Aachen, Belediye Başkanı`nı Arıyor

Transcription

Aachen, Belediye Başkanı`nı Arıyor
bizim aachen
www.bizimaachen.de
Foto © Stadt Aachen / Andreas Herrmann
Aachen ve çevresİ İçİn türkçe dergİ | 06
Gençlik:
E. İ. Okur & B. Turan > 8
Kültür & Sanat
A. H. Avcı > 16
Başka işler yapanlar:
A. Doğancı > 6
Bu madalyonu kim takacak?
Çevre ve Uyum:
M. Çelik > 12
Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor
Bir Konu - İki Konuk:
M. Nart & B. Yıldırım > 24
Marcel Philipp
CDU
Björn Jansen
SPD
Gisela Nacken
DIE GRÜNEN
Wilhelm Helg
FDP
Leo Deumens
DIE LINKE
Ücretsİz
Nisan / Mayıs 2014
!
ık demeyin
d
a
m
y
u
d
i
k
hayallerin
leri, duydu
,
r
ip
le
h
a
n
s
e
y
k
e
t
le
k is
rbest mes
ı bizde.
enişletme
n
g
â
i
k
in
e
r
e
m
Değerli se
y
iş
iş
ız
r,
ri, aradığın
k isteyenle
a
le
m
ip
ç
h
a
a
.
i
s
r
e
n
İşy
rinizi alın
en vizyo
e
y
y
e
t
e
is
d
k
z
e
i
irm
es
kezimizd
gerçekleşt
r
e
m
ş
i
k
se
siyeli yük
n
a
t
o
p
i
r
Müşte
ya diğer
e
v
e
n
a
h
e
uğunuz
, muayen
d
e
y
n
u
a
d
h
ı
ç
z
a
a
y
n, büro, y
larını ihti
â
n
k
â
k
k
ü
e
d
m
,
t
ş
i
kolay!
k
e
ı
l
v
a
ı
Marke
r
l
i
p
k
a
n
s
re uygu
. Hızlı, he
z
u
r
o
y
ı
l
meslekle
r
a
ygun
e göre ay
derece u
ğ
ü
n
l
o
k
s
42 - 51
ü
a
y
ım
ü
ş
b
ula
41) 55 92
nle
+49 (2
üs ve tre
b
o
t
o
rüşelim:
•
ö
g
a
,
d
n
m
u
u
r
n
u
el ko
ut. Buy
Mükemm
eri mevc
y
e
k
r
a
p
ın
arkaden.d
n
e
h
c
a
800’ü aşk
a
t@
osta: pos
veya e-p
Triererstrasse 1 • 52078 Aachen
www.aachenarkaden.de
3
İçindekiler
4 Fikir fırtınası
• “Çantada keklik” oy kebabı / Muhsin Ceylan
5 gönüllü çalışmalar
• Uyum Meclisi (Integrationsrat) Seçimleri
• Aachen’da müslümanlar için de bir mezarlık var: Hüls Mezarlığı / Üstün Gözler
başka
işler yapanlar
6
• Aysun Doğancı: “Hobimi kendime meslek yaptım.”
7 ne? nerede? ne zaman?
• Aachen’da Nisan ve Mayıs aylarındaki bazı etkinlikler
8 gençlik
• “... ve perde!” Esra İlay Okur & Belma Turan
10 yalnız değilsin!
• Yaygın Kaygı Bozukluğu / Dr. Sıla Yüce Çıtır
11 içimizden biri
• Diş hekimi Özgür Köseoğlu
12 çevre ve uyum
• Aachen’ın geleceğine karar veren
şehir planlamacımız: Mehmet Çelik
Bir
14 konuda fikrinizi alalım
• Seyahat acentaları internetten daha mı pahalı?
15 BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
• Aachen’da Sarı Kışla
• Aachen’daki garip otobüs durağı
16 Kültür ve Sanat
• Aachenlı bir halkbilimci ve yazar: Ali Haydar Avcı
17 Kültür ve Sanat
• Aachen’da bir Türk Sanat Müziği Korosu: ACTSM
18 kapak konusu
• Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor
22 sudoku sayfası
23 Bilmece sayfası
24 bir konu & iki konuk
• “Ev ve daire alırken nelere dikkat etmeliyiz?”:
Mine Nart & Beykan Yıldırım
26 Bulmaca sayfası
27 PERDE ARKASI
• Tavşanın çikolata yumurtladığı bayram:
Paskalya / Necip Tokoğlu
28 Genel kültür
• Alef’ten A’ya: Yazının bilinmeyen tarihi
30 siz ve bURcunuz
• Burcunuzun çiçeği
• Nisan ve Mayıs aylarında doğanların ruh halleri
31 KADIN sayfası
• Sağlıklı ayakkabı nasıl olmalı?
• Televizyon çocuklarda dikkat süresini azaltıyor!
• Günlük yaşamınızda işlerinizi kolaylaştıracak
küçük ve faydalı bilgiler
önce
sağlık
32
• Baharla gelen alerji
• Elma sirkesinin bilmediğiniz özellikleri
• Kimyasal ilaçlar yerine doğal gıdalar
33 sağlıklı YAŞLANMA
• 70 yaş üzerinde yeme içmede nelere dikkat etmeliyiz?
• Yaşlılık, bunama, yardım ve bakım sigortası gibi
konularda bilgi almak için başvurabileceğiniz yerler
34 Yemek Kültürü
• Türkiye‘nin Lezzet Haritası (Böl.4): Doğu Anadolu mutfağı
• Unutulan sebze: Kuşkonmaz
35 ÇözümLER sayfası
• Bulmaca, sudoku, bilmece çözümleri
• Bizim Aachen Dergisi Reklam, İlan, Tanıtım Fiyatları
Başlarken
Değerli Okurlarımız,
Geçen yılın Mayıs ayında “Aachen ve çevresi için acaba bir
Türkçe dergi çıkarsak mı? Böyle bir dergiye gerek var mı?”
sorularıyla yola çıkmış ve 2013’de Haziran-Temmuz ayları
için ilk sayımızı çıkarmıştık. Elinizde tuttuğunuz 6. sayımız
ile tam bir yılı geride bırakmış olduk. Siz okurlarımızdan
aldığımız olumlu tepkiler, Aachen ve çevresinde böylesi
bir derginin büyük bir boşluğu dolduğunu doğruluyor.
Bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.
Dergimizin bu sayısına kapak konusu olarak, 25 Mayıs’ta
yapılacak Belediye Başkanı seçimlerini aldık. Tüm adaylara sizlerin de ilgisini çekeceğini umduğumuz sorular
yönelttik. Gerisi sizlere kalıyor: Sandığa gidip oyunuzu
kullanmak!
Yaşadığımız, yerlisi olduğumuz burada, politikanın her
aşamasında daha aktif roller üstlenmeli, hakkımızda alınan kararlarda, o karar mercilerine katılmalıyız. Eğer kendimiz yapamıyorsak; buralara aday olanlarımızı desteklemeliyiz. Gençlerimizi teşvik etmeliyiz.
Dergimizin kapısı katkı sunmak isteyen herkese açık. Yazmak veya bir katkı sunmak isterseniz, bizi aramanız veya
bir mail yollamanız yeterli. Eğer ele alınmasını istediğiniz
belli bir konu olursa, bunu da bizlere bildirebilirsiniz...
Haziran ayı başında yedinci sayımızla yine
sizlerle olmak dileğiyle.
Sağlıcakla kalın... Oylarınızı kullanın!
Günal Günal
KÜNYE
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
Adalbertsteinweg 26, 52070 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Serpil Erdemir, Muhsin Ceylan,
Funda Şen, Necip Tokoğlu, Dr. Sıla Yüce-Çıtır,
Üstün Gözler, Dr. Murat Kopuk, Sadık Toraman.
Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen
Dergi adeti: 5.000
Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların
yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem
başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.
Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 17 arası.
4
fikir fırtınası
Çantada keklik oy kebabı
Toplumda karşı karşıya olduğumuz sıkıntıların halli için kim aklımıza daha
yakın vaatte bulunuyorsa ve şimdiye
kadar verdikleri sözlerden konjonktürel gerekçelerle dönmemiş, sözünü
tutmuşsa reyleri hakeden parti o olmalı. Yoksa partinin vitrinine yerleştirilmiş, tabir yerindeyse oyları avlamak
için ‚yem‘ adaylara kanmamak lazım.
Fikri ve zihni olarak buralı olamamış
fakat fiziki olarak buralıymış gibi davranan, şark kurnazlığı yapan ve birilerinin de paraşütle alana sürdükleri kim olursa olsun, akıllı seçmenin
oyunu haketmemeli. Dikkat ederseniz, 'akıllı seçmen' dedim. Oylarımıza
talip olanların şimdiye kadar ne yapıp
yapmadıklarına bakmak ana ölçümüz
olmalı. Kerameti kendinden menkul,
kıytırık derneklerle göz kamaştırıcı sadece kamuoyu çalışmasına yönelik etkinliklere kanmadan, oyumuzun rengini belirleyelim ki, bir dört yıl, beş yıl
daha boşuna gitmiş olmasın.
"Kimin ne olduğunu, ne vaat ettiğini nasıl öğreneceğiz?" diyenlerimize cevabımız çok basit. Bizim Aachen’ın bu
sayısının kapak konusunu, belediye
başkanı adaylarımıza yönelttiğimiz sorulara partileri adına aldığımız cevaplara ayırdık. O sayfalara oturduğumuz
yerden çayımızı kahvemizi yudumlarken, biraz vakit ayırıp göz atacağız.
Buna ilaveten önümüzdeki günlerde
yoğunlaşacak propaganda çalışmalarına kulak kabartacak, imkanlarımız
nispetinde oralara uğrayıp, bizi temsil
edecek adaylarımızı dinledikten sonra, neyi nasıl arzu ediyorsak iletecek,
soracak; onlarla, bizlere rağmen değil, bizimle beraber ortak çözümlere
© Rolf-van-Melis/pixelio.de
Eyaletimiz Kuzey Ren Vestfalya‘da,
25 Mayıs'da gideceğimiz seçimde,
biz göçmen asıllılar sandıkta üç seçim birden yapacağız. Uyum Meclisi
Seçimleri, Mahalli Seçimler ve Avrupa
Parlamentosu Seçimleri. Bu seçimlerde oyunu kullanmak, bir vatandaşlık
sorumluluğu olmakla birlikte, temsilcilerimizi belirlemektir aynı zamanda.
Şuurlu her vatandaş, mutlaka sandığa
gidip, kendisinin parlamentolardaki
gelecek dönem temsilcisini mutlaka
seçmelidir.
yönelik tartışacağız. Bu katkılarımızla
adaylara hiç birimizin oyunun çantada keklik olmadığını da göstereceğiz.
Partilerin çalışmalarına katılmak için
bildiğiniz gibi üyelik şartı yok. Problemlerin çözümüne katkı sağlamak istiyorum diyen her birey, istediği, aklına yattığı, kendisini rahat hissettiği
hangisi olursa olsun bir partinin çalışmalarına mutlaka uğramalıdır, katılmalıdır. Gidişatla ilgili şikayet edip,
çözüm üretiminde bulunma zahmetine katlanmamak, sıhhatli düşünen insanların tercihi olamaz. Zahmete katlanmayıp, rahmette en ön sıralar için
yarışmaya kalkmak, en basit ifadeyle
egoistlik olur. Bunun da kişilik sahibi
kimseye yakışmadığını bilirsiniz.
Burada günlük hayatta karşılaştığımız çözüm bekleyen meselelerimizi
sıralamak istemem. Bunu her birimiz
zaten günü birlik yaşıyoruz. Sandığa
atacağımız oyun rengi biraz da vicdan meselesi. Hangi sebeple olursa
olsun, kahvaltısını yap(a)madan okuluna gitmek zorunda kalan çocuk,
okul vaktinde de açlığını gidermek
için birşeylere sahip değilse, bankaları
kurtarmak için milyarları emre amade
kılan politik akıl, o çocuğun bu durumuna çare olmayı ajandasına almayı
kendi ürettiği gerekçelerle hep öteliyorsa ve bunu yaldızlı sözlerle paketliyorsa, ona sandıkta reyle destek olmak, celladına aşık olmanın dışında
başka nasıl izah edilir sizce?
Barış ve huzur içinde birlikte yaşama niyetimize ve hayat akışımızla
bunu isbat etmemize rağmen, göç
ve göçmenler konusuna ısrarla tepeden bakmacılıktan vazgeçmeyen ve
buna niyetli de gözükmeyenlere, sandıkta mutlaka sarı kart gösterilmelidir
ki, reel politikaya dönsünler.
Sözü daha fazla uzatıp sizleri sıkmak
da istemem. Mevcut problemlerimizin çözümü için hayatın her alanına
fikri, zihni ve pratik katılımımız şart.
Kendimizin yaşadığı ana kadar problemleri yokmuş gibi yapmak veya halının altına süpürmek, akıllı ve topluma karşı dürüst olan insanın yapacağı
iş değil. Vicdan ehlinin yapması gereken; problemleri halının altına süpürmek değil, halının altını da süpürmektir. Ki şimdiki ve gelecek nesillere
karşı bugünkü sorumluluğumuzu yerine getirmiş olalım.
Unutmamamız gereken diğer bir nokta da; bugünün promlemlerinin çözümünde sorumluluğumuzu yetirmediğimizde, yarının problemlerinin sorumluları olacağımızdır. Bu bağlamda,
mutlaka sandığa giderek, başta göç ve
göçmenler konularıyla, sosyal adaletin
hayata geçirilmesi planlarına, ırkçılığa
ve dışlamacılığa karşı kararlılıklarına,
eğitime sözde değil özde projelerinin
samimiyetlerine inandığımız, anlattıklarıyla yakınlık hissettiğimiz partiye desteğimizi
ihmal etmemeliyiz.
Hadi iyi oylamalar...
Muhsin Ceylan
5
Integrationsratswahlen
NRW
Uyum Meclisi
(Integrationsrat)
Seçimleri
Gönüllü çalışmalar
Aachen’da müslümanlar
için de bir mezarlık var:
Hüls Mezarlığı
Uyum meclislerinde
görev almak tamamenmachen
gönüllü bir çalışmadır.
Eingebürgerte
mit! Alman vatandaşı olmasa da, bir kişinin yerel politika konusundaki düşüncelerini ve önerilerini
yetkililere dile getirmek; burada yaşayan bizlerin bir sesi olmak ve beklentilerimizi
ilgili mercilere ulaştırmak için bulunmaz bir fırsattır. Herkesi, özellikleri de gençlerimizi aday olarak buralarda çalışma yapmaya; herkesi de en azından o gün oy
kullamaya ve o insanlarımıza destek olmaya davet ediyoruz... Oyunuzu kullanın!
25. Mai 2014
Aachen Hüls’de bulunan mezarlığın içinde müslümanlar için de yer
ayrılmıştır. 1979 senesinden itibaren ayrılan bir bölgede Aachen ve
çevresinde yaşayan müslümanlar
defnediliyor. Defin esnasında sadece kefenle gömme işlemi yapılamıyor. Mutlaka birlikte bir tabut
isteniyor.
Hüls Mezarlık İdaresi bünyesinde müslümanların islami usullere
göre defni için gerekli cenaze yıkama odası mevcuttur. Cenaze yıkamaları genellikle ölenin yakınları
tarafından sağlanıp, mezarlık idaresine ayrıca bir para ödenmesine
gerek kalmamaktadır.
Ölen kişi herhangi bir cenaze fonuna kayıtlıysa, her türlü formaliteler
ve defin işlemleri bu fon tarafından yürütülmektedir.
Hüls mezarlığıyla ilgili daha
geniş bilgi almak için:
Wolfgang Berg
Telefon:
0241/432-187 60
E-Posta:
wolfgang.berg@ mail.aachen.de
müracaat edilebilir.
Okurlarıma sağlıklı bir yaşam ve
huzurlu, imanlı ölüm diliyorum.
Selam ve saygılarımla...
Üstün Gözler
0178 / 849 05 25
25 Mayıs 2014 Pazar günü Almanya’da Adaylara bulundukları yerlerdeki Beyerel seçimler yanında, Avrupa Birli- lediye Seçim Kurulu’na seçimlerden
ği Meclisi seçimleri ve NRW’de Uyum 48 gün önce adaylıklarını bildirmeleMeclisi (eski adıyla Yabancılar Meclisi) ri öneriliyor. Oylama, seçim lokallerine bizzat giderek veya mektupla da
seçimleri deteyapılacaktır.
ratswahlennrw.de
www.in grations
yapılabiliyor.
Wählen gehen
Her şehir ve kasabada Uyum Meclin! vatandaşlığına
Chance nutzeAlman
si seçimleri yasal bir mecburiyetdir. Bir yıl içerisinde
Landesintegrationsrat
Landesintegrationsrat
(Integrationräte gilt der §27 der Gemein- geçenler de bir defaya mahsus önceNRW
NRW
deordnung Nordrhein-Westfalen).
den seçim kuruluna müracaat ederek
Landesintegrationsrat
Gefördert von:
Ministerium für Arbeit, Integration und Soziales des Landes Nordrhein-Westfalen
Nordrhein-Westfalen
oy kullanabiliyor.
IntegrationsratsNRW nüfus oranAachen şehriwahlen
ve kazaları
larına göre 10 üye, 5’te siyasi partiler Alman vatandaşı olanlar da aday olave şehir meclisinden olmak üzere 15 bilir. Yalnız uyum meclisi seçimlerinde
üyeden teşşekkül etmektedir. Bazı ka- oy kullanamazlar.
zalarda ise 10 veya 12 üyeden oluşmaktadır. Her uyum meclisinde bir Daha geniş bilgi için bulunduğunuz
başkan ve iki yardımcı seçiliyor.
yerlerdeki uyum meclisi bürolarına
veya seçim kurullarına müracaat edebilirsiniz.
Seçme ve Seçilme Şartları
V.i.S.d.P Engin Sakal
Müslümanlara ayrılan bölümde
yetişkin ve çocuklar için sıra mezar yerleri bulunuyor. Bu mezarlar daha önceleri defin işleminden
sonra yetişkinler için 25 yıl, çocuklar için 15 yıl süreyle kullanılabiliyordu. 2011 yılından itibaren bu
şahsi mezarlar 40 yıl süreyle kullanılabiliyor. İstenmesi halinde bu
süre daha da uzatılabiliyor.
Teilnehmen Mitgestalten Mitentscheiden
Seçmen olabilmek için 16 yaşından
gün alma, en az bir yıl Almanya’da
oturma veya halen ikamet ettiği yerde
en az üç ay oturmuş olması gerekiyor.
Seçilme (aday olma) şartları ise şöyle: En az 18 yaşından gün alıp, bir yıl
Almanya’da 3 ay da seçim mahallinde
oturuyor olmak gerekiyor. Seçimlerde adaylar tek tek aday olabilecekleri gibi bir listeden de aday olabilirler.
Vatandaşlarımıza uyum meclisi seçimlerinde seçmen ve daha da önemlisi
aday olarak katılmalarını öneriyorum.
Biz yabancılar olarak, her türlü haksızlığa karşı ancak bu meclislerdeki aktif çalışmalarla başarı sağlarız
kanısındayım.
Saygılarımla...
Osmanlı İmparatorluğu
ve Türkiye Cumhuriyeti
Kolleksiyon Pulları
Necip Tokoğlu
www.turkey-philately.com
Tel: 02405 / 89 80 90
Üstün Gözler
6
başka işler yapanlar: aYSUN DOĞANCI
“Hobimi kendime meslek yaptım.”
Aysun Hanım, bize biraz
kendinizi tanıtır mısınız?
1973 Ankara doğumluyum. 1991 yılında Ankara Ticaret Lisesi’nden mezun
oldum. Eğitimim sırasında, güzel sanatlara olan merakımdan dolayı, hobi
olarak resim yapmaktaydım ve bir dönem stilistlik kursu da almıştım. Evlendim ve 1992’de Almanya’ya geldim.
Biraz yaptığınız işden ve nasıl
başladığınızdan bahseder misiniz?
Üç çocuğumu büyüttükten sonra hobilerime daha fazla vakit ayırmaya çalıştım. Zaten kültürümüzde varolan
kınayı, diğer doğu ülkelerinde olduğu gibi desenlerle birleştirdim. Düğünlerde, kına gecelerinde ve diğer
organizasyonlarda yapmaya başladım. Daha sonra bir Türkiye tatilimde tabak içine yazılmış yazıları görünce hayran oldum ve ben de bunu
öğrenmeliyim diyerek kaligrafi kursu
aldım. Şu an temel olarak kına işi yapmaktayım. Bunun yanında hediyelik
eşya olarak tabak içi boyaması ve ahşap yakma işleri de yapıyorum.
Birçok dükkan kapanırken
siz nasıl cesaret ettiniz?
Evet, günümüzde küçük esnaf olmak
kolay iş değil. Ancak biz cesaretimizi
değişik bir konsept olmasından aldık.
Şu an yeni olmasına rağmen işlerimiz
iyi. İlgiden çok memnunum. Kendine
ve emeğine güvenen herkese biraz
cesaret tavsiye ederim. Sonuç ne olursa olsun ben işimi seviyorum ve bir
hayalimi gerçeklestirdim çok şükür.
Başkalarına öğretmeyi veya kurs
vermeyi düşünüyor musunuz?
İşimde ilerleyip, daha da tecrübe sahibi olduktan sonra, elbette başkalarına da öğretmek isterim. Yetenekli
ellerde bu sanat daha da gelişecektir.
Siparişle mi çalışıyorsunuz?
Evet hediyelik işlerim en çok sipariş
üzerine olmakta. Müşterilerimin isteği
doğrultusunda hazırlamaktayım. En
çok sipariş de futbol takımı logoları
ve doğum günü kutlamaları.
Gelecek için neler planlıyorsunuz?
İşimde başarılı olursam, ileride müşterilerimin isteği doğrultusunda daha
geniş çaplı bir hediyelik eşya mağazası açmak inşallah.
İlgi duyanlar size nasıl ulaşabilir?
Bana ulaşmak isteyenler ya Stolberg’te
Salm Str. 2c’deki dükkanımıza gelebilirler veya 02402 / 90 56 885 numaralı
telefondan bizi arayabilirler.
Çalışmalarınızda başarılar dileriz.
7
ne? nerede? ne zaman?
aachen’da NİSAN ve maYIS aylarındaki bazı etkinlikler
Alles aus einer Hand!
Öcher Bend
Aachen
AACHEN GELENEKSEL LUNAPARKI
19 Nisan - 5 Mayıs 2014 arası
Bendplatz
1413‘den bu yana düzenlenen luna9. -küçük-büyük
19. herkes için eğlenpark
me olanağı sunuyor. Atlıkarıncadan,
August
dönme
dolaba herşey var. Saat 14-24
Täglich ab 14 Uhr
arası açık olan lunaparkta kapanış
gecesi bir havai fişek gösterisi de var.
Giriş ücretsiz.
www.bend-aachen.de
INTERNATIONALE KARLSPREIS
ULUSLARARASI ŞARLMAN ÖDÜLÜ
28-29 Mayıs 2014
1950 yılından bu yana her yıl verilen ödül, Avrupa Birliği’nin gelişmesine katkı sunan kişi ve kuruluşlara
veriliyor. Genelde politikacı ve devlet adamlarına verilen ödül, bu yıl
Belçika’nın eski başbakanı ve Avrupa Birliği’nin ilk başkanı Herman Van
Rompuy’a veriliyor. İki gün boyunca
Markt ve çevresinde etkinlikler var.
• Kraftfahrt
FAMILIENTAG
AACHEN ŞEH. BİR. AİLELER GÜNÜ
18 Mayıs 2014
2009 yılından bu yana düzenli olarak her yıl Mayıs ayında düzenlenen
Aileleler Günü nedeniyle Aachen ve
ilçelerinde bir çok kültürel, sosyal ve
sportif etkinlikler ve eğlenceler düzenleniyor. Büyük küçük herkesin ilgisini çekecek bu etkinlikler tamamen
ücretsiz. İnternette daha ayrıntılı bilgi
için: www.staedteregion-aachen.de
> PKW
• MultiPlus
>
>
>
>
>
Unfall
Hausrat
Wohngebäude
Haftpflicht
Rechtsschutz
Herşey tek elden ve sadece
tek kişi muhatabınız!
MultiPlus Paketimizle
rahat uyku uyuyabilirsiniz!
Aachener Fahrradtag
AACHEN BİSİKLET GÜNÜ
10 Mayıs 2014
Elisenbrunnen‘da saat 11:00 ile16:00
arasında düzenlenen Aachen Bisiklet
Günü’nde büyük küçük herkesin ilgisini çekecek bilgilendirme ve eğlencenin yanında özel bisiklet bitpazarı
da kuruluyor. Siz de alıp satabilirsiniz.
Zurich Generalvertretung
Necmi Çetir
Her
anyardima
size
yardima
haziriz
Her an
size
haziriz
Her
ansize
size
yardima
haziriz
Her
an
yardima
haziriz
0241-18
9595
400
Tel.:Tel.:
0241-18
95 400
Tel.:
0241-18
95
400
Tel.:
0241-18
400
www.melan.de
www.melan.de
www.melan.de
www.melan.de
Breslauerstr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
AmAm
Gut
Wolf,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Am Gut
Wolf,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
AmGut
Gut
Wolf,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Wolf,
Aachen
13.04.
13.04.
13.04.
13.04.
18.05.
18.05.
18.05.
18.05.
27.04.
27.04.
27.04.
27.04.
01.06.
01.06.
01.06.
01.06.
06.04.
06.04.
06.04.
06.04.
01.05.
01.05.
01.05.
01.05.
toom
toom
toom
toom
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
25.05.
25.05.
25.05.
25.05.
22.06.
22.06.
22.06.
22.06.
20./21.04.
20./21.04.
20./21.04.
20./21.04.
11.05.
11.05.
11.05.
11.05.
internet
üzerinden
basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de de
basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de
basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de
basvurabilirsiniz
Wilhelmstr. 38, 52070 Aachen
Tel.: 0241 9977 0404
Fax: 0241 9977 0407
E-Mail: [email protected]
www.zurich.de
8
gençlik
Sohbete başlamadan önce bize
biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Esra: Adım Esra İlay Okur. 1988 Aachen doğumluyum. Liseden sonra
başlamış olduğum meslek eğitimine
(Ausbildung), başladıktan iki yıl sonra
ara verip, çok istediğim tiyatro eğitimine başladım.
Belma: Benim adım Belma Turan.
1989’da Almanya’da doğdum. Altı
sene burada kaldıktan sonra, ailece
Türkiye’ye İzmir’e döndük ve ilkokulu orada bitirdim. Sonra Almanya’ ya
tekrar döndük ve burada liseyi bitirdim. Liseden hemen sonra şu anda
bulunduğum okula başladım.
Bu sayımızda Aachen’da tiyatro
eğitimi alan iki yetenekli genç
arkadaşımızı tiyatro kulisinde ziyaret
ettik ve onların anlatımlarıyla tiyatro
sanatına kısaca değinelim istedik...
Her ikiniz de aynı okula
gidiyorsunuz. İçinizden biri
bizlere bu okuldan bahseder mi?
Esra: Okulumuzun adı Aachen Tiyatro Okulu (Theaterschule Aachen)
ve Aachen şehir merkezinde (Theater Str.) bulunuyor. Burası özel bir okul
ve aylık olarak ücret ödüyüruz. 4 yıl (8
sömestr) olan okul sadece tiyatro değil, yönetmenlik, sinema ve film sanatçılığı ve medya dünyasını da içine
alan, yani güzel sanatların pek coğunu bünyesinde barındıran bir eğitim
programına sahip.
Bu okula başlarken hedefleriniz
neydi? Neden tiyatrocu olmayı,
okumayı tercih ettiniz?
... ve perde!
Esra: Küçüklüğümden beri aile büyüklerimin taklitlerini yapar ve çok
takdir edilirdim. Bu özelliğim okul
yıllarımda da arkadaşlarımın ve hocalarımın dikkatini çekmiş olacak ki;
bana meslek olarak tiyatrocu olmamı
tavsiye ettiler. Ancak liseyi bitirdikden
sonra çok iyi bir firmada meslek eğitimine başladım. eğitimimin ikinci yılına doğru tesadüfen karşılaştığım bir
okul arkadaşımın tiyatro okulunda olduğunu öğrendim.
Kafamda “ben neden bu okulda değilim” sorusu oluştu. Ailemden gizli
olarak okulla ilgili detaylı araştırma
yaptım ve okulun ön elemelerini kazanarak okula başladım.
Belma: Gerceği söylemek gerekirse tiyatro sahnelerinde yer almak aklımın
ucundan bile geçmemişti. Daha çok,
Esra İlay Okur
arzu ettiğim bir hayaldi sadece. Taki
birgün lisede okul tiyatrosunda başrolü
oynayana kadar. Beni sahnede gören
ablam bu işin tam bana göre olduğunu söyledi ve haberim olmadan tiyatro
okuluna kaydettirmiş beni. Birkaç hafta sonra giriş sınavına katılma bildirisi
geldi ve ben de laf olsun diye katıldım
ve hemen alındım. Hayalim meşhur olmak ya da bol para kazanmak falan değildi. Çabuk sıkılan bir insan olduğum
için, monotonluktan uzak olan ve sevdiğim bir işi yapmak benim için çok
önemliydi. Canım ablam bu hayalimi
gerçekleştirmeme yardımcı oldu.
Okuldaki teorik dersler ve
provalar yanında hiç halka açık
gösteriler de yapıyor musunuz?
Belma: Mezuniyet sınavlarında sergilediğimiz oyunlar, bunun yanısıra yaptığımız bazı projeler genelde
halka açık oluyor. Aachen’da her yıl
gençlere meslekleri tanıtmaya yönelik düzenlenen ZAB (Zukunft, Ausbildung, Berufswahl) fuarında da sahnede yer alıyoruz ve çeşitli oyunlar ve
dans gösterilerimiz oluyor.
Her tiyatrocunun hayalinde
ileride mutlaka oynamak istediği
bir rol vardır. Sizin de böyle hayal
ettiğiniz bir rol ya da yer almak
istediğiniz bir parça var mı?
Esra: Hayatın kendisi bir oyundan
ibarettir aslında. Oynadığımız ve oynayacağımız bütün rollerin gerçek hayatta ve hayal dünyamızda bir karşılığı olduğunu düşünüyorum.
Bize düşen, bu rolleri içselleştirerek,
rolümüzle bütünleşerek oynayacağım
9
gençlik
ki takdirle karşılarım ve imkanlarım el
verdiğince de bu tür güzel çabalara
destek olmak isterim.
Belma: Bir tiyatro grubuyla Almanya’ ya kültürel katkıda bulunmak çok
isterim ama mesleğimle ilgili yeterince tecrübem olmadığı için henüz
olmaz diye düşünüyorum. Bu alana
daha çok ilgi gösterilse, bir amatör tiyatro grubuyla bile kendi kültürümüzü daha iyi tanıtma imkanımız olurdu.
yaşayınca eski müdürümü çok daha
iyi anlıyorum.
Belma: Shakespear’in söylediği gibi:
“Bütün dünya bir sahnedir ve kadın erkek herkes de birer oyuncu.”
Gelecekte kendinizi nerede
görmek istiyorsunuz?
Esra: Bu işi seçerken bunun klasik bir
iş veya memuriyet gibi olmayacağını
Belma Turan
karekterin hakkını en iyi şekilde vermektir. Şu aşamada rol seçme lüksümüz olmadığına inanıyorum.
Belma: Kimi canlandırdığım hiç fark
etmez. Her oynanan rolün bir güzelliği vardır. Bir oyuncu olarak her türlü
rolle tanışmak ve o rolün hakkını vermek, güzelliğini yaşamak ve yaşatmak
istersin. Bunun yanısıra bana “normal”
hayatta yaşayamadığım şeyleri yaşattıran rollerde yer almayı çok isterim.
Aachen’da amatör olarak tiyatro
ile ilgilenen, bir amatör tiyatro
grubu kurmak isteyen insanlar
olsa, bunlara katılmak veya
destek vermek ister miydiniz?
Esra: Benim hedefim tiyatroyu okulunda öğrenmek ve bu işi ileride profesyonel olarak yapmak. Amatörce bu
işe kalkışan arkadaşların çabasını tabii
Bir tiyatro oyuncusunun günlük
yaşamı normalden farklı mı sizce?
Esra: Okula ilk başladığımda eski okul
müdürüm bana şaka ile karışık: “Başın
sagolsun!” demişti. Bu sözün anlamını
zamanla daha iyi anladım. Kendime
öyle bir yol seçmişim ki, bazen gerçek
hayatla okul hayatımı birbirinden ayıramayacak durumlar yaşıyorum. Bu
mesleğin ne kadar çalışma, sebat ve
disiplin gerektirdiğini görünce veya
zaten biliyordum. Hayatta bazen sizin olmak istediğiniz yerle ulaştığınız
hedef her zaman aynı olmayabiliyor.
O yüzden kendimi kaderin şefkatli ellerine emanet ediyorum.
Belma: Bugün için çaba gösterip, yarını düşünmediğim için geleceğimi
Allah’a emanet ediyorum.
Sizlere başarılar dileriz.
Günal Günal
10
yalnız değilsin!
gelecek üzerinde hiçbir kontrolu olmadığı düşüncesini pekiştirdigi için
yaygın anksiyete bozukluğu gelişiminde önemli bir faktördür.
Yaygın Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu
Merhaba Sevgili Okuyucular,
Geçen sayımızda anksiyete (kaygı,
endişe) konusuna genel bir giriş
yapmış, kaygının hangi durumlarda
normal, hangi durumlarda bozukluk
olduğundan bahsetmiş; bir sonraki
sayıya "yaygın anksiyete bozukluğu"
ile devam edeceğimizi belirtmiştim.
Şimdi lütfen düşünün:
Her kapı ya da telefon çalışında, zihninizde çok kötü bir haber alacağınız senaryosu canlanıyorsa, çocuğunuz okuldan eve dönerken biraz
geç kalsa, büyük ihtimalle başına bir
kaza geldi diye endişeleniyorsanız,
cep telefonundan sevdiginiz bir kişiyi birkaç defa aradıktan sonra ulaşamayınca aklınıza ilk gelen, telefonunu
duymuyor olabileceği değil de hastanede olma ihtimali ise, başınıza her an
kötü bir şey geleceği düşüncesi gününüzün büyük bir kısmını etkisi altına
alıyor, yakınlarınız sizi "aşırı evhamlı"
birisi olarak nitelendiriyor ve bu kaygıların aşırı olduğunu bilmenize rağmen kontrol etmekte güçlük yaşıyorsanız bu yazıyı lütfen okuyunuz.
"Yaygın Anksiyete Bozukluğu" olan
bireyler, çoğunlukla ortada bir neden
yokken aşırı bir sekilde, ortada bir neden olsa da durumla uygunsuz, günün
çok büyük bir kısmında, günlük hayatlarını kısıtlayacak şekilde endişe duyarlar. Gelecekle ilgili endişeler belirgindir.
Endişelerinin aşırı ve anlamsız olduğunu bilseler de kontrol edemezler.
Yorgunluk, huzursuzluk, yaygın vücut
ağrıları, sıcak basması gibi bedensel
şikayetler sık görülür. Dikkatlerini bir
konu üzerinde toplamakta zorlanırlar,
çabuk sinirlenirler, en ufak bir uyaranla kolayca irkilirler, uykuya dalma ve/
veya uykuyu sürdürme güçlüğü yaşarlar. Bu şikayetler en az altı ay boyunca hemen hergün vardır ve gün
boyunca sürer.
Peki neden olur yaygın
anksiyete bozukluğu?
Bu sorunun diğer psikiyatrik hastalıklarda da olduğu gibi tek bir cevabı
yoktur. Ama şunu biliyoruz ki, kalıtsal
nedenler, nörotransmitter değişiklikleri, kişilik özellikleri (çekingen, aşırı
temkinli) ve olumsuz yaşam olayları
hastalığın ortaya çıkışında suçlanan
faktörlerdir.
Aşırı kontrolcü anne baba tutumlarının çocuklarda anksiyeteye yatkınlığı artırdığı bildirilmiştir. Çünkü aşırı
koruyuculuk ve kollayıcılık, çocukta
çevrenin tehlikeli olduğu algısına yol
açacak, çevreden uzak durarak sosyal
becerilerini geliştirmesini engelleyecek, çocuk çevresi üzerinde kontrolü
olmadığını düşündügü için sorunlarla
başetme becerileri ketlenecektir. Bunun dışında anne ile bebek arasında
güvenli bağlanma olmaması, fiziksel
ve duygusal ihmal de yaygın anksiyete bozukluğu gelişiminine yol açabilir.
Travmatik, olumsuz yaşam olayları,
kişinin güvenlik algısını bozduğu ve
Yaygın anksiyete bozukluğu her yaş
grubunda görülebilen bir bozukluk
olup, yaşlılık döneminde anksiyete
bozuklukları içinde en sık görülenidir.
Tedavi süreci, şikayetleri erken yaşlarda baslamış kişilerde, geç yaşta başlamış kişilere göre daha uzun ve güç
olabilmektedir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde depresyon ve
diğer anksiyete bozuklukları görülme
oranı oldukça yüksektir. Bu durum,
kişinin iş ve sosyal yaşamını daha da
güçleştirir.
Diğer psikiyatrik hastalıklarda da olduğu gibi, yaşanılan uzun süreli yorgunluk, tahammülsüzlük, baş, karın
ağrıları ve yaygın kas ağrıları ile diğer tıbbi branşlara başvurulur. Muayene ve tetkik sonuçları genellikle normal olduğu için psikiyatriye
yönlendirilirler.
Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi
edilebilen bir hastalıktır. Daha önce
de belirttiğim gibi bazı durumlarda
uygun doz ve sürede ilaç, bazı durumlarda psikoterapi, bazı durumlarda ise
hem ilaç hem de psikoterapi ile hastanın yaşam kalitesi düzeltilir.
Burada üzerinde durulması gereken
en önemli nokta, tedavinin bireysel
olduğudur. Yani tedavi hastadan hastaya değişir. Her ilaç, her hastada aynı
etkiyi ya da aynı yan etkiyi yaratmayabilir. Bu nedenle kulaktan dolma
bilgilerle ilaç kullanmak ya da bırakmak kesinlikle doğru değildir. Tedavide kullanılan antidepresan ilaçlar
bağımlılık yapmazlar. Benzodiazepin
grubu ilaçların ise bağımlılık riski vardır. Ancak bu ilaçlar önerilirken hasta mutlaka “kısa süre ve düşük dozda”
kullanması konusunda bilgilendirilir. Doktorunuzla iletişimde olursanız
kaygılanmanızı gerektirecek bir durum yoktur.
Saygı ve sevgilerimle…
Psikiyatrist Doktor
Sıla Yüce Çıtır
11
içimizden biri: Diş hekimi özgür köseoğlu
Baba mesleğine onun
muayenehanesinde devam
Her ana-babanın hayalidir bir
gün evladının da aynı mesleği
öğrenmesi. Yıllarca emek verilerek
kurulan düzen, yeni nesil tarafından
devralındığında müthiş bir
mutluluk sarar o ana-babayı.
Diş hekimi Özgür Bey de buna güzel
bir örnek. Babasının mesleğini,
onun kurduğu muayenehaneyi
devralarak sürdürüyor.
Onu tanımanın yanında,
bir uzman bulmuşken ağız
ve diş sağlığı konusunda da
biraz bilgi alalım dedik.
Özgür Köseoğlu kimdir? Bize
kendinizden bahseder misiniz?
Ağız ve diş sağlığı
neden çok önemlidir?
1975 Ankara doğumluyum. 1978 yılında ailemle birlikte Almanya'ya geldim. Eğitim hayatımı RWTH Üniversitesi Diş Hekimliği bölümünü bitirerek Aachen'da tamamladım. Evli ve
iki çocuk babasıyım. 11 yıldan beri
diş hekimliği yapmaktayım. Sekiz
yıl Frankfurt'ta çalıştıktan sonra Aachen'a geri döndüm. Şu anda babam
İlker Köseoğlu ile birlikte çalışıyorum
ve aynı zamanda implantat konusunda uzmanlaşmaya çalışıyorum.
2015'ten itibaren de muayenehane
de implant tedavileri uygulamalarına başlamak istiyorum. Ayrıca İstanbul'da bulunan bir diş kliniği ile
ortaklaşa çalışmalar sürdürüyorum.
Dişler insan vücudunun en önemli organlarındandır. Dişi olmayan insan yemek yemede zorlanır ve düzgün konuşamaz. Sağlıklı dişlere sahip
olabilmek için öncelikle diş sağlığının
öneminin bilinmesi gerekir. Diş çürükleri çeşitli bakterileri barındırdığı
için birçok hastalığa sebep olmaktadır. Diş eti hastalıklarından korunmanın en etkin çaresi ise diş etinin de
firçalanmasıdır.
Babanızın bu mesleği
seçmenizde bir etkisi oldu mu?
• Dişler günde minimum iki
defa firçalanmalı (Dişler,
diş etinden dişlere doğru
yuvarlayarak fırçalanmalıdır).
• Florlu diş macunu kullanılmalı
• Doğru diş fırçası seçilmeli
• Dişlerin ara yüzleri için florlu
diş ipleri kullanılmalı
• Asitli içeceklere ve şekerli
yiyeceklere sınır konulmalı
• Sert cisimleri dişlerle kırmaktan
kesinlikle kaçınılmalı
• Ağız ve diş sağlığı için düzenli
olarak diş doktorlarına
gidilmeli (altı ayda bir)
Babam beni meslek seçiminde tamamen serbest bıraktı. Diş hekimliğini
kendi isteğimle seçtim. Tabiiki babamın eğitim hayatımda çok yardımları olmuştur.
Toplum olarak bizler ağız ve diş
sağlığına ne kadar duyarlıyız?
Ne yazik ki çok duyarlı değiliz. Önceki
yıllarda ağız ve diş sağlığına yeterince
önem verilmiyordu. Fakat benim son
yıllarda gördüğüm, toplumumuzda
ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenme ve duyarlılık artmıştır.
tedaviler, florlama veya fissur örtücüler uygulanmalıdır.Bu konuda diş
doktorunuza danışmalısınız.Bu tedavileri 18 yaşına kadar sağlık sigortaları
karşılamaktadır.
Çürük oluşumunu nasıl
önleyebiliriz?
Temel olarak dikkat etmemiz gerekeleri şöylece özetleyebiliriz:
Çocukların dişlerini ,çürüğe karşı daha
dayanıkli hale getirmek için koruyucu
Hamilelikte diş tedavisi
bebeğe zarar verir mi?
Hamileliğin her döneminde aciliyet
gerektiren tedaviler yapılabilir.Hamilelikte diş eti hastalıkları ve diş kanamaları olduğunda derhal diş doktoruna gidilmelidir.Bebeğin sağlığı
açısından çok önemlidir. Bu sorunlardan çok basit tedavilerle kurtulunabilir ya da minimum riske indirilebilir.
Verdiğiniz bilgiler için
teşekkür eder, çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Serpil Erdemir
Fotoğraflar: Sadık Toraman
12
çevre ve uyum:
Bir şehir planlamacısı olarak
bize Aachen’daki büyük
projelerden bahseder misiniz?
Herkesin bildiği ve şehrin merkezinde görebildiği en büyük projemiz
Kaiserplatz’da inşa edilen alışveriş
merkezi (AVM) “Aquis Plaza” (önceki ismi “Kaiserplatzgalerie”). Bunun
yanında diğer AVM projesi “BelleEtage” şimdiki “Büchel” otoparkında
gerçekleştirilecek.
Aachen için en önemli projelerden bir
tanesi de RWTH Aachen Üniversitesi
alanının kampüs haline getirilmesi ve
büyümesi olacak.
Aachen’ın geleceğine karar veren şehir planlamacımız
Hepimizin kuşkusuz kendimiz veya çocuklarımız için yaptığımız gelecek
planları vardır. Mehmet Çelik kendi geleceği yanında, yaşadığı şehir Aachen’ın
gelecekte nasıl olması, nasıl gelişmesi konusunda da kafa yoruyor.
Mehmet Çelik Kimdir? Bize
biraz kendinizi tanıtır mısınız?
1987’de Aachen’da doğdum. Annem
ve babam Türkiye’de doğup büyüdüler. 1970’li yıllarda Almanya’ya göç ettiler. Babam Akdağmadeni (Yozgat),
annem Karacabey (Bursa) doğumlu.
Ben Aachen’da ilkokulu ve yüksekokulu okuduktan sonra 2007 yılında
Geschwister-Scholl-Gymnasium’da
Abitur yaptım. Sonra RWTH Aachen
Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nde
okumaya başladım. 2010 yılında “Bachelor of Science in Angewandter Geographie” olarak bitirdim. Sonra iki yıl
Hamburg’da yaşadım ve şehir planlaması okudum. 2012 yılında “Master of
Science in Stadtplanung” olarak bitirdim ve Aachen’a geri döndüm.
Burada Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Şehircilik Bakanlığı’nın sunduğu
“Städtebaureferendariat”a başvurdum.
Bu iki seneyi kapsayan memurluk eğitimi, üniversite mezunlarını şehircilik
bölümünde yüksek memurluğa hazırlıyor. 2013 yılında kazandığım yer
belli oldu. Şu an Köln Bölge Hükümeti (Bezirksregierung Köln) adına Aachen
Belediyesi Kentsel Gelişim ve Ulaşım
Sistemleri Bölümü’nde çalışıyorum
(Fachbereich Stadtentwicklung und
Verkehrsanlagen).
Alman İstatistik Kurumu’na göre bu
alanda Almanya’da bu mesleği yapan
ilk ve tek Türk benim.
Planlama Bölümü’nde
neler yapıyorsun?
Şu an daha eğitimimin sürüyor olması
dolayısıyla, Kentsel Gelişim ve Ulaşım
Sistemleri Bölümü’nün her çalışma
alanında değişik projelere katılmaya çalışıyorum. Son haftalarda ağırlıklı olarak çalıştığım alan imar plan
gelişimiydi.
Son imar planımda Aachen’ın batısında (Aachen West) bahis salonlarını
yasakladım. Bunun dışında AachenHaaren için kentsel gelişim planlamalarına katıldım. Antoniusstraße sorunu üzerinde çalıştım ve Aachen’ın
şehir merkezi güzelleştirme projelerine katkım oldu.
Tempergraben’da inşa edilen kampüs
son çalışma etabında iken, Melaten ve
Westbahnhof alanlarında planlamalar
devam ediyor. Öncelikle bu bölümlerde Aachen’ın çehresi çok değişecek
ve modern bir üniversite kenti olarak
gelişmeye devam edecek.
Bunun dışında Aachen’ın çeşitli semtlerinde çeşitli gelişim fonları üzerinde yenileme ve geliştirme projelerimiz var. Şu an en önemli gelişmeler
Aachen-Nord ve Aachen-Haaren’de
gerçekleştiriliyor.
Ostviertel için gelecek
projeler ne olacak?
En önemli kentsel gelişim projemiz
“Soziale Stadt Aachen-Ost” diyebiliriz.
Bu proje için ayrılan fondan gelen yardımla değişim ve güzelleştirme çalışmaları başlatıldı. Mesela Kennedypark
yenilendi. Hüttenstraße güzelleştirildi.
Bu fon sona erdiğinden dolayı şimdi planlama açısından çalışma ağırlığı başka bir semte, Aachen-Nord’a
kaydırıldı.
Ostviertel için şehir planlama bölümünde şimdilik kalan tek büyük proje
13
mehmet çelik
Yunus Emre Camisi ve önündeki meydanı. Bunun yanısıra belediyenin ekonomik kalkınma ofisi (Wirtschaftsförderung), çeşitli sosyal ve ekonomik
çalışmalar başlattı. En büyük çalışma
“Nadelfabrik” isimli sosyal, eğitim ve
spor merkezi olan yeni semt buluşma
noktası. Belediyede, özellikle Ostviertel için başlatılan projeler büyük bir ilgiyle takip ediliyor.
Sizin mesleğinizde insanlara,
özellikle göçmenlere ve
bizlere nasıl bakılıyor?
Bu soruya iki ayrı cevap verebilirim.
Üniversiteye, Şehircilik Bakanlığı’na ve
Aachen Belediyesi’ne bakarsanız çok
nazik, yardımsever ve ilgili insanlar ile
karşılaşacaksınız. Mesela planlama
bölümünde her atılan adım en az on
kere tartışılıyor. Şehirde yaşayan halk
için en iyi çözümü bulmak için büyük çabalar harcanıyor. Yunus Emre
Camisi’ni örnek verebiliriz. Belediyedeki plancılar bu projeyi sadece bir inşaat olarak görmüyorlar. İslam’ı, Türk
kültürünü ve İslami yapıları günlerce
araştırıp inceleyerek anlamaya çalışıyorlar, sonra planlamaya geçiyorlar.
Plancılara bakılırsa insanlar için, Türk
olsun, göçmen olsun, Alman olsun,
herkese karşı büyük saygıları var.
Ancak benim en çok zorluk çektiğim
alan kanunlar ve eğitim sistemi. Ben
bir Türk, göçmen işçi çocuğu olarak
şimdiki pozisyonuma gelene kadar
çok zorluklar yaşadım. Okulda kimseden yardım görmedim. Üniversite
okurken üç ayrı işyerinde çalışıp an-
cak masraflarımı karşılayabildim. En
büyük sorun ise memurlukta çıktı.
Bir Türk vatandaşı olarak Almanya’da
yüksek memur olmanın imkanı yoktu. Çifte vatandaşlık da yasak olduğundan dolayı Alman vatandaşlığına geçmeye mecbur kaldım. Şu an
Almanya’da şehir planlamada yüksek memur olan tek Türk benim. Bu
beni üzüyor; çünkü bir Türk göçmen
ve işçi çocuğu olarak buraya kadar
gelmek çok zor. Ama geleceğe bakarak değişikliklerin olacağından
umutluyum.
Bize zaman ayırdığınız için
teşekkür eder; çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Günal Günal
Bütün vergi hizmetleriniz için Aachen‘daki
yeni Yeminli Mali Müşaviriniz...
14
BİR KONUDA FİKRİNİZİ ALALIM:
Seyahat acentaları
internetten
daha mı pahalı?
Son yıllarda bir çok ürünü
internetten daha uygun fiyatla almak yaygınlaştı; siparişi veriyorsunuz ve kapınıza geliyor. Önceden çarşı
pazar dolaşarak aramak
zorunda olduğunuz şeyleri evinizde otururken bilgisayarınızda bir kaç tuşa basarak halledebiliyorsunuz.
Bazen hayal kırıklıkları ve
dolandırmalar da yaşanıyor tabii. Bazı sektörlerde
bu nedenle esnaflar iş olmaması nedeniyle dükkanlarını kapatıyor. Yaz tatili
planlamalarının ve bilet ayırtma işlemlerinin başladığı şu günlerde internette
bilet ve otel rezervasyonu
yaptıranların sayısı az değil.
Eskiden seyahat acentalarına gidilir ve biletler oradan
alınırdı. Şimdi iki üç tuşa basıp halledilebiliyor. Bu kez
konuyu Aachen’ın ilçelerindeki üç seyahat acentasına
sorduk:
1. İnternetten sipariş nedeniyle işlerinizde bir azalma
oldu mu? Olduysa ne kadar, yüzde kaç?
2. İnternete göre sizden bilet almak daha mı pahalı
gerçekten? Yoksa internette
bulduğumuz fiyata sizden
de almak mümkün mü?
3. İnsanlar internetten alma yerine, neden size gelsin? Sunduğunuz hizmette olumlu bir fark var mı?
4. Mesleğinizin gelecegini
nasıl görüyorsunuz?.
Funda Şen
Avni Yavuz
Paradies Reisen/Alsdof
Ahmet Yıldız
Reisebüro Yıldız/Stolberg
Ferhat Ölmez
Ölmez Reisen/Baesweiler
Bizim, Düren ve Alsdorf’ta iki
satış ofisimiz mevcut. Teknolojinin ilerlemesiyle bu sektör seyahat acentaları bazında kısmen de olsa etkilenmiştir.
Yeni nesil gençlikte internet alış-verişi çok yaygınlaştı. Evde oturup internetten
herşeyi kolayca halledebiliyorlar. Buna “bilet satın almak” da dahil. Bu sebeple
gençlerin internet üzerinden bilet alımları çoğalıyor.
Ta ki bir sorun yaşayana kadar. Büyüklerimiz daha ziyade seyahat acentelerine
gelip, biraz sohbet edip, bir
bardak çay içip bilgi alabiliyor ve isediği, seçtiği bileti
satın alıyor.
Tabiiki internet üzerinden
bilet satışlarının artışını biz
de satışlarımızda hissetmiyor değiliz. Fakat bu sadece
% 10 civarında müşteri potansiyelimizi kapsamakta.
Yaptığımız işi kurumsallaşmış bir sekilde yapıyor, pazarda gerektiği gibi teknolojiden yararlanıp yetişmiş
kadromuzla birlikte sadece klasik bir uçak bileti satan bir acentanın dışında,
Türkiye’ye ve dünyanın her
tarafına bütün hava yolu
firmalarıyla özel turlar ve
seyahatlar düzenliyoruz.
Şu konuda iddialıyız: Kesinlikle bizim sunduğumuz ücretler internete göre daha
yüksek değil, tam tersine
daha altındadır. Müşterilerimize çok farklı seçenekler
sunuyoruz. Fiyat konusunda yardımcı oluyor ve vatandaşın internette maruz
kaldığı mağduriyetleri ortadan kaldırıyoruz.
Bize göre bu hizmetler servissiz olmaz. Biz vatandaşlarımızı yakından tanıyoruz.
İptal veya tarih değişikliği
gibi konularda özel havayolları ile yapmış olduğumuz anlaşmalar sayesinde
kolaylıklar sağlıyoruz.
Mesleğin gelecegi konusunda o kadar karamsar değiliz. Belirttiğim gibi bu isi
düzgün yapabilen insanlar
teknolojinin içersinde yer
alırlarsa ayakta kalırlar ve
işlerini büyütebilirler diye
düsünüyoruz.
Uçak şirketlerinden acentelerin aldığı komisyon bilet fiyatının zaten içindedir.
İnternette bulunan fiyatlar
rahatlıkla acentelerde de
bulunur. Hatta internetten
alınan çogu biletlere ayriyetten kredi kartı ücreti ekleniyor, bunu acente sizden
almıyor.
Seyahat acenteleri, verdikleri biletin daima arkasındadır. Her zaman acenteye
uğrayıp çayını içerek bilgi
alabilirsiniz veya biletiniz
için işlem yaptırabilirsiniz.
İnternetten alınan biletler
çoğunlukla iptali olmayan
ve hatta değişiklik hakkı
dahi olmayan biletler oluyor. Bir işlem yaptırmak
isteseniz bile ücretli olan
“müşteri hizmetleri”ni aramanız gerekiyor.
İnsan doğru dürüst çalıştıktan sonra, Allah onun rızkını zaten verir. Aza kanaat
ederek çalışacak ve gelecekten ümitlerimizi kesmeyeceğiz.
İnternetteki bilet fiyatlarını
bizim de sunmamız mümkün. İnternette ucuza satılan biletlerin sayısı kısıtlı olmakla beraber, kredi kartı
ve benzeri ek servis ücretleri
fiyatlara tabi tutulmaktadır.
Ayrıca internet ortamından
alınan biletlerde yapılacak
olan değişiklikler ve iptal işlemleri çoğunlukla ücretli
müşteri servisleri (call center) üzerinden zor bir şekilde yapılmak zorundadır. Bu
da müşteri için ilaveten bir
problem oluşturmakta. Seyahat acentasından alınan
biletlerde bu tür problemleri biz acenta olarak çözmede yardımcı oluyoruz.
Müşterilerimizin bizim verdiğimiz birebir hizmeti internette bulması mümkün
olmadığı gibi, biz ek müşteri hizmetleri de sunmaktayız. Ayrıca bünyemizde
bulunan birçok uçuş ve tur
şirketlerinin uygun fiyatlarından yararlanıp müşterimizin şartlarına uygun
kombinasyonlu biletler sunabiliyoruz.
Globalleşmenin de etkisiyle gelecekte daha fazla seyehat edilecek. Bu noktada
mesleğimizde gün geçtikçe hizmet faktörünün daha
fazla ön plana çıkacağına
inanıyorum.
15
bunları biliyor muydunuz?
© www.wikipedia.org
1914 öncesinden kalma bir kartpostalda Sarı Kışla
© Rudolf Bösch
© Rudolf Bösch
2. Dünya Savaşı’nda kompleksin arka cephesinden bir görüntü
Hepimizin yakından bildiği, gezintiler veya piknik yapılan ve değişik kültürel etkinliklere evsahipliği yapan
Kennedypark’ın yerinde bir
zamanlar devasa bir askeri
kompleks bulunmaktaydı.
Sarı Kışla (Gelbe Kaserne).
Prusya Hükümetince yapılmasına karar verilen kışla inşaatı Eylül
1882’da tamamlanır ve hizmete girer.
Wilhelmci Barok tarzında inşa edilen
kompleks adını duvarlarında kullanılan tuğlaların sarı renginden almıştır.
Aachen’da Sarı Kışla
Zaman içinde Alman, Fransız ve Belçikalı askeri ve polis güçlerine hizmet
eden kışla, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra da savaştan dönenlerin barınma
ihtiyacına hizmet etti.
15 Eylül 1961’de tamamen yıkılmasına ve bu alanda oturma amaçlı yeni binaların yapılmasına; geri kalan kısmının da halka açık park alanı
olarak ayrılmasına karar verildi ve
1965’de yıkım tamamlandı.
Eski Amerikan Başkanı Kennedy’in
adının verildiği parkın girişinde bulunan sekiz adet sütun o eski yapılardan günümüze kalan tek anıdır.
Günal Günal
Başka bir
Aachen’daki garip otobüs durağı
Şehir merkezindeki Friedrich-Wılhelm-Platz’da bulunan
bu otobüs durağının garip bir hikayesi vardır. Her şehir
dünyaca ünlü mimarlara binalar yaptırmak ister ve onların eserleri o şehir için bir övünç vesilesi olur. Almanya’da
bunun sayısız birçok örneği vardır.
Aachen şehri de, Berlin’deki ünlü Avrupa’daki Yahudi katliamını anma adına yapılan anıtın da mimarı olan, dünyaca
ünlü Amerikalı mimar Peter Eisenman’a böyle bir sipariş
verir ama Aachen Belediyesi’nin
bütçesi ancak böylesi küçük otobüs durağına yetecek kadardır.
Aachenlılar bu otobüs durağına
“Frittenzange” derler. 1998’de yapılan eserin düzenli aralıklarla bakımı yapılır ve boyanır.
(Fotoğraflar: Sadık Toraman)
Avrupa
için cesaret
♡ sosyal
☮ barışçıl

 demokratik
ekolojik
25 Mayıs’ta
www.andrej-hunko.de
www.dielinke-aachen.de
upa için
Aachen ve Avr
16
KÜltür & Sanat
Anadolu Halk Hareketleri, Halkbilimi
Araştırmaları gibi sempozyum kitabı,
yıllık ve dergilerde halkbilimi ve sosyal tarih alanıyla ilgili yüzü aşkın uzun
araştırmam yayınlandı.
Bugüne kadar kaç
kitabınız yayınlandı?
Bugüne kadar 16 kitabım, 100’den
fazla uzun araştırmam (bazıları kitap
hacminde) 14 ayrı basım yayınlandı.
Kitaplarınızı almak isteyenler size
veya kitaba nasıl ulaşabilirler?
Aachenlı bir halkbilimci ve yazar: Ali Haydar Avcı
Ali Haydar Avcı kimdir? Kendinizi
biraz tanıtır mısınız okurlarımıza.
1961 doğumluyum. Evliyim ve üç
çocuğum var. Eğitimimi Türkiye ve
Almanya’da tamamladım. Ben 1978
kuşağına mensubum. O dönem çok
yoğun olarak karşılaştığımız olaylar ve çatışmalar içinde korkunç zorluklar ve sıkıntılar yaşadık. O sebeple Almanya’ya geldim. Halkbilimi ve
Sosyal Tarih alanında çalışıyorum. Bu
çalışmalarımın temel çizgisini ise İndiana Üniversitesi'nde öğretim görevlisi
ve Altaistik diller bölümü başkanı olan
(şu anda emekli – fakat ODTÜ’de çalışmaya devam ediyor.) Prof Dr. İlhan
Başgöz tarafından oluşturulan “İlhan
Başgöz Halkbilimi Okulu”na borçlu
olduğumu söylemeliyim. Hem bilim yöntemi, hem araştırma teknikleri açısından değerli hocam İlhan
Başgöz’den çok şey öğrendiğimi, çizgimin oluşumunda önemli katkıları
bulunduğunu belirtmem gerek.
Sizi yazar olarak tanıyoruz. Yazma
fikri ne zaman ve nasıl oluştu?
Ben 1975 yılından beri yazıyorum. Fakat yazı ve şiirlerim 1978 yılından itibaren yayınlanmaya başladı. Bizim
dönemimizde okumak, öğrenmek,
araştırma ve incelemeler yapmak son
derece önemliydi. Böylesi çalışmalar
içerisinde olmamak eksiklik olarak değerlendirilirdi. Dolayısıyla biz son derece yoğun bir şekilde okur ve araştırmalar yapardık. Bu durum beni
dolayısıyla yazmaya yöneltti. Profosyonel yazı hayatına ise fiilen 1983 yılında başladım. O dönemde İstanbul’da
“Halk Kültürü” adıyla süreli araştırma-
derleme-inceleme kitapları çıkarmaya başladık. Bu çalışmanın Avrupa sorumluluğunu ben üstlendim. Fakat
birkaç yıl sonra olanaksızlıklar sebebiyle çalışma kesintiye uğradı.
Daha çok hangi konularda
araştırmalar yapıyorsunuz?
Daha çok sosyal tarih ve halk bilimi
alanında çalışıyorum. Bunun içerisinde Selçuklu son dönemi, Beylikler ve
Osmanlı tarihi (kuruluş dönemi ve
konargöçerlerle ilgili bir kitabım çıkmak üzrere) önemli bir yer tutar. Ayrıca yoğun bir şekilde Alevi tarihi ve
kültürüyle ilgili çalışmalar yaptığımı
da belirtmeliyim. Bu çalışmalarım vesilesiyle 2012 yılında Troya Kültür Sanat Ödülleri kapsamında “Pertev Naili Boratav Halkbilimi Ödülü”nü aldım.
Ulusal ve Uluslararası alanda birçok
konferansa, seminer ve sempozyuma katıldım.
“Halkbilimi Araştırmaları” adlı süreli kitaplar dizisinin genel yayın yönetmenliğini yaptım. Türk Folkloru-Belleten,
Halk Kültürü, Alevilerin Sesi, Alevilik
Araştırmaları, Folklor/Edebiyat, Allı Turna, İletişim, Deng, Ehli Beyt, Berhem,
Hayat ve Sanat, Yol-Bilim/Kültür/Araştırma, Halk Ozanı, Pertev Naili Boratav Armağanı, Alevi Tarih ve Kültürü,
Okuyucular, kitaplarımı tüm kitapçılarda ve intermet kitap satış sitelerinde bulabilirler.
Gelecege yönelik yeni
projeleriniz neler?
Geleceğe yönelik olarak çalışmalarım,
araştırma ve incelemelerim hızla devam diyor. Fakat bir “Toplumsal Araştırmalar Merkezi” ve “Toplumsal Araştırmalar Arşivi” kurma çalışmam var.
Ayrıca bu kapsamda bir “Tarih Atölyesi” oluşacak. Umarım bu hedeflerimizi
gerçekleştiririz ve Türkiye’nin düşünsel ve kültürel açılımına bir katkı olarak sunabiliriz.
Bize zaman ayırdığınız için
teşekkür eder, çalışmalarınızda
başarılar dileriz.
Serpil Erdemir
Fotoğraf: Sadık Toraman
Yayınlanmış kitapları:
Halkbilimi Araştırmaları (1988),
Halkbilimi Konuları ve Araştırma
Yöntemleri (1992), Köroğlu Ayaklanması - İnceleme-Belgeler-Deyişler-Kaynakça (1994), Alevi Tarihinden Bir Kesit: Kalender Çelebi Ayaklanması (1998), Zeybeklik ve
Zeybekler - Bir Başkaldırı Geleneğinin Toplumsal ve Kültürel Boyutları (2001), Bize de Banaz’da Pir
Sultan Derler - Yeni Belge ve Bilgiler Işığında Pir Sultan Abdal (2004),
Atçalı Kel Mehmet İsyanı - Aydın
İhtilâli (1829-1830) (2004), Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi (2004), Osmanlı Gizli Tarihinde Pir Sultan Abdal ve Bütün Deyişleri (2006), Halkbilimi Araştırmaları, (4 Cilt) (2004),
Şah Kalender İsyanı (2014)
17
KÜltür & Sanat
Aachen’da bir Türk Sanat
Müziği Korosu: ACTSM
Yeni kurulan koro hakkındaki
bilgileri almak üzere koronun
organizasyon sorumlusu Fazıl Güçlü
arkadaşımızla sizin için görüştük.
Fazıl Bey Aachen'da bir koro
kurma fikri nasıl oluştu?
Aachen Türk Sanat Müziği Korosu
(ACTSM), daha önce “Kültürlerarası
Müzik ve Sahne Enstitüsü NRW Korosu”ndaki koristlerin, çalışma koşularının zorluğundan dolayı NRW Korosundan ayrıldıktan sonra kuruldu.
Bizler NRW Korosu bünyesinde çok
başarılı projelere imza attık. Örneğin
Aachen’da üç konser düzenledik. Fakat tüm bu aktivitelerde Aachen şehri
pek ön planda olamadı. Bizlerde dedik ki, neden bu enerjimizi sadece
Aachen şehri için harcamıyoruz ve
bu güzel kültür faaliyetini Aachen'da
geniş kitlelere yaymıyoruz. Bu düşünceyle yola koyulduk ve her geçen
gün yeni katılımlarla, güçlenerek
yolumuza devem ediyoruz.
ve daha çok halka mal olmuş, herkesin duyduğunda birlikte söyleyebileceği parçalardan oluşuyor. Örneğin son konserimizdeki icra ettiğimiz
'Duydum ki unutmuşsun gözlerimin
rengini' veya 'Gel gönlümü yerden
yere vurma güzel ne olursun' yıllardan beri dillerden düşmeyen çok sevilen bestelerdir. İlerideki projelerde
halk ezgilerinden oluşan parçalarda
repertuarımızda yer alacak.
Korodaki bayan ve bay
katılım oranı nasıl?
Bu sorunun geleceğini tahmin etmiştim. Ne yazık ki, biz Almanya'da yaşayan Türkiyeli erkekler kültür ve sanat
konusunda hep sınıfta kalıyoruz. Bayanlara nazaran erkek korist sayımız
çok düşük. Bu yüzden burada sizin
derginiz aracılığı ile baylara sesleniyorum; gelin bize katılın, sesim güzel değil, vaktim yok gibi bahanelerle
kendinizi kandırmayın; inanın isteyince her şey oluyor.
Şu an kaç kişi var grubunuzda?
Şu an Korist sayımız, daha henüz
çok yeni olmamıza rağmen 25'i
buldu.
Koroya herkes katılabir
mi? Yoksa belli bir ön
eğitim gerekli mi?
Hayır, hiç bir ön koşul yok. Tek olması gereken müziği sevmek ve sadece dinlemekle kalmayıp aynı zamanda icra etmeyi arzulamak. Çalışmalarda gerekli olan teorik bilgiyi
yeri geldikçe koro şefi Melih Serter
Bey veriyor.
Her Çarşamba saat 19:00'dan 21:30'a
kadar provalarımızı Nadelfabrik'te
(Reichsweg 30) yapıyoruz.
Bugüne kadar nerelerde
ve kaç konser verdiniz?
Daha önce de belirttiğim gibi, şu andaki koristlerin bir çoğu daha önce
NRW Türk Sanat Müziği korusunda
çalışıyordu ve o koro ile Aachen'da,
Essen'de ve hatta Türkiye'de bir çok
konserler verdik. ACTSM (Aachen Türk
Sanat Müziği Korosu) olarak ilk konserimizi, altı haftalık kısa bir çalışma
sonrası 1 Mart 2014'te Nadelfabrik'te
Aachen Şehir Tiyatrosu Korosu'nun
da katılımıyla, ki zannediyorum bu
Almanya'da değilse bile, Aachen'da
bir ilk, Alman ve Türk koristlerin birlikte Türk Sanat Müziği icra ettiği çok
başarılı bir konser verdik.
Repertuarınızda daha çok
hangi parçalar var?
Biz bir Türk Sanat Müziği Korosu olduğumuzdan tabikii ağırlıklı olarak repertuarımızdaki şarkılar da bu yönde
Gelecekteki projeleriniz nedir?
Bir dahaki konseriniz ne zaman?
Kesin bir tarih vermem şu an mümkün
değil. Fakat yıl sonuna kadar Aachen'lı
müzikseverlere unutamayacakları bir
Belli bir yaş sınırı varmı?
Çalışmalarınız nerede
ve haftada kaç gün?
7’den 77’ye ve hatta daha ötesinde
her isteyen katılabilir. şu an korodakilerin en genci 21, en yaşlısı 54 yaşında.
konser vermeyi planlıyoruz. Bunun
için kolları sıvadık bile. Türkiye'den
bir değerli sanatçının da konuk olarak konserimize katılmasını sağlamak
istiyoruz.
Çalışmalarınıza ilgi gösteren
ve katılmak isteyenler
size nasıl ulaşabilir?
Katılmak isteyen herkese kapımız
açık. İlk ders ücretsizdir. Eğer hoşlarına giderse çalışmalara devam
ederler. Çok yakın zamanda internet
sayfamız da (www.actsm-korosu.
de) olacak. Oradan da ilgi duyanları
bilgilendireceğiz.
Bir üyelik aidatı veya zorunlu
başka giderler var mı?
Hayır, bir üyelik aidatı söz konusu değil. Biz bağımsız ve sadece kültüre hizmet veren bir topluluğuz. Tabikii bazı
giderleri de karşılamak zorundayız.
Örneğin koro şefinin ücreti, çalışma
yerinin kirası vs. gibi. Bu masrafları da
bağımsızlığımızı koruyabilmek adına koristlerden alınan kurs ücretleriyle karşılamaya çalışıyoruz.
Okuyucularımıza son birşey
söylemek ister misiniz?
Biz henüz emekleme devrinde olan
çok yeni bir koroyuz. Böylesi çalışmalar çok özveri istiyor. Bizler bu
özveriyi seve seve yerine getiriyoruz. Arzumuz bu çalışma içinde bir
çok değerli arkadaşımızı da görebilmek. Bizleri bu aşamada manen
desteklemeleri ve çalışmalara katılımların artmasına yardımcı olmaları. Müzik evrenseldir; bu kültür çalışmasının aynı zamanda entegrasyona da
büyük katkılarda bulunacağından
eminim. Bir de Aachen ve çevresinde yaşayan amatör ruhlu müzisyen
arkadaşları çalışmalara katkıda da bulunmaya çağrıyorum. Çünkü şu an en
büyük eksiğimiz entsrüman çalabilen
kişilerin aramızda olmayışı. Şundan
eminim ki böylesi güzel bir girişimi
desteklemekten onlar da büyük bir
haz duyacaklardır.
Ayırca koroyu burada tanıtma fırsatı
verdiğiniz için de koro arkadaşlar adına canı gönülden teşekkür ederim. Bizim Aachen dergisinin Aachen şehri
için çok büyük bir kazanım olduğunu
da buradan dile getirmek istiyorum.
Biz de sizlere başarılar dileriz.
18
© Holger Schupp
kapak konusu:
Marcel Philipp
CDU
Björn Jansen
SPD
Bu madalyonu
kim takacak?
Bu resimde görülen madalyon
“Amtskette” olarak bilinir ve
Aachen Belediye Başkanı’nın
madalyonudur. Başkan
bu madalyonu sadece çok
önemli törenlerde takar.
İşte önümüzdeki seçimler
sembolik olarak bu madalyona
sahip olma yarışı diyebiliriz.
25 Mayıs’da gideceğimiz sandık
başından önce Bizim Aachen
olarak, partilerin belediye başkan
adaylarına göç ve göçmenler
eksenli bir dizi sorular yönelttik.
Aldığımız cevapların oylarınızın
rengini belirlemede kolaylık
sağlamasını ümit ediyoruz.
Siz, Bizim Aachen okuyucularını
mevcut Belediye Başkanı ve
CDU adayı Marcel Philipp,
SPD adayı Björn Jansen,
Yeşiller adayı Gisela Nacken,
FDP adayı Wilhelm Helg ve
Sol Parti adayı Leo Deumens‘in
cevaplarıyla başbaşa bırakıyoruz.
Gisela Nacken
Die GRÜNEN
Wilhelm Helg
FDP
Bölge sakinlerini ciddi rahatsız
ve tedirgin eden uyuşturucu
satıcılarının bölgeyi mekan
tutmalarının ayak sesleri, şehir
politika ve idarecileri tarafından
önceden görülemediğinden
mi şimdiki gerginlikler ve
tartışmaları yaşıyoruz? Aylardır
devam eden mevcut nahoş
gidişatın değişmesi için belediye
başkanı ve şehir idaresi amiri
olarak çözümler noktasında
neler düşünüyorsunuz? Parti
farkı gözetmeksizin önceden
ayak sesleri duyulan, işaretleri
görülen bugünkü bölge ahalisini
haklı olarak dedirgin eden
olaylara zamanında gerekli
hassasiyeti gösteremedik
mi? Bilhassa “Ostviertel”
bölgesindeki uyuşturucu ticareti
ve buna bağlı problemlerin
önlenmesine yönelik ne gibi
sosyopolitik tedbirler düşünüyor,
planlıyorsunuz? Bölgenin çok
ciddi başağrılarından olan
bahis büroları ne olacak?
CDU
Marcel Philipp
Ostviertel bölgemiz ve sakinlerinin
şehrimizin önemli bir parçası olduğunu özellikle belirteyim. Bu semtimiz ve ahalisi, son yaşanan olaylar
üzerinden değil de, daha pozitif bir
resimle, imajla anılmayı daha fazla
hakediyor. Ostviertelliler, buradaki
polisiye, kriminal olayların şehrimizin diğer bölgelerine kıyasla daha
yoğun olmasından haklı olarak şikayetçiler. Ostviertel deyince akla kesinlikle sadece kriminallik gelmemeli, bölgenin adı bununla anılmamalı.
Bunu gerçekleştirmek için partilerüstü bir dayanışma ve sahiplenmeyi çok
Leo Deumens
DIE LINKE
önemsiyorum. Bölgedeki uyuşturucu
trafiğinin yanısıra diğer ciddi başağrılarından bahis bürolarıyla ilgili şehir
politikası ve idaresi olarak yeni büroların açılmasını sınırlamak için çalışıyoruz. Uyuşturucu ticareti ve kullanımı şehrimizin diğer bölgeleri içinde
ciddi problem oluşturuyor. Uyuşturucu ticaretini önlemek, torbacılarla mücadele polisin görev alanı. Bağımlılara yardımlar da Suchthilfe adlı
Bağımlılık Yardım Kurumu tarafından
yapılıyor. Bu problemlerle daha etkin
mücadele için değişiklikler içeren yeni
yol haritasının oluşturulması hedefli
taraflarla yapılan yoğun fikir alışverişleri maalesef istenilen noktada değil
ve bundan da rahatsızız.
SPD
Björn Jansen
Ostviertel’de yaşanan şiddet içererikli
olayların aktörlerini gençlerin oluşturduğunu belirteyim. Bu durumun aşılması için bölgedeki gençliğe yönelik
uzun yıllardan beri sürdürülen, başarılı proje ve sosyal hizmet kuruluşlarına
sınırlı değil, daha fazla maddi destek
sağlanmalı. Polis, şehir Asayiş Dairesi
ve kurumların birlikte çalışmaları çözümler noktasında çok önemli bir role
sahip. Bunun gerçekleşmesi için arabuluculuğu, refakatçılığı severek yapacağım. Partim SPD, bahis bürolarının yoğunluğuyla ilgili olarak da, şehir
imar planı çerçevesinde bu mekanlarının sınırlandırılmasından yana. Bunun
yanında boş işletme yerleri için de acil
bir konzepte ihtiyacımız var. Maalesef
son zamanlarda Elsassplatz çevresinde bilhassa uyuşturucu satışları dikkat çekiyor. Bunun mutlaka önlenmesi
şart. Çözüm yollarından biri olarak da;
semtte Streetworkerlerin daha görünür hale getirilip diğer bölgelerdekine
19
Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor
benzer başarılı çalışmalarının yoğunlaştırılması lazım. Ostviertel bölgesi
yukarıda saydığımız negatif gelişmelerden ibaret değil. Çok değişik artıları
da mevcut. Bu semtimizin diğer bölgelerimiz yanındaki imajını da düzeltmek de görevlerimiz arasında.
© Verkehrsverein Bad Aachen e. V.
Die Grünen
Gisela Nacken
Aachen, benim nazarımda enternasyonal bir şehir. Hoşgörü ve açıklığı,
beraberce yaşıyoruz. Göç, şehrimizin
geleceği açısından olmazsa olmazlar
arasında. Aachen’ın doğu bölgesindeki yardım seslerini zamanında duyduk.
Eyalet ve federal bazdan desteklenen
10 yıllık program ‘Sosyal Şehir’ çerçevesinde, bölgede Kennedypark'da görüldüğü gibi bilhassa altyapıda çok
şeyin değişmesine zemin hazırlandı.
Uyum ve çokkültürlülük çalışmalarının
adresi olan Nadelfabrik, interkültürel
merkez haline dönüştürüldü. Semt sakinleriyle beraberce bölgede, birlikte
yaşamı yükselterek daha cazip hale
getirdik. Esnafıyla ikamet edeniyle
bölge sakinleri arasında bugün gördüğümüz sıkıntıların aşılmasına yönelik birliktelik, dayanışma duygusu,
bu yatırımların neticesidir. Polisiye ve
asayiş tedbirlerinin yanında, bölge sakinlerinin angajmanları hayati öneme
sahip. Bu gayretlerin daha da geliştirilmesi için şimdiye kadar olduğu gibi
gelecekte de desteklerimi sürdüreceğim. Ciddi problem olan bahis büroları, imar ve iskan planlarımızın ağırlık
noktalarından biri. Bu plan çerçevesinde yeni bahis bürolarının açılması
önleniyor. Yıllardır bölgedeki gençlik
merkezleri ve okullarla yapılan ortak
boş zamanları değerlendirme çalışmalarıyla, bölge gençliğine uyuşturucu ve şiddete karşı korunmada bilinçlendirme, hassaslaştırma çalışmaları
devam ediyor. OT St. Josef gibi mekanlarda bölge çalışmaları tartışmalarına katılma fırsatı vardır. Önleyici inisiyatiflere, semt sakinleriyle beraberce
gelecekte de devam edilecektir.
FDP
Wilhelm Helg
Sorunuzda vurguladığınız bölgedeki sıkıntılar gerçekten tedirgin edici.
Belediye Başkanı ve parti gruplarının temsilcileri semte çeşitli ziyaretleriyle nahoş gelişmeleri zamanında
gözlemleyip analiz ettiler. Kendimde
polisin Aralık 2013’deki büyük operasyonunu gördüm. Kamu güvenliği ve
asayişin sağlanması polisin sorumluluğunda. Bunun uygulamasında şehir
olarak müdahele hakkı yoktur. Şehir
Emniyet Müdürlüğü’nden caydırıcı
olacağından, olayların büyümesinin
engelleyeceğinden daha etkin bölgede görünür olunulmasını istedik.
Emniyet Müdürlüğü, şehir idaresini
gelişmeler ve çalışmalar hakkında devamlı bilgilendiriyor. Yani; devamlı bir
iletişim içindeyiz. Önleyici tedbirlerin yoğunlaştırılması, bilhassa maddi
destekler, mevcut şehir bütçesi çerçevesinde kolay değil. Uyuşturucu
bağımlılarının tedavileriyle ilgili çalışmalar da, Bölge İdaresi’nin sorumluluğunda. Aachen-Mitte İlçe idaresi,
Elsassstrasse’nin görsel olarak daha
da güzelleştirilmesi kararını aldı. Bahis bürolarıyla ilgili düzenleme görevi
İmar Dairesi’nin. Buradaki yaygınlığın
önlenmesi ve yenilerinin de önüne
geçilmesi için bu daire çalışmaktadır.
Die Linke
Leo Deumens
Bölge sakinleri orantısız polis operasyonlarını haketmiyor. Bu operasyonlar, semtin çözüm bekleyen problemlerinin üstesinden gelinmesine
ciddi katkıda da bulunmuyor. Çözümlerin yolu, semt sakinleriyle birlikten geçiyor. Uyuşturucu olaylarının
bölgeye kaymasının asıl sebebi; Kaiserplatz’daki buluşma yerinin kaldırılmasındandır. Şehir politik aklı, uyuşturucu bağımlıların buluşabilecekleri,
çeşitli yardım alabilecekleri yeni bir
mekanı derhal oluşturmalıdır.
Şehir imar planı, yeni bahis bürolarına izin vermeyen bir şekilde hazırlandı. Bu güzel bir adım. Kayıtdışı bahis
bürolarıyla etkin mücadele, sadece
yoğun kontrollerle mümkün. Bunun
için de ihtiyaç olan eleman sayısının
şehir tarafından arttırılması gerekiyor.
Aachen şehir sakinlerinin üçte
biri göçmen kökenli. Şehrimiz
Aachen, gerçekte kelimenin
tam manasıyla çokkültürlü. Bu
demografik yapı, sadece hizmet
alan değil, aynı zamanda hizmet
veren olarak da, belediye, valilik
çalışanlarına yansıyor mu?
Evet ise, hangi oranda? Hayır
ise, neden? Belediye çalışma
alanlarında ülkenin tartışmasız
yeni yerlileri göçmen asıllı meslek
eğitimi görenlerin sayısı nedir?
CDU
Marcel Philipp
Çalışanlarımızın kökenleriyle ilgili kesin rakamlar mevcut değil. Hali hazırdaki çalışan elemanlarımız arasında
göçmen asıllıların oranının, mevcut
demografik yapının kamuya yansımıyor olması, yani; ortalamanın çok
altında olması normaldir. Fakat meslek eğitimi gören gençlerin geneline
baktığımızda gördüğüm; toplumun
demokrafik yapısının çalışanlarımıza
da yansıdığıdır. Burada hatırlatmak isterim: İstihdamlarımız, verimlilik testleriyle yapılıyor. Burada göçmen asıllılığı veya asli yerliliği önceleyen asgari
bir kota yoktur, sınırlama bulunmamaktadır. Ölçü verimliliktir.
SPD
Björn Jansen
Göçmen asıllıların kamudaki oranı bilhassa karar mekanizmalarında bana
göre çok azdır. Bu oranın artırılmasına yönelik adımlar olmakla birlikte,
elimizde güncel rakamların olmaması bile çok manidardır. Kamunun göçmen asıllılara da açılması, üstdüzey
20
kapak konusu:
© Verkehrsverein Bad Aachen e. V.
karar mekanizmalarına ulaşılması, istihdamda şeffaflıkta almamız gereken yolu gösteriyor. Sevindiğim gelişme ise; 2009’da oranları 12,12 olan
göçmen asıllı meslek eğitimi gören
gençlerimizin aktüel oranının yüzde
24,2 seviyesinde seyretmesidir.
Die Grünen
Gisela Nacken
Yeşiller politikasının hedefi; sosyal yaşamın tüm alanlarında uyumun sağlanmasıdır. Buna tabii olarak istihdam
alanı da dahildir. Aachen şehri, işveren olarak bu alanda da örneklik sergilemelidir. Şehrimizdeki üçte birlik
bahsettiğiniz oran, ne yazık ki, ne şehir idaresi çalışanlarına, ne de meslek
eğitimi gören gençlere yansımıyor.
Bunun mutlaka değişmesi gerekiyor.
Şehir, göçmen asıllı gençleri çalışanı
olarak kazanmaya yönelik adımlarını çoğaltmalı, çağrılarını davetlerini
yoğunlaştırmalı.
FDP
Wilhelm Helg
Bahsettiğiniz bu rakamlar malumum.
Meslek eğitimi alan göçmen asıllı
gençlerin oranı, son rakamlara göre
yüzde on civarında. Bu oranı diğer bir
çok şehirle kıyasladığımızda Aachen
iyi yolda gözükmektedir.Daha fazla
göçmen asıllıları kamuya çalışan olarak kazanabilmek için bilhassa okullarda daha yoğun teşvik, yönlendirme
çalışmaları yapılmalıdır.
Die Linke
Leo Deumens
2011 uyum monitoringindeki bilgilere göre, 2009 yılı rakamları itibariyle
Aachen Belediye çalışanlarının yüzde
96,4’ü asli yerlilerden oluşurken, göçmen asıllıların oranı ise sadece yüzde
3,6 olarak görülüyor. Kanuni düzenlemelerden dolayı istihdam edilenlerin göçmen asıllılıkları kaydedilmiyor.
Yukarıdaki rakamlara baktığımızda
ise ortaya çıkan gerçek; toplumun
gerçek yapısının kamuda çalışanlara yansımadığıdır. Mahalli seçim
proğramımızda, kamunun çok kültürlülüğe açılması bu yolla da şehir
idaresinin hizmet kalitesinin artırılması hedeflenmektedir. Yeni istihdamlarda bu hedef kesinlikle dikkate alınmalıdır.
25 Mayıs’taki Avrupa
Parlemantosu seçimleri ve
eyaletemiz NRW’deki mahalli
seçimlerde, seçmenler, neden
sizin partinizi seçmeli, sizi diğer
partilerden ayıran bilhassa
uyum alanındaki farkınız ne?
CDU
Marcel Philipp
Parti olarak hedemiz; ailelerin güçlendirilmesi, kreşlerde çocuk bakımının
genişletilmesi ve daha esnekleştirilmesi, ailelere sunulan hizmet çalışmaları tanıtımlarının daha iyileştirilmesi, aile bürolarının oluşturulması,
mevcut hizmet mekanları, ofislerinin hem fiziki hem de eleman noktalarında büyütülmesi, geliştirilmesi,
yeni işyerleri oluşturulması, yatırımcıları Aachen’a yatırıma yönlendirme,
altyapıyı iyileştirmek, yaşam kalitesini
yükseltmeye yönelik mevcut sosyal,
kültürel ve sportif imkanları geliştirmek, uyum ve çok kültürlü diyaloğu
güçlendirmek, şehrimizin görünümünü daha da güzelleştirmek ve resmi
dairelerdeki verilen hizmetleri modernize etmek.
SPD
Björn Jansen
Avrupa Birliği’nde, memleketimizdeki göçmen asıllıların geldikleri ülkeler
arası kalıcı bir uyum ve katılım politikası hedefimiz. Bize göre bu politika
bilhassa insan ticaretiyle mücadelede şarttır.
Başkanlığımda, gerçek bir diyalog
oluşturulacaktır. Göçmen asıllılarla onların derneklerinde buluşup görüş alışverişinde bulunduğum gibi, devamlı
ilişki halinde olduğum yakın çevremde
de birçok göçmen asıllı arkadaşlarım
var. Bu bizim zenginliğimizdir.
Die Grünen
Gisela Nacken
Yeşiller politikası, yaşanan açık uyumdan yanadır. Son yıllarda, uyum çalışmalarını ve birlikte yaşam kalitesini arttıran adımlar attık; Uyum Meclisi’nin
yetkileri arttırıldı, mahalli Uyum Merkezleri kuruldu, şehir uyum bürosuyla ‘Charta der Vielfalt’a katıldık, Uyum
Ödülü ve ‘Hayatın Ortasında Kız’ adlı
destek projeleri hayata geçirildi.
Uyum Meclisi, göçmenleri temsil
eden seçilenlerden oluşan önemli
bir komisyon. Bu meclisin üyelerinin
yetilerini önemsiyoruz. Gerçek politik
katılımın, sadece Uyum Meclisi seçimleriyle değil, burada yaşayan vatandaşlığından bağımsız olarak herkesin
mahalli seçimlerde seçme ve seçilme
hakkıyla gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu hakla, şehrimizde eşit
göz hizasında beraber karar verme
tam katılım sağlanabilir. Böyle bir
uyum ancak karşılıklı toleransla gerçekleşebilir. Başkanlığım döneminde
bahsettiğim uyum şeklinin gerçekleştirilmesi için çalışacağım.
FDP
Wilhelm Helg
Partim FDP, toleranslı ve şeffaf bir toplumdan yana. Burada kendine yer edinip katılmak isteyen her fert için imkan ve fırsat eşitliğini engelleyen tüm
bariyerlerin kaldırmasından yanadır.
Almanca bu işin olmazsa olmazıdır.
Hür, demokratik anayasamızın şartsız
kabulünü bekleriz. Katılımın, uyumun
gerçekleşebilmesi için buna zemin ve
fırsat tanınmalıdır. Uyumun gerçekleşebilmesi için genelde bunun bağlı olduğu, aile, eğitim ve sosyal çevredeki
engelleri aşmalıyız. Bunu da fertlere
yapılacak kendi kendine yardımlarla gerçekleştirebiliriz. Başkanlığımda,
göçmenler ve dernekleriyle yoğun
ilişkilere girip, istek ve taleplerine cevaplar arayacağım. Yunus Emre Camii
çalışma konseyindeyim, kardeş şehir
Sarıyer derneği yönetimindeyim. Eurotürk derneğiyle de devamlı ilişki halindeyim. Aachen’ın ciddi bir uyum çalışmasına ihtiyacı var. Bunu göçmenlerle,
şehir idaresi ve politikasıyla dostane
ilişkilerimle gerçekleştireceğim. Peşin
hükümleri ancak açık ve şeffaf toleranslı ilişkilerle ortadan kaldırabiliriz.
21
Aachen, Belediye Başkanı‘nı Arıyor
Die Linke
Leo Deumens
Avrupa Birliği’nin mevcut bölücü mülteciler politikası gayri insanidir. Bundan dolayı, bizden yardım ve korunma
isteyenlere engel olan AB FRONTEX sınır uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz. Kapitalizmden, bankalardan yana
değil, insanı merkeze alan bir Avrupa
Birliği istiyoruz. Türk vatandaşlarını dışlayan Avrupa Hukuku olamaz ve hemen durdurulmalıdır. Ve Avrupa Birliği
ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmalardan doğan haklar daha fazla engellenmeden hayata geçirilmelidir.
Partim, herkesin sosyal ve politik
alanda eşit katılımından yana olduğundan, her fert için şartsız federal,
eyalet ve mahalli seçme ve seçilme
hakkından yanadır. Bilhassa mahalli
seçimler için şehirlerin çok ciddi baskı yaparak gerekli kanuni değişiklikleri sağlamalıdır.
25 Mayıs’taki Uyum Meclisi seçimlerini unutmamalıyız. Bu meclisin diğer
şehir idaresi komisyonlarıyla aynı hak
ve selahiyetlere sahip olmasından yanayız. Önümüzdeki seçimlerde partim Sol Parti’ye oy vermek için yeterince sebep var.
Tartıştığımız opsiyonlu ve
çifte vatandaşlık konularında
neler düşünüyorsunuz?
CDU
Marcel Philipp
Yıllardır burada yaşayan ve bundan
sonra da burada kalmak isteyenler
için Alman vatandaşlığına geçmek
en iyi yoldur. Uyuma ciddi ve önemli katkısı olacağını düşündüğüm çifte
vatandaşlık sağlanmalı ve bunun imkanları genişletilmedir.
SPD
Björn Jansen
İki vatandaşlık arasında seçim yapmak mecburiyetinde kalınmaması
için çifte vatandaşlık şansının tanınmasından yanayım. İnsanın kendini iki
pasaportlu, iki kültürlü hissedebileceğini ve bunun da normal olduğunu
düşünüyorum. Bu çifte vatandaşlığın
önüne engel koyulmamalıdır.
© Verkehrsverein Bad Aachen e. V.
çası olması ve birliğe üyeliğine yönelik görüşmeler daha da yoğunlaştırılarak sürdürülmelidir.
SPD
Björn Jansen
Die Grünen
Gisela Nacken
Opsiyonlu vatandaşlığı, gerçek vatandaşlığa ilk adım olarak görürken,
Büyük Koalisyon hükümetinin bu vatandaşlık konusunda anlaşması hayal
kırıklığı oldu. Koalisyon ortağı SPD’nin
ağırlığını koyarak, çifte vatandaşlığın
normalleştirilmesinin önünü açmasını
bekliyordum. Biz Yeşiller, ta baştan beri
şartsız çifte vatandaşlıktan yanayız.
FDP
Wilhelm Helg
Opsiyonlu vatandaşlık, her ne kadar
kabul etmeseler de; zamanın SPD –
Yeşiller hükümeti döneminde hayata geçirildi. Burada yeni bir tartışma
yapmak zorundayız. Opsiyonlu vatandaşlık, buralı göçmen asıllı gençlerin
Alman vatandaşlığına soğuk bakmalarına sebep oldu. Prensip olarak çifte
vatandaşlığa sıcak bakıyorum. Bu çiftelik durumu, uyum gayretlerini sekteye uğratmamalı.
Die Linke
Leo Deumens
Partim gibi ben de, burada doğan çocukların ailelerinden gelen vatandaşlığı bırakmak zorunda bırakılmadan
Alman vatandaşlığına sahip olmalarından yanayım. Çifte vatandaşlığın
önü mutlaka açılmalı, opsiyonlu vatandaşlık uyugulaması da derhal kaldırılmalıdır. Ayrıca, Alman vatandaşlığına geçişin önündeki şartlar mutlaka
kolaylaştırılmalıdır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği
çalışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
CDU
Marcel Philipp
Avrupa Birliği’ne üyeliğin kriterleri
bellidir. Türkiye’nin Avrupa’nın bir par-
Türkiye’nin AB üyelik çalışmalarına
olumlu bakıyorum. Türkiye son yıllarda kalkınarak hızlı değişimlere
ulaştı, büyük mesafeler aldı. Avrupa
Birliği’nin, Türkiye ile devamlı yakın
ilişkiler içinde olmaya mecbur olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin tam
üyeliğinden önce basın özgürlüğü,
hukukun bağımsızlığı ve inanç özgürlüğü alanlarında avrupai normlara göre değişimler şart. Ve çözüm
bekleyen Kürt meselesinin de halledilmesi gerekir.
Die Grünen
Gisela Nacken
Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden
yanayım. Fakat son zamanlarda yaşanan olaylar, Türkiye’nin Avrupa’da geçerli demokratik kurallara uygunluğu
noktasında ciddi endişe verici. Bu endişelerim, Taksim Gezi Parkı olaylarında net bir şekilde görülmüştür. Bu
da gösteriyor ki, tam üyelik için daha
epeyce bir yol gözüküyor.
FDP
Wilhelm Helg
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği
için tam bir perspektif verilmesinden
yanadır partim FDP. Ben de şahsen bu
görüşü paylaşıyorum. Son zamanlarda yaşanan olaylar üyelik açısından
ciddi manada endişe verici ve bunlar şimdiye kadar katedilmiş mesafeyi geriye götürdü ve telafisi de zaman
alacak gibi; ama biz, üyelik hedefini
gözden kaçırmadan yürümeliyiz.
Die Linke
Leo Deumens
Prensip olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinden yanayım ama son güncel olaylar, üyelik çalışmalarında ciddi
manada sıkıntılı ve ilişkilere derinden
zararlar açtı. Parti olarak soyal demokratik bir Avrupa’dan yanayız. Bu ölçümüz, sadece mevcut üyeler için değil,
gelecek üyeler içinde geçerli.
Röportajlar ve çeviri: Muhsin Ceylan
22
sudoku sayfası
Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler:
1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.
basit
7
9
3
8
4
4
4
1 7
6
4
normal
1
8
9 8
3 7
8 6
7
2
3
6
2
4
9
6
5
1
3
1
1
2 4 3
7
3 9
9 6
3
2
1
8
6
5
4 9
8
7 3
2
5 3 4
7
7
2
6
8
2
6 9
9
4
5
4 7
8
1
9
6
3
2
4
5
9
7
2 3
8
2
6
3
9
7 1
6
1
5
7
1
5
8
7
9
6
3
2
4
5
5
4
6
7
1
8
2
9
7
4
1
1
8
9
5
8
3
2
9
7
3
9
8
9
7
1
4
9
8
1
1
8
4
7
9
5
6
8
3 5
8
1
5
8 5 9 3
4
6
6
6
7
5
9
7
1
7
3
2
5
6
2
9
7
4
6
9
5
6 2 4 3
6
1
2
8
8
2
9 1
6
3
6
3
3
9
4
7
7 2 5 8
1
6
9
5
1
6
2
2
8
4 8 3 6
4
4
8
3
7
3 6
9
5
7
6
2
4
3
7 6
4
2
3 6 4
2
6
7 5 9
8
9
zor
4
8
1
3
3
8
3
2
5
1
8
1
9
5
8
4
5
2
8
4
5
7
1
5
3
1
6
3
6
3
7
2
4
6
3
7
9
6 9
6
8 5
2
6
7 6 8 5
8 2 4
1
9
2
9
4
8
1
9
7
2
6 9
1
1
9
4
8 2
5
8
7
9
4
7
7
4
3
5 7 9
9 8 6 4
3
8
23
bilmece saYfası
Üçgen işlemi
İşlemleri yapın
Aşağıdaki sayıları dairelerin içine öyle
yerleştirmelisiniz ki, her kenardaki sayıların toplamı 50 olsun.
Boş kutulara yerleştireceğiniz doğru sayılarla işlemlerin hepsi doğru çıksın.
4
1
+
3
-
6
9
+
6
6
-
0
+
3
2
5
=
1
=
1
=
2
2
+
5
9
50
6
7
17
7
17
9
21
Kaç daire sayabilirsiniz?
Sayılar yığını
Aşağıda sizce irili ufaklı toplam kaç
adet daire var?
Aşağıdaki kutulardaki her sayı kendi
altındaki iki kutuda bulunan sayıların toplamından oluşuyor. Soru işareti olan yerleri tamamlayın.
14
22
114
Kibrit çöplerinden dört eşit kare
?
Aşağıdaki kibrit çöplerinden sadece 2
tanesinin yerini değiştirerek dört eşit
kare yapabilir misiniz?
?
Sayı oyunu
AB
–
CD
–
=
–
CD
–
B
=
CB
+
B
CB
+
B
=
AD
P
2021
R
J
1329
Z
H
1015
L
A
?
C
11
12
1
10
?
2
9
4
7
c
?
?
11
12
1
10
4
6
5
12
a
1
4
5
12
?
b
12
?
6
1
10
3
8
8
7
11
9
6
9
5
6
2
7
10
4
10
3
7
8
7
11
2
2
3
5
6
11
9
4
7
1
10
3
5
6
2
8
12
11
9
8
b
6
Aşağıda sizce toplam kaç üçgen var?
1
10
3
8
12
11
9
a
1
7
?
Saat kaç olmalı? Aşağıda soru işaretli yerde sizce saat kaçı göstermeli?
Çevrilen tavla zarı
Aşağıda bir tavla zarı sürekli çevriliyor.
Buna göre sırada hangi zar olabilir?
?
Kaç adet üçgen sayabilirsiniz?
Mantıksal olarak aşağıdaki soru işaretli yere hangi sayı gelmelidir?
Aşağıda sayılar yerine harfler konmuş. Her harf bir sayıyı temsil ediyor.
Bu sayıları bularak eşitlikleri sağlayabilir misiniz?
?
?
14 12
?
?
Harfler yerine sayılar
?
?
?
?
2
9
3
8
4
7
6
5
c
1
2
3
4
5
24
Bir konu & iki konuk:
Herkesin hayalidir bir ev sahibi olmak. Ya kira ödeme
yerine taksit ödeyerek oturduğumuz daireye sahip
olmak isteriz, ya çocuklar büyüyünce aynı çatı altında
olalım diye birkaç katlı bir kaç daireli bina almak isteriz
ya da artık bahçeli bir evde oturup biraz da hayatın
tadını biz çıkaralım diyerek müstakil bir ev bakınmaya
başlarız. Bir de tasarruf amaçlı alınan emlaklar var;
kiracıdan gelen kira ile ev öder kendi borcunu diyerek...
Bir ev veya daire alırken nelere dikkat etmeliyiz peki? İşte
bu konuyu dört yıldan bu yana Aachen’da emlakçılık
yapan Beykan Yıldırım (B.Y.) beyle bir süre bu sektörde
çalışmış olan Mine Nart (M.N.) hanıma sorduk sizler için.
Ev ve daire alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Bir ev sahibi olmak her zaman
ve herkes için bir avantaj mıdır?
B.Y.: Tabiiki herkes için bir emlak sahibi olmak avantajlıdır ama malesef
herkesin alım gücü yeterli değildir.
M.N.: Ev, bina veya arsa almak gerek
kendi kullanımınız ve gerekse yatırım
açısından olsun her zaman kazançlı
ve güvenlidir.
Ne tür kişisel kriterlere
dikkat etmek gerekiyor?
B.Y.: Ev almayı düşünen herkes kendine şu soruları sormalı: Sakin bir yerde mi istiyorsunuz yoksa şehire yakın
mı olmalı? Yaşıma ve aile durumuma
göre hangi ev tipi bana uygun? Örneğin belirli bir yaştan sonra merdiven
çıkmak sorun olabilir. Alacağım ev
bütçeme uygun mu yoksa beni mali
olarak zora sokabilir mi?
M.N.: Ev alırken ilk olarak ileride bu
şehirde kalıp kalmayacağınızdan ve
işinizin sizi gelecek 10-15 senelik dö-
nemde zora sokup sokmayacağından
emin olmalısınız.
Ne tür ödeme yöntemleri
var? Bu yöntemlerden
biraz bahseder misiniz?
B.Y.: Finansman çeşitleri çok olmakla beraber, faizi en düşük ve vadesi
en uzun olanın tercih edilmesi gerekir kanısındayım.
M.N.: En iyisi tabiiki mümkün oldunca büyük bir kısmını nakit olarak ödemek ve geriye kalanı için herhangi ev
kredisine başvurmaktır. Ev alma konusunda kısaca özetlersem iki farklı
kredi türü var: Birincisi önceden zamanı ve taksitleri sabit olan kredilerdir. İkincisi ise ödemelerde belli bir
süre sonra taksit miktarının o günkü
ekonomik durumunuza uygun şekilde yenilenebilen krediler.
Daire veya müstakil ev alma
arasında farklı avantajlar
veya dezavantajlar var mı?
B.Y.: Daire alırken diğer komşularla birlikte yaşanması gerekiyor. Yani
her istediğinizi yapma imkanınız kısıtlanıyor. Müstakil ev alırken de belli
konularda tecrübeniz olması gerekli;
mesela bahçe düzenlemesi, dış cephe boyaması, balkonların tadilatı gibi
konularda bilgi ve yeteneğinizin olması bir avantaj. Dairelerde yaşayan
çoğunluğun kararı uygulanır ve masraflar paylaşılır. Müstakil eviniz olunca istediğiniz kararı verebilirsiniz ama
tüm masrafları da kendinizin ödemeniz gerekir. Ev yaptırmak istediğinizde Aachen'da arsa bulma sorunu olduğu için çok zaman kaybetmenize
neden olabilir.
M.N.: Ben de bu konuda bir ekleme
yapayım. Eğer evi kendiniz sıfırdan
yaparsanız isteklerinize en uygun şekilde planlayabilirsiniz. Bunun da dezavantajı size pahalıya gelebilir. Önceden göremediğiniz bir sürü yeni
masraflar çıkabilir. Hazır bir müstakil
bir evde bu uzun planlama ve inşaat süresini atlatmış olursunuz. Fakat
25
mine nart & beykan yıldırım
bazen de önceden görülmeyen hatalar nedeniyle yapmanız gereken tadilatlar pahalıya gelebilir.
Alınacak evin veya dairenin
bulunduğu bölge çok
önemli mi sizce?
B.Y.: Ev alırken alacağınız bölgenin
yeri en önemli faktör bence. Almanların deyimi ile "Lage, Lage, Lage."
Satmak veya kiralamak istediğinizde sorun yaşanmayacak emlak tercih edilmelidir.
M.N.: Ev veya daire alırken, içinden de
önce nerede olduğuna dikkat etmek
gerekir. Örneğin Aachen'da bazı bölgelerde fiyatlar sürekli artarken, bazı
yerlerde emlak değer kaybediyor. Yatırım yapacağınız gayrimenkulün ileride değer kaybetmemesi için semt çok
önemli. Bu konuda bilgi bulabileceğiniz çok sayıda internet sitesi var.
Bu genel bilgiler yanında
birer emlak uzmanı olarak
okuyucularımıza verebileceğiniz
önerileriniz neler olabilir?
B.Y ve M.N: İlk önce banka ya da finans danışmanı ile konuşup ödeme
bütçesinin belirlenmesi gerekiyor. Vadeler 5 yıl, 10 yıl, 15 yıl veya 20 yıl (daha
fazla) olarak hesaplanır. Vade süresi ne
kadar kısa ise faiz de o kadar düşüktür ama 5 ya da 10 yıl sonra faizlerin
ineceğini ya da çıkacağını bilemezseniz. Ana sermaye de burada önemli bir
unsurdur. Ev alırken bu ana sermayenin yaklaşık % 20'siyle yan masrafları
(% 1,5 Noter, % 0,5 tapu işlemi), arada
emlakçı varsa % 3,57 ve de % 5 gayrimenkul devir vergisi karşılayabilirsiniz,
faiz de düşük olabilir. Bunun yanında
taşınma masrafını ve aylık düzenli giderlerinizi hesaba katmanız gerekiyor.
Ev bulduktan sonra kendi bankanızdan aldığınız kredi teklifi ile başka
bankalara da sorabilir ve karşılaştırma
yapabilirsiniz. Kredi alabilmek için bir
işyerinde aralıksız olarak 2 ya da 3 yıldır çalışıyor olmanız gerekmekte. Son
yılın vergi denkleştirmesini yapmış
olmanız ve Schufa'nızın temiz olması
gerekiyor. Kredi başvurusu yaparken
son 3 ayın maaş bordrosu da gerekiyor. Gerekli listeyi size finans danışmanı ya da bankalar verecektir.
Bölgenin önemi: Belirli bölgeler, belirli
bir süre sonra altyapı ya da başka nedenlerden dolayı iyi bir bölge olmayabilir. Bu durumda aldığınız emlağın
bir özelligi kalmayabilir. Zor anlarda
satmak zorunda kalırsanız (boşanma,
işyeri kaybı, işyeri değiştirme gibi) iyi
bölgelerde zarar etme riskiniz azalır.
Ev alırken emlakçının ya da evsahibinin zorlamasına ve sıkıştırmasına gelmeyin. Mesala ilgilenen başka biri de
var gibi nedenlerle sizin kararınızı hızlandırmanızı isteyebilirler; etkilenmeden sakin olarak karar verin. Bir bilirkişi ya da mimardan mutlaka yardım
almanızı öneririm. Sizin göremeyeceğiniz bir çok tadilat ya da çıkabilecek
başka masrafları görebilirler.
Ev alırken herhangi bir engel varmı
diye tapuya bakmanızda yarar var. Noter sözleşmesini notere gitmeden önce
mutlaka okuyunuz; anlamadığınız yerleri bir avukata danışmanız yararlı olur.
Ev sahibi ile emlakçı arasındaki fark,
ev sahibi bir çok belgeyi size sunamayabilir ama emlakçı size anahtar teslim edene kadar refakat eder.
"Ev alma, komşu al" sözündeki gibi ev
ya da daire almadan önce çevredeki
komşularla tanışmasanız bile onları
görmeye çalışın. Evin çevresinde alışveriş imkanı nasıl; doktor, eczane ve
otobüs durakları var mı diye bakılmalıdır. Gürültüden dolayı tren yolu, hızlı
çevre yolu ya da otoban yakınlarında
olmamasına dikkat edilmelidir.
Ev alınca, ileride çıkabilecek masraflar
için her ay metrekare başına 25 cent
ile 1 € arası bir miktarın düzenli olarak
bir kenarda biriktirilmesi iyi olacaktır.
Sigorta firması seçmekte de dikkatli
olmak gerekir.
Verdiğiniz bilgilerle bizleri ve
okurlarımızı aydınlattığınız için
sizlere çok teşekkür ederiz.
Günal Günal
© Verkehrsverein Bad Aachen e. V.
26
bulmaca saYfasI
27
perde arkası
paskalya eşeği getirmiş) dedi ve Peter
pek inanmasa da yumuldu menemene. Bir yandan yiyor, bir yandan da
bana gülümseyip „Büyüyünce bunlara gösteririz.“ diyordu.
Tavşanın çikolata yumurtladığı bayram
İlkokul öğrencisiyken arkadaşım tonton Peter´e oynamaya gitmiştim ve
hiç unutmam Peter evin içinde fellik
fellik birşeyler arıyordu. Koltukların altında, dolapların çekmecelerinde, kitapların ve yastıkların arkasında. „Ne
arıyorsun?“ diye sorduğumda, „Yumurta!“ dedi, „Paskalya yumurtası!“.
„Hadi be Peter“ dedim. „Niye mutfakta aramıyorsun? Salonda yumurta mı
olur? Hem birisi üstüne oturursa annen seni yumurta gibi haşlar.” “Yok
yaa, zaten haşlanmış, katı yumurta
bunlar.” dedi ve aramaya devam etti.
Peter “Bazılarının içinde de çikolata
var.” diyince ben de merak edip aramaya başladım ve az sonra radyonun
arkasında iki yumurta buldum. Biri
tavuk yumurtasına benziyordu ama
rengi yeşildi. “Bu yumurta niye yeşil?”
diye sorduğumda Peter ilginç bir yanıt verdi. “Onu tavşan getirip sakladı.”
Ben daha “Al sana. Biz de kerizdik de
PASKALYA
yedik...“ diye düşünürken, Peter elimdeki diğer yumurtayı aldı etrafındaki
renkli aluminyumu soydu ve çikolatadan olan yumurtanın bir yarısını bana
verip diğer yarısını ağzına atıp hapur
hupur yemeye başladı. Ben de çikolatayı yerken, “Vay be!” diyordum kendi
kendime. “Almanya´nın tavşanları bile
bizimkilerden farklıymış.”
“Eve nasıl girdi ki tavşan?” diye sorduğumda Peter ilginç bir yanıt daha
verdi: “Aslında yumurtaları bahçede
saklıyor ama gece yağmur yağınca
bacadan girip salonda saklamak zorunda, ne yapsın yani?” Ertesi gün Peter bize geldiğinde sofrada oturuyorduk. Babam menemen yapmıştı. Peter
de herzamanki gibi sofraya oturdu ve
önüne bir tabak menemen kondu. Peter „Bu ne yemeği?“ diye sorduğunda babam bıyık altından gülümseyerek „Türkisches Osterei, hat der Osteresel
gebracht.“ (Türk paskalya yumurtası;
Yıllar sonra Paskalya Bayramı’nın hristiyanlıkta İsa peygamberin çarmıha
gerildikten sonra üçüncü günde tekrar dirilişinin kutlandığını ve musevilerin Hamursuz Bayramı (Pessah)
diye kutladıkları bu bayrama tavşanın ve yumurtaların çok sonra ilave
edilmiş olduğunu öğrendim. Hem
her ülkede gelenekler farklı. Bazı ülkelerde yumurtaları guguk kuşu veya
tilki getiriyor. Yumurta tokuşturmak
ise her ülkede çocukların çok sevdiği
bir gelenek olmuş. Macaristan’da bayanlara ufak bir hediye alma geleneği de varmış ve bu hediyeyi unutan
beylerin üzerine paskalyadan sonra bir kova soğuk su dökülürmüş; iyi
ki bizde böyle gelenekler yok. Nevruz bayramı gibi bir bahar bayramı
Paskalya ve bazı yörelerde Paskalya
ateşi bile yakılıyor; İsveç’de bu ateş
Paskalya cadılarını kovarmış. Katolik Kiliseleri’nde, Paskalya gecesi ayininde yeni ateş kutsanıyor, Paskalya
mumu yakılıyor; Kitabı Mukaddes’ten
bölümler okunuyor, vaftiz törenleri
yapılıyor. Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenleniyor.
Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakmıyor; dönüşte ise, İsa’nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılıyor.
Ayrıca Rum geleneklerinde Paskalya
kuzusu büyük önem taşıyor ve bizim
kurban kesmemiz ile bir benzerlik de
var. Almanya’da bu Paskalya kuzusu
daha çok hamurdan şekillendirilerek
fırında pişiriliyor.
Meksiko´da iki hafta boyunca sokaklar süsleniyor, müzik çalınıp dans ediliyor. Italya’da „Torta di Pasquetta“ denilen ıspanaklı menemen sunuluyor
misafirlere. Finlandiya’da paskalyanın diğer bir ismi “mumlar bayramı”.
Ben ise her zamanki gibi Beyti’ye gidip bol sarımsaklı bir kelle-paça söylüyorum. Paskalya tavşanı bizim eve
epeydir uğramıyor; aklıma gelmişken bacayı da bir temizleteyim,
kim bilir belki yolu düşer bu sene.
Necip Tokoğlu
28
genel kültür:
25 bin yıllık bir duvar resmi
Eski Mısır yazısı
Alef’ten A’ya: Yazının Bilinmeyen Tarihi
Pek çoğumuz harflerin neyi sembolize ettiğini pek bilmeyiz.
Örneğin, A sembolü nereden gelmiştir; tarihin bir
döneminde belli bir şeyi ifade ediyor muydu? İşte
size yazının tarih içindeki kısa bir serüveni...
M.Ö. 3000
M.Ö. 1850
M.Ö. 1200
M.Ö. 600
M.S. 114
Mağara Resimleri
Yazının tarihi resimlerle başlar. İlk insanlar mağara duvarlarına av hayvanlarını resmediyorlardı. Bunun nedeni ise,
günümüzde bazı yerlerde görülen büyücülerin kullandığı
gibi, büyüsel amaçlıydı. Hayvanları bu yolla etkileyeceklerini ve daha kolay bir şekilde avlayabileceklerini düşünüyorlardı. Yani mağara resimleri ilk insanların inançlarını
ve korkularını anlatıyordu.
Daha sonraki uzun bir dönemde insanlar yazıya pek gereksinim duymadı. Çünkü insan bilgisi az olduğu için, bu
bilgiler bellekte tutulabiliyor ve gelecek nesillere anlatarak
aktarılıyordu. Fakat insan bilgisi arttıkça bu iş güçleşti ve
anıt insanların yardımına koştu. Mezar taşları bir önderin
yaptığı iyi işleri ve savaşlarını anlatmak için kullanılmaya
başlandı. İnsanlar balçıkların ya da ağaç kabuklarının üzerine, bazı şeylerin unutulmaması için yazı-resim çizerlerdi.
Bunların yanında eski savaşları tasvir eden bir çok büyük
anıt günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Yazının bilinmediği dönemde insanlar mektuplaşmak için
eşya kullanırlardı. Örneğin eski çağda bir uygarlık olan İskitler komşuları Perslilere bir kuş, bir fare, bir kurbağa ve
beş tane de ok gönderirler. İskitler komşularına şunu anlatmak istiyorlardır: Bir kuş gibi uçmayı, bir fare gibi toprak içinde gizlenmeyi, kurbağa gibi bataklıkta sıçramayı
biliyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız, bizimle savaşa kalkışmayın! Topraklarımıza ayak bastığınız anda, oklarımız
altında yok olursunuz.
Eski Mısır Hiyeroglifleri
Bugün bilinen en eski resim-yazı türü eski Mısır hiyeroglifleridir. Binlerce yıllık eski Mısır kültürü bu resim-yazılarla
günümüze kadar ulaşabilmiştir. Mısırlılarda tarım ve hayvancılık gelişmeye başladığından, artık her bir hayvan ya
Eski çivi yazısı
da eşyanın tek tek resmini yapmak zorlaşmıştı. Bu nedenle resim-yazı denilen semboleri kullanmaya başladılar.
Bilim adamları bu hiyeroglifleri çözebilmek için uzun yıllar
harcadılar. Bazı resimler oldukça açıktı; savaş kazanan bir
firavun, atlar üstünde askerler, elleri bağlı esirler, törenler,
alış veriş yapanlar. Fakat bazı sıkça kullanılan semboller çözülemiyordu; kuşlar, kertenkeleler, böcekler, elleri havaya
kalkık adamlar ve geometrik şekiller.
1822 yılında bir Fransız bilgini olan Champollion nihayet
sırrı çözdü: Mısırlılar karışık bir sistem kullanıyorlardı. Bazen
kelimeleri bazen de heceleri bir sembolle gösteriyorlardı. Daha sonra bazı sembolleri harf olarak da kullanmaya
başladılar. Örneğin baş anlamına gelen rop kelimesinin ilk
harfi olan R için baş sembolü kullanmaya başladılar. Böyle
kullandıkları 25 tane sembolleri vardı ama bir alfabe yapmak akıllarına gelmedi.
İlk Alfabe
Bugün bilinen ilk alfabeyi eski Mısır’ı işgal eden ve Mısırlıların Hiksoslar (İstilacılar) dedikleri can düşmanları olan bir
Sami kavmi geliştirmiştir. Bunlar her bir harf için bir sembol
buldular. Her sembol, onun kelime karşılığının ilk harfini
temsil ediyordu. Böylece A harfi olarak öküz (Alef) başı, B
harfi olarak ev (Bet), R harfi olarak insan başı (Ret) gibi sembollerle oluşturdukları 21 harflik bir alfabe oluşturdular.
Çivi Yazısı
Mısırlıların yazılarının daha resmi andırdığı dönemlerde,
Babillilerin ve Perslerin yazıları resim olmaktan çıkmış, irili
ufaklı çizgiler haline gelmiştir. Bunun nedeni de, malzemenin kullanışsız olmasıydı.
Mısırlılar genellikle taş veya papirüs kağıdı kullanıyorlardı.
Oysa Babilliler ve Persler kilden yapılmış tuğla üstene ve
sivri çubuklarla kazıyorlardı. Çiviye benzeyen çizgiler ortaya çıkıyordu. Bunun için bu yazıya çivi yazısı denmiştir.
Fakat Babilliler de aslında resim yapmak istedikleri halde, kil üzerinde başarılı sonuç alamadıklarından bu işten
vazgeçtiler. Örneğin bir daire çizmek isteseler dahi, bu
köşeli oluyordu. Bunun üzerine, resim yerine kelimenin
ilk hecesini göstermeye çalıştılar. Persliler ise tamamen
değişiklik yaparak harfli sisteme geçtiler. Çivi yazısını ilk
çözen bilim adamı Alman profesörü Grotefend oldu. Hiyeroglifler ve çivi yazısı hükümdar isimlerinden haraket
edilerek çözülebildi.
29
yazının tarihçesi
9. yüzyılda Yunanistan’da yaşamış olan Kiril ve Metodiy adlı
iki papaz, hıristiyanlığı yaymak için Moldovya’ya giderler.
Fakat Moldovlar alfabeyi bilmedikleri için, bu papazlar çoğunu Yunanca alfabeden, bazılarını da uydurarak yeni bir alfabe yaptılar. Bu alfabe zaman içinde Rusya’ya kadar uzandı.
Yazıdan Tekrar wwResme mi Dönüyoruz?
Çin yazısı
Kiril alfabesi
Hititliler de hiyeroglif yazısı kullanıyordu. Bir Çek profesör 1915’te bu yazıları çözdü ve bu sayede tarih içinde
Anadolu’da yaşamış ve o güne kadar bilinmeyen birçok
ulus ortaya çıkarıldı.
Harflerin Mısır’dan başlayan yolculuğu Sina yarımadasına,
Fenikelilerden Yunanlılara, Slavlardan Rusya’ya, Hindistan’a,
Tibet’e ve Kore’ye kadar ulaşması yaklaşık dört bin yıl sürdü. Harflerin biçimleri sadeleşerek değişti. Sağa sola yattı;
başaşağı geldi. Fakat aslında hep aynı sembol olarak kaldı.
Son dönemlerde yazı yazmayı iyice bırakmaya başladık.
Kelimeleri sadece baş harfleri ile kullanmaya (CD: Compact Disk, TR: Türkiye, AC: Aachen gibi); günlük yaşamda
bir çok şeyi de resimler ya da resim-yazılar yardımıyla belirterek yazıyı adeta çöpe atmaya başladık. Örneğin trafik
ve uyarı işaretleri, kullanım kılavuzları hep resimlerle anlatılmaya başlandı ve okumayı sevmeyen insanlar durumuna gelmemize şaşmaya başladık.
Günal Günal
Şimdi kayıt ettirin...
Sınıfı geçsin...
Bugün kullandığımız harflerden A’nın ters dönmüş bir boğa
başına; M’nin bir nehre ya da dalgalı bir suya; N’nin bir yılana;
R’nin bir başa; E’nin ellerini havaya kaldırarak yaşasın diye
bağıran bir insana benzediğini pek bilmeyiz ama kullanırız.
Çin Hiyeroglifleri
Günümüzde dahi hiyeroglif yazılar kullanılmaktadır. Örneğin Çin yazısı bir hiyerogliftir; fakat tarih içinde birçok değişikliğe uğramıştır. Çinliler önceleri resimleri ne anlamına
geliyorsa, ona çok benzeterek yapıyorlardı. Fakat zamanla basitleştirerek daha sade şekiller oluşturdular. Örneğin
güneşi önceleri bir daire içine nokta koyarak, ayı da orak
biçiminde yapıyorlardı.
Çincede her sembol birden çok anlama geldiği için normal
yazıya geçmek onlar için oldukça zordu. Güneş anlamına
gelen sembol, aynı zamanda gün, hergün ve gündüz anlamına da gelmektedir.
Harflerin Avrupa’ya Gelişi
İlk vatanı Mısır olan harfler, gemici bir ulus olan Fenikeliler aracılığıyla kıyıdan kıyıya ve sonunda Avrupa’ya ulaştı.
Yaşamları denizlerde geçen Fenikelilerin resimle uğraşmaya pek zamanları olmadığı için, Mısırlılardan öğrendikleri
harfleri biraz daha sadeleştirdiler.
SINAVLARI
BAŞARMAK
SINIF GEÇMEK
ABİTUR YAPMAK
!
IFLAR
SIN
ÜTÜN
B
LER!
ERS
ÜN D
BÜT
DAR!
KA
SEYE
İ
L
N
A
KULD
İLK O
Herşey
çocuklarımızın
başarısı ve
geleceği için...
Fenikelilerden öğrendikleri harfleri biraz daha sadeleştiren
eski Yunanlılar kendi alfabelerini; onlardan öğrenen Romalılar da bugün kullandığımız Latince alfabeyi oluşturdular.
Nachhilfezentrum
Nachhilfezentrum
Dinler ve Harfler
Peterstr. 81/83 • 52062 Aachen
Eschweilerstr. 70 • 52477 Alsdorf
Tarih içinde çeşitli dinler, kendi kurallarını gelecek nesillere aktarmak için alfabeler oluşturdular. İbranice yahudiliği, Arapça islamı yazılı hale getirmek için biçimlendirildi.
Aachen
0241/46829014
Mariadorf
02404/9030210
www.nachhilfezentrum-aachen.de
30
siz Ve BURcunuz
Burcunuzun çiçeği
Koç (21 Mart / 20 Nisan)
Sümbül: Koçun zamanı ilkbahardır.
Bu dönemde sümbülün çiçekleri ile
mutlu olur. Yumuşak pembe, mavi,
mor ve beyaz renkler onu büyüler. İlkbahar çiçeklerini genelde kışın evde
ve camın önünde yetiştirir. Böylece
onlarla haftalarca mutlu olabilir.
Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)
Lale: Yaşama sevinci ile dolu olan
boğa, canlı renklere sahip çiçekleri
sever. Laleler içinde en geniş seçeneğe sahiptir. Farklı tonlarda bulunduğu gibi değişik şekillerde de elde edilebilir. Eğer bir bahçesi yoksa laleler
ile dolu bir vazo da yeterli olacaktır.
İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran)
Gül: İkizlerin sembolüdür. Çiçeklerin
kraliçesi özellikle ikizleri etkiler. İkizler
sadece onun çekiciliğini değil onun
nasıl yetiştirileceğini de bilir. Bakımı
ve diğer işlerine de hakimdir.
Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)
Anemon (Akdeniz lalesi): Akdeniz’den
gelen anemon güçlü renkleri ile yengeci büyüler. Yengecin yaşam tarzında olduğu gibi anemonlar da kendilerine özgüdür. Küçük gruplar halinde
yetişirler. Küçük veya taşlı bahçelerde.
Nisan ve Mayıs
aylarında
doğanların
ruh halleri
Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)
Orkide: Yükseği seven aslan, çiçeklerde de gösterişli olanlarını sever. Orkide bu yüzden favorileri arasındadır.
Büyüleyici ve alışılmadık renkler onu
fazlasıyla etkiler. Egzotik güzelliği ile
bitkiler ailesinin en büyük üyelerinden olup 25.000’den fazla yabani büyüyen çeşidi vardır.
Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)
Margit: Bakımının kolay olması ve her
yere uyması sebebiyle margit başak
için uygun çiçek dostudur. Renkli ve
parlak beyazı ile dikkat çeker. Başağın balkondaki veya bahçedeki tercihi renkli türleridir.
Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)
Dalya: Çok şık olan terazi barok güzelliğe sahip dalyaları tercih eder. Basit, yarı veya tam dolu dalya çeşitleri değişik renkli ve yapraklıdır. Türleri
her geçen yıl artmaktadır.
Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)
Eşek dikeni: Akrepler hareketi sever
ve her boş zamanlarında gezi ve yürüyüşler yapar. Bu sırada dağlarda bulunan dikenlerin güzelliği ilgisini çeker. Centiyane gibi diğer dağ çiçekleri
de onu büyüler.
Yay (23 Kasım / 20 Aralık)
Zambak: Güzel şekli ve hoş kokusu
ile yayı büyüler. ilk tercihi beyaz kral
zambağı olsa da kırmızı ateş zambağı alaca renkli Türk zambağı ona mutluluk verir.
Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)
Amaril: Çalışkan oğlaklar uzun boylu amarilleri sever. İlk tercihi kırmızı
çiçekli çeşididir. Kendisi gibi ona da
özen gösterir ve gelecek yılda da çiçek açmasını sağlar.
Kova (19 Ocak / 20 Şubat)
Kardelen: Kardelen kıştan sonra ilk
olarak açan çiçeklerden biridir ve ilkbaharın gelişini haber verir. Mutlu
kova, çimenleri parlak renkleri ile dolduran ve daha şubat ayında etrafa güzel kokular yayan bu çiçeği çok sever.
Balık (20 Şubat / 21 Mart)
Nergis: İlkbaharda balığın doğumu
ile sarı renkli nergislerin de çiçekleri
açar.İlkbahar çiçeği ünvanı ona aittir.
Özellikle trompet nergisi parlak sarı
rengi ile büyüleyicidir.
Yukarıda adı geçen çiçeklerin resimleri bulunuyor. Özellikle isimleriyle belirtmedik. Onu bulmayı size bıraktık.
Nisan: Aktif ve enerji doludur. Çabuk karar verip çabuk pişman olur. Şefkatlidir. Mantığını
dinler. Diplomatiktir. İnsanları teselli etmeyi sever. Dostlarının sıkıntılarıyla ilgilenir. Cesurdur, maceraperesttir. Sevgi ve ilgisini belli eder. Hafızası güçlüdür.
Mayıs: Sert yapılıdır. Kolay sinirlenir. İlgi çeker. Fiziki güzelliğe önem verir. Motivasyona ihtiyacı yok. Sistematik çalışır. Hayal kurmayı sever. İleri görüşlü. Kolay sakinleştirilir. Anlayışlıdır. Edebiyat ve sanatla ilgilenir. Evde oturmaktan sıkılır. Çocukları pek sevmez.
31
kadIn saYfasI
Sağlıklı ayakkabı
nasıl olmalı?
Sağlıklı ayakkabı satın alırken dikkat
edilmesi gereken bir diğer konu da
ayakkabının su geçirmeme özelliğine
sahip olmasıdır.
Satın aldığınız ayakkabıların ayak sağlığınızı koruması için ayağa iyi oturan
ve kesinlikle sıkmayan, rahatsız etmeyen deri ayakkabılar olmasına dikkat
edilmelidir. Ayakkabınız ayakta bulunan 26 kemik ve bu kemiklerle bağlantısı olan eklemleri, bağları ve kemer dediğimiz yapıyı desteklemelidir.
Önemli olan bir diğer faktörde, mevsimine uygun ayakkabılar seçilmesidir.
Yazın ayağı terletmeyen ayakkabıların seçilmesi, ayak sağlığı açısından
son derece önemlidir. Sağlıklı ayakkabı satın almak için ayağın rahatlığı
ve hava alması en çok dikkat edilmesi gereken konudur. Yüksek topuklu,
ayağı sıkan, terleten, su geçiren, ayaklarda ağrı şikayetlerine sebebiyet veren ayakkabılardan uzak durulmalıdır.
Bir de mutlaka ayakkabılarınızı çorap
ile giymeli ve pamuklu çorapları tercih etmelisiniz.
Günlük yaşamınızda işlerinizi kolaylaştıracak küçük ve faydalı bilgiler:
• Kahveyi buz kalıplarında dondurup
sütün içine atabilirsiniz.
• Alacağınız 3 dakikalık soğuk bir duş
size yaklaşık 40 kalori yaktırır.
• Boğazınız ağrıyorken dondurma yemek zararlı değil, aksine soğuk olduğu için yararlıdır.
• Mideniz bulanıyorsa bir tutam toz
kahve yiyin, faydasını göreceksiniz.
• Deodorantınızı sabah yerine geceden sıkarsanız, gün içinde daha az
terlersiniz.
• Yumurtalarınızı haşladıktan sonra
kalan suyu saksılarınıza dökün. Bitkiler için oldukça besleyicidir.
• Saksıdaki çiçekleriniz oluşan böcekler sebebiyle kuruyorsa, sigara küllerini bitki köküne dökün. Kül, böcekleri
zehirleyerek öldürecektir.
• Yumurta kaynatırken kabuklarının
çatlamamasını istiyorsanız, kaynama
suyuna yanmış kibrit atın.
• Turşu yaparken, tuzunu ayarlayabilmek için, içine zeytin ya da yumurta
atın; batmıyorsa tuz miktarı iyidir.
• Hıçkırık tuttuğu zaman, nefesinizi 15
saniye kadar tuttuktan sonra 3 kere
yutkunun. Kısa süre içinde hıçkırığınız kesilecektir.
• Şiddetli ishal durumunda mevsiminde ise nar meyvesinin kabuğunu soyup su içinde kaynatıp içiniz. Mevsimi değilse kurutulmuş nar kabuğu.
• Ütü suyunuzun içine biraz parfümünüzden sıkarsanız, çamaşırlarınız mis
gibi kokacaktır.
• Saçlarınızı boyarken diplerde oluşan
boya lekelerini temizlemek için süte
batırdığınız pamuğu kullanın.
• Yalnızken kalp krizi geçirme durumunda, şiddetli şekilde öksürmeye
başlayın.Kriz şiddetini düşürerek en
az hasarla kurtulmanızı sağlayacaktır.
• Uyuyamıyor musunuz? Vücuttaki
melatonin seviyesini yükseltmeye
yardımcı olan "vişne" uykusuzluğa
en güzel çözümlerden biridir.
• Evden makyajsız çıktığınız günlerde
havuç yiyerek yüzünüze renk gelmesini sağlayabilirsiniz.
• Bacak bacak üstüne atarak oturduğunuzda, varislere ve çatlaklara davetiye çıkarmış oluyorsunuz.
• Ojeden sararan tırnakların rengini
açmak için sirke ile silin; bu rengini
açacaktır.
• Çöp kutunuzun içine bir miktar karbonat ya da kabartma tozu dökerseniz etrafa yaydığı kötü kokuyu önlemiş olursunuz
• Makyaj yapmadan önce yüzünüze
nemlendirici sürün ve bir süre bekleyin. Böylece makyajınız daha kalıcı olacaktır.
• Fırında patates yapmadan önce, 1015 dakika haşlayın ve çatal ile delin.
Daha kolay piştiğini göreceksiniz.
• Yemeklerden önce dişlerinizi fırçalarsanız daha az yemek yersiniz ve
daha çabuk kilo verirsiniz.
• Portakalları sıkmadan önce soğuk
suda bekletirseniz elde edilecek
portakal suyu miktarını yarı yarıya
arttırırsınız.
• Kediler naftalinden ve plastikten
hoşlanmazlar. Kedilerin oturmasını
istemediğiniz yerlere ya naftalin koyunuz ya da naylon örtü örtünüz.
Televizyon çocuklarda
dikkat süresini azaltıyor!
Yapılan araştırmalarda fazla televizyon izlemenin çocukların dikkat sürelerini kısalttığı gözlenmiştir. Her 3-5
saniyede bir değişen sürekli hareket
ve canlılık içeren televizyon programlarını çok fazla izleyen çocuklar gerçek
dünyalarının da aynı şekilde olmasını
beklemektedir.
Ev ve sınıf ortamı fazla durağan ve sıkıcı gelmeye başlıyor. Çocukların televizyon izleme süreleri sınırlandırıldığında dikkat sürelerinin arttığı tespit
edilmiştir. Televizyon izlemek yerine
birlikte oyun oynamak ve çeşitli etkinlikler yapmak aile içi ilişkileri zenginleştirip, geliştirecektir.
Yeni salonumuzla hizmetinizdeyiz!
Muhammed Karakuş ve Nazlı Öztürk
Tecrübeli ustalar, uygun fiyatlar
ve A‘dan Z‘ye komple hizmet!
Erkek saç kesimi: 8 €
Bayan saç kesimi: 13 €
Peterstr. 77, 52062 Aachen
Telefon: 0241 / 990 74 83
32
önce sağlık
Baharla gelen alerji
Polenlerin artması ile bahar aylarında tekrar nezle ve grip kendini göstermeye başladı. Bu durum halk arasında saman nezlesi, bahar nezlesi,
alerjik nezle veya üst solunum yolu
alerjisi olarak adlandırılmaktadır. Alerji, bulunduğumuz çevrede ya da ortamda olan bir alerjenin nefes alma
sırasında buruna alınıp burnun iç yüzüne yapışması sonucunda, mikrobik
olmayan bir iltihap neticesinde ortaya
çıkabilmektedir.
Polenlerden korunma yolları
• Ağaç ve çiçeklerin yoğun olduğu
açık alanlarda mümkün olduğu kadar az bulunmak, dolayısıyla yüksek
yerlerde yaşamak,
• Saat 8.00 ile 14.00 arasında dış ortamlarda bulunmamaya çalışmak,
• Polen mevsiminde kapı ve pencereleri kapalı tutmak, klima bulunan
mekan ve ulaşım araçlarını havalandırmak alerjiden korunmak için yararlı olacaktır.
Çevresel alerjenlerden korunma tedbirleri tek başına alerjiden korunmak
için yeterli değildir. Mutlaka ilaç tedavisi ile desteklenmelidir.
Bahar alerjisi için pratik öneriler
1 Sigara içmeyin ve yanınızda içilmesine izin vermeyin.
2 Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmayın, eğer bulunmak zorundaysanız
mutlaka maske takın.
3 Polen yoğunluğu en çok sabah erken saatlerde ve akşam saatlerinde
olmaktadır. Bu saatlerde dışarı çıkmamaya çalışın.
4 Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencerelerinizi kapalı tutun. Rüzgarlı havalarda evde kalmaya çalışın.
5 Burnun dış kısmına ve göz çevresine
çok ince bir tabaka şeklinde vazelin
sürün, polenler vazeline yapışmakta
ve böylece girişleri engellenmektedir.
6 Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev
havası alerjik rinitin kötüleşmesine
neden olabileceğinden, evde hava
nemlendiricisi kullanın.
7 Klimalarda kullanılan filtreleri her ay
değiştirin, alerjenleri tutan özel filtreler alın.
8 Hava değişimini içeride bulunan havayı kullanarak temizleyen, dışarıdaki havayı kullanmayan özel klimaları
tercih edin.
9 Evinizde tüylü hayvan ve bitki beslemekten kaçının.
10 Yatmadan önce duş alın ya da saçlarınızı yıkayın.
11 Polen mevsiminde giysilerinizi açık
havada kurutmayın. Şapka ve ceketlerinizi daha sık yıkayın.
12 Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih edin.
13 Toz barındırabilecek kilim, halı
gibi ev eşyalarını kullanmamaya özen
gösterin.
14 Polen mevsiminde arabada giderken pencereleri kapalı tutun.
Elma sirkesinin
bilmediğiniz özellikleri
İşte elma sirkesinin faydaları: Doğal alfa
hidroksi asitlerden zengindir ki bu cilt
için oldukça önemlidir. Güneş lekeleri ve yaşa bağlı oluşan lekelerin azalmasına yardımcı olur. Ölü derinin soyulmasına yardımcı olur. Akne ve akne
izlerini gidermeye yardıma olur. Açık
gözeneklerin azalmasına yardımcı olur.
Yüz toniği yapın: Tonik olarak kullanımda 1-2 yemek kaşığı
organik elma sirkesi 1 litre suya katılarak pamuk yardımıyla
yüze sürülür. Akne ve lekeler için ise yarı yarıya sulandırılmış
organik elma sirkesi pamuk yardımıyla yüze sürülür. Cildin
yağlanmasını azaltır. Bu uygulamaları hassas ciltlere sahip
olanlar 2 günde bir yapmalı ve alerjik reaksiyon gelişmesi
durumunda hemen sonlandırmalıdırlar.
Nasır ve siğiller için: Ayaktaki nasır ve siğiller için kullanılabilir. Ayak 20 dakika 1/3 oranında elma sirkesi içeren ılık suda
bekletilir, sonra kurulanır. Organik elma sirkesiyle ıslatılmış
gazlı bez, uygulama yapılacak kısma bandaj şeklinde sarılır,
gece boyu bekletilir. Sabah açılarak yıkanır. Uygulama yapıldıkça hasta bölge yumuşayarak kaybolur.
Kepeği azaltır: Saçlı deride kepek varsa masajla uygulanıp,
20 dakika sonra durulanması kepeği azaltmaya yardımcı olur.
Kimyasal ilaçlar yerine doğal gıdalar:
Günümüzde en ufak rahatsızlık anında hemen ilaca
başvuyoruz. Oysa bunun yerine doğal besin maddelerini daha sık tüketerek bunların etkilerinden de yararlanmak mümkün. Tabiiki gerekli durumlarda ilaç almak
zorunludur ama doğanın eczanesinden de faydalanmak yanlış olmaz.
İşte size bir kaç tipik örnek:
Ağrı kesiciler yerine: Dut, zencefil, zerdeçal
Kolesterol ilaçları yerine: Domates, elma, kuruyemişler
Tansiyon ilaçları yerine: Muz, koyu yeşillikler, turunçgiller
Tiroid ilaçları yerine: Muz, turp, yosunlar
Antibiyotikler yerine: Sarımsak, vitamin D, zerdeçal
Diyabetik ilaçlar yerine: Çay, vitamin D, koyu yeşillikler
Asit giderici ilaçlar yerine: Bal, greyfurt
33
SAĞLIKLI YAŞLANMA
70 yaş üzerinde yeme ve içmede nelere dikkat etmeliyiz?
70li yaşlarla birlikte, çoğu insanın durumunda büyük değişimler meydana gelir. Eskiden kolay olan şeylerde
çok zorlanmaya başlar. Güçlü ve uzun
süre bağımsız hareket edebilmek için
iyi bir beslenme çok önemlidir.
Orta yaş döneminde fazla kilo çok karşılaşılan bir problem olurken, ileriki
yaşlarda daha az kilo ve beslenme eksikliği bulunur. Yaşlılık arttıkça ve çeşitli hastalıklardan dolayı yemekte daha
sık problemlerle karşılaşılır. Dengesiz
beslenme olursa veya günde enerji alımı 1500 kaloriye ulaşmazsa; yumurta
beyazı, vitaminler ve mineraller gibi
beslenme maddeleri alınmalıdır, aksi
takdirde kilo kaybı yaşanır.
Hastalık durumlarında vücut kendini iyi savunamaz. Yaşlılıkta kilo kaybını düzeltmek çok zor olduğu için, erken önlemler alınmalıdır. Birkaç hafta
içinde kilo verirseniz sürekli zayıf ve
enerjisiz olacaksınız; bunun ciddiye
alınması gerekir. Bu problem hakkında doktorunuzla konuşmanız gerekir.
Yaşlı insanlara genellikle daha az enerji gerekir, ama yaşam için en önemli olan beslenme maddelerine ihtiyaç
duyulur. Bazı besin maddelerine daha
çok miktarda ihtiyaç duyulur. Besleme
özelliği yoğun olan yemekler hep masada olmalıdır. Sebze, meyve, kepekli tahıl ürünleri, süt ürünleri, az yağlı
et, balık, tavuk, yumurta, baklagiller
ve bitki yağları çok önemlidir. Yaşlılıkta yemek yeme, yutkunma, çiğneme
problemleri ve iştahsızlık gibi artan
problemler çıkarabilir.
Yemekten artık tat
alınamadığı zaman...
İleri yaştaki insanlar, iştahsızlıktan şikayet ederler. Bunun çeşitli nedenleri
olabilir. Tat alma duyusu yaşlılıkta çok
azalır. Çünkü tat alma organlarının sayıları azalır. Özellikle tatlı ve tuzlu tat
duyusunda bu problem görülür. Koku
alma duyusu da azalır. Yemekten zevk
almak için, tat ve koku alma duyuları
çok önemlidir. Bu duyularda azalma
olursa; iştah eksikliği oluşur. Yemek
hazırlarken, tat ve koku alma duyularına hitap etmeyi ihmal etmemek
gerekebilir.
• Yemeklere çok baharat koyunuz. Sadece tuz kullanmayın. Taze baharatlar, sarımsakv.b. kullanın. Baharatların
yoğun kokusu ekstra iştahı açar.
• Yemeği güzel ve gösterişli hazırlayın. Çünkü güzel yemek göz zevki ve
iştah için önemlidir.
• Aldığınız ilaçların, iştahınızı etkilememesine dikkat edin. Doktorunuzla bu konu hakkında konuşunuz. İlaç
alma zamanını bazen ertelerseniz; bu
durum olumlu etkileyebilir.
• Yeterli miktarda beslenme maddesi almak için günde birkaç defa küçük
öğünler yiyin. Kalktıktan sonra hemen bir kahvaltı yapın ve yatmadan
önce bir lokum yiyin mesela. Günde
en az bir sıcak yemek yiyin.
• Arada bir atıştıracak şeyler bulundurun. Mesela dilimlenmiş bir elma,
bir kase yoğurt veya bir dilim meyve
pastası.
• İçecekleri unutmamalısınız. Çünkü
sadece iştah değil, susuzluk ihtiyacı
da azalıyor. İçme alışkanlığını unutmamak için, kendinize bir içme planı
hazırlamak faydalı olabilir.
Çiğnemede ve yutmada
problem yaşandığı zaman...
İleri yaşlarda diş kaybından ve kötü diş
protezlerinden dolayı çiğneme kapasitesi azalır. Çoğu yaşlıda yutma şikayetleri ve ağız kuruması görülür. Çiğnemek için çok zor olan gıdalardan;
mesela çiğ meyve ve sebze, kepekli
ekmek ve etten vazgeçilmesi gerekir.
Yemek menülerinde çok kolay yutulan
yemekler tercih edilmelidir.
• Tükürük üretimini artırmak için bol
bol sıvı alınız.
• Zor çiğnenen gıdaları küçültebilirsiniz: taze meyve ve sebzeyi rendeleyin
ve püre yapın. Eti küçük parçalar halinde kesin.
• Meyvelerin kabuklarını soyun, ekmek kabuğunu kesin.
• Tam kepekli olan ama kolay çiğnelenebilen ekmek tarzını seçini.
• Sert gıda yerine aynı kalitede yumuşak olanı tercih edin: et yerine balık,
sahan yumurta yerine menemen, sert
peynir yerine taze peynir, pirinç yerine patates, kızarmış patates yerine
pişmiş patates veya patetes püresi.
Yemek yapmak sorun oluyorsa,
yemek servisleri tercih edilebilir
• Kendi kendinize yemek hazırlamak
problemli olursa, yemek servisi iyi bir
seçenektir. Bu konuda karar vermeden önce, hizmet ve sunum hakkında
yeterli bilgi alın. Çünkü kalite ve fiyat
konusuna göre çok farklılıklar var.
• Kesin bir karardan önce bir deneme
menüsü sipariş ediniz ve önce görüntüyü test edin ve tadına bakın.
• Ambalajında, beslenme bilgisi ve
katkı listeleri hakkında bilgi olup olmadığını kontrol edin. Bilgilerin kolay
bulunup bulunmadığına ve iyi okunup okunmadığına dikkat edin.
• Şipariş servisine ve hizmete dikkat
edin. (Servis zamanı, personel). Haftalık ve aylık yemek planlarını sorun.
• Yemek menülerinin çeşitliliği hakkında bilgi alın. Diyet yemeği, püre
yemeği, vejeteryan yemeği v.b.
• Her gün taze meyve ve salata sunulup sunulmadığına dikkat ediniz.
Yaşlılık, bunama, yardım
ve bakım sigortası gibi
konularda bilgi almak için
başvurabileceğiniz yerler:
Älter werden in Aachen
Hackländerstr. 1, Aachen
Tel.: 0241 / 432-50 28
Pflegestützpunkt / StädteRegion
Zollernstr. 10, 52070 Aachen
Tel.: 0241 / 51 98-50 67
Pflegestützpunkt / AOK
Karlshof am Markt, Aachen
Tel.: 0241 / 46 41 18
Pflegestützpunkt / AOK
Frankentalstr. 16, Stolberg
Tel.: 02402 / 10 41 25
Demenz-Servicezentrum
Regio Aachen/Eifel
Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf
Tel.: 02404 / 94 83 47
DemenzNetz Aachen
Löhergraben 2, Aachen
Tel.: 0241 / 47 70 115 269
34
YEMEK KÜLTÜRÜ
Unutulan sebze: Kuşkonmaz
Nisan ve Mayıs aylarında çarşıda pazarda bolca rastlayacağınız bir sebzedir kuşkonmaz (Spargel).
Kuşkonmaz, sapı toprak altında bulunan ve yenebilir kısmı “tomurcuk”
olarak adlandırılan bir sebzedir. Kuşkonmazın 3 ayrı cinsi yetiştirilir: Beyaz
kuşkonmaz, her çeşit toprakta kolayca yetişir. Büyük ve yumuşak olan bu
türün belirgin bir lezzeti yoktur. Yeşil
kuşkonmaz, en yaygın türdür. Boyu
15 cm’e ulaştığında toplanır ve lüks
tüketime giren bir üründür. Menekşe
kuşkonmaz ise, kuşkonmazın kokulu
ve rengi mora çalan bir çeşididir ve
meyvemsi bir tada sahiptir.
2000 yıl önceki Anadolu gösteriliyor.
Türkiye’de belli küçük bölgelerde yemeği yapılan bu bitki, Cumhuriyet’ten
sonra Avrupa’dan tohumu getirilerek,
özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde ekimi yapılmaya başlanıyor.
Taze kuşkonmaz, sert, bükülmez, tek
renkte ve kırıldığı zaman parlak bir
kesite sahip olmalıdır. Nemli bir beze
sarılı olarak 3 gün kadar tazeliğini korur. Ne şekilde hazırlanırsa hazırlansın, mutlaka kaynar suda haşlamak
gerekir.
Türk mutfağında tekrar yerini almaya başlayan kuşkonmazın daha çok
çorbası ve salatası yapılıyor. Kuzu ve
tavuk etleriyle de harika yemekleri
hazırlanabilir.
Amerika’dan Asya’ya her yerde bilinen kuşkonmazın anavatanı olarak
Ağzının tadını bilenlerin gözdesi olan
kuşkonmaz, çocukların da yemesi gereken sebzelerdendir. Enerjisi düşük
olan kuşkonmazda karbonhidrat, kolesterol ve yağ da bulunmaz. Kuşkonmaz A, B1, B2 ve C vitaminlerinin yanı
sıra protein, şeker, yağ ve çeşitli mineralleri de içeren zengin bir üründür. Gözlere ve diş ağrılarına iyi gelmektedir. Karaciğer üzerine olumlu
etkisi vardır. Kalp atışlarını düzenlediğinden heyecanı yatıştırma özelliğine sahiptir.
Kuşkonmazlı Kuzu Sırtı
Fırında Kuşkonmaz
Malzemeler: (4 kişilik): 1 kg kuşkonmaz, yarım kg. kuzu sırtı, 2 adet kırmızı dolma biber, 4 YK tereyağı, 2 YK
krema, tuz, karabiber.
Malzemeler: 1 bağ kuşkonmaz (veya
istenildiği kadar), 1 TK tuz, 1 TK şeker,
1 YK zeytinyağı.
Hazırlanışı: Kuşkonmazları bir sebze
soyacağı yardımıyla soyun ve kısa bir
süre suda haşlayın. Tuz ve karabiberle
baharatlayıp tereyağı ile hafifçe kızartın ve tabaklara dizin. Daha sonra, iri
parçalar halinde doğranmış kuzu sırtını da tavada kızartıp dilimleyin. Başka bir tavada ince doğranmış dolma
biberlerini tereyağı ile 5 dak. kavurup,
üzerine krema ilave edin. 1 dak. sonra,
etlerin üzerine dökerek servis yapın.
Hazırlanışı: Kuşkonmazları bir sebze soyacağı yardımıyla soyun ve kök
kısmından 3-4 cm’lik bölümü kesip
atın. Geriye kalan kısımları 20 dak. şekerli ve tuzlu suda haşlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz bir tepsiye dizin. Zeytinyağını üzerlerine hafifçe gezdirip,
kağıdı kuşkonmazların uçları açıkta
kalacak şekilde üzerine kapatın. Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında
uç kısımları kızarana kadar yaklaşık
10 dak. pişirin.
Türkiye‘nin Lezzet Haritası
Ankara Ticaret Odası ve Ankara Patent Bürosu, Türkiye‘nin lezzet haritasını çıkardı. 81 ili kapsayan bu
haritaya göre, Türkiye, 2.205 çeşit
yöresel yiyecek ve içecekten oluşan
zengin mutfağıyla lezzetli bir ülke.
Bölüm 4:
DOĞU ANADOLU MUTFAĞI
Doğu Anadolu mutfağından illere
göre patentli bazı yemek örnekleri şöyle:
Ağrı: Abdigör köftesi, gösteberg
et, selekeli (saç kavurma), haşıl,
hengel, erdek, hasude, halise ve
murtuğa.
Bingöl: Dut pekmezi.
Bitlis: Büryan kebabı, şekalok yemeği, çorti köftesi, gari aşı, glorik,
gebol, çireş pancarı, kengerli pilav.
Elazığ: Fasulye çorbası, lobik çorbası, anamaşı, kelecoş, taraklık,
kındık köfte, küncülü köfte, muhaşerli köfte, işkene, sapan dolması,
kibe dolması, çaypalası, pirpirim
boranı, tavşan üfelemesi, kırmanlı pilav, simit pilav, nohut ekmeği, fodula, zarafat, patila, heside,
dolanger, hürriyet kadayıfı, orcik,
pilit ve gah.
Erzincan: Tulum peyniri, tava
leblebisi.
Erzurum: Çağ kebabı, den çorbası,
hıngel, herle aşı, çeç pancarı, çaşır.
Hakkari: Gulul çorbası, kepaye,
jaji, lalepet, duğeba, kiflik.
Kars: Bal, kaymak, kaşar, gravyer,
herre (un çorbası), hangel, haşıl,
feselli, tandırda kaz çekmesi, piti.
Malatya: Kayısı, kağıt kebabı, kınalı ekmek, pileke, taş küllüğü,
gurut çorbası, analı-kızlı, kurşun
geçmez köftesi, gilgirikli köfte, keloğlan köftesi, zeytinyağlı marul
sarması, fasulye yaprağı sarması,
kabak çiçeği dolması, soğan dolması, patlıcan dövmesi.
Muş: Muş köftesi, çorti aşı.
Tunceli: Ovacık dağ sarımsağı, Şavak tulum peyniri, Pülümür balı,
zerefet, sirekurt, sirepati, kavut,
patila.
Van: Otlu peynir, Van balığı (inci
kefali), ilitme, senseger.
35
çözümler Sayfası
26 Bulmaca sayfası
23 Bilmece sayfası
Kibrit çöplerinden dört eşit kare
Harfler yerine
sayılar
A = 2
C = 1
B=5
D=0
Çevrilen tavla zarı
Doğru cevap c şıkkıdır.
Üçgen
işlemi
9
İşlemleri yapın
17
50
17
7
6
22
21
7
414
+
236
–
650
14
122
+
175
+
353 =
297
Kaç daire sayabilirsiniz?
Toplam 11 daire var.
Sayı oyunu
Her satırda ortadaki sayının
soldaki ilk ikisi soldaki harfin,
sağdaki ik sayı ise sağdaki harfin Türkçe alfabedeki sırasını
gösteriyor. Doğru cevap 0103
olacak.
Saat kaç olmalı?
22 sudoku sayfası
–
292 =
+
61 =
Bu soru biraz saçma da görünse tek bir bağlantı var saatler
arasında. Akrep ve yelkovandaki sayıların toplamı hep 16.
Yani B şıkkı doğru.
114 Sayılar
yığını
58 56
28 30 26
12 16 14 12
5 7 9 5 7
4 1 6 3 2 5
Kaç adet üçgen
sayabilirsiniz?
Toplam olarak 32 adet
üçgen var.
Bizim Aachen Dergisi
Reklam / İlan Fiyatları *
1 kez
3 kez
6 kez
Arka Kapak
1/1 Sayfa
1/2 Sayfa
1/3 Sayfa
1/4 Sayfa
1/6 Sayfa
1/8 Sayfa
1.000 €
600 €
350 €
250 €
200 €
150 €
120 €
(% 10 indirim) (% 25 indirim)
900 €
540 €
315 €
225 €
180 €
135 €
108 €
750 €
450 €
262 €
187 €
150 €
112 €
90 €
* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir
ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.
TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir
kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler
ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.)
sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla
bilgi için bizi arayabilirsiniz.
Taşfırın‘da pide ve lahmacun
Roermonder Strasse 335
52072 Aachen-Laurensberg
Grill • Restaurant • Café
Süt danası ve hindi döner
Meşhur dövme yayık ayran
Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri
Şark Köşesi
Zengin salata çeşitleri
Taşfırın‘da pizza çeşitleri
Şelale
Çocuk Oyun Alanı
Tereyağlı baklava
Taşfırın‘da künefe
Özel toplantı ve eğlencelerinizi
kutlayabileceğiniz 80 kişilik
özel bölümümüz mevcuttur.
Telefon: 0241 / 170 11
www.marmarisgrill.de
Tüm etlerimiz
helal kesimdir!
Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle
siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!
Ücretsiz Otopark