kapak yedek (Page 3)
Transcription
kapak yedek (Page 3)
SER XWEBÛN JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIfiTEK NÎNE Sal: 26 / Hejmar: 302 / Sibat 2007 Ya özgür yaflfla ayaca¤›z ya da bu yaflam› yaflanmam›fl sayaca¤›z RÊBER APO DE⁄ERLEND‹R‹YOR ‹KT‹DAR NED‹R ‹ktidar devlet kurumunun icraya geçmifl halidir. Dönemsel devlettir. Devletin dönem s›n›f ve tabakalar›yla, etnisite, din, kavim üst tabakalar›yla içinin doldurulmas›d›r. Kurumlar›na yeni s›n›f, etnisite, hanedan, mezhep, ulus gibi kategorilerden örgütlü gruplar›n hakim olmas›d›r. Bu kategorilerin iliflki, örgüt ve eylemlerinin tahakküm ve sömürücü güç olarak belirmesi devlet anlam›na gelir. Öyle devletçi ideolojilerin iddia etti¤i gibi devlet ne tanr›n›n kendisi ne de gölgesidir, ne kutsal ana ne kutsal babad›r, ne tanr› kral, ne de akl›n en yüce somutlu¤udur. Art›de¤er ve ürünler baflta olmak üzere, toplumlar›n bin bir emekle biriktirdiklerine zorba ve yalanc› baz› gruplar›n tarihin ilk hiyerarflik ve s›n›fl› toplumundan beri el koyma faaliyetleridir. Bu faaliyetlerin gerçekleflti¤i kurum ve kurallard›r. ‹ktidar iflte bu kurum ve kurallar› istedikleri gibi dolduran, iflleten gruplar›n eylemi olarak ifllev kazanmakt›r. Toplumlar bölümünde uzunca tan›mlad›¤›m›z için k›sa kesmeye çal›flt›¤›m›z iktidar tan›m›, öz olarak o kadar çekici olmas›n› toplumsal de¤erler birikimine en çok sahip olma avantaj›n› vermesine borçludur. ‹ktidar olmak birikmifl zenginliklere, onlar› daha da art›rman›n kurum ve kurallar›na, gücüne ve yöntemlerine sahip olmay› ifade ediyor. Süslü laflarla onunla özgürlük, eflitlik, kalk›nma getirece¤im demek, bilerek veya bilmeyerek kendisini, çevresini ve dayand›¤› toplumu aldatmak ve oyalamak demektir. ‹ktidarlarla ne devrim yap›l›r, ne de¤iflim sa¤lan›r. ‹ktidarla de¤er gasp edilir, bölüflülür. Ayr›ca iktidar de¤er üretmenin yeri de¤il tüketmenin yeridir. ‹ster vergi biçiminde ister zorla, toplumdan al›p mensuplar› aras›nda da¤›t›r. Yat›r›m ve üretime geçmesi de, yani devlet ekonomisi de talan›n, de¤er elde etmenin de¤iflik bir yolu olmas›ndan öteye fazla bir anlam tafl›maz. Denilebilir ki, Lenin gibi bir emekçi s›n›f politikac›s› neden bu gerçe¤i göremedi? Kapsaml› izahlar gerekir. Ama çok k›saca belirtelim ki, bütün sosyalizmin yüz elli y›ll›k tarihi iktidara gelme paradigmas› üzerine kurulmufltu. Lenin’in yapt›¤› en kestirmeden bu paradigmay› uygulamaya geçirmek, onun yol ve yöntemlerini do¤ru kestirmekti. Her ne kadar “sosyalizme en geliflmifl demokrasiden gidilir” demiflse de, kendi ve partisi en k›sa proletarya diktatörlü¤ü yoluyla sosyalizme gitmeyi temel bir taktik hat olarak görmüfllerdi. Emperyalizm koflullar›nda parti iktidar olmadan ayakta durulamayaca¤›n› bir temel anlay›fl olarak bellemifllerdi. Fakat tarih bu görüflün do¤ru olmad›¤›n› aradan yetmifl y›l geçse de en sonunda göstermifltir. Bu gerçeklik leninizmin, marksizmin her fleyiyle yanl›fl oldu¤unu göstermez. Sadece parti iktidar tezlerinin yanl›fll›¤›n›, sosyalizme götüremeyece¤ini kan›tlar. Marks’›n, Engels’in konumu flüphesiz teorisyenlikle s›n›rl› oldu¤u için devlet ve iktidar için konumlar› tam kestirilemez. Ama devleti k›sa süreli bir tahakküm arac› olarak burjuvaziye karfl› kullanmak gere¤inden bahsetmifllerdir. Devletçi olmayan anarflistler de vard›r. Birçok ütopyac› da vard›r. Devletçi olmayan demokrasiler de birçok alanda ve dönemde uygulanm›flt›r. Birçok sosyalist devleti elefltirmifl, h›zla sönmesi gere¤inden bahsetmifltir. Sovyet Rusya bunun da tarihi örnekleriyle doludur. Sonuç olarak devlet ve devlet iktidar›n› kurtulufl, özgürlük ve eflitlik için hedeflemek, kullanmak amaca ulaflt›rm›yor, uzaklaflt›r›yor. Gerçekten bu amaçlara ba¤l›l›k ve baflar›lar› isteniyorsa, temel mücadele arac› olan parti ve koalisyonlar› için baflka siyasi modeller tasarlamak, teorik ve paradigmatik görüfl haline getirmek vazgeçilmez tarihi bir öneme haizdir. Yeni partiler ancak bu sorunun cevaplar› do¤ru verildi¤inde anlam tafl›yabilir. ‹ktidarla ba¤lant›l› sorulmas› gereken soru fludur: ‹ktidar gücünü nereden al›r; bu kadar nimete konma, de¤erlere hükmetme nas›l gerçekleflmektedir? Bu sorular bizi iktidar›n kayna¤›n›n güç oldu¤u, gücün de savaflta belirlendi¤i hususuna götürür. Devletin, dolay›s›yla iktidar›n kayna¤›nda toplumsal akl›n de¤il gücün, savafl›n yatt›¤›n› iyi görmek gerekir; devlet de¤il gücün, savafl›n yatt›¤›n› iyi görmek gerekir. Devlet ve iktidar toplumsal sorunlar›n çözüm araçlar› olarak oluflmazlar. Sorun çözme kayna¤› olarak kamusall›kla, tahakküm ve istismar gücü olarak devlet ve iktidar›n› ay›rt etmeden her tür kar›fl›kl›¤a düfleriz. Günümüzde iktidar›n kar›flmad›¤› hiçbir toplumsal etkinlik yok gibidir. Aileye dek devlet s›zm›flt›r. Küresel kapitalizmin geldi¤i aflama, devleti hem en yo¤un uygulanan hem en gereksiz duruma düflen araç konumuna düflürmüfltür. Devletin en gereksiz konuma düflmesi zay›flad›¤› anlam›na gelmez. Tersine diflini t›rna¤›na takarak ve gerekti¤inde en tavizkar politikalar› kullanarak etkinli¤ini sürdürmeye çal›fl›r. Devlet iktidar›n›n bu durumu totalitarizm olarak adland›r›l›r. Belki eskisi gibi bir faflist totalitarizm veya reel sosyalist versiyonu afl›lm›flt›r. Fakat yine de devlet totaliterdir. Günümüzde totaliter olmayan devlet yoktur. Bu durum kapitalizmin gerekleri, içinden geçti¤i kriz ve alternatiflerinin devreye girifliyle ba¤lant›l›d›r. Özcesi devletin kuruldu¤undan beri dayand›¤› güç, savafl olgusu halen devam etmektedir. Savafl iktidar›n temelidir. ‹ktidar olmak, savafl kültürüne dayanarak toplumu her düzeyde biçimlendirmek ve statükoda tutmak demektir. Bafll›ca belirleyen olarak devlet iktidar› kendini yads›ma anlam›na gelebilecek özgürlük ve eflitlik idealleriyle örtüflmez. Uygulamalar›yla o ideallere hizmet etmez. Tersini yaparak ifllevini sürdürmek ister. Dolay›s›yla bu arac› hedefleyen partilerin özgürlük ve eflitlik idealleri, iyi niyetli de olsalar, devlete ulafl›ld›¤›nda ancak bofla ç›kar. * Bu yazı Rêber Apo’nun “Bir Halkı Savunmak” kitabından alınmıştır. ‹çindekiler Kürt sorununun çözümü gelece¤e ertelenemez Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak, Kürt halk›n›n özgür var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da yeni bir inkar sistemi kurularak, Kürt soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu nedenle Kürt sorununun çözümünü ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören yaklafl›mlar son derece tehlikelidir... (11’de) Viyanlaflflm mak Apocu fedai ruhla görevlere sahip ç›kmakt›r Fedailik, inanc› için kendini feda edebilme gücüdür. Bu ruh tarihi süreç içindeki hiçbir s›radan harekette ortaya ç›kmam›flt›r. Tarihi birtemel üzerinde geliflmifl, büyük gerçeklerle yola ç›kan hareketler içerisinde fedailik oluflur... (21’de) Özgürlü¤ünüzü ve onurunuzu koruyun Benim ve Kürt özgürlük hareketinin yirmi y›ll›k savunma anlay›fl›m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r... (31’de) Yeterli yoldafll›k her türlü komplo ve tasfiyecili¤in panzehiridir “Uluslararas› komplo gerçeklefltirenler siyasal olarak Aposuz ve PKK’siz bir Kürt siyaseti amaçl›yordu. Bütün sald›r›lara ra¤men bu hedefe ulafl›lmam›flt›r. Özellikle 2005 ve 2006 y›l›nda halk›m›z›n önderli¤e ve PKK’ ye güçlü biçimde sahiplenmesi, otuz y›ld›r APO’suz ve PKK’siz çözüm dayatmalar› dikkate al›nd›¤›nda, komplonun tümden olmasa da belli düzeyde bofla ç›kar›ld›¤›n› gösterir ” 15 fiubat uluslararas› komplonun 9. y›l de¤erlendirmesi 2’de ‹ktidar ve egemenli¤e karflfl›› kad›nca durufl Tarihin en kadim sorununu aflmak hiç de kolay de¤ildir. Ne kadar çeflitli ve yayg›n örgütlenmeler gelifltirilse, o kadar yeri vard›r. Erkek iktidarlaflmas› nas›l ki bireyin duygusuna, güdüsüne, düflüncesine kadar mikrolaflarak girebilmiflse, bunu aflmak ve kad›n› yaflam›n her alan›nda varolan yerine kavuflturmak isteyenler de mikro ve makro düzeylerde mücadeleyi yürütmek durumundad›rlar... (42’de) Dirilifl ya da Kurmanç edebiyat›na girifl -II2006 y›l› çok kapsaml› bir mücadele y›l› oldu. Serhildan, meflru savunma savafl› y›l› oldu. Taktikler savafl›n›n yafland›¤› bir y›l oldu. Sonuçta kaybeden inkar ve imha sistemi olmufltur. Yenilen bu sistemin topyekün savafl konsepti oldu... (47’de) Yeni flflaafaklara do¤ru (an›) Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k. Neye üstün gelmezdi ki, nelere katlanmazd›k ki sevdam›z... (51’de) fie fi ehit yaz›lar› fiehit fiefik ÇEL‹K (fiemdin Amed), Veysel fiahin (Xelil Xorto), Murat EKS‹N (Renas FARQ‹N) arkadafllar›n an› yaz›lar›... (55’te) SERXWEBÛN fiubat 2007 2 Yeterli yoldafll›k her türlü komplo ve tasfiyecili¤in panzehiridir “Uluslararas› komplo s›radan bir komplo de¤ildir. ‹nsanl›k tarihi boyunca görülen en kapsaml›, sistemli, hesapl› ve fliddetli sald›r› niteli¤i tafl›yan bir komplodur. Bu yönüyle Önderli¤i esaret alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisinde bir örgüt istemeyece¤i aç›kt›r. Önderli¤i esaret alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisini yürütecek bir örgüte çeflitli yöntemlerle bask› yapaca¤› ve komployu sonuca götürmek isteyece¤i anlafl›l›r bir durumdur” Uluslararas› komploya yol açan temel etkenlerden biri, Önderli¤imizin belirtti¤i yetersiz yoldafll›k olmufltur. Tabii ki uluslararas›, bölgesel ve siyasal nedenleri de var. Bunlar da çeflitli biçimlerde de¤erlendirilmifltir. Biz daha çok komplo sonras› örgütsel durumu ve bu temelde siyasal mücadelemizin geldi¤i düzeyi inceleyece¤imizden, bugün aç›s›ndan ö¤retici olmas› için Önderli¤imizin elefltirdi¤i yetersiz yoldafll›¤› ve kadro duruflunu de¤erlendirmekte fayda var. Çetecilik ve memurculuk kayna¤›n› iktidarc› devletçi zihniyetten al›r Önderli¤imiz çeflitli defalar devrimimizin imkanlar›n›n çok fazla artt›¤›n›, mücadeleyi birkaç defa baflar›ya götürecek imkanlar›n ortaya ç›kt›¤›n›, ancak bunun kadro taraf›ndan de¤erlendirilmedi¤ini vurgulam›flt›r. Bu kadro duruflunu da memurculuk ve çetecilik biçiminde ifade etmifltir. Memurculuk ve çetecilik de kayna¤›n› iktidarc› devletçi zihniyetten al›r. Her ikisinde de güzel bir amaç ve hedef için fedakarca çal›flmak ve kendini her yönüyle katmak de¤il de devrimin, halk›n mücadelesinin ortaya ç›kard›¤› imkanlar› çeflitli biçimlerde ele geçirip kendisi için kullanmak vard›r. Çetecilik, k›sa sürede daha önce görmedi¤i biçimde imkanlar elde edip, kendine göre bir yaflamay› isteyen, hedefleyen bir durufl, ruh hali ve prati¤idir. Memurculuk da bir dava adam›, özgürlük ve demokrasi savaflç›s› gibi de¤il de ortaya ç›kan örgüt imkanlar›yla bir memur ve bürokrat gibi çal›flarak karfl›l›¤›nda bir fley al›p, yaflamay› ifade eder. Varolan de¤erleri daha da gelifltireyim, üzerine yenilerini koyay›m, böylelikle halk›n özgürlük ve demokrasi davas› ilerlesin yaklafl›m› içinde olmaz. Yetki, mevki sahibi olarak de¤erler üzerinde yaflayay›m der. Dolay›s›yla Önderli¤imizin elefltirdi¤i kadro gerçe¤i buna dayanmaktad›r. Yetersiz yoldafll›k da asl›nda bu çetecili¤i, memurculu¤u aflamayan, onlara karfl› mücadele veremeyen, sorumluluklar›n›, görevlerini yerine getiremeyen arkadafll›¤a vurgu yapmaktad›r. Önderli¤imiz yakalanmadan çok önceleri, “bu y›llar› ve imkanlar› her zaman bulmak mümkün de¤il, f›rsatlar bu biçimde her zaman uygun olmayabilir, bu nedenle halk›n mücadelesinin sundu¤u imkanlar› ve ortaya ç›kan f›rsatlar› iyi de¤erlendirmek gerekir” uyar›s›n› defalarca yapm›flt›r. “E¤er bunlar› ve zaman› iyi de¤erlendiremezseniz s›k›nt›larla karfl›laflabilir, ciddi zorluklar yaflayabiliriz” diyerek, tüm kadrolar› ve örgütü, do¤ru çal›flmaya ve sonuç al›c› olmaya yöneltmifltir. Önderli¤imiz, komplo sonras›nda edindi¤i tecrübe ve bilinç düzeyinde olmasa da 1990’lar sonras›nda da durumun giderek de¤iflebilece¤ini, dünya ve Ortado¤u’daki geliflmelere paralel olarak hareketimizin üzerine gelinmesi gibi bir gerçekli¤in ortaya ç›kabilece¤ini düflünmüfl, bu temelde çeflitli tedbirler almaya çal›flm›flt›r. Bir taraftan 1993’teki gibi ateflkes ilan ederek demokratik siyasal çözümün fiubat 2007 SERXWEBÛN önünü açarak sald›r›lar› bofla ç›karmak, olabilirse bir çözüm imkan› bularak mücadeleyi yeni mevzilerde sürdürmek istemifltir. Di¤er taraftan da ortaya ç›kan imkanlar› iyi de¤erlendirip belli düzeyde sonuç alarak mevzileri güçlendirmeyi hedeflemifl, bunun için de temposunu, tarz›n› artt›rm›fl, üslubunu yetkinlefltirerek mücadeleyi daha üst boyutlara ç›kartmaya çal›flm›flt›r. Bu çal›flmalarla bir sald›r› karfl›s›nda pozisyonunu sa¤lam tutmay› amaçlam›flt›r. Bunun içinde kadroyu e¤itme, onu daha sorumlu bir çizgiye çekme u¤rafl› içinde olmufltur. Hem gerillay› hem de siyasal mücadeleyi daha da gelifltirmek için zaman baflta olmak üzere, her fleye yüklenmifltir. Böylelikle olas› tehlikeleri mücadeleyi gelifltirerek, çal›flmalar› ilerleterek engellemek istemifltir. Görevlere vasat yaklaflmak sonuç alamaman›n temel nedenidir fieehit M. Ancak daha 1981 y›l›nda, fi Hayri Durmufl’un özelefltirisinde belirtti¤i gibi, Önderli¤imizin bu temposuna kadrolar ve örgüt ayak uyduramam›flt›r. Kadrolar ve örgüt, sanki bu imkanlar ve f›rsatlar her zaman bulunabilirmifl gibi bir rehavet içinde, günü kurtaran, gelece¤i de¤il de flimdiyi kurtaran rutin bir mücadele yaklafl›m›n› terk etmemifltir. Vasat tempoyu aflan, büyük geliflmeleri yaratan bir tarz ve yöntem ortaya ç›kmam›flt›r. Aç›kt›r ki ideolojik, teorik, taktik, stratejik yetersizlikten önce, iflleri vasat yürütmek, bafll› bafl›na çal›flmalar›n bir tekrar nedenidir. ‹fade edilen tekrarda, Önderli¤imizin ortaya koydu¤u teorik, siyasal boyutlar olsa da en fazla da tarzda, üslupta, tempoda, ciddiyette, sorumlulukta gösterilen vasatl›k etkili olmufl, bu afl›lamad›¤› için istenilen sonuçlara ulafl›lamam›flt›r. Örgüt ve sorumlu kadrolar vasat durumu aflamazken, art niyetli, örgüte aç›kça savafl açan çetecili¤in örgütlü ve gözü kara biçimi olan, iflbirlikçi çeteci e¤ilim olarak tan›mlanan fiemdin provokasyonu ise Önderli¤imizin mücadelemizi daha da gelifltirme, ilerletme yaklafl›m›na, olmaz›n teorisi olarak adland›r›lan provokasyonu 3 dayatm›flt›r. Önderli¤imiz tarz›n›z›, temponuzu yükseltin, ifller böyle gitmez derken; Zeki, ifller böyle gitmez, de¤erlendirmesini tersinden alarak, bu örgütle, bu yaklafl›mla, bu Önderlikle sonuç al›namaz diyerek, iflbirlikçi çeteci e¤ilimi dayatm›flt›r. Asl›nda iflbirlikçi çete e¤iliminin kendisini dayatmas› esas olarak da Önderli¤imizin ideolojik, siyasi ve örgütsel tarzda yenilik yaratarak mücadeleyi daha fazla gelifltiren bir örgüt ve kadro anlay›fl› ortaya ç›karmak istemesine karfl›, flu veya bu yenilenmeyle, flu veya bu de¤ifliklikle ifller yürütülemez, yap›lmas› gereken uluslararas› güçlere ve egemen feodal iflbirlikçi milliyetçi e¤ilime teslim olunmas› dayatmas›d›r. Daha do¤rusu, PKK’nin ideolojik, teorik, örgütsel, kadrosal ve yaflamsal her türlü özgünlü¤ünden, farkl›l›¤›ndan, kendi kimli¤inden kopmas›, yeni bir kimlikle ortaya ç›kmas› dayatmas›d›r. Önderli¤imiz bunun inançs›z ve mücadelesiz bir çizgi oldu¤unu vurgulayarak, çeteci örgütlenmeyi, iflbirlikçili¤e vard›rarak örgütü teslim alma sald›r›s› olarak de¤erlendirmifltir. Komplo Ortado¤u üzerinde büyük hesaplar› olan güçler taraf›ndan düzenlenmifltir Komploya giden yol, bir taraftan örgüt ve kadronun Önderli¤in teorik, siyasal, örgütsel ve kadro düzeyindeki yenilenmesini anlamayan, buna ayak uyduramayan bu çerçevede tarz›n›, temposunu h›zland›rarak mücadeleyi yükseltemeyen, bu nedenle komployu engelleme de¤il de komplonun daha rahat gerçekleflmesine yol açan kadro duruflu, di¤er taraftan ise Önderli¤imize, hareketimize, hareketimizin bütün de¤erlerine sald›rarak teslimiyeti ve olmaz›n teorisini dayatan e¤ilim taraf›ndan döflenmifltir. Hem örgütü güçten düflüren hem de örgüt içinde afl›nmalar›, yozlaflmalar› dayatan bu iki anlay›fl ortam›nda Önderli¤imizin çabalar›, mücadelesi, öncülü¤ü geliflen siyasal ve örgütsel sald›r›lar karfl›s›nda yetmemifl, hareketimiz uluslararas› bir komployla karfl›laflm›flt›r. Uluslararas› komplo esas olarak da “Komploya giden yol, bir taraftan Önderli¤in teorik, siyasal, örgütsel ve kadro düzeyindeki yenilenmesini anlamayan, buna ayak uyduramayan bu çerçevede tarz›n›, temposunu h›zland›rarak mücadeleyi yükseltemeyen kadro duruflu, di¤er taraftan ise Önderli¤imize, hareketimize ve bütün de¤erlerine sald›rarak teslimiyeti ve olmaz›n teorisini dayatan e¤ilim taraf›ndan döflenmifltir” Ortado¤u üzerinde büyük hesaplar› olan ‹srail, ABD eksenli ortaya ç›km›fl, bu çerçevede Avrupa, Rusya ve Yunanistan da bu komplonun bir parças› haline getirilerek, hareketimiz etkisizlefltirilmek istenmifltir. Hareketimize karfl› 1980’den beri NATO merkezli tasfiye, provokasyon ve komplo faaliyetleri oldu¤unu biliyoruz. Bu aç›dan PKK’ye karfl› gelifltirilen komplolar sistemseldir. Dolay›s›yla son komplo da kapitalist emperyalist sistemin kendi projeleri önünde engel gördü¤ü PKK ve Önderlik gerçe¤inden kurtulma hareketi olarak gündeme gelmifltir. Türkiye ile uluslararas› komplocu güçlerin ortaklaflmas›, her ikisinin de Önderlik ve PKK’den kurtulma iste¤i ile ba¤lant›l›d›r. Tabii ki her ikisinin PKK ve Apo karfl›tl›¤› farkl›d›r. Böyle bir Apo ve PKK karfl›tl›¤› olunca, taraflar birbirlerinin Apo ve PKK karfl›tl›¤›n›n ne oldu¤unu, kendisine yarar getirip getirmeyece¤ini düflünmeden böyle bir komploda yerlerini alm›fllard›r. Komplocular ‘Apo tasfiye olursa PKK biter’ diye düflünmüfltür Komplonun Önderli¤imiz üzerinde yo¤unlaflmas›, hareketin geliflim tarihiyle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. PKK hareketi bir Önderlik gerçe¤i olarak ortaya ç›km›flt›r. ‹lk sözcükten daha sonraki tüm y›llarda yarat›lan de¤erlere kadar mücadele Önderlik eksenli orijinal bir geliflme çerçevesinde yürümüfltür. SERXWEBÛN fiubat 2007 4 Bu hareket daha bafltan itibaren çok zor koflullarda ortaya ç›kmas›na ve üzerinde çok yönlü sald›r› olmas›na ra¤men, Önderlik gerçe¤imizin ideolojik sa¤laml›¤›, teorik derinli¤i, örgütsel ustal›¤› bu tür sald›r›lar› bofla ç›kartm›fl, en zor sald›r›lar› bile atlatarak, hareketi yeniden mücadele eder duruma getirmifltir. S›k s›k provokasyonlar, tasfiyeci e¤ilimler, komplolar dayat›lmas›na ra¤men, bunlar›n hiçbirisi örgütü gerileten, örgütü mücadeleden al›koyan bir sonuç ortaya ç›karamam›flt›r. Hatta her tasfiyecilik, her provokasyon, her komplo hareketin daha fazla güçlenmesiyle ve yeni hamleler yapmas›yla sonuçlanm›flt›r. B›rakal›m örgütü zay›flatmas›, bu tür sald›r›lar, örgütü daha da çeliklefltiren, daha da sa¤lam hale getiren bir gerçekli¤i ifade etmifltir. Önderli¤imiz sorunlar›n varl›¤›n› her zaman güçlenme nedeni olarak görmüfl, Kürdistan Devrimi’nin de ancak sorunlar›n varl›¤›n› güçlenme nedeni yapan bir Önderlik ve hareket taraf›ndan gerçeklefltirilebilece¤i bilinciyle hareket etmifltir. Hiçbir sorundan yak›nmam›flt›r. Sorunlar› Kürdistan Devrimi’nin ve Ortado¤u gerçekli¤inin sonucu olarak görmüfltür. Bu nedenle de Ortado¤u gibi bir co¤rafyada devrim yapma iddias› oldu¤u için ya da böyle bir iddiayla ortaya ç›kt›¤› için, zorluklar› kendisinin varl›k ve mücadele gerekçesi görerek, bu engelleri ortadan kald›r›p geliflme yaratmay› önüne koymufltur. ‹flte böyle bir Önderlik gerçe¤i karfl›s›nda her türlü sald›r›n›n bofla ç›kt›¤›n› gören uluslararas› güçler ve Türk sömürgecili¤i, hareketin yenilmezli¤ini sa¤layan bu tarz›n, üslubun ve temponun sahibi olan Önderli¤imizi tasfiye ederek, bu hareketin örgütsel duruflunu kadro duruflunu, tarz›n›, temposunu, yöntemini ve üslubunu bozarak amaçlar›na ulaflmay› hedeflemifllerdir. Çünkü onlar da görmüfllerdi ki, PKK’nin en büyük kazan›m› ve gücü Önderlik flahs›nda ortaya ç›kan Kürdistan Devrimi’nin tarz›, yöntemi ve üslubudur. E¤er Apo’nun örgüte yedirdi¤i, kadrolar›na benimsetti¤i, halka yans›tt›¤› bu tarz, bu yöntem, bu üslup ve tempo bozulmazsa, yozlaflt›- r›lmazsa, de¤ifltirilmezse, bu hareketi yenilgiye u¤ratmak, bu hareketi geriletmek, tasfiye etmek mümkün de¤ildir kanaatine varm›fllard›r. Eskiden beri ‘Apo’ya hay›r, PKK’ye evet’ söylemleri de bu çerçevede ç›km›flt›r. Çünkü Apo’yu tasfiye ederlerse, PKK’nin bu tarz›n›, üslubunu, yöntemini, mücadele temposunu ortadan kald›rabileceklerini, de¤ifltirebileceklerini düflünmüfllerdir. Çünkü deney, pratik göstermiflti ki, Apo oldu¤u müddetçe bu örgüt bozulamamaktad›r. Her türlü sald›r› Önderlik gerçe¤ine çarp›p, tuzla buz olmaktad›r. Avrupa, kendi tarihi boyunca bütün örgütleri kendine benzetmifl, eritmifl, “Komplonun Önderli¤imiz üzerinde yo¤unlaflmas› hareketin geliflim tarihiyle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. PKK hareketi bir Önderlik gerçe¤i olarak ortaya ç›km›flt›r. ‹lk sözcükten daha sonraki tüm y›llarda yarat›lan de¤erlere kadar mücadele, Önderlik eksenli orijinal bir geliflme çerçevesinde yürümüfltür” istedi¤i gibi yönlendirmifl, ama sadece ve sadece Önderlik gerçe¤i ve PKK’nin ortaya ç›kard›¤› örgüt ve kadrolar eritilememifl, kendi çizgilerine çekilememifltir. Kürt halk› da bu öncülükle Avrupa’n›n her türü imkan›na ra¤men sistem önünde erimemifl, hatta en zor dönemlerde örgüte ve kadrolara sahip ç›kan bir niteli¤e kavuflmufltur. Her türlü örgütü, ideolojik, örgütsel e¤ilimi, hareketi kendi midesinde eriten sistem, PKK’yi eritememifl, aksine, Avrupa’n›n göbe¤inde midesine tafl gibi oturan bir hareket gibi kalm›flt›r. Bütün çabalara ra¤men bu hareket üzerindeki hiçbir politikas› baflar›l› olamam›flt›r. Bunu Avrupa da, ABD de, Türkiye de görmüfltür. ‹flte bu gerçeklikler, sald›r›lar›n Önderli¤imizin üzerinde odaklaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Kadrolar, yönetimler, Önderli¤in bu tarz›na, bu üslubuna, bu yöntemine, temposuna yaklaflamad›¤› için Önderlik hedef al›nm›flt›r. E¤er örgüt ve kadrolar Önderli¤in bu tarz›na, üslubuna yak›nlaflsalard›, Önderli¤imizin tek bafl›na hedef al›nmas› söz konusu olmazd›. Çünkü böyle bir durumda Apo’yu enterne edersek, örgütü de tasfiye ederiz, etkisizlefltiririz gibi hayallere, umutlara kap›lmazlard›. Ne var ki örgüt duruflu, kadro duruflu uluslararas› güçlere ve Türkiye’ye böyle bir umudu vermifltir. Bu nedenle de bütün sald›r›lar›n› hep Önderli¤e odaklam›fllard›r. Komployla ‘bu çizgiyle olmaz’ mesaj› verilmek istenmektedir Sadece d›flar›dan gelen sald›r›lar de¤il, içerden gelen her türlü tasfiyecilik, komploculuk, provokasyon da Önderli¤i aflmay› hedeflemifltir. Önderli¤i aflmadan örgüt içinde herhangi bir tasfiyeci e¤ilimin, komploculu¤un ve provokasyonun baflar›l› olamayaca¤›n› görmüfllerdir. Bu nedenle örgüt içinde ç›kan her türlü tasfiyeci e¤ilim de esas olarak Apo düflmanl›¤› yapm›flt›r. Önderli¤imiz bu gerçe¤i bildi¤i için kadrolara, “bu tür sald›r›lara karfl› koyan bir tarz›n›z ve gücünüz olmad›¤› için bütün oklar böyle gelip bana saplan›yor, bütün sald›r›lar bana yöneliyor” diyerek, Önderlik gerçe¤ini ve konumunu, kadro yönetim duruflunun ne oldu¤unu y›llar önce vurgulam›flt›r. Daha 1980’li y›llar›n bafl›nda Önderli¤imizin örgüt yönetim ve kadro de¤erlendirmelerinde bu belirlemeler vard›r. Komplo, hareketimize sald›r›s›n› Önderlik flahs›nda somutlaflt›r›p Önderlik gerçe¤ini tasfiye ederek, bir Önderlik hareketi olarak geliflen PKK içine ve halk›m›za, bu ifl olmaz, bu ifli yürütemezsiniz, teslim olmaktan baflka çareniz yoktur e¤ilimini sokmak istemifltir. Önderli¤in mücadele ve yaflam felsefesiyle bu ifl olmaz mesaj›n› vererek, örgütte ve toplumda bu mücadeleye karfl› bu mücadelenin baflar›s›na bir güvensizlik yarat›lmak amaçlanm›flt›r. Komplonun en temel hedefi budur. Önderli¤i esir ettikten sonra, Önderlikle yap›lamayan›, edilemeyeni bu fiubat 2007 SERXWEBÛN yönetim mi sa¤layacak, baflaracak, bundan vazgeçin, bunun yerine uluslararas› sisteme teslim olun ve KDP, YNK çizgisine gelin biçiminde bir sonuç ortaya ç›karmak istemifltir. Güneyli Kürt siyasal gruplar›n uluslararas› komploda yer almas›n›n amac› da budur. Bak›n, iflte Apo çizgisiyle olmaz. Ancak bizim çizgimizle bir fleyler yap›labilir diyerek, mücadelemizin bugüne kadar yaratt›¤› de¤erlerin üzerine oturmak istemifllerdir. Onlar da kendi cephelerinden örgütün içerisinde olmaz›n teorisini, iflbirlikçili¤i, böyle yaratacaklar›n› düflünmüfllerdir. Komplonun amac› kadronun baflar›ya olan inanc›n› ve gelece¤e güvenini sarsmakt›r Uluslararas› komplonun amac›n›n her fleyden önce bu sonuçlar› ve etkileri yaratmak oldu¤u anlafl›lmadan ne uluslararas› komploya do¤ru cevap verilebilir ne de hedefleri baflar›s›zl›¤a u¤rat›labilir. Bu nedenle bu komplonun amac›n›n örgütteki kadro duruflunun baflar›ya inanc›n› ve gelece¤e güvenini sarsmak oldu¤u iyi bilinmelidir. Olmaz›n teorisini ortaya koyan Zeki ve Zekicikler yaratmak istedi¤i iyi bilinmelidir. Zeki, asl›nda uluslararas› komplo öncesi uluslararas› güçlerin yaratt›¤› bask› sonucu ortaya ç›kan tasfiyeciliktir. Zeki flahs›nda somutlaflan örgüt anlay›fl›, kadro duruflu, yaflam anlay›fl›, esas olarak da komplonun ortaya ç›karmak istedi¤i örgüt, kadro duruflu 5 ve yaflam anlay›fl›d›r. Ancak Önderli¤imizin varl›¤› ortam›nda bunu s›n›rl› yapabiliyorlard›. Etkileri belli kesimlerle s›n›rl› oluyordu. ‹stedikleri örgüt anlay›fl›n›n, kadro duruflunun, ideolojik çizginin, yaflam ve mücadele felsefesinin örgüt içinde genelleflmesini sa¤lamak aç›s›ndan Önderli¤in saf d›fl› edilmesi hedeflenmifltir. Yani Önderlik saf d›fl› edilerek, örgüt içinde Zekilerin anlay›fl›n›n, olmaz›n teorisinin yayg›nlaflt›r›lmas› hedeflenmifltir. Dolay›s›yla uluslararas› komplonun esas amac›n›n tasfiyecili¤in yapamad›¤›, genellefltiremedi¤i hedefleri ve amaçlar› genellefltirmek oldu¤u çok iyi görülmelidir. Önderlik etkisizlefltirilmedi¤i taktirde, bu hareketin Kürdistan halk›n›n özgürlük mücadelesini baflar›ya götürece¤i konusunda, toplumda ve örgütte inançs›zl›k yaratman›n mümkün olmad›¤›n› görmüfllerdir. Komplonun Önderli¤e yönelmesinin bir di¤er amac› buydu. Önderlik esaret alt›na al›n›rsa, toplumun, halk›n, kadronun inançs›zl›k içerisine girerek, kendilerine olan güvenlerinin kaybolaca¤›n›, bu temelde de Önderli¤in ortaya koydu¤u yaflam ve mücadele felsefesi yerine, iflbirlikçi teslimiyetçi ve kendini b›rakan bir örgüt ve kadro anlay›fl›n›n ortaya ç›kaca¤›n› hesaplam›fllard›r. Önderli¤imiz, komplonun esaretle sonuçlanmas›n›n ard›ndan da komployu bofla ç›karmak ve bu güçlere karfl› daha etkili mücadele etmek için, 1990’l› y›llardan itibaren bafllat›lan ideolojik yenilenmeyi, bu çerçevede po- litik mücadele ve araçlar›ndaki de¤iflimi yaratma çabas›n› durdurmam›flt›r. Aksine, komployla birlikte bu çabas›n› h›zland›rm›flt›r. Bu yönüyle bir yandan örgütü yeni ideolojik, teorik, örgütsel, stratejik ve taktiksel bir zemine oturtup yeniden yap›land›rma f›rsat›n› elde etmek, di¤er yandan örgüt ve kadro anlay›fl›ndaki zay›fl›klar› gidermek için uluslararas› komplonun sald›r›lar›n› hafifleten bir yaklafl›m› benimsedi. Önderli¤in ortaya koydu¤u ideolojik yenilenme, teorik aç›l›m, stratejik ve taktik alanlardaki de¤iflimler tabii ki bir taktik, geçici bir yaklafl›m de¤ildi. Ama bu sistemi oturtmak örgütte ve kadrodaki zay›fl›¤› gidermek aç›s›ndan da sald›r›lar›n hafifletilmesi gerekliydi. Tabii sald›r›lar›n hafifletilmesini hedefleyen yaklafl›m›n baflka nedenleri de var, ama bir nedenini de böyle de¤erlendirmek gerekir. Önderli¤imizin ideolojik, teorik aç›l›mlar›n›n, stratejik, taktik yenilenme ve de¤iflikliklerinin, daha fazla mücadele etmek, mücadelesiz kalmamak biçiminde oldu¤u aç›kt›r. Önderli¤imizin yo¤unlaflmalar› ve att›¤› ad›mlar bu çerçevededir. Çünkü bütün baflar›lar›na ve ortaya ç›kan olumlu sonuçlara ra¤men o güne kadarki teorik yaklafl›m›n ve yap›lanma gerçe¤inin mücadelenin daha fazla geliflmesini frenledi¤ini pratik içinde bütün boyutlar›yla görmüfl ve bilince ç›karm›flt›r. Önderlik toplumu ve kadroyu sorumlu davranmaya yöneltmifltir Önderli¤imiz, zihniyet devriminin yan›nda en fazla da vicdan devriminden söz etmifltir. Zihniyet devrimine ihtiyaç oldu¤unu, ancak bunun yetmeyece¤ini, vicdan devriminin de mutlaka olmas› gerekti¤ini vurgulam›flt›r. Vicdan devrimi derken de halk›m›z›n beklentileri, yarat›lan de¤erler ve flehitler karfl›s›ndaki ahlaki duruflu kastetti¤i aç›kt›r. Özgürlük ve demokratik zihniyete götürecek olan›n, bu u¤urda flehit düflen yoldafllar›m›z›n ve tarihte mücadele veren tüm insanlar›n an›s›na ba¤l›l›¤›n gere¤inin, yetersiz yoldafll›¤›n afl›larak Önderli¤in tarz›na, üslubuna, yöntemine ayak uyduracak bir örgüt ve kadro gerçe¤inin or- SERXWEBÛN fiubat 2007 6 taya ç›kar›lmas› oldu¤unu her f›rsatta dile getirmifltir. Esir düflmesinden k›sa bir süre sonra örgütü bu konuda bir özelefltiriye davet etmifltir. Yetersiz yoldafll›¤›n afl›lmas›n›n örgüt ve mücadele karfl›s›nda daha sorumlu ve daha ciddi bir çizgiye ulafl›lmas›ndan geçti¤ini, komploya karfl› verilecek en iyi cevab›n böyle bir özelefltiri ve pratik durufl olaca¤›n› hat›rlatm›flt›r. Önderli¤imizin tarz›nda, toplumu, kadroyu sürekli sorumluluk duygusuna çekme esast›r. Herhangi bir ideolojik, teorik do¤ru ortaya konulsa da baflar›n›n esas›n›n kadro ve örgütle olaca¤›n› bilmektedir. Özellikle Kürdistan gerçe¤inde bunun daha da zorunlu oldu¤unu bilen bir Önderlik gerçe¤idir. Kürdistan’da baflka türlü kazan›lamayaca¤›n› kendi prati¤i içinde ö¤renen ve bu nedenle de kendisinden bafllayarak böyle bir kadro duruflunu yaratan bir Önderlik gerçe¤idir. Uluslararas› komployu bofla ç›karmak için yönetim ve kadronun sorumlu ve birlikte davrand›¤› aç›kt›r. Zaten halk›m›z hem komplo sürecinde hem de esaret sonras›nda Önderli¤e ve onun çizgisine ba¤l›l›¤›n› çok somut ortaya koymufltur. Önderli¤imizin etraf›nda bir atefl çemberine dönüflen “Güneflfliimizi Karartamazs›n›z” kampanyas›, Önderlik gerçe¤inin nas›l bir halk ve kadro gerçekli¤i yaratt›¤›n›n kan›t›d›r. Dünyada hiçbir halk ve kadro bir önderlik etraf›nda bu kadar bütünleflmemifltir. Önderli¤in esaretinden sonra komplonun istedi¤i sonucu alamamas›ndaki en önemli etken, manevi güç kadro ve halk›m›z›n ‘Güneflimizi Karartamazs›n›z’ slogan›yla komploya fedaice karfl› koyuflu olmufltur. Bu, yaln›z komploya karfl› bir tutum olmam›fl, komploya karfl› tutum flahs›nda bu mücadele sürecinde Kürt halk gerçekli¤i yeniden yarat›lm›flt›r. Serhildanlarla 1990’l› y›llarda yo¤rulan halk gerçekli¤imiz, komplo sürecinde daha niteliksel bir yo¤rulmayla Önderli¤imizin ifadesiyle bir ‘serkeftin halk›’ haline gelmifltir. Uluslararas› komplo sonras› bütün eksikli¤ine ve komploya yol açan durufluna ra¤men yönetim ve kadro gerçekli¤imiz, ‘serkeftin halk›yla’ birleflerek, komplonun beklentilerini bofla ç›karan bir tutum göstermifltir. Önderli¤in yakalanmas›yla hareketin farkl› bir çizgi izlemesi istenmifltir Örgüt d›fl›nda ve aç›k söylenmese de örgüt içinde baz› çevreler, uluslararas› komplo gerçekleflti, art›k farkl› bir yol çizmek gerekir yaklafl›m› içine girmifllerdir. Bu yaklafl›m asl›nda geçmiflte Zeki flahs›nda ortaya ç›kan ‘böyle olmaz’ zihniyetinin yeniden kendisini dayatmas›d›r. Art›k Apo’nun siyaset tarz›yla olmaz diyen bu e¤ilim, özellikle PKK etraf›nda belli dönemlerde toplanm›fl çeflitli dostlar içinde görülmüfltür. Önderli¤in yakalanmas›yla birlikte, hareketin farkl›, yeni bir çizgi izlemesi istenmifltir. Tabii bu çizgi Önderli¤imizin ‹mral› Savunmalar›nda ortaya koydu¤u ideolojik yenilenme, teorik derinlik, örgütsel ve eylemsel zenginlik, bu temelde daha fazla mücadele etme anlay›fl›yla uzaktan yak›ndan ilgisi olmayan bir niteliktedir. Kürt egemen s›n›flar›n geçmiflten beri varolan teslimiyetçi, milliyetçi e¤iliminin dayat›lmas› biçiminde karfl›m›za ç›k›lm›flt›r. Bugün da hala bu tür çevrelerin bu yönlü dayatmalar› sürmektedir. Bu tür e¤ilimler Önderli¤in esaretinden sonra örgüt içinde de varolmas›na ra¤men, kadro ve yönetim duruflunun bu tür e¤ilimlere prim vermemesi, Önderlik çizgisine ideolojik, teorik, örgütsel ve eylemsel ba¤l›l›¤›n olmas› nedeniyle d›flar›dan dayat›lanlarda oldu¤u “Önderli¤imizin tarz›nda toplumu, kadroyu sürekli sorumluluk duygusuna çekme esast›r. Herhangi bir ideolojik teorik do¤ru ortaya konulsa da baflar›n›n esas›n›n kadro ve örgütle olaca¤›n› bilmektedir. Kürdistan’da baflka türlü kazan›lamayaca¤›n› kendi prati¤i içinde ö¤renen, bu nedenle de kendisinden bafllayarak böyle bir kadro duruflunu yaratan bir Önderlik gerçe¤idir” gibi cesaretli ç›k›fllar fazla görülememifltir. Bu tür ç›k›fllar›n Kürt halk› ve örgüt gerçekli¤inde ra¤bet görmeyece¤ini bildiklerinden, sessiz kalarak ideolojik, politik ve örgütsel durufllar›n› farkl› biçimde sürdürmüfllerdir. Doktor Süleyman, Küçük Zeki gibi baz› lümpen flahsiyetlerden oluflan bu grup, d›flar›daki baz› çevrelerin farkl› ideolojik, örgütsel yaklafl›m dayatmalar›n› görerek ve içeride baz› kifli ve çevrelerin kendilerini destekleyece¤ini düflünerek, Güneyli milliyetçi egemen s›n›f e¤iliminin de deste¤ini alma hesab›yla bir ç›k›fl yapmak istemifllerdir. Örgüt yönetimi ve kadro duruflu buna izin vermedi¤i için, herhangi bir etkileri olmam›flt›r. Baz› çevreler umutlanm›fl olsalar bile, örgütün içini etkileme güçleri olmad›¤›n› görerek bunlardan uzak durmufllard›r. Asl›nda bu tür kiflilere, PKK’yi y›kma ve sarsma kapasitelerine göre de¤er verilmektedir. Bir fley yapabilirler mi düflüncesiyle ilk önce destek verilse de bir fley yapamad›klar› görüldü¤ünde yüz üstü b›rak›lm›fllard›r. D›fl›m›zdaki birçok gücün bu tür kiflilere ilgi duymalar›, amiyane tabirle bunlar›n kara kafl›na, kara gözüne hevesli olduklar› için de¤il, bunlar›n PKK karfl›tl›¤›n› PKK içinde ne kadar yayabileceklerini hesap etmelerinden dolay›d›r. Kürt halk› ve PKK kadrolar› Önderlik çizgisine ba¤l›l›klar›n› ispatlam›flt›r Kürt egemen s›n›flar›n›n ya da bunlar›n izdüflümü ve bir türevi olan baz› küçük burjuva e¤ilimler, Apocu hareketin ortaya ç›kmas›ndan sonra, Kürdistan siyasetinde etkisizleflmelerine ve Apocu hareketin Kürdistan’da giderek en etkili güç olmas›na her zaman öfke duymufllard›r. 1970’lerde kaybettikleri ideolojik ve politik mücadelenin rövanfl›n› f›rsat bulduklar›nda sald›r›ya geçerek almak istemifllerdir. Bu nedenle bu çevreler Önderli¤in esaretini, Apocu hareketten ve PKK’den ald›klar› yenilginin rövanfl›n› yapmak için f›rsat görmüfllerdir. Önderli¤in esareti ard›ndan Apo ve PKK karfl›tl›¤›n›n uzun y›llar sonra yeniden ortaya ç›kmas›, fiubat 2007 SERXWEBÛN bu çerçevede de¤erlendirilmelidir. Öte yandan ABD ve AB, Kürt siyasetinde Apo’nun etkisini silmek için komplodan sonra çal›flmalar›n› sürdürmüfllerdir. Önderli¤imizin örgüt üzerindeki etkisinin devam etti¤ini görerek, komplonun tam baflar›ya ulaflmas› aç›s›ndan örgüt üzerinde ideolojik, siyasi, örgütsel, kültürel bask›y› çok yönlü hale getirmifllerdir. Önderli¤imiz de hareketimiz de asl›nda bu sald›r›lar›n bilincindedir. ‹deolojik ve teorik olarak Önderli¤in ‹mral›’da gelifltirdi¤i yeni yaklafl›ma, örgüt, VII. Kongre’de belli eksiklikleriyle uyum göstermifltir. Özellikle siyasal mücadele tarz›nda ve ideolojik alanda ortaya ç›kan yeni yaklafl›mlara cevap vermifltir. Bu konuda Önderli¤in yaklafl›mlar› örgüte ve topluma maledilmeye çal›fl›lm›flt›r. Anlama ve uygulama yetersizlikleri olsa da örgütsel anlamda bu yönlü bir niyet ve irade ortaya konulmufltur. Önderli¤in yakalanmas›ndan sonra YNK’nin silahl› sald›r›larla tasfiye hareketi içine girmesi, komplocular›n temel hedefi olan, hareketin halk üzerindeki etkisini s›n›rlamakt›. Fakat halk›m›z, Önderli¤in esareti koflullar›nda da partimizin bu mücadeleyi yürütebilece¤ini ve böyle bir potansiyele sahip oldu¤unu görmüfl, komplodan sonra da mücadelede aktif yerini alm›flt›r. Her f›rsatta Önderli¤e ve harekete ba¤l›l›¤›n› gösteren, özgürlü¤ünü dayatan, bu konuda mücadeleden vazgeçmeyece¤ini ortaya koyan bir yaklafl›m içinde olmufltur. Bu yönüyle daha ilk y›llarda da görülmüfltür ki komplo, Önderli¤i esaret alt›na alsa da Önderlik çizgisi ve hareketimizi tümden tasfiye etmeyi baflaramayacakt›r. Hareketin bir bütün olarak Önderlik çizgisi d›fl›na ç›kar›lamayaca¤› ve Önderli¤e ba¤l›l›k görülünce, bu defa örgüt içinde inançs›z, olmaz›n teorisine yatan, Önderli¤in yeni ideolojik teorik çizgisine inanmayan kesimler üzerinden örgüt üzerindeki komplo tamamlanmaya çal›fl›lm›flt›r. Uluslararas› komplocular ve Kürt egemen s›n›flar›n milliyetçi e¤ilimiyle bütünleflerek kendisine yer açmak isteyen kifli ve gruplar desteklenip tahrik edilerek, bir bütün olarak ele geçirilemeyece¤i anlafl›lan örgüt, bir darbe hareketi ile ele geçirilip komplo tamamlanmak istenmifltir. 7 “Komplonun amac› halk›n ve kadrolar›n Önderlik ve yönetime güvenini sarsmakt›. Bu tasfiyeci e¤ilim de daha ilk ad›mlar›ndan itibaren ‘bu yönetimle olmaz, bu yönetim flöyledir, böyledir’ diyerek, kadro içinde sürekli bir yönetim karfl›tl›¤› yaparak, kadrolar›n örgüt yönetimine güvenini sarsmak, bu temelde tasfiyecili¤ine zemin yaratmak istemifltir” Bütün tasfiyeciler Önderlik ve yönetime karfl› güvensizli¤i gelifltirmek istemifltir Ferhat-Botan çizgisi, örgüt içinde Önderlik karfl›t› e¤ilimin etkin k›l›nmas›n›n yeni yoludur. Bunun için Önderli¤e ba¤l› kadrolar saf d›fl› edilerek, Önderlik güçsüzlefltirilecek ve hareket uluslararas› komplonun istedi¤i çizgiye çekilecekti. Komplocular örgüt içinde böyle bir e¤ilimin oldu¤unu bilmektedirler. Bask› uyguland›¤›nda, mücadelenin zorluklarla yürütüldü¤ü bir örgütte böyle e¤ilimlerin ortaya ç›kaca¤›n› bilmektedirler. Ferhat-Botan e¤ilimi komplodan önce de vard›. Ancak Önderli¤in varl›¤› koflullar›nda bunlar etkisizlefltirilmiflti. Bu e¤ilim, ABD’nin Irak’a müdahalesinden sonra, PKK’nin uluslararas› komplonun istedi¤i çizgiye getirilmesi için desteklenerek harekete geçirilmifltir. ABD, Irak’› iflgal etti¤inde Önderlik çizgisinde bir PKK’yi kendisi için riskli görmekteydi. Bu e¤ilim harekete geçerken, aç›k bir Önderlik karfl›tl›¤›yla örgütün ve Önderli¤in etkisizlefltirilemeyece¤ini bildiklerinden, Önderli¤in esaret koflullar›nda ideolojide, teoride, örgütsel ve kadro duruflunda Önderlik karfl›tl›¤› yaratmak; örgüte hakim olmadan söylemde de Önderli¤i karfl›lar›na almamak stratejisini izlemifllerdir. Örgütü ele geçirdikten sonra, kendi çizgilerini kabul etmesi için Önderli¤e dayatmada bulunmak, böyle bir fley olmay›nca da Önderli¤e aç›k tav›r alma planlamas› üzerinden bu komplo gerçeklefltirilmifltir. Önderli¤in bu çizgiyi kabul etmeyece¤ini bildiklerinden, kongrede ç›karacaklar› bir kararla, ideolojik ve örgütsel olarak hukuki etkisi ve yapt›r›m› olmayan manevi önder konumuna düflürerek, Önderli¤in herhangi bir müdahalesini böylece bofla ç›kar›p örgütü tümden istedikleri biçimde yürütmeyi hesaplam›fllard›. Bu nedenle bu tasfiyeci e¤ilimi, komplonun içimizdeki devam› olarak de¤erlendirmek gerekiyor. Zaten komplonun amac›, halk›n ve kadrolar›n Önderlik ve yönetime güvenini sarsmakt›. Bu tasfiyeci e¤ilim, daha ilk ad›mlar›ndan itibaren ‘bu yönetimle olmaz, bu yönetim flöyledir, böyledir’ diyerek, kadro içinde sürekli bir yönetim karfl›tl›¤› yaparak, kadrolar›n örgüt yönetimine güvenini sarsmak, bu temelde de tasfiyecili¤ine zemin yaratmak istemifltir. Dolay›s›yla tasfiyecili¤in örgüt yönetimi karfl›tl›¤› yapmas› tesadüfi de¤ildir. Yönetim karfl›tl›¤›, örgütü ele geçirmenin, tasfiyecili¤i örgüt içinde yerlefltirmenin en önemli planlama unsurudur. Bunu anlamadan da örgüt ve yönetim karfl›tl›¤›n›n dün neden yap›ld›¤›n›, bugün etkilerinin neler oldu¤unu görmek ve buna göre tutum almak da mümkün olmaz. Uluslararas› komplo s›radan bir komplo de¤ildir Yönetimdeki arkadafllara yönelik onlar› y›pratacak, etkisizlefltirecek de¤erlendirmeleri f›rsat buldukça dillendirmifllerdir. Bu tür kulislerle, davran›fllarla, iliflkilerle, tutumlarla ileride yapacaklar› darbenin zeminini haz›rlamaya, daha do¤rusu böyle bir provokasyonun meflruiyetini sa¤lamaya çal›flm›fllard›r. Uluslararas› komplonun y›ldönümünde, örgüt içinde çeflitli siyasal, ideolojik ve kültürel bask›larla ortaya ç›kar›lan bu provokasyonu komplodan ayr› ele almak, bu provokasyonu aç›klamada yetersiz kalaca¤› gibi, uluslararas› komplonun neden yap›ld›¤›n› da anlamamak olur. Uluslararas› komplo, s›radan bir komplo de¤ildir. ‹nsanl›k tarihi boyunca görülen en kapsaml›, sistemli, he- SERXWEBÛN fiubat 2007 8 sapl› ve fliddetli sald›r› niteli¤i tafl›yan bir komplodur. Bu yönüyle Önderli¤i esaret alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisinde bir örgüt istemeyece¤i aç›kt›r. Önderli¤i esaret alt›na alan bir komplonun Önderlik çizgisini yürütecek bir örgüte çeflitli yöntemlerle bask› yapaca¤›, komployu sonuca götürmek isteyece¤i anlafl›l›r bir durumdur. Bu yönüyle komploya karfl› mücadele ve tutum derken bütün kadrolar›n, yönetimlerin en baflta da komplonun neyi hedefledi¤ini, nas›l bir örgüt, kadro, yaflam ve ideolojik durufl amaçlad›¤›n› anlamalar› gerekir. Bunu anlamadan, sadece ‘ben Önderli¤e ba¤l›y›m, komploya karfl›y›m’ demek, bofl bir söylemden öteye anlam ifade etmez. Komplocular›n, Önderli¤in esaretinden sonra bu hareketin Önderlik çizgisinde yürümesine müsaade edece¤ini, hiçbir eylemde bulunmayaca¤›n›, hiçbir fley yapmayaca¤›n› düflünmek asl›nda komployu ciddiye almamakt›r. Komployu basit bir duruma düflürmektir. Böyle yaklaflanlar komploya karfl› mücadele yürütemeyece¤i gibi, komplonun örgüt içinde yürütece¤i sald›r›lara veya komplonun yaratmak istedi¤i örgüt ve kadro durufluna karfl› da do¤ru bir tutum alamazlar. Ya da komploya karfl› mücadele eden bir pozisyon tutturamazlar. Komplocular›n da içinde oldu¤u bir tasfiye hamlesi olan Ferhat-Botan çetecili¤inin ve tasfiyeci e¤ilimin büyük ölçüde etkisizlefltirildi¤i düflünülürse, komplonun sekiz y›l sonunda istedi¤i hedeflere ulaflmad›¤› görülür. Komplo istedi¤i hedeflere ulaflmad›¤› gibi, aksine, sekiz y›l içinde özellikle de bu son tasfiyecili¤in bofla ç›kar›lmas›ndan sonra, örgüt belirli kan kayb›na u¤ram›flsa da, önemli bir deneyim ve tecrübe kazanm›flt›r. Komplonun amaçlar›n›n ne oldu¤u, tasfiyecili¤in dayatt›¤› ideolojik yaklafl›mlar, siyasal tutumlar, örgütsel ve kadro duruflundaki tasfiyeci e¤ilimlerle birlikte daha da anlafl›lm›flt›r. Son tasfiyecili¤in bu anlay›fllar›yla birlikte halk›m›z ve kadrolar, uluslararas› komplonun neyi amaçlad›¤›n›, örgütün tasfiye edilmesi için hangi noktalardan vurulmak istendi¤ini bir daha yaflayarak ö¤renmifllerdir. Mücadelemizi ayakta tutan temel güç örgüt ve kadro anlay›fl›d›r 8 y›ll›k pratik göstermifltir ki Önderli¤imizin ilk günden beri yaratmak istedi¤i örgütsel anlay›fl ve kadro duruflu belli düzeyde korundu¤u taktirde, komplonun amac›na ulaflmas› söz konusu olamaz. Bu hareketin, siyasal, örgütsel, ideolojik düzeyde toplumda yaratt›¤› de¤iflimlerle önemli baflar›lar ortaya ç›kard›¤› kesindir. Bu yönüyle bu hareket önemli devrimler gerçeklefltirmifltir. Ancak mücadelemizin en büyük kazan›m›, Kürdistan ve Ortado¤u co¤rafya- s›nda bu devrimi belli düzeyde baflar›ya götüren, geliflmeler yaratan üslubu, yöntemi, tarz›, örgüt ve kadro anlay›fl›d›r. E¤er bu kazan›m, bu mevzi iyi korunur, kaybedilmezse, baflka kazan›mlar›n devam›n› getirmek mümkündür. Zaten her türlü sald›r› ve uluslararas› komplo da Kürdistan Devrimi’nin bu en büyük kazan›m›n› ortadan kald›rmay› hedeflemektedir. Tüm komplocular ve tasfiyeciler bilmektedir ki bu hareketin en büyük kazan›m› olan bu gerçeklik ortadan kald›r›lmadan bu hareketi etkisizlefltirmek, yeni baflar›lar elde etmesini engellemek mümkün de¤ildir. Bu aç›dan uluslararas› komplonun bu y›ldönümünde, yönetimlerimizin, kadrolar›m›z›n ve halk›m›z›n, Kürdistan Devrimi’nin en büyük kazan›m› olan Önderlik tarz›n›, bunun yönetim ve kadro gerçe¤ini anlamas›, bunlar› bulunduklar› yaflam alanlar›nda pratiklefltirmesi önemli olmaktad›r. Baflar›n›n s›rr› her fleyden önce de bu tarzla pratikleflmektir. ‹deolojik, teorik düzeydeki yetersizliklerin afl›lmas› ve yeni paradigma temelinde zihniyet devrimi gerçeklefltirmek baflar› için önemli bir flartt›r. Ancak bu ne kendi bafl›na baflar› getirir ne de bir sonuç ald›r›r. Her türlü ideolojiyi, düflünceyi baflar›ya götürecek olan, buna uygun tarz, yöntem ve üslubu tutturmakt›r. Özellikle Kürdistan Devrimi gibi zor bir devrimi baflar›ya götürecek tarz›, örgütsel anlay›fl›, üslubu ve kadro duruflunu oturtmak, mücadelemiz aç›s›nda olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Zaten Önderlik gerçe¤inin en ay›rt edici yan› da böyle bir örgütsel anlay›fl ve kadro duruflunu ortaya ç›karmas›d›r. Uluslararas› komplonun y›ldönümünde bir de bu temel gerçekli¤imizin alt›n› çizmek, bunu baflar› gerçekli¤imizin abecesi olarak bilmek çok önemlidir. Komployu önce kendi flahs›m›zda yenilgiye u¤ratmal›y›z Kürdistan Devrimi’nin bu en büyük kazan›m› olan örgüt ve kadro anlay›fl›, örgütsel ciddiyet, özcesi Önderlik çizgisinde partileflme gerçeklefltirilip gerekleri yerine getirilmezse, fiubat 2007 SERXWEBÛN böyle bir örgüt ya da kadro, esas olarak da komplonun istedi¤i çizgide bir durufl gösteriyor demektir. Bu nedenle komplonun baflar› veya baflar›s›zl›¤›n› ilk önce örgüt ve kadro anlay›fl›nda görmek gerekir. Bir kadro komploya karfl› mücadele etmek istiyorsa, bunu ilk baflta kadro durufluyla, yöntemiyle, tarz›yla kendi flahs›nda yenilgiye u¤ratmal›d›r. Kadro kendi flahs›nda komployu yenilgiye u¤rat›rsa, daha do¤rusu Önderlik çizgisinde partileflirse, komplo ne yaparsa yaps›n bu hareketin yaratt›¤› birikim ve de¤erleri tasfiye edemez, etkisizlefltiremez, baflar›s›n› önleyemez. Nitekim 2005’te, PKK’nin yeniden inflas›yla birlikte yetersiz de olsa, komplonun ve tasfiyecili¤in yaratmak istedi¤i örgüt ve kadro anlay›fl›na karfl› yeni bir hamle bafllat›ld›¤› için, mücadelemiz siyasal alanda da, meflru savunmada da bir ivme kazanm›flt›r. Halk›m›z 2005 ve 2006 y›llar›nda aya¤a kalkm›flsa, bu, esas olarak PKK’nin yeniden inflas›yla birlikte bir taraftan do¤ru bir ideolojik çizgiye oturmas›, di¤er taraftan da örgüt ve kadro anlay›fl›n› yenileyerek yeniden mücadele eder hale gelmesiyle yak›ndan ba¤lant›l›d›r. Dolay›s›yla PKK’nin kuruluflu, örgütsel sorunlar›n afl›lmas› ve siyasal hamle yap›lmas› aç›s›ndan yeni bir dönüm noktas› olmufltur. Bu nedenle mücadelenin 2005 ve 2006 y›llar›ndaki geliflimini, PKK’nin yeniden inflas›ndan ayr› görmek mümkün de¤ildir. Uluslararas› komplonun bugüne kadar örgüt içine yans›yan etkileri olmad› ya da kadroda, örgüt anlay›fl›nda, yaflam duruflunda hiç y›pratma yaratmad› demek do¤ru de¤ildir. Dolay›s›yla komplo sadece tasfiyeciler üzerinde de¤il, bir bütün olarak örgüt 9 içinde belli olumsuz etkilerde bulundu. Komplocular›n yaratmak istedi¤i örgüt ve kadro anlay›fl› belli ölçüde örgüt içinde yer buldu, ama bu anlay›fla karfl› bir mücadele sürmektedir. Bir taraftan uluslararas› komplo ve tasfiyecili¤in yaratt›¤› etkiler, di¤er taraftan örgüt içindeki ideolojik durufl ve yanl›fll›klara karfl› gösterilen zay›fl›klar, yine Kürdistan demokratik halk devriminin zorluklarla dolu olan özellikleri, bu tür yanl›fl e¤ilimlerin flöyle ya da böyle zaman zaman d›fla vurmas›na, pratikte ortaya ç›kmas›na yol açmaktad›r. Uluslararas› komplonun a¤›r etkisi her zaman flöyle veya böyle hissedilmektedir. Karfl›t güçler sürekli bir ideolojik sald›r› içindedir Örgütün ideolojik ve teorik yenilenme yaflamas›, örgütsel yap›lanmada zihniyete uygun yenilenmeler geçirme süreci içinde olmas› da çeflitli sorunlara yol açmaktad›r. Komplocular›n tasfiyecili¤in ortaya ç›kmas›nda oldu¤u gibi, bu süreci kendi amaçlar› do¤rultusunda de¤erlendirerek, örgüt içinde dengelerin bozulup sars›lmas›n› hedefledikleri aç›kt›r. Bunun için örgütün ideolojik, teorik çerçevede yaflad›¤› de¤iflimi, dönüflümü çarp›tarak, sapt›rarak, tasfiyecilik somutunda ortaya ç›k- t›¤› gibi, kavramlar› kendinlerine göre yorumlayarak bu de¤iflim sürecini provoke etmek istedikleri görülmelidir. Uluslararas› komplocu güçler de flunu bilmektedir ki, örgüt bu de¤iflimi gerçek anlamda yap›p, bu de¤iflim sürecini örgütte oturtup, bu temelde bütün enerjisini ve planlamas›n› mücadeleye sevk ederse, bu hareket üzerinde hesap yapmak, komplonun iste- di¤i düzeyde bir kadro ve örgüt gerçe¤i ortaya ç›karmak, dolay›s›yla siyasal mücadeleyi engellemek mümkün olmayacakt›r. Çünkü örgüt, ideolojik kimli¤ini oturtarak sa¤l›kl› ve etkili bir ideolojik mücadele sürecine girmifl olacakt›r. Tüm Apo ve PKK karfl›tlar› bunu görmektedir. Bu nedenle de yaflanan de¤iflimin sa¤l›kl› ve baflar›l› biçimde oturmas›, yerleflmesi ve tüm örgüte, halka mal olmas›n› engellemeye çal›flmaktad›rlar. Karfl›t güçlerin sürekli bir ideolojik sald›r› içinde olmalar›, her yerde Önderli¤in ideolojik tezleri, teorik yaklafl›mlar› üzerinde kuflku uyand›rmalar›, bu konuda mu¤lakl›k yaratmak için büyük çaba göstermeleri, yenilenen, de¤iflen, derinleflen ideolojik kimli¤imizden korkmalar›n›n d›fla vurumudur. Önderli¤imizin bu ideolojik, teorik yaklafl›mlar› ve siyasal de¤erlendirmeleri güzel, ama olmazm›fl biçiminde bir yaklafl›m› çeflitli biçimlerde dillendirip kafalar› buland›rarak, yeni ideolojik kimli¤imizi oturma çabalar›m›z› farkl› biçimde bofla ç›karmak istediklerini görmekteyiz. Di¤er yandan Önderli¤imizin tezlerini tersinden ele alarak, dünyadaki hakim geliflmelere ayak uydurma biçiminde oldu¤unu dillendirip, bu ideolojik, siyasal çizginin komplonun istedi¤i çizgiye yönelmesini sa¤lamak isteyen çevreler de bulunmaktad›r. Apo’suz ve PKK’siz Kürt siyaseti olmaz Uluslararas› komployu bofla ç›karman›n en önemli yolu, komplo neyi hedefliyorsa bizim onlar› sahiplenmemiz gerekiyor. On y›llard›r süren PKK mücadelesi karfl›s›nda komplocular›n, tasfiyecilerin en fazla sald›rd›klar› Ön- SERXWEBÛN fiubat 2007 10 derlik gerçe¤i, onun yönetim tarz›, örgüt ve kadro anlay›fl›d›r. Tabii ki daha ilk günden itibaren ideolojik ve teorik bir sald›r› da yürütmüfllerdir. Esas olarak da Önderli¤imizi saf d›fl› etmek istedikleri bilinen bir gerçektir. Çünkü Önderli¤imizi saf d›fl› ederek ideolojiyi ve teoriyi, bunun kadro duruflu ve örgüt anlay›fl›n› ortadan kald›rmay› düflünmüfllerdir. Bu gerçekli¤in komplonun y›ldönümünde bir daha hat›rlanmas›nda fayda vard›r. Zaman zaman örgüt içinde komplonun, hatta tasfiyecilerin istedi¤i bir kadro duruflu ve örgüt anlay›fl›n› sanki normal bir fleymifl gibi savunan, dillendiren, hatta komplonun, tasfiyecilerin ortaya ç›karmak istedikleri örgüt ve yaflam anlay›fl›n› yeni çizgimizin gere¤iymifl gibi örgüte dayatanlar var. Bunlar tabii ki bilinçli veya bilinçsiz, uluslararas› komploya zemin sunan ya da bu komplonun örgüt üzerinde bask›y› sürdürmesine umut ve cesaret veren tutum ve davran›fllar olmaktad›r. Dolay›s›yla da partileflme ruhunu, örgüte sahiplenme ve yoldafll›k ruhunu gelifltirmek, örgütsel refleksleri güçlendirmek, Önderlik gerçe¤ine, de¤erlere, mücadeleye, örgüte sahiplik eden kadro duruflunu derinlefltirip gelifltirmek, komploya karfl› en etkili mücadele yoludur. ‹deolojik ve politik netli¤in varoldu¤u ortamda komploya karfl› mücadelenin her zaman için örgüt ve kadro duruflunu gelifltirmek ve derinlefltirmekten geçece¤i bilinmelidir. Önderli¤imizin vurgulad›¤› gibi, uluslararas› komplonun önünü alamayan yetersiz yoldafll›k da böylece afl›labilir. Uluslararas› komployu gerçeklefltirenler siyasal olarak Apo’suz ve PKK’siz bir Kürt siyaseti amaçl›yordu. Bütün sald›r›lara ra¤men bu hedefe ulafl›lmam›flt›r. Özellikle 2005 ve 2006 y›l›nda halk›m›z›n Önderli¤e ve PKK’ye güçlü biçimde sahiplenmesi, otuz y›ld›r APO’suz ve PKK’siz çözüm dayatmalar› dikkate al›nd›¤›nda, komplonun tümden olmasa da belli düzeyde bofla ç›kar›ld›¤›n› gösterir. Zaten bizim uluslararas› komplocu güçlerle öyle aç›k cepheden savaflma gibi bir yaklafl›m›m›z yoktur. Önderli¤in esaretinden önce de böyle bir siyasal tarza sahip olmad›¤›m›z bilinmektedir. Daha çok, ideolojik, teorik olarak ve kendi örgütsel yap›lanmam›z› güçlendirerek, halk içinde örgütümüzü demokratik yap›lanma temelinde köklefltirerek mücadelemizi gelifltirmek istiyoruz. Kürdistan’da ideolojik ve siyasi etkinli¤i olan hareket PKK’dir Bize aç›kça cepheden bir sald›r› yürütmedikleri taktirde, biz de mücadelemizi farkl› biçimde yürütme gerçekli¤ine sahibiz. Kald› ki çok hakl› bir dava yürüten hareket olarak hakl›l›¤›m›z› her türlü güce belli düzeyde kabul ettirecek bir pozisyonday›z. Nitekim yürüttü¤ümüz mücadeleyle halk›m›z›n bu hakl› mücadelesini bu çevrelere de belli ölçüde kabul ettirmifl durumday›z. Bunu yaratan en baflta Önderli¤imizin ideolojik, teorik yaklafl›mlar›, politik tutumlar›, örgüte ve kadroya sürekli güç veren de¤erlendirmeleri ve tüm bunlar›n sonucu halk›m›z›n, Önderli¤imize sahiplenerek mücadeleyi yükseltme gerçe¤idir. Uluslararas› komployla PKK’yi bitirdi¤ini, art›k Kürt sorunundan kurtuldu¤unu düflünen bir Türkiye devlet gerçe¤i vard›. Hareketimiz hem meflru savunma gücünü koruyarak hem de siyasal etkinli¤ini art›rarak bu de¤erlendirmenin do¤ru olmad›¤›n›, Türkiye halk› ve kamuoyuna göstererek, PKK’nin zor ve fliddetle bitirilemeyece¤ini ortaya koymufltur. Bunun sonucunda hem devlet hem siyasal çevreler içinde Kürt soru- nunun art›k eski klasik yöntemlerle çözülemeyece¤i, farkl› çözüm yöntemlerinin devreye konulmas› gerekti¤i biçiminde bir e¤ilim de ortaya ç›km›flt›r. PKK’nin uluslararas› komplo sonras› yeniden böyle bir pozisyon kazanmas› önemli bir geliflmedir. Bugün Türkiye-ABD, Türkiye-Güney Kürdistanl› siyasal güçler aras›ndaki iliflkilerde PKK’nin bir kriz etkeni olmas›, mücadelemizin etkisizlefltirilmesinin de¤il, siyasal, örgütsel varl›¤›n›n Kürdistan halk›n› ve siyasal geliflmeleri etkileme gücünü sürdürdü¤ünün kan›t›d›r. PKK’nin siyasal gücünün zay›flat›ld›¤›ndan söz edilemez. Belki ABD’nin müdahalesiyle birlikte milliyetçi Kürt siyaseti Güney Kürdistan eksenli belli düzeyde bir güçlenme yaflam›flt›r. Ancak bugün hala Kürdistan’›n genelinde ideolojik ve siyasi etkinli¤i olan hareket PKK’dir. PKK’nin böyle bir konumu hala devam etmektedir. Belirli Kürt siyasi gruplar› Kürdistan’›n di¤er parçalar›nda etkili olmaya çal›flsalar da bu, ideolojik, teorik, örgütsel güçlerinden de¤il, belirli siyasal çevreler taraf›ndan beslenmeleriyle ilgilidir. PKK ise ideolojik siyasal gücünü halklar›n demokrasi ve özgürlük özlemlerine cevap verme niteli¤inden ve halk› örgütleyerek, siyasal güç kazanma tarz›ndan almaktad›r. Zaten komplonun önemli düzeyde bofla ç›kar›lmas› da bu ideolojik duruflun, halk› örgütlemesinin ve halk mücadelesine dayal› siyaset yapma tarz›n›n sonucudur. fiubat 2007 SERXWEBÛN 11 KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ GELECE⁄E ERTELENEMEZ “‹çinde bulundu¤umuz aylar tarihi önem arz eden, Kürt halk›n›n adeta kaderinin belirlenece¤i aylar olmaktad›r. Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak, Kürt halk›n›n özgür var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da yeni bir inkar sistemi kurularak Kürt soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu nedenle Kürt sorununun çözümünü ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören yaklafl›mlar son derece tehlikelidir” Mevcut siyasal durumun özelliklerini ele al›rken, kuflkusuz öncelikle 1 Ekim’den itibaren gelifltirdi¤imiz yeni ateflkes süreci üzerinde durmam›z gerekir. Hepimizin yak›ndan bildi¤i gibi, Önder Apo’nun ça¤r›s› ve hareketimizin karar› temelinde, 1 Ekim’den itibaren beflinci ateflkes sürecini gelifltirmifl bulunuyoruz. Süreli olarak gelifltirilen bu yeni ateflkes girifliminin ilk yar› süreci yaflanm›fl durumdad›r. Ateflkes karar› al›r ve ilan ederken de hem Önder Apo hem de hareketimizin yetkili organ ve kurumlar› taraf›ndan ateflkese dair kapsaml› de¤erlendirme ve tart›flmalar yap›lm›flt›. Geldi¤imiz bu noktadan geriye dönüp bakt›¤›m›zda, 1 Ekim’den itibaren hareketimizin yeni bir ateflkes süreci gelifltirmifl olmas›n›n isabetli bir karar oldu¤u ve bu sürecin olumlu yönlerinin daha a¤›r bast›¤› tart›flma götürmez bir gerçektir. Kimin fliddet yanl›s› kimin bar›fl yanl›s› oldu¤u ortaya ç›km›flt›r Her fleyden önce, 1 Haziran At›l›m› temelinde iki buçuk y›ll›k süre boyunca gelifltirdi¤imiz meflru savunma direniflinin yaratt›¤› sonuçlar›n siyasal alana dönüfltürülmesi ve kal›c› k›l›nmas› için elveriflli bir ortam yaratm›flt›r. Di¤er yandan, 2006 y›l›n›n güzünde ve k›fl bafl›nda Ortado¤u’da yaflanan yeni siyasi geliflmeler aç›s›ndan hareketimizin ateflkes konumu içinde olmas› isabetli olmufltur. Öncesinden mevcut geliflmeler görülerek böyle bir ateflkes sürecine girilmemifl olsayd›, bölgede yaflanan geliflmeler karfl›s›nda hareket olarak atefl- kes sürecini gelifltirme durumunu tart›flmak zorunda kalacakt›k. Ateflkes girifliminin yaratt›¤› geliflmelerin bafl›nda kuflkusuz Kürt sorununa demokratik çözüm aray›fl›n›n içte ve d›flta yayg›n olarak tart›fl›lmas› gelmektedir. Bu konuda belki de tarihin en kapsaml› tart›flmas›n›n yafland›¤›, demokratik güçlerle birlikte bölgesel ve uluslararas› düzeyde siyasal güçlerin de, hatta devlet güçlerinin de bu tart›flmaya kat›larak, herkesin bu tutum karfl›s›nda tav›r aç›klamak zorunda kald›¤› bir gerçektir. Yine ateflkes girifliminin demokratik halk hareketinin gelifltirilmesi, bu hareketin örgütsel ve eylemsel alanda sivil demokratik inisiyatifini güçlendirmesi aç›s›ndan güçlü bir zemin oluflturdu¤u tart›flma götürmez bir gerçektir. Bu çerçevede Özgürlük hareketimiz öncülü¤ünde Kürt ulusal birli¤i pratik tutum temelinde yarat›ld›¤› gibi, Türkiye’nin demokratik güçleri ve sivil toplum hareketinin daha aktif ve örgütsel hale gelmesi aç›s›ndan da önemli bir teflvik durumu yaflatm›flt›r. Bunlarla birlikte, ateflkes giriflimi Türkiye’nin siyasi ortam›nda önemli bir netleflme ve yeni dinamiklerin ortaya ç›kmas› gibi bir sonuca da yol açm›flt›r. Kimin fliddet yanl›s› oldu¤unu, kimin bar›flç›l demokratik çözümden yana bulundu¤unu hem Türkiye toplumu nezdinde hem de uluslararas› kamuoyu önünde aç›kça ortaya koyarak, Türkiye’nin inkar ve imhada ›srar eden bu güçlerinin daha çok teflhir ve tecrit olmalar›n›, dolay›s›yla s›k›flma ve zay›flamalar›n› yaratm›flt›r. Bununla birlikte Kürt inkar› ve im- has›na dayal› politikalar›n Türkiye’nin yarar›na olmad›¤› ve baflar› flans›n›n bulunmad›¤› yönünde Türkiye yönetimi içinde önemli bir e¤ilimin oluflmas›na, bu e¤ilimin yeni dinamikler kazanmas›na yol açm›flt›r. Böylece Türkiye’deki toplum ve devlet yönetimi içinde inkar ve imha e¤iliminin daha da tecrit edilerek, daralt›lmas› gibi bir durumun ortaya ç›kmas›na, Türkiye siyasi alan›n›n kendi içindeki çeliflki ve mücadele durumunun geliflmesine zemin sunmufltur. Ateflkes Kürt sorununun çözümü için son flanst›r Ateflkes giriflimimiz, Amerika’daki 7 Kas›m seçimleri ard›ndan geliflen politik aray›fllar ve Irak’taki geliflmelere de denk düflmüfl; karfl›tlar›m›z aras›nda Kürt sorununa fliddet d›fl› yaklafl›m gösterilmesi e¤iliminin daha da güçlenmesine, Kürt sorununa demokratik çözüm arayan hareketimizin daha çok dikkate al›n›r bir konum kazanmas›na yol açm›flt›r. Kuflkusuz bütün bu geliflmeler önemlidir ve asla küçümsenmemeli, görmezden gelinmemelidir. Ancak ayn› oranda yeterli de görülmemelidir. Çünkü yaflanan geliflmeler, bizim aç›m›zdan henüz daha etkili mücadele yürütmek için baz› f›rsat ve imkanlar› elde etme düzeyindedir. Oysaki beflinci ateflkes karar›m›zla birlikte Önderlik ve hareket olarak yaklafl›m›m›z, baz› kazan›mlar elde etmekten öteye, Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünü ad›m ad›m gelifltirme yönünde bir stratejik sonuç ortaya ç›kartmakt›. SERXWEBÛN fiubat 2007 12 Nitekim daha ateflkes karar›na ulafl›r, ça¤r› yaparken bile, Önder Apo bu gerçe¤e ›srarla dikkat çekti. Beflinci ateflkesin Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü aç›s›ndan son bir flans, bu temelde yarat›lm›fl büyük bir f›rsat oldu¤unu ifade etti. Kendisinin bu giriflimin de baflar›s›z olmas› halinde art›k yeni giriflimler yapamayaca¤›n›, yeni ateflkes ça¤r›lar›nda bulunamayaca¤›n›, bu bak›mdan bu beflinci ateflkes girifliminin mutlaka stratejik baflar› kazanmas› gerekti¤ini netçe ortaya koydu. Kürt sorununun çözümüne duyarl› yaklafl›lmal›d›r Önder Apo, daha bafltan ifade etmifl oldu¤u bu görüflünü pratiklefltirmek için çaba harc›yor. Hem devlet cephesinde yaflanan geliflmeleri hem de demokratik güçlerin yürüttü¤ü mücadeleyi zay›f ve yetersiz görerek, Kürt sorununun çözümüne daha ciddi ve somut yaklafl›lmas›n› istiyor. Ateflkesi stratejik baflar›ya dönüfltürmek için her türlü riski göze alarak mücadele ediyor. Önder Apo’nun, “e¤er demokratik siyasi çözüm olmazsa, 1993 y›l›ndan itibaren bu do¤rultuda gelifltirdi¤im stratejik yaklafl›m ve çabalar› geri al›r ve kendim de geri çekilirim, PKK hareketini ve Kürt halk›n› kendisi hakk›nda kendisinin karar vermesini isteyerek, özgür b›rak›r›m” biçimindeki aç›klamalar› bu temelde ortaya ç›k›yor. Önder Apo’nun gelifltirdi¤i bu yaklafl›mlar› ve uyar›lar›n›, yine bu do¤rultuda harcad›¤› çabay›, gösterdi¤i direnifli ciddiye almak gereklidir ve bir de do¤ru ve yeterli anlayarak ona gerekli cevab› vermek zorunludur. Kesinlikle Önder Apo’nun son tutumunun, “bar›flç›l, demokratik çözüm stratejisini, yani uzlaflma ile çözüm arama strateji- sini geri çekerim” aç›klamas›n›n bir blöf olmad›¤›, Önder Apo’nun bu konuda çok ciddi ve kararl› oldu¤u tart›fl›lmaz bir gerçektir. ‹çinde bulundu¤u koflullar›n zorlamas› sonucu gelifltirilen düflünceler olarak görmek de kesinlikle do¤ru de¤ildir. Önderlik, ne yaflad›¤› koflullar›n zorluklar› nedeniyle böyle bir tutumu ifade etmekte ne de blöf yapmaktad›r. Tersine, bütün bunlar›n çok derin bir siyasi anlam› vard›r ve Önder Apo son derece ciddi ve kararl›d›r. E¤er önerileri temelinde içinde bulundu¤umuz süreçte Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü yönünde ad›mlar at›lmazsa, Önder Apo’nun ifade etti¤i do¤rultuda yeni kararlar alaca¤›n› ve yeni tutumlar gelifltirece¤ini beklemek gerekir. Daha ateflkes ça¤r›s› yaparken de “bu ateflkes süreci baflar›ya gitmezse, topyekûn savafl gündeme gelir” diyerek, asl›nda bu tutumunun tan›m›n› yapm›flt›. Önder Apo, mevcut stratejiyi geri çekebilece¤ini ve kendisinin de geri çekilebilece¤ini söylerken, ne yapmak istemektedir? Her fleyden önce Kürt sorunuyla ilgili olan tüm çevreleri uyarmakta ve ciddiyete davet etmektedir. Türkiye toplumunu ve devleti yöneten güçleri böyle bir ciddiyete ça¤›rd›¤› gibi, Kürt halk›n›, tüm ulusal demokratik güçleri ve hareketimizi de ciddi yaklaflmaya, sürece do¤ru ve yeterli sahip ç›kmaya ça¤›rmaktad›r. Nitekim ateflkes sürecinin pratik yürütülüflünün son derece zay›f ve yetersiz oldu¤u, bunun da ateflkes girifliminin stratejik baflar›s›n› zay›flatt›¤›, bu durumun Önder Apo’da ciddi bir rahats›zl›k ve tepki ortaya ç›kartt›¤› bir gerçektir. Önderli¤imiz, ateflkes süreci boyunca yapt›¤› aç›klamalar ve gösterdi¤i tutumla çok net bir biçimde dayatmada bulunmaktad›r. Bunun ya çözüm ya çözüm dayatmas› oldu¤u aç›k bir gerçektir. Önder Apo, Kürt sorununa mutlak surette çözüm istemektedir. Bunun demokratik siyasal yöntemlerle ve bar›fl içinde olmas›n› arzu etmektedir. Ancak bu olmazsa, baflka yöntemlerle de böyle bir çözümün dayat›lmas› gerekti¤i görüflündedir. Amac› kesinlikle Kürt sorununun çözümünü sa¤lamak ve bunu da mutlaka içinde bulundu¤umuz koflullarda ortaya ç›kartmakt›r. “Olacaksa bir çözüm, içinde bulundu¤umuz süreçte olmal›, art›k daha ileriye ertelenmemelidir” demektedir. 2007 y›l› Kürt halk› aç›s›ndan tehlikelerle dolu bir y›ld›r Önder Apo neden bu kadar net ve kesin bir tutum içindedir? Çünkü içinde bulundu¤umuz koflullar› Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan en elveriflli koflullar olarak görmektedir. Bu nedenle mevcut elveriflli koflullar›n çözüm yönünde de¤erlendirilmesini ve tarihin en a¤›r sorunlar›ndan olan Kürt sorununun çözümünün bu temelde gerçekleflmesini istemektedir. Di¤er yandan e¤er mevcut koflullarda çözüm gerçeklefltirilmez, bu elveriflli ortam çözüm yönünde de¤erlendirilmezse, daha sonra geliflebilecek süreçlerin Kürt halk›n›n varl›¤› ve gelece¤i aç›s›ndan ciddi tehlikeler içerebilece¤ini öngörmektedir. 2007 y›l› aç›s›ndan durumlar ciddidir. Hem f›rsatlar ve imkanlar aç›s›ndan hem de tehlikeler aç›s›ndan öyledir. E¤er bunu böyle tan›ml›yorsak ve bu söyledi¤imize inan›yorsak o zaman bütün prati¤imizin, çabam›z›n buna uygun olmas› gerekir. Buna uygun olmazsa, o zaman bofl söz söylenmifl olur. Söz ayr›, pratik ayr› olamaz. So- fiubat 2007 SERXWEBÛN nuçta pratik durufl belirleyici oldu¤u için bu yaklafl›m baflar›s›zl›¤a götürür. Bu bak›mdan durum ciddidir. Bu ciddiyeti bütün düflüncemizde, davran›fl›m›zda ve çal›flmam›zda göstermemiz gerekmektedir. Denilebilir ki zaten PKK mücadelesinin hepsi böyledir. Bu do¤rudur ve PKK hareketi hiçbir zaman ola¤an bir mücadele süreci içerisinde olmad›. Fakat 2007 bahar›ndaki kadar da ola¤anüstü özelikler tafl›yan, çözümün gelip efli¤e dayand›¤›, siyasi sürecin bu denli kaygan ve de¤iflken hale geldi¤i bir süreç hiç oluflmad›. Zaman zaman buna yak›n süreçler geliflse de bu düzeyde ilk kez gelifliyor. Bu nedenle yeni sürece genellemeci yaklaflarak geçmiflle k›yaslamamak, iflte her zaman böyleydi, bu y›l da böyle olacak dememek ve kendini yan›ltmamak büyük önem arz ediyor. Herkesin bu duyarl›l›¤› göstermesi, böyle bir de¤erlendirmeye denk bir tutum içinde olmas› önemlidir. Irak küresel sermaye güçleri ile statükocu güçlerin çat›flma alan›na dönüfltü Önder Apo, içinde bulundu¤umuz koflullarda Kürt sorununa çözüm bulunmamas›n›n yeniden Kürt inkar› ve imhas› temelinde bir bölgesel ve uluslararas› statükonun yarat›lmas›na yol açabilece¤ini düflünmektedir. Nitekim bölgedeki mücadele, bu yönlü aray›fllar, daha flimdiden böyle bir tehlikenin ipuçlar›n› vermekte ve ciddi bir tehdit oldu¤unu göstermektedir. Önder Apo’nun Kürt sorununun çözümü aç›s›ndan uygun gördü¤ü ve çözümün mutlaka gerçekleflmesini istedi¤i politik koflullar nas›ld›r? Her fleyden önce küresel sermaye 13 güçleriyle bölgenin despotik ulus devlet yap›s› aras›nda süren III. Dünya Savafl›’nda yeni ve önemli bir dönemece gelindi¤i gözlenmektedir. Küresel sermaye sistemi ad›na ABD’nin Ortado¤u’ya yöneltti¤i silahl› müdahale, bölgedeki ulus devlet statükosunu Afganistan ve Irak zeminlerinden parçalayarak, belli bir düzey yaratm›fl, ancak bu müdahaleyi bölgenin tümüne ayn› düzeyde yayamam›fl, net bir sonuca götürememifltir. Bush yönetiminin 2003’ten beri belirledi¤i politikalarda ciddi de¤ifliklik olmad›. Süreç itibariyle zorland›kça baz› aç›l›mlar yapmaya çal›flt›. Geldi¤i nokta, ABD-Türkiye-Irak üçlü ittifak›n› yaratmak, bu temelde bölgesel durufl kazanmakt›. Bu politikan›n baflar›s› baz› güçler taraf›ndan –hem uluslararas› hem de bölgesel güçler taraf›ndan– engellendi. AB, Rusya, Çin bu konuda ABD’ye bir biçimde köstek koymaktad›r. Yine bölgede de Türkiye yönetimi baflta olmak üzere ‹ran ve Suriye de engel koydu. Sonuçta Bush yönetimi seçim yenilgisi ald›. Bunun ard›ndan bir y›¤›n tart›flma oldu. Madem yönetimin izledi¤i politikalar Amerikan toplumu taraf›ndan kabul görmemifltir, o zaman toplum taraf›ndan kabul gören politikalar neler olmal›d›r diye iki ayl›k bir tart›flma süreci yafland›. Amerikan baflkan› bu süreci bocalama olarak “Önder Apo, içinde bulundu¤umuz koflullarda Kürt sorununa çözüm bulunmamas›n›n yeniden Kürt inkar› ve imhas› temelinde bir bölgesel ve uluslararas› statükonun yarat›lmas›na yol açabilece¤ini düflünmektedir. Nitekim bölgedeki mücadele, bu yönlü aray›fllar daha flimdiden böyle bir tehlikenin ipuçlar›n› vermekte ve ciddi bir tehdit oldu¤unu göstermektedir” tan›mlad›. 2007 y›l›na girifl mesaj›nda, Irak’ta bocalamadan teröre karfl› savafl› sürdürece¤iz aç›klamas›n› yaparak, asl›nda Amerika’da yürütülen tart›flmalar›, o tart›flmalar çerçevesinde yönetimin içine düfltü¤ü durumu bocalama olarak tan›mlad›. Bocalamadan yürütmenin politik ilkelerini aç›klad›. ‹flte yeni Amerikan politikalar›, Bush yönetiminin yeni politikalar ad› alt›nda yapt›¤› aç›klamalar bunu ifade etmektedir. Irak’ta askeri iflgal baflar›l› sonuç vermedi Asl›nda ABD 2003’te Irak’a müdahale ederken ya da daha öncesinden 11 Eylül olaylar› ard›ndan fler ekseni biçiminde tan›mlad›¤› ve silahl› mücadele ile bu fler eksenini ortadan kald›rmay› öngördü¤ü politikalar› etkili bir biçimde yürütemedi. Irak’ta bir ç›kmaza girdi, bir çak›lma oldu. Her ne kadar propagandas›n› yapt›ysa da pratikte onu yürütemedi. 7 Kas›m seçimleri ard›ndan ise buna ters politikalar içeren raporlar haz›rland›, tart›flmalar yürütüldü. ABD’nin 2003’ten bu yana izledi¤i politikalar› de¤ifltirmesini ön gören teklifler gündeme geldi. Özellikle Demokratlar›n ald›¤› meclisteki ço¤unlu¤a da dayal› olarak bu öneriler önem kazand›. Hangisi benimsenecek diye tart›flmalar yürütülmekteydi. Bush yönetiminin aç›klamalar› asl›nda her ikisini de yürütemeyece¤ini gösterdi. Yani ne 2003’te müdahale ederken önüne koydu¤u o fler eksenini silah zoruyla ortadan kald›rabilecek bir güce sahip, ne öyle bir politika yürütebilecek bir durumda ne de Irak çal›flma grubunun haz›rlad›¤› rapor gibi bölge statükosu ile uzlaflmay› öngören bir politik de¤ifliklik yapt›. Bush yönetiminin aç›klad›¤› politikalar neyi ifade ediyor? Irak’ta düzeni sa¤lamay› ifade ediyor. fiimdiye kadar da 2003 müdahalesinden bu yana Bush yönetiminin esas ald›¤› çizgi buydu. Irak’a tümden hakim olma, Irak’› Ortado¤u’daki statükoya karfl› mücadelede temel bir dayanak, örnek bir güç, bir model, bir üs olarak kullanmak. Fakat müdahale karfl› dire- 14 SERXWEBÛN fiubat 2007 l›flmas›nda de¤erniflle zorland›, hakimilendirmek, kullanyet kuramad›. Askeri “ABD’nin bölgede öngördü¤ü yeni sistemin Kürt sorununun mak istiyorlar. Bu iflgal baflar›l› sonuç çözümü temelinde mi gerçekleflece¤i yoksa Kürt inkar› ve durum bölge güçlevermedi, yani bir çat›flimhas›na dayanan ulus devlet statükosunun biraz cilalanarak rini çok derinden ma durumu ortaya yeniden yarat›lmak m› istenece¤i, Kürt toplumu aç›s›ndan büyük etkilemektedir. Buç›kt›, tam hakim olamad›. Siyaseten de bir önem arz etmektedir. Geliflmeler Kürt halk›n›n yeni ve ciddi na karfl› ‹ran’›n ittifak aray›fllar› göatt›¤› baz› ad›mlar asbir tarihsel süreçle karfl› karfl›ya kald›¤›n› göstermektedir” rülmektedir. fiii etkeri fliddeti durdurakinli¤i onlar› bölgecak bir düzey kazanZaten Mart 2003 müdahalesinden de güçlendirmifl durumdad›r. Ona da mad›, öyle bir uzlaflma ortaya ç›karmad›. Bölgedeki birçok milliyetçi ve di- bu güne kadar Amerika’n›n bütün ça- dayanarak, onun verdi¤i belli bir güçni güç, bu iflgal, müdahale karfl›s›nda bas› bunun üzerine oldu. Bu durum le de bölgenin, dünyan›n di¤er alanlabirleflerek, ittifak yaparak ya da kendi- neyi ifade ediyor? Sünni direniflini ez- r›nda destek arayan çabalar› bulunni örgütleyerek karfl› direnifl içerisine meyi ifade ediyor. Onun da ilk örne¤i maktad›r. ‹ran Cumhurbaflkan› t›pk› girdi. Dolay›s›yla Amerika’n›n Irak’ta Saddam’›n ve yard›mc›lar›n›n idam Türkiye yönetimi gibi yo¤un bir diploiçine düfltü¤ü durum bir ç›kmaz, çö- edilmesi oldu. Bu, Irak’taki mücadele- matik faaliyet yürütmektedir. ABD’ye zümsüzlük durumu oldu. Seçim so- de radikal, sert tutumu ABD’nin sür- karfl› hem bölgede hem de uluslararas› nuçlar› da zaten bunu yans›t›yor. Yö- dürece¤inin bir kan›t›d›r. Sünni örgüt- alanda küresel düzeyde bir karfl›tlaflnetimin içine düfltü¤ü bu baflar›s›zl›- leri, silahl› örgütleri ezme karar›nda ma yaratmaya çal›flmaktad›r. ¤›n sonuçlar› asl›nda 7 Kas›m seçimle- oldu¤unu gösteriyor. Onunla da s›n›rl› de¤il, fliiler aç›s›ndan da benzer aç›klarindeki yenilgi ile ortaya ç›kt›. Kürt halk› yeni ve ciddi bir may› yapt›lar. Özellikle El Sadr grubu için. Mezhep çat›flmas›n› bu biçimde tarihsel süreçle karfl› karfl›yad›r Bush yönetimi Irak’taki durdurmak istiyorlar. fiii, sünni silahl› radikal çizgisini sürdürecek güçlerini etkisizlefltirerek, Irak’ta bir siABD, bölgedeki eski statükoyu aflyasi istikrara, bu temelde bir yönetime ma mücadelesini farkl› yöntemlerle de Bush yönetiminin Ortado¤u’daki ulaflmay› hedeflemektedirler. olsa sürdürmeye devam ederken, uzmevcut statükoya karfl› yöneltti¤i siMevcut durumda silahl› güçleri laflma ve ittifak aray›fllar› temelinde lahl› müdahaleyi daha ileriye götüre- ezerler de bu durumda bir yönetim or- yeni Ortado¤u sisteminin yarat›lmas› memesinin ve Irak’ta bir askeri ç›kmaz taya ç›karsa, burada flii-Kürt etkinli¤i yönünde ad›mlar atmaya da çal›flaiçine düflmesinin temel nedeni; Orta- fazla olacakt›r. Sünni kesim, siyasi ya- cakt›r. Küresel sermaye güçleriyle Ordo¤u’nun tarihsel, toplumsal ve siyasi p›lar çok daha fazla ezilecek, darala- tado¤u’nun ulus devlet güçleri aras›ngerçe¤ini do¤ru ve yeterli de¤erlendire- cakt›r. Bunun iflaretleri vard›r. Sünni- da yaflananlar, mücadelenin bölge memesi, bu nedenle bölge gerçekli¤ine ler hem milliyetçilik hem de mezhepçi- statükosunu parçalama temelinde yüuygun bir mücadele stratejisi ve tak- lik temelinde büyük ölçüde silahl› ör- rüme sürecini geride b›rakt›¤›n›, bir tiklerini gelifltirememesi olarak de¤er- gütlülü¤ü temsil etmektedir. Baas ör- yandan bu statükonun afl›lmas› do¤lendirilebilir. Kuflkusuz ABD’nin temel gütlülü¤ü onlar›n içinde sürmektedir. rultusunda mücadele gelifltirilirken, amaçlar› de¤iflmemektedir, yani Orta- ABD’nin, bunlar› ezerek Irak’ta bir is- di¤er yandan yeni statükonun olufltudo¤u’daki ulus devlet sistemini aflma tikrar, düzen kurup, Irak üzerinden rulmas› sürecinin de bafllad›¤›n› gösve Ortado¤u’yu küresel sermaye siste- bir bölge yap›lanmas› yaratma gibi bir termektedir. mi içinde eritme hedefinden ABD yö- düflüncesi, yaklafl›m stratejisi vard›r. Bu da ABD siyaseti aç›s›ndan, yeni netimi vazgeçmeyecektir. Yeni politika onu içerdi, bu konuda da Ortado¤u statükosunun oluflturulma Bush yönetiminin aç›klad›¤› fleyin Bush yönetiminin bunu 2007 y›l›nda çal›flmalar›n›n bafllamas› anlam›na özü, Irak’ta hakimiyeti sa¤lamakt›r. gerçeklefltirme gibi bir hedefinin oldu- gelmektedir. Nitekim bu, bölgenin tüm Onun için, radikal çizgi sürdürülecek ¤u söylenmektedir. güçlerini duyarl› hale getirmifl, diye sert baz› deyimler de kullan›l›yor, Siyasi olarak da zaten onu yapmas› ABD’nin bu yeni aray›fl› ve yeni sistem aç›klamalar da yap›l›yor. Kendini ra- laz›md›r. 2008’de yeni seçim gündeme yaratma yönünde ad›m atmaya bafllahatlat›c›, hakim k›l›c› bir siyasi orta- gelecektir. Bush yönetimi yapabilece- yaca¤› izlenimini vermesi, bölgenin yama ulaflmak istiyor. Esas olarak da ¤ini esas itibariyle bu y›l içinde yapa- p›lanmas› içinde yer alabilmek için yapmak istedi¤i, Irak’ta hakimiyeti cakt›r. Bunun için yeni asker gönder- tüm bölge güçlerini daha duyarl› ve çasa¤lamak ve öngördü¤ü biçimde bir me kararlar› al›nd›. Irak’a müdahale ba harcar hale getirmifltir. düzen kurmak. Bunun için karfl›t si- eden güçleri ‹ran’›, Suriye’yi uyard›lar. Bu durum Kürdistan’› ve Kürt toplahl› güçlerin ezilmesini öngörüyor. Hewler’deki ‹ran temsilcili¤i bu temel- lumunu da yak›ndan ilgilendirmekteAç›klad›¤› yeni politikan›n özü bu, bu de bas›ld›. Yine Kürdistan’da da baz› dir. ABD’nin bölgede öngördü¤ü yeni da yeni bir fley de¤il. güçleri Ba¤dat’ta istikrar› sa¤lama ça- sistemin Kürt sorununun çözümü te- fiubat 2007 SERXWEBÛN melinde mi gerçekleflece¤i, yoksa Kürt inkar› ve imhas›na dayanan ulus devlet statükosunun biraz cilalanarak yeniden yarat›lmak m› istenece¤i, Kürt toplumu aç›s›ndan büyük bir önem arz etmektedir. Geliflmeler, Kürt halk›n›n yeni ve ciddi bir tarihsel süreçle karfl› karfl›ya kald›¤›n› göstermektedir. Ortado¤u’da I. Dünya Savafl› ard›ndan oluflan despotik ulus devlet statükosunun bir yandan Kürdistan özgürlük mücadelesiyle, di¤er yandan ABD’nin on befl y›ld›r izledi¤i politikalarla merkezden, yani Irak’tan parçaland›¤› ve eski statükonun yeniden tesis edilmesinin mümkün olmad›¤› bir gerçektir. Irak’ta Saddam yönetiminin y›k›lmas›, asl›nda bölgesel düzeyde ulus devlet sisteminin parçalanmas›n› yaratm›fl ve afl›lmas› yönünde önemli bir geliflmeyi ifade etmifltir. Hem Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesi hem de ABD sald›r›lar› sadece Saddam yönetimini y›kmakla s›n›rl› kalmam›fl, ayn› zamanda ulus devlet sisteminin despotik, diktatöryal, milliyetçi, bölge gerçe¤ine uymayan d›fl patentli yüzünü iyice a盤a ç›kar›p, teflhir etmifltir. Yine ulus devlet güçlerinin deyim yerindeyse burunlar› iyice sürtülmüfl ve tarihlerinin en zay›f dönemini yaflar duruma sokulmufllard›r. Bu durumun yaratt›¤› zorlanma, çözümsüzlük ve ç›kmaz içinde olan bölgenin ulus devlet güçleri, ABD’den esen son politik de¤iflim rüzgar› karfl›s›nda yeniden bir hareketlenme, umutlanma ve 15 yeni çabalar içine girmifllerdir. Bu durum karfl›s›nda ‹ran derhal Irak ve Suriye yönetimlerini ortak toplant›ya ve birlikte ittifak oluflturmaya ça¤›r›rken, bölgeden d›fllanma endiflesi ile yüklü olan Türkiye yönetimi ise, ‹ran ve Suriye yönetimleriyle en üst düzeyde görüflmeler yaparak, ABD’deki politik de¤iflikliklere göre bölgede neler yapabileceklerini belirlemeye çal›flm›flt›r. Kürtler parçasal de¤il bütünsel çözüm için mücadele etmeli Irak, Lübnan ve Filistin alan›ndaki geliflmeler, ‹ran yönetimini biraz rahatlatm›fl ve güçlendirmifl olsa da mevcut durumuyla yak›n süreçte ‹ran’›n ABD yönetimiyle uzlaflmaya varmas› zordur. Dolay›s›yla önümüzdeki süreçte bölgesel düzeyde ABD‹ran çeliflkileri devam edecek ve bu çeliflki bölgedeki geliflmeler üzerinde etkisini sürdürecektir. Bir süreden beri ABD bask›lar› alt›nda iyice bunalm›fl olan, kendi içinde de çeflitli sorun ve bölünmeleri yaflayan Suriye yönetiminin bu geliflmeler karfl›s›nda daha dikkatli davranaca¤›, hatta ABD ile uzlaflma ve ittifak yollar›n› arayaca¤›, o alandaki geliflmenin bu yönlü olaca¤› daha flimdiden anlafl›lmaktad›r. ABD’deki son politik yaklafl›mlar›n Irak’taki çat›flmal› durumu ne oranda sona erdirece¤i ve Irak’› ne oranda bir istikrara götürece¤i henüz belli de¤ildir. Nitekim flimdiye kadar Irak’›n istikrarl› sahas› olarak de¤erlendirilen Güney Kürdistan da ABD’nin yeni politik aray›fllar› temelinde daha fazla kayg› ve endifle alan›, dolay›s›yla giderek bir istikrars›zl›k alan› olmaya adayd›r. Çünkü bu politikalar Güney Kürdistan’da ulafl›lan statükoyu tehdit etmektedir. Bir yandan Kerkük sorunu daha çok alevlendirilmekte, di¤er yandan hem güneyden hem de kuzeyde Türkiye taraf›ndan Güney Kürdistan’daki geliflmeler aç›kça tehdit edilir olmaktad›r. Güney Kürdistan Federe Yönetimi’nin bu geliflmeler karfl›s›nda ulaflt›¤› güç düzeyini korumaya çal›flaca¤› aç›kt›r. Ancak bu konuda ne denli direngen olabilece¤i ve mevcut statüyü ayakta tutabilece¤i belli de¤ildir. ABD ve Türkiye’den gelen bask›lar ve verilecek k›smi tavizler karfl›s›nda, mevcut düzeyden geri ad›m atarak, onlarla uzlaflma yoluna gitme, kendi dar bölgesel, afliretsel ç›karlar›n› bu temelde koruma yaklafl›m› hakim hale gelebilir. Di¤er yandan, içinde bulundu¤umuz süreçte, Kürdistan’›n bir parças›nda çözümü dayatmak, onu esas almak yeterli olmayacak, hatta varolan düzeyi de kaybetmek ya da uzlaflmak zorunda kalmak gibi tehlikeli bir durumu ortaya ç›karacakt›r. Dolay›s›yla Kürt sorununun bölgesel çözümünü içinde bulundu¤umuz politik mücadele sürecine bütünlüklü bir çözüm olarak dayatmak, baflar›l› olmak aç›s›ndan zorunludur. Türkiye’nin Irak politikalar› dibe vurdu Burada esas olan, Türkiye’nin durumudur. Geliflmeler Türkiye’yi ürkütmüfltür. Türkiye, geliflmeler karfl›s›nda çok zay›f kalm›flt›r. Buna bir karfl› hamle olarak Kerkük sorununu gündeme getirdi. Gece gündüz demeden Kerkük tart›flmas› yapmaktad›rlar. Ankara’da bir Kerkük konferans› yapt›lar. Kürtler d›fl›nda herkesi kat›yorlar. Kerkük’e askeri müdahale nas›l olur, onun tart›flmalar› yap›lmaktad›r. 2006 bahar›ndaki askeri hareketlili¤in PKK için oldu¤u san›ld›, oysa Kerkük için bir haz›rl›k oldu¤unu söyleyen çevreler bulunmaktad›r. Türkiye, Irak çal›flma ra- SERXWEBÛN fiubat 2007 16 porunun ABD’nin yeni politikas› olaca¤›n› umut etmiflti. Bu biçimde ABD kendilerine daha fazla taviz verecek, dolay›s›yla uzlaflacaklard›. Onun için hemen haz›rl›k yap›ld›. Yani bir yandan Irak yönetimi üzerinde etkili olmak için haz›rl›k yap›l›rken, di¤er yandan böyle bir ortamdan yararlanarak PKK’yi ezebilir miyim, tasfiye edebilir miyim yaklafl›m›na kap›larak haz›rl›k yap›ld›. Önderli¤imizin Genelkurmay-Baflbakanl›k uzlaflmas› dedi¤i nokta burada ortaya ç›kt›. Türkiye mevcut ortam› bu iki aç›dan de¤erlendirebilece¤ini umut etti. Buna göre aray›fl ve çaba içine girdi. Hem bölgesel güçlerle hem de ABD’li yetkililerle görüfltüler. Bölge düzeyinde hareketli hale geldiler. Umutland›lar, hesaplar yapt›lar. Kendileri aç›s›ndan garanti gibi gördüler. Zaten Türk bas›n› ilginç bir flekilde ABD’de sanki seçimleri kendileri kazanm›fl gibi sevinç duymaktayd›. Bush yönetimi için söylenmedik söz b›rak›lmad›. Fakat ABD yönetiminin y›lbafl›nda aç›klad›¤› politikalar, bütün bu hesaplar› çökertti. Saddam’›n idam›, ard›ndan ona denk düflen yeni Amerikan politikas›, Bush yönetiminin 2007 y›l›nda izleyece¤i politikalar›n belirginleflmesi, Türkiye yönetiminin, AKP yönetiminin bu hesaplar›n› bozdu. Bu, çok nettir. Dolay›s›yla Irak için yapmaya çal›flt›¤› haz›rl›klar elinde kald›, böylece fliiler ve Kürtlerle daha aç›k karfl› karfl›ya geldi. Çünkü sünni konferans› yapmaktayd›. ABD politikalar›n›n Irak’ta silahl› güçleri ezme siyaseti do¤rultusunda sünnileri daha da zay›flataca¤›, dolay›s›yla flii-Kürt yönetiminin daha çok pekiflece¤i, bunun içinde de Kürtlerin daha çok a¤›rl›k kazanaca¤› ortaya ç›kt›. 150 kiflilik Kürt taburunun Ba¤dat’a denetimi sa¤lamak üzere yollanmas›na, Amerika bile umut ba¤lamaktad›r. Bu, Amerika ile Kürtler aras›nda yeni bir iliflki durumunu ortaya ç›kartmaktad›r. Türkiye’nin hesab›, sünnilerin daha çok öne ç›kart›laca¤›, daha fazla kat›l›m gösterecekleri yönünde oldu. Çünkü Amerika ç›kmaza girdi, silahl› güçleri ezemedi, dolay›s›yla onlar› bertaraf etmek için, yönetimde sünnilere biraz daha fazla yer verece¤i yönündeydi hesaplar›. Öyle olsayd›, mevcut Irak yönetim yap›lanmas›nda bir daralma ortaya ç›karacakt›. Yani flii-Kürt ittifak›na dayal› yönetimi daraltacakt›. Türkiye’nin bu noktadaki hesab› sadece PKK’yi ezmek de de¤il, Irak’taki yönetimde de¤iflikli¤in olmas›n› sa¤lamak, bu durumda Güney Kürdistan’daki mevcut statüyü de daraltmakt›. Kendisinin umudu, en az›ndan Güney s›n›r›ndaki yeni siyasi oluflumu, Kürt siyasi oluflumunu kendisi aç›s›ndan denetim alt›na al›nmas›n› sa¤lamakt›. Mevcut geliflmeler bunun tersidir. ABD’nin Kürtlerle iliflkisi TC’yi telaflland›rmaktad›r Amerika’n›n politikas› Irak’ta o silahl› güçleri durdurmak olunca, bu durumda en etkili güç, Kürtler olmaktad›r. Geçmiflte de belli oranda etkinlik sa¤lad›lar. fiimdi de hem flii hem sünni, ABD’ye karfl› savaflan güçlerin ezilmesi siyasetinde Amerika’n›n en çok dayanaca¤› alan Güney Kürdistan alan› olmaktad›r. Böyle bir ortamda Kürtleri karfl›ya almak de¤il, Kürtlerin Irak yönetiminde etkinliklerinin daha da artmas›, dolay›s›yla Güney Kürdistan statükosunun daralma tehdidi alt›ndan kurtulup daha da genifllemesi gibi bir durum ortaya ç›kmaktad›r. Bu yönlü anlaflmalar vard›r, zaten anlaflma olmazsa Kürt güçleri Ba¤dat’a gitmezlerdi. Kürt güçleri Ba¤dat’a götürüldü¤üne göre, ona karfl› da ABD’nin Güney Kürdistan statüsüne dair Kürt- lere verdi¤i güvenceler, tavizler vard›r. fiimdi Irak’ta silahl› güçlerin ezilmesiyle ortaya ç›kart›lmak istenen siyasi yap›n›n gidiflat›, Kürtlerin etkinli¤inin artmas› yönündedir. ABD politikas›n›n flu anki durumunun öngördü¤ü budur. Bu, Türkiye’yi telafla düflürmüfl durumdad›r. Türkiye tam tersini hesap ederken, böyle bir durumla karfl› karfl›ya gelince, Irak yönetimi düzeyinde Kürt etkinli¤inin artt›¤›, o olmazsa ayr›l›p ayr› devlet olma tehdidinin bile Güney s›n›r›nda Kürtlerden geldi¤ini görünce, Kürt inkar› ve imhas›n› öngören siyaset en zor durumu yaflamaktad›r. Bunun için Amerika’ya yönelik tehditler aç›klad›lar.Kerkük konferans› yapt›lar. Meclis tart›flmalar› oldu. Kerkük’e askeri müdahale karar› alaca¤›z diye ABD ve bölge güçlerini tehdit etmektedirler. Türkiye, Irak’taki, yine Kerkük’teki geliflmelere göre, askeri müdahale etme tehdidini artt›rarak sürdürecektir. Referandumu mesele yapmaktad›rlar. Referandumun ertelenmesini, Irak çal›flma grubu raporu öngörmekteydi. Türkiye’nin çabas› da o yönlüdür. En son baz› ABD’liler, anayasan›n öngördü¤ü ilkelerin uygulanaca¤›n› aç›klad›lar. Bu, Türkiye’yi daha çok endiflelendirdi. Mevcut haliyle zay›f durumdad›r. Bunun için en ileri düzeyde bir siyasi ve askeri tehditte bulunulmaktad›r. Baz› askeri haz›rl›klar da yap›lmaktad›r. Güney’in vurulmas› hesab›n› yapmaktad›rlar. Yani baz› politikalar›n› uygulamada bizim varl›¤›m›z› bir vesile olarak kullanmak istemektedirler. fiubat 2007 SERXWEBÛN 2007 Türkiye için de kader y›l›d›r Di¤er taraftan, esas olarak bu tehditlerin bir yönüyle bizim üzerimize pazarl›k konusu olmas›d›r. Onu görmemiz önemlidir. Tehdit ederek ABD’yi de Güney Kürdistan’daki yönetimi de bize karfl› bir uzlaflmaya zorlamak isteyebilirler. Öyle bir ittifak, bir düzeyde ortaya ç›kabilir. Çünkü Amerika bir yandan Irak’ta denetimi kurmak isterken, di¤er yandan Türkiye-Irak ittifak›n›n gelifltirilmesini istemekte, 2006 y›l›nda yürüttü¤ü politikay› devam ettirmek istemektedir. Bush yönetiminin aç›klad›¤› yeni politikalarda o da bulunmaktad›r. Türkiye-Irak ittifak›n›n gelifltirilebilmesi için s›n›rdaki sorunlar›n çözülmesinin gerekti¤i söylenmektedir. Türkiye bu konuda PKK’nin ezilmesini dayatmaktad›r. Amerika ise Türkiye’yi bu noktada daraltm›fl vaziyettedir. Özellikle Güney’deki yönetimin kendini daha çok güçlendirme istemi do¤rultusunda da Türkiye’nin istemine flimdiye kadar cevap veremedi. Türkiye ile ABD Irak yönetimi, onun ad›na Güney Kürdistan yönetimi aras›nda bir gerginlik, bir pazarl›k hususu vard›r. Siyasi askeri gerginlik bir yönüyle de pazarl›k konusudur. Çat›flmaya m› gidecek, uzlaflmaya m› gidecek, her iki olas›l›¤›n da önü aç›kt›r. Bunun nas›l olaca¤›n›, hangisinin gerçekleflece¤ini süreç belirleyecektir. Türkiye yönetimi, 2007 y›l›n›n kendileri için kader belirleyici bir y›l olaca¤›n› belirtmektedir. Kader belirlenmesi, Irak’ta bir sistemin biraz daha ileri düzeyde flekillenmesi olmaktad›r. Irak nas›l flekillenirse, öyle anlafl›l›yor ki Türkiye’deki yap›lanma da ona göre olacakt›r. E¤er Kürtleri daralt›r, Kerkük’ün Kürdistan’a kat›lmas›n› engeller, Irak yönetiminin birli¤ini öne ç›kart›rsa, o zaman Kuzey’deki Kürt hareketini de ezme, inkar› sürdürme imkan› bulacakt›r. Yok, e¤er öyle olmaz ve Kerkük Kürdistan’a kat›l›rsa, Kürtlerin Irak yönetimindeki etkinlik düzeyleri ileri düzeyde olursa ya da ayr›lma gibi bir düzey -ki bir Kürt ulus devlet yap›lanmas› olufluyor- ortaya ç›- 17 karsa, Türkiye art›k Kürtleri inkar ve imha politikas›n› yürütemez. Ya bu geliflmeyle savaflacak ya da imha ve inkar politikas›nda de¤ifliklik yapacakt›r. Kader belirleyici dedikleri, Kürt inkar› ve imhas›na dayal› politika aç›s›ndan kader belirleyici bir y›l olmas›d›r. AKP yönetiminin ateflkese yaklafl›m› bir oyun fleklindedir. Bunu böyle tespit edebiliriz art›k. ‹lginçtir, hükümete ba¤l› baz› kurumlar baflka fleyler söylerken, hükümet baflka fley söylemektedir. Örne¤in hükümete ba¤l› bir kurum olan M‹T aç›klama yapt›. Ön- “Türkiye yönetimi, 2007 y›l›n›n kendileri için kader belirleyici bir y›l olaca¤›n› belirtmektedir. Irak nas›l flekillenirse, öyle anlafl›l›yor ki Türkiye’deki yap›lanma da ona göre olacakt›r. E¤er Kürtleri daralt›r, Kerkük’ün Kürdistan’a kat›lmas›n› engeller, Irak yönetiminin birli¤ini öne ç›kart›rsa, o zaman Kuzey’deki Kürt hareketini de ezme, inkar› sürdürme imkan› bulacakt›r” derlik de tan›mlad›, devletin en etkili kurumlar›ndan birisidir. O farkl› aç›klamalar yapt›, hükümet baflka fleyler söyledi. Demek ki bir bütünlük yoktur, farkl› düflünceler vard›r. Düflünce sistemleri da¤›lm›flt›r. Fakat flu anda devlette etkili olan, inkar ve imhay› öngören politik güçlerdir. Onlar yönlendirmektedirler. AKP bu güçlerle tümüyle ittifak yapm›fl görünmektedir. Bu e¤ilim, inkar ve imha sistemi kendi etkinli¤ini korumak için bütün gücünü kullanmaktad›r. Öyle görünüyor ki, bundan sonra da kullanacakt›r. Bu konuda çok tehditkar bir pozisyondad›rlar. Askeri müdahale konusunu tart›flmaktad›rlar. Haz›rl›k yapma konusunda genelkurmaya gerekli yetkinin verildi¤ini baflbakan ve d›fliflleri bakan› birkaç kez aç›klad›. fiimdi CHP’nin istemi üzerine de meclisten bu konuda onay ç›karmak istemektedirler. Muhtemelen ç›karabilirler. Bu kli¤in yaklafl›mlar› böyleyken, bu konuda duyarl› olmak gerekmektedir. Türkiye’de bar›fl› isteyen çevreler yeteri kadar güçlü de¤ildir Peki ateflkesin hiçbir etkisi olmad› denilebilir mi? Tabii ateflkesin etkiledi¤i güçler de var Türkiye’de. Partiler, demokratik kurumlar, ayd›nlar, sivil toplum kurulufllar› bir konferans yapt›lar. “Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor” Konferans›, önemli bir konferanst›. fiu ana kadar Kürt sorununun çözümüne dair yap›lan konferanslar›n en güçlüsüydü diyebiliriz. Her tarafta, yani sadece Türkiye’de ya da Ortado¤u’da de¤il, dünyan›n her yerinde, Avrupa’da yap›lan konferanslar bulunmaktayd›. Mesela o konferanslar›n en büyü¤ü Brüksel’dekiydi. Kat›l›mc›lar› bir de muhatap güç olarak Türkiye aç›s›ndan de¤erlendirilirse, bu konferans en büyük konferanst›r. Türkiye toplumunu en çok etkileyecek kesimlerin bir araya geldi¤i bir konferanst›r bu, küçümsememek gerekir. DYP’nin tutumu, M‹T’in aç›klamalar›, sermaye çevrelerinin, TÜS‹AD benzeri güçlerin tutumlar› oldu. Yani Türkiye’de bu inkar ve imhaya karfl›t olan siyasi, demokratik güçler, sermaye güçleri de bulunmaktad›r. Onlar da önemli bir güçtür. Ateflkesi muhatap ald›lar, çal›flmaktad›rlar. Bir mücadele bu iki e¤ilim aras›nda sürmektedir. Aç›k bir çeliflki durumu oluflmufltur. Fakat ordu ve devlet üzerindeki hakimiyet dendi¤i zaman, halihaz›rda inkar ve imha e¤ilimi hakimdir. Di¤er güçler toplum içinde daha genifl bir çevreye sahip olabilirler, ama çekinmektedirler. Ordu var, devletin vurucu güçleri var. Onlar üzerinde siyasi güçleri, etkileri o kadar yoktur. Siyasi tutumu gelifltirecek kadar iradeleri ve birlikleri bulunmamaktad›r. Bu bak›mdan toplumu belli ölçüde etkilemektedirler, fakat devleti mevcut durumda yönlendirememektedirler. SERXWEBÛN fiubat 2007 18 bir anlaflmaya varmaya çal›flmaktad›r. Hatta bu konuda karfl›l›kl› tavizler temelinde, PKK Koordinatörlü¤ü ad› alt›nda oluflturulan sistemin çal›flmalar›na dayal› olarak, Güney Kürdistan’a yönelik geçmiflte oldu¤u gibi askeri operasyonlar yapma ortam›n› Türkiye yönetiminin elde etti¤i, ABD ve Irak yönetimiyle bu temelde, s›cak takip denen türden anlaflmalar yapt›¤› bilgileri ulaflmaktad›r. Bu aylar Kürt halk›n›n kaderinin belirlenece¤i aylard›r Zorlanan TC rejimi milliyetçili¤e oynamaktad›r Önümüzdeki süreçte çok etkili çabalar sürdürülebilirse, d›fltaki geliflmelerle Irak’taki geliflmeler birleflirse, belki inkar ve imha güçlerini etkisiz k›labilir. Yok, e¤er öyle olmazsa, Türkiye büyük ihtimalle Medya Savunma Bölgeleri’ne, Güney’e, Kerkük’e çeflitli biçimlerde müdahale etmek isteyecek. ABD ile karfl› karfl›ya gelmeleri, çat›flmaya girmeleri zor olsa da, karfl›l›kl› tavizler vererek, en az›ndan bize karfl› askeri müdahaleler kapsam›nda ABD ile de bir biçimde uzlaflabilirler. Bu bak›mdan Irak’taki geliflmeleri tümüyle önleyemezse bile bizim imham›z için çaba harcayacakt›r. Çeflitli ittifaklar yapabilir. Bu tür giriflimler ortaya ç›kabilir. Bu daha güçlü, daha esas bir olas›l›kt›r. Bunu dikkate almam›z, görmemiz gerekiyor. Yani haz›rl›kl› olmal›y›z. Mevcut durumda baz› olas›l›klar var, hangisinin gerçekleflece¤ine iliflkin insan bir fley diyemez. Ama a¤›rl›kl› olan yön, inkar ve imha güçlerinin sald›rgan yönüdür. Bu kesin gibidir. Yani en az›ndan bu yönlü baz› giriflimler, çat›flmal› durumlar gündeme gelebilir. Bunu neoittihatç› kesim çok ileri düzeyde dillendirmektedir. Bizim bunu dikkate alan bir yaklafl›m ve haz›rl›k çal›flmas› içinde olmam›z gereklidir. Bu büyük bir güç müdür, de¤ildir. Türkiye güç kazanarak m› bunu yap›- yor? Hay›r, zorland›¤› için bunu yapmaktad›r. Hesaplar› tutmad›¤›, da¤›ld›¤›, inkar ve imha siyaseti k›r›lmak ve afl›lmak ile yüz yüze oldu¤u için bunu yapmaktad›r. Onu korumak için, elindeki tüm gücü kullanarak sald›r›ya geçmek istemektedir. Bu, zay›fl›k ve gerilemenin bir sonucudur. Bir yandan ABD nezdinde, di¤er yandan da bölgenin ulus devlet güçleri nezdinde görüflme ve ittifak aray›fllar›n› yo¤unlaflt›rarak, PKK’yi ezme ve tasfiye etme politikalar›n› hayata geçirmek istemektedir. Mevcut ortam›, gerillan›n ezilmesi ve PKK öncülü¤ündeki Kürdistan özgürlük ve demokrasi hareketinin tasfiye edilmesi aç›s›ndan uygun görmektedir. Bu nedenledir ki ateflkes sürecinin bafllad›¤› dönemdeki Kürt sorununa dair tart›flma ve çözüm aray›fllar› giderek zay›flam›flt›r. Kürt sorununu tart›flma gündemde geri planlara düflmüfl, daha çok inkar ve imhada ›srarl› olan güçlerin milliyetçi floven aç›klamalar› ve pratikleri öne ç›km›flt›r. Halk ve Önder Apo üzerinde artt›r›lan bask›lar, özellikle de gerillaya yönelik savafl dönemini bile aflan düzeyde gelifltirilen operasyonel sald›r›lar, bu gerçe¤i ifade etmektedir. Bundan da öteye, TC yönetimi mevcut durumu de¤erlendirerek, inkarc› ve imhac› sald›r›lar›n› Güney Kürdistan’a, Medya Savunma Bölgeleri’ne de yaymak için ABD ve bölgesel güçlerle TC yönetimi bir yandan askeri bask›lar› artt›r›p Özgürlük hareketimizi güçten düflürerek, di¤er yandan ise ABD ve bölgesel güçlere tavizler verip, onlar›n deste¤ini alarak Ortado¤u’da bafllamakta olan yeni sistem yap›lanmas›n› Kürt inkar› ve imhas› temelinde gelifltirmek, bu biçimde 20. yüzy›la dayat›lm›fl olan inkar ve imha statükosunu öz itibar›yla 21. yüzy›l bafl›ndaki bölgesel yap›lanmaya da dayatmak istemektedir. Önder Apo’nun içinde bulundu¤umuz süreçte Kürt sorununa ‘ya çözüm ya çözüm’ dayatmas›, bu geliflmeler temelinde ortaya ç›kmaktad›r. E¤er böyle bir süreçte Kürt sorununun çözümü ve Kürt halk›n›n demokratik haklar›n› özgürce kullanmas› temelinde bir bölgesel yap›lanma ortaya ç›kart›lamazsa, bu durum Kürt halk›na dayat›lm›fl olan soyk›r›m›n asimilasyon yöntemlerini de aflarak, çeflitli katliam yöntemleriyle sonuca götürülmesini sa¤layacak yeni bir sürece yol açabilir. Bu bak›mdan içinde bulundu¤umuz aylar tarihi önem arz eden, Kürt halk›n›n adeta kaderinin belirlenece¤i aylar olmaktad›r. Ya Kürt inkar› ve imhas› k›r›lacak, afl›lacak, Kürt halk›n›n özgür var oluflu ve ilerleyifli sa¤lanacak ya da yeni bir inkar sistemi kurularak, Kürt soyk›r›m› sonuca götürülecektir. Bu nedenle Kürt sorununun çözümünü ileri bir gelece¤e ertelemeyi öngören yaklafl›mlar son derece tehlikelidir. Yine bugünün yak›c› gerçe¤ini göremeyen ve bu temelde Kürt sorununun çözümü do¤rultusunda üzerine düflen görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pra- fiubat 2007 SERXWEBÛN tikte baflar›yla yerine getiremeyen yaklafl›mlar da çok tehlikelidir. Bu tür yaklafl›mlar tarih taraf›ndan mahkum edileceklerdir. Bunun için Önder Apo’nun gelifltirdi¤i ve siyasi gündeme dayatt›¤› Kürt sorununa çözüm politikalar›n› do¤ru anlamam›z, güçlü sahiplenmemiz ve üzerimize yükledi¤i görev ve sorumluluklar›n gere¤ini pratikte baflar›yla yerine getirmemiz, tarih karfl›s›nda yüz ak›yla durabilmek aç›s›ndan kesin gereklidir. Ancak böyle mücadeleci ve sonuç al›c› bir durufl Türkiye’deki inkar ve imha e¤ilimini k›rabilir. Kürt sorununda çözümün önünü açabilir ve ancak böyle bir geliflme ile ABD’nin bölgede yaratmak istedi¤i yeniden yap›lanma sürecinde Kürt halk› özgür iradesiyle yer alarak, halklar›n özgür iradeli, demokratik ve kardeflçe bir sistem kurmalar›na katk› sunabilir. Bu temelde bafllatt›¤›m›z ateflkes sürecini stratejik baflar›ya götürebilmek için izlememiz gereken politikalar› flöyle özetleyebiliriz. 19 tirilmesi, Kürt demokratik kurum ve kurulufllar›n›n çok aktif mücadele eder hale getirilmesi gereklidir. Bununla birlikte, Türkiye’nin demokratik sivil toplumcu siyasal ve toplumsal güçlerini Kürt sorununun çözümü temelinde Türkiye’nin demokratikleflmesini öngören bir demokrasi blo¤u etraf›nda birlefltirmek ve eyleme çekmek esast›r. Bunlarla birlikte neoittihatç›lar denen, k›z›l elmac›lar olarak tan›mlanan inkar ve imhac› kli¤i iyice teflhir ve tecrit edip aflabilmek için bunlarla çeliflen, bunlara karfl›t olan, bu anlamda bizim öngördü¤ümüz düzeyde olmasa bile Türkiye’nin liberal bir demokrasiye dönüflmesini isteyen tüm güçlerle en genifl iliflki ve ittifak içinde olabilmek, inkar ve imhac› güçlere karfl› en genifl siyasi ittifak› Türkiye cephesinde oluflturmak gerekli olmaktad›r. gürlük davas›n› içten bölüp, tehdit edebilecekleri ihtimalini de hiçbir zaman unutmadan gerekli duyarl›l›k ve tedbir içinde olma gere¤i vard›r. Yine özellikle bu dönemde bir parçay› öne ç›karan yaklafl›mlar tehlikeli olacakt›r. Bu yaklafl›m daha çok da yurtsever güçler, Kürt siyasi çevreleri için aldat›c› olabilece¤inden dolay› tehlikeli olacakt›r. Bir parça için genelin feda edilmesi gibi bir durum ciddi bir tehlike arz edecektir. Bu nedenle de böyle bir durumu yo¤un bir propaganda ile mahkum etmek, içinde bulundu¤umuz süreçte bir parçan›n öne ç›kar›lmas›n›n yanl›fll›¤›n› ortaya koyarak, Ortado¤u düzeyinde Kürt sorununa çözüm bulacak bir siyasetin propagandas›n› yapmak, Kürt ulusal zeminine böyle bir politikay› propaganda etmek gereklidir. Suriye’nin ABD ile içine girece¤i muhtemel uzlaflma süreci de dikkate Parçay› bütüne feda etmek al›narak onunla çat›flmal› olmak yeriçok tehlikelidir ne, Kürt halk›n›n demokratik konfedeGüney Kürdistan’a gelince, flimdi- ral örgütlülü¤ünü gelifltirme temelinde ye kadar izledi¤imiz ulusal birlik po- Suriye’deki de¤iflimin demokratik k›‹nkar ve imha sistemini k›rmak litikas›n› önümüzdeki süreçte daha l›nmas› ve böyle bir demokratikleflme için daha fazla çal›flmal›y›z etkili yürütme gere¤i vard›r. Özellikle içinde yer al›nmas› için çal›flmak daha Güney Kürdistan’daki kazan›mlar›n do¤ru bir siyasi tutum olacakt›r. En baflta inkar ve imha sisteminin da yok edilme tehlikesinin ortaya ‹ran’a gelince, kuflkusuz geçen sük›r›l›p afl›lmas›n› sa¤latacak bir müca- ç›kt›¤› böyle bir dönemde, Güneyli reçte yürüttü¤ümüz mücadele ile ordeleyi propaganda, diplomas›, serhil- güçleri, baflta KDP ve YNK olmak taya ç›kard›¤›m›z geliflmeleri korumak dan, örgütlenme ve meflru savunma üzere çeflitli parti ve örgütleri Kürt ve daha da ilerletecek yol, yöntem araalanlar›nda, Kürdistan’›n dört parça- kazan›mlar›n› tehdit eden sald›r› ve mak, Do¤u Kürdistan çal›flmalar›m›z s›nda ve yurtd›fl›nda çok güçlü bir bi- politikalara karfl› ortak ulusal cephe- aç›s›ndan esas olmaktad›r. Bu konuçimde gelifltirme gere¤i vard›r. Bu ko- de birlefltirmeye çal›flmak, bu temel- da olas› ABD-‹ran savafl› ihtimali karnuda flimdiye kadar yaflanm›fl olan za- de bir ortak ulusal strateji olufltur- fl›s›nda mevcut yaklafl›mlar›m›z›n y›fl›klardan da gerekli dersleri ç›kara- mak amac›yla iliflki ve ittifak içinde de¤iflmesi gerekmektedir. Yani ABDrak, ne pahas›na olursa olsun ateflkes olmaya gayret göstermek önemlidir. ‹ran çat›flmas›na göre uyarlanm›fl; dasürecini baflar›ya götürecek bir müca- Ancak bu noktada söz konusu güçle- ha çok askeri yöntemlere dayanan sidele düzeyini gelifltirmemiz gereklidir. rin kendi dar ç›karlar›n› düflünerek yasi örgütsel çal›flma tarz›m›zda de¤ifiunu bilelim ki, ancak Türkiye’deki in- ve direnme gücünü gösteremeyerek fliklik yaparak, mevcut meflru savunkarc› ve imhac› klik geriletilerek, Tür- ABD ve Türkiye dayatmalar› karfl›- ma konumumuzu ve mevzilenmemizi kiye yönetimi demokrasi ve özgürlük s›nda uzlaflmac› bir tutum içine gire- korumak ve sürdürmek temelinde mücadelesi taraf›ndan zorlanarak in- bilecekleri, bu temelde Kürdistan öz- mümkün oldu¤u oranda sivil siyasi kar ve imha politikas›nyöntemlerle örgütda de¤ifliklik yapabilir. lenme ve demokra“Önder Apo’nun gelifltirdi¤i ve siyasi gündeme dayatt›¤› Bunu gerçeklefltirebilsi mücadelemizi Kürt sorununa çözüm politikalar›n› do¤ru anlamam›z, güçlü mek için de baflta kagelifltirme yaklad›nlar ve gençler olmak sahiplenmemiz ve üzerimize yükledi¤i görev ve sorumluluklar›n fl›m› önümüzdeki üzere tüm halk›n haregere¤ini pratikte baflar›yla yerine getirmemiz, tarih karfl›s›nda süre aç›s›ndan Dokete geçirilmesi, yine ¤u Kürdistan’da yüz ak›yla durabilmek aç›s›ndan kesin gereklidir. Ancak böyle geliflme sa¤layabiltüm Kürt ulusal güçlerinin böyle bir mücademek için daha germücadele Türkiye’deki inkar ve imha e¤ilimini k›rabilir” le içine çekilerek birleflçekçi olacakt›r. SERXWEBÛN fiubat 2007 20 AB ve ABD Kürtlere ç›karlar› çerçevesinde yaklaflmaktad›r kullanmak isteyen yaklafl›mlar›na karfl› halk›n özgür iradesini ve örgütlü politik gücünü a盤a ç›kararak, iliflki ve mücadele diyalekti¤ini bu biçimde sürdürme gere¤i vard›r. ABD karfl›s›nda Kürtlerin 1975 sürecini ikinci kez yaflamamalar› için oldukça dikkatli olan, herkesi uyaran, halklar›n iradesini görmeyen politik yaklafl›mlara karfl› teflhiri ve demokratik siyasi mücadeleyi gelifltirerek, Kürt halk›n›n özgür ve demokratik varl›¤›n› bölgenin yeniden yap›lanma sürecine etkin bir biçimde dayatan bir yaklafl›m içinde olmak gereklidir. Bütün bunlar› yürütmek bu politikalar› izlemek ve baflarmak için, içinde bulundu¤umuz koflullar uygun ve elverifllidir. Henüz bölgenin yeniden yap›lanmas› flekillenmemifltir. Güçler parçal›, da¤›n›k, karmafl›k ve çeliflik- Bar›flç›l çözüm geliflmezse fliddet geliflir AB-Türkiye iliflkileri ciddi bir çöDemek ki böyle bir sürece ateflkesi zümsüzlük ve t›kanma içine girmifldayatmam›z ve ateflkes sürecini de, tir. AB’nin birli¤inin içine çat›flmal› Kürt sorununun demokratik çözübir Türkiye’yi katmak istemedi¤i gibi, münü gerçeklefltirecek bir siyasi örgütgüçlü bir Türkiye’yi de almak istemesel mücadeleyi dayatarak gelifltirmemiz yece¤i anlafl›lm›flt›r. Bu bak›mdan en do¤rusu olmufltur. E¤er tarihsel aç›Türkiye biraz da yanl›fl kap› çalmakdan Kürt sorununun demokratik çötad›r. AB ise özellikle özgürlük mücazümü do¤rultusunda bir baflar› yakaladelemizin Türkiye’yi zorlad›¤› ortamnacaksa, böyle bir dönemde ve böyle bir dan da yararlanarak, bask›lar›n› art›mücadele ile yakalanacakt›r. Bu da gerr›p, K›br›s, Ege vb sorunlarda taviz çekleflmezse, geriye güçlerin çat›flmas› koparmaya çal›flmaktad›r. Yani Kürt kalacakt›r. Onun için Önder Apo, ateflsorununa kendi ç›karlar› do¤rultukes temelinde siyasi diyalogla, demoksunda yaklaflmak ve bu temelde kulratik yöntemlerle Kürt sorununun çölanmak istemektedir. Oysa kendi yazümü için, içinde bulundu¤umuz süreratt›¤› bir sorundur ve çözümüne yaci son flans görmektedir. E¤er böyle çönaflmamaktad›r. Bu konuda oldukça zülmeyecekse o zaman bu sorunu flidikiyüzlü oldu¤u gibi, det çözecektir deKürt-Türk çat›flmamektedir. Hareket “Kürt sorununun demokratik çözümü do¤rultusunda bir baflar› s›ndan Türkiye üzerive halk olarak bu yakalanacaksa, böyle bir dönemde ve böyle bir mücadele ile ne bask› uygulayarak gerçe¤i görerek, ç›kar sa¤lama do¤rulateflkes sürecini yakalanacakt›r. Bu da gerçekleflmezse geriye güçlerin çat›flmas› tusunda yararlanmak stratejik baflar›ya kalacakt›r. Onun için Önder Apo, ateflkes temelinde siyasi istemektedir. AB’nin dönüfltürebilmek bu politikalar›n› tefl- diyalogla, demokratik yöntemlerle Kürt sorununun çözümü için, için do¤ru bir ittifak hir etmek, AB nezdinve iliflki siyaseti kaiçinde bulundu¤umuz süreci son flans görmektedir” de yürütülecek çal›fldar propaganda, malarla bu politikaladiplomasi, serhilra karfl› demokratik mücadeleyi ge- tir. Di¤er yandan Kürdistan üzerinde- dan ve örgütsel çal›flmalar› en ileri dülifltirerek bu ikiyüzlülü¤ün afl›lmas›, ki inkar ve imha siyasetini en önde uy- zeyde gelifltirmemiz, bu temelde ateflKürt sorununa daha duyarl› ve de- gulayan yönetim kli¤i neoittihatç›lar, kes sürecini stratejik baflar›ya ulaflt›rmokratik bir yaklafl›m›n Avrupa ala- en zay›f durumlar›n› yaflamaktad›r. mam›z tek do¤ru yoldur. n›ndan gelifltirilmesi için çal›flma ge- Hem devlet yönetimi içinde hem TürkiBununla birlikte demokratik siyasi ye toplumunda teflhir olmufllard›r. çözümün gerçekleflmemesi, ateflkesin re¤i vard›r. ABD’nin politikalar›nda çok istik- Bölgede de ciddi bir teflhiri yaflamak- stratejik baflar›ya dönüflmemesi ihtirarl› olmad›¤›, esas olarak da her fleyin tad›rlar. Özellikle Kürt toplumu tara- malini de göz önüne alarak, ortaya ç›önüne kendi ç›karlar›n› koydu¤u f›ndan d›fllanm›fl durumdad›rlar. Ayn› kacak yo¤un ve fliddetli bir topyekun görülmektedir. Bu gerçe¤i görerek, flekilde ABD ve AB ile de çelifliktirler. savafl durumunu da dikkate almam›z, ABD politikalar› karfl›s›nda durmak, Dolay›s›yla hem mücadelemiz taraf›n- flimdiden böyle bir meflru savunma sabunun için de esas olarak Kürt halk›n› dan ciddi darbeler vurularak zay›flat›l- vafl›na her yönden güçlü bir biçimde bilinçlendirmek, örgütlendirmek, Kürt m›fllard›r hem de içte ve d›flta ittifaks›z kendimizi haz›rlamam›z, bunun için gehalk›n›n politik iradesini örgütlü bir durumdad›rlar. rekli çal›flmalar› yapmam›z zorunludur. Dolay›s›yla inkar ve imhac› kli¤i biçimde ortaya ç›kararak, ABD politiNitekim ateflkes ilan ederken Önkalar›n›n karfl›s›na dayatmak daha zay›flatmak, yenilgiye u¤ratmak ve derli¤imiz ve hareketimiz bu temelde do¤rudur. E¤er örgütlü güç olursa, aflmak için, içinde bulundu¤umuz do¤ru bir de¤erlendirme ve tespit ABD’nin bununla uzlaflma arayaca¤›, koflullardan daha elveriflli tarihsel yapm›fl, çal›flmalar›m›z bu do¤rultuda örgütsüz ve güçsüz olan herhangi bir koflullar›n oluflmas› çok zordur. Bu planlanarak yürütülmüfltür. Bu konuhalka da hiçbir de¤er vermeyece¤i bak›mdan da bu koflullar› Kürt soru- da herhangi bir gevflekli¤e ve savrulaç›kt›r. Bu bak›mdan ABD’nin Kürdis- nunun demokratik çözümünü ger- maya yer vermeden, bu do¤rultuyu tan’›n bütünlü¤ünü ve Kürt halk›n›n çeklefltirecek mücadeleyi gelifltirme pratikte baflar›ya götürebilmek için etözgür iradesini görmeyen, bunu kendi temelinde de¤erlendirmek tarihsel kin ve sonuç al›c› bir pratik çal›flma emperyalist sald›r›lar› do¤rultusunda önem arz etmektedir. yürütülmesi zorunludur. fiubat 2007 SERXWEBÛN 21 V‹YANLAfiMAK APOCU FEDA‹ RUHLA GÖREVLERE SAH‹P ÇIKMAKTIR KKK Yürütme Konseyi Baflkanl›¤› “Viyan yoldafl bu eylemiyle Önderlik çizgisine, flehitlere, halk›n davas›na ve Önder Apo’ya yaklafl›m›m›z›n nas›l olmas› gerekti¤ini bir kez daha bizlere göstermifltir. Ayn› zamanda bu eylemiyle bizleri derin bir sorgulamaya sevk etmifltir. Zaten her konuda da görüfllerini ve nas›l yaklafl›lmas› gerekti¤ini k›sa ama derin izahlarla yazm›flt›r. Bu yüzden 2006 y›l›n›n talimat›n› veren bir eylem olmufltur ve o talimat bugün de bizim için geçerlidir” Bugün, Apocu fedai ruhun tarihe bir kez daha ateflten bir müdahalesi olarak de¤erlendirebilece¤imiz, Viyan yoldafl flahs›nda pratikleflen büyük anlamlarla yüklü eylemin birinci y›ldönümünü yafl›yoruz. Yüksek iddia ve büyük bir kararl›l›¤›n sahibi olan Viyan yoldafl› flehadetinin birinci y›ldönümünde sevgi ve sayg›yla an›yor, Viyan yoldafl flahs›nda tüm aziz ve kahraman flehitlerimizin an›lar› önünde sayg›yla e¤iliyor, an›lar›n› zafer ve özgür bir halk gerçekli¤iyle taçland›raca¤›m›za dair verdi¤imiz sözü bir kez daha yineliyoruz. Viyan yoldafl›m›z, geçen sene bugün, tamamen kendi karar› ve inisiyatifiyle fedai bir eylem gelifltirmifltir. Haftanin alan›nda uzun bir haz›rl›k sürecinin ard›ndan, Önderli¤e, yoldafllara, halka ve ailesine hitaben mektuplar yaz›p, 1 fiubat’› 2 fiubat’a ba¤layan gece, “Bijî Serok Apo” slogan› atarak, bedenini atefle vermifl ve ölümsüzler kervan›na kat›lm›flt›r. Böylece 1 fiubat günü de mücadele tarihimiz aç›s›ndan sembolleflen günlere kat›lm›flt›r. Fedailik talimatla olmaz Hem Viyan yoldafl›n kiflilik özellikleri hem de gerçeklefltirdi¤i eylemin özellikleri oldukça çarp›c›d›r. Her fleyden önce fedai bir kiflili¤e sahip oldu¤unu eylemiyle ispatlam›fl ve bu eylemselli¤i ile ölümsüzler taburunun fedai bir üyesi olmufltur. Fedai olmak, normal bir asker ya da kadro olmak de¤il- dir. Bilindi¤i gibi dünyadaki bütün devletler ve birçok hareket, ordu örgütlenmesine sahiptir. Yine bütün devlet ve toplum yap›lanmalar›nda kadrolardan oluflan partiler vard›r. Burada önemli olan hangi ordunun bir askerinin ya da hangi partinin bir kadrosunun fedai olabildi¤idir. Tarihin diyalektik gelifliminde bunun s›n›rl› ve çarp›c› örnekleri vard›r. Herkes ve her hareket fedaili¤i gelifltiremez. Fedailik talimatla gelifltirilebilecek bir olgu de¤ildir. Örne¤in Saddam da kendi ordusu içerisinde fedai kuvvetler oluflturmufl, bunu özel bir örgütlendirmeye kavuflturmufltu. Fakat ABD Irak’a girdi¤inde, tek bir tanesi bile ortal›kta görünmemifltir. Dolay›s›yla fedailik talimatla, al›nan kararlarla, para ya da bir güç karfl›l›¤›nda ortaya ç›kmaz. Fedailik, kayna¤›n› esas olarak ruh ve inançtan al›r. Elbetteki ruh da ideolojik gerçekleflme ve felsefi derinlik temelinde oluflur. Yani kayna¤›n› ideoloji ve inançtan al›r. ‹deoloji ve inanç bütünlü¤ü, dava için kendisini feda edebilecek bir ruh ortaya ç›kar›r. Sonuç olarak fedailik, inanc› için kendini feda edebilme gücüdür. Bu ruh, tarihi süreç içindeki hiçbir s›radan harekette ortaya ç›kmam›flt›r. Ancak tarihi bir temel üzerinde geliflmifl, büyük gerçeklerle yola ç›kan hareketler içerisinde geliflir. Bu tarihsel temellerin d›fl›nda kalan hareketlerde fedailik geliflmez. Ancak tarihten al›- SERXWEBÛN fiubat 2007 22 Veysi Kaya Elefteriya Furtolaki nan ilham ve büyük gerçekler üzerinde ideoloji ve felsefe temelinde inanç gelifltirmifl ve bu temelde mücadele eden hareketlerde fedailik geliflir. PKK bir fedailer hareketidir Her isteyen ne fedai olabilir ne de fedaili¤i gelifltirebilir. Mesela dini inançlar için geliflen fedailik örnekleri vard›r. Din bir inançt›r, ona inanan insan›n manevi dünyas›n› dolduran kudrettir. Dini inanç, inanan insanda fedaili¤i ortaya ç›kartabilir. Semavi dinlerde, islami çizgi temelinde geliflen fedailik vard›r. Onun d›fl›nda insanl›k, insanl›¤›n inançlar› için fedaili¤i gelifltiren hareketlerin say›s› çok azd›r. ‹slamiyette fedailik vard›r, ama islamiyette, cennet vaatleri fedaili¤in gelifltirilmesinde etkili olmaktad›r. Kifli bu vaatlerle ilham›n› gelifltirerek fedaili¤in temelini örmeye bafllar. Kendisini tamam›yla çizgisi, davas› için feda etme, gerçekten de çok derin bir ideoloji ve felsefe gerektirmektedir. Bu da dünyada çok az harekette gerçekleflmifltir. ‹çinde bulundu¤umuz yüzy›lda bu ruh PKK’de vard›r. PKK Önderli¤i ve PKK hareketinin örgütlenmesi bu ruh ve inanç temelinde gerçekleflmifltir. Her türlü iflkence uygulamas›n›n hakim oldu¤u Diyarbak›r Zindan’›nda, mahkemeye gidifl gelifl esnas›nda Hayri arkadafl Kemal arkadaflla karfl›lafl›r. Düflman›n yok etme politikas›na karfl› ne yapmalar› gerekti¤ini sorar. Kemal arkadafl, ‘kan›m›z› dökmemiz gerekiyor’ der. Fedai karar ve yaklafl›m bu sözlerde somut olarak ifadesini bulmaktad›r. Bu nedenle 14 Temmuz büyük ölüm orucu eylemini ilan etme flans›n› yakalad›klar›nda, Hayri arka- M.Halit Oral dafl büyük bir coflku yaflam›fl, buna adeta bayram havas› ile yaklaflm›flt›r. Mahkemeden dönüp ko¤ufla girer girmez, ‘baflard›k, baflard›k, baflard›k. Alt› kifli ile baflard›k’ diye ba¤›rarak, mutlulu¤unu dile getirmifltir. Kendisi konufltuktan sonra befl arkadafl daha bu eyleme kat›ld›¤›ndan, ‘alt› kifliyle baflard›k’ diye hayk›rm›flt›r. O koflullarda ald›klar› karar fedaicedir, yani flehit düflmektir. Eylemden önce her fleyi en ince ayr›nt›s›na kadar düflünmüfl, planlam›fllard›r. Parti ve halk›n kazanmas› için flehit düflmeleri gerekti¤ine inand›klar›ndan, onlar›n ard›ndan hareketi idare edebilecek arkadafllar› da belirleyerek, bu arkadafllar›n ölüm orucu eylemine erken girmelerini engellemifl ve geciktirmifllerdir. Bu arkadafllar kendilerini flehit olarak hesaplam›fllard›r. Tafl›d›klar› örgütsel kayg›lardan dolay› kendileri ard›ndan zindan yap›s›n› yürütecek arkadafllar›n eyleme bafllamamalar›n› ya da bafllasalar da geç bafllamalar›n› istemifllerdir. Bu flekilde, belirlenen arkadafllar›n flehit düflmesini ve yap›n›n örgütsüz kalmas›n› engellemek istemifllerdir. Eylem bafllang›c›nda bile kusursuz bir plan ve büyük bir fedai ruh söz konusudur. ‹flte PKK’nin fedailik ruhunu yaratan, pratiklefltiren kaynak budur. Düflman›n, Önderlik ve halk›m›z üzerinde gelifltirmek istedi¤i yönelimlere karfl›, Zilan yoldafl da gerçeklefltirdi¤i fedai eylemle karfl›l›k vermifltir. Dünya tarihinde çok az insana nasip olan bir cesaret örne¤iyle kendisinde bomba patlatarak, fedai eylem gerçeklefltirmifltir. Bedenini atefle verme, mücadele tarihimizde daha önce yaflanm›fl bir fedai eylem tarz›yd›. fiehit Sema gerçe¤i bu noktada çok belirgin özellik- fiehristan (Nebahat Barac›) lere sahiptir. Yani her flekilde kendini tamamen feda etme söz konusudur. Tayhan arkadafl›n Moskova sokaklar›ndaki eylemi de ayn› flekildedir. Bedenini atefle vermifl, ateflle bütünleflmifl bir flekilde koflarak slogan atm›flt›r. Bu fedai eylem, dünya tarihinde çokça yaz›lan, ama bir türlü pratikleflmeyen ateflle dans›n ad› olmufltur. Bu ruh, herkeste ortaya ç›kmaz ve her hareket içerisinde geliflmez. Bu fedai ruh, ancak gerçekler temelinde ruhsal, ideolojik, felsefi ve her anlamda heyecan yaratan, büyük gerçekler esas›nda yürüyen, en alttan en üste bu temelde yaflayan hareketlerde geliflebilir. Fedai durufl için mevki önemli de¤ildir Viyan yoldafl Apocu hareketin bu gerçe¤ini eylemiyle bir kez daha ispatlam›flt›r. Viyan yoldafl›m›z örgütümüzün genel yönetiminde yer al›yordu. KONGRA GEL II. Genel Kurulu seçimlerinde çok ›srarl› bir flekilde konsey üyesi olarak yönetimde yer almak istemedi¤ini dile getiriyordu, hatta ismini aday olarak yazmam›z› bile istemiyordu. O süreçte yönetim adaylar› listesini haz›rlayan, PKK Yeniden ‹nfla Komitesi’ydi, Viyan yoldafl da bu komitenin bir üyesiydi. Bu süreçte, baz› arkadafllarda nihilist ruh halinin geliflmesi temelinde kendini geri çekme yaklafl›m› vard›, fakat Viyan yoldafl›nki bundan çok farkl›yd›. Komite içerisindeki üyelerin ço¤unlu¤unun karar› ile kimlerin aday olup olmayaca¤› tart›fl›lm›flt›. Aday belirleme sürecinde, Viyan yoldafl›n ›srarlar› sonucunda ismi aday listesine konulma- fiubat 2007 SERXWEBÛN 23 m›flt›. PKK kongresinde de ayn› yaklafl›m› sergilemifl, ›srarla PKK meclisinde yer almak istemedi¤ini, mutlaka HPG’ye geçmek istedi¤ini dile getirmiflti. Bu süreç O’nun için çok önemli bir süreç olmufltu. Daha sonra anlayacakt›k ki, belki de eylemini gelifltirebilmek için bilinçli olarak konsey ya da meclis üyesi olarak görev almak istemiyor, HPG saflar›nda yerini almak istiyordu. Burada Viyan yoldafl flahs›nda ortaya ç›kan yaklafl›m›n üzerinde dikkatle durmak gerekiyor. PKK’de en üst ya da alt görevde olmak önem arz etmeyen bir durumdur. Önemli olan, özde ve ruhta temsil edilen de¤er yarg›lar›d›r. Bu de¤er yarg›lar›n› kiflili¤inde oluflturanlar için yer önemli de¤ildir. Yani fedai durufl için mevki önemli de¤ildir. En üst düzeydekiler de olabilir ki, zaten herkesten önce onlar›n fedai olmas› gerekir. Öyle olmazsa, fedailik geliflmez. Elbette üstte de, altta da sahtekarlar olabilir, ama esasta do¤ruyu temsil edenlerin duruflu bu çizgi temelinde, yani fedailik temelinde olmas› gerekir. Gerçek Apoculuk budur. Viyan yoldafl durufluyla örnek bir militand› Bu yüzden Viyan yoldafl›n duruflu ve eylemi ay›rt edici özelliklere sahiptir. Viyan yoldafl›n içinden geldi¤i bölge ve o bölgenin belirleyeni olan Caf aflireti, Kürdistan’da dinsel anlamda önemli bir yer tutan ve ulusal anlamda da birçok de¤erli insan ç›kartm›fl bir bölge ve aflirettir. Viyan yoldafl, 1997 y›l›nda harekete kat›lm›flt›r. Kat›l›m› adeta bir isyan temelinde olmufltur. Feodalite özelliklerinin, feodal aile zihniyetinin egemen ol- Rojbin (Fatma Özen) du¤u bir ortamda hep aray›fl sahibi olmufltur. Kad›n›n siyasete girmesine, hatta tek bafl›na evden ç›kmas›na bile izin verilmeyen, törelerin hakim oldu¤u bir ortamda –ki Kürdistan’›n birçok yerinde bu zihniyet halen vard›r ve hareketimiz, bu zihniyeti aflabilmek için birçok bayan yoldafl›m›z flahs›nda flimdiye kadar çok yo¤un bir mücadele yürütmüfltür– Viyan yoldafl, bu ortama karfl› isyan temelinde özgürlük hareketine kat›lm›flt›r. Her fleyi geride b›rakarak, afliret ba¤lar›yla iliflkisini keserek, ailesinden birkaç kifliyle beraber saflardaki yerini alm›flt›r. Genç bir arkadafl olmas›na ra¤men, yaklafl›m› ve durufluyla çok olgun bir durufl sergilemifltir. Hem Do¤u Kürdistan’da hem de Güney Kürdistan’da faaliyetler yürütmüfltür. Bulundu¤u her yerde sürekli dürüstlük ve olgunluk sahibi olmufltur. Dürüstlük, olgunluk, uyumlu ve sonuç al›c› çal›flma tarz›ndan kaynakl› birçok örgütsel bünyemiz O’nu kendi çal›flmalar›nda görmek istemifltir. 2004 y›l›nda birçok çal›flma saham›z, Viyan yoldafl›n kendileriyle birlikte çal›flma yürütmesi için talepte bulunmufltur. Güney’deki gençlik hareketinin liderli¤i için birkaç sefer önerilmiflti. ‘Bu görevde rol oynayabilecek en uygun arkadafl, Viyan arkadaflt›r’ denilerek birkaç sefer önerilmiflti. Daha önce Do¤u çal›flmalar›nda bulundu¤undan PJAK yönetimi taraf›ndan da tan›nm›fl ve PJAK yönetimi taraf›ndan da ›srarla PJAK çal›flmalar›na geçmesi yönünde istekte bulunulmufltu. Bunun d›fl›nda birçok kurum ve çal›flmam›z Viyan yoldafl›n kendi kurumlar›nda çal›flmas› için öneri ve talepte bulunmufltu. Çünkü Viyan yoldafl dürüst ve sa- Tayhan(Ahmet Y›ld›r›m) Erdal Aksu mimi çal›fl›yor, bulundu¤u her çal›flmay› gelifltiriyordu. Bu yarat›c› özelli¤i sonucunda yürütme konseyi görevine kadar yükselebilmiflti. Bu bir tesadüf de¤ildir. Çünkü kendini çal›flmaya adam›fl, dürüst ve samimi bir kat›l›m› esas alm›flt›. Bir insan e¤er samimiyse ve bu eksende kendini kat›yorsa, içinde bulundu¤u çal›flma mutlaka geliflecektir. Gençlikten ya da deneyimsizlikten kaynakl› baz› yanl›fll›klar ortaya ç›kabilir, eksiklikler yaflanabilir, ama mutlaka geliflecektir, birey de ayn› flekilde kesin sonuç al›r. Viyan yoldafl böyle bir gerçekli¤e sahipti. Viyan yoldafl ihanetçi çizgiye karfl› ciddi bir mücadele yürütmüfltür KONGRA GEL I. Genel Kurulu’nda, Irak sahas›nda çal›flanlar›n hepsi bir ekip gibi duruyorlard›. Bu ekip, tasfiyeci çizgi üzerinde flekillenmifl bir ekipti. Zaten sonras›nda da bir ihanet çizgisi oldu¤u ortaya ç›kt›. Viyan yoldafl da Irak sahas›nda çal›flma yürüttü¤ünden, ayn› grupla kongreye gelmiflti, ancak o grupla hareket etmiyordu. Hatta onlara karfl› tav›r sahibiydi. Viyan yoldafl›n tak›nd›¤› tavr› herkes tak›namazd›. Gerçek anlamda iradesi olan, iradesini pratiklefltiren bir birey, tasfiyeci ve ihanetçi gruba karfl› güçlü tav›r tak›nabilir. Bu yoldafl›m›z hem yafl olarak çok genç hem de siyasetin en yüksek kademesinde çok yeni olmas›na ra¤men çok güçlü bir tav›r sergileyebilmifltir. Kald› ki ihanetçi grup, Irak sahas›nda yürütülen tüm çal›flmalar›n sorumlusuydu ve Viyan yoldafl da o sürece kadar onlar›n sorumlulu¤u alt›nda çal›fl›yordu. Buna ra¤men hiçbir Ferhat (Tacettin Kaya) SERXWEBÛN fiubat 2007 24 Baran (Baki Tatl›) Mirza Sevimli koflulda onlarla ayn› düflünceleri savunmam›fl, izledikleri çizginin tasfiyeci ve iflbirlikçi bir çizgi oldu¤unu sürekli yüzlerine söylemifltir. ‹flbirlikçi ihanetçi grubun kendini ilan etti¤i sürecin bafllang›c›nda bu yoldafl›m›z kendini onlardan koparm›fl ve bir irade oldu¤unu tavr› ile göstermifltir. KONGRA GEL I. Genel Kurulu’ndan sonra yap›lan konsey toplant›s›nda ihanetçi güruhun oyunlar›n› erkenden fark edenlerden birisi de Viyan yoldaflt›. Toplant› aras›nda “heval parti bunlar›n eline mi geçecek, parti bunlar›n eline geçerse da¤›l›r bir fley kalmaz” demiflti. Toplant›da bulunan en genç arkadaflt›. Ayn› sahada çal›flt›¤› bu çizgi sahiplerinin gerçekli¤ini görmüfl ve tav›r alm›flt›. ‹flbirlikçi ihanetçi grubun yaratt›¤› yenilgili ruh halinin ifadesi olan nihilizm birçok kadroyu pençesine alm›fl, belirtilen hastal›¤a yakalanan kadrolar hareketi de oldukça zorlam›flt›. Bu zorlu ve kar›fl›k süreçte, yarat›lan tahribatlardan etkilenmeyen Viyan yoldafl, Önderli¤e ve parti çizgisine ba¤l›l›¤›n› daha da derinlefltirmiflti. Viyan ve fiilan yoldafl zor dönemlerin devrimcileriydi Önderli¤imiz 2004 Mart›’nda PKK Yeniden ‹nfla Komitesi’nin kurulmas›n› önermifl, bu temelde komitenin oluflum perspektiflerini ve bunlar› pratiklefltirecek baz› arkadafllar›n isimlerini vermiflti. Komitenin ilk oluflumu 9 arkadafltan olufluyordu. Komite üyeleri, örgütsel çal›flmalarda yer alan arkadafllar aras›ndan görüfller al›narak belirlenmiflti. Sürecin hassasiyeti ve aciliyetinden kaynakl› belki çok derin ve Zine (Meral Mamyak) genifl seçimler yap›lmam›flt›, ama demokratik iflleyifl ve sistemden de kopuk olmam›flt›. Öneri ve seçim döneminde birçok kurum ve arkadafl Viyan yoldafl› PKK Yeniden ‹nfla Komitesi’ne önermifl, geliflen öneriler ekseninde Viyan yoldafl›m›z komitede yer alm›flt›. ‹lk belirlenen 9 kiflinin içinde Viyan arkadafl da vard›. Daha sonra komite üye say›s› 12’ye ç›kar›ld›. 12 say›s›n›n bir anlam› ve önemi vard›. Önderlik bu komiteyi ‹sa’n›n havarileri gibi düflünüyordu, ki flu anda da PKK’nin yürütmesi,12 kifliden oluflmaktad›r. 12 kiflilik infla komitesinde yer alan tüm arkadafllar bu yeniden infla sürecinde çal›flm›fl, çaba harcam›flt›r, ama Viyan yoldafl›n çal›flma tarz› ay›rt edici özelliklere sahipti. Gece gündüz hiç durmadan en aktif biçimde çal›flan bir arkadaflt›. O süreçte, PÇDK çal›flmalar› d›fl›nda bir Irak çal›flmas› vard›. Viyan yoldafl da Musul, Ba¤dat, Maxmur, Kerkük çevresinde PÇDK d›fl›nda genel çal›flmalarda yer al›yor, genelde kad›n hareketi çal›flmalar›n› yürütüyordu. Bu yüzden her yeri ve herkesi tan›yor, kimin nerede oldu¤unu biliyordu. ‹flbirlikçi ihanetçi grubun etkisiyle çal›flmalar tasfiye noktas›na dayanm›fl, bu sahada kadrolar da¤›lm›flt›. Böyle bir süreçte komite ad›na Irak’a giderek, her biri bir yerlere da¤›lm›fl kiflilerle tek tek diyalog gelifltirerek bir ço¤unu netlefltirmiflti. Genç yafl›na ve siyasetteki yenili¤ine ra¤men, daha önce kendisine sorumluluk yapm›fl kiflilerin yan›na giderek onlarla saatlerce diyalog gelifltirmifl, tart›flarak ikna etme ve tekrar da¤a getirme çal›flmalar›n› baflar›yla yürütmüfltü. Bir k›sm›n› tekrar da¤a getirmiflti. Kadrolar› netlefltirme çal›flmas›nda en a¤›r yükü omuzla- Renas Xaneki yan bir yoldaflt›. 4-5 günde bir genel toplant› için yan›m›za geliyor, tart›fl›p çal›flmalar›m›z›n geldi¤i aflamay› de¤erlendirdikten sonra tekrar Irak’ta yürüttü¤ü faaliyetlerine devam ediyordu. Bu kar›fl›k ve dalgalanma sürecinden etkilenmifl, düflmüfl, tereddüdü yaflayan ve kopan kiflilerle konuflup onlar› ikna etme, tekrar getirme vb bütün iflleri O yürütüyordu. Tasfiyecilik sürecinde, Irak sahas›n›n netlefltirilmesinde iki arkadafl›n çok büyük rolü olmufltur. ‹nfla komitesi ile ayn› süreçte çal›flma yürüten arkadafllardan biri Viyan yoldafl, di¤eri fiiilan Kobani yoldaflt›r. fiilan Kobade fi ni yoldafl da birkaç arkadaflla birlikte bir müdahale fleklinde Irak sorumlulu¤una atanm›flt›. Viyan yoldafl infla komitesinin sorumlusuydu, bu temelde çal›fl›yordu, fiilan yoldafl da genel çal›flmalara müdahale için Irak’a gönderilmiflti. Irak sahas›n›n netlefltirilmesinde bu iki de¤erli yoldafl›m›z›n çok yo¤un emekleri olmufltur. ‹hanet karfl›s›nda hiçbir flekilde i¤ne ucu kadar tereddüt yaflamadan çal›flmalara yönelmifllerdir. Bilmedikleri baz› hususlarda hemen arkadafllara dan›fl›yor, kendileri de mevcut durumu yorumlayarak en do¤ru yaklafl›m› gösteriyorlard›. Her çal›flmaya can› gönülden kat›lan bir durufla sahipti Viyan yoldafl›m›z, kongre öncesi ve sonras›nda PKK Yeniden ‹nfla Komitesi Üyesi olarak çok aktif bir flekilde kendini çal›flmalara katt›. Komitenin ilk çal›flmalar›ndan biri, PKK yeniden infla e¤itim devresi bafllatmakt›. Yetmifl arkadafltan oluflan bir yap› ile devreye bafllanm›flt›, devrenin sorumlusu Vi- fiubat 2007 SERXWEBÛN 25 yan yoldaflt›. Okulun sorumlusu olarak, PKK ‹nfla Kongresi’nin de haz›rl›klar›nda en aktif rol O’nun üzerine düflüyordu. Program haz›rl›¤›ndan tart›flma konular›na kadar, hatta kongreye kat›lacak arkadafllar›n belirlenmesine kadar en aktif çal›flan arkadaflt›. Yine kongre salonunun dekorunu kendisi haz›rlam›flt›. Her çal›flmaya can› gönülden kat›lan bir durufla sahipti. Bu iflleri, talimat vererek baflka arkadafllara da yapt›rabilirdi, ama O, öyle yapm›yor, yürekten yaklaflt›¤› için, yap›lmas› gereken iflleri bizzat kendisi yap›yordu. Kongreden sonra bir kez daha HPG’ye geçmek için önerisini büyük ›srarlarla tekrarlad›. ‹lk baflta kabul etmedik. PKK Kongresi’nden önce HPG Konferans› yap›lm›flt›. HPG Konferans›’na tekrar geri gelme flart› ile gönderilmiflti. Viyan yoldafl konferansa gidip geldikten sonra da HPG önerisinden vazgeçmedi. Önerisini ›srarla sürdürdü¤ünden, PKK Kongresi tamamland›ktan sonra HPG’ye geçebilece¤ini belirttik. O anda Viyan yoldafl›n yüzüne dalga dalga sevinç yay›ld›, gözlerinin içi gülmeye bafllad›. Yüzü ayd›nlanm›flt›. HPG’ye gönderilece¤ine inanmad›¤›ndan, karar› üç dört kez tekrarlatm›flt›. O süreçlerde fedai eylem için kendisini haz›rlad›¤›n›, biz sonradan mektuplar›ndan ö¤renecektik, ama kendini yakma fleklinde bir eylemle de¤il. Düflman›n kalbine girip bir eylem yapmay› amaçlad›¤›n› mektuplar›nda net bir flekilde vurgulamaktad›r. Bunun için kendisini önceden haz›rlam›flt›r. Yazd›¤› mektuplar uzun bir yo¤unlaflma sürecinin ürünüdür. Öyle s›radan, basit bir yo¤unlaflmayla yaz›lan mektuplar de¤ildir. Mektuplar› adeta bir program, Erdal (Engin Sincer) bir manifesto niteli¤indedir. Her konuda görüflünü söylemifl ve do¤ru yaklafl›m›n nas›l olmas› gerekti¤ini net vurgularla ortaya koymufltur. Çok k›sa ve öz vurgularla her konuya izah getirmeyi esas alm›flt›r. Yüzeysel de¤il, çok derin çözümlemeler dile getirmifltir. Bütün arkadafllar mutlaka mektuplar›n› okumufltur, fakat bir kez daha okunmas›nda büyük yararlar vard›r. Fedai bir ruhla sürece cevap olunmal›d›r Geçen sene bu zamanlarda, Önderlikle görüflmeler do¤ru dürüst yap›lam›yor, Önderlik üzerinde bask› ve tecrit artt›r›lm›flt›. K›fl koflullar› gerillay› hareketsiz k›l›yor ve eylem yaparak tecride cevap olam›yordu. Önderlik üzerindeki bask›lar ve bunun yaratt›¤› atmosfer ciddi bir a¤›rl›k yaratm›flt›. Bir ç›k›fl gerekiyordu. Viyan yoldafl tam da böyle bir süreçte böyle bir eyleme karar vermifl ve uygulam›flt›r. Eylemini, 15 fiubat komplosu ve bu komplonun yaratt›¤› ‘bitirme politikalar›’na karfl› gerçeklefltirmifltir. Mektuplar›nda da çok net bir biçimde vurgulam›flt›r. Eylemini ilk baflta 15 fiubat’ta yapmak istemifl, fakat sonra ‘arkadafllar o kara günde benimle meflgul olmas›nlar’ diye düflünerek, eylemini 1 fiubat’ta gerçeklefltirmifltir. Viyan yoldafl bu kadar incelikli düflünen bir gerçekli¤e sahipti. 2005 y›l› bahar›nda hareketimiz at›l›m yapm›fl, KKK, PKK ve KJB ilan edilmifl, mücadele önemli oranda yükseltilmiflti. Baz› çevrelerin ve ayd›nlar›n ça¤r›lar›ndan sonra Türkiye baflbakan›n da ‘Kürt sorunu vard›r ve bizim meselemizdir’ sözleriyle gösterdi¤i yaklafl›m üzerine hareketimiz bir ayl›k ey- Xweflmer (Hesen Rasta) lemsizlik süreci gelifltirerek yan›t vermifl, fakat bunun sonras›nda yeni hiçbir geliflme yaflanmam›flt›. Aksine, Önderlik üzerindeki bask›lar art›r›lm›flt›. Bu geliflmelerden sonra hareketimiz için tekrar yeni bir ruh, yeni bir ç›k›fl gerekliydi. K›fl aylar› oldu¤undan, her tarafta bir bekleyifl hakimdi. Asl›nda hareket bir ad›m atm›fl, belli sonuçlar da al›nm›flt›, ama henüz her fley yerine oturmam›flt›. Yaflanan bekleyifl, yurtiçi ve yurtd›fl›nda baz› kiflilerde tereddüt yaratm›flt›. Viyan yoldafl bunlar›n fark›ndayd›. 2005 y›l›n›n aral›k ay›nda, HPG Geniflletilmifl Meclis Toplant›s› yap›lm›flt›. O da bu toplant›ya kat›lm›flt›. Viyan yoldafl›n bu toplant›da yapm›fl oldu¤u konuflmalar çok önemliydi. Çok k›sa ve çok net konuflmufltu. Daha önce de yöneticilik yapt›¤›ndan, örgütün durumunu biliyordu ve her alandan haberi vard›. Önderlik üzerinde uygulanan tecride, yönetim ve kadronun içinde bulundu¤u duruma karfl› bir mesaj vermek gerekti¤ini düflünüyordu. Nas›l ki Diyarbak›r Zindan›’nda, teslimiyet politikalar›na karfl› neler yap›lmal› sorusuna Kemal arkadafl›n cevab› “kan›m›z› dökmemiz gerekiyor” olduysa, Viyan yoldafl da duruflumuzun nas›l olmas› gerekti¤ini bedenini atefle vererek göstermifltir. Viyan yoldafl y›l›n start›n› vermifltir ‘Apocu durufl, fedai ruhun duruflu böyledir, yönetimin böyle bir durufla sahip olmas› gerekir, kadronun duruflu böyle olmal›d›r, yani kendini feda etmeye haz›r olmal›d›r. Fedai bir ruhla sürece cevap olunmal›d›r’ fleklinde bir mesaj vermifltir. Viyan arkadafl›n eyle- Zekeriya (Zekeriya ‹brahim) Serxwebun (Ahmet Okur) SERXWEBÛN fiubat 2007 26 D›jwar (Mehmet Er) Mahir (fierif Yalç›n) mi, her fleyden önce yönetime bir mesajd›r. O da bir yöneticiydi. Eyleminin bir de bu anlamda büyük bir anlam› vard›r. Hareketimizde fedai Apocu ruh ve duruflun geliflmesi için bu eylem çok büyük bir rol oynam›flt›r. Dolay›s›yla çok de¤erli ve onurlu bir eylemdir. Bu eylemle Viyan yoldafl 2006 y›l›n›n perspektifini vermifltir. Biz 2006 y›l›n›n prati¤ini yorumlarken de, ‘Viyan yoldafl y›l›n start›n› vermifltir’ de¤erlendirmesini yapm›flt›k. Bu eylem bütün hareketimizde etkisini göstererek, 2006 y›l› prati¤inin geliflmesine vesile olmufltur. 2006 y›l›, 2005 y›l›na göre daha baflar›l› bir y›l olmufltur. Bunun nedeni iflte bu ruhtur. Viyan yoldafl›n eyleminden sonra 15 fiubat’ta serhildanlar geliflmifl, bu serhildanlar 27 Mart’ta Amed’de zirveleflmifltir. Bu geliflmelerde Viyan yoldafl›n eyleminin verdi¤i mesaj›n çok büyük bir rolü olmufltur. Her fleyden önce herkesi sarsm›flt›r, yönetimin öncelikle kendisini gözden geçirmesini beraberinde getirmifltir. Öncelikle Önderlik çizgisi karfl›s›ndaki duruflumuz, fedai duruflumuz ve gerçekli¤imiz ortaya ç›km›flt›r. Mesj› bu temelde olmufltur. Dürüst, temiz ve çizgi temelinde çal›flan bütün arkadafllara bir perspektif ve mesaj olmufltur. Esas olarak da tereddütlü, hesapç›, partinin s›rt›nda kendini yaflatmaya çal›flan, günlük olarak kendisini idare etmeyi esas alan, samimi ve dürüst bir flekilde çal›flmaya girmeyen, ‘hele bakal›m ne olacak’ deyip ‘bekle gör’ politikas›n› esas alanlara mesaj olmufltur. Yine Önderlik çizgisine dürüst yaklaflmayanlara çok aç›k ve net bir mesaj olmufltur. Viyan yoldafl›n eyleminin böyle bir özelli¤i vard›r, bu temelde çok anlaml› fievger (Yaflar Aykal) ve güçlü bir rol oynam›flt›r. Sonradan baz› arkadafllar ayn› tarzla yeni eylemler gelifltirerek kendilerini yakt›lar. Kuzey’de, cezaevinde bu tür eylemler geliflmiflti. Kuflkusuz biz bu tür eylemlere kat›lm›yoruz ve do¤ru bulmuyoruz. ‹çerik olarak de¤il, ama biçim olarak fiehit Viyan yoldafl›m›z›n tarz›na da kat›lm›yoruz. Da¤da ve elde silahla kalk›p kendini yakmak bir tarz haline gelirse, bu bir çaresizlik olur. Çünkü özgürlük da¤lar›nday›z ve elimizde silah›m›z var. Her fleyi yapabiliriz, k›yameti koparabiliriz, neden kendimizi yakal›m? Karfl›m›zda ahlak ve kural tan›mayan bir düflman ve ona karfl› yapabilece¤imiz çok fley var. Sadece da¤da de¤il, her alandaki bütün arkadafllar için geçerlidir bu. Kendini yakma eylemlerine hareket olarak karfl›y›z Viyan yoldafl›n eylemi bir ruh ortaya ç›karm›flt›r. Apocu ruhun nas›l bir durufl ortaya koymas› gerekti¤ini göstermifltir. Eylemini yapt›¤› koflullar farkl› bir karaktere sahiptir. Yönetim kademesinden geliyor, konseyde yer alm›fl, PÇDK ve PKK’de yöneticilik yapm›fl, misyonu olan bir arkadaflt›. O süreçte Önderlikle görüflmelerin yapt›r›lmamas›, Önderlik üzerinde uygulanan bask›lar, tecrit, k›fl sürecinin yaratt›¤› hareketsizlik, her tarafta a¤›rl›k ve tereddüdün yaratt›¤› etkiler Viyan yoldafl› böyle bir eylem yapmaya yöneltmifltir. Bunlar› kendisi de mektuplar›nda yorumlam›flt›r. Hepsini yüzde yüz analiz etmifl, ölçmüfl ve gelifltirdi¤i eylem tam da yerine oturmufltur. Öyle bir süreçte, bu düzeyde bir misyona sahip bir arkadafl›n bu biçimde eylem Hüseyin (Hasan Ertu¤rul) gerçeklefltirmesi, harekete ç›k›fl yapt›rtm›flt›r. Eyleminin önünde sayg›yla e¤iliyor, ama tarz olarak kat›lm›yoruz. Bu eylem o koflullarda bir anlam yaratm›fl ve rolünü oynam›fl, 2006 y›l›n›n bütün prati¤ine etkide bulunmufltur. Bu durum, ayn› tarz eylemlerin önünü açmamal›d›r, öyle düflünen varsa büyük yan›lg› içerisindedir. Toplumda da kendini yakma eylemleri vard›r. Bu eylem türü çok anlaml› de¤ildir. ‘protesto etmek için kendimi yak›yorum’ demekle olmaz, böyle bir eylem türü do¤ru de¤ildir. Çok kritik bir süreç ya da atmosferde bir anlam› olabilir. Mesela arkadafllar zindanda bu eylem türünü uygulad›lar, bunun bir anlam› vard›. Zekiye Alkan, Rahflflaan Demirel, Ronahi ve Berivan yoldafllar›m›z bu eylem türünün bafllang›c›n› teflkil ettiler. O koflullarda bir anlam› vard›. Bir süreç için ön aç›c›yd›. Ama bunu gerillada ya da zindanlarda bir tarz haline getirmek do¤ru de¤ildir. Her fleyden önce gerillan›n yapaca¤› bir eylem türü de¤ildir. Gerilla bir savafl gücüdür ve karfl›s›nda bir düflman vard›r, dolay›s›yla gerillan›n eylem hedefi düflman› etkisiz k›lmakt›r. Dolay›s›yla gerillada bu tarz bir eylemi hareket olarak kabul etmeyece¤imizi, meflru görmeyece¤imizi daha önce de belirtmifltik. Elinde o kadar imkan varken, fedai bir ruha ulaflm›flken, kendini yakmak do¤ru bir eylem tarz› de¤ildir. Fedai ruh ve flehitlere ba¤l›l›k temelinde, Kürt halk›n›n ve Önderli¤imizin özgürlü¤ünü sa¤layabilecek eylem türlerine giriflmemiz gerekmektedir. Bunun için imkanlar›m›z, gücümüz ve fedai ruhumuz varken kendini yakmak hiç do¤ru de¤ildir. Viyan yoldafl mesaj verebilmek için, fiubat 2007 SERXWEBÛN 27 büyük bir cesaretle bedenini atefle vermifltir. Tabii ki bu yönüyle çok büyük, derin ve anlaml›d›r. Dolay›s›yla bu eyleme çok büyük anlam biçiyor, de¤er veriyor ve sayg› gösteriyoruz, ama eylem tarz›n› desteklemiyoruz. Bu tarz, gerilla için bir eylem biçimi olamaz. Zindanlarda bile bu tarz› elefltiriyoruz da¤da hiç kabul etmiyoruz. Zindanda Serdar arkadafl, Viyan arkadafl›n ard›l› olarak bir ç›k›fl gerçeklefltirmifltir. Ondan sonra da baz› arkadafllar ayn› tarzda eylemler gerçeklefltirmifllerdir. Bu arkadafllar›m›z›n içinde iki de enternasyonal arkadafl›m›z vard›. Eylemleri çok anlaml›d›r. Atina’dan eylem yapan Elefterya ve Adana’da eylem yapan Veysi Kaya arkadafllar genç bedenlerini atefle vererek ne kadar büyük bir yüre¤e sahip olduklar›n› ortaya koymufllard›r. Biri Yunan biri Arap olan bu kahramanlar›n eylemi, Sorxwin (Özgür Kaya) mifltir. Ayn› zamanda bizleri derin bir sorgulamaya sevk etmifltir. Zaten her konuda görüfllerini ve nas›l yaklafl›lmas› gerekti¤ini k›sa, ama derin izahlarla yazm›flt›r. Bu nedenle 2006 y›l›n›n talimat›n› veren bir eylem olmufltur ve o talimat bugün de bizim için geçerlidir. Bu eylemin birinci y›ldönümünü yafl›yoruz. Viyan yoldafl›n eylemi ve düflünceleri, bizim için daimi birer talimatt›r. Tarihi bir ç›k›fl, tarihi bir talimatt›r. Böyle temiz ve dürüst bir kat›l›m› sa¤layan, militanlaflan yoldafllar›n an›lar›na dürüstçe, cesaretle ve kararl›ca sahip ç›kma sorumlulu¤umuz vard›r. An›lar›na ne kadar sahip ç›kar, takipçileri olursak, zafer de o denli yak›n olacakt›r. Çünkü zaferin yolu flehitleri do¤ru sahiplenmekten geçmektedir. Viyan yoldafl›n eylemi ard›ndan, Özgür kad›n hareketine öncülük eden Y›ld›z (Nursel fiimflir) Apocu felsefenin özü, halklar›n kardefllik gerçe¤i konusunda çok derin anlamlara sahiptir. Hareketimizin tarihsel bir insanl›k hareketi olmas›n›n aynas› olmufl büyük flehitlerimizdir. Bütün bunlar güçlü ve derin bir felsefeye dayal› fedai ç›k›fllard›r, büyük bir ruhtur, çok onurlu ve de¤erlidir, mesaj›n› kapsaml› ve anlaml› bir flekilde vermifltir, ama tarz, genel olarak esas al›nmamas› gereken bir tarzd›r. Zaferin yolu flehitleri do¤ru sahiplenmekten geçmektedir Viyan yoldafl bu eylemiyle Önderlik çizgisine, flehitlere, halk›n davas›na ve Önder Apo’ya yaklafl›m›m›z›n nas›l olmas› gerekti¤ini bir kez daha göster- Akif (X›z›r Xringe) baflka yoldafllar›m›z da flehit düflmüfllerdir. 31 Mart’ta Cudi karargah yönetiminde yer alan Y›ld›z arkadafl üç arkadafl›yla birlikte çat›flmada flehit düflmüfltür. Y›ld›z arkadafl, bir y›ldan fazla Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’nde e¤itimde kalm›fl, orada yöneticilik yapm›flt›. Mesle¤i olan bir yoldaflt›. Gazeteciydi, iflletme üniversitesini bitirmiflti ve üç dört y›l Med TV’de programlar yapm›flt›. Birçok kiflinin Avrupa yaflam›na, rahat yerlere göz dikti¤i bir dönemde, Y›ld›z yoldafl›n o tür kifliliklerin anlay›fl›na karfl› gösterdi¤i tepki çok önemlidir. O, bu tür kifliliklere bir mesaj verebilmek amac›yla ›srarla HPG içinde yer almak istemifltir. Y›ld›z arkadafl›n Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’ne girmek istedi¤ini bayan arkadafllar›n yönetimi bizlere iletmiflti. Mahsum Korkmaz Askeri Akademisi’ne al›nacak ö¤renciler özenle seçilerek al›n›yordu. Y›ld›z arkadafl›n Akademiye gelme istemi bize iletildi¤inde, epey tart›flm›flt›k. Böyle bir yoldafl›n asker olma istemine flafl›rm›flt›k. Arkadafllar, ›srarla gelmek istedi¤ini aktard›klar›nda, gelebilece¤ini söylemifltik. Akademi ö¤rencilerinin ço¤unlu¤u savaflta komutanl›k yapan arkadafllardan olufluyordu. Her ders sonras›nda imtihanlar yap›l›yor ve puan veriliyordu. Y›ld›z arkadafl Akademiyi birincilikle bitirmiflti. Bir akademi gelene¤i olarak, akademiyi birincilikle bitiren arkadafl, e¤itim vermek amac›yla bir sonraki devreye de kald›¤›ndan, Y›ld›z yoldafl da bir devre daha kalm›fl, bu sefer ders vermiflti. Baflka çal›flmalarda da yer alabilecek bir arkadaflt›, gazeteciydi, bilinçliydi, derindi. ‹deolojik teorik derinli¤i, yaz› analiz yetene¤i D›lxwaz (M.Ali Algünerhan) vard›. fiimdi elimizde bulunan Meflru Savunma Stratejisi kitab›nda O’nun da eme¤i vard›r. Bir bölümünü kendisi üzerine alm›fl ve yazm›flt›. Farkl› özellikleri olan bir arkadaflt› ve durufluyla çevresine mesaj veriyordu. Güçlü bir tav›r sahibiydi. Bu yoldafl›m›z da Viyan yoldafl›n talimat›n› prati¤iyle yerine getiren bir yaflam›n sahibiydi. Nucan ve Sorxwin arkadafllar fedakar ve görev aflk›yla doluydular Tav›r ve güçlü bir duruflun sahibi olmak çok önemlidir. Nucan arkadafl da bir tav›r olarak Dersim’e gitmeyi ›srarla dayatm›fl ve yolda flehit düflmüfltür. Nucan yoldafl›n Dersim’e gitmesini durdurmufltuk. YJA STAR yönetimindeki SERXWEBÛN fiubat 2007 28 arkadafllar, Nucan arkadafl›n çok ›srar etti¤ini, O’nu ikna edemediklerini söyleyince, karar› kendilerine b›rakm›flt›k. Nucan arkadafl›n ›srar› üzerine, arkadafllar önerisini kabul etmiflti. O da Pazarc›k çevresine bir mesaj vermek istiyordu. Pazarc›kl›lar›n yönlerini Avrupa’ya dönmelerine oldukça tepkiliydi. Bu yaklafl›mlara bir mesaj vermek için ‘ben de Dersim’e gidip mücadelemi savafl sahas›nda yürütece¤im’ diyerek, gitme noktas›nda ›srar etmiflti. Dikkat edilirse, o süreçte flehit düflen arkadafllar›m›z böyle seçme ve mücadeleyi yükseltme kararl›l›¤›nda olan arkadafllard›r. 12 Nisan 2006’da, PKK Meclis Üyesi olan Sorxwin arkadafl flehit düflmüfltür. Burada bir konunun alt›n› çizmek gerekmektedir. Çünkü bu yan› çok fazla öne ç›kar›lmam›flt›r. PKK Meclis Üyesi olmak e¤er lay›k olunursa kutsal bir yerde yer almak demektir. PKK, Haki Karerlerle, Mazlum Do¤anlarla, Kemal Pirlerle, Hayri Durmuflflllarla, Ferhat Kurtaylarla ve tüm üst düzey kadrolar›yla en ön cephede yer alm›fl ve flehit düflmüfl yoldafllar›n bir toplam› olarak anlam bulmufltur. Bu arkadafl da onlar›n bir takipçisi olmufltur. O da meclis üyesiydi. Besta komutanl›¤›nda yer al›rken, beraberindeki dokuz arkadaflla birlikte kahramanca savaflarak flehit düflmüfltür. Sorxwin arkadafl›n kendisi Dersimliydi, fakat mücadele içerisinde genelde Botan eyaletinde kalm›flt›. Sorxwin arkadafl yerel özelliklerden ziyade Kürdistani anlay›fl› kendisinde infla etmifl bir arkadaflt›. Nerede fedakarl›k gerekiyorsa, orada kesin yerini al›rd›. Fedakar, militan ve görev aflk›yla dolu bir kiflilikti. Viyan yoldafl›n ard›ndan böyle flehadetlerin yaflanmas› büyük anlamlarla yüklü bir Sabri (Dara Reflit) gerçe¤i ifade etmektedir. Geçti¤imiz dört y›l içerisinde, konseyimizden dört arkadafl›m›z flehit düflmüfltür. ‹lk flehidimiz Erdal yoldafl olmufltur. Erdal yoldafl, HPG II. Konferans›’n›n haz›rl›¤›nda yer al›yordu. Bilindi¤i üzere II. Konferans’›n haz›rl›k sürecinde flehit düfltü. Bizim için çok a¤›r bir flehadet oldu. Bir kaza sonucu flehit düfltü, fakat halen o olay›n üzerinde durulmaktad›r. Erdal yoldafl›n flehadetinden k›sa bir süre sonra, HPG II. Konferans› yap›lm›fl ve konferansta meflru savunma stratejisinin sembol komutan›n›n Engin Sincer oldu¤u karar› al›nm›flt›r. Bu anlamda fiehit Erdal yol gösterici bir özelli¤e sahiptir. Erdal yoldafl gerçek bir görev adam›yd› fiu an üzerinde mücadele yürüttü¤ümüz stratejinin en sonuç al›c› takti¤ini Erdal yoldafl 1997 y›l›nda Gabar’da bölük komutan›yken gelifltirmifltir. Hatta bugün özel kuvvetlerin üzerinde yo¤unlaflt›¤› taktikleri daha o süreçte sorumlusu oldu¤u bölgede kendi düflüncesi, inisiyatifi, çabas› ve tecrübesi ile gelifltiriyordu. 1997 y›l›nda Gabar yönetiminde bölük komutan›yken gelifltirdi¤i eylemlerde 27 silah kald›rm›fl ve O’nun sorumlulu¤unda eyleme kat›lan arkadafllara hiçbir fley olmam›flt›. Ak›ll› yöntemlerle, teknikle düflman› etkisiz k›lm›fl ve her eylemi baflar›yla gerçeklefltirmiflti. Bugün özel kuvvetlerin üzerinde çal›flt›¤› teknik, taktik ve yöntemleri daha 1997 y›l›nda Gabar’da uyguluyordu ve o süreçte bu tür taktikleri O’nun d›fl›nda gelifltiren baflka kimse yoktu. Akl› ve zekas›yla, cesaret ve yüksek fedai bir ruhla kat›l›m› esas alma- Munzur (Hüseyin Gül) Serkeft (M.Yaflar Y›ld›z) s›yla bunu uygulayabiliyordu. Tüm arkadafl yap›s›n› kucaklayan duruflu art› bir özelli¤iydi. Gerillada, hakeza halk çal›flmalar›nda öyleydi. Erdal yoldafl›m›z Avrupa’da büyümüfltü, gerillaya gelmeden önce de Avrupa’da diplomasi çal›flmalar›n› yürütmüfltü. Erdal yoldafl› 1990-91 y›l›nda Avrupa’dan tan›m›flt›m. Daha o süreçte tüm diplomatik çal›flma sahalar› O’nu kendi çal›flmalar›nda görmek istiyordu. ‹sviçre, Almanya, Belçika ve birçok yer, o genç yafl›na ra¤men O’nu istiyordu. O’nu tan›d›kça ne kadar dürüst ve istekli oldu¤unu, ne kadar candan bir kat›l›m› esas ald›¤›n› görmüfltük. Demek ki istedikleri, dürüstlü¤ü ve kat›l›m›yd›. Ülkeye gelip y›llarca kald›ktan sonra, düzenlenmesi tekrar Avrupa’ya diplomasi çal›flmalar›na yap›lm›flt›. Avrupa’da kald›¤› süre içerisinde, oradaki çal›flmalar› büyük bir zeka, yetenek ve disiplinle tekrar toparlayarak bir sisteme kavuflturmufltu. Avrupa’da bulundu¤u süreçte bütün çabas›, gayreti, tekrar ülkeye gelerek, gerillada, HPG’de yer alabilme üzerine kuruluydu. Nitekim sonras›nda gelmifl ve ülkeye gelir gelmez düzenlemesi HPG’ye yap›lm›flt›. HPG Anakarargah Komutan› yard›mc›s› olmufltu. Mardin eyaletinin Gabar ve Cudi bölgelerinin sorumlulu¤unu yapm›flt›, dolay›s›yla savafl›n nas›l yürütülece¤ini biliyordu. Diplomasi çal›flmalar›n› yürütmeyi bildi¤i kadar, savafl›n nas›l yürütülece¤ini de biliyordu. Bu nedenle gelir gelmez ilk görevi, HPG Anakarargah Komutan yard›mc›l›¤› olmufltu. Meflru savunma stratejisi, askeri teknik ve takti¤i, askeri anlay›fl› daha çok gelifltirme ve derinlefltirme anlay›fl› üzerine kuruluydu ve Erdal yoldafl bu- Cudi (Kutbettin Yi¤it) fiubat 2007 SERXWEBÛN Orhan (Feridun Sar›) 29 Nucan (Cennet Dirlik) nu en etkili bir düzeyde uygulama yetene¤ine sahipti. Demek ki konferansta al›nan karar salt manevi bir anlam ifade etmemektedir, pratik uygulama düzeyini de kapsamaktad›r. Daha önce yürüttü¤ü tarz, sergiledi¤i askeri durufl, taktik derinlik ve tekni¤i kullanma yetene¤i, meflru savunma stratejisinde ölümsüz bir komutan olaca¤›n› herkese hissettiriyordu. fiilan yoldafl nerede ihtiyaç varsa oraya gitmifltir Konsey üyesi olarak görev yürütürken flehit düflen baflka bir arkadafl›m›z fiiilan Kobani yoldafl›m›zd›r. Kas›m da fi 2004 y›l›nda Musul ç›k›fl›nda bir komployla dört arkadaflla birlikte flehadete ulaflm›flt›r. Bu befl arkadafltan biri olan Zekeriya arkadafl, özel kuvvetlerin yönetiminde yer al›yordu. Çok uzun bir süre özel kuvvetlerde kalan bir arkadaflt›. Hepsi de çok de¤erli arkadafllarfiiilan, Fuat, Zekeriya, Cemil ve Cid›. fi wan arkadafllar uzun y›llar mücadelede büyük emekler harcam›fl arkadafllard›. Yoldafllar›m›z›n flehadetinin üzerinde çok duruldu, soruflturmalar yürütüldü. Ortaya ç›kan sonuç, komployla flehadete ulaflt›klar›yd›. Bunun hesab› k›smen soruldu, ancak bu yoldafllar›m›z›n hesab›n› sorma ifli daha bitmemifltir, daha sorulacak hesaplar vard›r. fiilan yoldafl›n ihanet karfl›s›ndaki tavr› militanca olmufl, nerede ihtiyaç olmuflsa oraya gitmifltir. O süreçte Irak bir batakl›k haline getirilmiflti ve O da yarat›lan tahribatlar› onarmak amac›yla Irak’a gitmiflti. Irak biraz toparland›ktan sonra, ihanet bu sefer de PYD üzerinde oynuyordu, PYD üzerinden de Güneybat› Kürdistan üzerinde yürütü- fiiyar (Adem Demir) len oyunlar vard›. Bu sefer fiilan yoldafl›n düzenlemesi Güneybat› Kürdistan’a yap›ld›. Adeta ihaneti kovalarcas›na pefllerine düflerek Güneybat› Kürdistan’a gitmiflti. Asl›nda çal›flma sahas› resmi olarak Suriye’deydi, fakat Suriye devleti taraf›ndan arand›¤› için, hareketin perspektifiyle Irak sahas›nda kalarak çal›flmalar› oradan yürütmesinin daha uygun olaca¤› öngörülmüfltü. Irak’tan PYD çal›flmalar›n› koordine ediyordu. Irak’ta çal›flmalar›n› yürüttü¤ü süreçte, ihanet ve düflman devletlerin istihbarat örgütlerinin ortak çal›flmas›yla Arap milliyetçi gruplar›ndan birinin eliyle flehit düflürülmüfllerdi. Para için her fleyi yapabilen Arap milliyetçileri bu de¤erli befl yoldafl›m›z› flehit düflürmüfltür. Bu olayda iflbirlikçi ihanetçi grupla beraber, Türkiye ve Suriye devletlerinin de parma¤› vard›r. Bu arkadafllar›n flehadeti de bizim için önemli bir mesaj olmufl ve Güneybat› Kürdistan çal›flmalar›n› nas›l yürütmemiz gerekti¤i konusunda derin bir perspektif vermifltir. Bilindi¤i üzere bu saha, Önderlik sahas›yd› ve oray› teslim alman›n PKK’yi her yerde etkisizlefltirme aç›s›ndan önemi büyüktü. Düflman, ‘PKK’yi Güneybat› Kürdistan’da etkisizlefltirirsek, her yerde etkisizleflir’ anlay›fl›n› tafl›yordu. Düflman güçler bu yaklafl›m› ihanetçi grup üzerinden pratiklefltirmek istiyordu. fiilan yoldafl gösterdi¤i yarat›c› ve olgun yaklafl›mlarla düflman ve ihanetçi grubun oyununu bofla ç›kararak, PYD örgütlülü¤ünün daha da geliflmesinde büyük bir rol oynam›flt›r. Bu eksen üzerinde PYD’de bir toparlanma ve direngen bir ruh ortaya ç›km›fl, gelifltirilen oyunlar büyük oranda bofla ç›kar›lm›flt›r. Nemrut (Kenan F›rat) E¤er PYD bugün hala ayaktaysa ve üçüncü kongresini gerçeklefltirebiliyorsa, bunda baflta flehit fiilan olmak üzere, komployla flehit düflen yoldafllar›n eme¤i oldukça büyüktür. Onlar›n çal›flmas›, eme¤i olmasayd›, bugün bu örgütlenme, bu hareket bu durumda olmayabilirdi. Akif arkadafl›n yüzünde inanç ve güven okunuyordu Konsey üyesi olarak flehit düflen bir arkadafl›m›z da Akif arkadaflt›r. Akif arkadafl, Do¤u Kürdistanl› genç bir arkadaflt›. Konsey üyesi olarak flehit düflen arkadafllar›n ortak bir özelli¤i vard›; hareketimizde dürüstlük ve samimi kat›l›mlar›yla örnek teflkil eden yoldafllard›. Viyan, fiilan, Erdal ve Akif yoldafllar çok k›sa bir zaman sürecinde dürüst, temiz durufllar›yla kendilerini bütün arkadafllara kabul ettirmifl, çabalar› ve emekleri ile ayakta durmufllard›r. Akif arkadafl, 1999 y›l›nda, Do¤u Kürdistan’da Önder Apo’ya sahiplenme serhildanlar›n›n yaratt›¤› bir kadroydu. Bu serhildanlar Do¤u Kürdistan’da bir devrimin bafllang›c› olmufltur. Akif yoldafl da bu serhildanlardan, serhildanlardaki s›cak ruhtan gelmifl ve bu s›cakl›¤› hareket içerisinde de sürdürmüfl bir yoldaflt›. Bu nedenle çok k›sa bir süre içerisinde dikkat çekmifl ve yönetime seçilmifltir. III. Genel Kurul’da, Konsey üyeli¤ine seçilmiflti. PJAK koordinasyonu görevini yürüten bir arkadaflt›. O kadar dürüst ve ba¤l› bir arkadaflt› ki, hiç çekinmeden kendisine dünya bile teslim edilebilirdi. Yüzünde inanç ve güven okunuyordu. ‹liflki ve mücadele tarz›yla, tart›flma kültürü ve tav›r al›fllar›yla örnek arkadafllardand›. SERXWEBÛN fiubat 2007 30 Mazlum (Mehmet Süphan) Hog›r (Tamer Uysal) Do¤u Kürdistan’da geçen y›l içerisinde yönetici ve kadro kademesinde çok ciddi kay›plar, flahadetler yafland›. Önce PJAK meclis üyesi Dilxwaz yoldafl flehit düflmüfl, son dönemde de baflka bir PJAK meclis üyesi olan Xweflflm mer yoldafl flehit düflmüfltür. Her üç yoldafl da PJAK çal›flmalar›n›n gelifltirilmesinde önemli rol oynayan arkadafllard›. Xweflmer arkadafl da, Akif arkadafl gibi bir serhildan kadrosuydu. Daha önce Urmiye, Kato, Mako ve Milgever alanlar›nda önemli çal›flmalar yürütmüfl, halk taraf›ndan da iyi tan›nan ve sevilen bir prati¤in sahibiydi. Serhildanlar sürecinde aktif rol oynam›fl ve sonras›nda gelip harekete kat›lm›flt›. Bu yüzden halk O’nu iyi tan›maktad›r. Xweflmer arkadafl iç alanlarda yaflanan sorunlara müdahale olarak giderken, yolda düflman›n komplosu sonucu flehit düfltü. Bu üç arkadafl baflta olmak üzere birçok kadro ve yoldafl›m›z geçti¤imiz y›l içinde flehit düfltü. Her üç arkadafl›m›z da Do¤u Kürdistan için önemli bir yere sahiptiler, yaflam ve durufllar›yla örnek teflkil eden öncü kifliliklerdi. Bu anlamda bu yoldafllar›m›z Do¤u Kürdistan mücadelesinin ölümsüz komutanlar› olmufltur. fiehitlerimiz en büyük mücadele de¤erlerimizdir Son birkaç y›lda, özellikle meflru savunma savafl› sürecinde birçok kahraman yoldafl›m›z› flehit verdik. Özellikle HPG’nin Kuzey Kürdistan’da yürüttü¤ü mücadele içerisinde yaflanan flehadetler –ki burada hepsinin ismini vermek mümkün de¤il, her biri bir kitapla anlat›lmas› gereken yoldafllard›r– kahra- Resul (Süleyman Babat) manl›klar›yla mücadelemizi zafer yolunda ilerletmifltir. Meflru savunma savafl› mücadelesinde flehit düflen yoldafllar›m›z bu anlamda çok anlaml› birer pratik sergilemifllerdir. ‹ki buçuk y›ld›r bu meflru savunma savafl› mücadelesi devam etmektedir. ‹ki buçuk y›lda verdi¤imiz flehit say›s› 304’tür. Hepsi de yüksek niteliklere sahip arkadafllard›. Bu flehadetlerin bir k›sm› özel kuvvetlerdendir. Yine bir k›sm› komuta düzeyindeki arkadafllard›r. Eyalet komutan› düzeyinde flahadetler yaflanm›flt›r, Serxwebun ve Dijwar Erkendi yoldafllar eyalet komutanlar›yd›. Bunun d›fl›nda üst düzey komuta görevi olan, Mahir, fieevger, Hüseyin, Sabri, Munzur, Serfi keft, Cudi, Orhan, Brusk, fi fiiiyar Erzincan, Nemrut, Mazlum, Hog›r, Resul ve fiiiyar yoldafllar gibi birçok komutan›m›z fi bu süreçte flehadete ulaflm›flt›r. Bütün bunlarla birlikte, HPG anakarargah› bünyesinde, karargah üyesi ve HPG meclis üyesi, Agitlerin yoldafl›, gerilla mücadelesinin en büyük emekçisi de¤erli komutan ‹brahim arkadafl› bir kontra sald›r›s› sonucu flehit verdik. Sar› ‹brahim arkadafl›n bu biçimde flehadeti bize çok a¤›r gelmifltir. Mücadele tarihimizde en çok da¤da kalan ve gerillada en eski arkadafl›m›zd›. O’nun fedakarl›¤›, ba¤l›l›¤› ve engel tan›maz duruflu örnek bir Apocu komutan durufludur. Kuzey Kürdistan’›n tüm eyaletlerini gerilla yürüyüflü ile dolaflm›fl, mücadele yürütmüfl, gerçek bir tarih olmay› baflarm›fl bir kahraman›m›zd›. fiehitlerimizin hepsi de yaflad›klar› dönemden flehit düfltükleri ana kadar büyük bir emekle mücadele içerisindeki yerlerini alm›fl ve kahramanlaflm›fllard›r. Sonuç olarak flunlar› belirtebiliriz: fiehitlerimizin kutsal çabalar› ve büyük Brusk (Kamuran Hemo) mücadele azimleri meflru savunma çizgisinin baflar›yla uygulanmas›na kaynakl›k etmifltir. Viyan yoldafl›m›z, eylemiyle tüm flehitlerimiz ad›na bizlere önemli mesajlar vermifltir. Viyan yoldafl›n verdi¤i talimatlar› daha iyi anlamak ve uygulamak için mektuplar›n› bir kez daha okumam›zda büyük fayda vard›r. Çünkü o mektuplar bütün flehitlerimizin vasiyeti konumundad›r. Viyan yoldafl tarihsel bir süreçte sahip oldu¤u eylemsel duruflla tüm flehitlerimizin sözcüsü haline gelmifltir. Yaflama, Önderli¤e, halka, yoldafllara ve özgür kad›n hareketine nas›l yaklaflmam›z gerekti¤ini, nas›l bir tav›r ve tutum sahibi olmam›z gerekti¤ini çok net vurgulam›flt›r. Bu mesajlar› bütün flehitlerimizin sözcüsü olarak, onlar›n ad›na vermifltir. Viyan yoldafl›n flehadetinin birinci y›ldönümü vesilesiyle Viyan yoldafl flahs›nda tüm flehitlerimize an›lar›na ba¤l› kalaca¤›m›za dair verdi¤imiz sözü yineliyoruz. fiehitlerimizin dürüstlü¤ü, fedakarl›¤›, temizli¤i ve ba¤l›l›¤› bizim için izlenecek tek yol olacakt›r. Her koflul alt›nda, her yerde ve her zamanda Önderli¤imizle birlikte olaca¤›m›z› tekrarl›yoruz. Yüre¤iniz rahat, ruhunuz huzurlu olsun, mesaj›n›z yerine ulaflm›flt›r. Sizler Kürdistan özgürlük mücadelesinde her zaman ve daima bizlerin ölümsüz komutanlar› olacaks›n›z. Özgür, demokratik bir Kürdistan yarat›l›ncaya dek, silah›n›z ve mesaj›n›za sahip ç›kacak, ard›l›n›z olaca¤›z. Bu temelde hepiniz bizler için yol gösterici ölümsüz yoldafllar olacaks›n›z. Ve tekrar tekrar diyoruz ki fieehit namirin! – fi 1 fi fiu ubat 2007 fiubat 2007 SERXWEBÛN 31 Abdullah Öcalan Özgürlü¤ünüzü ve onurunuzu koruyun “BBenim ve Kürt özgürlük hareketi’nin yirmi y›ll›k savunma anlay›flfl››m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n kardeflfllli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r. Bu sorunu d›fl güçlere ABD’ye AB’ye havale edece¤imize kendi içimizde çözebilmeliyiz ” Mufl halk› cefakard›r. Oralar güzel topraklard›r. Bir gün sorunlar›m›z› aflarsak, demokrasiye ve özgürlü¤e kavuflursak, oralar daha da güzelleflir, halk›m›z daha güzel bir yaflama kavuflur. Hrant Dink cinayetinden haberdar›m. Türkiye’de bu tür cinayetler çok yafland›. Bekleniyordu bu tür cinayetler. Seçim sürecinde baflka cinayetler de geliflebilir. Düzen içinde baz› partilerin, neoittihatç›lar›n tehlikesini görmeleri önemli. Ayn› görüflleri ben zaten belirtiyordum. Bu hafta da Türkiye toplumu için dört tez üç görevden söz edece¤im. DYP bahsedece¤im bu tezler içinde liberal demokrasinin öncülü¤ünü yapan kesimdir. A¤ar, zaman›nda bizimle on befl y›l savaflt›, beni hedef alan giriflimleri de olmufltu. Art›k onlar da gerçekleri görmeye bafllam›fl olabilirler. M‹T Müsteflar› da aç›klamas›nda bu tehlikelerden söz ediyordu. Ulus devletin kendini dönüfltürmeden bu flekilde devam etmesi halinde y›k›ma do¤ru gidece¤ini söylüyordu. Bu neoittihatç›lar›n Türkiye’yi bir felakete do¤ru götürdü¤ünü uzun süredir anlatmaya çal›fl›yorum. Bu kesimleri baz›lar› yeni ittihatç›lar olarak adland›r›yor. Bu konuyla ilgili çal›flma yapan fiükrü Hanio¤lu’nun ‘Osmanl›’dan Cumhuriyet’e Ziyniyet, Siyaset ve Tarih’ adl› kitab› var. Onu getirebilirsiniz. Bu tespiti daha önce yapm›flt›m; Almanya, nas›l ki I. Dünya Savafl› y›l- lar›nda ittihatç›larla ittifak yapt›ysa, bugün ayn› ittifak› neoittihatç›larla devam ettirmektedir. Bu neoittihatç›lar kendilerine Mustafa Kemalciyiz diyorlar. Ama Mustafa Kemal hiçbir zaman Almanya ile ittifak yapmam›flt›r. O’nun çizgisi özgürlükçü ve ba¤›ms›zl›kç› çizgidir. O, o dönemin koflullar›n›n dayatmas› nedeniyle daha çok ‹ngiltere ve biraz da Sovyetlerle ittifak yapm›flt›r. Ama hiçbir zaman Almanlarla ittifak yapmam›fl, Alman faflizminin yol açaca¤› tehlikeleri görmüfltür. Türkiye’nin flu anda içine girdi¤i yol, Almanya’daki II. Dünya Savafl› felaketiyle sonuçlanan Hitler faflizmi sürecine benziyor. Tedbir al›nmazsa, bir çeflit III. Dünya Savafl›’n›n geliflmesinden söz edilebilir. Ortado¤u’nun gerilimli siyaseti buna müsaittir. Bugün demokrasi güçlerinin birli¤ine ihtiyaç vard›r Almanya-‹ttihat Terakki ittifak› nas›l Osmanl›’n›n sonunu getirmiflse, Almanya-neoittihatç›lar ittifak› da Türkiye’yi benzer bir tehlikeye sürüklemektedir. Alman emperyalizmi Irak ulus-devletini de destekledi, Saddam’a arka ç›kt›, onu ABD’ye karfl› cesaretlendirdi, destek verdi, fakat sonra ortada b›rakt›. Yugoslavya ve Irak örne¤ini hep veriyorum. Türkiye bunlardan ders ç›karmal›. Neoittihatç›lar›n macerac› politikalar› fayda getirmez, felaket getirir. Hep söylüyorum; Mustafa Kemal anlay›fl›n›n bugü- ne uyarlanmas›, güncellefltirilmesi gerekiyor. Kuvayi Demokrasi kavram›n› bofluna kullanm›yorum. Bugün böylesi demokrasi güçlerinin birli¤ine ihtiyaç vard›r. Bu sa¤lan›rsa cumhuriyetin kuruluflundaki coflku yeniden yakalanabilir. Türkiye, Ortado¤u’da örnek bir demokrasi haline gelebilir. Cumhuriyetle sorunumuz yok. Cumhuriyetin demokratikleflmesi sorunu vard›r. Alman emperyalizminin tarz› çok çirkindir. Zaman›nda bizi kullanamayacaklar›n› anlad›klar› için gözden ç›kard›lar. Savafl zaman›nda, bize karfl› kullan›lmak üzere Türkiye’ye birçok silah verdiler. 1985’ten beri bize karfl› her tür düflmanl›¤› yapt›lar. Her flekilde üzerimize geldiler. Birçok tutuklamalar› oldu. Öte yandan, bir sürü kirli iliflkiye bulaflm›fl, cinayet ifllemifl ve bizden kaçan hainlere kol kanat geriyorlar, para veriyorlar, imkan tan›yorlar. Mesela Çürükkayalar’› Almanya himaye ediyor. Süleyman yüzünden birçok kad›n yoldafl›m›z flehit oldu ve otuz kiflilik bir birlik imha olmufltu. Yine ›srarla yanl›fl oldu¤unu belirtmeme ra¤men, kad›n yoldafllar›m›z›n intihar bombac›s› olmas›na sebep olmufltur. Engelleyemedim. Liceli bir bayan arkadaflt›. Ad› galiba Bese’ydi. Kendine bomba ba¤lay›p eylem yapmas›na neden olmufltu. Bunlar bugün de Almanya’n›n deste¤iyle Almanya’n›n verdi¤i, tan›d›¤› imkanlarla bize çirkince sald›r›yorlar. Aleyhime bir sürü kitap ç›kartt›r›yorlar. Bunlar›n faaliyetleri iyi SERXWEBÛN fiubat 2007 32 araflt›r›lmal›, üzerinde durulmal›d›r. Almanya ilk olarak 1980’de bizimle iliflkiye geçti. Onlar›n oyunlar›na alet olamayaca¤›m›z› anlad›lar. Bugün Ortado¤u siyasetine müdahale eden güçlerin bir taraf›nda ABD ve ‹ngiltere var. ‹kisi birdir. Di¤er taraftan da Avrupa’n›n destekledi¤i Almanya var. Almanya, Türkiye’de neoittihatç›lar› destekliyor. Amerika ve ‹ngiltere ise AKP üzerinden iliflkililer. Ama Amerika ve ‹ngiltere’nin Ortado¤u, hatta Türkiye üzerindeki siyaseti daha a¤›r bas›yor. Ben ne Almanc› ne de Amerikanc›y›m. Benim çizgim ve duruflum bellidir. Söyledi¤im gibi DYP, liberal demokrasi çizgisini esas almaya çal›fl›yor. ‹ngiltere ve Amerika ile iliflkileri olabilir. Bunlar gerçekçi politikalar izlemek niyetinde olabilirler. Bu tür çevreleri dikkate alma, hatta iliflki ve ittifaka aç›k olmak düflünülebilir. Ama benim as›l ittifak önerim, sivil toplum örgütlerinin ve bütün demokrasi güçlerinin, sol güçlerin içinde yer ald›¤› genifl bir demokratik koalisyonudu. Bu iki seçenek de de¤erlendirilir. Bu konuda gerekli görüflmeler, çal›flmalar yap›lmal›. Bizim siyasetçiler ne yap›yor? Üzerlerine düfleni yapmalar› gerekir. Bu konuda uyan›k ve ak›ll› olunmal›, gerekli giriflimler yap›lmal›. Daha önce söylemifltim, ittifaklar› zorlamak laz›m, fakat olmazsa, üçüncü seçenek olarak ba¤›ms›z adaylarla girmek olabilir. Bakanlar Komitesi Sekreteryas›’n›n “yeniden yarg›lama olsa dahi sonuç de¤iflmeyecek, ayn› cezay› alacak” demesi kabul edilemez. Olur mu öyle fley. Sonuç de¤iflmez diye bir fley yok. De¤iflebilir. Bu tav›r, ‹nsan Haklar› Mahkemesi karar›na ayk›r› bir tav›rd›r. Mahkeme karar›nda, savunma hakk›m›z›n ihlal edildi¤i belirlenmiflti. Yeni bir yarg›lama Türkiye’de yeni olumlu geliflmelerin de önünü açabilir. Bu konuda kapsaml› bir savunma haz›rl›yorum. Ben zaten Komite’den fazla bir fleyin ç›kaca¤›n› beklemiyordum. Tamamen siyasi bir karar verilmifl. Bunun arkas›nda az önce bahsetti¤im Almanya’n›n i¤renç politikalar›n›n rolü vard›r. Almanya’n›n Avrupa’daki a¤›rl›¤› biliniyor. Bu a¤›rl›¤›n› aleyhimize kullan›yor. Yüzde onluk baraj da bununla ba¤lant›l›. Çirkin bir anlaflma var, görünüyor. Bu baraj aç›k fle- kilde ihlaldir, hakkaniyete ayk›r›d›r. Bunlar birbiriyle ba¤lant›l›d›r. Beflfly yüz y›ll›k Kürt Türk ittifak› tehlikededir AKP’nin Osmanl›’dan beri derin devlete iliflkin iddial› sözleri oldu. AKP’nin buna gücü yeter mi, iste¤i var m› bilemiyorum. Bu son cinayet ve önceki cinayetler, Diyarbak›r’daki bombalama olay›, Atabeyler çetesi gibi onlarca çete, bunlar hep birbirleriyle ba¤lant›l›d›r. Türkiye ancak güçlü bir demokrasi ile bu tür çete örgütlenmelerinden kurtulabilir. Tarihsel olarak baz› konular› da tekrar tart›flmak gerekti¤ini düflünüyorum. Mesela ‹dris-i Bitlisi ve onun Osmanl›larla iliflkileri iyi araflt›r›lmal›d›r. ‹dris-i Bitlisi’nin önderli¤inde Kürtler, ‹ranl›lar›n himayesinden Osmanl›lar›n himayesine geçmifltir. ‹dris-i Bitlisi dönemine kadar Kürt-‹ran ittifak› içinde Farslar birinci, Kürtler de ikinci unsur olarak yer alm›flt›r. Persler döneminde de bu böyledir. ‹dris-i Bitlisi ile birlikte bu iliflki de¤iflerek, Türk-Kürt ittifak›na dönüflür ve Osmanl›’da Türkler birinci, Kürtler ikinci unsur haline gelir. Osmanl› genifl bir co¤rafyaya yay›lm›flt›, onlarca etnisite ve kültürü bar›nd›r›yordu. Ama bunlar içinde Türklerle Kürtler belirleyici konumdad›r. ‹dris-i Bitlisi Kürtler ad›na güzel fleyler yapm›flt›r. Dört hükümet on bir beylik statüsü kazand›rm›flt›r. Fakat onun tarz› hanedanc› tarzd›r. Bu hanedanc› anlay›fl bugünkü demokratik anlay›fl›m›za uymuyor. Melik F›rat gibiler hanedanc› anlay›fltalar. Talabani de bu anlay›fltan çok uzak de¤il. Talabani’nin Kürt-flia ittifak›na öncülük etti¤ini söylemifltim, ‹ran ile iliflkileri çok iyidir. Yavuz Selim zaman›nda ‹dris-i Bitlisi ile bafllayan Kürt-Türk ittifak›n›n sona erme tehlikesi var. Bunun yerini flia-Kürt ittifak›n›n alabilece¤i geliflmeler yaflan›yor. Demokratik Kürt-Türk ittifak› geliflmezse, Türkiye’de bu neoittihatç›lar›n politikalar› devreye girerse, topyekün imha dayat›l›rsa, Kürtler için baflka yol kalmaz, Kürt-flia ittifak› geliflir. PKK de bunun içinde yerini al›r. PKK o zaman Talabani ile birlikte hareket eder. Bu konuda uyar›yorum. Daha önce de söylemifltim. Befl yüz y›ll›k Kürt Türk ittifak› tehlikededir. Daha önce Kürtler için dört tez üç görevden bahsetmifltim. fiimdi de Türk toplumu için dört tez üç görevden bahsedece¤im. Bunu daha önceki söylediklerimle ba¤lant› kurularak bir bildiriyle Türkiye toplumuna duyurmak gerekir. Türkiye’yi d›fl dünyadan soyutlamaya çal›flfla anlar var Birinci tez veya görüflfl:: ‹çinde statükocular›n yer ald›¤› görüfltür. Bunun temsilcili¤ini AKP yapmaktad›r. Günü kurtarma ve iktidarlar›n› sürdürme anlay›fl›yla hareket ediyorlar. Sorunlar›n çözümünden ziyade, sürekli erteleme ve oyalama yöntemine baflvuruyorlar. ‹kinci tez veya görüflfl:: Neoittihatç›lar›n, k›z›l elmac›lar›n içinde yer ald›¤› ulus devletçi çizgiyi savunan görüfltür. Bunlar içe kapanmac› politikalar› savunuyorlar, Türkiye’yi d›fl dünyadan soyutlamaya çal›fl›yorlar. Kat› bir ulus devlet anlay›fl›na sahipler. Bunun için her türlü çat›flmay›, savafl› göze al›yorlar. Bu görüflün temsilcili¤ini CHP ve MHP yap›yor. Bunlar Avrasyac›l›ktan bahsediyorlar. ‹flte Suriye, Rusya ile hatta Çin ile iflbirli¤inden bahsediyorlar. Bunlar gerçekçi de¤il. Ulus devletçilikle ABD ile bafl edemezler. Irak bunun örne¤idir. Yine bunlar, Ermeni katliam›n› yapan ittihatç› zihniyetin bugünkü temsilcileridirler. Ayn› yöntemleri Kürtlere de uygulamay› düflünenler var. Üçüncü tez veya görüflfl:: Liberal demokrasi anlay›fl›na sahip kesimlerin görüflüdür. DYP biraz bu siyasete oynuyor gibi görünüyor. TÜS‹AD gibi kurulufllar bu anlay›fla sahipler. ANAP da bu kesim içinde de¤erlendirilebilir, ama eski gücüne sahip de¤ildir. Ayr›ca Erkan Mumcu, milliyetçi kökenden geliyor ve hala çizgisinde net de¤il. Bu liberal demokrasi tezi, birinci tez olan statükocu tezden bir derece daha olumludur. Yine neo ittihatç› ikinci tez ise, statükocu birinci tezden daha olumsuzdur. Dördüncü tez veya görüflfl:: Bizim de fiubat 2007 SERXWEBÛN içinde oldu¤umuz ve öncülü¤ünü yapt›¤›m›z toplumsal demokrasi olarak adland›r›labilecek görüfltür. Buna demokratik toplumculuk da denilebilir. Daha önce baflka kavramlar da kullanm›flt›m. Önemli olan içeri¤idir. Daha önceleri detayl› anlatt›m. Halklar›n, gruplar›n, topluluklar›n, kesimlerin, derneklerin vs demokratik örgütlenmesidir. Statükocu birinci tezi temsil eden AKP ile ikinci tezi temsil eden CHP aras›nda baz› konularda zaman zaman z›mni fiili ittifaklar› oldu. Dördüncü tezi savunanlar, yani demokratlar, bar›flseverler, üçüncü tezi savunan liberal demokratlarla geçici ittifaklara girebilirler. Türkiye’nin bu zor dönemde ç›k›fl› için böyle geçici ittifaklar gelifltirilebilir. 33 Türk toplumunun yüzde doksan› do¤al müttefikimizdir Üç görev olarak da flunlar› belirtiyorum. Bunun flemas›n› daha önce de vermifltim. Birinci görev: Devlette, cumhuriyette reform yap›lmas› gerekir. Burada üçlü bir sistemden bahsetmifltim. Birincisi, siyasi konsey; cumhurbaflkanl›¤›, baflbakan ve senatodan oluflan devletin yönetim organ›. ‹kincisi, güvenlik konseyi. Üçüncüsü, anayasa konseyi. ‹kinci görev: Senatodan farkl› olarak do¤rudan halk›n temsilcilerinin yer ald›¤› halk meclisi. Bu meclis, Türkiye toplumunu temsil eder, içinde tüm toplumsal kesimler yer al›r. Daha önceleri de söylemifltim; bizim gerçek Türk halk›yla –Türkmenler de diyorum bazen– daha do¤rusu Türk emekçi halk›yla hiçbir sorunumuz yoktur. Türkiye’de floven inkarc› politikalar›n benimsetildi¤i kesim ancak nüfusun yüzde onunu oluflturmaktad›r. Bunlar devlete hakim, devletin olanaklar›ndan yararlanan mutlu bir az›nl›kt›r ve yapay Türkçülük yap›yorlar. Geriye kalan Türkiye toplumunun yüzde doksan› ile hiçbir problemimiz yok. Kürtlerin de söyledi¤im gibi, bu kesimle iflbirli¤i yapan en fazla iki yüz ailesi vard›r. Bunlar da devletin olanaklar›ndan faydalanan mutlu Kürt az›nl›kt›r. Kürtlerin ancak yüzde beflini oluflturuyorlar. Yani Kürtlerin yüzde doksan befli ile Türk toplumunun yüzde doksan› aras›nda hiçbir problem yoktur. Halklar aras›nda sorun yoktur. fioven inkarc› politikaya bulaflmam›fl Türk toplumunun yüzde doksan› bizim do¤al müttefikimizdir. Bu görüfllerimiz Türk toplumuna iyi aktar›lmal›d›r. Üçüncü görev: Küresel finans sald›r›s›na karfl› durmak. Küresel finans, ç›karlar› u¤runa do¤ay›, toplumu, bireyi tahrip etmektedir. Müthifl sald›r› halindeler. Kar için her fleyi mubah görüyorlar. Bunlar bir saatlik zevkleri için hiçbir zaman geri gelmeyecek do¤al güzellikleri yok edebiliyorlar. ‹flte Davos gibi zirvelerde bir araya gelip, politikalar›n› belirliyorlar. Bunlara karfl› gelifltirilen Sosyal Forum giriflimleri yetersiz kal›yor. Bu küresel finans sald›r›s›na karfl› küresel direnifl ve ekonomik olarak küresel dayan›flma gerekir. Toplumun yozlaflmas›, çocuk pornosu, tecavüz gibi yaflanan çirkinlikler, bu küresel sald›r›n sonuçlar›d›r. Bu sald›r›lara karfl› toplumu koruma komitelerinin kurulmas› gerekir. Bahsetti¤im bu üç göreve iliflkin düflüncelerim biraz ütopik gelebilir, ama Türkiye için önemlidir. Zaman› geldi¤inde anlafl›lacakt›r. Bunlar› uygun bir flekilde yans›t›rs›n›z. DTP’nin kongre haz›rl›klar› sürüyordur. Ben Kürt bireyi, bir sempatizan olarak kendi fikrimi söylüyorum. Bu parti meclisine seçilecek kifliler, burada görev almakta iddial› olanlar, kongrede tek tek halk›n karfl›s›na ç›k›p, kim olduklar›n›, bugüne kadar ne yapt›klar›n› ve bundan sonra ne yapmak istediklerini, projelerini aç›klamal›lar. Öyle toplu tek liste yerine, adaylar kendini tan›tt›ktan sonra genel kurulda tek tek oylanmal›d›r. Bu daha demokratik olacakt›r. Maxmur’un BM flemsiyesi alt›na al›nmas› önemlidir. Ben daha önce de buradaki halk›m›z için tedbir al›nmas›n› önermifltim. Arap bölgesine yak›n oldu¤u için, savafl durumunda Arap sald›r›s›na u¤rama tehlikesinden bahsetmifltim. Buna tedbir olarak, güvenli bölgelerde flimdiden kamplar oluflturulabilir. Söyledi¤im gibi BM’nin himayesi iyi olur. Oradaki halk›m›za selamlar›m› özellikle iletin. SERXWEBÛN fiubat 2007 34 n›n yaratt›¤› çözümsüzlük ve çat›flmalar her zaman gündemde. Art›k Güney’de de ulus devlet anlay›fl›na dayal› bir Kürt federe devleti var. Daha önce de belirtti¤im gibi buradaki yönetime karfl› de¤iliz, ulus devlet anlay›fl›n› yanl›fl buluyoruz. Çünkü nihayetinde bu ulus devletle Türk ulus devleti çat›flt›r›lacak. Ben Türkiye’deki mevcut Türk ulus devlet anlay›fl›n› elefltirdi¤im kadar Kürt ulus devlet anlay›fl›n› da elefltiriyorum. I. Dünya Savafl› dönemi Skyes Pickhot, Sevr Anlaflmalar› ne çabuk unutuluyor. Bunlar tarihten ders ç›karm›yorlar m›? ABD’de Ortado¤u’ya iliflkin haritalar› bas›na yans›m›flt›. O anlaflmalarda Ermeni ulus devleti, Kürt ulus devleti öngörülüyordu. Bu ortaya ç›kan haritalar›n da benzer içerikte oldu¤u görünüyor. Bu haritalara ra¤men Türkiye hala Kürt sorununu ABD’ye havale ediyor. ABD’ye, PKK’ye operasyon yap ya da beraber yapal›m diyor. Hep söylüyorum; bunlar Mustafa Kemalciyiz diyorlar, ama Mustafa Kemal’den hiç ders ç›karm›yorlar. Bu nedenle s›k s›k Mustafa Kemal’e at›fta bulunuyorum. Mustafa Kemal hiçbir zaman d›fl güçlerle hareket etmedi. O tehlikeli dönemde ortada haritalar dolafl›rken, ülke iflgal alt›ndayken Mustafa Kemal, önce Kürtlerle ittifak yapm›flt›r. Erzurum Kongresi bunun ifadesidir. Kürtlerle bu dönemde genifl ölçüde ittifak sa¤lanm›flt›r. Koçgiri meselesi bile Meclis’te halledilmifltir. Kurulufltan sonraki y›llarda Mustafa Kemal’in yapt›klar› elefltirilebilir, ama o günkü koflullarda davranmas› gerekti¤i gibi davranm›flt›r. Kurtarabilece¤ini kurtarmak mant›¤›yla hareket etmifltir. Cumhuriyet, o dönemin koflullar› içinde ileri bir ad›md›r. Cumhuriyet ve ulus devlet farkl› kavramlard›r. Kürtler çat›flflm malara çekilirlerse Araplar Kürtlere yönelecektir fiu günlerde ABD’nin ‹ran’a müdahalesi de gündemde. ABD büyük ihtimalle ‹ran’a da sald›racak. Irak’tan sonra s›ra ‹ran’a gelecek. Zaman› gelince s›ra Türkiye’ye de gelecek. Türkiye’deki daha da korkunç olur. Saddam’›n da güçlü bir ordusu vard›, petrol zenginli¤iyle Bat›’dan uçak, tank, her türlü silah› alm›flt›. Ama hiçbirini kullanamad›. Gerekti¤inde iki günde Türkiye’deki orduyu da etkisiz hale getirebilirler. Türkiye ekonomisi de uluslararas› sermayeye ve ABD’ye göbekten ba¤›ml›. Desteklerini çekerlerse, ekonomi iki günde çöker. Türkiye, sorunu d›fl güçlerle de¤il, kendi içinde demokratikleflerek çözmelidir. Yoksa ABD Irak’ta Kürtlere dayand›, ‹ran’da da Kürtlere dayanmak isteyecektir. Irak’ta sünniler fliiler birbirleriyle çat›fl›yorlar. Kürtler de bu çat›flmaya çekilmek isteniyor. Peflmerge birlikleri Ba¤dat’a girerse, Kürtler’de bu çat›flman›n içine girmifl olur. Böyle bir tehlike var. Kürtler çat›flmalara çekilirlerse, o zaman Araplar Kürtlere yönelecektir. Araplar birbirlerini bile kesiyorlar. Kürtlere her fleyi yaparlar. Maxmur’daki halk›m›z için Maxmur halk› özgürlü¤üne düflkündür, bilinçlidir. Adaylar›n› ba¤›ms›zca seçip kendi kendilerini yönetiyorlar. Oradaki halk›m›za selamlar›m› iletin. Onlar› iyi tan›yorum, direngendirler, mücadeleden taviz vermezler. Tabii sorun çözülmeden dönmezler. Ve çok da kararl›d›rlar. Her türlü bask›ya ra¤men bugüne kadar taviz vermediler. KDP’nin baz› yöneticileri zaman›nda kamptaki bir k›s›m ileri gelen öldürülmüfltü. Bütün bunlara ra¤men hiçbir zaman geri ad›m atmad›lar. Kararl›d›rlar. Kampta yaflayan o çocuklar da benden daha PKK’lidirler. Bu binlerce çocu¤un e¤itim ö¤retimi için gerekli çal›flmalar yap›lmal›d›r. Saflarda da bunlardan binlercesi var. Birçok flehitleri vard›r. Bu durum sadece Maxmur ile s›n›rl› de¤ildir. Türkiye’nin büyük flehirlerine de göç eden milyonlarca Kürt var. uyar› yapm›flt›m. Onlar özellikle Araplara yak›n olduklar›ndan tehlike alt›ndalar. Gerekli önlemler al›nmal›, Bradost bölgesinde en az›ndan bir k›sm› için yer haz›rlanmal›. YNK ve KDP’nin denetimi d›fl›ndad›r, daha güvenlidir. Yine özellikle Ezidiler de düflünülerek Bradost’ta haz›rl›k yap›lmal›. ‹lk tehlikede olan onlard›r. Güvenlik aç›s›ndan zay›f durumdalar, birkaç kez katliama da maruz kalm›fllard›r. Bu konuda Güney’deki liderlerle görüflülsün, onlar›n da deste¤i al›ns›n. Ortado¤u siyasetinde yar›n ne olaca¤› belli olmaz Halk›m›z geldi¤i yerlerle ba¤›n› koparmamal›d›r. Geldikleri köylerini unutmas›nlar, sahip ç›ks›nlar. Çok önceden göçmüfl olsalar da Konya ve benzeri gibi yerlerde yaflayan halk›m›z da de¤erlerini unutmamal›, geldikleri yerlerle ba¤›n› kopartmamal›d›r. Bu zorla göçertme politikalar› metropollere de zarar veriyor. ‹zmir ile ‹stanbul’un durumu ortada. Baflbakan çaresizce ‹s- fiubat 2007 SERXWEBÛN Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n bir iliflflkki vard›r Bir de daha önce de¤inmek istedi¤im üç husus vard›. Bunlar, dincilik, cinsiyetçilik ve milliyetçiliktir. Cinsiyetçilikle ilgili daha önce de okumalar›m vard›, son olarak M. Foucault’un Cinselli¤in Tarihi kitab›n› bitirdim. Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n bir iliflki vard›r. Cinsiyetçilik bir çeflit milliyetçiliktir ve en az milliyetçilik kadar tehlikelidir. Günümüzde kad›n art›k bir reklam objesi, bir et parças› gibi sunuluyor topluma. Dincilikle ilgili olarak, bizim dindarlarla bir sorunumuz yok. Din olgusunun tarihi geliflimini biliyoruz. Ama din üzerine siyaset yapanlara karfl› uyan›k olunmas› gerekiyor. Milliyetçilikle ilgili görüfllerimi daha önce f›rsat buldukça aç›klam›flt›m. Bu üç konuda toplum bilgilendirilmelidir. Gazetede, bas›nda bu üç konuyla ilgili araflt›rma ve yaz›lar yay›nlanmal›d›r. Bu konular üzerinde durulmas› önemlidir. Türkiye Güney’e girerse oyuna gelmifl olur Bize karfl› pazarl›klar sürüyor. Öyle s›n›rl› bir iki fleye de izin verebilirler. Ama bu flekilde sonuç al›namaz. PKK da¤larda kendini savunur. Güney’e operasyon yapmakla hiçbir flekilde sonuç al›namaz. Türkiye Güney’e girerse, oyuna gelmifl olur. Türkiye’yi bata¤a çekmek istiyorlar. Bunu göremiyorlar m›? ABD’den yard›m isteyerek, uluslararas› ya da di¤er d›fl güçlere güvenerek sorunu çözemezsiniz. ABD’den medet ummamak laz›m. Irak’›n durumundan hiç mi ders al›nm›yor? Irak ortada. Müslümanlar birbirlerini öldürüyorlar, fliilerle sünniler birbirlerini bo¤azl›yorlar. Saddam’› da fliflirip bu hale getiren ABD idi. Kuveyt’e sald›r›y› ABD teflvik etmiflti. Son ana kadar Saddam bunu göremedi. Ben de ayn› idam sürecinden geçti¤im için Saddam’›n durumunu daha iyi de¤erlendirebiliyorum. Saddam, son an›na kadar da ABD’ye güvenmeye devam etti. Oyu- 35 nu fark edemedi. Halk›n› felakete sürükledi. Soruflturma aflamas›nda görevliler, tehlikeyi gördüklerini, sorunu beraber çözebilece¤imizi söylemifllerdi. Ama geldi¤imiz noktada devlet yetkilileri bu flekilde hareket etmiyor. ABD, AB gibi d›fl dinamikler devreye sokularak hala fliddet yoluyla, imha temelinde sorunu çözeceklerini san›yorlar. Ben on dört y›ld›r elimden geleni yapt›m. ‹mral› süreci boyunca da bu flekilde hareket ettim. Bunu halklar›m›za karfl› duydu¤um sorumluluktan dolay› yapt›m, yap›yorum. Bahsetti¤im oyunlar› veya tehlikeleri az da olsa görenler de vard›r. M‹T Müsteflar›’n›n aç›klamalar›n› olumlu bulmufltum. Benim söyledi¤im tehlikeleri o da görüyor ki bu tür aç›klamalar fl›lm›flt›r. Hitler, ulus devlet ideolojisiyle iktidara gelmifl ve o korkunç faflizmi Almanya’da uygulam›flt›r. Süreç oraya do¤ru h›zla gidiyor. Ulus devletin Almanya’y› ve Avrupa’y› götürdü¤ü nokta ile Türkiye ve Ortado¤u’yu götürece¤i nokta ayn›d›r. Bu tehlikeyi Avrupa’da önceden görüp uyaranlar da olmufltu. 50 y›l önce Nietzsche bunu öngörmüfltü. Almanya’da herkes ulus devleti överken, o, bu anlay›fl›n felaket getirece¤ini savunmufltu ve döneminde anlafl›lamam›flt›. Hitler, ulus devlet anlay›fl›n› benimsetmek için Marks’tan bile yararlanm›flt›. Bu u¤urda sosyalizmi bile kullanm›flt›r ki, partisinin ad› da Nasyonal Sosyalist Parti idi. Ama Nietzsche’nin bahsetti¤i tehlikeleri kimse ciddiye almam›flt›. Ben de uzun zamand›r bu tehlikeyi an- “Cinsellik ve iktidar aras›nda çok yak›n bir iliflflkki vard›r. Cinsiyetçilik bir çeflfliit milliyetçiliktir ve en az milliyetçilik kadar tehlikelidir. Dincilikle ilgili olarak, bizim dindarlarla bir sorunumuz yok. Din olgusunun tarihi geliflfliimini biliyoruz. Ama din üzerine siyaset yapanlara karflfl›› uyan›k olunmas› gerekiyor” yapma gere¤i duyuyor. Mevcut ulus devlet anlay›fl›nda ›srar›n Türkiye’yi parçalanmaya götürece¤i aç›k. Türkiye’dekiler flunu anlam›yorlar: Ulus devlet yap›lanmas› gayri millidir. Türkiye’deki milliyetçiler, ulusalc›lar mevcut ulus devlette bu kadar ›srar ediyorlar, ama bu ulus devlet denen yap›lanman›n Bat› icad› oldu¤unu göremiyorlar. Mevcut ulus devlet anlay›fl›, Ortado¤u’nun tarihi toplumsal gerçekli¤ine uymuyor. Daha önce de söylemifltim; Saddam’›n ipiyle birlikte, ulus devletin de Ortado¤u’da ipi çekilmifltir. Ulus devlet süreci, Frans›z ihtilaliyle birlikte 16. Lui’nin bafl› kesilerek bafllam›flt›r. Avrupa, bu ulus devlet anlay›fl›n›n verdi¤i zararlardan kurtulmak için iki dünya savafl› yaflamak zorunda kalm›fl, milyonlarca insan ölmüfltür. Avrupa’daki sert ulus devlet anlay›fl› II. Dünya Savafl›’ndan sonra de¤iflmeye bafllam›flt›r. Avrupa Birli¤i ile ulus devlet anlay›fl› afl›lmaya çal›- latmak için kendimi parçal›yorum. M‹T Müsteflar› da bunu görüyor. Söyledi¤im gibi, ulus devlet anlay›fl› Ortado¤u’ya uymuyor. Dünya savafllar›ndan sonra Ortado¤u haritalar› cetvelle çizildi. Birçok yapay ulus devlet oluflturuldu. Ortado¤u’da otuza yak›n ulus devlet yarat›ld›. Bu nedenle Ortado¤u’da kal›c› bar›fl bir türlü sa¤lanamad›. Ayn› sorun Afrika’da da yaflan›yor. Afrika’da durum daha vahim. ‹ddia ediyorum; Sümerler de dahil tarihin en eski ça¤lar›ndan beri Ortado¤u toplum örgütlenmeleri hep konfederatif olmufltur. Bütün bu tehlikelere karfl›l›k olarak Ortado¤u’da bizim çözüm önerimiz, halklar›n, topluluklar›n konfederal demokratik örgütlenmelere gitmeleri, birbirlerinin farkl›l›klar›n› tan›yarak, sayg› duyarak bar›fl içinde yaflamalar›d›r. Baflka türlü olmaz. ‹srail de oluflturulan ulus devlet ile Filistin’de oluflturulan ulus devlet çat›fl›yor. K›br›s’ta da Türk ulus devlet anlay›fl› ile Rum ulus devlet anlay›fl›- SERXWEBÛN fiubat 2007 36 tanbul için vize uygulamas›ndan bahsediyor. Bu tür fleyler çözüm olmaz. Yine belirtiyorum, Maxmur halk› ve Ezidiler için Bradost’ta yap›lacak güvenli kamplar önemlidir. Bu konu üzerinde durulmal›d›r. BM’den de bu konuda destek istenmeli. Orada bulunan gerilla güçleri de Güney’deki halk›m›z› korumak için orada bulunuyor. Oradaki halk›m›z›n gerillas›d›r. Bütün dünya da bunu böyle bilmeli. Halk›m›za karfl› geliflebilecek katliam tehlikesine karfl› orada bulunuyorlar. Daha önce, Irak’taki bütün Kürt güçlerinin böylesi tehlikelere karfl› ortak milis gücü oluflturmas›n› önermifltim. Ortado¤u siyasetinde yar›n ne olaca¤› belli olmaz. ABD Irak’tan çekilebilir, tedbirli olmak gerekir. ABD bunu yapar, yapt›, daha önce yapt›. Kürtleri yüz üstü b›rakt›. Bunlar› unutmamak laz›m. Kürtler için tehlikeli iki ihtimal her zaman vard›r. Birinci ihtimal; ABD, Irak’tan çekilmese bile politikalar› çözüm getirmiyor. Irak’ta milyonlarca insan öldü. fiiisünni çat›flmas› devam ediyor, Kürtler söyledi¤im gibi her an bu çat›flmaya dahil edilebilirler. ‹kinci ihtimal; ABD çekilirse Araplar›n, Türkiye’nin, di¤er komflu devletlerin, ‹ran’›n Kürtlere müdahalesi söz konusu olabilecektir. Bu durumda olan halka olacakt›r. Elit kesim, yöneticiler Avrupa’da imkanlar› var, yerlerini haz›rlam›fllar, onlara bir fley olmaz. Kürt halk›n›n kaderi yine katliam olacakt›r. Kürtler birlik olmal›, kendi öz güçlerine güvenmelidirler. Irak’taki Demokratik Çözüm Partisi ba¤›ms›z bir partidir. Irak’taki halk›m›z›n sorunlar› için mücadele ediyor. San›r›m Güney’deki di¤er partilerle aralar›nda çok sorun yoktur. Yine Suriye partisi ayr›d›r. Suriye’de martta seçim var. Suriye’deki parti bu seçim için çal›flmal›, e¤er kat›lmas›na izin verilirse seçimlere de kat›lmal›d›r. ‹ran’daki Kürtler için mücadele eden PJAK da PKK’den etkilenmifl olabilir, ama ayr› bir partidir. ‹ran’daki halk›m›z üzerinde örgütlüdür. Gücü de vard›r, silahl› gücü, militan gerillas› da vard›r. Gerekti¤inde, ‹ran güçleri üzerlerine geldi¤inde kendilerini savunuyorlar. ABD’nin ‹ran’a müdahalesinden “ABD, ‹srail ve ‹ngiltere baflfltta olmak üzere Bat›, kendi politikalar›n› Ortado¤u’da harekete geçirmek için Kürtlere y›k›c› bir rol yüklüyor. Biz bunu engellemeye çal›flfl››yoruz. Bizim tarz›m›z yap›c›d›r. Halklar›n kardeflflççe, özgür, eflfliitlik temelinde bar›fl içinde bir arada yaflfla amas› için çal›flfl››yoruz. Bunu demokratik konfederalizm biçiminde ortaya koyduk” sonra oradaki halk›m›z› örgütleyecek, onlara önderlik yapacak, temsil edecek olan parti, PJAK’t›r. Bu parti, ABD’nin Irak’a müdahalesi ile gücü artan KDP ile YNK’den daha güçlü bir oluflum haline gelecektir. Yüz bine varan gerillas› da olur. Böyle bir durumda, ‹ran Kürtleri ve PJAK’›n bugün Irak’ta Kürtlerin sahip oldu¤u pozisyondan çok daha güçlü bir pozisyonu olacakt›r. Ancak bunlar, Ortado¤u’daki ve Irak’taki bahsetti¤im tehlikeleri ortadan kald›rmaz. ABD, ‹srail ve ‹ngiltere baflta olmak üzere Bat›, kendi politikalar›n› Ortado¤u’da harekete geçirmek için Kürtlere y›k›c› bir rol yüklüyor. Biz bunu engellemeye çal›fl›yoruz. Bizim tarz›m›z yap›c›d›r. Halklar›n kardeflçe, özgür, eflitlik temelinde, bar›fl içinde bir arada yaflamas› için çal›fl›yoruz. Bunu demokratik konfederalizm biçiminde ortaya koyduk. Fransa ve Avrupa yüzy›ld›r Kürt sorununun çözülmesini istemiyor Avrupa’daki operasyonu hangi amaçla yapm›fllar? Alt›nda ne var? Türkiye hala anlam›yor. Türkiye’nin a¤z›na bir parmak bal çal›yorlar. Avrupa PKK’nin tümden üzerine gitmez, bitmesini istemez. Çünkü PKK, Avrupa’ya her zaman laz›m olacak. Avrupa, kendi politikalar›n› Türkiye’ye kabul ettirmek için PKK’yi her zaman kullanmak isteyecektir. Böyle göstermelik operasyonlar yaparlar, ama söyledi¤im gibi, Kürt sorununun çözülmesini de istemezler. Fransa ve Avrupa ülkeleri yüzy›ld›r bu sorunun çözülmesini istemiyor. Türkiye’yi hep çat›flmal› ve gergin tutma politikas›n› yürütüyorlar. Baz› arkadafllar›m›z› alabilirler, ama PKK’nin kadro sorunu olmaz. PKK’de kadrodan çok ne var. Türkiye’nin Fransa’ya 900 milyon euroluk bir ihale verdi¤i de söyleniyor. Bu, çok alçakça bir tutum. Aynen böyledir. Türkiye’nin kaynaklar›n› böyle peflkefl çekiyorlar. Ay›pt›r. Halk›n paras›d›r. Halk›n paras›n› böyle peflkefl çekmeye haklar› yoktur. On milyar dolarl›k bir silah anlaflmas›ndan da bahsediliyor. Hep böyle yap›yorlar. Kürt sorununu kullan›yorlar. Bazen de Ermeni tasar›s› gibi di¤er sorunlar› kullan›yorlar. Yak›n gelecekte Pontus meselesini de kullan›rlar. Avrupa’n›n Türkiye’ye düflmanl›¤› çok eskilere dayan›r. Ortaça¤ yeniça¤ boyunca bu düflmanl›k devam etmifltir. Ama Türkiye hala bunu göremiyor. Onlara dayanarak Kürt sorununu bast›raca¤›n› san›yor. Ben Avrupa’n›n Türkiye’ye bak›fl›n› çok iyi biliyorum, onlar› iyi tan›r›m. Zaman›nda bizi Türkiye’ye karfl› kullanmak için ellerinden geleni yapt›lar. Biz Avrupa’n›n niyetlerini bildi¤imiz için kendimizi kulland›rtmad›k. Zaten bu nedenle gözden ç›kar›ld›k. Terör listesine de bu nedenle al›nd›k. Hatta tarz›m›z› Lenin ve arkadafllar›n›n tarz›na benzetiyorlard›. Onlar gibi, davam›zdan ve ilkelerimizden hiçbir zaman vazgeçmeyece¤imizi anlam›fllard›. Bizden umduklar›n› bulamay›nca, Melik F›rat, fierafettin Elçi gibilerle Avrupa’da toplant›lar yap›ld›. Bunlardan haberdard›k. Bu toplant›larda PKK’yi devreden ç›karman›n planlar› yap›ld›. PKK’yi terörist ilan edip onlar› öne ç›karman›n kararlar›n› ald›lar. Özellikle de Almanya onlara her türlü imkan› tan›d›, onlar› kollad›. Yine bizden kaçanlara her türlü imkan› sa¤l›yorlar. Komployla Türkiye’ye veriliflim de bu geliflmelerle ba¤lant›l›d›r. O süreçte baflta ‹ngiltere olmak üzere bütün Avrupa’da persona non grata (istenmeyen kifli) ilan edildim. Almanya’dan, Fransa’dan pefl pefle mahkeme fiubat 2007 SERXWEBÛN kararlar› önüme getiriliyordu. Siyasi nedenlerle gelen herkesi kabul ettikleri halde beni istemiyorlard›. Neticede Türkiye’ye teslim edilmemi sa¤lad›lar, ama ben duruflumla onlar›n oyunlar›n› bozdum. Soruflturma aflamas›nda yetkililer de bu oyunun fark›nda olduklar›n› söylüyorlard›, ama gere¤ini yapmad›lar. Hala ABD ve Avrupa ülkelerinden medet umuyorlar. Türkiye’nin a¤z›na bir parmak bal çal›p oyal›yorlar. Karfl›l›¤›nda da iflte ihale al›yorlar, K›br›s, Ege ve limanlar konusunda tavizler al›yorlar. Ama rezervler tükendi, yak›nda verecek fleyleri de kalmayacak. M‹T Müsteflar›’n›n da dahil oldu¤u baz› kesimler bunu biraz anlam›fl gibi görünüyor. Gerçi Avrupa, yapmak istedi¤i zaman yapacak, bu konuda bir fley yok, ama Avrupa’daki arkadafllar dikkatli olmal›lar. Bizden birkaç kifliyi teslim de edebilirler. Türkiye’deki milliyetçili¤in gerçek Türk kültürüyle hiçbir alakas› yoktur Baykal ve MHP gibi ulusalc›lar›n, milliyetçilerin üzerine titredikleri ulus devlet modelinin Bat› icad› oldu¤unu söylemifltim. Bu durum ne kadar gayri milli bir durum ise, bu kesimlerin yapt›klar› milliyetçilik de ayn› flekilde yapayd›r, sunidir. fiimdi yine hakimler tutup, Apo suç iflliyor deyip soruflturma açacaklar. Türkiye’deki flu anki egemen milliyetçili¤i baflbakan da negatif milliyetçilik olarak adland›r›yormufl. Bu milliyetçili¤in yapay oldu¤unu, kendileri de Türk milliyetçisi olan Mümtaz Türköne gibi ayd›nlar da söylüyor. Bu milliyetçili¤in gerçek Türk kültürüyle, yani Türkmen kültürüyle bir alakas› yoktur. Devflirme anlay›fl›na dayan›r. Fatih dönemine kadar gider. Fatih, kendi Türk sadrazam› Çandarl› Halil Pafla’y› öldürüp yerine Rum kökenli devflirme bir paflay› –Zagros Pafla’y›– geçirmifltir. Bütün yeniçeri ordusu gayri müslümdür, devflirme yoluyla oluflturulmufltur. Bunlar›n gerçek Türklükle alakas› yoktur. Osmanl› ordusu ve bürokrasisini elinde bulunduran bu devflirmeler, gerçek Türkmen halk›n› ve di¤er halk- 37 lar› sürekli ezmifltir. Germiyano¤ullar›, Kahramano¤ullar›, Mentefleo¤ullar› gibi Türkmen beylikleri ile di¤er beylikleri de tasfiye etmifllerdir. ‹ttihat Terrakki’nin kurucular› da Arnavut, Kürt, Çerkez ve di¤er Türk kökenli olmayanlard›r. II. Dünya Savafl›’ndan sonra da ABD eliyle antikomünistlik temelinde faflizm gelifltirilmifltir. Bunlar hep devlete çal›flt›lar. Devlet Türküdür bunlar ve Türkçülükleri yapayd›r. fiüphesiz içlerinde iyi insanlar vard›r. Ben de memuriyet dönemimde bir süre devlete çal›flt›m. Ama bu kesimlerin as›l fedakar, cefakar Anadolu Türkmeniyle ilgisi yoktur. Fedakar ve cefakar Türk halk› tarih boyunca sürekli cephelere sürülmüfl, ezilmifltir. Hatta bu konuyla ilgili bir hikaye de vard›r; Osmanl› devleti sefere ç›kt›¤›nda, her seferinde bir evlad›n› mecburen askere gönderen bir baba en son o¤lunu da askerlik için almaya geldiklerinde flöyle der; ‘gidin padiflah›n›za söyleyin, benim iktidar›ma güvenerek, önüne gelen herkese savafl açmas›n.’ Bizim de içimizde an›s›n› sayg›yla and›¤›m›z Kemal Pir gibi birçok Türk arkadafl›m›z var. Toroslar bölgesinden birçok Türkmen arkadafl›m›z var. Son Avrupa’da al›nan kad›n arkadafl›m›z da Eskiflehirlidir, Türk kökenli olmas› laz›m. Daha böyle birçok arkadafl›m›z var. Bizim köye komflu dört köy de Türkmen köyüydü. Ben Türkmen kültürünü iyi bilirim. Bizim kesinlikle gerçek Türk halk›yla, Türkmenlerle, Türk emekçilerle bir sorunumuz yoktur. Bu arkadafllara öneriyorum; bu yapay Türklü¤e karfl› Türkmenlerin, Türk emekçilerin gerçek Türk kültürünü araflt›racak, tan›tacak, koruyacak dernekleri ya da ocaklar› olmal›d›r. Biz Türkiye’nin demokratik birli¤i için çaba sarf ediyoruz DTP’nin kongreyi y›lda bir yapmas›n› öneriyorum. Gerçekten halk için çal›flacak insanlar parti meclisine girmelidir. Say›s› yüze kadar ç›kar›labilir. Bu parti meclisi bünyesinde çevre sorunundan kad›nlar›m›z›n yaflad›¤› sorunlara kadar yirmiye yak›n komisyon oluflturulabilir. Ekonomik sorunlardan dolay› düflkün duruma gelmifl insanlar›m›za yard›m için çal›flacak komisyon kurulabilir ve daha birçok örnek verilebilir. Parti meclisinde görev alacak olanlar bu komisyonlarda da görev alarak çal›flmal›lar. ‹ttifak konusunda baz› seçenekleri önermifltim, DYP ile olabilir ya da genifl bir demokratik ittifak olabilir demifltim. Bu konuda çal›flmalar›n› sürdürsünler. Usül konusunda ›srarc› de¤ilim, uygun yöntem bulunur. Önemli olan seçilecek olanlar›n kendilerini kongreye tan›tmalar› ve seçecek olanlar›nda seçilecek kiflileri iyi tan›y›p dürüst çal›flacak olanlar› seçmeleridir. Gazeteler bana geç verildi¤i için geç okudum. Türk solundan ittifak yapmaya çal›flanlarla ilgili bir haber vard›. Haberdeki aç›klamada DTP’yi etnik milliyetçilik yapt›¤› için kendileriyle çal›flamayacaklar›n› söylüyorlard›. DTP’yi bölücülükle suçluyorlar. Bu flerefsizliktir. Kürtler bölücülük yapm›yor. Biz, Türkiye’nin demokratik birli¤i için çaba sarf ediyoruz. Ben üzerime düflen görevi yapmaya çal›fl›yorum. PKK’den iki ay kadar daha rica edece¤im. Ama devlet söylendi¤i gibi may›sla birlikte operasyon ve yönelim içine girerse, PKK de mecburen kendini savunacakt›r. PKK’nin alternatifleri vard›r. ABD Türkiye ile beraber PKK’ye yönelirse PKK, Kürt-flia ittifak›na dahil olur. ‹ran’›n ABD ile savafl› zaten gündemde. Geçmiflte Osmanl›-‹ran savafllar› s›ras›nda arada kal›p imha olan Kürtler, tarihten ders ç›karacaklard›r. Böyle bir savafl olursa, Kürtler kendilerini korumak için taraf olmak zorunda kalacaklard›r. Yine Rusya var, Çin var. E¤er topyekün bir sald›r› olursa gerillaya kat›l›m artar. Zaten Kürt milliyetçili¤i de haz›rlan›yor. Türkiye de bu milliyetçi politikalar›n› sürdürüp k›rk milyon Kürt’ü karfl›s›na al›rsa, iflte as›l o zaman Türkiye kaybeder. Türk milliyetçili¤inin götürece¤i sonuç bu olur. Geçen hafta milliyetçilik, dincilik, cinsiyetçilikten söz etmifltim. Bu hafta bilimcili¤i de buna eklemek istiyorum. Arkadafllar, özellikle cezaevindekiler bu konular üzerine yo¤unlaflmal›, araflt›rma yapmal›d›r. Bu konular ve SERXWEBÛN fiubat 2007 38 söylediklerim bas›nda bol bol ifllenmeli ve anlat›lmal›d›r. Kitap olarak Do¤an Avc›o¤lu’nun milliyetçilikle ilgili üç ciltlik kitab› var, yine bu konuyla ilgili iletiflim yay›nlar›nda ç›kan dört ciltlik bir kitap var. Dergi olarak Popüler Tarih vb dergiler getirilebilir. Bizim duruflflu umuz ba¤›ms›z ve özgürlükçüdür Bakanlar Komitesi Sekretaryas› karar›n› büyük ihtimalle ‹ngiltere, Almanya, Fransa devletleri haz›rlam›flt›r. Arka plan›nda ise ABD var. Bunlar hep birlikte çirkin bir oyun içerisindedirler. Benim komployla Türkiye’ye teslim edilmemde de bu devletler aktif yer alm›fllard›r. Bu durum A‹HM’e götürülebilir mi? Baflka hangi davalar var A‹HM’de. A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis cezas›na iliflkin dava, tecrite ve avukatlar›n yasaklanmas›na iliflkin davalar› A‹HM kabul etmifl mi? Atina davas› önemlidir. Oraya a¤›rl›k verilebilir. Bu davada flu husus çok önemlidir: Benim Atina’ya giriflim tamamen yasald›r, ama oradan zorla ç›kar›lmam hem onlar›n ulusal hukukuna hem de Avrupa hukukuna ayk›r›d›r. Sonradan da olay›n hukuksuzlu¤una iliflkin birçok belge ortaya ç›kt›. Gerçi çok fley beklemiyoruz, ama bu dava önemlidir ve üzerinde durulmal›d›r. Bununla ilgilenilmeli. Avrupa’n›n niye böyle yapt›¤›n› biliyorum. Daha önce de söylemifltim. Samimi de¤iller. Büyük ve çok çirkin oyunlar tezgahlanmaktad›r. Bu büyük oyunun parças› olmayaca¤›z. Herkesi uyar›yorum. A‹HM karar› da yerine getirilmedi. Çünkü baz› fleyler daha da a盤a ç›kacakt›, bunu istemediler. Bizim duruflumuz ba¤›ms›zd›r, kimseye dayanm›yor. AB ve ABD Saddam’› son ana kadar destekleyerek Irak’›n bu hale gelmesini sa¤lad›lar. Sonra da konuflmas›na izin vermemek için ast›lar. Saddam’›n baz› fleyleri, Kürt katliam› ve Halepçe’nin arkas›ndaki güçleri ve daha birçok gerçe¤i aç›klamas›na f›rsat vermemek için idam ettiler. Büyük devletler Saddam’› alelacele asarak, iflledi¤i suçlardaki ve katliamlardaki kendi rollerinin ortaya ç›kmas›n› önle- meyi amaçlad›lar. Böylece maskelerinin düflmesini ve ikiyüzlülüklerinin görülmesini engellediler. Bu devletler benim de yeniden yarg›lanmam›, savunma yapmam› engelleyerek, benim haks›z ve hukuk d›fl› yakalanmamdaki suçlar›n› örtbas etmeye çal›fl›yorlar. Benim de asl›nda ilk olarak imham planlanm›flt›. Benim komployla buraya getirilmem ABD ve AB’nin oyunuydu. Ben Kenya’da Yunan Elçili¤i’ndeyken, önce yo¤un bir diplomasi trafi¤iyle, yaklafl›k on iki saat boyunca, beni d›flar›ya ç›karmaya çal›flt›lar. Ben oyunu fark edince bunu kabul etmedim, kanl› bir savafl bafllataca¤›m› umuyorlard› ve idam edilece¤imi san›yorlard›. Öyle söylendi¤i gibi benim idam edilmemem yönünde bir telkin söz konusu de¤ildi. Sekiz y›ld›r gelifltirdi¤im tez ve projelerle Saddam gibi oyuna gelmedim. Benim buradaki sorumlu tutumum ve beklemedikleri bir tezle ortaya ç›kmam nedeniyle bu amaçlar› bofla ç›km›flt›r. Bizim duruflumuz ba¤›ms›z ve özgürlükçüdür. Bu nedenle gözden ç›kar›ld›k. Ortada yine çirkin hesaplar var. Bunu M‹T Müsteflar› da dile getiriyor, iyi anlam›fl. O da sorunun çözülmesi gerekti¤inden bahsediyor. ç›kmad›m. ‹zbandut gibi dört polis zoruyla beni d›flar› ç›karmak istediler. Ben de ›srarla ç›kmad›m. Hatta benim yan›mdaki elçilik görevlileri arkadafllar›m›za, ‘e¤er d›flar› ç›karsa, yan›na silah als›n’ diyorlard›. E¤er tabancayla d›flar› ç›ksayd›m dahi bizi vuracaklard› ve daha sonra da ‘çat›flmada vuruldu’ diye yans›tacaklard›. Ben bu oyunu da fark ettim. Silah› kabul etmedim ve ›srarla, inatla d›flar› ç›kmay› reddettim. Daha sonra soruflturmada bu konuda bir görevli bana, ‘çok ak›ll›ca davrand›n›z, e¤er elçilikten ç›ksayd›n›z, an›nda vurulacakt›n›z’ demifllerdi. Benim imham amaçlanm›flt› ve imhamla birlikte flahs›mda Kürt özgürlük hareketinin bitirilmesi amaçlan›yordu. Bu gerçekleflmeyince Türkiye’ye teslim edildim. ‹mral› sürecinde benden de Saddam gibi kaba bir direnifl gösterip sonsuz ve Benim savaflfl››m›m özgürlük ve demokrasi içindir Ulus devlete iliflkin görüflleri benden al›yorlar. Benden çok faydalan›yorlar. ABD, küresel sermaye Türkiye’nin teslim olmas›n› istiyor. Bunlar Türkiye’yi küresel sermayeye tamamen teslim edecekler. Zaten Türkiye’nin dört yüz milyar dolar borcu var. AB de bu konuda Türkiye’yi sa¤lam kaz›klara ba¤lamak istediklerini söylemiflti. Yani sa¤lam kaz›klar deniliyor. Bununla Türkiye’yi tamamen kendilerine ba¤lamay› ve kontrol edebilmeyi amaçl›yorlar. Ortada bir siyasi fahiflelik vard›r. Yani bir fahiflenin ba¤lanmas› gibi, bunlar Türkiye’nin k›y›lar›na egemen olmak istiyor. Zaten K›br›s elden gidecek, Ege’den tavizler verilecek. Ermeni yasa tasar›lar› ç›kacak ve bir iki y›lda Türkiye bunu kabul edecek duruma getirilecek. fiubat 2007 SERXWEBÛN Dedi¤im gibi ABD ve AB Türkiye’yi ba¤›ml› hale getirmek istiyor. Fransa’daki tutuklamalar›n arkas›nda da zaten ABD var. Fransa bu bask›n ve tutuklamalarla PKK’ye karfl› mücadele etti¤ini gösterip, daha önce kabul etti¤i Ermeni soyk›r›m› yasas›n› meflrulaflt›rm›fl oldu. ABD de Fransa’daki bu tutuklamalar› kendisinin yapt›rd›¤›n› söyleyerek bunun karfl›l›¤›nda kendi meclisinde Ermeni soyk›r›m› yasas›n› kabul edecektir. Ortada çok büyük ve kanl› bir oyun var. Biz bu oyuna gelmeyiz ve kendimizi kulland›rtmay›z. Güya Deveciyan ile görüflmeler varm›fl. Yani baflka fleyler devrede. Türkiye ile 900 milyon euroluk ihale gündemde. Bunlar›n hiçbirisi sonuç vermez. Türkiye, PKK ile sorunlar›n› d›fl devletlere havale ederek sürekli tavizler vermektedir. Ama art›k Türkiye’nin verebilece¤i bir fley de kalmam›flt›r. Savafla dört yüz milyar dolar harcanm›fl, katrilyonlarca iç ve d›fl borcuyla küresel sermayenin tutsa¤› olmufltur. Ermenistan ile Azerbaycan aras›ndaki Da¤l›k Karaba¤ sorununda da Türkiye yine böyle bir yol izlemifltir. Ermenistan’dan baz› kifliler bize bir haritayla geldiler, birtak›m talepler karfl›l›¤›nda bize destek olacaklar›n› söylediler. Ama ben bunu kabul etmedim. Bu nedenle bize destek vermediler, tav›r ald›lar. Ben baflkas›n›n savafl›m›n› yapmam, oyunlara gelmem. Benim savafl›m›m özgürlük ve demokrasi içindir. Bize tav›r almalar› karfl›l›¤›nda Ermenistan’la görüflmeler yap›larak Karaba¤ gözden ç›kar›ld›. ABD’nin tavsiyesiyle Çiller bunu Türkefl’in vas›tas›yla yapt›rd›. Hem de Paris’te. Türkefl’in bizzat kendisi partisinin dahi bilgisi olmaks›z›n Paris’te Ermenilerle görüfltü. Tam befl y›l boyunca bu görüflmeler sürdü. Ve PKK’ye tav›r alma karfl›l›¤›nda Türkiye Da¤l›k Karaba¤ ile ilgili taleplerinden vazgeçti. fiimdi de Baykal ve çevresiyle görüflüyor olabilirler. Türkiye bu haliyle ve kendisinden talep edilenlerle birlikte Duyun-i Umumiye’den daha kötü hale gelmifltir. Bu durumda Türkiye halen Avrupa’n›n üç befl PKK’liyi yakalamakla, 10-15 kadrosunu tutuklamak ya da yok etmekle bu sorunun üstesinden 39 gelebilece¤ini san›yor. Avrupa’da yakalananlar yerine daha dinamik kadrolar gelir. Bu, çözüm de¤ildir. Özgürlü¤ünüzü ve onurunuzu koruyun Maxmur’dan da birkaç kifli yakalay›p Türkiye’ye teslim edebilirler. Hatta pili bitmifl üç befl ayr›lan› da Türkiye’ye teslim edebilirler. Yani bu flekilde sorunu AB ve ABD’ye havale ediyor. Oysa PKK’yi tan›m›yorlar. PKK, 15-20 kifli de¤il, milyonlarca kiflidir. Binlerce kadrosu vard›r. Sürekli yeni kat›lanlar olmaktad›r. Bunlar soruna hiç ciddi yaklaflm›yor, çözüm için son 3 ay önümüzdedir, bir ad›m at›lmad›¤› takdirde çok fliddetli bir savafl bafllar ve kimse de beni bundan sorumlu tutamaz. Bundan ne ben ne de PKK sorumludur. Bunda da Türkiye kaybeder. Bas›ndan takip edebildi¤im kadar›yla PKK de iyi durumdad›r. Osman ve Botanlar›n ayr›lmas›yla birlikte PKK içinde sa¤lam kadrolar kald›. Avrupa’daki bu son tutuklamalar iyi anlafl›lmal› ve iyi de¤erlendirilmelidir. Belki de bu, PKK’ye taze kan verir. PKK’nin yeni kadrolar› bu bofllu¤u doldururlar. Osman, Botan gibi son ayr›lmalar PKK’yi daha da aktif hale getirdi. Bu olaydan sonra PKK daha da güçlenmifl ve sa¤lam kadrolar geriye kalm›flt›r. Afla¤›l›k fiemdin ve Süleyman gibi kifliliklerle de yirmi y›l u¤raflt›m. Tüm bahsetti¤im bu kiflilikler bizim s›rt›m›zda büyük bir yüktü. Bunlar geliflmemize engeldi. Halen de PKK’nin içinde bu tarz kiflilikler olabilir. Bunlar›n afl›lmas›yla PKK eskisinden daha güçlü hale gelmifltir. PKK içerisinde benim kuyumu kazmak isteyen, bana karfl› yüzlerce kifli vard›. Bunlar belli noktalara kadar da gelmifllerdi. Bu tarz kifliliklerin ne hale geldikleri ortadad›r. En son bas›n özetlerinden dinledim. Ba¤dat’ta dört yüz dolar maaflla çal›fl›yorlar. Yüzbafl› rütbesiyle çal›flanlar var. Yanlar›na bir de avrat alm›fllar. Kad›nlarla ilgili daha sonra bir çözümlemem olacakt›r. Ancak benim eskiden de halen de PKK içinde bir çizgim var. Halk aras›nda ve Avrupa’da beni sevenler ve taraftarlar›m var. Ben temiz siyaset yap›yorum ve yapt›¤›m siyaset çok aç›kt›r. Gerçekler ortadad›r. E¤er gerçekten beni seviyorlarsa, benim söylediklerimi önemsiyorlarsa, özgürlüklerini ve onurlar›n› korusunlar. PKK’nin yeni kadrosu çekirdekten yetiflmedir, eskiden kalanlar da sa¤lam olanlard›r. Bu bir f›rsat olarak de¤erlendirilmeli, her tarafta çal›flmal› ve kendilerini daha da gelifltirip güçlendirmeliler. Ben çok iyi biliyorum, tüm Kürtlerin de bilmesi gerekir. Komplo içinde yer alan devletler, PKK’nin içindeki iyiniyetli kadrolar› tasfiye edip PKK’nin geri kalan kadrolar›na ve muazzam gücüne hakim olmak istiyorlard›. Bunu da PKK içindeki baz› kadrolar vas›tas›yla yapmaya çal›flt›lar. Ama baflaramad›lar ve zavall› duruma düfltüler. Tasfiye sonras› oluflacak durum için de Avrupa’da –iyi biliyorum– Sertaç Bucak, Elçi ve Hak-Par baflkan›yla görüflmeler yap›ld›. Tasfiye edilecek PKK kadrolar›yla birlikte, bunlar Kürt hareketine hakim olacaklard›. ‹yi biliyorum ki Sertaç yüzde yüz Almanya’n›n adam›d›r. Elçi, Barzani’nin elçisidir. KADEP diye bir parti kurmufllar. Bunlar flimdi federasyon istiyor ve Barzani çizgisindeler. Amerika, Güney’deki Kürt devleti ba¤›ms›z olup kendi ayaklar› üzerinde durunca, t›pk› Irak gibi Türkiye’den de federasyon isteyecektir. Türkiye de bunu kabul etmez ve bu durum savafl ve çat›flma do¤urur. ABD’nin PKK’nin üstüne gidip bitirebilece¤ini mi düflünüyorlar? Benim ABD ile hiçbir iliflkim yoktur, ama partiden ayr›lanlar, partiye karfl› olanlar ve parti içerisinde yüzlerce kiflinin ABD ile iliflkisi olabilir. Öyle PKK’yi bitiremezler, bitirme gibi amaçlar› da yoktur. Bu sorun diyalogla çözülmezse, farkl› iflbirlikleri geliflebilir. Bu sorunun en makul çözümü, Türkiye’nin bütünlü¤ü içerisinde özgür birliktelik temelindedir. Baz› kesimler çözüm istiyor olabilir. Ama bir oyun oldu¤u görülüyor. Ordu içinde de ciddi bir kesimin bar›fl› istedi¤ini tahmin ediyorum. Nuri Gündefl gibileri farkl› aç›klamalar yapsa da onlar›n inisiyatifi yoktur. Mesut Y›lmaz hükümeti döneminde yetki sahibiydi. fiimdi yetkili oldu¤unu sanm›yorum. As›l bar›fl› isteyen kesim flimdi yönetimdedir, ama onlar da bir fley yapam›yorlar. SERXWEBÛN fiubat 2007 40 Mahkum olan bir insan›n yönetme hakk› yoktur Kürt halk› imhaya karflfl›› kendini mutlaka savunacakt›r Biz bar›fl için ateflkes ilan ederken, AKP, seçim hesaplar› yaparak Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor, operasyonlar devam ediyor. Bu benim son uyar›md›r. Ateflkesin art›k hükmü kalmam›flt›r. Ben bir daha asla PKK’ye ateflkes ça¤r›s› yapmam. Zaten beni burada etkisizlefltirmeye çal›fl›yorlar. Koflullar›m› daraltt›lar, daralt›yorlar. Ben bütün Kürtleri uyar›yorum, imha ve komplo dayat›l›yor. Kürtler kendilerini her türlü yöntemle savunacaklard›r. Bu nedenle ben ateflkes ça¤r›m› geri al›yorum, partiden ve halktan özür diliyorum. Mahkememi bile yapm›yorlar. Dedi¤im gibi ben bu flartlar alt›nda bir daha ateflkes ça¤r›s› yapmam. Ancak önümüzde sadece üç ay var. Son üç ay kald›. Bu üç ay içerisinde ad›m at›lmazsa çok fliddetli bir savafl bafllayabilir, da¤larda ve flehirlerde savafl olabilir. Kürt halk› imhaya karfl› kendini mutlaka savunacakt›r. Yine de üç ay zaman var, bu de¤erlendirilebilir. ‘Türkiye Bar›fl›n› Ar›yor’ Konferans›’n›n sonuçlar›n› okudum. Konferansa kat›lan ayd›nlar›n yapm›fl oldu¤u çal›flma gibi aktiviteler yo¤un bir flekilde yap›labilir. Tarihi sorumluluklar›n› yerine getirmelerini istiyorum. Üç ayda çok güzel fleyler yap›labilir. Bu hükümetin siyasi iradesi yoktur. Hükümete sesleniyorum; duruma hemen el koysunlar. Meflru yönetim haklar›n› ve yetkilerini kullans›nlar. ABD, ‹ran’› ortadan kald›rmak niyetindedir. ABD, bölgedeki bütün ulus devletleri parçalay›p Yugoslavya örne¤indeki gibi da¤›tmak ve küçük devletçikler kurdurmak amac›ndad›r. Buna Rusya da dahildir. Kimse dile getirmiyor, iyi biliyorum ki Rusya da bu konuda Amerika’n›n hedefindedir. Türkiye’nin ba¤›ms›z oldu¤unu söylüyor. Bu tamamen yaland›r. Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal döneminde bile sadece 6 ay ba¤›ms›z kalabilmifltir. Türkiye 1923 ‹zmir ‹ktisat Kongresi ile uluslararas› sermayeye ba¤l›l›¤›n› ilan etmifltir. Gerçi Amerika o dönemde çeflitli nedenlerle Lozan’› kabul etmiyor. ‹flte bu tarihten sonra Türkiye’nin ulus devlet olarak devam›na karar ve destek verdiler, bu tarihten sonra Kürtlerin katledilmesine onay verdiler. Oysa Koçgiri isyan› Kürtlerle Türklerin iflbirli¤i sonucu afl›lm›fl ve Kürt-Türk birlikteli¤i burada gerçekleflmifltir. Bu dönemde Mustafa Kemal Kürt ileri gelenlerinden Hac› Musa’n›n elini öpmüfltür. Bitlisli Yusuf Ziya, Dersimli Hasan Hayri bu dönemde mecliste milletvekilidir. Mustafa Kemal Koçgiri ayaklanmas›nda bu Kürtlerle anlaflma yapm›fl ve ayaklanma bu flekilde sonland›r›lm›flt›r. Ama 1923’ten sonra durum daha farkl› hale geliyor. Kürtlere bu tarihten sonra yönelme oluyor. Bu tarihten itibaren, Türkiye ulus devlet olarak kabul edildikten sonra Kürtler katledilmeye bafllanm›flt›r. Kimi koruyacaklar, Güney’deki oluflumu mu? Yanl›fl anlafl›lmas›n. Benim savunma anlay›fl›m bütün halklar›n, Kürt Türk halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birlikteli¤i içindir. Yirmi y›ld›r bu temelde mücadele ediyoruz. Biz ne ABD, ne ulus devlet için mücadele ediyoruz. Biz haklar›m›z› savunurken bunun demokratik bir bütünlük içinde olmas›n› talep ediyoruz. Ama bu mümkün olmazsa baflka alternatifler de olacakt›r. Bütün Kürtlere flu aç›klamay› yap›n: Mahkum olan bir insan›n yönetme hakk› yoktur, burada onlar› yönetme koflullar›m yoktur. Ben ‹mral›’day›m. ‹mral›’da yönetme, talimat verme gibi durumlar›m ya da koflullar›m söz konusu de¤ildir. Onlara bir katliam ya da sald›r› olmas› durumunda en ufak bir onurlar› varsa kendilerini her türlü yöntemle savunurlar. Zaten onurlu ve flerefli insanlar da bunu yapar. PKK’nin de her türlü gücü vard›r. Bütün Kürt halk› ve herkes flunu iyi bilmelidir ki ben, tarihi ve vicdani sorumluluk gere¤i, ihanetçi duruma düflmemek, Kürtlere yönelik planlanan katliam›n önüne geçmek için konufluyorum ve çaba sarf ediyorum. Bunlar Kürtlere katliam yapmak istiyorlar. Çok çirkin planlar devrede. On binlerce Kürt’ü katletmeyi planlam›fllar. Böyle bir imha ve sald›r› geliflirse PKK ve halk gerekli flekilde kendilerini savunurlar. Biliyorum, PKK’nin gücü de vard›r. PKK gerekli görürse flehirleri, köyleri iflgal edebilir. Her tarafta ayaklanma gerçeklefltirebilirler. Zaten HPG de aç›klam›fl. Her türlü sald›r›ya haz›rl›kl›lar. Edip Bafler’den bilhasa flunu talep ediyorum: Bir an önce, derhal benimle diyaloga geçsin. Bu sorunu ABD, Avrupa’ya, fluraya buraya havale edeceklerine gelsin benimle diyaloga girsin. Bu sorunu kendimiz çözelim. Benim istedi¤im sadece diyalogtur. Taleplerimiz M‹T Müsteflar›’n›n söylediklerinden daha fazlas› de¤ildir. Bak›n burada da yurtsever vatandafll›k diyor. fiubat 2007 SERXWEBÛN “Anayasal vatandafll›k ve yurtseverlik kavram›n› flekillendiren bir anlay›fl, Türkiye’yi bütünlefltirecek, demokratik hayat›m›z› zenginlefltirecektir.” Bu noktada PKK, ‘ben milliyetçiyim’ diyenlerden çok daha yurtseverdir. E¤er diyalog ve çözüm geliflirse, biz PKK’yi Türkiye’nin yurtsever güçleri haline getirece¤iz. Bu konuda M‹T beni iyi anlad›. Daha öncesinde de, 1998’de K›vr›ko¤lu’nun temsilcisi de bana gönderdi¤i mesajda, ‘bu cumhuriyetin çat›s› çökerse, hepimizin alt›nda kalaca¤›n›’ söylüyordu. K›vr›ko¤lu, Edip Bafler’in de komutan›yd›. Bu, do¤ru bir söylemdi. Biz de bunu do¤ru gördük. Sorunun Türkiye’nin bütünlü¤ü içinde çözülmesi için çabalar›m›z biliniyor. Ben y›llard›r çözüm olmas› için bunu yapmaya çal›fl›yorum. Gerekirse bilgi ve belgeler kendisinde var, al›n›p medyaya aç›klanabilir. Bu sorunu diyalogla üç ayda çözebiliriz. Taleplerimizi kabul etmezse yine etmesin, e¤er bu sorunu üç ay içinde diyalogla çözemezsek en a¤›r cezaya raz›y›m. Çünkü ben tarihi bir sorumluluk gere¤i Türkiye’nin Iraklaflmas›n› istemiyorum. Türkiye’nin Irak’›n kaderini paylaflmas›n›n önüne geçmeye çal›fl›yorum. Türkiye’nin durumu Irak haline gelirse, soruyorum bu kimin suçudur? Bu, oy için, küçük iktidarlar için, iktidar peflinde koflan muhalefetin ve AKP’nin suçudur. Ne benim ne de PKK’nin suçudur. Türkiye’deki siyasetçiler siyasetten anlam›yorlar. Bir tek Mehmet A¤ar biraz samimi görünüyor, fakat emin de¤ilim, onun tavr›n› da tam anlam›fl de¤ilim. AKP, sorunu çözmeyerek ve orduyu PKK’ye sald›rtarak aradan kendisine ç›kar sa¤lamay› m› düflünüyor? Bunun sonucunda islami iktidar m› gelecek? Hay›r. Il›ml› islam iktidar› m› gelir? Hay›r. Bu iktidar› ve konumu onlara da b›rakmazlar. Kendileri de bu durumda çok zarar görürler. Bunu iyi bilsinler. Aynen M‹T Müsteflar›’n›n söyledi¤i gibi olacak. Bak›n ne diyor; “her kurumsal yap›n›n kendisine göre bir pay›, sorumlulu¤u vard›r, ama siyaseti oluflturan sivil iradedir, iktidard›r, hükümetlerdir. Bu irade oluflmam›flsa boflluklar doldurulur.” Bak›n burada “boflluklar doldurulur” 41 deniliyor. Aynen öyle olacak. Hükümet pasiftir. Bu sorunu iktidar ç›karlar› do¤rultusunda kullan›yor. Bunun neticesinde hükümetin kendisi de zarar görür. Sorunu d›fl güçler de¤il Türk ve Kürt halk› çözebilir Tekrar ediyorum; beni teslim eden güçler, imhamla birlikte büyük bir Türk-Kürt savafl›n› bafllatmay› hesapl›yorlard›. Asl›nda bugünkü Iraklaflma önce Türkiye’de planlanm›flt›. Böylece Türkiye’yi ekonomik, siyasi, her aç›dan zay›f düflürerek, tamamen kendilerine ba¤lamay› hedeflemifllerdi. Benim buradaki sorumlu tutumum ve beklemedikleri bir tezle ortaya ç›kmam nedeniyle bu amaçlar› bofla ç›km›fl, Türkiye’nin Iraklaflmas› önlenmifltir. Ancak komplocu güçler, yani ABD, AB ülkeleri ve destekçileri bunun üzerine yeni yöntemler devreye koydular. Avrupa’daki bu son tutuklama ve yönelimler komplonun yeni bir düzeyde devam›d›r. Yine AB’nin beni yeniden yarg›lamama yönündeki yaklafl›m›, bana savunma hakk› tan›mamalar›, onlar›n komplodaki gerçek yüzlerinin ve niyetlerinin a盤a ç›kmas›n› önlemeye yöneliktir. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r Irak’ta ve Ortado¤u’da ABD ve AB politikalar›n›n sonuçlar› görülüyor. Öyle üç befl PKK’linin üzerine gitmekle bu sorunu çözemezler. Türkiye de bu son yaflananlarla birlikte bu sorunu çözemezse, Irakl›laflma ile karfl› karfl›ya kalacakt›r. Kürtler üzerine katliama yönelik planlar yap›lmaktad›r. 14 y›ld›r duruflumla bunu önlemeye, Türkiye’nin bar›fl› ve sorunun demokratik çözümü için çal›fl›yorum. Ben tarihi ve vicdani sorumlulu¤um gere¤i Türkiye’nin Iraklaflmas›n› istemiyorum. Türkiye Iraklaflmaya do¤ru giderse bunun tek sorumlusu, iktidar h›rs› için bu ülkenin demokrasisini ve bütün menfaatlerini ayaklar alt›na alan iktidar partisi ve muhalefeti olacakt›r. Benim ve Kürt özgürlük hareketinin yirmi y›ll›k savunma anlay›fl›m›z, Kürt Türk halk› ve bütün Ortado¤u halklar›n›n kardeflli¤i ve demokratik birli¤ini sa¤lamakt›r. Kendi özgücümüze, öz irademize dayan›yoruz. Kürt halk› özgürlü¤üne ve onuruna sahip ç›kacakt›r. Bu sorunu d›fl güçlere ABD’ye AB’ye havale edece¤imize kendi içimizde çözebilmeliyiz. Bütün Kürt halk›, halklar ve herkes komploya ve devam eden oyunlara karfl› uyan›k olmal›, büyük bir aflkla, büyük bir sevgiyle çal›flmal›d›r. Bunlar benim ad›ma, “Öcalan aç›kl›yor” bafll›¤›yla 15 fiubat mesaj› olarak yay›nlanabilir. Türkiye’de bu Atabeyler operasyonunda ortaya ç›kt› –ki zaten bu dosyada gizlilik karar› al›nm›flt›– k›rk iki adet bu tarz oluflum varm›fl. Bu say› çok daha fazla olabilir. Bu çeteler çok yo¤undur. Atabey çetesi, kendileri de PKK gibi ifl yapt›¤›n› –tabii bu onlar›n deyimi– belirtiyorlar. fiemdinli’deki olay› yapan itirafç›, bu çetelerin uyuflturucu iflini de yapt›¤›n› söylüyordu. Trabzon’da Yasin Hayal’in oldu¤u yerde, Trabzonsporlu futbolcu çocuklardan bile para istediler. Siz çok kazan›yorsunuz, ama yüz bin veriyorsunuz ya da vermiyorsunuz diye bunlara kurflun bile ya¤d›rd›lar. Fatih Rusya’ya kaçt›. Hrant Dink olay› M‹T Müsteflar›’n›n aç›klamas›ndan bir gün sonra oldu. Bu dikkat çekicidir. Siz siyasette de¤ilsiniz. Siyasetteki alg›laman›z zay›f olabilir. Ama biz biliyoruz. Bu olay›n amac› halklar aras›ndaki ayr›l›klar› derinlefltirmek ve gündemi sapt›rmakt›r. Oysa Hrant Dink asl›nda bir Türk yurtseveridir. Olay›n boyutu baflkad›r. Baflka kiflilere, kesimlere de ciddi yönelimler olabilir. Do¤rudur, benim demokratik konfederalizm projem de Ortado¤u halklar›na yöneliktir. Onlara, Arap ayd›nlar›na görüfllerimizi içeren bir bildiri haz›rlanabilir. Araplar›n durumu ortada. Bu kadar bölünmüfllük var. Benim tezlerim Araplara ilaç gibi gelir. Arap ayd›nlar› ve yazarlar›n› da selaml›yorum. Gençlere çok selamlar›m› söyleyin. Bütün halk›ma, herkese selamlar. SERXWEBÛN fiubat 2007 42 ‹KT‹DAR VE EGEMENL‹⁄E KARfiI KADINCA DURUfi “Feodalizmin kapal› gelenekleriyle kapitalizmin aç›k saç›k kültürü, birey ve toplum için korkunç bir mücadeleye dönüflür. ‹ki kültür çarp›flt›kça, kad›n kurban edilir. Ya fuhufla sürüklenir, ya bir yak›n› taraf›ndan öldürülür, ya tecavüze u¤rar ya da günlük olarak çeflitli fliddet biçimlerine maruz kal›r. Her ölen, tecavüz edilen, bast›r›lan kad›nla, toplumun da yavafl yavafl öldü¤ü, bir çöp y›¤›n›na dönüfltü¤ü görülmeden birçok katliam gerçekleflir. Bu “böl, parçala, yönet” ilkesinin muazzam bir örne¤idir” Erkek ve iktidar olgusu, yine bunun etraf›nda geliflen yaflam, iliflki, politik, ideolojik olgular oldukça karmafl›k bir iç içelik tafl›r. Kad›n üzerinden bafllayarak gelifltirilen bu olgunun, en büyük zulümleri ve soyk›r›mlar› içinde tafl›mas›na ra¤men binlerce y›l kendisini yaflatabilmesi de bu karmafl›k iç içeli¤inden ileri gelir. Konuya iliflkin özellikle son y›llarda daha bilimsel ve çözümleyici yaklafl›mlar gelifltirilmektedir. Ancak tarihin bu en eski gelene¤inin hala çok köklü ve çok kurnazca yafland›¤›n› hepimiz çok aleni bir biçimde görüyoruz. ‹ktidar kavram›ndan konuya girifl yaparsak; bu kavram egemenlikçi kültürlere has bir kavram oldu¤u, yine egemenlikçi kültür de erkek cinsinin hakimiyeti ile birlikte ortaya ç›kt›¤› için, egemen erkek bir öze sahiptir. Ço¤u kez güç olma ile kar›flt›r›lmaktad›r. Güç olmak, do¤al yaflam›n tüm canl›lara hasretti¤i bir gerçekliktir. Fiziksel olarak yaflamak bile bir güçtür, konuflmak, insanlar aras› iliflkiye girmek, toplumsal üretime geçmek vb yaflam›n tüm detaylar›nda güç olabilmek gereklidir ve önemlidir. Burada beyinler ve yürekler, güç olman›n sadece iktidarc› zihniyet ve yöntemlerle gerçekleflebilece¤i bat›l inanc› ile karmafl›klaflt›r›lmakta, buna inand›r›lmaktad›r. Özgürlük ideolojisinin öncelikle bu noktada ayd›nlanmay› gerçeklefltirmesi de bundan kaynakl›d›r. Tek güç olma biçimi, iktidarc› anlay›flla tüm gücü kendi tekeline alma, bunun için bask› uygulayarak ötekini iradesizlefltirme, çalarak güç olma biçimi de¤ildir. Gücün tek biçiminin iktidarsal oldu¤u yaklafl›m›, beyinlerdeki bir ya- n›lsama, bir iradesizlefltirme biçimidir. Evet, yaflamak, özellikle de özgür yaflayabilmek için güç olmak flartt›r, ama bu güç, asla iktidarc› zihniyetten ileri gelen bir güç anlay›fl› olmamal›d›r. Çünkü özgürlük ve iktidar birbirinin tersi, birbirini d›fltalayan iki olgudur. Birinin oldu¤u yerde di¤eri olmaz. Bunu mutlaka iyi ay›rt etmek gerekiyor. Kad›n özgürlük mücadelelerinin de öncelikle bu kördü¤ümü çözebilmeleri, buradan bafllayarak sistemi ve kendini aflma eylemini gerçeklefltirmeleri çok önemlidir. Nas›l ki toplumsal eflitlik, özgürlük, kardefllik mücadelesi veren güçler, reel sosyalizm, bu ç›kmaz› çözemedi ve yenilgiye u¤rad›ysa, ayn› ak›bet –ders ç›kar›lmamas› durumunda– kad›n özgürlük mücadeleleri aç›s›ndan da geçerlidir. Güç olmak, iktidar› ele geçirmek olarak alg›land›¤› anda, iktidar güçlerine benzeflme, ayn›laflma ortaya ç›kmaktad›r. Daha do¤rusu, esas iktidar güçlerinin bir karikatürü geliflmektedir. Bu, bir tuzak gibidir ve hemen hemen her eflitlik, özgürlük mücadelesi veren güç, bu tuza¤a düflmüfltür. Erkek egemenli¤i ve oluflturdu¤u iktidar anlay›fl›n› aflmak, sistemi aflman›n temel faktörü konumundad›r. Mülkiyetin kayna¤›nda kölelefltirilmifl kad›n yatar Erkek egemenli¤i ilk olarak kad›n üzerinde ilkel iktidar›n› kurarken, çeflitli yöntemler uygulayageldi. Ana kültürün maddi ve manevi anlamda henüz güçlü oldu¤u geçifl dönemlerinde kur- nazca yaklaflarak, gücü tek elde –erkek elinde– toplaman›n giriflimlerinde bulundu. Maddi yaflam›n üretilmesinde, fiziki gücün kullan›m›nda erke¤i daha ön plana ç›kartan, kad›n› öncelikle ikinci plana iten, giderek de d›fltalayan bir yaklafl›m içerisine girdi. Bununla birlikte, toplumun manevi yaflam kültüründe de kad›n› ayn› biçimde d›fltalamaya bafllad›. Asl›nda kad›n›n fiziksel olarak soyu devam ettirme ve erke¤in cinsel ihtiyaçlar›n› giderme gibi bir ifllevi olmasayd›, kad›n cinsini toptan soyk›r›ma da tabi tutabilirlerdi. Ancak kad›n, insan türünün devam› aç›s›ndan böylesine stratejik bir rol oynay›nca, sadece soyu sürdürmenin ve erke¤in cinsel ihtiyaçlar›n› karfl›laman›n bir nesnesi olmaya mahkum edildi. ‹ktidar, yani tek elde güç biriktirme olgusu ilk defa kad›n üzerinde uygulanarak insanl›k tarihine korkunç bir zihniyet, kültür mal edilmifl oldu. Önderli¤imiz bunu savunmalarda, “mülkiyetin en temel kayna¤› yine ailede, kad›n üzerindeki kölece tasarrufta aranmal›d›r. Mülkiyetin kayna¤›nda kölelefltirilmifl kad›n yatar. Kad›n üzerine yay›lm›fl kölelik ve mülkiyet dalga dalga tüm toplumsal düzeye yay›l›r. Böylelikle de toplum ve bireyin zihniyet ve davran›fl yap›s›na mülkiyetçi ve köleci her duygu ve düflünceyi yerlefltirir” biçiminde çok güçlü ifade etmektedir. Kad›n üzerinde mülkiyet sa¤lama ve özellefltirme, yine fahiflelefltirme erkek iktidar›n›n genlerini oluflturur. Erkek, iktidar olan özne, salt cinsel kimli¤e bürünerek nesneleflmifl kad›n köleli¤ine dayanmak zorundad›r. Bu, olmazsa olmaz bir kanundur. Kad›n, binlerce y›l fiubat 2007 SERXWEBÛN bu zihniyetin sonucu olarak cinsel kimli¤i baflta olmak üzere kimlik ad›na onda ne varsa sömürü alan› haline getirilmifltir. Tarihin en büyük ve en i¤renç iflgali kad›n bedeni, düflüncesi ve yüre¤i üzerinde gerçekleflir. Her ça¤da, isimlerini bile bilmedi¤imiz say›s›z kad›n, bu iktidara çok çeflitli ve trajik biçimlerde kurban edilmifltir. Tabii kad›n üzerinde infla edilen ilkel iktidar, giderek s›n›flar› oluflturarak s›n›flar üzerinde, etnik kimlikler, uluslar üzerinde, toplumsal çeflitli kategoriler, hatta ›rklar üzerinde gelifltirilen iktidara dönüfltü. Biny›llar› alan bu gerçeklik, bafllang›çtaki özünden hiçbir fley kaybetmezken, bilim ve tekni¤in geliflimi ile birlikte günümüzde daha da inceltilmifl, mikrolaflt›r›larak daha makro düzeylerde tahakküm biçimi haline dönüfltürülmüfltür. Onca geliflme ve bilimsel at›l›ma ra¤men, insan›n duygu ve güdü donan›m› büyük bir çeliflki olarak geri kalm›flt›r. En geliflkin görünen erkekte veya kad›nda, bu gerili¤in izlerini, karakterini görebilmek mümkündür. Çünkü erkek iktidar›, mevcut gerili¤i büyük oranda ikili veya çoklu iliflkilerde özel k›larak gözlerden uzak k›lmakta, art›k saklayamad›¤›n› ise mu¤laklaflt›rmaktad›r. Dolay›s›yla bireyin ve toplumun en yaflamsal, en temel ihtiyac›, çeliflkisi, iktidar›n kara perdesi arkas›nda görünmez k›l›narak, sistemin devam› sa¤lanmaktad›r. Kad›n› kölece terbiye etmek öncelikle bedeninden bafllar Ayn› yaklafl›m› devletlerin, egemen olan çeflitli güçlerin, tahakkümleri alt›nda tuttuklar› insanlara, halklara yaklafl›m›nda da görebilmek mümkündür. Kad›n karfl›s›nda uygulanan politika ne ise, halklar karfl›s›nda uygulanan politika da odur. Bir devletin içerisinde yaflanabilecek, ortaya ç›kabilecek tüm uygulama ve politikalar›, bir aile gerçekli¤i içerisinde de rahatl›kla görebiliriz. Aile, kad›n erkek iliflkisine bu gözle bakt›¤›m›zda, gerçekten ayn›l›klar çok çarp›c› biçimde görülecektir. Aile gerçekli¤inde bunu görmek ya da kabullenmek daha zordur, çünkü aile direkt içinde yaflan›lan ve direkt etkileflim içerisinde olunan bir gerçekliktir. Bir de kad›n erkek ara- 43 s›nda, yine anne baba çocuklar aras›nda sevgi iliflkisi de sözkonusu oldu¤unda, tüm bu öznelerin aras›nda varolan iktidar olgusu, çeliflkisi ve çat›flmas› yokmufl gibi görünür ya da yok say›l›r. Çünkü devlet gibi aile de kutsald›r, dokunulamaz, tart›fl›lamaz. Oysa bu eflitsizlik sisteminin kendini her an üretmesinde, ço¤altmas›nda mevcut aile gerçekli¤i çok stratejik bir role sahiptir. Dokunulmaz k›l›nmas› da bundand›r. Yeni nesilleri, toplumsal cinsiyet rollerine, yine devlet karfl›s›nda kulluk kültürüne göre ilk e¤iten bu kurum de¤il midir? Beyinlerimizdeki ve yüreklerimizdeki ilk ‘terbiye’yi buradan alm›yor muyuz? Her birimiz kad›n veya erkek olmam›za göre, iktidar›n ihtiyaçlar› do¤rultusunda s›k›flt›r›lm›fl kal›plarla büyütülmüyor muyuz? Kad›n olan›n büyük dezavantajlarla, erkek olan›n ise sözde avantajlarla büyütüldü¤ü bir sistemdir bu. Ailede tohumu at›l›r, okulda, iflyerinde, sokakta, tatilde, herhangi bir iliflkide, politikada, yaflam›n her alan›nda giderek yeflermeye, dallanarak büyümeye bafllar. Bu k›s›r döngü afl›lamad›¤› müddetçe, bireyle birlikte büyüyen erkek egemenlikli sistemdir, iktidard›r asl›nda. Kad›na önce bedeninden utanmas›, erke¤e ise bedeniyle gurur duymas› gerekti¤i çok ilginç yöntemlerle ö¤retilir. ‹ktidar erke¤in kad›n üzerindeki hakimiyetiyle bafllar Kad›n› kölece terbiye etmek, öncelikle bedeninden bafllar. Yaflam› en zengin ve ço¤ul biçimlerde içinde bar›nd›ran kad›n bedeni, lanetli, gizli, k›flk›rt›c› k›l›n›r. Kad›n›n fiziksel do¤all›¤›, onun bafl›n›n en büyük belas›d›r art›k. Erkek ve toplum karfl›s›nda sürekli kendini s›k›flt›r›lm›fl kal›plara sokmak zorundad›r. Aksi taktirde bafl›na gelebileceklerden kad›n sorumludur çünkü. Bedeninde ve cinselli¤inde hem mahkum hem de gardiyand›r art›k kad›n. Elbetteki bu sadece cinsellikle, bedenle s›n›rl› kalmaz, bu s›n›rlanma hangi ölçekte ise ayn› ölçekte beyin de, duygu da s›n›rlan›r. Yok etmek mümkün de¤ildir hiçbir zaman, ancak beyinde ve duyguda bast›r›lm›fll›k, s›n›rland›r›lm›fll›k köleli¤i besler, bu da davran›fl bozuklu¤una, gizliden çe- flitli öç alma biçimlerine dönüflür. Kapal›l›¤›n, bast›r›lm›fll›¤›n oldu¤u yerde, bu durumlar boy vermeye bafllar. Özcesi, kad›n bu terbiye sistemi ile edilgen bir nesne konumuna getirilir. Öte yandan ekonomik olarak muhtaç hale getirilme, düflünsel geliflimin önünün kapat›lmas›, sosyal s›n›rland›r›lm›fll›k, politikadan ve stratejik tüm örgütlerden uzaklaflt›r›lm›fll›k ya da yer verilmiflse de yedeklendirilmifllik, yoksul ve erke¤e muhtaç bir kad›n soyunu ortaya ç›kar›r. Dünyada en çok çal›flan kad›nlar olmas›na ra¤men, istatistiklere göre en fakir olanlar kad›nlard›r. Kendini var edebilmek ve yaflam›n› sürdürebilmek için erke¤e muhtaçt›r. Bu nedenle geleneksel kad›n kimli¤i kendini erke¤e s›¤›narak ifade eder. Erkeksiz bir yaflam kurmak, çok ama çok zordur. Kurma flans›n› bulan kad›nlar ise öyle çok sorunlarla, gurur k›ran engellerle karfl› karfl›ya gelir ki, ba¤›ms›z kalma arzusu sistem taraf›ndan adeta burnundan getirilir. Erkek ise mevcut standartlara göre avantajl› denilse de özünde hiçbir avantaj› olmayan ve abart›lm›fll›kla kölelefltirilen bir e¤itim sistemine tabi tutulur. Do¤all›¤›n gizlenmesi ve edilgenlefltirilmesi –kad›nda oldu¤u gibi– ne kadar kölelefltirici ise, do¤all›¤›n abart›lmas› ve her fleyin merkezine konmas› da –erkekte oldu¤u gibi– o denli kölelefltiricidir. Toplumda say›s›z erkek, kendi cinsel gücünün kölesi olmufltur. Bir erke¤in güç (daha do¤rusu iktidar) olabilmesi cinsel gücüne ba¤l›d›r. Hatta toplumda bir erke¤in cinsel gücünden bahsedilirken, ‘iktidar’ tan›m› kullan›l›r. Cinsel iliflkide sorun yaflayan erkeklere ‘iktidars›z’ denilir. Gerçekten de çok çarp›c›d›r. Sistemin erkek karakterini tan›mlamak ve kan›tlamak için, bu tabirden daha iyisini bulmak mümkün de¤ildir. Bugün bile bu tan›mlaman›n kullan›lmas›, bize iktidar›n tarihsel geliflim hatt›n› da çok iyi anlat›r. Demek ki gerçekten iktidar önce erkekli¤in kad›nl›k üzerinde cinsel, düflünsel ve duygusal hakimiyeti ile oluflmufltur ki hala erke¤in cinsel gücü ifade edilirken bu tan›m kullan›lmaktad›r. Özünde ise bu, erke¤in kiflili¤ini korkunç fakirlefltirmekte, fakirlefltirdikçe sald›rgan k›lmaktad›r. Bu yetifltirme tarz›, kad›na yöneltme, ço¤unlukla da sald›rtma tarz›d›r. Kad›n SERXWEBÛN fiubat 2007 44 katliamlar› karfl›s›nda neden devletler uyduruk hafifletme gerekçeleri bulurlar? Toplum neden kad›n›yla, erke¤iyle bu katliamlara ço¤u kez sessiz kal›r? Çünkü erke¤in kad›n üzerinde her türlü hakimiyet hakk› vard›r, ne yapsa mubaht›r! Çünkü erkekler buna göre yetifltirilmifltir, yapmamas› anormaldir! Bu da bir köleleflmedir. Erkek, toplum ve egemen sistem taraf›ndan kendisine biçilmifl bu abart›l›, do¤all›¤›ndan ç›km›fl kimli¤e, statüye uygun davranmak zorundad›r. Oysa bu erke¤e ait de¤ildir. Kimileri hemen do¤adan, hayvanlardan örnekler vererek, benzetmeye çal›fl›rlar. fiüphesiz bu, kabul edilemez bir yaklafl›md›r. Çünkü, birincisi her varl›k ayn›laflt›r›lamaz, ikincisi de insan do¤an›n bir varl›¤› olarak çok önemli düflünsel ve duygusal bir evrim süreci yaflam›flt›r. Dolay›s›yla mevcut erkek tiplemesinin toplumsal statüde iktidar olmas›, onun özgür oldu¤u anlam›na gelmez. Tersine, erkek, iktidar›n hem kendi içinden hem de kendi d›fl›ndan kölesidir. Bu durumun da erkekte yol açt›¤› kiflilik bozulmalar› söz konusudur, çünkü kendine yabanc›laflm›flt›r. Tabii her iki cinsi bu yönleriyle de¤erlendirirken, cinsler aras› geliflen aflk iliflkisine de de¤inmek gerekir. fiüphesiz aflk›, aflk›n gücünü inkar etmemek, ancak mevcut geliflen iliflkilere aflk deyip aflk› mu¤laklaflt›rmamak da gerekir. Biraz önce belirtti¤imiz tarzda bir terbiyeden geçen kad›nlar›n ve erkeklerin ne denli sa¤l›kl›, üretken, birbiri ile güçlen- dirici etkileflimleri yaratacak tarzda iliflki gelifltirecekleri tart›flmal›k bir konudur. 21. yüzy›l›n revaçta deyimi ile fiziksel, duygusal baz› elektriklenmelerin varl›¤›, aflk›n varl›¤›na iflaret de¤ildir. Çünkü cinsler aras› ortaya ç›kan bu elektriklenmeler, zamanla k›sa devre yapmaktad›r. Bu iliflkiler evlilikle sonuçlanm›flsa e¤er, ömür boyu bir karartmaya dönüflür. Sadece bir iliflki olarak kalm›flsa da, cinslerin daha sonras›nda baflkalar›yla yaflayaca¤› iliflkilerde ayn› fleylerin tekrarlanaca¤› bir k›r›lmaya dönüflecektir. Kötü ve k›r›k bir tecrübe olacakt›r yani. Komik gelebilir belki, ama genelde kalp resimlerinin k›r›k çizilmesi, bunun bir göstergesidir. Romantizm bir kad›n› elde etmenin gizli tuza¤›d›r Aflk ve cinsellik, iktidar›n en gizlenmifl, örtük ve kand›r›c› yüzüdür. Toplumsal geleneklere göre ay›planmas›, onu zaten bafltan gizli k›lm›flt›r. Kand›r›c›d›r, çünkü içerisinde sevgi diye tabir edilen hofl, sarhofl edici duygular vard›r. Yine böyle bir iliflkinin temas› sonucu, yeni bir yaflam› var etme, ço¤alma boyutu vard›r. Dolay›s›yla bir iliflkide öne ç›kan bu iki yön, bireyleri bafllang›çta yan›lt›rken, sonralar› da katlanmas› gereken bir durumu ortaya ç›kar›r. Romantizm bu nedenle iktidar sahipleri taraf›ndan büyütülür, kutsan›r, öne ç›kar›l›r. Duygular afl›r› abart›l›r. Örne¤in cinsler içerisinde erkek olan›n aflk ifadeleri hep abart›l›d›r, do¤al de¤ildir. Bir kad›n› elde etmenin süslü tuza¤›d›r. Elde etme, yani kendinin yapma, kad›n›n sahibi olma, iktidar›n› yaratma. Romantizm, bu süslü tuzaktan baflka bir fley de¤ildir. Bu romantizmin arkas›, kad›n aç›s›ndan genelde ya ömür boyu susarak kaderine boyun e¤medir ya da biraz buna direnmeye kalk›flsa katline ferman yazd›rmakt›r. Dikkat edelim gazete sayfalar› aflk›ndan(!), sevgisinden(!) kad›n katletme haberleriyle doludur. Bazen de kad›nlar bunu yapar. Aflk›n yaflam›, üretkenli¤i, sevgiyi ve güzelli¤i getirmesi gerekirken, habire ac›y›, ölümü ve katletmeyi getirmesi nedendir? Neden Ortado¤u toplumlar›, özellikle de arabesk kültürde bol ac›l› aflk flark›lar›na bu kadar ra¤bet gösterir? Tüm flark›lar, ‘senin için ölürüm’ ya da ‘öldürürüm’ sözleriyle doludur. Tüm bunlar, içine iktidar girmifl kad›n erkek iliflkilerinin ölümcül gerçekli¤ini kan›tlar bize. Mülkiyet, sahiplik, olmazsa da ölüm! Do¤al kimlikleri bozulmufl, karakterlerinin genleri ile oynanm›fl kad›n veya erkeklerin özgür iliflkilenmesi, özgür bir aflk yaflabilmesi mümkün de¤ildir. Dikkat edilirse ‘aflk mümkün de¤ildir’ demiyoruz, öz kimliklerini kaybetmifl kiflilerin aflk› mümkün de¤ildir diyoruz. Bu, tamamen bir özgürleflme mücadelesidir, bireysel de de¤il, toplumsal bir mücadeledir. Toplumsal dönüflümü sa¤lad›kça, geleneksel ve geri de¤er yarg›lar›n› aflt›kça, bireyin de dönüflümü ve kendini aflma eylemi gerçekleflecektir. K›sacas› aflk, iktidar döngüsü içinde bo¤ulmufl kad›n ve erkeklerin yaflayabilecekleri bir eylem, duygu paylafl›m› olamaz. ‹ktidar›n bireylerde ve toplumsal, kurumsal yans›malar›nda afl›lmas›, özgür bir toplumun ve eflitlikçi bir yaflam›n kurulmas› ile aflk›n kutsall›¤›na ve güzelli¤ine denk iliflkiler yaflanabilecektir. Bu nedenle özgürlük mücadelesi ayn› zamanda bir aflk mücadelesidir. Fahifleleflme ve fahiflelefltirme oldukça siyasal bir gerçekliktir Karfl›laflt›rmal› biçimde mikrodan makroya, yani bireylerden devlete do¤ru giderek düflündü¤ümüzde de benzer ol- fiubat 2007 SERXWEBÛN gular› görürüz. Devletler de –özellikle Ortado¤u’da– vatandafllar›na tam sahiplik ederler. Her türlü uygulamay› kendilerinde hak görürler. “Devlet babad›r, döver de, sever de, öldürür de.” Her iki cins de çeflitli etnik kimlikler veya toplumsal çeflitli kategoriler de devlet karfl›s›nda geleneksel kad›n statüsündedir. Devletin birey ve toplum haklar›na tecavüz etmesinin, iradesini tan›mamas›n›n, bir kad›na karfl› gerçeklefltirilen tecavüzden fark› var m›d›r? Vatandafllar›n›n eme¤ini çalarak onlar› hep yoksullu¤a ve iflsizli¤e mahkum ederek kendine muhtaç k›lmas›, bir kad›n›n bir erke¤e muhtaç k›l›nmas›ndan farkl› m›d›r? Taa binlerce kilometre uzaklardan gelip de baflka bir ülkeye zorla d›flardan “demokrasi, bar›fl getirece¤im” demenin, baflka bir halka tecavüz etmekten baflka bir anlam› var m›d›r? ‹ki kültür çarp›flt›kça kad›n kurban edilir Fahiflelefltirme de özelde kad›na genelde topluma yönelik bir politikad›r. Fahifleleflme ve fahiflelefltirme oldukça siyasal bir gerçekliktir. Sadece cinsel bir içerik tafl›maz. Ve devletler taraf›ndan özellikle gelifltirilmektedir. Kad›nlar›n para için kendi bedenlerini sat›fla sunmalar›, sadece o kad›nlar›n bir ay›b› olarak ele al›namaz, insanl›¤›n ve o toplumun bir ay›b›d›r. Sonuçta bu da karfl›l›kl› yaflanan bir iliflkidir ve öznesi de nesnesi de fahifleleflir, kirlenir, bedenine ve kendi kimli¤ine yabanc›lafl›r. Cinsellik üzerinden erke¤i kendine ba¤lama ve kad›n› küçültme, bir iktidar politikas›d›r. Erke¤e ucuz zevkler sunarak kendi sistemine ba¤lama yöntemidir. Yine erke¤e kad›n üzerinden küçük iktidar alanlar› yaratarak, makro iktidarla objektif uzlaflma alanlar› aç›l›r. Bunlarla birlikte, çok önemli bir sermaye kap›s›d›r özellikle devlet için. Türkiye’de bir dönemin vergi rekortmeni, genelev patroniçesi Madam Manukyan’d›. Birçok kifliye –resmi, gayri resmi görevlilere– ekmek kap›s›d›r. ‹ktidar güçlerinin fuhufla karfl› söylemleri, görüntüde namusu kurtarma yaklafl›m›ndan baflka bir fley de¤ildir, tersine teflvik edici ve örgütleyici temel güç konumundad›r. 45 Benzer biçimde kad›n katliamlar›n› da de¤erlendirebiliriz. Kurtlaflt›r›lm›fl erkek kuzulaflt›r›lm›fl kad›na sald›rt›l›r adeta. Bas›n yay›n organlar› bu ifli gayet ciddi biçimde organize eder, neredeyse cazip k›lar. Pornografiden tutal›m da normal bir haber verifl biçimine, dizilerden sinemalara kadar birçok alanda rolünü oynamaya çal›fl›r. Roller sadist erkek, mazoflist kad›n tiplemelerine göre belirlenmifltir, olaylar ve olgular hep bunun etraf›nda kurgulan›r ve topluma sunulur. Feodalizmin kapal› gelenekleriyle kapitalizmin aç›k saç›k kültürü, birey ve toplum için korkunç bir mücadeleye dönüflür. ‹ki kültür çarp›flt›kça, kad›n kurban edilir. Ya fuhufla sürüklenir, ya bir yak›n› taraf›ndan öldürülür, ya tecavüze u¤rar ya da günlük olarak çeflitli fliddet biçimlerine maruz kal›r. Her ölen, tecavüz edilen, bast›r›lan kad›nla, toplumun da yavafl yavafl öldü¤ü, bir çöp y›¤›n›na dönüfltü¤ü görülmeden birçok katliam gerçekleflir. ‹flte bu da genel bir politikad›r. “Böl, parçala, yönet” ilkesinin muazzam bir örne¤idir. Toplum, mikro iktidar bata¤›na saplanm›fl kad›nlar›n ve erkeklerin çat›flmalar› ile büyük bir bölünmüfllü¤ü yaflar, sorunun kayna¤› olan esas makro iktidar› görmekten, analiz etmekten uzaklafl›r. ‹liflkilerde birbirine girmifl, yaflam› kararm›fl, her an› ac›yla dolu olan insan, toplum gerçekli¤i, çözümü daha fazla iktidara ba¤lanmakta görür ve sistem çarklar›n› döndürmeye devam eder. Bu nedenle devletler, iktidar odaklar› hiçbir zaman kad›n erkek sorununun çözümünü, kad›n katliamlar›na son verilmesini istemez. Görüntüyü kurtarmak için baz› giriflimlerde bulunurlar, ancak sorunun kayna¤›na asla ve asla yönelmezler. Kürdistan’da ve Türkiye’de son y›llarda a盤a ç›kt›¤› gibi, birçok kad›n korunabilecekken, ölümden kurtar›labilecekken, devlet taraf›ndan korunmam›flt›r. Erkek eksenli gelenek hep bir flekilde korunmufl, göz yumulmufltur. ‹ktidarlaflan güç tek yanl›d›r Erkek iktidarlaflmas›na iliflkin daha detayda birçok örnek verilebilir. Durufl biçimleri bile buna örnektir. Bir erke¤in durufl biçimi ile bir kad›n›n durufl biçimi, bir erke¤in konuflma biçimi ile bir kad›n›n konuflma biçimi, duygular›n› ortaya koyufl biçimi aras›ndaki farklar çok belirgindir. Tabii erkek ve kad›n do¤alar›n›n farkl›l›k arz etti¤i yanlar vard›r, ancak bizim belirtti¤imiz farkl›l›klar egemen kültürün ortaya ç›kard›¤› farkl›l›klar üzerinedir. Erkek iktidar› bu do¤rultuda mimiklerden durufla kadar tüm ayr›nt›larda karakteristik farkl›l›klar› gelifltirmifltir. Bu yaz›da özellikle Ortado¤u’yu esas ald›k, ama Bat›’daki erkek iktidar tiplemesi ve kad›n tiplemesi de farkl›l›klar arz eder. Bat›’da da bu ataerkil kültür çok derin ve daha görünmez biçimlere dönüfltürülmüfltür. Çeliflki yokmufl gibi gösterilerek, kad›n sisteme daha entegre edilmifl, iktidar mekanizmalar›na çekilmifl ve benzefltirilmifltir. Ebu Garip Cezaevi’nde tutsaklara kad›n gardiyanlar taraf›ndan gelifltirilen iflkenceler, kad›na yaklafl›m›n çok tipik bir göstergesidir. Kad›n, kendi karakterine en tersinden bir yaklafl›m içerisine sokulmufltur. Bu, en uçtan bir örnektir, ancak genel yaflam›n içerisinde de kad›n erkekleflerek vard›r. Kapal›l›k aç›s›ndan farkl›l›¤a bir göz att›¤›m›zda, Bat›’daki kad›n daha aç›kt›r, kendi bedeni üzerinde daha söz sahibi gibi görünür. Ancak bu da Do¤u’nun köleleflmesinin di¤er bir yüzü olmaktan baflka bir fley de¤ildir. ‹statistikler kad›na yönelik fliddet ve katliamlar›n Bat›’da da çok yo¤un yafland›¤›n› göstermektedir. Kad›n erkek aras›nda mutsuzluk orada da çok belirgindir. K›saca Bat› da bu konuda köklü bir çözümü gelifltirememifl, mikro ve makro iktidar Bat› kültürünün de temeli olarak varl›¤›na devam etmektedir. Gerek Do¤u aç›s›ndan gerekse de Bat› aç›s›ndan belirttiklerimiz genel anlamda yaflananlar› ortaya koymak içindir. Bu genel yaflananlara karfl› bir de mücadele içerisinde olanlar vard›r, bir flekilde bu erkek iktidarlaflmas›n› aflmak isteyen örgütlenmeler, bireyler vard›r. Mücadele edenlerin varl›¤› ve her geçen gün bu soruna e¤ilen, çözmek isteyenlerin ço¤almas›, umut vericidir. Çünkü tarihin bu en kadim sorununu aflmak hiç de kolay de¤ildir. Ne kadar çeflitli ve yayg›n örgütlenmeler gelifltirilse, o kadar yeri vard›r. Erkek iktidarlaflmas› nas›l ki bireyin duygusuna, güdüsüne, düflüncesine ka- SERXWEBÛN fiubat 2007 46 dar mikrolaflarak girebilmiflse, bunu aflmak ve kad›n› yaflam›n her alan›nda varolan yerine kavuflturmak isteyenler de mikro ve makro düzeylerde mücadeleyi yürütmek durumundad›rlar. ‹ktidarlaflan zihniyet erkeksi tekçi bask›c› ve gücü yetti¤ince yok edicidir ‹ktidarlaflan güç, tek yanl›d›r, cinsiyetçidir, s›n›fç›d›r, ulusçu, milliyetçi, faflizand›r. Kad›n üzerinden gelifltirilmeye bafllayan ötekilefltirme ve kendini her fleyin merkezine koyarak gücü de tek elinde toplama, insanl›k ahlak› aç›s›ndan büyük tahribatlar›, ters düflüflleri ortaya ç›karm›flt›r. Kendinden olmayana yaflam hakk› tan›mayan bu iktidar anlay›fl›, yok etme mant›¤› üzerine kurulmufltur. Maddi ve manevi yok olufl, tükenifl, sadece insan aç›s›ndan geçerli olmay›p, do¤aya yönelik de gelifltirilir. Nitekim bugün insanl›¤›n en acil çözülmesi gereken sorunlar›ndan bir tanesi, do¤an›n dengesinin bozulmas› ve iklimin, atmosferin de¤iflerek yeryüzü kaynaklar›n›n her geçen gün artan oranda kurumas›d›r. Sadece insan ç›karlar› aç›s›ndan belirtmiyoruz, do¤ada yaflayan tüm canl›lar›n yaflam›n› ilgilendiren bir konudur bu. Bu konuda da insan merkezli yaklafl›m, do¤aya faflizan bir uygulamay› getirmifl ve do¤an›n iradesi yok say›larak korkunç biçimlerde tüketilmifl, tüketilmektedir. Ancak do¤a da bunun karfl›s›nda bir iradesi oldu¤unu, korkunç biçimlerde göstermektedir. Do¤ay› dinleyen, onun iradesine ve ürünlerine sevgi ve sayg› ile yaklaflan demokratik, paylafl›mc› zihniyet, dengenin yeniden oluflmas›na yol açacakt›r. K›sacas› iktidarlaflan zihniyet, erkeksi, tekçi, bask›c› ve gücü yetti¤ince yok edicidir. Bu zihniyetten en olumsuz bi- çimde nasibini alanlar, kad›nlar, çocuklar ve do¤ad›r. Dikkat edersek her üçü de yaflam›n temel dinamik güçleridir, her boyutta do¤urgan ve geliflmeyi yaratan ö¤elerdir. Bunlar›n maddi ve manevi olarak öldürülmesi, yaflam›n öldürülmesi, tek renklilefltirilmesidir. Oysa yaflam, çeflitlilikleri, yaflam ö¤eleri ile güzel ve yaflan›las›d›r. Bu nedenle erkek egemenlikli iktidar zihniyetine karfl› mücadele etmek kutsal bir görev, kutsal bir sorumluluktur. Yaflam›n yeniden ve güzel, özgürce yeflermesinde tohum serpmek gibidir. Ça¤›m›z›n özellikle de kad›n özgürlük mücadelesi yürüten güçleri, böylesine anlaml› ve kutsal bir görevi yerine getirmektedir. Geleneksel kad›ns› teslimiyet fiziki de¤il toplumsald›r Kad›n hareketimiz de bu anlaml› görevi yerine getirmenin çabas› içerisindedir. Dünya çap›nda ve Ortado¤u’da özgün bir deneyim olarak ortaya ç›km›flt›r. Salt teorik yanlar›yla de¤il, kad›n› ve erke¤i, s›n›fsal, milliyetçi bak›fl aç›lar›n› en köklü yanlar›yla sorgulay›p bireyi yeniden yaratma mücadelesi yürüten bir harekettir. Önderli¤imizin bir yöntem olarak devreye koydu¤u kopufl teorisi, kad›n kurtulufl ideolojisi, kad›n partileflmesi, çeflitli kad›n örgütlenmeleri, bu anlamda kad›na ve erke¤e önemli de¤erler kazand›rm›flt›r. Baflta belirtti¤imiz gibi, böylesine karmafl›klaflt›r›lm›fl ve iç içe girmifl sömürü biçimini do¤ru çözebilmek ve bireylerin kendisi ile bulaflmas›n› sa¤layabilmek için böyle bir kopufl sürecinin yaflanmas› gereklidir. fiüphesiz bunun kendisi hemen özgürleflen bireyleri yaratm›yor, ancak özgürleflmenin önemli bir ad›m› olan kendini tan›may›, ba¤›ms›z kalabilmeyi ö¤retiyor. Gerisi zaten sürekli bir iç savafl›md›r. Hareketimiz içerisinde kad›n er- “PKK’de kad›n erkeksiz yaflamay›, en zor koflullarda mücadele etmeyi, yaflam›n› örgütlemeyi, ayaklar› üzerinde durmay› ö¤renmifltir. Kimli¤inden utanmay› de¤il, kimli¤inin yaflam›n en temel ö¤esi oldu¤unu ö¤renmifltir. Erkek de kad›na dayanmadan kendi yaflam›n› örgütlemeyi, birilerinin iradesine basmadan ayakta durmay› ö¤renmifltir” keksiz yaflamay›, en zor koflullarda mücadele etmeyi, kendi yaflam›n› örgütlemeyi, kendi ayaklar› üzerinde durmay› ö¤renmifltir. Kendi kimli¤inden utanmay› de¤il, kimli¤inin yaflam›n en temel ö¤esi oldu¤unu ö¤renmifltir. Erkek ise kad›n› fiziksel, düflünsel ve duygusal aç›dan sömürmemeyi, kad›na dayanmadan kendi yaflam›n› örgütlemeyi, birilerinin iradesine basmadan ayakta durmay› ö¤renmifltir. Kad›na karfl› fliddet bir günah gibidir hareketimizde. Bu, çok önemli bir de¤er yarg›s›, bir gelenek olmufltur. Kad›n bu aç›dan oldukça rahatt›r ve üzerinde fliddet bask›s› olmadan geliflim gösterebilmektedir. Belki bizler için s›radanlaflm›fl durumlard›r bunlar, ancak dünyan›n bir co¤rafyas›nda böyle bir yaflam gerçekli¤inin yarat›lmas› çok önemli bir kazan›m, çok önemli bir deneyimdir. Erkeklerin ve kad›nlar›n tarihi çeliflkileriyle birlikte hem bir arada kalmalar› hem de böyle iliflki ölçülerini gelifltirmeleri gerçekten iyi anlafl›lmas› gereken bir durumdur. Belirtti¤imiz gibi bunlar, tümden özgürleflti¤imizin bir göstergesi de¤ildir, ancak bu yolda asla az›msanmamas› gereken geliflmelerdir. Tabii bu geliflim düzeyini toplumsallaflt›rmada yaflad›¤›m›z sorunlar vard›r. Mevcut geliflim topluma da mal oldukça yayg›nlaflacak ve daha ileri düzeylere do¤ru bir s›çramay› yaflayacakt›r. Bu konuda daha yo¤unlaflan ve yay›lan bir örgütlenme tarz›n› gelifltirmemiz, h›zla çözüm üreten bir yap›lanmaya kavuflmam›z gerekmektedir. Daha fazla proje gelifltiren ve yaflamsallaflt›ran, konu kapsam›nda birçok özgün özel örgütlenmeler gelifltirmemiz bir zorunluluktur. “Unutmamak gerekir ki, geleneksel kad›ns› teslimiyet fiziki de¤il, toplumsald›r. ‹çerilmifl kölelikten gelir. O halde öncelikle ideolojik alanda teslimiyet düflünce ve duygular›n› yenmek gerekir.” Önderli¤imizin de belirtti¤i bu içerilmifl köleli¤i ve yayg›nlaflm›fl erkek egemenli¤ini aflmak için her an, her gün bafl›m›z› a¤r›tmal›, ideolojik çözümler oluflturmal›y›z. Ayn› zamanda bu yolda mücadele eden herkesle ortaklaflal›¤› yakalama gücünü göstermeliyiz. Teslim alan ve teslim olan tüm geleneksel zihniyetlere karfl› ideolojik, ekonomik, sosyal, politik mücadeleyi gelifltirmeliyiz. fiubat 2007 SERXWEBÛN 47 D İ R İ L İ Ş YA D A K U R M A N Ç E D E B İ YAT I N A G İ R İ Ş - I I “‹‹nsan kendisini tan›mlarken, dahas› tan›mlan›rken, dayand›¤› ideolojik kimlikle aç›klan›r. “Kendini tan›mlamak belki de toplumlar›n en temel niteli¤idir. Kendini tan›mlayamayan toplumun varl›¤›ndan bahsetmek güçtür. Buna toplumun cesetleflflm mesi demek de mümkündür. Kendini tan›mlaman›n di¤er ad› toplumsal ideolojidir. ‹deoloji, irade haline gelmifl ortak fikirler paketi olarak da tan›mlanabilir. Bunun da di¤er bir ad› toplumsal ahlakt›r. Toplumsal ahlak›n temel iflflllevi toplumsal var oluflflu u kesinleflflttirmektir” Kim bilir belki de ideoloji kavram›na bakar bakmaz dudak büküp, burun k›v›ranlar daha bafll›¤a bakar bakmaz okumaktan vazgeçebilir. Bunlar ya ideolojiden anlamayacak denli yaflam›n girdisinde yuvarlanmay› kader bellemifl, gözünde umut feri kalmam›fllar ya da ideolojiye baflka bir ideolojik bak›fl olan postmodern pencerenin pervaz›na s›k›flan birileri olabilirler. Bunlar bildik insanl›k halleri. Bizler de çoklukla bunu yaflamad›k ya da yaflam›yoruz de¤il. Dünyan›n geldi¤i düzeyin bir resmi de bu. Resim içinde ne karakterler yok ki! Her insan›n t›pat›p olmasa da zihniyet ve davran›flsal olarak ayn› kültürel geneti¤in suyundan içti¤ini kolayca görmek mümkündür. Kendini tan›mlaman›n di¤er ad› toplumsal ideolojidir ‹nsanl›¤›n biyolojik yap›s›ndaki ortak yanlardan biri de etkilenmeye ve etkilemeye yatk›nl›klar›d›r. Davran›flsal etkiler, sözsel etkiler, duygusal etkiler karfl›l›kl› bir empati ya da sempati oluflturur. Bir sinerjiye yol açabildikleri gibi, karfl›tl›k do¤urucu enerjiye de dönüflebilirler. ‹nsanlar› türlü davran›fllara ve etkileflimlere yönelten, onlar›n zihinsel kaynakças› olan ideolojik kimlikleridir. Çünkü “hem toplumsal geçmiflin haf›zas› hem de gelecek ütopyas›n›n tasar›mlar› olarak ideolojik kimlikler, toplumun beyni A. Öcalan, olarak rol oynamaktad›r.” (A A‹HM Savunmas›) Bu, ayn› zamanda insan›n sahip oldu¤u üst yap› kurumlar› diyebilece¤imiz aktivitelerin yönlendirme mekanizmas›d›r. En küçü¤ünden en geliflmifl toplumsal biçimlerin tümünde ideolojik kimli¤in bir dayanak olarak kendisini oluflturdu¤unu tespit edebiliriz. Bir baflka deyiflle, insan kendisini tan›mlarken, dahas› tan›mlan›rken, dayand›¤› ideolojik kimlikle aç›klan›r. “Kendini tan›mlamak belki de toplumlar›n en temel niteli¤idir. Kendini tan›mlayamayan toplumun varl›¤›ndan bahsetmek güçtür. Buna toplumun cesetleflmesi demek de mümkündür. Kendini tan›mlaman›n di¤er ad› toplumsal ideolojidir. ‹deoloji, irade haline gelmifl ortak fikirler paketi olarak da tan›mlanabilir. Bunun da di¤er bir ad› toplumsal ahlakt›r. Toplumsal ahlak›n temel ifllevi toplumsal var oluflu kesinlefltirmektir.” (A. Öcalan, Bir Halk› Savunmak) Dünya oldu olal› yaflam ad›na belletilenler düz bir çizgide seyretmemifltir. ‹deolojik dünyalar insan›n sadece belle¤ini de¤il, gelecek tasar›m ve hayallerini de oluflturup denetimine alm›flt›r. Topluluk ve toplumlar tüm hepsince benimsenmezse de ideolojik bir kimli¤in etraf›nda düflünsel, ahlaksal yap›lanmalar›na uygun yaflay›fllar› sürdürüp takipçisi olagelmifltir. Sözlerden davran›fllara oradan sözlü ve yaz›l› kültürel, sanatsal, edebi üretimlere de¤in kendisini var etme bir yaflam refleksi olarak süregelmifltir. ‹nsanl›¤›n ilksel geliflimiyle bafllayan süreç, kendi do¤as›nda ana tanr›ça etraf›nda bir yaflam trendi oluflturmufltur. ‹nsan yaflam› ad›na ne varsa ilklerini burada üretmifltir. Toplum kendisini ana tanr›ça ahlak› çerçevesinde tan›mlam›flt›r. Bu yan›yla insanl›k, bafllang›c›nda kendi var oluflunu ana tanr›çayla izah etmiflti. Bu konudaki bilme ve inanma kendini tan›mlamaya yetmekteydi. Mitsel geliflim diye günümüze dek tafl›r›lan tan›mlama, kendi yaflamsal formlar›n› derinlemesine insan belle¤ine yerlefltirmiflti. Erkek egemenli¤inin devlet ç›k›flfl›› insanl›k tarihinde yeni bir sürece geçiflflttir Denilebilir ki insanl›¤›n en uzun binlerce y›l›n› alm›fl ideolojik formasyonu ana tanr›ça kültürüydü. Binlerce y›lda kazan›lanlar›n birkaç yüzy›lda ya da biny›lda tümden afl›l›fl›n› beklemek hayal olabilirdi ancak. Öyledir ki günümüze kadar hala neolitik toplum kök hücrelerinin yafl›yor olufluna iliflkin tespitlerin kayna¤› da budur. Günümüzde tarihin hala yafl›yor oluflu ya da bugünün tarihte bir yerlerde kökleflti¤ini belirtmek bundan mümkün oluyor. Ne var ki en uzun toplumsal kendini tan›mlama ve var etmede yaflanan ve insanl›¤›n ilk devrimi olarak adland›r›lan neolitik dünyan›n bir baflka karfl› devrimle afl›lmaya baflland›¤›d›r. Erkek egemenli¤inin kent, askerleflme, devlet eksenindeki ç›k›fl›, insanl›k tarihinde yeni bir sürece geçifli tan›mlamaktayd›. “‹nsanl›k tarihinde gerçekleflen bu zihniyet karfl› devrimi gerçekten analitik zekan›n en büyük ç›k›fllar›ndan biridir; s›n›fsal akl›n geliflmesidir. Art›k tarih, edebiyat, sanat, hukuk ve politika bu s›n›f zihniyetiyle yeniden SERXWEBÛN fiubat 2007 48 üretilecektir. Sümer ve M›s›r mitolojisinde bu sürecin en güçlü ve orijinal halini görmekteyiz. Egemen sömürgen s›n›f ideolojisi art›k bir üst toplum, devletçi toplum olma yoluna girmifltir. Bu yönlü at›lacak her ad›m, tüm toplum ad›na at›lacak, ona mal edilecektir. Do¤al toplumdan kalma ana-tanr›ça ideolojisi giderek sömürülerek, içeri¤inden boflalt›l›p asimile edilerek erkek-tanr›lar düzeninin hizmetine koflturulacakt›r. T›pk› kad›n›n erke¤in hizmetine -genel ve özel fahifleli¤e bafllang›ç- koflturulmas› gibi. Do¤al tüm toplumun eflit özgür üyeleri yeni kul s›n›f›na dönüflecektir. Bir Sümer efsanesi, insanlar›n tanr›lar›n ‘d›flk›s›ndan’ yarat›ld›¤›n› söyler. Kad›n›n erke¤in kaburga kemi¤inden yarat›ld›¤›, yine ilkin Sümer efsanesinde geçer. Sümer mitolojisi gerçekten ola¤anüstü bir baflar› olup kendisinden sonra gelen tüm mitolojileri etkileyerek, tek tanr›l› dinlerin, edebiyat›n ve hukukun da ilk kayna¤›n› teflkil etmifltir. Destanda G›lgamefl özelli¤i, benzer bir etkiyi tüm dünya destanlar›nda yans›tm›flt›r.” (A. Öcalan, Bir Halk› Savunmak) Sistemlerin kaderi ideolojik kimlik savaflfl››nda tayin edilmektedir Toplumlar›n yeni ideolojik kimli¤i ve toplumsal ahlak›, art›k erkek egemenli¤inin devletçi sistemi olmaya bafllam›flt›r. Ahlak ve inanç normlar› bu sisteme göre kendisini var etmeye yönelmifltir. Toplumlar›n ret ve kabul görme kriterleri buna göre düzenlenmifltir. Sistem kendisini öncelikli olarak resmi kavram›yla tan›mlayarak, en büyük yerlerden icazetli dünü ve yar›n› tart›fl›lmayacak kadiri mutlak ilan ederek, insan zihniyetinde kendisini köklefltirmeye çal›flm›flt›r. Zihniyetler daha ana kuca¤›nda bu kültürü besin olarak almaya zorunlulaflt›r›lm›flt›r. Buradan yapaca¤›m›z ç›karsama, ‘sistemlerin kaderi öncelikle ideolojik kimlik savafl›nda tayin’(age) edilmektedir. Art›k dünya bu ideolojik kimlikle kendisini ifade etme ve varoluflunu sürdürmek evrimine çekilmifltir. Öteki ad›na ne varsa da kendinden menkul misali kald›¤› ve var oldu¤u zamana ait antikalar olarak de¤i- flik aç›dan insanlara kavrat›lmaya bafllanm›flt›r. Zaman bir b›çak kesimi misali dünden günah ya da gerilikle damgalanarak kopar›l›p at›lm›flt›r. Dahas›, kopar›lm›fll›¤› benimsetilmeye inand›r›lm›flt›r. Zaman kendisi olal› hiçbir süreçte bu kadar kopuk, umars›z, nereden geldi¤i belirsizli¤e düflmemifltir. Zaman flimdide an›l›p tan›mlanmaya dönüflmüfltür. Geçmifl zaman bir hayal veya hiç yaflanmam›flças›na bir rüya, belki de büyüklerin masallardaki bir uydurmas›yd›. Öyledir ki masal ile edebiyatta tan›mlanan fley, tam da insanl›¤›n neolitik toplamsal ahlak›n›n varolufluna iliflkin bir tan› ve kan›ya çevrilmifltir. Neolitik yaflam bir masal dünyas› ve yaflayanlar› da kurgulanm›fl kahramanlard›. Olmas› mümkün de¤ildi, çünkü masal ne de olsa bir hayal ürünüydü. Gerçekte bugünden bak›ld›¤›nda bask›n ç›kan görüfl, ana eksenli komünal dünyan›n tam› tam›na bir masal oldu¤udur. Ve masal bir anlamda komünal dünyan›n anlat›m›d›r. O asla yaflanmam›fl ve yaflanmayacak olan. Güzel bir masald› komünal dünya denilecekti. Resmiyet ve devlet hiyerarflfliik do¤as›nda tart›flfl››lmazlardand› Mevcut sistemin bunu böylece tan›mlamas›, onun ayn› zamanda bir varolufl nedeni ve gerekçesiydi. O ancak böylece kendisini teklefltirebilir ve eflsizlefltirebilirdi. Çünkü o, tanr›sal kudretleri de yede¤ine alm›flt›. Resmiyet ve devlet, hiyerarflik do¤as›nda tart›fl›lmazlardand›. Hem de en baflta gelenlerinden. S›n›fsal analitik bilinç, alt ve üstlerini yaratm›flt› bir kere. ‹ktidar ile ideoloji birlikte insan dünyas›na girmiflti. ‹ktidar böylece ideolojik bir formasyon elde etmiflti. Sözler, davran›fllar, fliirler, ninniler, türküler akmal›yd› buraya do¤ru. Çünkü burada kabul ya da ret görme vard›. Onaylanma yeriydi. En güzelleri deyim yerindeyse Nobel bile alabilirdi. Afl›r› egemenlik ve kullaflt›rma beraberinde afl›r› bir politizasyonu da getirmiflti. Politizasyon ve askerileflme iktidar eksenli dünyan›n vazgeçilmez meflru savunma arac›yd› çünkü. Komünal yaflam emarelerinin parçalan›p fosillefltirilmesi baflka türlü olamazd›. Ve masal art›k çocuklar›n uyku saatleri öncesi bir ninniydi. Çünkü orada gerçekte anan›n binlerce y›ll›k hasreti gizliydi. Masallar çocuklar›n inanmamas› için uydurulmufl uyku ilaçlar›yd›. Böylece analar›n edebiyat› masal diye tan›mlanarak, edebiyat dünyas›nda da en alta itilerek, güncellefltirilmemesi için gözden düflme yoluna çoktan girmiflti. Oysa masallar, anan›n toplumsal ahlak› oluflturmas›nda, uyuma öncesi çocu¤a verilen günün son saatlerinin pedagojisiydi. E¤er öncesizlik ve sonras›zl›k yaln›zca tanr›ya mahsussa, her fleyin bir öncesi de vard›. Ve masallar günümüzde giderek birer fantezi tatminlerin basit arac›na dönüfltürülen sözde bir gün- fiubat 2007 SERXWEBÛN cellefltirmeye u¤rat›l›p, masala iliflkin edebiyat derslerinde birkaç cümle ile tan›mlanmaya gidilmiflse, sorulmaz m› bunun öncesi neydi diye! Sinsice bir h›rs›zlama ile masal ve ninniler küçüklerin denilerek nitelik düflürülüflüne u¤rat›l›yordu. Yar›n›n büyükleri diye nutuklaflan sözlerin burada unutuldu¤unu görmemek mümkün mü? Öyleyse tez elden masallar da ele geçirilip, yeniden resmiyete kavuflturulmal›yd›. Böylece derslere nereden geldi¤i belli olmayan bir hilkat garibesi gibi bir masal tan›m› konularak, iflin üstü hem örtülmeye hem de sahip ç›k›lmaya çal›fl›ld›. Masal tarihsel duruflfltta neolitik yaflflaam›n ilk edebi anlat›m›d›r 49 yaflamlar›n›n eksenlerde çat›flt›¤›, zaman zaman birlikte, zaman zaman bir di¤erinin bask›n oldu¤u, dahas› kesin çizgilerle bir etkinli¤in kurulmad›¤› dönemlerin edebiyat ürünüdür. Öyküler, ideolojik kimlik olarak mitolojik ça¤lar›n, kad›n erkek eksenli dünyan›n tabletlerdeki ilk yans›lar›d›r. Masaldan oldukça etkilenmifltir. Dahas›, masal›n yaz›l› düzene¤e geçiriliflinin bir tezahürü gibidir. K›ssadan hisseler olarak yaflanan çat›flmalardan ç›kar›lan dersler biçiminde pedagojik donan›ma katk›lar›n› sunmaktad›r. Öykü, masal dünyas› ile zalim dünyan›n ortak paydas›n› kesifltirmektedir. Devlet öldürmelerle insanl›k tarihine girifl yapt› Burada alt› çizilmesi gereken fleyler var: Masallar, tarihsel duruflta neolitik yaflam›n ilk edebi anlat›mlar›d›r. Ve ilk edebiyat türü olarak masal›n yerini ve hakk›n› teslim etmek gerekir. Ana yarat›m› masallar, edebiyat›n en tatl›, en çocuksu ve en günahs›z anlat›m›yd›. Resmiyetin asla u¤rak yeri olmayan masal, edebiyat tarihinin en sistemli bafllang›c›n› temsil eder. Orada kovuflturmalar yoktur. Hayal ile gerçek dün ile bugün, an ile tüm zamanlar iç içedir. Hiçbir basmakal›p edebiyat s›n›r›na, do¤ma ve edebiyat ahkamc›l›¤›na yer yoktur. Edebiyat ad›na yap›lan tan›mlar ilk kez burada, masal›n dünyas›nda, anan›n dünyas›nda varolufla bafllad›. Kurgular, analizler, karakterler, diyalektler, monolog ya da diyaloglar her fley, hepsi ilk burada döllendi. Ana kuca¤›nda, ana anlat›m›nda. Anan›n dünyas›nda. Gerçeklerle hayaller ilk burada mola verdi. Ütopyalar ilk burada dinlendi. Masal sözlüydü. Sözle bafllam›flt›. Orada anan›n yaratt›¤› ve yaratmak istedi¤i dünyan›n s›rlar› keflfettiriliyor, yeni nesillere devrediliyordu. Öyküler, art›k masallardan yar› resmiyete, devletin kendisini var etmeye emekledi¤i zamanlara denk düfler. Yaz›yla ilk ifade ediliflin zaman›d›r bu. Mitsel dünya, kad›n ve erkek Zaman deli doluca akmaktad›r. Erkek eksenli dünya, insanda zalimlik ve ayartma ad›na ne varsa ad›m ad›m kendisini kurumlaflt›rmaktad›r. Art›k insan hayat›na ve tarihine kahramanlar girmektedir. ‹nsanl›¤› yaratan yeni tanr›lar, ölümsüzlü¤ü arayan k›skanç ve kibirli tanr›lar, kent-iktidar-devletordu ve s›n›rlarla yüceli¤in k›stasland›¤› yaflamlar hile, kurnazl›k, öldürmelerle insanl›k tarihine girifl yapmaktayd›. ‹flte masallardan ç›km›fl, öyküleri yaflam›fl destanlar yaz›lmaya bafllanm›flt›. Yaz›n›n belki de ilk icad› destanlard›. Bir baflka deyiflle, hiyerarflik yaflam›n ilk edebi ürünüydü. Çünkü kahramanlar›n edebiyat›yd›. Öylece bir tan›m biçilmiflti. Destanlar çat›flmalar›n ve çat›flmalarda yer alan kahramanlar›n anlat›m›yd›. Bir yan›yla erkek egemenlikli sistem yaz›l› destanlar›yla kendisini var etmeye ve bu eksende bir toplumsal ahlak oluflturmaya bafllam›flt›. Masal dünyas›ndan döllenmifl, öykülerle beslenmifl destan, kent kültürüyle yetiflmifl ya da ona bulaflm›fl hiyerarflik toplumun idollerini yaratmada zorlanm›yordu. Muhteflem ilk edebi eserler diye, edebiyat tarihine nereden geldi¤i belirtilmeden baflköfleye oturtulmufltu. ‹lk ve bafl oldu¤u do¤ruydu. Sümer orijininin bundaki öncüllü¤ü de kesindi. Gerçek, t›pk› masaldaki korkulan hayal kadard›. Masallardaki korkular, hayal, kurgu edilen zalim kahramanlard›. ‹flte onlar gerçe¤in destandaki yarat›l›fllar›yd›. Destanlar yaflam kahramanlar› olarak galipleri ifllemiflti. Yenilenler ise yenilmesi gerekenlerdi. Masal›n yarat›mlar› bir kahraman olmad›lar hiçbir zaman. Destanlar› hiçbir zaman yaz›lmad›. Destanlara lay›k görülmediler çünkü. Destanlar erkeksi olmal›yd› da ondan. Oysa destan tad›n›, ak›fl›n›, kurgusunu k›saca tüm yetene¤ini masal dün“Resmiyetin asla u¤rak yeri olmayan masal, edebiyat tarihinin en sistemli bafllang›c›n› temsil eder. Orada kovuflturmalar yoktur. Hayal ile gerçek dün ile bugün, an ile tüm zamanlar iç içedir. Hiçbir basmakal›p edebiyat s›n›r›na, do¤ma ve edebiyat ahkamc›l›¤›na yer yoktur. Edebiyat ad›na yap›lan tan›mlar ilk kez burada, masal›n dünyas›nda, anan›n dünyas›nda varolufla bafllad›” yas›ndan alm›flt›. ‹lk kez orada anlat›mla karfl›laflm›flt›. Ve destan bu anlam›yla masal›n kent hiyerarflik dünyas›na kaç›r›l›fl›yd› ayn› zamanda. T›pk› Sümer mitlerinin Antik Yunan’a götürülüflü gibi. Orada devflirilifli, dönüflüme u¤rat›l›fl› gibi. Oysa yaflam›n yarat›c›, güzellefltirici, kurtar›c› kahramanlar› belliydi. Onlar yaz›lmal›yd›. Ya da onlar da yaz›lmal›yd›. Anayla bafllayan anlat›m sanat› ö¤ütlerde, ninnilerde, masallarda edebileflirken, ayn› zamanda do¤al toplumun ideolojik kimli¤ini de oluflturmaktayd›. Bilme ve inanma buralardan bafllayarak toplumsal ahlak› derinli¤ine gelifltirmekteydi. Do¤al toplumun edebi, kültürel, ideolojik kimli¤i kendisini sözlü anlat›m›n fliirselli¤inde ikna ettirip bellekleri ve ütopyalar› insanlara aktarmaktayd›. Do¤al toplum ile kent devletçi toplum aras›ndaki çeliflkiler ilk sözlü anlat›m edebiyat›nda kendisini yans›tm›flt›. SERXWEBÛN fiubat 2007 50 Sözler flfliiirle baflflllad› Sözlü edebiyat ad›na yarat›l›p aktar›lanlar›n fliirsel görkemi, içermeleri de ayr› bir özgünlü¤ü de ortaya ç›karm›flt›. fiiirin insana, do¤aya, özcesi bir bütün yaflama dair en güzel düflünce ve duygular› ifade ediflinin getirdi¤i be¤eni ve a¤›rl›k, onu tüm sözlü ve yaz›l› edebiyat›n anlat›m üslubuna yay›lmas›na ve içerilmesine götürmüfltü. Ana ö¤ütlerinde, ninnilerde bu fliirselli¤i görmek kolayd›r. Dahas› görmekten öte, fliirsel olmakta ve ancak öyle olurlarsa ö¤üt ve ninni tan›m›na varabilirlerdi. fiiirler do¤ayla bar›fl›k, insanla bar›fl›k, insan›n kendi kendisi ve kendisindeki en güzel olanlarla ifade edifl olmaktayd›. Zaten bu ayn› zamanda do¤al toplumun ideolojik kimli¤i de¤il miydi? Günümüzde bile insanlar fliiri tan›mlarken en güzel duygular›, hisleri, düflünceleri dile getirme olarak belirtirlerken, bu, fliirin kök damarlar›n›n ne oldu¤unu bilmemizi de gerektirmiyor mu? Gerçekte fliiri yapan, onu fliirsellik tan›m›na ulaflt›ran, güzelliklere dair en seçilmifl sözcükler vs olmuyor mu? Buradan yola ç›k›ld›¤›nda fliirsel dilin do¤al toplumda beliriflinin ilk oluflunu kan›tlamak ayr› bir konu. Zaten öyledir de. Burada dikkat edilmesi gereken, fliirsel dilin maddi ve zihniyet dünyas›na iliflkin koflullar›n›n oluflumudur. Komünal yaflam›n paylafl›mc› karakteri sevgiye, aflka, kendisi olmaya dair özgünlü- ¤ünü dilde fliirle ifade edebilmektedir. Sözler fliirle bafllam›flt›. fiiirler sözleri anlamlaflt›rm›flt›. Ve anlam, yaflam›n komünal içeri¤inin fliire yans›mas›yd›. Onbinlerce y›ll›k geçmifle sahip fliirin bir ç›rp›da insan yaflam›ndan ç›kar›l›fl›n› formüle etmek, insanl›kla ilgili umutlar›n, insanl›k geçmifliyle ilgili belle¤in, insanl›¤›n gelece¤ine iliflkin ütopyalar›n bitiflinin alarm zillerinin çald›¤› insanlarca öne sürülür ancak. Mitolojik tabletlerde görülür ki, en de¤me krallar kendilerini ifade ederken fliiri kullanmay›, fliirsel olmay› temel alm›fllard›r. Daha sonraki teolojik evrelerde de ayetler fliirsel olabildi¤i kadar etkili olabilmifllerdir. Öyledir ki denebilir ki tüm kutsal kitaplar kendi boyutunda fliirsel bir ak›fl› içermekte ve bir yan›yla teolojik bak›fl›n insana ait tarihinin edebi ideolojik eserleri olmaktad›rlar. Yine bu kutsal kitaplarda sadece edebi dil olarak fliir de¤il, ayn› zamanda masal ve öyküler de anlat›lm›fl, destans› kahramanlar yarat›lm›flt›r. Gerçek yarat›m sahiplerine yeni ve baflflk ka adlar bulunmuflflttu Erkek egemenlikli kent devletçi toplumun zihniyet dünyas› her ne kadar kendi ekseninde kendi varoluflunu yaratmaya çal›flmaktaysa da kad›n› tüm kendi edebi ideolojik kimli¤inde Havvalaflt›r›lm›fl, ayart›lm›fl olarak ›srarla konu etmifltir. Binlerce y›ll›k u¤rafl›dan sonra kendisine uygun olan kad›n›, kar› olarak, metres olarak, fahifle olarak vb tan›mlayarak, onu da yaratm›flt›r. Binlerce y›ll›k insanl›k geçmifliyle paralel sevgi ve aflk kavramlar›n› da ele geçirerek, sisteme uygun benzefltirerek, kendi edebi dilini ve argümanlar›n› da oluflturmufltur. Do¤al toplumun yarat›m› edebi dil, kültür, anlat›m ve türleri hoyratça sahiplenerek, edebi, kültürel, ideolojik geçmifli kendilerinden sonra bafllatmay› benimsetmifllerdir. Kent devletçi toplumun yarat›lan olanaklar›n› da kullanarak, her fleyin ilki, yaratan› olmay› belletmifllerdir. Oysa bu dünyada anlat›lmas›, yaz›lmas› gereken, a¤›rl›kl› bir ço¤unluk vard›. Onlar ne yafl›yorlard›, hayalleri nelerdi; kimin umurundayd› ki. Resmi- kent-devletçi toplumun zihniyeti, kendi edebi, kültürel ideolojik kimli¤ini insanl›¤a Rönesans ve ayd›nlanma olarak kavratm›flt›. Gerçek yarat›m sahiplerine yeni ve baflka adlar bulunmufltu. Karakterleri de bu adlara göre tan›mlan›yordu. Resmi görüfller ve resmi kiflilikler, soylular, flecereliler, flural›lar ve bural›lar, tabii ki kentliler; kentlerin de sorunlar› vard›. Kent d›fl› olanlar, soylu olmayanlar; resmiyetten uzak olan yerliler, k›rsal kökenliler vs kentleri bozanlard› bunlar. Resmiyete gelmeyenler. Kul görevini bile alg›lamada geri olanlar bir evde, bir odada sürü gibi yaflayanlar; hayvanlarla a¤açlarla, toprakla iç içe yaflayanlar, öyledir ki kent soylular› denmemiflti bofluna. Asla ve hiçbir zaman kabul edilmeyen büyük bir ço¤unluk vard› kentdevletçi resmi toplumun edebi, kültürel ideolojik kimli¤inde. Her zaman büyüklerin, soylular›n lütfunun, sadakas›n›n verilmesi gereken yoksullard› bunlar. Bütün kötülüklerin kayna¤› da bunlard›, tüm isyanlar›n da... Sistemin, potansiyel suçlular›n ana kayna¤› bunlar, kent varofllar›ndakilerdi... Sistemin edebi, kültürel ideolojik kimli¤inde bunlar ele bakanlar, yere bakanlar, gayri meflru ifllere koflanlar, ›slah edilmesi gerekenler, ba¤›fllanmaya muhtaç olanlar üzerinden tan›mlanm›flt›r. Devflirmeler de örnek kiflilikler gösterilerek adaletli ve eflitlikçi görülmeye çal›fl›lm›flt›r. Nüfusu çok olan ancak varoluflu yok olmayla karfl› karfl›ya olan gerçeklik... Tüm bunlar öyle s›radan tan›mlar de¤il kuflkusuz. Ne var ki insanl›¤›n zihninde kavram olarak kodlanmaktan kurtulamam›fllar. Çünkü bu bir ideolojik bak›fl›n kendisidir. Bu kötüler aras›nda bir soylu yi¤idin kurtard›¤› k›zlar da yok de¤il hani! fiefkat ve merhamet soyluya, kentliye, devlete aittir. Sistem her taraf› kuflatm›flt›r. Ya yaln›zl›¤› seçip kendince var olacaks›n ya da kent devletçi resmi ideolojinin k›r›nt›s›nda yaflam›n› sürdüreceksin. Hayaller, ütopyalar bunu dikkate almak zorundad›r. Sonuçta yaflam bir ideolojik kimlik tercihidir. fiubat 2007 SERXWEBÛN 51 Yeni flafaklara do¤ru “Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k. Neye üstün gelmezdi ki, nelere katlanmazd›k ki sevdam›z. Bizimki bilinmez bir sevda de¤ildi. Bizi da¤lara vuran, bir yerin zeytin gözleri hiç de¤ildi. Eski zaman eflk›yalar m›, hay›r, bu da de¤ildi. Bir ana kuca¤› ar›yorduk; sisli gecelerde hasretini bir kurflun yaras› gibi sol yan›m›zda tafl›d›¤›m›z sevdam›z, u¤runa ölümlere gitti¤imiz bir ana yüre¤iydi” Bir sevda u¤runa da¤lara vurmufltuk kendimizi. Yüre¤imizi mangal yap›p nice atefller yakm›flt›k. Neye üstün gelmezdi ki, nelere katlanmazd›k ki sevdam›z... Bizimki bilinmez bir sevda de¤ildi. Bizi da¤lara vuran, bir yerin zeytin gözleri hiç de¤ildi. Eski zaman eflk›yalar m›, hay›r, bu da de¤ildi. Bir ana kuca¤› ar›yorduk; sisli gecelerde hasretini bir kurflun yaras› gibi sol yan›m›zda tafl›d›¤›m›z sevdam›z, u¤runa ölümlere gitti¤imiz bir ana yüre¤iydi. Bir asr›n son çeyre¤inde, hala atalar›m›z›n izlerini ar›yorduk. “Kürdistan halk› ve gençli¤i intikam›m›z› alacakt›r” diyen atalar›m›z›n tamamlanmam›fl vasiyetlerini gerçeklefltirmenin adanm›fllar›yd›k. “Koçgiri yenildi, ama Kürtlükle Kürdistan davas› ilelebet yaflayacakt›r” diyen atalar›m›z›n ruhunu flad etmek, onlar›n gayelerini gerçeklefltirmek için kendimizi da¤lar›n yüre¤ine atm›flt›k. Her zaman Koçgiri’yi , Dersim’i ve bütün Kürdistan tarihini bir ayna gibi gözlerimizin önüne tutuyorduk, her zaman tetikteydik. 1920’lerde Topal Osman çetesinin de içinde bulundu¤u barbar sömürgeci güçler Koçgiri’yi kuflat›r. Koçgiri direnir. Zara, Kangal, Hafik, Divri¤i, ‹mranl›, Rafahiye ve Kemah’a kadar bütün Koçgiri savafl›r, görkemli destanlar yazar ve sonra.... Sonras›, y›llard›r intikam na¤meleri halinde dile gelir. Kad›n, çocuk, yafll› demeden onbinlerce insan›m›z katledilir. Ana rahminde bebeler süngülenir, genç k›zlar ve gelinler namuslar›n› kurtarmak için kayalardan atlar. Koçgiri yenilir, ama teslim olmaz. Ve Koçgiri hala direniyor Y›l 1995, aylardan Aral›k. Y›llarca direnen, ancak partimizin ç›k›fl y›llar›na gelindi¤inde neredeyse nefesi kesilmifl, bo¤ulmak üzereyken partimizin yetiflip canland›rmaya bafllad›¤› ‘aslanlar diyar›’ Koçgiri eyaletindeydik. Grubumuz k›rk kifliydi. Y›l boyunca çeflitli düzeylerde faaliyet yürütmüfl, k›fl›n bast›rmas›yla uzun bir e¤itim devresini bafllatmak üzere son haz›rl›klar›m›z› yapmaya koyulmufltuk. Üslendi¤imiz yer köylülerin yayla yerleriydi. Yazlar› buralar cennetin bir parças› gibidir. Uçsuz bucaks›z çay›rlar, her bir taraftan akan buz gibi p›narlar, çay›rlar› süsleyen rengarenk k›r çiçekleri... Yaz›n o kavurucu s›caklar›nda serinlik, bir derin nefes gibidir buralar. Ama mevsimlerden k›flt›. Her taraf karla örtülüydü. Koçgiri da¤lar›, ovalar› ve zozanlar›yla karlar›n alt›ndayd›. Ülkem boylu boyunca kara bürünmüfltü. Kar güzellikleri örtememiflti. Göz kamaflt›r›c› bir güzelli¤i vard› co¤rafyan›n. Köylülerin yaz›n kulland›klar› derme çatma çardaklarda kal›yorduk. Düzenli olarak tepecilerimizi ç›kar›yor ve nöbetimizi tutuyorduk. 27 Kas›m’› büyük bir moralle zozanlarda kutlanm›fl, y›l›n son toplant›s›n› yapm›fl ve k›fl kamp›m›za çekilmek için ya¤›fll› bir günü bekliyorduk. Kamp›m›z›n deflifre olmamas› için tedbirli olmak zorundayd›k. Tüm arkadafllar öylesine moralliydi ki. Kald›¤›m›z günleri coflkuyla geçiriyor, k›fl boyunca nas›l bir e¤itim çal›flmas› yapaca¤›m›z›n tart›flmalar›n› ve e¤itimin ön haz›rl›klar›n› yap›yorduk. Arada bir moral geceleri düzenleyip, dondurucu so¤uklara karfl› galip gelmeye çal›fl›yorduk. Kimi arkadafllar y›llarca tiyatro e¤itimi görmüflçesine taklit yap›yorlar- SERXWEBÛN fiubat 2007 52 d›. Hani tan›mazsak birbirimizi, tiyatro e¤itimi gördüklerini sanaca¤›z. Ama iflin asl›, ço¤u arkadafl tiyatroya bile gitmemiflti. Yaflam mücadelesinde ö¤renmifllerdi yaflam›n zorluklar›yla dalga geçmeyi. Yaflam bütün ciddiyetiyle karfl›m›za dikilirken, biz hayallerimizle dikiliyorduk karfl›s›na. Yaflam bizler için bir tiyatrodan ibaretti. Zorluklar gelip çatmadan zorlu¤a katlanmas›n› bilmeliydik. ‹flte tiyatroculu¤umuz da böyle bir ortamda geliflti. Bayan arkadafllar›n korucular›n skecini yapmas›, herkesi gülmekten k›r›yordu. Ve gitme zaman› Nihayet beklenen gün gelip çatm›flt›. Aral›k ay›n›n son günleriydi. Sabah saatlerinden itibaren kar›n ya¤aca¤› neredeyse belli olmufltu. Grup komutan›m›z Rohat (Sezai Do¤an) arkadafl sabah içtimas›nda, “arkadafllar haz›r olsunlar her an kar ya¤abilir. Kar ya¤arsa akflama do¤ru hareket edece¤iz” dedi. R›za arkadafl da yafl›n›n verdi¤i tecrübeye dayanarak “ Rohat arkadafla kat›l›yorum. Bu hava kar havas›d›r, akflama varmadan kar ya¤ar” diyerek, bir kez daha grubun en yafll›s› unvan›n› tafl›d›¤›n› gruba hat›rlatm›fl oluyordu. Bütün arkadafllar yola ç›kman›n heyecan›yla haz›rl›klara bafllad›k. Bir grup yolda kullanaca¤›m›z erza¤› haz›rl›yor, gerillaya has o küçük yuvar- lak ekmeklerden bolca pifliriyordu. Bu arada grubumuzun moral kayna¤› olan Hebun arkadafl “heval ben yolda mirtoxe yemesem yürüyemem” diyerek, mirtoxe yap›lmas›n› önerdi. Her ne kadar lojisti¤e bakan Munzur arkadafl “m›rtoxeye fazle ya¤ gider” dediyse de Hebun inad›ndan vazgeçmeyerek m›rtoxeyi yapmay› baflard›. Akflama do¤ru grup bütün haz›rl›¤›n› yapm›fl, yola ç›kmaya amade olmufltu. ‹kindiden itibaren ya¤an kar da h›z›n› artt›rm›fl, hafiften esen rüzgar›n etkisiyle izlerimizi kapatacak hale gelmiflti. Rohat arkadafl›n talimat›yla yola koyulduk. Her zamanki gibi Cemal (Adnan fi fieeker) arkadafl –1998’de Tokat’ta flehit düfltü– öncülük yap›yordu. Cemal arkadafl hem araziyi iyi tan›yordu, hem öncülük yapmada ustalaflm›flt›, hem de çok h›zl› bir arkadaflt›. Hemen arkas›nda Ayd›n arkadafl vard›. Grubumuz yola ç›karken, bu güzel zozanlardan ayr›lmam›zdan dolay› bir burukluk olsa da gidilecek yerin sevincini yafl›yorduk hepimiz. Daha önceleri bir noktadan ayr›ld›¤›m›zda, geride arkadafllar kal›rd› ve birbirimize ‘serkeftin’ derdik. Foto¤raf çekerdik bir daha görüflemememin endiflesiyle. Ama bu kaybetme korkusunu hep kendimize saklard›k, sessizlik anlat›rd› sadece. Geride kalanlar, ‘heval siz gidin, biz de ard›n›zdan prati¤e gelece¤iz’ derdi. Bu sefer öyle olmad›. Biz zaten pratikteydik. Dolay›- s›yla geride kalan zozanlara ‘baharda görüflmek üzere’ diyerek ayr›lmaktan baflka yapacak bir fleyimiz yoktu. Yaklafl›k iki saat yürüdükten sonra, hiç iz b›rakmamak için suyun içinde yürümemiz gerekiyordu. Bir su yolculu¤u Grubumuzun bahara sa¤lam ç›kmas› çok önemliydi. Alan yeni aç›lm›flt› ve düflman, halk› gerilladan koparmak için elinden geleni yap›yordu. Bir de Koçgiri alan› Türkiye’ye aç›lan yeni bir kap›yd›. Daha da içlere do¤ru aç›lmam›z için k›fl›n bu zemheri so¤uklar›nda kendimizi koruyabilmemiz ve bahar› karfl›lamam›z gerekiyordu. Yaklafl›k üç saat suda yürümüfltük. Bazen kimi arkadafllar kay›p düflüyor ve boylu boyunca suyun içinde uzan›yordu, bazen tam düflece¤i s›rada bir baflka arkadafl taraf›ndan tutulup, son anda düflmekten kurtar›l›yordu. Bir gülümseyifl, bir elin uzanmas› bütün o zorluklar› unutturmaya yetiyordu. Her fleye ra¤men coflkuluyduk. Bu so¤uk havada buz gibi suyun içinde yürümek, tek kelimeyle büyük irade ifliydi. So¤uk, iliklerimize kadar ifllemiflti. Öyle anlar oluyordu ki ad›m atamaz hale geliyorduk. Zaman zaman sudan ç›k›p suyun k›y›s›nda, kar›n tutmad›¤› yerlerde yürüyorduk. Bu anlar bizi biraz olsun rahatlat›yordu. Ancak k›sa bir süre sonra flalvarlar›m›z donuyor ve tahta gibi oluyordu. Çözmek için mecbur yine suya giriyorduk. Bazen bir aya¤›m›z› kald›rd›¤›m›zda tekrar suya koymak istemiyorduk. Bütün bu zorluklar bizi sadece güldürüyordu. Yan›m›zdaki yoldafllar›n varl›¤›ndan güç al›p soluklanmadan devam ediyorduk yürüyüfle. Grup komutan›m›z Rohat, yard›mc›s› Yaser ve di¤er arkadafllar birbirlerine moral veriyor, üstün fedakarl›klar sergiliyorlard›. Yorulan arkadafllar›n çantas›n› ve yüklerini paylafl›yor, yard›m ediyorlard›. So¤uk suya inat s›cak flakalar›m›z vard›. Munzur, grubun moral kayna¤› Hebun’a “heval, üflüdüysen biraz mirtoxe ye” diyerek tak›l›yordu. Hebun da alt›nda kalacak de¤ildi ya, “heval, Ankara ha- fiubat 2007 SERXWEBÛN vas›ndan biraz çal da ›s›nay›m” diyordu. Munzur arkadafl Polatl›’n›n sürgün Kürtlerin oldu¤u için, Hebun, ara s›ra böyle espriler yaparak tak›l›yordu. Ve Gürlevik da¤›na t›rmanmaya bafllad›k. Sudan ç›kt›¤›m›zdan dolay› elbiselerimiz but tutmufl, neredeyse ad›m atam›yorduk. Da¤›n yamac›ndan yürüdü¤ümüz için yürüyüfl çok daha zorlu oluyordu. Da¤›n yamac›ndan kaymam›z halinde solu¤u ancak en afla¤›larda soluksuz alabilirdik. Yürürken afla¤›lara bakmamaya çal›fl›yorduk. Önde yürüyen Cemal arkadafl kürekle ayak yerleri açarak ilerliyor, biz de O’nun ayak izlerini takip ederek ve birbirimize tutunarak ilerliyorduk. Uzun ve zorlu bir yürüyüflten sonra, mola verebilece¤imiz yere geldik. Alt taraf›m›zda a¤açl›k bir yer vard›. Yaser, Aslan ve Özgür arkadafllar a¤açl›k yerden odun getirmek için afla¤›ya indiler. Çok geçmeden, yetecek kadar odunla geri döndüler. A¤açlar ›slakt›, atefli yakmak için baya¤› çaba sarfettik. Sab›rs›zl›kla ateflin yanmas›n› bekliyorduk. Atefl yanar yanmaz demli¤imizi koymay› ihmal etmedik. Bu yorgunlu¤un üzerine en iyi bir bardak s›cak çay giderdi. Kara elmas gibi parlayan demli¤imizde kaynat›lan çay› yudumlarken hem içimiz ›s›n›yor hem de barda¤› kavrad›¤› için elimiz ›s›n›yordu. Yola devam etme zaman› gelmiflti. Çantalar›m›z› s›rt›m›za al›p düfltük yola. Gece karanl›k, gece so¤uk ve gece buz kesilmiflti. Ama yolumuz ayd›nl›k, yüre¤imiz s›cakt›. Herkesin birbirine uzatt›¤› s›cak el bütün yorgunlu¤u al›p götürmeye yetiyordu. Kamp yerine ulaflma Sabaha do¤ru kamp yerimizin alt taraf›na ulaflt›k. Yine bir yaylan›n kar alt›nda kalm›fl güzelli¤ine konuk olmufltuk. Yine bahar› karfl›lamak için s›cak yerlere göç eden zozanvarilerin çardaklar›ndayd›k. Ancak kalmam›z do¤ru olmazd›. Orada kalmak demek, grubun imhas›na aç›k kap› b›rakmak demekti. Oraya ulaflt›ktan sonra her gün bir manga kamp yerine yerlefltik. Bulundu¤umuz yer, Gürlevik da¤›n›n 53 yamac›nda stratejik bir yerdi. Kamp›m›z çam a¤açlar›yla kapl›yd›. Güneyi kayal›k, hatta uçurumdu. Düflman›n oradan gelmesi mümkün de¤ildi. Ancak havadan indirme yapabilirdi. Zaten bir mangal›k gücümüz daimi tepede kal›yordu. Bulundu¤umuz yerin bat›s›nda, Hafik’in köyleri vard›. Güneyinde ise Zara’n›n köyleri. Tam zirveye ç›k›ld›¤›nda Sivas’a kadar genifl bir alan› görebilmek mümkündü. Kampa yerlefltikten sonra k›fl boyu görece¤imiz e¤itime bafllad›k. Gerek yönetim, gerekse yap›m›z›n sürekli üzerinde durdu¤u konu grubun ve alan›n önemiydi. Bunun için güvenli¤e özel önem veriyorduk. 28 Aral›k 1995 gecesiydi. Nöbetçiler alt taraf›m›zda bulunan köye on bir araba geldi¤ini bildirdiler. Bütün olas›l›klar› de¤erlendirmek ve tedbirimizi almak zorundayd›k. Bir yerlerde operasyon oldu¤u gündüz yaflanan hareketlilikten anlafl›l›yordu. Bizi gö- mak demek, aç›k ve elveriflsiz flartlarda çat›flmaya girmek demekti. Bunun için fazla hareket etmeden düflman› takip etmek, çat›flma kaç›n›lmaz olursa çat›flmaya girmek, en do¤rusuydu. Ö¤le saatlerine kadar düflman görünürlerde yoktu. Telsizden anlad›¤›m›z kadar›yla, alt taraf›m›zda bulunan ormanl›k alanda operasyon yap›l›yordu. Söz konusu yer, bizden epey uzaktayd›. Saat bire do¤ru telsizden “operasyonu üst taraftaki ormanl›k alana kayd›r›n” komutu verildi. Çok geçmeden skorskiler görünmeye bafllad›lar. Biz de bir grup orman›n içinde muhtemel s›zmalara karfl› mevzilenirken, geriye kalan güç tepede uygun tarzda mevzilendik. Düflman bulundu¤umuz yere do¤ru karadan ilerlemeye çal›fl›rken, bir yandan da skorskiler yolun alt taraf›na indirme yap›yordu. Ormanl›k alandan gelmeyi göze almam›fl olacaklar ki, aç›k alandan geliyorlard›. Eller tetikte, nefesler adeta tutulmufl, düflman bekleniyordu. “A¤açlar ›slakt›, atefli yakmak için baya¤› çaba sarfettik. Sab›rs›zl›kla ateflin yanmas›n› bekliyorduk. Atefl yanar yanmaz demli¤imizi koymay› ihmal etmedik. Bu yorgunlu¤un üzerine en iyi bir bardak s›cak çay giderdi. Kara elmas gibi parlayan demli¤imizde kaynat›lan çay› yudumlarken hem içimiz ›s›n›yor hem de barda¤› kavrad›¤› için elimiz ›s›n›yordu” ren olmam›flt›. Genel bir operasyona da benzemiyordu. Bütün kap›lar ihanete ç›k›yordu. Ama kim? Buras› meçhuldu, en az›ndan o zaman için. Sonradan ö¤renecektik Malatya alan›ndan gelen üç kiflilik birimin düflman›n eline sa¤ geçti¤ini, iki arkadafl›n direndi¤i için infaz edildi¤ini, kalan›n da ihaneti kabul edip, kamp›n yerini söyledi¤ini. Sabah›n erken saatlerinde Rohat arkadafl›n talimat›yla Cemal, Ayd›n ve Hüseyin arkadafllar keflfe ç›kt›lar. Çok geçmeden geri döndüler. Düflman›n ileri gözcülerini gördüklerini ve operasyon oldu¤unu belirttiler. Bulundu¤umuz noktay› terk edecek durumda de¤ildik. En az›ndan gündüz hareket etmemiz do¤ru olmayacakt›. Noktam›zdan ayr›l- Düflman uzaktan tepeyi havanlarla vuruyor, uzun menzilli makinal› tüfeklerle tarama yap›yordu. Maksat yerimizi deflifre etmekti. Bunun bir taktik oldu¤unu biliyorduk. Zaman› lehimize çevirmek için mevzilerimizde hareketsiz bekliyorduk. Düflman gittikçe yaklafl›yordu. Bir komutan›n askerlere ‘haydi aslanlar›m ilerleyin, birkaç kiflidirler. Hepsini gebertece¤iz” dedi¤ini duyuyorduk. Bu tür sözlerle askerleri ilerletmeye çal›fl›yordu. Çok yak›n›m›za geldiklerinde Rohat arkadafl›n ilk atefliyle, Cemal, Piro, Ayten ve Melsa arkadafllar ayn› anda taramaya bafllad›lar. Çat›flma bafllam›flt›. Ortal›k bir anda savafl alan›na dönmüfltü. ‹lk sald›r›da darbe yiyen düflman geri çekilmek zorunda kalm›flt›. SERXWEBÛN fiubat 2007 54 Geri çekilen askerler uzaktan atefl ediyorlard›. Çat›flma olanca h›z›yla akflama kadar devam etti. Karanl›¤›n çökmesiyle silah sesleri azalmaya bafllad›. Ve Munzurumuz Hepimiz bir araya topland›k. Kayb›m›z yoktu. ‹ki arkadafl yaralanm›flt›, onlar da a¤›r yaral› de¤ildi. H›zl› bir flekilde alandan uzaklaflacakt›k. Ancak s›¤›naktan baz› zaruri ihtiyaçlar›m›z› almam›z gerekiyordu. Munzur, Cemal, fievger, Müslüm ve Hüseyin arkadafllar ormanda bulunan depoya gittiler. Yar›m saat sonra geri döndüler. Tepeye ulaflmalar›na 20-30 metre kala bir top mermisi depodan gelen arkadafllar›n aras›na düfltü. Düflman termal kameralarla tepeyi izliyordu. Hareketlili¤i fark edince tank at›fl yapm›flt›. Munzur arkadafl diz kapaklar›ndan ve gö¤sünden a¤›r yaralanm›flt›. Di¤er arkadafllar›n yard›m›yla tepeye ulaflt›r›lan Munzur arkadafl›n durum iyi de¤ildi. B›rakal›m yürümesini zar zor nefes al›yordu. Bütün müda- halelere ra¤men elimizden bir fley gelmiyordu. Göz göre göre flehit düflüyordu Munzur arkadafl. Öylesine çaresizdik ki, öylesine parçalanm›fl, öylesine sessizli¤e gömülmüfltü ki yüre¤imiz. Sadece Munzur diyerek at›yordu. Munzur ald›¤›m›z nefes olmufltu. Munzur sar›ld›¤›m›z yan›m›z oluyordu, isyan oluyordu. Munzur arkadafl bütün gücünü toplayarak Rohat arkadafla, “heval siz niye gitmiyorsunuz, grubu düflman›n çemberinden kurtarman›z gerekiyor” diyordu. O’nu orada b›rak›p gidemezdik. Orada kalmak tüm grubun imhas› olacakt›, gidilmesi gerekiyordu uzaklara, ama insan yüre¤ini ard›nda b›rak›p nas›l gidebilirdi ki uzaklara. Grubun gitmesi için en çok ›srar eden Munzur arkadaflt›. O’nu b›rak›p gidebilecek gücü bulam›yorduk kendimizde. Neden böylesi anlarda sadece iki ac› seçenek yaln›z oluyordu. Neden bir üçüncü yolu olmuyordu çözümlerin. Munzur arkadafl›n gittikçe gücü tükeniyordu. Munzur arkadafl en onurlu tavr› gösteriyordu. Bir tabanca b›rak›p gitmemiz için durmadan ›srar ediyordu. “Siz burada kalmakla suç iflliyorsunuz, duygusal davranmak gibi bir hakka sahip de¤ilsiniz. Savaflt›r, kural›na uyman›z gerekir” diyordu. Savafl›n kurallar› ac›lara aç›l›yordu. Gitmek, ama Munzur olmadan. Munzur arkadafl› bir battaniyeye sar›p s›¤›na¤a koyduk. Yan›na bir de tabanca b›rak›p, iyice kamuflaj›n› yapt›ktan sonra yüre¤imizi orada b›rakarak ayr›ld›k. Bizler, Koçgiri’de atalar›m›z›n izlerini ar›yorduk. Koçgiri’nin direnifl gelene¤ini devam ettiriyorduk. Nuri Dersimiler, Aliflerler gün geçtikçe ço¤al›yordu. Ayr›ld›¤›m›z noktada yüre¤imizin bir parças›n› b›rak›p yeni flafaklara do¤ru yola ç›kt›k. Yine ‘serkeftin’ olmufltu son sözümüz. Biraz ilerledikten sonra bir tek kurflun sesi delip geçti yüre¤imizi. Bir y›ld›z Gürlevik da¤›na kayd› bir da¤ Gürlevik’in imdad›na yetiflti Munzur Gürlevikleflti bak gülüm öfkeyle yo¤rulduysa ac›lar›m›z s›¤m›yorsa kab›m›za ve öfkeli oldu¤umuz halde seviyorsak yaflam› bil ki gelecek günler içindir ve seninle gülüm ayr›lm›flsak birbirimizden hiç ayr›lmam›flças›na bil ki daha iyi sulamak içindir sevdam›z› bekle sevdi¤im bekle flafa¤› tan yeli k›z›ll›¤›yla koflaca¤›m sana ve halk›ma fi. fiahin fiubat 2007 SERXWEBÛN 55 Güneflin do¤ufluyla al›r›z selam›n› Biliyoruz ki att›¤›m›z her sloganda, sesleriyle sesimizi gürlefltirirler, yürüyüfllerimizde yan›bafl›m›zda “B yürürler kararl› ad›mlarla, ellerimiz zafer iflaretleriyle havaya kalkarken, onlar da umutla kald›r›rlar ellerini, miting alanlar›na bizden önce var›p, bizden sonra ayr›l›rlar. Göremezsek bile onlar›, hissederiz. Güneflin s›cakl›¤›yla, zamans›z rüzgarlarla, ya¤mur damlalar›yla al›r›z selamlar›n›. Bir umut dalgas› olur her selam ” Ad›, soyad›: fifieefik ÇEL‹K Kod ad›: fifieemdin AMED Do¤um yeri ve tarihi: Dadina Varto, 1954 Mücadeleye kat›l›m tarihi: 1978 fiehadet tarihi ve yeri: 3 Mart 1986 Dodan da¤›/Kozluk Her halk geçmiflini sahiplenerek, onurlu bir halk olman›n de¤erlerini yaratan flehitlerini ölümsüzlefltirerek, an›lar›n›n takipçisi olarak dünyadaki onurlu yerini ancak alabilir. Aksi takdirde bin bir emek, çaba ve kahramanl›kla de¤er yaratan, ilmek ilmek gelece¤i dokuyan ve çocuklar›m›za, bizlere özgür bir gelecek yaratmak u¤runa destans› kahramanl›klar sergileyen flehitleri unutmak kendine yabanc›laflmay› getirir ki, bu da yarat›lan tüm de¤erlerin heba edilmesi, kendini inkar ve ihanet olur. E¤er bugün hala nefes alabiliyorsak, her fleye ra¤men hala dimdik ayakta durabiliyorsak, hala avaz›m›z ç›kt›¤› kadar biz de var›z diye hayk›rabiliyorsak, yokluklar›n›n ac›s›n› umutlar›m›zla sa¤altabiliyorsak onlar› unutmad›¤›m›zdand›r. Ne y›llar ac›lar›m›z› hafifletti, özlemin f›rt›nas›n› dindirdi, ne mesafeler hayallerini siliklefltirdi. Bak›fllar› y›llara meydan okuyor, ve hala ›fl›l ›fl›l. Halk›m›z bugün de büyük bir kararl›l›kla soylu mücadele geçmiflinden ve flehitlerinden güç alarak özgürlük mücadelesini devam ettirmektedir. Tüm de¤erlerimizin yarat›c›s› ve bileflkesi Baflkan Apo önderli¤inde ulusla- raras› komplolara, içten ve d›fltan dayat›lan her türlü tasfiye giriflimlerine ra¤men büyük bir coflku ve azimle direnmektedir. Biz halk olarak bu gücümüzü ve yenilmezli¤imizi, flanl› mücadele tarihimizden ve flehitlerimizden almaktay›z. Biliyoruz ki att›¤›m›z her sloganda, sesleriyle sesimizi gürlefltirirler, yürüyüfllerimizde yan›bafl›m›zda yürürler kararl› ad›mlarla, kollar›m›z zafer iflaretleriyle havaya kalkarken, onlar da umutla kald›r›rlar kollar›n›, miting alanlar›na bizden önce var›p, bizden sonra ayr›l›rlar. Göremezsek bile onlar›, hissederiz. Güneflin s›cakl›¤›yla, zamans›z rüzgarlarla, ya¤mur damlalar›yla al›r›z selamlar›n›. Bir umut dalgas› olur her selam. PKK hareketinin ilk ortaya ç›kt›¤› koflullar›, o dönemdeki imkans›zl›klar ortam›nda büyük emek kahramanl›¤›n›, soylu direniflleri, her koflul alt›nda ideolojik çizgiden taviz vermeyen kararl› durufllar› ö¤renmeden, bilmeden bugünü anlayamay›z. ‹lk flehitleri sürekli hat›rlamak, anmak ve onlar›n mücadele yaflamlar›n› örnek almak, mücadele azmimizi, kararl›l›¤›m›z› fieemdin daha da bileyecektir. fiehit fi yoldafl da bu kahramanlardan bir tanesidir. fiemdin yoldafl 1954 y›l›nda Varto’nun Dadina köyünde yurtsever bir ailenin ilk çocu¤u olarak dünyaya geldi. ‹lkokulu köyde orta ve liseyi Varto’da okudu. Okulu bitirdikten sonra metropollerin yolunu tutar. Tabii bura- SERXWEBÛN fiubat 2007 56 da eflitsizlikleri görür, yürekli gençleri tan›r, bir fleyler yapmak ister, ama bunu kendi topraklar›nda yapmas› gererik. Ve 1977 y›l›nda tekrar köyüne döner. Art›k sabahlar› puslu de¤ildir hava. Daha rahat ve huzurlu uyan›yordur kaç zamand›r. Ne yapaca¤›na karar vermifl olman›n huzurudur bu. ‹mkans›zl›klardan umutlar yaratan yürekli gençlere arkadafl olacakt›r. Ve 1978 y›l›nda Apocular›n saf›ndaki yerini al›r. Ve yaflam anlam›na kavuflmuflur O’nun için. Silahlar› inanç dolu yürekleri olan bu gençlerle birlikte mücadele etmek, onlarla arkadafl olmak en büyük gurur kayna¤› olur. fiemdin arkadafl, 12 Eylül öncesinde Mufl, Varto, Bulan›k alan›nda devrimci faaliyet yürütür. 12 Eylül darbesine karfl› ayn› alanda bir y›ldan fazla çal›flmalar›na devam eder. Daha sonra e¤itim amac›yla parti taraf›ndan yurtd›fl›na ç›kar›l›r. Lübnan-Filistin alan›nda partimizin yürüttü¤ü e¤itim faaliyeti içinde yerin al›r. Bu e¤itimlerde daha da yetkinleflir. Nerede olursa olsun haks›zl›klara karfl› mücadele edecektir. Ezilen halklar›n yan›nda saf tutacakt›r. 1982 Haziran›’nda ‹srail’in Lübnan’› iflgaline karfl› savafl›r ve esir düfler. ‹ki y›l boyunca kald›¤› esaret döneminde, baflta Sabri Gözübüyük yoldafl olmak üzere di¤er yoldafllar›yla birlikte siyonizme karfl› yi¤itçe direnir. Ensar esaret kamp›nda siyonizme karfl› direniflin öncüleri ve siyonizmi ç›ld›rtanlar aras›nda yerini al›r. Kendi- “1982 Haziran’›nda ‹srail’in Lübnan’› iflgaline karfl› savaflt› ve esir düfltü. ‹ki y›l boyunca kald›¤› esaret döneminde, baflta Sabri Gözübüyük yoldafl olmak üzere di¤er yoldafllar›yla birlikte siyonizme karfl› yi¤itçe direndi. Ensar esaret kamp›nda siyonizme karfl› direniflin öncüleri ve siyonizmi ç›ld›rtanlar aras›nda yer ald›” si, daha sonra bu iflgali ve mücadelelerini flöyle dile getirir: “3 Haziran 1982 akflam› idi. Saydanin Sike Hadit mahallesindeki kampta bulunan biz bir grup PKK’li, radyodan akflam haberlerini dinliyorduk. ‘‹srail’in Londra Büyükelçisi’nin kafas›ndan vurularak a¤›r yaraland›¤›n›’ söylüyordu BBC’nin haber bültenleri. K›sa bir süre sonra yan›m›za gelen Filistinli komutan da bize ayn› haberi iletti ve hemen intiflara (araziye) ç›kaca¤›m›z› söyledi. Bizler silahlar›m›zla birlikte battaniye vb ihtiyaçlar›m›z› alarak araziye da¤›ld›k. O geceyi portakal bahçeleri içinde geçirdik. Ertesi gün sabah kahvalt›s›ndan sonra tekrar mevzilerimize çekildik. Ö¤le saatlerinde aniden uçak sesleri gelmeye bafllad›. Ve sesle birlikte bombalama da bafllad›. Yani 3 Haziran 1982’de hava sald›r›s›yla iflgal bafllam›fl oldu. Üç gün geceli gündüzlü askeri sivil demeksizin hedefler bombaland›. Bütün bu olaylar geliflirken bizim de aralar›nda bulundu¤umuz Filistinli grubun yapabilece¤i hiçbir fley yoktu. Bombalamalar öylesine vahflice yap›l›yordu ki, özellikle bizim bulundu¤umuz alanda adeta toprak yan›yordu. Portakal a¤açlar› alt›ndaki mevzilerimizden uçaklar›n dal›fllar›n› duyar duymaz, hemen yer de¤ifltiriyorduk. Hemen ard›ndan dal›fl yapan uçaklar yakarcas›na oray› bombal›yordu. Üç gün boyunca adeta kapt› kaçt› misali mücadele ederek baflka bir alana tafl›nd›k. ‹srail siyonistleri, 6 Haziran’da denizden ç›kartma, irtibat› kesmek amac›yla da önemli noktalara helikopterlerle indirme yapm›flt›. Düflman sald›r›s› tüm canavarl›¤›yla sürüyordu. Ay›n yedisinde gündüz saat 13’te haberleri dinlemek üzere tüm yoldafllar bir araya gelip oturduk. Kald›¤›m›z yer bahçelik bir yerdi. Yaln›zca bir arkadafl›m›z Filistinlilerle beraber devriyeye ç›km›flt›. Haberler biter bitmez hepimiz yerlerimize geçmifltik. Aradan befl dakika bile geçmeden radyo dinledi¤imiz noktaya bir havan topu düfltü. Mevzilendi¤imiz yerler bu noktaya yak›n oldu¤u için havan›n düflmesiyle birlikte toz duman içinde kald›k. Biraz sonra benden biraz ileride bulunan Zeki arkadafl seslenerek yaraland›¤›n› bildirdi. Hemen yan›na gittim. Yerde yat›yordu. Düflen havan topunun bir parças› aya¤›na isabet ederek kocaman bir yara açm›flt›. Yaradan tek bir damla kan akm›yordu. Zeki yoldafl partiye, devrime ve sosyalizme olan görkemli inanc›yla ‘yaflas›n proletarya enternasyonalizmi, yaflas›n halk›m›z›n flanl› önderi PKK, yaflas›n Filistin halk›n›n devrimci direnifli, kahrolsun siyonizm, emperyalizm ve sömürgeci faflist Türk devleti’ sloganlar›n› hayk›r›yordu. Bu arada di¤er arkadafllar da yan›m›za geldiler. Tercüman arkadafl hemen komutan›n yan›na giderek, sarg› fiubat 2007 SERXWEBÛN bezi getirmesini ve ambulans ça¤›rmas›n› istedi. Biz iki arkadaflla Zeki yoldafl› merdivenlerden afla¤›ya tafl›yarak kamp›n önünde ambulans› beklemeye bafllad›k. Bu arada siyonist rejim tüm fliddetiyle karadan, havadan ve denizden bomba ya¤d›r›yordu. fiehir toz duman ve alevler içinde kalm›flt›. Vahflice sald›r›lar durmak bilmiyordu. Ambulans› bekledi¤imiz s›rada da siyonist uçaklar› üstümüzde sinekler gibi dolafl›yor, sa¤›m›zdaki solumuzdaki binalar› bombal›yor evleri uçuruyorlard›. Yar›m saat kadar sonra ambulans geldi. Yan›na Arapça bilen bir arkadafl› vererek iki yoldafl› hastaneye gönderdik. Ambulans›n ayr›lmas›ndan hemen sonra komutan›n emri üzerine Filistinli savaflç›larla birlikte hepimiz o alan› terk ettik. Tek s›ra halinde ve 5-6 metre aral›klarla bahçeden ayr›larak flehir merkezindeki cephe bürosuna gittik. Burada yar›m saat kald›ktan sonra, düflman›n hastaneye sald›rd›¤› haberi üzerine hastaneyi savunmak üzere oraya gitmemiz talimat› verildi. Yine tek s›ra halinde cephenin hastanesine gitmeye bafllad›k. Ancak bu arada baz› Filistinli askerlerin silahlar›n› b›rakarak kaçt›klar›n› üzüntüyle fark ettik. Bunlar flüphesiz ki davalar›na inançlar› kalmam›fl, kendi halk›n›n içinde bulundu¤u o duruma ra¤men kendi sefil yaflant›lar›n› kurtarmaktan baflka fley düflünmeyecek kadar ruhsuzlaflm›fl yarat›klard›. Haziran›n 7’sinden itibaren düflman, flehrin baz› kenar mahallelerini iflgal etmeye bafllam›flt›. Ve bu tarihten itibaren düflman askerleri ile do¤rudan karfl› karfl›ya gelerek savaflmaya bafllad›k. fiehirdeki bu direnmeler ay›n 11’ine kadar devam etti. Ay›n 11’inde sabah Filistin mülteci kamp› olan Ayn-el Helve siyonist güçlerce sa- 57 atlerce bombaland›ktan sonra, bu son direnme merkezi de ortadan kald›r›ld›. Ö¤leden sonra flehir bütünüyle düflman›n eline geçti. Ay›n 9’unda flehir savunmas› s›ras›nda bir arkadafl›m›z daha uçak sald›r›s›nda yaralanm›flt›. Böylece flehrin tamam› düflmesine kadar 5 kiflilik PKK grubundan iki yaral› verilmiflti. Savafl›n son gününe kadar en ön saflarda savaflarak proletarya enternasyonalizmine, halk›m›za ve partimize lay›k olmaya çal›flt›k. 1984 bahar›nda esareti y›rt›p ç›karak parti çal›flmalar›na tekrar kat›ld›m.” Böyle dile getiriyordu fiefik yoldafl yaflad›klar›n›. ‹ki y›ll›k esaret daha bir sab›rs›zlaflt›rm›flt› yüre¤ini. Bir an önce gitmek istiyordu ülkeye. Öylesine özlemiflti ki ülke topraklar›n›. Hani kanatlar› olsa Kürdistan da¤lar›na ulafl›ncaya kadar uçacakt› durmadan. Keflke teknoloji daha fazla ilerlemifl olsayd› da kendisini hemen ülke topraklar›na ›fl›nlayabilseydi. Yüre¤inin s›las›na söz geçiremiyordu çünkü. En çok ülkenin özlemi a¤›r basm›flt›, en çok ülke hayaline sar›larak gö¤üs germiflti o zorluklara ve yoldafllar›na kavuflma özlemi. En çok kendi topraklar›na gitmek için söz veriyordu sessizce. Kürdistan da¤lar›nda gerilla olmak; bunu düflünmek bile sol yan›n› k›p›r k›p›r ediyordu. Geçmifl an›lar›n› ve gelecek umutlar›n› anlat›rlard› birbirlerine sohbetlerde. Hiçbir imkans›zl›k, zorluk, iflkence hayallerini alamayacakt›, bir yang›n seli olan özlemlerini dindiremeyecekti. ‹flte bundand› ç›kar ç›kmaz ülke topraklar›na gitmek için dayatmas›n›n sebebi. Orada bir nefes olmak, orada güneflin do¤uflunu seyretmek, da¤lar› arfl›nlamak istiyordu. Dolunay›n ayd›nlatt›¤› gecelerde devinimleri izleye- “ Dolunay›n ayd›nlatt›¤› gecelerde devinimleri izleyecek, katran karas› gecelerde yürüyecekti silah› omzunda. Usulca kap›lar› çalacak, insanlar›na mücadeleyi anlatacak, sonra iz b›rakmadan mesken eyledi¤i mekanlara do¤ru yol alacakt›. Mevsimleri yaflayacakt› kendi da¤lar›nda dolu dolu. Kendi ülkesinin gö¤ünün ya¤murlar›yla ›slanacak, günefliyle içini ›s›tacakt› ” cek, katran karas› gecelerde yürüyecekti silah› omzunda. Usulca kap›lar› çalacak, insanlar›na mücadeleyi anlatacak, sonra iz b›rakmadan mesken eyledi¤i mekanlara do¤ru tekrar yol alacakt›. Mevsimleri yaflayacakt› kendi da¤lar›nda dolu dolu. Kendi ülkesinin ya¤murlar›yla ›slanacak, günefliyle içini ›s›tacakt›. Da¤larda yaflanacaklar› km’lerce uzakta, bambaflka bir co¤rafyada hayal etmek bile heyecanlanmas›, sab›rs›zl›¤› için yetiyordu. ‹flte bundand› gitme ›srar›. Ülkeye gitmek... Ve 1985 bahar›nda ›srarl› önerisi sonucunda ülkeye geçecek gruplar›n içinde yerini ald›. Hayallerine bir ad›m yak›nlaflm›flt›. Gözleri parl›yordu, mecras›na s›¤mayan bir nehir gibiydi. Hani yapabilse bir solukta geçecekti bütün mesafeleri. Az gitmedi uz gitti, düz gitmedi, nehirleri aflarak, tepelerden, yamaçlardan yürüyerek gitti. Ülke topraklar›na ulaflt›¤›nda bile özlemi hala bütün dirili¤iyle orta yerindeydi yüre¤inin. Topraklar›ndayd›, ama hala özlemi bütün yak›c›l›¤›yla sürüyordu. Bu öyle kolay kolay bitecek bir özlem de de¤ildi. Coflkusunu, kararl›l›¤›n›, azmini yaflam›n›n her an›nda görmek mümkündü. Çünkü hayat› mücadeleydi O’nun. Bir y›l süreyle Eruh, fiirvan, Kozluk, Kurtalan alanlar›nda devrimci faaliyet yürüttü. Ve büyük bir cesaretle savaflt›. Yürekli yoldafllar›yla birlikte. Çok say›da eylemde en ön saflarda yerini ald›. Baflar›l› pratiklere damgas›n› vurdu. Halk›m›z›n bu büyük önderi ve partimizin militan›, 3 Mart 1986’da faaliyet yürüttü¤ü Garzan alan›nda, iki yoldafl›yla birlikte girdikleri çat›flmada kahramanca direnerek flehitler kervan›na kat›ld›lar. fiehadetinizin 20. y›ldönümüne giriyoruz, biz unutmad›k sizleri, hayallerinizi hayallerimize ekledik, umutlar›n›z› umutlar›m›z bildik ve yürümeye, mücadele etmeye devam ediyoruz. An›n›z mücadelemize her zaman önder olacakt›r. Mücadele arkadaflflllar› SERXWEBÛN fiubat 2007 58 b i r ö z g ü r l ü k t ü r k ü sü “Çok sevmifllerdi yoldafllar› O’nu. O da çok sevmiflti bütün yoldafllar›n›. Bulundu¤u alanlarda durufluyla örnek bir militand›. Hem yaflamda, hem savaflta en ön saflarda yerini ald›. Özgür yar›nlara karfl› sonsuz umutlar› vard›. Zorluklar umudunu daha da büyütüyordu. Yar›nlar da¤lardaki bu yaflamla, buradaki mücadeleyle yeflerecekti, bunu bütün yüre¤iyle hissediyordu. Bunun için de yaflama sonsuz bir tutkuyla sar›lm›flt›” fiA AH‹N Ad›, soyad›: Veysel fi Kod ad›: Xelil XORTO Do¤um yeri ve tarihi: Kistikli köyü/Elbistan, 4 May›s 1976 Mücadeleye kat›l›m tarihi: 1996, Almanya fiehehadet tarihi ve yeri: Eylül 1999, Çemçe/Serhat eyaleti Kürdistan’›n ça¤dafl tarihi, özgürlük ve demokrasi flehitlerimizin can› ve kan› pahas›na verdikleri mücadeleyle oluflmufltur. E¤er böyle bir tarihten söz ediliyorsa, bu, flehitlerimizin yaratt›¤› de¤erlerle ba¤lant›l›d›r. Halklar›n zulümlere ve katliamlara karfl› nas›l direnerek varl›klar›n› devam ettirdikleri, bu u¤urda en de¤erli varl›klar›n› nas›l bedel olarak ödedikleri biliniyor. Bu u¤urda en fazla bedel ödeyen halklardan birisi de Kürt halk›d›r. Kürt halk›n›n tarihi hiçbir karfl›l›k beklemeden varl›¤›n› halklar›n özgürlü¤üne, insanca yaflama adayan yürekli gençlerle doludur. Özgürlük ve eflitlik tohumlar›n› ekmek, ama ard›ndan bundan mahrum kalmak, bütün halklar için zor bir durumdur. Kürt halk› da hep bunun ac›s›yla, aray›flla, özlemiyle yaflad›. Bunun içindir ki tarihinin hiçbir döneminde özgürlük ve eflitlik ideallerinden vazgeçmedi. Bunun için ne gerekiyorsa fazlas›yla yapt›. Her ne pahas›na olursa olsun varl›¤›n›, kültürünü, dilini, de¤erlerini koruyacakt›. Bunun için da¤lara s›¤›nd›. Bütün tarihi boyunca da¤lard› dostlar›. Herkes s›rt çevirmifl, bölüp parçalama, yok etme aray›fl›, çabas› içindeyken, da¤lar, varl›k mücadelelerinde kucak açm›flt› Kürtlere, söz verip dönmeyecekti sözünden, elini verip ihanet etmeyecekti onlara. Da¤lar hep dostu olmufltu ve dostu olarak kalacakt› Kürtlerin. Da¤larda, di¤erlerinin kurdu¤u uygarl›ktan farkl› bir uygarl›kla, insanca de¤erlere sar›larak varl›¤›n› 20. yüzy›la kadar tafl›mas›n› bildi. Fakat uçurumun kenar›ndayd› yine. Y›llarca yaflanan isyanlar, ayaklanmalar, sonuç vermemifl, önderleri en yak›nlar› taraf›ndan ihanete u¤ram›fl ve yenilmifllerdi. Katledilebilen katledilmifl, yüzbinlercesi sürgünlere gönderilmiflti. Kürdistan’da b›rak›lanlar ise k›l›ç art›klar›yd›. Onlar› da asimilasyon politikalar›yla eritip geride hiçbir fley kal- mayacak flekilde A¤r› da¤›ndaki mezara gömeceklerdi. Her fleyin bitti dendi¤i bir noktada ç›kt› ortaya Apo ve Apocular. 20. yüzy›l›n son çeyre¤iydi. Dünya sol bir rüzgarla dalgalan›rken, sosyalizm, özgürlük ve eflitlik sloganlar› bütün dünyay› inim inim inteletirken, Kürt fiubat 2007 SERXWEBÛN gençlerinin sessiz kalmas› beklenemezdi. Önder Apo ve çevresindeki birkaç genç birbirinin kulaklar›na f›s›ldayarak söylüyordu “Kürdistan sömürgedir” diye. Ve bu söylem derinden sars›yordu ayd›n ö¤renci gençli¤i. Önce bir kifliydi Önder Apo. Ve daha sonra Haki, Kemal, Hayri, Mazlum, Mehmet Karansurgur vb daha niceleri... Onlar yüzlere, yüzler binlere dönüflüyordu git gide. Durmak olmazd› art›k. Halka gitmek, görüfllerini halka anlatmak gerekiyordu. Hiçbir imkanlar› yoktu, yüreklerinden, ideolojilerine duyduklar› inançtan baflka. Ne bir iliflki, ne para, ne de silah. Yürekleriyle konufltular. ‹nanarak konufltular. Kovuldular, her türlü hakarete maruz kald›lar, ama onlar b›kmad›. Dilleri döndü¤ü kadar, bazen 3 saat bazen de 300 saat sürdü konuflmalar›. Sadece düflmana karfl› de¤il, ilkel milliyetçili¤in, yerel gericili¤in sald›r›lar›na da maruz kald›lar. Ama y›lmad›lar. Komployla, iflkenceyle öldürüldüler, ama durmad›lar. Ve sonuçta Ça¤dafl Kürdistan tarihini kendilerini bedel yaparak yaratt›lar. Kürdistan halk› Önder Apo öncülü¤ünde PKK hareketiyle ça¤dafl do¤uflunu gerçeklefltirdi. PKK Kürt halk› ve insanl›k ad›na ne kadar öz varsa hepsine sahip ç›karak ulusal bir ç›k›fl yapt›. Özgürlük meflalesini Kürdistan’›n dört bir yan›na tafl›d›. Halk yeni Newrozlarla yeniden yaratt› kendisini. Newrozlar, insan bedenindeki atefllerle kutland›. Art›k hiç kimse söndüremeyecekti bu atefli. Özgürlük dillerden düflmeyen bir türküydü, ninelerin anlatt›¤› masald›, analar›n dilindeki ninniydi, bebeklerin ilk ö¤rendi¤i kelimeydi, emekçinin elindeki nas›rd›, çiftçinin aln›ndaki terdi, sokaklarda mermilere karfl›l›k at›lan taflt›, ç›plak yürekti, da¤lara tarifsiz bir sevdayd›, günefli do¤uracaklar›n sözüydü. Yar›nlar›n en derin, en koyu renkteki özlemiydi. ‹flte bu masal, iflte bu ninni, iflte bu emek, bu al›n teri, bu tarifsiz sevda, bu yak›c› özlemle yak›lan özgürlük meflalesinin ayd›nl›¤›nda Kürt halk›n›n ulusal demokratik dirilifli baflar›yla tamamland›. 59 Bir tarihti yaz›lan, hep hayal edilen, özlem duyulan bir yaflamd› yarat›lan. Bedelleri de olacakt› haliyle. Hem de insan yüre¤inin s›n›rlar›n› ezip geçecek kadar zor, onulmaz yaralar açan bedeller. Her birinin ac›s›yla özgürlük sözümüzü yineledi¤imiz, mücadeleye daha s›k› sar›ld›¤›m›z bedeller. Ölmek olacakt›, ama dönmek asla. Bu yola bafl koyarken bütün gemileri ödedi¤imiz bedellerle yakm›flt›k. Biz sadece yar›nlara do¤ru koflar ad›m yürüyecektik, bir an olsun onlar› unutmadan. Yaflamlar›yla, savafllar›yla ve yaratt›klar›yla kahramanlar vard› mü- “Hiçbir fley kolay olmad›. Her defas›nda yüre¤imizden bir parça vererek, nefesimizden bir tane keserek mücadele ettik. Bunlar›n hepsi Kürt halk›n›n en seçkin ve de¤erli k›zlar›n› ve o¤ullar›n› mücadeleye vermesiyle, Kürt halk›n›n direnmesiyle oldu. Yürekleriyle kahramanl›k destanlar› yaratan gençlerin direniflleriyle gerçekleflti” cadele tarihimizde. Destanlar söyleten, fliirler yazd›ran, dillerden düflmeyen, zamana inat, yüreklerde yar›nlara tafl›nan, sayg›yla, gururla dillendirilen kahramanl›k destanlar›... Her gün yaflam›m›za do¤an ve do¤maya devam edecek olan kahramanlar. ‹flte bundand›r Kürt halk›n›n direngenli¤i, ser verip özgürlü¤ünden taviz vermemesi, iflkence tezgahlar›nda dilleri lal eden direniflleri. Çünkü direnmek bir yaflam tarz›yd› art›k bu topraklarda. Y›k›ma u¤rad›, talan edildi neyi varsa, köyleri yak›ld›, katledildi, do¤up büyüdü¤ü topraklardan göç ettirildi, faili meçhul(!) cinayetlere u¤rad› binlercesi, naafllar› bile verilmedi ölülerinin, toplu mezarlara gömüldüler, ana babalara evlatlar›n› gömdürdüler, metropollerin varofllar›nda en sefil yaflama mahkum edildiler. Ama onlar özgürlük mücadelesinden, de¤erlerinden, özgürlük sevdas›ndan vazgeçmediler, geri ad›m atmad›lar, atmayacaklard›, evlatlar›n› gömerlerken mücadeleyi sürdürmenin sözünü vermifllerdi çünkü. Özgürlük ve insanl›k mücadelesine yüklendikçe yüklendiler. Mazlumlarla partilefltiler, Agitlerle ordulaflt›lar, Beritanlarla direnifl çizgisini yaratt›lar, Zilanlarla özgürlefltiler. Serxwebunlarla, Nucanlarla, fi fieevgerlerle, Hüseyinlerle, Munzurlarla, Mahirlerle, Erdallarla, Adarlarla, Jindalarla, Rezanlarla, Viyanlarla, Serh›ldanlarla ve daha nice flehitlerimizle demokratik kurtulufl yolunun önünü açt›lar. Hiçbir fley kolay olmad›. Her defas›nda yüre¤imizden bir parça vererek, nefesimizden bir tane keserek mücadele ettik. Bunlar›n hepsi Kürt halk›n›n en seçkin ve de¤erli k›zlar›n› ve o¤ullar›n› mücadeleye vermesiyle, Kürt halk›n›n direnmesiyle oldu. Yürekleriyle kahramanl›k destanlar› yaratan gençlerin direniflleriyle gerçekleflti. ‹flte bu tarihi yaratan kahraman flehitlerimizden birisi de Xelil Xorto arkadafl›m›zd›. Xelil arkadafl da birçok Kürt gibi ülkesinden ayr›larak, çok çok uzaklara, Avrupalara gitmek zorunda kalan Elbistanl› bir ailenin çocu¤udur. Her ne kadar Avrupa’da kalsa da, Avrupa’n›n insan› uyuflturan yaflam›n›, beyni ve yüre¤iyle kabul edemiyordu. Kendi topraklar›n›, insanlar›n› özlüyordu. Vicdan› da kald›ram›yordu Avrupa’n›n yaflam›n›. Avrupa yaflam›, ülkesine duydu¤u özlem O’nu daha derin aray›fllara itiyordu. Özgürlük ve eflitlik ideali çok yüksekti. Bu, aray›fllar›n›n da ana temas›n› oluflturuyordu. Ve aray›fllar› O’nu özgürlük mücadelesinin saflar›na tafl›d›. F›rt›nal› bir yürektir O’nunkisi. Kendi topraklar›na dönmeden de dinmeyecektir yüre¤inin f›rt›nas›. SERXWEBÛN fiubat 2007 60 1997 y›l›nda f›rt›nan›n kayna¤›na gitmek için yola ç›kar, Xelil yoldafl. Özgürlük ateflinin tutkusuyla Önderlik Sahas›’na geçer. Ülkesine ve halk›na adanm›fll›¤›n büyük onuruyla e¤itime kat›l›r. Her fley anlam›na daha çok kavuflur. Önderli¤in, parti çizgisinin en güçlü militanlardan birisi olacakt›r Xelil arkadafl. E¤itimden özlü ve içsellefltirici sonuçlar ç›kararak güçlü bir kiflilik dönüflümü sa¤lar. Önderlik Sahas›’nda e¤itime kat›l›m düzeyiyle, yoldafll›k iliflkileriyle, yaflamdaki fedaice durufluyla gelecekte nas›l bir militan olaca¤›n›n iflaretlerini verir. Durufluyla çevresine pozitif enerji da¤›t›r. Önderlik e¤itiminden sonra, Kürdistan’daki s›cak savafl sahas›na geçmek amac›yla uzun bir özgürlük yürüyüflüne koyulur. Y›llard›r bekledi¤i an gelmifltir art›k. Topraklar›na bambaflka bir insan olarak, bir özgürlük savaflç›s› olarak dönüyordu. Gurur duyuyordu, mutluydu, heyecanl›yd›. Bütün yaflam› boyunca ideallerinnin peflinden koflmufltu ve flimdi en büyük idealine kavuflmufltu. Bu yüzden koflar ad›m ilerlemesi gerekiyordu. Da¤lara hemen al›fl›r, gerilla yaflam›na hiç zorlanmadan kat›l›r. Mutludur burada, hem de kelimelerle anlat›lamayacak kadar çok. Büyük bir yüre¤i vard›, dürüsttü, özlüydü, hesaps›zd›. Nerede bir görev var yüksek bir moralle giderdi. Yaflamdaki uyumlulu¤u kadar savaflta da cesaretli bir savaflç›yd›. Öyle yak›fl›yordu ki da¤lardaki yaflama. Çok sevmifllerdi yoldafllar› O’nu. O da çok sevmiflti bütün yoldafllar›n›. Bulundu¤u alanlarda durufluyla örnek bir militand›. Hem yaflamda, hem savaflta en ön saflarda yerini ald›. Özgür yar›nlara karfl› sonsuz umutlar› vard›. Zorluklar umudunu daha da büyütüyordu. Yar›nlar da¤lardaki bu yaflamla, buradaki mücadeleyle yeflerecekti, bunu bütün yüre¤iyle hissediyordu. Bunun için de yaflama sonsuz bir tutkuyla sar›lm›flt›. Bunun moral ve coflkusuyla Önderlikten ald›klar›n› bir bir pratiklefltirirken, uluslararas› komployla Önderli¤in esareti gerçekleflir. Yap›lacaklar vard›r, hem de her zamankinden daha fazla. O da bunun aray›fllar›na girer. Esaretin hesab› sorulmal›yd›, bunun için en uygun alan kuzeydi. O da kuzeye geçmek için öneride buldu. 1999 bahar›nda kuzeye geçecek gruplar›n içinde Erzurum eyaletine geçmek üzere coflkuyla yerini ald›. Yap›lacak öyle çok fley, öyle çok hayali vard› ki, bir de umudu, her fleye ra¤men büyüyen umudu... Uzun bir yol yürürler, bahar ya¤murlar›nda ›slan›rlar, azg›n sularla bo¤uflurlar, pusular› yararlar, çat›flmalara girerler, ama onlar tüm engelleri afl›p yollar›na devam ederler. Henüz grup eyalete ulaflmam›flt›r. Geri çekilme süreci bafllar. Grup da geri “Y›llard›r bekledi¤i an gelmifltir. Topraklar›na bambaflka bir insan olarak, bir özgürlük savaflç›s› olarak dönüyordu. Gurur duyuyordu, mutluydu, heyecanl›yd›. Yaflam› boyunca ideallerinnin peflinden koflmufltu ve flimdi en büyük idealine kavuflmufltu. Bu yüzden koflar ad›m ilerlemesi gerekiyordu” dönüflün yoluna girer. Serhat’›n Çemçe bölgesine ulafl›rlar. Ve burada çat›flmaya girerler. Bu çat›flmada Xelil arkadafl kahramanca direnerek flehadete ulafl›r. Yine bir yürek yang›n› bafllam›flt›, yine uçurumlarda yank›lan›yordu hayallerimizin sesi. Tarifi imkans›z ac›lara gömülmüfltü yine yüreklerimiz. Bir yi¤itlik ve kahramanl›k hikayesiydi O’nun hikayesi, tüm di¤er flehitlerimiz gibi. Dürüstlü¤ün, fedakarl›¤›n, güzelli¤in, büyüyen umutlar›n, coflkunun yaflam›yd› O’nun yaflam›. Da¤lara, yaflama yak›fl›yordu ve biz flimdi bunca ac›mas›z gerçekli¤in içinde düfllerine s›ms›k› sar›lan Xelilimizi özlüyoruz. O’nun flahs›nda tüm flehitlerimizin an›lar›na sahip ç›kman›n tek yolu, Önder Apo çizgisinde, Kürdistan demokratik konfederalizm hedefine ulaflana kadar özgür iradeyle ve kararl›ca mücadele etmektir. O’nun yoldafllar› olarak biz mücadelemizi devam ettirmenin sözünü tekrar tekrar veriyoruz. Bu temelde Xelil arkadafl›n flahs›ndan tüm Kürdistan özgürlük ve demokrasi flehitlerinin an›s›na ba¤l› kalaca¤›m›z›n, onlar›n bize devretti¤i özgürlük bayra¤›n› hep dalgaland›raca¤›m›z›n sözünü yineliyoruz. An›lar› mücadelemize önder olacakt›r. Mücadele arkadaflflllar› fiubat 2007 SERXWEBÛN 61 Duru bir deniz gibiydi gözleri “Geceye ölüm sessizli¤i hakimdi. Renas gözlerini açt›¤›nda, gün a¤armak üzereydi. Kulaklar›n› dört aç›p dinledi. Yoldafllar› uyuyordu. Kalk›p oturdu. Uzaklar hayal meyal seçilebiliyordu. Kötü bir duygu gö¤sünün kafesine çarp›p duruyordu. Uzaklarda oynayan karart›lar çarpt› gözüne. Keskin bir bak›fl f›rlatt› o yöne. Karart›lar kayboldu. Dürbünüyle tarad›. Her fley normal görünüyordu. ‹çindeki huzursuzluk da¤›lm›fl de¤ildi” Ad›, soyad›: Murat EKS‹N Kod ad›: Renas FARQ‹N Do¤um yeri ve tarihi: Batman 11 Nisan 1978 Mücadeleye kat›l›m tarihi: 2 Ocak 1992 fiehadet tarihi ve yeri: Temmuz 1994 Helq›z/Garzan Gülümse, gül açs›n gamzelerin Ay öpsün gözlerini denizin Lacivertte donmas›n mevsim Maviye kesilsin gerisi gecenin Yüzünde solmas›n dolunay Gözlerinde kaymas›n o parlayan y›ld›z Özlemin k›r›lan yerinde yeflersin umut Duru denizleri k›skand›ran mavilikte gözleri, bu¤day renginde teni, baflak sar›s› saçlar›, uzun boyu, güzellikleri içine s›¤d›rabilece¤i bir yüre¤i, birde gün geçtikçe yüre¤inde büyüttü¤ü sevdas› vard› Renas’›n. Bir avuç mavi gökyüzüydü umutlar›. O, henüz küçükken bafl›ndan bir darbe alm›fl, günlerce verdi¤i mücadeleden sonra yenmiflti ölümü. Ertesi y›l, flehir merkezinden köye tafl›nm›flt› ailesi. Eskiden ne kadar uçar›ysa, bafl›ndan ald›¤› darbeden sonra o kadar sakin bir yaflam› oldu. Bu durum Renas’›n erkenden büyümesine neden olmufltu. Kendisine bir fley soruluncaya kadar konuflmayan, oyuncaklar›n› al›p sessizce oynayan, bazen de o anda herhangi bir ev malzemesini kendisine oyuncak seçen ve d›fl›ndaki her fleyle iliflkisini kesen bir kiflili¤i oluflmufltu. Bu durum ailesinde herkesin dikkatini çekmifl, iyiden iyiye kayg›land›rmaya bafllam›flt› onlar›. Defalarca doktora götürülmesine ra¤men hastal›k teflhisi konulamam›flt›. Yaflamdaki duruflu ilkokul ça¤lar›na kadar böyle sürmüfltü. Yer yer ilgi alanlar› de¤iflse de evde tek bafl›na oyun oynamak en vazgeçilmez hobisiydi. Oyununa kat›lmak isteyenleri kabul edecek kadar da mütevaz›yd›. Bu konuda kimseyi k›rmaz, karfl› ç›kmazd› oyun arkadafll›klar›na. Ama tek bafl›na oynaman›n kendisini daha iyi sard›¤› ve keskin bir zekas› oldu¤u kuflku götürmez bir gerçeklikti. O, gerçekli¤in orta yerine düfllerini dikecekti. ‹lk kurflun, O’nun ilkokul ça¤lar›nda s›k›lm›flt› karanl›¤a. Zorlu, ama ayd›nl›k bir gelecek bekliyordu Renas’›. ‹lkokulda yaln›z oynama hobisine veda etmifl, oyuncaklar›n yerini kalem ve defter alm›flt›. Spora da ilgisi geliflmiflti, ama derslerinin önüne geçememiflti bu ilgi. En büyük hobisi okuldu art›k. Çocuklu¤unun ilk dönemlerindeki durgunlu¤u, sonralar› için uçar›l›¤a b›rakm›flt› yerini. Yalan söylemeyi sevmez, haks›zl›¤› asla kabullenmezdi. Ö¤retmenleri dahil, tüm çevresinin takdirini kazanm›flt›. O, bir sel olup akacakt› yaflam›n en orta yerinde. ‹lkokul üçüncü s›n›fta iken, a¤abeyi kazara okulun cam›n› k›rm›fl, ama k›rd›¤›n› söylememiflti. Ö¤retmenin tüm ›srar›na ra¤men cam› kimin k›rd›¤› ortaya ç›kmam›flt›. Son çare olarak ö¤retmen, Mavifl (Renas)’i ça¤›r›p kendisine sormufltu. A¤abeyi zor durumda kalmas›n diye, görmedim demiflti. Ard›ndan saatlerce a¤lam›fl, ertesi gün ö¤retmenden özür dileyip gerçe¤i anlatm›flt›. Küçüklü¤ünden beri tüm yaflam› do¤ruya ayarlanm›flt›. O k›sac›k ömrüne neler s›¤d›rmam›flt› ki... O, bütün zamanlarda yüzünü do¤runun ayd›nl›¤›na çevirecekti. Orta okul y›llar›nda av tutkusu sarm›flt› Mavifl’i. Kendisine bir av tüfe¤i alm›fl, ailesinin tüm ›srarlar›na ra¤men vazgeçmemiflti bu tutkusundan. O, her fleye ra¤men tutkular›ndan vazgeçmeyecek, yüre¤inin sesini dinleyecekti. Asi ve inatç›l›¤›n›n yan›nda yüreklere hüzün dam›tan kadife bir sesi vard›. “Ez Xortê Kûrdim pir bi nav û deng Va min hilgirtî bombe û tifeng Ezê herim fler ezê herim ceng Ger ez flehît bum dayê tu megrî Dayika min û te tev Kurdistan’e Em we xelaskin ji bin destane...” en sevdi¤i ve en çok söyledi¤i ezgiydi. Ne zaman söylese bu türküyü annesi a¤lard›, kendisi de dahil çevresindeki herkesin yüre¤inde hüznün bulutlar› toplan›rd›. Koyu bir sessizlik çöker, özgür yar›nlara özlemin f›rt›nas› kopard›. O, hüznün bulutlar›n› da¤›tacak, SERXWEBÛN fiubat 2007 62 hasretliklerin ac›s›n› buluflmalar›n sevincine çevirecekti. Bir de radyo dinleme tutkusu vard›. Hissedemedi¤imiz bir fleyleri hissediyordu dinlediklerinden. Biz O’nun gibi dinlemeyi bilmedik duydu¤umuz sesi. Duyduklar›n› yüre¤iyle hissederdi. O, insanlar›n yürek seslerini dinleyecek, bunun için korkusuzca mücadele edecekti. bir ay sonraya ertelenmiflti. Durumu fark eden kimi aileler, flervan adaylar›n› s›k› bir takibe alarak, akrabalar›na veya metropollere gönderirler. Yan›nda yedi arkadafl› kal›r. Arkadafllar›n bu randevuya geç gelmeleri, kalanlar›n da moralini bozar, üç kifli de kat›lmayacaklar› yönünde görüfl belirtir. Bunlardan biri de Mavifl’in sevdi¤i k›zd›r. Bir arkadafl›yla birlikte beklerken, Çocuklu¤unda sürekli kardeflleriyle piyes oynar, kendini rolüne verir, iflini ciddiye almayanlara karfl› tav›r koyard›. O, el att›¤› ifllere tüm benli¤iyle ile kat›lacak ve yaflam› ciddiye alacakt›. Sonra sevdaland› Partiyle iliflkilenmeden önce, haz›rl›klar›n› tamamlay›p tüm köyü 15 A¤ustos kutlamas›na katand›. Mavifl bir k›za sevdaland›. Gerçekte gönlünde yatan bir destand›. Ad› belki isyan, belki de Kürdistan’d›. Yaz tatilinde partiyle iliflkilenen Mavifl’in ad› art›k ne Murat ne de Mavifl olarak an›lacakt›. Bundan böyle Redur diyeceklerdi ad›na. K›sa bir süre sonra, köyden on üç arkadafl›n› örgütleyip saflara kat›lmay› kararlaflt›racakt›. Arkadafllarla randevulaflm›fl, ilk giriflim sonuçsuz kalm›flt›. Gelen kuryelere yeni bir gün belirleyen Mavifl, aksilikler yüzünden randevuya gelmeyen arkadafllara biraz içerlenmifl, fakat bir fley söylememiflti. Kat›l›m di¤erlerini eve gönderir. ‹ki üç saat gecikmeyle gelen arkadafllar› elefltirerek, oradan ayr›l›r. K›sa bir süre sonra farkl› bir alanda iliflkilenip kesin günü belirler. Ama günü geldi¤inde, yan›nda on üç kifliden yaln›zca amcas›n›n o¤lu kal›r. O, kim dönerse dönsün dönmeyecekti yolundan, sevdas›n› yüre¤ine gömüp da¤lara çevirecekti yüzünü. Gidece¤i gün k›z arkadafl›na, “ bizimkiler size söz kesmeye gelecekler, eve söyle de haz›rl›klar›n› yaps›nlar” der. O gece Mavifl’in evinde onurlu bir hüzün, sevdi¤i k›z›n ailesinde ise ‘bunlar bizimle oyun mu oynuyor’ biçiminde bir öfke hakimdi. Dört gün sonra büyütülmüfl bir vesikal›k foto¤raf›n arkas›na yaz›lm›fl k›sac›k notu bulundu Mavifl’in. “Hepinizi çok seviyorum. Kendinize ve kardefllerime iyi bak›n. ‹ki gün sonra dönmezsem merak etmeyin, emin ellerdeyim. Sayg›lar Murat. 2 Ocak 1992, Perflembe” O, tüm yaflam› boyunca özlü olacak, k›sa yaflam›na durmadan anlamlar yükleyecekti. Ve art›k Redur’du ismi. Bir de heval eklenecekti isminin yan›na. ‹ki ay cephe faaliyetlerinde kald›. Faaliyet gösterdi¤i bölgenin feodal çevresi olmas›ndan dolay› gitti¤i her yerde tan›n›yordu. Bu durum bir yönüyle iliflkilerinin derinleflmesine yol açarken, di¤er yandan O’nu yanl›z gördüklerinde, “eve dön, ailen zaten yurtsever, senin kat›lman›n ne gere¤i var” deniliyordu. Redur arkadafl ise, “bu iflte gönüllüyüm” diyordu. Art›k ismi Welat olan amcas›n›n o¤lu da k›sa bir süre sonra gerillaya ulaflm›fl, özlemle sar›lm›fllard› birbirlerine. O, özlemlerin son bulmas› için gecenin karanl›¤›nda sessizce yürüyecekti art›k. Bir gün amcas› komflu köyden gece yar›s› eve dönerken, durmas› için el kald›ran bir yolcuya rastlar. “Yolumun üzeriyse istedi¤i yere b›rak›r›m” düflüncesiyle durur. El kald›ran›n iki ad›m gerisinde duran Redur’u görünce flok olur. Redur içten bir gülüfl ile kollar›n› açarak amcas›n› kucaklar. K›sa bir hal hat›r sormadan sonra, kendilerini bir yere kadar götürmesini söyler. “Burada bizi b›rak” deyince, amcas› ›srarla, “sizi kampa kadar götürece¤im. Kimseye güvenmiyorum, size bir zarar gelirse kendimi affetmem” diyerek dayat›r. “Biz kampa gitmiyoruz, yak›nda bir iflimiz var” deyince, amcas› üzüle üzüle yoluna devam etmek zorunda kal›r. O, hep zamanla yar›flacakt›. Ve ilk düzenleme zaman› Yeni görev alan› Garzan 4. bölgesidir. Kemal hevalin biriminde çal›flmalar›na devam edecektir. Burada s›k› bir askeri e¤itimden geçer. Bu gördü¤ü ilk e¤itimdir. Gitti¤i alanda kendinde yaratt›¤› birçok yenili¤in yan›nda, ismini de de¤ifltirir. Arkadafllar› Renas Ferqin ismini verirler. Çünkü O, yolunu daha iyi tan›m›flt›r. Ö¤rendikçe yollar›n k›sald›¤›n› görmüfltür. ‹smi art›k Renas Farqin olarak kalacak, bu isimle ölümsüzleflecekti. fiubat 2007 SERXWEBÛN Kemal arkadafl çeflitli sohbetlerinde, “birçok gerilla e¤ittim, hepsi de partinin kendilerine verdi¤i eme¤in hakk›n› vermek için kahramanca savaflt›lar. Bunlardan iki arkadafla her yönüyle benim e¤itti¤im gerillalar diyebilirim. Bunlardan biri Renas hevaldi. Benim yerimi hakk›yla en iyi bu arkadafllar doldurabilir” diyordu. Zaten Kemal gibi bir komutana da Renas gibi bir asker yak›fl›yordu. Ald›¤› e¤itimden iki ay sonra kendini hareketli birli¤e önermiflti. Önerisinin kabul edilmesiyle birlikte, kendisine sorumluluk da verilmifl, manga komutanl›¤›na getirilmiflti. Art›k Gol’a Muhammed’den Zoveser’e bir gecede yol alacak, yoluna ç›kacak engellere kan kusturacakt› Renas. O, umudunu yüklenip zamanla yar›flarak düflecekti yollara. Yoldaflflll›¤›n s›cakl›¤› Neyin mücadelesini verdi¤ini iyice bilince ç›karm›fl, iliklerine kadar hissetmiflti yoldafll›¤›. En afl›nm›fl ayakkab›y›, en eskimifl flalvar›, en k›sa flutiki kendine alarak, iyisini yoldafllar›na vermeyi al›flkanl›k edinmiflti. O, yaflam›yla dört dörtlük bir gerilla olmay› komutan› Kemal’den ö¤renmiflti. Kemal, Garzan 4. bölge komutanl›¤›na getirilirken, Renas arkadafl tak›m komutan› olur. Renas Farqin, tüm ö¤rendiklerini hem uygulayan hem de uygulatan çelikten bir iradeye dönüflmüfltü. Güçlü savaflç›yd› ayn› zamanda. Arkadafllar›n›n kimi s›n›f d›fl› anlay›fllar›na karfl› sa¤lam bir kaleye dönüflüyor, elefltiriyordu. En çok elefltirdiklerinden biri de bölük komutan›yd›. Yaflam ve savafl tarz›n› do¤ru bulmad›¤›n› söyleyerek, olmas› gerekeni ortaya koyuyordu. Bu arada yapt›r›mlara tabi tutulan Renas heval, elefltirmekten vazgeçmedi, eksikliklerin, parti d›fl›l›klar›n üstüne üstüne yürüdü. Hem yaklafl›mlar› hem de pratik sahada içine girilen hatalar› rapor ederek, partinin müdahale etmesini sa¤lam›flt›. O, hiçbir zaman do¤ru bildiklerinden taviz vermeyecekti. Soruflturma bölük komutan›n›n düflmana kaçmas›yla sonuçlanm›flt›. Derinlefltirilen soruflturmada, düfl- 63 “Neyin mücadelesini verdi¤ini iyice bilince ç›karm›fl, iliklerine kadar hissetmiflti yoldafll›¤›. En afl›nm›fl ayakkab›y›, en eskimifl flalvar›, en k›sa flutiki kendine alarak, iyisini yoldafllar›na vermeyi al›flkanl›k edinmiflti. O, yaflam›yla dört dörtlük bir gerilla olmay› komutan› Kemal’den ö¤renmiflti” manla iliflkilerinin oldu¤u ve bir y›¤›n tahribata yol açt›¤› ortaya ç›km›flt›. Önderlik bunun üzerine Renas hevali sahas›na istemiflti. Yürek kab›na s›¤amaz Renas heval bir grup arkadafl›yla birlikte Önderlik sahas›na gitmenin haz›rl›klar›na koyulur. Düflüncesiyle silah›na, eylemine yön veren yoldafllar›yla en k›sa zamanda bilgeleriyle buluflman›n heyecan›n› yaflad›lar birkaç gün. Yürekleri kab›na s›¤m›yordu. Tüm haz›rl›klar›n› tamamlam›fllard›. Yollara düflme zaman› gelmiflti. Kendisine efllik edecek bir grup arkadafl›yla o geceyi Helq›z’de geçirip, sonras›nda att›klar› her ad›m onlar› Önderli¤e biraz daha yaklaflt›racakt›. Renas’›n köyündeki herkesin damda yat›p, y›ld›zlar› sayd›¤› mevsimdi. Renas’›n y›ld›z› her zamanki gibi parl›yordu. Gece, ölüm uykusuna yatm›flt›. Her bir cisim duygulanm›flt› sanki. Da¤, toprak, a¤açlar, az ötede gürül gürül akan çeflme, gecenin rengi, her fley Önderlik kokuyordu. O gece uykusunda bilgesiyle kucaklafl›yordu Renas heval. Uyand›¤›nda silah›na s›ms›k› sar›ld›¤›n› fark ederek, hafiften gülümsemiflti. “Bu rüyan›n gerçekleflmesine az kald›” demiflti kendi kendine. Derinden bir nefes çekti içine geceden. Gece hüzün kokuyordu. Ard›ndan gökyüzünden yüzüne dökülen y›ld›zlar› okflad› masmavi gözleriyle. Gökyüzüne gülümsedi. Ay tüm ihtiflam›yla karfl›s›nda duruyordu. Güneflten gül kurusuna dönen teninde dolafl›rken y›ld›zlar, ay bir buse ald› aln›ndan. Çocuklu¤unu an›msad› bu manzara karfl›s›nda; geceleri üstünü örtükten sonra aln›n› öpen hep annesiydi çocuklu¤unda. Annesini an›msad› o gece. Bir özlem dalgas› vurdu yüre¤inin k›y›s›na. Üçüncü y›l›na girmiflti annesini görmeyeli. Gecenin hüznü yüre¤ine dolmufltu, kalkt› oturdu. Uyuyan yoldafllar›n› bir bir süzdü. Uyand›rmaktan korkmasa, hepsini aln›ndan öptükten sonra yatacakt›. Ama gerilla çok hafif uyuyordu, uyand›rmaya k›yamad› arkadafllar›n›. Bafl›n› s›rt çantas›na koyarark, yüzüne y›ld›z, aln›na dolunay gelecek flekilde esmer tenli geceye yumdu gözlerini bilgesiyle kucaklaflaca¤›n›n rahatl›¤› içinde. Uykusu boyunca rüyalar gördü. Bilgesini, annesini, minik kardefllerini öptü bir bir. O, y›ld›zlar› avuçlayacakt› art›k her gece. Huzursuz bir gün a¤armas› Geceye ölüm sessizli¤i hakimdi. Serêkaniyê çeflmesinin fl›r›lt›s› kula¤a gelmeyecek uzakl›ktayd›. Gecenin sessizli¤ine yenik düflüp uyumufltu nöbet bekleyen hevalleri. Renas gözlerini açt›¤›nda, gün a¤armak üzereydi. Kulaklar›n› dört aç›p dinledi. Yoldafllar› uyuyordu. Kalk›p oturdu. Uzaklar hayal meyal seçilebiliyordu. Kötü bir duygu gö¤sünün kafesine çarp›p duruyordu. Uzaklarda oynayan karart›lar çarpt› gözüne. Keskin bir bak›fl f›rlatt› o yöne. Karart›lar kayboldu. Dürbünüyle tarad›. Her fley normal görünüyordu. ‹çindeki huzursuzluk da¤›lm›fl de¤ildi. Konumland›klar› yere bakt›. Tafll›k bir aland› afla¤›s›. Befl yüz metre yukar›da da ormanl›k bafll›yordu. Ya bunun d›fl›nda, arazinin görünmeyen yerleri... Huzursuzlu¤u artt›. Düflmanla burada karfl›laflmak kay›plara yol açacakt›. ‹çinde bir ses, ‘çabuk davran’ diyordu. Aya¤a kalkmadan, k›s›k bir sesle yoldafllar›n› uyand›rd›; “kimse aya¤a kalkmas›n” dedi. “Bir fley mi oldu Heval Renas?” SERXWEBÛN fiubat 2007 64 “Afla¤›da karart›lar gördüm sanki” diye cevaplad›. O, hislerine her zaman güvenmiflti, hisleri O’nu yan›lmayacakt› yine. Gün biraz daha a¤arm›flt›. Dürbünle bir daha tarad› etraf›n›. Gördükleri içindeki sesi hakl› ç›kar›yordu. Say›lar› onalt›yd›, iki de nöbetçi. Befl yüz metre yukar›daki ormanl›¤a ulaflmalar›, seçeneklerini artt›racakt›. Burada kal›rlarsa, gündüz çat›flmaktan baflka bir seçenekleri olmayacakt›. Planlamalar›n› yapt›lar. Bir manga ormana ulaflmaya çal›flacak, oradan kalan arkadafllar›n savunmas›n› yapacakt›. Bir BKC d›fl›nda a¤›r silah da yoktu yanlar›nda. Çok k›sa bir sürede karar vermek zorundayd›, öyle de yapt›. “Arkadafllar, benimle alt› kifli kalacak. Di¤erleri ormanl›k alana gidip savunma yapacaklar. BKC’nin yan›nda iki arkadafl›n kalmas› yeterlidir. Geri kalan arkadafllar çat›flma alan›ndan çekilecekler. BKC’nin atefllenmesiyle birlikte biz de geri çekilece¤iz” diyerek planlamay› yapt› k›s›k, ama kararl› bir sesle. Manga komutan› arkadafl, “senin yerine ben kalaca¤›m” diye at›ld›. Renas heval, “senin görevin arkadafllar› sa¤ salim karargaha ulaflt›rmakt›r heval” diyerek cevaplar. Israr edilince, arkadafllar›n gitmesini kesin bir talimatla sa¤lar. O, kendinden önce yoldafllar›n› düflünecekti. Ve direnifl zaman› Düflman her taraf› sarm›flt›. Arkadafllardaki hareketlenme onlar› kayg›land›rm›fl, ama havan›n biraz daha ayd›nlanmas›n› beklemifllerdi. Ormanl›¤a giden yolu yar›lamadan, ortal›k cehenneme dönmüfltü. ‹lk atefl esnas›nda ormanl›k alana çekilme yapan grubun artç›s› Mizgin heval düfltü. ‹lk flehit verilmiflti. Mizgin, henüz 17’sindeydi. Mizgin, yürekli bir Botan k›z›yd›. Mizgin, o günkü ilk yürek s›z›s›yd›. Renas ve arkadafllar›na bir tek seçenek kalm›flt›. Tafllar›n arkas›nda mevzilenerek savaflacaklard›. Ormana çekilen grubun savunmas›n› yapacaklard›. Destan yaratman›n tam zaman›yd›. Renas bir tafl›n ard›ndan di¤erine s›çr›yor, çat›flmay› tüm olanaks›zl›klar›na ra¤men koordine ediyordu. Çat›flma alan›na kobralar gelmiflti. Tüm sesler birbirine kar›flm›flt›. Aral›ks›z toplar, havanlar patl›yordu kulaklar› sa¤›r edercesine. Savunma grubundaki tek BKC’nin ar›za yapmas› en büyük talihsizlikti. BKC’den ses kesilince, düflman dört koldan çembere almak için hareke geçmiflti ve çembere almay› baflarm›flt›. ‹hanet flebekesi teslim olmalar› için aral›ks›z ça¤r› yap›yor. Saatler on ikiyi gösteriyordu. Çat›flma tüm fliddetiyle devam ediyordu, güçlerimiz iç içe geçmifl, karfl›l›kl› kay›plar verilmiflti. Yirmi otuz metre mesafeyle 5 arka- mermisi kalm›flt›r Renas’›n. Çetebafl›na niflan al›r ve “bu Mizgin için” diyerek silah›n› atefller. Mizgin için atefllenen mermi hedefini vurur. Son mermisini de tükettikten sonra flehadete ulaflan arkadafllar›n›n silah›na ulaflmaya çal›fl›r sürünerek. Belki yoldafllar›ndan hala yaflayan vard›r diye nab›zlar›n› kontrol eder. Nabz› atan birini bulabilmek için hayat›ndan vazgeçmeye haz›rd›, ama yok, zaman› durdurmufllard› onlar. Bu öfkeyle yoldafllar›n›n silah›n› kavrad›¤› esnada üstüne bahar ya¤muru gibi kurflun ya¤d›r›rlar. Ve ihanet flebekesinin kurflunlar›yla okyanus mavisi gözleri gökyüzünün mavisine tak›l›r. Saatler ikiyi göste- dafl flehadete ulaflm›flt›. Renas ve iki arkadafl› kalm›flt›. Herkes kendisinden önce yan›ndaki arkadafl›n› koruman›n telafl›ndayd›. Kobralar›n yo¤un bombard›man›yla di¤er arkadafllar› da tafl›n kovu¤unda vurulurlar. Yüre¤ine huzurluk çöker yine, arkadafllar›na seslenir, karfl›l›k veren ç›kmaz. Ve art›k yaln›zd›r. Can yoldafllar›n› kaybetmenin ac›s›n› hangi yürek kald›r›r? O, her zamanki gibi direnecektir, haks›zl›klara karfl› avaz› ç›kt›¤› kadar ba¤›racakt›. Çetebafl› aya¤a kalkarak, ana diliyle teslim olmas› için seslenir. Bu ç›lg›na çevirir Renas’›. Son birkaç rir. Ö¤lenin k›zg›n günefli aln›ndan öpr Renas’›. Sussuzluktan çatlam›flt› Renas’›n dudaklar›. Toprak a¤l›yordu ard›ndan. O, k›sac›k yaflam›na anlamlar, güzellikler ve en büyük sevdalar› s›¤d›rm›flt›. Kadife bir ses yükselir Helq›z’›n semalar›ndan “Ez Xortê Kûrdim pir bi nav û deng Va min hilgirtî bombe û tifeng Ezê herim fler ezê herim ceng Ger ez flehît bum dayê tu megrî...” Mücadele arkadaflflllar› ad›na Kenan EKS‹N Ey o¤ul bir gün yaz›c› olursan gözü gözünde yüre¤i yüre¤inde eli elinde inanc›n tad›n› söyle ülkemin çocuklar›na Ey o¤ul bir gün yaz›c› olursan kuflflk kunun birikmenin ve beklemenin yaz›c›s› sak›n masal anlatma ülkemin çocuklar›na Zaman ak›p gitmekte da¤ tafl de¤iflflm mektedir demir paslanmakta temel çürümektedir al kalemi bildi¤in en gerçek sözü yaz
Similar documents
Kitap Zamanı
gelen bir ilişkidir. Bu sohbetlerde ben inkişaf ederim. Onlar beni şekillendirir ve bana bir tür sihirli güç verir. Yazının icadından sadece birkaç asır sonra, bundan 6 bin yıl kadar önce, Mezopota...
More informationZazaca`nın tarihsel gelişimi
oldukça azdýr, zira Arsaklýlarýn hükmü süresince -Büyük Ýskender döneminden öðrenildiði gibi- çoðunlukla Yunanca veya Aramice yazýlýyordu. Harflerin yazýlým þeklinden dolayý Sami dili ile Ýbranice...
More informationBasın Kitini indirin - INTERCITY Rent a Car
Bizimle otomobilin zahmetine, masraf›na de¤il; rahatl›¤›na, dinamizmine sahip olursunuz. Bugün Türkiye’de kiralanan her 4 araçtan birinin Intercity taraf›ndan kiralanm›fl olmas›n›n alt›nda yatan ne...
More information