5_5- Venedik ok.FH11 - İSMEK - İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Transcription
5_5- Venedik ok.FH11 - İSMEK - İstanbul Büyükşehir Belediyesi
SEMPOZYUM KÝTABI SYMPOSIUM BOOK Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Sabri DERELÝ ÝBB Genel Sekreter Yardýmcýsý / Deputy Secretary General of Ýstanbul Metropolitan Municipality Muhterem hocalarým, deðerli katýlýmcýlar, yurt içinden ve yurt dýþýndan toplantýmýzý þereflendiren siz deðerli misafirlerimiz, sizleri en derin saygý ve hürmetlerimle selamlýyorum. Sayýn Baþkanýmýz Kadir Topbaþ, yoðun programlarý sebebiyle bu toplantýmýza katýlamadýlar. Hepinize Sayýn Baþkanýmýzýn selam ve þükranlarýný sunuyorum. Þehirlerimizin sürdürülebilir kalkýnmasý için sadece iktisadi deðil kültürel ve sanatsal alanlarda da iþbirliði yapýlmasý gerekmektedir. Yerel yönetimlerin bahsi geçen alanlarda birlik oluþturmasýnýn þehrimize katma deðer kazandýracaðý önemlidir. Ýstanbul baþta olmak üzere bugün bir araya gelen bu kadim þehirler, kendi öz kültürlerine, tarihi miraslarýna ve geleneksel el sanatlarýna sahip çýktýklarý sürece köklerine baðlý olarak ayakta kalacaklardýr. Her biri ayrý ayrý hazineleri barýndýran medeniyetlerin mensuplarý olarak bizler tarihi, kültürel ve sanatsal zenginliklerimizi birleþtirerek bunu fýrsata dönüþtürüp sürdürülebilir iþbirliðine katký saðlayabiliriz. 8 My respectable teachers, valuable participators, and our valuable guests honoring our meeting by participating from home and abroad, I salute you with the deepest respect and esteem. Our esteemed mayor Kadir Topbaþ could not participate in our meeting due to his busy program. I present you our Mayors greetings and gratitude to you all. For our cities sustainable development, it is necessary to cooperate not only in economic but also in cultural and artistic areas. It is important that the creation of unification by our local administrations in the said areas will add valueadded in our city. Istanbul, through which the silk and spice road had passed, is an ancient city witnessing a history of thousand years. These ancient cities, mainly Istanbul, coming together today will survive as connected to their roots as long as they protect their own authentic cultures, historical heritages, and traditional handicrafts. As the members of civilizations each one of which contains different treasures, we can transform it into an opportunity by combining our historical, cultural, and artistic riches, and thus contribute to the sustainable cooperation. As Istanbul, we have a rich diversification of handicrafts and naturally a cultural accumulation. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi, yetiþkinlere yönelik eðitim faaliyetlerini ÝSMEK bünyesinde yürütmektedir. 1996 yýlýnda dönemin belediye baþkaný, Baþbakanýmýz Sayýn Recep Tayip Erdoðanýn baþlattýðý bu eðitim faaliyetleri aralýksýz bir þekilde devam ettirilmektedir. ÝSMEK geleneksel el sanatlarýmýza sahip çýkarak gelecek nesillere aktarma misyonunu baþarýlý bir þekilde yerine getirmektedir. ÝSMEK Türk Ýslam sanatlarý ve el sanatlarý eðitimleri 42 ayrý branþta 55 bini aþkýn Ýstanbulluya ulaþmaktadýr. ÝSMEK vermiþ olduðu eðitimlerle kursiyerlerini hem kendi kültürlerinde bilmedikleri güzelliklerle tanýþtýrmakta hem de onlarý modern dünyanýn gerekleri olan vasýtalarla donatmaya çalýþmaktadýr. Bu anlamda ÝSMEK kültürel deðerlere hem geleneksel hem de evrensel bir bakýþ açýsý kazandýrmaktadýr. Bu toplantýda bir araya gelen kadim þehirlerin temsilcileri bu eþsiz ve deðerli fýrsatý kullanarak fikir ve görüþ alýþveriþinde bulunacak, iletiþim, paylaþým ve iþ birliði içinde daha ne gibi imkanlar meydana getirilebilir? sorusuna cevap arayacaklardýr. Böylece bu platform çeþitli uygulamalarýn ve tecrübelerin paylaþýldýðý bir alan olacaktýr. Ayrýca bu toplantýda yerel yönetimlerin, þehirlerin kültür varlýklarýný korumasý geleneksel el sanatlarýnýn yaþatýlmasý, geliþtirilmesi ve geleceðe taþýnmasýnýn, geleneksel el sanatlarýnýn endüstriyel geliþimle iliþkisi, emeðin kaynaða dönüþtürülmesi, þehirler arasýndaki iþbirliðinin geliþtirilmesi gibi pek çok konu gündeme gelecek görüþülecek ve müzakere edilecektir. Bu toplantýnýn katýlýmcý þehirlerin sahip olduðu geleneksel el sanatlarýnýn geliþtirilmesi, çeþitli alanlarda iþbirliðinin saðlanmasý ve gelecekte baþarýlý çalýþmalara imza atýlmasýna vesile olmasýný diliyor, hepinize saygýlar sunuyorum. Istanbul Metropolitan Municipality carries out its adult training activities within the organization of ISMEK. These training activities started in the year 1996 by the then mayor, our Prime Minister Mr. Recep Tayip Erdoðan are continued incessantly. ISMEK fulfils its mission of protecting our traditional handicrafts and handing them down the next generations successfully. ISMEK reaches 55 thousand Istanbul citizens in 42 different branches such as TurkishIslamic arts and handicrafts trainings, calligraphy, illumination, marbling, miniature, china, nacre inlaying, painting, and wood painting. With its trainings, ISMEK tries to introduce the trainees to the beauties of their own culture that are unknown to them and equip them with the instruments required by the modern world. In this sense, ISMEK brings both traditional and universal viewpoint to cultural values. The representatives of the ancient cities coming together at this meeting will exchange opinions using this unique and valuable opportunity, and search for the answer of this question: What opportunities more can be created through communication, sharing and cooperation? Thus, this platform will be an area where the various applications and experiences are shared. Besides, at this meeting, many subjects such as the relation of protection of the cultural assets of the cities by local administrations, carrying on, developing, and carrying the traditional handicrafts to the future, as well as the traditional handicrafts themselves with the industrial development, transforming labor to resource, development of communication, sharing, application plans, and cooperation among the cities will be put on the agenda, discussed, and negotiated. I wish this meeting would conduce to development of the traditional handicrafts had by the participant cities, enabling cooperation in various areas, signing successful works in the future, and pay my respect to all of you. 9 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Mehmet DOÐAN ÝBB Eðitim Müdürü / Director of Education, Ýstanbul Metropolitan Municipality Kýymetli katýlýmcýlar, çok deðerli hanýmefendiler ve beyefendiler 10 Distinguished Participants, Ladies and Gentlemen, Kadim Þehirlerde Geleneksel El Sanatlarý ve Yerel Yönetimlerin Katkýlarý konulu Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyum ve Sergimize Hoþ geldiniz Welcome to our International Traditional Arts Symposium and Exhibition with the theme Traditional Arts and the Contribution of Local Governments to Handcrafts in the Ancient Towns. Konumuz el sanatlarý olunca öncelikle sanat kelimesinin derin içeriði ile sözlerime baþlamak istiyorum. Sanat; dünya üzerindeki nice güzellikte saklý ince ayrýntýlarý keþfetmek, diðer insanlar tarafýndan fark edilemeyeni görmek, bu yolla kendi yaþamý ile birlikte baþka insanlarýn da yaþamýný zenginleþtirmek ve ruhun derinliklerinde biriken gizli hissiyatý açýða vurmak gibi öðeler ile þekillenmiþtir. With a theme on handcrafts, I would like to begin my remarks by describing the deep meaning of the word art. Art is shaped by elements such as discovering the tiniest detail hidden in every beauty in the world, seeing the unnoticed, through this enriching ones life as well as others lives and expressing hidden sentiments deep inside the soul of the artist. Ýçinde yaþadýðý evreni anlamlandýrmaya çalýþan sanatçýnýn býraktýðý izlerde, toplumsal çizgilerden çeþitli ruh hallerine kadar derin bir bakýþ mevcuttur. Sanat, insanoðlunun izleri olduðuna göre, tarihi de insanlýk tarihi ile ayný çizgi üzerindedir. Sanat, dünya tarihi ve coðrafyasý ile paralel geliþim göstermiþ olan bir ifade biçimidir. Kimi bölgeler topraklarýndan gelen zengin kültürleriyle çeþitli sanatlar oluþturmuþ, geliþtirmiþ ve yön vermiþlerdir. Bizler de öncü ve kadim þehirler olarak, tarihi mirasýn bize yüklediði sorumluluk gereði bugün buradayýz. Çok þanslýyýz ki köklü kültürümüzün bize sunduðu çok zengin bir el sanatlarý çeþitliliðine sahibiz. A deep viewpoint ranging from social traces to moods is present in the footprints of the artist who is searching for ways to explain the universe he is living in. Given the fact that art is the footprint of the mankind, its history is parallel with the history of the mankind. Art is a medium for expressing which has a parallel development as world history and geography. Thanks to rich cultures coming from their territories some regions have formed, developed and shaped various arts. As pioneer and ancient cities, we gathered today as a part of the responsibility given by historical heritage. We are really lucky to have such a rich variety of handcrafts. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Medeniyetlerin çeyiz sandýðý Ýstanbulumuz üzerinde doðup geliþen geleneksel el sanatlarýmýzýn adeta tarihi hafýzasýdýr. Ýstanbul medeniyetlerin kavþak noktasý, Doðu ile Batý arasýnda bir köprü ve dünya kültür mirasýnýn bir aynasýdýr. Ýstanbul iki bin yýlý aþan bir süre boyunca Doðu, Batý ve Ýslam uygarlýklarýnýn kesiþme, buluþma, uzlaþma ve diyalog alanýdýr. Ýstanbul benzer coðrafyalar arasýnda sanki bir kraliçedir. Dünyayý bir yüzüðe benzetirsek, Ýstanbul onun elmas taþýdýr. Ýstanbul geçmiþ ile geleceðin Asya ile Avrupanýn buluþtuðu tarihe tanýklýk eden bir þehirdir. Eski dünyanýn en önemli merkezlerinden biri olan Ýstanbul, binlerce yýllýk tarihinde, önce Roma Ýmparatorluðu, daha sonra Bizans Ýmparatorluðu, son olarak da Osmanlý Ýmparatorluðu'nun baþkenti olmuþtur. 2000 yýlý aþan süre boyunca 120den fazla imparator ve sultan Ýstanbulda hüküm sürmüþtür. Anadolu topraklarý ve Ýstanbul, coðrafi konumu nedeniyle, eski çaðlardan beri çeþitli uygarlýklarýn doðup geliþtiði bir yer olduðu gibi, Doðu ile Batý arasýnda bir geçit ve köprü iþlevi de görmüþtür. Bu anlamýyla da Ýstanbul, ticaretin, kültürün, sanatýn, ithalat ve ihracatýn da merkezi olmuþtur. Ýstanbul, Ýpek Yolu ve bir anlamda Baharat Yolunun Batýya açýlan ana kapýsýdýr. Tarih boyunca bu yollar yalnýzca ticaret yolu olmakla kalmamýþ, Doðu ile Batý arasýndaki kültür alýþveriþini de saðlamýþtýr. Bu anlamý itibariyle bölgede yaþayan kültürlerin, dinlerin, ýrklarýn da izlerini taþýmýþ, tarihi ve kültürel zenginlikler sunmuþtur. Medeniyetleri taþýyan, buluþturan bu yollarda yalnýzca ticarî mallar seyahat etmemiþ, inançlar, gelenekler, görenekler ve efsaneler de bu yolun yolcularý olmuþlardýr. Bu ticari yollar, kültürlerarasý etkileþim, kardeþlik ve hoþgörü yolu gibi isimlerle de adlandýrýlabilir. Ýnancýmýz odur ki, dünya evrensel kültürünün oluþabilmesi için öncelikle yerel kültürlerin korunmasý gerekmektedir. Yerel kültürlerle zenginleþen evrensel kültür, insanlýðýn ortak paydalarda buluþmasýna zemin hazýrlayacaktýr. Bu yüzden yerel kültürlerin korunup yaþatýlmasý, insanlýðýn geleceði için büyük önem taþýmaktadýr. Kýymetli hazinelere sahip öncü ve kadim þehirler, kendi öz kültürlerine, tarihi miraslarýna ve geleneksel el sanatlarýna sahip çýktýklarý sürece ayakta kalacaklardýr. Bu medeniyetlerin mensuplarý olarak bizler, tarihi, kültürel ve sanatsal zenginliklerimizi birleþtirerek bunu bir fýrsata dönüþtürüp medeniyetler arasýnda sürdürülebilir iþbirliðine katký saðlayabiliriz. Bu potansiyel dün olduðu gibi bugün de vardýr. The wedding chest of civilizations, Istanbul is the so-called historical memory of our traditional handcrafts. It is this city where they first appeared and flourished. Istanbul is the crossroads of civilizations, a bridge between the East and the West and the mirror of world cultural heritage. For over two thousand years, Istanbul is the conjunction, meeting, reconciliation and dialogue area among eastern, western and Islamic civilizations. Istanbul resembles a queen between similar geographies. If we were to liken the world to a ring, Istanbul would be the diamond of this ring. Istanbul is the city which witnesses history of Asia and Europe; past and future. One of the most important centers of ancient world, Istanbul was the capital of Roman Empire, Byzantine Empire and lastly Ottoman Empire in its long history. Over 2000 years, more than 120 emperors and sultans reigned in Istanbul. Anatolia and Istanbul had been the place of birth and development for many civilizations since ancient times, and had served as a passage and bridge between the East and the West due to their geographical location. In this context, Istanbul that can be considered as a miniature of the Silk Road had been the center of trade, culture, art, importation and exportation. It is the main gateway of the Silk Road to the West. The Silk Road has not only been a trade route, but also served for the cultural exchange between the East and the West. In this sense, the Silk Road represented the marks of cultures, religions and races in the region and presented historical and cultural richness. Not only the commercial goods, but also beliefs, traditions, customs, and legends became the passengers of the Silk Road, which carried civilizations. The Silk Road can be named with the names of intercultural interaction, brotherhood and tolerance. It is our belief that, first local cultures should be protected in order to form a universal culture. The universal culture, which is enriched with local cultures, is going to prepare a platform on which the humankind is going to meet. Therefore, that the local cultures are protected and revived is very much important for the future of humankind. Especially Istanbul and other pioneering and old cities will be able to stand as long as they conserve their own cultures, historical heritages and traditional handcrafts. As members of civilizations in the Middle and Far East geography, we can contribute to sustainable cooperation among 11 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Bizler çok zengin bir el sanatlarý çeþitliliðine, doðal olarak da kültür birikimine sahibiz. Hoþgörü ve diyalog ekseni içerisinde sürdüreceðimiz etkinliklerle bu birikimlerimizi insanlýk adýna kazanýmlara çevirebiliriz, çevirmeye hazýrýz. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi, rutin belediyecilik faaliyetlerinin yaný sýra Ýstanbulun bir kültür baþkenti olabilmesi için tüm olanaklarýný seferber etmiþ, hizmette sýnýr tanýmayan çok yönlü bir hizmet anlayýþýný benimsemiþtir. Sosyal belediyecilik faaliyetlerinin en önemli kýsmýný oluþturan eðitim, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi tarafýndan özel önem atfedilen hizmet alanlarýndan birini oluþturmaktadýr. Belediyemiz, yetiþkinlere yönelik eðitim faaliyetlerini Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eðitimi Kurslarý (ÝSMEK) bünyesinde yürütmektedir. ÝSMEKin eðitimleri 1996 yýlýnda 3 kurs merkezinde 3 branþta 141 kursiyer ile baþlamýþtýr. ÝSMEK 2008-2009 yýlýnda 218 kurs merkezinde 123 farklý branþta ve her biri alanlarýnda uzman 2 bini aþkýn usta öðreticisiyle 230 bin Ýstanbulluya eðitim vermeyi hedeflemektedir. Sadece bu eðitim döneminde 342 bin 199 kiþi ÝSMEKten eðitim almak için baþvurmuþ, bunlardan 206 bin 847si eðitimlerine devam etmektedir. ÝSMEK bu eðitim döneminin sonunda toplam 810 bin Ýstanbulluya ulaþmýþ olacaktýr. ÝSMEKte 2007-2008 eðitim döneminde el sanatlarý branþlarýnda 47 bin 690 kiþi, Türk Ýslam sanatlarý branþlarýnda 4 bin 147 kiþi eðitim almýþ olup, toplam sayý 51 bin 837dir. 2008-2009 eðitim döneminde bu sayý daha da artmýþtýr. Þu anda 35 el sanatý branþýnda 50 bin 928 kiþi, 7 Türk Ýslam sanatý branþýnda ise 4 bin 324 kiþi eðitim almakta olup, toplamda 42 branþta 55 bin 252 Ýstanbullu bu eðitimlerden fayda saðlamaktadýr. 12 civilizations by uniting our historical, cultural and artistic richness. Today, we have this potential as we had it in the past. We have a very rich diversity of handcrafts and naturally, cultural accumulation. With the activities that we are going to hold on the axis of tolerance and dialogue, we are ready to turn our accumulation into advantage by being inspired from the Silk Road. Apart from routine activities of municipality, Istanbul Metropolitan Municipality has mobilized all of its possibilities to make Istanbul the capital of culture and has adopted a limitless sense of service. Education, being the most important aspect of municipality activities, is a branch of service of great importance for Istanbul Metropolitan Municipality. Our municipality has been conducting education activities towards adults by Art and Vocational Training Courses (ISMEK). In 1996 ISMEK trainings started in 3 centers under 3 branches providing free art and training to 141 trainees. For the term 2008-2009, ISMEK aims to offer its courses to 230 thousand citizens under 123 different branches with over 2000 skilled trainers in 218 course centers. Only in this training term 342.199 citizens have applied for the courses to ISMEK, 206.847 of which still continue their training. ISMEK will have reached 810 thousand citizens at the end of this term. In the school term of 2007-2008; 47.690 trainees in handcrafts and 4147 trainees in Turkish Islamic arts, which totals 51.837 trainees, have been given training. For the time being totally 55.252 citizens, 50.928 of which have been trained under 35 handcrafts, 4324 of which have been trained in 7 Turkish Islamic arts. ÝSMEK, Ýstanbulda el sanatlarýmýzýn ve kültürel deðerlerimizin korunup gelecek nesillere aktarýlmasý hususunda çok önemli görevleri yerine getirmektedir. Unutulmaya yüz tutmuþ pek çok el sanatý ÝSMEK ile yeniden canlanmýþtýr. ÝSMEK, kursiyerlerini hem kendi kültürlerinin bilmedikleri güzellikleriyle tanýþtýrmýþ, hem de onlarý modern dünyanýn gerekleri olan vasýflarla donatmaya çalýþmýþtýr. Bu açýdan bakýldýðýnda ÝSMEK adeta, kültürel deðerlere hem geleneksel hem de evrensel bir bakýþ açýsý kazandýrmýþtýr. ISMEK functions effectively in conserving our handcrafts and cultural values as well as in passing them to the next generations. ISMEK has revived many handcrafts which were about to be forgotten. ISMEK not only enables the attendees to uncover the latent beauty of their culture but also offers them to equip themselves with the sine qua non qualities of the contemporary world. From this point of view, ISMEK enriches cultural values both traditionally and universally. ÝSMEK týpký Ýpek ve Baharat Yolunun Doðu ve Batý kültürü arasýnda bir köprü olmasý gibi, Türk insanýnýn geçmiþi ve geleceði arasýnda bir köprü fonksiyonunu icra etmektedir. Likewise the Silk Road bridging the East and the West, ISMEK also has a binding function between the past and future of the Turkish people. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu I. Oturum / I. Session Oturum Baþkaný / Session Chair Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN Hoþ geldiniz, katýlýmcýlarýn kýsmý âzâmý Türk olduðu için konuþmamýzý Türkçe yapmak zorundayýz. Evet efendim birinci oturumda Sayýn Mehmet Genç, Sayýn Prof. Dr. Selçuk Mülayim ve bendeniz varýz, þimdi burada bana bir esneklik tanýdýlar dolayýsýyla ben bu esnekliði kullanacaðým. Ýlk sözü Selçuk Beye vermek istiyorum. Selçuk Bey, bize kendi konusunda özellikle geleneksel sanatlar ile sanayi arasýndaki iliþkiyi anlatacak. Hocam buyurun 14 Thank you for coming, as most of our participants are Turks, we need to have our discussions held in Turkish. Now, in the first panel, Esteemed Prof. Dr. Mehmet Genc, Esteemed Prof. Dr. Selcuk Mulayim and I are present. They have provided flexibility for me here, and now, I will be using this flexibility now. I would like to leave the floor to Mr. Mulayim firstly. Mr. Mulayim will be telling us about the relationship between traditional crafts and the industry. Please go ahead my dear Professor Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Prof. Dr. Selçuk MÜLAYÝM Ýstanbul Sayýn Baþkanýmýz, yöneticiler, deðerli misafirler Hepimizin misafir sayýldýðý bu dünyada modernite ve el sanatlarýnýn ülke - toplum eksenindeki güncel politik boyutuna da deðinmek gerekiyor diye düþündüm. Ýnsanýn ellerini kullanarak eþya üretmesi, genel olarak endüstri öncesinin temel üretim biçimiydi. Bu süreçte seri üretim, tekrarlama, kopyalama esas alýndýðýndan o bir sanat deðil, yöntemdi. Torna tezgahlarýna elektro optik cihazlar baðlandýkça hýzlý ve kitlesel üretimle gelen deðiþim otomasyon dýþý el iþlerini bir köþeye sýkýþtýrdý. Giderek zengin alýcýlar, patronlar ve varlýklý hanedanlar da tarih sahnesinden çekildiðinden, gürültülü ve yað kokulu yeni rakibi karþýsýnda sürekli gerileyen el sanatçýsýna nihayet son darbeyi de demokrasi vurdu. Dünyadaki genel dönüþüm sadece yeni bir hayat getirdiði için deðil bütün bunlarý karmaþýk ve akýl çelici formüllerle sunduðu için de moderniteyi önemli kýlmaktadýr. Sebep sonuç iliþkisini, yararlýyý zararlýyý, deðerli olaný, ünlü fakat deðersiz olaný ayný paket içinde sunduðu için çaðýmýz kafa karýþtýrýcýdýr ve tehlikelidir. Ve asýl olarak geleneksel adý altýnda sunulaný kusmuk kývamýndaki sokak modernitesine daldýrdýðý için hassas bir konudur. Sadece Türkiye için deðil bütün üçüncü dünya ülkeleri ve Avrasya için söyleyebilirim ki; bugün baþka bir yerlerde tasarýmlanmýþ hayat tarzýný, bunlarý sanki yaný baþýmýzda yaratýlmýþ gibi kabul ederken bir My esteemed Chairman, executives, distinguished guests I thought it would be necessary to review the contemporary political aspect of handcraft in this world where we may all be looked upon as guests. The ability of people to produce goods by using their hands was the principal manner of production in the pre-industrial age. In this process, as mass production was a reproduction and copying, it was not an art but rather a method. As electro-optic devices were connected to turning lathes, the change that came with quick and mass production drove handcrafts that were not automated to a corner. As rich and affluent buyers, patrons and wealthy nobles progressively left the stage of history, the coup de grace to craftsmen, which was facing its noisy competitor covered in oil stenches, was dealt by democracy. The general transformation in the world makes modernity important, not only for providing a new lifestyle but also due to the fact that it presents these in a complex and tempting manner. Our age is confusing and dangerous as it presents in the same package, cause and effect relationship, the good and the bad, the valuable, and the famous but invaluable. And it is a very delicate subject as it presents itself under the name of traditional by immersing it in the street modernity, which is in the consistency of vomit. I can say that not valid only for Turkey, but for all of Eurasia countries; while being aware of the fact that we are trying to accept the lifestyle designed at a different part of the world as if it were created in our environment, we are 15 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu aldatmacanýn da farkýnda olduðumuz için bir yandan da tarihimize sýmsýký sarýlarak bir barikat kurmaya çalýþýyoruz. Modernite ile geleneksel Bu iki þeyin bir arada, ayný anda, sarmaþ dolaþ, ayný mekanlarda yaþamaya çalýþmasý eklektik, tuhaf, saçma bir hayatý bize dayatýyor. En acý olaný, içine düþtüðümüz gülünç durumlardýr. Gezdiðim bazý sergilerde sanatçýya hep þunu sormak istemiþimdir; Ne kadar samimisiniz? Evimizin bir odasýnda sözüm ona bir þark köþesi kurmakla bütün bir Osmanlý sanatýný mobilyacý dükkanýna yýðmak arasýnda fazlaca bir fark görmüyorum. Bu, ihtiþama yalandan bir geri dönüþtür. Bâki ve Fuzulinin dilini konuþmadýðýmýz halde Þeyh Hamdullah veya Karahisariden bir hat levhasýný yemek odasýna asýyorsan, burada hem bir iyi niyet, temiz kalplilik fakat ayný zamanda bir kafa karýþýklýðý var demektir. Birbirine kapalý iki sistem nasýl örtüþecek? Bu levhalarýn altýndaki masanýn üstünde faturalar veya kredi kartlarýmýz duruyor. Ne kadar samimiyiz? sorusunu önce kendime sormam gerekiyor. Genç insanýn eðitimde ve yetiþmesinde çok odaklý bir beslenme görüyoruz, okulda, camide, evde, asker ocaðýnda, internet kafede, stadyumda, sokakta, vakýfta, dernekte, ÝSMEKte ve gidiyorsa baþka yerlerde baþka baþka eðitimler görmekte, almakta, kabul etmekte belki de bazýlarýný reddetmektedir. Ama gerçek þu, nerede nasýl yaþarsa yaþasýn, Kahirede, Bosnada, Bombayda ayný çeliþkiler sürmektedir. Sorun þu ki asýl karmaþa el sanatýnda, hatta tezhipte lokal geleneklerde deðil, sorun tasarýmý yöneten düþünceyle baðlantýlý geliþiyor. Bir baþka deyiþle bu sanatlar el sanatlarý deðil, irfan, hikmet, düþünce sanatlarýdýr. Hýzlý kentleþme, duyarlýðýmýzý alýp götürüyor. Büyükþehirlerin bir tek ortak simgesi vardýr; ambulans sesi. Önümüze açýlan bu panayýrda baþka ortak paydalarýmýz yoksa ruhumuza yakýn olmayan bu dünyayý çok seslilik, çok renklilik, mozaik hatta hiç utanmadan bir zenginlik sayýyorsam bu bir açýklama sayýlmaz, bu benim alýklaþtýðýmý gösterir. Duyarlýklý bir sanatçý dünyasýný bu þekilde tasvir etmez çünkü burasý onun dünyasý deðildir. Bayaðý, basit ve düþük olanla bütünleþmeye çalýþýyorsanýz temel çeliþkiden kaçýnýyor, çözümü erteliyor, müptezel magazine göz kýrpýyorsunuz, el sanatý deðil el çabukluðu yapýyorsunuz demektir. Geleneksel sanat dediðiniz þey üstüne eklendiði bütünle baðdaþmýyorsa fiziki çevre, sokaklar, kent dokusu, mimari baþka bir yol tutmuþ, televizyon örtüleriniz çiçekli yapraklý, el iþleriniz bambaþka 16 simultaneously trying to construct a barrier by dearly hanging on to our historical roots. Modernity and traditional The effort of these two very different things trying to coexist at the same time and in the same environments forces an eclectically bizarre and an absurd lifestyle on us. The saddest thing is the situations in which we end up. I always wanted to ask this question to the artists in the exhibitions I visited, How sincere are you? I do not see much difference between establishing an oriental corner in one of the rooms of our home and cluttering up all of the Ottoman art into a furniture store. This is a fake return to magnificence. If you are hanging a calligraphy plate from Sheik Hamdullah or Karahisari to your dinner room without talking the language of Baki and Fuzuli, this attests to goodwill, sincere approach and confusion at the same time. How are two mutually closed systems going to converge? Our invoices or our credit cards rest on the table just below these plates. I should first ask the question, How sincere are we? to myself. We see a multi-focus feed in the education and development of adolescents, they may see, take and accept, as well as reject some of the different education they are exposed to at school, at mosque, at home, at military service, Internet Café, Stadium, street, trust, association, ISMEK and other places that adolescents may visit. But the fact of the matter is, regardless of wherever he lives, that is in Cairo, Bosnia or Bombay, the same contradictions continue. The issue actually is that the real complexity is not arising from handcraft, not even illuminative local traditions, but develops with the thought in connection to the design. In other words, these are not arts of handcraft, but rather that of enlightenment, providence and thought. Rapid urbanization is stripping us of our sensitivity. There is only one common symbol of Metropolitans: the sirens of ambulances. If there are no other common denominators in this circus that is displayed before us, and if I am assuming this world that has no closeness to our soles as polyphony, diversification, mosaic, and even a wealth without feeling any shame, this is not deemed as an explanation but rather the numbness of my mental faculties. An artist with sensitivity would not describe his world in such a fashion, as this would not be his world. This would mean you are trying to become integrated with the banal, simple and lowly and avoiding fundamental conflict, delaying the solution, winking at the addictive magazine, and performing tricks instead of handcraft. If the thing you call traditional art does not accord with the whole it is added to, if your physical environment, streets, the smell of urban fabric have taken another path and your television covers, Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bir yere gidiyorsa bu yol ayýrýmýnda bir dürüstlük sorgulamasý gerekmiyor mu? Sakýn inanmayýn, bu sempozyuma temsilcilerini gönderen ülkelerde yaþanan þey bir postmodernizm deðildir, baþka bir þeydir, bir sýðýnmadýr çünkü gelenekle iliþkilerimiz sorunludur. Moderniteyle iliþkilerimiz yine sorunludur. Genel bir ahlak bilançosu yapmadýkça bizim bu panayýrda yerimiz olamaz, her þey her þeyle birlikte olamaz, ya þeytana tapacaksýnýz ya Tanrýya, biraz ona biraz ötekine olamaz. Birbirine kapalý, karþýt iki sistem arasýnda bulunduðumuzdan samimi olma sorgulamasý tam da burada bütün aðýrlýðýyla üstümüze geliyor. Kafa karýþýklýðý, alýklýk ve þaþkýnlýðýn fiziki ortamlara yansýmasý þunu gösteriyor ki; küresel dengelerdeki dehþetli sapmalar, süslemeyle, el sanatýyla filan dengelenecek gibi deðil. Hýzla büyüyüp þiþen kentlerde yaþýyoruz ama buradaki tarih, iç göç dalgalarýyla çiðnenmekte. Eðer böyleyse en azýndan Ýstanbul genelinde yaþananlarý önce kendimize izah etmek durumundayýz. Ýnanýyorum ki Tahrandakiler ve New Mexicodakiler de bunu yaþýyorlar. Bu gerçek onlar için de geçerli ama Ýstanbul çok yakýnda küresel bir deney yaþayacak. Avrupa Kültür Baþkenti olmaya layýk görülmüþ bu þehir 2010da çok dilli, çok bayraklý bir ortamda yaþamaya alýþtýrýlacak. Bu þehir Avrasyanýn kültür baþkenti olmaya daha yakýnken bir daire-i fâside içinde dolaþýldýðýndan onun kimliðini baþkalarý belirliyor. Ýyi ve güzel þeylerden bahsetmek hep kolayýmýza gelmiþtir. Bu baðlamda varlýk ve zenginliði kollayan sanatçý, bir bakýma bereketten payýný alýr. Ýster çeyiz bohçasý hazýrlayýn ister tarihten süzülen deðerleri tasarým gücünüzle þekillendirin þurasý bir gerçek ki uyanýk ve fýrsatçý olanla ahlaklý ve ilkeli olaný ayýrt etmek her gün daha da zorlaþýyor. Bu saç teli inceliðindeki ayýrýmý dikkatle irdeleyelim. Çünkü artýk iþin eli ayaðý kalmadý, el sanatý zannettiðimiz þey artýk bir soðuk savaþ silahýdýr. Kültürel tehditlere karþý güçlü dirençlerden biri olarak görünen geleneksel sanat, insanýn moral deðerlerini besleyebildiði sürece iþe yarayan bir korumadýr. Ancak böyle bir koruyucu duraðanlýðý aþamazsa olduðu yerde çürüyecektir. Bir zamanlar ne denli güçlü olursa olsun eser, çaðýn ve hayatýn enerjisine katýlmadýkça eski, geleneksel ve el iþi olan çürümeye yüz tutacaktýr. Eski sanat, bütünüyle emsalsiz ve kusursuz deðildi. Açýk konuþalým bugün çok daha iyileri yapýlýyor. Eðer bu eski örneklerin önemi, bunlarýn kendi dönemlerinden konuþuyor olmalarýndan geliyorsa buna handcrafts are embroidered with flowers and leafs and are going in a completely different direction, is not questioning of honesty necessary at this road juncture? Dont you believe it! The thing experienced in the countries that have sent their representatives to this symposium is not postmodernism, it is something else, it is a type of taking refuge due to the fact that our relationship with our tradition is troubled. Our relations with modernity are yet again troubled. Unless we perform a general moral balance sheet, we will not have a place in this circus, not everything may be with other things, and you are either going to follow God or the devil. You cannot just do a little of both. As we stand between these two contradictory systems, the questioning of whether we are sincere hits us with all its weight. The reflection of mental confusion, dullness and surprise to physical environment shows us that the astonishing deviations in global balances are not possible to be balanced by dressing up, handcraft or similar things. We are living in urban centers that are rapidly growing and extending, but the history of such locations are being crushed by internal immigration waves. If so, we have the obligation of at least explaining the experiences encountered in Istanbul to ourselves. I believe that those in Tehran and New Mexico are also experiencing these. This reality is also valid for them, but Istanbul will be living a global experiment shortly. This city, deemed worthy of becoming the Cultural Capital City of Europe, will be attuned to living in a multi language and multi flag environment in 2010. When this city was closer to being the cultural capital of Eurasia, as a journey is taken in a vicious circle, others determine its identity. It has always been easy to talk about the good and beautiful things. In this context, an artist that is on the lookout of wealth and riches will in a manner get his share of the abundance. Whether you wish to prepare a wedding bundle or shape up the values that trickle through history with your power of design, the fact of the matter is, it gets harder to distinguish the canny and opportunistic from the honest and principled as the days go by. Let us closely scrutinize this distinction that is as thin as a strand of hair. Because the work is left without hands or feet, what we assume as the handcraft is now a coldwar weapon. Traditional art, which is seen as one of the powerful resistance against cultural threats, is an effective protection as long as it feeds the moral values of man. However, a protection of this sort will decay if it cannot surpass such a stagnant protection. No matter how powerful it is at one time, the old, traditional handcraft will tend to decay if it does not participate in the energy of life and the age. Traditional art was not wholly unique and impeccable. If the importance of these old samples 17 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu karþýlýk modern olan, yeni olan her zaman tazelik de göstermiyor. Yenilik olumlu ekler, artý deðerler getiriyorsa yeniliktir. Yeni olan þey sizi geriletiyorsa o yeni deðil eskimiþ bir þeydir. Bu sebepledir ki bunlarýn buluþmasý çok seyrek olarak coþku uyandýrabilmektedir. Sadece samimi ve sahici olaný öne sürebildiðimiz zaman... Bütün bunlarý sizlerden daha fazla yanlýþlar yapmýþ biri olarak söylüyorum. Hep huzur ve ahenkten bahsedilecek olan bu ortamda biraz huzurunuzu kaçýrýp, münafýklýk yapmýþ olmamýn sebebi budur. Teþekkür ederim Oturum Baþkaný Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN Selçuk Bey tahsis olunan vakitten çok daha önce bitirdi bu güzel tiradý. Selçuk Bey benim düþündüklerimin çok ötesine geçti. Onun için ben Selçuk Beyin bu uyarýcý, etkileyici ve hüzün dolu hatta trajik bildirisinden sonra kendisine katýlýyorum. Araya bir fasýla vermek istiyorum. Ben de daha mütevazi, daha yerel, daha bize uygun, daha bir aile çocuðu niteliðindeki sözlerimi zaman kalýrsa bu oturumun sonuna saklayacaðým. Þimdi sözü Mehmet aðabeyime emanet ediyorum. 18 arise from the fact that they speak of their own periods, in contrast, the modern one, that is the new one does not necessarily display freshness at all times. Innovation is innovation only if it brings positive additions and added values. If that, which is new, causes you to go back, than it is not new but something that has rather become obsolete. That is the reason why the encounter of these seldom stimulates enthusiasm. That is when we set forth the sincere and the real I am telling you all this as a person who have made more mistakes than you. In this environment, where tranquility and harmony will be discussed, this is why I have disturbed your peace and have caused some discord. Thank you Prof. Dr. Sadettin OKTEN, Panel Chair Mr. Mulayim finished this beautiful tirade in a much shorter time than was allocated to him. Mr. Mulayim greatly surpassed my thoughts. That is why I fully join him in this stimulating, effective, sad and even tragic message. I would like us to take a break. I would like to keep my more modest, more local words, which are appropriate to us, and which are more in the character of a family child, until the end of the panel, if we have time left. I would like to give the word to my respected elder Mehmet Genc. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Mehmet GENÇ Ýstanbul Ýnsan tarihinin ilk büyük deðiþimi olan ziraat devrimi günümüzden yaklaþýk 10.000 yýl kadar önce Asyanýn iki ucunda, Batýda Mezopotamyada ve Doðuda da Çinde olmak üzere iki ayrý merkezde doðdu. Bu ilk deðiþmenin binlerce yýl süren birikimi ile ilk þehirler ve medeniyet merkezleri de ayný bölgeler çevresinde meydana geldi. Bu iki büyük merkez arasýnda ilk iletiþim kanallarý da zamanla teþekkül etti. Ziraat devrimi ve onun sonucunda oluþan medeniyetler, doðduklarý merkezlerden baþlayarak dalga dalga yayýlmaya baþladýlar. Batý Asyadaki deðiþme, deniz ve nehir yollarý ile Akdenizin güney ve kuzeyine, yani Afrika ve Avrupaya, kara yolu ile de doðuya Asyaya doðru binlerce yýl süren bir evrim ile yavaþ yavaþ yürüyüp yayýldýlar. Ayný þekilde Asyanýn doðusundaki Çin merkezli medeniyet de doðuya Japonyaya ve batýya Orta Asyaya doðru yine binlerce yýl süren bir yayýlma içinde bulunmuþtur. Bu iki büyük merkez, çevrelerinde yayýlmaya devam etmekle birlikte deðiþimin üssü olarak üstünlüklerini sürdürmüþlerdir. Bu iki merkez çok eski zamanlardan beri aralarýnda iletiþim ve ulaþým yollarýný da yavaþ yavaþ oluþturmuþlardýr. Ýki taraftan gelen tesirlerle oluþtuðu kabul edilen Güney ve Güneydoðu Asyayý da üçüncü bir merkez olarak kabul edersek, bunlar arasýnda çok eski devirlerden beri oluþmuþ olan iletiþim-ulaþým yollarý biri Orta Asyadan geçerek bu üç merkezi birbirine The most significant transformation that the humans experienced in their history was the agricultural revolution that started out 10.000 years ago from two separate centers on both sides of Asia, one being in the West in Mesopotamia and the other one in the East in China. Due to the information compiled for thousands of years thanks to this transformation the cities and centers of civilization were established around the same areas. Furthermore the communication channels between these two large centers developed in time. The agricultural revolution and the civilizations that emerged as a result of the same started to spread in waves from the centers that they were first established. The changes taking place in West Asia have spread slowly to the North and South of Mediterranean in other words to Africa and Europe by way of sea and river routes and the Asia on the East by way of land routes in a manner that will continue thousands of years. In the same manner the China Centered civilization on the East of Asia, spread to Japan on the east and west to the central Asia in a process that continued for thousands of years again. The subject matter two major centers continued to maintain their significance as the centers of the change. These two centers starting from very early times, also established the communication and transportation channels between each other. If we consider the South and South-East Asia as a third center that developed under the influence exerted from both sides, we can see that one of the communicationtransportation routes established between and connecting 19 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu baðlayan kara yolu, diðeri ise Kýzýldeniz ve Basra Körfezinden baþlayýp Hint ve Güneydoðu Asyayý dolaþarak Çine ulaþan deniz yolu olmak üzere baþlýca iki ana kanaldan ibaret kalmýþtýr. these three centers was the land route that passes through central Asia and the other one was the sea route that started at Red Sea and Persian Gulf going through India and South-East Asia and reaching China. Bu iki yolun baþlangýcý tarihin derinliklerinden gelen çok eski bir maziye sahiptir. Mallarý, insanlarý ve onlarda ifadesini bulan usülleri, teknikleri, fikirleri ve dinleri de beraberlerinde taþýmýþlardýr. The start of these two roads goes back far in the history reaching historical depths. These two routes besides serving to facilitate the transportation of humans and goods also carried along the procedures, techniques, ideas and religions that found their expression in the humans that use them. Ne zaman baþladý bu yollar, bu tam belli deðildir. Ama ne zaman bitti veya derin deðiþmelere uðradý ve bu deðiþmelerle birlikte, irtibatlandýrdýklarý merkezlerde ne gibi önemli deðiþmelere yol açtý, bu konuda bazý bilgilere sahibiz. Ýpek Yolu ve Baharat Yolu denilen bu yollar oldukça maceralý bir tarihe sahiptirler. It is not clear when these to roads were started to be used. However we may have some information as to when they were completed or be subjected to significant changes and the changes they led to together with the ones they experience, in the centers that they connect to. These roads that are named as the Silk Road and Spice Route have a history that is filled with adventure. Karadan Çini Orta Doðu ve Akdenize baðlayan Ýpek Yolu 6-7 bin kilometrelik çok çeþitli coðrafya ve toplumlarýn arasýndan geçen bir yoldu. Coðrafya, tek baþýna muazzam zorluklarý, engelleri ile aþýlmasý adeta kahramanlýk gerektiriyordu. Çöl, dað, sýcaklar, soðuklar, kum fýrtýnalarý, yahut baþka fýrtýnalarla dolu uzun, çok uzun bir yoldu. Birçok bölgeden çeþitli göçebe veya yerleþik topluluklarýn içinden geçtiði için maruz kaldýðý soygun, katl, aðýr vergi talebi ve bazen de yasaklamalarla kesilmekte idi. Kýsacasý insanýn ve doðanýn akla gelebilecek her türlü tehlikesi ile dolu bir yoldu. Böyle olduðu için ritmi bu tehlikelerle azçok paralellik gösterir, bazen canlanýr, bazen kesilir sonra þartlarý uygun hale gelince tekrar canlanmaya baþlardý. Tabiatýn çýkardýðý engeller, iklimdeki deðiþmelere baðlý kaldýðý için genel olarak istikrarlý idi. Deðiþme önemli deðildi. Buna karþýlýk insanýn çýkardýðý zorluklar çok daha kaprisli idi. Aradaki insan topluluklarý kültür, din ve siyaset bakýmýndan az sayýda ve kontrol edilebilir homojen birimler haline geldikçe ve birimlerin sayýsý azaldýkça yolun ritmi de hýzlanýrdý. Aksi durumlarda aksama mukadderdi. Hatta tamamen kesilme tehlikesine de maruz kalýrdý. Deniz yolunda ise tabiatýn yarattýðý tehlike daha sertti. Hint Okyanusunu Kýzýldeniz veya Basra Körfezinden gelerek aþmak hiç de kolay deðildi. Dalgalar, fýrtýnalar, hortumlar baþlýca engellerdi. Güneydoðu Asyadaki dar boðazlarda buna insandan kaynaklanan tehditler de eklenirdi. Ama bunlara raðmen kara yoluna nazaran daha emin, istikrarlý ve ucuz bir yoldu. 20 The Silk Road Connects China to the Middle East and Mediterranean through land in the form of a route that passed through various geographical locations and communities as it extends 6 to 7 thousand km from one end to the other. The geography alone required bravery due to all the challenges and difficulties it presented. The road required one to travel a long, long way through the desserts, mountains, cold and hot, sand storms or other storms. As it passed through many areas inhabited by different communities that were either nomads or not, it was interrupted by robbers, killers or by requests of heavy taxes and sometimes by prohibitions. In short it was a road that was full of dangers that the human mines could hardly imagine. For this reason its rhythm also displayed parallel qualities to the dangers that it possessed and while being lively at places it may be interrupted at others and yet still could pick up from where it left when the conditions require. The roadblocks created by the nature were dependent on the changes in the climate and as such they were somewhat consistent. The changes in climate were not as important as the challenges presented by the humans themselves. The rhythm of the road used to fasten as the homogeneity of the communities scattered on the road increase in terms of their culture, religion and politics. Otherwise any sort of delay could be expected. Moreover, there was always the possibility that the road was completely and permanently blocked. On the other hand the challenges created by nature on the sea were more severe. It wasnt easy to cross the Indian Ocean by coming from Red Sea and Persian Gulf. The waves, Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Orta Doðu bu yollarýn baþlangýç veya bitiþ bölgesi idi. Zamanla Akdenizin batýsýna doðru medeniyet yayýldýkça yol da batýya doðru uzatýlýyordu. Roma ulaþtýðý en uç nokta idi. Ama Akdenize yaklaþtýðý veya ulaþtýðý yerlerde esas münteha noktalarý vardý: Antakya, Trabzon, Tana ve nihayet Ýstanbul esas münteha buralarda idi, Ýpek Yolu için. Baharat yolu ise Basra Körfezi veya Kýzýldeniz yolunu seçmesine göre Ýskenderiyede noktalanýyor veya HalepAntakyada Ýpek Yolu ile birleþiyordu. Bu yollar, Orta Doðunun yüzyýllar boyunca dünyanýn etkili bir merkezi olarak kalmasýnda rol oynadýlar. Milattan önceki yüzyýllardan baþlayarak Helenistik Çaðda ve Romada daha sonra da Bizans, Sasani, Abbasi imparatorluklarý hep bu yollarla birlikte Asyanýn, doðu ve güneyi ile iletiþimi saðladýlar. Orta Doðu asýrlar boyu kendi batýsýndaki dünyaya medeniyet unsurlarý sunmaya, biraz da bu yollarýn ona saðladýðý ve Asyanýn doðusu ile güneyindeki medeniyet merkezlerinden gelen akýmlarýn, hem kara hem de deniz yolunun kavþaðýnda yer almasý sayesinde devam edebildi. Orta Doðu ilk medeniyetlerin doðduðu büyük bir merkezdir. Medeniyetin yayýlmasýnda Mezopotamya-Mýsýr ve Anadolu merkezi rol oynamaya uzun asýrlar devam etti. Daha sonra aðýrlýk merkezi biraz batýya kayarak MÖ. 5. yüzyýldan MS. 7. yüzyýla kadar Orta Doðu, Ýran dýþýnda aðýrlýðý önce Yunan, sonra da Romaya devretti. Orta Doðunun bu 1000 yýllýk aradan sonra yeniden merkezi rol oynamaya baþlamasý Ýslamýn doðuþundan sonradýr. Ýslam medeniyeti sayesinde Orta Doðu yeniden Batý Asya ve ötesinde Afrika ve Avrupa için en önemli merkez vasfýný tekrar kazandý. Ýslamla yeniden merkez haline gelmiþ olan Orta Doðu ayný zamanda ipek ve baharat yollarýnýn her ikisinin de büyük bir canlýlýk ile dirilmesine sahne, þahit ve hatta vesile olmuþtur. Ýslam, Orta Doðudan Çine kadar uzanan geniþ bir coðrafyada yarattýðý toplumsal ve siyasal homojenlik sayesinde Ýpek Yolunu canlandýrdý. Bu yolun iþlekliði sayesinde matbaa, kâðýt, barut, pusula ve matematiksel semboller olarak rakamlar vb. gibi, Asyanýn buluþlarý önce Orta Doðuya, oradan da Batýya intikal etmiþtir. storms and tornadoes on the sea were the main barriers to smooth sailing. At the narrow passages in Southeast Asia, the dangers posed by men would be added to the dangers presented by the nature. However, in spite of all the dangers it possessed it was still cheaper, more consistent and reliable compared to the land route. Middle East was where these two routes started or ended. In time, as the civilization spread to the west of the Mediterranean the road was extended to the west too. Rome was the farthest point that it reached. However, at points that it got close to or reached Mediterranean it had final points some of which were at Antakya, Trabzon, Tana and finally at Istanbul for the Silk Road. On the other hand the Spice Route used to be concluded either at Iskenderiye or join the Silk Road at Halep-Antakya depending on whether Persian Gulf or the Red Sea was chosen to commute through. These roads played an important role in rendering the Middle East an important center of the world for centuries to come. Starting from centuries in A.D. in the Helenistic age and in the era of the Roman Empire followed by the Byzantine, Sasani and Abbasi empires, the communication with the east and south of Asia was achieved by means of these roads. The Middle East was able to offer elements of civilization to the nations to its west for centuries to come thanks to the advantages provided to it by these roads as well as its position at the crossroads of the routes coming through land and sea from the centers of civilization located in the east and south of Asia. Middle East is a major center from which the first civilizations emerged. In spreading the civilization the Mesopotamia-Egypt and Anatolia played important roles as major centers for centuries. Later on the weight was shifted to the west a little bit and between the 5th century BC and 7th Century AD Middle East other than Iran, left its position at the center stage of the civilizations first to Greece and then to Roman Empire. The reestablishment of the central role of the Middle East after 1000 years would be after the emergence of Islam as a religion. Thanks to the Islamic civilization the Middle East has reacquired its capacity as an important center for west Asia and beyond that Africa and Europe. The Middle East that again became a center following its adoption of Islam, witnessed, caused and became a platform for the vivid revitalization of both the Silk and the Spice Routes. Islam 21 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Ýslam gemicileri Hindistanýn batý sahillerine kadar daha eskilerden beri ulaþmakta olan Baharat Yolunu da giderek daha doðu ve kuzeye uzatarak Çine ulaþmýþlar ve oldukça yoðun bir deniz ulaþýmýný Arap-Hint-Çin denizlerinde gerçekleþtirmiþlerdir. 9. yüzyýlýn sonlarýna kadar Çine muntazaman gitmekte olan Ýslam denizcileri Çindeki bir siyasi deðiþiklik sonucu 9. yüzyýlýn sonlarýnda uðradýklarý katliamdan sonra bir daha Çin sularýna gitmediler, ama Hinte ve Güney Doðu Asyaya gitmeye devam ettiler. Oradan da Çinle baðlantýyý, ikinci elden bölgedeki Çinlilerin aracýlýðý ile sürdürdükleri için Baharat Yolu önemli bir kesintiye uðramadan iþlerliðine devam etti. Ýpek Yoluna nazaran bu deniz Baharat Yolu daha kesintisiz, nispeten homojen bir akýþý temsil ediyordu. Deniz yolu Orta Doðuda baþlýca iki ayrý baþlangýç veya bitiþ bölgesine sahipti: Birisi Basra Körfezinden diðeri de Kýzýldenizden. Birincisi Baðdattan geçerek ya Suriye limanlarýna, ya da Karadenizde Trabzon limanýna, yahut da doðrudan Ýstanbula ulaþabiliyordu. Kýzýldeniz yolu ise Süveyþ-Kahire ve Ýskenderiye yolu ile hem Ýstanbula hem de Akdenizin diðer limanlarýna ulaþýyordu. Yahut da Ciddeden Medine yolu ile Baðdat veya Þama ulaþýr, oradan yine ayný limanlara varmak üzere Ýpek Yolu ile birleþirdi. Çinden karadan gelen Ýpek Yolu da Orta Asyaya ulaþýrken genellikle Taklamakan Çölünün güney veya kuzeyinden geçen baþlýca iki yolu kullanýyordu. Nadiren de biraz daha kuzeyden geçen step yolunu kullanýrdý. Bu yollar da Kaþgar, Hokand veya Semerkand birbirleri ile kavuþurlardý. Semerkantdan bir yol da Hindistana ulaþýrdý. Kara yolu Semerkantdan sonra Buhara, Merv, Niþabur, Raviye gelir, oradan güney veya kuzey yollarýný izleyerek Hemedan, Baðdat yahut Tebrizden Erzurum yolu ile ya Trabzona ulaþýr, ya da karadan Bursaya veya Gürcistanýn limaný olan Potiye yahut Orta Asyadan kuzeye yönelerek AralHazar kuzeyinden Tamana giderdi. Bütün bu yollarýn güzergahlarýnýn çeþitlenmesini belirleyen en baþta güvenliði etkileyen siyasi deðiþmelerdi. Ýkinci olarak da bölgesel ekonomik ihtiyaçlardaki deðiþmelerdi. Zira Ýpek Yolu yalnýz uluslararasý, kýtalararasý yol demek deðildi. Yolun bölgesel olarak kullanýlan bölümleri hizmet 22 as a religion led to an increase in the homogeneity as it spread on a wide range of geography extending from Middle East to China and as such it became the main reason behind the revitalization of the Silk Road. Thanks to this Road the Asian inventions such as the printing press, paper, ammunition, compass and mathematical symbols first acquired by the Middle East and then the West. The Islamic Shipping Lines extended the Spice Route that used to reach the west shores of India, farther into the east and north and as such they were able to reach China. They were able to achieve very active sea travel in Arabic-Indian and Chinese seas. Until the end of the 9th century, the Islamic sailors that used to travel to China regularly, stopped doing so following the massacre that they were subjected to at the end of the 9th century. However they continued to travel to India and South East Asia. And from thereon they established the connection with China through secondary means and as such the continuity of the Spice Route was ensured. In comparison to the Silk Road, the Spice Route represented a more homogenous and less interrupted flow for the accomplishment of trade. The Spice Route through the sea had two different points of start or finish in the Middle East. One of these was from Persian Gulf and the other from the Red Sea. The first one used to go through Baghdad before it reached either the ports of Syria or Trabzon Port in the Black Sea or Istanbul Directly. On the other hand, it would be possible to reach both the port of Istanbul as well as other Mediterranean Ports through Red Sea by crossing Suez Canal-Cairo through Iskenderiye. Or it used to reach Baghdad and Damascus through Jeddah and Medina and from here it would join Silk Road to be able to connect to the same ports. On the other hand the Silk Road that comes through land from China used primarily two different roads on the north and south of Taklamakan dessert in reaching the Central Asia. And less frequently the steppe route that is farther into the north would be used. These roads used to join in Kasghar, Hokand or Semerkand. Furthermore a road from Semerkand was used to reach India. The land route following its stop at Samarkand would lead to Bukhara, Merv, Nishabur, Ravi and from thereon would reach Hamedan, Baghdad or Tebriz by following either the north or the south routes to reach Trabzon through Erzurum or Bursa through land or Poti that is a port of Georgia or it would lead to the North from central Asia to end up in Taman passing from the North of Aral-Caspien Seas. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ettiði bölgedeki ihtiyaç ve deðiþmelere göre güzergah ve yön deðiþikliðine uðrardý. Ama Ýpek ve Baharat Yolunun hangi dalý kullanýlýrsa kullanýlsýn ulaþtýðý nihai yerler Ýskenderiyeden Suriye limanlarýna ve oradan Ýstanbula ulaþan bir yay içinde Orta Doðuda sona ererdi. Asya dünyasýnýn mallarý, fikirleri, teknikleri ve buluþlarý ile Orta Doðununkileri mübadele eden bu tarihi yollarýn duraklarý þüphesiz bu limanlarda da son bulmuyordu. Onlardan Akdenizin batý ve kuzeyine bütün Avrupaya ulaþmasý da söz konusu idi. Ama önemli merkezleri Orta Doðuda idi, buradan Avrupaya ulaþmasý 10-11. yüzyýla kadar müslüman Orta Doðulu tüccar ve gemiler tarafýndan gerçekleþtirildi. O tarihten sonra 12. yüzyýldan itibaren Ýtalyan þehir devletleri Venedik, Cenova, Pisa vs. yavaþ yavaþ bu alana girmeye ve giderek yollarýn Akdenizin Avrupa ucunu kontrol altýna almaya baþladýlar. Bunlarýn hem kendi aralarýnda, hem de Orta Doðulu müslüman tüccarlarla mücadeleleri ve rekabetleri ile dolu olan tarihin ayrýntýlarýna burada girmemize gerek yoktur. Moðol istilasý, müslüman Orta Doðuya büyük bir darbe indirdi ve müslüman Orta Doðu dünyasýnýn aracýlýðý önemli bir gerilemeye maruz kaldý. Ayný zamanda Ýpek Yolu, tarihinin en parlak dönemini yaþamaya baþladý. 13. yüzyýlýn ortalarýndan 14. yüzyýlýn ortalarýna kadar. Bu devirde Ýpek Yolu üzerinde Ýtalyan þehir devletlerinin hakimiyeti de çok arttý. Yolun iletiþim ve ulaþým kapasitesi bu Ýtalyan aracýlarý vasýtasý ile AkdenizAvrupada temerküz etmeye baþladý. Avrupada nüfus artýþý, kolonizasyon ve iktisadi büyümenin imkan verdiði ticari devrimle (1300lü yýllar) birleþince kýtalararasý yolun Avrupa ekonomisindeki rolü de arttý. Bu yýllarda Orta Doðuda giderek ekonomik güç oluþturan yeni bir siyasi yapýlanma ortaya çýkýyordu: Osmanlý Devleti. Osmanlý Devleti 14. yüzyýlýn baþlarýnda doðdu ve 200 yýl içinde Ýran hariç bütün Orta Doðuyu kontrol altýna alan güçlü bir siyasi sistem oluþturdu. 15. yüzyýlda Ýpek Yolunda da aksamalar vardý. Avrupa, iktisadi geniþleme ve büyüme sonucu Asya ile mübadele hacmini artýrmak ihtiyacýnda idi. Oysa yol, Moðol sulhunun bitiþinden sonra Çinden baþlayan aksaklýklara sahne olduðu gibi, Orta Asyadaki siyasi belirsizlik ve mücadelelerin etkisi ile de aksýyordu. Yolun geriye kalan kýsmýnda ise giderek gücünü artýran The diversification of these routes was based on political changes that effected safety. Secondly the changes in regional economic requirements played a role. Silk Road was not just an international or inter-continental route. The sections of the road that were used on the basis of regions, used to change destination and direction according to the prevailing requirements and changes in the regions that it served. However regardless of the branch of the Silk or the Spice routes, these used to end in the Middle East extending to the ports of Syria and from there to Istanbul, coming from Iskenderiye. The stops of these historical routes that made possible the exchange of goods, ideas, techniques and innovations of the Asian World with the Middle East, did not come to an end at these ports. They had far reaching legs extending to the west and north of the Mediterranean and Europe. However the important centers were located in the Middle East and the access to Europe from here onwards was achieved through Muslim Merchants from the Middle East until the 10th and 11th century. In the 12th Century some of the Italian city governments such as Venice, Genoa, Pisa, etc., became involved with this route and they started to control the European end of the route. At this point there is no need to go into detail with regard to the competition and fight of these groups among each other as well as with the Muslim Merchants from the Middle East. The occupation of Mongols was a great destructive force in the Muslim Middle East and the intermediary functions of the Middle East started lagging behind. At the same time the Silk Road started its most lucrative period that continued from the middle of the 13th century to the middle of the 14th century. During this period the dominance of the Italian provincial Governments on the Silk Road increased significantly, the communication and transportation capacity of the road stared to shift to Europe due to these Italian Intermediaries. With the commercial revolution that take place in Europe due to the increase in population, colonization and financial growth (1300s), the significance of the inter-continental road on the economy of increased too. In these years a new political structuring that constituted a new economic power was emerging; it was the Ottoman Empire. The Ottoman Empire was established at the beginning of the 14th century and within a period of 200 years it established a powerful system that also included the entire Middle East other than Iran. In the 15th century some deficiencies were being experienced in the silk road. Europe was required to increase its volume of barter with Asia due to the economic growth and development it experienced. However the route was faced with some disturbances in China following the end of the peace with Mongols and 23 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Osmanlý Devletinin geniþleyen bir alanda etkili olmasý hem Ýpek hem de Baharat Yolunun Avrupada giderek artan ölçüde ihtiyaç duyulan Doðu mallarýnýn fiyatlarýný artýrýyordu. (Baharat 15. yüzyýlda muazzam fiyat artýþýna sahnedir). Bu dönemde Ýpek Yolundan çok Baharat Yolu önemli idi. Zira, ipeðin 6-7. yüzyýlda Batýya yayýlmasýndan sonra ipek ve ipekli ihtiyacýnýn önemli bir bölümü bölgesel olarak karþýlanabilir hale geldikçe, Ýpek Yolunun nisbi önemi azalýyordu; mamafih burada da yine Orta Doðu üretime hakimdi. Ýran ve Suriye ipeði Batýnýn önemli oranda talep ettiði bir maldý. Batý Avrupa, arzý azalan, azaldýðý için de fiyatý artan Doðu mallarýný, araya giren güçlü ve pazarlýk gücünü günden güne artýran aracýlardan kurtarma giriþimlerini de 15. yüzyýldan itibaren baþlatmýþ görünür. Özellikle yüzyýlýn ikinci yarýsýnda ulaþýmda görülen aksamalarýn ve aracý olarak Osmanlýlarýn gücü arttýkça Avrupalýlarýn bu faaliyetleri de yoðunlaþtý. Avrupadaki iktisadi ve teknik geliþmenin meyveleri olarak da düþünebileceðimiz keþifler bu durumu kökten deðiþtirmeye baþladý. 24 also the effects of the political uncertainties and fights in the Central Asia were reflected on the road. On the other hand the ever increasing effect of the Ottoman Empire on the remaining part of the Silk Road was causing price increases of the eastern goods that Europe was increasingly in need of. (Spices experienced incredible price increases in the 15th century). In this period the Spice Route had more importance compared to the Silk Road. The reason for this was the capability to meet the silk requirements regionally following its spread in the West in the 6th-7th century and as such the relative importance of the Silk Road was diminishing. However it can still be said that the Middle East had dominance over production in this period too. The silk produced by Iran and Syria was high in demand in the west. The attempts on the part of Europe to free the eastern goods that decreased in supply and increased in price, from the involvement of the intermediaries started in the 15th century. Especially the deficiencies experienced in transportation starting from the second half of the century followed by the increasing power of the Ottoman empire as an intermediary caused the Europeans to intensify their attempts. Furthermore the innovations in Europe that can Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Denizden Asyaya ulaþmakla Portekiz denizcilerinin ilk hedefi baharat ticaretini Orta Doðudan kurtararak Atlantikten Avrupaya ulaþtýrmayý saðlamaktý. Bu, uluslararasý ve kýtalararasý iletiþimde Orta Doðunun oynadýðý stratejik merkezi yolun sona erdirilmesi demekti. Bu rolünü kýta içindeki ayaðý olan Ýpek Yolu zaten sona ermiþ ve bütün Asyanýn aðýrlýðý Çinden Arap denizine uzanan bölgede denizyolu üzerinde yoðunlaþmýþ bulunuyordu. Ýþte tam bu sýrada Portekizliler Hint Okyanusuna Ümit Burnunu dolaþarak ulaþtýlar. Bölgede mübadele akýþýný Orta Doðudan kopararak deniz yolu ile Avrupaya ulaþtýrmak üzere, Baharat Yolunun Kýzýldeniz ve Basra yolunu tümü ile kapamaya çalýþtýlar. Orta Doðuya denizden yönelen bu ilk ve ciddi tehdide karþý koyabilecek yegane siyasi güç olarak Osmanlý devleti, bu buhranlý dönemde bütün Arap-Mýsýr dünyasýný hakimiyetini altýna alarak Ýranýn batýsýnda kalan Orta Doðuyu 1517-1535 yýllarý arasýnda kontrollerine alarak Portekizle mücadeleye girdiler. Bu mücadelelerin yoðun olduðu 16. yüzyýlýn ilk yarýsýnda baharat ticaretinin Orta Doðudan geçen hacminde hissedilir bir azalma olmakla birlikte Portekiz neticede Orta Doðuyu bu ticaretten tamamiyle mahrum etmek hedefine ulaþamadý. Osmanlý direnci, yolu açýk tutmayý baþardý ve 16. yüzyýlýn ortalarýndan itibaren yaklaþýk yarýsýnýn tekrar Orta Doðudan geçmesini saðladý. Portekizlilerin arkasýndan gelen ve askeri güçten ziyade daha etkili kapitalist usülleri kullanan Hollanda ve Ýngilterenin ünlü Doðu Hint Kumpanyalarý ile 17. yüzyýlýn baþlarýndan itibaren Baharat Yolunu giderek batýya kaydýrmalarýný önlemek çok daha zordu. Bunu önleyebilmek için ayný etkinlikle kapitalist teþebbüslere ihtiyaç vardý. Orta Doðu Osmanlý sistemi, mantýðý ve iþleyiþi itibarý ile bu tür bir deðiþmeye uygun bulunmuyordu. O zaman bu ticareti kendi topraklarýna çekmek üzere Hollanda ve Ýngilizlerle anlaþma ve iþbirliði yolunu seçti. Onlara 17. yüzyýlýn baþlarýndan itibaren yerli tüccarlara tanýdýðýndan da ileri giden cazip imkânlar sundu. Bu sayede bu ticaretin kýsmen bölgede devamýna imkan saðladý ama karþýlýðýnda önemli fedakârlýklarý içeren imtiyazlar vermiþ bulunuyordu. Bu imtiyazlar daha sonra 19. yüzyýlda Batýlýlarýn Orta Doðuyu istismar etmelerinde önemli birer alet olarak kullanýldý. be thought as the fruits of economic and technical developments caused the circumstances to change fundamentally. The primary target of the Seamen from Portugal was to free the spice trade from the influence of the Middle East and to have it directed to Europe through the Atlantic. This meant that the strategic role played by the Middle East in international and inter-continental communication would come to an end. At the time the importance of the silk road ending in the continent was diminished and the entire Asian trade was intensified on the sea in the area that extended from China to the Arabian sea. Right at this time the Portuguese reached the Indian Ocean by going around Cape of Good Hope and with the purpose of freeing the barter flow from the Middle East they tried to close down the flow through the Spice Route coming from the Red Sea and the Persian Gulf so that it could be directed to Europe through the sea. Ottoman Empire, at the time was the only force that could withstand this first and serious threat that was directed to the Middle East and in this difficult period it took the entire Arabian and Egyptian world under its control and it embarked on a struggle with Portugal as it controlled the Middle East to the West of Iran between the years 1517-1535. In the first half of the 16th century in which the struggle between the two nations was quite intense, there was a noticeable decrease in the volume of the spice trade handled through the Middle East. However, Portugal was not able to achieve its objective of leaving the Middle East entirely out of this trade. The resistance displayed by the Ottoman Empire served to keep the route and starting from the second half of the 16th century, approximately half of the trade was again started to be handled by the Middle east. However it became very difficult to prevent the shift to the West caused in the Spice Route by the famous East Indian Companies of the United Kingdom and The Netherlands that followed the Portuguese and used effective capitalist methods instead of military power. To be able to prevent this, capitalist ventures of same quality were required. The Ottoman system in the Middle East at the time was not suitable for such a change on the basis of its operations and rationale. Consequently they chose to come to an agreement and cooperate with the British and the Netherlands to be able to attract the trade to their soil. Starting from the 17th century they offered better means to these nations in comparison to the ones offered to the domestic merchants. As such it was ensured that at least a part of the trade continued through the region. However in return for the trade significant privileges including 25 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Ticaret yollarýnýn Orta Doðunun dýþýna çýkmasý, Orta Doðuyu merkezi konumundan çýkararak onu dünyanýn taþrasý haline getirmekte birinci derecede rol oynamýþtý. Bu, bölge eknomisinde transit hizmetleri ile bundan doðan gelirlerin azalmasýna yol açtý. Siyasi otoritelerin sert tepki göstermelerinin ve fedakârlýklarla bunun önüne geçmeye çalýþmalarýnýn sebebi budur. Ama ticaret yollarýnýn bölge dýþýna çýkmasýnýn mevzii, mahalli denebilecek faydalarý da olmadý deðil. Doðudan gelen birçok mamulün, özellikle ipekli ve pamuklu kumaþlarýn imalatýnda Orta Doðuda ithal ikamesi niteliðinde de hissedilir bir geliþme olduðu görülüyor. 17. ve 18. yüzyýllarda bunlarýn örnekleri çoktur. Ama geliþen yerli sanayi, uluslararasý ticari akýmlarýn dýþýnda kalarak taþralaþmasýnýn getirdiði nisbi daralmayý telafi etmesi mümkün deðildi. Ve Orta Doðu kendi dýþýndaki dünyada 17. ve 18. yüzyýllarda, hatta 19. yüzyýllarda birçok alanda kendi içinde ilerlemeye devam etmekle birlikte, kendi dýþýnda oluþan dünyada, özellikle Batý dünyasýnda meydana gelen muazzam ilerlemenin karþýsýnda nisbi konumundaki gerileme önlenemez bir þekilde, 20. yüzyýla kadar geldi. 26 important sacrifices were granted. Later on in the 19th century these privileges were used by the western world to take advantage of and exploit the Middle East. The fact that the routes of trade were established outside the Middle East, led to the de-classification of the Middle East as a center of commerce and played the primary role in pushing it to the back plan. This caused a decrease in the revenue earned from transit services in the region. This was the reason for the severe reactions of the authorities and granting of privileges to prevent such an eventuality. On the other hand shifting of the trade routes outside the region had some localized benefits. Following the shift a visible growth in the manufacturing of various products but especially silk and cotton fabrics that normally originate and imported from the East, could be observed. The examples of this in the 17th and 18th centuries were numerous. However it was not possible for the developing local industry to compensate the losses experienced due to the narrowing in the trade originating from the shift in the trade routes and being pushed into the back plan. And in spite of the fact that the Middle East continued to Grow in the 17th, 18th and even the 19th centuries, the development displayed by the Western World caused it to lag behind in relative terms as it moved into the 20th century . Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Dr. Ertuðrul ÖKTEN Ýstanbul Mehmet Hocamýz, on binlerce yýllýk bir perspektifle baktý. Ben biraz daha küçük, binlerce yýllýk bir perspektifle bakmak istiyorum. Herþeyden önce Ýpek Yolu nedir? Ýpek Yolu bir ticaret aðlarý sistemidir. Bu benim uzmanlýk alaným deðil, bu konuyu Mehmet Hocam gibi bildiðimi anlatarak deðil, çalýþtýðýmý anlatarak sunmam gerekiyor. Ve çalýþýrken þunu fark ettim ki önce yerel ticaret aðlarý, daha küçük bölgeler var. Bunlar; Çin, Hindistan, Mezopotamya ve Akdeniz. Yerel bölge dediklerim büyük bölgeler. Önce bunlar kendi içlerinde birer bütün oluþturuyor. Bunlarýn hepsi milattan önce olan þeyler. Mesela Hindistana baktýðýmýzda Budizmin geliþmesinin MÖ 5. yüzyýl civarlarýnda önemli bir katký saðladýðýný görüyoruz. Çünkü bu bir ortak kültür getiriyor kýtaya. Hindistandaki küçük gruplarý birbirleriyle konuþabilecek, anlaþabilecek bir ortama taþýyor. Katkýda bulunuyor. Benzer þey Çinde oluyor. Konfiçyuzimin geliþmesiyle bir nevi ortak dil oluþuyor. Topluluklar daha sýký baðlarla birbirlerine baðlanýyor. Bu da yine ayný zamanda oluyor. Mezopotamyaya baktýðýmýz zaman medeniyetin ortaya çýkýþýnda kritik, önemli bir bölge olduðunu görüyoruz. Orada da Sümerlilerle MÖ 3 bin yýllarýnda bir bütünlük oluþtuðunu görüyoruz. Ve arkeolojik bulgular yaklaþýk bu zamanlardan itibaren Hindistanla veya kuzeyde Doðu Anadoluyla ticari baðlarýn kurulduðunu gösteriyor. Çin için söylememiz gereken bir faktör daha var. Kuzey Çinde de göçebe kavimler yaþýyor. Ve bunlar uzun süre Çinle savaþ halindeler, daha sonra Çinde politik birliðin saðlanmasýyla beraber bunlarýn bir nevi kontrol altýna alýndýðýný ve arada bir çeþit ekonomik iliþkinin kurulduðunu görüyoruz. Bu ekonomik iliþki, hediye alýþveriþi þeklinde oluyor. Fakat Çinden imparatordan giden hediyeler genelde daha deðerli daha güzel hediyeler oluyor ve bunlar ticaret metasý olarak batýya gidebiliyor. Ayrýca arada göçebelerle Çin arasýnda böyle bir iliþkinin kurulmasý tabii ki ticaretin güvenliði açýsýndan oldukça önemli çünkü arada anlaþma olduðu zaman kervanlara saldýrmýyorlar. Ýpek Yolunun ortaya çýkýþýnda bu çeþitli bölgelerdeki ekonomik bütünlüðün ve bir anlamda kültürel Craft work and Our dear professor Mehmet looked at the events with a perspective of tens of millennia. I would like to focus on a few millennia, with a smaller perspective. Firstly, what is Silk Road? Silk Road is a commercial network system. This is not my area of expertise, I have to present this subject by telling what I have studied and not what I know, like my dear professor Mehmet. And while studying, I noticed that there are firstly local trade networks, and smaller regions. These are China, India, Mesopotamia and Mediterranean. These are large regions, what I would call local regions. Firstly, these constitute a whole. These are all things that are taking place in B.C. era. For example, when we look at India, we see that the development of Buddhism contributed significantly in around 5th Century B.C. because this brings about a common culture to the continent. It takes the small groups in India to a platform where they can talk and agree with each other. It contributes. Similar events shape up in China. In a manner of speaking, a certain type of common language develops with the growth of Confucianism. The communities connect to each other with stronger connections. This also happens around the same time. When we look at Mesopotamia, we see that it is a critical and important region in the commencement of civilization. We see that a unity was formed in that region with the Sumerians at around 3,000 B.C. And archeological findings show that commercial connections are established between India and Eastern Anatolia in the North East, starting as of approximately around these times. There is another factor that we need to say about China. Nomadic tribes live in Northern China as well. And these are in a state of war for a long time with China, later on, with the establishment of politic unity in China, we see that these are taken under control in a manner of speech and that a sort of economic relation is established meanwhile. This economic relation takes place in the shape of exchanging presents. But the presents that go from the Emperor turn out to be more valuable and beautiful in general, and these may end up going West as tradable items. 27 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bütünlüðün ortaya çýkmasý, meydana gelmesi oldukça önemli. Önce yollardan bahsetmek istiyorum ondan sonra Ýpek Yolunu ortaya çýkaran neydi? Böylece bir hazýrlýk yapmýþ oldum. Ýpek Yolu dediðimiz zaman anladýðýmýz Mehmet Hocamýn da söylediði gibi doðudan batýya uzanan Çini Akdenize baðlayan bir yol sistemi. Fakat baþlýca akademisyenler üç tane yoldan bahsediyorlar, bu yollara kuzey yolu, güney yolu, kara ve denizden oluþan bir üçüncü yol diyorlar. Kuzey yolu olarak gördüðümüz yol, Çinden baþlýyor, özellikle batý Çin bu konuda önemli bir merkez, ondan sonra tarým havzasýna geliyor. Ortada çöl var, Taklamakan Çölü. Burada ikiye ayrýlýyor, çünkü çöl kuzeyde ve güneyde daðlarla çevirili, bu daðlarýn kenarlarýnda vahalar var. Ve ilerlemeye elveriþli, ortasý ilerlemeye elveriþli deðil. Bu yüzden burada bir kuzey ve güney kol var daha sonra Orta Asyaya yaklaþýnca tekrar bitiþiyor ve ondan sonra Ýran üzerinden yine çeþitli kollar ve Orta Doðuya geliyor. Kuzey yolu bu. Güney yolu üzerine açýkçasý az bilgi olduðu söyleniyor ve ben de biraz karýþtýrmama raðmen daha fazlasýný bulamadým. Dolayýsýyla size de Güney yolu tam olarak nerede baþlýyor nerede bitiyor çok fazla bir þey söyleyemeyeceðim. Fakat kara ve denizden oluþan yola baktýðýmýzda burada Hint Okyanusu yollar sistemi ve kuzeybatý Hindistanda karaya çýkan ve oradan da kuzeydoðuya doðru uzanan kara yolu sistemini kastediyoruz. Burada önemli olan þey, benim dikkatimi çeken nokta ticaret yollarýndan bahsetmek, ondan sonra giden gelenlerden ticareti yapýlan ürünlerden bahsetmek oldukça kolay ama bunlarýn bir de kültürel ve politik bileþkeleri var mesela bazý kararlar alýnmadan bu politik otorite bazý kararlar almadan bu yollar geliþemiyorlar. Vergileri ne kadar kontrol etmek istiyorsunuz, üretilen þeylere, satýlanlara, alýnanlara ne kadar standart empoze etmek istiyorsunuz, zaman zaman bu kararlardaki deðiþmelere baðlý olarak ticaret yollarýnýn, Ýpek Yolunun oldukça etkilendiðini görüyoruz. Bunlardan bir tanesi Han Hanedaný zamanýnda Çinde olan politik geliþmeler Han Hanedaný MÖ 200den MS 200e uzanan bir hanedan ve Çinin burada bu zaman zarfýnda birleþtiðini görüyoruz. Ayný zamanda göçebelerle iyi iliþkiler kuruluyor ve belli standartlar getiriliyor. Mesela üretilen ipeðin kalitesi gibi ipek üretimi monopoli olarak tek el olarak kontrol edilmeye çalýþýlýyor. Tabi zaman içerisinde bu biraz yumuþayabiliyor, insanlarýn, üreticilerin kendi tezgahlarý, daha özgürce üretim yapabiliyorlar. Bu kararlarýn alýnmasý benim görebildiðim kadarýyla Ýpek Yolunun ortaya çýkýþýnda oldukça önemli. Ne oluyor? Olan þey þu MÖ 200le milat arasýnda kalan o 200 yýlda daha önce birbirlerinden baðýmsýz olan yerel dediðim bölgeler ki daha önce söylediðim gibi yerel bölgelerle aslýnda Çin, Orta Doðu, Hindistan gibi oldukça büyük ölçekli yerleri kastediyordum. Bunlar arasýndaki iletiþim ve ticaret oldukça çarpýcý bir þekilde artýyor. Ve Ýpek Yolu dediðimiz zaman daha öncesine götürebiliyoruz hadiseyi. Mesela MÖ 600., 700. yýllarda Urallar ile Çin arasýndaki bir ekonomik ortaklýktan bahsediyorlar. Ama esas Ýpek Yolu dediðimiz hadise, bu yollar sistemi, að sistemi MÖ 200le milat arasýnda ortaya çýkýyor. Tabi bunun batý cephesine baktýðýmýz zaman ortada bir Roma Ýmparatorluðunu görmekteyiz. Arada Pers Ýmparatorluðu var, dolayýsýyla Çin yalnýz baþýna deðil kesinlikle. Büyük imparatorluklarýn belki ortaya çýkardýðý bir sistem diyebiliriz Ýpek Yoluna. Bununla beraber bu imparatorluklar parçalandýðý zaman, kaos bir dönemleri geldiði zaman yine de Ýpek Yolunun ortadan kalkmadýðýný bir þekilde devam 28 Furthermore, it is evidently very important that such a relationship is established between the nomadic people and China, from the perspective of security of trade. This is due to the fact that when there is an agreement, caravans are not attacked. The emergence and the appearance of economic and in a manner cultural integrity in these various regions is important for the emergence of Silk Road. I would first of all like to talk about the Roads, and than what it was that brought about the Silk Road. Thus, I was able to do some preparations. When we say Silk Road, what we understand is, as my dear professor Mehmet said, is a system of roads that extends from East to West and connects China to the Mediterranean. But the leading academicians are mentioning three roads. They call these roads the North road, South road, and a third road consisting of land and maritime routes. The road that we see as the North Road starts off in China. Especially Western China is an important center in this subject, and then the road reaches the agricultural basin. There is a desert in the middle, Taklamakan Desert. It divides into two here, because the desert is surrounded by mountains in the North and the South, there are oasis at the foot of these mountains. And they are suitable for travel, while mid section is not. As such, there is a Southern and northern branch here. These reunite as they near Central Asia, and then again there are several branches travelling over Iran, and they arrive to Middle East. This is the North Road. It is said that there is little information on the South road, and although I did some research, I failed to find much. That is why I will not be able to give any further information on where the Southern Road starts and ends. However, when we have a look at the road that is formed by land and maritime routes, we mean the route system of the Indian Ocean and which lands at North West India and the land route system extending to the North East from there. The important thing here, the point which attracts my attention is the relative ease in mentioning the commercial routes, and then talking about those who travel and the products which are traded, but there is also the cultural and political composites of these, for example these roads do not develop before certain decisions are taken by politic authority, which in turn cannot develop before certain other decisions are taken. How closely do you want to control taxes, how much of a standard do you wish to impose on the products which are produced, purchased and sold. We can see that commercial routes, the Silk Road were highly affected by the change in these decisions from time to time. One of these is the political development in China at the time of the Han dynasty Han dynasty rule extends from 200 B.C. to about 200 A.D., and we see that China becomes united during this period. Good relations are established with nomadic people at the same time, and certain standards are established. For example, such as the quality of silk that is produced, its production is tried to be controlled as a monopoly. Of course, in time this relaxes, and the workbenches of people, the producers are able to start production more freely. As far as I can see, taking of such decisions are rather important in the emergence of the Silk Road. What happens? This is what happens. For two centuries from 200 B.C. onwards trade increases in a striking manner between those places which are independent from each other, and which I call local regions, and as I mentioned earlier, by local regions I mean rather large scale places such as China, Middle East and India. And when we say Silk Road, we can take the event even to an earlier date. For example, there is talk of an Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ettiðini görüyoruz. Niye böyle oluyor? Belki bunu daha büyük gerçeklerle açýklamak lazým. Belki dünyanýn artan nüfusuyla açýklamak lazým, teknoloji birikimiyle açýklamak lazým, belki bir ticari kültürün geliþmesiyle açýklamak lazým. Fakat sonuç olarak bu dönemde MÖ 200 ve milat arasýnda kritik bir dönem yaþandýðýný ve Ýpek Yolunun ortaya çýktýðýný söyleyebiliriz. Bu arada Ýpek Yolundaki ticaretin hacmine dair bir rakam bulamadým. Mehmet Hocam 6-7 bin km. uzunluðunda bir yol olduðunu söyledi. Benim size bu konuda verebileceðim tek rakam MÖ 4. yy. civarýnda Herodot bu yol boyunca 6 - 7 defa tercüman ve kýlavuz deðiþtirilmesi gerektiðini söylüyor. Bu da bize zannediyorum bir fikir verebilir. Geçilen topluluklar kat edilen kültürler açýsýndan. Ve ayrýca söylenen o ki çok az kimse Ýpek Yolunu baþtan sona kat etmiþ. Ýnsanlar veya kervanlar genellikle daha küçük mesafeleri geçiyorlar. Mesela Çin, batý Çine taþýyor ürünleri, oradan baþka topluluklar mesela bu ilk baþta Ýskipler veya Ýsedonlar olabilir. Orada yaþayan topluluklar Orta Asyaya, Orta Asyanýn sonuna kadar götürüyorlar, Ýrandan baþkalarý alýyor, Orta Doðuda baþkalarý alýyor, Akdeniz havzasýnda baþkalarý alýyor, Avrupada baþka tüccarlar nihai daðýtýmý yapýyorlar. Bölgesel aracýlar oldukça önemli. Han Hanedanýndan bahsetmiþtim, Han Hanedanýndan bahsederken bir imparatordan bu dilden bahsetmek gerekli, MÖ 156 ve 80ler civarýnda yaþamýþ bir imparator ve bir kumandanýný batýya gönderiyor, seyahat için ve bu seyahatlerden bir tanesi 13 yýl sürüyor diðeri biraz daha kýsa. 13 yýl süren birincisi 138126 arasýnda diðeri 119 civarýnda bunu bilhassa söylemek istedim çünkü biz seyahatler ve seyahatnameler dediðimiz zaman genelde batýdan doðuya gelenleri düþünürüz en bilinen örnekler böyledir. Halbuki bunun tersi oluyor ve bu seyahatlerin tam da Ýpek Yolunun ortaya çýkýþý sýrasýnda olmasý enteresan. En büyük kazanýmý Çin açýsýndan bu iki seyahatin bir bilgi saðlamasý, batýda yaþayan topluluklar hakkýnda bilgi saðlamasý. Zannediyorum politik endiþeler kadar ekonomik endiþeler de bu seyahatlerin düzenlenmesinde önemli rol oynadýlar. Bundan sonraki zamanlarda Han Hanedanýnýn çöküþü MS 200. yýllar civarýnda ve daha sonra Romanýn çöküþü Ýpek Yolunun çöküþü anlamýna gelmiyor ve daha sonra söylediðim gibi Ýslamýn ortaya çýkýþýna kadar Ýpek Yolunda oldukça önemli bir ticaretin devam ettiðini görüyoruz. Ýpek Yolunun Ýslamýn ortaya çýkýþýndan sonraki serüveni hakkýnda çok fazla bir þey söylemiyorum. Özellikle Mehmet Hocam gibi bir uzman varken böyle bir þey yapmamak lazým. Zaten buna da deðinildi. Ama belki hatýrlatýlabilecek bir iki nokta olabilir, birincisi zaten Ýslamýn ortaya çýkýþýyla çok önemli bir ekonomik birliðin Orta Doðuda saðlandýðý, Orta Doðu derken biraz büyük bir Orta Doðu düþünmek lazým. Orta Asyaya kadar uzanan diðer uçlarý Fas ve Ýspanyaya kadar uzanan bir Orta Doðu. Burada bir ekonomik birliðin ortaya çýktýðýný tekrar hatýrlatabiliriz. Benim buna eklemek istediðim bir þey ayný zamanda bir ticaret topluluðu ortaya çýkýyor. Ticaret komitesi ortaya çýkýyor ve bu ticaret komitesi sadece Müslümanlardan oluþmuyor. Bunlarýn arasýnda Hýristiyanlar ve Yahudiler var. Farklý dillerden geliyor olmak bir engel teþkil etmiyor. Bu ticaret topluluðunun ortaya çýkmasýný benzer ticari araçlarý kullanan bir topluluðun ortaya çýkmasý iþleri oldukça kolaylaþtýrýyor. Ve zaman zaman bunlar ayný ticari kanunlara tabi oluyorlar. Dolayýsýyla dini kanunlar bir tarafa, bir de ortada bir ticaret kültürü var. Ýslam dünyasýnýn ortaya çýkmasýna bakarken, doðuda bir de Tank Hanedanýnýn ortaya çýkmasýna dikkat etmek gerekiyor. Benzer yüzyýllarda 8. - 9. yüzyýl civarýnda yine Çinde birliði saðlayan bir Tank Hanedaný var. Dolayýsýyla buradan bir sonuç olarak ortaya çýkaracaðýmýz þey Ýpek Yolunun tarihi boyunca doðuda, batýda ve ayný zamanda ortada ortaya çýkan büyük politik güçleri economic partnership between the Urals and China during 600-700 B.C. But the actual event that we call Silk Road, that is this road system, network system, emerges between 200 B.C. and A.D. Of course, when we look at the Western side of this, we see the Roman Empire. There is the Persian Empire in between, as such China is certainly not on its own. We may say that Silk Road is a system that was brought to existence by the great empires. Even so, when these empires break up, and chaotic periods arrive, we still see that Silk Road continued in one way or another and did not disappear. Why does this happen? Maybe this should be explained with bigger facts. Maybe it should be explained by the increasing population of the world, technology accumulation, or the growth of trade culture. But we could say that a critical period was experienced, and that Silk Road emerged in the period between 200 B.C. and A.D. Meanwhile, I was not able to find any figures related to the volume of trade on the Silk Road. My dear Professor Mehmet mentioned that it was a road, which was 6-7 thousand-km. The only figure I can give you on this is that said by Herodotos at around 4th Century B.C., where he mentions that 6-7 interpreters and guides have to be exchanged throughout the road. This, I think would give us an indication with regards to the lands and cultures traveled across. And furthermore, what is said is that very few people traveled from the very beginning to the very end of the Silk Road. People or caravans generally cross shorter distances. For example, China carries its products to West China, and than other communities take over. At first these could be Scythians or Isedonians. The communities that live there take them to Central Asia, to the end of Central Asia. Others take them into Iran, and still others take them into the Middle East, and yet others take them at the Mediterranean basin, and other tradesmen make the final distribution in Europe. Regional intermediaries are rather important. I had mentioned the Han dynasty. When mentioning the Hand dynasty, it is worth mentioning an emperor and the language. An emperor who lived between 156 and 80s B.C. sends his commanders to travel to the west and one of these journeys lasts for 13 years and the other a bit shorter. The first, which lasts 13 years, is between 138-126, and the other is around 119. I especially wanted to say this because when we talk about journeys and travel books, we usually think of those that go to East from West. The most known examples are like that. However the exact opposite of this was happening and it is interesting that these journeys occured at the same time as the Silk Road was emerging. The most important benefit is its providing information to China, providing information about the communities that live in the West. I would think that political concerns as well as economic concerns also played an important role in the arrangement of these journeys. In the following ages, the fall of the Han dynasty around 200 A.D. and afterwards the fall of the Roman Empire, does not mean the fall of the Silk Road and as I said earlier, we see that very important trading activity continues on the Silk Road until the rise of Islam. I am not saying much about the adventure of the Silk Road after the rise of Islam. This is not something that is needed, especially with a specialist such as my dear professor Mehmet being present. This topic was referred to anyway. But there may a couple of points worth reminding. The first, a very important economic unity being established in the Middle East with the rise of Islam, and when referring to Middle East, one has to think about a greater Middle East. A Middle East that extends to Central Asia on one side and up to Morocco and Spain on the other side. We should remind of an economic unity that emerged here. What I would like to add to this is the fact that a trade community emerges at the same time. A trade committee arises and this trade committee does not only consist of Muslims. There are Christians and Jews among these. Having different languages does not constitute a barrier. Another trade community that uses similar trading tools makes it easier for this trading community to emerge. And these are subjected to the same trade laws from time to time. So, besides religious laws, there exist trade laws as well. When looking at the 29 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu periyodik olarak görmekteyiz. Bunu da Ýpek Yolu tarihinin kendini tekrar eden bir özelliði olarak bir kenara not etmemiz gerekiyor. Bundan sonra önemli bir tarih Moðol istilasý. 1200lerin baþýnda baþlayýp 1300lere kadar devam eden Moðol istilasýndan hep bir yakým yýkým dönemi olarak bahsedilir. Yavaþ yavaþ akademik dünya bunun ötesine geçmeye baþladý. Moðol istilasý sýrasýnda da yakým ve yýkýmýn, tahribatýn, öldürmelerin doðru olmasýna raðmen sonuçta çok büyük bir coðrafi ve ekonomik birlik kurulduðunu görmekteyiz. Yine Pasifikten Atlantike kadar uzanan bir afro-avrasya bütünlüðü ortaya çýkmakta. Daha ilerideki politik geliþmelere ve Ýpek Yolu arasýndaki geliþmeye girmek istemiyorum. Bunu Mehmet Hocam yeterince doyurucu bir þekilde zaten yaptý. Ama benim dikkatimi çeken bir geliþme var. Ondan bahsetmek isterim. Bütün bu ticaret tarihi boyunca o da þu baþlarda deðeri bizim Türkçede yükte hafif, pahada aðýr dediðimiz malzemeler taþýnýyor. Bu deðerli taþlar olabilir, özel baharatlar ve kokular olabilir veyahut ipeðin kendisi tabii ki. Ama zamanla teknolojinin geliþmesiyle yavaþ yavaþ yükte de aðýr malzemelerin daha çok taþýnmaya baþladýðýný görüyoruz. Bu yüzyýllar alan bir geliþme yükte de aðýr dediðimiz zaman mesela ahþap bunlardan bir tanesi. Buðday bunlardan bir diðeri veyahut o kadar deðerli olmayan baharatlar mesela karabiber bunlardan bir diðeri. Bunun olmasý dediðim gibi teknolojik geliþmelerle, özellikle de gemi boyutlarýndaki geliþmelerle mümkün oluyor. Mesela yanýlmýyorsam MS 1000 yýllarýna geldiðimiz zaman artýk Çin, Hint Okyanusu ve Akdenizde minimum 250 ton taþýyabilen - bu bazen 400 tona kadar çýkabiliyor- tekneler görmekteyiz bunlarý su üstünde tutabilmek, tabii ki bir teknolojik geliþimle mümkün oluyor. Bu arada Çin manyetik pusulayý en erken kullanan -o da yanlýþ hatýrlamýyorsam MS 1000 yýllarý civarýnda- ülke ve bunun da tabii ki navigasyondaki önemini izah etmeye gerek görmüyorum. Þimdi de biraz Ýpek Yolunda taþýnan malzemelere bakmak gerekiyor. Hindistandan fildiþi, pamuk; Orta Asyadan gümüþ ve bakýr, turkuaz; kuzey doðu Hindistandan keten kumaþ; batýya doðru gidiyor, Çinden ipek, kaðýt, mürekkep, çeþitli porselen ürünler ve çay taþýnýyor. Bu çerçevede Çin biraz az ürün almýþ gibi göründü bana. Ama dediðim gibi konunun uzmaný deðilim bu konuda muhakkak ki eksiðim var. Yünlü ve keten alýyor Çin, inci, mercan alýyor, amber ve çeþitli cam ürünleri Çine gidiyor. Tekrar söylediðim gibi eminim ki zaman içinde bu ürünler deðiþiklik göstermiþtir ama ana hatlarýyla durum böyle. Ayrýca Ýpek Yolu vasýtasýyla çelik üretme teknikleri kaðýt üretme teknikleri, Batýya taþýnýyor. Çin çeþit çeþit tarým, zirai ürünleri Batýdan alýyor mesela elma, salatalýk, nar. Son olarak büyük dinlerin yayýlýþýnda özellikle hastalýklarýn yayýlýþýnda Ýpek Yolunun önemli bir rolü olduðunu söylememiz gerekiyor. Dinlere hiç girmek istemiyorum daha ziyade hastalýklardan bahsetmek istiyorum. Birincisi 1340larda Avrupayý vuran kara ölüm, biz bunun hep bir Ýtalyan gemisi vasýtasýyla Avrupayý vurduðunu ve Avrupa nüfusunun 1/2 ile 1/3sini yok ettiðini söyleriz. Oranlarda tartýþma yok ama Ýpek Yolunun karayolunun bu hastalýðýn yayýlmasýnda öneminden bahsetmek gerekiyor, 1340larda Woldenin üzerindeki Saray nehrinde daha sonra Kýrýmda 1345te, 1346da Astran, Azerbeycan ve Kafkaslarda kara ölümün (veba) Avrupayla ayný zamanda ortaya çýktýðýný, kara yoluyla da yayýldýðýný görmekteyiz. Ayný zamanda grip de yayýlabiliyor. Ve kabakulak Asyadan Avrupaya Orta Doðuya doðru yayýlabiliyor. 165te mesela milyonlarca Romalýnýn Doðudan gelen kabakulaktan öldüðünü görüyoruz. Benim de söylemek istediklerim bu kadar teþekkür ederim. 30 emergence of Islamic world, we should also take into consideration the emergence of Tank dynasty in the East. There is a Tank dynasty in China that achieves unity similarly in the 8th and 9th centuries. Therefore, a conclusion that we may have from this is the fact that we periodically see the great political powers arising in the East, West and simultaneously in the Center throughout the history of the Silk Road. We need to note this as a repeating characteristic of the history of the Silk Road. Another important date following this is the Mogul invasion. The Mogul invasion, which started in 1200s and continued to 1300s, is always referred to as an era of destruction. The academic world slowly started to move to the next phase. Although it is true that there was destruction, killings during the Mogul invasion, we see that as a result a very big geographical and economic union was established. Again, an Afro-Eurasian unity arises that extends from the Pacific to the Atlantic. I do not want to dwell on the interaction of the following political developments and the growth of the Silk Road. My dear professor Mehmet has done this in a most sufficient manner already. But there is a development that catches my attention. I would like to discuss this. Throughout all this history of trade, what are being transported are the valuable materials, which in Turkish are referred to as light in weight and heavy in value. These can be precious stones, special spices and perfumes, or may of course be silk itself. But as time goes by, and with the advancement in technology, we see that heavy load materials are also beginning to be transported more and more. This is a development that takes centuries. When we say heavy load, for example wood is one of these. Wheat is another one of these, or the spices that are not that valuable such as pepper. The realization of this is made possible in relation to technological developments, especially the growth in the sizes of vessels. For example, if I am not mistaken, when we reach around 1000 A.D., we start seeing vessels in China, Indian Ocean and the Mediterranean that can carry a minimum of 250 tons and sometimes going up to 400 tons. Keeping these afloat is certainly made possible through technological advancements. By the way, China is the country that uses magnetic compass the earliest if I remember correctly around 1000 A.D. and of course there is no need to explain the significance of this in navigation. Let us now have a closer look at the materials that are transported over the Silk Road. Ivory and cotton from India; silver and copper, turquoise from Central Asia; linen from North East of India; all travel towards the West, and silk, paper, ink, various porcelain products and tea are transported from China. Within this framework it looks to me as China is receiving less products. But as I previously mentioned, I am not the expert in the subject, and I must most certainly be missing something on the topic. China buys wool and linen, and pearls and corals, amber and various glass products that find their way to China. As I previously mentioned, I am sure that these products varied over time, but this establishes the outline of the situation. Furthermore, steel production techniques and paper production techniques are carried to the West through the Silk Road. China buys various agricultural produce, for example apple, cucumber and pomegranate, etc. from the West. Lastly, we have to say that the Silk Road plays an important role in the spread of religion and especially diseases. I do not want to discuss religions but rather diseases. The first is the Black Death that strikes Europe in 1340s, we always say that this reached Europe by an Italian ship and destroyed 1/2 to 1/3 of the European population. There are no discussions about the ratios, but I would like to talk about the importance of the land route of the Silk Road in spreading this disease. We see that Black Death (plague) moved over Wolden in 1340s on Saray River, later on to Crimea and was seen in Astran, Azerbaijan and the Caucasus in 1346, at the same time as Europe, and spread through the land route. At the same time influenza also spread. And mumps spread from Asia to Europe and Middle East. For example we see that millions of Romans died from mumps in the year 165. This concludes what I would like to say. Thank you. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Oturum baþkaný Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN, Panel Chair Efendim bu sabahki oturum iki ayrý kolda ilerledi. Bir tanesi bilim adamlarý Ýpek Yolu hakkýnda etraflý, detaylý ve derinliði olan konuþmalar yaptýlar. Ýpek Yolunu bir tarih felsefesi içinde hem iktisadi hem kültürel manada temellendirdiler, bir çerçeveye, bir perspektife oturttular. Bir anlamda nedensellik ilkesi üzerinden giderek Ýpek Yolunun önünü, sonunu, akýbetini gördük. Belki bu noktadan tekrar düþünerek bilgi edinerek ve fikir üreterek Ýpek Yolunun geleceði hakkýnda da bir þeyler söylemek ve söylediðimiz þeyleri de umuyorum ki gerçeðe yansýtmak mümkün olacak. Bendenizin konuþmasý veya maruzatý Selçuk Beyin devamý þeklinde ama ondan daha yumuþak gerçekleþecek. Biliyorsunuz ÝSMEK bir manada geleneksel el sanatlarýyla uðraþýyor. Ýsterseniz bu kelimeyi benim alýþtýðýmýn dýþýnda doðru olan þekilde telaffuz edeyim. Gelenekli el sanatlarý, tabi burada isterseniz eli de kaldýralým. Çünkü sanat galiba musiki hariç hep elle yapýlýyor. Musikide ise klasik veya saz çalýyorsanýz eliniz mutlaka lazým. Elsiz bir sanat olmaz. Geleneksel sanatlar üzerine konuþalým. ÝSMEK El Sanatlarý Dergisinde birkaç yazý yazdým. Tabi zaman içinde geliþen bir fikirler ve duygular zinciri sonunda yazýlar bu noktadan bu birikimle azlýðý, çokluðu her zaman tartýþýlabilir, doðruluðu, yanlýþlýðý. Bu koordinatlardan geriye baktýðým zaman bende oluþan fikirler duygular, istekler, ümitler ve ümitsizliklerin bir bileþkesidir. Klasik sanatlarýmýzla, gelenekli sanatlarýmýzla bir mazi deðerlendirmesi yapýyoruz. Onlar bizim özgün medeniyetimizin gerçek manada yaþandýðý dönemlerde ortaya çýkan sanatlardý. Selçuk Beyin de fevkalade vuzuhla belirttiði gibi toplumsal hayat ile toplumun yaþadýðý medeniyet algýsý ile bunun içerisine zevkler, tercihler, kutsallar, aleladeler, uzak durulmasý gerekenler, yakýn durulmasý gerekenler, benimsenmesi gerekenler hepsi girer. Bu toplumsal medeniyet algýsý içerisindedir ki sanatlar mahþeri beðeninin, mahþeri zevkin, mahþeri estetiðin ürünü olarak ortaya çýkarlar ve sizin ruh dünyanýzý, iç dünyanýzý madde üzerinden yansýtýrlar. Artýk ocaktan çýkan taþ her ne kadar madde olarak kimyasal terkip olarak ayný taþ ise de bir biçime girer, size Süleymaniyenin bir kemerinden bir baþka güzelliði yansýtýr. Bu sadece bizim için böyle deðildir. Ayný ocaktan çýkan taþ, Orta Çað Katolik düþüncesinin ve Katolik duygusallýðýnýn bir baþka rafine göstergesi olarak bir klasik katedralin çan kulesinde size bir mesaj iletir. Dolayýsýyla iþte burada ayný maddeyi ayný materyali kullanarak farklý ruh dünyalarýnýn yansýmalarýný görüyoruz. Ben þunu çok salahatle hissediyorum ki iç dünyamda bunu sizinle paylaþmaktayým. Yazýlarýmda da bunu söylemek durumundayým. Toplum ancak yaþadýðý hayatýn, yaþadýðý realitenin sanatýný yaparsa o sanat özgün ve kaliteli olur. Aksi halde o sanat mahþeri bir aldatmacadan öteye geçmez. Ben eski yazýlara, eski kitaplara, eski mimariye, eski musikiye, eski derken þunu söyleyeyim, zaman itibariyle eski diyorum ama özgün bir medeniyet anlayýþýmýzýn özgün bir medeniyet tasavvurumuzun yaþadýðýmýz hayatla sevdiðimiz ve inandýðýmýz hayatý yaþamaya deðer kýlan büyük medeniyet algýsýnýn üst üste düþtüðü dönemleri kastediyorum. Yaþadýðýmýz hayatla günlük seçkilerimizde, fevkalade güzel söyledi Selçuk Bey, duvarda bir Karahisari, veya bir Rakým altýnda kredi kartlarý diyor. Bundan daha çarpýcý bir örnek olamaz, iþte sanatkâr. Duvarda bir Karahisari, evde bir þark odasý ama oturduðunuz yer hangi sitenin kapýda gardiyanlarla korunan insan geçmez, çocuk sesi duyulmaz bir 10 15. kattaki mükellef dairesi. Bu çeliþkiyi göremediðimiz sürece, bu çeliþkinin hüznünü hissedemediðimiz, bu çeliþkinin büyük kýrýlmasýný yaþamadýðýmýz sürece bizim sanatýmýz þu anda bir aldatmacadan öteye geçemeyecektir. Ben The session of this morning evolved in two branches. One of these has been the comprehensive, detailed and in depth speeches of scientists on Silk Road. They established Silk Road from both an economic and cultural meaning within the philosophy of history, and founded it in a framework and a perspective. They moved from causality principal in a manner and we saw the path, fate and end of the Silk Road. Maybe at this point I believe that it may be possible to say a few things about the future of the Silk Road by rethinking, obtaining information and generating ideas, and hopefully to reflect the things we say to reality. I will realize my speech or rather submission as a continuation of Mr. Selcuk, but on a softer note than his. As you know, ISMEK is involved in traditional handcrafts in a manner of speaking. Let me try to pronounce this work in its appropriate form rather than the way I am used to doing. Traditional handcraft, we may of course drop the word hand from here if you wish. That is because, with the exception of music, art can only be performed by hand. In music, if you are playing the classics or instruments, than you certainly need your hands. No art is possible without the hands. Let us talk on traditional art. I wrote a few articles in ISMEK Hand Crafts Periodical. Of course the deficiency, volume, correctness and mistakes of these may always be discussed with this accumulation from this point of view as a result of the chain of ideas and emotions that develop over time. When I look back from these coordinates, these are a resultant of the desires, feelings, hopes and desperation, which have formed in me. We are making an evaluation of the past with our classical arts and traditional arts. These were the arts that took shape during the periods when our authentic civilizations were experienced. As Mr. Selcuk explained with extraordinary lucidity, all the tastes, preference, sacred and common, those that should be avoided, those to be kept close, those to be adopted are all included with the perception of civilization that the society lives in social life. The arts arise as judgmental acclaim, judgmental taste, judgmental esthetics products within this social civilization perception, and reflect your spiritual world and internal world over matter. Although the stone that is extracted from the quarry is the same chemical compound, it takes a form, and reflects a different kind of beauty from the arch of Suleymaniye Mosque. This is not only so for us. The stone that left the same quarry sends you a message from the bell tower of a classic cathedral as a different refined indication of another Catholic thought and Catholic sentimentalism of the Middle Ages. Therefore, we are seeing the reflections of different worlds by using the same matter and the same material. I feel this with great authority in my inner world and wish to share it with you. I also have to say the same in my writings. Art can only be authentic and high quality if society only makes the art of the life the community lives and the reality it experiences. Otherwise, that art confusion will not be more than a deception. When I say old writings, old books, old architecture, old music, by old I mean in the sense of being old within time, and I mean the overlap of ages when our understanding of authentic civilization, our unique vision of civilization, the great civilization perception that makes it worthwhile to live our lives and the life we love and believe. Mr. Selcuk told it very well when he said in the way we live life, in our daily choices, that are under a Karahisari or a Rakim on the wall lie the credit cards. There cannot be a more striking example than this given by an artist. A Karahisari hanging on the wall, an oriental room in the house, but the place you live in is in what compound protected with guardians at the gates, where nobody 31 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu diyorum ki eðer bugün bu çeliþkiyi ben yaþýyorsam, daha net söyleyeyim ben þimdi mensup olduðumu iddia ettiðim medeniyet dairesinin bir mensubu olarak bu dairenin özgün insanlarý gibi davranamýyorsam, onlar gibi düþünemiyorsam, onlar gibi duyamýyorsam ama hala o medeniyet dairesinin de deðerlerine hasretle, samimiyetle, ihlasla, içtenlikle baðlý olduðumu zannediyorsam yahut iddia ediyorsam ama medeniyet ufkumda medeniyet profilimde hani kalp grafisi çekiyorlar ya, mümkün olsa da medeniyet grafisi çekilebilse grafideki boþluklarý göremiyorsam, önce kendimden baþlamak zorundayým hadiseye. Bir kýrýlmayý bir hicraný bir hüznü yaþamak noktasýndaysam ben benim sanatýmda bugün geleneðin devamý olan sanatýmda bu hüznü, bu kýrýlmayý görmek istiyorum. O zaman diyorum ki yaptýðýmýz sanat günümüzün sanatý olur. Hiç kimseyi eleþtirmemiþim, haddim de deðil, niyetim de ama kendim için söylüyorum, bu kendim sizlerden birisiyim, hiç öyle saçýmýn sakalýmýn aðardýðýna, adýmýn önündeki unvanlara bakmayýn. Sizlerden birisiyim ve bu noktada benden önce gelmiþ insanlarla kendimi mukayese ediyorum, onlarýn kendi medeniyetimize olan baðlýlýðýný, hayata o medeniyetin perspektifinden bakarak nasýl anlam verdiklerine bakýyorum, bir de kendimi ayný noktalarda sýnýyorum, kendi medeniyetimin deðerlerine ne kadar baðlýyým, bunu kimse bilemez sadece ben bilebilirim, hepinizi aldatabilirim bu çok kolaydýr ama kendimi aldatamam. Ayrýca kendi davranýþlarým üzerinden kendi medeniyetim ile olan iliþkimi, ülfetimi deðerlendiriyorum. Bu ülfet kýrýk, kopuk, örselenmiþ bir ülfettir. Ýþte ben bugün bu örselenmiþ ülfetin sabatýný aramaktayým Hepinizi sevgi ve saygýyla selamlýyorum. 32 can pass, with no joyful sounds of children, a sumptuous flat on the 10th or 15th floor. Our current art will not be more than a deception unless we see this contradiction, we feel the sadness of this contradiction, and not live the great fracture of this contradiction. I say, if you are experiencing this contradiction today, let me put it crystal clear, if I do not act as one of the genuine people of this chamber, which I claim to be as a member of this chamber of civilization, and if I do not think like them, nor hear like them but I still think or claim that I am bound to the values of that chambers values with craving, sincerity, purity and willingly, but in my horizon of civilization, profile of civilization, just like the cardiac charts they take, I wish it were possible to take charts of civilization, if I cannot see the voids in the chart, I need to firstly start with myself for this event. If I were at the point of experiencing a fracture, a sorrow, or sadness, I would like to see this fracture. I say that then the art we perform would be the art of our day. I have not criticized anybody, nor is it my place to do so, my purpose is only for myself, this myself is one of you. Do not take into consideration the gray that shows in my hair and beard, nor the titles before my name. I am one of you, and I compare myself with those that have come before me. Their devotion to their own civilization, how they brought a meaning to life by looking at life through the perspective of that civilization. And I test myself on the same points, how much I am devoted to the values of my own civilization, nobody but me can know this. I could fool you on this, but I cannot fool myself. Moreover, I evaluate my own relation, familiarity with my own civilization over my own behavior. This familiarity is a broken, severed and crumpled familiarity. Today, I am looking for the purpose of this crumpled familiarity I salute you all with love and respect. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 2. Oturum / 2. Session Oturum Baþkaný / Session Chair Mehmet DOÐAN Teþekkür ediyorum. Konuklarýmýza hoþ geldiniz diyorum. Bu oturumda sunumlarýný bizimle paylaþacak arkadaþlara hoþ geldiniz diyorum. Oturumumuzda katýlýmcý þehirlerin temsilcileri, yerel yönetimlerinin geleneksel el sanatlarýna vermiþ olduklarý önemi, katkýyý anlatacaklar. Ayrýca bu kadim þehirlerimizin temsilcileri Ülkelerimiz arasýnda, þehirlerimiz arasýnda iletiþim, paylaþým ve iþbirliði alanýnda ne gibi imkanlarý meydana getirebiliriz? bu konuda görüþ ve düþüncelerini aktaracaklar. Ýlk söz Çin Halk Cumhuriyeti Mr. Han JINGin. 34 I thank you. I say welcome to our guests. I say welcome to the participants, who will share with us their presentations. The representatives of the participating cities in our panel will tell us about the importance and contribution of the local governments to traditional handcrafts. Furthermore, the representatives of these ancient cities will provide us the their opinions and thoughts on What kind of possibilities can we form in the areas of communication, sharing and cooperation between our countries and our cities? The floor is Mr. Han JINGs from Peoples Republic of China. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Han JING Xian, Çin / Xian, Republic of China (Bayanlar ve baylar, sayýn arkadaþlarým, Çinin Shaanxi bölgesinde bulunan Xian þehri adýna sizleri selamlamama izin verin. Bugünkü konum, Çinin Geleneksel Shaanxi ve Xian El Sanatlarýnýn Kalýtýmsallýðý, Korunmasý ve Mevcut Durumu olacak.) (Ladies and gentlemen, dear friends, let me extend my warm greetings to you on behalf of Xian City in Shaanxi Province of China. My topic today is The Inheritance, Protection and Current Situation of Shaanxi and Xian Traditional Handicrafts in China) I. Ýpek Yolunun Doðu Ucu: Xian ve Geleneksel El Sanatlarý I. The East End of the Silk Road: Xian and Its Traditional Handicrafts 1. Shaanxi ve Xianýn Tarihi ve Kültürü Çin ulusal kültürünün doðduðu önemli yerlerden biri olan Shaanxi, ayrýca Sarý Nehir (Yellow River) uygarlýðýnýn da beþiðidir. Çin tarihinde 13 hanedanýn baþkent inþa ettiði Shaanxi; Zhou, Qin, Han ve Tang hanedanlarýnýn ihtiþamlý kültürlerini göz önüne sermek için de oldukça uygundur. 3.100 yýllýk tarihi ile Shaanxi Ýlinin baþkenti olan Xian, veya eski zamanlarda kullanýlan adý ile Changan, Ýtalyan kaþif Marko Polonun seyahatnamesinde kayda alýndýðý üzere, dünya çapýndaki dört tarihi baþkentten biri olarak bilinen, Ýpek Yolunun en doðu ucudur. Zhou Hanedanýnýn baþýndakiler burada törenler ve müzik etkinlikleri düzenlemiþ ve ayrýca cevherler ve taþlar üzerine kanunlar yazmýþlardýr. Shaanxide yeryüzüne çýkartýlan Chunhua 1. The History and Culture of Shaanxi and Xian As an important birthplace of Chinese national culture, Shaanxi is also the cradle of the Yellow River civilization. With 13 dynasties building capitals here in the Chinese 1 history, Shaanxi also serves as the fertile soil to display the glorious culture of Chinese prosperous age including Zhou, Qin, Han and Tang Dynasties. With a history of 3,100 years, as the capital city of Shaanxi Province, Xian, or Changan in the ancient times, is the east end of the famous ancient Silk Road recorded in the Italian explorer Macro Polos travels, known as one of the four ancient capitals throughout the world. Rulers in Zhou Dynasty had established rites and music here as well as cast 2 laws and regulations in metals and stones. The Chunhua 35 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Cauldron, dünyada el yordamý ile yapýlmýþ en büyük tarihi bronz olma özelliðini taþýmaktadýr. Ýlk Qin Ýmparatoru, Xianda Terra-Cotta Savaþçýlarý ve Atlarýnýn yeryüzüne çýkartýldýklarý yerde, Çin mimarisinin baþyapýtlarýndan biri olan ve olaðanüstü el iþçiliði ve heykeltraþçýlýðý yüzünden dünyanýn sekizinci harikasý sayýlan Afang Sarayýný inþa ettirmiþtir. Xian, Tang ve Han Hanedanlarýnda sadece Çinin politika, ekonomi, kültür ve dýþ ticaret merkezi olarak görev görmemiþ, ancak, Doðu ve Batý kültürlerini ve oryantal þehirleri birbirlerine baðlayan ve dünyanýn dört bir yanýndan gelen ziyaretçilerin bir araya geldiði Ýpek Yolu'nun baþlangýç noktasý olmuþtur. Doðuda Changan, batýda Roma kadar önemlidir tanýmý Xianýn zamanýnda ne denli önemli bir þehir olduðunu gözler önüne sermektedir. Ýnsanlar doðanýn kanunlarýný takip etmeli ve malzemelerden mümkün olanýn en iyisini yapmalýdýr. Dünyaca ünlü geleneksel Çin el sanatlarý sürekli olarak Changandan, Ýpek Yolunun doðu ucundan, Orta Asya, Batý Asya, Orta Doðu ve Avrupa üzerinden geçerek taþýnmakta ve beþ kýta ve dört okyanusa yayýlmaktaydý. 2. Geleneksel Shaanxi El Sanatlarý ve Çin Kültürü uzun bir tarihi ve görkemli bir geleneksel kültürü olan Shaanxinin, binlerce sene boyunca nesilden nesile aktarýlmýþ ve the Artificers' Record (Kaogongji), Important Arts for People's Welfare (Qiminyaoshu) ve Exploitation of the Works of Nature (Tiangongkaiwu) vs. gibi tarihi el sanatlarý belgeleri içinde yer alan el sanatlarý bulunmaktadýr. Yangshao kültürünün boyanmýþ çömleklerinden, Shang ve Zhou Hanedanlarýnýn törensel bronzlarýna, Qin Hanedanýnýn çömlek þekilleri ve taþ davullarýndan, Han Hanedanýnýn kaðýt üretimi ve ipek iþlemesine ve ayrýca Sui ve Tang Hanedanlarýnýn üç renkli altýn ve gümüþ aletlerinden izabe arabalarýna ve kayýklarýna kadar. Yukarýda bulunan tüm örnekler tarihi uygarlýðýn köklü kültürel temelleri ve beþ bin yýldan uzun bir tarihinin olduðuna iþaret etmektedir. Ek olarak, binlerce yýl süren geliþim esnasýnda tarihi onur ve ihtiþam büyük ölçüde canlýlýðýný koruyarak nesilden nesile aktarýlmýþtýr. Shaanxide Çinin en iyi geleneksel kültürel desenlerini ve 36 Cauldron, unearthed in Shaanxi, was considered as the largest ancient handmade bronze in the world. The First Qin Emperor had established A Fang Palace, the masterpiece in Chinese architecture history, in Xian where the TerraCotta Warriors and Horses were unearthed, considered as the Worlds Eighth Wonder because of its outstanding craftsmanship of sculpture. In the Tang and Han Dynasties, Xian not only served as the centre of politics, economy, culture and foreign exchanges in China, but as the starting point of the Silk Road connecting eastern and western cultures as well as the oriental metropolis with guests all over the world gathering together. The description Changan in the East is as significant as Rome in the West was an illustration of the historical importance of Xian at that time. One should follow the nature laws and make the best use of the materials. The world famous Chinese traditional handicrafts were transported continuously from Changan, the east end of the Silk Road, through Central Asia, West 3 Asia and Middle East to Europe and spread further to the Five Continents and the Four Oceans. 2. Shaanxi Traditional Handicrafts and Chinese Traditional Culture With a long history and splendid traditional culture, Shaanxi has the traditional handicrafts passed over thousands of years which could be found in many ancient handicraft cultural documents including the Artificers' Record (Kaogongji), Important Arts for People's Welfare (Qiminyaoshu), and Exploitation of the Works of Nature (Tiangongkaiwu) and so on. Ranging from painted potteries in Yangshao Culture to ritual bronzes in the Shang and Zhou Dynasties, from pottery figures and stone drums in the Qin Dynasty to the papermaking and silk processing in the Han Dynasty, as well as from tri-colored gold and silver wares to smelting chariots and boats in the Sui and Tang Dynasties. All the above examples display the profound cultural foundations of the ancient civilization with a history of five thousand years. In addition, the historical honor and glory has still been passed down with great vitality and national features Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ulusal kültürel genleri eksiksiz bir biçimde sergileyen tarihi Xian müziði, ormanlarý, tarihi stilde bronzlar, Changan kaðýtlarý, Huaxian ilçesi çiftçilerinin resim iþleri, buðday kamýþýndan hasýr iþleri, Huaxian ilçesinin Çin silüet heykelleri, Heyangýn süslenmiþ buhar ekmeði, kuklalar, Baojide kabak kepçeler üzerine boyanmýþ tiyatral maskeler, Fengxiangýn boyalý alçý heykelleri, Çin halk gravürleri, Qianyang nakýþlarý, Yanan kumaþ yama resimleri, Shaanxi kaðýt el iþi örnekleri, Yaozhou ilçesinin celadon porselenleri, Lantianýn yeþim taþý ve Hancheng tekstil sanatlarý vs. gibi bir çok el sanatý örneði bulunmaktadýr. Zhou, Qin, Han ve Tang Hanedan kültürlerinin vaftiz edilmesi ile, daha evvel geleneksel Çin kavramlarý olan kullanýþlýlýk, basitlik, sýcaklýk ve uyumluluk üzerine yoðunlaþan geleneksel Çin el sanatlarý, hayat idealleri olarak tarým kültürünü ve sanatsal arayýþlarý da bünyesine katmýþtýr. Geleneksel Çin el sanatlarý, geleneksel Çin fikirleri olan Ýnsan ve Doða Arasýnda Birlik ve Taoculukta Yin ve Yangýn Uyumu üzerine kurulmuþtur ve abartýsýz, doðal, basit, iyimserlik, bilgelik ve doðal, ruh dolu bir stil oluþturmuþtur. II. Shaanxi Geleneksel El Sanatlarýnýn Kalýtýmsallýðý ve Korunmasý 1. Shaanxi Geleneksel El Sanatlarýnýn Kalýtýmsallýðýný Saðlayan Unsurlar Shaanxi geleneksel el sanatlarýnýn varisleri, iþçiler ve halk sanatçýlarýdýr. Mucitler genellikle iþçi olup, çoðunluðu kýrsal kesimde çalýþan ve bir makas veya iðne gibi basit gereçlerle gerçekleþtirdikleri el iþçiliklerini nesilden nesile aktaran bayanlardýr. Shaanxinin Yulin ve Yanan bölgelerindeki köylü kadýnlar el iþlerini evlerini süslemek ve basitçe hayat görüþleri ve iyi hislerini ifade etmek için halk yaþamlarý içinde diðerleri ile iletiþimlerini sürdürmek için kullanýrdý. El sanatlarýnda sergiledikleri oldukça renkli ve çok renkli dünyalarýný varislerine orijinal ve ilkel desenlerin etkileri ile aktarmýþlardýr. Tarihi iþçilik günümüze dek genellikle anneden kýzýna ve komþularýna geçmiþtir. in Shaanxi during the thousands of years historical development. There are many handicrafts in Shaanxi which fully demonstrate the best Chinese traditional cultural patterns and national culture genes, embracing Xian ancient music, forest of tablet rubbings, ancient style bronzes, Changan papermaking, farmers painting of Huxian County, wheat straw patchwork, Chinese silhouette sculpture in Huaxian County, Heyang decorated steamed bread, marionette, theatrical mask painted on gourd ladle in Baoji, Fengxiang painted clay sculpture, Chinese folk wood engravings, Qianyang embroideries, Yanan fabric patching picture, Shaanxi paper-cut, celadon ware of Yaozhou County, Lantian jade and Hancheng textile arts and so forth. With the baptism of the Zhou, Qin, Han and Tang Dynasty cultures, Chinese traditional handicrafts, originally in accordance with the traditional concepts of utility, simplicity, warmth and harmony, have developed the features integrating the farming culture life style and the artistic pursuit as the ideal of life. Chinese traditional handicrafts are made based on the conventional Chinese philosophical ideas of Unity Between Man and Nature and Harmony of Yin and Yang in Taoism, with a natural and simple style void of grotesque and full of optimism, wisdom and national spirit. II. The Inheritance and Protection of Shaanxi Traditional Handicrafts 1. Means of Inheritance in Shaanxi Traditional Handicrafts The inheritors of Shaanxi traditional handicrafts mainly consist of laborers and folk artists. The inventors are generally laborers, mostly working women in the countryside who passed down the workmanship from generation to generation by the most primitive tools like a pair of scissors or even a needle. In Yulin and Yanan district of Shaanxi, the rural women used their handicrafts products to decorate the houses and maintain communication with others in their folk life for the purpose of expressing their simple life concepts and good feelings. The kaleidoscopic world with great vitality displayed in the handicrafts has influenced their descendants through an 37 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Zirai üretimden kýsmen veya tamamen ayrýlmýþ halk sanatçýlarý iþçiliklerini icra ederek hayatlarýný kazanmaktaydý. El iþleri sosyal yaþama hizmet sunmaktaydý. Shaanxi halk sanatçýlarý, pazar ekonomisinin geliþmesi ile bireysel sanatsal üretime baþladýlar ve bazýlarý, aile iþletmeleri dahil, atölye üretimine geçiþ yaptýlar. Kaðýt iþlerini örnek alýrsak, halk sanatçýlarý, sosyalleþen üretimin taleplerini karþýlamak için kaðýt keserek geçimlerini saðlamýþtýr. El iþi kaðýdýndan yapýlan iþlerin sayýsý sosyal estetik gereksinimlerle orantýlý olarak azami seviyeye çýkmýþtýr. Ek olarak, el sanatlarýnýn içerik, çeþit ve þekilleri modern yaþam ve sosyal trendlerin gereksinimlerini karþýlamalýdýr. Örneðin, eðer Shuyuan Geçidindeki (Akademi Geçidindeki Tarihi Kültürel Sokak) el iþi dükkanlarýndaki Shaanxi kaðýt el iþi ürünleri araç, gereç ve malzemeler ve ayrýca sanatsal þekillerle ilgili yeni yaklaþýmlar geliþtirmiþ halk sanatçýlarý tarafýndan geliþtirilmiþtir (Kaðýt kesmekten oymaya, makaslardan oyma aletlerine ve serbest çalýþma þekillerinden ince iþçilik gerektiren stillere yönelmiþ el sanatçýlarý.) 2. Shaanxi Geleneksel El Sanatlarýnýn ve Soyut Kültürel Mirasýnýn Korunmasý Shaanxi geleneksel el sanatlarý, Çin kültürünün önemli bir bölümü olarak, belirgin yöresel özellikleri, eski uygarlýklara dayanmasý, el yeteneðine dayanan tasarým kavramlarý ve olaðanüstü iþçilikleri ile ayrý bir yere sahiptir. Modern toplum geliþirken, Çinin reformlarýnýn derinleþmesi, dýþarý açýlmasý ve modern üretim modlarý ile beraber Shaanxinin geleneksel el sanatlarý yavaþ yavaþ birer turist ürünü olarak mekanik, geniþ ölçekli üretime dahil olmuþtur. Daha da kötüsü, geleneksel el sanatlarý ustalarý da birer birer vefat etmiþtir. Geleneksel el sanatlarý, toplumda unutulmaya ve hatta kaybolmaya yüz tutmuþtur. Yeni yüzyýla girerken, Shaanxi geleneksel el sanatlarý Çin Soyut Kültürel Miras Listesine seçilerek koruma altýna alýnmýþtýr. Nisan 2006da, Shaanxi bölgesi Çin Soyut Kültürel Miras Listesine baþvuruda bulunmuþtur. Bunun yanýnda, Shaanxi soyut kültürel miraslarýnýn varislerinin onaylanmasý ve yönetimi için geçici önlemler 38 original and primitive pattern. The ancient workmanship was mainly passed down between mother and daughter or among neighbors over generations until now. The folk artists, who were partly or completely separate from agricultural production, made a living on their workmanship. Their handicrafts were in the service of social life. With the development of market economy, Shaanxi folk artists gradually worked on individual artistic production, and some of them were engaged in workshop production including family operations. Taking paper-cut as an example, folk artists made a living by cutting paper to supply the demand of socialized production in the market economy. The paper-cut handicrafts need to be maximized in number in accordance with social aesthetic needs. In addition, the content, type and artistic form of the handicrafts need to cater to the modern life and social trends. For instance, in the handicrafts shops on Shuyuan Gate (the Ancient Cultural Street of the Academy Gate), Shaanxi paper-cut is developed by the folk artists with a new feature in tools and materials as well as artistic forms, such as for skills changing from paper cutting to carving, tools from scissors to carving knives, and works from free style to style with elaborate care. 2. Shaanxi Traditional Handicrafts and Non-physical Cultural Heritage Protection As an important part of Chinese traditional culture, Shaanxi traditional handicrafts, with distinct regional features in the long-term development, are praised for the old civilization, crafty design concept, and exquisite workmanship. While the modern society develops, with the deepening of Chinas reform and opening up as well as the changing of modern production modes, Shaanxi traditional handicrafts have gradually become sheer tourist commodity with the mechanization and large-scale production. Whats worse, some old artists with good command of traditional handicrafts passed away one after another. The traditional handicrafts are in the danger of being forgotten or even lost in the society. Entering the new century, Shaanxi traditional handicraft is under protection being selected into The Chinese NonPhysical Cultural Heritage List. In April 2006, the application Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu yayýnlanmýþtýr. Ayný yýl, hem soyut kültürel miraslarý koruma komitesi, hem de soyut kültürel miras koruma merkezi kurulmuþtur. Þu ana dek 31 ulusal varis ve 113 proje dahilinde sekiz sanatsal çeþidi içine alan 167 il çapýnda varis seçilmiþtir. Ek olarak, varislere sertifikalar, teþvikler verilerek, çýrak alarak ve üstün iþlerini sergileyerek destek verilip korunmalarý saðlanacaktýr. Bu kuruluþlarýn kurulmasý ve tedbirlerin alýnmasý Shaanxinin geleneksel el sanatlarýnýn daha iyi korunmasýný garantileyecektir. Çeþitli departman ve alanlarýn iþbirliði ile geliþtirilen belge araþtýrma, saha çalýþmalarý, toplama ve sýnýflandýrma, sergileme ve sesli-görsel belge üretimi iyi niyetli bir geleneksel el sanatlarý koruma ekosistemi oluþturarak Shaanxinin geleneksel el sanatlarýnýn korunmasý için eksiksiz bir kültürel atmosfer yaratmaktadýr. Shaanxide 2006 senesinden bu yana, Ýllerarasý Soyut Kültürel Miras Koruma Geliþim Fuarý, Shaanxi El Sanatlarý Ustasý Ünvaný Kazanma ve Usta Ýþleri Sergisi" ve Ýlk Shaanxi Soyut Kültürel Miras Koruma Zirvesi dahil bir çok konferans düzenlenmiþtir. Ek olarak, Resimli Birinci Shaanxi Soyut Kültürel Miras Listesi, Shaanxi Ulusal Halk Sanatlarý Serisi - Heykel Sayýsý, Shaanxi Halk Tahta Oyma Sanatýndan Seçmeler ve bunlara benzer bir dizi monograf yayýnlanmýþtýr. III. Shaanxi Geleneksel El Sanatlarýnýn Mevcut Durumu Bir ulusun veya bölgenin destanlarý veya geleneklerinin canlý bir görüntüsü olan geleneksel el sanatlarý belirli bölgelerdeki halk geleneklerini hayata geçirir, güçlü yerel ve bölgesel özelliklerin insanlarýn duygusal kimlik ve ait olma duygularýný canlandýrmasýndan dolayý insanoðlu için ruhani bir barýnak olma görevi görür. Ekonomik küreselleþme ve modernleþme ile beraber, endüstriyel uygarlýk ve ayrýca kapital ve teknoloji hýzlý bir þekilde geliþmiþtir. Bu arada, insanlarýn düþünce kavramlarý ve yaþam stilleri de büyük oranda deðiþikliðe uðramýþtýr. Kýrsal kesimden doðan Shaanxi geleneksel el sanatlarý yavaþ yavaþ onu meydana getiren sosyal kaynaðýný kaybetmektedir. Shaanxi geleneksel el sanatlarý, pazar for the first provincial non-physical cultural heritage list was launched in Shaanxi. Besides, it was issued that the interim measures on confirmation and management of Shaanxi non-physical cultural heritage inheritors. In the same year, both committee of experts on non-physical cultural heritage protection and non-physical cultural heritage protection centre were established. Up to now, there have been 31 selected national inheritors and 167 provincial inheritors embracing eight artistic types and 113 projects. In addition, the inheritors will be supported and protected on the basis of issuing certificates, giving subsidies, taking apprentices and demonstrating fine works. It is guaranteed to better preserve Shaanxi traditional handicrafts due to the foundation of these organizations and implementation of measures. A benign ecosystem of traditional handicrafts preservation is established owing to the cooperation in various departments and fields, developing document research, field study, collection and classification, exhibition and audio-visual document production to create a complete cultural atmosphere for the protection of Shaanxi traditional handicrafts. Since 2006, several conferences have been held in Shaanxi, including provincial non-physical cultural heritage protection achievement exhibition, Shaanxi master craftsman entitlement and commending conference and master works exhibition, as well as the first Shaanxi nonphysical cultural heritage protection summit. In addition, a number of monographs have been published in succession such as First Shaanxi Non-Physical Cultural Heritage List with Pictures, Series of Shaanxi National Folk Art Volume of Sculpture, Collection of Shaanxi Folk Wood Carving and so forth. III. The Current Situation of Shaanxi Traditional Handicrafts As a vivid image of traditional culture, belief, legend and custom of a nation and a region, traditional handicraft embodies the folk customs in a certain region and serves as mankinds spiritual home since its strong local and regional features tend to arouse peoples emotional identity and sense of belonging. With the development of economic globalization and modernization, industrial civilization as well as capital and technology advanced rapidly. Meanwhile, peoples concepts of thinking and styles of living have 39 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ekonomisi döneminin gelmesi ile hayatta kalmak ve iletiþim teknolojilerinin hýzlý geliþimi ve modern yaþam biçimi ve estetik teorinin getirdiði büyük deðiþikliklere maruz kalan tüketim kültürünün içinde geliþmek arasýnda seçim yapmak zorunda kalacaktýr. Modern yaþamda geleneksel el sanatlarýný nasýl kabul edip tüketeceðiz? Shaanxi geleneksel el sanatlarý, canlýlýðýný ve estetik etkilerini modern þehir ve köy yaþantýsý içinde nasýl koruyacak? Shaanxi geleneksel el sanatlarý, sanatçýlarýn pazar ekonomisinde birer servet edinmeleri için bir temel oluþturabilir mi? Cevabýmýz olumlu. Son bir kaç senedir, Shaanxi ve Xian, insani etkilerin küreselleþtirilmesi yönünde stratejiler geliþtirilmesi için adýmlar atmaktadýr. Kültürel bir ilin kültürel kaynaklarýný geliþtirmek, ilgili departmanlarýn önceliði olmuþtur. Pazar ekonomisi ve modern yaþam tarzlarýnýn Shaanxi geleneksel el sanatlarýnýn geliþimini büyük ölçüde etkilediðini göz ardý edemeyiz. Xian þehrinin yeniden inþa edilmesi esnasýnda, þehir merkezindeki geleneksel kültür bölgesi korunmuþ ve görselliðe hitap eden noktalarýndan faydalanýlmýþtýr. Örneðin, meþhur Shuyuan Geçidi ve Müslüman Sokaðýnda yerli ve yabancý ziyaretçiler için olaðanüstü manzaralar sunan noktalardýr. Xian Qujiang Nehri, ulusal kültür endüstrisinin sergilendiði bir üs olarak Shaanxi geleneksel el sanatlarýnýn geliþimine iliþkin uluslararasý bir vizyona sahiptir. Tang Hanedaný El Sanatlarý Atölyesi, Big Wild Goose Pagoda Meydanýnda Shaanxi geleneksel el sanatlarý ustalarýnýn gösterileri ile birden fazla sefer düzenlenmiþtir. Yeni inþa edilen Tang Paradise ve Quijang Nehri Parkýnda el sanatlarý köyü oluþturulmuþtur. El sanatlarý üreticileri ve þirketler, ürünlerin satýþ ve üretim birimleri, sergi, satýþ ve manzaranýn birleþimi ile bir araya getirilmiþtir. Shaanxi geleneksel el sanatlarý, uluslararasý kültürel alýþveriþin tesis edilmesi sayesinde, diðer ülkelerle kültür ve sanat alýþveriþi yapýlmasý ve ayrýca el sanatlarý konusunda diyalog ve iþbirliðinin teþvik edilmesi amacý ile yurt dýþýnda düzenlenen Çin Kültür Haftasýna katýlýmlarý etkin bir þekilde organize edilmiþtir. 40 changed greatly. Shaanxi traditional handicraft, featured by farming culture, is gradually losing its vital social basis. With the coming of market economy era, Shaanxi traditional handicrafts will face choices between survival and development in the atmosphere of consumer culture under the circumstance of rapid development of information technology as well as the great changes in modern life style and aesthetic theory. In modern life, how do we accept and consume traditional handicrafts? How could Shaanxi traditional handicraft keep its great vitality and aesthetic influence in modern urban and rural life? Could Shaanxi traditional handicrafts become the basis for artisans to make a fortune in the market economy? Our answer is positive. In recent years, Shaanxi and Xian are marching towards the development strategy of internationalization and humanistic effects. Developing the cultural resources of a cultural province has become a primary task of the relevant departments. There is no denying that market economy and modern life have also invigorated Shaanxi traditional handicrafts development to a large extent. In the rebuilding of Xian city, the ancient culture street in the downtown area has been protected and utilized as scenic spots. For instance, the famous Shuyuan Gate and the Muslim street have become beautiful scenes for local people and foreign guests. As a national cultural industry demonstration base, Xian Qujiang River has an international vision in the development of Shaanxi traditional culture. Tang Dynasty Handicrafts Workshop was established in the noted Big Wild Goose Pagoda Square with the demonstration of Shaanxi traditional handicrafts artisans for several times. Handicrafts village was set up in the newly built Tang Paradise and Qujiang River Site Park. The handicrafts and companies are gathered integrating the sales and production of the products with the combination of demonstration, sales and sightseeing. By virtue of international cultural exchanges, Shaanxi traditional handicrafts are actively organized to participate in the Chinese Culture Week abroad for the purpose of establishing culture and arts exchanges with other countries as well as promoting the dialogue and cooperation between different nations on handicrafts. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Hükümet girdilerinin artmasý ile özel fonlar da yatýrýmlarýný artýrmaktadýr. Bunlarýn önderliðini ileriye dönük kültürel görüþe sahip olan iki özel kuruluþ yapmaktadýr ve bu kuruluþlar Ýpek Yolunun baþlangýcýndaki Tang Hanedanýnýn Batý Fuarýný yaratýcý bir þekilde yenilemiþ ve Shaanxi Gelenek Müzesini kurmuþlardýr. Bütün bu tedbirler, insanlarýn Shaanxi geleneksel el sanatlarý hakkýnda duyarlýlýklarýný ve sorumluluk bilinçlerini artýracaktýr. Her sene, Shaanxi hükümetinin her seviyesi, farklý yörelerin kültürel avantajlarýný birleþtirerek el sanatlarýnýn aðýrlýkta olduðu sanat festivalleri düzenlemektedir. Festivaller yeni bir ekonomik þekle bürünerek, þehir ve kýrsal kesimdeki hayat arasýndaki farký azaltan ve geleneksel el sanatlarýndaki yaratýcýlýðý artýran yeni bir endüstri geliþtirmektedir. Yananýn kaðýt-kesim sektörü, Wienandaki Yaozhou celadon seramikleri sektörü, Xianyang el yapýmý tekstil sektörü, Huxian ilçesi çiftçi resim sektörü, Baoji boyalý alçý heykel sektörü ve Xianýn manuel gýda iþleme sektörü de dahil olmak üzere, bütün geleneksel el sanatlarý pazar ekonomisinde büyük geliþme göstermiþtir. Yerel ekonominin geliþimine ve kaynaklarýnýn kullanýlmasýna katkýda bulunmakla kalmayýp, yerel kültürlerin iletiþimini ve turizmi de geliþtirmektedirler. Kültürel anlamda, Shaanxi geleneksel el sanatlarýnýn modern yaþam içinde evrimleþmesi, ayný anda dünyaya açýk ve saðduyulu bir tavýrla yaklaþan modern uygarlýðýn etkilerinden kaynaklanmaktadýr. Geliþim sadece geleneksel el sanatlarýnýn karmaþýk desenlerini ortadan kaldýrmakla kalmayýp, geleneksel el sanatlarýna yeni ve modern sosyal deðerler katacak þekilde modern yaþam ve estetik standartlarýna uygun olmayan eski þekillerini de ortadan kaldýrmýþtýr. Uluslararasý kültürel çeþitlilik açýsýndan, bir ulusun geleneksel el sanatlarý, bir ulusun sanatsal yeteneklerini, zevklerini ve tarihini anlamak için tek yaklaþýmdýr. Bir ulusun el sanatlarý, geçmiþ ve gelecek arasýnda bir köprü vazifesi gördüðünden, modern toplumlarda önemli bir rol oynamaktadýr. With the increase of government input, private fund is also invested among which the most typical ones are two private enterprises, with forward-looking cultural concepts, creatively restored the Western Fair of Tang Dynasty at the beginning of the Silk Road and established Shaanxi Custom Museum. All the measures will improve peoples consciousness of responsibility to develop and protect Shaanxi traditional handicrafts. Every year governments of Shaanxi at all levels, combining cultural advantages of different regions, organize art festivals with different forms in which traditional handicrafts predominate. The festivals are developed into a new pattern of economy paving the way for culture in order to develop new-type pillar industry, which greatly bridge the gap between urban and rural life as well as improve the creativity of traditional handicrafts. All the handicrafts industries have flourished in the market economy including Yanan paper-cut industry, Yaozhou celadon ware industry in Weinan, Xianyang handmade textile industry, Huxian County farmer painting industry, Baoji painted clay sculpture industry, and Xian manual food processing industry. They not only greatly promote local economy development and resources utilization, but improve the communication of regional cultures and the rise of tourism. In a cultural sense, the evolution of Shaanxi traditional handicrafts in modern life is also the effect of modern civilization in order to face the world with open and tolerant attitude. The development has not only removed the complex and trivial patterns of traditional handicrafts, but abandoned the old forms unsuited for modern life and aesthetic standards, which endows traditional handicrafts with new and modern social values. In the context of international cultural diversity, the traditional handicraft of a nation is the only approach to understand the artistic talents and tastes as well as the history of the nation. A nations handicraft plays an important role in modern society since it serves as the cultural link between the past and the present. 41 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Tarihi Ýpek Yolunun baðlantý noktasý olarak, Shaanxi geleneksel el sanatlarý burada hepimizi biraraya getirmektedir. Hepimiz el ele verip insanlýðýn geleneksel el sanatlarýnýn korunmasýna ve nesilden nesile aktarýlmasýna katkýda bulunalým! Oturum Baþkaný Mehmet DOÐAN Bu güzel konuþmasýndan dolayý Mr. Han JINGe çok teþekkür ederiz. Söz sýrasý Endonezyanýn Jakarta þehrinden Muhammed Yusuf Bachruddinin, buyurun. Yazar: Shaanxi Halk Edebiyatý ve Sanatý Araþtýrma Kurumu Direktörü; Shaanxi Toplama Derneði ve Halk Sanatý Komitesi Ýcra Baþkaný Yardýmcýsý; Shaanxi Kaðýt-Kesim web sitesi baþ editörü (www.sxpaper-cut.cn); Xian KaðýtKesim Derneði Baþkaný 42 As a tie of the ancient oriental Silk Road, Shaanxi traditional handicrafts connect all of us here. Lets join our hands together and contribute to the inheritance and protection of mankinds traditional handicrafts! Mehmet DOÐAN, Panel Chair We would like to thank Mr. Han JING very much for this beautiful speech. The floor now goes to Muhammed Yusuf Bachruddin from the city of Jakarta in Indonesia, please go ahead. Author: Director of Shaanxi Society for the Study of Folk Literature and Art; Vice-chairman of Shaanxi Collection Association and Folk Art Committee; Editor in Chief of Shaanxi Paper-cut Website (www.sxpapercut.cn); President of Xian Paper-cut Association Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Muhammad Yusuf BACHRUDDIN Jakarta, Endonezya / Jakarta, Indonesia GÝRÝÞ INTRODUCTION Endonezya dünyanýn en olaðan dýþý yerleþim alanlarýndan biri olan bir takým ada ülkesidir. Bu bölge dünyanýn tektonik levhalarýnýn ana buluþma noktalarýndan birini, iki bireysel alemin kesiþim noktasýný kapsamaktadýr ve Asya ile Okyanusya anakara parçalarýnýn insanlarý için bir buluþma noktasý oluþturmaktadýr. Indonesia is an archipelago country which is one of the most unusual areas of the world. This region encompasses a major juncture of the earth is tectonic plates, the divining line between two faunal Realms, and the meeting point for the people and cultures of mainland Asia and Oceania. Endonezyanýn 13.500 adasýnýn 6.000den fazlasýnda insanlar yaþamaktadýr. Beþ ana ada Sumatra, Borneo (Kalimantan), Celebes (Sulawesi), Irian ve Java olarak sýralanabilir. People live on more than 6.000 of the 13.500 islands of Indonesia. Five major island are Sumatra, Borneo (Kalimantan), Celebes (Sulawesi), Irian and Java. Java, Endonezyanýn en yoðun nüfusuna sahip olan ve sanayileþmiþ adasýdýr. Ada, Endonezyanýn toplam yüzölçümünün yaklaþýk %7sini oluþturmaktadýr, ancak 2001 senesinde yapýlan tahminlere göre 125.000.000 nüfusu ile Endonezyanýn 228.437.870 olan toplam nüfusunun %60ýna ev sahipliði yapmaktadýr. Endonezya Cumhuriyetinin baþkenti Jakarta, Batý Javada bulunmaktadýr ve 1527de Pajajaran Krallýðý tarafýndan kurulmuþtur. 1619 senesinde Jan Peterszoon Coen önderliðindeki Hollanda (VOC) tarafýndan iþgal edilmiþtir. Java, Indonesias most densely populated and industrialized island, makes up around 7 percent of Indonesias total area but houses about 60% of the people population is estimated approx 125.000.000 of 228.437.870 of Indonesias population in 2001. Jakarta, the capitol of the Republic Indonesia located in West Java established in 1527 by Kingdom of Pajajaran. In 1619 was seizured By the Dutch Colonial (VOC) ruled by Jan Peterszoon Coen. Süveyþ Kanalýnýn 1689da faaliyete geçmesi ile birlikte, Avrupa ülkeleri, Batý ve Güneydoðu Asya ülkeleri arasýnda nakliyat ve ticaret yapan denizciler hýzlý bir þekilde artmýþtýr. Bir liman þehri olan Jakarta, bu doðulu, batýlý denizciler ve ticaret yüzünden sosyal, politik ve ekonomik açýdan oldukça etkilenmiþtir. Jakarta, 1942 senesinde, Japon hükümdar Guin Seikan tarafýndan verilen Jakarta Tokun Betsu Shi adýný almýþtýr. 1945te, Jakarta, baðýmsýzlýðýn ilan edilmesi ile Endonezya Cumhuriyetinin baþkenti olmuþtur. Since the Suez Canal operated in 1689, seamen shipping and trading among the European countries with West Asia, South East Asia countries became developing quickly. Jakarta as a harbor city great influence by these seamenship and trading wether from western or eastern culture social politic and economic. In 1942, Jakarta changed into Jakarta Tokun Betsu Shi named by Japanese ruler Guin Seikan. In 1945 Jakarta became the capitol of the Republic of Indonesia after the Independent announced. Those morphologies of Jakarta city curved Muti-culture in the life of the habitant. 43 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Jakarta þehrinin bu dönüþümleri halk içinde çok-kültürlülüðün oluþmasýný saðlamýþtýr. KÜLTÜR Uygarlýk, Endonezya kültürünün geliþimine paralel bir þekilde geliþim göstermiþtir. Tarih öncesi, klasik, modern ve baðýmsýzlýðýn ilan edilmesinden sonraki dönemlerin her birinin kendine has efsaneleri vardýr. Tarih öncesi The Prehistoric Era The over 300 inhabited islands that made up the republic of Indonesia have seen prehistoric human habitation Megantropus, Homo Erectus and other Genus Homo are fossils of ancient men discovered in Java. The activities such are: Endonezya Cumhuriyetini oluþturan 300 yerleþimli adada Megantropus, Homo Erectus uygarlýklarýnýn kalýntýlarý ve Javada da diðer tarih öncesi Genus Homo uygarlýklarýna ait fosiller bulunmuþtur. - Hunting, Gathering foods, Snaring fish, Collecting mollusks, Burial ceremonies, Ritual activities Bu insanlarýn bazý faaliyetleri: - Pebbles, Flakes, Blades, Stone artifacts, Serrated arrowheads, Serrated awls, Scrappers, Knives, Burins, Grinding stones Avlanmak, yiyecek toplamak, balýk avlamak, kabuklu hayvan toplamak, cenaze törenleri, dini törenler Kullandýklarý aletler: - Çakýl taþlarý, ince taþ tabakalarý, býçaklar, taþ kalýntýlar, çýkýntýlý ok uçlarý, çýkýntýlý iðneler, kazýyýcýlar, býçaklar, hakkak kalemleri, öðütme taþlarý Tören cisimleri: - Çömlekler, metal cisimler, bronz Süs eþyalarý: - Kabuk kalýntýlarý, bilezikler, boncuklar, kil, kemikler Halen, tarih öncesi Endonezyalýlardan bahsettiðimizde adaya muhtemelen dört akýnda gelen insanlarýn karýþýmýndan bahsetmekteyiz. Bu dört akýn aþaðýdaki gibidir. - Australoid, Avustralya, Irian (Endonezya), Solomon Fiji, Yeni Kaledonyada görülür. - Veddoid, Seylanýn Veddor þehrinde görülür. - Proto Malay, Hindu-Çin ve Taylanddan çýkmýþtýr. - Deutro Malay, Ýsadan 300 sene evvel adaya gelip demir kültürünü getirmiþtir. Bu akýnlarýn en eskisi Australoid akýnýdýr ve bu insanlarýn kalýtýmsal özellikleri birçok eski Avustralya, Solomon adasý, Fiji ve Yeni Kaledonya, Seylanýn Veddor ve Hindu-Çin ve Taylanddan çýkmýþ Proto Malay yerlilerinde görülebilir. Diðer bir ýrk da Ýsadan 300 sene evvel adaya gelen ve daha fazla Moðol özellikleri taþýyan Deutro Malay ýrkýdýr. Yukarýda bahsi geçen insanlar adalara demir kültürünü getirmiþ olabilir. 750 yýl evvelki Pleistosen dönemine bakacak olursak Pithecantropus gibi birçok çeþit Homo Erectus Javada 44 THE CULTURE The civilization developed in line with the cultures development in term of Indonesia culture. Under so years as prehistoric, classic, modern and post independent, each era has it own legend. Tools used: Ritual objects: - Pottery, Metal objects, Bronze Ornaments: - Artifact of shil, Bracelets, Beads, Clay, Bones Still as we say Prehistoric Era Indonesian who lives today comprise a mixture of people who migrated to the islands probably in four waves. These waves were imposed of people named: - The Australoid, can be seen in Australia, Irian (Indonesia), Solomon Fiji, New Caledonia. - The Veddoid, can be seen in the Veddor of Ceylon - The Proto Malay, originated from Indo-China & Thailand - The Deutro Malay, entered the island around 300 years BC and brought the iron culture. The earliest of these waves was Australoid, the traits of whom can be seen in many of the early people in Australia, the island of Solomon, Fiji and New Caledonian, the Vedds of Ceylon, the Proto Malays which originated in Indo-China and Thailand. The other rase is the Deutro Malay showing a more Mongoloid nature entered the inslands around 300 years B.C. Those people mentioned above may have brought the iron culture to the islands. Looking back to 750 years before during the Pleistocene era several types of Homo Erectus such as Pithecantropus lived on Java these earliest Indonesian were toolmakers, cave dwellers, hunters, gatherers, they began to exert control over their food supply through agriculture and animal husbandry. There appeared the technique of tool making, substances like clay, tools of stones, bone horn which the results were often beautiful, variety of techniques such as chopping tools, flake tools all evolved in the Pleistocene developing gradually in form and finish throughout the era and continent to improve Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu yaþamýþtýr. Bu eski Endonezyalýlar maðarada yaþayan, alet üreten, avcý, toplayýcý insanlardýr ve tarým, hayvancýlýk yaparak gýda erzaklarýný kontrol altýna almýþlardýr. Alet yapma teknikleri, kilden, taþlardan ve boynuzlardan cisimlerin yapýlmasý bu dönemde ortaya çýkmýþtýr, sonuçlarý genellikle oldukça güzeldir. Kesme aletleri, taþ tabakalarýndan oluþan aletler gibi birçok alet Pleistosen döneminde ortaya çýkmýþtýr ve þekilleri ve son halleri yavaþça kýtaya yayýlmýþtýr. Endonezyanýn her bölgesinde bu döneme ait en çok dikdörtgen keser kalýntýlarý bulunmaktadýr. Tamamen yerleþik bir hayat kurulduktan sonra, bu eski Endonezyalýlar hayatlarýný daha kapsamlý bir þekilde düzene sokmaya baþlamýþlar ve yiyecek bulmak ve alet yapmak konularý ile doðrudan ilgisi olan faaliyetler üzerine yoðunlaþmýþlardýr. Ölümden sonra yaþama olan inanç daha da derinleþmiþtir; bu oldukça abartýlý törenlerin düzenlenmesi ile yansýtýlmýþtýr. En belirgin izleri býrakan törenler cenaze törenleridir. Tarih öncesi cenazelerde taþ, tahta veya kilden yapýlmýþ tabutlar kullanýlmýþtýr. Cenaze törenleri giderek daha da karmaþýk bir hal almýþ ve çoðu zaman variller ve büyük çömlekler gibi deðerli cenaze tabutlarýnýn kullanýldýðý abartýlý törenler düzenlenmiþtir. Tabut olmadan gömülen cenazelerde bazý metal cisimler bulunmuþtur. Bu kalýntýlara hâlâ tapýlmaktadýr ve anýt taþlar, bronz variller ve dikdörtgen keserler aile ve köy yadigarý olarak Endonezya takým adasýnýn farklý bölümlerinde özel törenlerde kullanýlmaktadýr. Bu durum Endonezya kültürünün bazý pivot noktalarýnýn, eski zamanlardan beri kesintisiz bir þekilde süregelmesini saðlayan olaðanüstü gücü göz önüne sermektedir. Klasik dönem Hindu Buda Dönemleri Hint tarih kitaplarýnda Ýsadan 600 sene öncesinde Javadan bahsedilmektedir ve Hint Destaný Ramayanada da Endonezya adalarýndan bahsedilmektedir. Endonezya liderlerinin ticari baðlantýlarý Hint sosyal ve politik kavramlarýndan türeyen bir kültürel araç oluþturmuþtur. Çoðu yetkili, Hint etkilerinin Endonezyaya politik olarak deðil, barýþçýl yöntemlerle geldiðini kabul etmektedir. Zamanla, Hint tacirleri tarafýndan getirilen Brahman rahipleri ve Hint göçmenler Endonezya kültüründen insanlarla evlenmiþtir. In this period rectangular adzes are the most prominent artifacts found in almost all parts of Indonesia. After a fully sedentary mode of life had become established, these early Indonesians began to organize their lives more comprehensively and take an interest in matters of directly connected with the routine of finding foods and making tools. Belief in life after death appears to have grown more sophisticated; this was reflected in the institution of fairly elaborated ceremonies. Those ceremonies which have left the most visible traces are burials. Prehistoric burials containers were made from stone, wood or clay. Burials grew increasingly complex, attended with elaborated ceremonies and often featuring the use of valuable burial containers such as drums or large pots. Some metal objects are frequently found in burials without containers. These artifacts are still worship today, Megaliths, bronze drums and rectangular adzes are labored with special Rituals as family and village heirlooms in many parts of Indonesian archipelago demonstrating the remarkable force exerted by certain pivotal elements of Indonesian culture in maintaining an un-brokable continuity with earliest time. The Classic Era Hindu Buddha Periods Indian chronicles wrote of Java as early as 600 years B.C and the Hindu Epic the Ramayana also mentioned the islands of Indonesia. A cultural vehicle derived from the commercial contacts acquainted Indonesian leaders with Indian social and political concepts. Most authorities agree that the Indian influence came to Indonesia peacefully and non politically. Overtime Brahman priests brought by Indian traders and Indian settlers inter-married Hindu religion with local Indonesian culture. By whatever means the uncontestable fact is that the early culture of Indonesian came primarily from Indian rather than from China Buddhist influences reached Indonesia by means of pilgrims who entered the island as missionaries. Her ne olursa olsun, karþý çýkýlamayacak gerçek Endonezyanýn tarihi kültürünün misyoner olarak adaya hacý olarak giren Çin Budistler deðil, öncelikle Hint Budistlerin etkileri yüzünden geliþtiðidir. The Indonesian acculturation with Indian and hence with Hinduism and Buddhism motivated a rapid improvement in Indonesian carving and building expertise, along with the great religions of the subcontinent came an entire supporting intellectual and cultural infrastructure, writing, literature and the Sanskrit language, stone carving, technology the technique of temple architecture. The following period of dramatic technical and cultural development produced highly visible and still widely admired expansions in art. We have come to refer to this period in the cultural history of Indonesia as Classic Era. Endonezya kültürünün Hindu ve Budist etkilerle þekillenmesi Endonezya oymacýlýðý ve yapý uzmanlýðýnda hýzlý geliþmeler yaþanmasýna neden olmuþtur. Alt kýtanýn büyük dinleri ile beraber destekleyici entelektüel ve kültürel altyapý, yazý, edebiyat, Sanskrit dili, taþ oymacýlýðý, mimari tapýnak inþaat teknik ve teknolojileri de gelmiþtir. Ýzleyen dönemde dramatik Although the main source of art inspiration was Indian in inspired Hinduism and Buddhism Indonesian work of arts display many unique features of structure and compassion. The great store of Indian religion and literature provided the subject-matters for classic Indonesian architecture art and dance. 45 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu teknik, kültürel geliþim ile sanat belirgin ve hâlâ takdir edilen bir þekilde geniþlemiþtir. Daha sonralarý, Endonezyanýn kültürel tarihindeki bu döneme Klasik Dönem adý verilmiþtir. Sanatýn genel olarak Hintlerden, Hindu ve Budist dinlerden esinlenmiþ olmasýna raðmen, Endonezya sanatýnda eþsiz yapýsal ve soyut özellikler bulunmaktadýr. Büyük Hint dini ve edebiyatý deposu klasik Endonezya mimarisi, sanatý ve dansý için konubaþlýklarý saðlamýþtýr. Bu dönemde, sanat objeleri olarak ruhani cisimler üreten ustalarýn meydana gelmesine yol açan, Hindu ve Budizm temeli üzerine kurulu yatay etkiler görülmüþtür. Ýslami Dönem Ýslam ve Hristiyanlýðýn Geliþi Endonezya tarihinin bir sonraki dönemi Ýslam ve Hýristiyan dinlerinin gelmesi açýsýndan oldukça önemlidir. Araplar, 4. yüzyýldan itibaren ticaret yapmak amacý ile genellikle kuzey Sumatra üzerinden Endonezyaya gelmeye baþlamýþtýr. Tarihi bir ironi ile Avrupa'nýn geniþlemesini amaçlayan haçlý seferleri ve Moðol istilalarý, Endonezya dahil tüm Uzak Doðuda Ýslamiyet'in yayýlmasýna yol açmýþtýr. Ýstanbulun düþtüðü ve Türklerin Avrupa kapýlarýna dayandýðý zamanda dinciler Java Ýmparatorluðunun bir parçasý olan Madjapahit üzerinde baský kuruyordu. 15. yüzyýlýn sonlarýnda Ýslam dinini kabul etmiþ Javalýlar, ülkenin sahil kesimlerinde yönetimi ele geçirmiþti. Ýslamýn yayýlmasýnda birden çok unsur etkili olmuþtur. Ýslam Endonezyaya Hindu dini düþüþe geçtiðinde ve yerli kültürel ve dini kavramlarýn çýkýþa geçtiði bir anda gelmiþtir. Milattan sonra 1497 senesinde Portekizlilerin gelmesi ile hem ticaretin geliþmesi hem de Ýslamýn ilerlemesinin önünün kesilmesi hedeflenmiþti. Portekizliler ve daha sonra gelen Hollandalýlar, Ýslamýn yayýlmasýný hýzlandýrmýþtýr, çünkü Ýslam dinini takip etmek Avrupalýlara direnmek anlamýna gelmekteydi ve Ay-yýldýz Haçtan daha ilerideydi. Endonezya da liderliðini o tarihten bu yana býrakmadý. Doðu Endonezyada Francis Xaverius liderliðinde bazý kilise ataklarý olmuþtur. Milattan sonra 1610dan sonra Portekizliler Endonezyadan ayrýlmýþtýr, ancak sanat üzerindeki etkileri halen mevcuttur. Modern Dönem Hollanda Doðu Hindistan Þirketi The Dutch East India Company (1610 1811) 17. yüzyýlda Endonezya merkez yönetimini elde etmek için üç ayrý kuvvet rekabet içerisindeydi, bu güçler: 1. Mataram Krallýðý, Batý ve Doðu Javanýn ve Borneonun büyük bir bölümünü kontrol ediyordu. 2. Bantamýn ticari merkezi baharat ticaretinin çoðunu kontrol altýnda tutuyordu. 46 This era indicated lateral influences based on Hindu and Buddha which formed the crafter of ritual objects inherent as art objects. Islamic Periods the coming of Islam and Christianity The next period of Indonesian history was extremely imported from the view point of religion in the islands witnessed the coming of both Islam and Christianity. Arabs began arriving in Indonesia principally in northern Sumatra as early as 4th Century while trade was a major. By an irony of history the needs of a prosperous Europe, the crusaders and the Mongol invasions combined to implement the spread of Islam over far-east including Indonesia. At the time when Constantinople had fallen and the Turks were threatening Europe, their religionists were pressuring the Javanese empire Madjapahit. By the later part of the 15th century Javanese converts to Islam had risen to position of political leadership in cities along the nation coast, several factors stimulated the Moslem advance. Islam reached Indonesia at the time when Hindu religion was decline and indigenous cultural and religious concept on the rise. At 1497 AD the arrival of Portuguese and came both, the trade and to try to stop Moslem expansions, the Portuguese and later the Dutch were actually stimulated Islamic advance as following Islam was seen as resisting the European the Crescent was already ahead of the Cross and it has never relinquished its leader in Indonesia. Under the guide of Francis Xaverius some church advance was realized in eastern Indonesia. After 1610 AD Portuguese influence essentially disappeared from Indonesia but the art influence still remains. The Modern Era The Dutch East India Company (1610 1811) During the 17th century three powers competed for central of Indonesia, there were: 1. The Mataram Kingdom, controlled over much of West and East Java and Borneo. 2. The merchant center of Bantam controlled over much of the spice trade. 3. The Dutch East India Company (VOC) eventually became the dominant power in struggle. The Dutch Governor, Jan Peterszoon Coen consolidated the Dutch influence partly of sabotaging British interest, Coen centered Dutch commercial interest in the city of Jakarta (modern Jakarta) and renamed the city, Batavia. Batavia named by the Governor, but the local people called it Betawi which is now as famous as the of origin habitant called orang betawi. The Japanese Occupation (1940 1942) Due to dissatisfaction with the Dutch rule, many Indonesian Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 3. Sonunda mücadelede galip gelen taraf olan Hollanda Doðu Hindistan Þirketi (VOC). Hollanda valisi Jan Peterszoon Coen Hollanda etkisini kýsmen Ýngiliz çýkarlarýný sabote etmek için bir araya getirmiþtir. Coen Hollanda ticari çýkarlarýnýn merkez üssü olarak Jakarta (modern Jakarta) þehrini kullanmýþtýr ve þehri Batavia olarak yeniden adlandýrmýþtýr. Vali tarafýndan Batavia adý takýlan þehre yerel halk Betawi demiþtir ve günümüzde asýl yerlileri olan orang betawi kadar meþhur olmuþtur. Japon Ýstilasý (1940 1942) Çoðu Endonezyalý Hollanda idaresinden duyulan tatminsizlik nedeni ile 1942 senesinde Japon misyonunu hoþ karþýlamýþtýr. Çoðu Endonezyalý Japonlarýn geliþini Hollanda buyruðu altýndan kurtulmalarý olarak görmüþtür. Japon idaresinin katýlýðý kýsa zamanda beklentileri gölgede býrakmýþtýr. Japonlar kazanç peþindeydi. Müslüman liderlerin desteði kýsmen baþarýlý olmuþtur; savaþ Japonlarýn aleyhine dönünce Japonlar Endonezyalýlara daha fazla özgürlük vermek zorunda kalmýþtýr. Bu iki kolonileþtirme süreci kültürün geleneklerini çok fazla etkilememiþtir. Din, geleneklerin orijinalliðini korumaya yetmiþtir. Baðýmsýzlýk Sonrasý Dönem 17 Aðustos 1945te Soekarno ve Hatta baðýmsýzlýðý ilan etmiþtir, ve Endonezyanýn geleneklerini korumaya yönelik Endonezyanýn yeni rejimi olan Cumhuriyet ortaya çýkmýþtýr. Zaman geçtikçe, geliþen uluslararasý iliþkiler, uluslararasý kuruluþlarýn oluþmasýna sebep olmuþtur. Ufak çaplý ekonominin geliþmesi esnasýnda, el sanatlarýna yönelmek sorunun çözümlerinden biridir. Endonezya Sanayi ve Eðitim Bakanlýðýnýn giriþimleri ile el sanatlarý konseyini oluþturmuþtur ve o tarihten bu yana uluslararasý / dünya el sanatlarý ekonomik diplomasimizin önemli bir bölümünü oluþturmuþtur. Endonezyalý liderler, bütün illerdeki el sanatlarý konseylerinin özerkliðini saðlayarak el sanatlarý endüstrisinin büyük geliþmeler kaydedeceðini fark etmiþlerdir. Endonezya El Sanatlarý Konseyi, kuruluþundan bu yana, birçok faaliyet gerçekleþtirmiþtir. El sanatlarý topluluðunun geliþmesi için temel çözümlerden biri 1985 senesinde Jakarta El Sanatlarý Bildirisinin yayýnlanmasý ile dünyanýn geliþmekte olan ülkelerin el sanatlarýný korumasý için bir araya gelmesi yönünde hayati bir rol üstlenmesidir. Bildiri, el sanatlarýnýn geliþtirilmesi için oldukça önemli tavsiyeler sunmuþtur, örneðin: 1. Tasarým ve Yaratýcýlýk, farklý pazarlar için farklý tasarým kavramlarýnýn gerektiðinin farkýna varýlmasý. 2. Eðitim ve Beceriler, uygun inisiyatif faaliyetleri için el sanatlarýnýn ortaya sunulmasý amacý ile eðitim yöntemlerinin araþtýrýlmasý. 3. Pazarlar ve Pazarlama, uluslararasý el sanatlarý ticaretinin welcome the Japanese mission in 1942. Many Indonesians interpreted the coming of the Japanese as liberation from the Dutch rule. The harshness of the Japanese rule soon shattered the high expectations. The Japanese sought to win. Support from Moslem leaders but only partially successful; as the war turned against the Japanese they were forced to give more freedom to Indonesians. These two colonializations did not influence too far to the heirlooms of the culture. The religious was strong enough to maintain the originality of traditions. The Post Independent Era On august 17th, 1945 Soekarno and Hatta declared independence. And the new regime of the Republic of Indonesia arose the blend culture committed as an intact Indonesian heirlooms. Time passing by world relationship, that were growing rapidly, international association formed. In term of developing small scale economy, craft engagement is one of the answers. Indonesia formed craft council in 1980 based on the Ministry of Industrial and Educations action ever since, international / world craft became important part of our economy diplomacy. Indonesian leaders noticed the craft industry could flourish by disseminated autonomy of craft council through-out all the provinces. Since the Indonesia Craft Council established, many actions were delivered. One of the fundamentals answer to the craft community development is to invite the world to incorporated collective action internationally by the Jakarta Craft Declaration by the August 1985 to affirm the vital role of the craftsmen of developing countries. The declaration found essential recommendations to the craft development initiation, such are: 1. Design and Creativity, to recognize that different kind of design concept required for a different market. 2. Education and Skills, to explore training methods to propose craft for appropriate initiative activities. 3. Markets and Marketing, to solving the problems of limitation of the international handicraft trading. 4. Collection and Shops, to aware the continuity of preserving main historical heritage to attempt link with the actual modern craft production. 5. Research and economy, to investigate the way of promotion to ensure the major cultural value conforms the handicraft developed. With those initiative recommendations, as a local government, we have foreseen that the craft industries will be eventually the spearhead of our economy in Jakarta region. The Millenium Era 47 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu kýsýtlamalarýný ortadan kaldýrmak için çözüm önerileri sunmak. 4. Koleksiyon ve dükkanlar, gerçek modern el sanatlarý arasýnda baðlantýnýn saðlanmasý için giriþimde bulunmak amacý ile ana tarihi gelenek hakkýnda farkýndalýðýn saðlanmasý ve ana tarihi geleneðin korunmasý. 5. Araþtýrma ve ekonomi, ana kültürel deðerlerin el sanatlarýnýn geliþimine uygun olmasýnýn teþvik edilmesinin yöntemlerinin araþtýrýlmasý. Yerel hükümetlerin bu gibi inisiyatif tavsiyeleri ile, el sanatlarýnýn nihayetinde Jakarta bölgesinin ekonomisinin sürücü gücü olacaðýný öngörmekteyiz. Milenyum Çaðý Hükümet politikalarýna, Jakarta el sanatý ustalarýna zenginlik katmak için hali hazýrda kabile enstitüleri dahil edilmiþtir ve görüleceði üzere, þu anda Araplarýn (Ýslam), Çinlilerin, Hint ve Malezyalýlarýn kültürlerinin birleþimi ile yeni bir modern Batik Betawi kültürü ortaya çýkmýþtýr. Batik Betawi, Betawinin orijinal halk sanatlarý ve günlük faaliyetlerinden çýkmýþ, þekiller, çizgiler, kývrýmlar, noktalar ve renklerle ifade edilmiþtir. Kabile enstitüsü hükümete Betawi kültürü ve geleneklerinin gerçekliði ile ilgili kesin bilgiler sunmaktadýr ve bundan böyle kültürel müzeler olarak kültür tarihçileri ve etnik el sanatlarý ustalarý arasýndaki kültürel baðý ortaya koyabilmemize olanak tanýyacaktýr. Sadece Jakartada deðil, ancak diðer illerde de ikonik kültürel el sanatlarý ürünlerinin yaratýlmasý içi el sanatý ustalarý ve tarihçiler arasýndaki baðý oluþturacaklardýr. Örnek vermek gerekirse, son yýllarda gerçekleþen IT modernleþmesinden bu yana, genç kesim bu ürünleri modern hayatlarý ile baðdaþtýramamaktadýr, ancak asýl kabile geleneklerini korumak istemektedirler. Batik, Jakartadaki insanlar arasýnda yeniden popülerleþmiþtir. Çoðu resmi davette Batik giyilmektedir. Ýnsanlar kimliklerini ve Endonezyanýn kabile geleneklerini göstermek istemektedir, ancak Endonezyanýn kültürel giysisi olmasýndan Batikin geleneksel kökenlerini temsil edebileceðini bilmeyerek. Sorunlar Çoðu büyük þirket 1998 ekonomik krizinde ekonomik sistemin çökmesi ile iflas etmiþtir. Bu büyük þirketlerin, büyük miktarda sermaye sahibi olmalarýndan ve ekonomik geliþimi hýzlandýrmalarýndan dolayý Endonezya ekonomisinin temelini oluþturduklarý düþünülüyordu. Aksine, KOBÝler çoðu ekonomik uzman tarafýndan göz ardý ediliyordu. Aksine, sahipleri arasýnda nispeten daha düþük sermaye daðýlýmý olduðu için çoðu ekonomik uzman tarafýndan göz ardý edilen KOBÝler krizden iflas etmeden çýkmayý baþarmýþtýr. Bu olaðan üstü kargaþanýn altýnda yatan basit gerçek, KOBÝlerin üretimlerini karþýlamak için kendi sermayelerini kullanmasýdýr. Hükümet þu aralar ekonominin gerçek temelinin KOBÝler 48 The government policy already include the tribe institute to enrich the Jakartas craftsmen, and as we see right now, a new contemporary culture made by blending of the Arabs (Islam), Chinese, India and Malays culture emerging the Batik Betawi. Batik Betawi is taken from the Betawis original Folklore and daily activities, then interpreted in shapes, lines, curves, dots and colors. The tribal institution provides the government about exact information of the originality of Betawi culture and tradition, hereafter they act as the cultural museum to enable us in providing cultural link between the culture historian and the ethnical handicraftsmen. Not only in Jakarta, other province do the same effort to engage the craftsmen and historian for the same purpose of creating iconic cultural handicraft product. For cause of example, since the IT modernization happened globally late decades, youth wave think to use product that can be identified their modern lifestyle but still wants to keep the original identity of their tribal heritage. Batik is booming as a trend to people in Jakarta, they wore Batik in many social and formal occasions. People want to show their identity of tribal and tradition of Indonesia, while they did not know what Batik that can represent their tradition of origin, since Batik is recognized as national clothing for people of Indonesia. The Problems By the economic crisis 1998, many big companies had collapses as the effect of financial system failure. Those big companies were believed as the economic backbone to the Indonesian economy booming before the crisis, since they held large amount of capital to geared-up the economy development. In the contrary, the SMEs sector that was always overlooked by the economy experts by means of minor amount of capital distributed by the financial owners, able to survived the crisis. Simple fact underlining this phenomenal turmoil that was, until now, almost those SMEs using their own capital to cover their productivity. Government has shifted their policy accordingly to absorb the facts believed that the SMEs are the actual backbone to the Indonesias economy nowadays. Many questions arose and had to be answered because the SMEs lack of the knowledge of technology, information, management, marketing and financial. Also the question about push the SMEs to be able to compete with those who come from developed country, since they have more information about the such knowledge. The Offers Government policies need to be adjusted to cope what the really strength point in the SMEs potential is. The policy offers to the SMEs was to revolutionize the cultural and tourism that already inherited and can be exploited. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu olduðunu varsayan politikalar uygulamaktadýr. KOBÝlerin teknolojik bilgisizliði, bilgi, yönetim, pazarlama ve mali yetersizliði hakkýnda birçok soru ortaya çýkmýþtýr. Ayrýca, KOBÝlerin, bu gibi bilgilere sahip olan geliþmiþ ülkelerin KOBÝleri ile rekabet edebilmeleri hakkýnda sorular da oluþmuþtur. Teklifler Hükümet politikalarý KOBÝlerin gerçekten güçlü potansiyeli olduðu noktalara odaklanmalýdýr. KOBÝlere yapýlan politika teklifleri eski nesillerden kalan ve faydalanýlabilecek olan kültür ve turizm alanlarýnda devrim gerçekleþtirecek niteliktedir. Geliþmiþ ülkeler de bu güçlü noktayý potansiyel güç noktalarý olarak görmektedir. Günümüzde, Endonezya hükümeti gerçek kültürel kaynaklarýn kýrýlgan olduðu gerçeði ile yüzleþmelidir. Bu konuda yardýmcý olabilecek Bern Anlaþmasý geliþmekte olan ülkelerin ekonomilerine hýz kazandýrmak amacý ile muhafaza edilmelidir. Jakarta yerel hükümeti KOBÝlerin ekonomik ve endüstriyel geliþimlerine destek vererek bu soruna cevap aramýþtýr. Yerel ortak çalýþmalar Jakartanýn otantik kültürünün Endonezya Cumhuriyeti halký için büyük ekonomik potansiyel taþýdýðýný göstermiþtir. Jakartanýn kültürünün var olduðunu ve güzel olduðunu göstermek politik nedenlerden dolayý oldukça önemlidir. Çözüm Ýþin içine dahil edilmiþ yerel idarelerin daha iyi bir imaj yaratmasý esnasýnda meydana gelen zorluklar ne olursa olsun, KOBÝlerin geliþimi yine de sanayileþmiþ kültürel geliþim oluþturmak ve bu geliþimi korumak için geleneksel bir yöntemdir. Ölçülecek ana faaliyet KOBÝlerin endüstriyel kökenlerine indirgenmelidir ve eðer mümkünse insanlarý kaldýraçlý ev üretimine teþvik etmelidir. Merkezi idare seviyesinde, mali yardým saðlama politikalarý, hali hazýrda, ulusal finans piyasalarý ve bankacýlarýn katýlýmý ile saðlanmaktadýr. Bu yüzden KOBÝlerin verimliliðini artýrmak için yönlendirici programlar yürütülmelidir. Jakarta, yerel idareler seviyesinde, pazarlara eriþim saðlamak amacý ile þu ana dek bir dizi kuruluþ oluþturmuþtur. Bu kuruluþlardan bazýlarý aþaðýdadýr: 1. Jakarta KOBÝ merkezi 2. Ýl ve Belediye El Sanatlarý Konseyi 3. Ýl Ticaret Odalarý 4. Ýl Risk Sermayesi Kurulu 5. Ýl Teknik Destek Kurulu 6. Ýl Gelenek Koruma Kurulu 7. Ýl Turizm Kurulu Bu kuruluþlar, KOBÝlerin ihtiyaçlarýna cevap vermek için diðer yerel ve uluslararasý pazarlara eriþim saðlamak için diðer yerel ve uluslararasý dernek ile iþbirliði yapmýþtýr. Bu derneklerden bazýlarý aþaðýda belirtilmiþtir: Developed countries see this strength point as their potential strength point too. Now, Indonesian government has to face the facts that the genuine cultural resource is fragile. The belief of Bern Convention, that could help, need to be kept for the reason and sake of Developing countries economic boost. Jakarta local government has answered the question by deriving the policy to push the living of SMEs economical and industrial. Common local studies shown that the Jakartas authentic culture is an economically potential for the sake of people of Republic of Indonesia. For political reason, cultural issue is important to show the world that the Jakartas culture is existed and beautiful. The Solution By whatever means of difficulties arose on having better image of incorporated the local government, still the program of developing the SMEs is one of the conservative method to create and preserve a steady industrialized cultural enhancement. The major action that will be measured is had to be directly touched the industrial grass root of SMEs. And if possible, to motivate people for establishing leveraged home manufacture. In the level of central government, the policy of assisting financial access is already launch incorporated with national financial institution and bankers. Therefore, a spearhead program should be carried out to implementing more focus to gear-up SMEs productivity. In the local government level, Jakarta already established several agencies to cope problem of penetrating the market. Those agencies such as: 1. Jakarta SMEs Center 2. Provincial and Municipal Crafts Council 3. Provincial Chamber of Commerce 4. Provincial Venture Capital Board 5. Provincial Technical Assistance Board 6. Provincial Heritage Preservation Board 7. Provincial Tourism Board Those agencies co-operated with other local and foreign agencies to due to the call of the needs from many SMEs association in order to penetrating other local and foreign market, those association such as: 1. Association of Venue Management 2. Association of National Exhibitors 3.Association of Antique Craft Entrepreneur 4. Association of National Exporters 5. Association of Hotels and Travels Along with those agencies, not only institutionally, local 49 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 1. Toplantý Yeri Yönetim Derneði 2. Ulusal Fuarcýlar Derneði 3. Antik El Sanatlarý Giriþimcileri Derneði 4. Ulusal Ýhracatçýlar Derneði 5. Otel ve Seyahat Derneði Yerel idareler, ihracat ve ithalat, turizm, beceri geliþimi, IT aðlarý gibi faaliyetler için daha iyi ve modern standartlar oluþturmak amacý ile bu kuruluþlarýn yaný sýra, sadece kurumsal olmayan tesisler de sunmuþtur. Aslýnda, Jakarta çevresinde bulunan 88.000den fazla KOBÝye hizmet vermek çok karmaþýk ve zordur, çünkü bu, ilgilenmeniz gereken 88.000 ayrý sorun olacaðý anlamýna gelir. Birkaç KOBÝ endüstri merkezi oluþturmak, hepsini daðýnýk býrakmaktan daha iyidir. Bunun sebebi, bu gibi bir faaliyeti gerçekleþtirmek için yerel idarelerin kýsýtlý bütçeleri olmasýdýr. Bu gibi merkezi planlamalarda altyapý masraflarý asgari seviyeye indirilebilmektedir, çünkü merkezlerin planlamasý, inþa edilmesi ve geliþtirilmesi daha kolay olacaktýr. Teknoloji, finans, çevre, pazarlar, reklam ve turizme eriþim sorunlarýna hep beraber çözüm aranabilmektedir. Jakartanýn iki adet entegre endüstriyel tesisi bulunmaktadýr. Biri orta-aðýr sanayi, diðeri de Mikro ve KOBÝ endüstrisidir. Ýlk olarak, KOBÝ merkezi atölye altyapýsýný saðlayacaktýr, ancak ilerleyen tarihlerde konut, okul, hastane, güvenlik ve alýþveriþ merkezleri de saðlayacaktýr. Gelecek için daha büyük bir pazar ve tüketici oluþturmak amacý ile apartmanlar tedarik etmeli ve bu sayede yerleþen KOBÝleri kartopu etkisi ile geliþtirip daha fazla KOBÝnin katýlýmýný saðlamalýyýz. Bu merkezi planlama KOBÝ giriþimcilerinin krizden nasýl sað çýktýklarýnýn somut bir delilidir. Bizler, 1983 senesinden beri onlarýn sorunlarý ile ilgilenmekteyiz ve umarýz gelen küresel krizi de baþarý içinde atlatabilirler. Onlara yaratýcýlýk mekanizmasý saðlamanýn diðer bir yöntemi de ürünlerin telif hakkýdýr. Hepimizin bildiði gibi geliþmiþ ülkeler en çok telif hakkýna sahip olan ülkelerdir. Geleneksel kültürün kaynaklarýndan kendi baþýmýza faydalanabilmek gibi bir olasýlýðýmýz olduðundan, düþüncemiz, kendi geleneðimizi kendi ülkemizde korumak yönündedir. Bu yüzden, KOBÝler (el sanatlarý ustalarý) tarafýndan üretilebilecek nihai ürünün prototipini üretiyoruz. Batik, dünyaca tanýnan birçok geleneðimizden bir tanesidir. Betawi, Jakarta insanlarýnýn kabile akrabalarýna verilen isimdir. Buradaki kültürel ve kalýtýmsal iliþkiden dolayý, KOBÝlerin gelecekte baþarý elde etmeleri için üretebileceði ve kullanabileceði Batik Betawi isminin telif haklarýný almýþ bulunuyoruz. 50 government is also provided facilities in better and modern standards for activities of export and import, tourism, skill development, IT networks. Actually it is more complex and difficult to serving more than 88.000 SMEs around Jakarta, which means there will be 88.000 potential problems to be handled accordingly. It is better to create a few SMEs industrial centrals rather than leave them scattered around. The reason behind this is local government has limited budget to such effort. The cost of infrastructure could be minimized since such central could be planned, built and developed easier. The access issue of technology, financial, environmental, market, promotion and tourism can be implemented collectively. Jakarta has two central of integrated industrial facilities, one is for Medium-High industry, and one is for Micro and SME industrial. At first, the SME central was only provides the workshop infrastructure, but eventually we also provide them housing, school, clinic, prefecture and mall. For the future we will provide apartment in order to produce more market and consumer, and therefore could derived a snowball effect to develop those settled SMEs and attract more SMEs to join. These centrals are a solid prove of how the Small Medium Entrepreneurs able to survive the crisis. We have been dealing with their problems since 1983, and hopefully still able to see they survive the upcoming world financial crisis. Other method to provide them a mechanism of creativity motivation is the copyright of product. As we all know, major developed countries is the most prominent owner of copyrighted product. Since we have the genuine resource of traditional cultural to be exploited by ourself, we think, it is appropriate to preserve our own tradition kept in our country. Therefore, we produce a product prototype that can be delivered as an end product manufactured by the SMEs (craftsmen). Batik is one of the many traditional inherited culture that acknowledge around the world, Betawi is the name of genuine tribe ancestor of Jakarta people. By means of the cultural and ancestral issues here, we copyrighted the Batik Betawi that can manufactured and therefore can be used for the sake of the SMEs prosperity. Oturum Baþkaný Mehmet DOÐAN Mehmet DOÐAN, Panel Chair Bu güzel konuþmasýndan dolayý Muhammed Yusuf Bachrudine teþekkür ediyoruz. Þimdi söz Suriyenin Halep þehrinden M. Ammar Ghazalda. We would like to thank Muhammed Yusuf Bachrudin very much for this beautiful speech. The floor goes to M. Ammar Ghazal from the city of Aleppo in Syria. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Ammar GHAZAL Halep, Suriye / Aleppo, Syria Hanýmefendiler ve beyefendiler, herkese iyi günler Ben Halep tarihi þehir kýsmýnýn kültürel mirasýnýn korunmasýna iliþkin birkaç konudan bahsedeceðim. Ýlk olarak kültürel mirastan, Halep tarihi þehir merkezinden bahsedeceðim. Daha sonra, neler oldu, neler olabilirdi bunlara deðineceðim ve bu deðiþim sürecinin etkilerine bakacaðým. Gelecekte bu rehabilitasyon kýsmýnýn ve rehabilitasyon sürecinin neler yaratacaðýna bakacaðým. Haritada gördüðünüz yere biz Aleppo diyoruz, Türkçede Halep olarak geçiyor. Halep sizin de oldukça iyi þekilde bildiðiniz gibi iki milyon nüfusa sahip, Suriyenin ikinci büyük þehri. Halep, tarihteki Ýpek Yolundaki en büyük ve en önemli þehirlerden bir tanesiydi. Geliþmekte de süreklilik kaydetti. 8 bin yýldan fazla bir süre önce Halep þehrinde ticaret ve alýþveriþ aktiviteleri baþladý. Þimdi size bazý rakamlar sunmak istiyorum. Halep þehri 360 hektarlýk bir yüzölçümüne sahip ve 100 bin kadar yaþayan insan var. 16 bin arsaya sahip. Ekonomik profiline bakacak olursak; 1000 kadar KOBÝ ve günlük olarak da 30 bin iþ potansiyeli var. Halepin tarihi kýsmýna baktýðýmýzda diðer Ýslam þehirlerinde olduðu gibi 12 kilometrelik kapalý çarþý alaný var. 300 kilometrelik de yollar ve dar sokaklarýn olduðu bir bölge var. Aslýnda düz Ladies and gentleman, greetings to you all... I will speak about a few matters regarding the preservation of the cultural heritage of the historical part of the city of Aleppo. First of all, I will talk about the cultural heritage, and the historical city center of the city of Aleppo. Later, I will talk about what has been done, what could have been done and evaluate the effects of the process of change. I will also evaluate what this rehabilitated part or rehabilitation process will create in the future. We call this land that you see on the map Aleppo. In Turkish it is called Halep. As you are well aware, Aleppo has a population of two million. It is the second largest city in Syria. Aleppo, was one of the largest and most important 1 continually developed cities on the historical Silk Road. It has eversince. Trade and commercial activities have started to take place in the city of Aleppo more than 8 thousand years ago. I would like to present you some figures now. The city of Aleppo covers an area of 360 hectares and is inhabited by approximately 100 thousand people. It is comprised of 16 thousand plots of land. If we take a look at its economical profile; it is home to some 1000 SMEs which employ approximately 30 thousand people. When we take a look at the historical part of Aleppo, we find that it has around 12 km of closed shopping malls 51 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bir alana yayýlmýþ bir þehir. Eski Roma þehirlerine benzer bir þekilde inþa edilmiþ. Diðer Ýslam þehirleriyle de çok büyük benzerlikler gösteriyor. Günümüzde daha modern ve eski mimarinin özelliklerini taþýyor. Halep þehri, medeniyetin çizgilerini de belirgin bir þekilde yansýtýyor. Bu fotoðrafta mimari deðiþiklikleri, Osmanlýlarýn ve Abbasilerin etkisini görebiliyorsunuz. Halepte 244ten fazla tarihi bölge var. Halepin diðer özelliklerine bakacak olursak çok aktif bir þehir. Hâlâ çok canlý, bütün aktiviteleri yerine getirebileceðiniz bir þehir. Birçok medeniyete ev sahipliði yaptýðý için Halep þehri bu tarihi eserlerde, örneðin fotoðraftaki bu handa iki oda var. Bu odalardan biri Ýslam mimarisi ile yapýlmýþ, diðeri Hristiyan mimarisinin izlerini taþýyor. Medeniyetlerin ve dinlerin yansýtýlan renklerini görebiliyorsunuz. Birçok medeniyete ait çizgiler, çok uzun yýllar birikmiþ kültürel özellikler var ve yapýlan kazýlarda bunlar ortaya çýkmýþ. 1986 yýlýnda UNESCO Halepi dünya kültürel miras þehirlerinden biri olarak tanýmladý. Bu fotoðraf 1900 yýlýnda çekilmiþ ve Halepin þehir merkezini gösteriyor. Bu fotoðraftaki çarþý, o dönemde þehri çevreliyormuþ. Gördüðünüz bu plan þehir merkezini, geçen yüzyýlýn baþýndan itibaren batýya doðru nasýl geniþlediðini gösteriyor. 1980lerde eklenen kýsým. 1920lerde yaþayan insan sayýsý 200 bin iken bugünlerde bu sayýnýn azaldýðýný görüyoruz. Þehrin tarihi kýsmýnda yaþayan insan sayýsý azalmýþ. Çünkü, daha çok dýþarýya doðru bir yayýlma söz konusu. Bu master planlarýna baktýðýmýzda da þehrin caddelerinde deðiþiklik var. Sosyal ve kültürel hayatýn daðýlýmý bu mahallelerde net bir þekilde görülüyor. 1994 yýlýnda bu yapýlaþmayý durdurduk ve tarihi þehri koruma kararlarý aldýk. Bazý binalarda yeni yapýlanmalarýn inþasý durduruldu. Bu binalarýn daha sonra tapu ve kadastro haritasý yeniden hazýrlandý. Koruma sadece kompleks olan sosyo-ekonomik sistemi kurtaramýyor. Baþka zorluklar da var. Þehrin dokusunu ve sosyo-kültürel özgünlüðünü korumak gerekiyor. Tarihsel sürekliliði bu geliþim için bir potansiyel olarak kullanabiliriz. 1994 yýlýndan itibaren de bu çalýþmalar için Almanya ile bir iþbirliði var. Burada birçok amaç vardý ancak asýl önemli olanlarý þehir merkezinde yaþayan insanlarýn hayat koþullarýnýn iyileþtirilmesi ve ekonomik canlýlýðýn artýrýlmasý. Öncelik bazý açýk alanlarýn geliþtirilmesi, iskan olanaklarýnýn artýrýlmasý, sosyal yaþamýn 52 as other Islamic countries do. There is also a part which has about 300 km of roads and narrow lanes. It is a city that is built on a plain area. It has been built similar to the cities of ancient Rome. It also has similar characteristics to other old Islamic cities. It has the characteristics of both modern and historic architecture. The city of Aleppo also reflects the lines of civilization distinctively. In this photograph, you can see the architectural changes, the effects of the Ottomans and the Abbasids. There are over 244 historical areas in Aleppo. Other characteristics of Aleppo is that it is a very active city. It is still a very lively city where you can engage in all sort of activities. The city of Aleppo has been home to many different civilizations and this is evident in the historical artifacts which the city hosts. For example, there are two rooms in the commercial building in the photograph. One of the rooms is built with Islamic architecture, and the other carries characteristics of Christian architecture. You can see the colors that reflect the civilizations and religions. There are lines belonging to numerous civilizations and cultural characteristics which have built up over long years and they have been unearthed through archeological excavations. In 1986, UNESCO has defined Aleppo as one of the worlds cultural heritage cities. This photograph has been shot in 1900 and shows the city center of Aleppo. The mall in the photograph used to surround the town during the period. As you can see, the plan show how the city center has expanded westwards since the turn of the last century - the section added in 1980. The number of people that lives in Aleppo has decreased today from around 200 thousand in 1920. The number of people that live in the historical part of the city has decreased, because there is an outward expansion. When we look at these master plans, we can also see that there are changes in the citys streets. The distribution of social and cultural life is more evident in these towns. In 1994, we have stopped this structuring and have taken decisions to preserve the city. Some of the construction of new buildings have been stopped. Later, the land registry and cadastre maps of such buildings have been prepared again. Preservation does not only save the complex socio-economical system. There are other difficulties. We must protect the citys texture and socio-cultural originality. We can use the historical continuity as a potential for development. Since 1994, we have been Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu iyileþtirilmesi, trafik planlamalarýnýn yapýlmasý ve kültürel etkileþimde yine þartlarýn daha iyi hale getirilmesi. Projelerimizde bazý ortaklarýmýz da var. Almanyadan Dijet gibi. UNESCO da bizim ortaklarýmýzdan. Halep þehrinin diðer sektör departmanlarý, saðlýk, turizm, ticaret odalarý, STKlar, siyasi partiler, yatýrýmcýlar ve sponsorlarýmýz paydaþlar arasýnda yer alýyor. Bu günlerde aslýnda dolaylý bir müdahaleden bahsediyoruz. Bu fotoðraftaki planlamada yerel ekonomik destek gösteriliyor. Bu planlamada ticari alanlar gösteriliyor. Yaþama alanlarý var ve çok iþlevli alanlarda burada turuncuyla gösterilen alanlar. Planlamada gördüðünüz gibi bunun dýþýnda kalan, þehir merkezini gösteren kýsýmlar açýk alanlarýn yapýlmasý, bunlarýn sayýlarýnýn artýrýlmasý, þehrin rehabilitasyon projesinde yer alan önemli kýsýmlardan biri. Fiziksel altyapýnýn yüzde 65i yenilendi. Daha önceki durumdan iyileþtirildi. Evlerin yenilenmesi için yapýlan çalýþmalarda özel fonlar kullanýldý ve 1000 evden fazlasý yeniden inþa edildi, yenilendi. Trafik üzerine birçok çalýþma ve araþtýrma yaptýk. Þehir kurulduðunda etrafýnda çok fazla araç olmadýðý için eski haline dönmesi için çalýþmalar yapýldý. Turizmin çok önemli olduðunu biliyoruz ancak bu bizim hedefimiz olmamalý. Turizm yaþam koþullarýný iyileþtirmekte kullanýlan bir araç olmalý. Turizm alanýnda oldukça katý kurallar getirdik, yasalar koyduk. Sosyal altyapý ve toplumun iyileþtirilmesi açýsýndan da kadýnlarýn kendilerine yeni birer kariyer çizmeleri, yeteneklerini geliþtirmeleri ve kendi iþlerini yapabilmeleri için çalýþmalar yaptýk. Kültür çok önemli. Her yýl Tarihi Þehirde Kültür Haftasý adý altýnda birçok faaliyet ve aktivite düzenliyoruz. Bu etkinlikler yabancý konuklarýmýzý, Suriyelileri ve komþu ülkelerden gelenleri biraraya getiriyor. Þimdi asýl önemli olan konumuza geliyoruz. Halepteki ekonomik giriþimler nelerdir? Önemlilik açýsýndan yerel ekonomik yapýnýn ne kadar büyük bir yer kapladýðýný biliyoruz. Özellikle el sanatlarý açýsýndan bunun hayatýný devam ettirmesi ve yerel otoriteler tarafýndan desteklenmesi gerektiðini biliyoruz. Bu alanda birçok þey yaptýk ve þunu anladýk. Bizim pilot projelerle çalýþmamýz gerekiyordu ve birçok pilot bölge baþlattýk. Bunlardan biri de; Halep Tekstil Evleri Projesi. Gördüðünüz bu þema bize ne yapmamýz gerektiðini gösteriyor. Halep tarihi þehrinde cooperating with Germany for these studies. There were many purposes here, but the most important is to make the living conditions of the people that live in the city center better and to revive the economy. Our priorities are to develop various open areas, increase housing facilities, develop social life, undertake traffic planning, and to provide better conditions for cultural interaction. We work together with a few partners in our projects. For example Dijet from Germany. UNESCO is also one of our partners. Other sectoral departments, health, tourism, chambers of commerce, STKs, political parties, investors and sponsors are our shareholders. In reality we are talking about a controlled interference. Local economical support is shown in the planning in this photograph. Commercial areas are shown in the plan. There are residential areas and the multi-purpose areas here are shown in orange. As you can see in the plans, an important part of the rehabilitation work to be undertaken is the building of open space in the areas left outside of these and increasing their numbers. 65% of the physical infrastructure has been renewed. They have been improved from their previous state. Special funds have been used for the renovation of the houses, and more than 1000 of them have been re-built or renovated. We have conducted numerous studies and research regarding traffic. As there were much less vehicles when the city had been established, work has been conducted to return the traffic to its old state. We are well aware that tourism is very important, but this should not be our goal. Tourism should be used as a tool to improve the quality of life. We have brought stringent regulations and passed strict laws regarding tourism. We have also conducted work for our women to pursue careers, improve their talents and for them to have their own professions for the improvement of the social infrastructure and the society. Culture is very important. Every year, we are organizing numerous activities under the name of, Aleppo Cultural Week. These organizations bring Syrians and the neighboring countries together. We now come to our important matter. What economic initiatives are being made in Aleppo? We are aware of how important the local economy is. We are aware of how important crafts are and the need for local governments to support them for their continuity. We have done many 53 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu tekstili desteklemek için neler yapýlabilir. Kalitenin, kontrolün artýrýlmasý ve küçük iþletmelerin de desteklenmesi gerekiyor. Özellikle kadýnlarýn çalýþabileceði iþletmelerin, iþleme, nakýþ yapýlan yerlerin ve ortaya çýkan ürünlerin kalitesinin artýrýlmasý açýsýndan bu desteðin çok önemli olduðunu gördük. El sanatlarýnýn sürekli olmasý ve ortadan kalkmamasý için neler yapýlacaðýna baktýk. El sanatlarýnýn uluslararasý pazara girmesi çok önemli. Çünkü zanaat çalýþmalarý genellikle aileden kalan bir gelenek olarak sürdürüldüðü için bunlarýn kalitesinin ve yeniliklerinin saðlanmasý çok önemli. Tasarým yaratmak zorundaydýk. Çünkü modern hayat içinde kabul edilebilir olmasý lazým. Ayný geleneksel malzemelerin, geleneksel bir tasarýmýn olmasý ve modern bir yaþama uygun olmasý lazým. Geleneksel el sanatlarýmýzý kullanmaktan gurur duymamýz lazým. Örneðin, hattatlýk sanatýna bakacak olursak Halepte bilgisayarlardaki yeni geliþmeler sayesinde daha güzel bir seviyede yapýlabiliyor. Tekstilde bu þekilde kullanýlabiliyor. Mikro krediler ile KOBÝlere saðlanan destek ile el sanatlarý alanýnda yapýlacak ve baþlatýlacak projelerde imkan saðlanýyor. Beþ yýllýk bir destek saðlanýyor ve bu çoðunlukla teknik destek oluyor. Eðer, sürekli bir iþletme oluyorsa bu çok daha verimli oluyor. Çok teþekkürler Oturum Baþkaný Mehmet DOÐAN Teþekkür ediyoruz. Þimdi Lizbon þehrinden Carlos Catalao Alves konuþacaklar; 54 things in this area and have seen that; we had to work with pilot projects. So, we have initiated numerous pilot areas. One of these areas is the Aleppo Textile Houses Project. This chart shows you what we must do. What can be done to support textile in the historic city of Aleppo. We must increase quality and controlling and also support SMEs. We have seen that this type of support is especially important for increasing the quality of businesses and facilities where women can work doing embroidery, etc. and the quality of the products that are being produced. It is important that handicrafts enter the international market. It is important that the quality and innovation of crafts be ensured as they are usually passed down within families as traditions. We had to create designs, because they had to be acceptable in modern life. The same traditional materials must be used, they must have a traditional design, but be fit for use in our modern daily lives. We must be proud of using our traditional crafts. For example, if we look at the art of calligraphy, the art of calligraphy can be practiced at much higher levels due to the advances in computer technologies. Textiles benefit from the same technologies. The support given to SMEs through the issuing of micro credits facilitate projects that are to be undertaken in the field of crafts. Five year support is provided, usually in the form of technical support. If the business is continual, it is usually more efficient. Many thanks Panel Chair Mehmet DOÐAN We thank you very much. Now it is Carlos Catalao Alves, from the city of Lisbon who will have the floor. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Carlos Catalao ALVES Lizbon, Portekiz / Lisbon, Portugal Hepimize iyi öðleden sonralarý diliyorum. Sizlere kýsa bir sunum yapacaðýma söz veriyorum. Ýnsanoðlunun dikkatini 20 dakika nasýl alabileceðimi gençken öðrenmiþtim. Hiç kimsenin 20 dakikadan fazla sunum yapmamasý gerektiðini öðrenmiþtim. Bu nedenle dikkatinizi daðýtmamaya çalýþacaðým. Good afternoon to you all. I promise I will make a short presentation. I have learned how to catch peoples attention for 20 minutes at an early age. I have learned that nobody should make a presentation that exceeds 20 minutes. That is why I will try not to distract you. Konuþmama baþlarken, öncelikle, Ýstanbul Büyükþehir Belediyesinden gelen bu daveti ne kadar memnuniyetle karþýladýðýmý belirtmek istiyorum. Çünkü, Portekizin özellikle de Lizbonun davet edilmesi þunun çok açýk bir ifadesi. Burada bulunan davetli ülkeler daha önce de Ýpek Yolunda bulunanlarýn vizyonunu teyit ediyor. Bu her zaman ticaret bazlý olmuþ, hiçbir zaman savaþ bazlý olmamýþtýr. Bu ticaret ayný zamanda sanat odaklý bir bakýþtýr. Çünkü, Ýpek Yolu üzerinde daima sanat da yer bulmuþtur. Davetiyeyi aldýðým zaman açýkçasý biraz kafam karýþmýþtý. Biz Ýpek Yolu üzerindeki bir þehir deðiliz ki neden davet edildik? diye düþünmüþtüm ancak davetiyedeki baharat kelimesi dikkatimi çekti. O zaman kendime þunu dedim; aslýnda biz baharat yoluyla ilgiliyiz. Ben de size bundan bahsetmek istiyorum. Benim fikrime göre Baharat Yolu, deniz üzerinden ve Afrikadan geçip Batý Avrupayý doðuya baðlayan bir yol gibi görünür ancak bu çemberin öbür tarafý eksik ki bunu da Ýpek Yolu tamamlamaktadýr. Bu çember tam bir daire ile dünyayý temsil etmektedir. Portekiz ile ilgili söylenecek çok þey var. Benim sunumum sanatla alakalý. Bu fotoðrafta gördüðünüz Arnavut kaldýrýmýdýr. Mozaik tarzý kesilen taþlarla yapýlmýþ yer döþemeleridir. Yalnýz bundan deðil bununla baðlantýlý olarak politikadan, ekonomiden, sanattan ve kültürden de bahsedeceðim. Bir mozaik þeklinde birbirine geçiyor. Mýsýrlýlarýn hiyografisi vardýr. Portekizlilerin de bu sanatsal kaldýrýmlarý Before I start my speech, I would like to thank the Municipality of Istanbul for their kind invitation, because inviting Portugal, especially Lisbon, is a clear indication that the countries present here today are confirming the vision of those that were located on the historic Silk Road. This has predominantly been focus on trade, never on war. This trade is also focused on art, because, art has always been present on the Silk Road. I must admit that when I received the invitation, I was a bit surprised. I thought, We are not a city located on the Silk Road, why are we invited?, but the word spice caught my attention and then I told myself; we have a connection with the Spice Road. This is what I would like to talk to you about. In my opinion, the Spice Road seems like a path that crosses over the sea to Africa and connects Western Europe to the East, but the other side of this loop is missing, and this is completed by the Silk Road. This loop represents the whole world in a full circle. There is a lot to be said about Portugal. My presentation is about art. What you see in this picture is cobblestone pavement. They are floorings made out of stones cut in the shape of mosaics. This isnt the only thing I will mention. I will talk about politics, the economy, art and culture in relation to the cobblestone pavement. They are interjoined like a mosaic. The Egyptians had hieroglyphics. The Portugese have these artistic pavements. A great part of Lisbon is covered in these cut stones which we may say resembles carpeting. I cannot think of another way where art is integrated into our daily lives better than this example. People pass over 2 this work of art everyday instead of walking over mud and earth. 55 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu vardýr. Lizbonun çok geniþ bir alaný bu kesme taþ kaldýrýmlarýyla, neredeyse halý diyebileceðimiz döþemelerle kaplanmýþtýr. Sanatýn insan hayatýna bundan daha iyi entegre edilerek kullanýlma þeklini düþünemiyorum. Ýnsanlar her gün, çamur ve toprak yerine bu sanatýn üzerinden geçip gitmekteler. Biliyorsunuz her þey Romalýlarýn mirasýyla baþladý. Lizbon topraklarýnda bu izleri hâlâ bulabiliriz. Bu kaldýrýmlar bizim sanatýmýzýn temelini oluþturuyorlar. Portekiz, sanatsal kaldýrýmlar geleneðinin temelini oluþturuyor ancak tekrar bizi nelerin ayýrdýðýndan ve nelerin birleþtirdiðinden bahsedelim. Yaþadýðým ülke olan Lizbon, bir Batý Avrupa ülkesi. Batý Avrupanýn içerisi denizlerle çevrili. Bu yüzden biz denizlerden oluþmuþ bir milletiz ve ben camdan baktýðýmda Araplarýn mimarilerini de görüyorum. Çünkü, 700 yýl boyunca burada Araplar hakimiyet gösterdi. Bir kültür inþa etmek için çok uzun bir süredir Doðu ile çok yakýn baðlarýmýz var. Pencereden gördüðüm baþka bir þey daha var. Onlar da portakallar. Benim yaþadýðým kasaba dünyanýn en iyi portakallarýný yetiþtirmekle ünlü bir þehir ve benim kiþisel hayatýmda da çok önemli bir yeri var. Ýstanbula 1974 yýlýnda ilk kez geldiðimde belki aranýzdan birçoklarý daha doðmamýþtý bile o tarihte. Ýlk kez ülkemin dýþýna çýkýyor ve Ýstanbula geliyordum. Doðuya, Avrupaya ve Asyaya yani gidebileceðim çok yer vardý. Bütün bu ülkeler arasýnda beni Ýstanbula çeken neydi? Tabiî ki, bu romantik bir çekim deðildi. Bütün Ýstanbulun ziyaretçilerinin geçmiþten beri hissettikleri Orhan Pamukun kitaplarýnda anlattýðý bu romantik çekim deðildi. Bin 600 kilometre evimden uzaða neden geldim? Benim de orada minarelerim vardý, Arap kültüründen izlerim vardý, Doðu kültüründen izlerim vardý. Ýstanbul neden çekti beni? Bunun cevabý Ýstanbulun Konstantinepol Bizans olan hali idi. Ben o zamanlar 16 yaþýndaydým. Etrafýma baktýðýmda portakallarý görüyordum. Aslýnda ayrý gibi dursak da birbirimizle çok baðlantýlýyýz. Aslýnda siz dünyayý birbirine baðlýyordunuz. Biz dünyayý her zaman global olarak görüyoruz. Siz ilksiniz bu konuda. Çünkü, siz Doðunun varlýðýndan haberdar olan, Batýnýn da varlýðýndan haberdar olan ilk devletsiniz. Osmanlýsýnýz. Biz de bunu biliyoruz. Portekiz ve Osmanlý Ýmparatorluðu bence þimdi içinde yaþadýðýmýz globalleþmiþ dünyanýn ilk kurucularýydý. Bu fotoðraf 16. yüzyýldaki Konstantinepole ait. Bu da Baharat Yolunun bir haritasý. Yani çemberin öbür kýsmýnýn haritasý. 1508 Portekizlilerin doðuya nasýl denizden geçilebileceðini keþfetmelerinden 10 yýl sonraki tarihe tekabül ediyor. Ayný zamanda biz global dünyanýn tuðlalarýný da birbiri üstüne ilk bu tarihlerde yerleþtirmeye baþlýyoruz. Uzun süre yan yana yaþayacaðýmýzý anlamýþýz o zamanlar. 16. yüzyýla baktýðýmýz zaman biz her zaman denizi çok sevdik. Ýþte bakýn, bu deniz bizim sanatsal kaldýrýmlarýmýza bu þekilde yansýtýlmakta. Çünkü, sanatýn o kadar normal hayatla alakasý vardýr, iç içe geçmiþtir ki, bu nedenle insanlar teknelerine taþlarý koyarlar. Bütün teknelerde ve gemilerde taþ vardýr. Çünkü, mallarý indirdiðiniz zaman gemiye aðýr basmasý için taþlar konur ve iþte bu taþlarý daha sonra kaldýrýmlarý yapmakta kullanmýþ Portekizliler. 16. yüzyýlda Lizbonda yerel yönetimlerin nüfusu ve sanata düþkünlüðü sayesinde þöyle bir þey olmuþ 2. John bizim en zeki kralýmýz. Çünkü, ilk defa o þunu söylüyor: Afrikanýn aþaðýsýna gidelim. Doðuya giden bir yol bulacaðýz. 56 As you know, it all started with the inheritance from the Romans. You can still find traces of these remains in Lisbon. These cobblestone pavements form the basis of our art. Portugal forms the basis of artistic pavements, but let us make a mention of the characteristics that separate and conjoin us with the rest. The city I live in namely, Lisbon is a West European country. The inner part of Western Europe is surrounded by sea. That is why we are a nation formed out of the sea and when I look outside my window, I can also see Arabic architecture, because Arabs have ruled over this land for over 700 years. This is a very long period to form a culture. We have close ties with the East. There is another thing I can see out my window, and they are oranges. The town I live in is famous for growing the best oranges in the world and they have an important place in my personal life as well. When I first came to Istanbul in 1974, maybe some of you were not even born yet. I was traveling overseas for the first time and I could have visited the East, Europe and Asia. In other words, What was it that attracted me to Istanbul out of all the other countries? Of course it wasnt a romantic attraction. It wasnt the romantic attraction that all of Istanbuls visitors feel and that Orhan Pamuk writes about in his books. Why have I come 1600 km. away from my home? I also have minarets and traces of Eastern culture back home. Why has Istanbul attracted me? The answer to this was the Byzantium era when Istanbul was called Constantinople. I was 16 years old back then. When I looked around I saw oranges. Although we look seperate, we are in fact very similar. You were in fact tying the world together. We have always regarded the world as one big global village. You are the first in this regard however, because you were the first to have known of the existence of the East and the West. You are the Ottomans. We are aware of this. I believe that Portugal and the Ottoman Empire were the first creators of the globalized world in which we live. This picture is of 16th century Constantinople. This is a map of the Spice Road. In other words, it is the map of the other side of the loop. 1508 is 10 years after the time when the Portugese discovered how to reach the East by sea. We have begun to lay the foundations of the globalised world at around the same period. We have understood back then, that we were to live alongside for long periods of time. When we take a look at the 16th century, we have always loved the sea. The sea is reflected in our artistic pavements, because art is so intertwined with daily life that people put stones in their ships. All boats and ships had stones in them. The reason for this was that when you unloaded ships you had to put stones in them for the boats to sink to the desired level and later these stones would be used to make pavements. In 16th century Portugal, this has happened due to the power of the local Lisbon government and their fondness of the arts; John the 2nd, our smartest king, becomes the first to say, Lets go underneath Africa, we will find a path that will take us to the East. following this, the local government says, I must borrow 100 thousand Riyals from you, because I must pave the roads with new stones in the name of the king. Another king is throned later on. He is our luckiest king, because we reach India during his reign. Later, in 1755, a huge earthquake hits an Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Akabinde de yerel yönetimine þöyle diyor; Sizden 100 bin riyal borç almam lazým çünkü yeni kralýn namýna yollara yeni kaldýrýmlar döþemem lazým. Akabinde baþka bir kral geliyor. O bizim tarihimizdeki en þanslý kral çünkü onun zamanýnda Hindistana varýyoruz. Daha sonra 1755te çok büyük bir deprem oluyor ve Lizbonun tamamý tahrip oluyor. Tarihte yaþadýðýmýz en önemli olaylardan biridir. Bunun üzerine kralýmýz, Bu iþi yoluna koymak bizim vazifemiz diyor. Bu deprem aydýnlanma çaðýnda cereyan ettiðinden yeniden çizim tahtasýnýn baþýna geçip þehri sýfýrdan tasarlamaya baþlýyorlar. O zaman bizim Portekiz kaldýrýmlarý geleneðimiz baþlýyor. Portekiz kaldýrýmlarý bildiðimiz þekliyle siyah beyaz þeklinde olur. Çünkü, insanlar depremin tekrar geleceðinden ve þehri tekrar yýkacaðýndan o kadar endiþeleniyorlar ki, küçük yýldýzlarý yapmaya baþlýyorlar kapýlarýna. Bu yýldýzlarýn da onlarý koruyacaðýna inanýyorlar. Böylece klasik sanatýmýz, bir çeþit batýl inanç diyebileceðimiz bu koruma iþareti ile baþlýyor. Bir kültürün temsilcisi haline bürünüyor. Bu resimde Portekiz Ýmparatorluðunun doðudan batýya kadar uzandýðýný görüyorsunuz. Portekiz kaldýrýmlarýný bu ülkelerin hepsinde görebilirsiniz. Atlantikte Azur adalarýnda, Rio De Jenerioda, Brezilya Copa Cabana sahilinde ayný dalgalar, Angolada, Mozambikte, Doðu T imordaki Dilide, Endonezyada, Çinde Makaoda ayný kaldýrýmlarý görebilirsiniz. Bu aslýnda çok küçük siyah ve beyaz taþýn birleþmesiyle baþlýyor. O yýllarda çok fazla alet ve araç yok. Basit araçlarla ve ellerle yapmak moda. Þimdi ise hammadde var. Siyah beyaz taþ ve kum. Sonraki aþamada onlarý þekillendirmekle baþlýyorsunuz. Sonra siyah taþlarý belli bir þekil dahilinde yerleþtiriyorsunuz. Bitki sular gibi kaldýrýmlarý suluyorsunuz. Sonrasýnda da iþin bitirilme aþamasý geliyor. Sabitleme kýsmý. Bu endüstrileþme haline gelmedi. Çünkü bunu endüstri þeklinde yapsanýz yapamazsýnýz. Seri üretimle bunu yapmayý herkes denedi ancak imkansýz. Bunu ya geleneksel metotla yapacaksýnýz ya da hiçbir þekilde yapamayacaksýnýz. Ayrýca, zanaatla, gelenekle ve el sanatlarý ile ilgili þu sorunla karþý karþýyayýz. Bu sabah konuþmacýlardan biri þöyle söyledi; Geleneksel sanatlar sadece gelenek olarak kalýrsa ve endüstriyel anlamda seri olarak çoðaltýlýrsa o zaman bir plastikleþtirilmeye maruz kalacaklar. O zaman biz turist olarak ne alacaðýz? Picasso mu alacaðýz orijinal? Hayýr, bir eþarp alacaðýz. Bir geleneksel sanat örneðini satýn alacaðýz. Çoðunlukla bu sanatýn çoðu elle yapýlmýþ deðil, makine ile yapýlmýþ. O zaman ne yapacaðýz? Geleneksel yapýyý mý koruyacaðýz? Bu da doðru yol deðil. Bu þekilde düþünürseniz sanat ortaya çýkmaz. Çünkü, sanat icatla ve yaratýcýlýkla ilgili bir þeydir. Bunu birleþtirmek gerekiyor. Geleneksel el sanatlarý bu þekilde bakýlsaydý ölmüþ olurdu. Bu fotoðrafta 19. yüzyýl Lizbondaki çok büyük bir kaldýrým alanýný görüyorsunuz. Lizbona gittiðinizde sanatýn günlük hayatla iç içe geçtiðini göreceksiniz. Lizbon Belediyesi en yetenekli sanatçýlara, heykeltýraþlara, Bu gelenek içinde yapabileceðiniz ne ise onu yapýn, þehrin modern ve en güzel yerlerine bunu uygulayýn. Böylece gelenek kaybolmaz, gelecek nesillere taþýnmýþ olur diyor. Lizbonda yürürken her zaman yere bakmanýz gerekiyor. Arada bir önünüze de bakýn ama genelde yere bakmanýz lazým. Portekiz kaldýrýmlarý ile ilgili bir okul kurduk. Genç insanlarýn bu tekniði öðrenmesi ve gelecek nesillere aktarmasý çok önemli. Ayný zamanda halkta bir farklýlýk yaratmamakta yürüdükleri yerle the city of Lisbon is destroyed. This is one of the most important things we have experienced in our history. So our king pleads, It is their quest to rectify the situation. Due to the fact that the earthquake had happened during the age of enlightenment, they sit at the drawing table and design the city over again. That is when our traditional Portugese cobblestone pavements have originated. As you may already know, Portugese pavements are in black and white, because the people were so worried that the earthquake would strike again and destroy the city, they started drawing little stars on their doors. They believed that these stars would protect them from the earthquake. That is how our traditional art has started out with this symbol which is some kind of a superstition. It has come to symbolize a culture. You can see in this picture that the Portugese Empire has spanned from the East to the West. You can see the Portugese pavements in all of these countries. You can see the same pavements in Cote dAzur in the Atlantic, in Rio De Janeiro, in Brasil, on the shores of Copa Cabana, Angola, Mozambique, at Dili in East Timor, in Indonesia, China and Macao. Actually, this starts from combining small black and white stones. Back then, there werent many tools. It was usually made manually with simple tools. Nowadays, there are a lot of raw materials, namely, black and white stones and sand. In the next phase you give them form. Later, you position the black stones in a certain pattern. You water the pavement as if you would water plants. Finally there is the last stage of stabilizing the pavement. This hasnt been industrialized, because it just isnt possible. Everyone tried to mass produce this, but no one could succeed. You can either do this the traditional way, or you cannot do it at all. Furthermore, we are currently facing problems regarding crafts, traditions and handicrafts. One of the speakers this morning has mentioned that if traditional arts remain to be traditions only, and are mass produced industrially, than they will be subject to artificiality. What do we do as tourists then? Will we buy original Picasso? No, we will buy a scarf. We will buy a sample of traditional art. Most of this art is not handmade, but are fabricated. So what are we supposed to do? Will we protect the traditional structure? This is not the right way to go about this either. If you think this way, you cannot produce art, because art is closely related to inventing and creativity. We must combine these factors. If we approached traditional art this way, it would not have survived. You can see a large area of pavement in 19th century Lisbon in this photograph. You will see if you travel to Lisbon that daily life and art is intertwined. The Lisbon Municipality asks talented artists and sculptors to create whatever they can within the context of these traditions, and implement them in the modern and beautiful places within the city so that traditions are not lost, and are transferred to next generations. When you walk around Lisbon, you always have to look down on the ground. Look in front of you once in a while, but you must generally look downwards. We have established a school on the subject of Portugese cobblestone pavements. It is important that young generations learn this technique and transfer their knowledge to future generations. At the same time, they increase awareness of the society about 57 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ilgili bilinçlerini arttýrmak. Bunu bir müzede deðil de ayaklarýnýn altýnda görseler de farkýnda olmalarýný saðlamak... Bazý rakamlar ve bilgiler de vereceðim. Çok önemli þeylerden biri de ücretlerdir. Böyle bir iþte çalýþan için ücretler 440 eurodan baþlayýp, 1000 euroya kadar gidiyor. Bu da aslýnda asgari ücreti oluþturmakta Lizbonda. Benim de çalýþtýðým belediye ve hükümetin ülkemizin en önemli sanatýna en düþük ücreti ödediðini ne yazýk ki ortaya çýkarýyor. Bu ayný zamanda sanata baþka bir bakýþ açýsýný ortaya koyuyor. Bunu yaymanýn bir yolu matematik ile baðdaþtýrmak. Çünkü, bizim sanatýmýz ve mozaikler geometriden ibaret. Bu yüzden çocuklara bu sanat içerisinde simetriyi nasýl görebileceklerini öðretmeye çalýþýyoruz. Bu yüzden de bir üniversitenin matematik fakültesiyle ortak bir proje baþlattýk. Portekiz kaldýrýmlarý üzerinde araþtýrmalarýmýzý sürdürüyoruz. Bütün simetri türlerini kullanamadýk bazý eksik olanlar var. Bu yüzden tüm simetrileri tamamlamamýz lazým. Bunu Convey adlý bir matematikçinin notasyonlarýný kullanarak yapýyoruz. Convey notasyonu rakamlar ve iþaretlerden oluþuyor. Ýþsel ve yýldýzlar belli tarz simetrileri sembolize etmekte. Ama burada simetrilerin belli bir sayýsý var. Belli bir yerde bitiyor. Bu yüzden projelerimizden birisi kayýp simetrileri bulmak, yeni kaldýrýmlar inþa ederek eksik simetrilerin içinde bulunduðu kaldýrýmlar yaparak bunlarý tamamlamak 58 where they are walking without making any difference. Creating awareness not by exhibiting them in museums but making them aware of what they are walking on I will also provide some numbers and information. One of the most important factors are wages. A worker working in a job like this one earns from 440 Euros to a thousand Euros and this is equal to the minimum wage in Lisbon. Unfortunately, my municipality and government pays the lowest wage for the most important form of art in my country. This also draws attention to another perspective at approaching art. One way of expanding this is through associating it with mathematics because our art and mosaics are comprised of geometry. This is why we try to teach the youth how they can see the symmetry within these arts. We have started a mutual project with a universitys faculty of mathematics. We continue our research in the field of Portugese pavements. We have not been able to use all types of symmetry, some are missing. That is why we have to complete all of the symmetries. We do this by using the notations of a mathematician named Convey. The Convey notation consists of numbers and signs. Functions and stars symbolize certain styles of symmetry, but the amount of symmetries are finite. They are not endless. That is why one of our projects is to find lost symmetries, to build new pavements using these symmetries along with old ones to complete them Bazý diðer ülkelerle ortaklýk yapmanýn faydalarýný da biliyoruz. Týpký benim þu anda yaptýðým gibi. Son sanat örneði de bu fotoðrafta, John Lennon anýsýna Central Parkta yapýlan bir eser. Kendisi öldüðü zaman insanlar onun anýsýna bir þey ithaf etmek istediler. Central Parka gittiðinizde John Lennonu, beni ve Portekizi hatýrlayacaksýnýz. Çok teþekkür ediyorum. We are also aware of the benefits of forming partnerships with foreign countries. Just as I am doing right now. The last example of art is in this photograph. It is a work of art located in Central Park dedicated to John Lennon. People wanted to dedicate things to his memory when he passed away. When you go to central park, you will remember John Lennon, me and Portugal. Thank you. Sunumum bu kadar This is the end of my presentation Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 3. Oturum / 3. Session Oturum Baþkaný / Session Chair Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN 60 Beni görmekten býkmadýysanýz, kusura bakmazsanýz, oturum baþkaný olarak bu oturum her birimiz için çok verimli olacak diðer oturumlar gibi. Çinden Moldovaya kadar iki tarafýmda da arkadaþlar. Buraya çýkarken Acaba Ýsfahanla ilgili bir þeyler okuyabilir miyim? diye aklýma geldi. Þiraz geldi aklýma Yahya Kemalden, gerçi Þirazla Ýsfahan komþu þehirler sayýlýrlar. Ýzin verirseniz hem biraz baþka bir iklime kaymak için Hafýzýn kabri olan bahçede bir gül varmýþ; Yeniden her gün açarmýþ kanayan rengiyle, Gece, bülbül aðaran vakte kadar aðlarmýþ Eski Þirazý hayal ettiren ahengiyle If you have not gotten bored of seeing me, and with your permission I would like to say that this panel will be a very productive one for all of us, just like the other panels. Our friends are here on both of my sides from China to Moldavia. When I was walking to the bench I was thinking, Could I read things related to Isfahan? Shiraz came to my mind from Yahya Kemal, although Shiraz and Isfahan could be considered neighboring cities. With your permission and also to take us to another season There was a rose in the garden where Hafiz had his tomb; It blossomed day after day with the color it bled, The nightingale would cry throughout the night till the break of dawn With its harmony that brought the memories of ancient Shiraz Ýlk konuþmacýmýz Çinin Þanghay þehrinden Prof. Gao Chunming, buyurun efendim. Our first speaker is Prof. Gao Chunming from the City of Shanghai in China, please continue sir Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Prof. Gao CHUNMING Þangay, Çin / Shangai, Republic of China I. Tarihi Çin Nakýþ ve Tekstil Teknikleri I. Chinese Ancient Embroidery and Textile Techniques Tarihi Çin nakýþ ve tekstil teknikleri, eski dönemde yaþamýþ Çin insanýnýn zeka, estetik, fikir, teknoloji ve kültürünü gözler önüne sermektedir. Sayýsýz zanaatkar, binlerce yýl boyunca bilgilerine hatýrý sayýlýr miktarda beceri katarak, en sonunda ulusal özellikler taþýyan bir nakýþ ve tekstil sistemi geliþtirmiþtir. Bu becerilere sahip olmak oldukça prestijlidir, ve bu becerilerin bazýlarýnýn yok olup gitmesine raðmen, bir kýsmý günümüze kadar korunmuþtur. Chinese ancient embroidery and textile skills demonstrate the wisdom, aesthetic, ideas, technology and culture of the ancient Chinese people. For thousands of years, numerous craftsmen combined a great deal of skill with their own wisdom, and finally developed a system of embroidery and textile skills with national characteristics. These skills are highly prestigious, and while some have been lost into oblivion others have been preserved until today. Tekstil Teknikleri Ýnsan giysileri genellikle kumaþtan imal edilir. Çince " "(tekstil) kelimesi iki en temel iþlemin birleþiminden gelir: biri " " (kenevir), ipek ve yünü iplik haline çevirmek, diðeri ise " " (özel ekipmanlarla örmek). Çinde, ilkel dokuma tezgahlarýnýn keþfedilmesi Neolitik Çaða kadar geri gider. Uluslarýn savaþ halinde olduðu dönem civarýnda, jakar teknolojisi ortaya çýkmýþtýr ve basit geometrik þekiller dokunabilmiþtir. Daha sonra, sürekli geliþimin sonucunda, köpürge mekanizmalý jakar teknolojisi de icat edilmiþtir. Bu yöntemi kullanarak, çözgü ipliði, köpürgeden gelen yüzbinlerce kök tarafýndan kontrol edilen yüzlerce hatta binlerce gruba ayrýlabilmekteydi. Her iki operatör de farklý görevler üstlenmiþti, biri, dokuma tezgahýnýn üzerinde oturup çözgü ipliði ile çalýþýrken, diðeri de paralel iplikler üzerine uzmanlaþmýþtý. Ýki operatörün koordinasyonlu çalýþmalarý gerekmekteydi. Geleneksel köpürge mekanizmalý jakar teknolojisi þu ana dek Nanjing, Suzhou, Hangzhou, Zhejiang ve diðer yerlerde korunmuþtur. Boya Ýþlemleri Ýplik ve kumaþlarýn boya iþlemleri uzmanlýk gerektiren bir zanaattýr. Geçmiþ zamanla günümüzde yapýlan boya iþlemleri arasýnda farklar olsa da, iki temel boyama yöntemi bulunmaktadýr. Birincisi kumaþlarý boya haznesine batýrarak yapýlan iþlemdir; diðeri de kumaþlarýn üzerinin boyanmasý, üzerlerine baský yapýlmasý veya batik boyamasý gibi yöntemlerdir. Batýrma yöntemi kumaþý tamamen boyamak için kullanýlýr. Diðer yandan, boyama, baský vs. yöntemleri kumaþýn sadece belirli bölümlerini boyamak için kullanýlabilir. Textile Techniques Human clothing is predominately made of fabrics textiles. The so-called " " (textile) in Chinese combines the two most basic processes: one " " is to twist hemp, silk and wool into yarn, the other " " is to weave with special equipment. In China, a primitive loom had been invented as early as the Neolithic Age. Around the time of the Warring States period, jacquard technology emerged and simple geometric patterns could be weaved. Later, through 1 jacquard technology was continuous improvement, beam mechanized also invented. Using this method, the warp thread could be divided into hundreds or even thousands of groups which were controlled by hundreds of thousands of roots from beam. The two operators assumed different duties: One sat on the top of loom to work with the warp yarn and the other specialized in parallel yarn. The two operators needed to coordinate the work closely with each other. So far, the traditional technology of the ancient beam mechanized jacquard has been preserved in Nanjing, Suzhou, Hangzhou, Zhejiang and other places. Dyeing Process The dyeing process is a specialized craft to dye yarn and fabrics. Although the ancient and modern dyeing varied, there are only two basic ways: one is the dipping method by which fabrics are immersed into a dye vat; the other is the fabric painting method such as painting, printing and 61 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 2000 seneyi aþkýn bir süre evvelinde, Shang ve Zhou hanedanlarý döneminde, ana boya maddeleri bitkilerden elde edildiði zamanlarda, Çinde batýrma yöntemi revaçtaydý. Daha sonra insanlar bitkilerin içlerinden pigmentleri çýkartmak için daha etkin yöntemler keþfetti ve bu sayede bu pigmentleri muhafaza edebildiler. Renklerin yapýþma kapasitesini artýrabilmek için sorgum ve pirinç gibi bazý yapýþtýrýcýlar ve renk sabitleyiciler (mordan) kullanýldý. Mordan boya malzemesine eklenen, farklý bileþenlerden oluþan ve eklendiðinde reaksiyona girip üçüncü bir renk oluþturan bir maddedir. Eski Çinde genellikle alum, alkali, tuz, siyah erik, mika, vs. kullanýlmýþtýr, Tang ve Song hanedanlarýnýn dönemine kadar kullanýlan mordan sayýsý 60ý geçmiþtir. Kumaþ boyama yöntemlerine elle-boyama, baský ve boyama teknolojileri, tek çiçekli baský, çift çiçekli baský ve balmumu dahildir. Çift çiçekli baský teknolojisinin yerel baský üzerinde büyük etkileri olmuþtur, Sui ve Tang hanedanlarýnýn döneminde Japonyaya ulaþmýþ, 13. ve 14. yüzyýllarda da Avrupaya yayýlmýþtýr. Japonyada bulunan Nara Müzesi þu anda Tang hanedaný zamanýnda bu teknikle basýlan kumaþlarý sergilemektedir. Nakýþ Nakýþ, desenlerin iðneler yardýmý ile kumaþlara veya elbiselere iþlenmesi anlamýna gelir. Tarihi kayýtlara göre, Çinin nakýþ sanatlarýnýn beþ bin yýldan fazla bir süre önce, Yao, Shun ve Yu döneminde ortaya çýkmýþtýr. Henan ilindeki Anyang Yin kalýntýlarýnda bulunan Fuahu mezarlýðýndan çýkartýlan kumaþ parçalarý bilinen eski örneklerdir. Han Hanedaný döneminde büyük miktarda ipek, Ýpek Yolu ile yabancý ülkelere taþýnmýþtýr. Changshada bulunan Mawangdui Han Mezarý'nda büyük miktarda ipek bulunmuþtur, bulunan en çok çeþit ve kazýlan mezarlar arasýnda en iyi korunan ipek örnekleri bu mezardan çýkartýlmýþtýr. Bu nakýþ desenleri çoðunlukla soyut çalýþmalardýr ve bazýlarý dalgalar, bazýlarý bulutlar ve bazýlarý da bitkileri andýrmaktadýr. Ýnce iðne iþçiliði ve iþçilerin mükemmel yeteneðini ortaya koyan renk çeþitliliði içermektedirler. Tang ve Song Hanedanlarýnýn döneminde üç boyutlu etkiler oluþturabilen yeni ve farklý iðne becerileri geliþtirilmiþtir. Þangay Gu nakýþý Ming Hanedanýnda en üst seviyedir. SuXiu (SuZhou, Zhejiang illerinde popüler), YueXiu (Guangdong ilinde popüler), ShuXiu (Sichuan ilinde) ve XiangXiu (Hunan ilinde) adý verilen meþhur dört nakýþ çeþidi Qing Hanedaný döneminde ortaya çýkmýþtýr. Çindeki nakýþ teknikleri ülke çapýnda farklýlýk göstermektedir, ancak tüm nakýþ iþlerinin eþsiz, belirleyici stil özellikleri bulunmaktadýr. Kesim Geleneksel Çin elbiselerinin kesimleri eþsizdir ve Batý stilinden farklýlýk gösterir. Genellikle insan vücudunun ana hatlarýný çizen düz kesimler kullanýlýr, vücut kývrýmlarýný izleyen kesimler kullanýlmaz. Geleneksel Çin elbiselerinde düz kesimlerin kullanýlmasý omuz, göðüs, bel, kalça ve diðer elbise parçalarýnýn gevþek ve düz durmasýný ve daha serbest ve rahat giyilmelerini saðlar. Kesim becerisi, terzinin, kumaþýn oranýndan önceden haberdar olmasýný gerektirir. Deneyimli bir terzi genellikle kumaþýn her santiminden ustaca faydalanýr. Üç basamak kullanýlýr; ilk olarak, çizgi çizilmesi ve tozun atýlmasý; ikincisi, her bir parçanýn kesilmesi ve iþaretlenmesi; ve son olarak dikiþ. Dikiþ Dikiþ üretim sürecinin son, ancak en önemli basamaðýdýr. Dikiþ, neredeyse tamamen el yordamý ile yapýldýðýndan, terzinin beceri seviyesini göz önüne serer. Bu konuda geliþmiþ jargona göre; dikiþin önemi kesim ve tüm sürecin yanýnda çok daha fazla önem arz eder. Geleneksel el dikiþi sadece karmaþýk ve kapsamlý beceriler gerektirdiði 62 batik dyeing. The dipping method is used to completely dye the fabric while the painting method is used to dye only specified parts of the fabric. More than 2000 years ago, in the Shang and Zhou dynasties, the dipping method was popular in China, when the main dyeing materials were made of plant. Then people invented a more effective method to extract pigment of plants and had the ability to store those pigments. In order to strengthen the attachment capacity of the color, some adhesives and mordant were used such as sorghum, and rice. Mordant is something of different components added into dye material to react with the dye and produce a third color. In ancient China common mordants were alum, alkali, salt, black plum, mica, etc and by the time of the Tang and Song dynasties more than 60 species were in use. The fabric painting method included hand-painting, printing and dyeing technology, single-flower printing technology and double-flower printing technology and wax. Double-flower printing technology had a great impact on local printing, and during the Sui and Tang dynasties, it was introduced to Japan and during the 13th and 14th centuries it spread to Europe. The Nara Museum in Japan currently displays fabrics printed by this way during the Tang Dynasty. Embroidery Embroidery is the process by which patterns are sewn with a needle onto fabrics or clothes. It is said that China's embroidery art originated five thousand years ago, in the era of the Yao, Shun and Yu, according to the ancient records. The fabric pieces excavated from the Fuhao tomb in Anyang Yin Ruins, Henan province are the earliest known. A large quantity of silk was transported to foreign countries through the Silk Road during the Han Dynasty. Mawangdui Han Tomb in Changsha possesses the largest quantity of silk, the most variety of types, and the most well-preserved silk among all the unearthed tombs. These embroidery patterns are mostly abstract and with some resemblance to the waves, some like clouds, while others are like plants. They show intricate needle skills and a variety of colors which demonstrate the workers perfect capability and skills. New and Different needle skills developed during the Tang and Song Dynasties which could produce three-dimensional effects. Shanghai Gu embroidery was the highest level in the Ming Dynasty. The Famous Four Embroidery emerged in the Qing Dynasty, which is named SuXiu (popular in SuZhou, Zhejiang province), YueXiu (Guangdong province), ShuXiu (Sichuan province), and XiangXiu (Hunan Province). Different Embroidery Skills over China varies but all the embroidery works have Unique distinctive style features. Cutting Cutting skills of traditional Chinese costumes are unique, and differ from Western-style in that straight-line cutting is widely used to outline the human body not curve. Cutting flatly in Chinese traditional clothing is to make shoulder, chest, waist, hip and other cloth parts loose and straight, wearing more freely and easily. The Cutting skill requires the tailor to be well aware of the proportion of fabric in advance. An experienced tailor is often able to skillfully make full use of every inch of fabric. Three steps are used: firstly, drawing line and letting out powder; secondly, cutting and marking every piece; and finally sewing. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu asgari 8 farklý çeþit teknik - için deðil, ancak elbiselerin iyi ve pürüzsüz bir þekilde insanlarýn üzerine oturmasýna yardýmcý olduðu için önemli bir teknolojidir. II. Çin Hükümetinin Koruma ve Teþvik Tedbirleri Kazý ve Saklama Çin hükümeti her zaman geleneksel ipeklerin kazý ile çýkartýlmasý ve saklanmasýna adanmýþtýr. Mezarlarýn keþfedilmesi ve kazý iþlerinin yerine getirilmesi için çok sayýda uzman örgütlenmiþtir. 1963ten 1965e kadar, arkeologlar kuzeybatý Çinin Xinjiang ilinde bulunan Turpan ve Kamal bölgelerinde birçok mezar keþfetmiþtir. Bu mezarlarýn çoðu Batý Jin Hanedaný döneminden, 1500 seneden eski bir zamana ait olup içlerinde oldukça fazla miktarda elbise ve ipek kumaþ bulunmuþtur. Bu parlak renkli ipekler bulunduklarýnda neredeyse yeni gibi muhafaza edilmiþlerdi. O kadar fazla çeþit mevcuttu ki sadece ipek, iplik, qi ipeði ve sýrmalý kumaþ deðil, ayrýca eskiden nadir olarak bulunan pamuk, kenevir ve yün kumaþlar da bulunmuþtur. Ayrýca 39 numaralý mezarda nakýþ iþlerine de rastlamýþtýr. 1971 senesinde, Hunan ilinin Changsha þehrinin eteklerinde bulunan Mawangduide dünyaca ünlü Han Mezarý bulundu. 1972 senesinin baþlarýnda, arkeologlar üç aydan fazla bir süre kazý yaptýlar. Kazýlarda binlerce arkeolojik bulgunun yaný sýra 58 parça eksiksiz elbise bulunmuþtur. Oldukça derine gömülmelerine raðmen 2000 sene boyunca oldukça iyi bir þekilde muhafaza edilmiþlerdir. Mawangdui mezarý tarihin büyük arkeolojik keþiflerinden biri sayýlmaktadýr. Ocak 1982de, Hubei ilinin Jiangling ilçesine baðlý Jingzhou Bölge Müzesinde çalýþan bir arkeolog, Mashanýn Chu Mezarýný bulmuþtur. Bu mezar sadece þu ana dek en iyi korunmuþ mezar olmakla kalmayýp, iki bin sene evvel hüküm süren Qin Hanedanýnda kullanýlan kumaþlarýn neredeyse hepsinden, örneðin ipek, yün, leno qi ipeði, sýrmalý kumaþlar, kurdele vs. örnekleri barýndýrmaktaydý. 1980lerin sonlarýnda, Shanxi bölgesinin Fufeng ilçesindeki Famensi Tapýnaðý yeraltý sarayýnda yapýlan kazýda Tang Hanedanýna ait 700den fazla ipek kumaþ ve giysi yeryüzüne çýkartýlmýþtýr. En hayret vericisi de Ýmparatoriçe Wuzetianýn eteðinin bulunmasýydý. Ýpek kumaþlar arasýnda ipek, leno, yünlü, saf ipek, qi ipeði, ince ipek, sýrmalý kumaþlar, vs. bulunmaktadýr. Bu ipekli kumaþlar Tang Hanedanýnda mevcut olan yöntemlerin neredeyse tamamý olan dokuma, baský, nakýþ, elle boyama, levha baský boyama yöntemleri ile üretilmiþtir. Bu ipek katmanlarýnýn çoðu yeryüzüne çýktýklarý zaman esnekti. Ayrýca, ortalama çapý 0.1 mm olan - en düþük 0.06 mm - bükülmüþ altýnýn da bulunduðunu belirtmek gerekir ve günümüz þartlarýnda bile bu kaliteye ulaþmak zordur. Büyük miktarda tarihi ipek kumaþ yer yüzeyine çýkartýldýktan sonra, önemli bir sorun gündeme gelmiþtir. Bu sorun, bu deðerli hazinenin nasýl bir arada saklanýp muhafaza edileceði olmuþtur. Bilimsel ve teknolojik akademisyenler bu konuda etkin çözümler üretmek ve kumaþlarý koruyarak saklamak adýna çalýþmalarýný yürütmektedir. Ýpek kumaþlar, yeryüzüne çýkartýlmadan evvel kötü þartlar altýnda korunduðundan, bazýlarý tabutlarýn içlerindeki sývýlara batýrýldýðýndan, vücutlara sarýldýðýndan, diðer kalýntýlar ve çamur yüzünden birbirlerine kaynadýðýndan, çoðunda kan, çamur veya diðer cisimler tarafýndan oluþmuþ lekeler bulunmaktadýr. Uzun süreli gömülü kalmalarýndan ve korozyona uðramalarýndan dolayý kumaþ renkleri ve dokularý ciddi oranda hasar görmüþtür. Kültürel emanetlerin temizlenmesi, bu kalýntýlarýn korunmasý açýsýndan önemli bir unsur olmuþtur. Bu nedenle, çok çeþitli temizlik yöntemleri geliþtirmiþ olan bir dizin uzman kurum meydana getirilmiþtir. Örneðin, kumaþlar çok fazla kirlenmemiþse, üzerlerine su püskürtüldüðü özel bir lavaboya konmuþlardýr; eðer kumaþlar yað ile kirlenmiþse üzerlerindeki yaðlar solvent kullanýlarak kýsmen çözülmüþtür. Sewing Sewing is the last but most important step during the production process. Sewing demonstrates the makers skill level because it is done almost entirely by hand. Jargon shows that "the importance of sewing exceeds far that of cutting to the whole procedures". Traditional handsewing is an important technology not only because it requires complex and comprehensive skills, including at least 8 kinds of techniques, but also helps to make the clothes fit well and smoothly. II. The measures of Chinese government on protection and promotion Excavation and Preservation The Chinese government has always been committed to the excavation and protection of traditional silk. Many experts have been organized to carry out exploration of the tombs and excavation. From 1963 to 1965, the archaeologists explored many tombs in Turpan and Kamal of Xinjiang,province in northwest China. Most of these tombs are from the Western Jin Dynasty more than 1500 years ago and plenty of clothing and silk fabrics were discovered. These brightly-colored silk were brilliant as good as new. There were so many varieties available that not only silk, yarn, qi silk, and brocade were found, but also cotton, hemp fabric and wool fabric which were rare in the past. Embroidery was also found in the tomb No. 39. In 1971, the world-famous Han Tomb of Mawangdui was found near the eastern outskirts of Changsha City in Hunan Province. Early in 1972, archaeologists spent more than three months excavating. There are 58 pieces of complete clothing among thousands of archaeological findings. Although deeply buried more than two thousand years they were wellpreserved. Mawangdui tomb is regarded as a major archaeological discovery in history. In January 1982, Chu Tomb of Mashan was found by archaeologists from Hubei Jingzhou region Museum at Jiangling count, Hubei province. This tomb was not only the most well preserved ever, but also contained almost all varieties of fabrics of the Qin Dynasty two thousand years ago, such as silk, yarn, leno qi silk, brocade, ribbon and so on. In the late 1980s, more than 700 silk fabrics and clothing of the Tang Dynasty were unearthed at the underground palace of Famensi Temple in Fufeng count, Shanxi Province. The most surprising thing was that an mbroidered skirt of Empress Wuzetian was found. Silk fabrics included silk, leno, yarn, plain sill, qi silk, fine silk, brocade etc. These silk fabrics were made with skills of weaving, printing, embroidery, hand-painting, board-pressing dyeing which almost covered all the silk printing and dyeing methods in the Tang Dynasty. Many of these layers of silk were flexible When they were unearthed. It is worth mentioning that twisted gold, with an average diameter of only 0.1 millimeters and the smallest was only 0.06 millimeters. It would be extramely difficult to achieve this quality even today. After a large number of ancient silk fabrics were unearthed, an important issue was raised. That is how to collect and preserve these precious relics intact. In this regard, scientific and technological Scholars work to develop effective measures to protect and preserve them. As silk fabrics were preserved in poor conditions before excavated, some of them had been soaked in liquid of coffin, some were tied onto the body, and some were bonded together with other artifacts and mud. 63 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Karbon tetraklorür, etanol, aseton, alkol, gaz yaðý, gliserol gibi 10dan fazla solvent kullanabilir. Doðru solventleri seçmek için, temizlik yapýlmasýndan evvel kumaþýn özelliklerinin belirlenmesi için bilimsel tetkikler yapýlmasý gerekmiþtir. Kumaþlarýn renk atmasý, buruþmasý, sertleþmesi ve þekil deðiþtirmesi bu yöntemle bertaraf edilebilmekte veya azaltýlabilmektedir. Koruma prosedürlerinde baþka zorluklar da bulunmaktadýr. Örneðin, kötü þartlar altýnda kapalý kalmalarýna ve uzun süreli sýzýntýlara maruz kalmalarý nedeni ile Shanxi ilinde bulunan bir yeraltý sarayý olan Famensi Tapýnaðýnda yer alan kumaþlar karbonatlaþmýþ ve dokununca çürüyecek kývama gelene kadar küflenmiþlerdir. Bu sorunlarý çözebilmek için, Devlet Kültürel Miras Ýdaresi küfe karþý koyabilecek yeni bir yöntem geliþtirilmesi için uzmanlar atamýþtýr. Bu yöntemde, ipek kumaþlar özel bir kimyasal gazla doldurulan kapalý bir torbaya konulup bekletilmektedir. Bir ay sonra, torba açýldýðýnda, küf tamamen yok olmaktadýr. Bu olaðanüstü etki, ipek kumaþlarýn yeryüzüne çýkartýlmasý, tamir edilmesi ve saklanmasý için olumlu þartlar yaratmýþtýr. Günümüzde, bu yöntemler Çinde ipek kumaþ temizliðinde sýklýkla kullanýlmaktadýr. Temizlik iþlerinin yaný sýra, ipek kumaþlarýn korunmasý da ayrý sorunlar içermekteydi. Her ne kadar bazý kumaþlar seneler sonra bile parlaklýðýný muhafaza etmiþ olsa da, geleneksel miras depolarýnda kurutulduklarý için renkleri çabucak solmaktaydý. Daha evvel bahsettiðimiz gibi, baskýlý ipek kumaþ desenlerini korumak daha da zordu. Ýpek kumaþlarýn renkleri hava ile temas ettiklerinde yavaþ yavaþ solmaya baþlamakta ve en küçük hareket veya dokunuþla beraber büyük miktarda pigment kaybolup gitmekteydi. Uzmanlar, bu sorunu çözmek için sonunda ham ipekten elde edilen ve serisin adý verilen bir tür doðal ipek zamký icat etmiþlerdir. Ufak bir miktar ham ipeði su ile kaynatýp þeffaf ve yapýþtýrýcý özelliði olan serisin maddesini elde etmek mümkündür. Güçlü bir yapýþtýrýcý özelliði olan serisin baskýlý ipek kumaþlara püskürtüldüðünde, renkleri korumakta ve desenler çok daha kalýcý olmaktadýr. Eðer ileride daha iyi malzemeler icat edilirse, bu serisin katmaný yýkanarak çýkartýlabilir. Changsha þehrinin Mawangdui ilçesinde bulunan Ham Mezarýndan çýkartýlan bazý elbiseler bu yöntem kullanýlarak korunmuþtur. Günümüzde, bu yöntemler açýk bir þekilde ev kullanýmý için de teþvik edilmektedir. Araþtýrmalar ve Yayýnlar 1950li yýllardan beri, tarihi Çin kýyafetleri ve nakýþý ile ilgili çalýþmalar yapýlmaktadýr. Yapýlan ilk temsili çalýþmalardan biri, 1979 senesinde yayýnlanmýþ olan ve kendini kýyafet çalýþmalarýna adamýþ bir yazar olan Shen Congwenin editörlüðünü yaptýðý "A Study of Ancient Chinese Apparel çalýþmasýdýr. Diðer önemli çalýþmalar arasýnda 1984 senesinde yayýnlanan ve Shanghai Theatrical Instituteda araþtýrmacý olarak görev alan Zhou Xibaonun "History of Ancient Chinese Dress" çalýþmasý ve Çin Tarih Müzesinde hatýrý sayýlýr bir araþtýrmacý olan Sun Jinin "Figure Note on the Han Dynasties heritage" ve "Ancient Chinese Papers on Civil Clothing" çalýþmalarýdýr. Çin hükümeti, bunlara ek olarak, Þangayda, Þangay Sanat Enstitüsü ile birleþen ve Çin kýyafet kültürüne odaklanmýþ özel bir kuruluþ olan Çin Moda Tarihi Araþtýrma Ofisi kurmak için özel bir fon ayýrmýþtýr. Kýyafet bilimi profesörü olan Zhou Xunun liderliðinde, bu alandaki araþtýrmalarda yer aldýðým için onur duymaktayým. 30 yýlý aþkýn bir süredir, oldukça fazla tarihi belgeden ve kýyafet örneðinden edinilen bilgilerle, kýyafet ve nakýþ teknolojileri hakkýnda kapsamlý ve sistematik bir harmanlama ve araþtýrma gerçekleþtirdim. 64 Many of them had been stained with blood, mud or other solid objects when unearthed. As a result of long-term immersion and corrosion, fabric color and texture had been seriously damaged. It was the key to the preservation of the cultural relics that these artifacts would be cleaned-up. For this reason, many specialized research institutions were set up, developing a variety of clean-up methods. For example, fabrics were placed into special sink with cleaning water spray if they were not too badly polluted; it would be degreased partially by using solvent if polluted by oil heavily. More than ten solvents could be used including carbon tetrachloride, ethanol, acetone, alcohol, turpentine, glycerol. In order to choose the correct solvents, the properties of fabrics required scientific identification before cleaning-up. Discoloration, crisp, indurations and deformation of fabrics could be avoided or reduced in this way. There are other difficulties in the protection procedures. For example, due to bad closed conditions and long-term leakage, fabrics in Famensi Temple underground palace in Shanxi province had been carbonated and had so seriously mildew that they were turning to rot once they were touched. In order to solve these problems, the State Administration of Cultural Heritage organized experts to develop a new method of mildew treatment. That is to store moldy silk fabrics in a special sealed bag full of a kind of special chemical gas. A month later, when the bag was opened, the mildew would be eliminated totally. The amazing effect had created favorable conditions for the next work of exposing, repairing and preserving silk fabrics. At present, these measures are used widely in silk fabrics clean-up throughout China. Apart from the cleaning-up work, the preservation of silk fabrics was another difficult issue. Although some silk fabrics' color was still very bright after many years, the color would fade quickly as it was dried in an heritage warehouse. As mentioned, the printing color silk fabrics were even more difficult to preserve. The color of the silk fabrics had gradually faded after being in contact with air, even a slight movement or touching, a large number of pigments would disappear. In order to solve this problem, experts finally invented a kind of natural sericin which was extracted from the raw silk. It is not too complicated to boil small amount of raw silk with water to to produce a transparent and adhesive sericin by dissolving. When the sericin, with strong capacity of adhesion, is sprayed on printing silk fabrics, color would be protected and enduring. If better material is invented in the future, this layer of sericin could also be washed off. Some silk clothing unearthed at Han Tomb of Mawangdui in Changsha city, were preserved by this way. At present, these methods have been promoted openly domestically. Studies and Publications Since the 1950, research in ancient Chinese costumes and embroidery has been continued. One of the early representative works is "Study of Ancient Chinese apparel," published in 1979 edited by Shen Congwen, a famous writer who was devoted to costumes studies. The other important works include "History of Ancient Chinese Dress" issued in 1984, its author is Zhou Xibao, a researcher in Shanghai Theatrical Institute , " Figure Note on the Han Dynasties heritage" and "Ancient Chinese papers On Civil Clothing " , both issued by Sun Ji, a outstanding researcher at the Museum of Chinese History. In addition, Chinese government allocated a special fund to set up China Fashion History Research Office in Shanghai, a specialized agency focused on the studies of Chinese clothing culture which merged into the Shanghai Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu "Ancient Chinese Costumes", " Chinese Costumes over Five Thousand Years ", " Ancient Customs of Chinese Costumes " "History of Chinese Traditional Costumes Forms ", " Dictionary of Chinese Dressed Costumes " ve "Fairview makalesi - The Traditional Chinese Embroidery Patterns" gibi çok sayýda akademik çalýþmam yayýnlandý. Hediye olarak, 2006 senesinde "Fairview Makalesi" Çin Halk Cumhuriyeti Baþkaný Hu Jintao tarafýndan Yale Üniversitesinde sunulmuþtur. Restorasyon ve Sergileme Çinli uzmanlar, þu ana dek tarihi nakýþ teknolojisini nesilden nesile aktarmak ve teþvik etmek için oldukça fazla çalýþma yapmýþlardýr. Önemli olan iki görev vardýr: restorasyon ve sergileme. Restorasyon sergilemenin temelini oluþturur, çünkü nakýþ ürünlerini koruyabilmek zordur. Tarihi nakýþ ürünleri, özellikle Han ve Tang Hanedanlarý döneminde oldukça nadir bulunmaktaydý. Geriye kalan az miktarda eserin çoðu, ciddi zarar görmüþtür. Çalýþanlarýn bu emanetleri korumak için oldukça fazla çaba sarf etmelerine raðmen, bunlarý uzun süreler boyunca sergilemek imkansýzdýr. Ming Hanedanýnýn kumaþ emanetleri daha iyi korunmuþtur, çünkü nispeten daha yenilerdir ve bazýlarý nesilden nesile aktarýlarak günümüze kadar korunmuþlardýr. Çoðu Beijingdeki Ulusal Saray Müzesinde, Taipei Ulusal Saray Müzesinde ve diðer müzelerde saklanmaktadýr. Ancak, çok deðerlidirler ve sergilenmeleri olanaksýzdýr, çünkü sýcaklýk, uygun ortam koþullarý vs. gibi faktörlerin belirli seviyelerde tutulmasý gerekmektedir. En etkin strateji, emanetleri restore etmektir. Bu yöntemle, hem yetersiz sergileme sorunu ortadan kalkmakta hem de bir dizi profesyonel yok olmaya yüz tutan bu tarihi sanatlarý öðrenmektedir. Çin Ulusal Kültür Bürosu, Ýpek Emanetler Restorasyon Merkezini kurmuþtur. Detaylý analiz ve ipek kumaþlarýn malzemesi, renkleri ve iþleme yöntemleri ile ilgili geniþ bilgileri temel alan uzmanlar tarihi giysileri restore etmeye baþlamýþlardýr. Yýllar süren çabalarýn ardýndan, hatýrý sayýlýr geliþmeler kaydedilmiþtir. Örneðin, Beijing Dingling Mezarlarýnda yer yüzüne çýkartýlan Ming Hanedanýnýn Ýmparatoru Wanlinin ejderha pelerininin restorasyonu oldukça baþarýlý olmuþtur. Pelerinin ön tarafý, arkasý ve omuzlarý þekle göre tasarlanmýþtýr ve çizgiler altýn iplikle, ejderha deseni kullanýlarak örülmüþtür ve toplam aðýrlýðý 600 gramý geçmektedir. Ýþlem esnasýnda kumaþlar yaka, klapa, kollar, etek gibi parçalara ayrýlmýþ ve her parçanýn sýnýrý birleþim yerleri olmuþtur. Tüm ejderha desenleri doðrudan iþlendiði için, süreç oldukça karmaþýk olmuþtur. Ýlk olarak, kumaþýn özel bir entegre dokuma tezgahý ile kumanda edilmesi ve daha sonra desenin iþlenmesi gerekmektedir ve 50den fazla mekik omuzlar üzerine desen iþlemiþtir. Sadece ejderha kumaþlarýný örmek yaklaþýk 7-8 sene sürmüþtür, çünkü günde genellikle sadece 2-3 santimlik bir doku tamamlanabilmiþtir. Bu pelerinleri taklit etmek için, uzmanlar ve teknik personel yaklaþýk 10 seneden fazla deneme yanýlma yöntemi ile zaman harcamýþtýr. Sonunda, yok olmaya yüz tutmuþ nakýþ teknolojisi restore edilmiþtir ve Ýmparator Wanli'nin pelerinleri günümüzde Beijingdeki Dingling Müzesinde sergilenmektedir. Bir baþka baþyapýt da Hunan ilindeki Mawangdui Han Mezarýndaki yün elbisenin kopyasýdýr. Yeryüzüne çýkartýldýðýnda, bütün kültürel emanet uzmanlarý hafifliði yüzünden hayrete düþmüþlerdir, çünkü aðýrlýðý sadece 49 gramdýr. Ne yazýk ki, sergilendiði yerden çalýnmýþtýr. Daha sonra bulunmasýna raðmen, oldukça fazla hasar gördüðünden sergilenememiþtir. Art Institute. Led by Zhou Xun ,a professor of costume study, I have the honor to participate in this field of research. Over more than three decades, drawing from a large number of historical documents, and many heritage costumes, I conducted a comprehensive and systematic collation and research on the apparel and embroidery technology. I published several academic books including "Ancient Chinese Costumes", " Chinese Costumes over Five thousand years ", " Ancient customs of Chinese Costumes " "History of Chinese traditional costumes Forms ", " Dictionary of Chinese dressed costumes ", and "Fairview article - the traditional Chinese embroidery patterns" .As a gift, " Fairview article" was presented to Yale University by Hu Jintao, President of People's Republic of China in 2006. Recovery and Display At present, Chinese experts have done a lot of work on transmitting and promoting ancient embroidery technology. There are two important tasks: recovery and display. Recovery is the basis of the display because embroidery products are difficult to preserve. Ancient embroidery products were very rare especially in the Han Dynasty and the Tang Dynasty. Of the few that were left, most of them had been damaged seriously. Although workers have conducted many protective measures on these relics, it is obviously impossible to display for long periods. Fabric relics of the Ming Dynasty and later years were preserved better because they were not as ancient and some of them were handed down from generation to generation. Most of them were held in the National Palace Museum in Beijing, Taipei National Palace Museum and other museums. However, they are very valuable but impossible to show because of harsh requirements such as temperature, moderate, environmental conditions. The most effective Strategy is to recover the relics. In this way, not only the problem of insufficient exhibits could be solved, but also a number of professionals could be trained to learn the traditional crafts at the verge of disappearance. China National Cultural Bureua set up the Silk Relics Recovery Center. Based on detailed analysis and a large amount of data on silk fabrics material, color and processing methods, experts then conducted rehabilitation of ancient costumes. After years of efforts they had made remarkable achievements. For example, the recovery of dragon robe of Emperor Wanli in the Ming Dynasty unearthed at Beijing Dingling Tombs was very successful. The robe's front, back and shoulders are designed to shape and the lines have been woven with dragon pattern which were weaved with gold thread, totally more than 600 grams. During the process the fabrics are divided into several pieces such as collar, lapel, sleeves, skirt and each piece's border is the joints. Because all the dragon pattern are directly weaved the procedure is particularly complex. Firstly, the fabric must be controlled with special integrated loom, then to weave pattern and more than 50 shuttles were weaved patterns on shoulders. It almost took 7-8 years to weave dragon fabrics alone because only 2-3 centimeters texture could be finished each day generally. In order to copy the robes, the experts and technical personnel has cost more than a decade of time and repeated study and trial. Finally the disappeared weaving technology was restored and Emperor Wanli' robes is successfully on display at Dingling Museum in Beijing today. Another masterpiece is the copy of the yarn garment at Mawangdui Han Tomb in Hunan Province. When unearthed, all experts of cultural relics were shocked because it is so light that the whole weight is only 65 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Halkýn bu ulusal hazineye tanýklýk edebilmesi için, Çin Sosyal Bilimler Akademisi ve Nanjing Müzesi seneler boyunca titiz bir çalýþma yapmýþlardýr ve sonunda baþarýya ulaþmýþlardýr. Kopyasýnýn görüntüsü ve hissiyatý aslýna aþýrý derecede benzemektedir ve ayrýca aðýrlýðý da aslýnýn aynýdýr. Resmi olarak ülke dahilinde ve yurt dýþýnda sergilenmiþtir. Ek olarak, nakýþ ve kesi iþlerinin restorasyon ve kopyalama iþlemleri büyük baþarýlara imza atmýþlardýr. Hubei ilindeki Jiangling Chu ve Hunan ilindeki Han Mezarlýklarndan çýkarýlan nakýþlý elbiseler Tang ve Song Hanedanýndan kalan elbiseler kadar iyi restore edilmiþ ve asýllarýna aþýrý derecede benzeyen kopyalarý da yapýlmýþtýr. Ýlgili devlet organlarý, bilimsel geliþmeleri tamamen göz önüne sermek, akademik araþtýrmalarý daha ileri seviyede teþvik etmek ve beþ bin senelik Çin giysi kültürünü hem ülke içinde hem de yurt dýþýnda tanýtmak için Çin Giysi Müzesi kurmayý planlamaktadýr. Bir çok kültürel kuruluþ ve sanat grubu tarihi nakýþ ve tekstil tekniklerinin aktarýlmasý ve teþvik edilmesi için etkin bir þekilde çalýþmaktadýr. Þangay Sanat Enstitüsü, kurulduðu günden bu yana, tarihi Çin giysi kültürü ve dokuma teknolojilerinin restorasyonu ve sergilenmesine adanmýþtýr. Çin giysi araþtýrmacýsý Zhouxun ile beraber Çin Kýyafetlerinin Beþbin Yýlý - Five Thousand Years of Chinese Clothing", Geleneksel Çin Kýyafetleri Sergisi - Chinese Traditional Costumes Exhibition, 20.Yüzyýlýn Baþlarýnda Þangay Kýyafetleri - Shanghai Costume of Beginning of the 20th Century" ve diðer bir dizi sergiyi planlama ve tasarlama onurunu paylaþtým. Bu sergiler 1991 senesinden beri, yurt içinde ve yurt dýþýnda sýkça sergilenmiþtir. Þangay Sanat Enstitüsü, 21. yüzyýla girerken, daha büyük ölçekli sergiler düzenlemeye baþlamýþtýr. 2004 senesinde, Marsilya El Sanatlarý Müzesinde Çin-Fransýz Kültür Yýlýnda ve Marsilya Þangay Haftasýnda düzenlenen Geleneksel Çin Kostümleri Fuarýný düzenlemek için Þangay Belediyesi tarafýndan görevlendirildik. Fuar, büyük yerel ilgi uyandýrdý ve Marsilyada düzinelerce radyo ve TV istasyonu, web sayfasý ve haber ajansý bu konuda haber yayýnlayarak fuarý mükemmel ve muhteþem olarak tanýmladýlar. Öyle ki, Fransýz Moda Müzesi, Ýngiliz Sanat ve El Sanatlarý Müzesi, ABD Manhattan Müzesi, Ýtalya Milan Moda Haftasý gibi dünyanýn en büyük müzelerinden sergi teklifleri aldýk. Ayný sene, sergi Þangay Uluslararasý Kültürel Politika Forumu'nun yedinci toplantýsýnda yeniden görücüye çýkartýlmýþtýr. 2006 ve 2007 senelerinde, Þangayda görücüye çýkan büyük ölçekli "Memory on Embroidery - China Traditional Costume and Textile Techniques" ve "Century Cheongsam" fuarlarý yurt içinden ve dýþýndan binlerce ziyaretçinin ve medya mensubunun ilgisini çekmiþ ve oldukça fazla beðeni kazanmýþtýr. 66 49 grams. It was unfortunately stolen in the exhibition. Though later it was recovered, it had been damaged too seriously to display. In order to enable the public to witness the sight of this national treasure, researchers from Chinese Academy of Social Sciences and Nanjing Museum had been carrying out meticulous research for many years, were finally successful. The appearance and the feeling of the replica is extremely similar to the real item and even its weight equal to the real one. It has been on display officially at home and abroad. In addition, replication works on artistry of embroidery and kesi have also reached great achievements. Embroidery clothing, unearthed at Jiangling Chu Tombs in Hubei Province and Han Tomb in Hunan Province, have been restored as well as some clothing from the Tang and Song Dynasties also have replicas which are very similar to the originals. In order to display the scientific achievements fully, to promote academic research further as well as introduce five thousand years of Chinese clothing culture at home and abroad comprehensively, the relevant government departments have planed to set up a Chinese costume museum. Many cultural organizations and arts groups are actively working on transmission and promotion of ancient embroidery and textile techniques. Shanghai Art Institute has always been committed to recovery exhibition and academic research of ancient Chinese clothing culture and weaving technology. I had the honor along with Chinese costumes researcher Zhouxun to plan and design a series of exhibitions called "five thousand years of Chinese clothing", "Chinese traditional costumes exhibition", "Shanghai Costume of Beginning of the 20th century" as well as other exhibitions. Since 1991, these exhibitions have been frequently on display at home and abroad. Entering the 21st century, Shanghai Art Institute has carried out more large-scale exhibitions. In 2004, we were commissioned by the Shanghai Municipal Government and invited to show "China's ancient costumes exhibition" at Marseille handicraft museum during the "Sino-French Culture Year", "Paris Shanghai Week "and "Marseille Shanghai Week". The Exhibition was a local sensation and in Marseille dozens of radio and TV stations, websites and publicity agencies issued thematic reports, calling the display absolutely exquisite and beautiful. So that the world's major museums such as France Fashion Museum, the British arts and crafts museum, the United States Manhattan museums, Italy Fashion Week in Milan have sent invitations for the display. The same year this exhibition was again on display in seventh meeting of ministers held in Shanghai International Cultural Policy Forum In 2006 and 2007, large-scale exhibition "memory on embroidery-China traditional costume and textile techniques" and "century cheongsam " launched in Shanghai attracted thousands of spectators and the media both at home and abroad reported and appreciated it highly. Muhteþem Çin nakýþ ve örgü teknikleri Çin hükümetinin desteði ve sayýsýz akademisyen ve teknik adamýn çabalarý ile dünya ile paylaþýlmýþtýr ve bu mirasý koruma ve yeni nesillere aktarma çabalarý sürdürülecektir. With the support of the Chinese government in combination with the efforts of many scholars and the technical staffs, brilliant Chinese embroidery and waving techniques have been shared with the world and will continue to be preserved and transmitted further. Oturum Baþkaný Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN Prof. Dr. Saadettin ÖKTEN, Panel Chair Gayet hoþ oldu, tabii ipek bizim hayalimizde olan bir zenginlik emaresidir, bir kültür emaresidir, þimdi bizler yapay malzemelere mahkum olduk. Sað tarafýmýzda oturan yakýn komþumuz Suriyenin Þam þehrinden Tarek Al Nahhas Bey buyurun efendim; This was very pleasant, silk of course is a sign of wealth, a sign of culture in our minds. Nowadays we have been made prisoners to synthetic materials. Our close neighbor from the city of Damascus in Syria, Mr. Tarek Al Nahhas, who is sitting to my right, please go ahead sir; Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu M. Tarek al NAHHAS Þam, Suriye / Damascus, Syria Þamýn hâlâ yaþamaya devam eden, yeryüzündeki en eski baþkent olduðuna dair yaygýn bir inanç vardýr. It is widely believed that Damascus is the oldest capital on earth that still alive continuously. Bereketli topraklar, temiz su, ýlýman iklim ve kýtalarý kuzeyden güneye, doðudan batýya baðlayan stratejik coðrafi konum. Bunlarýn hepsi ilk insanlarý burada yerleþip yaþamaya sevk etmiþtir. Fertile land, fresh water, tender climate and strategic geographical location that link continents from north to south and from east to west. All of that attracted First Man to live and settle on it. Þam, son beþ bin yýldan uzun bir süreye yayýlan atalarýn hikâyesini anlatan izlerle dolu uzun bir tarihe sahiptir. Yapýlan keþifler Þamýn Hristiyanlýktan önceki üçüncü bin yýlda da var olduðunu göstermiþtir. Bu, Ebla tabletleriyle de doðrulanmaktadýr. (Suriyenin kuzeyindeki ünlü arkeolojik site) Bu kil tabletler 1975 yýlýnda keþfedilmiþtir. Bu tabletler üzerinde yapýlan çalýþmalarda diðer þehirlerin isimleriyle birlikte Þam adý da gün ýþýðýna çýkmýþtýr, ancak üçüncü bin yýldaki Þam hakkýnda herhangi bir bilgi mevcut deðildir. Bronz çaðýndan, Hristiyanlýktan önceki üçüncü binyýl ortalarýndan kalma bir baþka kil tablet de Emevi Camii Nefi (Eski Þam Tapýnaðý) kazýlarý sýrasýnda bulunmuþtur ve bu þimdiye kadar Þamda yapýlan en antik keþiftir. Þehir Arami Suba krallýðýnýn bir parçasýydý, ardýndan Arami liderlerden biri (Rosen Ibn al Yade) Þamýn kontrolünü ele geçirdi ve yöneticisi oldu. Þehri bu büyük Arami krallýðýn baþkenti yaptý; zaman geçtikçe Þam, Asur yayýlmacýlýðýnýn önünde bir engel teþkil eden ve hatta onlarý pek çok kez de maðlup eden, Suriyedeki en büyük devlet olarak diðer Arami komþularý üzerinde de kontrolünü yaymaya baþladý. Þamdaki Arami tapýnak ve saraylar mimari lüksle karakterize Damascus has a very long history full of traces telling us the story of the ancestors spread over the last five thousand years. Discoveries showed that Damascus existed in the third millennium before Christianity. This was confirmed by the boards of Ebla (the famous archeology site to the north of Syria); these clay boards had been discovered in 1975. Studying these boards, the name Damascus appeared with other towns names, but no information is available about Damascus of the third millennium. Another clay from the Bronze age in the mid of the third millennium before Christianity was found during excavating Umayyad Mosque Nave (The Old Temple of Damascus), and this is the most ancient discovery in Damascus up until now. The city was part of the Aramaic kingdom Suba, and then one of the Aramaic leaders (Rosen Ibn al Yade) gained control on Damascus and became its ruler. He made it the capital of this great Aramic kingdom, time passed and Damascus started to spread the control over other Aramaic neighbors as greatest state in Syria, standing as an obstacle in front of Assyrians extension and even overcome them many times. Aramaic temples and palaces in Damascus were characterized by architectural luxury. The Aramaic great temple of the God Haded contained an altar with touches of beauty, thus king of Jehovah made Jerusalem temple similar to it. 67 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu edilmekteydiler. Arami Tanrýsý Hadada adanan büyük tapýnak güzelliklerle dolu bir sunaða sahipti, o nedenle Yehova kralý Kudüs tapýnaðýný ona benzer þekilde inþa ettirdi. Þam, þehri Ý.Ö. 732 yýlýnda fetheden Asur Kralý Üçüncü Tughlata kadar Arami krallýklarýn baþkenti olarak kaldý; tarihi metinler surlarýna yapýlan aðýr saldýrýlara daha fazla dayanamayarak düþen Þama yapýlan Asur kuþatmasýna dikkat çekmektedir; þehir fethedilemez bir surla tahkim edilmiþti. Þam, Ý.Ö. 605 yýlýnda Babil kralý Nabukadnezar tarafýndan fethedilene dek Asur yönetimi altýnda kaldý, ancak tarih Þamda Nahukadnezarla iliþkilendirilebilen herhangi bir mimari çalýþma kaydetmemiþtir. Daha sonra, Persler Babil Krallýðýný yýkýp Ý.Ö. 538'de Þam'a girdiler ve Þamýn konumunun öneminin farkýnda olduklarýndan þehri baþkentleri ve askeri liderliklerinin merkezi yaptýlar. Coðrafyacý Strabon (Ý.Ö. 58-25) Pers çaðýndaki Þam'ý Asyanýn batý kýsmýnýn en ünlü þehri olarak sýnýflandýrmýþtýr. Pers imparatoru 3. Dara Ýskenderin ordusu tarafýndan maðlup edildi ve Yunanlý lider Parmino, sonraki 10 yüzyýl boyunca Büyük Ýskenderin imparatorluðunun bir parçasý olan ülkeye Ý.Ö. 333 yýlýnda girdi. Ý.Ö. 111 yýlýnda, Selevki kralý yeni baþkenti yapmak üzere Antakyadan ayrýlýp Þama gitti. O tarihlerde, Arap Nabatlar güney Suriyede güçlü bir devlet kurdular ve Ý.Ö. 85 yýlýnda Þama girip kýsa bir süreliðine de olsa þehri baþkentleri yapmayý baþardýlar. Suriyenin imparator Bombi tarafýndan iþgal edilmesinden sonra, Ý.Ö. 64 yýlýnda Þamda Roma dönemi baþladý ve Þam önemli bir Roma þehri haline geldi; þehir Adriyanus döneminde Mitropole olarak adlandýrýldý ve Ý.S. 2. yüzyýl sonlarý, 3. yüzyýl baþlarýndaki Karakalla döneminde Þam, aslýnda, Roma dönemindeki en önemli on þehir olan Dicapolis þehirlerinden biriydi. Yerel sanatlar Yunan ve Roma sanatýyla harmanlandý ve sonuçta ortaya Helenistik sanat çýktý. Hristiyanlýk ortaya çýktýðýnda, Þam yeni dinin yayýlmasýnda tarihi bir rol oynadý. Þehir Aziz Bolusun imaný saðlam bir Hristiyan olmasý ve doðu duvarýnda asýlý putlardan kaçýnmasýyla tanýnmaktadýr; ayrýca Hanania Þamýn ilk piskoposudur ve eski Þam þehri onlarýn anýlarýný hâlâ saklamaktadýr. Ý.S. 4. yüzyýlýn sonunda Þam, Doðu Bizans Ýmparatorluðunun yönetimine girdi ve Bizans imparatorlarý þehre hayran kaldýlar. Bir keresinde Ýmparator Julian þöyle demiþti: Þam doðunun gözbebeðidir. Ý.S. 635 yýlýnda, Þamda yeni bir dönem baþladý; Ýslamýn Þama geliþi þehrin tarihindeki en büyük olaylardan biri addedilmektedir. Bu olay, bin yýldýr süren Batý hâkimiyetine son vermiþ ve þehrin doðulu cazibesini yeniden büründüðü yeni bir sayfa açmýþtýr. Birkaç yýl sonra, þehir Roma tarzýndan, tüm dünyaya ilk kez sunulan yepyeni bir tarza doðru dönüþmeye baþlamýþtýr. 68 Damascus remained the capital of the Aramaic kingdoms until the coming of the Assyrian king Tughlat the third who conquered Damascus in 732 BC, historical texts points to the Assyrian siege to Damascus which finally fell due to the heavy attacks on its wall; the city was fortified with unconquerable wall. Damascus remained under Assyrian rule until 605 BC when it fell in Nbokhad Nassar hand the king of Caledonians, but history mentioned no architectural works related to him in Damascus. Later on, Persian were able to put down Caledonian kingdom and entered Damascus in 538 BC and they were aware with the importance of Damascus location so they made it their state center and headquarter of their military leadership. Strabon the geographer (58-25 BC.) classified Damascus in Persian age as the most famous town in the western part of Asia. The Persian emperor Darios 3rd was defeated by Alexanders army and the Greek leader Parmino entered the country at the year 333 BC, becoming part of Alexander the great empire for the next 10 centuries. At 111 BC, Salukis king left Antakia to Damascus to make it his capital. At that time, Arab Anbatt established a strong state in southern Syria, and they were able to enter Damascus in 85 BC to make it their capital but it was only for a short time. In 64 BC, the Roman era started in Damascus after emperor Bombi occupied Syria and Damascus become one of the important Roman state, it was labeled as Mitropole at the time of Hadrialous and at the time of Karakalla at the end of 2nd century, beginning of 3rd century AC, in a matter of fact, Damascus was one of the ten most important cities Dicapolis in Roman era. Local arts mixed with Grecian and Roman arts, and as a result appeared the Hellenistic art. When Christianity appeared, Damascus participated in spreading the new religion with great historical role. And it is well known that saint Bolus was strong Christian believer and that he fled from the pagans hanged of the eastern wall; as well Hanania was the first bishop in Damascus, and the old city of Damascus still keeping their memories. At the end of the 4th century AC, Damascus became under eastern Byzantine Empire and was admired by the emperors. The emperor Julian once said: Damascus is the eye of the east. In 635 AC, a new era has started in Damascus; the coming of the Islam to Damascus is to be considered as one of the greatest event in the history of the city. It put an end to the western influence which prolonged for a millennium and opened new page in which the city returned to its eastern enchantment. Few years later, the city started to convert from its Roman style to a brand new style presented to the world for the first time. The Arabic Islamic time in Damascus is considered as a starting date of historical architectural booming. Art development and Architectural schools were accompanied with political stages of Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Þamdaki Arap-Ýslam dönemi tarihi mimari patlamasýnýn da baþlangýcý sayýlmaktadýr. Sanatsal geliþim ve mimari ekollere þehrin siyasi safhalarý eþlik etmiþtir. Ýslami dönemde þehrin, aralarda yaþadýðý bazý duraklama ve çöküþ günleri olsa da zenginlik ve geliþme içinde yaþadýðý dört ana safha bulunmaktadýr. Ý.S. 635ten 750ye kadar olan safha Þamýn Ýslam dinine giriþiyle baþlamýþtýr. 661 yýlýnda Emevi ailesinden ilk halife Muaviye Þamý, gölgelerini Ýslam dünyasýna ve gayrimüslim dünyaya uzatan yeni doðmuþ imparatorluðun ilk baþkenti yaptý. 750 yýlýnda Abbasi ordusu Þama girdi ve Emevi tarihinin son sayfasý da kapandý. Ýslam Ýmparatorluðunun baþkenti Baðdata nakledildi ve Þam siyasi ve ekonomik bir ihmal dönemi yaþadý. 1075 yýlýnda, güçlü bir savaþçýlar grubu Orta Asyadan gelerek Þamýn yönetimini ele geçirdi; bunlar da Müslümanlardý ve Þama, sevdikleri ve önem verdikleri bu þehre barýþ getirecek kadar da güçlüydüler; onlara Selçuklular deniyordu ve ilk yaptýklarý Emevi Camiini (Þamýn Ulu Camii), iç kalenin temellerini ve þehrin savunma sistemini onarmak oldu. Ayný anda, batýdan da ciddi bir tehlike yaklaþýyordu; büyük güçler Suriyenin sahil þeridini þehir þehir ele geçirmeye baþladýlar; onlar kendilerine Haçlýlar diyorlardý ama yerli halk onlara Frenk (Arapçada Avrupalý) diyordu. Þam halký, Emevi döneminin varlýklý günlerini geri getirerek þehri Haçlýlara karþý savunduðu için 1154 yýlýndaki en ünlü Selçuklu olan Nureddin Zengiye hayranlýk duyuyordu. Nureddin Zengi, bimarhane (akýl hastalýklarý hastanesi), medrese ve hamam gibi diðer pek çok kamu binasýnýn yaný sýra þehrin surlarýný yeniden inþa ettirdi ve kapýlarýný da yenilettirdi; Nureddin Zenginin anýtlarýnýn çoðu bugün hala faaliyet göstermektedir. Haçlýlar 1098 yýlýnda Kudüs'ü ele geçirdikten ve 1173 yýlýnda Nureddin Zengi vefat ettikten sonra, onun askeri yardýmcýsý, Eyyubi ailesinden Selahaddin, Þamlýlarla Mýsýrlýlar tarafýndan, Haçlýlara karþý savaþta Þam ve Kahireyi birleþtirmesi için seçildi ve savunma sistemi son þekline ulaþtýðýnda (iç kale, surlar, kuleler ve kapýlar aþýlmaz hale geldi), bimarhaneler, hamamlar ve kervansaraylar gibi pek çok kamu binasýnýn yaný sýra yüzden fazla medrese ve ayný sayýda cami yapýldýðýnda Þam varlýklý günlerini devam ettirdi; bu tür kamu binalarý ekonomik refahýn ve verimli uluslararasý iliþkilerin altyapýsýný teþkil ediyordu. Eyyubi ailesi þehir 1259 yýlýnda Moðollar tarafýndan ele geçirilinceye kadar Þamý yönetmeye devam etti; neyse ki Moðollar Þamda her þeyi yýkmaya yetecek kadar uzun süre kalmadýlar, çünkü üç ay sonra Memluklar gelip þehri kurtardýlar ve Þam ticari ve sýnaî refah sayesinde surlarýn dýþýna büyümeye ve nüfusu da artmaya devam etti. 1401 yýlýnda, Timurlenk þehri ele geçirip halkýný katlettiðinde ve þehri harap bir halde terk etmeden önce üç gün boyunca sürecek bir yangýn baþlattýðýnda Þam tarihindeki en zalimce felakete the city. Four principal stages succeeded in Islamic time in which the city lived prosperity and booming, but with intervals of some freezing and collapsing days. From 635 AC until 750. This stage started with Damascus interring in the Islamic religious. In 661 nMuawiah- the first caliph from Umayyad family- made Damascus the first capital for the newborn empire which spread its shadows on Islamic and non Islamic world. In the year 750 the Abbasid army entered Damascus and the last page of Umayyad history was folded. The capital of the Islamic empire transferred to Baghdad then Damascus suffered a period of political and economical negligent. In the year 1075 a group of strong fighters came from middle Asia and took over Damascus, they were Muslims and they were powerful enough to bring peace to Damascus, the city that they loved and care about, they were called the Saljuqs and first thing they did for the city was the restoration of Umayyad mosque (the great mosque of Damascus), and the foundation of the citadel and the defense system of the city. At the same time a serious danger approached from the west, heavy forces started to seize the seashore of Syria city by city, they called themselves the Crusaders, but the local people called them Firanga (the Europeans in Arabic). The Damascene looked up to Nour Addeen Al Zinki, the most famous Saljuq in the year1154, to lead there defense against the Crusaders by bringing back the prosperity days of Umayyad time. Nour Adden reconstructed the wall and renewed the gates, besides many other public building like the Bimarstan (which is a hospital for mental treatment), like alMadrasah (the religious schools), and the Hammam (the public bath), most of Nour Addeen monuments are functioning until now. After the Crusaders take over Jerusalem in 1098 and the death of Nour Adden in 1173, his military assistant Salah Addeen from the Ayyubi family chosen by the Damascene and the Egyptians to unite Damascus and Cairo in fighting against the Crusaders, and Damascus continued the prosperity days, when the defense system reached the perfection in its final shape (the citadel, the wall, the towers and the gates became invincible), over hundred of Madrasah were built, and a same number of mosques, besides many more of public buildings like Bimarstan, Hammams and caravanserais, this kind of public building were the infrastructure for an economical prosperity and fruitful international relations. The Ayyubi family ruled Damascus until the Tatars armies seized the city in 1259; fortunately they didnt stay in Damascus enough time to destroy everything, because after three months the Mamlukes arrived and released the city and Damascus continued to grow outside the wall and the population as well, due to the commercial and the industrial prosperity. In the year 1401, Damascus was subject to the most brutal disaster that it ever known in its history, when Taimorlank seized the city, killed the people, and set fire to the city lasted for three days 69 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu maruz býrakýldý. Bu felaketten sonra Memluklar þehre geri dönüp felaketin izlerini sildiler ve hayat þehre geri döndü; mimari hareket, Osmanlý zaferiyle o dönemin bittiði ve yeni bir dönemin baþladýðý 1516 yýlýna kadar yeniden geliþti. Osmanlý yönetimi altýnda Þam, imparatorluðun geniþ uzantýlarý sayesinde büyük ölçüde geliþme gösterdi. Dýþ ticaret büyük ölçüde aktifleþtirildi ve Þama büyük yarar saðladý. Osmanlýlar, dini ve ticari öneminden dolayý Þama büyük öncelik verdiler ve özel bir dikkat gösterdiler; ticari alanlardaki (Þam çarþýlarý) devasa kentsel geliþme kapsamýnda camiler, medrese ve 139dan fazla kervansaray inþa etmeye baþladýlar. Ýpek Yolu o adla anýlan ipek ticaretinden kaynaklanmýþtýr ve bu ticaretin anavataný da Han Hanedaný dönemindeki (Ý.Ö. 202 Ý.S. 220) Çindir. Çin antik dünyada ipek böcekçiliði için dut aðaçlarý diken ve ipek böceði yetiþtirip ipek dokumalar üreten ilk ülkedir ve Çin ipeði tüm dünyaya yayýlmýþtýr. Bu Ýpek ticareti Çinin doðusundan batýya giden kervanlarla baþlatýlmýþtýr. Bu kervanlar, deðerli mallarýný ele geçirmek isteyen Orta Asyalý kabilelerin saldýrýlarýna karþý muhafýzlar tarafýndan korunuyordu. Chan Chin (ilk Çinli gezgin), küçük kabileleri de içine alacak þekilde geniþleyen bir ipek ticareti fikri yaratmak üzere Orta Asya kabileleriyle temas kurmayý baþardý ve Asyalý göçebeleri kervanlarýn güvenliðini saðlayacak resmi müttefikler haline getirdi. Ardýndan, kesin güzergâhlar belirlendi ve Ýpek Yolu olarak tanýnmaya baþladý. Bu yol aslýnda Çinden baþlayýp Orta Asya ve Hindistana giden, Ýraný geçip Orta Doðu'ya oradan da nihayet Avrupaya ulaþan bir güzergâhlar aðýydý. Þam, uygarlýklarýn kavþak noktasý, eþsiz bir hazine ve güzelliktir; bu bölgede üç kýtayý Asya, Avrupa ve Afrika birbirine baðlayan, stratejik açýdan önemli bir konuma sahiptir. Benzersiz konumu Suriye topraklarýnda geliþmiþ pek çok uygarlýk için bir kavþak noktasý olarak tarihi konumunu kazanmasýna yardýmcý olmuþtur; bu durum Ýtalyan Profesör Paulo Mattieh baþkanlýðýnda gerçekleþtirilen Ebla (insanlýðýn ilk anavataný) kazýlarýnda elde edilen kanýtlarla da teyit edilmiþtir. Osmanlý Ýmparatorluðu Ýpek Yolu üzerindeki yüzlerce þehre yayýldýktan sonra siyasi istikrar, yönetim ve para biriminin birleþtirilmesi sayesinde ticari faaliyetler daha da kolay hale gelir. Þehirler arasýnda yolculuk etmek, Ýstanbuldaki sultanlarýn ve saltanat ordularýnýn korumasý altýnda çok kolay ve çok güvenli hale gelir. Ýpek Yolu sadece bir ticaret yolu deðildi; ayný zamanda uygarlýklar arasýnda diyalog ve kültür alýþveriþi bir köprü, farklý dinlerin, adetlerin, sosyal geleneklerin ve sanatlarýn birbirini tanýmasý için bir kanaldý. 70 before he left it ruined. Mamlukes returned to Damascus after the disaster to remove the traces, and life returned to the city, and the architectural movement flourished once again until the end of that era with the Ottoman victory in the year 1516, when a new period started. Under Ottoman ruling, Damascus developed greatly because of the wide extension of the empire. The external trade was activated greatly as will, so it was with great benefit to Damascus. The Ottoman gave Damascus high priority and special intensive care for its religious and commercial importance; they started to build mosques, madrasah (religious schools) and more than 139 caravansaries, within a huge urban development in the commercial areas (the souks of Damascus). The Silk Road is resulted from silk trade called of that name and its cradle was China in Han Dynasty age (202 BC. 220 AD). China is the first country to plant mulberry sericulture and raising worms and silk textiles produced in the ancient world, and Chinese silk spread throughout the world. This trade Silk started in east of China to the west, by caravans with guards to protect and prevent the risk of robbers and bandits where they are often attacked by the tribes of central Asia greed of its precious goods. Successfully Chan Chin (who is the first Chinese traveler) was able to achieve contact with the tribes of central Asia to create the idea of expanding Silk trade to include the small tribes, and made Asian Bedouins as formal allies to insure the caravans security. Then clear routes established and became known as the Silk Road. Which is in matter of fact, was network of routes starting from China to central Asia and India, crossing Persia to the Middle East and finally to Europe. Damascus is a crossroads of civilizations, and a matchless treasure and beauty; it occupies a strategic important location in this region, linking three continents: Asia, Europe and Africa. Its unique location contributed in giving it a historical position as a crossroads for many civilizations that grew in the Syrian lands, this was confirmed by the evidences of Ebla (the first homeland for mankind) excavations headed by the Italian professor Paulo Mattieh. After the Ottoman Empire spread over hundreds of cities on the Silk Road, the commercial activities become easier due to the political stabilization and the unification of the regulation and the currency. Traveling between cities becomes very easy and very secure under the umbrella of the Sultans in Istanbul and the protection of the royal armies. The Silk Road wasnt only a course for trading; it was also bridges for the civilizations dialogs and culture exchange, it was channels to introduce different religious, customs, social traditions and arts. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Doðu ile batý arasýnda her iki yöne doðru yaptýklarý yolculuklarda tüccarlara þairler, filozoflar, entelektüeller ve din adamlarý eþlik ettiler. Zanaatkârlar, iþçiler yeni tarzlarý ve yeni teknikleri öðrenmek için gözlerini dört açtýlar; gördükleri þeyleri uluslararasý çeþniler içeren yeni yerel sanatlar oluþturmak için atalarýndan miras aldýklarý þeylerle harmanladýlar. Doðudan ipek, deðerli taþlar, altýn, sandal aðacý kerestesi vs. Batýdan da Ýstanbul aracýlýðýyla sanatlarý ve tarzlarý (rokoko, barok ve özellikle de Osmanlý Baroðu), sonuçta benzersiz bir Þam sanatý yaratýldý: Damasko (ünlü Þam ipeði), Al-Fusifusaa (bölümlerden yapýlan ünlü Þam mozaiði), Sedef (ahþap mobilya üzerine sedef kakma), Al Moashak (pencereler için alçý içinde renkli bölümler) ve Þamýn refahýný simgeleyen pek çok el sanatlarý. 19. yüzyýlda yeni idari yapýlarýn (þehir meclisi) oluþturulmasý: 19. yüzyýldaki ilk Osmanlý reformlarýnýn amacý vilayetteki en önemli temsilcisi, yani vali, aracýlýðýyla pozisyonunu güçlendirmekti. 19. yüzyýldan önce idari yapýlar sýnýrlýydý ve her biri kendi makamýna sahip olan vali, müþir, defterdar ve kadý gibi birkaç merkezi yetkili etrafýnda toplanýyordu. Çoðunlukla din, aile, bölge, meslek veya loncalara göre tanýmlanan sosyal gruplarla bunlarýn liderleri arasýndaki etkileþim yoluyla düzenlenen sosyal, ekonomik ve siyasal faaliyetlerin yönetimi için kurulmuþ resmi kurumlar yoktu. Ýlk idari yapýlar Ýbrahim Paþa yönetimi altýnda kuruldu. Suriyenin birkaç eyalete ayrýlmýþ eski idari yapýsý iptal edildi ve Þamda tüm Suriye için bir merkezi yönetim kuruldu. Çeþitli idari kurullar (meclisler) oluþturuldu. Soylulardan (ayan) ve Memluklara kadar giden en yüksek dereceli memurlardan (hisba divaný) oluþan ve Osmanlýda da divan þeklinde varlýðýný sürdüren bir danýþma konseyinin kayýtlarý mevcuttur. Vali bu yerel soylular komitesinin kararlarýna baðlý olmasa da, divanýn onayý olmadan yerel politikayý belirlemek onun için zordu. 1832 Haziran ayýnda Ýbrahim Paþa, din adamlarý atayarak idari, vergisel ve yasal fonksiyonlar için bir danýþma komitesi (þura meclisi) ve çoðunlukla bir ticaret mahkemesi görevi gören bir ticaret odasý (ticaret meclisi) oluþturarak divana yeni bir avantaj saðladý. Bu strateji dini mahkemelerin (þeriat mahkemeleri) yetkisini aile durumu ve mülkiyet iþlemlerine indirgedi. Osmanlý reform politikasý devam etti, önce daha net karar alma yapýlarý oluþturabilmek için Suriye eyaletlerinin sayýsý üçe (Þam, Halep ve Sayda) indirildi. Ardýndan, 16. yüzyýldan beri uygulanan eyalet kanunnameleri standart mevzuatla deðiþtirildi. Osmanlý Ýmparatorluðunun pek çok þehrinde -ki Þam da bunlardan biriydi merkezi hükümet otoritesi kurumlarýnýn geniþletilmesiyle oluþturuluyordu. Amaç yerel sosyal politika oluþturma mekanizmasýnýn hükümet yapýlarýna entegre edilmesiydi. Karar alýcýlar hala yerel soylulardý ve geleneksel yetkinin kendilerine devredilmesiyle bu soylular artýk Osmanlý idaresinde resmi hizmet veren memurlar haline gelmiþlerdi. Poets, philosophers, intellectuals and religious people accompanied the merchants in their journeys between east and west in both directions. Artisans, craftsmen and workers open their eyes to new styles and learn about new techniques, they mixed what they have seen with what they have inherited from their ancestors to create new local arts with international flavors. They imported from east the raw materials like (silk, precious stones, gold, Sandalwood ..etc), while they imported from west through Istanbul the arts and styles (rococo, baroque and especially what is known as Ottoman Baroque), as a result a unique damascene art was created: Damesco (the famous damascene silk), Al-Fusifusaa (the famous damascene mosaic made of class), Al Sadaf (the inlayed mother of pearl on wood for furniture), Al Moashak (the colored class within the gypsum for windows) ., and a lot of handicrafts that characterized the prosperity of Damascus. The creation of new administrative structures (the city council) 19th C: The aim of early Ottoman reforms from 19th C had been to strengthen the position of the state through its most important representative in the province, the governor. Before 19th century the administrative structures was limited and grouped mainly around a few central posts such as the wali (governor), mushir (commander-in-chief of the local army units), daftardar (tax collector ) and qadi (senior judge), each with its own office. There was a lack of formal institutions for the regulation of social, economic and political affairs, which were arranged through the interaction between social groups mainly defined by religion, family, district, profession or guild and their respective leaders. The first administrative structures took place under Ibrahim Pasha. The old division of Syria into several provinces (iyala) was cancelled and a central administration for the whole of Syria was established in Damascus. Various administrative boards (majlis /majalis) were introduced. There are records of an advisory body of notables (aiyan) and top officials going back at least to the Mamluks (diwan al-hisba), which continued to exist under the Ottomans in the form of the diwan. Although the wali was not committed to the decisions of this committee of local notables, it was difficult for him to decide local policy without the approval of the diwan. In June 1832 Ibrahim Pasha gave new advantage to the diwan by appointing religious people and forming an advisory committee (majlis al-shura) for administrative, tax and legal functions and a chamber of commerce (majlis al-tijara), which mainly operated as a commercial court. This strategy reduced the authority of the religious courts (al-mahakim alshariyya) primarily to family status matters and property transactions. The Ottoman reform policy continued, the number of Syrian provinces was first reduced to three iyalat (al-Sham, Halab and Sayda) in order to achieve clear decision-making structures. Then the provincial legal codes (kanunname), which had applied since the 16th century, were replaced by standard legislation. In many of the cities of the Ottoman Empire Damascus among them the establishment of a central government authority 71 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Aileler kontrolün çoðunu kaybettiler ama güçlerini kaybetmediler. 1841de Ýngiliz Konsolosu Richard Wood bu süreci "...þehrin ileri gelenlerinin kendilerine maaþlý makamlar verilerek kazanýlmasý" olarak tarif ediyordu. 19. yüzyýl boyunca adým adým eðitim, saðlýk, hukuk, iletiþim, þehir planlamasý ve imalat, ticaret ve tarýmýn desteklenmesi tümüyle devletin doðrudan idaresine girdi. Bunun karþýlýðýnda, devlet memurluðunda büyük bir artýþ yaþandý. Vali ve defterdar gibi makamlarda gerçekleþtirilen idari yapý reformlarýnýn yaný sýra, diðer iki husus da tekrar gündeme geldi: Ýdare meclisi ve vergi sistemi. 1840lý yýllarýn baþlarýnda idare meclisinin Osmanlý hükümetine entegrasyonu doðrudan doðruya 2. Mahmutun Reform Dönemine dayanýyordu ve Ýbrahim Paþa yönetimi altýnda geliþtirilen modeller kullanýldý, ancak bu meclisin Þamda tam olarak ne zaman göreve baþladýðýný tespit etmek mümkün deðildir. 1843 ve 1844 yýllarýna ait idare meclisi toplantý tutanaklarý günümüze kadar gelebilen en eski kanýtlardýr. Meclis tüm kamu binalarýnýn iþleyiþ ve bakýmlarýnýn denetlenmesinden sorumluydu; o zamandan beri, þehir meclisi kentlerini biçimlendirmekte Þamlýlara yardýmcý olmak hususunda özel bir rol üstlenmiþtir. Eski Þam þehri 1979'da UNESCO tarafýndan dünya mirasý sit alanlarý arasýnda sayýlmýþtýr; o zamanlarda yerel þehir meclisi eski Þam þehrinin korunmasý ve düzenleyici kurallarýn uygulanmasýnýn gözetilmesinde inisiyatif i ele aldý. 1986 yýlýnda Suriye baþbakaný eski Þamýn korunmasýndan sorumlu komiteyi kurdu ve Þam Valiliði de eski Þam binalarýnýn benzersiz karakterini dikkate alarak özel bir yapý yönetmeliði belirledi. Bu komitenin ana amacý þehrin mimari mirasýnýn korunmasý, kamu binalarýnýn bakýmlarýnýn yapýlmasý ve eski Þamýn kentsel dokusuna zarar verecek yasadýþý inþaatlarýn engellenmesiydi. Ayrýca, eski Þam komitesinin ana görevi kamu projelerinin denetlenmesidir. Örneðin, en önemli projelerden biri Hamidiye Çarþýsýnýn (Þamda Sultan Abdülhamit tarafýndan yaptýrýlan meþhur çarþý) rehabilitasyonuydu ve çok yakýn bir zamanda Þam Valiliði eski Þam þehrinin tarihindeki önemli altyapý projelerinden birini, Mithat Paþa sokaðýnýn restorasyonunu ve geleneksel yaþamý Þama geri getirmek için diðer pek çok restorasyon projesini tamamladý. 72 was realized by the expansion of its institutions. The intention was to integrate local social policy-making into governmental structures. The decision-makers continued to be local notables, and acting with the traditional authority transferred to them, they now became officials in government service acting under the rules of Ottoman administration. Families lost much of their control but not their power. In 1841 the British Consul Richard Wood described this process as "... gaining over the principal people of the town by giving them offices to which salaries are attached." Step by step education, health, law, communications, town planning and the promotion of manufacturing, trade and agriculture all came into the state's direct administrative during the course of the 19th century. The civil service, in turn, underwent a great expansion. Alongside the reform of administrative structures such as the posts of the wali and daftardar, two other aspects returned to the agenda: the administrative board and the taxation system. The integration of the administrative board (majlis al-idara) into structures of Ottoman government in the early 1840s was based directly on the Reform Period of Mahmud 2nd and used models developed under Ibrahim Pasha, but it is impossible to know exactly when this board was started in Damascus. Minutes of administrative board meetings from the early forties (1843 and 1844) are the earliest evidence to have survived. The majlis was responsible for the supervision of all public building works and their maintenance; since that time, the city council had a special role in helping Damascenes to shape their city. The Old city of Damascus was listed on the world heritage sites by the UNSCO in 1979, during that time the local city council took the inituitive to preserve the old city of Damascus and looking after the aplication of the regulation codes. In 1986 the prime minister of Syria established the commettee for preserving the old Damascus, and the governorate of Damascus established a special building code, taking into consideration the unique character of Old Damascus buildings. The main porpuse of this commettee was to protect the architectural heritage of the city and mentaining the puplic buildings and to privent illegal consruction that will damage the urban texture of the old Damascus. Also the main task of old Damascus commettee is suprovising the public projects for example on of the most important projects was the rehabilitation of the historical Souk al Hamidyeh (the famous souk built in Damascus during the sultan Abed al Hamied), and just recently the governorate of Damascus finish one of the important infrastructure project in the history of the old city of Damascus, the restoration of the strait street of Medhat Pacha. And meny other restoration project to bring the traditional life into Damascus. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Habibollah Tahvil Pour FARD Ýsfahan, Ýran / Esfahan, Ýslamic Republic of Iran Bismillahirrahmanirrahim In the name of Allah Olaðanüstü güzelliklerle bezenmiþ bir þehir olan Esfahan, sadece en görkemli tarihi yapýlarýn merkezinde bulunmakla kalmayýp, ayrýca Ýrana özgü güzel sanatlar ve harikulade el sanatlarýnýn da merkezinde bulunmaktadýr. Kýsacasý, Esfahanýn tarihi mimari zenginlikler ve el sanatlarý açýsýndan en zengin þehir olduðunu söyleyebiliriz. Isfahan , a city with extraordinary beauty is not only the centre of the most magnificent historic monuments but also it is centre of Iranian fine arts and glorious handicrafts. In short we can say that Isfahan is the richest city in historical, architectural wealth and handicrafts. Esfahandaki geleneksel sanatlarýn tarihçesi Ýslam öncesi dönemlere dayanýr. Esfahan merkezi bir konumdadýr ve daima Ýranýn önde gelen ana kentlerinden biri olmuþtur. Pers sanatlarý dünya çapýnda tanýnmaktadýr ve Esfahanýn yerel sanatlarý bu sanatlar arasýnda özellikle popülerlik kazanmýþtýr. Esfahan daki mimari yapýlar göz önünde bulundurulduðunda, bu þehir, Ýran ve Ýslami mimarinin mükemmel bir ansiklopedisi olarak addedilmektedir. Mimarinin olaðanüstü örnekleri ziyarete açýktýr. Muhteþem camiler, kiliseler, sinagoglar, köprüler, evler, saraylar, minareler ve mozaleler þehrin her yanýný süslemektedir. Esfahan , 7. yüzyýldan beri, Ýslami stil ve tekniklerin müzesidir. Diðer taraftan, tarihi yapýtlarýn binalarýn dekorasyonu ve süslemelerinde güzel sanatlardan olaðan üstü örneklere rastlanmaktadýr. Minyatürler, çini ve mozaik iþleri, ayna iþleri, alçý iþleri, vitray baþyapýtlarý, kakma ve mine iþleri, cevher iþleri, ve diðer onlarca dekoratif sanat, Esfahanýn tarihi yapýlarýný süslemektedir. The history of traditional arts in Isfahan dates back to pre Islamic era. Isfahan is centrally located and it has been one of the most prominent metropolitan cities of Iran. Arts of Isfahan are particularly noted for its architecture and production of great varieties of fine arts and handicrafts. The Persian arts are known all over the world and Isfahans arts are exceptionally popular. Regarding architecture in Isfahan, in fact this city is considered as an excellent encyclopedia of Iranian and Islamic architecture. Wonderful examples of architecture can be visited. Beautiful mosques, churches, synagogues, bridges, houses, palaces, minarets and mausoleums have ornamented the city. Isfahan has been a treasury of Islamic styles and techniques since 7th century AD. Herþeyin üstünde, çok çeþitli el sanatlarý nesilden nesile aktarýlmýþtýr. On the other hand decoration and ornamentation of historic monuments and buildings show magnificent styles of fine arts. Miniature paintings, tile and tile mosaic works, mirror works, plaster works, stained glass masterpieces, inlaid and enamel works, metal works and tens of other decorative arts have ornamented Isfahans historic monuments. Bu geleneksel sanatlarýn hepsine deðinmek mümkün deðildir. Ancak, lütfen birkaç örnek vermeme izin verin: Above all great varieties of handicraft have passed from one generation to another generation. 73 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Mimari açýdan Esfahan Külliyesi, dünyanýn yedi harikasýndan biri sayýlmaktadýr. Esasen, farklý dönemlerden bir dizi cami ayný alanda inþa edilmiþtir. En az 1300 yýl öncesinden 20. yüzyýla kadar sanatsal mimari eserlere rastlanmaktadýr. 17. yüzyýldan kalan Ýmam Cami, mimarinin ve çini iþlerinin olaðan üstü bir tezahürüdür. Þeyh Lütfullah Cami, bir sanat ve mimari baþyapýtýdýr. Ýslam dünyasýndaki en güzel hat sanatý örnekleri bu camide görülebilir. Yukarýda bahsi geçen yapýlar, Esfahan da bulunan en az 3000 mimari yapý arasýndan seçilmiþtir. Esfahanýn dekoratif sanatlarý ile ilgili, sizlere 150 çeþit sanattan dördünü tanýtmak istiyorum. Çini ve mozaik iþleri, çok renkli çiniler ve mozaikler: Bir dizi tarihi yapý, özellikle de camiler, çini ve mozaiklerle süslenmiþtir. Bu sanatlarýn güzelliðini ve ihtiþamýný anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalmaktadýr. Esfahan, bu sanatlarýn eþsiz bir hazinesidir. Her bir yapýnýn çini ve mozaik iþleri belirli özellikler taþýr. 17. yüzyýl, çini ve mozaik iþlerinin altýn çaðý olmuþtur. Hat sanatý: Çeþitli yapýlarýn büyük kýsýmlarý hat sanatýnýn mükemmel örnekleri ile bezenmiþtir. Batýda, hat sanatý genellikle el yazýsý olarak kabul görür, Doðuda ise en önemli güzel sanatlardan biridir. Yapýlar farklý yerleri, deðiþik hat sanatlarý örnekleri ile süslenmiþtir. Örneðin, Esfahan Külliyesinin kubbesinde Ýranlý hattatlarýn çalýþmalarýna yer verilmiþtir. Esfahanýn bir diðer önemli geleneksel sanatý da Chehel Sotoon ve Ali Gapi saraylarýnda bulunan alçý iþi ve minyatürlerin birleþimidir. Her ikisi de 17. yüzyýlýn alçý ve minyatür iþlerinin en güzel örneklerindendir. Esfahanda 100 bini aþkýn insan geleneksel sanatlar üzerine çalýþmaktadýr. Size þimdilik 100ü aþkýn el sanatýndan sadece üçünü tanýtmak istiyorum. Esfahan halýlarý, sadece tasarým açýsýndan deðil, kalite ve iþçilik açýsýndan da ülkemizdeki en iyi halýlardýr. Arabesk tasarýmlar, Esfahan halýlarýna muhteþem güzelliklerini kazandýrmaktadýr. Halýlarýn dokunmasýnda bitki ve sebze renkleri kullanýlmýþtýr. Bu halýlar el yapýmýdýr ve bazýlarýnda sayýsýz düðüm bulunmaktadýr. Genellikle, sadece profesyoneller ince ilmikli Ýran halýlarý dokur. Ýnce yün ve ipeðin bu sanat eserlerinde büyük katkýsý vardýr. Halýlarda madalyonlar, arabesk desenler ve çiçekler gibi farklý tasarýmlar kullanýlmaktadýr. 74 It is not possible to talk about all these traditional arts. Please permit me to introduce you just few examples. Regarding architecture the Jame (comprehensive) mosque of Isfahan is one of the Seven Wonders of the World. In fact a collection of mosques from different periods have been created on the same site. At least from 1300 years ago until 20th century, we can see artistic architectural works. The Imam mosque from 17th century AD is a great manifestation of architecture and tile mosques work. The Sheikh Lotfollah mosque is a masterpiece of art and architecture. The most beautiful calligraphies of Islamic world can be seen in this mosque.Above mentioned monuments are examples selected from at least 3000 historic monuments of Isfahan. Regarding decorative arts of Isfahan , I would like to introduce you four kinds of decorative arts out of 150 kinds. Tile and Tile mosaic works, Polychrome tiles and tile mosaic: Several historic monuments especially mosques have been decorated with tile and tile mosaic. Words can not explain the beauty and glory of these arts. Isfahan is the unique treasury of these arts. Tile and Tile mosaic of each building covers certain characteristics. 17th century was the golden era of tile and tile mosaic creation. Calligraphy: Major parts of several monuments show excellent manifestation of calligraphies. In the west, calligraphy is considered mainly penmanship, in the east it is one of the most important fine arts. Different parts of monument have been decorated with various kinds of calligraphies. For example in the Jame mosque, The Ostad Eivan (arch) shows a collection of calligraphies created by Iranian artists. Another important traditional decorative art of Isfahan is a combination of plasterwork and miniature paintings the palace of Chehel Sotoon and Ali Qapou, both from 17th century manifest the most beautiful samples of plaster work and miniature painting. More than 100 thousand people work on traditional handicrafts in Isfahan. I would like to introduce only three kinds of them, out of more than 100 types of handicraft. Carpets of Isfahan, not only design but also quality and workmanship is the best in our country. Eslimy designs give wonderful beauties to Isfahanian carpets. For weaving fine carpets plants and vegetables colors have been used. These carpets are hand- knotted some of these carpets are made of countless knots. Only professionals usually make finely knotted Iranian carpets. Fine wool and silk play a great role in these pieces of art. Different designs such as medallions, arabesques, flowers are used. Cevher iþçiliði: Yüzlerce Esfahanlý sanatçý olaðan üstü cevher iþleri üretmektedir. Pers yazýtlarý ile beraber þýk tasarýmlar cevher iþlerinin en belirgin özelliklerini oluþturmaktadýr. Metal work: Hundreds of Isfahanian artist create wonderful pieces of metal works. Elegant designs along with Persian inscription are the most distinctive features of metal works. Neredeyse her Ýran evinde birkaç tane cevher iþi bulunur. Cevher iþlerinde mücevherler, oymalý bakýr tabaklar, gümüþ, pirinç ve bronz kullanýlmaktadýr. Almost in every Iranian house there are at least few metal works. Jewelry, inlaid dishes of coppers, silver, brass and bronze are used in metal works. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Maria CRISTEA Kiþinev, Moldova / Chisinau, Republic of Moldova Sayýn bayanlar ve baylar ben önce sizi selamlamak istiyorum. Tarih ve medeniyet dolu Ýstanbul þehrinde organizatörlerimize bizi davet ettikleri için þükranlarýmý sunuyorum. Ladies and gentleman; first, I would like to greet you all. I would also like to thank the organizers which have invited us to the city of Istanbul which is full of history and culture. Moldovadan geldim ve burada Moldovanýn el sanatlarýyla ilgili sunum yapmak istiyorum. Zanaatkârlarýmýz neler yapýyorlar bunu anlatacaðým ve ayný zamanda ulusal Moldova kostümünden bahsedeceðim. Moldovanýn el sanatlarý insanlarýn hayatlarýyla paralel bir þekilde geliþmiþtir. Güzele olan sevgi bizim halkýmýzda her zaman vardýr. Uzun zaman evvel bizim zanaatkârlarýmýz evlerini, giysilerini, ev gereçlerini süslüyorlardý. Bu sanat da kuþaktan kuþaða devam ettiriliyordu. Zanaatkârlarý koruma konusunda bizim ülkemizde bir kanun kabul edilmiþtir. Bu kanun kapsamýnda zanaatkârlarýmýz kendi zanaatlarýný icra etmektedirler. Bizim Zanaatkârlar Birliðimiz vardýr. Bu birlikte zanaatkârlar deðiþik branþlarda çalýþmaktadýrlar. Burada seramik sanatçýlarý var. Ayný zamanda da deðiþik halý dokumalarý, nakýþ sanatý ve deðiþik el sanatlarý mevcut. Ben bugün size ulusal Moldova kostümünden bahsetmek istiyorum. Moldova kostümü bizim için çok önemlidir. Sizin bugün görmüþ olduðunuz bu kostümler ve bugünkü sergideki kostümler benim atölyemde yapýlmýþtýr. Atölyemde en iyi ustalarý biraraya getirdim. Bu ustalar korunan ve neredeyse unutulan bütün nakýþlarý yeniden hayata döndürüyorlar. Bütün bu nakýþlar ulusal Moldova kostümlerinde mevcut. Genellikle beyaz renk kullanýlýyor. Pamuk, ipek ve keten ipliklerle dokunuyor. Beyaz renk aslýnda bir sükûneti ve manevi gücü sembolize etmektedir. Kostümlerin desenleri renk açýsýndan dengeli oluþturulmuþtur. Burada Moldova ulusal kostümlerinin desen olarak çok çeþitleri var. Bunu nasýl elde ediyoruz. Deseni simetrik olarak bazý belirgin noktalara yerleþtirerek elde ediyoruz. Burada kostüme belli karakteristik özellikler veriyoruz. Ýnsanýn deðiþik uzuvlarý ve organlarýna göre nakýþlarý görüyorsunuz. Bu nakýþlar deðiþmektedir. Her kostümün kendi nakýþ deseni vardýr. Bu nakýþ deseni insanlarýn kendi hayatlarýný yansýtmaktadýr. I came from Moldova and I would like to make a presentation here regarding Moldovan crafts. I will try to provide some information about what our craftsmen do and also make a mention of the Moldovan national costume. Moldovas crafts have developed in parallel with the daily lives of the peoples. Our people have always been fond of beauty. A long time ago, our craftsmen decorated their houses, clothes and household goods. This tradition has been passed down from one generation to the next. A law has been passed to protect our craftsmen. Our craftsmen perform their arts in accordance with this law. We have a union for craftsmen. Craftsmen work under various branches within the union. There are ceramic artists and various carpet weaving, embroidery and other crafts are also present. Today I would like to talk to you about the Moldovan national costume. The Moldovan national costume is very important for us. The costumes you see here today, and the costumes at the exhibition are all made in my atelier. I have brought together the finest craftsmen in my atelier. These craftsmen are bringing back to life some of the protected and almost extinct embroidery techniques. All of these embroidery techniques are used in the Moldovan traditional costumes. The color white is generally used. They are woven with cotton, silk and linen. In essence, white symbolizes peace and spiritual power. The patterns on the costumes are balanced with regards to color. There are numerous kinds of Moldovan national costume patterns. How do we achieve this? We achieve this by symmetrically placing the patterns on the relevant points. We provide certain characteristics to the costumes here. You can see the different embroideries to acommodate peoples various limbs and organs. These embroideries vary. Every costume has a different embroidery design. This embroidery design reflects the persons own lives. 75 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Kostümlerin üzerindeki süslemelere bakýldýðýnda görünen bölgelerde olduklarýný görüyoruz. O bölgeler fazla yýpranmýyor. Bluzlarda ve gömleklerde süslemeler genelde üst ve ön kýsýmlarda bulunmaktadýr. Burada aslýnda halkýmýzýn fantezileri ve estetik idealleri yansýtýlmaktadýr. Ýnsanlar þuna inanýyordu; nakýþ deseni aslýnda insanlarýn istediklerini yansýtmaktadýr. Örneðin bir ölümsüz hayat Halk arasýnda bir sembol vardýr: Hayat aðacý. Bu aðaç ölümsüz bir hayatý sembolize etmektedir. Bu aðacý Moldova kostümlerinde görüyoruz. Genelde burada çam aðaçlarý sembolize ediyor bunlarý. Aðaç detaylarý, deðiþik çiçekler. Son derece zarif desenler bunlar ve bugüne kadar geldi. Desenlere bakarsak, geometrik. Dikdörtgenler, üçgenler, deðiþik hatlar ve noktalar, deðiþik diðer figürler kendi tekrarlayýp paralel bir þekilde oluþturulmaktadýr. Bunlar ayný zamanda zoomofig (hayvan figürleri) de olabiliyor. Ayný zamanda insan figürleri de olabiliyor. Hatta ilham olarak, çevre, insanlar, deðiþik objeler, kuþlar, çiçekler olsa dahi stilize edilmekte ve bu þekilde desene dahil edilmektedir. Eteklerde iki tarafta süslemeler mevcuttur. Ýki tarafta da ortaya gelmektedir desenler ancak arka taraf son derece basit tutulmakta ve tek renkli olmaktadýr. Genel olarak el dokuma kumaþýnýn süslemelerinde bel çizgisinden aþaðýya doðru olan insan vücudu kýsmý kapatýlmaktadýr. Burada fazla desen yoktur. Moldova ulusal kostümleri el dokuma kumaþla süslenir. Nakýþ çok önemlidir. Nakýþ sanatý Moldovada çok geliþmiþtir. Bluzlara bakarsanýz kollarýnda, ön ve üst kýsmýnda bulunuyor. Burada çýkarýlan omuzluklar vardý eskiden. Bu omuzluklarýn üzerinde nakýþ desenleri vardý. Bu omuzluklar çýkarýlýyordu. Çünkü omuzluklarýn üzerindeki nakýþlarýn ipliði metaldi ve yýpranmasýn diye yýkanmadan önce çýkarýlýyordu. Kostümlerde pilili detaylar vardý. Onlar deðiþik metotlar kullanýlarak pili þeklinde toplanýyordu. Fakat zamanla bluzlarýn kollarý tek bir kumaþtan yapýlmaya baþlandý ama hâlâ pilili detaylar dekoratif olarak kullanýlmaktadýr. Bu omuzluklarýn altýnda deðiþik figürler bulunuyordu. Bu figürlerin altýnda hem yatay hem de dikey olarak nakýþ iþleniyordu. Burada birçok nakýþ yöntemi vardýr. Moldova ulusal kostümüne bakmak gerekirse renk açýsýndan bazý renkler tazedir ve uzun zaman evvel genelde bitkisel boya kullanýlýyordu. Bu boyalar sayesinde taze ve sýcak renkler oluþuyordu. Kadýn kostümlerine bakmak gerekirse, kadýn kostümleri uzun gömlek, astar bir etek içermektedir. Giysi detaylarý belde bir araya gelmekte ve kuþakta toplanmaktadýr. Soðuklarda kadýnlarýmýz yelekler giyiyorlardý. Örgü pabuçlarý yazýn, kýþýn örgü çizmeler giyerlerdi. Burada bazý elementler vardý. O elementlere bakarak o kadýnýn yaþýný belirleyebilirsiniz. Genç kýzlar kilise dýþýnda baþlarýný örtmemektedir. Kadýnlar baþlarýný örtmeye baþladýysa bu kadýnýn evlendiði anlamýna gelir. Erkek giysilerinde de uzun bluz, kuþak kullanýlýyor. Gene örgü pabuçlar var ve kýþýn çizme giyiyorlar. Soðuk havalarda erkekler de kadýnlar gibi yün yelekler giyerler. Ayrýca, baþlarýnda þapkalar vardýr. Bu þapkalar genellikle koyun kürkünden yapýlmaktadýr. Yaþ farklýlýklarýna bakmak gerekirse, burada deðiþik renkler kullanýlýyor. Bir kostümün sahibi yaþlandýkça renklerin canlýlýðý azalmaktadýr. Renkler daha soluk oluyor. Ben size kostümlerimiz ve el sanatlarýmýz konusunda çok küçük bir parçadan bahsettim. Teþekkür ediyorum. 76 When we look at the decorative accessories on the costumes, we will find that they are placed in visible areas. Those areas usually do not wear out. The decorations on blouses and shirts are usually on the top front area. In essence, this is a reflection of our peoples fantasies and aesthetic ideals. People used to believe that embroidery essentially reflects the peoples wishes. For example, immortality There is a symbol used among the people; the tree of life. This tree symbolizes immortality. We can see this tree being used in Moldovan costumes. They are usually symbolized by pine trees. The details of the trees, various flowers are extremely elegant and they have survived until now. When we look at the various designs, geometric. rectangles, triangles, various lines and points, various other shapes are used repeatedly to form a parallel design. These may also be zoomofig (animal figures) and figures of humans. Even nature, people, various objects, birds and flowers are stylized and included in the patterns. Both sides of the skirts are decorated. The decorations are in the middle areas on both sides, but the decorations on the back are very subtle and often made of one color only. The part of the human body that is below the waist line is generally covered in the decoration of hand woven fabric. Not a lot of patterns are used here. Moldovan national costumes are decorated with hand woven fabrics. Embroidery is very important. The art of embroidery is highly developed in Moldova. They are found on the arms, front and top sides of blouses. There used to be removable shoulderpads in the past. These shoulderpads used to have embroidered patterns. They were removable, because, the embroidery string was made of metals and they were removed before they were washed so they would not be damaged. The costumes had pleated details. They were pleated using various different methods. The arms of the blouses have been made out of a single fabric, but pleated details are still used for decoration purposes. There used to be various shapes and figures on the shoulderpads. They were embroidered underneath both horizontally and vertically. There are many different methods of embroidery used here. When we look at the Moldovan national costume, some of the colors are vibrant and were dyed a long time ago using natural vegetable dyes. Thanks to these dyes, fresh and warm colors could be produced. If we take a look at womens costumes, womens costumes contained a long shirt, lining and a skirt. The details of the costume joined together at the hips and were tied with a strap. Our women used to wear vests in cold weather. They wore woven shoes in the summer and woven boots in the winter. They contained a few details on them. Looking at those details, you could tell a womans age. Young girls do not cover their hair, except when they attended church. When they covered their hair, it meant that they were married. Men also wear long shirts and straps. Again, they wear woven shoes and boots in the winter. Men wear woolen vests in cold weather just as women do. Furthermore, they wear hats. These hats are usually made of sheepskin. They wear different colors according to their ages. As the age of the owner of the costume increased, the colors become less vivid and lively. Colors tend to be pale. I have spoken a little about our costumes and crafts. Thank you. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 4. Oturum / 4. Session Oturum Baþkaný / Session Chair Doç. Dr. Zeynep TARIM Kýymetli misafirlerimiz hoþ geldiniz. Ýpek ve Baharat Yolu Üzerindeki Kadim Þehirlerde Geleneksel El Sanatlarý ve Yerel Yönetimlerin Katkýlarý isimli sempozyum devam ediyor. Ýki günden beri özellikle dün çok güzel konuþmalar yapýldý, fevkalade güzel düþünülerek hayata geçirilen bu proje bir þekilde devam ediyor. Hepimiz merakla bugünkü konuþmacýlarýn bize anlatacaklarý þeyleri bekliyoruz. Ýlk konuþmacýmýz Rusyanýn Saint Petersburg þehrinden Vladimir Dmitriev. Kendisini konuþmaya davet ediyorum... 78 I welcome you, esteemed guests. The symposium named Traditional Handcrafts and Contributions of Local Administrations at Ancient Cities on the Silk and Spice Road continues. For the last two days and especially yesterday we heard some wonderful speeches, this project that has been thought and brought to life in an extraordinarily fantastic manner is continuing. We are all waiting impatiently to hear what todays speakers have to tell us. Our first speaker is Vladimir Dmitriev from the city of Saint Petersburg in Russia, I invite him to the stage... Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Vladimir A. DMITRIEV St. Petersburg, Rusya / St. Petersburg, Russia Etnik birlik orijinal bir ortam olup ayný zamanda insan ýrkýnýn orijinalliðinin herhangi bir versiyonunun bir bileþenini teþkil eder. Her bir etnik grup kendisine ait olanýn korunmasý ile ilgilidir, komþularý ve kendisinden uzak mesafede olanlar ile diyalog halinde bunu gerçekleþtirmeye çalýþýr. Söz konusu bu tutarsýz amacýn ifadesi etnik bilinçliliðin ve günlük hayatýn ötesinde olup, büyük bölgesel kültürel birliklerde ve bunlarýn kýtasal ve gezegen ölçeðinde iletiþim zincirlerine dahil edilmesinde ortaya çýkar. The ethnic unity represents as original phenomenon, well as a component of any versions of an originality of mankind. Each ethnic group is interested in preservation own variety and in dialogue with neighbors and with those who is at a great distance from them. Expression of this inconsistent aspiration which are beyond ethnic consciousness and daily life, occurrence rather steady in time large territoriallycultural unities and their inclusion in chains of communications of continental and planetary scale is. Herhangi bir ölçüme göre, benzer birlikler ve iletiþimler küreselleþmenin alternatif varyantlarý olarak dikkate alýnabilirler ve bunlar modern kentsel medeniyetlerin sunduðundan daha insancýldýr. Bahse konu edilen bu medeniyet, artan tüketim oranlarý ile bazý global merkezlerde görülebilir ve eþ zamanlý olarak hem eþit yaþam stili ve hem de etnik kültürün sadece bir set varyantýný empoze eder. Küreselleþmenin modern sürecinin tanýnmasý kendine has bir küresel iletiþim olayý deðildir ve insanlar arasýnda tarihte vuku bulmuþ olan temas þekillerinin tarihi deneyimine deyinmek üzere antropolojileri ve eþit olmayan sosyal alanda bölgeselkültürel birlikleri harekete geçirir. In any measure similar associations and communications can be considered as an alternative variant of globalization, more humanistic, than it is offered a modern urbanistic 1 civilization. This civilization constructed on increasing rates of consumption in some global centers, simultaneously imposes uniform style of a life and one of set of possible variants of ethnic culture. A recognition of that modern processes of globalization are not a unique probable kind of global communications, induces anthropologists to address again to historical experience of forms of contact between peoples and territorially-cultural unities in nonuniform social field. Bu tür bir yaklaþýmda araþtýrma yöntemlerinin oluþturulmasýnda problemler olabilir ve bu araþtýrma 2 In such approach there are problems of formation methods 79 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 80 nesnelerine ve gerekli olan verinin kaynaklarýna baðlýdýr. Avrupa-Asya tarihi alanýnda, etnik yapýlar arasýnda oluþan iliþkiler mevcut olup bunlar yerel orijinallikleri küresel dinler bazýnda genel olarak bastýrmamýþlardýr. Ýmparatorluklar yerel politik merkezlerini genelleþtirmiþ, ticaret-ulaþým yollarý üzerinde birleþmeler oluþturmuþlar ve bazen bölgeler olarak adlandýrýlan bölgesel-kültürel alanlar yaratmýþlardýr. Bölgesel-kültürel alanlarýn özellikleri, kendi çerçeveleri içinde muhtelif dilleri konuþan insanlarýn bir arada yaþamasýdýr ve bu insanlar kendi yapýlanma hiyerarþilerini yetki açýsýndan oluþturmuþlar, yerel politik yapýlanmalarýný gerçekleþtirmiþler, farklý dinlerin ve inançlarýn bir arada yaþamasýný mümkün kýlmýþlardýr. Etnografik bilgi birikiminin limitleri dahilinde, ayrý etnik kültürlerin incelenmesi üzerinde durulduðu için bölgeselkültürel alanlara daha az ilgi gösterilmiþtir. Fakat yakýn zamanda Rusyada kültürün bölgesel özelliklerinin etnolojik olarak araþtýrmasý yapýlmýþ ve bu önemli bir yer tutmaya baþlamýþtýr. Etnolojik disiplinlerin diðer bir özelliði, ki bu modern zamanlarda ortaya çýkmýþtýr, etnografik araþtýrmanýn kültüre ait gözlemlenebilir bir koþul ile senkronize olmasý nedeni ile meydana gelen kronolojik kýsýtlamasýdýr. Tarihi kanýtlarýn yaný sýra, geçmiþteki etnik geleneklerin belli oranda derinleþmesi ender etnografik hatýratlarýn üzerinde çalýþýldýðý limitler dahilinde mümkündür. Etnik geleneklerin temel araþtýrma kaynaðý ve sosyal olaylar için malzeme kaynaðý etnografya müzeleridir. Bununla birlikte, birçok müzenin paylaþtýðý düzen kaynak açýsýndan yeterlidir. of research, dependent from objects of research and its sources of necessary data. Within the Eurasian historical space there were such forms of the interethnic association which are not suppressed a local originality, as generality on the basis of global religions, the Empires generalized local political centers, a unities, arisen on routes of tradingtransport routes, and the territorially-cultural zones sometimes called by regions. Features of territoriallycultural zones is that in their frameworks the coexistence of people of various language families is carried out, there is own hierarchy of structures of authority and local political formations are formed, different faiths can coexist. Within the limits of the ethnographic knowledge directed, of the basic, on studying of an originality of separate ethnic cultures, it was given less attention to territorially-cultural zones, but recently in Russian Ethnological research of regional features of culture began to take an appreciable place. Other feature of ethnological discipline, originated Modern time is its chronological limitation caused by is that 3 ethnographic research is synchronized with an observable condition of culture. Besides historical evidences, some deepening in the past of ethnic traditions is possible within the limits of studying ware ethnographic memorials. The basic source of research of ethnic traditions and social events on material sources are ethnographic museums. However, the share assembly of many museums has later enough an origin. Merkezi St. Petersburgda olan Rus Etnografya Müzesine konuya dair endiþeler iletilmiþtir. Bu müze, Avrupa-Asya kökenli bir çok insanýn etnik kültüründen kalýntýlarý muhafaza etmektedir. (ILL 1) Müze, 20. yüzyýlýn baþlarýnda daha büyük olan bir müzenin bir departmaný olarak kurulmuþtur. Müze Rus Ýmparatorluðundaki insanlarýn kültürel özelliklerini komþu ülkelerdekiler ile birlikte yansýtan bir bakýþ açýsý ile geliþmiþtir. Bu þekilde müzenin koleksiyonu, Avrupa-Asya arasýndaki temel iki ulaþým yolunun üzerindeki bölgesel-kültürel birliklerin kültürel özelliklerini yansýtýr nitelikte olmuþtur. Bu yollardan bir tanesi Büyük Volga Yolu ve diðeri ise Avrupa-Asya step koridorudur ve bu Büyük Ýpek Yolunun kuzey tarafý ile Told concerns to the Russian ethnographic museum which is being the center of St.-Petersburg. This museum is the keeper of remains of ethnic culture of many peoples of the Eurasian generality. (ILL 1) The Museum has been founded in beginning XX century as a department of larger museum developing with a view of reflection of features of culture of people of Russian Empire and the adjacent countries. Thus collections of a museum reflect cultural features of territorially-cultural unities, located on two basic transport highroutes of Eurasia, the Great Volga route and the Steppe Corridor of Eurasia. The Steppe Corridor as is known, appreciably coincided with a site of northern line of the Great Silk Road. The Central Asia and Caucasus, historically, Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu çakýþmaktadýr. Orta Asya ve Kafkas tarihi olarak büyük Ýpek Yolunun güzergahýna uyum göstermiþlerdir. Fakat bununla birlikte bahse konu edilen bu bölgelerin kültürleri, müze mevcutlarýna göre zaman ile ilgilidir ve bu büyük Avrupa-Asya (Avrasya) yolunun hareketli olduðu zamanlara dayanmakta olup, geçmiþte kalmýþ ve ayný zamanda ise Doðu tarihçesini Avrupalýlarýn nasýl düþündüðünü þekillendirmekte bir unsur olmuþtur. Verilen raporun amacý genel olarak etnografya müzelerinde mevcut bulunan kalemlerin genel kaynaklarýnýn önemini ortaya koymak ve bu esnada Orta Asya ve Kafkasyada bölgesel kültürün bileþenleri olarak geleneklerin limitleri dahilinde, ilk baþlarda ki kültüreltarihi gerçekleri incelemektir. Fakat daha önce bilimsel kaynaklar olarak nesneler sunulacak ve karakteristikleri belirtilecektir. Kesin olan birþey varsa, kültürler arasý temaslarýn çaðdaþ zamanlarda da sürekliliði, büyük Ýpek Yolu üzerinde Orta Asyada ve Kafkas kesimlerde önem taþýmaktadýr. Geçmiþte bu yollarýn fonksiyonu, ürünlerin el deðiþtirmesi idi. Milattan önce 4. bin yýlda, Boyalý Seramik Kültürleri adý verilen kültürler mevcut idi, bronz yýllarýn sonuna doðru ise Teneke Yolu vardý. Daha sonra ise Mavi Taþ (lazulite) ve Yeþim Taþý yollarý oluþmuþtur. Milattan önce 1. binyýlda ise Step Yolu Ýskitlerin hareketleri ile birleþmiþtir. Ýleri doðru hareket ederek Step yolu Ýskit Hayvan Stili geleneklerinin daðýlýmý ile birleþmektedir ve bu kuzey ve Orta Avrasya sanat insanlarý üzerinde derin izler býrakmýþtýr. Akhemenidsin Ýmparatorluk Yolu Teneke Yoluna çok yakýn idi ve bunlar milattan önce VI.-IV. Yüzyýlda birbirine, alt Asya kýyýlarýndan Ýranýn baþkentinde baðlanmýþtýr. Ýrandan Bactria, Sogdiana, Taþkent Vahasý ve Kazakistan bölgesinde Altaiye kadar uzanan yolda fonksiyonel olmaya devam etmiþtir. Gerçekte Büyük Ýpek Yolu, yerel yollarýn bir aðýný oluþturmakta idi ve 1. yüzyýldan, milattan sonra 15-16. yüzyýla kadar mevcudiyetini korumuþtur. Ayrýca, batý ve doðu uçlarýnda güçlü imparatorluklarýn oluþumunu yaþamýþ ve eski zamanlarýn ve Orta Çaðýn bir simgesi haline gelmiþtir.Belli bazý araþtýrmacýlar ayrýca Avrasya Altýn ve Gümüþ yollarýný da ayýrt etmiþ olmakla beraber bunlar hat olarak, enlemsel pozisyonda kuzey yönünde hareket getiren Ýpek Yolundan farklýlýk göstermektedir. Büyük Ýpek Yolu önemli imparatorluklarýn adhered to the basic route of the Great Silk Road. However, the culture of these regions, according to museum assembly, concerns to time when activity of this largest Eurasian highroute, was the fact of the distant past and simultaneously an element of European thinking of Eastern history. The aim of the given report is the establishment in general source significations of museum ethnographic assembly in studying early cultural-historical realities within the limits of the traditions which have kept as components of regional culture of the Central Asia and Caucasus. But before to pass to representation of objects and their characteristic as scientific sources, it is obviously important to emphasize intercontemporary constancy cross-cultural contacts on a line of the Great Silk Road in its Central Asian and Caucasian parts. In an ancient past here were in function routes of an exchange of flint products. In 4 millennium B.C. here there were widespread so called «cultures of painted ceramics», during an epoch of late bronze here was «Tin Road». Lately were composed Lazurite and Jade routes. In the middle of 1 millennium B.C. the Steppe route connected with movement by the Scythian, later by Alans. With the moving along The Steppe route is connected the distribution of traditions of «Scythian animal style», left deep traces in art of peoples of northern and central Eurasia. « The imperial road of Akhemenids» was very close to «Tin Road», connected in VI-IV cc. B.C. coast of Asia Minor with capital of Persia. The route from Iran through Bactria, Sogdiana, the Tashkent oasis and territory of Kazakhstan up to Altai function also. Actually Great Silk Road, as a network of local routes, existed during from 1 century up to 15-16 centuries A.D. Also has been obliged by the existence to occurrence on western and east ends of its distance of powerful Empires of the West and the East of an epoch of an Ancient Times and the Middle Ages. A number of researchers allocates also "gold" and "silver" routes of Eurasia, but, however, in difference from the line of the Great Silk Road had latitudes position in them the direction of movement on the north 81 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ortaya çýktýðý eksen üzerinde yer almaktadýr. Bahse konu edilen bu büyük imparatorluklardan bazýlarý þöyledir; Kuþhan Ýmparatorluðu (1.-4. yüzyýllar), Eftalits Devleti (5. yüzyýl 6. yüzyýl ortasý.), Türk Hanlýðý (orta 6.-7. yüzyýllar, Tzinghiz-hanýn Moðol Ýmparatorluðu, T imur'un Ýmparatorluðu (14-15. Yüzyýllar). Bahse konu edilen ana yolun mevcudiyeti Bizans ve Osmanlý imparatorluklarýnýn tarihçelerinin bir parçasýný oluþturmaktadýr ve uzun yýllar içerisinde Ýran devletlerinin Sasanidian (3-7. Yüzyýllar) ve Sefi (16-18. yüzyýllar) olarak kronolojik deðiþimine ve Kafkasya ile Orta Asyanýn etkilerine tanýklýk etmiþtir. Büyük Ýpek Yolunun yeniden canlandýrýlmasý için yapýlan planlar Doðu ve Batý arasýnda Avrasyada iletiþimi saðlamada olan büyük rolünün bir kanýtýdýr. Bir keresinde gerçek bir ulaþým yolunun inþa edilmesi söz konusu olmuþtur, özellikle TPACEKAnýn Avrupa, Kafkasya ve Asya arasýnda bir ulaþým koridorunun - oluþturulmasý açýsýndan. Diðer taraftan ise belli bazý fikre dayalý hareketlerde bulunulmuþ ve temel Avrasya yolu üzerinde yaþayan insanlarýn kültürel mirasýna deðinilmiþtir. 18 ve 19. yüzyýllarda, bahse konu edilen tipteki türünün örneklerini Kafkasya ve Orta Asya için temsil eden kültürlerin insanlarý, Rus Etnografya Müzesinde kendileri ile ilgili kültürel malzemelerin sunulmasý ile daha göz önüne çýkmýþlardýr. Bu esnada, her bir bölgede Orta Çaðda geliþtirilen sosyal ve kültürel gelenekleri gösteren deneyimler sergilenmiþtir. Orta Asyada yerleþik tarým ve el sanatlarý ile uðraþan medeniyetler ile çöllerin ve steplerin sürü besleyerek geçimlerini saðlayan göçebe nüfuslarý ortak bir yaþam kurmuþlardýr. Geleneksel el sanatlarýnýn temel üretimi bölgede talep görmüþ ve Buhara, Semerkand, Khiva (Khoresm) gibi merkezlerde el sanatý olarak icra edilmiþlerdir. Bunlar geleneksel karavan yollarý aracýlýðý ile yayýlmýþ ve erken zamanlarda Ýpek Yoluna göçebeler aracýlýðý ile girmiþtir. Orta Asyanýn göçebe ve yerleþik halkýnýn yaþam ve kültür özellikleri, Rus Etnografya Müzesinde inceleme malzemesi olarak sunulmaktadýr. Doðu Þehirleri (Ill 2) ve göçebelerin hayatlarýný bunlarýn yapýlarý ve geçeklerini inceleme fýrsatý, modern medeniyetlerde alternatif hareketler altýnda bulunan araþtýrmacýlar için mevcuttur. (Ill 3) 82 was formed. The highroute of the Great Silk Road was an axial line of occurrence of the empires arising and in the central part of a highroute. Such large empires were Kushan Empire (1-4 centuries), the State of Eftalits (5 middle 6 centuries.), the Turc Khaganate (middle 6-7 centuries), the Mongolian Empire of Tzinghiz-khan, Timur's Empire (14-15 centuries). Existence of the given highroute was a part of history of Byzantium and Ottoman Empire, all chronological sequence of change of forms of the Persian States, in Sasanidian (3-7 centuries) and Sefi (16-18 centuries) the periods far distributed the influence on Caucasus and in the Central Asia. Plans of modern revival of a line of Great Silk Road testify to great value of distant overland communication of the East and the West of Eurasia. It is a question, on one time, of construction of a real transport route, in particular creations TPACEKA - a transport corridor the Europe Caucasus - Asia. On the other hand, we have a number of the intellectual actions, called to make actual a cultural heritage of people living on a line of basic Eurasian highroute. In 18-19 centuries, those cultural stereotypes which were embodied in subjects of material culture of people of the Central Asia and Caucasus, become were issued by a part of assembly of the Russian ethnographic museum. At this time each region showed experience developed in Middle Ages social and cultural to tradition. In Central Asia there was symbiosis of a settled agriculture-and-craft civilization of oases with the cattle breeding nomadic population of deserts and steppes. The basic production of traditional crafts had demand in region and behind its limits, was made in the craft centers, Bukhara, Samarkand, Khiva (Khoresm). Its distribution went on traditional caravan routes, entered there as earliest times in a line of the Great Silk Road and as well as earlier supervised nomads. Features of a life and culture of the settled and nomadic population of Central Asia allow studying the materials of the Russian ethnographic museum. There is an opportunity of studying of realities and structures of such phenomenon as Oriental Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Doðu tipinde bir þehrin kültürü, 18 ve 19. yüzyýllarda güney ve kuzey Kafkasyada Büyük Ýpek Yolu sistemine giren yerel yollar boyunca ortaya konduðu þekildedir. Bu yapýnýn içine batý Ermenistan bölgesi de dahil olup, merkezleri el sanatlarý ve ticari faaliyetler ile uðraþan belli bazý eski zaman þehirlerini de ihtiva etmektedir. Batý Ermenistan þehirleri muhtelif kentsel deneyimlerden geçmiþler ve bunlarýn tam anlamý ile deðerleri, uzak baðlantýlarýn bakýþ açýsýndan anlaþýlabilmektedir. Bahse konu edilen bu baðlantýlardan bir tanesine ait hatýratlar, þehirde yaþayan ve satýlýk olarak çalýþan Ermeni kadýnýna ait olan dantel örneklere dayanmaktadýr. (ILL4) Hazar Denizinin doðu sahilleri boyunca uzanan bir yol parçasý Büyük Ýpek Yolu ile birleþmektedir ve fakat bu yol aslýnda baþlýca bir yerel yol olup Kafkas ipeðinin daðýtýlmasýnda kullanýlmakta idi. Bu yolun güney tarafýnda þehirler mevcut olup bunlar doðu þehirlerine örnek teþkil etmektedir ve önemli unsurlarýndan biri tacirlerin karavanlarýna tahsis edilen komplekslerdir. (ILL5) Kuzey tarafýnda ise, Daðýstan arazilerinde büyük yerleþim yerleri mevcuttur ve bunlar kentsel unsurlara haiz olmamakla beraber þehir olma yolunda ilerlemiþler el sanatlarý merkezleri oluþturmuþlar ve söz konusu bu merkezler yerel koþullara haiz belli el sanatlarý üzerine teksif olmuþlardýr. Daðýstanda, zanaatkarlarýn, mücevhercilerin, çömlekçilerin, dericilerin oluþturduðu yerleþim yerleri mevcuttu ve bunlar aktörlere ip cambazlarýna ait yerleþim yerlerine kadar inmekte idi. Bahse konu edilen bu yerleþim yerleri, kentsel medeniyetler öncesine örnek teþkil etmektedir ki bunlarýn ortaya çýkmasý Avrasya ticaret yollarýnýn ortaya çýkmasý nedeni ile olmuþtur. Orta Asyada etnik oluþumlar arasý temas, harici ve dahili baðlantýlarýn saðlanmasý problemi, el sanatlarý þehir merkezlerinin göçebe ortamlarý ile oluþturduklarý diyalog ile halledilmiþ ve mallarýn hareketi saðlanýrken kültürel baþarýlar da elde edilmiþtir. Kafkasya bölgesinin büyük kýsmýndaki hareketlilik dað yamaçlarýnýn yarattýðý problemler ile yerel ve küçük gruplar ile oluþan diyalog problemlerinin üstesinden gelmiþtir. Büyük Ýpek Yolunun diðer kesimlerinde de benzer problemler yaþanmýþtýr. Kafkasya ve Orta Asyada Ýpek Yoluna dahil olan bölgelerin kültürel mirasýný dikkate aldýðýmýzda, uzak Avrasya city (Ill 2.) and a life of nomads represented as consider a number of researchers a variant of alternative movement to a modern civilization. (Ill 3.) The culture of city of east type was that form which has been presented at 18-19 cc. on southern and east Caucasus on a line of the local roads entered into system of the Great Silk Road. In its structure there was a territory of the Western Armenia included a number of ancient cities, the centers of crafts and trading activity. Cities of the western Armenia kept various urbanistic experiences, specific to this territory, but their value in full degree able to be understood in view of distant connections. One of original memorials to such connections in material culture is the samples of a female lace of the Armenian women living in the sties and, worked on sale. (ILL.4) The piece of a route, along east coast of Caspian Sea not joins in a highroute of the Great Silk Road, but it was the major local road, as well as way of distribution on Caucasus silks. Its southern piece the local road is marked by the city centers, being examples of Oriental city which component was the complex for accommodation of caravans of merchants. (ILL,5). In Northern part, on the grounds of Dagestan large settlements, actually becoming cities, have not got urbanistic forms at, but were formed in the form of the craft centers, in local conditions specialized on the certain kind of a craft. In Dagestan there were settlements of craftsmen and jewelers, potters, tanners, down to allocation of the settlement known for actors-rope-walkers. Such settlements under the form were the phenomena of protourban civilizations, which occurrence was the precondition of occurrence of trading routes of Eurasia. In the Central Asia the problem of interethnic contacts in internal and external connections of region consisted in dialogue of the craft city center with nomadic environment in which there was a moving the goods and cultural achievements. In a main part of the Caucasian region movement on its roads was overcoming of mountain ridges and dialogue 83 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu baðlantýlarý sayesinde Ýpek Yolundan bile eski tarihlere dayanan medeniyetlerden bahsetmek mümkündür. Ve hem Kafkasya hem de Orta Asyada, modelleri kadýn olan seramik biblolarýn yapýmý ve yavaþ çalýþan çömlekçi tekeri üzerinde gerçekleþtirilen kadýnlarýn çömlekçiliðine dair örnekler muhafaza edilmiþtir. Eski zamanlara dayanan teknolojiler, kilin boyanmasý için kullanýlan teknoloji ile birlikte muhafaza edilmiþtir. Ve ayrýca Avrasya için tipik olan paleometal desenler Doðu Avrupadan Çine kadar korunmaktadýr. Seramik yapýmcýlýðýndan günümüze kadar gelen geleneklere bir örnek, Daðýstan daðlarýndan gelen Tadjik stilinde þekillendirilmiþ seramik ürünlerdir. (ILL6.) Kültürel-Tarihi gerçek Büyük Ýpek Yolunun merkezi kýsmýnda halýcýlýk açýþýndan geliþmiþ bir bölgenin kesiþmesine þahittir. Kafkasya ve Orta Asya, Ýran ile birlikte toplu bir bölge halinde, halý imal etmekte olan birçok merkezi ve birçok halý pazarýný barýndýrmýþtýr. Rus Etnografya Müzesinin fonlarý Orta Asya ve Kafkasyada bulunan halý imalat merkezlerinin baðlantýlarýný incelemek için çok büyük bir fýrsat sunmaktadýr. (ILL7) Bahse konu edilen baðýmsýz ortamýn baðlantýlarýna örneklerden bir tanesi, Çin sanatýnýn kompozisyonuna cennetsel dragonlar olarak giren varlýklarýn, Ermeni halýlarýnýn bazýlarýndaki motiflerden Doðu stili olarak alýndýðýna dair varsayýmdýr. Bir müzenin koleksiyonu arasýnda, Ýran halýlarýndaki motifleri hatýrlatan ipek ilmeklere haiz halýlar mevcuttur. Bahse konu edilen bu halýlar saraylardan ve Ermeni toplumunun üst seviyelerinde ki kiþilerin konaklarýndan müzelerde sergilenmek üzere getirilmiþlerdir. (Ill8) Büyük Ýpek Yolunun kuzey bacaðý, ki bu Sibiryanýn Güney steplerinde, Kazakistanda, aþaðý Volga ve Don nehirleri kýyýlarýnda yer almaktadýr, orijinal versiyonda halý teknolojileri ile bilinmektedir ve ürünler kýsmen süslü keçeden yapýlmaktadýr. Bir müzede sergilenmekte olan örnekler etnik kültürler arasýndaki baðlantýlara bakmamýzý mümkün kýlar. Buna örnek olarak Kuzey Kafkasyada Nogaylarda bir düðün seremonisi için yapýlan keçe örneði gösterilebilir. Bunun süslemesi ve özellikle yapýmýnda kullanýlan teknik ile dikim deseni, Moðolistan nüfusu tarafýndan imal edilen keçe halýlara en yakýn analojiyi oluþturmaktadýr. (ILL9) Kendine has kalemler Nogay düðün tilt arabalarýnda bulunabilir. (ILL10) Rus Etnografya Müzesinde saklanan ve teþhir edilen bazý 84 with greater number of small and original local groups. Similar problems arose and in other sites of the Great Silk Road where it adjoined to districts of highlands. Considering a cultural heritage of existence of the Great Silk Road in regions of Caucasus and the Central Asia, it is possible to speak, including, about displays the civilizations factors which are taken place in history, owing to distant Eurasian connections, and even more ancient than a silk route. And on Caucasus and in the Central Asia, the centers of female modelled ceramic manufacture and female pottery which was produced on a slow manual potter's wheel were kept. Preservation of the given archaic technologies is accompanied also with preservation of technology of a painting by color clay, and also the patterns close to what were typical for an epoch of Eurasian paleometall from the East Europe up to China. An example of a survival of the given traditions of ceramic manufacture can be the Tadjik modelled ceramics or products from mountain Dagestan. (ILL6) Cultural-historical reality is coincidence of a line of the Great Silk Road in its central part with a zone of high-developed carpeting. The Central Asia and Caucasus in aggregate with territory of Iran are area coexistence of the numerous centers of manufacture of carpets and the locations of carpet markets. Funds of the Russian ethnographic museum give a big opportunity for studying system connections of the centers of manufacture of carpets of the Central Asia and Caucasus. (ILL.7) As one of examples of connections of such independent phenomena it is possible to bring a hypothesis about borrowing in ornamental style one of groups of the Armenian carpets the elements of the patterns entered in the Chinese art in a composition, represented heavenly dragons. At collections of a museum there are carpets with use of a silk string, similar? with Iranian carpets. These carpets having got museum assembly from palace assemblies or from houses of the supreme layers of the Georgian society. (Ill.8) Northern branch of the Great Silk Road which are taken place on steppes of southern Siberia, Kazakhstan, the lower Volga and Don, is noted by existence such original version Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu materyaller üzerinde, Büyük Ýpek Yolu tarafýndan uzak yerler arasýnda oluþturulan baðlantýlarýn izleri çok açýk bir þekilde daha o zaman bile görülmektedir. Buna örnek olarak, Orta Doðu ve Çin arasýndaki baðlantýlarý sergileyecek ve üzerinde bir Çinlinin portresini taþýmakta olan Ýran fayans vazosu sayýlabilir. (ILL11) Bir müzenin teþhir etmekte olduðu þeyler, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde at yetiþtirme ile ilgili alt-kültürlerden örnekler sunabilir ki söz konusu bu yerlerde son derece seçme atlar yetiþtirilmekte idi (Tchuj, Tecke soylarý Orta Asyada, Karabakh ve Kabardian ise Kafkasyada). Bu türde kültürlerin karþýlýklý etkileþim geleneðine örnek olarak ise ipek ilmek kullanýlmasý ile at motiflerinin iþlendiði semiyotik unsurlar gösterilebilir. (Ill 12) Ýpekböceðinin yetiþtirilmesi ve yerel olarak ipek dokumacýlýk yapýlmasý uzun yýllar boyunca Orta Asyada ve Doðu Kafkasyada uygulanmýþtýr. Ýpek böceðinin yetiþtirilmesi, Ýpek Yolunun oluþumu ile ayný kartografyaya sahiptir. Batý Kafkasya kýsmý bu alana girmemiþtir ve ipek üreticisi olarak bilinmemektedir. Diðer taraftan ise doðuda ipekböceði yumurtalarýnýn yetiþtirilmesi Nogaylarda ve Ermenistanda Kizlyar ve Astrakhan bölgelerinde ve Hazar Denizi bölgesinde gerçekleþtirilmekte idi. Rus Etnografya Müzesinin fotoðrafik malzemeleri ve topladýðý materyaller bir ipek böceðinin nasýl yetiþtirildiðini göstermekte ve bundan elde edilen ipek ipliðinin dokumasý, boyanmasý desenler ile süslenmesine açýklýk getirmektedir. (ILL 13) Bu oluþum, farklý ipek sanatlarýnýn bir arada bulunmasý, kumaþlarýn farklý bir þekilde renklendirilmesi ve imal edilmesi (özellikle Orta Asyada Ýkatlar), ipek ipliði ile yapýlan farklý iþlemeler, yün, pamuk ve altýn iplik karýþýmlarý ile karakterize olmaktadýr. (ILL 14) Müzelerde teþhir edilen materyaller, Orta Asya ve Kafkasya kent ve tarým kültürlerinde ipek kumaþlarýn ve ipekten iþlenmiþ olan ürünlerin izinin geçmiþte takip edilmesini mümkün kýlmaktadýr. Bu ipeðin bir kýyafet veya evin bir mobilyasý üzerine kasaba sakinleri veya göçebeler tarafýndan uygulanmasý ile ortaya çýkmaktadýr. (ILL 15) Hiç þüphe yok ki kentsel ve göçebe kýrsal alan yaþamýnýn bu þekilde birleþmesi Orta Asya bölgesine daha has iken of carpet technologies, as products from ornamented felt. Objects from assembly of a museum allow looking after distant connections between the ethnic cultures, carried out on lines of northern branch of a highroute. As their example the sample of the felt made for wedding ceremony at Nogays on Northern Caucasus can serve. Its ornament and especially a technique of reception of a pattern by means of stitches find out the nearest analogies in manufacturing felt carpets in the Mongolian population. (ILL9) The unique items are the things from the complex of Nogay wedding tilt cart. (ILL 10.) In a number of a case on the basis of the things stored assembly of the Russian ethnographic museum, the distant connections which have arisen on a way of a Great Silk Road also are illustrated extremely evidently, even then, when subjects have rather later an origin. As an example of preservation of memory of connections of Middle East with China the Iranian faience vase with the stylized portrait of Chinese" can serve (ILL11) The assembly of a museum allows to give representation about subculture of the horse breeding typical for regions of the Central Asia and Caucasus where were cultivated the elite breeds of the horses (Tchuj, Tecke breeds in Central Asia, Karabakh and Kabardian on Caucasus, etc.). As the example of interaction of traditions of forms of culture with the high semiotics status use of embroidery by silk strings of objects of horse furniture can serve. (Ill12) Cultivation of a silkworm and local silk-weaving manufacture for a long time has been mastered in the Central Asia and on East Caucasus. Cultivation of a silkworm has the same cartography, as passage of a highroute of the Great Silk Road. On the western Caucasus, not entered into this zone, practically it was not known silk producing whereas on East breeding the silkworm eggs was in a course at Nogay and Armenians of areas of Kizlyar and Astrakhan in northern Caspian area. Materials of photographic and item collections of the Russian ethnographic museum allow to illustrate processes of cultivation a silkworm and operations on processing a silk string, weaving, dyeing of silk, and ornamentation of silk fabrics. (ILL 13) It is marked coexistence different silk 85 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Doðu Kafkasyada kent insanlarý için ipek dokuma kýyafetler giymek daha doðal idi. 19. yüzyýlda daðlarda yaþayan insanlar için ipek kumaþlar lüks mal niteliðinde olup, evlenmekte olan kadýnýn giydiði kýyafette ve çeyizinde bulunmakta idi. Ýpek kumaþtan yapýlan erkek giyim parçalarýnýn yüksek semiyotik statüde örnekleri mevcuttur, bu durum özellikle altýn iplik ile iþlenmiþ olanlar için geçerlidir. Bahse konu edilen türde zengin giyim eþyasý, erkek ustalar tarafýndan yapýlmakta ve Orta Asya siyasetine dahil olan valiler tarafýndan imparatorluk kýyafeti olarak kullanýlmakta idi ve bunlar baðýþ olarak sosyal hiyerarþideki yeri göstermekte idi. (ILL16.). Parlak sosyal simgeler olarak ipek kumaþlar ve soylularýn çadýrlarýnýn tasarýmlarý valinin statüsünü gösteren unsurlardan bazýlarý idi. (ILL 17.) Kumaþlar ve iþlemeler, kültürlerin parlak örneklerini teþkil etmekte olup etnik sembollerin, renk ölçek algýlamalarý veya sosyal gruplara ait olan estetik kategorilerinin incelenmesinde deðerli kaynaklar oluþturmakta idiler. Bu bölgelerde ipek kumaþ imalatýnda karþý karþýya kalýnan bazý problemlerden de bahsedilebilir. Bunlardan bir tanesi ipek üretim kompleksinin yerel olarak adaptasyonunun saðlanmasýdýr. Burada Türkmenistanda bulunan, ipek imal eden teknolojik kompleksin araþtýrma versiyonlarýndan bahsedilebilir. Daha büyük bir farklýlýk ise Kuzey Azerbaycan ile güney Daðýstanda bulunan ipek dokuma üreticilerinin arasýnda ve Güney Daðýstan insanýnýn hayatýnda ipek kumaþ kullanýmý açýsýndan mevcut bulunandýr. Çoðu yerel imalat yerinde ipek kumaþýn üretimini barbarlýk olarak tanýmlamak mümkündür. Yerel buluþlarýn yaný sýra (mesela kadýnlar tarafýndan filizlenmenin arttýrýlmasý için ipek böceðinin kalçanýn iç kýsýmlarýnda taþýnmasý gibi) mesela kozalarýn kesilmesi, kýsa artýklardan kalýn ipliklerin imal edilmesi gibi teknolojilerde kullanýlmakta idi. Ýpek kumaþlara diðer bir yaklaþým ise «Kaitag iþlemeleri » idi. (Güney Daðýstanda bulunan tarihi bir yerin ismi verilmiþtir.) Bunlar, ipek parçalarýndan gerçekleþtirilen desenlerin yastýklar üzerine dikilmesi ile oluþturulan kompozisyonlarý temsil etmektedirler. Bahse konu edilen iþlemeler 19. yüzyýlda yapýlmamýþtýr (ILL18). Araþtýrmacýlar «Kaitag» iþlemelerine bakarak malzemeleri ve kompozisyon ile süslemeleri 86 crafts, colorings of fabrics in specific manufacture (especially, Ikats in the Central Asia), heeltaps, various receptions of embroidery by a silk string, separately and in a combination with woolen, cotton and golden strings. (ILL 14). The assembly of a museum allows tracking existence silk fabrics and the products embroidered by silk in culture of urban and agricultural population of the Central Asia and Caucasus, application of silk in a suit and furniture of an interior of dwelling and the townspeople and the nomad. (ILL 15.) . Undoubtedly, such unity of an urban and nomadrural life was more peculiar to region of the Central Asia whereas the clothes from silk on East Caucasus were more typical for urban population, in mountains in 19 century native peoples the silk fabrics got as luxury goods or as got components of wedding lady's wear and female dowry. There are examples of the high semiotics status of a complex of menswear from silk fabrics, especially embroidering by golden strings. Such rich dressing clothes were produced by men-masters, used as imperial clothes by governors Central Asian polities, and as donations they were attributes of social hierarchy. (ILL16.). As bright social markers the silk fabrics, designs of portable tents of lords was by a part that accompanied one more demonstration of the status of the governor - to his departure hunting acted. (ILL 17.) Fabrics and embroideries, being a bright sample of culture can be a valuable source on studying ethnic symbols, stereotypes of perception of color scale or aesthetic categories of mentality of ethoss and social groups. It is possible to point to some problems of studying of manufacture of silk fabrics in these regions. Problems of local adaptation of a complex of silk producing are one of them. Here it is possible to include researching versions of a technological complex of manufacture of silk at the Turkmen. A greater originality differed silk-weaving manufactures Northern Azerbaijan and southern Dagestan and use of silk fabrics in a life of people of southern Dagestan. In-many local manufacture of silk fabrics it is possible to estimate as «barbarization» a craft. In it alongside with local inventions (for example, carrying silkworm eggs by women on an internal surface of hips for increase the germination) was present losses of Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu incelemekte ve kumaþýn karakteristiðinden bunun Çine mi ait olduðunu veya Sasanidian, Bizans veya Arap kaynaklý mý olduðunu anlamaktadýrlar. Belli bir ürünün kaynaðýnýn, Kafkasyadan geçmekte olan karavanlarýn sahiplerinden vergi olarak alýnan ipek parçalarýndan tahmin edilebileceði varsayýlmaktadýr. Ýkincil türdeki problemler ise özel elit formdaki ipek kumaþ üretimini, insanlar tarafýndan imal edilen ürünlere tahsis etmekte yaþanmaktadýr. Bahse konu edilen türde ürünler þehrin el sanatlarýný oluþturmaktadýr ve üstlerinde ki desenler üretildikleri yerlere iþaret etmektedir (Mesela, Azerbaycan Þehri Nuha) (ILL19) Burada, çalýþtýrýlan kadýn iþçiler bazýnda, zanaatkarlarýn dükkanlarýnda imal edilen mallarýn, yerel feodal ustalarýn ilgi alanlarýný yansýtacak þekilde yönlendirildiði ve bu nedenle deðiþiklik gösterdiði varsayýmý mevcuttur. Üçüncü derecedeki problemler etnik karakter taþýmaktadýr ve küçük ve etnik olarak daðýlmýþ toplumlar ile baðlantýlýydý. Bunlar Büyük Ýpek Yolunun doðuþu yönünde izlenebilir. Söz konusu bu gruplarý Doðulu veya Ýranlý Musevileri olarak adlandýrmak mümkündür (Orta Asya Buhara Musevileri Azerbaycan ve Daðýstanda Dað Musevileri). Bunlarýn Orta Asyadaki özel rolleri kullandýklarý boyama sanatý ve (ILL 20), þehirler ve Doðu Kafkasyada daðlýk bölgeler arasýnda gerçekleþtirilen takas (ILL21) ile belirginleþmiþtir ve ayrýca Doðu Kafkasyada elde ipek dokuma tezgahlarý yapýlmakta olmasý da bir rol oynamýþtýr. Büyük Ýpek Yoluna olan baðlantýlarý kapsamýnda Orta Asya ve Doðu Kafkasyadaki insanlarýn kültürlerinin birçok unsuru dikkate alýnmýþ ve özellikle bir ayakta kalma planý çerçevesinde, feodal yetki altýnda, özel üretim yeri ve konsantrasyon alaný olarak imalat merkezlerine, þehirlerde özel tahsisat yapýlmýþtýr. Materyallerin sergilenmesinde belli olan özellikler geriye doðru takip edilmiþtir. Özelliklerden bir tanesi bölge içerisinde deðiþ tokuþ yapabilmek amacý ile elit üretim gerçekleþtirmektir. (Bunun Buharada elit çatal, kaþýk, býçak imalatý ile sonuçlandýðý gibi sonuçlanmasý muhtemeldir.) Diðer bir dikkate alýnmasý gereken özellik ise sosyal statünün bir technological receptions-inept cutting of a cocoon, spinning of thicker string from short scraps, etc. Other phenomenon of the local attitude to silk fabrics is so-called «Kaitag embroideries » (named so about historical area in southern Dagestan). They represent compositions from the patterns executed from pieces of silk, sewed on pillows. These embroideries in 19 c. were not made. (ILL18). Researchers mark presence in ornament of « Kaitag embroideries » materials and compositions, characteristic for fabrics Chinese, Sasanidian, Byzantian, and Arabian originate. The hypothesis expressed origin of the given products from custom to take a tax by pieces of silk from owners of the caravans followed through passes of Caucasus. The second circle of problems allocates special elite forms of the manufacture of silk fabrics and embroideries that is presented in the form of products of man's manufacture. Such products concerned to city crafts and on patterns referred to according to a place of their manufacture (for example, on the Azerbaijan city of Nuha). (ILL.19) There is an assumption, that man's "variants" of usually female employment have arisen when work of shop of handicraftsmen has been subordinated to interests of the local feudal master. The third circle of problems has "ethnic" character and is connected with a role which belonged to small ethnodisperse groups which distribution traced in a direction of existence of the Great Silk Road. In particular it is possible to name groups so-called «Oriental» or the «Iranian» Jews (Bukhara Jews in the Central Asia and Mountain Jews in Azerbaijan and Dagestan). Their special role is marked in a dyeing craft in the Central Asia (ILL 20), in barter between cities and a mountain zone on East Caucasus, (ILL21), and also they on East Caucasus did handicraft silk-reeling machine tools. Consideration of many elements of culture of people of the Central Asia and East Caucasus in a context of their relation to phenomena of the Great Silk Road even especially in survival plan allows allocating practice of social regulation in relations of city as center of manufacture of special 87 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu simgesi olarak bir yerel toplum içerisinde yüksek kalitede üretim yapmak veya Avrasyanýn uzun yollarý ile ilgili imparatorluklarýn baþýnda bulunan kiþiler için amaçlanmýþ imalat gerçekleþtirmektir. Hediye olarak bunlar gerçektende prestijli kalemleri oluþturmaktadýrlar. (Bunlarýn baþýnda en pahalý kalemlerden bir tanesi at mobilyasýdýr (ILL22) ve Kafkasya (ILL24) veya Orta Asyada (ILL23) yerel-bölgesel olarak icra edilen silahlar tarafýndan takip edilmektedirler. Müzelerin taþýdýklarý materyaller etnik kültürlerin halk ve elit tabakalarýnda araþtýrma yapýlmasýný mümkün kýlmaktadýr. Oturum Baþkaný Prof. Zeynep TARIM Dimitrieve teþekkür ediyorum, çok güzel bir konuþma Saint Petersburgdaki çok özel örnekleri tanýttý bize. Bu özel örneklerin üzerindeki desenlerden ve aslýnda geniþ bir coðrafyaya ait eserler, bu sadece küçük bir bölgeye ait deðildi. Moðolistandan Batý Sibiryaya kadar, Orta Asya, Özbekistan pek çok yerden örnekler ve bu örneklerin özellikleriyle birlikte tanýtmýþ olmasýndan dolayý kendisine teþekkür ediyorum. Çok güzel bir konuþmaydý. Bir sonraki konuþmacýmýz olan Ukrayna Kievden Igor Poshyavailoyu davet ediyorum. 88 production and place of concentration of feudal authority. The given aspects are traced in assembly of items. One aspect was manufacturing elite production for an intraregional exchange (it is possible to result as an example manufacture of elite utensils in Bukhara). Other aspect was manufacturing such production of high quality which was a marker of the social status inside of a local society or intended for donations to masters of Empires which space correspond with long routes of Eurasia. As gifts especially prestigious things acted, (the first place among which expensive subjects horse furniture (ILL 22.)), or the arms executed in locally-regional traditions of the Central Asia (ILL 23.) or Caucasus (ILL 24.). The museum assembly allows conducting research the folk and elite forms of ethnic culture. Prof. Dr. Zeynep TARIM, Panel Chair I would like to thank Dimitriev very much. This very excellent speech introduced to us some very special samples that are at Saint Petersburg. These patterns on these special samples in fact belong to pieces from a wide geography, and not only to a small region. We may say these samples are from Mongolia to Western Siberia, Central Asia, Uzbekistan and many other places, and I would like to thank him very much for introducing these samples with their characteristics. It was an excellent presentation. I now invite our next speaker, Igor Poshyvailo from Kiev, Ukraine. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Igor POSHYAVILO Kiev, Ukrayna / Kiev, Ukraine Dünyamýz gitgide daha küçülmekte ve küreselleþmektedir. Bunlara raðmen, istikrarsýzlýðýný da korumayý sürdürmektedir. Ýstikrarsýzlýðýna katkýda bulunan en göze çarpýcý unsurlar arasýnda politik terörizm, dini fanatiklik ve etnik hoþgörüsüzlük bulunmaktadýr. Farklý kültürler arasýnda saygýnýn ve karþýlýklý anlayýþýn geliþtirilmesi, 21. yüzyýlda karþýlaþtýðýmýz en büyük sorunlardan birinin çözümü olabilir. Bu süreçte, günümüzde sadece tarihi, kültürel ve doðal deðerler olmakla sýnýrlý kalmayan, ancak önemli eðitim ve iletiþim araçlarý olan geleneksel sanatlara özel roller verilmektedir. Kendimiz ve etrafýmýzdakiler hakkýnda edindiðimiz bilgileri kökten deðiþtirme gücüne sahipler. Our world is becoming smaller and globalized. Nevertheless, it remains unstable. The most vivid factors of such instability are political terrorism, religious fanaticism and ethnic intolerance. Cultivation of multicultural respect and mutual understanding between different communities can be one of the solutions to the biggest challenges and threats of the 21st century. Special roles in this process are given to traditional arts, which today turn out to be not only historical, cultural and natural values, but important education and communication means. They have power to profoundly alter our knowledge and sense of ourselves and of the world around us. Þüphesiz, insanlýðýn yaþayýp geliþmesinde önemli rol oynayan özelliklerinden biri yaratýcýlýðýdýr. Etrafýndaki dünyanýn kavranmasý ve idrak edilmesine, uyumlu etkileþim içerisinde olmaya, temel bilgilerin korunmasýna ve bir nesilden diðerine kelimeler, iþaretlerle görüntülerle ifade edilmesi ve iletilmesine yöneliktir. En son bilimsel kavramlara göre, cisimlerin yaratýlmasý, insanoðlunun evrimsel geliþiminde homo faber yaratýcý olarak davrandýðý yeni bir evrim basamaðýna geçmesini sembolize etmektedir. Amerikan antropoloji uzmaný Ellen Dissanayakenin fikrine göre, insanoðlu dünyaya elleri ile bir þeyler yaratmak için gelmiþtir ve «ilk insanlar, ilk zanaatkarlar olmuþlardýr: yaratmasý gereken adamlar olarak» (Dissanayake 1994: 3). Ukraynalý filozof Mykola Berdyaiev, insanoðlunun olmak için yaratýldýðý Undoubtedly, one of the deciding conditions of man's highgrade ability to live and evolve was his creativity. It was aimed at cognition and comprehension of the surrounding world, harmonious interaction with the latter, and expression, preserving and transmitting the essential knowledge from one generation to the next through word, images and symbols. According to the latest scientific concepts the creation of objects signifies a new stage of evolutionary development in which man acted as homo faber a demiurg, creator. In the opinion of American anthropologist Ellen Dissanayake, the man appeared on our planet to produce things by his hands, and the «first people acted as first craftsmen: in fact to be the man meant to create» (Dissanayake 1994: 3). Ukrainian philosopher Mykola Berdyaiev considered morals of human 89 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ve bu yüzden yaratýcý olduðuna ikna olarak, insan ahlakýný sadece yaratýcýlýk çerçevesinde ele almýþtýr. Parlak bir Ukraynalý akademisyen olan Mykola Kostomarov, «Symbolism of Nature» adlý kitabýnda fiziksel doða ve insanoðlu arasýndaki iliþkinin sorunlarýna yanýt aramýþtýr ve «hammaddenin ruhsal özü ile baðlantýlý olduðuna» emin olmuþtur (Chyzhevsky 1992: 152). Meþhur bir Ýngiliz arkeolog olan Childe Gordon «Man Makes Himself» adlý kitabýnda, çömlekçiliðin yapýcý karakterinin insanoðlunun fikirlerini ileri götürdüðünü, ve kilden çömlek yapmanýn insanoðlunun yaratýcýlýðýnýn en üstün göstergesi olduðunu iddia eder (Reed 1976: 119). Sanat yaratýcýlýðýnýn özünün kutsal bir faaliyet ve usta-sanatçýzanaatkarýn yaratýcý olarak algýlanmasý, bu gibi bilimsel araþtýrmalarýn basamaklarýna sadece homo sapienlerin deðil, homo aestheticularýn bakýþ açýsýndan da toplum ve insanoðlunun doðasýnýn kavranmasýna iliþkin geniþ bir teorik anlayýþ sunmaktadýr. Bu gibi sorunlarýn çözümü için sarf edilen gayretler, Batýda, bilimsel ve sanatsal düþüncelerin; içerisinde el iþlerinin «malzeme tarafýndan ön ayak olunan, þeklin egemen olduðu, sosyal tarafýndan kutsanmýþ bir çaba» olarak tanýmlandýðý Unified Theory of Craft (Tümleþik El Becerileri Teorisi)nin geliþtirilmesine yol açtý (Braman 1994: 2). Halk sanatlarýnýn geliþim süreçlerinin analizinde, geliþimin aritmetik toplam þeklinde, bir geliþmeden sonra diðerinin izlemesi ile gerçekleþmediðini not etmek gerekir. Tarihin her yeni safhasýnda sanat yeni bir özellik kazanmýþtýr, toplumun geliþimi ile beraber geliþmiþ ve sanatýn geliþimi ilk baþta sanatýn toplumun her yeni geliþim safhasýný nasýl yansýttýðý ile belirlenmiþtir. M. Nekrasovaya göre, halk sanatlarý dört temel yönde ve þekilde geliþmektedir; geleneklerine sadýk kalan bireysel zanaatkarlarýn faaliyetlerinde yerel kültürel gelenekleri temel alan spontane geliþim; ve «okullu» sanat sponsorluðu altýnda örgütlenmiþ, uzmanlaþmýþ çalýþma atölyeleri vasýtasý ile (Romanets 1998: 23, 25). Deðiþen dünyamýzda, doðasý gereði istikrarsýz olan kültür, kültürel kökenler, geleneklerin süregelmesi, kültür yayýlýmý, sistematik dönüþüm ve kültür yapýsýnýn dönüþümü gibi dinamik trendler ile nitelendirilmiþtir. Ayrýca, halk sanatlarýnýn otantiklik özelliklerinin, tarihi ve sanatsal ardýllýðýn tanýmlanmasý için standart kriterlerin daha bulunamadýðýný da itiraf etmeliyiz. Geleneksel sanatlarýn tarihi sürekliliði, bilgi ve becerilerin süregelmesinin kendiliðinden oluþmasý, kliþe þekiller, kýrsal hayat ve ilgili iþlevleri ile iliþkilendirme, çoðu bilimsel araþtýrmada halk sanatlarýnýn otantikliði ile iliþkili kriterler olarak kullanýlmaktadýr. 90 life only in creativity, being convinced that the man was created to become, in turn, a creator. Mykola Kostomarov, a bright Ukrainian scholar, in his «Symbolism of Nature» disputed the problems of a correlation of physical nature and human creativity and was sure, that «the crude matter is connected with its spiritual essence» (Chyzhevsky 1992: 152). In his book «Man Makes Himself» Childe Gordon, a famous British archaeologist, argues that constructive character of pottery directed forward human ideas, and making a pot from clay was the supreme manifestation of mans creativity (Reed 1976: 119). Comprehension of sacral essence of art creativity as a sacred act and of the master-artist-craftsman as a creator provides such stages of scientific research as wide theoretical comprehension of the nature of society and man from the viewpoint not only as homo sapiens, but homo aestheticus as well. Aspiration to solve such problems prompted the scientific and artistic thoughts of the West to work out the so-called Unified Theory of Craft, in which a craft is defined as «an effort initiated by material, possessed by the form and consecrated by social relevance» (Braman 1994: 2). Analyzing processes of folk art development it is necessary to note that they do not happen in a form of arithmetic addition of one achievement to another. On each new stage of history the art gains a new quality, it is developed alongside with development of a human society, and art progress is determined first of all by how art reflects each new stage of society. According to M. Nekrasova the folk art is developing in four basic directions and forms: in the ethnographic environment; in spontaneous crafts on the ground of local cultural traditions, in activities of individual craftsmen, who keep tradition; and the organized specialized workshops sponsored by «educated» art (Romanets 1998: 23, 25). In our changing world the culture, unstable in its nature, is characterized by such dynamic trends as cultural genesis, succession of traditions, diffusion of culture, systematic transformation and reinterpretation of cultures forms. We should also admit that the standard criteria of definition of attributes of folk art authenticity, mechanisms of historical and artistic succession have not yet been found. Historical continuity of traditional art forms, spontaneity of knowledge and skills succession, cliché forms, connection with a rural life and corresponding functioning are determined as the criteria for folklore authenticity in the majority of scientific sources. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Kültürün ve bileþenlerinin mevcut durumunu ortaya koyan, 21. yüzyýlda kültürün geliþim sürecini ve trendlerini belirleyen üç temel soruna göz atalým: kültür ve kimlik, küreselleþme ve kültür, modernleþme ve gelenekler. Ulusal kökenleri, genetik hafýza, yüzyýllar boyunca oluþturulmuþ ruhani gelenekleri olmayan bir kültür var mýdýr? Kendi ülkemin deneyimlerinden yola çýkarak, söylemem gerekir ki, Ukraynada geleneksel kültür her daim ulusal kültürün rolünü üstlenmiþtir. Profesyonel kültüre gelince, politik sebeplerden farklý kültürel ortamlarla birleþtirilmiþtir. Ortak geleneksel temel halkýn birliðini, inançlarýný ve etik prensiplerini korumuþtur. Ayrýca, belirtmem gerekir ki, Ukraynanýn devlet statüsüne kavuþmadan evvel geçirdiði dönemde, Ukraynanýn diðer kültürlerin egemenliði altýnda baský gördüðü söylenebilirdi. Ukrayna ulusunun kendisini ayrý bir ünite olarak muhafaza etmesinin en önemli unsuru geleneksel kültürüdür. Ukraynaya has inançlar, efsaneler, destanlar, halk þarkýlarý ve danslarý, törenler ve gelenekler, giysiler, halk sanatlarý, geleneksel evlilik törenleri ve hatta cenaze törenleri, Ukraynanýn ulusal kimliðini korumaya yardýmcý olmuþtur. Let us look through the three basic issues, which reveal the present state of culture and its components, determine the process of culture development and its trends in the 21st century: culture and identity, globalization and culture, modernization and tradition. is there any culture without national roots, without genetic memory, without spiritual heritage acquired in centuriesi Considering my countrys experience I should say that in all times the traditional culture played a role of the national culture, as for the political reason professional culture was actually engaged into another cultural environments in Ukraine. The common traditional basis kept integrity of the people, its moral and ethical principles. it should be also mentioned, that in the period of Ukrainian non-statehood, when Ukraine appeared under the pressure of other cultural dominations, the Ukrainian nation has preserved itself as a separate unit mostly due to its traditional culture. There were Ukrainian beliefs, myths and legends, folk songs and dances, rites and customs, costume, folk art, traditional wedding or even burial ceremony which have being preserved nation's identity. Bu yüzden, kültürel miras, ulusal kimliðin en önemli unsuru, sosyal geliþim için idealler, öncelikler, ruhani yönelimler sisteminin oluþmasý, korunmasý ve ulusal kültür mirasýnýn aktarýlmasý için önemli bir araçtýr. So the cultural tradition is the important factor of national identification, important means of formation and preservation of system of ideals, priorities and spiritual orientations for social development, maintenance of a succession of national cultural heritage. UNESCO'nun tavsiyelerine göre, kültürel miras, halklarýn ve kültürel topluluklarýn kültürel kimliklerini ortaya koyan bir araçtýr. UNESCO Genel Müdürü Koichiro Matsuura tarafýndan imzalanan bildiriye göre, "sözel ve soyut gelenek kültürel kimliðin, yaratýcýlýðý ve kültürel farklýlýðý teþvik etmenin önemli bir unsuru olarak uluslararasý alanda kabul görmüþtür. Ulusal ve uluslararasý geliþimde ve kültürler arasý hoþgörünün ve uyumlu iliþkilerin oluþmasý için önemli bir rol oynar. Günümüzde, sayýsýz çeþit kültürel miras küreselleþme yüzünden kaybolmaya yüz tutmuþtur, kültürel standartlaþma, silahlý çatýþmalar, turizm, endüstrileþme, kýrsal kesimin göç etmesi, göç ve çevrenin kirletilmesi yüzünden tarafýndan tehdit altýna girmiþtir. Ayrýca UNESCO liderlerinden biri olan bayan Aikawa da, haklý olarak, hýzlý küreselleþmenin karmaþasý içerisinde yaþayan, soyut kültürel miraslarý koruyan insanlarýn yerel kimliklerini korumak için baskýn çýkan kültür standartlaþmasýna karþý savaþtýðýný vurgulamýþtýr (Aikawa 1997:5). According to the UNESCO's Recommendations cultural heritage is a means of affirming the cultural identity of the peoples and cultural communities. in the Proclamation, signed by UNESCO Director-General Koichiro Matsuura it is noted that, "the oral and intangible heritage has become internationally recognized as a vital factor for cultural identity, the promotion of creativity and the preservation of cultural diversity. it plays a crucial role in national and international development, in tolerance and harmonious interaction between cultures. With present-day globalization, numerous forms of cultural heritage are in danger of disappairing, threatened by cultural standardization, armed conflicts, tourism, industrialization, the rural exodus, migrations and the degradation of the environment". And as it was justly stressed by one of the UNESCO leaders Mrs. Aikawa, the bearers of the intangible cultural heritage, living in the turmoil of rapid globalization are fighting against the prevailing tendency of standardization of culture in attempt to maintain their local identity (Aikawa 1997:5). 91 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Günümüzde, dünyamýzýn giderek tümleþik tüketim standartlarýnýn insanoðlunun hayatýnýn ruhani özellikleri ve kültürel potansiyelleri yerine mekanik kabul görmesinin olumsuz etkileri ile karþý karþýya olduðu iyi bilinen bir gerçektir. Bu durum, geleneksel kültürel normlara karþý tavýrlarýn dramatik bir þekilde revizyondan geçirilmesine yol açmaktadýr. Kültürel neo-cultural neo-muhafazakarlýk hayat, insan davranýþ ve düþüncelerinin, modernist projeksiyonlarýn öngördüðünden çok daha az deðiþtiði, ruhani saðlýðý korumak, gelecekteki sorunlarla baþa çýkmak konularýnda daha muktedir olduðu temeli üzerine kurulmuþtur. It is well-known fact, that our world today faces more and more negat?ve ?mpact of mechanical acceptance of unified consumption standards on spiritual aspects of human beings life and on the cultural potential of peoples. This stimulates dramatic revision of the attitude to the traditional cultural norms. Cultural neo-conservatism is grounded on the positions that the life and human mentality and behavior has changed considerably less, than it was predicted by modernist projects, and that peoples who did not lose their traditional culture, are more capable to keep spiritual health and to respond to challenge of the future. Her kültürde, gelenekleri kültür sisteminin önemli bir parçasýna dönüþtüren eski kalýplarý koruma eðilimi vardýr. Baþka bir deyiþle, gelenek; kültürel deðerlerin toplumun kültürel hafýzasýný oluþturan nesiller arasýnda art arda iletildiði bir ardiyedir. Ayrýca, her kültürel geleneðin bir geçiþ durumunda olduðunu da itiraf etmeliyiz. Gelenek, deðiþim ve modernleþme arasýnda diyalektik bir iliþki bulunmaktadýr. Modernleþme kültürün dönüþümünün, ilerleme veya gerilemesinin bir sürecidir. Ýki mekanizma vardýr; biri deðiþimi düzenler ve teþvik eder, diðeri ise geleneklerin yeniden üretilmesinden sorumludur. Sürecin tamamýnda devamlýlýk vardýr, bu da geleneklerin adaptasyon ve deðiþime karþý geçerliliðini sürdürmesini saðlayan sentez olan kalýcý kimlik tarafýndan saðlanýr. Yerel gelenekler her zaman güçlü kimlik hislerine dayanýr. Bu yüzden, gelenek, kimliklerin sürekli olarak yenilenmesi, hatýrlama süreci ve geçmiþ hafýzalar ile kültürel kimliðin oluþturulmasý olarak algýlanmalýdýr. in each culture there is a tendency to maintain old patterns, which turns tradition into an important part of the system of culture. in other words, tradition is a warehouse of cultural values repeatedly communicated between generations, the communitys cultural memory. We should also admit that each cultural tradition is in a state of transition. There is a dialectical interplay between tradition and change, modernization. Modernization is a process of cultures transformation, its progressive or regressive development. There are two meihanisms, one of which regulates and stimulates changes, and another one is responsible for the reproduction of tradition. The whole process embodies continuity, which is that synthesis within which tradition has persistent viability through adaptation, and change is the novel manifestation of durable identity. Local traditions are always based on strong feelings of identity. Therefore tradition should be seen as a continuous reproduction of identity, as a process of remembering and cultural identification with past memories. Sadece kendini, kendi kültürü ile tanýmlayan, kültürünü tüm halkýn ortak yaratýcý çabalarýnýn genel bir dýþavurumu olarak gören bir toplum, kültürler üzerindeki mevcut nihilist baskýlara karþý güvenilir bir alternatif sunabilir. Ayný zamanda insanýn zihninin tüm tuhaflýklarý, hilkat ve yaratýcý hayal gücü ile kendi özünü gerçekleþtirmesinin ve modern dünyada bir birey olabilmesinin bir yoludur. Bu konuda hatýrý sayýlýr bir örnek, gelenekler ve modernleþme, modern yaþam biçimi ve tarihi kültürel geleneklerin korunmasý arasýnda þaþýrtýcý bir denge kurmayý saðlayan Japonyadýr. Zamanýmýzda, bu geliþim alanýnda beraber var olan iki ana trend bulunmaktadýr. Bunlardan biri, çeþitli kültürleri yeryüzünden silen veya en azýndan agresif bir þekilde silmeye çalýþan küreselleþmedir. Diðer yönelim, yerel kültürlerin kendilerine has özelliklerini korumak ve misyonunun yerel gelenekleri ve sanatlarýn yaþatýlmasýný ve geliþtirilmesini misyon edinmiþtir. 92 A society which identifies itself with its own culture, realizes it as a generalized expression of creative efforts of all the people, can only be a reliable alternative to present nihilistic pressure upon cultures. And at the same time as a way of self-realization of the person with all peculiarities of his mentality, temperament, creative imagination, being a way to possess his own cultural identity and to be an individuality in the modern world. The remarkable example to this is Japan which keeps surprising balance between tradition and modernization, between modern way of life and preservation of ancient cultural traditions. in our time there are two major coexisting trends of this field development. One of them is globalization which is wiping Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Kültürün küreselleþmesi, kitle iletiþim araçlarýnýn insanlarýn üzerinde yarattýðý etki ile küresel sistemde uluslarýn birleþmesinin modern ulaþým araçlarý ve ekonomik iliþkilerin geliþmesine, uluslararasý kurumlarýn ve dünya pazarýnýn oluþmasýna paralel olarak hýz kazanmasýný beraberinde getirmektedir. «Kültürün küreselleþmesi» terimi uluslarýn birbirlerine yeniden yaklaþmasý ve insanlar arasýnda iletiþim kurulmasýna iliþkin sorunlara baðlý olarak ilk defa 1980lerde ortaya çýkmýþtýr. Kültürün küreselleþmesinin hem olumlu hem de olumsuz yanlarýnýn olduðunu not etmek gerekir. Modern dünyada kültürel baðlarýn, iletiþimin ve eðitimin geliþtirilmesi insanlarýn yeniden birbirlerine yaklaþmasýný teþvik eder. Ancak, aþýrý derecede ödün verilmesi tehlikelidir, çünkü kültürel kimliðin yok olmasýna yol açar. Genç nesil, diðerlerinin modasýný, davranýþlarýný, tercihlerini ve huylarýný benimseyerek birbirlerine benzemekte ve genellikle hiçbir özelliði olamayan bireyler olmaya baþlamaktadýrlar. Kültürel kimliðin kaybolma olasýlýðý belki de en iyi asimilasyon tehdidi ile ortaya konmaktadýr yerel, küçük kültürün daha büyük kültür tarafýndan soðurulmasý, etnik kültürlerin kendine has özelliklerinin dominant ulusun egemenliði altýnda çözünmesi, toplu göç ve diðer ülkenin vatandaþlýðýnýn kabul edilmesinin sebep olduðu akraba kültürünün kaybolmasý. Ýlk bakýþta küreselleþme, oldukça geliþmiþ iletiþim teknolojileri ile uluslararasý iþbirliðinin tesis edilmesi ve anlaþmazlýklarýn önlenmesi konularýnda yardýmcý bir rol oynuyor gibi görünebilir. Ancak, bundaki tehlike, yerel gruplarýn kültürel kimliklerini yok sayýp onlarý kendi kültürleri ile yaþama haklarýndan mahrum býrakmasý, kendi lisanlarýný kullanma haklarýndan mahrum býrakmasý, kendi geleneklerinden, dini inançlarýndan, mitolojilerinden ve ulvi deðerlerinden uzaklaþtýrmasýdýr. Kýsacasý, bu evrensel kültürel hak ve özgürlüklerin inkar edilmesidir. Bu yüzden UNESCO, insanoðlunun yaþayan hazineleri ve sözel ve soyut mirasýnýn baþyapýtlarýnýn korunmasý için iki tavsiyede bulunmuþtur. Kültürel kimliðin kaybý ve kültürel çözünmenin bir bütün veya parçalar halinde olabileceði göz önünde bulundurulmalýdýr. Sýnýrlarýn kültürel etkileþim için açýlmasý ve kültürel iletiþimin geliþtirilmesi bir taraftan olumlu deneyimlerin paylaþýlmasýna, kültürlerin kendilerinin zenginleþmesine ve geliþim basamaklarýný týrmanmasýna yol açarken, diðer taraftan birleþme, standartlaþma ve ayný kültürel motiflerin dünya çapýna daðýlýmý ile kültürlerin yok olmasýna yol açabilir. out or at least aggressively trying to wipe out the individual face of various cultures. The other tendency deals with maintaining the individual traits of local cultures and considers that its mission is to foster and propagate local traditions and arts. Under globalization of culture it is necessary to mean acceleration of integration of the nations in world system in connection with development of modern transportation means and economic relations, formation of transnational corporations and the world market, due to influence of mass media upon people. The term «globalization of culture» has appeared in the late 1980th in connection with a problem of rapprochement of the nations and expansion of cultural contacts between peoples. It is necessary to note, that globalization of culture has both positive and negative sides. Expansion of cultural contacts in the modern world, communication and learning each other promotes rapprochement of peoples. However excessively active loaning is dangerous because of loss of cultural identity. The young generation adopts each others fashion, habits, predilections, customs, becoming similar, and frequently simply featureless. The possibility to lose the cultural identity is well displayed in increasing threat of assimilation absorption of local small culture by larger, dissolution of cultural originality of ethnic communities in culture of the dominant nation, oblivion of ancestors culture caused by mass emigration to other country and adoption of new citizenship. At first glance it appears that globalization with its own highly developed communication technology, helps international cooperation and conflict prevention. But the danger in this is that it denies and disregards the cultural identity of local groups, deprives them of their right to their own cultural heritage, their right to use of their own language, their right to their own customs, religious precepts, mythology and moral values. in short, this is the denial of universal cultural rights and freedoms. This is why UNESCO has adopted two recommendations on living human treasures and proclamation of the masterpieces of the oral and intangible heritage of humanity. It should be taken into consideration that a loss of cultural identity and cultural dissolution can be complete and partial. Openness of borders for cultural influence and extending 93 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Bu yüzden, kültürün küreselleþmesi, geliþmiþ ülkelerin kamu hayatýnýn çeþitli alanlarý üzerinde kurduðu hegemonyayý ve Batýlý deðerlerin zorla yayýlmasýný temsil eden kültürel emperyalizmden ayrýlmalýdýr. Diðer taraftan, küreselleþmenin mali, teknik ve kýsmen fikri kaynaklarýn bir araya gelmesini saðladýðýndan haberdar olmamýz gerekir, ancak bunun faturasý, yerel özelliklerin kaybedilmesi sadece ekonomik deðil kamusal ve kültürel motiflerin de tekdüze olmasý gibi tekrar yerine koyulamayacak kayýplar þeklinde çýkmaktadýr. Küreselleþme, sadece daha zayýf olanlarýn kayýplarýný telafi edebilmelerini saðlayacak mekanizmalarý saðlarsa ve zayýf taraflara kendilerini savunmalarý için fýrsat yaratýrsa, dünya geliþimi için faydalý olabilir; eðer ruhani yozlaþmaya yol açmazsa ve insanoðlunu istatistiksel bir üniteye dönüþtürmezse. Bu yüzden, insanoðlunun toplumlar ve uygarlýklar arasýnda, tek yönlü küreselleþmeden özgür, yeni etkileþim mekanizmalarý oluþturmasý ve dünya uluslarý arasýnda gerçek kültürel deðerler hakkýnda diyalog baþlatmasý büyük önem arz eder. Günümüzdeki alanlarýn kültürel mirasa dahil edilmesi eðilimi kiþinin ortamýný yeniden yorumlama süreci kültürel miras cisimlerini ve kültürel kurumlarý diðer popüler eðlence tesisleri ile ayný kefeye sokmaktadýr, sirkler, kumarhaneler, restoranlar, tatil köyleri, hatta TV ve internet dahil. Bu fenomen kültürel mirasýn sunumu ve algýlanmasýna iliþkin içerik ve yöntemleri etkilemiþ, geleneksel sanat kuruluþlarýnýn demokrasi ve sivil toplumun geliþiminde kültürel mirasýn rolü hakkýndaki diyaloglar için özel alanlar olma yönündeki deðiþimlerine ilham kaynaðý olmuþtur. Uluslarýn kültürel miraslarýnýn zengin çeþitliliði, dünya topluluðuna güzellik ve karmaþýklýk katmaktadýr. Yirmi sene evvel, UNESCO Recommendation on the Safeguarding of Traditional Culture and Folklore (Paris, 1989) (Geleneksel Kültür ve Folklorun Korunmasýna Ýliþkin UNESCO Tavsiyeleri)nde insanoðlunun küresel mirasýnýn bir bölümünü oluþturan geleneksel folklor çeþitlerinin aþýrý derecede kýrýlgan olmalarý ve deðiþik insanlarý ve sosyal gruplarý bir araya getirmekte, kültürel kimliklerini ortaya koymalarýnda önemli bir unsur olduklarýnýn altý çizilmiþtir. Bununla ilgili olarak, her ülkenin geleneksel kültürünü teþvik etmesi gereðinin, ve geleneksel kültürün birden çok etkenden dolayý tehdit altýnda olduðunun altý çizilmiþtir. Bu alandaki sorun, Ukraynada, önceki birkaç yüz yýlýn sorunlarý da kendisine miras kaldýðý için, diðer çoðu modern 94 cultural communication can lead, on the one hand, to exchange of positive experience, enrichment of own culture, its rising up to higher steps of development, and on the other hand to its cultural exhaustion because of unification and standardization, distributions of identical cultural patterns worldwide. Thus, globalization of culture should be distinguished from cultural imperialism, which represents hegemony of the advanced countries in various spheres of public life and forced dissemination of the western values. On the other hand, we should be well aware that globalization provides concentration of financial, technical and partly intellectual resources, but at expense of irreparable losses as it is accompanied by smashing of local features and unification of forms not only of economic, but public and cultural life as well. Globalization can be only favourable for world development if it will provide mechanisms of indemnification for losses of weaker and opportunities for self-defence of weaker; if it will not lead to spiritual devastation and will not transform the man into statistical unit. Therefore, it is of a special importance for mankind to form new mechanisms of interaction between societies and civilizations free of one-sided globalization, and to start dialogue between world nations on the topic of true cultural values. Todays tendency of heritagization of space a process of reinterpretation of ones environment puts heritage objects and cultural institutions in line with other popular leisure facilities, including circuses and casinos, restaurants and resorts, even television and Internet. This phenomenon impacted contents and methods of presentation and interpretation of cultural legacy and inspired transformation of traditional art institutions into special grounds for dialogues about role of cultural heritage in the development of democracy and civil society. Rich variety of traditions of the nations cultural heritage gives beauty and complexity to the world community. Twenty years ago, in the UNESCO Recommendation on the Safeguarding of Traditional Culture and Folklore (Paris, 1989) it was noted the extreme fragility of the traditional forms of folklore that forms part of the universal heritage of humanity and is a powerful means of bringing together different peoples and social groups and of asserting their cultural identity. Concerning this it was stressed the need in all countries for recognition of the role of traditional culture and the danger it faces from multiple factors. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ulustakinden daha geniþ ve karmaþýk gibi gözükmektedir. Ukraynadaki komünistlerin soykýrým politikalarý ve son 80 senenin kültürel baskýsý Ukraynalýlarýn kültürel hafýzalarýnýn önemli bir bölümünün kaybedilmesine yol açmýþtýr. Ukraynanýn etnik bütünlüðünü olumsuz þartlar altýnda uzun bir süre korumuþ eþsiz bir araç olan geleneksel kültürünün günümüzde idealler, öncelikler ve sosyal geliþimin ruhani yönelimlerini ve kültürel mirasýn aktarýlmasýný koruma altýna alamamaktadýr. Halk sanatý kültürünün düþüþe geçmesi yüzyýllar süren uzun emperyalist egemenlik, sanayileþme, zorunlu toplanma, holodomorlar (amaçlý kýtlýk), savaþlar ve misillemeler, þehir yaþamýnýn geniþlemesi ve göç süreçleri, el sanatlarýnda iþ gücü bölüþümü, Bolþeviklerin köy sanatýna amatör þehir sanatý ile yaklaþmasý, mevcut halk sanatlarý ve el sanatlarý sektörünün yok edilmesi, Sovyetler birliði döneminden sonraki malzeme stoklarý ve pazarlarý, idari planlamalý üretimden serbest piyasa ekonomisine geçiþteki olumsuz ortam gibi sayýsýz faktör tarafýndan oluþmuþtur. Bu durum birçok açýdan talihsizlik yaratmýþtýr, ancak kültürel mesafemiz geleneksel kültürümüzü adeta bir zaman kapsülü içerisinde tutarak korumuþtur. Bu konuda, Ukraynanýn, derin otantik kaynaklarýný korumasýndan kaynaklanan ve Avrupada oldukça az yerde görülebilecek düzeyde yüksek bir ulusal kültürel geliþim potansiyeli bulunmakta olduðunu belirtmem gerekir. Ukrayna, ulusal kültürün sadece bir hayalden ibaret olmadýðý, ancak milyonlarca insan için gerçek hayat anlamýna geldiði Avrupanýn sayýlý ülkelerinden biridir ve bu durum da önemli bir kültürel potansiyel olduðunun bir iþaretidir (Dzyuba, 2001:32). 1991den beri var olan yeni özgürlükler, yeni pazarlar ve kültürlere eriþim saðlamýþtýr. Bu eriþimle beraber, küresel kültürler de akýn etmiþtir. Birçok ekonomik avantaj olmasýna raðmen, Ukraynada, bu küresel kültür akýný kültürel hafýzanýn vakumlanmasýna yol açmaktadýr. Demokratik, þeffaf toplum olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen toplumumuzun benliðine dair hafýzasýnýn silinmemesi gerekmektedir. Ukraynadaki halk ve el sanatlarý, günlük sorunlarla baþa çýkmakta kritik bir yol ayrýmýna gelmiþtir. Bunun sebebi, profesyonel bilgi ve uluslararasý iþbirliðinin eksikliði, deðerlerin öðretilmesi, þekillendirilmesi, yaratýlmasý ve algýlanmasýnda geride kalmýþ iþletim yöntemleri, politikalarý ve programlarýnýn uygulanmasýdýr. Bu tehditleri asgari seviyeye indirmek ve krizden çýkýþ yollarý bulmak için derin tarihi ve tarihsel sanatsal gelenekleri The problem of this field in Ukraine seems to be wider and more complex. than those of many other modern nations as Ukraine has inherited burning problems of the several previous centuries. The genocide policy of the communists in Ukraine and the cultural oppression of the last 80 years resulted in a considerable loss of historical memory for Ukrainians. The Ukrainian traditional culture, which have being for a long period the unique consolidating mean of ethnic integrity, in unfavourable assimilative conditions, is nowadays not able to form and preserve the system of ideals, priorities and spiritual orientations of social development, maintain a succession of national cultural heritage. The decline of folk art culture here has been caused by a number of factors varying from the centuries long imperial domination, industrialization, compulsory collectivization, holodomors (purposeful famine), wars and reprisals, expansion of urbanization and migration processes, labour division in crafts, the Bolshevics policy of rapprochement of peasant art with amateur urban art, to the destruction of the existed system of folks art and craft industry, raw materials supplies and markets in the post-Soviet period, unfavourable conditions of transition from administrative planned production to freemarket economy. This was unfortunate in many ways but our cultural isolation preserved traditional culture as in a time capsule. In this context I should mention that Ukraine has significant prospects for national development of culture which, as only in few places in Europe, has preserved its deep authentic sources. Ukraine is one but a few countries in Europe where the national culture is not virtual dream, but a real life for many millions of people, and this is an evidence sign of a considerable cultural potential (Dzyuba, 2001:32). Since 1991 new freedoms have come providing access to new markets and cultures. Along with this access came the flood of global cultures. Although there may be many economic advantages, in Ukraine this flood of global culture meets a vacuum of cultural memory. For our nation charting a distinctive course into the future and to the democratic open society requires some memory of who we have been. The folk art and handicrafts field in Ukraine is at a critical juncture confronting the day-to-day challenges. This happens because of a lack of professional knowledge and international co-operation, outdated methods of operations, policies, and programs to become leading field of learning and education, shaping, creating and interpreting values. 95 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bulunan þehirlerin yerel idarelerine ve halkýna büyük roller düþmektedir. Ukraynanýn baþkenti olan Kiev, namý diðer Rus þehirlerinin anasý eþsiz sanatlarý ve el sanatlarý sistemleri ile ipek ve baharat yollarý üzerinde bulunan önemli bir tarihi þehirdir. 19. yüzyýlýn sonlarý 20. yüzyýlýn baþlarýnda, Rus Ýmparatorluðunun egemenliði altýnda olan Kiev, resim, dini mimari, tahta ve cam iþleme, seramik, örgü ve hasýr iþleri alanýnda meþhurdu ve bu sanatlar çeþitli illerde el iþi merkezlerinin ve pazarlarýnýn oluþmasýna ön ayak olmuþtu. Günümüzde Kiev, Ukraynanýn kültürel mirasýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi için lider konumunda bir merkezdir. Bu konuda belediye yönetiminin özel bir misyonu bulunmaktadýr. Bu nedenle, Kiev þehir idaresi, tüm zorluklara ve ekonomik krize raðmen, bölgesinde sanatý ve el sanatlarýný teþvik etmek için belediye kompleksi kültürel programýný baþlatmýþtýr. Ukrayna Halk Sanatlarý Ustalarý Birliði ile beraber baþlatýlan bu program, belediyelerin kültürel politikalarýnýn reformdan geçirilmesi ve modern bir toplumun iþlevlerini yerine getirmesinin ön þartý olarak geleneksel sanat ve el sanatlarýna öncelik verilmesi için, uluslararasý inisiyatiflerin uygulanmasýný hedef alan (Örneðin, Soyut Kültürel Miras konulu 2003 UNESCO Kongresi) ve mali ve yaratýcý yatýrýmlarýn dikkatini bu alana çekmek, Kiev ve Ukraynada kültürel süreçleri teþvik eden yeni yaklaþýmlarýn tanýtýlmasý için uygulanan birçok faaliyeti kapsamaktadýr. Bu programa; genç ve þöhretli zanaatkarlara sanatsal ödüller verilmesini, özel eðitimler, fuarlar ve yayýnlama programlarýnýn oluþturulmasýný, kültürel turizmin teþvik edilmesini ve uluslararasý iþbirliði yapýlmasý ve deneyimin paylaþýlmasýna olanak tanýyan yaratýcý pilot projelerden, müze alanlarýnýn yoðunlaþtýrýlmasýna, yeni sanat merkezlerinin ve el sanatlarý kasabalarýnýn inþa edilmesinden, halk sanatý fuarlarýnýn, sempozyumlarýnýn, festivallerinin, atölyelerinin ve konferanslarýnýn düzenlenmesine kadar sayýsýz geleneksel ve yenilikçi faaliyet dahil edilmiþtir. Bu konuda, þehrin potansiyelini kültürel baþkent olmasý yönünde dönüþtürmek ve Kievin geliþim stratejisi olarak modern, yaratýcý sektörlerin oluþturulmasý konusunda yapýlan tartýþmalar oldukça önemlidir. Þu anda, Kievde, eski mühimmat fabrikasý ve depo alanýna kurulmuþ ve Avrupanýn en büyük sanat kompleksi olma özelliðini taþýyan «Art Arsenal» ve þehrin tarihi kýsmýnda, Ukrayna Halk Kültürü Vakfý Merkezi «Ivan Honchar Museum» ve Ulusal Geleneksel Sanatlar ve El Sanatlarý Araþtýrma ve Bilgi Merkezi tarafýndan bir el iþi sanatlarý bloðunun oluþturulmasý ve düzenlenmesi gibi birden çok kültürel proje yürütülmektedir. Bu yüzden, modasý geçmiþ ideolojik normlar ve dogmatik yaklaþýmlarla sýnýrlý kalmayan, ancak etkin iþlevleri olan ve 96 Great role in minimizing these threats and finding the ways out of the crises is given to local administrations and communities of the cities with deep history and ancient artistic traditions. Kyiv, the capital city of Ukraine, the centuries old renowned mother of the Russ cities with unique arts and handicraft systems was an important ancient town along the silk and spice roads. In the late 19th early 20th century Russian Empire Kyiv was a centre of painting, sacral architecture, wood and glass processing, ceramics, weaving and wicker-work with famous handicraft workshops which influenced development of provincial craft centres and trades. Today Kyiv is a leading centre of safeguarding and developing cultural heritage of Ukraine. Municipal government has a special mission in this. Thus, Kyiv city administration despite all hardships and economic recession has launched the municipal complex cultural program to promote arts and crafts on its territory. This program, initiated in cooperation with the Ukrainian Union of Folk Art Masters, covers numerous activities to reform municipal cultural policy and give priority to the traditional arts and crafts as major factors of modern society functioning, to implement international initiatives (like the 2003 UNESCO Convention on Intangible Cultural Heritage) and to attract financial and creative investments in this field, to introduce new approaches promoting cultural processes in Kyiv and Ukraine. This program includes numerous traditional and innovative activities ranging from creative pilot-projects, intensification of museum sphere, building new art centres and handicraft towns, organization of folk art fairs, festivals and symposia, workshops and conferences, granting artistic prizes to young and renowned craftsmen, providing special education, training, exhibition and publishing programs, promoting cultural tourism, international cooperation and exchange of experience. In this context the present day discussions about the ways to transform the citys potential into a so-called cultural capital and establish modern creative industries as a strategy of the Kyiv development are quite important and acute. Now several cultural projects take place in Kyiv, among which is creation of the «Art Arsenal» the biggest in Europe art complex in the premises of the former munitions factory and warehouse, foundation of the Ukrainian Centre of Folk Culture «Ivan Honchar Museum» and the National Research and Information Centre for Traditional Arts and Handicrafts Development and organization of the handicraft block at the historical part of the city. Therefore, attention of people and authorities of all levels Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu kültürel süreçlerin geliþimine, toplumun ruhani ve estetik gereksinimlerini karþýlamaya katkýda bulunan ve zamanýnýzýn gereksinimlerine cevap verebilen geleneksel sanatlarýn korunmasý için düzenlenen her türlü faaliyete halkýn ve her seviyeden yetkilinin ilgisi çekilmelidir. 1998 senesinde UNESCO direktörü Federiko Mayor tarafýndan kesin bir dille belirtildiði üzere: «insani deðerlerin korunmasý her þeyden daha önemlidir ve bütün ruhani enerjimiz insanoðlunun yaþam kalitesini arttýrmak için kullanýlmalýdýr» (Hoppal 1999:11). should be drawn to the new activities in safeguarding traditional arts, which are not limited by out-dated ideological norms and dogmatic approaches, but effectively function and influence the development of cultural processes, satisfy spiritual and aesthetic needs of society, corresponding to requirements of the new time. As it was precisely remarked in 1998 by Federiko Mayor, Director General of UNESCO: «the defense of human values is more important than anything else and all our spiritual energy must be used to improve the quality of life of humankind» (Hoppal 1999:11). Bana göre, bu alanda günümüzün sorunlarýný çözmek için aþaðýdakileri yapmalýyýz: To my mind, to meet the challenges of the present in this field it is important to: - Kültürel mirasýn bir parçasý olarak geleneksel sanatlarýn liderlik rolünü tanýmak; -Ulusal kültüre iliþkin daha geniþ ölçekte kamu farkýndalýðýnýn yaratýlmasýnýn ve ulusal kültürün takdir edilmesi gerekliliðinin altýnýn çizilmesi; - Sanat, bilim ve eðitim uzmanlarýnýn bir araya gelip kültür, sanat, kimlik, modernleþme ve küreselleþmeye iliþkin ana konular hakkýnda fikir alýþveriþi yapýlabilmesi için daha olumlu þartlar oluþturulmasý; - Ulusal geleneklerin ve ayrýca etnik ve ulusal azýnlýklarýn geleneklerinin daha ileri seviyelerde korunmasý ve geliþtirilmesi; - Gençlerin çeþitli geleneksel sanat dallarýnda yaptýðý umumi çalýþmalara, araþtýrmalara ve yaratýcý çalýþmalara destek verip faaliyetlerini onaylamak; - Çeþitli bölge ve þehirlerin halklarýný birbirlerinin kültürel geleneklerini kullanarak tanýþtýrmak; - Ülkeler ve halklar arasýnda iletiþim ve iþbirliðini teþvik etmek; - Genç nesle diðer ülkelerin geleneklerine karþý saygý duymayý öðretmek; - Tolerans geliþtirmenin bir parçasý olarak kabul ederek yerel geleneklerin deðerlerini uluslararasý seviyede tanýmak; - Yerel sanat geleneklerini ve kültürel mirasý güncel teknolojiler kullanarak belgelendirmek; - Geleneksel sanatlarýn geliþtirilmesi konularýnda yerel, iki kutuplu ve çok kutuplu projelerin teþvik edilmesi. - Recognize the leading role of traditional arts as integral part of cultural heritage; - Stress the need for broader public awareness and appreciation of the national culture; - Create favourable conditions for the experts in arts, science and education to meet and exchange ideas about the main topics of problems of culture, arts, identity, modernization and globalization; - Foster further survival and development of national tradition as as well as those of ethnic and national minorities; - Encourage and acknowledge the activity of young people in their public, research and creative work in various fields of traditional arts; - Acquainte communities of various regions and cities with each other's cultural traditions; - Promote communication and cooperation between countries and peoples; - Educate younger generation to learn to respect the traditions of other nations; - dessiminate the values of local traditions on international level as recognizing the diversity of cultures is part of developing tolerance; - documentate local art traditions and cultural heritage by means of up-to-date technologies; - promote reginal, bilateral and multilateral projects in the field of the traditional arts development. Thus, today, in conditions of high achievements in technical, technological and communication spheres, the policy of globalization encounters insuperable cultural differentiation of mankind. As it was aptly remarked by Ukrainian philosopher professor Serhiy Krymsky, "the mankind still remains and will remain, if it aspires to live, an archipelago of national cultures". To discover true cultural wealth of each archipelagos Sonuç olarak, günümüzde tanýk olduðumuz teknik, teknolojik ve iletiþim alanlarýndaki geliþmelerin ýþýðýnda, küreselleþme politikalarý insanoðlunun kültürel farklýlýklarýnýn muhafaza edilmesine zýt düþmektedir. Ukraynalý felsefe profesörü Serhiy Krymsky tarafýndan uygun bir þekilde belirtildiði üzere, "Ýnsanoðlu, eðer yaþamayý arzu ediyorsa bir ulusal kültürler 97 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu takýmadasý olarak kalacaktýr ve kalmalýdýr. Her bir takýmadanýn gerçek kültürel mirasýný ve bütün gezegenimizin kültürel çeþitliliðini keþfetmek ve geleneksel sanatlarýn birçok açýdan tehlike altýnda olduðunun farkýna varýlmasý için, hükümetler, yerel, ulusal ve uluslararasý platformda ülkeleri ve insanoðlu için yeni ekolojik ve kültürel anlamda duyarlý bir dünyanýn oluþmasýný teþvik etmek için ellerinden geleni yapmalýdýr. REFERANSLAR AIKAWA, Noriko 1997. Tuna Uluslararasý Folklor Festivali Açýlýþý, Budapest-Kalocsa, Hungary, 6-10 Temmuz, 1996. ECTC Bülteni. No 3. Ýçinde Budapeþte: Avrupa Geleneksel Kültür Merkezi, 3-5. DZYUBA, Ivan 2001. Ukrajina Pered Sfinksom Maybutnyogo. [Ukraine Before Sphinx of the Future]. Kyiv: KM Academy Publishers. HOPPAL, Mihaly 1999. Local Cultures in a Global World. In EFI Communications. Vol. 8. Budapest: Europai Folklor Intezet. BRAMAN, Sandra 1994. A Unified Theory of Craft. In The Studio Potter. No 1. CHYZHEVSKY, D. 1994. Narysy z Ýstoriji Filosofiyi na Ukrajini [Essays on the History of Philosophy in Ukraine]. Kyiv: Oriy. DÝSSANAYAKE, Ellen 1994. The Place of Making. In The Studio Potter. No 1. REED, Evelyn 1976. Womans Evolution: From Matriarchal Clan to Patriarchal Family. N.Y., Toronto: Pathfinder Press. ROMANETS, Tetiana 1998. Problema Regresu ta regeneratsiyi v narodnomu mystetstvi z ohlyadu nay oho istoryko-kulturnu pryrody [Problems of Regress and Regeneration in Folk Art in the Context of Its Historical and Cultural Nature]. In Regress and Regeneration in Folk Art. Kyiv: Ivan Honchar Museum, Rodovid Publishers. 98 of such cultures and the whole cultural variety of our planet, and considering that traditional arts are endangered in many ways, the governments on local, national and international levels should do everything to promote creation of the new ecological and cultural consciousness of their nations and the mankind. REFERENCES AIKAWA, Noriko 1997. Opening of the Danube International Folklore Festival, Budapest-Kalocsa, Hungary, 6-10 July, 1996. In ECTC Bulletin. No 3. Budapest: European Centre for Traditional Culture, 3-5. DZYUBA, Ivan 2001. Ukrajina Pered Sfinksom Maybutnyogo. [Ukraine Before Sphinx of the Future]. Kyiv: KM Academy Publishers. HOPPAL, Mihaly 1999. Local Cultures in a Global World. In EFI Communications. Vol. 8. Budapest: Europai Folklor Intezet. BRAMAN, Sandra 1994. A Unified Theory of Craft. In The Studio Potter. No 1. CHYZHEVSKY, D. 1994. Narysy z istoriji filosofiyi na Ukrajini [Essays on the History of Philosophy in Ukraine]. Kyiv: Oriy. DISSANAYAKE, Ellen 1994. The Place of Making. In The Studio Potter. No 1. REED, Evelyn 1976. Womans Evolution: From Matriarchal Clan to Patriarchal Family. N.Y., Toronto: Pathfinder Press. ROMANETS, Tetiana 1998. Problema Regresu ta regeneratsiyi v narodnomu mystetstvi z ohlyadu nay oho istoryko-kulturnu pryrody [Problems of Regress and Regeneration in Folk Art in the Context of Its Historical and Cultural Nature]. In Regress and Regeneration in Folk Art. Kyiv: Ivan Honchar Museum, Rodovid Publishers. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Arthur ZBIEGIENI Varþova, Polonya / Warsaw, Poland Orta Çað þehrinin ortaya çýkmasýnda ticaret yollarýnýn etkisi ve Varþova ile þehrin baþlýca kültürel mirasýnýn muhafazasýnda sübvansiyon sisteminin önemi Takviyeli Yerleþimin Ortaya Çýkmasý ve Varþova Þehri: Ticaret Yollarýnýn Etkisi ve Vistula Nehri Yerleþimin baþlamasý ve 14. yüzyýlýn ilk yýllarýnda Castellanýn yerini takviye etmesini, Chelmno Kanununu (Kulner Recht) müteakiben Varþova için bir berat verilmesi takip etti. Bu, doðal korunma imkanlarý saðlayacak þekilde yerleþim yerinin Yüksek Vistulian Bendi üzerindeki mekaný ve tacirlerin doðal gýda ve ayný zamanda deniz taþýtlarýndan faydalandýklarý nehir geçiþinde tarihi geçiþ yollarýnýn buluþmasý nedeni ile þehir için önemli menfaatlerin kaynaðýný oluþturmakta idi. Ticari yollarýn kesiþme noktasýnda olmasý ve ayrýca üstünde seyredilebilecek bir nehre eriþim saðlamasý nedeni ile avantajlý bir bölgede yerleþik olan Varþova hýzlý büyüme için potansiyele sahip idi. Vistula, Orta Avrupanýn baþlýca nehirlerinden bir tanesidir. Bu nehir, Baltýk denizine baðlantý saðlayan mükemmel bir doðal ulaþým arteridir. Orta çaðlarda mevcut bulunan yenilenmiþ birkaç tane yolun inþasý ve bakýmý her zaman zor ve maliyeti yüksek bir olay olmuþken, nehir her zaman mallarýn doðal bir þekilde yüzdürülmesi için imkan saðlamýþtýr. Vistula, odun, katran, balmumu, bal, amber ve el ile yapýlmýþ mallarýn sevkýyatýnda kullanýlýrdý. Daha sonra, szkuty olarak bilinen yassý dibi The Impact of Trade Routes on the Emergence of the Medieval City and the Development of Warsaw and The Importance of the Subsidy System in Maintaining the Citys Major Cultural Heritage The Emergence of the Fortified Settlement and City of Warsaw: The Influence of Trade Routes and of the Vistula River The springing up of a settlement and castellans fortified seat in the first years of the 14th century was followed by granting of a charter for Warsaw pursuant to the Law of Chelmno (Kulner Recht). This, the settlements location on the high Vistulian embankment providing natural defensive qualities, and a river crossing for1 historical trade routes where merchants took advantage of a natural ford as well as ferries, was a source of significant benefits to the city. Warsaw had the potential for rapid growth thanks to its favorable site on the crossroads of trade routes and access to a navigable river. The Vistula is one of the major rivers of central Europe. It is an excellent natural transportation artery providing a link to the Baltic Sea. Construction and maintenance of the few improved roads in existence in the Middle Ages was always a painstaking and costly affair, whereas a river could be used to float merchandise in a 2 natural manner. The Vistula was used to ship timber, tar, 99 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu olan ahþap mavnalarýn kullanýlmasý ile baþlýca Gdanska (Danzig) tahýl sevkiyatý yapýlmasýnda ve dubasy, komegi, ve lichtugi olarak bilinen yelkenli gemilerin kullanýlmasý ile de maden taþýmakta kullanýldý. Varþova Vistula nehrinin ortalarýnda bulunmaktadýr ve bu nedenle Polonya Milletler Topluluðu için söz konusu su yolu üzerinde çok iþe yarayan ve önemli bir liman haline gelmiþtir. (S. Gierszewski, Wisla w dziejach Polski [Polonya Tarihinde V istula], Gdansk, 1992) Varþovanýn Orta Çað Eski Þehrinin Ýnþa Edilmesi ve Geliþmesi, Koruyucu Surlarý ve Yeni Þehrin Bunun Kuzey Tarafýna Yerleþmesi Varþovanýn koruyucu duvarlar ile çevrildiðine dair ilk bilgi 1339 yýlýna dayanmaktadýr. Bu zamanda, Papanýn elçileri, Polonya Kralý Casimir ve Kudüste bulunan St. Marynin hastanesi Alman Þövalyeleri (Ordo domus Sanctæ Mariæ Theutonicorum Hierosolymitanorum) arasýndaki ihtilafýn çözümlenmesinde Papalýk Divanýnýn kurulacaðý mekan olarak Papanýn elçileri tarafýndan onaylanmýþtýr. Orta çaðlarda þehri bir halka gibi çevirmekte olan surlarýn korumanýn dýþýnda baþka amaçlarý da mevcuttu. Bu surlar þehrin bir sembolü idi ve belediye yetkisine tabi olan alanýn sýnýrlarýný belirlemekteydiler. Þehir içinde mallarýn satýþý, giriþte toplanan gümrük vergisine tabi idi. Varþova Dük Janusz I (13791384) tarafýndan tanýnan imtiyazlar sayesinde surlar ile çevrilebilmiþtir. Dükün kendisi, belediye surlarýnýn belli bazý kýsýmlarýnýn inþa edilmesi karþýlýðýnda kasaba sakinlerini vergi ödemekten muaf tutmuþ ve þehirde çýkan yangýnýn neden olduðu mali kayýplarýn ertesinde çiftli surlarýn inþa edilmesi için baþka imtiyazlar da tanýmýþtýr. Þehrin hýzlý bir þekilde geliþmesi baðlamýnda, kýsa zaman içinde surlar ile tanýmlanan alan çok küçük gelmeye baþlamýþtýr. Bu nedenle 14. yüzyýlýn sonlarýnda, surlarýn kuzeyinde Zakroczyme giden yolun üstünde Yeni Þehir olarak bilinen, þehre ait yeni kýsým geliþmeye baþlamýþtýr. Kilise binalarý St. John Baptist Belediye Kilisesi, Augustan ve Bernardine Kiliseleri ve Manastýrlarý ve Yeni Þehir Cemaat Kilisesi sadece dini amaçlara hizmet etmekle kalmayýp ayrýca savunma rolü de üstlenmiþlerdir. Yerleþik bulunan kiþilerin profesyonel olarak uzmanlaþmasý Varþovanýn eski ve yeni þehirlerinin geliþmeye baþladýðý ilk zamanlardan itibaren oluþmaya baþlamýþtýr. Eski þehir aslen Gdanska odun ve tahýl sevk etmekte ve kar saðlamakta olan tacirlerin bulunduðu kýsým idi ve burasý 100 wax, honey, amber, and crafted goods. Later, it mainly floated grain to Gdansk (Danzig) using flatbottomed wooden sailing barges known as szkuty as well as ore and sail equipped boats known as dubasy, komegi, and lichtugi. Warsaw is located at the midpoint of the Vistula River and so it became a convenient river port on this waterway that was so very important to the Polish Commonwealth. (S. Gierszewski, Wisla w dziejach Polski [The Vistula in the history of Poland], Gdansk, 1992) The Building and Development of Warsaws Medieval Old Town, Its Defensive Walls, and the Placement of the New Town to Its North The first information that Warsaw is surrounded by defensive walls stems from the year 1339 when papal legates approved of the city as the venue for a papal tribunal set up to hear the dispute between King Casimir the Great of Poland and the Order of the Teutonic Knights of St. Mary's Hospital in Jerusalem (Ordo domus Sanctæ Mariæ 3 Theutonicorum Hierosolymitanorum). The ring of walls surrounding a city in the Middle Ages had more than just defensive importance. The defensive walls were a symbol of the city. They delimited the boundaries of space subject to municipal authority. The sale of goods within the city was subject to customs duty collected upon entry. Warsaw was surrounded by walls thanks to privileges granted by Duke Janusz I (13791384) that released the burghers from paying taxes in exchange for the building specific segments of the municipal walls as well as further privileges making possible the completion of a double ring of walls in the wake of financial losses caused by a fire in the city. In the context of the rapid development of the city, the area defined by the walls soon proved to be too small. Thus, at the end of the 14th century, a new part of the city, known as the New Town, was located to the north of the walls along the road to Zakroczym. Church buildingsthe municipal church of St. John the Baptist, the Augustan and Bernardine churches and monasteries, and the New Town parish churchserved not only religious, but also defensive roles. A subdivision by professional specialization of residents occurred from the very beginning of the development of Warsaws Old and New Towns. The Old Town was primarily home to merchants profiting from the Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ayrýca metal ve deri esnafý birliklerine de ev sahipliði yapmaktaydý. Daha az varlýklý olan yeni þehir dokumacýlar, kumaþçýlar, çömlekçiler, çiftçiler, bira yapýmcýlarý tarafýndan iþgal edilmiþ bulunmaktaydý. floating of timber and grain to Gdansk and craftsmen of the metal and leather worker guilds. The less affluent New Town was inhabited by weavers, cloth makers, potters, farmers, brewers, etc. 16. Yüzyýlda Þehrin Geliþmesi: Varþovada Serbest Kraliyet Seçimlerinin Organize Edilmesi ve Vistula üzerindeki Ýlk Kalýcý Köprünün Ýnþa Edilmesi City Development in the 16th Century: The Organization of Free Royal Elections in Warsaw and the Building of the First Permanent Bridge Across the Vistula Yerleþim yerinin yakýnýnda nehrin geçilmesi tekneler ve sallar ile gerçekleþtirilmekte idi. Zaman geçtikçe, keresteden yapýlan ve teknelerin üzerine oturtulan mevsimsel köprüler yapýlmaya baþlandý. (S. F. Klonowicz, Flis to jest spuszczanie statków Wisla i inszemi rzekami do niej przypadajacemi [Yüzdürme Vistula ve bunun kollarý boyunca gemilerin çýkartýlmasý anlamýna gelmektedir], Cracow, 1595). 1549 yýlýnda Kral Sigismund Augustus, Stanislaw Jezewskiden Varþovada insanlarý ve mallarý nehir boyunca feribotlar ile taþýmak üzere kalýtsal haklarý elde etti. Onun aklýnda olan gelecekte bir köprü kurmaktý. Fakat bununla birlikte inþaat hemen baþlamadý. Köprünün yapýmý ancak 1573 yýlýnda Anna Jagiellonkanýn çabalarý ve Kraliyet Vakfýnýn yardýmlarý sayesinde tamamlandý. Bu ilk yüksek köprü keresteden yapýlmýþtý. Köprünün 15 adet meþeden yapýlmýþ direði mevcuttu ve toplam uzunluðu 850 metre idi [2,789 ayak]. Fakat bununla birlikte söz konusu köprü çok uzun süre hizmet veremedi. Bütün milletler topluluðundan þehre serbest çifte seçim için gelmekte olan eþraf 1575 ile 1576 yýllarýnda bu köprüyü kullandý. 1603 yýlýnýn baharýnda yükselen sular köprünün çökmesine neden oldu (B. Chwascinski, Mosty na Wisle i ich budowniczowie [Vistula üzerindeki köprüler ve bunlarý inþa edenler], Varþova, 1997, s.1314). Serbest seçimler Polonya Krallarýnýn seçilmesi Parlamentonun (Sejm) 1569 yýlýnda geçirdiði bir yasa ile Varþovada yapýlmak üzere programlanmýþtý ve Lublin Birliði aracýlýðý ile birleþen Polonya Krallýðý asilleri ve Litvanya Büyük Dükalýðýný dahil etmekte idi. Serbest seçimler esnasýnda Mazoviadan olan eþraf en fazla sayýda mevcut idi. Asiller Varþova yakýnýnda Wielka Wola köyünde bulunan seçim alanýnda kaldýlar. Serbest seçimlerin organize edilmesinin ticareti canlandýrmakta ve ayrýca Varþovanýn esnaf birlikleri ile ilgili olan el sanatý ustalarýnýn becerilerinin geliþmesinde rol oynadýðý þüphe götürmeyen bir gerçektir. Eski Varþovadan tacirler, 1558 yýlýnda köprü fonksiyonel iken su vergileri ödemekten muaf tutulmuþlardýr. Polonyanýn The crossing of the river near the settlement was carried out using numerous boats and rafts. As time passed, seasonal bridges built of timber and mounted on boat structures were used. (S. F. Klonowicz, Flis to jest spuszczanie statków Wisla i inszemi rzekami do niej przypadajacemi [Floating means the launching of ships down the Vistula and other rivers that are tributaries to it], Cracow, 1595) As early as 1549, King Sigismund Augustus procured the hereditary rights to ferry people and goods across the river in Warsaw from Stanislaw Jezewski. What he had in mind was the building a bridge in the future. Construction did not commence immediately, however. It was not until 1573 that its erection was completed through the efforts of Anna Jagiellonka and thanks to a royal foundation. This first highwater bridge was timber. It had fifteen oaken pillars and a total span of 850 meters [2,789 feet]. The bridge did not serve for long, however. The gentry arriving from throughout the Commonwealth for a double free election used it over the years 1575 and 1576. In the spring of 1603, high water brought it down. (B. Chwascinski, Mosty na Wisle i ich budowniczowie [Bridges on the Vistula and their builders], Warsaw, 1997, pp.1314) The free electionselections of the Polish kingswere scheduled in Warsaw pursuant to an act of the Sejm [Parliament] of Lublin of 1569 and involved the whole of the combined nobility of the Kingdom of Poland and Grand Duchy of Lithuania joined through the Union of Lublin. The gentry of Mazovia was the most numerous during the free elections. The noblemen stayed near Warsaw on the electoral field in the village of Wielka Wola. There can be no doubt that the organizing of free elections played a part in animating commerce as well as the development of the skills of craftsmen associated in Warsaws guilds. The merchants of Old Warsaw were exempt from paying water 101 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu alt kýsýmlarýndan Gdanska, Vistula üzerinden mallarýn ticari olarak yüzdürme hacminde önemli bir artýþ yaþanmýþ olup bu süreçte Varþova Tacirleri aracýlar olarak hareket etmekte idiler. Nehirde Seyrin Öneminin Artmasý ve Kraliyet Baþþehri Sýfatýnýn Varþovaya aktarýlmasý ile Ticari Alýþveriþ Cracowun Wawel Þatosunda 1596 yýlýndaki büyük yangýndan sonra, Sigismund III Vasa krallýðýn baþkentini taþýmak için bütün hükümdar ve mahiyetinin Cracowdan Varþovaya yirmi adet Szkuty Mavnasý üzerinde yüzdürülmesi talimatýný verdi. Milletler Topluluðunun baþþehrinin Varþovaya taþýnmasýndan sonra, þehrin nehir limaný, mallarýn ve inþaat malzemelerinin nehir yolu ile sevk edilmesindeki önem arz eden artýþ nedeni ile daha da fazla önem kazandý. Þehir varlýk açýsýndan büyümeye ve gerçekleþtirilen ticaret sonucunda ise geniþlemeye baþladý. 1607 yýlýndaki yanan Burgher Evleri yeniden inþa edildi. Bu sefer binalara süs ana kapýlar konuldu ve yüzeyleri geç Rönesans stilinde yapýldý. Kral, Krallýk Sarayýný barok stilde geniþletme çalýþmalarýný baþlattý. Vasa Þatosunun sert görünüþlü abidemsi hacmi, ön tarafýn ekseninde bulunan bir kule ve kenarlarda bulunan küçük kulecikler ile iyice vurgulandý. Þatonun kule çatýlarý ve ayný zamanda ana kapýlarýn taþ iþleri ile pencere çerçeveleri önemli bir dekoratif rol oynayarak görüntüye güzellik katmakta idiler. Þato tarafýnda Belediyenin Cracow Kapýsýnýn önünde bir avlu mevcut idi ve bu Kral Sigismund III Vasaya ait olan bir heykel þeklinde bir abide ile dekore edilmiþ bulunmaktaydý. Büyük iþ adamlarýna ait en güzel ve görkemli olan konaklar -Kazanowski, Kazimierzowski konaðý ve Ujazdowski Þatosu, bir sonraki krallýk Konaðý- þatonun güney tarafýna doðru Cracow Faubourg boyunca Vistula dik kayalýklarýnýn eðimi üzerinde inþa edilmiþti. Kral Sigismund III Vasa Varþovaya 1589 yýlýnda kara ve su yolu gümrük vergisi toplama hakkýný tanýdý. Ayný zamanda sosyal iliþkilerde bir deðiþimden geçti. Krallýk mahiyeti ve büyük iþ adamlarý tarafýndan çalýþtýrýlan ve esnaf birlikleri ve bir birliðe baðlý olmayan zanaatkarlarýn sayýsý arttý ve bunlar belediye esnaf birliklerinden baðýmsýz olarak hareket etmeye baþladýlar. Þehrin Mekansal olarak Geliþmesi ve Baðýmsýz Banliyölerin Ortaya Çýkmasý Ayný Zamanda Hem Kral ve Hem de Büyük Ýþ Adamlarý Ýçin Görkemli Konaklarýn Ýnþa Edilmesi 102 taxes while the bridge was functional in 1558. There was a significant increase in turnover in the commercial floating of goods down the Vistula from Lesser Poland to Gdansk with the Warsaw merchants acting as intermediaries. Growth in the Importance of River Navigation and Commercial Exchange following the Transfer of the Royal Capital to Warsaw Following the great fire of Cracows Wawel castle in 1596, in moving the royal capital of the Commonwealth Sigismund III Vasa ordered the floating of the entire court from Cracow to Warsaw on over twenty szkuty barges. After transferring the capital of the Commonwealth to Warsaw, the citys river port became even more important as the shipping of merchandise and building materials by river increased significantly. The city began to grow in wealth and expand as a result of this commerce. Burgher houses burned down in the fire of 1607 were rebuilt. At this time the buildings received ornamental portals and façades in late Renaissance forms. The king launched the Baroque expansion of the Royal Castle. The stark monumental volume of the Vasa castle was underscored by a tower on the axis of the frontal façade as well as small turrets on the corners. An important decorative role was played by the beautiful forms of the castles tower roofs as well as the stonework of the portals and window framing. The square in front of the municipal Cracow Gate on the castle side was decorated by a monument in the form of a tall column with a statue of King Sigismund III Vasa. The most magnificent palatial residences of the magnates Kazanowski, the Kazimierzowski palace, and Ujazdowski Castle, the next royal residencewere created to the south of the Castle along the Cracow Faubourg on the slopes of the Vistula escarpment. King Sigismund III Vasa granted Warsaw the privilege of collecting overland and water customs duty in 1589. Social relations underwent change at the same time. Guilds and unassociated craftsmen employed by the royal court and the magnates became increasingly numerous and operated independently of the municipal guilds. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 16. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda, Varþova çevresindeki arazi eþrafýn ve din adamlarýnýn eline geçti. Bu durum ilk Jurydykasýn - belediye yetkisi ve yasamasýna baðlý olmayan büyük iþ adamlarý ve din adamlarýna ait özel banliyö kasabalarý - ortaya çýkmasý ile sonuçlandý. 17. yüzyýldaki savaþ dönemlerinde þehrin büyümesi durdu. En büyük kayýplar Ýsveçlilerin iþgali esnasýnda gerçekleþtirilen yaðmalama ve yýkýmlar esnasýnda yaþandý. Ekonomik olarak otonom olan ve Varþovayý çevrelemiþ bulunan büyük iþ adamlarý ve eþraf - Jurydykas 18. yüzyýlda eski ticari merkez ile rekabet etmeye baþladý Eski Þehir Pazar Meydaný. Marywil, Maria Kazimira Sobieska tarafýndan 1692-1696 yýllarý arasýnda inþa ettirildi ve inþasýnda, 17. yüzyýlda bulunan krallýk meydanlarý model olarak kullanýldý. Burasý belediye ticareti için belli baþlý bir merkez haline geldi. Meydanda birkaç düzine dükkan ve maðaza, bir han, apartmanlar eðlence salonlarý ve manastýrý ile bir küçük kilise mevcut idi. Fransýz kavramýndan bazý farklýlýklar taþýmakta idi; ana giriþ kapýsýndan gelmekte olan simetri ekseni ile belirgin hale getirilen beþgen bir plana haizdi ve giriþ kapýsý, Yunan haçý planýna sahip olan Küçük Kilisenin ön cumbasýnda bulunmakta idi. Bu etkileyici bina yaklaþýk olarak 75,000 m3 [2,650,000 ft3.] hacme sahip olmakla beraber, sadece makul oranda mimari süslemeye sahipti. Eski Þehir Belediye Sarayý çevresinde inþa edilen Yeni Pazar pavyonlarý, kagir olarak 1700-1701 yýllarýnda yapýlmýþtýr. Bunlarýn Marywil Ticaret Merkezini dengelemesi amaçlanmýþtýr. O zamanlar Varþova büyük iþ adamlarýna ait olan Jurydykaslarýn gölgesinde geliþmeye devam etmiþtir. Yeni ilçeler aristokratlarýn yerleþim yerleri çevresinde, eski sistemler boyunca oluþmuþtur mesela Ossolinski Sarayý (1641 tarihine geri uzanmaktadýr, muhafaza edilmemiþtir), Andrzej Morsztyn sarayýpalace (1670 tarihine girmektedir Sakson Sarayý olarak yeniden inþa edilmiþtir), Krasinski sarayý (16761685 yýllarýna geri girmektedir) ve Wilanów ve Marymontda ki John III Sobieski Krallýk Sarayý) Sakson krallarýnýn canlý kentsel inþaat faaliyetleri - Augustus II ve Augustus III- Varþovaya üç yeni plan kazandýrmýþtýr: Sakson ekseni, Gwardii Bulvarý ve Calvary Yolu. Sakson ekseni -ki bu Varþovada Barok dönemdeki en büyük mekansal kompozisyondur- Cracow Faubourgdan günümüzde Chlodna Caddesine kadar uzanan alaný The Spatial Development of the City and the Emergence of Autonomous Suburbsthe Jurydykasas well as the Establishing of Palatial Residences for the King and Magnates In the second half of the 16th century, the land around Warsaw passed into the hands of the gentry and clergy. This marked the formation of the first jurydykasprivate suburban districts belonging to the magnates or clergy that were independent of municipal authority and judiciary. The development of the city was arrested during the wartime periods of the 17th century. The greatest losses were inflicted as a result of the pillaging and destruction of the city during the Swedish invasion. The economically autonomous magnate and gentry jurydykas surrounding Warsaw at the start of the 18th century entered into competition with the old commercial centerthe Old Town Market Square. Marywil, built over the years 16921696 by Maria Kazimira Sobieska who used the royal squares founded in Paris in the 17th century as a model, became a major center of competition for municipal commerce. It housed several dozen shops and stores, an inn, apartments, entertainment halls, and a chapel with monastery. It differed from the French concept in having a pentagonal plan with an accentuated axis of symmetry leading from the main entry gate in the frontal bay to the chapel whose plan was that of a Greek cross. This impressive building had a volume of approximately 75,000 m3 [2,650,000 cu. ft.], but had only modest architectural ornamentation. The new market pavilions around the Old Town City Hall were built of masonry over the years 17001701. They were intended to counterbalance the Marywil commercial center. The Warsaw of that time developed in the shadow of the magnates jurydykas. New districts sprang up around the seats and residences of the aristocracy located along old tractse.g. the Ossolinski palace (dating from 1641, not preserved), the Andrzej Morsztyn palace (dating from 1670, reconstructed as the Saxon palace), the Krasinski palace (dating from the years 16761685), and the royal residences of John III Sobieski in Wilanów and Marymont. The lively urbanbuilding activities of the Saxon kings 103 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu kapsamakta idi. Bahse konu edilen bu kompozisyon Eski Morsztyn Sarayýndan büyümeye baþlamýþ ve çok büyük ve görkemli bir park kompleksi - günümüzdeki Sakson Bahçeleri, Varþovanýn 18. yüzyýl kentsel geliþimi - yaptýktan sonra Saxon ve Stanislawowski [Stanislaus] eksenlerini uygulamaya koymakta, yan yollarý ile Marszalkowska Caddesini ve bunun yaný sýra Batý ilçelerinin yollarýný da oluþturmaktadýr bu günümüzdeki þehir merkezinin baþlýca yerleþim planýný tanýmlamaktadýr. Stanislaus Augustusun hakimiyeti esnasýnda, Jurydykaslarýn ve eþrafýn büyük evlerinin karmaþýklýðý modern bir belediye organizmasý haline dönüþmüþtür. Varþova ticaret ve imalat için baþlýca bir merkez haline gelmiþtir. 1792 yýlýnda þehrin nüfusu hemen hemen 100,000 idi ve kasaba sakinleri (Burgherler) hakim sýnýfý oluþturmakta idi. Polonyanýn Bölünme Dönemi Esnasýnda Varþova Þehrinin Geliþmesi Üzerindeki Kýsýtlamalar 1795 yýlýnda Milletler Topluluðunun üçüncü bölünmesinden sonra, Varþova bir Prusya Kasabasý statüsüne indirgendi. Eþrafýn þehirden kaçmasý ve üretimdeki azalma 1800 yýlýnda þehirde yerleþik olanlarýn sayýsýnýn 63.500 civarýna inmesine neden oldu. Prusyanýn hakimiyetinden kendisini kurtarmasýný müteakiben, Varþova yeni yaratýlan Varþova Büyük Dukalýðýnýn baþkenti haline geldi. Çarlýk Rusyasýnýn hakimiyeti altýndaki dönemde Polonya Krallýðý, þehrin düzenlenmesini saðlayan etkin ve planlanmýþ bir kampanyayý da beraberinde getirdi. Bahse konu edilen bu çabalarýn deðeri, resmi karakterde yeni þehir meydanlarýnýn oluþturulmasý ve eskilerinin ise düzenlenmesi ile sonuçlandý - hepsi bir düzineden fazla olacak þekilde. 1831 yýlýnda meydana gelen Kasým Ayaklanmasýnda ve düþmesinden sonra Çarlýk Rusyasýnýn uyguladýðý politik ve ekonomik baský þehrin verimli geliþmesini durdurmuþ ve kaleler ile çevrili bir halka içerisinde Varþovanýn bir çarlýk kalesi haline gelmesine neden olmuþtur. Bu durumda þehrin mekansal olarak büyümesi önemli oranda sýnýrlanmýþtýr. Bununla birlikte, endüstrileþme süreci geçici krizler ve mekansal kýsýtlamalara raðmen devam etmiþtir. 19. yüzyýlýn ortasýnda Varþova Demiryolu nodunun inþa edilmesi þehrin ekonomik olarak geliþmesinde baþlýca bir rol oynamýþtýr. Ýlk demiryolu hattý Varþova Viyana Hattý 1839 ile 1848 104 Augustus II and Augustus IIIbrought Warsaw three grand new schemes: the Saxon Axis, Gwardii Boulevard, and the Calvary Road. The Saxon Axis, the largest spatial composition of the Baroque era in Warsaw, encompassed the area extending from the Cracow Faubourg all the way to todays Chlodna Street. The composition grew from the former Morsztyn Palace, creating a huge palatialpark complextodays Saxon Garden. Warsaws 18th century urban developmentthe implementation of the Saxon and Stanislawowski [Stanislaus] axes, the laying out of Marszalkowska Street with its side streets as well as the streets of the western districtsdefined the essential layout of todays downtown. During the reign of Stanislaus Augustus, the hodgepodge of a city of jurydykas and stately homes of the gentry was transformed into a modern municipal organism. Warsaw became a major center for commerce and manufacturing. The citys population in 1792 was almost 100,000. The burghers were the dominant class. Restrictions on the Development of the City of Warsaw During the Period of Polands Partitions Following the Third Partition of the Commonwealth in 1795, Warsaw was degraded to the position of a provincial Prussian town. The outflow of the gentry and a fall in production resulted in a decline in the number of inhabitants to approximately 63,500 in the year 1800. After freeing itself of Prussian rule, Warsaw became the capital of the newly created Grand Duchy of Warsaw. The Kingdom of Poland period under the rule of tsarist Russia brought with it an efficient and planned campaign regulating and ordering the city. The value of these efforts involved the founding of new and regulation of old city squares of an official characterover a dozen in all. The November Uprising of 1831 and political and economic repression by tsarist Russia after its fall arrested the fruitful development of the city. Warsaw became a tsarist fortress surrounded by a ring of forts. The spatial development of the city was significantly restricted. However, the process of industrialization went on regardless of temporary crises and spatial restrictions. The building of the Warsaw railroad node in the mid19th century played Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu yýllarý arasýnda inþa edilmiþtir. Demiryolu terminali 1846 yýlýnda inþa edilmiþtir. Varþovanýn Pragasý üç tane demiryolu terminalinin inþa edildiðini görmüþtür Petersburg Ýstasyonu (þimdiki Wielenski) 1862de, Terespolski Ýstasyonu (þimdiki Wschodni) 1867de ve Nadwislanski Ýstasyonu (þimdiki Praga) 1877de. Navlun yükleme istasyonlarý Wola ve Praga bölgelerinde yer almakta idi. Yeni inþa edilmiþ olan hatlar 1876 yýlýnda oluþturulan bir ring hattý ile birbirine baðlanmakta idi. Ýþte bu zamanlarda, Vistula nehri üzerinde 1873-1875 yýllarý arasýnda ilk demiryolu köprüsü inþa edildi. Varþova ve Praga 1864 yýlýnda, Mühendis Stanislaw Kierbedz tarafýndan gerçekleþtirilen bir tasarým uyarýnca inþa edilen yaya köprüsü ile birbirlerine daha yakýnlaþtý. Bu zamanlarda Varþova zengin bir kapitalist þehir idi. Fakat bununla birlikte daha geniþ kapsamlý kentsel planlama kavramlarýnýn kullanýlmaya baþlanmasý ve uygulanmasýna izin vermediler. Baðýmsýzlýðýn Tekrar Kazanýlmasýndan Sonra, Savaþlar Arasý Dönemde Þehrin Mekansal Geliþimi Varþova Baþkenti Ýçin Düzenleyici Planýn Ön Çizimi 1916 yýlýnda (Polonya dilinde) Tadeusz Tolwinskinin liderliðinde geliþtirildi. Bahse konu edilen bu çizim gelecekteki kentsel planlar ve uygulamalar için birçok doðru ve açýk kýlavuz ilke temin etmiþtir. Demiryolu hatlarýný bir ana yol vasýtasý ile birleþtirmenin önemini göstermiþ ve ana demiryolu istasyonu için bir alan öngörmüþtür. Vistula Nehri üzerinde iki yeni köprünün inþa edilmesini ve ayný zamanda kuzeygüney arterinin yapýlmasýný (gelecekteki Niepodleglosci Bulvarý) ve bu þekilde Marszalkowska caddesi üzerinde trafiðin rahatlatýlmasýný öngörmüþtür. Plan Jerozolimskie Bulvarýnýn doðuya doðru geniþletileceðini var saymýþ ve þehre bitki kuþaklarýnýn konulmasýna oldukça yer verilmiþtir. Kentsel planýn uygulanmasýna baþlanmýþ ve bu esnada þehir sýnýrlarý, 1918 yýlýnda Polonya tarafýndan baðýmsýzlýðýn kazanýlmasýndan sonraki hali ile dikkate alýnmýþtýr. Bu ileriye dönük tasarýmýn sadece bazý parçalarý uygulanmýþtýr. Demiryolu hattý, kazýlý bir boþluk içerisinde ve bir tünel içinde Jerozolimskie bulvarý boyunca uzanan bir ana hattýn oluþturulmasý ile þehir merkezinde daha etkin hale getirilmiþtir. Ýlaveten yapýlacak iþler 1920 yýlýnda ki savaþ ve bunu takiben enflasyon nedeni ile duraksamýþtýr. Bunun sonucu olarak baþkent için düzenleyici planlar 1923-1926 yýllarý arasýnda geliþtirilmiþtir. Nihai olarak, Baþkent Varþova a major role in the economic advancement of the city. The first railroad linethe WarsawVienna Railroadwas built over the years 18391848. The railroad terminal was built in 1846. Warsaws Praga saw the building of three railroad terminalsthe Petersburg Station (currently Wielenski) in 1862, the Terespolski Station (currently Wschodni) in 1867, and the Nadwislanski Station (currently Praga) in 1877. Freight stations were located in the areas of Wola and Praga. The newly built lines were connected through a ring line built in 1876. It was then that the first railroad bridge was built across the Vistula River over the years 18731875. Warsaw and Praga were brought close together by a permanent pedestrian bridge built in 1864 in line with a design by the engineer Stanislaw Kierbedz. Warsaw was a wealthy capitalistic metropolis at this time. However, the tsarist authorities did not permit the introduction and implementation of broader urban planning concepts. The Citys Spatial Development During the Interwar Period Following the Regaining of Independence The Preliminary Sketch of a Regulatory Plan for the Capital City of Warsaw [in Polish] was developed in 1916 under the leadership of Tadeusz Tolwinski. This Sketch provided many accurate guidelines for future urban plans and implementations. It demonstrated the need to connect the railroad lines by way of a trunk line and proposed a site for the main train station. It proposed the building of two new bridges across the Vistula River as well as the creation of a northsouth artery (the future Niepodleglosci Avenue) to ease the traffic load on Marszalkowska Street. The plan assumed the extension of Jerozolimskie Avenue eastwards and much attention was paid to the introduction of belts of vegetation into the city. Work was commenced on implementing the urban plan, taking into account the new city limits, following the regaining of independence by Poland in 1918. Only fragments of this farreaching design were carried out. Railroad traffic was made more efficient in the downtown area by the introduction of a trunk line running in an excavation and through a tunnel along Jerozolimskie Avenue. Further works were halted by the war in 1920 and subsequently by inflation. Consecutive regulatory plans for the capital were 105 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu için nazým planý Bayýndýrlýk Bakaný tarafýndan 11 Aðustos 1931 tarihinde onaylanmýþ ve kentsel bölge þehir merkezi, endüstriyel alan, yerleþim bölgesi ve yeþil alanlar olarak bölünmüþtür. Zoliborz, Wola, Ochota, Mokotów, Targówek ve Bródno ilçelerinde yerleþim yerlerinde ve bunlarýn arasýnda yeþillendirme kuþaklarý oluþturulmuþtur. II. Dünya Savaþýnýn patlak vermesi ile Na Rozdrozu Meydanýndan Mokotowskie Tarlalarýna uzanan temsili arterin inþasý durdurulmuþ ve ayrýca 1930larda tasarlanmýþ olan belediye by-pass yolunun yapýmýna da ara verilmiþtir. Varþovanýn Tarihi Kentsel Yerleþimi ve Tarihi Binalarýnýn Savaþ Sonrasýnda Ýnþa Edilmesinde Karþýlaþýlan Problemler Varþova II. Dünya Savaþý esnasýnda hemen hemen tamamen yýkýlmýþtýr. 1945 yýlýnda þehir merkezinin havadan çekilen resimleri bir yýkým denizi görüntüsü vermektedir. Varþova ayaklanmasýnýn çöküþünün hemen peþinden þehrin binalarýnýn bilinçli olarak Nazi ordusu tarafýndan 1944 yýlýnda imhasýnýn %80 oranýnda gerçekleþtiði tahmin edilmektedir. Binalarýn yeniden inþa edilmesine 1945 yýlýnda baðýmsýzlýðýn kazanýlmasý üzerine derhal baþlanmýþtýr ve o esnada 1945de hakim olan komünist yetkililerin politik kararýna göre Lublin deðil ve fakat Varþova Polonyanýn baþkenti olacaktý. Varþovanýn tarihi abidelerinin yeniden inþa edilmesi ve tarihi yerleþiminin yeniden yaratýlmasýnda alýnan politik kararlarda Prof. Jan Zachwatowiczin prestiji ve tanýnan isminin çok büyük etkisi olmuþtur. Kendisi 1945 ile 1957 yýllarý arasýnda Tarihi Abidelerin Genel Koruma Müdürlüðü vazifesini görmüþtür. Prof. Zachwatowicz, 1945 yýlýnda oluþturulan Baþþehrin Yeniden Ýnþasý (BOS) Bürosunun çerçevesi içinde Tarihi Mimari Departmanýný oluþturmuþtur. Ýþte bu departmanýn faaliyetleri içinde, mimar Waclaw Podlewski eski þehrin yeniden inþasý için planlarý oluþturmuþ ve bunlar tutarlý bir þekilde Prof. Zachwatowiczin yönetiminde Mieczyslaw Kuzma ile iþbirliði halinde uygulanmýþtýr. Buna paralel olarak, Eski Varþovayý Ýnceleme Komisyonu, savaþ öncesinde baþlayan mimari ve koruma amaçlý çalýþmalar yürütmüþler ve bu, tarihi yeni ve eski þehir komplekslerinin yeniden inþa edilmesinde, koruma ilkelerinin belirlenmesi için hayati önem arz eder nitelikte olmuþtur. Bahse konu edilen þekilde geniþ kapsamlý ve hýzlý yeniden inþa iþleri, tarihi abidelere tam anlamý ile uyan yeniden yapýlandýrmanýn mümkün olmadýðýný veya 106 developed over the years 19231926. Ultimately, the Master Plan for the Capital City of Warsaw was approved by the Minister of Public Works on August 11, 1931. Urban land was subdivided into downtown, industrial, residential, and green areas. Wedges of vegetation were introduced with the housing estatesdistricts of Zoliborz, Wola, Ochota, Mokotów, Targówek, and Bródno between them. The outbreak of World War II interrupted the construction of a representational artery from Na Rozdrozu Square to the Mokotowskie Fields as well as a municipal bypass route as designed during the nineteenthirties. The Problems of the Postwar Reconstruction of the Historical Urban Layouts and Historical Buildings of Warsaw Warsaw was almost completely destroyed during World War II. Aerial photographs of its Downtown from 1945 show what looks like a sea of ruin. The destruction of the citys buildings was conducted purposefully by the Nazi army in 1944 in the wake of the collapse of the Warsaw Uprising and was estimated at about 80%. Reconstruction was commenced immediately following liberation in 1945 and the political decision of the then communist authorities that Warsaw, not Lublin, shall be the capital of Poland. The prestige and renown of Prof. Jan Zachwatowicz had a great impact on the political decisions to rebuild the historical monuments and recreate historical urban layouts of Warsaw; he was the Conservator General for Historical Monuments from 1945 to 1957. Prof. Zachwatowicz organized the Department of Historical Architecture within the framework of the Office for the Reconstruction of the Capital (BOS) established in 1945. It is in that department that architect Waclaw Podlewski developed the plans for the reconstruction of the Old Town that were consistently implemented under the management of Prof. Zachwatowicz in collaboration with Mieczyslaw Kuzma. In parallel, the Commission for the Study of Old Warsaw conducted architectural and conservation studies commenced prior to the war; this proved vital for the drafting of conservation guidelines for the rebuilding of the historical Old and New Town complexes. The practice Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bunun, yeniden inþanýn amacý olan tarihi komplekslerin Sosyalist Toplumun çaðdaþ yaþamý ile entegre hale getirilmesi ile ilgili sosyal ve politik amaç ile ters düþtüðünü ortaya koymuþtur. Prof. Zachwatowicz bilinçli olarak seçici ve yaratýcý bir yaklaþýmý, o esnada Polonyada geçerli olan politik durumun ýþýðýnda tarihi abidelerin yeniden inþasý ve oluþturulmasý için teþvik etmiþtir.Savaþ esnasýndaki yýkýmýn istisnai ölçeðinin tamamen korumaya yönelik yeniden inþa etme fikrinden sapmayý haklý gösterdiðini savunmuþtur. Yeniden yapýlandýrma esnasýnda tarihi binalarda mevcut olan, muhtelif mimari stil katmanlarý kaldýrýlmýþtýr. Bu ikonografi bazýnda tasarlanmýþ olan ön bina yüzeylerine ve eski malzemenin mevcut olmamasý halinde ise analoji ile orijinal görüntülerinin elde edilmesine deðinmektedir. St. Johns Katedralinin yeniden inþa edilmesi bu prensibin örneklerinden bir tanesini teþkil etmektedir. Mimar Adam Idzkowski tarafýndan 1836-1840 yýllarý arasýnda yeniden þekil verilen katedral, yeniden inþa edilmemiþtir; fakat bunun yerine kilisenin hem içi ve hem de kotlarý bir yeniden gotikleþmeye tabi tutulmuþtur. Sýklýkla, siyasi politikalar yeniden inþanýn þeklini belirlemiþtir. Bu özellikle, þehrin panoramasýnda fazlasý ile görünür, hakim bir özellik oluþturacaklarý gerekçesi ile kilise binalarýnýn yüksek çan kulelerine yeniden inþa edilmeleri için izin verilmesinin reddedilmesi için geçerlidir. Eski hali ile politik doktrin sadece gotik, Rönesans ve klasik mimari stillerini bir deðere sahip olarak kabul etmiþtir. Yeni ve eski þehirlerin yeniden yaratýlan binalarý, dar orta çað bloklarýnda kasaba sakinlerinin evlerinden oluþmalarýna raðmen bunlar yeni yerleþim ihtiyaçlarýný karþýlayacak þekilde yeniden tasarlanmýþ ve parseller içindeki ek binalarýn yeni tasarýmlarý daha fazla bina birimi elde edilmesini ve bunlarýn bahçelerinden ýþýk almasýný mümkün kýlmýþtýr. Pratikte yeniden inþaat evlerin yüzeylerinin yeniden yaratýlmasý ile ilgili olmakla beraber bu durumda, söz konusu kotun Sosyalist Realizm stiline referansta bulunduðu yerlerde çaðdaþ detaylar ilave edilmiþtir. Günümüzde ortaya atýlan bütün çekincelere raðmen, Varþovanýn tarihi abidelerinin ve komplekslerinin yeniden inþa edilmesi, þehrin tarihinde daha önce görülmedik bir ölçekte ele alýnmýþtýr. Tarihi bireysel binalarýn ve bütün eski ve yeni þehir komplekslerinin yeniden inþa edilmesine ilaveten, Krakowskie Przedmiescie, Nowy Swiat, Dluga, Miodowa, Senatorska ve Aleje Ujazdowskie caddeleri boyunca uzanan tarihi kompleksler de yeniden inþa edilmiþtir. Fakat bununla birlikte, yeniden yaratýlan tarihi of such broad and rapid reconstruction work demonstrated that the faithful recreation of historical monuments is impossible, or rather that it is at odds with the social and political objective of reconstruction which was to have been the integration of the reconstructed historical complexes with the contemporary life of a socialist society. Prof. Zachwatowicz consciously promoted a selective and creative approach to rebuilding and reconstructing historical monuments in the face of the political situation of the Poland of that time. He argued that the exceptional scale of wartime destruction justifies deviation from strictly conservationoriented reconstruction. What was called the layering of various architectural styles was removed from specific historical monuments during their reconstruction. This pertained to the frontal facades that were designed on the basis of iconography or, if there were no archival materials available, their likely original look by analogy. The reconstruction of St. Johns cathedral is an example of this principle. The cathedral as remodeled by architect Adam Idzkowski over the years 18361840 was not rebuilt; instead, both the churchs interior and elevations underwent reGothisation. Very often, political policy determined the shape of the reconstruction. This was especially true of church buildings that were refused permission for the reconstruction of high spires for fear that they would prove to be an excessively visible dominant feature in the citys panorama. The erstwhile political doctrine only acknowledged Gothic, Renaissance, and Classical architecture as having value. The recreated buildings of the Old and New Towns made up of burghers houses on narrow Medieval lots were redesigned to meet new housing needs, where new designs for ancillary buildings deep within the lot made it possible to achieve more dwelling units and provide them with lighting from the yards. In practice, reconstruction pertained to the recreation of the fronts of the houses, although even in this case contemporary detail was applied where the subject matter of the elevation made reference to the Socialist Realism style. In spite of all these reservations aired today, the reconstruction of Warsaws historical monuments and monumental complexes was undertaken on a scale that was without precedent in the citys history. In addition to reconstructing individual historical buildings and the entire 107 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu binalar yeni fonksiyonlara göre adapte edilmiþlerdir. Mesela yerleþim yeri mimarisi eski yerlerin kamu binalarý haline getirilmiþ ve binanýn þekli ve tarihi yüksekliklerinin korunmasýna raðmen iç döþemesi ve planý yeniden tasarlanmýþtýr. Koruma hizmetlerinin gösterdiði çabalar sayesinde, 19. yüzyýl sonlarý ve 20. yüzyýl baþlarýndan gelen ve þehrin savaþ öncesi çehresinin önemli bir kýsmýný oluþturan daha deðerli binalar, yeniden inþa ve muhafaza korumasýnýn kapsamýna baþarýlý bir þekilde dahil edilmiþlerdir. Muhafaza amaçlý bu korumanýn kapsamý, söz konusu dönemi için mimarinin genel bir özelliði olan derleme stili nedeni ile uygulamasý çok daha zor olmuþtur. Bahse konu edilen stil sosyalist yetkililer tarafýndan kapitalist dönemin tarihsel bir hatasý olarak görülmekte idi. Bu nedenle, yeniden inþa döneminin baþlarýnda, mesken binalarýnýn derleme süsleri genellikle çýkartýlmýþtýr. Varþovanýn tarihi binalarýnýn yeniden inþa edilmesi, zamanýnda çok belirgin deðildi ve gerçektende çok büyük bir ölçekte planlanmamýþtý, çünkü bir çok mekansal yeniden inþa planlarý bin dokuz yüz ellilerin baþlarýnda planlanmýþ ve sosyalist ideoloji ile birlikte, tarihi kentsel yerleþim planlarýnýn yeniden inþa edilmesini öngörmemiþtir. Bu þekilde ki bir negatif örnek, Varþovanýn yeniden inþa edilmesi için Edmund Goldzamt liderliðinde geliþtirilen 1952 planýdýr; bu planda, tamamen tahrip edilmeyen tarihi kentsel yerleþim planýnýn eksenleri üzerinde yeni mekansal hakim özellikler ile yapýlanma öngörülmüþtür. Buna Kraliyet Sarayý ve Ujazdowski Kalesini de içeren Varþovanýn tarihi açýsýndan önem taþýyan binalar da dahildir. Bir sonraki mekansal yeniden inþa planý (ki bu altý yýllýk plan olarak bilinmektedir) 1955 yýlýna aittir, genellikle çevresindeki binalarýn karakteri ile mukayese edildiðinde fazlasý ile ölçeklendirilmiþ meydanlarda yer almakta olan tarihi abide niteliðindeki özelliklere haiz binalarýn hakim olduðu yeni kentsel özellikler sergilemektedir. Bahse konu edilen plan bileþenlerinden çok azý inþa edilmiþtir fakat bazý kentsel yerleþim planlarý, mesela Plac Defilad [Resmi Geçit meydaný] ve Sovyet Mimar Leo Rudniev tarafýndan tasarlanan ve Varþovanýn en yüksek binasý olan Kültür ve Bilim Sarayý binasý, bütün þehir merkezine negatif bir þekilde hakim olmaktadýr. Varþova sýnýrlarý içinde arazilerin ortak hale getirilmesine dair kararname ve savaþ sonrasý þehrin binalarýnýn aþýrý derecede tahrip edilmiþ halde olmasý, kent 108 urban complexes of the Old and New Towns, the historical complexes along Krakowskie Przedmiescie, Nowy Swiat, Dluga, Miodowa, Senatorska, and Aleje Ujazdowskie streets were also rebuilt. However, the recreated historical buildings were adapted to new functions. For example, residential architecture -the old palaces- became public buildings, often government offices, which means that their interiors were redesigned in spite of the preservation of the buildings shape and historical elevations. Thanks to the efforts of the conservation services, the more valuable buildings from the end of the nineteenth and beginning of the twentieth centuries that made up very important elements of the citys prewar identity were also successfully encompassed by reconstruction and conservation protection. This scope of conservation protection was much more difficult to force through because the Eclectic style that was the most common for the architecture of that period was seen by the socialist authorities as being an anachronism from the capitalist period. It is for this reason that during the initial period of reconstruction, the Eclectic ornaments of tenement house elevations were often removed. The reconstruction of Warsaws historical monuments was not that obvious at that time and it was in fact not planned on such a grand scale because several spatial reconstruction plans were developed at the beginning of the nineteenfifties that, in line with socialist ideology, did not assume the rebuilding of historical urban layouts. One such negative example was the 1952 plan for Warsaws reconstruction developed under the guidance of Edmund Goldzamt; it assumed new spatially dominant features on the axes of historical urban layouts in areas that were not completely destroyed and had buildings important to the history of Warsaw, including the Royal Castle and the Ujazdowski Castle. The next spatial reconstruction plan (known as the sixyear plan) of 1955 also introduced new urban dominating features in the form of monumental buildings located on squares that were often overscaled when compared to the character of surrounding buildings. Few of these plan components were erected, but some of the urban layouts, like Plac Defilad [Parade Square] and Warsaws tallest building -the Palace of Culture and Science Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu planlamacýlarýnýn mesela Doðu-Batý Ekspres yolu gibi yeni trafik arterleri oluþturmalarýný mümkün kýldý. Bunlara Leszno caddesinin geniþletilmesi ve Miodowa caddesi ve Castle meydanýnýn altýndan geçip Vistula nehri üzerinde bulunan yeni SlaskoDabrowski köprüsüne giden Tünel, Aleje Jerozolimskiede bulunan gettonun döküntüleri arasýndan Dzielna caddesine giden Kuzey-Güney ekspres yolu (günümüzde Jana Pawla II caddesi), günümüzde General Anders olarak anýlan caddenin Banking meydanýnda geçit verecek þekilde bölünmesi, Marszalkowska caddesinin Plac Zbawiciela meydaný olarak geniþletilmesi ile eski Stanislawowski kompleksine ait bazý binalardan kurtulunmasýný müteakip Plac Konstytucji meydanýnýn yaratýlmasý da dahildir. O zamanlar trafik konsantrasyonuna hizmet vermeyen trafik yollarý boyunca yeni yerleþim bölgeleri oluþmuþtur. Bunlara, Doðu-Batý ekspres yolu boyunca kurulan Muranow, Yeni Plac meydaný ve yeni Marszalkowska caddesi civarýnda Konstytucji Marszalkowska Yerleþim Bölgesi (MDM), Plac Zbawiciela meydanýndan Plac Na Rozdrozu meydanýna giden eski Stanislawowska ekseninde ki Aleja Wyzwolenia caddesi üzerinde konut sitesi ve günümüzde Banking caddesinin kuzeyinde yer alan General Anders caddesi boyunca konut ve perakende iþyeri binalarý. Sosyalist rejim döneminin mekansal ve mimari çözümlerinin deðerlendirilmesinde üzerinde durulmasý gereken husus yeni inþa edilen konutlar ile þehrin mekansal yapýsýnýn becerikli bir þekilde birleþtirilmesi olup, iyi inþaat ticareti geleneklerinin geliþtirilmesi ayrýca þehrin en önemli tarihi abidelerinin de yeniden inþasýnýn üstlenilmesini mümkün kýlmýþtýr. Bireysel tarihi komplekslerin ihtilaf uyandýracak þekilde yeniden inþa edilmesinin yerine Varþovanýn tarihi kentsel yerleþim planýnda geniþ ölçekte yeniden inþaat yapýlmasýnýn gerekliliði 1980 yýlýnda müze müdürleri ve koruyucu vasýfta ki kiþilerin oluþturduðu uluslararasý topluluk tarafýndan tanýndý ve eski þehrin yeniden inþasý, Krallýk Þatosu üzerinde daha yeni tamamlanmýþ olan iþler UNESCO Dünya Mirasý Listesine girildi. Ýç Tasarýmýn Artistik Seviyesi Üzerinde LAD Artistik Kooperatifinin Etkisi ve Örme Ýþleri Ýçin El Sanatlarý Tasarýmýn Ortaya Çýkmasý LAD Artistik Kooperatifi, 1926 yýlýnda yeniden doðuþ yapmakta olan Polonyada kurulmuþ olup, Art Deco stilinde Polonya iç tasarým karakterinin yaratýcýlarý olarak building designed by the Soviet architect Leo Rudnievdominated the whole of the citys Downtown in a negative way. The decree on the communalization of land within the limits of Warsaw and the significant degree of destruction of the citys buildings following the war allowed urban planners lay out new traffic arteries such as the EastWest Expressway, including the widening of the old Leszno street and the conducting of a tunnel beneath Miodowa street and Castle Square leading to the new SlaskoDabrowski Bridge across the Vistula River, the NorthSouth Expressway (todays Jana Pawla II street) leading through the rubble of the Ghetto from Aleje Jerozolimskie to Dzielna streets, and the breaking through of todays General Anders street from Banking Square and the broadening of Marszalkowska street to Plac Zbawiciela square, including the creation of Plac Konstytucji square in the aftermath of the elimination of some of the buildings of the old Stanislawowski complex. It was along traffic routes that did not cater to such a concentration of automobile traffic back then, that new residential districts were built, including Muranow along the EastWest Expressway, the Marszalkowska Residential District (MDM) around the new Plac Konstytucji square and the new Marszalkowska street, the housing estate on Aleja Wyzwolenia street on the former Stanislawowska axis from Plac Zbawiciela square to Plac Na Rozdrozu square, and the housingretail buildings along todays General Anders street north of Banking Square. In appraising the spatial and architectural solutions of the period of Socialist Realism, what should be stressed is the skillful coupling of the newly built housing estates with the spatial structure of the city and the cultivating of good building trade traditions that also made it possible to undertake the reconstruction of historical monuments of greatest importance to the city. In spite of the rather controversial form of reconstruction of individual historical complexes, the fact of such a broad scale of reconstruction of Warsaws historical urban layouts was recognized in 1980 by the international community of conservators and the reconstruction of the Old Town and the just completed work on the Royal Castle was entered onto the UNESCO World Heritage List. 109 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu tanýnmalýdýrlar. 1925 yýlýnda Paris Dekoratif Sanatlar Fuarýnda, iç tasarým için modeller sunan, Polonya pavyonunun baþarýsý, Art Deco stilinde Polonya iç tasarýmlarý yaratmakta olan artistlerin popülerliði için saðlam bir temel oluþturmuþtur. Geniþ kapsamlý iç tasarým ve döþemenin yaný sýra, LAD Kooperatifi ile alakalý olan artistlerin birincil uzmanlýk alanlarýndan bir tanesi de jakarlý tekstildir. Bunlar LADýn artistik üretim hacmine hakim olmuþlardýr. Jakarlý kumaþlarýn üretimi daha kolay ve ucuz olup bunlar kilimlerin elde örülmesinden ve orijinal tasarýmlarýn kolaylaþtýrýlmýþ þekilde tekrarlanmasýndan ve fakat duvara asýlacak olanlar, yatak örtüsü olarak kullanýlan tekstil malzemeler, kapý perdeleri, peçeteler ve döþeme malzemeleri için farklý renkler kullanýlmasýndan daha az iþçilik gerektirmektedir. LAD tarafýndan yapýlan tekstil malzemeler bazen Polonyalý veya Ulusal olarak deðinilen kendine has bir stile sahiptir. Bu, konu ile ilgili olan artistleri yüceltmiþ ve onlarýn kamu binalarý ve resmi binalarda iç tasarým yapmalarýna ön ayak olmuþtur. 1927 yýlýnda çözgü-atký dokuma efekti yaratan kumaþ uygulamalarý baþlamýþtýr. Bahse konu edilen kumaþlar makinelerde jakarlý dokuma tezgahlarýnda yapýlmakta idi. Yapýmlarýnda keten, yün, yün-keten karýþýmý ve ipek iplikler kullanýlmakta idi. Jakarlý dokuma tezgahýný ilk defa 1805 yýlýnda 1805 Joseph Jacquard yapmýþtýr. Söz konusu tezgah örme süreci esnasýnda çözgü iplik gruplarýný kontrol etmeye muktedir olan delikli bir kart okuyucu kullanmaktadýr. Jakar makinesi, tezgah ile birlikte hareket ederek, kompleks desene sahip olan tekstil ürünlerin mekanik olarak yapýlmasýný mümkün kýlmýþtýr. Bu ürünlerde chiaroscuro efekti muhtelif dokuma þekilleri ve iplik renkleri ile elde edilmektedir. Fazla iþçilik kullanýlmasý ve yüksek fiyatlarýna raðmen, LAD tarafýndan yapýlan jakarlý kumaþlar piyasada baþarý elde etmiþtir. 1929 yýlýnda ise çiftli kumaþlar ve çanta dokumasý kullanan tekstil ürünleri çift yün çözgü ve atký dokumalarý ile ortaya çýkmýþtýr. 1945 yýlýnda savaþ sonrasýnda LAD kooperatifi yeniden yaratýcý faaliyetlerine baþlamýþ ve 206 adet savaþ öncesi tasarýmýn yaný sýra 600den fazla yeni tasarým ile jakarlý kumaþ üretimine tekrardan baþlamýþtýr. 110 The Influence of the LAD Artistic Cooperative on the Artistic Level of Interior Design and the Emergence of Craft Design for Weaving The LAD Artistic Cooperative that was established in 1926 in a reborn Poland should be acknowledged as the creators of the Polish character of interior design in the Art Déco style. The success of the Polish pavilion at the Decorative Arts Fair in Paris in 1925, which presented models for the design of interior, provided a firm foundation for the popularity and acknowledgement of artists creating in the Polish style of Art Déco. In addition to comprehensive interior design and furnishing, one of the primary specialties of artists associated in the LAD Cooperative was the area of Jacquard textiles. It proved dominant in terms of volume of LADs artistic production. Jacquard fabrics were easier and cheaper to produce, less labor intensive than the hand weaving of kilims, and facilitated repetition of original designs, but using different colors, for wall hangings, bedspread textiles, door draperies, napkins, and upholstery materials. Textiles made by LAD had a unique style sometimes referred to as Polish or national. This ennobled the artists associated there who went on to design and execute interiors in official and public buildings. The year 1927 saw the commencement of a fabric applying the warpweft effect. These fabrics were made by machinesJacquard looms. Linen, woolen, linenwoolen, and silk threads were used. The Jacquard loom was built in 1805 by Joseph Jacquard using a perforated card pattern reader that was capable of controlling groups of warp threads during the weaving process. The Jacquard machine acting in unison with the loom made it possible to mechanically produce complex patterned textiles with a chiaroscuro effect achieved with the help of various weaves and thread colors. In spite of their relative labor intensiveness and high prices, the Jacquard fabrics made by LAD achieved a market success. The year 1929 saw the appearance of double fabrics and textiles using a bag weave with double wool warps and wefts.The LAD Cooperative relaunched its creativity Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu LAD kooperatifinin dokuma tezgahý 1996 yýlýna kadar çalýþmýþtýr ve bu yýlda Bay Dariusz Makowski tarafýndan bütün geride kalan desenleri ile, Lazienki Parkta Orangery Pavyonunda, Royal Manufacturing Company (Kraliyet Ýmalat Þirketi) ismi altýnda yeniden el sanatý üretimine baþlamak üzere satýn alýnmýþtýr. LAD modellerine ilaveten, imalat þirketi ayrýca elde dokunan ipekli fularlar üretmektedir ki bunlar 17. yüzyýlda soylularýn baþlýca giyim parçalarýndan bir tanesini oluþturmaktadýr (Soylularýn kontusz robu bellerinin çevresinde söz konusu fularlarýn birkaç kere dolanmasý ile baðlanmaktadýr). Söz konusu fularlar Polonya ve Litvanyada 17. yüzyýldan beri ipekten ve Türkiye ile Ýrandan gelen modeller uyarýnca dokunmaktadýr. Türkiyeden elde edilen bitki ve çiçek süslemeleri 18. yüzyýlda yapýlan fularlar üzerine kopya edilmiþ ve bunlara Ýstanbul Fularlarý adý verilmiþtir. Varþovada Kültürel Mirasýn Korunmasý ve Þehir Sýnýrlarý Ýçerisinde Tarihi Abideler Üzerinde Yapýlan Ýþlerin Korunmasý Ýçin Sübvansiyon Sistemi Varþova Baþkenti Mirasýný Koruma Departmaný tarihi jakarlý dokuma tezgahlarýnýn ve ayný zamanda eski LAD kooperatifinin delikli okuma kartlarýnýn korunmasý ve muhafazasý için bir dokümantasyon oluþturmuþtur. Bu cihazlarýn ve desenlerin tarihi eserler kaydýna girilmesini mümkün kýlacak ve onlara yasal koruma saðlayacaktýr. Bahse konu edilen ekipman setinin korunmasý için finansal sübvansiyon alýnmasýný kolaylaþtýracaktýr ki bu cihazlarýn þehrin kültürel mirasý açýsýndan önemi büyüktür. Þehrin fonlamasýnýn kullanýlmasý ile Varþova Baþkenti Tarih Müzesi, tarihi olduklarý kabul edilen geleneksel desenler ve teknolojiler kullanan söz konusu bu dokuma tezgahýnýn faaliyetlerini desteklemeyi umut etmektedir. Bu þekilde bu tipteki geleneksel artistik el sanatlarýnýn devam etmesi saðlanacaktýr. Varþova Baþkenti Mirasýný Koruma Departmaný 2004 yýlýnda, Varþova ili sýnýrlarýnda tarihi eserler için sübvansiyon verilmesine dair bir kararý kaleme almýþtýr. Söz konusu tarihi eserler, 2003 yýlýnda tarihi eserlerin korunmasý ve bakýmlarý konusunda çýkartýlan kanun uyarýnca Þehir Konseyi tarafýndan onaylananlardýr. Varþova Baþkenti after the war in 1945 and made Jacquard fabrics in line with 206 prewar designs as well as over 600 new ones.The LAD Cooperative weaving mill operated up to the year 1996 when it was purchased by Mr. Dariusz Makowski, with all surviving patterns, to reinitiated craft production in the old orangery pavilion of Lazienki Park under the name of the Royal Manufacturing Company. In addition to LAD models, the manufacturing company also makes hand -woven Sluck sashes of silk- a component of the traditional noblemans dress of the 17th century (the noblemans kontusz robe was tied around the waist through multiple winding using a Sluck sash). Sluck sashes were woven of silk in Poland and Lithuania from the 17th century in line with models from Turkey and Persia. Plant and flower ornaments and patterns derived from Turkey were copied in the Sluck sashes of the 18th century and called Istanbul sashes. Protection of Cultural Heritage in Warsaw and the System of Subsidies for Conservation Work on Historical Monuments within the City Limits The Department of Heritage Protection of the Capital City of Warsaw has developed conservation documentation for the historic Jacquard looms as well as for the perforated card patterns of the former LAD Cooperative. This will make it possible to enter the devices and patterns into the Register of Historic Monuments and provide them with legal protection. It will facilitate financial subsidies for the conservation and maintenance of this set of equipment significant for the cultural heritage of the city. Using city funding, the Historic Museum of the Capital City of Warsaw hopes to support the activities of this weaving mill, which uses traditional patterns and technologies that have been acknowledged as historical so as to maintain the continuity of this type of traditional artistic handcrafting. In 2004 the Department of Heritage Protection of the Capital City of Warsaw drafted a resolution relating to the granting of subsidies for historical monuments within the city limits of Warsaw that was approved by the City Council pursuant to the new Act on the Protection of Historical Monuments and Their Care of 2003. The Director of the Department of Heritage Protection of the Capital City of Warsaw has been 111 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Mirasýný Koruma Departmaný Direktörü baþarýlý bir þekilde þehir bütçesinde, Varþova þehri kültürel mirasý için önem taþýyan tarihi eserlerin muhafaza edilmesi için ayrýlan sübvansiyonlarýn miktarýný artýrmaktadýr. Söz konusu eserlere sanat ve el sanatlarý nesneleri de dahildir ve bunlar taþýnabilir tarihi eserleri oluþturmaktadýrlar. 2008 yýlýnda, þehir dýþýnda tarihi eserlere sahip olanlara eserlerin muhafaza iþleri için verilen sübvansiyonlar altý milyon euronun üzerinde bir meblaða ulaþmýþtýr. Oturum Baþkaný, Doç. Dr. Zeynep TARIM Teþekkür ediyoruz. Tarihi Varþova kentinden bahsetti, Ýpek ve Baharat Yolu üzerindeki kuzey hattýndaki kadim bir þehir olan Varþova þehrinin tarihi özelliklerinden bahsetti. Uzun bir konuþmaydý. Bir sonraki konuþmacýmýz Gürcistanýn Tiflis þehrinden Shota Maglakelidzeyi dinliyoruz. 112 successively increasing the volume of subsidy funds in the city budget designated for the conservation of historical objects of importance to the cultural heritage of the City of Warsaw, including objects of the arts and crafts movable historical monuments. In 2008 the subsidies granted to the owners of historical monuments out of city subsidies for conservation work aimed at maintaining them amounted to over six million euro. Panel Chair, Doç. Dr. Zeynep TARIM We thank you. Our speaker talked about the historical city of Warsaw, historical characteristics of Warsaw, an ancient town on the Silk and Spice Road on the Northern path. It was a detailed speech. Our next speaker is Shota Maglakelidze from the city of Tflisi in Georgia, we are listening. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Shota MAGLAKELÝDZE Tiflis, Gürcistan / Tbilisi, Georgia Kýymetli misafirler Gürcistan doðu ve batý varlýklarýnýn ortasýnda Güney Kafkasyada yer alýr. Tarihi ve geçmiþi Paleolitik döneme kadar gider. Çok farklý, sayýsýz tarihi eser ve arkeolojik veri vardýr burada. Sanat eserleri, el sanatlarý, sanat þaikalarý, dekoratif ve uygulamalý sanatlarla ilgili þiir, müzik, edebiyat, kareografi gibi þeyler çok zengin bir milli kültürel mirasýn oluþmasýna yol açmýþtýr. Gürcistan kültür hazinesi, dünya kültür mirasýnýn çok kýymetli orijinal bir parçasý olarak görülür. Hem Avrupa hem Asya kültürünü birleþtiren öneminden dolayý kültürel deðerler arasýndaki karþýlýklý etkileþime mükemmel bir örnek teþkil etmektedir. Geleneksel el sanatlarý, mücevherat, çini iþlemeciliði, dekoratif seramikler, kabartma iþleri, tahta oymacýlýðý, halýcýlýk, nakýþ, dokuma, ulusal kostümler, ulusal müzik, enstrümanlar ve ev eþyalarý Geçtiðimiz arkeolojik kazýlarda milattan önceki yýllara dayanan altýn objeler bulunmuþtur. Bunlar çok geliþmiþ metalurji ve altýn iþlemeciliði tekniklerinin kullanýldýðýný, bunlarýn da antik uygarlýkla çok yakýn baðlarýnýn olduðunu göstermiþtir. Hem Romalýlar hem de Yunanlýlar Gürcistaný altýn tiftik olarak adlandýrmýþlardýr. Efsane ya da gerçek altýn tiftik sergisi de çok farklý yerlerden çok geniþ bir izleyici grubunu toplamýþtýr. Emay iþlemeciliði, mimari ile birlikte mine iþlemeciliði en önemli çalýþmalardan biridir. Duvar boyama ve bas rölyefleriyle birlikte Orta Çað Gürcistan sanatýnda Dear valued guests Georgia is located in Southern Caucasia between the East and West. Its history dates back to the Paleolithic era. A great variety of historical artifacts and archeological data can be found in Georgia. Artwork, crafts, masterpieces, and other art forms such as poetry, music, literature, coreography which can be classified under decorative and applied arts have caused the formation of a rich cultural heritage. Georgias cultural treasures are perceived as a very important and original part of our worlds cultural heritage. It provides a perfect example of the interaction of values, due to its importance of joining the European and Asian cultures. Traditional crafts, jewelry, tile work, decorative ceramics, embossing works, wood carving, carpet weaving, embroidery, textiles, national costumes, national music, instruments and household goods In recent archeological excavations, gold objects dated back to before Christ have been discovered. It has been determined that extremely developed metallurgy and gold processing techniques were used in the artifacts and that they have been determined to have close ties with ancient civilizations. Both the Romans and the Greeks have named Georgia as the Golden Fleece. Legend or not, the Golden Fleece exhibition has attracted large numbers of visitors from a variety of locations. Enamel processing, architecture and porcelain enamel are some of the most important of the works. More than 100 enamel and 113 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 100den fazla mine, emay iþlemeli kakuli ikonlarý ve sofistike teknikleri bunlarýn çok güzel örneklerini oluþturur. Gürcistan mine çalýþmalarýnýn renkleri, Bizans mine çalýþmalarýndan ayrýlmaktadýr. 15. yüzyýlda bu gelenek ortadan yok olmuþtu ve 20. yüzyýlda tekrar canlandýrýldý. 1980lerde Litvanyalý bir sanatçý yeniden Gürcistan mine iþlerine ilgi gösterdi ve Gürcistanlý sanatçýlarla çalýþmaya baþladý. Bu da artýk günümüzde çok popüler olmaya baþlamýþtýr. Çok sayýda insan bu zanaatý öðrenmeye hevesli. Kabartma, demir dövme, demir iþlemelerine baktýðýmýz zaman Gürcistanýn dövme, kabartma, metal çalýþmalarýnda manevi kültürün ve mirasýn kalýntýlarýný görmek mümkündür. Milattan önceki ikinci 1000 yýla ait Korkis kültürünün izleridir bunlar. Buradaki gümüþ dövme demir, kabartma demir iþlemelerde sibyanati, arkeolojik buluntularý arasýndadýr. Gümüþ kemerler vardýr. Bunlar üzerine mitolojik hayvanlarýn kabartmalarý vardýr ve ayný zamanda Miskessa adlý eski baþkent de altýn, mücevherat konusunda çok zengindir. 20. yüzyýlda bu eski gelenek yeniden canlandýrýldý ve bu kabartma demirli iþler yeniden yaratýldý. Dini temalarýn da baskýn olduðunu gördüðümüz bu çalýþmalar, 20. yüzyýlda ulusal motiflerle yer deðiþtirdi. Eskiden dini motiflerin olduðu çalýþmalarda bugün ulusal motifler aðýrlýkta oldu. Bugün hâlâ çok popüler ve sergi salonlarýnda örnekleri görülebilir. Çok farklý þekillerde kullanýldý ve bunlar Tuþeti, Kakati ve Javaketi gibi bölgelerde keçelerden yapýlan þeyler kullanýldý. Hem kýyafetlerde hem aksesuarlarda hem de ev eþyalarýnda, buradaki Tika malzemeleri kullanýldý. Fiyatlarý da giderek artmakta. Çünkü, popülerliði sayesinde bu zanaat geliþmekte ve bunun halýlarýnýn, seramiklerinin ve her þeyinin, zor ekonomik zamanlarda gelir kaynaðý olduðunu belirtmemiz lazým. Kafkas insanlarýnýn kýyafetlerinde de birçok ortak noktalar var. Özellikle erkek kýyafetlerini burada belirtmemiz lazým. Bunlarýn bazý benzerlikleri var. Kabardiyanlarýn, Çerkezlerin, Osetyalýlarýn ve Gürcülerin kýyafetlerine benzerlikleri var. Eski Yunan, eski Roma, eski Bizans, Ýran, Osmanlý Ýmparatorluðu, Batý Avrupa ve Rusya medeniyetleri de Gürcistana çok büyük etkilerde bulunmuþtur. Avrupa tarzý giyimler, Gürcistana 19. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda girmiþtir. 1930lardan itibaren de baskýn hale gelmiþtir. Gürcü kýyafetlerinin kendine özel bir tarzý vardýr. Birçok Gürcü tasarýmcý dünya çapýnda bu konuda meþhurdur. Yün kýyafetlere geldiðimizde, yün sýcak 114 porcelain enamel inlaid cardamom icons and their sophisticated techniques along with wall paintings and basrelief provide beautiful examples to such artwork. The colors used in the Georgian enamel works are separate from the Byzantium works. This tradition had disappeared in the 15th century and it has been revived again in the 20th century. In the 1980s a Lithuanian artist showed interest in Georgian enamel works and started working with Georgian artists. This is becoming more and more popular nowadays. A lot of people are interested in learning about this art. When we examine engraving, iron forging and iron work, it is possible to see Georgias spiritual culture and the remains of its heritage. They are the remains of the Korkis culture dated back two thousand years before Christ. The silver forging, embossed iron are classified as symbionetic archeological artifacts. There are silver belts which has been embossed with depictions of mythological animals and the former capital named Miskessa is also rich in gold and jewelry. This old tradition has been revived in the 20th century and these embossed iron works have been re-created. These works, in which religious themes are dominantly used have been replaced in the 20th century with national themes. Nowadays, national themes dominate such works when formerly they were dominated by religious themes. They are still very popular today, and their examples can be seen in exhibition halls. They have been used in numerous different ways and in regions such as Tusheti, Kakati and Javaketi, they have been used with things made out of felt. These kinds of jewelry have been used on apparel, accessories and in household goods. Their prices also continue to increase, because due to their popularity, this field of art is developing and we must all be aware that carpets, ceramics and everything else is a source of income in times of economic hardship. There are many characteristics common to the apparel of Caucasian peoples. We must especially mention mens costumes here. They have some similarities. There are similarities between the costumes of Kabardians, Circassians, Ossetians and Georgians. The ancient Greek, Roman, Byzantium, Iranian and Ottoman Empires, West Europe and Russia has had great effect in Georgias culture. European style clothing has first made its way into Georgia in the second half of the 19th century. It has become widespread after the 1930s. Georgian costumes have their own sense of style. Numerous Georgian designers have achieved worldwide fame as a Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu çoraplar ve basit kýyafetlerin örülmesinde kullanýlýr. Bugün artýk geçtiðimiz 10 yýl zarfýnda modanýn ulusal kýyafetlere hakim olmasýyla eski kefþür kýyafetlerinin ve tokalarýn üretilmesi yeniden popüler. Gürcistan halk þarkýlarý ve enstrümanlarý devlet müzesindedir ve yaklaþýk 4 bin 500 örnek vardýr. Bunlar arasýnda Gürcü ve Kafkas otantik müzik aletleri, Avrupaya has müzik aletleri, mekanik ve klasik müzik aletleri, sesli ve görüntülü kayýtlar, müzik notalarý, fono materyaller ve bir kuðu kemiðinden yapýlmýþ olan bir flüt yer almaktadýr. Tifliste çok sayýda sanatýn sergilendiði müzeler bulunmaktadýr. Zanaat ve Uygulamalý Sanatlar Devlet Müzesi, 1899da kurulmuþtur. Ýçinde aðaçtan, metalden, agateden, kemikten, boynuzdan yapýlma mücevherat gibi kemerler gibi, silahlar ve müzik aletleri gibi birçok þey vardýr. Ýpek, deri ve keçeden yapýlmýþ abalar vardýr. Apollon Kutalazze Güzel Sanatlar Akademisi Müzesi de 2006 yýlýnda kurulmuþtur. Devlet Güzel Sanatlar Tasarým Akademisi tarafýndan ve burada öðrencilerin çalýþtýðý bir salon ve Tinatin tekstil galerisi vardýr. Bu da modern ve klasik geleneksel kýyafetlerin sentezinin örneklerini sergiler. Giorgia Citya Etnografya Müzesi açýk hava müzesidir ve burasýnýn 70 ayrý evden oluþtuðunu belirtmemiz lazým. Ülkelerin farklý bölgelerinden evler bu açýk hava müzesine yerleþtirildi. Kukla Müzesi, Gürcü yazar ve eðitimci Tinatin Tuaniþvili bu oyuncak müzesini 1937de kurmuþtur. Müzenin ana temasý De Dopala adlý mekanik bir kukladýr. Bu bir klasik ulusal Gürcü karakteridir. Geçtiðimiz yýllar zarfýnda 2 binden fazla özgün ve özel müze, hareketli ve oyuncaklý müzikler ile hikaye kahramanlarýnýn olduðu etkinliklere ev sahipliði yapmýþtýr. 1990lardaki karýþýklýklarýn müzeye çok olumsuz yansýmalarý olmuþtur. Müze, 1996 yýlýnda soyulmuþ ve müzikli Fransýz oyuncaklarý ile sergilenen diðer pahalý eþyalar çalýnmýþtýr. Burada Tiflis Belediye Baþkaný Gigi Glovanýn da müzeyi restore etmek için önemli bir kararý olmuþtur. Müze yeniden Kukla Müzesi adýyla 6 Mayýs 2008de açýlmýþtýr. Bu müze Gürcistandan ve deniz aþýrý ülkelerden çok önemli kuklalarý sergilemektedir. Tiflis Þehir Belediyesi tarafýndan desteklenen ve uygulanan projeler vardýr. Müze yönetimi þu anda okul çocuklarýnýn müzeye ilgisini artýrmaya çalýþmaktadýr. Bazen kukla salonlarýnda eðitim çalýþmalarý organize edilmektedir. Sanat stüdyosu da terapi derslerinin verildiði yerdir. Ziyaretçiler buradan hediyeler, kuklalar ve hediye salonunda sergilemek için result of this. When we consider woolen apparel; wool is used to weave socks and simple clothes. Today, as a result of fashion dominating national costumes within the last 10 years, the production of old Kefsur clothes and buckles is popular again. Georgian folk songs and instruments are displayed in state museums and there are approximately 4 thousand 500 examples. Among these are authentic Georgian and Caucasian musical instruments European musical instruments, mechanical and classical musical instruments, voice and video recordings, music notes, fono materials and a flute made out of a bone of a dove. In Tbilisi, there are numerous museums where countless works of art are on display. Crafts and Applied Arts Museum has been established in 1899. It contains jewelry made from wood, metal, agate, bone, horns and numerous other things such as belts, guns, musical instruments, etc. There are also clothes made from silk, leather, and felt. Apollon Kutalazze Fine Arts Academy Museum has been established in 2006. It contains a hall and textile gallery where the State Fine Arts Design Academy students work. It exhibits examples of the synthesis between the modern and traditional clothing. Georgia City Etnography Museum is an open air museum and I must mention that it is composed of 70 different houses. Houses from different areas of the country have been placed within this open air museum. The Puppet Museum; this toy museum was established by Georgian writer and academician Tinatin Tuaniþvili in 1937. The main theme of the museum is built around a mechanic puppet named De Dopala. This is a classical Georgian national character. During the past 2 years, more than two thousand individual private museums have hosted events containing moving toys and cartoon characters with music. The times of unrest experienced during the 90s have had adverse effects on the museums. The museum has been robbed in 1996 and the musical French toys and other expensive items on display have been stolen. Head of the Tbilisi Municipality Mr. Gigi Glovan has made an important decision to restore the museum. The museum has been put in service again in May 6, 2008 under the name of Puppet Museum. This museum exhibits important puppets from Georgia and overseas. There are also some projects supported and implemented by the Tbilisi Metropolitan Municipality. The museums management is currently trying to raise interest among school children. Occasionally, training workshops are organized in the puppet halls. Therapy sessions are held 115 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu eþyalar satýn alabilirler. Gürcistan Ulusal Folklor Merkezi de çok aktif bir þekilde baþkentin kültür hayatýna 70 yýldýr iþtirak etmiþtir. Folklorun misyonu þehir ve köy arasýnda daha yakýn iliþkilerin tesis edilmesi ve halk bilgeliðinin baþkente nakledilmesidir. Bu yeni yönetim sistemi ve geliþmiþ teknolojilerin iþin içine girmesiyle artýk Devlet Folklor Merkezinin hem misyonu hem de öncelikleri artmýþtýr. Gürcistan Folklor Merkezi, Tiflis kutlamalarýnda beþ yýl boyunca katýlýmcý ve organizatör olarak rol oynamýþtýr. Bunlar, güzel sanatlar alanýndan örnekler vermiþtir. Özellikle yeni yýl kutlamalarýnda folklor çok önemli bir rol oynar. Tiflis vatandaþlarý bu sergilere, konserlere, sunumlara ve galerilerdeki, konser salonlarýndaki, tiyatrolardaki ve kulüplerdeki etkinliklere çok alýþmýþlardýr. Gürcistan Devlet Merkezi, Tiflis Þehir Belediyesinin de katkýlarýyla baþkentin kültür hayatýnda folk etkinlikleri tertip etmektedir. Daha da ötesi bu Folklor Dans Merkezinin giriþimiyle yaþlýlarýn, ünlü folk þarkýcýlarýnýn, sunucularýnýn, konuþmacýlarýnýn, dansçýlarýnýn, aile gruplarýnýn ve bireysel performans yapan kiþilerin bir araya geldiði etkinlikler olmuþtur. Bizim özel kültürel deðerlerimizi ve geleneksel sanatlarýmýzý uluslararasý bir sempozyumda sunmak bizim karþýlýklý, faydalý baðlar kurmamýza, deneyimler paylaþmamýza ve kültür politikamýza yardýmcý olacaktýr. Size anlatmak istediðim çok þey var ancak vaktim bu kadar. Hepinize misafirperverliðiniz için teþekkür ediyorum. Saygýlarýmý sunuyorum 116 in art studios. The visitors may purchase memorabilia, puppets and other items to be exhibited in the gift hall. Georgia National Folklore Center has actively contributed to the capital's cultural life for over 70 years. Folklores mission is to facilitate closer relations between the city and the villages and to transfer rural wisdom to the capital. The National Folklore Centers mission and priorities have both increased as a result of this new system of government and the inclusion of developed technologies. Georgis Folklore Center has been attending and organizing the Tbilisi celebrations for the last five years. They have provided samples of fine arts. Folklore plays an especially important role in the new year celebrations. Tbilisi citizens have grown accustomed to these exhibitions, concerts, presentations and events held in galleries, concert halls, theatres and clubs. Georgia State Center organizes folk activities in the capitals cultural life with the support of the Tbilisi Metropolitan Municipality. More importantly, with the support of the Folklore Dance Center, they have become events where the elderly, famous folk singers, hosts, speakers, dancers, family groups or individual performers get together. Presenting our cultural values and traditional arts in an international symposium will help us to develop mutually beneficial ties, share experiences and help develop our cultural policies. I have a lot to tell you, but I have run out of time. I thank you all for your hospitality. Best regards Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 5. Oturum / 5. Session Oturum Baþkaný / Session Chair Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ Teþekkür ederim. Kýymetli dinleyenlerimiz hepinizi hürmetle selamlýyorum. ÝBB, ÝSMEK organizasyonlarýyla bugüne kadar birçok geliþmeye imza attý. Bu gerçekten memnuniyet verici. Ancak bugün birlikte olduðumuz programlar çok daha farklý bir açýlýmý temsil ediyor. Benim bilgi sahibi olduðum þekilde bugünkü programýmýz çok önemli. Bugüne kadar son yýllardaki faaliyetleri özellikle Ýstanbul içerisindeki sanat aktivitelerinden oluþmaktaydý. Ve bu aktivitelerde bizler kendi sanat birikimlerimizi, arþivimizi, dokümanlarýmýzý inceleyip onlar paralelinde eðitimler yapýyorduk. Þimdi sanat ve araþtýrmalarýn, uygulamalarýn neresindeyiz? sorusuna bir cevap olarak bu aktivite uluslararasý boyuta taþýnmýþ durumda. Emeði geçenlere çok teþekkür ediyorum. Sanat konusu dillerden düþmeyen bir kelime ama onun fiiliyatýyla bizatihi uðraþan bu iþe yýllardýr gönül vermiþ arkadaþlardan birisi olarak çektiðimiz sýkýntýlarý anlatmak mümkün deðil. Kendi dairemizde verdiðimiz emekler çoðu zaman hüsn-ü kabul, takdir görmemiþ ama bizler gayretle, fedakârlýkla bu yolda yürümeye devam etmiþizdir. Bugün bunlarýn meyvelerinin alýndýðýný görüyorum ve çok köklü bir geçmiþe sahip Türk kültür ve sanatýnýn komþu devletler ve milletlerle ortak noktalarýnýn olduðunu memnuniyetle izliyorum. Hepinize teþekkür ediyorum. Oturumumuzun birinci konuþmacýsý olarak Macaristandan Levente Kardosu dinliyoruz. 118 I would like to thank you. Our distinguished guests, I respectfully salute you all. IBB has been involved in many developments with ISMEK organizations. This is truly gratifying. However, the programs in which we are together today represent a very different expansion. To my knowledge, todays program is extremely important. Its activities within the last few years especially up to now consist of events of art within Istanbul. And we were inspecting our own art accumulation, archives, documents at these activities and were holding training in parallel to these. This activity now has been taken to an international dimension to search the answer to the question, Where are we in art and research and applications? I would like to thank very much to all those who contributed with their efforts. The subject of art is talked about all the time, but as one of those who personally is involved physically with it and being one of those friends who is devoted to this job for years, it is not possible to recount the troubles we suffered. The efforts we spent at most times in our chamber have not been accepted, appreciated, but we have continued our journey on this road ardently and with dedication. I can see that these are bearing their fruits today. And I watch with delight that Turkish culture and art has common points with neighboring states and nations. I would like to thank all of you. We will be listening to Levente Kardos, from Hungary as our first speaker. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Levente KARDOS Budapeþte, Macaristan / Budapest, Hungary Bayan Miklós Pál (Anna Nagy): Macaristanda gelenek, sanat ve el sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesine iliþkin yerel karar merciilerinin rolü. Macaristanda gelenek, sanat ve el sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesine iliþkin söz sahibi olan iki farklý karar mercii grubu bulunmaktadýr. Merkezi karar merciileri ki bu devlet anlamýna gelmektedir, ilk gruba aittir, illerin ve de baþkentin yerel belediyeleri ise ikinci gruba aittir. Ülkenin kendine mahsus idari yapýsýnda bu iki karar mercii grubu haricinde geçmiþ yýllarda Bölgesel Geliþim Konseyleri adý verilen iki tane daha önemli karar mercii grubu ortaya çýkmýþtýr. Sonradan ortaya çýkan bu iki merciinin ellerinin altýnda kurumsal geliþim stratejileri ve mali imkanlar bulunmaktadýr ve geleneklerin korunmasý açýsýndan potansiyel olarak sorumlu tutulabilmektedirler. Geleneklerin, halk sanatlarýnýn ve el sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi ile iliþkili olanlar sanatçýlar, çýkarlarýn korunmasýný hedefleyen profesyonel kurumlar ve kültürel kurumlardýr. Çýkarlarýn korunmasýný hedefleyen profesyonel kurumlarýn en büyüðü, 51 üye kuruluþtan oluþan Macar Halk Sanatçýlarý Derneðidir ve 5 bini aþkýn üyesi bulunmaktadýr. Mrs. Miklós Pál (Anna Nagy): The role of the local decisionmaker in the preservation of the traditions and the arts and crafts artwork of Hungary. In Hungary, concerning the preservation of traditions and arts and crafts products, there are two groups of decisionmakers: the central decision-makers, this means the state, belong to the first group, the municipalities of the local regions, of the provinces, and of the capital belong to the second group. The administrative peculiarity of the country is that besides these two groups of decision-makers, two other important groups appeared in the past years, which are the Regional Development Councils. These last two have organizational development strategies and financial means at their disposal, and they can potentially be held responsible for the cultivation of tradition. Those involved in the area of cultivation of tradition and folk arts and crafts, are the artists, the professional organizations for the safeguarding of interests, and the cultural institutions. The largest organization for the safeguarding of interests is the Association of Hungarian Folk Artists, which consists of 51 member organizations, and has more than 5000 members. 119 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Macaristan ve sýnýr ötesindeki üye kuruluþlarýn konumlarý: The location of member organizations in Hungary and beyond the border: 24 senelik geçmiþi olan bu sivil toplum kuruluþu, geleneksel Macar halk sanatlarýnýn deðerlerinin desteklenmesi, halk sanatlarý ile ilgilenen kiþilerin bir araya getirilmesi ve kuruluþundan itibaren en önemli hedefi olan yerel dernekler ve kuruluþlarýn oluþturulmasý hedeflerini benimsemiþtir. This non-governmental organization, which goes back to a 24 year past, considers the support of the values of the traditional Hungarian folk arts, the joining together of the persons engaged in folk arts, and the establishment of regional associations and organizations, its most significant goal, since its establishment. Dernek, tüm profesyonel çýkarlarýn korunmasýndan, üye kuruluþlarla, yaratýcý fakültelerle aradaki iliþkilerin sürdürülmesinden, faaliyetlerinin koordinasyonundan ve ayrýca karþýlýklý bilgi akýþýnýn tesis edilmesinden sorumludur. Dernek, baþlangýçtan itibaren yürüttüðü faaliyetlerine ek olarak, programlarýn, fuarlarýn düzenlenmesi, ihalelerin açýlmasý, ileri seviyede profesyonel eðitimler ve kamplarýn düzenlenmesi gibi faaliyetlerde de bulunmaktadýr. Devlet, illerin ve baþkentin yerel belediyeleri ve yerel geliþim konseyleri Macaristandaki kültürün korunmasý ve geliþtirilmesi için, þimdi bir iki özelliðini örnek olarak sunmak istediðim, farklý yöntemler kullanmaktadýr. 120 The Association is responsible for the protection of all professional interests, the continual maintaining of relations with member organizations, creative faculties, and the coordination of their activities, and also the ensuring of the mutual flow of information. In addition, among the sphere of activities of the Association, from the beginning, are arrangement of programs, exhibitions, fairs, invitation of tenders, further professional training, and organization of camps. The state, the municipalities of the local regions, of the provinces, and of the capital, the regional development councils use different means to help the cultivation of culture in Hungary, from which I would now like to present a few characteristics. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 1. Geliþim politikalarýnda halk sanatlarýnýn ve el sanatlarýnýn öncelik görmesini garanti altýna almak 1. Ensuring the priority of folk arts and crafts in development policies - Yaratýcý sektörün gelenekleri ve geliþimi ulusal geliþim politikalarýna dahil edilmiþtir. Geleneklerin, halk sanatlarýnýn ve el sanatlarýnýn geliþtirilmesi için oluþturulan Geçmiþ Günümüz Gelecek Müdahale Programý, somut bir faaliyet planý içermektedir. - The national development policy includes the cultivation of tradition and the development of the creative industry. The Past Present Future intervention for the development of the cultivation of tradition and folk arts and crafts program includes the concrete action plan. The aim of development: folk art and tradition should be a determining force in local community life, and in the formation of an authentic identity, in the enhancement of the conserving ability of the settlement, as well as in the creation of values and in their transmission. In the creative industry, the job creating, economy vitalizing effect and gaining ground of folk art should increase in the course of creative activities. Geliþim hedefi, halk sanatlarý ve gelenekler, yerel sosyal yaþamda ve bireysel kimliðin oluþturulmasýnda, yerleþim alanýnýn korunma kabiliyetinin geliþtirilmesinde ve ayrýca deðerlerin oluþumunda ve dönüþümlerinin gerçekleþmesinde belirleyici bir güç olmalýdýr. Yaratýcý sektörde, halk sanatlarýnda istihdam yaratýlmasý, ekonominin canlandýrýlmasý ve yer edinmesi yaratýcý faaliyetler sonucunda artmalýdýr. - Belediyelerin stratejik planlarýnda, halk sanatlarýna olasý kýrsal geliþim alanlarý olarak atýfta bulunulmaktadýr. AB LÝDERÝ desteði geliþim programlarýnýn gerçekleþtirilmesini mümkün kýlmaktadýr. Genel olarak, yaratýcý evlerin ve el sanatlarý ile uðraþan sanatçýlarýn çalýþma atölyelerinin oluþumu, son birkaç sene içinde gerçekleþmiþtir. - Yöresel ve alt-yörelerdeki geliþim programlarýnda ayrýca geleneklerin korunmasý öncelikleri de dahil edilmiþtir. Bu programlarýn uygulama alanlarý, unutulan halk sanatlarýnýn yeniden öðretilmesini ve halk sanatlarýnýn dahil olduðu turist hizmetlerinin zenginleþtirilmesini kapsamaktadýr. Bu durum, yerleþim birimlerinin ve yörelerin halk sanatlarýnýn özelliklerinin sunumunu mümkün kýlmýþtýr. 2. Halk sanatçýlarý için sanat burslarý yaratýlmasý (belediyeler, devlet) Macaristandaki burs sistemi, önemli oranda karar merciileri tarafýndan yönetilmemektedir. Ayrý devlet ve belediye fonlarý destek verilmesine olanak tanýyabilir. Özerk bir devlet fonu olan Pro Renovanda Cultura Vakfý, çalýþmalarýn yaratýlmasý için her sene ihaleler açmaktadýr. Burs sisteminin geniþletilmesi gerekmektedir ve bunun gerçekleþmesi gençlere koleksiyon, araþtýrma ve çalýþmalar yapma olanaðý tanýyacaktýr. - Folk art is mentioned in the strategic plans of municipalities as a possible field of rural development. EU LEADER support makes the realization of development programs possible. Mainly, the development of creative houses and workshops of craftsmen have been carried out in the last few years. - The regional and sub-regional development programs also include the priorities of the preservation of tradition. The fields of the implementation of these programs are the reeducation of forgotten folk crafts, the enrichment of tourist services including folk crafts. It makes the presentation of the folk art characteristic of settlements and regions possible. 2. Creation of art scholarships for folk artists (municipalities, state) In Hungary, the scholarship system is not run on a significant scale by decision-makers. The separated state and municipality funds make or could make the support possible. The Pro Renovanda Cultura Foundation, which is a separated state fund, invites tenders year after year for the creation of artwork. The scholarship system needs broadening, and this would provide the possibility for young people to carry out collecting, research and creation work. 3. Financial assistance in the implementation of programs and events that contribute to the cultivation of tradition - (municipalities, state, regional development councils) The most widespread means of decision-makers is the 121 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 3. Geleneklerin korunmasý ve geliþtirilmesine katký saðlayan program ve etkinliklere mali destek (belediyeler, devlet, yerel geliþim konseyleri) Karar merciilerinin baþvurduðu en yaygýn yöntem, halk danslarý, halk müziði ve el sanatlarýnýn deðerlerini gösteren etkinlik ve festivallere mali destek saðlamaktýr. Bu sayede, halk sanatlarý ve el sanatlarý kültürel turizmin önemli deðerleri haline gelebilir. - Ulusal Kültür Fonu devlet vergilerinin nakledilmesi ile çalýþýr. Fonun 14 konseyinden biri Halk Sanatlarý Konseyidir. Her sene 200-250 milyon Forint (700.0001.000.000 ) Danýþman Heyetinin emrine sunulur ve bu meblað alanýn ebatlarýna oranla nispeten düþük bir rakamdýr. Konsey, mevcut fonun önemli bir bölümünü büyük etkinlikleri destelemek için harcar. - Eðitim ve Kültür Bakanlýðý, bütçe kaynaklarýný kullanarak, gelenekleri destekleyen programlarýn yürütülmesi için ihaleler açar. - Yerel geliþim konseylerinin mali desteði, turizm için önem arz eden halk sanatlarý programlarýnýn yürütülmesini hedef alýr. - Belediyeler, mali durumlarýna baðlý olarak, kasabalardaki halk sanatlarý programlarýnýn gerçekleþtirilmesini desteklerler. Macaristanda (Budapeþte dýþýnda) düzenlenen bazý önemli halk sanatlarý programlarý: Macar Çömlekçi Ýhalesi ve Konferansý, Mezotúr, Macar Tekstil-Ýþçisi Konferansý ve Ýhaleleri - Békéscsaba, Macar Antal Kapoli Macar Tahta-Oyma Konferansý ve Ýhalesi - Balatonlelle, Bori Kisjankó Macar Nakýþ Ýhalesi ve Konferansý - Mezokövesd, Macar Gezi Konferansý ve Ýhalesi - Debrecen, Macar Elyaflý Malzeme Konferansý ve Ýhalesi Macar Halk örgüsü Konferansý ve Ýhalesi - Heves, Macar Ulusal Giysi Konferansý ve Ýhalesi - Eger, Macar Ýnci Konferansý ve Ýhalesi - Szekszárd, Birleþik Körös-Vadisi Halk Sanatlarý Festivali - Gyula, Pentecostal Szentendre, vs. (bkz. Resim 1) (bkz. Resim 2) 4. Kamu alanlarýndaki, köy kültürü kaynaklý yerleþim alanlarý ve alt-bölgelerde, küreselleþmenin getirdiði kayýplara karþý, yerel eþsizliklerini ortaya koyan sanat 122 providing of financial assistance for the implementation of events and festivals, which show the values of the folk art including folk dance, folk music, and folk craft. In this case, folk art and folk craft can become significant values of cultural tourism. - The National Cultural Fund works by the conveyance of state taxes. One of the 14 councils of the Fund is the Council of Folk Art. 200-250 million Forints per year (700.0001.000.000 ) is available to the Advisory Board, which is relatively small sum in comparison to the size of the field. The Council spends a significant part of the available amount on supporting great events. - The Ministry of Education and Culture provides support through tenders from its budgetary resources for the implementation of programs that preserve tradition. - The financial support of regional development councils are aimed at the implementation of folk art programs, which are important for tourism. - The municipalities support the realization of folk art programs in towns depending upon their financial status. Some of the significant folk art programs, organized in Hungary (outside Budapest): Hungarian Potter Tender and Conference, Mezotúr, Hungarian Textile-worker Conference and Tenders Békéscsaba, Hungarian Antal Kapoli Hungarian WoodCarver Conference and Tender Balatonlelle, Hungarian Bori Kisjankó Tender and Conference of Embroidery Maker - Mezokövesd, Hungarian Conference and Tender of Travelling Journeymen- Debrecen, Hungarian Fibrous Material Tender and Conference, Hungarian Folkweave Tender and Conference- Heves, Hungarian National Dress Tender and Conference- Eger, Hungarian Pearl Tender and Conference- Szekszárd, KörösValley Multitude Folk Art Festival- Gyula, Pentecostal Multitude - Szentendre etc (etc. Picture 1) (etc. Picture 2) 4.The taking on of the role of patron in the establishment of artwork in public squares, which has its roots in peasant culture- settlements and sub-regions, as compensation to Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu yapýtlarýnýn oluþturulmasý ve halk sanatlarýnýn kamu alanlarýna ve günlük kullaným cisimlerine sanat eserleri olarak yeniden kazandýrýlmasý konusunda koruyucu rol oynamak globalization, would like to show their local uniqueness and one of the devices of this is to restore the heritage of folk crafts to the public places as artwork and also as objects for everyday use. Yerleþim alanlarýna özel süsler ve þekiller, yerleþim alanýnýn uygun atmosferini yaratmaktadýr. The special ornaments and forms, which are characteristic for the settlement, create a proper atmosphere to the settlement. (bkz. Resim 3) (bkz. Resim 4) (bkz. Resim 5) (bkz. Resim 6) (etc. Picture 3) (etc. Picture 4) (etc. Picture 5) (etc. Picture 6) 5. Halk sanatlarý ve zanaatkarlýðýn daha ileri seviyede hayatta kalmasýný garanti altýna alacak olan, devlet tarafýndan akreditasyon verilen eðitim kurslarýnýn oluþturulmasý 5. Creation of training courses accredited by the state, which ensure the further survival of the folk arts and crafts profession 1982 senesinde, Macaristan profesyonel eðitim kanunlarý, eðitim sistemi tipinde profesyonel halk sanatlarý eðitiminin baþlatýlmasýna olanak tanýmýþtýr. Geçtiðimiz birkaç on yýl içinde sayýlarýnýn oldukça fazla olduðu söylenemese de nakýþçý, örgü ustasý, deri iþçisi, tahta oymacýsý, çömlekçi, vs. mesleklerinde vasýf kazanan önemli miktarda tüccar sanatlarýna iliþkin bilgiler hakkýnda ustalaþmýþtýr. Aralarýndan bireysel yaratýcý atölyeleri olanlar ve ayrýca ortaokul ve liselerde eðitim veren öðretmenler de çýkmýþtýr. Profesyonel eðitim, bilginin, el becerilerinin ve yeteneðin yaþatýlmasýna ve gelecek nesillere aktarýlmasýna olanak tanýr. In 1982, the law about vocational training made it possible to begin the education system type and adult vocational training in folk crafts in Hungary. It created the system of the reeducation of forgotten crafts that are accredited by the state. Over these past decades even if it cannot be said to be multitudinous - a significant number of tradespeople with an embroiderer, weaver, leather worker, wood-carver, potter qualification mastered the knowledge of their trade. Those artists who have a separate creative workshop emerge from among them, and also teachers who teach in elementary and secondary schools. The vocational training renders the survival of the knowledge, skill, and ability possible, which has its roots in peasant culture, to live on, and to be passed on to future generations. Okul sistemi tipi eðitim normatif devlet teþekkülleri tarafýndan sunulmaktadýr. The school system-type education is realized through normative state subsidy. 6. Halk sanatlarý ve zanaatkarlar için vergi imtiyazlarýnýn yaratýlmasýný güvence altýna almak 6. Ensuring the creation of tax benefits for the folk arts and crafts artists: El yapýmý cisimlerin oluþturulmasýnda kullanýlan malzemelerin masraflarý, bu cisimlerin üretilmesi için harcanan iþ gücünün yanýnda asgari miktardadýr. Halk sanatlarýnýn rekabetçiliði ve pazarlanmasý, devlet tarafýndan vergi inisiyatifleri sunularak desteklenmektedir. 7. Yerel olarak deðer gören cisimleri sergileyen yaratýcý fakültelerin, atölyelerin bakýmlarý ve tanýtýmý yerel belediyeler The cost of materials is minimal in contrast to the working hours devoted to the making of products done by hand. The competitiveness and marketing of folk artwork is aided by the state by the giving of tax benefits. 7. Maintenance of creative faculties, workshops, which display regional valued items, and also the giving of publicity regional municipalities The revival of the various branches of folk art offers excellent opportunities for the enhancement of the active 123 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Halk sanatlarýnýn çeþitli branþlarýnýn yeniden canlandýrýlmasý, yerel halkýn etkin yaþantýlarýnýn geliþtirilmesi için eþsiz fýrsatlar sunar, özellikle, yerel geleneksel öðelerin izlerinin kökenlerine kadar sürülebildiði durumlarda 21. yüzyýlýn günlük hayatýnda kendilerine iþlevsel bir rol edinebilmektedirler. Yerel belediyeler, maddesel kalýntýlarý toparlayýp kamuya sunmaya önem vermektedirler, özellikle köy kültürünün deðerlerinin güçlü olduðu bölgelerde. Yaratýcý evler, yaþatýlan halk ve el sanatlarýnýn sunulmasý ve geçmiþe ait sanat eserlerinin korunmasý için fýrsatlar yaratmaktadýr. Yaratýcý evler, bu deðerleri sunarak, turistik ilgi alanlarý oluþturmaktadýrlar. 8. Uluslararasý kültürel iliþkilerin geliþtirilmesi devlet, yerel belediyeler Yerleþim alanlarýnýn halk ve el sanatlarý geleneklerinin benzersizliði, yerleþim alanýnýn ve Macaristanýn farklý seviyelerdeki iliþkilerinde temsil edilmesinde ve kültürel demokrasi aracý olarak kullanýlmalarýnda önemli rol oynar. Önceden mevcut olan uluslararasý iliþkilerde belediyelerin kardeþ þehir iliþkilerinde, canlý halk sanatlarý sunumlarý ön plana çýkmýþtýr, bu durum halk danslarý, halk müziði ve el sanatlarý için de geçerlidir. (bkz. Resim 7) 9. Kalite güvence sistemi Macaristanda, 1960larda oluþturulan bir hükümet düzenlemesi halk sanatlarý ve el sanatlarýnýn sýnýflandýrýlmasýna olanak tanýdý. Jüri heyetine eser sunma sisteminin iki hedefi vardýr. Bir taraftan, herhangi bir özel alanda þekil, süsleme, renkler ve geleneklere yön verir. Macaristanda, son 40 senedir yürürlükte olan sýnýflandýrma sistemi sayesinde, kaliteli canlý halk sanatlarý oluþturulmaktadýr. Sýnýflandýrmanýn ikinci sonucu Uygulamalý Folklor Sanatçýsý ünvanýný almýþ sanatçýlarýn etik standartlarýnýn onurlu bir þekilde anýlmasýdýr. (bkz. Resim 8) Budapeþtenin halk sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi konusunda önemli bir sorumluluðu ve rolü vardýr. Geleneklerin ve halk sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesinin Budapeþte Þehri Belediyesinin geliþim politikalarýnda önemli bir avantajý vardýr, özellikle derneklerin ve büyük bir turist çekme gücü olan halk el 124 life of local communities, especially when regional traditional elements are traceable, and they can obtain a functional role in 21st century everyday life. Regional municipalities deem it important to collect the material remains and make it available to the public, particularly in those regions, where the values of peasant culture were strong. The creative houses ensure the opportunity for presentations about living folk arts and crafts besides the preservation of objects of the past. The creative houses, by presenting these values, contribute to tourist attractions. 8. Cultivation of international cultural relations state, regional municipalities The uniqueness of folk arts and crafts traditions of the settlements is suitable for the representation of the settlement and Hungary at different levels of relations, and for it to become the vehicle for cultural diplomacy. In the already existing international relations, sister cities relations of the municipalities, the presentation of live folk art appears, and this is also true for folk dance, for folk music, and for folk arts and crafts. (etc. Picture 7) 9. Quality assurance system In Hungary in the 1960s, a governmental regulation made the classification of folk arts and crafts works possible. The system of submitting to a panel of judges serves a double aim. On the one hand, it gives directions as to the preservation of the form, ornamentation, colors to follow, and to the legacy in a given field of specialty. Thanks to the system of classification, which has been working for the past 40 years in Hungary, quality live folk art works are made. The second result of the classification is the honorable mention of the ethical standards of the artists with the title: Artist of Applied Folklore. (etc. Picture 8) Budapest has a prominent role and a responsibility in the preservation and development of folk crafts. The cultivation of tradition and folk art have an advantage in the development policy of the Municipality of the City of Budapest, particularly, with the operation of the institutions and with the support of folk crafts programs, which have a great tourist attractive force. The Museum of Ethnography is located in Budapest, which is the most important site for research for the artists. The Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu sanatlarý programlarýnýn uygulanmasý sayesinde. Sanatçýlar için en önemli araþtýrma yerlerinden biri olan Etnoðrafya Müzesi Budapeþtede yer almaktadýr. Ulusal çapta halk sanatçýlarýna profesyonel danýþmanlýk ve hizmet sunan bir kuruluþ olan Macar Kültür Evi, müze tarafýndan iþletilmektedir. Baþkent, halk sanatlarý dalýnda faaliyet gösteren ulus çapýndaki profesyonel kuruluþlarýn çýkarlarýný korumak için kurulan kuruma ev sahipliði yapar. Belediye, yukarýda bahsi geçen kuruluþlarla, kurumlarla sýký iþ iliþkileri geliþtirmiþtir ve çalýþmalarýna mali destek saðlamaktadýr. (bkz. Resim 9) Kültürel turizmin geliþtirilmesinde halk ve el sanatlarýnýn öncelik sahibi olmalarýný garanti altýna alýrlar. Geleneðin korunmasýna yönelik programlara hatýrý sayýlýr katkýlarda bulunurlar ve bunlardan en önemlileri þunlardýr: Halk Sanatlarý Festivali Macar Halk Sanatçýlarý Derneði, 1987 senesinden bu yana, Buda Þatosunda gerçekleþtirilen ve Halk Sanatlarý Festivali adýndaki Macar zanaatkarlarýnýn ulus çapýndaki en büyük programýný düzenler. 600 zanaatkar, tam iþlevli atölyelerde geleneksel Macar el iþlerini arka arkaya dört gün boyunca sergilerler. Festivalde, ayný anda geleneksel sanatlar ve el iþleri, canlý halk müziði ve dansý da sergilenmektedir. Budapeþte Noel Fuarý Budapeþte Turizm Bürosu tarafýndan düzenlenir. Macar Halk Sanatçýlarý Derneði ile beraber düzenlenen bu etkinlik, kýtadaki en prestijli Noel etkinlikleri arasýnda yer almaktadýr. Yaklaþýk 200 zanaatkar festivalde geleneksel sanatlarýný sergiler. 150den fazla kültür programý içeren ve yaklaþýk bir ay süren bu etkinlik, günümüzde, sadece uluslararasý bir etkinlik olarak ün salmamýþ, kýþ sezonunun en popüler program serisinden biri de olmayý baþarmýþtýr. Oturum Baþkaný Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ Levente Kardosa sunduðu bildiri için teþekkür ediyoruz. Sayýn Kardos bu bildirisinde el sanatlarý, milli sanatlar, kültürel birikim ve alt yapýya devlet kurumlarýnýn baþta merkez yönetiminin sonra yerel yönetimlerin katkýlarý ve destekleriyle ciddi oluþumlardan söz ettiler. Bu durum memnuniyet verici bir durum. Ayný paralellik þu an içinde bulunduðumuz durumu da etkilemekte. Þimdi BosnaHersekin Saraybosna þehrinden Sahrudin Sarajcici dinliyoruz. Hungarian Heritage House is operated through it, which is the nationwide folk art professional consulting and service provider institution. The capital is the host for the nationwide professional organizations for the safeguarding of interests, which operate in the field of folk art. The Municipality has developed tight work-relations with the above-mentioned institutions, organizations, and it provides financial support for their work. (etc. Picture 9) In the development of cultural tourism, it ensures the priority of folk arts and crafts. It provides notable financial support for the implementation of programs that contribute to the cultivation of tradition, and of these the most important ones are: Festival of Folk Arts: The Association of Hungarian Folk Artists organizes the largest nationwide program of the Hungarian craftspeople every year since 1987, which is the Festival of Folk Arts in the Buda Castle. 600 craftspeople demonstrate traditional Hungarian crafts in fully operating workshops for four consecutive days. At the festival, traditional arts and crafts, live folk music, and folk dance is present at the same time. Budapest Christmas Fair: Organized by the Tourism Office of Budapest. This event, which is organized together with the Association of Hungarian Folk Artists, is considered to be one of the most prestigious Christmas events of the continent. Nearly 200 craftspeople display their traditional artwork at the festival. The event, which has more than 150 cultural programs, today, is not only reputed as an international attraction, but this event, which lasts for almost a month, became one of the most popular series of programs of the winter season. Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ, Panel Chair We would like to thank Levente Kardos for the paper he presented. Mr. Kardos has talked about serious developments in handcrafts, national arts, cultural accumulation and infrastructure with the contributions and support of state establishments, first by central administrations and later by local administrations. This is a very gratifying situation. The same analogy also effects the situation we are in at the moment. Now, we will be listening to Sahrudin Sarajcic from the city of Sarajevo of Bosnia Herzegovina. 125 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Resim 1 Picture 1 Birleþik Körös Vadisi Halk Sanatlarý Festivali, Gyula Körös Valley Multitude, Gyula Resim 5 Picture 5 Orman Þapeli ve Çan Kulesi, Városerdo Forest Chapel and Bell-tower, Városerdo Resim 2 Picture 2 Macar Tekstil Ýþçileri Konferansý Ýhalesinin Sergi Alaný, Békéscsaba Tender Exhibition of the Hungarian Textile worker Conference, Békéscsaba Resim 3 Picture 3 Çocuk Bahçesi, Tótkomlós Playground, Tótkomlós 126 Açýkhava Geçit Müzesi, Békéscsaba Openair Gate Museum, Békéscsaba Resim 7 Picture 7 Békéscsabada tarihi Norveç ve Güney Bölgesinin (Dél-Alföld) halk sanatlarýný sergileyen fuar. / Exhibition in Békéscsaba displaying the live folk art of long ago of Norway and the Southern Lowland (Dél-Alföld) Resim 4 Picture 4 Mesire Alaný, Vészto Resting Park, Vészto Resim 6 Picture 6 Resim 8 Picture 8 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Dr. Sahrudin SARAJCIC Saraybosna, Bosna Hersek / Sarajevo, Bosnia Herzegovina El Sanatlarýndaki Geliþmelere Tarihi Bir Bakýþ Açýsý Saraybosna þehrinde sanat iþleri ve bunlar ile ilgili sanatçýlarýn uzun zamandýr süregelmekte olan gelenekleri vardýr ve bu nedenle ticaretin geleneksel sembolü olarak adlandýrabilir. Saraybosna þehri bölgesinde tarihi olarak sanatýn geliþmesi, ilk defa meþhur Kadastro Defterinde belirtildiði üzere 1489 yýlýnda teþvik edilmesi ile baþlamýþtýr. Bahse konu edilen bu listeden, mesela demircilik, sabljar, çizme yapýmcýlýðý, saraca cebedzije, halaci gibi mesleklerin ve ayný zamanda mesari, fýrýncýlýk, buzadzije gibi ilk olarak rapor edilen zanaatlerin ordunun ihtiyaçlarýný karþýlamak üzere hizmet verdiklerini görmekteyiz. 30 yýl sonra söz konusu zanaatlerin sayýsý iki katýndan fazlasýna çýkmýþtýr. 1528-1536 yýllarý arasýnda defterde 19 yeni meslekten bahsedilmektedir ve bunlara nalbantlýk, nalbanti, nalcadzije, bravar, dundteri, doðramacýlýk, acije, mutabdzije, bakýrcýlýk, gümüþ iþleri, papudzije vs. dahildir. Zanaatlerin daha da geliþmesi ile XVII. yüzyýlýn baþlarýnda çan kulesi yapýmcýlýðý, kantardzije, sahadzije, jorgandzije, abadzije, celjari gibi XIX. yüzyýlýn sonlarýnda sayýlarý toplamda 70e ulaþacak þekilde farklý zanaatler oluþmuþ ve bunlar aralarýnda 400 farklý ürünün üretilmesini saðlarken içlerinde en fazla sayýda ürüne sahip olanlar saraca pirinç iþçiliði, kazaza ve demircilik meslekleridir. Craft work and associating craftsman in the City of Sarajevo has a long tradition, so we can say that the traditional symbol of trades. Historical development of craft in the area of the City of Sarajevo encourages more of the 1489th when the first trades mentioned in the famous cadastral Defter from 1489th year. From this list we see that the earliest reported trades that have served the needs of the military, such as blacksmiths, Sabljar, bootmaker, Saraca cebedzije, halaci, as well as Mesari, bakers, buzadzije. Thirty years later the number of trades more than doubled.In Defter from 1528-1536. mentioned the 19 new professions, including nalbanti, nalcadzije, Bravar, dundteri, dogramadzije, acije, mutabdzije, coppersmith, silversmith, papudzije etc. Its further development, the beginning of the XVII century appear steeple, kantardzije, sahadzije, jorgandzije, abadzije, celjari, to the end of the XIX century, their number reached about 70 different crafts and about 400 different products, among which were the most numerous products Saraca brazier, kazaza and blacksmith. Further development of industries and markets, modernization during the twentieth century, some trades 127 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Endüstrilerin ve piyasalarýn süregelen geliþmeleri ve yirminci yüzyýldaki modernleþme ile bazý zanaatler tamamen ortadan kalkmýþ ve varlýklarýný sürdürmeye devam edenler ise piyasa taleplerine uyum saðlamak üzere zaman içinde adapte olmuþlardýr. Bu açýdan, yeni zanaatlerin yeni piyasa koþullarýna uyarlandýðýný, modernleþtiðini ve bu þekilde piyasada rekabetin arttýðýný görmekteyiz. Küreselleþme süreçlerinin baskýsý altýnda ve son zamanlardaki liberal ithalat politikalarýnýn liderliðinde, yeni el sanatlarýnýn ortaya çýktýðýný görmekteyiz mesela modern cipelarski sanatý, terzicilik, daha sonra kovinskoçevirme, elektro-instalaterski ve üretimi ile hizmet aralýðý genellikle geleneksel el sanatlarý üretiminin dar kapsamýný aþan muhtelif mekanik iþlerdir. Bunlarýn birçoðu önem arz eden sektörler olmakla beraber, Saraybosna þehri bölgesinde el sanatlarý faaliyetlerinin teþviki ve geliþtirilmesi ile ilgili süreç þehrin ekonomik kalkýnmasýnda önemli rol oynamýþ ve konumu üzerinde etkili olmuþtur. Elde edilen ilk sonuçlardan bir tanesi, piyasanýn küçülmesidir ve artan ithalat, el sanatlarýnýn hali hazýrda kompleks olan durumunu daha da kötüleþtirmiþtir. Zanaatlerden elde edilen üretim büyük bir düþüþ yaþamýþ ve bu iþsiz kalan el sanatlarýndan geçimini saðlayanlarýn sayýsýný artýrmýþ ve ticari mesleklerin sonlanmasýna neden olmuþtur. Burada hatýrlamamýz gereken husus Saraybosna'daki ticari hizmetler ve ticaretin uzun süredir devam etmekte olan bir geleneðe dayandýðý ve þehrin genel ekonomik 128 entirely disappear, while those who survive, have its way of working time adjust to market demands. In this sense, we see a new trade that is being adjusted market conditions, modernize and thus increase their competitiveness in the market. Under the pressure of globalization processes and the leadership of liberal import policy in the last time, we see a new and crafts such as modern cipelarski craft, tailoring, then kovinsko-turning, electro-instalaterski, mechanical various professions whose production and service range often exceeds narrow framework of traditional handcraft production. Although it is a lot of vital sectors, the process of transition from the aspect of the promotion and development handcraft activities in the area of the City of Sarajevo had a significant impact on its status and role in the economic development of the City. One of the first konsequences was related to reducing the market, where imports increased further aggravate, but the already complex situation in handcrafts.The craft production had a big drop, which have increased the number of unemployed craftsmen and cancellation of trades. Bearing in mind that trade services and trade in Sarajevo with a long tradition makes an important and indispensable part in the overall economic life of the City, it is important to note that the preservation and development of craft does not only have economic importance, but it represents the way towards the preservation of old and tradicional trade as part of the total, and recognized the cultural and historical heritage of the City of Sarajevo and Bosnia and Herzegovina. Although the City of Sarajevo is still facing problems with the preservation, promotion and development of craft., however, we can say that the advantage of Sarajevo that is thanks handcrafts in time socialism managed to maintain a private initiative and entrepreneurial spirit. Many entrepreneurs just your entry into the enterprise to start with some type of craft activities and crafts. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu hayatýnýn önemli ve ayrýlmaz bir parçasýný oluþturduðudur, burada kayda deðer bir husus, el sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi, sadece ekonomik önem taþýmasý nedeni ile deðil , eski ve geleneksel zanaatlerin muhafaza edilmesi sureti ile Saraybosna þehri, Bosna ve Hersek'in kültürel ve tarihi mirasýnýn da muhafaza edilmesi mümkün olduðu için saðlanmalýdýr. According to available official data of the Federal Bureau of Statistics, for the City of Sarajevo in 2007. year, there were registered a total of 8.745 physical persons-craftsmen, one of which is in the field of manufacturing and service craft activities for the City of 4.127 recorded craftsman or 97 % of the total number in Sarajevo Canton. Saraybosna þehrinin hâlâ daha sanatlarýn korunmasý, teþvik edilmesi ve geliþtirilmesi ile ilgili olarak problemler yaþýyor olmasýna raðmen, Saraybosna'nýn sosyalizm zamanýnda þanslý olduðunu ve bu dönemde özel inisiyatifini ve giriþimci ruhunu muhafaza etmeyi baþardýðýný söyleyebiliriz. Birçok giriþimci, belli bir tipte sanat faaliyeti ve zanaatçiliðe baþlamak için kuruluþlar oluþturmuþlardýr. INSTITUTIONAL ASPECTS OF ORGANIZATION HANDCRAFTS IN THE CITY OF SARAJEVO 2007 yýlýnda Saraybosna þehri için Federal Ýstatistik Bürosu tarafýndan sunulan mevcut resmi verilere göre toplamda 8.745 kayýtlý gerçek kiþi zanaatkar mevcuttur ve bunlardan kayýtlý olan 4.127'si veya Saraybosna kantonunun toplam sayýsýnýn %97'si þehirde imalat ve sanat hizmetleri alanlarýnda iþtigal etmektedir. Saraybosna Þehrinde El Sanatlarý Organizasyonunun Kurumsal Yönleri Kurumsal açýdan, el sanatlarý faaliyetleri ticaret üzerine olan kanun altýnda düzenlenmektedir (52/02, 29/03 ve 11/05 sayýlý Bosna ve Hersek Federasyonu Resmi Gazetesi). Bahse konu edilen kanunun 1. maddesinde koþullar, performans kategorileri, kayýt, operasyonlar, ortak operasyonlar ve el sanatý icra edenler tarafýndan faaliyetlerin durdurulmasý (bundan böyle «ticaret» olarak deðinilecektir), ticaretin icra edilebilmesi için eðitim ve öðretim ile, ticaret ile iþtigal edenlerin organize edilmesi ve denetlenmesi düzenlenmektedir. In institutional terms, craft activity is regulated by the Law on trades (Official Gazette of the Federation of Bosnia and Herzegovina, the number of 52./02, 29/03 and 11/05), where in Article 1 regulated conditions, the performance categories, registration, operations, joint operations and the cessation of the conduct of activities of craftsmen (hereinafter "business), education and training to carry out trades, organizing and supervising tradesmen. According to the interpretation of the said law, under the trade implies an independent and permanent performance of permitted and registered business and other activities at the primary and supplementary occupation for the purpose of achieving profit, which makes the production, traffic, or providing services on the market. Mevzu bahis edilen kanunun yorumlanmasýna göre, ticaret iþinde olmak, üretim, ulaþým veya piyasada hizmetlerin temin edilmesini mümkün kýlacak þekilde ve bir kâr elde etmek amacý ile izin verilen ve sicile kayýtlý olan iþ ile birincil ve ilave mesleki faaliyetleri baðýmsýz ve kalýcý olarak yerine getirmeyi ima etmektedir. It should be noted, that the activities of trade and catering treated with special legislation, and that the law on crafts and activities included not only trade (for example, a school for training drivers, agricultural and related activities). The information stated that the municipality in most cases are greater than those by the finance office, where they are registered independent entrepreneurs-individuals, only by the obligations under the taxes and contributions. As the main reasons for the emergence of the discrepancy between the municipal and tax evidention may include: the presence of time-space in the delivery of solutions from the moment of registration or out of trades or activities, and keeping a registry of craftsmen who were not officially submitted a request to delete from the municipal records. Burada belirtilmesi gereken husus ticari faaliyetler ve hizmetlerin özel bir yasa altýnda iþleme tabi tutulduðu ve Further, the Law on the implementation of laws on trades in the Sarajevo Canton (Official Gazette of Sarajevo Canton, 129 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu sanat ile faaliyetler üzerine olan kanunun sadece ticareti içermediðidir (mesela sürücülerin eðitilmesi için bir okul, tarýmsal ve diðer ilgili faaliyetler). Sahip olunan bilgilere göre, vergiler ve katkýlar ile ilgili yükümlülükleri nedeni ile baðýmsýz giriþimciler kiþilerin kaydolduðu Finans Ofisine göre çoðu durumda belediyenin daha büyük olduðudur. Belediye ve vergi yetkilileri arasýnda çýkan farkýn baþlýca nedenleri arasýna aþaðýda belirtilenler dahil olabilir: kaydedilmesini veya ticaret veya faaliyetten çýkmasýný takiben çözümlerin temin edilmesinde zaman-mekan farklýlýklarýnýn olmasý ve belediye kayýtlarýndan resmi olarak çýkartýlmayý talep etmemiþ olan eski zanaatkarlarýn kayýtlarýnýn tutulmasý. Bunlara ilaveten, Saraybosna kantonunda ticaretler üzerine olan kanunlarýn uygulanmasýna dair kanunun (09/04 numaralý Saraybosna Kantonu Resmi Gazetesi) birinci maddesinde, Saraybosna kantonu sýnýrlarý içerisinde ticaretler üzerinde federal kanunun nasýl uygulanacaðý, ticaretler ile ilgili yetkili merciin nasýl oluþturulacaðý, geçici durdurmalar, mevsimsel el sanatlarý, ek meslekler olarak sanat iþlerinin yürütülmesi, evde yapýlan sanat iþleri, ticaretin durdurulmasý ve ayrýca ayrý tesislerde icra edilmesi ve belediye sýnýrlarý içerisinde veya kantondaki diðer belediyelerde prosedür deðiþikliklerinin aranje edilmesi düzenlenmekte ve tanýmlanmaktadýr. Ayný kanuna göre, Madde 1 altýnda belirtilen yetkili merci gibi, bu kanunda ekonomiden sorumlu bir belediye ofisi oluþturmakta ve bölgesel yasama yetkisi ticaretin genel merkezinin bulunduðu yere göre belirlenmektedir. Bu nedenle, bahse konu edilen kanun da Saraybosna þehri, Saraybosna þehrinin organlarý herhangi bir yasama yetkisine tabi tutulmamakta fakat bununla birlikte, Saraybosna kanunu, yerel operasyonlar alanýnda, iþ dalý da dahil olacak þekilde yetkin olacaðýný öngörmektedir. El Sanatlarýnda Durum Saraybosna þehrindeki ticari faaliyetleri tipleri açýsýndan gözlemlersek, söz konusu faaliyetlerin toplam %30'unun sanat üretici faaliyetler ile ilgili olduðunu görebiliriz. 2007 yýlýnda Saraybosna þehri için mevcut olan veriye göre 4.127 adet zanaatkar kayýtlýdýr ve ilgili belediyelerin bu sayýdaki payý aþaðýda belirtildiði þekildedir: 130 br.9/04) in Article 1 defined the way of enforcement of federal law on trades, on the territory of Sarajevo Canton, and is found competent authority for issuance of trade, a temporary suspension, the performance of seasonal crafts, conduct of trades in the form of supplementary occupations, homecraft, stop executing trades, as well as the conduct of trade in separate premises, arranging the procedure changes the seat in the territory of the municipality or the territory of the other municipalities in the Canton. According to the same law as the competent authority for under Article 1.this law establishes a municipal office in charge of the economy, with territorial jurisdiction is determined according to the headquarters of the trade. Therefore, this law, the City of Sarajevo, the bodies of the City of Sarajevo have not received any jurisdiction, although the Statute of the City of Sarajevo envisaged his competence in the field of local operations, including line of business. SITUATION IN HANDCRAFTS If we observe trade activities in the area of the City of Sarajevo by type, it is possible to notice that the number of craft production activities refers about 30 % of the total number of these activities. According to the available data for the City of Sarajevo in 2007. was recorded a total of 4.127 craftsmen, and representation by municipalities was the following: NAMES MUNICIPALITY THE OLD TOWN THE CENTER THE NEW SARAJEVO THE NEW TOWN CITY OF SARAJEVO NUMBER OF OF PARTICIPATION, % CRAFTMANS 1.307 719 985 1.116 4.127 31,6 17,4 23,8 27,5 100 Source: Agency for statistics of BiH, Sarajevo, 2008 On the basis of the actual impact of contacts with craftsman and representatives of associations registered in this area, highlights the generally unfavorable financial position of the majority want. This is especially characteristic of trade Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu BELEDÝYELER ESKÝ ÞEHÝR ÞEHÝR MERKEZÝ YENÝ SARAYBOSNA YENÝ ÞEHÝR SARAY BOSNA ÞEHRÝ ZANAATKAR SAYISI % PAY 1.307 719 985 1.116 4.127 31,6 17,4 23,8 27,5 100 Kaynak: Ýstatistik Ajansý, BiH, Saraybosna, 2008 Bölgede kayýtlý bulunan zanaatkarlar ve birlik temsilcileri ile gerçekleþtirilen temaslar sonucunda çoðunun çok iyi bir finansal durumda olmadýðý ortaya çýkmýþtýr. Bu özellikle devam etmesi ve ilaveten geliþmesinin þüpheli olduðu sanat faaliyetleri için geçerlidir çünkü gittikçe azalan sayýda genç insan bu faaliyetlere ilgi göstermektedir. Belli tipteki eski ve geleneksel el sanatlarý yavaþ yavaþ ortadan kalkmaktadýr çünkü bu tür sanatlar ile uðraþmakta olanlar topluma olan vazifelerini yerine getirecek þekilde gerekli fonlamayý saðlayamamakta ve yaþamlarýna devam edebilmek ve iþlerini sürdürebilmek için çoðunlukla kendi olanaklarýna dayanmaktadýrlar. Bahse konu edilen bu sebeplerle el sanatlarý faaliyetleri ve sanat üretim faaliyetlerinin yönlendirilmesini klasik ticari faaliyetler arasýna koyabiliriz. Bu açýdan, ticaret üzerine olan kanundan yola çýkarak kanunlar ve tüzüklerin oluþturulmasýný amaçlayan faaliyetlerin yaný sýra, kanton bakanlýðýnýn þehirler ve belediyeler ile iþbirliði halinde muhtelif þekillerde yardým etmek üzere faaliyette bulunmasý imalat ve hizmet sanatlarýnýn yeniden canlandýrýlmasý ve geliþtirilmesine katkýda bulunmasý, bu esnada eski geleneksel sanat dallarýna teþvik saðlamaya özellikle dikkat etmesi gereklidir. Saraybosna þehri bölgesinde baðýmsýz sanatçýlarýn çalýþma koþullarýnýn korunmasý ve daha iyi hale getirilmesini desteklemek üzere, devletin daha yüksek seviyeleri ile iþbirliði halinde belli bazý telekomünikasyon maliyetleri, elektrik kullanýmý için sübvansiyonlar saðlanmýþ, ayrýca daha avantajlý emeklilik ve saðlýk ödemeleri temin edilmiþtir. Ayrýca Saraybosna kantonunda, mevcut vergilendirme üzerine olan ve bütçe açýðý ve ticari faaliyetleri düzenleyen kanun düþük kümülatif vergi ödemesi getirmekte ve bu þekilde defter tutma yükümlülüðünden, alýþveriþ activities which the further development and survival is questionable, because less interest of young people for dealing with these activities. Certain types of old and traditional crafts gradually disapear, because those who deal with them are not able to ensure funding for all obligations towards society, and are mostly left to their own orientation, the realization of any profit necessary for survival and the survival of business. From these reasons comes to putting craft action and preorientation of production and craft activities in the classic commercial operations. In this sense, in addition to activities aimed at the creation of laws and by-laws, which derive from the law on trades, it is necessary that the competent Cantonal Ministry in cooperation with cities and municipalities to continue activities to provide various forms of assistance, and to contribute to a revival and development of manufacturing and service craft, with special emphasis on providing incentives for the deficit of old and traditional arts. In order to support the preservation and improvement of working conditions of independent artisans in the area of the City of Sarajevo, in cooperation with higher levels of government have provided subsidies for certain telecommunication costs, the use of electricity, as well as more favorable to pay pension and health insurance. Also, the current law on taxation of the Sarajevo Canton regulated to the deficit and trade activities low acumulative tax paid lump sum, which enabled them to avoid obligations keeping books, shopping and so on till, given to them to lead to even less favorable position. The second segment of providing incentives handcrafts developed in accordance with the provisions of the Decree on the criteria and procedure for exercising the right to subsidies funds for the preservation and development of traditional crafts and old-trade ("Official Gazette of Sarajevo Canton, No. 20/06, 4 / 07 and 17 / 07). Incentives are granted annually, based on published public calls to mind one of financial grants in the amount of 1.500 KM (or 750 Euro) for registered professional. 131 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu yapmaktan kaçýnmalarýný mümkün kýlmakta, daha dezavantajlý durumlara düþmelerini engellemektedir. El sanatlarýna tanýnan ikinci teþvik kesimi «Geleneksel El Sanatlarý ve Eski Ticari Zanaatlerin Korunmasý ve Geliþtirilmesi Ýçin Sübvansiyon Fonlarý Üzerindeki Haklarýn Kullanýlmasýna Dair Kararnamenin hükümleri uyarýnca geliþtirilmiþtir. (20/06, 4 / 07 ve 17 / 07 sayýlý Saraybosna Kantonu Resmi Gazetesi) Bahse konu edilen teþvikler yýllýk olarak verilmektedir ve bunlar sicile kayýtlý olan profesyonel kiþiler için 1.500 KM (veya 750 Euro) bedelinde mali baðýþlar olup kamuya açýk ödeme duyurularý ile yapýlmaktadýr. Onaylanmýþ bireysel oranlar 2007 yýlýnda 66 kullanýcý ve 2008 yýlýnda 119 zanaatkar olmak üzere yaklaþýk olarak 170 kiþiye finansal yardým saðlamayý öngörmektedir. Tahsis edilen fonlar genel olarak mevcut finansal problemlerin çözülmesine yöneliktir mesela malzemeler, ham maddeler ve diðer ek masraflarýn karþýlanmasýnda kullanýlmasý gibi. 2007 yýlýnda Saraybosna kantonu hükümetinin temin ettiði 132 The approved individual rates for 66 users, in 2007. year for 119 artisans, and for 2008. year envisages providing financial assistance to around 170 artisans. Allocated funds are generally directed to resolve the current financial problems, such as payment of materials, raw materials, as well as other ancillary costs. In addition to these funds the Government of the Sarajevo Canton provided in 2007. The five associations in the amount of 22,000 KM, which are aimed at the implementation of projects aimed at revitalization of individual trades. Current state of craft in the area of the City of Sarajevo, in addition to already mentioned the problems of economic nature, and is characterized by certain institutional and organizational disunity. The decision of the Government of Sarajevo Canton in 2005. year, was established in the Chamber of Crafts of Sarajevo Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu bu fonlara ilaveten, beþ birlik bireysel ticari faaliyetlerin yeniden canlandýrýlmasýna yönelik projeleri hedefleyen 22.000 KM saðlamýþlardýr. Saraybosna þehrinde mevcut el sanatlarýnýn durumu, hali hazýrda belirtilen ekonomik problemlere ilaveten, ayrýca belli derecede kurumsal ve yapýsal uyumsuzluklar ile karakterize olmaktadýr. 2005 yýlýnda Saraybosna kantonu hükümetinin kararý ile Saraybosna El Sanatlarý Odasý oluþturulmuþ ve odanýn kurucularý, yine Saraybosna Zanaatkarlarý Birliði ile kayýtlý bulunmaktadýr. Bununla birlikte odanýn kurucularýnýn farklý davranýþ biçimleri nedeni ile Saraybosna'da halen üyelerinin menfaatlerini ve haklarýný korumak için bir katalist olarak hareket edememekte ve ticari faaliyetlerin ilaveten geliþtirilmesi ve teþvikine çok fazla katkýda bulunamamaktadýr. Ayrýca Saraybosna'da el sanatlarý iþindeki iliþkilerin daha etkin bir þekilde düzenlenmesinde karþýlaþýlan bir diðer problemde el sanatlarý birliklerinin fonlanmasýnda karþýlaþýlan sorundur. (Üyelik aidatý olarak zorunlu bir ödeme yoktur). Bunun yaný sýra odaya mesela ustalarýn sýnavlarý ve uzman niteliklerinin sýnanmasýna dair gerekli kamu yetkileri tanýnmamýþtýr. Yeni kanunun FBIH seviyesinde kabul edilmesi ile bu planda belli bazý deðiþikliklerin olmasý beklenebilir. Söz konusu kanunun oda için üyelik ücretlerini düzenlemesi ve ayrýca fonlamanýn kaynaklarý ve yollarýnýn saðlanmasý ile ilgili düzenlemeler getirmesi beklenmektedir. Bu anlamda, belediye sýnýrlarý içerisinde zanaatkarlarýn/ el iþi ustalarýnýn kaydedilmesinden önce organizasyonun, üyelerinin pozisyonlarýný ve operasyonlarýný Saraybosna þehrinde önemli ekonomik sektörlerde daha iyi hale getirmeye yönelik uygun politikalarý uygulamak üzere belli bazý ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý gerektiði açýktýr. Saraybosna þehrinde resmi olarak kayýtlý olan birliklerin çalýþmalarýndan elde edilen görüþlere göre, zanaatkarlarýn haklarý ve menfaatlerinin korunmasýnda en etkin dört adet mevcut birlik bulunmaktadýr ve bunlar aþaðýda belirtildiði þekildedir: Canton, whose founders are registered with the Association of artisan space City of Sarajevo. However, because of the different attitudes of the founders of the Chamber of handcraft comoros Sarajevo Canton she still can not serve as a kind of catalyst to protect their interests and rights, as well as to create conditions for further development and promotion of trade activities. In addition, an additional difficulty for more effective regulation of relations in the field of craft in the area of the City of Sarajevo, is the problem pending ways of financing Crafts Association (there is no mandatory payment of membership fees), and the fact that the chamber is not transferred public powers such as the imposition master examination and examination of expert qualifications. Certain changes in this plan can be expected adoption of the new Law on trades at the level of FBiH, which should regulate the issue of mandatory payment of membership fees for the Chamber, as well as qualitative regulation of ways and sources of funding. In this sense, it is evident that the needs of the organization before the registry craftsmen / artisans to territory of city municipality, which will serve to create the appropriate policies aimed at improving their positions and operations as important economic sectors in the city of Sarajevo. Based on the insight into the work of associations that are officially registered in the area of the City of Sarajevo, is noticeably that the largest number of artisan protection of their interests and rights exercised through the four existing associations, which are: Association of artifice "Old trades" of Sarajevo Canton,: 270 members from 60 different professions, Association "Traditional handicrafts esnafi": 35 members, "General Association of independent artisan": about 2.200 members from the territory of the Canton Sarajevo, 133 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Saraybosna Eski Ticaretler Birliði; bahse konu edilen birlik 60 farklý meslekten 270 üyeye haizdir. Geleneksel El Sanatlarý Esnaflarý Birliði diðer taraftan 35 üyeye sahiptir. "Baðýmsýz Zanaatkarlar Genel Birliði" Saraybosna kantonu bölgesinden yaklaþýk olarak 2.200 üyeye sahiptir. Ticari Alan Kullanýcýlarýnýn Haklarýný Koruma Birliði diðer bir deyiþle «OBRTNIK». Bahse konu edilen bu birliklere ilaveten, Bacarije, USAID 2007 yýlýnda bölgede bulunan baðýmsýz zanaatkarlarýn desteklenmesi için bir proje baþlatmýþtýr, «Geliþmiþ Ticari Faaliyetler Bölgesi Bacarija». Bahse konu edilen bu birliðin üyeleri, mevcut zanaatkarlar birliklerinin temsilcilerinin yaný sýra belediyelerde ve kantonlardaki ilgili kuruluþlarýn temsilcileridir. Birliðin baþlýca amaçlarý gerekli özelliklere sahip ortamýn yaratýlmasý, Bascarija bölgesinde genel ticari çekiciliðin 134 Association for the Protection of the rights of users of business space, "OBRTNIK" In addition to these associations, to support independent craftmans in the area Bacarije, USAID in the 2007. year initiated a project of the Association established a new "Zone advanced business- Bacarija", whose members are in addition to representatives of the existing associations artisans and representatives of relevant institutions of municipalities and cantons. Some of the main objectives of the Association are the promotion features environment, attractiveness and general terms of business within the zone Bascarija, as well as improving coordination and cooperation between associations and institutions of government at the municipal, city, cantonal, entity and state level. Given that associations exist and function separately from each other, their representatives receive partial financial support from various levels of government (municipality, Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu artýrýlmasý ve bunun yaný sýra, belediye, þehir, kanton ve devlet seviyesinde birlikler ve kuruluþlar arasýndaki koordinasyonun, iþ birliðinin daha iyi hale getirilmesidir. city, Sarajevo, Federation) in order to finance their operational costs of labor, as well as participation in trade fairs and similar events and promotions . Birliklerin birbirlerinden ayrý bir mevcudiyete sahip olduklarý ve fonksiyonlarýný ayrý ayrý gerçekleþtirdiklerini göz önünde bulundurarak, bunlarýn temsilcileri devletin farklý seviyelerinden (belediye, þehir, Saraybosna, federasyon) kýsmi olarak finansal destek almakta ve bu þekilde iþçilik maliyetlerini karþýlarken ticari fuarlara ve benzeri etkinliklere ve teþviklere katýlmakta söz konusu mali desteði kullanmaktadýrlar. Sarajevo is the need to preserve and promote traditional folk crafts on the Bacarije in accordance with the objectives defined in the Platform foresaw a special position in the budget, which is used to provide financial support for specific projects that were proposed by associations, such as funding the participation of artisans in promotional events, buying computer equipment, printing brochures, buying a number of souvenirs isl. Saraybosna geleneksel folk sanatlarýný, bütçede özel bir pozisyon öngörmüþ bulunan platformda tanýmlanan objektifler uyarýnca korumak ve teþvik etmek zorundadýr. Söz konusu bütçe aracýlýðý ile birlikler tarafýndan teklif edilen belli projeler için finansal destek saðlanmakta, mesela zanaatkarlarýn promosyonel etkinliklere katýlýmlarý, bilgisayar ekipmanýný satýn almalarý, broþür bastýrmalarý ve hediyelik kalemleri satýn almalarý desteklenmektedir. Bu þekilde zanaatkarlarýn istihdamý ve çalýþmasý, el sanatlarýnýn devamý ve korunmasý için son derece önemli olduðu þekilde yeni ustalarýn eðitilmesinde biraz da olsa daha avantajlý koþullar oluþturulmakla beraber, yerel ekonominin önemli bir kesimini oluþturan bu iþ alaný muhtelif problemler ile karþý karþýyadýr ve bunlarda bazýlarý özellikle aþaðýda belirtildiði þekildedir: Although in this way created a somewhat more favorable conditions for employment and the work of artisans, as well as the training of new masters as important prerequisites for the survival and the preservation of traditional crafts from further deterioration, though its business in this important segment of the local economy is faced with numerous problems, including especially: Problems related to the acquisition of business premises which carry out their activities, Lack of funds to recruit new master-craftsman, The lack of official registry mechanic at the level of Sarajevo Faaliyetleri gerçekleþtirmek için ticari tesislerin elde Canton, Yeni usta zanaatkarlar istihdam etmek için yeterli fonlarýn Growth of unfair sales of souvenirs and other products imported from other countries Saraybosna kantonu seviyesinde resmi kayýt (mostly from Republic of Turkey and the People's Republic of China), edilmesi, olmamasý, mekanizmasýnýn olmamasý, Diðer ülkelerden ithal edilen hediyelik eþya satýþlarýnýn haksýz rekabet oluþturacak þekilde büyümesi (özellikle Türkiye Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyetlerinden). Bahse konu edilen problemlere deðinmede, ilgili kuruluþlarýn sistematik bir yaklaþýmýnýn olmamasý, bazý geleneksel mesleklere gençlerin ilgisizliðine sebep olmakta, bu da eski ve geleneksel el sanatlarýnýn yavaþ yavaþ ortadan kaybolmasýna neden olmaktadýr. Bahse konu edilen problemler ve el sanatlarýnda belirtilen Due to lack of systematic approach of the relevant institutions in addressing these problems, more and more is coming to a decrease in interest of young people to engage in some traditional occupations, which leads to the appearance of extinction of old and traditional art crafts. Given the reported problems, and stated the situation in the field of craft, Sarajevo will take an active role in creating the conditions for protection and development of traditional crafts, such as: 135 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu durumun ýþýðýnda Saraybosna geleneksel el sanatlarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi için gereken koþullarýn oluþturulmasýnda aktif rol alacaktýr. Mesela: Ticaretler üzerine olan kanundan yola çýkarak, devletin diðer seviyelerinin yetkisi altýnda yönetmeliklerin ve diðer düzenlemelerin geliþtirilmesi için faaliyetlere baþlanmasý, Initiating activities on the development of regulations and other acts within the jurisdiction of other levels of government deriving from the Law on trades, Planning incentive funds in future budgets the City of Sarajevo to improve conditions Labor registered craftsman, Introduction of more flexible working hours during the Saraybosna'da kayýtlý olan zanaatkarlarýn istihdam summer season with a number of trade-service sector, which would also improve the quality of the bids City, as well as the possibility of achieving larger revenue, Belli ticaret-hizmet sektörlerinde yaz sezonunda daha Promotion of their manufacturing services at fairs and through other similar events, koþullarýný daha iyi hale getirmek için gelecek bütçelerde teþvik fonlarýnýn planlanmasý, esnek çalýþma saatlerinin getirilmesi ve bu þekilde þehrin sunduklarýnýn kalitesini artýrmak ve ayný zamanda daha fazla gelir elde etmek, Fuarlar ve diðer benzeri etkinliklerde imalat hizmetlerinin Promotion of cooperation with friendly cities and exchanging experiences on economic and entrepreneurial plan. teþvik edilmesi, Kardeþ þehirler ile iþbirliðinin teþvik edilmesi ve ekonomik ve giriþimci planlama deneyimlerinin paylaþýlmasý. Oturum Baþkaný Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ Bildirisi için teþekkür ediyoruz. Saraybosna özellikle Bosna Hersek, Osmanlý dönemi tarihinde önemli bir zaman dilimini içine alýyor. Oradan da gelen bir kültür birlikteliði var. Bir önceki konuþmacýmýzýn Macaristandaki etkinliklerden bahsetmesi ve ardýndan Sarajcicin konuþmasýndan sonra þunu dile getirmek istiyorum; Orta Asya kültürünün Batýya, Avrasya bozkýrlarýna oradan Avrupaya akýþlarýyla birlikte sanatýn kültürle birlikte Avrupadaki etkileri göz önünde tutulmasý mümkündür. Þimdi Makedonyanýn Üsküp þehrinden Nada Pesevayý kürsüye davet ediyorum. 136 Panel chair, Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ We thank Mr. Sarajcic for his declaration. Sarajevo, especially Bosnia Herzegovina incorporates an important time period in the Ottoman era history. There is a cultural synergy that stems from there. I would like to express the following after the activities mentioned by our speaker from Hungary and the speaker from Sarajcic; It is possible to take into consideration the effects of art together with culture on Europe, with the flow of Central Asian Culture to the West, into Eurasia steppes and from there to Europe. I now invite Nada Peseva from the city of Skopje in Macedonia to the chair. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Nada PEAVA Üsküp, Makedonya / Skopje, Macedonia Tarihe Bir Bakýþ Introduction to History Üsküp, Neolitik dönemden günümüze kadar, bir yerleþim yeri olarak uzun bir tarihe sahiptir. Ve fakat bu uzun süreli yerleþim yeri olmasý özelliðine raðmen modern Üsküp þehrinin geliþimi, ilk kalesinin inþa edilmesi ile MS VI. yüzyýldan itibaren baþlamýþtýr. Bu tarihten itibaren yer alan geliþme içinde, Vardar ve Serava nehirleri, taþ köprü ve kale arasýndaki alanda bir pazar yeri oluþturulmuþtur. Þehir kalesi kalýntýlarýnýn Justiniana Prima ismi verilen muhteþem bir þehrin kalýntýlarý olduðu ve Roma Ýmparatoru Birinci Justinian tarafýndan, Üsküp Vadisinde yer alan doðum yeri Taor un þerefine inþa ettirildiðine inanýlmaktadýr. Skopje is a town with long history of inhabiting from Neolithic period until today. But despite this long history of settlement modern town Skopje was begun to be developed, from VI century A.D when city fortress was built. Since then the city growth include a market place developed in an area between the two rivers Vardar and Serava, Stone Bridge and a fortress. Ýt is believed that remains of city fortress are remains of the magnificent town called Justiniana Prima build form Roman emperor Justinian the First, in honor of his birth place Taor, located in Skopjes valley. 10. yüzyýlda, Samuel Ýmparatorluðu döneminde, Üsküp, hem kale ve hem de þehir olarak en önemli stratejik noktalardan bir tanesini temsil etmekte idi. O zamandan bu yana 11. yüzyýldan 14. yüzyýla kadar þehir birçok kere politik hükümdar deðiþtirmiþ ve farklý devletlere ait olmuþtur: Bizans Ýmparatorluðu, Normanlar, Slavlar, Sýrplýlar ve Bulgarlar Balkanlarda Üsküp kadar farklý akýnlarýn ve iþgaliyetlerin çalkantýlarýna maruz kalmýþ çok fazla sayýda þehir mevcut deðildir. Hükümdarlarý için coðrafik ve stratejik sýnýrlar ötesi anlamýna raðmen Üsküpün en fazla önem taþýyan özelliði ekonomik deðeridir çünkü þehir doðal ticaret yollarýnýn kesiþme In the X century during period of Samuel Empire, Skopje represents one of the most significant strategic points of the state as fortress and the city. Since then form XI until XIV century city has been changing for many times its political rulers and states of belonging: Byzantine, Norman, Slavic, Serbian, Bulgarian. There are not so many towns on the Balkans with such registered turbulence of different invasions and occupations as Skopje .Despite its geographical and strategic cross border meaning for its rulers, of biggest importance was 137 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu noktasýnda yer almaktadýr. Bunlardan birincisi Kuzeyden güneye gitmekte (Tuna Nehrinden Ege Denizine) ikincisi ise batýdan doðuya (Adriyatik kýyýlarýndan Karadeniz ve Asyaya) . economic significance of Skopje, as a city on the natural and trade crossroads. The first one was from North to South (River Danube to Aegean Sea) and second one from West to East (Adriatic cost to Black Sea and Asia). MS 1391de Üsküp nihayet Paþa Yigit Bey tarafýndan fethedilmiþ ve 1912 yýlýna kadar Osmanlý-Türk Ýmparatorluðunun bir parçasý haline gelmiþtir. Bu dönem içerisinde Üsküp farklý yaþama kültürüne sahip, mimarisi deðiþen, farklý dinde, farklý mutfaða, modaya, müziðe sahip bir Doðu medeniyeti þehri haline gelmiþtir. Ve bu farklýlýklar daha önceden yerleþik olanlarýn alýþkanlýklarý ile birleþmek sureti ile Üsküpte günümüz yaþamýnda hâlâ daha mevcut olan kültür ve gelenekleri yaratmýþtýr. In 1391 A.D Skopje was finally conquest by Pasha Jigit Beg, and became part of the Ottoman -Turkish Empire until 1912. During this period Skopje (Üsküp) has been transformed to oriental town which has bring a different culture of living, change of architecture, religion, gastronomy, fashion, music , combined with habits of old settlers it create a culture and traditions of Skopje, still preserved partly in today living. Geçmiþte El Sanatlarý ve Gelenekler Osmanlýlarýn geliþi hali hazýrda oluþturulmuþ olan geleneðin devamýný saðladý. El sanatlarýnýn geliþimi birçok yönden ordunun ihtiyaçlarý ve yeni liderlerin þehirde yaþama alýþkanlýklarý üzerine odaklanmýþ, bunlardan etkilenmiþtir. Þehirde yeni yerleþenler, Asyadan gelmekte olup Doðunun etkilerini taþýyan el sanatlarýný da beraberlerinde getirmiþler ve söz konusu sanatlar daha sonra yerli nüfus tarafýndan da kabul görmüþtür. Ýmparatorluða ait birçok resmi doküman ve seyyahlarýn yazýlarý þehrin ekonomik ve kültürel geliþimi ile ilgili bilgi saðlamaktadýr. Þehrin ekonomik büyümesini ve el sanatlarýnýn yüzyýllar içindeki önemini gösterebilmek amacý ile Sn. Dragi Georgievin baþlýca araþtýrmasý olup, Üsküp from Turkish Conquest T ill the End of XVII century (Türkler tarafýndan iþgaliyetinden XVII. yüzyýlýn sonlarýna kadar Üsküp) isimli kitapta yayýnlanan çalýþmadan bilgi kullanmaktayým. Bahse konu edilen kitaba ve resmi Türk kayýtlarýna (1452/3ten gelen Türk Defterleri) göre Üsküpte 232 aile tarafýndan gerçekleþtirilmekte olan 48 farklý el sanatý mevcuttur (Nüfusun %28ini temsil etmektedir. 1467/8 yýllarýnda, nüfusun %30nu temsil edecek þekilde el sanatý çeþitleri 54e çýkmýþ ve bu iþle uðraþanlarýn sayýsý ile 285e yükselmiþtir. 1528 yýlýndaki Türk defterine göre Üsküpte 831 adet ticari ve el sanatý üretiminde çalýþan dükkan mevcuttur. 1546 yýlýnda Üsküpte kayýtlý olan el sanatý ustasý 520dir. Doðu ile Batý arasýndaki mal alýþveriþi Üsküpte geliþmiþtir. Ayrýca þehir içinde tacirlerin mal alýp sattýklarý büyük bir pazardýr. Tacirler bac olarak bilinen þehir pazarýnda bir iþlem vergisi ödemektir. XVII. yüzyýlýn 138 . Crafts and Tradition in the Past The arrival of the Ottomans only extended and continued the tradition already established. Development of craft was in many ways influenced by and focused to the needs of army and habits of living of new leaders of the city. Anew new settlers in the city which were coming form Asia brought crafts typical for orient that later were accepted from domestic population. Many official document of Empire and manuscripts of travelers, has been giving information for economic and cultural growth of the city. In order to illustrate economic growth of the city and importance of crafts during centuries Im using information from master research of Mr.Dragi Georgiev, published in book Skopje form Turkish conquest till the end of XVII century. According this book and official Turkish documents (Turkish defters from 1452/3) in Skopje were existing 48 different crafts that were been producing in 232 families (28% of population). In year of 1467/8 there had been existing 54 types of crafts and number of craftsmen was up to 285 which represent 30 % of population. According to Turkish defter in year 1528 there had been 831 trade and crafts-production stores in Skopje (Üsküp). In years od 1546 in Skopje had been registered 520 craftsmen. The trade of good from East and West was developed in Skopje. City was also a big market in which for merchants has been selling and buying goods. They were paying a trading tax in the city market known as (bac). In middle od XVII century in Uskup was placed a Monitoring miners bureau with main manager (sikke naziri) that controlled the work of mines for silver, ferum and plumbum around Skopje. Grow and development of different crafts among Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu ortalarýnda, baþlýca müdürü Üsküp civarýndaki gümüþ, ferrum, plumbum için madenlerin iþletilmesinden sorumlu olacak þekilde bir Madenci Ýzleme Bürosu oluþturuldu (sikke nazýrý). Farklý el sanatlarýnýn büyümesi ve geliþmesi esnaf olarak bilinen zanaatkarlarýn korunmasý ve teþvik edilmesi için organizasyonlarýn oluþturulmasýna yol açtý. Bahse konu edilen bu organizasyonlar ayný meslekten olan zanaatkarlar arasýnda üretim, ticaret ve iletiþim için kurallar oluþturmakta idi. Bu esnada þehir iki kýsým halinde geliþmiþtir. Bir ordu kampý ve idari bölge olarak hizmet gören kale ve ikinci kýsým ise büyük bir pazar bölgesi veya kýsaca Pazar olarak geliþen ve þehir surlarýnýn dýþýnda kalan alan olup bu þehri kýsmen de olsa bir Doðu þehri görüntüsüne bürünmüþtür. Üsküpün ekonomik büyümesini göstermek için Evliya Çelebi seyahat kitabýnda (EVLÝYA ÇELEBI SEYAHATNAMESI Ýstanbul 1314/18961318/1900), XVII. yüzyýlda Üsküpte 1060 kamuya ait ve özel olmak üzere hamam bulunduðunu, bir Beszisten, Misafirhane olarak adlandýrýlan 7 tane otel, fakirler için 9 bedava mutfak, bir saat kulesi ve 120den fazla cami ve kilise olduðunu belirtmektedir. Eski Üsküp Pazarý XII. yüzyýlda geliþmeye baþlayan Eski Pazar XVI. yüzyýl ve XVII. yüzyýl arasýnda kentsel ve ekonomik açýdan tepe noktasýna eriþmiþ ve Balkanlardaki en büyük ve en önemli doðu pazarlarýndan biri haline gelmiþtir. Pazar alan olarak kale, Vardar Nehri ile Taþ Köprü ve Bit Pazarý olarak bilinen açýk hava pazarý arasýnda yer almaktadýr. Eski Üsküp Pazarý, Üsküpün kültürel ve tarihi kimliðini temsil etmektedir ve Osmanlý Ýmparatorluðundan ve Osmanlý öncesi dönemden temsili binalarýn çoðunluðunu kapsamaktadýr. Günümüzde burasý Üsküpün önemli bir ekonomik çekirdeði olarak birincil fonksiyonunu korumuþtur ve ticaret ile el sanatlarýný baþlýca faaliyetleri olarak dahil etmektedir. Fakat ne yazýk ki, son 50 yýl içerisinde buradaki önemi azalmýþtýr. Geçmiþte sayýca çok olan ve baþlýca ekonomik gücü temsil eden geleneksel el sanatlarý günümüzde kaybolmaya baþlamýþtýr, aslen turistik ilgi kaynaðý olarak muhafaza edilmektedirler. Maalesef modern pazar ve endüstriyel üretim el ile yapýlan ürünlerin yerine geçmekte ve zanaatkarlarý satýcýlar ve tacirler haline dönüþtürmektedir. Fakat bu uygunsuz trendlere raðmen, günümüzde Eski Pazarda hâlen geleneksel el sanatlarý, yemekler ve içecekler eski tariflere city population lead to establishing of organizations that protect and promote each craft and craftsmen known as esnafs. These organizations were establishing rules of productions, trade and communication among craftsmen of the same vocation. The city has been developed in 2 parts. The Fortress, that served as an army camp and administrative zone, and the second part outside the walls that were developed into large market zone or Bazaar, slightly transforming the city to oriental town. As a illustration of economic growth of Skopje Evliya Celebi in his travel book (EVLÝYA CELEBI SEYAHATNAMESI Istanbul 1314/1896-1318/1900) is mentioning that in XVII century in Skopje (Uskup) there were 1060 public and private baths, one Beszisten, 7 hotels for passengers musafirhana, 9 free kitchen for poor, one clock tower, over 120 mosques and churches. Old Skopje Bazaar Start to be developed in the XII century, in the period between the XVI and the XVII century, the Old Bazaar reached its urban and economic zenith, developing into one of the largest and most significant oriental old bazaars in the Balkans. It is situated between Fortress, River of Vardar and Stone Bridge and open air market as Bit bazaar. The Old Skopje Bazaar represents the cultural and historical identity of Skopje embracing the most representative buildings from the Ottoman Empire and pre ottoman period. Today it has kept its primary function as an important economic core of Skopje, including trade and crafts as its main activities. Unfortunately its importance in this area has been diminished in the last 50 years. The traditional crafts that used to be many and as such represented the main economic powers in the past today are dieing off and are kept mainly as a tourist attraction. Unfortunately modern market and industrial production are replacing handmade products, transforming craftsmen into sellers and merchandisers. But despite these unfortunately trends, today in the Old Bazaar still can be found traditional crafts, meals and beverages prepared by the old recopies and with original organic spices. Lots of popular traditional restaurants in Skopje, are located in this part. 139 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu göre ve orijinal organik baharatlar ile hazýrlanmýþ olarak bulunabilmektedir. Üsküpteki birçok popüler geleneksel restoran bu kesimde bulunmaktadýr. Günümüzde eski Üsküp Pazarý orijinalliði korunmuþ bir kent bölgesidir ve hem Üsküp hem de Makedonya için tarihi ve kültürel deðerleri içermektedir. Burasý Eski Üsküp Pazarýnýn Korunmasý Üzerine Kanun ve Kültürel Mirasýn Korunmasýna Dair kanun tarafýndan korunmaktadýr. Burasý otantik olarak muhafaza edilmiþ mimarisi, kentsel alt yapýsý, tarihi binalarý ile Üsküpte korunmakta olan en eski tarihi kýsýmlardan bir tanesidir. Buradaki en eski yapý XIV. yüzyýldan kalma depodur. Eski Pazarýn tam merkezinde, Osmanlý döneminden kalma birçok tarihi bina müzelere, ulusal galerilere, güzel sanatlar akademisi veya kültürel merkezler haline getirilmiþ olarak kullanýlmaktadýr. 1980 ve 1990 yýllarý arasýnda Eski Üsküp Pazarý artistik bir getto haline dönüþtürülmüþ ve Makedonyada önemli ilerleyici ve alternatif sanat hareketlerini yaratan sanat-kahveler, atölyeler ve galeriler içerir hale getirilmiþtir. Bir kültür anýtý olmasýna raðmen Eski Üsküp Pazarý hâlen Üsküpte geleneksel el sanatlarý üretiminin merkezini teþkil etmektedir. Eski Pazarýn içinde bir Makedonya El Sanatlarý Odasý yer almaktadýr. Eski Pazarda mülkiyet devlet ve devlet þirketleri ile Makedonyada bulunan dini topluluklar arasýnda bölünmüþtür. Bu durum Üsküp Eski Pazarýný gündüz canlý ve dinamik bir yer haline getirirken geceleri, sokaklarda bulunan her bir taþtan tanýnabileceði gibi tarih ve anýlar ile dolu yalnýz ve sessiz bir yer haline sokmaktadýr Kültürel Endüstriler, El Sanatlarý ve Yaratýcý Ekonominin Geliþimi Modern ekonomi ve özellikle yaratýcý endüstrilerin veya kültüre dayalý endüstrilerin, yeni fikirlerin, piyasalarýn ve ekonomilerin üreticileri olarak geliþtirilmeleri yönünde ki trend, geleneksel el sanatlarý ürünlerinin yaratýlmasý ve el ürünlerinin tasarlanmasýnda yeni dallarýn ve topluluklarýn geliþmesi için motivasyon oluþturmuþtur. Bahse konu edilen el ürünleri, geleneksel el sanatlarýndan türetilmekte ve çaðdaþ piyasalar ve tüketicilerin ihtiyaçlarýný karþýlayacak þekilde modernleþtirilmekte ve adapte edilmektedir. Bu gelenekleri, kültürleri ve eþsiz tasarýmlarý ve kültürel deðerleri ile yeni ürünleri geliþtirmekte olan yeni piyasalarý birleþtirmenin bir örneðini sergilemektedir. Yaratýcý endüstriler kiþinin yaratýcýlýðý, becerileri ve kabiliyetlerine 140 The Old Skopje Bazaar today is authentic preserved urban zone with historical and cultural values for Skopje and Macedonia. It is protected with special Low for protection of the Old Skopje Bazaar and Low for protection for cultural heritage. It is one of the oldest preserved historical parts in Skopje with authentically preserved architecture, urbane infrastructure; monumental buildings were the oldest object is warehouse from XIV century. In the very center of the Old Bazaar several monumental building form ottoman period are been used and transformed into Museums, National gallery, Academy of fine arts or cultural centers. During 1980 and 1990 Old Skopje bazaar was transformed in to artistic ghetto, with lot of art-café bars and ateliers and galleries that were producing important progressive and alternative art movements in Macedonia. Despite being monument of culture Old Skopje Bazaar is still a center of traditional craft production in Skopje. A Crafts chamber of Macedonia is located in the Old Bazaar. Ownership in Old Bazaar is divided between, state, state companies, and religious communities in Macedonia. It makes Old Skopje Bazaar vivid and dynamic place by day and very quiet and lonely place during night full with history and memories that can be seen and recognized form every stone on the streets. Development of Cultural Industries, Crafts and Creative Economy Modern economy especially trends of developing of creative industries or industries of culture as a generator of new ideas, markets and economies has been motivation for developing a new clusters and a branches of producing traditional crafts and hand made products designed. This hand made products are been developed from traditional crafts and has been modernized and adapted to need of contemporary markets and consumers. It is an example of joining traditions, culture and new markets developing new products with unique designs and with cultural values. Creative industries are based on individuals creativity, skills, and talent and have a potential of wealth and job creation based on intellectual property rights. Creative clusters in Macedonia and Skopje begun to be developed as a part of programs of some of foreign agencies Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu dayanmaktadýr ve fikri mülkiyet haklarý bazýnda potansiyel zenginlik ve iþ yaratma imkanlarýna dayanmaktadýr. Makedonya ve Üsküpteki yaratýcý topluluklar, bazý yabancý ajanslarýn Makedonyada kalkýnma için getirdikleri programlarýn (USAID, Institute For Open Society, British Council). birer parçasý olarak geliþtirilmeye baþlanmýþtýr. Bahse konu edilen bu programlarýn baþlýca amaçlarý, yerel ekonomik kalkýnma için el sanatlarý ve yaratýcýlýða dayalý olarak geleneksel el sanatlarýnýn, becerilerin ve mirasýn birleþtirilmesidir. Bu programlar birincil olarak el sanatlarý ve geleneksel sanatlarda bilgisi olan ve fakat piyasa yönlendirmeleri bulunmayan ve giriþimci olarak yeteneklere sahip olmayan kiþilere yardým etmektedir. Geleneksel el sanatlarý üretiminin geliþtirilmesinde yardýmcý olan organizasyonlara bir örnek MATAdýr. (Makedonya zanaatkarlarýna yardým) Bu organizasyon, el yapýmý geleneksel yerel ürünler (giysiler, süsler, halýlar...), mücevher, el yapýmý kaðýt, mumlar, sabunlar, mutfak için metal ürünler, çömlekçilik, yün, semboller ve diðer konularda kendi iþlerini baþlatmalarý için çalýþmayan ve fakat gerekli becerilere haiz insanlarý eðitmektedir. Bu, geleneksel el sanatlarýnýn daha iyi teþviki, korunmasý ve geliþtirilmesi, ulusal kimliðin ve ulusal deðerlerin teþviki için yardýmcý olmakta ve iþ yaratýlmasý, eski bazý el sanatlarýnýn popüler hale gelmesi ve geleneksel beceriler ile modern tasarýmlara dayalý olarak yeni ürünlerin geliþtirilmesine ön ayak olmaktadýr. Bu elle tutulabilir mirasýn ve Eski Üsküp Pazarýnýn popüler hale getirilmesi, korunmasý ve küçük iþyerlerine dayalý ekonominin geliþmesi ile þehrin turistik olarak tanýtýlmasý için ileri atýlan bir adýmdýr. Þehrin yerel ekonomisinin büyümesi ve kalkýnmasý için bir model olarak yaratýcý toplumlar ve endüstrilerin öneminin farkýnda olarak, Üsküp þehri, yaratýcý endüstrilerin geliþtirilmesi için bir politika oluþturmuþtur. Yaratýcý endüstrilerin toplumda, kültür, ekonomi, el sanatlarý ve sivil toplum sektörü gibi birçok saygýn alaný birleþtiriyor olmasý nedeni ile, Üsküp þehri 2008 yýlýnda, Üsküp ve Makedonyada bulunan ilk yaratýcý endüstriler merkezini oluþturmuþtur. Bahse konu edilen bu merkez Üsküp þehri, Üsküp Þehir Müzesi, Üsküp þehrince oluþturulan Kültürel Enstitü ve Makedonyalý Zanaatkarlara Yardým (MATA) Organizasyonu ile ortaklýk halinde bulunmaktadýr. Yaratýcý endüstriler ilk defa bir terim olarak, Makedonya for development in Macedonia (USAID, Institute for open society, British Council ). Main goals of those programs were merging of traditional crafts, skill and heritage with significant for local economic development based on crafts and creativity. Those programs primarily were helping the individuals, with knowledge and skills in traditional arts and craft that has not been market oriented and not entrepreneurially skilled. MATA (Macedonian aid to artisans) is a sample agency that helped, developed the production of traditional crafts, training unemployment but skilled people for starting their own small business with a hand made traditional domestic products (woodcarving, traditional textile products (clothes, ornaments, carpets..), jewelry, hand made paper, candles, soaps, metal products for kitchen, pottery, wool, icons and others. This help toward better promotion, preservation and development of traditional crafts, promotion of national identity and national values, it lead toward jobs creation, popularization of some of the old crafts and developing new products based on traditional skills and modern designs. It was step forward toward popularization and preservation of tangible heritage and Old Skopje Bazaar, development of small business economy and tourist promotion of the city. Being aware of importance of creative clusters and industries as a model for local economic growth and development the town, City of Skopje established policy for developing creative industries. Since creative industries are integrating several deferent fields in the society as culture, economy, crafts and civil society sector; City of Skopje in 2008 established first center for creative industries in Skopje and Macedonia. This center is partnership between City of Skopje, Museum of City of Skopje, cultural institution founded by the City of Skopje and (MATA) Macedonian aid to artisans. Creative industries as a term were recognized for the first time in a policy document prepared by Ministry of culture of republic of Macedonia National program for culture 2004-2008 in 2004. Policies for protection and revitalization of Old Skopje Bazaar and traditional crafts of the City of Skopje 141 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Cumhuriyeti Kültür Bakanlýðý tarafýndan 2004 yýlýnda hazýrlanan bir çalýþmada tanýnmýþtýr; 2004-2008 Ulusal Kültür Programý. Eski Üsküp Pazarýnýn ve Üsküp Geleneksel El Sanatlarýnýn Korunmasý ve Yeniden Canlandýrýlmasý için Politikalar 1980 yýlýndan beri Eski Üsküp Pazarýnýn mimarisi, el sanatlarý, folkloru ve gelenekleri ile birlikte canlandýrýlmasý ve korunmasý için gösterilen birçok çabanýn amacý Eski Üsküp Pazarýna kaybetmiþ olduðu parlaklýðý geri kazandýrmaktýr. Bu çabaya çok sayýda zanaatkar ve iþ adamý ile artistler, kurumlar, yerel yetkililer, Kültür Bakanlýðý, Üsküp þehri yönetimi, Üsküp içindeki iki belediye, kamu daireleri ve hizmetleri dahil olmaktadýr. 2004 yýlýnda, Makedonya Cumhuriyeti tarafýndan Eski Üsküp Pazarýnýn canlandýrýlmasý için koordine edici bir yapý oluþturulmuþtur. Bahse konu edilen bu kuruluþun amacý yasal koruma, arkitektonik muhafaza, ekonomik canlandýrma ve pazarýn kültürel olarak yeniden anime edilmesi için programlar üretmektir. Söz konusu programýn bir parçasý olarak þimdiye kadar 26 projenin seçilmiþ olmasýna raðmen sadece birkaç tanesi gerçekleþtirilebilmiþtir. Bu programýn sonucunda, 2008 yýlýnda hazýrlanmýþ bulunan Eski Üsküp Pazarýnýn Korunmasý Üzerine Kanun yürürlüðe konmuþtur. Ayrýca Üsküp þehri kültür, kentsel alt yapý, turistik geliþim ve yerel ekonomik büyüme alanlarýnda Eski Pazar ve geleneksel el sanatlarýnýn yeniden canlandýrýlmasý ve animasyonunun teþviki için bir politika geliþtirmiþtir. Bu politika, eski geleneklerin ve el sanatlarýnýn mevcut yasalara göre geliþtirilmesi ve korunmasý için programlar içermektedir. Üsküp þehri son 4 yýl içerisinde Eski Üsküp Pazarýnýn yeniden canlandýrýlmasý, teþviki ve korunmasý için birçok program oluþturmuþtur ve bunlara ayrýca, pazardaki geleneksel sanatlar ve el sanatlarýnýn promosyonu ve korunmasý da dahildir. 142 Since 1980s the restoration of the lost glow of the Old Skopje Bazaar has been the goal of several attempts for Revitalization and protection of Old Skopje Bazaar together with its architecture, crafts, folklore and traditions. It includes large number of craftsmen and businessmen, artists, institutions, local authorities, Ministry of Culture, City of Skopje, 2 municipalities in Skopje, public offices and services. In 2004 a Coordinative body for revitalization of the old Skopje Bazaar was established by Government of Republic of Macedonia, with purpose to produce programs for legal protections, architectonic conservation, economic revitalization and cultural reanimation of the bazaar. Even thought 26 projects were chosen to be part of this program only few of them have been realized so far. As a result of this program special Low for protection of Old Skopje Bazaar was prepared and elected in 2008. City of Skopje also has been developed a policies for revitalization reanimation and promotion of the Old Bazaar and traditional crafts in several area as culture, urban infrastructure, tourist development and local economic growth with programs for development and preserving of old tradition and crafts, according to existing legislative. City of Skopje in last 4 years has established several programs for Revitalization, promotion and protection of the Old Skopje Bazaar, also promotion and protection of traditional arts and crafts in the Bazaar. One of the goals of the Program of the Mayor of Skopje, Mr. Trifun Kostovski is revitalization of Old Skopje Bazaar, together with old religious and folk traditions in Skopje. As a result of this complex goal several programs in deferent fields were established. 1. Program for Culture Üsküp Belediye Baþkaný Trifun Kostovskiye göre programýn amaçlarýndan bir tanesi Eski Üsküp Pazarýnýn, Üsküpte bulunan eski dini ve folklorik gelenekler ile birlikte yeniden canlandýrýlmasýdýr. There are several projects, programs, events and institutions form the filed of culture that are financed by the City of Skopje with aims to protect, promote, and revitalize traditional arts, crafts and heritage both tangible and intangible. Söz konusu karmaþýk amaçlar sonucunda muhtelif programlar farklý alanlarda oluþturulmuþtur. Of large importance is existence of Museum of Old Skopje Bazaar as a special department from Museum of City of Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 1. Kültür Programý: Üsküp þehri tarafýndan finanse edilmekte olan kültür alanýnda birçok proje, program, etkinlik ve kurum mevcuttur. Bu projelerin amacý geleneksel sanatlarý, el sanatlarýný ve kültürel mirasý ister maddi isterse de gayri maddi nitelikte olsun korumak, teþvik etmek ve yeniden canlandýrmaktýr. Burada oldukça önemli bir husus, Üsküp þehri tarafýndan oluþturulan kültürel kuruluþlardan bir tanesi olan Üsküp Þehir Müzesinin bir parçasý olarak Eski Üsküp Pazarý Müzesinin mevcudiyetidir. Bahse konu edilen bu müze pazarda bulunmaktadýr ve sürekli olarak pazarda tarihi, gelenekleri, folkloru, kostümleri ve sanat yapýtlarýný araþtýrmaktadýr. Eski Pazarýn Sesi isimli festival bir þehir festivali olarak planlanmýþ ve festival esnasýnda Eski Pazarýn caddelerinde geleneksel folk þarkýlarý ve danslarýnýn yapýlmasý, geleneksel kostümler ve geçmiþten kýyafetler ile geçit töreninin aranje edilmesi öngörülmüþtür. Eski Üsküp pazarýnýn, Üsküp ve Makedonyada yaþayan etnik ve dini gruplarýn çok kültürlülüðün bir arada mevcudiyetini temsil eden bir örnek olmasý nedeni ile Eski Pazarýn Sesi isimli festival esnasýnda geleneksel müzikler ve baþlýca etnik gruplarýn danslarý yer almaktadýr. Söz konusu etnik gruplarý Makedonyalýlar, Türkler, Arnavutluklular, Romalýlar ve diðerleri oluþturmaktadýr. Festival esnasýnda bir akþam çaðdaþ rock müziðine ayrýlmýþtýr ve bu gecede Makedonyada meþhur olan gruplar müzik parçalarýný seslendirmektedirler. Festivale sergiler, þiir okuma, drama, video ve film sahnelemeleri gibi diðer etkinlikler de dahildir. Üsküpün eski pazarý ile ilgili olarak kültürel ve tarihi deðerler ile geleneklerin yeniden canlandýrýlmasý için Üsküp þehri tarafýndan finanse edilmekte olan projeler ve programlar þu þekildedir: üretim ile kültürel mirasýn belirginleþtirilmesi ve belli bir kentsel bölge için ve herkese açýk olan abideler hakkýnda tarihi veri ile birlikte bilgilendirici panel. : Eski Pazarýn merkezinde bulunan sanat kolonisi, Üsküp Yaz Festivali, Buskfest sokak sanatçýlarýnýn festivali, Beyaz Gece Festivali ve diðerleridir. 2. Yerel Ekonomik Kalkýnma Departmaný: Üsküpte turistik promosyonu saðlamak, turistik malzemenin ve kitaplarýn daðýtýlmasý ve eski bir þehir olarak Üsküpün keþfedilmesi için gerekli olan birçok Skopje, cultural institutions establish by the City of Skopje. This museum is located in the Bazaar and constantly research history, traditions, folklore, costumes, artifacts from Old Bazaar. Festival called Sound of the Old Bazaar was planned as an city festival, during which traditional folks songs and dances will be performed on the streets of Old Bazaar, with parade of traditional costumes and dress from the past. Since, Old Skopje Bazaar is example of multicultural coexistence of ethnics and religious groups that live in Skopje and Macedonia during festival Sound of the Old Bazaar traditional music and dance of different ethical groups are being performed a songs and music of major ethical groups: Macedonian, Turkish, Albanian, Roma and others. During the festival one evening is dedicated to contemporary rock music when famous rock groups from Macedonia are playing. Festival includes other events as exhibitions, poetry readings, drama, and video and film screenings. Other cultural projects and program for revitalization of traditions and cultural and historical values of Skopje wit Old bazaar financed by the City of Skopje are: Signalitisation of cultural heritage by being produced and informative panel with historical data about specific urban zone and monument are present to everybody; Art colony in the centre of the Old Bazaar, Skopje summer festival, Festival of street artists Buskfest, White Night festival and other. 2. Department for local economic development has developed several program for tourist promotion of Skopje, distribution of tourist materials and books for Skopje as old city that to be discovered; Programs for development and revitalization of traditional crafts, especially crafts allocated in the old Bazaar. For example during the festival Sound of the Old Bazaar open air fair for promotion of crafts and handmade products is organized, together with economic panels, forums for protection of crafts in the bazaar and debates are organized. These debates include participation of all relevant economic bodies in Macedonia, public and private business sector, craftsmen, scientists and scholars, Government and local authorities. 143 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu program geliþtirmiþtir; bunlara özellikle Eski Pazardaki el sanatlarý dahil olmak üzere geleneksel el sanatlarýnýn geliþtirilmesi ve yeniden canlandýrýlmasý için olan programlarda dahildir. Mesela Eski Pazarýn Sesi isimli Festival esnasýnda ekonomik paneller, pazar içinde el sanatlarýnýn korunmasý üzerine paneller ve tartýþmalar dahil olmak üzere el sanatlarý ve el yapýmý ürünlerin promosyonu amacý ile açýk hava fuarlarý aranje edilmektedir. Bahse konu edilen tartýþmalar Makedonyada bulunan bütün ilgili ekonomik organlarýn, kamu ve iþ sektörü temsilcileri, zanaatkarlarýn, bilim adamlarýnýn, devlet ve yerel yönetim yetkililerinin katýlýmý ile gerçekleþmektedir. Sonuç Üsküp ve onun vatandaþlarý yüzyýllar boyunca çalkantýlý politik, tarihi ve kültürel deðiþikliklere tanýk olmuþlardýr. Yüzyýllar içerisinde hükümdarlarý nüfusu ve gelenekleri deðiþmiþtir. Günümüzde Üsküp birçok kýsmý çok eskiye dayanmayan modern bir þehir haline gelmiþtir. Þehrin hýzlý büyümesi ve çabuk bir þekilde modernleþmesi birçok yerde tarihin izlerini silebilmektedir. Fakat bütün bu hýzlý büyüme ve modernleþmeye raðmen þehrin çekirdeði olan bir kýsmý, tarih ve anýlar ile dolu olarak þehrin merkezinde mevcut bulunmaktadýr. Ýlerlemeyi ve modernleþmeyi mümkün kýlacak þekilde, þehrin kültürel mirasý ve geçmiþ gelenekleri ile yan yana duracak olan yeni kentsel imajýn kazanýlmasýna izin verecek þekilde anýlarýn ve geleneklerin korunmasý devletin, devlet kurumlarýnýn, yerel hükümetlerin, insanlarýn ve vatandaþlarýn baþlýca görevleri ve sorumluluklarý arasýndadýr. Instead of conclusion Skopje and its habitant through centuries are witness of turbulent political historical and cultural changes. During the centuries it changes its rulers, population and traditions. Today Skopje is modern city that in many parts, can not be not be recognized as a city with long history. Faster growth and quick modernization of city can easily erase marks from history. But despite quick modernization and change in the very center of the city still exists part, a core of the town, full of history and memoires. It is primarily duties and obligation of the state, its institution, local government, people and its citizens to preserve the memoires and traditions, in a way to allow progress and modernization giving a new urban identity of the city that can stand side by side together with its cultural heritage and past traditions. Panel Chair, Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇELÝ We thank you. Nada Peseva presented a declaration in the subject of evaluation of art pieces belonging to the past and the present in the geography of Macedonia, with which we have had close cultural and political relationships throughout history. We thank you again. We will now listen to our last speaker, Giuseppe Bortolussi from the city of Venice in Italy. Oturum Baþkaný Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ Teþekkür ediyoruz. Tarih boyu yakýn kültürel ve siyasal iliþkiler içinde bulunduðumuz Makedonya coðrafyasýndan bugünkü ve dünkü kültüre ait eserlerin deðerlendirilmesi konusunda Nada Peseva bir bildiri sundu. Tekrar teþekkürler. Son konuþmacýmýz Ýtalyanýn Venedik þehrinden Giuseppe Bortolussiyi dinliyoruz. 144 1 - Phd. Ivan Mikulcic, Old city of Skopje with surrounding fortresses, Macedonian book, Skopje, 1986, 118 2- Ibid , 119 3- Dragi Gjorgiev, Skopje form Turkish conquest till the end of XVII century, Institute for national history, Skopje, 1997 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Giuseppe BORTOLUSSÝ Venedik, Ýtalya / Venice, Italy Ýstanbul Büyükþehir Belediyesine bana burada konuþma fýrsatý verdiði için ve nazik daveti için teþekkür ediyorum. Kýsa bir giriþ yapmak istiyorum. Herkes el sanatlarýndan bahsetti, ben ekonomik zorluklardan bahsetmek istiyorum. Murano camýnýn yaþamýþ olduðu ekonomik zorluklardan bahsetmek istiyorum. Murano adasý Venedike baðlý bir ada ve burada bin yýldan fazladýr cam üretimi yapýlýyor. Þu günlerde Murano camý da krizden etkilenmekte ve büyük bir kriz içerisinde bulunmakta. Önemli dört özelliði var Murano bölgesinin. Burada bir enstitü bulunuyor, cam ve camcýlýk üzerine çalýþmalar gerçekleþtiriyor. Bir cam müzesi var. Bu müze, Venedikte en çok ziyaret edilen ikinci cam müzesidir. Murano camý konsorsuyumu var. Bu, camý koruyor. Son olarak da cam okulu, cam sanatýnýn yeni nesillere aktarýlmasýný mümkün kýlýyor. Bu dört özellik size Venedik þehri için cam sanatýnýn ne kadar önemli olduðunu gösterebilir. Murano adasý, Venedik tarihi merkezinin cam üretim yapýlan tek merkezidir. Burada yapýlan ürünü tarif etmeye gerek yoktur. Camýn saflýðý, kristalliði, biçimi, camý iþleme tekniklerinin özgünlüðü, tüm dünyada tanýnmakta ve bilinmektedir. Venedik bölgesine özgünlüðünü kazandýran, ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetlerin zenginliði ve çeþitliliði olmuþtur. Bu zenginliðin ürünü olan Murano camý korunmalýdýr. Çünkü, bu ürün Venedikin ekonomik, sanatsal ve kültürel geliþiminde her daim önemli bir rol oynamýþtýr. Bu eski ve köklü gelenek yüzyýllar içerisinde I would like to take this opportunity to thank the Istanbul Metropolitan Municipality for giving me the opportunity to give a speech and also their kind invitation. I would like to keep my introduction as short as possible. Everyone else has spoken about crafts, but I would like to speak about economic difficulties. I would like to speak about the economic difficulties that Murano glass has faced. Murano island is an island connected to Venice and the island has been engaged in glass production for more than a thousand years. Currently, Murano glass is being effected by the crisis and is in a deep crisis itself. The Murano area has four important features. There is an institute here which conducts studies regarding glass and glaziers work. There is a glass museum. This museum is the second most frequently visited glass museum in Venice. There is a Murano 1 glass consortium. This consortium protects glass. Finally, there is a glaziers school which allows the art of glaziery to be transferred to newer generations. These four features can show you just how important glaziery is for the city of Venice. The island of Murano is the only location where glass has been produced in the historical center of Venice. There is no need to explain the products that are produced here. The purity, crystallinity, shape, originality of glass processing, is accepted and known throughout the world. They have enriched and provided variety to the economic, social and cultural activities that have formed the originality of the Venetian area. As a product of this richness, Murano 145 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu tüm dünyaya cam iþlemeyi ve camý sevmeyi öðretmiþtir. Geçen yýllar maalasef 1980li ve 1990lý yýllardakine oranla birtakým etkenlerin ortaya çýkmasýna neden olmuþtur bu bölgede. Þu anki konjonktüre baktýðýmýzda yýllardýr süregelmekte olan bir sanayi krizi, ekonomik kriz olduðunu görüyoruz. Bu krizin aðýr yapýsal özellikler arz ettiðini görüyoruz. Küçüðünden büyüðüne yatýrýmlar önemli ölçüde durmuþ, istihdam da tarihte en düþük seviyeye düþmüþ durumda. Yakýn gelecek için endiþe hakim. Þu içinde bulunduðumuz aylarda biraz hareket görsek dahi gerçek canlanmanýn henüz gerçekleþmeyeceðini biliyoruz. Belediye yönetimi, þirketler, yerel kurumlar ve derneklerle iþbirliði içerisinde hareket ederek adadaki faaliyetlerin geliþtirilmesi, desteklenmesi ve güçlendirilmesi için çalýþmalar yürütmektedir. Bu çalýþmalarda kullanýlan politikalarýn hedefi, çevresel rekabet, istihdam sebebi, mesleki eðitim, ticari geliþim ve þehircilik kalitesinin artýrýlmasýdýr. Bu baðlamda Üretim Faaliyetleri Müdürlüðü, müdahale planý hazýrlamýþtýr. 2005 yýlýnda somut hale getirilmiþtir. Bir protokol hazýrlanmýþtýr. Murano cam sanatýnýn geliþtirilmesi ve canlandýrýlmasý yönünde hazýrlanmýþ bir protokoldür. Adada faaliyet gösteren tüm kamu ve özel kurum ve kuruluþlar bu projeye katkýda bulunmuþlardýr. Belediyeler, belediyeye baðlý kurumlar ve bahsettiðimiz cam okulu gibi kurumlar buna katkýda bulunmuþlar ve bu iþbirliði içerisinde cam sanatýna en etkili þekilde destek verebilmek için görev daðýlýmý yapýlmýþ, süreçler belirlenmiþtir. Çevreye saygýlý, geliþim ve kültürün korunmasýný saðlayacak giriþimler desteklenmiþtir bu proje çerçevesinde. Çevre ile ilgili olarak þu inanýþtan yola çýkýlmýþtýr. Muranodaki þirketlerin yalnýz baþlarýna çevreye uyumlu hale getirilmesinin maliyetlerini karþýlayamayacaklarý açýktýr. Bu nedenle desteklenmeleri gerekmektedir. Bölgesel birtakým çözümler ortaya çýkmýþtýr. Örneðin endüstriyel atýk alt yapýsý ya da oksijen yakma teknolojisi hususundaki projeler bugün artýk ileri bir aþamaya getirilmiþtir. Desteklerle bölgenin tamamýnda çevresel etkilerin yönetiminin entegre bir yapý kazandýrýlmasý amaçlandýrýlmaktadýr. Murano sorunlarýný her þeyden önce kendi kaynaklarýyla çözebilmelidir. 2003 yýlýndan beri çýkarýlmýþ bir karar ile ki bu karar; üretim bölgeleri ve yerel sanayi politikalarýnýn yönetimi üzerinedir. Belirli bir koruma kapsamýna alýnmýþtýr Murano adasý. Bu baðlamda, bir cam deney laboratuarý kurularak çevresel sorunlarýn çözümü, üretimin dünya çapýnda geliþtirilmesi amaçlarýyla bir teknolojik yenileme projesi hayata 146 glass should be protected, because, this product has always played an important role in the economic, artistic and cultural development of Venice. This old and deeply rooted tradition has taught the whole world to process glass and to be fond of it. Unfortunately, the past few years after the 1980's and 1990's have witnessed some adverse factors to emerge in the area. When we look at the status quo, we witness that there is an industrial crisis or an economic crisis that had been continuing for years. We find that this crisis has deep structural effects. Investments, whether small or large have lessened to a great extent and unemployment is almost at an all time high. Feelings of anxiety prevail for the near future. Although we are witnessing some signs of revival since the last few months, we are aware that real economic recovery will not take place just yet. Work is underway to realize, support and strengthen the islands economic activity with the joint efforts of the municipality administration, companies, local organizations and associations. The aim of the policies set forth by such work is to increase competitiveness, employment 3 opportunities, vocational education, commercial development and urban development. In this respect, the Directorate of Production Activities have developed an emergency response plan which has been adopted in 2005. A protocol has been prepared. The protocol has been prepared with the aim of developing and reviving Murano glaziery. All public and private institutions and organizations operating on the island have contributed to the project. The municipalities, organizations governed by the municipalities and other organizations we have mentioned such as the glaziers school have all contributed to the project and allocation of tasks and determination of processes have been made through such cooperation to be able to provide the best possible support for glaziery. Initiatives that aim to provide environmental consciousness, protection of culture and development have been supported by the project. Regarding the environment; we have set off with the belief that it is apparent that companies in Murano cannot cope with the costs of transforming their operations to an environmentally friendly manner by themselves. For this reason, they should be supported. Some regional solutions have emerged. For example, the projects regarding industrial waste infrastructure or oxygen burning technology have been taken to a new level. It is aimed that the management of Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu geçirilmiþtir. Diðer bir geliþme de gerek ulusal gerekse uluslararasý alanda Murano adasý ürünlerinin Made in Ýtaly ve Venedik markasý gibi etiketlerden faydalanýlmaya baþlanmasý olmuþtur. Belediye 2002 yýlýndan beri Murano sanatsal cam markasýný somut biçimde desteklemektedir. Bu þekilde gerek sanatýn tanýtým çalýþmalarýna gerekse ürünün Murano cam iþleyiþ geleneðinin korunmasýna özen gösteriyor. Böylelikle ismin izinsiz kullanýmýnýn ve haksýz rekabetin önüne geçilmesi amaçlanýyor. Son olarak da belediye, Muranonun ününün cam sanatýna baðlý olduðunun bilincinde olarak bin yýllýk geleneði yaþatmaya yönelik, hatta geleneðin de önüne geçerek üretimin de prestijin de artýrýlmasýna yönelik iþleri desteklemektedir. Burada tabi, uygun giriþimleri kullanarak cam faaliyetleri, sanatsal faaliyetler arasýndaki baðý yenileyecek ve kuvvetlendirecek giriþimler yapýlmasý önemlidir. Cam ile sanatsal faaliyetler arasýndaki bu bað, cam faaliyetlerinin gerek yerel gerekse uluslararasý pazarda hak ettiði deðeri kazanmasýný saðlayacaktýr. Cam sanayinin yeniden canlanmasýnýn, geleneðinin yeniden hayata geçirilmesi ve sanatsal deðerinin korunmasýndan geçtiðinin bilincinde olarak bugüne kadar cam sanatýna hak ettiði deðeri kazandýrmak için çok sayýda kültürel giriþim yapýlmýþtýr. Abatenazetti Cam Okulu yeniden restore edilerek yaratýcý ve yenilikçi bir sanat ve kültür merkezi haline getirilmiþtir. Burada sanat ve kültür içi içe geçmiþtir. Burada düzenlenen bir gösteriden bahsetmeden geçmemeliyim. Muranoda Noel baþlýklý gösteri bu yýl üçüncü kez düzenlenmiþtir. Burada, kamu, yerel ve özel sektör arasýnda cam sanatýnýn yeniden deðer kazanmasý için oluþan sinerjinin varlýðý görülmüþtür. Bu etkinlik aracýlýðýyla sinerji ortaya çýkmýþtýr. Cam sektöründe 336 þirket faaliyet göstermektedir. Yaklaþýk yüzde 82sini oluþturmaktadýr ekonominin. Cam sektöründe aþaðýdaki alanlarda faaliyet gösterilmektedir. -Ýþleme ve üretim alanýnda 175 firma vardýr ve bu rakam toplam firma sayýsýnýn yarýsýna eþittir. -Üretim ve ticaret alanýnda 57 firma bulunmaktadýr. Bunlar hem camý iþlemekte hem de satýþýný gerçekleþtirmektedir. Perakende satýþ maðazalarý 77 adet olup toplam firma sayýsýnýn yüzde 22.9unu oluþturur. -Tedarik, cam üretimi ve ticareti ile ilgili tüm faaliyetleri environmental effects gain an integrated structure throughout the area with the support that is provided. Above all things, Murano should be able to solve its problems with its own resources. The island of Murano has been taken under protection with a decision dated 2003 regarding the management of areas of production and local industrial policies. A glass experimentation laboratory has been set up in this regard and a technological renewal project has been set underway to solve environmental problems and to develop global sales. Another development both on the local and international arena is that products produced in the island of Murano will be able to benefit from the use of markings stating Made in Italy and Venice. The municipality has been actively supporting the glaziery art brand of Murano since 2002. As a result, efforts are being made both for the promotion of artwork and the protect of Murano glass processing traditions. It is aimed at preventing the use of the name without permission therefore eliminating unfair competition. Finally, the municipality also supports work conducted to support the thousand year tradition which they are aware that Murano is famous for and it has gone one step further to support work that is conducted to increase both the production and prestige of Murano's glaziery. Of course it is important here to undertake initiatives that will renew and strengthen the connection between glass production and the art of glaziery. This connection between glass and arts will allow glass producers to gain their place in the local and global marketplace that they deserve. Numerous initiatives have been undertaken until now for glaziery to attain the value it deserves with the awareness that the revival of the glass industry is dependent on the revitalizing of its traditions. Abatenazetti Glass School has been restored and has become a creative and innovative artistic and cultural hub. Art and culture has been infused together here. I must make a mention of an exhibition that took place here. The exhibition named, Christmas in Murano has been organized for the third time this year. Here, we have witnessed the existence of the synergy between the public, local and the private sectors that has been formed to add value to the glass industry. This organization has led to the creation of such synergy. 336 companies operate within the glass industry. This constitutes approximately 82% of the economy. The 147 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu kapsar. Taký tasarýmý, dekorasyon malzemeleri, baský üretimi gibi alanlarda 22 þirket faaliyet göstermektedir. Hizmet faaliyetleri de cam müzesi ve diðer kurumlar tarafýndan sunulmaktadýr. Oturum baþkaný Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ Konuþmacýmýz Giuseppe Bortolussiye teþekkür ediyoruz. Venedikte Murano camý hakkýnda verdiði bilgiler enteresandý. Malum bu günlerde dünyayý etkileyen kriz birçok sektörde kendini gösteriyor. Sektörlerde finansörler ne yapacaklarýný belirlemeye çalýþýyorlar ama dünya hayatýnda uzun bir süreç bu. Dolayýsýyla fazla panik yapmaya gerek yok diye düþünüyorum, doðru bildiðimizi saðlam prensiplerle yapabilirsek daha baþarýlý sonuçlar elde edeceðiz. Sözü sunucu arkadaþýma býrakýyorum teþekkürler. operations of the glass industry can be separated into the following areas: -175 companies operate in the field of processing and production, and this number equals half of the total number of companies operating within the industry. -57 companies are engaged in production and trade. These companies both process and sell glass. There are 77 retail stores which constitute 22.9% of the total number of companies. -Procurement entails all the activities regarding the production and trade of glass. 22 companies operate in areas such as jewelry design, decorative goods and print production. Other services are provided by the glass museum and other organizations. Panel chair, Prof. Dr. Ýlhan ÖZKEÇECÝ We would like to thank our speaker Giuseppe Bortolussi. The information provided by Borolussi on Murona glass in Venice is interesting. Obviously, the economic crisis effecting the world is presenting itself in many sectors. Financiers are trying to determine what they can do in the sectors, but this is a long process in the life of the world. That is why I believe there is no need to make too much of a panic. If we can perform what we believe to be right with wellestablished principles, we will obtain more successful results. I leave the floor to my friend, the master of ceremonies, and many thanks. 148 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Kapanýþ Konuþmasý / Closedown Talking Prof. Dr. Sadettin ÖKTEN Ýstanbul Bu çalýþmaya baþlarken 2008 sonbaharýnda doðrusu ben biraz ürkek ve çekingendim. Nasýl bir sonuç alacaðýmýzý bilmiyordum. Fakat benim açýmdan fevkalade üst düzeyde ve tatminkâr geçti. Tüm katýlýmcýlara þükranlarýmý sunuyorum. Fevkalâde güzel ve ufuk açýcý katkýlarda bulundular. Ýpek Yolunun ne olduðu noktasýnda bilgilendik. Ýpek Yolu, çoðumuzun bildiðimizi zannettiðimiz boyutta bir olgu deðilmiþ. Bunu kendi adýma söyleyebilirim. Ama zannederim salonda bulunanlarýn büyük çoðunluðu da katýlacaktýr; Ýpek Yolu büyük bir insanlýk tarihinin ortaya koyduðu, uzun zamanlarý alan, birçok toplumun katýldýðý, çok renkli, çok boyutlu, çok derinlikli, bir büyük vaka imiþ. Ve her ne kadar modern devirlerde yaþamýyor gibi görünse de alttan alta bir derin su akýntýsý gibi hayatýmýzý tazeleyen, güzelleþtiren, bize yaþama sevinci veren, hayatýmýzý yerellikten evrenselliðe doðru evrilten, dönüþtüren bir büyük güzellik imiþ. Þu anda da vardýr ve var olacaktýr. Bizim görevimiz uzak Çinden dost Lizbona kadar, kuzeydeki St. Petersburgdan güneydeki Þama kadar bütün katýlýmcý þehirler ve katýlmak isteyip de katýlamayan I have to admit I was a little bit shy and reserved when commencing this study in the autumn of 2008. I was not sure of what kind of result we would obtain. But this has been extremely high-level and satisfactory from my point of view. I extend my gratitude to all participants. They have made excellent contributions, which opened new horizons. We have become well informed on what Silk Road is. Silk Road is not a phenomenon at the size most of us imagined to be. I can say this on my behalf. But I tend to think that the vast majority of those present in this hall would agree with me. The Silk Road was a big event, which history of humanity put forth, over long periods of time, in which many communities participate, multi colored, multi dimensional, with many profound aspects. And although it may seem not to be living in modern times, it was a great beauty, just like a deep undercurrent, which refreshes our lives, transforms and makes it more beautiful, fills us with the joy of living, inverts our lives from being local to being universal. It currently exists and will keep on existing. Our duty is to bring this phenomenon back to our lives from distant China till friendly Lisbon, from St. Petersburg in the North to Damascus in the South, with all participating cities 149 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu 150 dost þehirlerle beraber bu olguyu tekrar hayatýmýza geçirmektir. Biz efendim eski dünyayýz. Biz eski dünyanýn -kendim için söylüyorum bunu ama evrensel boyutu hiç öyle deðil- hakim, kadim ve görgülü toplumlarýyýz. Bizler eski dünyanýn hikmet sahibi, bilgi sahibi toplumlarýyýz. Bugün yaþayanlar onlarýn torunlarýdýr. Yarýn yaþayacaklar da bizim çocuklarýmýz, bizim devamýmýzdýr. Dolayýsýyla bu eski dünyanýn birikimini bütün dünya, þu veya bu fikir, þu veya bu düzen, þu veya bu siyasal otorite ihmal etmemelidir. Ederse bedeli fevkalâde aðýr olur ve bunu bütün dünya öder. Ýþte Ýpek Yolu böyle bir þeydir. and those fellow cities that wish to participate but could not for one reason or another. We are the Old World. We are the prevailing, ancient and cultivated societies I am stating this for me but the universal dimension is not so at all of the Old World. We are the societies of the Old World with purpose, and knowledge. Those who live today are their descendents. Those who will live tomorrow will be our children, our continuation. Therefore nobody, that is the entire world, no idea, no order, no political authority should neglect the accumulation of this Old World. If they do, the cost will be exceptionally heavy and the whole world will pay for it. This is what the Silk Road is like. Ýpek Yolu bizi yerellikten kurtardý, evrenselliðe doðru evriltti. Bunu, sempozyumun ilk günü anlatýlan tüm folklorik detaylardan çok net öðrendik. Çinin ipeði Türkistana geldi, halý oldu. Oradan Osmanlý Sarayýna gitti, oradan Varþovaya uzandý. Mesela ben burada kaðýdý dinlemek isterdim. Kaðýt eksik kaldý. Hindistandan katýlýmcý olmadý. Endonezyanýn batiði geldi. Batik, Batý saraylarýný süsledi. Bugün Türkiyede hanýmefendilerin þallarý olarak, fularlarý olarak var. St. Petersburgun halýlar ve kilimler üzerine yaptýðý enteresan inceleme ilgi çekici ve çok takdir ediciydi. Ýsfahan ise tamamen ayrý bir bahis. Özellikle müziði ve bir yaþlý ile bir gencin el imajýnýn insan hayatýnda ne derece önemli olduðunu vurgulayan filmiyle Burada tek tek hepsini saymam mümkün deðil ama hepsine tekrar teþekkür ediyorum. Bize kim olduðumuzu -biz derken uzak Çinden dost Lizbona kadar, kuzeydeki St. Petersburgdan güneydeki Þama, belki Kahireye, belki önümüzdeki günlerde Yemene kadar uzanan çok geniþ bir coðrafya- eski dünyayý ve kimliðimizi bize tekrar hatýrlattý. Bu bir eski biçimdi, binlerce yýl süregeldi. Bunun deniz boyutu vardý, kara boyutu vardý. Bu büyük hadise bizim hem ruhsal hem fiziksel dünyamýzý biçimlendirdi. Ama artýk bu yok, doðru. Aslýnda bu yok deðil, bu yok gibi görünüyor. Peki bunun yerine ne var? Onu da sizlere söyleyeceðim. Bunun yerine küreselleþme adýný verdiðimiz bir büyük olgu var. Bu noktada özellikle Lizbon ve Ukraynanýn enteresan tartýþmalarý oldu. Bu küreselleþme ile kültürel kimliði nereye koyacaðýz, nasýl uzlaþtýracaðýz? Bendeniz, bu konudaki fikrimi kendime saklayacaðým. Ama þunu hatýrlatmak istiyorum; bu dünya faniler Silk Road liberated us from being local and inverted to being universal. We have learnt this in a very clear manner from all the folkloric details told on the first date of the symposium. The silk of China came to Turkestan and became a rug. From there it went to the Ottoman Palace, from there it extended to Warsaw. For example, I would like to listen to paper here. Paper was missing. There were no participants from India. Batik of Indonesia came. Batik decorated the Western Palaces. It exists in Turkey today as the scarves and the shawls of ladies. The interesting study St. Petersburg performed on carpets and rugs was very intriguing and admirable. Isfahan is a completely different subject. Especially with its music and its film that highlights how important hand images of an old and a young persons hands could be in the life of a person It is not possible for me to count each and every one of them here, but I thank them all again. They reminded us of the old world and of our identity, and who we are when I say we, I mean a wide geography from faraway China to friendly Lisbon, from St. Petersburg in the North to Damascus in the South, and may be to Cairo, may be down to Yemen in the coming days in a very wide geography. This was an old form, it continued for millennia. It had a maritime side and a land side. This grand event shaped both our spiritual and physical world. But it is no more, which is true. Actually it is not non-existent, but rather seems to be non-existent. Well what is there in its place? I will also tell you that. There is a major event, which we call globalization. On this point, there were interesting discussions, especially of Lisbon and Ukraine. Where are we going to put this globalization and the cultural identity, how are we going to have them reconcile? I will keep my opinion on this subject to myself. Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu dünyasýdýr, küreselleþme de bâki kalacak bir þey deðildir. Roma Ýmparatorluðu döneminde yaþasaydýk, Sezar döneminde, Roma Ýmparatorluðunun tarihe intikal edeceðini -bakýn özellikle yýkýlacaðýný demek istemiyorumdüþünemezdik. Globalleþme de hýzlý yaþanan bu çaðda bir süre sonra mutlaka tarihe intikal edecektir. Ama insanlýk kalacak, insani deðerler devam edecek. Merhametimiz, saygýmýz, hoþgörümüz, sevgimiz ve paylaþýmcý yanýmýz devam edecektir. Globalleþmeden sonra biz ne yapacaðýz? Bir büyük enkazýn altýnda yok mu olacaðýz veya yýpranacaðýz? Yahut da onun býraktýðý boþluðu dolduracak, hatta ondan çok daha etkin bir þekilde dolduracak yeni bir uygarlýk düzeyine mi geçeceðiz? Bu noktayý da arz etmek istiyorum. Hiç unutmayýnýz ki küreselleþmenin de bir kimliði vardýr. O bir biçimler hiyerarþisisidir. Bir biçimler kompozisyonudur. Bir ayaðý iletiþimle, bir ayaðý borsayla, bir ayaðý uluslararasý þirketlerle iliþkilendirilebilir. Çok detaya girmeye gerek yok, o size bir takým biçimlerle geliyor. Ýlk defa Türkiyeye geldiði biçim 50li yýllarda blucin idi. Biz ondan evvel bilmezdik blucini. Ya normal pantolon ya da þalvar giyerdik. 60lý yýllarda Coca cola ile geldi. 80li yýllarda da Mc Donalds ile geldi. Gelecektir de, ama arkasýnda bir hayat felsefesi vardýr. O felsefeyi iyi bilmemiz lazým. O felsefe ile bizim Ýpek Yolu felsefesinin, Ýpek Yolu zenginliðinin, Ýpek Yolu birikiminin, Ýpek Yolu neþesinin ne olduðunu mukayese etmemiz lazým. Eski dünyanýn birikimi ile küreselleþmenin hayat felsefesi arasýndaki kalite farkýný -tabii varsa eðer- görebilmemiz ve tercihimizi iyi yapmamýz lazým. Her zaman fýrtýna olur hayatta, þahsýmýz için. Toplumsal fýrtýnalar da olur. Ama onlar bâki deðildir. Bir süre sonra geçecektir. Ýþte küreselleþmenin ardýndaki büyük fýrtýnadan sonra, buradaki sunumlarda çok güzel verdiler, dediler ki; halk sanatlarýmýz, olayýn bir boyutuyla kimliðimizi, varlýðýmýzý, özelliðimizi ve geleceðimizi ayakta tutacak olan çok önemli bir unsurdur. Bir tutanak noktasýdýr, bir kaldýraçtýr. Bunu özellikle belirttiler. But I would like to remind you of this; this world is the world of mortality, globalization will not be everlasting either. If we were living at the age of the Roman Empire, at the time of Caesar, we could not have thought that the Roman Empire would become part of history I am not even saying it would fall. Globalization will also find its place in history, in this fast-paced era after a while. But humanity will be here and human values will continue. Our compassion, respect, tolerance, love and sharing side will continue. What are we going to do after globalization? Are we to disappear under a big wreckage, or are we going to be wasted away? Or are we going to fill in the void left by it, and even fill it in a more efficient manner and move on to a new civilization level? I would also like to submit this point. Let it not be forgotten that globalization also has an identity. And that is the hierarchy of forms. It is a composition of forms. One leg may be associated with communication, one with the stock exchanges and another with international corporations. It is not necessary to go into too much detail; this comes to you in certain forms. The first form it came to Turkey in the 50s was as blue Jean. We did not know of blue Jean before that time. We used to either wear normal pants or baggy trousers. It came with Coca Coal in the 60s. And it came with McDonalds in the 80s. It will keep on coming, but there is a life philosophy behind it. We have to understand that philosophy really well. We need to compare that philosophy with our Silk Road philosophy, what the wealth of Silk Road, the accumulation of Silk Road, the joy of Silk Road is. We need to see the difference in quality that is, if there is any between the accumulation of the Old World and the philosophy of life of globalization and make our choice very carefully. There will always be storms; this is true for us personally and for the society as well. But these are not everlasting. After the great storm following globalization, as they put it clearly in presentations given here; our folkloric art is a very important element that will keep our identity, from one perspective of the event, our existence, our character, and our future in place. It is a point we will hold on to, a leverage. They specifically mentioned this. Varþova ve Halep üzerinde duruldu þehir bazýnda. Bu da çok önemlidir, çünkü kültür insanlarla kaindir. Ýnsan da özellikle çaðýmýzda artýk þehirde vardýr. Þehri ortadan kaldýrdýðýnýz zaman insan unsurunu muhafaza etmeniz, On a city basis, Warsaw and Aleppo were singled out. This also is very important, because culture exists with people. And men, especially in our era live in the city. When we remove the city from the picture, it is not possible to keep 151 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu diriltmeniz ve ona yeni açýlýmlar vermeniz mümkün deðildir. O halde kültürümüzün dýþ kabuðu olarak ben ona bir büyük fanus diyorum. Bir büyük fanus olarak iþe þehirlerimizden baþlamak lazýmdýr. Þehirlerimizi küreselleþmeyle birlikte yeni bir evreye taþýrken çok iyi düþünmek ve kendi kültürel kimliðimizi þehirlerimize yansýtan unsurlarý çok dikkatle korumak mecburiyetindeyiz. Zaten sempozyum da bize yapýlanýn bu olduðunu göstermiþtir. Her þehir bana göre bir büyük kitaptýr. Bazý þehirler kalýn, meþin ciltli, eski bir kitaptýr. Ýçinde ne olduðunu bilmezsiniz ama açtýðýnýz zaman ayrý bir macerayý, ayrý bir tutkuyu, ayrý bir ufku, zaman zaman ayrý bir ihtirasý, ama zaman zaman da büyük idealleri görürsünüz ve o þehirlere hayran olursunuz. Bir takým þehirler de renkli, çok iyi baskýlý ama resmin arkasýnda çok fazla bir þey olmayan kitaplara benzer. Bizim eski dünyanýn þehirleri biraz evvel söylemeye çalýþtýðým gibi dýþtan bir þeye benzemeyen kalýn ciltli kitaplara benzer. Ýþte bu kitaplar korunmak mecburiyetindedir. Bunlarý koruduðumuz zaman bir sonraki zaman diliminde karþýmýza çýkacak problemleri çözmek mümkün olabilecektir. Kýsaca bu genel sözlerden sonra olayý biraz daha özele indirgemek istersek her þehirde bir çarþýdan bahsettiler. Her þehirde bir eski bölgeden bahsettiler. Her þehirde bu eski çarþýdaki dükkanlardan bahsettiler. Bu dükkanlardaki özel insanlardan ve bu insanlarýn sattýðý özel eþyalardan bahsettiler. Bu özel eserler Levis fabrikasýnda imal edilen pantolonlar deðildi. Yerel emekle, yerel zevkle, yerel göz nuruyla, yerel kapitalle üretilmiþlerdir, özgündürler Yerel derken biraz evvelki açýklamalarýma bir atýfta bulunmak istiyorum. O da þudur; Ýpek Yolu bir semboldür ama eski dünya kesinlikle yerel deðildir. Aradaki büyük iletiþim, büyük kültürel alýþveriþ bize o yerelliðin uzak Çinden dost Lizbona kadar, Varþovadan St. Petersburga, Þama, Kahireye, Yemene kadar bir büyük evrenselliðin katkýlarýný gösterir. Kesinlikle yereli sadece lokal, küçük bir mahalle kasvedilmiþ bir özellik olarak görmeyelim. Belki Grankovdan bir küçük bebek alýrsýnýz, belki Budapeþteden bir kart almýþsýnýzdýr, bir yerde bir yemek yemiþsinizdir. Yahut güneye doðru uzanmýþsýnýzdýr bir 152 the human element, to revive and give it new expansions. As such I call it the big lantern, since it is the outer shell of our culture. We need to start from our cities, which are the big lanterns. When transforming our cities to a new phase with globalization, we truly need to think carefully and are obliged to protect with great care the elements that reflect our cultural identity to our cities. The symposium has shown us that this is what is being imposed on us. Each city is a big book according to me. Some cities are thick leather bound old books. You do not know what is in them, but when you open the cover, you end up seeing a different adventure, compassion, horizon, and from time to time a different passion and also great ideals, and you end up admiring those cities. Some cities on the other hand are like books containing colorful pictures printed with high quality, but with not much behind them. The cities of our Old World resemble those thick bound books, which do not resemble much from the outside, just like I tried to explain above. These books need to be protected. When we protect them, it will be possible to solve the problems that will face us in the next timeframe. If we would wish to summarize shortly the event at a more specific level after these general observations, a marketplace was mentioned for each of the cities. Shops in these old marketplaces were mentioned. Special people in these shops, who are selling special items, were mentioned. These special items or works of art were not pants that are manufactured in the Levis factory. They were produced with local labor, local taste, local efforts and capital, and are authentic I would like to refer to my previous explanations when I say local. And that is; Silk Road is a symbol, but the Old World is certainly not local. The great communication and cultural exchange shows us the great contributions of this great universality from China to friendly Lisbon, from Warsaw to St. Petersburg, from Damascus to Cairo and Yemen. Let us absolutely not see local as just a local, small gloomy spirited neighborhood. Maybe you buy a small baby doll from Grankov, or maybe you might have purchased a card from Budapest, you might have had dinner at a place. Or you might have traveled South and tasted a Turkish delight or baklava at Damascus. There are other colors in this, over and above being local. This shop, the item sold, this marketplace, and this city is a labyrinth of authenticity from top to bottom. It is the Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu lokum, bir baklava yemiþsinizdir Þamda. Bu yerelliðin ötesinde baþka renkler vardýr bunun içinde. Bu dükkan, bu satýlan ürün, bu çarþý ve bu þehir yukardan aþaðýya doðru bir özellikler yumaðýdýr. O eski dünyadýr, orda insani deðerler ön plandadýr. Bu fýrtýnalý günlerde krizden bahsettiler, kriz gelir geçer, birkaç yýllýk periyotlardýr bunlar. Kapitalizmin krizleridir. Ama küreselleþme daha uzun soluklu yaklaþýmdýr. Yapýlacak olan þey gayet net. Zaten bu iþleri yapanlar var. Örneðin Budapeþte Festivali çok enteresan geldi. Muhakkak diðer dost þehirlerde de buna benzer etkinlikler vardýr. Esnaf ve sanatkârlar var. Bunlar birebir eserle temasta olan insanlardýr. Bu çok önemli bir þey. Herhangi bir þehirde bir baþka ülkede üretilmiþ ürünü almak yerine bizzat o insanýn elinden çýkmýþ menþei belli, insanýn gönlünün kokusu sinmiþ eserlerle muhatap olmak ayrý bir tat. Bu sanatkârlar iyi ki varlar ve hâlâ çalýþýyorlar. Ama bu küreselleþme etkisi altýnda çok fazla ortada görünmüyorlar. Yapacaðýmýz þey bu insanlarý görmek, bu insanlarý tanýmak ve bu insanlara saygý yetmez sevgi duymak. Bunun için bir takým çalýþmalar da var. Biraz da onlardan bahsedelim. Destek faaliyetleri, bu artýk þart. Kamu destekleyebilir. Merkezi hükümet veya yerel hükümetler, bunlar kamudur. Özel kurumlar destekleyebilir ve eðitim kurumlarý destekleyebilir. Gönlüm isterdi ki bugün burada sayýsý onlarý geçen eðitim kurumlarýnýn bireysel olarak deðil, kurumsal olarak aktif katýlýmlarý olsun. Dolayýsýyla destek verilmesi noktasýnda eðitim de çok önemli. Bu tip iþlerde kendime hep sorarým. Sen ne yapýyorsun? Herhangi bir kitap okudun mu? Öyle bir sanatkârla dost oldun mu? Öyle bir sanatkâra, zanaatkara içini açtýn mý? Zaten herkes bunu yaparsa, hadise farklý bir yöne evrilecektir. Esnaf ve sanatkârlar ve onlara destek olan kurumlar zaman zaman topluma kendilerini anlatýyorlar. Bu anlatýlanlara da dost olmak lazým. Mesela içimden geçti Aðustos ayýnda ben de Budapaþtede olabilir miyim, hasat zamanýnda yeni ekmekten ben de yiyebilir miyim diye. Ama isterseniz daha önce bizim ülkemizde var olan iðne oyalarýna, dokumalara, Erzurum iþi oltu taþlarýna, telkarilere bir uzanalým, bir bakalým. Buldan dokumalarýna bir bakalým. Ama fabrikalarda üretilene deðil elde dokunanlara Old World, where human values take precedence. They talked about the crisis in these stormy days. Crisis comes and goes. These are periods that last for a few years. These are the crisis of capitalism. But globalization on the other hand is a long-range approach. The thing to do is very clear. There are already those who perform these things. There must certainly be similar activities in other sister towns. There are tradesmen and craftsmen. These are people who are in direct contact with the piece of art. This is a very important thing. Instead of buying a product that is produced in another country, to be involved with pieces that were manufactured by hand by that person, with known origin and radiating the love the craftsman has put into his work, is a totally different and profound joy. Thank God these craftsmen still exist and still work. But they cannot be seen around much under the effect of this globalization. What we need to do is to see these people, to get to know them, and respect by itself is not sufficient, so to feel love for them as well. There are some studies performed for this. Let us talk about them for a short while. It is now necessary to have supporting activities. Public sector may perform the support. Central government or local governments are the public. Private institutions may provide support and educational institutions may provide support. My wish would be to see the active participation of educational institutions as establishments here, besides the individual participation from these institutions whose numbers may be counted in the dozens as individuals on a personal level. Therefore, education is also very important when support is mentioned. I always ask myself in such type of work. What are you doing? Did you read any books? Did you become a friend of such a craftsman? Did you share your concerns with such a craftsman or artisan? If everybody did these, the events would follow a different course. Craftsmen and artisans and the institutions that support them, explain themselves to society from time to time. We should befriend what is being told. For example, I very much desired whether I could be at Budapest in the month of August, whether I could eat that fresh bread during the harvest time. But firstly let us have a look and go and see the needle lace, woven fabric, oltu stone of Erzurum, filigree that exist in our country. Let us have a look at Buldan woven fabric. But not those produced in the factories; those woven by hand 153 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu BAZI MEKTUPLAR SAME LETTERS Sayýn Kadir TOPBAÞ Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Mr. Kadir TOPBAÞ Mayor of Istanbul Sayýn Kadir TOPBAÞ, 31 Ocak 2009 tarihinde Ýstanbulda düzenlenecek Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyum ve Sergisi vesilesiyle, Xian Belediyesi ve 8.3 milyonluk Xian halký adýna, organizasyon için tebriklerimi ifade etmek isterim. Geleneksel El Sanatlarý insanlýðýn ortak kültürel mirasýdýr. Halihazýrda dünya ekonomisinin hýzlý geliþimi geleneksel el sanatlarýnýn korunmasýna ciddi bir tehdit oluþturmaktadýr. Geleneksel el sanatlarýnýn nasýl korunacaðý dünya üzerindeki yerel yönetimlerin ortak kaygýsý halini almýþtýr. Bu yýl, Ýpek Yolu üzerindeki kentlerden uzmanlarýn, bilginlerin ve idari yetkililerin bir araya gelmesi ve bu hususu tartýþmasý için Ýstanbul bir fýrsat sunmaktadýr. Ýnsanlýðýn paylaþýlan kültürel mirasýnýn korunmasý yönüyle bu büyük bir önem arz etmektedir. Bu baðlamdaki çabalarýnýzý gerçekten takdir ediyorum. Ayný zamanda Xiana bu fýrsatý verdiðiniz için size þükranlarýmý sunmak istiyorum. Bu yýl, sempozyuma katýlmak üzere Xian Kaðýt-Kesme Birliði Baþkaný Han JINGi gönderiyorum. Han JING, Xianýn geleneksel el sanatlarýnýn en seçkin örneklerini beraberinde getirecektir. Han JINGin, Xianýn geleneksel el sanatlarýný koruma faaliyetlerini tanýtmakla kalmayacaðýný, ayný zamanda bu alanda diðer kentlerin aldýðý önlemler hakkýndaki bilgilerle döneceðini ve Xian ile katýlýmcý kentler arasýndaki karþýlýklý alýþveriþlerin sürekli olmasýný ümit ediyorum. Xian ve Ýstanbul yalnýzca Ýpek Yolu üzerindeki tanýnmýþ kentler deðil, ayný zamanda ekonomik canlýlýk sahibi kentlerdir. Bu þehirlerde eski kültür, modern medeniyetle güzel bir þekilde karýþmaktadýr. Ýstanbul ile ekonomik, kültürel ve akademik alanda karþýlýklý deðiþimde bulunma arzumun bir ifadesi olarak Han JINGden bir kaðýt-kesme çalýþmasý yapmasýný ve hediyem olarak onu size iletmesini istedim. Bu kaðýt-kesme eseri, iki kent arasýndaki 1000 yýllýk karþýlýklý dostane deðiþimleri göstermektedir. Tarihteki dostluðumuzu hatýrlatýrken ayný zamanda gelecekte de dostluk ve iþbirliðimizi yenileme arzusunu ifade etmek istiyorum. 154 Dear Mr. Kadir TOPBAÞ, International Traditional Handcrafts Symposium and Exhibition is going to be held in the city of Istanbul on January 31, 2009. On behalf of Xian Government and 8.3 million Xian citizens, I would like to express my congratulations to the meeting. Traditional Handicrafts are common cultural heritage of humankind. Now, the rapid development of world economy has posed a severe threat to the protection of traditional handicrafts. How to save and preserve the traditional handicrafts has become the common concern of the local governments in the world. This year, Istanbul offers an opportunity for experts, scholars and government officials from cities along the Silk Road to gather in Istanbul and discuss this issue. It is of great importance for the preservation of the shared cultural heritage of mankind. I really appreciate your efforts in this regard. I would also like to express my gratitude to you for offering Xian this opportunity. This year, I send Han Jing, Chairman of Xian Paper-cutting Association, to join the symposium. Han Jing will bring with him the most representative traditional handicrafts of Xian. I hope Han Jing will not only introduce the traditional handicrafts preservation in Xian, but also bring back the measures taken by other cities in this field. I hope continuous exchanges will be conducted between Xian and participating cities. Xian and Istanbul are not only well-known cities along the Silk Road, but also cities with economic vitality. Ancient culture blends nicely with modern civilization. In order to express my desire to conduct the exchange with Istanbul in the economic, culture and academic arena, I asked Han Jing to create a paper-cutting work and send it as a gift to you. This piece of paper-cutting demonstrates the friendly exchanges between the two cities more than 1,000 years ago. Being reminiscent of our friendship in the history, I cherish a desire to renew our friendship and cooperation in the future. Son olarak, geleneksel el sanatlarý sempozyum ve sergisinin büyük bir baþarýya ulaþmasýný diliyor, size en içten dileklerimi gönderiyorum. Finally, I wish traditional handicrafts symposium and exhibition a great success. Best wishes, Saygýlarýmla, Sincerely yours, Chen Baogen Xian Belediye Baþkaný Chen Baogen Mayor of Xian Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Sayýn Kadir Topbaþ Mayor of Istanbul Dr. Kadir Topbas Sayýn Belediye Baþkaný, kýymetli katýlýmcýlar, Dear Mr. Mayor, dear participants, Kiev Þehir Ýdaresi, bütün Kiev vatandaþlarý ve þahsým adýna Geleneksel El Sanatlarý ve Ýpek ve Baharat Yollarý Üzerindeki Kadim Þehirlerin Yerel Yönetimlerin Katkýlarý konulu sempozyumun açýlýþý vesilesiyle hepinizi saygýyla selamlýyorum. From me personally, from Kyiv City Authority and on behalf of all citizens of Kyiv let me greet you on the occasion of opening of the symposium: "Traditional Arts and the Contribution of Local Governments in the Ancient Towns along the Silk and Spice Roads". Ýlk olarak Kiev þehrini bu ilgi çekici ve önemli etkinliðe davet ettiðiniz için teþekkürlerimi sunmak istiyorum. First of all, I would like to thank you for inviting the City of Kyiv to take part in this representative, interesting and necessary event. Kiev kenti iki yüzyýldan daha eski tarihiyle Slav haklarýnýn kültürünün beþiðini teþkil etmektedir. Ulusal ve kültürel eserlerin korunmasý, el sanatlarý geleneklerinin desteklenmesi ve kültürel mirasýn yeni nesillerimize aktarýlmasýnýn ehemmiyetinin idraki içerisindeyiz. Ukrayna geleneksel sanat ve kültürünü uluslararasý bir platformda temsil etmek Ukraynanýn baþkenti olan kentimiz için büyük bir onurdur. Dünyanýn farklý yerlerinden yerel idareler olarak ortak çabalarýmýz neticesinde halklarýmýzýn kültünün kurtarýp koruyacaðýmýzdan hiç þüphem yok. The City of Kyiv is a cradle for culture of all Slavic peoples and is more than two thousand years old. We deeply realize great importance for saving national and cultural achievements, for supporting traditions of craftsmanship and arts, for passing cultural heritage to our progeny. It is esteemed a great honour for the capital of Ukraine to present examples of Ukrainian traditional art and culture at international level. Bu vesile ile siz Sayýn Baþkana, bütün sempozyum katýlýmcýlarýna ve tüm Ýstanbul halkýna bu etkinliðin baþarý ile gerçekleþtirilmesini temenni ediyorum. Size saðlýk, baþarý ve mutluluklar dilerim. I am confident that with our combined efforts we - Local Authorities of different cities around the globe - will be able to save and protect culture of our peoples. Taking an opportunity I wish to you, dear Mr. Mayor, to all participants of symposium, to all citizens of Istanbul successful holding of this event, I wish you good luck, harmony and prosperity. Saygýlarýmla, Yours sincerely, Leonid Chernovetsky Kiev Belediye Baþkaný Leonid Chernovenskyi Mayor of Kiev 155 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Böylesi baþarýlý ve eðitim seviyesi yüksek bir sempozyuma katýlmaktan onur duydum. Açýkçasý, sempozyumun diðer katýlýmcýlarýna ait sunumlardan etkinlendim ve böylece evimde, 15-20. yüzyýllar arasýnda Makedonya'da ipek üretiminin geliþimi konusunda küçük bir araþtýrma yapmaya baþladým. Bulduðum bilgilere göre 19.yüzyýlda Osmanlý Ýmparatorluðu döneminde Avrupa ülkelerine ihracat için ipek üretiminin merkezi Makedonya'ydý. Ýzin verirseniz, sunduðum tebliðe bu bilgileri de eklemek istiyorum. Okuyucularýn ilgisini çekecek birçok tarihi bilgiye de yer vereceðim. Sempozyumda da bahsettiðim gibi, biz (Üsküp Belediyesi) kültür ve sanat alanýndaki iþbirliðine daha ileri bir düzeyde devam etmek istiyoruz. Üsküp Belediyesi, Üsküp Müzesi'nin iþbirliðiyle her yýl Tarihi Üsküp Çarþýsýnda bulunan otelde "Üsküp" adlý uluslararasý bir resim sanat etkinliði düzenlemektedir. 5 Makedonyalý sanatçý ile birlikte, iþbirliði yaptýðýmýz þehirlerden 5 sanatçýyý davet ediyoruz. Konaklama ve atölye çalýþmalarý ayný otelde oluyor. 10 gün süren etkinlik Aðustos'ta veya Eylül'ün baþýnda gerçekleþtirilmektedir. Sanat etkinliðine katýlmak üzere Ýstanbul'dan bir modern sanatçýyý (ressamý) davet etmek isteriz. Bu etkinlik için bize ilgi çekici bir sanatçý önereceðinizi ümit ediyorum. Saygýlarýmla, Nada Peseva Oddelenie za kultura Sektor za javni dejnosti Grad Skopje Unit for culture Department for public affairs City of Skopje "Ilindenska" b.b 1000 Skopje, Macedonia tel: +389 2 3297 323 fah: + 3892 3297 238 156 I was honored to be a part of such successful and high education level symposium. As a matter fact I was interest by the presentation form the other participants of the symposium so I start a little research this days at home for the development of silk production in Macedonia in period between 15- 20 century. I found data's according which, Macedonia was center for producing of silk in 19 century in Ottoman empire for export in European countries. I would like, if you can allowed me, to include this data in the paper i send to you. It will provide more historical data interest for the readers. As I mentioned during symposium, we (City of Skopje) would like to continue further cooperation i the area of culture and art. City of Skopje in cooperation with Museum of city of Skopje organize very year International painting art colony "Skopje", in the Hotel located in Old Skopje Bazaar (Skopska Carsija). We invite 5 artist form cities we have a cooperation that wore together with 5 Macedonian artist. The accommodation and work atelier are in the hotel. The event takes place in August or beginning of September in duration of 10 days. We would like to invite an contemporary artist(painter) form Istanbul to participate in art colony. I hope that you will provide as an interesting artist for this event, With my regards, Nada Peseva Oddelenie za kultura Sektor za javni dejnosti Grad Skopje Unit for culture Department for public affairs City of Skopje "Ilindenska" b.b 1000 Skopje, Macedonia tel: +389 2 3297 323 fah: + 3892 3297 238 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Sayýn Mehmet Doðan Eðitim Müdürü Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý 34080 Saraçhane-Ýstanbul Sayýn Doðan, Venedik Belediyesinin temsilcisi olarak þahsýma 31 Ocak-01 Þubat 2009 tarihlerinde þehrinizde düzenlenen Geleneksel Sanatlar Sempozyum ve Sergisine katýlma fýrsatý vererek gösterdiðiniz sýcak misafirperverlik dolayýsýyla teþekkür etmek istiyorum. Organizasyonun baþarýsýndan memnuniyet duydum ve þehirlerimiz arasýndaki verimli iþbirliðinin devamýný sabýrsýzlýkla bekliyorum. En içten dileklerimle, Giuseppe Bortolussi Ekonomik Faaliyetler ve Ticaretten Sorumlu Belediye Baþkan Yardýmcýsý Venedik, 19 Þubat 2009 M. Mehmet Doðan Director of Education Ýstanbul Metropolitan Municipality 34080 Saraçhane-Ýstanbul Dear Mr Doðan, I would like to thank you for the warm welcome and hospitality and for giving me, as representative of the City of Venice, the opportunity to participate in Traditional Arts Symposium and Exhibition held in your City from January, 31st to February, 1st 2009. I am pleased with the success of the Event and look forward to continuing the fruitful cooperation between our cities. My best personal wishes, Giuseppe Bortolussi Deputy Mayor for Economic Activities and Trade Venice, 19th February 2009 157 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu SEMPOZYUM VE SERGÝDEN... / FROM SYMPOSIUM AND EXHABITIONS... Birleþik Körös Vadisi Halk Sanatlarý Festivali Gyula Körös Valley Multitude - Gyula Orman þapeli ve çan kulesi, Városerdo Forest chapel and bell-tower, Városerdo Macar Tekstil-iþçileri Konferansý Ýhalesinin Sergisi Alaný, Békéscsaba Tender exhibition of the Hungarian Textile-worker Conference, Békéscsaba Açýk-hava Geçit Müzesi, Békéscsaba Open-air Gate Museum, Békéscsaba Çocuk bahçesi, Tótkomlós Playground, Tótkomlós Békéscsabada tarihi Norveç ve Güney Bölgesinin (Dél-Alföld) halk sanatlarýný sergileyen fuar. / Exhibition in Békéscsaba displaying the live folk art of long ago of Norway and the Southern Lowland (Dél-Alföld) Mesire alaný, Vészto Resting park, Vészto 158 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Birleþik Körös Vadisi Halk Sanatlarý Festivali Gyula Körös Valley Multitude - Gyula Orman þapeli ve çan kulesi, Városerdo Forest chapel and bell-tower, Városerdo Macar Tekstil-iþçileri Konferansý Ýhalesinin Sergisi Alaný, Békéscsaba Tender exhibition of the Hungarian Textile-worker Conference, Békéscsaba Açýk-hava Geçit Müzesi, Békéscsaba Open-air Gate Museum, Békéscsaba Çocuk bahçesi, Tótkomlós Playground, Tótkomlós Békéscsabada tarihi Norveç ve Güney Bölgesinin (Dél-Alföld) halk sanatlarýný sergileyen fuar. / Exhibition in Békéscsaba displaying the live folk art of long ago of Norway and the Southern Lowland (Dél-Alföld) Mesire alaný, Vészto Resting park, Vészto 159 Uluslararasý Geleneksel El Sanatlarý Sempozyumu Birleþik Körös Vadisi Halk Sanatlarý Festivali Gyula Körös Valley Multitude - Gyula Orman þapeli ve çan kulesi, Városerdo Forest chapel and bell-tower, Városerdo Macar Tekstil-iþçileri Konferansý Ýhalesinin Sergisi Alaný, Békéscsaba Tender exhibition of the Hungarian Textile-worker Conference, Békéscsaba Açýk-hava Geçit Müzesi, Békéscsaba Open-air Gate Museum, Békéscsaba Çocuk bahçesi, Tótkomlós Playground, Tótkomlós Mesire alaný, Vészto Resting park, Vészto 160