Aachen, Belediye Başkanı`nı Arıyor
Transcription
Aachen, Belediye Başkanı`nı Arıyor
bizim aachen www.bizimaachen.de Foto © Stadt Aachen / Andreas Herrmann Aachen ve çevresİ İçİn türkçe dergİ | 06 Gençlik: E. İ. Okur & B. Turan > 8 Kültür & Sanat A. H. Avcı > 16 Başka işler yapanlar: A. Doğancı > 6 Bu madalyonu kim takacak? Çevre ve Uyum: M. Çelik > 12 Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor Bir Konu - İki Konuk: M. Nart & B. Yıldırım > 24 Marcel Philipp CDU Björn Jansen SPD Gisela Nacken DIE GRÜNEN Wilhelm Helg FDP Leo Deumens DIE LINKE Ücretsİz Nisan / Mayıs 2014 ! ık demeyin d a m y u d i k hayallerin leri, duydu , r ip le h a n s e y k e t le k is rbest mes ı bizde. enişletme n g â i k in e r e m Değerli se y iş iş ız r, ri, aradığın k isteyenle a le m ip ç h a a . i s r e n İşy rinizi alın en vizyo e y y e t e is d k z e i irm es kezimizd gerçekleşt r e m ş i k se siyeli yük n a t o p i r Müşte ya diğer e v e n a h e uğunuz , muayen d e y n u a d h ı ç z a a y n, büro, y larını ihti â n k â k k ü e d m , t ş i kolay! k e ı l v a ı Marke r l i p k a n s re uygu . Hızlı, he z u r o y ı l meslekle r a ygun e göre ay derece u ğ ü n l o k s 42 - 51 ü a y ım ü ş b ula 41) 55 92 nle +49 (2 üs ve tre b o t o rüşelim: • ö g a , d n m u u r n u el ko ut. Buy Mükemm eri mevc y e k r a p ın arkaden.d n e h c a 800’ü aşk a t@ osta: pos veya e-p Triererstrasse 1 • 52078 Aachen www.aachenarkaden.de 3 İçindekiler 4 Fikir fırtınası • “Çantada keklik” oy kebabı / Muhsin Ceylan 5 gönüllü çalışmalar • Uyum Meclisi (Integrationsrat) Seçimleri • Aachen’da müslümanlar için de bir mezarlık var: Hüls Mezarlığı / Üstün Gözler başka işler yapanlar 6 • Aysun Doğancı: “Hobimi kendime meslek yaptım.” 7 ne? nerede? ne zaman? • Aachen’da Nisan ve Mayıs aylarındaki bazı etkinlikler 8 gençlik • “... ve perde!” Esra İlay Okur & Belma Turan 10 yalnız değilsin! • Yaygın Kaygı Bozukluğu / Dr. Sıla Yüce Çıtır 11 içimizden biri • Diş hekimi Özgür Köseoğlu 12 çevre ve uyum • Aachen’ın geleceğine karar veren şehir planlamacımız: Mehmet Çelik Bir 14 konuda fikrinizi alalım • Seyahat acentaları internetten daha mı pahalı? 15 BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? • Aachen’da Sarı Kışla • Aachen’daki garip otobüs durağı 16 Kültür ve Sanat • Aachenlı bir halkbilimci ve yazar: Ali Haydar Avcı 17 Kültür ve Sanat • Aachen’da bir Türk Sanat Müziği Korosu: ACTSM 18 kapak konusu • Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor 22 sudoku sayfası 23 Bilmece sayfası 24 bir konu & iki konuk • “Ev ve daire alırken nelere dikkat etmeliyiz?”: Mine Nart & Beykan Yıldırım 26 Bulmaca sayfası 27 PERDE ARKASI • Tavşanın çikolata yumurtladığı bayram: Paskalya / Necip Tokoğlu 28 Genel kültür • Alef’ten A’ya: Yazının bilinmeyen tarihi 30 siz ve bURcunuz • Burcunuzun çiçeği • Nisan ve Mayıs aylarında doğanların ruh halleri 31 KADIN sayfası • Sağlıklı ayakkabı nasıl olmalı? • Televizyon çocuklarda dikkat süresini azaltıyor! • Günlük yaşamınızda işlerinizi kolaylaştıracak küçük ve faydalı bilgiler önce sağlık 32 • Baharla gelen alerji • Elma sirkesinin bilmediğiniz özellikleri • Kimyasal ilaçlar yerine doğal gıdalar 33 sağlıklı YAŞLANMA • 70 yaş üzerinde yeme içmede nelere dikkat etmeliyiz? • Yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler 34 Yemek Kültürü • Türkiye‘nin Lezzet Haritası (Böl.4): Doğu Anadolu mutfağı • Unutulan sebze: Kuşkonmaz 35 ÇözümLER sayfası • Bulmaca, sudoku, bilmece çözümleri • Bizim Aachen Dergisi Reklam, İlan, Tanıtım Fiyatları Başlarken Değerli Okurlarımız, Geçen yılın Mayıs ayında “Aachen ve çevresi için acaba bir Türkçe dergi çıkarsak mı? Böyle bir dergiye gerek var mı?” sorularıyla yola çıkmış ve 2013’de Haziran-Temmuz ayları için ilk sayımızı çıkarmıştık. Elinizde tuttuğunuz 6. sayımız ile tam bir yılı geride bırakmış olduk. Siz okurlarımızdan aldığımız olumlu tepkiler, Aachen ve çevresinde böylesi bir derginin büyük bir boşluğu dolduğunu doğruluyor. Bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. Dergimizin bu sayısına kapak konusu olarak, 25 Mayıs’ta yapılacak Belediye Başkanı seçimlerini aldık. Tüm adaylara sizlerin de ilgisini çekeceğini umduğumuz sorular yönelttik. Gerisi sizlere kalıyor: Sandığa gidip oyunuzu kullanmak! Yaşadığımız, yerlisi olduğumuz burada, politikanın her aşamasında daha aktif roller üstlenmeli, hakkımızda alınan kararlarda, o karar mercilerine katılmalıyız. Eğer kendimiz yapamıyorsak; buralara aday olanlarımızı desteklemeliyiz. Gençlerimizi teşvik etmeliyiz. Dergimizin kapısı katkı sunmak isteyen herkese açık. Yazmak veya bir katkı sunmak isterseniz, bizi aramanız veya bir mail yollamanız yeterli. Eğer ele alınmasını istediğiniz belli bir konu olursa, bunu da bizlere bildirebilirsiniz... Haziran ayı başında yedinci sayımızla yine sizlerle olmak dileğiyle. Sağlıcakla kalın... Oylarınızı kullanın! Günal Günal KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN Adalbertsteinweg 26, 52070 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Serpil Erdemir, Muhsin Ceylan, Funda Şen, Necip Tokoğlu, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Üstün Gözler, Dr. Murat Kopuk, Sadık Toraman. Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen Dergi adeti: 5.000 Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir. Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 17 arası. 4 fikir fırtınası Çantada keklik oy kebabı Toplumda karşı karşıya olduğumuz sıkıntıların halli için kim aklımıza daha yakın vaatte bulunuyorsa ve şimdiye kadar verdikleri sözlerden konjonktürel gerekçelerle dönmemiş, sözünü tutmuşsa reyleri hakeden parti o olmalı. Yoksa partinin vitrinine yerleştirilmiş, tabir yerindeyse oyları avlamak için ‚yem‘ adaylara kanmamak lazım. Fikri ve zihni olarak buralı olamamış fakat fiziki olarak buralıymış gibi davranan, şark kurnazlığı yapan ve birilerinin de paraşütle alana sürdükleri kim olursa olsun, akıllı seçmenin oyunu haketmemeli. Dikkat ederseniz, 'akıllı seçmen' dedim. Oylarımıza talip olanların şimdiye kadar ne yapıp yapmadıklarına bakmak ana ölçümüz olmalı. Kerameti kendinden menkul, kıytırık derneklerle göz kamaştırıcı sadece kamuoyu çalışmasına yönelik etkinliklere kanmadan, oyumuzun rengini belirleyelim ki, bir dört yıl, beş yıl daha boşuna gitmiş olmasın. "Kimin ne olduğunu, ne vaat ettiğini nasıl öğreneceğiz?" diyenlerimize cevabımız çok basit. Bizim Aachen’ın bu sayısının kapak konusunu, belediye başkanı adaylarımıza yönelttiğimiz sorulara partileri adına aldığımız cevaplara ayırdık. O sayfalara oturduğumuz yerden çayımızı kahvemizi yudumlarken, biraz vakit ayırıp göz atacağız. Buna ilaveten önümüzdeki günlerde yoğunlaşacak propaganda çalışmalarına kulak kabartacak, imkanlarımız nispetinde oralara uğrayıp, bizi temsil edecek adaylarımızı dinledikten sonra, neyi nasıl arzu ediyorsak iletecek, soracak; onlarla, bizlere rağmen değil, bizimle beraber ortak çözümlere © Rolf-van-Melis/pixelio.de Eyaletimiz Kuzey Ren Vestfalya‘da, 25 Mayıs'da gideceğimiz seçimde, biz göçmen asıllılar sandıkta üç seçim birden yapacağız. Uyum Meclisi Seçimleri, Mahalli Seçimler ve Avrupa Parlamentosu Seçimleri. Bu seçimlerde oyunu kullanmak, bir vatandaşlık sorumluluğu olmakla birlikte, temsilcilerimizi belirlemektir aynı zamanda. Şuurlu her vatandaş, mutlaka sandığa gidip, kendisinin parlamentolardaki gelecek dönem temsilcisini mutlaka seçmelidir. yönelik tartışacağız. Bu katkılarımızla adaylara hiç birimizin oyunun çantada keklik olmadığını da göstereceğiz. Partilerin çalışmalarına katılmak için bildiğiniz gibi üyelik şartı yok. Problemlerin çözümüne katkı sağlamak istiyorum diyen her birey, istediği, aklına yattığı, kendisini rahat hissettiği hangisi olursa olsun bir partinin çalışmalarına mutlaka uğramalıdır, katılmalıdır. Gidişatla ilgili şikayet edip, çözüm üretiminde bulunma zahmetine katlanmamak, sıhhatli düşünen insanların tercihi olamaz. Zahmete katlanmayıp, rahmette en ön sıralar için yarışmaya kalkmak, en basit ifadeyle egoistlik olur. Bunun da kişilik sahibi kimseye yakışmadığını bilirsiniz. Burada günlük hayatta karşılaştığımız çözüm bekleyen meselelerimizi sıralamak istemem. Bunu her birimiz zaten günü birlik yaşıyoruz. Sandığa atacağımız oyun rengi biraz da vicdan meselesi. Hangi sebeple olursa olsun, kahvaltısını yap(a)madan okuluna gitmek zorunda kalan çocuk, okul vaktinde de açlığını gidermek için birşeylere sahip değilse, bankaları kurtarmak için milyarları emre amade kılan politik akıl, o çocuğun bu durumuna çare olmayı ajandasına almayı kendi ürettiği gerekçelerle hep öteliyorsa ve bunu yaldızlı sözlerle paketliyorsa, ona sandıkta reyle destek olmak, celladına aşık olmanın dışında başka nasıl izah edilir sizce? Barış ve huzur içinde birlikte yaşama niyetimize ve hayat akışımızla bunu isbat etmemize rağmen, göç ve göçmenler konusuna ısrarla tepeden bakmacılıktan vazgeçmeyen ve buna niyetli de gözükmeyenlere, sandıkta mutlaka sarı kart gösterilmelidir ki, reel politikaya dönsünler. Sözü daha fazla uzatıp sizleri sıkmak da istemem. Mevcut problemlerimizin çözümü için hayatın her alanına fikri, zihni ve pratik katılımımız şart. Kendimizin yaşadığı ana kadar problemleri yokmuş gibi yapmak veya halının altına süpürmek, akıllı ve topluma karşı dürüst olan insanın yapacağı iş değil. Vicdan ehlinin yapması gereken; problemleri halının altına süpürmek değil, halının altını da süpürmektir. Ki şimdiki ve gelecek nesillere karşı bugünkü sorumluluğumuzu yerine getirmiş olalım. Unutmamamız gereken diğer bir nokta da; bugünün promlemlerinin çözümünde sorumluluğumuzu yetirmediğimizde, yarının problemlerinin sorumluları olacağımızdır. Bu bağlamda, mutlaka sandığa giderek, başta göç ve göçmenler konularıyla, sosyal adaletin hayata geçirilmesi planlarına, ırkçılığa ve dışlamacılığa karşı kararlılıklarına, eğitime sözde değil özde projelerinin samimiyetlerine inandığımız, anlattıklarıyla yakınlık hissettiğimiz partiye desteğimizi ihmal etmemeliyiz. Hadi iyi oylamalar... Muhsin Ceylan 5 Integrationsratswahlen NRW Uyum Meclisi (Integrationsrat) Seçimleri Gönüllü çalışmalar Aachen’da müslümanlar için de bir mezarlık var: Hüls Mezarlığı Uyum meclislerinde görev almak tamamenmachen gönüllü bir çalışmadır. Eingebürgerte mit! Alman vatandaşı olmasa da, bir kişinin yerel politika konusundaki düşüncelerini ve önerilerini yetkililere dile getirmek; burada yaşayan bizlerin bir sesi olmak ve beklentilerimizi ilgili mercilere ulaştırmak için bulunmaz bir fırsattır. Herkesi, özellikleri de gençlerimizi aday olarak buralarda çalışma yapmaya; herkesi de en azından o gün oy kullamaya ve o insanlarımıza destek olmaya davet ediyoruz... Oyunuzu kullanın! 25. Mai 2014 Aachen Hüls’de bulunan mezarlığın içinde müslümanlar için de yer ayrılmıştır. 1979 senesinden itibaren ayrılan bir bölgede Aachen ve çevresinde yaşayan müslümanlar defnediliyor. Defin esnasında sadece kefenle gömme işlemi yapılamıyor. Mutlaka birlikte bir tabut isteniyor. Hüls Mezarlık İdaresi bünyesinde müslümanların islami usullere göre defni için gerekli cenaze yıkama odası mevcuttur. Cenaze yıkamaları genellikle ölenin yakınları tarafından sağlanıp, mezarlık idaresine ayrıca bir para ödenmesine gerek kalmamaktadır. Ölen kişi herhangi bir cenaze fonuna kayıtlıysa, her türlü formaliteler ve defin işlemleri bu fon tarafından yürütülmektedir. Hüls mezarlığıyla ilgili daha geniş bilgi almak için: Wolfgang Berg Telefon: 0241/432-187 60 E-Posta: wolfgang.berg@ mail.aachen.de müracaat edilebilir. Okurlarıma sağlıklı bir yaşam ve huzurlu, imanlı ölüm diliyorum. Selam ve saygılarımla... Üstün Gözler 0178 / 849 05 25 25 Mayıs 2014 Pazar günü Almanya’da Adaylara bulundukları yerlerdeki Beyerel seçimler yanında, Avrupa Birli- lediye Seçim Kurulu’na seçimlerden ği Meclisi seçimleri ve NRW’de Uyum 48 gün önce adaylıklarını bildirmeleMeclisi (eski adıyla Yabancılar Meclisi) ri öneriliyor. Oylama, seçim lokallerine bizzat giderek veya mektupla da seçimleri deteyapılacaktır. ratswahlennrw.de www.in grations yapılabiliyor. Wählen gehen Her şehir ve kasabada Uyum Meclin! vatandaşlığına Chance nutzeAlman si seçimleri yasal bir mecburiyetdir. Bir yıl içerisinde Landesintegrationsrat Landesintegrationsrat (Integrationräte gilt der §27 der Gemein- geçenler de bir defaya mahsus önceNRW NRW deordnung Nordrhein-Westfalen). den seçim kuruluna müracaat ederek Landesintegrationsrat Gefördert von: Ministerium für Arbeit, Integration und Soziales des Landes Nordrhein-Westfalen Nordrhein-Westfalen oy kullanabiliyor. IntegrationsratsNRW nüfus oranAachen şehriwahlen ve kazaları larına göre 10 üye, 5’te siyasi partiler Alman vatandaşı olanlar da aday olave şehir meclisinden olmak üzere 15 bilir. Yalnız uyum meclisi seçimlerinde üyeden teşşekkül etmektedir. Bazı ka- oy kullanamazlar. zalarda ise 10 veya 12 üyeden oluşmaktadır. Her uyum meclisinde bir Daha geniş bilgi için bulunduğunuz başkan ve iki yardımcı seçiliyor. yerlerdeki uyum meclisi bürolarına veya seçim kurullarına müracaat edebilirsiniz. Seçme ve Seçilme Şartları V.i.S.d.P Engin Sakal Müslümanlara ayrılan bölümde yetişkin ve çocuklar için sıra mezar yerleri bulunuyor. Bu mezarlar daha önceleri defin işleminden sonra yetişkinler için 25 yıl, çocuklar için 15 yıl süreyle kullanılabiliyordu. 2011 yılından itibaren bu şahsi mezarlar 40 yıl süreyle kullanılabiliyor. İstenmesi halinde bu süre daha da uzatılabiliyor. Teilnehmen Mitgestalten Mitentscheiden Seçmen olabilmek için 16 yaşından gün alma, en az bir yıl Almanya’da oturma veya halen ikamet ettiği yerde en az üç ay oturmuş olması gerekiyor. Seçilme (aday olma) şartları ise şöyle: En az 18 yaşından gün alıp, bir yıl Almanya’da 3 ay da seçim mahallinde oturuyor olmak gerekiyor. Seçimlerde adaylar tek tek aday olabilecekleri gibi bir listeden de aday olabilirler. Vatandaşlarımıza uyum meclisi seçimlerinde seçmen ve daha da önemlisi aday olarak katılmalarını öneriyorum. Biz yabancılar olarak, her türlü haksızlığa karşı ancak bu meclislerdeki aktif çalışmalarla başarı sağlarız kanısındayım. Saygılarımla... Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Kolleksiyon Pulları Necip Tokoğlu www.turkey-philately.com Tel: 02405 / 89 80 90 Üstün Gözler 6 başka işler yapanlar: aYSUN DOĞANCI “Hobimi kendime meslek yaptım.” Aysun Hanım, bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? 1973 Ankara doğumluyum. 1991 yılında Ankara Ticaret Lisesi’nden mezun oldum. Eğitimim sırasında, güzel sanatlara olan merakımdan dolayı, hobi olarak resim yapmaktaydım ve bir dönem stilistlik kursu da almıştım. Evlendim ve 1992’de Almanya’ya geldim. Biraz yaptığınız işden ve nasıl başladığınızdan bahseder misiniz? Üç çocuğumu büyüttükten sonra hobilerime daha fazla vakit ayırmaya çalıştım. Zaten kültürümüzde varolan kınayı, diğer doğu ülkelerinde olduğu gibi desenlerle birleştirdim. Düğünlerde, kına gecelerinde ve diğer organizasyonlarda yapmaya başladım. Daha sonra bir Türkiye tatilimde tabak içine yazılmış yazıları görünce hayran oldum ve ben de bunu öğrenmeliyim diyerek kaligrafi kursu aldım. Şu an temel olarak kına işi yapmaktayım. Bunun yanında hediyelik eşya olarak tabak içi boyaması ve ahşap yakma işleri de yapıyorum. Birçok dükkan kapanırken siz nasıl cesaret ettiniz? Evet, günümüzde küçük esnaf olmak kolay iş değil. Ancak biz cesaretimizi değişik bir konsept olmasından aldık. Şu an yeni olmasına rağmen işlerimiz iyi. İlgiden çok memnunum. Kendine ve emeğine güvenen herkese biraz cesaret tavsiye ederim. Sonuç ne olursa olsun ben işimi seviyorum ve bir hayalimi gerçeklestirdim çok şükür. Başkalarına öğretmeyi veya kurs vermeyi düşünüyor musunuz? İşimde ilerleyip, daha da tecrübe sahibi olduktan sonra, elbette başkalarına da öğretmek isterim. Yetenekli ellerde bu sanat daha da gelişecektir. Siparişle mi çalışıyorsunuz? Evet hediyelik işlerim en çok sipariş üzerine olmakta. Müşterilerimin isteği doğrultusunda hazırlamaktayım. En çok sipariş de futbol takımı logoları ve doğum günü kutlamaları. Gelecek için neler planlıyorsunuz? İşimde başarılı olursam, ileride müşterilerimin isteği doğrultusunda daha geniş çaplı bir hediyelik eşya mağazası açmak inşallah. İlgi duyanlar size nasıl ulaşabilir? Bana ulaşmak isteyenler ya Stolberg’te Salm Str. 2c’deki dükkanımıza gelebilirler veya 02402 / 90 56 885 numaralı telefondan bizi arayabilirler. Çalışmalarınızda başarılar dileriz. 7 ne? nerede? ne zaman? aachen’da NİSAN ve maYIS aylarındaki bazı etkinlikler Alles aus einer Hand! Öcher Bend Aachen AACHEN GELENEKSEL LUNAPARKI 19 Nisan - 5 Mayıs 2014 arası Bendplatz 1413‘den bu yana düzenlenen luna9. -küçük-büyük 19. herkes için eğlenpark me olanağı sunuyor. Atlıkarıncadan, August dönme dolaba herşey var. Saat 14-24 Täglich ab 14 Uhr arası açık olan lunaparkta kapanış gecesi bir havai fişek gösterisi de var. Giriş ücretsiz. www.bend-aachen.de INTERNATIONALE KARLSPREIS ULUSLARARASI ŞARLMAN ÖDÜLÜ 28-29 Mayıs 2014 1950 yılından bu yana her yıl verilen ödül, Avrupa Birliği’nin gelişmesine katkı sunan kişi ve kuruluşlara veriliyor. Genelde politikacı ve devlet adamlarına verilen ödül, bu yıl Belçika’nın eski başbakanı ve Avrupa Birliği’nin ilk başkanı Herman Van Rompuy’a veriliyor. İki gün boyunca Markt ve çevresinde etkinlikler var. • Kraftfahrt FAMILIENTAG AACHEN ŞEH. BİR. AİLELER GÜNÜ 18 Mayıs 2014 2009 yılından bu yana düzenli olarak her yıl Mayıs ayında düzenlenen Aileleler Günü nedeniyle Aachen ve ilçelerinde bir çok kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler ve eğlenceler düzenleniyor. Büyük küçük herkesin ilgisini çekecek bu etkinlikler tamamen ücretsiz. İnternette daha ayrıntılı bilgi için: www.staedteregion-aachen.de > PKW • MultiPlus > > > > > Unfall Hausrat Wohngebäude Haftpflicht Rechtsschutz Herşey tek elden ve sadece tek kişi muhatabınız! MultiPlus Paketimizle rahat uyku uyuyabilirsiniz! Aachener Fahrradtag AACHEN BİSİKLET GÜNÜ 10 Mayıs 2014 Elisenbrunnen‘da saat 11:00 ile16:00 arasında düzenlenen Aachen Bisiklet Günü’nde büyük küçük herkesin ilgisini çekecek bilgilendirme ve eğlencenin yanında özel bisiklet bitpazarı da kuruluyor. Siz de alıp satabilirsiniz. Zurich Generalvertretung Necmi Çetir Her anyardima size yardima haziriz Her an size haziriz Her ansize size yardima haziriz Her an yardima haziriz 0241-18 9595 400 Tel.:Tel.: 0241-18 95 400 Tel.: 0241-18 95 400 Tel.: 0241-18 400 www.melan.de www.melan.de www.melan.de www.melan.de Breslauerstr., Aachen Debyestr., Aachen AmAm Gut Wolf, Aachen Breslauerstr., Aachen Breslauerstr., Aachen Breslauerstr., Aachen Debyestr., Aachen Am Gut Wolf, Aachen Debyestr., Aachen AmGut Gut Wolf, Aachen Debyestr., Aachen Wolf, Aachen 13.04. 13.04. 13.04. 13.04. 18.05. 18.05. 18.05. 18.05. 27.04. 27.04. 27.04. 27.04. 01.06. 01.06. 01.06. 01.06. 06.04. 06.04. 06.04. 06.04. 01.05. 01.05. 01.05. 01.05. toom toom toom toom Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen Schumanstr., Würselen 25.05. 25.05. 25.05. 25.05. 22.06. 22.06. 22.06. 22.06. 20./21.04. 20./21.04. 20./21.04. 20./21.04. 11.05. 11.05. 11.05. 11.05. internet üzerinden basvurabilirsiniz internet üzerinden de de basvurabilirsiniz internet üzerinden de basvurabilirsiniz internet üzerinden de basvurabilirsiniz Wilhelmstr. 38, 52070 Aachen Tel.: 0241 9977 0404 Fax: 0241 9977 0407 E-Mail: [email protected] www.zurich.de 8 gençlik Sohbete başlamadan önce bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Esra: Adım Esra İlay Okur. 1988 Aachen doğumluyum. Liseden sonra başlamış olduğum meslek eğitimine (Ausbildung), başladıktan iki yıl sonra ara verip, çok istediğim tiyatro eğitimine başladım. Belma: Benim adım Belma Turan. 1989’da Almanya’da doğdum. Altı sene burada kaldıktan sonra, ailece Türkiye’ye İzmir’e döndük ve ilkokulu orada bitirdim. Sonra Almanya’ ya tekrar döndük ve burada liseyi bitirdim. Liseden hemen sonra şu anda bulunduğum okula başladım. Bu sayımızda Aachen’da tiyatro eğitimi alan iki yetenekli genç arkadaşımızı tiyatro kulisinde ziyaret ettik ve onların anlatımlarıyla tiyatro sanatına kısaca değinelim istedik... Her ikiniz de aynı okula gidiyorsunuz. İçinizden biri bizlere bu okuldan bahseder mi? Esra: Okulumuzun adı Aachen Tiyatro Okulu (Theaterschule Aachen) ve Aachen şehir merkezinde (Theater Str.) bulunuyor. Burası özel bir okul ve aylık olarak ücret ödüyüruz. 4 yıl (8 sömestr) olan okul sadece tiyatro değil, yönetmenlik, sinema ve film sanatçılığı ve medya dünyasını da içine alan, yani güzel sanatların pek coğunu bünyesinde barındıran bir eğitim programına sahip. Bu okula başlarken hedefleriniz neydi? Neden tiyatrocu olmayı, okumayı tercih ettiniz? ... ve perde! Esra: Küçüklüğümden beri aile büyüklerimin taklitlerini yapar ve çok takdir edilirdim. Bu özelliğim okul yıllarımda da arkadaşlarımın ve hocalarımın dikkatini çekmiş olacak ki; bana meslek olarak tiyatrocu olmamı tavsiye ettiler. Ancak liseyi bitirdikden sonra çok iyi bir firmada meslek eğitimine başladım. eğitimimin ikinci yılına doğru tesadüfen karşılaştığım bir okul arkadaşımın tiyatro okulunda olduğunu öğrendim. Kafamda “ben neden bu okulda değilim” sorusu oluştu. Ailemden gizli olarak okulla ilgili detaylı araştırma yaptım ve okulun ön elemelerini kazanarak okula başladım. Belma: Gerceği söylemek gerekirse tiyatro sahnelerinde yer almak aklımın ucundan bile geçmemişti. Daha çok, Esra İlay Okur arzu ettiğim bir hayaldi sadece. Taki birgün lisede okul tiyatrosunda başrolü oynayana kadar. Beni sahnede gören ablam bu işin tam bana göre olduğunu söyledi ve haberim olmadan tiyatro okuluna kaydettirmiş beni. Birkaç hafta sonra giriş sınavına katılma bildirisi geldi ve ben de laf olsun diye katıldım ve hemen alındım. Hayalim meşhur olmak ya da bol para kazanmak falan değildi. Çabuk sıkılan bir insan olduğum için, monotonluktan uzak olan ve sevdiğim bir işi yapmak benim için çok önemliydi. Canım ablam bu hayalimi gerçekleştirmeme yardımcı oldu. Okuldaki teorik dersler ve provalar yanında hiç halka açık gösteriler de yapıyor musunuz? Belma: Mezuniyet sınavlarında sergilediğimiz oyunlar, bunun yanısıra yaptığımız bazı projeler genelde halka açık oluyor. Aachen’da her yıl gençlere meslekleri tanıtmaya yönelik düzenlenen ZAB (Zukunft, Ausbildung, Berufswahl) fuarında da sahnede yer alıyoruz ve çeşitli oyunlar ve dans gösterilerimiz oluyor. Her tiyatrocunun hayalinde ileride mutlaka oynamak istediği bir rol vardır. Sizin de böyle hayal ettiğiniz bir rol ya da yer almak istediğiniz bir parça var mı? Esra: Hayatın kendisi bir oyundan ibarettir aslında. Oynadığımız ve oynayacağımız bütün rollerin gerçek hayatta ve hayal dünyamızda bir karşılığı olduğunu düşünüyorum. Bize düşen, bu rolleri içselleştirerek, rolümüzle bütünleşerek oynayacağım 9 gençlik ki takdirle karşılarım ve imkanlarım el verdiğince de bu tür güzel çabalara destek olmak isterim. Belma: Bir tiyatro grubuyla Almanya’ ya kültürel katkıda bulunmak çok isterim ama mesleğimle ilgili yeterince tecrübem olmadığı için henüz olmaz diye düşünüyorum. Bu alana daha çok ilgi gösterilse, bir amatör tiyatro grubuyla bile kendi kültürümüzü daha iyi tanıtma imkanımız olurdu. yaşayınca eski müdürümü çok daha iyi anlıyorum. Belma: Shakespear’in söylediği gibi: “Bütün dünya bir sahnedir ve kadın erkek herkes de birer oyuncu.” Gelecekte kendinizi nerede görmek istiyorsunuz? Esra: Bu işi seçerken bunun klasik bir iş veya memuriyet gibi olmayacağını Belma Turan karekterin hakkını en iyi şekilde vermektir. Şu aşamada rol seçme lüksümüz olmadığına inanıyorum. Belma: Kimi canlandırdığım hiç fark etmez. Her oynanan rolün bir güzelliği vardır. Bir oyuncu olarak her türlü rolle tanışmak ve o rolün hakkını vermek, güzelliğini yaşamak ve yaşatmak istersin. Bunun yanısıra bana “normal” hayatta yaşayamadığım şeyleri yaşattıran rollerde yer almayı çok isterim. Aachen’da amatör olarak tiyatro ile ilgilenen, bir amatör tiyatro grubu kurmak isteyen insanlar olsa, bunlara katılmak veya destek vermek ister miydiniz? Esra: Benim hedefim tiyatroyu okulunda öğrenmek ve bu işi ileride profesyonel olarak yapmak. Amatörce bu işe kalkışan arkadaşların çabasını tabii Bir tiyatro oyuncusunun günlük yaşamı normalden farklı mı sizce? Esra: Okula ilk başladığımda eski okul müdürüm bana şaka ile karışık: “Başın sagolsun!” demişti. Bu sözün anlamını zamanla daha iyi anladım. Kendime öyle bir yol seçmişim ki, bazen gerçek hayatla okul hayatımı birbirinden ayıramayacak durumlar yaşıyorum. Bu mesleğin ne kadar çalışma, sebat ve disiplin gerektirdiğini görünce veya zaten biliyordum. Hayatta bazen sizin olmak istediğiniz yerle ulaştığınız hedef her zaman aynı olmayabiliyor. O yüzden kendimi kaderin şefkatli ellerine emanet ediyorum. Belma: Bugün için çaba gösterip, yarını düşünmediğim için geleceğimi Allah’a emanet ediyorum. Sizlere başarılar dileriz. Günal Günal 10 yalnız değilsin! gelecek üzerinde hiçbir kontrolu olmadığı düşüncesini pekiştirdigi için yaygın anksiyete bozukluğu gelişiminde önemli bir faktördür. Yaygın Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu Merhaba Sevgili Okuyucular, Geçen sayımızda anksiyete (kaygı, endişe) konusuna genel bir giriş yapmış, kaygının hangi durumlarda normal, hangi durumlarda bozukluk olduğundan bahsetmiş; bir sonraki sayıya "yaygın anksiyete bozukluğu" ile devam edeceğimizi belirtmiştim. Şimdi lütfen düşünün: Her kapı ya da telefon çalışında, zihninizde çok kötü bir haber alacağınız senaryosu canlanıyorsa, çocuğunuz okuldan eve dönerken biraz geç kalsa, büyük ihtimalle başına bir kaza geldi diye endişeleniyorsanız, cep telefonundan sevdiginiz bir kişiyi birkaç defa aradıktan sonra ulaşamayınca aklınıza ilk gelen, telefonunu duymuyor olabileceği değil de hastanede olma ihtimali ise, başınıza her an kötü bir şey geleceği düşüncesi gününüzün büyük bir kısmını etkisi altına alıyor, yakınlarınız sizi "aşırı evhamlı" birisi olarak nitelendiriyor ve bu kaygıların aşırı olduğunu bilmenize rağmen kontrol etmekte güçlük yaşıyorsanız bu yazıyı lütfen okuyunuz. "Yaygın Anksiyete Bozukluğu" olan bireyler, çoğunlukla ortada bir neden yokken aşırı bir sekilde, ortada bir neden olsa da durumla uygunsuz, günün çok büyük bir kısmında, günlük hayatlarını kısıtlayacak şekilde endişe duyarlar. Gelecekle ilgili endişeler belirgindir. Endişelerinin aşırı ve anlamsız olduğunu bilseler de kontrol edemezler. Yorgunluk, huzursuzluk, yaygın vücut ağrıları, sıcak basması gibi bedensel şikayetler sık görülür. Dikkatlerini bir konu üzerinde toplamakta zorlanırlar, çabuk sinirlenirler, en ufak bir uyaranla kolayca irkilirler, uykuya dalma ve/ veya uykuyu sürdürme güçlüğü yaşarlar. Bu şikayetler en az altı ay boyunca hemen hergün vardır ve gün boyunca sürer. Peki neden olur yaygın anksiyete bozukluğu? Bu sorunun diğer psikiyatrik hastalıklarda da olduğu gibi tek bir cevabı yoktur. Ama şunu biliyoruz ki, kalıtsal nedenler, nörotransmitter değişiklikleri, kişilik özellikleri (çekingen, aşırı temkinli) ve olumsuz yaşam olayları hastalığın ortaya çıkışında suçlanan faktörlerdir. Aşırı kontrolcü anne baba tutumlarının çocuklarda anksiyeteye yatkınlığı artırdığı bildirilmiştir. Çünkü aşırı koruyuculuk ve kollayıcılık, çocukta çevrenin tehlikeli olduğu algısına yol açacak, çevreden uzak durarak sosyal becerilerini geliştirmesini engelleyecek, çocuk çevresi üzerinde kontrolü olmadığını düşündügü için sorunlarla başetme becerileri ketlenecektir. Bunun dışında anne ile bebek arasında güvenli bağlanma olmaması, fiziksel ve duygusal ihmal de yaygın anksiyete bozukluğu gelişiminine yol açabilir. Travmatik, olumsuz yaşam olayları, kişinin güvenlik algısını bozduğu ve Yaygın anksiyete bozukluğu her yaş grubunda görülebilen bir bozukluk olup, yaşlılık döneminde anksiyete bozuklukları içinde en sık görülenidir. Tedavi süreci, şikayetleri erken yaşlarda baslamış kişilerde, geç yaşta başlamış kişilere göre daha uzun ve güç olabilmektedir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde depresyon ve diğer anksiyete bozuklukları görülme oranı oldukça yüksektir. Bu durum, kişinin iş ve sosyal yaşamını daha da güçleştirir. Diğer psikiyatrik hastalıklarda da olduğu gibi, yaşanılan uzun süreli yorgunluk, tahammülsüzlük, baş, karın ağrıları ve yaygın kas ağrıları ile diğer tıbbi branşlara başvurulur. Muayene ve tetkik sonuçları genellikle normal olduğu için psikiyatriye yönlendirilirler. Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilebilen bir hastalıktır. Daha önce de belirttiğim gibi bazı durumlarda uygun doz ve sürede ilaç, bazı durumlarda psikoterapi, bazı durumlarda ise hem ilaç hem de psikoterapi ile hastanın yaşam kalitesi düzeltilir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta, tedavinin bireysel olduğudur. Yani tedavi hastadan hastaya değişir. Her ilaç, her hastada aynı etkiyi ya da aynı yan etkiyi yaratmayabilir. Bu nedenle kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmak ya da bırakmak kesinlikle doğru değildir. Tedavide kullanılan antidepresan ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Benzodiazepin grubu ilaçların ise bağımlılık riski vardır. Ancak bu ilaçlar önerilirken hasta mutlaka “kısa süre ve düşük dozda” kullanması konusunda bilgilendirilir. Doktorunuzla iletişimde olursanız kaygılanmanızı gerektirecek bir durum yoktur. Saygı ve sevgilerimle… Psikiyatrist Doktor Sıla Yüce Çıtır 11 içimizden biri: Diş hekimi özgür köseoğlu Baba mesleğine onun muayenehanesinde devam Her ana-babanın hayalidir bir gün evladının da aynı mesleği öğrenmesi. Yıllarca emek verilerek kurulan düzen, yeni nesil tarafından devralındığında müthiş bir mutluluk sarar o ana-babayı. Diş hekimi Özgür Bey de buna güzel bir örnek. Babasının mesleğini, onun kurduğu muayenehaneyi devralarak sürdürüyor. Onu tanımanın yanında, bir uzman bulmuşken ağız ve diş sağlığı konusunda da biraz bilgi alalım dedik. Özgür Köseoğlu kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz? Ağız ve diş sağlığı neden çok önemlidir? 1975 Ankara doğumluyum. 1978 yılında ailemle birlikte Almanya'ya geldim. Eğitim hayatımı RWTH Üniversitesi Diş Hekimliği bölümünü bitirerek Aachen'da tamamladım. Evli ve iki çocuk babasıyım. 11 yıldan beri diş hekimliği yapmaktayım. Sekiz yıl Frankfurt'ta çalıştıktan sonra Aachen'a geri döndüm. Şu anda babam İlker Köseoğlu ile birlikte çalışıyorum ve aynı zamanda implantat konusunda uzmanlaşmaya çalışıyorum. 2015'ten itibaren de muayenehane de implant tedavileri uygulamalarına başlamak istiyorum. Ayrıca İstanbul'da bulunan bir diş kliniği ile ortaklaşa çalışmalar sürdürüyorum. Dişler insan vücudunun en önemli organlarındandır. Dişi olmayan insan yemek yemede zorlanır ve düzgün konuşamaz. Sağlıklı dişlere sahip olabilmek için öncelikle diş sağlığının öneminin bilinmesi gerekir. Diş çürükleri çeşitli bakterileri barındırdığı için birçok hastalığa sebep olmaktadır. Diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çaresi ise diş etinin de firçalanmasıdır. Babanızın bu mesleği seçmenizde bir etkisi oldu mu? • Dişler günde minimum iki defa firçalanmalı (Dişler, diş etinden dişlere doğru yuvarlayarak fırçalanmalıdır). • Florlu diş macunu kullanılmalı • Doğru diş fırçası seçilmeli • Dişlerin ara yüzleri için florlu diş ipleri kullanılmalı • Asitli içeceklere ve şekerli yiyeceklere sınır konulmalı • Sert cisimleri dişlerle kırmaktan kesinlikle kaçınılmalı • Ağız ve diş sağlığı için düzenli olarak diş doktorlarına gidilmeli (altı ayda bir) Babam beni meslek seçiminde tamamen serbest bıraktı. Diş hekimliğini kendi isteğimle seçtim. Tabiiki babamın eğitim hayatımda çok yardımları olmuştur. Toplum olarak bizler ağız ve diş sağlığına ne kadar duyarlıyız? Ne yazik ki çok duyarlı değiliz. Önceki yıllarda ağız ve diş sağlığına yeterince önem verilmiyordu. Fakat benim son yıllarda gördüğüm, toplumumuzda ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenme ve duyarlılık artmıştır. tedaviler, florlama veya fissur örtücüler uygulanmalıdır.Bu konuda diş doktorunuza danışmalısınız.Bu tedavileri 18 yaşına kadar sağlık sigortaları karşılamaktadır. Çürük oluşumunu nasıl önleyebiliriz? Temel olarak dikkat etmemiz gerekeleri şöylece özetleyebiliriz: Çocukların dişlerini ,çürüğe karşı daha dayanıkli hale getirmek için koruyucu Hamilelikte diş tedavisi bebeğe zarar verir mi? Hamileliğin her döneminde aciliyet gerektiren tedaviler yapılabilir.Hamilelikte diş eti hastalıkları ve diş kanamaları olduğunda derhal diş doktoruna gidilmelidir.Bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir. Bu sorunlardan çok basit tedavilerle kurtulunabilir ya da minimum riske indirilebilir. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Serpil Erdemir Fotoğraflar: Sadık Toraman 12 çevre ve uyum: Bir şehir planlamacısı olarak bize Aachen’daki büyük projelerden bahseder misiniz? Herkesin bildiği ve şehrin merkezinde görebildiği en büyük projemiz Kaiserplatz’da inşa edilen alışveriş merkezi (AVM) “Aquis Plaza” (önceki ismi “Kaiserplatzgalerie”). Bunun yanında diğer AVM projesi “BelleEtage” şimdiki “Büchel” otoparkında gerçekleştirilecek. Aachen için en önemli projelerden bir tanesi de RWTH Aachen Üniversitesi alanının kampüs haline getirilmesi ve büyümesi olacak. Aachen’ın geleceğine karar veren şehir planlamacımız Hepimizin kuşkusuz kendimiz veya çocuklarımız için yaptığımız gelecek planları vardır. Mehmet Çelik kendi geleceği yanında, yaşadığı şehir Aachen’ın gelecekte nasıl olması, nasıl gelişmesi konusunda da kafa yoruyor. Mehmet Çelik Kimdir? Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? 1987’de Aachen’da doğdum. Annem ve babam Türkiye’de doğup büyüdüler. 1970’li yıllarda Almanya’ya göç ettiler. Babam Akdağmadeni (Yozgat), annem Karacabey (Bursa) doğumlu. Ben Aachen’da ilkokulu ve yüksekokulu okuduktan sonra 2007 yılında Geschwister-Scholl-Gymnasium’da Abitur yaptım. Sonra RWTH Aachen Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nde okumaya başladım. 2010 yılında “Bachelor of Science in Angewandter Geographie” olarak bitirdim. Sonra iki yıl Hamburg’da yaşadım ve şehir planlaması okudum. 2012 yılında “Master of Science in Stadtplanung” olarak bitirdim ve Aachen’a geri döndüm. Burada Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Şehircilik Bakanlığı’nın sunduğu “Städtebaureferendariat”a başvurdum. Bu iki seneyi kapsayan memurluk eğitimi, üniversite mezunlarını şehircilik bölümünde yüksek memurluğa hazırlıyor. 2013 yılında kazandığım yer belli oldu. Şu an Köln Bölge Hükümeti (Bezirksregierung Köln) adına Aachen Belediyesi Kentsel Gelişim ve Ulaşım Sistemleri Bölümü’nde çalışıyorum (Fachbereich Stadtentwicklung und Verkehrsanlagen). Alman İstatistik Kurumu’na göre bu alanda Almanya’da bu mesleği yapan ilk ve tek Türk benim. Planlama Bölümü’nde neler yapıyorsun? Şu an daha eğitimimin sürüyor olması dolayısıyla, Kentsel Gelişim ve Ulaşım Sistemleri Bölümü’nün her çalışma alanında değişik projelere katılmaya çalışıyorum. Son haftalarda ağırlıklı olarak çalıştığım alan imar plan gelişimiydi. Son imar planımda Aachen’ın batısında (Aachen West) bahis salonlarını yasakladım. Bunun dışında AachenHaaren için kentsel gelişim planlamalarına katıldım. Antoniusstraße sorunu üzerinde çalıştım ve Aachen’ın şehir merkezi güzelleştirme projelerine katkım oldu. Tempergraben’da inşa edilen kampüs son çalışma etabında iken, Melaten ve Westbahnhof alanlarında planlamalar devam ediyor. Öncelikle bu bölümlerde Aachen’ın çehresi çok değişecek ve modern bir üniversite kenti olarak gelişmeye devam edecek. Bunun dışında Aachen’ın çeşitli semtlerinde çeşitli gelişim fonları üzerinde yenileme ve geliştirme projelerimiz var. Şu an en önemli gelişmeler Aachen-Nord ve Aachen-Haaren’de gerçekleştiriliyor. Ostviertel için gelecek projeler ne olacak? En önemli kentsel gelişim projemiz “Soziale Stadt Aachen-Ost” diyebiliriz. Bu proje için ayrılan fondan gelen yardımla değişim ve güzelleştirme çalışmaları başlatıldı. Mesela Kennedypark yenilendi. Hüttenstraße güzelleştirildi. Bu fon sona erdiğinden dolayı şimdi planlama açısından çalışma ağırlığı başka bir semte, Aachen-Nord’a kaydırıldı. Ostviertel için şehir planlama bölümünde şimdilik kalan tek büyük proje 13 mehmet çelik Yunus Emre Camisi ve önündeki meydanı. Bunun yanısıra belediyenin ekonomik kalkınma ofisi (Wirtschaftsförderung), çeşitli sosyal ve ekonomik çalışmalar başlattı. En büyük çalışma “Nadelfabrik” isimli sosyal, eğitim ve spor merkezi olan yeni semt buluşma noktası. Belediyede, özellikle Ostviertel için başlatılan projeler büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Sizin mesleğinizde insanlara, özellikle göçmenlere ve bizlere nasıl bakılıyor? Bu soruya iki ayrı cevap verebilirim. Üniversiteye, Şehircilik Bakanlığı’na ve Aachen Belediyesi’ne bakarsanız çok nazik, yardımsever ve ilgili insanlar ile karşılaşacaksınız. Mesela planlama bölümünde her atılan adım en az on kere tartışılıyor. Şehirde yaşayan halk için en iyi çözümü bulmak için büyük çabalar harcanıyor. Yunus Emre Camisi’ni örnek verebiliriz. Belediyedeki plancılar bu projeyi sadece bir inşaat olarak görmüyorlar. İslam’ı, Türk kültürünü ve İslami yapıları günlerce araştırıp inceleyerek anlamaya çalışıyorlar, sonra planlamaya geçiyorlar. Plancılara bakılırsa insanlar için, Türk olsun, göçmen olsun, Alman olsun, herkese karşı büyük saygıları var. Ancak benim en çok zorluk çektiğim alan kanunlar ve eğitim sistemi. Ben bir Türk, göçmen işçi çocuğu olarak şimdiki pozisyonuma gelene kadar çok zorluklar yaşadım. Okulda kimseden yardım görmedim. Üniversite okurken üç ayrı işyerinde çalışıp an- cak masraflarımı karşılayabildim. En büyük sorun ise memurlukta çıktı. Bir Türk vatandaşı olarak Almanya’da yüksek memur olmanın imkanı yoktu. Çifte vatandaşlık da yasak olduğundan dolayı Alman vatandaşlığına geçmeye mecbur kaldım. Şu an Almanya’da şehir planlamada yüksek memur olan tek Türk benim. Bu beni üzüyor; çünkü bir Türk göçmen ve işçi çocuğu olarak buraya kadar gelmek çok zor. Ama geleceğe bakarak değişikliklerin olacağından umutluyum. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür eder; çalışmalarınızda başarılar dileriz. Günal Günal Bütün vergi hizmetleriniz için Aachen‘daki yeni Yeminli Mali Müşaviriniz... 14 BİR KONUDA FİKRİNİZİ ALALIM: Seyahat acentaları internetten daha mı pahalı? Son yıllarda bir çok ürünü internetten daha uygun fiyatla almak yaygınlaştı; siparişi veriyorsunuz ve kapınıza geliyor. Önceden çarşı pazar dolaşarak aramak zorunda olduğunuz şeyleri evinizde otururken bilgisayarınızda bir kaç tuşa basarak halledebiliyorsunuz. Bazen hayal kırıklıkları ve dolandırmalar da yaşanıyor tabii. Bazı sektörlerde bu nedenle esnaflar iş olmaması nedeniyle dükkanlarını kapatıyor. Yaz tatili planlamalarının ve bilet ayırtma işlemlerinin başladığı şu günlerde internette bilet ve otel rezervasyonu yaptıranların sayısı az değil. Eskiden seyahat acentalarına gidilir ve biletler oradan alınırdı. Şimdi iki üç tuşa basıp halledilebiliyor. Bu kez konuyu Aachen’ın ilçelerindeki üç seyahat acentasına sorduk: 1. İnternetten sipariş nedeniyle işlerinizde bir azalma oldu mu? Olduysa ne kadar, yüzde kaç? 2. İnternete göre sizden bilet almak daha mı pahalı gerçekten? Yoksa internette bulduğumuz fiyata sizden de almak mümkün mü? 3. İnsanlar internetten alma yerine, neden size gelsin? Sunduğunuz hizmette olumlu bir fark var mı? 4. Mesleğinizin gelecegini nasıl görüyorsunuz?. Funda Şen Avni Yavuz Paradies Reisen/Alsdof Ahmet Yıldız Reisebüro Yıldız/Stolberg Ferhat Ölmez Ölmez Reisen/Baesweiler Bizim, Düren ve Alsdorf’ta iki satış ofisimiz mevcut. Teknolojinin ilerlemesiyle bu sektör seyahat acentaları bazında kısmen de olsa etkilenmiştir. Yeni nesil gençlikte internet alış-verişi çok yaygınlaştı. Evde oturup internetten herşeyi kolayca halledebiliyorlar. Buna “bilet satın almak” da dahil. Bu sebeple gençlerin internet üzerinden bilet alımları çoğalıyor. Ta ki bir sorun yaşayana kadar. Büyüklerimiz daha ziyade seyahat acentelerine gelip, biraz sohbet edip, bir bardak çay içip bilgi alabiliyor ve isediği, seçtiği bileti satın alıyor. Tabiiki internet üzerinden bilet satışlarının artışını biz de satışlarımızda hissetmiyor değiliz. Fakat bu sadece % 10 civarında müşteri potansiyelimizi kapsamakta. Yaptığımız işi kurumsallaşmış bir sekilde yapıyor, pazarda gerektiği gibi teknolojiden yararlanıp yetişmiş kadromuzla birlikte sadece klasik bir uçak bileti satan bir acentanın dışında, Türkiye’ye ve dünyanın her tarafına bütün hava yolu firmalarıyla özel turlar ve seyahatlar düzenliyoruz. Şu konuda iddialıyız: Kesinlikle bizim sunduğumuz ücretler internete göre daha yüksek değil, tam tersine daha altındadır. Müşterilerimize çok farklı seçenekler sunuyoruz. Fiyat konusunda yardımcı oluyor ve vatandaşın internette maruz kaldığı mağduriyetleri ortadan kaldırıyoruz. Bize göre bu hizmetler servissiz olmaz. Biz vatandaşlarımızı yakından tanıyoruz. İptal veya tarih değişikliği gibi konularda özel havayolları ile yapmış olduğumuz anlaşmalar sayesinde kolaylıklar sağlıyoruz. Mesleğin gelecegi konusunda o kadar karamsar değiliz. Belirttiğim gibi bu isi düzgün yapabilen insanlar teknolojinin içersinde yer alırlarsa ayakta kalırlar ve işlerini büyütebilirler diye düsünüyoruz. Uçak şirketlerinden acentelerin aldığı komisyon bilet fiyatının zaten içindedir. İnternette bulunan fiyatlar rahatlıkla acentelerde de bulunur. Hatta internetten alınan çogu biletlere ayriyetten kredi kartı ücreti ekleniyor, bunu acente sizden almıyor. Seyahat acenteleri, verdikleri biletin daima arkasındadır. Her zaman acenteye uğrayıp çayını içerek bilgi alabilirsiniz veya biletiniz için işlem yaptırabilirsiniz. İnternetten alınan biletler çoğunlukla iptali olmayan ve hatta değişiklik hakkı dahi olmayan biletler oluyor. Bir işlem yaptırmak isteseniz bile ücretli olan “müşteri hizmetleri”ni aramanız gerekiyor. İnsan doğru dürüst çalıştıktan sonra, Allah onun rızkını zaten verir. Aza kanaat ederek çalışacak ve gelecekten ümitlerimizi kesmeyeceğiz. İnternetteki bilet fiyatlarını bizim de sunmamız mümkün. İnternette ucuza satılan biletlerin sayısı kısıtlı olmakla beraber, kredi kartı ve benzeri ek servis ücretleri fiyatlara tabi tutulmaktadır. Ayrıca internet ortamından alınan biletlerde yapılacak olan değişiklikler ve iptal işlemleri çoğunlukla ücretli müşteri servisleri (call center) üzerinden zor bir şekilde yapılmak zorundadır. Bu da müşteri için ilaveten bir problem oluşturmakta. Seyahat acentasından alınan biletlerde bu tür problemleri biz acenta olarak çözmede yardımcı oluyoruz. Müşterilerimizin bizim verdiğimiz birebir hizmeti internette bulması mümkün olmadığı gibi, biz ek müşteri hizmetleri de sunmaktayız. Ayrıca bünyemizde bulunan birçok uçuş ve tur şirketlerinin uygun fiyatlarından yararlanıp müşterimizin şartlarına uygun kombinasyonlu biletler sunabiliyoruz. Globalleşmenin de etkisiyle gelecekte daha fazla seyehat edilecek. Bu noktada mesleğimizde gün geçtikçe hizmet faktörünün daha fazla ön plana çıkacağına inanıyorum. 15 bunları biliyor muydunuz? © www.wikipedia.org 1914 öncesinden kalma bir kartpostalda Sarı Kışla © Rudolf Bösch © Rudolf Bösch 2. Dünya Savaşı’nda kompleksin arka cephesinden bir görüntü Hepimizin yakından bildiği, gezintiler veya piknik yapılan ve değişik kültürel etkinliklere evsahipliği yapan Kennedypark’ın yerinde bir zamanlar devasa bir askeri kompleks bulunmaktaydı. Sarı Kışla (Gelbe Kaserne). Prusya Hükümetince yapılmasına karar verilen kışla inşaatı Eylül 1882’da tamamlanır ve hizmete girer. Wilhelmci Barok tarzında inşa edilen kompleks adını duvarlarında kullanılan tuğlaların sarı renginden almıştır. Aachen’da Sarı Kışla Zaman içinde Alman, Fransız ve Belçikalı askeri ve polis güçlerine hizmet eden kışla, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra da savaştan dönenlerin barınma ihtiyacına hizmet etti. 15 Eylül 1961’de tamamen yıkılmasına ve bu alanda oturma amaçlı yeni binaların yapılmasına; geri kalan kısmının da halka açık park alanı olarak ayrılmasına karar verildi ve 1965’de yıkım tamamlandı. Eski Amerikan Başkanı Kennedy’in adının verildiği parkın girişinde bulunan sekiz adet sütun o eski yapılardan günümüze kalan tek anıdır. Günal Günal Başka bir Aachen’daki garip otobüs durağı Şehir merkezindeki Friedrich-Wılhelm-Platz’da bulunan bu otobüs durağının garip bir hikayesi vardır. Her şehir dünyaca ünlü mimarlara binalar yaptırmak ister ve onların eserleri o şehir için bir övünç vesilesi olur. Almanya’da bunun sayısız birçok örneği vardır. Aachen şehri de, Berlin’deki ünlü Avrupa’daki Yahudi katliamını anma adına yapılan anıtın da mimarı olan, dünyaca ünlü Amerikalı mimar Peter Eisenman’a böyle bir sipariş verir ama Aachen Belediyesi’nin bütçesi ancak böylesi küçük otobüs durağına yetecek kadardır. Aachenlılar bu otobüs durağına “Frittenzange” derler. 1998’de yapılan eserin düzenli aralıklarla bakımı yapılır ve boyanır. (Fotoğraflar: Sadık Toraman) Avrupa için cesaret ♡ sosyal ☮ barışçıl demokratik ekolojik 25 Mayıs’ta www.andrej-hunko.de www.dielinke-aachen.de upa için Aachen ve Avr 16 KÜltür & Sanat Anadolu Halk Hareketleri, Halkbilimi Araştırmaları gibi sempozyum kitabı, yıllık ve dergilerde halkbilimi ve sosyal tarih alanıyla ilgili yüzü aşkın uzun araştırmam yayınlandı. Bugüne kadar kaç kitabınız yayınlandı? Bugüne kadar 16 kitabım, 100’den fazla uzun araştırmam (bazıları kitap hacminde) 14 ayrı basım yayınlandı. Kitaplarınızı almak isteyenler size veya kitaba nasıl ulaşabilirler? Aachenlı bir halkbilimci ve yazar: Ali Haydar Avcı Ali Haydar Avcı kimdir? Kendinizi biraz tanıtır mısınız okurlarımıza. 1961 doğumluyum. Evliyim ve üç çocuğum var. Eğitimimi Türkiye ve Almanya’da tamamladım. Ben 1978 kuşağına mensubum. O dönem çok yoğun olarak karşılaştığımız olaylar ve çatışmalar içinde korkunç zorluklar ve sıkıntılar yaşadık. O sebeple Almanya’ya geldim. Halkbilimi ve Sosyal Tarih alanında çalışıyorum. Bu çalışmalarımın temel çizgisini ise İndiana Üniversitesi'nde öğretim görevlisi ve Altaistik diller bölümü başkanı olan (şu anda emekli – fakat ODTÜ’de çalışmaya devam ediyor.) Prof Dr. İlhan Başgöz tarafından oluşturulan “İlhan Başgöz Halkbilimi Okulu”na borçlu olduğumu söylemeliyim. Hem bilim yöntemi, hem araştırma teknikleri açısından değerli hocam İlhan Başgöz’den çok şey öğrendiğimi, çizgimin oluşumunda önemli katkıları bulunduğunu belirtmem gerek. Sizi yazar olarak tanıyoruz. Yazma fikri ne zaman ve nasıl oluştu? Ben 1975 yılından beri yazıyorum. Fakat yazı ve şiirlerim 1978 yılından itibaren yayınlanmaya başladı. Bizim dönemimizde okumak, öğrenmek, araştırma ve incelemeler yapmak son derece önemliydi. Böylesi çalışmalar içerisinde olmamak eksiklik olarak değerlendirilirdi. Dolayısıyla biz son derece yoğun bir şekilde okur ve araştırmalar yapardık. Bu durum beni dolayısıyla yazmaya yöneltti. Profosyonel yazı hayatına ise fiilen 1983 yılında başladım. O dönemde İstanbul’da “Halk Kültürü” adıyla süreli araştırma- derleme-inceleme kitapları çıkarmaya başladık. Bu çalışmanın Avrupa sorumluluğunu ben üstlendim. Fakat birkaç yıl sonra olanaksızlıklar sebebiyle çalışma kesintiye uğradı. Daha çok hangi konularda araştırmalar yapıyorsunuz? Daha çok sosyal tarih ve halk bilimi alanında çalışıyorum. Bunun içerisinde Selçuklu son dönemi, Beylikler ve Osmanlı tarihi (kuruluş dönemi ve konargöçerlerle ilgili bir kitabım çıkmak üzrere) önemli bir yer tutar. Ayrıca yoğun bir şekilde Alevi tarihi ve kültürüyle ilgili çalışmalar yaptığımı da belirtmeliyim. Bu çalışmalarım vesilesiyle 2012 yılında Troya Kültür Sanat Ödülleri kapsamında “Pertev Naili Boratav Halkbilimi Ödülü”nü aldım. Ulusal ve Uluslararası alanda birçok konferansa, seminer ve sempozyuma katıldım. “Halkbilimi Araştırmaları” adlı süreli kitaplar dizisinin genel yayın yönetmenliğini yaptım. Türk Folkloru-Belleten, Halk Kültürü, Alevilerin Sesi, Alevilik Araştırmaları, Folklor/Edebiyat, Allı Turna, İletişim, Deng, Ehli Beyt, Berhem, Hayat ve Sanat, Yol-Bilim/Kültür/Araştırma, Halk Ozanı, Pertev Naili Boratav Armağanı, Alevi Tarih ve Kültürü, Okuyucular, kitaplarımı tüm kitapçılarda ve intermet kitap satış sitelerinde bulabilirler. Gelecege yönelik yeni projeleriniz neler? Geleceğe yönelik olarak çalışmalarım, araştırma ve incelemelerim hızla devam diyor. Fakat bir “Toplumsal Araştırmalar Merkezi” ve “Toplumsal Araştırmalar Arşivi” kurma çalışmam var. Ayrıca bu kapsamda bir “Tarih Atölyesi” oluşacak. Umarım bu hedeflerimizi gerçekleştiririz ve Türkiye’nin düşünsel ve kültürel açılımına bir katkı olarak sunabiliriz. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Serpil Erdemir Fotoğraf: Sadık Toraman Yayınlanmış kitapları: Halkbilimi Araştırmaları (1988), Halkbilimi Konuları ve Araştırma Yöntemleri (1992), Köroğlu Ayaklanması - İnceleme-Belgeler-Deyişler-Kaynakça (1994), Alevi Tarihinden Bir Kesit: Kalender Çelebi Ayaklanması (1998), Zeybeklik ve Zeybekler - Bir Başkaldırı Geleneğinin Toplumsal ve Kültürel Boyutları (2001), Bize de Banaz’da Pir Sultan Derler - Yeni Belge ve Bilgiler Işığında Pir Sultan Abdal (2004), Atçalı Kel Mehmet İsyanı - Aydın İhtilâli (1829-1830) (2004), Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi (2004), Osmanlı Gizli Tarihinde Pir Sultan Abdal ve Bütün Deyişleri (2006), Halkbilimi Araştırmaları, (4 Cilt) (2004), Şah Kalender İsyanı (2014) 17 KÜltür & Sanat Aachen’da bir Türk Sanat Müziği Korosu: ACTSM Yeni kurulan koro hakkındaki bilgileri almak üzere koronun organizasyon sorumlusu Fazıl Güçlü arkadaşımızla sizin için görüştük. Fazıl Bey Aachen'da bir koro kurma fikri nasıl oluştu? Aachen Türk Sanat Müziği Korosu (ACTSM), daha önce “Kültürlerarası Müzik ve Sahne Enstitüsü NRW Korosu”ndaki koristlerin, çalışma koşularının zorluğundan dolayı NRW Korosundan ayrıldıktan sonra kuruldu. Bizler NRW Korosu bünyesinde çok başarılı projelere imza attık. Örneğin Aachen’da üç konser düzenledik. Fakat tüm bu aktivitelerde Aachen şehri pek ön planda olamadı. Bizlerde dedik ki, neden bu enerjimizi sadece Aachen şehri için harcamıyoruz ve bu güzel kültür faaliyetini Aachen'da geniş kitlelere yaymıyoruz. Bu düşünceyle yola koyulduk ve her geçen gün yeni katılımlarla, güçlenerek yolumuza devem ediyoruz. ve daha çok halka mal olmuş, herkesin duyduğunda birlikte söyleyebileceği parçalardan oluşuyor. Örneğin son konserimizdeki icra ettiğimiz 'Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini' veya 'Gel gönlümü yerden yere vurma güzel ne olursun' yıllardan beri dillerden düşmeyen çok sevilen bestelerdir. İlerideki projelerde halk ezgilerinden oluşan parçalarda repertuarımızda yer alacak. Korodaki bayan ve bay katılım oranı nasıl? Bu sorunun geleceğini tahmin etmiştim. Ne yazık ki, biz Almanya'da yaşayan Türkiyeli erkekler kültür ve sanat konusunda hep sınıfta kalıyoruz. Bayanlara nazaran erkek korist sayımız çok düşük. Bu yüzden burada sizin derginiz aracılığı ile baylara sesleniyorum; gelin bize katılın, sesim güzel değil, vaktim yok gibi bahanelerle kendinizi kandırmayın; inanın isteyince her şey oluyor. Şu an kaç kişi var grubunuzda? Şu an Korist sayımız, daha henüz çok yeni olmamıza rağmen 25'i buldu. Koroya herkes katılabir mi? Yoksa belli bir ön eğitim gerekli mi? Hayır, hiç bir ön koşul yok. Tek olması gereken müziği sevmek ve sadece dinlemekle kalmayıp aynı zamanda icra etmeyi arzulamak. Çalışmalarda gerekli olan teorik bilgiyi yeri geldikçe koro şefi Melih Serter Bey veriyor. Her Çarşamba saat 19:00'dan 21:30'a kadar provalarımızı Nadelfabrik'te (Reichsweg 30) yapıyoruz. Bugüne kadar nerelerde ve kaç konser verdiniz? Daha önce de belirttiğim gibi, şu andaki koristlerin bir çoğu daha önce NRW Türk Sanat Müziği korusunda çalışıyordu ve o koro ile Aachen'da, Essen'de ve hatta Türkiye'de bir çok konserler verdik. ACTSM (Aachen Türk Sanat Müziği Korosu) olarak ilk konserimizi, altı haftalık kısa bir çalışma sonrası 1 Mart 2014'te Nadelfabrik'te Aachen Şehir Tiyatrosu Korosu'nun da katılımıyla, ki zannediyorum bu Almanya'da değilse bile, Aachen'da bir ilk, Alman ve Türk koristlerin birlikte Türk Sanat Müziği icra ettiği çok başarılı bir konser verdik. Repertuarınızda daha çok hangi parçalar var? Biz bir Türk Sanat Müziği Korosu olduğumuzdan tabikii ağırlıklı olarak repertuarımızdaki şarkılar da bu yönde Gelecekteki projeleriniz nedir? Bir dahaki konseriniz ne zaman? Kesin bir tarih vermem şu an mümkün değil. Fakat yıl sonuna kadar Aachen'lı müzikseverlere unutamayacakları bir Belli bir yaş sınırı varmı? Çalışmalarınız nerede ve haftada kaç gün? 7’den 77’ye ve hatta daha ötesinde her isteyen katılabilir. şu an korodakilerin en genci 21, en yaşlısı 54 yaşında. konser vermeyi planlıyoruz. Bunun için kolları sıvadık bile. Türkiye'den bir değerli sanatçının da konuk olarak konserimize katılmasını sağlamak istiyoruz. Çalışmalarınıza ilgi gösteren ve katılmak isteyenler size nasıl ulaşabilir? Katılmak isteyen herkese kapımız açık. İlk ders ücretsizdir. Eğer hoşlarına giderse çalışmalara devam ederler. Çok yakın zamanda internet sayfamız da (www.actsm-korosu. de) olacak. Oradan da ilgi duyanları bilgilendireceğiz. Bir üyelik aidatı veya zorunlu başka giderler var mı? Hayır, bir üyelik aidatı söz konusu değil. Biz bağımsız ve sadece kültüre hizmet veren bir topluluğuz. Tabikii bazı giderleri de karşılamak zorundayız. Örneğin koro şefinin ücreti, çalışma yerinin kirası vs. gibi. Bu masrafları da bağımsızlığımızı koruyabilmek adına koristlerden alınan kurs ücretleriyle karşılamaya çalışıyoruz. Okuyucularımıza son birşey söylemek ister misiniz? Biz henüz emekleme devrinde olan çok yeni bir koroyuz. Böylesi çalışmalar çok özveri istiyor. Bizler bu özveriyi seve seve yerine getiriyoruz. Arzumuz bu çalışma içinde bir çok değerli arkadaşımızı da görebilmek. Bizleri bu aşamada manen desteklemeleri ve çalışmalara katılımların artmasına yardımcı olmaları. Müzik evrenseldir; bu kültür çalışmasının aynı zamanda entegrasyona da büyük katkılarda bulunacağından eminim. Bir de Aachen ve çevresinde yaşayan amatör ruhlu müzisyen arkadaşları çalışmalara katkıda da bulunmaya çağrıyorum. Çünkü şu an en büyük eksiğimiz entsrüman çalabilen kişilerin aramızda olmayışı. Şundan eminim ki böylesi güzel bir girişimi desteklemekten onlar da büyük bir haz duyacaklardır. Ayırca koroyu burada tanıtma fırsatı verdiğiniz için de koro arkadaşlar adına canı gönülden teşekkür ederim. Bizim Aachen dergisinin Aachen şehri için çok büyük bir kazanım olduğunu da buradan dile getirmek istiyorum. Biz de sizlere başarılar dileriz. 18 © Holger Schupp kapak konusu: Marcel Philipp CDU Björn Jansen SPD Bu madalyonu kim takacak? Bu resimde görülen madalyon “Amtskette” olarak bilinir ve Aachen Belediye Başkanı’nın madalyonudur. Başkan bu madalyonu sadece çok önemli törenlerde takar. İşte önümüzdeki seçimler sembolik olarak bu madalyona sahip olma yarışı diyebiliriz. 25 Mayıs’da gideceğimiz sandık başından önce Bizim Aachen olarak, partilerin belediye başkan adaylarına göç ve göçmenler eksenli bir dizi sorular yönelttik. Aldığımız cevapların oylarınızın rengini belirlemede kolaylık sağlamasını ümit ediyoruz. Siz, Bizim Aachen okuyucularını mevcut Belediye Başkanı ve CDU adayı Marcel Philipp, SPD adayı Björn Jansen, Yeşiller adayı Gisela Nacken, FDP adayı Wilhelm Helg ve Sol Parti adayı Leo Deumens‘in cevaplarıyla başbaşa bırakıyoruz. Gisela Nacken Die GRÜNEN Wilhelm Helg FDP Bölge sakinlerini ciddi rahatsız ve tedirgin eden uyuşturucu satıcılarının bölgeyi mekan tutmalarının ayak sesleri, şehir politika ve idarecileri tarafından önceden görülemediğinden mi şimdiki gerginlikler ve tartışmaları yaşıyoruz? Aylardır devam eden mevcut nahoş gidişatın değişmesi için belediye başkanı ve şehir idaresi amiri olarak çözümler noktasında neler düşünüyorsunuz? Parti farkı gözetmeksizin önceden ayak sesleri duyulan, işaretleri görülen bugünkü bölge ahalisini haklı olarak dedirgin eden olaylara zamanında gerekli hassasiyeti gösteremedik mi? Bilhassa “Ostviertel” bölgesindeki uyuşturucu ticareti ve buna bağlı problemlerin önlenmesine yönelik ne gibi sosyopolitik tedbirler düşünüyor, planlıyorsunuz? Bölgenin çok ciddi başağrılarından olan bahis büroları ne olacak? CDU Marcel Philipp Ostviertel bölgemiz ve sakinlerinin şehrimizin önemli bir parçası olduğunu özellikle belirteyim. Bu semtimiz ve ahalisi, son yaşanan olaylar üzerinden değil de, daha pozitif bir resimle, imajla anılmayı daha fazla hakediyor. Ostviertelliler, buradaki polisiye, kriminal olayların şehrimizin diğer bölgelerine kıyasla daha yoğun olmasından haklı olarak şikayetçiler. Ostviertel deyince akla kesinlikle sadece kriminallik gelmemeli, bölgenin adı bununla anılmamalı. Bunu gerçekleştirmek için partilerüstü bir dayanışma ve sahiplenmeyi çok Leo Deumens DIE LINKE önemsiyorum. Bölgedeki uyuşturucu trafiğinin yanısıra diğer ciddi başağrılarından bahis bürolarıyla ilgili şehir politikası ve idaresi olarak yeni büroların açılmasını sınırlamak için çalışıyoruz. Uyuşturucu ticareti ve kullanımı şehrimizin diğer bölgeleri içinde ciddi problem oluşturuyor. Uyuşturucu ticaretini önlemek, torbacılarla mücadele polisin görev alanı. Bağımlılara yardımlar da Suchthilfe adlı Bağımlılık Yardım Kurumu tarafından yapılıyor. Bu problemlerle daha etkin mücadele için değişiklikler içeren yeni yol haritasının oluşturulması hedefli taraflarla yapılan yoğun fikir alışverişleri maalesef istenilen noktada değil ve bundan da rahatsızız. SPD Björn Jansen Ostviertel’de yaşanan şiddet içererikli olayların aktörlerini gençlerin oluşturduğunu belirteyim. Bu durumun aşılması için bölgedeki gençliğe yönelik uzun yıllardan beri sürdürülen, başarılı proje ve sosyal hizmet kuruluşlarına sınırlı değil, daha fazla maddi destek sağlanmalı. Polis, şehir Asayiş Dairesi ve kurumların birlikte çalışmaları çözümler noktasında çok önemli bir role sahip. Bunun gerçekleşmesi için arabuluculuğu, refakatçılığı severek yapacağım. Partim SPD, bahis bürolarının yoğunluğuyla ilgili olarak da, şehir imar planı çerçevesinde bu mekanlarının sınırlandırılmasından yana. Bunun yanında boş işletme yerleri için de acil bir konzepte ihtiyacımız var. Maalesef son zamanlarda Elsassplatz çevresinde bilhassa uyuşturucu satışları dikkat çekiyor. Bunun mutlaka önlenmesi şart. Çözüm yollarından biri olarak da; semtte Streetworkerlerin daha görünür hale getirilip diğer bölgelerdekine 19 Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor benzer başarılı çalışmalarının yoğunlaştırılması lazım. Ostviertel bölgesi yukarıda saydığımız negatif gelişmelerden ibaret değil. Çok değişik artıları da mevcut. Bu semtimizin diğer bölgelerimiz yanındaki imajını da düzeltmek de görevlerimiz arasında. © Verkehrsverein Bad Aachen e. V. Die Grünen Gisela Nacken Aachen, benim nazarımda enternasyonal bir şehir. Hoşgörü ve açıklığı, beraberce yaşıyoruz. Göç, şehrimizin geleceği açısından olmazsa olmazlar arasında. Aachen’ın doğu bölgesindeki yardım seslerini zamanında duyduk. Eyalet ve federal bazdan desteklenen 10 yıllık program ‘Sosyal Şehir’ çerçevesinde, bölgede Kennedypark'da görüldüğü gibi bilhassa altyapıda çok şeyin değişmesine zemin hazırlandı. Uyum ve çokkültürlülük çalışmalarının adresi olan Nadelfabrik, interkültürel merkez haline dönüştürüldü. Semt sakinleriyle beraberce bölgede, birlikte yaşamı yükselterek daha cazip hale getirdik. Esnafıyla ikamet edeniyle bölge sakinleri arasında bugün gördüğümüz sıkıntıların aşılmasına yönelik birliktelik, dayanışma duygusu, bu yatırımların neticesidir. Polisiye ve asayiş tedbirlerinin yanında, bölge sakinlerinin angajmanları hayati öneme sahip. Bu gayretlerin daha da geliştirilmesi için şimdiye kadar olduğu gibi gelecekte de desteklerimi sürdüreceğim. Ciddi problem olan bahis büroları, imar ve iskan planlarımızın ağırlık noktalarından biri. Bu plan çerçevesinde yeni bahis bürolarının açılması önleniyor. Yıllardır bölgedeki gençlik merkezleri ve okullarla yapılan ortak boş zamanları değerlendirme çalışmalarıyla, bölge gençliğine uyuşturucu ve şiddete karşı korunmada bilinçlendirme, hassaslaştırma çalışmaları devam ediyor. OT St. Josef gibi mekanlarda bölge çalışmaları tartışmalarına katılma fırsatı vardır. Önleyici inisiyatiflere, semt sakinleriyle beraberce gelecekte de devam edilecektir. FDP Wilhelm Helg Sorunuzda vurguladığınız bölgedeki sıkıntılar gerçekten tedirgin edici. Belediye Başkanı ve parti gruplarının temsilcileri semte çeşitli ziyaretleriyle nahoş gelişmeleri zamanında gözlemleyip analiz ettiler. Kendimde polisin Aralık 2013’deki büyük operasyonunu gördüm. Kamu güvenliği ve asayişin sağlanması polisin sorumluluğunda. Bunun uygulamasında şehir olarak müdahele hakkı yoktur. Şehir Emniyet Müdürlüğü’nden caydırıcı olacağından, olayların büyümesinin engelleyeceğinden daha etkin bölgede görünür olunulmasını istedik. Emniyet Müdürlüğü, şehir idaresini gelişmeler ve çalışmalar hakkında devamlı bilgilendiriyor. Yani; devamlı bir iletişim içindeyiz. Önleyici tedbirlerin yoğunlaştırılması, bilhassa maddi destekler, mevcut şehir bütçesi çerçevesinde kolay değil. Uyuşturucu bağımlılarının tedavileriyle ilgili çalışmalar da, Bölge İdaresi’nin sorumluluğunda. Aachen-Mitte İlçe idaresi, Elsassstrasse’nin görsel olarak daha da güzelleştirilmesi kararını aldı. Bahis bürolarıyla ilgili düzenleme görevi İmar Dairesi’nin. Buradaki yaygınlığın önlenmesi ve yenilerinin de önüne geçilmesi için bu daire çalışmaktadır. Die Linke Leo Deumens Bölge sakinleri orantısız polis operasyonlarını haketmiyor. Bu operasyonlar, semtin çözüm bekleyen problemlerinin üstesinden gelinmesine ciddi katkıda da bulunmuyor. Çözümlerin yolu, semt sakinleriyle birlikten geçiyor. Uyuşturucu olaylarının bölgeye kaymasının asıl sebebi; Kaiserplatz’daki buluşma yerinin kaldırılmasındandır. Şehir politik aklı, uyuşturucu bağımlıların buluşabilecekleri, çeşitli yardım alabilecekleri yeni bir mekanı derhal oluşturmalıdır. Şehir imar planı, yeni bahis bürolarına izin vermeyen bir şekilde hazırlandı. Bu güzel bir adım. Kayıtdışı bahis bürolarıyla etkin mücadele, sadece yoğun kontrollerle mümkün. Bunun için de ihtiyaç olan eleman sayısının şehir tarafından arttırılması gerekiyor. Aachen şehir sakinlerinin üçte biri göçmen kökenli. Şehrimiz Aachen, gerçekte kelimenin tam manasıyla çokkültürlü. Bu demografik yapı, sadece hizmet alan değil, aynı zamanda hizmet veren olarak da, belediye, valilik çalışanlarına yansıyor mu? Evet ise, hangi oranda? Hayır ise, neden? Belediye çalışma alanlarında ülkenin tartışmasız yeni yerlileri göçmen asıllı meslek eğitimi görenlerin sayısı nedir? CDU Marcel Philipp Çalışanlarımızın kökenleriyle ilgili kesin rakamlar mevcut değil. Hali hazırdaki çalışan elemanlarımız arasında göçmen asıllıların oranının, mevcut demografik yapının kamuya yansımıyor olması, yani; ortalamanın çok altında olması normaldir. Fakat meslek eğitimi gören gençlerin geneline baktığımızda gördüğüm; toplumun demokrafik yapısının çalışanlarımıza da yansıdığıdır. Burada hatırlatmak isterim: İstihdamlarımız, verimlilik testleriyle yapılıyor. Burada göçmen asıllılığı veya asli yerliliği önceleyen asgari bir kota yoktur, sınırlama bulunmamaktadır. Ölçü verimliliktir. SPD Björn Jansen Göçmen asıllıların kamudaki oranı bilhassa karar mekanizmalarında bana göre çok azdır. Bu oranın artırılmasına yönelik adımlar olmakla birlikte, elimizde güncel rakamların olmaması bile çok manidardır. Kamunun göçmen asıllılara da açılması, üstdüzey 20 kapak konusu: © Verkehrsverein Bad Aachen e. V. karar mekanizmalarına ulaşılması, istihdamda şeffaflıkta almamız gereken yolu gösteriyor. Sevindiğim gelişme ise; 2009’da oranları 12,12 olan göçmen asıllı meslek eğitimi gören gençlerimizin aktüel oranının yüzde 24,2 seviyesinde seyretmesidir. Die Grünen Gisela Nacken Yeşiller politikasının hedefi; sosyal yaşamın tüm alanlarında uyumun sağlanmasıdır. Buna tabii olarak istihdam alanı da dahildir. Aachen şehri, işveren olarak bu alanda da örneklik sergilemelidir. Şehrimizdeki üçte birlik bahsettiğiniz oran, ne yazık ki, ne şehir idaresi çalışanlarına, ne de meslek eğitimi gören gençlere yansımıyor. Bunun mutlaka değişmesi gerekiyor. Şehir, göçmen asıllı gençleri çalışanı olarak kazanmaya yönelik adımlarını çoğaltmalı, çağrılarını davetlerini yoğunlaştırmalı. FDP Wilhelm Helg Bahsettiğiniz bu rakamlar malumum. Meslek eğitimi alan göçmen asıllı gençlerin oranı, son rakamlara göre yüzde on civarında. Bu oranı diğer bir çok şehirle kıyasladığımızda Aachen iyi yolda gözükmektedir.Daha fazla göçmen asıllıları kamuya çalışan olarak kazanabilmek için bilhassa okullarda daha yoğun teşvik, yönlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Die Linke Leo Deumens 2011 uyum monitoringindeki bilgilere göre, 2009 yılı rakamları itibariyle Aachen Belediye çalışanlarının yüzde 96,4’ü asli yerlilerden oluşurken, göçmen asıllıların oranı ise sadece yüzde 3,6 olarak görülüyor. Kanuni düzenlemelerden dolayı istihdam edilenlerin göçmen asıllılıkları kaydedilmiyor. Yukarıdaki rakamlara baktığımızda ise ortaya çıkan gerçek; toplumun gerçek yapısının kamuda çalışanlara yansımadığıdır. Mahalli seçim proğramımızda, kamunun çok kültürlülüğe açılması bu yolla da şehir idaresinin hizmet kalitesinin artırılması hedeflenmektedir. Yeni istihdamlarda bu hedef kesinlikle dikkate alınmalıdır. 25 Mayıs’taki Avrupa Parlemantosu seçimleri ve eyaletemiz NRW’deki mahalli seçimlerde, seçmenler, neden sizin partinizi seçmeli, sizi diğer partilerden ayıran bilhassa uyum alanındaki farkınız ne? CDU Marcel Philipp Parti olarak hedemiz; ailelerin güçlendirilmesi, kreşlerde çocuk bakımının genişletilmesi ve daha esnekleştirilmesi, ailelere sunulan hizmet çalışmaları tanıtımlarının daha iyileştirilmesi, aile bürolarının oluşturulması, mevcut hizmet mekanları, ofislerinin hem fiziki hem de eleman noktalarında büyütülmesi, geliştirilmesi, yeni işyerleri oluşturulması, yatırımcıları Aachen’a yatırıma yönlendirme, altyapıyı iyileştirmek, yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik mevcut sosyal, kültürel ve sportif imkanları geliştirmek, uyum ve çok kültürlü diyaloğu güçlendirmek, şehrimizin görünümünü daha da güzelleştirmek ve resmi dairelerdeki verilen hizmetleri modernize etmek. SPD Björn Jansen Avrupa Birliği’nde, memleketimizdeki göçmen asıllıların geldikleri ülkeler arası kalıcı bir uyum ve katılım politikası hedefimiz. Bize göre bu politika bilhassa insan ticaretiyle mücadelede şarttır. Başkanlığımda, gerçek bir diyalog oluşturulacaktır. Göçmen asıllılarla onların derneklerinde buluşup görüş alışverişinde bulunduğum gibi, devamlı ilişki halinde olduğum yakın çevremde de birçok göçmen asıllı arkadaşlarım var. Bu bizim zenginliğimizdir. Die Grünen Gisela Nacken Yeşiller politikası, yaşanan açık uyumdan yanadır. Son yıllarda, uyum çalışmalarını ve birlikte yaşam kalitesini arttıran adımlar attık; Uyum Meclisi’nin yetkileri arttırıldı, mahalli Uyum Merkezleri kuruldu, şehir uyum bürosuyla ‘Charta der Vielfalt’a katıldık, Uyum Ödülü ve ‘Hayatın Ortasında Kız’ adlı destek projeleri hayata geçirildi. Uyum Meclisi, göçmenleri temsil eden seçilenlerden oluşan önemli bir komisyon. Bu meclisin üyelerinin yetilerini önemsiyoruz. Gerçek politik katılımın, sadece Uyum Meclisi seçimleriyle değil, burada yaşayan vatandaşlığından bağımsız olarak herkesin mahalli seçimlerde seçme ve seçilme hakkıyla gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu hakla, şehrimizde eşit göz hizasında beraber karar verme tam katılım sağlanabilir. Böyle bir uyum ancak karşılıklı toleransla gerçekleşebilir. Başkanlığım döneminde bahsettiğim uyum şeklinin gerçekleştirilmesi için çalışacağım. FDP Wilhelm Helg Partim FDP, toleranslı ve şeffaf bir toplumdan yana. Burada kendine yer edinip katılmak isteyen her fert için imkan ve fırsat eşitliğini engelleyen tüm bariyerlerin kaldırmasından yanadır. Almanca bu işin olmazsa olmazıdır. Hür, demokratik anayasamızın şartsız kabulünü bekleriz. Katılımın, uyumun gerçekleşebilmesi için buna zemin ve fırsat tanınmalıdır. Uyumun gerçekleşebilmesi için genelde bunun bağlı olduğu, aile, eğitim ve sosyal çevredeki engelleri aşmalıyız. Bunu da fertlere yapılacak kendi kendine yardımlarla gerçekleştirebiliriz. Başkanlığımda, göçmenler ve dernekleriyle yoğun ilişkilere girip, istek ve taleplerine cevaplar arayacağım. Yunus Emre Camii çalışma konseyindeyim, kardeş şehir Sarıyer derneği yönetimindeyim. Eurotürk derneğiyle de devamlı ilişki halindeyim. Aachen’ın ciddi bir uyum çalışmasına ihtiyacı var. Bunu göçmenlerle, şehir idaresi ve politikasıyla dostane ilişkilerimle gerçekleştireceğim. Peşin hükümleri ancak açık ve şeffaf toleranslı ilişkilerle ortadan kaldırabiliriz. 21 Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor Die Linke Leo Deumens Avrupa Birliği’nin mevcut bölücü mülteciler politikası gayri insanidir. Bundan dolayı, bizden yardım ve korunma isteyenlere engel olan AB FRONTEX sınır uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz. Kapitalizmden, bankalardan yana değil, insanı merkeze alan bir Avrupa Birliği istiyoruz. Türk vatandaşlarını dışlayan Avrupa Hukuku olamaz ve hemen durdurulmalıdır. Ve Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmalardan doğan haklar daha fazla engellenmeden hayata geçirilmelidir. Partim, herkesin sosyal ve politik alanda eşit katılımından yana olduğundan, her fert için şartsız federal, eyalet ve mahalli seçme ve seçilme hakkından yanadır. Bilhassa mahalli seçimler için şehirlerin çok ciddi baskı yaparak gerekli kanuni değişiklikleri sağlamalıdır. 25 Mayıs’taki Uyum Meclisi seçimlerini unutmamalıyız. Bu meclisin diğer şehir idaresi komisyonlarıyla aynı hak ve selahiyetlere sahip olmasından yanayız. Önümüzdeki seçimlerde partim Sol Parti’ye oy vermek için yeterince sebep var. Tartıştığımız opsiyonlu ve çifte vatandaşlık konularında neler düşünüyorsunuz? CDU Marcel Philipp Yıllardır burada yaşayan ve bundan sonra da burada kalmak isteyenler için Alman vatandaşlığına geçmek en iyi yoldur. Uyuma ciddi ve önemli katkısı olacağını düşündüğüm çifte vatandaşlık sağlanmalı ve bunun imkanları genişletilmedir. SPD Björn Jansen İki vatandaşlık arasında seçim yapmak mecburiyetinde kalınmaması için çifte vatandaşlık şansının tanınmasından yanayım. İnsanın kendini iki pasaportlu, iki kültürlü hissedebileceğini ve bunun da normal olduğunu düşünüyorum. Bu çifte vatandaşlığın önüne engel koyulmamalıdır. © Verkehrsverein Bad Aachen e. V. çası olması ve birliğe üyeliğine yönelik görüşmeler daha da yoğunlaştırılarak sürdürülmelidir. SPD Björn Jansen Die Grünen Gisela Nacken Opsiyonlu vatandaşlığı, gerçek vatandaşlığa ilk adım olarak görürken, Büyük Koalisyon hükümetinin bu vatandaşlık konusunda anlaşması hayal kırıklığı oldu. Koalisyon ortağı SPD’nin ağırlığını koyarak, çifte vatandaşlığın normalleştirilmesinin önünü açmasını bekliyordum. Biz Yeşiller, ta baştan beri şartsız çifte vatandaşlıktan yanayız. FDP Wilhelm Helg Opsiyonlu vatandaşlık, her ne kadar kabul etmeseler de; zamanın SPD – Yeşiller hükümeti döneminde hayata geçirildi. Burada yeni bir tartışma yapmak zorundayız. Opsiyonlu vatandaşlık, buralı göçmen asıllı gençlerin Alman vatandaşlığına soğuk bakmalarına sebep oldu. Prensip olarak çifte vatandaşlığa sıcak bakıyorum. Bu çiftelik durumu, uyum gayretlerini sekteye uğratmamalı. Die Linke Leo Deumens Partim gibi ben de, burada doğan çocukların ailelerinden gelen vatandaşlığı bırakmak zorunda bırakılmadan Alman vatandaşlığına sahip olmalarından yanayım. Çifte vatandaşlığın önü mutlaka açılmalı, opsiyonlu vatandaşlık uyugulaması da derhal kaldırılmalıdır. Ayrıca, Alman vatandaşlığına geçişin önündeki şartlar mutlaka kolaylaştırılmalıdır. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz? CDU Marcel Philipp Avrupa Birliği’ne üyeliğin kriterleri bellidir. Türkiye’nin Avrupa’nın bir par- Türkiye’nin AB üyelik çalışmalarına olumlu bakıyorum. Türkiye son yıllarda kalkınarak hızlı değişimlere ulaştı, büyük mesafeler aldı. Avrupa Birliği’nin, Türkiye ile devamlı yakın ilişkiler içinde olmaya mecbur olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin tam üyeliğinden önce basın özgürlüğü, hukukun bağımsızlığı ve inanç özgürlüğü alanlarında avrupai normlara göre değişimler şart. Ve çözüm bekleyen Kürt meselesinin de halledilmesi gerekir. Die Grünen Gisela Nacken Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden yanayım. Fakat son zamanlarda yaşanan olaylar, Türkiye’nin Avrupa’da geçerli demokratik kurallara uygunluğu noktasında ciddi endişe verici. Bu endişelerim, Taksim Gezi Parkı olaylarında net bir şekilde görülmüştür. Bu da gösteriyor ki, tam üyelik için daha epeyce bir yol gözüküyor. FDP Wilhelm Helg Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği için tam bir perspektif verilmesinden yanadır partim FDP. Ben de şahsen bu görüşü paylaşıyorum. Son zamanlarda yaşanan olaylar üyelik açısından ciddi manada endişe verici ve bunlar şimdiye kadar katedilmiş mesafeyi geriye götürdü ve telafisi de zaman alacak gibi; ama biz, üyelik hedefini gözden kaçırmadan yürümeliyiz. Die Linke Leo Deumens Prensip olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden yanayım ama son güncel olaylar, üyelik çalışmalarında ciddi manada sıkıntılı ve ilişkilere derinden zararlar açtı. Parti olarak soyal demokratik bir Avrupa’dan yanayız. Bu ölçümüz, sadece mevcut üyeler için değil, gelecek üyeler içinde geçerli. Röportajlar ve çeviri: Muhsin Ceylan 22 sudoku sayfası Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir. basit 7 9 3 8 4 4 4 1 7 6 4 normal 1 8 9 8 3 7 8 6 7 2 3 6 2 4 9 6 5 1 3 1 1 2 4 3 7 3 9 9 6 3 2 1 8 6 5 4 9 8 7 3 2 5 3 4 7 7 2 6 8 2 6 9 9 4 5 4 7 8 1 9 6 3 2 4 5 9 7 2 3 8 2 6 3 9 7 1 6 1 5 7 1 5 8 7 9 6 3 2 4 5 5 4 6 7 1 8 2 9 7 4 1 1 8 9 5 8 3 2 9 7 3 9 8 9 7 1 4 9 8 1 1 8 4 7 9 5 6 8 3 5 8 1 5 8 5 9 3 4 6 6 6 7 5 9 7 1 7 3 2 5 6 2 9 7 4 6 9 5 6 2 4 3 6 1 2 8 8 2 9 1 6 3 6 3 3 9 4 7 7 2 5 8 1 6 9 5 1 6 2 2 8 4 8 3 6 4 4 8 3 7 3 6 9 5 7 6 2 4 3 7 6 4 2 3 6 4 2 6 7 5 9 8 9 zor 4 8 1 3 3 8 3 2 5 1 8 1 9 5 8 4 5 2 8 4 5 7 1 5 3 1 6 3 6 3 7 2 4 6 3 7 9 6 9 6 8 5 2 6 7 6 8 5 8 2 4 1 9 2 9 4 8 1 9 7 2 6 9 1 1 9 4 8 2 5 8 7 9 4 7 7 4 3 5 7 9 9 8 6 4 3 8 23 bilmece saYfası Üçgen işlemi İşlemleri yapın Aşağıdaki sayıları dairelerin içine öyle yerleştirmelisiniz ki, her kenardaki sayıların toplamı 50 olsun. Boş kutulara yerleştireceğiniz doğru sayılarla işlemlerin hepsi doğru çıksın. 4 1 + 3 - 6 9 + 6 6 - 0 + 3 2 5 = 1 = 1 = 2 2 + 5 9 50 6 7 17 7 17 9 21 Kaç daire sayabilirsiniz? Sayılar yığını Aşağıda sizce irili ufaklı toplam kaç adet daire var? Aşağıdaki kutulardaki her sayı kendi altındaki iki kutuda bulunan sayıların toplamından oluşuyor. Soru işareti olan yerleri tamamlayın. 14 22 114 Kibrit çöplerinden dört eşit kare ? Aşağıdaki kibrit çöplerinden sadece 2 tanesinin yerini değiştirerek dört eşit kare yapabilir misiniz? ? Sayı oyunu AB – CD – = – CD – B = CB + B CB + B = AD P 2021 R J 1329 Z H 1015 L A ? C 11 12 1 10 ? 2 9 4 7 c ? ? 11 12 1 10 4 6 5 12 a 1 4 5 12 ? b 12 ? 6 1 10 3 8 8 7 11 9 6 9 5 6 2 7 10 4 10 3 7 8 7 11 2 2 3 5 6 11 9 4 7 1 10 3 5 6 2 8 12 11 9 8 b 6 Aşağıda sizce toplam kaç üçgen var? 1 10 3 8 12 11 9 a 1 7 ? Saat kaç olmalı? Aşağıda soru işaretli yerde sizce saat kaçı göstermeli? Çevrilen tavla zarı Aşağıda bir tavla zarı sürekli çevriliyor. Buna göre sırada hangi zar olabilir? ? Kaç adet üçgen sayabilirsiniz? Mantıksal olarak aşağıdaki soru işaretli yere hangi sayı gelmelidir? Aşağıda sayılar yerine harfler konmuş. Her harf bir sayıyı temsil ediyor. Bu sayıları bularak eşitlikleri sağlayabilir misiniz? ? ? 14 12 ? ? Harfler yerine sayılar ? ? ? ? 2 9 3 8 4 7 6 5 c 1 2 3 4 5 24 Bir konu & iki konuk: Herkesin hayalidir bir ev sahibi olmak. Ya kira ödeme yerine taksit ödeyerek oturduğumuz daireye sahip olmak isteriz, ya çocuklar büyüyünce aynı çatı altında olalım diye birkaç katlı bir kaç daireli bina almak isteriz ya da artık bahçeli bir evde oturup biraz da hayatın tadını biz çıkaralım diyerek müstakil bir ev bakınmaya başlarız. Bir de tasarruf amaçlı alınan emlaklar var; kiracıdan gelen kira ile ev öder kendi borcunu diyerek... Bir ev veya daire alırken nelere dikkat etmeliyiz peki? İşte bu konuyu dört yıldan bu yana Aachen’da emlakçılık yapan Beykan Yıldırım (B.Y.) beyle bir süre bu sektörde çalışmış olan Mine Nart (M.N.) hanıma sorduk sizler için. Ev ve daire alırken nelere dikkat etmeliyiz? Bir ev sahibi olmak her zaman ve herkes için bir avantaj mıdır? B.Y.: Tabiiki herkes için bir emlak sahibi olmak avantajlıdır ama malesef herkesin alım gücü yeterli değildir. M.N.: Ev, bina veya arsa almak gerek kendi kullanımınız ve gerekse yatırım açısından olsun her zaman kazançlı ve güvenlidir. Ne tür kişisel kriterlere dikkat etmek gerekiyor? B.Y.: Ev almayı düşünen herkes kendine şu soruları sormalı: Sakin bir yerde mi istiyorsunuz yoksa şehire yakın mı olmalı? Yaşıma ve aile durumuma göre hangi ev tipi bana uygun? Örneğin belirli bir yaştan sonra merdiven çıkmak sorun olabilir. Alacağım ev bütçeme uygun mu yoksa beni mali olarak zora sokabilir mi? M.N.: Ev alırken ilk olarak ileride bu şehirde kalıp kalmayacağınızdan ve işinizin sizi gelecek 10-15 senelik dö- nemde zora sokup sokmayacağından emin olmalısınız. Ne tür ödeme yöntemleri var? Bu yöntemlerden biraz bahseder misiniz? B.Y.: Finansman çeşitleri çok olmakla beraber, faizi en düşük ve vadesi en uzun olanın tercih edilmesi gerekir kanısındayım. M.N.: En iyisi tabiiki mümkün oldunca büyük bir kısmını nakit olarak ödemek ve geriye kalanı için herhangi ev kredisine başvurmaktır. Ev alma konusunda kısaca özetlersem iki farklı kredi türü var: Birincisi önceden zamanı ve taksitleri sabit olan kredilerdir. İkincisi ise ödemelerde belli bir süre sonra taksit miktarının o günkü ekonomik durumunuza uygun şekilde yenilenebilen krediler. Daire veya müstakil ev alma arasında farklı avantajlar veya dezavantajlar var mı? B.Y.: Daire alırken diğer komşularla birlikte yaşanması gerekiyor. Yani her istediğinizi yapma imkanınız kısıtlanıyor. Müstakil ev alırken de belli konularda tecrübeniz olması gerekli; mesela bahçe düzenlemesi, dış cephe boyaması, balkonların tadilatı gibi konularda bilgi ve yeteneğinizin olması bir avantaj. Dairelerde yaşayan çoğunluğun kararı uygulanır ve masraflar paylaşılır. Müstakil eviniz olunca istediğiniz kararı verebilirsiniz ama tüm masrafları da kendinizin ödemeniz gerekir. Ev yaptırmak istediğinizde Aachen'da arsa bulma sorunu olduğu için çok zaman kaybetmenize neden olabilir. M.N.: Ben de bu konuda bir ekleme yapayım. Eğer evi kendiniz sıfırdan yaparsanız isteklerinize en uygun şekilde planlayabilirsiniz. Bunun da dezavantajı size pahalıya gelebilir. Önceden göremediğiniz bir sürü yeni masraflar çıkabilir. Hazır bir müstakil bir evde bu uzun planlama ve inşaat süresini atlatmış olursunuz. Fakat 25 mine nart & beykan yıldırım bazen de önceden görülmeyen hatalar nedeniyle yapmanız gereken tadilatlar pahalıya gelebilir. Alınacak evin veya dairenin bulunduğu bölge çok önemli mi sizce? B.Y.: Ev alırken alacağınız bölgenin yeri en önemli faktör bence. Almanların deyimi ile "Lage, Lage, Lage." Satmak veya kiralamak istediğinizde sorun yaşanmayacak emlak tercih edilmelidir. M.N.: Ev veya daire alırken, içinden de önce nerede olduğuna dikkat etmek gerekir. Örneğin Aachen'da bazı bölgelerde fiyatlar sürekli artarken, bazı yerlerde emlak değer kaybediyor. Yatırım yapacağınız gayrimenkulün ileride değer kaybetmemesi için semt çok önemli. Bu konuda bilgi bulabileceğiniz çok sayıda internet sitesi var. Bu genel bilgiler yanında birer emlak uzmanı olarak okuyucularımıza verebileceğiniz önerileriniz neler olabilir? B.Y ve M.N: İlk önce banka ya da finans danışmanı ile konuşup ödeme bütçesinin belirlenmesi gerekiyor. Vadeler 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl veya 20 yıl (daha fazla) olarak hesaplanır. Vade süresi ne kadar kısa ise faiz de o kadar düşüktür ama 5 ya da 10 yıl sonra faizlerin ineceğini ya da çıkacağını bilemezseniz. Ana sermaye de burada önemli bir unsurdur. Ev alırken bu ana sermayenin yaklaşık % 20'siyle yan masrafları (% 1,5 Noter, % 0,5 tapu işlemi), arada emlakçı varsa % 3,57 ve de % 5 gayrimenkul devir vergisi karşılayabilirsiniz, faiz de düşük olabilir. Bunun yanında taşınma masrafını ve aylık düzenli giderlerinizi hesaba katmanız gerekiyor. Ev bulduktan sonra kendi bankanızdan aldığınız kredi teklifi ile başka bankalara da sorabilir ve karşılaştırma yapabilirsiniz. Kredi alabilmek için bir işyerinde aralıksız olarak 2 ya da 3 yıldır çalışıyor olmanız gerekmekte. Son yılın vergi denkleştirmesini yapmış olmanız ve Schufa'nızın temiz olması gerekiyor. Kredi başvurusu yaparken son 3 ayın maaş bordrosu da gerekiyor. Gerekli listeyi size finans danışmanı ya da bankalar verecektir. Bölgenin önemi: Belirli bölgeler, belirli bir süre sonra altyapı ya da başka nedenlerden dolayı iyi bir bölge olmayabilir. Bu durumda aldığınız emlağın bir özelligi kalmayabilir. Zor anlarda satmak zorunda kalırsanız (boşanma, işyeri kaybı, işyeri değiştirme gibi) iyi bölgelerde zarar etme riskiniz azalır. Ev alırken emlakçının ya da evsahibinin zorlamasına ve sıkıştırmasına gelmeyin. Mesala ilgilenen başka biri de var gibi nedenlerle sizin kararınızı hızlandırmanızı isteyebilirler; etkilenmeden sakin olarak karar verin. Bir bilirkişi ya da mimardan mutlaka yardım almanızı öneririm. Sizin göremeyeceğiniz bir çok tadilat ya da çıkabilecek başka masrafları görebilirler. Ev alırken herhangi bir engel varmı diye tapuya bakmanızda yarar var. Noter sözleşmesini notere gitmeden önce mutlaka okuyunuz; anlamadığınız yerleri bir avukata danışmanız yararlı olur. Ev sahibi ile emlakçı arasındaki fark, ev sahibi bir çok belgeyi size sunamayabilir ama emlakçı size anahtar teslim edene kadar refakat eder. "Ev alma, komşu al" sözündeki gibi ev ya da daire almadan önce çevredeki komşularla tanışmasanız bile onları görmeye çalışın. Evin çevresinde alışveriş imkanı nasıl; doktor, eczane ve otobüs durakları var mı diye bakılmalıdır. Gürültüden dolayı tren yolu, hızlı çevre yolu ya da otoban yakınlarında olmamasına dikkat edilmelidir. Ev alınca, ileride çıkabilecek masraflar için her ay metrekare başına 25 cent ile 1 € arası bir miktarın düzenli olarak bir kenarda biriktirilmesi iyi olacaktır. Sigorta firması seçmekte de dikkatli olmak gerekir. Verdiğiniz bilgilerle bizleri ve okurlarımızı aydınlattığınız için sizlere çok teşekkür ederiz. Günal Günal © Verkehrsverein Bad Aachen e. V. 26 bulmaca saYfasI 27 perde arkası paskalya eşeği getirmiş) dedi ve Peter pek inanmasa da yumuldu menemene. Bir yandan yiyor, bir yandan da bana gülümseyip „Büyüyünce bunlara gösteririz.“ diyordu. Tavşanın çikolata yumurtladığı bayram İlkokul öğrencisiyken arkadaşım tonton Peter´e oynamaya gitmiştim ve hiç unutmam Peter evin içinde fellik fellik birşeyler arıyordu. Koltukların altında, dolapların çekmecelerinde, kitapların ve yastıkların arkasında. „Ne arıyorsun?“ diye sorduğumda, „Yumurta!“ dedi, „Paskalya yumurtası!“. „Hadi be Peter“ dedim. „Niye mutfakta aramıyorsun? Salonda yumurta mı olur? Hem birisi üstüne oturursa annen seni yumurta gibi haşlar.” “Yok yaa, zaten haşlanmış, katı yumurta bunlar.” dedi ve aramaya devam etti. Peter “Bazılarının içinde de çikolata var.” diyince ben de merak edip aramaya başladım ve az sonra radyonun arkasında iki yumurta buldum. Biri tavuk yumurtasına benziyordu ama rengi yeşildi. “Bu yumurta niye yeşil?” diye sorduğumda Peter ilginç bir yanıt verdi. “Onu tavşan getirip sakladı.” Ben daha “Al sana. Biz de kerizdik de PASKALYA yedik...“ diye düşünürken, Peter elimdeki diğer yumurtayı aldı etrafındaki renkli aluminyumu soydu ve çikolatadan olan yumurtanın bir yarısını bana verip diğer yarısını ağzına atıp hapur hupur yemeye başladı. Ben de çikolatayı yerken, “Vay be!” diyordum kendi kendime. “Almanya´nın tavşanları bile bizimkilerden farklıymış.” “Eve nasıl girdi ki tavşan?” diye sorduğumda Peter ilginç bir yanıt daha verdi: “Aslında yumurtaları bahçede saklıyor ama gece yağmur yağınca bacadan girip salonda saklamak zorunda, ne yapsın yani?” Ertesi gün Peter bize geldiğinde sofrada oturuyorduk. Babam menemen yapmıştı. Peter de herzamanki gibi sofraya oturdu ve önüne bir tabak menemen kondu. Peter „Bu ne yemeği?“ diye sorduğunda babam bıyık altından gülümseyerek „Türkisches Osterei, hat der Osteresel gebracht.“ (Türk paskalya yumurtası; Yıllar sonra Paskalya Bayramı’nın hristiyanlıkta İsa peygamberin çarmıha gerildikten sonra üçüncü günde tekrar dirilişinin kutlandığını ve musevilerin Hamursuz Bayramı (Pessah) diye kutladıkları bu bayrama tavşanın ve yumurtaların çok sonra ilave edilmiş olduğunu öğrendim. Hem her ülkede gelenekler farklı. Bazı ülkelerde yumurtaları guguk kuşu veya tilki getiriyor. Yumurta tokuşturmak ise her ülkede çocukların çok sevdiği bir gelenek olmuş. Macaristan’da bayanlara ufak bir hediye alma geleneği de varmış ve bu hediyeyi unutan beylerin üzerine paskalyadan sonra bir kova soğuk su dökülürmüş; iyi ki bizde böyle gelenekler yok. Nevruz bayramı gibi bir bahar bayramı Paskalya ve bazı yörelerde Paskalya ateşi bile yakılıyor; İsveç’de bu ateş Paskalya cadılarını kovarmış. Katolik Kiliseleri’nde, Paskalya gecesi ayininde yeni ateş kutsanıyor, Paskalya mumu yakılıyor; Kitabı Mukaddes’ten bölümler okunuyor, vaftiz törenleri yapılıyor. Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenleniyor. Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakmıyor; dönüşte ise, İsa’nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılıyor. Ayrıca Rum geleneklerinde Paskalya kuzusu büyük önem taşıyor ve bizim kurban kesmemiz ile bir benzerlik de var. Almanya’da bu Paskalya kuzusu daha çok hamurdan şekillendirilerek fırında pişiriliyor. Meksiko´da iki hafta boyunca sokaklar süsleniyor, müzik çalınıp dans ediliyor. Italya’da „Torta di Pasquetta“ denilen ıspanaklı menemen sunuluyor misafirlere. Finlandiya’da paskalyanın diğer bir ismi “mumlar bayramı”. Ben ise her zamanki gibi Beyti’ye gidip bol sarımsaklı bir kelle-paça söylüyorum. Paskalya tavşanı bizim eve epeydir uğramıyor; aklıma gelmişken bacayı da bir temizleteyim, kim bilir belki yolu düşer bu sene. Necip Tokoğlu 28 genel kültür: 25 bin yıllık bir duvar resmi Eski Mısır yazısı Alef’ten A’ya: Yazının Bilinmeyen Tarihi Pek çoğumuz harflerin neyi sembolize ettiğini pek bilmeyiz. Örneğin, A sembolü nereden gelmiştir; tarihin bir döneminde belli bir şeyi ifade ediyor muydu? İşte size yazının tarih içindeki kısa bir serüveni... M.Ö. 3000 M.Ö. 1850 M.Ö. 1200 M.Ö. 600 M.S. 114 Mağara Resimleri Yazının tarihi resimlerle başlar. İlk insanlar mağara duvarlarına av hayvanlarını resmediyorlardı. Bunun nedeni ise, günümüzde bazı yerlerde görülen büyücülerin kullandığı gibi, büyüsel amaçlıydı. Hayvanları bu yolla etkileyeceklerini ve daha kolay bir şekilde avlayabileceklerini düşünüyorlardı. Yani mağara resimleri ilk insanların inançlarını ve korkularını anlatıyordu. Daha sonraki uzun bir dönemde insanlar yazıya pek gereksinim duymadı. Çünkü insan bilgisi az olduğu için, bu bilgiler bellekte tutulabiliyor ve gelecek nesillere anlatarak aktarılıyordu. Fakat insan bilgisi arttıkça bu iş güçleşti ve anıt insanların yardımına koştu. Mezar taşları bir önderin yaptığı iyi işleri ve savaşlarını anlatmak için kullanılmaya başlandı. İnsanlar balçıkların ya da ağaç kabuklarının üzerine, bazı şeylerin unutulmaması için yazı-resim çizerlerdi. Bunların yanında eski savaşları tasvir eden bir çok büyük anıt günümüze kadar ulaşabilmiştir. Yazının bilinmediği dönemde insanlar mektuplaşmak için eşya kullanırlardı. Örneğin eski çağda bir uygarlık olan İskitler komşuları Perslilere bir kuş, bir fare, bir kurbağa ve beş tane de ok gönderirler. İskitler komşularına şunu anlatmak istiyorlardır: Bir kuş gibi uçmayı, bir fare gibi toprak içinde gizlenmeyi, kurbağa gibi bataklıkta sıçramayı biliyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız, bizimle savaşa kalkışmayın! Topraklarımıza ayak bastığınız anda, oklarımız altında yok olursunuz. Eski Mısır Hiyeroglifleri Bugün bilinen en eski resim-yazı türü eski Mısır hiyeroglifleridir. Binlerce yıllık eski Mısır kültürü bu resim-yazılarla günümüze kadar ulaşabilmiştir. Mısırlılarda tarım ve hayvancılık gelişmeye başladığından, artık her bir hayvan ya Eski çivi yazısı da eşyanın tek tek resmini yapmak zorlaşmıştı. Bu nedenle resim-yazı denilen semboleri kullanmaya başladılar. Bilim adamları bu hiyeroglifleri çözebilmek için uzun yıllar harcadılar. Bazı resimler oldukça açıktı; savaş kazanan bir firavun, atlar üstünde askerler, elleri bağlı esirler, törenler, alış veriş yapanlar. Fakat bazı sıkça kullanılan semboller çözülemiyordu; kuşlar, kertenkeleler, böcekler, elleri havaya kalkık adamlar ve geometrik şekiller. 1822 yılında bir Fransız bilgini olan Champollion nihayet sırrı çözdü: Mısırlılar karışık bir sistem kullanıyorlardı. Bazen kelimeleri bazen de heceleri bir sembolle gösteriyorlardı. Daha sonra bazı sembolleri harf olarak da kullanmaya başladılar. Örneğin baş anlamına gelen rop kelimesinin ilk harfi olan R için baş sembolü kullanmaya başladılar. Böyle kullandıkları 25 tane sembolleri vardı ama bir alfabe yapmak akıllarına gelmedi. İlk Alfabe Bugün bilinen ilk alfabeyi eski Mısır’ı işgal eden ve Mısırlıların Hiksoslar (İstilacılar) dedikleri can düşmanları olan bir Sami kavmi geliştirmiştir. Bunlar her bir harf için bir sembol buldular. Her sembol, onun kelime karşılığının ilk harfini temsil ediyordu. Böylece A harfi olarak öküz (Alef) başı, B harfi olarak ev (Bet), R harfi olarak insan başı (Ret) gibi sembollerle oluşturdukları 21 harflik bir alfabe oluşturdular. Çivi Yazısı Mısırlıların yazılarının daha resmi andırdığı dönemlerde, Babillilerin ve Perslerin yazıları resim olmaktan çıkmış, irili ufaklı çizgiler haline gelmiştir. Bunun nedeni de, malzemenin kullanışsız olmasıydı. Mısırlılar genellikle taş veya papirüs kağıdı kullanıyorlardı. Oysa Babilliler ve Persler kilden yapılmış tuğla üstene ve sivri çubuklarla kazıyorlardı. Çiviye benzeyen çizgiler ortaya çıkıyordu. Bunun için bu yazıya çivi yazısı denmiştir. Fakat Babilliler de aslında resim yapmak istedikleri halde, kil üzerinde başarılı sonuç alamadıklarından bu işten vazgeçtiler. Örneğin bir daire çizmek isteseler dahi, bu köşeli oluyordu. Bunun üzerine, resim yerine kelimenin ilk hecesini göstermeye çalıştılar. Persliler ise tamamen değişiklik yaparak harfli sisteme geçtiler. Çivi yazısını ilk çözen bilim adamı Alman profesörü Grotefend oldu. Hiyeroglifler ve çivi yazısı hükümdar isimlerinden haraket edilerek çözülebildi. 29 yazının tarihçesi 9. yüzyılda Yunanistan’da yaşamış olan Kiril ve Metodiy adlı iki papaz, hıristiyanlığı yaymak için Moldovya’ya giderler. Fakat Moldovlar alfabeyi bilmedikleri için, bu papazlar çoğunu Yunanca alfabeden, bazılarını da uydurarak yeni bir alfabe yaptılar. Bu alfabe zaman içinde Rusya’ya kadar uzandı. Yazıdan Tekrar wwResme mi Dönüyoruz? Çin yazısı Kiril alfabesi Hititliler de hiyeroglif yazısı kullanıyordu. Bir Çek profesör 1915’te bu yazıları çözdü ve bu sayede tarih içinde Anadolu’da yaşamış ve o güne kadar bilinmeyen birçok ulus ortaya çıkarıldı. Harflerin Mısır’dan başlayan yolculuğu Sina yarımadasına, Fenikelilerden Yunanlılara, Slavlardan Rusya’ya, Hindistan’a, Tibet’e ve Kore’ye kadar ulaşması yaklaşık dört bin yıl sürdü. Harflerin biçimleri sadeleşerek değişti. Sağa sola yattı; başaşağı geldi. Fakat aslında hep aynı sembol olarak kaldı. Son dönemlerde yazı yazmayı iyice bırakmaya başladık. Kelimeleri sadece baş harfleri ile kullanmaya (CD: Compact Disk, TR: Türkiye, AC: Aachen gibi); günlük yaşamda bir çok şeyi de resimler ya da resim-yazılar yardımıyla belirterek yazıyı adeta çöpe atmaya başladık. Örneğin trafik ve uyarı işaretleri, kullanım kılavuzları hep resimlerle anlatılmaya başlandı ve okumayı sevmeyen insanlar durumuna gelmemize şaşmaya başladık. Günal Günal Şimdi kayıt ettirin... Sınıfı geçsin... Bugün kullandığımız harflerden A’nın ters dönmüş bir boğa başına; M’nin bir nehre ya da dalgalı bir suya; N’nin bir yılana; R’nin bir başa; E’nin ellerini havaya kaldırarak yaşasın diye bağıran bir insana benzediğini pek bilmeyiz ama kullanırız. Çin Hiyeroglifleri Günümüzde dahi hiyeroglif yazılar kullanılmaktadır. Örneğin Çin yazısı bir hiyerogliftir; fakat tarih içinde birçok değişikliğe uğramıştır. Çinliler önceleri resimleri ne anlamına geliyorsa, ona çok benzeterek yapıyorlardı. Fakat zamanla basitleştirerek daha sade şekiller oluşturdular. Örneğin güneşi önceleri bir daire içine nokta koyarak, ayı da orak biçiminde yapıyorlardı. Çincede her sembol birden çok anlama geldiği için normal yazıya geçmek onlar için oldukça zordu. Güneş anlamına gelen sembol, aynı zamanda gün, hergün ve gündüz anlamına da gelmektedir. Harflerin Avrupa’ya Gelişi İlk vatanı Mısır olan harfler, gemici bir ulus olan Fenikeliler aracılığıyla kıyıdan kıyıya ve sonunda Avrupa’ya ulaştı. Yaşamları denizlerde geçen Fenikelilerin resimle uğraşmaya pek zamanları olmadığı için, Mısırlılardan öğrendikleri harfleri biraz daha sadeleştirdiler. SINAVLARI BAŞARMAK SINIF GEÇMEK ABİTUR YAPMAK ! IFLAR SIN ÜTÜN B LER! ERS ÜN D BÜT DAR! KA SEYE İ L N A KULD İLK O Herşey çocuklarımızın başarısı ve geleceği için... Fenikelilerden öğrendikleri harfleri biraz daha sadeleştiren eski Yunanlılar kendi alfabelerini; onlardan öğrenen Romalılar da bugün kullandığımız Latince alfabeyi oluşturdular. Nachhilfezentrum Nachhilfezentrum Dinler ve Harfler Peterstr. 81/83 • 52062 Aachen Eschweilerstr. 70 • 52477 Alsdorf Tarih içinde çeşitli dinler, kendi kurallarını gelecek nesillere aktarmak için alfabeler oluşturdular. İbranice yahudiliği, Arapça islamı yazılı hale getirmek için biçimlendirildi. Aachen 0241/46829014 Mariadorf 02404/9030210 www.nachhilfezentrum-aachen.de 30 siz Ve BURcunuz Burcunuzun çiçeği Koç (21 Mart / 20 Nisan) Sümbül: Koçun zamanı ilkbahardır. Bu dönemde sümbülün çiçekleri ile mutlu olur. Yumuşak pembe, mavi, mor ve beyaz renkler onu büyüler. İlkbahar çiçeklerini genelde kışın evde ve camın önünde yetiştirir. Böylece onlarla haftalarca mutlu olabilir. Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs) Lale: Yaşama sevinci ile dolu olan boğa, canlı renklere sahip çiçekleri sever. Laleler içinde en geniş seçeneğe sahiptir. Farklı tonlarda bulunduğu gibi değişik şekillerde de elde edilebilir. Eğer bir bahçesi yoksa laleler ile dolu bir vazo da yeterli olacaktır. İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran) Gül: İkizlerin sembolüdür. Çiçeklerin kraliçesi özellikle ikizleri etkiler. İkizler sadece onun çekiciliğini değil onun nasıl yetiştirileceğini de bilir. Bakımı ve diğer işlerine de hakimdir. Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz) Anemon (Akdeniz lalesi): Akdeniz’den gelen anemon güçlü renkleri ile yengeci büyüler. Yengecin yaşam tarzında olduğu gibi anemonlar da kendilerine özgüdür. Küçük gruplar halinde yetişirler. Küçük veya taşlı bahçelerde. Nisan ve Mayıs aylarında doğanların ruh halleri Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos) Orkide: Yükseği seven aslan, çiçeklerde de gösterişli olanlarını sever. Orkide bu yüzden favorileri arasındadır. Büyüleyici ve alışılmadık renkler onu fazlasıyla etkiler. Egzotik güzelliği ile bitkiler ailesinin en büyük üyelerinden olup 25.000’den fazla yabani büyüyen çeşidi vardır. Başak (24 Ağustos / 23 Eylül) Margit: Bakımının kolay olması ve her yere uyması sebebiyle margit başak için uygun çiçek dostudur. Renkli ve parlak beyazı ile dikkat çeker. Başağın balkondaki veya bahçedeki tercihi renkli türleridir. Terazi (24 Eylül / 22 Ekim) Dalya: Çok şık olan terazi barok güzelliğe sahip dalyaları tercih eder. Basit, yarı veya tam dolu dalya çeşitleri değişik renkli ve yapraklıdır. Türleri her geçen yıl artmaktadır. Akrep (23 Ekim / 22 Kasım) Eşek dikeni: Akrepler hareketi sever ve her boş zamanlarında gezi ve yürüyüşler yapar. Bu sırada dağlarda bulunan dikenlerin güzelliği ilgisini çeker. Centiyane gibi diğer dağ çiçekleri de onu büyüler. Yay (23 Kasım / 20 Aralık) Zambak: Güzel şekli ve hoş kokusu ile yayı büyüler. ilk tercihi beyaz kral zambağı olsa da kırmızı ateş zambağı alaca renkli Türk zambağı ona mutluluk verir. Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak) Amaril: Çalışkan oğlaklar uzun boylu amarilleri sever. İlk tercihi kırmızı çiçekli çeşididir. Kendisi gibi ona da özen gösterir ve gelecek yılda da çiçek açmasını sağlar. Kova (19 Ocak / 20 Şubat) Kardelen: Kardelen kıştan sonra ilk olarak açan çiçeklerden biridir ve ilkbaharın gelişini haber verir. Mutlu kova, çimenleri parlak renkleri ile dolduran ve daha şubat ayında etrafa güzel kokular yayan bu çiçeği çok sever. Balık (20 Şubat / 21 Mart) Nergis: İlkbaharda balığın doğumu ile sarı renkli nergislerin de çiçekleri açar.İlkbahar çiçeği ünvanı ona aittir. Özellikle trompet nergisi parlak sarı rengi ile büyüleyicidir. Yukarıda adı geçen çiçeklerin resimleri bulunuyor. Özellikle isimleriyle belirtmedik. Onu bulmayı size bıraktık. Nisan: Aktif ve enerji doludur. Çabuk karar verip çabuk pişman olur. Şefkatlidir. Mantığını dinler. Diplomatiktir. İnsanları teselli etmeyi sever. Dostlarının sıkıntılarıyla ilgilenir. Cesurdur, maceraperesttir. Sevgi ve ilgisini belli eder. Hafızası güçlüdür. Mayıs: Sert yapılıdır. Kolay sinirlenir. İlgi çeker. Fiziki güzelliğe önem verir. Motivasyona ihtiyacı yok. Sistematik çalışır. Hayal kurmayı sever. İleri görüşlü. Kolay sakinleştirilir. Anlayışlıdır. Edebiyat ve sanatla ilgilenir. Evde oturmaktan sıkılır. Çocukları pek sevmez. 31 kadIn saYfasI Sağlıklı ayakkabı nasıl olmalı? Sağlıklı ayakkabı satın alırken dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da ayakkabının su geçirmeme özelliğine sahip olmasıdır. Satın aldığınız ayakkabıların ayak sağlığınızı koruması için ayağa iyi oturan ve kesinlikle sıkmayan, rahatsız etmeyen deri ayakkabılar olmasına dikkat edilmelidir. Ayakkabınız ayakta bulunan 26 kemik ve bu kemiklerle bağlantısı olan eklemleri, bağları ve kemer dediğimiz yapıyı desteklemelidir. Önemli olan bir diğer faktörde, mevsimine uygun ayakkabılar seçilmesidir. Yazın ayağı terletmeyen ayakkabıların seçilmesi, ayak sağlığı açısından son derece önemlidir. Sağlıklı ayakkabı satın almak için ayağın rahatlığı ve hava alması en çok dikkat edilmesi gereken konudur. Yüksek topuklu, ayağı sıkan, terleten, su geçiren, ayaklarda ağrı şikayetlerine sebebiyet veren ayakkabılardan uzak durulmalıdır. Bir de mutlaka ayakkabılarınızı çorap ile giymeli ve pamuklu çorapları tercih etmelisiniz. Günlük yaşamınızda işlerinizi kolaylaştıracak küçük ve faydalı bilgiler: • Kahveyi buz kalıplarında dondurup sütün içine atabilirsiniz. • Alacağınız 3 dakikalık soğuk bir duş size yaklaşık 40 kalori yaktırır. • Boğazınız ağrıyorken dondurma yemek zararlı değil, aksine soğuk olduğu için yararlıdır. • Mideniz bulanıyorsa bir tutam toz kahve yiyin, faydasını göreceksiniz. • Deodorantınızı sabah yerine geceden sıkarsanız, gün içinde daha az terlersiniz. • Yumurtalarınızı haşladıktan sonra kalan suyu saksılarınıza dökün. Bitkiler için oldukça besleyicidir. • Saksıdaki çiçekleriniz oluşan böcekler sebebiyle kuruyorsa, sigara küllerini bitki köküne dökün. Kül, böcekleri zehirleyerek öldürecektir. • Yumurta kaynatırken kabuklarının çatlamamasını istiyorsanız, kaynama suyuna yanmış kibrit atın. • Turşu yaparken, tuzunu ayarlayabilmek için, içine zeytin ya da yumurta atın; batmıyorsa tuz miktarı iyidir. • Hıçkırık tuttuğu zaman, nefesinizi 15 saniye kadar tuttuktan sonra 3 kere yutkunun. Kısa süre içinde hıçkırığınız kesilecektir. • Şiddetli ishal durumunda mevsiminde ise nar meyvesinin kabuğunu soyup su içinde kaynatıp içiniz. Mevsimi değilse kurutulmuş nar kabuğu. • Ütü suyunuzun içine biraz parfümünüzden sıkarsanız, çamaşırlarınız mis gibi kokacaktır. • Saçlarınızı boyarken diplerde oluşan boya lekelerini temizlemek için süte batırdığınız pamuğu kullanın. • Yalnızken kalp krizi geçirme durumunda, şiddetli şekilde öksürmeye başlayın.Kriz şiddetini düşürerek en az hasarla kurtulmanızı sağlayacaktır. • Uyuyamıyor musunuz? Vücuttaki melatonin seviyesini yükseltmeye yardımcı olan "vişne" uykusuzluğa en güzel çözümlerden biridir. • Evden makyajsız çıktığınız günlerde havuç yiyerek yüzünüze renk gelmesini sağlayabilirsiniz. • Bacak bacak üstüne atarak oturduğunuzda, varislere ve çatlaklara davetiye çıkarmış oluyorsunuz. • Ojeden sararan tırnakların rengini açmak için sirke ile silin; bu rengini açacaktır. • Çöp kutunuzun içine bir miktar karbonat ya da kabartma tozu dökerseniz etrafa yaydığı kötü kokuyu önlemiş olursunuz • Makyaj yapmadan önce yüzünüze nemlendirici sürün ve bir süre bekleyin. Böylece makyajınız daha kalıcı olacaktır. • Fırında patates yapmadan önce, 1015 dakika haşlayın ve çatal ile delin. Daha kolay piştiğini göreceksiniz. • Yemeklerden önce dişlerinizi fırçalarsanız daha az yemek yersiniz ve daha çabuk kilo verirsiniz. • Portakalları sıkmadan önce soğuk suda bekletirseniz elde edilecek portakal suyu miktarını yarı yarıya arttırırsınız. • Kediler naftalinden ve plastikten hoşlanmazlar. Kedilerin oturmasını istemediğiniz yerlere ya naftalin koyunuz ya da naylon örtü örtünüz. Televizyon çocuklarda dikkat süresini azaltıyor! Yapılan araştırmalarda fazla televizyon izlemenin çocukların dikkat sürelerini kısalttığı gözlenmiştir. Her 3-5 saniyede bir değişen sürekli hareket ve canlılık içeren televizyon programlarını çok fazla izleyen çocuklar gerçek dünyalarının da aynı şekilde olmasını beklemektedir. Ev ve sınıf ortamı fazla durağan ve sıkıcı gelmeye başlıyor. Çocukların televizyon izleme süreleri sınırlandırıldığında dikkat sürelerinin arttığı tespit edilmiştir. Televizyon izlemek yerine birlikte oyun oynamak ve çeşitli etkinlikler yapmak aile içi ilişkileri zenginleştirip, geliştirecektir. Yeni salonumuzla hizmetinizdeyiz! Muhammed Karakuş ve Nazlı Öztürk Tecrübeli ustalar, uygun fiyatlar ve A‘dan Z‘ye komple hizmet! Erkek saç kesimi: 8 € Bayan saç kesimi: 13 € Peterstr. 77, 52062 Aachen Telefon: 0241 / 990 74 83 32 önce sağlık Baharla gelen alerji Polenlerin artması ile bahar aylarında tekrar nezle ve grip kendini göstermeye başladı. Bu durum halk arasında saman nezlesi, bahar nezlesi, alerjik nezle veya üst solunum yolu alerjisi olarak adlandırılmaktadır. Alerji, bulunduğumuz çevrede ya da ortamda olan bir alerjenin nefes alma sırasında buruna alınıp burnun iç yüzüne yapışması sonucunda, mikrobik olmayan bir iltihap neticesinde ortaya çıkabilmektedir. Polenlerden korunma yolları • Ağaç ve çiçeklerin yoğun olduğu açık alanlarda mümkün olduğu kadar az bulunmak, dolayısıyla yüksek yerlerde yaşamak, • Saat 8.00 ile 14.00 arasında dış ortamlarda bulunmamaya çalışmak, • Polen mevsiminde kapı ve pencereleri kapalı tutmak, klima bulunan mekan ve ulaşım araçlarını havalandırmak alerjiden korunmak için yararlı olacaktır. Çevresel alerjenlerden korunma tedbirleri tek başına alerjiden korunmak için yeterli değildir. Mutlaka ilaç tedavisi ile desteklenmelidir. Bahar alerjisi için pratik öneriler 1 Sigara içmeyin ve yanınızda içilmesine izin vermeyin. 2 Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmayın, eğer bulunmak zorundaysanız mutlaka maske takın. 3 Polen yoğunluğu en çok sabah erken saatlerde ve akşam saatlerinde olmaktadır. Bu saatlerde dışarı çıkmamaya çalışın. 4 Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencerelerinizi kapalı tutun. Rüzgarlı havalarda evde kalmaya çalışın. 5 Burnun dış kısmına ve göz çevresine çok ince bir tabaka şeklinde vazelin sürün, polenler vazeline yapışmakta ve böylece girişleri engellenmektedir. 6 Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceğinden, evde hava nemlendiricisi kullanın. 7 Klimalarda kullanılan filtreleri her ay değiştirin, alerjenleri tutan özel filtreler alın. 8 Hava değişimini içeride bulunan havayı kullanarak temizleyen, dışarıdaki havayı kullanmayan özel klimaları tercih edin. 9 Evinizde tüylü hayvan ve bitki beslemekten kaçının. 10 Yatmadan önce duş alın ya da saçlarınızı yıkayın. 11 Polen mevsiminde giysilerinizi açık havada kurutmayın. Şapka ve ceketlerinizi daha sık yıkayın. 12 Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih edin. 13 Toz barındırabilecek kilim, halı gibi ev eşyalarını kullanmamaya özen gösterin. 14 Polen mevsiminde arabada giderken pencereleri kapalı tutun. Elma sirkesinin bilmediğiniz özellikleri İşte elma sirkesinin faydaları: Doğal alfa hidroksi asitlerden zengindir ki bu cilt için oldukça önemlidir. Güneş lekeleri ve yaşa bağlı oluşan lekelerin azalmasına yardımcı olur. Ölü derinin soyulmasına yardımcı olur. Akne ve akne izlerini gidermeye yardıma olur. Açık gözeneklerin azalmasına yardımcı olur. Yüz toniği yapın: Tonik olarak kullanımda 1-2 yemek kaşığı organik elma sirkesi 1 litre suya katılarak pamuk yardımıyla yüze sürülür. Akne ve lekeler için ise yarı yarıya sulandırılmış organik elma sirkesi pamuk yardımıyla yüze sürülür. Cildin yağlanmasını azaltır. Bu uygulamaları hassas ciltlere sahip olanlar 2 günde bir yapmalı ve alerjik reaksiyon gelişmesi durumunda hemen sonlandırmalıdırlar. Nasır ve siğiller için: Ayaktaki nasır ve siğiller için kullanılabilir. Ayak 20 dakika 1/3 oranında elma sirkesi içeren ılık suda bekletilir, sonra kurulanır. Organik elma sirkesiyle ıslatılmış gazlı bez, uygulama yapılacak kısma bandaj şeklinde sarılır, gece boyu bekletilir. Sabah açılarak yıkanır. Uygulama yapıldıkça hasta bölge yumuşayarak kaybolur. Kepeği azaltır: Saçlı deride kepek varsa masajla uygulanıp, 20 dakika sonra durulanması kepeği azaltmaya yardımcı olur. Kimyasal ilaçlar yerine doğal gıdalar: Günümüzde en ufak rahatsızlık anında hemen ilaca başvuyoruz. Oysa bunun yerine doğal besin maddelerini daha sık tüketerek bunların etkilerinden de yararlanmak mümkün. Tabiiki gerekli durumlarda ilaç almak zorunludur ama doğanın eczanesinden de faydalanmak yanlış olmaz. İşte size bir kaç tipik örnek: Ağrı kesiciler yerine: Dut, zencefil, zerdeçal Kolesterol ilaçları yerine: Domates, elma, kuruyemişler Tansiyon ilaçları yerine: Muz, koyu yeşillikler, turunçgiller Tiroid ilaçları yerine: Muz, turp, yosunlar Antibiyotikler yerine: Sarımsak, vitamin D, zerdeçal Diyabetik ilaçlar yerine: Çay, vitamin D, koyu yeşillikler Asit giderici ilaçlar yerine: Bal, greyfurt 33 SAĞLIKLI YAŞLANMA 70 yaş üzerinde yeme ve içmede nelere dikkat etmeliyiz? 70li yaşlarla birlikte, çoğu insanın durumunda büyük değişimler meydana gelir. Eskiden kolay olan şeylerde çok zorlanmaya başlar. Güçlü ve uzun süre bağımsız hareket edebilmek için iyi bir beslenme çok önemlidir. Orta yaş döneminde fazla kilo çok karşılaşılan bir problem olurken, ileriki yaşlarda daha az kilo ve beslenme eksikliği bulunur. Yaşlılık arttıkça ve çeşitli hastalıklardan dolayı yemekte daha sık problemlerle karşılaşılır. Dengesiz beslenme olursa veya günde enerji alımı 1500 kaloriye ulaşmazsa; yumurta beyazı, vitaminler ve mineraller gibi beslenme maddeleri alınmalıdır, aksi takdirde kilo kaybı yaşanır. Hastalık durumlarında vücut kendini iyi savunamaz. Yaşlılıkta kilo kaybını düzeltmek çok zor olduğu için, erken önlemler alınmalıdır. Birkaç hafta içinde kilo verirseniz sürekli zayıf ve enerjisiz olacaksınız; bunun ciddiye alınması gerekir. Bu problem hakkında doktorunuzla konuşmanız gerekir. Yaşlı insanlara genellikle daha az enerji gerekir, ama yaşam için en önemli olan beslenme maddelerine ihtiyaç duyulur. Bazı besin maddelerine daha çok miktarda ihtiyaç duyulur. Besleme özelliği yoğun olan yemekler hep masada olmalıdır. Sebze, meyve, kepekli tahıl ürünleri, süt ürünleri, az yağlı et, balık, tavuk, yumurta, baklagiller ve bitki yağları çok önemlidir. Yaşlılıkta yemek yeme, yutkunma, çiğneme problemleri ve iştahsızlık gibi artan problemler çıkarabilir. Yemekten artık tat alınamadığı zaman... İleri yaştaki insanlar, iştahsızlıktan şikayet ederler. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Tat alma duyusu yaşlılıkta çok azalır. Çünkü tat alma organlarının sayıları azalır. Özellikle tatlı ve tuzlu tat duyusunda bu problem görülür. Koku alma duyusu da azalır. Yemekten zevk almak için, tat ve koku alma duyuları çok önemlidir. Bu duyularda azalma olursa; iştah eksikliği oluşur. Yemek hazırlarken, tat ve koku alma duyularına hitap etmeyi ihmal etmemek gerekebilir. • Yemeklere çok baharat koyunuz. Sadece tuz kullanmayın. Taze baharatlar, sarımsakv.b. kullanın. Baharatların yoğun kokusu ekstra iştahı açar. • Yemeği güzel ve gösterişli hazırlayın. Çünkü güzel yemek göz zevki ve iştah için önemlidir. • Aldığınız ilaçların, iştahınızı etkilememesine dikkat edin. Doktorunuzla bu konu hakkında konuşunuz. İlaç alma zamanını bazen ertelerseniz; bu durum olumlu etkileyebilir. • Yeterli miktarda beslenme maddesi almak için günde birkaç defa küçük öğünler yiyin. Kalktıktan sonra hemen bir kahvaltı yapın ve yatmadan önce bir lokum yiyin mesela. Günde en az bir sıcak yemek yiyin. • Arada bir atıştıracak şeyler bulundurun. Mesela dilimlenmiş bir elma, bir kase yoğurt veya bir dilim meyve pastası. • İçecekleri unutmamalısınız. Çünkü sadece iştah değil, susuzluk ihtiyacı da azalıyor. İçme alışkanlığını unutmamak için, kendinize bir içme planı hazırlamak faydalı olabilir. Çiğnemede ve yutmada problem yaşandığı zaman... İleri yaşlarda diş kaybından ve kötü diş protezlerinden dolayı çiğneme kapasitesi azalır. Çoğu yaşlıda yutma şikayetleri ve ağız kuruması görülür. Çiğnemek için çok zor olan gıdalardan; mesela çiğ meyve ve sebze, kepekli ekmek ve etten vazgeçilmesi gerekir. Yemek menülerinde çok kolay yutulan yemekler tercih edilmelidir. • Tükürük üretimini artırmak için bol bol sıvı alınız. • Zor çiğnenen gıdaları küçültebilirsiniz: taze meyve ve sebzeyi rendeleyin ve püre yapın. Eti küçük parçalar halinde kesin. • Meyvelerin kabuklarını soyun, ekmek kabuğunu kesin. • Tam kepekli olan ama kolay çiğnelenebilen ekmek tarzını seçini. • Sert gıda yerine aynı kalitede yumuşak olanı tercih edin: et yerine balık, sahan yumurta yerine menemen, sert peynir yerine taze peynir, pirinç yerine patates, kızarmış patates yerine pişmiş patates veya patetes püresi. Yemek yapmak sorun oluyorsa, yemek servisleri tercih edilebilir • Kendi kendinize yemek hazırlamak problemli olursa, yemek servisi iyi bir seçenektir. Bu konuda karar vermeden önce, hizmet ve sunum hakkında yeterli bilgi alın. Çünkü kalite ve fiyat konusuna göre çok farklılıklar var. • Kesin bir karardan önce bir deneme menüsü sipariş ediniz ve önce görüntüyü test edin ve tadına bakın. • Ambalajında, beslenme bilgisi ve katkı listeleri hakkında bilgi olup olmadığını kontrol edin. Bilgilerin kolay bulunup bulunmadığına ve iyi okunup okunmadığına dikkat edin. • Şipariş servisine ve hizmete dikkat edin. (Servis zamanı, personel). Haftalık ve aylık yemek planlarını sorun. • Yemek menülerinin çeşitliliği hakkında bilgi alın. Diyet yemeği, püre yemeği, vejeteryan yemeği v.b. • Her gün taze meyve ve salata sunulup sunulmadığına dikkat ediniz. Yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler: Älter werden in Aachen Hackländerstr. 1, Aachen Tel.: 0241 / 432-50 28 Pflegestützpunkt / StädteRegion Zollernstr. 10, 52070 Aachen Tel.: 0241 / 51 98-50 67 Pflegestützpunkt / AOK Karlshof am Markt, Aachen Tel.: 0241 / 46 41 18 Pflegestützpunkt / AOK Frankentalstr. 16, Stolberg Tel.: 02402 / 10 41 25 Demenz-Servicezentrum Regio Aachen/Eifel Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf Tel.: 02404 / 94 83 47 DemenzNetz Aachen Löhergraben 2, Aachen Tel.: 0241 / 47 70 115 269 34 YEMEK KÜLTÜRÜ Unutulan sebze: Kuşkonmaz Nisan ve Mayıs aylarında çarşıda pazarda bolca rastlayacağınız bir sebzedir kuşkonmaz (Spargel). Kuşkonmaz, sapı toprak altında bulunan ve yenebilir kısmı “tomurcuk” olarak adlandırılan bir sebzedir. Kuşkonmazın 3 ayrı cinsi yetiştirilir: Beyaz kuşkonmaz, her çeşit toprakta kolayca yetişir. Büyük ve yumuşak olan bu türün belirgin bir lezzeti yoktur. Yeşil kuşkonmaz, en yaygın türdür. Boyu 15 cm’e ulaştığında toplanır ve lüks tüketime giren bir üründür. Menekşe kuşkonmaz ise, kuşkonmazın kokulu ve rengi mora çalan bir çeşididir ve meyvemsi bir tada sahiptir. 2000 yıl önceki Anadolu gösteriliyor. Türkiye’de belli küçük bölgelerde yemeği yapılan bu bitki, Cumhuriyet’ten sonra Avrupa’dan tohumu getirilerek, özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde ekimi yapılmaya başlanıyor. Taze kuşkonmaz, sert, bükülmez, tek renkte ve kırıldığı zaman parlak bir kesite sahip olmalıdır. Nemli bir beze sarılı olarak 3 gün kadar tazeliğini korur. Ne şekilde hazırlanırsa hazırlansın, mutlaka kaynar suda haşlamak gerekir. Türk mutfağında tekrar yerini almaya başlayan kuşkonmazın daha çok çorbası ve salatası yapılıyor. Kuzu ve tavuk etleriyle de harika yemekleri hazırlanabilir. Amerika’dan Asya’ya her yerde bilinen kuşkonmazın anavatanı olarak Ağzının tadını bilenlerin gözdesi olan kuşkonmaz, çocukların da yemesi gereken sebzelerdendir. Enerjisi düşük olan kuşkonmazda karbonhidrat, kolesterol ve yağ da bulunmaz. Kuşkonmaz A, B1, B2 ve C vitaminlerinin yanı sıra protein, şeker, yağ ve çeşitli mineralleri de içeren zengin bir üründür. Gözlere ve diş ağrılarına iyi gelmektedir. Karaciğer üzerine olumlu etkisi vardır. Kalp atışlarını düzenlediğinden heyecanı yatıştırma özelliğine sahiptir. Kuşkonmazlı Kuzu Sırtı Fırında Kuşkonmaz Malzemeler: (4 kişilik): 1 kg kuşkonmaz, yarım kg. kuzu sırtı, 2 adet kırmızı dolma biber, 4 YK tereyağı, 2 YK krema, tuz, karabiber. Malzemeler: 1 bağ kuşkonmaz (veya istenildiği kadar), 1 TK tuz, 1 TK şeker, 1 YK zeytinyağı. Hazırlanışı: Kuşkonmazları bir sebze soyacağı yardımıyla soyun ve kısa bir süre suda haşlayın. Tuz ve karabiberle baharatlayıp tereyağı ile hafifçe kızartın ve tabaklara dizin. Daha sonra, iri parçalar halinde doğranmış kuzu sırtını da tavada kızartıp dilimleyin. Başka bir tavada ince doğranmış dolma biberlerini tereyağı ile 5 dak. kavurup, üzerine krema ilave edin. 1 dak. sonra, etlerin üzerine dökerek servis yapın. Hazırlanışı: Kuşkonmazları bir sebze soyacağı yardımıyla soyun ve kök kısmından 3-4 cm’lik bölümü kesip atın. Geriye kalan kısımları 20 dak. şekerli ve tuzlu suda haşlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz bir tepsiye dizin. Zeytinyağını üzerlerine hafifçe gezdirip, kağıdı kuşkonmazların uçları açıkta kalacak şekilde üzerine kapatın. Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında uç kısımları kızarana kadar yaklaşık 10 dak. pişirin. Türkiye‘nin Lezzet Haritası Ankara Ticaret Odası ve Ankara Patent Bürosu, Türkiye‘nin lezzet haritasını çıkardı. 81 ili kapsayan bu haritaya göre, Türkiye, 2.205 çeşit yöresel yiyecek ve içecekten oluşan zengin mutfağıyla lezzetli bir ülke. Bölüm 4: DOĞU ANADOLU MUTFAĞI Doğu Anadolu mutfağından illere göre patentli bazı yemek örnekleri şöyle: Ağrı: Abdigör köftesi, gösteberg et, selekeli (saç kavurma), haşıl, hengel, erdek, hasude, halise ve murtuğa. Bingöl: Dut pekmezi. Bitlis: Büryan kebabı, şekalok yemeği, çorti köftesi, gari aşı, glorik, gebol, çireş pancarı, kengerli pilav. Elazığ: Fasulye çorbası, lobik çorbası, anamaşı, kelecoş, taraklık, kındık köfte, küncülü köfte, muhaşerli köfte, işkene, sapan dolması, kibe dolması, çaypalası, pirpirim boranı, tavşan üfelemesi, kırmanlı pilav, simit pilav, nohut ekmeği, fodula, zarafat, patila, heside, dolanger, hürriyet kadayıfı, orcik, pilit ve gah. Erzincan: Tulum peyniri, tava leblebisi. Erzurum: Çağ kebabı, den çorbası, hıngel, herle aşı, çeç pancarı, çaşır. Hakkari: Gulul çorbası, kepaye, jaji, lalepet, duğeba, kiflik. Kars: Bal, kaymak, kaşar, gravyer, herre (un çorbası), hangel, haşıl, feselli, tandırda kaz çekmesi, piti. Malatya: Kayısı, kağıt kebabı, kınalı ekmek, pileke, taş küllüğü, gurut çorbası, analı-kızlı, kurşun geçmez köftesi, gilgirikli köfte, keloğlan köftesi, zeytinyağlı marul sarması, fasulye yaprağı sarması, kabak çiçeği dolması, soğan dolması, patlıcan dövmesi. Muş: Muş köftesi, çorti aşı. Tunceli: Ovacık dağ sarımsağı, Şavak tulum peyniri, Pülümür balı, zerefet, sirekurt, sirepati, kavut, patila. Van: Otlu peynir, Van balığı (inci kefali), ilitme, senseger. 35 çözümler Sayfası 26 Bulmaca sayfası 23 Bilmece sayfası Kibrit çöplerinden dört eşit kare Harfler yerine sayılar A = 2 C = 1 B=5 D=0 Çevrilen tavla zarı Doğru cevap c şıkkıdır. Üçgen işlemi 9 İşlemleri yapın 17 50 17 7 6 22 21 7 414 + 236 – 650 14 122 + 175 + 353 = 297 Kaç daire sayabilirsiniz? Toplam 11 daire var. Sayı oyunu Her satırda ortadaki sayının soldaki ilk ikisi soldaki harfin, sağdaki ik sayı ise sağdaki harfin Türkçe alfabedeki sırasını gösteriyor. Doğru cevap 0103 olacak. Saat kaç olmalı? 22 sudoku sayfası – 292 = + 61 = Bu soru biraz saçma da görünse tek bir bağlantı var saatler arasında. Akrep ve yelkovandaki sayıların toplamı hep 16. Yani B şıkkı doğru. 114 Sayılar yığını 58 56 28 30 26 12 16 14 12 5 7 9 5 7 4 1 6 3 2 5 Kaç adet üçgen sayabilirsiniz? Toplam olarak 32 adet üçgen var. Bizim Aachen Dergisi Reklam / İlan Fiyatları * 1 kez 3 kez 6 kez Arka Kapak 1/1 Sayfa 1/2 Sayfa 1/3 Sayfa 1/4 Sayfa 1/6 Sayfa 1/8 Sayfa 1.000 € 600 € 350 € 250 € 200 € 150 € 120 € (% 10 indirim) (% 25 indirim) 900 € 540 € 315 € 225 € 180 € 135 € 108 € 750 € 450 € 262 € 187 € 150 € 112 € 90 € * Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir. TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz. Taşfırın‘da pide ve lahmacun Roermonder Strasse 335 52072 Aachen-Laurensberg Grill • Restaurant • Café Süt danası ve hindi döner Meşhur dövme yayık ayran Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri Şark Köşesi Zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri Şelale Çocuk Oyun Alanı Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur. Telefon: 0241 / 170 11 www.marmarisgrill.de Tüm etlerimiz helal kesimdir! Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz! Ücretsiz Otopark