yüksek lisans tezi - TRAGLOR
Transcription
yüksek lisans tezi - TRAGLOR
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Savaş Fuat TURAN KARKAS YAPISI, KIL MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE YAĞ ASİTLERİ KOMPOZİSYONLARINA GÖRE ET HAYVAN TÜRLERİNİN TANINMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ADANA, 2006 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KARKAS YAPISI,KIL MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE YAĞ ASİTLERİ KOMPOZİSYONLARINA GÖRE ET HAYVAN TÜRLERİNİN TANINMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Savaş Fuat TURAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI Bu tez 12/12/2006 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle Kabul Edilmiştir. İmza...................…........ İmza...................…........ İmza...................…........… Prof. Dr. Oktay GÜRSOY Doç. Dr. Zerrin ERGİNKAYA ÜYE DANIŞMAN Prof. Dr. Okan GÜNEY ÜYE Bu tez Enstitümüz Zootekni Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No : Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: ZF-2004YL86 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. ÖZ YÜKSEK LİSANS TEZİ KARKAS YAPISI,KIL MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE YAĞ ASİTLERİ KOMPOZİSYONLARINA GÖRE ET HAYVAN TÜRLERİNİN TANINMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Savaş Fuat TURAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Oktay GÜRSOY Yıl : 2006, Sayfa: 175 Jüri : Prof. Dr. Oktay GÜRSOY Prof. Dr. Okan GÜNEY Doç. Dr. Zerrin ERGİNKAYA Bu araştırma yaygın olarak tüketilen koyun, keçi ve sığır etlerini domuz, at ve eşek etleriyle karkas yapısı, kıl morfolojisi ve yağ asit bileşimleri bakımından karşılaştırarak, aralarındaki farkları belirleyip kolay tanıma amacıyla yapılmıştır. Araştırma materyali olarak her türe ait üçer hayvanın bel bölgesinden 100 g derialtı yağ alınmış ve metil esterleri oluşturularak 35 farklı doymuş ve doymamış yağ asidi değerleri gaz kromatografisiyle belirlenmiştir. Doymuş yağ asitlerin palmitik ve stearik asit, doymamış yağ asitleri bakımından da oleik, linoleik ve palmitoleik asit yüksek oranlarda tespit edilmiştir. Türlere ait kıllar incelik, uzunluk ve morfolojik bakımdan mikroskop altında incelenmiş ve türlere ait farklılıklar ortaya konmuştur. Kıl inceliği bakımından koyun en ince kıla sahip iken domuz kılı en kalın kıl olarak belirlenmiştir. Karkas yapısı bakımından türlerin farklılıkları ağırlık(cüsse), dış görünüş, yağ örtüsü, et rengi ve kemik anatomisi bakımından karşılaştırılmışlardır. Koyun ve keçi karkasları tüm diğer türlerden daha küçük ve farklı ancak birbirine benzer bulunmuştur. Sığır karkası ve parça etleri ise at, eşek ve domuz etleriyle karıştırılabilecek yapıda bulunmuştur. Yağ asitleri bakımından bileşimlerin güvenilir bir tanıma yöntemi olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Karkas tanıma, kıl morfolojisi, yağ asidi bileşimi, karkas yapısı. I ABSTRACT MSc THESIS A STUDY ON THE IDENTIFICATION OF MEAT ANIMAL SPECIES ACCORDING TO CARCASS MAKE UP HAIR MORPHOLOGY AND FATTY ACID COMPOSITIONS Savaş Fuat TURAN DEPARTMENT OF ANIMAL.SCIENCE INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA Supervisor : Year : Jury : Prof. Dr. Oktay GÜRSOY 2006, Pages: 175 Prof. Dr. Oktay GÜRSOY Prof. Dr. Okan GÜNEY Assoc. Prof. Dr. Zerrin ERGİNKAYA This study was conducted with the objectives of differentiating and identifying sheep, goat and cattle meats from swine, horse and donkey meats which are prohibited for consumption according to Food Codex in Turkey by comparing carcass make-up, hair morphology and fatty acid compositions of respective species. Three animals from each specie made up the material of this study. Samples of 100 g subcuteanus fat were taken from each animal. Fatty acids were stabilized by forming methyl esters and gass choromatography was used to determine the amounts of 35 saturated and unsaturated fatty acids. Plamitic and stearic acids were seen to be the most abundantly found saturated fatty acid in all the species. Similarly oleic, linoleic and palmitoleic acids were the highest unsaturated fatty acids in all the species. The morhological analyses under the microscope, fiber diameter and fiber length were used for compare the hairs of the respective species. The lowest fiber diameter was seen to be in sheep as comparing to the highest diameter found in swine. The carcasses of the species were compared according to weight (size), external appearance, fat cover, meat color and bone anatomy. Sheep and goat carcasses were found to be the smallest in size and very different from the swine, horse and donkey carcasses but highly similar to each other. Cattle carcasses and primal cuts were found to be similar to horse, donkey and even swine and easily be substituted for each other.Fatty acid compositions may be a fairly good and dependable method to identify meats of animal species. Key Words: : Carcass identification, hair morphology, fatty acid composition, carcass make-up. II TEŞEKKÜR Çalışmamın her aşamasında büyük bilgi birikimini ve insani desteğini hiç esirgemeyen çok değerli danışman hocam sayın Prof. Dr. Oktay GÜRSOY’a, bu çalışmada en az benim kadar çaba sarf eden, at ve eşek numunelerinin teminindeki yardımlarından dolayı Vet. Hek. Ali AYDOĞDU’ya, sığır numunelerinin temin edilmesindeki yardımlarından dolayı Et Balık Kurumu Adana Kombinası İşletme Şefi Vet. Hek. Osman SOLAK’a, domuz numunelerinin temin edilmesindeki yardımlarından dolayı Vet. Dr. Kenan DAĞLIOĞLU’na, istatistiksel analizlerdeki yardımlarından dolayı Prof. Dr. Ercan EFE, Doç Dr. Muhip ÖZKAN, Zir. Müh. Ali ALTIOĞLU’na, kılların mikroskop altında fotoğraflanmasındaki yardımlarından dolayı da Araştırma Görevlisi İbrahim ATIŞ ve Zir. Yük. Müh. Halil TOKTAY’a, çalışmanın yürütülmesinde maddi desteği sağlayan Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’ne, iş yerimde çalışmam boyunca bana katlanan ve benden desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen tüm amir ve iş arkadaşlarıma, doğmakla beni dünyanın en mutlu insanı yapan biricik oğluma ve beni sabırla destekleyen eşime teşekkür ederim. III İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ …………………………………………………………………………….. I ABSTRACT ………………………………………………………………….. II TEŞEKKÜR ………………………………………………………………….. III İÇİNDEKİLER ……………………………………………………………...... IV ÇİZELGELER DİZİNİ ……………………………………………………….. X ŞEKİLLER DİZİNİ …………………………………………………………... XIII RESİMLER DİZİNİ ………………………………………………………….. XIV SİMGELER VE KISALTMALAR ………………………………………....... XV EKLER ………………………………………………………………………... XVII GİRİŞ …………………………………………………………………………. 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR …………………………………………………. 5 2.1. Karkas Yapısı ……………………………………………….......... 5 2.1.1. Sığır ve Dana Karkası …………………………………... 5 2.1.2. Koyun ve Kuzu Karkası ………………………………... 11 2.1.3. Keçi Karkası ……………………………………………. 18 2.1.4. At Karkası ……………………………………………… 24 2.1.5. Domuz Karkası ……………………………………........ 25 2.2. Karkas İçeriğindeki Bazı Kemiklerin Özellikleri ………………… 26 2.2.1. Sırt Omurları (Vertebrae Throaciace) …………………… 26 2.2.1.1. Sığır Sırt Omurları …………………………….. 26 2.2.1.2. Koyun Sırt Omurları ………………………... 27 2.2.1.3. Keçi Sırt Omurları …………………….............. 27 2.2.1.4. At Sırt Omurları …………………………......... 27 2.2.1.5. Domuz Sırt Omurları …………………………. 28 2.2.2. Bel Omurları (Vertebrae Lumbales) …………………… 28 2.2.2.1. Sığır Bel Omurları ……………………….......... 28 2.2.2.2. Koyun Bel Omurları ……………………............ 28 2.2.2.3. Keçi Bel Omurları …………………………….. 29 2.2.2.4. At Bel Omurları …………................................... 29 2.2.2.5. Domuz Bel Omurları ………………………….. 29 2.2.3. Kaburgalar (Costae) …………………………………….. 30 2.2.3.1. Sığır Kaburgaları ……………………………… 30 IV 2.2.3.2. Koyun Kaburgaları ……………………………. 30 2.2.3.3. Keçi Kaburgaları …………………………........ 30 2.2.3.4. At Kaburgaları ………………………………… 31 2.2.3.5. Domuz Kaburgaları …………………………… 31 2.2.4. Göğüs Kemiği (Sternebrae) ……………………............. 31 2.2.4.1. Sığır Göğüs Kemiği ………………………….... 31 2.2.4.2. Koyun Göğüs Kemiği ……………………......... 32 2.2.4.3. Keçi Göğüs Kemiği …………………………… 32 2.2.4.4. At Göğüs Kemiği ……………………………… 32 2.2.4.5. Domuz Göğüs Kemiği ………………………… 32 2.2.5. Kuyruk Omurları (Vertebrae Caudales) …………………. 33 2.2.5.1. Sığır Kuyruk Omurları ………………………… 33 2.2.5.2. Koyun Kuyruk Omurları ……………………… 33 2.2.5.3. Keçi Kuyruk Omurları ………………………… 33 2.2.5.4. At Kuyruk Omurları …………………………… 33 2.2.5.5. Domuz Kuyruk Omurları ……………………… 34 2.2.6. Kalça Kemiği (Os Coxae) ………………………………. 34 2.2.6.1. Sığır Kalça Kemiği ……………………………. 34 2.2.6.2. Koyun Kalça Kemiği …………………………. 34 2.2.6.3. Keçi Kalça Kemiği ……………………………. 34 2.2.6.4. At Kalça Kemiği ………………………………. 35 2.2.6.5. Domuz Kalça Kemiği …………………………. 35 2.2 7. Kol Kemiği (Humerus) …………………………………. 35 2.2.7.1. Sığır Kol Kemiği ………………………………. 35 2.2.7.2. Koyun Kol Kemiği ……………………………. 35 2.2.7.3. Keçi Kol Kemiği ……………………………… 36 2.2.7.4. At Kol Kemiği ………………………………… 36 2.2.7.5. Domuz Kol Kemiği …………………………… 36 2.2.8. Ön Kol Kemiği (Skeleton Antebrachii) …………………. 36 2.2.8.1. Sığır Ön Kol Kemiği ………………………….. 36 V 2.2.8.2. Koyun Ön Kol Kemiği ………………………… 37 2.2.8.3. Keçi Ön Kol Kemiği …………………………... 37 2.2.8.4. At Ön Kol Kemiği …………………………….. 37 2.2.8.5. Domuz Ön Kol Kemiği ……………………….. 37 2.2.9. Kürek Kemiği (Scapula) ……………………………….... 38 2.2.9.1. Sığır Kürek Kemiği …………………………… 38 2.2.9.2. Koyun Kürek Kemiği …………………………. 38 2.2.9.3. Keçi Kürek Kemiği …………………………… 38 2.2.9.4. At Kürek Kemiği ……………………………… 39 2.2.9.5. Domuz Kürek Kemiği ………………………… 39 2.2.10. Boyun Omurları (Vertabrae Cervicales)……………….. 39 2.2.10.1. Sığır Boyun Omurları ……………………….. 39 2.2.10.2. Koyun Boyun Omurları ……………………… 39 2.2.10.3. Keçi Boyun Omurları ………………………... 40 2.2.10.4. At Boyun Omurları …………………………... 40 2.2.10.5. Domuz Boyun Omurları ……………………... 40 2.2.11. Uyluk Kemiği (Skeleton Femoris)………………. 41 2.2.11.1. Sığır Uyluk Kemiği ………………………….. 41 2.2.11.2. Koyun Uyluk Kemiği ………………………... 41 2.2.11.3. Keçi Uyluk Kemiği ………………………….. 41 2.2.11.4. At Uyluk Kemiği …………………………….. 41 2.2.11.5. Domuz Uyluk Kemiği ……………………….. 42 2.3. Tülere Ait Etlerin Karakteristik Özellikleri ………………………. 42 2.3.1. Sığır ve Dana Eti ……………………………………….. 42 2.3.2. Koyun ve Kuzu Eti …………………………………….. 43 2.3.3. Keçi Eti …………………………………………………. 44 2.3.4. At Eti …………………………………………………… 46 2.3.5. Domuz Eti ……………………………………………… 46 2.4. Yağların Fiziksel Özellikleri ……………………………………… 46 2.3.1. Sığır ve Dana Yağı ……………………………………… 47 2.3.2. Koyun Yağı …………………………………………….. 48 VI 2.3.3. Keçi Yağı ……………………………………………….. 49 2.3.4. Domuz Yağı …………………………………………….. 49 2.3.5. At Yağı ………………………………………………….. 49 2.3.6. Eşek Yağı ……………………………………………….. 50 2.5. Kılların Morfolojik Yapısı ………………………………………... 50 2.4.1. Medulla …………………………………………………. 51 2.4.2. Korteks …………………………………………………. 53 2.4.3. Kütiküla ………………………………………………… 54 2.4.4. Sığır Kılı ………………………………………………… 56 2.4.5. Koyun Kılı ……………………………………………… 56 2.4.6. Keçi Kılı………………………………………………….. 59 2.4.7. Domuz Kılı………………………………………………. 59 2.4.8. At ve Katır Kılı …………………………………………. 60 2.4.9. Eşek Kılı ………………………………………………… 60 2.6. Yağlar ve Yağ Asitleri …………………………………………… 60 2.6.1. Gliserol (Gliserin) ………………………………………. 61 2.6.2. Yağ Asitleri ……………………………………………... 62 2.6.1.1. Yağ Asitlerinin İsimlendirilmesi ……………… 62 2.6.1.2. Doymuş Yağ Asitleri …………………………. 63 2.5.1.3. Doymamış Yağ Asitleri ………………………. 64 2.6.3. Türlere Ait Yağ Asitleri ………………………………… 65 2.6.3.1. Sığır Yağ Asitleri …………………………….. 65 2.6.3.2. Keçi Yağ Asitleri ……………………………… 71 2.6.3.3. Koyun Yağ Asitleri …………………………… 75 4.6.3.4. At Yağ Asitleri ………………………………... 78 2.6.3.5. Domuz Yağ Asitleri ………………………….. 79 3. MATERYAL VE METOD ………………………………………………… 83 3.1. Materyal ………………………………………………………….. 83 3.1.1. Kıl Materyalleri ………………………………………… 83 3.1.2. Kıl Morfolojisi ………………………………………….. 83 3.1.3. Yağ Materyalleri ………………………………………... 83 VII 3. 2. Metod …………………………………………………………….. 84 3.2.1. Kıl Ölçümleri ……………………………………………. 84 3.2.2. Yağ Asitleri Analizleri ………………………………….. 85 3.2.2.1. Gaz Kromatoğrafisi …………………………… 85 3.2.2.2. Gaz Kromatoğrafisi Cihazının Bölümleri …….. 86 3.2.2.2.(1). Taşıyıcı Gaz Kaynağı ……………… 86 3.2.2.2.(2). Enjeksiyon Bölümü ……………….. 86 3.2.2.2.(3). Kolon ………………………………. 87 3.2.2.2.(4). Dedektörler ………………………… 87 3.2.3. Türler Bazında Anatomik ve Morfolojik Karşılaştırmalar.. 87 4. BULGULAR VE TARTIŞMA …………………………………………….. 88 4.1. Kıllarda Saptanan Morfolojik Özellikler …………………………. 88 4.1.1. Makroskopik Özellikler …………………………………. 88 4.1.1.1. Genel Özellikler ………………………………. 88 4.1.1.2. Kıl Uzunlukları ……………………………….. 89 4.1.1.3. Kıl İncelikleri …………………………………. 91 4.1.2. Mikroskopik Özellikler …………………………………. 92 4.2. Araştırma Materyali Türlerin Karkas Özellikleri ………………… 94 4.3. Sırt Yağından Alınan Örneklerdeki Yağ Asitlerinin Bileşimi …… 99 4.3.1. Doymuş Yağ Asitleri …………………………………… 99 4.3.1.1. Sığır …………………………………………… 101 4.3.1.2. Koyun ………………………………………… 101 4.3.1.3. Keçi …………………………………………… 102 4.3.1.4. At ……………………………………………… 104 4.3.1.5. Domuz ………………………………………… 105 4.3.1.6. Eşek …………………………………………… 107 4.3.2. Doymamış Yağ Asitleri ………………………………… 107 4.3.2.1. Sığır ……………………………………………. 109 4.3.2.2. Koyun …………………………………………. 110 4.3.2.3. Keçi …………………………………………… 110 4.3.2.4. At ……………………………………………… 112 VIII 4.3.2.5. Domuz ………………………………………… 113 4.3.2.6.Eşek ……………………………………………. 114 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ……………………………………………… 115 KAYNAKLAR ……………………………………………………………….. 118 ÖZGEÇMİŞ …………………………………………………………………… 124 EKLER ………………………………………………………………………… 125 EK - 1 ………………………………………………………………………… 125 EK - 2 ………………………………………………………………………… 149 IX ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 2.1. Sığır Gövde Etlerinin Karkas Sınıflarına Göre Ağırlıkları ………. 7 Çizelge 2.2a. Farklı Sığır Irklarına Ait Karkas Değerleri ………………………. 8 Çizelge 2.2b. Farklı Sığır Irklarına Ait Karkas Değerleri ………………………. 9 Çizelge 2.3. Sığırlarda Yıl ve Mevsimlere Göre Sıcak Karkas Ağırlıklarına Ait Ortalama Değerler ……………………………………………... 10 Çizelge 2.4. Kars Et ve Balık Kurumu Kombinası’nda Kesilen Sığırlarda Karkas Değerleri …………………………………………………… 10 Çizelge 2.5. Yerli ve Kültür Melezi Sığır Irklarına Ait Ortalama Karkas Değerleri 11 Çizelge 2.6. Farklı Koyun Çağ Karkaslarına Ait Özellikler ……………………. 13 Çizelge 2.7. Koyun ve Keçilerde Yıl ve Mevsimlere Göre Sıcak Karkas Ağırlıklarına Ait Ortalama Değerler ……………………………….. 14 Çizelge 2.8. Morkaraman, SakızxMorkaraman Melezleri ve KıvırcıkxMorkaraman (F1) Melezlerine Ait Karkas Değerleri …… 14 Çizelge 2.9. Değişik Genotipteki Koyun ve Kuzulara Ait Karkas Parametreleri .. 15 Çizelge 2.10. Kıvırcık, Türkgeldi ve Tahirova Koyunlarındaki Karkas Değerleri .. 16 Çizelge 2.11. Farklı Koyun Irk ve Genotiplerine Ait Sıcak ve Soğuk Karkas Değerleri ………………………………………………………….. 17 Çizelge 2.12. Farklı Genotipdeki İvesi ve İvesi Melezlerine Ait Kesim Ağırlıkları ve Soğuk Karkas Değerleri ……………………………………… 18 Çizelge 2.13. Farklı Sınıflardaki Keçi Karkaslarında Canlı Ağırlıklara Göre Etlilik Durumu ………………………………………………….. 19 Çizelge 2.14. DamascusxKıl(F1) Melezleri Erkek Oğlaklarda Karkas Ağırlıkları .. 21 Çizelge 2.15. Farklı Keçi Genotiplerinin Sıcak Karkas Ağırlıkları …………….. 22 Çizelge 2.16. Farklı Keçi Genotiplerinin Soğuk ve Sıcak Karkas Ağırlıkları ile Karkas Uzunlukları…………………………………………… 23 Çizelge 2.17. Ata Karkasına Ait Değerler …………………………………... 24 Çizelge 2.18. Domuza Ait Canlı Ağırlıklar ………………………………….. 25 Çizelge 2.19. Üç Farklı Yağ İçeren Rasyonla Beslenen Domuzlarda Karkas Değerleri ………………………………………………………… X 25 Çizelge 2.20. Domuzlarda Canlı Ağırlık ile Bazı Vücut ve Karkas Özellikleri .. 26 Çizelge 2.21. Çeşitli Koyun Irklarına Ait Etlerin Bazı Özellikleri …………….. 44 Çizelge 2.22. Çeşitli Keçi Irklarına Ait Etlerin Bazı Özellikleri ………………. 45 Çizelge 2.23. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik ve Kalınlık Değerleri …………… 56 Çizelge 2.24. Farklı Koyun Irklarına Ait Kıl İncelik ve Uzunluk Değerleri …… 57 Çizelge 2.25. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik Değerleri ………………………… 58 Çizelge 2.26. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik Değerleri ………………………… 58 Çizelge 2.27. Kıl Keçilerinin Çeşitli Vücut Bölgelerindeki Kaba Üst ve İnce Alt Kıllarının İncelik Değerleri ………………………………….. 59 Çizelge 2.28. Farklı Türlere Ait Yağ Asitleri Kompozisyonları Oranları ……… 67 Çizelge 2.29. Sığır Göz Kasındaki Yağ Asitleri Profilleri …………………….. 68 Çizelge 2.30. m.longissimus ve m.semimembranosus Kaslarında İntramusküler Yağ Asitleri Kompozisyonları …………………………………… 69 Çizelge 2.31. Sığırların Farklı Bölgelerinin Toplam Yağlarındaki Yağ Asitleri .. 70 Çizelge 2.32. Çeşitli Rasyonlarla Beslenen Keçilerdeki Kasarası Yağın Yağ Asitleri Kompozisyonları ………………………………………… 71 Çizelge 2.33. Keçi Yağlarının Yağ Asitleri Kompozisyonları …………………. 73 Çizelge 2.34. Keçilerin Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarındaki Yağ Asitleri Bileşimleri ……………………………………………….. 74 Çizelge 2.35. Koyun Deri Altı Yağ Asitleri Oranları ………………………….. 75 Çizelge 2.36 . Koyun ve Kuzuların Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarına Ait Yağ Asitleri Kompozisyonları ……………………………… 76 Çizelge 2.37. Kuzulardaki Deri Altı, Kasiçi ve Kasarası Yağlardaki Yağ Asitleri Kompozisyonları ……………………………………….. 77 Çizelge 2.38. Atlardaki Yağların Yağ Asitleri Kompozisyonları …………….... 78 Çizelge 2.39. İki Farklı Genotip ve Üç Farklı Kesim Ağırlığındaki Domuzların Deri Altı Yağ Asitleri Kompozisyonları Oranları ……………….. 80 Çizelge 2.40 Üç Farklı Yağ İçeren Rasyonla Beslenen Domuzlarda Sırt Yağının Yağ Asitleri Kompozisyonu …………………………………….. 81 Çizelge 2.41. Domuzların Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarının Yağ Asitleri Oranları …………………………………………………. XI 82 Çizelge 4.1. Kılların Makroskopik Özellikleri …………………………………. 89 Çizelge 4.2. Araştırma Materyali Hayvan Türlerine Ait Kıl Gerçek Uzunlukları.. 90 Çizelge 4.3. Araştırma Materyali Hayvan Türlerine Ait Ait Kıl Çapları ……… 92 Çizelge 4.4. Araştırmada Karkas Özelliklerine İlişkin Saptanan Gözlemler ….. 96 Çizelge 4.5 a.Türlere Ait Karkaslardaki Bazı Kemiklerin Yapı ve Özellikleri .. 97 Çizelge 4.5 b.Türlere Ait Karkaslardaki Bazı Kemiklerin Yapı ve Özellikleri .. 98 Çizelge 4.6. Türlere Ait Sırt Yağındaki Doymuş Yağ Asitleri ………………… 100 Çizelge 4.7. Türlere Ait Sırt Yağındaki Doymamış Yağ Asitleri ……………… 108 XII ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 2.1. Sığır Gövde Profili ………………………………………………… … 6 Şekil 2.2. Dana Gövde Profili ………………………………………………….. 6 Şekil 2.3. Sığır But Profili ……………………………………………………… 7 Şekil 2.4. Dana But Profili …………………………………………………....... 7 Şekil 2.5. Koyun Gövde Profili ………………………………………………… 12 Şekil 2.6. Koyun Gövde Arka Görünümü ……………………………………… 12 Şekil 2.7. Kıl Keçisinin Gövde Profili ………………………………………..... 20 Şekil 2.8. Kıl Keçi Oğlağının Gövde Profili …………………………………… 20 Şekil 2.9. Kıl Keçi But Profili ………………………………………………..... 21 Şekil 2.10. Kıl Keçi Oğlağının But Profili …………………………………….. 21 Şekil 2.11. Sığır Kabuk Yağı ………………………………………………….. 47 Şekil 2.12. Dana Karkası Kabuk Yağı …………………………………………. 48 Şekil 2.13. Koyun Karkası Kabuk Yağı ……………………………………….. 48 Şekil 2.14. Kıl Keçisi Karkası Kabuk Yağı ……………………………………. 49 Şekil 2.15. Kıl Folükülü ve Kılın Gelişimi …………………………………….. 51 Şekil 2.16. Kemp Kıl ve Gerçek Kıl …………………………………………… 51 Şekil 2.17. Kılın Yapısı ………………………………………………………… 52 Şekil 2.18. Kesikli Medullalı Kıl ve Devamlı Medullalı Kıl …………………. 52 Şekil 2.19. Devamlı Medulla …………………………………………………... 53 Şekil 2.20. Kesikli Medulla ……………………………………………………. 53 Şekil 2.21. Boncuklu Medulla ve Üç Medulla ………………………………… 53 Şekil 2.22. Devamlı+Parçalı Çift Medulla ve Devamlı Çift Medulla …………. 53 Şekil 2.23. Hakiki Yapağı ile Kaba Uzun Kılın Tabakaları …………………… 54 Şekil 2.24. Değişik Tip Kıllarda Gözlemlenen Kütiküla Şekilleri …………….. 55 Şekil 2.25. Kütiküla Hücrelerinin Yapısı ve Diziliş Şekilleri ………………….. 55 Şekil 2.26. Taç Şekilli Kütiküla Hücresi ve Çok Kenerlı Taç Şekilli Kütiküla Hücresi ……………………………………………………. 55 XIII RESİMLER DİZİNİ SAYFA Resim 4.1. Türlere Ait Kılların Mikroskobik Görünümleri (40 X) ……………… 97 Resim 4.2. Türlere Ait Hayvanların Karkas Resimleri …………………………... 99 XIV SİMGELER VE KISALTMALAR µ : Mikron cm : Santimetre kg : Kilogram % : Yüzde S.H. : Standart Hata SFA : Doymuş Yağ Asitleri MUFA : Toplam Tekli Doymamış Yağ Asitleri PUFA : Toplam Çoklu Doymamış Yağ Asitleri TUFA : Toplam Doymamış Yağ Asitleri P:S : Toplam Çoklu Doymamış Yağ Asitleri/Toplam Doymuş Yağ Asitleri K.E. : Kastre Edilmiş E : Erkek D : Dişi C4:0 : Bütirik asit C6:0 : Kaproik asit C8:0 : Kaprilik asit C10:0 : Kaprik asit C11:0 : Undekanoik asit C12:0 : Laurik asit C13:0 : Tridekanoik asit C14:0 : Miristik asit C14:0 : Miristeloik asit C15:0 : Pentadekanoik asit C15:1 : CİS-10 Pentadekanoik asit C16:0 : Palmitik asit C16:1 : Palmiteloik asit C17:0 : Heptadekanoik asit C17:1 : CİS-10 Heptadekanoik asit XV C18:0 : Stearik asit C18:1 (trans 9) : Elaidik asit C18:1 (cis 9) : Oleik asit C18:2 (trans 9-12) : Linoleidik asit C18:2 (cis 9-12) : Linoleik asit C18:3 (cis 6-9-12) : Linolenik asit C18:3 (cis 9-12-15) : Alfa linolenik asit C18:4 : Oktadekatetraenoik asit C20:0 : Araşidik asit C20:1 : Eikosonoik asit C20:2 : Eikosadienoik asit C20:3(cis 11-14-17) : Eikosatrienoik asit C20:3(cis 8-11-14) : Eikosatrienoik asit C20:4 : Araşidonik asit C20:5 : Eikosapentaenoik asit C22:0 : Behenik asit C22:1 : Erusik asit C22:6 : Dokosahexaenoik asit C23:0 : Trikosanoik asit C24:4 : Lingoserik asit C24:1 : Nervonik asit XVI EKLER SAYFA EK - 1 Resim 1. Sığır Karkasları ………………………………………………………. 125 Resim 2. Sığır Karkası …………………………………………………………. 126 Resim 3. Sığır Karkasları ………………………………………………………. 127 Resim 4. Koyun Karkası ……………………………………………………….. 128 Resim 5. Koyun Karkasları …………………………………………………….. 129 Resim 6. Koyun Karkası ……………………………………………………….. 130 Resim 7. Koyun Karkası ……………………………………………………….. 131 Resim 8. Keçi Karkası ………………………………………………………….. 132 Resim 9. Keçi Karkası ………………………………………………………….. 133 Resim 10. Domuz Karkasları …………………………………………………… 134 Resim 11. Domuz Karkasları …………………………………………………… 135 Resim 12. Domuz Karkası ……………………………………………………… 136 Resim 13. Domuz Karkası ……………………………………………………… 136 Resim 14. At Karkası …………………………………………………………… 137 Resim 15. At Karkasları ………………………………………………………… 138 Resim 16. At Karkasları ………………………………………………………… 138 Resim 17. At Karkası …………………………………………………………... 139 Resim 18. At Karkası ………………………………………………………….. 140 Resim 19. Eşek Kılları ………………………………………………………….. 141 Resim 20. Eşek Kılları ………………………………………………………….. 142 Resim 21. At Kılları …………………………………………………………… 143 Resim 22. At Kılları ……………………………………………………………. 144 Resim 23. Domuz Kılları ………………………………………………………. 145 Resim 24. Sığır Kılı (Siyah) …………………………………………………… 146 Resim 25. Sığır Kılı (Beyaz) …………………………………………………… 146 Resim 25. Akkaraman Kılları …………………………………………………... 147 Resim 26. Keçi Kılı (Siyah) …………………………………………………… 148 Resim 27. Keçi Kılı (Beyaz) …………………………………………………… 148 XVII EK – 2 Şekil 1. Sığır İskelet Sistemi …………………………………………………… 149 Şekil 2. Koyun İskelet Sistemi …………………………………………………. 150 Şekil 3. Keçi İskelet Sistemi …………………………………………………… 151 Şekil 4. At İskelet Sistemi ……………………………………………………... 152 Şekil 5. Domuz İskelet Sistemi ………………………………………………… 153 Şekil 6. At Kaburgaları ………………………………………………………… 154 Şekil 7. Sığır Kaburgaları ……………………………………………………… 154 Şekil 8. Keçi Kaburgaları ……………………………………………………... 155 Şekil 9. Domuz Kaburgaları …………………………………………………… 155 Şekil 10. Koyun Kaburgaları …………………………………………………. 156 Şekil 11. Sığır,at, domuz ve koyunun 7. cotae’si ……………………………... 156 Şekil 12. At, sığır ve domuzun Antebrachium iskeleti ………………………... 157 Şekil 13. Atın Sağ Humerusu (Lateral taraf ve biraz arkadan-önden görünüş) ... 158 Şekil 14. Atın Scapulası;At Scapula’sının Cartilago scapulae ……………….. 159 Şekil 15. Domuzun sol Scapula’sı (Lateral görünüş) …………………………. 160 Şekil 16. Sığırın sol Scapula’sı (median görünüş) …………………………….. 161 Şekil 17. Atın Sol Uyluk kemiğinin lateral yüzü …………………………….. 162 Şekil 18. At, sığır, koyun ve domuzun 4. Vertabrae lumbalisi (sol görünüş) …. 163 Şekil 19. At, sığır ve domuza ait 4. Vertebrae Thoracicas’i(soldan görünüş) …. 164 Şekil 20. At, sığır ve domuzun sol humerus’u ………………………………... 165 Şekil 21. Domuzun sol humerus’u (lateral görünüş) …………………………. 166 Şekil 22. Keçi Sol Scapula’sı ve Uyluk Kemiği (dıştan görünüş) …………….. 167 Şekil 23. Keçi Sağ Scapula’sı ve Uyluk Kemiği (içten görünüş) ……………... 168 Şekil 24. Sığır Sağ Ön Bacak (içten görünüm) ………………………………… 169 Şekil 25. Sığır Boyun Omurları ……………………………………………….. 170 Şekil 26. At Boyun Omurları …………………………………………………. 171 Şekil 27. Sığır Kalça Kemiği ………………………………………………….. 172 Şekil 28. At Sırt ve Bel Omurları ……………………………………………… 173 Şekil 29. At Omurları …………………………………………………………. XVIII 173 Şekil 30. Domuz Sırt ve Bel Omurları ………………………………………… 174 Şekil 31. Domuz Omurları …………………………………………………….. 174 Şekil 32. Domuz Boyun Omurları …………………………………………….. 175 XIX 1. GİRİŞ Savaş Fuat TURAN 1.GİRİŞ İnsanın günlük vazgeçilmez ihtiyaçlarının başında sağlıklı, dengeli ve kaliteli beslenme gelir. Bu tip beslenmede etin önemli bir yeri vardır. Et, hayvansal gıdalar içerisinde üretiminin kolay olması, lezzeti, yüksek biyolojik değeri, doyuruculuğu, içerdiği B kompleks vitaminleri, çeşitli mineral maddeleri, esansiyel amino asitleri gibi besin öğelerini yeterli ve dengeli oranda barındırması nedeniyle insan beslenmesinde temel gıda maddesi olma özelliğini taşımaktadır. (Gökalp ve ark., 1994; İnal, 1992; Başkaya ve ark., 2004). Dünya nüfusu hızla artmasına rağmen özellikle ülkemizde sağlıklı bir şekilde yetiştirilen kesim hayvanlarının azalması hayvansal kökenli protein yetersizliğine neden olmaktadır. Buna bağlı olarak da et ve et ürünleri yüksek fiyatlarla satılmaktadır. Toplum içerisinde bireylerin gelir düzeylerindeki artış veya azalışlar ete olan talepte farklılıkların çıkmasına yol açabilmektedir. İnsanların gelir düzeyleri yükseldikçe, yüksek kaliteli etlere talep artmakta, gelir düzeyleri azaldıkça da, düşük kaliteli etlere yönelmektedirler (Göğüş,1985; Gürsoy, 1991). Ülkemizde gelir düzeyinin düşük olmasından dolayı kalitesi düşük ve ucuz etlere olan talep artmakta ve bu da sakıncalara neden olmaktadır. Bazı kişi veya kuruluşlar bu durumu fırsat bilerek daha fazla rant elde etmek amacıyla insan sağlığını, kültür, etik ve inanç değerlerini hiçe sayarak çok ucuza ve genellikle sağlıksız koşullarda ürettikleri toplumun tüketmediği hayvan etlerini ya doğrudan ya da et ürünlerine karıştırmak suretiyle dolaylı olarak satışa sunmaktadırlar. Kaçak kesimlerde elde edilen at ve eşek etlerinin halk kesimleri tarafından tüketilmesi sağlık açısından sakıncalı durumların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Et tüketimi yoluyla Taenia solium, Taenia saginata, Trichinella spiralis ve sarkosporidi gibi parazitlerin insanlara geçmeleri söz konusu olabilmektedir (Arslan, 2002). Bu gibi et veya et ürünleri tüketime sunularak toplumun tüketmediği hayvan etleri kaliteli ve eti yaygın olarak tüketilen hayvan etleri adı altında satıldığında, din ve etik düşünceler esas alınmaksızın tüketiciler aldatılmaktadır. Bunun sonucunda bazı etler insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olmakta ve sağlık yönünden risk 1 1. GİRİŞ Savaş Fuat TURAN oluşturmaktadır. Toplum tarafından etleri tüketilmeyen hayvanlar kaçak, kontrolsüz ve hijyenik şartlara uymayan koşullarda kesildikleri için bu etlerle çeşitli hastalıklar yayılabilmekte ve kesimi yapan kişilerde türüne özgü hastalıklar görülebilmektedir (Arslan, 2002). Türk Gıda Mevzuatındaki kırmızı et ve et ürünleri üretim tesislerinin kuruluş, açılış, çalışma ve denetleme usul ve esaslarına dair yönetmeliğinin 12.maddesinde, mamul madde üretiminde ürünün bileşimine katılmasına izin verilenler haricinde herhangi bir maddenin ne amaçla olursa olsun kullanılmasının yasak olduğu belirtilmektedir (Anonim,1994). Her ne kadar at ve domuz etleri Gıda Kodeksi (Anonim, 2006) çerçevesinde diğer kasaplık hayvanlar içerisinde mütalaa ediliyor olsa da özel izin çerçevesinde çalışan kasap ve marketlerin dışında at, eşek ve domuz etleri satışı ve et mamülleri içinde kullanılması yasaktır. Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde at ve domuz etleri ile ilgili konular henüz netlik kazanmamıştır. Et türlerinin ayırt edilmesinde pek çok laboratuvar muayene teknikleri mevcuttur. Bunlar arasında; Glikojen Miktarı Tayini: Etlerdeki glikojen miktarı esas alınarak türlerin ayırımı yapılabilmektedir. Yeni kesilmiş hayvanların karkaslarında glikojen miktarı yaklaşık 3 miligram/kg düzeyindedir. Ancak glikojenin rigor mortisin oluşumu sırasında laktik aside dönüşmesi, aynı tür hayvanlarda kesim öncesi uygulanan işlemlere bağlı olarak glikojen miktarının farklı bulunması ve çeşitli katkı maddeleri ilave edilmiş ürünlerde glikojen miktarının güç saptanması gibi olumsuz özelliklerinden dolayı kullanım alanı sınırlıdır. İmmunolojik Yöntemler: Anaflaxie Denemesi, Presipitasyon Yöntemi gibi yöntemlerdir ve laboratuvar şartlarında etin hangi hayvana ait olduğunun belirlenmesinde uygun yöntemlerdendir. Yöntemler taze etlere, dondurulmuş, kurutulmuş, dumanlanmış etlere de uygulanabilmektedir. Proteine Dayalı Yöntemler: Proteinler etin önemli yapı taşlarıdır. Kas dokusu kuru maddesinin % 80’ini proteinler oluşturmaktadır. Et proteini ‘myofibril’ ve ‘sarkoplazmik proteinler’ ve “ stroma proteinleri “ olmak üzere üç gruba ayrılır. Myofibriller de aktin ve myosinden oluşmaktadır. Stroma proteinleri içinde bağ doku 2 1. GİRİŞ Savaş Fuat TURAN proteinleri olan kollagen, elastin, retukulin ve keratin bulunmaktadır. Bu yapılar türlere göre farklılıklar kullanılabilmektedirler. gösterebildiğinden Protein yapıları türlerin Elektroforez ve ayırt edilmesinde İzoelektrofokusing yöntemleri kullanılarak tespit edilmektedir. Elektroforez: Proteinlerin izoelektrik noktaları dışındaki pH’ larda sahip oldukları net elektrik yüklerinde ya da molekül ağırlıklarındaki farklılıklardan yararlanarak bir destek madde içerisinde uygulanan elektrik akımıyla farklı noktalarda toplanmaları işlemidir.Elektroforez, immunolojik yöntemlere göre daha net sonuç vermektedir ve İmmunolojik reaksiyonlarda görülen kross reaksiyonlar oluşmaz. Karıştırılmış ve parçalanmış et ürünlerinde, belirli derecelerde (100 °C’ de 30 dk) ısıl işlem uygulanmış etlerin ayırt edilmesinde de kullanılabilmekte ve protein miktarları da nicel olarak saptanabilmektedir (Arslan,2002). İzoelektrofokising: Elektroforeze göre daha duyarlıdır ve bütün hayvan etlerinde, ısıtılmış, dondurulmuş etlerde, et karışımlarında ve ürünlerinde uygulanabilmektedir. pH’sı 2-11arasında değişebilen bir polyakrilamid jel içinde, proteinlerin elektrik akımıyla net yüklerinin sıfır olduğu izoelektrik noktalarına göç etmeleridir. Böylece izoelektrik noktaları farklı proteinler değişik yerlerde toplanarak birbirlerinden ayrılırlar. Genetik Olarak Türlerin Ayırt Edilmesi: Canlılar arasındaki genler pürin ve pürimidin bazlarının farklı dizilişinden dolayı türlere göre farklılıklar göstermektedir. Bunlar esas alınarak türlerin ayrımı yapılabilmektedir.Hibridizasyon tekniği ve Polimeraz Zincir Reaksiyonu Tekniği kullanılarak genetik olarak türlerin ayrımı yapılmaktadır. Hibridizasyon teknikleri doku, organ, hücre kültürü, ekstret ve sekrete ait DNA’ lardaki spesifik genlerin işaretli prob’ larla (bilinen gen parçası) ortaya konulması ve sayısal olarak çoğaltılması esasına dayanmaktadır. Southern Blot Hibridizasyon, Nothern Blot Hibridizasyon, Dot Blot Hibridizasyon , İn Situ Hibridizasyon gibi kendi arasında farklı yöntemleri mevcuttur. Polimeraz Zincir Reaksiyonu: DNA dizisi arasındaki gen segmentlerini çoğaltılması için kullanılan, kısa bir sürede tamamlanan nükleik asit teknolojisi 3 1. GİRİŞ Savaş Fuat TURAN yöntemidir. PCR, DNA’nın iki zincirinin 940-980C’lik sıcaklık ile ayrılması, daha sonra sentetik oligonükleotidlerin 370-650C’de hedef DNA’ya bağlanması, sonra 720C’de zincirin uzaması ve bu siklusun belirli sayıda tekrarlanması esasına dayanmaktadır. En önemli özelliği de özel bir DNA dizisini seçip çoğaltarak istenmeyen dizilerin ortaya çıkmasını önlenebilmesidir. Bu özellik dizinin tanınmasını kolaylaştırdığı gibi ayrıca DNA’ nın analiz edilmesini de sağlar. PCR’ın en önemli özelliklerinden biri de, çok az miktarda DNA ile çalışılmasına olanak sağlamasıdır.. Bu yöntemlerin tümünde laboratuvar koşulları gerekli olduğundan tüketicinin aldığı ürünü hemen tanıyabilmesi mümkün değildir.Bundan dolayı kullanılabilirlik açısından pratik değillerdir.Ayrıca maliyet açısından da yüksek maliyeti olan yöntemlerdir. Et kontrolleri insan sağlığını korumak amacıyla yapılması gereken zorunlu ve kaçınılmaz bir gereksinimdir. Tüm bu yöntemler insanların daha güvenli ve temiz et tüketmelerinin sağlanması amacıyla yapılmaktadır. İnsanların ekonomik olarak alım gücü arttırıldığı zaman ucuz etlere onan talebi azalacağından bu tür etlerin satışı da azalacaktır. Ayrıca etlerin denetlenmesi ile ilgili birimlerin gerekli sıklıkla ve kararlılıkla bu tur üretim yapan yerleri denetlemesiyle böyle hileli satışların önüne maksimum düzeyde geçilecektir. Ülkemizde çok miktarda farklı hayvan etlerinin kaçak olarak insan beslenmesinde kullanıldığı güncel basında izlenmektedir. Farklı hayvan türlerine ait etlerin ayrımının yapılması çok büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada türlere ait farklılıkları ortaya koyarak insanların et alırken daha bilinçli bir şekilde davranmalarının sağlanması amaçlanmıştır. Farklı türlere ait etlerin ayırt edilmesinde kullanılan yöntemlerin basit, ucuz, güvenilir ve hızlı biçimde yapılmasının zorunluluk haline gelmesi tüketici açısından kolaylıklar getirmiştir. Bu çalışmada türler arasındaki farklılıkları ortaya koyabilmek amacıyla her türe özgü olarak karkasların anatomik yapısı, kıllarının morfolojisi ve derialtı yağ asitleri değerleri belirlenecektir. 4 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1. Karkas Yapısı Anatomik özelliklere göre tanımada kemik yapısı, genel vücut yapısı, kuyruk yapısı, kas yapısı ve organlardaki farklılıklar esas alınarak türlerin ayrımı yapılabilmektedir. Et ve yağın rengi, yağ dağılımı, tekstür gibi duyusal özellikler önemli kalite kriterlerindendir. Türlere ait bu özelliklerin ayrıntılı olarak bilinmesi tür ayrımının yapılmasında kullanılabilmektedir. Ancak bu yöntemlerle türler arasındaki farklılıkları ortaya koymak için, karkas yapısı, et özellikleri, yağ özellikleri ve kemik özellikleriyle ilgili konularda geniş bilgi sahibi olmayı gerektirmektedir (Arslan, 2002). 2.1.1. Sığır ve Dana Karkası Karkas, gövdeden baş, ayaklar, deri, göğüs ve böbrekler dahil karın boşluğundaki organlar çıkarıldıktan sonra geriye kalan kısma denir (Alphan, 1999). Sığır karkaslarının sınıflandırılmasında göz önünde tutulan kalite kriterlerinin başında yaş, kas gelişimi, yağ dağılımı ve kalınlığı gibi faktörler gelmektedir (Arpacık, 1995). İnek karkasını boğa karkası ile kıyaslandığında daha narin ve az simetrik bir yapıda olduğu görülmektedir. Boyun yapısı uzun ve ince, gögüs boşluğu geniş, sırtı kavisli ve kalçası da çıkıntılıdır. Pelvis boşluğu geniştir. Meme dokusu karkastan alındığından meme dokusunun bulunduğu bölgede üçgen şeklinde pütürlü bir boşluk oluşmuştur (Anonim, 2006). Sığır karkası diğer türler içerisinde en çok at, eşek ve domuz karkasları ile karıştırılır. Ancak sığır karkası özellikle de yetişkin ve besili olan sığırların karkasları eşek ve domuz karkaslarından ayırt edilebilecek düzeyde daha cüsselidir. Ayrıca domuz ve eşek karkasının derialtı yağ tabakası oldukça kalın bir şekilde karkasın dışını sarmıştır. At karkası da sığır karkasına göre oldukça oval bir yapıdadır ve at karkası sığır karkasından daha uzundur. 5 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN a -Yumuşak b – Belirgin c – Keskin Şekil 2.1. Sığır Gövde Profili (Anonim, 1986). a -Yumuşak b – Belirgin c – Keskin Şekil 2.2. Dana Gövde Profili (Anonim, 1986). 6 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 2.3. Sığır But Profili (Anonim, 1986). Şekil 2.4. Dana But Profili (Anonim, 1986) Anonim (1986)’da sığır gövde etlerinin sınıflarına göre olması gereken en az ağırlıkları aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirilmiştir Çizelge 2.1. Sığır Gövde Etlerinin Karkas Sınıflarına Göre Ağırlıkları (Anonim, 1986). Sınıf Ekstra 1. Sınıf 2. Sınıf Bütünlük Bütün Gövde Yarım Gövde Çeyrek Arka Çeyrek Ön Bütün Gövde Yarım Gövde Çeyrek Arka Çeyrek Ön Bütün Gövde Yarım Gövde Çeyrek Arka Çeyrek Ön Tosun 140 70 38 32 120 60 33 27 100 50 27 23 Ağırlıklar (kg en az ) Düve Boğa İnek 120 60 33 27 110 180 150 55 90 75 30 46 40 25 44 35 100 160 136 50 80 68 27 43 36 23 37 32 7 Öküz 160 80 43 37 146 73 38 35 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Kızıl (1998) çalışmasında çeşitli araştırmacılara ait farklı sığır ırklarının karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.2a. Farklı Sığır Irklarına Ait Karkas Değerleri (Kızıl, 1988). Sığır Irkları Sıcak Karkas Ağırlığı, kg Çek Siyah Alaca 269.2 Zemanek ve ark., 1972 Çek Saf Alaca 296.4 Majzlik ve ark., 1992 Yugoslav Alaca 255.1 Miloseviç ve ark., 1992 Holstein 260.9 Miloseviç ve ark., 1992 Alman Kırmızı Alaca 300 (485 gün besi) Preisinger ve ark., 1991 Alman Kırmızı Alaca 360 (600 gün besi) Preisinger ve ark., 1991 Alman Kırmızı Alaca 390 (950 gün besi) Preisinger ve ark., 1991 Polonya Boğa 268.2 Wajda ve Znaniecka, 1978 Friesian 222.5 Lazareviç, 1985 Polonya Friesian (Tosun) 264.8 (20ay) Grodzki ve ark., 1988a Polonya Friesian (Tosun) 248.9 (16 ay) Grodzki ve ark., 1988b Holstein (Tosun) 266.7 Forrest, 1980 Çek Alaca 338.7 (499 gün) Golda ve ark., 1990 Simental 286.20 Kaufman ve Chavaz, 1989 Bulgar 270.8 Zakhariev, 1985 Simental Boğa 360.2 Temison, 1989 Simental Kastre Edilmiş Tosun 339.7 Temison, 1989 Simental Genç Sığır 253.4 Milanoviç ve ark., 1993 Romanya Simental 233 Raicu, 1977 Romanya Esmer 218 Raicu, 1977 Romanya Simental 246.8 Alexoiu, 1977 Romanya Esmer 235.1 Alexoiu, 1977 8 Referanslar 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.2b. Farklı Sığır Irklarına Ait Sıcak Karkas Değerleri (Kızıl, 1988). Genotip Sıcak Karkas Ağırlığı, kg Esmer 166.5 Alphan, 1972 Holstein 155.8 Alphan, 1972 Simental (Erkek Dana) 158.5 Alphan, 1972 Esmer (Dana) 220.7 (kes. ağ. 400) Kanev ve ark., 1972 Esmer (Dana) 225.0(kes. ağ. 450) Kanev ve ark., 1972 Esmer (Dana) 291.0(kes. ağ. 500) Kanev ve ark., 1972 Esmer (Dana) 311.5(kes. ağ. 550) Kanev ve ark., 1972 Alman Esmer 338 Agustini ve ark., 1992b Alman Simental Melezi 362 Agustini ve ark., 1992b Esmer 238 Arpacık ve ark., 1994 Boğa 368.12 Moser ve ark., 1992 Tosun 341.22 Moser ve ark., 1992 Holstein 235 Alphan ve ark., 1989 GAK (Tosun) 247 Alphan ve ark., 1989 GAK 210 Alphan ve Sezgi, 1975 Holstein 191 Alphan ve Sezgi, 1975 DAK Tosun 152.5 Ulutaş ve ark., 1994 DAK 1.5-2 Yaşlı Tosun 157.6 Arpacık ve ark., 1976 Montafon x DAK Melezi 121 Arpacık ve ark., 1976 DAK Erkek Sığır, (2-2.5 Yaş) 150.3 (kes. ağ. 248.2) Çolpan, 1977 DAK Erkek Sığır, (2-2.5 Yaş) 153.5 (kes. ağ. 264.6) Çolpan, 1977 DAK 188.46 Referans Eker ve ark., 1982 9 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Yaylak ve ark. (2003) çalışmalarında sığırlarda yıl ve mevsimlere göre sıcak karkas ağırlıklarına ait ortalama değerleri aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.3. Sığırlarda Yıl ve Mevsimlere Göre Sıcak Karkas Ağırlıklarına Ait Ortalama Değerler (Yaylak ve ark., 2003). Yıl / Çağ Buzağı Dana Düve İnek 1999 41.27±2.22 269.79±1.31 169.91±2.02 215.75±1.67 2000 40.83±1.52 260.01±1.18 167.30±2.27 202.46±1.62 Sonbahar 42.83±1.51 262.93±1.51 170.27±3.04 202.09±2.24 Kış 39.83±4.74 267.61±1.59 173.14±3.06 209.82±2.62 İlkbahar 38.71±2.74 263.46±2.31 170.21±3.40 217.65±2.63 Yaz 41.25±2.58 264.40±1.59 163.53±2.70 209.50±2.02 Ulusan ve ark., (1996) çalışmalarında Kars Et ve Balık Kurumu Kombinası’nda kesilen sığırlada karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.4. Kars Et ve Balık Kurumu Kombinası’nda Kesilen Sığırlarda Karkas Değerleri (Ulusan ve ark., 1996). Genotip Esmer Irk Cinsiyet ve Yaş Sıcak Karkas Ağırlığı Soğuk Karkas Karkas Ağırlığı Uzunluğu 2 Yaşlı Erkek 177.0±4.04 177.0±3.89 116.0±0.87 3 Yaşlı Erkek 240.0±3.51 231.0±3.13 121.0±0.49 5 Yaşlı Öküz 339.0±8.50 327.0±7.80 121.0±3.70 5 Yaşlı İnek 167.0±10.0 161.0±9.80 118.0±1.33 3 Yaşlı Erkek 355.0±22.50 343.0±32.0 123.0±5.50 Simental 10 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Yerli ve kültür melezi sığır ırklarına ait ortalama karkas değerleri aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirilmişdir (Anonim, 2000). Çizelge 2.5. Yerli ve Kültür Melezi Sığır Irklarına Ait Ortalama Karkas Değerleri (Anonim, 2000). Sığır Genotipleri Ortalama Karkas Ağırlıkları (kg) Yerli Kara 164 Boz Irk 193.5 Güney Anadolu Kırmızısı 157.6 Doğu Anadolu Kırmızısı 182.7 Montafon Melezi 215.3 Holstein Melezi 243.4 2.1.2. Koyun ve Kuzu Karkası Koyun kesilip yüzüldükten sonra, baş ve ayakları, iç organları, böbrekleri, üreme organları, idrar kesesi ve bunların bağları, yemek borusu, böbrek yağları, pelvis boşluğu yağları, salkım ve fıtık yağları alınmış, yağlı kuyruklularda kuyruğu alınmış bütün haldeki gövdesine karkas denir (Anonim, 1988). Koyun karkası silindirik veya yuvarlak şekildedir. Koyunlarda deri altında oldukça yoğun miktarda yağ tabakası bulunmaktadır. Bu yağ tabakası özellikle bel ve kuyruk bölgesinde yoğunlaşmıştır (Anonim,2006). 11 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 2.5. Koyun Gövde Profili (Anonim, 1986). Şekil 2.6. Koyun Gövde Arka Görünümü (Anonim, 1986) 12 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.6. Farklı Koyun Çağlara Ait Karkasların Özellikler (Anonim, 1996). Karkas Tipi Sınıf Toklu Şişek Öveç Marya Koç Süt Kuzusu Ot Kuzusu Etlilik Ağırlık Ekstra Tam etli 12 - 18 kg arası 1.Sınıf Tam etli-etli 16 - 22 kg arası 2.Sınıf Orta etli En az 14 kg 3.Sınıf Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri Ekstra Tam etli 18-24 kg arası 1.Sınıf Tam etli-etli 20kg'dan fazla 2.Sınıf Orta etli 20kg'dan az 3.Sınıf Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri Ekstra Tam etli 20-26 kg arası 1.Sınıf Tam etli-etli 20 kg üzeri 2.Sınıf Orta etli 22 kg'dan az 3.Sınıf Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri 1.Sınıf Tam etli-etli 18-22 kg arası 2.Sınıf Etli 18 kg'dan az 3.Sınıf Orta ve az etli,orta ve az yağlı gövde etleri 1.Sınıf Tam etli 22-28 kg arası 2.Sınıf Etli 26 kg'dan fazla 3.Sınıf Orta ve az etli,orta ve az yağlı gövde etleri Ekstra Tam etli En az 10 kg 1.Sınıf Tam etli En az 12 kg 2.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Ekstra Tam etli En az 15 kg 1.Sınıf Tam etli En az 18 kg 2.Sınıf Etli-Orta etli En az 12 kg 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 13 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Yaylak ve ark. (2003) çalışmalarında koyun ve keçilerde yıl ve mevsime göre sıcak karkas ağırlıklarına ait ortalama değerleri aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.7. Koyun ve Keçilerde Yıl ve Mevsimlere Göre Sıcak Karkas Ağırlıklarına Ait Ortalama Değerler (Yaylak ve ark., 2003). Kuzu Toklu+Koyun Oğlak Çebiç+Keçi 1999 41.27±2.22 269.79±1.31 169.91±2.02 215.75±1.67 2000 40.83±1.52 260.01±1.18 167.30±2.27 202.46±1.62 Sonbahar 42.83±1.51 262.93±1.51 170.27±3.04 202.09±2.24 Kış 39.83±4.74 267.61±1.59 173.14±3.06 209.82±2.62 İlkbahar 38.71±2.74 263.46±2.31 170.21±3.40 217.65±2.63 Yaz 41.25±2.58 264.40±1.59 163.53±2.70 209.50±2.02 Anonim (2003)’e göre Özbey ve ark., yaptıkları çalışmalarında Morkaraman, Sakız x Morkaraman melezleri ve Kıvırcık x Morkaraman (F1) melezlerine ait karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.8. Morkaraman, Sakız x Morkaraman Melezleri ve Kıvırcık x Morkaraman (F1) Melezlerine Ait Karkas Değerleri (Anonim, 2003). Genotip Sıcak Karkas Ağırlığı (kg) Soğuk Karkas Beden Ağırlığı (kg) Uzunluğu (cm) Morkaraman 23.18±0.48 23.05±0.49 58.70±0.80 SakızxMorkaraman(F1) 22.01±1.23 22.31±1.39 63.30±0.86 KıvırcıkxMorkaraman(F1) 22.57±0.72 22.48±0.72 59.40±1.41 14 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Kirazlar (1993) çalışmasında çeşitli araştırmacılara ait değişik ırklardaki koyun ve kuzulara ait karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.9. Değişik Genotipteki Koyun ve Kuzulara Ait Karkas Parametreleri (Kirazlar, 1993). Genotipler Sıcak Soğuk Karkas karkas karkas uzun. Referanslar ağ.(kg) ağ. (kg) (cm) 1.Grup Erkek kıvırcık kuzu,90 günlük 13.8 - - Akı, 1977 2.Grup Erkek kıvırcık kuzu,90 günlük 15.1 - - Akı, 1977 3.Grup Erkek kıvırcık kuzu,90 günlük 16.1 - - Akı, 1977 1.Grup Erkek kıvırcık kuzu,150 günlük 22.3 - - Akı, 1977 2.Grup Erkek kıvırcık kuzu,150 günlük 24.1 - - Akı, 1977 3.Grup Erkek kıvırcık kuzu,150 günlük 25.8 - - Akı, 1977 İvesi erkek kuzu - 18.7 - Güney ve Biçer, 1986 Ile de France x İvesi (F1) kuzu - 19.9 - Güney ve Biçer, 1986 Sakız x İvesi (G1) erkek kuzu - 19.8 - Güney ve Biçer, 1986 Doğu Friz x İvesi (G1) erkek kuzu 18.1 18.9 - Güney ve ark., 1987 Saf ivesi erkek kuzu 19.8 20.7 - Güney ve ark., 1987 Acıpayam erkek kuzuları 18.39 17.84 - Karaca, 1987 Ile de France x İvesi - - 68.3 Özcan ve ark.,1992a ve 1993 Sakız x İvesi - - 65.0 Özcan ve ark.,1992a ve 1993 İvesi - - 62.3 Özcan ve ark.,1992a ve 1993 Dağlıç (kuzu) 16.51 - - Çapçı, 1987 Oxford 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 Texel 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 TexelxOxford 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 Charollais 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 Charmoise 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 Meatline melezleri 16.8 - - Cameron ve ark., 1985 Akkaraman, 40 günlük 16.2 16.9 - Eliçin ve ark., 1989 Akkaraman, 60 günlük 18.7 19.2 - Eliçin ve ark., 1989 Ile de France x Akkaraman,40 gün 19.8 20.5 - Eliçin ve ark., 1989 Ile de France x Akkaraman, 60 gün 22.2 22.7 - Eliçin ve ark., 1989 B. Leicester x Akkaraman, 40gün 19.8 20.4 - Eliçin ve ark., 1989 B. Leicester x Akkaraman, 60 gün 21.4 22.0 - Eliçin ve ark., 1989 15 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Kirazlar aynı çalışmasında 30 ve 40 kg’lık canlı ağırlıktaki Kıvırcık, Türkgeldi ve Tahirova koyunlarındaki karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.10. Kıvırcık, Türkgeldi ve Tahirova Koyunlarındaki Karkas Değerleri (Kirazlar, 1993). Kıvırcık Türkgeldi Tahirova Genotip / Canlı Ağırlık Sınırları 30 kg 40 kg 30 kg 40 kg 30 kg 40 kg Sıcak karkas ağırlığı, (kg) 14.7±0.48 21.4±0.48 15.0±0.45 20.9±0.48 15.2±0.48 20.7±0.45 Soğuk karkas ağırlığı, (kg) 14.4±0.48 20.9±0.48 14.7±0.45 20.5±0.48 14.8±0.48 20.1±0.45 Karkas uzunluğu, (cm) 44.3±0.44 47.0±0.43 44.3±0.44 49.1±0.45 45.0±0.48 50.6±0.47 Vanlı ve ark., (1984) Merinos x Morkaraman melezlemesinin kuzu besisi ve karkas özellikleri bakımından değerlendirilmesi amacıyla yaptıkları çalışmalarında Morkaramanlara ait karkas ağırlıklarını 20.7 kg, Merinos koyunlarına ait ortalama karkas ağırlıklarını da 19.6 kg olarak bildirmişlerdir. 16 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Özcan (2004) çalışmasında çeşitli araştırmacılara ait farklı koyun ırklarına ait karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.11. Farklı Koyun Irk ve Genotiplerine Değerleri (Özcan, 2004). Ait Sıcak ve Soğuk Karkas Genotipler Sıcak karkas ağırlığı, kg Soğuk karkas Referanslar ağırlığı, kg Karacabey Merinosu 12.60 12.14 Akçapınar, 1974 Konya Merinosu 12.85 12.51 Akçapınar, 1974 Karacabey Merinosu, (kuzu) (SBU) 21.7 21.3 Akgündüz, 1993 Karacabey Merinosu, kuzu (ayçiçeği) 21.5 21.13 Akgündüz, 1993 Karacabey Merinosu, (kuzu) (CSM) 20.4 20.1 Akgündüz, 1993 Merinos (kuzu, c.a. 35.77kg) 16.54 - Merinos (kuzu, c.a. 40.00kg) 16.12 - Merinos (kuzu, c.a. 44.62kg) 22.00 - Karacabey Merinosu 19.5 19.3 Akgündüz, 1978 Tahirova Erkek Kuzuları (c.a. 30 kg) 15.2 14.8 Sönmez, 1976 Tahirova Erkek Kuzuları (c.a. 40 kg) 20.7 20.1 Sönmez, 1976 Türkgeldi Erkek Kuzuları (c.a. 30 kg) 15.0 14.7 Kirazlar, 1993 Türkgeldi Erkek Kuzuları (c.a. 40 kg) 20.9 20.5 Kirazlar, 1993 Dağlıç x Rambouilet Melezleri (Dağlıç) 10.7 10.4 Demir, 1989 Dağlıç x Rambouilet Melezleri (F1) 11.7 11.4 Demir, 1989 Dağlıç x Rambouilet Melezleri (RB1) 12.6 12.3 Demir, 1989 Ramliç (kuzu) 16.3 15.8 Demir, 1989 17 Tekin ve Akçapınar, 1993 Tekin ve Akçapınar, 1993 Tekin ve Akçapınar, 1993 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Doğaroğlu (2001) çalışmasında çeşitli araştırmacılara ait farklı genotipdeki İvesi koyunlarına ait karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.12. Farklı Genotipdeki İvesi ve İvesi Melezlerine Ait Kesim Ağırlıkları ve Soğuk Karkas Değerleri (Doğaroğlu, 2001). Genotipler İvesi,erkek kuzu İvesi Sakızxİvesi İvesi Sakızxİvesi Rambouiletxİvesi İvesi İvesi İvesi İvesi İvesi İvesi (yetiştirici) İvesi (Ceylanpınar elit) İvesi (Ceylanpınar üretim) İvesi Sakızxİvesi İvesi Sakızxİvesi Kesim Soğuk Karkas Ağırlığı, kg Ağırlığı, kg Referansler 47.3 51.2 52.5 49.9 41.3 41.7 41.3 41.7 39.7 41.3 42.1 46.5 47.1 21.91 24.9 24.9 18.1 19.6 20.0 18.7 19.8 18.4 18.2 20.2 21.6 21.3 Gürsoy, 1993 Güney ve Özcan, 1982 Güney ve Özcan, 1982 Güney ve Özcan, 1983 Güney ve Özcan, 1983 Güney ve Özcan, 1983 Güney ve Biçer, 1986 Güney ve ark., 1987 Biçer, 1988 Biçer, 1988 Biçer, 1988 Gürsoy ve ark., 1993 Gürsoy ve ark., 1993 47.3 21.9 Gürsoy ve ark., 1993 40.6a 39.8b 40.1 39.5 21.3a 19.5b 19.5 19.5 Özcan ve ark., 1991 a,b Özcan ve ark., 1991 a,b Özcan ve ark., 1992 a,b Özcan ve ark., 1992 a,b 2.1.3. Keçi Karkası Keçi karkası, yaş ve cinsine göre çebiç , seis, gezdan, ere, kısır, teke olarak adlandırılan keçilerin baş ve ayakları ayrılmış, iç organları, böbrekleri, üreme organları , idrar kesesi ve bunların bağları, yemek borusu, böbrek yağları, salkım yağları ve pevlis boşluğu yağları alınmış bütün haldeki gövdelerdir (Anonim, 1988). Keçi gövdesi yanlardan basık bir şekilde olduğu için koyun gövdesine göre daha oval görünümlüdür. 18 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.13. Farklı Sınıflardaki Keçi Karkaslarında Canlı Ağırlıklara Göre Etlilik Durumu (Anonim, 1986). Karkas Sınıf Tipi Ekstra 1.Sınıf Çebiç 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra Seis Gezdan Erkeç Kısır Anaç Teke Oğlak Karkas Eti Ağırlık Tam etli En az 10 kg Tam etli-etli En az 9 kg Etli-orta etli En az 8 kg Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Tam etli En az 16 kg 1.Sınıf Tam etli-etli En az 13 kg 2.Sınıf Etli-orta etli 13 kg. altında 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Ekstra Etli En az 15 kg 1.Sınıf Tam etli-etli En az 12 kg 2.Sınıf Etli-orta etli 12 kg. altında 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Ekstra Tam etli En az 22 kg 1.Sınıf Tam etli-etli En az 13 kg 2. Sınıf Etli-orta etli 13 kg. altında 3. Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 1.Sınıf Tam etli En az 20kg 2.Sınıf Tam etli-etli-Orta etli 20 kg. altında 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 1.Sınıf Tam etli En az 19kg 2.Sınıf Tam etli-etli-orta etli En az 16 kg 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 1.Sınıf Tam etli En az 26 kg 2.Sınıf Etli En az 22 kg 3.Sınıf Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Ekstra 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf Tam etli En az 8 kg Tam-orta etli En az 7 kg Orta etli En az 6 kg Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 19 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR a - Yumuşak b – Belirgin Savaş Fuat TURAN c - Keskin Şekil 2.7. Kıl Keçisinin Gövde Profili (Anonim 1986). Şekil 2.8. Kıl Keçi Oğlağının Gövde Profili (Anonim 1986). 20 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 2.9. Kıl Keçi But Profili (Anonim 1986). Şekil 2.10. Kıl Keçi Oğlağı But Profili (Anonim 1986). Kor (1991) tarafından yapılan çalışmada çalışmasında Damascus x Kıl (F1) melezi erkek oğlaklarda karkas ağırlıkları aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.14. Damascus x Kıl (F1) Melezi Erkek Oğlaklarda Karkas Ağırlıkları (Kor,1991). Genotip Damascus x Kıl (F1) Damascus x Kıl (F1) Doğum Tipi Sıcak Karkas Ağırlığı, kg 13.2±0.48 13.7±0.91 Tek Oğlak İkiz Oğlak Tek Oğlak 13.2±0.48 (besiye alınmış) Tek Oğlak 12.2±0.25 (besiye alınmamış) Soğuk Karkas Ağırlığı, kg 12.8±0.55 13.3±0.90 12.8±0.55 11.6±0.30 Kor (1991) diğer araştırmacılara atfen farklı keçi ırklarının soğuk ve sıcak karkas ağırlıklarını aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. 21 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.15. Farklı Keçi Genotiplerinin Sıcak Karkas Ağırlıkları (Kor, 1991). Keçi Genotipleri Boer Botswana Botswana Botswana Botswana Botswana Botswana Beetal Beeatal x Saanen Barbari Barbari Jamnapari Jamnapari Baladi Sudan Çöl Boer Boer Boer Boer Boer Alpin Alpin Alpin Alpin Damascus Damascus Alman Alaca Alman Alaca Beyaz Alman G1=Saanen x Kilis G1=Saanen x Kilis G1=Saanen x Kıl G1=Saanen x Kıl G1=Saanen x Kıl G1=Saanen x Kilis Beetal Beetal Barbari Barbari Jamnapari Jamnapari Cinsiyet E E KE KE KE KE KE KE E E E E E KE E E KE KE KE KE E E KE E E KE E KE E E KE E KE E E - Yaş <12 ay <12 ay <12 ay 1-2 yıl 2.5 yıl 3.5 yıl 4-5 yıl 100gün 190gün 205gün 248gün 102gün 112gün 107gün 66 gün 318gün 318gün 135gün 135gün 125gün 9 ay 12 ay 12ay 18 ay 9 ay 12 ay Sıcak karkas (kg) 13.4 7.3 9.9 11.7 13.9 17.6 24.7 7.7 9.4 10.5 10.6 10.4 7.4 8.0 15.0 13.4 4.8 11.0 16.0 21.0 10.2 12.1 10.2 12.9 30.6 30.0 14.5 11.6 16.6 19.6 18.5 12.4 14.3 11.2 10.9 7.7 4.3 10.8 10.5 11.6 10.4 22 Referanslar Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Owen ve ark., 1978 Chawia, 1980 Sauvant, 1979 Sauvant, 1979 Sauvant, 1979 Sauvant, 1979 Johri, 1971 Lotfi ve Youssef, 1968 Gaili, 1971 Owen, 1977 Morand ve Fehr, 1980 Morand ve Fehr , 1980 Morand ve Fehr, 1980 Morand ve Fehr, 1980 Eggen ve ark, 1980 Eggen ve ark, 1980 Eggen ve ark, 1980 Eggen ve ark, 1980 Louca, 1977 Louca, 1977 Jindal, 1980 Jindal, 1980 Jindal, 1980 Tuncel ve ark., 1983 Tuncel ve ark., 1983 Güney ve ark., 1984 Güney ve ark., 1984 Güney, 1984 Güney ., 1984 Acharya, 1988 Acharya, 1988 Acharya, 1988 Acharya, 1988 Acharya, 1988 Acharya, 1988 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şentut (2005) çalışmasında bazı araştırmacılara ait çeşitli keçi ırklarının soğuk ve sıcak karkas ağırlıkları ile karkas uzunluklarını aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.16. Farklı Keçi Genotiplerinin Soğuk ve Sıcak Karkas Ağırlıkları ile Karkas Uzunlukları (Şentut, 2005). Kıl x Saanen Sıcak Karkas Ağırlığı, kg 11.8 Soğuk Karkas Ağırlığı, kg 11.2±0.6 Karkas Uzunluğu, Referanslar cm 67.3±1.4 Güney, 1984 Saanen x Kilis 11.5 11.0±0.5 69.3±0.5 Güney, 1984 Akkeçi x Kilis 15.6 15.2±0.4 67.4±0.5 Kutlu, 1990 Saanen x Kilis Alman Alaca x Kıl Melezi 16.1 15.8±1.0 67.1±1.1 13.3±0.36 12.6±0.38 Saf Kıl Oğlakları 15.1±0.65 14.6±0.69 15.8±0.31 14.5±0.40 15.4±0.51 14.6±0.51 57.3±0.63 Koçak, 1995 Ankara Keçisi Oğlağı 10.2±0.39 9.9±0.39 52.0±0.59 Ankara Keçisi Oğlağı 9.7±0.57 9.4±0.55 Ankara Keçisi Çebiçi Ankara x Kıl G1 Erkek Oğlak Ankara Keçisi (Entansif Besleme) Ankara Keçisi (Merada Besleme) Kıl Keçisi (Entansif Besleme) Kıl Keçisi (Merada Besleme) Akkeçi Oğlağı 15.5±1.44 15.2±1.40 14.1±0.33 - 11.4±0.45 11.2±0.45 5.7±0.23 5.7±0.23 16.3±0.84 15.9±0.81 59.9 Aydın, 1999 9.2±0.34 8.9±0.34 28 Aydın, 1999 12.8±1.14 12.5±1.12 59.8±0.97 Kor, 1997 Kıl Keçisi Oğlağı 12.0±0.58 11.6±0.56 59.8±0.66 Kor, 1997 Ankara Keçisi Oğlağı 9.8±0.29 9.6±0.32 54.6±0.87 Kor, 1997 Genotipler Alman Alaca G1 Erkek Oğlak Alman Alaca x G1 Erkek Oğlak 23 Kutlu, 1990 Çayan ve 68.8±0.75 Güney, 1988 Çayan ve 70.4±1.03 Güney, 1988 Güney ve ark., 60.1±0.23 1990 Daşkıran ve Ertuğrul, 1994 56.0±1.14 Çoban, 2002 63.0±1.61 Çoban,2002) Koyuncu ve Tuncel, 1996 Koyuncu ve ark., 1996 Koyuncu ve ark., 1996 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şentut (2005) çalışmasında Hatay İli Yayladağı İlçesi’nde besiyi tamamlamış erkek oğlaklarda sıcak karkas ağırlığını 19.7 kg, yarı entansif grupta 16.3 kg, soğuk karkas ağırlıklarını entansif grupta 19.3 kg, yarı entansif grupta 15.4 kg olarak bildirmiştir. Karkas uzunluklarını da entansif grupta 71.1 cm, yarı entansif grurpa ise 68.5 cm olarak bildirmiştir. 2.1.4. At Karkası At karkası sığır karkasıyla karşılaştırıldığında kaburgalarının daha oval olmasından dolayı yuvarlak bir görünüme sahiptir. Sığır karkasından daha ince ve uzun bir yapısı vardır. Eşek karkasından ise daha büyük bir yapısı olduğundan ayırt edilebilir. Yine koyun, keçi ve domuz karkaslarından ebat olarak çok daha büyük olduğundan bu türlerden rahatlıkla ayırt edilebilirler. Znamirowska (2005) Polonya’da at karkası üzerine yaptığı çalışmada ata ait karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.17. Ata Karkasına Ait Değerler (Znamirowska, 2005). Sıcak karkas ağırlığı, (kg) 282.6 Karkas Uzunluğu, (cm) 142.5 Karkas Genişliği, (cm) 1.9 Göz Kası Alanı, (cm2) 111 Kas Oranı, (%) 68.5 Yağ Oranı, (%) 7.9 Kemik Oranı, (%) 22.8 24 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.1.5. Domuz Karkası Domuz karkası genellikle derisi yüzülmeden tıraşlanarak elde edilir. Ayrıca baş karkastan ayrılmaz ve karkas parçasını oluşturur. Baş çoğunlukla salam ve sosis yapımında kullanılır. Domuz karkasının karkas randımanının yüksek olmasının ana nedeni derinin yüzülmemesi olup tavuk karkası ile benzer biçimde %70-75 arasında bir değer alır (Gürsoy, 1991). Çizelge 2.18. Domuza Ait Canlı Ağırlıklar. Hayvanın Durumu Yaş (Hafta) Canlı Ağırlık (kg) Sütten Kesim 0-8 1.5 – 18 Büyüme 9 - 18 27 – 68 Ergin 18 - 30 68 – 105 Leskanich ve ark., (1997) İngiltere’de üç farklı yağ içeren rasyonla beslenen domuzlarda karkas değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.19. Üç Farklı Yağ İçeren Rasyonla Beslenen Domuzlarda Karkas Değerleri (Leskanich ve ark., 1997). Hayvanın Beslenme Durumu Kesim Ağırlığı, (kg) Sıcak Karkas Ağırlığı, (kg) Rasyon A 95.5 72.8 Rasyon B 93.7 71.0 Rasyon C 96.9 74.3 Standart Hata 2.05 1.74 Önemsiz Önemsiz P 25 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Gürsoy (1991) çalışmasında domuzlarda canlı ağırlık ile bazı vücut ve karkas özelliklerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.20. Domuzlarda Canlı Ağırlık ile Bazı Vücut ve Karkas Özellikleri (Gürsoy, 1991). Canlı Ağırlık, kg Karkas Uzunluğu, Sırtta Yağ cm Derinliği, cm Karkasta Kas Oranı, % Karkasta Toplam Yağ, kg 23 51.3 1.3 57.5 10.3 45 62.5 2.3 55.1 15.3 57 67.1 3.0 49.5 19.5 68 69.6 3.0 51.2 19.3 80 71.1 3.0 48.1 21.3 91 72.6 3.6 48.6 21.5 102 73.9 3.8 47.5 22.6 114 72.2 4.3 45.0 25.3 125 79.2 4.3 46.0 23.8 137 81.8 4.6 45.4 24.7 2.2. Karkas İçeriğindeki Bazı Kemiklerin Özellikleri 2.2.1. Sırt Omurları (Vertebrae Throaciace) 2.2.1.1. Sığır Sırt Omurları Sığırlarda 13 adet sırt omuru vardır ve bunlardan en kısası 7. omurdur (Küçüker, 1993). Sığırda gövde omuru makara şeklinde ve uzun yapıdadır. Omurlardaki eklem çıkıntıları (processus spinalis) uzun, yassı ve geniştir. Sırt omurlarının dikensi çıkıntılarının boyları da 3. omura kadar artmakta, 12. veya 13. omura kadar da azalmaktadır. 13. omurda bulunan dikensi çıkıntılar (processus spinalis) dikeydir. Sığırlarda eklem çıkıntılarının (processus spinosus) eklem yüzleri kubbe şeklindedir. Gövde omurunun ön ve arkasında sığ, yayvan ve sınırları belli 26 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN olmayan fovea costalis cranialis vardır. Sığırların dikensi çıkıntıları (processus spinalis) atların dikensi çıkıntılarıyla (processus spinalis) karşılaştırıldığında sığırlarınkiler daha geniş ve yüksek, caudal kenarları da ince ve keskindir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.1.2. Koyun Sırt Omurları Koyun sırt omurları cüsse olarak sığır sırt omurlarından küçüktür ancak gerek sayı gerekse de özellikler yönünden sığırın sırt omurlarının özelliklerini gösterirler. Sırt omurgasının bel tarafındaki yarımında bulunan omurlarının keskin bir crista ventri’si çok ender olarak koyunların son sırt omurunda görülmektedir. 10. sırt omurunun dikensi çıkıntısı (processus spinalis) en eğimli, 12. sırt omurunun dikensi çıkıntısı (processus spinalis) ise en diktir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.1.3. Keçi Sırt Omurları Keçide 13 adet sırt omuru vardır (Küçüker, 1993). Keçilerin sırt omurları cüsse olarak sığırınkilerden küçük olmakla beraber yapısal özellik olarak koyunlarda olduğu gibi sığır omurlarının özelliklerini taşır. 12. omurunun dikensi çıkıntıları (processus spinalis) en dik çıkıntılardır. Sığırlarınkilere göre daha uzun olan dikensi çıkıntıların keskin kenarları vardır ve birbirlerine yakın bir konumdadırlar (Dursun, 1994). 2.2.1.4. At Sırt Omurları Atlarda 18 ile 20 adet arasında sırt omuru vardır (Küçüker, 1993; Oktay, 1988). Gövde omuru kısadır ve ortasına doğru crista ventralis kaybolmuştur. Sırt omurlarının uzunlukları 11. sırt omuruna kadar azalmakta, 11. omurdan 18. omura kadar da bir miktar artmaktadır. Dikensi çıkıntılarının boyları ilk 4 omurda en uzun, 4. ile 12. omurlar arası biraz daha kısa ve 12. omurdan sonra da en kısadır (Dursun, 1994). Atlarda dikensi çıkıntılar (processus spinalis) 27 birbirlerine çok yakın 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN olduklarından aralarındaki açıklık çok azdır. İlk dikensi çıkıntının serbest ucu sivri özellikte, 12. ye kadar olanların serbest uçları ise pürüzlü bir özellik göstermektedir. Atlarda derin, geniş ve belirgin yapıda fovea costalis cranialis’ler vardır (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.1.5. Domuz Sırt Omurları Domuzlarda 14 ile 15 adet arasında sırt omuru bulunmaktadır. Her iki yandan basık ve uzun bir gövde omuru vardır. Omur başları ile eklem çukurluğu yayvan ve az derindir. Sırt omurlarının dikensi (processus spinalis) çıkıntılarının uzunlukları ilk omur ile 3. omura kadar artmakta ve 3. omurdan 11. omura kadar azalmaktadır. Ön ve arka kenarları keskin olan eklem çıkıntılarının (processus spinosus) gövdelerinde ise foramen vertabrae latrele vardır. Son sırt omurunda caudalis’ten meydana gelen ortak lateral incisura verteralis bir delik vardır (Dursun, 1994; Frandson, 1977). 2.2.2. Bel Omurları 2.2.2.1. Sığır Bel Omurları (Vertebrae Lumbales) Sığırlarda 6 adet bel omuru bulunmaktadır (Küçüker, 1993; Oktay, 1988). Sığırların bel omurları atların bel omurlarına göre daha uzun ve hafiften kıvrık özelliktedir. Üzerlerinde bulunan crista ventralis sonuncu omura kadar belirgin bir şekildedir. Yükseklikleri ve genişlikleri hemen hemen birbirine eşit olan eklem çıkıntıları (processus spinosus) vardır. Gövde makara şeklindedir ve ön eklem yüzleri de iç bükeydir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.2.2. Koyun Bel Omurları Koyunlarda 7 adet bel omuru vardır. Koyunların bel omurlarının dikensi çıkıntılarının (processus spinalis) uzunlukları genişliklerinden daha fazladır 28 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN (Dursun, 1994; Küçüker, 1993; Oktay, 1988). Bel omurunun gerisine doğru dikensi çıkıntıların boyları ile genişlikleri azalır. Keskin kenarlı olan yan uzantılarının (processus costarii) boyları 4. veya 5. omura kadar artmaktadır. 6. yan uzantı bir çatal şeklinde iki uca ayrılmıştır. Bu yan uzantı en kısa olanıdır ve yay şeklinde cranial tarafa doğru dönüktür. Birbirleri arasında büyük açıklıklar vardır (Ellenberger, 1962). 2.2.2.3. Keçi Bel Omurları Keçilerde 7 adet bel omuru bulunur (Dursun, 1994; Küçüker, 1993). Keçilerde dikensi çıkıntılarının (processus spinalis) boyları, genişliklerinden daha uzun olup kenarları keskindir. Keçi bel omurlarının yan uzantılarının boyları 4. veya 5. omura kadar artabilmektedir (Frandson, 1977). 2.2.2.4. At Bel Omurları Atlarda 6 adet bel omuru vardır (Oktay, 1988). Dikensi çıkıntılarının (processus spinalis) yüksekliği genişliğinden 5/3 oranında daha fazladır. Yan çıkıntılarının yassı kenarları keskindir ve 3. omura kadar tamamen lateral yönde uzanmıştır. Bu omulardan sonrakiler ise öne doğru eğiktirler ve uçları küttür. 5. ve 6. omurlarda yan çıkıntıların gövdeye yakın kısmı kalındır ve burada bir eklem çukurluğu vardır. Bel omurlarının ön eklem yüzleri düz ve saggital yöndedir (Ellenberger, 1962). 2.2.2.5. Domuz Bel Omurları Domuzlarda 6 ile 7 adet arasında bel omuru bulunmaktadır (Oktay, 1988). Bel omurunun gövdesi çok uzundur. Omurlardaki dikensi çıkıntılar geniş ve yüksektir. Bu oran yaklaşık olarak 5/4 veya 4/3 arasındadır. Bu 4. bel omuruna kadar büyüyerek devam eder ve daha sonra kısalır. Eklem çıkıntıları geviş getiren 29 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN hayvanlardan farklı olarak öne doğru eğiktir. Ayrıca gövdelerinin arka kısmında foramen vertebrale latrale dorsale görülmektedir (Dursun,1994; Ellenberger, 1962). 2.2.3. Kaburgalar (Costae) 2.2.3.1. Sığır Kaburgaları Sığırlarda 13 adet kaburga vardır. Kaburgalar göğüs kafesinin yan duvarlarını oluşturmaktadırlar. Sığırlar evcil hayvanlar içerisinde en yassı ve geniş kaburgalara sahiptirler (Küçüker, 1993). Sığır kaburgalarının 8 tanesi sternal, 5 tanesi de asternal yapıdadır. Kaburgaların boyun kısmı uzun ve belirgindir (Dursun, 1994). Kaburga kıkırdaklarının kaburganın sternuma bakan uçlarında bir eklem uzantısı vardır ve bu uzantılar Manibrium sterni ile eklemleşse de atlarda olduğu gibi diğer tarafın 1. kaburgası ile birleşmemiştir. Tamamen yatay yönde bulunan yalancı kaburgaların kıkırdakları hakiki kaburgaların kıkırdakları gibi kıvrıklık göstermemektedirler (Ellenberger, 1962). 2.2.3.2. Koyun Kaburgaları Koyunlarda 13 adet kaburga vardır. Yapısal olarak daha küçük olmakla beraber genel özellikleri itibarıyla sığır kaburgalarına benzerler. Sığır kaburgalarından farklı olarak koyunun son kaburgasının tuberculum’u genellikle bulunmamaktadır. Sığır kaburgalarına kıyasla bütün koyun ırklarında kaburgalar daha kıvrıktır. Koyunda hakiki kaburgaların kıkırdakları bol miktarda damarla bezenmiştir ve bunu bir kemik kılıf, ya tamamen ya da büyük bir kısmını sarmıştır. 2.2.3.3. Keçi Kaburgaları Keçilerde 13 adet kaburga vardır. Özellik olarak sığır kaburgalarının özelliklerini taşırlar. Yalnız sığır kaburgalarına oranla daha dardır. Keçide son kaburganın Tuberculum’u çoğunlukla bulunmaz. Yandan bakıldığı zaman, keçi 30 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN kaburgaları koyun kaburgalarına nazaran “s” şeklinde bir kıvrım oluşturduğu gözlenir. Kaburga kıkırdağı yoktur (Dursun, 1994). 2.2.3. 4. At Kaburgaları Atlarda 18 adet kaburga vardır ve bunların 8 tanesi sternal, 10 tanesi ise asternal yapıdadır. Atları kaburgaları dışbükey bir yüzeye sahiptir. Bundan dolayı silindirik bir şekil ve dar özellik gösterirler (Dursun, 1994). Atlarda 1. kaburganın uzunluğu 21-24 cm ,10. ve 11. kaburganın uzunluğu 54-57 cm, sonuncu kaburganın uzunluğu 25-32 cm arasındadır. Kaburga gövdesinin dış yüzeyinin üzerinde 2. kaburgadan 8. kaburgaya kadar uzunlamasına bir çıkıntı bulunmatadır. Cranial yarımında ise geniş, az derin bir oluk vardır. At kaburgalarının iç ve dış yüzeyleri ile kaburga kıkırdakları genelde düzdür (Ellenberger, 1962 ). 2.2.3.5. Domuz Kaburgaları Domuzda 15 adet kaburga vardır ve bunların 7 tanesi sternal, 8 tanesi ise asternal yapıdadır. Kaburgalar domuzlarda da göğüs kafesinin yan duvarını oluşturmaktadırlar. Kaburgaların dış bükeylikleri fazla olduğundan geviş getiren hayvanların kaburgalarına göre daha yuvarlak ve daha az geniştir. 2. ile 5. kaburgaların sternal uçlarında kaburgaların kıkırdakları ile birleşmesini sağlayan basit yapılı eklem çukurlukları vardır (Dursun, 1994; Küçüker, 1993). 2.2.4. Göğüs Kemiği (Sternebrae) 2.2.4.1. Sığır Göğüs Kemiği Sığırlarda göğüs kemiği 7 adet sternebrae’den meydana gelmiştir ve son 6 sternebrae birbiriyle kaynaşmış durumdadır. Sığırın göğüs kafesinin ucu arka ucundan daha kalındır ve tüm uzunluğunca dorso-ventral yönde basıktır. Manibrium sterni ikinci sternebrae üzerinde dikey bir durumdadır. Sığırda kıkırdağın (cartilago 31 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN manubrii) manibrium sterni ile birleşme yerinde bir açı (angulus sterni) oluşmuştur (Dursun, 1994; Frandson, 1977). 2.2.4.2. Koyun Göğüs Kemiği Koyun göğüs kemiği 6 adet sternabrae’den meydana gelmiştir. Koyunlarda sternabrae çok çabuk kaynaşır. Manibrium sterni yuvarlak şekildedir. Manibrium sterni yaşlı koyunlarda bile Sternum’a kemikleşmeyen bir yastıkla bağlanmıştır. Koyunun sternabrae’si sığırın sternabrae’sinden daha yassı ve geniştir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962; Frandson, 1977). 2.2.4.3. Keçi Göğüs Kemiği Keçinin göğüs kemiği (sternabrae) sığır göğüs kemiğine (sternabrae) benzemekle birlikte daha yassı ve daha geniştir. Manibrium sterni keçilerde yuvarlak bir şekil almıştır. Manibrium sterni tıpkı yaşlı koyunlarda olduğu gibi yaşlı keçilerde de Sternum’a kemikleşmeyen, kalın bir yastıkla bağlanmıştır (Dursun, 1994). 2.2.4.4. At Göğüs Kemiği At göğüs kemiği 6 ayrı parça ile bunların arasındaki kıkırdak yastıklardan oluşmuşlardır. Bu parçalar birbirleriyle oldukça geç kaynaşırlar. Manibrium sterni bölgesi ile bundan sonra gelen iki sternebrae bölgesi yanlardan basık olduğundan bir kayık omurgası görünümündedir. Cartilago xiphoideus ince ve yuvarlaktır. Manibrium üzerinde 1. kaburganın uçlarını içine alan çukurluklar vardır ve bu çukurluklar birbirleriyle birleşmiş haldedir (Dursun, 1994). 2.2.4.5. Domuz Göğüs Kemiği Göğüs kemiği 6 adet sternabrae’ den oluşur. Processus xiphoideos ile 4 adet sternabrae birbirleriyle kaynaşmış haldedir. Manibrium ile 1. sternebrae arasında bir eklem çukuru vardır. 1. kaburganın açılarını içine almaya yarayan manibrium 32 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN üzerinde birbirleri ile birleşen iki farklı çukurluk vardır. Kemikleşmemiş olan kısmı küçük ve küt bir koni şeklindedir. (Ellenberger, 1962). 2.2.5. Kuyruk Omurları (Vertebrae Caudales) 2.2.5.1. Sığır Kuyruk Omurları Sığırlarda 18 ile 20 arasında kuyruk omuru bulunmaktadır (Küçüker, 1993; Oktay, 1988). Kuyruk omurları içinde en uzun olan omur 1. kuyruk omurudur. 2. kuyruk omurundan sonra ventral’de omurun gövdesi üzerinde çıkıntılar (processus heamali) bulunur. 2.2.5.2. Koyun Kuyruk Omurları Koyun kuyruk omurları 16 ile 22 adet arasında değişmektedir. Bu kuyruk omurlarından en uzun olanları 9. ve 10. omurlardır (Anonim, 2006; Dursun, 1994; Küçüker, 1993). 2.2.5.3. Keçi Kuyruk Omurları Keçilerde kuyruk omurları 12 ile 16 arasında değişmektedir (Anonim, 2006; Küçüker, 1993). Keçilerin omurlarında processus haemalis’ler bulunmamaktadır. İlk omurda çok geniş olan yan çıkıntılar bir üçgen şeklindedir. Bu yan çıkıntılar geriye doğru gidildikçe küçülerek 9. omurda kaybolurlar. Keçi kuyruk omurlarının yan uzantıları daha kısa, kalın ve yan tarafa uzanmış bir şekildedir (Ellenberger, 1962). 2. 2. 5. 4. At Kuyruk Omurları Atlarda 15 ile 21 arasında kuyruk omuru bulunmaktadır. Kuyruk omurlarında da 1. omur en uzun omurdur. Kuyruk omurları arasındaki yastıklar çok kalındır. Omurlarının boyları kuyruğun ucuna doğru küçülür (Dursun, 1994; Oktay, 1988). 33 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2. 2. 5. 5. Domuz Kuyruk Omurları Domuzlarda 20 ile 23 arasında kuyruk omuru bulunmaktadır (Oktay, 1988). Domuzlarda da en uzun kuyruk omuru 1. omurdur. Sacrum kemiği ile 1. kuyruk omuru arasında ve kemerini henüz kaybetmemiş olan kuyruk omurları arasında spatia interarcualica adı verilen yarıklar vardır. Her çift eklem çıkıntısı arasında bulunan bu yarıklar oldukça derindir (Ellenberger, 1962). 2.2.6.Kalça Kemiği (Os Coxae) 2.2.6.1.Sığır Kalça Kemiği Sığırın kalça kemiğinde (tuber coxae) adı verilen kalın kenarlı köşe çıkıntısının ortası yüksek ve yanları da basık bir şekildedir. Sığır kalça kemiğinde Spina inchiadica keskin ve yüksek, İncisura acetabuli de dardır. Tuber inchiadicum da üç çıkıntı bulunmaktadır (Dursun, 1994). 2.2.6.2. Koyun Kalça Kemiği Koyunun kalça kemiğinde Crista iliaca ve Facies glutea dışbükey bir yapıya sahiptir. Facies glutea caudo-dorsal’e bakar. Koyun kalça kemiğinde Spina ischiadica, incisura acetabuli ve tuber ischiadicum sığır kalça kemiğinin özellikleri ile aynı özellikler göstermektedir. (Dursun, 1994). 2.2.6.3. Keçi Kalça Kemiği Keçinin kalça kemiği koyunun kalça kemiği ile aynı özellikler göstermektedir. Koyun kalça kemiğinde olduğu gibi keçinin kalça kemiğinde crista iliaca içbükey, facies glutea’da dışbükey olup caudale-dorsal’e bakmaktadır. Koyun kalça kemiğinde olduğu gibi Spina ischiadica yüksek ve keskin, incisura acetabuli ise dardır. Tuber iscihiadicum üç çıkıntılıdır (Dursun, 1994). 34 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.6.4. At Kalça Kemiği Atın kalça kemiğinde tuber coxae adı verilen, ortadan basık, dikdörtgen şeklinde ve kalın kenarlı bir köşe çıkıntısı vardır. At kalça kemiğinde Spina ischiadica küt ve alçak bir yapıdadır. İncisura acetabuli geniştir. Sığırdan farklı olarak tuber ischiadicum iki çıkıntılıdır (Dursun, 1994). 2.2.6.5. Domuz Kalça Kemiği Domuzun kalça kemiğinde crista iliaca dışbükey bir yapıya sahiptir. Spina iscihiadica keskin ve yüksektir. Tuber ischiadicum diğer türlerden farklı olarak tek çıkıntılıdır ve geriye dönük bir şekildedir. Domuz kalça kemiğinde İncisura acetabuli at kalça kemiğinden farklı olarak daha dardır (Dursun, 1994). 2.2.7. Kol Kemiği (Humerus) 2.2.7.1. Sığır Kol Kemiği Sığırın kol kemiği atın kol kemiği ile kıyaslandığı zaman daha kısa, kuvvetli ve kıvrıktır. Sığırlardaki sulcus intertubercularis içinde bulunan sagittal çıkıntı atın tuberculum intermedium’u ile kıyaslanabilir. Sığır kol kemiğinde bulunan Tuberositas deltoidea atınkine göre daha alçaktır. Crista humeri ise belirgin bir şekildedir (Dursun, 1994). 2.2.7.2. Koyun Kol Kemiği Koyun kol kemiği genellikle sığır kol kemiğinin genel özelliklerine sahiptir. Koyun kol kemiği sığır kol kemiğine nazaran biraz daha yuvarlak şekildedir ve yanlardan da hafifçe basıktır. Sulcus intertubercularis az miktarda tubercullum majus cran tarafından köprülenmiştir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 35 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.7.3. Keçi Kol Kemiği Keçinin humerus kemiği koyun kol kemiğine göre daha çok yuvarlaklaşmış ve koyun kol kemiğinde olduğu gibi yanlardan hafifçe basıktır. Keçide kol kemiği koyun kol kemiğine göre biraz daha uzun ve dardır. Keçi kol kemiğinin üzerinde zayıf çıkıntılar vardır (Ellenberger, 1962). 2.2.7.4. At Kol Kemiği Atın kol kemiğinde latrel’deki büyük çıkıntı (tubercullum majus) ile kürek kemiğinin eklem çukuruyla eklem yapan küresi (caput humeri) aynı hizadadır. Atın kol kemiğinde tubercullum intermedium denen çıkıntı da bulunur Bu çıkıntı nedeniyle latrel’deki tubercullum majus ile caput humeri arasında yer alan salcus intertubercularis adı verilen oluk ikiye ayrılmış bir şeklindedir (Dursun, 1994). 2.2.7.5. Domuz Kol Kemiği Domuzların kol kemiği yanlardan basık, kısa, kalın ve dolgundur. Caput belirgin bir collum’a sahiptir. Latrel’deki büyük çıkıntı caput humeri’yi aşmaktadır. Sulcus intertubercularis media’le dönük, tuberculum minus ise küçük ve tektir (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.8. Ön Kol Kemiği (Skeleton Antebrachii) 2.2.8.1. Sığır Ön Kol Kemiği Sığırların antebrachium’unda tuber olecrani üzerinde iki çıkıntı vardır. Bu çıkıntılar ulna, ön kol kemiğinin (radius) distal ucuna kadar uzanmaktadır. Üç bölümlü distal eklem makarası atınkine göre daha eğridir. İki küçük aralık bırakacak şekilde birbirleriyle kaynaşmış olan Spatium interosseum antebrachii proximale ve spatium interosseum antebrachii disrale vardır (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 36 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.8.2. Koyun Ön Kol Kemiği Koyun ön kol kemiği de sığır kol kemiğinin genel özelliklerine sahiptir. Koyunun ulna kemiğinin orta kısmı değişime uğramıştır. Bundan dolayı tam şekli ile bulunmamaktadır. Koyunda da radius ve ulna kemikleri arsında hareket ya çok azalmış ya da tamamen ortadan kalkmıştır (Ellenberger, 1962; Frandson, 1977). 2.2.8.3. Keçi Ön Kol Kemiği Sığırın antebrachium’a benzemekle beraber keçilerde farklı olarak ulna’nın orta kısmı değişime uğramıştır (Ellenberger, 1962). Ulna’nın tam şekli bulunmamakta ise de radius ve ulna kemikleri arasındaki hareket ya çok az ya da hiç bulunmamaktadır (Frandson, 1977). 2.2.8.4. At Ön Kol Kemiği Atın ön kol kemiğinde radius belirgin bir şekilde öne doğru bükülmüştür. Craniocaudal yönde bir miktar yassılaşmış olan radius ulna’yı önden örtmektedir. Fovea capituli düz ve alçak sagittal çıkıntılarla ayrılan üç sığ kısımdan oluşmuştur (Ellenberger, 1962). Atın ön kol kemiğinde tuber olecrani tek çıkıntıya sahiptir. Üst uçta bulunan ve Spatium interosseum antebrachii proximale denilen küçük bir aralık vardır (Dursun, 1994). 2.2.8.5. Domuz Ön Kol Kemiği Domuzda ulna kemiği radius kemiğinden daha kalındır ve onun distal ucuna kadar uzanmaktadır. İki kemik arasında bir uyum söz konusudur (Dursun,1994). Domuzlarda da tıpkı sığır, koyun ve keçilerde olduğu gibi, radius ve ulna kemikleri arası hareket ya çok az ya da hiç yoktur(Frandson, 1977). 37 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.9. Kürek Kemiği (Scapula) 2.2.9.1. Sığır Kürek Kemiği Sığırın kürek kemiği enli bir basis’e sahiptir ve bunun kürek kemiğinin uzunluğuna oranı 1/6 dır. Spina scapulae, distal yönde hafifçe eğiktir. Spina’nın serbest kenarlarının bir kısmı biraz kalınlaşmıştır ve pelvis’e doğru bükülerek tuberositas spinae’yi oluşturmuştur (Ellenberger, 1962). Kürek kemiğinin üstünde bulunan ve fossa supraspinata adı verilen çukurluk kürek kemiğinin altında bulunan ve fossa infrospinata adı verilen çukurluktan çok daha küçüktür. Eklem çukurluğunun (cavitas glenoidalis) ön kenarının iç kenarının yüzünde bir çentik (incisura glenoidalis) vardır (Dursun, 1994). 2.2.9.2. Koyun Kürek Kemiği Koyunlarda keçilerde olduğu gibi spina çok daha fazla boyuna doğru eğilmiştir ve ortasında kalınlaşarak geriye doğru bükülmüştür. Kürek kemiğinin eni uzunluğundan ¼ oranında daha fazladır (Ellenberger, 1962). 2.2.9.3. Keçi Kürek Kemiği Keçinin kürek kemiği sığır kürek kemiğinin özelliğini taşımaktadır. Keçinin kürek kemiği koyunun kürek kemiğinden farklı olarak hem daha uzun hem de cranial ve caudal açılar arasındaki genişlik nedeniyle daha geniş bir yapıdadır (Dursun, 1994) Keçilerde, kenarı çoğunlukla düz ve boyuna doğru daha fazla eğik spina vardır. Uzunluğu eninden daha fazla olan keçinin kürek kemiğinde collum çok belirgindir (Ellenberger, 1962). 38 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.9.4. At Kürek Kemiği Kürek kemiği (scapula), dış yüzü (facies lateralis) üzerinde spina scapuale denilen bir çıkıntı bulunmaktadır. Bu çıkıntıdan dolayı dış yüzey iki kısma ayrılmıştır. Fossa suprospinata adı verilen çukurluk üstte, fossa raspinata adı verilen çukurluk ise altta kalmaktadır. Fossa suprospinata, fossa raspinata’dan daha küçüktür. Eklem çukurluğunun ön kenarının iç yüzünde incisura glenoidalis adı verilen bir çentik bulunmaktadır (Dursun, 1994). 2.2.9.5. Domuz Kürek Kemiği Uzunluğuna oranla genişliği daha fazladır. Domuz kürek kemiğinde çok gelişmiş bir tuber spinae scapulae bulunmaktadır ve bu caudal’e dönük bir şekildedir., Spinae’nin pelvis’e doğru eğilmesinden dolayı spinae scapulae tuberositas üçgen şeklini almıştır. Collum scapula çok belirgindir. Cartilago scapulae atlarınkine ve sığırlarınkine göre daha küçüktür (Dursun, 1994; Ellenberger, 1962). 2.2.10. Boyun Omurları (Vertabrae Cervicales) 2.2.10.1. Sığır Boyun Omurları Sığır atlası’nda processus transversuslar horizontal durumdadır. Foramen transversarium bulunmaz (Dursun, 1994). 2.2.10.2. Koyun Boyun Omurları Koyunlarda tüm memelilerde olduğu gibi 7 adet boyun omuru bulunmaktadır (Oktay, 1988; Frandson, 1977). Koyun atlası’nda processus transversus’lar daha dışbükey bir kenara sahiptir. Foramen transversarium’larının caudadorsal kolu ile processus caudalis arasındaki uzaklık sığırınkine göre daha fazladır (Dursun, 1994). 39 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.2.10.3. Keçi Boyun Omurları Keçilerde 7 adet boyun omuru vardır (Dursun 1994, Küçüker, 1993, Frandson, 1977). 1. boyun omuru (atlas), 2. boyun omuru (axis) ve 7. boyun omuru şekil bakımından bazı özelliklere sahiptir. Keçinin boyun omurları diğer evcil hayvanların boyun omurlarından daha uzundur. Atlas’ın tubercullum dorsale’si iyi oluşmuştur. Tubercullum ventrale çoğunlukla iki çıkıntılıdır. Ala’lar keçide kısa ve koyuna göre daha dardır ve yanlara doğru uzanmıştır. Keçilerde koyunlara göre daha uzun olan dikensi çıkıntılar (processus spinalis) kafa kısmına doğru yatıktır (Ellenberger, 1962). Keçinin atlas’ında processus transversus’lar dardır ve yanlara doğru uzanmıştır. Foramen transversarium genellikle keçi atlas’ında bulunmamaktadır (Dursun, 1994). 2.2.10.4. At Boyun Omurları Boyun omurları atlarda diğer omurlarına göre çok bariz olarak uzundur. 3. omurdan itibaren yarım küre şeklinde başları ve bunun karşısında eklem çukurları vardır. Atın atlasında fossa atlantis çok derindir. Bunun sebebi processus transversus’lar ventral’e doğru çok bükülü vaziyette olmalarıdır. Axisi’nde ise dens kürek biçimindedir ve üstünde “T” harfine benzeyen bir oluşum vardır. Processus spinosus önden arkaya doğru dışbükey olup ikiye ayrılmıştır. Atın 3. ile 7. omurları dikdörtgen şeklindedir ve 7. boyun omurunun corpus’u çok kısadır. 6. boyun omurunda ise crista ventralis bulunmaz. 2.2.10.5. Domuz Boyun Omurları Domuzda 7 adet boyun omuru vardır (Dursun, 1994; Frandson, 1977; Oktay, 1988). Domuzlarda boyun omurları çok kısadır ve birbirlerinin içerisine girmiş bir haldedir. Domuz atlas’ının genişliği uzunluğunun iki katıdır. Domuzun axis’inde dens kısa, yuvarlak ve koni biçimindedir. 40 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Dikensi çıkıntıları horoz ibiği biçimindedir. Domuzun 3. ile 7. omurları çok kısa ve geniştir. 7. boyun omurunun dikensi çıkıntıları çok yüksektir. 2.2.11. Uyluk Kemiği (Skeleton Femoris) 2.2.11.1.Sığır Uyluk Kemiği Sığır uyluk kemiğinde trochanter major tek parça halindedir. Fovea capitis çok küçük ve sığdır. Trochanter minor yuvarlak bir kabartı gibidir. Fossa supracondylaris sığdır (Dursun, 1994). 2.2.11.2. Koyun Uyluk Kemiği Koyunun uyluk kemiğinin üst ucunun lateral’indeki büyük çıkıntı az da olsa uyluk kemiğinin üst ucunda büyük bölümü düz olan eklem kıkırdağı ile örtülü ve küre şeklindeki femur başının (caput ossi femoris) seviyesini biraz aşmaktadır. Koyun uyluk kemiğinde Fossa supracondylaris adı verilen çukurlar bulunmaktadır. 2.2.11.3. Keçi Uyluk Kemiği Koyun uyluk kemiğinin genel özelliklerini göstermekle beraber keçilerin uyluk kemiğinde trochanter major az da olsa caput ossis femuris’in seviyesini biraz aşmaktadır. Keçi uyluk kemiğinde koyunlarda olduğu gibi fossa supracondylaris de vardır ( Dursun, 1994 ). 2.2.11.4. At Uyluk Kemiği Atın uyluk kemiğinde üst ucun latrel’indeki büyük çıkıntı bir çöküntü ile ikiye ayrılmıştır. Medial’de bulunan küçük çıkıntı uzun ve keskin bir crista halindedir. Uyluk uzunluğunun orta 1/3’ünün lateral tarafında trochanter tertius 41 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN denilen bir çıkıntı vardır. Fossa supracondylaris çukuru çok derindir (Ellenberger, 1962). 2.2.11.5. Domuz Uyluk Kemiği Domuzlarda uyluk kemiği çok kalındır. Medial’deki küçük çıkıntı (tronchanter minor) basık ve yayvan bir kabartı şeklindedir. Gövdenin özellikle distal kesiminin enine kesiti dört köşelidir. Domuz uyluk kemiğinde diğer türlerin aksine Fossa supracondylaris çukurunu yerine tuberositas supracondylaris denilen tümsek bulunur (Dursun, 1994). 2.3. Türlere Etlerin Karakteristik Özellikleri Kesim hayvanlarının etleri, tür, ırk, yaş, cinsiyet ve besi durumu açısından bazı değişiklikler gösterir. Genel olarak sığır, dana, koyun, keçi, at, eşek ve domuz etlerinin karakteristik özelliklerine dayanılarak türler birbirinden ayırt edilebilir. 2.3.1. Sığır ve Dana Eti Et rengi çoğunlukla kasta mevcut myoglobin miktarı ile doğru orantılıdır. Et kesildiğinde havayla temas eden myoglobin oksidasyona uğrayarak et renginin parlak kırmızı renk almasına sebep olmaktadır. Et uzun süre açıkta bırakıldığı zaman myoglobin metmyoglobine dönüşerek rengin yavaş yavaş kahverengiye dönüşmesine neden olmaktadır. Kesim öncesinde sığırın yüksek düzeyde streste kalması, kas dokusunda pH artışına sebep olmakta ve koyu renkli karkas oluşumuna sebep olmaktadır. Sığır eti yaş ve cinsiyetine göre farklılıklar göstermektedir. Genç sığırların etleri ince lifli, pembe veya solgun kırmızı renkte, oldukça yumuşak kıvamdadır (Öztan, 2003). Bağ dokuda az miktarda yağ bulunmaktadır. Ergin sığır eti kiraz kırmızısı ile koyu kırmızı arasında, kalın lifli, kaba tekstürlü, derialtı, kas arası ve kas içi 42 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN yağlanma belirgin olarak görülmektedir. Sığır eti kaynatılınca et rengi gri-kahverengi olur. Sığır etinin kokusu kendine özgüdür (İnal, 1992; Öztan, 2003). Canalis ingunalis ve m.ischiocaenous yoktur. m.gracilis yarım ay veya fasülye şeklindedir (Öztan, 2003; Tekinşen ve ark., 1996). Dana etlerinin lifleri son derece narindir. Genç danaların etleri kirli pembeden kırmızı griye kadar değişen renkte, ıslak, yüzeyi yapışkan ve yumuşak kıvamlıdır. But kasları henüz gelişimlerini tamamlamamıştır. Bağ dokusu gevşek ve yumuşaktır. Yağ dokusu zayıf gelişmiştir. Dana etinin kokusu sığırdan çok daha farklı olup ekşimsi bir aromadadır. Bu aroma dana etine tipik lezzetini kazandırmaktadır (İnal, 1992 ). 2.3.2. Koyun ve Kuzu Eti Genel olarak ülkemiz koyunları aromatik etli koyunlar sınıfındadır ve batı ırklarına göre daha keskin koku ve aromaya sahiptirler. Diğer türlerden çok farklı kokuya (taze ve pişmiş) sahiplerdir. Koyun eti, açık kırmızıdan kiremit kırmızısına kadar değişen renkte olup, oldukça sert kıvamdadır (İnal, 1992; Öztan, 2003). Kas dokusu, sık ve ince liflerden oluşmaktadır. Kaslar arasında yağ dokusu az miktarda bulunur ve kas içi yağlanma gözle görülemeyecek düzeydedir. Koyun etinin kendine özgü bir kokusu vardır (İnal, 1992; Tekinşen ve ark., 1996). Çok besili koyunların eti, iç yağımsı bir lezzet vermektedir (İnal, 1992). Kuzu eti, çok kirli pembe ile pembe arası renktedir ve pürüzsüz bir kesim yüzeyi vermektedir. Kuzu etlerinde de kas içi yağlanma görülmemektedir. Kuzu karkası bol kıkırdaklı eklem ve omurlara sahiptir. Kuzunun cüssesi küçük, kaburga kemikleri oval ve rengi beyazdır. 43 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.21. Çeşitli Koyun Irklarına Ait Etlerin Bazı Özellikleri (Anonim, 1986). Gövde Etleri Toklu Şişek Öveç Marya Koç Süt Kuzusu Ot Kuzusu Sınıf Et Rengi Yağlılık Ekstra 1.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf 2.Sınıf Ekstra 1.Sınıf 2.Sınıf 3.Sınıf Pembe-Koyu pembe Az yağlı Koyu pembe-Açık kırmızı Yağlı Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri Koyu pembe-Açık kırmızı Orta yağlı Açık kırmızı-Kırmızı Yağlı-Orta yağlı Az yağlı Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri Koyu pembe-Kırmızı Orta yağlı Kırmızı Yağlı-Orta yağlı Az-Orta yağlı Az etli ve üst sınıflara girmeyen gövde etleri Açık kırmızı Yağlı Kırmızı-Koyu kırmızı Çok yağlı Orta ve az etli,orta ve az yağlı gövde etleri Kırmızı Orta yağlı Kırmızı-Koyu kırmızı Yağlı-Çok yağlı Orta ve az etli,orta ve az yağlı gövde etleri A.pembe-Pembe Az yağlı Açık-koyu pembe Yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Pembe-Açık kırmızı Düzgün yağlı Pembe-Açık kırmızı Yağlı Koyu pembe-Kırmızı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Lif İnce lifli İnce lifli İnce-Orta İnce lifli Orta lifli İnce lifli Orta-Kalın İnce lifli Orta lifli İnce lifli İnce lifli İnce lifli İnce lifli Orta lifli 2.3.3. Keçi Eti Koyun etine oranla daha açık renktedir. Etin rengi oğlaklarda oldukça açık, yaşlı keçilerde ise koyudur. Gövde eti yağsız ve yapışkan özelliktedir (Öztan, 2003; Tekinşen ve ark., 1996). Yağlı keçilerde derialtı dokusunda çok az yağ bulunmaktadır. Kaslarda çok cüzi oranda yağ bulunur (İnal, 1992). Keçi etinin belirgin ve ayırt edici bir kokusu vardır (İnal, 1992; Tekinşen ve ark., 1996). 44 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Ergin erkek keçilerin etinde cinsiyet kokusu hissedilir derecede belirgindir. Eşey hormonlarınca misk bezlerinde salgılanan maddelerden kaynaklanan koku ete siner ve keçi etinin diğer etlerden fark edilmesini sağlar (Şengonca, 1974). Derialtı dokusunun yapışkan özellikte olması nedeniyle etlerde kıllara rastlama olasılığı çok yüksek olması keçi etinin tanınmasında kolaylık sağlamaktadır (İnal,1992). Çizelge 2.22. Çeşitli Keçi Irklarına Ait Etlerin Bazı Özellikleri (Anonim,1986). Gövde Etleri Sınıf Ekstra 1.Sınıf Çebiç 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf Seis 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf Gezdan 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf Erkeç 2. Sınıf 3. Sınıf 1.Sınıf Kısır 2.Sınıf 3.Sınıf 1.Sınıf Anaç 2.Sınıf 3.Sınıf 1.Sınıf Teke 2.Sınıf 3.Sınıf Ekstra 1.Sınıf Oğlak 2.Sınıf 3.Sınıf Et Rengi Yağlılık Pembe Orta yağlı Pembe – açık kırmızı Orta-Az yağlı Pembe-kırmızı Az yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Koyu pembe-açık kırmızı Yağlı-Orta Açık kırmızı-kırmızı Orta yağlı Az yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Koyu pembe-açık kırmızı Yağlı Açık kırmızı-kırmızı Orta Orta-Az Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Açık kırmızı-kırmızı Yağlı-Orta Açık kırmızı-kırmızı Orta yağlı Az yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Kırmızı-koyu kırmızı Yağlı Çok yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Kırmızı-koyu kırmızı Yağlı Koyu kırmızı Yağlı-orta -az Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Kırmızı-koyu kırmızı Yağlı-orta Koyu kırmızı Orta-az yağlı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri Pembe Az yağlı Pembe Orta yağlı Pembe-açık kırmızı Üst sınıflara girmeyen az etli gövde etleri 45 Liflilik İnce lifli İnce-orta lifli Orta lifli İnce lifli İnce-orta lifli İnce lifli İnce-orta lifli İnce-orta lifli Orta lifli Orta lifli Orta-kaba lifli Kaba lifli Orta-kaba lifli Kaba lifli İnce lifli İnce lifli İnce-orta lifli 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.3.4. At Eti Yaşlı atların etleri koyu kırmızıdan kahverengi kırmızıya kadar değişen renkte, genç atların etleri ise açık kırmızı renktedir. Hava ile temas eden et yüzeyi kısa sürede mavimsi bir parlaklık kazanmakta, süratle koyu kırmızıdan siyaha renge kadar değişen bir görünüm almaktadır. Et lifleri narin olmakla beraber daha belirgindir (İnal, 1992; Öztan, 2003). At etinin kıvamı serttir. Kasları saran fascialar son derece dayanıklı, gergin ve mavimsi görünümlüdür. İntramusküler ve intermusküler yağ azdır ve çıplak gözle görülmez. Yağ dokusu kasların etrafını sarmıştır ve et kaynatılınca su üzerinde sarı yağ damlacıkları toplanır. Tay eti, ergin at etine oranla daha açık renktedir. Renk tonunun açık gri kırmızıdan açık kırmızıya doğru değişmesi, bu etlere dana eti görüntüsü vermektedir. At eti bol miktarda glikojen içerdiğinden hafif tatlımsı lezzettedir (İnal, 1992; Öztan, 2003). At etinin kokusu kendine özgü olup kaynatıldığı zaman biraz gübremsi kokmaktadır (İnal, 1992). 2.3.5. Domuz Eti Etin özellikleri ırk, yaş ve besi durumunun dışında gövdede bulunuş bölgesine göre farklılıklar gösterir. İyi beslenmiş genç domuzların etleri ince lifli, soluk kırmızıdan gül kırmızısına veya gri beyaza kadar değişen renklerdedir. Domuz eti oldukça yumuşak kıvamlı ve gevrek yapıdadır. Domuz etinde derialtı yağlanma yoğundur. Yağ kısmen kasların içine dağılmış, kısmen de onları sarmış durumdadır. Domuz eti kaynatılınca rengi gri beyaza döner. Kokusu kendine özgü olup diğer et çeşitlerinden kolayca ayırt edilir (Gökalp ve ark., 1997; İnal, 1992). 2.4. Yağların Fiziksel Özellikleri Hayvanın yağlılık durumu ırk, cinsiyet, canlı ağırlık, beslenme şekli ve barındırmaya bağlı olarak değişmektedir. Yaş ve cinsiyet daha çok esansiyel yağ 46 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN asitlerinin durumunu etkilemektedir. Erkek hayvan dişi hayvana göre daha az yağlıdır. Hayvan yaşlandıkça da hayvandaki yağlılık artar ve kaslar arasında biriken yağlar daha çok sırt bölgesinde toplanmaktadır. Yağlanmadaki artış karkas üzerindeki yağın miktarını ve etteki mozaik yağını yansıtır. Yağlanma etin duyusal özelliklerinin büyük kısmını etkilemektedir. Yağ dokusunun yapısı, rengi, kıvamı, hayvan türlerine göre farklılıklar göstermektedir. Yağ dokusunun bu özelliklerinden yararlanılarak hayvan türünü tespit etmek mümkündür. Bunun için incelenen et örneğine yapışık bir miktar yağ dokusunun varlığı şarttır. Ancak yağların özellikleri aynı türün değişik vücut bölgelerinde farklılıklar gösterebilmektedir. 2.4.1. Sığır ve Dana Yağı Sığır yağı normal olarak beyaz veya beyazımsı sarıdır. Mera hayvanlarında yağ dokusu morfolojik olarak sarı renktedir. Ayrıca kalıtım da yağın sarı olmasında rol oynar. Sığır yağı, kesimden sonra çok çabuk donarak sertleşir. Genç danaların yağı pembemsi beyazdan, sarımsı beyaza doğru değişen renktedir. Gelişmiş danalarınki ise daha beyazdır. Dana yağı sığır yağından daha yumuşaktır (İnal, 1992). a – Düzgün b – Kılçıklanmış c – Parçalanmış Şekil 2.11. Sığır Kabuk Yağı (Anonim 1986). 47 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN a-Düzgün b-Kılçıklanmış c-Parçalanmış Şekil 2.12. Dana Karkası Kabuk Yağı (Anonim 1986). 2.4.2. Koyun Yağı Koyun karkası deri altında örtü halinde yağla kaplanmış durumdadır ve bu yağlanma daha çok sırt bölgesi ile kuyruk bölgesinde yoğundur (Anonim, 2006). Koyun yağı açık beyaz renklidir. Kendine özgü kokusu ve aromatik bir lezzeti vardır. (Öztan, 2003; Tekinşen ve ark., 1996). a – Düzgün b – Kılçıklanmış c – Parçalanmış Şekil 2.13. Koyun Karkası Kabuk Yağı (Anonim 1986). 48 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.4.3. Keçi Yağı Keçi Keçilerde deri altında hemen hemen hiç yağ tabakası bulunmamaktadır (Anonim, 2006). Özellik olarak koyun yağına benzemekle beraber oldukça belirgin olan kendine özgü kokusuyla kolayca ayırt edilebilir (İnal, 1992). Karkasta kabuk yağı ve kas telleri arasındaki yağlar (mozaik yağlar) azdır. Yağlanma daha çok vücut boşluğundadır (Kor, 1991; Şengonca, 1974). a – Düzgün b – Kılçıklanmış c – Parçalanmış Şekil 2.14. Kıl Keçi Karkası Kabuk Yağı (Anonim 1986). 2.4.4. Domuz Yağı Domuz yağı genellikle beyaz renkli olmakla birlikte beslenmeye bağlı olarak yağın rengi değişebilmektedir. Örneğin; domuzlar balık unu veya yağlı tohum küspesi ile beslendiği taktirde yağın rengi griye, mısırla beslendiği taktirde sarıya dönüşebilmektedir (İnal, 1992). 2.4.5. At Yağı At yağı sarı genellikle renktedir. Ancak derialtı dokusu ve böbrek kapsülü yağında açık altın sarısı renklerde, iç yağlarında ise kahverengimsi sarı rengindedir (İnal,992). Fazla miktarda olein içerdiğinden dolayı at yağları yumuşak bir kıvama 49 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN sahiptirler. At yağının refraktometre sayısı ortalama 51-60 arasında, iyot sayısı ise ortalama 71-90 arasıda değişmektedir (Anonim , 2006). 2.4.6. Eşek Yağı Deri altı yağ dokusu oldukça fazladır ve sarı renklidir. Yağ atlarda olduğu gibi yumuşak kıvamlıdır. 2.5. Kılların Morfolojik Yapısı Tüm hayvanların vücutları kıllarla kaplıdır. Kılların morfolojik yapısı hayvan türüne göre farklılıklar gösterdiğinden kıl özelliklerine dayanılarak, et üzerinde bulunabilecek kıllardan faydalanılarak tür tespiti yapılabilir (İnal, 1992; Kaymakçı ve ark., 1996). Kılın kimyasal özelliklerinden biri de sindirim sırasında herhangi bir değişime uğramamasıdır. Tür teşhisi yapılırken kıl morfolojisinin yanı sıra kılın boyu, çapı ve rengi de dikkate alınmaktadır (Çoban, 1993). Kıllar deri içindeki follükül veya kıl kını denilen kısımlarda, epidermisin farklılaşması sonucu meydana gelen oluşumlardır. Sivri uçlu, şekil olarak silindire benzeyen, esnek ve ısıyı geçirmeyen yapıdadırlar (Akçapınar, 2000; Arslan, 2002). Kıllarda büyüme kıl soğanından olmaktadır. Kıllar epidermisin en alt sırasındaki hücrelerin dermis katına doğru yer yer tomurcuklar şeklinde üremesi ile oluşmaya başlar. Kıl konileri denilen bu epitel üremeleri dermis içine doğrudur. Bu konilerin dermis içindeki serbest uçları genişleyerek kıl soğanını (bublus pili) meydana getirirler. Kıl soğanının alt yüzünde zamanla bir çöküntü olur ve bunun içine dermisin mezenşimal bağ dokusu dolarak, kıl papillasını (papilla pili) oluşturur. Kıl papillasının üst kısmını çevreleyen ve kıl soğanına ait olan Str. Germativum hücreleri papilladaki (matrix pili) damardan beslenerek aşırı şekilde çoğalırlar ve kıl follükülü içerisinde epidermisin yüzeyine doğru iplik şeklinde dizilerek kılı meydana getirirler (Akçapınar, 2000). Bir kılın kesitinde içten dışı doğu sırasıyla medulla, korteks ve kütiküla olmak üzere 3 katman vardır. 50 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Kıllar; kök (radiks pili ), gövde (korpus pili) ve uç (apeks pili) olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır (Akçapınar,2000; Arslan,2002). Şekil 2.15. Kıl Folükülü ve Kılın Gelişimi (Akçapınar, 1994). Şekil 2.16. Kemp Kıl ve Gerçek Kıl (Çivi, 1999). 2.5.1. Medulla Kılın en iç bölümüdür ve tüm türlerin kıllarında bulunmaz. Kaba ve orta kalınlıktaki kıllarda görülür ve ince hakiki kıllarda görülmez. Yani medullalı kıllar genellikle daha kalın ve uzun kıllardır (Akçapınar,2000,Arslan,2002). Medulla tabakası çeşitli şekillerdeki hücrelerin üst üste oturması ile meydana gelir ve çapları 1-7 mikron arasındadır. Silindirik görünümlü olup içleri hava ile doludur. Bu katın geniş olması ışık geçişini önler.Bu nedenle tebeşir beyazlığında görünürler. Mikroskopla bakıldığında hava tabakası siyah görüldüğünden medulla katı dikkat çeker (Akçapınar,1994). Yerli koyunlarda farklı tiplerde medulla vardır. Bunlar; devamlı, kesikli, boncuk ve eseri olmak üxere dört gruba ayrılabilir (Özcan, 1991). 51 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 17. Kılın Yapısı (Akçapınar, 1994). Şekil 2.18. Kesikli Medullalı Kıl ve Devamlı Medullalı Kıl (Çivi, 1999). 52 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 2.19. Devamlı Medulla (Akçapınar, 1994). Şekil 2.20. Kesikli Medulla (Akçapınar, 1994). Şekil 2.21. Boncuklu Medulla ve Üç Medulla (Akçapınar, 1994). Şekil 2.22. Devamlı+Parçalı Çift Medulla ve Devamlı Çift Medulla 2.5.2. Korteks İğ şeklindeki hücrelerden oluşan korteks tabakası kılın fiziksel özelliklerini tayin eder. Bu tabaka lateral bir yapı göstermektedir.Ortokorteks ve porokorteks denilen hücrelerden oluşurlar. Ortokorteks hücreleri boya kabul eden ve yumuşak yapılı olan hücrelerdir. Buna karşılık porokorteks hücreleri tam aksine boya kabul etmeyan ve sert yapıda olan hücrelerdir. Pigment maddeleri iğ şeklindeki korteks 53 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN hücrelerinde bulunduklarından korteks tabakaları kılın renginin oluşmasında önemli rol oynamaktadırlar (Özcan, 1991). Çeşitli kıllarda korteks hücrelerinin uzunlukları 80 -110 mikron, genişlikleri 2-10 mikron, incelikleri 1- 2,5 mikron arasında değişmektedir. Mikrofibrillerin matriks içinde ince çubuklar halinde bulunması korteks hücrelerine çizgili görünüm vermektedir(Akçapınar, 1994). Şekil 2.23. Hakiki Yapağı İle Kaba Uzun Kıl Tabakaları (Kaymakçı ve ark., 1996). 2.5.3. Kütiküla Kütiküla tabakası korteksi tamamen sarmış haldedirler ve kılın en dış katmanını oluşturmaktadırlar. Kütiküla, kiremit dizisi şeklinde şeklinde ve kıl ucuna kadar uzanan çok ince, tek katlı, boynuzlaşmış hücre plaklarından oluşmaktadır. Kütiküla hücreleri dıştan içe doğru epikütil, ekzokütil ve endokütil olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır (Akçapınar, 2000; Arslan, 2002). Kütiküla hücreleri taç sekli, çok kenarlı taç şekli ve çok kenarlı ağ şekli olmak üzere üç şekilde görülürler(Özcan, 1991). 54 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Şekil 2.24. Değişik Tip Kıllarda Gözlemlenen Kütiküla (Epidermis) Şekilleri (Kaymakçı ve ark., 1996). Şekil 2.25. Kütiküla Hücrelerinin Yapısı ve Diziliş Şekilleri(Kaymakçı ve ark., 1996) Şekil 2.26. Taç Şekli Kütiküla Hücresi-Çok Kenarlı Taç Şekli Kütiküla Hücresi 55 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.5.4. Sığır Kılı Sığır kılları çeşitli uzunluktaki kısa uçlu kıllardan oluşur. Bunların içerisinde çok az sayıda ince kıllar bulunur. Kılın üst tabakası,kökten uca kadar enine çizgilerle bezenmiştir ve her bir kütiküla kılın bütün genişliğini kaplayacak biçimde yerleşmiştir. Bu hücrelerin serbest kenarları hafif girinti ve çıkıntılar gösterir. Kütikülanın yüksekliği kıl köküne doğru giderek artar. Kıl kalınlığının yaklaşık 1/3’ünü silindir şeklindeki paranşim kaplar ve ağımsı bir yapıdadır. Paranşim hücrelerinin genişliği uzunluğundan fazladır. 2.5.5. Koyun Kılı Koyun yapağısı az miktarda kaba kıl içerir. Yapağının büyük bir bölümü ince kıllardan oluşur. Koyun yünü hafif kıvrımlı olmakla birlikte merinos ve İngiliz Etçilerinin kılları çok kıvrımlıdır. Paranşim hücreleri ancak iyi gelişmiş kıllarda bulunur. Kaba kıllar dik olup ağ şeklinde paranşim hücresi içerirler. Kılın yüzeyi, kök kısmından uca kadar enine çizgilidir. Kütiküla, kıl genişliğinin bir bölümünü kaplamakta ve kılı tam olarak kuşatmamaktadır. Bu hücrelerin yükseklikleri genişliklerinden daha fazladır ve serbest kenarları hafif çentiklidir. Torun ve ark., (1992) çalışmalarında İvesilerin yapağı incelik ve gerçek uzunluk değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.23. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik ve Kalınlık Değerleri (Torun ve ark., 1992). Urfa Halk Ceylanpınar Elit Ceylanpınar Üretim Gerçek Uzunluk, cm 19.25 17.93 19.49 İncelik, μ 38.99 38.20 37.67 Özcan (2004) çalışmasında çeşitli araştırmacılara ait farklı koyun ırklarına ait kıl incelik ve uzunluk değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. 56 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.24. Farklı Koyun Irklarına Ait Kıl İncelik ve Uzunluk Değerleri (Özcan, 2004). Kıl çapı, Gerçek Referanslar μ Uz.luk, cm 23.5 9.6 Özcaner, 1977 Genotipler Saf ve Karacabey Merinosları-Saf Saf ve Karacabey Merinosları-B3 23.1 10.2 Özcaner, 1977 Saf ve Karacabey Merinosları-B2 24.2 10.9 Özcaner, 1977 Saf ve Karacabey Merinosları-B1 25.3 11.9 Özcaner, 1977 Saf ve Karacabey Merinosları-F1 28.1 10.1 Özcaner, 1977 Saf ve Karacabey Merinosları-üretici 25.0 10.5 Özcaner, 1977 Anadolu Merinosu Polatlı (dişi merinos) 22.4 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Polatlı (1 yaş dişi) 23.4 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Polatlı (1 yaş erkek) 23.6 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Altınova (dişi) 22.2 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Altınova (1 yaş dişi) 21.9 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Altınova (1 yaş erkek) 25.9 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Gözlü (dişi) 23.3 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Gözlü (1 yaş dişi) 25.5 - Cangir, 1994 Anadolu Merinosu Gözlü (1 yaş erkek) 24.4 - Cangir, 1994 Merinos-Kontrol, (yonca ile beslenen) 23.5 - Akmaz, 1994 Merinos (Yonca+600 gr konsantre) 22.97 - Akmaz, 1994 Merinos (Yonca+1200 gr konsantre) 23.09 - Akmaz, 1994 Erkek Merinos (kuzu) 21.8 - Ogan, 1994 Dişi Merinos (kuzu) 20.9 - Ogan, 1994 Dişi Merinos (koyun) 20.3 - Ogan, 1994 Ramliç (1.5 yaş) 22.8 - Etem, 1982 Ramliç (2.5 yaş) 20.4 - Etem, 1982 Ramliç (3.5 yaş) 21.2 - Etem, 1982 Ramliç, (4.5 yaş) 20.8 - Etem, 1982 Ramliç, (5.5 yaş) 21.1 - Etem, 1982 Ramliç, (6.5 yaş) 21.4 - Etem, 1982 57 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Gürsoy (1980) çalışmasında İvesi koyunlarının sol yan bölgesinden aldığı yapağı örneklerini vizopanda incelemek suretiyle bulduğu kıl incelik değerlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.25. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik Değerleri, μ (Gürsoy, 1980). 1978 (2.5 yaş) X±Sx Ekstansif En az 1979 (3.5 yaş) En çok n X±Sx En az En çok n 38.41±0.21 28.76 54.34 296 45.59±0.58 34.04 77.56 147 Yarı Entansif 40.39±0.15 35.42 47.10 207 42.99±0.52 32.48 63.44 149 Aynı çalışmada ekstansif ve yarı entansif koşullarda yetiştirilen İvesi koyunlarının Ceylanpınar ve İsrail koilarından olma döllerinde yapağı inceliği değişimini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.26. İvesi Koyunlarının Kıl İncelik Değerleri, μ (Gürsoy, 1980). Ekstansif X±Sx En az Yarı Entansif En çok n X±Sx En az En çok n Ceylanpınar 38.76±0.86 30.61 68.12 59 38.30±0.94 31.28 59.40 34 İsrail 39.73±0.67 31.68 60.80 68 40.43±0.76 30.32 58.96 72 Gürsoy bu çalışmasının sonucunda kıl inceliğine sistemlerin etkisinin önemsiz olduğunu ancak yaşın etkisinin %95 oranında güvenilebilirlikte olduğunu bildirmiştir. Yapmış olduğu varyans analizlerine göre yapağı inceliğine koç orijinleri ve sistemlerin etkisiz olduğunu bildirmiştir. 58 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.5.6. Keçi Kılı Keçilerde kıl örtüsü kalın, uzun ve sert yapılı üst kıllar ile kısa, ince ve yumuşak yapılı alt kıllardan meydana gelmektedir (Şengonca, 1974). Keçi kılları iyi oluşmuş, uzun ve dik bir yapıdadırlar. Hafif şişkin bir kıl köküne ve uzun bir boyun kısmına sahiptir. Uç kısma doğru kıl kalınlığı artar. Kılın dış tabakasında kökten uça kadar enine şeritler vardır. Kütikülanın serbest kenarları testereye benzer ve kıl genişliğinin bir kısmını örter. Paranşim, kıl genişliğinin 4/5’i kadardır. Hücreler birbirlerinden geniş ara bölümleriyle ayrılmış olup orta eksene göre yamuk ve uçları kıl ucuna çevrilmiş şekilde sıralanmıştır. Hücre kenarları diken şeklinde çıkıntılarla donatılmıştır (İnal, 1992). Şengonca (1974) çalışmasında kıl keçilerinin çeşitli vücut bölgelerindeki kaba üst ve ince alt kıllarının inceliklerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.27. Kıl Keçilerinin Çeşitli Vücut Bölgelerindeki Kaba Üst ve İnce Alt Kıllarının İncelik Değerleri (Şengonca, 1974). Vetulani Vücut Bölgesi Kıl Çeşidi İncelik, μ % Omuz But Schulze İncelik, μ % Kaba Üst Kıl 22 42-123 14.5 44-126 İnce Alt Kıl 78 12-30 85.5 12-30 Kaba Üst Kıl 37 45-168 12 56-140 İnce Alt Kıl 63 12-39 88 12-50 2.5.7. Domuz Kılı Beyaz, kırmızı ve siyah renkte olabilen domuz kılları, sert yapılı ve dik bir özellik gösterirler. Uç kısımlarında 4-20 arasında uzantı verirler. Kılın dış bölümünü meydana getiren tabaka kökten uca kadar enine çizgiler halindedir. Her bir kütin plağı kıl genişliğini kaplar ve serbest kenarları çıkıntılıdır (İnal, 1992). 59 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.5.8. At ve Katır Kılı Dış tabakada kökten uca kadar devam eden çok düzgün enine şeritler vardır. Kılı enlemesine saran kütin plakalarının kalınlığı farklılıklar göstermektedir ve ortalama kalınlıkları 9.4 mikron civarındadır. At ve katır kılının kenarları genellikle düz olmakla beraber bazen hafifi çıkıntılar gösterebilirler. Paranşim hücreleri silindir şeklindedirler ve bunlar bütün kıl genişliğinin 2/3’ünü oluştururlar. Ayrıca parnişim hücreleri düzensiz, dört köşeli ve genişlikleri yüksekliklerinden daha fazladır(İnal,1992). 2.5.9. Eşek Kılı Eşek kılları kaba ve ince kıllardan oluşmaktadır ve bu kılların renkleri griden siyaha kadar değişmektedir. Kaba kıllar uzun ve kısa uçlu kılardır. İnce kıllarda ise uç kısım uzundur. Dış tabakayı oluşturan hücreler uzun ve silindir şeklindeki kıl kökünden uca kadar kıl eksenine dikey biçimde yer almıştır . Dış tabaka enine çizgiler gösterir. Parnişim, kıl uzunluğunun 3/4’ü kadardır. Parnişim hücrelerinin genişliği uzunluğundan fazladır. Köşeleri yuvarlağımsıdır. Kabuk tabakası, kıl genişliğinin 1/5’ini oluşturur (İnal,1992). 2.6. Yağlar ve Yağ Asitleri Üç moleküllü yağ asidleri ile bir molekül gliserolün esterleşmesi ile oluşan çift karbon sayılı, doymuş ve doymamış yağ asitlerini içeren doğal madde grubuna yağ denir. Yağlar yalnızca karbon (C) , hidrojen (H) ve oksijenden (O) atomlarından meydana gelir. Gliserolün bir alkol grubunun bir yağ asidi ile birleşmesi ile monogliserid, iki alkol grubunun iki yağ asidi ile birleşmesi ile digliserid, üç alkol grubunun üç yağ asidi ile birleşmesi ile yağlar (trigliseridler) meydana gelmektedir. Saf yağların %95’den fazlası trigliseriddir. Genel formülü; 60 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR O ║ H2— C — O — C — R1 │ O │ ║ H2— C — O — C — R2 │ O │ ║ H2— C — O — C — R3 Savaş Fuat TURAN Trigliserid ( Yağ ) Yağların suda çözünürlük özellikleri yoktur. Ancak eter, benzen, kloroform gibi organik çözücülerde çözünürler. En nemli kalori kaynağıdırlar (9 kCal/g) .Enerji ihtiyacının büyük bir kısmını karşıladıkları gibi yağda eriyen vitaminleri taşıma işlemini de yaparlar. Çarpma ve darbelere karşı da vücudu koruyucu görev almaktadırlar (Anonim, 2004; Kurt, 2001; Yücesan ve ark., 1988). Karkasta yağ dokuları deri altı yağları, kasiçi yağları, kaslararası yağlar ve diğer vücut yağları olarak bulunurlar (Özcan, 1969). Yağların olgunlaşma sırasında birçok aroma maddesinin çözünmesinde etkin rolü vardır. Hidrolize olmaları sonucu açığa çıkan ürünler et ve et ürünlerinin lezzetinde önemli rol oynarlar (Kayhan, 2003). 2.6.1. Gliserol (Gliserin) Gliserol (Gliserin) yağların temel yapı taşlarındandır ve bir trialkoldür. (CH2– OH–CH–OH-CH2-OH) Renksiz, kokusuz, tatlımsı ve sıvı kıvamdadır. Erime noktası 200 , kaynama noktası 2900 dir. Yağın yaklaşık olarak % 10’luk bir kısmı gliserolden oluşmaktadır. Gliserol , yağlardan farklı olarak kloroform, benzen, petrol eteri ve susuz eter gibi organik çözücülerde değil, su ve alkol ile her oranda çözünürler. Gliserol su çeken maddelerle ısıtıldığı zaman doymamış bir aldehit olan akroleine dönüşür. Akroleinin kendine has ve yanmış yağı anımsatan bir kokusu vardır. Mineral yağlarda gliserol bulunmadığından ısıtıldığı zaman akrolein kokusu vermezler. Bundan dolayı doğal yağlar mineral yağlardan kolaylıkla ayırt edilebilirler (Yücesan ve ark., 1989; Keskin, 1981). 61 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN CH2—OH CH═O │ │ CH —OH―――――→ C │ ║ CH—OH (Gliserol) CH2 ( Akrolein) + H2O 2.6.2. Yağ Asitleri 2.6.2.1. Yağ Asitlerinin İsimlendirilmesi Yağ asitlerinin isimlendirilmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Sistematik ilkelere dayalı yöntemler, ilk olarak saptanan kaynağın ismine veya ait olduğu familyaya ya da asidi bulan araştırmacının adına göre de isimlendirme yapılmaktadır. Sistematik isimlendirmede, yağ asidi ile aynı sayıda karbon atomundan oluşan hidrokarbondaki karbon sayısının Latince adından üretilen ismi esas alınır. Örneğin; 6 karbonlu hekzandan hareketle alkan gurubundan ise heksanoik asit, alken gurubundan ise heksenoik asit denir. Yapısındaki karbon atomu sayısı esas alınarak yapılan isimlendirmelerde zincirdeki karbon atomları karboksil gurubundan başlanarak numaralandırılır. Numaralandırma doymamış yağ asitlerinin ifade edilmesinde önemlidir. Örneğin oleik asidin sistematik adı 9-oktadesanoik asittir. Yapısında yan dal veya substitüe asitlerde olduğu gibi oksijen ya da hidroksil bağlı olması durumunda, bunların bağlı olduğu karbon numarası ve yan bağlar çift bağlardan önce vurgulanır (Kayahan, 2003). Yağ asitlerinin farklı yapılarına karşın kendi aralarında homolog seriler oluştururlar. Zincir yapısı dallanma göstermeyen ya da düz zincirli yağ asitleri şeklinde adlandırılan çeşitler, dallanma gösteren izo-yağ asitlerinin içerdiği karbon atomu sayısı, çift veya tek olabilir. 62 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Yağ asitlerinin molekül yapısındaki farklılıklar; fiziksel, kimyasal ve fizyolojik özelliklerinin değişik olmasına neden olmakta ve bu özelliklerden faydalanılarak da sınıflandırma yapılmaktadır. І – Düz Zincirli ( n- ) Yağ Asitleri 1 – Doymuş Yağ Asitleri 2 – Doymamış Yağ Asitleri A - Tekli Doymamış Yağ Asitleri B - Çoklu Doymamış Yağ Asitleri ІІ - Substitüe Olmuş Yağ Asitleri ІІІ - Halka İçeren Yağ Asitleri ІV – Dallanmış Zincirli Yağ Asitleri 2.6.2.2. Doymuş Yağ Asitleri Bu grubu oluşturan yağ asitlerinin genel formülü CnH2nO2 veya CH3(CH2)2nCOOH şeklindedir (Öğün, 1977; Kayahan, 2003). Doymuş yağ asitlerinin karbon atomları zincirde tek bağla bağlıdır ve karbon atomlarının karboksil grubuna bağlı olanların dışında kalanların hepsi hidrojen ile doyrulmuş durumdadır (Anonim, 2004). Doymuş yağ asitleri 2 - 34 arasında karbon atomu içermektedir. Doymuş yağ asitlerinin çoğu düz zincirlidirler ve bunların fiziksel özellikleri molekül ağırlıklarına bağlı olarak değişmektedir (Yücelen ve ark.1988). Doymuş yağ asitleri grubunun en küçük üyesi asetik asit (C2H4O2), bilinen en uzun zincirli üyesi ise lingoserik asittir. Doymuş yağ asitleri renksiz bileşiklerdir. (Kayahan, 2003). Bazı doymuş yağ asitleri ve bunların kapalı formülleri şöyle sıralayabiliriz; Asetik Asit (C2H4O2) Propiyonik Asit (C3H6O2) Bütirik Asit (C4H8 O2) Kaproik Asit (C6H12 O2) Kaprilik Asit (C8H16 O2) 63 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Kaprik Asit (C10H20 O2) Laurik Asit (C12H24 O2) Miristik Asit (C14H28 O2) Palmitik Asit (C16H32 O2) Stearik Asit (C18H36 O2) Araşidik Asit (C20H40 O2) Behenik Asit (C22H44 O2) Lingoserik Asit (C24H48 O2) Serotik Asit (C26H52 O2) Montanoik Asit (C28H56 O2) (Anonim, 2004). Hayvansal yağların yapısında 10 karbon atomundan daha az karbon atomu taşıyan yağ asidi bulunmaz (Gürsoy, 1999). Doymuş yağ asitleri bakımından zengin olan yağlar daha sert kıvamlıdır (Öztan, 2003). Yağlarda en çok rastlanan doymuş yağ asitleri palmitik asit ve oleik asittir (Yücelan, 1988). 2.6.2.3. Doymamış Yağ Asitleri Yapılarında bir veya birden fazla çift bağ içeren yağ asitleri doymamış yağ asitleri olarak tanımlanır (Öğün, 1977; Kayahan, 2003). Doymamış yağ asitleri doymamışlık derecelerine göre tekli doymamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitleri olarak alt gruplara ayrılırlar (Yücelen ve ark., 1988). Yağ asitleri zincirindeki yan yana gelen karbon atomlarının her ikisinden de birer hidrojen atomunun çıkması ile karbon atomları arasında çift bağ oluşması ile tekli doymuş yağ asitleri oluşmaktadır. Çoklu yağ asitlerinde ise daha fazla karbon atomu çiftleri arasında hidrojen atomlarının çıkması sonucunda aralarında çift bağın oluşmasıyla meydana gelirler. Çoklu yağ asitlerinin bir çoğunda çift bağlar en az bir metilen grubu gibi birbirinden ayrılmıştır (Kurt, 2001). Doymamış yağ asitlerinin hemen tümü oda sıcaklığında sıvı halde bulunmaktadır (Anonim,2004). 64 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Doymamış yağ asitleri aynı sayıda karbon atomu içeren doymuş yağ asitlerine göre daha düşük erime noktası ve basınca sahip, daha kolay çözünen ve kırılma indisleri daha yüksek olan bileşiklerdir (Öğün, 1977; Kayahan, 2003). Açık zincir yapısındaki tüm doymamış yağ asitleri doymuş yağ asitleri gibi inaktiftirler. Bazı doymamış yağ asitleri , Palmitoleik asit, Oleik asit, Linoleik asit, Alfa linoleik asit, Beta linoleik asit , Araşidonik asit, Eikosenoik asit, Dokosahesaneoik asit (Anonim, 2004). Linoleik asit, linolenik asit ve araşidonik asit gibi doymamış yağ asitleri hayvan organizması tarafından sentezlenemediği için esansiyel yağ asitleridir. Ancak insan ve hayvanların bu yağ asitlerine gereksinimleri oldukça düşük düzeydedir (Öğün, 1977). Bu yağ asitleri daha çok bitkisel kaynaklarda bulunmaktadır (Anonim, 2004). Hayvansal yağlarda en çok bulunan doymamış yağ asitleri ise oleik asit, palmitoleik asit, linoleik asit ve araşidonik asittir. 2.6.3. Türlere Ait Yağ Asitleri 2.6.3.1. Sığır Yağ Asitleri Özcan (1969)’daki çalışmasında sığırın depo yağlarındaki yağ asitlerinin % 90’dan fazlasını palmitik, stearik ve oleik asitin oluşturduğunu, % 10’luk kısmını ise küçük miktarlarda doymuş ve doymamış yağ asitlerinden meydana geldiğini bildirmiştir. Yine aynı çalışmasında Avrupa sığır ırkının yağ asitlerinde ise en çok bulunan yağ asitlerini ise %27 stearik asit, %27 palmitik asit ve %39 oleik asit. olarak, Hindistan sığırlarında ise yine en çok bu üç yağ asitinin değişik oranlarda 65 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN bulunduğunu ve bunlardan da %34 ile en yüksek oranın oleik asit olduğunu bildirmiştir Arslan (2002)’deki çalışmasında sığır yağlarının ortalama olarak palmitik Asiti %29-30 oranında, Linoleik ve Linolenik Asit gibi yağ asitlerini ise %1-2 oranında içerdiğini bildirmiştir. Öztan (2003) sığırın kasiçi veya kasarası yağlarının yağ asitleri miktarlarını doymuş yağ asitlerinden miristik asiti %4.5, palmitik asiti %27.4, stearik asiti %21.1 olarak, doymamış yağ asitlerinden palmitoleik asiti %2, oleik asiti %41.6, linoleik asiti %1.8, linolenik asiti %0.5, diğer bulunabilecek yağ asitlerini de %1.1 olarak bildirmiştir. Göğüş (1986) ve Gürsoy (1991) çalışmalarında sığırların depo yağlarındaki yağ asitlerinin miktarlarını doymuş yağ asitlerinden laurik asiti ve araşidik asiti iz miktarlarda, miristik asiti %0.3, palmitik asiti %30.1, stearik asiti %16.2 olarak, doymamış yağ asitlerinden de palmitoleik asiti %2.7, oleik asiti %40.9, linoleik asiti %7.1 olarak bildirmişlerdir. Wood ve ark., (2003) çalışmalarında sığırların sırt yağlarında bulunan doymuş yağ asitlerinden palmitik asidi % 26.1, stearik asidi % 12.2 olarak, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi % 35.3, linoleik asidi % 1.1, ve alfa linoleik asidi de % 0.48 olarak bildirmişlerdir. Lawson (1995) göre sığır iç yağının yağ asitleri bileşimini inceledikleri çalışmasında doymuş yağ asitlerinden bütirik asit, kaproik asit ve kaprilik asit değerlerini sıfır olarak, kaprik asit, araşidik asit ve laurik asidi iz miktarda, miristik asidi % 4, palmitik asidi % 26, stearik asidi % 22 olarak, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi % 39, linoleik asidi % 3, linolenik asidi % 1 ve araşidonik asidi de % 1 olarak bildirmiştir. Price ve ark., (1970) domuz yağı, sığır iç yağı ve koyun iç yağında yağ asitleri kompozisyonlarını inceledikleri çalışmalarında türler arasında yağ asitleri kompozisyonları bakımından önemli oranlarda farklılıklar olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmalarında buldukları değerleri de aşağıdaki çizelgede belirtmişlerdir. 66 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.28. Farklı Türlere Ait Yağ Asitleri Kompozisyonları Oranları (Price ve ark., 1970). Yağ Asitleri Domuz Yağı Sığır İç Yağı Koyun İç Yağı Doymuş Yağ Asitleri Bütirik Asit - - - Kaproik Asit - - - Kaprilik Asit - - - Kaprik Asit - - - Laurik Asit - 0 - 0.2 - Miristik Asit 0.7 - 1.1 2-8 1-4 Stearik Asit 12 - 16 14 - 29 25 - 32 Palmitik Asit 26 - 32 24 - 33 20 - 28 Araşidik Asit - 0.4 - 1.3 - Lauroleik Asit - - - Miristoleik Asit 0 - 0.3 0.4 - 0.6 - Palmitoleik Asit 2-5 1.9 - 2.7 - Oleik Asit 41 - 51 29 - 50 36 - 47 Linoleik Asit 3 - 14 0-5 3-5 Linolenik Asit 0-1 0 - 0.5 - Araşidonik Asit 0.4 - 3 0 - 0.5 - Doymamış Yağ Asitleri 67 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN McNiven ve ark., (2004)’de farklı yöntemlerle işlenmiş soyanın sığır etlerinde yağ asitleri kompozisyonlarına etkilerini araştırdıkları bu çalışmalarında göz kasındaki yağ asit profillerini çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.29. Sığır Göz Kasındaki Yağ Asitleri Profilleri (McNiven ve ark., 2004). Yağ Asitleri Megalac Soya Fasülyesi S.H. Extruded* Çiğ Kavrulmuş C14:0 2.63b 3.22a 2.82b 2.73b 0.12 C14:1 0.61b 0.90a 0.79a 0.62b 0.05 C15:0 0.26b 0.34a 0.32a 0.31a 0.01 C16:0 28.2a 27.7ab 27.3ab 26.8b 0.39 C16:1 3.44 3.72 3.74 3.41 0.14 C17:0 0.68b 0.78a 0.76a 0.75a 0.03 C17:1 0.57b 0.61b 0.68a 0.61b 0.02 C18:0 12.5 12.7 12.2 13.2 0.42 Cis-C18:1 37.7 37 37.6 36.0 0.66 Trans-C18:1 1.75bc 2.11a 1.69c 1.85b 0.06 C18:2 2.80b 2.81b 2.94b 4.06a 0.31 CLAa (Cis-9,Trans-11) 0.33b 0.46a 0.31b 0.35b 0.02 CLA (Cis-10,Trans-12) 0.008 0.003 <0.001 0.03 0.01 C18:3 0.41b 0.43b 0.45b 0.55a 0.03 C20:0 0.07 0.08 0.07 0.08 0.004 C20:1 0.18 0.16 0.15 0.15 0.01 C20:3 0.28 0.21 0.30 0.33 0.04 C20:4 0.80ab 0.56b 0.86ab 1.01a 0.12 Diğerleri 6.84 6.31 7.08 7.20 0.032 SFA 44.3 44.8 43.4 43.8 0.68 MUFA. 44.2 44.4 44.6 42.6 0.73 PUFA. 4.63b 4.47 4.86b 6.32a 0.49 0.10b 0.11b 0.15a 0.01 PUFA / MUFA 0.11b P < 0.05; * patlatılmış-hacimlendirilmiş. 68 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Raes ve ark., (2003)’de Belçika’da sığır eti üzerine yaptıkları çalışmada m.longissimus ve m.semimembranosus kaslarında intramusküler yağ asitleri kompozisyonlarını aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.30. m.longissimus ve m.semimembranosus Kaslarında İntramusküler Yağ Asitleri Kompozisyonları (Raes ve ark., 2003). Yağ Asitleri m. Longisisimus lumbolum m. Semimembranosus Belçika Sığırı Limuzin P Belçika Sığırı Limuzin P a a x x C12:0 0.69 0.58 0.000 0.27 0.43 0.000 a a x x C14:0 13.9 21.2 0.000 4.03 12.1 0.000 a ab x x C15:0 3.29 5.95 0.000 1.61 4.04 0.000 a a x x C16:0 166 266 0.000 92.0 196 0.000 a ab x xy C17:0 7.45 15.1 0.001 3.35 13.0 0.000 a a x xy C18:0 146 197 0.000 71.2 139 0.000 a a x x C14:1 2.57 4.73 0.000 1.42 2.59 0.000 a b x xy C16:1 29.0 49.9 0.002 13.9 32.8 0.000 a ab C17:1 32.2 38.8 0.000 39.6 41.3 0.018 a a x xy C18:1 260 460 0.319 118 309 0.000 C18:2(n-6) 133 125 0.000 118 152 0.019 a a x x C18:3(n-6) 0.87 1.65 0.362 1.04 1.38 0.000 C20:2(n-6) 1.5 1.64 0.007 0.94 1.22 0.187 C20:3(n-6) 7.15 7.11 0.013 9.61 10.4 0.906 C20:4(n-6) 27.2 25.8 0.099 41.4 37.8 0.528 C22:4(n-6) 2.35 1.85 0.066 3.42 2.4 0.052 a ab x xy C18:3(n-3) 11.7 16.1 0.001 9.51 15.5 0.000 a a x x C20:5(n-3) 3.79 5.98 0.000 7.69 8.39 0.000 a a C22:5(n-3) 8.94 10.6 0.000 14.6 13.5 0.001 a a x x C22:6(n-3) 0.78 0.95 0.000 1.36 1.30 0.000 a,b,c P<0,001 ve x,y,z P<0,00 Banskalieva ve ark., (2000) çeşitli araştırıcılar tarafından yapılan sığırların farklı bölgelerinin toplam yağlarındaki yağ asitleri bileşimlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. 69 70 - - - GB GM Yağsız Et 2.56 1.40 - 2.13 - 15.60 7.27 2.82 5.92 50.52 11.05 - - - - - - - 26.50 4.00 24.00 4.50 21.40 1.30 23.10 2.40 22.30 4.73 - - - - - - - - 4.52 4.63 3.43 - 2.05 - - - - - - - - 44.01 46.78 39.36 42.00 43.38 42.30 41.43 50.93 53.80 33.65 29.19 57.74 35.76 43.51 16.77 39.00 4.27 1.43 2.00 3.20 46.50 43.80 13.90 38.70 8.06 2.18 3.54 15.90 39.30 15.10 17.20 36.20 11.80 16.20 46.20 9.23 0.50 31.35 5.65 2.00 14.95 28.00 11.50 1.20 - 0.88 15.41 0.39 6.80 14.49 41.66 13.67 Rhee ve ark., 1992 Referanslar 7.80 Rule ve Beitz, 1986 13.78 Eichhorn ve ark, 1986 19.62 Li ve ark, 1992 16.47 Enser ve ark., 1998 12.66 Enser ve ark., 1998 12.70 Enser ve ark., 1998 13.10 Enser ve ark., 1998 13.65 C18:1 C18:2 C18:3 C20:4 Diğer SFA MUFA PUFA Kas Yapıları - BF:biceps femoris , LD: longissimus dorsi, LT:longissimus thoracis, SM:semimembranosus, TB:triceps brachii, GM:gluteus medius LD - - - 3.58 3.70 2.93 5.05 4.85 - 1.35 4.76 3.58 - LD LD+TB - 1.43 1.20 C10:0 C14:0 C14:1 C15:0 C16:0 C16:1 C17:0 C18:0 + + C12:0 C15:1 C17:1 TB Yağsız Et Araştırıcılar Çizelge2.31. Sığırların Farklı Bölgelerinin Toplam Yağlarındaki Yağ Asitleri (Banskalieva ve ark., 2000). 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.6.3.2. Keçi Yağ Asitleri Rhee ve ark., (2000)’de çeşitli rasyonlarla beslenen keçilerdeki kaslar arası yağların yağ asitleri kompozisyonlarının inceledikleri çalışmalarında ekstansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kas arası yağlarının yağ asitleri ile entansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kas arası yağlarının yağ asitleri miktarlarını aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.32. Çeşitli Rasyonlarla Beslenen Keçilerdeki Kasarası Yağın Yağ Asitleri Kompozisyonları (Rhee ve ark., 2000). Yağ Asitleri C14:0 C14:1 C16:0 C16:1 C17:0 C17:1 C18:0 C18:1 C18:2 C18:3 C20:3 C20:4 C21:0 C24:0 Ekstansif Koşullarda Yetiştirilen Keçiler 1.78a (0,69)c 0.30a (0,21) 20.51a (1.52) 1.62b (0.30) 1.29b (0.34) 0.94b (0.26) 16.27a (1.13) 42.43b (3.59) 7.74a (1.88) 1.16a (1.16) 0.21a (0.17) 3.43a (0.99) 1.17a (0.40) 1.17a (0.36) Entansif Koşullarda Yetiştirilen Keçiler 1.78a (0.29) 0,43a (0.22) 20,99a (1.10) 2.71a (0.63) 1.75a (0.49) 2.32a (0.96) 10.24b (1.96) 51.00a (2.02) 5.74b (1.64) 0.18b (0.12) 0.08b (0.10) 2.27b (0.74) 0.15b (0.17) 0.38b (0.59) 71 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Banskalieva ve ark., (2000) keçi kas ve yağ dokusunda yağ asitleri kompozisyonunu inceleyen derlemelerinde keçi yağında bulunan yağ asitlerinin karkasın farklı kaslarında çok değişik oranlarda bulunduğunu bildirmişlerdir. Örneğin C14:0 doymuş yağ asidinin farklı karkas bölgelerinde % 1.2 ile % 5.05 olarak bulunduğunu, C16:1 tekli doymamış yağ asidinin % 0.4 ile % 7.3 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Ayrıca doymuş yağ asitlerinin % 29.2 ile % 53. 80 arasında, tekli doymamış yağ asitlerinin % 32.7 ile % 57.8 arasında, çoklu doymamış yağ asitlerinin de % 7.8 ile % 19.6 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Banskalieva ve ark., (2000) keçilerde doymamış yağ asidi / doymuş yağ asidi oranının 0.16 ile 0.49 arasında, koyunlarda ve kuzularda ise bu oranların 0.7 ile 0.26 arasında, sığırlarda 0.11 ile 0.40 arasında, domuzlarda ise 0.30 ile 0.65 arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Banskalieva ve ark., (2000) keçi yağlarının yağ asitleri bileşimlerini farklı araştırıcılar tarafından yapılan karkas bölgesi, ırk ve yaşa göre yağ asitleri bileşimlerini Çizelge 2 12.’deki gibi, keçilerin farklı bölgelerindeki toplam yağlarındaki yağ asitleri bileşimlerini Çizelge 2.13.’deki gibi bildirmişlerdir. 72 73 - - Perirenal (Bast ve ark, 1987c) Sternal (Bast ve ark., 1987c) - 2.82 Omental (Bast ve ark., 1992) Kidney (Rojas ve ark., 1994) - 2.8 2.87 9.85 3 8.51 7.89 6.3 6.9 7.53 - - - - - 10.34 12.2 7.02 7.69 - - - 2.99 3.39 2.66 2.9 2.38 2.09 1.97 2.27 3.5 1.28 1.4 - - - - 1.05 0.87 - - - - - - - 0.48 0.29 - - - - - 2.11 1.82 0.24 0.29 0.14 - 21 17.7 3.5 0.62 17.09 0.59 16.98 1.68 32.1 32.2 32 - - - 23.91 3.21 26.97 1.17 15.85 18.15 29 32.1 29.9 3.3 1.6 - - - 19.35 5.82 21.85 4.17 2.38 3.4 29.9 1.2 26.85 3.63 27 30 - - - - - 0.93 2.2 - - 2.1 1.08 1.08 3.6 2.45 - - - 0.56 1.06 1.06 1.18 - - - 1.72 2.06 8.44 9.45 7.09 6.13 6.47 6.34 - 14.5 41 1.5 5.77 49.01 1.69 28 28.9 27.5 28.2 28.7 28.1 20.7 19.6 25.6 5.8 50.75 27.45 38.3 32.6 30.7 27.6 - - - - - 12.07 42.22 4.42 4.6 - - 0.61 0.6 - - - 1.62 27.9 38 30.1 28.7 0.9 4.45 4.53 5.35 29.01 29.58 2.74 31.82 25.67 2.36 13.8 35.34 4.32 27.6 13.9 23.8 23.3 8.64 45.64 3.53 1.28 11.41 43.44 2.99 - - - - - 0.7 3.8 2 1.9 1.85 12.13 41.96 3.74 0.53 16.27 34.77 0.9 0.52 19.14 34.79 - - - 1.57 15.26 42.95 0.95 0.54 32.09 25.16 0.99 2.41 12.11 43.32 3.04 3.29 1.89 10.01 52.39 2.89 1.38 21.19 42.07 3.62 1.17 23.87 39.81 4.44 1.23 22.69 41.62 3.74 0.78 0.33 - - 0.6 0.55 0.6 1.22 0.99 - - - - - - - 0.52 0.45 - - - - - - - - - - - - 53 44.5 49.43 55.8 70.8 69.4 69.4 43.88 28.2 28.7 28.1 47.7 64.51 26.87 45.2 38.35 40.13 54.77 48.26 44.27 51.55 41.96 50.81 43.63 54.05 39.9 20.7 19.6 25.6 62.55 32.1 39.33 53.93 43.42 50.51 31.1 49.65 61.6 62.8 57.5 46.36 48.74 56.15 39.47 - - 4.3 - 30 54.33 34.23 60.97 30.59 52.43 38.96 62.7 2.83 53.47 41.63 2.13 62.41 32.48 - - - 5.85 1.6 - - - - - 0.52 45.95 47.47 0.45 55.23 38.58 - - - - - - - - - - - 14 1.5 SD SD A A, Nitsan ve ark., 1987 A A A S, Gaili veAli, 1985 S, Gaili ve Ali, 1985 G, Sauvant ve ark 1979 V, Bas ve ark. 1987c - 3.52 WAD 2.69 WAD 4.3 0.9 5.05 G,Sauvant ve ark 1979 5.08 G,Sauvant ve ark 1979 5.9 4.75 A, Cassey ve ark, 1985 3.96 A, Cassey ve ark., 1985 - - - - - 4.5 4.6 4.26 GG, Casey ve Niekerk 4.25 GG, Casey veNiekerk 2 1ç90 SD 1.8 0.95 B, Muller ve ark, 1985 0.99 B, Muller ve ark, 1985 3.04 A, Nitsan ve ark., 1987 1.69 A, Nitsan ve ark., 1987 2.89 A, Nitsan ve ark., 1987 3.92 A, Nitsan ve ark., 1987 4.44 A, Nitsan ve ark., 1987 3.74 A, Nitsan ve ark.1987 160 h 120 h 7h - 5-9 h 5-9 h 20 h 12-19h 12-19h 4-8 h 4-8 h 5-22 h 5-22 h 5-22h 5-10h 5-10h - - 22kg 22kg 22kg 15h 15h 5-22h 5-22h 5-22h 5-22h 5-22h 5-22h Yaş-Kg (hafta) Sauvant ve ark.., 1979 - MUFA PUFA Referanslar desert,, V: Vereta, WAD: Batı Afrika Dwarf, SFA: Doymuş y.a., MUFA: Tekli doymamış y.a., PUFA: Çoklu doymamış y.a. 22.52 3.37 26.28 3.52 0.56 24.46 3.01 - - - 0.7 0.56 20.44 5.62 0.52 20.85 4.92 - - - - - - - 0.53 23.78 3.86 0.49 24.92 2.67 10.7 8.3 9.9 - - 3.37 17.73 1.59 2.6 1.53 18.52 0.49 1.2 1.36 17.33 0.69 1.33 - C14:0 C14:1 C15:0 C16:0 C16:1 C17:0 C17:1 C18:0 C18:1 C18:2 C18:3 Diğer SFA *A: Alpine, B: Boer, G:Grek, GG: Alman, S: Saanen, SD:Dudan testinal (Hamminga ve ark., 1996) - 1.38 SC (Zygoyiannis ve ark, 1992) Kidney (Hamminga ve ark., 1996) 1.59 - Kidney (Zygoyiannis ve ark., 1992) Sacral (Potchoiba ve ark, 1990) 1.71 - Mesenteric (Bast ve ark., 1987b) Sternal (Manfredini ve ark., 1988) - Perirenal (Bast ve ark., 1987b) 2.03 - Omental (Bast ve ark, 1987b) İnguinal (Manfredini ve ark, 1988) 4 Mesenteric (Nitsan ve ark., 1987) 4.77 Kidney (Nitsan ve ark, 1987) - IM (Gaili veAli, 1985) 0.89 - SC (Gaili ve Ali, 1985) 1.46 - Kidney (Gaili ve Ali, 1985) SC (Muller ve ark., 1985) - Kidney (Muller ve ark., 1985) - SC (Casey ve van Niekerk., 1985) 0.61 İnguinal (Sauvant ve ark., 1979) Kidney (Casey ve vanNiekerk,1985 0.6 0.65 0.56 Omental (Sauvant ve ark., 1979) Susternal (Sauvant ve ark., 1979) 0.55 Kidney (Sauvant ve ark., 1979) Pericostal (Sauvant ve ark., 1979) 0.48 C10:0+ C12:0 - Pericardic (Sauvant ve ark., 1979) SC (Duncan ve ark., 1976 Depo Yağla(Araştırıcılar) Çizelge 2.33. Keçi Yağlarının Yağ Asitleri Kompozisyonlaları (Banskalieva ve ark.,2000). 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 74 - - - LD(Park ve Washington,1993) LD(Park ve Washington,1993) BF(Park ve Washington,1993) - - Leg (Johnson ve ark., 1995) LT (Matsuoka ve ark., 1997) 2.56 1.40 1.97 2.13 - - 15.60 7.27 26.50 4.00 24.00 4.50 21.40 1.30 23.10 2.40 22.30 4.73 1.31 20.65 3.00 - - - - - 0.50 31.35 5.65 - C18:1 5.92 50.52 11.05 - 16.77 39.00 4.27 13.90 38.70 8.06 15.90 39.30 15.10 17.20 36.20 11.80 16.20 46.20 9.23 1.70 11.79 47.86 7.44 - - - - - 0.51 1.43 2.18 - - - 2.00 14.95 28.00 11.50 1.20 2.82 - 2.15 2.00 3.54 4.52 4.63 3.43 - 2.05 - 44.01 46.78 13.78 39.36 42.00 19.62 43.38 42.30 16.47 41.43 50.93 12.66 53.80 33.65 12.70 29.19 57.74 13.10 35.76 43.51 13.65 1.28 35.54 53.04 11.27 3.20 46.50 43.80 7.80 - - - - - - - C18:2 C18:3 C20:4 Diğer SFA MUFA PUFA 6.80 14.49 41.66 13.67 C17:0 + C18:0 C17:1 JS F N A N A A S A 36-40 24-32 20 20 20 20 20 5-10 5-22 Türler Yaş( n )b hafta Keçi Türleri - A:Alpine; F:Florida; N:Nabian; S:Saenen; JS:Japon Saenen; Kas Yapıları – BF : biceps femoris , LD: longissimus dorsi, LT:longissimus thoracis, SM : semimembranosus, TB : triceps brachii, GM : gluteus medius a - - - 3.58 3.70 2.93 5.05 4.85 1.35 4.76 3.58 - Rib-LD(Potchoiba ve ark., 1990) BF(Park ve Washington,1993) - Leg (Nitsanve ark., 1987) Brachii (Sauvant ve ark., 1979) C16:1 0.88 15.41 0.39 1.43 1.20 Kaslar (Araştırıcılar) - C10:0 C15:0 - C14:0 C14:1 + C16:0 C12:0 C15:1 Çizelge 2.34. Keçilerin Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarındaki Yağ Asitleri Bileşimleri (Banskalieva ve ark.,2000). 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.6.3.3. Koyun Yağ Asitleri Arslan (2002) koyun yağ asitlerinin ortalama olarak %29-30 arasında palmitik asit içerdiğini ve esansiyel yağ asitlerinden olan linoleik asit ve linolenik asitlerinin ise % 4 oranında bulunduğunu bildirmiştir.. Özcan (1969) ve Keskin (1982) çalışmalarında oranlarını doymuş yağ asitlerinden kuzulardaki yağ asitleri palmitik asidi %25.0, stearik asidi %25.0, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi %39.0, linoleik asidi %4.0, linolenik asidi %0.5 ve araşidonik asidi de %1.5 olarak bildirmişlerdir. Wood ve ark., (2003) çalışmalarında kuzuların sırt yağlarında doymuş yağ asitlerinden palmitik asidi 21.9, stearik asidi 22.6 olarak, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi 28.7, linoleik asidi 1.3, ve alfa linoleik asidi de 0.97 olarak bildirmişlerdir. Öztan (2003) bildirimine göre Forrest ve ark., (1975) ile Rossel (1992) çalışmalarında koyun deri altı yağ asitleri oranları aşağıdaki çizelgedeki gibidir. Çizelge 2.35. Koyun Deri Altı Yağ Asitleri Oranları (Öztan (2003). Doymuş Yağ Asileri ( % ) Miristik Asit Pentadekanoik Asit Palmitik Asit Stearik Asit Araşidik Asit Doymamış Yağ Asitleri ( % ) Miristoleik Asit Palmitoleik Asit Oleik Asit Linoleik Asit Linolenik Asit Henikosaenik Asit Diğerleri Rossel (1992) 2.0 0.5 21.0 28.0 0.5 Forrest (1975) 3.2 28.5 24.8 - 0.5 3.0 37.0 4.0 0.5 2.0 2.0 1.3 36.4 3.5 0.5 2.3 75 76 4.17 - - - LD (Enser ve ark., 1998) GB (Enser ve ark., 1998) Yağsız Et (Li ve ark., 1998) - 3.23 3.99 3.17 - - - - - - - - - - - - - - - - 20.00 2.09 20.90 2.19 19.40 2.05 22.82 3.58 28.77 2.03 21.63 1.88 21.81 1.74 22.71 1.74 23.40 3.02 - - - - - - - - - - - - - - - 36.52 56.60 - 49.07 42.33 10.49 38.40 44.60 10.66 38.97 43.49 9.84 40.80 43.58 - - - 4.00 2.00 1.20 2.10 45.60 44.00 18.60 35.83 3.28 2.31 1.16 2.44 41.83 37.92 17.50 35.73 3.24 1.94 1.12 2.25 42.39 37.92 17.90 36.59 3.43 2.31 1.19 2.51 40.47 38.64 13.87 42.73 8.05 1.97 1.12 2.68 41.96 42.20 16.13 45.30 3.60 14.89 42.24 5.89 0.61 15.44 41.67 6.26 0.61 16.28 41.75 5.22 0.55 11.10 53.20 1.20 1.40 0.20 10.20 9.19 8.55 9.41 10.74 3.60 6.49 6.87 5.57 3.80 C18:2 C18:3 C20:4 Diğer SFA MUFA PUFA Kas Yapıları - LD : longissimus dorsi, LT : longissimus thoracis, SM : semimembranosus, TB : triceps brachii - - - 1.88 0.11 1.73 0.83 1.85 0.90 2.02 0.20 0.44 3.13 TB (Enser ve ark., 1998) Yağsız Et (Rhee, 1992) - LD (Marinova ve ark., 1992) - TB (Solomon ve ark., 1991) - - LD (Solomon ve ark., 1991) TB (Solomon ve ark., 1991) - C18:1 Yağ Asitleri C10:0 C15:0 C17:0 - C14:0 C14:1 + C16:0 C16:1 + C18:0 C12:0 C15:1 C17:1 Sağrı (Duncan ve ark., 1976) Koyun ve Kuzu Toplam Yağları Kaslar (Araştırıcılar) Çizelge 2.36 . Koyun ve Kuzuların Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarına Ait Yağ Asitleri Kompozisyonları (Banskalieva ve ark.,2000). 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Banskalieva ve ark., (2000) çeşitli araştırıcılar tarafından yapılan koyun ve kuzuların farklı bölgelerindeki toplam yağlarındaki yağ asitleri bileşimlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Cãneque ve ark. (2005) kuzulardaki deri altı, kas içi ve kaslar arası yağlardaki yağ asitleri kompozisyonlarını aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.37. Kuzulardaki Deri Altı, Kasiçi ve Kasarası Yağlardaki Yağ Asitleri Kompozisyonları (Cãneque ve ark., 2005). Yağ Asitleri Deri Altı Kas İçi Kaslar Arası P S.H. C12:0 2.27b 1.94a 0.94c *** 0.42 C14:0 11.43b 10.72a 6.60c *** 3.97 C15:0 0.99bb 0.86a 0.62c *** 0.04 C16:0 30.14b 29.14a 23.95c *** 6.30 C16:1 3.48a 3.38a 2.62a *** 0.18 C17:0 1.02a 0.97a 0.78b *** 0.03 C17:1 0.48b 0.62a 0.58a * 0.08 C18:0 11.30 11.54 11.89 Önemsiz 2.26 C18:1 35.04a 35.56a 32.26b *** 16.99 C18:2 3.41a 8.18a 11.48b *** 1.68 C18:3 0.91a 0.67a 1.17c Önemsiz 0.21 C20:0 Belirlenmedi 0.68a 0.77 C20:4 Belirlenmedi Belirlenmedi 0.14 0.65 *** 1.50 SFA 57.15a 55.87a 45.56b *** 16.85 MUFA 39.18a 39.77a 36.13b *** 16.77 PUFA 3.67a 3.44a 18.31b *** 3.32 MUFA+ PUFA 42.84a 43.21a 54.44b *** 16.82 PUFA /SFA 0.06a 0.06a 0.40b *** 0.002 TDYA/SFA 0.70a 0.72a 0.80b *** 0.02 MUFA+ PUFA/SFA 0.76a 0.78a 1.20b *** (n-6)/(n-3) 4.06a 5.38a 11.41b *** * P < 0.05 ; ** P < 0.01 ; *** P < 0.001 77 0.02 16.16 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.6.3.4. At Yağ Asitleri Bergero ve ark., (2002) İtalya’da doymuş yağ asitleri içeren rasyonla besledikleri atlarda, doymuş yağ asitlerini kanda %43.5 deride %61.3 olarak, tekli doymamış yağ asitlerini kanda% 10.4, deride %18.4 olarak, çoklu doymamış yağ asitlerini de kanda % 40.1, deride %16.2 olarak bulmuşlardır. Aynı araştırmada en çok doymamış yağ asitleri sırası ile C18:2, C18:1, C20:4 ve C18:3 olarak kanda, C18:1, C18:2, C18:4 ve C20:4 olarak deride bulmuşlardır. En az bulunan yağ asitleri ise C18:4 ve C22:4 olarak kanda, C20:4, C22:6 ve C18:3 olaarak da deride bulmuşlardır. Pitre (1975) yaptığı araştırmada atlarda yağ asit bileşimlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmiştir. Çizelge 2.38. Atlardaki Yağların Yağ Asitleri Kompozisyonları (Pitre, 1975). Doymuş Yağ Asileri (%) C10:0 0.05 C12:0 0.15 C14:0 4.2 C15:0 0.3 C16:0 27.9 C17:0 6.1 C18:0 0.4 C20:0 6.0 Doymamış Yağ Asitleri C16:1 37.0 C18:1 7.2 C18:2 9.0 C18:3 0.5 78 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN 2.6.3.1. Domuz Yağ Asitleri Ramirez ve ark. (2004)’nın İspanya’da domuz pirzolalarındaki kasiçi yağ asidi profillerini araştıran çalışmalarında en yüksek düzeyde doymuş yağ asitlerini C18:0 ve C16:0 olarak belirlemişler, C20:0’a ise hiç rastlamamışlardır. Aynı şekilde C14:0’ı ise çok az miktarda (0.1 düzeyinde) tespit etmişlerdir. Toplam doymuş yağ asitlerini % 30.9 , toplam tekli doymuş yağ asitlerini %15.1 , toplam çoklu doymuş yağ asitlerini ise % 53.7 olarak tespit etmişlerdir. En az tekli doymamış yağ asitleri C17:1 ve C20:1, en az çoklu doymamış yağ asitlerini ise C18:3 ve C20:2 olarak bildirmişlerdir. Wood ve ark., (2003) çalışmalarında domuzların sırt yağlarında bulunan doymuş yağ asitlerinden palmitik asidi 23.9, stearik asidi 12.8 olarak, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi 35.8, linoleik asidi 14.3, ve alfa linoleik asidi de 1.43 olarak bildirmişlerdir. Öztan (2003)’ün bildirdiğine göre Forrest ve ark., (1975) ve Rossel (1992) domuzlarda yağ asitleri oranlarını doymuş yağ asitlerinden miristik asidi % 1.3 ve % 1.5, palmitik asidi % 30.1 ve % 24.0, stearik asidi % 24.8 ve % 14.0, araşidik asidi % 0.0 ve % 0.5 olarak, doymamış yağ asitlerinden miristoleik asidi % 0.0 ve % 0.5, palmitoleik asidi % 2.7 ve % 3.5, oleik asidi % 40.9 ve % 43.0, linoleik asidi % 7.1 ve % 9.5, linolenik asidi % 0.3 ve % 1.0, henikosaenik asidi % 0.0 ve % 1.0 ile diğer asitleri de % 1.4 ve % 1.5 olarak bildirmiştir. Lawson (1995) domuz yağı yağ asitleri bileşimini incelediği çalışmasında doymuş yağ asitlerinden bütirik asit, kaproik asit, kaprik asit ve laurik asit değerlerini sıfır olarak, miristik asidi % 2, palmitik asidi % 25, stearik asidi % 13 ve araşidik asidi iz miktarda, doymamış yağ asitlerinden oleik asidi % 45, linoleik asidi % 10, linolenik asidi iz miktarda ve araşidonik asidi de % 1 olarak bildirmiştir. Fiego ve ark. (2004) çalışmalarında İtalya‘da iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığındaki domuzların deri altı yağ asitleri kompozisyonlarını araştırmışlar ve buldukları değerleri aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. 79 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Çizelge 2.39. İki Farklı Genotip ve Üç Farklı Kesim Ağırlığındaki Domuzların Deri Altı Yağ Asitleri Kompozisyonları Oranları (Fiego ve ark., 2005). Genetik Tipler Yağ Asitleri Kesim Ağırlıkları L x LW Hibrit L (n = 48) C14:0 1.38 1.28** 1.29a 1.35b 1.35b C16:0 24.49 23.54** 23.66a 24.27b 24.10b C18:0 13.77 12.73** 13.13 13.09 13.52 C20:0 0.20 0.19 0.19 0.19 0.20 SFA 40.26 38.20** 38.73a 39.36ab 39.60b C16:1 1.80 1.94** 1.87ab 1.93a 1.81b C18:1 42.92 42.19** 42.34 42.67 42.72 C20:1 0.98 0.80** 0.84A 0.87a 0.95Bb MUFA 45.95 45.18* 45.29 45.70 45.70 C18:2 12.28 14.84** 14.25Aa 13.33b 13.10B C18:3 0.65 0.79** 0.76a 0.70b 0.69b C20:2 0.63 0.69** 0.66 0.65 0.66 C20:4 0.19 0.22* 0.22 0.20 0.19 PUFA 13.75 16.53** 15.89Aa 14.88b 14.64B PUFA / SFA 0.34 0.44** 0.42Aa 0.38b 0.37B *, a, b P < 0.05 **, A, B P < 0.01 L < 160 kg, M ≥ 160 < 170 kg, H ≥ 170 kg. 80 M (n = 38) H (n = 26) 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Leskanich ve ark., (1997) çalışmalarında İngiltere’de üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzlarda sırt yağının yağ asitleri kompozisyonunu aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.40 Üç Farklı Yağ İçeren Rasyonla Beslenen Domuzlarda Sırt Yağının Yağ Asitleri Kompozisyonu (Leskanich ve ark., 1997). Yağ Asitleri Rasyon A (Kontrol) Rasyon B Rasyon C S.H. P C14:0 0.95 1.04 1.06 0.090 NS C14:0 21.3 21.90 21.50 0.591 NS C16:1 2.82 2.81 2.75 0.193 NS C17:0 0.41 0.35 0.34 0.030 NS C18:0 12.5 12.30 12.10 0.250 * C18:1(n-9) 29.4 32.10 32.60 1.530 NS C18:1(n-7) 4.32 4.37 4.29 0.108 + C18:2(n-6) 18.2 15.40 15.50 1.350 NS C18:3(n-3) 0.78 1.00 1.13 0.053 + C20:0 0.17 0.11 0.14 0.015 *** C20:1 (n-9) 0.67 0.98 1.01 0.043 ** C20:3 (n-6) 0.69 0.56 0.55 0.078 *** C20:4 (n-6) 4.54 3.28 3.21 0.557 NS C20:5 (n-3) 0.68 1.13 1.18 0.125 * C22:1 (n-9) 0.01 0.09 0.12 0.013 *** C22:5 (n-3) 1.09 1.16 1.04 0.158 *** C22:6(n-3) 0.77 0.99 1.00 0.097 NS SFA 35.00 36.00 35.00 0.800 * MUFA 37.00 40.00 41.00 1.800 NS 27.00 34.00 24.00 2.400 NS ** * ** PUFA + * P > 0.10 ; P < 0.10 ; P < 0.05 ; P < 0.01 ; 81 P < 0.001 2 . ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Savaş Fuat TURAN Banskalieva ve ark., (2000) çeşitli araştırıcılar tarafından yapılan domuzların farklı bölgelerindeki toplam yağlarındaki yağ asitleri bileşimlerini aşağıdaki çizelgedeki gibi bildirmişlerdir. Çizelge 2.41. Domuzların Farklı Bölgelerindeki Toplam Yağlarının Yağ Asitleri Oranları (Banskalieva ve ark., 2000). Yağ Asitleri Yağsız Et (Rhee ve ark., 1992) Yağsız Et (Li ve ark., 1992) LD (Hernandez ve ark., 1998) BF (Hernandez ve ark., 1998) C10:0–C12:0 0.32 - - - C14:0 1.31 - 1.21 1.15 C14:1 - - - - C15:0+C15:1 - - - - C16:0 24.39 - 28.8 23.00 C16:1 3.44 - 3.13 2.86 - - - - C18:0 11.95 - 11.90 11.30 C18:1 45.50 - 39.60 38.70 C18:2 9.66 14.40 15.50 17.50 C18:3 0.65 0.60 0.43 0.52 C20:4 1.31 3.60 4.52 5.08 Diğer 1.48 - - - SFA 38.30 36.20 36.80 35.40 MUFA 50.08 42.80 42.20 41.50 PUFA 11.62 21.00 20.40 23.10 C17:0+C71:1 82 3. MATERYAL VE METOD Savaş Fuat TURAN 3. MATERYAL VE METOD 3.1. Materyal 3.1.1. Kıl Materyalleri Araştırmada kullanılan kıl örneklerinden sığır kılları Et Balık Kurumu’nda kesimi yapılan sığırlardan, koyun ve keçi kılları Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği’ndeki keçi ve koyunlardan, domuz kılları Çukurova Üniversitesi TIBDEM bünyesinde deneysel amaçlar için yetiştirilen domuzlardan, at ve eşek kılları ise Mersin’deki bir çiftlikte yetiştirilen at ve eşeklerden temin edilmiştir. Kıl numuneleri her türden üç ayrı hayvanın 12-13. kaburgaları arasına denk gelen sırt bölgesinden jiletle derinin dip kısmı kazınmak sureti ile alınmıştır. Alınan örneklerin her biri ayrı ayrı küçük poşetlere konulmuş ve üzerlerine türlere ait adları yazılmıştır. 3.1.2. Kılın Morfolojisi Ele alınan türlere ait karkasların fotoğrafları HP marka dijital kamerayla çekilmiştir. 3.1.3. Yağ Materyali Bu çalışmada yağ asitleri kompozisyonlarının tespiti için kullanılacak yağ örnekleri hayvanların 12. ve 13. kaburgalar arasında kalan sırt bölgesindeki deri altı yağdan alınmıştır. Her türden ve üç ayrı hayvandan yaklaşık olarak 100’er gram örnek alınmıştır. Çalışmada kullanılan sığırlara ait yağ örnekleri Adana Et Balık Kurumunda kesimi yapılan sığır karkaslarından, koyun ve keçilere ait yağ örnekleri Mersin Belediyesi Mezbahası’nda kesilen koyun ve keçilerin karkaslarından, atlara ait yağ örneklerinden bir adedi Mersin’de kesimi yapılan attan, diğer iki adedi Kıbrıs’tan, eşek yağ örneklerinden iki tanesi Mersin’de kesimi yapılan eşeklerden, 83 3. MATERYAL VE METOD Savaş Fuat TURAN bir tanesi ise Kıbrıs’tan, domuz yağ örnekleri ise Ç.Ü. TIBDEM bünyesinde deneysel amaçlar için yetiştirilen domuzların karkasından temin edilmiştir. Alınan örneklerin soğuk zincir içerisinde yağ analizlerinin yapılacağı yere ulaştırılmasına büyük önem gösterilmiştir. Alınan örnekler, içerisinde buz akülerinin bulunduğu termoslara yerleştirilmek suretiyle nakil işlemleri yapılmıştır. 3.2. Metod 3.2.1. Kıl Ölçümleri Alınan kıl örnekleri üzerlerinde bulunabilecek kaba kirlerden arındırılmak için öncelikle su ile yıkanmak suretiyle temizlendikten sonra kurutma kağıtları ile kurutulmuştur. Numuneler üzerlerinde bulunabilecek yağıltıdan arındırılmak için eter ile yıkamaya tabi tutulmuş ve kurutma kağıtları ile kurutularak ölçüm işlemine hazır hale getirilmiştir. Kılların uzunluklarının ölçümü için 30 cm’lik bir cetvel kullanılmıştır. Alınan kıl numunelerinden 25 adedinde uzunluk ölçümü yapılmıştır. Kontrast kartonu üzerinde iki adet pens yardımıyla her iki ucundan dikkatlice tutulan kıl numuneleri kıvrımların olmaması için gergin bir şekilde tutularak cetvel üzerinde gerçek uzunluk ölçümleri yapılmıştır. Bulunan değerler tablo halinde yazıldıktan sonra istatistiksel analizleri yapılmıştır. Kıl çaplarının ölçümü ise Zootekni Bölümü’nde bulunan Vizopan’da saptanmıştır. Daha önceden temizlenen kıl numunelerinden lam üzerine yaklaşık olarak 1 mm uzunluğunda yeteri kadar kesildikten sonra bir damla gliserin damlatılarak homojen bir biçimde dağılması sağlanmıştır. İçerisinde hava kabarcıkları kalmamasına dikkat edilerek lam üzerine lamel kapatılarak hazırlanan preparatlar Vizopan’a yerleştirilmiş ve incelik ölçümleri yapılmıştır. Vizopan’la 40 / 0,65 büyütme ile 500 defa büyütülmüştür. Vizopan üzerindeki cetvelden okunan ölçüm değerleri iki ile çarpılarak kıllara ait incelikler mikron olarak not edilmiştir. Hazırlanan kıl preparatları Olympus marka mikroskopta incelendikten sonra kılların Olympus ve HP marka dijital fotoğraf makinaları ile resimleri çekilmiştir. 84 3. MATERYAL VE METOD Savaş Fuat TURAN 3.2.2. Yağ Asitleri Analizleri Analizleri yapılacak yağlar, 100 C’de eritildikten sonra her birinden metil esterleri oluşturulmak amacıyla 0,1 gram alınmıştır. 10 ml n-heksan ( veya n-heptan da kullanılabilir ) ilavesiyle yağ çözündürülmüştür. 2N metanollü KOH’dan 1 ml kullanılarak trimetil esterleri oluşturulmuştur. 45 – 60 dakika süre ile durulmaya bırakılmıştır.Yağ asitleri kompozisyonu tayini için Agilent Technologies 6890N Network GC System marka Gaz Kromatografisi kullanılmıştır. Kullanılan kromatoğrafi cihazının bazı özellikleri; Taşıyıcı Gaz : Azot Kolon : DD-23 Kapiler kolon Kolon Uzunluğu : 60 m Kolon Çapı : 0.25 nm Film Kalınlığı : 0,25 Mikrometre Akış Hızı : 1 ml / dk Basınç : 22.45 psi 3.2.2.1. Gaz Kromatografisi Bir karışımın sabit (durgun) faz üzerinden hareketli bir faz yardımı ile, bileşenin fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki farklılıkları, bileşenlerin dağılmayayılma hızlarındaki farkına göre ayrılmaları işlemine kromatografi denir (Ay, 2003; Kurt, 2001). Durgun faz, içinden hareketli fazın geçtiği bir kolon veya uygun bir yüzeye ince tabaka şeklinde tutturulmuş ve üzerinden hareketli fazın geçtiği bir şekilde olabilir (Ay, 2001). Gaz kromatografisi, organik bileşik karışımlarının bileşenleri uçucu ise uygun bir destek katısı üzerine kaplanmış sıvı durucu faz ile hareketli gaz fazı arasında bileşenlerin dağılma farklarına dayanan bir ayırım yöntemidir (Ay, 2003). Gaz kromatografinde ayırma işlemi kolon içerisinde gerçekleşmektedir (Metin, 1979). Prensip olarak; kolon girişinde bulunan enjeksiyon ayrılacak olan karışım, bir enjektör yardımıyla ısıtılmış olan kolonun ön kısmına 85 3. MATERYAL VE METOD Savaş Fuat TURAN verilir. Karışım burada buharlaşır ve silindirden alınan taşıyıcı gaz vasıtasıyla kolona girer. Kolonda her bileşik sabit fazdan taşıyıcı faza ve taşıyıcı fazdan sabit faza farklı hızlarda taşınarak farklı zamanlarda kolondan çıkarlar. Bu çıkış zamanları kolona bağlı dedektörlerle tespit edilerek kayıt edilirler (Erdik ve ark., 1987). Gaz kromatografisi ile çalışmada neticenen çok hassas olması, sonucun çabuk elde edilmesi, analiz için az numuneye ihtiyaç göstermesi, analiz tekniğinin daha basit ve güvenilir olması, sonuçların kolay anlaşılabilmesi ve analizin oldukça ucuza mal olması gibi avantajları vardır (Metin, 1979). 3.2.2.2. Gaz Kromatografisi Cihazının Bölümleri Gaz kromatografi cihazı,. taşıyıcı gaz kaynağı, enjeksiyon sistemi, kolon ve dedektör olmak üzere dört ana birimden oluşmaktadır Ayrıca bu bölümlerin sıcaklıkları son derece önemli olduğu için bu bölümlerdeki sıcaklıkları kontrol eden üniteler bulunmaktadır (Kurt, 2001). 3.2.2.2.(1). Taşıyıcı Gaz Kaynağı Kullanılan dedektörün türüne bağlı olarak gaz seçimi değişmekle beraber en çok azot, helyum, hidrojen, argon ve karbondioksit kullanılmaktadır. Taşıyıcı olarak kullanılan gazlar kuru ve %99,99 saflıkta olmalıdır. Bunların kuruluğu kolon performansına direkt olarak etki eden faktörlerin başında gelmektedir. Eser miktardaki su bile kolon sabit fazını bozduğundan bunu önlemek için gazın geçiş hattına, içinde moleküler elekler bulunan filtreler takılmaktadır (Özcimder ve ark., 2004; Hışıl, 1994; Erdik, 1987). 3.2.2.2.(2). Enjeksiyon Bölümü Örnekler, hipodermik şırıngalar yardımıyla ve gaz kromatografisinin türüne göre 0.1-0.5 ml arsında silikon kauçuklardan yapılmış bir septumdan örnek odasına enjekte edilir. Örnekler kolon girişinden enjektörle bir defada verilir (Hışıl, 1987). 86 3. MATERYAL VE METOD Savaş Fuat TURAN Numunenin uygun hacimde ve bir buhar tıpası şeklinde sunulması kolon veriminin en iyi düzeyde olmasını sağlamaktadır (Kurt, 2001). 3.2.2.2.(3). Kolon Gaz kromatografisinde kullanılan kolonlar cam, metal, teflon veya plastik esaslı maddelerden yapılmış olabilir. Ancak inert olma özelliklerinden dolayı cam ve plastik esaslı olanlar daha çok tercih edilirler. Bütün ayrılma işlemi kolonda gerçekleştiği için gaz kromatografi sisteminin en önemli kısmıdır. Gaz kromatografisinde dolgulu kolon ve kapiler (kılcal) kolon olmak üzere iki tip kolon kullanılmaktadır (Özcimder ve ark., 2004; Hışıl, 1987). 3.2.2.2.(4). Dedektörler Kolon içerisindeki taşıyıcı gazla birlikte gelen ve ayrılan bileşiklerin tür ve miktarlarını saptayan ve bunları analog veya dijital olarak sinyal halinde oluşturan elektronik cihazlardır (Erdik ve ark., 1987).Dedektörler, sensörleri yardımıyla hareketli fazları izleyerek oluşturdukları sinyalleri bir yazıcıda ‘temel çizgi’ olarak kaydederler. Gazın içinde analizi yapılan örnekten başka bir maddenin gelmesi durumunda sensörler bunu algılayarak elektronik sinyalde ve temel çizgide bir değişim oluştururlar. Zamana karşı elektronik sinyaldeki değişimin madde miktarlarını veya derişimini veren grafiklere de “kromatogram” adı verilmektedir (Özcimder ve ark., 2004). 3.2.3. Türler Bazında Anatomik ve Morfolojik Karşılaştırmalar Türlere ait iskelet sistemleri arasındaki farklar anatomi atlasları yardımıyla yapılmıştır. 87 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 4. BULGULAR VE TARTIŞMA Araştırmada ele alınan özelliklerden kıl morfolojisi, karkas anatomisi ve yağ asidi bileşimi bakımından elde edilen bulgular konularına göre aşağıda verilmiştir. Kıl morfolojisi ve yağ asidi bileşimi deneysel olarak ortaya konmuştur. Karkas anatomisine göre türler arası farklılıklar daha önce yapılan çalışmalar ve anatomi atlasları kullanılarak ortaya konmuştur. 4.1. Kıllarda Saptanan Morfolojik Özellikler Genel olarak kesim sırasında hayvanların kendi kılları karkasın dış yüzeyine yapışmakta olup türlere ait et ayırt etmede kullanılan pratik bir yöntemdir. Örneğin koyun ve keçi karkas parça etleri diğer özellikleri benzese de kolaylıkla kalıntı kıl özellikleriyle ayırt edilebilirler. Yine domuz ve sığır etleri de çok belirgin biçimde farklı kıl yapısına sahiptir. Ele alınan farklı hayvan türleri kıllarının makroskopik ve mikroskopik özellikleri arasındaki farkların ortaya konulması amacıyla yapılan değerlendirmeler aşağıda verilmiştir. 4.1.1. Makroskopik Özellikler 4.1.1.1. Genel Özellikler Koyun dışında incelenen diğer hayvan türlerinde vücut ölçüsü kıldır ve yapağıdan çok farklıdır. En uzun kıllar koyun ve keçide bulunmaktadır. Koyun yapağısı ırka bağlı olarak farklı miktarda kıvrım içerir. Keçilerin ince alt kılları (kaşmir) kıvrımlıdır. Diğer türlere ait kıllarda kıvrım yoktur. At, eşek, domuz ve sığır kısa kıllara sahiptir ve bu kıllar yakından incelendiğinde koyunların yüz, ayak ve karın altında bulunan kısa kıllara benzerler. 88 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN Etlerin ve karkas parçalarının ayırt edilmesi güç olan at, eşek, sığır ve domuz kıllarının farkı, domuz kıllarının çok kalın ve parlak olması yanında içindeki medulla tabakasının yoğunluğu nedeniyle çok çabuk kırılması dikkat çekmektedir. Sığır kılları, daha ince ve yumuşaktır. Kolay kırılmaz ve oldukça parlak bir yüzeye sahiptir. Eşek kılları da çok çabuk kırılan, uçları sivri, sığır, domuz ve ata göre daha mat özelliğe sahiptir. Tüm bu özellikler Çizelge 4.1 de verilmiştir. Çizelge 4.1. Kılların Makroskopik Özellikleri. Özellikler At Eşek Domuz Uzunluk Sığır Koyun Keçi Çok Kısa Kısa Kısa Orta Yumuşaklık Sert Sert Yumuşak Parlaklık Parlak Mat Parlak Kıl Yüksek Yüksek Düşük Mukavemeti İncelik Kalın Kalın Çok Kalın Çok Kısa Çok Uzun Uzun Çok Sert Sert Yumuşak Parlak Mat Parlak Birörneklik Birörnek Değişken Birörnek Birörnek Birörnek Yüksek Yüksek Yüksek Kalın Çok İnce Kalın Birörnek 4.1.1.2. Kıl Uzunlukları Kıl uzunlukları bakımından türlere ait ortalama değerler ve değişim sınırları Çizelge 4.2 de verilmiştir. Görüldüğü üzere türler arası elyaf uzunluk bakımından farklar istatistiki olarak ( P<0.01) önemli bulunmuştur. Daha da önemlisi domuz ve eşek dışında tüm ele alınan türler arasındaki farklarda önemlidir. Uzunluk bakımından sıralama koyun, keçi, eşek, domuz, sığır ve at olarak bulunmuştur. Koyun ve keçi en uzun kıllara sahip hayvanlardır. Bunların karkasları birbirlerine diğer türlere göre çok benzerlik sergilerler. Bilmeyen birine rahatlıkla koyun eti yerine keçi eti satılabilir. Ancak bu türler arası en belirgin fark, koyunun yapağı kılları, keçinin ise kaba kıllarla örtülü olmasıdır. Keçilerde ince alt kıllarda mevcut olup, bunlar daha çok soğuğa maruz kalan bölgelerde önemli miktarlarda (Kıl keçisinde 0.1-0.2 kg) bulunur. Bu kıllar, Uzak Doğu keçi ırklarında daha yaygın 89 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN bulunur ve taranarak toplandığında “kaşmir” olarak değerlendirilen çok kıymetli hayvansal liftir. Koyun yapağısını içeren kılların gerçek uzunlukları daha önceki yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında Gürsoy, (1980) Ceylanpınar’da ekstansif ve yarıentansif koşullarda yetiştirilen İvesi koyunları için sırasıyla 17.7 ile 18.3 cm gibi araştırmada bulunan değere yakın bir değer bildirmiştir. Sönmez (1955) ve Güney (1979) ise 18.9 ile 11.7 cm arasında değişen değerler bildirmişlerdir. Keçi kıllarına gelince ortalama kıl uzunlukları Kıl Keçilerinde Koyuncu ve Tuncel (1992) tarafından keçilerde 12.4-13.7; tekelerde 14.5-18.6 cm olarak araştırmada saptanan değerlerden yüksek bildirmişlerdir. Bu farkın ırk farkından ortaya çıkmış olabileceği düşünülmektedir. Çukurova Üniversitesi keçi sürüsünden alınan kıl numunelerin Kilis, Damascus, Saanen ve Kıl keçilerinin melezlerinden alındığı ve bu ırkların kıl uzunluklarının saf Kıl Keçilerinden farklı olduğu bilinmektedir. Koyuncu ve ark., (2001) kıl uzunluklarını Bursa, Balıkesir, Bilecik ve Çanakkale İllerinde 10.9 ile 12.4 cm olarak bildirmişlerdir ki bu değerler araştırma değerlerine oldukça yakındır. Çizelge 4.2. Araştırma Materyali Hayvan Türlerine Ait Kıl Gerçek Uzunlukları(cm). Türler X±Sx Sığır 2.57 ± 0.03d Keçi 10.52 ± 0.08b Koyun 17.48 ± 0.31a At 1.05 ± 0.03e Eşek 3.80 ± 0.06c Domuz 3.72 ± 0.33c **P<0.01, *P<0.05 Uzunluk Değerleri (cm) Min-Max F 2.30 – 2.97 ** 9.30 – 12.00 ** 14.33 – 20.63 ** 0.70 – 1.33 ** 3.13 – 4.40 ** 3.13 – 4.40 ** n 25 25 25 25 25 25 Sığır, at, eşek ve domuz kılları göreli olarak daha kısa kıllara sahiptir ve bu kısa kıllardan koyun ve keçinin baş, ayak ve karın altında bulunmaktadır. Bu nedenle koyun ve keçide uzun kıllar fark yaratmaktadır. At kılı son derece kısadır ve 90 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN bu onun ayırıcı özelliği olabilir. Bunu en yakın takip eden tür ise sığırdır. Gerçekte at etleri sığır eti gibi satılmak istenmesi bakımından bunların iyi ayırt edilmesi gerekmektedir. Sığır kılı uzunluk ortalaması at kılının yaklaşık iki katı olması çok anlamlıdır ve hassas ölçümlerde çok belirleyici olabilecek bir kriter olarak dikkate alınabilir. Eşek kıl uzunluğu, domuz kıl uzunluğu ile büyük benzerlik sergilemektedir. Ancak her iki türe ait kıl çapları bakımından çok farklılık olması bu türlerin birbirine karıştırılması olasılığını ortadan kaldırmaktadır. At, eşek, sığır ve domuz kıllarının uzunlukları üzerinde yayına rastlamadığından elde edilen değerlerin karşılaştırılması yapılamamıştır. 4.1.1.3. Kıl İncelikleri Ele alınan türlere ait kıl incelikleri Çizelge 4.3.’de verilmiştir. Türlere ait kıl incelik değerleri arasında istatistiki olarak çok önemli farklılıklar (P<0.01) bulunmaktadır. Domuz kılı ele alınan türler arasında ortalama 187.31 μ ile en yüksek kıl çapına sahiptir. Bunu sırası ile keçi, eşek, sığır, at ve koyun takip etmektedir. Yapağıya sahip koyun dışında diğer tüm türler kıla sahiptir. Burada önemli benzerlik sığır ve at ve eşek kılları arasındadır. Bu durum, sadece kıl çapına bakarak at, eşek ve sığır etlerinin ayırt edilmesini güçleştirmektedir. Diğer yandan keçi, eşek, at ve sığır kıları birbirine çok yakın incelikte bulunmuşlardır. Bulunan bu değerler birbirleriyle karşılaştırıldığı zaman koyun türlerinin kıllarının en ince kıllar olduğu, keçi, at, eşek ve sığır kıllarının orta derece ve domuz kıllarının da kalın kıllar sınıfına girdiği tespit edilmiştir. Koyun kılları diğerlerinden kolaylıkla ayırt edilebilecek kadar ince yapılı, domuz kıllarının ise yine ayırt edici ölçüde kalın yapılı olduğu görülmüştür. Sığır, keçi, eşek ve at kıllarının kalınlıkları birbirlerine yaklaşık değerler olduğundan dolayı incelik açısından diğer türlerden ayırt etmek mümkünse de kendi aralarında ayrımının yapılmasının güç olduğu düşünülmektedir. Ayrıca yapısal olarak incelediğimizde koyun kıllarının kütiküla tabakalarının düzgün bir şekilde yerleşmediği, bundan dolayı da ışığı iyi ölçüde 91 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN yansıtamadığından mat bir görünüme sahip olduğu tespit edilmiştir. Domuz kıllarının şeffaf bir yapıda olduğu görülmüştür. Keçi kılları düz bir boru şeklinde gözlemlenmiştir. Çizelge 4.3. Araştırma Materyali Hayvan Türlerine Ait Ait Kıl Çapları (mikron). İncelik Değerleri (μ) Türler X±Sx Min-Max F n Sığır 79.68 ± 1.47c 63.33 – 90.00 ** 25 Keçi 85.80 ± 2.68b 110.00 – 152.00 ** 25 Koyun 28.71 ± 0.54d 24.33 – 34.67 ** 25 At 78.00 ± 1.40c 67.33 – 98.00 ** 25 Eşek 85.55 ± 1.81c 62.67 – 102.00 ** 25 Domuz 187.31 ± 3.21a **P<0.01, *P<0.05 148.67 – 220.67 ** 25 Önceki çalışmalarda at, eşek, sığır ve domuz kılları kıl çaplarına ilişkin araştırmaya rastlanmamıştır. Koyun ve keçi kılı çapları ise pek çok araştırıcı tarafından araştırılmıştır. Özellikle koyun üzerine yapılan çalışmalarda kıl çapının ırka özgü değişim sergilediği gözlenmiştir. Merinos ve İngiliz etçileri oldukça ince ve birörnek yapağıya sahipken yerli koyun ırklarımız kaba karışık yapağıya sahiptirler. Yerli koyun ırklarımız arasında bile büyük varyasyon söz konusudur ve Kıvırcık en ince ve göreli olarak en birörnek yapağılı yerli ırkımızdır. Yerli koyun ırklarının ortalama kıl çaplarını İvesi’de Gürsoy (1980) 38.4 ile 45.6 µ ,Güney (1979) 38.8 µ; Yalçın ve ark., (1968) 37 µ olarak araştırmada belirlenen değerlere yakın bildirmişlerdir. 4.1.2. Mikroskopik Özellikler Ele alınan altı hayvan türüne ait kılların mikroskopik analizlerinde elde edilen fotoğraflar Resim 4.1.‘de verilmiştir. 92 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN a-Eşek kılı b-At kılı c-Sığır kılı d-Domuz kılı e-Koyun kılı(Yapağı) f-Keçi kılı Resim 4.1. Türlere Ait Kılların Mikroskobik Görünümleri (40 X). Görüldüğü gibi koyun kılı dışındaki tüm türlerde kılın ana katmanı olan korteks son derece ince ve medulla ise çok kalın ve devamlıdır. Bu nedenle domuz, 93 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN at, eşek, sığır ve keçi kılları daha kolaylıkla kırılabilmektedir. Bu kıllarda 40 X büyütme ile kütiküla yapısı görülememektedir. Ancak koyun yapağısı elyaflarında kütiküla hücreleri ve dizilişleri kıl üzerinde çok belirgin bir şekilde görülmektedir. 4.2. Araştırma Materyali Türlerin Karkas Özellikleri Türlere ait karkasların tipik şekilleri vardır ve ele alınan altı tür arasında karkasların bu özellikleri son derece belirgin biçimde farklıdır. Özellikle cüsse bakımından içlerinde en iri karkasa sahip hayvanlar sığır ve attır. Koyun ve keçi karkasları birbirine cüsse olarak benzeseler de karkasların dış görünümleri bunların kolayca ayırt edilmesini sağlamaktadır. Bunun en güzel örneği koyun ve keçi kuyruklarıdır. Resim 4.2.’de ele alınan altı türe ait hayvanın karkas resimleri verilmiştir. a-Sığır karkası b-At karkası 94 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN c-Koyun karkası d-Keçi karkası e-Domuz karkası Resim 4.2. Türlere Ait Hayvanın Karkas Resimleri. 95 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN At ve sığır karkasları arasıda ilk belirgin farklılık sığır karkas deri altı yağının beyaz renkli, atın ise oldukça sarı renkte olduğudur. At karkası sığıra göre uzun ve oval bir görünümde olup butlar oldukça kaslıdır. Eşek karkasları üzerinde yapılan çalışmalar çok sınırlı olması nedeniyle resim konamamıştır. Türlere ait karkasların genel görünümlerine ilişkin tarafımızdan yapılan değerlendirmeler Çizelge 4.4 de verilmiştir. Çizelge 4.4. Araştırmada Karkas Özelliklerine İlişkin Saptanan Gözlemler. Parametre Sığır Koyun Açık veya Parlak kiremit Et Rengi kırmızı kırmızısı Beyaz veya Açık Yağ Rengi krem renk beyaz Kaba Yumuşak Tekstür tekstür tekstür Sırt ve Gövde Belirgin kuyrukta Yağlılığı yoğun Kendine özgü Kendine Koku özgü keskin kokulu Keçi At Eşek Açık kırmızı Koyu kırmızı Kırmızı Beyaz Sarı renkte Yapışkan- Kaba orta sert tekstür Az miktarda Sarı renkte Kaba tekstür Domuz Soluk pembe kırmızı Beyaz Yumuşak ve gevrek Tamamen yağla sarılı Çok yağlı Çok yağlı Gübremsi kokulu Kendine Belirgin özgü koku yok hissedilir koku Belirgin lifli Kalın lifli İnce lifli Tatlımsı Kendine özgü Liflilik Kalın lifli İince lifli Aroma Belirgin değil Aromatik et Belirgin ve ayırt edici kokulu İnce ve orta lifli Kendine özgü Kasiçi Yağlılık Belirgin Gözle görülmez Gözle görülmez Gözle görülmez Kasarası Yağlılık Belirgin Az Az Az Sert Sert Yumuşak Yumuşak Yumuşak Uzun Kısa Kısa En uzun Orta uzunluk Orta uzunluk Yassı Silindirik- Koyundan Oval yuvarlak oval Oval Oval Kıvam-yağ Orta sert Karkas Uzunluğu Karkas Şekli 96 Kendine özgü Gözle Gözle görülmez görülmez Dağılmış Az ve gözle görülmez 97 Göğüs Kemiği Kaburgalar Boyun Omurları Kuyruk Omurlları Bel Omurları Sırt Omurları 7 adet, atlasda processus transversus dış bükey 13 adet, son kaburgasının tuberculum’u yok 6 adet sternebrae, manibrium sterni yuvarlak, sığırdan daha yassı ve geniş 7 adet sternebrae, göğüs kafesinin arka ucu kalın ve dorsoventral yönde angulus sterni ver 16-22 adet, en uzun omurlar 9. ve 10. omurlardır 7 adet, daha uzun, 4. omura kadar boy artar 6 adet sternebrae, koyunla aynı özellikte 13 adet, sığıra göre daha dar koyuna göre kıvrık 12-16 adet, processus hemalis bulunmaz, Yan uzantıları daha kısa 7 adet,, boyun omurları uzun 6-7 adet, koyun ile aynı özellikte Keçi 6 adet sternebrae, kayık omurgası görünümlü, cartilago xiphoideus ince ve yuvarlak 18 adet, dışbükey bir yapısı vardır 7 adet, uzun yapılı, fossa atlantis çok derin 15-21 adet, 1. omur uzun, boyları kuyruk ucuna doğru azalmakta 6 adet, ön eklem düz ve saggital yönde At 18-20 adet, 13 adet, 13 adet, 11. omurda uzunluk sığırdan küçük aynı 12. processus spinalis azalır, özellikte, en dik, Geniş ve derin fovea crista ventri görülür costalis crenialis vardır Koyun 18-20 adet, 1.omur en uzundur, omur üzerinde processus hemalis vardır 7 adet,atlasda processus transversus horizontal,foramen transversarum yok 13 adet, en yassı ve geniş kaburgalara sahip 6 adet, attan uzun ve kıvrık, crista ventralis omura kadar belirgin, makara şeklinde 13 adet, 7. omur en kısa, processus spinalis’ler uzun yassı ve geniş Sığır 15 adet, yuvarlak ve daha az geniş 6 adet sternebrae, processus xiphoideus ile 4 adet sternebrae birbirleriyle kaynaşmıştır 7 adet, boyun omurları çok kısa ve geniş 6-7 adet, gödesi çok uzun, processus spinosus geniş ve yüksek, 4.omura kadar uzar sonra kısalır 20-23 adet, 1. omur en uzun, eklem çıkıntısı üzerinde derin yarıklar var 14-15 adet, gövde omuru iki yandan basık ve uzun Domuz Çizelge4..5 a.Türlere Ait Karkaslardaki Bazı Kemiklerin Yapı ve Özellikleri (Ek – 2 : Şekil 1 – 32 arasındaki şekillerden) 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 98 Koyun uyluk kemiğinde fossa supracandylaris çukurları vardır Enli bir basis vardır spina scapulae distal yönde hafifçe eğik Tranchanter major tek parça, fovea capitus çok küçük ve sığ. tranchanter major yuvarlak, fossa sup. sığdır Kürek Kemiği Uyluk Kemiği Koyuna benzer, trochanter major caput ossis femoris seviyesini biraz aşar Sığırlara benzer,koyunlara göre daha geniş,collum belirgin Keçilerdeki gibi spina boyuna doğru eğiktir, eni ise uzunluğundan fazla Ön Kol Kemiği Kol Kemiği Koyuna göre biraz daha uzun ve dar, üzerinde zayıf çıkıntılar var Koyun ve sığır ile aynı özellik gösterirler Sığırlara benzer ama ulna’nın ortası değişime uğramıştır Sığırlara göre biraz daha yuvarlak şekilli ve yanlardan hafif basık Atınkine kıyasla daha kısa,kuvvetli ve kıvrık tuberositas deltoidas atınkindaen alçak Kalça Kemiği Sığır ön kol kemiği ile aynı özellikler gösterir Crista iliaca ve facies glutca dış bükeydir, sığırlarla aynı özelliktedir Tuber coxae’nıin ortası yüksek ve yanları basık, spina inchiadica keskin ve yüksek, incisura acetebuli dar ve tubar inchiadicum 3 çıkıntılıdır Keçi Tuber olecrani iki çıkıntılı, distal eklem makarası atınkine göre eğik Koyun Sığır tertius var, fossa supracondylaris çok derin Uyluk uzunluğunun ortasında trochanter Spina scapulae var, dış yüzey ikiye ayrılmış, incisura aglenoidalis var Radius öne bükük ve ulna’yı örtmüş halde Yanlardan basık, kısa, kalın ve dolg un Tuberculum majus ile caput humeri aynı hizada, Tuberculum intermedium bulunur Uzunluğuna güne daha geniş, Cartilago scapulae at ve sığırdan küçük, Çok gelişmiş tuber spina scapulae Uyluk kemiği çok kalın, trochanter minor basık ve yayvan, Tuberositas supracondylaris var Ulna radius’tan kalın, ulna ve radius arası hareketlilik yok Tuberinchiadicum tek çıkıntılıdır, incisura acetebuli ata göre daha dar, crista iliaca dışbükeydir Domuz Tuber coxae ortadan basık ve dikdörtgen şeklinde , tuberinchiadicum iki çıkıntılıdır At Çizelge4..5 b.Türlere Ait Karkaslardaki Bazı Kemiklerin Yapı ve Özellikleri (Ek – 2 : Şekil 1 – 32 arasındaki şekillerden) 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN Çizelge 4.5a ve 4.5b de iskelet sistemleri arasındaki farklar (Ek-2’de verilen şekiller yardımıyla) ortaya konmuştur. Anotomik yapı dikkate alınarak türler arasında çok kesin ayırım söz konusudur. Ancak kemiklerin dıştan görülmemesi ancak kemikleri etten iyice ayırdıktan sonra yapılabilir. 4.3. Sırt Yağından Alınan Örneklerdeki Yağ Asitlerinin Bileşimi Bu araştırmanın esas konusunu oluşturan bu bölümde, ele alınan altı hayvan türüne ait karkasların sırt bölgelerinden alınan deri altı yağ numunelerinde doymuş ve doymamış yağ asitleri yüzdeleri belirlenmiştir. Hangi grupların birbirlerinden farklı olduklarını saptamak için Duncan Testi yapılmış ve önemli farklılıklar olan gruplar harflendirilmiştir. Aynı harfi taşıyan grupların üzerinde durulan özellik bakımından farklı olmadığı, farklı harfleri taşıyan grupların ise üzerinde durulan özellik bakımından P<0.01 ve P<0.05 seviyesinde istatistiksel olarak önemli oldukları söylenebilir. 4.3.1. Doymuş Yağ Asitleri Doymuş yağ asitleri bakımından en önemli nokta ele alınan 6 türde de en çok bulunan yağ asitleri, palmitik (C16:0) ve stearik (C18:0) asitlerdir. Bu asitlerden sonra en çok bulunan doymuş yağ asidi keçi dışında miristik (C14:0) asittir. Keçi derialtı yağında heptadekanik asit, miristik asitten daha fazla bulunmuştur. Tüm türlerde en az bulunan doymuş yağ asitleri de kaprik asit, laurik asit, heptadekanoik asit, araşidik asit ve pentadekanoik asitlerdir Türlere ait palmitik asit içerikleri % 22.00 ile % 27.2 aralığında değişim sergilemiş ancak aralarındaki bu farklılıklar istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Ayrıca incelenen türlerin hiçbirinde bütirik ait ve kaproik aside rastlanmamıştır. Undekanoik asit de sadece keçi yağında tespit edilmiştir. Alınacak numunelerde yapılacak olan analizlerde bu asitin yağda bulunması durumunda belirleyici bir etken olabileceği ve numunenenin keçi eti olabileceği yönünde bir yargı vereceği düşünülmektedir. 99 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN Kaprilik asit ve trikosanik asit keçi ve domuz yağlarında, behenik asit de keçi ve at yağlarında tespit edilmiş diğer dört türde görülmemiştir.Alınan yağ numunesinde behenik asit ve kaprilik asit birlikte tespit edildiği zaman bunun bir keçi eti olabileceği düşünülmektedir. Yine veriler incelendiği zaman behenik asit, trikosanoik asit ve lingoserik asitler birlikte bulunduğunda da alınan numunenin keçi eti olacağı yargısına varılmıştır.mHeptadekanoik asit koyun ve keçi yağlarında at, eşek, sığır, domuz yağlarına oranla daha yüksek miktarlarda olduğu görülmüştür. Stearik asit diğer türlerde yüksek miktarlarda bulunurken at ve eşek yağında çok daha düşük oranlarda tespit edilmiştir ve bunun da türlerin ayrımında dikkate alınması gereken bir fark olduğu düşünülmektedir. Çizelge 4.6. Sırt Yağındaki Doymuş Yağ Asitleri (%). Doymuş Yağ Asitleri At X±Sx Eşek X±Sx Keçi X±Sx Domuz Sığır X±Sx X±Sx Koyun X±Sx Bütirik asit 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 Kaproik asit 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 Kaprilik asit 0.00b 0.00b 0.02±0.00b 0.07±0.00a 0.00b 0.00b Kaprik asit Undekanoik Laurik asit 0.05±0.01c 0.03±0.00cd 0.07±0.01b 0.00 0.01±0.00 0.00 0.20±0.01a 0.14±0.00a Tridekanoik asit 0.01±0. 00b 0.06±0.04b 0. 00b 0.01±0. 00b 0.02±0.01d 0.04±0.01cd 0.00 0.04±0.02b 0.00 0.06±0.01b 0. 00b 0.24±0.01a F * ** 0.00 0.03±0.02b ** 0. 00b 0.04±0. 00a ** Miristik asit 4.22±0.08a 3.11±0.02b 1.66±0.71cd 1.07±0.11d 2.65±0.24bc 3.11±0.20b ** Pentadekanoik asit 0.37± 0.01b 0.14±0.002b 1.10±0.25a 0.04±0.00b 0.37±0.01b 1.30±0.20a ** Palmitik asit 25.53±0.3a 27.20±0.01a 23.94±1.6a 21.97±2.9a 25.81±0.9a 24.86±0.40a Stearik asit 6.16±0.10d 5.57±0.20d 23.89±2.15a 17.88±2.82b 15.42±1.15bc 13.05±0.74c * Heptadekanoik asit 0.62±0.01c 0.22±0.01c 2.10±0.37b 0.36±0.01c 0.81±0.03c 3.61±0.42a ** Araşidik asit 0.17±0.00b 0.14±0.01b 0.39±0.09a 0.49±0.13a 0.14±0.01b 0.10±0.01b ** Behenik asit 0.03±0.00 Trikosanik asit Lingoserik asit Toplam Önemli 0.00 0.00 0.06±0.01 0.00 a 0.09±0. 00ab 0.110±0..00 38.87 33.66 b 0.00 0.00 0.00 0.70±0.47 0.13±0.01 0.00 0.00 0.20±0.01a 0.02±0. 00b 0. 00b 0. 00b 42.09 45.00 46.00 54.12 : P < 0.05 (*) ve P < 0.01 (**) , Önemsiz 100 : P ≥ 0 05 * 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 4.3.1.1. Sığır Araştırmada saptanan bulgularla önceki çalışmalardaki bulgular karşılaştırıldığında, sığır yağlarında, palmitik ve stearik asidin en yüksek düzeyde bulunan yağ asitleri olduklarını göstermektedir. Araştırmada saptanan palmitik asit değeri, Özcan (1969)’ın sığır depo yağında % 27, Öztan (2003)’ın sığır kasiçi yağında % 27.4, Wood ve ark., (2003)’nın sığır sırt yağında % 26.1, Lawson (1995)’un sığır içyağında %26, Price ve ark., (1970)’nın sığır içyağında % 24-33 arası, McNiven ve ark., (2004)’nın sığır yağında % 26.8-28.2 olarak bildirdikleri değerlerle örtüşmektedir. Araştırmada saptanan stearik asit değeri, Göğüş (1986)’ün ve Gürsoy (1991)’un sığır depo yağlarında % 30.1, Özcan (1969)’ın sığır depo yağında % 27, Öztan (2003)’ın sığır kasiçi ve kasarası yağların % 21.1, Lawson (1995)’un sığır iç yağında %22, Price ve ark., (1970)’nın sığır iç yağında % 39 olarak bildirdikleri değerden daha düşük; Göğüş (1986)’ün ve Gürsoy (1991)’un sığır iç yağında % 16.2, Wood ve ark., (2003)’nın sırt yağlarında % 12.2, McNiven ve ark., (2004)’nın göz kasında % 12.2-13.2 olarak bildirdikleri değerler de benzer olduğu tespit edilmiştir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacılardan alıntı yaptıkları çalışmalarında sığırların farklı bölgelerindeki yağlarda palmitik asit değerlerini % 15.41-31.35 arasında bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan toplam doymuş yağ asitleri oranları, McNiven ve ark. (2004)’nın % 44.3 olarak bildirdikleri doymuş yağ asitleri oranları ile örtüşmektedir. 4.3.1.2. Koyun Araştırmada % 24.86 olarak saptanan palmitik asit değeri, Arslan (2002)’ın koyun yağ asitleri üzerine yaptığı çalışmada % 29-30, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark., (1975)’ndan yaptığı alıntıda koyun deri altı yağında % 28.5, Caneque ve ark., (2005)’nın kuzuların deri altı ve kasiçi yağında % 30.14 ve % 29.14 olarak bildirdikleri değerlerden daha düşük; Wood ve ark., (2000)’nın kuzuların sırt 101 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN yağında % 21.5, Öztan (2003)’ın Rossel (1992)’dan yaptığı alıntıda koyun deri altı yağında % 21 olarak bildirdikleri değerlerden daha yüksek, Caneque ve ark., (2005) ‘nın kuzuların kasarası yağında % 23.95 olarak bildirdikleri değerlerle benzer olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada % 13.05 olarak saptanan stearik asit değeri Özcan (1969)’ın ve Keskin (1982)’in kuzu yağında % 25, Wood ve ark., (2000)’nın kuzuların sırt yağında % 22.6, Öztan (2003) Forrest ve ark., (1975) ve Rossel (1992)’den yaptığı alıntıda koyun deri altı yağında sırasıyla % 28 ve % 24.8 olarak bildirdiği değerlerden daha düşük, Caneque ve ark., (2005)’nın kuzu derialtı, kasiçi ve kasarası yağlarında sırasıyla % 11.30, % 11.54 ve % 11.8 olarak bildirdikleri değerlerle örtüştüğü görülmüştür. Araştırmada % 3.11 olarak saptanan miristik asit değeri Öztan (2003)’ın Rossel (1992)’den alıntısında koyun deri altı yağında % 2 olarak bildirdiği değerden oldukça yüksek, Forrest ve ark., (1975)’ndan alıntısında % 3.11 olarak bildirdiği değerle özdeş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca araştırmada % 0.03 olarak saptanan laurik asit de Caneque ve ark., (2005)’nın kuzuların derialtı, kasiçi ve kasarası yağlarında sırasıyla % 2.27, % 1.94 ve % 0.94 olarak bildirdikleri değerlerden oldukça düşük düzeyde tespit edilmiştir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacılardan alıntılarında koyun ve kuzuların farklı bölgelerindeki yağ asitlerini çeşitli miktarlarda bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan palmitik ve stearik asit oranları bu alıntıdaki araştırmacılardan Solomon ve ark., (1991)’nın longissimus dorsi ve triceps brachii kaslarında, Rhee ve ark., (1988)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerle, araştırmada saptanan toplam doymuş yağ asitlerinin de Li ve ark., (1998)’nın bildirdikleri değerlerle özdeş olduğu tespit edilmiştir. 4.3.1.3. Keçi Rhee ve ark., (2000)’nın ekstansif ve entansif koşullarda yetiştirdikleri keçilerin kasarası yağında iki yetiştirme koşulunda da en yüksek düzeyde palmitik ve stearik asit bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan palmitik, heptadekanoik ve 102 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN miristik asit değerleri, Rhee ve ark., (2000)’nın ekstansif ve entansif koşullarda yetiştirdikleri keçilerin kasarası yağında bildirdikleri değerlerle benzer düzeylerde olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan stearik asit değerinin Rhee ve ark., (2000)’nın yetiştirdikleri keçilerin kasarası yağında bildirdikleri değerlerden daha yüksek düzeylerde, lingoserik asit değerinin ekstansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarsı yağında oldukça düşük düzeyde, entansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarası yağında ise yaklaşık iki kat daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacıların bulgularını bildirdikleri çalışmalarında karkas bölgesi, ırk ve yaşa göre doymuş yağ asitleri miktarlarını çeşitli düzeylerde bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan miristik asit değeri, Sauvant ve ark., (1979)’nın karkasın tüm bölgelerinde bildirdikleri değerlerle benzer, diğer tüm araştırmacıların bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan palmitik asit değeri, Cassey ve vanNiekerk (1985) ile Muller ve ark., (1985)’nın sırt yağı ve böbrek yağında, Nitsan ve ark., (1987) ile Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerle benzer düzeylerde; Sauvant ve ark., (1979)’nın çöz yağı, kaburga yağı, susternal ve boş böğür yağında, Bast ve ark., (1987b)’nın böbrek çevresi yağı ve göğüs kemiğindeki yağda, Nitsan ve ark., (1987)’nın organlararası içyağında bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Cassey ve vanNiekerk (1985)’in böbrek yağında, Gaili ve Ali., (1985)’nin böbrek yağı, sırt yağı ve triceps brachii kasında, Bast ve ark., (1987b)’nın çöz yağı, böbrek çevresi yağı ve organlararası içyağında, Potchoiba ve ark., (1990)’nın kuyruk sokumundaki yağda, Zygoyiannis ve ark., (1992)’nın böbrek yağı ve sırt yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan stearik asit değeri, Sauvant ve ark., (1979)’nın kalp çevresi yağı, böbrek yağı ve çöz yağında, Potchoibe ve ark., (1990)’nın kuyruk sokumundaki yağda, Zygoyiannis ve ark., (1992)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerle benzer; Duncan ve ark., (1976)’nın sırt yağında, , Sauvant ve ark., (1979)’nın kaburga yağı, susternal ve boş böğür yağında, Cassey ve vanNiekerk (1985)’in sırt yağında, Muller ve ark., (1985)’nın böbrek yağı ve sırt yağında, Nitsan 103 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN ve ark., (1987)’nın böbrek yağı ve organlararası içyağında, Bast ve ark., (1987b)’nın göğüs kafesindeki yağda, Manfredini ve ark., (1988)’nın göğüs kafesindeki yağ ve boş böğür yağında, Zygoyiannis ve ark., (1992)’nın sırt yağında, Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Cassey ve vanNiekerk (1985)’in böbrek yağında, Gaili ve Ali., (1985)’nin böbrek yağı, sırt yağı ve kasiçi yağında, Bast ve ark., (1987b)’nın çöz yağı, böbrek çevresi yağı ve organlararası içyağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan toplam doymuş yağ asitleri değeri, Duncan ve ark., (1976)’nın sırt yağında, Sauvant ve ark., (1979)’nın böbrek yağı ve kalp çevresi yağında, Muller ve ark., (1985)’nın böbrek yağında, Zygoyiannis ve ark., (1992)’nın sırt yağında, Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerle benzer; Sauvant ve ark., (1979)’nın çöz yağı, kaburga yağı, susternal ve boş böğür yağında , Cassey ve vanNiekerk (1985)’in sırt yağında, Muller ve ark., (1985)’nın sırt yağında, Nitsan ve ark., (1987)’nın organlararası içyağında, Bast ve ark., (1987c)’nın böbrek çevresi yağı ve göğüs kafesindeki yağda , Manfredini ve ark., (1988)’nın boş böğür yağı ve göğüs kafesindeki yağda bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Cassey ve vanNiekerk (1985)’nın böbrek yağında, Gaili ve Ali., (1985)’nin böbrek yağı, sırt yağı ve kasiçi yağında, Bast ve ark., (1987b)’nın böbrek çevresi yağı ve organlararası içyağında, Potchoiba ve ark., (1990)’nın kuyruk sokumundaki yağda, Zygoyiannis ve ark., (1992)’nın böbrek yağında, Bast ve ark., (1992)’nın çöz yağında, Hammainga ve ark., (1996)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerden düşük düzeyde tespit edilmiştir. 4.3.1.4. At Pitre (1975) at yağ asitlerinde, doymuş yağ asitlerinden en yüksek düzeyde palmitik, stearik, miristik ve araşidik asit olduğunu bildirmiştir. Araştırmada bulunan miristik ve araşidik asit değerlerinin Pitre (1975)’nin at yağında bildirdiği miristik ve araşidik asitten daha az olduğu saptanmıştır . Araştırmada saptanan palmitik, stearik, laurik, kaprik ve heptadekanoik asit miktarları ise Pitre (1975)’nin at yağında 104 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN bildirdiği palmitik, stearik, laurik, kaprik ve heptadekanoik asit değerleriyle özdeş olduğu görülmüştür. Araştırmada saptanan araşidik asit değeri Pitre (1975)’nin at yağında bildirdiği araşidik aside göre çok daha düşük düzeydedir. Araştırmada % 38.87 olarak saptanan toplam doymuş yağ asitleri oranı, Bergero ve ark., (2002)’nın doymuş yağ asitleri içeren rasyonla besledikleri atların kanında % 43.5 olarak bildirdikleri değere oldukça yakın, derisinde % 61.3 olarak bildirdikleri değerden düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. 4.3.1.5. Domuz Ramirez ve ark., (2004)’nın domuz pirzolalarında kasiçi doymuş yağ asitlerinden en yüksek düzeyde palmitik ve stearik asit bulunduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca araşidik aside hiç rastlanmadığı, miristik asitin ise % 0.1 düzeyinde olduğunu bildirmişlerdir. Yapılan araştırmada saptanan % 0.49 araşidik asit ve % 1.07 miristik asit oranları Ramirez ve ark., (2004) domuz pirzolalarında kasiçi yağda saptadıkları değerlerden daha yüksek olarak tespit edilmiştir. Araştırma ile paralel olarak Ramirez ve ark., (2004) CİS-10 heptadekanoik, eikosenoik, linolenik ve eikosadienoik asitleri çok düşük düzeylerde saptamışlardır. Araştırmada % 21.97 olarak saptanan palmitik asit değeri, Wood ve ark., (2003)’nın domuzların sırt yağında % 23.9, Öztan (2003)’ın Rossel (1992)’den alıntısında domuz yağında % 24.0, Fiego ve ark., (2004)’nın iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığındaki domuzlarda yaptıkları çalışmalarda, L x LW genotipinin deri altı yağında % 24.49, Hibrid genotipinin deri altı yağında % 23.54, kesim ağırlığı 160 kg altında olan domuzların deri altı yağında % 23.66, kesim ağırlığı 160-170 kg arasında olan domuzların deri altı yağında % 24.27, kesim ağırlığı 170 kg’dan yüksek olan domuzların deri altı yağında % 24.10, Leskanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzlarla yaptıkları çalışmada Rasyon A ile besledikleri domuzun sırt yağında % 21.3, Rasyon B ile besledikleri domuzun sırt yağında % 21.9, Rasyon C ile besledikleri domuzun sırt yağında % 21.5 olarak bildirdikleri değerlerle benzer düzeyde; Öztan (2003)’ın Forrest ve 105 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN ark.,(1975)’dan alıntısında domuz yağında % 30.1 ve Lawson (1975)’un domuz yağında % 25.0 olarak bildirdikleri değerlerden daha düşük tespit edilmiştir. Araştırmada % 17.88 olarak saptanan stearik asit değeri, Wood ve ark., (2003)’nın domuzların sırt yağında % 12.8, Öztan (2003)’ın Rossel (1992)’dan alıntısında domuz yağında % 14.0, Lawson (1975)’un domuz yağında % 13.0, Fiego ve ark., (2004)’nın iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığındaki domuzlarla yaptıkları çalışmalarda, L x LW genotipinin deri altı yağında % 13.77, Hibrid genotipinin deri altı yağında % 12.77, kesim ağırlığı 160 kg altında olan domuzların deri altı yağında % 13.13, kesim ağırlığı 160-170 kg arasında olan domuzların deri altı yağında % 13.09, kesim ağırlığı 170 kg’dan yüksek olan domuzların deri altı yağında % 13.52, Leskanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzlarla yaptıkları çalışmada Rasyon A ile besledikleri domuzun sırt yağında % 12.5, Rasyon B ile besledikleri domuz sırt yağında % 12.3, Rasyon C ile besledikleri domuz sırt yağında % 12.1 olarak bildirdikleri değerlerden daha yüksek, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark(1975)’ndan alıntısında % 24.8 olarak bildirdikleri değerden daha düşük tespit edilmiştir. Sıfır olarak saptanan bütirik ve kaproik asit miktarları Lawson (1975) tarafından domuz yağında sıfır olarak bildirdiği bütirik ve kaproik asit değerleriyle özdeş, %0.07 ve % 0.02 olarak saptanan kaprilik asit ve kaprik asit Lawson (1975) tarafından domuz yağında sıfır olarak bildirdiği değerlere göre biraz daha yüksektir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacılarca yapılan ve domuzların farklı bölgelerinin yağlarındaki yağ asitlerini bildirdikleri alıntılarında, tüm araştırmacılar, doymuş yağ asitlerinden en çok palmitik asit, stearik asit ve miristik asit olduğunu bildirmişlerdir. Yapılan araştırmada da bu asitlerin değerleri Banskalieva ve ark., (2000)’nın bildirişleriyle özdeş olduğu görülmüştür. Araştırmada saptanan palmitik asit değeri, Banskalieva ve ark., (2000)’nın alıntı yaptığı araştırmacılardan Hernandez ve ark., (1998)’nın biceps femuris kasında, Rhee ve ark., (1992)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerle benzer, Hernandez ve ark., (1998)’nın longissimus dorsi’de bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan stearik asit değeri, Banskalieva ve ark., (2000)’nın alıntı yaptığı tüm araştırmacıların bildirdiği stearik asidi değerlerinden 106 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN daha yüksek düzeyde tespit edilmiştir, miristik asit ise tüm araştırmacıların bildirdiği miristik asit değerleriyle benzer bulunmuştur. 4.3.1.6. Eşek Eşek doymuş yağ asitleri ile ilgili herhangi bir çalışmaya kaynaklarda rastlanmadığından araştırmada saptanan değerlerle karşılaştırma yapılamamıştır. 4.3.2. Doymamış Yağ Asitleri Doymamış yağ asitleri yüzdelerini incelediğimizde yüzde miktar olarak en yüksek düzeyde oleik, palmitoleik ve linoleik asit tespit edilmiştir. Miristoleik asit ve CİS-10 pentadekanoik asit diğer tüm türlerin yağlarında tespit edilmesine karşın domuz yağında görülmemiştir. Bu da türlerin tespiti yönünden değerlendirildiğinde domuz yağının ayırt edici özelliklerinden biri olarak düşünülebilir. 11C,14C-eikosatrienik asit koyun yağında, linoleidik asit de at yağında, tespit edilememiştir. Bundan hareketle, 11C,14C-eikosatrienik asitin koyun eti tespitinde, linoleidik asitin de at etinin tespitinde önemli bir parametre olarak algılanabilir. Eikosapentaeonik asit edilmiştir. Bu sonuçlar da at yağında, nervonik asit de keçi yağında tespit at ve keçi etinin ayırt edilmesinde adı geçen yağ asitlerinin etkili olabileceği kanısını yaratmaktadır. Linolenik asit diğer tüm türlerin yağlarında tespit edilirken eşek yağında tespit edilememiştir. Bu sonucun da eşek etinin ayırt edilmesinde kullanılabilecek bir kriter olabileceğini göstermektedir. Linoleik asit tüm türlerin yağlarında tespit edilmiştir. Ancak at, eşek ve domuz yağında, sığır, keçi, koyun yağına kıyasla oldukça yüksek oranda tespit edilmiştir. Bu sonuçtan belki bire bir etin menşei hakkında bir yorum yapılamayacağı ancak bu verilerin alındığı böyle bir numunenin at, eşek veya domuz olabileceği düşünülmektedir. Elaidik asit koyun ve sığır yağlarında bulunmamıştır. Alınan numunelerin analizlerinde bu verilerle karşılaştığımızda bu numunenin koyun veya sığır etine ait olduğunu düşünebiliriz. 107 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN Erusik asit ve dokosahexaenoik asitler de sadece at ve eşek yağlarında tespit edilmiştir . Bundan dolayı da yine tüketilebilirlik açısından dikkate alınabileceği düşünülmektedir. 8C,11C,14C–Eikosatrienik asit ve 11C,14C,17C–Eikosatrienik asitler numunelerde bulunmadığı zaman o etin koyun eti olabileceği düşünülmektedir. Palmitoleik asit oranı keçi ve domuz yağlarında diğer türlere göre daha düşük oranda tespit edilmiştir. Çizelge 4.7. Sırt Yağındaki Doymamış Yağ Asitleri (%). Doymamış Yağ Asitleri At X±Sx Miristoleik Asit 0.31±0.01bc 0.25±0.006bc 0.62±0.31bc 0.00±0.00c 0.95±0.02b 2.66±0.57a * Pentadekanoik Asit(CİS-10) 0.20±0.01b 0.08±0.00b 0.53±0.24a 0.00±0.00b 0.30±0.03ab 0.30±0.10ab ** Palmitoleik Asit 5.26±0.01b 6.73±0.20a 2.73±0.30d 1.85±0.10e 4.10±0.30c 5.04±0.50b ** CİS-10 Heptadekanoik Asit 0.64±0.02bc 0.37±0.02c 1.27±0.43b 0.16±0.04c 0.61±0.06bc 2.14±0.25a ** Elaidk asit 0.10±0. 00b 1.84±0.70a 0.36±0.13b 0.16±0.04b 0.00b 0.00b ** Oleik Asit 37.8±0.23bc 34.69±0.79c 36.32±2.7bc Linoleidik asit Linoleik asit Eşek X±Sx b Keçi X±Sx b Domuz X±Sx ab Sığır X±Sx Koyun X±Sx F 35.60±2.54bc 45.18±1.38a 41.08±1.70ab 0.62±0.32 13.4±0.113a 10.10±0.14a 1.57±0.71b 13.69±3.60a 2.23±0.11b 1.66±0.26b * a ab ab b 0.22±0.02 * 0.40±0.03 0.27±0.03 0.26±0.02 0.24±0.02 * ab 0.08±0.04 c 0.48±0.08 ab 0.00 bc 0.75±0.33 a Linolenik asit 0.15±0.08 0.00±0.00 Gama linolenik asit 11 C Eikosenoik asit 11C, 14C Eikosatrienik asit 8C, 11C, 14C Eikosatrienik asit 11C, 14C, 17C Eikosatrienik asit 1.92±0.04b 7.28±0.12a 0.52±0.26c 0.31±0.15c 0.18±0.05c 0.09±0.02c * 1.15±0.03a 0.84±0.02b 0.22±0.08d 1.03±0.08a 0.40±0.06c 0.12±0.01d ** 0.40±0.00b 0.36±0.00b 0.04±0.00c 0.73±0.02a 0.03±0.00c 0.00c ** 0.03±0.00 0.06±0.00 0.06±0.00 0.05±0.00 0.00 0.00 0.06±0.00 0.07±0.00 0.00 0.13±0.01 0.03±0.00 0.00 * Araşidonik asit 0.09±0.01b 0.84±0.02a 0.22±0.08b 0.07±0.04b 0.02±0.01b 0.02±0.01b * Eikosapentaeonik asit 0.04±0.01 0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 Erusik asit 0.09±0.00a 0.06±0.00b 0.00c 0.00c 0.00c 0.00c Dokohexaenoik asit 0.01±0.00 0.01±0.00 0.00 0.00 0.00 0.00 Nervonik asit 0.00 0.00 0.10±0.01 0.00 0.00 0.00 Toplam 61.13 66.34 45.29 57.91 55.00 56.00 Önemli : P < 0.05 (*) ve P < 0.01 (**), Önemsiz 108 : P ≥ 0 05 ** 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 4.3.2.1. Sığır Araştırmada saptanan oleik asit değeri, Öztan (2003)’ın sığırın kasiçi ve kasarası yağında, Göğüş (1986) ve Gürsoy (1991)’un sığırların depo yağında bildirdikleri değerlere benzer düzeyde; Wood ve ark., (2003)’nın sığır sırt yağında, Lawson (1995)’un sığır içyağında, McNiven ve ark., (2004)’nın farklı yöntemlerle işlenmiş soyalarla besledikleri sığırların yağında bildirdikleri değerlerden daha yüksek olduğu görülmüştür. Palmitoleik asit, Öztan (2003)’ın sığırların kasiçi ve kasarası yağında, Göğüş (1986) ve Gürsoy (1991)’un sığırların depo yağında, Wood ve ark., (2003)’nın sığır sırt yağında, Lawson (1995)’un sığır içyağında ve Price ve ark., (1970)’nın sığır içyağında bildirdikleri değerlerden daha yüksek; McNiven ve ark., (2004)’nın farklı yöntemlerle işlenmiş soyalarla besledikleri sığırların yağında bildirdikleri değerlere benzer düzeyde olduğu görülmüştür. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacıların araştırma bulgularını bildirdikleri alıntılarında sığırların farklı bölgelerinin yağlarındaki doymamış yağ asit değerlerini farklı oranlarda bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan oleik asit değeri, bu çalışmadaki araştırmacılardan Rhee ve ark., (1992)’nın yağsız ette, Li ve ark., (1992)’nın yağsız ette, Eicohorn ve ark., (1986)’nın longissimus dorsi ve triceps brachii kaslarında bildirdikleri değerlerle benzer; Enser ve ark., (1988)’nın longissimus dorsi ve gluteus medius kaslarında bildirdikleri değerlerden daha düşük; Enser ve ark., (1988)’nın triceps brachii ve gluteus medius kaslarında bildirdikleri değerlerden daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Linoleik ve linolenik asit, alıntıdaki araştırmacıların bulgularına göre oldukça düşük düzeyde tespit edilmiştir. Palmitoleik asit, Enser ve ark., (1988)’nın gluteus brachii kaslarında, Eicohorn ve ark., (1986)’nın longissimus dorsi ve triceps brachii kaslarında, Rule ve Beitz, (1986)’in longissimus dorsi kaslarında bildirdikleri değerlerle benzer; Enser ve ark., (1988)’nın gluteus medius kasında, Rhee ve ark., (1992) ile Li ve ark., (1992)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Enser ve ark., (1988)’nın longissimus dorsi ve triceps brachii kaslarında bildirdikleri değerlerden düşük düzeyde tespit edilmiştir 109 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN 4.3.2.2. Koyun Araştırmada saptanan linoleik asit değeri, Arslan (2002)’ın koyun yağında, Özcan (1969) ve Keskin (1982)’in kuzu yağında, Öztan (2003) Forrest ve ark., (1975) ve Rossel (1992)’dan alıntısındaki koyun deri altı yağında, Canegue ve ark., (2005)’nın kuzu derialtı, kasiçi ve kasarası yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Palmitik asit, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark., (1975) ile Rossel (1992)’dan alıntısında, koyun deri altı yağında bildirdiklerinden daha yüksek tespit edilmiştir. Araştırmada saptana oleik ve palmitoleik asit değerleri, Özcan (1969) ve Keskin (1982)’in kuzu yağında bildirdikleri değerlerle benzer düzeyde, Wood ve ark., (2003)’nın kuzu sırt yağında, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark.,(1975) ile Rossel (1992)’dan alıntısında koyun deri altı yağında, Caneque ve ark., (2005)’nın kuzu derialtı, kasiçi ve kasarası yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Linoleik asit değeri de daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın koyun ve kuzuların farklı bölgelerindeki yağlarının yağ asit kompozisyonlarını bildirdikleri, farklı araştırmacılardan alıntılarında yağ asitlerini farklı düzeylerde bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan oleik asit değeri, bu çalışmadaki araştırmacılardan Solomon ve ark., (1991)’nın longissimus dorsi ve triceps torachii kaslarında , Rhee ve ark., (1992)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerle benzer, Duncan ve ark., (1976)’nın sağrı yağında, Marinova ve ark., (1992)’nın longissimus dorsi ve triceps torachii kaslarında bildirdikleri değerlerden daha düşük, Enser ve ark., (1988)’nın triceps brachi, longissimus dorsi ve gluteus brachii kaslarında bildirdikleri değerlerden daha yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Palmitoleik asit değeri araştırmacıların bulgularından daha yüksek, linoleik ve linolenik asit değerleri ise daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. 4.3.2.3. Keçi Araştırmada saptanan oleik, palmitoleik ve linoleik asit bulguları, Rhee ve ark., (2000)’nın ekstansif ve entansif koşullarda yetiştirdikleri keçilerin kasarası 110 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN yağında bildirdikleri bulgulardaki gibi oran olarak en fazla bulunan yağ asitleridir. Araştırmada saptanan oleik asit değerleri, ekstansif ve entansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarası yağında bildirilen değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Palmitoleik asit değeri, ekstansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarası yağında bildirilen değerlerden daha yüksek düzeyde; entansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarası yağında bildirilen değerlerle benzer düzeyde; linoleik ve araşidonik asit değerlerinin ise ekstansif ve entansif koşullarda yetiştirilen keçilerin kasarası yağında bildirilen değerlerden daha düşük düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacıların keçi yağlarının karkas bölgesi, ırk ve yaşa göre yaptıkları araştırmalarının bulgularını bildirdikleri çalışmalarında her araştırmacı doymamış yağ asitleri oranlarını farklı düzeylerde bildirmişlerdir. Araştırmada saptanan oleik asit değeri, Sauvant ve ark., (1979), Muller ve ark., (1985), Nitsan ve ark., (1987) ve Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerle benzer, Cassey ve vanNiekerk, (1985)’in böbrek yağında, Gaili ve Ali, (1985)’nin böbrek yağı, kasarası yağı ve sırt yağında, Bast ve ark., (1987b)’nın böbrek çevresi, çöz ve organlararası içyağlarında, Potchoiba ve ark., (1992)’nın karın bölgesindeki yağda, Hamminga ve ark., (1996)’nın böbrek ve testis bölgesindeki yağlarda bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Duncan ve ark., (1976)’nın sırt yağında, Sauvant ve ark., (1979)’nın böbrek çevresi yağ, çöz yağı, kaburga yağı, boş böğür yağında, Cassey ve ark., (1985)’nın sırt yağında, Muller ve ark., (1985)’nın sırt yağında, Nitsan ve ark., (1987)’nın organlararası içyağında, Bast ve ark., (1987b)’nın göğüs kafesi bölgesindeki yağda, Manfredini ve ark., (1988)’nın boş böğür yağı ve göğüs kafesi bölgesindeki yağda bildirilen değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan palmitoleik asit değeri, Duncan ve ark., (1976)’nın sırt yağında, Muller ve ark., (1985)’nın sırt ve böbrek yağında, Bast ve ark., (1987c)’nın göğüs kafesi yağında, Potchoiba ve ark., (1992)’nın sağrı yağında, Zygouiannis ve ark., (1992)’nın böbrek yağı ve sırt yağında, Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında, Hamminga ve ark., (1996)’nın böbrek yağı ve testis bölgesindeki yağda bildirdikleri değerlerle benzer düzeyde; Sauvant ve ark., (1979)’nın kalp çevresi 111 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN yağında, çöz yağında, kaburga yağında, boş böğür yağında ve böbrek yağında, Cassey ve vanNiekerk, (1985)’in böbrek yağında, Bast ve ark., (1987c)’nın böbrek çevresi yağında, Bast ve ark., (1992)’nın çöz yağında bildirdiği değerlerden daha yüksek, Nitsan ve ark., (1987)’nın böbrek yağı ve organlar arası iç yağında, Manfredini ve ark., (1988)’nın boş böğür yağında ve göğüs kafesi bölgesindeki yağda bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan linoleik asit değeri, Duncan ve ark., (1976)’nın sırt yağında, Sauvant ve ark., (1979)’nın susternalde, Gaili ve Ali, (1985)’nin böbrek yağı, sırt yağı ve kasarası yağında, Hamminga ve ark., (1996)’nın testis bölgesindeki yağda ve böbrek yağında bildirdikleri değerlerle benzer; Cassey ve vanNiekerk, (1985)sırt yağı ve böbrek yağında, Bast ve ark., (1987c) omentalde bildirdikleri değerlerden daha yüksek; Sauvant ve ark., (1979)’nın kalp çevresi yağında, çöz yağında, kaburga yağında, boş böğür yağında ve böbrek yağında, Muller ve ark., (1985)’nın sırt yağı ve böbrek yağında, Nitsan ve ark., (1987)’nın böbrek yağı ve organlararası içyağında, Manfredini ve ark., (1988)’nın boş böğür yağında ve göğüs kafesi bölgesindeki yağda, Potchoiba ve ark., (1992)’nın kuyruk sokumundaki yağda, Zygouiannis ve ark., (1992)’nın böbrek yağı ve sırt yağında, Rojas ve ark., (1994)’nın böbrek yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. 4.3.2.4. At Pitre (1975)’de at yağında, Bergero ve ark., (2002) doymuş yağ asiti içeren rasyonla beslenen atların kanında ve derisinde doymamış yağ asitlerinden en yüksek düzeyde oleik asit, palmitoleik asit ve linoleik asit olduğunu bildirmişlerdir. Araştırma bulgularında da bu çalışmaların bulguları ile özdeş olarak en yüksek düzeyde oleik asit, palmitoleik asit ve linoleik asit saptanmıştır. Araştırmada saptanan oleik asit değerleri, Pitre (1975)’nin at yağında bildirdiği değerle benzer düzeyde, Bergero ve ark., (2002)’nın doymuş yağ asiti içeren rasyonla besledikleri atların kan ve derisinde bildirdikleri değerlerden oldukça 112 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN yüksek düzeyde tespit edilmiştir. Palmitoleik ve linoleik asit değerleri, Pitre (1975)’nin at yağında bildirdiği değerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. 4.3.2.5. Domuz Araştırmada saptanan toplam doymamış yağ asitleri değerleri, Ramirez ve ark., (2004)’nın domuz pirzolalarında bildirdiklerinden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Bu araştırmada % 35.60 olarak saptanan oleik asit değeri, Wood ve ark., (2003)’nın domuz sırt yağında % 35.8 olarak bildirdikleri değerle benzer, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark., (1975)’ndan alıntısında % 43.0, Lawson (1995)’un domuz yağında % 45.0, Fiego ve ark.,(2004)’nın iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığndaki domuzların deri altı yağında bildirdikleri değerlerden biraz daha düşük, Lescanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzların sırt yağında buldukları değerlerden biraz daha yüksek düzeyde tespit edilmiştir. Linoleik asit değeri, Wood ve ark., (2003)’nın domuz sırt yağında, Fiego ve ark.,(2004)’nın iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığndaki domuzların deri altı yağında, Lescanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzların sırt yağında, Rasyon B ve Rasyon C ile besledikleri domuzların yağlarında bildirilen değerlerle benzer, Öztan (2003)’ın Forrest ve ark., (1975) ve Rossel (1992)’dan alıntısındaki domuz yağı değerlerinden ve Lawson (1995)’un domuz yağında bildirdiği değerlerden daha yüksek, Lescanich ve ark., (1997)’nın Rasyon C ile besledikleri domuzların sırt yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük düzeyde tespit edilmiştir. Palmitoleik asit değeri, Lescanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzların sırt yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük, diğer araştırmacıları bildirişlerindeki bulgularla da benzer düzeyde olduğu görülmüştür. Lawson (1995) domuz yağında linoleik asidi iz miktarda, araşidonik asidi de % 1 olarak bildirmiştir. Araştırmada saptanan linoleik asit miktarı bu bildirişle 113 4 .BULGULAR VE TARTIŞMA Savaş Fuat TURAN paralellik gösterirken, araşidonik asit değerinin daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Elaidik, eikosapentadekanoik, araşidonik ve erusik asit değerleri Lescanich ve ark., (1997)’nın üç farklı yağ içeren rasyonla besledikleri domuzların sırt yağında bildirdikleri değerlerden daha düşük tespit edilmiştir. Araşidonik asit değeri ise Fiego ve ark., (2004)’nın iki farklı genotip ve üç farklı kesim ağırlığndaki domuzların deri altı yağında bildirdikleri değerden yüksektir. Banskalieva ve ark., (2000)’nın farklı araştırmacıların bullgularını bildirdikleri alıntılarında domuzların farklı bölgelerindeki yağlarında en yüksek düzeyde oleik , linoleik ve palmitoleik asit olduğunu bildirmişlerdir. Araştımadaki bulgularda da en yüksek düzeyde bu asitler bulunmuştur. Araştırmada saptanan oleik asit değerleri, Hernandez ve ark.,(1998)’nın longissimus dorsi ve BF kaslarında bildirdikleri değerlerle benzer, Rhee ve ark., (1992)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerden düşük olduğu görülmüştür. Linoleik asit değeri, Li ve ark.,(1992)’nın yağsız ette, Hernandez ve ark.,(1998)’nın longissimus dorsi kasında bildirdikleri değerlerle benzer, Rhee ve ark., (1992)’nın yağsız ette bildirdikleri değerlerden daha yüksek tespit edilmiştir. Araştırmada saptanan toplam doymamış yağ asitleri, araştırmacıların bildirişleriyle benzer düzeyde tespit edilmiştir. 4.3.2.6. Eşek Eşek doymamış yağ asitleri ile ilgili herhangi bir çalışmaya kaynaklarda rastlanmadığından araştırmada saptanan değerlerle karşılaştırma yapma olanağı bulunamamıştır. 114 5.SONUÇ VE ÖNERİLER Savaş Fuat TURAN 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 1. Bu çalışma ile karkas, karkastaki yağ asitleri kompozisyonları ve kılların morfolojik özellikleri kullanılarak türler arasındaki farklılıklar ortaya konmuştur. 2. Karkas yapısı bakımından yapılan karşılaştırmalarda koyun ve keçi karkasının diğer türlerin karkaslarına oranla daha küçük, sığır ve at karkasının büyük, eşek ve domuz karkasının da orta büyüklükte olduğu saptanmıştır. 3. Tüm veya yarım karkas halinde koyun ve keçi karkasları diğer türlerden kolaylıkla ayırt edilebilir. 4. Keçi karkasında deri altı yağlanma yok denecek kadar azdır ve daha yoğun yağlanmanın gözlendiği koyun karkasından kolaylıkla ayırt edilebilir. 5. Keçi etinin türe özgü bir kokusu vardır ve çok yapışkan bir özellik göstermektedir. Türe özgü bu koku keçi etini diğer türlerden kolaylıkla ayırt edilmesini sağlamaktadır. Yine etin yapışkan özelliğinden dolayı kesim sırasında post kılları keçi etlerine yapışmaktadır. Bulunabilecek bu kılların morfolojik yapısı incelenerek tür tespiti yapılabilir. 6. Ülkemiz koyunlarının yaklaşık %90 ı yağlı kuyrukludur ve kısa kuyruklu keçi karkasından çok farklıdır. Kuyruk yağlarının alınması durumunda bile o bölgede mutlaka bir iz kalacağından veya sağrı ve but üzerindeki yoğun yağ nedeniyle tanınması kolaydır. 7. At karkası sığır karkasına göre daha uzun ve oval bir görünüme sahiptir. Karkasın daha uzun olmasının nedeni kaburga sayısının atta daha fazla olmasındandır. Kaburga sayısı sığırda 13 adet iken atta 18 adettir. 8. At eti, diğer türlerin etlerine göre içerisindeki myoglobin miktarının fazla olmasından dolayı, ayırt edici bir biçimde, koyu kırmızı renge sahiptir. 9. Diğer türlerin karkas yağ renkleri beyaz ile açık sarı renklerde iken at karkas yağının rengi koyu sarıdır. 10. Domuz karkası ve eti diğer türlere göre ayıt edilecek derecede yağlıdır. Eti gevrek ve yumuşak olup kaynatıldığı zaman gri beyaz bir renk almaktadır. 11. Kıl morfolojisi bakımından, koyun yapağısındaki kıllar diğer türlere göre ince ve çok uzundur. Keçi kılları, soba borusu şeklinde bir yapıdadır. Üzeri pürüzsüz 115 5.SONUÇ VE ÖNERİLER Savaş Fuat TURAN olduğundan ışığı iyi yansıtırlar. Bundan dolayı parlak bir görünüme sahiptir. Domuz kılları ise kalın ve şeffaf bir yapıdadır ve onlar da parlak bir görünüme sahiptir. Sığır derisindeki kıllar kısa uçlu ve orta inceliktedir. İnce kıllar az miktarda olup, genelde mat bir görünüme sahiptir. 12. Türlere ait yağlarda, doymuş yağ asitlerinden en çok palmitik, stearik ve miristik asit, doymamış yağ asitlerinden ise en çok oleik, palmitoleik, ve linoleik asit bulunmaktadır. 13. Miristoleik ve CİS-10 pentadekanoik aside domuz yağında, linoleik aside eşek yağında, 11C,14C-eikosatrienik aside koyun yağında, linoleidik aside de at yağında rastlanmamıştır. 14. Eikosapentaeonik asit sadece at yağında, nervonik asit de sadece keçi yağında bulunmuştur. 15. Erusik ve dokohexaenoik asitler de sadece at ve eşek yağlarında saptanmıştır. 16. Stearik asit tüm türlerin yağlarında bulunmakla beraber at ve eşek yağlarında diğer türlere oranla oldukça düşük oranlarda bulunmuştur. Bu sonuçlara göre şu öneriler getirilebilir: 1. Değişik hayvan türlerine ait etler arasındaki farklılık, insan yeme alışkanlıkları ve sağlığı açısında önem arz etmektedir. Bunun için et kesim ve satış yerlerinin denetlemelerinin daha sıkı yapılması ve kaçak kesimlere ilişkin mevcut yasalara ek olarak caydırıcılık özelliği çok fazla olan yeni yasalar çıkartılmalıdır. 2. Yapılan araştırmada belirtilen konuların bir kısmı uzmanlık gerektiren konular olduğundan, halkın et konusundaki bilgi ve bilinçlenmesi eğitimlerle üst düzeylere çıkartılmalıdır. Bu da, daha okul çağında bu tür bilgilerin verilmesiyle olabilir. 3. Türler arası et tanıma yöntemlerinden kıl morfolojisi, karkas yapısı ve yağ asidi bileşimi yöntemlerinin birlikle kullanılmasına özen göstermelidir. Bu yöntemler, birbirini tamamlayan ve destekleyen yöntemler olup kısa zamanda ve ucuz olarak yapılabilmektedir. 116 5.SONUÇ VE ÖNERİLER Savaş Fuat TURAN 4. Farklı türlere ait karkasların tanınmaları, parça et ve kıymada daha zor olmaktadır.Bundan dolayı oteller, hastaneler, okullar, askeri kurumlar, fabrikalar ile yemekçilik sanayi kuruluşlarının et alımlarını karkas olarak yapmaları zorunlu kılınmalıdır. 5. Belediyeler, Tarım Bakanlığı’na bağlı denetim yapan birimleri, Sağlık Bakanlığı’na bağlı denetim yapan birimleri görevlilerinin sık aralıklarla et tanıma konusunda eğitime tabi tutulmaları sağlanmalıdır. 6. Bu araştırmada yer almayan DNA analizleri et hayvanı türlerini tanımada en güvenilir sonucu vermektedir. Bundan dolayı bu yönde çalışan laboratuvarların açılmasına ve burada çalışacak bilgili personelin teminine öncelik verilmelidir. 7. Türlere ait ırklar arasında karkas özellikleri, kıl morfolojisi, yağ asidi kompozisyonu önemli değişimler sergilemektedir. Bu bakımdan, farklı ırklar üzerinde elde edilmiş değerlerin dikkatli kullanılması gerekmektedir. 8. Ayrıca ele alınan özelliklerin (kıl morfolojisi, karkas yapısı ve yağ asidi bileşimi) hayvanların yaş, cinsiyet ve yetiştirme sistemleri tarafından önemli düzeyde etkilendiğinin bilinmesi ve bu yönde değerlendirilmesine özen gösterilmelidir. 117 KAYNAKLAR AKÇAPINAR, H., 1994. Koyun Yetiştiriciliği.Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Ana Bilim Dalı, Medisan Yayın Serisi, No:8, Ankara. s:344. AKÇAPINAR, H., 2000. Koyun Yetiştiriciliği.Yenilenmiş İkinci Baskı, Ankara. ALPHAN, O., 1992. Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği. 2. Basım. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Bölümü, Ankara. s:320. ANONİM, 1986. TSE 666. Kasaplık Koyun-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, 1986. TSE 667. Kasaplık Kuzu-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, 1986. TSE 668. Kasaplık Sığır-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, 1986. TSE 669. Kasaplık Dana-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, 1986. TSE 670. Kasaplık Kıl Keçi-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, 1986. TSE 671. Kasaplık Kıl Keçi Oğlağı-Gövde Etleri (Karkas). ANONİM, www.medicine.ankara.edu.tr. ANONİM, www.kutuphane.ulugag.edu. ANONİM, 2004.www.papirus.ankara.edu.tr/tez/Fen Bilimleri/Doktora Tezleri ANONİM, 2004 . veterinary.ankara.edu.tr/fidanci/Dersler/Lipidler/Lipid ANONİM, 2000. www.veteriner.istanbul.edu.tr.vetfakdergi/yayinlar/2000-2/Makale6.pdf. ANONİM, 2000. www.istanbul.edu.tr/fakulteler/veteriner/vetfakdergi/yayinlar/2002/Makale -20.pdf. ANONİM, 1994.Türk Gıda Mevzuatı.Ankara, s:744. ANONİM, 2003. http/vfdergi.yyu.edu.tr/vetfakdergi/2003_2_dergi/35-41 doc. ANONİM, 2006. Türk Gıda Kodeksi, Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği, Tebliğ No:2006/31 ARPACIK, R.,1995. Entansif Sığır Besiciliği.Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı, Ankara, s:209. ARSLAN, A., KÖK, F., 2000. Et Muayenesi ve Et Ürünleri Teknolojisi. Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Ders Teksiri No. 46. Elazığ. ARSLAN, A., 2002. Et Muayenesi ve Et Ürünleri Teknolojisi.Elazığ, s:28. 118 AY, M., 2003. Nitel ve Nicel Organik Analiz.Gazi Kitapevi, Ankara. s:400. BANSKALIEVA, V., SAHLU, T., GOTESH, A.L., 2000. Fatty acid composition of goat muscles and fat depots: A review. Small Ruminant Research 37, 225-268. BAŞKAYA, R., KARACA, T., SEVİNÇ, İ., ÇAKMAK, Ö., YILDIZ, A., YÖRÜK, M., 2004. İstanbul’da Satışa Sunulan Hazır Kıymaların Histolojik, Mikrobiyolojik ve Serolojik Kalitesi. BERGERO, D., MIROGLIA, N., POLIDORI, M., ZIINO, M., GALIARDI, D., 2002. Blood serum and skin fatty acid levels in horses and the use of dietary poylunsatured fatty acids. Anim. Res. 51(2002) 157-163, © INRA, EDP Sciences, (2002), DOI:10.1051/animres:2002009. CANEQUE, V., DIAZ, M.T., ALVAREZ, I., LAUZURICA, S., PEREZ, C., DE LA FUENTE, J., 2005. The influences of carcass weight and depot on the fatty acid composition of fats of suckling Manchego Lambs. Meat Science 70 (2005) 373 - 379. ÇOBAN, N., 1993. Bazı Memeli Türlerinin Ayırt Edilmesinde Kıl Morfolojisinin Önemi. Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstütisi, Biyoloji Anabilim Anabilim Dalı, s:48. ÇİVİ, A. (1999). Karakaş ve Norduz Kuzularında Yapağı Verim ve Özellikleri. Doktora Tezi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Zootekni Ana Bilim Dalı. 443., Van. DOĞAROĞLU, O., 2001. Türkiye’de İvesi Koyunlarının Verim Potansiyeli (Mezuniyet Tezi). Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü. Adana, s:58. DURSUN, N., 1994. Veteriner Anatomi. Medisan Yayınevi. Ankara, s:294. ERDİK, E., OBALI, M., YÜKSEKIŞIK, N., ÖKTEMER, A., PEKEL, T., İHSANOĞLU, E., 1987. Denel Organik Kimya, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Yayın No:145 ELLENBERGER, W., 1966. Evcil Hayvanların Komperatif Osteolojisi, s:367. Ankara 119 FIEGO, D.P., SANTARO, P., MACCHIONI, P., DE LEONIBUS, E., (2005). Influence of genetic type, live weight at slaughter and carcas fatness on fatty acid composition of subcutaneus adipose tissue of raw ham in the heavy pig. Meat Science, Vol. 69(1)107-114 . FRANDSON, R.D., 1977. Evcil Hayvanların Anatomi ve Fizyolojileri. (Çeviri; İhsan Aysan). Atatürk Üniversitesi Yayınları. No: 479, Ziraat Fakültesi Yayınları No: 225. s:778. GÖKALP, H.Y., KAYA, M., ZORBA, Ö., 1994. Et Ürünleri İşleme Mühendisliği. Atatürk Üniversitesi Yayın no:786. Ziraat Fakültesi Yayın No:320. Ders Kitapları Serisi No:70. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Erzurum. GÖĞÜŞ, A. K., 1986. Et Teknolojisi. Ankara Ünşiversitesi. Ziraat Fakültesi Tarım Ürünleri Teknolojisi Bölümü. Ziraat Fakültesi Yayınları: 991, Ders Kitabı: 291, Ankara, s:67-69. GÜRSOY, O., 1991. Et Bilimi. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi. Ders Kitabı No:125 Adana. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi. Adana, s:145 GÜRSOY, O., 1980 Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliğinde Ekstansif ve Yarı Entansif Koşullarda Yetiştirilen İvesi Koyunlarının Bazı Özellikleri Üzerinde Karşılaştırmalı Araştırmalar. Doktora Tezi. Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi. Adana, s:89. HIŞIL,Y., 1994. Enstürmental Gıda Analizleri-2, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Ders Kitapları Yayın No:30 Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir. İNAL, T., 1992. Besin Hijyeni. Hayvansal Gıdaların Sağlık Kontrolü.Final Ofset. İstanbul. KAYAHAN, M., 2003. Yağ Kimyası. ODTÜ Yayıncılık. Ankara. KAYMAKÇI, M., SÖNMEZ, R., 1996. İleri Koyun Yetiştiriciliği, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova, İzmir, s:365 120 KESKİN, H., 1981. Besin Kimyası. İstanbul Üniversitesi Yayınlarından Sıra:2888, Kimya Fakültesi No:47, İstanbul, s:72-87 KESKİN, H., 1982. Besin Kimyası. 4. Baskı, Cilt 2, Fatih Yayınevi ve Matbası, İstanbul, s:12. KIZIL, S.H., 1998. Malatya Et Balık Kurumu Kombinası’nda Kesilen Sığırlarda Kesim ve Karkas Özellikleri (Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Zootekni Anabilim Dalı. Ankara, s:66. KİRAZLAR, N., 1993. Tahirova, Türkgeldi ve Kıvırcık Kuzularının Besi Gücü ve Karkas Özellikleri Üzerinde Karşılaştırmalı Araştırmalar (Doktora Tezi). Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Zootekni Anabilim Dalı. Adana, s:94. KOR, A., 1991. Damascus x Kıl Keçisi (F1) Melezi Erkek Oğlaklarının Besi Gücü ve Karkas Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma.Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Adana. KURT, M., 2001. Yağ Asitlerinin Kromatografik Analizleri ve Ayırma Verimlerinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Anabilim Dalı, Konya. KÜÇÜKER, N., 1993. Hayvan Anatomi ve Fizyolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Genel Yayın No:77, Ders Kitapları Yayın No:18, Adana, s:187. LAWSON, H., 1995. Food Oils and Fats.Technology, Utilization and Nutrition, Chapman and Hall. LESKANICH, C. O., MATTHEWS, K. R., WARKUP, C. C., NOBLE, R. C., HAZZLEDINE, M., 1997. The effect of dietary oil containing (n-3) fatty acids on the fatty acid, physicochemical, and organoleptic charasteristics of pig meat and fat . Journal Animal Science, 1997. 75:673-683. McNIVEN, M.A., DUYNISVELD, J., CHARMLEY, E., MITCHELL, A., 2004. Processing of soybean affects meat fatty acids compositions and lipid peroxidation in beef cattle. Animal Feed Science and Technology. 116(2004) 175-184. 121 METİN, M., 1979. Yurdumuzda Tereyağlarına Yemeklik Margarinler Karıştırmak Suretiyle Yapılan Hilelerin Tespiti Üzerinde Gaz Kromatoğrafisi İle Araştırmalar, Ankara Üniversitesi Metodu Ziraat Fakültesi Yayınları:704, Bilimsel Araştırma ve İncelemeler :410, Ankara, s:80. OKTAY, M., 1988. Omurgalı Hayvanların Karşılaştırılmalı Anatomisi. İ.Ü. Yayınlarından Sayı:3489. Fen Fakültesi Sayı: 2003. İstanbul, s:384. ÖĞÜN, S., 1977. Beslenme Fizyolojisi ve Biyokimyası. Çukurova Üniversitesi , Ziraat Fakültesi, Hayvan Yetiştirme ve Islahı Bölümü. s:18-22 ÖZCAN, O., 2004. Türkiye Melez Koyun Tiplerinin Karakterizasyonu. Çukurova Üniversitesi Hayvansal Üretim Lisans Programı, Zootekni Alt Programı, Tez Çalışması, Adana, s:49. ÖZCİMDER, M., DEMİRCİ, A., 2004. Gaz ve Sıvı Kromatoğrafisi. Özkan Matbacılık, Bilim Yayınları, s:252. ÖZHAN, M., 1969. Et ve Etin Çeşitli Vasıfları ile Muhtelif Çiftlik Hayvanlarının Et Kompozisyonları. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zirai Araştırmalar Enstitüsü, Teknik Bülten No:17. Atatürk Üniversitesi Basımevi. Erzurum, s:9-12. ÖZTAN, A., 2003. Et Bilimi ve Teknolojisi, Genişletilmiş 4. Baskı. Ankara. s:495. PITRE, J.,1975. LaViande-Connoisance Biolugique et bases de la technologie, İnstitudde (AİT) des Viandes et de la Nutriton, Caen ,France s:331. POPESKO, P. 1989. Atlas Anatomıı Topografıcznej zwıerzat Domowych. I-II-III. Panstwowe Wydawnıctwo Rolnıcze, Lense, Warzawa. PRICE, J.F., SCWEIGERT, B.S., (1970). The Science of Meat and Meat Products. (Second Edition). W.H.Freeman & Co. San Francisco. s:133 – 145. RAES, K., BALCAEN, A., DIRINCK, P., DE WINNE, A., CLAEYS, D., DE SMEL, S., 2003. Meat quality, fatty acid composition and flavour analysis in Belgian retail beef. Meat Science, 65 (2003) 1237-1246. RAMIREZ, R., MORCUENDE, D., ESTEVEZ, M., LOPEZ, R. C., 2005. Fatty acid profilles of intramuscular fat form pork loin chops fried in different culinary fat following refrigerated storage. Food Chemistry, Vol. 92(1)159-167. 122 SPSS FOR WİNDOWS, 1999. Releasse 11.0.0 (19 sep 2001) Standard Version, SPSS Inc., 1989-2001. ŞENGONCA, M., 1974. Keçi Yetiştirme, (Ders Kitabı), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları Serisi No. 222, Bornova, İzmir, s:136. ŞENTUT, T., 2005. Hatay İli Yayladağı İlçesi’nde Erkek Oğlakların Besi Gücü ve Karkas Özellikleri, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Zootekni Anabilim Dalı. Adana, s:67. TEKİNŞEN, C. YALÇIN, S. ANIL, N., 1996. Sistematik Et Muayenesi, Selçuk Üniversitesi. Konya, s:50. TORUN, O., GÜRSOY, O., ÖZCAN, L., PEKEL, E., 1992. Ceylanpınar Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Sağmal İvesi Koyunlarının Kirli Yapağı Verimleri ve Kırkım Sonu Canlı Ağırlıklarına Yaşın Etkileri Üzerine Araştırmalar. Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Dergisi (2):89-102. ULUSAN,O.K., SOLMAZ, R., EKİCİ, Z., 1996. Besi Sığırlarında Beden ve Karkas Özellikleri Arasındaki İlişkiler. Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:1, s:7-12. VANLI Y., ÖZSOY, M.K., EMSEN, H., DAYIOĞLU, H., BAŞ, S., 1984. MerinosXMorkaraman Melezlemesinin Kuzu Besisi ve Karkas Özellikleri Bakımından Değerlendirilmesi. Doğa Bilim Dergisi, Seri D1, Cilt 8, Sayı 3. YAYLAK, E., ÖNENÇ, A., TAŞKIN, T., KONCA, Y., 2003. Ödemiş Belediye Mezbahasında Kırmızı Et Üretiminin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 40 (3) : 81-88. YÜCECAN, S., BAYKAN, S., 1988. Besin Kimyası, Besin Kontrol ve Analizleri (Temel Ders Kitabı) 2. Baskı.Emel Matbacılık Sanayi. Ankara, s:504. WOOD, J.D., RICHARDSON, R.I., NUTE, G.R., FISHER, A.V., CAMPO, M.M., KASAPIDOU, E., SHEAD, P.R., ENSER, M., (2003). Effect of fatty acids on meat quality : a review. Meat Science, 66 (2003) 21-32. ZNAMIROWSKA, A., 2005. Prediction of horse carcass composition using linear measurements. Meat Science, 69(2005) 567-570. 123 ÖZGEÇMİŞ 1971 yılında Malatya’da doğdum. İlk ,orta ve lise öğrenimimi Malatya ve İstanbul’da tamamladım. 1992 yılında girdiğim İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünden 1998 yılında mezun oldum. Çeşitli özel firmalarda çalıştıktan sonra 2001 yılında Gıda Mühendisi olarak kamu sektöründe çalışmaya başladım ve halen bu görevime devam etmekteyim. Evli ve bir çocuk babasıyım. 124 EK - 1 Resim 1. Sığır Karkasları 125 Resim 2. Sığır Karkası 126 Resim 3. Sığır Karkasları 127 Resim 4. Koyun Karkası 128 Resim 5. Koyun Karkasları 129 Resim 6. Koyun Karkası 130 Resim 7. Koyun Karkası 131 Resim 8. Keçi Karkası 132 Resim 9. Keçi Karkası 133 Resim 10. Domuz Karkasları 134 Resim 11. Domuz Karkasları 135 Resim 12. Domuz Karkası Resim 13. Domuz Karkası 136 Resim 14. At Karkası 137 Resim 15. At Karkasları Resim 16. At Karkasları 138 Resim 17. At Karkası 139 Resim 18. At Karkası 140 Resim 19. Eşek Kılları 141 Resim 20. Eşek Kılları 142 Resim 21. At Kılları 143 Resim 22. At Kılları 144 Resim 23. Domuz kılları 145 Resim 24. Sığır Kılı (Siyah) Resim 25. Sığır Kılı (Beyaz) 146 Resim 25. Akkaraman Kılları 147 Resim 26. Keçi Kılı (Siyah) Resim 27. Keçi Kılı (Beyaz) 148 EK – 2 Şekil 1. Sığır İskelet Sistemi (Popesko, 1989) 1- Maxilla, 2- Mandibula, 3- Atlas, 4- Axis, 5- Vertebra cervicalis VI, 6- Vertebra thoracica I, 7- Vertebra thoracica VII, 8- Vertabra lumbalis I 9- Vertebra lumbalis VI, 10- Os sacrum, 11- Vertebrae coccygeae ( vert. Caudales ), 12- Costa I, 13- Costa XIII, 14- Cartilagenes costales, 15- Sternum, 16- Scapula, 17- Humerus, 18- Ulna, 19- Radius, 20- Ossa carpi, 21- Os metacarpale III ve IV, 22- Ossa digitorum manus, 23- Os coxae, 24- Os femoris 25- Os tibia, 26- Ossa tarsi, 27- Os metatarsale III ve IV 28- Ossa digitorum pedis 149 Şekil 2. Koyun İskelet Sistemi (Popesko, 1989) 1-Maxilla, 2-Mandibula, 3-Atlas, 4- Axis, 5- Vertebra cervicalis V, 6- Vertebra thoracica I, 7- Vertebra thoracica VII, 8- Vertebra lumbalis I, 9- Vertebra lumbalis VI, 10- Os sacrum, 11- Vertebrae coccygeae ( vert. Caudales ), 12- Costa VII, 13- Costa XIII, 14- Cartilagenes costales, 15- Corpus sterni, 16- Scapula, 17- Humerus 18- Ulna, 19- Radius, 20- Ossa carpi, 21- Os metacarpale III ve IV, 22- Ossa digitorum manus, 23- Ox coxae, 24- Os femoris, 25- Patella, 26- Tibia, 27- Ossa tarsi, 28- Os metatarsale III ve IV, 29- Ossa digitorum pedis 150 Şekil 3. Keçi İskelet Sistemi (Popesko, 1989) 1- Maxilla, 2- Mandibula, 3- Atlas, 4- Axis, 5- Vertebra cervicalis V, 6- Vertebra thoracica VI, 7- Vertebra thoracica XIII, 8- Vertebra lumbalis VI, 9- Os sacrum, 10- Vertebrae coccygeae ( vert. Caudales ), 11- Cartilago scapulae, 12- Costa I, 13- Costa XIII, 14- Corpus sterni, 15- Processus xiphoideus, 16- Scapula, 17- Humerus, 18- Ulna, 19- Radius, 20- Ossa carpi, 21- Os metacarpale III ve IV 22- Ossa digitorum manus, 23- Ox coxae, 24- Os femoris, 25- Patella 26- Tibia, 27- Ossa tarsi, 28- Os metatarsale III ve IV, 29- Ossa digitorum pedis. 151 Şekil 4. At İskelet Sistemi (Popesko, 1989) 1- Maxilla, 2- Mandibula, 3- Atlas, 4- Axis, 5- Vertebra cervicalis V, 6- Vertebra thoracica VII, 7- Vertebra lumbalis VI 8- Os sacrum 9- Vertebrae coccygeae ( vert. Caudales ), 10- Costa IV 11- Costa XVIII, 12- Sternum 13- Processus xiphoideus 14- Arcus costalis 15- Scapula, 16- Cartilago scapulae 17- Humerus, 18- Ulna 19- Radius, 20- Ossa carpi, 21- Os metacarpaila 22- Ossa digiti manus, 22- Phalanges digiti, 23- Os coxae 24- Os femoris, 25- Patella, 26- Os sesamideum proximale 26’-31- Ossa digiti pedis 26’- Os sesamideum proximale 27- Fibula, 28- Tibia, 29- Ossa tarsi, 30- Ossa metatarsale 31- Phalanges digiti pedis 152 Şekil 5. Domuz İskelet Sistemi (Popesko, 1989) 1- Maxilla, 2- Mandibula, 3- Atlas, 4- Axis, 5- Vertebra cervicalis V, 6- Vertebra thoracica I, 7- Vertebra thoracica VII, 8- Vertebra thoracica XV, 9- Vertebra lumbalis VI, 10- Os sacrum, 11- Vertebrae coccygeae ( vert. Caudales ), 12- Costa IV, 13- Arcus costalis, 14- Costa XV, 15- Corpus sterni, 16- Processus xiphoideus, 17- Scapula, 18- Humerus, 19- Ulna, 20- Radius, 21- Ossa capri, 22- Os metacarpale, 23- Ossa digitorum manus, 24- Os coxae, 25- Os femoris, 26- Patella, 27- Fibula, 28- Tibia, 29- Ossa tarsi, 30- Os metatarsale , 31- Ossa digitorum pedis 153 Şekil 6. At Kaburgaları (Popesko, 1989) Şekil 7. Sığır Kaburgaları (Popesko, 1989) 154 Şekil 8. Keçi Kaburgaları (Popesko, 1989) Şekil 9. Domuz Kaburgaları (Popesko, 1989) 155 Şekil 10. Koyun Kaburgaları (Popesko, 1989) Şekil 11. Sığır,at, domuz ve koyunun 7. cotae’si (Ellenberger, 1966) 156 Şekil 12. At, sığır ve domuzun Antebrachium iskeleti 1- Radius, 2- Ulna, a- Capitulum radii, b- Collum radii, c- Proc. styloideus radii, d- Proc. styloideus ulnea, e- Kiriş oluğu, f- Proc. olaecrani, g- Proc.anconeus, h- İnc. Semilunaris, i-i’- Spatium interosseum antebrachii, k- Antebrachium oluğu, l- Proc.coronoideus lat. Ulnae, m- Tuberositas radii. 157 Şekil 13. Atın sağ Humerusu (Lateral taraf ve biraz arkadan-önden görünüş) a- Caput humneri, b- Lateral kas çıkıntısı, c- Lateral makara çıkıntısı, d- Orta makara çıkıntısı, e- Medial makara çıkıntısı, f- Medial kas çıkıntısı, i- Crista anconea, k- Sulcus spiralis, L- Tuberositas teres, m- Crista humnerinin distal kısmı, n- Crista epicondyli lat., o- Lat., p- medial Fossa ligamenti, q- Fossa radialis, r- Fossa olecranii, s- Trochlea humeri, t- Fossa synovialis, 158 u- For nutrucium, v- Epicondylus med. w- Epicondylus lat., Şekil 14. Atın Scapulası;At Scapula’sının Cartilago scapulae ile medial yüzü ve lateral yüzü . a- Fossa subsucapularis, b- b Facies serrata, C- Spina scapulae, d- Tuberositas spinae, e- Fossa supra spinam, g- A. circumflexa scapulae için damar oluğu (burada For. Nutricium yok), h- Margo cervicalis, i- Margo thorracicus, Bassis Scapulae L Angulus thoracicus, m- Angulus cervicalis, n- Fossa articularis n İnc. Glanoidea, O- Tuberositas supraglenoidea, p- Proc. corocoideus, q- İnc. Scapularis, S- For. Nutricium, 159 Şekil 15. Domuzun sol Scapula’sı (Lateral görünüş) a- Cartilago scapulae, b- Fossa supra spinam, c- Fossa infra spinam, d- Tuberositas spinae, d- Spina scapulae, f- Scapulanın distal sonu, g- Tuberositas supraglenoidea 160 Şekil 16. Sığırın sol Scapula’sı (median görünüş) (Ellenberger, 1966) a- Facies serrata b- Facies serrata c- Proc. coracoideus 161 Şekil 17. Atın Sol Uyluk kemiğinin lateral yüzü (os femoris sinister, facies lateralis equus) (Ellenberger, 1966) 162 Şekil 18. At, sığır, koyun ve domuzun 4. Vertabrae lumbalisi (sol görünüş) (Ellenberger, 1966) 163 Şekil 19. At, sığır ve domuza ait 4. Vertebrae Thoracicas’i (soldan görünüş) (Ellenberger, 1966) a- Corpus vertbrae b- Caput vertabrae c- Proc. spinalis d- Fovea costalis cran. e- Fovea costalis caud. F- Proc. mamilloarticularis g- Proc. articularis caud. h- Facies costalis transversaria, i- İnc. Vertabralis caud., i’- For. Vertabrale lat’nin Dorsal ve Ventral delikleri (domuz için) k- Corpus vertabrae’de Caudal Epiphys discusu (domuz için) 164 Şekil 20. At, sığır ve domuzun sol humerus’u (Ellenberger, 1966). a- Tuberculum majus a’- Tuberculum majus caud.(Atlarda Lat. Kas çıkıntısı) a’’- Tuberculum majus cran.(Lat- makara çıkıntısı) b- Tuberculum intermedium (medial makara çıkıntısı) c- Tuberculum minus c’- Tuberculum minus caud. (medial kas çıkıntısı) c’’- Tuberculum minus cran. (medial makara çıkıntısı) d- Sulerus inter tubercularis, e- Caput humeri, f-f’- Crista humeri, f’’- Tuberositas deltoidea q- Trochela humeri h- Lat. Tuber ligamenti, i- Fossa radialis, Fossa coronoidea, k- Crista epicondyli lat., L- For. Supratrochleare m- Facies mi nfraspinamın Facies teres o- Crista,anconea, p- Crista tuberculi minoris. 165 Şekil 21. Domuzun sol humerus’u (lateral görünüş) (Ellenberger, 1966) a- Caput, b- Tuberculum majus caud., b’- cran., c- Facies infra spinam, f- Tuberositas deltiodea, d’- Facies teres, e- Crista epicondyli lat., f- lateral Fossa ligamenti, g- proximal, h- distal Epiphys eklenti yerleri. 166 Şekil 22. Keçi Sol Scapula’sı ve Uyluk Kemiği (dıştan görünüş) (Popesko, 1989) 167 Şekil 23. Keçi Sağ Scapula’sı ve Uyluk Kemiği (içten görünüş) (Popesko, 1989) 1- Cartilago scapulae, 2- Fossa supraspinata, 3- Fossa infraspinata, 4- Collum scapulae, 5- Tuber spinae scapulae, 6- Spina spaculae, 7- İncisura scapulae, 8- Tuberculum supraglenoidale ( tuber scapulae ), 9- Caput humeri, 10- Pars caudalis tuberculi majoris, 11- Pars cranalis tuberculi majoris, 12- Tuberositas deltoidea, 13- Corpus humeri, 14-Condylus humeri, 15- Olecranon. 168 Şekil 24. Sığır Sağ Ön Bacak (içten görünüm) (Popesko, 1989) 1- Corpus ossis ilium, 2- 5. ala ossis ilium, 3- Tuber sacrale, 4- Tuber coxae, 5- Facies auricularis(pars facici sacropelvinae), 6- İncisura ischiadica major(ossis ilium), 7- Ramus cranialis ossis pubis, 8- Ramus ( sympbysialis ) ossis ischii, 8’- Tabula ossis ischii ( tab. İschiadica ), 9- Tuber ischiadicum, 10- İncisura ischiadica minor ( ossis ischii ), 11- Facies sympbysialis ( ossis pubis et ischii ), 12- Corpus ossis femoris, 13- Trochlea ossis femoris ( tr. Patellaris ), 14- Condylus medialis ( ossis femoris ), 15- Patella 169 Şekil 25. Sığır Boyun Omurları (Popesko, 1989) I.– VII. Vertabrae cervicales I-VII, I. Atlas, II. Axis, 1-Arcus dorsalis atlantis, 2.–6.- Massa lateralis atlantis, 2- Processus transversus atlantis ( ala atlantis ), 3- Foramen alare atlantis, 4- Foramen vertebrae laterale atlantis, 5- Facies articularis cranialis atlantis, 6- Fossa atlantis, 7- Tuberculum ventrale atlantis, 8- Facies articularis cranialis axis, 9- Foramen vertebrae laterale axis, 10Processus spinosus axis, 11- Processus transversus axis, 12- Crista ventralis vertebrarum cervicalium, 13- Tuberculum dorsale processus transversi vertebrae cervicalium III-VII, 14- Tuberculum ventrale processus transversi vertebrae cervicalium III-VI, 15- Lamina ventralis processus vertebrae calis VI, 16- Processus spinosus vertebrarum cervicalium III-VI, 17- Processus articularis caudalis vertebrarum cervicalium II-VII, 18- Processus articularis cranialis vertebrarum cervicalium III-VII, 19- Corpus vertebrae cervicalis VII 170 Şekil 26. At Boyun Omurları (Popesko, 1989) I.– VII. Vertabrae cervicales I-VII, I. Atlas, II. Axis, 1-Arcus dorsalis atlantis, 2- Processus transversus atlantis ( ala atlantis ), 3- Foramen alare atlantis, 4Foramen vertebrae laterale atlantis, 5- Foramen transversarium atlantis, 6Tuberculum ventrale atlantis 7- Fossa atlantis, , 8- Arcus ventralis atlantis, 9Fovea articularis cranialis atlantis, 10- Foramen nutricium atlantis, 11- Dens axis, 12- Facies articularis craniali axis, 13- Processus spinosus axis, 14Foramen vertebrae latrale axis, 15- Foramen transversarium axis ( orificium caudale ), 16- Processus transversus axis, 17- Processus articularis caudalis vertebrarum cervicalium II-VII, 18Processus articularis cranialis vertebrarum cervicalium III-VII, 19- Tuberculum dorsale processus transversi vertebrarum cervicalium III-VII, 20- Tuberculum ventrale processus transversi vertebrarum cervicalium III-VII, 21- Lamina ventralis processus transversi vertebrarum cervicalium VI, 22- Extremitas caudalis, 23- Fovea costalis caudalis vertebrae cervicalis VII, 24- Foramen transversarium axis (orificium craniale), 25- Prıcessus spinosus vertebrarum cervicalium III-VII, 26- Crista ventralis vertebrarum cervicalium. 171 Şekil 27. Sığır Kalça Kemiği (Popesko, 1989) 1-Tuber coxae, 14- Ala ossis sacri( sinistra ), 2- Tuber sacrale, 15- Ala ossis sacri ( dextra ), 3- Corpus ossius ilium, 17- Foramina sacralia dorsalia, 4- Ramus cranialis ossis pubis, 18- Foramina sacralia pelvina 5- Spina ischiadica, 19- Caput ossis femoris, 6- Tuber ischiadicum, 21- Fossa trochanterica, 7- Corpus ossius ischii, 23-24-Condylus medialis(ossis femoris), 8- Facies symphysialis(ossis pubis et ischii),24- Epicondylus medialis, 9- Pecten ossis pubis, 25- Condylus lateralis, 10- Tuberculum m.psoas minoris, 26- Trochanter minor. 11- Eminetia iliopubica, 12- Foramen obturatum, 13- Crista sacralis mediana, 14-16- Pars lateralis ossis sacri, 172 Şekil 28. At Sırt ve Bel Omurları (Popesko, 1989) 1- Exstremitas cranialis (caput) vertebrae, 2- Corpus vertebrae, 3-4- Processus spinosus, 5- Processus articularis cranialis vertebrae I, 6- Processus articularis caudalis vertebrae I, 7- Processus transversus cum processu mamillari, 8- Fovea costalis caudalis, 9- Fovea costalis transversalis 10- Fovea costalis cranialis, 11- Processus articularis cranialis cum processu mamillari, 12- Foramen intervertebrae, 13- Foramen vertebrae laterale Şekil 29. At Omurları (Popesko, 1989) 1- Exstremitas caudalis ( fossa ) vertebrae, 2- Corpus vertebrae III, 3- Processus spinosus, 4- Processus articularis cranialis cum processu mamillari, 5- Processus costarius, 6- Processus articularis caudalis, 7- Facies articularis processus costarii 173 Şekil 30. Domuz Sırt ve Bel Omurları (Popesko, 1989) 1- Exstremitas cranialis ( caput ) vertebrae I, 2- Corpus vertebrae, 3- Processus spinosus, 4-5- Processus transversus, 5- Processus transversus cum processu mamillari, 6- Processus articularis cranialis cum processu mamillari, 7- Fovea costalis transversalis, 7’- Fovea costalis cranialis et transversalis ( iunctae ), 8- Fovea costalis cranialis, 9- Fovea costalis caudalis, 10- Foramen vertebrae laterale, 11- Processus articularis cranialis vertebrae I, 12- Processus articularis cranialis vertebrae XV Şekil 31. Domuz Omurları (Popesko, 1989) 1- Corpus vertebrae , 2- Processus spinosus, 3- Processus articularis cranialis cum processu mamillari, 4- Processus costarius, 5- Foramen intervertebrae, 6- Processus articularis caudalis vertebrae. 174 Şekil 32. Domuz Boyun Omurları (Popesko, 1989) I-VII- Vertabrae cervicales I-VII, 1- Tuberculum dorsale atlantis, 2- Processus spinosus axis, 3- Processus spinosus vertabrarum cervicallum III-VII, 4- Processus spinosus vertabrae thoracicae I, 5- Foramen vertabrale laterale atlantis, 6- Processus transversus atlantis ( ala atlantis ), 7- Arcus ventralis atlantis, 8- Tuberculum ventrale atlantis, 9- Foramen vertabrale laterale axis, 10- “Canalis transversarius “ vertabrarum cervicalium, 11- Processus articularis caudalis, 12- Processus articularis cranialis 13- Foramen vertabrale laterale vertabrarum cervicalium, 14- Foramen vertabrale laterale vertabrarum cervicalium thoracicae I, 15- Tuberculum dorsale processus transversi vertabrarum cervicalium, 16- Tuberculum ventrale processus transversi vertabrarum cervicalium III-V, 17- Costa I, 18- Processus transversus vertabrae thoracicae I, 19- Lamina ventralis processus transversi (vertabrae cervicalis VI ) 175
Similar documents
Tagem Katalog - TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
yapılamadığından ırkların bugünkü durumları hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamaktadır.
More information