünülür. Tasarım spektrumu gerekmesi halinde Bölüm 5’te sunulan öneriler ışığında etkin sönüme göre değiştirilerek analizlerde kullanılır. Yatay ve BETON BARAJLAR 49 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 düşey deprem spektrumları kullanılarak mod birleştirme yöntemi ile deprem analizleri gerçekleştirilir. Analizler sonucunda baraj elemanlarında elde edilen gerilme değerleri statik analizlerden elde edilen gerilmeler ile toplanır. Tüm gerilmeler toplandıktan sonra hesaplanan asal çekme gerilmeleri Bölüm 6.3’te verilen çekme gerilme sınırları ile kıyaslanarak baraj kesit yeterliliği tahkik edilir. Kütlesi Şekil 5.6: Kütlesiz Zeminli Üç Boyutlu Sonlu Eleman Modelleri Üç Boyutlu Dinamik Analiz Yöntemi: Bu yöntem, orta ve yüksek seviye deprem tehlikesine sahip, üç boyut etkilerinin önemli olduğu, L/H oranı 4’ten küçük dar vadilerde anosuz inşa edilecek SSB ağırlık barajlar ile orta ve yüksek seviye deprem BETON BARAJLAR 50 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 tehlikesine sahip kemer barajların nihai tasarımında kullanılabilir. Yapı-zeminrezervuar etkileşimi dikkate alınarak zaman tanım alanında dinamik analizler gerçekleştirilir. Analizler frekans tanım alanında Fourier Transform yöntemi kullanılarak, zaman tanım alanında ise adım adım integrasyon yöntemleri ile gerçekleştirilir (Chopra, 2003, Clough ve Penzien 1993). Şekil 5.6’da özetlenen Tan ve Chopra (1995) tarafından önerilmiş frekans tanım alanındaki yöntem üç boyutlu zemin-yapı-rezervuar etkileşimini dikkate almaktadır4. Bu yöntem ile zemin yarı sonsuz düzlem olarak ele alınır ve yarı düzlem kabulünün gerçekçi olduğu düşünülen zeminler için dinamik rijitlik matrisleri, sınır elemanları metodu ile frekansa bağlı olarak elde edilir. Bu yönteme ek olarak üç boyutlu dinamik analizler, üç boyutlu statik analizler için önerilen modeller kullanılarak da gerçekleştirilebilir. Basitleştirilmiş bu modellerde, kütlesiz zemin, etkin sönüm oranı ve ekli kütle ile hidrodinamik etkiler dikkate alınır. Ancak, etkin sönüm ve ekli kütle ile hidrodinamik etkilerin modellenmesi yaklaşımının gerilmeler üzerinde özellikle derinliği 50 metrenin üzerinde rezervuara sahip barajlarda ciddi farklılıklar gösterebilir (Chopra, 1966; Chakrabarti ve Chopra, 1974, Tan ve Chopra 1995). Alternatif olarak su sonlu elemanları kullanılarak uygun sınır koşulları ile oluşturulan modeller ile dinamik analizler gerçekleştirilebilir (Yang v.d. 1996, Ling ve Tasssoulas 1987). Analizler sonucunda baraj elemanlarında elde edilen gerilme değerleri her bir zaman adımı için statik analizlerden elde edilen gerilmeler ile toplanır. Tüm gerilmeler toplandıktan sonra hesaplanan asal çekme gerilme kayıtları Bölüm 6.3’te verilen aşılma zamanı-etki kapasite oranı limit eğrisi ile kıyaslanarak baraj kesit yeterliliği tahkik edilir. Işıma sınır Baraj‐Rezervuar koşulları Arayüzü Sonsuza uzanan kanallar Vadi üst yüzeyi Baraj‐Zemin Arayüzü Sabit kesitli sonsuza uzanan kanal Rezervuarın düzensiz sonlu kısmı Baraj Düğüm Noktaları a) Baraj b) Rezervuar Sonsuza uzanan vadi kesiti c) Zemin Modeli 4 : Sınır elemanlarının kullanıldığı diğer yöntemler ile de frekans tanım alanında analizler gerçekleştirilmesi mümkündür (Örneğin Dominguez ve Maeso, 1993) BETON BARAJLAR 51 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Şekil 5.6 Tan ve Chopra (1995) tarafından önerilen Yapı-Zemin-Rezervuar Etkileşimli Alt Model Yaklaşımı Üç Boyutlu Dinamik Elastik Ötesi Analiz Yöntemi: Üç boyutlu elastik analizler neticesinde baraj gövdesinde hesaplanan gerilmelerin Bölüm 6.3’te verilen elastik gerilme limitlerini sağlamadığı, ancak baraj kesitinin yeterli olabileceği düşünülen durumlarda elastik ötesi analizler gerçekleştirilebilir. Elastik ötesi analizlerde iki boyutlu statik ve dinamik elastik analizlerde kullanılan kütlesiz zeminli, etkin sönüm oranına sahip ve ekli kütle yaklaşımı ile hidrodinamik etkilerin modellendiği sonlu eleman modelleri kullanılabilir. Analizler yükleme sırasını dikkate alacak şekilde zaman tanım alanında gerçekleştirilir. Öncelikle statik yükler sisteme uygulanır, daha sonra deprem hareketi zaman tanım alanında adım adım integrasyon metodu ile sisteme uygulanır. Tüm kombinasyonlar için dinamik analiz sonuçları derlenerek en kritik hasar durumu tespit edilir. Üç boyutlu modeller oldukça yüksek sayıda düğüm noktası ve serbestlik derecesine sahip olduğundan oldukça zahmetli analizlerdir. Deprem hareketi sonrası çatlamış taban kesitinde artırılmış kaldırma kuvvetleri ile deprem sonrası baraj güvenliği kontrol edilir. Bu kontroller basitleştirilmiş iki boyutlu modeller üzerinde gerçekleştirilebilir. Elastik ötesi analizler büyük bir itina ile sonuçları değerlendirme bilgisi bulunan tecrübeli mühendisler tarafından kullanılmalıdır. Sonuçlar neticesinde ekonomik kesitler tasarlanması mümkün olabilir, ancak yanlış varsayımlar ve kullanımlar ile güvensiz tasarımlar da ortaya çıkabilir. 5.5 Performans Kabul Kıstasları Göçme Modları: Beton ağırlık barajlarda depremler sebebi ile gözlemlenebilecek önemli hasarlar (Ghanaat, 2004; Javanmardi 2003; USACE, 2003): i) Baraj gövdesinde aşırı gerilmeler neticesinde taban ve gövde çatlaması, ii) Çatlak yüzeylerinde veya temeldeki zayıf yüzeyler üzerinde kayma, iii) Çatlakların birleşerek oluşturacağı kayma ve devrilme blokları, olarak sıralanabilir. Anolu inşa edilmiş iki boyut davranışının hakim olduğu barajlar için olası çatlama tipleri Şekil 5.7’de sunulmaktadır (USACE, 2003; Javanmardi, 2003; Leger Leclerc, 1996; Arici et. al. 2012). Çatlama genellikle baraj tabanında yatay olarak veya baraj gövdesi üzerinde yatay veya eğik olarak oluşur. Tüm kesitin çatlaması sonucu oluşacak çatlaklar, kopma bloğu oluşturarak gövde stabilitesini bozabilir. Anosuz inşa edilmiş beton ağırlık barajların deprem yüklerin altında öncelikle kesitin daha dar olduğu BETON BARAJLAR 52 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 vadi kenarlarında, sonrasında ise en derin kesit tabanı ile gövde üzerinde çatlaması beklenir (Şekil 5.7.b). Kemer barajlarda depremler sebebi ile gözlemlenebilecek önemli hasarlar (Şekil 5.8.): i) Büzülme derzlerinde oluşacak çatlaklar, ii) Konsol hareketi sebebi ile çatlaklar iii) kemer etkisinin yitirilmesi ile serbest blok kopması, iv) vadi kenarlarındaki ayaklarda zorlanma sebebi ile ezilme ve deformasyon olarak sıralanabilir. Gerilme Limitleri: Lineer elastik statik analizler neticesinde elde edilen asal çekme ve basınç gerilmeleri beton dayanım değerleri ile kıyaslanarak kesit güvenliği tahkiki yapılır. Beton için dinamik direk çekme dayanımı Bölüm 4’te sunulan dayanım tahmin denklemleri ile belirlenebilir. Bu değerler, yapım aşamasında mutlaka laboratuvar deney sonuçları ile gerçeklenmelidir. İDD için analizlerden elde edilen asal çekme değerlerinin dinamik direk çekme dayanımından küçük olması, GDD için ise dinamik çekme dayanımının 1.33 katından küçük olması gerekir. 1.33 katsayısı, Raphael (1984) tarafından önerilmiş olup, lineer elastik analizler ile beton gerilmebirim uzama eğrisindeki elastik ötesi davranışın hesaba katılmasını sağlar. Ek olarak, İDD için basınç asal gerilmelerinin barajın hiçbir bölgesinde basınç dayanımının %50’sini geçmemesi beklenir. İDD için lineer elastik dinamik analizler neticesinde elde edilen asal çekme gerilmelerinin deprem zamanı boyunca dinamik direk çekme dayanımından küçük olması gerekir. GDD için ise lineer elastik dinamik analizler neticesinde elde edilen asal çekme gerilmelerinin dayanım değerleri ve toplam elastik ötesi davranış süresi dikkate alınarak (Şekil 5.9) kontrol edilir (USACE, 2003; Ghanaat, 2004; USACE, 2007). Bu yöntemde, tüm yük kombinasyonları için dinamik analizlerden elde edilecek kritik asal çekme gerilme-zaman sonuçları toplam elastik ötesi davranış süresi-etki kapasite oranı (EKO) grafiklerine dönüştürülür. Etki kapasite oranı dinamik analizlerde elde edilen ve beton statik çekme mukavemetini geçen asal çekme değerlerinin beton statik direk çekme mukavemetine oranıdır. Toplam elastik ötesi davranış süresi ise EKO>1 durumuna karşılık gelen her bir gerilme değeri için aşılma sürelerinin toplamıdır (Şekil 5.9). Toplam elastik ötesi davranış süresi-etki kapasite oranı (EKO) eğrilerinin Şekil 5.9’da tanımlanan limit çizginin altında kalması durumunda baraj güvenliğinin yeterli olduğu üstüne çıkması halinde ise elastik ötesi analizler ile detaylı tahkiklerin yapılması sonucuna varılır. GDD için basınç asal BETON BARAJLAR 53 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 gerilmelerinin barajın hiçbir bölgesinde basınç dayanımının %85’ini geçmemesi beklenir. A A: Boyun bölgesinde çatlak B: Yatay derzlerde çatlak C: Eğik çatlak D: Tabanda zemin‐beton arayüzü çatlağı E: Zemine doğru eğik çatlak F: Zeminde kayma düzlemi G: Zeminde düşey çatlak B B C C D D E G E F a) İki boyut davranışı hakim ağırlık barajlar Memba yüzü çatlakları Memba yüzü çatlakları Vadi kenarında çatlamış bölge En derin kesitte taban çatlakları Tabanda çatlamış bölge b) Üç boyut davranışı hakim ağırlık barajlar (Çatlama bölgeleri renkli gösterilmiştir) Şekil 5.7: Beklenen Deprem Hasarları (Devam Ediyor) Serbest Blok Açılmış düşey derz Konsol hareketi ile açılan yatay çatlak Şekil 5.8: Beklenen Deprem Hasarları GDD için lineer elastik dinamik analizler neticesinde izin verilen sınırların ötesinde gerilmeler veya aşılma süreleri tespit edilmesi halinde kesit büyütülebilir veya yerel olarak dayanımı yüksek beton önerilebilir. Alternatif olarak lineer elastik dinamik analizler ile yetersiz bulunan kesit, daha detaylı elastik ötesi zaman tanım alanı BETON BARAJLAR 54 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 analizler ile tahkik edilebilir. Analizler neticesinde çatlama bölgeleri ve potansiyel kopma blokları belirlenir. Deprem sonrasında bu bölgelerin baraj stabilitesini bozmayacağı veya gövde üzerinde blok kopmaları sebebi ile yarık oluşmayacağı gösterilmelidir. Memba yüzünden başlayarak çatlayan yüzeyler üzerine kaldırma kuvveti yükleri de dikkate alınarak deprem sonrası stabilite analizi Şekil 5.4’te özetlenen model ile gerçekleştirilir. Bu amaçla, elastik ötesi model veya üzerinde çatlak bölgelerinin ayrık iki düğüm noktası gurubu ile tanımlanır. Kesit statik olarak baraj ağırlığı, kaldırma kuvveti ve hidrostatik yükler altında analiz edilir. Deprem sonrası durumda tespit edilen çatlamamış kesitin uzunluğu tespit edilir. Bu yatay uzunluk, deprem sonrası kayma güvenliği için yeterli olmalıdır. Kayma güvenliği kontrolleri çatlamamış iki boyutlu kesit üzerinde elde edilen düşey ve kayma gerilmelerinin Coulomb sürtünme prensibi uyarınca gerçekleştirilebilir. *: Alanların toplamı EKO=2 için aşılma süresini verir (a) Aşılma Zamanı Hesabı Şekil 5.9: BETON BARAJLAR (b) Değerlendirme Ölçütleri Lineer Elastik Dinamik Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi 55 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 6. TERMAL ANALİZ YÖNTEMLERİ 6.1 Genel Bu doküman hidratasyon ısısının yapısal çatlamaya sebep olabileceği kütle beton yapılar için termal analiz rehberi olarak hazırlanmıştır. Beton karışımının kimyasal reaksiyonla ortaya çıkardığı ısı özellikle kalın veya geniş beton yapılarda istenmeyen çatlaklara sebep olabilir. Kütle beton dokümünü gerektiren bu tip yapılar: I) II) III) IV) V) Ağırlık barajları, Kemer barajlar, Büyük, derin temeller, Ciddi beton hacmi içeren, yüksek kalınlıklı santral, enerji yapıları, Diğer mühendislik yapıları (temeller, büyük köprü ayakları, vs.) olarak nitelenebilir. Normal beton döküm sistemine göre daha düşük ısı çıkarması beklenen silindirle sıkıştırılmış beton sistemler için de termal analiz gereksinimleri benzer olarak değerlendirilir. Bu dokümanda kütle beton yapılarda çatlama kontrolü ve/veya önlenmesi için tasarımcının izleyebileceği analiz yöntemleri ve bu analizler sırasında kullanılması gereken öngörüler yer almaktadır. Kütle beton yapılarda termal analizler sıcaklık gradyantları nedeni ile meydana gelebilecek ve çeşitli zamanlarda yapısal bütünlüğü tehdit edecek ciddiyette oluşabilecek çatlaklar nedeni ile yapılması gerekmektedir. Bu tip çatlaklar genel olarak üç değişik sebeple yapı davranışını bozucu etkilere yol açabilir. Bunlar: I) Estetik Bozulma: Özellikle su tutucu yapılarda çatlaklardan geçen su ciddi renk değişimine, mansapta bozulmalara, kopmalara ve istenmeyen görüntülere sebep olabilir. Yapısal olarak problem yaratmayacak durumda dahi bu tip çatlaklar kullanım sırasında tehlikeli olarak değerlendirilip ciddi tamir/renovasyon masraflarına sebep olabilir. II) Sızma Problemleri: Su tutucu yapılarda derzler haricinde kontrolsüz olarak çatlaklardan sızan su, ciddi boyutlara ulaşıp yapının fonksiyonunu engelleyebilir. Özellikle kendisine ciddi bir sızma yolu yaratmış olan çatlakların sonradan tedavisi çok ciddi masraflara neden olabilir ve çoğu zaman da tespit ve erişim zorlukları nedeni ile tamirat mümkün olamayabilir. BETON BARAJLAR 56 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 III) Yapısal Bütünlüğü Tehdit: Özellikle silindirle sıkıştırılmış barajlarda yatay derzler ciddi devamsızlık düzlemleri oluşturmaktadır. Kontrollü derzler dışında başlayacak çatlakların bu devamsızlık düzlemlerinde kendilerine yol açması kuvvetle muhtemeldir. Bu derzlerde sızma nedeni ile oluşacak dayanım azalmaları ekstrem yükleme durumlarında bu barajlar için yapısal analizlerde öngörülmeyen durumlara yol açabilir. Derz aralıklarının GKB barajlara göre çok daha fazla olarak seçilmesi nedeni ile birçok SSB barajda çatlaklar oluşmuştur. Sünme ve düşük hidratasyon ısısı sebepleri ile az çimentolu SSB’lerde problemler fazla yaşanmamıştır. Bu çatlakların oluşması normal sızmadan farklı olarak ani sızma artışları ile tespit edilir. Kış aylarına doğru sızmalar çatlakların daha çok açılması nedeni ile artar. Literatürde bu tip barajlar hakkında bilgi sınırlıdır: geomembran veya başka yöntemlerle tamir edilen pek çok baraj mevcuttur (Dona Francisca Barajı, Platanovryssi Barajı, (Papadopoulos, 2002, Scuero ve Vascetti, 2010, ICOLD, 2010), Upper Stillwater (Hall ve diğerleri, 2005), Galesville Barajı (USACE, 2000)). Çatlak sonrası ciddi sızma yaşanan barajlarda tamir oldukça masraflı olabilir. Örneğin, yüksek karışım tasarımlı (>200kg çimento+pozzolan malzeme) ve 25m lik derzlerle yapılan Platanovryssi Barajında oluşan termal çatlak su altında geomembran kaplanması ile kapatılmıştır. Masif beton yapılarda çatlaklar 1) yüzey gradyant çatlakları ve 2) yatay termal çatlaklar olarak meydana gelebilir. Yüzey gradyantı çatlakları betonun içerisindeki sıcaklık ve dış sıcaklık farkları sebebi ile açık yüzeylerde oluşan çatlaklar olup bu çatlakların gövde içine genelde sınırlı biçimde yayıldığı görülmüştür. Bu nedenle bu tip çatlakların yapısal sağlamlığı tehdit etmemesi kuvvetle muhtemeldir. Bu tip çatlaklar mevkide hızlı değişiklikleri, soğuk şokları gibi nedenlerle kısa vadede oluşabilir. Yatay çatlaklar masif blok içerisinde düşeyde oluşan sıcaklık farkları nedeni ile oluşur. Temel bölgesinin yaratacağı rijitlik etkisi ile bu çatlakların masif yapının temeline daha yakın oluşması da muhtemeldir. Özellikle SSB gibi katmanlar arası çekme dayanımının zayıf olduğu malzemelerde bu çatlakların oluşması engellenmelidir. Zira, direk sızma yolu oluşturmanın dışında yapısal sağlamlığı da tehdit edebilecek olup katmanlar arasında zayıf arayüzler oluşturacaktır. Bu tip çatlaklar uzun zaman zarfında oluşabilecek çatlaklar olup masif beton yapıda uzun zamanlı soğuma süresinde oluşabilir. BETON BARAJLAR 57 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 6.2 Analiz Metodları Kütle beton yapılarda analiz yöntemleri basit el hesapları ve tablolar kullanımından tam ölçekli doğrusal olmayan aşamalı sonlu eleman analizlerine kadar geniş bir spektrumda yer alır. Daha detaylı analiz yöntemleri için doğal olarak daha detaylı bir ön çalışma ve girdi gerekmektedir. Örnek olarak basit el hesapları için betonun çıkaracağı adiyabatik sıcaklık ve ortalama ortam sıcaklığı kullanılabilecekken, doğrusal olmayan aşamalı analizlerde ise zamana dayalı sıcaklık gelişimi, döküm sıcaklığı, sünme katsayısı, gece ve gündüz etkisi, günlük ortam sıcaklığı, imalat planı gibi birçok etmen analizde değerlendirilmelidir. Daha karmaşık analiz yöntemleri imalat aşamasına dair daha çok öngörü içermekle birlikte, daha fazla da sonuç ve daha gerçekçi çatlama tahminleri sunacaktır. Bu analizlerle imalat süreleri, derz aralıkları, yalıtım gerekliliği, günlük döküm miktarı gibi konularda alınacak kararlar, güvenli tarafta yer alacak öngörülerle yapılan basit analizlere göre imalat aşamasını hızlandırabilir ve/veya kritik günlerde ve imalat aşamalarında istenmeyen çatlaklar elde edilmesini engelleyebilir. Aşağıda USACE tarafından tanımlandığı gibi ayrılan termal analiz kademeleri ayrı ayrı sunulmaktadır (USACE, 1997): I. Derece Analiz En basit ve çabuk analiz yöntemi olarak değerlendirilebilecek I. Derece analizin en büyük avantajı laboratuvar ya da şantiye deney gereksiniminin en aza indirgenmesi veya istenmemesi ve malzeme dair bir takım girdiler ve kabuller ile hesaplama yapılabilmesidir. Öngörüler: Betonun adiyabatik ortamda (sıcaklık kaybı yaşanmayacağı izole ortam) çıkaracağı sıcaklık, aylık mevkide sıcaklık ortalamaları, beton elastisite modülü ve genişleme katsayısı bu analiz yöntemi için yeterli olacak öngörülerdir. Kullanım: Termal çatlamanın geniş çatlak açıklıklarına sebep olabileceği yapılarda derz aralıklarını tahmin etmek maksadıyla kullanılabilir. II. Derece Analiz Daha detaylı bir yaklaşım olarak değerlendirilebilecek ikinci derece analizlerde beton sıcaklık değişiminin daha detaylı olarak hesaplanması BETON BARAJLAR 58 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 hedeflenir. Bu analizler, detaylı el hesapları ya da bilgisayar programları ile yapılabilir. Bir boyutlu çizgi veya iki boyutlu bir dörtgen ağ üzerinde sıcaklıkların gövde içerisinden dışarısına doğru değişimi hesaplanır. Hem yüzey hem de yatay çatlaklar için gerçekleştirilebilir. Çatlamanın kritik olarak değerlendirileceği yapılarda kullanılmalıdır. Çatlak kontrolü için ciddi inşa önlemleri alındığı veya çatlak kontrolünün ciddi masraflara yol açacağı düşünüldüğü durumlarda daha detaylı analizler ile bu masrafları azaltmak için kullanılabilir. Öngörüler: Betonun adiyabatik olarak çıkaracağı sıcaklık, mevkide aylık veya günlük sıcaklık ortalamaları, beton elastisite modülü ve genişleme katsayısı bu analiz yöntemi için yeterli olacak öngörülerdir. Kullanım: Termal çatlamanın risk yaratmayacağı küçük yapılar için kesin hesap yöntemi olarak kullanılabilir. Ciddi baraj yapıları için ise sadece ön analizlerde kullanılır. III. Derece Analiz En detaylı termal analiz yöntemidir. Bu analizin yapılması için ciddi bilgi birikimine ve mevki/laboratuvar çalışmasına gerek duyulacaktır. Kritik, yüksek riskli projeler için önemli olup tasarımcının termal yükler dışında diğer yüklerinde etkisini zaman içerisinde hesaplara dahil etmesi gerekir. Bu analiz yöntemi kritik yapılar dışında diğer yapılarda da termal çatlamayı önlemek için yapılan masraflı çözümleri veya sınırlamaları ortadan kaldırmak için kullanılabilir. İki ve/veya üç boyutlu sonlu eleman analizleri ile yapı içerisindeki sıcaklık değişimlerinin ve gerilme istemlerinin belirlenmesini içerir. Ciddi girdi gerekliliğinin yanında model büyüklükleri de analiz şartlarını zorlaştırmaktadır. Öngörüler: Betonun adiyabatik olarak çıkaracağı sıcaklık, mevkide günlük sıcaklık ortalamaları, beton elastisite modülü, genişleme katsayısı, sünme modülü, betonun dayanımının zaman göre değişimi, yapım planı, imalat miktarları, zemin elastisitesi, zemin genişleme modülü, beton ve zeminin termal konduktivitesi ve kapasitans değerleri, mevki koşulları, rüzgar/güneş durumu, ve bunun gibi diğer bilgiler. BETON BARAJLAR 59 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Kullanım: Büyük barajlar, kemer barajlar, kompleks masif beton yapılar. Ayrıca diğer sistemler için çatlamayı önlemek için alınan önlemlerin azaltılmasını sağlamak için kullanılabilir. 6.3 Analiz Girdileri Beton: Geleneksel beton özellikleri iyi bilinen ve önceden göreceli olarak güvenli biçimde tahmin edilebilmektedir.. Silindirle sıkıştırılmış betona göreli olarak daha fazla çimento ve su içermekteolup hidratasyon ısısı daha yüksektir. Bu malzeme hakkında genel bilgiler USACE (1997), ACI (2002) gibi standardlarda mevcuttur. Silindirle Sıkıştırılmış Beton: Silindirle sıkıştırılmış beton su miktarı geleneksel betona göre oldukça az olup yapıştırıcı malzeme ve agrega karışımının silindirle sıkıştırılması ile kohezyonu sağlanan bir malzemedir. Metreküp beton içerisinde su miktarı genelde 100 kg´dan daha az olarak tasarlanır. Çimento miktarı (pozolan harici) 70-80 kg/m3´den 200-250kg/m3e çıkarılabilir. Pozolan malzemenin yapıştırıcı olarak kullanılması genelde termal ısı salınımının azaltılması açısından tercih edilmekte olup 50-250 kg/m3 arası pozolan bu tip karışımlarda kullanılmıştır. Silindirle sıkıştırılmış betonun özellikleri geleneksel betondan oldukça farklıdır. Bu malzemenin özellikleri agrega özelliklerine bağlı olarak ciddi değişim gösterir. Konvansiyonel bir imalat için yapılan karışım için dayanım ve egzotermik özellikler kullanılan çimentonun karışımı ve özelliklerine bağlı olarak yüksek doğruluk oranı ile tahmin edilebilecek durumda iken silindirle sıkıştırılmış beton için bu tahmin yetersiz kalabilir. Agrega özelliklerine bağlı olarak benzer karışım oranlarına sahip olan bir malzemenin elastisite modülü GKB´ye göre SSB´de çok daha farklı elde edilebilir. Termal hacim değiştirme katsayısı 7 ve 14 e-6/Co (USACE, 2000), dayanımda 11 ila 51 MPa arası değişebilir (ACI, 1999). Bu verilerin imalat sonrasında da zaman içerisinde de değiştikleri düşünülürse silindirle sıkıştırılmış beton malzemesinin konvansiyonel beton gibi değerlendirilmemesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Beton Dayanımı: GKB ve SSB dayanımı döküm anından itibaren kimyasal reaksiyon sonucu ile artar. GKB dayanımı SSB´ye göre çok daha hızlı olarak almaktadır. SSB malzemede dayanım alma süreci çok daha uzun süreye yayılacak olup 180-360 güne kadar dahi dayanımın ciddi miktarda artması beklenebilir. Dolayısı ile bu malzemelerin yapım sürecine termal gerilme kontrollerine dayanım kazanma davranışları yansıtılmalıdır. Şekil 6.1’de dayanımını hızlı kazanan konvansiyonel BETON BARAJLAR 60 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 beton ve yavaş kazanan SSB tipi iki malzeme için örnek iki dayanım kazanma eğrisi sunulmaktadır. 4 Cekme Muk.[MPa] Cekme Muk.[MPa] 2 1.5 1 0.5 0 0 20 40 60 3 2 1 0 80 0 20 Zaman [Gun] Şekil 6.1 40 60 80 Zaman [Gun] Çekme Dayanımı Zamana Göre Değişimi Çekme dayanımının zamana göre değişimi için yapılan deneyler istatistiksel baz oluşturmayacak düzeyde azdır. Dolayısı ile çekme dayanımının zamana göre değişimi için karışım tasarımı esnasında çekme deneyleri gerçekleştirilmelidir. Beton Sıcaklığının Zamana Bağlı Artışı: GKB ve SSB´nin ısı salınım özellikleri ciddi derecede farklıdır. Isı salınım özelliği kullanılan çimentonun içerdiği pozolan miktarına göre de değişecektir. Dayanımını yavaş alan SSB karışımlarında sıcaklık artışı uzun süre sürebilir. KKB´de ise bu salınım daha hızlı olacaktır. KKB ve SSB için salınım farkları Şekil 6.2’de görülebilir. 20 10 0 Şekil 6.2 BETON BARAJLAR 30 Sicaklik [Der.] Sicaklik [Der.] 30 0 20 40 60 80 20 10 0 0 20 40 60 Zaman [Gun] Zaman [Gun] (a) SSB (b) GKB 80 SSB ve GKB için ısı salınımı farkları 61 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Betonda hidratasyon esnasında sıcaklık artışı 1) adiyabatik ortamda sıcaklık artışının tespit edilmesi veya 2) kimyasal reaksiyonun modellenmesi ile simülasyonlara yansıtılabilir. Kimyasal özelliklerle betonun sıcaklık artış grafiğinin elde edilmesi daha detaylı parametrelere ve testlere gerekmektedir. Adiyabatik sıcaklık salınımı ölçümü ise kullanılacak karışımın adiyabatik veya yarı-adiyabatik olarak test edilmesi ile elde edilebilir. Beton Çekme Birim Uzama Kapasitesi: Beton yapılar çekme gerilmelerine veya deformasyon istemlerine sınırlı olarak karşılık verebilir. Dolayısı ile çatlamayı sağlayacak olan istemler bu sınırlı dayanımın üstünde kalacak istemlerdir. Betonun çekme birim uzama kapasitesinin bulunması için 3, 7, 28 ve/veya daha fazla yaşlı beton kirişler için yavaş ve hızlı yükleme durumları kullanılarak testler yapılabilir (Houghton, 1976). Yavaş yükleme deneylerinde yedinci (7) günde yüklenen ve 90 günde göçen numunelerde birim uzama kapasitesi 88 ila 237ϻϵ olarak elde edilmiştir. Yedinci günde hızlı yükleme yapılan numunelerde ise kapasite yavaş yükleme durumuna göre oldukça azdır (40 ila105 ϻϵ ). Doksanıncı günde yapılan hızlı yükleme deneylerinde ise 73-136 ϻϵ birim uzama kapasiteleri elde edilmiştir. USACE (1997) iki kapasite arasında averaj 1.4 faktörünün yükleme zamanından bağımsız olarak kullanılabileceğini belirtmektedir. Dış sıcaklık: Çevresel ölçümler yapının inşası sırasında termal durumu etkileyecek faktörlerin belirlenmesi için kullanılır. Çeşitli ölçümler gerekebilir. Birinci derece analizde örnek olarak sadece averaj aylık sıcaklık gerekmektedir. İkinci ve üçüncü derece analizlerde ise günlük averaj sıcaklık, ekstrem sıcaklık durumu yaratabilecek soğuk dalgaları, mevkide yapının maruz kalacağı rüzgar hızı, rezervuar sıcaklığı gibi etmenlerin ölçülmesi gerekebilir. Şekil 6.3’te örnek bir günlük sıcaklık grafiği yer almaktadır. BETON BARAJLAR 62 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Günlük Sıcaklık 30 25 20 15 10 5 0 -5 0 -10 -15 365 730 1095 1460 1825 2190 2555 2920 Zaman [gün] Günlük Sıcaklık (a) Günlük Sıcaklık (Marmara Bölgesinde bir mevkide) 40 35 30 25 20 15 10 5 0 0 365 730 1095 1460 1825 2190 2555 2920 Zaman [gün] (b) Günlük Sıcaklık (Akdeniz Bölgesinde bir mevkide) Şekil 6.3 Mevkide 8 yıllık Averaj Günlük Sıcaklık (Meteoroloji İstasyonlarından) GKB ve SSB yapımında termal koşulların belirlenmesi imalat planı için önemli rol oynar. Yapının hızlı yapılması, içerisinde daha çok sıcaklık yığılmasına ve daha uzun sürede soğumasına sebep olur. Yavaş yapılması ile termal gradyant azaltılabilir, bununla birlikte yavaş yapılma durumunda ise beton istenmeyen hava şartlarına (çok sıcakta ve ya çok soğukta döküm, soğuk şokları, vs...) maruz kalabilir. Termal analizler için önemli bir analiz girdisi imalat ile ilgili planlama koşullarıdır. Birinci veya ikinci derece analizlerde bu girdi, kullanılacak katman döküm yüksekliği ve döküm zamanıdır. Daha detaylı analizlerde ise günlük döküm miktarı kullanılarak katmanların ne kadar hızlı yükseldiği, hangi anda tamamlandığı ve ne kadar hava koşullarına maruz kaldığı modele yansıtılabilir. BETON BARAJLAR 63 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 6.4 Analiz Yönteminin Seçilmesi Birinci kademe analizler çatlama durumunun yapı için ciddi risk yaratmayacağı küçük ölçekli yapıların (temeller, dipsavak, dolusavak yapıları, setler, nehir santralleri) termal analizleri için kati olarak kullanılabilir. Yapı için çatlama riskinin ciddi olduğu durumlarda ise bu analizler uygulama projeleri için sadece bir ön tahmin olarak kullanılmalı imalat sürecinde kullanılmamalıdır. İkinci ve üçüncü kademe analizler girdi bilgisi oldukça fazla olan analizlerdir. Bu analizlerde beton ve çevre özellikleri için kullanılacak girdi bilgilerinin derlenmesi için birçok ölçüm ve deney yapılması gerekebilir. Dolayısıyla bu analizler sonucunda gerçekçi sonuçların elde edilebilmesi için ciddi bir deney ve ölçüm planı gerekmektedir. Bu tip ölçümlerin büyük bölümünün inşaat mevkisindeki bilinmeyenlere bağlı olması nedeni ile bu tip analizlerin inşaat safhasının başında yapılması daha gerçekçi olacaktır. Mevkideki sıcaklıklar, döküm koşulları, imalat planı, aggrega durumu ve stoklama koşulları, rüzgar hızı ve güneş ışınlarına açıklık gibi koşulların belirlenmesi ile bu analizler uygulama sürecinin başında şantiye kurulması aşamasında gerçekleştirilmelidir. Bu süreç dışında projelendirme aşamasında bu analizlerin gerçekleştirilmesi imalat koşullarına ve gereksinimlerine bir ön yaklaşım olup projelendirme sırasında gerçekleştirilmesi ancak bir ön hazırlık niteliğinde olabilir. Çok önemli büyük hacimli ağırlık barajı ve kemer baraj tasarımlarında yapısal analizi ciddi miktarda etkileyebileceği için projelendirme aşamasında ikinci ve üçüncü kademe analizlerin yapılması gerekmektedir. 6.5 Kütle Betonda Çatlak Kontrolü Termal çatlamayı önlemenin en önemli yolu beton yerleştirme ısısını düşürmektir. Bunun dışında derz sayısı arttırılarak da termal genişleme-kısalmaların yapı üstünde çatlamaya yol açması önlenebilir. Büyük, masif beton yapılarda karışım tasarımının ve malzeme seçiminin termal çatlamayı azaltacak şekilde yapılması, soğutma sistemi tesis edilmesi veya izolasyon vb. başka önlemler alınması için harcanacak zaman ve para sarfiyatını azaltacaktır. GKB için ısı kontrol yöntemleri, döküm sıcaklığını düşürme, gece dökme, dökme periyotlarını düzenleme ve karışım tasarımı ile gerçekleştirilebilir. Bunun yanında GKB için agrega stoklarında ön soğutma veya soğuk su ile betonun imal edilmesi de BETON BARAJLAR 64 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 sıcaklığı düşürebilir. Sonradan borular ile yapılan soğutma da GKB sistemlerde sık kullanılan ancak maliyetli ve yavaş olabilen bir yöntemdir. SSB malzemesi için de GKB´da olduğu gibi termal çatlama azaltılması, döküm ısısını düşürme, gece dökme, dökme periyotlarının ayarlanması, düşük hidratasyon ısılı karışım tasarımı yapılması ile mümkündür. SSB için karışım suyunun sıcaklığını düşürerek döküm ısısı azaltmak mümkün değildir. Zira karışımın sıcaklığını asıl belirleyen stoklanan aggrega sıcaklığı olmaktadır. Çok gerekli durumlarda sıvı nitrojen ile karışım hazırlanarak döküm sıcaklığı azaltılabilir. Aggrega sıcaklığının azaltılması için soğutulmuş depolarda direk güneş temasından uzakta stoklama yapılabilir. BETON BARAJLAR 65 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 7. BETON BARAJ ÖLÇÜM SİSTEMLERİ Beton barajlarda ölçüm sistemleri öncelikle baraj davranışını izlemek ve olası sıradışı gelişmeleri önceden belirleyebilmek için kullanılır. Sıradışı davranış sınırlarının tamir/renovasyon ve/veya acil eylem kararlarının alınması için belirlenmesi önemlidir. Ölçüm sistemleri genel anlamda deplasman izleme ve sızma miktarını belirlemek üzerine kurulacaktır. Bu iki davranış parametresinde de normal davranışın dışında elde edilecek varyasyonlar baraj davranışını menfi yönde etkileyen bir etmen olduğunu gösterebilir. Bununla birlikte hem deplasman hem sızma davranışının mevsimsel olarak değiştiği ve yıl içinde değişen bir trend ile davrandığı unutulmamalıdır. Trend dışı davranışlar mevsimsel olarak da düşünülmeli, mevsimsel averaj davranışın dışında oluşan varyasyonlar dikkatle incelenmelidir. 7.1 Deplasman Ölçümleri Baraj gövdesinin deplasman davranışını belirlemek için ölçüm röperleri, derz ölçerler, dikey gezler, tiltmetreler veya GPS tabanlı ölçüm üniteleri kullanılabilir. Aşağıda bu ölçüm üniteleri detaylandırılmaktadır. Röperler: Manuel olarak ölçüm gerektiren röper noktaları barajın mansap tarafına dikey ve yatay hatlar boyunca yerleştirilir. Deplasmanların belirlenmesi için bir ekip tarafından aralıklarla ölçüm yapılması gerekir. Dolayısı ile özellikle uzak bölgelerde yer alan, kötü hava koşullarına sahip bölgeler için uygun tercih olmayabilir. Derz Ölçerler: Barajların büzülme derzlerinde açılmanın miktarının ölçülmesi için kullanılır. Özellikle kış aylarında artacak olan bu açılmalar yaz aylarında azalacaktır. Dikey Gezler: Anolar halinde yapılan barajlarda anonun rotasyon miktarı dikey gezlerle belirlenebilir. Bu gezlerin içerisinde genelde ters sarkaç tipi bir ölçüm cihazı kullanılır. Tiltmetreler: Bu ölçüm cihazları da anoların rotasyonlarını belirlemek için kullanılabilir. GPS Tabanlı Ölçümler: GPS bazlı üniteler, GPS uydularından üçgenleme ile yer üstündeki noktaların deplasmanını belirlemek için kullanılabilir. Yüksek doğrulukla (+-1-2mm) ölçüm yapan sistemler oldukça maliyetlidir. Bununla birlikte devamlı bilgi akışı ve insansız bilgi toplama opsiyonu sağlamaları da bu sistemlerin avantajlarıdır. BETON BARAJLAR 66 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Bu yöntemlerin dışında lazer veya fotogrammatik yöntemlerle ‘çok doğru’ deplasman ölçümleri yapılabilir. Bu yöntemlerin çok önemli olarak nitelendirilen ve/veya davranış problemi olan barajların izlenmesinde kullanılması önerilir. 7.2 Sızma Ölçümleri Barajlarda sızma davranışı gerek dikey büzülme derzlerinde, gerekse de SSB sistemlerde yatay soğuk derzlerde oluşabilecek problemleri belirlemek ve trend dışı davranışları anlamak için kullanılabilir. Sızma davranışı periyodiktir, yaz ayları ve kış aylarında değişik sızma ölçülür. Barajın rezervuar dolumda en yüksek seviyelerde izlenecek olan sızmanın zamanla azalması ve stabil bir düzeye inmesi beklenir. Mevsimsel olarak bu stabil düzeyin üstünde gözlenen davranışlar suyun sızma yolunu değiştirecek şekilde baraj yapısal durumunu değiştirdiğini gösterebilir. Bu açıdan dikkatle incelenmelidir. V-ağızlı savaklar sızmanın izlenmesi ve otomatik bilgi toplanması için en etkin yöntemdir. Barajlarda su tutma problemi yaratabilecek temel sızmalarını izlemek ve sızma perdesinin etkinliğini belirlemek için temellerde piezometrik ölçümler de yapılmalıdır. Bir kaç kesitte, memba, baraj gövdesi hizası ve mansap olarak değişik yönlerde yapılacak bu ölçümler ile temelde sızma problemi oluşması durumunda bu sızmanın sebebini oluşturan temel bölgesi etkin olarak belirlenebilir. Bir çok barajda bu bölgeye enjeksiyon ile ulaşılarak sızma durdurulabilir. 7.3 Diğer Ölçümler Barajlarda ivme ölçüm sistemleri baraj yapısının deprem hareketi sırasında ne seviyede sarsıntı geçirdiğini anlamak açısından gereklidir. Baraj ölçüm sistemlerinde en azından üç mevkide, zemin seviyesi, kret ve arazide ana kaya üstünde olmak üzere bir ivme ölçer şebekesi kurulmalıdır. Barajın tasarım depremine göre ne derecede yüklendiğinin belirlenmesi hızlı tepki verilmesi ve/veya daha detaylı inceleme konusunda karar verilmesi konusunda işleticiye bilgi sağlayacaktır. Bu kritik ölçüm sistemleri dışında gerek işletim sırasında bilgi toplamak gerekse de tasarımı doğrulamak için beton barajlarda birçok başka değerler de ölçülür. Aşağıda bu ölçüm üniteleri konusunda bilgi yer almaktadır: Termometre: Rezervuar sıcaklığını ölçmek için termometreler kullanılabilir. BETON BARAJLAR 67 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Termometre/Termokapl: Baraj gövdesinde yüzeyde ve içerde sıcaklık ölçümü yapılması için kullanılır. Özellikle sert hava koşullarına, ve yüksek sıcaklık değişimlerine maruz kalacağı düşünülen barajlarda sıcaklık farklarının incelenmesi termal çatlakların oluşup oluşmayacağını belirlemek için kullanılabilir. Genel anlamda çok yüksek veya çok düşük derecelerde yapılan barajlarda termal davranışı izlemek, çatlamayı önlemek ve bunun için önlem almak için yapım aşamalarında kullanılır. Su Seviyesi Ölçer: Rezervuar seviyesini belirlemek için kullanılır. Toplam Basınç Ölçer: Çeşitli kesitlerde ve çeşitli seviyelerde gövdede oluşan basınç değerleri ölçülebilir. Tasarım verilerinin ve/veya yapılması gereken analizlerin doğrulanması için kullanılır. Birim Uzama Ölçerler: Gövdedeki birim uzamaların gövdede oluşabilecek çatlama bölgelerini belirlemek açısından ölçülmesi gerekmektedir Birim uzama ölçerleri koymak için önerilecek yerler işletme ve deprem sırasında olası açılma gerilmelerinin beklendiği noktalardır. Elektrikli ya da titreşen telli birim uzama ölçerler ya da mekanik ölçerler uzamaların kritik noktalarda ölçülmesi için kullanılabilir. 7.4 Ölçüm Sistemleri İşletimi Kritik değişimlerin hızlı farkedilmesi için bütün ölçümlerde otomasyona gidilmesi önerilmektedir. Uzak merkezlerden izleme yapılması için bütün ölçüm aletlerinde otomatik data okunması ve iletiminin yapılması önerilmektedir. Ölçer ve otomasyon sistemlerinin manuel ölçüm ve bakıma en az ihtiyaç duyacak şekilde seçilmesi yararlı olacaktır. Kalibrasyon konusunda ölçüm aletleri üzerine ekstra dikkat gösterilmelidir. Kalibrasyon dokümanları ve alet bağlantı bilgileri, okuma sistemi detayları kurucu şirket tarafından hesap dokümanları/çizimler ve ilk okumalar seti olarak işleticiye aktarılmalı, baraj işletmesinde, DSİ Bölge Müdürlüğünde ve Genel Müdürlükte olacak şekilde üç kopya olarak hazırlanmalıdır. Bu bilgilere doğacak ihtiyacın barajın işletiminin başlamasından onlarca yıl sonra olabileceği unutulmamalı, sistemi kurma ve işletme ile ilgili tecrübesi olmayacak bir inşaat mühendisinin anlayabileceği basitlikte hazırlanmalıdır. BETON BARAJLAR 68 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Ölçüm sistemlerinden otomatik bilgi toplanması yapılmıyorsa periyodik olarak ölçüm sistemlerinin fonksiyonelliği kontrol edilmelidir. Yılda iki defa bu kontrollerin yapılması önerilir. Kontrol sırasında aletin etkinliği dışında bilgi okuma sisteminin çalışırlığı ve kalibrasyona uygunluğu da kontrol edilmelidir. Aletlerin güç kaynakları da kontrol edilmelidir. Son olarak, ölçüm sistemlerinin baraj gövdesine kurulmasında izlenen prosedürlerin son derece önemli olduğunun altını çizmek gerekmektedir. İyi ihtimalde kötü kurulum sonucu çalışamayacak olan bu ölçüm aletleri, daha kötü şartlarda baraj performansını etkileyebilir; sızma, lokal çatlamalar gibi durumlara sebep olabilir. Ölçüm aletlerinin kurulum prosedürleri dikkatli şekilde planlanmali ve bu prosedürler aletlerin RCC barajlar üzerinde kurulması üzerinde tecrübeli mühendisleri tarafından kontrol edilmelidir. Kurulum, barajlarda bu gibi sistemlerin kurulmasında tecrübeli personel tarafından gerçekleştirilmelidir. (ASCE, 2000) 7.5 Ölçüm Bilgisi Kullanımı ve Acil Eylem Planı Baraj üzerinde yapılan ölçümler daha önce de belirtildiği gibi sıradan olmayan davranışın belirlenmesi için kullanılır. Sıradan olmayan davranışın bir sistem için belirlenmesinde iki değişik akım mevcuttur. Uygulama çizimlerine göre modelleme/simülasyon ile davranış limitlerinin belirlenmesi son yıllarda önemli sistemler için öne çıkmaktadır. Rezervuar dolumunun ardından yapılacak ilk ölçümlerle doğrulanacak bu simülasyon ile hangi deplasman/sızma durumlarının yapı için sıradan davranışın dışında olarak değerlendirilip daha detaylı bir incelemeye gidilmesine yol açacağı belirlenebilir. Diğer bir yöntem ise ilk yıllarda ölçümlerin çok sık alınarak baraj davranışı ve mevsimsel özellikleri hakkında bilgi toplanmasıdır. Sıradan olmayan davranış sınırları bu ölçümlere göre niteliksel veya niceliksel olarak belirlenebilir. Sıradan olmayan davranışın belirlenmesi baraj acil eylem planları geliştirilmesi, baraj göçmesi planları yapılması ve mansap kısmında önlem sistemi kurulması ile ilgilidir. Sıradan olmayan davranışın belirlenmesi sonucu mansapta alınacak önlemler ile rezervuar boşalması ya da sel nedeni ile oluşacak can kayıpları ciddi olarak azaltılabilir. Acil eylem planlarının ölçümler ve modelleme eşliğinde hazırlanması, baraj işletmesi ve acil eylem durumları için personel eğitimi, ölçüm sistemleri ve işletme mekanizmasının bütünleştirilmesi acil durum eylemleri için çok önemlidir. BETON BARAJLAR 69 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Barajlar için acil eylem planı işletme aşamasından önce teorik modelleme ve beklenen ölçüm değerleri/ simülasyonlara göre hazırlanmalıdır. Modelleme ve baraj üstünde toplanan bilgiler ile baraj işletmesinin 3 yıl ardından acil eylem planı yeniden değerlendirilmeli, sıradan olmayan davranışların sınırları belirlenmelidir. Bu bilgiler ve baraja özel davranışın daha iyi anlaşılması ile izleme sisteminde revizyonlar yapılabilir. Bu tip toplantıların 3-5 yıl aralıklarla yapılması ile baraj davranışı konusunda bilgiler yenilenir ve acil eylem planı yeniden değerlendirilir. Ölçüm Sistemleri İçin Referans: ASCE Task Committee, 2000. Guidelines for Instrumentation and Measurements for Monitoring Dam Performance. BETON BARAJLAR 70 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 REFERANSLAR Abdo, F. (2008). Roller-Compacted-Concrete Dams: Design and Construction Trends. 2008-11-01, http://www.hydroworld.com. American Concrete Institute (ACI 207.5R-99). (1999). Roller-Compacted Mass Concrete. Farmington Hills, MI. Arici, Y., Binici, B., Aldemir, A. (2012). Comparisons of Expected Damage Patterns from Two and Three Dimensional Nonlinear Dynamic Analyses of an RCC Dam, Structure and Infrastructure Engineering, Kabul Edildi. Bouaanani, N. ve Lu, F.Y. (2008). Assesment of Potential Based Fluid Finite Elements for Seismic Analysis of Dam-Reservoir Systems, Computers and Structures, 87(3), 206224. Canadian Dam Safety Association (CDSA). (1997). Dam Safety Guidelines. Edmonton, Alberta. Cannon, R. W. (1974). Compaction of Mass Concrete with Vibratory Roller, ACI Journal, 71(10), pp. 506-513. Cannon, R.W. (1972). Concrete Dam Construction Using Earth Compaction Methods, Proceedings, Conf. on Economical Construction of Concrete Dams, ASCE, New York, pp. 143-152. Cao, Z. Yoshida, M. Ariga, Y., Watanabe, H. (2000). Evaluation of The Radiation Damping In Dam-Foundation System. 12th World Conference on Earthquake Engineering, Auckland, NZ. Chakrabarti, P. ve Chopra, A.K. (1974). Hydrodynamic Effects in Earthquake Response of Gravity Dams. ASCE, Journal of Structural Divison, 100(6), 1211-1224. Chopra, A. K. (1966). Hydrodynamic Pressures on Dams During Earthquakes. Report No. UCB/EERC-66/2-A, Earthquake Engineering Research Center, University of California, Berkeley, Calif., 48 p. Chopra, A.K. (2006). Dynamics of Structures, Prentice Hall, NJ. Chopra, A.K. (2012). Earthquake Analysis of Arch Dams: Factors to be Considered. ASCE, Journal of Structural Engineering, 138 (2), 205-214. Chuhan, F., Feng, J. Seismic Safety Evaluation Of High Concrete Dams Part I: State Of The Art Design And Research. The 14th World Conference on Earthquake Engineering, Beijing, China. Chuhan, Z. Feng, J., Jianwen, P. Yuchuan, L. (2008). Seismic Safety Evaluation Of High Concrete Dams Part Ii: Earthquake Behavior Of Arch Dams: Case Study. The 14th World Conference on Earthquake Engineering, Beijing, China. Chuhan, Z. Guanglun, W., Shaomin, W., Yuexing, D. (2002). Experimental Tests of Rolled Compacted Concrete and Nonlinear Fracture Analysis of Rolled Compacted Concrete Dams. ASCE, Journal of Materials in Civil Engineering, 14(2), pp. 108-115. BETON BARAJLAR 71 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Chuhan, Z., Jianwen, P., ve Jinteng, W. (2009). Influence Of Seismic Input Mechanisms And Radiation Damping On Arch Dam Response. Soil Dynamics and Earthquake Engineering, 29, pp. 1282-1293. Clough R.W. ve Penzien J. (1975). Dynamics of Structures, McGraw Hill Co. OH. Dewey, R.R., Reich, R.W., Saouma, V.E. (1994). Uplift Modeling for Fracture Mechanics Analysis of Concrete Dams. 120(12), pp. 3025-3044. Dominguez, J., Maeso, O. Earthquake Analysis of Arch Dams II: Dam-Water-Foundation Interaction, ASCE, Journal of Engineering Mechanics, 119(3), 513-530. Fenves, G., and Chopra, A. K. (1984). Earthquake Analysis and Response of Concrete Gravity Dams. Report No. UCB/EERC-84/10, Earthquake Engineering Research Center, University of California, Berkeley, Calif., 236 p. Fenves, G., and Chopra, A. K. (1986). Simplified Analysis for Earthquake Resistant Design of Concrete Gravity dams. Report No. UCB/EERC-85/10, Earthquake Engineering Research Center, University of California, Berkeley, Calif., 141 p. Ghanaat, Y. (2004). Failure Modes Approach to Safety Evaluation of Dams, 13th World Conference on Earthquake Engineering, Vancouver, CA. Harris, D.W., Mohorovic, C.E., and Dolen, T. Dynamic Properties of Mass Concrete Obtained from Dam Cores. ACI Materials Journal, 81(2), pp. 290-296. Japanese Society of Civil Engineers. (1999). Japan Concrete Specification, JSCE Tech. Rep. Javanmardi, F. (2003). Seismic Water-Crack Interaction in Gravity Dams: Experimental Study and Numerical Simulations, Ph.D. Dissertation, Universite De Montreal, Canada. Javanmardi, F., Leger, P., Tinawi, R. (2005). Seismic Structural Stability of Concrete Gravity Dams Considering Transient Uplift Pressures in Cracks, Engineering Structures, 27, 616-628. Kuo, J.S. (1982). Fluid Structure Interactions: Added Mass Computations for Incompressible Fluid, Report No. UCB/EERC-82/09, Earthquake Engineering Research Center, University of California, Berkeley, Calif., 126 p. Leger, P. Leclerc, M. (1996). Evaluation of Earthquake Ground Motions to Predict Cracking Response of Gravity Dams, Engineering Structures, 18(3), pp 227-239. Ling, Chang-Yu ve Tassoulas, J.L. (1987). Three Dimensional Dynamic Analysis of Dam-Water Sediment Systems, ASCE, Journal of Engineering Mechanics, pp. 19451958. Lotfi, V., Roesset, J.M., Tassoulas, J.L. (1987). A Technique for the Analysis of the Response of Dams to Earthquakes, Earthquake Engineering and Structural Dynamics, 15(4), pp. 463-490. MacGregor, J.G. (1997). Reinfoced Concrete Mechanics and Design. Prentice Hall, NJ. Medina, F., Dominguez, J. ve Tassoulas, J.L. (1990). Response of Dams Including Effects of Sediments, 116(11), 3108-3121. BETON BARAJLAR 72 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Proulx, J, Paultre, P. (1997). Experimental and Numerical Investigation of Dam Reservoir Foundation Interaction For A Large Gravity Dam. Canadian Journal of Civil Engineering, 24, pp. 90-105. Proulx, J., Darbre, G.R., Kamileris, N. (2004). Analytical And Experimental Investigation Of Damping In Arch Dams Based On Recorded Earthquakes. 15th World Conference on Earthquake Engineering, Lisbon, Portugal. Raphael, J.M. (1971). The Optimum Gravity Dam, Proceedings, Conf. on Rapid Construction of Concrete Dams, ASCE, New York, pp. 221-247. Raphael, J.M. (1984). Tensile Strength of Concrete. ACI Journal, 81(2), pp. 158-165. Tan, H. ve Chopra, A.K. (1995). Earthquake Analysis and Response of Concrete Arch Dams. UC Berkeley, UCB/EERC-95/07, 173 p. U.S. Army Corps of Engineers (USACE). (1994). Arch Dam Design. Engineering Manuals, EM 1110-2-2201. U.S. Army Corps of Engineers (USACE). (1995). Seismic Design Provisions for Roller Compacted Concrete Dams. Engineering Pamphlets, EP 1110-2-12. U.S. Army Corps of Engineers (USACE). (2003). Time-History Dynamic Analysis of Concrete Hydraulic Structures, Engineering Manuals, EM 1110-2-6051. U.S. Army Corps of Engineers (USACE). (2007). Earthquake Design and Evaluation of Concrete Hydraulic Structures, Engineering Manuals, EM 1110-2-6053. US Department of Interior Bureau of Reclamation (1977). Design Criteria for Concrete Arch and Gravity Dams, EM-19, CO. US Department of Interior Bureau of Reclamation (1987). Design of Small Dams, 3RD Ed., CO. Weiland, M. (2012). Seismic Design and Performance Criteria for Large Storage Dams, 15th World Conference on Earthquake Engineering, Lisbon, Portugal. Westergaard, H.M. (1933) Water Pressures on Dams during Earthquakes, Trans. ASCE, 98, 418–434. Xie, H. ve Chen, Y. (2005). Influence of the Different Pipe Cooling Scheme on Temperature Distribution in RCC Arch Dams. Commun. Numer. Meth. Engng., 21, 769778. Yang, R., Tsai, C.S. Lee, G.C. (1996). Prcedure for Time Domain Seismic Analyses of Concrete Dams, ASCE, Journal of Structural Engineering, 122(2), 116-122. Scuero, A., Vaschetti, G.L., 2010. “The New ICOLD Bulletin on Impervious Geomembranes for Dams” , ICOLD Bulletin in Review, ICOLD, Hall, R.F., Krumm, P., Allen, J.C., 2005. “ Remediation of RCC Dam Seepage Upper Stillwater Dam Rehabilitation – Phase 1”, Technical Report Nicholson Cons. Company, Cuddy, PA. ICOLD, 2010. “ Geomembrane Sealing Systems for Dams”, Bulletin 135, ICOLD, Paris, France. BETON BARAJLAR 73 1. Barajlar Kongresi – Ekim 2012 Papadopoulos, D. (2002). “Seepage evolution and underwater repairs at Platanovryssi”. The International Journal on Hydropower & Dams, Vol. 9, Issue 6. USACE, 2000. “ Roller-Compacted Concrete”, Engineering and Design Manual, EM 1110-2-2006, US Army Corps of Engineers, Washington D.C., USA. USACE, 1997. “ Thermal Studies of Mass Concrete Structures ”, Engineering Technical Letter ETL 1110-2-542, US Army Corps of Engineers, Washington D.C., USA. ACI, 1999. “Roller-Compacted Mass Concrete”, ACI Committee Report 207.5R-99. ACI, 2003. “ Guide to Thermal Properties of Concrete and Masonry Systems” ACI Committee Report 122R-02. Houghton, D. L. 1976. “Determining Tensile Strain Capacity of Mass Concrete.” ACI Journal Proceedings, Vol 73, No. 12, 1976, pp 691-700. BETON BARAJLAR 74
Similar documents
OYMAPINAR BARAJ YERİ Türkiye`nin güne
Sol sahilden çıkan M4 ve M5 kaynaklarının ısıları duraylı olup, 16,5°C ilâ 17°C arasında değişmektedir. Buna mukabil, Mİ kaynağının ısısı 4 mart-20 mayıs arasında 12°C-14.5°C, bilâShara 16.5° ve ka...
More information