Ay Yıldızın İzinde - Kırgızistan devamı
Transcription
Ay Yıldızın İzinde - Kırgızistan devamı
@Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 108 AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN GÖKTÜRKLERİN TORUNLARI TÜRK ATALAR 108 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 YELİZ PULAT’ın izlenimleri MEHMET TURAN’ın görüntüleri ile ATA YURT KIRGIZİSTAN Ergenekon Destanı’nı yazan Göktürkler’in torunları Türk atalar bugün Kırgızistan’ın Oş şehrine bağlı Özgen bölgesinde yaşıyor. Nüfusları Kırgızistan genelinde 200 bini aşan Türk atalar binlerce yıldır kültürlerini ve geleneklerini koruyor. Ana dillerini, tarihlerini, kültürlerini yaşatmak amacıyla 1994 yılında “Türk Ata Derneği” çatısı altında örgütlenmişler. Özgen’e bağlı Özgörüş Mahallesinde 4 bin civarında Göktürk yaşıyor. Türk atalar, evlerinin kapısını Ekovitrin ve Ay Yıldızın İzinde program ekibine açtı. EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 109 @Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 110 AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN KÜLTÜRLERİNİ YAŞATMAK İÇİN DERNEK KURDULAR Bugün Kırgızistan genelinde 200 binden fazla Göktürk yaşıyor. Ziyaret ettiğimiz Özgen’e bağlı Özgörüş Mahallesi’ndeki Göktürklerin sayısı ise yaklaşık 4 bin. Kırgızistan’da yaşayan Göktürkler Sovyetlerin dağılmasının ardından, 1994 yılında, anadillerini, tarihlerini, kültürlerini yaşatmak amacıyla “Türk Ata Derneği” çatısı altında örgütlenmişler. GÖKTÜRKLERİN VATANINDA AY YILDIZIN İZİNİ SÜRDÜK... P ilotun Bişkek’e inmek üzere alçaldığımızı bildiren anonsunun ardından heyecanla ve benim için çok gizemli ve etkileyici Kırgızistan ile ilgili bir şeyler görebilirim umuduyla camdan baktım. Ancak Bişkek’te saatin 06:30 olmasına rağmen tek görebildiğim koca bir karanlıktı. Orta Asya’nın tam ortasına 5 saatlik bir yolculuğun ardından hayli yorgun ve 4 saatlik farkın verdiği ufak çaplı bir jetlagdan mustarip halde vardım. Havaalanından otele gitmek için aracımızı beklerken de beni sarmalayan karanlığın esiriydim. Sonradan öğreneceğim üzere kış mevsiminde buralarda güneşin aydınlığına kavuşabilmek saat 9’u buluyormuş. Kırgızistan ile ilgili ikinci yaşadığım şok; yine coğrafi konudaydı. Elbette yolculuğa başlarken ne kadar soğuk bir ülkeye gittiğimi biliyordum ancak denize kıyısı olmayan bu bozkırda hissettiğim soğuğun ardından kemiklerimin donduğunu zannettim. Neyse ki Kırgızlar havanın tersine sıcakkanlı insanlar. Hava soğuk olsa da küçük bir espri ve gülen yüzler bir anda içinizi ısıtabiliyor. 110 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 TÜRK MİSAFİRPERVERLİĞİ Türk ataların evine konuk olduğumuzda Türk misafirperverliğini derinden hissediyoruz. Göktürk kadınları evlerinin kapısında bizi geleneksel giysileri ve manilerle karşılıyor. Sovyetler’den miras geniş caddelerden ilerleyerek otelimize varmamız yarım saat sürdü. Birkaç saatlik dinlenmenin ardından TRT Avaz’da yayınlanan programımız “Ay Yıldızın İzinde”nin çekimlerine başlamaya hazırdık. GÖKTÜRKLERİN TORUNLARI TÜRK ATALAR Kırgızistan’ın Oş şehri yakınlarında, Özgen bölgesinde yaşayan Göktürklerin torunları Türk atalar geleneksel giysileri ve ilginç karşılama töreniyle binlerce yıllık kültürlerini bugün de yaşatıyor… Kırgızistan’ın güneybatısında yer alan Oş yaklaşık 260 bin nüfusuyla ülkenin en büyük ikinci şehri. Güneyin başkenti olarak da adlandırılan Oş’un nüfusunun çoğunluğunu Kırgızlar oluşturuyor. Özbekler, Ruslar ve Tacikler de önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip. Kırgızistan’ın kadim şehri Oş’ta ay yıldızın izini sürüyoruz ve Aktilek semtine geliyoruz. Kırgız Türk kardeşliğinin göstergelerinden biri olan Kırgız-Türk Dostluk Lisesi’nin inşasını TİKA gerçekleştirmiş. Kırgız-Türk Dostluk Lisesi’nde 850 öğrenci eğitim görüyor. Okul müdürü Saltanat Amanova, kardeşlik elini uzatan Türkiye’ye teşekkür ediyor. SALTANAT AMANOVA Kırgız-Türk Dostluk Lisesi Müdürü “Kırgız-Türk Dostluğu” okulu, 2012 yılı Kasım ayında eğitim vermeye başladı… Aktilek bölgesinde yaşayan tüm ailelerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin adına TİKA’ya çok teşekkür ediyoruz. Çünkü bu okul, Orta Asya’daki ilk “enerji-verimli” eğitim kurumu... Böyle bir okulda öğrencilerimizin öğrenim görmesi bizi gururlandırıyor. Okulumuzun alt yapı imkanları çok iyi olduğundan öğrencilerimiz kısa sürede eğitimden spora pek çok alanda ülke içinde ve uluslararası alanda şampiyonluklar ve önemli dereceler elde ettiler. Bu vesileyle Sayın Büyükelçi Metin Kılıç’a, TİKA Bişkek Program Koordinatörü Hakan Ergun Bey’e çok teşekkür ediyo r u m . B u o k ul u “ K ı r g ı z -Tü r k Dostluğu” diye adlandırdık çünkü okulumuz gerçekten iki millet arasındaki dostluğun bir göstergesi.” KIRGIZİSTAN’DA 200 BİNDEN FAZLA GÖKTÜRK YAŞIYOR Tanrı Dağlarının güneybatısında ve Fergana havzasının kuzeyinde bulunan Oş tarih boyunca Türklere yurt olmuş bir coğrafya. Oş’a bağlı tarihi bir ilçe olan Özgen’deyiz. Türk adını kullanan ve kendilerini Göktürklerin torunları olarak ifade eden Türk atalar Kırgızistan dışında Özbekistan ve Doğu Türkistan’da yaşıyorlar. Türk ataların evine konuk olduğumuzda Türk misafirperverliğini derinden hissediyoruz. Göktürk kadınları evlerinin kapısında geleneksel giysileriyle bizi maniler ve dualarla karşılıyor. Bugün Kırgızistan genelinde 200 binden fazla Göktürk yaşıyor. Ziyaret ettiğimiz Özgen’e bağ- lı Özgörüş Mahallesi’ndeki Göktürklerin sayısı ise yaklaşık 4 bin. Kırgızistan’da yaşayan Göktürkler Sovyetlerin dağılmasının ardından, 1994 yılında, anadillerini, tarihlerini, kültürlerini yaşatmak amacıyla “Türk Ata Derneği” çatısı altında örgütlenmişler. HALİM EKEN Türk Ata Derneği Başkanı “Göktürkler burada yerleşmiş eski bir T ür k k a v m i d i r . B i n yıldır bu bölgede yaşamaktayız. Türk atal a r ı n t o r u n l a r ı y ı z. G ö k t ü r k l e ri n s a y ı s ı K ı r g ı z i s t an ’ ı n g e n elinde yaklaşık 220 bin civarında. Bizim 250 ö ğ r e n c i m i z K a z a k is t a n Ah me t Ye se v i Ü n iv e r s it e s i n i b i t i ri p gel di . Çocuklarımızın 30’u Türkiye’de okuyor. Manas Üniversitesi’nde 18 öğrencimiz okumakta. Biz çocuklarımızı iyi okutuyoruz. Çocuklarımız Türk dilini iyi konuşuyor. Biz Göktürkler tarihimizi iyi biliyoruz. Ruslar bu yaşadığımız bölgeye gelmeden önce de Göktürkler buradaydı. Türkiye güzel memleket. Sizler Tükiye’den geldiniz ve bizi ziyaret ettiniz. Çok memnun olduk. Çok teşekkür ediyoruz.” Dernek yetkililerin verdiği bilgiye göre Kırgızistan’da yaşayan Göktürklerin 50 bininin nüfus kayıt bilgilerinde Türk yazıyor. EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 111 @Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 112 AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN İKTİDAR PARTİSİNİN LİDERİ Koalisyonun en büyük ortağı Kırgızistan Sosyal Demokrat Partisi’nin lideri ve aynı zamanda Kırgız-Türk İş Konseyi Başkanı olan Çınıbay Tursunbekov’u parlamentodaki makamında ziyaret ettik. Bizi sıcak bir şekilde karşılayan Tursunbekov’la stratejik ortaklık seviyesinde karşılıklı güçlü iradeyle her alanda hızla gelişen Türkiye-Kırgızistan ilişkilerini konuştuk. ÇINIBAY TURSUNBEKOV “TÜRK İŞ ADAMLARI DAHA FAZLA YATIRIM YAPMALI” TANRI DAĞLARI’NIN ETEĞİNDEKİ BAŞKENT BİŞKEK Bişkek, geniş yolların, mermer devlet yapılarının, Sovyetler Birliği mimarisini taşıyan apartman bloklarının bir arada bulunduğu bir kent. K ırgızistan’ın kuzeyinde Tanrı Dağları’nın eteklerinde kurulmuş bir şehir başkent Bişkek. Yaklaşık 900 bin kişinin yaşadığı Bişkek aynı zamanda ülkenin en büyük ve en gelişmiş şehri. Bişkek, geniş yolların, mermer devlet yapılarının, Sovyetler Birliği 112 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 mimarisini taşıyan apartman bloklarının bir arada bulunduğu bir kent. 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kırgızistan parlamenter demokrasiyle yönetiliyor. Ülkede üç partili bir koalisyon hükümeti bulunuyor. Türkiye, 16 Aralık 1991 tarihinde kardeş Kırgızistan’ın ba- ğımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu ve iki ülke arasında 29 Ocak 1992’de diplomatik ilişkiler kuruldu. 1992 yılı içerisinde karşılıklı olarak Bişkek ve Ankara’da Büyükelçilikler açıldı. İlk durağımız Bişkek’in en ünlü meydanı olan Ala Too meydanıydı. Burası için Bişkek’in kalbi de diyebiliriz. Çok geniş bir meydan ve günün her saati yoğun. Meydanın çevresinde ise çeşitli devlet binaları ile müzeler var. Sovyetler Birliği döneminde tüm resmigeçitlerin bir numaralı adresiymiş. Bağımsızlık heyecanı da bu meydandan yayılmış. Bugün hala pek çok etkinliğin adresi oluyor. Meydanın ortasında ise devasa boyutlarda bir heykel var. Bu heykel aynı zamanda Türk tarihinin en önemli destanlarından birinin sesi yani Manas’ın. Heykelde Manas atı Ak-Kula’ya binmiş ve gözünü Tanrı Dağları’na çevirmiş halde betimlenmiş. Kırgızistan’da iktidar partisi SDP’nin Genel Başkanı ve aynı zamanda Kırgız-Türk İş Konseyi Başkanı olan Çınıbay Tursunbekov, Türkiye ile Kırgızistan ilişkilerinin çok iyi seviyede olduğunu belirtiyor. Tursunbekov, son 4 sene içerisinde özellikle Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev döneminde Kırgızistan ile Türkiye ilişkilerinin daha da büyüdüğüne dikkat çekiyor. SDP lideri sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la çok sıcak kardeşlik ilişkileri var. Bu kardeşlik ilişkilerinin tesiri iki ülkenin kardeşliğini yukarı taşıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da Kırgızistan’a özel bir ilgisi olduğunu biliyoruz. Kırgızistan’a abilik desteği olduğunu hissediyoruz. Bundan dolayı böyle ilişkiler varken iki ülkenin ilişkileri daha iyileşecek ve Kırgız-Türk ilişkisinin neticesi iki halkı birleştirecek diye düşünüyorum. Türkiye’nin sadece manevi değil diğer alanlarda da desteği var. Mesela eğitim. Sadece bizim öğrenciler Türkiye’ye gidip orda eğitim almıyor. Manas Üniversitesi’nin çalış- maları sonuç veriyor. Şu an da Kırgızistan’da örnek üniversite hangisi dediğiniz zaman ben Kırgız Türk Manas Üniversitesi olduğunu söyleyebilirim. Onun dışında sağlık konusunda da çalışılıyor. Bu konuda Türkiye’de 20 yıldır sağlık konusunda çalışan bir arkadaşımız bizim partiye sağlık bakanı olarak çağırdık ve geldi görevine devam ediyor. Ülkemizdeki iş adamlarının yanı sıra Türk iş adamları da önemli bir gayret içinde diyebilirim. Rekabet her geçen gün artıyor. Son yıllarda Çinli işadamları Kırgızistan’a daha fazla yatırım yapmaya çalışıyorlar. Rus iş adamları yatırımlarını batıdan doğuya doğru artırıyor. Rus yatırımcılar Kırgızistan’a dönmeye başladı. Türk iş adamlarının Kırgızistan’a gerçekleştireceği yatırımları artırmasını arzu ediyoruz. Yatırımların artması için iş adamlarıyla birlikte hareket ediyoruz. Ülke yönetimi yatırımların hızlanması için bürokrasiyi kolaylaştırıyor. Bu doğrultuda Kırgızistan Ekonomi Bakanlığı’na talimat verildi. İş adamları buraya başvurduktan kısa bir süre içerisinde izin alabiliyor ve yatırımını hayata geçirebiliyor. Kırgızistan için büyük yatırımlara ihtiyaç var.” EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 113 @Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 114 Kırgızistan soğuklarında kalpağın anlamı şıklıktan çok, ivedi bir ihtiyaç. AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN ALA TOO MEYDANI İlk durağımız Bişkek’in en ünlü meydanı olan Ala Too meydanıydı. Burası için Bişkek’in kalbi de diyebiliriz. Çok geniş bir meydan ve günün her saati yoğun. Meydanın çevresinde ise çeşitli devlet binaları ile müzeler var. Sovyetler Birliği döneminde tüm resmigeçitlerin bir numaralı adresiymiş. Bağımsızlık heyecanı da bu meydandan yayılmış. Manasçı Rıspay Isakov 114 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 EFSANE MANASÇILAR Hiç şüphesiz ki Manas Kırgızistan’ın kültür dünyasının en önemli sembolü. Doğuştan özel biri olan Manas, tüm yüksek faziletleri kişiliğinde barındıran bin yaşını aşmış bir kahraman. Destanda Manas’ın, oğlunun ve torununun üzerinden Kırgızların tarihi anlatılıyor. Savaşlardan göçlere kadar tüm tarih kronolojik bir sıra ile ele alınıyor. Yarım milyonu aşkın mısranın geçen yüzyıllara rağmen bugüne ulaşabilmesi gerçekten bir mucize. Elbette bunda tarihten bu yana destanı ezbere anlatmakla görevli Manasçıların büyük payı var. Bu noktada biraz mola verelim, çünkü başardıkları şeyin dünyada herhangi bir örneği yok. Düşünün ki, bu insanlar, günlerce ve hiç ara vermeksizin, Manas Destanı’nı okuma becerisine sahipler. Gerçeküstü görünen bu duruma dair bir rivayet mevcut. Anlatılanlara göre; manası anlatacak kişiyi Manas’ın kendisi seçermiş. Bu kişi bir gece onu rüyasında görür ve ertesi sabah tüm destanı ezbere okumaya başlarmış. Duyduğum merak beni bu konuda daha fazla araştırmaya yönlendirdi ve Kırgızistan’ın ünlü Manasçılarından biri olan Rıspay Isakov’a ulaştırdı. Kırgızların ünlü destanı Manas’ın Kırgız tarihinin ansiklopedisi olduğunu söyleyen İsakov’a, ne kadar süre boyunca destanı okuyabildiğini sorduğumda ise aldığım yanıt şok ediciydi. Hiç aralıksız yani su içmeden, dinlenmeden ve yemek yemeden 8-10 saat destanı okuyabileceğini söyleyen Isakov, geçen yıl 3 ay boyunca destanı okumuş. Hal böyle olunca, insan Manasçıların seçilmiş kişiler olduğunu düşünmeden duramıyor. MANAS DESTANI 500 BİN MISRADAN OLUŞUYOR Kırgızların milli destanı Manas, 9. yüzyıldan günümüze uzanan sözlü halk edebiyatı şaheseri. Yaklaşık 500 bin mısradan oluşan bu manzum eser dilinin canlılığı ve akıcılığıyla dikkat çekiyor. UNESCO Hükümetler arası komitesinin kararıyla insanlığın somut olmayan kültürel mirasının temsili listesine dahil edildi. Manas Destanı’nın korunması ve geleceğe aktarılması için çalışmalar yürütülüyor. Manasçılar olarak aktarılan destan aktarıcılar bu kültürü koruyan ve yaşatan kişiler. MESLEKTAŞIMDAN MANTI TARİFİ Aynura Kabataykızı, Kırgızistan’ın güvenilen ve sevilen haber yüzlerinden biri. Her akşam haber masasında Kırgızistan’dan ve dünyadan gelişen olayları izleyicilere aktarıyor. Aynı zamanda Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi’nde iletişim bölümünde öğretim üyeliği yapıyor. Hepsinin yanında Kırgız misafirperverliğinin değerli bir örneği ve becerikli bir hanımı. Kırgız mantısının hazırlanışını göstermek üzere bizi evine davet ediyor. Ancak yaşadığı grip sebebiyle üniversiteden bir öğrencisini yardıma çağırmış. Hal böyle olunca da sohbet Aynura’dan, mantılar ise Alina Adilhanova’dan geliyor. Kırgız mantısı, Kırgızistan’ın en ünlü yemeği. Hamur Anadolu’dan aşina olduğumuz şekilde açılıyor. İçerisine kıyma, patates ya da peynir konulabiliyor. Pişirme bölümü ise alışık olmadığımız türden. Üç katlı özel bir tencerede kaynayan suyun buharıyla pişiyor mantı. Pişmesi biraz uzun sürse de sağlıklı ve lezzetli olduğunu söyleyebilirim. Alina’ya “Her Kırgız kızı mantı yapmayı bilir mi?” diye sorduğumdaysa önce tebessüm ediyor, sonra da “Bence bilmeli..” diye cevap veriyor. Lezzetli mantıları yiyip Aynura ve Alina’ya veda ediyoruz. YANINIZDAKİ PARAYI SOMA ÇEVİRİN Dışarıya çıktığımızda içimizi titreten soğuk hava sebebiyle kendimizi ilk bulduğumuz alışveriş merkezine atıyoruz. Meğerse buranın en ünlüsüymüş. Sum adıyla anılan 7 katlı merkezde deyim yerindeyse yok yok. İlk kata kendinizi sanki bir elektronik ülkesinde hissediyorsunuz. Katları çıktıkça kadın kıyafetlerinden hediyelik eşyalara türlü türlü alternatifle karşılaşıyorsunuz. Kırgızların meşhur kalpakları dikkatimi çekiyor. Bir tane beğenip almak isterken satıcının dolar bozamaması sebebiyle bu hevesim yarım kalıyor. Kısacası buralarda alışveriş yapmak isterseniz, mutlaka yanınızdaki parayı soma çevirin. Caddelerde pek çok dövizci var ve 1 dolar ortalama 59 som ediyor. Bana gelince, kalpağı o gün alamasam da bir Kırgız’ın hediyesiyle güzel bir kalpak sahibi oldum. Zira Kırgızistan soğuklarında kalpağın anlamı şıklıktan çok, ivedi bir ihtiyaç. REKTÖR PROF. DR. SEBAHATTİN BALCI Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sebahattin Balcı, üniversitede 16 ülkeden 5 bin öğrencinin öğrenim gördüğünü söylüyor. KIRGIZİSTAN’IN GURURU MANAS ÜNİVERSİTESİ Kırgız kültürünün yapıtaşı Manas’ın adı bugün ülkede havalimanından eğitim kurumlarına kadar pek çok farklı alanda da yaşatılıyor. Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesini ziyaret ediyorum. Burada gençler heyecanla bizi bekliyor. Bu gençlerin içinde Kırgızistan’a Türkiye’den eğitim görmeye gelmiş olanları da var. Kayseri’den gelen ve İlahiyat Fakültesi birinci sınıf öğrencisi olan Ramazan Kurtoğlu, her ülkeden arkadaşı olduğunu ve burada okumaktan dolayı çok mutlu olduğunu anlatıyor. Ramazan’ın Afganistan’dan arkadaşı Azizullah ise Türkçe konuşup Türkiye’ye selam gönderdiğinde şaşırıyorum. Sadece Azizullah değil, farklı ülkelerden gelip burada eğitim gören pek çok genç Türkçe’yi biliyor. Zira Kırgızistan - Türkiye Manas Üniversitesi 1995 yılında iki kardeş ülkenin ortak projesi olarak doğsa da bugün kazandığı çok uluslu yapı ile Türk dünyasından gençlerin buluşma ve kaynaşma noktası olmuş. Başka bir deyişle, tam bir kültür köprüsü. Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selahattin Balcı, üniversiteye 16 ülkeden öğrenci aldıklarını söylüyor. Bu öğrencilerin yüzde 12’si Türk yüzde 80’i ise Kırgız öğrencilerden oluşuyor. Geri kalan yüzde 8’lik payı ise Türk cumhuriyetleri, akraba topluluklar, komşular ve uzak ülkelerden gelen öğrenciler oluşturuyor. Bu çerçevede Manas üniversitesi 5 bin öğrencisiyle harikulade bir örnek oluşturuyor. Üniversitenin farklı bölümlerini dolaşırken bir atölyeden gelen sesler dikkatimi çekiyor. Atölye zannettiğim yerin küçük bir sahne barındırdığını içeri girince anlıyorum. Burada konservatuar öğrencileri prova yapıyor ve Manas Destanı’nı söylüyor. Kızlı erkekli bu grup, genç yaşlarına rağmen Manas’ın kültürleri için öneminin farkında ve ona sahip çıkmanın çabasında. Bu gençler yeni nesil Manasçılar. Biraz heyecanlı olsalar da başarılı bir şekilde Manas Destanı’nı okuyorlar. Tam onlarla konuşurken geleneksel Kırgız kıyafetleri içerisinde kapıdan giren 10 kadar güzel kız bana sürpriz yapıyor. Manas’ın kızları adındaki bu dans topluluğu meğerse dünyanın dört bir yanında Kırgızistan’ın birbirinden güzel danslarını icra etmektelermiş. Onların zarif ve etkileyici danslarını izleyip üniversiteden ayrılıyor ve bir Kırgız evine konuk oluyoruz. EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 115 @Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 116 AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN KENEŞ KÖYÜ CAMİİ Kırgızistan’da Ahıska Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Kant şehrinin Keneş köyünde güzel bir cami inşa etmişler. TÜRK DÜNYASININ YETİMLERİ AHISKA TÜRKLERİ Stalin’in 1944’te sürgün ettiği Ahıska Türklerini, Kırgızistan’ın Kant bölgesinde bulduk. Dillerini, dinlerini ve kültürlerini günümüze taşımayı başaran Ahıska Türkleri 70 yıllık bir hasret hikayesinin kahramanları... Bugün Kant kasabasının Keneş köyünde yaşayan insanların gözleri hiç şahit olmadığımız ve üstelik asla şahit olmayı istemeyeceğimiz acı bir lisanın tercümanı. 116 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 KIRGIZİSTAN AHISKALI TÜRKLER DERNEĞİ Kırgızistan’ın Kant bölgesinde yaşayan Ahıska Türkleri bir dernek çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Derneğin başkanlığını Reşat Şamilov yürütüyor. SÜRGÜNÜN CANLI ŞAHİTLERİ Kirgizistan’ın Kant şehrinin Keneş köyünde yaşayan Ahıskalı kadınlar 1944 sürgününün canlı şahitleri. K ırgızistan’daki ikinci günümüzde rotayı Bişkek’in hemen dışında bulunan Kant kasabasına çevirdik. Çünkü burası 70 yıllık bir hasret hikayesinin kaynağı. Ahıskalı Türklerden ve onların acı ve zorluk dolu hikayelerinden bahsediyorum. 1944 yılında Türk halklarının başına bela olan Stalin’in emriyle bir gece ansızın evlerinden, yurtlarından koparılan o mahzun insanlar... Tarihin bu sayfasını ne kadar dinlemiş olursanız olun, anlamanızın anlayabilmenizin imkanı yok. Tasavvur edebilmek öyle zor ki… Birden kapınız çalınıyor ve size sadece 15 dakika içerisinde tüm eşyanızı alıp bir yük trenine binmeniz emrediliyor. “Ama neden?” diye soruyorsunuz, hiç bir cevap yok. Peki nereye gidiyorsunuz? Koca bir karanlık... Sadece bir an kendinizi bu durumda hayal edin. Belki yaşanan drama bir milim yaklaşabili- riz. Ancak tümüyle anlayabilmek hala mümkün değil. Bugün Kant kasabasının Keneş Köyü’nde yaşayan insanların gözleri benim hiç şahit olmadığım ve üstelik asla şahit olmayı istemeyeceğim acı bir lisanın tercümanı. Öyle derin, öyle yaralı ki. İnsanlığın yaşadığı en acı dolu dönemlerden biri olan bu sürgünün hikayesini, yaşayanlardan farklı zamanlarda öyle çok kereler dinledim ki. Kah Kırım’da, kah Azerbaycan’da ve hatta Ahıska’da.. Ama her dinlediğimde ruhumda yarattığı sarsıntının şiddeti hiç eksilmeden devam etti. Niceleri o karanlık yolda hayata veda etmiş. Niceleri öksüz, yetim kimsesiz kalmış. Keneş köyünde Ahıskalı Türkler Derneği Başkan Yardımcısı Atamşa Dursunov’un evinde misafir olacağımızı duyan ve bizi karşılamaya gelen onca sürgün tanığının arasındayken yüreğimi bir mengene 70 YILLIK VATAN HASRETİ Ahıskalı Türkler Derneği Başkan Yardımcısı Atamşa Dursunov’un evinde bir araya gelen Ahıskalı Türkler 70 yıldır vatan hasreti çektiklerini söylüyor. sıkıyordu sanki. Yaşları 73 ile 93 arasında değişen anneler ve dedeler... Kimi çocukmuş daha... Biri taze gelin. Cümleleri ve anlattıkları farklı olsa da dramları aynı: Hasret. Bir yüreğe hasret girince iyileşemezmiş derler. Bu sürgün onların yüreklerinde 70 yıldır kanayan bir yara... Zorla gönderildikleri coğrafyalarda, onlara kucak açan, yaralarını sarmaya çalışan insanlara elbette minnettarlar ama hiç insanın vatanı, toprağı gibi olur mu? Özlüyorlar Ahıska’yı ve orada bıraktıkları çocukluklarını, gençliklerini. Ama hep gözümüz duyduklarımızın acısıyla dolacak değil ya, arada bir de güzel hikayeler oluyor. İşte onlardan biri; Türkiye’nin gururu TİKA meğerse onlar için Ahıska’ya bir gezi düzenlemiş. 26 Ahıskalı dede öz vatanlarını 70 yıl sonra görebilmiş. Eski evlerine gitmişler, dualar okumuşlar. Anlatırken gözleri parlıyordu. Yüzlerinde çocuksu bir ifade ile anılarını paylaştılar. Daha büyük bir mutluluk olabilir mi? Şimdi gidemeyenler belki bir sonraki sefer sıra onlara da gelir diye umutla bekliyor. HINKAL MANTISI Misafir olduğumuz Dursunov Ailesi bize Ahıskalı Türklerin ünlü Hınkal mantısını ikram etti. EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 117 @Ekovitrin_SUBAT_2015 13:EKOVITRIN_ 1/30/15 10:43 PM Page 118 AY YILDIZIN İZİNDE / KIRGIZİSTAN Bişkek Büyükelçisi Metin Kılıç “KIRGIZİSTAN’DA HAYATIN HER AŞAMASINDA TÜRKİYE’NİN İZLERİ VAR” SÜRGÜN KARADENİZLİLER Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Trabzon ve Rize’den Karadenizli Türkler çalışmak üzere Batum’a geçerler. Burada iş kurup hayatlarını sürdürürken 1944’te Stalin’in verdiği hükmün kurbanı olurlar. Bugün Kırgızistan’ın Oş şehrinin Kok-Jar kasabasında yaşayan bu insanlar bizi kemençe ve horonla karşıladılar. S ürgünün tek kurbanı Ahıskalı Türkler değil elbette. O dönemde Stalin’in elinin uzanabildiği tüm Müslüman Türk halkları bu sürgün ile vatanlarından sökülüp Orta Asya’nın bozkırlarına doğru acı dolu bir yolculuğa çıktılar. Bu insanlar arasında Rize’nin Fındıklı ilçesinden de bir grup insan vardı. Hayır yanlış duymadınız. Gerçekten de Rize dedim. Hikayenin başına dönelim. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Trabzon ve Rize’den Karadenizli Türkler çalışmak üzere Batum’a geçerler. Burada iş kurup hayatlarını sürdürürken 1944’te Stalin’in verdiği hükmün kurbanı olurlar. Bugün Kırgızistan’ın Oş şehrinin KokJar kasabasında yaşayan bu insanlar bizi kemençe ve horonla karşıladılar. Kendimi Rize’de hissetmedim dersem yalan olur. Karşımdaki sahne Karadeniz’de gündelik hayattan bir kesitti. Bir tarafta kurutulmuş mısır, diğer yanda tarlada karalahana... Kasabada yaklaşık 150 aile gelenek ve göreneklerinden hiç bir şey kaybetmeden yaşıyor. Hepsi Türkçe’yi çok iyi konuşuyor. Üstelik Karadeniz şivesinden de hiç bir şey kaybedilmemiş. Misafir olduğum evin hanımı Avaz abla mıhlama yapıp getirince zaman ve mekan mefhumumu iyice kaybettim. 118 EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 KARADENİZ’DEN ORTA ASYA’YA SÜRÜLDÜLER Orta Asya’da yaşayan pek çok halk gibi Karadenizli Türkler de 1944 yılında Stalin tarafından sürgün edildi. Sürgün dramını yaşayanların çok azı bugün hayatta. 77 yaşındaki Hacer Uzunoğlu (sağda) bunlardan biri. Sürgünün canlı şahitlerinden Şaize Horoğlu (solda) Türkiye sevdasını yüreğinden hiç atamıyor. “Kırgızistan’da yaptığımız en büyük yatırım, eğitime, insana yaptığımız yatırımdır. Burada dört tane üniversitemiz var. Kırgızistan’ın hem ekonomisini, hem de sosyal sınıflarını geliştirmek açısından 24 sene boyuncaTİKA yatırımlar yaptı.” T ürkiye, Kırgızistan’ın bağımsızlığından itibaren 24 yıl boyunca çok yakın sosyal ilişkiler gerçekleştirdi. Türkiye’ye giden Kırgızlar, Türkiye’den Kırgızistan’a gelen Türkler iş, eğitim ve sosyal alandaki faaliyetlerle iki ülke arasındaki ilişkileri sürekli canlı tuttu. TürkiyeKırgızistan arasındaki mükemmel derecedeki dostluk ve kardeşlik ilişkilerini Bişkek Büyük Elçimiz Metin Kılıç ile konuştuk. Kılıç, Türk dünyası içinde, Azerbaycan dahil, en sıkı ilişkilere sahip olduğumuz ülkenin Kırgızistan olduğunu söylüyor. Büyükelçi Metin Kılıç, Kırgızistan’da 400’ün üzerinde Türk işadamının faaliyet sürdürdüğünü belirtiyor. Büyükelçi Kılıç, Kırgızistan’daki eğitime de dikkat çekiyor ve Türkiye’nin bu konudaki çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Kırgızistan’da 20’ye yakın orta öğretim kurumumuz, dört üniversitemiz var. Her sene yüzlerce öğrenciyi Türkiye’ye götürüp eğitim verdiriyoruz. Buradaki Kırgız ticari kurumlarının büyük bir çoğunluğu Türkiye’de eğittiğimiz gençlerin buraya döndükten sonra liberal ekonomiyi getirerek burada kurdukları derneklerden oluşuyor. Dolayısıyla Kırgızistan’da hayatın her aşamasında Türkiye’nin izlerini görmek mümkün. “KIRGIZİSTAN İLE İLİŞKİLERİMİZ MÜKEMMEL” Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Metin Kılıç, Türkiye’nin Kırgızistan ile ilişkilerini “Mükemmel” olarak tanımlıyor. Kılıç, özellikle son 4 yılda iki ülke ilişkilerinin çok daha hızlı geliştiğine dikkat çekiyor. “EN BÜYÜK YATIRIMI EĞİTİME VE İNSANA YAPIYORUZ” Kırgızistan’da yaptığımız en büyük yatırım, eğitime, insana yaptığımız yatırımdır. Burada dört tane üniversitemiz var. Bunlardan biri de Milli Eğitim Bakanlığı’mıza bağlı, YÖK’ün öğretim görevlisi gönderdiği üniversite olan Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi. Bu üniversite aynı zamanda Orta Asya’nın en iyi üniversitesi. Bunu yanında Milli Eğitim Bakanlığı’mıza bağlı liselerimiz ve diğer ortaöğretim kurumlarımız var. Ayrıca her yıl da Türkiye’ye yüzlerce Kırgız’ı eğitim için gönderiyoruz. Bu da bize Kırgızistan’ın tüm bölgelerinde yani sadece Bişkek’le sınırlı olmadan tüm bölgesinde Türk eğitim kurumlarının son derece yaygın bir şekilde Türkiye Türkçesini öğrettikleri, Batı tarzı demokrasiyi, liberal ekonomi geleneklerini ön plana çıkardıkları, eğitim kurumları kurmuş olmamız anlamına geliyor ki bu da 24 senede yetiştirdiğimiz insanlar ve onların geldiği yere baktığımızda aslında en iyi yatırım alanımızın eğitim olduğu ortaya çıkıyor.” Büyükelçi Metin Kılıç, TİKA’nın Kırgızistan’daki çalışmalarının da altını çizerek şunları söylüyor: “Kırgızistan’ın hem ekonomisini, hem de sosyal sınıflarını geliştirmek açısından 24 sene boyuncaTİKA yatırımlar yaptı. Bugün yatırımlarını daha büyük ölçekte yapıyor. Bişkek’e modern bir hastane inşa edildi. Modern bir teşhis ve tanı merkezi kuruldu. Aynı zamanda buradaki kanser teşhis ve tedavi merkezlerinin modern araçlarla donatılması, kendi enerjisini üretebilen modern okullar inşa edildi.” EKOV‹TR‹N ŞUBAT 2015 119
Similar documents
LX-9420 MİKRODALGA FIRIN KILAVUZU (TR-GB
Bu cihaz topraklanmış olmalıdır. Bu fırın, topraklama teli ve topraklama fişi bulunan bir kabloya sahiptir. Bu fiş, doğru yerleştirilmiş ve topraklanmış bir duvar prizine takılmalıdır. Elektriğin k...
More informationLX-9430 MİKRODALGA FIRIN KILAVUZU (TR-GB
yüzeyleri, kırık veya gevşek kapak menteşeleri ve mandalları, fırın boşluğunda veya kapağında herhangi bir ezilme türünden hasarların olup olmadığını anlamak için kontrol ediniz. Bir hasar olması d...
More informationRefika`nın Mutfağı
Cut the pumpkin into two horizontally. Try to choose a nicely shaped one and, more importantly, one that will fit in your oven. Clean out the seeds using a spoon. With a small knife make shallow cu...
More information