Gazeteyi okumak için tıklayınız.
Transcription
Gazeteyi okumak için tıklayınız.
GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ.. 14 .0 92 oyu n v erdiğ i mesa ja k ul ak verin Birlik Olalım Şarkikaraağaç’ımızı Ankara’da temsil eden sivil toplum örgütümüz ve oradaki temsilcimiz Şarkikaraağaç Kültür ve Kalkınma Vakfı bu binlerce oy karşısında ilçemizin ayıbı haline gelen “Ağalar Mezarlığı” projesi için el ele vermeli,varlık gücünü halkımıza göstermelidir. İlçemiz ve ilçemize gönül veren sivil toplum örğütlerinin dayanışmasıyla en güzeli ortaya çıkaracak yol haritamız hazırdır.Yeterki isteyelim, Mehmet Devletimiz organlarına sunacağımız yapım projesiyle ve alacağımız BEŞKONAKLIOĞLU destekle en güzeli meydana getireceğimize inanıyor ve bu yola çıkmak Vakıf Başkanı için sizi bekliyoruz.. BAŞSAĞLIĞI Şarkikaraağaçlılardayanışmaderneğiyayınorganıdır ∆te YIL:6 SAYI :59 AĞUSTOS 2014 Şarkikaraağaçlılar Dayanışma derneği başkanı Em.Öğrt.Syn Sabit K.ALPARSLAN’ın değerli Ağabeyi Merhum AKİP S.ALPARSLAN’ı kaybetmiş olduklarını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Cenab-ı Hakk’tan Rahmet,Kalanlara ise Başsağlığı dileriz. Şarkikaraağaçlıma Y ÖN ETİM KU RU LU ≈arkikaraa∫açlım... 14.092 oy ile “yapılmalı “ dedi. ARTIK BU AYIBIMIZ SONA ERMELİ M e z ar ım ın üs tü nd e o tl ar b üy üd ü, N er el er de si n e y ca nım e vl at .. D ü ny a h ır s ı g özü nüm ü bür üd ü G el ece ği n b en im gib i b ir k ar ış t op ra k Ibn -i M ace İlçemizin en büyük mezarlığı olan “Ağa Mezarlığı”nı artık bu görüntüden kurtarmak içinhemşehrileri mize “İlçemizin mezarlıklarının restorasyonunun yapılarak modern hale getirilmesini ister misiniz? diye sorarak yaptığımız anketimizde Şarkikaraağaçlım 14.239 oy kullandı.Hemşehrilerimizden”6 kararsız”ve”141 kişi hayır” derken 14.092 kişi ise “EVET”dedi.Şarkikaraağaçlımız kararını belirtti ve bu yolda bizim atacağıumız her adımda yanımızda olacağını gösterdi.İLÇEMİZİ YÖNETEN DEVLET ERKANI,SİVİLTOPLUM ÖRGÜTLERİMİZ, İŞADAMLARIMIZ,BÜROKRAKLARIMIZ; Sizleri bu ulvi göreve çağırıyoruz.Adıyla Tarihiyle övündüğümüz güzel ilçemizin mezarlığı bu görüntüden kurtulmalı artık. Aslandoğmuş köyünde şifa balıkları.... Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Aslandoğmuş köyü “Ilıca” Su kaynağında bulunan şifalı balıklar özellikle cilt hastalıkları olanların sıklıkla alternatif tedavi aradıkları yer haline geldi. Köyde akan ılıca suyu yaz ve kış sürekli olarak 23 derece akıyor.Başıboş olarak çıktığı yerden doğaya akan ve içinde yaşayan balıklar ise çevreden gelen ve cilt hastalıkları olan kişilere şifa dağıtıyor.Ellerinde ve ayaklarında cilt rahatsızlıkları olan kişiler bu rahatsız olduğu bölümleri suya sokarak bekliyorlar.balıklar ise bu suya giren kısma yaklaşarak o bölgeleri ısırmak suretiyle derileri alıyorlar.İlçe kaymakamlığınca bu konuda bir proje hazırlanarak bu su deresinin daha yararlı kullanılması düşünülüyor Pınargözü ş enli ğ i bu yıl ba ş ka yerde kutlanacak 3’de Güre ş federasyonu İ l Temsilcimizden bir etkinl daha 3’de Kendinizi veya yakınlarınızı bulacagınız “Nostalji” 8’de 2 .Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendine gel, ümidi bırakma! .Akıllı insan bilir ki, ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat beklemektedir. (Hz. Mevlana) Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014 BİZİM ÖĞRETMENİMİZ MEHMET ZENGİN. Yazan:Em.Öğrt.Mehmet ZENGİN Geçen sayıdan devam İkinci yürüyüşümü M.Necati Kıyak’la yaptık. yaşımız henüz 14-15, kış günü 15 saatlik bir yaya yürüyüşün zorluğunu siz düşünün!.. Soğuk, sıcak, açlık, yırtıcı hayvan korkusu, v.s. Gölden geçişlerde de çok terslikler olur, bir keresinde Ali Rıdvan Boz bey’de benimle iken rüzgâr ters esiverdi, yelken alabora oldu. Yakındaki sazlıklara sığınarak kurtulabildik. Başka bir seferde de Gelendost kıyısı yerine tam aksi taraftaki Barla kıyısına çıkmak zorunda kaldık. Göl geçişlerinden çok korkardım, hep midem bulanır, içimdekileri çıkarırdım. Köyüme ulaştırması için Allahıma çok dualar edip kurban kesme sözü verdim. O yıllarda ne düzenli kara yolu, ne asfalt, ne de üzerinde çalışan arabalar vardı. Eğridir’e Askerlik Kursuna Gidiyoruz: Son sınıfta askerliği öğrenmemiz için erkek öğren- cileri alıp, Eğirdir dağ ve komando alayına götürdüler. Öğretmenimiz üsteğmen rütbeli Fuat Tekin’di. O da bir yüzbaşıya bağlı idi. ayrıca bize eğitim veren teğmen ve çavuşlar da vardı. Mangalara ayrıldık. Yürüyüş, dönüşler, yatıp kalk- malar, tüfekle sürünme, tüfeği söküp-takma, gezgöz-arpacık nişan alma, doldur boşalt, makineli tüfeği tanıma gibi piyade eğitiminin tüm özellikleri- ni öğrendik. Son günlerimizden birinde, göl kenarından dağ dibine kadar 3 km. tüfekle yarı Ne e d r e rel iz n i s sürünerek, yarı koşarak yürüdük. Yine son günler- memlekete yararlı ve uğurlu ma (yeleme) yarışı yaparlarmış, Fuat Tekin’de 1.11.1944’te Şarkikaraağaç İlçesi, Bağıllı köyü imizde aynı barakada yatan arkadaşlar gaz çıkar- olmamız dileğiyle uğurlandık. onları dinlermiş. Sabah olunca bu arkadaşları ilkokulu başöğretmeni olarak 20 lira asli maaşla pestillerini çıkardı. erkek) le sarmaş dolaş olduk. Akrabalarımız ve sıraya dizdi. Marş marş çekerek yatıp kaldırarak göreve başladım. Anne, baba, kardeşlerim (4 kız 3 Staja Çıkıyoruz: diğer köylüler sevindiler. Okulları öğretmene günlük süreyle memleketlerimize gönderdiler. Mehmet Zengin kapalı olan okullarını açıyordu. Son sınıfın sonlarında, staj yapmak üzere otuz A.Rıdvan Bozbey, M. Necati Kıyak ve ben, kavuşuyordu, hem de çocukluğundan tanıdıkları Gerçi geçen yıl Eğitmen Eşref Bey birinci sınıfa 40 Gelendost 5 sınıflı ilkokuluna geldik. Derslere din- öğrenci almış, oldukça yaşlı çocukları okutup 2. inceledik. Biz de plan yapıp dersler verdik. Çocuk- Kayıt sırasında Muhtar Salih Yavuz’la işbirliği yap- Kaleden kaleye şahin uçurdum şarkısını söyle- okul çağında olup dagelmeyenleri tespit ettik. leyici olarak girdik. Öğretmenlerin planlarını lara bildiğimiz şarkı ve türkülerden öğrettik. tirken halay çekmeyi öğrettik. Başöğretmen Abdullah Yalçın bize çok yardımcı oldu. Bitirdiğimizde staja katıldığımıza dair belge verdi. sınıfa geçirmiş. Ben 1. sınıfa yeni kayıtlar yaptım. tık. Tellalla duyurduk, köy kütüğünü inceleyerek Özellikle kızlardan gelmeyenler vardı. Velilerini çağırarak, ev, ev dolaşarak, ikna ve ricalarla kayıt- ları tamamladım. 1.sınıfı eğitmene verdim. 2. sınıfı Öğretmenliğe Başlıyorum: da kendim aldım. Künye defteri sağlayarak öğren- öğretmeni oluyorduk. Atanmak istediğimiz köylerin öğrencilerin devam-devamsızlıklarını kontrol ettik. Nihayet dört gözle beklediğimiz gün geldi. Köy adlarını istediler. Ben kendi köyüm Bağıllı’yı isted- im. İstediğimiz hayvan ve araçların listesini de verdik. Atamam Bağıllı’ya çıktı. M.Necati Kıyak Gelendost, A.Rıdvan Bozbey Avşar’a atandılar. Diplomalarımız dağıtıldı. Müdürümüz duygu yüklü bir konuşma yaptı. İçimizden seçilen bir arkadaşımız bizim adımıza konuştu. Çok duygu- cilerin kaydını oraya geçirdim. Sınıf defterleriyle de Birkaç gün gelmeyenlere haber salarak okula gön- derilmelerini istiyorduk. Buna karşılık ilk yıl devam- sızlıkta ısrar edenleri mahkemeye vermek zorunda kaldım. Okulun araç ihtiyaçlarını tespit ederek köy bütçesinden gereken parayı ayırtıp, Mürsel Köymen yayınevine sipariş verdim. landık ve yuvadan ayrılacağımız için üzüldük. Gözlerimiz yaşlı halay çekerek eğlendik, Devamı gelecek sayımızda Sağlıklı yaşam HER KALEMDEN SİZLERE, Halil İbrahim BAYIR HAYATI 12.06.1953 yılında Ş.Karaağaç ’ta doğdu İlk okul ve orta okul birinci sınıfa kadar Ş.Karaağaç okudu.İkinci sınıf ise Ankara Keçörene geldikten sonra Keçiörende kalaba ortaokulunda lise yine Keçiören lisesi ikinci sınıfa geldikten sonra ayrılarak Ankara anafartalar akşam lisesi 2’sınıfta okurken ssk genel müdürlüğü dış münasebetler servisi(şimdi yutdışı işçi hizmetleri daire başkanlığı) de daktiloğraf olarak çalışmaya başladı. çalışırken ssk dan ayrılarak askere gitti. Askerlik dönüşü tekrar SSK Genel Müdürlüğü Ankara huk.işl. Sig.Müd.de 5 mahkemenindava raportörü olarak çalışmaya başladı Sonra açık Anadolu Üniversitesi ev ekonimi bölümüne kayıt oldu 2 .ci sınıfta ise okulu bıraktı SSK da çalışırken ilk eşi ile evlendi iki oğlu dünyaya geldi SSK nın çeşitli birimlerinde görev yaptı (malzeme icra muhasebe,şef yard. yine SSK nın kamplarında side-kartal ve akçayda işletme sorumlulugu görevleride yürüttü ) 1999 yılı şubat ayında ikinci evliligini yaptı1999 temmuz ayında emekli oldu, yine aynı yıl eylül ayında Ş.karaağaç Kültür ve Kalkınva Vakıfında Merhum M. Tevfik ŞATIROĞLU ile birlikte vakıf müdürü olarak 2012 yılına kadar beraber çalıştı. 2012 yılında nisan ayında bu görevin den ayrıldı. 2014 mart ayından itibaren yine Ankara’ daki Ş.karaağaç Kültür Kalkınma vakfıgenel kurulunun secimi sonunda seçilerek tekrar vakıf Müdürlüğü görevine geri döndü. ÖNERİLERİ. Dr.F.Minci KIVRAKOĞLU Yaz gribi (Klima Hastalığı) Yaz aylarında havadaki ozon miktarının artması nedeniyle kişiyi tatilde yakalayan hastalıktan korunmanın yolları basit: Bol su ve sıvı tüketip, güneşte fazla kalmamaktan geçiyor! Rekor sıcakların ardından alerjik bünyeleri yaz gribi bekliyor. Tatilin ardından burun akıntısı, ses kısıklığı, terleme hatta ateşle kendini gösteren yalancı gribi klimalar da kolaylıkla tetikliyor. Tek ilacı ise yatak istirahati. Yaz gribinin sonbahar ve kış mevsiminde görülenden farklı olarak, saman nezlesine benzer şekilde, havadaki parçacıklara karşı gelişen bir çeşit alerji şeklinde seyreder.Gerek havadaki alerjik reaksiyona sebep olabilen nedenler, gerekse kişinin vücut direncinin düşmesi, yaz mevsiminin cazibesi, klima tozları, plajlar ve toplu yaşanılan yerlerin artması nedeniyle bu mevsimde de sıklıkla grip tipi virüs enfeksiyona rastlamaktayız” diyor. Kişileri özellikle tatilde yakalayan, birçoğunun da yeterince dinlenmeden ve keyif alamadan dönmesine yol açan yaz gribine, diğer mevsimlerde görülebilen ‘influenza’ A ve B virüsleri yol açar. Ateşle seyreden bu tip yaz gribi veya enfeksiyonlarının, bazen sessiz seyredebilen ve her zaman klasik şekilde görülemeyen zatürree (pnömoni), bronşit ve diğer virüs enfeksiyonları ile karıştırılabileceği uyarısında bulunmakta fayda var.“Onun için yaz mevsiminde görülen ishal vakalarının altında herhangi bir bakteri veya amip gibi bir etken olup olmadığını veya diğer ateşli soğuk algınlığı gibi seyreden durumlarda, başka bir virüs veya enfeksiyonun varlığını; ayırıcı tanı yönünden ciddiye almak gerekir.” ÇOCUKLARA DİKKAT EDİLMELİ Yaz gribinin çocukları da tehlikeye attığından izlenilmesi gereken yolu şöyledir.“Tedaviye öncelikli olarak evde başlanabilir. Çocuğun yüksek ateşi düşürülür, bol sıvı ile desteklenir. Bazı destek ilaçlar var ama çocuklara grip ilaçları vermemeye çalışıyoruz. Çocuk, grip enfeksiyonunu kendi kendine yenebilir. Ancak şikâyetler artarsa o zaman hastaneye gidin. Yaz gribi ihmal edilip gerekli önlem alınmadığı takdirde zatürree, orta kulak enfeksiyonları ve sinüzit gibi durumlar gelişebilir. Diğer hastalıklardan şüphelenmek içinse en az 10 gün gibi bir süre geçmeli. Ateşinin 4-5 günden fazla sürüp, öksürüğünün giderek artması durumunda başka hastalıklara yol açmış olabileceği düşünülebilir. İSTİRAHATSİZ ASLA En iyi tedavinin istiharat olduğunu belirtmekte yarar var,Burada şu öneriler sıralanabilir;Sıcaklar nedeniyle kaybedilen sıvı ve klimaların etkisiyle kuruyan yutak ve solunum yolları, hastalığın oluşumunu kolaylaştırır. Belirtileri azaltıcı ateş düşürücü, ağrı kesici ve öksürük giderici ilaçlar, hastalığın geçirilmesinde kişiye yararlı olur. Grip geçiren kişilerin, özellikle çalışanların, bu dönemi evlerinde geçirmesinde fayda var. Bulaşıcılığı yüksek olan bu hastalığın diğer çalışanlara bulaştırması, önemli iş kaybına neden olur. Yaz gribi olmak istemeyenler için tavsiyelerimiz ise * Dengeli beslenin. * Diğer hava kirliliğine neden olan etkenlerden uzak durarak kısmen korunun. * Bu dönemde rejim yapmayın. * Bol su ve sıvı tüketin. * Meyve ve sebze ağırlıklı beslenin. * Uyku ve istirahate dikkat edin. * Güneş etkisinde fazla kalmayın. * Şikâyetleriniz yüksek ateşle beraber seyrederse, ilk fırsatta doktora başvurun 3 Yýl:6 Sayı 59 Ağustos 2014 K ö tü l ü ğ e Ra ğ me n İy i l i k, Ya n l ı ş a R ağ me n Do ğr u l u k Z or lu ğa Ra ğ me n C es a r et , Uza klı ğa Ra ğ me n Ve f a As il İ n s an la rı n Ku d re tid ir ! Pınargözü şenliği bu yıl Anamas eteklerinde.. Pınargözü Kültür Şenlikleri Bu Yıl Anamas'ın Eteklerinde yapılıyor Her sene ağıllaca yaylasında düzenlenen Pınargözü Kültür Şenlikleri gölet çalışmaları nedeniyle ağıllaca yaylasında yapılmayacak. Yenişarbademli Belediye Başkanı Mustafa Erdem şenlik tarihinin 9 Ağustos olarak duyurmasının ardından nerde yapılacağı merak konusu oldu. Erdem’in yaptığı son açıklamada şenliğin melikler yaylasında yapılacağı netlik kazandı. Doğa severlerin uğrak noktası olan melikler yaylasında düzenlenecek pınargözü kültür şenliklerine yoğun katılım olması bekleniyor.Bilindiği gibi Yenişarbademlinin pınargözü şenlikleri yıllardır ağıllıca yaylasında yapılıyordu. H emşehri mi zd en ş iir kita bı İL TEMSİLCİMİZDEN BİR ETKİNLİK DAHA Hemşehrimiz Gedikli köyünden Zafer ÇİCEK’in derleyip kaleme aldığı”Hayat sahte gelmesin” Güreş Federasyonu Isparta İl temsilcisi Hemşehrimiz il’imizde güreş etkinlikleri için isimli şiir kitabı yayımlanarak piyasaya çıktı. olağan üstü gayret sarfediyor. Aynı köyden yine bir hemşehrimiz Bu etkinliklerinden biri olan Uluborlu Bele Av.Ali TANYILDIZ’ında çok başarılı diyesinin düzenlemiş olduğu yağlı pehlivan bir yazar olduğu biliniyor. güreşleri şölenine özel önem veriyor. 02 Ağustos uluborlu güreş şenlikleri için il çeye gelecek güreşciler ile bire bir görüşmeler yaparak onları Ispartaya getire rek ıspartanın bu spor etkinliğinde de tanınması için çabalıyor. ŞARKİKARAAĞAÇ Kaymakamlık (0246) Garnizon Komutanı Belediye Başkanı Cumhuriyet Savcılığı Meslek Yüksek Okulu İlçe Emniyet Müdürlüğü Ç.Saraylar Beld.Başk. Ç.Pınar Beld Başk. İlçe Müftülüğü Gençlik ve Spor ilçe Müd . İlçe yazı işleri Müd İlçe Nüfus Müdürlüğü İlçe Özel İdare Müd. Malmüdürlüğü İlçe Milli Eğitim Müd. Tapu Sicil Müd. Devlet Hastanesi Sosyal Güvenlik Krm. (SGK) Orman İşletme Şefi Kütüphane Müdürlüğü Ptt Müdürlüğü Telekom İşl.Şefliği Tedaş İşl.Şefliği Halk Eğtm.Mrkz Müdürlüğü Esnaf ve Sanatkarlar Odası .Ziraat Odası İlçemiz Çarıksaraylar kasabası belediyesi geçen yılki geleneğini bu Ramazan ayında da sergileyerek örnek bir davranış daha gerçekleştirdi. Kasabanın Suvar, Bölükler, Çukur, Cumhuriyet ve Ulu Mahalleleri taranarak Yardıma muhtaç, fakirin en fakiri, durumları çok kötü, yalnız yaşayan ihtiyar, dul , yaşlı kimsesi ve bakanı olmayan , hiçbir geliri olmayan , hasta ve yatalak hasta gibi katagorilerde yardıma muhtaç kişiler belirleyerek.bunlara yardım için belediye destekli yardım kampanyası yaptı. Bu yardım kampanyası kapsamında yardıma muhtaç ailelere (1 Kilo Çay, 5 kilo Şeker, 5 kilo Yağ, 3 kişilik etlipide, 3 pide, Makarna ve 25 Lira para) yardımı yapılması kararlaştırıldı Çarıksaraylar belediyesi geçen yılda yapmış olduğu bu tür etkinlikte vatandaşların desteğini beklemiş ancak geçen sene yardıma muhtaç 30 aile belirlenmiş olmasına ragmen sadece 8 ailelik yardım pakedi bedeli gelmiş ve bunları öncelik sırasına göre dağıtmıştıç.Belediye bu yardım kampanyasını her yıl yapılarak bunun bir gelenek haline getirilmesi için kararlı. Bayram için zekat ve fitirelerde dahil olmak üzere ailelere el uzatan kişilerde artış olup olmadığı merak ediliyor. 4114011 4114004 4114013 4114414 4114544 4112040 4186007 4217023 4114023 4114683 4114504 4114101 4114531 4114012 4114971 Değerli Hemşehrimiz, 2804040 Gazetemizin çok k*ymetli yazar* 4114527 Say*n Bekir YALÇINKAYA’n*n Dünürü 4113431 Merhum Ahmet YILDIRIM’ * kaybetmiş olduğunu 4114511 4113016 derin üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunuyoruz, 4114555 Derneğimiz ad*na Kendilerine Başsağl*ğ*,Kalanlar*na 4114500 sab*r,ölen merhum’a Allah’tan Rahmet diliyoruz. 4115292 4114049 Sabit K.ALPARSLAN 4113317 4114002 Şarkikaraağaçlılar Dayanışma Derneği ŞARKİKARAAĞAÇ Başkanı DÜÞÜNCE Þükrü B. KAPLAN SİZLERE YAKIŞIYOR MU ? Mezarların çığlığı bizim için ağırdır.. II ”Merkez ağa”derler bu mezarlığın adına İçerisinde nice insanların yattığı nice “canım”dediklerimizin olduğu yer burası. “DEDEM” “BABA ANNEM” “ANNE ANNEM” “BABAM” “ANNEM” “ABLAM” “AĞBİM” “KARDEŞİM” “OĞLUM” “KIZIM” “AMCAM” “DAYIM” “HALAM” “TEYZEM” Kısaca hepsine tek şey “CANIM”dediklerimiz İşte burada yatanlardan belkide biri kuşkusuz yukarıdaki hitap ettiklerimizden.Ama ne varki onlar yaşarken bizim bizlerin üzerlerine titremişler,yememiş yedirmişler.Kimbilir bizim için ne zorluk lara katlanmışlar. Şimdi oradalar orada Mezarlıkta.... Ama onlar yaşarken onlara verdiğimiz değeri,önemi üzerlerine titremeyi, acaba şimdi orada yatarlarken onlara gösteriyoprmuyuz? HAYIR... Tarihi ilçemizin ciğerleri sızlatacak bir kabristanı/Kabristanları var.ve bizler kimimiz memur,amir,kimimiz işadamı bürokrat kısaca varlıklı yada iyi şekilde AMA ya sahibi olduğumuz mezarlıklar neden bunlar bu kadar kötü bakımsız neden? Hemen aklınıza “efendim kamusal alan”diye gelebilir.Haklısınız kamusal alan orası; ama mezarlarımızı özenle mermerlerken,güzelleştirirken bunu hiç aklımıza getirmiyoruz,Mezarlığımızın bu durumunu eleştirirken hiç aklımıza “bizler neden birşeyler yapmadık yapmayı düşünmedik te bu hale geldi”diye düşünmüyoruz. Hayvan ölür unutulur, mezarı gaip olur. Ecdadının mezarlarını muhafaza etmeyen millet, onları hayvan derecesine indiren millettir. İsmail H.BICAKCIZADE Belki bu yanımız hiç olmadı belkide oldu ama ferdi olarak ne yapılabilir düşüncesinden ileri gitmedik. Binlerce hemşehrilerimizin binlerce yatanı mezarlıklar artık bizlere yakışır hale getirme zamanı çoktan geldi geçti bile.Öyleki bir yürek,tek yürek bu ayıbımızı kaldırmaya yeter de artar bile. “BU MEZARLıK BIZIM”diyebilirsek eğer artık hazırız sahiplenmeye demektir. 4 BİZİM SÖZÜMÜZ Şayed öğrenmeyi arzuladığınız tarih içinde kendi şecerenize ait bilinmeyenler ise öncelikle takib edeceğiniz birinci yol; bu hususta ehil olan araştırmacı yazarların eserlerini okumak olmalı.. İkinci yol da lokal mahiyetli eserlerin okunmasıdır ki bu iki yol sizi genelden ve lokalden haberdar eder. Böylece siz, bir bir nev’i eserler arasındaki tenakuzları iyi görür ve doğruya ulaşmış olursunuz. Sözün özü; düzgün işler makbulken, acemi işler baş ağrıtır. ŞARKÎ KARA AĞAC Nefsi Kara Ağac ve Karyeleri Yıl: 5 Sayı: 59 Tarih: Ağustos 2014 Dünü ve Bugünü İle Başbakanlık Osmanlı ve Tapu Kadastro Arşivlerinden Hamid Sancağı Yörükleri’nin Sosyal Durumu Cemâ’atler içerisinde Develü, Temürcüler ve Çelepkeş gibi meslek adlarını alanların varlığına rastlıyoruz. Buradan hareketle cemâ’atlerin bazıları bir takım meslekî faaliyetlere Yörüklük temsilinden bir aile Osman-Durdu Yenişarlı çifti yönelmişlerdir. Yörük cemâ’atleri belirli bir alan içerisinde konup göçen guruplardır. Bazı durumlarda başka bölgelere göçtükleri de görülmektedir. Ancak bu durum geneli yansıtan bir durum değil kuraklık, toplum karışıklıkları veya sürgünler neticesinde gerçekleşen bir durumdur. Hamid Sancağı içerisinde de Karaman, Teke ve Menteşe Sancakları’ndan gelen guruplara rastlamak da mümkündür. Örneğin İshaklar Cemâ’ati Hamid Sancağı içerisindeki Yalvaç Kazâsı’na tâbi kaydedilmiştir. İshaklar Cemâ’ati’nin kışı Aydın Livâsı Sultan Hisârı Kazâsı’nda yazı ise Kara Ağaç’ta geçirdiği görülmektedir. (292) Hamid İli’ndeki cemâ’atlerin bir kısmı Safevi Devleti’nin kuruluşunda önemli bir yer tutmuştur. Safevilerin kurulusunda etkili olan Tekelüler umumiyetle Teke, kısmen de Hamid ve Menteşe yörelerinin köylülerinden oluşmaktaydı. (293) Bilhassa Erdebil Tekkesi’nin etkileri bölgede büyük oranda hissedilmiştir. Safevi Tarikatı’nın kurucusu Şeyh Safiyyüddin’in torunu Hoca Ali’nin Anadolu’da özellikle de Teke, Hamid ve Karamanoğulları gibi Türk Beylikleri’nde birçok müridlerinin olduğu malûmdur. Bunun sebeblerinden birisi olarak, Ankara Savaşı sonrasında Timur’un elinde bulunan yaklaşık 30 bin kişilik Türkmen esirin Hoca Ali’nin aracılığıyla serbest bırakılması gösterilmektedir. (294) Defterlerde cemâ’atlerin birçoğunun kethüdası vardır. Cemâ’atler bu kethüdalarca idare edilmiş ve devlet işlerini bunlarla halletmişlerdir. 994 Numaralı Defter’de cema’âtler içerisinde 7 nefer kethüda olarak kaydedilmiştir. 1831 OSMANLI GENEL NÜFUS SAYIMINA GÖRE Dizi yazı 2 Bölüm 3 Yazarın Hamidelinde Türkmen Soyumuz Kitabından Numro 2: Merkumun oğlu orta boylu sarı sakallı talebeden Hâfız İsmail, sin 30 Hane 2 Numro 3: Mahalle-i mezbur imamı orta boylu, kara sakallı Abdulkadir veled-i Ali, sin 45 Numro 4: Merkumun oğlu şab-ı emred talebeden Abdulkadir veled-i merkum, sin18 Numro 5: Diğer veled-i mektep halifesi Ali veled-i merkum, sin 16 Hane 3 Numro 6: Mahalle-i mezbur Câmi-i Şerifin Hatib-i sani orta boylu, kumral sakallı Hâfız Ömer veled-i Hâcı Ahmed, sin 26 Numro 7: Merkumun karındaşı orta boylu, sarı sakallı talebeden Mehmed Emin veled-i Haci Ahmed, sin 25 Numro 8: Diğer karındaşı şab-ı emred Nu’man bin Hâcı Ahmed, sin 15 Numro 9: Diğer karındaşı halvacı (*) şakirdi Salih bin Hâcı Ahmed, sin 13 Hane 4 Numro 11: Mahalle-i mezbur câmi-i şerifin imam-ı sani-i orta boylu, kara sakallı Tıknaz Efendi Veled-i Abdurrahman, sin 50 (*) Numro 11: Merkumun oğlu şab-ı emred mekteb şakirdi Alâeddin veled-i merkum, sin 18 (*) Numrosu 12 olacaktı. Kişi sehven Tıknaz Efendi veled-i Abdurrahman’la aynı numroda yazmıştır. Numro 13: Diğer oğlu Abdurrahman veled-i merkum, 7 Numro 14: Diğer oğlu sabi Bekir veled-i merkum, sin 5 Hane 5 Numro 15: Mahalle-i mezburun imamı sani-i orta boylu kara sakallı Ali veled-i Ömer, Hazırlayan Gazeteci-Yazar Bekir YALÇINKAYA Cemâ’atler sürekli olarak kazâ kaydedilen haneler yekûn nefer ve nâhiyelerle ilişki içerisinde sayısının % 7’sini, nim çift kaydedilenler de % 6’sını oluşolmak durumundadırlar. turmaktadır. Netice itibarıyla Bu sebeble de yönetici bu tarihte Yörükler’in %13’ü tâyini gereği duyulmuştarım arazisi işlemişlerdir. 994 tur. Lâkin bu cemâ’atler Numaralı Defter’de ise çift küçük küçük kitleler kaydedilen haneler; toplam hâlinde bulunduklarınnefer sayısının % 2’si, nimçift dan hepsinin de bir reise kaydedilenler de % 14’ü nistâbi olmaları mümkün betindedir. Toplamda neferdeğildi. (295) Cemâ’atin lerin % 16’sı tarım arazisiyle ileri gelenlerinin de uğraşmıştır. İncelenen deftercemâ’at idaresinde etkili lerin tamamında bennak oldukları anlaşılmakkaydedilen hane sayısı, tadır. Hamid toplam nefer sayısının % Sancağı’nda Kumdanlu, 40’ının üzerindedir. Cemâ’atler Köpekler ve Çelepkeş zaman içerisinde daha çok Cemâ’atleri arasında tarım arazisi işlemeye çıkan bir anlaşmazlığı başlamışlarsa da bu durum çözmek için bu cemâ’atyeni müşküller de doğurmuşlerin halkı içinden ileri tur ki 1742 senesinde Uluborlu gelenlerinden Yeğen Kazâsı’nda bulunan Yörükler, Bey, Yusuf Fakı oğlu çevre köylerdeki sipahilerin Hızır ve Hamza oğlu kendi işledikleri arazilere el Bali, Anadolu Beylerbeyi koymaya çalıştığını iddia Kâsım Paşa huzuruna ederek şikâyette bulunmuşları çıkmış ve burada varılan ve bu şikâyetle ilgili Uluborlu anlaşmaya uyulacağına Yörük Profilleri Kadısı’na hüküm gönderilmesi söz vermişlerdir. (296) Yörükler’in iktisadî faaliyetlerinin (297) de bunun bir temelini hayvancılık teşkil misâlidir. etmektedir. Hayvancılık Yörükler için yalnızca bir iktisadî 994 Numaralı Defter’de faaliyet olmaktan ziyade bir Hâmid Sancağı Yörükleri’nin hayat tarzı olarak benimsenHane Sayıları miştir. Defterlerde bu cemâ’atler 994 Numaralı Defter’de Hamid hayvancılığın yanında kısmi de Sancağı Yörükleri yüzdesi Çift olsa tarımla da uğraşmışlardır. % 2 olub hane sayısı 58’tir. Nim Defterler incelendiğinde, 30 % 14 ve hane sayısı 354, bennumaralı defterde çift nak % 41 ve hane sayısı 1.069, KAZÂ-İ KARA AĞAC sin 50 Numro 16: Merkumun oğlu şab-ı emred mekteb şakirdi Mehmed Emin veled-i merkum, sin 16 Hane 6 Numro17: Câmi-i mezburun imam-ı rabi orta boylu kara sakallı Yusuf veled-i Ömer, sin 45 Numro 18: Merkumun oğlu şab-ı emred Ömer veled-i merkum, sin 11 Numro 19: Merkumun karındaşı orta boylu kumral sakallı Hâfız Ramazan veled-i Ömer, sin 40 Numro 20: Merkumun yeğeni Mahmud bin Ramazan, 6 Hane 7 Numro 21: Orta boylu kumral sakallı, hizmetkâr Tekelioğlu Hüseyin veled-i Ali, sin 30 VARAK 3 Numro 22: Merkumun oğlu Ali, sin 1 Hane 8 Numro 23: Orta boylu kara sakallı Müezzin Abdurrahman veled-i Mehmed, sin 40 Numro 24: Merkumun oğlu Mehmed, sin 5 Hane 9 Numro 25: Orta boylu kara sakallı Müezzin Mustafa veled-i Abdullah, sin 40 Numro 26: Merkumun oğlu şab-ı emred halvacı şakirdi Abidin, sin 15 Numro 27: Diğer oğlu Ömer veled-i merkum, sin 7 Hane 10 Numro 28: Orta boylu kır sakallı Müderris Mustafa Efendi veled-i Emin, sin 70 Numro 29: Merkumun oğlu orta boylu kumral sakallı Mehmed Emin veled-i merkum, sin 25 Hane 11 Numro 30: Orta boylu kara sakallı Müderris Veli Efendi veled-i Ali, sin 30 Numro 31: Merkumun oğlu Ali veled-i Ali, sin 6 Hane 12 Numro 32: Orta boylu kır sakallı vücuhdan el-Hac Şaban Ağa veled-i Haci Osman, sin 50Numro 33: Merkumun oğlu Receb, 13 Numro 34: Diğer oğlu Osman bin n, sin 6 Devam edecek Yörük % 36 ve hane sayısı 952, mücerred % 2 ve hane sayısı 51, muaf da % 5 ve hane sayısı 118’dir. Bunların yekûn hanesi ise 2.592’dir. Yalnızca 994 Numaralı Defter’e göre Yörük haneleri, toplam nefer sayısının % 36’sıdır. Yörük kaydedilen bu haneler, tarımdan ziyade sürüleri olan hanelerdir. Defterlerde koyunu 25’den eksik olanlardan bennak hakkı Yörük alındığı görülmektedir. hanelerinin koyunu olduğudan bennak yazılmamış, arazi tasarruf etmedikleri için de çift veya nim çift olarak yazılamamışlardır. Defterlerde Yörükler’in sosyal durumları ile ilgili önemli ipuçları veren bir başka gurup da muaf kaydedilenlerdir. 1522 senesinde değişik sebeblerle 503 nefer muaf kaydedilirken, 1532’de 36 nefer muaf kaydedilmiştir. Devam Edecek Kaynak_________________ 292-Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, C. II, s. 59 293-TD 51, v. 212a 294-Faruk Sümer, Safevi Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türk’lerinin Rolü, Ank. 196, s. 171 295-Faruk Söylemez, Anadolu’da Sahte Şah İsmail İsyanı, Erciyes Ün. Sosyal Bilimler Enst. Derg, sayı 17, s. 72, Kayseri 2004, 296-Dr.Frayliç, Türkmen Aşiretleri, Haz. Ali Cin, Haluk Kortel, Haldun Eroğlu, İstanbul 2008, s. 48. 297-TD 176, s. 271 KAZÂ-İ KARA AĞAC’ın TEŞKİLÂT YAPISI OSMANLI DEVLETİ’NDE BELEDİYE TEŞKİLÂTI ÇALIŞMALARI Dizi yazı 2 Bölüm 3 “Vilayât belediyelerinin esaslı olarak kurulması, 23 Eylül 1293 (5 Ekim 1877) tarihli Vilayât Belediye Kanunu ile başlamıştır” ifadesine rağmen mezbur kazâda teşkilâtın mevcudiyetini 1869’dan itibaren görmekteyiz. Zira bu teşkilâtta yer alan görevlilerin kayıdları Konya Vilâyeti Salnameleri’nin 1. Defa ta’bına göre ilk defa 1869 tarihinde tutulmuştur. Ayrıca kapağında “1 Defa 50. Sayfa Hicrî 1285 Miladî 1869 Sene Salname Konya Vilâyeti matbaasında tabolunur” kaydı bulunan hem bu salnamede, hem de ‘2 Defa 54. Sayfa Hicrî 1287 Miladî 1871’ tarihli ikinci salnamede Kara Ağac Kazâsı’nın başında Asî ifadelerinin oldukca dikkat çekicidir. Bu durum; 2 Defa basılan 54. Sayfa Nolu ve Hicrî 1287 Miladî 1871 tarihli Kazâ-i Kara Ağac-ı Hamid şeklinde ve Asî’liği kaldırılarak düzeltilmiştir. Bize göre bu Asî ifadesi de daha sonraları olduğu gibi (Şarkî) Kara Ağac’a Kara Ağac-i Gölhisar’daki Germiyanoğulları’ya savaşa tutuşan Afşar Beyi Kara Ağac’ın etkili mücadelesine istinaden verilmiştir. Kara Ağac’ın teşkilât yapılanması salnamelerde iki bölümde ele alınmıştır. Kazâya dair kayıdların ilk bölümünde “Meclis-i İdare Reis Kaymakam Süleyman Rüşdi Efendi uhdesinde misalen Azâ-i Tabiiyye olarak Azâ Süleyman Ağa, Hacı Hamdi Ağa, Hacı Halil Ağa ve Mal ve Tahrirat Kâtibi olmak üzere 4 üye, Reis Naib’in uhdesinde ise Meclis-i Deavi; Mümeyyizan Hacı Mustafa Ağa, Muhammed Derviş Efendi, Abdi Ağa, Kâtib Şerif Efendi ve Sandık Emini Beyazud Efendi’den müteşekkil kadrosu bulunmaktadır. Salnamenin sonunda da Maa Yavice-i İrle Nâhiyesi Zabıta Memuru Azmi Efendi” şeklinde bir tablo yer almaktadır. Bugünkü birimlere bakıldığında Şarkî Kara Ağac’da; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, İlçe Özel İdare Müdürlüğü, Sağlık Gurub Başkanlığı ve Mal müdürlüğü olarak gördüğümüz teşkilât, 1869 tarihlerinde daha ziyade çok geniş bir kadroya sahibtir. 1869 tarihinden itibaren Kara Ağac’da görev alan kaymakam, müdür ve memur kesiminin dâhil olduğu birimler: Kaymakamlık, Naiblik, Müftilik, Mal ve Tahrirat Müdürlüğü, Mümeyyizan, Sandık Emini, Sandık Emini Kâtibi, Tahrirat ve Meclis İdare Kâtibi, Zabıta Müdürü, Müfetdis, Tapu Kâtibi, Telgraf Memuru, Vukuat Kâtibi, Ambar Memuru, Evkaf vekili, Evrak Memuru, Ser Tahsildar, Nüfus Müdürü, İaşarat ve Ağnam İdaresi Müdürü, Tahrir ve Vergu Kâtibi, Orman Memuru,Tahrir ve YarguKâtibi, Başkâtib, Menafi Komisyonu Muhakeme-i Şeriyye Kâtibi, ülâzim, Muhasib Kâtibi, Mukulat Tahriri, Muallim-i Evel, Muallim-i Sâni, Vukuat Mualli, Yüzbaşı, İcra Mübaşiri, Doktor, Telgraf ve Posta Memuru, Şeriye Kâtibi, Nüfus Kâtibi, Mektebi Rüşdi Muallimi’nden ibarettir. Devam edecek 5 Denemekten, Çabalamaktan Yorulup Cesaretin Kırıldığında Bil ki; ALLAH Ne Kadar Uğraştığını Görüyor. Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014 ŞARKİKARAAĞAÇ’TAKİ TÜRBELER Em.Albay İsmail Hemşehrimiz Emekli Öğretmen Merhume A h m e t A CAR’ı Kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM BAŞSAĞLIĞI Hemşehrimiz Mehmet KAYAN’ın eşi Muhsin KAYAN’ın Annesi Feride KAYA N’I Merhume Kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM SÖZ’ün ÖZ’ü haline getirmişler veya gelmesine sebep olmuşlardır. ÖZGÜMÜŞ (Camii kebirin 1281, Yıkılan D oğru dürüst türbeleri olmasa da Karaağacımızda yedi tane yatır mevcuttur. Asırlardır kulaktan kulağa söylenegelen menkıbelerle bu şahsi yetlerle manevi bir irtibat kurulmuş, manevi değer verilmiş, dua ihtiyacını duyan hemşerilerimiz duasını önce kendi adına, sonra ziyaretinde bulunduğu O yatır ve peygamber efendimiz yüzü suyu hürmetine Allah’tan talep etmişlerdir. Kendisinin günahkâr olduğuna, Allah’tan bir şey talep etmeye yüzü olmadığını zanneden insanımız O yatır hakkında duydukları değişik menkıbelerle, o iman ehli, hak yanında hatırı olduğunu zannettikleri kulun manevi desteğini arzulamışlardır. Bu gelenek Anadolu’muzun, hatta bütün İslam âleminin pek çok yerinde mevcuttur. Dahası da var; Müslüman olmayan diğer dinlerde de mevcuttur. İstanbul’un fethinden önce Hıristiyanların Hz. Eba-Eyyub ElEnsari’nin kabrinde yağmur duası yaptıkları ve her dua töreni sonunda yağmurun yağdığı değişik kaynaklarda zikredilen bir vakıadır. Hemşerilerimiz, duaları zaman içerisinde gerçekleşse de gerçekleşmese de hiçbir aşırılıkta bulunmamış, haline şükretmiş ve sabretmiştir. Bizim türbelerimizde bizim insanımız dinimize ve insan mantığın aykırı hiç bir harekette bulunmamış, kabir ziyareti olarak oradaki yatırın ruhuna Fatihalar ve Yasin-i şerifler kıraat etmişlerdir. Türbe etrafında dönmek, türbeye el-yüz sürmek gibi benzer davranışlarda bulunmamışlardır. Yalnız şunu hatırlıyorum, mahallemizdeki Pürçüklü Dede’yi ziyaret edenler beraberlerinde getirdikleri bir küçük bez parçasını mezar başında bulunan asırlık söğüt ağacının dalına bağlarlardı. Bunun da nedeni, kendilerinin daha önce burayı ziyaret ettiklerini belirlemek olsa gerek… Bildiğim ve araştırabildiğim kadarı ile memleketimizdeki bu yedi yatıra uzun ömürlü, görkemli bir türbe yapılmamış, mezarlıklarda veya bulundukları hanelerin altında temiz ve mütevazı kabirlerinde bu güne kadar gelebilmiş desem de şu anda en sahipsiz durumlarını yaşamaktadırlar. Nedenlerini aşağıda yatırlardan tek tek bahsederken izah edeceğim. Tamamı on üçüncü asırda Horasan ve civarından gelip Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına büyük katkıda bulunan Mevlana-Yunus Emre-Hacı Bektaş-ı Velî-Hacı Bayram-ı Velî’nin çağdaşı olan bu Anadolu erenleri, coğrafî konumu ile merkezi bir yer olan Karaağacımıza yerleşmişler ve bu yöreyi (Zühdü Ef.nin tabiri ile) bir Aksakallar diyarı ve medreseler şehri BAŞSAĞLIĞI Dün çimen ayaklarımın altında idi. Şimdi üstümde bitiyor! Görüyor musun? Toprak günahlardan başka her şeyi örtüyor.. Ramazan ÖZOĞUL Egitimci-Yazar Pürçüklü Dede hazretleri Selçuklu hamamımızın yapılış tarihinin Camii Kebirden 85 yıl sonra olduğu düşünülürse Karaağacımızın bin yıla yakın bir Türk İslam geçmişine sahip olduğu tarihi bir gerçektir) {Karaağaç’ın Bilinmeyen değerleri Shf.1831} Anadolu’muzda ve İslam inancında üçler- yediler, kırklar gibi sayıların nasıl manevî bir değeri var ise bizim yatırlarımızın da sayısı yedi tanedir. Bunlar: 1- Şeyh Menteş hazretleri { Sebze pazarındavaktiyle Şeyh Menteş kabristanı girişinde} 2-Pürçüklü Dede hazretleri {Alcıklar mah.de Vaktiyle Pürçüklü mezarlığı girişinde} 3-Karaca Dede hazretleri {Ağalar mezarlığında, Kerametli Mustafa Ef. yanında} 4- Eren Dede hazretleri{Kızıldağ Büyük sivri batısından başlayan sırt başlangıcında} 5-Tantan Dede hazretleri {Hamam sokağı başlangıcında Bld. Hamamı yakınında} 6-Sıtma Dede-Şifa Dede Hz. {Orta mah.de Şepitçilerin evinin güneyinde} 7-Arap Dede hazretleri { Suvar yolu- Suvar köprüsü güneyinde} Devamı gelecek sayımızda BAŞSAĞLIĞI Hemşehrimiz Kör Tefiklerden Ali TOSUN eşi Ercan TOSUN annesi Merhume H acer TOSUN ’u Kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM BAŞSAĞLIĞI Hemşehrimiz Osman KARAHAN’ın eşi Merhum M ü ş e r r e f KARAH AN’ı kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM HEDEFLERİ HAYAL ETMEK I Hepimiz birlikte yaşadığımız bu toplumun bir parçasıyız. Yaptıklarımız ve söylediklerimiz birbirimizi ne kadar çok etkiliyorsa hayallerimiz de o kadar etkili yor. Hepimizin hayalleri var.Bazılarımız umutla beklerken bazılarımız umutsuzca olmayacağını düşünüyor. Umutsuzluğa kapılıyoruz ,nedeni , yaşadığımız şehrin hayallerimizin gerçekleşmesi için müsait olamadığından mı ,yoksa kendimizde hayallerimizin gerçekleşmesinde aradığımız cesur davranışı bulamadığı mızdan mı ? Düzenli bir şekilde sade ve doğal olmak üzere ideallerimizi koruyarak yaşamak, bizi hayallerimize bir adım daha yaklaştırır. Hayallerimizin gerçekleşmesi olması için ne yapabiliriz, nasıl bir yol çizmeliyiz, bizim için yararlı ve önemli olan ,bu hayal çevremizdekiler için ne kadar önemli ? Ailemiz ve çevremizle iç içe yaşadığımız ortamda kurduğumuz hayalin gerçekleştiğinde kimselerin zarar görmeyeceğinden emin olmalıyız ki destek alabilelim. Peki toplum bize ne kadar destek olabilir, bizim için neler yapabilir diye düşünelim. Hayal ettiğiniz her şeyi ,anında yerine getirebilecek olan bir müessese kursanız ve sizin tüm hayallerinizi, hayal ettiğiniz anda gerçekleştirse ,sizde hiçbir engel ile karşılaşmadan her şeyi mükemmel yaşamış olsanız ne kadar güzel olur değimli .? Ama ;hayalimizi gerçekleştir me yolunda illa ki karşımıza engeller çıkacaktır. Bu engeller ,çok güvendiğiniz kaynaklardan da gelebilir,hiç işiniz olmayan, gök gürültülerinden de gelebilir. Engelleri tek başımıza aşamayız, bunun için yaşadığınız alan için hayal kurarken ,hayallerinizin içinde size problem çıkartabilecek vasatları mutlaka ,sinek misali ,bir yerlerinizde taşımanız gerekir ki,olmadık yerde gelip burnunuza konmasınlar. Gerçekleşmeyen hayallerinden kaçan insanlar mutsuz insanlardır. Çözüm yolu nu kaçışta arayan hiçbir problem sahibi zora geldiği zaman tercih etmiş olduğu bu çözüm modelini ,mutlaka ilk hayalinin problemini çözemediğinde kaçtığı gibi ikinci ve üçüncüsünde de kaçış yöntemini seçecektir. Dünya da rahat yoktur felsefesi ile yaşamayı kendine ilke edinen insan mutlaka hayallerindeki hedeflere doğru yolları seçerek ulaşır. BAŞSAĞLIĞI Hemşehrimiz Değerli Yazarımız Bekir YALÇINKAYA Dünürü Ahm et YI LDIRIM’ı Merhum kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM BAŞSAĞLIĞI Hemşehrimiz Abdullah Y ÖRÜK’ü Merhum Kaybetmiş olan kederli ailesine sabır,Merhuma Cenab-ı Hak’tan Rahmet dileriz. Şarkikaraağaç’lıma ISPARTAM 6 İstediğin kadar inançlym de namaz kl, sadaka ver. Umut verip, güven aşlayp da yaryolda braktğn insann gönül sadakasn her iki dünyada da veremezsin. Y ıl :6 S ay ı :59 A ğu st os 2 01 4 GURUR DUYDUKLARIMIZ DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ... Hizmetleriyle Memleketimize ve ülkemize faydalı olmuş İlçemizin yetiştirdiği büyüklerimizi burada sizlere tanıtacak ve hatırlatacağız.Bu kişiler için şimdiden aramızda olmayanları Rahmetle, aramızda olanları ise şükranla ve saygıyla anıyoruz….. Turan ERDEM BU AY’Kİ DEĞERİMİZ : Tuğgeneral Merhum HAYATI Turan Erdem,1930 yılında Şarkikaraağaç İlçesi’nde Annesi Ganime Hanım, babası; Kurtuluş Savaşı Gazisi Eyup Hilmi Bey’dir .Babası Eyup Hilmi Bey’in memuriyet görevi nedeniyle (Kaymakamlıklarda Tahririat Katipliği) İlk ve Orta Okulu Isparta’nın çeşitli kazalarında okuyarak tamamlamıştır. Daha sonra Askeri Lise sınavlarına girmiş, 1947 senesi itibariyle Kuleli Askeri Lisesi’ni kazanmış, sonrasında Kara Harp Okulu’na devam etmiş ve 1954 senesinde bu okuldan mezun olarak Orduya katılmıştır. İlk görev yeri Çankırı’dır. Sonra şark hizmeti için Erzurum’un Uzunahmet Köyü’ne gitmiştir. Üsteğmen Turan Erdem, memleketine dönerek görev yapma şansını elde etmiş, Isparta/Eğridir Dağ ve Komando Okulu’na tayin edilmiştir. Okulda verilen yaz dağcılığı, kış dağcılığı,derin su dalma, paraşütle atlama gerilla kursu eğitimlerini uygulamalı olarak; konusuna göre Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunarak tamamlamıştır. Buradaki görevi sırasında Antalya’da Amerikan ordusuyla ortaklaşa düzenlenen “Özel Kuvvetler” (Special Forces) kursuna da devam etmiş, bu kursu üstün başarı ile bitirmiştir. Kars’ın Sarıkamış İlçesi’ne gitmiştir. Burada görevine devam ederken Eşi Yücel Hanım’la tanışarak 1964 yılında dünya evine girmiştir. Şark hizmetine Buradaki hizmet süresinin bitiminde Yüzbaşı rütbesiyle 1966 yılında mücahit olarak Kıbrıs’a tayin edilmiştir. İzmit/Seğmen 70. Piyade Alayı’ndaki Karargah Komutanlığı ,İzmit’teki bu görevlerini müteakip !970 yılında Ankara Dağ ve Komando Okulu Tugayın Ankara’dan Kayseri’ye nakli ile Kayseri Zincidere Tugayı’nda Tabur Komutanlığı, Tugayın, Komando ve Paraşüt Birimlerine ayrılmasıyla kendi taburunu kurarak 3. Paraşüt Tabur Komutanlığı görevini üslenmiş Kurduğu bu taburla da 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatına katılmıştır. ERDEM Paşanın Tugayı ve taburu Kıbrıs’a ilk atlayan birlikler içerisindedir. Çok zorlu şartlarda yaşanan Harekat sırasında tugay komutanına, Beş parmak Dağlarından düşmana karşı kazanılan ilk zafer müjdesini o ve hepsi ayrı ayrı kahraman olan silah arkadaşları vermiştir. Kıbrıs’taki başarılarını, zamanın tugay komutanı (Sabri Evren Paşa) daima taktirle anmış bu hatıraları onun çocuklarıyla da paylaşmıştır. Hala bazı Kıbrıslı vatandaşlarımız bu anıları paylaşır ve Türk Ordusunun bu şerefli subay/subaylarından sitayişle bahseder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu harekattaki hizmetlerinden dolayı kendisini altın madalya ile onurlandırmıştır. “Binbaşı” olarak gittiği Harekattan rütbesi yükseltilerek “Yarbay” olarak geri dönmüştür. Daha sonra Harekat sırasındaki hatıralarını yazıyla da belgelemiş ve “Kıbrıs Barış Harekatı’nda 3. Paraşüt Taburu” isimli bir kitabı da yayınlanmıştır.(BU YAZI DİZİSİ HALEN GAZETEMİZDE DEVAM ETMEKTEDİR) Kıbrıs dönüşünden sonra iki sene daha Kayseri Komando Tugauında görevine devam ettikten sonra 1976 senesi itibariyle 3. kez şark hizmetine çağırılmış, Erzincan’da 5 yıl süreyle İstihbarat Grup Komutan’ı olarak görev yapmış ve “Albay” rütbesine yükselmiştir. 12 Eylül 1980 süreci bu şehirde yaşanmaya başlamıştır. 1981 Yılı, Albay Turan Erdem’in İzmir-Menemen 212. Piyade Er Eğitim Alayı’na “Alay Komutanı” olarak atandığı ve göreve başladığı yıldır. O yıllarda üç beş derme çatma barakadan ibaret olan “Menemen Er Eğitim Alayı”nı içinde; çalışan er, erbaş, subay , astsubay ve onların yakınlarının her türlü ihtiyacına yönelik hizmet veren, üstelik çevreci unsurları asla göz ardı etmeyerek yemyeşil güzellikleri de bünyesinde barındıran mükemmel bir garnizon haline getirmiştir. Menemen’deki görevinden sonra 1983 senesi itibariyle bir ay kadar Ege Ordu Komutanlığında çalışmış, ancak daha sonra Tugay Komutan Yardımcısı olarak tekrar Kayseri Zincidere Paraşüt Tugayına tayin edilmiştir. Kayseri’de bir sene kadar görev yaptıktan sonra İzmir’de çalışan öğretmen eşi ve tahsilleri devam eden çocukları dolayısıyla İzmir’e tayinini isteyerek tekrar Ege Ordu Komutanlığında göreve başlamıştır. Buradaki görevi sırasında Ordu onu gecikmeli de olsa çalışmalarını yadsıyamayan değerli komutanlar sayesinde Tuğgeneralliğe terfi ettirmiştir ve “Tugay” kurmak üzere Hakkari’ye göndermiştir. Oradaki görevi sırasında hem terörle mücadele etmiş hem bölge halkına hizmet götürmüş, hem de tugayın kurulması çalış SIZLERDEN GELENLER/ANILAR Hertürlü resimleriniz için adresimiz “ [email protected] “ Nursel NALBANTOĞLU D r. M ehm et K AR A T A Ş Av.Gülay ARIKAN Dr.Erhan TURGUT 5 Büyüklere saygı, küçüklere şefkat göstermeyenler, bizden değildir. (Hadis-i şerif) malarını sürdürmüştür. Yani hep zor görevlerin adamı olmuştur. Daha sonra hatıralarını anlattığında bu zamanları, harp görmüş olmasına rağmen ruhen ve bedenen en çok yıprandığı zamanlar olarak anlatmıştır. Buradaki görevi sırasında bölgede alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak üstleri ve devlet erkanı ile fikren ayrılığa düştüğünden, Ankara’da K.K.K. Denetleme ve Değerlendirme Dairesi Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. 1990 yılında da buradaki görevini tamamlayarak eşi ile beraber aldıkları karar neticesinde Türk Ordusundan emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra eşi ve çocuklarıyla İzmir’de yaşarken vefat etti. MÜCAHİDE (54’lülere) Biz mücahidiz, 54’lüyüz Eski tüfekleriz Birimiz hepimiz Hepimiz birimiz için yaşarız. Güneşe benzeriz Batarız Vakti gelince Yeniden doğarız Varsın ağarsın saçlarımız İçimizden bir kaçımız gidelim bir ülkeye İstersek, Vallahi, Devlet kurarız. 1952 senesinde Ankara’daki bütün helvacılar birleşip HELŞEK diye, bir helva şirketi kurdular. O şirkete kuruluş sözleşmesine önemli bir madde koymuşlar ve o maddede diyor ki; “Ankara’da bu HELŞEK ortaklığı varken ortaklar başka bir helvacılık imalatı yapamaz. Helva ancak bu şirketten alınıp, satılabilir.” Babamın da helva yapma ustalığı vardı ve aynı zamanda bu şirkete de ortaktı. Babam orada 1-2 sene ustabaşı olarak çalıştı. Çok iyi bir usta olduğu için onun yaptığı helvalar kapışılırdı. Fakat bu şirkette çok başlılık olduğundan başarılı bir ortam oluşturulamadı. Bu arada ben ufak yaşlarda (12-13 gibi) tezgâha girdim, çalıştım. Sonrasında babam beni tanıdığı helvacılara soktu ve ben başka helvacılarda çalıştım. Bunun üzerine ben babama; “Niye beni başka helvacılarda çalıştırıyorsun? Niye elaleme teslim ediyorsun? ” diye kızıyordum. Ama bunu benim daha iyi yetişmem için yaptığını sonradan anladım. HELŞEK’in aldığı bu karar üzerine Ankara’da başka bir yerde çalışamadı. Babam 1954’te İstanbul’da bir ortaklık işine girdi. Şu anki Eminönü Sabunhane Sokak’ta Akfa Hanı’nın ve Hacışakir’in olduğu yere bir dükkân açtılar. Ancak babamın ortağının parası yokmuş. Bunun için de işletme yi iyi işletememişler. Ancak 5-6 ay kadar kaldılar ve daha fazla işi yürütemediler. Babamın, Eskişehir’de tanıdıkları vardı. Özellikle turşuculuk ve helvacılık yapan tanıdıkları falan vardı. İstanbul’da yaşanan bu deneyimden sonra Eskişehir’deki tanıdıkları babama “Sen gel Eskişehir’e. Burasını daha önceden de biliyorsun, babanın çok başarılar elde ettiği bir yer, gel burada çalış” demişler. Bunun üzerine 1955 senesinde Eskişehir’e geldik. Devam edecek.... 7 HATIRALAR Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014 Dr.Sadettin BİLGİÇ Geçen sayıdan devam Silahı Kuvvetler Birliği Sahnede II Bölüm Namaz kılma k için ünivers ite iç eris in de e lde e dilen bir metreka re, ünivers ite dışında e lde edile n ç ok g eniş mek anda n dah a ha yırlıdır. Dr.Sadettin Bilgiç,bilhassa 27 Mayıs sonrasının burhanlı günlerinde Türk politika hayatında büyük rol oynamış bir insandır,zaten 27 Mayıs burhanını, ondan az olmayan diğer burhanlar 12 Mart ve 12 Eylül hareketleri de takip etmiştir.Bütün bu çalkantılarda Dr Sadettin Bilgiç hadiselerin tam ortasında ve bir çok kere de sorumlu bakan olarak üzerinde bulunmuştur. Bu bakımdan bu hatıralar sadece Türk siyasi hayatının bir kanadının değil bütününün panoramasıdır.Ayrıca yetişmesi ve memleket hakkında verdiği bilgiler de bu günkü nesillere”dün’ü ve dünün şartlarını en ibretli bir tarzda vermektedir. Askeri Cunta(Türk Silahlı Kuvvetler Birliği) ise, 21 Ekim 1961 günü saat 14.30’da toplanmış, Milli Birlik Komitesi tarafından oluşturulan Kurucu Meclis’in yapmış olduğu ve halk oylamasından geçmiş, Resmi Gazete’de yayınlanmış Anayasa’ya ve Seçim Kanunları’na dayanarak kendi hükümetinin zamanı ve idaresinde yapılmış seçime rağmen, duruma müdahale etmek için aşağıdaki kararlar alınmıştır: “1. TSK, 15 Ekim 1961 günü yapılmış olan seçimlerden sonra gelecek yeni TBMM toplanmadan evvel fiilen duruma müdahale edecektir. 2. İhtilali milletin hakiki ve ehliyetli mümessillerine tevdi edecektir. 3. Bütün siyasi partiler siyasetten men edilecek, seçim neticeleri ile Milli Birlik Komitesi feshedilecektir. 4. Bu kararın tatbiki 25 Ekim 1961’den sonraki bir güne tehir edilmeyecektir. 5. İşbu zabıt varakası üç nüsha tanzim edilmiş ve bütün üyeler tarafından imza edilmiştir. 21 Ekim 1961, saat:18.00” Bu cuntada kimler vardı? Generaller: Korgeneral Refik Tulga, Tümgeneral Fikret Esen, Tümgeneral Rafet Ürgenalp, Tümamiral Bahattin Özülker, Tuğgeneral Faruk Gürler, Tümamiral Celal Eyiceoğlu, Tuğgeneral Yusuf Alpansu, Tuğgeneral Faruk Güvertürk, Tuğamiral Kemal Kayacan, Tuğgeneral Muhsin Batur, Tuğamiral İsmail Aktulga. Albaylar: Behçet Özdemir, Doğan Özgöçmen, Suat Aktulga, Namık Kemal Ersun, Burhan Hüroğlu, Halim Kural,Recai Baturalp, Mehmet Bora, Emin Aytekin, Vecihi Akın, Ferit Erdoğan, Necati İşcan, Turan Çağlar, Fikret Köknar, Rıfat Eranulu, Cemal Baykan, Cemal Öcal, Bülent Tarkan, Zarif Çetindağ, Celal Urgan, Bedrettin Demirel, Vahit Gürkan, Şerafettin Olcay, Emin Alpkaya, Ahmet Germez, Necati Ogan, Talat Aydemir, Talat Turan. Bu cunta kadrosunda sağ kalan general ve albayların hepsi AP’si döneminde Ahmet Topaloğlu’nun Milli Savunma Bakanı ve Demirel’in Başbakanlığı döneminde kor ve orgeneralliğe terfi ettiler. Muhsin Batur,Faruk Gürler, Celal Eyiceoğlu, ve Kemal Kayacan kuvvet komutanlığına kadar yükselerek, 12 Mart müdahalesini düzenleyen kadro içerisinde, hatta önünde yeraldılar. Biz Kurucu Meclis’in hazırladığı Anayasa çerçevesinde neler yapabileceğimizi düşünmeye ve kararlaştırmaya çalışırken, askeri cunta yukarıdaki kararları almakta ve müdahale hazırlıkları yapmaktaydı. Milli irade ile ortaya çıkan tabloyu benimsemeyecekler, memleketi ve milleti kendilerine göre “liyakatli ve ehliyetli hakiki sahiplerine” tevdi eeceklerdi!.Milli Birlik Komitesi tarafından oluşturulan Kurucu Meclis yaptığı Anayasa ve Seçim Kanunları’na dayanılarak yapılan ve kendi hükümetlerinin mişti.Bunun nasıl ibra olduğu ortadaydı. Devamı gelecek sayıda Hazırlayan: Yrd.Doç.Selim H.ÖZKAN den kalma bir hamam vardır. Bu hamam harabe şekildedir.Köyde köylüler tarafından tarihi eser veya eski yer olarak adlandırılan “in dibek” denilen bir yer bulunmaktadır.Köyün nüfusu 326’dır.Köyde piknik alanı olarak kullanılan birde pınar bulunmakArmutlu: tadır. Köyün ilçe merkezine uzaklığı 15km’dir.Köy düz bir Köyde tarımcılık ve hayvancılık yapılmaktadır. ova üzerindedir.Son yıllarda Beyşehir gölünün çekil Tarım alanlarının elverişli olmasına rağmen suyun mesi ile tarım arazisi genişlemiş köyde tahıl ve pan- az olmasından dolayı kuru tarım daha fazladır. car üretimi artmıştır.Sulamanın da köyden geçmesi ile verim biraz daha kaliteli hale gelmiştir.Köyün nüfusu 162 kişidir. Aslandoğmuş: Köyün ismi rivayetlere göre, Oğuz boylarının ilk yerleşmeye başladığı zamanda ilk yerleşenlerin hep kızları olmakta imiş, yeni evlenen birisinin bir erkeği olması üzerine bir aslanım oldu demesi üzerine köyün ismi Aslandoğmuş olarak kalmıştır.Köyün il çeye uzaklığı 9 km’dir.Köyde selçuklular dönemin 3.Köyler İZLE RİNDE N Bekir YALÇINKAYA ŞARKİKARAAĞAÇ’lı ŞEHİDLER DOSYASI X 952-İmamoğulları’ndan Veli oğlu Er Mehmet Emin-Beyköy İstiklâl Savaşı Garp Cephesi Ölüm Yeri: Meydan-ı Harbde Ölüm Tarihi: 26/10/1338 966-Akçasazlıoğulları’ndan Mustafa oğlu Er İsmail-Çarıksaraylar Birinci Dünya Savaşı Galiçya Cephesi Ölüm Yeri: Dobruca Muharebesi Ölüm Tarihi: 13/08/1332 967-Abakoğulları’ndan Güzel Mehmet oğlu Er Mehmet-Karayaka Birinci Dünya Savaşı Irak Cephes Ölüm Yeri: Bağdat Cephesi Ölüm Tarihi: 00/09/1334 969-Hacı Mahmut oğullarından Mahmut oğlu Er Abdullah-Salur Birinci Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Ölüm Yeri: Milas Revir Hastahanesi Ölüm Tarihi: 28/06/1332 1021-Göz’lerden Şems oğlu Er Hüseyin-Şarkikaraağaç İstiklâl Savaşı Garp Cephesi Ölüm Yeri: 2.İnönü Harbinde Ölüm Tarihi: 28/05/1337 1023-Mehmet oğlu Er AhmetŞarkikaraağaç İstiklâl Savaşı Garp Cephesi Ölüm Yeri: Bilinmiyor Ölüm Tarihi: 16/07/1337 1026-Nebioğulları’ndan Ramazan oğlu Veli-Şarkikaraağaç İç İsyanlar Ölüm Yeri: Zafar'da Ölüm Tarihi: 07/03/1310 1029-Baba adı ve lâkabı meçhul Süleyman Efendi-Şarkikaraağaç Osmanlı Rus savaşı Ölüm Yeri: bizzat idare ettiği seçimle ortaya çıkan tablo, milletin haki- Bilinmiyor Ölüm Tarihi: 11/07/1293 ki ve liyakatli temsilcisi olmayacak da hangi kadrolar ola- 1033-Recep oğlu Piyade Er YusufŞarkikaraağaç Birinci Dünya Savaşı caktı? Çanakkale Cephesi Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen, Meclis çatısı Ölüm Yeri: Seddülbahir Muharebesi altında verdikleri oydan ve yaptıkları konuşmalardan Ölüm Tarihi: 22/03/1331 dolayı millet vekilleri özel bir mahkeme tarafından 1034-Çolak Oğulları’ndan İbrahim oğlu Er Mevlüt-BeyköyBirinci Dünya Savaşı mahküm edilmişlerdi. Bu mahkeme, ‘’Sizi buraya tıkan Çanakkale Cephesi Ölüm Yeri: kuvvet böyle istiyor’’ diyebilmişti. Bununla da Kerevizderesi Civarında Ölüm Tarihi: yetinilmemiş, DP’lilerin akraba ve yakınları ile 15/02/1331 1058-Baloğulları’ndan Hüseyin oğlu Er avukatlarının siyasi haklarının ellerinden alınması gerek- Mustafa-Şarkikaraağaç İstiklâl Savaşı tiği şeklinde fetvalar verilmiş, makaleler yazılmıştı. Garp Cephesi 12 Eylül 1980 hareketi de bu mantıkla düzenlenmiş Ölüm Yeri: 2.İnönü Harbinde Ölüm kapattığı partilerin mensuplarına yasaklar koymakla yetin- Tarihi: 30/05/1337 1074-Şabanoğulları’ndan Mehmet oğlu memiş, siyasetçilerin yakınlarına ve akrabaları ile parti Piyade Er Halil-Şarkikaraağaç Birinci lere kayıtlı vatandaşlara ‘’ veto’’ uygulanmış ve kurulan Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Ölüm siyasi partileri Anayasa dışı yollarla kapatmıştı. Bunun Yeri: Mestantepe Muharebesinde Ölüm adına da, ‘’ Anayasa oylaması ile millet bizi ibra etti’’ den- Tarihi: 28/05/1331 ŞARKİKARAAĞAÇ’A BAKIŞ Gecen sayıdan devam MA ZİNİN Devamı gelecek sayımızda Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. BASKI Isparta 2005 Aşağıdinek: Köyün şehre uzaklığı 9 km’dir.Dinekte Isparta Ulucami benzeri Kutlubey’in yaptırdığı bir cami mevcuttur.Köyde toprak yüzeyli top sahası bulunmaktadır.Köyün nüfusu 607’dir. Köy halkı genellikle bahçe tarımı ile uğraşır.Arazinin engebeli olması tarım alanlarını kısıtlamaktadır. : .......................................................Devamı gelecek sayımızda Genel Yayýn Yönetmeni Ýbrahim YILDIZ Yýl:6 sayı:59 Ağustos 2014 Þarkikaraaðaçlýlar Dayanýþma Derneði Adýna Kurucusu Þükrü B.KAPLAN Sorumlu Yazýiþleri Müdürü Sabit K. ALPARSLAN Nostalji Haber Müdürü Grafik Tasarým Haber Ebru ARAPOÐLU Banu YURTÇU Adres: Bahçelievler Mahallesi Yeni Otogar No: 7 ISPARTA Baský: İhlas Gazetecilik A.Ş Havalimanı yolu No:38 ANTALYA Tel:0 242 340 50 40 Fax:0 242 340 43 82 e-mail:ispartamgazetesi [email protected] Mustafa SİLLELİ Genel Koordinatör Fahri KÖKSAL ŞARKİKARAAĞAÇ TARİHİNDEN BİR YAPRAK Ispartam gazetesi aylýk süreli yayýndýr. Basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir. Köþe yazýlarýndan yazarlarý sorumludurlar. Hazırlayan ve Derleyen Abdurrahman ÇAĞIRICI İSMAİL SİLLELİ1924-12.ŞUBAT.1985 ALİ SİLLELİ 1929-17.0CAK.1976 M et i n SA R IOĞ LU İbretlik olaylar Adamın biri, gözleri görmeyen bi dervişin evine misafir olmuştu. Evde ,rahlenin üzerinde bir Kur’an olduğu .nu gördü ve hayret etti Çünkü,derviş .yalnız yaşıyordu, âmâ idi ve evde .kendisinden başka kimse bulunmu yordu. Üzerinde durmadı ve sebebini de sormadı. Fakat merak etmedi de değil. Gece yarısı olduğu zaman Kur’an sesiyle uyandı. Baktı ki,âmâ olduğu için gözleri görmeyen ev sahibi rahlenin başına geçmiş Kur’an okuyor. Öyle ki, okuduğu yerleri parmağıyla da takip ediyordu. Dayanamayarak sordu: - Sen, gözleri görmeyen bir adamsın. Nasıl oluyor da Kur’an’a bakarak okuyabiliyorsun? Üstelik parmağınla da takip ediyorsun. Derviş cevap verdi: - Allah isterse her şey olur. Ben Kur’an okumayı çok seviyorum. Fakat gözlerim görmüyor. Allah’a dua ettim. “Ya Rabbi, Kur’an okurken benim gözlerimi aç ki Kur’anı elime alıp okuyabileyim” dedim. Allah benim bu duamı kabul buyurdu. Ne zaman okumak için Kur’an’ın başına oturursam gözlerim açılır ve ben Kur’an’a bakarak okurum. A Y’ n F o togr af AY’ n Karü katürü Biliyormusunuz ? Bunu GÜZEL SÖZ “ Atatürk’ün yaptıkları insanoğlunun kolay kolay yapabileceği şeylerden değildir. O; büsbütün başka bir insandı.” (El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938) Dünyadan Atasözleri Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz. ARAP ATASOZU Bildiğimizi zannetmemiz öğrenmemizin en büyük düşmanıdır. JAPON ATASÖZÜ Dünyadan .. ilginç olaylar iki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri de parayı ENDONEZYA ATASÖZÜ . New York'ta yaşayan bir psikoloji oğrencisi kız boş odasını bir marangoza kiralar. Amacı onunla konuşup, adamın davranışlarini incelemek. Ama iki hafta sonra marangoz kızı bir balta ile parçalar....... Ay’ın sözü Bonn'da iki gosterici, domuzların kesimevi'ne barbarca götürülüp orada kesilmelerini protesto ederken, domuzların bulunduğu yerin kapıları kırılır ve 2000 domuz kaçışırken, iki göstericiyi ezerek öldürürler.... Endonezyalı bir terorist postaya bombalı-mektup verir. Posta ücreti Yüks ek fikirler yüksek eksik ödendiği için mektup kendisine geri postalanır. Herşeyi unutan terorist dağlara benzer, mektubu açınca parçalanarak ölür...... alışkın olmayanları ürkütür