2. sayı - INFORMA - Management Information System

Transcription

2. sayı - INFORMA - Management Information System
LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
•1
INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM
SİSTEMLERİ DERGİSİ
HAKEMLİ DERGİ
YIL: 1 SAYI: 2 CİLT: 1 / ARALIK 2014
Y I L D A İ K İ D E FA Ç I K A R
YAZILIM TİCARET
LİMİTED ŞİRKETİ
SAYI: 2
2 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
INFORMA YÖNETiM BİLİŞİM
SİSTEMLERİ DERGİSİ
Leges Yazılım Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Müdür
Ömer Faruk KAHRAMAN
Genel Yayın Yönetmeni
Yrd. Doç. Dr. Deniz HERAND
Yrd. Doç. Dr. Filiz GÜRDER
Yayın Danışmanı
Öğr. Gör. Murat GÜNSUR
Yıl : 1
Sayı : 2
ISSN 2148-4503
Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın
6 Ayda bir yayınlanır.
Basıldığı Yer: Yıldız Matbaacılık ve Baskı Sistemleri
Ziya Gökalp Mah.42/4 Sok.No:18/2 Zeytinburnu - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: 0212 558 01 05 – 416 09 39
Yönetim Yeri:
Sümer mah. 29/5 sok. No:2 Nur Apt. K: 4 D:11 Zeytinburnu-İstanbul-TÜRKİYE
Tel: 0212 547 60 80 Fax: 0212 547 60 82
www.legeshukukdergisi.net • e-posta: [email protected]
Kapak Tasarım : Leges Graf
Dizgi - Tasarım : Leges Graf
Düzeltmen : Leges Yazılım
Copright 2010 - Bu derginin tüm yayın hakları Leges Yazılım Tic. Ltd. Şti.’ye aittir.
Her hakkı saklıdır. Alıntılarda kaynak göstermek zorunludur.
YILLIK ABONELİK BEDELİ (2 SAYI): PEŞİN 60 TL
ARALIK 2014
LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
•3
DANIŞMA KURULU
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
u
Prof. Dr. Yücel Yılmaz (Marmara Üniversitesi İşletme Fak.)
Prof. Dr. İsmail Hakkı Cedimoğlu (Sakarya Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fak.)
Prof. Dr. Birgül Kutlu Bayraktar (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.)
Prof. Dr. Muzaffer Kapanoğlu (Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Enformatik Böl.)
Prof. Dr. Orhan Torkul (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Prof. Dr. Erman Coşkun (Sakarya Üniversitesi İşletme Fak.)
Prof. Dr. Aslı Sencer (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.)
Prof. Dr. Aykut Top (Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.)
Prof. Dr. Sevinç Gülseçen (İstanbul Üniversitesi Enformatik Böl.)
Prof. Dr. Murat Dinçmen (İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Prof. Dr. Harun Taşkın (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Prof. Dr. Ahmet Mete Çilingirtürk (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.)
Prof. Dr. Alptekin Erkollar (Sakarya Üniversitesi İşletme Fak.)
Prof. Dr. Seniye Ümit Oktay Fırat (Marmara Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Doç. Dr. Osman Darcan (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.)
Doç. Dr. Ulrich Tamm (Bielefeld Üniversitesi Enformatik Fak.)
Doç. Dr. Ela Sibel Bayrak Meydanoğlu (Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fak.)
Doç. Dr. Özden Üstün (Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Türk-Alman Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Yrd. Doç. Dr. Müge Klein (Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.)
Öğr. Gör. Murat Günsur (Marmara Üniversitesi İşletme Fak.)
Öğr. Gör. Dr. Alparslan Kibar (Sakarya Üniversitesi Enformatik Böl.)
Yrd. Doç. Dr. Selay Giray (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.)
Arş. Gör. Tuba Yılmaz (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.)
Arş. Gör. Abdullah Kökçam (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.)
Arş. Gör. Berk Küçükaltan (Brunel Üniversitesi İşletme Fak.)
SAYI: 2
4 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
ARALIK 2014
LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
•5
İÇİNDEKİLER
o
o
o
o
YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜFREDATININ
KARAKTERİ VE GELECEĞİ
Mehmet GENÇER
İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ....................... 9
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS
İLİNDE BİR UYGULAMA
Doç. Dr. Hasan TAĞRAF
Doç. Dr. Oğuz KAYNAR
Ş. Mustafa KAYA.......................................................................................... 24
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ
SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK
İNCELENMESİ
Mehmet N. AYDIN
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniv., İstanbul
Ziya N. PERDAHÇI
Enformatik Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniv., İstanbul............... 60
THE USE OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY in
ARCHEOLOGY
Doç. Dr. Mutlu ERBAY,
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi............................................................ 81
SAYI: 2
6 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
o
o
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
ARAÇ VE YÖNTEMLERİN İNCELENMESİ
Mehmet N. AYDIN ve Ebru DİLAN
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniv, İstanbul ........ 101
VERİ MADENCİLİĞİ YÖNTEMLERİ İLE
GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ
Metin ZONTUL
İstanbul Aydın Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yazılım
Mühendisliği Bölümü
Zeynep YURTTAŞ ELABİAD
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu Bilgisayar
Teknolojisi Bölümü...................................................................................... 118
ARALIK 2014
LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
•7
ÖNSÖZ
Dergi genel yayın yönetmenleri olarak Informa Yönetim Bilişim
Sistemleri Dergimizin ikinci sayısını yayımlamaktan ve sizlerin
kullanımına sunmaktan dolayı büyük mutluluk duymaktayız.
Bu ikinci sayımızda yer alan makaleler geniş bir konu çeşitliliği içinde
sunulmaktadır. Dergimizde yer alan makalelelerin konularına göre hakem
değerlendirmesinden geçirilmesine özen gösterilmiştir. Gelecek sayılarımızın daha da kaliteli olacağına inanarak dergide emeği geçen ve katkıda bulunan tüm dergi mensuplarını, hocalarımı ve meslektaşlarımı canı
gönülden kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Akademik ve bilimsel bir derginin uluslararası bilim indekslerinde yer
alması büyük önem arz etmektedir. Yayın hayatına henüz ikinci sayısı ile
yeni atılmış olan Informa Yönetim Bilişim Sistemleri Dergimizin de hızla
bu amacına ulaşmasını sağlamak önceliğimizdir.
Bazı makalelerin değerlendirme sürecinde görev almış hakemlerimizin, raporlarını öngörülen zaman dilimi dışında veya hiç göndermemeleri
SAYI: 2
8 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
durumundan kaynaklı olarak dergimizin ikinci sayısı maalesef planlanan
sürenin oldukça dışında yayınlanabilmiştir.
Diğer sayılarda buluşmak dileğiyle saygılar sunarım.
Yard. Doç. Dr. Filiz Gürder
Genel Yayın Yönetmeni
ARALIK 2014
Yard. Doç. Dr. Deniz Herand
Genel Yayın Yönetmeni
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ
•9
YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ
MÜFREDATININ KARAKTERİ VE GELECEĞİ
Mehmet Gençer
[email protected],
İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
Abstract
As the industry demand for MIS professionals increases, the field’s
character keeps changing as well. In this study we first review how the
field’s character differentiates itself and how this was reflected into the
education curricula. In addition we summarize the discrepancies between
the industry’s demands and the existing curricula and point out general
recommendations for upgrading them. Among the basic subject areas of
such upgrade are project management skills that are specific to IT procurement and business analytics skills. More generally MIS field needs
to cultivate a critical perspective on work organization and hightlight its
emancipatory promises. In the light of those general recommendations, we
demonstrate evaluation of an example curriculum as a representation of
the current status quo.
Özet
Sanayinin YBS profesyonellerine talebi giderek artarken alanın karakteri de değişmektedir. Bu çalışmada öncelikle ilgili literatürde alan karakterinin nasıl ayrıştığı ve bunun müfredatlarla nasıl ilişkilendirildiği incelenmektedir. Ayrıca sanayinin güncel beklentilerinin varolan müfredatlardaki
hangi açıklara işaret ettiği incelenmekte ve müfredatların güncellenmesi
SAYI: 2
10 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
için genel öneriler ortaya konulmaktadır. Temel güncelleme alanları arasında bilişim tedariğine özgü proje yönetimi becerileri ve iş analitiği becerileri öne çıkmaktadır. Daha genel düzeyde YBS alanı iş organizasyonlarına eleştirel bir bakış geliştirmeli ve işleyişi dönüştürme vaadini ön plana
çıkartmalıdır. Geliştirilen öneriler ışığında varolan müfredatların durumu
bir örnek müfredatın değerlendirilmesi ile sergilenmektedir.
1. Giriş
Türkiye’deki üniversite bölümlerinin tam bir listesini içeren ÖSYM
kontenjan kılavuzundai Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) programlarını incelediğinizde bu alanla ilgili kayda değer bir konumlanma karışıklığı göze çarpar. YBS lisans ve önlisans programlarının önemli bir kısmı
‘İşletme’ veya ‘İktisadi ve İdari Bilimler’ fakültelerinde yeralmakla beraber istisna sayılamayacak sayıda da bundan farklı konumlandırmalar görülür. YBS programları - diğerlerinin yanında - ‘Mühendislik’ ve ‘Fen-Edebiyat’ fakültelerinin altında da yeralmaktadır.
Konumlandırmadaki bu belirsizlik ülkemize özgü de değildir. Alan
müfredatı ile ilgili bir arama yaparsanızii temel müfredat standardının bir
bilgisayar bilimleri meslek örgütü olan ACM (Association of Computing
Machinery) tarafından yayınlandığı görülür. Ortaya çıkışının üzerinden
geçen onyıllar içerisinde YBS’yi gerek profesyonel ve gerekse akademik
alan olarak tanımlayan şey hem bilgi ve iletişim teknolojilerini hem de
işletme alanını birarada bilme gereksinimi olmuştur. Wade ve Hulland’ın
(2004) ifadesiyle “bilişim sistemleri alanı zengin kuramsal ve kavramsal
temellere uzanan bir kanaviçe”ye dönüşmüştür.
Bu “zengin” ama karmaşık arkaplan alanın gerek dışında gerek içinde
sorgulanmaktadır (Straub 2012). Burada YBS alanını teorik bütünlük açısından etraflıca sorgulama niyetinde değiliz. Onun yerine YBS eğitiminde
uygulanacak müfredatı ele alacağız. Bunu yaparken özellikle de bu alandaki yetişmiş işgücü ihtiyacının geleceği ile ilgili bazı işaretleri gözününe
alarak pragmatik bir değerlendirme yapmayı hedefledik.
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
11
Bu değerlendirmeki yaklaşımımızın iki ekseni bulunuyor. Bunlardan
birincisi YBS alanının karakteriyle ilgili belirsizlik gibi görünen durumun
tam aksine bu alanın temel karakteri olduğunun kabulüdür. Bir YBS uzmanı bilişim teknolojilerinin güncel olanaklarını kullanarak, hizmet verdiği
organizasyonun işleyişine ve işletmenin yönetimine katkıda bulunur. Öyle
ki bu katkı bilişim teknolojilerinin dışında olanaklarla ya mümkün değildir
ya da ekonomik değildir. Yaklaşımımızın ikinci ekseni ise BS uzmanlığının iş organizasyonu ve yönetim pratiğinin içerisinde sadece tepki veren
değil etki eden bir rolü üstlenmesi gerektiğidir. Öyle ki YBS pratiği sadece
organizasyonel sorunları bilişimle çözmeyi değil iş organizasyonunu dönüştürmeyi vaadedebilmelidir.
Bu çerçevede yaptığımız değerlendirme YBS müfredatında ihtiyaç
duyulan güncel değişikliklerin neler olduğunu ele almaktadır ve değişiklik
konusu olan temel alanları tespit etmektedir. Ayrıca varolan müfredatların
bu güncel ihtiyaçlar karşısındaki durumunu bir örnek üzerinde inceledik.
Benzer değerlendirmelerle karşılaştırılabileceği umuduyla bu incelemede
kullanılan değerlendirme yöntemi de detaylı olarak paylaşılmıştır.
2. YBS pratiğinin karakteri ve geleceği
YBS’nin akademik ve profesyonel bir alan olarak ortaya çıkışından bu
yana geçen zaman içerisinde YBS uzmanlarına yöneltilen temel ve ‘tanımlayıcı’ beklenti hem bilgi ve iletişim teknolojileri alanını hem de işletme
alanını bilmeleri olmuştur. Bu çifte karakter yüzündendir ki YBS bölümleri hem işletme hem de mühendislik fakültelerinde bulunabilirler. Yine
de bir YBS profesyonelinin sorunlara işletmecilik açısından bakması, ama
diğer taraftan (bilgi ve iletişim teknolojileri) çözüm ‘getirmesi’ beklendiğinden olsa gerek ki YBS programları çoğunlukla işletme veya iktisadi ve
idari bilimler fakültelerinde konumlanmıştır.
Geçmişinde ‘işletme’ tarafının bu şekilde ağır basmasına rağmen bu
geçmişten çıkartılabilecek en önemli ders YBS’nin temel karakterinin,
başka bir deyişle ‘öz’ünün iki disiplin arasında kurduğu köprüde olmaSAYI: 2
12 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
sıdır. Akademik literatürde bolca tartışılan kimlik sorunu temel olarak bu
şekilde özetlenebilir (örn. Gefen ve diğ. 2011).
İşletmelerin YBS profesyonellerine olan talebi sayıca artmaktadır
(Gallagher ve diğ. 2013). İşgücü talebindeki beklenti yukarıda bahsettiğimiz mesleki karakter çevresinde olmakla beraber talepte bir çeşitlilik
artışı vardır. YBS mezunlarını bekleyen iş ortamları, kariyer çizgileri, ve
sorumluluklar geçmişten farklıdır, ve bu sorumluluklarda kayda değer bir
çeşitlenme trendi görülmektedir. Geçmişle olan farklılıkların detaylarına
geçmeden önce şunu söyleyelim ki üniversitelerin YBS programları bu
artan çeşitlilik karşısında konu ve beceri kapsamlarını genişletmek, ama
aynı anda da temel karakterlerini korumak gibi zor bir işle karşı karşıyalar.
2.1. Değişen kariyerler ve müfredat sorunu
Sanayinin YBS profesyonellerinden beklentilerini karşılamak için
YBS müfredatları ne şekilde değişmelidir? Bu soruyu yanıtlamak için
önce bu beklentilere daha yakından bakmak gerekiyor.
Sanayinin yüksek teknoloji işgücü talebine dair projeksiyonlar YBS
uzmanları için de artan bir talebe işaret ediyor (Downey ve diğ. 2008; Ehie
2002). Öte yandan küresel ölçekte YBS eğitimine olan talep sanayinin talebini karşılayacak gibi gözükmüyor. Bunun temel sebebi YBS programlarının öğrencileri sanayinin güncel ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yetiştiremediğine dair hissiyat olarak görülmektedir (Badua ve diğ. 2010). Bizim
de eğitimci olarak gözlemimiz öğrencilerin kayda değer oranda YBS diplomasına alternatif olarak teknik bir bölüm, örneğin bilgisayar mühendisliği ile işletme yandalını birleştirme türü kombinasyonlar değerlendirdikleri
yönündedir. Bu değerlendirmenin nedeni YBS uzmanlığına olan taleple
değil, YBS programlarının bu pozisyonlarda başarılı olmak için gerekenleri kazandırıp kazandırmadığı ile ilgili kaygıda yatıyor görünmektedir.
YBS müfredatlarının güncel gözükmemesinin bazı temel sebepleri
şunlardır:
YBS uzmanlarıyla ilgili “problemi çözmek için gereken bilgisayar
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
13
programını yazar” beklentisi yerine “problemi çözmek için gerekenleri
tedarik eder ve entegre eder” beklentisi gelmiştir. Ancak bunu yaparken
bir yandan da program yazma ve “eksik parçaları kodlama” becerisinden
de vazgeçilmemektedir (Downey ve diğ. 2008; Ehie 2002). Dolayısıyla,
bir yandan programlama ve veritabanı tasarımı gibi konular (yani “eksik
parçaları kodlama”) yerli yerinde kalırken müfredatlara bir yandan da tedarik ile ilişkili beceriler, iş iletişimi ve proje yönetimi becerilerinin ilave
edilmesi gerekmektedir.
YBS uzmanlarının verileri güvenli saklamaktan öte bunları iş analitiği
yöntem ve araçlarıyla işleyerek katma değer yaratmaları beklenmektedir.
Akademide “veri bilimi” (“data science”), iş dünyasında ise “büyük veri”
(“big data”) adıyla anılan bu güncel talep zaten temel bir beceri olan istatistik yöntemlerinin infografi ile harmanlanmasını ve bilgi teknolojileri ile
birleştirilmesini gerektirmektedir. Kanaatimiz odur ki bu durum yeni bir
“köprü” ihtiyacına işaret edmektedir. Şu an itibarıyle bu yeni köprü YBS
uzmanlarının sorumluluk alanında bulunmakla beraber farklı bir uzmanlık
veya alt-uzmanlığa dönüşmesi de (en azından belirli işletme ölçekleri için)
muhtemel görünmektedir.
YBS uzmanları geçmişten beri geleneksel olarak daha çok büyük iş
organizasyonlarında çalışmışlardır. Oysa günümüzde işgücü talebinin
çoğu küçük işletmelerden gelmektedir (Gefen et al 2011).
İşgücü talebinin kaynağı olan işletmelerin küçük ölçekli olmasına rağmen, bu işletmeler çoklukla küresel işletmelerdir. Bu yüzden de
çalıştırdıkları uzmanlardan küresel ölçekte, dağıtık (“distributed”) bilişim
sistemlerini hem tasarlama ve hem de gerçekleştirme becerisi beklemektedirler (Topi et al. 2010). Dolayısıyla İnternet iletişimi, bunun güvenliği,
entegrasyonu, ve performansı YBS uzmanlığı için önemli bilgi alanları
haline gelmektedir.
YBS mezunlarının bir yandan yeni, teknik olmayan beceriler edinmeleri bekleniyor (örn. Tedarik süreci, sistem yaşam-döngüsü yönetimi, vb.)
,ama aynı zamanda varolan teknik becerilerini kaybetmemeleri isteniyor
(programlama, ver,tabanı tasarımı, donanım ve bilgisayar ağları bilgisi,
SAYI: 2
14 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
vb.). Bu durumda müfredatlarda yapılacak değişikler (1) müfredatın her
iki ayağını da biraz sadeleştirilmesi, ve (2) bir yandan müfredatın kapsamını genişletirken diğer yanda konuların derinliğinden verilecek ödünlerin
(sanayinin ihtiyaçlarını hala karşılayabilmek adına) hangi alanlardan ve ne
kadar verileceğine dikkat edilmesini gerektiriyor.
Böyle bir revizyona girişirken öncelikle varolan tavsiye müfredatları
esas almakta yarar var. Tablo 1’de ACM’in 2010 tarihli tavsiye müfredatı
gösterilmektedir. Bunun dışına ilgili literatürde bazı tekil örneklerin tasarım süreçleri ve sanayi beklentilerini nasıl karşıladığı incelenmiştir (örn
Stevens et al. 2011).
Tablo 1: ACM’in ‘Bilişim Sistemleri’ alanı için önerdiği ders müfredatındaki konu alanları ve örnek seçmeli ders seti (Topi et al. 2010)
Konu alanları:
1. Örgütsel süreçlerin iyileştirilmesi
2. Teknolojik yeniliklerin yarattığı fırsatların değerlendirilmesi
3. Bilişim gereksinimlerinin anlaşılması ve karşılanması.
4. Kurumsal mimarilerin tasarlanması ve yönetimi
5. Çözüm ve kaynak alternatiflerinin tespit edilmesi ve değerlendirimesi
6. Verilerin ve altyapının sağlamlığı ve korunması
7. BT risklerinin anlaşılması, yönetimi, ve kontrolü
Zorunlu dersler:
1. Bilişim sistemlerinin temelleri
2. Veri ve bilgi yönetimi
3. Kurumsal mimari
4. BT altyapısı
5. Bilgi sistemleri proje yönetimi
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
15
6. Sistem analizi ve tasarımı
7. Bilgi sistemleri stratejisi, yönetimi ve tedariği
Örnek seçmeli ders seti:
1. Uygulama geliştirme
2. İş süreçleri yönetimi
3. Kurumsal sistemler
4. İnsan-bilgisayar etkileşimine giriş
5. BT denetimi ve kontrolü
6. Bilgi sistemleri yenilikçiliği ve yeni teknolojiler
7. BT güvenliği ve risk yönetimi
8. Sosyal enformatik
2.2. YBS’de Eleştirellik ihtiyacı
Türkiye’deki işletme okullarının geleneği düşünüldüğünde eleştirel
yaklaşımlar bir lüks gibi görünebilir (Sargut 2009, Gençer ve Oba 2015).
Ancak eleştirel boyutun YBS alanının geleceği için “yaşamsal” olduğunu
düşünüyoruz. Bunun temel sebebi yine YBS alanının kimlik sorunuyla ilgilidir. YBS uzmanı iş organizasyonu içerisinde gerek olduğunda başvurulan ve talebi karşılayan, başka bir deyişle ihtiyaca cevap veren bir rolde
midir yoksa ihtiyaçları tespit eden, proaktif bir rolde midir?
YBS programları çoğunlukla idari bilimler okullarında yeralmakla beraber, özellikle de karakterindeki teknik alanların etkisiyle ihtiyaca cevap
veren, “takipçi” bir pratiğe meyletmektedir. YBS uzmanının işletmedeki
rolü önüne koyulan problemi “verimlilik” odaklı olarak çözmesi temel
beklenti olarak görülmektedir.
Günümüzde her türden pazarın değişkenliğinin arttığı bir dönemde
yenilikçilik en önemli rekabet alanlarından biri haline gelmektedir. Ne var
ki “takipçi” karakter YBS alanını bu konuda önemli ölçüde sınırlamak ile
SAYI: 2
16 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
eşanlamlıdır. YBS bu haliyle ancak bir işletmede varolan süreçlerin ve işleyişin “pekiştirilmesi”ne katkıda bulunabilir.
YBS alanındaki eleştirel akademik yazına özgü olan ve “pekiştirme
yerine özgürleştirme” olarak özetleyebileceğimiz yaklaşımın (örn. Myers
ve Klein 2011) bu konuda önemli bir çıkış sağladığını düşünüyoruz. Yenilikçilik ve adaptasyonun doğası işletme yönetimi ile ilgili en temel alanlarda bir “açıklık” ihtiyacı olarak kendisini göstermektedir (Whittington
ve diğ. 2011). İş organizasyonundaki bireylerin, üstelik te küresel ölçekte,
yenilik süreçlerine katılımı ve işbirliği elbette ki yönetim bilişim sistemleriyle ciddi şekilde etkileşecektir. Bu meyanda YBS pratiğinin iş organizasyonlarına sadece sorunlara tepki vermekle sınırlı kalması son derece
kaçınılması gereken bir durumdur. Bunun yerine bilişim teknolojisinde
gelişen imkanları süreçlerin ve organizasyonel yapının dönüşümü konusunda proaktif ve girişimci bir profesyonel ruhla uygulaması bu mesleğin
karakterinde önemli bir unsur haline gelme potansiyeli taşımaktadır. Doğal olarak bu perspektif eğitim müfredatı için de önem taşıyacaktır.
3. Örnek müfredat değerlendirmesi
Bu bölümde yukarıda çizilen esaslar çerçevesinde kendi kurumumuzda İngilizce olarak verilen YBS müfredatının bir değerlendirmesini sunuyoruz. Bu değerlendirmede tespit edilen ihtiyaçların uygulaması müfredatta sürekliliğin pratik gerekleri çerçevesinde yapılmaktadır. Ancak burada
sadece tespitleri sunmakla yetineceğiz.
Bu değerlendirmenin ilk aşamasında, Tablo 2’de görüldüğü şekilde,
varolan müfredattaki derslerin her birini ACM tarafından tavsiye edilen
yedi zorunlu ders alanına katkısı açısından değerlendirdik. Bu katkı değerleri Tablo 2’de “ACM zorunlu dersler” sütünu altında işaretlenmiştir. Güncel müfredatta varolan her dersin ACM tarafından tavsiye edilen zorunlu
derslere katkısı tam veya kısmı olarak değerlendilmiştir. Sütun altlarında
da her zorunlu derse katkıların toplamı belirtilmiştir.
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
17
Değerlendirmenin bir parçası olarak ayrıca her dersin “genel beceriler” ve “işletme temel alanı”na katkısı değerlendirilmiştir. Bu iki alana
ek olarak ise yukarıdaki tespitlerde güncel bir beceri olarak ortaya çıkan,
ACM tavsiye müfredatından sonraya tarihlenen literatürde de sıkça karşılaştığımız “iş analitiği” alanı da bir sütun olarak değerlendirmeye eklenmiştir.
Bu değerlendirmenin özetin ve buna dayanarak örnek müfredatın güncellenmesine dair öneriler aşağıda sıralanmaktadır. Ancak seçmeli dersler
bu tartışmanın dışında bırakılmıştır. ACM tavsiye müfredatının seçmeli
dersler konusunda yeterli bir çerçeve çizdiği kanaatindeyiz.
1. İşletme temel alanı derslerinin örnek müfredattaki payı (55.5 puandan 15.5 puan) hem ACM tavsiye edilen müfredatının hem de uygulamada görülen kimi müfredatların üzerindedir. Bu payla ilgili durumun
örnek müfredata sahip YBS programının bir “işletme fakültesi”nin altında
konumlanmasından kaynaklandığı kanaatindeyiz. Dolayısıyla aynı isimde
olsa bile farklı fakültelerdeki programların “kurucu alan”ların müfredattaki payı açısından konumlandıkları fakülteye meyletmeleri incelemeye
değer bir durumdur. YBS müfredatlarının değişkenliği de bu duruma davet
çıkartmaktadır.
Böyle bir örnek müfredatla ilgili değişiklik tavsiyesi bilgi teknolojileri temel alanı derslerinin arttırılıp işletme alanının daraltılması yönünde
olacaktır.
2. “Bilişim altyapısı” alanı örnek müfredatta neredeyse hiç yeralmamaktadır (55.5 puandan sadece 1 puan). Oysa önceki bölümde belirttiğimiz gibi günümüzde YBS uzmanları yazılım kadar donanım ve ağ altyapısının tedariğinde de sorumluluk üstlenmektedirler. Bu durumda müfredat
değişikliği müfredata donanım, kurulum, ağ düzeni, yedekleme ve izleme
konularını ele alan bir dersin eklenmesi yönünde olmalıdır.
3. “Bilgi sistemleri proje yönetimi” konusu müfredatta gereğince yeralmamaktadır (55.5 üzerinden 1.5 puan). Bir YBS müfredatında özellikle
SAYI: 2
18 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
bilgi sistemleri alanına özelleşmiş bir proje yönetimi dersinin bulunması
oldukça önemlidir. Bu durumda ele alınan örnek müfredat için tavsiye varolan örneklerdeniii yola çıkarak yazılım sistemleri ve proje yönetimi konularının kesişiminde tasarlanan bir dersin müfredata eklenmesi olacaktır.
4. Genel istatistik becerilerinin örnek müfredatta yeralmasına karşın
“iş analitiği” çoğu YBS müfredatında olduğu gibi örneğimizde de eksik bir
alandır. Bir YBS pratisyeninden sahadaki beklenti yüksek düzey istatistiksel kavramları kullanması olmamakla beraber, istenilen analizleri kurumun veri ambarına uyarlayabilmesi beklenecektir. Bu yüzden bu konudaki
müfredat değişikliği en sağlıklı şekilde ”durum çalışmaları” üzerinden büyük-veri/veri-bilimi konularının kurumsal veritabanlarına uygulanmasının
öğretildiği uygulamalı bir ders ile yapılabilir. Böyle bir dersin tipik “iş
raporlama” araçlarının öğretildiği derslerden çok öteye geçmesi, modelleme ve gelecek tahminleri yapma yöntemlerini (“predictive statistics”)
içermesi sağlanmalıdıriv.
5. İşletme fakülteleri altında yeralan birçok YBS programında olduğu
gibi elimizdeki örnek müfredatta da “Bilişim sistemlerinin temelleri” kapsamındaki derslerin sayısı azdır. Örneğimizdeki program bu kapsamdaki
dersleri mühenlislik fakültesinde bulunan, 3-4 derslik seti kısmen müfredatına koyarak karşılamaktadır. Biröok YBS programında olduğu gibi
setin tamamını müfredata sığdırmaya yetecek kredi ayırmak sözkonusu
değildir.
Bu durum karşısında sözkonusu alanda “nesne tabanlı tasarım” ve
“veri güdümlü uygulama tasarımı” temaları altında iki ders veya birleşik bir ders verilmesi sorunun en iyi çözümü gibi görünmektedir. Böyle
tasarım odaklı bir yaklaşım YBS pratiğinin genel karakterine de uygun
düşecektir. Özellikle bu alanda YBS programlarının mühendislik derslerindense kendi özgün karakterlerine uygun dersler geliştirmeleri müfredat
kalitesi açısından önem arzetmektedir.
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
19
4. Sonuç
YBS uzmanlığına giderek artan talebi karşılamak için eğitim müfredatlarımızın sağlam bir konumlanmaya ihtiyacı vardır. Bu konumlanmanın
temeli öğrencileri hem bilişim hem de işletme uzmanı olarak yetiştirmek
yerine bu iki alan arasında köprü kurma becerisini ve iş organizasyonuna
eleştirel ve dönüştürücü bir perspektifi merkeze almaktır. YBS öğrencileri
varolan araçları kuruma özgün ihtiyaçlara uyarlama ve tamamlama ile ilgili becerilerin yanısıra bu süreçleri yönetmek içinde donatılmalıdır. Ayrıca
giderek büyüyen ve karmaşıklaşan veri ambarlarından katma değer yaratmak için istatistik araçlarını kurumsal veri yapısına uygulayabilecek iş
analitiği becerilerini kazandırmak ta YBS programları için bir gerekliliğe
dönüşmüş görünmektedir.
SAYI: 2
20 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
BUS 202
BUS 212
BUS 274
CMPE 272
HTR 112
MIS 300
MIS 311
BUS 311
BUS 321
BUS 331
BUS 361
MIS 302
MIS 306
MIS 312
BUS 314
BUS 336
MIS 400
MIS 401
MIS 497
BUS 401
BUS 461
MIS 402
MIS 498
BUS 462
Değerlendirme:
*: tam katkı, 1
puan
TOPLAM KATKI:
o:kısmı katkı 0.5
puan
*
*
*
*
*
*
*
Ġġ ANALĠTĠĞĠ
*
*
*
*
*
*
*
*
* *
*
*
o
*
*
*
*
*
*
o
o
*
*
o
o
o
o
*
o
*
*
o
o
*
*
*
o
o
* *
*
*
*
*
*
*
o
*
o o *
o
*
*
*
o
55.5 4. 2. 5. 1. 1.5 8.5 3.5
0 5 0 0
Tablo 2: Örnek müfredat değerlendirmesi
ARALIK 2014
Bilgi Sistemleri Proje
Yönetimi
Sistem Analizi ve
Tasarımı
BT risklerinin
anlaĢılması, Yönetimi, ve
kontrolü
GENEL EĞĠTĠM
ĠġLETME TEMEL ALANI
6AK
6TS K
3redis
6i
7
2
6
6
3
6
7
2
6
6
5
7
2
4
6
6
6
6
2
4
1
6
6
6
5
6
6
6
6
6
6
1
6
5
6
6
6
6
6
6
6
6
BT Altyapısı
Experiencing Business in
171
Introduction
to Economics I
168
Society
I
Ders Adı
ĠĢy
English for Academic Purposes I 90
ükü
Introduction to Computing
175
Calculus I
186
Turkish Language I
58
Experiencing Business in
174
Introduction
164
Society II to Economics II
English for Academic Purposes II 90
Algorithms and Programming
169
Calculus II
186
Turkish Language II
50
Introduction to Accounting
151
Statistical Analysis for Business 150
Web Services Design
150
Administrative Sciences
178
History of Turkish Revolution I 52
GE-Arts And Humanities List
100
Business Information Systems
157
Analysis
164
Further Statistics for Business
150
User Interface Design
156
History of Turkish Revolution II 52
Full List
100
Year II Summer Practicum
26
System Analysis and Design I
177
Principles of Marketing
173
Management
174
Business Finance
137
Communication and Information 158
Database Management
179
Business Data Communications 167
System Analysis and Design II
177
Management Science
153
Organization Design
155
Year III Summer Practicum
26
Enterprise Systems
174
Information Systems Project I
136
Strategic Management
170
Technology
158
Business Informatics Year IV List 150
Business Intelligence
172
Information Systems Project II
155
e-Commerce
150
Business Informatics Year IV List 150
Business Informatics Year IV List 150
Kurumsal Mimari
BUS 179
EC
101Kodu
Ders
BUS/E 179
CMPE 100
MATH 175
TK 103
BUS 180
EC 102
BUS/E 180
CMPE 130
MATH 176
TK 104
BUS 211
BUS 273
CMPE 283
MATH 235
HTR 111
BiliĢim Sistemlerinin
Temelleri
Veri ve Bilgi Yönetimi
ACM Zorunlu Dersler
o
o
12 15. 2.
.0 5 0
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
21
Kaynakça
Badua, F. A., Mendez Mediavilla, F. A., & Kim, S. H. (2010). Topics of Business Technology. Journal of the Academy of Business Education, 11.
Ehie, I. C. (2002). Developing a management information systems (MIS)
curriculum: Perspectives from MIS practitioners. Journal of Education for Business, 77(3), 151-158.
Dhillon, G., & Backhouse, J. (2001). Current directions in IS security research: towards socio-organizational perspectives. Information Systems
Journal, 11(2), 127-153.
Downey, J. P., McMurtrey, M. E., & Zeltmann, S. M. (2008). Mapping the
MIS Curriculum Based on Critical Skills of New Graduates: An Empirical Examination of IT Professionals. Journal of Information Systems Education, 19(3), 351-364.
Holmqvist, B. (Ed.). (1996). Signs of work: semiosis and information processing in organisations. Walter de Gruyter.
Gallagher, V. C., Gallagher, K. P., & Kaiser, K. M. (2013). Mid-Level Information Technology Professionals: Skills and Traits Relevant to Fit,
Individual and Organizational Success Factors. International Journal
of Social and Organizational Dynamics in IT (IJSODIT), 3(2), 22-40.
Myers, M. D., & Klein, H. K. (2011). A Set of Principles for Conducting
Critical Research in
Information Systems. Mis Quarterly, 35(1), 17-36.
Gefen, D., Ragowsky, A., McLean, E. R., Markus, M. L., Rivard, S., & Rossi, M. (2012). ICIS 2011
Panel Report: Are We on the Wrong Track and Do MIS Curricula Need to
Be Reengineered?.
SAYI: 2
22 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Communications of the Association for Information Systems, 30(1), 11.
Gençer, M., Oba, B., Ghost in the System: Critical Management Studies in
Turkey, 2015 basım aşamasında.
Sargut, A. S. (2009). Türkiye’de işletme yönetimi eğitiminin kurumsal çerçevesi: Çeşitlilikten eşbiçimliliğe. Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(1), 51-63.
Stevens, D., Totaro, M., & Zhu, Z. (2011). Assessing IT critical skills and
revising the MIS curriculum. Journal of Computer Information Systems, 51(3), 85-95.
Straub, D. (2012). Editor’s comments: does MIS have native theories?.
MIS Quarterly, 36(2), III-XII.
Topi, H., Valacich, J. S., Wright, R. T., Kaiser, K., Nunamaker Jr, J. F., Sipior, J. C., & de Vreede, G. J. (2010). IS 2010: Curriculum guidelines
for undergraduate degree programs in information systems. Communications of the Association for Information Systems, 26(1), 18.
Wade, M., & Hulland, J. (2004). Review: the resource-based view and information systems research: review, extension, and suggestions for
future research. MIS quarterly, 28(1), 107-142.
Whittington, R.; Cailluet, L. & Yakis-Douglas, B. Opening Strategy: Evolution of a Precarious
Profession British Journal of Management, Blackwell Publishing Ltd,
2011, 22, 531-54
ARALIK 2014
YÖNETİM BİLİŞİM
LEGES
SİSTEMLERİ
INFORMA
MÜFREDATININ
YÖNETİM BİLİŞİM
KARAKTERİ
SİSTEMLERİ
VE GELECEĞİ
DERGİSİ •
i
23
http://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2014/OSYS/Tercih/2014-OSYSKONTKILAVUZU14072014.pdf 19 Ocak 2014 tarihinde erişildi.
ii http://www.acm.org/education/curricula-recommendations 19 Ocak 2014 tarihinde
erişildi.
iii Örnekler (1) http://gunston.gmu.edu/healthscience/ProjectManagementInIT/about.
asp?E=0
(2) http://my.ischool.syr.edu/Uploads/CourseSyllabus/IST400-700%20SP2012%20SYLLABUS-112
2.61146-97631d4d-01be-40df-a5e8-ccf82fc4c5dd.pdf
iv Örnekler
(1) http://www.imm.bwl.uni-muenchen.de/dateien/3_lehre/intro_bus_ana/bus_ana_syllabus.pdf
(2) http://fisher.osu.edu/supplements/10/14089/Business%20Analytics%20Syllabus%20
%28Fall
%202013%29.pdf
SAYI: 2
24 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM
SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI
ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE
BİR UYGULAMA
Doç. Dr. Hasan TAĞRAF
Doç. Dr. Oğuz KAYNAR
Ş. Mustafa KAYA
ÖZET
Günümüzün rekabetçi iş dünyasında, değişimi öğrenmek, planlamak
ve uygulamak bir işletmenin uzun dönemde yaşamını sürdürmesi ve başarısı için en önemli öncelik olarak görülmektedir. Bugünün iş dünyasının
karşılaştığı rekabet türü ve boyutları son derece karmaşık olup, hızlı bir
şekilde değişmektedir. Bununla birlikte, değişim süreci, makro ve mikro
çerçevede önemli etkiler oluşturmakta, işletmelerin yapılarını ve ilişki biçimlerini yeniden tanımlamaktadır. Bu bağlamda, bilişim teknolojilerinin
işletmelerin bütün faaliyetlerinde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamasıyla birlikte işletmeler, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanabilmek için
yeniden yapılanmak durumunda kalmışlardır.
Bu çalışmada inşaat işletmelerinin bilişim teknolojilerinden nasıl yararlanabileceği incelenmiş ve bilişim sistemlerine geçiş sürecini olumsuz
etkileyen faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bilişim Teknolojileri, Yönetim Bilişim Sistemleri, Yapı İşletmeleri
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 25
ABSTRACT
In today’s competitive business world, learning, planning and implementing the change is seen as the most crucial precedence for a company
to survive and succeed in the long term. In today’s business world, the type
and the extent of competition is so complex and rapidly changing. Nevertheless, the changing process redefines the business structure and relation
forms in the macro and micro frame. The mentioned change confronts
managers to the very important developments and problems.
In this study how construction firms can take advantage of information
technologies examined and factors that negatively affect the transition proces to infromation systems have been attempted to be determined
Key words: Information Technologies, Management Information
Systems, Building Enterprises
1. Bilişimin Teknolojilerinin Kavramı ve Kapsamı
Bilişim teknolojileri (BT) kavramı, bilgi odaklı ve geniş bir kapsama
sahip olduğundan tanımlanmasında güçlük çekilmekle birlikte bilgisayar
ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere verilen genel bir addır.
Bu bağlamda genel bir tanımla bilişim teknolojileri, “Bir bilginin toplanmasını, işlenmesini, saklanmasını ve gerektiğinde her hangi bir yere iletilmesini yada her hangi bir yerden bu bilgilere erişilmesini otomatik olarak
sağlayan teknolojiler bütünüdür” (Kalay, Şimşek ve Oğrak,2006,18).
Bilişim teknolojileri kapsamının belirlenmesi ile ilgili olarak çok çeşitli tanımlar yapılmakta ve bu kapsam her geçen gün genişlemektedir.
Bilişim teknolojileri kapsamını; bilgisayarlar, mikro-elektronik, tümleşik devreler, iletişim teknolojileri multimedya ve biyo-tenkolojiler oluşturmaktadır. Bilgi ve iletişim politikalarının tartışıldığı OECD raporunda
(1992), bilişim teknolojisi sektörünün aşağıdaki alanları kapsadığı kabul
edilmiştir. (Akgemci ve Çelik,2010,11)
SAYI: 2
26 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
• Elektronik ve telekomünikasyon endüstrileri, donanım ve bilgisayar içindeki yazılımlar, bilgisayar temelli veri işleme ve iletişim
sistemleri.
• Yazılım endüstrisi; sistem yazılımları ve uygulama yazılımları, yazılım geliştirme araçları, veri tabanları, çeşitli kullanıcı programlar.
• Bilgi hizmet endüstrisi; ticari veri işleme hizmetleri, meslek bilgi
hizmetleri, sistem analizi ve bilgi servisleri.
Castells, Enformasyon Teknolojileri alanına; mikro-elektronik, bilgisayarlar (donanım ve yazılım) telekomünikasyon/yayıncılık ve opto-elektronik gibi birbirine yaklaşan teknolojiler dizisi ile genetik mühendisliği
ve onun gelişimi ve uygulamalarını da dahil etmektedir. Castells’e göre,
bilişim teknolojileri; enformasyonun üretildiği, biriktirildiği, bulunduğu,
işlendiği, aktarıldığı, ortak sayısal dil sayesinde teknolojik alanlar arasında
bir ortak düzlem yaratarak genişlemektedir. Kaya’ya göre, bilişim
teknolojileri; sesli, resimli metin ve sayısal veriler elde edilmesi, işlenmesi,
saklanması ve dağıtılmasını yürüten, mikro elektroniğe dayalı hesaplama
ve iletişim araçlarını içerir. (Akgemci ve Çelik,2010,12)
1.2.Bilişimin Teknolojilerinin Özellikleri
Bilişim teknolojilerinin özellikleri ileri sürülen kurallarla anlatılmaya
çalışılmıştır. Bilgi teknolojilerinin (bilgi ve iletişim teknolojileri) en çarpıcı özelliği, teknolojik yeteneklerin sürekli artması, maliyetlerin sürekli
düşmesidir. Bu ilişkiyi ifade eden üç kural ileri sürülmüştür. Bunlar: (Harmancı:2002,1)
• Moore Kuralı: Bir mikroçipin fiyatı artmadan, hızı her 18 ayda bir
ikiye katlanmaktadır (Harmancı: 2002,1).
• Gilder Kuralı: Birim fiyat değişmeden, iletişim sistemlerinin toplam bant genişliği her 12 ayda bir üçe katlanmaktadır(Er: İstanbul
2007,22).
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 27
• Metcalfe Kuralı: Bir iletişim ağının değeri, ağdaki düğüm (node)
sayısının karesi ile orantılıdır; dolayısıyla bir ağa bağlı olmanın
değeri üssel olarak artarken kullanıcı başına fiyatı sabit kalmakta,
hatta azalmaktadır (Harmancı,2002,1).
1.3. Bilişim Teknolojilerinin Önemi
Teknoloji kullanımının yol açtığı önemli sonuçlar işletmelerde ve
toplumsal yapıda kendini göstermektir. Yeni toplumun oluşumuna yol
açan en önemli teknolojik gelişmelerde şu şekilde sıralanmıştır; bilgisayar, mikro-elektronik, robot ve kontrol, iletişim teknolojisi, bio-teknoloji,
malzeme teknolojisi ve enerji teknolojisidir. Aşağıda yer alan şekil1 de
bu sistemlerin sağladığı yenilik ve değişimler, sırasına göre verilmiştir.
(Akolaş,2004, 54).
Şekil 1. Bilgi toplumuna geçişi sağlayan gelişmeler
Teknolojik
Gelişme
Yenilik ve Değişmeler
Bilgisayarlar
* Bilginin sınırsız, ucuz ve güvenli kullanımı
* Ofis çalışmalarında ve eğitiminde kalitenin yükselmesi
* Üretimde, tıpta ve ekonomik uygulamalarda yoğun bilgisayar kullanımı
Mikro-Elektronik * Tümleşik devrelerin yapılması ile sistemlerin minyatüre edilmesi
* Tıpta tanı ve yapay organların denetlenmesi
* Bilgisayar ve iletişim sistemlerinde büyük ilerlemeler
Robot ve Kontrol * Ucuz, kaliteli ve hatasız iş gücü
Sistemleri
* Esnek üretim sistemleri
* Tehlikeli ve riskli görevleri yerine getirebilme
* Uzun ve kesintisiz çalışma süreleri
İletişim
Teknolojisi
* Uydu haberleşmesinde küçük sistemlerin kullanımı
* Kablosuz iletişimin yaygınlaşması
SAYI: 2
28 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Malzeme
Teknolojisi
* Düşük maliyetli iletişim hizmetleri
* İnternet-intranet-extranet: bütünleşik haberleşme sistemleri
* Yeni kompozit malzemelerin bulunuşu
Enerji
Teknolojisi
* Demir, çelik gibi temel malzemelere alternatifler
* Yeniden kullanılabilir malzemelere geçiş
* Nükleer enerjiye alternatif, füzyon ve ağır plütonyumun kullanımı
* Güneş ve jeotermal enerjisinden yararlanmada yeni yöntemler
* Hidrojen ve helyumdan yararlanılarak plazma yakıtların kullanılması
* Kablosuz enerji iletim sistemleri
Kaynak: Akolaş, A.2004
2.İnşaat Bilişimi Kavramı ve Tanımı
Günümüzde bazı inşaat şirketleri önemli projelerde, projeyi yönetmek
için internet üzerinden kendi ağlarını kurup, tüm bilgi akışını takip edebiliyor, yönetim merkeziyle, uygulama noktaları, görevli birimlerle, mimar,
mühendis ve taşeronlar arasındaki haberleşmeyi sağlayabiliyor. Malzeme
takibinde kullanılan bir radyo vericisi veya barkot sistemiyle, proje için
gerekli malzemenin tedariki ve mevcut stokların kontrolü yapılabiliyor.
Projenin başlangıcında, sırasında veya ilerleyen sürecinde; özel tarama
cihazları ve yazılımları yardımıyla, projenin nesnel taramaları yapılıp, gerekli ölçümler işe iş takibi yapılabiliyor. Bu bilgi teknolojilerinin kullanımı ile bilgi hızlı ve etkin bir şekilde kullanılmış olup, dokümantasyon,
seyahat, haberleşme gibi masraf kalemleri en aza indirilmiş oluyor. Her
sektör de olduğu gibi inşaat sektörü de bilgisayar ve bilgi teknolojilerinden nasibini almaktadır. Bu teknolojilerin bazıları yıllardır kullanılmakta,
bazıları gün ve gün geliştirilmekte, bazıları ise çok yakında kullanılacak
ve beraberinde sektöre birçok fayda sağlayacaktır. Bilginin etkili kullanımıyla; verimliliği, etkinliğin ve iletişimin arttığı; çeşitli aksaklıkların
önlenmesiyle masraf kalemlerinin azaldı, işlerin kolaylaşmasıyla bilgiye
daha fazla yoğunlaşıldığı ve bunun sonucunda da bilginin daha iyi yorumlandığı görülüyor (Kuruoğlu,2009,2).
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 29
İnşaat bilişimi ile ilgili benzer birçok tanıma rastlanmıştır. Farklı ifadeler
olsa da temel olarak aynı kapsamı içermektedir. 1990’lı yıllarda ivme
kazanan inşaat bilişimi kısaca tanımlanacak olursa “inşaat sektöründe yer
alan kuruluşların tüm kademelerinde ve inşaat sürecinin tüm aşamalarında
kullanılan veri/bilgi işleme, saklama ve iletişim sistemlerinin kurulumu,
işletilmesi ve yönetimi ile ilgilenen araştırma alanı” olduğu söylenebilir.
(Baloğlu, 2010,2)
2.1.İnşaat Bilişiminin Kapsamı
Dünyada son yirmi yıldır yapılan çalışmalar ışığında ortaya konulan
bulgular, İnşaat bilişimi kapsamının aşağıda yer alan konuları içerdiğine
işaret etmektedir (Işıkdağ ve Kuruoğlu, 2008,20).
İnşaat sektörü için bilgi saklama, bilgiye erişim ve bilgi
paylaşımında etkinlik sağlayacak yöntem ve teknolojilerin
araştırılması.
İnşaat sektöründe iletişim, işbirliği ve eşgüdümün teknoloji
aracılığıyla etkinleştirilmesi
İnşaat sürecinin yeni teknolojilerin getirdiği imkânlar ışığında
yeniden yapılandırılması.
İnşaat sürecine ait bilgilerin sınıflandırılması (Çullu,2013,1).
İnşaat sürecinin tüm farklı aşamalarına ve süreçte yer alan tüm
meslek gruplarının farklı ihtiyaçlarına yönelik, yazılım ve bilgi
sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi ve yönetimi.
İnşaat sektöründe yer alan farklı kuruluşlar için -entegre bilgi sistemleri- tasarımı, geliştirilmesi ve yönetimi
İnşaat sektöründe mevcut yazılımların bilinçli kullanımına
yönelik teorik ve uygulama eğitimi (Öcal ve Aydınlı: 2013,: 8).
Mevcut bilgi sistemlerinin entegrasyonu, kurumsal bilgi sistemi
mimarilerinin oluşturulması.
SAYI: 2
30 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Bilişim teknolojilerinin rekabet avantajı sağlama doğrultusunda
yönetimi.
Şantiye otomasyonu (RFID,GPS vb. otomasyon teknolojilerinin
kullanımı)
3. Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi ve Bilgisayar Destekli Planlama
3.1.Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi ve Süreci
İnşaat sektörü, proje yönetimi uygulamalarının en sık kullanıldığı
sektörlerden biridir. Sektör yapısı itibari ile proje türündeki işlerden
oluşmaktadır. Dolayısıyla sektörde faaliyet gösteren işletmelerde taahhüt
bazında proje odaklı olarak çalışmaktadırlar. (Ekici,2006,41)
3.2. Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi
İnşaat projeleri kendilerine has bazı özellikleriyle diğer projelerden
ayrılmaktadırlar. İnşaat projeleri karmaşık ve zaman alan girişimlerdir,
farklı uzmanlıklar gerektiren çok sayıda evreden oluşurlar. Planlamadan
projenin tamamlanmasına kadar, arka arkaya sıralanana bu evrelerde farklı
organların girdileri kullanılır. Bunlar finansal kurumlar, kamu kuruluşları,
mühendisler, avukatlar, sigorta şirketleri, yükleniciler ve inşaat tedarikçileri ile örneklenebilir (Moldabekov,2012,20).İnşaat işletmelerinde proje
yönetiminin özellikleri şunlardır (Kuruoğlu,2002,34).
Her aşamada ekip çalışması vardır.
Organizasyon proje hedefleri doğrultusunda çalışmaktadır.
Güç, organizasyon bölümlerinin kesişme noktalarında odaklanmaktadır.
Yeni fikirler, teknikler ve yaklaşımlar üretilirken tasarım aşamasında yaratıcılık çok ağır basmaktadır.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 31
Çözüm için kaynaklar, proje çalışanları arasında paylaştırılmaktadır.
Karar verilen tasarım alternatifi doğrultusunda kaynaklar sağlanmakta, veri analizleri ve stratejiler belirlenerek uygulanmakta ve
sonuçlar üzerinden verim analizleri yapılmaktadır.
Sistemin ihtiyacı, deneyimli ve bilgili ekip elemanları ile ileri teknoloji ekipmanları olduğundan sistem pahalı, hatta lüks niteliğindedir.
Sorun çözümü yaratıcı düşünce ve optimum sonuçlara ulaşmayı
gerektirmektedir.
Organizasyon kademelerinde, üst yönetim, astların düşünce ve
çözüm önerilerine açıktır.
Kurallar uyulması gereken zorunluluklar değil, çözüme ulaşılması için anlaşma sağlayan düzenlemelerdir. (Demir,2007,3)
Proje hedeflerine ulaşmak için önce proje ve proje evreleri tanımlanmalıdır.
Proje çözümleri ile ilgili alternatifler, projenin her evresinde güncellenmekte ve karşılaştırmalı analizler yapılmaktadır.
Proje çözüm seçenekleri kullanılmasının amacı, optimum çözümü
bulmaktır.
Çalışanların sabit görevleri yoktur. Görevler proje özelliklerine,
çözüm yollarına ve hedeflere göre tanımlanmaktadır. (Dinç,2005,6)
3.3. İnşaat Üretiminin ve Ürününün Özellikleri
İnşaat, arsa üzerinde maddi ve beşeri kaynakların kullanılması ile
üretilen fiziki yapılar olarak tanımlanabilir. İnşaat sanayinde üretim yeri
değişken, ürün sabittir. Bunun sonucu olarak inşaat üretiminin özellikleri
şu şekilde sıralanabilir (Ekici,2006,42).
SAYI: 2
32 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Her projede farklı yer ve koşullar söz konusu olduğu için üretim
teknolojisinin seçiminde optimizasyon gereklidir ve otomasyon
olanağı çok sınırlıdır.
Üretim ve maliyet tahmininde daima risk unsuru vardır.
Genellikle açıkta üretim yapılır, üretim faktörleri dış etkilere maruzdurlar.
Üretim yerinin işletme merkezinin yanında olmaması, yönetimin
etkinliğini azaltır, risk ve maliyeti artırır.
İnşaat işletmeleri ellerinde ki proje dışında uzun vadeli faaliyet
programları yapamazlar.
İnşaat sürecinde daima belirsizlikler vardır (Turgay, Mayuk ve
Coşkun,2011,13).
İhale teklifindeki tahmini maliyet, çeşitli açılardan ve değişik
koşullarda edinilen tecrübeye dayanılarak belirlenir.
İnşaat sektöründe açık rekabetten söz edilemez, çünkü ihaleler
genellikle kapalı zarf usulü gerçekleştirilir. Dolayısıyla rakiplerin
teklifleri önceden bilinememektedir.
Bu sektörde alıcı, imalat sektöründe olduğu gibi fiyat ve kaliteyi
birlikte görerek seçim yapmaz, kalite her işveren tarafından kendi
teknik şart namesinde belirlenir, fiyat ise teklifler açılana kadar
bilinmez.
İnşaat işçilerinin büyük çoğunluğu geçici olarak çalışır.
İnşaat üretiminde emek yoğun teknoloji kullanılır.
İnşaat üretimi sonucu elde edilen çıktılar genellikle konut, iş merkezi,
fabrika, köprü, baraj, tünel, yol gibi yapılardır. Genellikle inşaat ürünü
olarak adlandırılabilecek olan bu yapıların ortak özellikleri şunlardır (Coşkun ve Çömlek,2011,14).
Yapı üretiminde standart olmayan, sürekli yenilenemeyen bir üretim süreci söz konusudur. Üretim faaliyeti tekil ve tekrarlanamayan bir süreçtir.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 33
Fiziksel olarak arsaya bağlıdır.
İnşa edildikleri yerden başka bir yere götürülmeleri mümkün
değildir, taşınmaz niteliktedirler (Sektör istisnası sayılabilecek
prefabrik yapıların üretimine de olanak sağlamaktadır.)
Kendine özgü nitelikleri ürünün mevcut haline göre belirlenebilir.
Üretilmesi diğer sektörlerdeki ürünlerden çok daha uzun zaman
almaktadır.
Yüksek maliyetli ürünlerdir. Tamamlanması büyük maddi kaynaklar gerektirebilir.
Uzun ömürlüdür. Bu nedenle yenilikler hızla uygulanamamaktadır.
3.4. İnşaat Proje Yönetim Süreci
İşletmenin üstlendiği bir projeyi etkin bir şekilde planlaması ve
kontrol etmesi için proje yönetim süreci iyi tanımlanmalıdır. Veriler süreci
etkin şekilde değerlendirmek ve analiz etmek için toplanmalı, standardize
edilmeli ve bir veri tabanında depolanmalıdır (Ekici,2006,52). Düzenli
olarak toplanan ve analiz edilen veriler ışığında problemler tam olarak
anlaşılır hale getirilmeli ve projenin başarısını şansa bırakmamak için bu
sorunlarla sürekli bir çalışma ile mücadele edilmelidir. Böylece işletme
yönetimi gerçeklere dayalı karar verme konusunda bilinçlenir. Ayrıca proje
yönetim süreçleri, yenilikçi fikirlerinde dikkate alınması ile sürekli olarak
geliştirilmelidir. Proje yönetimi eğitimi, proje ekip üyelerinin rollerine
göre planlanmalı ve tüm işletmeye yayılmalıdır (Moldabekov,2012,30).
3.5. İnşaat Proje Sözleşmeleri ve Tasarım
Yapılacak inşaat işini tanımlayan ve bu işin yapılması sırasında yüklenici ile işveren (müşteri) arasındaki ilişkileri düzenleyen, tarafların çekincesiz kabul ettiği, yürürlükteki yasalara uygun olan her iki tarafı bağlayan
anlaşma metnidir (Polat,2012,8).
SAYI: 2
34 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Tasarım, tüm projenin, mimari ve mühendislik tasarımını içerir.
Tasarım evresi, son çalışma çizimleri ve toplam inşaat programı için spesifikasyonların hazırlanması ile sona bulur. Tasarım, tedarik ve inşaat evreleri çoğunlukla iç içe geçer. Tasarım süreci avan proje, uygulama projeleri
ve detay projelerinin hazırlanması ile ortaya çıkar. Bütün tasarım evresinde ekip üyeleri kendi aralarında, inceleme ve danışma açısından her
konuda sürekli olarak görüş alış verişi içerisinde bulunmalıdırlar. Tasarım
işinde, avan proje çizimlerinden detay çizimlere kadar geçen süreçte ekip
üyeleri her evredeki sorunların bilincinde olarak genel ve temel kararlardan ayrıntıya inerler (Kuruoğlu,2002,1).
Sınırların belirlenmesi için yapılması gereken ön tasarım çalışmalar
şunlardır:(Ekici: 2006,54)
Çeşitli aşamalar ile ilgili büyüklüklerinin ve detay derecelerinin
belirlenmesi
Tasarım aşamasında meydana gelecek muhtemel değişiklikler
açısından bir tasarım süresi analizi yapılması.
Alternatif tasarımların tartışılması, değerlendirilmesi ve seçimi.
Yapısal kısımların aynen tekrarını sağlayan sistematik projelerin
geliştirilmesi.
Tasarım esnasında alınacak kararlar için, alternatifler arasında öncelik sıralarının ve tasarımcının bağımsız karar alma sınırlarının
belirlenmesi.
Bundan sonra elde edilen tasarım ve detay iş programları, tasarım
evresinin çıktılarının planlanan süre içerisinde teslimini güvence
altına alırlar.
3.6. Planlama
Planlama, iş kalemlerini sıralama (fiziksel zorunlu sıra öncelikli tercih
sırası ) ve maliyet, süre, kaynak vb. proje kısıtları açısından en iyi olma işidir. İnşaat projelerinin planlanmasında farklı teknikler kullanılabilir. BunARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 35
lar, planlanması ve izlenmesi gereken her işte uygulanabilen, basit fakat o
ölçüde etkin, grafik temelli yöntemlerdir. Ortak bir amaca yönelik, birbiri
ile bağlantılı bir dizi iş kaleminden oluşan bir projenin planlanması ve
kontrolü amacıyla en yaygın olarak kullanılan teknikler. Çubuk diyagramlar ve şebeke diyagramlardır. (Moldabekov,2012,28)
3.7. Tedarik, İnşaat Yapımı ve Kontrol
Tedarik, proje araç ve malzemelerinin siparişi, sevkiyat ve teslimatını
içerir. İnşaat yapımı ise, projenin fiziksel olarak uygulanışı ile malzeme ve
ekipmanların yerleştirilmesidir. Bu süreç, iş gücünün, inşaat malzemelerinin, kaynakların kullanımını ve işin yapımı için önemli olan denetimin
sağlanmasını içerir. Bu dönemde koordinasyon ve kontrol fonksiyonları
ön plana çıkar. Ara iş programlarına dayalı detay iş programları hazırlanır
ve yapım buna göre yürütülür. Periyodik olarak, program ile gerçekleşen
ilerleme karşılaştırılır ve sapmalar tespit edilir. Bu sapmaların nedenleri
belirlenerek alınacak önlemler ile telafi edilmesi sağlanır. Üst yönetime
iletilmesi gereken raporlar bu süreçte elde edilen sonuçlardır(Özdemir ve
Doğan,2010,21).
İnşaat yapım süreci, kontrol fonksiyonunun en yoğun uygulandığı
bölümdür. Yapılan kontrolün sonucu olarak projenin performansı
raporlanır. Performans raporlama, proje paydaşlarını, hedeflere ulaşmak
için kaynakların nasıl kullanıldığı konusunda bilgilendirmek amacı ile
performans bilgilerinin toplanması ve dağıtılmasıdır. Bu süreç şu konuları
içerir: (Ekici,2006,60)
-Durum raporlama: Projenin bulunduğu yerin tanımlanması
-İlerleme raporlama: Proje ekibinin neleri yerine getirdiğinin tanımlanması
-Tahmin: Projenin gelecek durum ve ilerlemesinin tahmin edilmesidir.
Teknik kontrolün ölçülmesi ise oldukça zordur ve “ön görülen teknik
amaçlara gerçekte ne dereceye kadar ulaşıldığının sürekli bir biçimde tahSAYI: 2
36 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
min edilmeye çalışılması” şeklinde tanımlanmaktadır (Ekici,2006,63). Bu
süreç bugüne kadar ulaşılan, bugün ki tahmin ve şartname gerekleri arasında her hangi bir farklılık olup olmadığının incelenmesini, var ise nedenlerinin ve sonuçlarının değerlendirilmesini içerir. Ayrıca teknik kontrolde
bir diğer amaç ise yönetimin farkında olması gereken teknik sorunların
olabildiğince erken belirlenmesi ve önerilen alternatif eylemlerin proje
üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesidir. (http://www.avinal.com)
3.8. Proje Teslimi
Proje veya bir evresi, hedeflerine ulaştıktan veya başka bir sebeple
iptal edildikten sonra, sonlandırma gerektirir. İdari kapanış, projenin ürününün müşteri tarafından şekilsel olarak kabul edilmesi için proje sonuçlarının onaylanmasından ve belgelenmesinden oluşmaktadır. İdari kapanış,
proje kayıtlarının toplanmasını, son düzenlemeleri yansıtmasının sağlanmasını, projenin başarı ve etkinliğinin analizini ve gelecekte kullanılması
için bu bilgilerin saklanmasını içerir (Ekici, 2006,51). Ayrıca proje teslim
evresinde, eksik işlerin tamamlanması, son hak edişle ilgili belgelerin hazırlanması ve sunulması, imalat resimlerinin toplanması, alt yüklenicilerin ve ana yüklenicilerin şantiyeyi terk etmesi gereklidir. Bu işlemlerden
sonra yetkili makamların kontrol ve onayları ile yapı kullanım izni (iskân)
alınması vb. prosedürler gerçekleştirilerek mal sahibinin tesise yerleşmesi
ve işletmeye başlamasının önü açılır.(Şekerci,2010,97)
4. Yapı İşletmelerinde Bilgisayar Destekli Yönetim ve Planlama
İnşaat sektörü karmaşık yapısı ve projelerin tek ve tekrarlanmaz
niteliği ile kendine özgü bir sektördür. Bu sektörü karmaşık kılan, her proje için yeni baştan örgütlenen pek çok tarafı (mal sahibi, proje müellifleri,
yükleniciler, alt yükleniciler, malzeme üreticileri, çevre örgütleri, kamu
kuruluşları vb.) ve pek çok aşamayı (ön fizibilite, tasarım, ihale, imalat,
işletme, bakım vb.) bünyesinde barındırması ve tüm bu taraflar ve aşamalar arasında oluşan bir seri belli belirsiz ilişkileridir. Bu karmaşık yapıyı
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 37
analitik olarak çözümlemek, örgütlemek ve bir amaç doğrultusunda hedef
verme işi de bir o kadar zor olacaktır. Ancak bu işin zorluğu yanında projenin başarısındaki payı kesinlikle göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu noktada bu zorluğun üstesinden gelmek için, işletme ve mühendisliğin ortak
çalışması sonucu İnşaat Yönetimi (Construction Management) disiplini
ortaya çıkmış ve karmaşık yapıyı modellemiştir. Halen bu konuda modelleme çalışmaları ihtiyaçlar doğrultusunda devam etmekteyse de, genel
yapısı ortaya konulmuştur. En genel halini şekil 2 de ki gibi ifade etmek
mümkündür: (http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/)
Şekil 2: zaman-para-kaynak ilişkisi
Kaynak: http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/
4.1. Bilgisayar Destekli Proje Planının Oluşturulması
Proje planı, temelde şekil 21 de belirtilen adımların izlenmesi ile oluşturulmaktadır. Bu adımlar gerçekleştirildiği zaman iş programı hazırlama
araçları (bar diyagramları, devre diyagramları, CPM (Critical Path Method), PERT (Program Evaluation and Review Tenique) ile birlikte kullanılarak bilgiler hazırlanır (Moldabekov,2012,41). Planlama çabasının
programlamaya geçişi bu şekilde sağlanmış olur. İşleme başlamadan önce
şu sorulara cevap bulmak işlemleri hızlandırmak bakımından yararlı olacaktır(http://murat.kuruoglu.com.tr.).
-Projenin tamamı için ne kadar süre gerekli?
SAYI: 2
38 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
-Ne kadar detaylı çalışma yapılacak?
-Kimlerle iletişim kurulacak?
-Ne tür raporlar hazırlanmalıdır?
-İletişimde ne tür grafikler yardımcı olabilir?
Proje planının yazılım uygulamasına dönüşmeden önce izlenmesi gereken adımlar şekil 3 de şu şekilde gösterilmektedir:
Şekil 3: Proje planlama aşamaları
Kaynak: MOLDABEKOV,2012,25
Şekil 3 de ismi belirlenmiş olan projenin aktivite detay listesinin
yapılması, listedeki iş kalemlerinin metrajının (ölçü birimleriyle ölçülmesi)
yapılması, metrajı yapılan iş kalemlerinde kullanılacak malzemelerin
hazırlanması işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bu süreç proje planının
hazırlanmasında ki en uzun süreçlerden biridir. Bundan sonraki adım da
ise organizasyon sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu işlem ise
kısaca işin başlangıcından proje teslimine kadar geçen iş süreçlerinde,
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 39
kaç iş kalemi olduğunun belirlenmesi ve sonuç olarak projenin bütünü
için maliyetin nasıl belirleneceği sorusuna cevap aramaktır. Planlama
için ihtiyaç duyulan veri, maliyetin belirlenmesi ve maliyet-kaynak
planlaması yapabilmek için kullanılacak yöntemin ne olacağına karar
verilmesidir. Tüm bu süreç netleştirildikten sonra iş programı hazırlamak
için gerekli veriler elde edilmiş olmaktadır. Böylece hangi tür iş programı
hazırlanacağına karar verilebilir:
(http://murat.kuruoglu.com.tr)
Master Program (Genel İş Programı): Projenin tasarım, fizibilite
aşamasından başlayıp işletmeye açılacağı zamana kadar geçen sürenin tümünün ele alındığı, tasarım ve yapımla ilgili ara kalemlerin belirlendiği
programdır. Bu programla mal sahibi proje ile ilgili tüm ilerleme kademelerini görebilir. (proje yöneticisinin seçimi, prosedürlerin oluşturulması,
ihale tarihi, inşaat aşamaları) vb. (Eker,2008,8)
Eksiltme Program: Bu programda tasarım ve yapım açısından ayrı
ayrı ele alınarak, proje süresince bulunan çeşitli iş kalemleri ile ilgili sözleşme (ihale) tarihleri belirlenir (taşeron ihaleleri, satın alma ihaleleri, işçi,
mühendis alımı vb.)
Uygulama Programı: Tasarım ve imalatın tüm aktivitelerinin dökümünün yapıldığı, uygulama ve denetime esas programdır. İş programının
türüne karar verildikten sonra bu süreçte elde edilen bilgilerin tamamının
veri tabanlarına nasıl entegre edileceğini belirlemek üzere oluşturulan
veri tabanı tabloları akış diyagramlarıyla planlama tabloları bölümünde
gösterilmektedir. (Kuruoğlu,2010,9 )
4.2. Planlama Tabloları:
Proje planı hazırlandıktan sonra iş programının hazırlanması ve süreç
içerisinde güncellenmesi şekil 4 de belirtilen akış diyagramına uygun şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu sürecin başlangıcı olan proje planı ise kapsamlı bir veri depolama çalışmasıdır. Bu veriler inşaat sektöründe faaliyet
gösteren işletmelerin farklı birimlerinde zaten yıllardır oluşturulmakta ve
SAYI: 2
40 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
oluşturulmaya da devam edilmektedir. Bu noktada oluşturulan bu verilerin
bir araya getirilmesi için bir koordinasyon birimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu birim hem verileri bir araya getirecek, hem proje planını hazırlayacak,
hem iş programlarını geliştirecek ve hem de iş programlarının uygulanması aşamasında periyodik değerlendirilmesi ile güncelleştirilmesini sağlayacaktır (Kuruoğlu,2010,9-10).
Şekil 4: Planlama işleyiş şeması
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 41
Şekil 5: Planlama işleyiş şeması devamı
Kaynak: http://murat.kuruoglu.com.tr
SAYI: 2
42 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Şekil 5 deki akış diyagramı proje planı oluşturması, projenin iş
programlarının hazırlanması, projenin imalat aşamasında izlenmesi ve
güncellenmesi sürecini kapsamaktadır. Bu süreçlerin her birinden şu
şekilde bahsedilmektedir: (http://murat.kuruoglu.com.tr.)
1. Metraj bilgilerinin oluşturulması süreci, projenin adının konulmasından sonra iş kalemlerinin dökümünün yapıldığı aşamadır.
2. Ekip verilerinin oluşturulması, süre tahminleri için verim değerlerinin hesaplanması ve adam saat değerlerinin oluşturulmaya çalışılmasıdır.
3. Aktiviteleri kodlayarak, aktivite tablolarını oluşturacak aktivite verilerinin toplanması.
4. Aktivitelerin tanımlanması süreci, metraj özetleri ile kodlama tablosundaki aktivitelere karşı gelen kodların bir arada gösterildiği bir
tablonun oluşturulmasıdır.
5. Aktiviteler arasındaki mantık ilişkisini gösteren ve planlamacının
tüm teknik bilgi birikimi ile tecrübelerini ortaya koyarak oluşturduğu ağ diyagramının sayısal ifadesi olarak ilişki tablosu düzenlenir.
6. Kaynakların tanımlandığı tablo Kaynak Tanımlama Tablosu olarak isimlendirilir.
7. Tanımlanan kaynakların hangi aktivitelerde kullanıldığını gösterecek olan Kaynak Arama Tablosu hazırlanır.
8. Süresel hesaplar (CPM)
raporlar oluşturulur.
yapılır ve belirlenen kriterlere göre
9. Raporların incelenmesi sonrası süresel hesaplar yeniden yapılır.
Bu durum sekizinci adıma geri dönmek demektir.
10.Projenin sonlanmasıyla bu döngü bitmiş olur.
Tablo oluşturma sistemi temelde bu akış içerisinde toplanacak verilerin bir ekip çalışması halinde hazırlanması amacıyla oluşturulmaktadır.
Temel adımlar şekil 25’te gösterilmektedir.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 43
Şekil 6’da bahsedilen tabloların yardımıyla inşaat planlaması, projeyi
tümden ele almayı gerektirdiği gibi bu şekilde bir hazırlık yapmak uzmanlık
gerektirmektedir. Bu verilerin oluşturulmasını takiben tabloların her hangi
bir planlama yazılımına veri olarak girilmesi ise basit bir sekreterliği
gerektirecektir. Ayrıca pek çok yazılım, birden fazla operatörün aynı anda
veri girmesine destek sağlamaktadır. Bu şekilde veriler bilgisayar ortamına
organize, düzgün ve hızlı bir şekilde taşınacaktır, bu da sistemin kısa sürede
oluşmasına yardımcı olmaktadır(http://murat.kuruoglu.com.tr).
Şekil 6: Planlama tabloları hazırlama ve kullanım sırası
Kaynak: http://murat.kuruoglu.com.tr
SAYI: 2
44 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Şekil 6’da gösterilmekte olan beş tablo ile ilgili şu bilgiler verilmektedir:
Tablo 1: Aktivite kodlama tablosu olarak adlandırılmış ve tablo 1 olarak tanımlanmıştır. Bu sistemde temel ana kodlar ve onların açıklamalarını
içeren alt kodlar bulunmaktadır. Birbirinden farklı fakat birbiriyle bağlantılı olan işlemlerin sistem içerisinde ayrı ayrı değerlendirilebilmesi için her
işleme bir kod atanmaktadır.
Tablo 2: Aktivite Tanımlama Tablosu olarak isimlendirilen ve proje
planı sırasında listesi yapılan aktiviteler ile kodlama tablosundan karşı gelen kodun bir arada olduğu tablodur. Bu tablo verileri bir arada gösteren
tablo olması dışında, metrajın yeterli yapılım yapılmadığını ya da kodlama
sisteminizin yeterli detayda olup olmadığını ortaya koyması bakımından
etkili olmaktadır.
Tablo 3: Aktivite ilişkilerini gösteren ilişki tanımlama tablosudur.
Projenin süresel hesaplar genelde bilgisayar ortamında yapıldığından, bilgisayara tanımlanan mantıksal ilişkilerin veri girişi işleminde hata olup
olmadığı, böyle bir tablo hazırlayarak kontrol edilmektedir.
Tablo 4: Kaynak tanımlama adı verilen tablo, temelde proje kapsamında kullanılacak kaynakların (iş gücü, makine ekipman ve malzemeler)
tanımlarının ve birim fiyatlarının oluşturulduğu tablodur.
Tablo 5: Tanımlanan kaynakların hangi aktivitelerde hangi miktarda
kullanılacağını gösteren tablo olup kaynak atama tablosu olarak isimlendirilmektedir.
Bu tabloların hazırlığı sırasında şekil 7’deki gibi bir ekip çalışması
yapmak gerekmektedir.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 45
Şekil 7: Planlamanın veri toplama sistemi
Kaynak: http://okulsel.net/docs/index-31953.html
5. UYGULAMA
5.1. PROBLEM
Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişiyor olması işletmelerde bilgiye duyulan ihtiyacı artırmakla birlikte bilgi yönetimini zorlaştırmaktadır. Değer
üretebilmek için bilgiye duyulan ihtiyaç artarken, geçmişe kıyasla bilgi
edinmek kolaylaşmakta fakat bununla birlikte bütün çevrelerin ulaşabileceği bilgiyi etkin bir şekilde yönetmenin ve eyleme dönüştürmenin yöntemleri teknolojik gelişmelerle birlikte değişmektedir. Bilgi yönetimindeki
bu yöntem farklılıklarının sonucu olarak işletmelerde planlama ve yöneSAYI: 2
46 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
tim faaliyetleri zamanla kontrol edilemeyecek hale gelmekte ve işletmeleri
günü kurtarma çabası içerisine çekmektedir.
Günümüzde en küçük işletmeleri bile etkiler hale gelen küresel rekabet ortamında bilgi, en önemli üretim faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda bilişim sistemlerinin işletmelere planlama ve yönetim
konusunda destek vererek doğru karar alma sürecine hız kattığı ve rekabet
avantajı sağladığı bilinmektedir. Bu sebepten işletmeler için yönetim bilişim sistemlerinden yararlanmak zorunluluk haline gelmektedir. İşletmelerin dış çevresindeki gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlayamaması
halinde başarılı olmaları mümkün değildir, dış çevrenin yarattığı gündeme
adapte olup ihtiyaca yönelik üretim yapabilmek içinde dinamik, hızlı ve
doğru karar alabilen, iç çevredeki durum hakkında en güncel bilgileri en
kısa zamanda toparlayıp değerlendirebilen bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Aksi halde işletmelerin katma değer üretmeleri zorlaşacak ve
işletmeler varoluş amacına hizmet etmekten çıkacaktır.
Bilişim teknolojilerindeki bu gelişmeler birçok sektörü etkisi altına
almaktadır. İnşaat sektörü de bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin üretim sahası iş projesine göre değişkenlik göstermektedir. Sabit bir üretim merkezi olmadığından proje öncesi
hazırlıklar, projelendirme süreci, uygulama süreci ve projenin tamamlanma süreçlerinde farklı uzmanlıklar gerektiren ve farklı çevrelerden edinilmesi gereken bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren
işletmeler sektörün yapısı gereği hem iç çevrede hem dış çevrede ihtiyaç
duyulan bilgi ve belge yönetimi ile ilgili belirsizlikler yaşamaktadırlar. Bu
sebepten bu araştırmada “İnşaat sektöründe yönetim bilişim sistemlerinin
yaygınlaşmasını engelleyen faktörler” nelerdir? Sorusunun cevabı incelenmiştir.
5.2. AMAÇ VE ÖNEM
Bu araştırmanın amacı Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren
işletmelerin bilişim teknolojilerine geçiş sürecinde karşılaştıkları sorunları
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 47
işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, sermaye büyüklükleri, tamamladıkları
proje sayıları ve bilişim teknolojilerinden yararlanma durumları ile ilişkilendirerek tespit etmek, çözüm önerileri geliştirmektir. Çalışmada öncelikle yönetim bilişim sistemleri hakkında teorik bilgilere yer verilecektir.
İnşaat sektöründen veriler elde edilecek ve araştırmada kullanılan yöntem
aracılığıyla Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin
bilişim sistemlerine geçiş sürecindeki mevcut durumları belirlenecek, elde
edilen bulgular doğrultusunda inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaştığı sorunlar tespit
edilmiş olacak, sonuç ve çözüm önerileri sunulacaktır.
Bu araştırmadan elde edilen bulguların;
Sivas ilinde faaliyet gösteren yapı işletmelerinin bilişim teknolojilerinden ne düzeyde yararlandığını tespit etmeye katkı sağlayacağı,
Yapı işletmelerine, yönetim ve planlama süreçlerinde çağa uygun
alternatif fikir oluşturarak katkı sağlayacağı,
Yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde
karşılaşacağı sorunlarla ilgili fikir edinmelerine katkı sağlayacağı,
Yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerine geçtiği takdirde
karşılaşacakları pozitif ve negatif gelişmeleri gözlemlemeye yönelik katkı sağlayacağı,
İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yönetim bilişim
sistemlerinden yararlanmasına yönelik yapılacak olan diğer
araştırmalara ışık tutacağı umulmaktadır.
5.3. SINIRLILIKLAR
Bu araştırmada elde edilen bulgular;
Ekim,2013-Haziran,2014 yılları ile sınırlıdır.
SAYI: 2
48 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Sivas ilinde inşaat sektöründe, inşaat taahhüt hizmetleri, üst yapı
müteahhitlik hizmetleri, alt yapı müteahhitlik hizmetleri, statik
yapı ressamlığı, mimari yapı ressamlığı, çelik yapılar ve diğer
üretime dayalı yapı işlerinde faaliyet gösteren yapı işletmeleriyle
sınırlıdır.
5.4.SAYILTILAR
Yapı İşletmelerinin sorulara doğru cevap verdikleri varsayıldı.
Yapı İşletmelerinin soruları gönüllü olarak cevaplandıracağı varsayıldı.
Yapı İşletmelerini yönetim ve planlama süreçlerinde olumlu yönde etkileyeceği varsayıldı.
Araştırmaya katılacak işletmelerin kendi ortamlarındaki işleyiş
ve uygulamalarını yansıtacak şekilde soruları yanıtlayacakları
varsayıldı.
5.5. YÖNTEM
5.5.1. Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada tespit edilen soruların cevabının bulunmasında ve
araştırmanın amacına ulaşmasında, genel tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır.
5.5.2. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini, Sivas İlinde Faaliyet Gösteren 500 Yapı işletmesi, Örneklemini ise Sivas İlinde Faaliyet Gösteren 70 yapı işletmesi
oluşturmaktadır.
5.5.3.Verilerin Toplanması
Araştırmada, çalışmaya katılan işletmelerin yönetim bilişim sistemlerinden faydalanamama nedenlerinin tespitiyle ilgili, veri toplama aracı
olarak, anket tekniği kullanılmıştır.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 49
Anket soruları araştırmacı tarafından konuyla ilgili uzmanların da görüşlerine başvurularak hazırlanmıştır. Anket sorularının, yapı işletmelerinin, yönetim ve planlama sorunlarını gidermede, bilişim sistemlerinden
neden yararlanamadıklarının tespit edilmesine yönelik olarak hazırlanmasına dikkat edilmiştir. Anket tasarımında, soru sıralamadan kaynaklanan
önyargıyı azaltmak için yanıt seçenekleri olumlu ve olumsuz ifadeleri bir
arada kullanarak tersine puanlama sistemine göre yapılmıştır.
Araştırmanın amacına uygun olarak, işletmelerin faaliyet konularına,
iş bitirme belge tutarına, işletmenin yaşına, yüklenebileceği proje bedeline, tamamladığı proje sayısına ve araştırmaya katılan işletmelerin kendi
alanlarında gösterdikleri tutum, ilgi ve bilginin ölçülmesiyle ilgili, yararlanılabilecek çok sayıda yazılı kaynak taramasından ve konuyla ilgili değişik internet sitelerinden faydalanılmıştır.
5.5.4. Verilerin Çözümlenmesi
Araştırmada, çalışmaya katılan işletmelerin yönetim bilişim sistemlerinden faydalanamama nedenlerinin saptanması amacıyla kullanılan ankette, sorular sistemleştirilmiş bir biçimde oluşturulmuştur.
Anket soruları demografik sorulardan oluşan 6 soru ve yönetim bilişim sistemlerini engelleyen faktörlerin belirlenmesine yönelik ifadelerden
oluşan 25 soruluk iki bölümden oluşmaktadır. Bu faktörlerin belirlenmesine yönelik oluşturulan 25 soruluk 5’li likert ölçeğinin maddeleri; 1=Tamamen Katılıyorum, 2=Katılıyorum, 3=Kararsızım, 4=Katılmıyorum, 5=Kesinlikle Katılmıyorum şeklinde 1 ile 5 puan arasında puanlandırılmıştır.
Ölçekteki 1., 4., 5., 6., 8., 9., 10., 13., 14., 16., 17., 18., 19., 20., 22., 23.,
24. olumsuz maddeler terslenerek puanlamaya dahil edilmiştir. Ölçek en
düşük 25, en yüksek 125 puan aralığındadır.
Bulguların belirlenmesi amacı ile SPSS (17) paket programında frekans (yüzde) testi, tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi
uygulanmıştır. Araştırmanın 3. bölümünde, katılımcıların verdikleri cevaplar doğrultusunda, her soru için tablo ve sonuçlar verilmiştir.
SAYI: 2
50 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
6. BULGULAR VE YORUM
Bulgularda işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, iş bitirme belge tutarı,
yüklenebileceği maksimum proje bedeli, tamamladığı proje sayısı ve bilişim teknolojilerinden yararlanıp yararlanmadığı tespit edilmiştir. Daha
sonraki aşamada ankete verdikleri cevaplar neticesinde yapılan çalışmanın
tamamlanması için anketlere verilen cevaplara frekans (yüzde) testi, tek
yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi sonuçlarına aşağıda kısaca
değinilmiştir.
Tablo32: Ankete katılan işletmelerin faaliyet sürelerine göre YBS’den faydalanabilme
tutumları
95% Confidence Interval for Mean
Std.
Std.
Lower
Mini- MaxiN Mean
Deviation
Error
Bound Upper Bound mum mum
1 ve 5
11 92,0000
5,07937
1,53149 88,5876 95,4124
83,00 101,00
arası
5 ve 10 20 92,1000
4,62146
1,03339 89,9371 94,2629
83,00 99,00
arası
10 ve 15 8
91,0000
3,54562
1,25357 88,0358 93,9642
84,00 95,00
arası
15 ve
31 91,3548
6,15114
1,10478 89,0986 93,6111
79,00 101,00
üzeri
Total
70 91,6286
5,24521
,62692 90,3779 92,8792
79,00 101,00
ANOVA
Ortalama
Puanlar
Between
Groups
Within
Groups
Total
Sum of
Squares
11,446
df
3
1886,897 66
Mean Square F
3,815
,133
Sig.
,940
28,589
1898,343 69
Varyans analizi sonucu oluşan tabloda ankete katılan işletmelerin, yaş
aralıklarına göre YBS’nin inşaat sektöründe yaygınlaşmasını engelleyen
faktörler ortalaması üzerindeki etkileri görülmektedir. İşletmeler 1 ve 5
yaş arası, 5 ve 10 yaş arası, 10 ve 15 yaş arası, 15 yaş ve üzeri olmak
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 51
üzere dört guruba ayrılmıştır. Ankete katılan işletmelerin 31’i 15 yıl ve
üzeri yaşta, 20’si 2 ve 10 yıl, 11 tanesi 1 ve 5 yıl arası, 8 tanesi de 10 ve 15
yıl aralıklarında faaliyet göstermektedir. Tablo incelendiğinde işletmelerin
yaş aralıklarının YBS’ye geçiş süreci üzerinde farklılık yaratmadığı görülmektedir. Sonuç olarak yönetim bilişim sistemlerinin sektörde yaygın
bir şekilde kullanılmaması, işletmelerin yeni kurulmuş olması veya uzun
yıllardır faaliyet gösteriyor olmasıyla ilgili değildir.
Tablo33: Ankete katılan işletmelerin faaliyet konularına göre YBS’den faydalanabilme tutumları
95% Confidence
Interval for Mean
N
Mean
Std.
Deviation
Std. Error
Lower
Bound
Upper
Bound
Min
Statik Yapı Ressamlığı
1
90,0000
.
.
.
.
90,00 90,00
ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri
9
91,5556
3,84419
1,28140
88,6007 94,5105
83,00 96,00
İnşaat Taahhüt Hizmetleri
21
90,1905
6,70536
1,46323
87,1382 93,2427
79,00 101,00
Diğer
1
85,0000
.
.
.
.
85,00 85,00
Mimari Yapı Ressamlığı + Diğer Faaliyetler
1
91,0000
.
.
.
.
91,00 91,00
Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı 10
93,4000
4,45222
1,40791
90,2151 96,5849
83,00 97,00
ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat
Taahhüt
5
92,0000
4,52769
2,02485
86,3781 97,6219
86,00 97,00
ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + Diğer
Faaliyetler
2
92,5000
6,36396
4,50000
35,3221 149,6779 88,00 97,00
İnşaat Taahhüt Hizmetleri + Diğer Faaliyetler 1
89,0000
.
.
.
.
89,00 89,00
Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı
Ressamlığı + ÜSt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri
93,0000
.
.
.
.
93,00 93,00
Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı 11
Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
93,1818
4,64367
1,40012
90,0622 96,3015
84,00 100,00
ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat
Taahhüt Hizmetleri + Diğer Faaliyetler
2
85,5000
,70711
,50000
79,1469 91,8531
85,00 86,00
Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı
Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri
1
95,0000
.
.
.
.
95,00 95,00
Mimari Yapı Ressamlığı + Alt Yapı
Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı
Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
1
88,0000
.
.
.
.
88,00 88,00
Statik Yapı Ressamlığı + Alt Yapı
Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı
Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
2
94,5000
,70711
,50000
88,1469 100,8531 94,00 95,00
Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı
Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri + Çelik Yapılar + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
1
101,0000 .
.
.
Total
70
91,6286
,62692
90,3779 92,8792
1
5,24521
ANOVA
Ortalama Puanlar
Sum of Squares
df
Mean Square
F
Sig.
Between Groups
363,346
15
24,223
,852
,618
Within Groups
1534,997
54
28,426
Total
1898,343
69
.
Max
101,00 101,00
79,00 101,00
SAYI: 2
Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı
Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı
Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik
Hizmetleri + Çelik Yapılar + İnşaat Taahhüt
Hizmetleri
1
101,0000 .
.
52
DERGİSİ
Total
91,6286SİSTEMLERİ
5,24521
,62692
• LEGES INFORMA YÖNETİM70BİLİŞİM
.
.
90,3779 92,8792
ANOVA
Ortalama Puanlar
Sum of Squares
df
Mean Square
F
Sig.
Between Groups
363,346
15
24,223
,852
,618
Within Groups
1534,997
54
28,426
Total
1898,343
69
101,00 101,00
79,00 101,00
Tabloda ankete katılan yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının, faaliyet konusuna göre dağılımı gösterilmektedir. İşletmelerin yaş aralıklarına oranla,
faaliyet konusunun bilişim sistemlerine geçiş sürecinde daha etkili olduğu
söylenebilir. Ancak sadece faaliyet konularına göre değerlendirildiğinde
inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların faaliyet konuları, yönetim
bilişim sistemlerine geçiş sürecinde önemli bir etkiye sahip değildir. Tablo
incelendiğinde işletmelerin büyük çoğunluğunun taahhüt hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği görülmektedir. Birden fazla faaliyet alanı olan
işletmeler ise ağırlıklı olarak üst yapı müteahhitlik hizmetleri, alt yağı
müteahhitlik hizmetleri ve inşaat taahhüt hizmetleri alanlarında faaliyet
göstermektedirler.
Tablo34: Ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarına göre YBS’den faydalanabilme tutumları
95% Confidence
Interval for Mean
Std. Devi- Std.
Lower
Upper
Mini- MaxiN Mean
ation
Error Bound
Bound mum mum
yanıt yok
1 85,0000
.
.
.
.
85,00 85,00
300.000 TL ile
17 91,9412
4,72322
1,14555 89,5127
94,3696 83,00 101,00
8.000.,000 TL
arası
800.000 TL ile
20 91,6500
4,91266
1,09850 89,3508
93,9492 83,00 98,00
1.300.000 TL arası
1.300.000 TL ile 5 88,6000
5,94138
2,65707 81,2228
95,9772 79,00 94,00
1.800.000 TL arası
1.800.000 TL üzeri 27 92,2222
5,68624
1,09432 89,9728
94,4716 79,00 101,00
Total
70 91,6286
5,24521
,62692 90,3779
92,8792 79,00 101,00
ANOVA
Ortalama Puanlar
Sum of Squares
df Mean Square
F
Sig.
Between Groups
100,985
4 25,246
,913 ,462
Within Groups
1797,358
65 27,652
Total
1898,343
69
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 53
İnşaat sektöründe YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının, ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarları üzerindeki
etkisi tablo üzerinden incelendiğinde görülmektedir ki yapı işletmelerinin
iş bitirme belgesi, faaliyet konusu ve yaş aralığı ile karşılaştırıldığında anlamlılık düzeyi daha yüksektir. 27 işletme 1.800.000 TL üzeri, 20 işletme
800.000 TL ile 1.300.000 TL arası, 17 işletme 300.000 TL ile 8.000.,000
TL arası,5 işletme ise 1.300.000 TL ile 1.800.000 TL arası iş bitirme belgesine sahiptir. İş bitirme belgesi yüksek olan işletmelerin YBS’ye geçiş
sürecinde karşılaşacağı zorlukları göze alma eğilimi, iş bitirme belgesi düşük olan işletmelere göre daha fazladır.
Tablo35: Ankete katılan işletmelerin yüklenebileceği proje bedeline göre YBS’den faydalanabilme tutumları
95% Confidence
Interval for Mean
Std.
Devia- Std.
Lower Upper
Mini- MaxiN
Mean
tion
Error
Bound Bound mum mum
Yanıt yok
1
85,0000
.
.
.
.
85,00 85,00
500.000 TL ile
12
91,2500
5,49587 1,58652 87,7581 94,7419 79,00 97,00
1.000.000 TL arası
17
92,4706
5,26922 1,27797 89,7614 95,1798 83,00 101,00
1.500.000 TL ile
8
89,8750
2,69590 ,95314 87,6212 92,1288 86,00 94,00
2.000.000 TL arası
2.000.000 TL ve
32
91,9688
5,63677 ,99645 89,9365 94,0010 79,00 101,00
üzeri
Total
70
91,6286
5,24521 ,62692 90,3779 92,8792 79,00 101,00
ANOVA
Ortalama
Puanlar
Sum of Squares
df
Mean Square
F
Sig.
Between
86,014
4
21,503
,771
,548
Groups
Within
1812,329
65
27,882
Groups
Total
1898,343
69
Tabloda YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının,
işletmenin yüklenebileceği maksimum proje bedeli üzerine dağılımı gösterilmektedir. 32 işletme maliyeti, 2.000.000 TL ve üzeri, 17 işletme maliyeti 1.000.000 TL ile 1.500.000 TL arası, 12 işlet0me ise maliyeti 500.000
TL ile 1.000.000 TL arası olan projeleri üstlenebileceğini ifade etmişlerdir.
SAYI: 2
54 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Bu bilgilere göre ankete cevap veren yapı işletmelerinin mevcut kaynak ve
kabiliyet durumu, yönetim bilişim sistemlerinin sektörde kullanımı üzerinde etkiye sahiptir. Ayrıca bilişim sistemlerine geçişte sermaye büyüklüğü anlamlı sayılabilecek bir öneme sahiptir.
Tablo36: Ankete katılan işletmelerin tamamladığı proje sayısına göre YBS’den faydalanabilme tutumları
95% Confidence
Interval for Mean
Std. De- Std.
Lower
Upper
MiniN Mean
viation Error
Bound
Bound
mum
Maximum
Yanıt yok 1
85,0000 .
.
.
.
85,00
85,00
1 ve 5
15 91,4000 5,43533 1,40340 88,3900 94,4100 83,00
101,00
arası
5 ve 10
16 93,0625 4,15482 1,03870 90,8486 95,2764 84,00
99,00
arası
10 ve 15 7
93,0000 1,52753 ,57735
91,5873 94,4127 91,00
95,00
arası
15 ve
31 90,9032 6,06825 1,08989 88,6774 93,1291 79,00
101,00
üzeri
Total
70 91,6286 5,24521 ,62692
90,3779 92,8792 79,00
101,00
ANOVA
Ortalama Puanlar
Sum of Squares
df Mean Square
F
Sig.
Between Groups
107,096
4 26,774
,972
,429
Within Groups
1791,247
65 27,558
Total
1898,343
69
Tabloda işletmelerin tamamladığı proje sayısının, YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler üzerinde ne oranda etkili olduğu görülmektedir. Tamamlanan proje sayısı arttıkça, firmalar tecrübe kazandıkça bilişim
teknolojilerinden yararlanma ihtiyacı da artmıştır. İşletmelerin yaşı, faaliyet konusu, iş bitirme belge tutarı ve yüklenebilecekleri maksimum proje
bedeli ile ilgili anlamlılık oranları sıralandığında işletmelerin tamamladığı proje sayısı ilk sırada yer almaktadır. Tablodan da anlaşılacağı gibi 31
firma 15 ve üzeri proje, 16 firma 5 ve 10 arası, 15 firma 1 ve 5 arası, 7
firmada 10 ve 15 arası proje tamamlamıştır. 15 ve üzeri proje tamamlayan
firmaların çoğunlukta olduğu ve tamamlanan proje sayısı arttıkça firmaların YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler oranını olumlu yönde
etkilediği görülmektedir.
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 55
SONUÇ
Günümüzde Bilgisayar Teknolojilerinin ürünü olarak ortaya çıkan
Yönetim Bilişim Sistemleri, bilginin elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve gerekli yerlere dağıtılması görevini üstlenerek en küçük işletmeleri
bile etkiler hale gelmiştir. Dijitalleşen dünyada bilgi, en önemli üretim
faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda bilişim sistemlerinin
işletmelere planlama ve yönetim konusunda destek vererek doğru karar
alma sürecine hız kattığı ve rekabet avantajı sağladığı bilinmektedir. Bu
sebepten işletmeler için yönetim bilişim sistemlerinden yararlanmak
zorunluluk haline gelmektedir. İşletmelerin dış çevresindeki gelişmelere
hızlı bir şekilde uyum sağlayamaması halinde başarılı olmaları mümkün
değildir, dış çevrenin yarattığı gündeme adapte olup ihtiyaca yönelik
üretim yapabilmek içinde dinamik, hızlı ve doğru karar alabilen, iç
çevredeki durum hakkında en güncel bilgileri en kısa zamanda toparlayıp
değerlendirebilen bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Aksi halde
işletmelerin katma değer üretmeleri zorlaşacak ve işletmeler varoluş
amacına hizmet etmekten çıkacaktır. Dijitalleşmenin yönetim ve planlama
üzerinde öneminin artmasına neden olan bu gelişmeler birçok sektörü
etkisi altına almaktadır. İnşaat sektörü bunlardan yalnızca bir tanesidir.
İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin üretim sahası iş projesine göre değişkenlik göstermektedir. Sabit bir üretim merkezi olmadığından proje öncesi hazırlıklar, projelendirme süreci, uygulama süreci ve
projenin tamamlanma süreçlerinde farklı uzmanlıklar gerektiren ve farklı
çevrelerden edinilmesi gereken bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörde
faaliyet gösteren işletmeler sektörün yapısı gereği hem iç çevrede hem
dış çevrede ihtiyaç duyulan bilgi ve belge yönetimi ile ilgili belirsizlikler
yaşamaktadırlar.
Bu araştırma ile Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim teknolojilerine geçiş sürecinde karşılaştıkları sorunları
işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, sermaye büyüklükleri, tamamladıkları
proje sayıları ve bilişim teknolojilerinden yararlanma durumları ile ilişkilendirerek sayısal veriler elde edilmiştir. Yapı işletmelerinden elde edilen
SAYI: 2
56 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
veriler ve araştırmada kullanılan yöntem aracılığıyla Sivas ilinde inşaat
sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim sistemlerine geçiş sürecindeki mevcut durumları belirlenmiş, elde edilen bulgular doğrultusunda
inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların yönetim bilişim sistemlerine
geçiş sürecinde karşılaştığı sorunlar tespit edilmiştir. Yapı işletmelerinin
yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaştığı sorunların,
işletmelerin sektördeki tecrübeleriyle ilişkili olup olmadığı, işletmelerden
elde edilen verilere uygulanan analizlerle tespit edilmiştir. Tablolar
incelendiğinde işletmelerin yaş aralıklarının YBS’ye geçiş süreci üzerinde
farklılık yaratmadığı görülmektedir. Yönetim bilişim sistemlerinin sektörde yaygın bir şekilde kullanılmaması, işletmelerin yeni kurulmuş olmaları
veya uzun yıllardır faaliyet gösteriyor olmalarıyla ilgili değildir. İşletmeler
faaliyet konularına göre ele alındığında ise işletmelerin sektördeki tecrübelerine oranla, faaliyet konusunun bilişim sistemlerine geçiş sürecinde
daha etkili olduğu söylenebilir. Ancak sadece faaliyet konularına göre değerlendirildiğinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların faaliyet
konuları, yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde önemli bir etkiye
sahip değildir. Tablolar incelendiğinde işletmelerin büyük çoğunluğunun
taahhüt hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği görülmektedir. Birden fazla faaliyet alanı olan işletmeler ise ağırlıklı olarak üst yapı müteahhitlik
hizmetleri, alt yapı müteahhitlik hizmetleri ve inşaat taahhüt hizmetleri
alanlarında faaliyet göstermektedirler. Ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarlarının yönetim bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörlerden biri olup olmadığı incelenmiştir ve görülmüştür ki
yapı işletmelerinin iş bitirme belgesi, faaliyet konusu ve yaş aralığı ile karşılaştırıldığında anlamlılık düzeyi daha yüksektir. İş bitirme belgesi yüksek olan işletmelerin YBS’ye geçiş sürecinde karşılaşacağı zorlukları göze
alma eğilimi, iş bitirme belgesi düşük olan işletmelere göre daha fazladır.
İş bitirme belgesinin düşük olması dolayısıyla iş hacminin düşük olması
yönetim bilişim sistemlerinin sektörde aktif kullanımını engelleyen faktörlerden biridir diyebiliriz. İşletmelerin yüklenebileceği maksimum proje
bedeli üzerinden elde edilen veriler analiz edildiğinde ankete cevap veren
yapı işletmelerinin mevcut kaynak ve kabiliyet durumu, yönetim bilişim
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 57
sistemlerinin sektörde kullanımı üzerinde etkiye sahiptir. Ayrıca bilişim
sistemlerine geçişte sermaye büyüklüğü anlamlı sayılabilecek bir öneme
sahiptir. Bu durum göstermektedir ki işletmelerin sermayeleri arttıkça iş
yükü ve dolayısıyla yönetim ve planlama gereği de artmıştır. İnşaat sektöründe düşük sermayeli yapı işletmesi sayısı arttıkça yönetim ve planlama
göz ardı edilmekte dolayısıyla da kurumsallaşmaya gerek görülmemektedir. Bununla birlikte faaliyetlerine kurumsal nitelik kazandırma ihtiyacı
duymayan düşük sermayeli yapı işletmeleri yönetim bilişim sistemlerinden yararlanamamaktadırlar. Araştırmadan elde edilen tablolar incelendiğinde görülmektedir ki yapı işletmeleri, yönetim bilişim sistemlerine
geçmek için gerekli donanımın, teknik elemanın ve teknik servis hizmetlerinin Sivas ilinde yüksek maliyetli olduğu görüşündedir. Ayrıca bu görüş
sermaye büyüklüğüne göre değişim göstermemektedir. Büyük sermayeli
işletmelerin görüşleriyle düşük sermayeli işletmelerin görüşleri arasında
fark görülmemektedir. İşletmeler yönetim bilişim sistemlerine yapılacak
yatırımın atıl olmadığını düşünmekle birlikte yatırım yapmak için yapı işletmeleriyle ilgili devlet kuruluşlarının öncülük etmesi gerektiğini düşünmektedirler. Yapı işletmelerin tamamladığı proje sayısının, YBS’nin inşaat
sektöründe yaygınlaşmasını engelleyen faktörler üzerinde ne oranda etkili
olduğu yapılan analizle tespit edilmiş ve oranlar tablo36’da verilmiştir.
Tamamlanan proje sayısı arttıkça, firmalar tecrübe kazandıkça bilişim teknolojilerinden yararlanma ihtiyacı da artmıştır. İşletmelerin yaşı, faaliyet
konusu, iş bitirme belge tutarı ve yüklenebilecekleri maksimum proje bedeli ile ilgili anlamlılık oranları sıralandığında işletmelerin tamamladığı
proje sayısı ilk sırada yer almaktadır. Sektörde faaliyet gösteren firmaların
kıt sermayeyle büyük projeler üretememesinin yanında ortak girişimlerle
de proje üretemeyişi düşük maliyetli küçük projelere yönelimi artırarak
işletmelerin kurumsallaşma eğilimini yavaşlatmış ve dolayısıyla yönetim
sürecinde bilişim teknolojilerinden yararlanmak yapı işletmelerinin gündemine girememiştir. Ayrıca mevcut faaliyetlerinde bilişim teknolojilerinden yararlanan işletmeler ile yararlanmayan işletmelerin YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörlerle ilgili düşüncelerinde önemli derecede
farklılık görülmemektedir.
SAYI: 2
58 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
KAYNAKÇA
AKOLAŞ, A. 01/2004, Bilişim sistemleri ve bilişim teknolojisinin küreselleşme olgusu ve girişimcilik üzerine yansımaları, Selçuk Üniversitesi SBED
AKGEMCI, T., ÇELIK, A., 2010, Yönetim
Bilişim Sistemleri , Gazi
Kitabevi
BALOĞLU, A.,2010,İnşaat sanayisinde ERP kullanımına yönelik araştırma ve vaka çalışması, Marmara Üniversitesi,
COŞKUN, N., Çömlek, O., 2011, Yapım Yönetimi ve Ekonomisi, Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitüsü
ÇULLU, M., 2013, Yapı Bilgisine Giriş, Gümüşhane Üniversitesi
DEMIR, İ.H.,2007, İnşaat Proje Yönetimi Bileşenlerinin Optimizasyonunda Değer Yönetiminin Uygulanabilirliği ve Bir Sistem Önerisi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
DINÇ, D., 2005, İnşaat Proje Yönetimi Bir Baraj Hidroelektrik Santral
Projesi Üzerine Uygulama, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara
EKER, E., 2008, Alman İnşaat Proje Yönetiminin Hizmet ve Uygulama
Standardı İle Amerikan İnşaat Proje Yönetiminin Hizmet ve Uygulama Standardının Karşılaştırılmalı Analizi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
EKICI, S., 2006, Proje Organizasyonlarının Yönetimi ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama, İstanbul Üniversitesi
HARMANCI, M.,2002, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Sektör Araştırmaları, Bilgisayar Yazılım Sektörü Genel İnceleme Raporu, Ankara
IŞIKDAĞ, Ü., Kuruoğlu, M.,2008, İnşaat Bilişimi, Türkiye Mühendislik
Haberleri, Sayı 451/5
KALAY, F., Şimşek,M.Ş., Oğrak,A.,2006, Effects Of Information Technology Job Stress: An Application in the Turkısh Banking Sector
(Bilişim Teknolojilerinin İş Stresi Üzerine Etkileri, Türk Bankacılık
Sektöründe Bir Uygulama),Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İİBF Dergisi,vol:1no:1
ARALIK 2014
İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN
YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN
FAKTÖRLER
VE SİVAS
İLİNDE
BİR UYGULAMA
LEGES INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 59
KURUOĞLU, M.,2010, Bilgisayar Destekli Planlama, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İnşaat Yönetimi Eğitimi Seminer Serisi
Harbiye
KURUOĞLU, M., 2009, Bilgisayar Destekli Planlama, İstanbul Teknik
Üniversitesi Yapı İşletmeleri ABD.
KURUOĞLU, M.,2002, İnşaat Proje Yönetimi Temel İlkeleri-3, İstanbul
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim Dalı
MOLDABEKOV, Y., 2012,Kazakistan İnşaat Sektöründe Proje Yönetimi
ve Verimlilik İncelemesi, İstanbul Teknik Üniversitesi FBE, Yüksek
Lisans Tezi İnşaat Mühendisliği ABD Yapı İşletmesi Programı, İstanbul
ÖCAL, M.E., Aydınlı, S.,2013,Türk İnşaat Sektörü İçin Bir Belge Yönetim Sistemi Önerisi,Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Mühendislik
Fakültesi Dergisi, İnşaat Mühendisliği Bölümü,28/1,51-99,adana
ÖZDEMIR, A.İ., Doğan, Ö.,2010, Tedarik Zinciri Entegrasyonu ve Bilgi
Teknolojileri, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Sayı:28, 1/ s.19-41
POLAT, G., 2012, İnşaat Proje Yönetimine Hukuki Bakış, İstanbul Proje
Yönetim Derneği, İstanbul
ŞEKERCI, S.,2010, Anahtar Teslimi İnşaat Sözleşmesi, Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Ankara
TURGAY, T., Mayuk,G., Coşkun,N.,2011, Yapı Yönetimi Ve Ekonomisi,
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü,
http://okulsel.net/docs/index-31953.html (Erişim Tarihi: 12 Mart 2014)
http://murat.kuruoglu.com.tr/MURKUR/documan/oda%20seminer- (Erişim Tarihi: 5 Mart 2014)
http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/ (Erişim Tarihi: 5 Mart 2014)
http://www.avinal.com/index.php/tr/insaat-proje-yoenetiminde-oelcme-ve-degerlendirme-hangi-detay-seviyesinde-ele-al-nmal-d-r (Erişim Tarihi: 2 Mart 2014)
SAYI: 2
60 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ
ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ
Mehmet N. AYDINa ve Ziya N. PERDAHÇIb
a
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul
b
Enformatik Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul
ÖZET
Sağlık alanında sosyal medya uygulamalarına (healthtap.com, doktorburada.com, vb.) ilginin giderek arttığı ve buna bağlı olarak sanal ortamlarda hasta-hasta, hasta-doktor, doktor-doktor etkileşimlerinden karmaşık
sistemlerin doğduğu bilinmektedir. Ağ bilimi eklektik çoklu bilim alanı
olarak araştırmacılar için yeni araştırma problemleri veya mevcut araştırma problemlerine yeni yaklaşımlar sunmasıyla öne çıkmaktadır. Ağ bilimi yaklaşımı benimsenerek gerçekleştirilen sosyal ağ analizleri, çevrimiçi
(sosyal) etkileşimler içeren karmaşık sistemlerin uygun yöntemlerle değerlendirilebilmesini vaat etmektedir. Çalışmamızın amacı, yenilikçi bir
yaklaşım olan ağ bilimi yaklaşımını ortaya koyarak daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve bu bakış açısıyla ele alınabilecek araştırma problemi ve
çözümü için mantıksal bir çerçeve oluşturulmasına katkı sağlamaktır. Bu
maksatla dört temel aşamadan oluşan bir çerçeve tasvir edilmiş (Ağ Verisinin Hazırlanması, Ağ Modellemesi, Ağ Analizi ve Yorumlama), örnek
bir gerçek-dünya veri kümesi üzerinden bu aşamalar detaylandırılmış;
karşılaşılan sorunların akademik ve uygulamadaki yansımaları irdelenmiştir. Çeşitli aşamalardaki bilgi ihtiyacına cevap veren aynı zamanda elde
edilen bulgularla bu alanlara katkı sunan Ağ Bilimi Referans Bilimleri ve
Kuramsal Temeller/Alan Bilgilerine ana hatlarıyla değinilmiştir. Bu araştırma bağlamı üç farklı disiplindeki ilgili kavramlar incelenerek (ağ biliARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 61
mi, yönetim bilişim sistemleri, tıbbi bilişim/enformatik) oluşturulmuştur.
Ağ bilimi yaklaşımı sayesinde, üst düzey şirket yöneticilerinin karar verme süreçlerinde çoğunlukla başvurdukları sezgisel yaklaşımların bilimsel
gerçekliklerle zenginleştirilmesi ve pekiştirilmesi mümkün olacaktır. Bu
sayede ağ bilimi, İnternet platform sağlayıcılarına, yönetme ve yürütmeye
ilişkin faaliyetlerin iyileştirilmesinde katkı sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ağ Bilimi, Sosyal Ağ Analizi, Etkileşimli Sağlık
Platformları, Ağ Temsili
NETWORK SCIENCE APPROACH AND EXAMINATION
OF AN ONLINE HEALTH PLATFORM
SUMMARY
It has been known that there has been an increasing interest in the
field of social media applications (healthtap.com, doktorburada.com, etc.),
which consequently gives rise to complex systems that stem from patientpatient, patient-physician, physician-physician interactions in the virtual
environments. Network science stands out as an eclectic multi-disciplinary
field which provides researchers with new research problems or with
new approaches to current problems. The adoption of network science
approach to carrying out social network analysis promises the evaluation
of complex systems involving online (possibly social) interactions. The
aim of our study is to provide a better understanding of network science as
an innovative approach to both addressing and solving research problems
as well as contributing to the construction of a logical framework for this
approach. To this end, a framework comprising four stages is articulated
(Preparation of Network Dataset, Network Modelling, Network Analysis
and Interpretation) and the details of each stage is exemplified over a
real-world data set. As part of the example we discuss the academic and
practical implications of the problems encountered. Reference Sciences
and Theoretical Foundations/Domain Knowledge that are not only
SAYI: 2
62 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
referred at various stages but also contributed to are briefly discussed. This
research context is based on the related concepts of three different relevant
disciplines (network science, management information systems, medical
informatics). The network science approach will allow extending and
enriching senior managers’ heuristic approaches with scientifically based
evidence in the decision-making processes. In this way, it will help the
Internet platform providers with improving the activities related to both
executive and managerial issues.
Keywords: Network Science, Social Network Analysis, Interactive
Health Platforms, Network Graph
1. GİRİŞ
Çevrimiçi sosyal ağ konusuna sanayi ve akademide ilginin giderek
arttığı ve uygulama alanın giderek genişlediği görülmektedir. Bu genişlemenin arkasındaki temel, ağ bilimi (“network science”) adıyla bilinen
eklektik çoklu yeni bir araştırma alanı olarak ortaya konulmaktadır. Bu
çalışma bu alanın yaklaşımını ortaya koyarak daha iyi anlaşılmasını amaçlamaktadır.
Hayatımız, sosyal toplumdan cep telefonu ağlarına kadar pek çok
sistemle çevrelenmiştir. Sosyal bir toplumun sağlıklı (kesintisiz) işleyişi
milyarlarca bireyin işbirliğine bağlıdır; tıpkı milyarlarca cep telefonunu
bilgisayar ve uydularla bütünleştiren iletişim altyapısının işleyişi gibi.
Etrafımızda olup biteni muhakeme ve idrak edebilme becerimiz beynimizdeki milyarlarca sinir hücresinin uyum içinde işleyişi ile mümkündür.
Tüm bu sistemlere karmaşık (complex) sistemler denir (Lorenz, 1963,
Mandelbrot, 1982). Gerek günlük yaşantımız içinde gerekse bilimde ve
ekonomide sahip oldukları yadsınamaz rolleri, karmaşık sistemleri anlama, matematiksel tanımlarını yapma, tahmin ve nihayetinde kontrol etme
problemlerini yirmi birinci yüzyılın en önemli zihinsel ve bilimsel meydan
okuyuşlarından biri kılmıştır.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 63
Ağ bilimi eklektik çoklu bilim alanı olarak araştırmacılar için yeni
araştırma problemleri veya mevcut araştırma problemlerine yeni yaklaşımlar sunmasıyla öne çıkmaktadır. Diğer yandan bu bilimsel eklektik
yapının bilgi kuramı (“epistemology”) ve varlık bilimi (“ontology”) açısından dikkatle inşa edilmesi gereklidir (Easley ve Kleinberg 2010). Ağ
bilimi alanındaki gelişme daha sonra detaylandırılacağı üzere özellikle bilgi teknolojilerindeki gelişmeye bağlı olarak hızlı ve farklı araştırma alanlarında parçalı (ölçüt ve sonuçları karşılaştırma problemi, örnek: Dunn ve
Westbrook, 2011) şekilde gelişmektedir. Bu bağlamda ağ biliminin daha
iyi tanıtılması ve ortaya koyduğu yaklaşımın özellikle bu alana ilgi duyanlar açısından daha iyi anlaşılması gerekmektedir.
Bu çalışmanın yazarları fen ve sosyal bilimler (matematik ve fizik),
bilgisayar ve yönetim bilimleri alanlarındaki araştırma altyapısı ve ağ bilimi konusundaki deneyimlerini esas alarak ağ bilimi kapsamında ele alınacak araştırma problemleri ve çözüm yolları bağlamında dört aşamalı bir
yaklaşım önermişlerdir. Çalışmamız, ağ bilimi yaklaşımının kuramsal temellerine yoğunlaşmak yerine, bir araç olarak kullanımını ortaya koymayı
amaçlamaktadır. Bu nedenle ağ bilimi yaklaşımıyla problemin tanımlanması ve çözümü için önerilen süreç bir örnek veri kümesi üzerinde detaylandırılmış ve özellikle ağ biliminin ilerleyişine de bağlı olarak sağlık
alanındaki etkileşimli bir platform özelinde anlatılmıştır. Bu örneklemeyle
ağ bilimi yaklaşımını esas alan bir çalışmadaki temel aşamalar ve özellikle karşılaşılabilecek temel sorunlar ortaya konulmuştur. Sağlık platformu
özelinde bir örnekleme yapıldığından, önerimiz diğer alanlardaki deneyimlere bağlı olarak geliştirilmeye tabidir.
Ağ bilimi konusunda ülkemizde yapılan akademik çalışmalar bazı istisnalar dışında salt farkındalık seviyesinde olduğu gerçeğiyle, çalışmamız
Türkiye’de ağ bilimi genelinde ve sosyal ağlar özelinde bilimsel çalışmaların gelişimi için önemli bir adım olacaktır. Ağ bilimi alanında akademik
bilgi ve becerenin sağlanması ve bu kapasitenin sahada etkin kullanımı
üniversite-sanayi işbirliğiyle gelişeceği beklentisine karşılık olarak da ağ
biliminin sanayide ve akademide nasıl fırsatlar yaratacağı konusunda öneriler sunulmuştur.
SAYI: 2
64 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
2. AĞ BİLİMİNİN GELİŞİMİ VE TEMEL ÖZELLİKLERİ
Yirmi birinci yüzyılın başlarında ağ biliminin (Albert ve Barabási,
2002, Newman, 2003) ortaya çıkışı, bilimin yukarıda bahsedilen meydan
okuyuşa cevap verebileceğinin canlı göstergesidir. Aslında, her bir karmaşık sistemin bünyesinde, sistem bileşenlerinin etkileşimlerini kodlayan
karmakarışık bir ağ vardır: Hangi iletişim cihazlarının birbirleriyle etkileşim içinde olacağını tanımlayan iletişim ağı, modern bir haberleşme sisteminin kalbidir; ticari ağların mal ve hizmetlerin değiş tokuşunda oynadığı
kilit rol bir diğer örnektir.
21. yüzyılın önde gelen devrimci teknolojilerinin ardında esasen ağlar
mevcuttur. Google’dan Facebook’a, CISCO’dan Twitter’a kadar pek çok
teknoloji şirketinin gerçek gücü sahip oldukları ağlardır. Sözün özü: ağlar
bilime, teknolojiye ve doğaya “sıradan” bir bilimsel incelemeye göre çok
daha yüksek bir mertebede nüfuz etmemize imkan verir. Sonuç olarak,
günümüzde yaygın kanı şudur ki karmaşık sistemleri modellemek ve incelemek, temellerinde yatan ağları derinlemesine anlamaktan geçer.
21.yüzyılın ilk on yılında ağ biliminde yaşanan hızlı gelişimin temelinde yatan esas neden ilk bakışta birbirlerinden tamamen farklı görünen
ağların oluşum ve gelişim mekanizmalarının bir takım ortak temel yasalarla izah edilebilmeleridir (Feigenbaum, 1978, Albert ve Barabási, 2002).
Yani, doğada, sosyal toplumlarda ve teknolojide gözlemlenen ağların pek
çoğu büyüklüğü, biçimi, doğası ve kapsamından bağımsız olarak ortak
örgütsel ilkelerle sürdürülür. Bir başka deyişle, ağlar yeterince soyut bir
seviyede (matematiksel olarak) ele alındıklarında aralarındaki benzerlikler
farklılıklardan çok daha fazladır (Watts ve Strogatz, 1998, Wilson, 1975,
Witten ve Sander, 1981).
Matematiğin oldukça üretken bir alanı olan çizge kuramı (graph theory) (Erdős ve Rényi, 1959) on sekizinci yüzyıldan beri (1735, “Königsberg’in yedi köprüsü” problemi) ağ bilimine kuramsal katkılar yaptığı,
en büyük ağlardan biri olan İnternet’in kırk yaşını çoktan geride bıraktığı
düşünülürse, ağ biliminin ortaya çıkmakta neden bu kadar geciktiği akla
takılabilir. Yirmi birinci yüzyılın başlarında ortaya çıkan özel bir durumun
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 65
yarattığı katalitik etki, ağ biliminin yeni bir disiplin olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur: Bu özel durum: Ağ haritalarının ortaya çıkışıdır. Milyonlarca hatta milyarlarca bağlantıdan oluşan bir ağın incelenebilmesi için
öncelikle sisteme ait bir bağlantı haritasına ihtiyaç vardır. Örneğin sosyal
bir ağın haritası bireyin arkadaşlarını, bireyin arkadaşlarının arkadaşlarını vs. ve tüm bireyler arasındaki muhtemel arkadaşlık ağını içerirken,
WWW’in haritası web sayfalarını ve sayfaların birbirleriyle yaptıkları
bağlantıları içerecektir. Bilgisayar teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişim
nihayet ağ verilerinin saklanması, tasnif edilmesi ve ağ haritalarının oluşturulmasına olanak vermiştir. Özellikle 1990’ların sonlarında harita çıkartma çalışmaları ivmelenmiştir. Öne çıkan örnekler arasında, İnternet ağının
haritasını yapan CAIDA (UİVAM, 2014) ve DIMES projeleri (Shavitt ve
Shir, 2005), biyologların insan hücrelerindeki proteinlerin birbirleriyle
kurdukları bağlantıların haritasını çıkartmaya yönelik milyonlarca ABD
dolarlık projeleri (Venkatesan ve diğ., 2009) ve memeli canlıların sinir
ağlarının haritasını yapmaya yönelik Connectome projesi (Sporns ve diğ.,
2005) sayılabilir.
Aslında pek çok ağ haritası başlangıçta ağ fikri düşünülmeksizin inşa
edilen veri tabanlarından veri ön-işleme yazılımlarıyla ve hatırı sayılır insan gücü harcanarak üretilmektedir. Sinema oyuncularıyla, rol aldıkları
filmlerin veri tabanı olan IMDB.com’dan elde edilen haritalar buna tipik
bir örnektir (Dhillon, 2005).
Ağ bilimini, hem kapsamı hem de yöntembilimi ayrıcalıklı kılar. Ağ
bilimi doğası gereği disiplinler arası, deneysel (veriye dayalı), nicel ve
matematiksel aynı zamanda hesaplamalı bir bilimdir (Albert ve Barabási,
2002, Granovetter, 1973, Girvan ve Newman, 2002). Genç bir bilim dalı
olmasına rağmen ağ biliminin etki alanı geniştir.
• Ekonomi: 21.yy’nin önde gelen teknoloji şirketlerinin pek çoğunun
(Google, Facebook, Cisco, Apple, Akamai) hem iş modeli hem de teknolojisinin temel bileşeni ağdır. Google işletme anlamında dünyanın
en büyük ağ haritası çıkartan firmasıdır. Google’ın site sıralamasında
kullandığı PageRank algoritması tam anlamıyla bir ağ bilimi ürünüdür
SAYI: 2
66 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
(Austin, 2006). Ağ biliminin önemi Facebook’un yükselişiyle hızlanmıştır. Facebook’un iddiası tüm dünyanın sosyal ağ haritasını çıkarmaktır. Yükselen değer sadece Facebook değildir. Twitter’dan Orkut’a
kadar pek çok sosyal alem aracının aktif kullanıcı sayısı sürekli artmaktadır. Tüm bu sitelerin ekonomik kazanımlarının altındaki ateşi
besleyen yakıt ağ bilimidir. Arkadaş tavsiyesinden kişiye özel reklam
üretmeye kadar tüm araçlar ağ bilimi sayesinde geliştirilmektedir.
• Sağlık: İlaç tasarımından metabolizma mühendisliğine kadar: İnsan
genomu projesi 2001’de tamamlandığında insan genlerinin tam listesi
belirlenmiştir (Lander ve diğ. 2001, Venter ve diğ., 2001). Projenin ardından hücrelerimizin nasıl çalıştığını ve hastalıkların kaynağını açıklayabilmemiz için genlerin etkileşim haritasının çıkartılması gerekmiş
ve hücresel ağları araştıran ağ biyolojisi ve hastalıkları araştıran ağ ilaç
bilimi ortaya çıkmıştır (Oltvai ve Barabási, 2004, Gulbahce, Barabási
ve Loscalzo, 2011). Ağ farmakolojisinin temel amacı yan etkisiz ilaçlar
üretilmesidir. GeneCo ve Genomatica farmakoloji sektöründe ağ bilimine dayalı Ar-Ge firmalarına örnektir.
• Güvenlik ve terörizmle mücadele: Terörist eylemlerin dizginlenmesinde ağ bilimi yaklaşımı giderek yaygınlaşmaktadır (Wilson, 2011). Körfez savaşının ardından Saddam Hüseyin’in ele geçirilmesi ve 11 Mart
2004 günü Madrid trenine yapılan terörist saldırının faillerinin yakalanması ağ biliminin bazı önemli başarılarına örnek teşkil eder (Ressler,
2006). Ağ bilimi kavramları askeri doktrini de etkilemiş, ağ-savaşları
başlamıştır (Arquilla ve Ronfeldt, 2001). 2009 yılında ABD savunma
bakanlığı güvenlik alanında yapılan ağ bilimi Ar-Ge çalışmalarına 300
milyon ABD doları destek sağlamıştır.
• Salgın hastalıklarla mücadele: Salgın tahmininden ölümcül virüslerin
önlenmesine kadar yaygın etkisi olduğu bilinmektedir. Örneğin, N1H1
(domuz gribi) vakası, virüs salgınları tarihinde bir ilke sahne olmuştur:
salgının kesin olarak nasıl yayılacağı tepe noktasına erişmeden aylarca önce ağ bilimince kestirilmiştir (Balcan ve diğ., 2009). Günümüzde
salgın tahminleri ağ biliminin en yaygın kullanıldığı alanlardan biridir
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 67
(Pastor-Satorras ve Vespignani, 2001). 2010 yılında cep telefonlarının
salgın bir hastalığa neden olabilmesine yol açacak senaryolar ağ bilimiyle tespit edilmiştir (Wang ve diğ., 2009). Aynı senenin sonlarına
doğru Çin’de günde üç yüz binden fazla cep telefonuyla yayılan salgın
bir hastalığın gelişiminin araştırmada belirlenen senaryolara aynen uyduğu görülmüştür (Balcan ve diğ., 2009).
• Beyin araştırmaları: Sinir ağının haritasını çıkartmak: İnsan beyninde
milyarlarca sinir hücresinin bağlantılarından oluşan sinir ağı, ağ bilimiyle en az incelenmiş alanlardan biridir. Bunun yegane nedeni sinir ağlarının haritasının henüz çıkartılamamış olmasıdır. Sadece 300
sinir hücresine sahip olan Caenorhabditis elegans (yuvarlak solucan),
sinir ağı haritası oluşturulabilmiş yegane canlıdır (White ve diğ., 2009).
Connectome (Van Essen ve diğ., 2012) vb. projeler beyin sinir ağlarının araştırılmasına verilen önemi göstermektedir.
• Yönetim bilimi: İşletme yönetiminde başarının anahtarının ağ bilimi
olduğu yavaş yavaş anlaşılmaktadır. Şirket içi haberleşme ağlarının haritaları, şirket içi iletişim kopuklukları vb. sorunların kolaylıkla ortaya
çıkartılmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin, ağ bilimi araştırmaları
çalışanların verimlilikleri ile haritadaki konumlarının doğrudan ilintili
olduğunu göstermiştir (Wu ve diğ., 2008). Bu nedenle ağ bilimi yordamlarıyla şirketlerin gerçek ağ haritalarının çıkartılması konusunda
hizmetler sunan onlarca danışmanlık firması ortaya çıkmıştır. IBM
ve SAP gibi eskiden kurulmuş firmalar da danışmanlık ürünlerini ağ
bilimi araçlarını içine alacak şekilde genişletmiştir. Bugün ağ biliminin etkin kullanımı işletmelerin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi
için olmazsa olmaz bir kriter olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan
ağ biliminin sağladığı bilimsel veriler, müessesenin tüm ayrıntılarını
ortaya koyup zamanında alınan doğru kararlarla şirket verimliliğinin
artmasına yardımcı olan bir araç olarak bir nevi üst yönetimin elindeki
mikroskop gibidir.
SAYI: 2
68 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
3. AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE TEMEL AŞAMALAR
Ağ bilimi yaklaşımıyla ele alınan araştırma problemi ve çözümü dört
temel aşamada dikkate alınır: Ağ Verisinin Hazırlanması, Ağ Modellemesi, Ağ Analizi ve Yorumlama. Ağ Bilimi bir yandan bu aşamalardaki bilgi ihtiyacını Ağ Bilimi Referans Bilimleri ve Kuramsal Temeller ve Alan
Bilgisi karşılarken diğer yandan bu alanlara katkı yapar. Araştırmacılar
temel çizge kuramının matematiksel biçimciliğine, tanımlamalarına ve
hesaplamalarına araştırmanın her aşamasında ihtiyaç duyabilir. Bilgisayar bilimleri özellikle ağ metrikleri hesaplarında kullanılan algoritmaların
geliştirilmesinde, ağ haritalarının oluşturulmasında ve görüntülenmesinde
kuramsal ve pratik bir katkı sağlar. Kuramsal fiziğin araştırmaya katkısı
çoğunlukla gerçek-dünya ağ modellerinin üretilmesi yönündedir. Sosyal
bilimlerden yorum aşamasında; yazılım uygulamaları analiz aşamasında
yararlanılır. Endüstriler bir yandan ham veri kaynağı diğer yandan ağ bilimi çıkarımlarının uygulama sahasıdır. Ağ Bilimi yaklaşımı mantıksal bir
çerçevede Resim 1’de tasvir edilmiştir.
Yukarıda belirtilen dört aşamanın detaylandırılması için çeşitli seviyelerde bilgi ihtiyacına cevap veren referansların kısaca ele alınması gerekir.
Facebook.com başta olmak üzere birkaç istisna dışında kurumsal veri
tabanları sosyal ağ veri tabanı şeklinde tasarlanmamıştır. Veri Hazırlama
aşamasında, elde mevcut ham veri (bizim örneğimizde endüstriyel veri
kaynağı etkileşimli bir çevrimiçi sağlık platformu veri tabanıdır) sosyal ağ
veri tabanına dönüştürülür. Veri Hazırlama son derece zahmetli olabilir;
bu aşamada deneyimlenen sorunlar dördüncü bölümde ayrıntılarıyla ele
alınmıştır.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 69
Resim 1. Ağ Bilimi Yaklaşımındaki Temel Aşamalar için mantıksal bir çerçeve.
Tablo 1. Ağ bilimi terminolojisinin ve çizge kuramıyla karşılaştırılması
Ağ Bilimi
ağ
düğüm
bağlantı
Çizge Kuramı
çizge
uç
kenar
Ayrık matematiğin önemli bir dalı olan çizge kuramı (graph theory)
özellikle Ağ Modelleme aşamasında araştırma problemine ve çözümüne
temel teşkil eder. L. Euler tarafından çözülen (1736) meşhur Königsberg
problemi çizge kuramının başlangıcı olarak kabul edilir. Königsberg şehrini dört bölüme ayıran Pregel nehirleri üzerinde yedi köprü bulunmaktadır.
Problem: Bütün köprülerden yalnız bir kez geçmek koşulu ile bir yürüyüş
SAYI: 2
70 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
yapılabilir mi? Çözüm: Önce soyutlaştırma yapılır: Kara parçalarının noktalarla köprülerin ise bu noktaları birleştiren çizgilerle temsil edildiği bir
çizge (graph) çizilir. Soyut problem: “çizgenin herhangi bir düğümünden
başlayarak yedi elemanın (köprü) her birini yalnız bir kere geçerek dolaşmak mümkün müdür?”. Bu matematik problem çerçevesinde bir sistemin
genellikle düğüm veya tepe olarak adlandırılan bileşenleri ve bileşenlerin
arasındaki direkt etkileşimlerini içeren kataloğa ağ denir. Ağların grafiksel
temsiline ise çizge denilmektedir. Bir çizgede yer alan çizgilere (bağlantılara) çizge elemanı, noktalara düğüm, düğüme bağlı olan çizgilerin sayısına
ise düğüm derecesi denir. Ağ bilimi literatüründe karşımıza çıkan gösterim
ikilikleri Tablo 1’de listelenmiştir. Bağlantılar yönlü veya yönsüz olabilir.
Buna göre ağlar yönlü/yönsüz olmak üzere ikiye ayrılır:
Tablo 2. Ağ Modellemesi kritik bir aşamadır
Ağ adı
Düğümler
Bağlantılar
İnternet
yöneltici (router)
İnternet bağlantıları Yönsüz
WWW
web sayfaları
hiper bağlar
Yönlü
çağrılar
Yönlü
kablolar
Yönsüz
Cep-Telefonu Çağrıları Aboneler
Elektrik şebekesi
elektrik santralleri,
trafolar
Yönlü/Yönsüz
Tablo 2’de listelenen örneklerden anlaşılacağı üzere, Ağ Modellemesi
aşamasında, karmaşık bir sistemi bir ağ olarak temsil etmek isterken yapacağımız seçimler ağ bilimini başarılı bir şekilde kullanabilmemiz açısından kritik bir öneme sahiptir. Örneğin düzenli olarak etkileşim halinde olan bireyleri yaptıkları işler bağlamında birbirlerine bağladığımızda
profesyonel bir ağ (professional network) elde etmiş oluruz. Öte yandan
birbirlerine telefon edip e-posta gönderen bireyler arasındaki samimi ilişkileri ele alsaydık bir tanıdıklar ağı (acquaintance network) elde ederdik.
İlk türdeki ağların analizinden elde edilecek veriler, örneğin, yönetimsel
açıdan şirketlerin başarılı olmasında, ikinci türdeki ağların analizi ise,
örneğin, üretilen mal/hizmetlerin pazarlama stratejilerinin belirlenmesinde
anahtar roller oynayabilir.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 71
Analiz ve Bulgular aşamasında üçüncü parti uygulamalar kullanılarak
sosyal ağ analizi (SAA) ve görüntülenmesi yapılır. SAA iki temel boyutta
gerçekleştirilebilir. Statik analiz bir ağın temel yapısal özellikleri ile tipik
düğüm ve bağlantı istatistiklerini sağlar; genel bir bakış açısıyla aşağıda
bahsedilen ağ modelleriyle karşılaştırma yapma imkanı verir. Dinamik
analiz zaman ve diğer parametreler dikkate alınarak ağ gelişimini izlememizi sağlar; bir modelle tanımlama ve bir sonraki adımda geleceğe dönük
öngörüler yapılabilmemizi sağlar.
Herhangi bir karmaşık sistemden Modelleme/Analiz ve Bulgular aşamalarının ardından bir ağ temsili elde eder etmez Analiz/Bulgular aşamasında mevcut algoritmalarla hedeflenen pek çok cevaba ulaşabiliriz. Örneğin:
Düğümler ağ aracılığıyla birbirleriyle bağlantılı mıdır?
Düğümlerin arasında ne kadar mesafe vardır?
Bazı düğümler ağdaki konumları itibariyle kritik öneme sahip midir?
Ağ içinde topluluklar ve/veya klikler var mıdır?
Ağ saldırılara dayanıklı mıdır?
Mevcut algoritmaların yetersiz kaldığı durumlarda bu algoritmaların
çeşitli kombinasyonlarıyla veya tamamen yeni algoritmalar geliştirip elimizdeki ağın doğasına uygun pek çok bağlamsal analiz gerçekleştirebiliriz.
Herhangi bir sistemin bir ağla temsil edilmesi temelde neyin düğüm
neyin bağlantı olması gerekir gibi basit bir soruyla başlarken, kenarlar açısından ağın yönlü, yönsüz olması ya da ağırlıklı olup olmaması gibi temel sorularla analizin hangi ölçütlerle yapılabileceği ve yapılması gerektiğini ortaya koyar. Örneğin, kümelenme katsayısı analizinde kullanılan
elde mevcut algoritmalar yönsüz ağlar içindir. Yönlü ağlarda kümelenme
katsayısının kuramsal olarak daha farklı irdelenmesi ve buna bağlı olarak
farklı bir ölçüt olarak değerlendirilmesi ve hesaplama algoritmasının da
buna göre geliştirilmesi gerekir. İlaveten, elde edilen yorum ve çıkarımlara
SAYI: 2
72 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
geribildirim sağlamak için endüstrideki bilgi yöneticileriyle bire-bir görüşmeler yapılmalıdır. Yorumlama ve kuramsal ilişkilendirme ile hem saha
katkısı hem de akademik katkı sağlanır.
Tablo 3. Gerçek-dünya ağlarının özelliklerini açıklamaya çalışan bazı ağ modelleri
Gözlemler
Modeller
Küçük çaplı ağ, bağlantı kümelenmesi
Erdős-Rényi modeli, Watts-Strogatz modeli
Ölçek-bağımsız ağ
Barabási-Albert modeli
Güçlü zayıf bağlantılar
Kronecker çizgeleri
Başlangıçta düşünülenin tam aksine gerçek-dünya ağlarının sıradan
rassal ağlar olmadıkları görülmüştür. Bu nedenle gerçek-dünya ağlarının
anlaşılabilmesi için (özellikle istatistiksel fizikçiler tarafından) gerçek-dünya ağlarını açıklamayı amaçlayan pek çok ağ modeli önerilmiştir. Kuramsal
ağ modelleri karmaşık gerçek-dünya ağlarındaki etkileşimleri anlamak için
temel teşkil eder. Günümüzde, birçok rassal ağ üretme modeliyle üretilen
ağlar gerçek-dünya ağlarıyla yapılan kıyaslamalarda kullanılmaktadır. Erdős-Rényi rassal ağ modeli, Watts-Strogatz küçük-dünya modeli, Barabási-Albert tercihli-bağlanma modeli ve Kronecker ağ modeli gerçek-dünya
ağlarının modellenmesinde oldukça başarılıdır (bkz. Tablo 3).
4. AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMININ BİR VERİ KÜMESİYLE
İRDELENMESİ
Sosyal ağ siteleri, kullanıcıların belli bir servis modeli ile bağlantılarını sağlayarak, bilgi paylaşımını özelleştirir. Platformların sunduğu
içerik ve hizmetler, bağlantıların özelliğini ve amacını yansıtır. Doktorsitesi.com, kullanıcılara (sağlık uzmanları ve muhtemelen sağlık sorunları
olan üyeler) genel sağlık bilgilendirmesi yapmak amacıyla kurulmuştur.
Örneğin, “Sorularım” hizmeti sayesinde sağlık uzmanlarına umumi sorular sorulabilmekte, “Bağlantılar” hizmeti sayesinde ise bağlantı kurmuş
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 73
üyeler birbirlerine özel mesaj gönderebilmektedir. Birinci hizmet, üyenin
umuma açık sorusunu sağlık uzmanlarına sorabilmesini, ikinci özellik ise,
soruyu (veya herhangi bir konuyu) sadece bağlantı oluşturduğu uzmana
(veya üyeye) sormasını sağlar. Tipik bir sosyal ağ analizi (SAA) özyineli
bir süreçtir (bkz. Resim 2). Hedeflerin tanımlanması aşamasında site hizmetlerinden bir tanesi SAA için seçilir; SAA hedefleri tanımlanır. Ham
veri toplanması ve yapılandırılması aşamasında veri tabanından veri seçilir (select), içeri aktarılır (import) ve temizlenir.
Resim 2. SAA süreci
SAYI: 2
74 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Bu aşamasının son adımında alan bağlamında düğüm ve bağlantı tanımlamaları yapılarak ham veri kümesinden ağ veri kümesi elde edilir. Bu
iki aşama sıralı ve kendi içinde tekrarlamalı cereyan eder. Artık ağ veri
kümesi SAA ve bağlamsal yorumlanmaların yapılmasına hazırdır. Yorumlama aşaması döngüsel bir süreçtir: Bir veya birkaç SAA ve görüntüleme
programı vasıtasıyla, SAA metrikleri hesaplanır, ağ görüntülenir: Bu esnada yine döngüsel bir şekilde ağ düzenleme algoritmalarıyla ağ düzenlemeleri, veri filtrelemeleri ve görsel özellikleri ayarlanır. Düğüm ve kenar
tanımlamaları ve ilgili ölçütlerin sonuçları en iyileştirilinceye ve en iyi ağ
görselleri elde edilinceye değin gerekirse en başa dönülerek tanımlama,
analiz ve yorumlama yeniden yapılır.
SAA’yı ana hatlarıyla tanıtmak amacıyla basite indirgenmiş örneğimizde ilgi alanımız “Bağlantılar” hizmeti ve hedefimiz temel ağ istatistiklerinin elde edilmesi ve bağlantı ağının haritasının çıkartılması olacaktır. Hizmet pek çok özelliğe sahiptir. Örneğimizi basitleştirmek adına ilgi
alanımız bağlantı istekleri özelliğiyle sınırlandırılmıştır (etraflı bir analiz
için: (Aydin ve Perdahci, 2014)). Ham veri toplanması bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmiş, bu aşamada doktorsitesi.com’un kıdemli
yazılım geliştirme elemanlarıyla dirsek temasında bulunulmuştur. IMDB.
com örneğinde olduğu gibi doktorsitesi.com SAA analizine uygun bir veri
tabanına veya verilerin araştırmacılara kolayca sunulabilecek bir uygulama
programlama ara yüzüne (API) sahip olmadığından dolayı, veri toplama,
yapılandırma ve yorumlama aşamaları oldukça zahmetli gerçekleşmiştir.
Örneğin yorumlama aşamasında kodlayıcı tercihleri nedeniyle bağlantı
isteğinin kimin tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmek amacıyla veri
tabanından ayrı bir veri seçimi daha yapılması gerektiği fark edilmiş, veri
seçimi ve temizleme yeniden yapılmıştır. Tercih edilen ağ yapısında düğümler, üyeleri, yönlü bağlantılar ise bağlantı isteklerini temsil etmektedir.
Çizge görüntüleme (haritalama) yazılımıyla birçok düzenleme ve görsel
ayarlama yapılarak Bağlantı özelliğinin ağ haritası çıkartılmıştır (bkz. Resim 3). Temel ağ istatistikleri Tablo 4.’de özetlenmiştir.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 75
Tablo 4. Bağlantı servisi, bağlantı istekleri özelliği temel ağ istatistikleri
Düğüm
1808
Bağlantı Ort. Derece Yoğunluk Etkin Çap Ortalama Kümelenme
3256
1.801
0.001
5.71
0.022
Ortalama ağ derecesi, anlaşılacağı üzere, düğüm başına düşen ortalama bağlantı isteği sayısıdır. Buradan üyelerin ortalama iki bağlantı isteği
yaptığı zannedilebilir, ancak bu ortalama değer, yanıltıcı bir istatistiktir.
Gerçekte az sayıda “merkez” düğümün (üye) çok sayıda üyeye hatırı sayılır sayıda bağlantı isteği gönderdiği, yani bağlantı kurma isteğinin oldukça heterojen bir dağılıma sahip olduğu gözlemlenmiştir. Örneğimizde ağ
yoğunluğu 0.001 dir. Bu sayı toplam bağlantı sayısının düğümler arasında kurulabilecek azami bağlantı sayısına oranıdır. Görüldüğü üzere örnek
ağımızda bağlantılar oldukça seyrektir. Etkin ağ çapı, yüzde doksanlık dilimde düğümler arasındaki en kısa mesafedir. Buradan anlaşılacağı üzere
üyelerin yüzde doksanı (istedikleri taktirde) en fazla beş diğer üye aracılığı ile tanımadıkları üyelerle bağlantı kurabilecek mesafededir; örnek ağımızda “dünya küçüktür” (Watts ve Strogatz, 1998). Ortalama kümelenme
katsayısı düğümler arasında kurulan üçlü ilişkilerin kurulabilecek bütün
üçlü ilişkilere oranıdır. Oranın düşüklüğü üyelerin ikili ilişkileri ezici bir
çoğunlukla üçlü ilişkilere tercih ettiğini göstermektedir.
SAYI: 2
76 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Resim 3. Bağlantı özelliği ağı haritası (kırmızı düğüm sıradan üye,
mavi düğüm uzman)
5. SONUÇ
Sosyal ağların bireysel ve toplumsal yaşamımızda önemi giderek artmaktadır. Bu ağların yaşantımızdaki etkilerinin ve gelişimlerinin bilimsel
yöntemlerle incelenmesi gereklidir. Bu bağlamda, ağ bilimi yaklaşımıyla
ele alınabilen araştırma problemleri ve çözüm yolları için dört temel aşamadan oluşan bir mantıksal çerçeve önerilmiştir. Bu aşamalar sırasıyla
Veri Hazırlama, Modelleme, Analiz/Bulgular ve Yorumlar/Çıkarımlardır. Önerilen çerçeve bir sağlık platformu özelinde gerçek-dünya veri
kümesi analiziyle örneklenmiştir. Çerçevemiz diğer alanlardaki SAA
deneyimlerine bağlı olarak geliştirilmeye tabidir. Özellikle ham veri
toplanması/yapılandırılması safhasının gerek işletmelerin bilgi sistemi dizaynı, gerekse geliştirilen uygulama yazılımlarındaki mimari sorunlardan
dolayı oldukça zahmetli olabileceği deneyimlenmiştir.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 77
Ağ bilimi yaklaşımı, problem tanımlama ve çözüm aşamalarında hem
bilgisayar bilimleri, matematik ve fizik referans bilimlerinden bilgi sağlar
hem de çıkarımlarıyla bu disiplinlere bir yandan katkı sunar diğer yandan
yeni sorunlar ısmarlar. Ağ haritalama/SAA analizi programlarının geliştirilmesi şu an için ağ bilimcilerin önde gelen beklentisidir.
Oldukça basitleştirilmiş bir örnekle dahi ağ biliminin işletme yönetimine yapabileceği katkılar açıkça görülmektedir. Ağ biliminin sağladığı
bilimsel veriler, bir müessesenin tüm ayrıntılarını ortaya koyup zamanında
alınan doğru kararlarla şirket verimliliğinin artmasına yardımcı olan bir
araç olarak bir nevi üst yönetimin elindeki mikroskop olacaktır.
SAA yapılan bir ağın özelliklerini salt teknik veri olarak algılamak
yerine, yönetimsel bağlamda kullanabilecek bilgi olarak görmek, bir başka
deyimle, ağ bilgileri işlevsel hale getirilmelidir. Bu analizlerin veya bilginin işlevselliğinin elde mevcut olmadığı durumlarda, yöneticiler, varsayımlar, alan tecrübesine dayalı öngörüler, ya da deneme-yanılma yoluyla
karar vereceklerdir. Örneğin, platform üzerinden sunulan hizmetlerin belli
bir sosyal ağ ilişkisi açısından etkisi olduğunu hisseden yönetici, SAA ile
bu varsayımını sınayabilir.
Günümüzde, ağ biliminin etkin bir şekilde kullanımının işletmelerin
sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için vazgeçilmez bir araç olduğunu
düşünüyoruz. Önerdiğimiz mantıksal çerçevenin bu aracın işlevselliğini
arttıracağını öngörüyoruz.
KAYNAKLAR
Albert, R., ve Barabási, A. L. (2002). Statistical mechanics of complex
networks. Reviews of modern physics, 74(1), 47.
Arquilla, J. ve Ronfeldt, D. (2001). Networks and netwars: The future of
terror, crime, and militancy. Rand Corporation.
Austin, D. (2006). How Google finds your needle in the web’s haystack.
American Mathematical Society Feature Column, 10, 12.
SAYI: 2
78 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Aydin, M. N., Perdahci, N. Z., (2014), Analysis of the Patients and Physicians Connection Network on an online Health Information Platform,
25. Avrupa Medikal Enformatik Konferansı’na (MIE2014) kabul edilen tam makale.
Balcan, D., Colizza, V., Gonçalves, B., Hu, H., Ramasco, J. J. ve Vespignani, A. (2009). Multiscale mobility networks and the spatial spreading of infectious diseases. Proceedings of the National Academy of
Sciences, 106(51), 21484-21489.
Balcan, D., Hu, H., Goncalves, B., Bajardi, P., Poletto, C., Ramasco, J. J.,
... ve Vespignani, A. (2009). Seasonal transmission potential and activity peaks of the new influenza A (H1N1): a Monte Carlo likelihood
analysis based on human mobility. BMC medicine, 7(1), 45
Barabási, A. L. ve Albert, R. (1999). Emergence of scaling in random
networks.science, 286(5439), 509-512.
Barabasi, A. L., ve Oltvai, Z. N. (2004). Network biology: understanding
the cell’s functional organization. Nature Reviews Genetics, 5(2),
101-113.
Barabási, A. L., Gulbahce, N. ve Loscalzo, J. (2011). Network medicine:
a network-based approach to human disease. Nature Reviews Genetics, 12(1), 56-68.
CAIDA, Uygulamalı İnternet Veri Analizi Merkezi, Ağustos 2014. http://
www.caida.org/home
Dhillon, I., Guan, Y. ve Kulis, B. (2005, August). A fast kernel-based multilevel algorithm for graph clustering. In Proceedings of the eleventh
ACM SIGKDD international conference on Knowledge discovery in
data mining (pp. 629-634). ACM.
Dunn, A. G. ve Westbrook, J. I. (2011). Interpreting social network metrics
in healthcare organisations: A review and guide to validating small
networks. Social Science & Medicine, 72(7), 1064-1068.
Easley, D. ve Kleinberg, J. (2010). Networks, crowds, and markets: Reasoning about a highly connected world. Cambridge University Press.
ARALIK 2014
AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK
PLATFORMUNUN
BİR ÖRNEK
OLARAK
İNCELENMESİ
LEGES
INFORMA YÖNETİM
BİLİŞİM
SİSTEMLERİ
DERGİSİ
• 79
Erdős P. ve Rényi. A. {On Random Graphs, I}. Publicationes mathematicae, 6, 290-297.
Feigenbaum, M. J. (1978). Quantitative universality for a class of nonlinear transformations. Journal of statistical physics, 19(1), 25-52.
Girvan, M. ve Newman, M. E. (2002). Community structure in social and
biological networks. Proceedings of the National Academy of Sciences, 99(12), 7821-7826.
Granovetter, M. S. (1973). The strength of weak ties. American journal of
sociology, 1360-1380.
Lander, E. S., Linton, L. M., Birren, B., Nusbaum, C., Zody, M. C., Baldwin, J., ... ve Grafham, D. (2001). Initial sequencing and analysis of
the human genome. Nature, 409(6822), 860-921.
Lorenz, E. N. (1963). Deterministic nonperiodic flow. Journal of the atmospheric sciences, 20(2), 130-141.
Mandelbrot, B. B. (1983). The fractal geometry of nature/Revised and enlarged edition. New York, WH Freeman and Co., 1983, 495 p., 1.
Newman, M. E. (2003). The structure and function of complex
networks. SIAM review, 45(2), 167-256.
Pastor-Satorras, R. ve Vespignani, A. (2001). Epidemic spreading in scale-free networks. Physical review letters, 86(14), 3200.
Ressler, S. (2006). Social network analysis as an approach to combat terrorism: past, present, and future research. Homeland Security Affairs,
2(2), 1-10.
Shavitt, Y. ve Shir, E. (2005). DIMES: Let the Internet measure itself. ACM
SIGCOMM Computer Communication Review, 35(5), 71-74.
Sporns, O., Tononi, G. ve Kötter, R. (2005). The human connectome: a
structural description of the human brain. PLoS computational biology, 1(4), e42.
SAYI: 2
80 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Van Essen, D. C., Ugurbil, K., Auerbach, E., Barch, D., Behrens, T. E. J.,
Bucholz, R., ... ve Yacoub, E. (2012). The Human Connectome Project: a data acquisition perspective. Neuroimage, 62(4), 2222-2231.
Venkatesan, K., Rual, J. F., Vazquez, A., Stelzl, U., Lemmens, I., Hirozane-Kishikawa, T., ... ve Vidal, M. (2008). An empirical framework
for binary interactome mapping. Nature methods, 6(1), 83-90.
Venter, J. C., Adams, M. D., Myers, E. W., Li, P. W., Mural, R. J., Sutton,
G. G. ... ve Beasley, E. (2001). The sequence of the human genome. science,291(5507), 1304-1351.
Wang, P., González, M. C., Hidalgo, C. A. ve Barabási, A. L. (2009). Understanding the spreading patterns of mobile phone viruses. Science,324(5930), 1071-1076.
Watts, D. J. ve Strogatz, S. H. (1998). Collective dynamics of ‘small-world’networks. nature, 393(6684), 440-442.
White, J. G., Southgate, E., Thomson, J. N. ve Brenner, S. (1986). The
structure of the nervous system of the nematode Caenorhabditis elegans.Philosophical Transactions of the Royal Society of London. B,
Biological Sciences, 314(1165), 1-340.
Wilson, C. (2010). Searching for saddam: a five-part series on how the us
military used social networking to capture the iraqi dictator. Slate.
Wilson, K. G. (1975). The renormalization group: Critical phenomena and
the Kondo problem. Reviews of Modern Physics, 47(4), 773.
Witten Jr, T. A. ve Sander, L. M. (1981). Diffusion-limited aggregation, a
kinetic critical phenomenon. Physical review letters, 47(19), 1400.
Wu, L., Waber, B., Aral, S., Brynjolfsson, E. ve Pentland, A. (2008). Mining face-to-face interaction networks using sociometric badges:
Predicting productivity in an it configuration task.
Yin, R. K. (1989). Case Study Research: Design And Methods (Applied
Social Research Methods) Author: Robert K. Yin, Publisher: Sage
Publicat.
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
81
THE USE OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY in
ARCHEOLOGY
Doç. Dr. Mutlu ERBAY,
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi,
[email protected]
Abstract:This article is about the relationship of remote sensing
technology and its global information systems with archeology. Aerial
photo is one of the main discourse of remote sensing technology. Today,
remote sensors are cameras, planes, tavs, satellites. There are multiple
benefits of remote sensing technology, it ranges from management of
land’s resources to management of traffic. Remote Sensor System, is basically, measuring electromagnetic energy
reflected from the objects. Cameras, shortwave radio, spectroradiometers,
and human eye are examples to this systems. Light, heat and radio waves
are forms of electromagnetic energy. This system helps us get an image
of the earth with the reflections of these waves. It is also used to discover
archeological areas. The use of this technic increases everyday around the
world. This article also aims to inform on synthetic aperture radar, termal
infra-red, multi spectral system and remote sensing air photography This
article aims to prove that these technologies can be used to discover new
archeological areas like Hattusa, Erythrai, Keykenes, Sagalassos using
international and Turkish resources.
Remote Sensing Technology grows using a variety of different branches
professions (archeology, geography, geology and computer sciences) .
Remote sensing technology is a great source to use for the undiscovered
archeological works in Turkey.
Key Words; remote sensing technogies, global information
system, archeology, air photos, teral intrared, senthetic radar, airborne
oceanographic lidar
SAYI: 2
82 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİNİN ARKEOLOJİ
ALANINDA KULLANIM ALANLARI
Bu çalışma uzaktan algılama teknolojileri ve global bilgi sistemlerinin
arkeolojik alanlarla olan ilgisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Hava fotoğrafları uzaktan algılamanın temel unsurlarındandır Günümüzde uzaktan
algılama verileri kameralar, sensörler ile donatılmış uçaklar, insansız hava
araçları ve uydular tarafından toplanmaktadır. Uzaktan algılama konusu
çok fazla kullanım alanına sahiptir. Ülke kaynaklarının yönetilmesinden,
trafik kontrol sistemi gibi birçok kullanım alanı bulunmaktadır. Uzaktan
algılama teknolojileri arkeolojik alanların keşfinde de kullanılmaktadır.
Bu tekniklerin kullanım alanları her geçen gün bütün dünyada artmaktadır.
Makale uzaktan algılama konusunu açıkladıktan sonra arkeoloji alanında
topografik alan, hava fotoğrafları üzerinden yapılan araştırmaları gözler
önüne sermektedir. Ayrıca makale sentetik aralık radarı hakkında bilgi vererek, termal infra-red, multi spectral sistem, hava fotoğraflarının uzaktan
algılama konusuna değinmekte ve bu alanların arkeoloji dalında kullanımını anlatmaktadır.
Makale global bilgi sistemleri, sobel tekniğinin, coğrafi bilgi sistemlerinin uzaktan algılama gibi yüksek teknolojiye sahip olan sistemlerin arkeolojik alanların tespitinde kullanılabileceğini kanıtlamayı hedeflemektedir.
Bu amaçla makalede Hattusa, Erythrai, Keykenes, Sagalassos gibi antik
sit alanları örnek verilerek özellikle Sar ve infra-red map gibi haritaların,
sobel tekniği tarihi ören yerlerinin tespitinde, antik yolları bulmada önemli teknikler olduğu vurgulanmıştır. Bu konuda yapılan yabancı yayınlar
ve Türkiye’deki araştırmalara ve çalışmalara yer verilmektedir. Uzaktan
algılama ve arkeoloji alanlarda çalışmak isteyen araştırmacılar bu alanda
(arkeoloji, fotogrametri, haritacılık, coğrafya, jeoloji, bilgisayar) gibi farklı disiplinlerde çalışarak bu alan bilgileri ile birbirini tamamlamaktadır.
Uzaktan algılama, coğrafi algılama yöntemleri Türkiye’de bulunan toprak
altı tarihi eserlerin envanterinin tam ve eksiksiz olarak çıkarılmasına imkan sağlayacak bir sistemdir.
Anahtar Sözcükler; uzaktan algılama teknolojileri, global bilgi sistemleri, arkeoloji, hava fotoğrafları, termal radar, sobel tekniği
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
83
UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİNİN
ARKEOLOJİ ALANINDA KULLANIM ALANLARI
Yüksek ya da gelişmiş teknolojilerin arkeoloji alanında, müzeler ve
kültürel miras alanlarında kullanılmadan önce askeri amaçla (bomba imha
robotu, mayın temizleme robotu gibi), nükleer santrallerde bireylerin girmesinin tehlikeli olduğu alanlarda ve sağlık sektöründe, özellikle mikro
cerrahi de (göz ve kalça kemiği ameliyatlarında) ve eğlence sektöründe robot oyuncaklar/simülatörlerin kullanıldığı bilinmektedir.(Erbay. M, 2002:
27-30)
1980 yılında İngiltere/Londra’da müze bilimi ile uğraşan müzeciler
tarafından, müzelerde yeni teknolojilerin kullanılmasının, müzelerin geleceği açısından önemli olduğu belirtilmiştir. Londra Savaş Müzesi simülatörü, Doğal Tarih Müzesi, teknolojinin yeni aletlerinin ilk kez kullanıldığı
müzeler olmuştur.(Erbay. F., 1998 :46)
2014 yılında National Geographic Dergisi yine, yeni bir araştırmaya
imza atmış, Mısır Pramitleri, Petra Antik Şehirleri’nde uzaktan algılama
sistemlerini kullanmışlardır. Bilim adamları noktasal sinyaller gönderen
aletlerle, 3 boyutlu bu yapıların görünmeyen kısımlarının adeta tomografilerini çıkarmayı başarmışlardır.
Günümüz teknolojisinde uzaktan algılama sistemlerinin ve aletlerinin arkeolojik ören yerlerinin saptanmasında kullanıldığını görmekteyiz.
Uzaktan algılama konusu uzaya gönderilen ilk uydu, ilk iletişim uydusu
Project SCORE, 18 Kasım 1958 tarihinde Uzaya gönderildi. Bu uydudan
alınan veriler gündemde önemli bir konuyu taşıdı. Bu uyduların çektikleri
fotoğraflardan elde edilen veriler ve bilgiler zaman içinde değerlendirilerek pek çok soruya cevap olmuştur.
Uzaktan Algılama:Hava fotoğrafları uzaktan algılamanın temel verileridir. Günümüzde uzaktan algılama verileri kameralar, sensörlü alıcılar
ile donatılmış uçaklar, hava balonları, insansız hava araçları ve uydular
tarafından toplanmaktadır. Uzaktan algılama konusu çok fazla kullanım
alanına sahiptir. Ülke kaynaklarının yönetilmesinden, atmosferin izlenmeSAYI: 2
84 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
sine kadar birçok kullanım alanı bulunmaktadır. Termal kameralar yada
çeşitli toprak özelliklerini ölçebilen fotoğraflar çeken uydular da bulunmaktadır.(Şekertekin,A.İ.,2013:34)
Uzaktan algılama konusu özetle nesnelerden yada cisimlerden yansıyan yada yansıtılan ve onlardan dağıtılan ve yayılan elektro-manyetik
alan enerjisinin ölçülme işlemidir Fotoğraf makinesi bir anlamda kısa
dalga boyu ölçüm aletlerindendir, spektro-radyometre, çok amaçlı bantlı
tarayıcı ve insan gözü doğal olarak uzaktan algılayıcı sistemlere örnek teşkil eder. İnsan gözü yanıltılmazsa yaklaşık mesafeyi, maddenin alaşımını
kestirebilir.. Enerji yayan kaynak, genellikle bizler için güneştir. Uzaktan
algılamada cisimlerden yansıyan farklı dalga boyları saptanması yeryüzü
şekillerinin topoğrafik görüntüsü, havadan ve uzaydan alınan görüntüler
aracılığı ile tanınmaya ve anlamlandırmaya çalışılmaktadır. (Erdoğan N.J,
1998:124)
Uzaktan algılama teknolojisinde kullanılan sayısal veri görüntüleri,
yeni yorumlama teknikleri sunan bu sistemler, bilgisayar desteklidir ve
işlenmesi gereken verilerdir. Araştırılan konu ile ilgili veri ve referansların sağlayacağı fayda belirlenerek, verinin analizine başlanır. Ne için
ne zaman hangi şartlarda fotoğrafların çekiminin yapıldığı önemlidir. Çözünürlük yapısı da önemlidir. Referans verileri ve uzaktan algılama ile
elde edilen görüntüler sayısal verilere dönüştürülür. Bilgisayar ortamında
işlenerek sayısal bilgiler görüntüler aracılığı ile raporlanır. (Şekertekin
A.İ.,2013:34)
Elektromanyetik tayf özel fotografik yöntemlerle topografya
saptanmaktadır. Elektromanyetik farklı aletlerin yardımıyla toprak yapısı
tespit edilebilmektedir. Toprak yapısındaki değişim bölgenin anlaşılmasında önemlidir. Çözünürlük konusu da önemlidir çünkü istenen amaca
göre uydu görüntüsü ayrım gücünü göstermektedir. Örneğin Landsat, TM
görüntüsünün çözünürlüğü 30 m/piksel, Land sat MSS fotografik görüntüsünün çözünürlüğü 80 m/pikseldir. Fransız SPOT uydusu XS fotografik
çözünürlük görüntüsü ise 20 m/piksel ve Pankromatik görüntüsü ile 10 m/
piksel çözünürlüğe sahiptir. 1998 sonlarında 1-3 m çözünürlüklü çok bantARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
85
lı görüntülü uydular ticari olarak şirketler tarafından kullanıma girmiştir.
(çevrimiçi Uzaktan Algılama –Arkeoloji,www.tryorum,05,04,2014)
Uzaktan algılama sistemlerinin arkeoloji bilimini desteklemesi oldukça yeni ve yüksek teknolojilerin gelişmesi ile ortaya ören yeri arkeolojisi
çıkmıştır. Uzaya gönderilen uyduların sayıları arttıkça veriler artmış ve
topladıkları verilerin işlenmesi gerçekleştikçe bu bilgilerin bilim dünyasına neler sunabileceği konularında çok sayıda araştırma yapılmıştır. Uzaydan yeryüzünü görüntüleyen Spot/Image, Radarsat, Ikonos, Aster gibi
yeryüzünden veri toplayan çeşitli ülkelerin uyduları tarihi sit alanlarının
yerlerinin belirlenmesinde arkeologlara büyük faydaları olduğu bir gerçektir. (E. Bank., 2013:108)(Fig 1)
Uzaktan algılama konularında yapılan bazı araştırmalar arkeolojik
alanların mevcut durumlarını tesbit etmeyi, yüzey araştırmalarını kaydetmeyi amaçlar. (Ozulu, İ.Murat Altan Metin.,2007, 463-473)Tarihi sit alanlarının yerlerinin belirlenmesinde arkeologlara, kent arkeolojisi alanında
faydalı olan dijital teknolojiler konusunda yazılmış yayınlar bulunmaktadır:
B.J. Devereux ve A.D.Cliff’in ‘Çalılık bölgelerinin yüzey örtüsü
altındaki mimari özellikli bölgeler’ adlı makalesi bulunmaktadır. Bu makale çalılık bölgeler üzerinden sinyaller aracılığı ile arkeolojik eserleri
bulmada uzaktan algılama sistemlerinin etkisini araştırmıştır. Bu araştırmacıların yüzey örtüsü altındaki mimari özellikli bölgeler, adlı diğer makalesi de bu konuda yazılmış önemli çalışmalar arasındadır. (B.J.Devereux, ,A.D.Cliff; 2005: 648-660)
Ayrıca John Loeb’in Aster uydusu ile çekilmiş olan görüntülerin incelenmesi sonucunda Ur şehri yerleşkesi ve yeri hakkında öngörüler oluşturmuştur. Aster uydusu ile çekilmiş olan görüntülerin incelenmesi sonucunda tarihi Ur şehri yerleşkesini bulmuş ve bu araştırmasını yayınlamıştır. Bu
makaleler bize teknolojinin sağladığı yeni imkânlarına yeni ören yerlerinin
keşfinde yaptıkları katkıyı göstermektedir. (J.Loeb, J., 2008: 34)
SAYI: 2
86 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
12-13 Mayıs 2011 tarihlerinde ODTÜ Yerleşim Arkeolojisi Sempozyumu düzenlendi. Yapılan bu konferansta arkeolojik kuram ve yöntemler kullanılarak bölgesel ölçekte tez çalışması yürütmekte olan genç bilim
insanlarını bir araya gelmesi ve uzaktan algılama konusunun, arkeoloji
alanına nasıl katkı sağlayacağı konusunda tebliğler sunulmuştur. Bu sempozyum Leiden Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Bölümü’nde Profesör John
Bintliff bildirisi ve poster sunumu uzaktan algılama ve arkeoloji ilgisini
en yalın şekilde anlatmaktadır.(Paleoberkay Arkeoloji Haberleri, (Çevrimiçi) paleoberkay.blogspot.com.tr/2011/03/arkeolojide-bölgesel-calsmalar-katlm.html,08,06,2014 )
Rosa Lasaponara’nın uzaktan algılamaya bir bakış adlı makalesinde,
uzaktan algılamanın son zamanlarda uzaydan algılama teknolojileri ve
uygulamaları açısından önemi belirtilmiştir demektedir. Spektral ve mekansal çözünürlükte iyileşme arkeolojik amaçla, uydu verileri tarafından
sunulan görüntüler farklı ölçekte ve çeşitlilikte olsalar da bu konudaki
arkeolojik araştırmalar yeni ören yerlerinin toprak üstüne çıkarılmasında
yada varlığının bilinmesinde yardımcı olmaktadır. (Lasaponara, R., Nicola
Masini, 2013:11)
Topografik Alan Araştırması: Çeşme Ildırı köyü sınırları içinde kalan
Erythrai antik kenti bölgenin en önemli kültürel mirastır. Antik dünyanın
en parlak halklarından olan İyonların bölgede kurduğu 12 İyon kentinden biridir.1964-1977 yılları arasında Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından
kazılmıştır.1977-1983 yılları arasında ise Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu
tarafından konuya devam edilmiştir.Bu bölgeye ait topografik yüzey araştırmaları mevcuttur. (Aksoy ,2001,28) (Fig 2)
Hava Fotoğrafı: Arkeoloji denildiği zaman çoğu insan tarafından ilk
akla gelen tarihi eserleri kazarak ortaya çıkarmaktır. Fakat bugün arkeoloji
çalışmalarında birçok farklı çağdaş yöntem ve araçlar kullanılmaktadır.
Hava fotoğrafları da bu araçların en bilinenlerinden biridir. Yüzeyde
çıplak gözle bakıldığında, algılanması çok zor ya da imkânsız olan pek çok
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
87
özellik havadan bakıldığında çok daha belirgin hale gelmektedir. Siyah
beyaz fotoğraflar görülebilen spektrumun sadece 22 gri tonunu kaydeder.
Bu fotoğraflar optik olarak gün ışığında, açık hava şartlarında, havanın çok
az bulanık olduğu zamanlarda güvenilir yapıda fotoğraflardır.
İlk bilinen hava fotoğrafı 1900 başlarında P.H.Sharpe, Zeplinden çekilmiş Stone Henge konulu fotoğraftır. Bu devirde uçak sadece insan gözünün görebileceği yükseklikte uçmaktaydı. Türkiye’de bölgelerle ilgili
ilk fotoğraflar Alman hava fotoğraf sanatçıları ve Osmanlı ordusundaki
fotoğrafçı askerler tarafından 1917/18, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş
yıllarında çekilmiştir. (Artun, O,2005:2)
Ürdün Ordusu, 1953 yılında 4000 adet dikey hava fotoğrafını güvenlik
amacı ile çektirmiştir. Ürdün 1980 yılında bu fotoğrafları tekrar gündeme
getirerek düzenlenmiştir. Bu bilgiler yeni teknolojik bilgiler ışığında
gözden geçirilmiştir. Fotoğraflar zamanın başbakanı John F. Kennedy’ye
hediye edilmiştir. Bu fotoğrafların 1990 yılında Ortadoğu’da son 50 yıl
içinde hava arkeolojisi dalında gerçekleştirilen ilk sistemli çalışma niteliğini taşıdığı da bilinmektedir. (Artun, O,2005:2)
Altiplana, Bolivya’da Peru Titicaca gölü çevresini 200.000 dönümlük
alanı fotoğraflamış ve hava fotoğraflarından elde ettikleri bu bilgilerle yeni
arkeolojik alan ortaya çıkarmışlardır. (Artun, O,2005:2)
Sentetik Aralık Radarı (SAR):Sar ışınları zemine enerji dalgaları
gönderir ve yansıyan enerjiyi kaydeder. Radar özellikle farklı radar dalga
boyları ile yatay ve düşey verilerin farklı kombinasyonlarının kullanıldığında yüzeydeki lineer ve geometrik özelliklere karşı duyarlılık artar. Sarının oluşturduğu görüntü, yeryüzünü yüzey örtüsünün ve yüzeye yakın bölümün morfoloji, pürüzlü, geometrik vb. gibi fiziksel özelliklerini belirler
kuru ve gözenekli süngerimsi toprakta radar ışınları toprağı delip geçebilir.
1982 yılında uzay aracından gönderilen radar sudan göllerdeki kumu delip
geçmiş ve antik suyolunu ortaya çıkarmıştır. Kostarika’da havadan radar
kullanılarak tarihöncesi patikalar bulunmuştur. (Artun, O.,2005:23) (Fig
3)
SAYI: 2
88 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Wroxeter Hinterlandı Projesi, İngiltere’de, Airborne Thematic Mapper fotoğrafları arkeoloji alanında önemlidir. Hyderabad Hindistan Caithness arkeolojik proje İskoçya’ya aittir. Dahshur Yüzey Araştırması projesi, Mısır Tokai Üniversitesi ve Waseda Üniversitesi ile Mısır Arkeoloji
Enstitüsü’nün ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kuzey Dahshur alanı, 1996
yılının bahar ayında uzaktan algılama teknikleri kullanılarak araştırılmıştır. Sar verileri mezarlığın duvarları ve tuğla kalıntılarını ve çöle dağılmış
seramik kalıntılarını ortaya çıkarmak için analiz edilmiştir. Projede ayrıca
Spot, hrv, Landsat, tm uyduları kullanılmıştır. Yüksek çözünürlük ile optik
görüntüleri mevcut kalıntıların özellikle pramit tabanların taslağını çıkarmada oldukça başarılı oldukları görülmüştür. (Artun, O.,2005:23)
Renkli Kızılötesi Film: Elektro-manyetik spektrum kırmızı ile farklı
dalga boylarını algılayan havadan fotoğraflama sistemidir. Kızılötesi film,
bitki örtüsündeki çok küçük farklılıklara karşı hassastır. Çünkü gömülü
arkeolojik nesneler üzerlerinde yetişen bitkileri etkiler ve bu nesneler kızıl
ötesi fotoğrafta görülür. Renkli kızılötesi fotoğraf filmler, doğada yeşil ışığı yansıtan objeler, mavi-kırmızı ışığı yansıtan objeler, yeşil ve infra-red
ışığı yansıtan objeler de harita üzerinde kırmızı renkte belirirler. Harita
üzerinde olasılık analizi ile kırmızı olasılık artıyor demektir. Metre kare
başına tarihi eser olabilecek alanlar haritalar üzerinden görülmektedir.
Mavi alanlar da olasılıkların azaldığı şeklinde yorumlanabilir (Tekinsoy /
Dinç, 2001,35) (Fig 4)
Termal İnfra-red Multi Spektral Tarayıcı (TIMS): 0,1 santigrat derece keskinliğinde zeminin yaydığı termal radyasyonu ölçen, altı kanallı tarayıcıya verilen addır. Algılanan alan ve pikselin boyu da dalgalanan
alanın yüksekliğiyle doğru orantılıdır. Land sat uydusundan gelen verinin
piksel boyutu, bir kenarı 30 m’dir ve bu yüzden sınırlı arkeolojik alanlarda
uygulanmaktadır. TIMS verileri arkeolojik araştırmalarda kullanılabilir.
Antik yolların fark edilmesinde oldukça güvenilir bir yöntemdir. (Artun,
O.,2005:23) (Fig 5)
Airborne Oceanographic Lidar: Yeryüzü yüzeyinin profilini çıkaran
lazer alettir. Lazer ışınları zemine saniyede 400 defa ve 3,5 mesafede çarpARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
89
makta ve alete geri dönmektedir. Çoğu durumda, ışınlar bitki örtüsünün
üst noktasına ve yeryüzüne çarpıp geri döner ve bu ikisi arasındaki fark,
ormanların yüksekliği ve çalıların yüksekliğini verebilir. Benzer örnek yüzey üzerinde gözükmeyen patika yolun belirlenebilmesi için de kullanılabilir. Bu yöntem yükseklik, eğim belirlediği gibi ağaç yüksekliği belirlemekte de kullanılabilir. Aynı zamanda kıyı su kenarı morfolojisini suyun
temizliğini, klorofili de içeren organik pigmentleri yüzey üzerindeki yağ
birikintisini ve boya izlerini ölçmede de uygulanabilir. Böyle durumlarda
ışının bir bölümü su yüzeyinden yansırken, diğer bölümü suyun tabanına
düşerek yansımaktadır. Bu şekilde geri alınan yansımaların zaman farkı ise
suyun derinliğini ve su altındaki topografyayı belirleme de kullanılmaktadır. Bu yöntem su altı arkeolojisinde kullanılabilir. (Artun, O.,2005:23)
Airphotos Uzaktan Algılama Teknolojileri:Toprak kalıntılarını yorumlayarak, arkeolojik alanların belge ve kazı olmadan yüzey araştırması
şeklinde adlandırılan bilimsel yöntemlerle planlı araştırma yapma imkanı
sunar. Arkeolojik alanlarda, uzaktan algılama (RS) Remote Sensing Technologies çalışmanın ilk basamağını oluşturmaktadır. Yüzeyler yada araziler arkeologlar için çalışma alanıdır. Uzaktan algılama çalışan haritacılar
ve jeologlar yaptıkları çalışmalar ile arkeoloji bilimine katkıda bulunabilirler. Çeşitli yükseklik seviyelerinde siyah, beyaz, renkli ve kızılötesi fotoğraflar çekilir.Bu veriler daha sonra arkeolojik alanın harita üzerinde
bulunması için işlenir. (Ozulu, İ.Murat Altan Metin., 2007: 463-473).Bu
projelerin yürütülmesi için jeolog ve arkeologlar birlikte işbirliği içinde
çalışmaları gerekmektedir.
Mikrodalga Radar: Elektromanyetik spektrumun dalga boyları arası mikro-dalga bölgesidir. Mikro-dalga algılama çoğunlukla yüzey, yüzey
altının fiziksel özelliklerine karşı duyarlıdır. Kurak bölgelerdeki nesneleri
bulmada zemine radar ışınları göndermek ve yansımasını ölçmek bazen
seçilen bir yoldur. İnsan yapımı objeler alanı bozmadan, yer altındakini
resmini verecek şekilde mikrodalgaları yansıtır. Yansıyan bu ışınlar, istenen arkeolojik alandan veri toplar. (Artun, O.,2005:23)
SAYI: 2
90 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Sobel Tekniği: Antik yolların incelenebilmesi amacıyla uygulanan
Sobel Tekniği (Kenar çizgilerin netleştirilmesi) ile gereksiz ayrıntılar yok
edilerek, geniş bir alanda sadece belirli yol ağının izleri üzerinde yoğunlaşılır. Bu görüntüleme yöntemi ile nokta olarak alınan yol izlerinin hatlar
halinde yorumlanabilmesi sağlanır.( S.Gülçur, Erdoğan N.J., A.M.Özer,
M.E.Özel, U.Esin., 1998:125)
Coğrafi Bilgi Sistemi, Global Information System (GIS):Coğrafi
bilgilerin toplanması, bilgisayar ortamına aktarılıp depolanması, işlenmesi, analizi ve sunulması amacıyla bir araya getirilmiş bilgisayar donanım
ve yazılımı, personel ve coğrafi verilerden (bilgiler) oluşan bir bütündür.
Tematik haritalar, (seçim, eğitim, sağlık, adalet, nüfus, ekonomi, ticaret,
sanayi) ilişki analizi, (bebek ölümü, suç analizi, seçmen parti analizi) ülke
kaynaklarını izleme, ulaşımı, planlama, doğa olayları izleme (deprem,
heyelan, iklim, toprak yapısı), alt yapı mühendislik (proje planlama, uygulama, takip, altyapı koordinasyon) şehir planlama, kent bilgi sistemi,
kamulaştırma, arazi toplulaştırma, üretim yönetim izleme, taşınmaz bilgi
sistemleri, tesis yönetimi, araç takip sistemlerinde (navigasyon) kullanılmaktadır. (Bank. E.., 2013:104)
Sagalassos Antik Kenti: Sagalassos Archaeological Research Project, Jeomorfolojik araştırmalar, GIS ve uzaktan algılama KU Leuven’in
bünyesindeki Arkeoloji Bilim Merkezi, fiziksel ve bölgesel coğrafya
araştırma grubu tarafından Sagalassos’ta sürdürülen jeomorfolojik,
uzaktan algılama ve gıs araştırmaları geçmişte insanların yerleşmesinden
itibaren meydana gelen çevresel değişikliklere, yerel yerleşim merkezlerinin gelişmesine ve arkeolojik niteliklere sahip yerlerin saptanmasına
odaklanmaktadır. Uzaysal değişkenlik yerkürenin eko-sistemlerinin değişik süreçleri arasındaki etkileşim uzaktan algılama kullanılarak arkeolojik
niteliklere sahip yerlerin anlaşılması genel olarak Sagalassos bölgesindeki
arkeolojik alanlara uygulanmıştır. (Fig 6) (Waelkens.,1998:30) (Sagalassos
(Çevrimiçi),www.sagalassos.bel.sagalossosarkeolojikProject,http://www.
sagalassos.be/saga/en/node/1308 08,06,2014 )
Küresel Konumlama Sistemi, Global Position System (GPS)/ Coğrafi Bilgi Sistemi, Global Information System (GIS):
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
91
Bir Başkentin Su Yolları başlıklı Trakya bölgesinden bugüne kadar
inşa edilmiş en uzun ve geniş tarihi su kanalı olarak kültürel mirasımızdır.
Bu sergi Anadolu Medeniyet Araştırmaları Merkezi ve Koç Üniversitesi
ortak çalışmasıdır. 9 Kasım 2012 tarihinde başlayıp 18 Şubat 2013 tarihine
kadar devam etmiştir.
Sergide, topografik yüzey araştırmaları çalışmaları ve uzaktan algılama teknolojileriyle görsel veriye dökülen fotoğraf, bilgisayar grafikleri
ve yeniden yapılandırmanın yanı sıra 4. yüzyıldan itibaren inşa edilmeye
başlanan su kemerlerinin durumu tespit edilmiştir. Sergide bilgisayar ortamında canlandırılan, sanal görüntüleri de yer aldı. Proje yirmi yıl yapılan
araştırmaları bir araya getirmiş ve ortaya çıkartılan dünyanın en uzun su
sistemine ait görüntüleri sergilemenin yanında ilk kez uzaktan algılama
sistemleri bir sergi ile tanıtılmıştır. Tarihi suyolu sistemi projesi, İstanbul
Teknik Üniversitesi’nden Prof. Derya Maktav ve Edinburgh Üniversitesi,
Prof. James Crow tarafından yürütüldü. Bilim insanları, uzaktan algılama teknolojileri, yüksek çözünürlüklü görüntülü uydu ve hava fotoğrafik,
global konumlama Sistemi ve Coğrafi Bilgi Sistemi gibi bir çok teknik ve
yöntemleri kullanarak tarihte İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan kanalların yerleri ortaya çıkarttı. Bu proje Koç Üniversitesi, projenin destekçisi
TÜBİTAK’a, Britanya Akademisi ve Prof. Dr. Kâzım Çeçen ve Arkeolog Celal Kolay’ın çabaları ile gerçekleşmiştir. (Atalan N., Çayırezmez,
2008:87-100) Bu projenin önemi günümüz teknolojilerinin arkeoloji alanı
ve kültürel mirasın yerinin saptanması amacı ile kullanılmasıdır. (Çevrim
içi;
http://www.haberler.com/trakya-dan-istanbul-a-bir-baskentin-su4086340-haberi/ 23.06.2014)
Yozgat ilinde Sorgun kentinin güneyinde Kerkenes adlı bir bölge
bulunmaktadır. Bu bölge demir çağında Anadolu’nun merkezidir. Fazla
yüksek olmayan dağları, granit taşları ve termal suları ile ünlüdür.Uzaktan algılama metotları dahilinde uydu imajları, fotoğrafları ve sıcak hava
balonları ile, hava fotoğrafları çekilmiş ve inceleme altına alınmıştır. Bu
araştırma hem arkeolojik hemde uzaktan algılama Küresel Konumlama
Sistemi (GPS) açısından önemli bir yüzey araştırması projesidir. (Atalan
N., Çayırezmez,Summers, 2008:87-100)
SAYI: 2
92 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Sobel Tekniği, coğrafi bilgi sistemleri, hava fotoğrafları, renkli kızılötesi film, sentetik aralık, termal infra-red, multi spektral tarayıcı, air-borne
oceanographic, Lidar, airphotos RS Teknolojileri, mikrodalga radar, küresel konumlama sistemi, coğrafik bilgi sistemlerinin arkeoloji alanında
kullanılmasının yaygınlaşması bu bilim alanına katkı sağlayacaktır. Arkeoloji alanında şehir planlama, taşınmaz bilgi sistemleri konularında kullanılmaktadır. Türkiye’deki kazı alanlarının uydular ile saptanması tespit
edilmesinde kültürel buluntuların haritalarının elektronik tarama yöntemi ile bilgisayar ortamlarında görüntülenebilmesine imkân sağlayan alt
yapı içinde bilişim teknolojileri telekomünikasyon sistemleri ve özellikle
de uzaktan algılama sistemleri kullanılmaktadır.
Uzaktan algılama sistemleri, Türkiye’deki tarihi ören yerlerinin tespitinde ve toprak altı envanterinin çıkarılmasında Alman Enstitüsü tarafından
kullanıldığı bilinmekteydi. (Atalan N, 2008:90)
Bu makalede arkeoloji alanında, kültürel mirasın envanterinin
çıkarılması, yerinin tespiti, kültürel varlıkların korunması, uydular aracılığı ile çekilen fotoğraflar, uzaktan algılamaya yönelik uygulamalar ile
elde edilen dataların değerlendirilmesinde bilişim teknolojileri ile yakınsama yöntemlerini konu alarak arkeoloji alanında uzaktan algılama tekniklerinin kullanılması konusuna ışık tutmayı hedeflemektedir. Bu amaçla
çeşitli örnekler çalışmada sunulmuştur.
Çalışmamız sırasında uydu sahibi olan ülkelerin, olmayan ülkelere
nazaran daha fazla veri elde ettiği ve bu verilerden yararlandıkları
görülmüştür. Hatta bu verileri uzayda uydusu bulunmayan ülkeler satın
almaktadır. Uzaktan algılama ve arkeoloji alanında çalışmak isteyen araştırmacılar bu alanda ya uydu görüntüsü almak yada arkeoloji alanında çalışması olan kişilerle birlikte işbirliği yapmak zorunda kalmaktadır.
Arkeoloji, coğrafya ve jeoloji gibi farklı disiplinlerin bir arada çalışma
imkanı bulması her bir alanı ayrı ayrı olduğu gibi birlikte düşünce ve fikir
üretme gibi farklı disiplinleri de desteklemektedir.
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
93
Bu şekilde Türkiye’de bulunan tarihi eserlerin envanterini tam ve eksiksiz olarak çıkarma imkanı gerçekleşecektir.Bugün mevcut kültürlerin
geçmiş ile olan ilgisi saptanabilecek ve bu yolla dünya kültür mirasına
katkı sağlanacaktır.
Dünyada uzaktan algılama çalışmalarını kullanan, arkeolojik araştırmaların sayısı bugün olması gerekenden azdır. Coğrafyacılar,jeodezi, fotoğrametri, jeofizik, harita mühendisliği,Jeologlar ve arkeologlar bu alanda çok sayıda eser vermişlerdir.
Arkeoloji bilimi bu tesbitleri doğru yapmak ve teknolojinin imkanlarından yararlanmak zorundadır. Arkeoloji biliminin geleceği için ve bir
bilim alanı olarak varlığını sürdürebilmesi için gps uzaktan algılama gibi
Avrupanın ve Amerikanın kullandığı dünya ölçekli gelişmiş teknolojileri
üretmese bile kullanmak zorundadır. Bilinçli sürdürülebilir bir şehircilik
anlayışı Kıta Avrupası ve Amerikanın kullandığı gelişmiş teknolojileri
Türkiye’de kullanmak gereklidir.
Sonuç olarak arkeolojik alanların ve bu alanlardaki tarihi eserlerin,
kültürel buluntuların uzaktan uydular aracılığı ile saptanması, tespit edilmesine yönelik yöntemler, uçaklar aracılığıyla yukardan çekilen hava
fotoğrafları jeofizik bilim dalına ait yöntemler kullanılarak buluntunun
varsayıldığı toprağın direncinin, toprağın renginin, geçirgenliğinin yada
manyetizmasının yapısal ölçümü, jeo-radar araçları ile ölçümünde çok
yüksek çözünürlüklü fotoğraf dataları üzerinden çekebilen uyduların kullanımına kadar geniş bir araştırma alanında değerlendirilebilir. Bu alan
çok arkeoloji, arkeometri, jeoloji, harita-kadastro, kimya mühendisliği
gibi farklı bilim dallarındaki akademisyenlerin birlikte çalışmalarını gerektiren bir alan olduğu görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda farklı uzmanlık alanlarında çalışan bilim insanları bir araya gelerek kültürel varlıkların,
kültürel mirasımızın, arkeolojik bölgelerin saptanmasında öncülük edeceklerine inancım tamdır.
SAYI: 2
94 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Fig 1 - Uzaktan Algılama Teknolojileri ile Arkeolojik Alanın Görüntülenmesi /
Fig 1 - Remote Sensing Tecnology with Archeology Area
Fig 2- Erythrai Antik Kent Planı / Fig 2-Erythrai Antiquity City Plan
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
95
Fig 3-4-Haritada görülen kırmızı alanlar tarihi ören yeri olabilecek
alanlardır. Mavi ise olasılık azlığını göstermektedir. http://news.harvard.
edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/
Fig 3-4-SAR and Infrared Map (Red area may be cultural heritage).
http://news.harvard.edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/
SAYI: 2
96 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Fig 5- Uzaktan Algılama ile Yeni Antik Yollar Bulunabilir http://climate.nasa.gov/news/1010
Fig 5- Remote Sense can be finded old antiquity road (Modern Gravel Roads, Ancient Track, Shishr/Ubar site) http://climate.nasa.gov/
news/1010
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
97
Fig 6- 1996 yılında J.Reyniers tarafından çizilmiş Sagalossos’un batı
bölümünü gösteren kareleme yöntemli yüzey haritası
Fig 6- J.Reyniers draw Sagalossos map in 1996
SAYI: 2
98 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Kaynakça:
Atalan Nurdan, Çayırezmez/Pınar Ertepınar Kaymakçı/Geoffrey D.
Summers, 2008.
‘Remote sensing at Kerkenes:Combining Geoghysical and other Methods’ Kerkenes (de Uzaktan Algılama: Jeofizik ve Diğer Yöntemlerin
Birleştirilmesi, Joudram of üne Earth Sciences Application and Research
Centre of Hacettepe University, Hacettepe Üniversitesi Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Dergisi) Yerbilimleri, 29 (2),Ankara:87-100.
Aksoy Yaşar,İzmir İl Kültür Envanteri, İzmir Kültür Müdürlüğü Projeler Dairesi Bşk.Yay,2001
Tekinsoy Pelin / Prof.Dr.Ural Dinç, Üzaktan Algılama nedir? HKMO
Bülteni Şubat 2001 Ankara
Bank Emin., 2013.
‘Yönetim Bilişim Sistemlerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Teknolojisinin Önemi’ 30. Ulusal Bilişim Kurultayı, 28-29 KasımJW Marriott Hotel
Ankara:23.
Erbay, Fethiye, 1998.
”Development of The Display Technigues in Museums as a Service
Sector’, IRCICA Newsletter, Research Center Islamic History, Architecture, Arts, İstanbul:21.
Erbay. Mutlu, 2002.
Gelişen Teknoloji Karşısında Müzelerin Değişen Konumu, 6.Müzecilik Semineri Bildirileri, Askeri Müze Yay.,2002/09, İstanbul: 27-30.
Erdoğan N.J./A.M.Özer, H.Yıldırım,M.E.Özel,S.Gülçur, U.Esin.,
1998.
‘Arkeolojik Yapıların Uzaktan Algılama Uydu Verileriyle Araştırılması’, T.C Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara.
ARALIK 2014
THE USELEGES
OF REMOTE
SENSING
TECHNOLOGY
İN ARCHEOLOGY
INFORMA
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ •
99
Demirci Şahinde.,Ahmet Hilmi Balçı., 1998.
‘Metaarkeoloji: Arkeometri Arkeoloji İlişkisi Üzerine’ T.V Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri Sonuçları
Toplantısı, Ankara.
Devereux B.J,/G.S.Amable./P.Crow,A.D.Cliff; 2005.
‘The Potential Of Airborne Lidar For Detection Of Archaeological Features Under Woodland Canopies’ Antiguity vol 79:305,
L.Loeb,Using, John, 2006.
‘Satellite Images to Search for Ancient Settlements’, Harvard Üniversity,
Amerika:23.
Lasaponara, Rosa, Nicola Masini, 2013.
’Remote Sensing in Archaelogy :An Overview’ Journal of Aeronautics
&Space Technologies Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, Jan, vol 6,
issue 1:7-17
V.De Laet/E.Paulissen/G.Verstraeten, 2009.
‘Remote Sensing, GIS En Geo-Archeologisch Onderzoek, Case
Studies İn Turkiji’, Egypte en İtalie, Center for Archaeological Sciences,
K.U.Leuven Belgium:34.
Karaarslan S.Vedat ., ‘
Bilişim Teknolojileri ve Uzay Arkeolojisi Yakınsaması Bağlamında
Uydular ile Uzaktan Algılama ile Buluntu Tespiti’, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Üniversiteler Mah. Dumlupınar Blv. No 1 , Çankaya, Ankara:23.
Ozan Artun., 2005.
Korykos’ta Bulunan Su Kanalı Ve Terasların İncelenmesi Üzerine Bir
Çalışma, Çukurova Ünversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Arkeometri Ana
Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana:23.
Ozulu, İ./Murat Altan Metin., 2007.
SAYI: 2
100 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
‘ Hava Fotoğrafları Kullanılarak Arkeolojik Alanların Değişim Analizi Hattusa Örneği’, Anadolu Üniversity, Journal of Sciences &Technology, vol 8, issue 2, Eskişehir:463-473.
Şekertekin, Ali İhsan., 2013.
Uzaktan Algılama Verileri ile Bölgesel Çevre Etkilerinin Belirlenmesi:
Zonguldak Örneği, Bülent Ecevit Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri
Mühendisliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi,Zonguldak:23.
Tekinsoy Pelin /Prof.Dr.Ural Dinç,Üzaktan Algılama nedir? HKMO
Bülteni Şubat 2001 Ankara
Waelkens, Marc., 1998 ”The Survey Around Sagalossos 1996.
” The Survey and Archaeometrical Research at Sagalassos 1996, T.V
Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri
Sonuçları Toplantısı, Ankara:34-35
(Çevimiçi) www.arkeotekno.com/hbr_74_uydular_ve_arkeoloji.html
23.06.2014
(Çevimiçi) Haber com; Trakya’dan İstanbul’a ‘Bir Başkentin Su Yolları’ Koç Üniversitesi 23.06.2014
(Çevimiçi) Anadolu Medeniyetleri araştırma merkezi sergisi13 kasım
2012
(Çevimiçi)paleoberkay.blogspot.com.tr/2011/03/arkeolojide-bölgesel-calsmalar-katlm.html23.06.2014
(Çevimiçi) www.sagalassos.be/en/node/1308 23.06.2014
h(Çevimiçi) ttp://news.harvard.edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/23.06.2014
(Çevimiçi) http://www.haberler.com/trakya-dan-istanbul-a-bir-baskentin-su-4086340-haberi/, 23.06.2014
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 101
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE
KULLANILAN ARAÇ VE YÖNTEMLERİN
İNCELENMESİ
Mehmet N. AYDIN ve Ebru DİLAN
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul
ÖZET
Proje özelliklerine uygun olarak seçilen ve kullanılan yöntem ve araçların projenin başarısına olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Çalışmanın
amacı, yazılım geliştirme projelerinde, proje özellikleri ile, araç ve yöntem kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemektir. İki proje grubu (P1 ve P2)
üzerinden proje vaka çalışması yapılmıştır. Veriler, proje toplantılarında
gözlem, proje üyeleriyle mülakat ve proje dosyaları incelenerek toplanmıştır. Çalışmada, projelerin özellikleri değerlendirilerek, kıyaslamalı bir tabloda sunulmuştur. Grupların kullandıkları araç ve yöntemler incelenmiştir.
İnceleme 4 kategori üzerinden yapılmıştır. Bu kategoriler: Proje Yönetimi,
Planlama ve Analiz, Tasarım ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon’dur.
Seçilen araç/yöntemler ve kullanım seviyeleri, bu kategoriler çerçevesinde bir tabloda özetlenmiştir. Kullanılan araç ve yöntemlerin çeşitliliği ve
kullanım düzeyleri, proje özelliklerine (ekibin tecrübesi, gereksinimlerin
belirsizlik durumu, çözümün kapsam ve karmaşıklığı, planlama ve ön hazırlık) bağlı olarak farklılık göstermektedir. Araç ve yöntem çeşitliliğinin,
ihtiyaca karşılık ortaya çıktığı görülmüştür. Ekiplerin sorun/çözüm belirsizliğine yaklaşımları, proje özelliklerinin farklı kombinasyonlarına göre
değişmektedir. Detaylı planlama ve ön hazırlık, bilgi ve gereksinimlerdeki belirsizliğin kontrol edilmesini sağlama noktasında önem arz etmekte ve araç/yöntem seçiminin bilinçli yapılmasına katkıda bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yazılım Gcliştirme Projesi, Araç/Yöntem, Proje Yönetimi, Yöntem Mühendisliği
SAYI: 2
102 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
EXAMINATION OF METHODS AND TOOLS IN SOFTWARE
DEVELOPMENT PROJECTS
SUMMARY
It is known that, the methods and tools properly selected and used
based on project characteristics, contributes to theproject success. The
aim of this study is to examine the relationship between the project characteristics and the use of methods and tools, in software development
projects. A case study is held with two project teams (P1 and P2). The
data is collected by observing project meetings, interviewing team members and examining project documents. A comparison table is generated
by considering the project characteristics. The methods and tools used by
two project teams are examined in four categories. These categories are
Project Management, Planning and Analysis, Design and Implementation, Communication and Documentation. The selected methods and tools
and the usage level are summarized in a table applying these categories.
The variety of methods and tools and the usage level differ depending
on the project characteristics (team experience, requirements uncertainity, scope and complexity of the solution, planning and preperation).
The variety is derived from the necessity. Approaches of the two teams
to the problem/solution uncertainity differ based on the combinations of
the project characteristics. Detailed planning and preparation plays an
essential role to overcome the information and requirements uncertainity and this contributesthe concious selection of the methods and tools.
Keywords: Software Development Project, Tool/Technique, Project Management, Method Engineering
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 103
1. GİRİŞ VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
Yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araçların seçimi, kullanımı,
proje başarısına etkisi farklı disiplinlerde ve yaklaşımlarda ele alınmıştır.
Akademik çalışmalar ve sahadaki uzmanların deneyimleri dikkate alınarak yazılım geliştirme projelerini desteleyecek yöntemler ve araçlar geliştirilmektedir. Akademisyenler yazılım geliştirme yöntemleri ve araçların
gelişimini, kullanımını, sorun ve çözümlerini Yönetim Bilişim Sistemleri
(YBS) alt çalışma alanı Yöntem Mühendisliği kapsamında incelemektedir
(Brinkkemper, 1996). Yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araçlara
ilişkin mühendislik yaklaşımıyla ele alınan alt alan ise Yazılım Mühendisliği (Kitchenham, 1996) Gereksinim Mühendisliğidir (Nusaibeh ve Easterbrook, 2000). Bu çalışma alanlarının ortak temel problemlerinden biri,
yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araç kullanımının proje başarısına katkısının nasıl sağlanacağıdır. Her yazılım projesi adı konulsun ya
da konulmasın, planlansın ya da planlanmasın doğası gereği belli bir süreç
dahilinde (ki bu süreç, proje aktörleri, faaliyetler, çıktılar, zaman, sonuç
gibi unsurları içerir) gelişir. Dolayısıyla, bu kritik problemin varlığı, yazılım geliştirme projelerinin tarihçesi kadar eskidir.
Bilişim sistemleri geliştirme projelerinde yöntemlerin ve araçların tarihsel gelişimine bakıldığında farklı evrelerin varlığı ortaya konulmuştur
(Avison ve Fitzgerald, 2003). Bu evrelerin bu çalışma açısından ilgili olan
tarafı, farklı projelere bağlı olarak ihtiyaç duyulan yöntem ve araçlarının
sayısının giderek arttığı ve yöntem karmaşıklığına (methodology jungle)
(Hofstede ve Weide,1992) neden olduğudur. Bu dönemde yapılan çalışmalar sahada yöntem ve araç kullanımında ciddi sorunlar olduğunu ortaya
koymuştur (Fitzgerald, 1997). 1990’lı yılların ortasında bu karmaşıklığın
giderilmesi için bir çok öneri sunulmakla beraber, yöntem mühendisliği
yaklaşımı, yeni yöntem ve araçların geliştirilmesi değil, projenin özelliklerine göre seçim yapılması ve olduğu haliyle değil bir uyarlama yaparak
yöntem ve araçların kullanılması gereğidir. Her proje özellikleri itibariyle
farklıdır ve bir başka projeyle karşılaştırma yapılması noktasında bir çok
faktörün dikkate alınması gerekir (Hartman ve Ashrafi, 2002). Sahadaki
SAYI: 2
104 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
deneyimlerinde aslında bu yönde olması, bunun yazılım geliştirme sürecinde beklenen bir durum olduğunu göstermektedir. Uyarlamanın nasıl
olacağı ve buna ilişkin çalışmalar durumsal yöntem mühendisliği (situational method engineering) adıyla Van Slooten ve Hodes (1996), Brinkkemper (1996), Harmsen (1997) tarafından önerilmiş, sonraları akademik
çalışmalar ivme kazanmıştır (Ralyté ve arkadaşları, 2003; Aydin ve Harmsen 2002; Henderson-Sellers 2006).
Proje özelliklerini dikkate alarak yöntem ve araç kullanımı inceleyen önemli bir başka çalışma da, YBS alanında bilgi gereksinimlerinin
karşılanması özelinde Davis (1982) tarafından yapılmıştır. Bu çalışma ve
sonrasında ilgili çalışmalarda, gereksinimlerin karmaşıklığı ve çeşitliliği,
proje belirsizliklerini dikkate alarak uygun yöntem seçme stratejileri incelenmiştir. Projelerin özelliklerini belirlemek için bazı kavramlara ihtiyaç
duyulur. Bazı çalışmalarda bu kavramlar bir kurama veya referans disipline bağlı olarak sınırlı sayıda alt kavramlar olarak ele alınmış (örnek: Pitch
ve arkadaşları, 2002), bunların yöntem ve araç kullanımına etkisi incelenmiştir (Tsumakive Tamai, 2006). Diğer çalışmalar ise, bu kavramların kuramsal bir temel yerine saha deneyimlerini ve proje ortamındaki pragmatik
gerçeklere bağlı olarak bir çok faktörün birbirleriyle ilişkisini dikkate alma
gereğini bildirir (Aydin ve Harmsen, 2002). Bu tartışmaya ek olarak diğer
bir unsur da, proje özelliklerine bağlı olarak kullanılan yöntem ve araçların projeye etkisini başarı ya da performans kriterleriyle ilişkilendirmektir.
Bütün bu ilişki yumağı araştırma problemi kapsamını daha zorlu hale getirmektedir (DeLone ve McLean, 1992). Bu nedenle çalışmamızda öne çıkan proje özellikleri ve yöntem-araç kullanım ilişkisini, iki projeözelinde
odaklanmayı tercih ettik. Bu odaklanma ile sahadaki deneyimi, farklı veri
kaynaklarını kullanarak, ilişkiyi belli bir hipotez kurgusu oluşturmadan
yaptık. Bu yönüyle araştırma nitelikselyöntem (Benbasat ve arkadaşları,
1987) ve temelden (grounded research) (Corbin ve Strauss, 2008) veri incelemesi özelliğine sahip olup, bu strateji diğer araştırmacılar tarafından
da önerilmiştir (Fitzgerald vd., 1985).
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 105
Çalışmamıza ilişkin giriş, motivasyon ve ilgili çalışmalar bu kısımda
özetlendikten sonra, ikinci kısımda yöntem ve araştırma çerçevesi ortaya
konulmuştur. Sonraki kısımda vaka analizi detaylandırılmış ve bulgular
ortaya konularak çıkarımlar tartışılmıştır. Son kısımda sonuçlar ve ileriye
dönük çalışma gündemimiz ortaya konulmuştur.
2. YÖNTEM VE ARAŞTIRMA ÇERÇEVESİ
Konuyla ilgili çalışmalar, yazılım geliştirme projelerinde kullanılan
araç ve yöntemler incelenmiştir. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde
yöntem kelimesinin, iki tanımı bulunmaktadır. Birinci tanım: “Bir amaca
erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika”dır. İkinci
tanım ise: “Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen
yol, metot”dur. Literatürde ise yöntemin iki işlevinden bahsedilir: “bilişsel destek” ve “iş yapma desteği”. Yöntem, belli bir sistematiğe dayalı
olarak, düzenli, açık bir şekilde ve kısıtlar dahilinde, düşünsel ve işlevsel
destek sunarak, kullanıcının etkin ve verimli olmasına imkan sunar.
Yapılan çalışmada niteliksel araştırma yaklaşımı kullanılmıştır. İki
farklı proje grubu (P1 ve P2) üzerinden proje vaka çalışması yapılmıştır
(Yin, 1989). P1, İşitme Engellilerin Eğitimi amaçlı bir web sitesi geliştirme projesidir. Proje ekibi üç kişiden oluşmaktadır (P1U1, P1U2, P1U3).
Projeye başlamadan önce, üç ay ön hazırlık ve detaylı planlama yapılmıştır. Proje ekibi yazılım geliştirme konusunda tecrübelidir. Programlama
tecrübesi ve teknik becerisi yüksek bir ekip üyesi (P1U1), teknik lider
konumundadır. P2, Sürücüler için, Trafik Kazası Anlık Raporlama amaçlı
mobil uygulama ve web sitesi geliştirme projesidir. Proje ekibi dört kişiden oluşmaktadır (P2U1, P2U2, P2U3, P2U4). Projeye başlamadan önce,
yüzeysel bir hazırlık yapılmış, detaylı planlama dönemi geçirilmemiştir.
Yazılım geliştirme konusunda tecrübesi azdır. Şekil 1 ve Şekil 2’de, projelere ilişkin arayüz örnekleri verilmiştir.
SAYI: 2
106 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Şekil 1- P1 projesi arayüz örneği
Şekil 2- P2 projesi arayüz örneği
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 107
Analiz ögesi olarak proje grupları kullanılmıştır (Benbasat vd.,1987).
Gruplar araç ve yöntem seçimlerinde serbest bırakılmışlardır. Herhangi bir
yönlendirme ve/veya müdahalede bulunulmamıştır. Araştırma veri kaynakları; proje dosyaları, proje toplantılarındaki gözlemler ve proje üyeleriyle
mülakat olmak üzere çeşitlendirilerek, doğrulama üçgeni oluşturulmuştur (Jick, 1979). Veri toplama faaliyetleri yazarlardan birinin kontrolünde üçüncü bir kişiye yaptırılmıştır. Verilerin incelenmesinde ve bulguların
ortaya çıkarılmasında, iki yazar karşılıklı olarak veri-bulgu-çıkarım döngüsünü belli bir kavramsal olgunlaşma sağlayıncaya kadar gerçeklemiştir.
Veri kaynakları ve proje üyelerinin söylemleri üzerinden çıkarımlarla, iki
özet tablo oluşturulmuştur. Tablo 1, araç ve yöntem seçimi ile ilgili karşılaştırmalı proje özelliklerini, Tablo 2 ise, projelerde kullanılanaraç/yöntemleri ve kullanım düzeylerini sunmaktadır. İnceleme, Proje Yönetimi,
Planlama ve Analiz, Tasarım ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon
olmak üzere dört kategori üzerinden yapılmıştır. Proje özellikleri ile, araç
ve yöntem kullanımı arasındaki ilişkinin incelendiği çalışma, Şekil 3’deki
gibi bir araştırma çerçevesinde incelenmiştir.
Araç ve Yöntem
P1: İşitme Engellilerin
Proje Özellikleri
Eğitimi amaçlı bir web sitesi
Tecrübe düzeyi
geliştirme projesi
Gereksinimlerin belirsizlik durumu
P2: Sürücüler için, Trafik
Çözümün kapsam ve karmaşıklığı
Kazası Anlık Raporlama
Planlama ve ön hazırlık
amaçlı mobil uygulama ve
Proje
Yöneti
mi
Planla
ma ve
Analiz
Tasa
rım ve
Geliştir
me
web sitesi geliştirme projesi
İletişim
ve
Dokü
mantas
yon
Şekil 3- Araştırma Çerçevesi
3. VAKA ANALİZİ, BULGULAR ve ÇIKARIMLAR
Vaka çalışmasında, projelerin özellikleri değerlendirilmiş, grupların
kullandıkları araç ve yöntemler incelenmiştir. Araç ve yöntem seçimi ile
ilgili proje özellikleri, karşılaştırmalı olarak Tablo 1’de özetlenmiştir;
SAYI: 2
108 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Özellik
Tecrübe düzeyi
Gereksinimlerin belirsizlik durumu
P1
P2
Yüksek, Lider odaklı
Düşük, Ekip odaklı
Düşük
Çözümün kapsam ve karmaşıklığı Orta
Planlama ve ön hazırlık
Detaylı
Yüksek
Yüksek
Yüzeysel
Tablo 1-Araç ve yöntem seçimi ile ilgili karşılaştırmalı proje özellikleri
P1: 3 kişiden oluşan proje ekibi, yazılım geliştirme konusunda tecrübelidir. Programlama tecrübesi ve teknik becerisi yüksek bir ekip üyesi
(P1U1), teknik lider konumundadır. Projelendirme aşamasında, üç ay ön
hazırlık ve detaylı planlama yapılmıştır. Gereksinimlerde belirsizlik düşüktür. Alan bilgisine sahip bir uzmandan görüş alınmış, ihtiyaç tanımlanmış ve netleştirilmiştir. Önemli bir kapsam değişikliği gerçekleşmemiştir.
Proje süresi, detaylı ön hazırlık ile birlikte, 7 aydır. P2: 4 kişiden oluşan
proje ekibinin yazılım geliştirme tecrübesi düşüktür. Rol ve sorumluluklar dengeli dağılmıştır. Projeye başlamadan önce, yüzeysel bir ön hazırlık
yapılmış, detaylı planlama dönemi geçirilmemiştir. Proje kapsamı değişikliğe uğramıştır. Dışa (paydaşlara) bağımlılık (Sigorta şirketleri, Türkiye
Sigorta Birliği (TSB), vb.) hem gereksinimlerdeki belirsizliğin, hem de
çözümün karmaşıklığının artmasına neden olmuştur. Proje süresi 4 aydır.
Araç ve yöntem kullanımına ilişkin inceleme, dört kategoriye ayrılarak
yapılmıştır. Bu kategoriler: Proje Yönetimi, Planlama ve Analiz, Tasarım
ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon’dur. Belirlenen kategorilerde
kullanılan araç ve yöntemler aşağıda açıklanmıştır.
Kategori 1: Proje Yönetimi, Araç ve Yöntemler:
Her iki grup da Trello, açık kaynak kodlu proje yönetim aracını kullanarak projelerini yönetmişlerdir. Gruplara özel uygulamalar sırasıyla
detaylandırılmıştır. P1: İş Kırılım Yapısı (WBS, Work Breakdown Structure) oluşturulmuş, proje kapsamı, sırasıyla, ana iş kalemleri, iş paketleri ve
aktiviteler düzeyinde planlanmış, böylece detaylı bir aktivite listesi elde
edilmiştir. Aktivitelerin sıralanması, kaynak ve süre tahmininin ardından
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 109
iş programı oluşturulmuş, MS-Project planlama aracı ile, Gantt Chart ve
Network Diagram/PERT (Program Evaluation and Review Technique)
tekniği kullanılarak izleme ve kontrol yapılmıştır. Detaylı bir Proje Yönetim Planı oluşturan grubun, bu plan bünyesinde geliştirdiği alt planlar
şunlardır; Proje Beratı, Kapsam Bildirimi, İş Kırılım Yapısı, Aktivite Listesi, Network Diagram, İş Programı, Bütçe, Kalite Yönetim Planı, Tedarik
Yönetim Planı, Risk Yönetim Planı ve Sorumluluk Atama Matrisi. Ayrıca
Trello’da her ana iş kalemi için sekmeler oluşturulmuş, kartlar eklenerek iş
paketleri görünür kılınmış, atanan grup üyesi ve işin durumu farklı renklerle etiketlenerek, sorumlu kişi ve tamamlanma durumuna dikkat çekilmiş,
aynı zamanda aracın uyarı bildirimlerinden yararlanılmıştır. Diğer yandan
Trello, bir depolama ve paylaşım aracı olarak da kullanılmış, iş programı
gibi bazı dokümanlar bu araçta görüntülenebilmiştir. P2: İş Kırılım Yapısı
oluşturulmuş, Trello’da ana iş kalemleri ve iş paketleri girilmiş, bu paketlerden bazılarına grup üyesi ataması yapılmıştır. Trello, bir doküman paylaşım aracı olarak kullanılmış, PhpMyAdmin, sql ve php uzantılı dosyalar
ek olarak kartlara yüklenmiştir.
Kategori 2: Planlama ve Analiz, Araç ve Yöntemler:
P1: Projeye başlamadan önce, üç ay ön hazırlık ve detaylı planlama
yapılmıştır. Proje ekibi ve proje yöneticisinin katıldığı periyodik toplantılarla proje kapsamı belirlenmiş, detaylı WBS hazırlanmış, kavramsal veri
modellemesi, veri akış diagramı ve gereksinim analizleri yapılmıştır. İki
adet anket düzenlenmiştir. İlk anket, kişilerin işaret dili ile ilgili farkındalık ve bilgi düzeyini anlamaya yöneliktir. Sosyal medya üzerinden paylaşılan, Google Drive kullanılarak yapılan ankete 506 kişi katılmıştır. İkinci anket ise, eğitime katılıma ilişkin ilgiyi anlamaya yöneliktir. Yine aynı
araçla gerçekleştirilen ankete, 41 kişi katılmıştır. Eğitimle ilgili, içerik
oluşturulması ihtiyacı oluşmuştur. Konuya hakim bir işaret dili çevirmeni/
eğitmeni ile görüşülerek, projeye dahil edilmiştir. Harici uzmandan alınan
bu destekle, 10 haftalık (60 saat) bir eğitim planlanmıştır. Eğitim gerçekleştirilmiş, katılan 13 kişi sınavda başarılı olarak sertifikalarını almışlardır.
Yapılan eğitimler kaydedilerek, web sitesinde içerik olarak kullanılmıştır.
SAYI: 2
110 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
P2: Projeye başlamadan önce, yüzeysel bir planlama yapılmıştır. Proje ekibi ve proje yöneticisinin katıldığı toplantılarla, proje kapsamı belirlenmiş,
yüzeysel bir WBS, iş programı ve sorumluluk atama matrisi hazırlanmıştır.Proje teklifinde, trafik kazalarını anlık raporlayan mobil bir uygulama
geliştirme önerisi sunulmuş, planlama ve analiz bu yönde yapılmıştır. Sonrasında, proje sponsorunun, hem mobil, hem de web tarafının bulunduğu
bir e-trafik sitesi geliştirilmesi talebiyle, proje kapsamı önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır. Gereksinimlerdeki bu belirsizlik, proje ekibine yeniden planlama ihtiyacı ve ilave iş paketleri getirmiştir.
Kategori 3: Tasarım ve Geliştirme, Araç ve Yöntemler:
Her iki grup da Wordpress, açık kaynak kodlu blog/internet sitesi
oluşturma aracını kullanmıştır. Wordpress, PHP, MySQL tabanlı bir içerik yönetim sistemidir. Her iki grup da, PhpMyAdmin kullanmıştır. PhpMyAdmin, açık kaynak kodlu, MySQL veritabanı yönetimini, web tarayıcı
(browser) kullanarak sağlayan bir araçtır. P1: Tasarlanan web sitesi özelliklerine uygun, geliştirme araçları seçilmiştir. Wordpress, Netbeans ve
Eclipse kullanılmıştır. Netbeans ve Eclipse, açık kaynak kodlu, kod geliştirme araçlarıdır (IDE, Integrated Development Environment). Sitenin
yapımında büyük ölçüde Wordpress kullanılmıştır. Netbeans ve Eclipse,
küçük yama işlemlerinde kullanılmıştır. Bu iki aracın kullanılmasındaki
temel neden, bu araçların kodu tamamlama ve yazım hatalarını gösterme özellikleri ile “çalıştır” özelliği sayesinde, yazılan kodların yine aynı
ortam üzerinde test edilme imkanı sunmasıdır. Bu iki araçla geliştirilen
kodlar, test sonucu çalıştığından emin olunarak, Wordpress’e aktarılıp, işlenmiştir. Netbeans, HTML (HyperText Markup Language), PHP ve CSS
(Cascading Style Sheets) ile, Eclipse ise Java ile kod geliştirilirken kullanılmıştır. Programlama becerisi yüksek olan ekip üyesi P1U1, diğer iki
ekip üyesine, bu araçların kullanımına ilişkin eğitim vermiştir. Web sitesi
için, MySQL veritabanı kullanılmış, PhpMyAdmin ile erişim ve yönetim
sağlanmıştır. MySQL, açık kaynak kodlu, ilişkisel veritabanı yönetim
sistemidir (RDBMS, Relational Database Management System). Ayrıca,
Wordpress’in eklentiler (plug-ins) kısmından eklentiler kurulup, etkinleşARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 111
tirilmiştir. Bunlardan bazıları, Youtube, WP-Pro-Quiz,Google Analyticsve
Wordfence Security’dir. Youtube eklentisiyle web sitesi üzerinden video
paylaşımı yapılmıştır. WP-Pro-Quiz ile eğitim sonunda sınav hazırlanmıştır. Google Analytics ile web sitesi izlettirilerek ziyaretçi istatistikleri
edinilmiştir. Wordfence Security ise güvenlik amaçlı bir eklenti olarak kurulmuş ve etkinleştirilmiştir. Bu sayede, siteye bir güvenlik duvarı eklenerek, trafiği izleyebilme, tarama yapabilme ve istenmeyen IP adreslerini
engelleme imkanı elde edilmiştir. Yapılan güvenlik testi sonucunda, herhangi bir tehdit bulunmamıştır. P2: Geliştirilen uygulama, mobil tabanlı ve web tabanlı olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Rol ve sorumlulukların dengeli dağıldığı ekipte, web sitesi tarafında işyükü, P2U3 ve
P2U4 arasında paylaşılmış, mobil tarafta ise işyükü, ağırlıklı olarak P2U1
ve P2U2 üzerinde olmuştur. Fonksiyonel olmayan bir prototip geliştirilerek, web sitesi tasarımı taslak olarak hazırlanmış, sonra fonksiyonellik
eklenerek detaylandırılmıştır. Veritabanı tasarımı yapılmış, E-R diyagramı (Entity-Relationship/Varlık-İlişki modeli) çizilmiş, tablolar ve ilişkiler
yaratılmış, web sitesi veritabanına bağlanarak işlevsellik kazandırılmıştır.
Önce web ve veritabanı tasarımı yapılmış, ardından Android tasarımı yapılarak mobilin web’in veritabanına bağlanmasına karar verilmiştir. MySQL
veritabanı kullanılmış, PhpMyAdmin ile erişim ve yönetim sağlanmıştır.
Mobil tarafı için de, önce taslak, sonra detaylı tasarım yapılmıştır. Web
servisler aracılığıyla, mobil taraf, direkt web tarafının veritabanına bağlanmıştır. Gereksinimlere uygun olarak, Wordpress, Eclipse, Notepad++,
Xampp araçları seçilmiş ve kullanılmıştır. Araçların kullanımı P1U1 tarafından, P2 üyelerine hızlı bir eğitim şeklinde aktarılmıştır. Web tarafında
kodlama, Notepad++ kullanılarak yapılmış, yazılan Php kodları, Xampp’a
aktarılarak test edilerek, bir web tarayıcısında görüntülenerek doğruluğunun anlaşılması sağlanmıştır. Burada çalışan kodlar Wordpress’a aktarılıp,
fonksiyonlara dönüştürülerek işlenmiştir. Yazılım geliştirme tecrübesi az
olan grup, Wordpress’in sunduğu fonksiyonlardan yararlanarak, az eforla,
hızlı ve kolay kod geliştirebilmişlerdir. Ayrıca, Wordpress’in Google Maps
eklentisi (plug-in) kurulup, etkinleştirilmiştir. Bunun yanısıra, web sitesine mobil araçlarla giren ziyaretçileri tespit edip, otomatik olarak mobil
SAYI: 2
112 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
siteye yönlendiren bir eklenti de kurulmuştur. Mobil tarafında ise Eclipse
kullanılarak Android tabanlı kodlama yapılmıştır. Android uygulamasının
arayüz tasarımları da bu araçla geliştirilmiştir. Mobil taraf, OCR (Optical
Character Recognition) optik karakter tanıma ve Speech-to-Text (konuşmanın tanınıp, metne dönüştürülmesi) teknolojilerini içermektedir.
Kategori 4: İletişim ve Dokümantasyon, Araç ve Yöntemler:
P1: 3 kişiden oluşan proje ekibinde, programlama tecrübesi ve teknik becerisi yüksek ekip üyesi P1U1 teknik lider konumundadır. P1U1 ve
P1U2’in katkıları tasarım ve geliştirme aşamasında, P1U3’ün katkısı ise,
proje yönetimi ile planlama ve analiz kısmında öne çıkmıştır. Mobil araçlar
üzerinden yazılı (e-posta, IM) ve sözlü (VoIP) iletişim kurulmuştur. Tüm
proje ekibi, haftada bir gün, projenin genel gidişatının görüşüldüğü, kısa
toplantılarla biraraya gelmiş, P1U1 ve P1U2 haftanın üç günü teknik konuların görüşüldüğü kod geliştirme toplantılarında buluşmuşlardır. Proje
yönetimi ile ilgili dokümanların depolama ve paylaşımında, Google Drive
ve Trello’da kullanılmış, ayrıca anket de Google Drive’da düzenlenmiştir.
Anket sonuçları Google Drive tarafından analiz edilmiş, grafikler ile görselleştirilmiş, MS-Excel’e aktarılarak yazdırılabilir hale getirilmiştir. Ayrıca arayüzde bulunan yazışma kısmından çevrimiçi olan üyeler yazılı iletişim kurabilmişlerdir. Geliştirilen kodlar, hem Wordpress’e aktarılmış, hem
de ekip üyelerinin kişisel bilgisayarlarında depolanmışlardır. P2: Mobil
tabanlı ve web tabanlı olmak üzere iki kısımdan oluşan projenin iletişimi
de iki kısımda yürütülmektedir. Web sitesi kısmında tüm ekip (yoğunlukla
P2U3 ve P2U4) iletişim halindeyken, mobil tarafta iletişim P2U1 ve P2U2
arasında yoğunluktadır. İletişim, mobil araçlar üzerinden yazılı (e-posta,
IM) ve sözlü (VoIP) olarak sağlanmıştır. Tüm proje ekibi, haftada iki gün,
projenin genel gidişatının görüşüldüğü, kısa toplantılarla biraraya gelmiş,
P2U1 ve P2U2 ihtiyaç duyulan sıklıkta teknik konuların görüşüldüğü kod
geliştirme toplantılarında buluşmuşlardır. Proje yönetimi ile ilgili az sayıda doküman Trello’da depolanmıştır. Geliştirilen kodlar içinse, herhangi
bir depolama işlemi yapılmamış, direkt olarak Wordpress’e aktarılmıştır.
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 113
Bulgular, yukarıdaki dört kategori çerçevesinde Tablo 2’de özetlenmiş, araç ve yöntem seçimleri ilekullanım düzeyleri“Düşük (1), Orta (2)
veya Yüksek (3)” olarak değerlendirilmiştir.
P1
Kategori 1:
Kategori 2:
Kategori 3:
Kategori 4:
Proje Yönetimi
Planlama ve
Analiz
Tasarım ve Geliştirme
İletişim ve
Dokümantasyon
Trello (2)
WBS (3)
Toplantı (2)
WordPress (3)
Toplantı (2)
Google Drive (2)
Eclipse (1)
MS-Project (2)
Gantt Chart (2)
E-R Diagram (2)
Netbeans (1)
E-posta, IM,
VoIP(3)
Veri Akış Diagramı (DFD) (2)
PhpMyAdmin (1)
Google Drive (3)
MySQL (1)
Trello (2)
Google Analytics
(1)
MS-Excel (1)
Network Diagram/
PERT(1)
ProjeYönetim
Planı(2)
P2
Trello (1)
Toplantı (2)
Prototip (2)
Toplantı (2)
WBS (2)
E-R Diagram (2)
WordPress (2)
Gantt Chart (1)
Prototip (2)
Eclipse (2)
E-posta, IM, VoIP
(3)
Notepad++ (2)
Trello (1)
Xampp (2)
PhpMyAdmin (1)
MySQL (1)
Kullanım
seviyesi
(3) Yüksek, (2)
Orta, (1) Düşük
Tablo 2-Seçilen araç/yöntemler ve kullanım seviyeleri
Her iki projeye bütün olarak bakıldığında, P1’in, araç ve yöntem çeşitliliğinin, P2’ye göre daha fazla olduğu ve daha kapsamlı kullanıldığı tespit edilmiştir. Kategoriler özelinde bakıldığında ise, Kategori 1’de, araç/
yöntem kullanımında ciddi bir farklılık görünmemektedir. P1’de, detaylı
proje planlaması yapılması ve tecrübeli bir ekip olmasından kaynaklanan
küçük bir fark sözkonusudur. P2 daha yüzeysel planlama yapmıştır. Kategori 2’de, ön hazırlık dönemi geçiren P1’in, gereksinimlerin belirlenSAYI: 2
114 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
mesi sürecinde kullandığı araçlar, P2’ye kıyasla daha çeşitli ve kapsamlıdır. P2’nin prototip kullanması ise, bir gereklilikten kaynaklanmaktadır.
P2, tecrübesi düzeyi düşük bir ekip olduğundan ve teknik oryantasyonlu,
dar-fonksiyonel bir düşünme ile hareket ettiğinden, ihtiyacı anlamakta
zorlanmış ve prototip kullanmıştır. Gereksinimlerdeki belirsizlik ile çözümün kapsam ve karmaşıklığının yüksek olması da, prototip kullanma
ihtiyacını desteklemiştir. Kategori 3’de, Kategori 1 gibi, proje özellikleri
açısından düşünüldüğünde, kayda değer bir farklılık gözlenmemiştir. Bu
durum, projelerin teknik anlamda birbirinden çok farklı olmamasıyla ilişkilendirilebilir. Kategori 4’te, P1’in, P2’ye kıyasla daha kapsamlı çalışma
yaptığı ve doküman paylaşımında ilave alternatif araçlar (bulut) kullandığı tespit edilmiştir. P2’de, roller ve sorumluluklar dengeli paylaşılmıştır.
P1’de ise, lider tek bir ekip üyesine bağımlılık sözkonusudur. P1’in lider
odaklı bir ekip olması ve detaylı planlama/ön hazırlık yapması, kullanılan
araç çeşitliliğinde farklılığa yol açmasında bir faktör olarak irdelenebilir.
4. SONUÇ
P1 projesinde, planlama ve ön hazırlığın detaylı olması, bilgi ve gereksinimlerdeki belirsizliğin kontrol edilmesini sağlama noktasında önem
arz etmektedir. Araç ve yöntem seçimi ve kullanımının bilinçli yapıldığı görülmektedir. P2’de ise, yüzeysel planlama ile, iyi tanımlanmamış,
belirsizliği yüksek bilgi gereksinimleri ve ekip üyelerinin tecrübesizliği,
araç ve yöntem seçim stratejisinde bilinçli tercih yapmak yerine, tekrarlı
(“iterative”) yöntem ve prototip kullanılması çözümünü beraberinde getirmiştir. Bu da, literatürdeki diğer çalışmalarla örtüşmektedir (Davis, 1982;
Baskerville and Stage. 1996). P1 yüksek bir bilinçle, P2 daha deneysel,
buluşsal, anlık ve hazırlıksız (ad-hoc) gerçekleştirilmiştir. Dışa bağımlılığın ve gereksinimlerde belirsizliğin yüksek olduğu P2 projesinde, sorun/
çözüm belirsizliğine yaklaşım, sorunu parçalamak, önceliklendirmek,
çözmek şeklinde olmuştur. Böylece, belirsizliğin yüksek olduğu, projenin bütün olarak detaylandırılamadığı dönemlerde, kısmi çözüm geliştirilerek ilerleme kaydedilmiş, prototip üretimi ile de süreç desteklenmiştir.
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 115
Belirsizliğin düşük olduğu P1 projesinde ise ekip, konuya ve çözümün
sınırlarına hakimdir. Alan bilgisine sahip uzman, belirsizliğin giderilmesinde önemli bir unsur olarak kullanılmıştır. P1 projesinde, sorun/çözüm
belirsizliğine yaklaşım, sorunu bütün olarak detaylandırmak, planlamak
ve çözmek şeklinde olmuştur. Araç/yöntem çeşitliliğinin, ihtiyaca karşılık
ortaya çıktığı ve P1’in P2’ye nazaran daha etkin araç kullandığı görülmüştür. İleriki çalışmalarda, lider odaklı ekiplerin, araç/yöntem seçimine etkisi
daha da irdelenebilir.
Her iki projede geliştirilen ürünlerin, operasyona devredildikten sonraki hayat döngüsü izlenememiştir. Dolayısıyla, gereksinimleri karşılama düzeyi ölçülememiştir. Proje özelliklerine uygun seçilen araç ve yöntemlerin, uygun şekilde uyarlanarak kullanılmasının
proje başarısına etkisi, gelecek araştırma konusu olarak gündemimizdir.
KAYNAKÇA
Avison, D. E., & Fitzgerald, G. (2003). Where now for development
methodologies?. Communications of the ACM, 46(1), 78-82.
Aydin, M. N., & Harmsen, F. (2002). Making a method work for a
project situation in the context of CMM. In Product focused software
process improvement (pp. 158-171). Springer Berlin Heidelberg.
Baskerville, R. L., & Stage, J. (1996). Controlling prototype development through risk analysis. Mis Quarterly, 481-504.
Benbasat, I., Goldstein, D. K., & Mead, M. (1987). The case research
strategy in studies of information systems. MIS quarterly, 369-386.
Brinkkemper,S.(1996).Method engineering: engineering of information systems development methods and tools. Information and software
technology, 38(4), 275-280.
Corbin, J., & Strauss, A. (Eds.). (2008). Basics of qualitative research: Techniques and procedures for developing grounded theory. Sage.
SAYI: 2
116 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Crawford, L. (2005). Senior management perceptions of project management competence. International journal of project management,
23(1), 7-16.
Davis, G. B. (1982). Strategies for information requirements determination. IBM systems journal, 21(1), 4-30.
DeLone, W. H., & McLean, E. R. (1992). Information systems success: the quest for the dependent variable. Information systems research,
3(1), 60-95.
Eisenhardt, K. M., & Graebner, M. E. (2007). Theory building from
cases: opportunities and challenges. Academy of management journal,
50(1), 25-32.
Fitzgerald, G., Hirschheim, R. A., Mumford, E., & Wood-Harper, A.
T. (1985). Information systems research methodology: An introduction to
the debate. Research methods in information systems, 3.
Fitzgerald, B. (1997). The use of systems development methodologies
in practice: a field study. Information Systems Journal, 7(3), 201-212.
Harmsen, Anton Frank. “Situational method engineering.” University
of Twente, Doktora Tezi (1997).
Hartman, F., & Ashrafi, R. (2002). Project management in the information systems and information technologies. Project Management
Journal, 33(3), 5-15.
Henderson-Sellers, B. (2006, May). Method Engineering: Theory and
Practice. In ISTA (pp. 13-23).
Jick, T. D. (1979). Mixing qualitative and quantitative methods: Triangulation in action. Administrative science quarterly, 602-611.
Kitchenham, B. A. (1996). Evaluating software engineering methods
and tool part 1: The evaluation context and evaluation methods. ACM
SIGSOFT Software Engineering Notes, 21(1), 11-14.
ARALIK 2014
YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN
VE YÖNTEMLERİNİN
İNCELENMESİ
LEGES INFORMAARAÇ
YÖNETİM
BİLİŞİM SİSTEMLERİ
DERGİSİ • 117
Nuseibeh, B., & Easterbrook, S. (2000, May). Requirements engineering: a roadmap. In Proceedings of the Conference on the Future of
Software Engineering (pp. 35-46). ACM.
Pich, M. T., Loch, C. H., & Meyer, A. D. (2002). On uncertainty, ambiguity, and complexity in project management. Management science,
48(8), 1008-1023.
Ralyté, J., Deneckère, R., & Rolland, C. (2003, January). Towards a
generic model for situational method engineering. In Advanced Information Systems Engineering (pp. 95-110). Springer Berlin Heidelberg.
Ter Hofstede, A. H. M., and Th P. Van Der Weide. “Formalization of
techniques: chopping down the methodology jungle.” Information and
Software Technology 34.1 (1992): 57-65.
Tsumaki, T., & Tamai, T. (2006). Framework for matching requirements elicitation techniques to project characteristics. Software Process:
Improvement and Practice, 11(5), 505-519.
van Slooten, K., & Hodes, B. (1996). Characterizing IS development
projects. In Method Engineering (pp. 29-44). Springer US.
Yin, R. K. (1989). Case Study Research: Design And Methods (Applied Social Research Methods) Author: Robert K. Yin, Publisher: Sage
Publicat.
SAYI: 2
118 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
VERİ MADENCİLİĞİ YÖNTEMLERİ İLE
GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ
Metin ZONTUL
İstanbul Aydın Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yazılım Mühendisliği Bölümü
[email protected]
Zeynep YURTTAŞ ELABİAD
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Tek. Bölümü
[email protected]
ÖZET
Gün geçtikçe mobil telefon kullanımı artmaktadır. Dolayısıyla, GSM
şirketleri arasındaki rekabet artmakta olup bu şirketler yeni kampanyalarla rakip şirketlerin müşterilerini kazanmaya çalışmaktadır. Mobil telefon
numaralarının taşınabilmesine izin verilmesiyle birlikte pek çok müşteri,
numarasını diğer GSM operatörüne taşımaktadır. Bu sebeple, müşterilerin
hangi şartlar altında numarasını taşıdığını tespit etmek önem arz etmektedir.
Bu çalışmada, müşterilerin hangi şartlar altında numara değiştirdiğini tespit etmek amacıyla web tabanlı bir online anket kullanılmıştır. Bu anket
üzerinden elde edilen veriler üzerinde, veri madenciliği algoritmalardan
j48 karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması WEKA
yazılımı kullanılarak uygulanmıştır. Yapılan çalışmadaki sonuçlara göre,
faturalı hatta sahip kullanıcılar, memnuniyet konusunda, faturasız hat sahiplerine göre daha hassas durumda oldukları, memnuniyetsiz olma durumunda, kullanılan GSM hattını başka bir operatöre taşıma isteklerinin
daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca, memnun olmama durumunda daha
önce numarasını taşımış kullanıcıların numarasını hiç taşımamış olan kullanıcılara oranla numara taşıma ihtimali daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Yani daha önce hat taşıma işlemi yapan kullanıcılar, GSM firmaları için
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
119
risk grubu olarak görülmektedir. GSM firmalarının müşteri kaybı yaşamamaları için, yöneticilerin müşteri sadakatini artırıcı önlemler almaları
yerinde olacaktır. Web tabanlı anket sistemini veri madenciliği ile birlikte
kullanılarak, GSM dışındaki sağlık, turizm ve eğitim gibi sektörlerde de
müşteri sadakati ve kaybı analizi yapmak mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Veri Madenciliği, J48, Apriori, WEKA, GSM,
Müşteri Memnuniyet Analizi
GSM CUSTOMER SATISFACTION ANALYSIS
BY USING DATA MINING METHODS
SUMMARY
The usage of mobile phones is increasing over the years. Therefore,
while the competition among GSM companies is rising, these companies
try to acquire the customers of each other’s by new campaigns. Since mobile number portability is allowed, many mobile telephone users change
from one GSM operator to another. Thus, it is important to determine why
GSM customers transfer their mobile numbers to another operator. In this
study, statistically reliable an online survey is used for this purpose. On
this survey data, j48 decision tree algorithm and apriori association rule
algorithm are applied by WEKA software. According to the study results,
it is observed that the postpaid GSM users are more willing to transfer
their numbers than the prepaid GSM users in case of dissatisfaction. Moreover, it is determined that the probability of number transferring of the
users who have transferred their numbers once is higher than that of the
users who have never transferred. So, the users who have transferred their
numbers once are in risky group for GSM companies. In order to prevent
GSM companies from losing their customers, the managers have to take
the necessary precautions to increase customer’s loyalty. It is also possible to analyze the customer satisfaction and loss in other sectors such as
SAYI: 2
120 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
health, tourism and education rather than GSM by using data mining on
online survey data.
Keywords: Data Mining, J48, Apriori, WEKA, GSM, Customer Satisfaction Analysis
GİRİŞ
Zaman ilerledikçe teknolojik açıdan birçok alanda ilerlemeler sağlanmıştır. Teknolojinin gelişmesi beraberinde gereksiz verilerin çoğalmasına
neden olmakla birlikte, bu verilerin tutulduğu veri tabanlarını birer veri
çöplüğü haline getirmektedir. Bu gereksiz veriler veri tabanlarında ciddi
boyutlarda yer tutup, istenilen verilere erişmekte zorluk çekilmesine neden
olmaktadır.
Veri tabanlarındaki artış, insanları çözüm bulmaya ve işe yarar bilgiyi ortaya çıkarmaya yöneltmiştir. Bu arayış Veri Tabanlarında Bilgi Keşif
Süreci olarak adlandırılmaktadır. Bu süreç içerisinde bilgiyi edinmek için
veri madenciliğinden yararlanılmaktadır.
Literatürde veri madenciliği alanında son yıllarda giderek artan çalışmalarla doğru orantılı olarak müşteri ilişkileri yönetiminde de veri
madenciliği sıklıkla kullanılmaktadır.
Müşteri memnuniyetine etki eden faktörleri veri madenciliği algoritmaları ile değerlendirme konulu yayında, 301 kişiden alınan memnuniyet
veya memnuniyetsizlik tabanlı bilgileri karar ağacı algoritması olan C5.0
algoritması ve kümeleme analizi algoritması olan K-means ile işlenmiştir
(Çınar ve Silahtaroğlu, 2012).
Veri madenciliği teknikleriyle bir kozmetik markanın ayrılan müşteri
analizi ve müşteri bölümlemesini konu alan bir makalede, WEKA programı kullanılarak Naive Bayes, Lojistik Regresyon, ID3, J.48, JRIP, PART,
Yapay Sinir Ağları algoritmaları müşteri verilerine uygulanmıştır. Bu çalışma için ayrılan müşteri analizine en uygun algoritmanın J.48 olduğu
saptanmıştır (Aydoğan, Gencer ve Akbulut, 2008).
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
121
Türkiye’de telekomünikasyon alanında olan büyük bir firmanın ayrılma ihtimali olan müşterilerinin profili belirlenerek pazarlama stratejileri
geliştirmek ve kaybı önlemek amacıyla veri madenciliği algoritmalarından
yararlanılmıştır. Karar ağaçları ve Lojistik Regresyon Analizi kullanılmıştır (Gürsoy, 2010).
Pekko Vehviläinen, Kimmo Hätönen ve Pekka Kumpulainen’in, 2003
yılında, dijital mobil telekomünikasyon ağ kalitesi analizinde veri madenciliği başlıklı yayınlanan makalesinde, sınıflama içerisinde kullanılan
karar ağaçlarının temelini oluşturan CART algoritması ve kümeleme algoritması olan SOM kullanılmıştır. Veri madenciliği algoritmalarının bu
çalışma içerisinde sorunsuz bir şekilde analiz edildiği belirtilmiştir (Vehviläinen, Hätönen ve Kumpulainen, 2003).
Bu çalışmada, GSM alanındaki işletmelerin müşteri memnuniyet analizi için güvenilir kaynaklı bir web tabanlı anket yardımıyla kişinin kendisinden edinilen veriler üzerinde veri madenciliği algoritmalarından j48
karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması WEKA yazılımı kullanılarak uygulanmıştır. Bu çalışma, müşteri kayıplarını önleme
ve müşteri sadakatini arttırmak açısından GSM firma yöneticilerinin karar
alma süreçleri için faydalı sonuçlar verebilmektedir.
MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİNDE VERİ MADENCİLİĞİ
Günümüzde birçok farklı alan sektörleri gerek artan rekabet, gerekse
müşteri ilişkileri yönetimini sağlayabilmek için verilerini düzenli olarak
veri tabanlarında tutmaya başlamıştır. Bu veri tabanlarındaki veriler arasında bulunan ilişkiler, örüntüler, değişiklikler, sapma ve eğilimler, belirli
yapılar gibi ilginç bilgilerin keşif süreci veri madenciliği olarak adlandırılmaktadır. Veri madenciliğinde kullanılan yöntem ve araçlar, çok kısa
zamanlarda işin niteliğine yönelik stratejik soruları cevaplamada yardımcı
olurlar. Ham veride gizli kalmış olan örüntüleri ve ilişkileri tahmini bilgilere dönüştürebilirler (Yan vd., 2001).
SAYI: 2
122 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
İşletme sayısı arttıkça firmaların müşteri ile ilişkileri çok önemli bir
durum haline gelmiştir. Müşteri memnuniyetinin ve müşteri sadakatinin
sağlanabilmesi için artan rekabet piyasasında müşteriyi elde tutmak, firma
menfaati açısından gerekebilmektedir.
Churchill ve Suprenant (1982), müşteri memnuniyetini, alıcının satın
aldığı üründen beklediği performansa karşılık elde ettiği sonuç ile katlandığı maliyeti değerlendirmesinin bir sonucu olduğunu belirtmiştir.
Firmalar müşteri memnuniyetine sadece yeni müşterileri kazanmak
için değil, var olan müşterilerinin kaybını engellemek için de müşteri sadakatini kazanmaları açısından gerekli önemi göstermelidir. Firma sayısının
artması, firma farkındalıklarının ortaya çıkarılması, daha kaliteli ve daha
ekonomik başka bir opsiyonun ortaya çıkması müşteri kaybedilmesini kolaylaştırabilen unsurlardır. Eğer bir müşteri, ilgili firmayla üyelik anlaşmasını sonlandırırsa ve başka bir rakip firmanın müşterisi haline gelirse bu
müşteri kaybedilmiş müşteridir (Richeldi ve Perrucci, 2002).
Firmalar, hangi müşteri türlerinin kaybedilme riski olduğunu daha
önceki verileri analiz ederek çıkarım yapabilmektedir. Firmalar, kaybedebilme riski olan müşterileri veri madenciliği yoluyla tanımlayıp, geri kazanma yollarını bu çıkarımlara göre belirleyebilmektedir. Müşteri kaybı,
kaybın çok kolay gerçekleştiği firmalar için önemli bir problemdir. Örnek
olarak bankalar, sigorta şirketleri ve telekomünikasyon firmaları verilebilir (Yan vd., 2001). Kim ve arkadaşları (2006) Kore’de Network hizmetleri
ile ilgili çalışmalarında müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini pozitif
olarak etkilediğini belirtmişlerdir. Venkatesh ve arkadaşları (2002) internet
pazarlaması ile ilgili çalışmalarında müşterilerin sadakati ile memnuniyetleri arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğunu saptamışlardır. Türkiye’de
GSM sektöründe yapılan bir çalışmada da müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında güçlü bir ilişkinin varlığı belirlenmiştir (Arasıl, 2004).
GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ
Anketin amacı, farklı yaş ve cinsiyetlerdeki insanların GSM alışkanlıklarının yanı sıra müşteri memnuniyetini sağlayan veya sağlayamayan
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
123
unsurları belirlemektir. Anket sonucunda elde edilen veriler, veri madenciliği amacıyla günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan WEKA programı ve algoritmaları ile analiz edilerek müşteri kaybının nelere bağlı olduğu ve nelerle ilişkili olduğu saptanmıştır.
Anket online ortamda hazırlanarak kişilerin istediği zaman aralığında
kendilerini herhangi bir zorunda olma duygusu hissettirilmeden ankete tutarlı cevap vermelerini sağlamaktadır. Kullanılan anket sisteminde kişilerin aynı IP’ den girilmesi engellenerek anket tutarlılığı arttırılmıştır. Anket
soruları çoktan seçmeli, açık uçlu ve likert ölçek tipli sorulardan oluşmaktadır. Uygulanan anket 21 adet sorudan oluşmakta ve GSM hat memnuniyetine göre soru yönlendirmesi olup kişilerden 20 adet soruya internet
üzerinden cevap verilmeleri istenmektedir. Anket verileri Ocak 2013- Haziran 2013 tarihlerinde toplanması 6 ay sürüp, gereksiz veriler temizlendikten sonra 615 kişinin verisi istatistiğe alınmıştır. Eksiksiz cevap vermiş
613 katılımcının verileri bu analizde kullanılmıştır. Anketin hedef kitlesi
olarak üniversite öğrencileri ve genel olarak öğrenci çevresinde bulunan
aile, arkadaş grubu alınmıştır. Anket sorularının içerisinde kimlik bilgilerini taşıyan sorular sorulmamıştır. Ankette, demografik sorular dışında likert tipi ölçekle ölçülmüş 3 madde yer almaktadır. Güvenilirlik analizinin
uygulanması için yeterli sayıda madde bulunmadığından güvenilirlik analizi yapılmamıştır. Çünkü güvenilirlik analizi çok sayıda maddenin tek bir
konuyu ölçme yeteneğini göstermektedir. 3 maddeye uygulanacak güvenilirlik analizi sonucu tesadüfilikten kaynaklanması muhtemeldir. Bu nedenle literatürde en az 20 maddede likert ölçeğinin kullanıldığı anketlere
güvenilirlik analizi yapılabileceği söylenmektedir (KALAYCI, 2010). Anket soruları istatistik konusunda uzman GÜLPINAR ve ALTAŞ’ın (2013)
çalışmasından faydalanarak oluşturulmuştur. Böylece, anket hazırlamada
ortaya çıkabilecek hatalardan kaçınılmış ve güvenli bir yol izlenmiştir. Anket sorularına “https://tr.surveymonkey.com/s/N78LLFC” adresinden
erişim sağlanabilir.
Anketin orijinalinde bulunan 13, 14, 15, 19 ve 20 numaralı sorular
WEKA ile analizleri zor olduğu için değerlendirme dışı bırakılmıştır. Sonuç olarak, 23 öznitelikten oluşan ve 615 online anket katılımcısından
SAYI: 2
124 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
613 tutarlı olarak edinilen veriler, veri madenciliği programı olan WEKA
ile analiz edilmiştir. Analiz sırasında karar ağacı algoritması olan j48 ve
birliktelik kuralları çıkarımı için apriori algoritması kullanılmıştır. Anket
daha fazla kişi üzerinde yapılması durumunda modelden daha kesin sonuçlar elde edilebilir. Bu algoritmalarda kullanılan niteliklerin istatistiği
ekte Tablo A.1’de verilmiştir.
Karar Ağacının Oluşturulması
Web tabanlı anket sistemiyle elde edilen ve excel dosyasında tutulan
veriler, veri madenciliği ile analiz edilmeden önce eksik ve hatalı verilerden temizlenmiştir. Özellikle anket soruları içerisinde yer alan GSM türüne
göre paket isimleri sorusu açısından paketlerin sürekli güncellenmesi, çok
sayıda paket olması, aynı anda farklı paketlere sahip olabilmeleri ve GSM
hat sahiplerinin kullandıkları paket isimlerini bilmemeleri ya da eksik bilmelerinden dolayı WEKA programı ile uygulama esnasında GSM paket
türü verileri anketin tutarlılığını korumak açısından çıkarılmıştır. Temizlenen veriler .csv uzantısına çevrilerek WEKA programının anlayacağı hale
getirilmiştir.
J48 algoritmasının sınıflayıcı panelinde bulunan karar ağacı, görsel
bir şekilde de gösterilebilmektedir. Görsel bir şekilde gösterim, daha anlaşılır ve açıklayıcıdır. Aşağıda bulunan Şekil 1’de görsel karar ağacı görülmektedir. Şekil 1’de ilk dallanma anket katılımcılarının GSM hatlarından
memnuniyet durumunu göstermektedir. İkinci dallanmadan itibaren GSM
hatlarından memnun olmayanların durumunu göstermektedir. İkinci dallanma da memnun olmayan GSM hat kullanıcıların daha önceden numara
taşıma işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği durumunu; üçüncü dallanmada GSM hatlarına sahip olma sürelerini; dördüncü dallanmada ise operatör türünü ve abonelik türünü göstermektedir.
İlk dallanmada GSM hat sahibi 613 kişinin 510’u GSM hattından
memnun olduğu, bunların sadece 23’ünün taşıma istediğini, geriye kalan
487 kişinin taşıma istemediği görülmektedir.
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
125
İkinci dallanmada GSM hatlarından memnun olmayanların daha
önceden numara taşıma durumu gözükmektedir. Daha önceden numara
taşıma işlemi yapmış ve hatlarından memnun olmayan 40 kişinin 5’i
numarasını taşımak istemediğini, geriye kalan 35 kişinin numarasını
taşımak istediği görülmektedir.
Üçüncü dallanmada GSM hattından memnun olmayan ve daha
önceden numara taşıma işlemi yapmamış kişilerin hatlarına sahip olma
süreleri gözükmektedir. GSM hatlarına 1 yıldan daha az sürede sahip
kişiler, abonelik türüne göre yapraklara ayrılmıştır. Faturalı ve 1 yıldan
daha az sürede GSM hattına sahip olan kişiler memnun olmasalar da
taşıma işlemi yapmak istedikleri gözükmektedir. Fakat faturasız GSM hat
kullanıcıları numara taşıma işlemi yapmak istemedikleri gözükmektedir.
Memnun olmayan ve daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış,1-3
yıl arasında GSM hatlarına sahip kişiler, numara taşıma işlemi yapmak
istedikleri 24/4 oranda belirtilmiştir. Yani aynı GSM hattına 1-3 yıl arasında sahip olan 24 kişinin 4’ü hariç geriye kalan 20 kişi numara taşıma işlemi yapmak istemediği görülmektedir. 3-5 yıl arasında GSM hattına sahip,
memnun olmayan ve daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış kişilerden Turkcell ve Avea hat kullanıcıları numara taşıma işlemi istediğini,
Vodafone kullanıcıları ise taşımak istemediğini belirtmiştir.
6 yıldan fazla Turkcell GSM hattına sahip kişiler, numara taşıma işlemi yapmak istemedikleri, fakat 6 yıldan fazla Vodafone ve Avea kullanıcılarının numara taşıma işlemi yapmak istedikleri gözükmektedir.
Sonuç olarak; GSM hat kullanıcıları memnuniyet durumunda müşteri
sadakati gösterdiği görülmektedir. Memnun olmama durumunda ise faturalı GSM hattına sahip kişiler, faturasız hat sahiplerine göre numara taşıma
işlem eğilimi daha fazla olduğu görülmektedir. Daha önceden numara taşıma işlemi yapmış kişiler, daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış
kişilere nazaran GSM numara taşıma işlemi eğilimi daha fazladır. Memnun olmayan ve numara taşıma işlemi yapmamış kişiler kendi aralarında
alışkanlık, çevresel faktörler vb. gibi durumlardan dolayı numara taşıma
işlemi isteği farklılık gösterse de, numarasını daha önceden taşımış kişiler,
memnuniyetsizlik durumunda GSM hatlarını net bir şekilde taşıma isteğini belirtmiştir.
SAYI: 2
126 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Şekil 1. J48 Algoritması Görsel Karar Ağacı
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
127
Apriori Algoritmasının Uygulanması
Apriori algoritmasının uygulanması aşamasında öznitelik sayısı, hangi özniteliklerin kullanılacağı, minimum güven ve minimum destek oranı, kaç adet öğe setinin inceleneceği ihtiyaca göre seçilebilmektedir. Bu
apriori uygulamasında karar ağacı uygulanan aynı veri ve özniteliklere,
apriori birliktelik kuralı algoritması uygulanmıştır. Apriori Algoritması
uygulamasının sonucunda çıkan bazı birliktelik kuralları ve istatistiksel
değerlerine ait güven oranı çoktan aza doğru olacak şekilde aşağıda Tablo
1’de sıralanmıştır. Bu kurallar çok ilginç sonuçlar vermektedir.
GSM hattından memnun 510 kullanıcından 487’si, 0.95 güven oranı ile hattını taşımak istemediği yani müşteri memnuniyeti ile müşteri
sadakati doğru orantılı olduğu anlaşılmaktadır (Kural 2).
6 yıldan fazla GSM hattına sahip ve daha önce numarasını taşımamış
olan 171 müşterinin 161’i, 0.94 güven oranı ile hattını başka bir GSM
operatörüne taşımak istemediği görülmüştür (Kural 3).
GSM hattını başka operatöre taşımak istemeyen 207 faturalı hat kullanıcının 199’u, 0.96 güven oranı ile hattından memnunken (Kural 1), başka
operatöre hattını taşımak istemeyen 306 faturasız kullanıcının 288’i 0.94
güven oranı ile GSM hattından memnun olduğu görülmüştür (Kural 4).
Turkcell GSM hat müşterisi olan 352 kişiden 287’si, 0.82 güven oranı
ile aynı anda GSM hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını
başka operatöre taşımak istemediği görülmüştür (Kural 9).
Avea GSM hat müşterisi olan 131 kişiden 103’ü, 0.79 güven oranı
ile aynı anda GSM hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını
başka bir GSM operatörüne taşımak istemediği görülmüştür (Kural 10).
Vodafone GSM hat müşterisi olan 130 kişiden 97’si, 0.75 güven oranı
ile aynı anda kullandığı hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını başka operatöre taşımak istemediği görülmüştür (Kural 11).
Hattını başka operatöre taşımak istemeyen faturasız GSM hat kullanıcısı olan 306 kişinin 220’sinin 0.72 güven oranı ile daha önceden numarasını taşıma işlemi yapmadığı görülmüştür (Kural 12).
SAYI: 2
128 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
Tablo 1. Apriori Algoritması Kuralları ve Güven Oranları
No Kural
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
aboneliktur=Faturali tasimaister=Hayir 207
==> memnuniyet=Evet 199
memnuniyet=Evet 510
==> tasimaister=Hayir 487
sure=6 yildan fazla notasima=Hayir 171
==> tasimaister=Hayir 161
aboneliktur=Faturasiz tasimaister=Hayir 306
==> memnuniyet=Evet 288
notasima=Evet memnuniyet=Evet 174
==> tasimaister=Hayir 160
sure=6 yildan fazla operator=Turkcell 137
==> notasima=Hayir 124
operator=Turkcell 352
==> memnuniyet=Evet 299
aboneliktur=Faturasiz 362
==> tasimaister=Hayir 306
operator=Turkcell 352
==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 287
operator=Avea 131
==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 103
operator=Vodafone 130
==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 97
aboneliktur=Faturasiz tasimaister=Hayir 306
==> notasima=Hayir 220
aboneliktur=Faturasiz 362
==> operator=Turkcell memnuniyet=Evet 202
tasimaister=Hayir 513
==> notasima=Evet memnuniyet=Evet 160
ARALIK 2014
Güven Oranı
(Confidence)
0.96
0.95
0.94
0.94
0.92
0.91
0.85
0.85
0.82
0.79
0.75
0.72
0.56
0.31
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
129
GSM hattını taşıma işlemi yapmak istemeyen 513 kişiden 160’ı, daha
önceden numara taşıma işlemi yapmış olup hatlarından memnuniyetleri
0.31 düşük güven oranı ile görülmüştür (Kural 14).
Apriori algoritmasının kuralları, öznitelikler başta olmak üzere destek
ve güven ölçüt oranı değiştirilerek 10000’lerce kural elde edilebilmektedir
ya da istenilen oranlar dahilinde kural sayısı kısıtlanabilmektedir.
Apriori Algoritması Güven Oranı Hesabı
WEKA programı sayesinde birliktelik kuralı algoritması olan Apriori algoritmasının uygulanması sonucunda elde edilen Tablo 1’den örnek
olarak seçilmiş ikinci kuralın ölçü değerlerinin hesaplanması aşağıdaki
şekildedir:
memnuniyet=Evet 510 ==> tasimaister=Hayir 487 <conf:(0.95)>
Toplam katılımcı sayısı 613 olan hat kullanıcısı bilgilerine göre, GSM
hattından memnun olan 510 hat sahibinin, 487’si numarasını başka bir
GSM operatörüne taşımak istememektedir. Bu verilere göre;
Güven (Confidence) değeri;
Güven( X → Y ) =
sayý( X , Y )
sayý( X )
Conf: 487/510 = 0,954
şeklinde hesaplanmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada hazır veri yerine, 615 GSM hattı sahibinin online bir
şekilde katıldığı anketten 21 sorudan memnuniyet durumuna göre yönlendirme yapılarak soruların 20’sine cevap verilmeleri istenmiş ve gerekli
SAYI: 2
130 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
veriler veri madenciliği analizi için toplanmıştır. Sorular üzerinden 23 öznitelik belirlenmiş ve bu verilerin analizi için WEKA yazılımı üzerinde j48
karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması kullanılmıştır. Anket sonuçlara göre, faturalı hat kullanıcıları, memnuniyet konusunda, faturasız hat kullanıcılarına göre daha hassas durumda olup, memnuniyetsiz olma durumunda, kullanılan GSM hattını başka bir operatöre taşıma
eğilimi daha fazla olduğu görülmektedir. GSM firmalarından Turkcell, en
eski GSM firması olması nedeniyle 6 yıldan fazla hat sahiplerinin memnun
olmama durumunda bile numaralarını taşımadıkları için müşteri kaybı açısından risk taşımadıkları gözükmektedir. Anket verilerine göre, daha önce
numarasını taşımış kullanıcılar, memnun olmama durumunda numarasını
taşımamış olan kullanıcılara oranla, numara taşıma ihtimali daha fazladır.
Yani daha önce hat taşıma işlemi yapan kullanıcılar, bu çalışmada GSM
firmaları için risk grubu olarak görülebilmektedir. Bu çalışmada elde edilen bulgular, yöneticilerin karar alma süreçlerinde etkili bir model olabilecektir. Böylece, GSM firmalarının müşteri kaybı yaşamamaları adına
yöneticiler müşteri sadakatini artırıcı önlemler alabileceklerdir.
Web tabanlı anket sisteminin veri madenciliği yöntemleri ile birlikte
kullanılması ile sadece GSM sektöründe değil sağlık, turizm ve eğitim gibi
diğer sektörlerde de müşteri memnuniyet analizi yapmak mümkündür.
Böylece, firmaların müşteri kayıplarını önlemesi veya yeni müşteriler kazanması mümkün olabilecektir.
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
131
EK
Tablo A.1 Nitelik İsimleri, Açıklamaları ve İstatistiksel Oranları
Öznitelikler
Cinsiyet
Yas
medeni
Seçenekler – İstatistiksel Oranı
*Erkek
(61,3%)
*Kadın
(38,7%)
*15-25
(73,0%)
*25-34
(21,1%)
*35-44
*45-54
(3,7%)
(1,6%)
*55 üstü
(0,5%)
*Bekar
(89,3%)
*Evli
(9,1%)
*Boşanmış (0,8%)
*Dul
Açıklama
Anketi cevaplayan kişinin
cinsiyeti sorulmaktadır
Anketi cevaplayan kişinin
yaş aralığı sorulmaktadır.
Anketi cevaplayan kişinin
medeni durumu sorulmaktadır.
(0,8%)
*İlköğretim(0,8%)
egitim
*Lise
(5,4%)
*Önlisans (47,3%)
*Lisans (38,2%)
*Y.Lisans (6,5%)
Anketi cevaplayan kişinin
eğitim durumu sorulmaktadır.
*Doktora (1,8%)
*1000’in altı (52,1%)
gelir
*1.001-2.000 (26,5%)
*2.001-3.000 (11,2%)
Anketi cevaplayan kişinin gelir
aralığı sorulmaktadır.
*3.001-4.000 (4,7%)
*4.000’ün üstünde(5,4%)
*1 yıldan az (11,9%)
sure
*1-3 yıl(24,7%)
*3-5 yıl (27,8%)
Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattını ne zamandır
kullandığı sorulmaktadır.
*6 yıl ve fazlası(35,6%)
SAYI: 2
132 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
aboneliktur
notasima
*Faturasız (59,0%)
*Faturalı(41,0%)
*Evet
(34,8%)
*Hayır (65,2%)
*1-25 tl aylik
tutar
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattının abonelik türü sorulmaktadır.
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattından önce başka bir operatörden numara taşıyıp taşımadığı
sorulmaktadır.
(35,7%)
*26-50 tl aylik(44,7%)
*51-100 tl aylik (14,8%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattı için aylık ne kadar yükleme
yaptığı sorulmaktadır.
*101 tl üstü(4,7%)
*0-100 dakika(27,2%)
*101-300 dakika(22,8%)
dakika
*301-700 dakika(27,7%)
*701-1000 dakika(14,5%)
*1000 dakika ustu(7,7%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattıyla
aylık kaç dakika görüşme yaptığı
sorulmaktadır.
sms
*0-30
sms(16,5%)
*31-150 sms(14,2%)
*150-500 sms(15,2%)
*501-1000 sms(16%)
*1001 sms ustu(38,1%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattıyla
aylık kaç sms yolladığı sorulmaktadır.
operator
*Turkcell
(57,6%)
*Vodafone (21,1%)
*Avea
(21,3%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
operatörünün ismi sorulmaktadır.
internet
*Yok (5,5%)
*var ama kullanmıyorum(11,9%)
*var kullanıyorum(82,6%)
Anketi cevaplayan kişinin internet
kullanım durumu sorulmaktadır
goruntuluarama
*Yok(33,1%)
Anketi cevaplayan kişinin gö*var ama kullanmıyorum (27,4%) rüntülü arama kullanma durumu
*var kullanıyorum(39,6%)
sorulmaktadır
GPS
*Yok(23,6%)
*var ama kullanmıyorum(19,7%)
*var kullanıyorum(56,7%)
Anketi cevaplayan kişinin GPS
kullanma durumu sorulmaktadır
Tvalici
*Yok(66,8%)
*var ama kullanmıyorum(16,4%)
*var kullanıyorum(16,7%)
Anketi cevaplayan kişinin Tv
alıcı kullanma durumu sorulmaktadır
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
133
Blutooth
*Yok(3,6%)
*var ama kullanmıyorum(9,8%)
*var kullanıyorum(86,6%)
Anketi cevaplayan kişinin Blutooth kullanma durumu sorulmaktadır
Oyun
*Yok(4,7%)
*var ama kullanmıyorum(17,6%)
*var kullanıyorum(77,7%)
Anketi cevaplayan kişinin internet
kullanma durumu sorulmaktadır
*Evet (83,3%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattından memnuniyet durumu
sorulmaktadır.
memnuniyet
tasimaister
*Hayır (16,7%)
*Evet
(16,3%)
*Hayır (83,7%)
Anketi cevaplayan kişinin GSM
hattını başka bir operatöre ya da
başka bir numaraya taşıyıp taşımama isteği sorulmaktadır.
Tavsiyeediyorum
*Kesinlikle katılmıyorum(9,6%)
*Katılmıyorum(8,0%)
*fikrim yok(25,2%)
*Katılıyorum(34,6%)
*Kesinlikle Katılıyorum(22,6%)
Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattını tavsiye etme
durumu sorulmaktadır.
Gelecekte devametmek
istiyorum
*Kesinlikle katılmıyorum(9,9%)
*Katılmıyorum(8,3%)
*fikrim yok(23,5%)
*Katılıyorum(33,1%)
*Kesinlikle Katılıyorum(25,2%)
Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattıyla gelecekte
devam etme isteği sorulmaktadır.
Sadakatimelayiktir
*Kesinlikle katılmıyorum(12,4%)
*Katılmıyorum (10,3%)
*fikrim yok(30,8%)
*Katılıyorum(26,9%)
*Kesinlikle Katılıyorum(19,6%)
Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattı kullanıcının sadakatine layık olup olmama durumu
sorulmaktadır.
SAYI: 2
134 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ
KAYNAKÇA
AYDOĞAN, K.E., GENCER, C., AKBULUT, S., (2008), “Veri Madenciliği Teknikleri İle Bir Kozmetik Markanın Ayrılan Müşteri Analizi
ve Müşteri Bölümlenmesi”, Sigma Mühendislik ve Fen Bilimleri
Dergisi, 26(1), 42-56.
ARASIL Ö.,KARAÇUHA E.,AYDIN S.,ÖZER G.,(2004), Türk Gsm Sektöründe Müşteri Sadakati, Memnuniyeti, Güven Değiştirme Maliyeti
Arasındaki Dinamik İlişkiler: Yapısal Denklem Modelleme Tekniği,
İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, cilt:19, sayı:219, s. 46-61.
CHURCHİLL, G. A.. Jr.,SURPRENANT, C. (1982). An investigation into
the determinants of customer satisfaction. Journal of Marketing Research. 19, 491-504.
ÇINAR, A., SİLAHTAROĞLU G., (2012), Veri Madenciliği Teknikleri
ile Müşteri Memnuniyetine Etki Eden Gizli Nedenlerin Keşfi, Marmara Üniversitesi İ.İ.B. Dergisi, cilt: XXXIII, sayı: II, S
.
309-330.
GÜLPINAR, Vildan, ALTAŞ, Dilek, (2013), Customer Churn Analysis through Artificial Neural Networks in Turkish Telecommunications
Market International Journal of Economic Perspectives.
GÜRSOY, U.T., (2010), Customer churn analysis in telecommunication
sector, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol:39,
Sayı/No:1, 2010, 35-49.
KALAYCI, Ş., (2010), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın, Ankara
ARALIK 2014
VERİ MADENCİLİĞİ LEGES
YÖNTEMLERİ
İLE YÖNETİM
GSM MÜŞTERİ
MEMNUNİYET
INFORMA
BİLİŞİM
SİSTEMLERİANALİZİ
DERGİSİ •
135
KUMPULAİNEN, Pekka , HÄTÖNEN, Kimmo , VEHVİLÄİNEN Pekko
(2003),
XVII IMEKO World Congress Metrology in the 3rd Millennium, Dubrovnik, Croatia
RİCHELDİ, M. and Perrucci , (2002), A Churn Analysis Case Study, Telecom Italia Lab. Torino. 3-6.
SİLAHTAROĞLU, Gökhan,(2008), Kavram ve Algoritmalarıyla Temel
Veri Madenciliği, İstanbul, Papatya Yayıncılık.
YAN, L., MILLER, J., MOZER, M., WOLNIEWICZ, R.,(2001), Improving
Prediction of Customer Behaviour in Nonstationary Environments.
SAYI: 2

Similar documents

Broşürü indirmek için lütfen tıklayınız.

Broşürü indirmek için lütfen tıklayınız. Taş Kule: Bu altı alan dışında kentin kuzeyinde deniz kenarında Hellenistik Dönem sur duvarları üzerinde yer alan kulelerden biri olan ve bugün Taş Kule olarak bilinen Hellenistik Kule’nin denize ...

More information

Kitap Zamanı

Kitap Zamanı anlatıcının bir gününün portresi çıkıyor önümüze. Anlatıcının bakış açısı ve eğilimlerinin maharetle yansıtıldığı öyküyle ve genel olarak kitapla ilgili talihsiz bir yazıya, çok okunan bir yerli ed...

More information