Şirketlere inovasyon tüyoları

Transcription

Şirketlere inovasyon tüyoları
Sayfa01_Sayfa 4.qxd 12/20/12 11:32 PM Page 1
Delil de yok suç da
‘Bu süreci dostlarım
olmasaydı ayakta
geçiremezdim’
Yalçıntaş, “Bu süre zarfında yanımda
olan, bana inanan dostlarıma
teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar
olmasaydı ben bu süreci ayakta
geçiremezdim. Dün görevimin
başındaydım, şimdi buradan tekrar
görevimin başına dönüyorum” dedi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş’ın
da aralarında bulunduğu 15 sanık, Yüce Divan’da
yargılandıkları davada beraat ederek aklandı.
Kendisine verilen desteğe teşekkür eden
Yalçıntaş, görevinin başında olduğunu söyledi.
KARARI KILIÇ AÇIKLADI
İSTANBUL Ticaret Odası
Başkanı Murat Yalçıntaş, Başkan
Vekili olduğu İDTM ile bir fuarcılık
şirketi arasındaki davanın
sonucunu etkilemek iddiasıyla
yargılandığı Yüce Divan’da beraat
etti. Anayasa Mahkemesi’nde
görülen davanın son
duruşmasında kararı Mahkeme
Başkanı Haşim Kılıç açıkladı.
Yüce Mahkeme, hiçbir
şüpheye yer bırakmayacak
biçimde Yalçıntaş’ın
beraatine karar verdi.
15 SANIĞA BERAAT
BAŞKAN Haşim Kılıç,
soruşturma evresinde elde edilen
delillerden bir kısmının hukuka
uygun bulunmadığını, diğer
delillerin ise sanıkların iddia edilen
suçlara ilişkin mahkumiyetine
yeterli olmadığını söyledi. Kılıç, bu
nedenle Dr. Yalçıntaş dahil 15
sanığın ayrı ayrı beraatine karar
verildiğini belirtti. 7’de
İşte Anayasa Mahkemesi kararı
“Kamu davasında; soruşturma
evresinde elde edilen delillerden bir
kısmının hukuka uygun olmaması,
diğer delillerin ise sanıkların üzerlerine
atılı rüşvet suçundan
mahkumiyetlerine yeterli bulunmaması
nedeniyle Ceza Muhakemesi
Kanunu’nun 223. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (e) bendi gereğince
ayrı ayrı beraatlerine…”
“Tüccar, milletin
emeği ve üretimini
kıymetlendirmek için
eline ve zekasına
emniyet edilen ve bu
emniyete liyakat
göstermesi gereken
adamdır.”
ISSN 1300-3666
21 ARALIK 2012 YIL: 54 SAYI: 2738
Şirketlere
inovasyon
tüyoları
Rekabetin Ar-Ge, teknoloji, yüksek katma
değer ve inovasyon alanlarına kaydığı
günümüzde şirketlerimizde yapacağımız
çok şey var. İşte son bir aydır inovasyon ile
ilgili katıldığım toplantılarda
öğrendiklerimden bazıları:
1. İnovasyon ve yaratıcılığı hayal gücü,
şüphecilik ve gözlem yeteneği besliyor.
2. İnovasyonun başarısı ticarileştirme ile
ölçülmeli.
3. En heyecan verici buluşlar dahi tüketici
dostu olmalı.
4. İnovasyon değer yaratmak için yapılır.
5. Şirketlerin global rekabet gücünü ve
gelecekteki konumlarını inovasyon
yetkinlikleri belirler.
6. Şirketler inovasyon hızlarını sürekli
rakiplerinin üzerinde tutmalı.
Yavaşlayanın geride kaldığı bir dönem
yaşanıyor. Dr. Can Gürlesel yazdı 7’de
Hat sanatıyla
grafiği birleştirdi
Hat sanatçısı
Bilal Akkaya,
modern grafik
sanatıyla
klasik hat
sanatını
eserlerinde
birleştirdi.
Hat sanatının,
kabiliyetten
öte sabır, sebat, istikrar gerektiren bir
sanat olduğunu söyleyen Akkaya, “Hat
sanatı Batılıların resimle ulaşmak
isteyip de ulaşamadıkları bir zirve”
diyor. Akkaya, yurtdışından da sergi
daveti alıyor. Mehmet Kapan 12’de
Girişimcinin cesaret
ayağı tamam da…
Dünya Bankası’nın da desteklediği
verilere göre Türkiye’de her 100 kişiden
6’sı girişimci. Ancak ‘girişimcilik’ten
anladığımız; “Komşunun yaptığını yap,
kaybetmezsin…” İsmail Şen 11’de
İstanbul tİcaret odası yayını
e-gazete: www.istanbulticaret.org.tr
iPad ve iPhone için AppStore’da “ito” ile arayınız
‹TO’dan mikro çarklar›
h›zland›rmak için
8 RAPOR
‘ÜRETİMİ ENGELLEYEN NE
VARSA KALDIRACAĞIZ’ SÖZÜ
SAĞLIK Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
Ekonomi Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı
yetkililerine konularına göre iletilen raporların tümü,
AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a da takdim edildi.
Kurtulmuş, “Türkiye’de üretimin önünde kısıtlayıcı
hangi engeller varsa bunların kaldırılmasını
sağlamaya gayret edeceğiz. Türkiye
hakikaten kendi üretim gücü üzerinde reel
ekonomisini güçlendirmiş bir ülke olarak
inşallah bu süreçte ortaya çıkarmış olduğu
kendi serüvenini güçlendirerek yoluna
Soyhan
ALPASLAN
devam edecek” diye konuştu. 8 rapor 5’te
‹TO ifl dünyas› için neler istedi?
■ Mali Risk Sigortası
sistemi devreye alınmalı.
Çek karşılıksız
çıktığında
başvurulabilecek, zararın
belki belirli bir kısmını,
belki de tamamını
karşılayabilecek bir
sigorta mekanizması
piyasaya güven verir.
■ Sektördeki bütün giderler
büyük oranda arttığı için
Sağlık Uygulama Tebliği
(SUT) fiyatları
güncellenmeli.
■ İş güvenliği uzmanı
zorunluluğu gözden
geçirilmeli.
■ Tüm işyerleri için iş
güvenliği uzmanı ve
işyeri hekimi çalıştırma
zorunluluğu işyerinin
tehlike sınıfı ve çalışan
sayısına göre
Plastikçiler ilk
özel OSB’yi kuruyor
Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER),
Kırklareli’nin Vize İlçesi’nde Türkiye’nin
ilk özel Organize Sanayi Bölgesini
(OSB) kuruyor. Yaklaşık 110
plastikçinin yer alması planlanan
PAGDER & Aslan Özel Organize Sanayi
Bölgesi (PAOSB), şimdiden yüzde 50
doluluk oranına ulaştı. PAOSB’nin 600
milyon liralık yatırımla tamamlanması
planlanıyor. Soyhan Alpaslan 8’de
İstanbul Ticaret
Odası, iş dünyası
ile ticaretin
önündeki
engelleri yine iş
dünyasının
önerdiği çözüm
modelleriyle
birlikte
Ankara’ya iletti.
düzenlenmeli.
■ Özel istihdam
bürolarında istihdam
edilmesi zorunlu olan
nitelikli personelin
özellikleri subjektif
değerlendirmelere imkan
vermeyecek şekilde daha
net ve belirgin olmalı.
■ Alışveriş merkezleri ve
büyük mağazalara
Avrupa standartlarında
düzenleme getirilmeli.
■ Perakende sektöründe
indirimler haksız rekabet
doğurmamalı. Yerli ve
yabancı müşteriyi teşvik
eden uygulamalar
gerçekleştirilmeli.
■ Kredi kefaletinde eş
rızasının aranması hususu
kaynak kanundaki örneğe
göre yeniden
düzenlenmeli.
Merkez Bankas›’na
piyasadan geçer not
Kerem
Alkin
2’de
Aç›klanan veriler
ve gelece€e bak›fl
Osman
Arıoğlu
10’da
Charles Evans
ABD’ye Noel
Baba erken geldi
Faizleri 2008’den bu yana sıfıra yakın tutan
ABD Merkez Bankası (FED) Açık Piyasa
Komitesi, son kararı ile ekonomiye daha
fazla destek sinyalini verdi. Bu karar Şikago
FED Başkanı Charles Evans’ın çizgisine de
yakın. Bu neden önemli? Çünkü Evans,
FED’in yeni başkan adayı olarak görülüyor.
Tamer Çerçi’nin analizi 2’de
Metal dökümcüler
organize ihtisas
bölgeleri istiyor
Metal dökümcüler, üretimi geliştirmek
için dökümde ihtisaslaşmış organize
bölgeler kurulmasını istiyor.
Hammadde ve teknolojide dışa bağımlı
olan sektör, Uzakdoğu’dan gelen ucuz
ve kontrolsüz ürünlerle de karşı karşıya.
Fahri Sarrafoğlu 6’da
‹hale üstüne
ihale
Ertuğ
Yaşar
3’te
‹stanbul
taciri
Mürsel
Sönmez
12’de
Yayıncılıkta 500
milyon dolarlık korsan
Türkiye’de yayımlanan kitapların ortalama
yüzde 50’si korsan. Avukat Cahit Suluk,
hacmi 1 milyar doları geçen yayıncılık
sektöründe korsanın payının 500 milyon
dolar olduğunu söyledi. Korsan kullanım
oranı internette ise yüzde 70’lere kadar
çıkıyor. Şimdi gözler, Almanya’dan örnek
alınan ve önümüzdeki yıl çıkması beklenen
yeni telif yasasında. Metin Şen 3’te
Sayfa02_Sayfa 2.qxd 12/20/12 11:33 PM Page 1
ABD’ye
Noel Baba
erken geldi
A
HEDEF YÜZDE 6.5
FED, daha önce düşük faiz politikasına 2015 ortasına
kadar devam edeceğini açıklamıştı. Ancak FED, ilk kez
bu programın bitiş süresine dair somut bir gösterge
21 ARALIK 2012
}
Şikago rüzgarı
Faizleri 2008’den bu yana sıfıra yakın tutan FED
Açık Piyasa Komitesi, son kararı ile ekonomiye
daha fazla destek sinyalini verdi. Bu karar Şikago
FED Başkanı Charles Evans’ın çizgisine de yakın.
Bu neden önemli? Çünkü Evans, FED’in yeni
başkan adayı olarak görülüyor.
BD ve Avrupa zor ekonomik
koşullar altında Noel tatiline
girmek üzere. Bütün evlerde
çam ağaçları süslenmiş,
ışıklandırılmış bir şekilde salonlarda
hazır. Çocuklar heyecanla Noel Baba’nın
çam ağaçlarının altına bırakacağı sürpriz
hediyeleri bekliyor.
Sadece çocuklar mı?
Büyükler de doğa ve ekonomik koşullar karşısında
Noel Baba’yı beklemeye başladı. Fakat özellikle
Amerika’daki büyükler daha şanslı. Noel Baba, daha
Noel gelmeden finans piyasalarında ılık rüzgarlar
estiriyor. Malum ikinci başkanlık dönemine başlayan
Obama’nın ekonomiyi büyütecek politikaları mı yoksa
kemerleri daha da sıkacak araçları mı benimseyeceği
merak konusuydu. ABD’de halk kemer sıkmaya devam
ediyor ama Amerikan Merkez Bankası (FED) finansal
piyasaları rahatlatıyor. Bilindiği gibi Amerika’da
istihdam verileri hâlâ olumsuz. Bu nedenle FED geçen
hafta, ekonomiyi canlandırmak için parasal genişleme
politikasını sürdürme kararı aldı. Buna göre uzun vadeli
faiz oranlarını düşük tutmak için aylık 45 milyar dolar
harcama ve ülkedeki işsizlik oranları yüzde 6.5’e
düşene kadar kısa vadeli faiz oranlarını sıfıra yakın
tutma politikası sürecek. Bu arada FED, ABD
ekonomisini canlandırmak için ayda 40 milyar dolarlık
tutsat (mortgage) tabanlı tahviller almaya da devam
edecek. FED, buna ilaveten, bu ayın sonunda sona
erecek kısa vadeli tahvillerin uzun vadeli tahvillerle
değişimini öngören ‘twist operasyonu’ programının
ardından, yine uzun vadeli faiz oranlarını düşük tutmak
için aylık 45 milyar dolar harcayacak.
GÜNCEL
Charles
Evans
EKO
PRİZMA
TAMER
ÇERÇİ
.tr
[email protected]
tamer.cer
ortaya koydu. Buna göre FED, kısa vadeli
faiz oranlarını rekor düzeyde sıfıra yakın
tutma politikasına, önümüzdeki 1-2 yıl
içinde enflasyon yılda yüzde 2.5
düzeyini geçmediği müddetçe, ülkedeki
işsizlik oranları yüzde 6.5’e düşene
kadar devam edecek.
BÜYÜMEYE İLİŞKİN KAYGILAR
FED bu kararlarının gerekçesini ise şöyle açıklıyor:
“Ekonomik büyümenin, yeterli politika düzenlemeleri
olmaksızın, işgücü piyasası koşullarında sürdürülebilir
gelişme yaratmaya yetecek güçte olmayabileceğine
ilişkin kaygılarımız devam ediyor.”
FED’in son kararını
destekleyen önemli bir
isim ise Şikago FED
Başkanı Charles Evans.
Parasal genişleme
savunucusu Charles Evans
da işsizlik oranı yüzde
6.5’e ya da enflasyon
yüzde 2.5’e gerileyene
kadar FED’in faizleri düşük
tutması gerektiğini
savunuyordu. Evans,
daha önce esnek
para
politikasının
işsizlik yüzde 7’ye
ve enflasyon yüzde
3’e erişinceye kadar
devam etmesi
çağrısında bulunmuştu.
Faizleri 2008’den bu yana
sıfıra yakın tutan FED Açık
Piyasa Komitesi, son kararı
ile hem Evans’ın çizgisine
yaklaştığını gösterdi hem
de daha fazla ekonomik
destek sinyali verdi. Bu
neden önemli? Çünkü
Evans FED’in yeni başkan
adayı olarak görülüyor.
Şimdiki Başkan
Bernanke’nin görevi
bitirmesine bir yıl var.
Bernanke’den sonra ise
Charles Evans’ın gelmesi
bekleniyor. Neticede
Amerikalılar Noel’de Evans
daha koltuğa oturmadan
estirdiği ılık rüzgarla
şimdilik mutlu.
Kıyamet kimler
için kopuyor?
Bugün 21 Aralık, yıllardır üzerinde tartışılan,
yazılıp çizilen meşhur kıyamet tarihi. Aslında
1960’lardan itibaren bazı New Age (Yeni Çağ)
yazarları bu konuyu gündeme getirdiler.
1990’ların ortalarından itibaren bu iddiayı dile
getiren birçok spekülatif tarihçi, kıyamet tarihi
unsurunu öne çıkardı. Nostradamus ve kayıp
şehir Atlantis efsaneleri yaygınlaştı.
Nihayetinde 1996 yılında yayınlanan The
Mayan Prophecies bu konuda dönüm noktası
oldu. Bu furyadan Hollywood da istifade
etmek istedi. ‘2012’ filmi büyük ilgi gördü. Şu
anda Amazon sitesinde kıyamet ile ilgili 175
kitap var. Bu kitaplar yıllarca peynir
ekmek gibi sattı. Buna benzer kitaplara
ülkemizde de rastlamanız
mümkün. NASA kıyametle ilgili bir
günde 1.000’i aşkın mail
aldığını söylüyor. Biz gerçekten
de bazıları için kıyametin başladığına
inanıyoruz. 21 Aralık 2012 tarihini idrak
ettikten sonra kıyamet yazarları, kıyamet
kitaplarını basan yayınevleri, kimi astrologlar,
kimi kişisel gelişim uzmanları artık ne
yapacak? Ya işsiz kalacaklar ya da yeni bir
kıyamet tarihi belirleyecekler. Hatırlarsınız,
1910 yılında gerçekleşen ve 76 yılda bir
dünyamıza en yakın noktadan geçen Halley
Kuyruklu Yıldızı, 2000 yılı başındaki dijital
kıyamet ile millenum efsaneleri ve 1978 yılında
düşen Skaylep Uzay aracı oldukça para
kazandırmıştı. Bize kalırsa bu hafta sonu
yapılacak en güzel iş Hüseyin Rahmi
Gürpınar’ın ölümsüz eseri Kuyruklu
Yıldız Altında Bir İzdivaç romanını
tekrar okumak.
2013’te
büyüme iç
talep artışı
ile gelecek
ULUSLARARASI kredi derecelendirme
kuruluşu Fitch Ratings’in Türkiye Genel
Müdürü Gülcan Üstay, Türkiye’nin üçüncü
çeyrek ekonomik verilerine ilişkin olarak, “Son
dönemde açıklanan rakamlar bizim için çok
endişe verici ve aksiyon alınmasını gerektirecek
rakamlar değil. 2013’te Merkez Bankası’nın iç
talebi artırıcı tedbirler alması gerektiğini
düşünüyorum” dedi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Bankacılık ve
Finans Kulübü’nün düzenlediği toplantıya
katılan Üstay, Fitch’in kasım ayında Türkiye’ye
ilişkin yapmış olduğu değerlendirmelerin halen
geçerliliğini koruduğunu belirterek,
“Türkiye’nin 2012 yıl sonu büyümesi için
belirlediğimiz rakam yüzde 3. Biz bunu aslında
2012 yılı boyunca yüzde 2.2’lerden yüzde 3’lere
kadar revize ettik. Dolayısıyla 2012’nin Türkiye
için büyüme açısından zor bir yıl olacağı
öngörülerimiz dahilindeydi” diye konuştu.
YÜZDE 3 BÜYÜME
Gülcan Üstay, bu yıl sonu için büyüme
öngörülerinin yüzde 3 olduğunu aktararak,
şunları dile getirdi: “Enflasyonda ise yüzde 9
civarında bir oran bekliyoruz. Cari açık rakamı
olarak da yüzde 7.2 şeklinde bir öngörümüz
var. Bizim için önemli olan bundan sonra 2013,
yaşanacak gelişmeler ve Türkiye’nin
performansını 2013’te devam ettirip
ettiremeyeceği, cari açık seviyesinin yüzde 7’nin
çok üstüne çıkıp çıkmayacağı.”
iş dünyasını hem de kendini
geliştirmek isteyenleri bünyemize
bekliyoruz” mesajı verdi.
Üniversitede eğitim gören
öğrencilerden 365’inin tercihlerini
Bursa’dan yaptıklarını söyleyen
Tuna, “11. yılını geride bırakarak
olgunluk dönemine giren
üniversitemiz sektörel ihtiyaçlara
uygun çözümler üretiyor. Şu anda
İstanbul’da mücevherat
mühendisliği bölümü kurarak,
kuyumculuk sektörünün ihtiyacı
olan kalifiye elemanları yetiştirme
konusunda adımlar atıyoruz.
Şirketlerin rating ve
derecelendirmeleri ile ilgili bir
merkez kuruyoruz.
Derecelendirme kuruluşları
Moodys ve Fitch ile ortak çalışma
başlatacağız. Programlarımızı da
ticaret dünyasının talepleri,
ihtiyaçları doğrultusunda
şekillendiriyoruz” dedi.
Genel Yayın Yönetmenliği’ni
yürüttüğüm Bloomberg HT
Kanalı’nda Kasım 2011’den bu
yana Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası Algı Anketi
yayınlıyoruz. Söz konusu Algı
Anketi, piyasa
profesyonellerinin TCMB ile
ilgili nasıl bir algı içerisinde
olduklarını çok net ortaya
koyuyor. Ankette, TCMB’nin
yeterince bağımsız olup
olmadığına dair soru, örnek
vermek açısından, algıyla ilgili
bir soru. Merkez Bankamız
tabii ki bağımsız. Ama,
bağımsızlık ile ilgili algı,
TCMB’den de
kaynaklanmayan nedenlerle,
bazen Bakanlar Kurulu, bazen
de bakanlardan gelen
mesajlarla piyasa
profesyonelleri nezdinde farklı
bir algıya sebep olabiliyor.
Bu anketle amacımız, TCMB
açısından, kendi piyasa
algısının iyi yönetilip
yönetilmediği hususunda
ipucu ortaya koyabilmek.
Nitekim, Kasım 2011 ve Mart
2012 tarihlerindeki 1. ve 2.
anketlerimizde TCMB’nin
kredibilitesiyle ilgili algı
kötüyken, Temmuz 2012 ve
son Aralık 2012 3. ve 4.
anketlerde, TCMB’nin
kredibilitesiyle ilgili algının
müspet yönde sıçradığını
görüyoruz. Başından beri 100
yerli ve yabancı piyasa
profesyoneli ve ekonomistle
düzenlediğimiz ankete verilen
cevapların ışığında, son
ankette, TCMB’nin
kredibilitesinin azaldığını
düşünen hiç piyasa
profesyoneli kalmamış
durumda. Buna karşı arttığını
düşünen veya bir önceki
Temmuz 2012 anketinde zaten
arttığını düşünmesi nedeniyle,
son ankette görüşünü
değiştirmediğini belirten
piyasa profesyonelleri, ciddi bir
kredibilite sıçramasına işaret
ediyor.
Prof. Dr.
KEREM ALKİN
[email protected]
Merkez Bankamızın
bağımsızlığı ile ilgili algı
hâlâ kırılgan
Anketin 2. sorusuna verilen
cevap açısından, Temmuz
2012’deki 3. ankete göre,
TCMB’nin öngörülebilirliğine
yönelik çok hafif bir kırılganlık
gözleniyor. Öngörülebilirliğin
arttığına dair görüş belirtenler
son iki ankette yüzde 50’nin
üzerinde. Ama, arttı diyenler,
7 puanlık gerileme ile yüzde
59’dan 52’ye gelmiş.
‘Öngörülebilirliği azaldı’
diyenler ise, 3 puan artarak
yüzde 6’dan 9’a çıkmış. Merkez
Bankamızın kararlarını
güvenilir bulanlarda da müspet
bir tablo var. Kararları güvenilir
bulanların oranı yüzde 76 ile
hazırlanan dört anketteki en
yüksek değere ulaşmış. Bu
arada, TCMB’nin kararlarını
güvenilir bulmadığını belirten
hiçbir piyasa profesyoneli veya
ekonomist kalmamış. TCMB bu
tabloyu net olarak başarmış
gözüküyor.
Ancak, konu ilk paragrafta
kısaca bahsettiğimiz, TCMB’nin
bağımsızlığı ile ilgili algı
sorusuna gelince durum
değişiyor. TCMB’nin
bağımsızlığı ile ilgili ‘azaldı’
algısına işaret eden yüzde 49’luk
grup, Temmuz 2012’deki 3.
anketten bu yana, ‘görüşüm
değişmedi’ tarafında yer
almakta. Dolayısı ile
‘bağımsızlık’ ile ilgisi değişmeden kütle en büyük kütle olmayı
sürdürüyor. Bununla birlikte,
bağımsızlıkla ilgili görüşünü
‘değişmedi’den 12 puanlık grup,
‘arttı’ya kaydırmış gözükmekte.
Önümüzdeki dönemde,
bağımsızlığın arttığına dair
görüş bildirenlerin oranının
yüzde 50’yi geçmesini arzu
ederiz. Bu, elbette algı.
TCMB’nin bağımsız olup
olmadığı, bizim
sorgulayabileceğimiz, görevimiz
alanında bir konu değil.
Merkez Bankası hem fiyat hem de
finansal istikrarı ihmal etmesin
İstanbul Ticaret
Üniversitesi
yüksek lisansla
Bursa’da
İSTANBUL Ticaret Üniversitesi
yüksek lisansla Bursalı öğrencilere
de eğitim verecek. Üniversite,
İşletme, Muhasebe ve Denetim,
Uluslararası Ticaret ile Uygulamalı
Psikoloji dalında 4 ayrı yüksek
lisans eğitimi başlattı. Bursa’da
ayrıca sürekli eğitim merkezi
bünyesinde 7 program açtı.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü bünyesinde
oluşturulan Bursa biriminin açılışı
için düzenlenen toplantıya İstanbul
Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yusuf
Tuna, üniversitenin Bursa
Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan
ve akademisyenler katıldı. Prof. Dr.
Yusuf Tuna yaptığı konuşmada,
üniversitenin sahip olduğu
akademik bilgi ve tecrübeleri
Bursalılarla paylaşmanın ilk adımını
attıklarını söyledi. Prof. Dr. Tuna,
“Yüksek lisans programları ile hem
Merkez
Bankası’na
piyasadan
geçer not
PLATFORM
}
S AYF A 2
Üniversitenin Bursa
Koordinatörü Prof. Dr. Ali Ceylan
da, eğitim programlarını Uludağ
Üniversitesi’nin deneyimli
akademisyenleriyle
birlikte verdiklerini söyledi. Ceylan,
“Yüksek lisans programlarının yanı
sıra küçük ve orta ölçekli
işletmelerin başarılı e-ticaret
uygulamaları için eğitim
programına başladık. Yeni Türk
Ticaret Kanunu ile ilgili bir program
başlattık. Dış ticaret uzmanlığı ve
ferdi, kurumsal gelişim ile ilgili
çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca aile
şirketlerine yönelik veliahtlar neler
yapmalı, kurumsallık nasıl
sağlanmalı konularında sertifika
programlarımız var. Böylece
Bursa’nın ticaret ve sanayi
hayatına pratikte çözümler
üretecek programları uygulamaya
alıyoruz” diye konuştu.
Bilgi: [email protected]
ESNEK POLİTİKA
Merkez Bankası’nın politikalarını son derece
olumlu bulduğunu belirten Üstay,
şöyle devam etti: “En son yapılan Merkez
Bankası açıklamalarında, 2012’de takip ettiği
politikalara benzer bir politika takip edeceğini
anlıyoruz. Merkez Bankası yine esnek
politikanın devam edip, piyasa koşullarına göre
gerekli müdahaleleri gerekli zamanda
yapabileceğinin sinyalini veriyor. 2012’de
yapılan uygulamada biz gördük ki, piyasaya
müdahalelerde yerinde bir karar aldılar.
Özellikle aşırı ısınan ekonomiyi ve yüzde
30’lara varan kredi büyümesini yüzde 15’ler
civarına kadar indirmeyi başardılar.
2013’te de iç talebi artırıcı tedbirler alınması
gerektiğini düşünüyorum. Çünkü 2013’teki
büyümenin iç talebin artışı ile geleceğini
öngörüyoruz.”
Üstay, Türkiye’de faizlerin yurt dışı
yatırımcılar için hâlâ çok cazip seviyelerde
olduğunu da sözlerine ekledi.
Aralık 2012 tarihli 4. ve son
ankette kritik bir soru da,
TCMB’nin asli görevi olan
fiyat istikrarını ‘yeterince
gözetip, gözetmediği’
hususundaki algı sorusu. Bu
soruyu cevaplayan piyasa
profesyonelleri ve
ekonomistlerin ‘emin
değilim’ diyenlerinin oranı
son ankette ikiye katlanmış.
Evet diyenlerde, oran yüzde
75’ten, yüzde 58’e gerilemiş
durumda. ‘Hayır,
gözetmiyor’ diyenlerin oranı
da yüzde 16, 24’e yükselmiş.
Bu noktada, fiyat istikrarı ile
ilgili algının üzerine bir
miktar çalışması gerekiyor.
Dünya merkez
bankacılığında önemli bir
tartışma konusu olan, bir
merkez bankası sadece fiyat
istikrarını mı gözetmeli,
yoksa finansal istikrarı da,
birinci öncelikli görev olan
fiyat istikrarını ihmal
etmeden, ikincil başlık
olarak gözetmeli mi, ben bu
konuda, ‘evet, finansal
istikrarı da gözetmeli’
tarafındayım. Bu nedenle, ilk
kez ankete eklediğimiz bu
soruya, piyasa
profesyonellerinin ve
ekonomistlerin yüzde 94
oranında ‘evet’ diye cevap
vermesinden mutlu oldum.
TCMB üzerine düşeni yaptı
Bu arada, 18 Aralık salı
günü Merkez Bankamız Para
Politikası Kurulu, 2013
yılında büyümeye katkı
sağlayacağını göstermek
adına, ancak temkinli
duruşunu sürdüreceğini de
hissettirmek adına, sadece
para politikası temel faiz
oranını 0.25 puan indirerek,
yüzde 5.75’e çekti. Türk
ihracatçısının sıkıntılarına
hassas olduğunu göstermek
adına, döviz zorunlu karşılık
oranlarını bir miktar artırdı.
Türkiye’ye yoğun sıcak para
girişine izin vermek
istemediği mesajı ile döviz
kurlarını bir süre daha belirli
bir düzeyde tutacağının
sinyalini verdi.
Görünen o ki, Türk
ekonomisi 2013 yılının mayıs
ayına doğru, yüzde 4 büyüme
hedefini yakalamak adına bir
miktar daha hareketlenecek
gözüküyor. Ancak, 2013
yılının ilk 4 ayında Türk
Ekonomi Yönetimi hem cari
açığı hem de enflasyonu
kontrol etmek adına temkinli
duruşunu sürdürecek.
Sayfa03_Sayfa 3.qxd 12/20/12 11:34 PM Page 1
GÜNCEL
21 ARALIK 2012
}
GÜNDEM
}
S AYF A 3
Dijitale direnmek
hattatın matbaaya
direnmesine benzer
Halk
kütüphaneleri
dijital kitaba
geçecek
KÜLTÜR ve
Turizm Bakanlığı
Kütüphaneler ve
Yayımlar Genel
Müdürü Prof. Dr.
Onur Bilge,
“Kuruluşlardaki güncel
kitap sayısı az” dedi.
Şubat 2013’ten itibaren
e-kitap ödünç alımının
olacağına işaret eden
Bilge, tüm illerdeki
kütüphanelerin
yenileneceğini anlattı.
Bilge, “Halk
kütüphanelerinde bir
zihniyet dönüşümü
yaşanıyor. E-kitaplar
başlangıçta düşük
olacak, ancak biz kamu
kurumları olarak buna
öncülük edeceğiz” diye
konuştu. Halk
kütüphanelerinin güncel
olması gerektiğini
söyleyen Bilge,
önümüzdeki yıl 10 büyük
şehrin halk
kütüphanesine e-kitap
bölümü ekleneceğini
duyurdu.
SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
nereden okuyacağız?”
İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim
Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Medya İletişim
BASIM Yayın ve Medya Meslek
Sistemleri Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Celalettin
Komitesi, İstanbul Ticaret
Aktaş ise geleneksel olandan vazgeçmeden de
Odası’nda ‘Dijital Yayıncılık ve
çevrimiçi kitaplarla bütünleşebileceğimizi
Matbaacılık Sektörüne Etkileri’
söyledi. Aktaş, QR kodları kullanarak
konu başlığıyla bir zümre toplantısı
geleneksel kitapların içeriklerinin
düzenledi. Toplantının açılış
zenginleştirilmesinin mümkün olduğunu
konuşmasını yapan İstanbul Ticaret
belirterek, “Kitabımızın geleneksel kokusunu
Odası Yönetim Kurulu Üyesi
kaybetmeden de çağa ayak uydurabiliriz” diye
Mehmet Develioğlu, Türkiye’nin
Erhan Erken
konuştu. Komedya Bilişim Şirketi Genel
yayıncılıkta gelişme gösterdiğini
Müdürü Erol Dilaver, “Dijitalleşme matbaa
kaydederek, “Dijital yayıncılık bir alternatif
değil, tür” dedi. Develioğlu, 2012 sonunda 50 bin sektörüne iyi gelmedi” dedi. Eskiden filmcilik,
kalıpçılık, montajcılık, renk ayrımcılığı gibi
başlıklı kitap yayınlayan bir ülke konumuna
mesleklerin olduğunu kaydeden Dilaver, baskı
geleceğimizi belirterek, “Dijital yayıncılıktan
sektörünün ambalaj sektörüne dönüşeceğine
korkmamalıyız. Çünkü dijital yayıncılığın en
işaret etti. Dilaver, “İlerde telif ödenecek kimse
gelişmiş olduğu ABD’de bile oran yüzde 5
bulunamayacak. Çünkü herkes dijital ortamda
civarında” şeklinde konuştu. Basım yayın
kendi kitabını yazıp paylaşacak. Her şey
dünyasını buluşturan toplantının oturum
kişiselleşecek. Kitaba sahip çıkalım” talebinde
başkanlığını İTO Meclis Üyesi Erhan Erken
bulundu.
yürüttü. Erken, “Gelişmeleri iyi okuyup
değerlendirmeli, kendimizi dijitale
NEWSWEEK’İN SON BASKISI
hazırlamalıyız” dedi.
Rota Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal
BASILI BELGE KALMAYACAK
Tanık ise tek çarenin dönüşüm olduğuna dikkat
Basın Yayın Birliği Dijital Yayın Danışmanı
çekti. Artık dünyanın dijital yayıncılığa geçtiğini
Mahmut Güleç, e-kitapları anlatarak, “Matbaa
ifade eden Tanık, şunları dile getirdi: “New York
sektöründe çoklu basım gerçekleşmeyecek”
Times çok yakın bir zamanda geleneksel
dedi. “Yakın bir zamanda kartvizit haricinde
yayıncılıktan vazgeçeceğini duyurdu. Dünyanın
basılı bir belgenin bulunmayacağını
en önemli haber dergilerinden biri olan
düşünüyorum” diyen Güleç, e-kitaba geçmenin Newsweek bu ayın sonunda son baskısını
çok kolay olduğunu söyledi. Güleç, şu bilgileri
yapacak. Bu alana küsmek doğru değil. Biz
aktardı: “E-kitapla beraber tek taraflılık
dijitale direnirsek, bu matbaanın Osmanlı
bitecek. Bu süreci kaçırmayalım. Türkiye’de
topraklarına girişinde hattatların direnişinden
2011 yılında 55 bin e-kitap oluşturulmuş. Yine
farklı olmayacak.”
de işin felsefesine inersek çok farklı durumlar
Toplantıya İTO Yönetim Kurulu Üyesi İsrafil
ortaya çıkıyor. Biz 500 sene sonra kitabı
Kuralay da katıldı.
Korsan
üründe
dünyada
alt›nc›y›z
T
METİN ŞEN
New York Times çok yakın bir
zamanda geleneksel yayıncılıktan
vazgeçecek. Newsweek ise bu ayın
sonunda son baskısını yapacak. Basım
dünyasına göre dijitale direnmek,
matbaanın Osmanlı topraklarına
girişinde hattatların direnişinden
farksız. Çünkü, dijital yayıncılık
ABD’de bile yüzde 5 civarında.
İhale üstüne ihale
ERTUĞ YAŞAR
[email protected]
Benim gibi proje
finansmanına meraklı bir kişi
için çok ilginç bir hafta yaşandı.
Önce köprü ve otoyollarının
25 yıllık ihalesi; ardından da
Gediz elektrik dağıtım ihalesi.
İkisi de idare adına başarı ile
sonuçlandı. Yani hükümet,
istediği gelirleri tahsil
edebileceği ihaleleri
gerçekleştirdi.
Ortada birçok rakam, sayı ve
hesap dolaşıyor. Bir görüşe göre
iki ihale de “ucuza” (!) gitmiş.
Özellikle köprü ve otoyollarının
25 yıllık ihalesi, “iddia edilene
göre”, çok ucuza yeni sahiplerini
bulmuş.
Yine de biz bu iddiayı
tartışmadan izin verirseniz
yapılanın ne olduğuna bir
bakalım. Sonuçta devlet, geçmiş
yıllarda biz vergi verenlerin
paraları ile inşa edilen / hayata
geçirilen bazı varlıkların
önümüzdeki yıllardaki
gelirinden, bugün alacağı toptan
bir ödeme kârlılığında,
vazgeçiyor.
Biz buna bir anlamda
“iskonto etme” ya da daha
tüccar ağzı ile “kırdırma” bile
diyebiliriz. Yani aslında
hükümetin elinde, önümüzdeki
25 yıl her yıl 100 lira gelir
getirecek köprü ve otoyollar var.
Tabii bu köprü ve otoyollarının
bir de işletme ve bakım maliyeti
var. Ama hükümet 25 yıl
beklemek ve her yıl hem masraf
edip hem de sadece 100 lira gelir
almak istemiyor. “Birisi bana
peşin bir para versin, ben de bu
gelirden 25 yıllığına
vazgeçeyim” diyor. Sonuçta
devlet 25 yıllık gelirleri
kırdırıyor.
Yatırımcı açısından da aslında
bu oldukça kolay bir hesaptır.
Yayıncılık
pazarının
500 milyon
doları
korsan
Tek zorluk varsayımlarda! Yani
yıllık geliri ne varsayacaksınız ?
Yıllık bakım ve onarım giderini
ne varsayacaksınız Yıllık faiz
oranını ne varsayacaksınız? Bu
veriler elde olsa bir Excel tablosu
ile hemen hesap yapılabilir.
Tabii bir de yatırımcının
kredibilitesinin yüksek olması
gerekir. Kredibilitesi olsun ki,
köprü ve otoyolları kendi parası
ile satın almasın. Olası olduğu
kadar az özsermaye koysun; geri
kalan kaynağı bankalardan
bulsun; satın alınan köprü ve
otoyollarının kazancı ile hem
krediyi hem de faizini ödesin.
Yani bizim birçok kez
yazdığımız ve tanımladığımız
gibi, “elin taşı ile elin kuşunu
vursun!”
Şöyle bir bakınca, sanki bu
işten herkes kazançlı çıkacak gibi
durmuyor mu?
Yani:
a) Devlet kazançlı; çünkü 25
yılda azar azar alacağı ve belki
de yapacağı masraflar nedeni ile
sonuç olarak elinde net olarak
bir şey kalmayacak bir gelire
hemen kavuşuyor.
b) Politikacı çok kazançlı;
çünkü bir kere daha seçilmek
için iyi hizmet götürmek
zorunda olduğu seçmenlerine
hizmet etmek için çok daha fazla
parasal kaynağı olacak.
c) Yatırımcı kazançlı; çünkü
sadece kredibilitesini, ticari
itibarını ve yönetim becerisini
kullanarak (belki de hiç para
koymadan ya da çok az para
koyarak), ciddi bir para
kazanma olanağına kavuşacak.
Kaldı ki, bu işi becerirse hem
Türkiye’de hem de yurtdışında
buna benzer başka işler daha
ortaya çıkacak.
d) Finansör bankalar kazançlı;
TÜRKİYE’de yayımlanan kitapların
ortalama yüzde 50’sinin korsan
olduğunu vurgulayan avukat Cahit
Suluk, “1 milyar doları geçen yayıncılık
sektörünün 400-500 milyon doları
korsan. Bu, Türkiye ölçeğinde çok
büyük bir rakam. İnternete
çünkü ciddi miktarda bir
krediyi, büyük bir olasılıkla iyi
bir faiz ile ve çok uzun bir
dönem, hem de güvenilir bir
müşteriye ve sağlam bir teminat
ile plase edebilecekler.
e) …
Gerçekten de böyle mi? Yoksa
“bir kaybeden” var mı? Ya da
kaybeden tüketici olabilir mi?
Yani eğer yatırımcı istediği
gibi ve denetimsizce zam
yaparsa (İDO özelleştirmesinde
ne yazık ki buna benzer bir
durum yaşadık) ya da yatırımcı
köprü ve otoyolları için gerekli
bakım ve onarımları yapmazsa
ve seyir güvenliği tehlikeye
girerse?
Sonuçta eğer devlet, köprü ve
otoyollarının ihalesinden sonra,
düzenleyici ve denetleyici
görevini yeterince yapmazsa,
tekel olan yatırımcı istediği gibi
at koşturmaz mı? Tüketicinin
cebinden, kazancını maksimize
etmeye çalışmaz mı?
Yani köprü ve otoyollarının
satılması ya da elektrik dağıtım
ihalelerinin yapılması ile iş
bitmiyor. Devlet adına görev
yapan bürokratların, serbest
pazar ilkelerine zarar vermeden,
rekabetin sağlanması görevleri
yapmaları ve bununla birlikte,
tekel olan yatırımcının tüketiciyi
“sömürmesini” önlemeleri
gerekiyor.
Hükümetimiz, hızla artan
altyapı yatırımlarını finanse
etmek için çok iyi bir yol buldu
ve Türkiye’nin hem girişimci
yapısı hem de finansal yeteneği
bu yolun çalışmasını sağlıyor.
Umarız, bu biçimde elde edilen
kaynaklar ülke altyapısının
iyileştirilmesi yolu ile
ekonominin daha hızla
büyümesine olanak sağlar.
baktığımızda ise korsan kullanım
oranının yüzde 60-70’lere çıktığını
görüyoruz. Yazılımlarda ve müzik
eserlerinde sorun var. Son dönemde
buna sinema eserleri de eklendi. Bir
sinema eserini internetten indirmek
sadece 12 dakika” şeklinde konuştu.
%70
AB’nin 2012 İlerleme
Raporu’na göre fikri mülkiyet
hakları konusunda 144 ülke
arasında 86’ncı sıradayız. Amerika
Special 301 Raporu’na göre de,
Türkiye, korsan ve taklit
üründe 6’ncı sırada.
yayıncılık konusunda örnek veren Suluk,
ÜRKİYE, hem korsan ürün kullanım
“Kitap yayıncılarının verdiği bilgiye göre
gerçekleştiriyor hem de
yayıncılık piyasasında 12 tane korsan var. Bir
pazarlamasında köprü görevi görüyor.
kitabı korsanlaştırmak istediğinizde dizgisini
Özellikle Avrupa’ya giden çok sayıda
yaptırıp aynısını basıyor, ondan sonra yarı
taklit ve korsan ürün Türkiye üzerinden geçiyor.
fiyatına piyasaya veriyorsunuz. Yani tatlı
En son AB İlerleme Raporu’nda 2011’de 6
para, kolay para…” diye konuştu.
milyon taklit ürüne el konulduğu ifade edildi.
Amerika Special 301 Raporu’na göre korsan ve
TELİFTE ALMANYA MODELİ
Cahit Suluk
taklit ürün kullanımında Çin’den sonra Tayland,
Tayvan, Arjantin, Hindistan ve Türkiye geliyor. AB
“Bugün artık dünyada ve Türkiye’de dijital
Komisyonu’nun 2012 İlerleme Raporu’na göre,
korsanla karşı karşıyayız” diyen Cahit Suluk şöyle
Türkiye’nin taklit ve korsanla mücadele çalışmaları
konuştu: “Bunu takip etmek çok zor. IP numaralarını
yetersiz. AB, Türkiye’deki fikri mülkiyet haklarını
tespit etmek gerekir. Şu anki hukuki alt yapıda bazı
korumak için fikri mülkiyet hakları ile ilgili 7. fasılı
eksikler var. Yeni Telif Yasası Taslağı’nda bu konu
açtı. Öte yandan 7. fasılda Türkiye’de fikri mülkiyet
düzenleniyor. Alman Telif Yasası’ndan alınan Hadopi
haklarının yasal alt yapısının oluşturulmasında
Yasası’na benzer bir düzenleme geliyor. Önümüzdeki
önemli bir yol alındığına da dikkat çekildi.
yıl bu yasanın çıkması bekleniyor. Bu yasadan sonra
Uygulamada yaşanan sıkıntılara rağmen polisin daha bireysel kullanıcılar yepyeni bir durumla karşılaşacak.
istekli çalıştığı, devletin de daha olumlu bir tavır
İzinsiz bir şekilde korsan sitelerinden bir müzik veya
sergilediği belirtildi.
sinema eserini indirdiğinizde meslek birlikleri ajan
program ‘trojen’i gönderecek. Bu program IP
TÜRKİYE 86’NCI SIRADA
numarasını belirleyecek. Taslak kanun aynen geçerse
8-9 adımda bu tamamlanabilecek. Yaklaşık 1-1.5 yılda
Fikri mülkiyet hakları, 2012 İlerleme Raporu’nda
sonuca ulaşılabilecek. Yani 10 dakikada indirilen bir
yine önemli gündem başlıklarından biri oldu.
Raporda; marka taklidi, sanal ortamda telif korsanlığı, eser için 1 yıl mücadele edilecek.”
Suluk, fikri mülkiyet hakları sorununun çözülmesi
müzik ve sinema eserlerinin izinsiz çoğaltılması,
halinde, 32 fasıldan 7. fasılın halledilmiş olacağını
internet üzerinden indirilmesi gibi konulara yer
belirterek, “Bu da Türkiye’yi AB sürecine bir adım
verildi. 2012 Dünya Ekonomik Forumu’nda da
daha yaklaştıracak” dedi. 2023 yılında 10 dünya
Türkiye’de fikri mülkiyet bağlamında ciddi sorunlar
markası olmanın yolunun kaçakçılığı önlemek
yaşandığı tespiti yapıldı. Rapora göre Türkiye, 144
ülke arasında 86’ncı sırada yer alıyor. Öyle ki, Türkiye, olduğunu belirten Suluk, “Biz bu işi kendimiz için
yapmalıyız” diye konuştu. Marka patentte en fazla
Uganda’nın bile gerisinde. Ürünleri taklit ederek
milyonlarca dolar ciro yapılabildiğini söyleyen avukat sorunla tekstil sektöründe karşılaşıldığını anlatan
Cahit Suluk, giyimde korsan ürünlerin de çok fazla
Dr. Cahit Suluk, “Bunları kayda almaya kalktığınızda
bulunduğunu sözlerine ekledi.
ise birçok sorunla karşılaşıyorsunuz” dedi. Korsan
DEVLET
DESTEïð
Telifte
kaos!
AVUKAT Cahit
Suluk, korsan ürünle
mücadelede mevzuat
açısından yaşanan
sorunları şöyle
özetledi: “Türkiye’deki
mevzuat çağdaş bir
mevzuat ama bazı
sorunlarımız var. Telif
yasası 7. kez
değişiyor. Şu anda
birbiri ile uyumlu
olmayan hükümler ve
maddeler var. Hukuk
öngörülebilir
olmaktan çıktı. İdari
alt yapıya
baktığımızda bir
ayağında Türk Patent
Enstitüsü, diğer
ayağında Telif Hakları
Genel Müdürlüğü var.
Türk Patent Enstitüsü
modern bir yapıya
sahip ama uzman
yetiştiremiyoruz.
Telif Hakları Genel
Müdürlüğü de
muhakkak modern bir
yapıya kavuşturulmalı.
İhtisas mahkemeleri
kuruldu. İlk hakimler
yurtdışına eğitime
gönderildi ama arkası
gelmedi. En ciddi
sorunlar yargıda.
Bilirkişiler konuyu hiç
bilmiyorlar ve çok
yanlış kararlar
çıkmasına neden
oluyorlar.”
iSTANBUL TiCARET ODASI
ORGANiZASYONU iLE
TÜRK MOBiL iLETiêiM
SEKTÖRÜNÜN TANITIMI
ORGANðZASYONUN KAPASðTESð
1.500 fuar katılımcısı
205 ülkeden 67.176 ziyaretçi
63.000 m2’lik sergileme alanı
3.380 basın ve medya katılımı
ÖDEME
Stand alanı kira* bedeli: 890 Pound/m2
Stand inôaatı ve dekorasyonu**: 200 Euro/m2
Minimum Stand Alanı: 6 m 2
TÜRKðYE STANDINDA ðSTANBUL TðCARET ODASI
TARAFINDAN VERðLECEK BEDELSðZ HðZMETLER
100 karakter firma profilinin fuar resmi web sitesi ve e-kataloòunda yer alması
Ofis araçlarından ve ortak ikili görüôme alanı/ toplantı salonundan faydalanma
Elektrik baòlantısı, kablolu internet, temizlik, güvenlik ve ikram hizmetleri
Katılımcılar için hazırlanacak kitapçık/USB’de katılımcı profil bilgisinin yer alması
Ürünlerinizin ðstanbul-Barselona-ðstanbul nakliyesi ve gümrüklemesi,
(6 m2 için 0.33 m3 ve katları)
Stand büyüklüòüyle orantılı giriô kartı
* % 70 devlet desteòinden faydalanmak için, katılımcılar, fuar organizatörü GSMA Ltd. ve stand inôaatçı ile ayrıca sözleôme
yapacak; alan kira bedeli GSMA Ltd.'e, inôaat bedeli doòrudan inôaatçının hesabına yatırılacaktır.
**Stand inôaatına temel dekorasyon malzemeleri, aydınlatma, görsel, alınlık, logo vb. dahildir.
DýKKAT!
Katılım kontenjanı sınırlıdır. Ödeme yapılmadan Odamızdan onay alınması gerekmektedir.
Kesin katılım, GSMA sözleômesinin Odamıza iletilmesi ile mümkün olacak, stand yerleôiminde sözleôme tarihi dikkate alınacaktır.
ãRTãBAT: FUARLAR VE DIä ãLãäKãLER äUBESã
Tel: 0 212 455 61 15 – 0 532 714 83 50 Faks: 0 212 520 15 26
Eposta: [email protected]
Web: www.ito.org.tr / www.mobileworldcongress.com
Sayfa04_Sayfa 4.qxd 12/20/12 11:34 PM Page 1
}
}
S AYF A 4
TİCARET REHBERİ
21 ARALIK 2012
RESM‹ GAZETE
İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN
ÖNLENMESİ: Tayland menşeli ‘vulkanize
edilmiş kauçuktan iplikler ve ipler’ ürününe
yönelik olarak damping soruşturması açıldı.
Ayrıca Hindistan ve Çin Tayvanı menşeli
‘polyester tekstürize iplikler’ ürününe yönelik
olarak da nihai gözden geçirme soruşturması
açıldı. Ekonomi Bakanlığı’nın İthalatta Haksız
Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2011/22 sayılı
Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı.
TÜKETİCİ ÜRÜNLERİNİN GÜMRÜK
KONTROLÜ: Halen iç piyasada tüketici
ürünlerine yönelik gerçekleştirilen piyasa
gözetimi ve denetimleri, 1 Ocak 2013 tarihinden
itibaren gümrüklerde de uygulanacak. Böylelikle
sağlıksız ve güvenilir olmayan ürünler, piyasaya
girmeden geri gönderilecek veya imha edilecek.
Denetimler kırtasiye ve çocuk bakım ürünleri
gibi ürünleri kapsayacak. Tehlikeli kimyasal
madde içeren, sağlığa zararlı kırtasiye ve çocuk
bakım ürünlerinin ülkeye sokulmaması
amacıyla, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren
gümrüklerde denetimler yapılmaya başlanacak.
32 y›ll›k emlak firmas› bayilik veriyor
Emlak ve emlak pazarlama hizmeti
veren Koçak Gayrimenkul Bankası
bayilerini arıyor. 10 bin dolar sabit
yatırımla bayi olunabilen firma, 100
dolar sürekli franchise ödemesi talep
ediyor. Sektörde 32 yılını dolduran
firma, isim hakkını 12 bin dolara satıyor.
Avrupa’da bayilik
ve iş önerisi
AVRUPA’da yaşayan bir Türk
girişimcisi, iş dünyasına Avrupa’da
işbirliği yapmayı önerdi. İstanbul
Ticaret Odası’na yazılı açıklama
gönderen Türk girişimcisi, “Özellikle
Avrupa içerisinde ticaret yapmak
isteyen iş adamlarını davet ediyorum.
Burada her türlü işbirliğine açığız.
Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek,
İtalya, Avusturya, Almanya, Litvanya
ve Bulgaristan’da bu işbirliğini
gerçekleştirebiliriz” dedi. Bilgi: 00386
51852056 [email protected]
Rusya’dan orman
ürünleri için
işbirliği çağrısı
RUSYA’da faaliyet gösteren tomruk ve
kereste üretimi yapan Stroykomplekt
firması, Türk firmalarına ürünlerini
pazarlamak istiyor. Özellikle çam, melek
ve göknar gibi iğne yapraklı ağaçlardan
üretimini gerçekleştiren firma, aynı
zamanda Rusya Federasyonu Ticaret ve
Sanayi Odası Orta Sibirya Bölümü’nün
üyesi. Firmayla ilgili bilgiler Rusya’nın
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret
Mümessilliği’nden edinilebilir.
Tel: 0312 418 75 12
[email protected]
Firma: Koçak Gayrimenkul Bankası
Ülke: Türkiye
Kuruluş yılı: 1980
Faaliyet alanı: Emlak ve emlak
pazarlama
Başlangıç sabit yatırımı (Sermaye):
10 bin dolar
Sürekli franchise ödemesi: 100 dolar
+ KDV aylık aidat
Yan
sanayicilerin
Almanya
buluflmas›
YAN sanayiciler,
Almanya’nın Leipzig
kentinde düzenlenecek Z2013 Yan Sanayi Fuarı’nda
bir araya gelecek. 26
Şubat–1 Mart 2013
tarihlerinde
gerçekleştirilecek fuara,
İstanbul Ticaret Odası da 36
metrekarelik bilgi standı ile
katılacak. Yan sanayicileri
aynı çatı altında
buluşturacak fuarda
katılımcılar inceleme gezisi
yapma imkânı da elde
edecek. Gezi
organizasyonuna katılacak
olan üyeler fuar idaresi
tarafından organize edilen
“Yan Sanayiciler Buluşuyor”
etkinliğinin yanı sıra,
Leipzig’de yer alan önemli
otomobil fabrikalarını da
ziyaret edecek. Fuara ve
etkinliğe katılım göstermek
isteyen üyeler azami 30
adet kataloğu fuar alanında
sergileyebilecek.
Bilgi: 0212 455 62 36
serap.alp.ito.org.tr
VERý BANKALARI VE MADENCýLýüý (BIG DATA)
SEMýNERýNE DAVETLýSýNýZ!
Gittikçe hızlanarak sayısallaåan dünyamızda tüketicilerin yaptıkları her hareket bir sayısal kayıt olarak
depolanmaktadır. Örneâin yapılan her alıåveriå, her doktor ziyareti, sosyal medyada yapılan arkadaå edinme
veya paylaåım kayıtlara geçmekte ve böylece terabaytlar seviyesinde kayıtlar birikmektedir. Big Data denilen
bu kayıtlar kümesi iå dünyası için çok deâerli bilgiler içermektedir. Toplanan tüm bu verilerin analizi
iåletmeler için hedef kitleye eriåim saâlayabilme, tüketici eâilimlerini saptayabilme, pazar dinamiklerini ve
pazardaki fırsatları öârenebilme ve bu sayede doâru üretim yapma, doâru pazarlama karması oluåturma gibi
imkanlar saâlamaktadır. Bu imkanları deâerlendiren iåletmeler, rekabette bir adım öne geçerek büyük
avantajlara sahip olmaktadır.
Genel olarak iå analizi (Business Analytics) ve åirket yazılımı (Enterprise Software) konuları ile ilgili olan
Big Data analiz çalıåmaları, sunduâu yazılım ve hizmetlerle BT sektörü içerisinde hızla büyümektedir.
Bu çerçevede, iåletmelerin büyük veri analizi (Big Data Analysis) çalıåmalarından nasıl faydalanabi
lecekleri ve elde edilen istatistiklerin iåletme yararına en yüksek verimle nasıl kullanılabileceâi hususunda
üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla Odamızca yarım günlük bir seminer düzenlenecektir.
Bu itibarla, 24 Aralık 2012 Pazartesi günü 10.00 – 14.30 saatleri arasında Odamız 5. Kat Meclis
Salonunda düzenlenecek olan “Veri Bankaları ve Madenciliâi (BIG DATA) Semineri”ne kayıt için
aåaâıdaki iletiåim adres ve numaralarını kullanarak Odamızla en geç 21 Aralık Cuma mesai bitimine kadar
temasa geçmeniz hususunu rica eder, saygılar sunarız.
Programın Amacı
Big Data konusunda üyelerimizin bilgilendirilmesi
Kapsamı
Big Data hizmetlerinden nasıl faydalanılabileceâi ve yüksek verimle nasıl
kullanılabileceâine iliåkin çözümler
Yöntemi
Seminer
Konuåmacılar
Yurtdıåı ve yurtiçinden sektörün uzman temsilcileri
Yeri
ãTO Merkez Binası 5. Kat Meclis Salonu
Tarih / Saat
24 Aralık 2012 Pazartesi / 10.00 – 14.30
Hedef Kitle
Tüm üyelerimiz
Katılım
Ücretsizdir
GENðñ BðLGð ðÇðN
Telefon
: (212) 455 48 51 – 53 / Faks: (212) 455 48 59
e-posta
: [email protected] / [email protected]
Franchise giriş bedeli (İsim bedeli): 12
bin 500 dolar + KDV isim hakkı bedeli
Reklâm katkı payı (Firma tarafından
verilen): Alınmıyor
Firmanın verdiği destekler: Zincir
sistem, marka bilinirliği, geniş emlak ağı,
web, teknik ve hukuki destek, sürekli
eğitim, çözüm ortakları, emlak proje
desteği
Bayilik şartları: Merkezi ve görünür bir
caddede minimum 60 m2 ofis, en az 3
emlak danışmanı çalıştırma zorunluluğu,
markayı temsil edebilecek vizyon sahibi
eğitime ve paylaşıma açık adaylar.
Bayilik verilecek bölgeler: Türkiye
genelinde verilecek.
İletişim: 444 0 550
Yetkili kişi: Selçuk Çelebioğlu
Bulgaristan’a meyve sebze
ihracat›nda kolayl›k
TÜRKİYE’nin Filibe Başkonsolosluğu
tarafından, Bulgaristan’a ihracat yapan
yaş meyve sebze ihracatçılarının
sorunlarına yönelik bir dizi çalışma
yapıldı. Başkonsolosluk’un girişimleri
sonucunda Kapitan Andrevo Yaş
Meyve ve Sebze Laboratuarı’nın
akreditasyonu yapılarak aynı gün
çalışmalara başlandı. Böylece yaş
meyve ve sebze taşımacılığı yapan
Türk araçları işlemlerini daha hızlı
gerçekleştirebilecek.
Bilgi: 0312 218 22 26
[email protected]
İsveçli
firma
Türk ortak
arıyor
İSVEÇ’te yapı
ve inşaat
sektörlerine
elektrik
ekipmanları üreten
El-Björn firması,
Türk ortak arıyor.
İsveç firması,
Türkiye’deki ısıtıcı,
aydınlatma satış ve
servisçileri ile
temas kurmak
istiyor.
Bilgi: 0046 371 588 100
www.elbjorn.com
[email protected]
Pakistanlı
firma
işbirliği
istiyor
PAKİSTAN’da her
türlü el sanatı
üretimi yaparak
ihrac eden Sohail
Pakistan
Handicrafts
firması, Türk
pazarına girmek
için ortaklık teklif
ediyor. Firmadan
yapılan
açıklamada,
Türkiye’den çok
talep gördükleri
belirtiliyor.
Bilgi:
www.sohailpakista
nhandicrafts.com
shohailpk101
@yahoo.com
ABD’ye GTS
kapsamında ihracat
yapanlar dikkat!
GENELLEŞTİRİLMİŞ Tercihler Sistemi
(GTS/GSP), gelişmiş ülkeler tarafından
gelişmekte olan ülkelerin ihraç mallarına
gümrükten muaf ya da indirimli oranlar
uygulanması suretiyle rekabet gücü kazandıran
bir sistem. GTS/GSP kapsamında gelişmekte olan
ülkelerin ihracat gelirlerinin artırılması,
sanayileşmenin teşvik edilmesi ve ekonomik
büyümelerinin hızlandırılması amaçlanıyor.
ABD’ye yapılan ihracatın geliştirilmesi ve
ihracatçılarımızın ABD GTS uygulamasından da
etkin yararlanabilmesi için Ekonomi Bakanlığı bir
çalışma yaptı. GTS uygulamasının temel
esasları ve ülkemizin yararlanma durumu ile ilgili
bilgileri içeren yayına
http://www.ibp.gov.tr/pg/assets/rapor/09RP00
7.pdf internet adresinden ulaşılabilir.
Tanzanya’da
iş imkanları
İspanya’dan
teklif var
TANZANYA’da yatırım yapmak isteyen
işadamları için geniş bir yelpazede iş
imkanları mevcut. Başta konut ve altyapı
sektörleri olmak üzere; tarım arazilerinin
ıslahı ve tarımsal analizler, tarımsal
hammadde işleme sanayi, sulama
teknolojileri, gıda güvenliği, pirinç üretim
ve işleme konularında Türk firmalarına
yatırım imkanları sunuluyor.
Bilgi için:
İSPANYA’da bulunan Plasticos Erum
firması, Türkiye’de giysi ve plastik
üreticilerinin yanı sıra distribütörlerle de
irtibata geçmek istiyor. İspanyol firması,
Türk firmalarıyla ortak çalışma yapmayı
planlıyor. Bilgi: 0034 670 280 074
[email protected]
http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/Anasayfa.aspx
Karadağ’da tütün
fabrikası ihalesi
KARADAĞ NDKP Tütün Fabrikası
özelleştiriliyor. Fabrika özelleştirilecek ve
yeniden inşası üzerinden
sermayelendirilecek. 7.4 milyon dolar kayıtlı
sermayesi bulunan ve 109 yıllık geçmişe
sahip olan şirketin hisselerinin yüzde 69’u
Karadağ Hükümeti’ne, yüzde 31’i Başkent
Podgorica’ya ait. 24 bin metrekare arazi
üzerinde 9 bin 300 metrekarelik son
teknolojiyle yeni fabrika inşa edilecek. Şirkete
ait tütün ürünleri üretme ve satma lisansı
kurulacak yeni fabrikaya devredilecek.
Bilgi: 0312 218 22 26
[email protected]
Nepal’de 27 km’lik
su tüneli inşa
edilecek
NEPAL Hükümeti, en önemli projelerinden
biri olan 27 km’lik su tüneli projesi için Türk
firmalarını davet ediyor. Melamchi Su
Tedariği Projesi’nin, 5 bölgeyi de içermesi
bakımından hükümetin büyük önem verdiği
proje olduğu belirtiliyor. MWSDB Office
Building Tel: 00977 1 44 68 963
www.melamchiwater.org
[email protected]
KOMPOZãT SEKTÖRÜNÜN
PROFESYONELLERãNã
BULUäTURAN PLATFORM
PARãS, 1214 MART 2013
Kompozit malzemeleri ve teknolojileri konusunda dünyanın
en büyük fuarı olan “JEC Europe Kompozit Fuarı” Türkiye milli
katılım organizasyonu aôaòıda sunulan “özel katılım ôartları”
çerçevesinde ðstanbul Ticaret Odası’nca gerçekleôtirilecektir.
MãLLã KATILIM ORGANãZASYONU ÖZEL KATILIM äARTLARI
ÖDEME PLANI:
Katılım Avansı: 1000 EURO
1.Taksit: Bakiye iôtirak bedelinin %50’si (12 Aralık 2012’ye kadar)
2.Taksit: Bakiye iôtirak bedeli (12 Ocak 2013’e kadar)
KATILIM BEDELðNE DAHðL HðZMETLER:
Stand inôaatı, temel dekorasyon malzemeleri,
Elektrik baòlantısı ve temel aydınlatma,
Malların ðstanbul–Paris -ðstanbul nakliye organizasyonu ve sigorta iôlemleri,
Türkiye-Fransa gümrük giriô/çıkıô iôlemleri,
Fuar kataloòunda ve internette firma bilgilerinin yer alması,
Odamızca hazırlanan katalog/ USB’de firma bilgilerinin yer alması,
Fuar süresince ofis ve iletiôim araçları ve ikram hizmetlerinden faydalanma imkanı,
Stand büyüklüòü ile orantılı olarak ücretsiz fuar giriô kartı temini,
Katılım bedelinin ve 2 kiôinin uçak bedelinin %50’si T.C. Ekonomi Bakanlıòı teôviki
kapsamında olup, iôlemlerin Odamızca takibi,
Fuar süresince ikili görüôme organizasyonu .
BANKA BðLGðSð: Yapı ve Kredi Bankası, Sultanhamam ñubesi ðstanbul Ticaret Odası EURO Hesabı
Hesap No: 055-60651949 IBAN: TR98 0006 7010 0000 0060 6519 49
(Ödemelerde tam firma unvanı ile “JEC Erope 2013 Fuarı” ibareleri belirtilmelidir.)
Moritanya’da balıkçı limanı yapılacak
DðKKAT!
Yerleôim planı üzerinde firmalara stand tahsisi, katılım avans dekontunun Odamıza iletilmesi ile mümkün olacaktır.
MORİTANYA Ekipman ve Ulaştırma
Bakanlığı, balıkçı limanı inşaatı ihalesi
düzenleyecek. İhaleyle ilgili ayrıntılı bilgi
TOBB Dış Ekonomik İlişkiler Dairesi web
sayfasının “İhaleler” bölümünden edinilebilir.
Reåadiye Cad. 34112 Eminönü / ãstanbul / TÜRKãYE
Bilgi ve Baåvuru:
Tel: 90 212 455 61 10 / 455 61 11 Faks : 90 212 520 15 26 / 512
EMail: [email protected] Web: www.ito.org.tr
Kaynak: İTO İstatistik Şubesi
Seçilmifl emtia fiyatlar›
Madde
Dünya
Borsası
Birim
Dünya Borsası
Fiyatı ($)
Haftalık
Değişim (%)
Yerli Malın
Fiyatı ($)
Haftalık
Değişim (%)
Alüminyum
Londra
Ton
2072,00
-2,91
2468,44
2,42
Çinko
Londra
Ton
2047,00
-0,53
2054,14
-0,16
Pamuk
NYCE
1,67
1,21
1,80
1,69
Buğday
Şikago
Ton
295,24
1,03
406,73
-2,30
Altın
Pik Demir
Londra
TDÇİ
Ons
Ton
0,00
550,00
-100,00
-8,33
1674,50
495,00
-2,37
0,00
(cent-kg)
‹STANBUL T‹CARET
ODASI F‹YAT ‹NDEKSLER‹
Kasım 2012
İstanbul
TÜFE
İstanbul
TEFE
Aylık
0,28
0,86
Yıl Sonuna Göre 7,56
4,19
Yıllık değişim
8,76
4,68
Yıllık ort. değiş.
10,02
8,92
Not : 20.12.2012 tarihli MB Döviz Satış Kuru dikkate alınmıştır.
EURO - DOLAR - ALTIN - BORSA
En Yüksek Değer
Görüldüğü Tarih
En Düşük Değer
Görüldüğü Tarih
Cumhuriyet Altını (satış TL)
682,00
18.12.2012
671,00
19.12.2012
İMKB
77466,90
17.12.2012
76293,15
14.12.2012
2,3521
2,3634
20.12.2012
20.12.2012
2,3064
2,3175
13.12.2012
13.12.2012
1,7747
1,7833
18.12.2012
18.12.2012
1,7706
1,7791
14.12.2012
14.12.2012
Döviz Kurları -TL (TCMB)
Euro
Alış Kuru
Satış Kuru
Dolar ($)
Alış Kuru
Satış Kuru
}
İTO’dan
S AYF A 5
TİCARET ÖZEL
21 ARALIK 2012
Mikro çarklar›
h›zland›rmak
için 8 rapor
■ İstanbul Ticaret Odası hükümete
iş dünyası ve ticaretin önündeki
engelleri yine iş dünyasının
önerdiği çözüm modelleriyle
birlikte iletti. İTO Başkanı Murat
Yalçıntaş ve beraberindeki heyet
başkentte görüşmeler yaptı.
■ AK Parti Ekonomi İşlerinden
Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
Türkiye’de üretimin önünde
kısıtlayıcı hangi engeller varsa
bunların kaldırılması için gayret
edecekleri mesajını verdi.
Mehmet
Müezzinoğlu
İ
STANBUL Ticaret Odası
raporların tümü, AK Parti Ekonomi
Yönetim Kurulu Başkanı
İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Murat Yalçıntaş ve
Numan Kurtulmuş’a da takdim edildi.
beraberindeki heyet, 18
TÜRKİYE ÇAĞ ATLADI
Aralık Salı günü Ankara’da
Soyhan
Kurtulmuş ile yapılan toplantıda
hükümet yetkilileri ile
ALPASLAN
Yalçıntaş, son dönemde gösterilen
görüştü. İTO
ekonomik performansın artarak
Başkanı Murat Yalçıntaş, iş
devam etmesi temennisinde
dünyasını rahatlatacak
bulundu. AK Parti
çözüm önerilerinin
döneminde sağlık alanında
bulunduğu 8 raporu
yapılan yatırımlarla
Ankara’da hükümet
İTO’nun Ankara’ya sunduğu
makamlarına sundu.
ticaretin önündeki engelleri anlatan Türkiye’nin çağ atladığını
Sağlık Bakanlığı,
raporlarda; iş dünyasının istek ve ifade eden Yalçıntaş,
Gümrük ve Ticaret
beklentilerine göre oluşturulmuş hükümetin yaptığı
reformlarla özel
Bakanlığı, Ekonomi
çözüm önerileri de yer
hastanelerin gerçek anlamda
Bakanlığı ve Hazine
aldı. İşte önerilerden
dikkat çeken bazı
bütün halka hizmet sunmaya
Müsteşarlığı yetkililerine
başlıklar:
başladığını dile getirdi. Basına
konularına göre iletilen
İTO iş dünyası
için neler istedi?
Çeke sigorta sistemi gelmeli
■ Mali Risk Sigortası sistemi devreye alınmalı. Çek
karşılıksız çıktığında başvurulabilecek, zararın belki
belirli bir kısmını, belki de tamamını
karşılayabilecek bir sigorta mekanizması piyasaya
güven verir.
■ Devlet, bankaların ve çek kullanıcılarının tümünün
içinde yer aldığı pratik, yeni bir sistem
oluşturabilirse tüccar yeniden çeki gönül rahatlığı ile
kullanabilir.
■ Çek kullanıcıları, bankalar ve devletin dahil olacağı
sistemde bu üç tarafın da sisteme yapacağı katkı ile
bir fon oluşturulacak. Karşılıksız çek bu fona
devredilecek. Çek sahibi zararını bu fondan tahsil
edip, aradan çekilecek. Hukuki süreç fon ile çekin
son sahibi arasında işlemeye devam edecek.
■ Çekin sigortalanması isteğe bağlı olabilir. Kişi riski
ölçüsünde çeki için belirli bir sigorta maliyetini daha
yüklenip çekini sigorta ettirecek. Piyasada sigortalı
olan çekler tercih sebebi olacak.
■ Ya da çekin sigortalanması isteğe bağlı olmayacak.
Bankanın verdiği çek yaprağı için, banka, çek
kullanıcısı ve devlet tarafından fona belirli bir tutar
ödenecek ve her çek yaprağı sigortalı olacak.
İbrahim
Çanakcı
Sağlık fiyatları güncellenmeli
■ Mevcut tıp merkezlerinin hizmetlerine devamı
için yönetmelik değişikliği yapılması şart.
Böylece müktesep haklarının korunması,
sağlıkta tekel oluşmaması ve daha kolay ve
ulaşılabilir sağlık hizmeti sunulabilmesi
mümkün olacak.
■ Halen uygulanmakta olan kapatma cezalarına
ilişkin kriterlerin düzeltilmesi gerekiyor.
■ Sektördeki bütün giderler yüzde 150 arttığı için
SUT fiyatları güncellenmeli.
■ Özellikle üniversite hastanelerinin ilgili yasal
düzenlemelere uymamaları sıkıntı yaratıyor.
■ Kamu ilaç tedarikçilerine olan ve sürekli artan
vadesi geçmiş borçların geri ödenmesi için yasal
düzenleme şart. Var olan yasal uygulamanın da
işlerliği sağlanmalı.
}
Fotoğraflar: Osman Kuvvet
VERGİ REHBERİ
Sayfa05_Sayfa 5.qxd 12/20/12 11:36 PM Page 1
Dr. VEYSİ SEVİĞ
[email protected]
E-defter ve e-fatura
uygulaması
Kurtulmufl: Üretimi engelleyen
ne varsa kald›raca€›z
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de
üretimin önünde kısıtlayıcı hangi
engeller varsa bunların
kaldırılmasını sağlamaya gayret
edeceğiz” dedi.
Kurtulmuş, parti genel
merkezinde İTO Başkanı Dr. Murat
Yalçıntaş ve beraberindeki heyetle
görüşmesinde, dünyanın ciddi bir
ekonomik krizden geçtiğini belirtti.
Küresel krizin özellikle gelişmiş
ülke ekonomilerini etkilediğini,
gelişmekte olan ülkelerin ise kriz
karşısında bazı avantajlarının
olduğunu anlatan Kurtulmuş,
Türkiye’nin de ekonomik
performansıyla, makro
göstergelerindeki iyileşmelerle
önemli atılımlar yaptığını ve bazı
avantajlar taşıdığını söyledi.
açık gerçekleştirilen görüşmede Yalçıntaş,
raporların içerikleri ile ilgili bilgi verdi.
Toplantıya İTO Sağlık
Hizmetleri Meslek Komitesi’ni
temsil eden meclis üyeleri de
katıldı.
İTO Heyeti, Ankara temasları
çerçevesinde Numan
Mustafa
Sever
Kurtulmuş’un yanı sıra
İş güvenliği sorunları
■ İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak,
bu hizmeti dışarıdan satın almak zorunluluğu
geçmiş uygulamalardaki gibi işyerinin tehlike
sınıfına ve çalışan sayısına göre düzenlenmeli.
■ İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini uygulamaktan
kaçınan, gerekli özeni göstermeyen çalışanlar
için yaptırımlar da açıkça belirlenmeli.
■ Az tehlikeli sınıfındaki işletmeler için teknik
nosyonu olmayan çalışanlar da en alt düzey iş
güvenliği uzmanlığı sertifikası alabilmeli.
■ Maliyetlerin düşürülebilmesi için, organize
sanayi bölgeleri ile merkezi ve toplu işyerleri de
ortak sağlık ve güvenlik birimi kurabilmeli.
■ 100’den fazla kadın çalıştıran işyerleri için
emzirme odası ve 150’den fazla kadın çalıştıran
işyerleri için yurt açma yükümlülüğüne kamu
kaynaklarından kısmi mali destek verilmeli.
■ İşyeri Sağlık Güvenlik Birimleri ile iş sağlığı ve
güvenliği hizmetleri için ayrılacak yerler
işletmelerin fiziksel koşullarına uygun olmalı.
■ Organize sanayi bölgeleri ile merkezi ve toplu
işyerlerine de ortak sağlık ve güvenlik birimi
kurma yetkisi tanınmalı.
■ Eğitim kurumları için aranan ağır şartlar
hafifletilmeli.
■ Eğitim kurumu ile aynı binada olan umuma açık
yerlere ilişkin kısıtlamalar gözden geçirilmeli.
■ Eğitim kurumunun yetki aldığı yerin akaryakıt
veya LPG istasyonlarına uzaklığına ilişkin
düzenleme taslaktan çıkarılmalı.
■ İş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesi alacaklarla
ilgili şartlar genel olarak hafifletilmeli.
■ Eğitim kurumlarının eğitici kadrosu için tüm
mühendislik branşlarına eğitici sertifikası alma
imkânı tanınmalı.
■ Yetki iptali uygulanan kurumun bulunduğu
mekânla ilgili kısıtlamalar taslaktan çıkarılmalı.
■ Risk değerlendirilmesi yönetmeliğinin çeşitli
hükümleri tekrar gözden geçirilmeli.
Özel istihdam büroları
■ Özel istihdam bürolarında istihdam edilmesi
zorunlu olan nitelikli personelin özellikleri subjektif
değerlendirmelere imkan vermeyecek şekilde daha
net ve belirgin olmalı.
■ Özel istihdam büroları ile ilgili maddede sayılan
mesleklerde yapılan işe yerleştirmeler için işçi ve
işverenle yapılacak sözleşmeler için kanun ekine
sözleşme örneği konulmalı.
TALEP VE UYARILARINIZ ÖNEMLİ
Meslek, ticaret ve sanayi
odalarını orta sınıfın temsilcileri
olarak nitelendiren Numan
Kurtulmuş, buralardan gelen talep
ve uyarıların da önemli olduğunu
söyledi. Üretimi azaltan, sekteye
uğratan uygulamaların olması
durumunda, bunlardan süratle
uzaklaşılması gerektiğine işaret
eden Kurtulmuş, “Türkiye’de
üretimin önünde kısıtlayıcı hangi
engeller varsa bunların
kaldırılmasını sağlamaya gayret
edeceğiz. Türkiye hakikaten kendi
üretim gücü üzerinde reel
ekonomisini güçlendirmiş bir ülke
olarak inşallah bu süreçte ortaya
çıkarmış olduğu kendi serüvenini
güçlendirerek yoluna devam
edecek” diye konuştu.
Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever,
Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih
Metin, Hazine Müsteşarı
İbrahim Halil Çanakcı, AK Parti
Merkez Karar Yönetim Kurulu
Üyesi Mehmet Müezzinoğlu ve
Sağlık Bakanlığı Sağlık
Hizmetleri Genel Müdürü Prof.
Fatih
Metin
Dr. İrfan Şencan ile de görüştü.
Sicil tasdiknamesi
■ Noterler tarafından ticaret sicili tasdiknamesi
aranması zorunluluğu kaldırılmalı.
AVM ve büyük mağaza
■ Alışveriş merkezleri ve büyük mağazalara
Avrupa standartlarında düzenleme getirilmeli.
■ AVM’lerdeki kiralamalarda yerli yabancı
ayırımı, kira düzenlemeleri haksız rekabet
oluşturmamalı.
■ Büyük mağazaların uzun vadeli satışları, farklı
indirim dönemleri, yanıltıcı indirim
uygulamaları, çeşitli bedeller adı altında talep
ettikleri ücretler tüm tarafların katılımı ile
çözülmeli.
■ Ticaret Borsası’nın yüksek tescil işlemleri ve
yüksek gecikme bedelleri giderilmeli. Mükerrer
işlemleri engellenmeli ve hileli iflaslara karşı
tedbir alınmalı.
■ Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun
sektörün beklentilerine cevap verecek şekilde
değiştirilmeli.
■ Yargıya taşınan anlaşmazlıklarda yasal süreç
kısaltılmalı.
■ Belediyelerin çeşitli uygulamalardan aldıkları
yüksek ecrimisiller ile ilgili düzenlemeye
gidilmeli.
Perakende indirimine dikkat
■ Perakende sektöründe indirimler haksız rekabet
doğurmamalı. Yerli ve yabancı müşteriyi teşvik eden
uygulamalar gerçekleştirilmeli.
■ İndirim dönemi hariç kampanyalar kısıtlanmalı.
İndirimdeki ürünler, dönemleri, raf ömürleri,
indirim oranları net olarak belirtilmeli.
■ Web sayfalarından satışlarda ayrıntılı bilgi
verilmesini sağlayacak düzenleme getirilmeli.
Eş onayı şartı kalkmalı
■ Kredi kefaletinde eş rızasının aranması hususu
kaynak kanundaki örneğe göre yeniden
düzenlenmeli. Ticari işlerle ilgili kefalette eş
onayının aranması hükmü iş dünyasını zora
sokuyor. Bürokratik iş yüküne, zaman kaybına
ve karışıklıklara neden olduğu için kaldırılmalı.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257’nci
maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uyarınca
Maliye Bakanlığı ‘mükellef ve meslek grupları
itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye,
bu kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler
ile bunlara ilaveten tutulmasını veya
düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin
mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu belgeleri
belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli
karşılığında basıp dağıtmaya veya dağıttırmaya,
bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve
belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu
getirmeye veya kaldırmaya, bu kanuna göre
tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin
tutulması ve düzenlemesi zorunluluğunu
kaldırmaya’ yetkili kılınmıştır.
Diğer yandan aynı kanun maddesinin birinci
maddesinin birinci fıkrasının üçüncü bendi gereği
olarak Maliye Bakanlığı tutulması ve düzenlenmesi
zorunlu defter, kağıt ve belgelerin mikro film, mikro
fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla
yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması
hususunda izin vermeye veya zorunluluk
getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların
kopyalarının Maliye Bakanlığı’nda veya muhafaza
etmekle görevlendirileceği kurumlarda saklanması
zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul
ve esaslarını belirlemeye yetkilidir.
Yukarıdaki düzenlemelere paralel olarak Vergi
Usul Kanunu’nun mükerrer 242’nci maddesinin
ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı elektronik defter,
kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi,
iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve
belgelerin elektronik ortamda tutulması ve
düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve
düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer
alması gereken bilgileri internet de dahil olmak
üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve
ortamında Maliye Bakanlığı’na ve Maliye
Bakanlığı’nın gözetim ve denetimine tabi olup,
kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları
Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle
belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğine haiz bir
şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi
aktarımında uyulacak format ve standartlar ile
uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye,
aynı kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik
imza kullanım konusunda da yetkilendirilmiştir.
Bu bağlamda ayrıca Vergi Usul Kanunu ve diğer
vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin
olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt
ve belgeler için de geçerli olduğu Maliye
Bakanlığı’nın elektronik defter, belge ve kayıtlar için
diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve
esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili
olduğu hususu hükme bağlanmıştır.
Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’nun
mükerrer 242 ve 257’nci maddeleriyle kendisine
verilen yetkiyi kullanarak yayımlamış bulunduğu
421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu genel tebliğ
‘Elektronik Defter ve Elektronik Fatura
Zorunluluğu’ ile ilgili yeni yükümlülükler getirmiş
bulunmaktadır. (14 Aralık 2012 gün ve 28497 sayılı
Resmi Gazete)
Tebliği ile yapılan düzenleme uyarınca;
■ Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni
yağ lisansına sahip olanlar ile bunlardan 2011
takvim yılında mal alan mükelleflerden 31 Aralık
2011 tarihi itibariyle asgari 25 milyon satış hasılatına
sahip olanlar ile,
■ Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III)
sayılı listedeki (kolalı, alkollü içecekler ile tütün ve
tütün mamulleri) malları imal, inşa veya ithal
edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan
mükelleflerden 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle asgari
10 milyon TL brüt satış hasılatına sahip olanlar.
Aşağıda belirtilen ilkeler çerçevesinde elektronik
defter tutmak ve elektronik fatura kullanma
zorunluluğu kapsamına alınmıştır.
Ancak tebliğ ile yapılan düzenleme gereği
elektronik defter ve elektronik fatura kullanma
zorunluluğuna tabi olan mükelleflerden mal alan
‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli
cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile
iktisadi kamu kuruluşlarının elektronik fatura
uygulamasından yararlanma ve elektronik defter
tutma zorunluluğu bulunmaktadır.
Diğer yandan Vergi Usul Kanunu’nu
uygulaması kapsamında yayımlanan konuya ilişkin
397 ve 421 sıra numaralı genel tebliğler kapsamında
elektronik fatura uygulamasından yararlanan
mükelleflerin birbirleriyle yapacakları mal teslimi
veya hizmet ifaları için elektronik fatura
kullanılması zorunludur.
Elektronik fatura uygulamasından yararlanan
kayıtlı kullanıcıların güncel listesi
‘www.efatura.gov.tr’ internet sitesinden
yayımlanacak.
Elektronik fatura uygulamasından yararlanan
mükellefler fatura düzenlemeden önce muhatabın
‘www.efatura.gov.tr’ internet adresinde yer alan
kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını
kontrol edecek. Kayıtlı kullanıcı listede varsa
elektronik fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kağıt
fatura düzenlenecek.
‘Elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan
mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar
sağladıkları hizmetler için 1 Eylül 2013 tarihinden
itibaren elektronik fatura göndermeleri ve almaları
zorunludur.’
Sayfa06_Sayfa 6.qxd 12/20/12 11:36 PM Page 1
Dökümcüler
organize
ihtisas
bölgeleri
istiyor
}
S AYF A 6
SEKTÖREL
21 ARALIK 2012
}
Metal dökümcüler, üretimi geliştirmek için dökümde ihtisaslaşmış organize
bölgeler kurulmasını istiyor. Hammadde ve teknolojide dışa bağımlı olan
sektör, Uzakdoğu’dan gelen ucuz ve kontrolsüz ürünlerle de karşı karşıya.
FAHRİ SARRAFOĞLU
M
ETAL dökümcüler organize
ihtisas bölgelerinde üretim
yapmak istiyor. İstanbul
Ticaret Odası Metal Döküm
ve İşleme Meslek Komitesi Başkanı Rıza
Tuğrul Akay, dökümcülerin rahatlıkla
üretim yapabilmeleri için döküm ihtisas
organize bölgeleri kurulması gerektiğini söyledi.
Akay, “Üretimin altyapısı ile teknolojik olarak
hazırlanmış ihtisas bölgelerinde yapılması artık acil
hale geldi” diyerek, bu açıdan sektöre destek
verilmesinin önemini vurguladı. Komite Başkanı Akay,
sektörün bir başka önemli sorununu da ‘yetişmiş ara
eleman eksikliği’ olarak açıkladı ve bu konuda bir an
önce gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. İstanbul’da
dökümcülük konusunda İTO’nun da destek olduğu
sadece bir tane meslek lisesi bulunduğunu hatırlatan
Akay, durumun ne kadar vahim olduğuna dikkat
çekti. Akay, “Sektör en büyük sıkıntıyı yetişmiş ara
eleman konusunda çekiyor. Sanayi devrimini
tamamlamış gelişmiş ülkelerdeki gibi meslek lisesi ve
yüksekokulların özellikle döküm ve metal işleme
konularında eleman yetiştirmesi gerekir” dedi.
REKABET GÜCÜMÜZ AZALDI
Komite Başkan Vekili Hüseyin Öner,
“Elektrik fiyatlarının artması
rekabetçiliğimizi olumsuz yönde etkiliyor”
diyerek, Almanya’daki dökümhanelerde
elektrik fiyatlarının yaklaşık yüzde 20 daha
düşük olduğunu ifade etti. Sektörün
ihracatının Avrupa ağırlıklı olduğunu
belirten Öner, paritenin ters yönde
olmasının 2011’e göre ve Euro değerinin TL
karşısındaki durumu nedeniyle maliyetlerin
yükseldiğini anlattı. “Üyeleri risk yönetimi ile ilgili
bilgilendirmemiz lazım” diyen Öner, maliyetlerdeki
artış ve mali krizden dolayı Avrupa’da sanayide
milliyetçiliğin ön plana çıktığına dikkat çekti. Öner,
bundan dolayı sektörün rekabet gücünün düştüğünü
ileri sürdü. 2012’nin ikinci yarısından itibaren
ödemelerde sıkıntılar yaşanmaya başladığını da
söyleyen Hüseyin Öner, “Çek Yasası’nın değişmesi ile
birlikte karşılıksız çeklerde patlama oldu. Bu da
sektöre büyük zarar veriyor” dedi.
İstanbul Ticaret Odası adına sahibi
Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. MURAT YALÇINTAŞ
Genel Yayın Koordinatörü ve
Sorumlu Yazıişleri Müdürü
Dr. Cengiz ERSUN
Genel Yayın
Yönetmeni
İsmail ŞEN
Yayın
Danışmanı
Şefik MEMİŞ
Basın Yayın ve Halkla
İlişkiler Şubesi Müdürü
Doğan ERDOĞAN
Haber-Araşt›rma
Baş Editör
Tamer ÇERÇİ
Dilek ÜLKER
Editörler: Soyhan ALPASLAN, Dilşah
KEFL‹O⁄LU, Nalan SÖYLEMEZ, Canan
BİLGİN, Fedai YILDIRIM, Sümeyra Yarış TOPAL
Fotoğraf-Grafik: İlker BAŞÖZ
Reklam-Abone: Yahya GÜL
Hammadde ve
teknoloji
yok, dışa
bağımlılık çok
KOMİTE Üyesi İsmail
Hakkı Öksüz, metal döküm
ve işleme sektörünün
lokomotif olmayı
sürdürdüğünü ve Türkiye’yi
daha iyi yerlere taşıyacağını
dile getirdi. Öksüz, sektörün
sorunlarını da şu şekilde sıraladı:
■ Sektör, çok fazla dışa bağımlı. Bunda
ülkemizde uygun hammadde
cevherlerinin olmaması da etkili.
Ancak biraz da teknoloji gerektiren
bu işte Türkiye hâlâ istenilen
konumda değil.
■ Hurda dönüşümü ülkemizde istenilen
düzeyde değil. Türkiye milyarlarca
dolar hurda için sıcak parasını
yurtdışına akıtıyor. Bunu kesmek
hem üretici olarak bizi hem de
ekonomiyi diri tutacak.
■ Teknoloji istenilen düzeye gelemedi.
Bunda en büyük etken, bugüne
kadar katma değerli ürün üretimine
yönelememek. Bu konuda son
yıllarda büyük bir atılım görüyoruz,
fakat istenilen kalitede ve düzeyde
olmaması şu an için ileriye gitmemizi
engelliyor.
■ Üniversiteler ve meslek liselerinden
mezun olanlar mesleği sevmiyor
veya iş onlara sevdirilmiyor.
ABONE VE REKLAM TARİFESİ
Yıllık abone bedeli yurtiçi ve KKTC için 40 TL, diğer ülkeler için ise
posta ücreti dahil 92 TL’dir. Abone bedeli, ticaret sicil numarası
(tacirler için), ad ve adres belirtilerek T. İş Bankası İstanbul Sirkeci Ticari Şube
(Ş. kodu: 1385) 3092 no’lu hesaba yatırılabilir.
IBAN NO: TR 30 0006 4000 0011 3850 0030 92
Reklamların sütun/santimi 6 TL’dir.
Yayın türü: Yerel süreli yayın.
Yayın tarihi: 21.12.2012
İSTANBUL TİCARET ODASI
Reşadiye Cad. 34378 Eminönü İstanbul P.K. 377 34112 İst.
Oda Tel: 0 212 455 60 00 (pbx)
Fax: 513 83 11 (Basın-Yayın Şb.) 513 15 65-520 16 56
Internet: www.ito.org.tr
İTO Çağrı Merkezi: 0212 444 04 86
BASKI: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL
Tel: 0212 454 30 00
İTO Meclis Üyesi Yiğit
Öztiryaki, metal döküm ve
işleme sektöründe en büyük
maliyet kalemlerinden birini
oluşturan enerji giderlerinin
her geçen gün arttığını öne
sürdü. Öztirkayi, Türkiye’nin,
enerji kaynaklarından yoksun
bir ülke olduğunu söyleyerek, bu
sorunun ancak yenilenebilir enerji
kaynaklarının devreye girmesiyle
uzun vadede çözülebileceğini dile
getirdi. “Uzakdoğu’dan gelen döküm
ürünleri ciddi bir tehlike oluşturuyor”
diyen Öztiryaki, geniş istihdam
yaratan metal döküm
sektörünün ülkemize giren
ucuz ve kontrolsüz muadil
ürünler neticesinde
küçülmeye başladığını
söyledi. Öztiryaki, bu
nedenle yerli üreticiyi
koruyacak tedbirlerin
alınması gerektiğini vurguladı.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na da
değinen Yiğit Öztiryaki, kanunun bir
sürü belirsizliklerle iş dünyasının
gündemine girdiğini belirterek,
gerekli düzenlemelerin de bir an
önce yapılmasını istedi.
Sektör 2012’de yüzde 80
kapasite ile çalıştı
ALINAN siparişler ve üretim
kapasiteleri göz önünde
bulundurulduğunda özellikle
entegre döküm firmaları
açısından 2012 yılının ilk
yarısının olumlu geçtiğini
söyleyen İTO Meclis Üyesi
Levent Taş, “Ancak yılın ikinci
yarısında talebin düşmesiyle
birlikte yaklaşık yüzde 25-30
oranında daralma görüldü. Yılın
bütününe bakıldığında ise yüzde 7080 kapasite kullanımı ile çalışıldı”
dedi. Sektörün genel ekonomik
durumunu da değerlendiren Taş,
şunları söyledi: “Hammadde
Sierra Leone’de
yatırımcıya
büyük koruma
BATI Afrika ülkesi Sierra
Leone’de yatırımcılara büyük
koruma var. Sierra Leone’nin
İstanbul Fahri Konsolosu Aziz
İhsanoğlu, Dünya Bankası
istatistiklerine göre, Sierra Leone
kanunlarının bireysel yatırımcıyı
koruma anlamında çok kuvvetli
olduğunu söyledi. İhsanoğlu, “Girişimciler
bütün sektörlere yatırım yapabilirler. Yüzde
100’e kadar yabancı hisseli şirketler kurabilir
ve yabancı personel çalıştırabilirler. Döviz
kısıtlamalarına tabi değiller ve
mal/mülkleri her türlü istimlâk ve
kamulaştırmaya karşı uluslararası
anlaşmalara göre korunuyor” dedi.
ÇİN YATIRIMLARI ARTTI
İSTANBUL TİCARET’TE YAYINLANAN YAZILARIN
VE MAKALELERİN SORUMLULUĞU YAZARLARINA AİTTİR.
İTO’NUN GÖRÜŞLERİNİ İÇERMEZ. YAZI VE HABERLER, KAYNAK
BELİRTİLEREK KISMEN YA DA TAMAMEN KULLANILABİLİR.
Uzakdoğu’dan gelen tehlike
Aziz İhsanoğlu, yabancı yatırımların
yöneldiği madencilik, tarım ve sanayi dışında
Sierra Leone hükümetinin çıkardığı
kanunlarla telekomünikasyon, balıkçılık,
bankacılık, petrol ve altyapı alanlarına son
yıllarda ilginin arttığını dile getirdi. İhsanoğlu,
özellikle tarım işletmeleri, madencilik, turizm,
altyapı ve yenilenebilir enerji alanında teşvik
mekanizmalarının da yürürlüğe konduğunu
vurguladı. Son dönemde Çin’den gelen
yabancı yatırımın gözle görülür biçimde
arttığına dikkat çeken Fahri Konsolos Aziz
İhsanoğlu, Sierra Leone tarihinin en büyük
otoban ihalesinin Çinli yatırımcılara yap-işletdevret modeliyle verildiğini hatırlattı.
MADEN YATAKLARI
Ülkede madenciliğin en önde gelen
sektörler arasında yer aldığını belirten
İhsanoğlu, “Sierra Leone, titanyumun ana
kaynağı olarak rutile, alüminyum
hammaddesi boksit, pırlanta, altın, kromit,
platin, linyit ve baz metaller
(bakır, nikel, kurşun ve çinko) gibi zengin
maden yataklarına sahip” dedi. İhsanoğlu’nun
verdiği bilgiye göre, Portekizliler bölgede bol
miktarda aslan bulunmasından dolayı ‘aslanlı
dağlar’ anlamına gelen bu ismi ülkeye vermiş.
Türkiye ile Sierra Leone ilişkilerine de değinen
Aziz İhsanoğlu, iki ülke arasındaki ticaret
hacminin son 10 yılda kayda değer ölçüde
artış gösterdiğini ve 2011 yılında 48 milyon
doları geçtiğini bildirdi. İhsanoğlu,
Türkiye’den Sierra Leone’ye ihraç edilen
başlıca ürünleri demir-çelik, çimento, hububat,
un, elektrikli makine ve cihazlar olarak
sıraladı. Sierra Leone’den ise gemi ve suda
yüzen taşıtlar ithal ettiğimizi anlattı. “İş
adamları Sierra Leone’ye seyahat etmeden
önce büyükelçilik veya konsolosluklara bilgi
vermeli ve iş yapılacak sektörlerle/kurumlarla
ilgili ön bilgi almalı” tavsiyesinde bulunan
İhsanoğlu, ayrıca Sierra Leone Yatırım Ajansı
(http://www.investsierraleone.biz) gibi
devlet kurumlarından da destek alınmasını
önerdi. FAHRİ SARRAFOĞLU
fiyatlarına bakacak olursak
pik fiyatları demir cevherine
bağlı olarak özellikle yılın
ikinci yarısında düşüş
gösterdi. Hurda fiyatları
ise iç piyasada yatay seyir
izledi. Genel olarak da
hammadde fiyatlarında artış
gözlenmedi. Avrupa’daki kriz ile
birlikte ihracatın yoğunluğunun da
Avrupa’ya yapıldığı düşünüldüğünde,
gerek ihracat yapılan firmaların
yaşadığı zorluklar gerekse bu
zorluklara bağlı olarak iç piyasadaki
finansal daralma sonucu ödemeler
ve tahsilatlarda sıkıntılar yaşandı.”
Vietnam için
Türkiye’nin
önemi artıyor
VİETNAM, Türkiye ile ticari ve
ekonomik ilişkilerini artırmak
istiyor. Vietnam Ekonomi ve Ticaret
Bakanlığı yetkilileri geçen hafta
İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret etti.
İTO Genel Sekreter Yardımcısı
Kenan Öztekin, Vietnam heyetine
Türkiye, İstanbul ve İTO’nun
çalışmaları ile ilgili bilgi vererek,
“İki ülke arasındaki ilişkilerin
artmasını
sağlayacak her türlü destek için
hazırız” dedi.
Vietnam Ekonomi ve Ticaret
Bakanlığı Kuzey Batı Asya
Direktörü Tran Guang Huy da,
Türkiye’nin Vietnam için artan
önemine vurgu yaptığı konuşmasını
şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye,
Vietnam için çok önemli bir pazar.
Türk iş dünyası ile işbirliğine
hazırız. Öncelikli olarak Türkiye’nin
çok başarılı olduğu makine ve
inşaat gibi sektörlerde hemen
işbirliğine girebiliriz.”
Toplantıda; İstanbul Ticaret
Odası’nın 9–12 Mayıs 2013 tarihleri
arasında düzenleyeceği Vietnam
1. Türk Ürünleri Fuarı kapsamında
görüşmeler gerçekleştirildi. Vietnam
heyetine İstanbul ve Türkiye
ekonomisi ile ilgili sunumlar da
yapıldı. ASLI ÖZDEMİR
İTO’nun can suyu
meslek komiteleri
Yeni yıl geliyor; her
başlangıç bir sonun
habercisidir. Yeni yılın
gelişi 2012 yılının da
sonunun geldiğini bizlere
duyuruyor.
Sene sonunda geçmiş
seneye ait muhasebeler
yapılır. Bu yılsonu bizler
M. CÜNEYT
için biraz daha farklı;
SOLAK
çünkü İstanbul Ticaret
Odası’nda geçirdiğimiz dört yıllık dönemin
de sonu aynı zamanda. Bu yüzden bizler,
geçirdiğimiz dönemin de muhasebesini
yapmak durumundayız.
İstanbul Ticaret Odası üyelerinin her
dört yılda bir yapılan seçimleri neticesinde
oluşturulan kimya, gıda, tekstil, makine,
ulaşım, kuyumculuk, gümrük müşavirleri
gibi 90 farklı meslek grubunun
temsilcilerinin bulunduğu meslek
komiteleri İstanbul Ticaret Odası’nın
omurgasını oluşturmaktadırlar. Meslek
komiteleri; zaman zaman faaliyet
gösterdikleri sektörlerin sorunlarını veya
Odamız üyelerinin istek ve önerilerini
belirlemek amacı ile bir araya geldikleri
zümre toplantıları da düzenlemektedirler.
Olağan veya olağanüstü meslek komitesi
toplantılarında alınan kararların mevzuat
çerçevesinde incelenmek üzere,
gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşların
nezdinde girişim yapılmasını sağlamak
yönünde çalışmalarda da bulunurlar.
Organize ettikleri toplantı, konferans vb.
etkinliklerle, hedeflenen konularla ilgili
bilgilendirme yapar ve farkındalık
oluştururlar.
Meslek komiteleri, sorunları gündeme
getiren, tartışan, eleştiren ve çözüm üreten
yerlerdir. Konuşulan ve tartışılan her konu
bir karara bağlanır ve Yönetim Kurulu’na
gönderilir. Meslek komiteleri sadece
sektörel odaklı çalışan mekanik ve
formalite oluşumlar değildirler. Komite
üyelerinin; sektörlerindeki tecrübeleri,
sorunları birebir yaşamaları, bu sorunlara
gerçekçi ve akılcı çözümler getirilmesini
sağlamaktadırlar. Komitelerin temsil
ettikleri sektörlerin yaptıkları çalışmalarla
sorunlarını dile getirme, çözüm üretme ve
çözüm sağlamakta çok önemli katkıları
vardır. Bir sektörün yapmak istediği girişim
diğer sektörleri pozitif yönde etkilemediği
sürece Odamız yönetimince değerlendirilip
konu ile ilgili eklemeler yapılarak ilgili
kurumlara Oda görüşü olarak sunulmakta;
yerinde yapılan tespitler ülke ekonomisine
fayda sağlayacak bir görüş olarak
değerlendirilmektedir.
Her ortamda dile getirdiğim bir konuyu
yeri gelmişken tekrar paylaşmak istiyorum.
Sayın Başkanımız Murat Yalçıntaş, dönem
başında İstanbul Ticaret Odası’nda yaptığı
konuşmada, komitelerin İstanbul Ticaret
Odası’nın çalışmalarına can suyunu
vereceğini söylemişti. Bu durumu
yaşadıktan sonra Başkanımızın ne kadar
isabetli bir söz söylediğini yaşayarak
görmüş bir komite üyesi olarak bu satırları
paylaşıyorum. İstanbul Ticaret Odası
bünyesinde bizim gibi seçilerek göreve
gelenlerin “bilgi sunma görevi” ile bizleri
seçen kitlelerin “bilgi edinme özgürlüğü”
açık bir biçimde düzenlenmemiştir. Bu
yüzden bundan önceki dönemlerde
seçilmiş meslek komitelerinin İstanbul
Ticaret Odası bünyesinde ne gibi
faaliyetlerde bulunduğu, hangi kararları
aldığı, hangi sorunları gündeme taşıyarak
çözüme katkı sağladığı pek bilinememiştir.
Bu durum bütün meslek komiteleri için de
geçerlidir.
Bu dönem Gümrük Müşavirleri Meslek
Komitesi olarak 130 yıllık İstanbul Ticaret
Odası tarihinde bir ilke imza atarak,
seçildiğimiz günden itibaren
gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri topladığımız
bir çalışma raporu yayınlamış
bulunuyoruz. Bu çalışmayı yapma
nedenimiz, bizleri seçen meslek
mensuplarımıza hesap vermemizi
gerektiren sorumluluk anlayışımızdır.
Yaptığımız çalışmaların tarihe not
düşülmesi maksadı ile ortaya çıkan bu
kitapta; üye meslektaşlarımızdan gelen
muhtelif sıkıntıların çözümü noktasında
aldığımız karar, düzenlediğimiz toplantı,
panel, komitemizden talep edilen
verdiğimiz görüş ile muhtelif basın
araçlarında yer alan çalışma, görüş ve
önerilerimizin yer aldığı adeta bir dönem
sonu bilançomuzu değerli üyelerimize
sunma imkanı bulduğumuz için sevinçliyiz.
İTO, ülkemiz ekonomisi için en önemli
Oda, yapacağı çalışmalar ülke
kalkınmasında ve büyümesinde etkili bir
kurum. Bu sebeple 2023 yılı gibi çok önemli
bir hedefi olan ülke için önümüzdeki
dönem oluşacak komitelerin çalışkan,
vizyon sahibi kişilerden oluşması çok
önemli. Tüm sektörler kendilerini temsil
edecek üyelerini titizlikle seçmeli. Seçilecek
insanlar Ticaret Odası’nın mutlaka fikir
üretme yeri olduğunu bilmeli ve yapılacak
tüm komite ve meclis çalışmalarına
mümkün olduğu kadar katılarak
görevlerini layığı ile yapmak üzere aday
olmalılar düşüncesindeyim.
2013 yılının hayırlara vesile olmasını
dilerim.
* M. Cüneyt Solak, İTO Gümrük
Müşavirleri Meslek Komitesi Başkanı
Sayfa07_Sayfa 7.qxd 12/20/12 11:38 PM Page 1
GÜNCEL
21 ARALIK 2012
}
‘Yüce Divan’ın kararı hakkında
senaryolar üretmek suçtur’
BAŞKAN Vekili olduğu İstanbul Dünya
Ticaret Merkezi (İDTM) ile bir fuarcılık
şirketi arasındaki davanın sonucunu
Yargıtay aşamasında etkilemek
iddiasıyla yargılanan ve Yüce Divan’da
beraat eden İstanbul Ticaret Odası (İTO)
Başkanı Murat Yalçıntaş, kamuoyunun
yanlış yönlendirilmesi üzerine bir
açıklama yaptı.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, şunları
söyledi: “Yüce Divan olarak görev yapan
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı beraat
kararının bazı medya organlarında,
‘ortada bir suç varmış, fakat kanıt
bulunamamış’ gibi sunulması gerçeği
çarpıtmaktır.
Türkiye’deki en büyük hukuk mercii
olan Yüce Divan’ın kararını saptırmak,
hukuki bir karar üzerinden farklı
senaryolar üretmek suçtur.
Yüce Mahkeme’nin kararı son derece
anlaşılır ve açıktır. Bazı yayın organlarında
çıkan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren,
‘Suç var ama delil yok’ şeklindeki ifade
yanlıştır. Kararın mahkemenin
kaleminden çıkmış hali noktası virgülüne;
‘Kamu davasında; soruşturma evresinde
elde edilen delillerden bir kısmının hukuka
uygun olmaması, diğer delillerin ise
sanıkların üzerlerine atılı rüşvet suçundan
mahkumiyetlerine yeterli bulunmaması
nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
223. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(e) bendi gereğince ayrı ayrı beraatlerine’
şeklindedir. Kamuoyuna saygıyla
duyurulur.”
Delil de yok suç da
Yüce Mahkeme, hiçbir
şüpheye yer bırakmayacak
biçimde Yalçıntaş’ın
beraatine karar verdi.
Delilin olmadığı
yerde suçun
varlığından
bahsetmek, ancak
en temel hukuk
bilgisinden
yoksunlukla
açıklanabilir.
İ
STANBUL Ticaret Odası (İTO)
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat
Yalçıntaş, Başkan Vekili olduğu
İstanbul Dünya Ticaret Merkezi
(İDTM) ile bir fuarcılık şirketi
arasındaki davanın sonucunu Yargıtay
aşamasında etkilemek iddiasıyla
yargılandığı Yüce Divan’da beraat etti.
Anayasa Mahkemesi heyetinin Yüce
Divan olarak görev yaptığı ve ceza
davası prosedürü izlenen davanın 19
Aralık’ta görülen son duruşmasında
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç, Yüce Mahkeme’nin kararını
açıkladı.
Yüce Divan sıfatı ile yargılamayı
gerçekleştiren Anayasa Mahkemesi
Başkanı Kılıç, soruşturma evresinde
elde edilen delillerden bir kısmının
hukuka uygun bulunmadığını, diğer
delillerin ise sanıkların iddia edilen
suçlara ilişkin mahkumiyetine yeterli
olmadığını söyledi. Kılıç, bu nedenle
Dr. Yalçıntaş dahil 15 sanığın ayrı ayrı
beraatine karar verildiğini belirtti.
Kararın açıklanmasının ardından bu
süreçte kendisine destek verenlere
teşekkür eden İTO Başkanı Dr. Murat
Yalçıntaş, dün olduğu gibi bugün de
görevinin başında olduğunu söyledi.
2.5 YILLIK SÜREÇ
İstanbul Dünya Ticaret Merkezi ile
CNR Fuarcılık arasındaki bir davanın
sonucunu Yargıtay aşamasında
etkilemek için usulsüz ödeme yapıldığı
iddia edilen aralarında İTO Başkanı
Murat Yalçıntaş’ın da bulunduğu
kişiler hakkında Ankara 9. Ağır Ceza
Mahkemesinde dava açılmıştı.
Sanıklardan Hasan Erdoğan
hakkındaki soruşturma ise suç
tarihinde görevi başında bulunması
nedeniyle Yargıtay tarafından
yürütülmüştü.
Yargıtay Başkanlar Kurulu,
Erdoğan’ın Yüce Divan’da
yargılanmasına karar vermişti. Yüce
Divan heyeti, Erdoğan’ın yargılandığı
davayla aynı soruşturma kapsamında
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
yargılanan, aralarında Yalçıntaş’ın da
bulunduğu 15 sanık hakkındaki davayı
rüşvet suçu yönünden birleştirmişti.
SAVCILIĞIN TALEBİ
Savcılığın esas hakkındaki
mütalaasında, rüşvet verdikleri iddia
edilen, sanıklar Çınar, Parseker,
Bilgivar, Çay, İlhan Balcı ve
Tığlıoğlu’nun kesin ve inandırıcı delil
bulunmadığından beraatleri istenmişti.
Savcılık, Hasan Erdoğan’ın rüşvet alma,
diğer sanıklar Okçu, Uysal, Yalçıntaş,
Süleyman Balcı, Pehlivan, Dalkıran,
Kopuz, Bedir, Akbaş’ın da rüşvet
verme suçundan Türk Ceza
Kanunu’nun (TCK) rüşvet suçunu
düzenleyen 252. maddesinin 1. fıkrası
gereğince 4 yıldan 12 yıla kadar hapisle
cezalandırılmalarını talep etmişti.
Erdoğan’ın ise yargı mensubu
olması nedeniyle cezanın artırılmasını
öngören TCK’nın 252. maddesinin 7.
fıkrası gereğince, 5 yıl 4 aydan 18 yıla
kadar hapis cezasıyla cezalandırılması
istenmişti.
YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIM
Yüce Divan’ın çarşamba sabahı
gerçekleştirdiği duruşmaya Çamur Ali
Kopuz ve Serkan Tığlıoğlu dışındaki
sanıklar ve avukatları ile müşteki
Zeliha Ceyda Erem’in avukatı katıldı.
Yalçıntaş:
Zor bir süreç
oldu, alnıma
yazılmış,
yaşadım
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş,
kararın açıklanmasının ardından
mahkeme çıkışı gazetecilere
yaptığı açıklamada, “Ben yanlış bir
şey yapmadım” sözlerini yineledi.
Yüce Mahkemenin beraatine karar
verdiğini anımsatan Yalçıntaş,
şunları söyledi: “Bu süre zarfında
yanımda olan, bana inanan
dostlarıma teşekkürlerimi
sunuyorum. Onlar olmasaydı ben
bu süreci ayakta geçiremezdim.
Bu süreçte benimle beraber hukuk
mücadelesi veren avukatlarıma
teşekkür etmek istiyorum. İki sene
evvel uçaktan indiğim zaman beni
teslim alan memur beyden burada
isim okuyan mübaşire kadar bu
süreçte davayla ilgili gayret sarf
eden tüm devlet görevlilerine de
yaptıkları işlerdeki nezaketlerinden
ve ciddiyetlerinden dolayı
teşekkürlerimi sunuyorum.
Hakikaten zor bir süreç oldu,
alnıma yazılmış, yaşadım.”
Türkiye’deki tüm hükümlü ve
mahkumların da bir an evvel
hürriyetlerine kavuşması
temennisinde bulunan Yalçıntaş,
“Dün görevimin başındaydım,
şimdi buradan tekrar görevimin
başına dönüyorum” dedi.
Kararı
Kılıç açıkladı
Anayasa Mahkemesi heyetinin
Yüce Divan olarak görev yaptığı
ve ceza davası prosedürü izlenen
davanın son duruşmasında
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, kararı okudu. Kılıç,
araştırılacak başka bir husus
kalmadığından duruşmaya son
verildiğini belirterek, kararın
ayrıntıları ve dayanaklarının
gerekçeli kararda açıklanacağını
söyledi.
Haşim Kılıç, sanıklar Hasan
Erdoğan, Yavuz Çay, Necdet
Okcu, Hüseyin Uysal, Murat
Yalçıntaş, Süleyman Balcı,
Abdullah Pehlivan, Resul
Dalkıran, İlhan Balcı, Serkan
Tığlıoğlu, Çamur Ali Kopuz, Baki
Bedir, Abdullah Çınar, İlhan
Parseker, Murat Akbaş ve Orkun
Osman Bilgivar hakkında rüşvet
suçundan dolayı
cezalandırılmaları istemiyle açılan
kamu davasında, soruşturma
evresinde elde edilen delillerden
bir kısmının hukuka uygun
olmaması, diğer delillerin ise
sanıkların üzerlerine atılı rüşvet
suçundan mahkumiyetlerine
yeterli bulunmaması nedeniyle
CMK’nın 223/2-e bendi
gereğince ayrı ayrı beraatlarına
karar verildiğini bildirdi. Kılıç,
sanıkların gözaltında ve
tutuklulukta geçirdikleri sürelere
ilişkin yasada belirtilen süreler
içinde ağır ceza mahkemelerinde
tazminat isteminde
bulunabileceklerini bildirdi.
Beraat kararı, sanıklar ve salonda
bulunan yakınlarınca sevinçle
karşılandı.
Dr. Murat Yalçıntaş, son sözü
sorulduğunda ise, “Ben yanlış bir şey
yapmadım. Takdir yüce mahkemenin”
diye konuştu. Diğer sanıklar da son
sözlerinde beraatlarını istediler. Yüce
Divan heyeti, son sözlerin alınması
sonrasında kararı açıklamak üzere
duruşmaya ara verdi.
PERSPEKTİF
}
S AYF A 7
Dr. CAN GÜRLESEL
[email protected]
İnovasyon
konusunda
öğrendiklerim
Son bir ay içinde Türkiye’de inovasyon ile
ilgili olarak katıldığım toplantılarda özellikle
şirketler için öğrendiklerimi paylaşmak
istiyorum.
1. İnovasyon ve yaratıcılığı hayal gücü,
şüphecilik ve gözlem yeteneği
beslemektedir.
2. Ne kadar çok hayal ederseniz ve
gözlemlerseniz yaratıcılığınız o kadar
yüksek olur.
3. İnovasyonun başarısı ticarileştirme ile
ölçülmeli.
4. Ticarileştirme sermaye ve finansman
olanaklarına ihtiyaç duymakta olup bu
olanaklar olmadan inovasyon süreci
tamamlanamamaktadır.
5. En heyecan verici buluşlar dahi kolay
kullanılabilir ve tüketici dostu olmalı.
6. İnovasyonun tetikleyici ilham kaynağı
insanların ve müşterilerin ihtiyaçları ve
talepleridir.
7. İnovasyon mutlaka değer yaratmak için
yapılır. Değer nakit akışı yaratılıyor ise
ölçülebilir. Değer yaratılmamışsa
inovasyonun anlamı yok.
8. 5.000 fikirden biri hayata geçer ve değer
(nakit akışı) yaratır. Bu olasılık
kabullenilerek inovatif süreçlere girilmeli ve
finansman ihtiyacı buna göre hesaplanmalı.
9. Şirketlerin global rekabet gücünü ve
gelecekteki konumlarını inovasyon
yetkinlikleri belirlemektedir.
10. İnovasyon ürün ve hizmet geliştirilmesinin
yanı sıra tüm iş süreçlerinde uygulanmalı.
11. Şirketler teknoloji yetkinlik kapasitesini
müşteri, tüketici ve pazarın ihtiyaçlarına
göre belirlemeli.
12. Şirketler müşterilerin ihtiyaçlarını ve
taleplerini karşılayacak, onlara fayda
sağlayarak ürünler geliştirmeli.
13. Şirketler inovatif kapasitelerini
kullanırken mutlaka gelecek
öngörülerinde bulunmalı. İnovatif ürünler
geleceğin olası koşullarına göre
yaratılmalı.
14. Şirketler inovasyon faaliyetleri için sadece
kendi bünyelerindeki olanaklar ile
yetinmemeli.
15. Şirketler inovasyon ve Ar-Ge için klasik
yönetim hiyerarşisi dışında hızlı yönetilen
bütçeler ayırmalı ve kullanmalı.
16. İnovasyon için özgür ve serbest ortamlara
ihtiyaç duyulmakla birlikte şirketler başarı
için inovasyon faaliyetlerini planlamalı.
17. Şirketler mutlaka fikir ve buluşlarının
fikri mülkiyet haklarını edinmeli.
18. Günümüz rekabetçi ortamında şirketler
inovasyon hızlarını sürekli rakiplerinin
üzerinde tutmalı. Yavaşlayanın geride
kaldığı bir dönem yaşanmaktadır.
19. Şirketler inovasyon için sadece teknik
uzmanlar değil, insanı ve müşterilerini
izleyecek ve onları iyi anlayacak
uzmanlardan (antropologlar vb.) da
yararlanmalı.
20. Şirketler mutlaka yeni fikir dostu ortamlar
yaratmalı.
S
ON
ÖZ
Rekabetin Ar-Ge, teknoloji,
yüksek katma değer ve
inovasyon alanlarına kaydığı
günümüzde şirketlerimizde yapacağımız
çok şeyler olduğu görülüyor.
Yunanistan ve
Bulgaristan ile
organik işbirliği
ORGANİK Tarımda Kırsal Girişimcilik: Sürdürülebilir
ve Rekabetçi Sektör Oluşturma Konferansı,
Yunanistan’ın başkenti Selanik’te düzenlendi.
Seminere, İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Hava
Demir katıldı. Bölge ülkelerinden sektör
temsilcilerinin de yer aldığı toplantıda, organik
tarımın markalaşması için Yunanistan ve
Bulgaristan’ın işbirliği yapması gerektiği konuşuldu.
Toplantıda ayrıca, Türkiye’deki organik tarım alanları
ve organik tarıma yapılan destekler de anlatıldı.
Sayfa08_Sayfa 8.qxd 12/20/12 11:39 PM Page 1
GÜNCEL
21 ARALIK 2012
}
Portekiz’in Türkiye’den
öğreneceği çok şey var
ENVER koordinasyon
toplantısı İTO’da
yapıldı
İSTANBUL Valiliği ve ENERJİ Verimliliği
Derneği (ENVER) İstanbul Şubesi işbirliği ile il
bazında enerji koordinasyon toplantılarının ilki
gerçekleştirildi. Toplantıya İstanbul Vali
Yardımcısı Celalettin Yüksel, İstanbul Valiliği İl
Planlama Uzmanı Üzeyir Yılmaz, ENVER
İstanbul Şube Başkanı ve İTO Meclis Üyesi
Rasim Mazlum, İstanbul Sağlık Müdürlüğü
İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcısı Şeref
Kara, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Nurettin
Aras, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Muhammed Garip, ENVER Genel
Sekreteri Meriç Öven ve ENVE Enerji Eğitim
Danışmanlık Şirketi Genel Müdür Yardımcısı
Arzu Gürkan katıldı. İTO bünyesinde
gerçekleştirilen toplantının sonucunda
İstanbul’da enerji verimliliği hareketi başlatıldı.
8. Dünya Odalar
Kongresi Nisan
2013’te Doha’da
ANKARA’DA düzenlenen TürkPortekiz İş Forumu’na katılan Dr.
Murat Yalçıntaş, forumda Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Başkan Yardımcısı sıfatıyla bir
konuşma yaptı. Portekiz Başbakanı
Pedro Passos Coelho’ya seslenen Dr.
Yalçıntaş, toplumları birbirine
yaklaştıran en önemli unsurun ticaret
olduğunu söyledi. Portekiz Başbakanı
Coelho, “Burada öğreneceğimiz, sizin
deneyimlerinizden çıkartacağımız çok
dersler var. Portekiz uçurumun
kenarından döndü” dedi.
TOBB Başkan Yardımcısı Dr. Murat
Yalçıntaş, Türk-Portekiz İş
Forumu’nda Portekiz Başbakanı
Pedro Passos Coelho’ya seslendi.
Toplumları birbirine yaklaştıran en
önemli unsurun ticaret olduğunu
vurgulayan Dr. Yalçıntaş, “Dış
ticaretin yarıdan fazlasını AB ülkeleri
ile yaptığımız halde mal taşımada
sıkıntılar yaşıyoruz. Türk TIR’larının
Avrupa’da dolaşmasında sıkıntı var.
Serbest Ticaret Anlaşmaları’nda
Türkiye’nin daha etkin olması
gerekiyor. AB, Türk iş adamlarına
köşeli vize rejimi uyguluyor” dedi. Dr.
Yalçıntaş, Türk iş dünyasının
Portekiz’den bu konularda destek
olmasını beklediğini dile getirdi.
Özel OSB’nin
avantajları
Nereye ne kadar yakın?
Çorlu Sivil Havalimanına
65 km
İst. Atatürk Havalimanına 140 km
Tekirdağ Havalimanına
82 km
Ambarlı Limanına
125 km
Alpulu İstasyonuna
77 km
Durak İstasyonuna
60 km
E5’e
45 km
TEM’e
40 km
ICC Türkiye Milli Komitesi
Tel: 0312 218 42 54 Faks:0312 219 42 58
e-posta: [email protected]
2023’e kadar bilim
teknoloji seferberliği
SİVİL toplum girişimi olarak ortaya çıkan ‘Bilim
Teknoloji İçin İstanbul Çalışma Grubu’ ilk
toplantısını Malta Köşkü’nde yaptı. Üniversite
rektörleri, öğretim üyeleri, sivil toplum
temsilcileri ve iş adamlarının katıldığı
toplantıda, Türkiye’nin bilim ve teknolojide
gerekli seviyeye çıkması için sivil toplumun
neler yapması gerektiği tartışıldı. Grup Başkanı
Ramazan Bakkal, sadece bilim, teknoloji, Ar-Ge
ve inovasyonla ilgilenmeyi, bu hususların
önemine inananlarla bütün Türkiye’de
teşkilatlanarak konunun ülke gündeminin ön
sıralarına taşınmasını hedeflediklerini söyledi.
Bakkal, 2013-2023 döneminin ‘Bilim ve
Teknoloji Seferberliği Dönemi’ ilan edilerek
seferberliğin gereklerinin yerine getirilmesine
çalışacaklarını dile getirdi.
SOYHAN ALPASLAN
LASTİK Sanayicileri Derneği (PAGDER),
Kırklareli’nin Vize İlçesi’nde Türkiye’nin
ilk özel Organize Sanayi Bölgesini (OSB)
kuruyor. Yaklaşık 110 plastikçinin yer
alması planlanan PAGDER & Aslan Özel Organize
Sanayi Bölgesi (PAOSB), şimdiden yüzde 50
doluluk oranına ulaştı. PAOSB’nin 600 milyon
liralık yatırımla tamamlanması planlanıyor.
P
İSTANBUL’DAN ÇIKMAK
PAGDER Başkanı Hüseyin Semerci,
İstanbul’daki plastik sanayi sektörünü
Kırklareli’nin Vize İlçesi’ndeki yeni özel
Organize Sanayi Bölgesi’ne davet etti.
Semerci, İstanbul’un en geç 10 yıl içinde
bir kültür, sanat ve finans kenti olacağına dikkat
çekerek şunları söyledi: ”Sanayi şehirden çıkmaya
başladı. Bu bir zorunluluk. Şehir içine sıkışmış,
dağınık bir şekilde yaşayan plastik üreticilerini en
geç 2014 yılının ilk aylarında Kırklareli’nin Vize
İlçesi’nde bir araya getirmeyi hedefliyoruz.
PAOSB’nin toplam alanı 60 hektar. Genişleme
sahaları ile bölgenin büyüklüğü 120 hektara
ulaşacak. Türkiye’nin ilk özel OSB’si lojistik
yönünden de çok cazip.” Semerci, PAOSB’nin
Türkiye’nin deprem haritasında en düşük riske
sahip bölge olduğuna da dikkat çekti.
PLASTİK İHTİSAS OSB PAOSB’nin Plastik İhtisas OSB olarak
yapılandırıldığı için yeni Teşvik Yasası’ndan da
hem 3. hem de 6. bölgenin teşvikleri kapsamında
yararlanabileceğine işaret eden Semerci, sözlerini
şöyle sürdürdü: “Yüzde 50’lik yatırım teşvik
desteği yeni istihdam edilecek personel sayısı ve
yatırım finansmanı olarak kullanılacak kredi
miktarına göre değişiklik gösterecek. İnşaatlar,
inşaatın bitim tarihini takip eden bütçe yılından
itibaren 5 yıl emlak vergisinden muaf olacak.
Organize Sanayi Bölgelerindeki yapı ve tesisler,
bina inşaat harcı ve yapı kullanma izni
harcından da muaf tutulacak.”
İBRAHİM YARIŞ
[email protected]
Okul mu,
atölye mi?
Plastikçiler Türkiye’de
ilk özel OSB’yi kuruyor
DÜNYA çapında 12 bin Oda, işadamları
kuruluşları ve özel sektör liderlerinin bir araya
geldiği ICC Milletlerarası Ticaret Odası
bünyesinde faaliyet gösteren ICC Dünya
Odalar Federasyonu’nun (WCF) her iki yılda
bir düzenlediği Dünya Odalar Kongresi’nin
sekizincisi, Katar’da gerçekleştirilecek. Başkent
Doha’nın ev sahipliğini üstleneceği kongre, 2225 Nisan 2013 tarihleri arasında yapılacak.
“Herkes İçin Fırsatlar” başlığı ile düzenlenecek
kongreye, 105 ülkeden 12 binin üzerinde heyet
ve ziyaretçinin katılması bekleniyor. Kongreye
ilişkin detaylı bilgiye
http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/AnaSayfa.a
spx adresinde “Yurt Dışı Etkinlikler” başlığı
altında ulaşılabilir.
GÖRÜŞ
}
S AYF A 8
■ Özel OSB’lerde yönetim
iş dünyasının
temsilcilerinden
oluştuğu için esnek,
hızlı ve dinamikler.
■ Özel OSB’ler
parselasyon, imar planı,
arsa tahsisi, tapu ve
altyapı proje
uygulamalarında ihale
bürokrasisine
takılmaksızın hareket
edebiliyor. Bu da
yatırımcılara zaman,
maliyet avantajı sağlıyor.
■ Özel OSB’lerde arsa
tapuları katılımcılara
çok daha kısa sürede
verilebiliyor. Özel
OSB’lerde yatırım
kararları müteşebbisin
kendini hazır hissettiği
dönemde yapmasına
imkân tanıyor.
Yeni etap
satışı başladı
PAOSB’de parsellerin
yarısı satıldı ve yeni etap
satışlarına da başlandı.
Yeni etap metrekare fiyatı
25 dolar olarak belirlendi.
Yaklaşık 6 ay gibi kısa bir
sürede organizasyonunu
tamamlayan PAOSB 2013
yılında parselasyon
çalışmasını tamamlayacak.
2014 içinde altyapı ve
üstyapı yatırımlarına
başlanacak. 2014 yılı
sonunda da fabrikaların
faaliyete başlaması
hedefleniyor.
Gençlik iki kıskacın pençesinde
kıvranıyor. Biri, eğitimin geleceği, diğeri
teknolojinin araç olmaktan öte insanları
kendi gerçekliğinden ve anlamından
uzaklaştırmaları… Bu iki problemin nasıl
çözüleceğine dair uzmanlar ciddi ciddi
düşünmekteler.
Bir yanda ebeveynleri ve yöneticileri
tarafından küçük yaşlardan itibaren ‘oku,
adam ol, kariyer yap’ direktifleri, diğer
yanda teknolojinin kaldırdığı sınırlar…
Ve doğal olarak onun tetiklediği
sabırsızlık ile daha fazlasına sahip olma
isteği… Talepleri istediği hızla
gerçekleşmeyince de benlik tuvaline çizilen
şizofreni desenleri…
Bill Gates gibi mucit zenginlerin okulu
bırakma hikayeleri bir efsane gibi ortada
dolaşırken, bir öğrencinin kep fırlatacağı
günü özlemesi hayli zor. Ve esas mesele de
diplomayı aldıktan sonra emeğinin ya da
beklentisinin karşılığını alıp alamayacağıdır.
2006’da Princeton Üniversitesi’ni bırakıp
San Francisco’ya gelerek mobil uygulama
şirketi Undrip’i kuran Hagen, okulu
bırakanların daha özgür düşünceli
olduğunu belirtiyor. Hagen, “Üniversite
neyi yapıp neyi yapamayacağınızı
söyleyerek, birçok kısıtlama getiriyor. Bazı
insanlar cesur davranıp daha çok şey
yaratmak ister” diyor. Ancak sadece okulu
bırakmanın bir anlam ifade etmediğini,
kararlı bir şekilde çalışmanın işin temeli
olduğunu belirtiyor.
Okul mu atölye mi, kampus mü, hayat
mı?
Hem, hem de deyip geçelim.
★★★
ABD ve bazı batı ülkelerinde gençlere
teknolojisiz bir yaşamın da mümkün
olabileceğini göstermek amacıyla çeşitli
kamplar düzenleniyormuş. Gençler burada
cep telefonu dahil bütün teknolojik
unsurları dışarıda bırakarak tamamen ilkel
ve doğal bir yaşamın kollarına atıyorlarmış
kendilerini.
Peki, bu alternatif yaşam gençlere ne
kazandırıyor?
En basitinden, Facebook ve benzeri sosyal
medya ağlarına girmeme alışkanlığı
ediniyorlarmış. Çünkü odun kesmek ve
yemek hazırlamak zorundalar.
Organizasyonu düzenleyenler,
öğrencilerin dış dünya irtibatlarının
tamamen kesilmediğini, belli aralıklarla
telefon ve interneti kullanmalarına da izin
verildiğini, böylece öğrencilerin daha
verimli ve hayata hazır olduğunu
belirtiyorlar. Teknolojinin sadece insana
yardımcı olamaya çalışan bir aygıt
olduğunu öğretmeye çalışıyorlar.
Doğrusu da bu değil mi?
★★★
Sanayi üretim verisi ve ödevlerimiz
Bizde durum nasıl diye merak
ediyorsanız söyleyelim.
Bugün çok farklı iş kollarında çalışan
atölyeler kalifiye eleman bulamamaktan
şikâyetçi.
Küçük ve orta ölçekli firma sahiplerine
göre sorun, atölye ile ofis imajının farklı
oluşu.
Oysa ki para kazanmanın en sağlam ve
aslında en kestirme yolu, makine başında,
bir nesneyi başka bir nesneye dönüştürerek
mutlu olmaktır. Haydi yine okul
uygulaması ile özetleyelim:
45 dakika ders, 15 dakika teneffüs…
Ne diyordu Akif’in Seyfi Babası:
“Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek
parası
Dostunun yüz karası düşmanın
maskarası.”
10 Aralık günü Türkiye
bandın içine yükselen bir
İstatistik Kurumu tarafından
özelliği var. Bu grafikte genel
açıklanan sanayi üretim rakamları
eğilimi baz aldığımızda
çok önemli mesajlar içeriyor. Ekim
gerçekleşen düşüşü tahmin
2012 ayında bir önceki yılın aynı
etmek için kahin olmak
ayına göre yüzde 5.7 düştü. Bu
gerekmiyor.
genel verinin yanında imalat
Son üç yıllık döneme
sanayine baktığımızda düşüşün
baktığımızda
durum daha da
HİKMET
BAYDAR
yüzde 5.9 olarak daha fazla
net ortaya çıkıyor.
www.3-goz.com
gerçekleştiğini görüyoruz. Bu
Yandaki tabloya 2010, 2011
oldukça önemli bir düşüştür.
ve 2012 yıllarını karşılaştırarak
Yandaki grafiğe baktığımızda ilginç
baktığımızda şu tablo ortaya
bir tabloyla karşılaşıyoruz. Değişim bir
çıkmaktadır: Yıllık ortalamalara göre
önceki aya göre de yüzde 2.6
2011 yılı 2010 yılından iyi geçmiştir.
düşmüştür. Demek ki geçen seneye göre 2012 yılı ise 2011 yılına göre daha iyi
daha düşük üretim verisiyle beraber bir
geçmektedir.
önceki aya göre de daha düşük üretim
Örneğin imalat sanayi endeksi 2010
verisiyle karşı karşıyayız. Peki bu
yılında ortalama 114.3 iken, 2011 yılında
durum felaket tellalı olmayı gerektirecek 124.8 seviyesine yükselmiş ve 2012
bir hareket midir? Acaba AB
yılında da ağırlıklı olarak 130
bölgesindeki durgunluğun ayak sesleri
seviyelerinde seyretmektedir.
olabilir mi?
Bu durumda sanayi üretim verisinin
Grafiğe daha dikkatli bir şekilde
geçen yılın aynı ayı ve bu yılın bir
baktığımızda, geçen sene Ekim ve
önceki ayına göre düşüşü son derece
Kasım aylarında istisnai bir yükseliş
normal karşılanmalıdır. Kaldı ki, yıllık
olduğunu görüyoruz. Verilerin düşüşü
ortalamalara dünyada büyüme
göstermesi de bu yüzden. Normal
beklentilerinin eksiye (yani daralmaya)
şartlarda 2011 Ocak ayından bu yana
çekildiği bir dönemde Türkiye verileri
sanayi üretim endeksi ağırlıklı olarak
böyle sinyaller vermemektedir.
120-130 bandında hareket etmektedir.
Rahatlıkla ve güvenle hedeflerimize
Dönem dönem 130 seviyesinin üzerine
doğru emin adımlarla yürümeye devam
çıkıp daha sonra bandın içine giren veya
edebiliriz. Bu veriler bize herhangi bir
120 seviyesinin altına düşerek de tekrar
sorunu göstermiyor.
Emlak Pazarlama
Kursu’na
Ocak’ta devam
Kaynak: www.tuik.gov.tr
İSTANBUL Ticaret Odası 47. Dönem
Emlak Pazarlama Sertifika Eğitim
Programı, 7-24 Ocak 2013 tarihleri arasında
gerçekleştirilecek. 27 kişinin katılacağı Emlak
Pazarlama Sertifika Eğitim Programı’nda
eğitimleri, konusunda uzman kişiler verecek.
Eğitimi başarıyla tamamlayanlar sertifika
almaya hak kazanacak.
}
}
S AYF A 9
2012
21 ARALIK 2012
Fotoğraf: Tacettin Ulaş
Hizmet ‹TO ile bütünleflti
İstanbul Ticaret Odası (İTO), 130’uncu yılını geride bırakırken,
üyelerini yurtdışına açma misyonunu son 9 yılda küresel bir
ağa dönüştürdü. İTO, Meksika’dan Malezya’ya kadar
düzenlediği fuarlarla dış ticarete damga vurdu.
İTO, son 9 yılda hangi ülkelerde
Türk Ürünleri Sergisi düzenledi? (2004-2012)
2012’de 8 okul açtık
İstanbul Ticaret Odası, 2012
yılında Türkiye’nin çeşitli
illerinde yaptırdığı 8 okulun
açılışını gerçekleştirerek
Milli Eğitim Bakanlığı’na
devretti. İTO hem şehitler
adına hem de illerin
ihtiyaçlarına yönelik
ilköğretim, lise, meslek
yüksek okulu, meslek lisesi,
otistik çocuklar okulu gibi okulları
yaptırmaya devam ediyor.
Teknopark
İstanbul
faaliyet
için gün
sayıyor
İstanbul Ticaret Odası’nın
en büyük yatırımlarından biri
de Teknopark İstanbul. Proje
sanayiye yönelik olarak
bölgenin en büyük teknoloji
geliştirme bölgesini kurmak
için İTO ve Savunma Sanayii
Müsteşarlığı ile birlikte
oluşturuldu. 2011’de 52 bin
metrekare alanda, 5 bloktan
oluşan Ar-Ge binalarının
temeli atılan Teknopark
İstanbul faaliyete geçmek
için gün sayıyor.
Kosova
Suriye
Bosna Hersek
Meksika
Cezayir
2004
Arnavutluk
Bahreyn
Ürdün
Malezya
2006
Umman
Meksika’ya
demir
attık, sıra
STA’da
İstanbul Ticaret
Odası, dünyanın
11’inci büyük
ekonomisi olan
Meksika’da ilk kez
Türk Ürünleri Fuarı
gerçekleştirdi.
Fuarda 86 Türk
şirketi, 5 bin
metrekarelik
alanda ürünlerini
Meksikalılarla
buluşturdu.
2013’te iki ülke
arasında Serbest
Ticaret Anlaşması
(STA) imzalanırsa,
Türk ürünleri
Amerika’ya
Meksika’dan
girecek.
Türk
girişimcisi
Güneydoğu
Asya’da
Türk özel
sektörünün yeni
pazarlardaki payını
artırmaya yönelik
çalışmalarını
sürdüren İstanbul
Ticaret Odası,
2012 fuar
maratonuna
Malezya 3. Türk
Ürünleri Fuarı ile
başladı. Mart
ayında
Malezya’nın
başkenti Kuala
Lumpur’da
düzenlenen fuarın
açılış törenine
Gümrük ve
Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı da
katıldı.
İstanbul Ticaret Odası’nın Lagos’ta bu yıl birincisini
açtığı Türk Ürünleri Fuarı’na katılan Nijeryalılar,
neredeyse kesilmeyen tropik yağmurlara aldırış
etmedi ve Türk mallarına akın etti. Lagos kentindeki
sergiye 94 Türk firması katıldı.
Üyelerimize iş
vizesi kolaylığı
İstanbul Ticaret Odası üyelerine iş
seyahatlerinde kolaylık sağlamak amacıyla
İtalya, Fransa, Hollanda, Malta ile iş vizesi
kolaylığı mutabakatı imzaladı. İTO Başkanı Dr.
Murat Yalçıntaş, “Bu anlaşmalarla üyelerimiz
bizden belge alıyorlar. Başkonsolosluklar kendi
araştırmalarını yaptıktan sonra 1 ile 5 yıl
arasında çok giriş çıkışlı uzun süreli vize için
izin veriliyor” dedi.
Umman
Hindistan
Malezya
Nijerya
2005
Bosna Hersek
2007
Bosna Hersek
2008
Kuveyt
2009
Arnavutluk
Katar
Bosna Hersek
2010
Brezilya
Kosova
Suriye
2011
Arnavutluk
Hindistan
Cezayir
2012
Malezya
Nijerya
Bosna Hersek
Meksika
Cumhurbaşkanı Gül
İTO’yu ziyaret etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul
Ticaret Odası ev sahipliğinde düzenlenen
iftarda, TOBB ve İTO gibi kurumların iş
dünyasının asıl sahipleri olduğunu söyledi.
Gül, “Türkiye’nin bugünkü ekonomik
başarısının altında çok dinamik, ufku
gerçekten çok geniş bir iş dünyası var” dedi.
9. Açıkhava Sanat
Merkezi’nde
gelenekselin
modernle buluşması
İstanbul Ticaret Odası Eminönü
Açık Hava Sanat Merkezi 9. kez
sanatseverlerle buluştu. 40 sanatçı
iki ayrı grup halinde, 3.5 ay
boyunca ebrudan tezhibe kadar 13
geleneksel el sanatını Eminönü
Meydanı’nda icra etti. Sanatçılar,
geleneksel ve modern sanatları
uygulamalı olarak anlattı.
‘ASCAME
hayatımın
en güzel
sayfalarından
biri oldu’
Nijerya’da Türk
malları kapışıldı
Kuveyt
Brezilya
Bosna Hersek’te 5. fuar
Bosna Hersek ile Türkiye
arasındaki ticaret
hacminin 2014 hedefi 1
milyar Euro. Bosna
Hersek 5. Türk Ürünleri
Fuarı’nın açılışında
konuşan İTO Başkan
Yardımcısı Dursun
Topçu, “Saraybosna,
Anadolu ile Avrupa
arasındaki ticarette en önemli duraktı. Bizler 500 yıllık bu ticaret
geleneğini yeniden canlandırmak istiyoruz” diye konuştu.
Katar
Ürdün
Arnavutluk
İTO Başkanı Dr.
Murat Yalçıntaş,
2007’den bu yana
üstlendiği Akdeniz
Ticaret ve Sanayi
Odaları Birliği
(ASCAME)
Başkanlığı görevini,
Lübnan Ticaret
Sanayi ve Ziraat
Odası Başkanı
Mohammed
Choucair’e devretti.
Dr. Yalçıntaş,
“ASCAME
hayatımın en güzel
sayfalarından biri
oldu” dedi.
Mesleki
eğitim
hamleleri
İstanbul Ticaret
Odası, Cumhuriyet
tarihinin en büyük
mesleki eğitim
hamlesi olan
ÖZİMEK ile Dünya
Odalar Birliği
Yarışması’nda
‘Dünyanın En İyi
Sosyal Sorumluluk
Projesi’ ödülünü aldı.
30 bin kişiye meslek
kazandıran ÖZİMEK,
devlet himayesinde
yürütülen UMEM ile
birleştirildi. UMEM
işsize iş, işverene de
nitelikli eleman
sağlıyor.
‘İstanbul Park’
yeniden kullanımda
Formula 1 pistinin de yer aldığı İstanbul Park
Yarış Kompleksi işletme ihalesini alan şirket,
enflasyon farkı ve KDV eklendiğinde toplam
185 milyon lira ödeyecek. İTO Başkanı Dr.
Murat Yalçıntaş, “Yeni ihaleyle, 10 yıl 9 aylık
kiralama olacak. 9 milyon lira artı yüzde 18
KDV ile alacağımız yıllık ücret 11 milyon lirayı
bulacak. Biz yatırımcı kuruluş olduğumuz için
KDV de bizde kalacak” dedi.
Uluslararası kitap
fuarlarına katıldık
İTO, uluslararası kitap fuarlarında
Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Türkiye’nin
tarihini, turizmini, sanatını ve kültürünü
tanıtan binlerce kitabı ilgililere ücretsiz
hediye eden İTO, Türk sanat dünyasının
ünlü isimlerini yabancı sanatseverlerle
tanıştırdı. 2012 yılında; Paris, Londra,
Selanik ve Frankfurt kitap fuarlarında
Türkiye başarıyla temsil edildi.
TÜRKMEK: Yedi farklı
ülke, tek rota İSTANBUL
Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) ve İstanbul Ticaret Odası,
Türkiye Mesleki Eğitim Kursları (TÜRKMEK)
Projesi ile mesleki eğitimi yurt dışına taşıdı.
TÜRKMEK Projesi ile 7 farklı ülkeden 25 öğrenci
İstanbul’da mesleki eğitim almaya başladı.
Kendi yolcu uçağımız,
10 sene sonra semalarda
İTO ve THY Teknik A.Ş.’nin düzenlediği Türk
Havacılık Endüstrisi Sergisi ve Forumu
(TÜHESFO 2012), 18-20 Ekim 2012’de yapıldı.
Sergide Airbus ile Boeing gibi büyük uçak
üreticilerinin yedek tedarikçi firmaları da yer
aldı. Açılış törenine Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı.
Türkiye’deki
ilklerin
üniversitesi
■ Üniversiteler
arasında tek olan
Dış Ticaret
Enstitüsü’nde dış
ticaretle ilgili
alanlarda ve
konularda lisansüstü
eğitim ve öğretim
programları
uygulanmaya
başlandı. 2012
yılında açılan
Ekonomi ve Finans
Uygulama ve
Araştırma Merkezi,
İtibar ve
Derecelendirme
Uygulama ve
Araştırma Merkezi.
■ Üniversite-İş
Dünyası İlişkileri
Uygulama ve
Araştırma Merkezi
Türkiye’de bir ilk.
Yarım asrı
deviren
üyelerimize
ödül
İTO, 50 yaşını aşmış
ve daha önce
ödüllendirmediği 221
üyesini ödüllendirdi.
31 Aralık 1961
yılından önce İTO
üyesi olan 221 firma,
nisan ayında yapılan
törende ödüllerini
aldı. Ödül töreni
firmaların ilk
kurucuları ve genç
temsilcilerini bir
araya getirdi.
EKONOMİ VE POLİTİKA
Sayfa09_Sayfa 9.qxd 12/20/12 11:41 PM Page 1
Prof. Dr. ERDOĞAN ALKİN
[email protected]
Ekonomi
yumuşaktan
sert inişe mi geçti?
Bizim gibi son yıllarda hızlı büyüyen
bütün ülkeler, dünya ekonomisindeki
olumsuzluklara fazla ayak uydurmadan
yavaş inişe geçmeyi tercih ediyorlar. Bu
tercihlerinde de haklılar. Çünkü
ekonomide yüksek hızda bir
yavaşlamanın yaratacağı sorunların
farkındalar. Türkiye’de de bu yılın
ortalarına kadar büyüme hızı rakamları
ekonominin hızlı bir daralma yerine
mülayim sayılabilecek bir yavaşlamaya
girdiğini gösteriyordu. Ancak son
yayımlanan veriler durumun
değişmekte olduğunu gösteriyor.
Geçen yılın ilk çeyreğinde büyüme
çok hızlı olduğundan bu yılın ilk
çeyreğindeki büyüme baz etkisiyle çok
düşük çıkabilir. Ama daha sonra baz
etkisi yoğunluğunu yitirdi. Doğal olarak
büyümedeki yavaşlamayı bir yıl önceki
rakamlarla değil, bir önceki dönemlerle
karşılaştırma yaparak gözlemek daha
doğru olur. Böyle bir karşılaştırma da
aynı eğilime işaret etmekte.
Büyümedeki gidişi haber veren
göstergeleri teyit etmek için karine
olarak bakılan başka rakamlar da
mevcut. Mesela teçhizat ithalatı, sanayi
üretimi, kuruluşların çeşitli anketlerine
verilen cevaplar gibi… Bu bilgilerin
bazıları da ekonomideki sertleşen
yavaşlamayı teyit ediyor.
Aslında durumu tam olarak anlamak
için bu yılın son çeyreğine ait
rakamların yayımlanmasını beklemek
gereksiz. O rakamların da hayli düşük
çıkma ihtimali var…
Gelelim önemli bir soruya: Öceden
yapılan tahminlere fazla uymayan bu
durum nasıl yorumlanmalı? Bazılarına
göre bu eğilim geçmişte sık sık risk
teşkil ettikleri söylenen bazı makro
göstergelerin düzelmesine, mesela dış
ticaret ve cari işlemler açıklarının
daralmasına, enflasyonun hızını
kaybetmesine yol açıyorsa bu açıdan
olumlu yorumlanabilir. Ancak
üretimdeki yavaşlamanın istihdam
üzerindeki olumsuz etkisi de
unutulmamalıdır. Şu ara üretimdeki
yavaşlamayı tersine çevirebilecek bir iç
ve dış talep canlanması da ufukta
görünmediğine göre yıl sonunda
büyüme hızı yüzde 4’ün bir miktar
altında kalabilir. Ancak gelecek yıl
büyümenin daha hızlı gerçekleşme
ihtimali var. Bazı dış kaynaklar da bu
olumlu ihtimali doğruluyor.
Doğal olarak bu öngörülerin
gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini
anlayabilmek için yaklaşık 6 ay kadar
daha beklemek gerekecek.
Aslında bütün bu ihtimalleri dikkate
alarak bazı ciddi önlemleri yürürlüğe
koymak lazım. Yeni teşvik paketi
bunlardan biri olabilir. Eskiden hep iç
politika ekonominin önüne geçtiğinden
tedbir almada gecikmeler olurdu. Bu
kez ekonomiyi politikanın önüne
koyma eğilimi güçlenmeli ve hiç
olmazsa önümüzdeki yıl sonuna kadar
bu eğilim devam etmeli.
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
SOLDAN SAĞA: 1- Kristal Elma… 2Logo… Bilanço… 3- SMS… ke… Gır… 4Ra… Ordino… Km… 5- İzin… TS… Eca…
6- Nakit… Fen… in… 7- Alo… Sör… 8Damping… Boa… 9- Tambur… Ace… 10E mi… Emlakçı… 11- Bayi… TMO… AZ…
12- KESK… On para.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-Kliring… TEB…
2- ro… Aza… Damak… 3- İGS… İkramiye…
4- Somoni… MB… İs… 5- Sr… Tapu… 6Ab… Liret… 7- Likit fon… MMO… 8Elense… Galon… 9- La… nS… ca… 10MNG… Öbek… 11- Açık ciro… Çar… 12Orman… Arıza.
Sayfa10_Sayfa 10.qxd 12/20/12 11:41 PM Page 1
CMYK
}
Dünyada en başarılı
100 firmanın
ortak özelliği:
Şirket anayasası
Ülkemizde faaliyet
gösteren firmaların büyük
kısmının aile firması olması
bu firmaların modern
yönetim anlayışlarına
uyumu zorlaştırmaktadır.
Özellikle Türkiye gibi
aile bağlarına önem veren,
aile ilişkileri ile iş
SAL‹H KESK‹N
www.inovasyonuzmani.com ilişkilerinin birbirine çok
yakın olduğu ve hatta çoğu
zaman iç içe geçmiş ülkelerde bu durum daha
da önemli hale gelmektedir.
Ülkemizde yapılan bir araştırmada
firmaların ortalama 25 yıl yaşadığı, 10
işletmeden ancak üçünün ikinci kuşağa, birinin
üçüncü kuşağa geçtiği ortaya konulmuştur.
Araştırmada yine firmaların sadece yüzde
5’i üçüncü kuşakta devam edebilmektedir.
Araştırmada ikinci kuşağa geçişin
başarılması ile sonraki kuşaklara devrinin de
daha kolay olduğu ortaya konulmuştur. Birinci
kuşaktan ikinci kuşağa aile firmasının
devrinin, aileye önemli tecrübeler kazandırdığı
anlaşılmaktadır.
Dünyanın birçok ülkesinde yapılan başka
bir araştırmada ise en başarılı 100 firmanın
hemen hemen tek benzer özelliğinin bir şirket
anayasaları olduğu tespit edilmiştir.
Şirket anayasası, aileye ve ailenin işletmeyle
ilişkisine ait yazılı ve yazısız temel kurallardır.
Diğer bir ifadeyle de, bir aileye çeşitli
vesilelerle sonradan katılarak ortak olmaya
hak kazanan kişilerin firma ilişkilerinde ve iç
ilişkilerde kılavuz görevi gören, aile üyeleri
tarafından da benimsenen, tüm taraflara aynı
şekilde uygulanan, uyulmaması durumunda
daha önceden belirlenmiş yaptırımları bulunan
kurallar ve değerlerdir.
6 yılda firmaların
yüzde 63’ü kapanıyor
Başka bir açıdan şirket anayasası, ailenin
devamı açısından da oldukça önemlidir.
Keza ülkemizde kurulan firmaların ilk 6 yılda
yüzde 63’ünün kapandığı gerçeği ortadadır
ve istatistikî olarak bu kapanan firmaların
büyük çoğunluğu da aile firması olmaktadır.
İyi hazırlanmış bir şirket anayasası
sonradan ortaya çıkması muhtemel aile içi
çatışmaları ve anlaşmazlıkları da
engelleyebilecek etkili bir araç olacaktır.
Şirket anayasaları, aile fertleri arasındaki
ilişkilerin ticari çıkarlar yüzünden
yıpranmasını ve bu yolla ailenin
parçalanmasını önleme adına önemli bir
fonksiyon görmektedir. Şirket anayasasının
en önemli parçası firmanın misyonudur.
Misyon bir firmanın var olma sebebidir.
Hangi zorluk derecesinde olursa olsun
yaptığı işten ve ilkelerinden vazgeçememe
sebebi bir firmanın misyonunun özünü
oluşturmaktadır. İşletmenin misyonu, aile
üyelerinin rol veya pozisyonlarının işletmenin
amaçlarına ne ölçüde yardımcı olacağını da
anlamalarını sağlayan önemli bir kavramdır.
Misyon, ailenin özünü koruyarak geleceğe
uzanmasını açıklar ve bir sonraki nesile
devretme planının da özünü oluşturur.
Misyon aynı zamanda ailenin kültürel
özelliklerinin bir parçası olup aile kültürünün
çeşitli yansımalarını da içerir.
Anayasanın misyonu
Misyonun başlıca iki ana bölümü vardır:
■ Firmanın varlık nedenini ifade eden temel
var olma amacı.
■ Her ne koşulda olursa olsun bir sonraki
neslin uyması gereken ve/veya uyması istenen
temel değerler.
Varlık sebebini tam bulamayan veya
güçsüz varlık sebepleri olan firmalar krizlerde
kendi ilgi alanlarının dışına yatırım yapmakta
ve çoğu da başarısız olmaktadır.
Şirketlerimizin büyük çoğunluğunu
oluşturan aile şirketlerinin kurumsallaşması
açısından ve şirket anayasası yönünden henüz
yolun başında olduğumuz söylenebilir.
Firmalar öncelikle bir sonraki nesile
aktaracakları misyonlarını oluşturmalı ve
firmanın her türlü aktivitesi misyona bağlılığı
ortaya koymalıdır.
Şirket anayasası şirketin uzun yıllar
yaşaması amacıyla yazılmalı ve yeni kuşaklara
devrin belirli bir sistematik dâhilinde yapılacağı
metotları ortaya koymalıdır.
Şirket anayasası önceliğin aileler değil
kurum olduğu gerçeğini öncelemektedir.
Şirketler kişilerin kafasına göre kurup kafasına
göre kararlar alıp yürüteceği müesseseler
değildir. Şirket anayasası bu gerçeğin sonraki
nesillere de aktarımını sağlayan kuralları ortaya
koymaktadır.
İTO yayınlarından çıktı
Şirket anayasası konusunda İTO yayınlarından
çıkarttığımız “KOBİ’ler için şirket anayasasının
önemi ve oluşturulması” kitabımız bu anlamda
ülkemizde bir boşluğu doldurmuştur. Bir sonraki
yazımızda şirket anayasasının hazırlanması
sürecinde takip edilmesi gereken aşamaları
ortaya koyacağız.
SAYFA 10
TEKNOLOJİ
21 ARALIK 2012
}
YENİ İŞ, TEKNOLOJİ VE İNOVASYON
AYŞE BAŞAK
[email protected]
Pantolon deyip
geçmeyin
ANY Exit isimli Bulgar
firması, bisiklet ve motosiklet
kullananların çok memnun
olacağı, ancak kamp yapmayı
sevenlerin ve avcıların da
kullanabileceği bir pantolon
üretti. Pantolonun, iki yanda
bir de arkada olmak üzere
fermuarla çıkarılıp takılabilen
özel cepleri mevcut. Ayrı bir
cepte, kötü hava şartlarına
karşı bir de panço yağmurluk
sıkıştırılmış halde bulunuyor.
Pantolonun özellikle arka
cebinin kapasitesi çok büyük.
Paçalarında ise sürüş
sırasında konforu sağlayacak
bağlar var. Bu bağları ters
döndürüp bacağınıza
sardığınızda pantolonun
paçası bacağınıza tam olarak
yapışıyor ve rüzgar
paçanızdan içeri giremiyor.
Gayet basit düşünülmüş
ancak etkili çözümleri olan
ürünün fiyatı henüz belli
olmasa da 160 Euro civarı
olacağı tahmin ediliyor.
Çağdaş Türk Edebiyatı
kitapseverlerle
Hırvatistan’da buluştu
HIRVATİSTAN’ın Pula şehrinde
gerçekleştirilen Pula Kitap Fuarı,
‘Çağdaş Türk Edebiyatı’ temasıyla
18’inci kez kapılarını açtı. Türk
edebiyatının, yazarlarının ve
yayınlarının büyük ilgi gördüğü
fuar, 30 Kasım – 8 Aralık 2012
tarihleri arasında düzenlendi.
Fuarın resmi açılışı Hırvatistan
Kültür Bakanı Andrea Zlatar-Violić,
Türkiye Zagreb Büyükelçisi Burak
Özügergin ve İstanbul Ticaret
Odası Yönetim Kurulu Üyeleri
Mehmet Develioğlu ile İsrafil
Kuralay tarafından gerçekleştirildi.
İSTRİA’NIN ETKİNLİĞİ
Fuar, İstria Yarımadası’nın Pula
şehrinde her yıl düzenlenen en
önemli etkinlikler arasında yer
alıyor. Fuarın bu yılki ana
temasının ‘Çağdaş Türk Edebiyatı
olması’ Türk yayıncıları için ayrıca
önem taşıyor. Türkiye Dışişleri
Bakanlığı Kültür İşleri Genel
Müdürlüğü, Türkiye Zagreb
Büyükelçiliği ve İstanbul Ticaret
Odası koordinasyonunda
K
üçük bir aparatla
profesyonel fotoğraflar
gerçekleştirilen fuarda, Türk
yazarları ve sektör temsilcileri
yayınlarını sergiledi. Fuarda Ayfer
Tunç, Ece Temelkuran, Nedim
Gürsel, Murat Uyurkulak ve Emrah
Serbes gibi isimler de yer aldı.
TAKİP EDİLİYOR
Türkiye Zagreb Büyükelçisi
Burak Özügergin, Türk dizi ve
filmlerinin Hırvatistan’da oldukça
ilgiyle izlendiğini, bu nedenle Türk
edebiyatının da merakla takip
edildiğini kaydetti. Develioğlu ve
Kuralay da fuar boyunca standları
gezdi ve incelemelerde bulundu.
Yerel yayınevlerinin yanı sıra
fuara özellikle İtalya, Sırbistan ve
Bosna Hersek olmak üzere 200’den
fazla uluslararası yayıncı katıldı.
FOTOĞRAFA çok meraklı olan az sayıdaki
insanın dışında kimse sürekli fotoğraf makinesi
taşıma ihtiyacı hissetmez. Ancak günümüzde
aslında herkes fotoğraf makinesi taşıyor.
Cep telefonlarının hiç de yabana atılmayacak
kalitede fotoğraf çekebildiği bir gerçek. Çözünürlük
açısından HD standardında fotoğraf çekebilen
telefonların tek handikabı lenslerinin küçük olması.
İçine giren ışık miktarı azaldığından fotoğrafların
karanlık çıkma problemi, özellikle gece çekim yapma
meselesi yazılımlarının geliştirilmesi ile halledilmeye
çalışılıyor. Oysa cep telefonuna ekleyeceğiniz küçük
bir aparatla tatile giderken fotoğraf makinesi
taşımaktan bile kurtulmak mümkün.
TurtleJacket Penta Eye adlı ürün iPhone 5 için
geliştirilmiş. Aparatın beş adet lensin aynı anda
takılarak kolay bir hareketle istenen lense
geçilebildiği tasarımı, cep telefonu ile çekilen
fotoğraflara profesyonel bir hava katıyor. Balık gözü,
geniş açı, yakın plan ve tele objektifleri iPhone’nin
kendi lensi ile kullanmak da mümkün. Piyasaya
henüz sürülen ürünün fiyatı 268 dolar.
Motosiklet
üzerinde
görünür
olun
BİSİKLET ve motosiklet
sürücülerinin kendilerini
görünür kılmak için çok
çaba harcadıkları bir
gerçek. Şimdi
tanıtacağımız bu ürün,
‘görünür’ olmak için
üretilmiş yeni bir alternatif.
Realflex bantları
sürücülerin trafikte fark
edilmeleri için fosforlu diye
tabir edilen kıyafeti adeta
bir adım öteye taşımasının
yanında kol ve bacaklarını
da sıcak tutmayı
vadediyor. Bantlar
sürücüyü ışıklı
diyebileceğimiz, içinde
ampuller varmış gibi
görünen bir hale getiriyor.
Realflex, üç katmanlı
olarak tasarlanmış. Basitçe
söylersek naylon bir tayt
üzerine alüminyum folyo
katmanı yerleştirilmiş. En
üste de parlamayı
sağlayan cam katman
serilmiş. 100 metre
uzaklıktan ve her yönden
görülebilen bantlar
piyasaya büyük bir yenilik
getirmiş.
Almanya’da üretilen
bantlar internetten
ısmarlanabilir. Kol bandı,
atkı ve bacak bandı gibi
farklı ürünlerin fiyatları 20
ilâ 40 Euro arasında
değişiyor. Sağladığı fayda
düşünüldüğünde çok
hesaplı olduğu
söylenebilir.
Açıklanan veriler
ve geleceğe bakış
Bu hafta yine önemli
ekonomik verilerin
açıklandığı bir hafta oldu.
Önce, işsizlik oranı
açıklandı. Geçen yılın aynı
ayında yüzde 8.8 olan
işsizlik oranı yüzde 9.1
olarak gerçekleşti.
OSMAN ARIOĞLU
Hatırlanacağı üzere bir
önceki ayda da işsizlik oranı yüzde 8.8
olarak açıklanmıştı. Buna göre hem bir
önceki yılın aynı ayına göre hem de bir
önceki aya göre işsizlik oranında 0.3
puanlık bir artış söz konusu. Mevsim
etkilerinden arındırılmış rakamlara
bakıldığında da yine hem bir önceki ayda
hem de bir önceki yılın aynı ayında yüzde
9.2 olan oran 0.2 puanlık bir artışla yüzde
9.4 olarak gerçekleşti.
İşsizlik rakamlarında temmuz ayından
itibaren başlayan artış eylül ayında en üst
noktaya gelmiş oldu. Aslında gelinen bu
nokta pek de sürpriz değildi. Zira üçüncü
çeyrek büyüme rakamlarının piyasa
beklentilerinin bir hayli altında gelmesi
işsizlik oranlarında bu artış sürecinin de
devam ettiğinin bir göstergesiydi. Ekim
ayında da bu trendin devam etmesi
sürpriz olmayacaktır. Muhtemeldir ki,
kasım ayından sonra önce artış trendi
duracak, muhtemelen bu yılı eylül ayı
rakamları noktasında bir yerlerde
tamamlayacağız ama sonra da yeniden
azalışın başladığı ayları göreceğiz.
Tüketici güven endeksi yükseliyor
Kasım ayında tüketici güven endeksi
3.5 puanlık artışla yüzde 89.2’ye yükseldi.
Hatırlanacağı üzere ağustos ayından
itibaren düşmeye başlayan bu endeks,
ekim ayında yüzde 85.7 oranıyla bir yılın
üzerindeki bir sürecin en düşük noktasına
ulaşmıştı. Geleceğe bakış anlamında en iyi
göstergelerden biri olan bu endeks, kasım
ayından itibaren ekonomide başlayan
canlanma sürecinin en önemli göstergesi
olmuştur. Aslında daha önce Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından
yayınlanan ihracat rakamları da kasım
ayında olumlu bir gidişin başladığını
gösteriyordu. Bütün bu göstergeler artık
büyüme yönünde ayağın biraz yavaş da
olsa zaten frenden çekildiği ayların geride
bırakıldığını, şimdi vitesin bir kademe
yükseltildiği bir döneme girildiğini işaret
ediyor.
Merkez Bankası kararları
Merkez Bankası’nın gösterge faiz
oranlarında 25 puan da olsa bir indirim
sürecine girmesi de bu durumun teyidi
mahiyetindedir. Evet Merkez Bankası
ihtiyatlı olmayı sürdürmeye gayret
ediyor. Belki 50 veya 75 puanlık bir
indirim de yapabilirdi. Ama o zaman
birkaç ay yeni indirim yapmaması
gerekirdi. Şimdi önümüzdeki aylarda da
indirim sürecinin bu trende devam
edebileceğini ama bunun gelişmelere
bağlı olduğunun işaretini net olarak
vermiş oldu.
Merkez Bankası bir yılın altındaki
döviz mevduatlardaki karşılıkları da
yarım puan artırdı. Bu suretle ortalama
döviz mevduat karşılık oranı yüzde
10.2’den yüzde 10.6’ya gelmiş oldu.
Böylece piyasadan 850 milyon dolar
çekilmiş olacak.
Merkez Bankası ayrıca altın cinsinden
tutulacak karşılıklara ilişkin rezerv
opsiyon katsayısını da 0.1 puan artırdı. Bu
hamle ile de Merkez’in altın rezervinde
850 milyon dolar değerinde bir artış
olacağı öngörülüyor.
Kasım ayında kredi hacminde
yükseliş var
Merkez Bankası’nın bu kararının
arkasında muhtemelen kredi hacminde
kasım ayında başlayan canlanma etkili
olmuş olmalıdır. Toplam kredi hacminde
temmuz ayından sonra başlayan
durağanlaşma trendi, kasım ayında
yukarı yönde kırılarak yüzde 18’lere
doğru bir hareket göstermiş durumda.
Bunun içinde kurumsal kredilerin payı
kasım ayı sonu itibarıyla geçen yıla göre
bir puanlık bir azalışla yüzde 67’ye
inmişken, bireysel kredilerin payı bir
puan artarak yüzde 33’e ulaşmıştır.
Önemli olan yapısal değişimin
gerçekleştirilmesinin sağlanması ve bu
anlamda uygulanan tüm politikaların
birbirini destekler mahiyette olması,
ihracat ve üretime dayalı büyüme
yapısının sağlıklı bir şekilde
oturtulmasıdır. Bunun için kredilerde de
selektif davranılması özellikle ihracat
kredilerinin belli kriterler de gözetilmek
suretiyle desteklenmesi, aynı şekilde
inovasyona yönelik yatırımlara ayrıcalık
tanınması önem arz ediyor.
Sayfa11_Sayfa 10.qxd 12/20/12 11:42 PM Page 1
HAFTALIK
}
İsmail
Şen
S AYF A 1 1
güncel
21 ARALIK 2012
}
[email protected]
Giriflimcinin cesaret aya€› tamam da…
B
”
Bizim anladığımız şekliyle
özgürlük nerede yok edildiyse,
hemen her zaman insanlara söz
verilen bazı yeni özgürlükler
adına yok edilmiştir.
Friedrich
Hayek
”
1899 – 1992 yılları arasında yaşamış,
serbest piyasa ekonomisini sosyalist
dalganın yükseldiği dönemde
savunmasıyla meşhur, 1974’te
kazandığı Nobel Ekonomi Ödülünü,
fikir çatışmalarına girdiği Gunnar
Myrdal ile paylaşmış, ekonomist ve
siyaset bilimci…
ir muhasebeci
arkadaşım anlatmıştı, yeni
bir ürün üretmek için yatırım
yapmayı düşünen bir
müşterisi fikrini almak
istemiş.
- Sence bu ürün tutar mı?
diye sormuş.
Arkadaşım da ürünle ilgili
bilgisinin olmadığını
belirtmiş ve sektör
mensuplarına sormasını
tavsiye ederek, bir fizibilite
raporu hazırlatmadan
girmesinin sakıncalarını
anlatmaya çalışmış.
Müşterisi sessizce
dinlemiş. Bir süre sonra da
gerekli yatırımı yapıp ürünü
üretmiş ve piyasaya sunmuş.
İşlerin nasıl gittiğini soran muhasebecisine
de şunları söylemiş:
GÖRSEL TARİH
- Sen fizibilite falan dedin ama o
uzun iş. Ben işe bodoslama girdim.
Ürün çok tuttu. İşler de çok iyi…
Allah’a şükür ki seni
dinlememişim…
★★★
Bir başka hikaye de TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan.
Bir Afrika ülkesine gitmek üzere
uçaktayken yanına gelen genç bir
girişimciyle yaptığı sohbeti bazı
konuşmalarında anlatır
Hisarcıklıoğlu. Genç girişimci, Rifat
Bey’e yaklaşıp hal hatır sorar ve
tanışır. Rifat Bey de ne iş yaptığını
sorar.
- Kozmetik ürünleri
pazarlıyorum.
- Çok güzel. Peki buralarda hangi
dil konuşuluyor? Yerel dilleri biliyor
musun?
- Yok Başkanım.
- Peki İngilizce mi konuşuyorsunuz?
- Yok Başkanım. Ben Türkçe’den başka
dil bilmem.
- İyi de malı nasıl satacaksın? Hiç dil
bilmeden olur mu?
- Olmaz mı Başkanım. Bundan önceki 20
ülkeye nasıl sattıysam, bunlara da satarım
evelallah…
Konuşma sürer ve genç adamın tamamen
işaret dili ve kağıtlara rakamlar yazarak
ürünlerini sattığı anlaşılır. Rifat
Hisarcıklıoğlu, girişimciliğin ilk ayağı olan
“cesaret”in bizlerde fazlasıyla olduğunu
belirtmek için bu hikayeyi arada anlatır.
★★★
Dünya Bankası verileri de bu gözlemi
destekliyor. Türkiye’de her 100
kişiden 6’sı girişimci. Ancak hem bu
sayının artması gerekiyor hem de
inovatif girişim fikirlerinin daha fazla
öne çıkması gerekiyor.
GEÇMİŞTEKİ TEKNOLOJİ
Sıfır
güvenlikli
çocuk
koltuğu
İstanbul’da
bir dükkan…
19. yüzyıl sonu ile 20.
yüzyıl başlarında Kapalı
Çarşı’da çekilmiş bir
fotoğraf. Lambalar,
nargileler, vazolar ve daha
sair bin bir çeşit eşya…
Dönemin ruhunu,
şatafatını yansıtan objeler.
Hepimiz biliyoruz ki “girişimcilik”ten
anladığımız;
“Komşunun yaptığını yap,
kaybetmezsin…”
Habuki bir süre sonra aynı işi yapanların
artışıyla kârlılık düşüyor, dükkanlar
kapanıyor, girişimcilik macerası hüsranla
sonuçlanıyor.
Belki de sorulması gereken soru, “kimin
yaptığını taklit edersem kazanırım” yerine,
“kimsenin yapmadığı hangi işe girersem
kazanırım” olmalı…
Bugün
21 Aralık 2012
Yarın da 22 Aralık 2012 olacak.
Muhtemelen de bu gazete sizin elinize
geçtiği zaman kıyamet kopmamış ve
Mayalar yanılmış olacak. Muhtemelen
diyorum; çünkü dünyanın her an yok olma
ihtimali var. Marduk’un ya da herhangi bir
göktaşının gelip dünyaya çarpması da
gerekmiyor. Güneşteki güçlü bir patlama
sonucu dünyadaki hayatın tamamen yok
olması her an ihtimal dahilindedir diyor
bilim adamları… Gerçekleşme ihtimali
milyarda birlerle ifade edilen bu patlamanın
tam 21 Aralık tarihinde gerçekleşmesi ise
daha da küçük bir ihtimal.
Netice itibarıyla 22 Aralık sabahı, büyük
bir ihtimalle Şirince’de kıyametten
kurtulmayı bekleyenler dahil, hepimiz güzel
bir dünya sabahına uyanacağız. Ve olan,
özellikle Rusya’da “ne de olsa kıyamet
kopacak” diye vergilerini ödemeyenlere
olacak…
Modern Mechanix dergisinin Mayıs 1936
tarihli sayısındaki bu haber, muhtemelen
ilk bebek ve çocuklara özel araç koltuğunu
tanıtıyor. Ancak günümüzdeki
koltuklardan oldukça farklı bir amacı var:
Küçüklere güzel ve geniş bir görüş konforu
sağlamak… Yani amaç güvenlik değil.
Zaten ebeveyn için de güvenlik pek de
önemli olmasa gerek ki, aracın şoförü de
emniyet kemeri takmamış. Zaten emniyet
kemeri 1903 yılında icat edilmesine rağmen
1950’li yıllara kadar pek kullanılmamış bir
“aksesuar” olarak kalmıştır.
BULMACA
Atilla Örsel’e plaket
İSTANBUL Ticaret Odası
Meclis Üyesi Atilla Örsel, 32
yıldır yürüttüğü Türkiye
Cimnastik Federasyonu
Başkanlığı görevinden
ayrıldı. Dünya Cimnastik
Federasyonu Yönetim
Kurulu Üyeliği, Akdeniz
Cimnastik Konfederasyonu
Başkan Yardımcılığı gibi
önemli uluslararası
görevleri uzun yıllar başarı
ile sürdüren deneyimli spor
adamı, aynı zamanda İTO
Spor Kulübü’nün Başkanı
olarak Türk sporuna hizmet
etmeye devam ediyor.
İstanbul Ticaret
Odası’nın 13 Aralık 2012
tarihinde yapılan Meclis
toplantısında Meclis
Başkanı İbrahim Çağlar,
Türkiye Cimnastik
Federasyonu Başkanlığı
görevini bırakan Örsel’e
Türk sporuna verdiği
hizmetlerinden dolayı bir
teşekkür plaketi takdim etti.
Plaketi Çağlar ve İTO
Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Dursun
Topçu’nun elinden alan
Örsel, yaptığı teşekkür
konuşmasında Türk
sporuna hizmet etmeye
devam edeceğini belirtti.
Erzincan’a şehit okulu teklifi
İSTANBUL Ticaret
Odası’ndaki Erzincanlı
Meclis Üyeleri, PKK terör
örgütüne ilk şehidin
verildiği Erzincan’a da bir
şehit okulu yapılmasını
istiyor.
Bundan 28 yıl önce 15
Ağustos 1984’te PKK terör
örgütünün Siirt’in Eruh
ilçesine düzenlediği saldırı
sonucu Erzincanlı er
Süleyman Aydın şehit
edildi. Aydın, PKK terör
örgütünün saldırısı
sonucu hayatını kaybeden
ilk asker, Erzincan da
terör ateşinin düştüğü
‹TO korosu Darülaceze’yi flenlendirdi
İSTANBUL Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren Türk
Sanat Müziği Topluluğu, Okmeydanı Darülaceze Müessesesi’nde
bir konser verdi. Darülaceze Müessese Müdürü Nevzat
Bayhan’ın davetiyle verilen konser büyük ilgi gördü. Darülaceze
sakinleri, İTO Türk Sanat Müziği Topluluğu’nun seslendirdiği
eserleri coşkuyla dinledi. Kurum sakinlerinin sosyal hayata
adaptasyonlarının sağlanmasını hedeflediklerini belirten Bayhan,
bu tür organizasyonların artarak devam edeceğini söyledi.
Grup Şehnaz Buselik Saz Sanatçılarının eşlik ettiği İTO Türk
Sanat Müziği Topluluğu konserine tanınmış sanatçı Önder
Gülfidan şeflik etti. YAHYA GÜL
ilk kent oldu.
İstanbul’daki Erzincanlı
işadamları da hem eğitime
katkı sağlamak hem de
hemşerisi oldukları ilk şehit
Süleyman Aydın’ın adını
unutturmamak için İTO
Yönetimi’ne kente bir okul
yapılması teklifinde
bulundu.
Erzincanlı Meclis Üyeleri,
İTO’nun Aralık ayındaki
olağan Meclis Toplantısında
bu tekliflerini İTO Meclis
Başkanı İbrahim Çağlar ve
Yönetim Kurulu Başkanı
Murat Yalçıntaş’a bizzat
sundu.
SOLDAN SAĞA:
1- Reklamcılar Derneği
tarafından her yıl
düzenlenen, birçok dalda
reklam sektöründeki kişi
ve kurumların başarılı
çalışmalarının
ödüllendirildiği, adını bir
meyveden alan
organizasyon… 2- Bir
kurum veya kuruluşun
kendine seçtiği, bazı
ticaret eşyası üzerine
konulan, o eşyayı üreten
veya satanı tanıtan özel
işaret… Bir kuruluşun, bir
ticarethanenin belirli bir
dönem sonundaki taşınır
ve taşınmaz varlıkları ile
bunları sağlamak için
kullanılan öz ve yabancı
kaynakları dengeli olarak
gösteren çizelge… 3- Cep
telefonu aracılığı ile yazılan
iletinin bir cep telefonundan
diğer bir cep telefonuna
gönderilmesi anlamında
kullanılan İngilizce kısaltma…
Kenya’nın internet kodu…
(Argoda) Yalan, uydurma… 4Radyum elementinin
simgesi… Tüccarın malını
gümrükten çekebilmesi için
vapur kumpanyasından yük
konşimentosuna karşılık
verilen havale… Kilometrenin
kısa yazılışı… 5- Bir kimseye
çalıştığı yerce verilen tatil…
Trabzonspor için kullanılan
kısaltma… Elginkan
Topluluğu’nun armatür
markası… 6- Kullanılması
hemen mümkün olan para…
Fizik, kimya, matematik ve
biyolojiye verilen ortak ad…
Hindistan’ın internet harfleri…
7- Adını telefon sözünden alan
çamaşır deterjanı markası…
İngiliz soyluluk ünvanı… 8- Bir
ihracatçı firmanın malını dış
piyasada iç piyasada
sattığından daha düşük fiyatla
satması… Zehirsiz, çok iri bir
yılan türü… 9- Türk müziğinde
mızrapla çalınan, uzun saplı,
telli bir çalgı… Procter &
Gamble’ın çamaşır suyu
markası… 10- Bir tembih
sözü… Emlak alıp satma işiyle
geçinen kimse… 11- Belirli
maddeleri satma izni olan
kimse, dükkân veya kuruluş…
Toprak Mahsulleri Ofisi’ni
simgeleyen harfler…
Azerbaycan’ın plaka imi… 12Kamu Emekçileri Sendikaları
Konfederasyonu’nun
kısaltması… “Çok az para”
anlamında bir benzetme.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1Ülkeler arasındaki iki yanlı
ticaret anlaşmalarının, temelde
malla ödemeyi öngören bir
türü… Türk Ekonomi Bankası
için kullanılan kısaltma… 2Romanya’nın internet kodu…
Üye… Nestle tarafından
üretilen Antep fıstıklı çikolata
markası… 3- İstanbul Giyim
Sanayi’nin 1969’dan beri
kullandığı erkek giyim
markası… Piyangoda bir
kimseye çıkan para… 4Tacikistan’ın para birimi…
Merkez Bankası’nı simgeleyen
Haz›rlayan
Nalan M. ALAKENT
[email protected]
harfler… Dumanın değdiği
yerde bıraktığı kara leke… 5Stronsiyum elementinin
simgesi… Bir taşınmazın
üstündeki mülkiyet hakkını
gösteren belge… 6- (Eski
dilde) Su… İtalya’nın Euro’dan
önceki para birimi… 7- Hem
yatırım fonu almak hem de
istenildiği anda nakit olarak
kullanmak amacıyla
oluşturulan fon türü… Makine
Mühendisleri Odası için
kullanılan kısaltma… 8Güreşte bir oyun… Boya
sanayisinde kullanılan beş
litrelik ambalaj… 9- Bir nota…
(Tersi) Kalay elementinin
simgesi… Kanada’nın internet
harfleri… 10- İnşaat, turizm,
taşımacılık, finans, iletişim ve
savunma alanlarında faaliyet
gösteren bir şirketler grubu…
Küme… 11- Senet veya çekin
arkasının kime ödeneceği
belirtilmeden imzalanmasıyla
yapılan ciro… Rus
imparatorlarına verilen
ünvan… 12- Kanunu, kebabı
ve köyü vardır… Aksaklık,
bozulma.
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA
}
S AYF A 1 2
KÜLTÜR-SANAT
21 ARALIK 2012
}
15 yıldan sonra dönüş
LİSE yıllarında başladığı
hat sanatına 15 yıl ara veren
Bilal Akkaya, hat tutkusunu
ve bu sanata tekrar
dönüşünü şu şekilde
anlatıyor: “Sanatsever
hocalarımızdan dolayı okul
yıllarında sanata bir ilgim
oluştu. Hattat üstadı Ali
Rüştü Oran’dan ders aldım.
Ders alan herkes gibi ben de
bir hat kitabını okur, inceler,
çizerdim. Daha sonra hat
sanatının önde gelen
ustalarından Saim Özel
Hoca’yla tanışma fırsatım
oldu. Asıl hat sevgim ondan
Altın tozuyla
yapıyor, 4 bin
TL’ye alıcı
buluyor
Hattat Bilal Akkaya’nın 1
ile 3 günde altın tozuyla
yaptığı tablolar, 1.000 TL’den
başlayıp 4 bin TL’ye kadar
alıcı buluyor.
sonra başladı. Hat sanatında
sülüs, nesih ve rika olmak
üzere üç bölümü, Saim
Özel’den ders alarak bitirmiş
oldum. Rika el yazısı, nesih
Kuran-ı Kerim’in normal
güncel hattı, sülüs daha çok
süslemeli tablo şekline gelen
hali. İcazet aldıktan sonra hat
sanatında bir kopukluk
yaşadım. Hat sanatının biraz
daha batı yüzü olan grafik ve
reklâm işine devam ettim.
Hat sanatına tekrar dönüşüm
15 yıl geçtikten sonra bir
vapur gezisindeki sohbetle
gerçekleşti.”
Hat sanat›yla
grafi€i birlefltirdi
H
AT sanatçısı Bilal Akkaya, modern
grafik sanatıyla klasik hat sanatını
birleştirdi. Hat sanatına yeni bir
bakış getiren Akkaya, İETT Modern
Hat Sergisi, Türkiye Finans Katılım Bankası
takvim tasarımı, Klasik Sanatlar Sergisi gibi
birçok önemli projeye imza attı.
24 Aralık’ta eserlerini Türk Hava Yolları Dış
Hatlar bölümünde sanatseverlerle
buluşturacak olan Akkaya, “Hat sanatı
Batılıların resimle ulaşmak isteyip de
ulaşamadıkları bir zirve” dedi. Akkaya,
modern hat sanatı hakkında şu bilgileri
aktardı: “Klasik hat sanatı yanında bizler
yaşadığımız çağın da sanatımıza yansımalarını
MÜRSEL SÖNMEZ
[email protected]
İstanbul taciri
Çok küçük yaşlarda hat sanatına gönül veren
Bilal Akkaya, becerisi sayesinde lise yıllarında
ustasından icazet aldı. Eserlerinde geleneksel
hat sanatını modern sanatla birleştiren Akkaya,
“Hat sanatı Batılıların resimle ulaşmak isteyip
de ulaşamadıkları bir zirve” diyor.
MEHMET KAPAN
TİCARET VE HAYAT
Sayfa12_Sayfa 12.qxd 12/20/12 11:43 PM Page 1
mutlaka göstermek durumundayız. Hat
sanatının kamışla belirli nokta ölçüleriyle
sınırlı kalmasını istemedim. Bunun için
grafikle birleştirip farklı bir bakış açısıyla
modern hat sanatının çizgilerini oluşturdum.
Modern hat sanatında siz kendinizi ifade
edersiniz. Daha özgür, belirli bir kuralın
olmadığı, aynı zamanda estetiği barındıran bir
sanat. Çizgilerde herkes farklı bir şeyler
bulabiliyor. Mesela bir lale figüründe Allah, bir
gül motifinde de Muhammed yazısı
görülebiliyor.”
Akkaya, eserlerini iki yıldır İstanbul Ticaret
Odası tarafından Eminönü Meydanı’nda
organize edilen Açıkhava Sanat Merkezi’nde
sanatseverlerle buluşturuyor. Bu serginin
kendisi için yurtdışına açılım sağladığını
belirten Akkaya, “Açıkhava Sanat
Merkezi’nde eserlerimi sergiledikten sonra
Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde sergi
açmak için teklif aldım. İrlanda’dan da sergi
teklifi geldi. Eserlerimizden beğenip kendi
ülkesine alıp götüren birçok kişi oldu. Bu
çadır dünyaya açılan küçük bir pencere gibi”
yorumunda bulundu.
Bilal Akkaya’nın farklı tasarım tabloları
arasında sağdan sola bakınca “Allah”, soldan
sağa bakınca “God” yazan bir tablo da
bulunuyor.
Sabır, sebat,
istikrar…
HAT sanatının, kabiliyetten öte
sabır, sebat, istikrar gerektiren bir
sanat olduğunu söyleyen Bilal
Akkaya, “Hat sanatını bana göre
herkes yapabilir. İnsanın doğasına
uygun bir sanat. Dünyanın en
büyük hatibi kekemeymiş.
Dünyanın en güzel müziğini yapan
Beethoven işitme engelli. Bunun için
insanın eli biraz kalem tutuyorsa
kabiliyet yerine sabır, istek, azim
olması yeterli” diye konuştu.
Hindistan’dan
su ar›tma için
ortakl›k teklifi
HİNDİSTAN’ın Driplex Water
Engineering Ltd. firması, su arıtma ve ön
arıtma sistemleri konularında iddialı
olduğunu belirterek, Türk firmalarıyla
irtibata geçmek istiyor. Sektörle ilgili yeni
teknolojileri bulunan firmalar, Driplex
Water Engineering Ltd. ile bağlantı
kurabilir. Tel: 0091 120 4234492
www.driplexwater.com
[email protected]
Asya’dan otomotiv
sektörüne davet
HİNDİSTAN’ın önde gelen otomotiv
firmalarından Mahindra; başta traktör,
ticari araç ve 4x4 araçları olmak üzere
geniş bir yelpazede üretim yapıyor. Firma
Güney Kore’nin Ssang Yong firmasının
yüzde 80 hissesine de sahip. Mahindra
Otomotiv firması özellikle traktör üreten
firmalarla temas geçmek istiyor. Firmanın
taleplerine
http://tobb.org.tr/DEID/Sayfalar/AnaSayfa
.aspx adresinden ulaşılabilir.
İstanbul’umuzun güzelliğini ve değerini
söylemek övüngenlik değil, bir hakkı teslim
etmektir. Bu şehir salt tarihi dokusu ile değil,
güncel dinamik yapısı ile de evrensel çapta
bir değerdir. Tarihten bugüne ve yarınlara
akan ve aktıkça yatağını genişletip çağıltısını
artıran bir nehir gibidir İstanbul. Küresel
çapta bir kültür unsuru olmasının yanında,
gelişen ve büyüyen Türkiye’ye paralel olarak
iktisadi değer ve önemini de artırmaktadır.
Zengin bir tarih mirasına sahip olmak, her
zaman zenginliği getirmiyor beraberinde. Bu
miras, o toprak ya da ülkenin sahiplerinin
değer vermesiyle ve onu insanlığa
sunmasıyla değerini koruyacak ve
artıracaktır. Uluslar arasındaki savaş ve
çekişmelerin iktisadi, siyasi ve kültürel
düzlemde seyrettiği bir zamanda, her ülke,
varlık envanterinin ilk satırlarına artık tarihin
miras bıraktıklarını da koymaktadır. Tarihsel
miras, sahipleri için bir özgüven unsurudur.
Önce İstanbul gibi bir değere sahip
olduğumuzun bilincine varmak gerekli.
Güven verici bu değer üzerinden kültürel ve
maddi kazanımlar sağlanabilir.
Yaşadığımız zaman diliminde refah ve
bunalımı birlikte yaşayan insan, ulaşımın seri
ve hızlı gerçekleşmesinin sağladığı avantajla
gezip görerek nefes almaya çalışmaktadır.
Doğal olarak cazibe merkezi olan yerler tercih
edilmektedir. Bu tercihin elbette maddi
karşılığı vardır. Konu zaten ehlince yeteri
kadar ele alınmış ve alınmakta, gerekenin
yapılmasına da çalışılmaktadır. Küçülen
dünyada cazibe merkezleri büyümektedir ve
bunların en parlaklarından birisi de
İstanbul’dur. Turizm kanalı ile açılan yoldan
ticaret de faydalanmalı, İstanbul’un özgün bir
ticari merkez olmasının yolları aranmalıdır.
Söz konusu özgünlük ise bize mahsus ticaret
üslubudur.
Ticaret uğraşında olanların dış dünya ile
teması noktasında ‘İstanbullu olmak’;
güvenilir olmak, insanilikten kopmamak, işin
gereği neyse onu yerine getirmek anlamında
bir avantaj olmalıdır. İstanbul’un taciri
şehirlerinin doğası gereği medeni, işlerinin
doğası gereği canlı ve dinamik, kültürleri
gereği dürüst olarak, hem kendileri hem de
ülkemiz için daha ileri başarı düzeyine
çıkabilirler. ‘İstanbul taciri’ sözü İstanbul
ticareti yapmak değil, İstanbul’a yakışan
ticaret yapmak anlamındadır ve önemlidir.
Buradaki ticaretle dünyanın varoşlarında
ticaret yapmak arasında fark vardır. Her ne
kadar sanal ticaret vs. işin içine girse de, ayak
basılan yer önemlidir. Sanallığın bir
gerçekliğe dayanmak mecburiyeti vardır.
İstanbul, hem gerçeklik hem efsane hem de
güzelliktir. Onun için, burada bir iş yapmak,
güzelliğine denk iş yapmayı zorunlu kılar.
İstanbul’da ticaret yapanlar dünyanın eski ve
büyük çarşısının tacirleridirler. Büyük
çarşının da usulü, üslubu, kural ve kaidesi
vardır. Ruhu kadim, bedeni zinde olmak
zorundadır.
Hangi iş alanı olursa olsun o işle iştigal
edenler İstanbul’da ticaret yapmanın
bilinciyle ve kapasitelerini zorlayarak daha
ileri adımlar atmanın yollarını aramalıdırlar.
Çünkü, hayatın sınırsız canlı dünyasında
keşfedilmeyi bekleyen nice noktalar var. Önce
bunun bilinmesi yani bilgi gereklidir. Bilginin
yanında yapılan işi sevmek, bu işin mensup
bulunulan toplum ve ülke için ne denli önem
sahibi olduğunu iyice kavramak gerek.
Bilgilendirme hususunda İTO’nun çeşitli
alanlara dikkat çeken yayınlarını izlemek
birer işaret taşı niteliği taşıyor ve yeterli
olduğunu söylemek de mümkün.
Odamız İstanbul’a bakıyor. Dünyanın da
artık daha çok baktığı İstanbul’a. Bu bakış
buluşmasını üretici ve başarıcı bir iradeyle
kazanca dönüştürmek gerekiyor. Tarihimiz
yarınlarımızın teminatı olduğu gibi,
yaptıklarımız da yapacaklarımızın garanti ve
teminatı olmalı. İş yapma coşkusu bize ayrı
bir fayda olarak soyut kavramlar üzerinden
tartışmanın havanda su dövmek kısır
döngüsünden ibaret olduğunu gösterecek,
asıl meselenin iş olduğu gerçeğini bir kez
daha vurgulamış olacaktır.