Şirketlere inovasyon tüyoları
Transcription
Şirketlere inovasyon tüyoları
Sayfa01_Sayfa 4.qxd 12/20/12 11:32 PM Page 1 Delil de yok suç da ‘Bu süreci dostlarım olmasaydı ayakta geçiremezdim’ Yalçıntaş, “Bu süre zarfında yanımda olan, bana inanan dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar olmasaydı ben bu süreci ayakta geçiremezdim. Dün görevimin başındaydım, şimdi buradan tekrar görevimin başına dönüyorum” dedi. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş’ın da aralarında bulunduğu 15 sanık, Yüce Divan’da yargılandıkları davada beraat ederek aklandı. Kendisine verilen desteğe teşekkür eden Yalçıntaş, görevinin başında olduğunu söyledi. KARARI KILIÇ AÇIKLADI İSTANBUL Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, Başkan Vekili olduğu İDTM ile bir fuarcılık şirketi arasındaki davanın sonucunu etkilemek iddiasıyla yargılandığı Yüce Divan’da beraat etti. Anayasa Mahkemesi’nde görülen davanın son duruşmasında kararı Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç açıkladı. Yüce Mahkeme, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde Yalçıntaş’ın beraatine karar verdi. 15 SANIĞA BERAAT BAŞKAN Haşim Kılıç, soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun bulunmadığını, diğer delillerin ise sanıkların iddia edilen suçlara ilişkin mahkumiyetine yeterli olmadığını söyledi. Kılıç, bu nedenle Dr. Yalçıntaş dahil 15 sanığın ayrı ayrı beraatine karar verildiğini belirtti. 7’de İşte Anayasa Mahkemesi kararı “Kamu davasında; soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun olmaması, diğer delillerin ise sanıkların üzerlerine atılı rüşvet suçundan mahkumiyetlerine yeterli bulunmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi gereğince ayrı ayrı beraatlerine…” “Tüccar, milletin emeği ve üretimini kıymetlendirmek için eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.” ISSN 1300-3666 21 ARALIK 2012 YIL: 54 SAYI: 2738 Şirketlere inovasyon tüyoları Rekabetin Ar-Ge, teknoloji, yüksek katma değer ve inovasyon alanlarına kaydığı günümüzde şirketlerimizde yapacağımız çok şey var. İşte son bir aydır inovasyon ile ilgili katıldığım toplantılarda öğrendiklerimden bazıları: 1. İnovasyon ve yaratıcılığı hayal gücü, şüphecilik ve gözlem yeteneği besliyor. 2. İnovasyonun başarısı ticarileştirme ile ölçülmeli. 3. En heyecan verici buluşlar dahi tüketici dostu olmalı. 4. İnovasyon değer yaratmak için yapılır. 5. Şirketlerin global rekabet gücünü ve gelecekteki konumlarını inovasyon yetkinlikleri belirler. 6. Şirketler inovasyon hızlarını sürekli rakiplerinin üzerinde tutmalı. Yavaşlayanın geride kaldığı bir dönem yaşanıyor. Dr. Can Gürlesel yazdı 7’de Hat sanatıyla grafiği birleştirdi Hat sanatçısı Bilal Akkaya, modern grafik sanatıyla klasik hat sanatını eserlerinde birleştirdi. Hat sanatının, kabiliyetten öte sabır, sebat, istikrar gerektiren bir sanat olduğunu söyleyen Akkaya, “Hat sanatı Batılıların resimle ulaşmak isteyip de ulaşamadıkları bir zirve” diyor. Akkaya, yurtdışından da sergi daveti alıyor. Mehmet Kapan 12’de Girişimcinin cesaret ayağı tamam da… Dünya Bankası’nın da desteklediği verilere göre Türkiye’de her 100 kişiden 6’sı girişimci. Ancak ‘girişimcilik’ten anladığımız; “Komşunun yaptığını yap, kaybetmezsin…” İsmail Şen 11’de İstanbul tİcaret odası yayını e-gazete: www.istanbulticaret.org.tr iPad ve iPhone için AppStore’da “ito” ile arayınız ‹TO’dan mikro çarklar› h›zland›rmak için 8 RAPOR ‘ÜRETİMİ ENGELLEYEN NE VARSA KALDIRACAĞIZ’ SÖZÜ SAĞLIK Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı yetkililerine konularına göre iletilen raporların tümü, AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a da takdim edildi. Kurtulmuş, “Türkiye’de üretimin önünde kısıtlayıcı hangi engeller varsa bunların kaldırılmasını sağlamaya gayret edeceğiz. Türkiye hakikaten kendi üretim gücü üzerinde reel ekonomisini güçlendirmiş bir ülke olarak inşallah bu süreçte ortaya çıkarmış olduğu kendi serüvenini güçlendirerek yoluna Soyhan ALPASLAN devam edecek” diye konuştu. 8 rapor 5’te ‹TO ifl dünyas› için neler istedi? ■ Mali Risk Sigortası sistemi devreye alınmalı. Çek karşılıksız çıktığında başvurulabilecek, zararın belki belirli bir kısmını, belki de tamamını karşılayabilecek bir sigorta mekanizması piyasaya güven verir. ■ Sektördeki bütün giderler büyük oranda arttığı için Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları güncellenmeli. ■ İş güvenliği uzmanı zorunluluğu gözden geçirilmeli. ■ Tüm işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu işyerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre Plastikçiler ilk özel OSB’yi kuruyor Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER), Kırklareli’nin Vize İlçesi’nde Türkiye’nin ilk özel Organize Sanayi Bölgesini (OSB) kuruyor. Yaklaşık 110 plastikçinin yer alması planlanan PAGDER & Aslan Özel Organize Sanayi Bölgesi (PAOSB), şimdiden yüzde 50 doluluk oranına ulaştı. PAOSB’nin 600 milyon liralık yatırımla tamamlanması planlanıyor. Soyhan Alpaslan 8’de İstanbul Ticaret Odası, iş dünyası ile ticaretin önündeki engelleri yine iş dünyasının önerdiği çözüm modelleriyle birlikte Ankara’ya iletti. düzenlenmeli. ■ Özel istihdam bürolarında istihdam edilmesi zorunlu olan nitelikli personelin özellikleri subjektif değerlendirmelere imkan vermeyecek şekilde daha net ve belirgin olmalı. ■ Alışveriş merkezleri ve büyük mağazalara Avrupa standartlarında düzenleme getirilmeli. ■ Perakende sektöründe indirimler haksız rekabet doğurmamalı. Yerli ve yabancı müşteriyi teşvik eden uygulamalar gerçekleştirilmeli. ■ Kredi kefaletinde eş rızasının aranması hususu kaynak kanundaki örneğe göre yeniden düzenlenmeli. Merkez Bankas›’na piyasadan geçer not Kerem Alkin 2’de Aç›klanan veriler ve gelece€e bak›fl Osman Arıoğlu 10’da Charles Evans ABD’ye Noel Baba erken geldi Faizleri 2008’den bu yana sıfıra yakın tutan ABD Merkez Bankası (FED) Açık Piyasa Komitesi, son kararı ile ekonomiye daha fazla destek sinyalini verdi. Bu karar Şikago FED Başkanı Charles Evans’ın çizgisine de yakın. Bu neden önemli? Çünkü Evans, FED’in yeni başkan adayı olarak görülüyor. Tamer Çerçi’nin analizi 2’de Metal dökümcüler organize ihtisas bölgeleri istiyor Metal dökümcüler, üretimi geliştirmek için dökümde ihtisaslaşmış organize bölgeler kurulmasını istiyor. Hammadde ve teknolojide dışa bağımlı olan sektör, Uzakdoğu’dan gelen ucuz ve kontrolsüz ürünlerle de karşı karşıya. Fahri Sarrafoğlu 6’da ‹hale üstüne ihale Ertuğ Yaşar 3’te ‹stanbul taciri Mürsel Sönmez 12’de Yayıncılıkta 500 milyon dolarlık korsan Türkiye’de yayımlanan kitapların ortalama yüzde 50’si korsan. Avukat Cahit Suluk, hacmi 1 milyar doları geçen yayıncılık sektöründe korsanın payının 500 milyon dolar olduğunu söyledi. Korsan kullanım oranı internette ise yüzde 70’lere kadar çıkıyor. Şimdi gözler, Almanya’dan örnek alınan ve önümüzdeki yıl çıkması beklenen yeni telif yasasında. Metin Şen 3’te Sayfa02_Sayfa 2.qxd 12/20/12 11:33 PM Page 1 ABD’ye Noel Baba erken geldi A HEDEF YÜZDE 6.5 FED, daha önce düşük faiz politikasına 2015 ortasına kadar devam edeceğini açıklamıştı. Ancak FED, ilk kez bu programın bitiş süresine dair somut bir gösterge 21 ARALIK 2012 } Şikago rüzgarı Faizleri 2008’den bu yana sıfıra yakın tutan FED Açık Piyasa Komitesi, son kararı ile ekonomiye daha fazla destek sinyalini verdi. Bu karar Şikago FED Başkanı Charles Evans’ın çizgisine de yakın. Bu neden önemli? Çünkü Evans, FED’in yeni başkan adayı olarak görülüyor. BD ve Avrupa zor ekonomik koşullar altında Noel tatiline girmek üzere. Bütün evlerde çam ağaçları süslenmiş, ışıklandırılmış bir şekilde salonlarda hazır. Çocuklar heyecanla Noel Baba’nın çam ağaçlarının altına bırakacağı sürpriz hediyeleri bekliyor. Sadece çocuklar mı? Büyükler de doğa ve ekonomik koşullar karşısında Noel Baba’yı beklemeye başladı. Fakat özellikle Amerika’daki büyükler daha şanslı. Noel Baba, daha Noel gelmeden finans piyasalarında ılık rüzgarlar estiriyor. Malum ikinci başkanlık dönemine başlayan Obama’nın ekonomiyi büyütecek politikaları mı yoksa kemerleri daha da sıkacak araçları mı benimseyeceği merak konusuydu. ABD’de halk kemer sıkmaya devam ediyor ama Amerikan Merkez Bankası (FED) finansal piyasaları rahatlatıyor. Bilindiği gibi Amerika’da istihdam verileri hâlâ olumsuz. Bu nedenle FED geçen hafta, ekonomiyi canlandırmak için parasal genişleme politikasını sürdürme kararı aldı. Buna göre uzun vadeli faiz oranlarını düşük tutmak için aylık 45 milyar dolar harcama ve ülkedeki işsizlik oranları yüzde 6.5’e düşene kadar kısa vadeli faiz oranlarını sıfıra yakın tutma politikası sürecek. Bu arada FED, ABD ekonomisini canlandırmak için ayda 40 milyar dolarlık tutsat (mortgage) tabanlı tahviller almaya da devam edecek. FED, buna ilaveten, bu ayın sonunda sona erecek kısa vadeli tahvillerin uzun vadeli tahvillerle değişimini öngören ‘twist operasyonu’ programının ardından, yine uzun vadeli faiz oranlarını düşük tutmak için aylık 45 milyar dolar harcayacak. GÜNCEL Charles Evans EKO PRİZMA TAMER ÇERÇİ .tr [email protected] tamer.cer ortaya koydu. Buna göre FED, kısa vadeli faiz oranlarını rekor düzeyde sıfıra yakın tutma politikasına, önümüzdeki 1-2 yıl içinde enflasyon yılda yüzde 2.5 düzeyini geçmediği müddetçe, ülkedeki işsizlik oranları yüzde 6.5’e düşene kadar devam edecek. BÜYÜMEYE İLİŞKİN KAYGILAR FED bu kararlarının gerekçesini ise şöyle açıklıyor: “Ekonomik büyümenin, yeterli politika düzenlemeleri olmaksızın, işgücü piyasası koşullarında sürdürülebilir gelişme yaratmaya yetecek güçte olmayabileceğine ilişkin kaygılarımız devam ediyor.” FED’in son kararını destekleyen önemli bir isim ise Şikago FED Başkanı Charles Evans. Parasal genişleme savunucusu Charles Evans da işsizlik oranı yüzde 6.5’e ya da enflasyon yüzde 2.5’e gerileyene kadar FED’in faizleri düşük tutması gerektiğini savunuyordu. Evans, daha önce esnek para politikasının işsizlik yüzde 7’ye ve enflasyon yüzde 3’e erişinceye kadar devam etmesi çağrısında bulunmuştu. Faizleri 2008’den bu yana sıfıra yakın tutan FED Açık Piyasa Komitesi, son kararı ile hem Evans’ın çizgisine yaklaştığını gösterdi hem de daha fazla ekonomik destek sinyali verdi. Bu neden önemli? Çünkü Evans FED’in yeni başkan adayı olarak görülüyor. Şimdiki Başkan Bernanke’nin görevi bitirmesine bir yıl var. Bernanke’den sonra ise Charles Evans’ın gelmesi bekleniyor. Neticede Amerikalılar Noel’de Evans daha koltuğa oturmadan estirdiği ılık rüzgarla şimdilik mutlu. Kıyamet kimler için kopuyor? Bugün 21 Aralık, yıllardır üzerinde tartışılan, yazılıp çizilen meşhur kıyamet tarihi. Aslında 1960’lardan itibaren bazı New Age (Yeni Çağ) yazarları bu konuyu gündeme getirdiler. 1990’ların ortalarından itibaren bu iddiayı dile getiren birçok spekülatif tarihçi, kıyamet tarihi unsurunu öne çıkardı. Nostradamus ve kayıp şehir Atlantis efsaneleri yaygınlaştı. Nihayetinde 1996 yılında yayınlanan The Mayan Prophecies bu konuda dönüm noktası oldu. Bu furyadan Hollywood da istifade etmek istedi. ‘2012’ filmi büyük ilgi gördü. Şu anda Amazon sitesinde kıyamet ile ilgili 175 kitap var. Bu kitaplar yıllarca peynir ekmek gibi sattı. Buna benzer kitaplara ülkemizde de rastlamanız mümkün. NASA kıyametle ilgili bir günde 1.000’i aşkın mail aldığını söylüyor. Biz gerçekten de bazıları için kıyametin başladığına inanıyoruz. 21 Aralık 2012 tarihini idrak ettikten sonra kıyamet yazarları, kıyamet kitaplarını basan yayınevleri, kimi astrologlar, kimi kişisel gelişim uzmanları artık ne yapacak? Ya işsiz kalacaklar ya da yeni bir kıyamet tarihi belirleyecekler. Hatırlarsınız, 1910 yılında gerçekleşen ve 76 yılda bir dünyamıza en yakın noktadan geçen Halley Kuyruklu Yıldızı, 2000 yılı başındaki dijital kıyamet ile millenum efsaneleri ve 1978 yılında düşen Skaylep Uzay aracı oldukça para kazandırmıştı. Bize kalırsa bu hafta sonu yapılacak en güzel iş Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ölümsüz eseri Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanını tekrar okumak. 2013’te büyüme iç talep artışı ile gelecek ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in Türkiye Genel Müdürü Gülcan Üstay, Türkiye’nin üçüncü çeyrek ekonomik verilerine ilişkin olarak, “Son dönemde açıklanan rakamlar bizim için çok endişe verici ve aksiyon alınmasını gerektirecek rakamlar değil. 2013’te Merkez Bankası’nın iç talebi artırıcı tedbirler alması gerektiğini düşünüyorum” dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Bankacılık ve Finans Kulübü’nün düzenlediği toplantıya katılan Üstay, Fitch’in kasım ayında Türkiye’ye ilişkin yapmış olduğu değerlendirmelerin halen geçerliliğini koruduğunu belirterek, “Türkiye’nin 2012 yıl sonu büyümesi için belirlediğimiz rakam yüzde 3. Biz bunu aslında 2012 yılı boyunca yüzde 2.2’lerden yüzde 3’lere kadar revize ettik. Dolayısıyla 2012’nin Türkiye için büyüme açısından zor bir yıl olacağı öngörülerimiz dahilindeydi” diye konuştu. YÜZDE 3 BÜYÜME Gülcan Üstay, bu yıl sonu için büyüme öngörülerinin yüzde 3 olduğunu aktararak, şunları dile getirdi: “Enflasyonda ise yüzde 9 civarında bir oran bekliyoruz. Cari açık rakamı olarak da yüzde 7.2 şeklinde bir öngörümüz var. Bizim için önemli olan bundan sonra 2013, yaşanacak gelişmeler ve Türkiye’nin performansını 2013’te devam ettirip ettiremeyeceği, cari açık seviyesinin yüzde 7’nin çok üstüne çıkıp çıkmayacağı.” iş dünyasını hem de kendini geliştirmek isteyenleri bünyemize bekliyoruz” mesajı verdi. Üniversitede eğitim gören öğrencilerden 365’inin tercihlerini Bursa’dan yaptıklarını söyleyen Tuna, “11. yılını geride bırakarak olgunluk dönemine giren üniversitemiz sektörel ihtiyaçlara uygun çözümler üretiyor. Şu anda İstanbul’da mücevherat mühendisliği bölümü kurarak, kuyumculuk sektörünün ihtiyacı olan kalifiye elemanları yetiştirme konusunda adımlar atıyoruz. Şirketlerin rating ve derecelendirmeleri ile ilgili bir merkez kuruyoruz. Derecelendirme kuruluşları Moodys ve Fitch ile ortak çalışma başlatacağız. Programlarımızı da ticaret dünyasının talepleri, ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiriyoruz” dedi. Genel Yayın Yönetmenliği’ni yürüttüğüm Bloomberg HT Kanalı’nda Kasım 2011’den bu yana Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Algı Anketi yayınlıyoruz. Söz konusu Algı Anketi, piyasa profesyonellerinin TCMB ile ilgili nasıl bir algı içerisinde olduklarını çok net ortaya koyuyor. Ankette, TCMB’nin yeterince bağımsız olup olmadığına dair soru, örnek vermek açısından, algıyla ilgili bir soru. Merkez Bankamız tabii ki bağımsız. Ama, bağımsızlık ile ilgili algı, TCMB’den de kaynaklanmayan nedenlerle, bazen Bakanlar Kurulu, bazen de bakanlardan gelen mesajlarla piyasa profesyonelleri nezdinde farklı bir algıya sebep olabiliyor. Bu anketle amacımız, TCMB açısından, kendi piyasa algısının iyi yönetilip yönetilmediği hususunda ipucu ortaya koyabilmek. Nitekim, Kasım 2011 ve Mart 2012 tarihlerindeki 1. ve 2. anketlerimizde TCMB’nin kredibilitesiyle ilgili algı kötüyken, Temmuz 2012 ve son Aralık 2012 3. ve 4. anketlerde, TCMB’nin kredibilitesiyle ilgili algının müspet yönde sıçradığını görüyoruz. Başından beri 100 yerli ve yabancı piyasa profesyoneli ve ekonomistle düzenlediğimiz ankete verilen cevapların ışığında, son ankette, TCMB’nin kredibilitesinin azaldığını düşünen hiç piyasa profesyoneli kalmamış durumda. Buna karşı arttığını düşünen veya bir önceki Temmuz 2012 anketinde zaten arttığını düşünmesi nedeniyle, son ankette görüşünü değiştirmediğini belirten piyasa profesyonelleri, ciddi bir kredibilite sıçramasına işaret ediyor. Prof. Dr. KEREM ALKİN [email protected] Merkez Bankamızın bağımsızlığı ile ilgili algı hâlâ kırılgan Anketin 2. sorusuna verilen cevap açısından, Temmuz 2012’deki 3. ankete göre, TCMB’nin öngörülebilirliğine yönelik çok hafif bir kırılganlık gözleniyor. Öngörülebilirliğin arttığına dair görüş belirtenler son iki ankette yüzde 50’nin üzerinde. Ama, arttı diyenler, 7 puanlık gerileme ile yüzde 59’dan 52’ye gelmiş. ‘Öngörülebilirliği azaldı’ diyenler ise, 3 puan artarak yüzde 6’dan 9’a çıkmış. Merkez Bankamızın kararlarını güvenilir bulanlarda da müspet bir tablo var. Kararları güvenilir bulanların oranı yüzde 76 ile hazırlanan dört anketteki en yüksek değere ulaşmış. Bu arada, TCMB’nin kararlarını güvenilir bulmadığını belirten hiçbir piyasa profesyoneli veya ekonomist kalmamış. TCMB bu tabloyu net olarak başarmış gözüküyor. Ancak, konu ilk paragrafta kısaca bahsettiğimiz, TCMB’nin bağımsızlığı ile ilgili algı sorusuna gelince durum değişiyor. TCMB’nin bağımsızlığı ile ilgili ‘azaldı’ algısına işaret eden yüzde 49’luk grup, Temmuz 2012’deki 3. anketten bu yana, ‘görüşüm değişmedi’ tarafında yer almakta. Dolayısı ile ‘bağımsızlık’ ile ilgisi değişmeden kütle en büyük kütle olmayı sürdürüyor. Bununla birlikte, bağımsızlıkla ilgili görüşünü ‘değişmedi’den 12 puanlık grup, ‘arttı’ya kaydırmış gözükmekte. Önümüzdeki dönemde, bağımsızlığın arttığına dair görüş bildirenlerin oranının yüzde 50’yi geçmesini arzu ederiz. Bu, elbette algı. TCMB’nin bağımsız olup olmadığı, bizim sorgulayabileceğimiz, görevimiz alanında bir konu değil. Merkez Bankası hem fiyat hem de finansal istikrarı ihmal etmesin İstanbul Ticaret Üniversitesi yüksek lisansla Bursa’da İSTANBUL Ticaret Üniversitesi yüksek lisansla Bursalı öğrencilere de eğitim verecek. Üniversite, İşletme, Muhasebe ve Denetim, Uluslararası Ticaret ile Uygulamalı Psikoloji dalında 4 ayrı yüksek lisans eğitimi başlattı. Bursa’da ayrıca sürekli eğitim merkezi bünyesinde 7 program açtı. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde oluşturulan Bursa biriminin açılışı için düzenlenen toplantıya İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Tuna, üniversitenin Bursa Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan ve akademisyenler katıldı. Prof. Dr. Yusuf Tuna yaptığı konuşmada, üniversitenin sahip olduğu akademik bilgi ve tecrübeleri Bursalılarla paylaşmanın ilk adımını attıklarını söyledi. Prof. Dr. Tuna, “Yüksek lisans programları ile hem Merkez Bankası’na piyasadan geçer not PLATFORM } S AYF A 2 Üniversitenin Bursa Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan da, eğitim programlarını Uludağ Üniversitesi’nin deneyimli akademisyenleriyle birlikte verdiklerini söyledi. Ceylan, “Yüksek lisans programlarının yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmelerin başarılı e-ticaret uygulamaları için eğitim programına başladık. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili bir program başlattık. Dış ticaret uzmanlığı ve ferdi, kurumsal gelişim ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca aile şirketlerine yönelik veliahtlar neler yapmalı, kurumsallık nasıl sağlanmalı konularında sertifika programlarımız var. Böylece Bursa’nın ticaret ve sanayi hayatına pratikte çözümler üretecek programları uygulamaya alıyoruz” diye konuştu. Bilgi: [email protected] ESNEK POLİTİKA Merkez Bankası’nın politikalarını son derece olumlu bulduğunu belirten Üstay, şöyle devam etti: “En son yapılan Merkez Bankası açıklamalarında, 2012’de takip ettiği politikalara benzer bir politika takip edeceğini anlıyoruz. Merkez Bankası yine esnek politikanın devam edip, piyasa koşullarına göre gerekli müdahaleleri gerekli zamanda yapabileceğinin sinyalini veriyor. 2012’de yapılan uygulamada biz gördük ki, piyasaya müdahalelerde yerinde bir karar aldılar. Özellikle aşırı ısınan ekonomiyi ve yüzde 30’lara varan kredi büyümesini yüzde 15’ler civarına kadar indirmeyi başardılar. 2013’te de iç talebi artırıcı tedbirler alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü 2013’teki büyümenin iç talebin artışı ile geleceğini öngörüyoruz.” Üstay, Türkiye’de faizlerin yurt dışı yatırımcılar için hâlâ çok cazip seviyelerde olduğunu da sözlerine ekledi. Aralık 2012 tarihli 4. ve son ankette kritik bir soru da, TCMB’nin asli görevi olan fiyat istikrarını ‘yeterince gözetip, gözetmediği’ hususundaki algı sorusu. Bu soruyu cevaplayan piyasa profesyonelleri ve ekonomistlerin ‘emin değilim’ diyenlerinin oranı son ankette ikiye katlanmış. Evet diyenlerde, oran yüzde 75’ten, yüzde 58’e gerilemiş durumda. ‘Hayır, gözetmiyor’ diyenlerin oranı da yüzde 16, 24’e yükselmiş. Bu noktada, fiyat istikrarı ile ilgili algının üzerine bir miktar çalışması gerekiyor. Dünya merkez bankacılığında önemli bir tartışma konusu olan, bir merkez bankası sadece fiyat istikrarını mı gözetmeli, yoksa finansal istikrarı da, birinci öncelikli görev olan fiyat istikrarını ihmal etmeden, ikincil başlık olarak gözetmeli mi, ben bu konuda, ‘evet, finansal istikrarı da gözetmeli’ tarafındayım. Bu nedenle, ilk kez ankete eklediğimiz bu soruya, piyasa profesyonellerinin ve ekonomistlerin yüzde 94 oranında ‘evet’ diye cevap vermesinden mutlu oldum. TCMB üzerine düşeni yaptı Bu arada, 18 Aralık salı günü Merkez Bankamız Para Politikası Kurulu, 2013 yılında büyümeye katkı sağlayacağını göstermek adına, ancak temkinli duruşunu sürdüreceğini de hissettirmek adına, sadece para politikası temel faiz oranını 0.25 puan indirerek, yüzde 5.75’e çekti. Türk ihracatçısının sıkıntılarına hassas olduğunu göstermek adına, döviz zorunlu karşılık oranlarını bir miktar artırdı. Türkiye’ye yoğun sıcak para girişine izin vermek istemediği mesajı ile döviz kurlarını bir süre daha belirli bir düzeyde tutacağının sinyalini verdi. Görünen o ki, Türk ekonomisi 2013 yılının mayıs ayına doğru, yüzde 4 büyüme hedefini yakalamak adına bir miktar daha hareketlenecek gözüküyor. Ancak, 2013 yılının ilk 4 ayında Türk Ekonomi Yönetimi hem cari açığı hem de enflasyonu kontrol etmek adına temkinli duruşunu sürdürecek. Sayfa03_Sayfa 3.qxd 12/20/12 11:34 PM Page 1 GÜNCEL 21 ARALIK 2012 } GÜNDEM } S AYF A 3 Dijitale direnmek hattatın matbaaya direnmesine benzer Halk kütüphaneleri dijital kitaba geçecek KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge, “Kuruluşlardaki güncel kitap sayısı az” dedi. Şubat 2013’ten itibaren e-kitap ödünç alımının olacağına işaret eden Bilge, tüm illerdeki kütüphanelerin yenileneceğini anlattı. Bilge, “Halk kütüphanelerinde bir zihniyet dönüşümü yaşanıyor. E-kitaplar başlangıçta düşük olacak, ancak biz kamu kurumları olarak buna öncülük edeceğiz” diye konuştu. Halk kütüphanelerinin güncel olması gerektiğini söyleyen Bilge, önümüzdeki yıl 10 büyük şehrin halk kütüphanesine e-kitap bölümü ekleneceğini duyurdu. SÜMEYRA YARIŞ TOPAL nereden okuyacağız?” İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Medya İletişim BASIM Yayın ve Medya Meslek Sistemleri Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Celalettin Komitesi, İstanbul Ticaret Aktaş ise geleneksel olandan vazgeçmeden de Odası’nda ‘Dijital Yayıncılık ve çevrimiçi kitaplarla bütünleşebileceğimizi Matbaacılık Sektörüne Etkileri’ söyledi. Aktaş, QR kodları kullanarak konu başlığıyla bir zümre toplantısı geleneksel kitapların içeriklerinin düzenledi. Toplantının açılış zenginleştirilmesinin mümkün olduğunu konuşmasını yapan İstanbul Ticaret belirterek, “Kitabımızın geleneksel kokusunu Odası Yönetim Kurulu Üyesi kaybetmeden de çağa ayak uydurabiliriz” diye Mehmet Develioğlu, Türkiye’nin Erhan Erken konuştu. Komedya Bilişim Şirketi Genel yayıncılıkta gelişme gösterdiğini Müdürü Erol Dilaver, “Dijitalleşme matbaa kaydederek, “Dijital yayıncılık bir alternatif değil, tür” dedi. Develioğlu, 2012 sonunda 50 bin sektörüne iyi gelmedi” dedi. Eskiden filmcilik, kalıpçılık, montajcılık, renk ayrımcılığı gibi başlıklı kitap yayınlayan bir ülke konumuna mesleklerin olduğunu kaydeden Dilaver, baskı geleceğimizi belirterek, “Dijital yayıncılıktan sektörünün ambalaj sektörüne dönüşeceğine korkmamalıyız. Çünkü dijital yayıncılığın en işaret etti. Dilaver, “İlerde telif ödenecek kimse gelişmiş olduğu ABD’de bile oran yüzde 5 bulunamayacak. Çünkü herkes dijital ortamda civarında” şeklinde konuştu. Basım yayın kendi kitabını yazıp paylaşacak. Her şey dünyasını buluşturan toplantının oturum kişiselleşecek. Kitaba sahip çıkalım” talebinde başkanlığını İTO Meclis Üyesi Erhan Erken bulundu. yürüttü. Erken, “Gelişmeleri iyi okuyup değerlendirmeli, kendimizi dijitale NEWSWEEK’İN SON BASKISI hazırlamalıyız” dedi. Rota Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal BASILI BELGE KALMAYACAK Tanık ise tek çarenin dönüşüm olduğuna dikkat Basın Yayın Birliği Dijital Yayın Danışmanı çekti. Artık dünyanın dijital yayıncılığa geçtiğini Mahmut Güleç, e-kitapları anlatarak, “Matbaa ifade eden Tanık, şunları dile getirdi: “New York sektöründe çoklu basım gerçekleşmeyecek” Times çok yakın bir zamanda geleneksel dedi. “Yakın bir zamanda kartvizit haricinde yayıncılıktan vazgeçeceğini duyurdu. Dünyanın basılı bir belgenin bulunmayacağını en önemli haber dergilerinden biri olan düşünüyorum” diyen Güleç, e-kitaba geçmenin Newsweek bu ayın sonunda son baskısını çok kolay olduğunu söyledi. Güleç, şu bilgileri yapacak. Bu alana küsmek doğru değil. Biz aktardı: “E-kitapla beraber tek taraflılık dijitale direnirsek, bu matbaanın Osmanlı bitecek. Bu süreci kaçırmayalım. Türkiye’de topraklarına girişinde hattatların direnişinden 2011 yılında 55 bin e-kitap oluşturulmuş. Yine farklı olmayacak.” de işin felsefesine inersek çok farklı durumlar Toplantıya İTO Yönetim Kurulu Üyesi İsrafil ortaya çıkıyor. Biz 500 sene sonra kitabı Kuralay da katıldı. Korsan üründe dünyada alt›nc›y›z T METİN ŞEN New York Times çok yakın bir zamanda geleneksel yayıncılıktan vazgeçecek. Newsweek ise bu ayın sonunda son baskısını yapacak. Basım dünyasına göre dijitale direnmek, matbaanın Osmanlı topraklarına girişinde hattatların direnişinden farksız. Çünkü, dijital yayıncılık ABD’de bile yüzde 5 civarında. İhale üstüne ihale ERTUĞ YAŞAR [email protected] Benim gibi proje finansmanına meraklı bir kişi için çok ilginç bir hafta yaşandı. Önce köprü ve otoyollarının 25 yıllık ihalesi; ardından da Gediz elektrik dağıtım ihalesi. İkisi de idare adına başarı ile sonuçlandı. Yani hükümet, istediği gelirleri tahsil edebileceği ihaleleri gerçekleştirdi. Ortada birçok rakam, sayı ve hesap dolaşıyor. Bir görüşe göre iki ihale de “ucuza” (!) gitmiş. Özellikle köprü ve otoyollarının 25 yıllık ihalesi, “iddia edilene göre”, çok ucuza yeni sahiplerini bulmuş. Yine de biz bu iddiayı tartışmadan izin verirseniz yapılanın ne olduğuna bir bakalım. Sonuçta devlet, geçmiş yıllarda biz vergi verenlerin paraları ile inşa edilen / hayata geçirilen bazı varlıkların önümüzdeki yıllardaki gelirinden, bugün alacağı toptan bir ödeme kârlılığında, vazgeçiyor. Biz buna bir anlamda “iskonto etme” ya da daha tüccar ağzı ile “kırdırma” bile diyebiliriz. Yani aslında hükümetin elinde, önümüzdeki 25 yıl her yıl 100 lira gelir getirecek köprü ve otoyollar var. Tabii bu köprü ve otoyollarının bir de işletme ve bakım maliyeti var. Ama hükümet 25 yıl beklemek ve her yıl hem masraf edip hem de sadece 100 lira gelir almak istemiyor. “Birisi bana peşin bir para versin, ben de bu gelirden 25 yıllığına vazgeçeyim” diyor. Sonuçta devlet 25 yıllık gelirleri kırdırıyor. Yatırımcı açısından da aslında bu oldukça kolay bir hesaptır. Yayıncılık pazarının 500 milyon doları korsan Tek zorluk varsayımlarda! Yani yıllık geliri ne varsayacaksınız ? Yıllık bakım ve onarım giderini ne varsayacaksınız Yıllık faiz oranını ne varsayacaksınız? Bu veriler elde olsa bir Excel tablosu ile hemen hesap yapılabilir. Tabii bir de yatırımcının kredibilitesinin yüksek olması gerekir. Kredibilitesi olsun ki, köprü ve otoyolları kendi parası ile satın almasın. Olası olduğu kadar az özsermaye koysun; geri kalan kaynağı bankalardan bulsun; satın alınan köprü ve otoyollarının kazancı ile hem krediyi hem de faizini ödesin. Yani bizim birçok kez yazdığımız ve tanımladığımız gibi, “elin taşı ile elin kuşunu vursun!” Şöyle bir bakınca, sanki bu işten herkes kazançlı çıkacak gibi durmuyor mu? Yani: a) Devlet kazançlı; çünkü 25 yılda azar azar alacağı ve belki de yapacağı masraflar nedeni ile sonuç olarak elinde net olarak bir şey kalmayacak bir gelire hemen kavuşuyor. b) Politikacı çok kazançlı; çünkü bir kere daha seçilmek için iyi hizmet götürmek zorunda olduğu seçmenlerine hizmet etmek için çok daha fazla parasal kaynağı olacak. c) Yatırımcı kazançlı; çünkü sadece kredibilitesini, ticari itibarını ve yönetim becerisini kullanarak (belki de hiç para koymadan ya da çok az para koyarak), ciddi bir para kazanma olanağına kavuşacak. Kaldı ki, bu işi becerirse hem Türkiye’de hem de yurtdışında buna benzer başka işler daha ortaya çıkacak. d) Finansör bankalar kazançlı; TÜRKİYE’de yayımlanan kitapların ortalama yüzde 50’sinin korsan olduğunu vurgulayan avukat Cahit Suluk, “1 milyar doları geçen yayıncılık sektörünün 400-500 milyon doları korsan. Bu, Türkiye ölçeğinde çok büyük bir rakam. İnternete çünkü ciddi miktarda bir krediyi, büyük bir olasılıkla iyi bir faiz ile ve çok uzun bir dönem, hem de güvenilir bir müşteriye ve sağlam bir teminat ile plase edebilecekler. e) … Gerçekten de böyle mi? Yoksa “bir kaybeden” var mı? Ya da kaybeden tüketici olabilir mi? Yani eğer yatırımcı istediği gibi ve denetimsizce zam yaparsa (İDO özelleştirmesinde ne yazık ki buna benzer bir durum yaşadık) ya da yatırımcı köprü ve otoyolları için gerekli bakım ve onarımları yapmazsa ve seyir güvenliği tehlikeye girerse? Sonuçta eğer devlet, köprü ve otoyollarının ihalesinden sonra, düzenleyici ve denetleyici görevini yeterince yapmazsa, tekel olan yatırımcı istediği gibi at koşturmaz mı? Tüketicinin cebinden, kazancını maksimize etmeye çalışmaz mı? Yani köprü ve otoyollarının satılması ya da elektrik dağıtım ihalelerinin yapılması ile iş bitmiyor. Devlet adına görev yapan bürokratların, serbest pazar ilkelerine zarar vermeden, rekabetin sağlanması görevleri yapmaları ve bununla birlikte, tekel olan yatırımcının tüketiciyi “sömürmesini” önlemeleri gerekiyor. Hükümetimiz, hızla artan altyapı yatırımlarını finanse etmek için çok iyi bir yol buldu ve Türkiye’nin hem girişimci yapısı hem de finansal yeteneği bu yolun çalışmasını sağlıyor. Umarız, bu biçimde elde edilen kaynaklar ülke altyapısının iyileştirilmesi yolu ile ekonominin daha hızla büyümesine olanak sağlar. baktığımızda ise korsan kullanım oranının yüzde 60-70’lere çıktığını görüyoruz. Yazılımlarda ve müzik eserlerinde sorun var. Son dönemde buna sinema eserleri de eklendi. Bir sinema eserini internetten indirmek sadece 12 dakika” şeklinde konuştu. %70 AB’nin 2012 İlerleme Raporu’na göre fikri mülkiyet hakları konusunda 144 ülke arasında 86’ncı sıradayız. Amerika Special 301 Raporu’na göre de, Türkiye, korsan ve taklit üründe 6’ncı sırada. yayıncılık konusunda örnek veren Suluk, ÜRKİYE, hem korsan ürün kullanım “Kitap yayıncılarının verdiği bilgiye göre gerçekleştiriyor hem de yayıncılık piyasasında 12 tane korsan var. Bir pazarlamasında köprü görevi görüyor. kitabı korsanlaştırmak istediğinizde dizgisini Özellikle Avrupa’ya giden çok sayıda yaptırıp aynısını basıyor, ondan sonra yarı taklit ve korsan ürün Türkiye üzerinden geçiyor. fiyatına piyasaya veriyorsunuz. Yani tatlı En son AB İlerleme Raporu’nda 2011’de 6 para, kolay para…” diye konuştu. milyon taklit ürüne el konulduğu ifade edildi. Amerika Special 301 Raporu’na göre korsan ve TELİFTE ALMANYA MODELİ Cahit Suluk taklit ürün kullanımında Çin’den sonra Tayland, Tayvan, Arjantin, Hindistan ve Türkiye geliyor. AB “Bugün artık dünyada ve Türkiye’de dijital Komisyonu’nun 2012 İlerleme Raporu’na göre, korsanla karşı karşıyayız” diyen Cahit Suluk şöyle Türkiye’nin taklit ve korsanla mücadele çalışmaları konuştu: “Bunu takip etmek çok zor. IP numaralarını yetersiz. AB, Türkiye’deki fikri mülkiyet haklarını tespit etmek gerekir. Şu anki hukuki alt yapıda bazı korumak için fikri mülkiyet hakları ile ilgili 7. fasılı eksikler var. Yeni Telif Yasası Taslağı’nda bu konu açtı. Öte yandan 7. fasılda Türkiye’de fikri mülkiyet düzenleniyor. Alman Telif Yasası’ndan alınan Hadopi haklarının yasal alt yapısının oluşturulmasında Yasası’na benzer bir düzenleme geliyor. Önümüzdeki önemli bir yol alındığına da dikkat çekildi. yıl bu yasanın çıkması bekleniyor. Bu yasadan sonra Uygulamada yaşanan sıkıntılara rağmen polisin daha bireysel kullanıcılar yepyeni bir durumla karşılaşacak. istekli çalıştığı, devletin de daha olumlu bir tavır İzinsiz bir şekilde korsan sitelerinden bir müzik veya sergilediği belirtildi. sinema eserini indirdiğinizde meslek birlikleri ajan program ‘trojen’i gönderecek. Bu program IP TÜRKİYE 86’NCI SIRADA numarasını belirleyecek. Taslak kanun aynen geçerse 8-9 adımda bu tamamlanabilecek. Yaklaşık 1-1.5 yılda Fikri mülkiyet hakları, 2012 İlerleme Raporu’nda sonuca ulaşılabilecek. Yani 10 dakikada indirilen bir yine önemli gündem başlıklarından biri oldu. Raporda; marka taklidi, sanal ortamda telif korsanlığı, eser için 1 yıl mücadele edilecek.” Suluk, fikri mülkiyet hakları sorununun çözülmesi müzik ve sinema eserlerinin izinsiz çoğaltılması, halinde, 32 fasıldan 7. fasılın halledilmiş olacağını internet üzerinden indirilmesi gibi konulara yer belirterek, “Bu da Türkiye’yi AB sürecine bir adım verildi. 2012 Dünya Ekonomik Forumu’nda da daha yaklaştıracak” dedi. 2023 yılında 10 dünya Türkiye’de fikri mülkiyet bağlamında ciddi sorunlar markası olmanın yolunun kaçakçılığı önlemek yaşandığı tespiti yapıldı. Rapora göre Türkiye, 144 ülke arasında 86’ncı sırada yer alıyor. Öyle ki, Türkiye, olduğunu belirten Suluk, “Biz bu işi kendimiz için yapmalıyız” diye konuştu. Marka patentte en fazla Uganda’nın bile gerisinde. Ürünleri taklit ederek milyonlarca dolar ciro yapılabildiğini söyleyen avukat sorunla tekstil sektöründe karşılaşıldığını anlatan Cahit Suluk, giyimde korsan ürünlerin de çok fazla Dr. Cahit Suluk, “Bunları kayda almaya kalktığınızda bulunduğunu sözlerine ekledi. ise birçok sorunla karşılaşıyorsunuz” dedi. Korsan DEVLET DESTEïð Telifte kaos! AVUKAT Cahit Suluk, korsan ürünle mücadelede mevzuat açısından yaşanan sorunları şöyle özetledi: “Türkiye’deki mevzuat çağdaş bir mevzuat ama bazı sorunlarımız var. Telif yasası 7. kez değişiyor. Şu anda birbiri ile uyumlu olmayan hükümler ve maddeler var. Hukuk öngörülebilir olmaktan çıktı. İdari alt yapıya baktığımızda bir ayağında Türk Patent Enstitüsü, diğer ayağında Telif Hakları Genel Müdürlüğü var. Türk Patent Enstitüsü modern bir yapıya sahip ama uzman yetiştiremiyoruz. Telif Hakları Genel Müdürlüğü de muhakkak modern bir yapıya kavuşturulmalı. İhtisas mahkemeleri kuruldu. İlk hakimler yurtdışına eğitime gönderildi ama arkası gelmedi. En ciddi sorunlar yargıda. Bilirkişiler konuyu hiç bilmiyorlar ve çok yanlış kararlar çıkmasına neden oluyorlar.” iSTANBUL TiCARET ODASI ORGANiZASYONU iLE TÜRK MOBiL iLETiêiM SEKTÖRÜNÜN TANITIMI ORGANðZASYONUN KAPASðTESð 1.500 fuar katılımcısı 205 ülkeden 67.176 ziyaretçi 63.000 m2’lik sergileme alanı 3.380 basın ve medya katılımı ÖDEME Stand alanı kira* bedeli: 890 Pound/m2 Stand inôaatı ve dekorasyonu**: 200 Euro/m2 Minimum Stand Alanı: 6 m 2 TÜRKðYE STANDINDA ðSTANBUL TðCARET ODASI TARAFINDAN VERðLECEK BEDELSðZ HðZMETLER 100 karakter firma profilinin fuar resmi web sitesi ve e-kataloòunda yer alması Ofis araçlarından ve ortak ikili görüôme alanı/ toplantı salonundan faydalanma Elektrik baòlantısı, kablolu internet, temizlik, güvenlik ve ikram hizmetleri Katılımcılar için hazırlanacak kitapçık/USB’de katılımcı profil bilgisinin yer alması Ürünlerinizin ðstanbul-Barselona-ðstanbul nakliyesi ve gümrüklemesi, (6 m2 için 0.33 m3 ve katları) Stand büyüklüòüyle orantılı giriô kartı * % 70 devlet desteòinden faydalanmak için, katılımcılar, fuar organizatörü GSMA Ltd. ve stand inôaatçı ile ayrıca sözleôme yapacak; alan kira bedeli GSMA Ltd.'e, inôaat bedeli doòrudan inôaatçının hesabına yatırılacaktır. **Stand inôaatına temel dekorasyon malzemeleri, aydınlatma, görsel, alınlık, logo vb. dahildir. DýKKAT! Katılım kontenjanı sınırlıdır. Ödeme yapılmadan Odamızdan onay alınması gerekmektedir. Kesin katılım, GSMA sözleômesinin Odamıza iletilmesi ile mümkün olacak, stand yerleôiminde sözleôme tarihi dikkate alınacaktır. ãRTãBAT: FUARLAR VE DIä ãLãäKãLER äUBESã Tel: 0 212 455 61 15 – 0 532 714 83 50 Faks: 0 212 520 15 26 Eposta: [email protected] Web: www.ito.org.tr / www.mobileworldcongress.com Sayfa04_Sayfa 4.qxd 12/20/12 11:34 PM Page 1 } } S AYF A 4 TİCARET REHBERİ 21 ARALIK 2012 RESM‹ GAZETE İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ: Tayland menşeli ‘vulkanize edilmiş kauçuktan iplikler ve ipler’ ürününe yönelik olarak damping soruşturması açıldı. Ayrıca Hindistan ve Çin Tayvanı menşeli ‘polyester tekstürize iplikler’ ürününe yönelik olarak da nihai gözden geçirme soruşturması açıldı. Ekonomi Bakanlığı’nın İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2011/22 sayılı Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. TÜKETİCİ ÜRÜNLERİNİN GÜMRÜK KONTROLÜ: Halen iç piyasada tüketici ürünlerine yönelik gerçekleştirilen piyasa gözetimi ve denetimleri, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren gümrüklerde de uygulanacak. Böylelikle sağlıksız ve güvenilir olmayan ürünler, piyasaya girmeden geri gönderilecek veya imha edilecek. Denetimler kırtasiye ve çocuk bakım ürünleri gibi ürünleri kapsayacak. Tehlikeli kimyasal madde içeren, sağlığa zararlı kırtasiye ve çocuk bakım ürünlerinin ülkeye sokulmaması amacıyla, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren gümrüklerde denetimler yapılmaya başlanacak. 32 y›ll›k emlak firmas› bayilik veriyor Emlak ve emlak pazarlama hizmeti veren Koçak Gayrimenkul Bankası bayilerini arıyor. 10 bin dolar sabit yatırımla bayi olunabilen firma, 100 dolar sürekli franchise ödemesi talep ediyor. Sektörde 32 yılını dolduran firma, isim hakkını 12 bin dolara satıyor. Avrupa’da bayilik ve iş önerisi AVRUPA’da yaşayan bir Türk girişimcisi, iş dünyasına Avrupa’da işbirliği yapmayı önerdi. İstanbul Ticaret Odası’na yazılı açıklama gönderen Türk girişimcisi, “Özellikle Avrupa içerisinde ticaret yapmak isteyen iş adamlarını davet ediyorum. Burada her türlü işbirliğine açığız. Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, İtalya, Avusturya, Almanya, Litvanya ve Bulgaristan’da bu işbirliğini gerçekleştirebiliriz” dedi. Bilgi: 00386 51852056 [email protected] Rusya’dan orman ürünleri için işbirliği çağrısı RUSYA’da faaliyet gösteren tomruk ve kereste üretimi yapan Stroykomplekt firması, Türk firmalarına ürünlerini pazarlamak istiyor. Özellikle çam, melek ve göknar gibi iğne yapraklı ağaçlardan üretimini gerçekleştiren firma, aynı zamanda Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası Orta Sibirya Bölümü’nün üyesi. Firmayla ilgili bilgiler Rusya’nın Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Mümessilliği’nden edinilebilir. Tel: 0312 418 75 12 [email protected] Firma: Koçak Gayrimenkul Bankası Ülke: Türkiye Kuruluş yılı: 1980 Faaliyet alanı: Emlak ve emlak pazarlama Başlangıç sabit yatırımı (Sermaye): 10 bin dolar Sürekli franchise ödemesi: 100 dolar + KDV aylık aidat Yan sanayicilerin Almanya buluflmas› YAN sanayiciler, Almanya’nın Leipzig kentinde düzenlenecek Z2013 Yan Sanayi Fuarı’nda bir araya gelecek. 26 Şubat–1 Mart 2013 tarihlerinde gerçekleştirilecek fuara, İstanbul Ticaret Odası da 36 metrekarelik bilgi standı ile katılacak. Yan sanayicileri aynı çatı altında buluşturacak fuarda katılımcılar inceleme gezisi yapma imkânı da elde edecek. Gezi organizasyonuna katılacak olan üyeler fuar idaresi tarafından organize edilen “Yan Sanayiciler Buluşuyor” etkinliğinin yanı sıra, Leipzig’de yer alan önemli otomobil fabrikalarını da ziyaret edecek. Fuara ve etkinliğe katılım göstermek isteyen üyeler azami 30 adet kataloğu fuar alanında sergileyebilecek. Bilgi: 0212 455 62 36 serap.alp.ito.org.tr VERý BANKALARI VE MADENCýLýüý (BIG DATA) SEMýNERýNE DAVETLýSýNýZ! Gittikçe hızlanarak sayısallaåan dünyamızda tüketicilerin yaptıkları her hareket bir sayısal kayıt olarak depolanmaktadır. Örneâin yapılan her alıåveriå, her doktor ziyareti, sosyal medyada yapılan arkadaå edinme veya paylaåım kayıtlara geçmekte ve böylece terabaytlar seviyesinde kayıtlar birikmektedir. Big Data denilen bu kayıtlar kümesi iå dünyası için çok deâerli bilgiler içermektedir. Toplanan tüm bu verilerin analizi iåletmeler için hedef kitleye eriåim saâlayabilme, tüketici eâilimlerini saptayabilme, pazar dinamiklerini ve pazardaki fırsatları öârenebilme ve bu sayede doâru üretim yapma, doâru pazarlama karması oluåturma gibi imkanlar saâlamaktadır. Bu imkanları deâerlendiren iåletmeler, rekabette bir adım öne geçerek büyük avantajlara sahip olmaktadır. Genel olarak iå analizi (Business Analytics) ve åirket yazılımı (Enterprise Software) konuları ile ilgili olan Big Data analiz çalıåmaları, sunduâu yazılım ve hizmetlerle BT sektörü içerisinde hızla büyümektedir. Bu çerçevede, iåletmelerin büyük veri analizi (Big Data Analysis) çalıåmalarından nasıl faydalanabi lecekleri ve elde edilen istatistiklerin iåletme yararına en yüksek verimle nasıl kullanılabileceâi hususunda üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla Odamızca yarım günlük bir seminer düzenlenecektir. Bu itibarla, 24 Aralık 2012 Pazartesi günü 10.00 – 14.30 saatleri arasında Odamız 5. Kat Meclis Salonunda düzenlenecek olan “Veri Bankaları ve Madenciliâi (BIG DATA) Semineri”ne kayıt için aåaâıdaki iletiåim adres ve numaralarını kullanarak Odamızla en geç 21 Aralık Cuma mesai bitimine kadar temasa geçmeniz hususunu rica eder, saygılar sunarız. Programın Amacı Big Data konusunda üyelerimizin bilgilendirilmesi Kapsamı Big Data hizmetlerinden nasıl faydalanılabileceâi ve yüksek verimle nasıl kullanılabileceâine iliåkin çözümler Yöntemi Seminer Konuåmacılar Yurtdıåı ve yurtiçinden sektörün uzman temsilcileri Yeri ãTO Merkez Binası 5. Kat Meclis Salonu Tarih / Saat 24 Aralık 2012 Pazartesi / 10.00 – 14.30 Hedef Kitle Tüm üyelerimiz Katılım Ücretsizdir GENðñ BðLGð ðÇðN Telefon : (212) 455 48 51 – 53 / Faks: (212) 455 48 59 e-posta : [email protected] / [email protected] Franchise giriş bedeli (İsim bedeli): 12 bin 500 dolar + KDV isim hakkı bedeli Reklâm katkı payı (Firma tarafından verilen): Alınmıyor Firmanın verdiği destekler: Zincir sistem, marka bilinirliği, geniş emlak ağı, web, teknik ve hukuki destek, sürekli eğitim, çözüm ortakları, emlak proje desteği Bayilik şartları: Merkezi ve görünür bir caddede minimum 60 m2 ofis, en az 3 emlak danışmanı çalıştırma zorunluluğu, markayı temsil edebilecek vizyon sahibi eğitime ve paylaşıma açık adaylar. Bayilik verilecek bölgeler: Türkiye genelinde verilecek. İletişim: 444 0 550 Yetkili kişi: Selçuk Çelebioğlu Bulgaristan’a meyve sebze ihracat›nda kolayl›k TÜRKİYE’nin Filibe Başkonsolosluğu tarafından, Bulgaristan’a ihracat yapan yaş meyve sebze ihracatçılarının sorunlarına yönelik bir dizi çalışma yapıldı. Başkonsolosluk’un girişimleri sonucunda Kapitan Andrevo Yaş Meyve ve Sebze Laboratuarı’nın akreditasyonu yapılarak aynı gün çalışmalara başlandı. Böylece yaş meyve ve sebze taşımacılığı yapan Türk araçları işlemlerini daha hızlı gerçekleştirebilecek. Bilgi: 0312 218 22 26 [email protected] İsveçli firma Türk ortak arıyor İSVEÇ’te yapı ve inşaat sektörlerine elektrik ekipmanları üreten El-Björn firması, Türk ortak arıyor. İsveç firması, Türkiye’deki ısıtıcı, aydınlatma satış ve servisçileri ile temas kurmak istiyor. Bilgi: 0046 371 588 100 www.elbjorn.com [email protected] Pakistanlı firma işbirliği istiyor PAKİSTAN’da her türlü el sanatı üretimi yaparak ihrac eden Sohail Pakistan Handicrafts firması, Türk pazarına girmek için ortaklık teklif ediyor. Firmadan yapılan açıklamada, Türkiye’den çok talep gördükleri belirtiliyor. Bilgi: www.sohailpakista nhandicrafts.com shohailpk101 @yahoo.com ABD’ye GTS kapsamında ihracat yapanlar dikkat! GENELLEŞTİRİLMİŞ Tercihler Sistemi (GTS/GSP), gelişmiş ülkeler tarafından gelişmekte olan ülkelerin ihraç mallarına gümrükten muaf ya da indirimli oranlar uygulanması suretiyle rekabet gücü kazandıran bir sistem. GTS/GSP kapsamında gelişmekte olan ülkelerin ihracat gelirlerinin artırılması, sanayileşmenin teşvik edilmesi ve ekonomik büyümelerinin hızlandırılması amaçlanıyor. ABD’ye yapılan ihracatın geliştirilmesi ve ihracatçılarımızın ABD GTS uygulamasından da etkin yararlanabilmesi için Ekonomi Bakanlığı bir çalışma yaptı. GTS uygulamasının temel esasları ve ülkemizin yararlanma durumu ile ilgili bilgileri içeren yayına http://www.ibp.gov.tr/pg/assets/rapor/09RP00 7.pdf internet adresinden ulaşılabilir. Tanzanya’da iş imkanları İspanya’dan teklif var TANZANYA’da yatırım yapmak isteyen işadamları için geniş bir yelpazede iş imkanları mevcut. Başta konut ve altyapı sektörleri olmak üzere; tarım arazilerinin ıslahı ve tarımsal analizler, tarımsal hammadde işleme sanayi, sulama teknolojileri, gıda güvenliği, pirinç üretim ve işleme konularında Türk firmalarına yatırım imkanları sunuluyor. Bilgi için: İSPANYA’da bulunan Plasticos Erum firması, Türkiye’de giysi ve plastik üreticilerinin yanı sıra distribütörlerle de irtibata geçmek istiyor. İspanyol firması, Türk firmalarıyla ortak çalışma yapmayı planlıyor. Bilgi: 0034 670 280 074 [email protected] http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/Anasayfa.aspx Karadağ’da tütün fabrikası ihalesi KARADAĞ NDKP Tütün Fabrikası özelleştiriliyor. Fabrika özelleştirilecek ve yeniden inşası üzerinden sermayelendirilecek. 7.4 milyon dolar kayıtlı sermayesi bulunan ve 109 yıllık geçmişe sahip olan şirketin hisselerinin yüzde 69’u Karadağ Hükümeti’ne, yüzde 31’i Başkent Podgorica’ya ait. 24 bin metrekare arazi üzerinde 9 bin 300 metrekarelik son teknolojiyle yeni fabrika inşa edilecek. Şirkete ait tütün ürünleri üretme ve satma lisansı kurulacak yeni fabrikaya devredilecek. Bilgi: 0312 218 22 26 [email protected] Nepal’de 27 km’lik su tüneli inşa edilecek NEPAL Hükümeti, en önemli projelerinden biri olan 27 km’lik su tüneli projesi için Türk firmalarını davet ediyor. Melamchi Su Tedariği Projesi’nin, 5 bölgeyi de içermesi bakımından hükümetin büyük önem verdiği proje olduğu belirtiliyor. MWSDB Office Building Tel: 00977 1 44 68 963 www.melamchiwater.org [email protected] KOMPOZãT SEKTÖRÜNÜN PROFESYONELLERãNã BULUäTURAN PLATFORM PARãS, 1214 MART 2013 Kompozit malzemeleri ve teknolojileri konusunda dünyanın en büyük fuarı olan “JEC Europe Kompozit Fuarı” Türkiye milli katılım organizasyonu aôaòıda sunulan “özel katılım ôartları” çerçevesinde ðstanbul Ticaret Odası’nca gerçekleôtirilecektir. MãLLã KATILIM ORGANãZASYONU ÖZEL KATILIM äARTLARI ÖDEME PLANI: Katılım Avansı: 1000 EURO 1.Taksit: Bakiye iôtirak bedelinin %50’si (12 Aralık 2012’ye kadar) 2.Taksit: Bakiye iôtirak bedeli (12 Ocak 2013’e kadar) KATILIM BEDELðNE DAHðL HðZMETLER: Stand inôaatı, temel dekorasyon malzemeleri, Elektrik baòlantısı ve temel aydınlatma, Malların ðstanbul–Paris -ðstanbul nakliye organizasyonu ve sigorta iôlemleri, Türkiye-Fransa gümrük giriô/çıkıô iôlemleri, Fuar kataloòunda ve internette firma bilgilerinin yer alması, Odamızca hazırlanan katalog/ USB’de firma bilgilerinin yer alması, Fuar süresince ofis ve iletiôim araçları ve ikram hizmetlerinden faydalanma imkanı, Stand büyüklüòü ile orantılı olarak ücretsiz fuar giriô kartı temini, Katılım bedelinin ve 2 kiôinin uçak bedelinin %50’si T.C. Ekonomi Bakanlıòı teôviki kapsamında olup, iôlemlerin Odamızca takibi, Fuar süresince ikili görüôme organizasyonu . BANKA BðLGðSð: Yapı ve Kredi Bankası, Sultanhamam ñubesi ðstanbul Ticaret Odası EURO Hesabı Hesap No: 055-60651949 IBAN: TR98 0006 7010 0000 0060 6519 49 (Ödemelerde tam firma unvanı ile “JEC Erope 2013 Fuarı” ibareleri belirtilmelidir.) Moritanya’da balıkçı limanı yapılacak DðKKAT! Yerleôim planı üzerinde firmalara stand tahsisi, katılım avans dekontunun Odamıza iletilmesi ile mümkün olacaktır. MORİTANYA Ekipman ve Ulaştırma Bakanlığı, balıkçı limanı inşaatı ihalesi düzenleyecek. İhaleyle ilgili ayrıntılı bilgi TOBB Dış Ekonomik İlişkiler Dairesi web sayfasının “İhaleler” bölümünden edinilebilir. Reåadiye Cad. 34112 Eminönü / ãstanbul / TÜRKãYE Bilgi ve Baåvuru: Tel: 90 212 455 61 10 / 455 61 11 Faks : 90 212 520 15 26 / 512 EMail: [email protected] Web: www.ito.org.tr Kaynak: İTO İstatistik Şubesi Seçilmifl emtia fiyatlar› Madde Dünya Borsası Birim Dünya Borsası Fiyatı ($) Haftalık Değişim (%) Yerli Malın Fiyatı ($) Haftalık Değişim (%) Alüminyum Londra Ton 2072,00 -2,91 2468,44 2,42 Çinko Londra Ton 2047,00 -0,53 2054,14 -0,16 Pamuk NYCE 1,67 1,21 1,80 1,69 Buğday Şikago Ton 295,24 1,03 406,73 -2,30 Altın Pik Demir Londra TDÇİ Ons Ton 0,00 550,00 -100,00 -8,33 1674,50 495,00 -2,37 0,00 (cent-kg) ‹STANBUL T‹CARET ODASI F‹YAT ‹NDEKSLER‹ Kasım 2012 İstanbul TÜFE İstanbul TEFE Aylık 0,28 0,86 Yıl Sonuna Göre 7,56 4,19 Yıllık değişim 8,76 4,68 Yıllık ort. değiş. 10,02 8,92 Not : 20.12.2012 tarihli MB Döviz Satış Kuru dikkate alınmıştır. EURO - DOLAR - ALTIN - BORSA En Yüksek Değer Görüldüğü Tarih En Düşük Değer Görüldüğü Tarih Cumhuriyet Altını (satış TL) 682,00 18.12.2012 671,00 19.12.2012 İMKB 77466,90 17.12.2012 76293,15 14.12.2012 2,3521 2,3634 20.12.2012 20.12.2012 2,3064 2,3175 13.12.2012 13.12.2012 1,7747 1,7833 18.12.2012 18.12.2012 1,7706 1,7791 14.12.2012 14.12.2012 Döviz Kurları -TL (TCMB) Euro Alış Kuru Satış Kuru Dolar ($) Alış Kuru Satış Kuru } İTO’dan S AYF A 5 TİCARET ÖZEL 21 ARALIK 2012 Mikro çarklar› h›zland›rmak için 8 rapor ■ İstanbul Ticaret Odası hükümete iş dünyası ve ticaretin önündeki engelleri yine iş dünyasının önerdiği çözüm modelleriyle birlikte iletti. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve beraberindeki heyet başkentte görüşmeler yaptı. ■ AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’de üretimin önünde kısıtlayıcı hangi engeller varsa bunların kaldırılması için gayret edecekleri mesajını verdi. Mehmet Müezzinoğlu İ STANBUL Ticaret Odası raporların tümü, AK Parti Ekonomi Yönetim Kurulu Başkanı İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş ve Numan Kurtulmuş’a da takdim edildi. beraberindeki heyet, 18 TÜRKİYE ÇAĞ ATLADI Aralık Salı günü Ankara’da Soyhan Kurtulmuş ile yapılan toplantıda hükümet yetkilileri ile ALPASLAN Yalçıntaş, son dönemde gösterilen görüştü. İTO ekonomik performansın artarak Başkanı Murat Yalçıntaş, iş devam etmesi temennisinde dünyasını rahatlatacak bulundu. AK Parti çözüm önerilerinin döneminde sağlık alanında bulunduğu 8 raporu yapılan yatırımlarla Ankara’da hükümet İTO’nun Ankara’ya sunduğu makamlarına sundu. ticaretin önündeki engelleri anlatan Türkiye’nin çağ atladığını Sağlık Bakanlığı, raporlarda; iş dünyasının istek ve ifade eden Yalçıntaş, Gümrük ve Ticaret beklentilerine göre oluşturulmuş hükümetin yaptığı reformlarla özel Bakanlığı, Ekonomi çözüm önerileri de yer hastanelerin gerçek anlamda Bakanlığı ve Hazine aldı. İşte önerilerden dikkat çeken bazı bütün halka hizmet sunmaya Müsteşarlığı yetkililerine başlıklar: başladığını dile getirdi. Basına konularına göre iletilen İTO iş dünyası için neler istedi? Çeke sigorta sistemi gelmeli ■ Mali Risk Sigortası sistemi devreye alınmalı. Çek karşılıksız çıktığında başvurulabilecek, zararın belki belirli bir kısmını, belki de tamamını karşılayabilecek bir sigorta mekanizması piyasaya güven verir. ■ Devlet, bankaların ve çek kullanıcılarının tümünün içinde yer aldığı pratik, yeni bir sistem oluşturabilirse tüccar yeniden çeki gönül rahatlığı ile kullanabilir. ■ Çek kullanıcıları, bankalar ve devletin dahil olacağı sistemde bu üç tarafın da sisteme yapacağı katkı ile bir fon oluşturulacak. Karşılıksız çek bu fona devredilecek. Çek sahibi zararını bu fondan tahsil edip, aradan çekilecek. Hukuki süreç fon ile çekin son sahibi arasında işlemeye devam edecek. ■ Çekin sigortalanması isteğe bağlı olabilir. Kişi riski ölçüsünde çeki için belirli bir sigorta maliyetini daha yüklenip çekini sigorta ettirecek. Piyasada sigortalı olan çekler tercih sebebi olacak. ■ Ya da çekin sigortalanması isteğe bağlı olmayacak. Bankanın verdiği çek yaprağı için, banka, çek kullanıcısı ve devlet tarafından fona belirli bir tutar ödenecek ve her çek yaprağı sigortalı olacak. İbrahim Çanakcı Sağlık fiyatları güncellenmeli ■ Mevcut tıp merkezlerinin hizmetlerine devamı için yönetmelik değişikliği yapılması şart. Böylece müktesep haklarının korunması, sağlıkta tekel oluşmaması ve daha kolay ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunulabilmesi mümkün olacak. ■ Halen uygulanmakta olan kapatma cezalarına ilişkin kriterlerin düzeltilmesi gerekiyor. ■ Sektördeki bütün giderler yüzde 150 arttığı için SUT fiyatları güncellenmeli. ■ Özellikle üniversite hastanelerinin ilgili yasal düzenlemelere uymamaları sıkıntı yaratıyor. ■ Kamu ilaç tedarikçilerine olan ve sürekli artan vadesi geçmiş borçların geri ödenmesi için yasal düzenleme şart. Var olan yasal uygulamanın da işlerliği sağlanmalı. } Fotoğraflar: Osman Kuvvet VERGİ REHBERİ Sayfa05_Sayfa 5.qxd 12/20/12 11:36 PM Page 1 Dr. VEYSİ SEVİĞ [email protected] E-defter ve e-fatura uygulaması Kurtulmufl: Üretimi engelleyen ne varsa kald›raca€›z AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de üretimin önünde kısıtlayıcı hangi engeller varsa bunların kaldırılmasını sağlamaya gayret edeceğiz” dedi. Kurtulmuş, parti genel merkezinde İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş ve beraberindeki heyetle görüşmesinde, dünyanın ciddi bir ekonomik krizden geçtiğini belirtti. Küresel krizin özellikle gelişmiş ülke ekonomilerini etkilediğini, gelişmekte olan ülkelerin ise kriz karşısında bazı avantajlarının olduğunu anlatan Kurtulmuş, Türkiye’nin de ekonomik performansıyla, makro göstergelerindeki iyileşmelerle önemli atılımlar yaptığını ve bazı avantajlar taşıdığını söyledi. açık gerçekleştirilen görüşmede Yalçıntaş, raporların içerikleri ile ilgili bilgi verdi. Toplantıya İTO Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi’ni temsil eden meclis üyeleri de katıldı. İTO Heyeti, Ankara temasları çerçevesinde Numan Mustafa Sever Kurtulmuş’un yanı sıra İş güvenliği sorunları ■ İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak, bu hizmeti dışarıdan satın almak zorunluluğu geçmiş uygulamalardaki gibi işyerinin tehlike sınıfına ve çalışan sayısına göre düzenlenmeli. ■ İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini uygulamaktan kaçınan, gerekli özeni göstermeyen çalışanlar için yaptırımlar da açıkça belirlenmeli. ■ Az tehlikeli sınıfındaki işletmeler için teknik nosyonu olmayan çalışanlar da en alt düzey iş güvenliği uzmanlığı sertifikası alabilmeli. ■ Maliyetlerin düşürülebilmesi için, organize sanayi bölgeleri ile merkezi ve toplu işyerleri de ortak sağlık ve güvenlik birimi kurabilmeli. ■ 100’den fazla kadın çalıştıran işyerleri için emzirme odası ve 150’den fazla kadın çalıştıran işyerleri için yurt açma yükümlülüğüne kamu kaynaklarından kısmi mali destek verilmeli. ■ İşyeri Sağlık Güvenlik Birimleri ile iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri için ayrılacak yerler işletmelerin fiziksel koşullarına uygun olmalı. ■ Organize sanayi bölgeleri ile merkezi ve toplu işyerlerine de ortak sağlık ve güvenlik birimi kurma yetkisi tanınmalı. ■ Eğitim kurumları için aranan ağır şartlar hafifletilmeli. ■ Eğitim kurumu ile aynı binada olan umuma açık yerlere ilişkin kısıtlamalar gözden geçirilmeli. ■ Eğitim kurumunun yetki aldığı yerin akaryakıt veya LPG istasyonlarına uzaklığına ilişkin düzenleme taslaktan çıkarılmalı. ■ İş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi alacaklarla ilgili şartlar genel olarak hafifletilmeli. ■ Eğitim kurumlarının eğitici kadrosu için tüm mühendislik branşlarına eğitici sertifikası alma imkânı tanınmalı. ■ Yetki iptali uygulanan kurumun bulunduğu mekânla ilgili kısıtlamalar taslaktan çıkarılmalı. ■ Risk değerlendirilmesi yönetmeliğinin çeşitli hükümleri tekrar gözden geçirilmeli. Özel istihdam büroları ■ Özel istihdam bürolarında istihdam edilmesi zorunlu olan nitelikli personelin özellikleri subjektif değerlendirmelere imkan vermeyecek şekilde daha net ve belirgin olmalı. ■ Özel istihdam büroları ile ilgili maddede sayılan mesleklerde yapılan işe yerleştirmeler için işçi ve işverenle yapılacak sözleşmeler için kanun ekine sözleşme örneği konulmalı. TALEP VE UYARILARINIZ ÖNEMLİ Meslek, ticaret ve sanayi odalarını orta sınıfın temsilcileri olarak nitelendiren Numan Kurtulmuş, buralardan gelen talep ve uyarıların da önemli olduğunu söyledi. Üretimi azaltan, sekteye uğratan uygulamaların olması durumunda, bunlardan süratle uzaklaşılması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, “Türkiye’de üretimin önünde kısıtlayıcı hangi engeller varsa bunların kaldırılmasını sağlamaya gayret edeceğiz. Türkiye hakikaten kendi üretim gücü üzerinde reel ekonomisini güçlendirmiş bir ülke olarak inşallah bu süreçte ortaya çıkarmış olduğu kendi serüvenini güçlendirerek yoluna devam edecek” diye konuştu. Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Müezzinoğlu ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Fatih Metin Dr. İrfan Şencan ile de görüştü. Sicil tasdiknamesi ■ Noterler tarafından ticaret sicili tasdiknamesi aranması zorunluluğu kaldırılmalı. AVM ve büyük mağaza ■ Alışveriş merkezleri ve büyük mağazalara Avrupa standartlarında düzenleme getirilmeli. ■ AVM’lerdeki kiralamalarda yerli yabancı ayırımı, kira düzenlemeleri haksız rekabet oluşturmamalı. ■ Büyük mağazaların uzun vadeli satışları, farklı indirim dönemleri, yanıltıcı indirim uygulamaları, çeşitli bedeller adı altında talep ettikleri ücretler tüm tarafların katılımı ile çözülmeli. ■ Ticaret Borsası’nın yüksek tescil işlemleri ve yüksek gecikme bedelleri giderilmeli. Mükerrer işlemleri engellenmeli ve hileli iflaslara karşı tedbir alınmalı. ■ Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun sektörün beklentilerine cevap verecek şekilde değiştirilmeli. ■ Yargıya taşınan anlaşmazlıklarda yasal süreç kısaltılmalı. ■ Belediyelerin çeşitli uygulamalardan aldıkları yüksek ecrimisiller ile ilgili düzenlemeye gidilmeli. Perakende indirimine dikkat ■ Perakende sektöründe indirimler haksız rekabet doğurmamalı. Yerli ve yabancı müşteriyi teşvik eden uygulamalar gerçekleştirilmeli. ■ İndirim dönemi hariç kampanyalar kısıtlanmalı. İndirimdeki ürünler, dönemleri, raf ömürleri, indirim oranları net olarak belirtilmeli. ■ Web sayfalarından satışlarda ayrıntılı bilgi verilmesini sağlayacak düzenleme getirilmeli. Eş onayı şartı kalkmalı ■ Kredi kefaletinde eş rızasının aranması hususu kaynak kanundaki örneğe göre yeniden düzenlenmeli. Ticari işlerle ilgili kefalette eş onayının aranması hükmü iş dünyasını zora sokuyor. Bürokratik iş yüküne, zaman kaybına ve karışıklıklara neden olduğu için kaldırılmalı. Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uyarınca Maliye Bakanlığı ‘mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlemesi zorunluluğunu kaldırmaya’ yetkili kılınmıştır. Diğer yandan aynı kanun maddesinin birinci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendi gereği olarak Maliye Bakanlığı tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kağıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığı’nda veya muhafaza etmekle görevlendirileceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye yetkilidir. Yukarıdaki düzenlemelere paralel olarak Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242’nci maddesinin ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığı’na ve Maliye Bakanlığı’nın gözetim ve denetimine tabi olup, kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğine haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, aynı kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım konusunda da yetkilendirilmiştir. Bu bağlamda ayrıca Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu Maliye Bakanlığı’nın elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hususu hükme bağlanmıştır. Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242 ve 257’nci maddeleriyle kendisine verilen yetkiyi kullanarak yayımlamış bulunduğu 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu genel tebliğ ‘Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunluluğu’ ile ilgili yeni yükümlülükler getirmiş bulunmaktadır. (14 Aralık 2012 gün ve 28497 sayılı Resmi Gazete) Tebliği ile yapılan düzenleme uyarınca; ■ Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip olanlar ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle asgari 25 milyon satış hasılatına sahip olanlar ile, ■ Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki (kolalı, alkollü içecekler ile tütün ve tütün mamulleri) malları imal, inşa veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle asgari 10 milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar. Aşağıda belirtilen ilkeler çerçevesinde elektronik defter tutmak ve elektronik fatura kullanma zorunluluğu kapsamına alınmıştır. Ancak tebliğ ile yapılan düzenleme gereği elektronik defter ve elektronik fatura kullanma zorunluluğuna tabi olan mükelleflerden mal alan ‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının elektronik fatura uygulamasından yararlanma ve elektronik defter tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Diğer yandan Vergi Usul Kanunu’nu uygulaması kapsamında yayımlanan konuya ilişkin 397 ve 421 sıra numaralı genel tebliğler kapsamında elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin birbirleriyle yapacakları mal teslimi veya hizmet ifaları için elektronik fatura kullanılması zorunludur. Elektronik fatura uygulamasından yararlanan kayıtlı kullanıcıların güncel listesi ‘www.efatura.gov.tr’ internet sitesinden yayımlanacak. Elektronik fatura uygulamasından yararlanan mükellefler fatura düzenlemeden önce muhatabın ‘www.efatura.gov.tr’ internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını kontrol edecek. Kayıtlı kullanıcı listede varsa elektronik fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kağıt fatura düzenlenecek. ‘Elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar sağladıkları hizmetler için 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren elektronik fatura göndermeleri ve almaları zorunludur.’ Sayfa06_Sayfa 6.qxd 12/20/12 11:36 PM Page 1 Dökümcüler organize ihtisas bölgeleri istiyor } S AYF A 6 SEKTÖREL 21 ARALIK 2012 } Metal dökümcüler, üretimi geliştirmek için dökümde ihtisaslaşmış organize bölgeler kurulmasını istiyor. Hammadde ve teknolojide dışa bağımlı olan sektör, Uzakdoğu’dan gelen ucuz ve kontrolsüz ürünlerle de karşı karşıya. FAHRİ SARRAFOĞLU M ETAL dökümcüler organize ihtisas bölgelerinde üretim yapmak istiyor. İstanbul Ticaret Odası Metal Döküm ve İşleme Meslek Komitesi Başkanı Rıza Tuğrul Akay, dökümcülerin rahatlıkla üretim yapabilmeleri için döküm ihtisas organize bölgeleri kurulması gerektiğini söyledi. Akay, “Üretimin altyapısı ile teknolojik olarak hazırlanmış ihtisas bölgelerinde yapılması artık acil hale geldi” diyerek, bu açıdan sektöre destek verilmesinin önemini vurguladı. Komite Başkanı Akay, sektörün bir başka önemli sorununu da ‘yetişmiş ara eleman eksikliği’ olarak açıkladı ve bu konuda bir an önce gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. İstanbul’da dökümcülük konusunda İTO’nun da destek olduğu sadece bir tane meslek lisesi bulunduğunu hatırlatan Akay, durumun ne kadar vahim olduğuna dikkat çekti. Akay, “Sektör en büyük sıkıntıyı yetişmiş ara eleman konusunda çekiyor. Sanayi devrimini tamamlamış gelişmiş ülkelerdeki gibi meslek lisesi ve yüksekokulların özellikle döküm ve metal işleme konularında eleman yetiştirmesi gerekir” dedi. REKABET GÜCÜMÜZ AZALDI Komite Başkan Vekili Hüseyin Öner, “Elektrik fiyatlarının artması rekabetçiliğimizi olumsuz yönde etkiliyor” diyerek, Almanya’daki dökümhanelerde elektrik fiyatlarının yaklaşık yüzde 20 daha düşük olduğunu ifade etti. Sektörün ihracatının Avrupa ağırlıklı olduğunu belirten Öner, paritenin ters yönde olmasının 2011’e göre ve Euro değerinin TL karşısındaki durumu nedeniyle maliyetlerin yükseldiğini anlattı. “Üyeleri risk yönetimi ile ilgili bilgilendirmemiz lazım” diyen Öner, maliyetlerdeki artış ve mali krizden dolayı Avrupa’da sanayide milliyetçiliğin ön plana çıktığına dikkat çekti. Öner, bundan dolayı sektörün rekabet gücünün düştüğünü ileri sürdü. 2012’nin ikinci yarısından itibaren ödemelerde sıkıntılar yaşanmaya başladığını da söyleyen Hüseyin Öner, “Çek Yasası’nın değişmesi ile birlikte karşılıksız çeklerde patlama oldu. Bu da sektöre büyük zarar veriyor” dedi. İstanbul Ticaret Odası adına sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. MURAT YALÇINTAŞ Genel Yayın Koordinatörü ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Dr. Cengiz ERSUN Genel Yayın Yönetmeni İsmail ŞEN Yayın Danışmanı Şefik MEMİŞ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Şubesi Müdürü Doğan ERDOĞAN Haber-Araşt›rma Baş Editör Tamer ÇERÇİ Dilek ÜLKER Editörler: Soyhan ALPASLAN, Dilşah KEFL‹O⁄LU, Nalan SÖYLEMEZ, Canan BİLGİN, Fedai YILDIRIM, Sümeyra Yarış TOPAL Fotoğraf-Grafik: İlker BAŞÖZ Reklam-Abone: Yahya GÜL Hammadde ve teknoloji yok, dışa bağımlılık çok KOMİTE Üyesi İsmail Hakkı Öksüz, metal döküm ve işleme sektörünün lokomotif olmayı sürdürdüğünü ve Türkiye’yi daha iyi yerlere taşıyacağını dile getirdi. Öksüz, sektörün sorunlarını da şu şekilde sıraladı: ■ Sektör, çok fazla dışa bağımlı. Bunda ülkemizde uygun hammadde cevherlerinin olmaması da etkili. Ancak biraz da teknoloji gerektiren bu işte Türkiye hâlâ istenilen konumda değil. ■ Hurda dönüşümü ülkemizde istenilen düzeyde değil. Türkiye milyarlarca dolar hurda için sıcak parasını yurtdışına akıtıyor. Bunu kesmek hem üretici olarak bizi hem de ekonomiyi diri tutacak. ■ Teknoloji istenilen düzeye gelemedi. Bunda en büyük etken, bugüne kadar katma değerli ürün üretimine yönelememek. Bu konuda son yıllarda büyük bir atılım görüyoruz, fakat istenilen kalitede ve düzeyde olmaması şu an için ileriye gitmemizi engelliyor. ■ Üniversiteler ve meslek liselerinden mezun olanlar mesleği sevmiyor veya iş onlara sevdirilmiyor. ABONE VE REKLAM TARİFESİ Yıllık abone bedeli yurtiçi ve KKTC için 40 TL, diğer ülkeler için ise posta ücreti dahil 92 TL’dir. Abone bedeli, ticaret sicil numarası (tacirler için), ad ve adres belirtilerek T. İş Bankası İstanbul Sirkeci Ticari Şube (Ş. kodu: 1385) 3092 no’lu hesaba yatırılabilir. IBAN NO: TR 30 0006 4000 0011 3850 0030 92 Reklamların sütun/santimi 6 TL’dir. Yayın türü: Yerel süreli yayın. Yayın tarihi: 21.12.2012 İSTANBUL TİCARET ODASI Reşadiye Cad. 34378 Eminönü İstanbul P.K. 377 34112 İst. Oda Tel: 0 212 455 60 00 (pbx) Fax: 513 83 11 (Basın-Yayın Şb.) 513 15 65-520 16 56 Internet: www.ito.org.tr İTO Çağrı Merkezi: 0212 444 04 86 BASKI: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00 İTO Meclis Üyesi Yiğit Öztiryaki, metal döküm ve işleme sektöründe en büyük maliyet kalemlerinden birini oluşturan enerji giderlerinin her geçen gün arttığını öne sürdü. Öztirkayi, Türkiye’nin, enerji kaynaklarından yoksun bir ülke olduğunu söyleyerek, bu sorunun ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye girmesiyle uzun vadede çözülebileceğini dile getirdi. “Uzakdoğu’dan gelen döküm ürünleri ciddi bir tehlike oluşturuyor” diyen Öztiryaki, geniş istihdam yaratan metal döküm sektörünün ülkemize giren ucuz ve kontrolsüz muadil ürünler neticesinde küçülmeye başladığını söyledi. Öztiryaki, bu nedenle yerli üreticiyi koruyacak tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na da değinen Yiğit Öztiryaki, kanunun bir sürü belirsizliklerle iş dünyasının gündemine girdiğini belirterek, gerekli düzenlemelerin de bir an önce yapılmasını istedi. Sektör 2012’de yüzde 80 kapasite ile çalıştı ALINAN siparişler ve üretim kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda özellikle entegre döküm firmaları açısından 2012 yılının ilk yarısının olumlu geçtiğini söyleyen İTO Meclis Üyesi Levent Taş, “Ancak yılın ikinci yarısında talebin düşmesiyle birlikte yaklaşık yüzde 25-30 oranında daralma görüldü. Yılın bütününe bakıldığında ise yüzde 7080 kapasite kullanımı ile çalışıldı” dedi. Sektörün genel ekonomik durumunu da değerlendiren Taş, şunları söyledi: “Hammadde Sierra Leone’de yatırımcıya büyük koruma BATI Afrika ülkesi Sierra Leone’de yatırımcılara büyük koruma var. Sierra Leone’nin İstanbul Fahri Konsolosu Aziz İhsanoğlu, Dünya Bankası istatistiklerine göre, Sierra Leone kanunlarının bireysel yatırımcıyı koruma anlamında çok kuvvetli olduğunu söyledi. İhsanoğlu, “Girişimciler bütün sektörlere yatırım yapabilirler. Yüzde 100’e kadar yabancı hisseli şirketler kurabilir ve yabancı personel çalıştırabilirler. Döviz kısıtlamalarına tabi değiller ve mal/mülkleri her türlü istimlâk ve kamulaştırmaya karşı uluslararası anlaşmalara göre korunuyor” dedi. ÇİN YATIRIMLARI ARTTI İSTANBUL TİCARET’TE YAYINLANAN YAZILARIN VE MAKALELERİN SORUMLULUĞU YAZARLARINA AİTTİR. İTO’NUN GÖRÜŞLERİNİ İÇERMEZ. YAZI VE HABERLER, KAYNAK BELİRTİLEREK KISMEN YA DA TAMAMEN KULLANILABİLİR. Uzakdoğu’dan gelen tehlike Aziz İhsanoğlu, yabancı yatırımların yöneldiği madencilik, tarım ve sanayi dışında Sierra Leone hükümetinin çıkardığı kanunlarla telekomünikasyon, balıkçılık, bankacılık, petrol ve altyapı alanlarına son yıllarda ilginin arttığını dile getirdi. İhsanoğlu, özellikle tarım işletmeleri, madencilik, turizm, altyapı ve yenilenebilir enerji alanında teşvik mekanizmalarının da yürürlüğe konduğunu vurguladı. Son dönemde Çin’den gelen yabancı yatırımın gözle görülür biçimde arttığına dikkat çeken Fahri Konsolos Aziz İhsanoğlu, Sierra Leone tarihinin en büyük otoban ihalesinin Çinli yatırımcılara yap-işletdevret modeliyle verildiğini hatırlattı. MADEN YATAKLARI Ülkede madenciliğin en önde gelen sektörler arasında yer aldığını belirten İhsanoğlu, “Sierra Leone, titanyumun ana kaynağı olarak rutile, alüminyum hammaddesi boksit, pırlanta, altın, kromit, platin, linyit ve baz metaller (bakır, nikel, kurşun ve çinko) gibi zengin maden yataklarına sahip” dedi. İhsanoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Portekizliler bölgede bol miktarda aslan bulunmasından dolayı ‘aslanlı dağlar’ anlamına gelen bu ismi ülkeye vermiş. Türkiye ile Sierra Leone ilişkilerine de değinen Aziz İhsanoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin son 10 yılda kayda değer ölçüde artış gösterdiğini ve 2011 yılında 48 milyon doları geçtiğini bildirdi. İhsanoğlu, Türkiye’den Sierra Leone’ye ihraç edilen başlıca ürünleri demir-çelik, çimento, hububat, un, elektrikli makine ve cihazlar olarak sıraladı. Sierra Leone’den ise gemi ve suda yüzen taşıtlar ithal ettiğimizi anlattı. “İş adamları Sierra Leone’ye seyahat etmeden önce büyükelçilik veya konsolosluklara bilgi vermeli ve iş yapılacak sektörlerle/kurumlarla ilgili ön bilgi almalı” tavsiyesinde bulunan İhsanoğlu, ayrıca Sierra Leone Yatırım Ajansı (http://www.investsierraleone.biz) gibi devlet kurumlarından da destek alınmasını önerdi. FAHRİ SARRAFOĞLU fiyatlarına bakacak olursak pik fiyatları demir cevherine bağlı olarak özellikle yılın ikinci yarısında düşüş gösterdi. Hurda fiyatları ise iç piyasada yatay seyir izledi. Genel olarak da hammadde fiyatlarında artış gözlenmedi. Avrupa’daki kriz ile birlikte ihracatın yoğunluğunun da Avrupa’ya yapıldığı düşünüldüğünde, gerek ihracat yapılan firmaların yaşadığı zorluklar gerekse bu zorluklara bağlı olarak iç piyasadaki finansal daralma sonucu ödemeler ve tahsilatlarda sıkıntılar yaşandı.” Vietnam için Türkiye’nin önemi artıyor VİETNAM, Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkilerini artırmak istiyor. Vietnam Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri geçen hafta İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret etti. İTO Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Öztekin, Vietnam heyetine Türkiye, İstanbul ve İTO’nun çalışmaları ile ilgili bilgi vererek, “İki ülke arasındaki ilişkilerin artmasını sağlayacak her türlü destek için hazırız” dedi. Vietnam Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Kuzey Batı Asya Direktörü Tran Guang Huy da, Türkiye’nin Vietnam için artan önemine vurgu yaptığı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye, Vietnam için çok önemli bir pazar. Türk iş dünyası ile işbirliğine hazırız. Öncelikli olarak Türkiye’nin çok başarılı olduğu makine ve inşaat gibi sektörlerde hemen işbirliğine girebiliriz.” Toplantıda; İstanbul Ticaret Odası’nın 9–12 Mayıs 2013 tarihleri arasında düzenleyeceği Vietnam 1. Türk Ürünleri Fuarı kapsamında görüşmeler gerçekleştirildi. Vietnam heyetine İstanbul ve Türkiye ekonomisi ile ilgili sunumlar da yapıldı. ASLI ÖZDEMİR İTO’nun can suyu meslek komiteleri Yeni yıl geliyor; her başlangıç bir sonun habercisidir. Yeni yılın gelişi 2012 yılının da sonunun geldiğini bizlere duyuruyor. Sene sonunda geçmiş seneye ait muhasebeler yapılır. Bu yılsonu bizler M. CÜNEYT için biraz daha farklı; SOLAK çünkü İstanbul Ticaret Odası’nda geçirdiğimiz dört yıllık dönemin de sonu aynı zamanda. Bu yüzden bizler, geçirdiğimiz dönemin de muhasebesini yapmak durumundayız. İstanbul Ticaret Odası üyelerinin her dört yılda bir yapılan seçimleri neticesinde oluşturulan kimya, gıda, tekstil, makine, ulaşım, kuyumculuk, gümrük müşavirleri gibi 90 farklı meslek grubunun temsilcilerinin bulunduğu meslek komiteleri İstanbul Ticaret Odası’nın omurgasını oluşturmaktadırlar. Meslek komiteleri; zaman zaman faaliyet gösterdikleri sektörlerin sorunlarını veya Odamız üyelerinin istek ve önerilerini belirlemek amacı ile bir araya geldikleri zümre toplantıları da düzenlemektedirler. Olağan veya olağanüstü meslek komitesi toplantılarında alınan kararların mevzuat çerçevesinde incelenmek üzere, gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların nezdinde girişim yapılmasını sağlamak yönünde çalışmalarda da bulunurlar. Organize ettikleri toplantı, konferans vb. etkinliklerle, hedeflenen konularla ilgili bilgilendirme yapar ve farkındalık oluştururlar. Meslek komiteleri, sorunları gündeme getiren, tartışan, eleştiren ve çözüm üreten yerlerdir. Konuşulan ve tartışılan her konu bir karara bağlanır ve Yönetim Kurulu’na gönderilir. Meslek komiteleri sadece sektörel odaklı çalışan mekanik ve formalite oluşumlar değildirler. Komite üyelerinin; sektörlerindeki tecrübeleri, sorunları birebir yaşamaları, bu sorunlara gerçekçi ve akılcı çözümler getirilmesini sağlamaktadırlar. Komitelerin temsil ettikleri sektörlerin yaptıkları çalışmalarla sorunlarını dile getirme, çözüm üretme ve çözüm sağlamakta çok önemli katkıları vardır. Bir sektörün yapmak istediği girişim diğer sektörleri pozitif yönde etkilemediği sürece Odamız yönetimince değerlendirilip konu ile ilgili eklemeler yapılarak ilgili kurumlara Oda görüşü olarak sunulmakta; yerinde yapılan tespitler ülke ekonomisine fayda sağlayacak bir görüş olarak değerlendirilmektedir. Her ortamda dile getirdiğim bir konuyu yeri gelmişken tekrar paylaşmak istiyorum. Sayın Başkanımız Murat Yalçıntaş, dönem başında İstanbul Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmada, komitelerin İstanbul Ticaret Odası’nın çalışmalarına can suyunu vereceğini söylemişti. Bu durumu yaşadıktan sonra Başkanımızın ne kadar isabetli bir söz söylediğini yaşayarak görmüş bir komite üyesi olarak bu satırları paylaşıyorum. İstanbul Ticaret Odası bünyesinde bizim gibi seçilerek göreve gelenlerin “bilgi sunma görevi” ile bizleri seçen kitlelerin “bilgi edinme özgürlüğü” açık bir biçimde düzenlenmemiştir. Bu yüzden bundan önceki dönemlerde seçilmiş meslek komitelerinin İstanbul Ticaret Odası bünyesinde ne gibi faaliyetlerde bulunduğu, hangi kararları aldığı, hangi sorunları gündeme taşıyarak çözüme katkı sağladığı pek bilinememiştir. Bu durum bütün meslek komiteleri için de geçerlidir. Bu dönem Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi olarak 130 yıllık İstanbul Ticaret Odası tarihinde bir ilke imza atarak, seçildiğimiz günden itibaren gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri topladığımız bir çalışma raporu yayınlamış bulunuyoruz. Bu çalışmayı yapma nedenimiz, bizleri seçen meslek mensuplarımıza hesap vermemizi gerektiren sorumluluk anlayışımızdır. Yaptığımız çalışmaların tarihe not düşülmesi maksadı ile ortaya çıkan bu kitapta; üye meslektaşlarımızdan gelen muhtelif sıkıntıların çözümü noktasında aldığımız karar, düzenlediğimiz toplantı, panel, komitemizden talep edilen verdiğimiz görüş ile muhtelif basın araçlarında yer alan çalışma, görüş ve önerilerimizin yer aldığı adeta bir dönem sonu bilançomuzu değerli üyelerimize sunma imkanı bulduğumuz için sevinçliyiz. İTO, ülkemiz ekonomisi için en önemli Oda, yapacağı çalışmalar ülke kalkınmasında ve büyümesinde etkili bir kurum. Bu sebeple 2023 yılı gibi çok önemli bir hedefi olan ülke için önümüzdeki dönem oluşacak komitelerin çalışkan, vizyon sahibi kişilerden oluşması çok önemli. Tüm sektörler kendilerini temsil edecek üyelerini titizlikle seçmeli. Seçilecek insanlar Ticaret Odası’nın mutlaka fikir üretme yeri olduğunu bilmeli ve yapılacak tüm komite ve meclis çalışmalarına mümkün olduğu kadar katılarak görevlerini layığı ile yapmak üzere aday olmalılar düşüncesindeyim. 2013 yılının hayırlara vesile olmasını dilerim. * M. Cüneyt Solak, İTO Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi Başkanı Sayfa07_Sayfa 7.qxd 12/20/12 11:38 PM Page 1 GÜNCEL 21 ARALIK 2012 } ‘Yüce Divan’ın kararı hakkında senaryolar üretmek suçtur’ BAŞKAN Vekili olduğu İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ile bir fuarcılık şirketi arasındaki davanın sonucunu Yargıtay aşamasında etkilemek iddiasıyla yargılanan ve Yüce Divan’da beraat eden İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi üzerine bir açıklama yaptı. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, şunları söyledi: “Yüce Divan olarak görev yapan Anayasa Mahkemesi’nin aldığı beraat kararının bazı medya organlarında, ‘ortada bir suç varmış, fakat kanıt bulunamamış’ gibi sunulması gerçeği çarpıtmaktır. Türkiye’deki en büyük hukuk mercii olan Yüce Divan’ın kararını saptırmak, hukuki bir karar üzerinden farklı senaryolar üretmek suçtur. Yüce Mahkeme’nin kararı son derece anlaşılır ve açıktır. Bazı yayın organlarında çıkan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren, ‘Suç var ama delil yok’ şeklindeki ifade yanlıştır. Kararın mahkemenin kaleminden çıkmış hali noktası virgülüne; ‘Kamu davasında; soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun olmaması, diğer delillerin ise sanıkların üzerlerine atılı rüşvet suçundan mahkumiyetlerine yeterli bulunmaması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi gereğince ayrı ayrı beraatlerine’ şeklindedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” Delil de yok suç da Yüce Mahkeme, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde Yalçıntaş’ın beraatine karar verdi. Delilin olmadığı yerde suçun varlığından bahsetmek, ancak en temel hukuk bilgisinden yoksunlukla açıklanabilir. İ STANBUL Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, Başkan Vekili olduğu İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ile bir fuarcılık şirketi arasındaki davanın sonucunu Yargıtay aşamasında etkilemek iddiasıyla yargılandığı Yüce Divan’da beraat etti. Anayasa Mahkemesi heyetinin Yüce Divan olarak görev yaptığı ve ceza davası prosedürü izlenen davanın 19 Aralık’ta görülen son duruşmasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yüce Mahkeme’nin kararını açıkladı. Yüce Divan sıfatı ile yargılamayı gerçekleştiren Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun bulunmadığını, diğer delillerin ise sanıkların iddia edilen suçlara ilişkin mahkumiyetine yeterli olmadığını söyledi. Kılıç, bu nedenle Dr. Yalçıntaş dahil 15 sanığın ayrı ayrı beraatine karar verildiğini belirtti. Kararın açıklanmasının ardından bu süreçte kendisine destek verenlere teşekkür eden İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, dün olduğu gibi bugün de görevinin başında olduğunu söyledi. 2.5 YILLIK SÜREÇ İstanbul Dünya Ticaret Merkezi ile CNR Fuarcılık arasındaki bir davanın sonucunu Yargıtay aşamasında etkilemek için usulsüz ödeme yapıldığı iddia edilen aralarında İTO Başkanı Murat Yalçıntaş’ın da bulunduğu kişiler hakkında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Sanıklardan Hasan Erdoğan hakkındaki soruşturma ise suç tarihinde görevi başında bulunması nedeniyle Yargıtay tarafından yürütülmüştü. Yargıtay Başkanlar Kurulu, Erdoğan’ın Yüce Divan’da yargılanmasına karar vermişti. Yüce Divan heyeti, Erdoğan’ın yargılandığı davayla aynı soruşturma kapsamında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan, aralarında Yalçıntaş’ın da bulunduğu 15 sanık hakkındaki davayı rüşvet suçu yönünden birleştirmişti. SAVCILIĞIN TALEBİ Savcılığın esas hakkındaki mütalaasında, rüşvet verdikleri iddia edilen, sanıklar Çınar, Parseker, Bilgivar, Çay, İlhan Balcı ve Tığlıoğlu’nun kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatleri istenmişti. Savcılık, Hasan Erdoğan’ın rüşvet alma, diğer sanıklar Okçu, Uysal, Yalçıntaş, Süleyman Balcı, Pehlivan, Dalkıran, Kopuz, Bedir, Akbaş’ın da rüşvet verme suçundan Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) rüşvet suçunu düzenleyen 252. maddesinin 1. fıkrası gereğince 4 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti. Erdoğan’ın ise yargı mensubu olması nedeniyle cezanın artırılmasını öngören TCK’nın 252. maddesinin 7. fıkrası gereğince, 5 yıl 4 aydan 18 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti. YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIM Yüce Divan’ın çarşamba sabahı gerçekleştirdiği duruşmaya Çamur Ali Kopuz ve Serkan Tığlıoğlu dışındaki sanıklar ve avukatları ile müşteki Zeliha Ceyda Erem’in avukatı katıldı. Yalçıntaş: Zor bir süreç oldu, alnıma yazılmış, yaşadım İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, kararın açıklanmasının ardından mahkeme çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ben yanlış bir şey yapmadım” sözlerini yineledi. Yüce Mahkemenin beraatine karar verdiğini anımsatan Yalçıntaş, şunları söyledi: “Bu süre zarfında yanımda olan, bana inanan dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar olmasaydı ben bu süreci ayakta geçiremezdim. Bu süreçte benimle beraber hukuk mücadelesi veren avukatlarıma teşekkür etmek istiyorum. İki sene evvel uçaktan indiğim zaman beni teslim alan memur beyden burada isim okuyan mübaşire kadar bu süreçte davayla ilgili gayret sarf eden tüm devlet görevlilerine de yaptıkları işlerdeki nezaketlerinden ve ciddiyetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Hakikaten zor bir süreç oldu, alnıma yazılmış, yaşadım.” Türkiye’deki tüm hükümlü ve mahkumların da bir an evvel hürriyetlerine kavuşması temennisinde bulunan Yalçıntaş, “Dün görevimin başındaydım, şimdi buradan tekrar görevimin başına dönüyorum” dedi. Kararı Kılıç açıkladı Anayasa Mahkemesi heyetinin Yüce Divan olarak görev yaptığı ve ceza davası prosedürü izlenen davanın son duruşmasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kararı okudu. Kılıç, araştırılacak başka bir husus kalmadığından duruşmaya son verildiğini belirterek, kararın ayrıntıları ve dayanaklarının gerekçeli kararda açıklanacağını söyledi. Haşim Kılıç, sanıklar Hasan Erdoğan, Yavuz Çay, Necdet Okcu, Hüseyin Uysal, Murat Yalçıntaş, Süleyman Balcı, Abdullah Pehlivan, Resul Dalkıran, İlhan Balcı, Serkan Tığlıoğlu, Çamur Ali Kopuz, Baki Bedir, Abdullah Çınar, İlhan Parseker, Murat Akbaş ve Orkun Osman Bilgivar hakkında rüşvet suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında, soruşturma evresinde elde edilen delillerden bir kısmının hukuka uygun olmaması, diğer delillerin ise sanıkların üzerlerine atılı rüşvet suçundan mahkumiyetlerine yeterli bulunmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-e bendi gereğince ayrı ayrı beraatlarına karar verildiğini bildirdi. Kılıç, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelere ilişkin yasada belirtilen süreler içinde ağır ceza mahkemelerinde tazminat isteminde bulunabileceklerini bildirdi. Beraat kararı, sanıklar ve salonda bulunan yakınlarınca sevinçle karşılandı. Dr. Murat Yalçıntaş, son sözü sorulduğunda ise, “Ben yanlış bir şey yapmadım. Takdir yüce mahkemenin” diye konuştu. Diğer sanıklar da son sözlerinde beraatlarını istediler. Yüce Divan heyeti, son sözlerin alınması sonrasında kararı açıklamak üzere duruşmaya ara verdi. PERSPEKTİF } S AYF A 7 Dr. CAN GÜRLESEL [email protected] İnovasyon konusunda öğrendiklerim Son bir ay içinde Türkiye’de inovasyon ile ilgili olarak katıldığım toplantılarda özellikle şirketler için öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. 1. İnovasyon ve yaratıcılığı hayal gücü, şüphecilik ve gözlem yeteneği beslemektedir. 2. Ne kadar çok hayal ederseniz ve gözlemlerseniz yaratıcılığınız o kadar yüksek olur. 3. İnovasyonun başarısı ticarileştirme ile ölçülmeli. 4. Ticarileştirme sermaye ve finansman olanaklarına ihtiyaç duymakta olup bu olanaklar olmadan inovasyon süreci tamamlanamamaktadır. 5. En heyecan verici buluşlar dahi kolay kullanılabilir ve tüketici dostu olmalı. 6. İnovasyonun tetikleyici ilham kaynağı insanların ve müşterilerin ihtiyaçları ve talepleridir. 7. İnovasyon mutlaka değer yaratmak için yapılır. Değer nakit akışı yaratılıyor ise ölçülebilir. Değer yaratılmamışsa inovasyonun anlamı yok. 8. 5.000 fikirden biri hayata geçer ve değer (nakit akışı) yaratır. Bu olasılık kabullenilerek inovatif süreçlere girilmeli ve finansman ihtiyacı buna göre hesaplanmalı. 9. Şirketlerin global rekabet gücünü ve gelecekteki konumlarını inovasyon yetkinlikleri belirlemektedir. 10. İnovasyon ürün ve hizmet geliştirilmesinin yanı sıra tüm iş süreçlerinde uygulanmalı. 11. Şirketler teknoloji yetkinlik kapasitesini müşteri, tüketici ve pazarın ihtiyaçlarına göre belirlemeli. 12. Şirketler müşterilerin ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılayacak, onlara fayda sağlayarak ürünler geliştirmeli. 13. Şirketler inovatif kapasitelerini kullanırken mutlaka gelecek öngörülerinde bulunmalı. İnovatif ürünler geleceğin olası koşullarına göre yaratılmalı. 14. Şirketler inovasyon faaliyetleri için sadece kendi bünyelerindeki olanaklar ile yetinmemeli. 15. Şirketler inovasyon ve Ar-Ge için klasik yönetim hiyerarşisi dışında hızlı yönetilen bütçeler ayırmalı ve kullanmalı. 16. İnovasyon için özgür ve serbest ortamlara ihtiyaç duyulmakla birlikte şirketler başarı için inovasyon faaliyetlerini planlamalı. 17. Şirketler mutlaka fikir ve buluşlarının fikri mülkiyet haklarını edinmeli. 18. Günümüz rekabetçi ortamında şirketler inovasyon hızlarını sürekli rakiplerinin üzerinde tutmalı. Yavaşlayanın geride kaldığı bir dönem yaşanmaktadır. 19. Şirketler inovasyon için sadece teknik uzmanlar değil, insanı ve müşterilerini izleyecek ve onları iyi anlayacak uzmanlardan (antropologlar vb.) da yararlanmalı. 20. Şirketler mutlaka yeni fikir dostu ortamlar yaratmalı. S ON ÖZ Rekabetin Ar-Ge, teknoloji, yüksek katma değer ve inovasyon alanlarına kaydığı günümüzde şirketlerimizde yapacağımız çok şeyler olduğu görülüyor. Yunanistan ve Bulgaristan ile organik işbirliği ORGANİK Tarımda Kırsal Girişimcilik: Sürdürülebilir ve Rekabetçi Sektör Oluşturma Konferansı, Yunanistan’ın başkenti Selanik’te düzenlendi. Seminere, İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Hava Demir katıldı. Bölge ülkelerinden sektör temsilcilerinin de yer aldığı toplantıda, organik tarımın markalaşması için Yunanistan ve Bulgaristan’ın işbirliği yapması gerektiği konuşuldu. Toplantıda ayrıca, Türkiye’deki organik tarım alanları ve organik tarıma yapılan destekler de anlatıldı. Sayfa08_Sayfa 8.qxd 12/20/12 11:39 PM Page 1 GÜNCEL 21 ARALIK 2012 } Portekiz’in Türkiye’den öğreneceği çok şey var ENVER koordinasyon toplantısı İTO’da yapıldı İSTANBUL Valiliği ve ENERJİ Verimliliği Derneği (ENVER) İstanbul Şubesi işbirliği ile il bazında enerji koordinasyon toplantılarının ilki gerçekleştirildi. Toplantıya İstanbul Vali Yardımcısı Celalettin Yüksel, İstanbul Valiliği İl Planlama Uzmanı Üzeyir Yılmaz, ENVER İstanbul Şube Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Rasim Mazlum, İstanbul Sağlık Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcısı Şeref Kara, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Nurettin Aras, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Garip, ENVER Genel Sekreteri Meriç Öven ve ENVE Enerji Eğitim Danışmanlık Şirketi Genel Müdür Yardımcısı Arzu Gürkan katıldı. İTO bünyesinde gerçekleştirilen toplantının sonucunda İstanbul’da enerji verimliliği hareketi başlatıldı. 8. Dünya Odalar Kongresi Nisan 2013’te Doha’da ANKARA’DA düzenlenen TürkPortekiz İş Forumu’na katılan Dr. Murat Yalçıntaş, forumda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı sıfatıyla bir konuşma yaptı. Portekiz Başbakanı Pedro Passos Coelho’ya seslenen Dr. Yalçıntaş, toplumları birbirine yaklaştıran en önemli unsurun ticaret olduğunu söyledi. Portekiz Başbakanı Coelho, “Burada öğreneceğimiz, sizin deneyimlerinizden çıkartacağımız çok dersler var. Portekiz uçurumun kenarından döndü” dedi. TOBB Başkan Yardımcısı Dr. Murat Yalçıntaş, Türk-Portekiz İş Forumu’nda Portekiz Başbakanı Pedro Passos Coelho’ya seslendi. Toplumları birbirine yaklaştıran en önemli unsurun ticaret olduğunu vurgulayan Dr. Yalçıntaş, “Dış ticaretin yarıdan fazlasını AB ülkeleri ile yaptığımız halde mal taşımada sıkıntılar yaşıyoruz. Türk TIR’larının Avrupa’da dolaşmasında sıkıntı var. Serbest Ticaret Anlaşmaları’nda Türkiye’nin daha etkin olması gerekiyor. AB, Türk iş adamlarına köşeli vize rejimi uyguluyor” dedi. Dr. Yalçıntaş, Türk iş dünyasının Portekiz’den bu konularda destek olmasını beklediğini dile getirdi. Özel OSB’nin avantajları Nereye ne kadar yakın? Çorlu Sivil Havalimanına 65 km İst. Atatürk Havalimanına 140 km Tekirdağ Havalimanına 82 km Ambarlı Limanına 125 km Alpulu İstasyonuna 77 km Durak İstasyonuna 60 km E5’e 45 km TEM’e 40 km ICC Türkiye Milli Komitesi Tel: 0312 218 42 54 Faks:0312 219 42 58 e-posta: [email protected] 2023’e kadar bilim teknoloji seferberliği SİVİL toplum girişimi olarak ortaya çıkan ‘Bilim Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu’ ilk toplantısını Malta Köşkü’nde yaptı. Üniversite rektörleri, öğretim üyeleri, sivil toplum temsilcileri ve iş adamlarının katıldığı toplantıda, Türkiye’nin bilim ve teknolojide gerekli seviyeye çıkması için sivil toplumun neler yapması gerektiği tartışıldı. Grup Başkanı Ramazan Bakkal, sadece bilim, teknoloji, Ar-Ge ve inovasyonla ilgilenmeyi, bu hususların önemine inananlarla bütün Türkiye’de teşkilatlanarak konunun ülke gündeminin ön sıralarına taşınmasını hedeflediklerini söyledi. Bakkal, 2013-2023 döneminin ‘Bilim ve Teknoloji Seferberliği Dönemi’ ilan edilerek seferberliğin gereklerinin yerine getirilmesine çalışacaklarını dile getirdi. SOYHAN ALPASLAN LASTİK Sanayicileri Derneği (PAGDER), Kırklareli’nin Vize İlçesi’nde Türkiye’nin ilk özel Organize Sanayi Bölgesini (OSB) kuruyor. Yaklaşık 110 plastikçinin yer alması planlanan PAGDER & Aslan Özel Organize Sanayi Bölgesi (PAOSB), şimdiden yüzde 50 doluluk oranına ulaştı. PAOSB’nin 600 milyon liralık yatırımla tamamlanması planlanıyor. P İSTANBUL’DAN ÇIKMAK PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci, İstanbul’daki plastik sanayi sektörünü Kırklareli’nin Vize İlçesi’ndeki yeni özel Organize Sanayi Bölgesi’ne davet etti. Semerci, İstanbul’un en geç 10 yıl içinde bir kültür, sanat ve finans kenti olacağına dikkat çekerek şunları söyledi: ”Sanayi şehirden çıkmaya başladı. Bu bir zorunluluk. Şehir içine sıkışmış, dağınık bir şekilde yaşayan plastik üreticilerini en geç 2014 yılının ilk aylarında Kırklareli’nin Vize İlçesi’nde bir araya getirmeyi hedefliyoruz. PAOSB’nin toplam alanı 60 hektar. Genişleme sahaları ile bölgenin büyüklüğü 120 hektara ulaşacak. Türkiye’nin ilk özel OSB’si lojistik yönünden de çok cazip.” Semerci, PAOSB’nin Türkiye’nin deprem haritasında en düşük riske sahip bölge olduğuna da dikkat çekti. PLASTİK İHTİSAS OSB PAOSB’nin Plastik İhtisas OSB olarak yapılandırıldığı için yeni Teşvik Yasası’ndan da hem 3. hem de 6. bölgenin teşvikleri kapsamında yararlanabileceğine işaret eden Semerci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzde 50’lik yatırım teşvik desteği yeni istihdam edilecek personel sayısı ve yatırım finansmanı olarak kullanılacak kredi miktarına göre değişiklik gösterecek. İnşaatlar, inşaatın bitim tarihini takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl emlak vergisinden muaf olacak. Organize Sanayi Bölgelerindeki yapı ve tesisler, bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni harcından da muaf tutulacak.” İBRAHİM YARIŞ [email protected] Okul mu, atölye mi? Plastikçiler Türkiye’de ilk özel OSB’yi kuruyor DÜNYA çapında 12 bin Oda, işadamları kuruluşları ve özel sektör liderlerinin bir araya geldiği ICC Milletlerarası Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren ICC Dünya Odalar Federasyonu’nun (WCF) her iki yılda bir düzenlediği Dünya Odalar Kongresi’nin sekizincisi, Katar’da gerçekleştirilecek. Başkent Doha’nın ev sahipliğini üstleneceği kongre, 2225 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılacak. “Herkes İçin Fırsatlar” başlığı ile düzenlenecek kongreye, 105 ülkeden 12 binin üzerinde heyet ve ziyaretçinin katılması bekleniyor. Kongreye ilişkin detaylı bilgiye http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/AnaSayfa.a spx adresinde “Yurt Dışı Etkinlikler” başlığı altında ulaşılabilir. GÖRÜŞ } S AYF A 8 ■ Özel OSB’lerde yönetim iş dünyasının temsilcilerinden oluştuğu için esnek, hızlı ve dinamikler. ■ Özel OSB’ler parselasyon, imar planı, arsa tahsisi, tapu ve altyapı proje uygulamalarında ihale bürokrasisine takılmaksızın hareket edebiliyor. Bu da yatırımcılara zaman, maliyet avantajı sağlıyor. ■ Özel OSB’lerde arsa tapuları katılımcılara çok daha kısa sürede verilebiliyor. Özel OSB’lerde yatırım kararları müteşebbisin kendini hazır hissettiği dönemde yapmasına imkân tanıyor. Yeni etap satışı başladı PAOSB’de parsellerin yarısı satıldı ve yeni etap satışlarına da başlandı. Yeni etap metrekare fiyatı 25 dolar olarak belirlendi. Yaklaşık 6 ay gibi kısa bir sürede organizasyonunu tamamlayan PAOSB 2013 yılında parselasyon çalışmasını tamamlayacak. 2014 içinde altyapı ve üstyapı yatırımlarına başlanacak. 2014 yılı sonunda da fabrikaların faaliyete başlaması hedefleniyor. Gençlik iki kıskacın pençesinde kıvranıyor. Biri, eğitimin geleceği, diğeri teknolojinin araç olmaktan öte insanları kendi gerçekliğinden ve anlamından uzaklaştırmaları… Bu iki problemin nasıl çözüleceğine dair uzmanlar ciddi ciddi düşünmekteler. Bir yanda ebeveynleri ve yöneticileri tarafından küçük yaşlardan itibaren ‘oku, adam ol, kariyer yap’ direktifleri, diğer yanda teknolojinin kaldırdığı sınırlar… Ve doğal olarak onun tetiklediği sabırsızlık ile daha fazlasına sahip olma isteği… Talepleri istediği hızla gerçekleşmeyince de benlik tuvaline çizilen şizofreni desenleri… Bill Gates gibi mucit zenginlerin okulu bırakma hikayeleri bir efsane gibi ortada dolaşırken, bir öğrencinin kep fırlatacağı günü özlemesi hayli zor. Ve esas mesele de diplomayı aldıktan sonra emeğinin ya da beklentisinin karşılığını alıp alamayacağıdır. 2006’da Princeton Üniversitesi’ni bırakıp San Francisco’ya gelerek mobil uygulama şirketi Undrip’i kuran Hagen, okulu bırakanların daha özgür düşünceli olduğunu belirtiyor. Hagen, “Üniversite neyi yapıp neyi yapamayacağınızı söyleyerek, birçok kısıtlama getiriyor. Bazı insanlar cesur davranıp daha çok şey yaratmak ister” diyor. Ancak sadece okulu bırakmanın bir anlam ifade etmediğini, kararlı bir şekilde çalışmanın işin temeli olduğunu belirtiyor. Okul mu atölye mi, kampus mü, hayat mı? Hem, hem de deyip geçelim. ★★★ ABD ve bazı batı ülkelerinde gençlere teknolojisiz bir yaşamın da mümkün olabileceğini göstermek amacıyla çeşitli kamplar düzenleniyormuş. Gençler burada cep telefonu dahil bütün teknolojik unsurları dışarıda bırakarak tamamen ilkel ve doğal bir yaşamın kollarına atıyorlarmış kendilerini. Peki, bu alternatif yaşam gençlere ne kazandırıyor? En basitinden, Facebook ve benzeri sosyal medya ağlarına girmeme alışkanlığı ediniyorlarmış. Çünkü odun kesmek ve yemek hazırlamak zorundalar. Organizasyonu düzenleyenler, öğrencilerin dış dünya irtibatlarının tamamen kesilmediğini, belli aralıklarla telefon ve interneti kullanmalarına da izin verildiğini, böylece öğrencilerin daha verimli ve hayata hazır olduğunu belirtiyorlar. Teknolojinin sadece insana yardımcı olamaya çalışan bir aygıt olduğunu öğretmeye çalışıyorlar. Doğrusu da bu değil mi? ★★★ Sanayi üretim verisi ve ödevlerimiz Bizde durum nasıl diye merak ediyorsanız söyleyelim. Bugün çok farklı iş kollarında çalışan atölyeler kalifiye eleman bulamamaktan şikâyetçi. Küçük ve orta ölçekli firma sahiplerine göre sorun, atölye ile ofis imajının farklı oluşu. Oysa ki para kazanmanın en sağlam ve aslında en kestirme yolu, makine başında, bir nesneyi başka bir nesneye dönüştürerek mutlu olmaktır. Haydi yine okul uygulaması ile özetleyelim: 45 dakika ders, 15 dakika teneffüs… Ne diyordu Akif’in Seyfi Babası: “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası Dostunun yüz karası düşmanın maskarası.” 10 Aralık günü Türkiye bandın içine yükselen bir İstatistik Kurumu tarafından özelliği var. Bu grafikte genel açıklanan sanayi üretim rakamları eğilimi baz aldığımızda çok önemli mesajlar içeriyor. Ekim gerçekleşen düşüşü tahmin 2012 ayında bir önceki yılın aynı etmek için kahin olmak ayına göre yüzde 5.7 düştü. Bu gerekmiyor. genel verinin yanında imalat Son üç yıllık döneme sanayine baktığımızda düşüşün baktığımızda durum daha da HİKMET BAYDAR yüzde 5.9 olarak daha fazla net ortaya çıkıyor. www.3-goz.com gerçekleştiğini görüyoruz. Bu Yandaki tabloya 2010, 2011 oldukça önemli bir düşüştür. ve 2012 yıllarını karşılaştırarak Yandaki grafiğe baktığımızda ilginç baktığımızda şu tablo ortaya bir tabloyla karşılaşıyoruz. Değişim bir çıkmaktadır: Yıllık ortalamalara göre önceki aya göre de yüzde 2.6 2011 yılı 2010 yılından iyi geçmiştir. düşmüştür. Demek ki geçen seneye göre 2012 yılı ise 2011 yılına göre daha iyi daha düşük üretim verisiyle beraber bir geçmektedir. önceki aya göre de daha düşük üretim Örneğin imalat sanayi endeksi 2010 verisiyle karşı karşıyayız. Peki bu yılında ortalama 114.3 iken, 2011 yılında durum felaket tellalı olmayı gerektirecek 124.8 seviyesine yükselmiş ve 2012 bir hareket midir? Acaba AB yılında da ağırlıklı olarak 130 bölgesindeki durgunluğun ayak sesleri seviyelerinde seyretmektedir. olabilir mi? Bu durumda sanayi üretim verisinin Grafiğe daha dikkatli bir şekilde geçen yılın aynı ayı ve bu yılın bir baktığımızda, geçen sene Ekim ve önceki ayına göre düşüşü son derece Kasım aylarında istisnai bir yükseliş normal karşılanmalıdır. Kaldı ki, yıllık olduğunu görüyoruz. Verilerin düşüşü ortalamalara dünyada büyüme göstermesi de bu yüzden. Normal beklentilerinin eksiye (yani daralmaya) şartlarda 2011 Ocak ayından bu yana çekildiği bir dönemde Türkiye verileri sanayi üretim endeksi ağırlıklı olarak böyle sinyaller vermemektedir. 120-130 bandında hareket etmektedir. Rahatlıkla ve güvenle hedeflerimize Dönem dönem 130 seviyesinin üzerine doğru emin adımlarla yürümeye devam çıkıp daha sonra bandın içine giren veya edebiliriz. Bu veriler bize herhangi bir 120 seviyesinin altına düşerek de tekrar sorunu göstermiyor. Emlak Pazarlama Kursu’na Ocak’ta devam Kaynak: www.tuik.gov.tr İSTANBUL Ticaret Odası 47. Dönem Emlak Pazarlama Sertifika Eğitim Programı, 7-24 Ocak 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 27 kişinin katılacağı Emlak Pazarlama Sertifika Eğitim Programı’nda eğitimleri, konusunda uzman kişiler verecek. Eğitimi başarıyla tamamlayanlar sertifika almaya hak kazanacak. } } S AYF A 9 2012 21 ARALIK 2012 Fotoğraf: Tacettin Ulaş Hizmet ‹TO ile bütünleflti İstanbul Ticaret Odası (İTO), 130’uncu yılını geride bırakırken, üyelerini yurtdışına açma misyonunu son 9 yılda küresel bir ağa dönüştürdü. İTO, Meksika’dan Malezya’ya kadar düzenlediği fuarlarla dış ticarete damga vurdu. İTO, son 9 yılda hangi ülkelerde Türk Ürünleri Sergisi düzenledi? (2004-2012) 2012’de 8 okul açtık İstanbul Ticaret Odası, 2012 yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde yaptırdığı 8 okulun açılışını gerçekleştirerek Milli Eğitim Bakanlığı’na devretti. İTO hem şehitler adına hem de illerin ihtiyaçlarına yönelik ilköğretim, lise, meslek yüksek okulu, meslek lisesi, otistik çocuklar okulu gibi okulları yaptırmaya devam ediyor. Teknopark İstanbul faaliyet için gün sayıyor İstanbul Ticaret Odası’nın en büyük yatırımlarından biri de Teknopark İstanbul. Proje sanayiye yönelik olarak bölgenin en büyük teknoloji geliştirme bölgesini kurmak için İTO ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile birlikte oluşturuldu. 2011’de 52 bin metrekare alanda, 5 bloktan oluşan Ar-Ge binalarının temeli atılan Teknopark İstanbul faaliyete geçmek için gün sayıyor. Kosova Suriye Bosna Hersek Meksika Cezayir 2004 Arnavutluk Bahreyn Ürdün Malezya 2006 Umman Meksika’ya demir attık, sıra STA’da İstanbul Ticaret Odası, dünyanın 11’inci büyük ekonomisi olan Meksika’da ilk kez Türk Ürünleri Fuarı gerçekleştirdi. Fuarda 86 Türk şirketi, 5 bin metrekarelik alanda ürünlerini Meksikalılarla buluşturdu. 2013’te iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanırsa, Türk ürünleri Amerika’ya Meksika’dan girecek. Türk girişimcisi Güneydoğu Asya’da Türk özel sektörünün yeni pazarlardaki payını artırmaya yönelik çalışmalarını sürdüren İstanbul Ticaret Odası, 2012 fuar maratonuna Malezya 3. Türk Ürünleri Fuarı ile başladı. Mart ayında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen fuarın açılış törenine Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da katıldı. İstanbul Ticaret Odası’nın Lagos’ta bu yıl birincisini açtığı Türk Ürünleri Fuarı’na katılan Nijeryalılar, neredeyse kesilmeyen tropik yağmurlara aldırış etmedi ve Türk mallarına akın etti. Lagos kentindeki sergiye 94 Türk firması katıldı. Üyelerimize iş vizesi kolaylığı İstanbul Ticaret Odası üyelerine iş seyahatlerinde kolaylık sağlamak amacıyla İtalya, Fransa, Hollanda, Malta ile iş vizesi kolaylığı mutabakatı imzaladı. İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, “Bu anlaşmalarla üyelerimiz bizden belge alıyorlar. Başkonsolosluklar kendi araştırmalarını yaptıktan sonra 1 ile 5 yıl arasında çok giriş çıkışlı uzun süreli vize için izin veriliyor” dedi. Umman Hindistan Malezya Nijerya 2005 Bosna Hersek 2007 Bosna Hersek 2008 Kuveyt 2009 Arnavutluk Katar Bosna Hersek 2010 Brezilya Kosova Suriye 2011 Arnavutluk Hindistan Cezayir 2012 Malezya Nijerya Bosna Hersek Meksika Cumhurbaşkanı Gül İTO’yu ziyaret etti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen iftarda, TOBB ve İTO gibi kurumların iş dünyasının asıl sahipleri olduğunu söyledi. Gül, “Türkiye’nin bugünkü ekonomik başarısının altında çok dinamik, ufku gerçekten çok geniş bir iş dünyası var” dedi. 9. Açıkhava Sanat Merkezi’nde gelenekselin modernle buluşması İstanbul Ticaret Odası Eminönü Açık Hava Sanat Merkezi 9. kez sanatseverlerle buluştu. 40 sanatçı iki ayrı grup halinde, 3.5 ay boyunca ebrudan tezhibe kadar 13 geleneksel el sanatını Eminönü Meydanı’nda icra etti. Sanatçılar, geleneksel ve modern sanatları uygulamalı olarak anlattı. ‘ASCAME hayatımın en güzel sayfalarından biri oldu’ Nijerya’da Türk malları kapışıldı Kuveyt Brezilya Bosna Hersek’te 5. fuar Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 2014 hedefi 1 milyar Euro. Bosna Hersek 5. Türk Ürünleri Fuarı’nın açılışında konuşan İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, “Saraybosna, Anadolu ile Avrupa arasındaki ticarette en önemli duraktı. Bizler 500 yıllık bu ticaret geleneğini yeniden canlandırmak istiyoruz” diye konuştu. Katar Ürdün Arnavutluk İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, 2007’den bu yana üstlendiği Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (ASCAME) Başkanlığı görevini, Lübnan Ticaret Sanayi ve Ziraat Odası Başkanı Mohammed Choucair’e devretti. Dr. Yalçıntaş, “ASCAME hayatımın en güzel sayfalarından biri oldu” dedi. Mesleki eğitim hamleleri İstanbul Ticaret Odası, Cumhuriyet tarihinin en büyük mesleki eğitim hamlesi olan ÖZİMEK ile Dünya Odalar Birliği Yarışması’nda ‘Dünyanın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi’ ödülünü aldı. 30 bin kişiye meslek kazandıran ÖZİMEK, devlet himayesinde yürütülen UMEM ile birleştirildi. UMEM işsize iş, işverene de nitelikli eleman sağlıyor. ‘İstanbul Park’ yeniden kullanımda Formula 1 pistinin de yer aldığı İstanbul Park Yarış Kompleksi işletme ihalesini alan şirket, enflasyon farkı ve KDV eklendiğinde toplam 185 milyon lira ödeyecek. İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, “Yeni ihaleyle, 10 yıl 9 aylık kiralama olacak. 9 milyon lira artı yüzde 18 KDV ile alacağımız yıllık ücret 11 milyon lirayı bulacak. Biz yatırımcı kuruluş olduğumuz için KDV de bizde kalacak” dedi. Uluslararası kitap fuarlarına katıldık İTO, uluslararası kitap fuarlarında Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Türkiye’nin tarihini, turizmini, sanatını ve kültürünü tanıtan binlerce kitabı ilgililere ücretsiz hediye eden İTO, Türk sanat dünyasının ünlü isimlerini yabancı sanatseverlerle tanıştırdı. 2012 yılında; Paris, Londra, Selanik ve Frankfurt kitap fuarlarında Türkiye başarıyla temsil edildi. TÜRKMEK: Yedi farklı ülke, tek rota İSTANBUL Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve İstanbul Ticaret Odası, Türkiye Mesleki Eğitim Kursları (TÜRKMEK) Projesi ile mesleki eğitimi yurt dışına taşıdı. TÜRKMEK Projesi ile 7 farklı ülkeden 25 öğrenci İstanbul’da mesleki eğitim almaya başladı. Kendi yolcu uçağımız, 10 sene sonra semalarda İTO ve THY Teknik A.Ş.’nin düzenlediği Türk Havacılık Endüstrisi Sergisi ve Forumu (TÜHESFO 2012), 18-20 Ekim 2012’de yapıldı. Sergide Airbus ile Boeing gibi büyük uçak üreticilerinin yedek tedarikçi firmaları da yer aldı. Açılış törenine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı. Türkiye’deki ilklerin üniversitesi ■ Üniversiteler arasında tek olan Dış Ticaret Enstitüsü’nde dış ticaretle ilgili alanlarda ve konularda lisansüstü eğitim ve öğretim programları uygulanmaya başlandı. 2012 yılında açılan Ekonomi ve Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi, İtibar ve Derecelendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi. ■ Üniversite-İş Dünyası İlişkileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Türkiye’de bir ilk. Yarım asrı deviren üyelerimize ödül İTO, 50 yaşını aşmış ve daha önce ödüllendirmediği 221 üyesini ödüllendirdi. 31 Aralık 1961 yılından önce İTO üyesi olan 221 firma, nisan ayında yapılan törende ödüllerini aldı. Ödül töreni firmaların ilk kurucuları ve genç temsilcilerini bir araya getirdi. EKONOMİ VE POLİTİKA Sayfa09_Sayfa 9.qxd 12/20/12 11:41 PM Page 1 Prof. Dr. ERDOĞAN ALKİN [email protected] Ekonomi yumuşaktan sert inişe mi geçti? Bizim gibi son yıllarda hızlı büyüyen bütün ülkeler, dünya ekonomisindeki olumsuzluklara fazla ayak uydurmadan yavaş inişe geçmeyi tercih ediyorlar. Bu tercihlerinde de haklılar. Çünkü ekonomide yüksek hızda bir yavaşlamanın yaratacağı sorunların farkındalar. Türkiye’de de bu yılın ortalarına kadar büyüme hızı rakamları ekonominin hızlı bir daralma yerine mülayim sayılabilecek bir yavaşlamaya girdiğini gösteriyordu. Ancak son yayımlanan veriler durumun değişmekte olduğunu gösteriyor. Geçen yılın ilk çeyreğinde büyüme çok hızlı olduğundan bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme baz etkisiyle çok düşük çıkabilir. Ama daha sonra baz etkisi yoğunluğunu yitirdi. Doğal olarak büyümedeki yavaşlamayı bir yıl önceki rakamlarla değil, bir önceki dönemlerle karşılaştırma yaparak gözlemek daha doğru olur. Böyle bir karşılaştırma da aynı eğilime işaret etmekte. Büyümedeki gidişi haber veren göstergeleri teyit etmek için karine olarak bakılan başka rakamlar da mevcut. Mesela teçhizat ithalatı, sanayi üretimi, kuruluşların çeşitli anketlerine verilen cevaplar gibi… Bu bilgilerin bazıları da ekonomideki sertleşen yavaşlamayı teyit ediyor. Aslında durumu tam olarak anlamak için bu yılın son çeyreğine ait rakamların yayımlanmasını beklemek gereksiz. O rakamların da hayli düşük çıkma ihtimali var… Gelelim önemli bir soruya: Öceden yapılan tahminlere fazla uymayan bu durum nasıl yorumlanmalı? Bazılarına göre bu eğilim geçmişte sık sık risk teşkil ettikleri söylenen bazı makro göstergelerin düzelmesine, mesela dış ticaret ve cari işlemler açıklarının daralmasına, enflasyonun hızını kaybetmesine yol açıyorsa bu açıdan olumlu yorumlanabilir. Ancak üretimdeki yavaşlamanın istihdam üzerindeki olumsuz etkisi de unutulmamalıdır. Şu ara üretimdeki yavaşlamayı tersine çevirebilecek bir iç ve dış talep canlanması da ufukta görünmediğine göre yıl sonunda büyüme hızı yüzde 4’ün bir miktar altında kalabilir. Ancak gelecek yıl büyümenin daha hızlı gerçekleşme ihtimali var. Bazı dış kaynaklar da bu olumlu ihtimali doğruluyor. Doğal olarak bu öngörülerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini anlayabilmek için yaklaşık 6 ay kadar daha beklemek gerekecek. Aslında bütün bu ihtimalleri dikkate alarak bazı ciddi önlemleri yürürlüğe koymak lazım. Yeni teşvik paketi bunlardan biri olabilir. Eskiden hep iç politika ekonominin önüne geçtiğinden tedbir almada gecikmeler olurdu. Bu kez ekonomiyi politikanın önüne koyma eğilimi güçlenmeli ve hiç olmazsa önümüzdeki yıl sonuna kadar bu eğilim devam etmeli. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ SOLDAN SAĞA: 1- Kristal Elma… 2Logo… Bilanço… 3- SMS… ke… Gır… 4Ra… Ordino… Km… 5- İzin… TS… Eca… 6- Nakit… Fen… in… 7- Alo… Sör… 8Damping… Boa… 9- Tambur… Ace… 10E mi… Emlakçı… 11- Bayi… TMO… AZ… 12- KESK… On para. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-Kliring… TEB… 2- ro… Aza… Damak… 3- İGS… İkramiye… 4- Somoni… MB… İs… 5- Sr… Tapu… 6Ab… Liret… 7- Likit fon… MMO… 8Elense… Galon… 9- La… nS… ca… 10MNG… Öbek… 11- Açık ciro… Çar… 12Orman… Arıza. Sayfa10_Sayfa 10.qxd 12/20/12 11:41 PM Page 1 CMYK } Dünyada en başarılı 100 firmanın ortak özelliği: Şirket anayasası Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların büyük kısmının aile firması olması bu firmaların modern yönetim anlayışlarına uyumu zorlaştırmaktadır. Özellikle Türkiye gibi aile bağlarına önem veren, aile ilişkileri ile iş SAL‹H KESK‹N www.inovasyonuzmani.com ilişkilerinin birbirine çok yakın olduğu ve hatta çoğu zaman iç içe geçmiş ülkelerde bu durum daha da önemli hale gelmektedir. Ülkemizde yapılan bir araştırmada firmaların ortalama 25 yıl yaşadığı, 10 işletmeden ancak üçünün ikinci kuşağa, birinin üçüncü kuşağa geçtiği ortaya konulmuştur. Araştırmada yine firmaların sadece yüzde 5’i üçüncü kuşakta devam edebilmektedir. Araştırmada ikinci kuşağa geçişin başarılması ile sonraki kuşaklara devrinin de daha kolay olduğu ortaya konulmuştur. Birinci kuşaktan ikinci kuşağa aile firmasının devrinin, aileye önemli tecrübeler kazandırdığı anlaşılmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde yapılan başka bir araştırmada ise en başarılı 100 firmanın hemen hemen tek benzer özelliğinin bir şirket anayasaları olduğu tespit edilmiştir. Şirket anayasası, aileye ve ailenin işletmeyle ilişkisine ait yazılı ve yazısız temel kurallardır. Diğer bir ifadeyle de, bir aileye çeşitli vesilelerle sonradan katılarak ortak olmaya hak kazanan kişilerin firma ilişkilerinde ve iç ilişkilerde kılavuz görevi gören, aile üyeleri tarafından da benimsenen, tüm taraflara aynı şekilde uygulanan, uyulmaması durumunda daha önceden belirlenmiş yaptırımları bulunan kurallar ve değerlerdir. 6 yılda firmaların yüzde 63’ü kapanıyor Başka bir açıdan şirket anayasası, ailenin devamı açısından da oldukça önemlidir. Keza ülkemizde kurulan firmaların ilk 6 yılda yüzde 63’ünün kapandığı gerçeği ortadadır ve istatistikî olarak bu kapanan firmaların büyük çoğunluğu da aile firması olmaktadır. İyi hazırlanmış bir şirket anayasası sonradan ortaya çıkması muhtemel aile içi çatışmaları ve anlaşmazlıkları da engelleyebilecek etkili bir araç olacaktır. Şirket anayasaları, aile fertleri arasındaki ilişkilerin ticari çıkarlar yüzünden yıpranmasını ve bu yolla ailenin parçalanmasını önleme adına önemli bir fonksiyon görmektedir. Şirket anayasasının en önemli parçası firmanın misyonudur. Misyon bir firmanın var olma sebebidir. Hangi zorluk derecesinde olursa olsun yaptığı işten ve ilkelerinden vazgeçememe sebebi bir firmanın misyonunun özünü oluşturmaktadır. İşletmenin misyonu, aile üyelerinin rol veya pozisyonlarının işletmenin amaçlarına ne ölçüde yardımcı olacağını da anlamalarını sağlayan önemli bir kavramdır. Misyon, ailenin özünü koruyarak geleceğe uzanmasını açıklar ve bir sonraki nesile devretme planının da özünü oluşturur. Misyon aynı zamanda ailenin kültürel özelliklerinin bir parçası olup aile kültürünün çeşitli yansımalarını da içerir. Anayasanın misyonu Misyonun başlıca iki ana bölümü vardır: ■ Firmanın varlık nedenini ifade eden temel var olma amacı. ■ Her ne koşulda olursa olsun bir sonraki neslin uyması gereken ve/veya uyması istenen temel değerler. Varlık sebebini tam bulamayan veya güçsüz varlık sebepleri olan firmalar krizlerde kendi ilgi alanlarının dışına yatırım yapmakta ve çoğu da başarısız olmaktadır. Şirketlerimizin büyük çoğunluğunu oluşturan aile şirketlerinin kurumsallaşması açısından ve şirket anayasası yönünden henüz yolun başında olduğumuz söylenebilir. Firmalar öncelikle bir sonraki nesile aktaracakları misyonlarını oluşturmalı ve firmanın her türlü aktivitesi misyona bağlılığı ortaya koymalıdır. Şirket anayasası şirketin uzun yıllar yaşaması amacıyla yazılmalı ve yeni kuşaklara devrin belirli bir sistematik dâhilinde yapılacağı metotları ortaya koymalıdır. Şirket anayasası önceliğin aileler değil kurum olduğu gerçeğini öncelemektedir. Şirketler kişilerin kafasına göre kurup kafasına göre kararlar alıp yürüteceği müesseseler değildir. Şirket anayasası bu gerçeğin sonraki nesillere de aktarımını sağlayan kuralları ortaya koymaktadır. İTO yayınlarından çıktı Şirket anayasası konusunda İTO yayınlarından çıkarttığımız “KOBİ’ler için şirket anayasasının önemi ve oluşturulması” kitabımız bu anlamda ülkemizde bir boşluğu doldurmuştur. Bir sonraki yazımızda şirket anayasasının hazırlanması sürecinde takip edilmesi gereken aşamaları ortaya koyacağız. SAYFA 10 TEKNOLOJİ 21 ARALIK 2012 } YENİ İŞ, TEKNOLOJİ VE İNOVASYON AYŞE BAŞAK [email protected] Pantolon deyip geçmeyin ANY Exit isimli Bulgar firması, bisiklet ve motosiklet kullananların çok memnun olacağı, ancak kamp yapmayı sevenlerin ve avcıların da kullanabileceği bir pantolon üretti. Pantolonun, iki yanda bir de arkada olmak üzere fermuarla çıkarılıp takılabilen özel cepleri mevcut. Ayrı bir cepte, kötü hava şartlarına karşı bir de panço yağmurluk sıkıştırılmış halde bulunuyor. Pantolonun özellikle arka cebinin kapasitesi çok büyük. Paçalarında ise sürüş sırasında konforu sağlayacak bağlar var. Bu bağları ters döndürüp bacağınıza sardığınızda pantolonun paçası bacağınıza tam olarak yapışıyor ve rüzgar paçanızdan içeri giremiyor. Gayet basit düşünülmüş ancak etkili çözümleri olan ürünün fiyatı henüz belli olmasa da 160 Euro civarı olacağı tahmin ediliyor. Çağdaş Türk Edebiyatı kitapseverlerle Hırvatistan’da buluştu HIRVATİSTAN’ın Pula şehrinde gerçekleştirilen Pula Kitap Fuarı, ‘Çağdaş Türk Edebiyatı’ temasıyla 18’inci kez kapılarını açtı. Türk edebiyatının, yazarlarının ve yayınlarının büyük ilgi gördüğü fuar, 30 Kasım – 8 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlendi. Fuarın resmi açılışı Hırvatistan Kültür Bakanı Andrea Zlatar-Violić, Türkiye Zagreb Büyükelçisi Burak Özügergin ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Develioğlu ile İsrafil Kuralay tarafından gerçekleştirildi. İSTRİA’NIN ETKİNLİĞİ Fuar, İstria Yarımadası’nın Pula şehrinde her yıl düzenlenen en önemli etkinlikler arasında yer alıyor. Fuarın bu yılki ana temasının ‘Çağdaş Türk Edebiyatı olması’ Türk yayıncıları için ayrıca önem taşıyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Zagreb Büyükelçiliği ve İstanbul Ticaret Odası koordinasyonunda K üçük bir aparatla profesyonel fotoğraflar gerçekleştirilen fuarda, Türk yazarları ve sektör temsilcileri yayınlarını sergiledi. Fuarda Ayfer Tunç, Ece Temelkuran, Nedim Gürsel, Murat Uyurkulak ve Emrah Serbes gibi isimler de yer aldı. TAKİP EDİLİYOR Türkiye Zagreb Büyükelçisi Burak Özügergin, Türk dizi ve filmlerinin Hırvatistan’da oldukça ilgiyle izlendiğini, bu nedenle Türk edebiyatının da merakla takip edildiğini kaydetti. Develioğlu ve Kuralay da fuar boyunca standları gezdi ve incelemelerde bulundu. Yerel yayınevlerinin yanı sıra fuara özellikle İtalya, Sırbistan ve Bosna Hersek olmak üzere 200’den fazla uluslararası yayıncı katıldı. FOTOĞRAFA çok meraklı olan az sayıdaki insanın dışında kimse sürekli fotoğraf makinesi taşıma ihtiyacı hissetmez. Ancak günümüzde aslında herkes fotoğraf makinesi taşıyor. Cep telefonlarının hiç de yabana atılmayacak kalitede fotoğraf çekebildiği bir gerçek. Çözünürlük açısından HD standardında fotoğraf çekebilen telefonların tek handikabı lenslerinin küçük olması. İçine giren ışık miktarı azaldığından fotoğrafların karanlık çıkma problemi, özellikle gece çekim yapma meselesi yazılımlarının geliştirilmesi ile halledilmeye çalışılıyor. Oysa cep telefonuna ekleyeceğiniz küçük bir aparatla tatile giderken fotoğraf makinesi taşımaktan bile kurtulmak mümkün. TurtleJacket Penta Eye adlı ürün iPhone 5 için geliştirilmiş. Aparatın beş adet lensin aynı anda takılarak kolay bir hareketle istenen lense geçilebildiği tasarımı, cep telefonu ile çekilen fotoğraflara profesyonel bir hava katıyor. Balık gözü, geniş açı, yakın plan ve tele objektifleri iPhone’nin kendi lensi ile kullanmak da mümkün. Piyasaya henüz sürülen ürünün fiyatı 268 dolar. Motosiklet üzerinde görünür olun BİSİKLET ve motosiklet sürücülerinin kendilerini görünür kılmak için çok çaba harcadıkları bir gerçek. Şimdi tanıtacağımız bu ürün, ‘görünür’ olmak için üretilmiş yeni bir alternatif. Realflex bantları sürücülerin trafikte fark edilmeleri için fosforlu diye tabir edilen kıyafeti adeta bir adım öteye taşımasının yanında kol ve bacaklarını da sıcak tutmayı vadediyor. Bantlar sürücüyü ışıklı diyebileceğimiz, içinde ampuller varmış gibi görünen bir hale getiriyor. Realflex, üç katmanlı olarak tasarlanmış. Basitçe söylersek naylon bir tayt üzerine alüminyum folyo katmanı yerleştirilmiş. En üste de parlamayı sağlayan cam katman serilmiş. 100 metre uzaklıktan ve her yönden görülebilen bantlar piyasaya büyük bir yenilik getirmiş. Almanya’da üretilen bantlar internetten ısmarlanabilir. Kol bandı, atkı ve bacak bandı gibi farklı ürünlerin fiyatları 20 ilâ 40 Euro arasında değişiyor. Sağladığı fayda düşünüldüğünde çok hesaplı olduğu söylenebilir. Açıklanan veriler ve geleceğe bakış Bu hafta yine önemli ekonomik verilerin açıklandığı bir hafta oldu. Önce, işsizlik oranı açıklandı. Geçen yılın aynı ayında yüzde 8.8 olan işsizlik oranı yüzde 9.1 olarak gerçekleşti. OSMAN ARIOĞLU Hatırlanacağı üzere bir önceki ayda da işsizlik oranı yüzde 8.8 olarak açıklanmıştı. Buna göre hem bir önceki yılın aynı ayına göre hem de bir önceki aya göre işsizlik oranında 0.3 puanlık bir artış söz konusu. Mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlara bakıldığında da yine hem bir önceki ayda hem de bir önceki yılın aynı ayında yüzde 9.2 olan oran 0.2 puanlık bir artışla yüzde 9.4 olarak gerçekleşti. İşsizlik rakamlarında temmuz ayından itibaren başlayan artış eylül ayında en üst noktaya gelmiş oldu. Aslında gelinen bu nokta pek de sürpriz değildi. Zira üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının piyasa beklentilerinin bir hayli altında gelmesi işsizlik oranlarında bu artış sürecinin de devam ettiğinin bir göstergesiydi. Ekim ayında da bu trendin devam etmesi sürpriz olmayacaktır. Muhtemeldir ki, kasım ayından sonra önce artış trendi duracak, muhtemelen bu yılı eylül ayı rakamları noktasında bir yerlerde tamamlayacağız ama sonra da yeniden azalışın başladığı ayları göreceğiz. Tüketici güven endeksi yükseliyor Kasım ayında tüketici güven endeksi 3.5 puanlık artışla yüzde 89.2’ye yükseldi. Hatırlanacağı üzere ağustos ayından itibaren düşmeye başlayan bu endeks, ekim ayında yüzde 85.7 oranıyla bir yılın üzerindeki bir sürecin en düşük noktasına ulaşmıştı. Geleceğe bakış anlamında en iyi göstergelerden biri olan bu endeks, kasım ayından itibaren ekonomide başlayan canlanma sürecinin en önemli göstergesi olmuştur. Aslında daha önce Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yayınlanan ihracat rakamları da kasım ayında olumlu bir gidişin başladığını gösteriyordu. Bütün bu göstergeler artık büyüme yönünde ayağın biraz yavaş da olsa zaten frenden çekildiği ayların geride bırakıldığını, şimdi vitesin bir kademe yükseltildiği bir döneme girildiğini işaret ediyor. Merkez Bankası kararları Merkez Bankası’nın gösterge faiz oranlarında 25 puan da olsa bir indirim sürecine girmesi de bu durumun teyidi mahiyetindedir. Evet Merkez Bankası ihtiyatlı olmayı sürdürmeye gayret ediyor. Belki 50 veya 75 puanlık bir indirim de yapabilirdi. Ama o zaman birkaç ay yeni indirim yapmaması gerekirdi. Şimdi önümüzdeki aylarda da indirim sürecinin bu trende devam edebileceğini ama bunun gelişmelere bağlı olduğunun işaretini net olarak vermiş oldu. Merkez Bankası bir yılın altındaki döviz mevduatlardaki karşılıkları da yarım puan artırdı. Bu suretle ortalama döviz mevduat karşılık oranı yüzde 10.2’den yüzde 10.6’ya gelmiş oldu. Böylece piyasadan 850 milyon dolar çekilmiş olacak. Merkez Bankası ayrıca altın cinsinden tutulacak karşılıklara ilişkin rezerv opsiyon katsayısını da 0.1 puan artırdı. Bu hamle ile de Merkez’in altın rezervinde 850 milyon dolar değerinde bir artış olacağı öngörülüyor. Kasım ayında kredi hacminde yükseliş var Merkez Bankası’nın bu kararının arkasında muhtemelen kredi hacminde kasım ayında başlayan canlanma etkili olmuş olmalıdır. Toplam kredi hacminde temmuz ayından sonra başlayan durağanlaşma trendi, kasım ayında yukarı yönde kırılarak yüzde 18’lere doğru bir hareket göstermiş durumda. Bunun içinde kurumsal kredilerin payı kasım ayı sonu itibarıyla geçen yıla göre bir puanlık bir azalışla yüzde 67’ye inmişken, bireysel kredilerin payı bir puan artarak yüzde 33’e ulaşmıştır. Önemli olan yapısal değişimin gerçekleştirilmesinin sağlanması ve bu anlamda uygulanan tüm politikaların birbirini destekler mahiyette olması, ihracat ve üretime dayalı büyüme yapısının sağlıklı bir şekilde oturtulmasıdır. Bunun için kredilerde de selektif davranılması özellikle ihracat kredilerinin belli kriterler de gözetilmek suretiyle desteklenmesi, aynı şekilde inovasyona yönelik yatırımlara ayrıcalık tanınması önem arz ediyor. Sayfa11_Sayfa 10.qxd 12/20/12 11:42 PM Page 1 HAFTALIK } İsmail Şen S AYF A 1 1 güncel 21 ARALIK 2012 } [email protected] Giriflimcinin cesaret aya€› tamam da… B ” Bizim anladığımız şekliyle özgürlük nerede yok edildiyse, hemen her zaman insanlara söz verilen bazı yeni özgürlükler adına yok edilmiştir. Friedrich Hayek ” 1899 – 1992 yılları arasında yaşamış, serbest piyasa ekonomisini sosyalist dalganın yükseldiği dönemde savunmasıyla meşhur, 1974’te kazandığı Nobel Ekonomi Ödülünü, fikir çatışmalarına girdiği Gunnar Myrdal ile paylaşmış, ekonomist ve siyaset bilimci… ir muhasebeci arkadaşım anlatmıştı, yeni bir ürün üretmek için yatırım yapmayı düşünen bir müşterisi fikrini almak istemiş. - Sence bu ürün tutar mı? diye sormuş. Arkadaşım da ürünle ilgili bilgisinin olmadığını belirtmiş ve sektör mensuplarına sormasını tavsiye ederek, bir fizibilite raporu hazırlatmadan girmesinin sakıncalarını anlatmaya çalışmış. Müşterisi sessizce dinlemiş. Bir süre sonra da gerekli yatırımı yapıp ürünü üretmiş ve piyasaya sunmuş. İşlerin nasıl gittiğini soran muhasebecisine de şunları söylemiş: GÖRSEL TARİH - Sen fizibilite falan dedin ama o uzun iş. Ben işe bodoslama girdim. Ürün çok tuttu. İşler de çok iyi… Allah’a şükür ki seni dinlememişim… ★★★ Bir başka hikaye de TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan. Bir Afrika ülkesine gitmek üzere uçaktayken yanına gelen genç bir girişimciyle yaptığı sohbeti bazı konuşmalarında anlatır Hisarcıklıoğlu. Genç girişimci, Rifat Bey’e yaklaşıp hal hatır sorar ve tanışır. Rifat Bey de ne iş yaptığını sorar. - Kozmetik ürünleri pazarlıyorum. - Çok güzel. Peki buralarda hangi dil konuşuluyor? Yerel dilleri biliyor musun? - Yok Başkanım. - Peki İngilizce mi konuşuyorsunuz? - Yok Başkanım. Ben Türkçe’den başka dil bilmem. - İyi de malı nasıl satacaksın? Hiç dil bilmeden olur mu? - Olmaz mı Başkanım. Bundan önceki 20 ülkeye nasıl sattıysam, bunlara da satarım evelallah… Konuşma sürer ve genç adamın tamamen işaret dili ve kağıtlara rakamlar yazarak ürünlerini sattığı anlaşılır. Rifat Hisarcıklıoğlu, girişimciliğin ilk ayağı olan “cesaret”in bizlerde fazlasıyla olduğunu belirtmek için bu hikayeyi arada anlatır. ★★★ Dünya Bankası verileri de bu gözlemi destekliyor. Türkiye’de her 100 kişiden 6’sı girişimci. Ancak hem bu sayının artması gerekiyor hem de inovatif girişim fikirlerinin daha fazla öne çıkması gerekiyor. GEÇMİŞTEKİ TEKNOLOJİ Sıfır güvenlikli çocuk koltuğu İstanbul’da bir dükkan… 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında Kapalı Çarşı’da çekilmiş bir fotoğraf. Lambalar, nargileler, vazolar ve daha sair bin bir çeşit eşya… Dönemin ruhunu, şatafatını yansıtan objeler. Hepimiz biliyoruz ki “girişimcilik”ten anladığımız; “Komşunun yaptığını yap, kaybetmezsin…” Habuki bir süre sonra aynı işi yapanların artışıyla kârlılık düşüyor, dükkanlar kapanıyor, girişimcilik macerası hüsranla sonuçlanıyor. Belki de sorulması gereken soru, “kimin yaptığını taklit edersem kazanırım” yerine, “kimsenin yapmadığı hangi işe girersem kazanırım” olmalı… Bugün 21 Aralık 2012 Yarın da 22 Aralık 2012 olacak. Muhtemelen de bu gazete sizin elinize geçtiği zaman kıyamet kopmamış ve Mayalar yanılmış olacak. Muhtemelen diyorum; çünkü dünyanın her an yok olma ihtimali var. Marduk’un ya da herhangi bir göktaşının gelip dünyaya çarpması da gerekmiyor. Güneşteki güçlü bir patlama sonucu dünyadaki hayatın tamamen yok olması her an ihtimal dahilindedir diyor bilim adamları… Gerçekleşme ihtimali milyarda birlerle ifade edilen bu patlamanın tam 21 Aralık tarihinde gerçekleşmesi ise daha da küçük bir ihtimal. Netice itibarıyla 22 Aralık sabahı, büyük bir ihtimalle Şirince’de kıyametten kurtulmayı bekleyenler dahil, hepimiz güzel bir dünya sabahına uyanacağız. Ve olan, özellikle Rusya’da “ne de olsa kıyamet kopacak” diye vergilerini ödemeyenlere olacak… Modern Mechanix dergisinin Mayıs 1936 tarihli sayısındaki bu haber, muhtemelen ilk bebek ve çocuklara özel araç koltuğunu tanıtıyor. Ancak günümüzdeki koltuklardan oldukça farklı bir amacı var: Küçüklere güzel ve geniş bir görüş konforu sağlamak… Yani amaç güvenlik değil. Zaten ebeveyn için de güvenlik pek de önemli olmasa gerek ki, aracın şoförü de emniyet kemeri takmamış. Zaten emniyet kemeri 1903 yılında icat edilmesine rağmen 1950’li yıllara kadar pek kullanılmamış bir “aksesuar” olarak kalmıştır. BULMACA Atilla Örsel’e plaket İSTANBUL Ticaret Odası Meclis Üyesi Atilla Örsel, 32 yıldır yürüttüğü Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanlığı görevinden ayrıldı. Dünya Cimnastik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, Akdeniz Cimnastik Konfederasyonu Başkan Yardımcılığı gibi önemli uluslararası görevleri uzun yıllar başarı ile sürdüren deneyimli spor adamı, aynı zamanda İTO Spor Kulübü’nün Başkanı olarak Türk sporuna hizmet etmeye devam ediyor. İstanbul Ticaret Odası’nın 13 Aralık 2012 tarihinde yapılan Meclis toplantısında Meclis Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanlığı görevini bırakan Örsel’e Türk sporuna verdiği hizmetlerinden dolayı bir teşekkür plaketi takdim etti. Plaketi Çağlar ve İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dursun Topçu’nun elinden alan Örsel, yaptığı teşekkür konuşmasında Türk sporuna hizmet etmeye devam edeceğini belirtti. Erzincan’a şehit okulu teklifi İSTANBUL Ticaret Odası’ndaki Erzincanlı Meclis Üyeleri, PKK terör örgütüne ilk şehidin verildiği Erzincan’a da bir şehit okulu yapılmasını istiyor. Bundan 28 yıl önce 15 Ağustos 1984’te PKK terör örgütünün Siirt’in Eruh ilçesine düzenlediği saldırı sonucu Erzincanlı er Süleyman Aydın şehit edildi. Aydın, PKK terör örgütünün saldırısı sonucu hayatını kaybeden ilk asker, Erzincan da terör ateşinin düştüğü ‹TO korosu Darülaceze’yi flenlendirdi İSTANBUL Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren Türk Sanat Müziği Topluluğu, Okmeydanı Darülaceze Müessesesi’nde bir konser verdi. Darülaceze Müessese Müdürü Nevzat Bayhan’ın davetiyle verilen konser büyük ilgi gördü. Darülaceze sakinleri, İTO Türk Sanat Müziği Topluluğu’nun seslendirdiği eserleri coşkuyla dinledi. Kurum sakinlerinin sosyal hayata adaptasyonlarının sağlanmasını hedeflediklerini belirten Bayhan, bu tür organizasyonların artarak devam edeceğini söyledi. Grup Şehnaz Buselik Saz Sanatçılarının eşlik ettiği İTO Türk Sanat Müziği Topluluğu konserine tanınmış sanatçı Önder Gülfidan şeflik etti. YAHYA GÜL ilk kent oldu. İstanbul’daki Erzincanlı işadamları da hem eğitime katkı sağlamak hem de hemşerisi oldukları ilk şehit Süleyman Aydın’ın adını unutturmamak için İTO Yönetimi’ne kente bir okul yapılması teklifinde bulundu. Erzincanlı Meclis Üyeleri, İTO’nun Aralık ayındaki olağan Meclis Toplantısında bu tekliflerini İTO Meclis Başkanı İbrahim Çağlar ve Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş’a bizzat sundu. SOLDAN SAĞA: 1- Reklamcılar Derneği tarafından her yıl düzenlenen, birçok dalda reklam sektöründeki kişi ve kurumların başarılı çalışmalarının ödüllendirildiği, adını bir meyveden alan organizasyon… 2- Bir kurum veya kuruluşun kendine seçtiği, bazı ticaret eşyası üzerine konulan, o eşyayı üreten veya satanı tanıtan özel işaret… Bir kuruluşun, bir ticarethanenin belirli bir dönem sonundaki taşınır ve taşınmaz varlıkları ile bunları sağlamak için kullanılan öz ve yabancı kaynakları dengeli olarak gösteren çizelge… 3- Cep telefonu aracılığı ile yazılan iletinin bir cep telefonundan diğer bir cep telefonuna gönderilmesi anlamında kullanılan İngilizce kısaltma… Kenya’nın internet kodu… (Argoda) Yalan, uydurma… 4Radyum elementinin simgesi… Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için vapur kumpanyasından yük konşimentosuna karşılık verilen havale… Kilometrenin kısa yazılışı… 5- Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil… Trabzonspor için kullanılan kısaltma… Elginkan Topluluğu’nun armatür markası… 6- Kullanılması hemen mümkün olan para… Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad… Hindistan’ın internet harfleri… 7- Adını telefon sözünden alan çamaşır deterjanı markası… İngiliz soyluluk ünvanı… 8- Bir ihracatçı firmanın malını dış piyasada iç piyasada sattığından daha düşük fiyatla satması… Zehirsiz, çok iri bir yılan türü… 9- Türk müziğinde mızrapla çalınan, uzun saplı, telli bir çalgı… Procter & Gamble’ın çamaşır suyu markası… 10- Bir tembih sözü… Emlak alıp satma işiyle geçinen kimse… 11- Belirli maddeleri satma izni olan kimse, dükkân veya kuruluş… Toprak Mahsulleri Ofisi’ni simgeleyen harfler… Azerbaycan’ın plaka imi… 12Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun kısaltması… “Çok az para” anlamında bir benzetme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1Ülkeler arasındaki iki yanlı ticaret anlaşmalarının, temelde malla ödemeyi öngören bir türü… Türk Ekonomi Bankası için kullanılan kısaltma… 2Romanya’nın internet kodu… Üye… Nestle tarafından üretilen Antep fıstıklı çikolata markası… 3- İstanbul Giyim Sanayi’nin 1969’dan beri kullandığı erkek giyim markası… Piyangoda bir kimseye çıkan para… 4Tacikistan’ın para birimi… Merkez Bankası’nı simgeleyen Haz›rlayan Nalan M. ALAKENT [email protected] harfler… Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke… 5Stronsiyum elementinin simgesi… Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge… 6- (Eski dilde) Su… İtalya’nın Euro’dan önceki para birimi… 7- Hem yatırım fonu almak hem de istenildiği anda nakit olarak kullanmak amacıyla oluşturulan fon türü… Makine Mühendisleri Odası için kullanılan kısaltma… 8Güreşte bir oyun… Boya sanayisinde kullanılan beş litrelik ambalaj… 9- Bir nota… (Tersi) Kalay elementinin simgesi… Kanada’nın internet harfleri… 10- İnşaat, turizm, taşımacılık, finans, iletişim ve savunma alanlarında faaliyet gösteren bir şirketler grubu… Küme… 11- Senet veya çekin arkasının kime ödeneceği belirtilmeden imzalanmasıyla yapılan ciro… Rus imparatorlarına verilen ünvan… 12- Kanunu, kebabı ve köyü vardır… Aksaklık, bozulma. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA } S AYF A 1 2 KÜLTÜR-SANAT 21 ARALIK 2012 } 15 yıldan sonra dönüş LİSE yıllarında başladığı hat sanatına 15 yıl ara veren Bilal Akkaya, hat tutkusunu ve bu sanata tekrar dönüşünü şu şekilde anlatıyor: “Sanatsever hocalarımızdan dolayı okul yıllarında sanata bir ilgim oluştu. Hattat üstadı Ali Rüştü Oran’dan ders aldım. Ders alan herkes gibi ben de bir hat kitabını okur, inceler, çizerdim. Daha sonra hat sanatının önde gelen ustalarından Saim Özel Hoca’yla tanışma fırsatım oldu. Asıl hat sevgim ondan Altın tozuyla yapıyor, 4 bin TL’ye alıcı buluyor Hattat Bilal Akkaya’nın 1 ile 3 günde altın tozuyla yaptığı tablolar, 1.000 TL’den başlayıp 4 bin TL’ye kadar alıcı buluyor. sonra başladı. Hat sanatında sülüs, nesih ve rika olmak üzere üç bölümü, Saim Özel’den ders alarak bitirmiş oldum. Rika el yazısı, nesih Kuran-ı Kerim’in normal güncel hattı, sülüs daha çok süslemeli tablo şekline gelen hali. İcazet aldıktan sonra hat sanatında bir kopukluk yaşadım. Hat sanatının biraz daha batı yüzü olan grafik ve reklâm işine devam ettim. Hat sanatına tekrar dönüşüm 15 yıl geçtikten sonra bir vapur gezisindeki sohbetle gerçekleşti.” Hat sanat›yla grafi€i birlefltirdi H AT sanatçısı Bilal Akkaya, modern grafik sanatıyla klasik hat sanatını birleştirdi. Hat sanatına yeni bir bakış getiren Akkaya, İETT Modern Hat Sergisi, Türkiye Finans Katılım Bankası takvim tasarımı, Klasik Sanatlar Sergisi gibi birçok önemli projeye imza attı. 24 Aralık’ta eserlerini Türk Hava Yolları Dış Hatlar bölümünde sanatseverlerle buluşturacak olan Akkaya, “Hat sanatı Batılıların resimle ulaşmak isteyip de ulaşamadıkları bir zirve” dedi. Akkaya, modern hat sanatı hakkında şu bilgileri aktardı: “Klasik hat sanatı yanında bizler yaşadığımız çağın da sanatımıza yansımalarını MÜRSEL SÖNMEZ [email protected] İstanbul taciri Çok küçük yaşlarda hat sanatına gönül veren Bilal Akkaya, becerisi sayesinde lise yıllarında ustasından icazet aldı. Eserlerinde geleneksel hat sanatını modern sanatla birleştiren Akkaya, “Hat sanatı Batılıların resimle ulaşmak isteyip de ulaşamadıkları bir zirve” diyor. MEHMET KAPAN TİCARET VE HAYAT Sayfa12_Sayfa 12.qxd 12/20/12 11:43 PM Page 1 mutlaka göstermek durumundayız. Hat sanatının kamışla belirli nokta ölçüleriyle sınırlı kalmasını istemedim. Bunun için grafikle birleştirip farklı bir bakış açısıyla modern hat sanatının çizgilerini oluşturdum. Modern hat sanatında siz kendinizi ifade edersiniz. Daha özgür, belirli bir kuralın olmadığı, aynı zamanda estetiği barındıran bir sanat. Çizgilerde herkes farklı bir şeyler bulabiliyor. Mesela bir lale figüründe Allah, bir gül motifinde de Muhammed yazısı görülebiliyor.” Akkaya, eserlerini iki yıldır İstanbul Ticaret Odası tarafından Eminönü Meydanı’nda organize edilen Açıkhava Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluşturuyor. Bu serginin kendisi için yurtdışına açılım sağladığını belirten Akkaya, “Açıkhava Sanat Merkezi’nde eserlerimi sergiledikten sonra Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde sergi açmak için teklif aldım. İrlanda’dan da sergi teklifi geldi. Eserlerimizden beğenip kendi ülkesine alıp götüren birçok kişi oldu. Bu çadır dünyaya açılan küçük bir pencere gibi” yorumunda bulundu. Bilal Akkaya’nın farklı tasarım tabloları arasında sağdan sola bakınca “Allah”, soldan sağa bakınca “God” yazan bir tablo da bulunuyor. Sabır, sebat, istikrar… HAT sanatının, kabiliyetten öte sabır, sebat, istikrar gerektiren bir sanat olduğunu söyleyen Bilal Akkaya, “Hat sanatını bana göre herkes yapabilir. İnsanın doğasına uygun bir sanat. Dünyanın en büyük hatibi kekemeymiş. Dünyanın en güzel müziğini yapan Beethoven işitme engelli. Bunun için insanın eli biraz kalem tutuyorsa kabiliyet yerine sabır, istek, azim olması yeterli” diye konuştu. Hindistan’dan su ar›tma için ortakl›k teklifi HİNDİSTAN’ın Driplex Water Engineering Ltd. firması, su arıtma ve ön arıtma sistemleri konularında iddialı olduğunu belirterek, Türk firmalarıyla irtibata geçmek istiyor. Sektörle ilgili yeni teknolojileri bulunan firmalar, Driplex Water Engineering Ltd. ile bağlantı kurabilir. Tel: 0091 120 4234492 www.driplexwater.com [email protected] Asya’dan otomotiv sektörüne davet HİNDİSTAN’ın önde gelen otomotiv firmalarından Mahindra; başta traktör, ticari araç ve 4x4 araçları olmak üzere geniş bir yelpazede üretim yapıyor. Firma Güney Kore’nin Ssang Yong firmasının yüzde 80 hissesine de sahip. Mahindra Otomotiv firması özellikle traktör üreten firmalarla temas geçmek istiyor. Firmanın taleplerine http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/AnaSayfa .aspx adresinden ulaşılabilir. İstanbul’umuzun güzelliğini ve değerini söylemek övüngenlik değil, bir hakkı teslim etmektir. Bu şehir salt tarihi dokusu ile değil, güncel dinamik yapısı ile de evrensel çapta bir değerdir. Tarihten bugüne ve yarınlara akan ve aktıkça yatağını genişletip çağıltısını artıran bir nehir gibidir İstanbul. Küresel çapta bir kültür unsuru olmasının yanında, gelişen ve büyüyen Türkiye’ye paralel olarak iktisadi değer ve önemini de artırmaktadır. Zengin bir tarih mirasına sahip olmak, her zaman zenginliği getirmiyor beraberinde. Bu miras, o toprak ya da ülkenin sahiplerinin değer vermesiyle ve onu insanlığa sunmasıyla değerini koruyacak ve artıracaktır. Uluslar arasındaki savaş ve çekişmelerin iktisadi, siyasi ve kültürel düzlemde seyrettiği bir zamanda, her ülke, varlık envanterinin ilk satırlarına artık tarihin miras bıraktıklarını da koymaktadır. Tarihsel miras, sahipleri için bir özgüven unsurudur. Önce İstanbul gibi bir değere sahip olduğumuzun bilincine varmak gerekli. Güven verici bu değer üzerinden kültürel ve maddi kazanımlar sağlanabilir. Yaşadığımız zaman diliminde refah ve bunalımı birlikte yaşayan insan, ulaşımın seri ve hızlı gerçekleşmesinin sağladığı avantajla gezip görerek nefes almaya çalışmaktadır. Doğal olarak cazibe merkezi olan yerler tercih edilmektedir. Bu tercihin elbette maddi karşılığı vardır. Konu zaten ehlince yeteri kadar ele alınmış ve alınmakta, gerekenin yapılmasına da çalışılmaktadır. Küçülen dünyada cazibe merkezleri büyümektedir ve bunların en parlaklarından birisi de İstanbul’dur. Turizm kanalı ile açılan yoldan ticaret de faydalanmalı, İstanbul’un özgün bir ticari merkez olmasının yolları aranmalıdır. Söz konusu özgünlük ise bize mahsus ticaret üslubudur. Ticaret uğraşında olanların dış dünya ile teması noktasında ‘İstanbullu olmak’; güvenilir olmak, insanilikten kopmamak, işin gereği neyse onu yerine getirmek anlamında bir avantaj olmalıdır. İstanbul’un taciri şehirlerinin doğası gereği medeni, işlerinin doğası gereği canlı ve dinamik, kültürleri gereği dürüst olarak, hem kendileri hem de ülkemiz için daha ileri başarı düzeyine çıkabilirler. ‘İstanbul taciri’ sözü İstanbul ticareti yapmak değil, İstanbul’a yakışan ticaret yapmak anlamındadır ve önemlidir. Buradaki ticaretle dünyanın varoşlarında ticaret yapmak arasında fark vardır. Her ne kadar sanal ticaret vs. işin içine girse de, ayak basılan yer önemlidir. Sanallığın bir gerçekliğe dayanmak mecburiyeti vardır. İstanbul, hem gerçeklik hem efsane hem de güzelliktir. Onun için, burada bir iş yapmak, güzelliğine denk iş yapmayı zorunlu kılar. İstanbul’da ticaret yapanlar dünyanın eski ve büyük çarşısının tacirleridirler. Büyük çarşının da usulü, üslubu, kural ve kaidesi vardır. Ruhu kadim, bedeni zinde olmak zorundadır. Hangi iş alanı olursa olsun o işle iştigal edenler İstanbul’da ticaret yapmanın bilinciyle ve kapasitelerini zorlayarak daha ileri adımlar atmanın yollarını aramalıdırlar. Çünkü, hayatın sınırsız canlı dünyasında keşfedilmeyi bekleyen nice noktalar var. Önce bunun bilinmesi yani bilgi gereklidir. Bilginin yanında yapılan işi sevmek, bu işin mensup bulunulan toplum ve ülke için ne denli önem sahibi olduğunu iyice kavramak gerek. Bilgilendirme hususunda İTO’nun çeşitli alanlara dikkat çeken yayınlarını izlemek birer işaret taşı niteliği taşıyor ve yeterli olduğunu söylemek de mümkün. Odamız İstanbul’a bakıyor. Dünyanın da artık daha çok baktığı İstanbul’a. Bu bakış buluşmasını üretici ve başarıcı bir iradeyle kazanca dönüştürmek gerekiyor. Tarihimiz yarınlarımızın teminatı olduğu gibi, yaptıklarımız da yapacaklarımızın garanti ve teminatı olmalı. İş yapma coşkusu bize ayrı bir fayda olarak soyut kavramlar üzerinden tartışmanın havanda su dövmek kısır döngüsünden ibaret olduğunu gösterecek, asıl meselenin iş olduğu gerçeğini bir kez daha vurgulamış olacaktır.