Petrol ve Doğal Gaz Sektör Raporu
Transcription
MAYIS2015 Bu rapor, Türkiye Petrolleri Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı tarafından, 15 Ocak 2015 günü Başbakanlıkça (Hazine Müsteşarlığı) Resmi Gazetede yayımlanan “2015 yılına ait genel yatırım ve finansman programının uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesine dair tebliğ” uyarınca, Ortaklığımızın faaliyette bulunduğu petrol ve doğal gaz arama-üretim sektörünü takip ederek sektör içindeki konumunu daha iyi analiz edebilmek ve etkin sektörel politikalar geliştirilmesine yardımcı olabilmek amacıyla hazırlanmıştır. İÇİNDEKİLER 2 3 4 6 6 7 10 12 14 16 17 18 18 20 23 24 26 26 28 29 31 ŞEKİLLER TABLOLAR 1. KÜRESEL PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ 1.1. KÜRESEL PETROL SEKTÖRÜ Küresel Petrol Rezervleri Küresel Petrol Üretimi Küresel Petrol Rezervlerinin Ömrü Küresel Petrol Tüketimi Küresel Petrol Ticareti Küresel Rafinaj Faaliyetleri Petrol Fiyatları 1.2 KÜRESEL DOĞAL GAZ SEKTÖRÜ Küresel Doğal Gaz Rezervleri Küresel Doğal Gaz Üretimi Küresel Doğal Gaz Rezervlerinin Ömrü Küresel Doğal Gaz Tüketimi Küresel Doğal Gaz Ticareti Küresel Doğal Gaz Depolama Faaliyetleri Doğal Gaz Fiyatları Ankonvansiyonel Gaz Üretimi ve Enerji Sektörüne Etkileri Aktif Kule Sayısı ve Arama - Üretim Faaliyetleri 1.3 ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE HİDROKARBON SEKTÖRÜNDE BEKLENEN GELİŞMELER 32 34 34 39 39 41 44 46 47 47 50 52 54 56 2. TÜRKİYE’DE PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ 2.1. TÜRKİYE ENERJİ GÖRÜNÜMÜ 2.2. TÜRKİYE HİDROKARBON SEKTÖRÜ Türkiye’deki Hidrokarbon Rezervleri Yurt İçi Hidrokarbon Arama ve Üretim Faaliyetlerindeki Gelişmeler Türkiye Arama - Üretim Sektörü ve Aktif Kule Sayısı Petrol ve Doğal gaz Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar 2.3. TÜRKİYE PETROLLERİ’NİN SEKTÖRDEKİ YERİ Türkiye Petrolleri’nin Yürüttüğü Arama - Üretim Faaliyetleri Depolama Faaliyetleri Türkiye Petrolleri Tarafından Yapılan Yurt İçi Yatırımlar ve Bütünsel Dönüşüm Programı 2.4 HİDROKARBON KAYNAKLARININ NAKLİNDE TÜRKİYE’NİN KÖPRÜ KONUMU KAYNAKLAR 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 1 ŞEKİLLER Şekil 1. 2013 Yılı Küresel Birincil Enerji Tüketim Oranları Şekil 2. 1990-2035 Dönemi Dünya Enerji Tüketimi Şekil 3. Bölge Bazında Enerji Talep Miktarları Şekil 4. 2014 Yılı Bölgelere Göre Dünya İspatlanmış Petrol Rezervi Şekil 5. 2000-2014 Dönemi Bölgelere Göre Dünya Petrol Üretimi Şekil 6. 1990-2040 Üretim Projeksiyonu Şekil 7. 1990-2040 Üretim Artışı Yaşanacak Ülkeler Şekil 8. 2013 Yılı Ülkeler/Bölgeler İtibariyle Rezerv Miktarı Şekil 9. Dünya Sıvı Yakıt Rezervleri ve 2035 Yılına Kadar olan Dönemde Arz Maliyetleri Şekil 10. 1990- 2013 Yılları Arası Bölgelere Göre Dünya Petrol Tüketimi Şekil 11. 2014-2020 Yılları Arası Bölgelere Göre Dünya Petrol Tüketim Projeksiyonu Şekil 12. 2014-2020 Arası Ham Petrol Ticaret Artışı ve 2020 Ham Petrol Ticareti Şekil 13. 2014-2020 Arasında Beklenen Rafineri Kapasite Artışları Şekil 14. 2013-2015 Dönemi Brent ve WTI Petrol Fiyatları Şekil 15. 2014 Yılı Dünya İspatlanmış Doğal Gaz Rezervleri Dağılımı Şekil 16. 2014 Yılı En Fazla Doğal Gaz Rezervine Sahip İlk 10 Ülke Şekil 17. 2035 Yılına Kadar Üretilebilir Doğal Gaz Kaynakları ve Maliyetleri Şekil 18. 1990-2013 Bölgelere Göre Dünya Doğal Gaz Üretimi Şekil 19. 2013-2015 Döneminde Bölgelerde Beklenen Üretim Artışı Şekil 20. 2012-2040 Döneminde Üretim Artışı Beklenen Ülkeler Şekil 21. 2000-2014 Arası ABD Hidrokarbon Üretimi ve Aktif Kule Sayısı Şekil 22. 2013 Yılı Bölgelere Göre Doğal Gaz Rezervi ve Rezerv Ömrü Şekil 23. Yıllar İtibariyle Dünya Doğal Gaz Tüketimi Şekil 24. Bölgeler İtibariyle Doğal Gaz Tüketim Projeksiyonu Şekil 25. 2014-2015 Dönemi Doğal Gaz Fiyatları ve Petrol Fiyatı Şekil 26. 2012-2040 Dönemi Ankonvansiyonel Doğal Gaz Üretim Projeksiyonu Şekil 27. Dünya’da Aktif Sondaj Kule Sayısı ve Petrol Fiyatları Şekil 28. 2013 Yılı Türkiye Birincil Enerji Arzı Şekil 29. 2013 Yılı Türkiye Enerji Tüketiminin Sektörel Dağılımı Şekil 30. 1990-2013 Türkiye Enerji Talebinin Dışa Bağımlılık Oranı 2 TÜRKİYE PETROLLERİ 4 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 16 17 18 19 19 20 21 21 22 23 24 25 28 30 31 34 35 36 Şekil 31. 2000-2013 Yılları Arasında Türkiye’nin Birincil Enerji, Petrol ve Doğal Gaz Tüketimi Şekil 32. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye’nin Petrol Tüketimi ve Yerli Üretim Şekil 33. 2000-2014 Yılları Arasında Türkiye’nin Doğal Gaz Arzı ve Yerli Üretim Oranları Şekil 34. 2014 Yılında Türkiye’nin İthal Ettiği Ham Petrolün Kaynak Ülkelere Göre Dağılımı Şekil 35. 2014 Yılında Türkiye’nin İthal Ettiği Doğal Gazın Kaynak Ülkelere Göre Dağılımı Şekil 36. 2014 Yılı Şirketlere Göre Türkiye Ham Petrol Rezervleri Şekil 37. 2014 Yılı Şirketlere Göre Türkiye Doğal Gaz Rezervleri Şekil 38. 2014 Yılında Yapılan Sondaj Sayısının Şirketlere ve Türlerine Göre Ayrımı Şekil 39. 2014 Yılında Yapılan Sondaj Metrajlarının Türlerine Göre Ayrım Şekil 40. 2000 - 2014 Yılları Arasında Türkiye Ham Petrol Üretimi Şekil 41. 2000 - 2014 Yılları Arasında Türkiye Doğal Gaz Üretimi Şekil 42. Türkiye’de Aktif Kule Sayısı ve Petrol Fiyatları Şekil 43. Nisan 2015 Avrupa’da Arama Faaliyetlerinin Yoğun Olduğu Ülkelerdeki Aktif Kule Sayıları Şekil 44. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrolleri Tarafından Yapılan 2B ve 3B Sismik Çalışmalar Şekil 45. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrolleri Tarafından Gerçekleştirilen Sondaj Faaliyetleri Şekil 46. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrollerinin Hidrokarbon Üretim Miktarı Şekil 47. Kuzey Marmara ve Değirmenköy Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisleri Şekil 48. Türkiye Petrolleri Doğal Gaz Depolama, Geri Üretim ve Enjeksiyon Kapasitesi Şekil 49. Türkiye Petrolleri’nin Son 10 Yıldaki Yatırım Tutarı Şekil 50. Türkiye Petrolleri 2023 Bütünsel Dönüşüm Programı Şekil 51. Türkiye’ye Uzanan veya Uzanması Planlanan Uluslararası Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri 36 37 37 38 38 39 40 41 42 43 43 44 45 47 48 48 50 51 52 53 54 TABLOLAR Tablo 1. 2013 Yılı Dünya Petrol Ticareti Tablo 2.2014 Petrol ve Doğal Gaz Birleşme ve Satın Almaları 14 46 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 3 1. KÜRESEL PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Enerji, bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminin en temel ve sürükleyici gereksinimlerinden birisidir. Bu bakımdan, “enerji güvenliği” olgusu, ekonomik güvenliğin ve ulusal güvenliğin yaşamsal unsurlarındandır. Enerji, toplumsal yaşamlarımızı sürdürebilmemiz için gerekli olan hemen tüm süreçler için vazgeçilmez bir girdi olup; sanayi, ulaştırma, konut ve ticarethane alt sektörlerinde kullanılmaktadır. Bugün dünyada tüketilen enerji, çok sayıda enerji kaynağından elde edilirken; petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kaynaklar, bu kaynaklar içinde % 87’ye yakın bir ağırlık taşımaktadır (Şekil 1). Kömür 30% 240 215 163 172 1 10 9 1 11 11 44 45 36 39 64 66 1990 1995 188 1 12 12 47 2 13 13 59 3 16 13 70 Şekil 1. 2013 Yılı Küresel Birincil Enerji Tüketim Oranları (Kaynak: BP Energy Outlook to 2035) 294 256 6 17 11 77 265 7 18 13 77 11 20 14 85 73 334 19 15 22 16 23 17 89 88 85 80 50 58 65 72 79 81 84 86 91 96 99 2000 2005 2010 2013 2015 2020 2025 2030 TÜRKİYE PETROLLERİ 24 25 17 92 Hidro Nükleer 92 Kömür Doğal Gaz Petrol Şekil 2. 1990-2035 Dönemi Dünya Enerji Tüketimi (Kaynak: BP Energy Outlook to 2035) 4 351 Yenilenebilir 61 44 Yenilenebilir 2% Petrol 33% 316 (Milyon Varil Petrol Eşdeğeri/Gün) Nükleer 4% Doğal Gaz 24% Petrol, özellikle ulaştırma sektörünün temel enerji kaynağı olarak, dünya birincil enerji tüketimi içinde en büyük paya sahiptir. Petrolü takip eden doğal gaz ve kömür ise büyük ölçüde elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Petrol, 2013 yılı sonu itibari ile dünya enerji talebinin % 33’ünü, doğal gaz ise % 24’ünü karşılamıştır. Bugüne kadar, çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından (Uluslararası Enerji Ajansı, ABD Enerji İdaresi, BP, ExxonMobil vb.) yapılan çeşitli projeksiyonlara göre petrolün birincil enerji tüketimi içindeki payını uzun dönemde de koruyacağı öngörülmektedir (Şekil 2). Hidro 7% 102 2035 Uluslararası Enerji Ajansı’nın “Yeni Politikalar” başlıklı senaryosuna göre, küresel enerji talebinin, 2040 yılına doğru, hükümetlerin izleyecekleri politikalara bağlı olarak, mevcut talebin yaklaşık 1,4 katına çıkması beklenmektedir. Enerji kaynakları bazında talep artışı oranlarının ise 2012 yılından 2040’a kadar olan dönemde; petrolde % 13,5, kömürde % 14,6, doğal gazda % 55, nükleerde % 88,5, yenilenebilir kaynaklarda ise (su dahil) % 317 olacağı öngörülmektedir. Uzun dönemli enerji projeksiyonları değerlendirildiğinde büyük ölçüde OECD dışı ülkelerin tüketimlerindeki artış dikkati çekerken, enerji arzı da yükselmektedir. Bu kapsamda özellikle Asya Pasifik bölgesinde enerji arzının 1,5 katına çıkması en dikkati çeken husustur (Şekil 3). Bölgede özellikle doğal gaz ve kömür üretiminde artış beklenmektedir. Özellikle OECD dışı ekonomilerde Çin ve Hindistan’ın ekonomik performansları dikkat çekmektedir. Bu kapsamda Çin’in son dönemde başlattığı enerji yoğunluğunu düşürmeye yönelik politikaların uzun dönemde de devam etmesi beklenmektedir. Şekil 3’te enerji talebine ilişkin trendler değerlendirildiğinde enerji hammaddelerinin Asya Pasifik bölgesine doğru akacağı değerlendirilmektedir. Asya Pasifik Afrika 351 Milyon Varil Petrol Eşdeğeri / Gün Orta Doğu 334 316 Avrupa ve Avrasya 294 Orta ve Güney Amerika 256 265 240 Kuzey Amerika 215 91 188 163 36 4 5 70 172 46 5 7 130 52 103 143 155 166 110 13 15 12 22 24 27 6 8 7 11 8 14 8 16 9 17 10 20 60 59 59 58 60 61 62 63 64 56 57 8 9 11 12 14 14 16 18 20 22 7 47 51 55 57 56 56 56 59 59 59 59 1990 1995 2000 2005 2010 2013 2015 2020 2025 2030 2035 Şekil 3. Bölge Bazında Enerji Talep Miktarları (Kaynak: BP Energy Outlook to 2035) 2013 yılında toplam birincil enerji talebinin % 42,3’ünün elektrik üretimi için kullanıldığı gözlemlenmektedir. 2035 yılında bu rakamın % 46,6’ya çıkması beklenmektedir. Elektrik üretimi için tüm birincil enerji kaynakları kullanılmaktadır. talep projeksiyonuna göre, 2013 ile 2035 yılları arasındaki dönemde, kömürün artışa katkısının özellikle Çin’in kömür yoğun endüstrileşmeyi terk etmeye başlaması sonucunda giderek azalması, gazın payının ise artması beklenmektedir. Petrol daha çok taşıma sektörü tarafından talep edilmektedir. Nitekim dünya petrol tüketiminin % 52,8’i taşıma sektöründe gerçekleşmektedir. 2035 yılına kadar petrol talebinin % 21 oranında yükselmesi; bu süre zarfında ulaşımda petrol kullanım oranının % 94’ten % 89,4’e düşmesi, ulaşım için kullanılan enerji oranının ise % 18’den % 17’ye düşmesi beklenmektedir. ABD’nin 2035 yılı itibariyle enerji ihtiyacının tamamını öz kaynaklarından karşılayarak kendi kendine yeterli bir ülke haline geleceği öngörülmektedir. Bugün en büyük ithalatçı bölgelerin başında gelen Avrupa Birliği’nin yerini 2030’da Çin’in alması beklenmektedir. Rusya’nın ise en büyük ikinci petrol ve doğal gaz üreticisi olması ve en büyük enerji ihracatçısı konumunu sürdürmesi, 2035 yılında dünya enerji talebinin % 4,1’ini karşılayacak enerji ihracatını gerçekleştirmesi beklenmektedir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle hızlı sanayileşme ile artan çevre kirliliği, fosil yakıtlar arasında nispeten temiz ve verimli bir yakıt olan doğal gaza yönelik talebin artmasına neden olmuştur. BP Energy Outlook 2035 birincil enerji 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 5 1.1. KÜRESEL PETROL SEKTÖRÜ Küresel Petrol Rezervleri̇ 2014 yılının ilk verileri ışığında Dünya petrol rezerv miktarı 1,65 trilyon varil olarak kaydedilmiştir. Konvansiyonel yollar ile eklenen rezervler dikkate alındığında 2010 yılındaki Brezilya tuz altı keşifleri sonrasında eklenen rezerv miktarlarında önemli düşüşler söz konusudur. Buna ek olarak 2010 sonrası dönemde Dünya’da 500 milyon vpe’den büyük rezervli keşiflerde azalma dikkati çekmektedir. 2014 yılında ise bu kapsamda değerlendirilebilecek keşif gerçekleşmemiştir. Dünya çapında açılan arama ve tespit kuyuları büyük ölçüde kara alanlarında gerçekleşmekte olup, 2014 yılında da kuyuların % 83’ü kara alanlarında açılmıştır. Açılan arama ve tespit kuyularının sadece % 17’lik bölümü deniz alanlarında açılırken 2010 yılı sonrasında eklenen rezervler büyük ölçüde deniz alanlarından gelmiştir. 2010 yılında Brezilya tuz altı keşifleri önemli miktarda petrol ve doğal gaz tespit edilirken, 2014 yılında deniz alanlarından eklenen rezerv 2,8 milyar vpe’yi geçmemektedir. Kara ve deniz alanlarında eklenen rezerv miktarları azalırken, keşfedilen sahaların geliştirilmesi ve alt yapının kurulması sonrasında çevredeki K. AMERİKA 220; %13 AVRUPA 12,3; % 0,8 ABD 35; %2,1 uydu sahaların geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Buna ek olarak petrol fiyatlarının düşük seyretmesi, özellikle derin deniz çalışmalarını ve ağır petrol üretimini olumsuz yönde etkilemektedir. Endüstrinin en hareketli olduğu bölge halen Kuzey Amerika’dır. Amerika bölgesi endüstri hareketliliği ve yenilikçiliği ile dikkati çekerken ABD’de petrol rezervleri artmaya devam etmektedir. ABD’de özellikle rezerv değerleme ve üretilebilir rezervin yeni üretim teknikleri ile arttırılması etkili olmaktadır. Bu kapsamda Kuzey Amerika’da gerçekleşen 3 milyar varillik rezerv ekleme büyük ölçüde ABD kaynaklı olmuştur. Küresel petrol rezervleri değerlendirildiğinde, Orta Doğu bölgesi dünya petrol rezervlerinin % 48,5’lik bölümüne sahip olarak dikkat çekmektedir. Orta Doğu’yu, % 19,8’lik rezerv miktarı ile Orta ve Güney Amerika, % 13,3’lük rezerv ile Kuzey Amerika takip etmektedir. Buna ek olarak küresel petrol rezervlerinde Afrika % 7,6, Avrasya % 7,2 Asya ve Okyanusya % 2,8 ve Avrupa % 0,8’lik pay sahibidir (Şekil 4). AVRASYA 119; %13 ORTA DOĞU 804; % 49 AFRİKA 130; % 8 LATİN AMERİKA 328; %20 Birim: Milyar varil petrol eşdeğeri Şekil 4. 2014 Yılı Bölgelere Göre Dünya İspatlanmış Petrol Rezervi (Kaynak: EIA) 6 TÜRKİYE PETROLLERİ RUSYA 87; % 5 ÇİN 17; % 3 ASYA PASİFİK 46; % 3 Küresel Petrol Üreti̇mi 2013 yılının sonunda 90,08 milyon v/g olarak kaydedilen petrol üretimi % 2,3 artarak 2014 yılında 92,15 milyon v/g’e yükselmiştir. Bu üretimin % 39,44’ünü OPEC ülkeleri gerçekleştirmiştir (Şekil 5). Irak ve Libya’nın üretimlerindeki dalgalanma 2014 yılının başında petrol fiyatlarının da yükselmesine neden olmuştur. Ancak dönem içinde yükselen Amerikan petrol üretimi (LTO ve (Milyon v/g) 77.7 8.3 85.1 8.5 10.1 kondensat) öncelikle petrol fiyatlarının yılın ortasına doğru dengelenmesine ve petrol fiyatlarının yükselişinin durmasına neden olmuş ve devamında Irak - Kuzey Irak’ın da piyasaya girmesiyle fiyatların aşağı yönelmesine neden olmuştur. Bu hareketin neticesinde Aralık 2014’te petrol fiyatları da 63 $/v’e gerilemiş ve 2015’in birinci çeyreğinde aşağı yönlü hareketini sürdürmüştür. 88.2 9.2 9.1 8.7 10.7 8.0 23.5 92,1 Afrika 27.9 26.1 26.2 11.8 13.4 7.2 6.2 4.7 7.3 7.2 7.9 15.3 15.2 16.1 Orta Doğu Avrasya 13.9 8.2 Asya Pasifik 3 8.4 Avrupa Orta ve Güney Amerika Kuzey Amerika 21.2 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Şekil 5. 2000-2014 Dönemi Bölgelere Göre Dünya Petrol Üretimi (Kaynak: EIA) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 7 Önümüzdeki dönemde özellikle Rusya’nın üretim kapasitesinde yaptırımlar nedeniyle dalgalanma ve üretimin maliyetli olduğu ülkelerde petrol fiyatlarına bağlı olarak zorluklar beklenmektedir. ABD’deki üretim artışının sektör üzerindeki önemli bir etkisi ABD’nin 2014 yılında en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi halini almasıdır. ABD petrol üretimi 2014 yılında 12,43 milyon v/g olarak kaydedilmiştir. 2012-2040 yılları arasında petrol üretiminin yıllık % 1 Ankonvansiyonel OPEC DIŞI 0.4 9.7 5.4 Doğal Gazdan Sıvı Yakıt 3.6 8 6.4 artması beklenmektedir. Bu dönemde en büyük artışın ankonvansiyonel petrol üretiminde gerçekleşmesi (yıllık % 5) ve OECD Amerika (yıllık % 1,5), Latin Amerika (yıllık % 2) ve Orta Doğu’da (yıllık % 1,5) üretimin artması beklenmektedir. Petrol üretim projeksiyonları değerlendirildiğinde OPEC dışı ülkelerde üretim artışları dikkati çekerken, 2020 sonrasında 2040 yılına kadar OPEC’in ham petrol üretiminde ağırlığını koruması beklenmektedir (Şekil 6). 16 9.1 2040 33.1 Ham Petrol OPEC Doğal Gazdan Sıvı Yakıt 2 1990 6.8 6 10.4 Ham Petrol 21.9 0 10 Şekil 6.1990-2040 Üretim Projeksiyonu (Kaynak: IEA, WEO 2014) TÜRKİYE PETROLLERİ 2013 3.5 1.5 0.7 0 Ankonvansiyonel 8 2020 39.9 38.6 37.7 20 29.5 30 30 40.8 milyon v/g 40 50 2013 yılı itibariyle OPEC dışı üretim OPEC üretiminden fazladır. Ancak ülkelerin politika setlerinin değişmemesi halinde 2040 yılında OPEC ham petrol arzının OPEC dışı ham petrol arzını geçmesi beklenmektedir. Dünya’nın en önemli petrol üreticilerinden birisi haline gelmesi beklenen Irak’ta yeni jeopolitik krizlerin çıkması ülkeyi etkilemektedir. Söz konusu krizler ülke üretimine ilişkin öngörüleri zorlaştırırken bulunduğumuz son dönemde OPEC dışı üretimin piyasadaki olası bir arz açığını kapatabildiğini göstermiştir (Şekil 7). Bu kapsamda ABD tayt petrol, Kanada petrol kumu üretimi potansiyelleri ile dikkati çekmektedir. Petrol üretiminde endüstri performansına bağlı olarak yabancı yatırımcıya açılan Meksika konvansiyonel petrolü önümüzdeki dönem büyük potansiyel taşımaktadır. 14 Milyon varil /gün 12 10 8 6 4 2 0 Kanada Meksika 1990 ABD 2013 Kazakistan 2020 Rusya 2025 Çin 2030 Hindistan 2035 Brezilya 2040 Şekil 7.1990-2040 Üre im Ar ışı Yaşanacak Ülkeler (Kaynak: IEA, WEO 2014) Önümüzdeki döneme ilişkin dikkati çeken diğer bir husus ise üretim sahalarında ikincil üretim tekniklerinin (EOR) ağırlık kazanmasıdır. Bu kapsamda yaşlı üretim bölgelerinde ve Orta Doğu’da özellikle üretimin devamında ilgili teknikler ağırlık kazanacaktır. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 9 ̇ ṅ Ömrü Küresel Petrol Rezervlerini “Petrol Rezerv Ömrü”, mevcut teknolojilerle, ekonomik olarak üretilebilen ispatlanmış rezervlerin, mevcut üretime bölünmesiyle (R/Ü) elde edilen değerdir. Dünya petrol rezerv miktarı teknolojik gelişmeler ile birlikte sürekli yükselmektedir. BP verileri ile dünya ham petrol rezerv miktarı 1,7 trilyon varil olarak kaydedilirken, 2012 yılında 52,9 yıl olan rezerv ömrü 2013 yılında yeni rezervlerin keşfiyle 53,3 yıla çıkmıştır. Söz konusu rezervlerin bölgelere göre dağılımı ise Şekil 8’de verilmektedir. 900 800 (Yıl) (Milyar Varil) 124 700 100 600 500 78 400 808 50 300 200 100 0 40 37 230 330 23 148 K.Amerika O ve G.Amerika Avrupa ve Avrasya Rezerv Orta Doğu Rezerv Ömrü Şekil 8. 2013 Yılı Ülkeler/Bölgeler İtibariyle Rezerv Miktarı (Kaynak: BP, 2014) 10 150 TÜRKİYE PETROLLERİ 130 14 Afrika Asya Pasifik 42 0 Yukarıdaki genel tanım doğrultusunda ortaya konulan 53,3 yıllık “petrol rezerv ömrü” ifadesinin yanlış yorumlanmaya müsait olduğu düşünülmektedir. Zira tanımda da vurgulandığı gibi, söz konusu “ömür” bugün için ispatlanmış olan rezervlerin, mevcut konvansiyonel teknolojilerle, ekonomik olarak üretimi çerçevesindeki bir ömürdür. Oysa yeni keşiflerle yeni rezervlerin devreye girmesi, gelişen teknolojiler sayesinde daha ekonomik olarak üretilebilecek mevcut rezervler (örneğin ikincil ve üçüncül üretim yöntemleri, vb.), kömürden ve gazdan sıvı yakıt elde edilmesi gibi yöntemlerle bu ömrün talebe de bağlı olarak değişebileceği dikkate alınmalıdır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, küresel petrol kaynaklarının üretim maliyetleri, bölgelere ve üretim çeşitlerine göre büyük değişkenlik göstermektedir (Şekil 9). Söz konusu değişkenlik de petrol projelerinin ekonomileri ve “ekonomik rezerv” miktarları konusunda temel belirleyici konumundadır. 35 10 5 0 Orta Doğu Petrolü 0 100 200 Ağır Petrol 15 Onshore Konvansiyonel 300 400 Derin Deniz 20 500 Sığ Deniz Konvansiyonel 25 LTO (Light Tight Oil) 30 EOR Ortalama Arama ve Geliş6rme Maliye6 ($/v) 40 600 Üre6lebilir Rezerv (milyar varil) Şekil 9. Dünya Sıvı Yakıt Rezervleri ve 2035 Yılına Kadar olan Dönemde Arz Maliyetleri (Kaynak: IEA, WEO, 2014) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 11 Küresel Petrol Tüketimi durum üzerinde özellikle küresel finans krizi ve devamında Avrupa ekonomilerinde görülen borç krizinin etkileri devam etmiştir. Bunun neticesinde petrol arzı kadar hızlı artmayan petrol talebi 2014 yılında fiyatların düşmesine de neden olmuştur. Uluslararası Enerji Ajansı 2014 yılı petrol talebini 92,4 milyon v/g olarak belirtmiştir. ̇2012 yılında 89,9 milyon v/g olan dünya petrol tüketimi % 1,5’lik artış ile 2013 yılında 91,3 milyon v/g olarak kaydedilmiştir. Bu dönem içinde ABD’de petrol tüketiminde % 2 ve Çin petrol tüketiminde % 3,7’lik artışlar gerçekleşmiştir. 2014 yılı petrol tüketimi değerlendirildiğinde dünya ekonomisinde büyüme beklentisinin altında kalan ekonomik performans büyük ölçüde dikkati çekmiştir. Bu (Milyon v/g) 67 14 2 4 23 67 15 2 4 23 68 15 68 16 69 17 70 18 72 19 74 75 76 77 78 78 80 20 21 21 21 22 23 20 2 2 2 2 3 3 3 83 84 85 87 24 25 25 26 3 3 7 7 5 5 5 5 5 5 5 6 20 19 20 20 20 20 21 20 20 22 20 20 20 19 20 20 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 4 5 4 21 21 22 22 23 23 24 24 24 24 25 25 25 4 4 4 4 20 20 20 21 2 2 3 3 6 4 2 26 3 4 2 26 6 4 2 85 3 6 4 86 88 89 90 91 28 29 30 30 3 3 4 4 8 8 8 8 9 20 19 19 19 19 19 6 6 6 6 6 6 7 25 24 23 24 23 23 23 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kuzey Amerika Orta ve Güney Amerika Avrupa ve Avrasya Orta Doğu Afrika Asya Pasifik Şekil 10. 1990- 2013 Yılları Arası Bölgelere Göre Dünya Petrol Tüketimi (Kaynak: BP Statistical Review, 2014) 12 TÜRKİYE PETROLLERİ Düşük petrol fiyatlarının talebi destekleyeceği beklentisi ile küresel ekonominin petrol fiyatlarından bağımsız olarak yavaşladığı gözlemlenmektedir. Petrol talebinin büyük ölçüde OECD ekonomilerinden OECD-dışı ekonomilere doğru kaydığı değerlendirilmektedir. 2015 yılı ve sonrasında petrol talep artışında ekonomik büyüme oranları büyük ölçüde belirleyici olacaktır (Şekil 11). Buna ek olarak Rusya ve çevre ekonomilerde daralma ve üretici Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki jeopolitik krizler, petrol talebi ve fiyatlar üzerinde doğrudan etkili olabilecek diğer hususlar olarak dikkati çekmektedir. % Milyon v/g 120 3.9 3.8 3.7 100 3.7 3.8 3.7 3.7 3.7 80 33.7 34.4 3.6 4.6 4.8 3.5 9.3 9.5 3.4 18.6 18.6 18.6 3.3 7.1 7.2 7.3 7.4 3.2 24.4 24.5 24.4 24.4 3.1 31.8 32.4 33.1 4.1 8.3 4.2 4.4 4.5 8.6 8.8 9.0 18.7 18.6 18.6 6.8 6.9 7.0 24.1 24.2 24.3 30.6 31.2 3.9 8.1 3.5 60 40 18.9 3.3 20 3.0 0 2014 Kuzey Amerika 2015 Orta ve Güney Amerika 2016 2017 Avrupa ve Avrasya 2018 Orta Doğu 2019 Afrika 2020 Asya Pasifik Büyüme Şekil 11. 2014-2020 Yılları Arası Bölgelere Göre Dünya Petrol Tüketim Projeksiyonu (Kaynak: IEA, MTOMR 2015) Uluslararası Enerji Ajansı'nın 2040 yılına ilişkin yaptığı değerlendirmelerde petrol talebi OECD dışı ülkelerde yükselirken, OECD ülkelerinde düşüş kaydedecektir. Bu durum üzerinde büyük ölçüde ekonomik büyüme oranları ve enerji verimliliği etkili olacaktır. Önümüzdeki dönemde 2020 yılına kadar Dünya ekonomisinin yıllık % 3,7 büyümesi beklenirken, OECD ülkelerinin büyüme oranı % 2,2 OECD dışı ekonomilerin büyüme oranının ise % 5,3 olması beklenmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 13 Küresel Petrol Ticareti 2012 yılında 54,7 milyon v/g olarak gerçekleşen dünya ham petrol ticareti 2013 yılında % 1,7 artarak 55,7 milyon v/g olarak kaydedilmiştir. Petrol ticaretindeki artışta, ABD ve Japonya’nın, petrol ithalatındaki azalmaya rağmen Avrupa ve diğer ithalatçı ülkelerdeki talep artışı etkili olmuştur (Tablo 1). Tablo 1. 2013 Yılı Dünya Petrol Ticareti (Kaynak: BP Statistical Review, 2014) Ülkeler çerçevesinde petrol ticaretindeki gelişmelerin yanında, bölgeler arasındaki ham petrol ticareti değerlendirildiğinde, ham petrol ticaretinde daralma dikkati çekmektedir. Bu husus üzerinde ABD ham petrol ithalatının azalması ve Orta Doğu ülkelerinin ham petrol ticaretinden daha karlı olan rafineri ürünlerinin ticaretine yönelmeleri etkili olmuştur. 14 TÜRKİYE PETROLLERİ 2000’lerin ortasında OECD Amerika ülkelerinin ham petrol ithalatı 9 milyon v/g iken 2014 yılında bu rakam 4,4 milyon v/g’e düşmüştür. Ayrıca eski Sovyet Coğrafyası, Latin Amerika gibi bölgelerde rafineri yatırımlarında artış gözlenmektedir. Bu durum ilerleyen dönemde ham petrol ticaret rotalarını etkilemekte, ham petrol ticaretinin merkezinin Asya-Pasifik’e kaymasına neden olmaktadır (Şekil 12). 0.5 (-‐0.1) 0.4 (+0.1) OECD AMERİKA OECD AVRUPA 3.5 (-‐0.6) 1.6 (+0.1) 1.9 (-‐0.6) ÇİN 5.6 (+0.2) 1.8 (-‐0.2) 1.4 (+0.4) 1.5 (-‐0.2) 1.1 (+0.3) 0.5 (+0.1) 1.5 (+0.2) 0.2 (+0.2) OECD ASYA OKYANUSYA DİĞER ASYA 3.9 (+0.7) 4.3 (-‐0.5) 0.2 (+0.1) 0.2 (+0.1) 0.6 (+0.4) 0.7 (+0.1) Şekil 12. 2014-2020 Arası Ham Petrol Ticaret Artışı ve 2020 Ham Petrol Ticareti (Kaynak: IEA MTOMR 2015) Yapılan projeksiyonlarda 2040 yılında dünya petrol ticaretinde yeni trendler ortaya çıkmaktadır. Rafine ürün talebi artarken, gazdan sıvı eldesi (gas to liquid), kömürden sıvı eldesi (coal to liquid) gibi metotlar ile elde edilen sıvı yakıtlara olan talep de artmaktadır. 2040 yılında bölgeler arasında petrol ticaretinin 44 milyon v/g’e ulaşması 29 milyon v/g’lük petrolün ise Doğu Asya’ya taşınması beklenmektedir. Bütün bunların yanında son dönemde tayt petrol üretimi ile öne çıkan ABD’de üretimin yükselmesi ile birlikte petrol ihraç yasağının kalkması gündeme gelmektedir. Bu konuda bir adım atılması halinde petrol ticaret haritasının baştan şekilleneceği öngörülmektedir. Petrol ticaretinin büyük bir bölümü tankerlerle belirli limanlardan gerçekleştirilmekte olup, Dünya ticaretinin yoğunlaştığı dar boğazlar (Hürmüz, Malakka, Bab-el Mandeb, Türk Boğazları ve Süveyş ve Panama Kanalları) enerji tedariki açısından büyük önem taşımaktadır. 2013 yılında ilgili noktalardan dünya petrol arzının % 62,7’lik bölümü geçmiştir. İlgili boğazlarda petrol akışının aksaması piyasalarda ciddi sorunlara neden olabilecekken, son dönemde Eritre, Cibuti ve Yemen arasında yer alan, Dünya deniz petrol ticaretinin % 6,7’sine sahip Bab-el Mandeb boğazı hem Basra Körfezinden petrol ihraç eden ülkeler için hem de petrolü ithal eden ülkeler için bir risk kaynağı olarak görünmektedir. Bab-el Mandeb ve diğer geçiş noktalarının yükünü petrol boru hatları ile azaltmak teoride mümkün görünse de ilgili boğazların yükünün sürekli arttığı ve ilerleyen dönemde de bu trendin devam edeceği öngörülmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 15 Küresel Rafinaj Faaliyetleri 2012 yılında 75,9 milyon v/g olarak kaydedilen rafine edilmiş ürün miktarı 2013 yılında % 0,5’lik artış ile 76,3 milyon v/g olarak kaydedilmiştir. 2013 yılında işlenmiş ürün miktarında en fazla artış, Çin (% 4,9), Hindistan (% 3,7), ABD (% 2,1) ve Meksika’da (% 2,1) gerçekleşmiştir. İşlenmiş ürün ticareti OECD Avrupa ülkelerinin rafineri sektörleri üzerinde önemli bir rekabet etkisi yaratmaktadır. Bu durum ise Avrupa rafinaj sektörünün daralmasına neden olmaktadır. 2014 yılı rafinaj faaliyetleri açısından önceki yıllardaki trendlerin devam ettiği bir dönem olmuştur. Küresel rafineri kapasitesi ham petrol arzının üzerinde gerçekleşmiş ve 95,7 milyon v/g olarak kaydedilmiştir. 2009 yılından itibaren şahit olunan yeniden yapılanma süreci devam etmiştir. Diğer bir deyişle OECD ülkelerindeki rafineri kapasitesinde bir azalma, OECD dışındaki ülkelerde özellikle Çin olmak üzere Asya Pasifik ülkelerinde kapasitenin yükselmesi – yeni yatırımlar söz konusudur. Bu durum büyük ölçüde Avrupa’daki petrol talep artışının yavaşlaması, Avrupa’ya petrol ihraç eden ülkelerin petrol ürünleri ihracına yönelmesi ile ilişkilidir. Özellikle Orta Doğu’da önümüzdeki yıllarda işletmeye alınacak önemli miktarda rafineri yatırımı gerçekleşmiştir. OECD ülkeleri arasında istisnai durumu ile ABD dikkati çekmektedir. ABD mahkemelerinin verdiği LTO (light tight oil) ve kondensatın basit bir işlem sonrası ihraç edilebilmesine ilişkin onay büyük ölçüde ABD rafinerilerinin yüksek kapasite ile çalışmasına imkân sağlamıştır. Buna ek olarak OECD ülkeleri arasında yeni rafineri yatırımları ile Türkiye dikkati çekmektedir. STAR rafinerisine (200 bin v/g) ek olarak TÜPRAŞ tarafından 2011 yılında başlatılan İzmit Rafinerisi geliştirme projesinin de önümüzdeki dönemde bitmesi beklenmektedir. Afrika bölgesi ise yatırım ihtiyacı ile dikkati çekmektedir (Şekil 13). bin v/g 2,000 Afrika 1,500 La:n Amerika Diğer Asya 1,000 Çin Avrupa 500 Avrasya 0 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 OECD Asya Pasifik OECD Avrupa -‐500 OECD Amerika -‐1,000 Şekil 13. 2014-2020 arasında Beklenen Rafineri Kapasite Artışları (Kaynak: IEA MTOMR 2015) 2040 yılına doğru 2020 yılına kadar yapılacak yatırımların netice vermeye başlaması beklenmektedir. Bu kapsamda 2040 yılında Dünya rafinaj kapasitesinin 108,7 milyon v/g’e çıkması, işlenmiş ürün miktarının ise 9,6 milyon v/g artarak 86,9 milyon v/g’e ulaşması beklenmektedir. Avrupa bölgesinde rafinaj kapasitesindeki daralmanın sürmesi beklenirken, Orta Doğu (4 milyon v/g) 16 TÜRKİYE PETROLLERİ ve Asya Pasifik’te (10,6 milyon v/g) rafineri kapasitelerinin yükselmesi beklenmektedir. Asya-Pasifik’te özellikle Çin 5,6 milyon v/g ve Hindistan 3,2 milyon v/g’lük kapasite eklemeleri ile dikkati çekmektedir. Buna rağmen Asya Pasifik’teki rafinaj kapasitesi bölgenin işlenmiş ürün talebini karşılamakta yetersiz kalacaktır. Petrol Fiyatları 2014 yılının ilk 6 ayında da 109 $/v olan Brent petrolü, Haziran ayında 115 $/v seviyesini gördükten sonra hızlı bir düşüşe geçmiş ve 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle 56 $/v’e kadar düşmüştür (Şekil 14). Şekil 14. 2013-2015 Dönemi Brent ve WTI Petrol Fiyatları (Kaynak: EIA) Petrol fiyatlarının son aylardaki düşüşünde temel etken, petrol talebinin ivme kaybetmesi, buna karşılık petrol arzının talep artışından çok daha fazla yükselmesidir. 2010 yılından bu yana, petrol üretiminin merkezi sayılan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yüksek siyasi tansiyon, petrol arzını her an sekteye uğrayabileceği endişesine neden olmaktaydı. Risk algısı yüksek olunca, en ufak bir siyasi gelişme, piyasalarda tedirginliğe yol açmakta ve fiyatların 100 $/v seviyesinin üstünde kalmasına neden olmaktaydı. Ancak, 2014 yılının başından itibaren yaşanan, gerek siyasi, gerek ekonomik, gerekse sektörel gelişmeler, muhtemel siyasi krizlerin yarattığı söz konusu riskleri büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. ABD’nin büyük katkı koyduğu küresel petrol üretiminde yaşanan artış, siyasi açıdan risk arz eden bölgelerde yaşanması muhtemel üretim kesintilerini rahatlıkla ikame edebilecek seviyeye ulaşmıştır. Bununla birlikte özellikle Asya’da görülen büyümedeki yavaşlama nedeniyle küresel petrol talebi, 2014 yılında yavaşlamıştır. bedeli artırmış, dolayısıyla talepleri düşmüştür. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde uygulamaya konulan yakıt verimliliğini artırma çabaları, benzin ve dizel talebini azaltmıştır. Bunun yanı sıra, şeyl devrimiyle ucuzlayan doğal gaz fiyatı, elektrik üretiminde petrolden doğal gaza geçişi tetiklemiştir. 2015 yılının başına bakıldığında ise ekonomik büyüme oranlarında toparlanma ile birlikte petrol talebi artmaya, arz ise dengelenmeye başlamıştır. Buna ek olarak OPEC petrol sözleşmelerine dahil olan oyuncuların arttığını ve işlem hacminin yükseldiğini, bu durumun da petrol fiyatlarının yükselmesinde etkili olduğunu ifade etmiştir. Son dönemde Brent petrolünün fiyatının artan bölgesel arza bağlı WTI petrol fiyatına göre daha fazla düşmesi ile WTI petrolü ile Brent petrolü arasındaki makas daralmıştır. ABD Enerji İdaresi 2015 yılında yaptığı projeksiyonda 2015 yılı Brent petrol fiyatı için 55,62 $/v, WTI petrolü için ise 52,72 $/v öngörüsünde bulunmuştur. ABD Dolarının Avro ve gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında değer kazanması, bu ülkelerin petrole ödedikleri 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 17 1.2 KÜRESEL DOĞAL GAZ SEKTÖRÜ Küresel Doğal Gaz Rezervleri 2014 yılına ilişkin veri çerçevesinde, dünya doğal gaz rezervleri % 1,8’lik bir artış ile 197 trilyon m3 olarak kaydedilmiştir. Dünya doğal gaz rezervlerinin % 43’ü Orta Doğu’da, % 29’u eski SSCB ülkelerinde, % 8’i Asya-Pasifik ülkelerinde, % 6’sı KUZEY AMERİKA 12 trilyon m3 % 6 ORTA ve GÜNEY AMERİKA 7,9 trilyon m3 % 4 AVRUPA 3,8 trilyon m3 % 2 AFRİKA 17,1 trilyon m3 % 8,7 Kuzey Amerika’da bulunmaktadır (Şekil 15). OECD ülkelerinin doğal gaz rezervi ise 18,6 trilyon m3 olup toplam rezervin % 10’unu oluşturmaktadır. AVRASYA 61,7 trilyon m3 % 31,2 ÇİN 17; % 3 ORTA DOĞU 79,6 trilyon m3 % 40,3 AVUSTURALYASYA 15,3 trilyon m3 % 7,8 Şekil 15. 2014 Yılı Dünya İspatlanmış Doğal Gaz Rezervleri Dağılımı (Kaynak: EIA) 2014 yılında ülkelerin rezervleri değerlendirildiğinde özellikle Afrika’da - Doğu Afrika’daki keşifler sonrasında - Mozambik (% 2122), Asya’da Çin (% 10), Hindistan (% 9), 18 TÜRKİYE PETROLLERİ Bangladeş (% 44) rezerv artışları ile dikkati çekmiştir. Ancak rezerv artışları en fazla rezerve sahip ülkeler arasındaki sıralamayı değiştirmemiştir (Şekil 16). Cezayir Nijerya 5 5 6 Venezuella 6 BAE 8 Türkmenistan Trilyon m3 8 S.Arabistan 10 ABD 25 Katar 34 İran 48 Rusya Şekil 16. 2014 Yılı En Fazla Doğal Gaz Rezervine Sahip ilk 10 Ülke (Kaynak: EIA) Dünya çapında konvansiyonel gaz keşifleri değerlendirildiğinde ise Asya Pasifik ve Doğu Afrika’nın arama sektörü olarak hareketli bölgeler olduğu dikkat çekmektedir. Bu kapsamda 2014 yılının önemli keşifleri bu bölgelerde gerçekleşirken, petrol keşiflerine benzer şekilde doğal gaz keşiflerinde de sayısal ve keşfedilen rezerv itibariyle diğer yıllara göre azalma söz konusudur. Petrol fiyatlarının düşmesi, doğal gazın karlılığının ve pazarlanmasının zorluğu ile birlikte değerlendirildiğinde 2015 yılı (ankonvansiyonel ve verimlilik çalışmaları hariç) arama ve bakir bölgelere yönelme açısından daha zorlu olacaktır. Uzun vadede ise 2035 yılına kadar üretilebilecek doğal gaz kaynaklarının maliyetlerinin yükselmesi muhtemeldir (Şekil 17). 10 0 0 20 40 Çin 60 Konvansiyonel Offshore Dünya'nın geri kalanı 20 Kuzey Amerika Ankonvansiyonel 30 Rusya 40 Ankonvansiyonel Dünya'nın geri kalanı 50 Konvansiyonel Onshore Dünya'nın geri kalanı 60 Kuzey Amerika Konvansiyonel 70 Katar İran Ortalama Arama ve Geliş8rme Maliye8 ($/bin m3) 80 80 100 Üre8lecek Kaynak Miktarı (trilyon m3) Şekil 17. 2035 Yılına Kadar Üretilebilir Doğal Gaz Kaynakları ve Maliyetleri (Kaynak: IEA WEIO 2014) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 19 Küresel Doğal Gaz Üretimi 2012 yılında 3,3 trilyon m3 olarak gerçekleşen küresel doğal gaz üretimi 2013 yılında % 1,1 artışla 3,4 trilyon m3 olarak kaydedilmiştir. Doğal gaz üretiminde, Kuzey Amerika (% 0,9) Orta ve Güney Amerika (% 1,5), Avrupa ve Avrasya (% 2,3) Orta Doğu (% 4,5) ve Asya-Pasifik bölgesinde (% 1,1) artış görülmüştür. Çin 2013’te % 9,5’lik üretim artışı ile dikkati çekmiştir (Şekil 18). Milyar m3 151 164 69 74 104 110 961 956 2410 2621 322 2703 336 363 2882 383 400 192 205 3069 417 2981 486 440 214 213 3370 3288 3343 489 484 485 211 216 204 200 568 282 525 545 177 156 272 2114 479 400 2079 148 2047 262 2025 342 371 133 138 420 227 242 246 130 297 319 264 211 119 201 251 234 91 102 109 174 185 85 159 194 207 78 82 79 170 182 122 114 132 148 1034 1028 1033 1042 1074 955 1027 1041 945 966 1001 1025 1029 922 876 891 913 936 932 923 886 877 2215 2214 2267 1983 2007 2329 2480 2527 2779 2963 3191 58 60 61 65 69 76 84 85 90 640 643 658 680 713 716 732 738 750 301 101 92 748 764 159 108 119 135 141 154 162 163 781 764 767 754 751 770 782 801 807 106 174 176 866 894 899 163 167 821 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Kuzey Amerika Orta ve Güney Amerika Avrupa ve Avrasya Orta Doğu Afrika Asya-‐Pasifik Şekil 18. 1990-2013 Bölgelere Göre Dünya Doğal Gaz Üretimi (Kaynak: BP Statistical Review, 2014) İçinde bulunduğumuz yılda da artış trendinin devam etmesi ve özellikle Asya Pasifik bölgesinde üretim artışı görülmesi (% 16) beklenmektedir. Bu kapsamda AsyaPasifik Bölgesinin dünya içindeki üretim payının % 15,77’ye 20 TÜRKİYE PETROLLERİ (yaklaşık 79,8 milyar m3 üretim artışı ile) ulaşması beklenmektedir. Buna ek olarak Orta Doğu’da da (59,7 milyar m3’lük) üretim artışı beklenmektedir (Şekil 19). 520.1 ASYA PASİFİK 142.3 AFRİKA 389.2 ORTA DOĞU 8.3 AVRUPA ve AVRASYA 20.5 O ve G.AMERİKA (Milyon vpe) 382.7 K.AMERİKA Şekil 19. 2013-2015 Döneminde Bölgelerde Beklenen Üretim Artışı (Kaynak: BP Energy Outlook Projections to 2035) Ülkeler bağlamında ise oran olarak Brezilya (yıllık % 6,2), Avustralya (yıllık % 4), Mozambik (yıllık % 10,3), Çin (yıllık % 4,5), Hindistan (yıllık 3,8), Arjantin (yıllık % 3,6) dikkati 681 ABD 107 272 156 Katar 159 237 Kanada 156 233 69 Avustralya 56 Endonezya Cezayir S.Arabistan 788 368 İran Türkmenistan 923 658 Rusya Çin çekerken ABD ve Rusya toplam üretim miktarlarında önemli artışlar gerçekleştirecektir (Şekil 20). 190 2012 2040 Milyar m3 167 77 157 85 81 145 139 Hindistan 40 112 Arjan9n 41 109 Brezilya 19 102 Norveç 115 101 Meksika 47 96 Nijerya 41 85 Mozambik 4 61 Azerbaycan 1849 İsrail 2 20 Şekil 20. 2012-2040 Döneminde Üretim Artışı Beklenen Ülkeler (Kaynak: IEA WEO 2014) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 21 Ankonvansiyonel ve Amerikan doğal gaz üretimi değerlendirildiğinde ise 2013 yılında ABD’de 689 milyar m3 doğal gaz üretilirken, 2014 yılında bu rakam % 5,6 artarak 728,25 milyar m3 olarak kaydedilmiştir. 2016 yılında üretilen doğal gaz miktarının ise 780 milyar m3’e yükselmesi beklenmektedir. ABD hidrokarbon üretimi artarken, sahalardaki aktif kule sayısı 2011 yılından sonra bir miktar düşmüş, daha sonra sabitlenmiştir, kuyular daha verimli kullanılmaya başlanmıştır. 2014 Temmuz’undan sonra sondaj sayılarındaki düşüş ise petrol fiyatlarının düşmesi ve yatırımlardaki azalma ile ilgilidir (Şekil 21). Özellikle doğal gaz üretiminde maliyetleri yönetebilmek adına yatay sondajın yerine dikey sondajın kullanılabildiği bölgelerde dikey sondaj uygulanmakta ve doğal gaz üretim maliyetleri düşürülmektedir. Şekil 21. 2000-2014 Arası ABD Hidrokarbon Üretimi ve Aktif Kule Sayısı (Kaynak: EIA) 2040 yılına doğru doğal gaz arzında artışın sürmesi beklenirken, arzın kaynağında ankonvansiyonel kaynakların önemli bir rolü olacaktır. Bu kapsamda ABD ve Kanada kaynaklı 22 TÜRKİYE PETROLLERİ ankonvansiyonel üretime ek olarak başta Çin ve Avustralya olmak üzere diğer ülkelerin de 2040 yılında ankonvansiyonel üretimin yarısını gerçekleştirmesi beklenmektedir. Küresel Doğal Gaz Rezervlerinin Ömrü 2013 yılı için mevcut rezerv miktarını (18,6 trilyon m3) mevcut üretime (3,37 trilyon m3) bölündüğünde, küresel rezerv ömrünün 55 yıl olduğu hesaplanmaktadır. 2013 yılında söz konusu rezervlerin bölgelere göre dağılımı ise Şekil 22’de verilmektedir. Daha önce petrol rezervlerinin ömrüne ilişkin yapılan değerlendirmelerin, doğal gaz rezerv ömürleri için de aynı şekilde dikkate alınmasında yarar olduğu düşünülmektedir. 90 146.7 80 70 60 160 100 58 80 40 67.1 60 56.4 30 42.8 20 0 120 Rezerv Ömrü (yıl) 50 10 140 81 Rezerv (Trilyon m3) 12.1 11 K. Amerika 40 14 8 La7n Amerika Avrupa ve Avrasya Orta Doğu Afrika 18 1 Diğer Asya Pasifik 20 0 Şekil 22. 2013 Yılı Bölgelere Göre Doğal Gaz Rezervi ve Rezerv Ömrü (Kaynak: BP Statistical Review) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 23 Küresel Doğal Gaz Tüketimi 2013 yılında küresel doğal gaz talebi, bir önceki yıla göre % 1,1 artarak 3,34 trilyon m3 olarak gerçekleşmiştir. Talep artışının en fazla görüldüğü bölgelerin başında Orta ve Güney Amerika (% 3,9), Kuzey Amerika (% 2,3) ve Orta Doğu (% 3,7) gelirken; ülkeler bazında Çin (% 10,4) gerek tükettiği miktar gerekse tüketim artış oranı ile dikkati çekmektedir. 2013 yılında doğal gaz talebinin düştüğü tek bölge % 1,6 ile Avrupa ve Avrasya bölgesi olmuştur. Büyük ölçüde yenilenebilir enerjiye yönelen AB ülkeleri ve ekonomisi zor durumda olan Avrasya ülkelerinde bir talep daralması görülmüştür (Şekil 23). Şekil 23. Yıllar İtibariyle Dünya Doğal Gaz Tüketimi (Kaynak: BP Statistical Review, 2014) 24 TÜRKİYE PETROLLERİ Uluslararası Enerji Ajansının 2014 yılında yayınladığı raporun Yeni Politikalar Senaryosu’nda 2040 yılında 5,4 trilyon m3’e ulaşacağı öngörülmektedir (Şekil 24). Doğal gaz talebinin % 30,4’ünün OECD bölgesinden; % 69,6’sının OECD dışı bölgelerden kaynaklanması beklenmektedir. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde OECD bölgesindeki Avrupa ülkelerinin doğal gaz talebinin enerji verimliliğine yönelik çalışmalar nedeniyle yavaşlaması beklenmektedir. Avrupa Birliği’nin gaz talebi üzerinde etkili olabilecek diğer bir husus ise Avrupa Birliği’nin Çevre ve Enerji Paketi’ni uygulamaktaki başarı oranı olacaktır. İlgili paket kapsamında sera gazı salınımının 1990’lardaki seviyenin altına getirme hedefi önemli bir parametredir. Japonya’da önümüzdeki dönemde LNG fiyatından dolayı nükleer enerjiye dönüş önemli bir etkiye sahip olacaktır. Çin 2040 yılına kadar doğal gaz talebinin en hızlı arttığı ülke olacaktır, bu kapsamda 2040 yılında ülkenin tüketiminin 600 milyar m3’e ulaşması beklenmektedir. Ülkenin enerji politikasında boru hatları ile doğal gaza yönelmesi ve içeride üretimini arttırması doğal gaz piyasaları üzerinde küresel anlamda etki doğuracaktır. Afrika’da ise enerji ihtiyacına rağmen altyapı yetersizliği doğal gaz tüketiminin önündeki en ciddi engel durumundadır. Bu durumun çözülmesi ise sadece yatırımlara ilişkin bir sorun olarak görünmemekte; bölge politikası, jeopolitik krizler, yatırım ortamı diğer önemli konular olarak dikkati çekmektedir. Rusya’da doğal gaz tüketimi yüksek bir düzeyde bulunmaktadır ve var olan – yaşlanan sahalar ile birlikte tüketimi aynı düzeyde tutması ülke için çok mümkün görünmemektedir. Bu kapsamda ülkenin enerji verimliliği için atacağı adımlar doğal gaz tüketimi üzerinde etki doğuracaktır. Latin Amerika’da ise doğal gaz talebinin yıllık % 2,4 gibi yüksek bir oranla artması beklenmektedir. Bu durum üzerinde elektrik sektöründe doğal gaza kayış etkili olacaktır. Buna ek olarak bölgede doğal gaz ile çalışan araçların sayısının artması beklenmektedir. Ayrıca Orta Doğu doğal gaz talebinin yükselmesinin beklendiği bir bölge konumundadır. Bölgede özellikle elektrik üretimi için doğal gaza ihtiyaç duyulması beklenmektedir. Şekil 24. Bölgeler İtibariyle Doğal Gaz Tüketim Projeksiyonu (Kaynak: IEA WEO 2014) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 25 Küresel Doğal Gaz Ticareti doğal gaz piyasalarına ulaşması tartışılmaktadır. İlgili seçenek, maliyet verileri itibariyle özellikle Asya-Pasifik için bir alternatif oluşturabilecek düzeyde görünmektedir. Avrupa’da düşen doğal gaz fiyatları ile birlikte çok rekabetçi olamayacak bu seçeneğin doğal gaz piyasaları üzerinde daha farklı bir etkisinin de olması beklenmektedir. Bu etki büyük ölçüde ABD LNG sektör yapılanmasının farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde upstream projesini geliştiren şirketler ayrıca LNG’yi pazarlayacakları pazarları da bularak ve böylece talebi garanti altına alarak doğal gazın pazarlanması sorumluluğunu da üstlenirken, ABD modelinde doğal gaz, ABD iç pazarından alınarak sıvılaştırılmakta, böylece spesifik bir upstream projesi ile satılacak gazın bir ilişkisi kalmamaktadır. Bu durum ise ABD piyasa fiyatından doğal gazın tedarik edilmesine ve devamında uzun dönem sözleşmelerin bulunmaması LNG ile ilgilenen şirketlerin fiyat farkının en yüksek olacağı pazarı aramalarına imkân sağlayacaktır. 2013 yılında doğal gaz ticareti bir önceki yıla göre % 1,8 yükselerek 1,04 trilyon m3 olarak gerçekleşmiştir. Boru hatları ile gerçekleşen ticaret % 2,3 artarken toplamda 710,6 milyar m3’e ulaşmış, LNG ticareti ise % 0,6 artarak 325,3 milyar m3’e ulaşmıştır. Boru hatları ile gerçekleşen ticaretin yükselmesinde özellikle Rusya’nın 2013 yılında artan doğal gaz ticareti etkili olmuştur. Ancak diğer ihracatçılar Kanada, Norveç, Cezayir’in gerçekleştirdiği gaz tedariğinde azalma dikkati çekmiştir. Önümüzdeki dönemde de ABD ile Asya-Pasifik arasındaki doğal gaz fiyat farkının sürmesi beklenmektedir. Ancak 2014 yılının ortası itibariyle % 70’i Asya-Pasifik bölgesinde olmak üzere toplamda 150 milyar m3/yıl kapasiteli LNG projelerinin 2019 yılında operasyonel hale gelmesi beklenmektedir. Bu süreçte özellikle Çin’in boru hatları ile ithalatını çeşitlendirmesi beklenmektedir. Bu durum Çin’in çevresindeki LNG projeleri üzerinde de doğrudan etkili olacaktır. Uzun vadede Asya-Pasifik bölgesinin doğal gaz ticaretinde ağırlığını arttırması beklenmektedir. Japonya ve Güney Kore dünya LNG ticaretinde önemli büyüklüğe sahip ülkeler konumunda bulunmaktadır ve bu iki ülkeye ilerleyen dönemde Çin ve Hindistan’ın da katılması beklenmektedir. İlgili gelişmelere ek olarak boru hatları değerlendirildiğinde ise Avrupa için TANAP, TAP ve Türk Akımı boru hatları; Çin için ise Sibirya’nın Gücü ve Altay doğal gaz boru hatları doğal gaz ticaretini şekillendirebilecek öneme sahip görünmektedir. Ayrıca son dönemde ABD doğal gaz piyasalarındaki arz fazlasına bağlı olarak ABD’de üretilen doğal gazın dünya Küresel Doğal Gaz Depolama Faaliyetleri 2013 yılının sonunda dünya doğal gaz depolama kapasitesi 260 milyar m3 olarak kaydedilmiştir. İlgili kapasiteyi oluşturan depolama tesislerinin büyük çoğunluğu eski petrol ve doğal gaz sahalarından depolamaya elverişli olanlardır. Buna ek olarak özellikle LNG talebinin yüksek olduğu Asya-Pasifik bölgesinde depolama tesislerine rastlanmazken büyük ölçüde LNG terminallerinin depolama üniteleri kullanılmaktadır. 26 TÜRKİYE PETROLLERİ Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan Asya ülkeleri ve Orta Doğu’da da doğal gaz depolama kapasitesinin artması beklenmektedir. Bu kapsamda CEDIGAZ 2030 yılında küresel doğal gaz depolama kapasitesinin 570 ile 630 milyar m3’e ulaşacağını öngörmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 27 Doğal Gaz Fiyatları 2013 yılında Japonya LNG fiyatı 16,17 $/mmBtu; Alman Sınır Fiyatı 10,72 $/mmBtu; Henry Hub doğal gaz fiyatı ise 3,71 $/mmBtu olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise Japonya LNG fiyatı % 1 düşüş ile 16,03 $/mmBtu; Alman Sınır Fiyatı % 2,5 düşüş ile 10,46 $/mmBtu; Henry Hub doğal gaz fiyatı ise % 18 artış ile 4,39 $/mmBtu olarak gerçekleşmiştir (Şekil 25). Şekil 25. 2014-2015 Dönemi Doğal Gaz Fiyatları ve Petrol Fiyatı (Kaynak: Indexmundi) Doğal gaz fiyatları uzun süredir kendi arasında farklı marjlar gösterirken bu durum üzerinde büyük ölçüde doğal gaz konusunda küresel bir marketin bulunmaması etkilidir. Doğal gaz fiyatları çerçevesinde petrole endeksli Alman Sınır Fiyatı ve Japon LNG fiyatı büyük ölçüde istikrarlı bir fiyat seyrine sahipken, hub bazlı fiyatlanan Henry Hub fiyatları ABD piyasasındaki doğal gaz fazlalığından dolayı daha düşük seyretmektedir. Japonya’nın nükleer santrallerini kapatması sonrasında doğal gaz tüketimi önemli miktarda yükselirken, bu durum Japonya LNG fiyatlarını diğer doğal gaz fiyatlarına göre daha yüksek bir duruma getirmiştir. 28 TÜRKİYE PETROLLERİ Önümüzdeki dönemde Asya Pasifik piyasalarında fiyatlama mekanizmasının değişmesi üzerine tartışmaların olması beklenmektedir. Bölgede büyük ölçüde boru hatları ile taşınan gaz yerine LNG’nin olması LNG fiyatlarının yüksek seyretmesine neden olurken, son dönemde Çin daha ucuz olan boru hatları ile taşınan gaz için anlaşmalar yaparak, bölgede fiyat düşürmeye çalışmaktadır. Bölgede bir enerji hub kurulması konusundaki tartışmalar sürerken, çevre bölgelerden de LNG’nin fiyat farkı nedeniyle bölgeye akması (ABD ve Avustralya gibi bölgelerden) ve LNG re-export hakkı bu tartışmalara yön verebilecek hususlar olarak dikkati çekmektedir. Ankonvansiyonel Gaz Üretimi ve Enerji Sektörüne Etkileri Ankonvansiyonel petrol ve doğal gaz üretimi son dönemde petrol ve doğal gaz sektörüne damgasını vurmaktadır. Özellikle Amerika kıtasında gerçekleşen verim arttırıcı ve daha ekonomik teknolojiler sektörün geleceğine yön vermektedir. Kanada’da ise ankonvansiyonel gaz üretimi Alberta’da yoğunlaşmaktadır ve kuyu verimleri halen çok yüksektir. Bu kapsamda Kanada doğal gaz üretiminin Alberta’daki ankonvansiyonel faaliyetlerine bağlı olarak önümüzdeki dönemde de yükselmesi beklenmektedir. 2013 yılı verileri değerlendirildiğinde, küresel ankonvansiyonel gaz üretimi % 3,5 artış ile 627 milyar m3 olarak kaydedilirken, üretilen ankonvansiyonel gazın 541 milyar m3’ü Kuzey Amerika’da üretilmiştir. Önümüzdeki dönemde de dikkat çeken gelişmelerin yine bu bölgede yaşanması beklenmektedir. Dünya’nın diğer bölgelerinde de ankonvansiyonel alanda gelişmeler yaşanmaktadır. Bu ülkeler içinde özellikle Arjantin ve Çin bu konuda ilerleme kaydeden ülkelerdir. Arjantin’de 20.000 v/g tayt petrol üretimi gerçekleşmiştir. Çin’de ise 2,6 milyar m3 şeyl gaz üretilmiştir. Ancak ABD dışındaki ülkelerde kuyu maliyetleri ciddi bir kısıt olarak dikkati çekmektedir. ABD’de 2014 yılına ilişkin açıklanan veriler değerlendirildiğinde, son dönemde arama ve üretim faaliyetleri için ayrılan sondaj kule sayısının düştüğü gözlenmektedir. 2015 ve 2016 yıllarında da üretim artışının sürmesi ve 2016 yılında 795,7 milyar m3 doğal gaz üretimi gerçekleşmesi beklenmektedir. Ancak 2015 yılı itibariyle, ABD’de petrol fiyatlarından dolayı kısa vadeli bir duraklama görülmektedir. Bu durum ABD petrol üretiminin özellikle yatay kuyulara dayandığı Eagle Ford baseninde yaşanırken, operatörler Permian baseninde üretimi dikey sondajlar ile de sürdürebilmektedir. Maliyetler Amerikan petrol ve gaz üretimi üzerinde bir baskı oluştururken, EIA yaptığı projeksiyonlarda 2016 yılına kadar toplam petrol arzında ABD’de artış beklemektedir. Ankonvansiyonel petrol üretiminde Kuzey Amerika’nın ağırlığı dikkati çekmektedir. Kanada ve ABD’de LTO (lighttight-oil) üretimi ile petrol üretimi artarken, ABD dünyanın en fazla petrol üreten ülkesi konumuna gelmiştir. Ancak düşen petrol fiyatları ile 2015 yılı ortası itibariyle ABD petrol üretimi kısa süreli duraklama içine girmiştir. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2040 yılına doğru üretilen ankonvansiyonel doğal gaz miktarının 1,68 trilyon m3 olması ve bu doğal gazın yarısının ABD ve Kanada dışındaki ülkelerden özellikle Çin, Avustralya, Arjantin ve Hindistan’dan gelmesi beklenmektedir. Ayrıca 2025 yılından itibaren gaz hidratların da üretime alınması beklenmektedir (Şekil 26). 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 29 milyar m3 1,800 0.9 0.7 1,600 49 0.3 1,400 47 0.1 1,200 42 1,000 32 800 600 400 200 0 294 0.3 148 237 76 454 2012 2020 292 216 772 327 308 Metan Hidratlar 291 274 51 314 356 Kömürden Gaz Eldesi Tayt Gaz 895 954 610 Kömür Yataklarından Metan Eldesi Şeyl Gaz 279 2025 2030 2035 2040 Şekil 26. 2012-2040 Dönemi Ankonvansiyonel Doğal Gaz Üretim Projeksiyonu (Kaynak: IEA, WEO 2014) Ankonvansiyonel petrol üretiminde ABD’nin 2040 yılına kadar ağırlığını sürdürmesi beklenmektedir. Bu kapsamda Çin, Arjantin, Rusya olası gelişmelerin gerçekleşebileceği bölgeler olarak değerlendirilirken, toplam ankonvansiyonel petrol üretiminin 13 milyon v/g’ü bulması beklenmektedir. Diğer ülkelerde, özellikle OPEC ülkelerinde gelişmelerin yaşanması için ise jeoloji dışı faktörlerde (mevzuat, iş ortamı vs.) 30 TÜRKİYE PETROLLERİ düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Ankonvansiyonel petrol üretimi üzerinde etkili olabilecek birinci husus olarak özellikle petrol fiyatları gösterilmektedir. Buna karşılık ankonvansiyonel gelişmelerin yaşandığı basenlere ilişkin jeoloji bilgisinin artması kuyu verimini arttırabilecek yenilikleri de beraberinde getirmektedir. Aktif Kule Sayısı ve Arama - Üretim Faaliyetleri Küresel arama - üretim sektörü sondaj kule sayıları ve Brent petrol fiyatı incelendiğinde petrol fiyatındaki değişimlerin kule sayısına da yansıdığı görülmektedir. 2008 yılı Temmuz ayında petrol fiyatlarının 132 $/v seviyesine çıkışı ile birlikte kule sayısı da Eylül ayında 3.557’ye ulaşırken 2009 yılında petrol fiyatların 40 $/v seviyesine düşüşüyle aynı yıl içerisinde kule sayısı da 1.900’lere kadar inmiştir (Şekil 26). Genel trend içinde ABD sektörel yapılanması ile farklılaşmaktadır. Dönemsel olarak farklılıklar göstermekle birlikte, ABD’deki aktif kule sayısı Dünya ortalamasının % 40’ı ile % 60’ı arasında değişmektedir. Adet $/V 4,000 140 120 3,500 100 3,000 80 60 Kule Sayısı 2,500 Brent Petrol Fiya= 40 2,000 20 1,500 2007 0 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Şekil 27. Dünya’da Aktif Sondaj Kule Sayısı ve Petrol Fiyatları (Kaynak: Baker Hughes ve EIA) Son dönemdeki petrol fiyatlarındaki düşüş incelendiğinde de, kule sayılarının petrol fiyatlarına bağlı olarak düşüş gösterdiği gözlemlenmektedir. Fiyatların düşmeye başladığı 2014 Temmuz ayında dünya üzerinde aynı anda toplam 3.608 kule sondaj yapmakta iken, 2015 Nisan sonu itibariyle bu sayı, % 29,9’luk eksilmeyle 2.557’ye düşmüştür. Bölgesel güvenlik riskleri arttığında, kule sayılarında azalma olmakla birlikte, petrol fiyatları ile ilişkilendirildiğinde genel olarak kule sayısının düşmesinin sebebi, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin gelirlerinde meydana gelen düşüş ile birlikte, ilk olarak yatırımlarını azaltmalarıdır. Yatırımlar çerçevesinde, şirketler yeni arama kuyusu açmak yerine açacakları kuyuları azaltmaya gitmektedirler. Kule sayısındaki düşme orta vadede daha az rezerv ekleme ve üretimde azalma beklentisi yaratıp, fiyatların petrol fiyatlarının daha da düşmemesine veya kısmi yükselmesine neden olabilmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 31 1.3 ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE HİDROKARBON SEKTÖRÜNDE BEKLENEN GELİŞMELER • “Şeyl gaz” ve geçirgenliği düşük rezervuarlardan üretilen (tight) petrol gibi konvansiyonel olmayan kaynakların, uluslararası enerji arzında giderek daha önemli paya sahip olmaları beklenmektedir. Konvansiyonel olmayan gaz üretimindeki gelişmeler, enerji alanında önemli sonuçlar doğururken, benzer gelişmeler, konvansiyonel olmayan petrol üretiminde de yaşanmaktadır. • 2015’in ilk günlerinden itibaren petrol fiyatlarının sektörel yatırımları ve projeleri etkilediği görülmüştür. Bu çerçevede maliyeti yüksek kaynakların geliştirilmesi üzerinde petrol fiyatlarının etkisi büyük olacaktır. Bunun yanında hükümetlerin yasal düzenlemeler konusundaki inisiyatifleri de yüksek maliyetli kaynakların geliştirilmesi yönünde bir etkide bulunabilir. • Hükümet düzenlemeleri küresel enerji gelişmeleri üzerinde etkili olurken, Meksika enerji reformu ve diğer reform çalışmaları şirketler açısından daha farklı fırsatlar sunabilecek konular olarak görünmektedir. • Piyasalar üzerinde etkili olabilecek önemli bir konu ise Amerikan petrol politikalarıdır. Halihazırda pek çok siyasa yapıcı ve düşünce kuruluşu Amerikan petrolünün ihracının önündeki yasağın kalkmasının uluslararası piyasalara etkilerini tartışmaktadır. • Orta Doğu’da iç savaşın sürdüğü Suriye’ye ek olarak diğer ülkelerin de jeopolitik gelişme ve krizlere eğilimi 2015 yılının ilk çeyreğinde yeniden göze çarpmaktadır. Bu durum ile birlikte petrol fiyatlarının düşük seyretmesi ve buna bağlı olarak OPEC ülkelerinin bütçelerine düşük petrol katkısı sosyal olarak sıkıntıların olduğu bölgelerde politik huzursuzlukların derinleşmesine neden olabilecek bir husus olarak değerlendirilmektedir. • 2013 ve 2014 yıllarının ardından 2015 yılında da küresel ekonomide büyüme beklentisi halen gerçekleşmelerin üzerindedir. Ekonomideki talep ile hidrokarbon talebinin de ilişkisi düşünüldüğünde 2014’te ABD dışında düşük gerçekleşen büyüme oranlarının 2015 yılındaki performansları hidrokarbon sektörü ve fiyatlar üzerinde etkili olacaktır. Bu kapsamda 2015 yılının ilk yarısında petrol fiyatları yükselmeye başlamıştır. Petrol fiyatlarının 32 TÜRKİYE PETROLLERİ yükselmesinde 2015 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen olumlu büyüme oranları etkili olmuştur. • 2014 yılının sonunda düşen petrol fiyatları ile petrol arzının yüksek seyretmesi arasındaki ilişki aşikardır. Bu noktada petrol üretimi büyük ölçüde OPEC dışı ülkelerde artarken, daha önceki yıllarda piyasada “görece” bir düzenleyici olarak bulunan OPEC bu kez bir piyasa oyuncusu gibi davranarak petrol fiyatlarına piyasanın karar vermesini tercih etmiş, böylelikle uzun vadede piyasalardaki payını koruyacağını öngörmüştür. Daha önceki dönemler ile kıyaslandığında OPEC’in bu kararı “sıradışı” olarak değerlendirilebilir ancak bu durum OPEC kararlarının piyasadaki arz ve fiyatlar üzerindeki etkisinin de hissedilmeye devam edeceğini göstermektedir. • Rusya petrol sektörü ve Rusya ekonomisi, ABD ve AB yaptırımlarının etkisini büyük ölçüde hissetmektedir. Özellikle Rusya’nın üretim artışına kaynak teşkil eden bölgeleri yaptırımların kapsamına alınmıştır. Ancak Rusya 2014 yılında üretimi 10,67 milyon v/g ile Sovyet sonrası dönemin en yüksek rakamına ulaşmıştır. Büyük ölçüde yaşlı sahalara üretimini dayandıran Rusya’nın bu üretim performansını sürdürüp sürdüremeyeceği sadece ülke için değil petrol sektörü için de büyük öneme sahiptir. • Avrupa Birliği içinde bir enerji birliği ve doğal gaz piyasalarında serbestleşme çabası sürerken bu durum özellikle Avrupa Birliği'nin tüketim miktarı düşünüldüğünde dünya açısından da önemli farklılıkları beraberinde getirmektedir. Halihazırda var olan “uzun vadeli al yada öde” anlaşmaları ile “gaz fiyatlarının piyasada belirlenmesi” hususundaki tartışma önümüzdeki dönemde daha da artarak devam edecek ve arama - üretim sektörü açısından da sonuçlar doğuracaktır. Bu hususta uzun vadeli sözleşmeler pahalı veya altyapısı gelişmemiş bölgeler için daha “güvenli” bir opsiyon sağlarken, gaz fiyatlarının piyasada belirlenmesi durumu yeni politika ve kaynak opsiyonlarını değerlendirerek riski azaltma gibi opsiyonları önümüzdeki dönem için gündeme getirebilir. Bu durumun aksine Uzak Doğu’da ise boru hattı gazının daha aza bulunması, uzun vadeli sözleşmelerin tercihi bölge için bir arz ve talep garantisini ve buna bağlı olarak kaynakların geliştirilmesi hususunda imkanları beraberinde getirecektir. • Son dönemde arama - üretim sektöründe petrol fiyatlarının yüksek seyretmesi ile birlikte işgücü maliyetleri de yükselmekteydi. Bu durum proje maliyetlerini etkilerken özellikle sermaye yoğun projelerde fiyatların düşmesi ile birlikte ara vermeler gündeme gelmiştir. Maliyetli projelerin iptali ile birlikte bu durum iş gücü maliyetlerini de düşürürken, şirketler bu durumu büyük projelerde pazarlık masasında kullanmaktadırlar. Sektörün petrol fiyatlarına uyum sağlayarak yeni bir çizgi benimseyene kadar maliyetler konusunda şirketlerin lehine bir kayış görünmektedir. • 2 Nisan 2015’te İran ile P5+1 ülkeleri arasında İran’ın nükleer silah araştırmalarını durdurması konusunda imzalanan çerçeve anlaşma 30 Haziran’a kadar daha kapsamlı bir anlaşmaya dönüşürse, AB ve ABD tarafından İran’a uygulanan ekonomik yaptırımların hafiflemesi gündeme gelebilir. Yaptırımlar sebebiyle petrol ihracatı düşen İran’ın ihracatını artırmasının fiyatlarda düşüşe yol açacağı öngörülmektedir. 30 milyon varilden fazla petrol stoğu bulunan İran’ın piyasaya dönüşüyle 2016 yılında petrol üretimini de 700 bin v/g artırabileceği tahmin edilmektedir. ABD Bilgi İdaresi’nin raporuna göre İran’ın petrol ihracatını artırması 2016 yılında petrol fiyatlarını şu anki projeksiyona göre 5-15 $ arası düşürebilir. Bunun dışında Hürmüz Boğazı ile ilgili gerginlik ve risklerin de azalacağı hesaba katıldığında olası bir İran-Batı anlaşması küresel petrol arzını arttıran bir gelişme olacaktır. • Çevre konusunda genel olarak önemli anlaşmalar imzalansa da adım atılması konusunda zorluklar yaşanmaktadır. Ancak son dönemde bu konudaki uluslararası anlaşmalara hiç taraf olmayan iki ülke, ABD ve Çin, 2014 yılının sonunda anlaşmaya varmış ve 2030 yılına kadar emisyonları düşürmeyi taahhüt etmişlerdir. Ayrıca çevre konusunda AB’nin 2014 yılında enerji ve çevre hedefleri ile birlikte, ilgili gelişme dikkati çekmektedir. Öte yandan kutuplar giderek petrol şirketlerinin daha da dikkatini çekmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 33 2. TÜRKİYE’DE PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Ortadoğu, Hazar Bölgesi, Rusya ve Orta Asya gibi ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervleri bakımından zengin bölgeler ile başta AB ülkeleri olmak üzere, petrol ve doğal gaz ithalat bağımlılığı yüksek olan ülkeler arasındaki coğrafi konumuyla Türkiye, enerji kaynaklarının arz ve talep edilen bölgeler arasında taşınmasında stratejik öneme sahiptir. Özellikle son dönemde Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak TANAP ve Rusya ile gerçekleştirilmesi planlanan Türk Akımı projeleri Türkiye’nin stratejik öneminin daha da ön plana çıkmasına yol açmıştır. OECD ülkeleri arasında en yüksek enerji talep artış oranlarından birine sahip olan Türkiye’nin büyük ölçüde enerji ithalatına bağımlı olması enerji güvenliği açısından dikkati çeken bir husustur. Bu kapsamda hassas bir bölgede yer alan Türkiye için enerji arzının kesilmemesi gerekmektedir. Bu kapsamda gerek Türkiye Petrolleri gerekse diğer enerji şirketleri farklı projelere katılmakta, enerji arzının sürmesi ve yerli kaynakların değerlendirilmesi için çalışmaktadır. 2014 yılında petrol fiyatlarının düşüşü diğer petrol ve doğal gaz ithal eden ülkeler gibi Türkiye’nin de petrol ve doğal gaz ithalat maliyetinin azalmasını sağlamıştır. 2015 yılında Türkiye ekonomisi üzerinde petrol fiyatlarının düşüşü ile birlikte cari açığın küçülmesi beklenmektedir. Bu kapsamda Standard & Poors’un (S&P) öngörüsü cari açığın % 4,2 düzeyine gerilemesidir. 2.1. TÜRKİYE ENERJİ GÖRÜNÜMÜ Türkiye gelişen ekonomisi ile dünyanın önemli enerji tüketicileri arasında yer almaktadır. 2013 yılında Türkiye’nin 120 milyon tpe olan birincil enerji arzında doğal gaz % 31 ile birinci sırada yer alırken, petrol % 28 ile doğal gazı takip etmiştir (Şekil 28). İthal Kömür 18% Linyit 11% Hidro 4% Petrol 28% Doğal Gaz 31% Şekil 28. 2013 Yılı Türkiye Birincil Enerji Arzı (Kaynak: ETKB) 34 TÜRKİYE PETROLLERİ Odun, Tezek 4% Diğer Yenilenebilir 4% Türkiye’nin birincil enerji talep projeksiyonlarına göre 2023 yılında petrolün payında ciddi bir değişim yaşanmaması ve % 26 düzeyinde kalması beklenmektedir. Buna karşılık doğal gaz tüketiminin artacak olmasına rağmen birincil enerji arzındaki payının % 23’e gerileyeceği tahmin edilmektedir. Sanayi 25% Çevrim Sektörü 26% Halihazırda, Türkiye birincil enerji tüketiminin % 26’sı konutlarda, % 25’i sanayide, % 26’sı çevrim sektöründe (elektrik üretiminde) ve % 19’u ulaştırma sektöründe kullanılmaktadır (Şekil 29). Ulaş>rma Ulaş>rma 19% 19% Konut / Konut / Hizmet Hizmet 26% 26% Diğer Diğer 3% 3% Tarım Tarım 1% 1% Şekil 29. 2013 Yılı Türkiye Enerji Tüketiminin Sektörel Dağılımı (Kaynak: ETKB) Birincil enerji talebinin yerli üretim ile karşılanma oranı (TYÜKO) 2012 yılında % 27,5 olarak gerçekleşmiştir. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı % 72,5 düzeyindedir (Şekil 30). Bu oran, özellikle 1990’ların başından itibaren doğal gaz tüketimindeki büyük yükselişe bağlı olarak önemli bir artış göstermiş ve 2000’li yılların başından itibaren % 70’ler civarında seyretmeye başlamıştır. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 35 % 73.0 % 72.5 % 72.4 % 71.5 % 70.5 % 72.8 % 74.5 % 73.1 % 73.1 % 72.3 % 71.6 % 69.0 % 67.4 % 66.9 % 58.0 % 51.9 1990 1995 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Şekil 30. 1990-2013 Türkiye Enerji Talebinin Dışa Bağımlılık Oranı (%) 2000-2013 yılları arasında Türkiye’nin birincil enerji tüketimi (2008 yılı hariç) sürekli yükselirken, petrol ve doğal gazın birincil enerji tüketimi içindeki payı % 60’lar civarında seyretmiştir. 2013 yılında petrol ve doğal gaz tüketiminin birincil enerji içindeki payı % 61 olarak kaydedilmiştir (Şekil 31). 3,000 Bin varil pe/gün Petrol 2,500 Doğal Gaz Toplam Birincil Enerji 2,000 1,500 1,472 1,366 1,467 1,568 1,925 2,208 525 621 646 615 672 771 780 787 251 276 299 361 381 463 666 637 649 649 660 665 698 718 684 707 694 672 678 714 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 500 Şekil 31. 2000-2013 Yılları Arasında Türkiye’nin Birincil Enerji, Petrol ve Doğal Gaz Tüketimi (Kaynak: BP) 36 2,454 2,456 1,663 1,722 1,000 -‐ 2,063 2,056 2,074 2,352 TÜRKİYE PETROLLERİ 2014 yılında, Türkiye’de günlük yaklaşık 49 bin v/g ham petrol üretimi yapılmış; buna karşılık 718 bin v/g ham petrol tüketilmiş; 359 bin v/g düzeyinde ham petrol ithalatı, 310 bin v/g düzeyinde ise işlenmiş ürün ithalatı gerçekleştirilmiştir. Bin varil/gün 660 665 139 150 698 169 718 206 2018 yılında operasyonel hale gelecek olan STAR rafinerisinin işlenmiş ürün ithalatında azalma sağlayacağına inanılmaktadır. 2014 yılında yerli ham petrol üretiminin tüketime oranı % 7 olarak gerçekleşmiştir (Şekil 32). 707 684 694 200 376 476 485 470 469 441 283 46 46 2004 44 2005 2006 43 2007 48 43 2008 Yerli Ham Petrol Üre9mi 2009 714 718 245 290 310 371 385 376 359 48 47 48 49 672 678 295 254 348 50 2010 2011 Ham Petrol İthala< 2012 2013 2014 Diğer Ürün İthala< Şekil 32. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye’nin Petrol Tüketimi ve Yerli Üretim (Kaynak: BP) gerçekleşmiştir. 2008 yılında 1 milyar m3 olan doğal gaz üretimi 2014 yılında 502 milyon m3’e düşmüştür (Şekil 33). Türkiye’nin 2014 yılında yerli doğal gaz üretiminin tüketime oranı ise son 10 yılın en düşüğü olup % 1 civarında 4.0% 60.0 50.0 40.0 3.2% 3.3% 3.0% 22.1 36.1 37.5 35.7 26.9 30.5 10.0 -‐ 2.0% 26.0 29.6 49.8 3.5% 3.0% 39.0 2.5% 1.9% 1.8% 2.0% 1.5% 20.0 21.4 2.7% 2.5% Milyar m3/yıl 30.0 44.7 45.3 45.6 35.2 36.5 35.0 38.3 43.9 1.2% 44.6 49.3 1.0% 45.1 1.5% 1.0% 0.5% 0.7 2004 0.9 2005 0.9 2006 0.9 2007 1.0 2008 Yerli Doğal Gaz ÜreAmi 0.7 2009 0.7 2010 0.8 2011 Doğal Gaz İthalaE 0.7 2012 0.6 2013 0.5 0.0% 2014 Yerli ÜreAm Oranı Şekil 33. 2000-2014 Yılları Arasında Türkiye’nin Doğal Gaz Arzı ve Yerli Üretim Oranları 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 37 Diğer bir ifadeyle, petrolde ithalata bağımlılık oranı % 93 olan Türkiye’nin doğal gazda ithalata bağımlılık oranı % 98,7’dir. Türkiye’nin ithalat yoluyla temin ettiği ham petrolün % 90’lık bölümü sadece altı ülkeden gerçekleşmektedir. 2011-2013 yıllarında ithalat yapılan ülkelerin sıralaması değişmekle birlikte bu altı ülkeden beşi aynı kalmış ve 2012 yılında yüksek miktarda ham petrol ithalatı yapılan ülkelere Libya da (% 5 payla) dâhil olmuştur. 2014 yılında, Türkiye’nin ham petrol ithalatında üç ülke; Irak (% 31), İran (% 30) ve Suudi Arabistan’dır (% 11) (Şekil 34). 2014 yılında İran’a yönelik ambargoya bağlı olarak, ham petrol ithal edilen ülkelerin paylarında önemli değişiklikler olmuştur. İran’ın payı 2011 yılındaki % 51 oranından 2014 yılında % 30 oranına gerilemiştir. Öte yandan, Irak’ın payı da % 10’lardan % 30’lara yaklaşmıştır. 2014 yılında Libya’daki iç çatışmalardan ve üretim kesintilerinden dolayı Libya’dan ithalat yapılmamıştır. S. Arabistan Nijerya 11% 10% Kazakistan 9% İran 30% Diğer 4% Rusya 3% Mısır 1% Irak 31% İtalya 1% Şekil 34. 2014 Yılında Türkiye’nin İthal Ettiği Ham Petrolün Kaynak Ülkelere Göre Dağılımı (Kaynak: EPDK) Doğal gaz tüketiminde de dışa bağımlılık oranının yüksekliği bakımından ham petroldekine yakın bir durum söz konusu olup, daha önce de bahsedildiği üzere, Türkiye gaz talebinin % 98,8’i ithalatla karşılanmaktadır. Türkiye’de 2014 yılında 49,8 milyar m3 doğal gaz tüketilmiş ve bu rakamın % 1’i (502 milyon m3) ülke içi üretim ile karşılanmıştır. Tüketilen doğal gazın yaklaşık % 50’si ise elektrik üretimi için kullanılmaktadır. 2014 yılı Türkiye doğal gaz ithalatının ülkelere göre dağılımında Rusya % 56’lük oran ile birinci sıradadır. Bu ülkeyi İran (% 19), Azerbaycan (% 9) ve Cezayir (% 9) takip etmektedir (Şekil 35). İran 19% Azerbaycan 9% Rusya 56% Cezayir 9% Nijerya 7% Diğer (Spot) <1% Şekil 35. 2014 Yılında Türkiye’nin İthal Ettiği Doğal Gazın Kaynak Ülkelere Göre Dağılımı (Kaynak: IHS) 38 TÜRKİYE PETROLLERİ 2.2. TÜRKİYE HİDROKARBON SEKTÖRÜ ̇ ̇ Hidrokarbon ̇ Türkiye’deki Rezervleri nedenle kuyu verimleri giderek düşmektedir. Bu kapsamda sahalarda uygulanan üretimi arttırma teknikleri, kuyuların verimi açısından büyük önem taşımaktadır. 2014 yılı Türkiye üretilebilir petrol rezervi 2013 yılında 296 milyon varil olarak kaydedilen rezerv miktarından küçük bir artış göstererek 312 milyon varil olmuştur. Yeni keşifler yapılmadığı takdirde, mevcut üretim ve tüketim trendleri dikkate alındığında, kalan üretilebilir ham petrol rezervinin yaklaşık 17 yıllık ömrü bulunmaktadır. Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının yurtiçi kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, yeterince aranmamış basenlerde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz'deki deniz alanlarında son yıllarda yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Türkiye doğal gaz rezervi ise 2013 yılında 5 milyar m3 olarak kaydedilmiştir. Yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü durumda, kalan üretilebilir doğal gaz rezervinin yaklaşık 10 yıllık ömrü bulunmaktadır. Diğer taraftan, tüm dünyada doğal gaz piyasası dinamiklerini yeniden şekillendiren ankonvansiyonel gazın Türkiye'de aranmasına ve üretimine yönelik çalışmalara Güneydoğu Anadolu ve Trakya bölgelerinde devam edilmektedir. Türkiye’deki petrol sahalarının % 7’si, 25 - 500 milyon varil rezerve sahip olup, kalan % 93’ünün rezervi 25 milyon varilden azdır. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de keşfedilmiş petrol sahalarının % 93’ü küçük saha, % 7’si ise orta saha sınıfındadır. Sahaların büyük çoğunluğu yaşlı sahalar olup bu Milyon Varil 803 Kümüla@f Üre@m 245 Kalan Üre@lebilir Petrol Üre@lebilir Petrol 349 25 557 324 94 89 Türkiye Petrolleri N.V.Turkse Perenco 56 33 5 13 Transatlan@c E.M.I. & DMLP Ltd. 20 N.V.Turkse Perenco & TP 33 Diğer 23 Şekil 36. 2014 Yılı Şirketlere Göre Türkiye Ham Petrol Rezervleri (Kaynak: PİGM) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 39 10.599 2,099 KümülaNf Gaz Kalan ÜreNlebilir Gaz ÜreNlebilir Gaz 4.344 8.500 Milyon m3 1.511 1.679 2.833 Türkiye Petrolleri Thrace Basin & Pinnacle Turkey & CBV 79 1.406 1.188 341 154 1.599 1.034 Amity Oil & TPAO Tiway & TPAO & Foinavon & TTP 341 N.V.Turkse Perenco Şekil 37. 2014 Yılı Şirketlere Göre Türkiye Doğal Gaz Rezervleri (Kaynak: PİGM) 40 TÜRKİYE PETROLLERİ 1.162 244 Diğer ̇ ̇ ̇ ̇ Gelişmeler Yurt İçi ̇ Hidrokarbon Arama ve Üretim Faaliyetleri ndeki Yerli kaynaklar üretimine ülke olarak önem verilmesinin sonucunda Türkiye’de, son yıllarda, hidrokarbon aramacılığında ciddi bir hızlanma görülmektedir. Son on yıl içinde arama faaliyetlerinde artış dikkati çekerken bu durum daha çok kamu kaynakları ile gerçekleşmiştir. Türkiye’de 2014 yılında, Türkiye Petrolleri tarafından 52,13 adam/ay, diğer şirketler tarafından 3,1 adam/ay olmak üzere toplam 55,23 adam/ay jeoloji çalışması ve 57,47 ekip/ay Türkiye Petrolleri tarafından, 10,16 ekip/ay Türkiye Petrolleri diğer şirketler tarafından olmak üzere toplam 67,63 ekip/ay jeofizik saha çalışması gerçekleştirilmiştir. 2014 yılı içinde 51 adet arama kuyusu, 42 adet tespit kuyusu, 107 adet üretim kuyusu olmak üzere toplam 200 adet kuyu açılmıştır. Bu rakam, 2013 yılında gerçekleşen toplam 191 adet kuyudan yaklaşık % 5 daha fazladır. 2014 yılında, bir önceki yıla göre toplam kuyu sayısında ciddi bir değişim görülmese de; arama kuyu sayısı azalmış, tespit ve üretim kuyu sayısında ise ciddi bir artış meydana gelmiştir (Şekil 38). 107 1 Diğer Şirketler 32 Türkiye Petrolleri -‐ Diğer Şirket Ortaklığı (TPIC dahil )* 51 5 42 26 7 4 20 Arama 74 31 Tespit Üre5m Şekil 38. 2014 Yılında Yapılan Sondaj Sayısının Şirketlere ve Türlerine Göre Ayrımı (Kaynak: PİGM) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 41 Öte yandan, açılan kuyu sayılarıyla paralel olarak, 2014 yılında gerçekleşen sondaj metrajlarında da 2013 yılına göre artış kaydedilmiştir. 2013 yılında toplam 317.630 metre sondaj yapılmışken, bu rakam 2014 yılında 373.250 metreye yükselmiştir (Şekil 39). Türkiye Petrolleri (metre) Diğer Şirketler 187.383 2.805 Türkiye Petrolleri -‐ Diğer Şirket Ortaklığı (TPIC dahil ) 58.342 106.743 10.244 52.218 44.281 Arama 82.858 11.882 3.535 126.236 67.441 Tespit Üre7m Şekil 39. 2014 Yılında Yapılan Sondaj Metrajlarının Türlerine Göre Ayrımı (Kaynak: PİGM) Türkiye’de 2014 yılında toplam 18 milyon varil petrol (49.319 v/g) ve 502 milyon m3 doğal gaz üretilmiştir. Türkiye’de petrol ve doğal gaz üretimi – Akçakoca deniz 42 TÜRKİYE PETROLLERİ alanlarındaki doğal gaz üretimi hariç – kara alanlarından yapılmaktadır (Şekil 40, 41). 562 664 793 726 1,015 893 907 896 729 707 561 Milyon m3/ yıl 502 378 312 639 49,319 48,166 46,943 47,540 50,127 48,233 43,379 42,859 43,692 45,810 45,698 47,696 49,031 51,239 55,208 Varil/gün 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Şekil 40. 2000 – 2014 Yılları Arasında Türkiye Ham Petrol Üretimi (Kaynak: PİGM) 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Şekil 41. 2000 - 2014 Yılları Arasında Türkiye Doğal Gaz Üretimi (Kaynak: PİGM) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 43 ̇ Arama Üreti̇m Sektörü ve Akti̇f Kule Sayısı Türkiye Türkiye’deki aynı anda sondaj yapan kule sayıları petrol fiyatı ile birlikte incelendiğinde özellikle son dönemde petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye’deki faal kule sayılarını da etkilediği görülmektedir. 2014 yılı ortalarında 40’lara çıkan kule sayısı Kasım ayında 44’e çıkarken, Haziran ayından itibaren düşüş trendinde olan petrol fiyatlarının kule sayısına yansıması Aralık ayından itibaren başlamış ve Nisan 2015 itibariyle kule sayısı 30’a düşmüştür. Kule sayısı petrol fiyatları ile bağlantılı olmakla birlikte fiyatların düşüşünün kule sayısına yansıması gecikmeli olarak ve daha hafif gerçekleşmektedir (Şekil 42). $/v adet 60 120 50 100 40 80 30 60 Türkiye 20 40 Brent Şekil 42. Türkiye’de Aktif Kule Sayısı ve Petrol Fiyatları (Kaynak: Baker Hughes ve EIA) 44 TÜRKİYE PETROLLERİ Nisan 15 Şubat 15 Aralık 14 Ekim 14 Ağustos 14 Haziran 14 Nisan 14 -‐ Şubat 14 -‐ Aralık 13 20 Ekim 13 10 Petrol fiyatlarının faaliyetleri etkilemesine rağmen, Nisan 2015 itibariyle Türkiye toplam 30 aktif kule ile Avrupa’nın en fazla sondaj yapılan ülkesi konumunda bulunmaktadır. Türkiye’yi sondajlarının tamamı deniz alanlarında olan 18 kule ile Norveç ve 15 kule ile İngiltere takip etmektedir (Şekil 43). 30 TÜRKİYE 18 NORVEÇ 15 İNGİLTERE 12 ROMANYA 7 POLONYA İTALYA 5 SIRBİSTAN 5 4 HOLLANDA ALMANYA 3 DANİMARKA 3 FRANSA 3 ARNAVUTLUK 3 Şekil 43. Nisan 2015 Avrupa’da Arama Faaliyetlerinin Yoğun Olduğu Ülkelerdeki Aktif Kule Sayıları (Kaynak: Baker Hughes) 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 45 ̇ Petrol ve Doğal Gaz Sektöründe Birleşme ve Satın Almalar 2014’te Türkiye’nin petrol ve doğal gaz sektöründe yalnızca 6 birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşmiştir. Sektörün yakıt dağıtım segmentinde 4 satın alma işlemi gerçekleşirken bunlar, Balpet’in Eragaz’daki Ortak Girişimlerinden % 50 hisse satın alımı ve Aksel Enerji’nin 3 küçük dağıtım şirketini satın alması işlemleridir. Depolama segmentinde tek işlem gerçekleşirken, ülkenin 3. büyük yakıt dağıtıcısı Shell-Turcas OMV Petrol Ofisinden Marmara Depoculuk Hizmetleri’nin % 45’ini satın almıştır. Rafinaj sektöründe ise tek işlem gerçekleşirken Socar Turcas’dan kademeli hisse satın alımını tamamlayarak Star Rafineri’nin tek sahibi konumuna gelmiştir. A&Ü segmentinde çoğu Türkiye Petrolleri tarafından olmak üzere arama - üretim lisans başvuruları olmasına karşın 2014’ü birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşmeden kapanmıştır. Yeni Petrol Kanunu yatırımcı dostu olarak adlandırılmasına rağmen, kanunun uygulaması ve alt mevzuatlar 2014 yılında yerleşmiştir. Özellikle yaşlı sahalara yatırım yapan şirketler için fırsatlar sunan Türkiye’de petrol fiyatlarının yükselmesi ve uygulamaların yerleşmesi sonrası, yatırımların artması beklenmektedir. Tablo 2.2014 Petrol ve Doğal Gaz Birleşme ve Satın Almaları 46 Tarih Sa(n Alınan Hisse Sa(n Alan İşlem Değeri (milyon $) Haz.14 Libadiye Petrol % 99,5 Aksel Enerji 0,2 Mar.14 Marmara Depoculuk Hizmetleri % 45,0 Shell & Turcas Petrol 46,0 May.14 Socar(Star Rafineri) % 18,5 Rafineri Holding 59,4 Eyl.14 Marmara Petrolleri % 62,5 Aksel Enerji 0,0 Eyl.14 Borsa Petrol % 55,0 Aksel Enerji 0,1 Ara.14 Eragaz Petrol Ürünleri % 50,0 Balpet Akaryakıt -‐ TÜRKİYE PETROLLERİ 2.3. TÜRKİYE PETROLLERİ'NİN SEKTÖRDEKİ YERİ ̇ Petrolleri’ni ̇ ṅ Yürüttüğü Arama - Üreti̇m Faaliyetleri ̇ Türkiye 2014 yılında Türkiye Petrolleri, sondaj öncesi hidrokarbon arama faaliyetleri kapsamında Türkiye’deki jeolojik saha faaliyetlerinin % 94’ünü ve jeofizik saha faaliyetlerinin % 85’ini gerçekleştirmiştir. Türkiye Petrolleri, 2014 yılında 52,13 adam/ay jeoloji, karalarda 187 km 2B ve 525 km2 3B sismik çalışma ile denizlerde 16.533 km 2B ve 6.133 km2 3B sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. Öte yandan, 11.075 noktada gravite manyetik jeofizik veri toplama çalışması yapılmıştır (Şekil 44). 10 25 2B (DENİZ) (Km) 3B (DENİZ)(Km2) 20.5 20 2B (KARA) (Km) 3B (KARA) (Km2) 9 3B SİSMİK BİN KM2 2B SİSMİK BİN KM Türkiye Petrolleri, 1954 yılından bu yana milli petrol şirketi olarak, Türkiye’nin her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacını yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan karşılama yönündeki vizyonu ve misyonu doğrultusunda, son yıllarda geliştirdiği yeni arama stratejisi ile faaliyetlerini Türkiye’nin yeterince aranmamış basenlerine, özellikle Karadeniz ve Akdeniz deniz alanlarına yönlendirerek, yatırımlarına büyük bir ivme kazandırmıştır. 2014 yılında Türkiye Petrolleri, Türkiye’nin ham petrol ve doğal gaz arzına katkıda bulunmak amacıyla yurtdışında da Azerbaycan, Irak, Libya, Kazakistan, Afganistan, Rusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çalışmalarını sürdürmüştür. 8 7 15 15.0 16.5 6.1 5.4 12.5 4.1 4.0 10 12.6 4.5 12.3 6 5 4 9.7 3 1.7 1.7 5 3.0 1.2 0 1.5 1.0 2004 2005 0.9 1.7 0.4 2006 0.8 0.9 2007 0.8 1.1 2008 0.4 0.8 2009 0.8 0.5 1.2 0.9 0.7 2010 2011 1.1 2 0.5 0.8 1.2 0.8 0.2 0.5 0.6 2012 2013 2014 1 0 Şekil 44. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrolleri Tarafından Yapılan 2B ve 3B Sismik Çalışmalar Türkiye Petrolleri’nin yaptığı sondaj faaliyetleri son on yılda ciddi bir ivme yakalamış ve 2014 yılında 133 adet kuyuda 237.500 metre sondaj gerçekleştirilmiştir (Şekil 45). Türkiye Petrolleri’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği metraj, Türkiye’de aynı yıl içerisinde yapılan toplam metrajın % 63’üne tekabül etmektedir. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 47 150 360 300 120 KUYU SAYISI 237 METRAJ (BİN M) 90 199 181 197 176 133 158 60 133 103 30 69 0 72 34 40 2004 2005 74 63 2006 122 78 63 2007 103 92 94 104 240 180 120 60 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 0 Şekil 45. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrolleri Tarafından Gerçekleştirilen Sondaj Faaliyetleri Türkiye Petrolleri, 2014 yılında, Türkiye’de üretilen petrolün % 72’sini doğal gazın ise % 50’sini üretmiştir. Türkiye Petrolleri tarafından 2014 yılında yurt içinde toplam 12,3 milyon varil ham petrol (33.602 varil/gün) ve 289 milyon m3 doğal gaz üretilmiştir. Böylece Türkiye Petrolleri’nin 2014 yılı yurtiçi petrol eşdeğeri hidrokarbon üretimi toplam 40.000 varil petrol eşdeğeri/gün (vpe/g) olarak gerçekleşmiştir (Şekil 38). Azerbaycan, Irak ve Rusya’daki projelerle gerçekleşen 53.000 vpe/g’lük üretim de düşünüldüğünde, Türkiye Petrolleri’nin 2014 yılı yurt içi ve yurt dışı günlük üretimi toplam 93.000 vpe/g olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılına göre özellikle doğal gaz üretimindeki artış, Şah Deniz projesinde Türkiye Petrolleri’nin gerçekleştirdiği satın alma neticesindedir. Türkiye Petrolleri, Total’in Şah Deniz Projesindeki % 10’luk hissesini 1,45 milyar $’a satın alarak payını % 19’a çıkarmıştır. 91 BİN VPE/G 65 52 10 67 2 7 7 44 7 16 81 26 71 69 70 8 8 8 9 5 4 22 22 31 25 67 68 8 9 5 6 21 21 72 11 Yurtdışı Gaz 4 5 22 30 Yur7çi Gaz Yurtdışı Petrol Yur7çi Petrol 29 29 29 28 28 2004 2005 2006 2007 2008 34 35 33 32 34 34 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Şekil 46. 2004-2014 Yılları Arasında Türkiye Petrollerinin Hidrokarbon Üretim Miktarı 48 24 TÜRKİYE PETROLLERİ Türkiye’deki sahaların pek çoğu uzun zaman önce keşfedilmiş yaşlı sahalar durumundadır. Türkiye Petrolleri, yaşlanan sahalarda üretimini aynı düzeyde tutmak ve üretimini arttırabildiği bölgelerde rezervuarları daha verimli kullanmak üzere pek çok proje yürütmektedir. 2014 yılında devam eden projeler itibariyle, Batı Raman Sahası Petrol Üretimini Yükseltme Projesi, Garzan Su Enjeksiyon Projesi, Batı Kozluca WAG (Water Alternating Gas) projesi devam etmektedir. Öte yandan, Türkiye Petrolleri, Karadeniz başta olmak üzere kendi başına, KKTC ve ayrıca yabancı şirketlerle (Tiway Turkey Ltd., Petrol Ofisi A.Ş., Foinavon Energy Inc., NVT Perenco, Amity Oil, Shell Upstream Turkey BV) yürüttüğü ortaklık anlaşmaları çerçevesinde kara ve deniz alanlarında arama çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye Petrolleri’nin yurt içi arama stratejisi; başta Güney Doğu Anadolu, Trakya ve petrol potansiyeli bulunan diğer kara alanları ile özellikle son dönemde beklentilerin büyük olduğu denizlerde yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bu kapsamda Türkiye Petrolleri ortaklıklar tesis edebildiği bölgelerde ortaklıklar ile, ortaklıkların tesis edilemediği yerlerde ise arama çalışmalarını kendisi yürütmektedir. Operasyonel kapasitesini arttırabilmek için Türkiye Petrolleri 2012 yılının sonunda sismik gemi Barbaros Hayreddin Paşa‘yı satın almış ve denizlerdeki aktif aramacılık çalışmalarını daha da hızlandırmıştır. Bu kapsamda Barbaros Hayrettin Paşa tarafından sağlanan deniz alanlarına ilişkin veriler Türkiye Petrolleri ekiplerince yorumlanmaktadır. edilen yapıların hidrokarbon potansiyelinin keşfedilmesi ve ekonomiye kazandırılması hedeflenmektedir. 2014 yılında yurt içinde Karadeniz deniz alanlarında Shell ile yapılan anlaşma gereği sismik veri toplanmış, verilerin proses çalışmaları tamamlanmıştır. 2015 yılında Shell ile birlikte Karadeniz’de açılan Şile-1 kuyusu sondaj çalışmaları devam etmektedir. Batı Karadeniz’de, günde 2,1 milyon m3 üretim kapasitesine sahip çift katlı Akçakoca Platformu devreye alınmıştır. Üretim katından günde ortalama 250-300 bin m3 doğal gaz üretimi yapılmaktadır. Çayağzı Proses tesislerinde Akçakoca sahası dışında, Batı Karadeniz’deki Ayazlı ve Akkaya sahalarının gazı da proses edilmektedir. Akdeniz’de (İskenderun, Kıbrıs, Mersin, Antalya açıkları) ise 2005-2013 yılları arasında 24.000 km 2B ve 5.600 km2 3B sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. 2014 yılında sismik verilerin yorumlanma süreci devam etmiştir. Türkiye Petrolleri; Trakya, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgeleri başta olmak üzere diğer kara alanlarında geleneksel (konvansiyonel) metotlarla sürdürdüğü arama çalışmalarına ek olarak; Türkiye Petrolleri, Türkiye’nin ankonvansiyonel potansiyelini kullanabilmek için farklı iş modeli ve yöntemler ile çalışan şirketler ile operasyonlarını sürdürmektedir. Bu kapsamda öncelikle 2010 yılında TransAtlantic TEMI ile, 20112014 yılları arasında Shell ile, 2014 yılında ise Halliburton ile işbirliğine gitmiştir. Karadeniz’de 2004-2014 yılları arasında yaklaşık 78.000 km 2B ve 17.000 km2 3B sismik çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılan sismik ve jeolojik çalışmalarda bölgenin hidrokarbon potansiyeli hakkında önemli bulgular elde edilmiştir. Bu dönemde BP, Petrobras, ExxonMobil ve Chevron ile yapılan ortak arama çalışmalarında Hopa-1, Sinop-1, Yassıhöyük-1, Kastamonu-1 ve Türkiye Petrolleri tarafından Sürmene-1/1RE “ultra derin deniz” ile Istranca-1 kuyularının sondajları gerçekleştirilmiştir. Istranca-1 kuyusundaki testlerden alınan doğal gaz ve elde edilen jeolojik veriler büyük önem taşımakta olup, bu kuyu sayesinde Batı Karadeniz’deki prospektler hususunda çok önemli bilgilere sahip olunmuştur. Açılan bu kuyuların bilgisi ışığında Karadeniz’in derin suları altında tespit 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 49 ̇ Depolama Faaliyetleri Doğal gazın yaygın olarak kullanıldığı bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de doğal gaz talebi mevsimlere göre değişmekte, kış aylarındaki talep yaz aylarındaki talebin iki katına kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle, yazın talep fazlası gazın depolanabileceği, kış aylarında da depolarda saklanan bu gazın artan talebi karşılamak için kullanıma sunulabileceği gaz depolarına uzun süredir ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, ülkelerin enerji planlamaları açısından boru hatlarının bakımı veya diğer sebeplerden dolayı muhtemel arz kısıtlamaları 3 halinde, bu dönemlerde arz-talep arasındaki dengeyi sağlamak açısından doğal gaz yeraltı depolama tesislerine sahip olmanın da ulusal enerji stratejisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, Türkiye Petrolleri, gaz ithalat ve/veya toptan satış lisansına sahip olan firmalar (BOTAŞ, AYGAZ, OMV, BOSPHORUS, ENERCO, ENERJİSA, EWE v.b.) ile doğal gaz depolama sözleşmesi imzalamış olup, depolama hizmeti vermektedir. 2014 yılı başında, depolardaki doğal gaz miktarı 849 milyon m3’dür (Şekil 47). DEĞİRMENKÖY line 1 ipe AŞ P T O B 3 2 1 KUZEY MARMARA 4 KUZEY MARMARA SAHASI Silivri 4 MARMARA DENİZİ Şekil 47. Kuzey Marmara ve Değirmenköy Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisleri 50 TÜRKİYE PETROLLERİ Bulgaria G ge re Se an ec a e 2 Ae ORTAK TESİS Karadeniz İstanbul Türkiye Petrolleri, doğal gaza olan talebin artması sebebiyle, mevcut tesislerin depolama ve geri üretim kapasitelerinin artırılmasını öngörerek, 2,66 milyar m3 olan depolama kapasitesini 4,3 milyar m3’e, azami 25 milyon m3/gün olan geri üretim kapasitesini ise azami 75 milyon m3/gün’e yükseltmek için çalışmalar yapmaktadır (Şekil 48). 80 70 60 5 Enjeksiyon Kapasitesi (milyon m3/g) Depolama Kapasitesi (milyar m3) 50 2.66 40 30 0 75 1.6 10 14 2007 16 20 4.5 4 3.5 3 2.84 40 20 10 4.3 Geri ÜreDm Kapasitesi (milyon m3/g) 2.5 2 1.5 25 1 16 0.5 0 2012 FAZ I 2015 FAZ II 2018 FAZ III Şekil 48. Türkiye Petrolleri Doğal Gaz Depolama, Geri Üretim ve Enjeksiyon Kapasitesi 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 51 ̇ Petrolleri ̇ Tarafından Yapılan Yurt İçi ̇ Yatırımlar Türkiye ve Bütünsel Dönüşüm Programı Türkiye Petrolleri, gerek sektörde uygulanan en son teknolojik bilgi ve ekipmanları/gereçleri kullanarak, gerekse mali imkânlarını en üst seviyeye zorlayarak, uluslararası bir milli petrol şirketi olmayı amaçlamış ve çalışmalarını bu performansı sürdürmek üzere planlamıştır. Kazandırılan yeni teknolojiler ile faaliyetler etkin, verimli, daha düşük maliyetli ve zamandan tasarruf sağlanarak sürdürülmektedir. Türkiye Petrolleri, bu kapsamda kaynaklardan sağlanan hidrokarbon üretimi yanında ülke ihtiyacının kesintisiz, yeterli ve ekonomik bir biçimde karşılanması amacıyla yurtdışında Şekil 49. Türkiye Petrolleri'nin Son 10 Yıldaki Yatırım Tutarı 52 TÜRKİYE PETROLLERİ da petrol ve doğal gaz arama, sondaj ve üretim faaliyetlerini 2014 yılında da sürdürmüştür. Tüm yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla, Türkiye Petrolleri tarafından 2014 yılında 489 milyon $’ı yurt içi, 2,8 milyar $’ı yurt dışı olmak üzere toplam 3,3 milyar $ yatırım harcaması gerçekleştirmiştir. Özellikle son iki yılda Türkiye Petrolleri gerçekleştirdiği yurt dışı saha satın almaları ile yurt yatırımlarını büyük ölçüde arttırmıştır. Son on yılda ise Türkiye Petrolleri tarafından 10,77 milyar $ yatırım harcaması yapılmıştır (Şekil 49). Bütün bu faaliyetlerden hareketle Türkiye Petrolleri, değişen dünya ve enerji iş ortamını en iyi şekilde algılamak ve gerekli tepkileri verebilmek adına “TP 2023 BÜTÜNSEL DÖNÜŞÜM PROGRAMI” çalışmalarına başlamıştır. Bu kapsamda, Türkiye Petrolleri “Strateji Yol Haritası”, “Temel Yetkinlik” alanlarını bir bütün olarak bünyesinde barındıran bir “Sürdürülebilir Büyüme Modeli” ortaya koymayı hedeflemiştir. Böylelikle; ülkesinde petrol ve gaz kaynağı sınırlı olan milli petrol şirketlerinin gelirlerinin kendi ülke gayri safi yurtiçi hasılalarına oranı değerlendirildiğinde Türkiye Petrolleri’nin bu potansiyelinin ne kadar yüksek olduğu anlaşılabilecektir. Bunun sonucunda da; enerji kaynaklı cari açığın azaltılmasına Türkiye Petrolleri’nin sağlayabileceği katkının yansımaları, bu dönüşümün ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösterecektir (Şekil 50). Şekil 50. Türkiye Petrolleri 2023 Bütünsel Dönüşüm Programı 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 53 2.4 HİDROKARBON KAYNAKLARININ NAKLİNDE TÜRKİYE’NİN KÖPRÜ KONUMU Türkiye, sahip olduğu jeostratejik konumu itibariyle, bölgesel petrol ve doğal gaz projelerinde öncü rol oynamak suretiyle gerek ulusal arz güvenliğinin sağlanmasında gerekse de Avrupa başta olmak üzere bölgesel arz istikrarına katkıda bulunma konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Bu kapsamda, Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya’nın zengin hidrokarbon kaynakları ile Avrupa ve Dünya’daki tüketici ülkeler arasında güvenilir, istikrarlı ve ekonomik bir enerji merkezi olma doğrultusunda mevcut ve planlanan olmak üzere; • Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) • Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı • Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE) • Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı • Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) • Türkiye-Yunanistan Enterkonnektörü (ITG) • Irak-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı • Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı projeleri bulunmaktadır (Şekil 51). Şekil 51. Türkiye’ye Uzanan veya Uzanması Planlanan Uluslararası Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri 54 TÜRKİYE PETROLLERİ Türkiye Petrolleri’nin da % 6,53 hissesinin bulunduğu 1,2 milyon v/g kapasiteli Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ham petrol boru hattından 2014 yılında yaklaşık 638 bin v/g’lük Azeri petrolü Ceyhan’a ulaşmış ve buradan dünya pazarlarına taşınmıştır. Irak-Türkiye ham petrol boru hattı ise sabotajlar nedeniyle 1,4 milyon v/g’lük kapasitesinin çok altında faaliyet göstermiş ve ortalama olarak 153.000 v/g’lük ham petrol taşımıştır. Türkiye Petrolleri’nin % 19 hissesine sahip olduğu Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) doğal gaz boru hattından 2014 yılında 9,8 milyar m3’lük Azerbaycan/Şah Deniz doğal gazı taşınmıştır. BTE boru hattının doğal gaz taşıma kapasitesinin yıllık 20 milyar m3’e çıkarılması için çalışmalar devam etmektedir. Hazar Bölgesi’nde üretilecek doğal gazın Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden bölgesel pazarlara ulaştırılması amacıyla 26 Haziran 2012 tarihinde Türkiye ile Azerbaycan Hükümetleri arasında Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Anlaşması imzalanmıştır. TANAP Projesi ile elde edilecek taşıma ve vergi gelirlerine ilave olarak, doğal gaz arz güvenliğine de katkı sağlanması ve hattın genişletilebilir kapasitesi sayesinde orta ve uzun vadede önemli stratejik ve ekonomik avantajların da elde edileceği değerlendirilmektedir. TransAdriyatik Boru Hattı (TAP) Projesi ile TANAP Projesi vasıtasıyla Türkiye’ye gelecek olan Azeri gazının Avrupa’ya sevk edilmesi sağlanacaktır. TANAP üzerinden ilk aşamada, Azerbaycan’daki Şah Deniz gaz sahasının 2. geliştirme fazından üretilecek yıllık 16 milyar m3’lük gazın 6 milyar m3’ünün Türkiye’de kullanılması ve kalan 10 milyar m3’lük gazın de Şah Deniz konsorsiyumunun Haziran 2013’te seçtiği TAP Projesi ile Avrupa’ya taşınması planlanmaktadır. İlgili projelere ilişkin son dönemde taraflarca önemli adımlar atılmaktadır. Bu kapsamda BP, 15 Mart 2015 tarihinde TANAP doğal gaz boru hattına % 12 ile ortak olmuş 17 Mart 2015 tarihinde ise boru hattının geçeceği ülkeler arasında temel atma töreni gerçekleştirilmiştir. İmzaların atılması sonrasında Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinin enerji arz güvenliğinin sağlanması ve arz çeşitliliği yaratılması bakımından büyük önem taşıyan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nde ortaklık payları; GÜNEY GAZ KORİDORU ŞİRKETİ (SGC) % 58, BOTAŞ % 30 ve BP % 12 olarak şekillenmiştir. Uzun dönemde projenin taşıyacağı gaz miktarının 31 milyar m3’e çıkarılması planlanmaktadır. İlgili projelere ek olarak Aralık 2014’te gündeme gelen Türk Akımı projesinde de adımlar atılmaktadır. İlgili proje kapsamında dört hat ile 63 milyar m3 doğal gazın 16 milyar m3’ü Türkiye’nin kullanımına tahsis edilmesi ve kalan gazın Türkiye üzerinden Güney Doğu Avrupa’ya ulaşması hedeflenmektedir. İlgili proje kapsamında Türk Yunan sınırında bir hub kurulması öngörülmektedir. Bahsi geçen boru hattı projeleri dışında, Türkiye’ye Irak ve Doğu Akdeniz gibi farklı doğal gaz kaynak ülke ve bölgelerden doğal gaz tedarik etmek üzere çeşitli projeler gündemdedir. Bu projelerin hayata geçmesi, gerek Türkiye’nin artan gaz ihtiyacının karşılanmasını temin etmek gerekse de enerji terminali olma hedefi doğrultusunda büyük önem taşımaktadır. 2014 YILI HAM PETROL VE DOĞAL GAZ SEKTÖR RAPORU 55 KAYNAKLAR • BP Statistical Review of World Energy, Haziran 2014 • BP Energy Outlook 2035, Ocak 2014 • Cedigaz News Reports • EIA, Annual Energy Outlook, 2015 • EIA Sektör Verileri • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı • IHS Energy • Indexmundi • Petrol İşleri Genel Müdürlüğü • Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), World Energy Outlook, 2014 • Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), World Energy Investment Outlook, 2014 • Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Medium Term Oil Market Report, 2014 • Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Medium Term Gas Market Report, 2013 • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı • Wood Mackenzie 56 TÜRKİYE PETROLLERİ cytasarim.com www.tp.gov.tr
Similar documents
geysers jeotermal sahası, bir enjeksiyon başarı hikayesi
milyon dolar olarak gerçekleşti. Boru hattı 41-51 cm çapında ve 42 km uzunluğundadır. Ayda 883,000 kg işlenmiş atık su Geysers sahasına reenjekte edilmek üzere taşınmaya başlandı. Enjeksiyon sistem...
More informationkitabın pdf formatı için tıklayınız
sıralaması”nda dünya ülkeleri arasında uzun yıllardır ilk sırada yer almaktadır. Aşağıda dünya ve bölge ülkeleri bazında yapılan araştırmalardan bazı bilgiler yer aktarılmaktadır: 2.1. TEPAV araştı...
More informationHarita Bilgisi
büyük olursa, içeriği de o kadar zengin, doğru, tam ve doğaya yakın olur. Buradan anlaşılacağı üzere ölçek; haritanın içeriğini, doğruluğunu ye aynı zamanda da kullanım, alanlarını belirleyen bir ö...
More information2016 Yılında Para ve Kur Politikası
*İhraç borçlanmaları ile karşı tarafı banka ve benzeri mali kuruluşlar olan kredi, mevduat ve repo borçlanmalarından oluşmaktadır. Son Veri: Ekim 2015.
More information