alabilirsiniz
Transcription
alabilirsiniz
ALABİLİRSİNİZ SAYI: 31 www.ngdergi.com Kadının en büyük vazifesi analıktır! İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır. EDİTÖR Yeniliklerimiz ve ödüllü koleksiyonlarımız NG Kütahya Seramik, 26 Şubat–2 Mart tarihleri arasında gerçekleşen UNICERA 26. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’ndaki görkemli standında tüketiciler ve sektör profesyonelleriyle buluştu. Bu büyük buluşmada ilk kez seramik meraklılarına sunulan bir yeniliğe daha imza atıldı: İspanya’nın seramik devi TAU Ceramica ile yapılan işbirliği sonucu 2013 yılında Türkiye’de kurulan TAU Ceramica Turkey’in deneyim ve inovasyon yeteneği ile seramiğe olan tutkuyu birleştiren tasarımları NG Kütahya Seramik güvencesiyle bir araya getirildi. Bu yeni ürünler ahşap, taş ve mermer görünümlü seramikleriyle mekanlara doğayı taşıyan inovatif ürünler, teknik ve estetik karakteristikleriyle evlerden Gülden GÜRAL otellere kadar pek çok mekanda tercih ediliyor. Yenilikleri, benzersiz tasarımları ve ödüllü koleksiyonlarıyla tanınan NG Kütahya Seramik’in 30x90 cm ebadındaki ürünleri de ilk kez fuar kapsamında tanıtılan tasarımlar arasında yer aldı. Özel formlu, 15x42,5 cm ve 16,5x49,5 cm gibi yeni boyutlarda tasarlanan ürünler ve Red Dot Design Award Best Of The Best ödüllü ve Yiğit Özer imzalı ‘Element’ koleksiyonu da bu fuara damgasını vurdu. Sadece seramikte değil, porselende de yepyeni ürünlerle kendimizi yenilemeye devam ediyoruz. İlk kez Ambiente 2014 fuarında porselen severlere sunduğumuz yeni koleksiyonlarımız, genç ve dinamik yüzümüzün en önemli göstergeleri. NG dergimizi elektronik ortamda Turkcell Dergilik (iPhone, iPad ve Android işletim sistemli cihazlardan) ayrıca Samsung eKitap ve www.ngdergi.com adlı internet sitemizden de takip edebilirsiniz. 4 İÇİNDEKİLER 12 32 6 SANAT GÜNCESİ Vehbi Koç Vakfı 52 KÜLTÜR MİRASI Ayvalık’ta yıkılmaya yüz Sadberk Hanım Müzesi’nden ve İstanbul tutan eski yapıların hüznü ve bu kente gönül Modern’den iki ilginç sergi veren yeni sakinlerinin umudu yeşeriyor 8 RÖPORTAJ Kütahya Porselen’in 56 İÇ MİMAR Şafak Aliçavuşoğlu’nun iç Yönetim Kurulu Üyesi Gülsüm Güral ile mekan tasarımlarının her biri ilginç bir hikaye anneliğe ve iş hayatına dair sıcak bir röportaj anlatıyor 12 YENİ SERİ SERAMİK TAU Ceramica 60 ALIŞVERİŞ Kütahya Porselen ürünleriyle Turkey’in 2014 koleksiyonları hediye seçenekleri 16 YENİ SERİ PORSELEN Kütahya 66 KEŞİF Ünlü gezginlere en güzel tatil Porselen’in Leonberg ve Bone China serileri beldelerini sorduk 18 GÜRAL SAPANCA NG Güral 70 RÖPORTAJ PTT Pul Müzesi’nin mimarı Sapanca’dan kış aylarının stres ve Güzen Erkan’dan bir proje hikayesi yorgunluğunu geride bırakacak yenilenme 74 KÜTAHYA AMBALAJ Türkiye’nin en yöntemleri büyük ambalaj üreticisi Kütahya Ambalaj 20 MÜZİK Kıraç’la birbirinden güzel 76 PORSELEN SEPETİ Ünlüler bestelerini ve özel hayatındaki mesafeli porselensepeti.com’dan hediye seçti duruşunu konuştuk 80 SANAT VE PORSELEN Ressam 24 TREND NG Kütahya Seramik ve Setenay Özbek Kütahya Porselen tabaklarına Kütahya Porselen şehir temasını sanatını yansıttı koleksiyonlarına taşıdı 82 VÜCUT BAKIMI NG Güral Sapanca Aliva 26 TASARIM Hollanda ve Finlandiya’dan Spa’dan yaza hazırlık şakacı tasarımlar 84 SAĞLIK Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr 30 GÜRAL AFYON NG Güral Afyon Özcan Çakmakçıoğlu ile estetik gülüşlerin sırrı Wellness&Convention, termal tatil geleneğini 86 SAĞLIK Dr Yavuz Dizdar’ın doğaya ve modernize ediyor tıbba yeni yorum getirdiği ‘Yemezler’ adlı kitabı 32 STİL Kütahya Porselen ve Mitterteich’in 88 TERMAL Kaplıca kullanımının en doğru beyaz ve bej sadeliği mevsimlerini Prof. Dr. Zeki Karagülle anlattı 36 SİNEMA Lale Mansur’un İstanbul’u 89 BESLENME Yaz öncesi diyet telaşında 40 MALZEME Binlerce yıllık hikayesiyle doğru adımları atmanın yollarını Ali Dereli’den porselen dinledik 42 STİL Kütahya Porselen Naturaceram’dan 90 GURME NG Güral Sapanca cesur renkler Wellness&Convention’dan hem göze hem 44 ÇİKOLATA Yüzyıllardır vazgeçilmeyen damağa hitap eden lezzetler lezzet çikolatanın dünü ve bugünü 94 MAGAZİN Ünlülerin kişisel astroloji 46 KİTAP Murat Menteş’in son kitabı ‘Ruhi haritalarına baktık ve geçmişte hangi meslekleri Mücerret’ yaptıklarını tespit ettik 50 ATÖLYE İlginç kuklalara yeniden hayat 98 BİZDEN HABERLER veren bir ustanın ilham kaynağı mekanı 114 BULMACA SAYI: 31 MART 2014 İmtiyaz Sahibi Nafi Güral Yatırım A.Ş. adına Eser Çetintaş Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ahmet Öz Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi NG Dergisi Nafi Güral Yatırım A.Ş. tarafından 3 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. Füsun Gümeli, Serkan Şentürk, Yayına Hazırlayanlar İsa Arslan Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Grubu, Barbaros Bulvarı, Cam Han, Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman No:153, Balmumcu, Beşiktaş Yayın Yönetmeni Fatma Özel Tel: (0212) 354 30 00 Yazı İşleri Müdürü Şebnem Yıldız Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Çiğdem Hasanoğlu Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Zeliha Köşlü, Ayşegül Gürsel Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe Fotoğraflar Agim Can, Ergun Candemir İSTANBUL, Tel: (0216) 585 90 00 5 SANAT GÜNCESİ Kadim çağlara ait kadim izler Sadberk Hanım Müzesi yeni sergisiyle hem kuruluş yıldönümünü kutluyor hem de eski medeniyetlere kronolojik bir bakış açısı sunuyor. Yapım Ayşegül Gürsel ehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi geçici sergi programı dahilinde, V 25 Mayıs’a dek ‘Kadim Çağlardan İzler, Sadberk Hanım Müzesi Kolek- siyonu’ sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. 14 Ekim 1980’de Türkiye’nin ilk özel müzesi olarak açılan Sadberk Hanım Müzesi bu yıl 33. yılını tamamlıyor. Sadberk Koç’un özenle Türk ve İslam eserlerini bir araya getirmesi ile oluşan koleksiyon, başlangıçta müze koleksiyonunun nüvesini oluşturmuş ve zaman içerisinde hibe veya satın alma yoluyla müze envanterine giren eserlerle birlikte gayet zenginleşmiş. 1983’te satın alınan Hüseyin Kocabaş koleksiyonu ile müze envanterine Türk ve İslam dönemlerine ait eserlerin yanı sıra arkeolojik eserler de dahil edilmiş. Türk ve İslam eserleri, 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş olan ve Azaryan Yalısı alarak adlandırılan tarihi yalıda, arkeolojik eserler ise bu yalının bitişiğinde yer alan ve başarılı bir restorasyondan sonra 1988 yılında ziyarete açılan ‘Sevgi Gönül Binası’nda sergilenmeye başladı. 25. kuruluş yıldönümünü kutlayan Arkeoloji Bölümü’nün yaklaşık 7.000’e yakın eserden oluşan koleksiyonu, Geç Neolitik Çağ’dan Bizans Dönemi sonuna kadar Anadolu’da birbiri ardına yaşamış uygarlıklara ait maddi kültür varlıklarının kronolojik olarak izlenmesine imkan sağlıyor. Sadberk Hanım Müzesi Arkeoloji Bölümü, bu vesileyle koleksiyonları arasından seçtiği ve yapılmış oldukları dönemlere ışık tutan 150 taşınabilir kültür varlığını, ‘Kadim Çağlardan İzler’ adlı sergiyle bir araya getirerek kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu sayede; Hacılar kültürüne ait kaplar, taş aletler ve heykelcikler ile Geç Neolitik ve Erken Kalkolitik Çağ’da Göller Bölgesi; idoller, gaga ağızlı testiler ve tunç silahlar ile Erken Tunç Çağı’nda Batı ve Orta Anadolu’nun Yortan, Troia, Alacahöyük kültürleri; çivi yazılı tabletler, mühürler ve sunu kapları ile Orta ve Son Tunç Çağı’nda Asur Ticaret Kolonileri, Hitit ve Miken kültürleri; çömlekçilik ve kuyumculuk sanatının örnekleri ile Demir Çağı’nda Urartu, Frig ve Lidya krallıkları; zengin form ve bezeme çeşitleriyle Geometrik Dönem’de Karia kültürü; mitoloji ve kahramanlık konularının işlendiği siyah ve kırmızı figürlü Attika çömlekleri ile Arkaik ve Klasik Dönem kültürleri; altın takıları, pişmiş toprak figürinleri, kalıp yapımı kırmızı astarlı çömlekleri ile Hellenistik Dönem kültürleri; heykel sanatı, cam kapları ve takıları ile Roma Dönemi ve son olarak Ortaçağ Hıristiyanlık inancı ile Roma sanatının geleneklerini harmanlayarak kendine özgü bir sanat anlayışı geliştirmiş ve maden eserleri ile öne çıkan Bizans kültürü inceleniyor. Sergi, 25 Mayıs’a kadar Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi’nde görülebilir. www.sadberkhanimmuzesi.org.tr 6 Komşular bir arada İstanbul Modern, güncel sanat eserlerinden oluşan kapsamlı bir sergiyle karşımızda. Komşular, bölgenin toplumsal yaşamında karşımıza çıkan gösteri, tiyatro, seyahat ve kutlamalar gibi köklü adetlerin görsel sanatlara yavaşça nasıl sızdığına ve bu farklılaşmış fakat tarihsel açıdan ilişkili bölgede çalışan güncel sanatçıları günümüzde nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. stanbul Modern, kuruluşunun 10. yılında ‘Komşular-Türkiye karşımıza çıkan gösteri, tiyatro, seyahat ve kutlamalar gibi köklü ve Çevresinden Güncel Anlatılar’ başlıklı yeni sergisiyle, adetlerin görsel sanatlara yavaşça nasıl sızdığına ve bu farklılaş- Türkiye’nin içinde bulunduğu geniş coğrafyadaki güncel sanat mış fakat tarihsel açıdan ilişkili bölgede çalışan güncel sanatçıları çalışmalarından kapsamlı bir seçki sunuyor. Sergide, 17 ülkeden günümüzde nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. Sergi, bölge kültür ve 35 sanatçının yapıtlarıyla Türkiye’nin ve çevresindeki bölgenin sanatında öne çıkan hikaye anlatımını ve yolculuğu konu alıyor. Bu görsel kültürüne yönelik ortak yaklaşımları araştırılıyor. Komşular iki tema pek çok yapıtta iç içe geçerek hareketlilik, göçmenlik, gö- Türkiye’nin yanı sıra birbiriyle tarihi, siyasal ve kültürel bağları olan çebelik ve gezginlik, dil, çeviri, kültürel aktarım ve benzeri kavram- Balkanlar, Kafkasya ve Orta Doğu gibi komşu coğrafyalardan lara dönüşüyor. Kültür ve medeniyetin en önemli unsurlarından biri günümüz sanatının öncü sanatçılarını ve yapıtlarını bir araya geti- olan anlatı ya da hikaye anlatımı, insan yaratıcılığının ve sanatın her riyor. Günümüz sanatı ve sanatçılarını sadece bölgesel ya da ulu- biçiminde görülebiliyor. Komşular sergisinde de genellikle çeşitli sal kimlikler üzerinden tanımlamanın geçersizliğinden yola çıkan alanlarda araştırma yapan ve üreten sanatçılar, yapıtlarında çoğul sergi, sanatçıların bu bölgeye özel deneyimlerine çalışmalarında anlatı ruhuna ve anlatanlara odaklanan ‘çok sesli bir anlatılar kum- nasıl yer verdiğiyle ilgileniyor. panyası ya da orkestrası’ sunuyor. Sanatçıların gezgin ve göçebe İ Küratörlüğünü İstanbul Modern’den Çelenk Bafra ve Paolo doğasının yapıtlara yansıması ve anlatıların gezici ve yer değiştirici Colombo’nun üstlendiği sergiye bölge sanatının önemli uzman- özelliğiyle bölge kültür ve toplumlarının genel olarak kaderi yolcu- larından Negar Azimi, Zdenka Badovinac ile Magda Guruli danış- luklarla çizildiği için ‘yolculuk’, serginin temalarından biri. Komşu- manlık yapıyor. Sergi günümüz sanat pratiğindeki dilleri, özellikle lar, bir yandan bölge sanatında belirgin bir biçim olan performans de anlatı, sözlü gelenek ve halk tiyatrosu gibi formları kullanan ve gösteriye alan açarken, diğer yandan akademik sanat çevreleri veya onlarla ilişki kuran çalışmalara odaklanıyor. Toplumsal etki- dışında gelişen karikatür ve halk sanatı gibi dalların uzantısına da leşimin merkezinde yer alan bu formlar, kamusal alanda bireyin güncel sanat bağlamında yer veriyor. Sergi 8 Mayıs’a kadar İstan- sesini ortaya koyuyor. Komşular, bölgenin toplumsal yaşamında bul Modern’de görülebilir. www.istanbulmodern.org 7 RÖPORTAJ GÜLSÜM GÜRAL 8 Ben her şeyden önce bir anneyim! NG Kütahya Porselen’in Yönetim Kurulu Üyesi, şirketin kurucusu Nafi Güral’ın hayat arkadaşı, dört çocuk annesi, dekorasyon meraklısı koleksiyoner ve Nafi Güral Eğitim Vakfı Başkanı Gülsüm Güral ile anneliğe ve iş hayatına dair sıcak bir röportaj gerçekleştirdik. Yazı Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Serkan Şentürk ülsüm Güral son derece pozitif ve neşeli bir kadın. Ben yıllardır fincan koleksiyonu yapıyorum. Kızım kolek- Yaşı ilerledikçe gençleşiyor adeta. Bunda torunla- siyon yapmamı tavsiye etmişti yıllar önce. O sıralar seramik rının da katkısı büyükmüş. Senede bir kez bütün ve fincan üzerine yüksek lisan tezi yapıyordu. Onunla birlikte torunlarını bir araya getirip Nafi Bey’i de alarak tatile giderler, ben de fincanlara dair araştırmalar yapmaya başladım. Bir- çok keyifli vakitler geçirirlermiş. “Zamane çocukları inanılmaz. likte fincan toplamaya başladık. Yurt içi ve yurt dışında yap- Ellerinde akıllı telefonlar, sürekli yeni şeyler öğreniyorlar. Saye- tığımız seyahatlerde çok ilginç parçalar bulduk. Sonra tabii lerinde ben de öğreniyorum” diyor Gülsüm Hanım. Elindeki te- koleksiyon yaptığımı bilen arkadaşlarım da benim için nadide lefonundan bir arkadaşının kızının dans videosuna bakıyor bir parçalar topladılar. Koleksiyon yapmak çok tutkulu bir iş… yandan da. Sohbete başlıyoruz… Bir kere başladığınız zaman sonu gelmiyor. Biriktirme hali G Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Hayatınız nasıl geçiyor? bir tutkuya dönüşüyor. Bende de öyle oldu. Biblo ayakkabı, kutu, tespih derken pek çok koleksiyonum var şimdi. Açıla- Çok keyifli geçiyor. Kütahya ve İstanbul arasında geçen cak olan müzede de porselen ağırlıklı olmak üzere pek çok bir hayatım var. Ben Kütahya’da doğdum ve büyüdüm. Genç şey sergilenecek. Mimarımızla birlikte müzenin dekorasyonu yaşta anne oldum. Dört tane pırlanta gibi evladım var. Onlar ile de ilgileniyorum. büyüdükten ve kendi ailelerini kurduktan sonra eşimle baş başa kaldık. Bir yandan çalışıyor diğer yandan torunlarımızla vakit geçiriyoruz. Kütahya ve İstanbul arasında gidip geliyor olmak yorucu olmuyor mu? Dekorasyona olan ilginizi biliyoruz. Nereden kaynaklanıyor bu? Aslında eşimin önerisiyle dekorasyon işleriyle ilgilenmeye başladım. Nafi Bey de ben de mobilyalara ve aksesuarlara çok meraklıyız. Çocuklarım büyüdükten sonra Nafi Bey, “Gülsüm, Aslına bakarsanız çocuklarım ve torunlarım burada diye sen bu işlere çok meraklısın. Neden otellerimizin dekorasyonu İstanbul’la da bir bağ kurduk. Gidip geliyoruz sürekli. Bu ile ilgilen miyorsun?” diye sordu. Biliyorsunuz Güral Sapanca ve bizim için bir yaşam tarzına dönüştü. Keyifli bir tarafı da var Afyon Otellerimiz var. Mimarlarımızla birlikte otelin iç mimarisiyle sürekli hareket etmenin. Sizi daha dinamik yapıyor. Zaten ilgilendim. İş yerlerimizdeki ofisler, yaşadığımız ev derken birden eşim de ben de gezmeyi severiz. Tatillerde bütün torunları- çok zevk aldığım bir iş ile meşgul olurken buldum kendimi. mızı alır bir yerlere gideriz. Şimdilerde zamanınızın büyük bir bölümünü heyecan verici bir projeye ayırdığınızı öğrendik. Nafi Bey ile uzun yıllardır birliktesiniz. Mutluluğunuzun sırrı nedir? Anlayış, şefkat ve hoşgörü olarak özetleyebilirim. Ben her Evet, bu aralar çok heyecanlıyım çünkü Kütahya’da bir zaman eşimin yanında oldum. İş dünyasında pek çok zorlukla müze kurma projemiz var. Vaktimin çoğu müze ile ilgilenerek karşılaşmanız mümkün. Bütün yaşanan gerginliklerle hep anla- geçiyor bu aralar. yışlı taraf oldum. Susmam gerektiği yerde sustum. Konuşmam Nasıl bir müze olacak bu müze? gerektiğinde konuştum. Bence kadınların eşlerinin yanında güçlü 9 RÖPORTAJ GÜLSÜM GÜRAL Kütahya’da açılacak olan müzenin heyecanı içinde olan Gülsüm Güral, anne olmayı hayatının önceliği yapmış. Kocaman bir aileye sahip olmayı dünyadaki hiçbir şeye değişmeyeceğini özellikle belirtiyor. durması ve sinirlenmeden olayları sakince yorumlaması gereki- okudu. Onlarla birlikte yapamadığım şeyleri kısmen de olsa yor. Mutlu bir ailenin en önemli dayanağı karşılıklı güvendir. deneyimleme şansım oldu. İnsanların hayatta bazı tercihleri Bütün vasıflarınız arasında kendinizi en çok ne olarak tanımlıyorsunuz? Kendimi bir anne olarak tanımlıyor ve bunla gurur duyuyo- vardır. Ben erken yaşta anne olmak istedim. İyi ki de öyle yapmışım. Eşiniz annelik sürecinizde size nasıl destek oldu? rum. İlk çocuğumu on yedi yaşımdayken kollarıma aldım. Sonra Nafi Bey her zaman çok çalışır. Başarının temelinde ça- üç tane daha evladım oldu. Gençliğimi annelik yaparak geçir- lışmanın yattığını söyler. Bizim ailemizin temellerinde de ça- dim. Çocuklarımla birlikte ben de büyüdüm. Şimdi yedi tane lışkanlık ve sevgi var. Biz hiçbir zaman birbirimize küsmedik, torunum var. Onlarla birlikte tekrar çocukluğuma döndüm. kötü davranmadık. Nafi Bey prensipleri olan sevgi dolu bir Genç anne olmak nasıl bir duygu? eş ve babadır. Şu an kocaman bir ailemiz var. Memleketimiz Muhteşem bir duygu… Şu an çocuklarımla arkadaş gi- Kütahya’dan bağlarımızı asla koparmadık. Yaşadığımız top- biyiz. Ben üniversite okuyamadım ama evlatlarımın hepsi 10 raklara da sevgimiz sonsuz. YENİ SERİ SERAMİK MIRAGE Kahverengi ve yeşilin taştaki uyumu 30x75cm ebadında olan Mirage serisi, yeşil ve kahverenginin doğal taş üzerindeki birlikteliğiyle oluşturduğu uyumu vadediyor. Seri, birbirinden farklı yüzey görünümünün yanında, benzersiz dekorlarıyla farklı uygulamalara olanak tanıyor. 12 İspanya rüzgarı NG Kütahya Seramik ve İspanya’nın seramik devi TAU Ceramica arasında yapılan iş birliği sonucu, 2013 yılında Türkiye’de kurulan TAU Ceramica Turkey’in benzersiz ürünleri, yaşam alanlarına kazandırdığı inovatif ürünler ile ister modernliği, isterseniz İspanyol esintilerini mekanlarınıza taşıyor. 13 YENİ SERİ SERAMİK KRIPTON Bir kayanın olamayacağı kadar parlak Seramikte modernliğin kaya görünümünde yaşam bulduğu Kripton, kahverengi ve gri seçenekleriyle, 50x100 cm ebadında sunuluyor. Parlak yüzeye sahip seri, uygulandığında verdiği his ile büyüleyici bir haz yaratıyor. ONICE Duru ve özel bir taş, Onice 30x90cm, 60x60cm, 50x100cm gibi zengin ebat seçeneklerine sahip seri, “Onice” taşının gris, marfil ve perla olarak adlandırılan renkleriyle, mekanlara eşsiz bir sadeliği ve güzelliği taşıyor. 14 VINTAGE Ahşap dokusu ve seramik sağlamlığı Vintage Serisi, 16,5x100 cm ebadında, bej, gri ve karamel renkleriyle mekanlara ahşabın sıcaklığını taşıyor. Yaşam alanlarına sırlı porselenin getirdiği sağlamlık ile ahşaptan daha uzun ömürlü kullanıma olanak tanıyor. METALICA Mekanlara metalik efekt Görünümünde verdiği metal hissi, dokusundaki matlık, Metalica’da bir arada. 50x100 cm ölçülerindeki Metalica, yüzeyindeki metalik efektler ile mekanlara ışıltı kazandırıyor. 15 YENİ SERİ PORSELEN Bahar ışığı Kütahya Porselen’in ‘Leonberg’ ve ‘Bone China’ serileri sımsıcak yaz günlerinin yaklaştığını müjdeliyor. Yapım Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can 16 Bu sayfada LB82YT430147771 ‘Leonberg’ krem yemek takımı, (82 parça) 639,00 TL. Yan sayfada BC44KH34065100 ‘Bone China’, (44 parça) 875,00 TL. 17 NG GÜRAL SAPANCA NG Güral Sapanca’da yenilenin, tazelenin NG Güral Sapanca kış aylarının getirdiği stres ve yorgunluğu geride bırakmak için, sizi yenilenme ve tazelenmeye davet ediyor. 18 edenimizi ve ruhumuzu rahatlatacak masajlar, bahar yatağında uygulanan yosun bakımı, içinde bulunan bol miktar- B aylarına özel bakım alternatifleri, Aliva SPA’da… NG da vitamin ve mineraller sayesinde ödem atmaya yardımcı olan Güral Sapanca’da doğa ile iç içe geçireceğiniz tatille, evinize bir bakım. Kür şeklinde alındığında vücudu şekillendirmenin yenilenerek dönebilirsiniz. Muhteşem bir doğa içinde tatil ya- yanı sıra, yağ dengeleyici ve dezenfekte etme özelliği sayesinde parken kral ve kraliçelere layık masajlar ve bakım kürleriyle yeni- sivilce kurutucu özelliği de bulunuyor. lenmek, kış aylarının yükünü üzerinizden atmanızı sağlayacak. NG GÜRAL SAPANCA’DAN TAZELEYICI ÖNERILER • Ayak detoksu Eklem, kas, yağlı dokular ve beyinde depolanan toksinlerin atılımını sağlayan bir diğer bakım, ayak • Doğa yürüyüşü NG Güral Sapanca’nın orman ile iç içe detoksudur. 2003’te Nobel bilim ödüllü iki Japon araştırmacı bahçesinde, zorluk derecelerine göre sınıflandırılmış üç farklı tarafından icat edilen ve yüzde 100 doğal olduğu dile getirilen yürüyüş parkuru bulunuyor. Bu parkurlardan size uygun olanını bu cihaz sayesinde, birkaç uygulamanın ardından sabah ne- seçerek bahar aylarının keyfini çıkarırken, temiz havada yapa- den halsiz kalktığınızın cevabını da alıyorsunuz. Burada ilginç cağınız yürüyüşlerle yenilenmeniz mümkün. olan, seans sonrasında suyun renginin denilene göre, bedeni- • Aliva Wellness’tan sağlıklı içecek önerileri Aliva nizden çıkan toksinlerin niteliğine bağlı olarak değişmesi. Ayak Wellness Sağlıklı Yaşam Merkezi Yöneticisi Diyetisyen Ali De- detoksu herhangi bir hastalığı tedavi etmiyor, ancak bedenin reli tarafından içerikleri belirlenen birbirinden lezzetli ve sağlıklı biyoenerji bölgelerinin dengelenmesini ve arınmayı sağlıyor. sebze ve meyve suyu karışımlarını, NG Güral Sapanca’da her • Thai bitkisel kompres masajı Thai bitkisel komp- öğünde taze sıkılmış olarak tatmanız mümkün. Aşağıda örnek res masajı; içinde zencefil, zerdeçal, demirhindi, kafur, si- iki karışımı ve faydalarını bulabilirsiniz. nameki, Hint kamışı gibi 11 bitkinin bulunduğu bir keseden • Pancar, lahana, havuç, elma, nane Mide ve ka- oluşuyor. Isıtılmış yağ içerisinde bekletilen Thai bitkisel kese- lınbağırsak rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olur. Günlük cikleri ile yapılan bu masaj, kas ağrılarını, stres ve halsizliği C vitamini ihtiyacınızın yüzde 92’sini karşılar (eğer sigara içiyor- önlüyor; aynı zamanda hoş kokular eşliğinde ruhunuzu din- sanız, günlük ihtiyacınız 2,5 kat artar). A vitamini(beta-karoten) lendirip tazelenmenize de yardımcı oluyor. ihtiyacınızın yüzde 100’ünü karşılar. • Kereviz, salatalık, elma, limon, maydanoz, yarım çay kaşığı toz tarçın Kolesterole karşı etkilidir, diüretik ve sakinleştirici özelliktedir. Günlük B grubu vitaminleri sinir sitemi üzerinde etkilidir, B1 vitamini (Tiamin) ihtiyacının yüzde 45’ini, B2 vitamini (riboflavin) ihtiyacının yüzde 55’ini ve Niasin ihtiyacının yüzde 14’ünü karşılar. BAHAR AYLARINA ÖZEL BAKIM VE MASAJLARLA YENILENIN • Yosun Bakımı Renk ve su terapisi özellikli sarmalama 19 MÜZİK KIRAÇ Sanatçılar tek bir karakterdir Birbirinden güzel besteleriyle, özel hayatındaki mesafeli duruşuyla, dünyaya bakışıyla, tepeden tırnağa gerçek bir sanatçı Kıraç… Sanatçı ile çalışmaları, hayat görüşü ve projeleri ile ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 20 zel ve güzel bir insan Kıraç… Kısa bir süre önce Müzik, hayatınıza ne zaman girdi? Kütahya’ya gelen sanatçı, oradan Eskişehir’e Çok küçük yaşlarda… Herhalde iki-üç yaşımda şarkı söyle- geçip muhteşem bir konser verdi. Çok yoğun ol- meye başlamıştım. Ortaokulun sonuna doğru müziğe eğilimim masına rağmen bize de vakit ayırabildi ve röportajımızı Kıraç’ın artmaya başladı. Her zaman müzikle ilgiliydim ama o yıllarda albüm hazırlıklarını yaptığı stüdyoda gerçekleştirdik. hayatımın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Lise ikinci sınıfta Ö Hayatı müzikle şekillenmiş, öyle ki ‘Endamın Yeter’ şarkısı ona rüyasında söylenmiş. Ve sabah kalkıp bestelemiş. da bir gitarım oldu ve beste yapmaya başladım. Sonrasında, 1990 yılında Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’ne girdim. Çocuklarıyla hayata bağlanıyor, ‘çocukların dünyayı daha Bu, müzik hayatımda bir aşamadır ama asıl aşama 1992 yılında yaşanır bir hale getirdiğini düşünüyor. Ben de bu konuda ken- barlarda çalışmaya başlamam oldu. Müziği artık bir hobi değil, disine katılıyorum. Türkiye’nin ilk çizgi sinema filmi Ayas’ın iş olarak yapmaya ve para kazanmaya başladım. Sonra müzik yapımcısı eşi Ayşe Şule Bilgiç, kızları Iraz ve oğulları Yağız ile hayatımın bir parçası olmaktan çıkıp kimliğim haline geldi. mutlu bir yaşantısı var. Ayas filminin müzikleri de yine ona ait. Bütün dizilerde sizin müziklerinizi duyuyoruz. Bana Kıraç’ın hayranlarına hediyesi ise yakında çıkarmayı planladığı göre diziyi ön plana çıkaran da müziğidir. Nasıl yapıyor- albümü olacak… En çok albüme ismini verecek şarkıyı merak sunuz bu bestelerinizi? ediyorum. Bir insanın kendisi için bunları söylemesi ne kadar doğru bilmi- Sizi hep müziğinizle, bestelerinizle tanıdık. Özel hayatı- yorum ama ben sanatçıyı ‘tek’ olarak tanımlarım. Sanatçılar tek bir nızı gözlerden uzak yaşıyorsunuz. Kendi tercihiniz mi bu? karakterdir; kimisi şarkı söyler, kimisi resim yapar ama hepsi aynı Saklamaktan ziyade özel hayatımı göz önüne sermek için yolda yolcudur. Gerçek bir sanatçının da bunun farkında olup, sa- özel bir gayret sarf etmedim. Malum, şov dünyasında olan in- natın her dalına ilgi duyması gerekir. “Ben müziği çok seviyorum,” sanlar gündemde ne konuşuluyorsa, ne prim yapıyorsa, özel diyen bir sanatçı “Resimden anlamam,” dememeli; sanatın kıyme- hayatlarına varana kadar kullanıyorlar. Ben bunu yapmıyorum. tini bilmesi gerek. Çocukluk yıllarımdan beri sanatın her türüyle ilgi- Bu tutumlarını örnek aldığım insanlar var tabii. liyim, şiir ve sinema da bunların arasında. Ben seçimimi müzikten Kimi örnek aldınız? yana yaptım. 2002’de bir dizi müziği için bana teklif geldiğinde, sa- Benim çok önemsediğim insanlar var: Cem Karaca bunların dece müzisyen kimliğimle yaklaşmadım teklife; bir sinemacı olarak başında geliyor. da baktım. Dizi denince basit gelebilir kulağa, alt tarafı haftada bir Cem Karaca ile olan bağınızı anlatır mısınız? kez yayınlanacak ama Türkiye’de olağanüstü bir tempoyla, inanıl- Cem Karaca ile 2002 yılında tanıştık ve birlikte aynı mekan- maz uğraşlarla diziler çekiliyor. Her ne kadar eleştirsek de dizi sek- da şarkı söyledik. Taksim’de Yaga isminde bir mekan vardı törü büyük. Ben dizileri izlerken ‘Aa buraya nasıl bir müzik gider?’ o zamanlar, artık yok tabii. Çarşamba akşamları Cem Kara- demekten ziyade ‘Bu nedir? Nereye varılmak isteniyor?’ diyerek ca, perşembe akşamları da ben çıkıyordum konser vermeye. diziyi analiz ettiğimi düşünüyorum. Ondan sonra o diziye müzikle Dostluğumuz orada başladı ve çok özel sohbetlerimiz oldu. Bir katkıda bulunuyorum. Önemli olan güzel müzik değil, o diziye ya Avustralya konserimize Cem Karaca’yı da konuk olarak davet da filme uygun olan, yönetmenin anlatmak istediğini destekleye- etmiştik, bizi kırmayıp gelmişti. Özel bir insandı Cem Karaca, cek bir müzik ortaya çıkarmak. Dizi ya da film müziği ‘Ben çok iyi türünün son örneğiydi diyebiliriz. Öyle bir insanı tanımış, onunla müzik yapıyorum’ diye yapılacak bir iş değil aslında. Bir de sanat- zaman geçirmiş olmak ayrıcalıklı bir duygu. çının bulunduğu ortamı iyi tanıması gerekiyor. Dünyayı tanımadan Repertuarınızda Cem Karaca’nın şarkılarına da yer verir misiniz? Sahnede pek söylemiyorum açıkçası. Bende şöyle bir yaklaşım vardır: Söylediğim bir şarkıyı fazlasıyla sahiplenirim. önce kendi çevresini, doğduğu yeri, kültürünü, tarihini özümsemiş olması gerekiyor. İyi müzik yapmanın bunlarla ilgili olduğunu ve halkımı iyi tanıdığımı düşünüyorum. Onlarla nasıl bir kontakt kuracağımı da iyi biliyorum diye düşünüyorum. İyi söyleyebildiğimi düşündüğüm için o şarkıyı söylerim. Tabii Türk halkı özel hayatla sanat hayatını bir bütün olarak ki Cem Karaca şarkılarını da söylediğim oluyor, ‘Resimdeki düşünür. Sizin o yönünüzü de çok seviyorlar. “Aa Kıraç Gözyaşları’nı mesela, fakat genel olarak o şarkıları dinlemek çok düzgün çocuk,” diyorlar sizin için. istediğimde Karaca’dan dinlemeyi tercih ediyorum. Çünkü şar- Halk dediğimiz çok büyük bir kitle; farklı kültürler, farklı eğitim kılarını o kadar benimseyerek, o kadar farklı söylüyor ki kendim seviyeleri, farklı bakış açılarını içinde barındırır. Sosyolojik olarak de dahil bir başkasından dinlemek aynı etkiyi yaratmıyor. Cem bakarsak zaman zaman çok çeşitli şeyleri de alkışlayabilir. Örne- Karaca’yla ilgili özel bir çalışma yapabilirim. ğin 80’lerin modası, estetik olarak korkunçtu; fakat insanlar 10 yıl 21 MÜZİK KIRAÇ boyunca benimsedi. Bu bütün dünyada aynıdır. Şarlatanlar da, için. Yalnızca Fenerbahçe maçlarını seyrediyorum. Hani bazıları bilim adamları da, sanatçılar da dönem dönem tercih edilebilir. der ya “Televizyonu sadece belgesel izlemek için açıyorum,” Genel olarak sesini yüksek çıkaran kendini halka dinletir, bu da diye. Ben onu bile yapmıyorum. işin kolay yöntemidir. Söylemek istediğim şu; halk herkesi yaşatmaz, belirli bir dönem kullanıp atar. Neşet Ertaş, Cem Karaca, Fenerbahçe’nin marşını da siz bestelemiştiniz. Böyle birşeyi hayal eder miydiniz? Barış Manço gibi sanatçıların cenaze törenlerindeki kalabalığı ve Çok… Kesinlikle bir hayalim gerçekleşti diyebilirim. Fe- sevgi selini gördünüz. Orada şunu gördük: Halk gerçek sanatçı- nerbahçe için bir şey yapabilmek harika bir olay bana göre. ları ne kadar çok seviyor. Tabii ölüm bir gösterge olmamalı ama Çocukluğumuzda tribünler ikiye ayrılırdı: Ali Sami Yen’de bir onları öldükleri zaman daha iyi anlarız, sonra aradan 100 yıl ge- maç olduğunda bir taraf sarı-lacivert, diğer taraf sarı-kırmızıya çer; o sanatçıdan bir sözü, bir davranışı örnek göstermeye baş- boyanırdı. Kavga, dövüş o zamanlarda da olurdu. Ben de o larız. Bunu yakalamak kolay değil. Ha, şov dünyasındaki isimlerin fanatik gruplar arasına girdim bir dönem açıkçası. Bir polisin to- kaygısı da bu değildir zaten. Onların derdi daha çok kaç konser kadıyla kendime geldim. O dönem biz bir gece önceden maça verip, kaç para alacağıdır. Halkımız sanatçı sözünün içini farklı bir giderdik, sabah oluyor ama maç gece oynanacak düşünün. anlamla doldurdu, ünlü insana ‘sanatçı’ diyorlar. Bir şey diyeme- Maç esnasında şarkılar, türküler söyleniyor. Ben o zaman çok yiz tabii. Fakat yeni bir ihtiyaç doğdu: Sanatçının hakkını vermek düşünmüşümdür günün birinde seslendirdiğim bir şey burada için önüne ‘gerçek’ kelimesini getirmek zorunda kaldık. Mesela söylenir mi diye. Zaman geçti, insanlar şarkılarımı çok sevdi ve biri çıkıyor youtube’dan bir video paylaşıyor, bütün dünyayı bu- Aziz Yıldırım beni aradı, ben de suratına kapattım telefonu -na- nunla sarsabiliyor. Tamamen tesadüfi bir olay sayesinde ünlü zik bir adamdır bu arada, başkaları nasıl tanıyor bilmiyorum. oluyor. İnsanların kendisiyle baş başa kalıp dünyayı sorgulama, Belki bulunduğu konum itibariyle kamera karşısında agresif bir hayatı gerçekten yaşama gibi şeylerden uzaklaştıran bir yapı var. duruş sergiliyor olabilir ama gerçekten çok nazik bir beyefen- Sürekli yönlendirme ve dayatmalarla yaşamak zorunda kalıyoruz. didir- Tekrar asistanına arattı, kendisine bağladılar, “Bendim Kitle iletişim araçları burada büyük bir rol oynuyor. Bütün bu mut- biraz önce arayan. Seni çok seviyorum ve Fenerbahçeli oldu- suzluğun içinde bir taraftan da internet olgusu var. Evet, bir takım ğunu da biliyorum. Fenerbahçe için sevgi dolu bir marş yazar bilgileri sunuyor. Belki bu şaklabanlığı, bu tüketim çılgınlığını aşa- mısın?” dedi. Hayhay dedim. Aslında bunu çok daha önceden bilen insanlar da var. yapabilirdim, fakat bu tür konularda en önemli şey, taraftar ka- Fanatik Fenerbahçelisiniz… bul etmeyince bu iş hiçbir şey ifade etmiyor. Hayatımda en zor- Evet, 3 Temmuz olayından sonra futboldan soğumaya baş- landığım bestedir o marş. lamıştım ama Fenerbahçe sadece bir futbol takımı değil benim 22 Ne kadar zamanda yaptınız? “ Müzik benim için çok kutsal bir şeydir. Nerede değer buluyorsa, orada olmalıdır şarkı. O yüzden diyorum Cem Karaca şarkısı söylemem diye, Tamirci Çırağı’nı benim söylememe gerek var mı? Karaca muhteşem söylemiş zaten. Müzikte egom yoktur, herhalde o yüzden Allah benim karşıma çıkarıyor bu tür şarkıları. Böyle başka şarkılar da var: Mesela ‘Bulamazsın’ inanılmaz bir örnek. Neden biliyor musunuz? Cem Karaca’dan önce bana doğru şarkı söylemeyi öğreten insan Zeki Müren’dir. Dünyanın gelmiş geçmiş en doğru şarkı söyleyen insanıdır, hangi tarzda söylediği önemli “ değil. Artikülasyonu, nota, sunma biçimi her şeyi mükemmel. Hakkari’nin köyünde de dinlenir, metropolde gökdelenin en üst katında da... Ondan aldım şarkı söyleme eğitimimi. Söylediği her şey inanılmaz değerlenirken, ‘Bulamazsın’ gibi bir şarkı gereken değeri görmemiştir. O da bana kısmetmiş. Bazı şarkılar hak ettiği yeri bulamıyor, Zeki Müren söylese bile… Altı ay uğraştım. Neredeyse geceli gündüzlü… Normalde luk yapamam diye bir şey yok; yaparım, çünkü orada da oyna- bu kadar büyütülecek, uğraştıracak bir şey değildir. Fakat konu ma sebebim benim yapmış olduğum bir dizi olmasıydı. TRT’de futbol olunca daha stresli bir durum çıkıyor ortaya, çünkü fana- yapımcılığını üstlendiğim bir diziydi. Oyuncuların psikolojisini tizm, karşı takımın zayıflığı gibi çok negatif konular üzerinden anlamak için oynamıştım, anladım da. Korkunç derecede zor yürüyen bir spordur. Taraftar ve kulüp yöneticileri oradan bakar bir iş! Yönetmenlik daha da zor. konuya. Kıraç’ın farklı takımlardan da hayranları var, bu ayrı bir Önümüzdeki yıl projeniz ne? konu ve beni ilgilendirir. Benim hedefim şuydu: Öyle bir şarkı Şu an albüm hazırlığındayım, mix aşamasına geldim. yapayım ki, kimseyi incitmesin, rencide etmesin. Marşın güzel Ne zaman çıkacak? olması yetmiyor, coşturabilmesi de lazım. İşte bu çok uğraş- Çok yakında çıkar diye planlıyorum. tırdı beni. Galatasaraylılar da Beşiktaşlılar da bizim insanımız. İsmi hazır mı albümün? 2007’de yaptım ben bu marşı ve futbolun biraz güzellik üzerine yürümesi gerekiyordu. Diğer takımların taraftarları da sevdi marşı, bunu çevremden biliyorum. Bir besteniz var ben çok seviyorum onu, ‘Endamın yeter’. İlk duyduğumda öyle kalakalmıştım, kim için bestelemiştiniz o şarkıyı? Benim yaptığım en özel şarkıdır o. Birkaç yerde bahsetmiş- Değil, dokuz şarkı olacak; şarkılardan birinin adını veririm albüme. İsim koymak zaten en son aşama. Aşk şarkıları duyabilecek miyiz bu albümde? Çoğunlukla soft, duygusal şarkılar hakim ama iki şarkım biraz daha hızlı; özel şarkım da var. Eskişehir’de bir konseriniz vardı, fakat hemen öncesinde Kütahya’daydınız. Konser için mi oradaydınız? tim, belki es geçilmiştir. O şarkıyı ben yapmadım. ‘Endamın Kütahya Porselen’den davet gelmişti. Kütahya’yı uzun za- Yeter’i bana bir kadın rüyamda söylemişti. Nakarat kısmını de- mandır merak ediyordum. Eskişehir’e gitmişken oraya da uğ- ğil ama girişini... Tam bir ilham perisi! ramak istedim. Kütahya Porselen’i gezme fırsatı buldum ve Nasıl bir kadın olduğunu hatırlıyor musunuz? çok beğendim. Çok temiz, çok steril bir yerdi; hele ki seramik Sadece sesini duydum ve uyandım. ‘Ne güzel, bu kimin şarkı- işi yapılan bir ortam için fazlasıyla hijyenikti. Çalışanlar mutlu sı acaba?’ dedim. Baktım, kimsenin değilmiş. Hemen söylemeye görünüyordu, en önemli konu bu. Kütahya için çok değerliy- başladım. Özel bir keyif alırım onu söylerken. Her şarkım çok özel miş Kütahya Porselen, orada gezerken bunu çok iyi anladım. ama o tam bir aşk şarkısı. Bir de endam önemli bir şey tabii. Ekonomik ve manevi açıdan şehre çok fazla şey katmış belli ki. Çok kısa bir oyunculuk deneyiminiz var. Tekrar yapmak ister misiniz? Gerçekten benim için bir değeri olması gerekiyor. Oyuncu- Konumunu fazlasıyla hak ettiği çok açık. Eskişehir’deki konseriniz nasıl geçti? Hava biraz soğuktu ama konser iyiydi, çok eğlendik. 23 TREND ŞEHİR TEMASI Kent-TAU Ceramica Turkey. Kent silüetleri Dijital ile birebir görünümleriyle seramiğe yansıyan manzaralar ve porselenden oluşan tarihi yapılar… Her biri şehirlerden ilham aldı, mekanlara ve sofralara taşındı. 24 Pino-NG Kütahya Seramik. Dijital baskı teknolojisi, Ortaköy Camii gibi eşsiz manzaraları karo üstüne uygulayıp, dev bir fotoğrafı eşsiz bir sunum ile mekanlara taşıyabiliyor. Bir TAU Ceramica Turkey koleksiyonu olan ‘Kent’ serisinde New York Times Meydanı’nın silueti yer alırken; NG Kütahya Seramik ‘Pino’ serisinde ise, Eiffel Kulesi, Pisa Kulesi ve Big Ben, dijital baskı teknolojisi ile mekanlarda var oluyor. Kütahya Porselen ‘Galata’ altı kişilik çay takımı, Galata Kulesi şeklindeki çaydanlık ve Dikilitaş formundaki toz şekerlik ile İstanbul’un tarihi mekanlarını sofralara taşıyor. 25 TASARIM DÜNYASI Basit ve esprili Tasarım toplumunun aynasıdır. Kendileri ile dalga geçmekten hoşlanan Hollanda insanları, tıpkı hayata baktıkları gibi tasarıma da esprili bakışlarını katıyorlar. Asla bir arada kullanılmayan malzemeleri harmanlıyorlar ve ortaya şakacı tasarımlar çıkıyor. Yapım Çİğdem Hasanoğlu Maarten Baas Eindhoven Design Academy’den çıkan önemli isimlerden biri de Maarten Baas. Mezuniyet projesi olarak tasarladığı ‘Smoke’ serisinde yer alan yanmış sandalyeleri ile dikkatleri hemen üzerine çekti. Moooi markası da Baas’ın tasarımını kendi koleksiyonuna katmakta gecikmedi. Baas, aynı seriden avizesi ile Victoria&Albert Museum’un ‘Brilliant’ sergisine davet edildi. 2009 yılında Design Miami’de yılın tasarımcısı seçilen Baas tasarımlarının hepsini el yapımı ve tek parça olarak üretiyor. 2012’den beri ürettikleri tasarımlar, Den Herder Production House adı altında satışa çıkıyor. www.maartenbaas.com WIekI Somers İkinci nesil Hollandalı tasarımcılardan Wieki Somers, Studio Wieki Somers’te tasarımcı Dylan van den Berg ile üretimlerine devam ediyor. Somers sadece işlev ile değil, form ve estetik ile üreten genç Hollanda tasarımının en önemli isimlerinden ve Eindhoven Design Academy’den mezun. Halen aynı okulda dersler de veren Somers’in sayısız ödülü bulunuyor. www.wiekisomers.com 26 RIchard Hutten Hayatı boyunca sürekli bir şeyler tasarlayan Richard Hutten, tasarım yapmanın bir meslek olduğunu öğrendiğinde tasarımcı olmaya karar vermiş. 1991 yılında mezun olduktan sonra kendi stüdyosunu kuran Hutten’in felsefesi, tasarımlarda herhangi bir tasarım izinin olmaması. Kadrolu Droog Design tasarımcısı olarak da işler üreten Hutten’in tasarımları dünyanın en önemli müzelerinde sergileniyor. www.richardhutten.com Marcel Wanders 1996 yılında Droog markası için tasarladığı ‘Knotted’ sandalye ile yıldızı parlayan Marcel Wanders, dünya çapında tanınan bir ürün ve mekan tasarımcısı. Aynı zamanda Moooi markasının kurucularından biri. Boxtel kentinde doğup büyüdükten sonra Eindhoven Design Academy’de eğitimini tamamlayan Wanders, ortağı olduğu Moooi, Alessi, B&B Italia, Cappellini başta olmak üzere önemli markalar için üretmeye devam ediyor. www.marcelwanders.com 27 TASARIM DÜNYASI Timo Sarpaneva Aynı zamanda bir eğitimci ve heykeltıraş da olan Timo Sarpaneva, Finlandiya’nın en önemli tasarımcılarından biri olarak pek çok insana ilham kaynağı olmuş. Bilhassa sanat eseri kategorisinde değerlendirilen, cam malzemeden ürettiği objeler ile tanınan Sarpaneva’nın ahşap, tekstil ve metal kullanarak ürettiği tasarımlar da mevcut. Helsinki’de Sanat ve Tasarım Üniversitesi’nde eğitimini tamamlayan Timo Sarpaneva’nın kariyerindeki ilk önemli başarısı, iittala’nın düzenlediği yarışmayı kazanması ve firma tarafından işe alınmasıyla değişiyor. 1954 yılında Milano Trienali’nde ‘Grand Prix’ ödülünü kazandıktan sonra ise tasarım dünyasında kendine önemli bir yer ediniyor. Aynı zamanda İngilizce öğretmenliği de yapan tasarımcı, hayatının son yıllarını sadece heykeltıraş olarak geçirmiş. Pek çok malzeme ile yaptığı son derece avangart tasarımların ardından, camın asıl medyumu olduğunu anlayan Sarpaneva’dan öğrenecek çok şey var! www.sarpanevadesign.com Klaus Haapaniemi 33 yaşında genç tasarımcı Klaus Haapaniemi, sadece Finlandiya değil, uluslararası tasarım dünyasının yükselen yıldızlarından biri olarak nitelendiriliyor. Finlandiya’nın grafik tasarımı eğitimi aldıktan sonra İtalya’ya giden ve orada Bantam için kreatif direktörlük görevinde bulunan Haapaniemi, Diesel, Levis, Marimekko, Dolce&Gabbana ve Cacharel gibi markalar için pek çok iş üretmiş. Tasarımlarında Finlandiya tarihinden ve geleneklerinden izler bulunuyor. Klaus Haapaniemi, 2010 yılında tasarımcı arkadaşı Mia Wallenius ile Haapaniemi’nin adını taşıyan bir tasarım stüdyosu kurdu. İkili burada farklı isimlerle birlikte çalışarak moda, mobilya, kitap, sergi ve özel parti tasarımları yapıyor. www.klaush.com 28 NG GÜRAL AFYON WELLNESS&CONVENTION Termale geç kalmayın, genç kalın NG Güral Afyon Wellness&Convention, bildiğimiz termal tatil geleneğini modernize edip, yepyeni bir hizmet sunuyor. ermal tatili yeni bir anlayışla sunarak ülkemizde ve kokusuz, mineral bakımından zengin, normal su ilave ederek dünyada daha geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak ılıştırılmasına fazla gerek olmayan, böylece mineral yapısı fa- özelliklere sahip NG Güral Afyon’da çocuklu ailelerin rahatı için kirleşmeyen, doğanın benzersiz hediyesi NG Termal Suyu özel aile odaları, açık ve kapalı havuzlar, su kaydırakları, çocuk kullanılıyor. Termal suların binlerce yıldan bu yana bilindiği ve restoranı ve çok büyük bir eğlence merkezi bulunuyor. Termal kullanıldığı literatürde yer alır. Türkiye termal su kaynakları ba- Spa merkezinde ise yok yok! Termal jakuziler, Türk hamamı, kımından Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada olmasına aile hamamları, saunalar, buhar odaları, buz çeşmesi, dinlenme rağmen, termal sular hep şifa arayışları olarak algılanmış ve alanları, macera duşları, su kaydırakları, dışa açılabilen sıcak su hastalık geldiğinde hatırlanmış. Bu nedenle ülkemizde termal havuzu gibi alanlar bunlardan sadece bir kısmı. kültürü yanlış yönde gelişmiş. Oysaki termal sular, Japonya T Benzeri olmayan çok özel bir termal su Sadece NG Güral Afyon’da NG Güral Afyon’da otelin arazisi içerisinden çıkan; renksiz, 30 ve Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkede, hastalık gelmeden, koruyucu ve düzenleyici olarak kullanılıyor. Bir başka ifade ile hastalığın gelmeden önlenmesi hedefleniyor. Bu ne- denle ergenlik çağından başlamak üzere, özellikle gençlerin erken yaşlarda Platinium paket termal kürlerine başlamaları öneriliyor. Termal sular her ne kadar hastalıkla- Paket içeriği: Bir gece Afyon Brasserie Alakart Restoran’da rın tedavilerinde etkili oluyorsa da, unutulmamalıdır ki, termal sular hastalık canlı müzik eşliğinde akşam yemeği, iki adet Bali masajı Konaklama Tipi: İki kişi-Dubleks Suite odaya upgrade gelmeden önce daha çok gereklidir. Sağlık, güzellik, zindelik, stressiz hayat Paket Süresi: Üç gece için ilaç yerine düzenli termal kür, bedenimizin ve ruhumuzun vazgeçileme- Gold Paket yecek ihtiyacıdır. canlı müzik eşliğinde akşam yemeği, iki adet bölgesel ‘Luxury Wellness’ paketleri ile tazelenin, yenilenin... Paket içeriği: 1 gece Afyon Brasserie Alakart Restoran’da klasik masaj Konaklama Tipi: İki kişi-Corner Deluxe odaya upgrade NG Güral Afyon’da benzersiz özelliklere sahip NG Termal Suyu, ruhunu ve bedenini şımartmak isteyenler için Aliva Spa Merkezi, her yaşa hizmet veren eğlence alanlarıyla termalin keyfini doyasıya yaşamak mümkün. Üstelik şimdi Luxury Wellness Paketleri ile bu keyfi çok özel fırsatlarla yaşayabilrisiniz. guralafyon.com, facebook.com/guralafyon Paket Süresi: İki gece Silver Paket Paket içeriği: Bir adet bölgesel klasik masaj, bir adet harem ritüeli Konaklama Tipi: İki kişi- Deluxe Odaya upgrade Paket Süresi: İki gece 31 STİL PORSELEN Sadeliğin zarafeti Kütahya Porselen ve Mitterteich’ın içinde tüm renkleri barındıran beyaz ve sadeliğin simgesi krem renk uygulamalı porselen tasarımları, çağdaş sofraların vazgeçilmezleri olmaya aday. Yapım Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can 32 Bu sayfada FLY24Y20014 (Filesiz) ‘Fulya’ krem yemek takımı, (24 parça) 85,00 TL. FLY24Y252014 (Fileli), (24 parça) 139,00 TL. Yan sayfada MLN24Y20014 (Filesiz) Mitterteich ‘Milena’ krem yemek takımı, (24 parça) 99,00 TL. MLN24Y252014 (Fileli), (24 parça) 169,00 TL. 33 STİL PORSELEN Dalgalı formları ve hissedilebilen rölyefleriyle bu seriler, hem klasik hem de modern sevenler için ideal. CPR81YT0014 ‘Caprice’ krem yemek takımı, (81 parça) 449,00 TL. 34 SİNEMA LALE MANSUR “İstanbul’un tarihi güzelliğini okuyarak, araştırarak keşfettim” Yerli ve yabancı pek çok filme fon olan İstanbul’u Türk sinemasının değerli oyuncusu Lale Mansur ile konuştuk. Yazı Tuba Kalçık Fotoğraflar Serkan Şentürk 36 İstanbul doğumlusunuz ve yaşamınızın “Ben seninle siftahımı yaptım öbürünü de gidip diğer önemli bir bölümünü burada geçirdiniz. Ço- bakkaldan al, o da siftahını yapsın” demiş. Eskiden cukluğunuzdaki İstanbul deyince aklınıza ilk adada bu denli paylaşımcı bir ortam varmış. ne geliyor? Peki, adanın sizi en çok cezbeden özelliği Erenköy’de iki katlı bahçeli bir evde doğmuşum, ancak babamın işinden dolayı çocukluğumun bir bölümü Türkiye’nin değişik ne? Yemekleri mi, doğası mı, insanları mı? Eşim sağ olsun müthiş bir aşçı olduğu için ada- yerlerinde daki en güzel yemekler bizde yapılıyor. Ama adada geçti. O süreçte Erenköy’de oturan dedemi sık sık kurutmadan tam dozunda balık yapan çok güzel ziyarete gittiğimiz için İstanbul deyince aklıma ilk yerler de var. Genel olarak atmosferini çok seviyo- olarak Erenköy geliyor. Orada gördüğüm köşkler, rum. Rahat, sakin, huzurlu, gürültü patırtı yok. Ayrı- bahçeler, tramvay çocukluğumun İstanbul’unda ca adada birçok arkadaşımız var. Küçük bir tekne bana iz bırakan şeyler. de aldık, adaların etrafında dolaşıyoruz; bu bana Peki, o dönemdeki insan dokusunu nasıldı? büyük bir özgürlük verdi. İnsanlar size sormadan Çok farklıydı tabii. O dönemde daha kozmopolit cep telefonu ile fotoğraf çektiği için yedi-sekiz se- ve samimi bir ortam vardı. Birçok semtte bu ortam nedir rahatça denize giremiyordum. Şimdi ise tekne değişse de eski İstanbul’un mahalle sıcaklığını ya- ile adanın boş olan arka tarafına gidiyoruz, orada şatan yerler hala mevcut. Mesela, şu anda yaşadı- rahatça denize girebiliyorum. Bundan dolayı da çok ğım Arnavutköy, eski İstanbul’un mahalle sıcaklığını mutluyum... devam ettiren bir semt. İnsanlar birbirlerini tanımasa da selamlaşıyor, birbiriyle konuşuyor. Kuzguncuk da aynı şekilde. Uzun süredir yaz aylarını Burgazada’da geçiriyorsunuz. Bodrum, Marmara, Kemer gibi popüler tatil mekanlarına gitmek yerine neden Burgazada’yı tercih ediyorsunuz? İSTANBUL VE BEYAZPERDE İstanbul sinematografik malzeme açısından çok zengin bir şehir. Sinemacı gözüyle sizce İstanbul’un bu yönü beyaz perdeye yeterince yansıtılıyor mu? Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akın zaman zaman filmlerinde İstanbul’u kullanıyor ama mesela bir Woody Burgazada’yı bir tatil mekanı olarak görmüyo- Allen gibi değil. Allen yıllarca New York üzerine bir rum. Evimiz var, kedilerimizi de alıp yazın orada ya- sürü film çekti. Onun gibi filmlerinde İstanbul’a yer şıyoruz. Boğaz’daki müzik sesinden dolayı yazlarımı veren bir yönetmen yok. Arnavutköy’deki evimde geçirmek imkansız hale geldi benim için. Türkiye’nin birçok tatil mekanında İstanbul’u anlatan bir film çekseydiniz öncelikle hangi mekanları kullanırdınız? aynı şekilde bangır bangır müzik sesi var. Bu ses Beş sene önce Taksim’i anlatan ve sadece ka- beni mahvediyor. Buna maruz kalmamak için tatil- dınların rol alacağı bir proje vardı. Farklı kesimler- lerimi yurt dışında İtalya veya Provence gibi yerlerde den oluşan kadınların Taksim’i nasıl kullandıklarını geçirmeyi tercih ediyorum. ele almak istemiştim. Proje için iki kadın buldum Burgazada’daki yaşamınızdan bahseder misiniz? ama diğerlerini bulamadığım için hayata geçiremedim. Taksim’in benim hayatımda önemli bir yeri var. Adada çok sakin bir hayat var. Her şey yeteri Konservatuvara giderken aynı zamanda AKM’de de kadar. Lokanta da, fayton da, insan sayısı da ye- sahneye çıkıyordum. Dolayısıyla 14 yaşımdan itiba- teri kadar... Çok kozmopolit bir yer hala. Rumlar ren Taksim çok kullandığım bir mekan oldu. Uzun geçmişte sürülmüş adadan ama şimdi yavaş yavaş bir süre de Ayaspaşa ve Gümüşsuyu’nda oturdu- dönüyorlar. Dokümanlardan gördüğüm kadarıyla ğum için hayatımın önemli bir bölümü Taksim’de eskiden bambaşka bir yaşam varmış. Mesela bir hi- geçti. Taksim’in dokusunu yakından bildiğim için kaye beni çok etkiledi. Adamın biri bakkaldan peynir bu projeyi yapmayı çok istemiştim, yapmadığım için ve şimdi ismini unuttuğum bir yiyecek daha istemiş. çok pişmanım. Bakkal peyniri verip diğerini vermeyince adam; “Niye sadece peyniri veriyorsun?” diye sormuş. Bakkal da İstanbul’da gitmekten keyif aldığınız yerler var mı? 37 SİNEMA LALE MANSUR 38 Çok yer var. Boğaz’ın ve Adalar’ın yeri ayrı benim için ama saydım” dediğiniz yönetmenler var mı? Sultanahmet’e gitmeyi de çok sevi- Çok var. Nuri Bilge Ceylan, yorum. Buradaki insan dokusu çok Reha Erdem, Çağan Irmak, Zeki hoşuma gidiyor. Günümüzde fark- Demirkubuz. Aklıma ilk gelen isim- lı statülerden insanların bir araya ler bunlar... geldiği yerler çok azaldı. Bir stadyumlarda bir de Sultanahmet’te her Keşke ben de rol alsaydım dediğiniz film var mı? kesimden insanı bulabiliyorsunuz. Benim öyle “Niye ben oyna- Mesela Sultanahmet’te zengin, fa- madım?” gibi hırsım ve kıskançlı- kir, öğrenci, turist yani farklı kesim- ğım yok. Hayata karşı da öyleyim. lerden insanlara rastlayabilirsiniz, Sadece “Ne güzelmiş, keşke bana bu yönünü çok seviyorum. Bunun da böyle bir rol gelse” diye gıpta yanı sıra çok özel bir tarihi dokusu ediyorum. da var. Bütün yok edilme çabasına rağmen Bizans dönemini de bura- O zaman gıpta ettiğiniz bir film var mı? da görebiliyorsunuz. Ben hangi şe- Meryl Streep’in “Sophie’nin Seçi- hirde yaşadığımı çok sonra öğren- mi” filmi var. Olağanüstü, dolu dolu dim. Tahsil hayatım boyunca bana bir senaryosu var. Soykırımı anlatan Bizans’la ilgili bir şey öğretilmedi. birçok film izledim ama beni onun Bizans’ı ancak tarih kitapları oku- kadar etkileyen olmamıştı. Bu filmde yarak öğrenebildim. İstanbul gibi bir oynamayı çok isterdim mesela. şehirde yaşıyoruz ama neyin üze- Genç oyuncular ve yönet- rinde oturduğumuzun çok da far- menler arasında başarılı buldu- kında değiliz. Tarihini sadece bize ğunuz isimler hangileri? anlatıldığı kadarıyla biliyoruz. Ben Birçok isim var. Yönetmenler- bu şehrin tarihi güzelliğini okuyarak, den “Sonbahar”ın yönetmeni Özcan araştırarak keşfettim. Alper ve İlksen Başarır’ı çok beğe- “OYUNCUNUN YERİ TİYAT- niyorum. Oyunculardan “Eğreti Gelin” ve İlksen Başarır’ın filminde de RODUR” boyunca rol alan Onur Ünsal ve “Kelebeğin birçok sinema filminde rol aldı- Rüyası”nda oynayan Farah Zeynep nız. Geriye dönüp baktığınızda Abdullah’ı ve “Başka Dilde Aşk” fil- çalışmaktan en keyif aldınız yö- minde birlikte rol aldığım Saadet Işıl netmen veya yönetmenler han- Aksoy’u çok beğeniyorum, hepsinin gisiydi? de önü çok açık. Sanat yaşamınız Atıf Yılmaz’ın bendeki yeri çok Birçok tiyatro oyunu da sah- ayrı çünkü bana ilk güvenen yönet- nelediniz. Tiyatroya ara vermeyi mendir. “Düş Gezginleri” filminde düşünüyor musunuz? başrol emanet etti. Bu film bana Asla. Oyuncunun yeri tiyatro- Altın Portakal’ı kazandırmıştı. Ayrıca dur. Tiyatroda bir oyunu 100 kere Barış Pirhasan, Ömer Kavur da çok oynayıp, o rolün derinliğine iniyor- keyif alarak çalıştığım yönetmenler. sunuz ve sürekli kendinizi yenileye- Bir de Şerif Gören var tabii. “Ameri- biliyorsunuz. Tiyatro bambaşka bir kalı” filminde oynamıştım. şey benim için hiçbir şeyle kıyas- “Keşke bir filminde oyna- lanmaz. 39 MALZEME PORSELEN Porselen kullanırken Porselen; P orselen; k kil, il, k kaolen aolen ffeldspat eldspat ggibi ibi h hammaddelerle ammaddelerle yyapılan, apıl beyazlığını bu hammaddelerin özelliklerinden alan, pişirildiğinde sertleşen yarı saydam beyaz ürün olarak tanımlanır. Porselen sözcüğü, Latincede istiridye anlamına gelen ‘porsella’dan almıştır. orselenin üretiminde birleşim oranları titiz çalış- P malar sonucunda belirlenen hammaddeler karış- tırılarak önce çamur hazırlanır. Değişik şekillendirme yöntemleri kullanılarak ürünler şekillendirilir. Ön pişirme işlemi yapılan şekillendirilmiş mamuller sırlanarak daha yüksek sıcaklıkta pişirilir. Sırlama işlemi mamulün bir nevi cilalanmasıdır. Porselen ürüne parlak, camsı yüzeyi ve hijyenik özelliğini veren aslında cila vazifesini gören sır tabakasıdır. Krem renkli ‘Fine Porselen’ ürünler de beyaz porselenlerle benzer özelliktedir. Krem rengi, pişirme yöntemi ve fırın atmosferi ile sağlanır. Bone China/Kemik Porselen ürünlerin en önemli özelliği, bünyelerinde yüksek oranda kemik külü kullanılmasıdır. Bu sebeple bu ürünlerin saydamlığı yüksektir. ‘Naturaceram’ Kütahya Porselen Grubunun ürettiği fine earthenware (su emmesi yüzde 6-7) sınıfında renkli seramik sofra eşyasıdır. 40 Naturaceram Naturaceram’ı diğer seramiklerden ayıran farklar nelerdir? • ‘Naturaceram’ın pişirim sıcaklığı (1120-1150 derece) diğer seramik malzemelerden (950-1050 derece) yüksektir. • Naturaceram sırları daha serttir. • Naturaceram’ın su emme miktarı yüzde 7 civarında iken, diğer seramik malzemelerin yüzde 15-25 aralığında değişir. • Naturaceram ürünlerinde diğer seramiklerde olduğu gibi sağlığa zararlı olan kurşun kullanılmaz. • Naturaceram ürünlerin çok geniş renk yelpazesi bulunur. • Naturaceram diğer seramiklere göre çok daha hijyeniktir. Diğer seramikler yüksek su emme özelliklerinden dolayı zamanla çatlar ve bu çatlaklar içerisine zamanla bakteriler yerleşir, çatlak ürünlerin kullanımları sağlıklı değildir. Naturaceram sofra eşyası kullanımında zamanla çatlamaz, mikrop barındırmaz. Porselen kullanırken nelere dikkat etmeliyiz? • Porselen, dondurucuda kullanılabilir. Ancak dondurucudan çıkarılan porselen hemen fırına konulmamalıdır. Bu durum ani ısı değişikliği nedeniyle porselenin zarar görmesine neden olur. • Porselenler fırınların ısıtıcı bölümlerinde ve mikrodalga fırınlarda kullanılabilir. Ancak sır üstü dekorlu ve özellikle altın/platin yaldızlı mamuller mikrodalga fırına kesinlikle konulmamalıdır. • Porselen çıplak ateşin üstüne konulmamalıdır. Ateşle direk temas porselenlerin şok etkisiyle kırılmasına neden olur. • Porselenler sert temizleme malzemeleri ve tel ile ovularak temizlenmemelidir. • Suyu sert olan bölgelerde porselen üstünde zamanla beyaz lekeler görülebilir. Bu tür lekeler sirke ile yok edilebilir. • Çay ve kahve lekeleri; metal çizikleri, diş temizleme tozu ile temizlenebilir. Porselenleri yıkarken nelere dikkat etmeliyiz? El ile yıkamada: • Piyasada bulunan tüm krem ve sıvı deterjanlar kullanılabilir. • Yıkama kabı alüminyum olmamalıdır. • Porselenlerin yanında, tava ve tencere gibi porselen dışı eşyalar bulunmamalıdır. • Sert temizlik maddeleriyle ve telle ovularak temizlenmemelidir. • Yıkandıktan sonra bol su ile durulanmalı ve mutlaka kurulanmalıdır. Makine ile yıkamada: • Kullanılacak deterjana dikkat edilmelidir. Yüksek alkali içeren deterjanlar özellikle sır üstü dekorlara zarar verebilir. • Sır üstü dekorlar ve özellikle altın/platin yaldızlı dekorların bulaşık makinasında yıkanmaması önerilir. • Bulaşık makinesine özel tuzlar mutlaka kullanılmalıdır. Aksi takdirde zamanla altın yaldızda kararmalar gözlenir. Bu kararmalar altın yaldızın üstünü temiz bir bez ile silmek suretiyle yok edilebilir. • Bulaşık makinesinin sıcaklığı maksimum 60 °C olmalıdır. • Porselenler makineden tam kurutulmuş olarak alınmalıdır. • Makinede porselen ve metal eşyalar aynı anda yıkanmamalıdır. • Makineye yerleştirmede porselen eşyaların birbirleriyle temas halinde olmamasına dikkat edilmelidir. 41 STİL PORSELEN Renklerin cazibesi Kütahya Porselen Naturaceram Lar serisi cesur renkleri sofralara taşımak isteyenler için şık alternatifler sunuyor. Yapım Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can 42 Bu sayfada LR2424YS142616 ‘Lar’ pembe yemek takımları, (24 parça) 110 TL. Yan sayfada LR2424YS142609 ‘Lar’ gri yemek takımı, (24 parça) 110 TL. 43 LEZZET ÇİKOLATA Doyulmaz lezzet Gizli güçlerin, afrodizyak etkisinin, zihin açıcı, enerji verici kahramanı çikolata, tutkunlarının yakın takibinde yaşamımıza keyif katmayı sürdürüyor. Yapım Zeliha Köşlü atince ‘Tanrıların Besini’ anlamına gelen ‘The- miş. Bir asır sonrasında ise İngiltere’de içecek yapılmak obromocacao’ ağacından elde edilen kakao- üzere katı çikolata satılmaya başlanmış. 18. yüzyılda nun geçmişi 2600 yıl öncesine dayanıyor. Mayalar M.S. İngilizler bu içeceğe süt katınca, farklı çikolata türleri- 600’lü yıllarda çikolatalı bir içecek yaparlar. Bu öğütül- nin oluşmasının da yolu açılmış. Türkiye’deki üretimi ise müş kakao çekirdeğinin su ile karıştırılmasından elde Cumhuriyet döneminde, 1927 yılında, Feriköy’deki ilk edilen bir içecektir. Mayaların ve Azteklerin daha çok çikolata fabrikasında başlamış. Ham maddesi kakao kraliyet aileleri için uygun gördüğü bu içecek, özel kişi- olan çikolatanın dünya üzerinde çok büyük kısmı Batı leri, rahipleri, misafirleri ve tüccarları onurlandırmak için Afrika, Orta ve Güney Amerika ile Batı Hint Adalarında ikram edilirmiş. O dönem sıradan insanların uzağında üretiliyor. Kakao ağacı dört yaşından sonra meyve ver- kalan bir içecek olan çikolatayı Aztekler, ülkelerine do- meye başlıyor. Akla ilk bitter, sütlü ve beyaz çikolata ğudan gelen ilk beyaz tenli adamı gördüklerinde onu çeşitleriyle gelen çikolatanın ismi dahi kokusunu ve lez- tanrı sanarak ikram etmişler. İspanyol asıllı bu beyaz zetini hissetmeye yetiyor. L 44 adamın adı Cortès imiş ve henüz şekerle buluşmamış Çikolata konusunda şüphesiz en çok öne çıkan ülke bu içeceği İspanya’ya tanıtan kişi olmuş. 16. yüzyılda İsviçre. Ülkemizde bu lezzet ile ilgili pek çok marka ara- Kristof Kolomb Amerika’yı keşfederken Cortès vasıta- sında çikolata sektörüne hızlı bir giriş yapan NG Çikolata, sıyla Avrupa da çikolatanın vazgeçilmez tadını keşfet- Mild markalı çikolatalarıyla sektörde fark yaratıyor. Müşte- Dilin üzerine yerleştirilen çikolata erimeye başlarken nefes almak, çikolatanın içindeki aromaların güçlenmesini sağlıyor. rilerine yepyeni tatlar sunmayı hedefleyen NG Çikolata, dün- değil erkekler üzerinde de psikolojik olarak olumlu etkiler yanın en büyük çikolata üreticilerinde görev yapmış uzmanların sağlıyor. Çünkü stresle mücadelede etkili potasyumu bün- İsviçre’de oluşturduğu Mild-Switzerland ile imzalamış olduğu yesinde barındıran çikolataya her iki cinsin verdiği tepkiler özel bir lisansa sahip. Sapanca‘da 3.500 metrekarelik alana aynı oluyor. İçeriğindeki antioksidanlar ile sağlık kaynağı kurulu üretim tesislerinde üretilen tüm ürünler, gıda şartlarına olarak bilinen yeşil çaya oran ile üç kat daha fazla antiok- uygun olarak gerçek kakao yağı, kakao kütlesi ve kaliteli şe- sidan madde içeren çikolata, aynı zamanda zengin bir kal- ker kullanılarak üretiliyor. cikolatasepeti.com ise, Türkiye’de siyum kaynağı olduğundan, güçlü kemik yapısına yardımcı çikolata ve çikolatalı ürünler ile ilgili olan her ürünün satın alma oluyor. Son yıllarda görünümü ve yemesi kadar yapmasının anlayışını bir adım ileriye götürmek, bunu da en ekonomik ve da keyfine varanlar, katkı maddesi içermeyen el yapımı çiko- en kolay, aynı zamanda da en geniş ürün yelpazesi ile ger- latalarıyla tanınan çikolatasepeti.com’un ürünleriyle damak çekleştirmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye’nin dört bir yanına zevkini doruğa çıkartabilirler. Ürünlerine internet üzerinden hizmet verebilen, ülkenin en büyük çikolata üretim fabrikası. ulaşabileceğiniz cikolatasepeti.com’u; şirketlerinizin özel Kokusu mutluluk hormonu endorfinini harekete geçiren günleri, toplu bayram ve yılbaşı siparişleri, çikolata ve çi- çikolata için yapılan onlarca araştırma onun yararlı mı, yoksa kolatalı ürünler satan mağazalarınız ve stantlarınız, eviniz, zararlı mı olduğu, kilo yapıp yapmadığı konularını araştırır- profesyonel mutfaklarınız ve satış noktalarınız için kullana- ken, varılan en güçlü sonuç insanları mutlu ettiği, beyni ve bilirsiniz. NG Çikolata TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sis- kalbi koruduğu yönünde olmuş. Dilimizde erittiğimizde etkisi temi ve TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi artan çikolata bilindiğinin aksine sadece kadınlar üzerinde belgelerine sahip. 45 RÖPORTAJ MURAT MENTEŞ “Geçmiş ve gelecekle uğraşırken ‘şimdi’yi kaybettik” Yazar, şair, “köşe erbabı” ve dahi memleketin sıkı humor adamlarından Murat Menteş, başrolünde 100 yaşında bir İstiklal Harbi gazisini oynattığı “Ruhi Mücerret”te, yine akıcılığın, absürdün, “buralı aksiyon”un ve mizahın sınırlarını zorluyor… Yapım Göksan Göktaş Fotoğraflar Leyla Yaman 46 ağınızın en kıvrak kalemli ve hatta en geniş muhay- Ç kazanmak için kesinlikle daha ciddi bir efor sarf etmelisin. yileli romancılarından, yazarlarından biri karşınızda Romanın tabii ki pek çok teması var. Bizimki sadece, oturuyor ve sizden soru bekliyorsa işiniz zordur… “bizce” bir girizgahtı. Bir de romanda öyle bölümler var Onun çağdaşı bir gazeteci olarak karşısına çıkıp, hasbihal et- ki, bazen Ruhi Mücerret’in filozof dostu Avni Vav’ın söz- mek talihin size tahsis ettiği önemli bir ayrıcalıktır aslında; far- leri ve saptamalarıyla Tanpınar’ın deruni ikliminde gezi- kında olsanız da olmazsınız da… Bu durumda ya gazeteciliğin niyoruz, bazen ışık hızıyla Tarantino’nun absürt aksiyon konforlu, klişe sorularına sırtınızı yaslayarak durumu kurtarma- dünyasına geçiş yapıyoruz… Bu nasıl bir terkiptir? ya çalışırsınız ya da “ben de fena değilim, zeki adamım aslında” Bu tespitiniz için çok teşekkür ediyorum. Tanpınar da Ta- kabilinden, cevaplardan uzun, ahret sualleri sıralarsınız ardı ar- rantino da benim için önemli isimler ama ikisi bir arada ilk defa dına… Biz, yazar, şair, köşe yazarı ve dahi sıkı bir humor ada- anılıyor… Geçenlerde, Selman Bayer, bir konferansında be- mı Murat Menteş’le yeni romanı “Ruhi Mücerret”i konuşurken, nim, Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”ndeki yaklaşımını zahiri bir sözleşme olmaksızın, bir “hâl” dilinde karar kaldık ve devam ettirdiğimi söylemiş. Benim için Tanpınar’ın dil hassasi- muhabbeti seçtik… yeti ve anlatım titizliği çok önemlidir. Bir örnek vereyim, “Huzur” Başrolde, bütün absürtlüğü, zihin açıcıcılığı ve hazır cevap- romanında şöyle der: “Bu sansür ve tahdit…” Sansür demekle lığıyla halis muhlis bir Menteş karakteri olan, İstiklal Harbi’nin, yetinebilirdi. Sansürün ve tahdidin yan yana kullanılması, kritik 100 yaşındaki son gazisi Ruhi Mücerret’in oynadığı roman; bir anlam inceliği gözettiğinin ifadesi. Tahdit, sınırlandırma de- yine üstadın diğer işlerindeki gibi her satırında çarpıyor… Ta- mek… Ben bu anlamda Tanpınar’ı çok önemli buluyorum. mamı “altı çizilecek” satırlardan oluşan roman, Ruhi Mücerret’in Romanda bahsi geçen “tüketim kültürü ve reklam ölümle tatlı tatlı cilveleşmesiyle, “öbür dünya-dünya kankalığı”nı, bombardımanı altındaki insanın durumu” konusuna da eserin kötü adamı Masum Cici’nin icraatlarıyla, klişeye mahal değinmek isteriz. Bugünün insanı artık bir “müşteri”ye vermeden “tüketim kültürü” eleştirisini, gazimizin genç arka- mi dönüştü? daşı Civan Kazanova üzerinden “kahraman-anti kahraman” Müşteri olsak iyi. Tüketiciyiz biz. Müşteri kötü bir şey değil. mevzusunu, müziğin klasiğini, arabeskini, Rahmaninov’u, Or- Ahi kültürünün yaygın olduğu dönemlerde, neredeyse 600 yıl han Gencebay’ı, Kızılmaske’yi, Zincirlikuyu’da mukim “bizden” boyunca; esnafımızın büyük çoğunluğu mutasavvıf idi. Dolayı- zombileri ve daha iç içe geçmiş pek çok sürprizi ihtiva ediyor… sıyla ölçü tartıdaki hassasiyetten tutun, haram helal hassasiye- Yine Menteş’çe, yine akıcı ötesi, yine çıktığı an itibariyle, ışık tine; ifade zenginliği, başkasının hakkını gözetme, “Ben yeterin- hızıyla “kült” tahtına oturan bir romanla karşı karşıyayız yani… ce iş yaptım lütfen komşumdan alışveriş yapın” inceliğine kadar Murat Menteş’le yeni romanında değindiği mevzuların bir hayatımızda stilize bir esnaf-müşteri ilişkisi vardı. kısmından ve İstanbul’un hallerinden start alıp demli bir mu- Müşteriden tüketiciye geçiş nasıl oldu peki? habbet koyulttuk… Ben insanların temel ya da günlük ya da acil ihtiyaçları oldu- Romanın başrol kahramanı Ruhi Mücerret 100 yaşın- ğu gerçeğinden çok rahatsız oluyorum. Bir insanın ihtiyacının da bir İstiklal Harbi gazisi… Ölümle arasında tatlı bir cilve- olması, muhtaç olması bana çok onur kırıcı geliyor. Hiçbirimiz leşme, bir espri var… Konuya buradan, basit ve insani bir Tanrı değiliz, hepimiz muhtacız aslında. Ama o muhtaçlığın bu girizgâh yapsak nasıl olur bilmem ama romanda da, ha- kadar şişmesi, her şeye uyarlanması tuhaf. Ojeye muhtaçsın, yatta da herkesin kendi kurtuluş savaşı mücadelesi var… beyzbol şapkasına da, spor ayakkabıya, viskiye, bulgura, mü- Benim bir şiirimde şu mısralar geçer: “Bireysel kurtuluş cevhere de. Terbiye ve kültür, insanı muhtaç ve tüketici dere- savaşı başlamıştır / Mahrumiyete kibir, merhamete kıskançlık, kesine düşmekten korur. Tüketici, terbiyesizdir. Tüketim kültü- mahremiyete kin karışmıştır” … İnsanların bireysel kurtuluş mü- rü diye bir tabir var. Halbuki, muhtaç kimsenin kültürü olmaz. O cadelesi, kurtuluş gayreti diye bir şey hakikaten var. Savaş ol- yol, insanlıktan uzaklaşmanın yoludur. mazsa kurtuluş imkanı kendiliğinden belirir diye düşünüyorum Buradan ani bir zıplamayla İstanbul’a geçsek… Ro- aslında. Savaş, adı üstünde karşılıklı birbirini savmak, ortadan manın zemininde, Kadıköy, Moda, Kalamış gibi mıntıka- kaldırmak, defetmek, gerekirse öldürmek demek. Gelgelelim, lar var… Belli ki “karşı”nın çocuğusunuz… bir başkasını öldürdüğünde kendisinin kurtulacağını sanmak Kozyatağı’nda oturuyorum. İnsan kendi meskenini, muhitini insanlık dışı. Barış için sarf edilmesi gereken enerji ve çaba, sa- çok da tercih edemiyor. Sadece alışıyor. Çok yakın muhitleri vaş için sarf edilenden daha fazla. Yani bir insanı eline tüfek alıp bile bilmiyor olabilirsin… Kadıköy’ün merkezinde değilim. Ama tararsın, kolay ve basit görünüyor… Ama bir insanın gönlünü evden çıkınca Kadıköy’e iniyorum otomatik olarak. 47 RÖPORTAJ MURAT MENTEŞ Kadıköy sizin için ne ifade ediyor? daha ziyade otopark için düşünülen bir alan. Çünkü otomobil- Kadıköy, Cumhuriyet döneminde şekillenmiş daha ziyade. lerimiz daima bizden daha değerli. Arabalar, içindeki adamdan Kimliğini bu döneminde bulmuş. Benden çok önce Kaybeden- değerli. Sen bir adamın yüzüne tükür, bir de arabasına tükür ve ler Kulübü bir Kadıköy esprisi üretmişti… verdiği tepkileri ölç. Hatta müzikte de Kadıköy Sound esprisi vardır… Bahçeye dönecek olursak… Evet. 6.45 Yayınları 20 yıldır bu vurguyu yapıyor. Kadıköy Bahçe bir evin asıl manzarasıdır. Evin senin dünyanı, bah- Felsefesi’ne Giriş adında, Şahin Uruk imzalı bir kitap yayınla- çen de senin ahiretini temsil eder. Yani sen bahçe eken biri dılar… Radyo programlarında 20 yıl boyunca “Hayatı ve ka- olarak, istikbale bakan bir konum seçmiş olursun. dınları öğrendiğimiz Kadıköy sokakları” gibi anonslar yaptılar ve Romandaki binlerce güzel saptamanızdan, ifadenizden Kadıköy’e bence son 20 yılda başka bir ruh üflediler. Cool bir biri de “Daima acele edip hep kaç kalanların şehri” diye kod- hava esiyor Kadıköy’de. ladığınız İstanbul… Nedir bu şehir insanın acelesi sizce? Moda biraz daha asık yüzlü ama sanki… Çünkü içinde bulunduğumuz an değer taşımıyor. Etrafta Moda havalisini muhafazakar buluyorum. Memuriyet atmos- görülmeye değer bir şey yok. İnsanlar ancak trafik kazası gör- feri hakim. Çarşı cıvıltısından ziyade… Sanırım Süleymaniye Yeni düklerinde yavaşlıyor, durup bakıyorlar. Öyle bir duruma geldik Cami’den esen rüzgarlar, Moda’yı seküler muhafazakar bir mu- ki, etrafımızda çiçekler, kelebekler, mimari şaheserler olsa bile hit haline getirdi. Başlangıçta Kadıköy’ü sahaflardan ötürü sevi- görecek durumda değiliz. Yozlaştık birader. Geçmiş ve gele- yordum. Zira, orada çok ucuza harika kitaplar buluyordum. cekle uğraşırken şimdiyi kaybediyoruz. Zaten romanda da Müteferrika Sahaf’ın sahibi Lütfü Konuyu değiştirmeme müsaade ederseniz… Seymen görünüyor bir ara… “Korkma Ben Varım”da da İstanbul’da, “her an her şey olabilir” hissi veren, ruh hali görünüyordu… ve zemin olarak “aksiyona en meyilli” semt, mekan ya da Bana “Kadıköy’de birinin heykelini dikeceksin” deseler, Lütfü Seymen’in heykelini dikerim. Benim nazarımda Kadıköy’ün en büyük sembolüdür. Kitaplarınızda bazı yazarlarda olduğu gibi “İstanbul güzellemeleri” yok… mıntıka neresi sizce? Ve tabii ki neden? James Bond’un son filmi ve “Taken 2” İstanbul’da çekildi. İstanbul, aksiyon için uygun bir mekan. Fakat övünülecek bir nedenden ötürü mü? Bence, maalesef hayır. Saklanmaya elverişli, dar, ışığın değerlendirilemediği ve buna karşılık tarihi ya- İstanbul aşığı insanlar vardır. İstanbul’la ilgili kitaplar yazar- pıların egzotik kıldığı mekanlarımız ilgi çekiyor. İstanbul’un he- lar, İstanbul’un tarihi, müzeleri falan… Ben onlardan değilim. men her muhiti aksiyon mekanı olabilir: Kadıköy, Fatih, Taksim, İstanbul’u çok seviyorum ama İstanbul’da oluşturduğumuz Üsküdar, Beşiktaş, Sultanahmet, Arnavutköy… Romanlarda kültürel görünümleri beğenmiyorum. İstanbul’daki doğa ha- biz İstanbul’u temize çekiyoruz. Bu, edebiyatımızın geleneksel rikalarını dengeleyecek oranda medeniyet harikaları yok. Sü- tutumuna bilerek veya bilmeyerek sadık kalmamızla ilgili. leymaniye ile Ayasofya arası saçma sapan şeylerle doludur… Kapalıçarşı’nın çevresi de öyle. İstanbul’un iki yakaya ayrılması, yazar muhayyilenizde size neler çağrıştırıyor, düşündürüyor? “Kadıköy Hep güzel bir kadına benzetirler ya edebiyatçılar Sound”un önemli temsilcilerinden Kesmeşeker, “İstan- İstanbul’u, o kadına etmediğimizi bırakmadık galiba en bul İstanbul” şarkısında, “Ne doğuda ne batıda / Sen edepli ifadeyle… Asya’dayken Ben Avrupa’da” diyor misal… Biz bu çok güzel kadının bir gözünü çıkardık kesin, bir elin- Kesmeşeker’in şarkısı, belli bir durum için anlamlı, ge- den iki, diğerinden dört parmağı kestik, sonra bu kadının derisi- çerli, uygun. Fakat ben Avrupa yakası, Asya yakası ayrımını nin bir kısmını yüzdük, bir bacağını paslı testereyle kestik… Onu bilinçli olarak kenara itmekten yanayım. Farkları araştırmak bir kafese kapattık. Delirttik. Ve yalnızca bayat ekmekle besledik. bizim düşünme alışkanlığımızın bir önceliği. Halbuki, benzer- Bütün bunlar İstanbul’un güzel bir kadın olduğu gerçeğini değiş- likleri görmek gerek. Karşı yakada okunan ezanları duyar- tirmese de, onun artık bizimle tatlı tatlı konuşacak hali kalmadı… sın, martılar mekik dokur, o sahile vuran dalga senin kıyına Romanda Mimar Serpil Silahlıperi, şehrin can damar- döner, vapurların mütevazı ahengi bizi sürekli kavuşturur… larını nasıl kestiğimize ilişkin, etkileyici bir söylev veri- Haydarpaşa gar binasının yüzündeki küskünlüğe, Topkapı yor… Özellikle bahçe ile ilgili olan kısım çok etkileyici… Sarayı soru soran bir ifadeyle bakar… Bir de Avrasya Mara- Sizin bahçeniz var mı? tonu var ki, aslında her gün ama her gün hepimiz bir o yana Nerdeee! Apartmanda oturuyorum ben de. Artık bahçeler 48 bir bu yana koşarız... Okuyucuyu Tanpınar’ın deruni “ruh iklimine” de sürüklüyor, Tarantino’nun “her an sakata gelebiliriz” moduna da… Yeni romanı yine diğerleri gibi ışık hızıyla “kült” tahtına oturan Menteş’le, “Ruhi Mücerret”te değindiği mevzular ve İstanbul’un halleri üzerine hasbihal ettik. 49 ATÖLYE CURCUNABAZ Üstte Kukla ve maske sanatçısı Candan Seda Balaban. İşe maske yapımıyla başlayan Balaban, artık kukla yapımının yanı sıra kukla oynatıcılığı da yapıyor. Göl ölge geni ni izlle iz Kukla ve maske sanatçısı Candan Seda Balaban’ın Beyoğlu’ndaki Atölyesi Curcunabaz, gerçeküstü bir dünyanın kapılarını aralıyor. Yapım Zeliha Köşlü, Fotoğraflar İsa Arslan 50 Kukla ve maske sanat ç ısı Candan Seda Balaban, kuklanın ve maskenin sadece çocuklara hit a p eden bir şey olmadığını düşünüyor. 45aynıcm’andaden,kullandığı dört buçukbüyüklüklerdeki metreye kadar uzanan, hat t a yedi kişinin kuklalarla yet i şkin seyirci için de çok keyifli gösteriler yaratılabileceğini düşünüyor. andan Seda Balaban’ın tiyatroya olan Maskelere boyama efektleriyle istenen etkiyi C tutkusu, meslek hayatını tamamen de- verebiliyor. Su bazlı boyaların kullanıldığı mas- ğiştirip, kendisi için yepyeni bir hayat çizgisine kelere, simgeledikleri karakterlere göre değişik yönelmesini sağlamış. Kukla ve maske sanatçısı malzemeler ekleyebiliyor. Balaban, 1999 yılında eğitimini aldığı eczacılık Karnaval maskeleriyle ünlü olan Venedik, mesleğini bırakarak, güzel sanatlar alanına yö- Balaban’ın sanat yolculuğunda büyük bir öne- nelmiş. Tümüyle kişisel çabalarıyla gönül ver- me sahip. Türkiye’de teknik altyapı için eğitim diği bu sanat dalının tüm inceliklerini öğrenen almanın mümkün olmadığı bu alanda kendi Balaban, 2002 yılından bu yana atölyesinde kendini geliştiren sanatçı, yurtdışından aldığı kukla ve maske tasarımları yapıyor. Sanatçının maskeleri parçalayarak, sokak komedyenlerini Beyoğlu’ndaki atölyesi, yüzlerce maske ve kuk- araştırarak, yabancı kaynakları ve internet site- lanın bulunduğu gerçeküstü bir mekan duygusu lerini tarayarak kendine özgü model ve teknik- yaratıyor. Maskelerini çoğunlukla kağıttan üreten ler geliştirmeye çalışmış. Son dört yıldır ağırlıklı Balaban, ‘papier mache’ adlı tekniği kullanıyor. olarak tiyatro üzerine çalışmalar yapan Balaban, Maske yapımına çizim yaparak başlayan sanat- çeşitli oyunlar için maskeler ve kuklalar hazırla- çı, son malzemesi kağıt olan papier mache’ye mış. ‘Surname 2010’ adlı oyun için hazırladığı çamurdan modellemeyle başlıyor. Ardından ne- kukla ve maskeler ile yılın kostüm ödüllerini al- gatif kalıp denilen alçı kalıbı alıp içine kağıt ve mış. Dekor ve kostüm denemelerini sürdüren tutkal basıyor. Tutkal sertleştirildiği için üstünde Candan Seda Balaban, edindiği deneyimleri çeşitli dolgu malzemeleri kullanıyor. Bu neden- konuya ilgi duyan beş-altı kişilik küçük gruplara le işlem sonunda kağıt kullanıldığı anlaşılmıyor. eğitici atölye çalışmaları vererek paylaşıyor. 51 KÜLTÜR MİRASI AYVALIK Zamanın durduğu yer Mübadelenin izlerini taşıyan yerleşim bölgeleri her zaman içlerinde hüznü de taşırlar. Ayvalık, yıkılmaya yüz tutan eski yapıların hüznü ve bu kente gönül veren yeni sakinlerinin umudunun bir arada yeşerdiği muhteşem bir şehir. Yazı Fatma Özel 52 Ayvalık evleri genellikle iki buçuk, üç kat üstüne inşa edilmiş. Konutların alt katları yığma taş, üst katları ise karkas yapım tekniği ile inşa edilmiş. Bir kısmının giriş kapılarının üstündeki üçgen ya da yarım yuvarlak alınlıkta yapım tarihi bulunuyor. yvalık hem huzuru, hem de mübadelenin hüznünü ya- gönül veren insanlar bütünüydü beni etkileyen. Her birinin A şatan bir tezatlar şehiri… Belki de o nedenle sükunetin metropollerden kaçış hikayesi farklıydı ama hemen hemen içerisinde daima bir melankoli hissediyorsunuz orada. Lozan tümünün buraya yerleşme nedeni neredeyse aynıydı. Evlerini Antlaşması’nın mübadele kararı pek çok şehir gibi Ayvalık’ın ziyaret ettim, sofralarına oturdum hepsinin. Eski şehrin bu- da kaderi olmuş. En zengin ve en müreffeh Rumların yaşadığı günkü restorasyon sürecinde emeği olan o renkli insanlarla, şehirde, terk edilip yıkılmaya yüz tutan evler zaman içerisinde yıkık halde alıp yepyeni hayatlar kurdukları, gönülden bağlan- el değiştirmiş olmalarına rağmen, ilk sahiplerinin bu şehirdeki dıkları evlerinin geçmişini ve bugününü konuştuk. gözü olmuşlar ve buraya gönülden bağlanmanız için sürekli bir şeyler fısıldıyor gibiler. Eski şehri keşfe çıktığımda aynı nedenlerle bu bölgeye Ayvalık tüm kentsel mimarisini Rumların yaşadığı dönemde tamamlamış bir şehir. Rumlar konutları kendi ihtiyaçlarını göz önünde tutarak yapmışlar ve mübadeleye kadar da 53 KÜLTÜR MİRASI AYVALIK 54 bu şekilde kullanmışlar. Evlerin değişime uğrayışı mübadele sunu oluşturan yapılar ağırlıklı olarak bu dönemde yapılmış. sonrasında bu bölgeye Türkler’in gelişi ile olmuş. Bu deği- Akdeniz kent mimarisinin özelliklerini taşıyan Ayvalık, Arnavut şim koruma kanunu ile de son bulmuş. Bugün hala restoras- kaldırımlı daracık sokakları, bu sokaklarda yan yana sıralan- yonu tamamlanmayan çok sayıda yapının bulunduğu şehir, mış taş evleri, evlerin yaşama dönük cepheleri, rüzgarın eşlik Türkiye’de tarihi kentler düşünülürse, en az değişime uğra- ettiği deniz kokusu ile özgün bir yerleşim ve adeta bir açık yan bölgelerden biri diyebiliriz. hava müzesi. Ayvalık’taki tarihi kent dokusunu konutlar, eği- Ayvalık evleri genellikle iki buçuk, üç kat üstüne inşa edil- tim ve ticaret yapıları, zeytinyağı fabrikaları, depolar, sabun- miş. Konutların alt katları yığma taş, üst katları ise karkas haneler ve dini yapılar oluşturuyor. XIX. yüzyılda Ayvalık’ta, yapım tekniği ile inşa edilmiş. Bir kısmının giriş kapılarının üs- 11 mahalle, bir cami (Hamidiye), 11 kilise, bir manastır, 40 tündeki üçgen ya da yarım yuvarlak alınlıkta yapım tarihleri tabakhane, 22 zeytinyağı fabrikası, bir pirina fabrikası, bü- bulunuyor. Eski Ayvalık evlerinin üç katlı örneklerinde ikinci ve yüklü küçüklü olmak üzere 30 dolayında sabunhane, altı adet üçüncü katların plan şemaları birbirine benzerken, zemin kat un değirmeni, çoğu buharla çalışan 80 adet debbağhanenin genellikle farklı bir plan şeması sergiliyor. Zemin kat çoğun- faaliyette olduğu belirtiliyor. Kasabada 4773 ev, bir hükümet lukla ticari amaçlı kullanıldığı için; depolama, satış ve üretim konağı ve gümrük dairesi, biri askeri üç hastane, askeri ka- amacına hizmet etmiş. Sizinle paylaştığımız örneklerde de rakol bulunduğu belgelenmiş. Ayvalık’ta sosyal ve ekonomik çoğunlukla zemin kat alçak tavanlı ve küçük pencereli olarak hayatın gelişmişliğine paralel olarak, eğitim ve kültür düzeyi planlanmış. Üst kat ise gün ışığını alabildiğine içeriye taşı- de çok gelişmiş. Bu dönemde kentte üçü erkek, üçü kız, biri yan büyük pencereler ve yüksek tavanlı yatak odalarından de karma olmak üzere toplam yedi okul; 1803 yılında kuru- oluşuyor. Zemin katlarının sokağa bakan ön cepheleri çoğu lan, 1821 yılındaki isyanın ardından yıkılan bir akademi olduğu zaman satış için kullanılmış. Arka girişler ise depolama ama- da belirtiliyor kaynaklarda. XIX. ve XX. yüzyıllar içinde zengin cıyla karanlık ve olabildiğince loş tutulmuş. Ayvalık evlerinde kent mimarisi içeriğine sahip Ayvalık; evler, okul yapıları, tica- en çok dikkat çeken nokta ise, banyo için özel bölümlerin ret yapıları ve dini yapılardan oluşan mimari dokusunu büyük olmaması. Çoğunlukla içerideki banyo ve tuvaletler sonradan ölçüde koruyabilmiş bir kent. Diğer tüm sahil kasabalarından eklenmiş. Ayvalık, 1800’lerin başından itibaren hızla gelişerek onu ayıran özelliği de bu. Deniz tatilcilerinin bu bölgeyi tercih sanayi ve ticaret kenti olmuş. Zeytin ve zeytinyağı ticaretine etmemeleri de büyük bir şansı olmuş Ayvalık için. Şimdilerde dayalı ekonomisiyle gelişip Ege’nin en büyük sanayi ve tica- bu kentte yepyeni hayatlar kuran ve terk edilmiş binaları res- ret kentlerinden biri haline gelmiş. Ayvalık’ın tarihi kent doku- tore eden yeni sakinleriyle yepyeni bir şansa daha sahip. 55 İÇ MİMAR ŞAFAK ALİÇAVUŞOĞLU Genç ruh Kapalı bir kutu misali, aldığı her mekan projesini farklı bir hikaye ile yeni hayatına teslim eden İç mimar Şafak Aliçavuşoğlu için işlev ve estetik her zaman ön planda. Yapım Zeliha Köşlü, Fotoğraflar İsa Arslan Studioproline’ın kurucusu İç mimar Şafak Aliçavuşoğlu. er detayı, tarzı, çıkacak sonuçları ve birbirinden farklı lık Bölümü’nden 2001 yılında mezun oldum. Bu eğitimi çok H projelerin takibini, 2002 yılında kurduğu Studioproli- isteyerek aldığım için, hakkını vererek ve bu konuda ne ge- ne bünyesindeki profesyonel ekibiyle gerçekleştiren İç Mimar rekiyor ise yapmaya çalıştım. Çok kısa bir dönem iç mimar- Şafak Aliçavuşoğlu, ağırlıklı olarak yurt içi ve yurt dışı fuarlar- lık ofisinde çalıştım. Daha sonra bütün riskleri göze alarak, dan takip ettiği dekorasyon dünyasındaki yenilikleri projelerine mezuniyetimin birinci yılında kendi ofisim Studioproline’ı hiz- aktarıyor. Aliçavuşoğlu’ndan gerçekleştirdiği projeler hakkında mete açtım. bilgiler aldık. İç mimarlık eğitiminizi nerede aldınız, Studioproline nasıl kuruldu? Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimar56 Çalışmalarınız ne yönde şekillendi? İlk projem kendimi hem cesaret, hem de farklı şekilde düşünme anlamında geliştirmemi sağladı. Çünkü bu güzellik, fitness ve sağlık merkezlerinin bir arada olduğu, kompleks bir projeydi. Güzellik, fitness ve sağlığın çok ortak noktası olsa da, sağlık in- İlk projeyi konut projeleri izledi. Şu anda yaptığımız pro- sanın kendini iyi hissetmesi gereken noktalarda önemli detaylar jelerin yüzde 80’nini konutlar oluşturuyor. Bunlar arasında içeriyor; güzellik ve spor da öyle… Temelde ise, mekanda geçiri- müstakil evler ağırlıkta. Bu nedenle aldığımız projelerin sa- len zaman içinde, insanın kendisini mutlu hissetmesi geliyor. Aynı dece iç mekanlarını değil, cephe ve bahçe düzenlemelerini mekanda üç farklı işlevin bir arada bulunmasını en doğru şekliyle de gerçekleştiriyoruz. Amaç iç ve dış mekanların aynı dili ko- sağlamak, bana çok şey kattı. Bu anlamda ekip çok önemli olu- nuşmasını sağlamak. yor. İlk iş için cesaret göstermek gerekiyordu. Ekip olarak çe- Gerçekleştirdiğiniz her çalışmanın öncelikle hi- kinmeden, acaba yapabilir miyim diye düşünmeden, o cesareti kayesini dinliyor ve ona göre projelendiriyorsunuz. gösterdik ve o cesaret ile devam ettik. Çalışmalarınız nasıl ilerliyor? Sonrasında ne tip projelere ağırlık verdiniz? Bana gelen talep ve ihtiyaçlar iş öncesinde belirtilse de, kul57 İÇ MİMAR ŞAFAK ALİÇAVUŞOĞLU lanıcının proje sonuçlanana kadar işin içinde olması taraftarıyım. için ofisimize gönderiyor. Ancak biz yenikleri yurt içi ve yurt Çünkü işi teslim ettiğimde mekanda onlar yaşıyor. Bu noktada dışı fuarlardan da takip ediyoruz. Çünkü sadece beklemek- teslim sonrası kullanıcının yaşayacağı süreci de düşünmem ge- le yenilikleri izlemek yeterli olmuyor. rekiyor. Yer vereceğim en ufak objenin dahi birlikte oluşturulacak Ticari projeler de gerçekleştiriyor musunuz? bir fikirden dolayı orada olması taraftarıyım. Bu evde neden böyle Farklı projeler de gerçekleştirdik ve devam eden pro- bir obje olmalı; neden böyle bir kaplama, renk, doku, ahenk ol- jelerimiz de var. Bunlar arasında Club Album ve Members malı sorularına mekan sahibiyle karar veriyoruz. Istanbul gibi ticari projelere imza attık. Ticari mekanların de- İç mimarlık moda gibi sürekli değişen ve yeni- taylı projelendirilmeleri aşamasından sonra, kullanıcının bu lenen bir çizgide ilerlerken, yenilikleri takip etmek mekandan neyi beklediği, istediği üzerinden özel bir kon- modadaki gibi kolay oluyor mu? sept oluşturuyor, sıcak bir ortam yakalamayı amaçlıyoruz. İşimiz gereği yenilikleri sürekli takip etmek zorundayız. Markalar son koleksiyonlarının numunelerini incelememiz Bu doğrultudaki gerekli detayları mekana taşıyor, sonucunda güzel tepkiler alıyoruz. HAKKIMIZDA... NG Kütahya Seramik ürünlerini Members Istanbul benzeri ticari projelerinizde kullanıyor musunuz? Ticari mekanların iç mekan düzenlemeleri ağırlıklı olarak şov amaçlı olduğundan, çok farklı ürünler kullanıyoruz. Bu tarz mekanlarda fiziksel sebeplerden dolayı seramik işi pek olmuyor. Dökülebilecek içkilerin kaygan zemin oluşturması gibi nedenler bunda etkili oluyor. Dolayısıyla çok parlak, sert yüzeyler oluşturamıyoruz. Daha homojen dokulu malzemelere yer veriyoruz. Zeminleri daha basit ürünlerle kaplıyoruz. Bunlar arasında poliüretan kapamalar ağırlıkta. NG Kütahya Seramik ürünlerini ağırlıkla konut projelerinde kullanıyorum. NG Kütahya Seramik’in ürünlerine projelerinizde yer veriyor musunuz? Evet, sıklıkla. Son koleksiyonlarını da yakından takip ediyorum. İç mimarlığın gerekliliği, görsellik aslında. İçinde geçen uzun saatler, iç mekan düzenlemelerinin önemini dış mekandan ayırıyor. Mekan içinde yaşayanın mutluluğu, oradan alacağı pozitif enerji benim için çok önemli. Dekorasyonda işlev ile görselliği birleştirmek, mekandakilerin kendilerini iyi hissedebilecekleri ortamlar oluşturmak ki bu mekan ticari bir alan ise, büyük önem taşıyor. Projelerde bazen sıra dışı kararlarla alışılagelen çizgiden çıktığımız durumlar da oluyor. Örneğin iç mekanda bir havuzun bulunması düşünüldüğünde, bu isteğin nem, buhar veya çocuklar için artı ve eksileri değerlendiriliyor. Oluşabilecek tüm olumsuzluklara karşı önlemler alındıktan sonra, görsellik devreye giriyor. 58 ALIŞVERİŞ KÜTAHYA PORSELEN Hediye seçmek zordur Vereceğiniz V ereceeğiniz h hediye ediye eell eemeği meği göz nuru nuru iile le yyapılmışsa, apılmışsa göz yıllarca kullanılıyor ve kullanılırken sizi hatırlatıyorsa, hediye ettiğiniz kişiden sonra çocukları hatta torunları kullanıyorsa, zamanla antika değeri kazanıyorsa, marka ve sanat değeri var ise, bundan daha anlamlı ve değerli hediye olur mu? Bu özelliklerdeki hediyenin adı: Kütahya Porselen. 60 Özenle seçeceğiniz bir porselen sevdiklerinize söyleyeceğiniz en güzel sevgi sözcüklerine tercüman olacaktır. Üstte solda ADTR06KT220 kodlu ‘Tiryaki’ 110 TL. Sağda ABMRC0’KT220 kodlu ‘Meriç’ kahve takımı, (2 kişilik) 94 TL. Altta solda ABKRM04KT658 ‘Karmina’ kahve takımı. Sağda (Solda sağa doğru) CB25KV1283678 ‘Çeşmibülbül’, 347 TL; SU30VZ1283678 ‘Şule’, 390 TL; SR30V2123367811 ‘Saray’, 568 TL. Yan sayfada ABELA06TS20 çay seti, (2 kişilik) 228 TL. 61 ALIŞVERİŞ KÜTAHYA PORSELEN Üstte solda ABALC06KT0, ‘Alice’ 6 parça kahve takımı, (2 kişilik) 264 TL. Sağda ABALM604KT654 ‘Limoges’ kahve takımı, 107 TL. Altta solda CRNO9MT9014080 çocuk mama seti, (9 parça), 74 TL. Altta sağda YS05MT4207057 çocuk mama seti, (5 parça) 40 TL. 62 Kütahya Porselen çocukların hayal gücünü zenginleştirecek eğlenceli sofralar yaratıyor. ALIŞVERİŞ KÜTAHYA PORSELEN Kütahya Porselen mağazalarında anneniz, babanız, çocuğunuz, öğretmeniniz ve tüm sevdikleriniz için mutlaka bir hediye seçeneği bulacaksınız. ABBLC04TF653 ‘Belce’ 4 parça kahve takımı, (tek kişilik) 157 TL. 64 KEŞİF TATİL ROTALARI 66 Hiçbir dejenerasyon yok SIĞACIK Seferihisar’ın (Teos) nefis bir koyunda minik bir kale içinde dünya tatlısı bir köy… Hiçbir dejenerasyon yok. Apartman yok, çirkin bina yok. Evlerin büyük bölümü iki katlı Rum evi… Halkın büyük bir bölümü Balkan göçmeni sevimli insanlar. Belediye başkanı, ev pansiyonculuğunu yeniden başlatmak istiyor. Yakında evlerin bir veya iki odası konuklara açık olacak. Koyun içinde yeni bir yat limanı açıldı. Güzel yemek veren “Bu yaz bir yere gittim, nasıl güzeldi anlatamam. Adını pek duymamışsındır ama bir harika!” Bu veya buna benzer bir lafı hayatımızda bir veya birkaç kez duymuşuz ve bahsedilen yerin zamanla nasıl da popülerleştiğine tanık olmuşuzdur.Bu kez NG dergisi olarak yakın çevrenizden değil de bizden duyun dedik ve yıldızı parlaması pek muhtemel seyahat rotalarını sizin için araştırdık. bir iki meyhane tipi restoranı var. Neden insanlar oraya gidecek? Çünkü kalabalık değil ve ev pansiyonculuğu sayesinde insanlar daha ucuza konaklayabilecek. Üstelik Seferihisar “sakin şehir” unvanına sahip... Bu da insanları oraya çekecektir. 67 KEŞİF TATİL ROTALARI MUTLU TÖNBEKİCİ SEÇTİ rtık her sene özellik- A le yaz geldiğinde o yazın en popüler mekanlarını ve yerlerini öne çıkarmak ve bu yöndeki eğilimleri ölçmek neredeyse bir gelenek halini aldı. Farklılık arayışında olan insanların da yeni keşfettikleri yerler de bir süre sınırlı bir kitleye ve onun kültürüne hizmet ettikten sonra yıldızının 500 yıllık şahane Osmanlı kasabası parlamasıyla ana tatil güzer- TARAKLI gahlarından birine dönüştü. TTNet’in reklamlarındaki “Mümkünlü” adı verilen kasaba. Buna yakın zamanın iyi Sakarya’da 500 yıllık şahane bir Osmanlı kasabası. Devasa örneklerinden ikisi herhalde çınarlarıyla tarihte donmuş kalmış gibi. Üstelik çirkin turizm de Olimpos Plajı ve Kelebekler henüz girmemiş. Burası da Seferihisar gibi “sakin şehir” oldu. Vadisi’dir. Ama mesela Ke- Üstelik kalacak çok da güzel bir oteli var: Hanımeli Konağı. lebekler Vadisi’ne çok ya- Harikulade kın bir mesafede olmasına kahvaltı karşın Kabak Koyu, vadinin TİRİLYE tanınması ve popüler bir mekana dönüşmesinden yıllar sonra keşfedilerek tatilcilerin gözde mekanları arasına girmeye başladı. Adım basılmadık yerlerin sayısı her geçen sene azalsa da yeni bir soluk arayışı içinde olan gezgin niteliği yüksek öncü turistler sayesinde daha önce gözlerden ırak kalmış pek çok yerin keşfine ve yıldızlaşacak bir potansiyel taşıdığına tanık oluyoruz. NG dergisi olarak basında yer alan gezi yazıları ile bu yönde eğilimleri ölçen ve yön veren gezgin yazarların nabzını tuttuk, fikirlerini aldık ve ileride parlaması muhtemel yerlerin bir listesini çıkardık. Siz de eğer artık bu seneki iznimi farklı bir yeri görmek ve gezmek için kullanmak istiyorum diyenlerdenseniz bir göz atın deriz. 68 Deniz kenarında nefis Yatırım yapılırsa mükemmel bir tarihi Bursa kasabası. bir turizm noktası olur Hem camisi hem kilisesi GÖLYAZI var. İkisi de restore edildi, Apolyont Gölü kenarında Bursalılar dışında kimsenin camii ibadethane, kilise bilmediği ufacık ama şahane bir köy. Göl balığı pişiren bir kültür merkezi oldu. Ha- iki lokantası ve çay bahçesi var. Mübadeleden önce Rum rikulade bir-iki lokantası köyü imiş. Köyün etrafında bir kale var. Hemen girişinde ise var. Sabahları kahvaltı çı- devasa bir kilise. Yıllardır virane halde dururken geçtiğimiz karıyorlar. Kalacak bir-iki yıl restore edildi. Ve ilk ayin yapıldı. Biri orada yatırım yapar- iyi otel de var. Üstelik ula- sa harika bir turizm noktası olur. şım da çok kolay. Karadeniz’in en güzel kıyılarından biri AKÇAKOCA Adını sıkça duyardım, geçtiğimiz ay gitmek kısmet oldu Düzc ü Düzce iline bağlı Karadeniz’in en güzel kıyılarından birine sahip Akça Akçakoca’ya. Yüzlerce yıllık miras ünlü Ceneviz Kalesi, Aktaş Şelale esi ve tabii Kale Plajı ile çok daha popüler olmayı hak ediyor. lalesi Eski terör bölgesinde bir Bodrum havası LEVENT ÖZÇELİK SEÇTİ MUNZUR köy gibi köy Eski terör bölgelerine gitmek ZEYTİNBAĞI-ÇAMLIBEL isteyen çok insan var. Dersim Balıkesir, Edremit’te. Adını ilk (Tunceli) en ilgi çeken yerlerden tiyatro ve sinema oyuncusu rah- biri. Munzur Dağları olağanüstü metli Tuncel Kurtiz ile duymuştuk. bir doğal güzelliğe sahip. Üstelik Tuncel ağabey orada kendince son yıllarda Munzur Çayı’nda bir Bodrum havası estiriliyor. Nehirde şahane bir şekilde yüzülüyor. Pek yakında daha organize tur- Diğer Ege köylerine göre kararınca şahane bir otel açmıştı Zeytinbağı adında. Diğer Ege köylerinden daha iyi korunmuş, köy gibi bir köy Çamlıbel. Özellikle yanı başındaki “butik oteller köyü” olarak tanımlayacağımız Yeşilyurt köyü gibi değil örneğin. lar ve kalacak yerler olacaktır. Tim Burton’ın fantastik film seti gibi ACARLAR LONGOZU Dünyanın en önemli iki longozundan biri olduğunu duyduğum bu yere gidip görmek şart olmuştu. Longoz dere suyu ile denizin buluştuğu yerlerde denizden gelen kum birikintilerinin dere ağzını kapaması sonucu oluşan kıyı seti gölleri. Kabaca “kör nehir” olarak tarif edilebilir. Sakarya’ya bağlı bu kör nehrin içindeki ağaçlar sarmaşıklar, menekşeler, nilüferler, yüzlerce çeşit kuşlarla birlikte kendinizi Tim Burton’ın fantastik filmlerinden birinin setinde gibi hissediyorsunuz. Abartısız turizmi bulduğum yegâne yer SÖĞÜT Marmaris Bozburun’da en ucunda ıssız bir koy. Hemen az ilerisinde gizemli bir kızıl antik şehir: Kaisareia. Nefis bir kumsalı var. İncecik kum. Dahası minicik bir yat limanı var. Liman içi akvaryum gibi: Her çeşit balık var. Kalacak yer olarak Aşkın Pansiyon. Yeşillikler içinde tertemiz ve son derece medeni bir yer. Pansiyonun önü lokanta. Nefis kalamar tava yapıyor. Yunanistan’ın çok sevdiğim abartısız turizmini bulduğum yegâne yer. 69 RÖPORTAJ GÜZİN ERKAN Güzin Erkan ve Oben Karatepe. Tasarım ve ötesi Kuzguncuk’ta bir tasarım, mimari ve marka danışmanlığı ofisi olan Tasarımhane’nin kurucularından Güzin Erkan ile tasarım üzerine düşünceleri, son yaptıkları Ptt Pul Müzesi ve gelecek planları üzerine konuştuk.Hazırlayan Fevzi Ondu Fotoğraflar İsa Arslan Kısaca kendinizden ve ekibinizden bahseder misiniz? Tasarımhane’yi kurma fikri nasıl ortaya çıktı? İç Mimarlık ve Çevre tasarımı eğitimimi Bilkent Üniversitesi’nde Tasarımhane’yi 2000 yılında kurdum ve mekan projeleriyle tamamladım. 2000 yılından bu yana Oben Karatepe ile birlikte ku- 2004 yılına kadar getirdim. Aynı yıllarda Oben’in de bir prodük- rucu ortağı olduğum Tasarımhane’de çalışma hayatıma devam siyon ve reklam ajansı vardı, yaptığımız birkaç ortak işten sonra ediyorum. Tasarımhane, son 6 yıldır ağırlıklı olarak iş yoğunluğunu hem iş dallarımızı hem de çeşitliliğimizi artırmak için iki firmanın müze planlaması ve sergi tasarımları üstünde yoğunlaştırmış bir tüm imkanlarını birleştirdik ve yolumuza mimarlık tabanında mar- marka. Bu alanlarda fikir ve içerik geliştirme, mekan ve deneyim ka, ürün, teknoloji merkezli interaktif tasarıma, içerik planlaması tasarımı konularında çalışıyoruz. Şehir, sanat ve tasarım dinamik- ve yönetimi de yapabilen bir firma olarak devam ettik. Tek elden leri, tarihi ve kültürü bizim temel ve sevdiğimiz uğraşlarımızdan biri. çıkan ve bu çeşitliliğe sahip bir iş gücü de bize tüm dünya ile Konusu itibariyle yaptığımız işler birçok farklı tasarım disiplininden birlikte Türkiye’de de gelişmeye ve değişmeye başlayan marka oluşan bir ekip gerektiriyor ve tasarım konusunda baştan sona kimliği bazlı mekan projelerinde, değişen ve dönüşen yeni müze- birliğine ve bütünlüğüne inanan iki ortak olarak biz, markamız bün- cilik ve sergi planlamalarında gerçekten çok az rakibin olduğu bir yesinde bu çeşitlilikte bir ekiple çalışmaktan çok mutluyuz. alanda var olma şansı verdi. 70 Ne tarz işler yapıyorsunuz ve ne tarz bir müşteri portföyünüz var? Tasarımhane olarak mimari, iç mimari ile görsel iletişim tasarımı alanlarında işler üretiyoruz. Tasarım anlayışımız geleneksel ile modernin birleşimi ilkesine dayanıyor. Bu tarz bir karşıtlık mükemmeliyetçi yapımızı beslerken, sonsuz düşünsel ihtimal de sunuyor. Yaklaşımımızdaki bu esneklik sınırları kaldırıp, özgür yaklaşımı ve kendimizi ifade edebilme gücünü ortaya koyuyor. Farklı tasarım disiplinlerini bir arada barındıran bünyemiz ile pek çok uluslararası markaya mekan tasarımı, grafik tasarım, ürün tasarımı, perakende ve sergileme tasarımı, interaktif ve multimedya bazlı iletişim projeleri üretiyoruz. Son yıllarda özellikle müzeoloji, sergi tasarımı ve marka mimarisi konularında önemli işlere imza atarken bulunduğumuz projelerde strateji&konsept geliştirme ve içerik tasarımı ile başlayan çalışma süreci bu bilgilerin yorumlanıp farklı tasarım disiplinleri vasıtasıyla mekan tasarımına dönüştürülmesiyle sonlanıyor. Ölçeğin önemli olmadığı daha çok özgün fikir noktasından yola çıkan işlerde ise temel prensip olarak projeye bir kimlik oluşturmak ve bu kimlik ile yoğrulan eseri, ürünü, markayı, bilgiyi veya mesajı ziyaretçiye mekan kurgusu içerisinde etkileşimsel bir yolla deneyimleterek sunuyoruz. 71 RÖPORTAJ GÜZİN ERKAN PTT Pul Müzesi’ni hayata geçirirken, birçok farklı disiplini, kendimize özgü felsefe, üslup ve çalışma prensibi doğrultusunda tek bir proje altında buluşturduk. Son çalışmanız olan PTT Pul Müzesi’nin çıkış noktası neydi? sal kimlik çalışması, görsel işitsel prodüksiyonlar, dokunmatik ve dijital sunumlar, web sitesi tasarımı ve uygulanması da yine Ptt Pul Müzesi’ne bugün ev sahipliği yapan bina, 1933-34 Tasarımhane’ye ait. Müzeyi dünyadaki benzer müzelerden ayıran yıllarında, Emlak ve Eytam Bankası için TBMM gibi Cumhuriyet en önemli özelliği ise 4404 orijinal parçadan oluşan ülke koleksi- döneminde pek çok kamu binasına imza atmış Avusturyalı mimar yonuna ve 1500 parçadan oluşan dünya pulları koleksiyonuna ev Clemens Holzmeister tarafından tasarlanmış. Ptt, uzun yıllar kulla- sahipliği yapıyor olması. “Tarihe Tanıklık Eden Koleksiyonlar” slo- nılmayan binayı restore edip, uluslararası modern müzecilik stan- ganı ile başlayan müzenin hikâyesi, araştırma geliştirme çalışma- dartlarında, tüm pul koleksiyonunu sergileyen bir müze ve aynı ları ve arşivlerden çıkarılan çok büyük bir koleksiyonun heyecanı zamanda Ankara’nın tarihi merkezinin göbeğinde her daim ha- ile birleştirilerek kurgulandı. Şimdiler de ise müze ve sergi tasarımı reketli, canlı ve yaşayan bir kültür merkezine dönüştürmek talep- yolculuğumuz THY Müzesi tasarımı ile devam etmekte… leriyle Tasarımhane’ye geldi. Bizler de PTT Pul Müzesi’ni hayata Gelecek planlarınız arasında neler var? geçirirken, birçok farklı disiplini, kendimize özgü felsefe, üslup ve Yakın gelecek ile ilgili en büyük hayallerimizden biri Ta- çalışma prensibi doğrultusunda tek bir proje altında buluşturduk. sarımhane ismiyle İstanbul’da bir workshop ve sergi mekanı Müzenin genel konsepti, hikâyesi, koleksiyon ve içerik stratejile- yaratmak ve bu mekanda yaratıcılığın her alanında taze fikri rinin kurgulanması, sergi alanlarının projelendirilmesi ve uygula- olan gençlerle, konusunda haklı bir isme ve tecrübeye sahip ması Tasarımhane tarafından gerçekleştirildi. Tüm bu çalışmaların insanları bir araya getirmek, düşünsel ve düşsel bir sinerji yanı sıra genel konsept ile aynı dili konuşan grafik öğeler, kurum- yaratmak. www.tasarimhane.com 72 KÜTAHYA AMBALAJ n e n i i r n i ’ b e y i n k e r d ü n T i r , j e l a i l c a reti b m jü A a a l y a h mb a t Kü ük a büy Kütahya Ambalaj faaliyetlerinde, yüzde 100 geri dönüştürülebilir hammadde ve doğal kaynakların etkin kullanılmasını birinci planda tutuyor. Şirket ambalaj yatırımıyla, tasarıma verdiği önem ve yüksek kaliteli ürünleriyle Türkiye’nin en büyük ambalaj üreticilerinden biri olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Ofset tesisine yapılan yatırım ile 2013 yılı itibariyle kapasite kullanım oranını yüzde 85’e çıkarma başarısını gösteren Kütahya Ambalaj, kuruluşundan beri Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği OMÜD üyesi olarak faaliyet gösteriyor. 74 “Kütahya Ambalaj yatırımı, günümüzün en ileri teknolojisine sahip ofset baskı, laminasyon makinesi; kesim, katlama-yapıştırma makineleriyle her türlü ofset baskılı kutuyu, aksesuar ve standı üretebiliyor,” ifadesini kullanan Kütahya Ambalaj Fabrikalar Müdürü Tamer Özmural; firma olarak kalite, zamanında teslim ve hızlılık açısından sektörde ön planda olduklarını söyledi. “2011 yılı itibariyle Türkiye’de oluklu mukavva ambalaj kullanımı 1,7 milyon ton seviyesinde. Mevcut büyüme oranları devam ettiği takdirde, 2014-2015 döneminde tüketimin iki milyon tonu geçmesi; 2020 itibariyle üç milyon ton ve 2023’e gelindiğinde de dört milyon tona yaklaşması bekleniyor. Kütahya Ambalaj son üç yılda yüzde 30; son 10 yılda ise, yüzde 60 oranında oluklu mukavva üretim miktarını artırdı. 2007 yılında yapılan ofset tesisi yatırımının etkisiyle, 2013 yılı itibariyle yüzde 85 kapasite kullanma oranlarına ulaştı,” açıklamasında bulunan Özmural, söz konusu oranın Kütahya Ambalaj’ı Türkiye ambalaj sektörünün en büyük üreticilerinden biri yaptığını vurguladı. Firmaların ambalaja büyük oranda maliyet kalemlerinden biri olarak baktığını ifade eden Özmural, firmaların rekabet gereği düşük maliyetli olan ambalaja yöneldiğine işaret etti. Özmural, “Firmalar çevre ve geri dönüşüm bilinçlerinin yüksek olmasına rağmen, genellikle maliyetleri düşürmek adına plastik ambalaja yöneliyor. Oluklu mukavvayı tercih eden firmalar, dayanıklılığı açısından bu ürüne yöneliyor,” dedi. Teslimat hızının yanı sıra, satış sonrası hizmetler ve satış personelinin yakın ilgisinin de tercih edilmelerinin nedenleri arasında yer aldığını söyleyen Özmural, oluklu mukavva ambalajın tercih edilmesindeki en önemli nedenin de, ‘dayanıklılık’ olduğunu belirtti. Ambalajın ürünlerin korunmasında, pazara ulaşmasında ve doğru pazarlanmasında büyük rol oynadığının altını çizen Özmural, “Tüketici firmaların oluklu mukavva üreticilerinden beklentilerine bakıldığında, ilk sırada ürün kalitesi yer alıyor. Bu iki olguyu birleştirdiğimizde, tüketicilerin sadece fiyata bakmadığını, önce kalite ve dayanıklılığa önem verdiğini, bundan sonra fiyata baktığını anlıyoruz. Tüketiciler bilmekteler ki, ambalaj ürünlerin korunmasında, pazara ulaşmasında ve pazarlanmasında hayati öneme sahip. Firmalar ayrıca, sipariş verdikleri oluklu mukavvanın ilgili şartlara uygunluğunu yakinen takip ediyorlar. Firmaların, ambalaj konusunda bilgi edindiği kaynaklar arasında özellikle sektörlerindeki diğer firmaların tercihleri ile kişisel tecrübelerinin önemli yer tuttuğu dikkate değer bir husus. Bu da demektir ki, bir firmanın bir üretici ile yaşadığı olumlu ya da olumsuz herhangi bir sorun ve tecrübe sektörde hemen diğer firmalara yayılabiliyor. Özellikle satış sonrası hizmetler, herhangi bir sorunun çözümü gibi noktalarda üretici firmanın yaklaşımı hayati,” şeklinde konuştu. Kütahya Ambalaj’ın yürüttüğü tüm faaliyetlerde sürekli iyileştirmeye, yüzde 100 geri dönüştürülebilir hammadde ve doğal kaynakların etkin kullanılmasını, faaliyetler sırasında oluşan atıkların öncelikli olarak kaynağında azaltılmasını ve ayrıştırılmasını, geri dönüşüme kazandırılmasını, en uygun yöntemlerle bertaraf edilmesini prensip olarak benimsediğini ifade eden Özmural, Kütahya Ambalaj’ın üretim ve hizmet işlemlerinin yürürlükteki yasal şartlara uygun olarak gerçekleştirdiğini belirtti. Özmural sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kütahya Ambalaj olarak kurulduğumuz günden bu yana Oluklu Mukavva Üreticileri Derneği (OMÜD) üyesiyiz. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok firma, OMÜD üyesi firmalarla çalışmayı tercih ediyor. Dernek olarak büyük güven duyulan OMÜD’ün yayını OMÜD Dergisi de sektöre ışık tutuyor ve yakinen takip ediliyor. Kütahya Ambalaj olarak bizim en önem verdiğimiz nokta, hizmet kalitesi açısından zamanında teslim ve teslimat hızı. Satış sonrası hizmetler ve satış personelinin yakın ilgisi de tercih edilme nedenlerimizden.” 75 ALIŞVERİŞ porselensepeti.com Sofranı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim Sosyal hayattan tarzlarını ve duruşlarını beğendiğimiz isimlere sofralarını anlatmalarını istedik. Kimisi www.porselensepeti.com’dan en beğendiği ürünü seçti, kimisinden ise sizlere ipuçları aldık. Hazırlayan Gülderen Tumba Genç Yüksel Ak Rimer “Sof r amın ışıl ışıl görünmesini amaçlarım. Takım porseleni tercih ederim genelde. Parçaları karıştırmayı değil, her şeyin içinde ” olmasınıuyumseviyorum. Bennu Yıldırımlar Fulya “Özel günlerde sofinsanlarla ra bana birlikte sevdiğim olduğum ve keyif aldığım bir ortamı ifolduğu ade eder.gibi,Hayatta sofrada dapekkarışık renklerden hoşlanmam.” Özel günlerde sofra hazırlamaktan çok keyif alıyorum. Günün anlamına uygun, onu ifade eden bir sofra hazırlamak benim için önemli olan. Yemek yerken günün özelliğini hissetmeyi hedeflerim. Sofrada olmazsa olmazım, mumlar ve şamdanlardır. Desenli peçeteler, çiçekler kullanmayı da çok severim. Gümüş, krem ve beyazı tercih ediyorum. Bone China 55100 76 Soframda en fazla iki renk olan ve birbiriyle uyumlu sofra elemanlarını tercih ederim. Takım değil, birbirleriyle tarz ve renk açısından uyumlu olmaları beni ilgilendirir. Yemeklerden ziyade bizim sofralarımızın bir özelliği de o güne uygun peçetelerin eşlik etmesidir. Ağırlıkla krem rengi olan, az desenli takımlar en beğendiklerimdir. San Marco Serra Yılmaz “Sof r a bence bir paylaşım yeri. İ nsanlar bir nimeti paylaşıyorlar. Aynı zamandadedabirsosyalleşiyorlar. Bencedeğil. düğünlerde de cenazelerde sof r a olması tesadüf Gelen giden yesin, içsin; amaç paylaşılsın…” Çekirdek bir aileden geliyorum. Anneannem hep kalabalık sofra severdi. Büyük ikramlar yapılsın isterdi. Eski sofralar artık yok, ancak sofra bir paylaşım yeri Harlek olmaya devam ediyor. Sabit alışkanlıkların kadını değilim, o yüzden soframda da belirli kalıplarım yoktur. Her şeyi değiştirebilirim bir anda. Meraklıyım ve kendi merakımın peşinden gidiyorum. Benim için önemli olan, insanların bu eve girdiğinde kendilerini iyi hissetmeleri. Sofrada rengi çok severim. Fakat beyaz keten örtüleri de desenli örtüler kadar severim. Rahat sofraları tercih ediyorum, formal sofralar kurmuyorum. Tam yemek takımım yok. Çoğunlukla masa düzeni yerine, açık büfe davetler veriyorum. Sunum önceliğim değildir. Küçük yaşta yemek yapmaya başladım. Yemeğim lezzetli olsun ama benim için sunumu başkası yapsın isterim. Perge Zeynep Casalini “Bambu ve ahşap sabah kahvaltılarımızın, porselen de diğer öğünlerimizin olmazsa olmazıdır.” Gül Gölge Saygı Bizim soframız her gün özeldir. Yeni tatlar denemeyi çok sevdiğimiz ve genellikle ancak sofrada sohbet edebildiğimiz için de öyledir. Çoğunlukla doğada bir yerlere gider ve kayaların, çakılların üstüne soframızı kurarız eşimle. Ben yemeklerin içeriği “Yediğimiz yemeğin anlamına ve çeşidine göre kullanacağım yemek t a kımı ve sofkarışt ra elemanları ırmayı da çokda değişir. severim.Parçaları ” eşim ise, estetiği ile ilgilenir. Yemek takımı kullanmaktansa, tek tek parçaları ve değişik renkleri bir arada kullanmayı severiz. Özel günlerde sevdiklerim için hazırladığım Yemeklerim benim imzamdır, ancak soframızdaki incecik cam sofralar benim için her zaman önemlidir. Hoş sohbetli, şişelerimiz ve değişik formlu bardaklarımız da dikkat çeker. keyifli yemeklerin tadı bir başkadır. Sofrada siyah rengi ve gümüş sofra elemanlarını kullanmayı severim. Fazla aksesuardan hoşlanmam, ancak soframda taze çiçek mutlaka vardır. Özellikle et sofralarında ahşap ürünler tercih ederim. 77 ALIŞVERİŞ porselensepeti.com Gamze Saraçoğlu “Beyaz örtülü masaları seviyorum. Özellikle keten masa örtüsüsofralarda takımları ile hazırlanmış oturmaktan çok keyif alıyorum. Beyaz ve mavi, sof r ada tercih ettiğim renkler.düzenlemelerinde Kristal ve gümüşü isetercihşık ederim. masa ” Batya Kebudi “Sof r alarımın olmazsa olmazları arasında mis kokulu mumlar geliyor. Bazenobjeantika birmumlarımı şamdanda, bazen de küçük lerde görebilirsiniz. Sof r alarım her zaman renklidir ve bir uyum içindedir. Her soframın bir teması vardır.” Keyifli bir sofrada yapılan sohbetler için paha biçilemez! Herkesin sevdiği yemeklerle donatılmış bir sofraya Sevdiklerimle beraber yediğim güzel bir yemek, mutlaka şampanya eşlik eder. Bir araya geldiğimizde en masa etrafında keyifli uzun sohbetler; loş ışıklı çok sevdiğimiz şey, kahkahalarla hayatımızdaki detayları bir ortamda, güzel müzik eşliğinde ev yapımı paylaşmak... Benim için dostlarımla beraber olmak, en yemekler, yemeğe uygun içki ve huzurlu bir esinti güzel anlarımdandır. Soframda bir bütünlük içinde olan farklı bana inanılmaz keyif veriyor. Genelde porselen parçaları karıştırmayı severim. Soframın temasına uygun ve kristali beraber kullanmayı seviyorum. Farklı detaylar farklı objeler bir araya gelir. Mor masa örtüsü, beyaz dokuların uyumsuzluğu bazen bütünlükten tabaklar gibi... Lila peçetelerle bütünlenirken soframda çok daha hoş durabiliyor. Bütünlüğün şık ve mutlaka sümbüller de olur. Kendi peçeteliklerimi tasarlayıp sade olması benim için çok önemli. Özel sofra üretiyorum. Soframda mutlaka kendi tasarımım bir ürün olur. hazırlıklarında gümüş eklemeler yaparak şıklık yakalamayı, kişiye özel dokunuşlarla sofralar süslemeyi seviyorum. Farklı yemek takımlarımdan toplayarak hazırladığım sofralarda bütünlük yaratmak en sevdiğim şeydir. Silvia 78 Adler Iris Özlem Süer “Sof r a mutluluktur. Bir araya gelme ve kutlamadır. Her yeter zamanki kutlanacak birını şeysaracak bulunabilir; sof r anın etraf aile ve dostlarımız olsun. Her akşam evde muhakkak bir arada yemek Pazar” sabahlarıyemeye soframızözendagösteririz. bir ritüeldir. Sofrada beyaz, ekru, pudra pembesi, kobalt mavisi; dantel, pamuklu, ketenli yüzeyler; geleneksel elişleri, porselen aksesuarlar, taze çiçekler ve renkli kesme cam aksesuarlar kullanırım. Bazen bembeyaz, sadece formları farklı takım parçalar bana heyecan verirken bazen antikacılardan topladığım her biri ayrı parçalardan sofra elemanları oluştururum. Yemeğin içeriği, davetin ruhu aslında belirleyici olan. Masadaki mum, müzik ve yemeklerin tarzı bir bütün olmalı. Yemek takımı bu Leonberg orkestranın en önemli parçasıdır. Refika Birgül İnsanlar ve yemekler haricinde benim için sof r ada olmazsa olmaz yok! Kapkaranlık ziyaf e tler de düzenlenebilir. Dünyada böyle örnekler var. Organik malzemeler demutfmasayı mutlu haleiçingetiriyor. Ahşapları kullanmak, a kta hazırlık kullandığımız tepsiler, kesme tahtaları.. ” “ Sofra özel günlerde de, sıradan günlerde de insanın etrafında toplandığı, paylaştığı, yüklerini geride bıraktığı, güç aldığı yer anlamına geliyor benim için. Hatta bir bayram, doğum günü, anneler günü de olsa merkezinde hep yemek yemek olması çok özel bir durum. İnsanların duygularını paylaşmak için yemeğin hep merkezde olması… Buna ölümün de dahil olması çok özel bir durum. Duygu paylaşıldıkça daha yaşanır bir hal alıyor. Yediğimiz her lokma sanki o sofrada bulunma nedenimizi anlamlandırır. Ben hiç tam takım ‘4Tavola’ kullanmayı beceremedim. Doğruyu söylemek gerekirse, tam takımdan da bir parça sıkılırım. Farklı tabakları, hatta yemek için satılmayan malzemeleri kullanmayı, modern ile antikayı karıştırmayı çok severim. Benim için önemli olan, yemeğin dili ve hissi ile yemeklerin setlerinin ruhen uyuşmuş olması. Benim soframda anahtarlıktan peçetelik de olabilir, bir peçete diğeri ile aynı olmayabilir, bambaşka çatallar bıçaklar da kullanılabilir. Eski bakırları ve eski camları kullanmayı çok severim. Çini karolardan nihale, sandık eskilerinden runner’lar, eski peşkirlerden Amerikan servisi yapmayı da aynı şekilde... Ve tabii ki emayeler de var. Emayeler yemek hazırlığında da, masada dekor olarak da aklımı başımdan alıyor. 79 SANAT& PORSELEN Sanatçı dokunuşu Sanat&Porselen başlıklı çalışmamızın bu sayıdaki dört örneği Ressam Setenay Özbek’in kişisel yorumlarıyla hayat buluyor. 1990 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları bölümünden dereceyle mezun oldu. Barış, evren, doğa ve varoluşla ilgili temaları işliyor. Rengi, soyut dışavurumcu resimlerinde bir anlatım öğesi olarak kullanıyor. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) ve Uluslararası Yazarlar Derneği (PEN) üyesi olan sanatçı, çalışmalarına kendi atölyesinde devam ediyor. Birbiriyle geçinemezmiş gibi gelen renkleri bir arada kullanmayı, yeni bir şeyler keşfetmeyi de çok seviyorum. Kendi iç dünyamın derinliklerinden ve bilincimin üstünden resmime yansıyanlarla evrensel olana, içsel huzura ulaşma çabası içindeyim. 80 Tabak tasarımları ilehissettiklerim… ilgili olarak Tabakları işlev ve yapısallıkları açısından kendi resimsel fgerçekleştirebileceğim antezimi sınırsız seçeneklerle harika objsergielersalonlarında, olarak görüyorum. Sadece müzelerde değil; günlük ihtiyaçlarımızı karşıladığımız alanlarda ve yaşantının içinde de sanatın yer alması f i kriyle yapılmış tabak tasarımları bunlar! Ve paylaşılan her anı özel ve değerli kılmak için… de derin ve kalıcı duygular yaratmasını diledim. Bu tasarımları hazırlarken onları kimlerin kullanacağını hayal Bence tabak tasarımlarını seçen insanlar da kendi kişilikle- ettim. Her bir tabak tasarımına ayrı bir ad buldum: ‘Butterfly/ rini ve duygularını seçimleriyle dışarı yansıtıyorlar. Aynen haya- Kelebek’ yeni başlayan bir aşkı sembolize etti. Renkli olan ta- tımızda giysi tarzımızla kendimizi ve duygu durumumuzu yan- sarımın adı, ‘Joy/Neş’e’ ve neşe, mutluluk getirmesini istedim. sıttığımız gibi. Özenli miyiz? Mutlu muyuz? Bir tarzımız var mı? ‘Deep Blue/Derin Mavi’ adını verdiğim mavi renkte olan tabak Biz kimiz? Bütün bunlar tabaklarda gizli. Bu çalışmayı yaparken tasarımında ise, kullananlarda sonsuz huzur dolu bir atmosfer- ben de çok mutlu oldum. 81 VÜCUT BAKIMI Yaz aylarına yaklaşırken cildimiz de yeni bir değişimle karşı karşıya. Cilt tipi ne olursa olsun, ortam ve hava değişimlerinden etkilenir. Özellikle değişim dönemlerinde Aliva Spa’dan kış mevsimi sonrası yenileyici bakım önerileri cildin rutin bakımına ek olarak dönemsel kürler uygulamak, sağlıklı bir cilt metabolizması için çok faydalıdır. ış aylarında nedense vücut unutulur. Devamlı giyil giyilen ilen en k en kaa-- da yağ, y da genç görünümünüzü korumanıza en iyi şekilde destek K palı giysiler vücudu gözlerden uzaklaştırır ama aynı yüz olacaktır. Eğer bacaklarınızda pullanma oluyorsa veya dirsekle- gibi, vücut derisi de bakıma ihtiyaç duyar. İnce bir siluet kadar, rinizde sertleşme hissediyorsanız, gerçekten de zengin bir ürün yumuşak ve elastik bir cilt de önemlidir. Öncelikle banyo esna- kullanmalısınız. Yağ kullanmaktan korkmayın. Doğal yağlar tam sında özellikle cilt kuru ise, yumuşak duş jelleri doğru bir seçim anlamıyla cilt dostudur. Cildi beslerken aynı zamanda kuruluğa olacaktır. Geleneksel olarak kullandığımız lif ve kese, hem kan bağlı ciltte görülen pullanmaları da ortadan kaldırır. Aliva Spa’ya dolaşımı hızlandırması, hem de ölü hücrelerin atılımını kolaylaş- geldiğinizde uzman terapistler, cildinizin ihtiyacına göre hazır- tırması açısından çok faydalıdır. Aliva Spa hamam uygulamaları, lanmış bir uygulamayı size önerecekler. Zengin yağlarla yapı- son derece keyifli bir ortamda, tecrübeli terapistler eşliğinde, lan Sothys’in kişiye özel oryantal vücut bakımlarında, isteğinize ölü derilerden kurtulup rahatlamayı sağlıyor. Eğer hamam için göre seçilen ‘yeşil limon ve limon çiçeği’,’vanilya ve sandal ağa- vaktiniz yoksa, evde de lif veya kese kullanmıyorsanız, yumu- cı’, ‘portakal çiçeği ve sedir ağacı’, ‘kiraz çiçeği ve nilüfer’ ya da şak ve temizleyici granüller içeren bir vücut peeling’i bu konuda ‘tarçın ve zencefil’ gibi tropik bitki ve meyve özleri içeren zengin en büyük yardımcınız olacak. Sothys vücut peeling’leri hem ölü bakım yağı çeşitlerinin etkisi ile cildiniz nefes alır, canlanır ve pü- hücrelerin ciltten atılmasına ve cildin derinlemesine temizlenme- rüzsüz parlak görünümünü uzun süre korur. sine yardımcı olur, hem de kan dolaşımını hızlandırarak cildin Kuru yüzdürme yatağında yapılan bir Hanakasumi bakımı da daha iyi çalışmasını destekler. Hassas ciltlerde dahi rahatlıkla olabilir bakımınız. Japon ritüellerinden esinlenen Sothys Hanaka- kullanılabilen peeling’ler, ciltte hoş kokular bırakır ve daha sonra sumi bakımı (Uzak Doğu), Japon kirazı kokusu ve harika dokulu kullanılacak olan bakım ürünlerin cilt tarafından derinlemesine ürünleri ve Hanakasumi Uzak Doğu masajı ve Digi-Esthetique emilmesini sağlar. Sothys’ in kiraz çiçeği, nilüfer gibi tropik bitki masaj figürleri ile vücudunuzu güzelleştirirken, sizi de farklı diyar- ve meyve içerikli oryantal kokuları ile cildi şımartan ya da tarçın lara sürükleyecek. Anti selülit masajları ile de selülitli bölgelerinizde ve zencefil içeren cilde muhteşem rahatlık hissi veren zengin gözle görülür azalma sağlayabilir ve bölgesel incelmenizi destek- peeling bakım içeriklerinden dilediğinizi seçebilirsiniz. Vücudun leyerek vücudunuzu bahara rahatlıkla hazırlayabilirsiniz. Yapma- esnekliğini ve yumuşaklığını sağlamak için zengin vücut kremleri nız gereken tek şey, nasıl bir bakım tecrübesi yaşamak istediği- veya yağları kullanabilirsiniz. İyi bir temizleme ile başlanan ba- nize ve ihtiyacınızın ne olduğuna karar verip, NG Güral Sapanca kım, değerli bir kozmetik ürününün cilde sürülmesi ile tamam- ya da NG Güral Afyon’da Aliva Spa’dan randevu alarak kendinizi lanır. Cildin kuruluk oranına göre seçeceğiniz losyon, krem ya uzaman terapistlere emanet etmek... Keyfiniz bol olsun. 82 SAĞLIK DR. ÖZCAN ÇAKMAKÇIOĞLU Güvenli bir gülücük Tüm estetik girişimlerin, doğal dişlere minimal dokunuşlarda yapılmasına özen gösteren Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Özcan Çakmakçıoğlu, daha güzel ve estetik bir gülüş talebiyle gelen hastalarına günümüz teknolojisinin ışığında hizmet veriyor. Yapım Zeliha Köşlü Fotoğraf Ergun Candemir lusal ve IADR gibi uluslararası birçok kongrede su- yon kimyası ve bu polimerizasyon sırasında oluşan etkilerin di- numlar yapan, yerli ve yabancı dergilerde maka- şin pulpa dokusu üstündeki etkileri üzerine. 2007 yılında ışıkla leleri yayınlanan Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı Dr. Özcan polimerizasyon cihazlarının estetik dolgu materyallerine etkileri Çakmakçıoğlu’ndan güvenli bir gülüşe giden yolda kullanılan konulu tezimi vererek Doktor Diş Hekimi unvanını aldım. U Nişantaşı’ndaki kliniğiniz Dentec’i ne zaman hayata son tekniklerin bilgilerini aldık. Diş hekimliği eğiminiz hakkında bilgi verir misiniz? geçirdiniz? Anadolu 2003’den itibaren gerçekleştirdiğim klinik hizmetlerini Lisesi’nin ardından 2001’de Marmara Üniversitesi Diş He- ,2009’da hizmet vermeyi sürdürdüğüm Nişantaşı’ndaki ofisime kimliği Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Diş Hastalık- taşıdım. 1976’da Trabzon’da doğdum. Trabzon ları ve Tedavisi Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak Burada hangi hizmetleri veriyorsunuz? görev yapmaya başladım. 2003 yılında doktora yeterliliğini Dentec’te verdiğim hizmetler arasında estetik materyal verip estetik dolgu materyalleriyle ilgili çalışmalarıma yoğun- ve uygulamalar ile zirkonyum destekli protezler, adeziv diş laştım. Bunu Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya-Metalürji Fa- hekimliği, implant cerrahisi, implant üstü protezler ön sırada kültesi Biyomühendislik Anabilim Dalı’nda farklı projelerde yer alıyor. aldığım görevler izledi. Doktoranızı hangi konu üzerine yaptınız? Üç yıl boyunca çalıştığım estetik materyallerin polimerizas84 Diş tedavisinin ‘restoratif’ kısmına sizi yönlendiren ne oldu? Bunun sebebini, mühendislik merakı olarak açıklayabilirim. Diş hekimliği çok kapsamlı bir sektör ve kullanılan her şeyin, Bu yöntemde rehber aldığınız bir nokta oluyor mu? işimizde doğuracağı pozitif sonuçlara olan merakım beni bu Esas olan, altın oranları hastaya uygulamak ve küçük rötuş- dalı seçmeye itti. Estetikle uğraşırken kullandığım bilgisayar ya- larla en mükemmeli yakalamak. Detayları şekillenen tasarım ta- zılımından özel fotoğraf ekipmanlarına her şey çok keyif verici! mamlandıktan sonra özel üretim teknikleriyle, tasarımın birebir Estetik algıyı yönlendirmek, aşamalarını ve oluşacak sonucu kopyası gerçek porselenden hazırlanıyor. Bundaki ana hedef, kişiye anlatırken özel bir hale getirmek, mükemmel tasarımda porselenin tasarımını başka bir materyalde gerçekleştirip final materyallerle uğraşmak, onların gelişimine katkı sağlamak, işi- şekli elde etmek için porselenin daha az ısıl işleme tabi tutulma- me olan saygı ve sevgimi artırıyor. sı ve canlılığını koruyabilmesi. Bu yöntemde tam seramik resto- Türkiye’de diş hekimi ve hasta iletişimi ile hastaların ihtiyaç ve talepleri ne şekilde farklılık gösteriyor? Dişlerle ilgili estetik talepler ağırlıkla 30 yaş ve üstü, çoğun- rasyonlar çok daha canlı ve doğal bir görünüme sahip olurlar. Çoğumuz ‘implant’ uygulamasını duymuşuzdur. Bu uygulamalarda son yenilikler nelerdir? luğu kadın hastalarca yapılıyor. Bu profilin taleplerinin temelinde Diş hekimliğinin bir diğer yükselen yıldızı ‘implantlar’ oldu. sosyokültürel algı yenilenmesi ihtiyacı; diş sağlığı, bakımı gibi Yaklaşık 40 yıllık geçmişi olan implant tedavileri son 10 yılda nedenler yer alıyor. Daha estetik bir gülüş talebiyle gelenlere, hastaların daha kolay ulaşabileceği bir seçenek oldu. Biline- teknolojinin ışığında minimal invazif, yani estetik girişimin doğal dişlerine minimal dokunuşlarda Genel olarak kompozit esaslı materyaller veya tam seramik Materyallerden kullanıyoruz. bir diğeri, ‘zirkonyum’ diye adlandırılan porselen çeşidi. Zirkonyum artık ön bölgedeki estetik kaplamalarda yutlu görüntüleme ve printer tekno- uygulamalardaki doğallığı nasıl sağlıyorsunuz? restorasyonlar leştirildiğinde ağrısız ve kolaydır. Günümüzde bunu daha kolaylaştıran unsurlar, üçbo- yapılmasına dikkat ediyoruz. Yaptığınız nin aksine implant tedavileri uygun şartlarda gerçek- oluşturduğu yapay görüntü nedeniyle çokça tercih edilmiyor. Yerine yeni nesil ‘emax’ porselenler var. Ma- Yaklaşık 40 yıllık geçmişi olan implant tedavileri son 10 yılda hastaların daha kolay ulaşabileceği bir seçenek oldu. Bilinenin aksine implant tedavileri uygun şartlarda gerçekleştirildiğinde ağrısız ve kolaydır. teryal ne olursa olsun, önemli olan onun uygulama biçimi. Dişlerin hazırlanmasından tasarımına ve materyalin dişe yapıştırılmasına kadar geçen sürede birçok kompleks aşama gerçekleşiyor. lojilerindeki gelişmeler oldu. Hastalardan alınan görüntüye göre yine 3D printerlarda hazırlanan cerrahi rehberlerle uygulanan implantlarda başarı oranları yüzde 99 civarında. Çalışmalarınızı ne yönde sürdürmeyi düşünü- yorsunuz? Teknolojinin her boyutu- nu diş hekimliğinde kullanmaya aşık bir insan olarak, geleceğin sektörde daha çok ufuklar açacağına inanıyor ve bununla ilgili katkılarımı halen birçok ortamda gerçekleştiriyorum. Benim için gerek hasta bilgilendirilmesi, gerekse bilimsel çalışmalar çok önem taşıyor. Özellikle çürük önleyici tedavi- Şimdilerde kişiler dişlerinin bakımlı ve güzel görü- lerdeki gelişmeler rutin kontrollerini gerçekleştiren hastaların nümlü olmalarının yanı sıra gülüşlerinin ifadelerine de tedavi protokollerini basitleştirmekte ve yapılacak tedavinin katkı sağlamasını istiyor. Bu konuda talep var mı? minimal dokunuşlarla bitmesini sağlıyor. Ülkemizde ne yazık Bu aşamaya günümüzde ‘gülüş tasarımı’ deniyor. Çalış- ki bu konuda halkın bilinçlenmesinin sağlanması halen öne- maya fotoğraf çekimiyle başlanıyor. Bu fotoğraflar ışığında, uy- mini koruyor. Yetersiz hijyen eğitimi ve ağrı oluşana kadar gulanacak restorasyonların genişlikleri, uzunlukları belirleniyor. dişlerimizin bakımına önem vermemek gibi edinsel faktörler Alınan ölçü, özel scanner’larda taranıp bilgisayar ortamında bir- ilerisi için hem doktoru, hem de hastayı sıkıntıya sokacak leştiriliyor. Yapılan bu hazırlık sonrasında 3D yazıcılarla hazırla- sonuçlar doğurabiliyor. Altı ayda bir yapılacak rutin kontrol- nan geçici dişlerle ve özel mumlardan hazırlanan dişlerle hasta lerle oluşabilecek çürükler ve önceden yapılmış restorasyon- için yapılacak gerçek porselenlerin benzerleriyle, direkt ağızda lardaki problemler tespit edilip problem kompleks bir hale uygulama yapılarak gerçekleşecek olan sonuç sunuluyor. gelmeden çözülebilir. 85 SAĞLIK DR. YAVUZ DİZDAR Kuşaktan kuşağa Batı akademisinin sunmuş olduğu verilere dayanarak ‘doğaya ve tıbba yeni yorum’ getirmeyi amaçlayan kitap ‘Yemezler’i kaleme alan Dr. Yavuz Dizdar, bilimsel verilerle gıda-sağlık ilişkisini irdeliyor. Yapım Zeliha Köşlü 64 yılında İstanbul’da doğan Dr. Yavuz Dizdar, Kitabınızda bahsi geçen ‘akıl tutulması’ nedir? İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eğitim ve Akıl tutulması aslında günlük yaşamımızın bir parçasıdır, mecburi hizmetini tamamladıktan sonra, 1989-1992 yıllarında bize söylenmiş olanların akıl süzgecinden geçirilmeden kabul- İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda ilaç bilimi lenilmesi anlamına gelir. Mesela ‘ambalajlı süt ve yoğurt çok üzerine, 1992-1996 yıllarında Radyasyon Onkolojisi Anabilim hijyenik hazırlandığı için uzun süre bozulmaz’ ya da ‘piliç körpe Dalı’nda kanser üzerine uzmanlık eğitimi ve kanser biyolojisiy- olduğu için 20 dakikada pişer’ bunun örneklerindendir. Ama le immünolojisi doktorası unvanını almış. Aynı enstitüde rad- beri yandan ‘tencerede kaynattığınız sütün proteini kenarına yasyon onkolojisi uzmanı olarak görev yapan Dizdar’ın birinci yapışır, değeri kalmaz’ yaklaşımı ya da ‘kediler temiz oldukları baskısı Kasım 2013 tarihli sağlık ve beslenme konulu kitabı ‘Ye- için yalanırlar’ düşüncesi de aynı akıl tutulmasıdır. İnsan kendi- mezler’; geleneksel alışkanlıklarımızı, neyin yenebilir neyin ye- ne öğretilenin mantığını sorgulamazsa, profesör bile olsa yanlış nemez olduğunu unuttuğumuza, bize unutturulanları hatırlayıp bilgi kuşaktan kuşağa aktarılabiliyor. Sonunda hatalar silsilesi, hayata geçirmenin ve bu bilgiyi sonraki kuşaklara aktarmanın başka yanlış bilgilerle açıklanır hale gelir ve bir noktada artık zamanın geldiğine dikkat çekiyor. Bilgi halka açık olduğu süre- aslını hatırlayan da kalmaz. Bu kadar okumanın sonunda vardı- ce değişimin başlayabileceğini belirten Dizdar’a kitabının içeriği ğım nokta, aslında hiçbir şey bilmediğimizdir. Akıl tutulmasının ve fikirleri hakkında görüşlerini sorduk. üstesinden gelebilmek için sanırım en iyi başlangıç da budur. 19 ‘Yemezler!’i yazma fikri nasıl doğdu? Aslında ‘ben böyle bir kitap yazayım’ diye bir fikir doğmadı. Günümüzde nasıl bir beslenme düzeni içerisinde yer alıyoruz? Bütün mesele dört yıl önce önüme konan ‘yoğurtların artık bo- Bizim beslenme düzenimiz, kendi kendimize yarattığımız hızlı zulmadığı’ konusunda bir köşe yazısıyla başladı. Ben çok yoğurt yaşamın tutsağı haline gelmiş. Bunu üretimde ve tüketimde gö- yiyen biriyim; denedim, gerçekten ekşimiyor. Bunun nasıl ger- rüyoruz. Daha kısa sürede ama içerik olarak çok değersiz ürün- çekleştiğini anlayabilmek için süt, yoğurt nasıl üretiliyor; bilimsel ler yetiştiriyoruz. Bunların katma değeri çok az. Derken günlük makalelerden okumaya başladım. Derken bir hafta sonu kızım yaşam telaşı nedeniyle daha hızlı hazırlanabilir olanı tercih etme- “Baba tavuğun ekleminden et fışkırıyor,” deyince, okuma faslı ye başlamışız. Kuru fasulyenin daha hızlı pişmesini istiyorsanız, piliç üretimine dönüştü. Bu konuları bir şekilde zaten daha önce yapısını değiştirmeniz gerekiyor. Bu durum piliçten sera domate- dile getirmiştim. Ancak endüstrinin yaklaşımına vakıf olduktan sine dek genişleyerek sürmüş. Fast food denen tüketim alışkan- sonra, meselenin bir de biyolojik arka planı vardı ki, ben bunu lığı inanın konunun kenarında kalır. Ev kadınları bile hazır çorbaya okumayı çok sevdim. Çünkü bilimin sınırlarına varmışlar. En yönelmişlerse, ortada ciddi anlamda sorgulanması gereken bir sonunda bunların bir düşünce bütünlüğü içerisinde bir kitapta yaşam algısı sorunu vardır. Bu sınıfa değeri eksiltilmiş hazır gıda, toplanması gerektiği ortaya çıktı. Bu anlamda bakıldığında ‘Ye- yoğurt ya da ayran da eklendiğinde beslenmek imkansız, uzun mezler!’ bir beslenme kitabı değildir; beslenme paradigmasını süre sağlıklı kalınması da olanaksız hale geliyor. sorgular ama özellikle de biyolojinin ve hastalığın bize anlatılmış Sizin için beslenme biyolojik olarak ne anlama geliyor? olandan çok daha farklı yorumlanabileceğini aktarmaya çalışır. Bunun birkaç mantığı var: Bir kere kendi vücudunuzda ya- 86 pamadığınız hammaddeleri alıyorsunuz, zaten klasik öğreti de örneğin soya üretiminin ülkemiz koşullarında gerçekleştirilmesini bunu söyler. Ama esas doğanın bir şekilde moleküllere gizledi- sağlamaya çalışacağız. ği bir ‘şeyi’ tüketiyorsunuz. ‘Şey’ demem nedensiz değil, adını tam olarak koymanın mümkün olmadığını görüyorum. Kısmen Et, yumurta ve piliç de eskisinden çok farklı. Bunlardaki değişimler nelerdir? sülfürle aktarılıyor ama genel olarak baktığınızda antik felsefe- Eskisini bilenler çok iyi hatırlıyorlar, tavuk çok lezzetli ama nin çok dışına çıkmıyor. İşte bu çok ilginç; eşelenip eşelenip, kolay pişmeyen bir gıda idi. Ne var ki günümüzde piliç 20 da- hatta moleküler biyolojiyi bile devirip, sonunda yine antik man- kikada pişiyor ve jöle oluşturamıyor. Son iki yıllık çalışmaları- tığın ötesine geçememek şaşırtıcı! Oysa bilim, bilgileri mantığa mın neredeyse bütününü bu durumun nedenini açıklamaya oturtmakta hatalı bir yol izleyerek, beslenmeyi de bir makinenin yönlendirdim. Çünkü piliç çok tüketilen bir gıda maddesi, fakat parçalarına indirgemiş. Bu yanlış algının değişmesi gerekiyor, GDO soya ve mısırla da bir kesişme noktasını oluşturuyor, hay- çünkü sürdürülebilir sağlıklı bir yaşam sunmuyor. vanların beslenmesi neredeyse tamamen GDO soya ve mısırla Endüstriyel gıda sektörünün ürünü olan GDO’lu ürünlerden neden uzak durmalıyız? Genetiği değiştirilmiş organizmalar son 15 yılda giderek yaygın endüstriyel uygulama alanı buldu. Biyoteknolojinin yardımıyla geliştirilen bu ucube canlılar her ne yapılıyor. Organik üretim çok az, organik yetiştirilmiş tavukların pişme süreleri iki saat, fiyatları da diğerinin neredeyse dört katı. Şu ana kadar vardığım sonuçlar endüstriyel tavukların aslında yenemeyecek kadar hasta oldukları şeklinde. Üretim yönteminin sonucu olarak kemik ve kadar dünyada açlığa çare olacak diye bağ dokuları son derece zayıf ve endüst- geliştirildilerse de, gerçeğin bununla bir alakası yok. Amaç daha karlı, üstelik patent korumasında endüstriyel tarım ürünleri geliştirmek. Ancak bu şekilde üretilen soya, mısır hayvan yemi olarak geniş kullanım alanına sahip. Örneğin ülkemize tavuk yemlerinin yüzde 98’inde GDO soya kullanılıyor. Oysa patent koruması kalktığı için yapılan yeni araştırmalar GDO mısırın yenmesinin kansere ri antibiyotik vermiyoruz dese de, jöle Dr. Yavuz Dizdar kendi deyimiyle, “doğal döngülerle ve insanın doğasıyla uyumlu olmayan, ‘bozulmayı bile beceremeyen’, dolayısıyla aslında insanın hak ettiği sağlıklı gıda kapsamına girmeyen,” endüstriyel ürünler ve Batı biliminin kağıttan kuleleri için “Yemezler!” diyor. neden olduğunu açıkça gösterdi. Benzer gözlem GDO soya yemiyle beslenen piliçler için de ifade edilmekte ki, bu çok önemli. Velhasıl dünya bu konuda bedeli ağır bir sürprize hazır olmalı. Bu gelişmelerin ülkemizdeki etkileri nelerdir? Süt, yoğurt ve ayranda ne değişti? oluşturmamalarının nedenini açıklamak zorundalar. Çünkü piliç çok tüketiliyor, kendisi hasta bir hayvanı yiyerek nasıl sağlıklı kalabileceğinizi düşünürsünüz? Benzer durum yumurta üretimi için de geçerli, kafesler içerisinde ve özel yemlerle bünyelerinin doğal koşullarda olanak verdiğinin çok ötesinde bir üretim gerçekleştiriliyor. Dahası yumurtanın klorlu bileşiklerle yı- kandığını biliyoruz ki, klor mutlaka içerisine geçer. Buna karşılık koyun ve kuzu etinde bir sorun görünmüyor, çünkü endüstriyel yöntemlerle üretilemiyorlar. Dana ve sığırda da durum daha makul, çünkü hayvan uzun süre yaşamak zorunda, o nedenle piliç kadar uç Ülkemizde beslenme bütün dünyaya örnek olabilecek bir de- biyolojik uygulamalar yapamazlar. Nitekim bunu fiyatta da gö- ğişimi gerçekleştiriyoruz. Birincisi bizim vatandaşlarımız GDO’ya rüyorsunuz, kırmızı etin kilosu 25 lira civarındayken, pilicinki 4 karşı zaten tepkililerdi, bu bilimsel verilerin de açıklanmasıyla liraya kadar düşüyor. Danıştay iki GDO mısır soyunun ithalatını durdurdu. Ama esas Eklemek istedikleriniz nelerdir? değişiklik süt ve piliç için yaşandı. Vatandaşlarımızın hafızası Benim beklentim kitabın genç ve yenilikçi düşünceye açık hala taze olduğundan, açık süte yöneldiler; çünkü uzun ömürlü parlak beyinler tarafından okunmasıdır. Standart bilgi ve söyle- sütle arada ciddi bir fark olduğunu hatırladılar. Artık herkes yo- min dışına çıkamayan bilim camiasından herhangi bir beklen- ğurdunu evinde tutturuyor; ayranı, kefiri gerçek sütten hazırlıyor. tim yok. Kitabın bir diğer yazılma nedeni de aslında endüstriyi Aynı şey piliç için de yaşandı ve toplum piliçten uzak durma- üretim metodu konusunda aydınlatmak ve uyarmaktı, sanırım ya başladı. Bu değişiklikler hem daha sağlıklı ürünler yememiz, bu gerçekleşti. Şimdi beklentimiz süt, yoğurt, ayran, yumurta hem de gerçek üreticinin kazanması açısından çok olumlu. Ama ve piliç üretim yöntemlerinin olması gerekene çevrilerek kanun hammadde açısından hala dışa bağımlıyız; bir sonraki aşamada, korumasına alınması. 87 TERMAL PROF. DR. MÜFİT ZEKİ KARAGÜLLE Hangi mevsimde kaplıca kürü alalım? Kaplıca kullanımında vatandaşlarımızın özellikle tercih ettiği mevsim veya mevsimleri tespit eden bir araştırma yaptık. Yazı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle er yıl 8,5 milyon kadar kişinin 500 civarında ‘termal’ bilim Dalımız tarafından rapor verilmiş romatizmalı hastaların adı altındaki kaplıca tesislerine geleneksel olarak gitti- dosyalarındaki (mükerrer gidişlerle birlikte toplamda 1.357 ğini tahmin ediyoruz. Beş, yedi ve 10 gün gibi yine geleneksel vaka dosyası) kayıtlar değerlendirilmişti. Mevsimlere göre ince- konaklama sürelerinin yaygın olduğunu biliyoruz ama ortalama lendiğinde ilk kez kaplıca tedavisine giden 822 hastanın üçte konaklama süresinin ise ancak üç günü bulduğu son çalışma- ikisinin (yüzde 63,8) ilkbahar ve yaz mevsimlerinde kaplıcayı larda ortaya çıkan bir gerçek. Diğer yandan Türkiye’de Sağlık tercih ettikleri görüldü (yüzde 36,4’ü ilkbahar, yüzde 27,4’ü yaz Bakanlığı onaylı 160 civarındaki termal tesiste sosyal güven- aylarında). Daha sonra sonbahar mevsimi (yüzde 22,9) seçili- ceden yararlanarak bilimsel anlamda kaplıca tedavisi görmeye yordu ve kış ayları ise en az rağbet görendi (yüzde 13,4). H gidenlerin sayısı ancak 2000 civarında. Bu sayı yurt dışından Peki, acaba kaplıca tedavisinden hastalarımızın gördüğü ya- ülkemize kaplıca ziyaretleri için gelenler (gerçek rakamı bilemi- rarlı etkiler mevsimlere göre bir değişiklik gösteriyor muydu? Yaş yoruz) gibi çok düşük kalıyor. Yine biliyoruz ki, geleneksel kulla- ortalaması 59 olan 589’u kadın, 237’si erkek toplam 826 has- nıcı olan 8,5 milyonun bir kısmı gidilmemesi gereken durumda, tanın kaplıca tedavisi, öncesi ve sonrası hastalık durumları ve la- tercih edilmemesi gereken kaplıcaya gidiyor ve uygun olmayan boratuar bulgularının karşılaştırılması bize ipuçları verebilirdi. Tek tedavileri alabiliyor. Yine de anket çalışmalarımız bu kişilerin tek dosyalarda sayısal puanlar şeklinde özenle kaydedilen, yani yüzde 95’inin bu kaplıca “alışkanlığından” yarar gördüğünü kaplıca tedavisi öncesi ve sonrası hastalık durumunu belirleyen gösteriyor. Peki, acaba bu kaplıca kullanımında vatandaşları- veriler saptanarak toplu olarak değerlendirildi. Sonuçlar roma- mızın özellikle tercih ettiği mevsim veya mevsimler var mıdır? tizmal şikayetleri olan hastaların tüm mevsimlerde tedavi öncesi Doğrusu bu soruya net bir yanıt bulmaya çalıştığımda, ilkba- ve sonrası hastalık değerlendirme puanlarında istatistiksel olarak har ve yaz aylarının insanlarımızın kaplıca ziyaretlerini geleneksel anlamlı azalmalar ve iyileşmeler olduğunu gösteriyordu. Sadece olarak yoğunlaştırdıkları aylar olageldiğini anımsadım. Sonra da az sayıda hastada bazı değerlendirmeler kış mevsiminde anlamlı düzenlediğimiz Türk Kaplıca Tıbbı ve Balneoloji Kongreleri’ni bir sonuçlar vermemişti. Ülkemizde bir ilk olan bu değerlendirme or- zamandır nisan ayı ortalarında gerçekleştirdiğimizi düşündüm. taya koydu ki, tüm mevsimlerde genel olarak hastalık durumunu Bu yılki kongre 10-12 Nisan 2014 tarihlerinde Gaziantep’te ya- gösteren ölçeklerde anlamlı azalmalar görülüyordu. Kaplıca te- pılacak ve Uğurlu Termal Tesisleri bizi ağırlayacak. Kaplıca ve davisinin her mevsimde romatizmalı hastalarda belirgin iyileşme- termal tıp alanlarında ülkemiz ve dünyadaki bilimsel bilgi biriki- ler sağladığını bu çalışmamız ilk kez kanıtlıyordu. mi ve araştırma sonuçlarını güncel olarak ele alarak paylaşıp Türkiye’de geleneksel kaplıca kullanımının yaygınlığı sürü- tartıştığımız bu bilimsel bir araya gelmelerin 10.’sunu geçen yıl yor. Bu kullanımda daha çok ilkbahar ve yaz ayları tercih edi- Güre’de gerçekleştirdik. Kongrede tartışılan konulardan biri de, liyor. Ancak, bilimsel kullanım ise kaplıca kürünün en azından mevsimlerle kaplıca tedavisi etkilerinin ilişkisi idi. İstanbul Üni- romatizmal hastalıklarda her mevsim etkili olabileceğini gösteri- versitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji yor. Bizler yine de ilkbaharı, kışın yorgunluğundan çıkışta doğa Anabilim Dalı’nca sunulan bir çalışmada kaplıca tedavisi gören ile birlikte doğal kaplıca kürleriyle yenilenme için bir başlangıç hastaların kaplıcaya gittikleri mevsimlere göre klinik ölçekler ve olarak seçebiliriz. Yaz aylarını ise hastalıklarımızın tedavisinde, laboratuar bulgularındaki değişimleri incelemiştik. 2000-2012 sonbaharı da kışa sağlıklı hazırlanmada en uygun zamanlar ola- arası Türkiye’nin değişik tesislerinde kaplıca tedavisi için Ana- rak değerlendirebiliriz. Olmadı kış ayları ne güne duruyor? 88 BESLENME ALİ DERELİ Diyet üç ayları Mübarek diyet üç aylarına girmek üzereyiz. Hazır mısınız? Mart, nisan, mayıs yaz öncesi mübarek diyet üç aylarıdır. Herkesi alır mı bir telaş? “Nasıl kilo vereceğiz şimdi? Yazın şu düğüne kadar bari bir beden atsam da şu tuvaletin içine girsem… Tatile gitmeden önce kurtulmam lazım Faruk! Yoksa ben denize filan girmem,” gibi cümlelerle kendini göstermeye başlar diyet ayları. [email protected] skileri hatırlayın lütfen. Kış biterken, tam da bu aylarda örneğin kestiğiniz veya doğradığınız meyveleri hemen tüketme- mart, nisan gibi bir bahar telaşı başlar evde. Kurulu olan lisiniz. Doğru pişirme yöntemleri, yeterli miktarda su tüketimi ile sobalar kalkar, sobanın isi ile siyahlaşmış baca çıkışı boyanır. temiz bir doğada yapacağınız fiziksel aktivite, detoks kürünüzün Borular bir dahaki kışa kullanılmak üzere kaldırılırken içlerindeki vazgeçilmez üçlüsü olmalıdır. Yoğurt, süt ve balık dışındaki hay- o kapkara kurumlar özenle temizlenir. İşte tam da bunun gibidir vansal kaynaklardan uzak durduğunuz 10 günlük bol sebze ve aslında yediğiniz besinlerden, pişirme şekillerinden, hava kirli- meyveli bir beslenme, vücudunuzu toksinlerden arındıracak ve liğinden, güneşin uzaklaşmasından, daha az hareket etmek- sağlıklı kilo vermenizi de sağlayacaktır. E ten, soğukla mücadele eden vücudun dirençsiz kalmasından, Örnek detoks günü stresinizin yaza göre çok daha fazla olmasından ve bir sürü Sabah kahvaltısı: İçerisine bir çay kaşığı zeytinyağı konmuş sebepten kaynaklı, bizim de vücudumuz kış aylarında kurumla havuç, portakal ve nardan oluşan karışık taze meyve suyu. Bol dolmaktadır. Bahara girerken yapılacak olan, temizliktir. miktarda iyi yıkanmış yeşillik (roka, tere ve özellikle maydanoz Hemen kilo vermeye başlamak, yapılacak ilk ve en önemli gibi) İçerisine iki adet gün kurusu kayısı doğranmış, az yağ- iştir. Doğru yöntemlerle yavaş yavaş kilo kaybetmek en kalıcı lı (tercihen probiyotik) yoğurt ile karıştırılmış 3–4 yemek kaşığı çözümü sunar size. Fakat bunun dışında, hızlı hayatın bir par- müsliyi, üstüne biraz tarçın serperek tüketin. çası olarak kilolardan da hızlı kurtulmak istenmektedir. Bunun Ara öğünler: Sevdiğiniz bir adet meyveyi ana öğünleriniz piyasadaki adına da ‘detoks’ adı verilmektedir. Lavmandan tu- arasında tüketin. Tercihen, her ara öğününüzde farklı meyve tun da, bitkisel ürünlere, ot yetiştirip bunu taze olarak tüketmeye tüketin. Bu ara öğünler, sabah kahvaltısında ilk lokmayı ağzını- kadar bir sürü ilginç yöntem bulunmaktadır detoks ile ilgili. Sağ- za attıktan sonraki her iki saatte bir yapılmalıdır. lıklı beslenmek başlı başına bir detokstur aslında. Antioksidan- Öğlen ve akşam yemeği: Doğru pişirme yöntemleri ile hazır- lar, temiz bir doğa ve stressiz bir ortam lazımdır doğru detoks lanmış sebze yemekleri ile bol miktarda, az zeytinyağı ve fındık için. Bu üçü içerisinde en önemli olan, antioksidanların iyi alınıp yağı karışımı eklenmiş salata tüketin. kullanılabilmesidir. Bunların dışındaki tüm yöntemler bu işin şova dönüştürülmesinden başka bir şey değildir. Besinlerin içindeki Uyku: En iyi uyku saati, 22.00-23.30 arasıdır. Bu saati geçirmeyiniz. antioksidanların görevi, vücuda girdikten sonra buldukları tok- Not: Yatmadan 1,5–2 saat önce bir su bardağı süt tüket- sinleri alıp, ter ya da idrar yolu ile dışarı atmaktır. İyi antioksidan melisiniz. İçeriğindeki kalsiyum ve iyi yağ asitleri (CLA) kilo ver- kaynakları ile beslenip, bunu düzenli spor ve temiz hava ile bir menize yardımcı olacaktır. araya getirdiğinizde, ne acı veren lavman gibi uygulamalara, ne Egzersiz: Günde en az 45 dakikalık iki yürüyüş yapınız, yü- de ilaç kullanmanıza gerek vardır. Ülkemiz toprakları taze seb- rüyüşlerinize ara öğün aldıktan hemen sonra çıkın. Egzersizle- ze ve meyve yönünden bereketli olduğundan, bir antioksidan rinizden arta kalan vakitlerinizde zihinsel ve ruhsal arınmanıza cennetidir. Önemli olan kısım, nasıl doğru tüketilmesi gerekti- vakit ayırmalısınız. Detoks kürlerinizi yılda 3–4 kez tekrarlama- ğidir. Örneğin C vitamini, depolanmayan bir vitamindir ve her nız, sağlığınız için fayda sağlayacaktır. gün düzenli tüketilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, hava Düzenli diyetle, sağlıklı bir yaşam dilerim! ile temas ettiği andan itibaren bozulmaya başlar. Bu sebeple, Dyt. Ali DERELİ 89 GURME İLKBAHAR Karizmatik sunumlar NG N G Güral Güral S Sapanca apanca W Wellness&Convention’ın ellness&Convention’ın m maharetli aharetli şşefleriyle efleri bu bir denedik. NG Kütahya Seramik’in b u kez kez ffarklı arklı b ir ssunum unum d enedik. N GK üta ahya S erramik’in zzemin em karolarını esas iişlevlerinin dışında kullanarak birer k l l l i i d d k lll k onları l şık kb i sofra aksesuarı gibi değerlendirdik. Yapım Şebnem Yıldız, Fotoğraflar Füsun Gümeli ÇİÇEKLİ YEŞİL SALATA • 1 paket mesculin yeşillikleri, yıkanmış • 1 paket yenilebilir çiçek • 30 gr salatalık • 10 gr zeytinyağı • 10 gr turp • 10 gr balsamik kreması Hazırlanışı Tüm yeşillikleri iyice kurulayın, bir tabağa yerleştirin; zeytinyağı ve balsamik kremasını karıştırarak sos yapın. Salatanın üstüne dökün ve servis edin. 90 NG Kütahya Seramik, ‘Premium’ 30x75 cm karo. NG Kütahya Seramik, 50x50 cm lambri karo. NG Kütahya Seramik, ‘Stilo’ 30x75 cm karo. ZEYTİNYAĞLI ENGİNAR KARİDES TERİN • 4 adet enginar, ayıklanmış • 500 gr iç karides • 100 gr havuç, küp şeklinde doğranmış • 4 adet jumbo karides, ayıklanmış • 100 gr patates, küp şeklinde doğranmış • 1 paket mesculin yeşillikleri • 1/10 bağ dereotu • 10 gr tuz • 30 gr zeytinyağı • 3 gr beyaz biber, toz halde • 5 gr toz şeker • 15 gr krema • 7 gr tuz • 10 gr zeytinyağı • 1 adet limon • 1 adet limon Hazırlanışı Enginarları kararmamaları Hazırlanışı İç karidesleri kıyma halinde amacıyla limonlu suya atın; önce havuçları, mikserde çekin, tuz ve baharatlar ile yoğurup ardından da patatesleri zeytinyağı ile biraz rulo şeklinde streç film ile sarın. Jumbo pişirin. Enginarları ilave edin, tuz ve şekerini karidesleri sarmış olduğunuz rulo ile birleştirin. koyun, biraz suyunu ekleyin. 25 dakika 90 derecelik buharda 30 dakika pişirin. Mesculin pişirin, soğutun ve servis edin. yeşillikler ve zeytinyağı-limon sos ile servis edin. 91 GURME İLKBAHAR NG Kütahya Seramik, ‘Nostalji’ 30x60 cm karo. NG Kütahya Seramik, ‘Milda’ 30x60 cm karo. SOMON IZGARA KUZU PIRZOLA IZGARA • 250 gr somon, fileto halde • 300 gr kuzu tarak pirzola • 1/2 demet Akdeniz yeşillikleri • 5 gr taze kekik • 1 adet limon • 5 gr tuz • 30 gr zeytinyağı • 5 gr tane karabiber • 3 gr biberiye • 10 zeytinyağı • 1 adet defneyaprağı • 70 gr patates, haşlanmış • 50 gr kuşkonmaz • 50 gr süt • 5 gr tuz • 10 gr tereyağı • 2 gr karabiber, toz halde • 30 gr çeri domates Hazırlanışı Somon filetoyu zeytinyağı, Hazırlanışı Kuzu pirzolaları tuz, kekik, limon ve baharatlar ile ızgarada pişirin, zeytinyağı ve baharatlar ile lezzetlendirin ve Akdeniz yeşillikleri ile servis edin. ızgarada pişirin. Patatesi tereyağı ve süt ile ‘Kobalt Dekor/Cobalt Decor’, 30x60 cm. püre yapın, pişen pirzolanın yanında çeri domatesler ile birlikte servis edin. 92 NG Kütahya Seramik, ‘Milda’ 30x60 cm karo. NG Kütahya Seramik, ‘Stilo’ 30x75 cm karo. KESTANELİ MONT BLANC BÖĞÜRTLENLİ SOĞUK JÖLE • 80 gr kestane şekerlemesi • 20 gr toz jöle • 130 gr bitter kuvertür • 200 gr su • 25 gr toz krema • 40 gr toz şeker • 20 gr karamel sos • 50 gr taze böğürtlen • 20gr pandispanya kek Hazırlanışı Suyu kaynatın, Hazırlanışı Kestane içerisine toz şeker ve toz jöleyi şekerlemelerini ezip püre haline ilave edin. Böğürtlenleri çıkarmak getirin, krema ile yumuşatıp bir istediğiniz bir kabın içine koyun kalıba doldurun, altına pandispanya ve üstüne hazırladığınız karışımı kek koyarak yapıştırın. Üstüne dökün, soğutun. En son isteğinize kuvertür çikolatayı eritin, dökün ve göre süsleyerek servis edin. çikolata ile dekorlayarak servis edin. 93 MAGAZİN ÜNLÜLER VE ASTROLOJİ Ünlüler geçmiş yaşamlarında kimdi? *Geçmiş yaşamı öğrenmek için ne hipnoz olmanız gerekiyor, ne de başka uygulamalar yapmanız… Aslında işlem basit. Kişisel astroloji haritanızdaki güney ay düğümünüz sizin bir önceki yaşamınızda ne olduğunuz hakkında tüm sırların kapılarını aralıyor. *Bu tekniği Türkiye’de uygulayan astrolog Hülya Balıkavlayan ile bir araya geldik. Öğrendik ki, Arda Turan önceki yaşamında bir gazeteciymiş; Kıvanç Tatlıtuğ ise, Hindistanlı bir bilge. Yazı Neslihan Perker, Fotoğraflar Ergun Candemir eçmiş yaşantımız hayatımızın en büyük muammala- düğümü” uygulaması, Hint astrolojisinde de mevcut. Öğrendiği- rından biri. Ünlü astrolog Hülya Balıkavlayan, kişilerin miz bilgiler, bizim bu hayatta bırakmamız gereken korkularımızı doğum tarihi ve saatine göre çıkarılan kişisel analiz- ve neler yapmamız gerektiğini ve potansiyellerimizi anlatıyor. Aynı G lerinde yer alan ‘güney ay düğümü’nün reenkarnasyonlarımızla ilgili bilgi verdiğini anlattı: “Bu Türkiye’de yeni bir yöntem, yurtdışında ise yaygın olarak uygulanıyor. ‘Kuzey ay düğümü’ şimdiki hayatımızla ilgili bilgi verirken, ‘güney ay düğümü’ geçmiş hayatla zamanda harita açılarınız, hangi ülkelerde ve kaç yıllarında ikamet ettiğinizi gösteriyor. Hülya Balıkavlayan bizim için ünlü isimlerin geçmiş yaşam haritalarına baktı ve bir önceki yaşamlarında kim ilgili yaşanmışlıkları anlatıyor.” Astroloji haritasında geçmiş yaşam- oldukları hakkında bilgi verdi. Ayrıca, güney ay düğümlerimizin larla ilgili olarak gidebildiğimiz kadar geriye gidiyoruz. “Güney ay bulunduğu burcun, şimdiki hayatımızı nasıl etkilediğini anlattı. t 1984 hi: 26 Şuba ri ta m u ğ o D Ünlüler geçmiş yaşamlarında kimdi? BEREN SAAT Avustralyalı bir din adamı Erkekmiş, Avustralya’da yaşamış. Özgürlük onun için çok önemli, çünkü geçmiş hayatında bireysel olmaya çalışmış; ancak başaramamış. Kendi kendini harap etmiş; çok akıllı bir adammış ve çok genç yaşta, 29 yaşında hayatını kaybetmiş. Mantık evliliği yapmış olan bir din adamıymış kendisi. Çok seyahat etmiş, ancak ne kadar bağımsız olmak istese de eşiyle gezmiş her yeri. Çocuğuyla ilgili sorun yaşamış ve bu hayatında geç anne olabilir. Birlikteliklerinde özgürlük isteyebilir. Beren Saat. Geçmiş yaşamında babasıyla veya ailesiyle yaşadığı sorun ölümüne neden olmuş. Bu hayata getirdiği korku: Başkalarının kendisini yönetmesi. 94 KIVANÇ TATLITUĞ Doğum tarihi: 23 Nisan 1973 Hintli rahip Hindistan’da yaşamış ve erkekmiş, ruhunun bu dünyaya son gelişi. Yaşlı ölmüş, gençliğini pek yaşayamamış ruhani bir insanmış. Mistisizm konusunda buluşlar yapmış bir adammış ve astroloji üzerine çalışmış. Hisleri çok kuvvetli ama bu hayatında defetmeye çalışıyor hislerinin kuvvetliliğini… Çevresine yardımcıymış, hayır demeyi beceremeyen insanlardan biriymiş. 1950’li yıllarda ölmüş. Bilge bir adammış. Rahip olabilir. İletişimi kuvvetli ve çevresine despotmuş biraz. Kız kardeşini kaybetmiş. Bu hayata getirdiği korku: Tek kalmak korkusu. CEM YILMAZ Japon hastabakıcı Kadınmış. Japonya’da yaşamış ve şifacı tarafı çok kuvvetli bir insanmış. Hastabakıcılık yapmış Birinci Dünya Savaşı yıllarında. Milliyetçilik duygusu da çok kuvvetliymiş. Özgür bir kadınmış; hep koşturmuş, çevresine annelik yapmış. Geçmiş hayatında anne olamamış, bu yaşamında baba olarak yukarı çıkarmaya çalışacak bu duygusunu. Bu ruhun son defa gelişi dünyaya. Bu hayata getirdiği korku: Sorumluluk ve hastalıktan korkma. Doğum tarihi: 30 Ocak 1987 ARDA TURAN Rus gazeteci Evlilik onun için sorun olabilir, çünkü geçmiş hayatında bu sebepten olumsuzluklar yaşamış bir insan. Önceki yaşamında da erkekmiş, 1930’lu yıllarda Rusya’da yaşamış bir gazeteci. Bu hayatında evlilik ile ilgili korkularını ortadan kaldırarak, dengeyi kurması gerekiyor. Uzun süre bu dünyaya gelmek istememiş, sonradan karar vererek gelmiş. Sanatsal tarafı da çok fazla ama bu yaşamda kullanmıyor ve Ekim tarihi: 27 Doğum 1983 fiziksel tarafını ön plana çıkarıyor. Bu hayata getirdiği korku: Ölümden korkma ve insanlardan kaçma eğilimi. 95 MAGAZİN ÜNLÜLER VE ASTROLOJİ Güney ay düğümüne göre geçmiş yaşam özellikleri Koç: İlkbaharın temsilcisidir ve başlangıçtır. Bu insanlar yaşamın gizemlerinden geçmiştir. Büyük ölçüde bağımlı aileye sahip, bir şeyin başkanı, rahip veya doktordurlar; savaşçı özelliklere sahiptirler ve bir şeyleri bitirmiş olarak buraya gelmişlerdir. Bencildirler, bunu geride bırakarak sevgiyi, paylaşımı ve eğlenmeyi öğrenmeleri gerekir bu yaşamlarında. hi: 17 Ekim Doğum tari Boğa: Maceracı ve öncüdürler, manyetik tarafları çok yüksektir. Doğal afetlerle, savaşlarla karşılaşmış; cesur, kahramanlıkları olan insanlardır. Kavga sonucu veya bir bisiklet kazasından bile ölmüş olabilirler. 1972 TARKAN İkizler: Bilgili, yetenekli, küçük krallıklardan gelen; bağımlılık problemleriyle uğ- Amerikalı bir anne raşan, rahat olmayı öğrenmesi gereken insanlardır. Hayır diyememeleri de bir Amerika’da yaşamış çok güzel bir kadınmış. diğer özellikleridir. Çocuklarıyla ilgilenmiş her zaman. Aynı zamanda kariyer istemiş ama çocuklarına ve ailesine kendini Yengeç: Şanslıdırlar, eski ruhlardır… Sanatta çok iyi ve başta olan kişi- feda etmiş, kanserden ölmüş. Arkadaş çevresi pek lerdir. Kariyerlerinde ve ailelerinde sağlam ilişkiler kurmayı öğrenirler ve olmayan, onlarla sorun yaşayan bir kişiymiş. Çok vatanlarına bağlıdırlar. titiz, çok çalışan ve sorumluluklarını bilen bir insanmış. O yüzden kadının ruhundan anlayan bir erkektir Aslan: En fazla reenkarnesi olan kişilerdir, bunu hatırlarlar ama bağdaştıramazlar. Atlantis’ten gelmişler, efsanevi şeyler yaşamışlardır ve bu döneme yeniçağı başlatmak için gelmişlerdir. Tarkan. Bu yaşamdaki haritası ise “Kariyerin için buradasın,” diyor. 1960’lı yılların ortalarında ölmüş. Bu hayata getirdiği korku: Kanun ve yasalardan Başak: İmparatorlukların içinde yani Çin, Roma, İnka gibi topluluklarda yaşamış korkma. ruhlardır. Endişe, korku nedir bilmezler, geçmiş hayatlarında ve bu sebepten bu yaşamlarında korkuları vardır. Ruhani insanlardır, yaratma güçleri çok fazladır. Terazi: Ortaçağ’da, katedrallerden gelen kişilerdir. Saatçi, kuyumcu tasarım, sanatla ilgilenen, dengeyi sağlamaya çalışan kişilerdir. Bu yaşamda bireysel olmayı öğrenmeleri ve önde olmaları gerekir. Akrep: Diktatördürler, ihtiraslı bir hayat yaşamışlardır, ölümleri de bu şekildedir. Getirdikleri miras çok kuvvetlidir, emek veren sahip olmaya çalışan kişilerdir. Buraya özgürlüğü kurmaya gelmişlerdir. Yay: Tüccar, deniz aşırı yerlerde yaşamış, eğitmen, din akımlarını yaymış, tamamen büyük sorunları gören insanlardır. Doğum tarihi: 11 Haziran 1960 Oğlak: Kamusal alanları temsil ederler. Doğu Avrupa’da yeni hükümet kuranlar bu ay düğümüne örnektir. MEHMET ÖZ Alaskalı kadın hakim Kova: Cenneti yaşamış kişilerdir. Bilimsel tarafları çok kuvvetli, yüksek zekalı in- Kadınmış ve Alaska’da yaşamış. Önceden sanlardır. Elektrik gücünü, insan fizyolojisi ve havacılıkla ile ilgili çalışmaları yapmış ruhsal, mistik tarafı çok kuvvetli bir insanmış. Ha- evrensel kişilerdir. Vücut sıvıları çok yüklüdür, bu sebepten elektrik çarpmalarına karşı hassastırlar. Bu hayatta eğlenmeyi, bireysel olmayı öğrenmeleri gerekir. Balık: Hayal kırıklığına uğramış, çok fazla acı yaşamış insanlardır. Güçlü önsezileri ve hayal güçleri vardır ama bu hayatta onu kullanmaktan kaçınabilirler. Spiritüelliğin acısını çekmiş ve yol göstermek için gelmiş kişilerdir. Mantık üzerinde kalmaya çalışırlar. 96 kimmiş. Çok duygusalmış, babası da hakimmiş ve yazarmış. 1952 yılında ölmüş. Çok iyiymiş mesleğinde. Çocuğunu kaybetmiş, o yüzden çocuklarına karşı bu hayatta korumacı. Bu hayata getirdiği korku: Sosyal itibarını kaybetmek. Ünlüler geçmiş yaşamlarında kimdi? SEZEN AKSU Bir liderin eşi Kadınmış, Mısır’da yaşamış çok önemli bir adamın eşiymiş. Hatta bir liderin eşi olabilir. Varlıklı bir ailenin bireyiymiş. Eşi çok ünlü ve zenginmiş, tek evlilik yapmış ve hep eşinin arkasında durarak ona destek olmuş. 1930’lu yıllarda yaşamış. Bu hayatına ünlü olmak için gelmiş. Geçmişinde kendinden çok vermiş, sosyal etkinliklere katılmış. Sezen Aksu çok az uyur, bunun nedeni de bu işte; hep tetikte olması... Çok güzel bir kadınmış. Bu hayata getirdiği korku: Aile kaybı ve yaşlanma korkusu. 954 mmuz 1 e T 3 1 i: tarih Doğum hi: 19 Doğum tari 0 Mayıs 198 DEMET EVGAR Erkek pilot Erkekmiş, Brezilya’da yaşamış. O kadar özgürmüş ki, eşini aldatmış çok kereler. Zaten birkaç kere evlilik yapmış ve bu evliliklerinden de bir tane çocuğu var. Pilotmuş. Bu hayatında sabit kalmayı ve bencil olmayı öğrenmesi gerekiyor. Bu sebepten şimdiki yaşamında kendini gösterdiği bir meslek seçmiş. 1975 yılında ölmüş. Eski hayatında çok zeki, babasıyla egosal tarafları yüzünden çok çatışmış bir adammış. Bu hayata getirdiği korku: Özgürlüğünün kısıtlanması. 97 BİZDEN HABERLER Sema Güral Sürmeli, iş hayatındaki başarısının sırrını Kadir Has Üniversitesi öğrencileri ile paylaştı Kadir Has Üniversitesi’nde Dr. Hülya Kalyoncu tarafından organize edilen “Salı Söyleşileri” bu hafta NG Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’yi üniversite öğrencileriyle bir araya getirdi. adir Has Üniversitesi’nin kültür, sanat, edebiyat ve iş kiremitten fırında pişirirdim,” şeklinde konuşarak sevdiği işle dünyası gibi farklı alanlarda başarılara imza atmış kişile- uğraşmanın kişiyi daha başarılı kıldığına değindi. K ri, iş ve yaşam tecrübelerini paylaşmak üzere üniversite öğren- Aslında işsizlik diye bir şey yok cileri ile buluşturduğu “Salı Söyleşileri”nin konuğu, Türkiye’nin Sevdiği işle uğraşmanın tek başına yeterli olmayacağını be- başarılı iş kadınlarından NG Kütahya Porselen Yönetim Kurulu lirten Sürmeli, kişinin kendini geliştirmesinin ve farklı yönlerini Üyesi Sema Güral Sürmeli oldu. ortaya koymasının da etkili olduğunu vurguladı: “İnsanın sevdi- Konuşmasında başarılı iş yaşantısının püf noktalarına deği- ği konuda ilerlemesi, branşlaşması son derece önemli. Ancak nen Sürmeli, günümüzde iş yaşamında farklılaşmanın ve sos- artık sadece üniversite mezunu olmak yeterli olmuyor. Başvuru yalliğin getirdiği artıların da altını çizdi. Sözlerine, “Artık iş dün- yapan herkes üniversite mezunu olduğundan biz de işe alımla- yası sosyal insan seviyor. Bazı insanların başarısızlıkları, aslında rımızda onları farklılaştıran özelliklere bakıyoruz. İş dünyası artık sosyal başarısızlıklarını gösteriyor. Çünkü o insanlar kendi fark- çok acımasız. Aslında işsizlik diye bir şey yok. Kendini iyi yetiş- larını ortaya koyacak sosyal zekâya sahip olamayabiliyorlar,” tiremeyen insan var.” diyerek devam eden Sürmeli, “O yüzden kendinizi ön plana Bir konuda çok iyi olmak gerekiyor çıkaracak bir özelliğiniz olsun. Mutlaka farkınızı ortaya koyun ve Sema Güral Sürmeli belli bir konuda uzmanlaşmanın da sosyal olun,” şeklinde konuşarak başarılı olmak isteyen öğren- önemine değinerek bunun da başarıyı artıran faktörlerden bir cilere tavsiyelerde bulundu. tanesi olduğunu belirtti. Sürmeli bu konudaki konuşmasına, Sevdiği işi yapmak başarıyı artırıyor idolü olarak gördüğü babası, Kütahya Porselen Yönetim Ku- Yaptığı işin kendisi için çocukluktan başlayan bir tutku ol- rulu Başkanı Nafi Güral’ın sözlerinin kendisine yol gösterdiğini duğunu söyleyen Sema Güral Sürmeli, “Bu sanata duyduğum vurgulayarak devam etti: “Babam bize hep ‘Bir konuda çok merak çocukluğumda başladı. O zamanlar aile işi olarak ke- iyi olun,’ derdi. ‘Bir işi çok iyi yapın ki, o konuda en iyisi olun,’ reste ve maden işiyle ilgileniyorduk. Ancak ben daha küçük şeklindeki konuşması beni çok etkilemiştir. O yüzden siz de bir bir çocukken bile bahçedeki çamurları kendimce şekillendirip konuda çok iyi olun.” 98 Hande Kazanova, bu yıl burçları nelerin beklediğini NG Sapanca’da açıkladı G Sapanca’nın, 25 Ocak Cumartesi günü konukları N için düzenlediği etkinlik büyük ilgi gördü ve heyecanla takip edildi. Ünlü astroloji uzmanı Hande Kazanova, NG Sapanca Leylak Lounge’da misafirlerin 2014 yılına dair sorularını yanıtladı, burçlar hakkında bilgiler verdi. 14.00-16.00 saatleri arasında düzenlenen etkinlikte misafirler arasından seçilen üç şanslı kişiye ise kişisel yıldız haritaları hediye edildi. Misafirlerin büyük heyecanla dinlediği Kazanova, etkinlikte NG Sapanca’nın da yıldız haritasını çıkardı. Kazanova NG Sapanca için şunları söyledi: “NG Sapanca’nın yükseleni Yengeç, bu sene neşe, zenginlik ve bolluk temsilcisi Jüpiter Yengeç burcunda ilerliyor ve 1 Nisan itibarıyla yükselen burcun üzerinden geçmeye başlayacak. 12 yılda gelen bir şans NG Sapanca’nın üzerine doğacak. Bu sene şansları ve fırsatları yüksek olacak.” Hande Kazanova etkinlikte tüm burçlar hakkında bilgiler verdi, katılımcıların sorularını yanıtladı. Yengeç burcunun yılın ilk yarısında çok güzel fırsatlar yakalayacağını, Yay burcuna ise kredi, faiz, vergi, ortaklaşa gelirler alanlarında Jüpiter’in çok önemli fırsatlar sunacağını söyledi. Terazi burcunun sahip olduğu değerler ve para alanındaki sorumluluklarının 2014’te de artacağını, Oğlak burcunun Ünlü astroloji uzmanı Hande Kazanova, 2014 yılında burçları nelerin beklediği ve burçlarla ilgili merak edilen soruları, NG Sapanca’nın konuklarıyla paylaştı. ise arkadaşlar, sosyal çevre ve gelecek adına testlerden geçeceğini ifade etti. Kova burcunun 2014 yılında kariyer ve iş hayatındaki testlerinin devam ettiğini, Koç burcunun yılın 2. yarısında aşk, eğlence, yaratıcılık, sanat ve çocuklar konusunda inanılmaz şanslar yakalayacağını, İkizler burcunun ise iş alanlarında önceliklerini iyi belirlemesi gerektiğini söyledi. Boğa burcuna bu yıl Jüpiter’in reklam, satış, pazarlama, öğrenim, yazım alanlarında şans vereceğini, Başak burcunun 2014 yılında da satış, pazarlama, basın, yayın, iletişim, yakın çevre, akrabalar, öğrenim ve reklam alanlarında sorumluluklarının ve testlerinin devam ettiğini ifade etti. Balık burcunun bu senenin ilk yarısında, aşk, eğlence, yaratıcılık, sanat ve çocuklar konusunda inanılmaz şanslar yakalayacağını, Aslan burcunun ev ve aile hayatı konusunda önemli sorumluluk ve testlerinin bu yıl içerisinde de gündemde olacağını, Akrep burcunun ise bol bol seyahat edeceğini, yabancı yerlerde tatil yapma imkanı bulacağını belirtti. Hande Kazanova’nın tüm burçlar hakkında yorumlarda bulunduğu bu etkinlikte katılımcılar keyifli iki saat geçirdi. 99 BİZDEN HABERLER Karadeniz’in en büyük seramik ve porselen showroom’u Samsun’da açıldı NG Kütahya Seramik ve NG Kütahya Porselen, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük seramik ve porselen showroom’unu, 18 Aralık Çarşamba günü düzenlenen görkemli bir törenle Samsun’da hizmete açtı. G Kütahya Seramik ve NG Kütahya Porselen, ödüller kazanmış tasarımlarımız bu showroom’da Samsunlu- Samsun’da benzersiz bir showroom’un açılışını ger- larla buluşuyor. Samsun’da ve Karadeniz’deki çalışmalarımıza çekleştirdi. 18 Aralık 2013 Çarşamba günü gerçekleştirilen ilerleyen dönemde de hızla devam edecek, bölgeyi yeniliklerle açılışa katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, showroom’u buluşturmayı sürdüreceğiz” dedi. N gezerek, NG Kütahya Seramik Porselen Turizm Sanayi A.Ş. Bölgenin en büyüğü Yüzlerce çeşit seramik ve porselen Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral’dan ürünler hakkında bilgi ürününün sergilendiği mağaza, 3 bin metrekare alanıyla Kara- aldı. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’un da katıldığı açılış törenine deniz Bölgesi’nin en büyük seramik ve porselen showroom’u vatandaşlar da büyük ilgi gösterdi. konumunda bulunuyor. NG Kütahya Seramik ve NG Kütahya Açılış töreninde konuşan NG Kütahya Seramik Porselen Porselen’in 2014 kreasyonları ve tüm ürün grubundaki en yeni ta- Turizm Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, “NG sarımlarının sergilendiği showroom’da her beğeniye hitap edecek Kütahya Porselen ve NG Kütahya Seramik olarak bugün açı- çeşitlilikte ürün yer alıyor. Showroom’da ayrıca açılışa özel bir de lışını gerçekleştirdiğimiz showroom’u Samsunlularla buluştur- kampanya düzenleniyor. Bu kampanya çerçevesinde Premium maktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Mağazamız, Karadeniz 258 Parça Çeyiz Paketi 2.349 TL yerine peşin fiyatına 10 taksitle Bölgesi’nin en büyük seramik ve porselen showroom’u ola- 1.999 TL’dan satışa sunuluyor. Adres: Atatürk Bulvarı, No: 37 rak hizmet verecek. En yeni kreasyonlarımız, dünya çapında (Havaalanı Yolu Üzeri) Tekkeköy, Samsun 100 Sema Güral Sürmeli, Dumlupnar Üniversitesi örencileri ile bulutu NG Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin, Dumlupınar Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Porselenden Hayatlar’ söyleşisi seramik, grafik ve resim öğrencilerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti. umlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 4 Aralık 2013 D tarihinde gerçekleşen ‘Porselenden Hayatlar’ söyleşisi, NG Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’yi üniversite öğrencileriyle bir araya getirdi. Söyleşide porselen, sanat ve tasarım hakkındaki bilgilerini öğrencilerle paylaşan Sema Güral Sürmeli, iş hayatına ilişkin deneyimlerini de katılımcılara aktardı. Dumlupınar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yunus Erdoğan ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Altuncu’nun Sema Güral Sürmeli’ye birer plaket takdim ettiği söyleşi, öğrencilerin ve diğer katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılandı. Sürmeli, iş hayatında başarılı olmanın altın kurallarını öğrencilerle paylaştı: “Sizleri farklı kılacak hobileriniz ve yetenekleriniz olmalı. Mutlaka bir alanda uzmanlaşmalısınız. İş hayatında öncelikle tercih edilmeniz için İngilizce’nin yanında ikinci bir dil eğitimi de almalısınız. Yüksek lisans eğitimine önem veriniz. Eğer mümkünse okuduğunuz üniversitenin dışında başka bir üniversitede yüksek lisans eğitimini alın. Böylelikle ikinci bir üniversitenin kültürünü ve donanımını da tecrübelerinize katabilirsiniz. İş hayatında başarılı olmanın en büyük kurallarından biri de zaman yönetimidir. Zamanınızı en kaliteli ve en verimli şekilde kullanın.” ‘Porselenden Hayatlar Geçmie Özlem’ Sema Güral Sürmeli, ‘Porselenden Hayatlar’ söyleisi srasnda, Osmanl htiam’n porselene tad ‘Porselenden Hayatlar – Geçmie Özlem’ adl koleksiyonundan hareketle, porselenin tasarm aamasndan üretim aamasna varncaya kadar geçtii safhalara dair detayl bilgileri Dumlupnar Üniversitesi örencileriyle paylat. Minik kalpler Minik Kalpler Derneği’nin 11 Aralık 2013 tarihinde Adresistanbul’ da düzenlediği alışveriş şenliğine Kütahya Porselen Yönetim Kurulu üyesi Sema Güral Sürmeli, Porselenden Hayatlar koleksiyonu ile katıldı. ürkiye’nin ilk ve tek dekorasyon alışveriş merkezi Addresistanbul ve Mika-Der (Minik Kalplerle El Ele Derneği), çocuklar T yararına özel bir projede bir araya geldi. Addresistanbul’da Mika-Der yararına New Years Bazaar isimli bir alışveriş şenliği düzenlendi. Şenliğe 50’den fazla tanınmış firma katıldı. Sabah saat 10.00’dan akşam 19.00’a kadar devam etti. Elde edilen gelir ile Bartın’da açılacak olan sevgi evlerinden oluşan Mika-Der Sevgi Köyü için büyük katkı sağlandı. 101 BİZDEN HABERLER Afyon mutfağının harikaları NG Güral Afyon’da Akıllarda şifalı termal suları ile yer eden Afyon’da, yalnızca bilenin keyfini süreceği birçok yerel lezzet de bulunuyor. Bu lezzetlerin şöhretini artırma fikriyle yola çıkan NG Güral Afyon yönetimi, ünlü gurme Mehmet Yaşin ile bir akşam yemeği buluşması gerçekleştirdi. fyon deyince akıllara önce şifalı termal sular, hafızanı- sel tatlara bazı uyarlamalar da yaptı. İnsanı heyecanlandırmaya A zı biraz zorlarsanız da sucuk ve lokum gelir. Oysa ki adı dahi yeten yemekler, modern dokunuşlarla daha da baştan Afyon’da, yalnızca yerel halkın ve lezzet kaşiflerinin tanıdığı, yi- çıkarıcı oldu. Bu enfes akşamda, başlangıç olarak aş hamurlu yenin hayran kaldığı birçok özel tarif de bulunuyor. NG Güral ve köy horozlu ara başı çorbası servis edildi. Çorbanın ardın- Afyon Otel, bu lezzetlerin şöhretini artırma fikriyle yola çıkarak, dan davetliler kırmızıbiberli manda yoğurdu köpürtmeli ilibada yemek denince Türkiye’de akla ilk gelen isimlerden olan Meh- dolmasını tattılar. Ara sıcaklarda mercimekli haşhaşlı bükme ve met Yaşin ile enfes bir akşam yemeği buluşması organize etti. armut suyu ile servis edilen kıymalı-peynirli ağzı açık börek var- Etkinliğin ev sahipliğini Güral ailesi üstlendi. Davetliler arasın- dı. Afyon bölgesine özel yeşilliklerin üzerinde ev yapımı ballı har- da Mustafa Süzer ve eşi Berrin Süzer başta olmak üzere, Hulusi dallı sosu ve iç ferahlatan lezzetiyle afiyan salatası da sofranın Çil ve eşi Neriman Çil ile Afyon Ticaret Odası Başkanı da vardı. harikalarındandı. Ana yemeklerde bulgur ve kırılmış buğdayın Daveti organize eden NG Hotels&Resorts İcra Kurulu Başkanı yoğrulmasıyla hazırlanan göce köfte ile dana incik ve patlıcanla Hediye Güral Gür, yaptığı kısa konuşmada bu tarz değerlerin yapılan badılcan gömme lezzeti zirveye taşıdı. Mehmet Yaşin ve öne çıkarılması gerektiğine inandıklarını söyledi. Nafi Güral ve Hüseyin Şef tatlıları da büyük bir özenle hazırlamışlardı. Şef’in Gülsüm Güral çifti de yerel lezzetlerin önemine vurgu yaparak, üçlemesinde güllü lokumlu su muhallebisi ve balkabaklı tartın yörenin turistik açıdan kalkınması için ellerinden gelen desteği yanı sıra, vişne ve manda kaymağı ile servis edilen ekmek ka- vermeye çalıştıklarını ifade ettiler. Buluşmada davetlileri sürp- dayıfı bulunuyordu. Mehmet Yaşin, yemek boyunca davetlilerle riz tatlar bekliyordu. Afyon’a davet edilen Mehmet Yaşin, Güral yerel lezzetlere dair anekdotlar ve Afyon mutfağının sırlarını pay- Afyon’un mutfak şefi Hüseyin Alkın ile kafa kafaya verdi, yerel laştı. Davetliler sofraya Afyon’un lezzet harikalarını keşfetmenin lezzetlerin en haslarını seçerek menüyü hazırladı. İkili gelenek- verdiği mutlulukla veda etti. 102 ‘Gönlü Zengin 50 İş İnsanı’ Türkiye’de ilk defa Capital Dergisi’nin düzenlediği ve bağış kültürüne katkı sağlayan iş insanlarının belirlediği ‘Gönlü Zenginler’ araştırmasının ödül töreninin ana sponsoru gerçek bir sosyal şirket olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Nef oldu. Ödül töreninin cosponsorluğunu NG Hotels and Resorts üstlendi. efes gibi can veren ve yaşamın vazgeçilmezi haline gelen projeler yapmak N için yola çıkan Nef, Capital Dergisi’nin Türkiye’de bağış kültürünü ve bağış profilini ortaya koyan ‘Gönlü Zengin 50 İş İnsanı’ araştırmasının ödül töreninin ana sponsorluğunu üstlendi. NG Hotels and Resorts co-sponsor oldu. Türkiye’nin gönlü zengin iş insanlarını bir araya getiren ödül törenine Nef Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur ve Capital Dergisi Yayın Direktörü Rauf Ateş ev sahipliği yaptı. Capital Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Rauf Ateş; “Capital Dergisi olarak iş dünyamıza değer katacak araştırmalar yapmak için çalışıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz ‘Gönlü Zenginler’ araştırmamızın Türkiye’ye katkıda bulunan iş insanlarını hem alkışlamak hem de ülkemizde bağışı teşvik etmek amacına hizmet edeceğine inanıyoruz,” dedi. Nef Yönetim Kurulu Üyesi Erden Timur, “Nef olarak, şirket misyonumuzu topluma katkı sağlamak, sürekli gelişim, her alanda artı değer yaratmak ve paydaşların mutluluğu olarak belirlerken; paydaş tanımımızı genişleterek toplumu da bu tanımın bir parçası haline getirdik. Bugüne kadar dağıtılabilir karımızın yüzde 51’inden fazlasını sosyal sorumluluk projelerine ayırdık. Kurulduğumuz günden bugüne topluma yarar sağlayacak ve kazandığını toplum için harcayacak sosyal bir şirket olmayı hedefledik. Sosyal şirket olma yolunda sağlam adımlar atarak, Türkiye’de sosyal şirket modelinin başarılı bir örneği olmayı hedefliyoruz. Ayrıca, sosyal şirket modelini yaygınlaştırmak ve bu bilinci tüm Türkiye’de arttırmak için çalışmalarına devam ediyoruz” şeklinde konuştu. Nef, son dört yılda yapmış olduğu bağışlarla “Gönlü Zenginler Araştırması”nda son 10 yıla bakıldığında 21. sırada, 2012 yılında ise 12. sırada yer aldı. Capital’in Türkiye’deki bütün büyük grup ve şirketlere ulaşmaya çalışarak hazırladığı ‘Türkiye’nin Gönlü Zengin 50 İş İnsanı’ araştırmasının temelini bir anket çalışması oluşturdu. Anket çalışmasına, şirketleri ya da grupları adına yönetim kurulu başkanları katıldı. Sıralama ise ankette yer alan “Son 10 yıldaki toplam bağış tutarınız” ve “2012 yılındaki toplam bağış tutarınız” sorularının yanıtlarına göre hazırlandı. Türkiye’nin gönlü zengin i insanlar bir araya geldi 2012 yl ve son 10 yllk ba tutarlar ele alndnda Türkiye’de en çok ba yapan irket olarak gösterilen Koç Holding adna ödülü Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Arsel ald. Aratrma çerçevesinde gerçekletirilen törende Bilkent Holding adna Yönetim Kurulu Bakan Ali Doramac, Fiba Holding adna Yönetim Kurulu Bakan Hüsnü M. Özyein, Dou Holding adna CEO Hüsnü Akhan, Opet adna Yönetim Kurulu Bakan Fikret Öztürk, Anadolu Endüstri Holding adna Yönetim Kurulu Bakan Tuncay Özilhan, Boydak Holding adna Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak, Doan Holding adna Yönetim Kurulu Bakan Begümhan Doan Faralyal, Acbadem Salk Grubu adna Yönetim Kurulu Bakan Mehmet Ali Aydnlar, Altnba Holding adna Yönetim Kurulu Bakan mam Altnba ödül ald. Ece Vahapolu’nun sunumu ile gerçekletirilen törende Eczacba Holding ise özel ödüle layk görüldü. 103 BİZDEN HABERLER Minik ellerden sevimli porselenler Türkiye’nin en büyük okul öncesi eğitim kurumları zinciri olan Amerikan Kültür Derneği Kids Anaokulları Kütahya temsilciliğinden, iş adamı Nafi Güral’a anlamlı ziyaret. KD Kids Anaokulu öğrencileri 21 Aralık Perşembe günü eğitici hem de eğlendirici birçok faaliyetler gerçekleştiriyor. Bu A Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı kapsamda dünyanın en büyük porselen üreticisi Kütahya Por- Nafi Güral’ı ziyaret etti. ‘’Geleceğin Porselenleri’’ni tasarlayan selen markasına ve ülkemiz için çok önemli bir değer olan Nafi 2-5 yaş grubu öğrenciler tasarımlarını Nafi Güral’a takdim etti. Güral’a yaptığımız bu ziyarette amacımız çocuklarımızın farklı AKD Kids Kütahya Anaokulu Müdürü Kadir Yaşar bu ziya- deneyimler kazandırmak ve rol model olarak örnek almak isteye- retlerinin sebebini şu sözleriyle ifade etti: ‘’Öğrencilerimiz, okulu- cekleri önemli şahıslarla tanıştırmak” dedi. Nafi Güral, bu güzel muzda Avrupa normlarında (European Language Portfolio) ya- ziyaretten duyduğu memnuniyetini belirterek Kütahya’da bu ka- bancı dil eğitimi almaktadır. Sınıflarımızda biri tamamen İngilizce litede ve bu seviyede İngilizce eğitimi alan AKD Kids Anaokulu diğeri de tamamen Türkçe konuşan iki öğretmen tarafından eği- çocuklarına öğütler verdi. tim verilmekte ve böylece öğrencilerimiz İngilizceyi yaşayarak ve Nafi Güral ile keyifli sohbetler gerçekleştiren çocuklar ardın- eğlenerek öğrenmektedir. İngilizce eğitiminin yanı sıra çocukları- dan Kütahya Porselen fabrikasını gezdi ve porselen ürünler bo- mızın kişisel gelişimlerini destekleyen ders ve aktiviteler ile hem yadı. Çocukların boyadıkları ürünler kendilerine hediye edildi. 104 Yıldız Teknik Üniversitesi ve TOBB ÜniversitesiNG Kütahya Seramik Fabrikalarının Konuğu! TOBB Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji Bölümü öğrencileri geçtiğimiz günlerde NG Kütahya Seramik fabrikalarının konuğu oldu. Düzenlenen gezide öğrenciler, tasarım, üretim ve teknik alanlara yönelik eğitimlerle bilgi edinirken, showroom gezisi ile en yeni porselen ve seramik ürünlerini tanıma fırsatı buldular ve porselen müzesini ziyaret ettiler. NAF GÜRAL FEN LSES BASKETBOLDA AMPYON OLDU Kütahya Liselerarası Basketbol Turnuvası’nın şampiyonu Nafi Güral Fen Lisesi oldu. afi Güral Fen Lisesi erkek basketbol takımı geçen yıl olduğu gibi bu sene de Kütahya Liselerarası N Basketbol Turnuvası’ında şampiyonluğa adını yazdırdı. Aysel Selahattin Erkasap Spor Lisesi ile oynanan çekişmeli final müsabakasını 52-39 kazanarak şampiyon oldu. Nafi Güral Fen Lisesi beden eğitimi öğretmeni Ali Osman Güngör yaptığı açıklamada “Hem derslerde hem de bu tür faaliyetlerde başarılı olmak planlı ve prensipli çalışmayı gerektirir. Bu sene futbol takımından sonra basketbolda da başarıya ulaşmak ve ilimizi fen lisesi olarak dışarıda temsil etmek mutluluk vericidir,” dedi. Ayrıca okulun müdür yardımcısı Hüseyin Köse de “Okulumuza yapılacak spor salonu tamamlandığında öğrencilerimiz daha uygun şartlarda spor yapacak ve sağlıklı nesillerin temelleri şimdiden atılmaya başlanmış olacaktır” ifadelerini kullandı. 105 BİZDEN HABERLER Kaynak çok, verimli kullanım yok 4. Boğaziçi Zirvesi kapsamındaki “Sağlık Turizmi Paneli”ne konuşmacı olarak katılan NG Hotels&Resorts İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, ülkemizde termal kaynakların verimli kullanılmadığını belirtti. luslararası İşbirliği Platformu tarafından bu sene geliyor. Yani bu kadar zengin kaynak olmasına rağmen henüz dördüncüsü düzenlenen Boğaziçi Zirvesi’nin ikin- Türkiye’de bu kaynakları yeteri kadar paraya çevirebilmiş deği- U ci günü yapılan “Sağlık Turizmi Paneli”nde Türkiye’de sağlık liz,” şeklinde konuştu. turizminin geleceği tartışıldı. Panele konuşmacı olarak katılan İnsanlar kendine baktıkça termal turizm pazarı bü- NG Hotels&Resorts İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, yüyecek Hediye Güral Gür, “Her sektörün kendine göre bir Türkiye’deki termal kaynakların verimli kullanılmadığını belirtti. büyüme hızı var. Turizm dünyada yılda ortalama yüzde üç bü- Hediye Güral Gür, “Ülkemiz her türlü zenginliğe sahip. Termal yüme hızına sahipken wellness ve termal sektör yüzde 9.9’luk su da bunlardan bir tanesi. Dünya sıralamasına baktığımızda bir büyüme hızına sahip. Bu da bize insanların kendine özen termal kaynaklar konusunda dünyada yedinci, Avrupa’da birin- gösterme farkındalığı arttıkça bu sektöre duyulan ilgiyle birlikte ci sıradayız. Ülkemizde 1500’ün üzerinde termal tesis kaynak sektörden alacağımız payın da artacağını gösteriyor,” şeklinde çıkarıyor ancak bunların ne kadar verimli kullanıldığı konusunda konuşarak termal turizm pazar payının artışı konusundaki dü- net bir şey söylemek mümkün değil,” dedi. şüncelerini paylaştı. Hediye Güral Gür, sözlerine turizm gelirleriyle ilgili rakamlar Ortadoğu çok önemli bir pazar vererek devam etti. Gür, “2012 yılında global turizm cirosu 3.2 Termal turizmde Ortadoğu’nun önemli bir fırsat olduğunu trilyon dolar iken wellness sektörünün cirodan aldığı pay 438 belirten Hediye Güral Gür, mesafe ve kültürel yakınlığın yanı sıra milyar dolar oldu. 2017’ye kadar 638 milyar dolar gibi bir ciro Türkiye’nin mevsimsel avantajlarının da Ortadoğulu misafirleri elde edileceği düşünülüyor, bu da büyüme hızı açısından se- daha uzun süre ağırlayabilmemiz açısından fırsat olduğunu be- vindirici bir fırsat olarak yansıdı. Avrupa’daki wellness pazarı şu lirtti. Gür, “Turizmin gelişmesi açısından ülkeler arasındaki ilişki anda 19 milyar dolar. Türkiye’nin 2012’deki turizm geliri 23 bu- çok önemli. İlerleyen dönemlerde bu ilişkiler sayesinde turizmin çuk milyar dolar, ancak bu gelirin sadece yüzde 3’ü termalden çok daha canlanacağına inanıyoruz, şeklinde konuştu. 106 NG Güral Sapanca iki ödüle birden layk görüldü SKAL International stanbul Kulübü’nün düzenledii “SKALTE 13 - Turizmde Kalite Ödülleri”nde NG Güral Sapanca Wellness & Convention, Yln En yi Spa Oteli seçildi. Profesyonel Otel Yöneticileri Dernei’nin resmi yayn GM Turizm ve Yönetim Dergisi de düzenledii “QM Awards” ödüllerinde NG Güral Sapanca’y Türkiye’nin En yi Yönetilen Spa Oteli seçerek ödüllendirdi. G Güral Sapanca Wellness & Convention, Spa konu- Daha önce üstün hizmet kalitesi, donanımlı personeli ve sundaki başarısını kazandığı iki ödül birden kanıtladı. fiziki koşullarına yaptığı yatırımlarla yedi kalite belgesini birden Her yıl turizm sektöründe kalite bilincinin gelişmesine değer almaya hak kazanarak Türkiye’de yedi farklı kalite belgesine katan kişi, kurum ve kuruluşlara farklı kategorilerde verilen sahip beş yıldızlı tek otel konumuna ulaşan NG Güral Sapan- “SKALİTE 13-Turizmde Kalite Ödülleri”nde NG Güral Sapanca ca Wellness&Convention, kazandığı yeni iki ödül ile başarısını ‘Yılın En İyi Spa Oteli’ seçildi. NG Güral Sapanca ayrıca Pro- taçlandırmış oldu. N fesyonel Otel Yöneticileri Derneği’nin resmi yayını GM Turizm NG Güral Sapanca Wellness&Convention - Kırkpınar ve Yönetim Dergisi tarafından düzenlenen “QM Awards”da da Sapanca – Sakarya, Tel: 0264 242 56 00 Türkiye’nin En İyi Yönetilen Spa Oteli ödülüne layık görüldü. www.guralsapanca.com, www.facebook.com/guralsapanca 6. Yönetici Günleri Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Yönetici Topluluu tarafndan bu yl da düzenlenen 6.Yönetici Günleri 6 Aralk 2013 tarihinde Biga ktisadi dari Bilimler Fakültesi’nde gerçekletirildi. Etkinlik, katlmclara dopdolu birgün yaatt. iga İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde gerçekleştirilen 6.Yönetici Günleri’nin B ilk oturumunda İnsparkus Kariyer Koçu Özlem Sarıoğlu “Geleceği Tasar- lamak” konu başlığı ile öğrencilere kariyer planlamaları, geleceğin şekillendirilmesi ve planlı yaşama hakkında detaylı bilgiler aktardı. Sunumuna küçük oyunlar da ekleyen Sarıoğlu katılımcılara renkli anlar yaşattı. İkinci oturumda İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy “Tecrübesizliğin Şansındır” başlıklı sunumunda öğrencilere kendi kariyer öyküsünden bahsederek, yönetim konusundaki tecrübesizliğini İDO’da nasıl şansa çevirdiğini anlattı. Sonrasında edindiği deneyimlerle ilgili öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Sonrasında Yataş Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop “Geleceğinize Limit Koymayın” başlıklı sunumunda Yataş’ın kuruluş öyküsünü ve kendi kariyer yolculuğunu anlattı. Eşinin de kendisini izlediği oturumda Altop, şirketin zor zamanlardan geçtiği dönemde kendisine destek olan eşine teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Günün sonunda NG Kütahya Seramik Fabrikalar Genel Müdürü Celal Üstündağ, kariyer yolculuğunda dikkat edilmesi gereken noktalar, tavsiyeler ve tecrübe paylaşımlarını konu alan sunumunun ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı. Ayrıca yapılan çekilişlerde İnsparkus’tan 17 kişiye ücretsiz, diğer katılımcılara da yüzde 50 indirimli online eğitim paketi; Uğur Dersanesi’nden bir kişiye ücretsiz, bir kişiye yüzde 50 indirimli bir kişiye de yüzde 25 indirimli KPSS kursu hediye edildi. 107 BİZDEN HABERLER NG Rally Team, 2013 Türkiye Ralli ampiyonas Snf 3 Türkiye ampiyonu oldu ürkiye Ralli Şampiyonası’nın 6. Ayağı Expo 2016 40. Hitit T Rallisi, 23-24 Kasım 2013 tarihlerinde Antalya’da gerçek- leşti. Kariyerinde birçok sınıf ve kategori şampiyonluğu bulunan NG Rally Team pilotlarından Burak Çukurova-Ünal Tezel ikilisi,Türkiye Ralli Şampiyonası Sınıf 3 kategorisinde altı yarışın dördünü birinci olarak tamamlayarak, büyük bir başarı elde etti ve 2013 Türkiye Ralli Şampiyonası Sınıf 3 Türkiye Şampiyonu oldu. NG Rally Team’in iki araç ile katıldığı Expo 2016 40. Hitit Rallisi’nde Burak Çukurova’nın pilotluğunu üstlendiği ekipte kendisine önceki yarışlarda olduğu gibi Ünal Tezel co-pilot olarak eşlik etti. NG Rally Team’in diğer ekibinde ise Erkan Güral pilotluğu, Egemen Ertürk’de co-pilotluğu üstlendi. NG Rally Team’in her iki ekibi de Mıtsubishi Lancer EVO IX modeli ralli otomobili ile yarıştı. Burak Çukurova ve Ünal Tezel ikilisi büyük bir başarı göstererek, Expo 2016 40. Hitit Rallisi’nin ardından sezonun tamamlanmasına bir yarış kala şampiyonluğu garantiledi. Hediye Güral Gür, Genç Boğaziçi Kulübü’yle deneyimlerini paylaştı NG Hotels İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, Boğaziçi İş Kadınları Derneği Genç Boğaziçi Kulübü’nün 15 Şubat Cumartesi günü gerçekleşen açılışına özel konuk olarak davet edildi. Maslak Sheriton Otel’e düzenlenen açılış töreninde Hediye Güral Gür davetlilere bir konuşma yaptı. Başarı hikayesinin detaylarını öğrenciler ve iş dünyasına girmeye hazırlanan yeni mezunlarla paylaşan Gür’ün konuşması büyük ilgi topladı. Gür başarıya giden yolda iş hayatının merdivenlerini çıkarken edindiği tecrübelerini katılımcılarla paylaştı. İş kadını olmanın zorluklarına değinen Gür, hem başarılı bir iş kadını hem de iyi bir anne olmanın fedakarlıklar gerektirdiğinin altını çizdi. Boğaziçi İş Kadınları ve Genç Boğaziçi Kulübü’nün yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı açılış Gür’ün konuşmasının ardından düzenlenen kokteyl ile devam etti. 108 NG Kütahya Seramik Yükselen Değerler Toplantısı NG Kütahya Seramik “Yükselen Değerler 2014” toplantısını Türkiye ve farklı ülkelerden gelen iş ortakları ile birlikte, 9-12 Ocak 2014 tarihlerinde NG Güral Afyon Otel’de gerçekleştirdi. “Yükselen Değerler”, görkemli bir organizasyonla NG Güral Afyon Otel’de gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını Kütahya Porselen Sanayi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral yaptı. 53 yıllık iş hayatındaki deneyimlerinden, Türkiye’nin geçmiş ve bugünkü ekonomik yapısıyla ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Nafi Güral’ın açılış konuşmasının ardından NG Kütahya Seramik Teknik Genel Müdür Yardımcısı Celal Üstündağ; seramik sektörü ve şirketin yeni yatırımlarını içeren sunum yaptı. Programın sonunda 25. Yılını dolduran iş ortaklarına ve yılın kadın girişimcine ödüller takdim edildi. Yükselen Değerler programı kapsamında iş ortaklarına özel olarak hazırlanan 2014 ürün koleksiyonu, büyük beğeni topladı. Programda hanımlara yönelik “Porflame İle Yöresel Lezzetler” yemek yarışması düzenlendi. Yoğun bir ilgi ile gerçekleşen yemek yarışmasında Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirler kendi yörelerine ait yemekler yaparak marifetlerini sergiledi. Birinciye Kütahya Porselen’den yemek takımı hediye edildi. Etkinlikler kapsamında minik konuklar da unutulmadı. Çocuklar, kendilerine özel olarak düzenlenen Sincap Kulüp’te boyama çalışmaları, el becerileri, top havuzu yarışmaları, Hacivat ve Karagöz gösterisi, balon şekillendirme etkinliklerinde unutulmaz vakit geçirdiler. Toplantının son gününde gerçekleşen gala gecesinde Türkiye genelinde başarılı olan iş ortakları için özel bir ödül töreni düzenlendi. Gecenin sunuculuğunu ise Gülhan Şen yaptı. Türkiye ciro ödülleri kapsamında; • Antalya Opal Yapı, Türkiye Ciro Birincisi, • Ankara Arma Seramik, Türkiye Ciro İkincisi, • Konya Konal İnşaat, Türkiye Ciro Üçüncüsü ödüllerini kazandı. • Ödül programı kapsamında İhracat Birincisi ödülünü K.Irak’tan Azikler Dış Ticaret kazandı. Gala gecesi ünlü sanatçı Kubat’ın muhteşem konseri ile sona erdi. 109 BİZDEN HABERLER Erkan Güral yeniden genel başkan seçildi, yönetimde kadınların oranı arttı; ürkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK)’nun ladıkların anlattı. Türkiye’de kurumların kalitesinin de arttığını genel kuruluna konfederasyona bağlı GİAD ve fede- belirten Şimşek, Türkiye’nin rekabet gücü açısından önceki rasyonların yöneticileri büyük ilgi gösterdi. Genel kurula ka- yıllarda en düşük yüzde 30’luk dilimin içindeyken, geçen sene tılarak işadamlarına hitap eden Maliye Bakanı Mehmet Şim- sonu itibarıyla rekabet gücü en yüksek yüzde 30’luk grubun şek, Türkiye’nin bugünkü noktaya kişi başı ortalama 6,5 yıllık içine girdiğini ancak bunun yeterli olmadığını dile getirdi. T eğitim süresi ile geldiğini anlattı. Zorunlu eğitim süresini 12 TÜGİK Genel Kurulu’na katılan TOBB Başkanı Rifat Hi- yıla çıkardıklarını hatırlatan Şimşek, gelecekte yetişen nesille- sarcıklıoğlu da burada yaptığı konuşmada dünyanın üç yeni rin bugünkünün iki katı eğitim seviyesine sahip olacağını ifade değişimin başlangıcında olduğuna işaret etti. 2008 küresel etti. Türkiye’nin katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimini kriziyle beraber dünyadaki likiditenin azaldığını ifade eden Hi- de yukarılara çekmesi gerektiğine işaret eden Şimşek, bu- sarcıklıoğlu, petrol ve doğalgazın yerine yeni enerji kaynağının nun için yetişmiş elemanın önemini vurguladı. Bakan Şimşek, artık kaya gazı olacağını bildirdi. TÜGİK Başkanı Erkan Güral Ar-Ge ve markalaşma konusunda da ciddi adımlar atılması ise konuşmasına, altı yaşındaki Levent’i kucağına alarak baş- gerektiğini belirterek, hükümet olarak çeşitli destekleri sağ- ladı. Konfederasyonun Ankara’daki merkez binası önünde, 110 TÜGİK’in Ankara’daki genel kuruluna Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce işadamı katıldı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in önemli mesajlar verdiği genel kurulda TÜGİK Başkanlığı’na yeniden Erkan Güral seçilirken, YİK Başkanlığına da Erhan Özmen seçildi. ağabeyi ile birlikte çöpten kağıt toplarken TÜGİK ailesiyle tanı- girişimci olarak daha çok yer almasını sağlamak ve özellikle şan Levent’in hikayesi, genel kurula katılan herkesin gözlerini evde oturan genç kızlarımızı iş gücüne dahil etmek amacıyla, yaşarttı. Mardinli 7 kişilik bir ailenin ferdi olan Levent’le birlikte yeni bir proje geliştirdik. Mavi Yaka ve Beyaz Yaka gibi tanımla- kürsüye çıkan Genel Başkan Erkan Güral, “Levent’in bundan rın dışında, TÜGİK olarak iş dünyası literatürüne ‘Pembe Yaka’ sonraki eğitim hayatı içerisinde bizler olacağız. TÜGİK ailesinin kavramını dahil ediyoruz. Bu proje yalnızca kadın girişimci ve en küçük üyesi olarak Levent aramıza katıldı” dedi. Güral’ın bu kadın çalışan sayısını arttırmakla kalmayacak, kadın üye sayı- sözleri salondan büyük alkış aldı.Genel Başkan Erkan Güral, mızı da arttıracaktır. Biz genç iş adamları, ülkemize hizmet için genel kurul konuşmasında ise Türkiye’nin dış politikasındaki varız. Biz, bu ülkenin sevdalısıyız.” Genel kurulda konuşmaların dinamizminin ve yeni vizyonunun kendilerine heyecan verdiğini ardından Güral, Şimşek ve Hisarcıklıoğlu’na plaket verilirken, söyledi. TÜGiK olarak Türk girişimcilere yeni pazarlar bulmak seçime ise mevcut başkan Erkan Güral’ın başkanlığındaki tek için yoğun çaba sarf ettiklerini anlattı. Türkiye’nin bugün ihtiyaç liste ile gidildi. Yeni yönetimde yaş ortalaması 33, yönetim duyduğu en önemli şeyin, birlik ve bütünlük olduğunun altını yaklaşık yüzde 50’si ise kadın… Bu oran, Türkiye’deki benzer çizen Erkan Güral, şöyle devam etti: “Ekonomide kadınların yapılar için de bir ilk… 111 BİZDEN HABERLER AMBIENTE 2014’E KÜTAHYA PORSELEN DAMGASINI VURDU Her yıl şubat ayında Almanya Frankfurt’ta profesyonel ziyaretçilere kapılarını açan züccaciye, hediyelik eşya ve dekorasyon ürünleri sektörünün dünyadaki en büyük fuarı olan Ambiente Fuarı bu yıl 7-11 Şubat tarihleri arasında gerçekleşti. Dünyanın çeşitli ülkelerinden toplam 4.724 katılımcının ürünlerini sergilediği Ambiente 2014, yaklaşık 140 bin profesyonel ziyaretçi tarafından ziyaret edildi. ektörün en önemli fuarı olan ve bir sonraki yılın trendlerini belirleyen Ambiente’de, S Kütahya Porselen tarafından sergilenen ürünler üç ana ürün grubu altında toplanı- yor. Bunlar “Dining”, “Giving” ve “Living” olarak adlandırılıyor. “Dining” ürün grubunda seramik, porselen, züccaciye, metal ürünler ve mutfak ekipmanları yer alıyor. “Giving” ürün grubunda ise hediyelik eşyalar, sanat ve hobi ürünleri, bijuteri ve moda aksesuarları yer alıyor. “Living” konsepti altında sergilenen ürünler arasında ise mobilya, iç ve dış dekorasyon ürünleri, dekoratif aydınlatma, dekoratif ev tekstili ve bahçe tasarım ürünleri bulunuyor. 121 Türk firmasının katıldığı Ambiente 2014 Fuarı’na, Kütahya Porselen üç ayrı stantta toplam 450 metrekarelik alanı ile katılarak her yıl olduğu gibi bu yıl da fuarın dikkat çeken en prestijli markaları arasında yerini aldı. Dünyada porselen sektörünün seçkin ve prestijli markalarının yer aldığı 4. hol 2. katta bulunan Kütahya Porselen ana standı yoğun bir ziyaretçi akınına uğradı. Fuarda ilk kez sergilenen ‘Krem’ porselen en çok beğeni toplayan ürünler arasında yer aldı. Porselenseverlerin uzun zamandır beyaz porselen alternatifine yönelik beklentilerini karşılayan ‘Krem’ serisi porselenin yeni trendi olmaya aday. Tamamen yeni bir üretim tekniği ile hazırlanan ve organik renkler ile çalışılan mug bardaklar ve fincanlar ise sektörde üst düzeyde bir bilgi birikimine sahip Kütahya Porselen’in en gözde ürünleri arasında yerini aldı. 2014 yılının moda renklerine göre oluşturulan Naturaceram grubu ürünler Brezilya’dan Japonya’ya kadar pek çok ziyaretçinin büyük beğenisini kazandı. 112 NG Kütahya Seramik yeni kreasyonlarını UNICERA Fuarı’nda tanıttı Yenilikleri, benzersiz tasarımları ve ödüllü koleksiyonlarıyla tanınan NG Kütahya Seramik, 26 Şubat2 Mart tarihleri arasında gerçekleşen UNICERA 26. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’ndaki tüketiciler ve sektör profesyonelleriyle buluştu. G Kütahya Seramik, sektörde dünyanın ikinci büyük fuarı olan UNICE- N RA 26. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda yeni kreasyonla- rını ve ödüllü tasarımlarını sundu. 26 Şubat – 2 Mart tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen fuarda kurulan 750 metrekarelik stant NG Kütahya Seramik’in yenilikçi tasarımlarını ön plana çıkardı. TAU Ceramica Turkey ilk kez fuarda sunuluyor Fuar kapsamında İspanya’nın seramik devi TAU Ceramica ile yapılan iş birliği sonucu 2013 yılında Türkiye’de kurulan TAU Ceramica Turkey’in deneyim ve inovasyon yeteneği ile seramiğe olan tutkuyu birleştiren tasarımları ilk kez seramik meraklılarıyla buluştu. Ahşap, taş ve mermer görünümlü seramikleriyle mekânlara doğayı taşıyan inovatif ürünler, teknik ve estetik karakteristikleriyle evlerden otellere kadar pek çok mekanda tercih ediliyor. Farklı ebatlarda ve özel şekillerde ödüllü tasarımlar NG Kütahya Seramik’in 30x90 ebadındaki ürünleri de ilk kez fuar kapsamında tanıtılan tasarımlar arasında yer aldı. Özel şekilli, 15x42,5 cm ve 16,5x49,5 cm gibi yeni boyutlarda tasarlanan ürünler ve “Red Dot Design Award Best Of The Best” ödüllü Yiğit Özer imzalı “Element” koleksiyonu fuara damgasını vurdu. NG Kütahya Seramik’in mekanları olduğundan daha lüks gösteren metalik renkli, seramikleri ziyaretçilerin beğenisini topladı. Stantta sergilenen zengin rölyeflerle süslenen doğal mermer ve taşlarsa, farklı renkleri ve çeşitliliğiyle dikkat çekici ve sıradışı ürünler tercih edenlerin ilgisini çekti. Fuar ziyaretçileri NG Kütahya Seramik’in geniş ürün yelpazesini ve 2014 kreasyonlarında yer alan göz alıcı parlak tasarımlarını da görebildi. Düzenlenen kokteylde İspanyol ezgi ve dansları ile Latin rüzgarı esti. 28 Şubat Cuma günü NG Kütahya Seramik ve TAU Ceramica Turkey stantlarında düzenlenen kokteylde İspanyol müzikleri eşliğinde gerçekleşen dans gösterisi ile davetlilerin büyük beğenisini kazandı. 113 BULMACA Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Hazırlayan Ali Bakın Kütahya Liselerarası Basketbol Turnuvası’nın şampiyonu 30 Mitterteich krem yeni seri Para çekme makinesi Kum falı Cam, kristal Fotoğraftaki sanatçı “Kütahya Porselen …” (Karadeniz’deki en büyük showroom) 11 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. Ceylan derisi Onarım 4 Karakter Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Taht İstek, arzu 27 3 Ağ torba Yedinci sanat Dans Bol Boş, değersiz şey Konut 21 Söz verme Çıplak vücut resmi Ele geçirmek Vietnam’ın plakası Konya’da bir baraj Mali’nin plakası Kütahya Porselen krem serisi yeni ürün En erken Bez yapıştırmakta kullanılır 28 Tanrı’ya kulluk etme Alan 26 Ralli Şampiyonası Sınıf 3 Türkiye şampiyonu Erganun 19 İri dişli bir törpü 7 İstanbul’da bir Bizans zindanı Milattan Sonra Eski Mısır’da bir tanrı Avrupa’da bir halk Bir ağırlık birimi Naturaceram yeni seri İşte Gözleri görmeyen Tuvalet 31 Çiftçi Baston Bir soru eki Çalışkan, becerikli İlaç Fakat, lakin 23 Polonya’nın plakası Tavlada bir zar Kütahya Seramik’in katıldığı fuar NG Kütahya Seramik yeni seri Malezya’ya özgü öldürücü delilik 32 Bir marangoz aracı 2 12 29 Bağışlama Işık verir Göçebe çadırı İlkel deniz taşıtı Eski bir Japon hacim ölçüsü 10 1 Rey Dert, üzüntü Nikelin simgesi 9 Bir nota Duman kiri Eksik, noksan 14 Bir seslenme sözü Bir mekanizmanın kumanda kolu Bir renk 25 Tavır Borsada işlem birimi 8 Kalayın simgesi Kütahya Porselen yeni krem serisi Finlandiya’nın plakası Bulut Akıl 20 Kütahya Porselen krem serisi yeni ürün İsviçre’de bir kent 18 Hastalık Artı uç Matematikte sabit bir sayı Anonim ortaklığı Tanrıtanımaz Belgi 17 Cihannüma Fasıla 13 Selenyumun simgesi Kilometrenin kısa yazılışı 15 NG Kütahya Seramik yeni seri Eski bir uygarlık İsviçre’de bir ırmak Yapma, etme Bir nota Bir tür cetvel ANAHTAR CÜMLE 114 24 Rütbesiz asker Şebeke Karışık renkli 22 Nitelik, değer Kütahya Seramik İş Ortakları Toplantısı Batarya Bir taşınmazın mülkiyet hakkını gösterir En küçük sosyolojik birim Kara Kuvvetleri Bir tür İngiliz birası Geniş omuz atkısı Boru sesi 5 1 2 3 4 5 21 22 23 6 24 25 7 26 8 9 10 27 28 29 11 30 31 12 32 13 14 15 16 17 18 19 20 16
Similar documents
Yazıyı indirmek için tıklayın
aynı zamanda mükemmel cila yüzeyine sahip ürünler ortaya çıkıyor. Mükemmel cila için çok sert yüzey bizim için çok önemlidir. Cetaş olarak ürünümüze olan güvenimizden dolayı, iyi bir tasarımın bizi...
More informationotomotivde kompozit kullanımına bakış
CHEM-VET Projesi’nde Kadırga Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Proje Ortağı, Kompozit Sanayicileri Derneği ise DYO ve Pharmavision ile birlikte Proje
More information