2. sayı - INFORMA - Management Information System
Transcription
2. sayı - INFORMA - Management Information System
LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ •1 INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ HAKEMLİ DERGİ YIL: 1 SAYI: 2 CİLT: 1 / ARALIK 2014 Y I L D A İ K İ D E FA Ç I K A R YAZILIM TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ SAYI: 2 2 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ INFORMA YÖNETiM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Leges Yazılım Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Müdür Ömer Faruk KAHRAMAN Genel Yayın Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Deniz HERAND Yrd. Doç. Dr. Filiz GÜRDER Yayın Danışmanı Öğr. Gör. Murat GÜNSUR Yıl : 1 Sayı : 2 ISSN 2148-4503 Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın 6 Ayda bir yayınlanır. Basıldığı Yer: Yıldız Matbaacılık ve Baskı Sistemleri Ziya Gökalp Mah.42/4 Sok.No:18/2 Zeytinburnu - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: 0212 558 01 05 – 416 09 39 Yönetim Yeri: Sümer mah. 29/5 sok. No:2 Nur Apt. K: 4 D:11 Zeytinburnu-İstanbul-TÜRKİYE Tel: 0212 547 60 80 Fax: 0212 547 60 82 www.legeshukukdergisi.net • e-posta: [email protected] Kapak Tasarım : Leges Graf Dizgi - Tasarım : Leges Graf Düzeltmen : Leges Yazılım Copright 2010 - Bu derginin tüm yayın hakları Leges Yazılım Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Her hakkı saklıdır. Alıntılarda kaynak göstermek zorunludur. YILLIK ABONELİK BEDELİ (2 SAYI): PEŞİN 60 TL ARALIK 2014 LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ •3 DANIŞMA KURULU u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u u Prof. Dr. Yücel Yılmaz (Marmara Üniversitesi İşletme Fak.) Prof. Dr. İsmail Hakkı Cedimoğlu (Sakarya Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fak.) Prof. Dr. Birgül Kutlu Bayraktar (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.) Prof. Dr. Muzaffer Kapanoğlu (Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Enformatik Böl.) Prof. Dr. Orhan Torkul (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.) Prof. Dr. Erman Coşkun (Sakarya Üniversitesi İşletme Fak.) Prof. Dr. Aslı Sencer (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.) Prof. Dr. Aykut Top (Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.) Prof. Dr. Sevinç Gülseçen (İstanbul Üniversitesi Enformatik Böl.) Prof. Dr. Murat Dinçmen (İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fak.) Prof. Dr. Harun Taşkın (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.) Prof. Dr. Ahmet Mete Çilingirtürk (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.) Prof. Dr. Alptekin Erkollar (Sakarya Üniversitesi İşletme Fak.) Prof. Dr. Seniye Ümit Oktay Fırat (Marmara Üniversitesi Mühendislik Fak.) Doç. Dr. Osman Darcan (Boğaziçi Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fak.) Doç. Dr. Ulrich Tamm (Bielefeld Üniversitesi Enformatik Fak.) Doç. Dr. Ela Sibel Bayrak Meydanoğlu (Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.) Doç. Dr. Özden Üstün (Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fak.) Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Türk-Alman Üniversitesi Mühendislik Fak.) Yrd. Doç. Dr. Müge Klein (Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak.) Öğr. Gör. Murat Günsur (Marmara Üniversitesi İşletme Fak.) Öğr. Gör. Dr. Alparslan Kibar (Sakarya Üniversitesi Enformatik Böl.) Yrd. Doç. Dr. Selay Giray (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.) Arş. Gör. Tuba Yılmaz (Marmara Üniversitesi İktisat Fak.) Arş. Gör. Abdullah Kökçam (Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fak.) Arş. Gör. Berk Küçükaltan (Brunel Üniversitesi İşletme Fak.) SAYI: 2 4 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ ARALIK 2014 LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ •5 İÇİNDEKİLER o o o o YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜFREDATININ KARAKTERİ VE GELECEĞİ Mehmet GENÇER İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ....................... 9 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA Doç. Dr. Hasan TAĞRAF Doç. Dr. Oğuz KAYNAR Ş. Mustafa KAYA.......................................................................................... 24 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ Mehmet N. AYDIN Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniv., İstanbul Ziya N. PERDAHÇI Enformatik Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniv., İstanbul............... 60 THE USE OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY in ARCHEOLOGY Doç. Dr. Mutlu ERBAY, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi............................................................ 81 SAYI: 2 6 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ o o YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN ARAÇ VE YÖNTEMLERİN İNCELENMESİ Mehmet N. AYDIN ve Ebru DİLAN Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniv, İstanbul ........ 101 VERİ MADENCİLİĞİ YÖNTEMLERİ İLE GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ Metin ZONTUL İstanbul Aydın Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yazılım Mühendisliği Bölümü Zeynep YURTTAŞ ELABİAD İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Teknolojisi Bölümü...................................................................................... 118 ARALIK 2014 LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ •7 ÖNSÖZ Dergi genel yayın yönetmenleri olarak Informa Yönetim Bilişim Sistemleri Dergimizin ikinci sayısını yayımlamaktan ve sizlerin kullanımına sunmaktan dolayı büyük mutluluk duymaktayız. Bu ikinci sayımızda yer alan makaleler geniş bir konu çeşitliliği içinde sunulmaktadır. Dergimizde yer alan makalelelerin konularına göre hakem değerlendirmesinden geçirilmesine özen gösterilmiştir. Gelecek sayılarımızın daha da kaliteli olacağına inanarak dergide emeği geçen ve katkıda bulunan tüm dergi mensuplarını, hocalarımı ve meslektaşlarımı canı gönülden kutluyor ve teşekkür ediyorum. Akademik ve bilimsel bir derginin uluslararası bilim indekslerinde yer alması büyük önem arz etmektedir. Yayın hayatına henüz ikinci sayısı ile yeni atılmış olan Informa Yönetim Bilişim Sistemleri Dergimizin de hızla bu amacına ulaşmasını sağlamak önceliğimizdir. Bazı makalelerin değerlendirme sürecinde görev almış hakemlerimizin, raporlarını öngörülen zaman dilimi dışında veya hiç göndermemeleri SAYI: 2 8 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ durumundan kaynaklı olarak dergimizin ikinci sayısı maalesef planlanan sürenin oldukça dışında yayınlanabilmiştir. Diğer sayılarda buluşmak dileğiyle saygılar sunarım. Yard. Doç. Dr. Filiz Gürder Genel Yayın Yönetmeni ARALIK 2014 Yard. Doç. Dr. Deniz Herand Genel Yayın Yönetmeni YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ •9 YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ MÜFREDATININ KARAKTERİ VE GELECEĞİ Mehmet Gençer [email protected], İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Abstract As the industry demand for MIS professionals increases, the field’s character keeps changing as well. In this study we first review how the field’s character differentiates itself and how this was reflected into the education curricula. In addition we summarize the discrepancies between the industry’s demands and the existing curricula and point out general recommendations for upgrading them. Among the basic subject areas of such upgrade are project management skills that are specific to IT procurement and business analytics skills. More generally MIS field needs to cultivate a critical perspective on work organization and hightlight its emancipatory promises. In the light of those general recommendations, we demonstrate evaluation of an example curriculum as a representation of the current status quo. Özet Sanayinin YBS profesyonellerine talebi giderek artarken alanın karakteri de değişmektedir. Bu çalışmada öncelikle ilgili literatürde alan karakterinin nasıl ayrıştığı ve bunun müfredatlarla nasıl ilişkilendirildiği incelenmektedir. Ayrıca sanayinin güncel beklentilerinin varolan müfredatlardaki hangi açıklara işaret ettiği incelenmekte ve müfredatların güncellenmesi SAYI: 2 10 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ için genel öneriler ortaya konulmaktadır. Temel güncelleme alanları arasında bilişim tedariğine özgü proje yönetimi becerileri ve iş analitiği becerileri öne çıkmaktadır. Daha genel düzeyde YBS alanı iş organizasyonlarına eleştirel bir bakış geliştirmeli ve işleyişi dönüştürme vaadini ön plana çıkartmalıdır. Geliştirilen öneriler ışığında varolan müfredatların durumu bir örnek müfredatın değerlendirilmesi ile sergilenmektedir. 1. Giriş Türkiye’deki üniversite bölümlerinin tam bir listesini içeren ÖSYM kontenjan kılavuzundai Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) programlarını incelediğinizde bu alanla ilgili kayda değer bir konumlanma karışıklığı göze çarpar. YBS lisans ve önlisans programlarının önemli bir kısmı ‘İşletme’ veya ‘İktisadi ve İdari Bilimler’ fakültelerinde yeralmakla beraber istisna sayılamayacak sayıda da bundan farklı konumlandırmalar görülür. YBS programları - diğerlerinin yanında - ‘Mühendislik’ ve ‘Fen-Edebiyat’ fakültelerinin altında da yeralmaktadır. Konumlandırmadaki bu belirsizlik ülkemize özgü de değildir. Alan müfredatı ile ilgili bir arama yaparsanızii temel müfredat standardının bir bilgisayar bilimleri meslek örgütü olan ACM (Association of Computing Machinery) tarafından yayınlandığı görülür. Ortaya çıkışının üzerinden geçen onyıllar içerisinde YBS’yi gerek profesyonel ve gerekse akademik alan olarak tanımlayan şey hem bilgi ve iletişim teknolojilerini hem de işletme alanını birarada bilme gereksinimi olmuştur. Wade ve Hulland’ın (2004) ifadesiyle “bilişim sistemleri alanı zengin kuramsal ve kavramsal temellere uzanan bir kanaviçe”ye dönüşmüştür. Bu “zengin” ama karmaşık arkaplan alanın gerek dışında gerek içinde sorgulanmaktadır (Straub 2012). Burada YBS alanını teorik bütünlük açısından etraflıca sorgulama niyetinde değiliz. Onun yerine YBS eğitiminde uygulanacak müfredatı ele alacağız. Bunu yaparken özellikle de bu alandaki yetişmiş işgücü ihtiyacının geleceği ile ilgili bazı işaretleri gözününe alarak pragmatik bir değerlendirme yapmayı hedefledik. ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 11 Bu değerlendirmeki yaklaşımımızın iki ekseni bulunuyor. Bunlardan birincisi YBS alanının karakteriyle ilgili belirsizlik gibi görünen durumun tam aksine bu alanın temel karakteri olduğunun kabulüdür. Bir YBS uzmanı bilişim teknolojilerinin güncel olanaklarını kullanarak, hizmet verdiği organizasyonun işleyişine ve işletmenin yönetimine katkıda bulunur. Öyle ki bu katkı bilişim teknolojilerinin dışında olanaklarla ya mümkün değildir ya da ekonomik değildir. Yaklaşımımızın ikinci ekseni ise BS uzmanlığının iş organizasyonu ve yönetim pratiğinin içerisinde sadece tepki veren değil etki eden bir rolü üstlenmesi gerektiğidir. Öyle ki YBS pratiği sadece organizasyonel sorunları bilişimle çözmeyi değil iş organizasyonunu dönüştürmeyi vaadedebilmelidir. Bu çerçevede yaptığımız değerlendirme YBS müfredatında ihtiyaç duyulan güncel değişikliklerin neler olduğunu ele almaktadır ve değişiklik konusu olan temel alanları tespit etmektedir. Ayrıca varolan müfredatların bu güncel ihtiyaçlar karşısındaki durumunu bir örnek üzerinde inceledik. Benzer değerlendirmelerle karşılaştırılabileceği umuduyla bu incelemede kullanılan değerlendirme yöntemi de detaylı olarak paylaşılmıştır. 2. YBS pratiğinin karakteri ve geleceği YBS’nin akademik ve profesyonel bir alan olarak ortaya çıkışından bu yana geçen zaman içerisinde YBS uzmanlarına yöneltilen temel ve ‘tanımlayıcı’ beklenti hem bilgi ve iletişim teknolojileri alanını hem de işletme alanını bilmeleri olmuştur. Bu çifte karakter yüzündendir ki YBS bölümleri hem işletme hem de mühendislik fakültelerinde bulunabilirler. Yine de bir YBS profesyonelinin sorunlara işletmecilik açısından bakması, ama diğer taraftan (bilgi ve iletişim teknolojileri) çözüm ‘getirmesi’ beklendiğinden olsa gerek ki YBS programları çoğunlukla işletme veya iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde konumlanmıştır. Geçmişinde ‘işletme’ tarafının bu şekilde ağır basmasına rağmen bu geçmişten çıkartılabilecek en önemli ders YBS’nin temel karakterinin, başka bir deyişle ‘öz’ünün iki disiplin arasında kurduğu köprüde olmaSAYI: 2 12 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ sıdır. Akademik literatürde bolca tartışılan kimlik sorunu temel olarak bu şekilde özetlenebilir (örn. Gefen ve diğ. 2011). İşletmelerin YBS profesyonellerine olan talebi sayıca artmaktadır (Gallagher ve diğ. 2013). İşgücü talebindeki beklenti yukarıda bahsettiğimiz mesleki karakter çevresinde olmakla beraber talepte bir çeşitlilik artışı vardır. YBS mezunlarını bekleyen iş ortamları, kariyer çizgileri, ve sorumluluklar geçmişten farklıdır, ve bu sorumluluklarda kayda değer bir çeşitlenme trendi görülmektedir. Geçmişle olan farklılıkların detaylarına geçmeden önce şunu söyleyelim ki üniversitelerin YBS programları bu artan çeşitlilik karşısında konu ve beceri kapsamlarını genişletmek, ama aynı anda da temel karakterlerini korumak gibi zor bir işle karşı karşıyalar. 2.1. Değişen kariyerler ve müfredat sorunu Sanayinin YBS profesyonellerinden beklentilerini karşılamak için YBS müfredatları ne şekilde değişmelidir? Bu soruyu yanıtlamak için önce bu beklentilere daha yakından bakmak gerekiyor. Sanayinin yüksek teknoloji işgücü talebine dair projeksiyonlar YBS uzmanları için de artan bir talebe işaret ediyor (Downey ve diğ. 2008; Ehie 2002). Öte yandan küresel ölçekte YBS eğitimine olan talep sanayinin talebini karşılayacak gibi gözükmüyor. Bunun temel sebebi YBS programlarının öğrencileri sanayinin güncel ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yetiştiremediğine dair hissiyat olarak görülmektedir (Badua ve diğ. 2010). Bizim de eğitimci olarak gözlemimiz öğrencilerin kayda değer oranda YBS diplomasına alternatif olarak teknik bir bölüm, örneğin bilgisayar mühendisliği ile işletme yandalını birleştirme türü kombinasyonlar değerlendirdikleri yönündedir. Bu değerlendirmenin nedeni YBS uzmanlığına olan taleple değil, YBS programlarının bu pozisyonlarda başarılı olmak için gerekenleri kazandırıp kazandırmadığı ile ilgili kaygıda yatıyor görünmektedir. YBS müfredatlarının güncel gözükmemesinin bazı temel sebepleri şunlardır: YBS uzmanlarıyla ilgili “problemi çözmek için gereken bilgisayar ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 13 programını yazar” beklentisi yerine “problemi çözmek için gerekenleri tedarik eder ve entegre eder” beklentisi gelmiştir. Ancak bunu yaparken bir yandan da program yazma ve “eksik parçaları kodlama” becerisinden de vazgeçilmemektedir (Downey ve diğ. 2008; Ehie 2002). Dolayısıyla, bir yandan programlama ve veritabanı tasarımı gibi konular (yani “eksik parçaları kodlama”) yerli yerinde kalırken müfredatlara bir yandan da tedarik ile ilişkili beceriler, iş iletişimi ve proje yönetimi becerilerinin ilave edilmesi gerekmektedir. YBS uzmanlarının verileri güvenli saklamaktan öte bunları iş analitiği yöntem ve araçlarıyla işleyerek katma değer yaratmaları beklenmektedir. Akademide “veri bilimi” (“data science”), iş dünyasında ise “büyük veri” (“big data”) adıyla anılan bu güncel talep zaten temel bir beceri olan istatistik yöntemlerinin infografi ile harmanlanmasını ve bilgi teknolojileri ile birleştirilmesini gerektirmektedir. Kanaatimiz odur ki bu durum yeni bir “köprü” ihtiyacına işaret edmektedir. Şu an itibarıyle bu yeni köprü YBS uzmanlarının sorumluluk alanında bulunmakla beraber farklı bir uzmanlık veya alt-uzmanlığa dönüşmesi de (en azından belirli işletme ölçekleri için) muhtemel görünmektedir. YBS uzmanları geçmişten beri geleneksel olarak daha çok büyük iş organizasyonlarında çalışmışlardır. Oysa günümüzde işgücü talebinin çoğu küçük işletmelerden gelmektedir (Gefen et al 2011). İşgücü talebinin kaynağı olan işletmelerin küçük ölçekli olmasına rağmen, bu işletmeler çoklukla küresel işletmelerdir. Bu yüzden de çalıştırdıkları uzmanlardan küresel ölçekte, dağıtık (“distributed”) bilişim sistemlerini hem tasarlama ve hem de gerçekleştirme becerisi beklemektedirler (Topi et al. 2010). Dolayısıyla İnternet iletişimi, bunun güvenliği, entegrasyonu, ve performansı YBS uzmanlığı için önemli bilgi alanları haline gelmektedir. YBS mezunlarının bir yandan yeni, teknik olmayan beceriler edinmeleri bekleniyor (örn. Tedarik süreci, sistem yaşam-döngüsü yönetimi, vb.) ,ama aynı zamanda varolan teknik becerilerini kaybetmemeleri isteniyor (programlama, ver,tabanı tasarımı, donanım ve bilgisayar ağları bilgisi, SAYI: 2 14 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ vb.). Bu durumda müfredatlarda yapılacak değişikler (1) müfredatın her iki ayağını da biraz sadeleştirilmesi, ve (2) bir yandan müfredatın kapsamını genişletirken diğer yanda konuların derinliğinden verilecek ödünlerin (sanayinin ihtiyaçlarını hala karşılayabilmek adına) hangi alanlardan ve ne kadar verileceğine dikkat edilmesini gerektiriyor. Böyle bir revizyona girişirken öncelikle varolan tavsiye müfredatları esas almakta yarar var. Tablo 1’de ACM’in 2010 tarihli tavsiye müfredatı gösterilmektedir. Bunun dışına ilgili literatürde bazı tekil örneklerin tasarım süreçleri ve sanayi beklentilerini nasıl karşıladığı incelenmiştir (örn Stevens et al. 2011). Tablo 1: ACM’in ‘Bilişim Sistemleri’ alanı için önerdiği ders müfredatındaki konu alanları ve örnek seçmeli ders seti (Topi et al. 2010) Konu alanları: 1. Örgütsel süreçlerin iyileştirilmesi 2. Teknolojik yeniliklerin yarattığı fırsatların değerlendirilmesi 3. Bilişim gereksinimlerinin anlaşılması ve karşılanması. 4. Kurumsal mimarilerin tasarlanması ve yönetimi 5. Çözüm ve kaynak alternatiflerinin tespit edilmesi ve değerlendirimesi 6. Verilerin ve altyapının sağlamlığı ve korunması 7. BT risklerinin anlaşılması, yönetimi, ve kontrolü Zorunlu dersler: 1. Bilişim sistemlerinin temelleri 2. Veri ve bilgi yönetimi 3. Kurumsal mimari 4. BT altyapısı 5. Bilgi sistemleri proje yönetimi ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 15 6. Sistem analizi ve tasarımı 7. Bilgi sistemleri stratejisi, yönetimi ve tedariği Örnek seçmeli ders seti: 1. Uygulama geliştirme 2. İş süreçleri yönetimi 3. Kurumsal sistemler 4. İnsan-bilgisayar etkileşimine giriş 5. BT denetimi ve kontrolü 6. Bilgi sistemleri yenilikçiliği ve yeni teknolojiler 7. BT güvenliği ve risk yönetimi 8. Sosyal enformatik 2.2. YBS’de Eleştirellik ihtiyacı Türkiye’deki işletme okullarının geleneği düşünüldüğünde eleştirel yaklaşımlar bir lüks gibi görünebilir (Sargut 2009, Gençer ve Oba 2015). Ancak eleştirel boyutun YBS alanının geleceği için “yaşamsal” olduğunu düşünüyoruz. Bunun temel sebebi yine YBS alanının kimlik sorunuyla ilgilidir. YBS uzmanı iş organizasyonu içerisinde gerek olduğunda başvurulan ve talebi karşılayan, başka bir deyişle ihtiyaca cevap veren bir rolde midir yoksa ihtiyaçları tespit eden, proaktif bir rolde midir? YBS programları çoğunlukla idari bilimler okullarında yeralmakla beraber, özellikle de karakterindeki teknik alanların etkisiyle ihtiyaca cevap veren, “takipçi” bir pratiğe meyletmektedir. YBS uzmanının işletmedeki rolü önüne koyulan problemi “verimlilik” odaklı olarak çözmesi temel beklenti olarak görülmektedir. Günümüzde her türden pazarın değişkenliğinin arttığı bir dönemde yenilikçilik en önemli rekabet alanlarından biri haline gelmektedir. Ne var ki “takipçi” karakter YBS alanını bu konuda önemli ölçüde sınırlamak ile SAYI: 2 16 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ eşanlamlıdır. YBS bu haliyle ancak bir işletmede varolan süreçlerin ve işleyişin “pekiştirilmesi”ne katkıda bulunabilir. YBS alanındaki eleştirel akademik yazına özgü olan ve “pekiştirme yerine özgürleştirme” olarak özetleyebileceğimiz yaklaşımın (örn. Myers ve Klein 2011) bu konuda önemli bir çıkış sağladığını düşünüyoruz. Yenilikçilik ve adaptasyonun doğası işletme yönetimi ile ilgili en temel alanlarda bir “açıklık” ihtiyacı olarak kendisini göstermektedir (Whittington ve diğ. 2011). İş organizasyonundaki bireylerin, üstelik te küresel ölçekte, yenilik süreçlerine katılımı ve işbirliği elbette ki yönetim bilişim sistemleriyle ciddi şekilde etkileşecektir. Bu meyanda YBS pratiğinin iş organizasyonlarına sadece sorunlara tepki vermekle sınırlı kalması son derece kaçınılması gereken bir durumdur. Bunun yerine bilişim teknolojisinde gelişen imkanları süreçlerin ve organizasyonel yapının dönüşümü konusunda proaktif ve girişimci bir profesyonel ruhla uygulaması bu mesleğin karakterinde önemli bir unsur haline gelme potansiyeli taşımaktadır. Doğal olarak bu perspektif eğitim müfredatı için de önem taşıyacaktır. 3. Örnek müfredat değerlendirmesi Bu bölümde yukarıda çizilen esaslar çerçevesinde kendi kurumumuzda İngilizce olarak verilen YBS müfredatının bir değerlendirmesini sunuyoruz. Bu değerlendirmede tespit edilen ihtiyaçların uygulaması müfredatta sürekliliğin pratik gerekleri çerçevesinde yapılmaktadır. Ancak burada sadece tespitleri sunmakla yetineceğiz. Bu değerlendirmenin ilk aşamasında, Tablo 2’de görüldüğü şekilde, varolan müfredattaki derslerin her birini ACM tarafından tavsiye edilen yedi zorunlu ders alanına katkısı açısından değerlendirdik. Bu katkı değerleri Tablo 2’de “ACM zorunlu dersler” sütünu altında işaretlenmiştir. Güncel müfredatta varolan her dersin ACM tarafından tavsiye edilen zorunlu derslere katkısı tam veya kısmı olarak değerlendilmiştir. Sütun altlarında da her zorunlu derse katkıların toplamı belirtilmiştir. ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 17 Değerlendirmenin bir parçası olarak ayrıca her dersin “genel beceriler” ve “işletme temel alanı”na katkısı değerlendirilmiştir. Bu iki alana ek olarak ise yukarıdaki tespitlerde güncel bir beceri olarak ortaya çıkan, ACM tavsiye müfredatından sonraya tarihlenen literatürde de sıkça karşılaştığımız “iş analitiği” alanı da bir sütun olarak değerlendirmeye eklenmiştir. Bu değerlendirmenin özetin ve buna dayanarak örnek müfredatın güncellenmesine dair öneriler aşağıda sıralanmaktadır. Ancak seçmeli dersler bu tartışmanın dışında bırakılmıştır. ACM tavsiye müfredatının seçmeli dersler konusunda yeterli bir çerçeve çizdiği kanaatindeyiz. 1. İşletme temel alanı derslerinin örnek müfredattaki payı (55.5 puandan 15.5 puan) hem ACM tavsiye edilen müfredatının hem de uygulamada görülen kimi müfredatların üzerindedir. Bu payla ilgili durumun örnek müfredata sahip YBS programının bir “işletme fakültesi”nin altında konumlanmasından kaynaklandığı kanaatindeyiz. Dolayısıyla aynı isimde olsa bile farklı fakültelerdeki programların “kurucu alan”ların müfredattaki payı açısından konumlandıkları fakülteye meyletmeleri incelemeye değer bir durumdur. YBS müfredatlarının değişkenliği de bu duruma davet çıkartmaktadır. Böyle bir örnek müfredatla ilgili değişiklik tavsiyesi bilgi teknolojileri temel alanı derslerinin arttırılıp işletme alanının daraltılması yönünde olacaktır. 2. “Bilişim altyapısı” alanı örnek müfredatta neredeyse hiç yeralmamaktadır (55.5 puandan sadece 1 puan). Oysa önceki bölümde belirttiğimiz gibi günümüzde YBS uzmanları yazılım kadar donanım ve ağ altyapısının tedariğinde de sorumluluk üstlenmektedirler. Bu durumda müfredat değişikliği müfredata donanım, kurulum, ağ düzeni, yedekleme ve izleme konularını ele alan bir dersin eklenmesi yönünde olmalıdır. 3. “Bilgi sistemleri proje yönetimi” konusu müfredatta gereğince yeralmamaktadır (55.5 üzerinden 1.5 puan). Bir YBS müfredatında özellikle SAYI: 2 18 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ bilgi sistemleri alanına özelleşmiş bir proje yönetimi dersinin bulunması oldukça önemlidir. Bu durumda ele alınan örnek müfredat için tavsiye varolan örneklerdeniii yola çıkarak yazılım sistemleri ve proje yönetimi konularının kesişiminde tasarlanan bir dersin müfredata eklenmesi olacaktır. 4. Genel istatistik becerilerinin örnek müfredatta yeralmasına karşın “iş analitiği” çoğu YBS müfredatında olduğu gibi örneğimizde de eksik bir alandır. Bir YBS pratisyeninden sahadaki beklenti yüksek düzey istatistiksel kavramları kullanması olmamakla beraber, istenilen analizleri kurumun veri ambarına uyarlayabilmesi beklenecektir. Bu yüzden bu konudaki müfredat değişikliği en sağlıklı şekilde ”durum çalışmaları” üzerinden büyük-veri/veri-bilimi konularının kurumsal veritabanlarına uygulanmasının öğretildiği uygulamalı bir ders ile yapılabilir. Böyle bir dersin tipik “iş raporlama” araçlarının öğretildiği derslerden çok öteye geçmesi, modelleme ve gelecek tahminleri yapma yöntemlerini (“predictive statistics”) içermesi sağlanmalıdıriv. 5. İşletme fakülteleri altında yeralan birçok YBS programında olduğu gibi elimizdeki örnek müfredatta da “Bilişim sistemlerinin temelleri” kapsamındaki derslerin sayısı azdır. Örneğimizdeki program bu kapsamdaki dersleri mühenlislik fakültesinde bulunan, 3-4 derslik seti kısmen müfredatına koyarak karşılamaktadır. Biröok YBS programında olduğu gibi setin tamamını müfredata sığdırmaya yetecek kredi ayırmak sözkonusu değildir. Bu durum karşısında sözkonusu alanda “nesne tabanlı tasarım” ve “veri güdümlü uygulama tasarımı” temaları altında iki ders veya birleşik bir ders verilmesi sorunun en iyi çözümü gibi görünmektedir. Böyle tasarım odaklı bir yaklaşım YBS pratiğinin genel karakterine de uygun düşecektir. Özellikle bu alanda YBS programlarının mühendislik derslerindense kendi özgün karakterlerine uygun dersler geliştirmeleri müfredat kalitesi açısından önem arzetmektedir. ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 19 4. Sonuç YBS uzmanlığına giderek artan talebi karşılamak için eğitim müfredatlarımızın sağlam bir konumlanmaya ihtiyacı vardır. Bu konumlanmanın temeli öğrencileri hem bilişim hem de işletme uzmanı olarak yetiştirmek yerine bu iki alan arasında köprü kurma becerisini ve iş organizasyonuna eleştirel ve dönüştürücü bir perspektifi merkeze almaktır. YBS öğrencileri varolan araçları kuruma özgün ihtiyaçlara uyarlama ve tamamlama ile ilgili becerilerin yanısıra bu süreçleri yönetmek içinde donatılmalıdır. Ayrıca giderek büyüyen ve karmaşıklaşan veri ambarlarından katma değer yaratmak için istatistik araçlarını kurumsal veri yapısına uygulayabilecek iş analitiği becerilerini kazandırmak ta YBS programları için bir gerekliliğe dönüşmüş görünmektedir. SAYI: 2 20 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ BUS 202 BUS 212 BUS 274 CMPE 272 HTR 112 MIS 300 MIS 311 BUS 311 BUS 321 BUS 331 BUS 361 MIS 302 MIS 306 MIS 312 BUS 314 BUS 336 MIS 400 MIS 401 MIS 497 BUS 401 BUS 461 MIS 402 MIS 498 BUS 462 Değerlendirme: *: tam katkı, 1 puan TOPLAM KATKI: o:kısmı katkı 0.5 puan * * * * * * * Ġġ ANALĠTĠĞĠ * * * * * * * * * * * * o * * * * * * o o * * o o o o * o * * o o * * * o o * * * * * * * * o * o o * o * * * o 55.5 4. 2. 5. 1. 1.5 8.5 3.5 0 5 0 0 Tablo 2: Örnek müfredat değerlendirmesi ARALIK 2014 Bilgi Sistemleri Proje Yönetimi Sistem Analizi ve Tasarımı BT risklerinin anlaĢılması, Yönetimi, ve kontrolü GENEL EĞĠTĠM ĠġLETME TEMEL ALANI 6AK 6TS K 3redis 6i 7 2 6 6 3 6 7 2 6 6 5 7 2 4 6 6 6 6 2 4 1 6 6 6 5 6 6 6 6 6 6 1 6 5 6 6 6 6 6 6 6 6 BT Altyapısı Experiencing Business in 171 Introduction to Economics I 168 Society I Ders Adı ĠĢy English for Academic Purposes I 90 ükü Introduction to Computing 175 Calculus I 186 Turkish Language I 58 Experiencing Business in 174 Introduction 164 Society II to Economics II English for Academic Purposes II 90 Algorithms and Programming 169 Calculus II 186 Turkish Language II 50 Introduction to Accounting 151 Statistical Analysis for Business 150 Web Services Design 150 Administrative Sciences 178 History of Turkish Revolution I 52 GE-Arts And Humanities List 100 Business Information Systems 157 Analysis 164 Further Statistics for Business 150 User Interface Design 156 History of Turkish Revolution II 52 Full List 100 Year II Summer Practicum 26 System Analysis and Design I 177 Principles of Marketing 173 Management 174 Business Finance 137 Communication and Information 158 Database Management 179 Business Data Communications 167 System Analysis and Design II 177 Management Science 153 Organization Design 155 Year III Summer Practicum 26 Enterprise Systems 174 Information Systems Project I 136 Strategic Management 170 Technology 158 Business Informatics Year IV List 150 Business Intelligence 172 Information Systems Project II 155 e-Commerce 150 Business Informatics Year IV List 150 Business Informatics Year IV List 150 Kurumsal Mimari BUS 179 EC 101Kodu Ders BUS/E 179 CMPE 100 MATH 175 TK 103 BUS 180 EC 102 BUS/E 180 CMPE 130 MATH 176 TK 104 BUS 211 BUS 273 CMPE 283 MATH 235 HTR 111 BiliĢim Sistemlerinin Temelleri Veri ve Bilgi Yönetimi ACM Zorunlu Dersler o o 12 15. 2. .0 5 0 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • 21 Kaynakça Badua, F. A., Mendez Mediavilla, F. A., & Kim, S. H. (2010). Topics of Business Technology. Journal of the Academy of Business Education, 11. Ehie, I. C. (2002). Developing a management information systems (MIS) curriculum: Perspectives from MIS practitioners. Journal of Education for Business, 77(3), 151-158. Dhillon, G., & Backhouse, J. (2001). Current directions in IS security research: towards socio-organizational perspectives. Information Systems Journal, 11(2), 127-153. Downey, J. P., McMurtrey, M. E., & Zeltmann, S. M. (2008). Mapping the MIS Curriculum Based on Critical Skills of New Graduates: An Empirical Examination of IT Professionals. Journal of Information Systems Education, 19(3), 351-364. Holmqvist, B. (Ed.). (1996). Signs of work: semiosis and information processing in organisations. Walter de Gruyter. Gallagher, V. C., Gallagher, K. P., & Kaiser, K. M. (2013). Mid-Level Information Technology Professionals: Skills and Traits Relevant to Fit, Individual and Organizational Success Factors. International Journal of Social and Organizational Dynamics in IT (IJSODIT), 3(2), 22-40. Myers, M. D., & Klein, H. K. (2011). A Set of Principles for Conducting Critical Research in Information Systems. Mis Quarterly, 35(1), 17-36. Gefen, D., Ragowsky, A., McLean, E. R., Markus, M. L., Rivard, S., & Rossi, M. (2012). ICIS 2011 Panel Report: Are We on the Wrong Track and Do MIS Curricula Need to Be Reengineered?. SAYI: 2 22 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Communications of the Association for Information Systems, 30(1), 11. Gençer, M., Oba, B., Ghost in the System: Critical Management Studies in Turkey, 2015 basım aşamasında. Sargut, A. S. (2009). Türkiye’de işletme yönetimi eğitiminin kurumsal çerçevesi: Çeşitlilikten eşbiçimliliğe. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(1), 51-63. Stevens, D., Totaro, M., & Zhu, Z. (2011). Assessing IT critical skills and revising the MIS curriculum. Journal of Computer Information Systems, 51(3), 85-95. Straub, D. (2012). Editor’s comments: does MIS have native theories?. MIS Quarterly, 36(2), III-XII. Topi, H., Valacich, J. S., Wright, R. T., Kaiser, K., Nunamaker Jr, J. F., Sipior, J. C., & de Vreede, G. J. (2010). IS 2010: Curriculum guidelines for undergraduate degree programs in information systems. Communications of the Association for Information Systems, 26(1), 18. Wade, M., & Hulland, J. (2004). Review: the resource-based view and information systems research: review, extension, and suggestions for future research. MIS quarterly, 28(1), 107-142. Whittington, R.; Cailluet, L. & Yakis-Douglas, B. Opening Strategy: Evolution of a Precarious Profession British Journal of Management, Blackwell Publishing Ltd, 2011, 22, 531-54 ARALIK 2014 YÖNETİM BİLİŞİM LEGES SİSTEMLERİ INFORMA MÜFREDATININ YÖNETİM BİLİŞİM KARAKTERİ SİSTEMLERİ VE GELECEĞİ DERGİSİ • i 23 http://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2014/OSYS/Tercih/2014-OSYSKONTKILAVUZU14072014.pdf 19 Ocak 2014 tarihinde erişildi. ii http://www.acm.org/education/curricula-recommendations 19 Ocak 2014 tarihinde erişildi. iii Örnekler (1) http://gunston.gmu.edu/healthscience/ProjectManagementInIT/about. asp?E=0 (2) http://my.ischool.syr.edu/Uploads/CourseSyllabus/IST400-700%20SP2012%20SYLLABUS-112 2.61146-97631d4d-01be-40df-a5e8-ccf82fc4c5dd.pdf iv Örnekler (1) http://www.imm.bwl.uni-muenchen.de/dateien/3_lehre/intro_bus_ana/bus_ana_syllabus.pdf (2) http://fisher.osu.edu/supplements/10/14089/Business%20Analytics%20Syllabus%20 %28Fall %202013%29.pdf SAYI: 2 24 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA Doç. Dr. Hasan TAĞRAF Doç. Dr. Oğuz KAYNAR Ş. Mustafa KAYA ÖZET Günümüzün rekabetçi iş dünyasında, değişimi öğrenmek, planlamak ve uygulamak bir işletmenin uzun dönemde yaşamını sürdürmesi ve başarısı için en önemli öncelik olarak görülmektedir. Bugünün iş dünyasının karşılaştığı rekabet türü ve boyutları son derece karmaşık olup, hızlı bir şekilde değişmektedir. Bununla birlikte, değişim süreci, makro ve mikro çerçevede önemli etkiler oluşturmakta, işletmelerin yapılarını ve ilişki biçimlerini yeniden tanımlamaktadır. Bu bağlamda, bilişim teknolojilerinin işletmelerin bütün faaliyetlerinde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlamasıyla birlikte işletmeler, teknolojiyi etkin bir şekilde kullanabilmek için yeniden yapılanmak durumunda kalmışlardır. Bu çalışmada inşaat işletmelerinin bilişim teknolojilerinden nasıl yararlanabileceği incelenmiş ve bilişim sistemlerine geçiş sürecini olumsuz etkileyen faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bilişim Teknolojileri, Yönetim Bilişim Sistemleri, Yapı İşletmeleri ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 25 ABSTRACT In today’s competitive business world, learning, planning and implementing the change is seen as the most crucial precedence for a company to survive and succeed in the long term. In today’s business world, the type and the extent of competition is so complex and rapidly changing. Nevertheless, the changing process redefines the business structure and relation forms in the macro and micro frame. The mentioned change confronts managers to the very important developments and problems. In this study how construction firms can take advantage of information technologies examined and factors that negatively affect the transition proces to infromation systems have been attempted to be determined Key words: Information Technologies, Management Information Systems, Building Enterprises 1. Bilişimin Teknolojilerinin Kavramı ve Kapsamı Bilişim teknolojileri (BT) kavramı, bilgi odaklı ve geniş bir kapsama sahip olduğundan tanımlanmasında güçlük çekilmekle birlikte bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere verilen genel bir addır. Bu bağlamda genel bir tanımla bilişim teknolojileri, “Bir bilginin toplanmasını, işlenmesini, saklanmasını ve gerektiğinde her hangi bir yere iletilmesini yada her hangi bir yerden bu bilgilere erişilmesini otomatik olarak sağlayan teknolojiler bütünüdür” (Kalay, Şimşek ve Oğrak,2006,18). Bilişim teknolojileri kapsamının belirlenmesi ile ilgili olarak çok çeşitli tanımlar yapılmakta ve bu kapsam her geçen gün genişlemektedir. Bilişim teknolojileri kapsamını; bilgisayarlar, mikro-elektronik, tümleşik devreler, iletişim teknolojileri multimedya ve biyo-tenkolojiler oluşturmaktadır. Bilgi ve iletişim politikalarının tartışıldığı OECD raporunda (1992), bilişim teknolojisi sektörünün aşağıdaki alanları kapsadığı kabul edilmiştir. (Akgemci ve Çelik,2010,11) SAYI: 2 26 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • Elektronik ve telekomünikasyon endüstrileri, donanım ve bilgisayar içindeki yazılımlar, bilgisayar temelli veri işleme ve iletişim sistemleri. • Yazılım endüstrisi; sistem yazılımları ve uygulama yazılımları, yazılım geliştirme araçları, veri tabanları, çeşitli kullanıcı programlar. • Bilgi hizmet endüstrisi; ticari veri işleme hizmetleri, meslek bilgi hizmetleri, sistem analizi ve bilgi servisleri. Castells, Enformasyon Teknolojileri alanına; mikro-elektronik, bilgisayarlar (donanım ve yazılım) telekomünikasyon/yayıncılık ve opto-elektronik gibi birbirine yaklaşan teknolojiler dizisi ile genetik mühendisliği ve onun gelişimi ve uygulamalarını da dahil etmektedir. Castells’e göre, bilişim teknolojileri; enformasyonun üretildiği, biriktirildiği, bulunduğu, işlendiği, aktarıldığı, ortak sayısal dil sayesinde teknolojik alanlar arasında bir ortak düzlem yaratarak genişlemektedir. Kaya’ya göre, bilişim teknolojileri; sesli, resimli metin ve sayısal veriler elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve dağıtılmasını yürüten, mikro elektroniğe dayalı hesaplama ve iletişim araçlarını içerir. (Akgemci ve Çelik,2010,12) 1.2.Bilişimin Teknolojilerinin Özellikleri Bilişim teknolojilerinin özellikleri ileri sürülen kurallarla anlatılmaya çalışılmıştır. Bilgi teknolojilerinin (bilgi ve iletişim teknolojileri) en çarpıcı özelliği, teknolojik yeteneklerin sürekli artması, maliyetlerin sürekli düşmesidir. Bu ilişkiyi ifade eden üç kural ileri sürülmüştür. Bunlar: (Harmancı:2002,1) • Moore Kuralı: Bir mikroçipin fiyatı artmadan, hızı her 18 ayda bir ikiye katlanmaktadır (Harmancı: 2002,1). • Gilder Kuralı: Birim fiyat değişmeden, iletişim sistemlerinin toplam bant genişliği her 12 ayda bir üçe katlanmaktadır(Er: İstanbul 2007,22). ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 27 • Metcalfe Kuralı: Bir iletişim ağının değeri, ağdaki düğüm (node) sayısının karesi ile orantılıdır; dolayısıyla bir ağa bağlı olmanın değeri üssel olarak artarken kullanıcı başına fiyatı sabit kalmakta, hatta azalmaktadır (Harmancı,2002,1). 1.3. Bilişim Teknolojilerinin Önemi Teknoloji kullanımının yol açtığı önemli sonuçlar işletmelerde ve toplumsal yapıda kendini göstermektir. Yeni toplumun oluşumuna yol açan en önemli teknolojik gelişmelerde şu şekilde sıralanmıştır; bilgisayar, mikro-elektronik, robot ve kontrol, iletişim teknolojisi, bio-teknoloji, malzeme teknolojisi ve enerji teknolojisidir. Aşağıda yer alan şekil1 de bu sistemlerin sağladığı yenilik ve değişimler, sırasına göre verilmiştir. (Akolaş,2004, 54). Şekil 1. Bilgi toplumuna geçişi sağlayan gelişmeler Teknolojik Gelişme Yenilik ve Değişmeler Bilgisayarlar * Bilginin sınırsız, ucuz ve güvenli kullanımı * Ofis çalışmalarında ve eğitiminde kalitenin yükselmesi * Üretimde, tıpta ve ekonomik uygulamalarda yoğun bilgisayar kullanımı Mikro-Elektronik * Tümleşik devrelerin yapılması ile sistemlerin minyatüre edilmesi * Tıpta tanı ve yapay organların denetlenmesi * Bilgisayar ve iletişim sistemlerinde büyük ilerlemeler Robot ve Kontrol * Ucuz, kaliteli ve hatasız iş gücü Sistemleri * Esnek üretim sistemleri * Tehlikeli ve riskli görevleri yerine getirebilme * Uzun ve kesintisiz çalışma süreleri İletişim Teknolojisi * Uydu haberleşmesinde küçük sistemlerin kullanımı * Kablosuz iletişimin yaygınlaşması SAYI: 2 28 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Malzeme Teknolojisi * Düşük maliyetli iletişim hizmetleri * İnternet-intranet-extranet: bütünleşik haberleşme sistemleri * Yeni kompozit malzemelerin bulunuşu Enerji Teknolojisi * Demir, çelik gibi temel malzemelere alternatifler * Yeniden kullanılabilir malzemelere geçiş * Nükleer enerjiye alternatif, füzyon ve ağır plütonyumun kullanımı * Güneş ve jeotermal enerjisinden yararlanmada yeni yöntemler * Hidrojen ve helyumdan yararlanılarak plazma yakıtların kullanılması * Kablosuz enerji iletim sistemleri Kaynak: Akolaş, A.2004 2.İnşaat Bilişimi Kavramı ve Tanımı Günümüzde bazı inşaat şirketleri önemli projelerde, projeyi yönetmek için internet üzerinden kendi ağlarını kurup, tüm bilgi akışını takip edebiliyor, yönetim merkeziyle, uygulama noktaları, görevli birimlerle, mimar, mühendis ve taşeronlar arasındaki haberleşmeyi sağlayabiliyor. Malzeme takibinde kullanılan bir radyo vericisi veya barkot sistemiyle, proje için gerekli malzemenin tedariki ve mevcut stokların kontrolü yapılabiliyor. Projenin başlangıcında, sırasında veya ilerleyen sürecinde; özel tarama cihazları ve yazılımları yardımıyla, projenin nesnel taramaları yapılıp, gerekli ölçümler işe iş takibi yapılabiliyor. Bu bilgi teknolojilerinin kullanımı ile bilgi hızlı ve etkin bir şekilde kullanılmış olup, dokümantasyon, seyahat, haberleşme gibi masraf kalemleri en aza indirilmiş oluyor. Her sektör de olduğu gibi inşaat sektörü de bilgisayar ve bilgi teknolojilerinden nasibini almaktadır. Bu teknolojilerin bazıları yıllardır kullanılmakta, bazıları gün ve gün geliştirilmekte, bazıları ise çok yakında kullanılacak ve beraberinde sektöre birçok fayda sağlayacaktır. Bilginin etkili kullanımıyla; verimliliği, etkinliğin ve iletişimin arttığı; çeşitli aksaklıkların önlenmesiyle masraf kalemlerinin azaldı, işlerin kolaylaşmasıyla bilgiye daha fazla yoğunlaşıldığı ve bunun sonucunda da bilginin daha iyi yorumlandığı görülüyor (Kuruoğlu,2009,2). ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 29 İnşaat bilişimi ile ilgili benzer birçok tanıma rastlanmıştır. Farklı ifadeler olsa da temel olarak aynı kapsamı içermektedir. 1990’lı yıllarda ivme kazanan inşaat bilişimi kısaca tanımlanacak olursa “inşaat sektöründe yer alan kuruluşların tüm kademelerinde ve inşaat sürecinin tüm aşamalarında kullanılan veri/bilgi işleme, saklama ve iletişim sistemlerinin kurulumu, işletilmesi ve yönetimi ile ilgilenen araştırma alanı” olduğu söylenebilir. (Baloğlu, 2010,2) 2.1.İnşaat Bilişiminin Kapsamı Dünyada son yirmi yıldır yapılan çalışmalar ışığında ortaya konulan bulgular, İnşaat bilişimi kapsamının aşağıda yer alan konuları içerdiğine işaret etmektedir (Işıkdağ ve Kuruoğlu, 2008,20). İnşaat sektörü için bilgi saklama, bilgiye erişim ve bilgi paylaşımında etkinlik sağlayacak yöntem ve teknolojilerin araştırılması. İnşaat sektöründe iletişim, işbirliği ve eşgüdümün teknoloji aracılığıyla etkinleştirilmesi İnşaat sürecinin yeni teknolojilerin getirdiği imkânlar ışığında yeniden yapılandırılması. İnşaat sürecine ait bilgilerin sınıflandırılması (Çullu,2013,1). İnşaat sürecinin tüm farklı aşamalarına ve süreçte yer alan tüm meslek gruplarının farklı ihtiyaçlarına yönelik, yazılım ve bilgi sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi ve yönetimi. İnşaat sektöründe yer alan farklı kuruluşlar için -entegre bilgi sistemleri- tasarımı, geliştirilmesi ve yönetimi İnşaat sektöründe mevcut yazılımların bilinçli kullanımına yönelik teorik ve uygulama eğitimi (Öcal ve Aydınlı: 2013,: 8). Mevcut bilgi sistemlerinin entegrasyonu, kurumsal bilgi sistemi mimarilerinin oluşturulması. SAYI: 2 30 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Bilişim teknolojilerinin rekabet avantajı sağlama doğrultusunda yönetimi. Şantiye otomasyonu (RFID,GPS vb. otomasyon teknolojilerinin kullanımı) 3. Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi ve Bilgisayar Destekli Planlama 3.1.Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi ve Süreci İnşaat sektörü, proje yönetimi uygulamalarının en sık kullanıldığı sektörlerden biridir. Sektör yapısı itibari ile proje türündeki işlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla sektörde faaliyet gösteren işletmelerde taahhüt bazında proje odaklı olarak çalışmaktadırlar. (Ekici,2006,41) 3.2. Yapı İşletmelerinde Proje Yönetimi İnşaat projeleri kendilerine has bazı özellikleriyle diğer projelerden ayrılmaktadırlar. İnşaat projeleri karmaşık ve zaman alan girişimlerdir, farklı uzmanlıklar gerektiren çok sayıda evreden oluşurlar. Planlamadan projenin tamamlanmasına kadar, arka arkaya sıralanana bu evrelerde farklı organların girdileri kullanılır. Bunlar finansal kurumlar, kamu kuruluşları, mühendisler, avukatlar, sigorta şirketleri, yükleniciler ve inşaat tedarikçileri ile örneklenebilir (Moldabekov,2012,20).İnşaat işletmelerinde proje yönetiminin özellikleri şunlardır (Kuruoğlu,2002,34). Her aşamada ekip çalışması vardır. Organizasyon proje hedefleri doğrultusunda çalışmaktadır. Güç, organizasyon bölümlerinin kesişme noktalarında odaklanmaktadır. Yeni fikirler, teknikler ve yaklaşımlar üretilirken tasarım aşamasında yaratıcılık çok ağır basmaktadır. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 31 Çözüm için kaynaklar, proje çalışanları arasında paylaştırılmaktadır. Karar verilen tasarım alternatifi doğrultusunda kaynaklar sağlanmakta, veri analizleri ve stratejiler belirlenerek uygulanmakta ve sonuçlar üzerinden verim analizleri yapılmaktadır. Sistemin ihtiyacı, deneyimli ve bilgili ekip elemanları ile ileri teknoloji ekipmanları olduğundan sistem pahalı, hatta lüks niteliğindedir. Sorun çözümü yaratıcı düşünce ve optimum sonuçlara ulaşmayı gerektirmektedir. Organizasyon kademelerinde, üst yönetim, astların düşünce ve çözüm önerilerine açıktır. Kurallar uyulması gereken zorunluluklar değil, çözüme ulaşılması için anlaşma sağlayan düzenlemelerdir. (Demir,2007,3) Proje hedeflerine ulaşmak için önce proje ve proje evreleri tanımlanmalıdır. Proje çözümleri ile ilgili alternatifler, projenin her evresinde güncellenmekte ve karşılaştırmalı analizler yapılmaktadır. Proje çözüm seçenekleri kullanılmasının amacı, optimum çözümü bulmaktır. Çalışanların sabit görevleri yoktur. Görevler proje özelliklerine, çözüm yollarına ve hedeflere göre tanımlanmaktadır. (Dinç,2005,6) 3.3. İnşaat Üretiminin ve Ürününün Özellikleri İnşaat, arsa üzerinde maddi ve beşeri kaynakların kullanılması ile üretilen fiziki yapılar olarak tanımlanabilir. İnşaat sanayinde üretim yeri değişken, ürün sabittir. Bunun sonucu olarak inşaat üretiminin özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Ekici,2006,42). SAYI: 2 32 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Her projede farklı yer ve koşullar söz konusu olduğu için üretim teknolojisinin seçiminde optimizasyon gereklidir ve otomasyon olanağı çok sınırlıdır. Üretim ve maliyet tahmininde daima risk unsuru vardır. Genellikle açıkta üretim yapılır, üretim faktörleri dış etkilere maruzdurlar. Üretim yerinin işletme merkezinin yanında olmaması, yönetimin etkinliğini azaltır, risk ve maliyeti artırır. İnşaat işletmeleri ellerinde ki proje dışında uzun vadeli faaliyet programları yapamazlar. İnşaat sürecinde daima belirsizlikler vardır (Turgay, Mayuk ve Coşkun,2011,13). İhale teklifindeki tahmini maliyet, çeşitli açılardan ve değişik koşullarda edinilen tecrübeye dayanılarak belirlenir. İnşaat sektöründe açık rekabetten söz edilemez, çünkü ihaleler genellikle kapalı zarf usulü gerçekleştirilir. Dolayısıyla rakiplerin teklifleri önceden bilinememektedir. Bu sektörde alıcı, imalat sektöründe olduğu gibi fiyat ve kaliteyi birlikte görerek seçim yapmaz, kalite her işveren tarafından kendi teknik şart namesinde belirlenir, fiyat ise teklifler açılana kadar bilinmez. İnşaat işçilerinin büyük çoğunluğu geçici olarak çalışır. İnşaat üretiminde emek yoğun teknoloji kullanılır. İnşaat üretimi sonucu elde edilen çıktılar genellikle konut, iş merkezi, fabrika, köprü, baraj, tünel, yol gibi yapılardır. Genellikle inşaat ürünü olarak adlandırılabilecek olan bu yapıların ortak özellikleri şunlardır (Coşkun ve Çömlek,2011,14). Yapı üretiminde standart olmayan, sürekli yenilenemeyen bir üretim süreci söz konusudur. Üretim faaliyeti tekil ve tekrarlanamayan bir süreçtir. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 33 Fiziksel olarak arsaya bağlıdır. İnşa edildikleri yerden başka bir yere götürülmeleri mümkün değildir, taşınmaz niteliktedirler (Sektör istisnası sayılabilecek prefabrik yapıların üretimine de olanak sağlamaktadır.) Kendine özgü nitelikleri ürünün mevcut haline göre belirlenebilir. Üretilmesi diğer sektörlerdeki ürünlerden çok daha uzun zaman almaktadır. Yüksek maliyetli ürünlerdir. Tamamlanması büyük maddi kaynaklar gerektirebilir. Uzun ömürlüdür. Bu nedenle yenilikler hızla uygulanamamaktadır. 3.4. İnşaat Proje Yönetim Süreci İşletmenin üstlendiği bir projeyi etkin bir şekilde planlaması ve kontrol etmesi için proje yönetim süreci iyi tanımlanmalıdır. Veriler süreci etkin şekilde değerlendirmek ve analiz etmek için toplanmalı, standardize edilmeli ve bir veri tabanında depolanmalıdır (Ekici,2006,52). Düzenli olarak toplanan ve analiz edilen veriler ışığında problemler tam olarak anlaşılır hale getirilmeli ve projenin başarısını şansa bırakmamak için bu sorunlarla sürekli bir çalışma ile mücadele edilmelidir. Böylece işletme yönetimi gerçeklere dayalı karar verme konusunda bilinçlenir. Ayrıca proje yönetim süreçleri, yenilikçi fikirlerinde dikkate alınması ile sürekli olarak geliştirilmelidir. Proje yönetimi eğitimi, proje ekip üyelerinin rollerine göre planlanmalı ve tüm işletmeye yayılmalıdır (Moldabekov,2012,30). 3.5. İnşaat Proje Sözleşmeleri ve Tasarım Yapılacak inşaat işini tanımlayan ve bu işin yapılması sırasında yüklenici ile işveren (müşteri) arasındaki ilişkileri düzenleyen, tarafların çekincesiz kabul ettiği, yürürlükteki yasalara uygun olan her iki tarafı bağlayan anlaşma metnidir (Polat,2012,8). SAYI: 2 34 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Tasarım, tüm projenin, mimari ve mühendislik tasarımını içerir. Tasarım evresi, son çalışma çizimleri ve toplam inşaat programı için spesifikasyonların hazırlanması ile sona bulur. Tasarım, tedarik ve inşaat evreleri çoğunlukla iç içe geçer. Tasarım süreci avan proje, uygulama projeleri ve detay projelerinin hazırlanması ile ortaya çıkar. Bütün tasarım evresinde ekip üyeleri kendi aralarında, inceleme ve danışma açısından her konuda sürekli olarak görüş alış verişi içerisinde bulunmalıdırlar. Tasarım işinde, avan proje çizimlerinden detay çizimlere kadar geçen süreçte ekip üyeleri her evredeki sorunların bilincinde olarak genel ve temel kararlardan ayrıntıya inerler (Kuruoğlu,2002,1). Sınırların belirlenmesi için yapılması gereken ön tasarım çalışmalar şunlardır:(Ekici: 2006,54) Çeşitli aşamalar ile ilgili büyüklüklerinin ve detay derecelerinin belirlenmesi Tasarım aşamasında meydana gelecek muhtemel değişiklikler açısından bir tasarım süresi analizi yapılması. Alternatif tasarımların tartışılması, değerlendirilmesi ve seçimi. Yapısal kısımların aynen tekrarını sağlayan sistematik projelerin geliştirilmesi. Tasarım esnasında alınacak kararlar için, alternatifler arasında öncelik sıralarının ve tasarımcının bağımsız karar alma sınırlarının belirlenmesi. Bundan sonra elde edilen tasarım ve detay iş programları, tasarım evresinin çıktılarının planlanan süre içerisinde teslimini güvence altına alırlar. 3.6. Planlama Planlama, iş kalemlerini sıralama (fiziksel zorunlu sıra öncelikli tercih sırası ) ve maliyet, süre, kaynak vb. proje kısıtları açısından en iyi olma işidir. İnşaat projelerinin planlanmasında farklı teknikler kullanılabilir. BunARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 35 lar, planlanması ve izlenmesi gereken her işte uygulanabilen, basit fakat o ölçüde etkin, grafik temelli yöntemlerdir. Ortak bir amaca yönelik, birbiri ile bağlantılı bir dizi iş kaleminden oluşan bir projenin planlanması ve kontrolü amacıyla en yaygın olarak kullanılan teknikler. Çubuk diyagramlar ve şebeke diyagramlardır. (Moldabekov,2012,28) 3.7. Tedarik, İnşaat Yapımı ve Kontrol Tedarik, proje araç ve malzemelerinin siparişi, sevkiyat ve teslimatını içerir. İnşaat yapımı ise, projenin fiziksel olarak uygulanışı ile malzeme ve ekipmanların yerleştirilmesidir. Bu süreç, iş gücünün, inşaat malzemelerinin, kaynakların kullanımını ve işin yapımı için önemli olan denetimin sağlanmasını içerir. Bu dönemde koordinasyon ve kontrol fonksiyonları ön plana çıkar. Ara iş programlarına dayalı detay iş programları hazırlanır ve yapım buna göre yürütülür. Periyodik olarak, program ile gerçekleşen ilerleme karşılaştırılır ve sapmalar tespit edilir. Bu sapmaların nedenleri belirlenerek alınacak önlemler ile telafi edilmesi sağlanır. Üst yönetime iletilmesi gereken raporlar bu süreçte elde edilen sonuçlardır(Özdemir ve Doğan,2010,21). İnşaat yapım süreci, kontrol fonksiyonunun en yoğun uygulandığı bölümdür. Yapılan kontrolün sonucu olarak projenin performansı raporlanır. Performans raporlama, proje paydaşlarını, hedeflere ulaşmak için kaynakların nasıl kullanıldığı konusunda bilgilendirmek amacı ile performans bilgilerinin toplanması ve dağıtılmasıdır. Bu süreç şu konuları içerir: (Ekici,2006,60) -Durum raporlama: Projenin bulunduğu yerin tanımlanması -İlerleme raporlama: Proje ekibinin neleri yerine getirdiğinin tanımlanması -Tahmin: Projenin gelecek durum ve ilerlemesinin tahmin edilmesidir. Teknik kontrolün ölçülmesi ise oldukça zordur ve “ön görülen teknik amaçlara gerçekte ne dereceye kadar ulaşıldığının sürekli bir biçimde tahSAYI: 2 36 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ min edilmeye çalışılması” şeklinde tanımlanmaktadır (Ekici,2006,63). Bu süreç bugüne kadar ulaşılan, bugün ki tahmin ve şartname gerekleri arasında her hangi bir farklılık olup olmadığının incelenmesini, var ise nedenlerinin ve sonuçlarının değerlendirilmesini içerir. Ayrıca teknik kontrolde bir diğer amaç ise yönetimin farkında olması gereken teknik sorunların olabildiğince erken belirlenmesi ve önerilen alternatif eylemlerin proje üzerindeki etkilerinin tahmin edilmesidir. (http://www.avinal.com) 3.8. Proje Teslimi Proje veya bir evresi, hedeflerine ulaştıktan veya başka bir sebeple iptal edildikten sonra, sonlandırma gerektirir. İdari kapanış, projenin ürününün müşteri tarafından şekilsel olarak kabul edilmesi için proje sonuçlarının onaylanmasından ve belgelenmesinden oluşmaktadır. İdari kapanış, proje kayıtlarının toplanmasını, son düzenlemeleri yansıtmasının sağlanmasını, projenin başarı ve etkinliğinin analizini ve gelecekte kullanılması için bu bilgilerin saklanmasını içerir (Ekici, 2006,51). Ayrıca proje teslim evresinde, eksik işlerin tamamlanması, son hak edişle ilgili belgelerin hazırlanması ve sunulması, imalat resimlerinin toplanması, alt yüklenicilerin ve ana yüklenicilerin şantiyeyi terk etmesi gereklidir. Bu işlemlerden sonra yetkili makamların kontrol ve onayları ile yapı kullanım izni (iskân) alınması vb. prosedürler gerçekleştirilerek mal sahibinin tesise yerleşmesi ve işletmeye başlamasının önü açılır.(Şekerci,2010,97) 4. Yapı İşletmelerinde Bilgisayar Destekli Yönetim ve Planlama İnşaat sektörü karmaşık yapısı ve projelerin tek ve tekrarlanmaz niteliği ile kendine özgü bir sektördür. Bu sektörü karmaşık kılan, her proje için yeni baştan örgütlenen pek çok tarafı (mal sahibi, proje müellifleri, yükleniciler, alt yükleniciler, malzeme üreticileri, çevre örgütleri, kamu kuruluşları vb.) ve pek çok aşamayı (ön fizibilite, tasarım, ihale, imalat, işletme, bakım vb.) bünyesinde barındırması ve tüm bu taraflar ve aşamalar arasında oluşan bir seri belli belirsiz ilişkileridir. Bu karmaşık yapıyı ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 37 analitik olarak çözümlemek, örgütlemek ve bir amaç doğrultusunda hedef verme işi de bir o kadar zor olacaktır. Ancak bu işin zorluğu yanında projenin başarısındaki payı kesinlikle göz ardı edilemez bir gerçektir. Bu noktada bu zorluğun üstesinden gelmek için, işletme ve mühendisliğin ortak çalışması sonucu İnşaat Yönetimi (Construction Management) disiplini ortaya çıkmış ve karmaşık yapıyı modellemiştir. Halen bu konuda modelleme çalışmaları ihtiyaçlar doğrultusunda devam etmekteyse de, genel yapısı ortaya konulmuştur. En genel halini şekil 2 de ki gibi ifade etmek mümkündür: (http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/) Şekil 2: zaman-para-kaynak ilişkisi Kaynak: http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/ 4.1. Bilgisayar Destekli Proje Planının Oluşturulması Proje planı, temelde şekil 21 de belirtilen adımların izlenmesi ile oluşturulmaktadır. Bu adımlar gerçekleştirildiği zaman iş programı hazırlama araçları (bar diyagramları, devre diyagramları, CPM (Critical Path Method), PERT (Program Evaluation and Review Tenique) ile birlikte kullanılarak bilgiler hazırlanır (Moldabekov,2012,41). Planlama çabasının programlamaya geçişi bu şekilde sağlanmış olur. İşleme başlamadan önce şu sorulara cevap bulmak işlemleri hızlandırmak bakımından yararlı olacaktır(http://murat.kuruoglu.com.tr.). -Projenin tamamı için ne kadar süre gerekli? SAYI: 2 38 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ -Ne kadar detaylı çalışma yapılacak? -Kimlerle iletişim kurulacak? -Ne tür raporlar hazırlanmalıdır? -İletişimde ne tür grafikler yardımcı olabilir? Proje planının yazılım uygulamasına dönüşmeden önce izlenmesi gereken adımlar şekil 3 de şu şekilde gösterilmektedir: Şekil 3: Proje planlama aşamaları Kaynak: MOLDABEKOV,2012,25 Şekil 3 de ismi belirlenmiş olan projenin aktivite detay listesinin yapılması, listedeki iş kalemlerinin metrajının (ölçü birimleriyle ölçülmesi) yapılması, metrajı yapılan iş kalemlerinde kullanılacak malzemelerin hazırlanması işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bu süreç proje planının hazırlanmasında ki en uzun süreçlerden biridir. Bundan sonraki adım da ise organizasyon sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu işlem ise kısaca işin başlangıcından proje teslimine kadar geçen iş süreçlerinde, ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 39 kaç iş kalemi olduğunun belirlenmesi ve sonuç olarak projenin bütünü için maliyetin nasıl belirleneceği sorusuna cevap aramaktır. Planlama için ihtiyaç duyulan veri, maliyetin belirlenmesi ve maliyet-kaynak planlaması yapabilmek için kullanılacak yöntemin ne olacağına karar verilmesidir. Tüm bu süreç netleştirildikten sonra iş programı hazırlamak için gerekli veriler elde edilmiş olmaktadır. Böylece hangi tür iş programı hazırlanacağına karar verilebilir: (http://murat.kuruoglu.com.tr) Master Program (Genel İş Programı): Projenin tasarım, fizibilite aşamasından başlayıp işletmeye açılacağı zamana kadar geçen sürenin tümünün ele alındığı, tasarım ve yapımla ilgili ara kalemlerin belirlendiği programdır. Bu programla mal sahibi proje ile ilgili tüm ilerleme kademelerini görebilir. (proje yöneticisinin seçimi, prosedürlerin oluşturulması, ihale tarihi, inşaat aşamaları) vb. (Eker,2008,8) Eksiltme Program: Bu programda tasarım ve yapım açısından ayrı ayrı ele alınarak, proje süresince bulunan çeşitli iş kalemleri ile ilgili sözleşme (ihale) tarihleri belirlenir (taşeron ihaleleri, satın alma ihaleleri, işçi, mühendis alımı vb.) Uygulama Programı: Tasarım ve imalatın tüm aktivitelerinin dökümünün yapıldığı, uygulama ve denetime esas programdır. İş programının türüne karar verildikten sonra bu süreçte elde edilen bilgilerin tamamının veri tabanlarına nasıl entegre edileceğini belirlemek üzere oluşturulan veri tabanı tabloları akış diyagramlarıyla planlama tabloları bölümünde gösterilmektedir. (Kuruoğlu,2010,9 ) 4.2. Planlama Tabloları: Proje planı hazırlandıktan sonra iş programının hazırlanması ve süreç içerisinde güncellenmesi şekil 4 de belirtilen akış diyagramına uygun şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu sürecin başlangıcı olan proje planı ise kapsamlı bir veri depolama çalışmasıdır. Bu veriler inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin farklı birimlerinde zaten yıllardır oluşturulmakta ve SAYI: 2 40 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ oluşturulmaya da devam edilmektedir. Bu noktada oluşturulan bu verilerin bir araya getirilmesi için bir koordinasyon birimine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu birim hem verileri bir araya getirecek, hem proje planını hazırlayacak, hem iş programlarını geliştirecek ve hem de iş programlarının uygulanması aşamasında periyodik değerlendirilmesi ile güncelleştirilmesini sağlayacaktır (Kuruoğlu,2010,9-10). Şekil 4: Planlama işleyiş şeması ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 41 Şekil 5: Planlama işleyiş şeması devamı Kaynak: http://murat.kuruoglu.com.tr SAYI: 2 42 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Şekil 5 deki akış diyagramı proje planı oluşturması, projenin iş programlarının hazırlanması, projenin imalat aşamasında izlenmesi ve güncellenmesi sürecini kapsamaktadır. Bu süreçlerin her birinden şu şekilde bahsedilmektedir: (http://murat.kuruoglu.com.tr.) 1. Metraj bilgilerinin oluşturulması süreci, projenin adının konulmasından sonra iş kalemlerinin dökümünün yapıldığı aşamadır. 2. Ekip verilerinin oluşturulması, süre tahminleri için verim değerlerinin hesaplanması ve adam saat değerlerinin oluşturulmaya çalışılmasıdır. 3. Aktiviteleri kodlayarak, aktivite tablolarını oluşturacak aktivite verilerinin toplanması. 4. Aktivitelerin tanımlanması süreci, metraj özetleri ile kodlama tablosundaki aktivitelere karşı gelen kodların bir arada gösterildiği bir tablonun oluşturulmasıdır. 5. Aktiviteler arasındaki mantık ilişkisini gösteren ve planlamacının tüm teknik bilgi birikimi ile tecrübelerini ortaya koyarak oluşturduğu ağ diyagramının sayısal ifadesi olarak ilişki tablosu düzenlenir. 6. Kaynakların tanımlandığı tablo Kaynak Tanımlama Tablosu olarak isimlendirilir. 7. Tanımlanan kaynakların hangi aktivitelerde kullanıldığını gösterecek olan Kaynak Arama Tablosu hazırlanır. 8. Süresel hesaplar (CPM) raporlar oluşturulur. yapılır ve belirlenen kriterlere göre 9. Raporların incelenmesi sonrası süresel hesaplar yeniden yapılır. Bu durum sekizinci adıma geri dönmek demektir. 10.Projenin sonlanmasıyla bu döngü bitmiş olur. Tablo oluşturma sistemi temelde bu akış içerisinde toplanacak verilerin bir ekip çalışması halinde hazırlanması amacıyla oluşturulmaktadır. Temel adımlar şekil 25’te gösterilmektedir. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 43 Şekil 6’da bahsedilen tabloların yardımıyla inşaat planlaması, projeyi tümden ele almayı gerektirdiği gibi bu şekilde bir hazırlık yapmak uzmanlık gerektirmektedir. Bu verilerin oluşturulmasını takiben tabloların her hangi bir planlama yazılımına veri olarak girilmesi ise basit bir sekreterliği gerektirecektir. Ayrıca pek çok yazılım, birden fazla operatörün aynı anda veri girmesine destek sağlamaktadır. Bu şekilde veriler bilgisayar ortamına organize, düzgün ve hızlı bir şekilde taşınacaktır, bu da sistemin kısa sürede oluşmasına yardımcı olmaktadır(http://murat.kuruoglu.com.tr). Şekil 6: Planlama tabloları hazırlama ve kullanım sırası Kaynak: http://murat.kuruoglu.com.tr SAYI: 2 44 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Şekil 6’da gösterilmekte olan beş tablo ile ilgili şu bilgiler verilmektedir: Tablo 1: Aktivite kodlama tablosu olarak adlandırılmış ve tablo 1 olarak tanımlanmıştır. Bu sistemde temel ana kodlar ve onların açıklamalarını içeren alt kodlar bulunmaktadır. Birbirinden farklı fakat birbiriyle bağlantılı olan işlemlerin sistem içerisinde ayrı ayrı değerlendirilebilmesi için her işleme bir kod atanmaktadır. Tablo 2: Aktivite Tanımlama Tablosu olarak isimlendirilen ve proje planı sırasında listesi yapılan aktiviteler ile kodlama tablosundan karşı gelen kodun bir arada olduğu tablodur. Bu tablo verileri bir arada gösteren tablo olması dışında, metrajın yeterli yapılım yapılmadığını ya da kodlama sisteminizin yeterli detayda olup olmadığını ortaya koyması bakımından etkili olmaktadır. Tablo 3: Aktivite ilişkilerini gösteren ilişki tanımlama tablosudur. Projenin süresel hesaplar genelde bilgisayar ortamında yapıldığından, bilgisayara tanımlanan mantıksal ilişkilerin veri girişi işleminde hata olup olmadığı, böyle bir tablo hazırlayarak kontrol edilmektedir. Tablo 4: Kaynak tanımlama adı verilen tablo, temelde proje kapsamında kullanılacak kaynakların (iş gücü, makine ekipman ve malzemeler) tanımlarının ve birim fiyatlarının oluşturulduğu tablodur. Tablo 5: Tanımlanan kaynakların hangi aktivitelerde hangi miktarda kullanılacağını gösteren tablo olup kaynak atama tablosu olarak isimlendirilmektedir. Bu tabloların hazırlığı sırasında şekil 7’deki gibi bir ekip çalışması yapmak gerekmektedir. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 45 Şekil 7: Planlamanın veri toplama sistemi Kaynak: http://okulsel.net/docs/index-31953.html 5. UYGULAMA 5.1. PROBLEM Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişiyor olması işletmelerde bilgiye duyulan ihtiyacı artırmakla birlikte bilgi yönetimini zorlaştırmaktadır. Değer üretebilmek için bilgiye duyulan ihtiyaç artarken, geçmişe kıyasla bilgi edinmek kolaylaşmakta fakat bununla birlikte bütün çevrelerin ulaşabileceği bilgiyi etkin bir şekilde yönetmenin ve eyleme dönüştürmenin yöntemleri teknolojik gelişmelerle birlikte değişmektedir. Bilgi yönetimindeki bu yöntem farklılıklarının sonucu olarak işletmelerde planlama ve yöneSAYI: 2 46 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ tim faaliyetleri zamanla kontrol edilemeyecek hale gelmekte ve işletmeleri günü kurtarma çabası içerisine çekmektedir. Günümüzde en küçük işletmeleri bile etkiler hale gelen küresel rekabet ortamında bilgi, en önemli üretim faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda bilişim sistemlerinin işletmelere planlama ve yönetim konusunda destek vererek doğru karar alma sürecine hız kattığı ve rekabet avantajı sağladığı bilinmektedir. Bu sebepten işletmeler için yönetim bilişim sistemlerinden yararlanmak zorunluluk haline gelmektedir. İşletmelerin dış çevresindeki gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlayamaması halinde başarılı olmaları mümkün değildir, dış çevrenin yarattığı gündeme adapte olup ihtiyaca yönelik üretim yapabilmek içinde dinamik, hızlı ve doğru karar alabilen, iç çevredeki durum hakkında en güncel bilgileri en kısa zamanda toparlayıp değerlendirebilen bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Aksi halde işletmelerin katma değer üretmeleri zorlaşacak ve işletmeler varoluş amacına hizmet etmekten çıkacaktır. Bilişim teknolojilerindeki bu gelişmeler birçok sektörü etkisi altına almaktadır. İnşaat sektörü de bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin üretim sahası iş projesine göre değişkenlik göstermektedir. Sabit bir üretim merkezi olmadığından proje öncesi hazırlıklar, projelendirme süreci, uygulama süreci ve projenin tamamlanma süreçlerinde farklı uzmanlıklar gerektiren ve farklı çevrelerden edinilmesi gereken bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren işletmeler sektörün yapısı gereği hem iç çevrede hem dış çevrede ihtiyaç duyulan bilgi ve belge yönetimi ile ilgili belirsizlikler yaşamaktadırlar. Bu sebepten bu araştırmada “İnşaat sektöründe yönetim bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler” nelerdir? Sorusunun cevabı incelenmiştir. 5.2. AMAÇ VE ÖNEM Bu araştırmanın amacı Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim teknolojilerine geçiş sürecinde karşılaştıkları sorunları ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 47 işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, sermaye büyüklükleri, tamamladıkları proje sayıları ve bilişim teknolojilerinden yararlanma durumları ile ilişkilendirerek tespit etmek, çözüm önerileri geliştirmektir. Çalışmada öncelikle yönetim bilişim sistemleri hakkında teorik bilgilere yer verilecektir. İnşaat sektöründen veriler elde edilecek ve araştırmada kullanılan yöntem aracılığıyla Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim sistemlerine geçiş sürecindeki mevcut durumları belirlenecek, elde edilen bulgular doğrultusunda inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaştığı sorunlar tespit edilmiş olacak, sonuç ve çözüm önerileri sunulacaktır. Bu araştırmadan elde edilen bulguların; Sivas ilinde faaliyet gösteren yapı işletmelerinin bilişim teknolojilerinden ne düzeyde yararlandığını tespit etmeye katkı sağlayacağı, Yapı işletmelerine, yönetim ve planlama süreçlerinde çağa uygun alternatif fikir oluşturarak katkı sağlayacağı, Yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaşacağı sorunlarla ilgili fikir edinmelerine katkı sağlayacağı, Yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerine geçtiği takdirde karşılaşacakları pozitif ve negatif gelişmeleri gözlemlemeye yönelik katkı sağlayacağı, İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yönetim bilişim sistemlerinden yararlanmasına yönelik yapılacak olan diğer araştırmalara ışık tutacağı umulmaktadır. 5.3. SINIRLILIKLAR Bu araştırmada elde edilen bulgular; Ekim,2013-Haziran,2014 yılları ile sınırlıdır. SAYI: 2 48 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Sivas ilinde inşaat sektöründe, inşaat taahhüt hizmetleri, üst yapı müteahhitlik hizmetleri, alt yapı müteahhitlik hizmetleri, statik yapı ressamlığı, mimari yapı ressamlığı, çelik yapılar ve diğer üretime dayalı yapı işlerinde faaliyet gösteren yapı işletmeleriyle sınırlıdır. 5.4.SAYILTILAR Yapı İşletmelerinin sorulara doğru cevap verdikleri varsayıldı. Yapı İşletmelerinin soruları gönüllü olarak cevaplandıracağı varsayıldı. Yapı İşletmelerini yönetim ve planlama süreçlerinde olumlu yönde etkileyeceği varsayıldı. Araştırmaya katılacak işletmelerin kendi ortamlarındaki işleyiş ve uygulamalarını yansıtacak şekilde soruları yanıtlayacakları varsayıldı. 5.5. YÖNTEM 5.5.1. Araştırmanın Modeli Bu araştırmada tespit edilen soruların cevabının bulunmasında ve araştırmanın amacına ulaşmasında, genel tarama modelinden yararlanılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. 5.5.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın evrenini, Sivas İlinde Faaliyet Gösteren 500 Yapı işletmesi, Örneklemini ise Sivas İlinde Faaliyet Gösteren 70 yapı işletmesi oluşturmaktadır. 5.5.3.Verilerin Toplanması Araştırmada, çalışmaya katılan işletmelerin yönetim bilişim sistemlerinden faydalanamama nedenlerinin tespitiyle ilgili, veri toplama aracı olarak, anket tekniği kullanılmıştır. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 49 Anket soruları araştırmacı tarafından konuyla ilgili uzmanların da görüşlerine başvurularak hazırlanmıştır. Anket sorularının, yapı işletmelerinin, yönetim ve planlama sorunlarını gidermede, bilişim sistemlerinden neden yararlanamadıklarının tespit edilmesine yönelik olarak hazırlanmasına dikkat edilmiştir. Anket tasarımında, soru sıralamadan kaynaklanan önyargıyı azaltmak için yanıt seçenekleri olumlu ve olumsuz ifadeleri bir arada kullanarak tersine puanlama sistemine göre yapılmıştır. Araştırmanın amacına uygun olarak, işletmelerin faaliyet konularına, iş bitirme belge tutarına, işletmenin yaşına, yüklenebileceği proje bedeline, tamamladığı proje sayısına ve araştırmaya katılan işletmelerin kendi alanlarında gösterdikleri tutum, ilgi ve bilginin ölçülmesiyle ilgili, yararlanılabilecek çok sayıda yazılı kaynak taramasından ve konuyla ilgili değişik internet sitelerinden faydalanılmıştır. 5.5.4. Verilerin Çözümlenmesi Araştırmada, çalışmaya katılan işletmelerin yönetim bilişim sistemlerinden faydalanamama nedenlerinin saptanması amacıyla kullanılan ankette, sorular sistemleştirilmiş bir biçimde oluşturulmuştur. Anket soruları demografik sorulardan oluşan 6 soru ve yönetim bilişim sistemlerini engelleyen faktörlerin belirlenmesine yönelik ifadelerden oluşan 25 soruluk iki bölümden oluşmaktadır. Bu faktörlerin belirlenmesine yönelik oluşturulan 25 soruluk 5’li likert ölçeğinin maddeleri; 1=Tamamen Katılıyorum, 2=Katılıyorum, 3=Kararsızım, 4=Katılmıyorum, 5=Kesinlikle Katılmıyorum şeklinde 1 ile 5 puan arasında puanlandırılmıştır. Ölçekteki 1., 4., 5., 6., 8., 9., 10., 13., 14., 16., 17., 18., 19., 20., 22., 23., 24. olumsuz maddeler terslenerek puanlamaya dahil edilmiştir. Ölçek en düşük 25, en yüksek 125 puan aralığındadır. Bulguların belirlenmesi amacı ile SPSS (17) paket programında frekans (yüzde) testi, tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Araştırmanın 3. bölümünde, katılımcıların verdikleri cevaplar doğrultusunda, her soru için tablo ve sonuçlar verilmiştir. SAYI: 2 50 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ 6. BULGULAR VE YORUM Bulgularda işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, iş bitirme belge tutarı, yüklenebileceği maksimum proje bedeli, tamamladığı proje sayısı ve bilişim teknolojilerinden yararlanıp yararlanmadığı tespit edilmiştir. Daha sonraki aşamada ankete verdikleri cevaplar neticesinde yapılan çalışmanın tamamlanması için anketlere verilen cevaplara frekans (yüzde) testi, tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Tek yönlü varyans analizi ve bağımsız örneklem t testi sonuçlarına aşağıda kısaca değinilmiştir. Tablo32: Ankete katılan işletmelerin faaliyet sürelerine göre YBS’den faydalanabilme tutumları 95% Confidence Interval for Mean Std. Std. Lower Mini- MaxiN Mean Deviation Error Bound Upper Bound mum mum 1 ve 5 11 92,0000 5,07937 1,53149 88,5876 95,4124 83,00 101,00 arası 5 ve 10 20 92,1000 4,62146 1,03339 89,9371 94,2629 83,00 99,00 arası 10 ve 15 8 91,0000 3,54562 1,25357 88,0358 93,9642 84,00 95,00 arası 15 ve 31 91,3548 6,15114 1,10478 89,0986 93,6111 79,00 101,00 üzeri Total 70 91,6286 5,24521 ,62692 90,3779 92,8792 79,00 101,00 ANOVA Ortalama Puanlar Between Groups Within Groups Total Sum of Squares 11,446 df 3 1886,897 66 Mean Square F 3,815 ,133 Sig. ,940 28,589 1898,343 69 Varyans analizi sonucu oluşan tabloda ankete katılan işletmelerin, yaş aralıklarına göre YBS’nin inşaat sektöründe yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalaması üzerindeki etkileri görülmektedir. İşletmeler 1 ve 5 yaş arası, 5 ve 10 yaş arası, 10 ve 15 yaş arası, 15 yaş ve üzeri olmak ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 51 üzere dört guruba ayrılmıştır. Ankete katılan işletmelerin 31’i 15 yıl ve üzeri yaşta, 20’si 2 ve 10 yıl, 11 tanesi 1 ve 5 yıl arası, 8 tanesi de 10 ve 15 yıl aralıklarında faaliyet göstermektedir. Tablo incelendiğinde işletmelerin yaş aralıklarının YBS’ye geçiş süreci üzerinde farklılık yaratmadığı görülmektedir. Sonuç olarak yönetim bilişim sistemlerinin sektörde yaygın bir şekilde kullanılmaması, işletmelerin yeni kurulmuş olması veya uzun yıllardır faaliyet gösteriyor olmasıyla ilgili değildir. Tablo33: Ankete katılan işletmelerin faaliyet konularına göre YBS’den faydalanabilme tutumları 95% Confidence Interval for Mean N Mean Std. Deviation Std. Error Lower Bound Upper Bound Min Statik Yapı Ressamlığı 1 90,0000 . . . . 90,00 90,00 ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri 9 91,5556 3,84419 1,28140 88,6007 94,5105 83,00 96,00 İnşaat Taahhüt Hizmetleri 21 90,1905 6,70536 1,46323 87,1382 93,2427 79,00 101,00 Diğer 1 85,0000 . . . . 85,00 85,00 Mimari Yapı Ressamlığı + Diğer Faaliyetler 1 91,0000 . . . . 91,00 91,00 Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı 10 93,4000 4,45222 1,40791 90,2151 96,5849 83,00 97,00 ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt 5 92,0000 4,52769 2,02485 86,3781 97,6219 86,00 97,00 ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + Diğer Faaliyetler 2 92,5000 6,36396 4,50000 35,3221 149,6779 88,00 97,00 İnşaat Taahhüt Hizmetleri + Diğer Faaliyetler 1 89,0000 . . . . 89,00 89,00 Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı Ressamlığı + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri 93,0000 . . . . 93,00 93,00 Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı 11 Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt Hizmetleri 93,1818 4,64367 1,40012 90,0622 96,3015 84,00 100,00 ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt Hizmetleri + Diğer Faaliyetler 2 85,5000 ,70711 ,50000 79,1469 91,8531 85,00 86,00 Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri 1 95,0000 . . . . 95,00 95,00 Mimari Yapı Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt Hizmetleri 1 88,0000 . . . . 88,00 88,00 Statik Yapı Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt Hizmetleri 2 94,5000 ,70711 ,50000 88,1469 100,8531 94,00 95,00 Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + Çelik Yapılar + İnşaat Taahhüt Hizmetleri 1 101,0000 . . . Total 70 91,6286 ,62692 90,3779 92,8792 1 5,24521 ANOVA Ortalama Puanlar Sum of Squares df Mean Square F Sig. Between Groups 363,346 15 24,223 ,852 ,618 Within Groups 1534,997 54 28,426 Total 1898,343 69 . Max 101,00 101,00 79,00 101,00 SAYI: 2 Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + İnşaat Taahhüt Hizmetleri Mimari Yapı Ressamlığı + Statik Yapı Ressamlığı + Alt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + ÜSt Yapı Müteahhitlik Hizmetleri + Çelik Yapılar + İnşaat Taahhüt Hizmetleri 1 101,0000 . . 52 DERGİSİ Total 91,6286SİSTEMLERİ 5,24521 ,62692 • LEGES INFORMA YÖNETİM70BİLİŞİM . . 90,3779 92,8792 ANOVA Ortalama Puanlar Sum of Squares df Mean Square F Sig. Between Groups 363,346 15 24,223 ,852 ,618 Within Groups 1534,997 54 28,426 Total 1898,343 69 101,00 101,00 79,00 101,00 Tabloda ankete katılan yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının, faaliyet konusuna göre dağılımı gösterilmektedir. İşletmelerin yaş aralıklarına oranla, faaliyet konusunun bilişim sistemlerine geçiş sürecinde daha etkili olduğu söylenebilir. Ancak sadece faaliyet konularına göre değerlendirildiğinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların faaliyet konuları, yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde önemli bir etkiye sahip değildir. Tablo incelendiğinde işletmelerin büyük çoğunluğunun taahhüt hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği görülmektedir. Birden fazla faaliyet alanı olan işletmeler ise ağırlıklı olarak üst yapı müteahhitlik hizmetleri, alt yağı müteahhitlik hizmetleri ve inşaat taahhüt hizmetleri alanlarında faaliyet göstermektedirler. Tablo34: Ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarına göre YBS’den faydalanabilme tutumları 95% Confidence Interval for Mean Std. Devi- Std. Lower Upper Mini- MaxiN Mean ation Error Bound Bound mum mum yanıt yok 1 85,0000 . . . . 85,00 85,00 300.000 TL ile 17 91,9412 4,72322 1,14555 89,5127 94,3696 83,00 101,00 8.000.,000 TL arası 800.000 TL ile 20 91,6500 4,91266 1,09850 89,3508 93,9492 83,00 98,00 1.300.000 TL arası 1.300.000 TL ile 5 88,6000 5,94138 2,65707 81,2228 95,9772 79,00 94,00 1.800.000 TL arası 1.800.000 TL üzeri 27 92,2222 5,68624 1,09432 89,9728 94,4716 79,00 101,00 Total 70 91,6286 5,24521 ,62692 90,3779 92,8792 79,00 101,00 ANOVA Ortalama Puanlar Sum of Squares df Mean Square F Sig. Between Groups 100,985 4 25,246 ,913 ,462 Within Groups 1797,358 65 27,652 Total 1898,343 69 ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 53 İnşaat sektöründe YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının, ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarları üzerindeki etkisi tablo üzerinden incelendiğinde görülmektedir ki yapı işletmelerinin iş bitirme belgesi, faaliyet konusu ve yaş aralığı ile karşılaştırıldığında anlamlılık düzeyi daha yüksektir. 27 işletme 1.800.000 TL üzeri, 20 işletme 800.000 TL ile 1.300.000 TL arası, 17 işletme 300.000 TL ile 8.000.,000 TL arası,5 işletme ise 1.300.000 TL ile 1.800.000 TL arası iş bitirme belgesine sahiptir. İş bitirme belgesi yüksek olan işletmelerin YBS’ye geçiş sürecinde karşılaşacağı zorlukları göze alma eğilimi, iş bitirme belgesi düşük olan işletmelere göre daha fazladır. Tablo35: Ankete katılan işletmelerin yüklenebileceği proje bedeline göre YBS’den faydalanabilme tutumları 95% Confidence Interval for Mean Std. Devia- Std. Lower Upper Mini- MaxiN Mean tion Error Bound Bound mum mum Yanıt yok 1 85,0000 . . . . 85,00 85,00 500.000 TL ile 12 91,2500 5,49587 1,58652 87,7581 94,7419 79,00 97,00 1.000.000 TL arası 17 92,4706 5,26922 1,27797 89,7614 95,1798 83,00 101,00 1.500.000 TL ile 8 89,8750 2,69590 ,95314 87,6212 92,1288 86,00 94,00 2.000.000 TL arası 2.000.000 TL ve 32 91,9688 5,63677 ,99645 89,9365 94,0010 79,00 101,00 üzeri Total 70 91,6286 5,24521 ,62692 90,3779 92,8792 79,00 101,00 ANOVA Ortalama Puanlar Sum of Squares df Mean Square F Sig. Between 86,014 4 21,503 ,771 ,548 Groups Within 1812,329 65 27,882 Groups Total 1898,343 69 Tabloda YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler ortalamasının, işletmenin yüklenebileceği maksimum proje bedeli üzerine dağılımı gösterilmektedir. 32 işletme maliyeti, 2.000.000 TL ve üzeri, 17 işletme maliyeti 1.000.000 TL ile 1.500.000 TL arası, 12 işlet0me ise maliyeti 500.000 TL ile 1.000.000 TL arası olan projeleri üstlenebileceğini ifade etmişlerdir. SAYI: 2 54 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Bu bilgilere göre ankete cevap veren yapı işletmelerinin mevcut kaynak ve kabiliyet durumu, yönetim bilişim sistemlerinin sektörde kullanımı üzerinde etkiye sahiptir. Ayrıca bilişim sistemlerine geçişte sermaye büyüklüğü anlamlı sayılabilecek bir öneme sahiptir. Tablo36: Ankete katılan işletmelerin tamamladığı proje sayısına göre YBS’den faydalanabilme tutumları 95% Confidence Interval for Mean Std. De- Std. Lower Upper MiniN Mean viation Error Bound Bound mum Maximum Yanıt yok 1 85,0000 . . . . 85,00 85,00 1 ve 5 15 91,4000 5,43533 1,40340 88,3900 94,4100 83,00 101,00 arası 5 ve 10 16 93,0625 4,15482 1,03870 90,8486 95,2764 84,00 99,00 arası 10 ve 15 7 93,0000 1,52753 ,57735 91,5873 94,4127 91,00 95,00 arası 15 ve 31 90,9032 6,06825 1,08989 88,6774 93,1291 79,00 101,00 üzeri Total 70 91,6286 5,24521 ,62692 90,3779 92,8792 79,00 101,00 ANOVA Ortalama Puanlar Sum of Squares df Mean Square F Sig. Between Groups 107,096 4 26,774 ,972 ,429 Within Groups 1791,247 65 27,558 Total 1898,343 69 Tabloda işletmelerin tamamladığı proje sayısının, YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler üzerinde ne oranda etkili olduğu görülmektedir. Tamamlanan proje sayısı arttıkça, firmalar tecrübe kazandıkça bilişim teknolojilerinden yararlanma ihtiyacı da artmıştır. İşletmelerin yaşı, faaliyet konusu, iş bitirme belge tutarı ve yüklenebilecekleri maksimum proje bedeli ile ilgili anlamlılık oranları sıralandığında işletmelerin tamamladığı proje sayısı ilk sırada yer almaktadır. Tablodan da anlaşılacağı gibi 31 firma 15 ve üzeri proje, 16 firma 5 ve 10 arası, 15 firma 1 ve 5 arası, 7 firmada 10 ve 15 arası proje tamamlamıştır. 15 ve üzeri proje tamamlayan firmaların çoğunlukta olduğu ve tamamlanan proje sayısı arttıkça firmaların YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörler oranını olumlu yönde etkilediği görülmektedir. ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 55 SONUÇ Günümüzde Bilgisayar Teknolojilerinin ürünü olarak ortaya çıkan Yönetim Bilişim Sistemleri, bilginin elde edilmesi, işlenmesi, saklanması ve gerekli yerlere dağıtılması görevini üstlenerek en küçük işletmeleri bile etkiler hale gelmiştir. Dijitalleşen dünyada bilgi, en önemli üretim faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda bilişim sistemlerinin işletmelere planlama ve yönetim konusunda destek vererek doğru karar alma sürecine hız kattığı ve rekabet avantajı sağladığı bilinmektedir. Bu sebepten işletmeler için yönetim bilişim sistemlerinden yararlanmak zorunluluk haline gelmektedir. İşletmelerin dış çevresindeki gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlayamaması halinde başarılı olmaları mümkün değildir, dış çevrenin yarattığı gündeme adapte olup ihtiyaca yönelik üretim yapabilmek içinde dinamik, hızlı ve doğru karar alabilen, iç çevredeki durum hakkında en güncel bilgileri en kısa zamanda toparlayıp değerlendirebilen bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir. Aksi halde işletmelerin katma değer üretmeleri zorlaşacak ve işletmeler varoluş amacına hizmet etmekten çıkacaktır. Dijitalleşmenin yönetim ve planlama üzerinde öneminin artmasına neden olan bu gelişmeler birçok sektörü etkisi altına almaktadır. İnşaat sektörü bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin üretim sahası iş projesine göre değişkenlik göstermektedir. Sabit bir üretim merkezi olmadığından proje öncesi hazırlıklar, projelendirme süreci, uygulama süreci ve projenin tamamlanma süreçlerinde farklı uzmanlıklar gerektiren ve farklı çevrelerden edinilmesi gereken bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren işletmeler sektörün yapısı gereği hem iç çevrede hem dış çevrede ihtiyaç duyulan bilgi ve belge yönetimi ile ilgili belirsizlikler yaşamaktadırlar. Bu araştırma ile Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim teknolojilerine geçiş sürecinde karşılaştıkları sorunları işletmelerin yaşı, faaliyet konusu, sermaye büyüklükleri, tamamladıkları proje sayıları ve bilişim teknolojilerinden yararlanma durumları ile ilişkilendirerek sayısal veriler elde edilmiştir. Yapı işletmelerinden elde edilen SAYI: 2 56 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ veriler ve araştırmada kullanılan yöntem aracılığıyla Sivas ilinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin bilişim sistemlerine geçiş sürecindeki mevcut durumları belirlenmiş, elde edilen bulgular doğrultusunda inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaştığı sorunlar tespit edilmiştir. Yapı işletmelerinin yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde karşılaştığı sorunların, işletmelerin sektördeki tecrübeleriyle ilişkili olup olmadığı, işletmelerden elde edilen verilere uygulanan analizlerle tespit edilmiştir. Tablolar incelendiğinde işletmelerin yaş aralıklarının YBS’ye geçiş süreci üzerinde farklılık yaratmadığı görülmektedir. Yönetim bilişim sistemlerinin sektörde yaygın bir şekilde kullanılmaması, işletmelerin yeni kurulmuş olmaları veya uzun yıllardır faaliyet gösteriyor olmalarıyla ilgili değildir. İşletmeler faaliyet konularına göre ele alındığında ise işletmelerin sektördeki tecrübelerine oranla, faaliyet konusunun bilişim sistemlerine geçiş sürecinde daha etkili olduğu söylenebilir. Ancak sadece faaliyet konularına göre değerlendirildiğinde inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların faaliyet konuları, yönetim bilişim sistemlerine geçiş sürecinde önemli bir etkiye sahip değildir. Tablolar incelendiğinde işletmelerin büyük çoğunluğunun taahhüt hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği görülmektedir. Birden fazla faaliyet alanı olan işletmeler ise ağırlıklı olarak üst yapı müteahhitlik hizmetleri, alt yapı müteahhitlik hizmetleri ve inşaat taahhüt hizmetleri alanlarında faaliyet göstermektedirler. Ankete katılan işletmelerin iş bitirme belge tutarlarının yönetim bilişim sistemlerinin yaygınlaşmasını engelleyen faktörlerden biri olup olmadığı incelenmiştir ve görülmüştür ki yapı işletmelerinin iş bitirme belgesi, faaliyet konusu ve yaş aralığı ile karşılaştırıldığında anlamlılık düzeyi daha yüksektir. İş bitirme belgesi yüksek olan işletmelerin YBS’ye geçiş sürecinde karşılaşacağı zorlukları göze alma eğilimi, iş bitirme belgesi düşük olan işletmelere göre daha fazladır. İş bitirme belgesinin düşük olması dolayısıyla iş hacminin düşük olması yönetim bilişim sistemlerinin sektörde aktif kullanımını engelleyen faktörlerden biridir diyebiliriz. İşletmelerin yüklenebileceği maksimum proje bedeli üzerinden elde edilen veriler analiz edildiğinde ankete cevap veren yapı işletmelerinin mevcut kaynak ve kabiliyet durumu, yönetim bilişim ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 57 sistemlerinin sektörde kullanımı üzerinde etkiye sahiptir. Ayrıca bilişim sistemlerine geçişte sermaye büyüklüğü anlamlı sayılabilecek bir öneme sahiptir. Bu durum göstermektedir ki işletmelerin sermayeleri arttıkça iş yükü ve dolayısıyla yönetim ve planlama gereği de artmıştır. İnşaat sektöründe düşük sermayeli yapı işletmesi sayısı arttıkça yönetim ve planlama göz ardı edilmekte dolayısıyla da kurumsallaşmaya gerek görülmemektedir. Bununla birlikte faaliyetlerine kurumsal nitelik kazandırma ihtiyacı duymayan düşük sermayeli yapı işletmeleri yönetim bilişim sistemlerinden yararlanamamaktadırlar. Araştırmadan elde edilen tablolar incelendiğinde görülmektedir ki yapı işletmeleri, yönetim bilişim sistemlerine geçmek için gerekli donanımın, teknik elemanın ve teknik servis hizmetlerinin Sivas ilinde yüksek maliyetli olduğu görüşündedir. Ayrıca bu görüş sermaye büyüklüğüne göre değişim göstermemektedir. Büyük sermayeli işletmelerin görüşleriyle düşük sermayeli işletmelerin görüşleri arasında fark görülmemektedir. İşletmeler yönetim bilişim sistemlerine yapılacak yatırımın atıl olmadığını düşünmekle birlikte yatırım yapmak için yapı işletmeleriyle ilgili devlet kuruluşlarının öncülük etmesi gerektiğini düşünmektedirler. Yapı işletmelerin tamamladığı proje sayısının, YBS’nin inşaat sektöründe yaygınlaşmasını engelleyen faktörler üzerinde ne oranda etkili olduğu yapılan analizle tespit edilmiş ve oranlar tablo36’da verilmiştir. Tamamlanan proje sayısı arttıkça, firmalar tecrübe kazandıkça bilişim teknolojilerinden yararlanma ihtiyacı da artmıştır. İşletmelerin yaşı, faaliyet konusu, iş bitirme belge tutarı ve yüklenebilecekleri maksimum proje bedeli ile ilgili anlamlılık oranları sıralandığında işletmelerin tamamladığı proje sayısı ilk sırada yer almaktadır. Sektörde faaliyet gösteren firmaların kıt sermayeyle büyük projeler üretememesinin yanında ortak girişimlerle de proje üretemeyişi düşük maliyetli küçük projelere yönelimi artırarak işletmelerin kurumsallaşma eğilimini yavaşlatmış ve dolayısıyla yönetim sürecinde bilişim teknolojilerinden yararlanmak yapı işletmelerinin gündemine girememiştir. Ayrıca mevcut faaliyetlerinde bilişim teknolojilerinden yararlanan işletmeler ile yararlanmayan işletmelerin YBS’nin yaygınlaşmasını engelleyen faktörlerle ilgili düşüncelerinde önemli derecede farklılık görülmemektedir. SAYI: 2 58 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ KAYNAKÇA AKOLAŞ, A. 01/2004, Bilişim sistemleri ve bilişim teknolojisinin küreselleşme olgusu ve girişimcilik üzerine yansımaları, Selçuk Üniversitesi SBED AKGEMCI, T., ÇELIK, A., 2010, Yönetim Bilişim Sistemleri , Gazi Kitabevi BALOĞLU, A.,2010,İnşaat sanayisinde ERP kullanımına yönelik araştırma ve vaka çalışması, Marmara Üniversitesi, COŞKUN, N., Çömlek, O., 2011, Yapım Yönetimi ve Ekonomisi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü ÇULLU, M., 2013, Yapı Bilgisine Giriş, Gümüşhane Üniversitesi DEMIR, İ.H.,2007, İnşaat Proje Yönetimi Bileşenlerinin Optimizasyonunda Değer Yönetiminin Uygulanabilirliği ve Bir Sistem Önerisi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü DINÇ, D., 2005, İnşaat Proje Yönetimi Bir Baraj Hidroelektrik Santral Projesi Üzerine Uygulama, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara EKER, E., 2008, Alman İnşaat Proje Yönetiminin Hizmet ve Uygulama Standardı İle Amerikan İnşaat Proje Yönetiminin Hizmet ve Uygulama Standardının Karşılaştırılmalı Analizi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul EKICI, S., 2006, Proje Organizasyonlarının Yönetimi ve İnşaat Sektöründe Bir Uygulama, İstanbul Üniversitesi HARMANCI, M.,2002, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Sektör Araştırmaları, Bilgisayar Yazılım Sektörü Genel İnceleme Raporu, Ankara IŞIKDAĞ, Ü., Kuruoğlu, M.,2008, İnşaat Bilişimi, Türkiye Mühendislik Haberleri, Sayı 451/5 KALAY, F., Şimşek,M.Ş., Oğrak,A.,2006, Effects Of Information Technology Job Stress: An Application in the Turkısh Banking Sector (Bilişim Teknolojilerinin İş Stresi Üzerine Etkileri, Türk Bankacılık Sektöründe Bir Uygulama),Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İİBF Dergisi,vol:1no:1 ARALIK 2014 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN YAYGINLAŞMASINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER VE SİVAS İLİNDE BİR UYGULAMA LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 59 KURUOĞLU, M.,2010, Bilgisayar Destekli Planlama, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İnşaat Yönetimi Eğitimi Seminer Serisi Harbiye KURUOĞLU, M., 2009, Bilgisayar Destekli Planlama, İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı İşletmeleri ABD. KURUOĞLU, M.,2002, İnşaat Proje Yönetimi Temel İlkeleri-3, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı İşletmesi Anabilim Dalı MOLDABEKOV, Y., 2012,Kazakistan İnşaat Sektöründe Proje Yönetimi ve Verimlilik İncelemesi, İstanbul Teknik Üniversitesi FBE, Yüksek Lisans Tezi İnşaat Mühendisliği ABD Yapı İşletmesi Programı, İstanbul ÖCAL, M.E., Aydınlı, S.,2013,Türk İnşaat Sektörü İçin Bir Belge Yönetim Sistemi Önerisi,Çukurova Üniversitesi, Mimarlık Mühendislik Fakültesi Dergisi, İnşaat Mühendisliği Bölümü,28/1,51-99,adana ÖZDEMIR, A.İ., Doğan, Ö.,2010, Tedarik Zinciri Entegrasyonu ve Bilgi Teknolojileri, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı:28, 1/ s.19-41 POLAT, G., 2012, İnşaat Proje Yönetimine Hukuki Bakış, İstanbul Proje Yönetim Derneği, İstanbul ŞEKERCI, S.,2010, Anahtar Teslimi İnşaat Sözleşmesi, Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Ankara TURGAY, T., Mayuk,G., Coşkun,N.,2011, Yapı Yönetimi Ve Ekonomisi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, http://okulsel.net/docs/index-31953.html (Erişim Tarihi: 12 Mart 2014) http://murat.kuruoglu.com.tr/MURKUR/documan/oda%20seminer- (Erişim Tarihi: 5 Mart 2014) http://yapigunlugu.blogspot.com.tr/ (Erişim Tarihi: 5 Mart 2014) http://www.avinal.com/index.php/tr/insaat-proje-yoenetiminde-oelcme-ve-degerlendirme-hangi-detay-seviyesinde-ele-al-nmal-d-r (Erişim Tarihi: 2 Mart 2014) SAYI: 2 60 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ Mehmet N. AYDINa ve Ziya N. PERDAHÇIb a Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul b Enformatik Bölümü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul ÖZET Sağlık alanında sosyal medya uygulamalarına (healthtap.com, doktorburada.com, vb.) ilginin giderek arttığı ve buna bağlı olarak sanal ortamlarda hasta-hasta, hasta-doktor, doktor-doktor etkileşimlerinden karmaşık sistemlerin doğduğu bilinmektedir. Ağ bilimi eklektik çoklu bilim alanı olarak araştırmacılar için yeni araştırma problemleri veya mevcut araştırma problemlerine yeni yaklaşımlar sunmasıyla öne çıkmaktadır. Ağ bilimi yaklaşımı benimsenerek gerçekleştirilen sosyal ağ analizleri, çevrimiçi (sosyal) etkileşimler içeren karmaşık sistemlerin uygun yöntemlerle değerlendirilebilmesini vaat etmektedir. Çalışmamızın amacı, yenilikçi bir yaklaşım olan ağ bilimi yaklaşımını ortaya koyarak daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve bu bakış açısıyla ele alınabilecek araştırma problemi ve çözümü için mantıksal bir çerçeve oluşturulmasına katkı sağlamaktır. Bu maksatla dört temel aşamadan oluşan bir çerçeve tasvir edilmiş (Ağ Verisinin Hazırlanması, Ağ Modellemesi, Ağ Analizi ve Yorumlama), örnek bir gerçek-dünya veri kümesi üzerinden bu aşamalar detaylandırılmış; karşılaşılan sorunların akademik ve uygulamadaki yansımaları irdelenmiştir. Çeşitli aşamalardaki bilgi ihtiyacına cevap veren aynı zamanda elde edilen bulgularla bu alanlara katkı sunan Ağ Bilimi Referans Bilimleri ve Kuramsal Temeller/Alan Bilgilerine ana hatlarıyla değinilmiştir. Bu araştırma bağlamı üç farklı disiplindeki ilgili kavramlar incelenerek (ağ biliARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 61 mi, yönetim bilişim sistemleri, tıbbi bilişim/enformatik) oluşturulmuştur. Ağ bilimi yaklaşımı sayesinde, üst düzey şirket yöneticilerinin karar verme süreçlerinde çoğunlukla başvurdukları sezgisel yaklaşımların bilimsel gerçekliklerle zenginleştirilmesi ve pekiştirilmesi mümkün olacaktır. Bu sayede ağ bilimi, İnternet platform sağlayıcılarına, yönetme ve yürütmeye ilişkin faaliyetlerin iyileştirilmesinde katkı sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Ağ Bilimi, Sosyal Ağ Analizi, Etkileşimli Sağlık Platformları, Ağ Temsili NETWORK SCIENCE APPROACH AND EXAMINATION OF AN ONLINE HEALTH PLATFORM SUMMARY It has been known that there has been an increasing interest in the field of social media applications (healthtap.com, doktorburada.com, etc.), which consequently gives rise to complex systems that stem from patientpatient, patient-physician, physician-physician interactions in the virtual environments. Network science stands out as an eclectic multi-disciplinary field which provides researchers with new research problems or with new approaches to current problems. The adoption of network science approach to carrying out social network analysis promises the evaluation of complex systems involving online (possibly social) interactions. The aim of our study is to provide a better understanding of network science as an innovative approach to both addressing and solving research problems as well as contributing to the construction of a logical framework for this approach. To this end, a framework comprising four stages is articulated (Preparation of Network Dataset, Network Modelling, Network Analysis and Interpretation) and the details of each stage is exemplified over a real-world data set. As part of the example we discuss the academic and practical implications of the problems encountered. Reference Sciences and Theoretical Foundations/Domain Knowledge that are not only SAYI: 2 62 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ referred at various stages but also contributed to are briefly discussed. This research context is based on the related concepts of three different relevant disciplines (network science, management information systems, medical informatics). The network science approach will allow extending and enriching senior managers’ heuristic approaches with scientifically based evidence in the decision-making processes. In this way, it will help the Internet platform providers with improving the activities related to both executive and managerial issues. Keywords: Network Science, Social Network Analysis, Interactive Health Platforms, Network Graph 1. GİRİŞ Çevrimiçi sosyal ağ konusuna sanayi ve akademide ilginin giderek arttığı ve uygulama alanın giderek genişlediği görülmektedir. Bu genişlemenin arkasındaki temel, ağ bilimi (“network science”) adıyla bilinen eklektik çoklu yeni bir araştırma alanı olarak ortaya konulmaktadır. Bu çalışma bu alanın yaklaşımını ortaya koyarak daha iyi anlaşılmasını amaçlamaktadır. Hayatımız, sosyal toplumdan cep telefonu ağlarına kadar pek çok sistemle çevrelenmiştir. Sosyal bir toplumun sağlıklı (kesintisiz) işleyişi milyarlarca bireyin işbirliğine bağlıdır; tıpkı milyarlarca cep telefonunu bilgisayar ve uydularla bütünleştiren iletişim altyapısının işleyişi gibi. Etrafımızda olup biteni muhakeme ve idrak edebilme becerimiz beynimizdeki milyarlarca sinir hücresinin uyum içinde işleyişi ile mümkündür. Tüm bu sistemlere karmaşık (complex) sistemler denir (Lorenz, 1963, Mandelbrot, 1982). Gerek günlük yaşantımız içinde gerekse bilimde ve ekonomide sahip oldukları yadsınamaz rolleri, karmaşık sistemleri anlama, matematiksel tanımlarını yapma, tahmin ve nihayetinde kontrol etme problemlerini yirmi birinci yüzyılın en önemli zihinsel ve bilimsel meydan okuyuşlarından biri kılmıştır. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 63 Ağ bilimi eklektik çoklu bilim alanı olarak araştırmacılar için yeni araştırma problemleri veya mevcut araştırma problemlerine yeni yaklaşımlar sunmasıyla öne çıkmaktadır. Diğer yandan bu bilimsel eklektik yapının bilgi kuramı (“epistemology”) ve varlık bilimi (“ontology”) açısından dikkatle inşa edilmesi gereklidir (Easley ve Kleinberg 2010). Ağ bilimi alanındaki gelişme daha sonra detaylandırılacağı üzere özellikle bilgi teknolojilerindeki gelişmeye bağlı olarak hızlı ve farklı araştırma alanlarında parçalı (ölçüt ve sonuçları karşılaştırma problemi, örnek: Dunn ve Westbrook, 2011) şekilde gelişmektedir. Bu bağlamda ağ biliminin daha iyi tanıtılması ve ortaya koyduğu yaklaşımın özellikle bu alana ilgi duyanlar açısından daha iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu çalışmanın yazarları fen ve sosyal bilimler (matematik ve fizik), bilgisayar ve yönetim bilimleri alanlarındaki araştırma altyapısı ve ağ bilimi konusundaki deneyimlerini esas alarak ağ bilimi kapsamında ele alınacak araştırma problemleri ve çözüm yolları bağlamında dört aşamalı bir yaklaşım önermişlerdir. Çalışmamız, ağ bilimi yaklaşımının kuramsal temellerine yoğunlaşmak yerine, bir araç olarak kullanımını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu nedenle ağ bilimi yaklaşımıyla problemin tanımlanması ve çözümü için önerilen süreç bir örnek veri kümesi üzerinde detaylandırılmış ve özellikle ağ biliminin ilerleyişine de bağlı olarak sağlık alanındaki etkileşimli bir platform özelinde anlatılmıştır. Bu örneklemeyle ağ bilimi yaklaşımını esas alan bir çalışmadaki temel aşamalar ve özellikle karşılaşılabilecek temel sorunlar ortaya konulmuştur. Sağlık platformu özelinde bir örnekleme yapıldığından, önerimiz diğer alanlardaki deneyimlere bağlı olarak geliştirilmeye tabidir. Ağ bilimi konusunda ülkemizde yapılan akademik çalışmalar bazı istisnalar dışında salt farkındalık seviyesinde olduğu gerçeğiyle, çalışmamız Türkiye’de ağ bilimi genelinde ve sosyal ağlar özelinde bilimsel çalışmaların gelişimi için önemli bir adım olacaktır. Ağ bilimi alanında akademik bilgi ve becerenin sağlanması ve bu kapasitenin sahada etkin kullanımı üniversite-sanayi işbirliğiyle gelişeceği beklentisine karşılık olarak da ağ biliminin sanayide ve akademide nasıl fırsatlar yaratacağı konusunda öneriler sunulmuştur. SAYI: 2 64 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ 2. AĞ BİLİMİNİN GELİŞİMİ VE TEMEL ÖZELLİKLERİ Yirmi birinci yüzyılın başlarında ağ biliminin (Albert ve Barabási, 2002, Newman, 2003) ortaya çıkışı, bilimin yukarıda bahsedilen meydan okuyuşa cevap verebileceğinin canlı göstergesidir. Aslında, her bir karmaşık sistemin bünyesinde, sistem bileşenlerinin etkileşimlerini kodlayan karmakarışık bir ağ vardır: Hangi iletişim cihazlarının birbirleriyle etkileşim içinde olacağını tanımlayan iletişim ağı, modern bir haberleşme sisteminin kalbidir; ticari ağların mal ve hizmetlerin değiş tokuşunda oynadığı kilit rol bir diğer örnektir. 21. yüzyılın önde gelen devrimci teknolojilerinin ardında esasen ağlar mevcuttur. Google’dan Facebook’a, CISCO’dan Twitter’a kadar pek çok teknoloji şirketinin gerçek gücü sahip oldukları ağlardır. Sözün özü: ağlar bilime, teknolojiye ve doğaya “sıradan” bir bilimsel incelemeye göre çok daha yüksek bir mertebede nüfuz etmemize imkan verir. Sonuç olarak, günümüzde yaygın kanı şudur ki karmaşık sistemleri modellemek ve incelemek, temellerinde yatan ağları derinlemesine anlamaktan geçer. 21.yüzyılın ilk on yılında ağ biliminde yaşanan hızlı gelişimin temelinde yatan esas neden ilk bakışta birbirlerinden tamamen farklı görünen ağların oluşum ve gelişim mekanizmalarının bir takım ortak temel yasalarla izah edilebilmeleridir (Feigenbaum, 1978, Albert ve Barabási, 2002). Yani, doğada, sosyal toplumlarda ve teknolojide gözlemlenen ağların pek çoğu büyüklüğü, biçimi, doğası ve kapsamından bağımsız olarak ortak örgütsel ilkelerle sürdürülür. Bir başka deyişle, ağlar yeterince soyut bir seviyede (matematiksel olarak) ele alındıklarında aralarındaki benzerlikler farklılıklardan çok daha fazladır (Watts ve Strogatz, 1998, Wilson, 1975, Witten ve Sander, 1981). Matematiğin oldukça üretken bir alanı olan çizge kuramı (graph theory) (Erdős ve Rényi, 1959) on sekizinci yüzyıldan beri (1735, “Königsberg’in yedi köprüsü” problemi) ağ bilimine kuramsal katkılar yaptığı, en büyük ağlardan biri olan İnternet’in kırk yaşını çoktan geride bıraktığı düşünülürse, ağ biliminin ortaya çıkmakta neden bu kadar geciktiği akla takılabilir. Yirmi birinci yüzyılın başlarında ortaya çıkan özel bir durumun ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 65 yarattığı katalitik etki, ağ biliminin yeni bir disiplin olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur: Bu özel durum: Ağ haritalarının ortaya çıkışıdır. Milyonlarca hatta milyarlarca bağlantıdan oluşan bir ağın incelenebilmesi için öncelikle sisteme ait bir bağlantı haritasına ihtiyaç vardır. Örneğin sosyal bir ağın haritası bireyin arkadaşlarını, bireyin arkadaşlarının arkadaşlarını vs. ve tüm bireyler arasındaki muhtemel arkadaşlık ağını içerirken, WWW’in haritası web sayfalarını ve sayfaların birbirleriyle yaptıkları bağlantıları içerecektir. Bilgisayar teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişim nihayet ağ verilerinin saklanması, tasnif edilmesi ve ağ haritalarının oluşturulmasına olanak vermiştir. Özellikle 1990’ların sonlarında harita çıkartma çalışmaları ivmelenmiştir. Öne çıkan örnekler arasında, İnternet ağının haritasını yapan CAIDA (UİVAM, 2014) ve DIMES projeleri (Shavitt ve Shir, 2005), biyologların insan hücrelerindeki proteinlerin birbirleriyle kurdukları bağlantıların haritasını çıkartmaya yönelik milyonlarca ABD dolarlık projeleri (Venkatesan ve diğ., 2009) ve memeli canlıların sinir ağlarının haritasını yapmaya yönelik Connectome projesi (Sporns ve diğ., 2005) sayılabilir. Aslında pek çok ağ haritası başlangıçta ağ fikri düşünülmeksizin inşa edilen veri tabanlarından veri ön-işleme yazılımlarıyla ve hatırı sayılır insan gücü harcanarak üretilmektedir. Sinema oyuncularıyla, rol aldıkları filmlerin veri tabanı olan IMDB.com’dan elde edilen haritalar buna tipik bir örnektir (Dhillon, 2005). Ağ bilimini, hem kapsamı hem de yöntembilimi ayrıcalıklı kılar. Ağ bilimi doğası gereği disiplinler arası, deneysel (veriye dayalı), nicel ve matematiksel aynı zamanda hesaplamalı bir bilimdir (Albert ve Barabási, 2002, Granovetter, 1973, Girvan ve Newman, 2002). Genç bir bilim dalı olmasına rağmen ağ biliminin etki alanı geniştir. • Ekonomi: 21.yy’nin önde gelen teknoloji şirketlerinin pek çoğunun (Google, Facebook, Cisco, Apple, Akamai) hem iş modeli hem de teknolojisinin temel bileşeni ağdır. Google işletme anlamında dünyanın en büyük ağ haritası çıkartan firmasıdır. Google’ın site sıralamasında kullandığı PageRank algoritması tam anlamıyla bir ağ bilimi ürünüdür SAYI: 2 66 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ (Austin, 2006). Ağ biliminin önemi Facebook’un yükselişiyle hızlanmıştır. Facebook’un iddiası tüm dünyanın sosyal ağ haritasını çıkarmaktır. Yükselen değer sadece Facebook değildir. Twitter’dan Orkut’a kadar pek çok sosyal alem aracının aktif kullanıcı sayısı sürekli artmaktadır. Tüm bu sitelerin ekonomik kazanımlarının altındaki ateşi besleyen yakıt ağ bilimidir. Arkadaş tavsiyesinden kişiye özel reklam üretmeye kadar tüm araçlar ağ bilimi sayesinde geliştirilmektedir. • Sağlık: İlaç tasarımından metabolizma mühendisliğine kadar: İnsan genomu projesi 2001’de tamamlandığında insan genlerinin tam listesi belirlenmiştir (Lander ve diğ. 2001, Venter ve diğ., 2001). Projenin ardından hücrelerimizin nasıl çalıştığını ve hastalıkların kaynağını açıklayabilmemiz için genlerin etkileşim haritasının çıkartılması gerekmiş ve hücresel ağları araştıran ağ biyolojisi ve hastalıkları araştıran ağ ilaç bilimi ortaya çıkmıştır (Oltvai ve Barabási, 2004, Gulbahce, Barabási ve Loscalzo, 2011). Ağ farmakolojisinin temel amacı yan etkisiz ilaçlar üretilmesidir. GeneCo ve Genomatica farmakoloji sektöründe ağ bilimine dayalı Ar-Ge firmalarına örnektir. • Güvenlik ve terörizmle mücadele: Terörist eylemlerin dizginlenmesinde ağ bilimi yaklaşımı giderek yaygınlaşmaktadır (Wilson, 2011). Körfez savaşının ardından Saddam Hüseyin’in ele geçirilmesi ve 11 Mart 2004 günü Madrid trenine yapılan terörist saldırının faillerinin yakalanması ağ biliminin bazı önemli başarılarına örnek teşkil eder (Ressler, 2006). Ağ bilimi kavramları askeri doktrini de etkilemiş, ağ-savaşları başlamıştır (Arquilla ve Ronfeldt, 2001). 2009 yılında ABD savunma bakanlığı güvenlik alanında yapılan ağ bilimi Ar-Ge çalışmalarına 300 milyon ABD doları destek sağlamıştır. • Salgın hastalıklarla mücadele: Salgın tahmininden ölümcül virüslerin önlenmesine kadar yaygın etkisi olduğu bilinmektedir. Örneğin, N1H1 (domuz gribi) vakası, virüs salgınları tarihinde bir ilke sahne olmuştur: salgının kesin olarak nasıl yayılacağı tepe noktasına erişmeden aylarca önce ağ bilimince kestirilmiştir (Balcan ve diğ., 2009). Günümüzde salgın tahminleri ağ biliminin en yaygın kullanıldığı alanlardan biridir ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 67 (Pastor-Satorras ve Vespignani, 2001). 2010 yılında cep telefonlarının salgın bir hastalığa neden olabilmesine yol açacak senaryolar ağ bilimiyle tespit edilmiştir (Wang ve diğ., 2009). Aynı senenin sonlarına doğru Çin’de günde üç yüz binden fazla cep telefonuyla yayılan salgın bir hastalığın gelişiminin araştırmada belirlenen senaryolara aynen uyduğu görülmüştür (Balcan ve diğ., 2009). • Beyin araştırmaları: Sinir ağının haritasını çıkartmak: İnsan beyninde milyarlarca sinir hücresinin bağlantılarından oluşan sinir ağı, ağ bilimiyle en az incelenmiş alanlardan biridir. Bunun yegane nedeni sinir ağlarının haritasının henüz çıkartılamamış olmasıdır. Sadece 300 sinir hücresine sahip olan Caenorhabditis elegans (yuvarlak solucan), sinir ağı haritası oluşturulabilmiş yegane canlıdır (White ve diğ., 2009). Connectome (Van Essen ve diğ., 2012) vb. projeler beyin sinir ağlarının araştırılmasına verilen önemi göstermektedir. • Yönetim bilimi: İşletme yönetiminde başarının anahtarının ağ bilimi olduğu yavaş yavaş anlaşılmaktadır. Şirket içi haberleşme ağlarının haritaları, şirket içi iletişim kopuklukları vb. sorunların kolaylıkla ortaya çıkartılmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin, ağ bilimi araştırmaları çalışanların verimlilikleri ile haritadaki konumlarının doğrudan ilintili olduğunu göstermiştir (Wu ve diğ., 2008). Bu nedenle ağ bilimi yordamlarıyla şirketlerin gerçek ağ haritalarının çıkartılması konusunda hizmetler sunan onlarca danışmanlık firması ortaya çıkmıştır. IBM ve SAP gibi eskiden kurulmuş firmalar da danışmanlık ürünlerini ağ bilimi araçlarını içine alacak şekilde genişletmiştir. Bugün ağ biliminin etkin kullanımı işletmelerin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için olmazsa olmaz bir kriter olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan ağ biliminin sağladığı bilimsel veriler, müessesenin tüm ayrıntılarını ortaya koyup zamanında alınan doğru kararlarla şirket verimliliğinin artmasına yardımcı olan bir araç olarak bir nevi üst yönetimin elindeki mikroskop gibidir. SAYI: 2 68 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ 3. AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE TEMEL AŞAMALAR Ağ bilimi yaklaşımıyla ele alınan araştırma problemi ve çözümü dört temel aşamada dikkate alınır: Ağ Verisinin Hazırlanması, Ağ Modellemesi, Ağ Analizi ve Yorumlama. Ağ Bilimi bir yandan bu aşamalardaki bilgi ihtiyacını Ağ Bilimi Referans Bilimleri ve Kuramsal Temeller ve Alan Bilgisi karşılarken diğer yandan bu alanlara katkı yapar. Araştırmacılar temel çizge kuramının matematiksel biçimciliğine, tanımlamalarına ve hesaplamalarına araştırmanın her aşamasında ihtiyaç duyabilir. Bilgisayar bilimleri özellikle ağ metrikleri hesaplarında kullanılan algoritmaların geliştirilmesinde, ağ haritalarının oluşturulmasında ve görüntülenmesinde kuramsal ve pratik bir katkı sağlar. Kuramsal fiziğin araştırmaya katkısı çoğunlukla gerçek-dünya ağ modellerinin üretilmesi yönündedir. Sosyal bilimlerden yorum aşamasında; yazılım uygulamaları analiz aşamasında yararlanılır. Endüstriler bir yandan ham veri kaynağı diğer yandan ağ bilimi çıkarımlarının uygulama sahasıdır. Ağ Bilimi yaklaşımı mantıksal bir çerçevede Resim 1’de tasvir edilmiştir. Yukarıda belirtilen dört aşamanın detaylandırılması için çeşitli seviyelerde bilgi ihtiyacına cevap veren referansların kısaca ele alınması gerekir. Facebook.com başta olmak üzere birkaç istisna dışında kurumsal veri tabanları sosyal ağ veri tabanı şeklinde tasarlanmamıştır. Veri Hazırlama aşamasında, elde mevcut ham veri (bizim örneğimizde endüstriyel veri kaynağı etkileşimli bir çevrimiçi sağlık platformu veri tabanıdır) sosyal ağ veri tabanına dönüştürülür. Veri Hazırlama son derece zahmetli olabilir; bu aşamada deneyimlenen sorunlar dördüncü bölümde ayrıntılarıyla ele alınmıştır. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 69 Resim 1. Ağ Bilimi Yaklaşımındaki Temel Aşamalar için mantıksal bir çerçeve. Tablo 1. Ağ bilimi terminolojisinin ve çizge kuramıyla karşılaştırılması Ağ Bilimi ağ düğüm bağlantı Çizge Kuramı çizge uç kenar Ayrık matematiğin önemli bir dalı olan çizge kuramı (graph theory) özellikle Ağ Modelleme aşamasında araştırma problemine ve çözümüne temel teşkil eder. L. Euler tarafından çözülen (1736) meşhur Königsberg problemi çizge kuramının başlangıcı olarak kabul edilir. Königsberg şehrini dört bölüme ayıran Pregel nehirleri üzerinde yedi köprü bulunmaktadır. Problem: Bütün köprülerden yalnız bir kez geçmek koşulu ile bir yürüyüş SAYI: 2 70 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ yapılabilir mi? Çözüm: Önce soyutlaştırma yapılır: Kara parçalarının noktalarla köprülerin ise bu noktaları birleştiren çizgilerle temsil edildiği bir çizge (graph) çizilir. Soyut problem: “çizgenin herhangi bir düğümünden başlayarak yedi elemanın (köprü) her birini yalnız bir kere geçerek dolaşmak mümkün müdür?”. Bu matematik problem çerçevesinde bir sistemin genellikle düğüm veya tepe olarak adlandırılan bileşenleri ve bileşenlerin arasındaki direkt etkileşimlerini içeren kataloğa ağ denir. Ağların grafiksel temsiline ise çizge denilmektedir. Bir çizgede yer alan çizgilere (bağlantılara) çizge elemanı, noktalara düğüm, düğüme bağlı olan çizgilerin sayısına ise düğüm derecesi denir. Ağ bilimi literatüründe karşımıza çıkan gösterim ikilikleri Tablo 1’de listelenmiştir. Bağlantılar yönlü veya yönsüz olabilir. Buna göre ağlar yönlü/yönsüz olmak üzere ikiye ayrılır: Tablo 2. Ağ Modellemesi kritik bir aşamadır Ağ adı Düğümler Bağlantılar İnternet yöneltici (router) İnternet bağlantıları Yönsüz WWW web sayfaları hiper bağlar Yönlü çağrılar Yönlü kablolar Yönsüz Cep-Telefonu Çağrıları Aboneler Elektrik şebekesi elektrik santralleri, trafolar Yönlü/Yönsüz Tablo 2’de listelenen örneklerden anlaşılacağı üzere, Ağ Modellemesi aşamasında, karmaşık bir sistemi bir ağ olarak temsil etmek isterken yapacağımız seçimler ağ bilimini başarılı bir şekilde kullanabilmemiz açısından kritik bir öneme sahiptir. Örneğin düzenli olarak etkileşim halinde olan bireyleri yaptıkları işler bağlamında birbirlerine bağladığımızda profesyonel bir ağ (professional network) elde etmiş oluruz. Öte yandan birbirlerine telefon edip e-posta gönderen bireyler arasındaki samimi ilişkileri ele alsaydık bir tanıdıklar ağı (acquaintance network) elde ederdik. İlk türdeki ağların analizinden elde edilecek veriler, örneğin, yönetimsel açıdan şirketlerin başarılı olmasında, ikinci türdeki ağların analizi ise, örneğin, üretilen mal/hizmetlerin pazarlama stratejilerinin belirlenmesinde anahtar roller oynayabilir. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 71 Analiz ve Bulgular aşamasında üçüncü parti uygulamalar kullanılarak sosyal ağ analizi (SAA) ve görüntülenmesi yapılır. SAA iki temel boyutta gerçekleştirilebilir. Statik analiz bir ağın temel yapısal özellikleri ile tipik düğüm ve bağlantı istatistiklerini sağlar; genel bir bakış açısıyla aşağıda bahsedilen ağ modelleriyle karşılaştırma yapma imkanı verir. Dinamik analiz zaman ve diğer parametreler dikkate alınarak ağ gelişimini izlememizi sağlar; bir modelle tanımlama ve bir sonraki adımda geleceğe dönük öngörüler yapılabilmemizi sağlar. Herhangi bir karmaşık sistemden Modelleme/Analiz ve Bulgular aşamalarının ardından bir ağ temsili elde eder etmez Analiz/Bulgular aşamasında mevcut algoritmalarla hedeflenen pek çok cevaba ulaşabiliriz. Örneğin: Düğümler ağ aracılığıyla birbirleriyle bağlantılı mıdır? Düğümlerin arasında ne kadar mesafe vardır? Bazı düğümler ağdaki konumları itibariyle kritik öneme sahip midir? Ağ içinde topluluklar ve/veya klikler var mıdır? Ağ saldırılara dayanıklı mıdır? Mevcut algoritmaların yetersiz kaldığı durumlarda bu algoritmaların çeşitli kombinasyonlarıyla veya tamamen yeni algoritmalar geliştirip elimizdeki ağın doğasına uygun pek çok bağlamsal analiz gerçekleştirebiliriz. Herhangi bir sistemin bir ağla temsil edilmesi temelde neyin düğüm neyin bağlantı olması gerekir gibi basit bir soruyla başlarken, kenarlar açısından ağın yönlü, yönsüz olması ya da ağırlıklı olup olmaması gibi temel sorularla analizin hangi ölçütlerle yapılabileceği ve yapılması gerektiğini ortaya koyar. Örneğin, kümelenme katsayısı analizinde kullanılan elde mevcut algoritmalar yönsüz ağlar içindir. Yönlü ağlarda kümelenme katsayısının kuramsal olarak daha farklı irdelenmesi ve buna bağlı olarak farklı bir ölçüt olarak değerlendirilmesi ve hesaplama algoritmasının da buna göre geliştirilmesi gerekir. İlaveten, elde edilen yorum ve çıkarımlara SAYI: 2 72 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ geribildirim sağlamak için endüstrideki bilgi yöneticileriyle bire-bir görüşmeler yapılmalıdır. Yorumlama ve kuramsal ilişkilendirme ile hem saha katkısı hem de akademik katkı sağlanır. Tablo 3. Gerçek-dünya ağlarının özelliklerini açıklamaya çalışan bazı ağ modelleri Gözlemler Modeller Küçük çaplı ağ, bağlantı kümelenmesi Erdős-Rényi modeli, Watts-Strogatz modeli Ölçek-bağımsız ağ Barabási-Albert modeli Güçlü zayıf bağlantılar Kronecker çizgeleri Başlangıçta düşünülenin tam aksine gerçek-dünya ağlarının sıradan rassal ağlar olmadıkları görülmüştür. Bu nedenle gerçek-dünya ağlarının anlaşılabilmesi için (özellikle istatistiksel fizikçiler tarafından) gerçek-dünya ağlarını açıklamayı amaçlayan pek çok ağ modeli önerilmiştir. Kuramsal ağ modelleri karmaşık gerçek-dünya ağlarındaki etkileşimleri anlamak için temel teşkil eder. Günümüzde, birçok rassal ağ üretme modeliyle üretilen ağlar gerçek-dünya ağlarıyla yapılan kıyaslamalarda kullanılmaktadır. Erdős-Rényi rassal ağ modeli, Watts-Strogatz küçük-dünya modeli, Barabási-Albert tercihli-bağlanma modeli ve Kronecker ağ modeli gerçek-dünya ağlarının modellenmesinde oldukça başarılıdır (bkz. Tablo 3). 4. AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMININ BİR VERİ KÜMESİYLE İRDELENMESİ Sosyal ağ siteleri, kullanıcıların belli bir servis modeli ile bağlantılarını sağlayarak, bilgi paylaşımını özelleştirir. Platformların sunduğu içerik ve hizmetler, bağlantıların özelliğini ve amacını yansıtır. Doktorsitesi.com, kullanıcılara (sağlık uzmanları ve muhtemelen sağlık sorunları olan üyeler) genel sağlık bilgilendirmesi yapmak amacıyla kurulmuştur. Örneğin, “Sorularım” hizmeti sayesinde sağlık uzmanlarına umumi sorular sorulabilmekte, “Bağlantılar” hizmeti sayesinde ise bağlantı kurmuş ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 73 üyeler birbirlerine özel mesaj gönderebilmektedir. Birinci hizmet, üyenin umuma açık sorusunu sağlık uzmanlarına sorabilmesini, ikinci özellik ise, soruyu (veya herhangi bir konuyu) sadece bağlantı oluşturduğu uzmana (veya üyeye) sormasını sağlar. Tipik bir sosyal ağ analizi (SAA) özyineli bir süreçtir (bkz. Resim 2). Hedeflerin tanımlanması aşamasında site hizmetlerinden bir tanesi SAA için seçilir; SAA hedefleri tanımlanır. Ham veri toplanması ve yapılandırılması aşamasında veri tabanından veri seçilir (select), içeri aktarılır (import) ve temizlenir. Resim 2. SAA süreci SAYI: 2 74 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Bu aşamasının son adımında alan bağlamında düğüm ve bağlantı tanımlamaları yapılarak ham veri kümesinden ağ veri kümesi elde edilir. Bu iki aşama sıralı ve kendi içinde tekrarlamalı cereyan eder. Artık ağ veri kümesi SAA ve bağlamsal yorumlanmaların yapılmasına hazırdır. Yorumlama aşaması döngüsel bir süreçtir: Bir veya birkaç SAA ve görüntüleme programı vasıtasıyla, SAA metrikleri hesaplanır, ağ görüntülenir: Bu esnada yine döngüsel bir şekilde ağ düzenleme algoritmalarıyla ağ düzenlemeleri, veri filtrelemeleri ve görsel özellikleri ayarlanır. Düğüm ve kenar tanımlamaları ve ilgili ölçütlerin sonuçları en iyileştirilinceye ve en iyi ağ görselleri elde edilinceye değin gerekirse en başa dönülerek tanımlama, analiz ve yorumlama yeniden yapılır. SAA’yı ana hatlarıyla tanıtmak amacıyla basite indirgenmiş örneğimizde ilgi alanımız “Bağlantılar” hizmeti ve hedefimiz temel ağ istatistiklerinin elde edilmesi ve bağlantı ağının haritasının çıkartılması olacaktır. Hizmet pek çok özelliğe sahiptir. Örneğimizi basitleştirmek adına ilgi alanımız bağlantı istekleri özelliğiyle sınırlandırılmıştır (etraflı bir analiz için: (Aydin ve Perdahci, 2014)). Ham veri toplanması bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmiş, bu aşamada doktorsitesi.com’un kıdemli yazılım geliştirme elemanlarıyla dirsek temasında bulunulmuştur. IMDB. com örneğinde olduğu gibi doktorsitesi.com SAA analizine uygun bir veri tabanına veya verilerin araştırmacılara kolayca sunulabilecek bir uygulama programlama ara yüzüne (API) sahip olmadığından dolayı, veri toplama, yapılandırma ve yorumlama aşamaları oldukça zahmetli gerçekleşmiştir. Örneğin yorumlama aşamasında kodlayıcı tercihleri nedeniyle bağlantı isteğinin kimin tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmek amacıyla veri tabanından ayrı bir veri seçimi daha yapılması gerektiği fark edilmiş, veri seçimi ve temizleme yeniden yapılmıştır. Tercih edilen ağ yapısında düğümler, üyeleri, yönlü bağlantılar ise bağlantı isteklerini temsil etmektedir. Çizge görüntüleme (haritalama) yazılımıyla birçok düzenleme ve görsel ayarlama yapılarak Bağlantı özelliğinin ağ haritası çıkartılmıştır (bkz. Resim 3). Temel ağ istatistikleri Tablo 4.’de özetlenmiştir. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 75 Tablo 4. Bağlantı servisi, bağlantı istekleri özelliği temel ağ istatistikleri Düğüm 1808 Bağlantı Ort. Derece Yoğunluk Etkin Çap Ortalama Kümelenme 3256 1.801 0.001 5.71 0.022 Ortalama ağ derecesi, anlaşılacağı üzere, düğüm başına düşen ortalama bağlantı isteği sayısıdır. Buradan üyelerin ortalama iki bağlantı isteği yaptığı zannedilebilir, ancak bu ortalama değer, yanıltıcı bir istatistiktir. Gerçekte az sayıda “merkez” düğümün (üye) çok sayıda üyeye hatırı sayılır sayıda bağlantı isteği gönderdiği, yani bağlantı kurma isteğinin oldukça heterojen bir dağılıma sahip olduğu gözlemlenmiştir. Örneğimizde ağ yoğunluğu 0.001 dir. Bu sayı toplam bağlantı sayısının düğümler arasında kurulabilecek azami bağlantı sayısına oranıdır. Görüldüğü üzere örnek ağımızda bağlantılar oldukça seyrektir. Etkin ağ çapı, yüzde doksanlık dilimde düğümler arasındaki en kısa mesafedir. Buradan anlaşılacağı üzere üyelerin yüzde doksanı (istedikleri taktirde) en fazla beş diğer üye aracılığı ile tanımadıkları üyelerle bağlantı kurabilecek mesafededir; örnek ağımızda “dünya küçüktür” (Watts ve Strogatz, 1998). Ortalama kümelenme katsayısı düğümler arasında kurulan üçlü ilişkilerin kurulabilecek bütün üçlü ilişkilere oranıdır. Oranın düşüklüğü üyelerin ikili ilişkileri ezici bir çoğunlukla üçlü ilişkilere tercih ettiğini göstermektedir. SAYI: 2 76 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Resim 3. Bağlantı özelliği ağı haritası (kırmızı düğüm sıradan üye, mavi düğüm uzman) 5. SONUÇ Sosyal ağların bireysel ve toplumsal yaşamımızda önemi giderek artmaktadır. Bu ağların yaşantımızdaki etkilerinin ve gelişimlerinin bilimsel yöntemlerle incelenmesi gereklidir. Bu bağlamda, ağ bilimi yaklaşımıyla ele alınabilen araştırma problemleri ve çözüm yolları için dört temel aşamadan oluşan bir mantıksal çerçeve önerilmiştir. Bu aşamalar sırasıyla Veri Hazırlama, Modelleme, Analiz/Bulgular ve Yorumlar/Çıkarımlardır. Önerilen çerçeve bir sağlık platformu özelinde gerçek-dünya veri kümesi analiziyle örneklenmiştir. Çerçevemiz diğer alanlardaki SAA deneyimlerine bağlı olarak geliştirilmeye tabidir. Özellikle ham veri toplanması/yapılandırılması safhasının gerek işletmelerin bilgi sistemi dizaynı, gerekse geliştirilen uygulama yazılımlarındaki mimari sorunlardan dolayı oldukça zahmetli olabileceği deneyimlenmiştir. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 77 Ağ bilimi yaklaşımı, problem tanımlama ve çözüm aşamalarında hem bilgisayar bilimleri, matematik ve fizik referans bilimlerinden bilgi sağlar hem de çıkarımlarıyla bu disiplinlere bir yandan katkı sunar diğer yandan yeni sorunlar ısmarlar. Ağ haritalama/SAA analizi programlarının geliştirilmesi şu an için ağ bilimcilerin önde gelen beklentisidir. Oldukça basitleştirilmiş bir örnekle dahi ağ biliminin işletme yönetimine yapabileceği katkılar açıkça görülmektedir. Ağ biliminin sağladığı bilimsel veriler, bir müessesenin tüm ayrıntılarını ortaya koyup zamanında alınan doğru kararlarla şirket verimliliğinin artmasına yardımcı olan bir araç olarak bir nevi üst yönetimin elindeki mikroskop olacaktır. SAA yapılan bir ağın özelliklerini salt teknik veri olarak algılamak yerine, yönetimsel bağlamda kullanabilecek bilgi olarak görmek, bir başka deyimle, ağ bilgileri işlevsel hale getirilmelidir. Bu analizlerin veya bilginin işlevselliğinin elde mevcut olmadığı durumlarda, yöneticiler, varsayımlar, alan tecrübesine dayalı öngörüler, ya da deneme-yanılma yoluyla karar vereceklerdir. Örneğin, platform üzerinden sunulan hizmetlerin belli bir sosyal ağ ilişkisi açısından etkisi olduğunu hisseden yönetici, SAA ile bu varsayımını sınayabilir. Günümüzde, ağ biliminin etkin bir şekilde kullanımının işletmelerin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için vazgeçilmez bir araç olduğunu düşünüyoruz. Önerdiğimiz mantıksal çerçevenin bu aracın işlevselliğini arttıracağını öngörüyoruz. KAYNAKLAR Albert, R., ve Barabási, A. L. (2002). Statistical mechanics of complex networks. Reviews of modern physics, 74(1), 47. Arquilla, J. ve Ronfeldt, D. (2001). Networks and netwars: The future of terror, crime, and militancy. Rand Corporation. Austin, D. (2006). How Google finds your needle in the web’s haystack. American Mathematical Society Feature Column, 10, 12. SAYI: 2 78 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Aydin, M. N., Perdahci, N. Z., (2014), Analysis of the Patients and Physicians Connection Network on an online Health Information Platform, 25. Avrupa Medikal Enformatik Konferansı’na (MIE2014) kabul edilen tam makale. Balcan, D., Colizza, V., Gonçalves, B., Hu, H., Ramasco, J. J. ve Vespignani, A. (2009). Multiscale mobility networks and the spatial spreading of infectious diseases. Proceedings of the National Academy of Sciences, 106(51), 21484-21489. Balcan, D., Hu, H., Goncalves, B., Bajardi, P., Poletto, C., Ramasco, J. J., ... ve Vespignani, A. (2009). Seasonal transmission potential and activity peaks of the new influenza A (H1N1): a Monte Carlo likelihood analysis based on human mobility. BMC medicine, 7(1), 45 Barabási, A. L. ve Albert, R. (1999). Emergence of scaling in random networks.science, 286(5439), 509-512. Barabasi, A. L., ve Oltvai, Z. N. (2004). Network biology: understanding the cell’s functional organization. Nature Reviews Genetics, 5(2), 101-113. Barabási, A. L., Gulbahce, N. ve Loscalzo, J. (2011). Network medicine: a network-based approach to human disease. Nature Reviews Genetics, 12(1), 56-68. CAIDA, Uygulamalı İnternet Veri Analizi Merkezi, Ağustos 2014. http:// www.caida.org/home Dhillon, I., Guan, Y. ve Kulis, B. (2005, August). A fast kernel-based multilevel algorithm for graph clustering. In Proceedings of the eleventh ACM SIGKDD international conference on Knowledge discovery in data mining (pp. 629-634). ACM. Dunn, A. G. ve Westbrook, J. I. (2011). Interpreting social network metrics in healthcare organisations: A review and guide to validating small networks. Social Science & Medicine, 72(7), 1064-1068. Easley, D. ve Kleinberg, J. (2010). Networks, crowds, and markets: Reasoning about a highly connected world. Cambridge University Press. ARALIK 2014 AĞ BİLİMİ YAKLAŞIMI VE ÇEVRİMİÇİ ETKİLEŞİMLİ SAĞLIK PLATFORMUNUN BİR ÖRNEK OLARAK İNCELENMESİ LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 79 Erdős P. ve Rényi. A. {On Random Graphs, I}. Publicationes mathematicae, 6, 290-297. Feigenbaum, M. J. (1978). Quantitative universality for a class of nonlinear transformations. Journal of statistical physics, 19(1), 25-52. Girvan, M. ve Newman, M. E. (2002). Community structure in social and biological networks. Proceedings of the National Academy of Sciences, 99(12), 7821-7826. Granovetter, M. S. (1973). The strength of weak ties. American journal of sociology, 1360-1380. Lander, E. S., Linton, L. M., Birren, B., Nusbaum, C., Zody, M. C., Baldwin, J., ... ve Grafham, D. (2001). Initial sequencing and analysis of the human genome. Nature, 409(6822), 860-921. Lorenz, E. N. (1963). Deterministic nonperiodic flow. Journal of the atmospheric sciences, 20(2), 130-141. Mandelbrot, B. B. (1983). The fractal geometry of nature/Revised and enlarged edition. New York, WH Freeman and Co., 1983, 495 p., 1. Newman, M. E. (2003). The structure and function of complex networks. SIAM review, 45(2), 167-256. Pastor-Satorras, R. ve Vespignani, A. (2001). Epidemic spreading in scale-free networks. Physical review letters, 86(14), 3200. Ressler, S. (2006). Social network analysis as an approach to combat terrorism: past, present, and future research. Homeland Security Affairs, 2(2), 1-10. Shavitt, Y. ve Shir, E. (2005). DIMES: Let the Internet measure itself. ACM SIGCOMM Computer Communication Review, 35(5), 71-74. Sporns, O., Tononi, G. ve Kötter, R. (2005). The human connectome: a structural description of the human brain. PLoS computational biology, 1(4), e42. SAYI: 2 80 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Van Essen, D. C., Ugurbil, K., Auerbach, E., Barch, D., Behrens, T. E. J., Bucholz, R., ... ve Yacoub, E. (2012). The Human Connectome Project: a data acquisition perspective. Neuroimage, 62(4), 2222-2231. Venkatesan, K., Rual, J. F., Vazquez, A., Stelzl, U., Lemmens, I., Hirozane-Kishikawa, T., ... ve Vidal, M. (2008). An empirical framework for binary interactome mapping. Nature methods, 6(1), 83-90. Venter, J. C., Adams, M. D., Myers, E. W., Li, P. W., Mural, R. J., Sutton, G. G. ... ve Beasley, E. (2001). The sequence of the human genome. science,291(5507), 1304-1351. Wang, P., González, M. C., Hidalgo, C. A. ve Barabási, A. L. (2009). Understanding the spreading patterns of mobile phone viruses. Science,324(5930), 1071-1076. Watts, D. J. ve Strogatz, S. H. (1998). Collective dynamics of ‘small-world’networks. nature, 393(6684), 440-442. White, J. G., Southgate, E., Thomson, J. N. ve Brenner, S. (1986). The structure of the nervous system of the nematode Caenorhabditis elegans.Philosophical Transactions of the Royal Society of London. B, Biological Sciences, 314(1165), 1-340. Wilson, C. (2010). Searching for saddam: a five-part series on how the us military used social networking to capture the iraqi dictator. Slate. Wilson, K. G. (1975). The renormalization group: Critical phenomena and the Kondo problem. Reviews of Modern Physics, 47(4), 773. Witten Jr, T. A. ve Sander, L. M. (1981). Diffusion-limited aggregation, a kinetic critical phenomenon. Physical review letters, 47(19), 1400. Wu, L., Waber, B., Aral, S., Brynjolfsson, E. ve Pentland, A. (2008). Mining face-to-face interaction networks using sociometric badges: Predicting productivity in an it configuration task. Yin, R. K. (1989). Case Study Research: Design And Methods (Applied Social Research Methods) Author: Robert K. Yin, Publisher: Sage Publicat. ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 81 THE USE OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY in ARCHEOLOGY Doç. Dr. Mutlu ERBAY, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi, [email protected] Abstract:This article is about the relationship of remote sensing technology and its global information systems with archeology. Aerial photo is one of the main discourse of remote sensing technology. Today, remote sensors are cameras, planes, tavs, satellites. There are multiple benefits of remote sensing technology, it ranges from management of land’s resources to management of traffic. Remote Sensor System, is basically, measuring electromagnetic energy reflected from the objects. Cameras, shortwave radio, spectroradiometers, and human eye are examples to this systems. Light, heat and radio waves are forms of electromagnetic energy. This system helps us get an image of the earth with the reflections of these waves. It is also used to discover archeological areas. The use of this technic increases everyday around the world. This article also aims to inform on synthetic aperture radar, termal infra-red, multi spectral system and remote sensing air photography This article aims to prove that these technologies can be used to discover new archeological areas like Hattusa, Erythrai, Keykenes, Sagalassos using international and Turkish resources. Remote Sensing Technology grows using a variety of different branches professions (archeology, geography, geology and computer sciences) . Remote sensing technology is a great source to use for the undiscovered archeological works in Turkey. Key Words; remote sensing technogies, global information system, archeology, air photos, teral intrared, senthetic radar, airborne oceanographic lidar SAYI: 2 82 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİNİN ARKEOLOJİ ALANINDA KULLANIM ALANLARI Bu çalışma uzaktan algılama teknolojileri ve global bilgi sistemlerinin arkeolojik alanlarla olan ilgisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Hava fotoğrafları uzaktan algılamanın temel unsurlarındandır Günümüzde uzaktan algılama verileri kameralar, sensörler ile donatılmış uçaklar, insansız hava araçları ve uydular tarafından toplanmaktadır. Uzaktan algılama konusu çok fazla kullanım alanına sahiptir. Ülke kaynaklarının yönetilmesinden, trafik kontrol sistemi gibi birçok kullanım alanı bulunmaktadır. Uzaktan algılama teknolojileri arkeolojik alanların keşfinde de kullanılmaktadır. Bu tekniklerin kullanım alanları her geçen gün bütün dünyada artmaktadır. Makale uzaktan algılama konusunu açıkladıktan sonra arkeoloji alanında topografik alan, hava fotoğrafları üzerinden yapılan araştırmaları gözler önüne sermektedir. Ayrıca makale sentetik aralık radarı hakkında bilgi vererek, termal infra-red, multi spectral sistem, hava fotoğraflarının uzaktan algılama konusuna değinmekte ve bu alanların arkeoloji dalında kullanımını anlatmaktadır. Makale global bilgi sistemleri, sobel tekniğinin, coğrafi bilgi sistemlerinin uzaktan algılama gibi yüksek teknolojiye sahip olan sistemlerin arkeolojik alanların tespitinde kullanılabileceğini kanıtlamayı hedeflemektedir. Bu amaçla makalede Hattusa, Erythrai, Keykenes, Sagalassos gibi antik sit alanları örnek verilerek özellikle Sar ve infra-red map gibi haritaların, sobel tekniği tarihi ören yerlerinin tespitinde, antik yolları bulmada önemli teknikler olduğu vurgulanmıştır. Bu konuda yapılan yabancı yayınlar ve Türkiye’deki araştırmalara ve çalışmalara yer verilmektedir. Uzaktan algılama ve arkeoloji alanlarda çalışmak isteyen araştırmacılar bu alanda (arkeoloji, fotogrametri, haritacılık, coğrafya, jeoloji, bilgisayar) gibi farklı disiplinlerde çalışarak bu alan bilgileri ile birbirini tamamlamaktadır. Uzaktan algılama, coğrafi algılama yöntemleri Türkiye’de bulunan toprak altı tarihi eserlerin envanterinin tam ve eksiksiz olarak çıkarılmasına imkan sağlayacak bir sistemdir. Anahtar Sözcükler; uzaktan algılama teknolojileri, global bilgi sistemleri, arkeoloji, hava fotoğrafları, termal radar, sobel tekniği ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 83 UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİNİN ARKEOLOJİ ALANINDA KULLANIM ALANLARI Yüksek ya da gelişmiş teknolojilerin arkeoloji alanında, müzeler ve kültürel miras alanlarında kullanılmadan önce askeri amaçla (bomba imha robotu, mayın temizleme robotu gibi), nükleer santrallerde bireylerin girmesinin tehlikeli olduğu alanlarda ve sağlık sektöründe, özellikle mikro cerrahi de (göz ve kalça kemiği ameliyatlarında) ve eğlence sektöründe robot oyuncaklar/simülatörlerin kullanıldığı bilinmektedir.(Erbay. M, 2002: 27-30) 1980 yılında İngiltere/Londra’da müze bilimi ile uğraşan müzeciler tarafından, müzelerde yeni teknolojilerin kullanılmasının, müzelerin geleceği açısından önemli olduğu belirtilmiştir. Londra Savaş Müzesi simülatörü, Doğal Tarih Müzesi, teknolojinin yeni aletlerinin ilk kez kullanıldığı müzeler olmuştur.(Erbay. F., 1998 :46) 2014 yılında National Geographic Dergisi yine, yeni bir araştırmaya imza atmış, Mısır Pramitleri, Petra Antik Şehirleri’nde uzaktan algılama sistemlerini kullanmışlardır. Bilim adamları noktasal sinyaller gönderen aletlerle, 3 boyutlu bu yapıların görünmeyen kısımlarının adeta tomografilerini çıkarmayı başarmışlardır. Günümüz teknolojisinde uzaktan algılama sistemlerinin ve aletlerinin arkeolojik ören yerlerinin saptanmasında kullanıldığını görmekteyiz. Uzaktan algılama konusu uzaya gönderilen ilk uydu, ilk iletişim uydusu Project SCORE, 18 Kasım 1958 tarihinde Uzaya gönderildi. Bu uydudan alınan veriler gündemde önemli bir konuyu taşıdı. Bu uyduların çektikleri fotoğraflardan elde edilen veriler ve bilgiler zaman içinde değerlendirilerek pek çok soruya cevap olmuştur. Uzaktan Algılama:Hava fotoğrafları uzaktan algılamanın temel verileridir. Günümüzde uzaktan algılama verileri kameralar, sensörlü alıcılar ile donatılmış uçaklar, hava balonları, insansız hava araçları ve uydular tarafından toplanmaktadır. Uzaktan algılama konusu çok fazla kullanım alanına sahiptir. Ülke kaynaklarının yönetilmesinden, atmosferin izlenmeSAYI: 2 84 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ sine kadar birçok kullanım alanı bulunmaktadır. Termal kameralar yada çeşitli toprak özelliklerini ölçebilen fotoğraflar çeken uydular da bulunmaktadır.(Şekertekin,A.İ.,2013:34) Uzaktan algılama konusu özetle nesnelerden yada cisimlerden yansıyan yada yansıtılan ve onlardan dağıtılan ve yayılan elektro-manyetik alan enerjisinin ölçülme işlemidir Fotoğraf makinesi bir anlamda kısa dalga boyu ölçüm aletlerindendir, spektro-radyometre, çok amaçlı bantlı tarayıcı ve insan gözü doğal olarak uzaktan algılayıcı sistemlere örnek teşkil eder. İnsan gözü yanıltılmazsa yaklaşık mesafeyi, maddenin alaşımını kestirebilir.. Enerji yayan kaynak, genellikle bizler için güneştir. Uzaktan algılamada cisimlerden yansıyan farklı dalga boyları saptanması yeryüzü şekillerinin topoğrafik görüntüsü, havadan ve uzaydan alınan görüntüler aracılığı ile tanınmaya ve anlamlandırmaya çalışılmaktadır. (Erdoğan N.J, 1998:124) Uzaktan algılama teknolojisinde kullanılan sayısal veri görüntüleri, yeni yorumlama teknikleri sunan bu sistemler, bilgisayar desteklidir ve işlenmesi gereken verilerdir. Araştırılan konu ile ilgili veri ve referansların sağlayacağı fayda belirlenerek, verinin analizine başlanır. Ne için ne zaman hangi şartlarda fotoğrafların çekiminin yapıldığı önemlidir. Çözünürlük yapısı da önemlidir. Referans verileri ve uzaktan algılama ile elde edilen görüntüler sayısal verilere dönüştürülür. Bilgisayar ortamında işlenerek sayısal bilgiler görüntüler aracılığı ile raporlanır. (Şekertekin A.İ.,2013:34) Elektromanyetik tayf özel fotografik yöntemlerle topografya saptanmaktadır. Elektromanyetik farklı aletlerin yardımıyla toprak yapısı tespit edilebilmektedir. Toprak yapısındaki değişim bölgenin anlaşılmasında önemlidir. Çözünürlük konusu da önemlidir çünkü istenen amaca göre uydu görüntüsü ayrım gücünü göstermektedir. Örneğin Landsat, TM görüntüsünün çözünürlüğü 30 m/piksel, Land sat MSS fotografik görüntüsünün çözünürlüğü 80 m/pikseldir. Fransız SPOT uydusu XS fotografik çözünürlük görüntüsü ise 20 m/piksel ve Pankromatik görüntüsü ile 10 m/ piksel çözünürlüğe sahiptir. 1998 sonlarında 1-3 m çözünürlüklü çok bantARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 85 lı görüntülü uydular ticari olarak şirketler tarafından kullanıma girmiştir. (çevrimiçi Uzaktan Algılama –Arkeoloji,www.tryorum,05,04,2014) Uzaktan algılama sistemlerinin arkeoloji bilimini desteklemesi oldukça yeni ve yüksek teknolojilerin gelişmesi ile ortaya ören yeri arkeolojisi çıkmıştır. Uzaya gönderilen uyduların sayıları arttıkça veriler artmış ve topladıkları verilerin işlenmesi gerçekleştikçe bu bilgilerin bilim dünyasına neler sunabileceği konularında çok sayıda araştırma yapılmıştır. Uzaydan yeryüzünü görüntüleyen Spot/Image, Radarsat, Ikonos, Aster gibi yeryüzünden veri toplayan çeşitli ülkelerin uyduları tarihi sit alanlarının yerlerinin belirlenmesinde arkeologlara büyük faydaları olduğu bir gerçektir. (E. Bank., 2013:108)(Fig 1) Uzaktan algılama konularında yapılan bazı araştırmalar arkeolojik alanların mevcut durumlarını tesbit etmeyi, yüzey araştırmalarını kaydetmeyi amaçlar. (Ozulu, İ.Murat Altan Metin.,2007, 463-473)Tarihi sit alanlarının yerlerinin belirlenmesinde arkeologlara, kent arkeolojisi alanında faydalı olan dijital teknolojiler konusunda yazılmış yayınlar bulunmaktadır: B.J. Devereux ve A.D.Cliff’in ‘Çalılık bölgelerinin yüzey örtüsü altındaki mimari özellikli bölgeler’ adlı makalesi bulunmaktadır. Bu makale çalılık bölgeler üzerinden sinyaller aracılığı ile arkeolojik eserleri bulmada uzaktan algılama sistemlerinin etkisini araştırmıştır. Bu araştırmacıların yüzey örtüsü altındaki mimari özellikli bölgeler, adlı diğer makalesi de bu konuda yazılmış önemli çalışmalar arasındadır. (B.J.Devereux, ,A.D.Cliff; 2005: 648-660) Ayrıca John Loeb’in Aster uydusu ile çekilmiş olan görüntülerin incelenmesi sonucunda Ur şehri yerleşkesi ve yeri hakkında öngörüler oluşturmuştur. Aster uydusu ile çekilmiş olan görüntülerin incelenmesi sonucunda tarihi Ur şehri yerleşkesini bulmuş ve bu araştırmasını yayınlamıştır. Bu makaleler bize teknolojinin sağladığı yeni imkânlarına yeni ören yerlerinin keşfinde yaptıkları katkıyı göstermektedir. (J.Loeb, J., 2008: 34) SAYI: 2 86 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ 12-13 Mayıs 2011 tarihlerinde ODTÜ Yerleşim Arkeolojisi Sempozyumu düzenlendi. Yapılan bu konferansta arkeolojik kuram ve yöntemler kullanılarak bölgesel ölçekte tez çalışması yürütmekte olan genç bilim insanlarını bir araya gelmesi ve uzaktan algılama konusunun, arkeoloji alanına nasıl katkı sağlayacağı konusunda tebliğler sunulmuştur. Bu sempozyum Leiden Üniversitesi, Klasik Arkeoloji Bölümü’nde Profesör John Bintliff bildirisi ve poster sunumu uzaktan algılama ve arkeoloji ilgisini en yalın şekilde anlatmaktadır.(Paleoberkay Arkeoloji Haberleri, (Çevrimiçi) paleoberkay.blogspot.com.tr/2011/03/arkeolojide-bölgesel-calsmalar-katlm.html,08,06,2014 ) Rosa Lasaponara’nın uzaktan algılamaya bir bakış adlı makalesinde, uzaktan algılamanın son zamanlarda uzaydan algılama teknolojileri ve uygulamaları açısından önemi belirtilmiştir demektedir. Spektral ve mekansal çözünürlükte iyileşme arkeolojik amaçla, uydu verileri tarafından sunulan görüntüler farklı ölçekte ve çeşitlilikte olsalar da bu konudaki arkeolojik araştırmalar yeni ören yerlerinin toprak üstüne çıkarılmasında yada varlığının bilinmesinde yardımcı olmaktadır. (Lasaponara, R., Nicola Masini, 2013:11) Topografik Alan Araştırması: Çeşme Ildırı köyü sınırları içinde kalan Erythrai antik kenti bölgenin en önemli kültürel mirastır. Antik dünyanın en parlak halklarından olan İyonların bölgede kurduğu 12 İyon kentinden biridir.1964-1977 yılları arasında Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından kazılmıştır.1977-1983 yılları arasında ise Prof. Dr. Cevdet Bayburtluoğlu tarafından konuya devam edilmiştir.Bu bölgeye ait topografik yüzey araştırmaları mevcuttur. (Aksoy ,2001,28) (Fig 2) Hava Fotoğrafı: Arkeoloji denildiği zaman çoğu insan tarafından ilk akla gelen tarihi eserleri kazarak ortaya çıkarmaktır. Fakat bugün arkeoloji çalışmalarında birçok farklı çağdaş yöntem ve araçlar kullanılmaktadır. Hava fotoğrafları da bu araçların en bilinenlerinden biridir. Yüzeyde çıplak gözle bakıldığında, algılanması çok zor ya da imkânsız olan pek çok ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 87 özellik havadan bakıldığında çok daha belirgin hale gelmektedir. Siyah beyaz fotoğraflar görülebilen spektrumun sadece 22 gri tonunu kaydeder. Bu fotoğraflar optik olarak gün ışığında, açık hava şartlarında, havanın çok az bulanık olduğu zamanlarda güvenilir yapıda fotoğraflardır. İlk bilinen hava fotoğrafı 1900 başlarında P.H.Sharpe, Zeplinden çekilmiş Stone Henge konulu fotoğraftır. Bu devirde uçak sadece insan gözünün görebileceği yükseklikte uçmaktaydı. Türkiye’de bölgelerle ilgili ilk fotoğraflar Alman hava fotoğraf sanatçıları ve Osmanlı ordusundaki fotoğrafçı askerler tarafından 1917/18, Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş yıllarında çekilmiştir. (Artun, O,2005:2) Ürdün Ordusu, 1953 yılında 4000 adet dikey hava fotoğrafını güvenlik amacı ile çektirmiştir. Ürdün 1980 yılında bu fotoğrafları tekrar gündeme getirerek düzenlenmiştir. Bu bilgiler yeni teknolojik bilgiler ışığında gözden geçirilmiştir. Fotoğraflar zamanın başbakanı John F. Kennedy’ye hediye edilmiştir. Bu fotoğrafların 1990 yılında Ortadoğu’da son 50 yıl içinde hava arkeolojisi dalında gerçekleştirilen ilk sistemli çalışma niteliğini taşıdığı da bilinmektedir. (Artun, O,2005:2) Altiplana, Bolivya’da Peru Titicaca gölü çevresini 200.000 dönümlük alanı fotoğraflamış ve hava fotoğraflarından elde ettikleri bu bilgilerle yeni arkeolojik alan ortaya çıkarmışlardır. (Artun, O,2005:2) Sentetik Aralık Radarı (SAR):Sar ışınları zemine enerji dalgaları gönderir ve yansıyan enerjiyi kaydeder. Radar özellikle farklı radar dalga boyları ile yatay ve düşey verilerin farklı kombinasyonlarının kullanıldığında yüzeydeki lineer ve geometrik özelliklere karşı duyarlılık artar. Sarının oluşturduğu görüntü, yeryüzünü yüzey örtüsünün ve yüzeye yakın bölümün morfoloji, pürüzlü, geometrik vb. gibi fiziksel özelliklerini belirler kuru ve gözenekli süngerimsi toprakta radar ışınları toprağı delip geçebilir. 1982 yılında uzay aracından gönderilen radar sudan göllerdeki kumu delip geçmiş ve antik suyolunu ortaya çıkarmıştır. Kostarika’da havadan radar kullanılarak tarihöncesi patikalar bulunmuştur. (Artun, O.,2005:23) (Fig 3) SAYI: 2 88 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Wroxeter Hinterlandı Projesi, İngiltere’de, Airborne Thematic Mapper fotoğrafları arkeoloji alanında önemlidir. Hyderabad Hindistan Caithness arkeolojik proje İskoçya’ya aittir. Dahshur Yüzey Araştırması projesi, Mısır Tokai Üniversitesi ve Waseda Üniversitesi ile Mısır Arkeoloji Enstitüsü’nün ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kuzey Dahshur alanı, 1996 yılının bahar ayında uzaktan algılama teknikleri kullanılarak araştırılmıştır. Sar verileri mezarlığın duvarları ve tuğla kalıntılarını ve çöle dağılmış seramik kalıntılarını ortaya çıkarmak için analiz edilmiştir. Projede ayrıca Spot, hrv, Landsat, tm uyduları kullanılmıştır. Yüksek çözünürlük ile optik görüntüleri mevcut kalıntıların özellikle pramit tabanların taslağını çıkarmada oldukça başarılı oldukları görülmüştür. (Artun, O.,2005:23) Renkli Kızılötesi Film: Elektro-manyetik spektrum kırmızı ile farklı dalga boylarını algılayan havadan fotoğraflama sistemidir. Kızılötesi film, bitki örtüsündeki çok küçük farklılıklara karşı hassastır. Çünkü gömülü arkeolojik nesneler üzerlerinde yetişen bitkileri etkiler ve bu nesneler kızıl ötesi fotoğrafta görülür. Renkli kızılötesi fotoğraf filmler, doğada yeşil ışığı yansıtan objeler, mavi-kırmızı ışığı yansıtan objeler, yeşil ve infra-red ışığı yansıtan objeler de harita üzerinde kırmızı renkte belirirler. Harita üzerinde olasılık analizi ile kırmızı olasılık artıyor demektir. Metre kare başına tarihi eser olabilecek alanlar haritalar üzerinden görülmektedir. Mavi alanlar da olasılıkların azaldığı şeklinde yorumlanabilir (Tekinsoy / Dinç, 2001,35) (Fig 4) Termal İnfra-red Multi Spektral Tarayıcı (TIMS): 0,1 santigrat derece keskinliğinde zeminin yaydığı termal radyasyonu ölçen, altı kanallı tarayıcıya verilen addır. Algılanan alan ve pikselin boyu da dalgalanan alanın yüksekliğiyle doğru orantılıdır. Land sat uydusundan gelen verinin piksel boyutu, bir kenarı 30 m’dir ve bu yüzden sınırlı arkeolojik alanlarda uygulanmaktadır. TIMS verileri arkeolojik araştırmalarda kullanılabilir. Antik yolların fark edilmesinde oldukça güvenilir bir yöntemdir. (Artun, O.,2005:23) (Fig 5) Airborne Oceanographic Lidar: Yeryüzü yüzeyinin profilini çıkaran lazer alettir. Lazer ışınları zemine saniyede 400 defa ve 3,5 mesafede çarpARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 89 makta ve alete geri dönmektedir. Çoğu durumda, ışınlar bitki örtüsünün üst noktasına ve yeryüzüne çarpıp geri döner ve bu ikisi arasındaki fark, ormanların yüksekliği ve çalıların yüksekliğini verebilir. Benzer örnek yüzey üzerinde gözükmeyen patika yolun belirlenebilmesi için de kullanılabilir. Bu yöntem yükseklik, eğim belirlediği gibi ağaç yüksekliği belirlemekte de kullanılabilir. Aynı zamanda kıyı su kenarı morfolojisini suyun temizliğini, klorofili de içeren organik pigmentleri yüzey üzerindeki yağ birikintisini ve boya izlerini ölçmede de uygulanabilir. Böyle durumlarda ışının bir bölümü su yüzeyinden yansırken, diğer bölümü suyun tabanına düşerek yansımaktadır. Bu şekilde geri alınan yansımaların zaman farkı ise suyun derinliğini ve su altındaki topografyayı belirleme de kullanılmaktadır. Bu yöntem su altı arkeolojisinde kullanılabilir. (Artun, O.,2005:23) Airphotos Uzaktan Algılama Teknolojileri:Toprak kalıntılarını yorumlayarak, arkeolojik alanların belge ve kazı olmadan yüzey araştırması şeklinde adlandırılan bilimsel yöntemlerle planlı araştırma yapma imkanı sunar. Arkeolojik alanlarda, uzaktan algılama (RS) Remote Sensing Technologies çalışmanın ilk basamağını oluşturmaktadır. Yüzeyler yada araziler arkeologlar için çalışma alanıdır. Uzaktan algılama çalışan haritacılar ve jeologlar yaptıkları çalışmalar ile arkeoloji bilimine katkıda bulunabilirler. Çeşitli yükseklik seviyelerinde siyah, beyaz, renkli ve kızılötesi fotoğraflar çekilir.Bu veriler daha sonra arkeolojik alanın harita üzerinde bulunması için işlenir. (Ozulu, İ.Murat Altan Metin., 2007: 463-473).Bu projelerin yürütülmesi için jeolog ve arkeologlar birlikte işbirliği içinde çalışmaları gerekmektedir. Mikrodalga Radar: Elektromanyetik spektrumun dalga boyları arası mikro-dalga bölgesidir. Mikro-dalga algılama çoğunlukla yüzey, yüzey altının fiziksel özelliklerine karşı duyarlıdır. Kurak bölgelerdeki nesneleri bulmada zemine radar ışınları göndermek ve yansımasını ölçmek bazen seçilen bir yoldur. İnsan yapımı objeler alanı bozmadan, yer altındakini resmini verecek şekilde mikrodalgaları yansıtır. Yansıyan bu ışınlar, istenen arkeolojik alandan veri toplar. (Artun, O.,2005:23) SAYI: 2 90 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Sobel Tekniği: Antik yolların incelenebilmesi amacıyla uygulanan Sobel Tekniği (Kenar çizgilerin netleştirilmesi) ile gereksiz ayrıntılar yok edilerek, geniş bir alanda sadece belirli yol ağının izleri üzerinde yoğunlaşılır. Bu görüntüleme yöntemi ile nokta olarak alınan yol izlerinin hatlar halinde yorumlanabilmesi sağlanır.( S.Gülçur, Erdoğan N.J., A.M.Özer, M.E.Özel, U.Esin., 1998:125) Coğrafi Bilgi Sistemi, Global Information System (GIS):Coğrafi bilgilerin toplanması, bilgisayar ortamına aktarılıp depolanması, işlenmesi, analizi ve sunulması amacıyla bir araya getirilmiş bilgisayar donanım ve yazılımı, personel ve coğrafi verilerden (bilgiler) oluşan bir bütündür. Tematik haritalar, (seçim, eğitim, sağlık, adalet, nüfus, ekonomi, ticaret, sanayi) ilişki analizi, (bebek ölümü, suç analizi, seçmen parti analizi) ülke kaynaklarını izleme, ulaşımı, planlama, doğa olayları izleme (deprem, heyelan, iklim, toprak yapısı), alt yapı mühendislik (proje planlama, uygulama, takip, altyapı koordinasyon) şehir planlama, kent bilgi sistemi, kamulaştırma, arazi toplulaştırma, üretim yönetim izleme, taşınmaz bilgi sistemleri, tesis yönetimi, araç takip sistemlerinde (navigasyon) kullanılmaktadır. (Bank. E.., 2013:104) Sagalassos Antik Kenti: Sagalassos Archaeological Research Project, Jeomorfolojik araştırmalar, GIS ve uzaktan algılama KU Leuven’in bünyesindeki Arkeoloji Bilim Merkezi, fiziksel ve bölgesel coğrafya araştırma grubu tarafından Sagalassos’ta sürdürülen jeomorfolojik, uzaktan algılama ve gıs araştırmaları geçmişte insanların yerleşmesinden itibaren meydana gelen çevresel değişikliklere, yerel yerleşim merkezlerinin gelişmesine ve arkeolojik niteliklere sahip yerlerin saptanmasına odaklanmaktadır. Uzaysal değişkenlik yerkürenin eko-sistemlerinin değişik süreçleri arasındaki etkileşim uzaktan algılama kullanılarak arkeolojik niteliklere sahip yerlerin anlaşılması genel olarak Sagalassos bölgesindeki arkeolojik alanlara uygulanmıştır. (Fig 6) (Waelkens.,1998:30) (Sagalassos (Çevrimiçi),www.sagalassos.bel.sagalossosarkeolojikProject,http://www. sagalassos.be/saga/en/node/1308 08,06,2014 ) Küresel Konumlama Sistemi, Global Position System (GPS)/ Coğrafi Bilgi Sistemi, Global Information System (GIS): ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 91 Bir Başkentin Su Yolları başlıklı Trakya bölgesinden bugüne kadar inşa edilmiş en uzun ve geniş tarihi su kanalı olarak kültürel mirasımızdır. Bu sergi Anadolu Medeniyet Araştırmaları Merkezi ve Koç Üniversitesi ortak çalışmasıdır. 9 Kasım 2012 tarihinde başlayıp 18 Şubat 2013 tarihine kadar devam etmiştir. Sergide, topografik yüzey araştırmaları çalışmaları ve uzaktan algılama teknolojileriyle görsel veriye dökülen fotoğraf, bilgisayar grafikleri ve yeniden yapılandırmanın yanı sıra 4. yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlanan su kemerlerinin durumu tespit edilmiştir. Sergide bilgisayar ortamında canlandırılan, sanal görüntüleri de yer aldı. Proje yirmi yıl yapılan araştırmaları bir araya getirmiş ve ortaya çıkartılan dünyanın en uzun su sistemine ait görüntüleri sergilemenin yanında ilk kez uzaktan algılama sistemleri bir sergi ile tanıtılmıştır. Tarihi suyolu sistemi projesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Derya Maktav ve Edinburgh Üniversitesi, Prof. James Crow tarafından yürütüldü. Bilim insanları, uzaktan algılama teknolojileri, yüksek çözünürlüklü görüntülü uydu ve hava fotoğrafik, global konumlama Sistemi ve Coğrafi Bilgi Sistemi gibi bir çok teknik ve yöntemleri kullanarak tarihte İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan kanalların yerleri ortaya çıkarttı. Bu proje Koç Üniversitesi, projenin destekçisi TÜBİTAK’a, Britanya Akademisi ve Prof. Dr. Kâzım Çeçen ve Arkeolog Celal Kolay’ın çabaları ile gerçekleşmiştir. (Atalan N., Çayırezmez, 2008:87-100) Bu projenin önemi günümüz teknolojilerinin arkeoloji alanı ve kültürel mirasın yerinin saptanması amacı ile kullanılmasıdır. (Çevrim içi; http://www.haberler.com/trakya-dan-istanbul-a-bir-baskentin-su4086340-haberi/ 23.06.2014) Yozgat ilinde Sorgun kentinin güneyinde Kerkenes adlı bir bölge bulunmaktadır. Bu bölge demir çağında Anadolu’nun merkezidir. Fazla yüksek olmayan dağları, granit taşları ve termal suları ile ünlüdür.Uzaktan algılama metotları dahilinde uydu imajları, fotoğrafları ve sıcak hava balonları ile, hava fotoğrafları çekilmiş ve inceleme altına alınmıştır. Bu araştırma hem arkeolojik hemde uzaktan algılama Küresel Konumlama Sistemi (GPS) açısından önemli bir yüzey araştırması projesidir. (Atalan N., Çayırezmez,Summers, 2008:87-100) SAYI: 2 92 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Sobel Tekniği, coğrafi bilgi sistemleri, hava fotoğrafları, renkli kızılötesi film, sentetik aralık, termal infra-red, multi spektral tarayıcı, air-borne oceanographic, Lidar, airphotos RS Teknolojileri, mikrodalga radar, küresel konumlama sistemi, coğrafik bilgi sistemlerinin arkeoloji alanında kullanılmasının yaygınlaşması bu bilim alanına katkı sağlayacaktır. Arkeoloji alanında şehir planlama, taşınmaz bilgi sistemleri konularında kullanılmaktadır. Türkiye’deki kazı alanlarının uydular ile saptanması tespit edilmesinde kültürel buluntuların haritalarının elektronik tarama yöntemi ile bilgisayar ortamlarında görüntülenebilmesine imkân sağlayan alt yapı içinde bilişim teknolojileri telekomünikasyon sistemleri ve özellikle de uzaktan algılama sistemleri kullanılmaktadır. Uzaktan algılama sistemleri, Türkiye’deki tarihi ören yerlerinin tespitinde ve toprak altı envanterinin çıkarılmasında Alman Enstitüsü tarafından kullanıldığı bilinmekteydi. (Atalan N, 2008:90) Bu makalede arkeoloji alanında, kültürel mirasın envanterinin çıkarılması, yerinin tespiti, kültürel varlıkların korunması, uydular aracılığı ile çekilen fotoğraflar, uzaktan algılamaya yönelik uygulamalar ile elde edilen dataların değerlendirilmesinde bilişim teknolojileri ile yakınsama yöntemlerini konu alarak arkeoloji alanında uzaktan algılama tekniklerinin kullanılması konusuna ışık tutmayı hedeflemektedir. Bu amaçla çeşitli örnekler çalışmada sunulmuştur. Çalışmamız sırasında uydu sahibi olan ülkelerin, olmayan ülkelere nazaran daha fazla veri elde ettiği ve bu verilerden yararlandıkları görülmüştür. Hatta bu verileri uzayda uydusu bulunmayan ülkeler satın almaktadır. Uzaktan algılama ve arkeoloji alanında çalışmak isteyen araştırmacılar bu alanda ya uydu görüntüsü almak yada arkeoloji alanında çalışması olan kişilerle birlikte işbirliği yapmak zorunda kalmaktadır. Arkeoloji, coğrafya ve jeoloji gibi farklı disiplinlerin bir arada çalışma imkanı bulması her bir alanı ayrı ayrı olduğu gibi birlikte düşünce ve fikir üretme gibi farklı disiplinleri de desteklemektedir. ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 93 Bu şekilde Türkiye’de bulunan tarihi eserlerin envanterini tam ve eksiksiz olarak çıkarma imkanı gerçekleşecektir.Bugün mevcut kültürlerin geçmiş ile olan ilgisi saptanabilecek ve bu yolla dünya kültür mirasına katkı sağlanacaktır. Dünyada uzaktan algılama çalışmalarını kullanan, arkeolojik araştırmaların sayısı bugün olması gerekenden azdır. Coğrafyacılar,jeodezi, fotoğrametri, jeofizik, harita mühendisliği,Jeologlar ve arkeologlar bu alanda çok sayıda eser vermişlerdir. Arkeoloji bilimi bu tesbitleri doğru yapmak ve teknolojinin imkanlarından yararlanmak zorundadır. Arkeoloji biliminin geleceği için ve bir bilim alanı olarak varlığını sürdürebilmesi için gps uzaktan algılama gibi Avrupanın ve Amerikanın kullandığı dünya ölçekli gelişmiş teknolojileri üretmese bile kullanmak zorundadır. Bilinçli sürdürülebilir bir şehircilik anlayışı Kıta Avrupası ve Amerikanın kullandığı gelişmiş teknolojileri Türkiye’de kullanmak gereklidir. Sonuç olarak arkeolojik alanların ve bu alanlardaki tarihi eserlerin, kültürel buluntuların uzaktan uydular aracılığı ile saptanması, tespit edilmesine yönelik yöntemler, uçaklar aracılığıyla yukardan çekilen hava fotoğrafları jeofizik bilim dalına ait yöntemler kullanılarak buluntunun varsayıldığı toprağın direncinin, toprağın renginin, geçirgenliğinin yada manyetizmasının yapısal ölçümü, jeo-radar araçları ile ölçümünde çok yüksek çözünürlüklü fotoğraf dataları üzerinden çekebilen uyduların kullanımına kadar geniş bir araştırma alanında değerlendirilebilir. Bu alan çok arkeoloji, arkeometri, jeoloji, harita-kadastro, kimya mühendisliği gibi farklı bilim dallarındaki akademisyenlerin birlikte çalışmalarını gerektiren bir alan olduğu görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda farklı uzmanlık alanlarında çalışan bilim insanları bir araya gelerek kültürel varlıkların, kültürel mirasımızın, arkeolojik bölgelerin saptanmasında öncülük edeceklerine inancım tamdır. SAYI: 2 94 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Fig 1 - Uzaktan Algılama Teknolojileri ile Arkeolojik Alanın Görüntülenmesi / Fig 1 - Remote Sensing Tecnology with Archeology Area Fig 2- Erythrai Antik Kent Planı / Fig 2-Erythrai Antiquity City Plan ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 95 Fig 3-4-Haritada görülen kırmızı alanlar tarihi ören yeri olabilecek alanlardır. Mavi ise olasılık azlığını göstermektedir. http://news.harvard. edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/ Fig 3-4-SAR and Infrared Map (Red area may be cultural heritage). http://news.harvard.edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/ SAYI: 2 96 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Fig 5- Uzaktan Algılama ile Yeni Antik Yollar Bulunabilir http://climate.nasa.gov/news/1010 Fig 5- Remote Sense can be finded old antiquity road (Modern Gravel Roads, Ancient Track, Shishr/Ubar site) http://climate.nasa.gov/ news/1010 ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 97 Fig 6- 1996 yılında J.Reyniers tarafından çizilmiş Sagalossos’un batı bölümünü gösteren kareleme yöntemli yüzey haritası Fig 6- J.Reyniers draw Sagalossos map in 1996 SAYI: 2 98 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Kaynakça: Atalan Nurdan, Çayırezmez/Pınar Ertepınar Kaymakçı/Geoffrey D. Summers, 2008. ‘Remote sensing at Kerkenes:Combining Geoghysical and other Methods’ Kerkenes (de Uzaktan Algılama: Jeofizik ve Diğer Yöntemlerin Birleştirilmesi, Joudram of üne Earth Sciences Application and Research Centre of Hacettepe University, Hacettepe Üniversitesi Yerbilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Dergisi) Yerbilimleri, 29 (2),Ankara:87-100. Aksoy Yaşar,İzmir İl Kültür Envanteri, İzmir Kültür Müdürlüğü Projeler Dairesi Bşk.Yay,2001 Tekinsoy Pelin / Prof.Dr.Ural Dinç, Üzaktan Algılama nedir? HKMO Bülteni Şubat 2001 Ankara Bank Emin., 2013. ‘Yönetim Bilişim Sistemlerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Teknolojisinin Önemi’ 30. Ulusal Bilişim Kurultayı, 28-29 KasımJW Marriott Hotel Ankara:23. Erbay, Fethiye, 1998. ”Development of The Display Technigues in Museums as a Service Sector’, IRCICA Newsletter, Research Center Islamic History, Architecture, Arts, İstanbul:21. Erbay. Mutlu, 2002. Gelişen Teknoloji Karşısında Müzelerin Değişen Konumu, 6.Müzecilik Semineri Bildirileri, Askeri Müze Yay.,2002/09, İstanbul: 27-30. Erdoğan N.J./A.M.Özer, H.Yıldırım,M.E.Özel,S.Gülçur, U.Esin., 1998. ‘Arkeolojik Yapıların Uzaktan Algılama Uydu Verileriyle Araştırılması’, T.C Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara. ARALIK 2014 THE USELEGES OF REMOTE SENSING TECHNOLOGY İN ARCHEOLOGY INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 99 Demirci Şahinde.,Ahmet Hilmi Balçı., 1998. ‘Metaarkeoloji: Arkeometri Arkeoloji İlişkisi Üzerine’ T.V Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara. Devereux B.J,/G.S.Amable./P.Crow,A.D.Cliff; 2005. ‘The Potential Of Airborne Lidar For Detection Of Archaeological Features Under Woodland Canopies’ Antiguity vol 79:305, L.Loeb,Using, John, 2006. ‘Satellite Images to Search for Ancient Settlements’, Harvard Üniversity, Amerika:23. Lasaponara, Rosa, Nicola Masini, 2013. ’Remote Sensing in Archaelogy :An Overview’ Journal of Aeronautics &Space Technologies Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, Jan, vol 6, issue 1:7-17 V.De Laet/E.Paulissen/G.Verstraeten, 2009. ‘Remote Sensing, GIS En Geo-Archeologisch Onderzoek, Case Studies İn Turkiji’, Egypte en İtalie, Center for Archaeological Sciences, K.U.Leuven Belgium:34. Karaarslan S.Vedat ., ‘ Bilişim Teknolojileri ve Uzay Arkeolojisi Yakınsaması Bağlamında Uydular ile Uzaktan Algılama ile Buluntu Tespiti’, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Üniversiteler Mah. Dumlupınar Blv. No 1 , Çankaya, Ankara:23. Ozan Artun., 2005. Korykos’ta Bulunan Su Kanalı Ve Terasların İncelenmesi Üzerine Bir Çalışma, Çukurova Ünversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Arkeometri Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Adana:23. Ozulu, İ./Murat Altan Metin., 2007. SAYI: 2 100 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ ‘ Hava Fotoğrafları Kullanılarak Arkeolojik Alanların Değişim Analizi Hattusa Örneği’, Anadolu Üniversity, Journal of Sciences &Technology, vol 8, issue 2, Eskişehir:463-473. Şekertekin, Ali İhsan., 2013. Uzaktan Algılama Verileri ile Bölgesel Çevre Etkilerinin Belirlenmesi: Zonguldak Örneği, Bülent Ecevit Üniversitesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi,Zonguldak:23. Tekinsoy Pelin /Prof.Dr.Ural Dinç,Üzaktan Algılama nedir? HKMO Bülteni Şubat 2001 Ankara Waelkens, Marc., 1998 ”The Survey Around Sagalossos 1996. ” The Survey and Archaeometrical Research at Sagalassos 1996, T.V Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, XIII. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara:34-35 (Çevimiçi) www.arkeotekno.com/hbr_74_uydular_ve_arkeoloji.html 23.06.2014 (Çevimiçi) Haber com; Trakya’dan İstanbul’a ‘Bir Başkentin Su Yolları’ Koç Üniversitesi 23.06.2014 (Çevimiçi) Anadolu Medeniyetleri araştırma merkezi sergisi13 kasım 2012 (Çevimiçi)paleoberkay.blogspot.com.tr/2011/03/arkeolojide-bölgesel-calsmalar-katlm.html23.06.2014 (Çevimiçi) www.sagalassos.be/en/node/1308 23.06.2014 h(Çevimiçi) ttp://news.harvard.edu/gazette/story/2012/03/new-frontier-in-archaeology/23.06.2014 (Çevimiçi) http://www.haberler.com/trakya-dan-istanbul-a-bir-baskentin-su-4086340-haberi/, 23.06.2014 ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 101 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN ARAÇ VE YÖNTEMLERİN İNCELENMESİ Mehmet N. AYDIN ve Ebru DİLAN Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul ÖZET Proje özelliklerine uygun olarak seçilen ve kullanılan yöntem ve araçların projenin başarısına olumlu etkisi olduğu bilinmektedir. Çalışmanın amacı, yazılım geliştirme projelerinde, proje özellikleri ile, araç ve yöntem kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemektir. İki proje grubu (P1 ve P2) üzerinden proje vaka çalışması yapılmıştır. Veriler, proje toplantılarında gözlem, proje üyeleriyle mülakat ve proje dosyaları incelenerek toplanmıştır. Çalışmada, projelerin özellikleri değerlendirilerek, kıyaslamalı bir tabloda sunulmuştur. Grupların kullandıkları araç ve yöntemler incelenmiştir. İnceleme 4 kategori üzerinden yapılmıştır. Bu kategoriler: Proje Yönetimi, Planlama ve Analiz, Tasarım ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon’dur. Seçilen araç/yöntemler ve kullanım seviyeleri, bu kategoriler çerçevesinde bir tabloda özetlenmiştir. Kullanılan araç ve yöntemlerin çeşitliliği ve kullanım düzeyleri, proje özelliklerine (ekibin tecrübesi, gereksinimlerin belirsizlik durumu, çözümün kapsam ve karmaşıklığı, planlama ve ön hazırlık) bağlı olarak farklılık göstermektedir. Araç ve yöntem çeşitliliğinin, ihtiyaca karşılık ortaya çıktığı görülmüştür. Ekiplerin sorun/çözüm belirsizliğine yaklaşımları, proje özelliklerinin farklı kombinasyonlarına göre değişmektedir. Detaylı planlama ve ön hazırlık, bilgi ve gereksinimlerdeki belirsizliğin kontrol edilmesini sağlama noktasında önem arz etmekte ve araç/yöntem seçiminin bilinçli yapılmasına katkıda bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yazılım Gcliştirme Projesi, Araç/Yöntem, Proje Yönetimi, Yöntem Mühendisliği SAYI: 2 102 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ EXAMINATION OF METHODS AND TOOLS IN SOFTWARE DEVELOPMENT PROJECTS SUMMARY It is known that, the methods and tools properly selected and used based on project characteristics, contributes to theproject success. The aim of this study is to examine the relationship between the project characteristics and the use of methods and tools, in software development projects. A case study is held with two project teams (P1 and P2). The data is collected by observing project meetings, interviewing team members and examining project documents. A comparison table is generated by considering the project characteristics. The methods and tools used by two project teams are examined in four categories. These categories are Project Management, Planning and Analysis, Design and Implementation, Communication and Documentation. The selected methods and tools and the usage level are summarized in a table applying these categories. The variety of methods and tools and the usage level differ depending on the project characteristics (team experience, requirements uncertainity, scope and complexity of the solution, planning and preperation). The variety is derived from the necessity. Approaches of the two teams to the problem/solution uncertainity differ based on the combinations of the project characteristics. Detailed planning and preparation plays an essential role to overcome the information and requirements uncertainity and this contributesthe concious selection of the methods and tools. Keywords: Software Development Project, Tool/Technique, Project Management, Method Engineering ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 103 1. GİRİŞ VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR Yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araçların seçimi, kullanımı, proje başarısına etkisi farklı disiplinlerde ve yaklaşımlarda ele alınmıştır. Akademik çalışmalar ve sahadaki uzmanların deneyimleri dikkate alınarak yazılım geliştirme projelerini desteleyecek yöntemler ve araçlar geliştirilmektedir. Akademisyenler yazılım geliştirme yöntemleri ve araçların gelişimini, kullanımını, sorun ve çözümlerini Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) alt çalışma alanı Yöntem Mühendisliği kapsamında incelemektedir (Brinkkemper, 1996). Yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araçlara ilişkin mühendislik yaklaşımıyla ele alınan alt alan ise Yazılım Mühendisliği (Kitchenham, 1996) Gereksinim Mühendisliğidir (Nusaibeh ve Easterbrook, 2000). Bu çalışma alanlarının ortak temel problemlerinden biri, yazılım geliştirme projelerinde yöntem ve araç kullanımının proje başarısına katkısının nasıl sağlanacağıdır. Her yazılım projesi adı konulsun ya da konulmasın, planlansın ya da planlanmasın doğası gereği belli bir süreç dahilinde (ki bu süreç, proje aktörleri, faaliyetler, çıktılar, zaman, sonuç gibi unsurları içerir) gelişir. Dolayısıyla, bu kritik problemin varlığı, yazılım geliştirme projelerinin tarihçesi kadar eskidir. Bilişim sistemleri geliştirme projelerinde yöntemlerin ve araçların tarihsel gelişimine bakıldığında farklı evrelerin varlığı ortaya konulmuştur (Avison ve Fitzgerald, 2003). Bu evrelerin bu çalışma açısından ilgili olan tarafı, farklı projelere bağlı olarak ihtiyaç duyulan yöntem ve araçlarının sayısının giderek arttığı ve yöntem karmaşıklığına (methodology jungle) (Hofstede ve Weide,1992) neden olduğudur. Bu dönemde yapılan çalışmalar sahada yöntem ve araç kullanımında ciddi sorunlar olduğunu ortaya koymuştur (Fitzgerald, 1997). 1990’lı yılların ortasında bu karmaşıklığın giderilmesi için bir çok öneri sunulmakla beraber, yöntem mühendisliği yaklaşımı, yeni yöntem ve araçların geliştirilmesi değil, projenin özelliklerine göre seçim yapılması ve olduğu haliyle değil bir uyarlama yaparak yöntem ve araçların kullanılması gereğidir. Her proje özellikleri itibariyle farklıdır ve bir başka projeyle karşılaştırma yapılması noktasında bir çok faktörün dikkate alınması gerekir (Hartman ve Ashrafi, 2002). Sahadaki SAYI: 2 104 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ deneyimlerinde aslında bu yönde olması, bunun yazılım geliştirme sürecinde beklenen bir durum olduğunu göstermektedir. Uyarlamanın nasıl olacağı ve buna ilişkin çalışmalar durumsal yöntem mühendisliği (situational method engineering) adıyla Van Slooten ve Hodes (1996), Brinkkemper (1996), Harmsen (1997) tarafından önerilmiş, sonraları akademik çalışmalar ivme kazanmıştır (Ralyté ve arkadaşları, 2003; Aydin ve Harmsen 2002; Henderson-Sellers 2006). Proje özelliklerini dikkate alarak yöntem ve araç kullanımı inceleyen önemli bir başka çalışma da, YBS alanında bilgi gereksinimlerinin karşılanması özelinde Davis (1982) tarafından yapılmıştır. Bu çalışma ve sonrasında ilgili çalışmalarda, gereksinimlerin karmaşıklığı ve çeşitliliği, proje belirsizliklerini dikkate alarak uygun yöntem seçme stratejileri incelenmiştir. Projelerin özelliklerini belirlemek için bazı kavramlara ihtiyaç duyulur. Bazı çalışmalarda bu kavramlar bir kurama veya referans disipline bağlı olarak sınırlı sayıda alt kavramlar olarak ele alınmış (örnek: Pitch ve arkadaşları, 2002), bunların yöntem ve araç kullanımına etkisi incelenmiştir (Tsumakive Tamai, 2006). Diğer çalışmalar ise, bu kavramların kuramsal bir temel yerine saha deneyimlerini ve proje ortamındaki pragmatik gerçeklere bağlı olarak bir çok faktörün birbirleriyle ilişkisini dikkate alma gereğini bildirir (Aydin ve Harmsen, 2002). Bu tartışmaya ek olarak diğer bir unsur da, proje özelliklerine bağlı olarak kullanılan yöntem ve araçların projeye etkisini başarı ya da performans kriterleriyle ilişkilendirmektir. Bütün bu ilişki yumağı araştırma problemi kapsamını daha zorlu hale getirmektedir (DeLone ve McLean, 1992). Bu nedenle çalışmamızda öne çıkan proje özellikleri ve yöntem-araç kullanım ilişkisini, iki projeözelinde odaklanmayı tercih ettik. Bu odaklanma ile sahadaki deneyimi, farklı veri kaynaklarını kullanarak, ilişkiyi belli bir hipotez kurgusu oluşturmadan yaptık. Bu yönüyle araştırma nitelikselyöntem (Benbasat ve arkadaşları, 1987) ve temelden (grounded research) (Corbin ve Strauss, 2008) veri incelemesi özelliğine sahip olup, bu strateji diğer araştırmacılar tarafından da önerilmiştir (Fitzgerald vd., 1985). ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 105 Çalışmamıza ilişkin giriş, motivasyon ve ilgili çalışmalar bu kısımda özetlendikten sonra, ikinci kısımda yöntem ve araştırma çerçevesi ortaya konulmuştur. Sonraki kısımda vaka analizi detaylandırılmış ve bulgular ortaya konularak çıkarımlar tartışılmıştır. Son kısımda sonuçlar ve ileriye dönük çalışma gündemimiz ortaya konulmuştur. 2. YÖNTEM VE ARAŞTIRMA ÇERÇEVESİ Konuyla ilgili çalışmalar, yazılım geliştirme projelerinde kullanılan araç ve yöntemler incelenmiştir. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde yöntem kelimesinin, iki tanımı bulunmaktadır. Birinci tanım: “Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika”dır. İkinci tanım ise: “Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot”dur. Literatürde ise yöntemin iki işlevinden bahsedilir: “bilişsel destek” ve “iş yapma desteği”. Yöntem, belli bir sistematiğe dayalı olarak, düzenli, açık bir şekilde ve kısıtlar dahilinde, düşünsel ve işlevsel destek sunarak, kullanıcının etkin ve verimli olmasına imkan sunar. Yapılan çalışmada niteliksel araştırma yaklaşımı kullanılmıştır. İki farklı proje grubu (P1 ve P2) üzerinden proje vaka çalışması yapılmıştır (Yin, 1989). P1, İşitme Engellilerin Eğitimi amaçlı bir web sitesi geliştirme projesidir. Proje ekibi üç kişiden oluşmaktadır (P1U1, P1U2, P1U3). Projeye başlamadan önce, üç ay ön hazırlık ve detaylı planlama yapılmıştır. Proje ekibi yazılım geliştirme konusunda tecrübelidir. Programlama tecrübesi ve teknik becerisi yüksek bir ekip üyesi (P1U1), teknik lider konumundadır. P2, Sürücüler için, Trafik Kazası Anlık Raporlama amaçlı mobil uygulama ve web sitesi geliştirme projesidir. Proje ekibi dört kişiden oluşmaktadır (P2U1, P2U2, P2U3, P2U4). Projeye başlamadan önce, yüzeysel bir hazırlık yapılmış, detaylı planlama dönemi geçirilmemiştir. Yazılım geliştirme konusunda tecrübesi azdır. Şekil 1 ve Şekil 2’de, projelere ilişkin arayüz örnekleri verilmiştir. SAYI: 2 106 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Şekil 1- P1 projesi arayüz örneği Şekil 2- P2 projesi arayüz örneği ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 107 Analiz ögesi olarak proje grupları kullanılmıştır (Benbasat vd.,1987). Gruplar araç ve yöntem seçimlerinde serbest bırakılmışlardır. Herhangi bir yönlendirme ve/veya müdahalede bulunulmamıştır. Araştırma veri kaynakları; proje dosyaları, proje toplantılarındaki gözlemler ve proje üyeleriyle mülakat olmak üzere çeşitlendirilerek, doğrulama üçgeni oluşturulmuştur (Jick, 1979). Veri toplama faaliyetleri yazarlardan birinin kontrolünde üçüncü bir kişiye yaptırılmıştır. Verilerin incelenmesinde ve bulguların ortaya çıkarılmasında, iki yazar karşılıklı olarak veri-bulgu-çıkarım döngüsünü belli bir kavramsal olgunlaşma sağlayıncaya kadar gerçeklemiştir. Veri kaynakları ve proje üyelerinin söylemleri üzerinden çıkarımlarla, iki özet tablo oluşturulmuştur. Tablo 1, araç ve yöntem seçimi ile ilgili karşılaştırmalı proje özelliklerini, Tablo 2 ise, projelerde kullanılanaraç/yöntemleri ve kullanım düzeylerini sunmaktadır. İnceleme, Proje Yönetimi, Planlama ve Analiz, Tasarım ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon olmak üzere dört kategori üzerinden yapılmıştır. Proje özellikleri ile, araç ve yöntem kullanımı arasındaki ilişkinin incelendiği çalışma, Şekil 3’deki gibi bir araştırma çerçevesinde incelenmiştir. Araç ve Yöntem P1: İşitme Engellilerin Proje Özellikleri Eğitimi amaçlı bir web sitesi Tecrübe düzeyi geliştirme projesi Gereksinimlerin belirsizlik durumu P2: Sürücüler için, Trafik Çözümün kapsam ve karmaşıklığı Kazası Anlık Raporlama Planlama ve ön hazırlık amaçlı mobil uygulama ve Proje Yöneti mi Planla ma ve Analiz Tasa rım ve Geliştir me web sitesi geliştirme projesi İletişim ve Dokü mantas yon Şekil 3- Araştırma Çerçevesi 3. VAKA ANALİZİ, BULGULAR ve ÇIKARIMLAR Vaka çalışmasında, projelerin özellikleri değerlendirilmiş, grupların kullandıkları araç ve yöntemler incelenmiştir. Araç ve yöntem seçimi ile ilgili proje özellikleri, karşılaştırmalı olarak Tablo 1’de özetlenmiştir; SAYI: 2 108 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Özellik Tecrübe düzeyi Gereksinimlerin belirsizlik durumu P1 P2 Yüksek, Lider odaklı Düşük, Ekip odaklı Düşük Çözümün kapsam ve karmaşıklığı Orta Planlama ve ön hazırlık Detaylı Yüksek Yüksek Yüzeysel Tablo 1-Araç ve yöntem seçimi ile ilgili karşılaştırmalı proje özellikleri P1: 3 kişiden oluşan proje ekibi, yazılım geliştirme konusunda tecrübelidir. Programlama tecrübesi ve teknik becerisi yüksek bir ekip üyesi (P1U1), teknik lider konumundadır. Projelendirme aşamasında, üç ay ön hazırlık ve detaylı planlama yapılmıştır. Gereksinimlerde belirsizlik düşüktür. Alan bilgisine sahip bir uzmandan görüş alınmış, ihtiyaç tanımlanmış ve netleştirilmiştir. Önemli bir kapsam değişikliği gerçekleşmemiştir. Proje süresi, detaylı ön hazırlık ile birlikte, 7 aydır. P2: 4 kişiden oluşan proje ekibinin yazılım geliştirme tecrübesi düşüktür. Rol ve sorumluluklar dengeli dağılmıştır. Projeye başlamadan önce, yüzeysel bir ön hazırlık yapılmış, detaylı planlama dönemi geçirilmemiştir. Proje kapsamı değişikliğe uğramıştır. Dışa (paydaşlara) bağımlılık (Sigorta şirketleri, Türkiye Sigorta Birliği (TSB), vb.) hem gereksinimlerdeki belirsizliğin, hem de çözümün karmaşıklığının artmasına neden olmuştur. Proje süresi 4 aydır. Araç ve yöntem kullanımına ilişkin inceleme, dört kategoriye ayrılarak yapılmıştır. Bu kategoriler: Proje Yönetimi, Planlama ve Analiz, Tasarım ve Geliştirme, İletişim ve Dokümantasyon’dur. Belirlenen kategorilerde kullanılan araç ve yöntemler aşağıda açıklanmıştır. Kategori 1: Proje Yönetimi, Araç ve Yöntemler: Her iki grup da Trello, açık kaynak kodlu proje yönetim aracını kullanarak projelerini yönetmişlerdir. Gruplara özel uygulamalar sırasıyla detaylandırılmıştır. P1: İş Kırılım Yapısı (WBS, Work Breakdown Structure) oluşturulmuş, proje kapsamı, sırasıyla, ana iş kalemleri, iş paketleri ve aktiviteler düzeyinde planlanmış, böylece detaylı bir aktivite listesi elde edilmiştir. Aktivitelerin sıralanması, kaynak ve süre tahmininin ardından ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 109 iş programı oluşturulmuş, MS-Project planlama aracı ile, Gantt Chart ve Network Diagram/PERT (Program Evaluation and Review Technique) tekniği kullanılarak izleme ve kontrol yapılmıştır. Detaylı bir Proje Yönetim Planı oluşturan grubun, bu plan bünyesinde geliştirdiği alt planlar şunlardır; Proje Beratı, Kapsam Bildirimi, İş Kırılım Yapısı, Aktivite Listesi, Network Diagram, İş Programı, Bütçe, Kalite Yönetim Planı, Tedarik Yönetim Planı, Risk Yönetim Planı ve Sorumluluk Atama Matrisi. Ayrıca Trello’da her ana iş kalemi için sekmeler oluşturulmuş, kartlar eklenerek iş paketleri görünür kılınmış, atanan grup üyesi ve işin durumu farklı renklerle etiketlenerek, sorumlu kişi ve tamamlanma durumuna dikkat çekilmiş, aynı zamanda aracın uyarı bildirimlerinden yararlanılmıştır. Diğer yandan Trello, bir depolama ve paylaşım aracı olarak da kullanılmış, iş programı gibi bazı dokümanlar bu araçta görüntülenebilmiştir. P2: İş Kırılım Yapısı oluşturulmuş, Trello’da ana iş kalemleri ve iş paketleri girilmiş, bu paketlerden bazılarına grup üyesi ataması yapılmıştır. Trello, bir doküman paylaşım aracı olarak kullanılmış, PhpMyAdmin, sql ve php uzantılı dosyalar ek olarak kartlara yüklenmiştir. Kategori 2: Planlama ve Analiz, Araç ve Yöntemler: P1: Projeye başlamadan önce, üç ay ön hazırlık ve detaylı planlama yapılmıştır. Proje ekibi ve proje yöneticisinin katıldığı periyodik toplantılarla proje kapsamı belirlenmiş, detaylı WBS hazırlanmış, kavramsal veri modellemesi, veri akış diagramı ve gereksinim analizleri yapılmıştır. İki adet anket düzenlenmiştir. İlk anket, kişilerin işaret dili ile ilgili farkındalık ve bilgi düzeyini anlamaya yöneliktir. Sosyal medya üzerinden paylaşılan, Google Drive kullanılarak yapılan ankete 506 kişi katılmıştır. İkinci anket ise, eğitime katılıma ilişkin ilgiyi anlamaya yöneliktir. Yine aynı araçla gerçekleştirilen ankete, 41 kişi katılmıştır. Eğitimle ilgili, içerik oluşturulması ihtiyacı oluşmuştur. Konuya hakim bir işaret dili çevirmeni/ eğitmeni ile görüşülerek, projeye dahil edilmiştir. Harici uzmandan alınan bu destekle, 10 haftalık (60 saat) bir eğitim planlanmıştır. Eğitim gerçekleştirilmiş, katılan 13 kişi sınavda başarılı olarak sertifikalarını almışlardır. Yapılan eğitimler kaydedilerek, web sitesinde içerik olarak kullanılmıştır. SAYI: 2 110 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ P2: Projeye başlamadan önce, yüzeysel bir planlama yapılmıştır. Proje ekibi ve proje yöneticisinin katıldığı toplantılarla, proje kapsamı belirlenmiş, yüzeysel bir WBS, iş programı ve sorumluluk atama matrisi hazırlanmıştır.Proje teklifinde, trafik kazalarını anlık raporlayan mobil bir uygulama geliştirme önerisi sunulmuş, planlama ve analiz bu yönde yapılmıştır. Sonrasında, proje sponsorunun, hem mobil, hem de web tarafının bulunduğu bir e-trafik sitesi geliştirilmesi talebiyle, proje kapsamı önemli ölçüde değişikliğe uğramıştır. Gereksinimlerdeki bu belirsizlik, proje ekibine yeniden planlama ihtiyacı ve ilave iş paketleri getirmiştir. Kategori 3: Tasarım ve Geliştirme, Araç ve Yöntemler: Her iki grup da Wordpress, açık kaynak kodlu blog/internet sitesi oluşturma aracını kullanmıştır. Wordpress, PHP, MySQL tabanlı bir içerik yönetim sistemidir. Her iki grup da, PhpMyAdmin kullanmıştır. PhpMyAdmin, açık kaynak kodlu, MySQL veritabanı yönetimini, web tarayıcı (browser) kullanarak sağlayan bir araçtır. P1: Tasarlanan web sitesi özelliklerine uygun, geliştirme araçları seçilmiştir. Wordpress, Netbeans ve Eclipse kullanılmıştır. Netbeans ve Eclipse, açık kaynak kodlu, kod geliştirme araçlarıdır (IDE, Integrated Development Environment). Sitenin yapımında büyük ölçüde Wordpress kullanılmıştır. Netbeans ve Eclipse, küçük yama işlemlerinde kullanılmıştır. Bu iki aracın kullanılmasındaki temel neden, bu araçların kodu tamamlama ve yazım hatalarını gösterme özellikleri ile “çalıştır” özelliği sayesinde, yazılan kodların yine aynı ortam üzerinde test edilme imkanı sunmasıdır. Bu iki araçla geliştirilen kodlar, test sonucu çalıştığından emin olunarak, Wordpress’e aktarılıp, işlenmiştir. Netbeans, HTML (HyperText Markup Language), PHP ve CSS (Cascading Style Sheets) ile, Eclipse ise Java ile kod geliştirilirken kullanılmıştır. Programlama becerisi yüksek olan ekip üyesi P1U1, diğer iki ekip üyesine, bu araçların kullanımına ilişkin eğitim vermiştir. Web sitesi için, MySQL veritabanı kullanılmış, PhpMyAdmin ile erişim ve yönetim sağlanmıştır. MySQL, açık kaynak kodlu, ilişkisel veritabanı yönetim sistemidir (RDBMS, Relational Database Management System). Ayrıca, Wordpress’in eklentiler (plug-ins) kısmından eklentiler kurulup, etkinleşARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 111 tirilmiştir. Bunlardan bazıları, Youtube, WP-Pro-Quiz,Google Analyticsve Wordfence Security’dir. Youtube eklentisiyle web sitesi üzerinden video paylaşımı yapılmıştır. WP-Pro-Quiz ile eğitim sonunda sınav hazırlanmıştır. Google Analytics ile web sitesi izlettirilerek ziyaretçi istatistikleri edinilmiştir. Wordfence Security ise güvenlik amaçlı bir eklenti olarak kurulmuş ve etkinleştirilmiştir. Bu sayede, siteye bir güvenlik duvarı eklenerek, trafiği izleyebilme, tarama yapabilme ve istenmeyen IP adreslerini engelleme imkanı elde edilmiştir. Yapılan güvenlik testi sonucunda, herhangi bir tehdit bulunmamıştır. P2: Geliştirilen uygulama, mobil tabanlı ve web tabanlı olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Rol ve sorumlulukların dengeli dağıldığı ekipte, web sitesi tarafında işyükü, P2U3 ve P2U4 arasında paylaşılmış, mobil tarafta ise işyükü, ağırlıklı olarak P2U1 ve P2U2 üzerinde olmuştur. Fonksiyonel olmayan bir prototip geliştirilerek, web sitesi tasarımı taslak olarak hazırlanmış, sonra fonksiyonellik eklenerek detaylandırılmıştır. Veritabanı tasarımı yapılmış, E-R diyagramı (Entity-Relationship/Varlık-İlişki modeli) çizilmiş, tablolar ve ilişkiler yaratılmış, web sitesi veritabanına bağlanarak işlevsellik kazandırılmıştır. Önce web ve veritabanı tasarımı yapılmış, ardından Android tasarımı yapılarak mobilin web’in veritabanına bağlanmasına karar verilmiştir. MySQL veritabanı kullanılmış, PhpMyAdmin ile erişim ve yönetim sağlanmıştır. Mobil tarafı için de, önce taslak, sonra detaylı tasarım yapılmıştır. Web servisler aracılığıyla, mobil taraf, direkt web tarafının veritabanına bağlanmıştır. Gereksinimlere uygun olarak, Wordpress, Eclipse, Notepad++, Xampp araçları seçilmiş ve kullanılmıştır. Araçların kullanımı P1U1 tarafından, P2 üyelerine hızlı bir eğitim şeklinde aktarılmıştır. Web tarafında kodlama, Notepad++ kullanılarak yapılmış, yazılan Php kodları, Xampp’a aktarılarak test edilerek, bir web tarayıcısında görüntülenerek doğruluğunun anlaşılması sağlanmıştır. Burada çalışan kodlar Wordpress’a aktarılıp, fonksiyonlara dönüştürülerek işlenmiştir. Yazılım geliştirme tecrübesi az olan grup, Wordpress’in sunduğu fonksiyonlardan yararlanarak, az eforla, hızlı ve kolay kod geliştirebilmişlerdir. Ayrıca, Wordpress’in Google Maps eklentisi (plug-in) kurulup, etkinleştirilmiştir. Bunun yanısıra, web sitesine mobil araçlarla giren ziyaretçileri tespit edip, otomatik olarak mobil SAYI: 2 112 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ siteye yönlendiren bir eklenti de kurulmuştur. Mobil tarafında ise Eclipse kullanılarak Android tabanlı kodlama yapılmıştır. Android uygulamasının arayüz tasarımları da bu araçla geliştirilmiştir. Mobil taraf, OCR (Optical Character Recognition) optik karakter tanıma ve Speech-to-Text (konuşmanın tanınıp, metne dönüştürülmesi) teknolojilerini içermektedir. Kategori 4: İletişim ve Dokümantasyon, Araç ve Yöntemler: P1: 3 kişiden oluşan proje ekibinde, programlama tecrübesi ve teknik becerisi yüksek ekip üyesi P1U1 teknik lider konumundadır. P1U1 ve P1U2’in katkıları tasarım ve geliştirme aşamasında, P1U3’ün katkısı ise, proje yönetimi ile planlama ve analiz kısmında öne çıkmıştır. Mobil araçlar üzerinden yazılı (e-posta, IM) ve sözlü (VoIP) iletişim kurulmuştur. Tüm proje ekibi, haftada bir gün, projenin genel gidişatının görüşüldüğü, kısa toplantılarla biraraya gelmiş, P1U1 ve P1U2 haftanın üç günü teknik konuların görüşüldüğü kod geliştirme toplantılarında buluşmuşlardır. Proje yönetimi ile ilgili dokümanların depolama ve paylaşımında, Google Drive ve Trello’da kullanılmış, ayrıca anket de Google Drive’da düzenlenmiştir. Anket sonuçları Google Drive tarafından analiz edilmiş, grafikler ile görselleştirilmiş, MS-Excel’e aktarılarak yazdırılabilir hale getirilmiştir. Ayrıca arayüzde bulunan yazışma kısmından çevrimiçi olan üyeler yazılı iletişim kurabilmişlerdir. Geliştirilen kodlar, hem Wordpress’e aktarılmış, hem de ekip üyelerinin kişisel bilgisayarlarında depolanmışlardır. P2: Mobil tabanlı ve web tabanlı olmak üzere iki kısımdan oluşan projenin iletişimi de iki kısımda yürütülmektedir. Web sitesi kısmında tüm ekip (yoğunlukla P2U3 ve P2U4) iletişim halindeyken, mobil tarafta iletişim P2U1 ve P2U2 arasında yoğunluktadır. İletişim, mobil araçlar üzerinden yazılı (e-posta, IM) ve sözlü (VoIP) olarak sağlanmıştır. Tüm proje ekibi, haftada iki gün, projenin genel gidişatının görüşüldüğü, kısa toplantılarla biraraya gelmiş, P2U1 ve P2U2 ihtiyaç duyulan sıklıkta teknik konuların görüşüldüğü kod geliştirme toplantılarında buluşmuşlardır. Proje yönetimi ile ilgili az sayıda doküman Trello’da depolanmıştır. Geliştirilen kodlar içinse, herhangi bir depolama işlemi yapılmamış, direkt olarak Wordpress’e aktarılmıştır. ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 113 Bulgular, yukarıdaki dört kategori çerçevesinde Tablo 2’de özetlenmiş, araç ve yöntem seçimleri ilekullanım düzeyleri“Düşük (1), Orta (2) veya Yüksek (3)” olarak değerlendirilmiştir. P1 Kategori 1: Kategori 2: Kategori 3: Kategori 4: Proje Yönetimi Planlama ve Analiz Tasarım ve Geliştirme İletişim ve Dokümantasyon Trello (2) WBS (3) Toplantı (2) WordPress (3) Toplantı (2) Google Drive (2) Eclipse (1) MS-Project (2) Gantt Chart (2) E-R Diagram (2) Netbeans (1) E-posta, IM, VoIP(3) Veri Akış Diagramı (DFD) (2) PhpMyAdmin (1) Google Drive (3) MySQL (1) Trello (2) Google Analytics (1) MS-Excel (1) Network Diagram/ PERT(1) ProjeYönetim Planı(2) P2 Trello (1) Toplantı (2) Prototip (2) Toplantı (2) WBS (2) E-R Diagram (2) WordPress (2) Gantt Chart (1) Prototip (2) Eclipse (2) E-posta, IM, VoIP (3) Notepad++ (2) Trello (1) Xampp (2) PhpMyAdmin (1) MySQL (1) Kullanım seviyesi (3) Yüksek, (2) Orta, (1) Düşük Tablo 2-Seçilen araç/yöntemler ve kullanım seviyeleri Her iki projeye bütün olarak bakıldığında, P1’in, araç ve yöntem çeşitliliğinin, P2’ye göre daha fazla olduğu ve daha kapsamlı kullanıldığı tespit edilmiştir. Kategoriler özelinde bakıldığında ise, Kategori 1’de, araç/ yöntem kullanımında ciddi bir farklılık görünmemektedir. P1’de, detaylı proje planlaması yapılması ve tecrübeli bir ekip olmasından kaynaklanan küçük bir fark sözkonusudur. P2 daha yüzeysel planlama yapmıştır. Kategori 2’de, ön hazırlık dönemi geçiren P1’in, gereksinimlerin belirlenSAYI: 2 114 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ mesi sürecinde kullandığı araçlar, P2’ye kıyasla daha çeşitli ve kapsamlıdır. P2’nin prototip kullanması ise, bir gereklilikten kaynaklanmaktadır. P2, tecrübesi düzeyi düşük bir ekip olduğundan ve teknik oryantasyonlu, dar-fonksiyonel bir düşünme ile hareket ettiğinden, ihtiyacı anlamakta zorlanmış ve prototip kullanmıştır. Gereksinimlerdeki belirsizlik ile çözümün kapsam ve karmaşıklığının yüksek olması da, prototip kullanma ihtiyacını desteklemiştir. Kategori 3’de, Kategori 1 gibi, proje özellikleri açısından düşünüldüğünde, kayda değer bir farklılık gözlenmemiştir. Bu durum, projelerin teknik anlamda birbirinden çok farklı olmamasıyla ilişkilendirilebilir. Kategori 4’te, P1’in, P2’ye kıyasla daha kapsamlı çalışma yaptığı ve doküman paylaşımında ilave alternatif araçlar (bulut) kullandığı tespit edilmiştir. P2’de, roller ve sorumluluklar dengeli paylaşılmıştır. P1’de ise, lider tek bir ekip üyesine bağımlılık sözkonusudur. P1’in lider odaklı bir ekip olması ve detaylı planlama/ön hazırlık yapması, kullanılan araç çeşitliliğinde farklılığa yol açmasında bir faktör olarak irdelenebilir. 4. SONUÇ P1 projesinde, planlama ve ön hazırlığın detaylı olması, bilgi ve gereksinimlerdeki belirsizliğin kontrol edilmesini sağlama noktasında önem arz etmektedir. Araç ve yöntem seçimi ve kullanımının bilinçli yapıldığı görülmektedir. P2’de ise, yüzeysel planlama ile, iyi tanımlanmamış, belirsizliği yüksek bilgi gereksinimleri ve ekip üyelerinin tecrübesizliği, araç ve yöntem seçim stratejisinde bilinçli tercih yapmak yerine, tekrarlı (“iterative”) yöntem ve prototip kullanılması çözümünü beraberinde getirmiştir. Bu da, literatürdeki diğer çalışmalarla örtüşmektedir (Davis, 1982; Baskerville and Stage. 1996). P1 yüksek bir bilinçle, P2 daha deneysel, buluşsal, anlık ve hazırlıksız (ad-hoc) gerçekleştirilmiştir. Dışa bağımlılığın ve gereksinimlerde belirsizliğin yüksek olduğu P2 projesinde, sorun/ çözüm belirsizliğine yaklaşım, sorunu parçalamak, önceliklendirmek, çözmek şeklinde olmuştur. Böylece, belirsizliğin yüksek olduğu, projenin bütün olarak detaylandırılamadığı dönemlerde, kısmi çözüm geliştirilerek ilerleme kaydedilmiş, prototip üretimi ile de süreç desteklenmiştir. ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 115 Belirsizliğin düşük olduğu P1 projesinde ise ekip, konuya ve çözümün sınırlarına hakimdir. Alan bilgisine sahip uzman, belirsizliğin giderilmesinde önemli bir unsur olarak kullanılmıştır. P1 projesinde, sorun/çözüm belirsizliğine yaklaşım, sorunu bütün olarak detaylandırmak, planlamak ve çözmek şeklinde olmuştur. Araç/yöntem çeşitliliğinin, ihtiyaca karşılık ortaya çıktığı ve P1’in P2’ye nazaran daha etkin araç kullandığı görülmüştür. İleriki çalışmalarda, lider odaklı ekiplerin, araç/yöntem seçimine etkisi daha da irdelenebilir. Her iki projede geliştirilen ürünlerin, operasyona devredildikten sonraki hayat döngüsü izlenememiştir. Dolayısıyla, gereksinimleri karşılama düzeyi ölçülememiştir. Proje özelliklerine uygun seçilen araç ve yöntemlerin, uygun şekilde uyarlanarak kullanılmasının proje başarısına etkisi, gelecek araştırma konusu olarak gündemimizdir. KAYNAKÇA Avison, D. E., & Fitzgerald, G. (2003). Where now for development methodologies?. Communications of the ACM, 46(1), 78-82. Aydin, M. N., & Harmsen, F. (2002). Making a method work for a project situation in the context of CMM. In Product focused software process improvement (pp. 158-171). Springer Berlin Heidelberg. Baskerville, R. L., & Stage, J. (1996). Controlling prototype development through risk analysis. Mis Quarterly, 481-504. Benbasat, I., Goldstein, D. K., & Mead, M. (1987). The case research strategy in studies of information systems. MIS quarterly, 369-386. Brinkkemper,S.(1996).Method engineering: engineering of information systems development methods and tools. Information and software technology, 38(4), 275-280. Corbin, J., & Strauss, A. (Eds.). (2008). Basics of qualitative research: Techniques and procedures for developing grounded theory. Sage. SAYI: 2 116 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Crawford, L. (2005). Senior management perceptions of project management competence. International journal of project management, 23(1), 7-16. Davis, G. B. (1982). Strategies for information requirements determination. IBM systems journal, 21(1), 4-30. DeLone, W. H., & McLean, E. R. (1992). Information systems success: the quest for the dependent variable. Information systems research, 3(1), 60-95. Eisenhardt, K. M., & Graebner, M. E. (2007). Theory building from cases: opportunities and challenges. Academy of management journal, 50(1), 25-32. Fitzgerald, G., Hirschheim, R. A., Mumford, E., & Wood-Harper, A. T. (1985). Information systems research methodology: An introduction to the debate. Research methods in information systems, 3. Fitzgerald, B. (1997). The use of systems development methodologies in practice: a field study. Information Systems Journal, 7(3), 201-212. Harmsen, Anton Frank. “Situational method engineering.” University of Twente, Doktora Tezi (1997). Hartman, F., & Ashrafi, R. (2002). Project management in the information systems and information technologies. Project Management Journal, 33(3), 5-15. Henderson-Sellers, B. (2006, May). Method Engineering: Theory and Practice. In ISTA (pp. 13-23). Jick, T. D. (1979). Mixing qualitative and quantitative methods: Triangulation in action. Administrative science quarterly, 602-611. Kitchenham, B. A. (1996). Evaluating software engineering methods and tool part 1: The evaluation context and evaluation methods. ACM SIGSOFT Software Engineering Notes, 21(1), 11-14. ARALIK 2014 YAZILIM GELİŞTİRME PROJELERİNDE KULLANILAN VE YÖNTEMLERİNİN İNCELENMESİ LEGES INFORMAARAÇ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ • 117 Nuseibeh, B., & Easterbrook, S. (2000, May). Requirements engineering: a roadmap. In Proceedings of the Conference on the Future of Software Engineering (pp. 35-46). ACM. Pich, M. T., Loch, C. H., & Meyer, A. D. (2002). On uncertainty, ambiguity, and complexity in project management. Management science, 48(8), 1008-1023. Ralyté, J., Deneckère, R., & Rolland, C. (2003, January). Towards a generic model for situational method engineering. In Advanced Information Systems Engineering (pp. 95-110). Springer Berlin Heidelberg. Ter Hofstede, A. H. M., and Th P. Van Der Weide. “Formalization of techniques: chopping down the methodology jungle.” Information and Software Technology 34.1 (1992): 57-65. Tsumaki, T., & Tamai, T. (2006). Framework for matching requirements elicitation techniques to project characteristics. Software Process: Improvement and Practice, 11(5), 505-519. van Slooten, K., & Hodes, B. (1996). Characterizing IS development projects. In Method Engineering (pp. 29-44). Springer US. Yin, R. K. (1989). Case Study Research: Design And Methods (Applied Social Research Methods) Author: Robert K. Yin, Publisher: Sage Publicat. SAYI: 2 118 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ VERİ MADENCİLİĞİ YÖNTEMLERİ İLE GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ Metin ZONTUL İstanbul Aydın Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yazılım Mühendisliği Bölümü [email protected] Zeynep YURTTAŞ ELABİAD İstanbul Gelişim Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Tek. Bölümü [email protected] ÖZET Gün geçtikçe mobil telefon kullanımı artmaktadır. Dolayısıyla, GSM şirketleri arasındaki rekabet artmakta olup bu şirketler yeni kampanyalarla rakip şirketlerin müşterilerini kazanmaya çalışmaktadır. Mobil telefon numaralarının taşınabilmesine izin verilmesiyle birlikte pek çok müşteri, numarasını diğer GSM operatörüne taşımaktadır. Bu sebeple, müşterilerin hangi şartlar altında numarasını taşıdığını tespit etmek önem arz etmektedir. Bu çalışmada, müşterilerin hangi şartlar altında numara değiştirdiğini tespit etmek amacıyla web tabanlı bir online anket kullanılmıştır. Bu anket üzerinden elde edilen veriler üzerinde, veri madenciliği algoritmalardan j48 karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması WEKA yazılımı kullanılarak uygulanmıştır. Yapılan çalışmadaki sonuçlara göre, faturalı hatta sahip kullanıcılar, memnuniyet konusunda, faturasız hat sahiplerine göre daha hassas durumda oldukları, memnuniyetsiz olma durumunda, kullanılan GSM hattını başka bir operatöre taşıma isteklerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca, memnun olmama durumunda daha önce numarasını taşımış kullanıcıların numarasını hiç taşımamış olan kullanıcılara oranla numara taşıma ihtimali daha fazla olduğu belirlenmiştir. Yani daha önce hat taşıma işlemi yapan kullanıcılar, GSM firmaları için ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 119 risk grubu olarak görülmektedir. GSM firmalarının müşteri kaybı yaşamamaları için, yöneticilerin müşteri sadakatini artırıcı önlemler almaları yerinde olacaktır. Web tabanlı anket sistemini veri madenciliği ile birlikte kullanılarak, GSM dışındaki sağlık, turizm ve eğitim gibi sektörlerde de müşteri sadakati ve kaybı analizi yapmak mümkündür. Anahtar Kelimeler: Veri Madenciliği, J48, Apriori, WEKA, GSM, Müşteri Memnuniyet Analizi GSM CUSTOMER SATISFACTION ANALYSIS BY USING DATA MINING METHODS SUMMARY The usage of mobile phones is increasing over the years. Therefore, while the competition among GSM companies is rising, these companies try to acquire the customers of each other’s by new campaigns. Since mobile number portability is allowed, many mobile telephone users change from one GSM operator to another. Thus, it is important to determine why GSM customers transfer their mobile numbers to another operator. In this study, statistically reliable an online survey is used for this purpose. On this survey data, j48 decision tree algorithm and apriori association rule algorithm are applied by WEKA software. According to the study results, it is observed that the postpaid GSM users are more willing to transfer their numbers than the prepaid GSM users in case of dissatisfaction. Moreover, it is determined that the probability of number transferring of the users who have transferred their numbers once is higher than that of the users who have never transferred. So, the users who have transferred their numbers once are in risky group for GSM companies. In order to prevent GSM companies from losing their customers, the managers have to take the necessary precautions to increase customer’s loyalty. It is also possible to analyze the customer satisfaction and loss in other sectors such as SAYI: 2 120 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ health, tourism and education rather than GSM by using data mining on online survey data. Keywords: Data Mining, J48, Apriori, WEKA, GSM, Customer Satisfaction Analysis GİRİŞ Zaman ilerledikçe teknolojik açıdan birçok alanda ilerlemeler sağlanmıştır. Teknolojinin gelişmesi beraberinde gereksiz verilerin çoğalmasına neden olmakla birlikte, bu verilerin tutulduğu veri tabanlarını birer veri çöplüğü haline getirmektedir. Bu gereksiz veriler veri tabanlarında ciddi boyutlarda yer tutup, istenilen verilere erişmekte zorluk çekilmesine neden olmaktadır. Veri tabanlarındaki artış, insanları çözüm bulmaya ve işe yarar bilgiyi ortaya çıkarmaya yöneltmiştir. Bu arayış Veri Tabanlarında Bilgi Keşif Süreci olarak adlandırılmaktadır. Bu süreç içerisinde bilgiyi edinmek için veri madenciliğinden yararlanılmaktadır. Literatürde veri madenciliği alanında son yıllarda giderek artan çalışmalarla doğru orantılı olarak müşteri ilişkileri yönetiminde de veri madenciliği sıklıkla kullanılmaktadır. Müşteri memnuniyetine etki eden faktörleri veri madenciliği algoritmaları ile değerlendirme konulu yayında, 301 kişiden alınan memnuniyet veya memnuniyetsizlik tabanlı bilgileri karar ağacı algoritması olan C5.0 algoritması ve kümeleme analizi algoritması olan K-means ile işlenmiştir (Çınar ve Silahtaroğlu, 2012). Veri madenciliği teknikleriyle bir kozmetik markanın ayrılan müşteri analizi ve müşteri bölümlemesini konu alan bir makalede, WEKA programı kullanılarak Naive Bayes, Lojistik Regresyon, ID3, J.48, JRIP, PART, Yapay Sinir Ağları algoritmaları müşteri verilerine uygulanmıştır. Bu çalışma için ayrılan müşteri analizine en uygun algoritmanın J.48 olduğu saptanmıştır (Aydoğan, Gencer ve Akbulut, 2008). ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 121 Türkiye’de telekomünikasyon alanında olan büyük bir firmanın ayrılma ihtimali olan müşterilerinin profili belirlenerek pazarlama stratejileri geliştirmek ve kaybı önlemek amacıyla veri madenciliği algoritmalarından yararlanılmıştır. Karar ağaçları ve Lojistik Regresyon Analizi kullanılmıştır (Gürsoy, 2010). Pekko Vehviläinen, Kimmo Hätönen ve Pekka Kumpulainen’in, 2003 yılında, dijital mobil telekomünikasyon ağ kalitesi analizinde veri madenciliği başlıklı yayınlanan makalesinde, sınıflama içerisinde kullanılan karar ağaçlarının temelini oluşturan CART algoritması ve kümeleme algoritması olan SOM kullanılmıştır. Veri madenciliği algoritmalarının bu çalışma içerisinde sorunsuz bir şekilde analiz edildiği belirtilmiştir (Vehviläinen, Hätönen ve Kumpulainen, 2003). Bu çalışmada, GSM alanındaki işletmelerin müşteri memnuniyet analizi için güvenilir kaynaklı bir web tabanlı anket yardımıyla kişinin kendisinden edinilen veriler üzerinde veri madenciliği algoritmalarından j48 karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması WEKA yazılımı kullanılarak uygulanmıştır. Bu çalışma, müşteri kayıplarını önleme ve müşteri sadakatini arttırmak açısından GSM firma yöneticilerinin karar alma süreçleri için faydalı sonuçlar verebilmektedir. MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİNDE VERİ MADENCİLİĞİ Günümüzde birçok farklı alan sektörleri gerek artan rekabet, gerekse müşteri ilişkileri yönetimini sağlayabilmek için verilerini düzenli olarak veri tabanlarında tutmaya başlamıştır. Bu veri tabanlarındaki veriler arasında bulunan ilişkiler, örüntüler, değişiklikler, sapma ve eğilimler, belirli yapılar gibi ilginç bilgilerin keşif süreci veri madenciliği olarak adlandırılmaktadır. Veri madenciliğinde kullanılan yöntem ve araçlar, çok kısa zamanlarda işin niteliğine yönelik stratejik soruları cevaplamada yardımcı olurlar. Ham veride gizli kalmış olan örüntüleri ve ilişkileri tahmini bilgilere dönüştürebilirler (Yan vd., 2001). SAYI: 2 122 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ İşletme sayısı arttıkça firmaların müşteri ile ilişkileri çok önemli bir durum haline gelmiştir. Müşteri memnuniyetinin ve müşteri sadakatinin sağlanabilmesi için artan rekabet piyasasında müşteriyi elde tutmak, firma menfaati açısından gerekebilmektedir. Churchill ve Suprenant (1982), müşteri memnuniyetini, alıcının satın aldığı üründen beklediği performansa karşılık elde ettiği sonuç ile katlandığı maliyeti değerlendirmesinin bir sonucu olduğunu belirtmiştir. Firmalar müşteri memnuniyetine sadece yeni müşterileri kazanmak için değil, var olan müşterilerinin kaybını engellemek için de müşteri sadakatini kazanmaları açısından gerekli önemi göstermelidir. Firma sayısının artması, firma farkındalıklarının ortaya çıkarılması, daha kaliteli ve daha ekonomik başka bir opsiyonun ortaya çıkması müşteri kaybedilmesini kolaylaştırabilen unsurlardır. Eğer bir müşteri, ilgili firmayla üyelik anlaşmasını sonlandırırsa ve başka bir rakip firmanın müşterisi haline gelirse bu müşteri kaybedilmiş müşteridir (Richeldi ve Perrucci, 2002). Firmalar, hangi müşteri türlerinin kaybedilme riski olduğunu daha önceki verileri analiz ederek çıkarım yapabilmektedir. Firmalar, kaybedebilme riski olan müşterileri veri madenciliği yoluyla tanımlayıp, geri kazanma yollarını bu çıkarımlara göre belirleyebilmektedir. Müşteri kaybı, kaybın çok kolay gerçekleştiği firmalar için önemli bir problemdir. Örnek olarak bankalar, sigorta şirketleri ve telekomünikasyon firmaları verilebilir (Yan vd., 2001). Kim ve arkadaşları (2006) Kore’de Network hizmetleri ile ilgili çalışmalarında müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini pozitif olarak etkilediğini belirtmişlerdir. Venkatesh ve arkadaşları (2002) internet pazarlaması ile ilgili çalışmalarında müşterilerin sadakati ile memnuniyetleri arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğunu saptamışlardır. Türkiye’de GSM sektöründe yapılan bir çalışmada da müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında güçlü bir ilişkinin varlığı belirlenmiştir (Arasıl, 2004). GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET ANALİZİ Anketin amacı, farklı yaş ve cinsiyetlerdeki insanların GSM alışkanlıklarının yanı sıra müşteri memnuniyetini sağlayan veya sağlayamayan ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 123 unsurları belirlemektir. Anket sonucunda elde edilen veriler, veri madenciliği amacıyla günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan WEKA programı ve algoritmaları ile analiz edilerek müşteri kaybının nelere bağlı olduğu ve nelerle ilişkili olduğu saptanmıştır. Anket online ortamda hazırlanarak kişilerin istediği zaman aralığında kendilerini herhangi bir zorunda olma duygusu hissettirilmeden ankete tutarlı cevap vermelerini sağlamaktadır. Kullanılan anket sisteminde kişilerin aynı IP’ den girilmesi engellenerek anket tutarlılığı arttırılmıştır. Anket soruları çoktan seçmeli, açık uçlu ve likert ölçek tipli sorulardan oluşmaktadır. Uygulanan anket 21 adet sorudan oluşmakta ve GSM hat memnuniyetine göre soru yönlendirmesi olup kişilerden 20 adet soruya internet üzerinden cevap verilmeleri istenmektedir. Anket verileri Ocak 2013- Haziran 2013 tarihlerinde toplanması 6 ay sürüp, gereksiz veriler temizlendikten sonra 615 kişinin verisi istatistiğe alınmıştır. Eksiksiz cevap vermiş 613 katılımcının verileri bu analizde kullanılmıştır. Anketin hedef kitlesi olarak üniversite öğrencileri ve genel olarak öğrenci çevresinde bulunan aile, arkadaş grubu alınmıştır. Anket sorularının içerisinde kimlik bilgilerini taşıyan sorular sorulmamıştır. Ankette, demografik sorular dışında likert tipi ölçekle ölçülmüş 3 madde yer almaktadır. Güvenilirlik analizinin uygulanması için yeterli sayıda madde bulunmadığından güvenilirlik analizi yapılmamıştır. Çünkü güvenilirlik analizi çok sayıda maddenin tek bir konuyu ölçme yeteneğini göstermektedir. 3 maddeye uygulanacak güvenilirlik analizi sonucu tesadüfilikten kaynaklanması muhtemeldir. Bu nedenle literatürde en az 20 maddede likert ölçeğinin kullanıldığı anketlere güvenilirlik analizi yapılabileceği söylenmektedir (KALAYCI, 2010). Anket soruları istatistik konusunda uzman GÜLPINAR ve ALTAŞ’ın (2013) çalışmasından faydalanarak oluşturulmuştur. Böylece, anket hazırlamada ortaya çıkabilecek hatalardan kaçınılmış ve güvenli bir yol izlenmiştir. Anket sorularına “https://tr.surveymonkey.com/s/N78LLFC” adresinden erişim sağlanabilir. Anketin orijinalinde bulunan 13, 14, 15, 19 ve 20 numaralı sorular WEKA ile analizleri zor olduğu için değerlendirme dışı bırakılmıştır. Sonuç olarak, 23 öznitelikten oluşan ve 615 online anket katılımcısından SAYI: 2 124 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ 613 tutarlı olarak edinilen veriler, veri madenciliği programı olan WEKA ile analiz edilmiştir. Analiz sırasında karar ağacı algoritması olan j48 ve birliktelik kuralları çıkarımı için apriori algoritması kullanılmıştır. Anket daha fazla kişi üzerinde yapılması durumunda modelden daha kesin sonuçlar elde edilebilir. Bu algoritmalarda kullanılan niteliklerin istatistiği ekte Tablo A.1’de verilmiştir. Karar Ağacının Oluşturulması Web tabanlı anket sistemiyle elde edilen ve excel dosyasında tutulan veriler, veri madenciliği ile analiz edilmeden önce eksik ve hatalı verilerden temizlenmiştir. Özellikle anket soruları içerisinde yer alan GSM türüne göre paket isimleri sorusu açısından paketlerin sürekli güncellenmesi, çok sayıda paket olması, aynı anda farklı paketlere sahip olabilmeleri ve GSM hat sahiplerinin kullandıkları paket isimlerini bilmemeleri ya da eksik bilmelerinden dolayı WEKA programı ile uygulama esnasında GSM paket türü verileri anketin tutarlılığını korumak açısından çıkarılmıştır. Temizlenen veriler .csv uzantısına çevrilerek WEKA programının anlayacağı hale getirilmiştir. J48 algoritmasının sınıflayıcı panelinde bulunan karar ağacı, görsel bir şekilde de gösterilebilmektedir. Görsel bir şekilde gösterim, daha anlaşılır ve açıklayıcıdır. Aşağıda bulunan Şekil 1’de görsel karar ağacı görülmektedir. Şekil 1’de ilk dallanma anket katılımcılarının GSM hatlarından memnuniyet durumunu göstermektedir. İkinci dallanmadan itibaren GSM hatlarından memnun olmayanların durumunu göstermektedir. İkinci dallanma da memnun olmayan GSM hat kullanıcıların daha önceden numara taşıma işlemi gerçekleştirip gerçekleştirmediği durumunu; üçüncü dallanmada GSM hatlarına sahip olma sürelerini; dördüncü dallanmada ise operatör türünü ve abonelik türünü göstermektedir. İlk dallanmada GSM hat sahibi 613 kişinin 510’u GSM hattından memnun olduğu, bunların sadece 23’ünün taşıma istediğini, geriye kalan 487 kişinin taşıma istemediği görülmektedir. ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 125 İkinci dallanmada GSM hatlarından memnun olmayanların daha önceden numara taşıma durumu gözükmektedir. Daha önceden numara taşıma işlemi yapmış ve hatlarından memnun olmayan 40 kişinin 5’i numarasını taşımak istemediğini, geriye kalan 35 kişinin numarasını taşımak istediği görülmektedir. Üçüncü dallanmada GSM hattından memnun olmayan ve daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış kişilerin hatlarına sahip olma süreleri gözükmektedir. GSM hatlarına 1 yıldan daha az sürede sahip kişiler, abonelik türüne göre yapraklara ayrılmıştır. Faturalı ve 1 yıldan daha az sürede GSM hattına sahip olan kişiler memnun olmasalar da taşıma işlemi yapmak istedikleri gözükmektedir. Fakat faturasız GSM hat kullanıcıları numara taşıma işlemi yapmak istemedikleri gözükmektedir. Memnun olmayan ve daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış,1-3 yıl arasında GSM hatlarına sahip kişiler, numara taşıma işlemi yapmak istedikleri 24/4 oranda belirtilmiştir. Yani aynı GSM hattına 1-3 yıl arasında sahip olan 24 kişinin 4’ü hariç geriye kalan 20 kişi numara taşıma işlemi yapmak istemediği görülmektedir. 3-5 yıl arasında GSM hattına sahip, memnun olmayan ve daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış kişilerden Turkcell ve Avea hat kullanıcıları numara taşıma işlemi istediğini, Vodafone kullanıcıları ise taşımak istemediğini belirtmiştir. 6 yıldan fazla Turkcell GSM hattına sahip kişiler, numara taşıma işlemi yapmak istemedikleri, fakat 6 yıldan fazla Vodafone ve Avea kullanıcılarının numara taşıma işlemi yapmak istedikleri gözükmektedir. Sonuç olarak; GSM hat kullanıcıları memnuniyet durumunda müşteri sadakati gösterdiği görülmektedir. Memnun olmama durumunda ise faturalı GSM hattına sahip kişiler, faturasız hat sahiplerine göre numara taşıma işlem eğilimi daha fazla olduğu görülmektedir. Daha önceden numara taşıma işlemi yapmış kişiler, daha önceden numara taşıma işlemi yapmamış kişilere nazaran GSM numara taşıma işlemi eğilimi daha fazladır. Memnun olmayan ve numara taşıma işlemi yapmamış kişiler kendi aralarında alışkanlık, çevresel faktörler vb. gibi durumlardan dolayı numara taşıma işlemi isteği farklılık gösterse de, numarasını daha önceden taşımış kişiler, memnuniyetsizlik durumunda GSM hatlarını net bir şekilde taşıma isteğini belirtmiştir. SAYI: 2 126 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Şekil 1. J48 Algoritması Görsel Karar Ağacı ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 127 Apriori Algoritmasının Uygulanması Apriori algoritmasının uygulanması aşamasında öznitelik sayısı, hangi özniteliklerin kullanılacağı, minimum güven ve minimum destek oranı, kaç adet öğe setinin inceleneceği ihtiyaca göre seçilebilmektedir. Bu apriori uygulamasında karar ağacı uygulanan aynı veri ve özniteliklere, apriori birliktelik kuralı algoritması uygulanmıştır. Apriori Algoritması uygulamasının sonucunda çıkan bazı birliktelik kuralları ve istatistiksel değerlerine ait güven oranı çoktan aza doğru olacak şekilde aşağıda Tablo 1’de sıralanmıştır. Bu kurallar çok ilginç sonuçlar vermektedir. GSM hattından memnun 510 kullanıcından 487’si, 0.95 güven oranı ile hattını taşımak istemediği yani müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati doğru orantılı olduğu anlaşılmaktadır (Kural 2). 6 yıldan fazla GSM hattına sahip ve daha önce numarasını taşımamış olan 171 müşterinin 161’i, 0.94 güven oranı ile hattını başka bir GSM operatörüne taşımak istemediği görülmüştür (Kural 3). GSM hattını başka operatöre taşımak istemeyen 207 faturalı hat kullanıcının 199’u, 0.96 güven oranı ile hattından memnunken (Kural 1), başka operatöre hattını taşımak istemeyen 306 faturasız kullanıcının 288’i 0.94 güven oranı ile GSM hattından memnun olduğu görülmüştür (Kural 4). Turkcell GSM hat müşterisi olan 352 kişiden 287’si, 0.82 güven oranı ile aynı anda GSM hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını başka operatöre taşımak istemediği görülmüştür (Kural 9). Avea GSM hat müşterisi olan 131 kişiden 103’ü, 0.79 güven oranı ile aynı anda GSM hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını başka bir GSM operatörüne taşımak istemediği görülmüştür (Kural 10). Vodafone GSM hat müşterisi olan 130 kişiden 97’si, 0.75 güven oranı ile aynı anda kullandığı hattından memnun olduğu gözükmekte ve numarasını başka operatöre taşımak istemediği görülmüştür (Kural 11). Hattını başka operatöre taşımak istemeyen faturasız GSM hat kullanıcısı olan 306 kişinin 220’sinin 0.72 güven oranı ile daha önceden numarasını taşıma işlemi yapmadığı görülmüştür (Kural 12). SAYI: 2 128 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ Tablo 1. Apriori Algoritması Kuralları ve Güven Oranları No Kural 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 aboneliktur=Faturali tasimaister=Hayir 207 ==> memnuniyet=Evet 199 memnuniyet=Evet 510 ==> tasimaister=Hayir 487 sure=6 yildan fazla notasima=Hayir 171 ==> tasimaister=Hayir 161 aboneliktur=Faturasiz tasimaister=Hayir 306 ==> memnuniyet=Evet 288 notasima=Evet memnuniyet=Evet 174 ==> tasimaister=Hayir 160 sure=6 yildan fazla operator=Turkcell 137 ==> notasima=Hayir 124 operator=Turkcell 352 ==> memnuniyet=Evet 299 aboneliktur=Faturasiz 362 ==> tasimaister=Hayir 306 operator=Turkcell 352 ==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 287 operator=Avea 131 ==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 103 operator=Vodafone 130 ==> memnuniyet=Evet tasimaister=Hayir 97 aboneliktur=Faturasiz tasimaister=Hayir 306 ==> notasima=Hayir 220 aboneliktur=Faturasiz 362 ==> operator=Turkcell memnuniyet=Evet 202 tasimaister=Hayir 513 ==> notasima=Evet memnuniyet=Evet 160 ARALIK 2014 Güven Oranı (Confidence) 0.96 0.95 0.94 0.94 0.92 0.91 0.85 0.85 0.82 0.79 0.75 0.72 0.56 0.31 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 129 GSM hattını taşıma işlemi yapmak istemeyen 513 kişiden 160’ı, daha önceden numara taşıma işlemi yapmış olup hatlarından memnuniyetleri 0.31 düşük güven oranı ile görülmüştür (Kural 14). Apriori algoritmasının kuralları, öznitelikler başta olmak üzere destek ve güven ölçüt oranı değiştirilerek 10000’lerce kural elde edilebilmektedir ya da istenilen oranlar dahilinde kural sayısı kısıtlanabilmektedir. Apriori Algoritması Güven Oranı Hesabı WEKA programı sayesinde birliktelik kuralı algoritması olan Apriori algoritmasının uygulanması sonucunda elde edilen Tablo 1’den örnek olarak seçilmiş ikinci kuralın ölçü değerlerinin hesaplanması aşağıdaki şekildedir: memnuniyet=Evet 510 ==> tasimaister=Hayir 487 <conf:(0.95)> Toplam katılımcı sayısı 613 olan hat kullanıcısı bilgilerine göre, GSM hattından memnun olan 510 hat sahibinin, 487’si numarasını başka bir GSM operatörüne taşımak istememektedir. Bu verilere göre; Güven (Confidence) değeri; Güven( X → Y ) = sayý( X , Y ) sayý( X ) Conf: 487/510 = 0,954 şeklinde hesaplanmaktadır. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu çalışmada hazır veri yerine, 615 GSM hattı sahibinin online bir şekilde katıldığı anketten 21 sorudan memnuniyet durumuna göre yönlendirme yapılarak soruların 20’sine cevap verilmeleri istenmiş ve gerekli SAYI: 2 130 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ veriler veri madenciliği analizi için toplanmıştır. Sorular üzerinden 23 öznitelik belirlenmiş ve bu verilerin analizi için WEKA yazılımı üzerinde j48 karar ağacı algoritması ve apriori birliktelik kuralı algoritması kullanılmıştır. Anket sonuçlara göre, faturalı hat kullanıcıları, memnuniyet konusunda, faturasız hat kullanıcılarına göre daha hassas durumda olup, memnuniyetsiz olma durumunda, kullanılan GSM hattını başka bir operatöre taşıma eğilimi daha fazla olduğu görülmektedir. GSM firmalarından Turkcell, en eski GSM firması olması nedeniyle 6 yıldan fazla hat sahiplerinin memnun olmama durumunda bile numaralarını taşımadıkları için müşteri kaybı açısından risk taşımadıkları gözükmektedir. Anket verilerine göre, daha önce numarasını taşımış kullanıcılar, memnun olmama durumunda numarasını taşımamış olan kullanıcılara oranla, numara taşıma ihtimali daha fazladır. Yani daha önce hat taşıma işlemi yapan kullanıcılar, bu çalışmada GSM firmaları için risk grubu olarak görülebilmektedir. Bu çalışmada elde edilen bulgular, yöneticilerin karar alma süreçlerinde etkili bir model olabilecektir. Böylece, GSM firmalarının müşteri kaybı yaşamamaları adına yöneticiler müşteri sadakatini artırıcı önlemler alabileceklerdir. Web tabanlı anket sisteminin veri madenciliği yöntemleri ile birlikte kullanılması ile sadece GSM sektöründe değil sağlık, turizm ve eğitim gibi diğer sektörlerde de müşteri memnuniyet analizi yapmak mümkündür. Böylece, firmaların müşteri kayıplarını önlemesi veya yeni müşteriler kazanması mümkün olabilecektir. ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 131 EK Tablo A.1 Nitelik İsimleri, Açıklamaları ve İstatistiksel Oranları Öznitelikler Cinsiyet Yas medeni Seçenekler – İstatistiksel Oranı *Erkek (61,3%) *Kadın (38,7%) *15-25 (73,0%) *25-34 (21,1%) *35-44 *45-54 (3,7%) (1,6%) *55 üstü (0,5%) *Bekar (89,3%) *Evli (9,1%) *Boşanmış (0,8%) *Dul Açıklama Anketi cevaplayan kişinin cinsiyeti sorulmaktadır Anketi cevaplayan kişinin yaş aralığı sorulmaktadır. Anketi cevaplayan kişinin medeni durumu sorulmaktadır. (0,8%) *İlköğretim(0,8%) egitim *Lise (5,4%) *Önlisans (47,3%) *Lisans (38,2%) *Y.Lisans (6,5%) Anketi cevaplayan kişinin eğitim durumu sorulmaktadır. *Doktora (1,8%) *1000’in altı (52,1%) gelir *1.001-2.000 (26,5%) *2.001-3.000 (11,2%) Anketi cevaplayan kişinin gelir aralığı sorulmaktadır. *3.001-4.000 (4,7%) *4.000’ün üstünde(5,4%) *1 yıldan az (11,9%) sure *1-3 yıl(24,7%) *3-5 yıl (27,8%) Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattını ne zamandır kullandığı sorulmaktadır. *6 yıl ve fazlası(35,6%) SAYI: 2 132 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ aboneliktur notasima *Faturasız (59,0%) *Faturalı(41,0%) *Evet (34,8%) *Hayır (65,2%) *1-25 tl aylik tutar Anketi cevaplayan kişinin GSM hattının abonelik türü sorulmaktadır. Anketi cevaplayan kişinin GSM hattından önce başka bir operatörden numara taşıyıp taşımadığı sorulmaktadır. (35,7%) *26-50 tl aylik(44,7%) *51-100 tl aylik (14,8%) Anketi cevaplayan kişinin GSM hattı için aylık ne kadar yükleme yaptığı sorulmaktadır. *101 tl üstü(4,7%) *0-100 dakika(27,2%) *101-300 dakika(22,8%) dakika *301-700 dakika(27,7%) *701-1000 dakika(14,5%) *1000 dakika ustu(7,7%) Anketi cevaplayan kişinin GSM hattıyla aylık kaç dakika görüşme yaptığı sorulmaktadır. sms *0-30 sms(16,5%) *31-150 sms(14,2%) *150-500 sms(15,2%) *501-1000 sms(16%) *1001 sms ustu(38,1%) Anketi cevaplayan kişinin GSM hattıyla aylık kaç sms yolladığı sorulmaktadır. operator *Turkcell (57,6%) *Vodafone (21,1%) *Avea (21,3%) Anketi cevaplayan kişinin GSM operatörünün ismi sorulmaktadır. internet *Yok (5,5%) *var ama kullanmıyorum(11,9%) *var kullanıyorum(82,6%) Anketi cevaplayan kişinin internet kullanım durumu sorulmaktadır goruntuluarama *Yok(33,1%) Anketi cevaplayan kişinin gö*var ama kullanmıyorum (27,4%) rüntülü arama kullanma durumu *var kullanıyorum(39,6%) sorulmaktadır GPS *Yok(23,6%) *var ama kullanmıyorum(19,7%) *var kullanıyorum(56,7%) Anketi cevaplayan kişinin GPS kullanma durumu sorulmaktadır Tvalici *Yok(66,8%) *var ama kullanmıyorum(16,4%) *var kullanıyorum(16,7%) Anketi cevaplayan kişinin Tv alıcı kullanma durumu sorulmaktadır ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 133 Blutooth *Yok(3,6%) *var ama kullanmıyorum(9,8%) *var kullanıyorum(86,6%) Anketi cevaplayan kişinin Blutooth kullanma durumu sorulmaktadır Oyun *Yok(4,7%) *var ama kullanmıyorum(17,6%) *var kullanıyorum(77,7%) Anketi cevaplayan kişinin internet kullanma durumu sorulmaktadır *Evet (83,3%) Anketi cevaplayan kişinin GSM hattından memnuniyet durumu sorulmaktadır. memnuniyet tasimaister *Hayır (16,7%) *Evet (16,3%) *Hayır (83,7%) Anketi cevaplayan kişinin GSM hattını başka bir operatöre ya da başka bir numaraya taşıyıp taşımama isteği sorulmaktadır. Tavsiyeediyorum *Kesinlikle katılmıyorum(9,6%) *Katılmıyorum(8,0%) *fikrim yok(25,2%) *Katılıyorum(34,6%) *Kesinlikle Katılıyorum(22,6%) Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattını tavsiye etme durumu sorulmaktadır. Gelecekte devametmek istiyorum *Kesinlikle katılmıyorum(9,9%) *Katılmıyorum(8,3%) *fikrim yok(23,5%) *Katılıyorum(33,1%) *Kesinlikle Katılıyorum(25,2%) Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattıyla gelecekte devam etme isteği sorulmaktadır. Sadakatimelayiktir *Kesinlikle katılmıyorum(12,4%) *Katılmıyorum (10,3%) *fikrim yok(30,8%) *Katılıyorum(26,9%) *Kesinlikle Katılıyorum(19,6%) Anketi cevaplayan kişinin kullandığı GSM hattı kullanıcının sadakatine layık olup olmama durumu sorulmaktadır. SAYI: 2 134 • LEGES INFORMA YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ DERGİSİ KAYNAKÇA AYDOĞAN, K.E., GENCER, C., AKBULUT, S., (2008), “Veri Madenciliği Teknikleri İle Bir Kozmetik Markanın Ayrılan Müşteri Analizi ve Müşteri Bölümlenmesi”, Sigma Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi, 26(1), 42-56. ARASIL Ö.,KARAÇUHA E.,AYDIN S.,ÖZER G.,(2004), Türk Gsm Sektöründe Müşteri Sadakati, Memnuniyeti, Güven Değiştirme Maliyeti Arasındaki Dinamik İlişkiler: Yapısal Denklem Modelleme Tekniği, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, cilt:19, sayı:219, s. 46-61. CHURCHİLL, G. A.. Jr.,SURPRENANT, C. (1982). An investigation into the determinants of customer satisfaction. Journal of Marketing Research. 19, 491-504. ÇINAR, A., SİLAHTAROĞLU G., (2012), Veri Madenciliği Teknikleri ile Müşteri Memnuniyetine Etki Eden Gizli Nedenlerin Keşfi, Marmara Üniversitesi İ.İ.B. Dergisi, cilt: XXXIII, sayı: II, S . 309-330. GÜLPINAR, Vildan, ALTAŞ, Dilek, (2013), Customer Churn Analysis through Artificial Neural Networks in Turkish Telecommunications Market International Journal of Economic Perspectives. GÜRSOY, U.T., (2010), Customer churn analysis in telecommunication sector, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol:39, Sayı/No:1, 2010, 35-49. KALAYCI, Ş., (2010), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın, Ankara ARALIK 2014 VERİ MADENCİLİĞİ LEGES YÖNTEMLERİ İLE YÖNETİM GSM MÜŞTERİ MEMNUNİYET INFORMA BİLİŞİM SİSTEMLERİANALİZİ DERGİSİ • 135 KUMPULAİNEN, Pekka , HÄTÖNEN, Kimmo , VEHVİLÄİNEN Pekko (2003), XVII IMEKO World Congress Metrology in the 3rd Millennium, Dubrovnik, Croatia RİCHELDİ, M. and Perrucci , (2002), A Churn Analysis Case Study, Telecom Italia Lab. Torino. 3-6. SİLAHTAROĞLU, Gökhan,(2008), Kavram ve Algoritmalarıyla Temel Veri Madenciliği, İstanbul, Papatya Yayıncılık. YAN, L., MILLER, J., MOZER, M., WOLNIEWICZ, R.,(2001), Improving Prediction of Customer Behaviour in Nonstationary Environments. SAYI: 2
Similar documents
Broşürü indirmek için lütfen tıklayınız.
Taş Kule: Bu altı alan dışında kentin kuzeyinde deniz kenarında Hellenistik Dönem sur duvarları üzerinde yer alan kulelerden biri olan ve bugün Taş Kule olarak bilinen Hellenistik Kule’nin denize ...
More informationKitap Zamanı
anlatıcının bir gününün portresi çıkıyor önümüze. Anlatıcının bakış açısı ve eğilimlerinin maharetle yansıtıldığı öyküyle ve genel olarak kitapla ilgili talihsiz bir yazıya, çok okunan bir yerli ed...
More information